You are on page 1of 56

(KDV DAH‹L)

A¤ustos 2007 5 YTL


191254 SAYI: 2007/0
8 TAYY‹P DEMOKRAS‹S‹:
YA SEV YA TERKET
RAKAMLARLA THY YALANLARI
75 SUYA ‹fiEMEN‹N CEZASI
L A
P‹YASALARDA KÜRESEL ÇATLAKLAR
fi A L A

E N T E R N A S
Y O N A
L
PARÇALAYAN M‹LL‹YETÇ‹L‹K(LER)
KUZEY KUTBUNDA PAYLAfiIM SAVAfiI
UH ASEBES‹
MU ZM BARIfiAROCK BEfi YAfiINDA
22 TE M
ul Kü rkçü, TROP‹KAL AfiURE (G‹ZL‹ TAR‹FE)
Ertu¤r aplan,
Hasip K afl ve
Alper T nüllüleri
an ya gö
kamp

DÜfiENE VURULMAZ

CHAVEZ’LEfiMEYE ÖMRÜ
VEFA ETMEYEN ‹HT‹LALC‹N‹N
EVRAK-I METRUKES‹
özgürlükçülere, çok çeflitli ke-
simlere aç›k bir festival bu.
Bar›flarock komitesi nas›l
iflliyor?
Öngür: Onun da belli bir s›-
n›r› yok. Her çarflamba
19:30’da Kara Kedi Kültür
Merkezi’nde toplan›yoruz.
Herkes gelebiliyor, kimse
“sen kimsin” diye sormuyor. Fikirler aç›kla-
n›yor, tart›fl›l›yor, birbirimizi anlamaya, ikna
etmeye çal›fl›yoruz. Kimse kimseye bir fleyi
dayatmaya çal›flm›yor.
Seçkin Erdi: Bar›flarock bir irade beyan› as-
l›nda. Savafla ve iflgale karfl› ç›kan, milliyetçi
ve ›rkç› teamülleri bar›nd›rmayan, gündemde
ne varsa o hareketin içinden söz söyleyebi-
len, uluslararas› sistemin IMF, DTÖ gibi ya-
p›lar›na karfl› tav›r alan bir irade beyan›. ‹flle-
yifli de bir inisiyatif formunda; adem-i merke-
ziyet ilkesinden yola ç›kan, kararlar› oy çok-
lu¤uyla de¤il, iknayla alan, ikna olunmad›¤›
sürece flerh hakk› daima sakl› tutulan bir ya-
p›yla bu ifli sürdürmeye çal›fl›yoruz. Festiva-
lin as›l iskeleti, her fleyden evvel, muhalif bir
müzik eylemi olmas›. Bazen sendeleyerek,
BARIfiAROCK BEfi YAfiINA G‹R‹YOR bazen hatalar yaparak ilerlemeye çal›fl›yor
festival.

Bir hareket yürüyor burada Nas›l hatalar mesela?


Erdi: Yavafl örgütlenmek mesela, örgütlülü-
¤ünü yetkin biçimde kullanamamak. Refe-
rans olarak 1999 Seattle’› al›rsak, o hareketin
Kim demifl Türkiye’de sosyal forum düzenlenmiyor diye? Hem de en güzeli düzenleniyor, de benzer hatalar› olmufltur. Ama Bar›flarock
dört senedir çeflitli siyasî kampanyalar, muhalif hareketler, kurulufllar, yay›nlar birbirleriyle ticarî bir ifl olmad›¤›, bilet satmas› gerekme-
ve müzikle bulufluyor. Bu sene 24-25-26 A¤ustos’ta düzenlenen Bar›flarock’›n fikir babala- di¤i için, Türkiye’de yap›lamayan bir fleyi de
r›ndan Taner Öngür ve emektarlar›ndan Seçkin Erdi’yle dört senenin miras›n› efleledik... yapabilmifltir. Bar›flarock sahnesi deneye izin
verir ve Bar›flarock kat›l›mc›s› olan kitle de
hem deneye aç›kt›r, hem de seçicidir, kat›lan
Bar›flarock beflinci y›l›na giriyor. Dört aray›fllara, yerel dillerde yap›lan rock’a kadar, her ismi tart›flmaya aç›kt›r. Mesela Ogün
y›l›n muhasebesini nas›l ç›kar›rs›n›z? hepsinin bir yeri oluyor festivalde. Sanl›soy’un neden Bar›flarock’ta oldu¤unu
Taner Öngür: Bar›flarock hem nicelik ola- Festivale kat›lmak isteyenleri nas›l bir tart›flabilir, elefltirir.
rak, kat›l›mc› say›s› olarak büyüdü, hem nite- süzgeçten geçiriyorsunuz? Öngür: Ogün Sanl›soy’la geçen sene karfl›-
lik olarak. 2003’te 17-18 yafl›nda olanlar dört Öngür: Süzgeç denilemez asl›nda. Küresel laflt›k, “beni neden ça¤›rm›yorsunuz” dedi.
yafl büyüdü, olgunlaflt›, onlar›n hayata bak›- ›s›nmaya tepki gösteren, bu sorunun arkas›n- Ama zaten Bar›flarock müzisyenlere gitmi-
fl›n› da etkiledi Bar›flarock. Kendi kültürünü da Ayfle teyzenin suyunu fazla açmas›n›n de- yor, müzisyenler Bar›flarock’a geliyor. Ara-
oluflturuyor bir flekilde. 2003’te ortalama ¤il de, vahfli kapitalizmin, sanayinin oldu¤u- dan bir-iki ay geçti, Rock’n Coke’tan büyük
7500 kifli gelmiflti, geçen sene bir günün or- Bar›flarock’›n nu düflünen, yükselen milliyetçili¤e karfl› ta- bir para teklif etmifller. “Abi, param yok, ora-
talamas› 60-70 bin kifliydi. Sponsorlara bafl- bir dil v›r alan, müzik endüstrisinde paran›n hâkim ya gitmek zorunday›m” dedi. “Tamam” de-
vurmadan bir model gelifltirdik, girifli ücretsiz yaratt›¤›na k›l›nmas›na tepki duyan, bu tür k›staslar› gö- dim. Bu sene kat›lmak istiyor, çocuklar soru-
yapt›k, yiyecek fiyatlar›n› da ucuz tutarak inan›yoruz. zeten insanlar kat›lmak istiyor zaten Bar›fla- yor, “geçen sene öyleydi, flimdi niye böyle?”
festivalin yaflayabilmesini sa¤lad›k. Mekân Yeni bir rock’a. Çeflitli sol gruplara, yeflillere, cinsel Ben de aç›k aç›k anlat›yorum. “Paras› yoksa
kiras›, ses sistemi, güvenlik ve ekstra gider-
muhalefetin de
ler, yiyecek-içecek geliriyle karfl›lan›yor. Yani
yeni bir dilden,
hem kitlede, hem yap›l›fl formülünde, hem
yeni bir iliflkiler
içeri¤inde geliflme var. Bu sene iki sahne ola-
cak, 61 grup kat›lacak. Türkiye’nin her tara- a¤›ndan, yeni
f›ndan gruplar gelece¤i gibi, yabanc› gruplar eylemlerden,
da olacak. Ayr›ca otuz tiyatro grubu sahne yeni
alacak. Standlar da çok önemli: Bunlar, ülke- ad›mlardan,
deki alternatif aray›fllar›n, kampanyalar›n, si- baflka bir fley
vil toplum kurulufllar›n›n, dergilerin bulufltu- denemekten
¤u bir platform gibi. Mesela “Vapurlar›m›z› ya da daha önce
Vermiyoruz” kampanyas›na kat›lanlarla denenmifl
“Munzur Akmazsa” kampanyas›na kat›lanla- olanlar› bugünü
r›n birbirlerinden haberdar olmas› veya bun- düflünerek
larla hiç ilgilenmeyen gençlerin bunlar›n far- kurgulamaktan
k›na varmas› gibi bir faydas› oluyor. Bar›fla- geçti¤ini
rock bir rock festivali olarak bafllad› ama, s›rf düflünüyoruz.
onunla kalmad›. Bir politik tavr› var, bu da
zaman içinde gelifliyor, sonuçta bir örgüt ya
da parti politikas› söz konusu de¤il burada.
‹nsanlar›n kat›l›m›yla geliflen, özgür bir poli-
tik tav›r bu. Bir çeflit sosyal forum yani. Sa-
dece klasik rock’la da kalm›yor, rock’un ge-
nifl yelpazesini yans›tmaya dikkat ediyor.
Akustik çalan flark›yazarlar›ndan tutun,
Taner Öngür, Seçkin Erdi
punk’›n, heavy metal’in uç noktalar›na, etnik
2
devam› 54’te ›
MERAM 75: KEMAL‹STLERE DEV KIYAK

Talât Aydemir’in vasiyeti


ofluna “allah›n sopas› yok ki” dememifller. Tayyip 1963’te, vicdan› tarih olan ihtilâlci askerler olarak kendi

B Erdo¤an’›n Bekir Coflkun’a “ya sev, ya terket” çek-


mesi, AKP’yi demokrat ilân eden sa¤daki ve solda-
ki liberallerin yüzünü fena k›zartm›fl olmal›. Ar damar›
yolumuzdan yürümüfltük. Kalk›flt›¤›m›z ihtilâl askerî oldu-
¤u kadar, kondu¤umuz cezaevi, yarg›land›¤›m›z mahke-
me askerîydi. Fakat kavga askerden askere bir kavga de-
çatlamam›fl olanlar› kastediyoruz elbette. Bu sat›rlar›n ya- ¤ildi. Çünkü 21 May›s ayaklanmas›na ç›kan yolu da plan-
z›ld›¤› s›ralarda, AKP medyas›n›n önde gelen isimlerinden layan 22 fiubatç›lar, ‹stanbul Sanayi Odas›’yla di¤er üst
Mustafa Karaalio¤lu, Haber Türk’te Erdo¤an’› savunup tabakan›n duyurduklar› taleplere s›cak baksayd› ve Talat
faturay› Bekir Coflkun’a kesiverdi. Baflbakan “vatandafll›k- Aydemir ABD büyükelçisinin görüflme baflvuruflunu geri
tan ç›k” derken hukukî bir ba¤› kastetmiyormufl, “med- çevirmeseydi, dolay›s›yla yap›lacak ‘ihtilâl’den nasiplen-
yayla polemi¤i sever”mifl, Bekir Coflkun zaten “sab›ka- mek isteyen egemen çevreler devre d›fl› b›rak›lmasayd›,
l›”ym›fl, “çok a¤›r elefltiriler yapm›fl”... ‘bizler’ yenilecek miydik? ‘Galipler’ o adreslerde oturuyor-
Ayn› ekranda, Hürriyet yazar› Cüneyt Ülsever ise du- lard› iflte.
rumu gayet güzel özetledi: “Baflbakan›n diliyle söyleye- Ve ‘bizler’ mahkeme salonunda mahkeme heyetiyle,
yim, onun f›trat›nda demokrasi yok.” fiimdi “sol liberal”le- ko¤ufl ve hücrelerimizdeyse kendi vicdanlar›m›zla hesap-
rin ne diyece¤ini merakla bekliyoruz. Bakal›m, sa¤ liberal laflmaya koyulmufltuk. Rahat ve yaln›zd›k art›k. Fakat içi-
Ülsever kadar net olacaklar m›? Bir de tabi- mizdeki süzülmeden s›yr›lamayacakt›k. Bu ‘süzülme’ye
Francisco Goya’n›n “Dedesi de böyleydi”
i AKP’nin sol transferleri, Zafer Üskül ve Ertu¤rul Günay sivilleflme süreci de denebilir. Fakat bu süzülme süreci
adl› gravürü.
ne diyecekler, “çevir kaz›, yanmas›n”› nas›l formüle ede- ‘bizler’i bölmüfltü. Bir grup ununu elemifl, ele¤ini asm›fl-
cekler? t›. Geri kalanlarsa iki bölümdük. Kimileri ‘genifl cephe!’
• fiehir Hatlar› . . . . . . . . . . . . . . . . 5 Evet, Cüneyt Ülsever’in de dedi¤i gibi, Tayyip Erdo- için Türkefl’lere yöneliyordu, kimilerimiz ise ‘Aydemir
¤an’›n mayas›nda demokrasi yok. Keza AKP’nin mayas›n- yerde kalmamal›, dava sürdürülmeli’ diyorduk. Bu tart›fl-
• Piyasalarda dalgalanma . . . . . . . . 8 da da. Erdo¤an’la Büyükan›t’›n, AKP’yle ordunun (ve ke- malar sürerken duruflmalar bitmifl, mahkame karar›
malist, ulusalc›-milliyetçi çizginin) ayn› resmin iki yüzü okunmufltu. ‹damlar, müebbetler, 15, 10, 5 y›ll›k hapis
• Hava-‹fl Baflkan› Atilay Ayçin . . . . 10 oldu¤unu daha güzel gösteren bir örnek olamazd› herhal- cezalar›, sürgünler, ömür boyu hak mahrumiyetleri... Ve
de. 27 Nisan muht›ras›n› hat›rlayal›m. Ne diyordu Genel- ard›ndan cezaevi ‘Bekira¤a Bölü¤ü’ne çevrilmiflti. Bütün
• Su uzman› Sunay Demircan . . . . 12 kurmay: “Ne mutlu Türküm diyene, demeyen Türkiye bunlara karfl›n, bir astsubay üstçavuflun gösterdi¤i tole-
Cumhuriyeti’nin düflman›d›r ve öyle kalacakt›r.” Erdo¤an rans› de¤erlendirerek, biz dört te¤men hücrelere geçiflin
ne diyor: “Cumhurbaflkan›n› kabul etmiyorsan vatandafl- yolunu bulabilmifltik günün birinde. Aydemir ile davada
• Ertu¤rul Kürkçü . . . . . . . . . . . . 15
l›ktan ç›k.” Yok asl›nda birbirlerinden farklar›. ‹kisi de fa- ayakta kalanlar› görecektik orada.
flizmin fliar›n› yank›l›yor: “Ya sev, ya terket.”
• Hasip Kaplan . . . . . . . . . . . . . . 19 Susurluk’ta, 301’de, fiemdinli vakas›nda nas›l uzlafl- ydemir k›rlaflm›fl ve ortadan yanlara taranm›fl

• Alper Tafl . . . . . . . . . . . . . . . . . 22
t›klar›n› görmüfltük, “Dolmabahçe mutabakat›”n›n neti-
celerini de görece¤iz. Aralar›nda uzlaflmazl›klar yok de¤il,
ama bunlar fleklî fleyler, “özde” bir mesele yok. MHP’liler
A saçlar›, Kumrular sokaktan Zafer Çaybahçesi’ne
gidip döndü¤ü günlerdeki gibi, tak›m kravat tam
tekmil siviller içindeydi. Fakat kafllar› çat›k, bak›fllar› öf-
• Radyo Express . . . . . . . . . . . . . 24 de 1980 öncesinde, “Türklerin dini flamanizm mi, ‹slam keliydi. Bizi görünce sesini de, bak›fllar›n› da yumuflata-
m›?” diye g›rtlak g›rtla¤a gelebiliyordu, ama bu ne NA- rak, ‘hoflgeldiniz çocuklar’ dedi. Ve hiç peflreve giriflme-
• K›raat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32 TO’nun Gladio’suyla ve ABD istihbarat örgütleriyle iflbir- den ‘radyo dinliyor musunuz’ diye tepeden bindirdi.
li¤i yapmalar›na, ne de sendikal mücadeleye karfl› yerli ve ‘Radyomuz yok ki’ dedik. Gazete, kitap, dergi türü her
• Elias Elkhoury . . . . . . . . . . . . . . 34 yabanc› sermayenin vurucu gücü olmalar›na engel olu- fleyden yasakl› oldu¤umuzu o da biliyordu. Ama Ayde-
yordu. mir, ‘benim burada bir transistorum var, sizin ko¤uflta da
• “Ebru” ve Atilla Durak . . . . . . . . 37 Tayyip Erdo¤an’›n “ya sev, ya terket” demeci, Ex- olmas› gerekir’ deyip üsteledi: ‘Neden dinlemiyorsunuz?’
press’in bask›ya girdi¤i saatlerde geldi. Bu sayfan›n konu- Biz, ‘ne var ki radyoda?’ diye kekeledik. ‘Seçim konufl-
• Milliyetçilik araflt›rmas› . . . . . . . 38 su, kapa¤›m›zda duyurdu¤umuz “Chavez’leflmeye ömrü malar›...’ Bu defa biz, hakl› konuma geçti¤imizi sanarak,
vefa etmeyen bir ihtilâlcinin evrak-› metrukesi”ydi. 22 ‘politikac› da ne ki, iktidar› da, muhalefeti de ayn› soy’ di-
Temmuz’dan beri yüzlerinden düflen bin parça olan ke- yebildik. (O s›ra, bizim için do¤ru olan sadece ihtilâlci ol-
• Kampanya gönüllüleri . . . . . . . . 45
malistlere ve her neviden ulusalc›lara bir “express k›yak” makt› çünkü). ‘Hay›r, hay›r’ dedi albay›m›z. ‘Ben onlar-
yapal›m demifltik. Yerimiz darald›, özet geçelim. dan de¤il, ‹flçi Partisi’nden söz ediyorum. Türkiye ‹flçi
• Müzik Dolab› . . . . . . . . . . . . . . . 51 Partisi’nin sözcüsünü dinledim.’ Ve birden susup yüzü-
evellütü müsait olanlar ve yak›n tarihe ilgi duyan- müze dikti gözlerini. ‘Yoksa siz’ diye sordu, ‘peflimizden
• Bar›flarock (2’den devam) . . . . . 54

