Professional Documents
Culture Documents
Sosyal bilimciler arasında, bugünü anlayabilmek ve geleceği inşâ edebilmek için Türk
düşünce tarihinin önemli bir alan olduğu konusunda ortak bir görüş vardır. Bu anlamda Türk
düşünce tarihi sağlıklı bir yol haritası olarak görülebilir. Doç. Dr. Tahsin Görgün'ün
hazırladığı programda, Türk düşüncesinin içinde yer alan temsilciler ile bu temsilcilerin
ortaya koyduğu düşünce sistemi ele alınıyor. Programda Türk düşünce ve kültür atmosferinin
tarihî köklerine inilerek özgün bir perspektif oluşturulmaya çalışılıyor.
SEMİNER
SEMİNER
20 Nisan Salı Saat: 18.00
METAFİZİK SORUŞTURMALAR
Düzenleyen: Dücane Cündioğlu
Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
Geçmişte Doğu’da ve Batı’da klasik eğitim-öğretim hayatının zirvesinde yer alan bir bilim
dalının adı olan metafizik; İslâm’da ‘ilm-i Kelâm’a, Hristiyanlık’ta ‘Teoloji’ye karsılık
gelir. Aydınlanma Dönemiyle birlikte ise ‘Ontoloji’ olarak adlandırılır. Metafizik’in
konusu ‘ilk neden’dir. Bu ‘ilk neden’, Teoloji’de ‘Tanrı’, Ontoloji’de ‘Varlık’ olarak
adlandırılmış olsa bile sorusturmanın konusu asla değişmemiştir. Fizik ile -ister istemez-
‘öte’sine geçebileceğimiz bir biçimde ilgilenilecek; yöneldiğimiz nesneyi bilimin ışığında
değil, felsefenin alacakaranlığı içinde seçmeye çalışacağız.
SÖYLEŞİ
SÖYLEŞİ
SÖYLEŞİ
KONSER
SÖYLEŞİ
22 Nisan Perşembe Saat: 18.00
İLBER ORTAYLI İLE TARİH YOLCULUĞU
Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
Özellikle 19. yüzyıl Osmanlı modernleşmesiyle ilgili, Osmanlı’da değişim ve anayasal rejim
sorunlarıyla ilgili sohbetlerin yapılacağı programda İlber Ortaylı, Osmanlı şehirlerinin ulaşım
sisteminden kurum yapısına ve mimarisine dek detaylı bilgiler sunuluyor. Seminerde, hilafet
kurumu ve Panislamizm’e dek, Osmanlı İmparatorluğu hakkında pek çok bilinmeyen konu
hakkında bilgilere yer veriliyor.
SÖYLEŞİ
Türk kültürünün oluşmasında son elli yıla damgasını vuran bir bilgenin, bir düşünce ve fikir
adamının, bir şair ve medeniyet taşıyıcısının sözlerine kulak vermeli. Aynı zamanda
ötelerden bir ses olarak bugünü yorumlayan kayıp anlayışları topluma hatırlatan bir diriliş
mimarını birlikte konuşmalıyız. Her sözünde, her yazısında, her şiirinde yeni pencereler
açan Sezai Karakoç’un açtığı ufuklarda birlikte dolaşmalıyız. Yetmiş yıllık ömrünün elli
yılında tefekkürü, inancı, imanı bir coğrafya ülküsüyle gecenin karanlıklarını aralamaya
çalışmış; akşamın alacasında denize ayaklarını uzatarak ‘Hızır’la kırk saat geçirmiş’ ve
sabahın diriltici nefesiyle gözlerini hep doğuya, Mekke’ye, Medine’ye, Bağdat’a,
İstanbul’a, Endülüs’e çevirmiş bir dehanın aklı ile iman tefekkürünü paylaşmak için
“Gün Saati”nde buluşalım.
SÖYLEŞİ
İstanbul asırlardır ilim ve maneviyatın merkezi olmuş ve çok geniş bir coğrafyayı beslemiştir.