Abdurrahim So¤an, Ahmet Eken, Ahmet fi›k, Ali Kesgin,


T lar gayet iyi bilir, 1960’lar›n bafl›nda Talat Aydemir
adl› bir ihtilâlci subay vard›. 27 May›s’ç›yd›, ama
ihtilâlin, “ray›ndan ç›kar›ld›¤›”, “gerici güçlerin emrine
niye geldiniz? Zenginleri kurtarmak için mi? Davam›z
zenginlerin davas› m›d›r?’ Sonra durdu, ses tonunu alçal-
tarak, ‘Adam hastas› olup ilaç alamayan, köylü olup top-
Alican Tayla, Arslan Ero¤lu, Asena Günal, Ayfle Çavdar,
girdi¤i” gerekçesiyle, 22 fiubat 1962 ve 21 May›s 1963’te, ra¤› olmayan, iflçi olup çal›flma yeri bulamayanlara sesle-
Ayflegül O¤uz, Batu Boran, Bilge Ceren fiekerciler, Çi¤- 27 May›s’› ray›na oturtmak üzere iki darbe girifliminde niyor. Bu düzen de¤iflecek, yeni bir düzen kurulacak di-
dem Öztürk, Derya Say›n, Didem Dan›fl, Ender Ergün, bulunmufl, ilkinde affedilmifl, ikincisinde dara¤ac›na gön- yor.’ Yine sustu ve ekledi ard›ndan: ‘Bundan sonra, ha-
Eray Aytimur, Erdir Zat, Hakan Lokano¤lu, Halit Karl›, derilmiflti. pisten ç›ksam da, ç›kmasam da –ki ç›kaca¤›m mutlaka–
Handan Koç, Haziran, HknKrtsh, Hüseyin Ustao¤lu, ‹lker
Bu “sol kemalist” ihtilâlcinin hikâyesini ve “k›ssadan bu yola aç›k kimli¤imi koyuyorum, sivil siyaset yapaca-
Aksoy, ‹rfan Aktan, K›vanç Koçak, Merve Erol, Murat Me-
riç, Murat Toklucu, Ogan Güner, Özay Selmo, Özgür hisse”yi, silah arkadafl› Abdullah Nihat Y›lmaz’›n Edebi- ¤›m. ‹flçi için, köylü için, yerde kalm›fl herkes için.’
Eren, Pelin Özer, P›nar Ö¤ünç, Reha Öztunal›, Saner yat ve Elefltiri dergisinin Mart-Nisan 2005 say›s›ndaki Dönüflte kafamdaki sorular takla at›yordu büyüye bü-
fien, Serkan Seymen, Sinan Yusufo¤lu, Siren ‹demen, “Talat Aydemir’in Vasiyeti” bafll›kl› yaz›s›ndan okuyal›m: yüye. Aydemir’le son görüflmem olmufltu bu. Ve Ayde-
Sungu Çapan, Süleyman Bilgi, fiahan Nuho¤lu, Tora Pe- “22 fiubat ve 21 May›s ihtilâlci kalk›flmalar›n›n k›r›l- mir’in o günkü sözlerini bir çeflit ‘sivil vasiyet’ sa-
kin, Tuncer Erdem, Ulafl Özdemir, Ümit Bayazo¤lu, Ya-
semin Avdan, Yücel Göktürk, Zeynep Nuho¤lu bask› Mi- mas›ndan sonra gün u¤ursuzun olmufl, ve daha sonraki yarak (ki daha sonra Graccus Babeuf’ün ‘Dev-
kado Matbaac›l›k ve Tic. Ltd. fiti. ‹mam Çeflme Cd. G/47 12 Mart, 12 Eylül gibi Pentagon komutlu ve kontrgerilla rim Yaz›lar›’ adl› kitab›na düfltü¤ü ve gazete-
Sk. No:6 Seyrantepe 80660 ‹stanbul Tel: 0.212.289 27 uygulamal› vahflet darbelerine aç›lan, Tural, Sunay, Ta¤- lerde yay›mlanan notlar› da o günkü sözleri-
93 bas›m yeri ve tarihi ‹stanbul A¤ustos 2007 da¤›- maç, Gürler, Batur, Türün, fiahinkaya, Evren gibi birbirin- nin yaz›l› tan›¤›d›r) bilincimi bileyleyip beni
t›m Do¤an Da¤›t›m A.fi. yönetim yeri: Abdullah Sok.
No. 9 Beyo¤lu - ‹stanbul tel-faks: 0.212.251 87 67 e-
den u¤ursuz tetikçilerin ‘Atatürkçü’ devri yürürlü¤e kon- onur duydu¤um devrimci eylemlere tafl›yan
mail expressdergisi@yahoo.com abonelik express- mufltu. Ancak, Aydemir liderli¤indeki bizler, 21 May›s dünyaya kar›flt›m.”
roll@gmail.com y›l 6 say› 75 25 A¤ustos - 25 Eylül
2007 imtiyaz hakk› Bilge Ceren fiekerciler sorumlu MERAM 75: Geçen say›da duyurdu¤umuz Tolstoy kitaplar› suya düfltü. Depo olarak kullan›lan kalorifer dairesini su
yaz›iflleri müdürü fiahan Nuho¤lu ilan irtibat fiahan bast›, kitaplarla birlikte çift say› (ve bizim tatil) sizlere ömür oldu. Bir de özürümüz var. Geçen say›da Etyen Mahçupyan’›n
Nuho¤lu (0.535.576 21 11) Ermeni cemaatini AKP’ye oy vermeye ça¤›rd›¤›n› yazm›flt›k. Edindi¤imiz izlenim oydu, ama dergi ç›kt›ktan sonra, bizi arayan
YEREL SÜREL‹ YAYINDIR. AYDA B‹R YAYINLANIR.
ISSN 1307 - 461X efl-dost Mahçupyan’›n o izlenimi uyand›ran ifadeler kulland›¤›n›, ancak do¤rudan öyle bir ça¤r› yapmad›¤›n› söylediler.
de 90’lara varan oranda oy alm›fl. yani, “Derraviya”y› da çok güzel
Samanda¤’da bal›kç›l›k ve ta- söylüyor. Bu flark›y› o gece Suriye-
r›m önemli bir geçim kayna¤›. Kü- li ‹brahim Sak›r’dan dinledim. Ve
çük üretimi engellemeyi hedefleyen çoluk çocuk bu kadar çok insan›n
neo-liberal politikalar yöreyi çok et- hem bu kadar efendi, hem de bu
kilemifl. Antakya haline meyva seb- kadar güzel oynad›¤›n› daha önce
ze tafl›yan kamyonlar›n say›s› gitgi- görmedim hiç. Ertesi gün sahilde
de düflmüfl. Samanda¤ köylerinin pek çok terlik kal›yormufl, oynarken
erkeklerinin ço¤unlu¤u yurtd›fl›nda kuma kar›flan.
iflçilik yap›yormufl. Ama Almanya’
ya, Fransa’ya de¤il, Suudi Arabis- K›z›l›rmak rüzgara karfl›
tan’a gidiyorlarm›fl. Riyad’daki ber- Ertesi sabah bulutlar yüzünü e¤mifl
fiEH‹R HATLARI berlerin ço¤u Samanda¤l›ym›fl.
Ama yeni dünya düzeninde bu ge-
hava kararm›flt›. Sevgili ev sahiple-
rim kayg›l›yd›lar. Akflam Grup K›z›-
çim yolu da t›kanm›fl. Filipinliler üç l›rmak ç›kacakt›. Ya¤mur ya¤arsa
liraya yap›lan ifli bir liraya yapt›kla- ne yapacaklard›? Derken ö¤len ol-
r› için tercih ediliyormufl. du, “Siyaset Kimin Meydan›” bafll›-
Evvel Temmuz’da bol okaliptüs a¤ac› olmas›yd›. Bu ¤› etraf›nda tart›flmak üzere yüze
Samanda¤’da olmal› duruma Samanda¤l›lar da çok gülü- El Hekiym’in solu¤u yak›n kad›n Kardelen kafede top-
SAMANDA⁄– Evvel Temmuz yorlard›. Dediler ki: “Biz bunlar› Oturdu¤umuz çay bahçesine biraz land›k. Rüzgar etraf›m›z› çeviren
Bayram›n› duydunuz mu hiç? Sa- okaliptüs diye bilmiyoruz ki. Sa- sonra bir gelin, damat ve misafirle- kumafl perdeleri dalgaland›r›yordu.
manda¤l›lar›n dörtbin y›ll›k mazisi manda¤l›lar Türkçe konuflsa da ri geliyor. Samanda¤’da kad›n er- Ben de konuflmac› olarak kad›nlar›n
olan bu hasat bayram›n› her y›l kut- Arapça düflünürler s›k s›k.” kek aras›nda kaç göç yok. Tesettür herhangi bir ma¤dur kimlik de¤il,
lad›klar›n›, çocuklar›n o günü iple yok. Bahçede çalan müzi¤i soruyo- dünyan›n ezilen ve sömürülen yar›-
çektiklerini biliyor musunuz? Sa- Yasaklanan kumsal ruz. Allofl diyorlar. Oralar›n bir nu- s› oldu¤unu anlat›rken gördü¤üm
manda¤ festivaline kat›lmadan ön- Samanda¤l›lar 12 Eylül darbesin- maras› imifl. Arapça söylüyor. Bu- destek üzerine cofltukça cofluyor-
ce bunlar› bilmiyordum. Bu günü den sonra çok bask› görmüfl. Öyle ralarda Türkmenler bile dü¤ünlerin- dum. Ayr›l›rken kad›nlar›n mecli-
saatli maarif takviminin arkas›nda ki, y›llarca saat 18.00’den sonra de Arapça flark›lar söylermifl. Bu se girmesi kadar neyi savunmak
kalakalm›fl bir eski kadim gün san›- kumsalda gezmeleri yasaklanm›fl. “ç›narl› bahçede” Grup Nidal‘in so- üzere gireceklerinin önemli oldu¤u-
yordum. Beni davet eden feminist Çevlik kumsal›, yaklafl›k 18 kilomet- listlerinden Belgin Ayranc› da bizle nu ve art›k feminist bir program›-
Amargi dergisinden Tülay Hatimo- re ve Türkiye'nin en uzun kumsal› beraber. Sesinin ve üslubunun ne m›z olmas› gerekti¤ini düflünüyor-
¤ullar›’n›n anlatt›¤›na göre o ço- olarak an›l›yor. Samanda¤l›lar di- kadar güzel oldu¤unu grubun “As- duk. O gün boyunca pek çok konu-
cukken özellikle rumi takvimle tem- yorlar ki, bura halk› sol düflünceye fur” isimli albümünü dinlerseniz da konufltuk, konuflma dinledik.
muz bafllang›c› olan 14 Temmuz’da yak›nd›r, ayr›ca ço¤u Nusayridir, anlayacaksan›z. Bu cd’nin kapa¤›n- Metin Bakkalc› sa¤l›kta ve sosyal
Samanda¤ sahilinde bulunan Hz. Arapt›r ve Alevidir. Hatay meselesi da flunlar yaz›yor:”Çal›flmalar›m›z güvenlik düzeninde hükümetin
H›z›r Türbesi ziyaret edilir, ard›n- malum. O yüzden buralarda evve- ile Anadolu’da yaflayan farkl› bir bafllatt›¤› de¤iflimin halk›n üzerin-
dan çalg›lar eflli¤inde sabaha kadar leski rahat yoktur halka. renkten Türkiye toplumuna ses ver- deki y›k›c› etkisinin ne kadar vahim
e¤lenilirmifl. En yeni elbiseler önce- Gazeteci Celal Bafllang›ç, befl mek istedik. Bu Cemil Hayek’lerin olaca¤›n› aç›kl›kla anlat›rken art›k
den haz›rlan›r, sabahtan giyilirmifl. y›l önce Samanda¤’a ba¤l› olan ve rengi, fi›h Yusuf El Hekiym’in solu- akflam yaklafl›yordu.
“Biz çocukken Temmuz isimli bir Ermenistan d›fl›ndaki tek Ermeni ¤u, Mehmet Latifeci’nin tebessü- Korkulan olmam›flt›. Bulutlar da¤›l-
fleyhin sokaktan geçece¤ini sana- köyü olarak da bilinen Vak›fl› kö- mü, Cebel El Akra’n›n 盤l›¤›d›r. m›fl günefl pembelikler saçarak bat-
rak kald›r›m kenarlar›nda oturur- yünde yapt›¤› söyleflilerde, “sizler Düflmanl›¤› bilmeyen, anadilleri ile m›flt›. Çay bahçeleri sohbet eden,
duk” diyor ve ekliyor: “Alt› y›ld›r nas›l kald›n›z burada” diye sorunca, flark›lar söylemeyi, hayaller görme- bira içen, sigara tellendiren insan-
da bu günlerde bir festival yap›yo- “Sa¤c› olanlar göçtü. Solcu olan Er- yi isteyen bir toplumun utangaç larla, kumsal ise Semir Yalç›n’dan
ruz . Bu olumlu toplumsal gelene¤i meniler ise Mustafa Kemal'e gü- 盤l›¤›d›r bu.” Arapça gazel dinlemek isteyenlerle
kaynaflma, dayan›flma ve kültürel vendi ve kalmay› tercih etti” ceva- Grup Nidal, Erkin Koray’›n “Bir doluyordu. Kulaklar›m nefle ile
de¤erlerimizin tan›t›m› amac›yla b›n› ald›¤›n› yazm›flt›. Bir dönem o yana, bir bu yana yatma flaflk›n” u¤ulduyordu. Biraz sonra kumsalda
sürdürüyoruz.” Türkiye ‹flçi Partisi bu köyde yüz- diye uyarlad›¤› flark›n›n orjinalini oturan kalabal›¤a kat›ld›m. Festival
13 temmuz’da ‹stanbul’dan ayr›ld›- program› stand up yapan Far-Fur’la
¤›mda, flehir seçim panolar›yla çev- devam ediyordu. Binlerce insan
riliydi. Adana’dan Samanda¤’a gi- gülmekten k›r›l›yordu. K›v›rc›k saç-
den yolda böyle billboardlar yoktu. l› bu genci biraz daha dinlersem
Etraf bombofl ve huzur vericiydi. Arapçay› sökece¤im san›s›na kap›l-
Ama bu yolda baflka fleyler gör- d›m. Arada Türkçe kar›flt›r›yordu
düm. Bu yolda art›k bizim olmayan ve bahsett¤i fleyler bu topraklarda
‹skenderun körfezini gördüm. Irak yaflayan insanlar›n sorunlar›yd›.
iflgalinden itibaren bu limana sade- Derken satranç yar›flmas› ödül-
ce ABD ordu gemileri yanafl›yor ve leri da¤›t›ld›, çocuklar nefle içinde
ayr›l›yormufl. Art›k hiç ticaret gemi- kupalar›n› sallad›lar. Sonra sunucu
si girmiyormufl limana. Daha sonra gecenin son konseri için, evvel
Belek kasabas›n› geçerken de dev temmuz gecesi olan 14 Temmuz
bir Ülkü Ocaklar› amblemi karfl›lad› için, kardefllik için, bar›fl için, bizim
bizi. Ona evlerden sarkan AKP bay- için Grup K›z›l›rmak’› sahneye ça-
raklar› efllik ediyordu. Arkadafllar ¤›rd›. K›pk›rm›z› elbisesiyle ‹lkay
buras› Antakya’n›n di¤er ilçelerine Akkaya o kadar güzeldi ki. H›zla-
benzemez dediler. Sonra 800 kilo- nan rüzgar Akkaya’n›n saçlar›n› sa-
metrelik muhteflem Amik ovas›n› vuruyordu. Rüzgara karfl› çal›yordu
geçtik ve Samanda¤’a vard›k. arkadafllar› ve o da kelimenin ger-
Samanda¤’da her yerde, Bin çek anlam›yla rüzgara karfl› söylü-
Umut aday› Berkat Kar’›n resmi as›- yordu. Sesler rüzgar›n içinden bize
l›yd›. Berkat acaba buraya mahsus ulaflana kadar dalgalan›yor, k›vr›m-
bir isim mi diye merak ettim. Sonra lan›p de¤ifliyor, iyice içleniyordu.
ö¤rendim. Nüfus memuru Bereket’i “Bu f›rt›na dünden belli” diye flark›
yanl›fl yazm›fl. Soluklanmak için devam ederken elektrikler kesildi.
oturdu¤umuz kahvenin ad› Ç›nar Hiç yerinden k›p›rdamad› sahnede-
Kahve’ydi. ‹flin ilginç taraf›, bu kah- Festivalin son gecesinde Grup K›z›l›rmak sahneye ç›kt›. K›pk›rm›z› elbisesiyle ‹lkay Akkaya o ka- kiler. Sahilde oturanlar azalmad›.
vede hiç ç›nar a¤ac› olmay›p bol dar güzeldi ki. Kelimenin gerçek anlam›yla rüzgara karfl› söylüyordu. “Bu f›rt›na dünden belli...” Karanl›kta, bir sigara yakt›m.
5
Y›ld›zlar›n alt›nda, kumsalda yak›n zamanda haber merkezini ço- ce bu koya köylülerin girmesinin
oturuyordum ve evvel temmuzda cuklar›n oluflturdu¤u “Gazete Eksi yasak oldu¤unu, denize kirli sular›n›
Samanda¤’da insan›n gözleri aç›- 18” ismiyle bir çocuk gazetesi ç›kar- b›rakan la¤›mdan hallice suyun bu-
l›yor, kulaklar› y›kan›yor diye dü- mak ve çocuk hikâyelerine dayanan lundu¤u tafll›k alan d›fl›nda mavi
flüncelere dal›yordum ki, elektrikler bir belgeseli ortaya koymak! suya iliflemediklerini söylüyor.
geldi. K›r›m›z› elbiseli kad›n ve ar- Dernek yöneticileri çocuklardan Gündem Çocuk Derne¤i’nin ço-
kadafllar› devam ettiler. “Bu f›rt›na nas›l bir medya istediklerini yazma- cuklar› “Gazete Eksi 18” için kollar›
dünden belli, bafl edeceksin.” lar›n› rica etti¤inde flu yan›tlar› al›- s›varken, bir yandan da hemen yan-
– Handan Koç yorlar: “Yetiflkinler bizimle konuflur- lar›ndaki ‹nlice köylülerinin, Göcek-
ken maymun taklidi yapmadan ye- lilerin karfl›laflt›klar› eflitsizli¤i, yaz-
Çocuktan al haberi tiflkin gibi konuflsun. (Sinem) Ço- maya bafllad›klar› haberlerin konusu
BODRUM/GÖCEK– Sabah›n ilk cuklara söz sahibi olmalar› için çaba yapar oldu.
›fl›klar›yla birlikte yataklar›ndan f›r- sarf eden; dil, din, ›rk, cinsiyet ayr›- GÇD’nin düzenledi¤i medya
layan, çocuk haklar›n›n tüm top- m› yapmadan çocuklara eflit hak ve- kamp›na kat›lan çocuklar›n ortak Karaburun festivalinin finali muhteflemdi.
lumda yayg›nlaflmas›n› ve benim- ren medya istiyoruz. (Deniz) Med- payda olarak hak habercili¤ini, in- Bülent Ortaçgil dakikalarca ayakta alk›flland›.
senmesini sa¤layarak, evrensel bir yada insanlar›n zevkli zaman geçir- san haklar›n›, çocuk haklar›n› ve
insan haklar› kültürünü gelifltirmek mesini isterim. (Kemal) Çocuklara esas olarak da vicdanl› olmay› rota Bedreddin” ise, Bedreddin düflün-
ve yayg›nlaflt›rmak amac›yla çal›fl- güven duysunlar. (Sedat) Çocuklar edinmifl olmas›, yayg›n medyaya cesini bugün de yaflatan Trakya
malar›n› sürdüren GÇD’nin humma- aras›nda ayr›m yap›lmamas›n›, yani elefltirel bak›fl aç›lar›, insan› umut- köylerinin bulundu¤unu göstermesi
l› çal›flmalar neticesinde bir araya reklamlarda sadece tatl› çocuklar› land›r›yor. aç›s›ndan önemliydi. Bu filmin ar-
–‹rfan Aktan d›ndan Alpaslan Ifl›kl›’n›n yönetti¤i
panelde mevzu Bedreddin ruhun-
Bedreddin’i zehirlemek dan, Kuva-i Milliye ruhuna döndü-
KARABURUN/‹ZM‹R–Mazisi de- ¤ünde, biz de bak›fl›m›z› 1919’da
rin, topra¤› zengin, denizi billur, Samsun’da do¤an güneflten, Kara-
esintisi bol bir sahil kasabas›ym›fl burun’da batan günefle çevirdik is-
gidece¤imiz yer. Restoran tabelala- ter istemez. Mübadele temal› bir
r›n› okudu¤umuz an Ege ruhu tara- film, bir de panel düzenlendi bu y›l
f›ndan elegeçirilmifl olacakm›fl›z: flenlikte. Kendisi de üçüncü kuflak
“Deniz kenar› salaflt›r, servis yavafl- bir mübadil olan Zeynep Kazanc›-
t›r, hesaplar talaflt›r.” gil’in çekti¤i ve vaktimizi çalma-
Homeros’un ve fieyh Bedreddin’in mak için (!) atlaya atlaya izletti¤i
müridlerinden Börklüce Musta- “Midilli’den Ayval›k’a bir Mübadele
fa’n›n memleketi Karaburun, bu se- Öyküsü” adl› belgesel bilgilendirici
ne belediyenin düzenledi¤i flenlik- olmakla birlikte, ezber bozucu ola-
lerin dördüncüsünü idrak etti. 10- mad›. “‹ki Yakada Birden Yaflamak”
12 A¤ustos tarihlerinde düzenlenen adl› mübadele paneli ise milliyetçi
bir dizi panel, film gösterimi, sergi tarihyaz›m›n›n tan›d›k klifleleriyle
ve konserden müteflekkil program, örüldü. Mübadele siyasetini bir
Gündem Çocuk Derne¤i’nin Bodrum-Göcek’te düzenledi¤i medya kamp›nda, gazeteci Murat kasabal›n›n ve civardan gelenlerin asayifl sorunu olarak ele al›p, olum-
Çelikkan müstakbel meslekdafllar›yla...
yo¤un ilgisine mazhar oldu. layan Engin Berber’e itirazda bulu-
getirdi¤i çocuklar, bir yandan gaze- de¤il, sokaktaki çocuklar› da oynat- Pelin Esmer’in ‹talya ve ‹span- nan kimi konuklar duygusal olmak-
tecilik kurallar›n›, haber yazma tek- malar›n› istiyoruz. (Gizem) Medya- ya’da kat›ld›¤› festivallerden pek la itham edilip susturuldular. Bilim
niklerini, kamera ve foto¤raf maki- da çocuklar için ayr› muhabir grubu çok ödülle dönen “Oyun” adl› bel- kriterleriyle görüfl bildirmedikleri
nesi kullan›m›n›, çocuk haklar› te- oluflturulup bu grubun çocuklar ile geseline ilgi büyüktü. Esmer, To- için söz alamazlard›. Tarihin bilim-
melli habercili¤i ö¤renirken, bir ilgili bilgi ve haber toplamas› sa¤la- roslar’daki kad›nlar›n dünyas›n›, bir den çok, bir yöntem ve yaklafl›m ol-
yandan da kamp alan›ndaki kurba- nabilir. (Ya¤mur) Çocuklar›n dövül- tiyatro oyununu merkez alarak son du¤uyla ilgili görüfller duymazdan
¤a, çekirge ve böceklerin pefline ta- memelerini isterim örne¤in; yuva- derece özel bir bak›flla yans›t›yor- gelindi ve ortamda gergin rüzgârlar
k›l›p oyun oynuyor, zaman zaman da, okulda, anas›n›flar›nda. (Sedat) du. Nurdan Arca’n›n bir k›sm›n› esti. Yine de kimse salonu terk et-
da denizde serinliyor. Sadece yetiflkinlere söz hakk› veri- Karaburun’da çekti¤i “Simavnal› medi, ama k›sa süre sonra saflar
“Medya kamp›na” kat›lanlar›n yorlar. Çocuklar›n sözlerini kulak ar-
bir k›sm›n› GÇD’nin üyesi oldu¤u kas› yapmamal›lar. (Nurettin) Ço-
Ankara Çocuk Haklar› Platformu’na cuklar› zekâ ve psikolojik olarak et-
kat›lan çocuklar oluflturuyordu. Baz› kileyen programlara s›n›rlamalar ge-
çocuklar ise seçimler öncesinde, tirilsin! (Deniz) Medyada fotomontaj
çocuklar›n taleplerini siyasilere yap›lmamal›d›r. (‹rfan) Saçma, man-
ulaflt›rmak için ç›kard›klar› “Eksi 18 t›ks›z fleylere çocuksu denmesin.
Gazetesi”nden geliyordu. Anka- (Sinem) Çocuklarla ilgili TV olmal›
ra’dan kat›lan üç çocuk SHÇEK (Nurettin).
Ulus Çocuk ve Gençlik Merkezi’ne Çocuklar›n, çocuk haklar› konu-
devam ediyorlard›. Bir hafta süren sunda konuflup tart›flma tarzlar›, ‹n-
“medya kamp›”na e¤itimci olarak lice köylülerinin kendi yaflam koflul-
kat›lan gazeteciler Murat Çelikkan, lar›ndan söz ederkenki hallerine fla-
‹z TV’den Coflkun Aral, Aytun Or- fl›rt›c› derecede benziyor. Zira, nas›l
gül, bianet’ten Nilüfer Zengin, foto ki çocuklar, çocuk haklar› konusunu
muhabiri Ercan Arslan, video akti- dillendirirken “ma¤dur” dilini bir
visti-belgeselci Alper fien, Bar›fl ‹zci kenara b›rakm›fl ve hak dilenen de-
Grubu’ndan Tolga Kaskat›’yla çal›- ¤il hak talep eden konumuna oturt-
flan çocuklar, çarçabuk “derslerini” mufllarsa kendilerini, ‹nlice köylüle-
kapt› ve gazetecili¤in temel kuralla- ri de daha iki y›ld›r piknik tüpleriyle
r› konusunda fikir sahibi oldu, haber girebildikleri ‹nlice koyunda kendi-
yazd›, kamera ve foto¤raf makinele- lerine yaflam alan› açmaya baflla-
riyle çekimler yapt›. m›fllar. Evvelden ‹nlice sahiline çö-
Dernek yöneticileri ve ‹stanbul- reklenen bürokrat emeklileri, her Karaburunlular bakir koylar›n›n büyük sanayicilerin kurdu¤u, kuraca¤› bal›k çiftlikleriyle iflgal
Ankara’dan kalk›p gelen gazeteci- nas›l olmuflsa terketmifller buray›. edilmemesini, mevcut çiftlikler için gerekli cezai yapt›r›mlar›n uygulanmas›n› umut ediyor ve
peflkefl çekilmifl kamu arazilerine dikilen dönümlerce zeytin fidan›n›n gam yerine, merkeze kaçan
ler, 4-12 A¤ustos tarihleri aras›nda, Serin ve tertemiz denizde yüzerken
genç nüfusa ifl imkân› getirmesini istiyorlar.
‹nlice’de radikal bir karar ald›lar: En laflad›¤›m›z baz› köylüler, daha ön-
6
belirlendi, beyaz gömlekli “milli çekten çok flekerle birlikte özellikle Kazablanka’daki ilk gecemizde rüzgâr›ndan korunmak amaçl› mi-
akademisyenler” konsere kalmadan kömür ateflinde pifliriyorlar. fieker flehrin her yan›na yay›lan palmiyeler mari çözümler olmad›¤›n› anlamak
evlerine döndü, flortlu muhalifler yüzünden nane-limon ikilisinin has- aras›na güzel konufllanm›fl ve belli için daha derinlere gitmek yetiyor.
konserden sonra sabaha kadar sa- tal›k ça¤r›fl›m› an›nda ortadan kalk›- ki “nezih” oldu¤u için tercih edilmifl Evler tamamen içeri do¤ru tasarlan-
hilde y›ld›z ya¤muru izlediler. yor. Normal çay› flekersiz içmeye La Fibule isimli bir restorana davet m›fl, d›flar› bakmamak, d›flar›dan
fienli¤in musiki fasl› yine pek al›flk›n bünyeler için gerçekten ya- ediliyoruz. Mutfa¤›, dekorasyonu bak›lmamas›, evle d›flar›s›n› ay›r-
hararetli, dansl›, coflkuluydu. Aç›l›- banc›, ama al›fl›l›yor. Bir de çöl çay› Kazablanka üsts›n›f› ve paral› turist- mak üzerine... fiehrin göbe¤indeki
fl› yapan Repikas’›n iki perdelik var, o kuru naneden, çok daha uzun ler için haz›rlanm›fl bir iflletme. Ge- yoksulun yoksulu mahallelerde pen-
konseri mest etti. ‹lk perdede kendi demleniyor; iflte o flekersiz, hatta nelde oldu¤u gibi oturdu¤unuzda cereleri bile göremiyorsunuz, çünkü
parçalar›n› yorumlayan grup, ard›n- ac›ms›... Ama her ikisini de kurflun “Kola m›, Fanta m›?” diye sorulma- elli altm›fl evlik bloklar›n çevresi d›-
dan mikrofonda Gülce Özen Gür- kalem uçlu çaydanl›klardan, çok yu- yan yerlerden. Yan masalar›n hep- flar›s›na içeriyi, içerisine d›flar›y›
kan’›n kat›l›m›yla Anadolu rock’a kar›dan köpürterek dökmesi mak- sinde birer flarap fliflesi... Sesi içe ifl- göstermeyecek duvarlarla kapl›.
selam çakt›. Pir Sultan’dan, Erkin bul. Siz el at›p sakin doldurunca bo- leyen bir udî masalar› dolafl›yor. Her Zengini çok zengin, yoksulu çok
Koray’dan, Üç Hürel’den, Cem Ka- zuluyorlar. yerde masaya önce siyah zeytin ge- yoksul, ama iç-d›fl alg›s› ayn›. ‹ç içe
raca’dan, Mazhar-Fuat’tan parçalar VIP Salonu için oda dememin liyor burada. Yerine göre yeflili de duvarlarla örülmüfl Kazablanka.
seslendirdi. Ruhi Ayangil’in klasik bir sebebi, etraftaki gerçekten özel ekleniyor, bir de pancar turflusu... Teorik olarak müslümana içki
Türk müzi¤i toplulu¤uyla sahne al- bir mülke s›zm›fl›z hissi uyand›ran Karabiber, tuz misali masadan eksik satmak yasak, manzaral› kuytu ka-
d›¤› cumartesi gecesi ise bizim için resim çerçeveleri. Duvarlarda ya da edilmiyorlar. Zeytin güzel de; etli, yal›klarda inanamayaca¤›n›z kadar
vaat edildi¤i gibi “bir yaz gecesi rü- sehpalar›n üzerinde kimi ahflap, ki- kekremsi... Seçeneklerin ço¤u Fran- bira fliflesi görüyorsunuz ama... Ör-
yas›” olamad› ama, baz› konuklar mi alt›n renkli çerçevelerde bir ada- s›z tarz› da olsa, Kazablanka’da her tülü kad›nlar ezici ço¤unlukta, ka-
için, “neyse hep caz yokmufl saz da m›n türlü hallerini görüyoruz. Bir müessesede ekmekler çok güzel. d›nlarla erkeklerin ortak paylaflt›kla-
var, ne güzel” oldu. Finalse muhte- salonda konuflurken, ayn› adam bir Az sonra o özel hunimsi kapakl› r› alanlar s›n›rl›. Tabii ki bu bahis
flemdi. Bülent Ortaçgil dakikalarca çocu¤u öperken, ayn› adam kar›s›y- çömleklerinde sab›rla piflirilmifl tan- Frans›zcaya da hakim zengin eliti
ayakta alk›flland›. la birlikte... Sanki onun evindeyiz. d›r geliyor, üzeri siyah erik ve kuru kapsam›yor.
fienlikli kasaba Karaburun’un 40’l› yafllar›n›n bafl›ndaki Kral Mo- üzümlerle süslü. Tatl›yla tuzlu hep Kazablanka halk› tar›mla geçini-
festival takvimi bu sene de pek yo- hammed VI’n›n yüzünü daha sonra bir arada buralar›n mutfa¤›nda. yor. Meyveler çok lezzetli, zaten
¤un. Festivallerin biri di¤erini kova- Kazablanka içinde o kadar çok gö- Mekân sonradan hesaba da Avrupa’ya önemli ihracat malzeme-
l›yor. 7-9 Eylül tarihlerinde mute- rece¤iz ki... Restoranlarda bafl kö- yans›yacak “birinci s›n›f” hizmet de si sebze meyve. Ama yoksulluk de-
ber akademisyenlerin kat›l›m›yla flede, otellerin lobisinde, minicik sunsa, gözümü plastik pimapen di¤imiz, erkeklere mahsus kahvele-
gerçekleflecek ikinci bilim kongre- büfelerin duvarlar›nda, sokaklarda çerçevelerden alam›yorum. Tuvalet rin önünden geçerken, nane çay›n›
sinde, bilimsel üretim süreci, top- ›fl›kl› panolarda... O zaman bütün bahanesiyle kalkt›¤›mda, bir ara- masaya b›rak›p bir adam›n size pa-
lumsal ve kurumsal biçimleriyle ele flehir bir adam›n özel mülkü hissi bayla getirildi¤imiz bu yerin pima- ra için el uzatmas› gibi bir yoksul-
al›nacak. Temmuz bafl›nda ütopya- uyanacak ki, yan›laca¤›z. Neredey- penlerinden ne göründü¤üne bak›- luk. Ne yapaca¤›n›z› flafl›r›yorsunuz.
c›lar 14. defa biraraya gelmifl ve se bütün Fas malum ailenin çünkü. yorum; kalakal›yorum. Atlantik’le Mahmutpafla’n›n baflka bir sürümü
Do¤u ütopyalar› üzerine fikir al›flve- Ülkenin en büyük holdingi onlar›n, aram›zda befl metre var, sa¤da fla- olan Medina çarfl›s›nda size k›yt›r›k
riflinde bulunmufllar. Karaburunlu- borsada dönen paran›n yüzde hane bir deniz feneri, devasa dalga- bir biblo satabilmek için dökmedik-
lar›n ütopya öncelikleri ise farkl›. 50’den fazlas›na sahip, ülkeye yay›l- lar›n kalemtraflla açar gibi sivriltti¤i leri dil yok. Sat›c› iflgüzarl›¤› de¤il.
Onlar bakir koylar›n›n büyük sana- m›fl sekiz saray›, say›s›z da gayr›- kayalar... Böyle bir yerin dibinde Kuzey Afrika s›ca¤› deniyor ya
yicilerin kurdu¤u/kuraca¤› bal›k mülkü var. Ortada bir parlamento pencerelerin kapal› olufluna, buraya buradakine, Kazablanka’da günefl
çiftlikleriyle iflgal edilmemesini, var, fakat kral›n eli öpülmeden hiç- de¤il de sar› badanal› duvarlara ba- yakm›yor, hafll›yor, fakat en uydu-
mevcut çiftlikler için gerekli cezai bir fley olmuyor. Üstelik ö¤rendi¤i- karak yemek yendi¤ine ak›l s›r er- ruk gölge bir baflka esiyor. Atlan-
yapt›r›mlar›n uygulanmas›n› umut mize göre bunlar da iyi zamanlar... miyor. Bunun o restrona özgü bir tik’in göbe¤ine sapsar›yken batan
ediyor ve peflkefl çekilmifl kamu VI, babas› Hassan II rejiminden flehir kullanma biçimi olmad›¤›n› er- günefl bir gitti mi, s›cakl›k da öyle
arazilerine dikilen dönümlerce zey- mustarip olanlar›n konuflabildi¤i, tesi gün sokaklarda gezdi¤imizde bir h›zla düflüyor ki, an›nda okya-
tin fidan›n›n gam yerine, merkeze Güney Afrika’daki Gerçekler ve Uz- anl›yorum. Sa¤›r taraf›n› okyanusa nustan buhar yükselmeye bafll›yor.
kaçan genç nüfusa ifl imkân› getir- laflma Komisyonu benzeri bir yap› vermifl dev apartmanlar dolu sahil. Günbat›m›nda iki saate yak›n bir
mesini diliyorlar. kurmufl, yasalarda kad›nlar lehine Bakanlar›n da pencereleri hayat›m- süre evlerin duvarlar›n› zorluyor dal-
–Pelin Özer / fiahan Nuho¤lu birtak›m de¤ifliklikler yap›lm›fl. Ama da gördü¤üm en küçükleri... Bütün ga dalga yay›lan buhar perdesi. Tat-
iddia edilen hepsinin Bat›’ya sevim- bunlar›n, yaz›n klima, k›fl›n soba l›yla tuzlu bir arada beyaz bir bulu-
Bir daha çal Sam! li gözükme amaçl› oldu¤u. Çünkü kullan›lmayan bu flehirde civa özgül tun içinde görünmez oluyor.
(Hollywood makam› olmas›n) mesela iflyerinde cinsel tacizden a¤›rl›¤›ndaki rutubetten, okyanus –P›nar Ö¤ünç
KAZABLANKA/FAS – Göbe¤in- dava açan bir kad›n yok gibi...
de ‘Royal Air Maroc’ yazan, koltuk- Malum “Casablanca” filminin
lar› daha çok Kad›köy-Kartal mini- dima¤larda baflka tür kayd› ve ora-
büslerini hat›rlatan uça¤›m›zdan m›za buram›za sinmesine mani ola-
Mohammed V Havaalan›’na indi¤i- mad›¤›m›z Kuzey Afrika egzotizmi
mizde saatlerimizden üç eksilttik yüzünden Kazablanka’n›n imaj ban-
önce. Bulundu¤umuz bas›n kafilesi, kalar›m›zda baflka foto¤raflar› mev-
aram›zda bulunan bir belediye bafl- cut. Fakat herhangi bir yerde oku-
kan›n›n yüzü suyu hürmetine, önce- madan evvel, içinde bulundu¤um
den yap›lm›fl fl›k bir operasyonla ka- steril ortamdan bile göze batan bir
p›s›nda VIP yazan bir salona al›nd›. yoksullu¤u var flehrin. BM yard›m-
Yefliller, pembeler ve oymalar ve lar›ndan faydalanabilmek için nüfu-
kakmalar ve ayars›z aksesuvarlarla sunu 30 milyon gösteren, ama bu-
donat›lm›fl havaalan›na göre pek sa- nun çok üzerinde olan Fas, kuzey
de bile say›labilirdi VIP salonu –da- Afrika muadilleri içinde en yoksulu.
ha do¤rusu odas›... Bir plazma te- Turizm kayma¤› tam tutmam›fl. Ta-
levizyonda sadece format› de¤il, mam filmin Hollywood’da bir sette
renkleri, alk›fl modelleri bile bizimki- çekildi¤ini bilse de unutarak gelen-
lerle ayn› bir ö¤leden sonra kad›n ler var; Sultanahmet stili otantizmi,
program› aç›k. Ortada at›flt›rmal›k- Ma¤rip versiyonuyla Atlantik k›y›s›-
lar›n durdu¤u masa ve sonra bura- na tafl›yan “Rick’in Yeri” adl› kafede
n›n “normal” çay› oldu¤unu ö¤rene- oturabiliyorlar ancak. Atlantik’te
ce¤imiz nane çay›n› ilk tad›fl... Dal- kulaç fantezisi ise diyelim Bodrum
lar› daha kal›n, yapra¤› daha sert, Türkbükü rüküfllü¤üyle, Caddebos- Kazablanka’da yoksulluk, erkeklere mahsus kahvelerin önünden geçerken, çay›n› masaya b›rak›p
daha esansl› naneleri, çok ama ger- tan sahili aras›na s›k›flm›fl durumda. bir adam›n size para için el uzatmas› gibi bir yoksulluk. Mahmutpafla’n›n baflka bir sürümü olan
Medina çarfl›s›nda bir biblo satabilmek için dökmedikleri dil yok. Sat›c› iflgüzarl›¤› de¤il.