Başkentliği süresince ilim ve maneviyat konusunda sürekli himaye görmüş nice âlim ve arif
yetiştirmiştir. Cemal Öztürk, bu programda da çeşitli yönleriyle önemli bir birikime sahip
olan İstanbul’un manevi haritasını çizmeye çalışılacak.
SÖYLEŞİ
Geçen ayın sohbetinde 1945 yılı sonrasında, Necip Fazıl Kısakürek'in etrafında kenetlenen
genç şair ve yazarların portrelerine yer verilmişti. Ahmet Güner Sayar; bu ayki
sohbetinde ise bu gurubun içinde yer alan ve şiir, hikâye, romanlarıyla çağdaş Türk
edebiyatında bir yer edinen Abbas Sayar’ı; özellikle pek bilinmeyen şairliğine vurgu
yaparak tanıtmaya çalışılacak.
SEMİNER
Hem klasik hem de modern edebiyat verimlerinde tasvir nasıl bir işlev üstlenmektedir? Şiirde
ve düzyazıda tasvir nasıl özellikler göstermektedir? Tarif, tavsif ve tasvir arasındaki
bağlantı nedir? Bu ve benzeri konuların ele alınacağı programda yine bazı örnek
metinlerden yola çıkılacak. Tasvirde kullanılan “benzetme öğelerinin değişimiyle sosyal
hayatın değişimi arasında nasıl bir bağlantı var?” sorusuna cevap aranacaktır.
SEMİNER
SEMİNER
Türk romanında Meşrutiyet ve İstiklâl Savaşı dönemleri Sultan Abdülhamit sonrasını anlatır.
Yakup Kadri’nin “Kiralık Konak”, Reşat Nuri’nin “Yaprak Dökümü” ve Peyami
Safa’nın da “Dokuzuncu Hariciye” adlı romanları; esasen Osmanlı toplumunun
çözülüşünü ortaya koyarlar. Halide Edib’in “Ateşten Gömlek”, Aka Gündüz’ün “Dikmen
Yıldızı”, Reşat Nuri’nin “Çalıkuşu”, Yakup Kadri’nin “Yaban” romanlarında İstiklâl
Savaşı da önemli bir yer tutar. Kemal Tahir’in “Yorgun Savaşçı”, Samim Kocagöz’ün
“Kalpaklılar” ve Tarık Buğra’nın “Küçük Ağa” adlı romanlarıyla İstiklâl Savaşı yeniden
gündeme gelmiştir. Daha sonra pek çok yazar için bu dönem tarihi roman konuları
arasında önemli ve dikkate değer bir konu olarak ele alınmaktadır. Ayak sesleri işitilen
yeni bir sistem arayışını ve Cumhuriyet’in insan tipini bir kronik titizliğiyle anlatan bu
romanların, yazarları için de çok önemli bazı özellikleri var.
SEMİNER
SÖYLEŞİ - GÖSTERİM
Faysal Soysal bu ayki programına ünlü belgeselci İsmet Arasan'ı konuk ediyor. Belgesel
sinemaya yönetmenliğinin yanı sıra yazarlık ve akademisyenlik boyutuyla da katkı sunan
Arasan, Türk belgesel tarihine hatırı sayılır izler bırakmış bir sanatçı. TRT Belgesel
Yarışması Jüri Özel Ödülü; Antalya Film Festivali En İyi Belgesel Ödülü ve Kültür Bakanlığı
Üstün Başarı ödüllerinin yanında birçok başarıya imza atmış olan yönetmenin iki önemli
filmi; “Adakale Sözlerim Çoktur (2008)” ve “Son Sesler (1987)”, etkinlik kapsamında
gösterilecek. Film gösterimini ardından Faysal Soysal, yönetmenin filmleri ve Türk belgesel
sineması üzerine bir söyleşi gerçekleştirecek. Konukların da soru ve yorumlarıyla söyleşiye
katılmasıyla belgesel sinema üzerine derin bir tartışmanın sağlanması hedefleniyor.