7
P‹YASALAR NEDEN DALGALANIYOR?

Küresel çatlaklar
2006’n›n may›s ve haziran aylar›nda, ard›nda da
2007’nin flubat›nda uluslararas› piyasalar, medyan›n
tabiriyle, “salland›”. Ama a¤ustos ay›nda yaflanan
dalgalanma son iki senedir görülen en büyük
sars›nt› oldu. Önce geliflmifl ülkelerde ortaya ç›kan,
sonra da dünyaya h›zla yay›lan kriz dalgas› büyük
küresel flirketlerin zor durumda kalmas›, riskli yat›-
r›m fonlar›ndan baz›lar›n›n batmas›, finansal piya-
salarda borsalar›n çökmesi ve geliflmekte olan ülke-
lerde h›zl› kur ve faiz yükseliflleri ile kendini gös-
terdi. Niye böyle oldu, önümüzdeki günler nelere
gebe? Küresel kapitalizmin gidiflat›na ve s›k s›k
duydu¤umuz yeni kavramlara yak›ndan bakal›m...

erflembenin gelifli çarflambadan bel- de s›çrama yaflad›. Çin, Hindistan gibi Uzak çok sektörde (beyaz eflya, mobilya, vd) talep

P liydi. 2006’dan bu yana görülen kimi


ufak, kimi de 2007 may›s-haziran dö-
neminde oldu¤u gibi fliddetli sars›nt›lar›n
Do¤u ülkeleri, kapitalizme geçifl sürecini ta-
mamlayan Do¤u Avrupa ülkeleri ve Türkiye
bafl› çekerken, geliflmifl ülkelerde de üstüste
canl›l›¤› yaflan›r. Bu sektörde durgunluk ol-
mas› ekonominin tümünde durgunluk anla-
m›na gelebilir.
nedenleri gerek neoliberal, gerekse muhalif yüksek büyüme kaydedildi. Bu dönemde, ‹flte bu nedenle, ABD konut piyasalar›
iktisat çevrelerinde epeydir tart›fl›l›yordu. Uzakdo¤u’da ticaret fazlas›n›n yaratt›¤› ser- son dalgalanmada bafll›ca rolü üstlendi.
Bir kriz ya da sars›nt› olas›l›¤› her zaman di- maye ABD’ye borç olarak akt›. Yo¤un serma- Çünkü ABD’den –sürekli büyümenin kesinti-
le getirildiyse de, bunun zamanlamas› do¤al ye girifli ve likidite bollu¤u 2001’de yüzde 6.5 ye u¤rayaca¤› korkusu yaratan– kar›fl›k sin-
olarak tahmin edilemiyordu. Küresel kapita- olan ABD Merkez Bankas› (FED) k›sa dönem yaller gelmeye, öte yandan konut piyasas›n-
lizmin 2000’li y›llardaki görkemli büyümesi faizinin 2004’te yüzde 1’lere kadar inmesine, da kredilerin geri ödemesinde s›k›nt›lar ya-
sorunlar›n gözard› edilmesine yol açt›. Bugün düflük faizler iç talebin canlanmas›na, bu da, flanmaya bafllad›. Bugün 10 trilyon dolar ol-
hemen herkes küresel kapitalizmde ciddi so- ABD ekonomisinde tasarruflar›n üzerinde tü- du¤u tahmin edilen ABD konut piyasas› kre-
runlar›n birikti¤ini kabul ediyor. Görüfller bu ketim yap›lmas›na imkân verdi. Gerçi dileri içinde riskli kredilerin geri ödenememe-
s›k›flman›n bundan sonraki evresi konusunda 2004’ten sonra FED, faiz oranlar›n› enflasyon si ciddi bir tehlike oluflturuyor. Bu iki türlü
farkl›lafl›yor. Kimine göre küresel kapitaliz- korkusuyla artt›rmaya bafllay›p bugün yüzde risk yarat›yor: Birincisi, hanehalk› borçlulu-
min geçirdi¤i bu sars›nt›lar, sistemin kendini 5.25’lere kadar ç›kard›ysa da, bu strateji he- ¤unun art›fl›yla birlikte geri ödeme sorunlar›-
düzenleme ve topyekûn bir çöküflü önleme nüz tüketim art›fl›n›n yol açt›¤› dev cari aç›- n›n da bafllamas› do¤rudan hanehalk›n›n tü-
refleksi, kimine göreyse sürdürülemez bir du- ¤› küçültmede ifle yaramad›. ketimini k›smas›na neden oluyor ve bu ülke
rumun iflaretleri ve radikal önlemler al›nmaz- Bugün tuhaf bir denge ile karfl› karfl›ya- genelinde ekonomik yavafllama anlam›na ge-
sa tüm dünyay› etkileyebilecek bir çöküflün Dünyan›n bir y›z: Dünyan›n bir yar›s›nda (geliflmekte olan liyor. ABD ekonomisinin dura¤anlaflmas›,
h›zland›¤›n›n habercileri. bölümü dolar Uzak Do¤u’nun bafl› çekti¤i) ucuz eme¤e da- ABD’nin tüketimini sa¤layan geliflmekte olan
Birinci görüfltekiler, son yaflananlar› daha biriktirirken, yal› üretim fazlal›¤› ve bu üretimin dünyan›n ülkelerin mallar›na olan talebin düflmesi ve
çok “riskten kaç›nma”, dolay›s›yla bir düzelt- bir bölümü geri kalan›na çok düflük fiyatla sat›labilmesi- geliflmekte olan dünyada da ekonomik büyü-
me hareketi, bir geçifl olarak yorumlarken, nin bu ülkelerde yaratt›¤› döviz fazlal›¤› var. menin teklemesi demek. ‹kincisi, ABD finans
hoyratça
di¤erleri sorunlar›n çok daha derine uzanan Bu döviz fazlal›¤› ABD tahvillerine yat›r›larak piyasalar›nda menkul de¤erlefltirilmifl bu kre-
tüketiyor.
kollar› oldu¤unu ve art›k krizin ertelenme ABD’ye borç veriliyor, ABD de bu borçla tü- dileri tafl›yan flirketler kredilerin geri dönme-
Bu dev aç›k
lüksü kalmad›¤›n› düflünüyorlar. ketmeye devam edebiliyor, yani, devasa cari mesi nedeniyle s›k›nt›ya düflüyorlar; çünkü,
nas›l
‹ktisad›n, sadece iflin içinde olanlar›n an- aç›k verebiliyor. Dünyan›n bir bölümü tasar- bu kredilerin geri dönüflüyle sa¤lanacak nak-
layabildi¤i kendine has bir dili ve dinami¤i kapanacak? ruf edip dolar biriktirirken, di¤er bir bölümü de yat›r›m yapm›fl ve risk yüklenmifl durum-
var. Bu nedenle, toplumsal yaflam›n as›l be- Çin ABD’yi hoyratça tüketiyor. Bugün olas› kabuslardan dalar.
lirleyenlerinden biri olmas›na ra¤men, bu finanse biri bu dev a盤›n nas›l kapanaca¤›. Çin Son kriz tam da ABD konut piyasas›nda
alanda olup bitenlerin bundan etkilenen in- etmekten ABD’yi finanse etmekten vazgeçecek mi? riskli müflteri grubuna verilen kredilerdeki
sanlar›n diline tercüme edilememesi insanla- vazgeçecek mi? ABD’deki cari a盤›n kapanabilmesi, oradaki geri ödeme sorunlar› yüzünden çok büyük
r›n duruma müdahil olamamas›na neden olu- ABD’deki cari tüketimin bir flekilde dizginlenmesi ile müm- yat›r›m flirketlerinin “batan”lar kervan›na
yor ister istemez. Dolay›s›yla, pek ço¤umuz, a盤›n kün olaca¤›na göre, bunu sa¤layacak olan kat›lmas›yla ve küresel flirketlerin zincirleme
örne¤in, son krizde “hedge fon” ad› verilen kapanabilmesi, ekonomik yavafllama ani ve h›zl› m› olacak? bir flekilde iflas etmesiyle bafllad›. Konut
fonlar›n batmas› ya da ABD ikincil ipotek pi- tüketimin ABD birden durursa dünyan›n geri kalan›na kredisi sa¤lay›c›s› American Home Mortga-
yasas›ndaki sorunlar›n neden Türkiye’deki dizginlenmesi ne olacak? Yoksa zamana yay›lan bir uyum ge Investment Corp. iflas bayra¤›n› çeker-
insanlar›n hayat›n› etkiledi¤ini anlam›yor. ile mümkün ve dönüflüm mü gerçekleflecek? Bu sorular ken, Bear Stearns Cos. s›k›nt›ya düfltü;
Asl›nda birbirinden ba¤›ms›z gibi duran olaca¤›na göre, pek çok kiflinin kafas›n› kurcal›yor. Avusturalya’dan Macquarie Bank söz konu-
pek çok olay bir örümcek a¤› gibi birbirine ekonomik su konut kredileri nedeniyle 300 milyon do-
ba¤l› ve bugün küresel kapitalizmin anlafl›la- yavafllama ani Çatlak 2: ABD konut piyasalar› lar zarar etti¤ini aç›klad›; Almanya’da hükü-
bilmesi bu olaylar› anlamay› gerektiriyor. ve h›zl› m› Büyüme dalgas›n›n bir sonucu, ABD’de dü- met ipotekli ev kredisi veren ve iflas eden
“Küresel ekonomide olup bitenler sistemin olacak? ABD flen faizler ve bol sermaye girifli ile birlikte Deutsche Industriebank’› (‹KB) kurtarmak
kendini uyarlama süreci mi?” yoksa “küresel birden durursa konut piyasas›nda ipotekli kredilerin (mort- için harekete geçti ve Alman bankalar›n›n
kapitalizm art›k bu çatlaklar› tafl›yamaz hale dünyan›n geri gage) art›fl› oldu. Varl›k fiyatlar› talep art›fl› kat›l›m›yla 3.5 milyar euroluk bir kurtarma
mi geldi?” sorular›na yan›t vermek flu an için kalan›na ne nedeniyle tüm dünyada yükselirken, de¤ifl- paketi haz›rland›. Özellikle Almanya’n›n bu
zor belki, ama yaflanan geliflmeler durumun ken faizle verilen konut kredileri de 2000’lerin flekilde sars›lmas› krizin bulafl›c›l›¤›n›n artt›-
olacak?
vehametinin san›landan daha fazla olabilece- bafl›nda h›zla artt›. Kapitalizmin s›n›rs›z kâr ¤›n› haber veriyordu. Nitekim, iflas ve öde-
Bu sorular pek
¤i kuflkusunu güçlendiriyor. etme ve risk ifltah›, düflük gelirli pek çok in- me s›k›nt›lar› ile ilgili haberler dünyan›n
çok kiflinin
sana bu uzun vadeli de¤iflken faizli kredilerin farkl› ülkelerinden art arda gelmeye bafllad›
Çatlak 1: ABD tüketiyor, Çin ödüyor kafas›n› verilmesine neden oldu. Konut piyasalar› iç ve dalgalanma geliflmekte olan ülkelere de
1990’lar›n ikinci yar›s›ndan itibaren düflük kurcal›yor. talebin canl›l›¤› aç›s›ndan kritik önemde pi- s›çrad›.
h›zda büyüyebilen dünya ekonomisi 2000’ler- yasalard›r, çünkü ba¤lant›lar› nedeniyle pek Sorunlu kredilerin geri ödenememesi
8
yüzünden ortaya ç›kan likidite s›k›- nik, geliflmekte olan ülkelerden serma-
fl›kl›¤› geliflmifl ülke merkez bankala- ye ç›k›fllar›na yol açt›. Geliflmekte olan
r›n› krizi aflmak için birlikte hareket ülkelerde finansal piyasalar çok derin
etmeye zorlad›. Merkez bankalar› olmad›¤› için, çok büyük boyutlu ol-
Avrupa’dan Avustralya’ya, pek çok masa bile bu tip sermaye ç›k›fllar› kur
ülkede ayn› anda piyasalara yüklü ve faiz yükselifllerine neden olabilir. Bu
miktarda likidite sa¤lad›lar. Bunlar da geliflmekte olan ülkelerde ekonomik
aras›nda Avrupa Merkez Bankas› büyümeyi çok olumsuz etkileyebiliyor.
(ECB) bir günde piyasaya 130 milyar
dolar aktararak en büyük hamleyi Çatlak 4: “Carry Trade”
gerçeklefltirdi. Ancak, ne ECB’nin, Ad›n› s›kça iflitti¤imiz ve istikrars›zl›k
ne de Japonya, ‹ngiltere, Amerika, yaratan yat›r›m yöntemlerinden biri de
Kanada, Avusturya, ‹sveç ve Norveç “carry trade”. T›pk› hedge fon gibi
merkez bankalar›n›n küresel siste- Türkçe karfl›l›¤› olmayan carry trade,
min bafl›nda görevde oldu¤u ve sis- faizi düflük ülkelerin para birimleri cin-
temin çözülmesine izin vermeyecek- sinden borçlan›p, faizi yüksek para bi-
leri sinyali dalgalanmalar› yat›flt›rma- rimleri cinsinden yat›r›m yap›lmas› de-
ya yetti. Likidite s›k›fl›kl›¤› görünürde mek. Bu aralar Japon Yeni düflük faizli
çözüldü ama, kötü haberler devam olmas› nedeniyle oldukça cazip. Yat›-
etti: Dünyan›n en büyük perakende r›mc›lar, yüzde 1’in alt›nda faizle Ja-
flirketi Wal-Mart ve baz› küresel flir- pon Yeni borçlan›p, daha sonra bizim
ketler düflük kâr aç›klad›, ‹spanyol gibi ülkelerde yüzde 17-18 faizle Hazi-
Santander bankas›n›n ABD’nin yük- ne bonosu al›yorlar. Böylece, e¤er YTL
sek riskli kredi piyasas›ndan 2.2 mil- Japon Yeni’ne karfl› de¤er kaybetmez-
yar euro alacakl› oldu¤u gibi haberler se, aradaki faiz fark› oldukça yüksek
sorunun sadece likidite verilerek afl›- bir reel getiri anlam›na geliyor. Elbette,
lamayaca¤›n› gösterdi. bu arac› en fazla kullananlar hedge
fonlar. Yat›r›mc›lar›n ürkmesine neden
Çatlak 3: “Hedge Fonlar” olabilecek (Çin’in sermaye hareketleri-
Richard Sennett, “Karakter Afl›nma- ne k›s›tlama getirece¤i haberleri,
s›” adl› kitab›nda kapitalizmin bu- ABD’de yavafllama beklentisi, son dal-
günkü aflamas›nda “risk”in finansal galanmada iflas eden flirketler) her
piyasalara has bir motivasyon ol- olay, bu fonlar›n bizim gibi ülkelerden
maktan ç›k›p gündelik hayata bula- ç›k›p Japon Yeni borçlar›n› kapatmas›-
flt›¤›ndan ve bunun insan karakteri na ve kârlar›n› realize etmeye çal›flma-
üzerinde yaratt›¤› onulmaz travma- s›na neden oluyor. Bu da, geliflmekte
dan söz eder. Gerçekten de, fabrika olan ülkelerde sermaye ç›k›fl›yla birlik-
modeli üretim hiyerarflilerinin yok ol- te kur ve faiz yükselifllerine, geliflmifl
maya yüz tutmas›nden ve a¤larla ülkelerde de bu ülke paralar›n›n Yen’e
birbirine ba¤l› projeler baz›nda üreti- karfl› de¤er kaybetmesine yol aç›yor.
me geçilmesindan beri “risk” günde- A¤ustos ortas›nda küresel çalkan-
lik hayat›n bir parças› oldu; baflka t› henüz durulmam›flt›. ABD Merkez
türlüsünü tahayyül bile edemiyoruz. Bankas› 17 A¤ustos’ta görev bafl›nda
Riskin yayg›nlaflmas›n›n, serma- olduklar›n› ve krizi aflmak için her tür-
ye birikiminin ulus devletlerin boyu- lü önlemi alabileceklerini aç›klad›¤›n-
tunu kat kat aflmas› ve küresel kapi- da piyasa oyuncular›n›n sinirleri biraz
talizmin karmafl›klaflmas› ile ilgisi var yat›flt›. Henüz krizi afl›p aflmad›¤›m›z›
tabii. Bu ortam, çok yüksek risk alan, bilmiyoruz, ama küresel ekonomiyle
ama karfl›l›¤›nda da çok yüksek geti- ilgili endiflelerini dile getirenlerin say›-
ri vadeden “hedge fonlar”›n serpil- s› giderek art›yor. Temmuz sonundan
mesine neden oldu. Toplam büyük- itibaren piyasalar› dalgaland›ran son
lü¤ünün 1.8 trilyon dolar oldu¤u tah- geliflmeler de bu endiflelere hakl›l›k
min edilen bu fonlar›n amac› yüksek kazand›racak nitelikteydi. Önümüz-
getiri olas›l›¤› olan her tür yat›r›ma deki günlerde, küresel para otoritele-
riski ne denli yüksek olursa olsun gir- rinden gelecek aç›klamalar ya da mer-
mek. Yani, kazand›¤›nda da, kaybet- kez bankalar›n›n müdahaleleriyle dal-
ti¤inde de çok yüksek mebla¤lar söz galanmalar yat›flabilir. Ama kredi pi-
konusu. Küreselleflmenin yeni icad› yasalar›ndaki sorunlar›n, yukar›da sa-
bu fonlar›n giderek bir kâbusa dö- y›lan zaaflar›n k›sa vadede giderilebi-
nüflmesindeki as›l neden ise bu fon- lece¤i flüpheli. Türkiye 1980 sonras›
larla ilgili herhangi bir denetleyici bafllayan küresel kaptalizmle bütün-
düzenlemenin olmamas›. Asl›nda leflmesini tamamlarken, bir yandan da
dünya para otoritelerinden ve devlet d›flar›dan gelecek floklara karfl› k›r›l-
baflkanlar›ndan, hatta kendi ülkemiz ganl›¤›n› artt›rm›fl oldu. Her ne kadar
finans temsilcilerinden giderek artan son alt› y›l içinde Türkiye’nin malî sis-
oranda duydu¤umuz flikâyetlerin de temi, rezervleri, ya da makro temelle-
gösterdi¤i gibi bu fonlar çok ak›flkan rinin kaydetti¤i güçlenmeye dayana-
oldu¤u için girdikleri piyasalar› ve rak olas› d›flsal krizlerin eskisi gibi bafl
ekonomileri destabilize etme potan- a¤r›tmayaca¤› söylense de, 2006’dan
siyeli tafl›yor. Son dalgalanmada da bu yana yaflanan geliflmeler d›flar›da
ABD riskli konut kredilerine yat›r›m hapfl›rd›klar›nda burada grip olma
yapan ve bu nedenle kimi zarar, kimi hassasiyetinin devam etti¤ini gösteri-
de iflas eden bu fonlar baflroldeydi. yor. fiimdilik küresel kapitalizmdeki
Riskten korkan yat›r›mc›lar hedge bu çatlaklar›n büyük yar›klara dönü-
fonlardaki paralar›n› çekmek isteyin- flüp pek çok fleyi de beraberinde yut-
ce birkaç hedge fonun ifllemleri dur- mayaca¤›n› umal›m.
duruldu. Uluslararas› piyasalarda pa- Yelda Yücel
HAVA-‹fi SEND‹KASI GENEL BAfiKANI AT‹LAY AYÇ‹N yaratt›¤› hizmet kalitesinin karfl›l›¤›n› görmek
istiyor. THY’de her konuda Lufthansa ölçü
al›n›r. Çal›flanlar›n gayretiyle, büyüme ve ge-

Kâr katlan›yor, ücretler eriyor! lir aç›s›ndan Lufthansa’y› yakalad›k say›l›r.


Art›k iki flirketin ölçekleri ayn›. Ama çal›flan-
lar›n genel giderler içindeki pay›na bak›ld›-
¤›nda, yar› yar›ya fark var. Lufthansa’da per-
Hava-‹fl Sendikas› grev karar› al›nca, THY yönetimi ve liberal cenah fena celâllendi,
sonel ücretleri yüzde 30’larda seyrediyor, biz-
piyasa-miyasa kenara b›rak›ld›, milli ç›kar edebiyat› bafllad›, sendika yönetiminin de 16’lara düflmüfl durumda. Amaçlar› bu yö-
vatana h›yanetle suçlanmas›na ramak kald›. Oysa rakamlar ortada: THY h›zla büyüyor, netim tarz›yla THY’nin büyümesini sürdür-
kârl›l›¤› katlan›yor, buna mukabil çal›flanlar›n ifl yükü iki-üç misline ç›karken ücretleri mek. Bunun ne hakkaniyete, ne de ifl bar›fl›-
artm›yor, aksine reel olarak azal›yor. Büyük medyan›n çarp›tt›¤› hakikati Hava-‹fl na uygun oldu¤unu söylüyoruz. THY emek-
Sendikas› Genel Baflkan› Atilay Ayçin’den dinliyoruz. çilerinin yüksek ücretlerle, lüks koflullarda
çal›flt›¤›na dair bir izlenim yarat›lmas›na kar-
vayolu flirketlerinden biri. Malî imkânlar› el- fl›y›z. Türkiye'de bir pilotun y›ll›k ücreti, ikra-
Aylard›r süren toplu sözleflme görüfl- bette ki yeterli. Baz› rakamlar söylersem da- miyeler dahil 99 bin dolar› buluyor. Ama
melerinde, yap›lan pazarl›klar bir türlü ha net anlafl›lacakt›r. 2007 ilk çeyrek net sa- Fransa’da bir pilotun y›ll›k ücreti 185 bin do-
sonuç vermedi ve oylama sonunda t›fllar› bir y›l öncesine göre yüzde 46 artt›. lar. Türkiye'de kabin memurunun y›ll›k ücre-
Türk Hava Yollar›'nda grevin ucu gö- Ayn› çeyrek için dönem kâr› 32 milyon YTL. ti 26 bin dolar, Fransa’da 52 bin dolar. fiu da
ründü. Bu aflamaya nas›l gelindi? Sen- 2006 net dönem kâr›ysa 24 milyon YTL. bilinmeli ki, THY sadece pilot ve hostesler-
dikan›n talepleri ve iflvereninin önerdi- 2002’de personel bafl›na düflen yolcu say›s› den oluflmuyor. 860 YTL brütle ça¤r› merke-
¤i teklif nedir? 958 kifli. 2006’da 1641. Bir y›l önceye göre ar- zi, yolcu hizmet ve bilet sat›fl bölümlerinde
Atilay Ayçin: Öncelikle, bas›nda s›kça elefl- Kamu ‹flverenleri t›fl yüzde 29. 2002’de uçak bafl›na düflen per- memurlar, 1061 YTL brütle lisansl› teknis-
tiri konusu olan ücretlerle ilgili talebimizi an- Sendikas› sonel say›s› 166 iken 2006’da 123. THY’nin yenler, 944 YTL ile kabin memurlar› çal›fl›yor.
latay›m. ‹lk alt› ay için verdi¤imiz toplam tek- kamuda çal›flan yolcu say›s› 2007’nin ilk yar›s›nda 7.4 milyon- Aç›klamalar›n›zda çal›flma koflullar›n›n
lif yüzde 23.9. THY ise birinci y›la yüzde 9 iflçilerin dan 8.9 milyona ç›kt›. Art›fl oran› yüzde 19.4. uçufl güvenli¤i aç›s›ndan sak›ncalar›n›
veriyor. “Neden yüzde 24 de¤il, yüzde 23.9, ücretlerinde THY bugün dünyada ilk dokuz, Avrupa’da da vurgulad›n›z. Nedir onlar?
neye göre yapt›n›z bu hesab›” diyeceksiniz, son iki y›lda ise ilk üç havayolu flirketi aras›nda an›l›yor. THY yönetimi tekliflerinde uçufl güvenli¤ini
hemen anlatay›m. Bu rakam› saptayan Kamu reel kayb›n Kalk›fl ve var›fl performans› aç›s›ndan flu an do¤rudan ilgilendiren çal›flma koflullar›na de-
‹flverenleri Sendikas›’d›r. Bir çal›flma yaparak yüzde 23.9 Avrupa’da ikinci durumda ve birincili¤e oy- ¤inmiyor. Uçufl güvenli¤i, çal›flma koflular›y-
kamuda çal›flan iflçilerin ücretlerinde son iki nuyor. Bunlar tamam›yla çal›flanlar›n perfor- la bire bir iliflkilidir. Uçufl ekiplerinin bofl gün-
oldu¤unu
y›lda reel kayb›n yüzde 23.9 oldu¤unu aç›kla- mans›na dayan›yor. Ama son dört y›ldaki lerinin, dinlenme ve görev sürelerinin de
aç›klad›. Biz
d›. Biz THY çal›flan›n›n kayb›n›n daha fazla bunca büyümeye karfl›n art›fl olmayan tek T‹S’le belirlenmesini istiyoruz. Bu flirketin de
THY çal›flan›n›n
oldu¤unu hesaplasak da iflverenin rakam›n› fley var, o da personel say›s›. Yüzde 50’ye va- tüketicinin de yarar›na. Çünkü planlamay›
ölçü almay› kabul edip “en az›ndan bu kayb› kayb›n›n daha ran eksik personelle yürüyor bütün bu ifller. kolaylaflt›r›r, uçufl güvenli¤ini sa¤lar. Uçakta
giderin” diyoruz. fazla oldu¤unu Dört y›l önce yönetim de¤iflti¤inde, flirketin görev yapan arkadafllar›m›z için uluslararas›
Özellikle T‹S sürecindeki uyuflmazl›k- hesaplasak da 67 uça¤›, 12 bin personeli vard›. Bugün 104 kurulufllar›n belirledi¤i kurallar, limitler var.
tan sonra, bas›nda THY’nin reklamlar›- iflverenin uça¤›, ama yine 12 bin personeli var. Son bir Çünkü sivil havac›l›k düzenlemesi uçucu ar-
n›n artt›¤›na flahit oluyoruz. Sürekli, rakam›n› ölçü y›l içinde 23 uçufl meydan› açt›lar. ‹fl yo¤un- kadafllara büyük sorumluluk veriyor: “Tek
flirketin dört y›lda nas›l büyüdü¤ü ve almay› kabul lu¤u her yönüyle artt›; gelir artt›, ciro artt›, yetkili sensin” diyor. 11 bin fitin üzerinde ka-
dünyan›n kâr eden say›l› havayolu flir- edip “en az›ndan kâr artt›, personelin çal›flma koflullar› a¤›rla- rar verecek kiflinin kafas›n›n rahat olmas› ge-
ketlerinden biri oldu¤u anlat›l›yor. Bu bu kayb› fl›rken sosyal haklar› ve ücretleri yerinde sa- rek. Uluslararas› standartlara göre, iki uçufl
reklamlar ortadayken bu kadar düflük giderin” diyoruz. y›yor. THY, ortalama ücretler üzerinden kar- aras›ndaki dinlenme süresi 12 saat. THY’de
teklifin nedeni ne? Yoksa THY’nin eko- fl›laflt›r›ld›¤›nda, Avrupa ölçe¤inde eme¤in bu süre ana üste 10, di¤er meydanlarda 8 sa-
nomik durumu reklamlarda söylendi¤i en ucuz oldu¤u üçüncü iflletme. Bu durumun at. Biz bilimsel raporlar› hat›rlat›yoruz: “Biri-
gibi de¤il mi? tek bir özeti var: Sermaye birikiyor, “verim- ken yorgunluk uçufl güvenli¤ini riske sokar.
THY'nin rakamlar› ortada. Kârl›l›¤› son iki y›l- lilik art›yor”, yani emekçiler daha çok sömü- Bütün dünyada ac› deneyler var. Uçufl gü-
da h›zla artan ve iflverenin özellikle düflük- rülüyor. THY h›zla büyüyor, kârl› hale geliyor, venli¤i olmazsa herkes kaybeder”. Yönetim
müfl gibi göstermesine karfl›n, Avrupa’n›n ve ama bunu çal›flanlar› ile paylaflm›yor. THY ola¤anüstü durumlar d›fl›nda azami limitlerin
dünyan›n kâr marj› art›fl› en yüksek olan ha- çal›flan› da hak etti¤i ücreti almak, özveriyle kullan›lmamas› gerekti¤ini söylemifl; yüzde
100’e varan oranda artan ifl yo¤unlu¤unu ay-
Atilay Ayçin: “Devletin kurumlar›, hükümet ve THY yönetimi ‘mücadele ederek bir yere varamaz- n› say›da personelle karfl›lamaya kalk›yor ve
s›n›z’ mesaj› vermeye ve sendikalar› zay›flatmaya çal›fl›yorlar. Biz sadece ücret pazarl›¤› yapm›- sürekli yönetmelik de¤ifliklikleriyle çal›flma
yoruz. Bu mücadelemiz sendikal harekette ve di¤er mücadelelerde bir ç›k›fl yaratabilir. Bunun
fark›ndalar. Bu yüzden de sendikal mücadeleyi, örgütlü mücadeleyi k›rmaya çal›fl›yorlar.“
saatleri ve koflullar›yla oynuyorlar.
Yönetmelikler nas›l de¤ifltiriliyor?
Uçucu arkadafllar›m›z›n görev ve dinlenme
süreleriyle ilgili uluslararas› kurallar›, uyulma-
s› flart olan standartlar›, limitleri tehlikeye
atan yönetmelik de¤ifliklikleri bunlar. Sabah
baflka, akflam baflka yönetmelik uyguluyor-
lar. Görüflmelerde, uçufl koflullar›n› yönetme-
li¤in içinden ç›kar›p güvenceye alal›m diye
önerdik. “Yönetmeliklerle oynay›p, uçufl gü-
venli¤ini tehlikeye atmay›n” diyoruz, onlar
“hay›r, istedi¤imiz gibi yapar›z” diyor. “Bura-
s› bir pazarl›k masas› ise neden bunlar› ko-
nuflmuyoruz” diye soruyoruz. Yarat›lan tehli-
ke konusunda “hakl›s›n›z” diyorlar, ama bu-
nu düzeltelim deyince, “olmaz” diyerek kes-
tirip at›yorlar.
Bu konular medyada yer bulamad›...
Üç kez kamuoyuna uyar› yapt›k; haber ola-
mad›¤›m›z için bas›n ilanlar› verdik, bültenler
yay›nlad›k. “THY çok h›zl›, çok riskli, hatta
tehlikeli ve hormonlu büyüyor, sektörel yap›-
ya uygun bir büyüme tarz› ve yüzdesi de¤il
bu” dedik. Ayn› mant›k sebebiyle yaflanan
10
h›zl› tren kazas› gibi “havada da h›zl› büyü- Atilay Ayçin için yarg›ya gideriz. Ertelemenin flartlar› bel-
me kazas› yaflanacak” dedik, ama maalesef li, sa¤l›k ve genel güvenlik aç›s›ndan tehlike
dikkate alan olmad›. THY flirket olarak önüne yaratacak bir durum var m›, yok. Hükümet
büyük hedefler koyuyor, büyüme politikalar›- sayesinde erteleme karar›n› al›rlar, ama yasal
na denk bir yolcu politikas› gelifltiriyor. “Yüz- olmayan bu karar› hukuk bozar. Ve sonuçta
de 30 büyüyece¤im” diyor, ama yüzde 30 bir ifl bar›fl›n›n alt›na dinamit koyarlar, bunun te-
havac›l›k flirketi için risktir. lafisi çok zor olur. K›sacas› imzaya yak›n dur-
Nas›l bir risk söz konusu? du¤umuz kadar greve de yak›n duruyoruz.
E¤itimi, yeterli teknik donan›m› olmayan in- Greve haz›r›z, ama son ana kadar da umudu-
sanlardan çok yönlü yararlanmay› göze ald›- muzu koruyoruz. Çal›flanlar›m›z durumun
lar. Mutlaka özel uzmanl›k gerektiren ifllere fark›nda. Eskiden özverili çal›fl›yorlard›, flimdi
uzman olmayanlar›n getirildi¤ine tan›k olduk. özverisiz çal›fl›yorlar. THY zaten iflleri eksik
Taflrada “befl flapkal› personel” diye bir ta- istihdamla yürütüyordu, sezon sebebiyle ar-
n›m getirdiler. “Bir personel en az befl ayr› ifli tan ifl yo¤unlu¤unu da eklersek THY'de rö-
yapabilecek teknik donan›ma sahip olmal›” tarlar yine gündeme gelecek. Daha radikal
dediler. Bu, olas› sonuçlar› aç›s›ndan çok bü- uyar› eylemlerimiz de olabilir. Daha önce de
yük tehlikedir. Befl ayr› görevi yapan kifli, as- ifade ettim: Siyasî bir kararla bu grev ertele-
lî görevini tam yapar, ama talî olarak yapt›k- nirse, bir tek uça¤› vaktinde kald›ramazlar.
lar›nda mutlaka bir fleyler eksik kal›r. Uça¤›n Üyelerinizin geliflmeler karfl›s›ndaki tu-
alt›nda kulakl›¤› takan, uça¤›n transit çekini, tumu nas›l?
bak›m›n› yapan kifli teknisyen olmak mecbu- Grev karar› üyelerimiz taraf›ndan da büyük
riyetindedir. Bu kiflinin teknisyen olabilmesi bir çoflku ile karfl›land›. Çünkü yönetim, hem
için de en az befl y›l uça¤›n üzerinde bilfiil Bu yalan. Sendika olarak böyle bir karar al- iki buçuk y›ll›k dönemde yap›lan uygulama-
çal›flmas›, temel e¤itim kursu görmüfl olma- mad›k. THY eksik personelle çal›flmaktad›r. larla, hem de toplu sözleflme sürecinde sergi-
s›, s›nava girip teknisyen lisans›n› almas› ge- Arkadafllar›m›z personel a盤›n› uzmanl›klar› ledi¤i tav›rla çal›flanlar›n tepkisini çekmifl du-
rekir. Ama flu an uça¤›n alt›nda kulakl›¤› ta- ve özverili çal›flmalar› ile kapat›yorlard›. An- rumda. Grevin herkes için bir tak›m ma¤du-
k›p kaptanla koordineli olarak motoru çal›flt›- cak, yönetimin bunun karfl›l›¤›n› vermemesi riyetler yarataca¤›n› biliyoruz. Ama uzlaflma
ran arkadafl, teknisyen de¤il. Bunu yapan ar- üzerine herkes sadece yapmas› gereken ifli Dört y›l önce olmazsa karar›m›zdan vazgeçmeyiz. Çünkü
kadafl›m›z›n as›l ifli harekâtç›l›k. Uça¤›n kar- yapmaya bafllad›. Uçucu ekiplerle ilgili de flirketin 67 as›l yap›lmak istenen flu: Devletin kurumlar›,
go da¤›l›m›n› yapan, yolcu adedine göre uça- büyük s›k›nt›lar yaflan›yor. Uyuflmazl›klar ne- uça¤›, 12 bin hükümet ve THY yönetimiyle birlikte di¤er
¤›n yak›t miktar›n›, balans›n› belirleyen kifli deniyle uçucu ekip büyük gerginlik yafl›yor patronlar iflçi s›n›f›na “mücadele ederek bir
personeli vard›.
bu. Motor çal›flt›r›c› olmak, sadece kulakl›¤› ve uçufl güvenli¤i tehlikeye at›l›yor. THY’de yere varamazs›n›z” mesaj› vermeye ve sendi-
Bugün 104
tak›p yerden pilota “motor bir, motor iki” de- giderek artan rötarlar›n nedenleri bunlard›r. kalar› zay›flatmaya çal›fl›yorlar. Biz Türk-‹fl ya
uça¤› var, ama
mek de¤il. Mevcut personelle artan yolcu yo- Grev oylamas› öncesinde, çal›flanlara da di¤er baz› sendikalar gibi toplu görüflme
¤unlu¤unu kald›rabilmek, maliyeti düflürebil- yöneticiler taraf›ndan bask› uyguland›- personeli yine masas›nda sadece ücret pazarl›¤› yapm›yo-
mek için, bu yola gidildi. ¤›na dair sendikan›n aç›klamalar› oldu. 12 bin. ruz. Çal›flanlar›n özlük haklar›na, sosyal hak-
Sorumlular bunun riskli oldu¤unun far- Neler oldu? Gelir artt›, ciro lar›na dair taleplerimiz var. Bu mücadelemiz
k›nda de¤il mi? “Hava-‹fl grev oylamas›ndan ürküyor, çekini- artt›, kâr artt›. sendikal harekette ve di¤er mücadelelerde
Defalarca uyar›m›z› yapt›k, ama maalesef yor” gibi bir hava estirdiler. Oylamaya ihtiya- THY bugün bir ç›k›fl yaratabilir. Bunun fark›ndalar. Bu
dikkate almad›lar. Sadece taflra havaalanla- c›m›z yoktu, ç›kacak sonucu biliyorduk. Ama Avrupa’da ise yüzden de sendikal mücadeleyi k›rmak ve ifl-
r›nda de¤il, ‹stanbul gibi günde 500-600 sor- yine de “sendika grev oylamas› yapmal›” de- ilk üç havayolu çileri korkutmak için bir oyun oynan›yor.
tisi olan bir meydanda bile bunu bafllatt›lar. diler. Sözleflme kapsam›nda olmayan 1200 flirketi aras›nda Cephe oluflturarak örgütlü mücadeleyi k›r-
S›rf bundan ötürü çok büyük bir risk var. Yol- kifliye de oy kulland›rtt›lar. Yine de sonuç de- an›l›yor. maya çal›fl›yorlar. Baflbakan beyanat veriyor,
culara seslenmek istiyorum: AB’de uçufl gü- ¤iflmedi, mümkün de de¤ildi zaten. Ama va- Ama, Avrupa Vali yasad›fl› ifllem yapt›r›yor, Maliye Bakan›
venli¤i bir tüketici hakk›d›r. Can›n›z› bize him olan bir fley var: 20 Temmuz’da grev ila- ölçe¤inde çal›flanlar› “aya¤›n›z› denk al›n kap› önünde
emanet ediyorsunuz. Avrupa’da yolcu hakla- n›ndan bu yana THY yöneticilerinin odalar› eme¤in en ucuz bulursunuz kendinizi” diye tehdit ediyor.
r›n›n resmî düzenlemesi var. Rötarlar bile adeta iflkence odalar› gibi, kendileri de psiko- oldu¤u üçüncü Patronlar ve hükümet birleflirken devletin ta-
tazminat konusu olabiliyor. Oysa bizde, uçak lojik iflkence uzman› gibi çal›flt›. ‹nsanlar iflletme. rafs›z olmas› gereken kurumlar› bu güçlerin
kazalar›nda, bir tek genel müdürün yarg›lan- izinlerinden, hasta yataklar›ndan ça¤r›ld›, ifl- Bu durumun tek alt›nda tarafs›zl›¤›n› yitirerek hareket ediyor.
d›¤›n› görmedim. Ama kazalarda ölen pilotla- ten at›lmakla tehdit edilip grev oylamas›nda bir özeti var: Medya eliyle sendika karfl›t› ciddi bir
r›n mirasç›lar›na bile dava aç›ld›¤›n› gördük. hay›r diyeceklerine dair imzalar al›nd›. Bu Sermaye kampanya yürütülüyor. Vatan hainli-
Sürekli çal›flanlardan özveri bekleniyor. Bu bask›lara dayanamayan üyelerimiz, daha birikiyor, ¤inden tutun da ekonominin nas›l çö-
kalitede hizmeti, hem de çok eksik say›yla sonra bize imzalar›n› bask› alt›nda verdikleri- “verimlilik kece¤ine iliflkin analizler yap›l›yor. Siz
yerine getiren, baflar›l› sonuçlar üreten per- ni, özgür irade beyanlar›n› yans›tmad›¤›n› ne diyorsunuz bu duruma?
art›yor”, yani
sonelden daha ne özveri istersiniz? Kald› ki belirten dilekçeler gönderdiler. Bu konuda- Medyan›n tak›naca¤› tutumu afla¤› yukar› bi-
emekçiler
ayn› çal›flan, kriz zamanlar›nda özveride de suç duyurusunda da bulunduk. Oylaman›n liyorduk: Medya bize sald›racakt›, kamuoyu-
daha çok
bulunuyor. 11 Eylül sald›r›lar›ndan sonra, üç dört gün boyunca sürece¤ini karara ba¤lad›- nun büyük k›sm› yanl›fl bilgilendirme nede-
sömürülüyor.
ay boyunca eksik ücretle çal›flarak özverisini lar. Halbuki yasa “bir günde yapacaks›n” di- niyle yüksek ücretliler diye bize ac›mas›z
gösterdi. ‹kiz kuleler y›k›ld›¤›nda, havac›l›k yor. Seçimde 42 milyon kifli dokuz saatte oy elefltirileri yöneltecekti. Bir pilotun ya da hos-
sektörü ciddi yara ald›¤›nda, THY yedi uça- kulland›. THY’de iflveren oylamay› dört gün- tesin maafl›n› elefltiren kimi yazarlar›n ald›k-
¤›n› yere çekti. Personel ç›kart›lmas› söz ko- de yapt›. Nedeni de bask›y› artt›rmakt›. lar› ücretleri ya da transfer paralar›n› ya da
nusuydu. Yönetimle oturup anlaflt›k, üç ay fiimdi son aflamaya gelindi. THY’de nas›l tetikçilik yapt›klar›n› konuflmak bu ülke
yüzde 10 indirimli ücretle çal›flt›k. Sonra kriz- greve ç›k›lacak diyebilir miyiz? için daha hay›rl› olacakt›r.
den ç›k›ld›, her fley normale döndü. Swissair Sendikam›z olmazsa olmaz olarak görmedi¤i Grev ertelenirse tavr›n›z ne olacak?
gibi havayolu flirketlerinin kapand›¤› ortamda baz› maddelerde çözümü kolaylaflt›r›c› olaca- Tekrar etmekte fayda var. Hiçbir uçufl saatin-
biz THY’yi üç ayda krizden ç›kard›k. Biz ça- ¤›n›n mesaj›n› iflverene net olarak sundu. de olmayacak. Bu böyle bilinmeli. Erteleme
l›flanlar›n haklar›n›n gerçekleflen büyümeye Ancak bu aç›l›mlar› sunarken bafltan beri yoluyla sözleflmenin Yüksek Hakem Kuru-
denk olarak korunmas›n› istiyoruz. Fakat yö- söyledi¤i bir konunun alt›n› çizdi. Çözüme lu’na b›rak›lmas› halinde, THY ve THY Tek-
netim THY’yi bir uluslararas› havac›l›k flirke- ulafl›labilmesi için üyelerimizin en temel ta- nik Afi’de ifl bar›fl›n›n uzun dönemli ve tami-
ti gibi yönetmekten çok, s›radan bir flirket gi- leplerinde iflverenin ciddi ad›m atmas› gere- ri zor a¤›r bir darbe alaca¤›n› vurgulamay›
bi yönetmeye çal›fl›yor. Dolay›s›yla da k›sma- kir. Görüflmelerin t›kanmas›n›n sebebi bu te- gerekli görüyoruz. Bunun d›fl›nda da yasal
Söylefli: Ahmet fi›k