KONSER
Müzik çalışmalarına İstanbul'da başlayan Siyahal, 2003 yılında "Susma Söyle" adlı ilk albüm
çalışmasını gerçekleştirdi. “Baba Dağlar Bugün Yeşil Boyandı”, “Derdo Gelin” gibi
türkülerle tanınan sanatçı çeşitli albümlerde misafir solist olarak yer aldı. Yeni albüm
hazırlığında olan Siyahal, sahne ve albüm çalışmalarına devam etmektedir.
KONSER
Türk Sanat Müziği’nin son yıllardaki önemli icracılarından Umut Akyürek, klasik dönem
eserlerden çağdaş döneme uzanan eserleri seslendireceği programda dinleyenleriyle
buluşuyor.
KONSER
Murat Çelik solo kariyerine "Su Düşleri" albümüyle başladı; daha sonra Düş Sokağı
Sakinleri'nden ayrılarak "Seyyah" isimli albümünü çıkardı. 2004 yılında "Gülziya" isimli
roman çalışmasını gerçekleştirdi. Roman ikinci baskısını 2005 yılı ekim ayında yaptı.
Ardından 2005 yılının sonlarına doğru "Aşkın Elif Hali" isimli şiir kitabı yayımlandı.
Hissettiklerini ve yaşadıklarını: "Aklınızla kalbinizin kesiştiği yere dikkat edin, elimizde bir
tek o kaldı" diyerek özetlemektedir.
ÇOCUK OYUNU
“Çer Çöp Derler Bize” adlı oyun çevreye atılan atık maddelerin geri dönüşümünü sağlamak
ve çevre bilincini aşılamak üzere; çocukların dünyasına Pilcik, Cam Adam, Kağıt Adam,
Metal Adam, Toprak Ana, Deniz Ana gibi birbirinden renkli karakterlerle giriyor.
ÇOCUK OYUNU
Dete Teyze tarafından, yaşamak üzere büyükbabasının yanına getirilen Heidi; Alp Dağları’nı,
büyükbabasını ve çoban arkadaşı Peter ile kırlarda gezmeyi çok sever. Ancak kısa süre
sonra teyzesi yeni bir haberle gelir. Zengin bir iş adamı, tekerlekli sandalye üzerinde
yaşamak zorunda kalan kızı için bir arkadaş istemektedir. Clara’yla arkadaşlık etmek
üzere Franfurk’a gelen Heidi, dağları ve büyük babasını unutamaz.
ÇOCUK OYUNU
Sahne sanatları alanındaki çalışmalarına 1970’li yıllarda Milli Türk Talebe Birliği’nde
başlayan İsmail Yeşilbağ, günümüzde yönetmen olarak meslek hayatını sürdürmektedir.
Yeşilbağ ve grubu, çocuklara yönelik gerçekleştirdikleri oyun ve yarışmalarda geleneksel
anlatım biçimlerini kullanmaktadır.
ÇOCUK OYUNU
ÇOCUK OYUNU
Alaaddin’in en büyük hayali zengin olmaktır ama çalışmayı hiç sevmez. Bir gün sihirli bir
ayna bulur. Aynadan güzeller güzeli bir peri çıkar ve Aladdine: “dile benden ne dilersen”
der...
ÇOCUK OYUNU
Gizem derslerini hiç sevmemektedir. O akşam annesi yine ders çalışması için yalvardığı halde
o kitaplarını bir köşeye atmış ve her zaman yaptığı gibi çizgi film izlemeye koyulmuştur.
Tam televizyonda Alâeddin’in Sihirli Lambası’nı seyrederken göz kapaklarının
düştüğünü fark edememiştir bile. Sonra bir de ne görsün! Alâeddin’in sihirli
lambasındaki cin onun yanındadır.
ÇOCUK OYUNU
Ellerindeki sahte haritaya aldanan iki kafadar, Küçük Kedi Tırtık’la arkadaşlarının oyun
oynadıkları çocuk parkında gizli bir define olduğunu sanmaktadırlar. Defineyi rahatça
arayabilmek için çocuk parkındaki herkesi oradan uzaklaştırmak isterler. Oyun boyunca
Küçük Kedi Tırtık ve arkadaşlarının iki kafadara karşı yaptıkları mücadele komik bir
dille anlatılmaktadır…
ÇOCUK OYUNU
Sevimli, yardım sever minik Bambam’ın okul çağı gelir ve bir deniz okuluna başlar.