y› düflündükleri gider kalemleri aras›nda per- mel maddelerde iflverenin ad›m atmamas›d›r. haklar›m›z› arayaca¤›z elbette. Üyesi oldu-
sonel harcamalar› ön plana ç›k›yor. THY yönetimi anlamak istemese de uzlaflma ¤umuz Uluslararas› Tafl›mac›l›k ‹flçileri Fe-
THY yönetiminin, personelin ifli yavafl- flans› ortadan kalk›yor. Biz grev sevdal›s› de- derasyonu'ndan (ITF) uluslararas› sendikal
latmaya bafllad›¤›, bunun da seferlerde ¤iliz, amac›m›z üzüm yemek, ama bu flartlar- dayan›flmay› harekete geçirmesini talep
rötarlara yol açt›¤› yolundaki aç›klama- da greve de ç›kar›z. Grev karar›n› siyasî bir edecek ve konuyu Uluslararas› Çal›flma Ör-
s›na ne diyorsunuz? kararla erteletirler, ama bu yasal olmayaca¤› gütü'ne (ILO) tafl›yaca¤›z.
11
ta olufluyor. Türkiye’nin en verimli tar›m
alanlar› da deltalard›r. Silifke, Söke, Çarflam-
ba, Bafra ve Çukurova hep deltalard›r. Dola-
y›s›yla, baraj denilen yap›lar›n öyle çok da
masum olduklar›n› iddia etmek do¤ru de¤il.
Yani “su akar Türk bakar” serzeniflinden vaz-
geçmek gerekiyor. Su, gerekti¤i kadar deniz-
lere akmal›d›r. ‹steyen de doya doya akan su-
ya bakmal›d›r. Ayr›ca bilmelidir ki bulan›k
akan akarsuyun bulan›kl›¤› –istisnalar hariç–
pisli¤inden de¤il deltas›na tafl›d›¤› besin
maddelerindendir.
Baraj yapmazsak içme suyu ne olacak?
Tar›msal sulama nas›l yap›lacak?
Güzel bir soru; birincisi, insanlar›n talepleri
di¤er konularda oldu¤u gibi su konusunda da
dur durak bilmiyor. Elimizden gelse tüm ül-
keyi baraj gölleriyle donat›p, her kar›fl topra-
¤›m›z› sulu tar›ma açaca¤›z. Neden? Çünkü
zengin olmak istiyoruz. Çünkü daha çok üre-
tip, daha çok tüketmek gibi bir döngü içine
girdik ki, tut tutabilene. Bu ç›lg›nl›¤a ne ba-
raj yeter, ne su. ‹kincisi, su kaynaklar›n›n yö-
netimine yeni bir bak›fl gerekiyor. “Bütüncül
yönetim” denilen fley yani. Su kaynaklar›n›n,
suya ihtiyac› olan tüm varl›klar›, art› iklim, to-
pografya gibi unsurlar›, art› suyun oldu¤u
bölgedeki insanlar›n sosyal, kültürel ve eko-
nomik ihtiyaçlar›n› öngörerek yap›lan planla-
ma yaklafl›m›d›r bu. Suyun bu yaklafl›mla,
tüm havzas› ölçe¤inde planlanmas› ve yöne-
TÜRK‹YE KAVRULUYOR tilmesi laz›m. Bunun için de önce kendi ha-
yatlar›na “bütüncül” bakabilen insanlar›n su-

Suya iflemenin cezas› yun bafl›n› tutmalar› gerekiyor. Bu insanlar


ayr›ca tüm insanlar›n ve tüm canl›lar›n suya
ulaflma haklar› oldu¤unu da kabul etmeliler.
Suyun adil da¤›l›m›nda dirayetli olmal›lar.
Kul s›k›flmazsa H›z›r yetiflmezmifl. Kul fena s›k›flt›, duaya ç›kt›, ama yetiflecek H›z›r yok.
Tüm bunlar olursa, o zaman yap›lan su yöne-
Art›k küresel ›s›nma var, Türkiye’nin sittin senelik altyap› sorunlar›na ve kaynaklar›n›n timi planlar› içinde barajlar da, sulama yap›-
içine etme gelene¤ine tabiat anan›n gazab› da eklenince, haber bültenlerinin birinci lar› da, insanlara ve do¤aya en az zararla bi-
s›ras›na su sorunu yerleflti. Bu noktaya nas›l gelindi¤ini, flimdi ne yapmak gerekti¤ini tirilebilir. Baraj yapmamak, topraklar› sula-
yetkin bir a¤›zdan, Sunay Demircan’dan dinliyoruz. mamak mümkün de¤il, ama en az tahribatla
iflin içinden ç›kmay› bilebilelim. Bir de flu var,
Türkiye su zengini bir ülke olmamas›na mal›d›r. Suyun denizlere bofla akmad›¤›, Na- tarih boyunca atalar›m›z hep suyla savaflm›fl.
ra¤men, neden su konusu gündemimi- s›r’›n M›s›r’da Assuan Baraj›’n› yapmas›yla Bu nedenle ABD’de su ifllerinden sorumlu ilk
ze yeni yeni gelmeye bafllad›? ortaya ç›kt›. Assuan Baraj›’n›n yap›lmas›yla kurulufl ABD ordusu içindedir, Sovyetler Bir-
Sunay Demircan: Felaketi yaflamadan birlikte Nil Nehri, Akdeniz’e tafl›d›¤› toprak li¤i’nde de öyleydi. Türkiye’de de DS‹’nin
uyanmayan, uyand›ktan sonra da çabuk uyu- zerreciklerini baraj gölüne y›¤maya bafllad›. elindeki z›rhl› araç donan›m› TSK’dan az de-
yabilen bir toplumuz. 1929’da yaflanan flid- Dediler ki, “bak›n art›k Nil berrak ak›yor, ¤ildir. Bu do¤ayla savafl halini terk edip, bir-
detli bir kurakl›k ve k›tl›k sonunda, flimdiki Boru döfledim, bundan böyle sular tertemiz akacak”. Ama o likte yaflama gibi bir niyet içine girebiliyor
tart›flmalar›n benzerleri ard›ndan “Sular suyu getirdim tertemiz su dedi¤in, bizim barda¤a doldur- muyuz, onu sorgulamak laz›m.
Umum Müdürlü¤ü” kuruldu. O zaman da bi- du¤umuz sudan farks›zd›. Çünkü barajdan Türkiye’nin su varl›¤›na dönelim; Tür-
mant›¤›yla ifl
liniyordu Türkiye’nin su zengini olmad›¤› ve sonra akan su, art›k ölü bir sudur. Suyu can- kiye’yi su zengini olarak lanse edenler
yap›yorlar. Suyu
bir gün yine kurakl›k ve k›tl›klar yaflanaca¤›. l› haline getiren, içindeki besin maddesi de- de var…
ald›¤›n yerin
Ama ard›ndan ya¤an ilk ya¤mur sildi götür- di¤imiz azot, fosfor, potasyum, sodyum gibi Türkiye’nin akarsu ve yeralt›ndaki bütün su-
dü o yaflananlar›. Mezopotamya da dâhil bu eksilen su minerallerdir. Bu maddeler, toprak zerrecikle- lar›n›n toplam› 112 milyar metreküptür. Brüt
co¤rafya, su yönetiminin ilk bafllad›¤› yerler. yüzünden ne tür rinin üzerine yap›flarak, do¤rudan deltalara suyumuz daha fazlad›r ama bu, kullan›labilir
Afla¤› yukar› 9000 y›l önce, ilk sulama kanal- tahribatlar gidiyor. Deltalardan dalgalarla k›y›lara sürük- su miktar›m›zd›r.
lar›, taflk›n koruma, barajlar, hep buralarda yaflayaca¤›n› leniyor. O s›rada deniz içindeki hayvansal ve Kontrol edilebilen su oran›ndan m› söz
bafllam›fl. Sümer, Akad, Babil devletlerinin hesap bitkisel organizmalar› besliyor. Daha sonra ediyorsunuz?
yükselifli hep suyu yönetme sayesinde ol- etmiyorsun. bu toprak tanecikleri dalgalarla k›y›lara ak›- Ya¤mur topra¤a düflüp vadilerden akarak
mufl. Gelin görün ki, suyu kötü yönetme so- Günübirlik yor ve k›y› kumullar›n› oluflturuyorlar. Sen akarsulara dökülüyor ve gidiyor. Bir bölümü
nunda da 1500 y›l gibi k›sa bir sürede, o top- çözüm baraj yapt›¤›nda, denizdeki canl›lar›n besin- göllere, bir bölümü denizlere kar›fl›yor. Bir
raklar tuzlanarak elden ç›km›fl. Tuzlanmayla aray›fllar›n›n lerini baraj gölünde tutuyorsun. Sadece Ak- bölümü de s›zarak yeralt› sular›n› oluflturu-
birlikte tar›msal üretim düflmüfl, iktidarlar pefline düflüp deniz’deki sardalya popülasyonunun Assuan yor. ‹flte bu akarsular ve yeralt› sular›n›n top-
güçlerini yitirmifl ve Mezopotamya uygarl›k- makro düzeyde Baraj› yüzünden yüzde 80 civar›nda düfltü¤ü lam› 112 milyar metreküp eder. Ama bu su,
lar› birer ikifler gömülmüfl tuzun içine. Ne bakmazsan biliniyor. Barajlardan sonra k›y›lar afl›nmaya dengeli olarak yay›lmaz. Ya¤›fllar en fazla Ka-
dersi ald›k tarihten? Kocaman bir s›f›r! Git batars›n. ve dolay›s›yla Nil deltas› yavafl yavafl batma- radeniz’e düfler, ama engebeli topografyadan
bak, GAP’da Harran’›n güneyinde 20 bin Sadece ya bafllad›. Çünkü akarsu, barajdan sonra ar- dolay›, bu hasat edilebilen su de¤ildir. F›rt›na
hektar alan yine tuza bo¤uldu. T›pk› dokuz Ankara’n›n t›k toprak parçac›klar›yla deltay› besleyemi- deresi gibi, h›zla denizlere ak›p giden, onlar-
bin y›l önceki gibi yönetiyoruz suyu çünkü. de¤il, yor. Delta dedi¤in fley, ›rma¤›n ak›tarak k›y›- ca dere var. H›zla akt›klar› için oralara baraj
Yani nas›l yönetiyoruz? Türkiye’nin ya y›¤d›¤› birikintiyle olufluyor. Mesela K›z›- yap›lmas› mümkün olmuyor. Toroslar’da da
Bir de bizim pek bir sevdi¤imiz laf vard›r “su ciddi bir su l›rmak deltas›, sekiz-on bin y›ll›k, genç bir yeralt›na çok fazla s›zma var. Dolay›s›yla,
akar Türk bakar” diye. Suyun bofla akt›¤›n› yönetim deltad›r. K›z›l›rmak, orta Anadolu’nun Anadolu topraklar›na düflen suyun ancak
anlatmak ister. “Suyumuzu niye de¤erlendir- topraklar›ndan kum ve kil zerreciklerini tafl›- yüzde 50’si barajlarla hasat edilebiliyor.
plan›na ihtiyac›
miyoruz?” endiflesi mühendis mant›¤›n› yan- yor, Karadeniz’e boflalt›yor, dalgalar onu k›y›- Bu ne demek?
var.
s›t›r. Yeri geldi¤inde su akmal›, Türk de bak- lara tafl›yor ve jeomorfolojik bir yap›, yani del- Bu, sadece Tuna’n›n Karadeniz’e bir y›lda
12
boflaltt›¤› suyun –220 milyar metreküp– yar›- siyonlarda çok fazla bilinmezlikler de var. Su- olmasayd› da kuruyacakt›.
s› kadar kullan›labilir suyumuz oldu¤u anla- ya dair tüm verilerin en babas› yüz y›ll›k bir Konya havzas›nda Siz küresel ›s›nman›n çok belirleyici ol-
m›na geliyor. Türkiye’deki bütün akarsular, geçmifle sahipken, yüz y›l sonras›n› tahayyül 20 y›lda 30 bin mad›¤›n› m› düflünüyorsunuz?
F›rat, Dicle ve K›z›l›rmak’› toplasan, Tuna’n›n etmek o kadar zor ki! kaçak yer alt› Küresel ›s›nman›n belirleyicili¤ini yads›m›yo-
yar›s› ediyor. Bu demektir ki, Türkiye’nin öy- Haz›rlad›¤› “Uygunsuz Gerçek” adl› kuyusu aç›p, rum, ama bunun do¤al bir evrimin neticesi
le ah›m flah›m bir suyu yok. 112 milyar met- filmde Al Gore, flu andaki küresel ›s›n- olabilece¤ini düflünüyorum. ‹nsan etkisi ise
DS‹’nin gözünün
reküp suyun yaklafl›k 17 milyar metreküpü, man›n daha önceki küresel ›s›nmalara bunu provoke ediyor sadece. Fuzulî spekü-
içine baka baka
karfl›l›kl› anlaflmadan dolay› F›rat’tan Suri- hiç benzemedi¤ini ve hiçbir zaman bu lasyon yap›p kurakl›ktan para kazanman›n
yeralt› sular›n›
ye’ye veriliyor. Kal›yor 90 küsur milyar. Bunu kadar k›sa sürede bu kadar de¤iflimin gere¤i de yok ama.
Türkiye’nin nüfusuna böldü¤ümüzde, kifli yaflanmad›¤›n› söylüyor… kurutmuflsun. Eski ça¤larda hiç bu kadar su k›tl›¤› ve
bafl›na yaklafl›k 1250 metreküp kadar su olur. “Daha önce hiç yaflamam›fl” yarg›s›na, sade- Sonra da “neden su sorunu yaflanm›fl m›?
Kifli bafl›na bin metreküp su düflen ül- ce buzullardaki katmanlar› ölçerek var›yorlar. kuruyor bu göl” Mezopotamya’da Akatlar döneminde üç yüz
keler su yoksulu say›lm›yor. Bu hesaba Bunlar çok afakî veriler. ‹nsano¤lu sadece bir diyorsun. y›ll›k bir ciddi kurakl›k oldu¤u, arkeolojik ka-
göre Türkiye su yoksulu de¤il. -iki bin y›l öncesiyle ilgili tespitler yapabili- Küresel ›s›nma z›lardan biliniyor. Pek çok uygarl›k bu yüz-
Do¤ru, ama nüfus artt›kça, su yoksulu olma- yor. Milyonlarca y›l önce nas›l bir sürecin ya- olmasayd› da den Mezopotamya’y› terk ediyor.
ya ad›m ad›m yaklafl›yoruz. Çünkü Türkiye fland›¤›n› hiç bilmiyoruz ki. Ben, daha önce kuruyacakt›. Yeryüzündeki su ve ›s› döngüsünün, in-
‹statistik Kurumu (TÜ‹K) 2030’da Türkiye nü- de bu tür küresel ›s›nmalar›n defalarca oldu- san türünün bedensel olarak dayana-
fusunun 100 milyon olaca¤›n› tahmin ediyor. ¤una inan›yorum. Ayr›ca bir de mikro alan- mayaca¤› bir raddeye k›sa vadede ula-
Dünyada su eksiliyor mu? larda iklimsel döngüler var, k›sa dönemlerde flaca¤›n› düflünüyor musunuz?
Hay›r, dünyada su hiç eksilmiyor. Dünyan›n yaflan›yor bunlar. Bir ara Elektrik Etüt ‹dare- fiu anda kimsenin umurunda de¤il ama, za-
üzerine düflen kar ve ya¤mur taneleri, su si’nin göl seviyeleriyle ilgili verilerini incele- ten bu felaketi yaflamaya bafllad›k. Her y›l en
kaynaklar›n› besliyor. Sonra denizlerdeki, mifltim: Türkiye’de bile her 10-15 y›lda bir az on milyon kifli, sudan kaynaklanan hasta-
göllerdeki ve biraz da karalardaki sular bu- göllerin seviyesinde düflüfl ve ç›k›fllar›n ya- l›klardan ölüyor. ‹nsanlar›n bafl›na gelmifl en
harlafl›yor, ya¤mura dönüflüp tekrar yeryüzü- fland›¤› tespit ediliyor. Ne- büyük felaketin savafllar oldu¤u
ne düflüyor. Bunun ad› su döngüsüdür, dön- den? Çünkü Anadolu, afla¤› san›l›r. ‹kinci Dünya Savafl›’nda
gü içinde su eksilmez de, artmaz da. yukar› her 15 y›lda bir kurak- 62 milyon insan hayat›n› kaybet-
Sözünü etti¤iniz “do¤al döngü”nün k›- l›k yaflar ve ondan sonra tek- mifl. Oysa sudan kaynaklanan
r›lmas›na neden olan ve ad›na küresel rar ›slak döneme girer. kolera dâhil, ishal yapan ba¤›r-
›s›nma denen bir süreç yafl›yoruz… Ama ‹ç Anadolu’daki pek sak hastal›klar›na geçen sene
Suyun do¤al döngüsünde bir çatlak oldu¤u- çok göl, tamamen kuru- dört milyar insan yakaland›!
nu söyleyemeyiz. Binlerce y›ld›r su, kendi do- maya bafllad›. Tuz gölü Dünya nüfusu alt› milyar! Geçen
¤al dengesi içinde dönüyor. Bu dengenin dö- tamamen kurudu örne- sene, Ankara’n›n göbe¤inde di-
nüflmesi için insan etkisinin d›fl›nda bir fley- ¤in. Toprakta verim dü- zanteri geçirdim. Hindistan’da,
lerin daha olmas› laz›m ki, su döngüsü de¤ifl- flüyor, çölleflme yaflan›- Çin’de, Afrika k›tas›nda ola¤a-
sin. Küresel ›s›nma denilen olay, eninde so- yor… Bunu suyun yanl›fl nüstü bir flekilde yayg›nlaflt› bu
nunda bir iklimsel de¤iflimdir. Bu ›s›nman›n kullan›m›na da ba¤layan- hastal›klar. Bu hastal›klardan her
sonucunda yeryüzüne düflen su oran› azal- lara ne diyorsunuz? y›l 2.2 milyon insan ölüyor. Bu-
m›yor ki, sadece suyun düfltü¤ü yer de¤ifli- Orta Anadolu’daki kurakl›kta nun yüzde 90’› befl yafl alt› ço-
yor. Genel kabul edifl flu: Kurak alanlar daha insan elinin ciddi bir etkisi cuk. Her y›l 396 milyon kifli, su-
kurak, ›slak alanlar daha ›slak olacak! Su, da- vard›r. Çünkü Anadolu’daki dan kaynakl› s›tmaya yakalan›-
ha önce az düfltü¤ü yerlere daha az, daha su kaynaklar› üzerine yap›lan yor. 1.3 milyon kifli de s›tmadan
fazla düfltü¤ü yerlere daha fazla düflecek. Ör- abuk sabuk yat›r›mlar, nere- ölüyor. Bunun da yüzde 90’›, befl
ne¤in Türkiye’de önümüzdeki dönemlerde deyse yirmi y›ll›k geçmifle sa- yafl alt› çocuk. Her y›l alt› milyon
çok ya¤›fl alan Karadeniz bölgesine daha faz- hip. Suyun hiç k›ymetini bi- insan trahoma nedeniyle kör
la ya¤›fl düflecek, ‹ç Anadolu ve Güneydo¤u lemedi, ne suyu yönetenler, oluyor. Sadece Bangladefl’te her
bölgelerine daha az ya¤›fl düflecek. Hollanda, ne de kullananlar. Hele Orta y›l 28 ile 35 milyon insan, içme
‹ngiltere gibi Kuzey Avrupa ülkelerine daha Anadolu’daki su kaynaklar› suyundan, kabul edilir s›n›rlar›n
çok, Afrika’ya daha az su düflecek. Bu dra- 1914 de bafllad› talan edilme- üzerinde arsenik al›p zehirleni-
matik sonuçlar› olabilecek bir süreçtir. Çün- ye. Beyflehir’in suyunu Konya’ya tafl›d› o za- Ziraat Mühendisi Sunay yor. Bugün dünyada yaflayan insanlar›n 2.6
kü suyun da¤›l›m› müthifl dengesizdir. Su, man Almanlar, Ba¤dat demir yolu karfl›l›¤›n- Demircan, Do¤al Hayat› milyar›, sa¤l›kl› içme suyuna sahip de¤il ve-
Koruma Derne¤i’nde
Kuzey’›n zengin ülkelerine fazlas›yla düfler. da. Sonra bizim akl› evveller ç›kt› sahneye. ya hiç suya ulaflam›yor. Susuzlu¤un sonuçla-
sulak alanlar ve su kay-
Kuzey ülkelerinin hemen hepsi, su aç›s›ndan Hotam›fl’›, Su¤la’y›, Yarma sazl›klar›n› birer naklar› sorumlusu ola- r›ndan biri de açl›k. Bugün dünyada bir mil-
zenginken, Güney ülkelerinin hemen hepsi ikifler kuruttular. Konya havzas› çukur bir tas rak çal›flt›. Karadeniz’in yar insan açl›k s›n›r›n›n alt›nda yafl›yor. Her
su aç›s›ndan fakirdir. Afrika k›tas› zaten su- gibidir. Bu tas›n en dibinde Tuz Gölü bulu- Kirlili¤e Karfl› Korunmas› gün 16 bin çocuk, açl›k nedeniyle ölüyor.
suzluktan kavrulurken daha da susuz kala- nur. Tuz Gölü’nü besleyen çeflitli kaynaklar Projesi’nde STK Forumu Çünkü susuzluk nedeniyle tah›l üretimi s›n›r-
caklar. Var olan su da zaten kirli. Hadi zen- vard›r. Bunun önemli bir bölümü yeralt› sula- Sekreterli¤i yapt›. “Ka- l› kal›yor. Demek istedi¤im, sudan kaynakla-
radeniz Ülkeleri Sulakla-
gin Arap ülkeleri deniz suyunu ar›t›yorlar… r›d›r. Yüzeyden de bir-iki küçük akarsu Tuz nan hastal›klardan her y›l on küsur milyon in-
r›n›n Korunma Öncelik-
Susuz ülkeler neden deniz suyunu ar›- Gölü’ne akar. Ama Tuz Gölü periyodik olarak leri” adl› kitab› haz›rlad›. san ölüyorken, zaten dayan›lmaz raddeye va-
tarak kullanm›yor? yaz dönemlerinde yüzde doksan oran›nda DPT’nin 8. Kalk›nma Pla- r›lm›flt›r. Kuzey ülkelerinin bu konuda bir der-
Çünkü ar›tma çok büyük maliyet gerektiriyor. kurur. Daha sonra tekrar kaynaklardan gelen n›’ndaki “Su Havzalar› di yok. Çünkü orada su bitmeyecek ve hep-
Kuzey ülkelerine daha fazla ya¤›fl›n ol- sular o çukuru doldurur ve Tuz Gölü yaklafl›k Yönetimi Raporu”nu ha- sinin zaten ar›tma sistemleri var. Oralara su
mas›, oradaki dengeleri de altüst etme- bir buçuk metre derinli¤inde su dolu, tuzlu z›rlamaya bafllad›. Ra- nedeniyle açl›k ve hastal›klar gelmeyecek.
pordaki kat›l›mc›l›k ve
yecek mi? Örne¤in Hollanda gibi deniz bir göl haline gelir. Bu tüm tuzlu göllerin ka- Nüfuslar› da artm›yor. Küresel ›s›nman›n da
havza yönetimi gibi kav-
seviyesinin alt›ndaki topraklar daha deridir. Çünkü, tuz buharlaflman›n ya¤›fllar- ramlara devletten gelen etkilerini katarak söylersek, suyla ilgili temel
fazla tehdit alt›na girmeyecek mi? Di- dan çok oldu¤u yerde olur. Fakat buraya ge- itirazlar üzerine bu ça- sorunu, zaten hastal›ktan, açl›ktan dökülen
¤er yandan, topra¤›n çok fazla ya¤›fl al- len tatl› su kaynaklar›n›n üzerine baraj yap- l›flmadan ayr›ld›. GAP yoksul Güney ülkeleri yaflayacak. Yafl›yorlar
mas› verimi azaltmaz m›? maya bafllad›¤›nda (örne¤in ‹vriz ve Mama- Bölge Kalk›nma ‹dare- da zaten.
Fazla suyla gelecek ciddi fiziksel tahribatlar sin barajlar›), bütün yüzey sular›n› kesmifl ol- si’nde Do¤al Kaynak Yö- Bu dengesizli¤in sebebi kim veya ne?
netimi dan›flman› olarak
bekleniyor, bu do¤ru. Hollanda, geçti¤imiz ursun, Konya zaten Türkiye’nin en az ya¤- görev yapt›. Halen Sivil
Bu noktaya nereden ve nas›l gelindi?
befl-alt› y›l boyunca çok ciddi inflaat çal›flma- mur alan yeri, nas›l dengeleyeceksin? Konya Toplum Gelifltirme Suyun dünya üzerindeki dengesiz da¤›l›m›
lar› yapt›. Rotterdam gibi delta bölgelerinde havzas›nda 20 y›lda 30 bin kaçak yer alt› ku- Merkezi Derne¤i’nde tamamen do¤al bir olay. Ama eskiden Gü-
ve Kuzey Denizi’nin kenar›nda, ciddi korku- yusu aç›p, DS‹’nin gözünün içine baka baka çal›fl›yor. ney’in nüfusu bu kadar yo¤un de¤ildi, az ya-
lar yafl›yorlar. Rotterdam’›n k›y›s›na hareket yeralt› sular›n› da kurutmuflsun. Sonra da ¤›fl da ihtiyac› karfl›l›yordu. Tüketim al›flkan-
ettirilebilir kapaklarla, denizin içine bariyerler “neden kuruyor bu göl”, diyorsun. Yüzey ve l›klar›n›n de¤iflmesi suya olan talebi çok art›r-
yapt›lar. Gerekli oldu¤unda o kapaklar› aç›p yeralt› sular›n› bitirerek, gölün do¤al kuruma d›. ‹nsan›n do¤ayla olan iliflki biçimlerinin
kapatabiliyorlar. Pasifik adalar›nda da ciddi döngüsünü bozup Tuz Gölü’nü yapay bir ku- de¤iflmesiyle bafllad› tüm sürecin de¤iflmesi.
tehditler var. Fakat gelece¤e yönelik projek- ruma krizine sokmufl olduk. Küresel ›s›nma Bizdeki su yönetimi ne durumda?
13
Türkiye’de su yönetimi diye bir fley yok. Suy- suyun ak›p boflald›¤› yere göre ço¤u kez da- rak çal›flma yürütmüyor ve do¤ayla ittifak
la oynan›yor. Su üzerine yap›lan bir sürü ölü ha zengindir. Mesela F›rat ve Dicle’nin ç›kt›- kurmuyorsan, do¤a seni bitirir. Türkiye’de
proje var. Bunlar›n en tipik olan› da Aksa- ¤› yer Türkiye, döküldü¤ü yer ise Suriye. Su- flimdiye kadar suya dair yap›lm›fl tüm proje-
ray’da yap›lan Eflmekaya baraj›d›r. Ben o za- riye zengin bir ülke olsayd›, Türkiye bu iki ler tek yönlüdür. Suya dair projelerin içinde
man Do¤al Hayat› Koruma Derne¤i’nde çal›- nehir üzerine bu kadar kabaday›l›k yapamaz- çok ciddi politik suiistimaller de vard›r. An-
fl›yordum ve bunun durdurulmas› için dava d›. Colorado ve Rio Grande ABD’de do¤ar, kara’ya K›z›l›rmak’tan su getiriyorlar flimdi.
açt›k. Mahkeme, bunun bir kamu yarar› ol- Meksika’ya akar. ABD istedi¤i gibi kullan›r o K›z›l›rmak’›n suyu pis ve kullan›labilir özellik-
du¤unu ve kamu yarar›na karfl› dava aç›la- sular›, kalan› verir afla¤›dakilere. Bazen de te de¤il. Sadece ben de¤il, tüm otoriteler de
mayaca¤›n› söyleyip reddetti davam›z›. Oysa tam tersi olur, Nil’deki gibi. Etiyopya M›- bunu söylüyorlar zaten.
bunlar›n hepsi taammüden ifllenmifl cinayet- s›r’dan daha güçlü olsayd› M›s›r zor bulurdu K›z›l›rmak neden pis?
tir. Gidin bak›n Eflmekaya baraj›na, içinde o kadar suyu kendi topraklar›nda. Su savafl- Çünkü K›z›l›rmak’›n içinde flor ve klor gibi
damla su yoktur. Oysa eskiden oras› sazl›kt›, lar› kimin aras›nda ç›kacak ki! ‹srail, gitti Go- minerallerin oran› yüksek. ‹nsan katk›s› bir
binlerce hayvan orada otlard›. fiimdi ne saz- lan Tepeleri’ne oturdu. Oradaki üç-befl su yana, tuzlu bir su. Bu suyun ar›tmas› da ba-
l›k kald›, ne de hayvan. Dünyan›n paras› da kayna¤›na el koydu. Araplar bir-iki kere bu sit sistemlerle olacak gibi de¤il. Ankara’n›n
bofla gitti. DS‹’ye göre 700 milimetrenin üze- su kaynaklar›n› geri almak için savafla yelten- flu anki ar›tma sistemi bu ihtiyac› karfl›laya-
rinde ya¤›fl alan yerlere sulama projesi yap›l- di, ama yapamad›lar. Çünkü ‹srail ordusu da- cak düzeyde de¤il. Dolay›s›yla, K›z›l›rmak’›
maz, 770 milimetre ya¤›fl alan Çarflamba ha güçlüydü, vermedi su kaynaklar›n›. Su sa- içme suyuna çevirecek bir ar›tma sistemine
ovas›na tirilyonlar yat›r›p sulama projesi yap- vafllar› belki de bu nedenlerle olmuyor. sahip de¤iliz. Ama Ankara’daki akl›evvellere
t›lar. Neden? Çünkü o zamanki iktidar parti- Su dengesizli¤indeki art›fl yeni bir ka- göre K›z›l›rmak’›n suyu al›n›r, var olan temiz
si öyle istedi. Geçenlerde DS‹’nin Konya Böl- vimler göçüne neden olabilir mi? sularla birlefltirilir ve bu flekilde seyreltilirse,
ge Müdürü aç›klad›; “Konya Ovas›’n›n suyu O da çok zor art›k. Susuzluk demek açl›k, insana zarar vermesinin önüne geçilir. Bu,
bitiyor, çünkü yirmi bin kaçak kuyu var” di- yoksulluk, cahillik, hastal›k, periflanl›k de- acil önlem olarak düflünülüyor. Daha sonra
ye. Biter tabii. Sen 25 senedir kaçak kuyula- mek. Avrupa ve Amerika, Japonlar da dâhil, Gerede’den su getirecekler. Bir y›lda su hatt›
r›n aç›lmas›na göz yumar ve sonra da utan- s›n›rlar›n›n çevresine ciddi bariyerler ördüler. yap›lacak, bir y›lda da baraj dolacak, etti iki
madan “kaçak kuyular var, sular bitiyor” der- T›pk› Türkiye’deki büyük flehirlerde h›zla ar- y›l. ‹stanbul da tuttu, Sakarya’daki Melen Ça-
sen, sormazlar m› sen necisin? diye. Bu ya- tan korunakl› siteler gibi… Sitenin kap›s›ndan y›’ndan, Ist›rancalardan, ta Bulgar s›n›r›ndan
p›lan su yönetimi de¤ildir. Bizimkiler suyla giremiyorsun. Nüfus k⤛d›n bile yetmez, o su getiriyor. Bunlar havzalar aras› su transfe-
oynuyorlar o kadar! sitelere girebilmen için. ‹lla siteden biri tele- ridir ve çok ciddi ifllerdir. Boru döfledim ve
‹nsanlar kuyu açmazsa, su ihtiyaçlar›n› fon edecek kap›daki güvenlikçiye, o zaman suyu getirdim mant›¤›yla ifl yap›yorlar. Ama
nas›l giderebilirler? girebilirsin. Arkadafl›na sürpriz bile yapamaz- bu böyle olmaz. Çünkü suyu ald›¤›n yerin,
‹flin temeli suyun ak›lc› kullan›m›d›r, ki bu- s›n. Çünkü onun haberi olmadan asla o site- eksilen su yüzünden ne tür tahribatlar yafla-
nun içinde talebin planlanmas› yatar. Talep ye giremiyorsun. Amerika resmen kocaman yaca¤›n› hesap etmiyorsun. Oradaki kültürel
planlanmazsa, her isteyene istedi¤i kadar su bir beton duvar ördü Meksika s›n›r›na! AB ül- ve biyolojik çeflitlili¤i, insanlar›n ekonomik
vermeye kalkarsan bunun sonunu getiremez- keleri art›k kimseyi alm›yor. Kanada’da için- durumlar›n› de¤ifltiriyorsun. K›z›l›rmak’tan su
sin. Mant›ks›z mühendisli¤in sonucunda al- de okulu, al›flverifl merkezi, her fleyi olan izo- al›rken, Bafra ovas›ndaki insanlara soruyor
lah›n suyu, allah›n sevgili Konya’s›n› gün ge- le kentçikler oluflmaya bafllad›. D›flar›s›, onlar musun? K›z›l›rmak’tan flu kadar su al›yorum,
lir terk eder. Bir gün Konya’da bu¤day tarla- için yoksullar›n, yasa d›fl› yaflayan insanlar›n, halin nice olacak diyor musun? Oradaki eko-
s›n› anlams›z yere suya bo¤mufl köylüleri AIDS’lilerin, teröristlerin dünyas› olarak görü- sistemi ne hale sokaca¤›n› hesap ediyor mu-
gördüm. “Neden bu kadar su veriyorsunuz?” nüyor. Orada yaflayan o izole kabileler, su- sun? Günübirlik çözüm aray›fllar›n›n pefline
dedi¤imde, yukardaki elektrik tellerine att›k- Bir sürü ölü suzluktan dolay› Güney’den kaçacak yoksul- düflüp makro düzeyde bakmazsan batars›n.
lar› kancalar› gösterip, “abi su bedava, elekt- proje var. lar› istemiyor. Onlar› kendi yoksul ülkelerine Sadece Ankara’n›n de¤il, bütün Türkiye’nin
rik bedava, sulamay›p da ne yapal›m” diye Bunlar›n en hapsetmenin yollar›n› ar›yor. Onun için de ciddi bir su yönetim plan›na ihtiyac› var.
s›r›ta s›r›ta bakt›lar yüzüme. Kadir k›ymet tipik olan› Güney halklar›n› kendi bölgelerinde tutmaya Sizin öneriniz nedir?
bilmemek dedi¤im fley bu. Do¤an›n de¤erini Aksaray’daki yönelik ufak tefek projeler gerçeklefltiriyorlar. Tar›mda çok ciddi su israf›n›n yap›ld›¤›n›
bilmezsen, al›r bafl›n› gider gün gelince. Kim- Eflmekaya Un yolluyorlar mesela çuvallarla, ama bir düflünüyorum. Tar›mc›lar ve DPT, 8.5 mil-
se sana kuyu aç›p su ç›kartma demiyor, bari yandan da ayn› ülkelerdeki iç savafllar› k›fl- yon hektar arazimiz sulu tar›ma aç›lacak di-
baraj›d›r.
hiç olmazsa haddini bil. Bu hoyratl›¤›n bir k›rtmay› ihmal etmiyorlar. Bir elden may›n yor. Bunlar abart›lm›fl rakamlar. Do¤rusunu
Yap›m›n›n
cezas› olmal›yd›. Hep beraber çekece¤iz. sat›yorlar, bir bak›yorsunuz bir gün Belçika söylemeye kimsenin dili varm›yor. Bu kadar
durdurulmas›
“Mant›ks›z” mühendisli¤in nedeni ne? elinde kalan üretim fazlas› sütlerini ba¤›fll›yor sulanabilir arazimiz yok. Bu rakamlar› pres-
Bu, “Türkiye’de erkekler neden kad›nlar› dö- için dava açt›k. çocuklara. Bu flekilde Güney’deki insanlar› tij meselesi yapmaktan kurtulmal›y›z. ‹kinci-
ver” sorusuna benziyor. ‹nsanlar›n ne birbir- Mahkeme, ne zengin ediyorlar, ne de yoksulluktan top si, DS‹ politik giriflimlerden ar›nd›r›lmal›, ba-
lerine ne de çevrelerine karfl› kadir-k›ymet bi- baraj›n bir yekûn ölmelerine izin veriyorlar. Çocuklar›n ¤›ms›z, özerk bir kurum haline getirilmeli ve
lirli¤i kald›. Eskiden su kutsald›. Orta Asya kamu yarar› bilye oyununu bilirsiniz. Çocuklarla bilye oy- Türkiye’nin bütün su yönetimi DS‹’ye ba¤-
topluluklar›nda, hatta günümüzde Türki- oldu¤unu nuyorsunuz, fakat kabaday›s›n›z. Bütün bil- lanmal›d›r. Türkiye’de 10’dan fazla sudan
ye’deki baz› heterodoks topluluklarda suyun söyleyip yeleri, çocuklar›n kafas›na vurarak alabilirsi- sorumlu kurulufl vard›r ve hiçbiri bir di¤eriy-
d›flk›yla kirletilmesinin, suya iflenmesinin ce- reddetti davay›. niz. Ama öyle bir durumda oyun oynayaca¤›- le geçinemez. Ayr›ca tar›mda kurak bölge-
zas›n›n ölüm oldu¤u zamanlar da olmufl. Es- Oysa bunlar›n n›z kimse kalm›yor, bu sizi de mutsuz ediyor. lerde suya çok ihtiyaç duyulan ürünlerden
kiden su da, a¤aç da, toprak da kutsald›. De- hepsi Onun için ellerinden ald›¤›n›z onlarca bilye- vazgeçilmesi ve sulama teknolojisinin de-
¤erliydi. Bektafli bofluna anam toprak, babam taammüden den birkaç tanesini da¤›t›p çocuklarla oyun ¤iflmesi laz›m. Çünkü aç›k kanallarla yap›lan
gök dememifl. Do¤urganl›¤› simgeler çünkü ifllenmifl oynamay› sürdürüyorsunuz. sulamada ciddi su kayb› yaflan›yor. Elektrik
toprak. Ya flimdi? Ne suyun ne topra¤›n de- cinayettir. Çocuklar›n bir araya gelip kabaday›ya hatlar›n›n eskili¤inden dolay› yaflanan elekt-
¤eri kald›. Peki, ne oldu da insanlar bu kadar Gidin bak›n kafa tutmas› ihtimali de yok mu? rik kayb›n›n çok daha ciddisi, suda yaflan›-
k›sa sürede de¤ifltiler? Bence temel neden Eflmekaya Keflke olsayd›, ama sistemin kendi anarflisti- yor. Kanallardan su s›z›yor, buharlaflma olu-
kan›m›za giren tüketim zehiri. Ba¤›ml›l›k ya- baraj›na, içinde ni yaratma ve kontrol alt›nda tutma gibi hay- yor. Onun için kapal› borularla ve damla su-
pan, lanet bir fley o. Her gün TV’lerde, ilan- damla su ranl›k verici bir yetene¤i var. Zengin ülkeler, lamayla yapacaks›n bu ifli. Bir de tabii, en
larda, gazetelerde veriliyor bize. Suyun kut- yoktur. el alt›ndan küreselleflme karfl›t› gruplara cid- önemlisi, tüketim al›flkanl›klar›m›z›, yaflam
sall›¤›n› kim takar bu keflmekefl içinde? Oysa eskiden di destekler veriyorlar. Küreselleflme karfl›tla- biçimimizi de¤ifltirmemiz laz›m. Ona buna
Y›llard›r çeflitli araflt›rma gruplar› su oras› sazl›kt›, r›n›n eylemlerini yer yer bunlar finanse ediyor ak›l verip, baflkalar›n› de¤ifltirmek yerine dö-
savafllar›n›n ç›kaca¤›n› söylüyor, ama mesela. Çünkü kimlerin nereye kadar gidece- nüp kendimize bakmam›z, kendimizi de-
binlerce hayvan
henüz bir su savafl›na tan›k olmufl de¤i- ¤ini bilmek istiyorlar. ¤ifltirmeye çal›flmam›z laz›m. Bunlar› yap-
orada otlard›.
liz. Sizce su savafllar› ne kadar yak›n? Güncel konuya gelelim: Ankara’daki su mad›kça DS‹’yi de de¤ifltirsek, yasalar› da
Söylefli: ‹rfan Aktan