Bambam; okulunda Paslı, Aksırık ve Dev İstiridye ile tanışır; arkadaş olur ve onları çok
sever. Birlikte şarkılar söyleyip dans ederler. Okulda insanların denize attıkları atıklarla
ve büyük balıklarla karşılaşırlar, çevre kirliliğinin zararlarını öğrenirler…
ŞİİR DİNLETİSİ
KONSER
24 Nisan Cumartesi Saat: 20.00
İSTANBUL SAZENDELERİ
Düzenleyen: Göksel Baktagir
Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi
KONSER
24 Nisan Cumartesi Saat: 20.00
ÖZDEMİR ERDOĞAN KONSERİ
Başakşehir Kültür Merkezi
Müzisyen, söz yazarı ve besteci Özdemir Erdoğan; 1968 Eylül ayında İsmet Sıral
Orkestrası’nın dağılmasından sonra, bu orkestranın ağırlıklı üyelerinden oluşan ilk
profesyonel orkestrasını 14 Ekim 1968 tarihinde kurdu. Sanatçının halk müziği tarzındaki
“Gurbet” adlı bestesi ve Âşık Veysel’den alınan “Uzun İnce Bir Yoldayım” düzenlemesi
TRT repertuarına giren ilk örneklerdendir.
KONSER
24 Nisan Cumartesi Saat: 20.00
MAKAMDAN ŞİFAYA
Düzenleyen: Darüşşifa Müzik Araştırma ve Uygulama Topluluğu
Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi
KONSER
24 Nisan Cumartesi Saat: 20.00
MELİHAT GÜLSES KONSERİ
Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi
1981 yılında İstanbul Radyosu’na giren Melihat Gülses, gerek TRT’de yaptığı programlar,
gerek yurt içi ve dışında verdiği konserlerde Türkiye’yi ve Türk müziğini tanıttı. Hâlen
TRT İstanbul Radyosu’nda çalışmalarına devam eden Melihat Gülses, “Tatyos Efendi”
(1996) ve İncesaz grubunun “İki / Eylül Şarkıları” (2002) albümlerinde solistlik yaptı.
KONSER
KONSER
Etnika, Ekim 2006 da Sinan Ayyıldız ve Serdar Deli tarafından kuruldu. Türk halk
çalgılarının kapasitesini göstermek ve sınırlarını zorlayarak, günümüzde hâkim olan
vokal anlayışlı müziğe muhalif olarak ortaya çıktı. Müzikteki farklı etkileşimleri
kendilerine özgü icra teknikleri ile arayan bu iki müzisyene daha sonra gitarda Özgür
Şahin katıldı. Bir süre üçlü olarak çalışan ve sahne alan grup, son olarak basgitarda Ersan
Ergün ve perküsyonda Ümit Kartal'ın katılımıyla son halini aldı.
KONSER
Seda Gülbeyaz, TRT İstanbul radyosunun açtığı yetişmiş ses sanatçısı sınavını kazanarak
akitli ses sanatçısı olarak çalışmaya başladı ve daha sonra bu kurumda kadro almaya hak
kazandı. TRT kurumunun birçok konser, müzik-eğlence ve bant kayıtlarında yer aldı.
2004 yılında yine TRT'’nin düzenlediği Alaturka Beste Yarışması’nda derece alan ve
finale kalan eserleri seslendirdi. TRT'de yayınlanan "Alaturka Solist" yarışmasında
yarışmacıların eğitmenliğini yapmış olan Seda Gülbeyaz, TRT 2’de her hafta canlı olarak
yayınlanan “Gecenin Sesi” adlı müzik-eğlence programında sunuculuk ve solistlik
yapmıştır. Halen TRT’nin sevilen ve beğenilen müzik-eğlence programı "Akşam
Sefası"nda da solist olarak yer almaktadır.