fiimdi ne sazl›k
1993’ten beri su üzerine çal›fl›r›m ve bildim s›k›nt›s›n› neye ba¤l›yorsunuz? de¤ifltirsek, kafalar› de¤ifltirmedi¤imiz sü-
kald›, ne de
bileli su savafllar› hakk›nda senaryolar oku- Bütüncül bakman›z gerekiyor her fleye. Do¤a rece hepsi bofl olacak. Adettendir bir de
rum. Hâlâ bekliyoruz ama su savafl› ç›kmad›! hayvan. so¤an gibi tabaka tabakad›r çünkü. Bu taba- son söz söylenir ya, diyelim ki, suya bak-
Ç›kabilir mi? Dünyan›n kalar› insanlar, topografya, hayvanlar, iklim, man›n, suyu dinlemenin de keyfini bilip
Suyun ç›kt›¤› yerle döküldü¤ü yerin ekono- paras› da kültürel ve sosyal hareketler, hava ak›mlar› tad›n› ç›kartmam›z laz›m. Yoksa iyiden
mik durumu farkl›d›r. Suyun do¤du¤u yer, bofla gitti. vs, oluflturuyor. Bu de¤erleri göz önüne ala- iyiye umutsuzluk saracak etraf›m›z›.
14
ERTU⁄RUL KÜRKÇÜ’YLE 22 TEMMUZ SEÇ‹MLER‹ ÜZER‹NE adamlar devam etsin” düflüncesiyle AKP’ye
oy verenler oldu. Ordunun siyasete her mü-
dahalesinin bir rezaletle sonuçland›¤›n› dü-

Tafllar› yeniden dizmek lâz›m flünenler aras›nda da dinci ya da sa¤c› olma-


makla birlikte AKP’ye oy verenler oldu. Üs-
kül’ü, Günay’› AKP’ye götüren nedenler seç-
Meclisin seçim karar› almas›n›n hemen ertesinde Ertu¤rul Kürkçü’yle yapt›¤›m›z söylefli, men düzeyinde de iflledi. Pek çok nedenle
“Üçüncü Cephe” bafll›¤›yla may›s say›m›z›n kapak konusuydu. Fikri takip yapmak üzere AKP oylar›n› ço¤altt›. Ama ordu müdahalesi-
ni biricik etken olarak görmek, buna tepkinin
kap›s›n› çald›k, 22 Temmuz sonuçlar›n› ve sosyalist solun durumunu konufltuk... de böyle bir yekûn oluflturdu¤unu söylemek,
seçmenin büyük kitlesinin antimilitarist oldu-
22 Temmuz’da ortaya ç›kan tabloyu ve ¤u tespitine ulaflmam›za yol açar. (gülüyor).
Ertu¤rul Kürkçü
seçim sonras›nda yap›lan yorumlar› na- Böyle olmad›¤›n› biliyoruz, hakikat bu de¤il.
s›l de¤erlendiriyorsunuz? Zaten hesap ortada. DYP, ANAP ve
Ertu¤rul Kürkçü: “Yeni bir demokrasi 盤›- GP’nin oy toplam› 2002’de yüzde 22.5’ti.
r› aç›ld›” demek hakikatle örtüflmeyen bir yo- Bunun yüzde 6’s› MHP’ye döndü, yüzde
rum. Herhangi bir gerçek kuvvet taraf›ndan 5.5’i de DP’de kald›. Geriye kalan yüzde
dengelenmeyen AKP iktidar›n›n niye demok- 11’in AKP’ye gitti¤i ortada. Bu kitle için
rasi verece¤ini hiç anlam›yorum. Demokrasi “demokrasiyi seçti” denemez herhalde.
vermiyor, tek parti hakimiyeti veriyor. Üstelik CHP’ye gidebilecek oylar›n bir k›sm›n›n
flimdi, geçmiflte Sezer’in k›smen takoz koy- MHP’ye akt›¤›n› da düflünüyorum. Baykal’›n
du¤u neoliberal dönüflüm projelerinin önün- kurdu¤u retorik öyleydi ki, o vaaza hak ver-
de hiçbir engel kalmad›. Asker hakimiyetinin dikten sonra CHP’ye oy vermezsin art›k. “Öz-
s›n›rlanm›fl olaca¤›n› iddia etmek ise cehalet de” milliyetçi, ›rkç› bir partiye vermen laz›m.
eseri. Dolmabahçe’de Büyükan›t’la Erdo¤an MHP’nin geleneksel taban›ndaysa oy eksildi-
bir mutabakata vard›lar, bu apaç›k. Tanr›n›n ¤ini, AKP’ye gitti¤ini, MHP’nin büyük flehir-
hakk› tanr›ya, ordunun hakk› orduya, Tay- lerden oy ald›¤›n› görüyoruz. Bu da ilginç bir
yip’in hakk› Tayyip’e. Bu mutabakat›n so- tablo. MHP genel olarak CHP’nin hakimiyet
nuçlar›n› görece¤iz. Militarizm bir yere geri- alan›na tecavüz etmifl oldu. Ya da oradaki
letilmifl de¤il. Ayr›ca, kapitalizmin kitlesel DYP, ANAP oylar›n› MHP sildi süpürdü.
onayla kendini yeniden üretir hale gelmesin- As›l ma¤lup MHP galiba. 1999’da yüzde
den ne gibi bir ferahlama duyulabilir ki? 18’lere ç›kan oylar›, 2002’de 8.5’e inmifl-
CHP’nin a¤›r bir yenilgiye u¤rad›¤› ti, flimdi ancak 14.5’e ç›kt›, 1999’daki
yayg›n kanaat, ama oylar›n› birkaç pu- oyunun gerisinde kald›.
an›n ötesinde artt›ramayacaklar› aflikâr Do¤ru. Çok büyük hayal k›r›kl›¤› vard›
de¤il miydi? MHP’de seçim akflam›nda. Çünkü MHP için
CHP’nin izafî bir yenilgisinden söz etmek parlamentoya girmek mesele de¤ildi, daha
mümkün. Evet, rasyonel düflünen herkes büyük bir baflar› bekliyordu. AKP’yle yapt›k-
CHP’nin daha fazla oy alamayaca¤›n› görür- lar› çekiflmeyi k›rda, taflrada kaybettiler. Öte-
dü, gösterirdi, fakat CHP’liler ve “cumhuri- 2004 yerel seçiminde, flimdiki oy oran›n›n kilerden daha liberal tondaki söylemine ra¤-
yetçiler” sadece kendilerinin inand›klar› se- befl-alt› puan alt›na ulaflm›flt›. men, A¤ar’›n projesinin çuvallamas›na mem-
çim tahminlerini ortaya yayd›lar. Kemalist Eylül 2006’da güvenilir araflt›rmalar nun oldum. Biraz zorlayarak flöyle diyebilir
haberleflme sitelerinde dolaflan bir tak›m AKP’yi yüzde 43 gösteriyordu. miyiz: Susurluk’a onay vermedi insanlar. Bu
araflt›rmalara göre, CHP yüzde 28, AKP yüz- ‹flini do¤ru yapmak için “gerçek asl›nda ne- sonucun seçmenin onda seçecek bir fley gör-
de 25 oy al›yordu. Bu, Amerikal›lar›n “wish- dir” diye bakanlar›n gördü¤ü fleydi bu. Kendi memifl olmas›yla da iliflkisi var. Uzan’da da
ful thinking” dedikleri fleydi: Olmas›n› dile- pay›ma –flimdi biraz da k›z›yorum kendime– görmediler. Ne o, “ben Amerika’y› da kaz›k-
dikleri sonucu bir öngörüymüflcesine yayd›- daha iyi görebilirdim, fakat ötekilerin de her- lad›m” diye, ne de A¤ar “ben bin operasyon
lar. Do¤an medyas›nda da seçim bölgelerine halde bir bildi¤i var diyerek öngörülerimi bi- yapt›m” diye dolaflabiliyor ortal›kta. Bunlar
giderek halk›n nabz›n› tuttu¤unu söyleyenler, raz k›rpt›m. 2002’den bir-iki puan fazla oy hay›rl› sonuçlar› seçimin. Bu seçimin bir iyi
hemen her yerde AKP’nin büyük oy kay›pla- Bir ortak aday alacaklar›na karar k›ld›m. Zaten mant›kl›ca taraf› da, gerçek say›lar›n görülmüfl olmas›.
r›na u¤rad›¤›n›, boflalan yeri CHP ve platformundan, düflününce, Silahl› Kuvvetler, onlar›n psikolo- Cumhuriyet mitinglerine dair palavralar› alt
MHP’nin doldurdu¤unu yazd›lar. As›l mani- ortak iradeden jik harekât örgütleri, böyle bir yükselifl olma- alta koyal›m, CHP’ye oy verenlerden daha
pülasyon, Tarhan Erdem’in araflt›rmalar› de- ç›kmad› sa niye harekete geçsinler ki? Belli ki kopan fazla insan sayd› medya. Palavra flimdi ger-
¤il, bu izlenim yaz›lar›yd›. “CHP geliyor” ha- ba¤›ms›z k›yamet, o kâbus senaryolar›, bu yükselen çek zeminine çekildi. Fakat bu gerçek zemin
vas› büyük ölçüde böyle kuruldu. Elde edilen adayl›klar. grafik bilgisiyle ilgiliydi. Bu safsatay› bir ke- hâlâ problemli. Çünkü AKP bunlarla rekabet
netice 2002’ye göre bir-iki puan ileride olsa Her bir unsurun nara b›rak›rsak, as›l çözümlememiz gereken edebilmek için milliyetçi tonunu kuvvetlen-
da yenilgi addediliyor olmas› bundan. DTP’yle yapt›¤› flu soru: Bütün bu neoliberal kapitalist eko- dirdi, CHP o trafla devam ediyor. MHP ma-
2002’deki DSP ve YTP oylar›yla birlikte nomi politikas›na ve kimseyi mutlu etmeyen lûm. Meclisin ço¤unlu¤u herhangi bir milli-
ayr› görüflmeler
düflünürsek, o bir-iki puan bile yok. kültürel ve politik yaflant›ya ra¤men, niçin yetçi-militarist gaz karfl›s›nda derhal kanl› bir
sonucunda ç›kt›.
Bizim bakt›¤›m›z yerden bakanlar, tabanda AKP yükselen bir trendde? Ordunun bask›s›- edebiyata kap›l›p gidecek durumda.
En önemli
bir “fleriatç›-laik” gerilimi olmad›¤›n›, hayat›n na direnmenin birkaç puan fark ettirdi¤ini, Ama flimdi DTP var mecliste.
böyle yaflanmad›¤›n›, dolay›s›yla hiçbir fleyin mesele bu. ama belirleyici düzeyin asker-sivil gerilimi ol- Bence seçimin en önemli sonucu DTP’nin
buna göre belirlenmeyece¤ini görüyordu. Bu Bask›n Oran mad›¤›n› söyleyebiliriz. Ancak, bu oylar 27 meclise girmesi. MHP’yle çektirilen resim in-
tabii CHP’yi AKP neoliberalizminden kurtu- noktas› ise Nisan muht›ras›n›n bir flekilde veto edilmesi san›n içini biraz burksa da, en az›ndan “bir
lufl imkân› sayanlar›n gözünde bir yenilgi, skandal. anlam›na gelmiyor da denemez. Seçim önce- çözüm için her fleye var›m” cesaretini ortaya
hayal k›r›kl›¤›, moral bozuklu¤u kayna¤› ol- si TV söyleflilerinde Erzurum’da orta yafll›, koyuyor diye de düflünmeye olanak verebilir.
du. Baykal’›n s›k› durufluna bakarak –s›k› du- dinamik, düzgün konuflan bir adam, “ne ifli- Ama her fley DTP’nin elinde de¤il. Zaman›n-
ruyor hakikaten– flöyle düflündü¤ünü söyle- miz olabilir ki bizim AKP’yle, niye ona oy ve- da Britanya’da Sinn Fein’in elinde olmad›¤›
yebiliriz:“Ben zaten bu ifllerin seçimle olaca- relim, onlar bizden de¤il, biz onlardan de¤i- gibi. Buradaki IRA ne yapacak, o çok önem-
¤›n› düflünmüyordum ki, inflallah ordumuz liz, ama bu yap›lan var ya, bu olmaz” diyor- li. Gündem gazetesinde yaz›lanlara bakt›¤›-
bir fleyler yapacak, biz de onun deste¤i ola- du, “oyunun kural›n› iflin ortas›nda de¤ifltir- m›zda –ki onlar çok büyük ölçüde DTP olma-
ca¤›z.” O çerçevede kendisini baflar›s›z say- diler, bu haks›zl›k, bu haks›zl›¤›n giderilmesi yan Kürt hareketinin tezlerini yans›t›yor–
m›yor. “Bir psikolojik operasyonda yer ald›k, için onlara oy verece¤iz.” Bu adam›n bir kifli DTP’yi PKK’nin meflrulaflt›r›lmas› yönünde
sonuçta vazifemizi yapt›k.” Devam› da, “halk oldu¤unu düflünmemek laz›m. Büyük kentle- çaba gösterme bask›s› alt›nda tuttuklar›n›
fos ç›kt›” diye geliyor. (gülüyor). Sonuçlar, 22 rin liberalleri de AKP‘ye oy verdi. Çünkü AKP görüyoruz. Bu iyi bir fley de¤il. ‹rlanda’da çö-
Temmuz’un ola¤anüstü bir seçim olmad›¤› iktidar›nda onlar›n gündelik yaflam› pek de- zümün IRA’n›n meflrulaflt›r›larak sa¤land›¤›n›
yolundaki yarg›y› da do¤rulad›. Çünkü, AKP ¤iflmedi. Dolay›s›yla, “bir tantana ç›kmas›n, sanmak gibi. Oysa çözüm nereden geçti, bi-
15
liyoruz. Silahlar gömülünce çözüm ç›kt›. ¤unu gösteriyor. Fakat bir iyimserlik duygu- r›. Bu karar› benimsemeyen kesim meselenin
Seçim karar›n›n al›nmas›n›n ertesinde su da var, çünkü baflar›lm›fl bir fley var. yeniden parti meclisinde görüflülmesini iste-
yapt›¤›m›z söyleflide “solda ortak ba- ÖDP’nin k›smen desteklememesi, k›smen di. Tart›flma t›kan›nca, Uras “ben gidiyorum”
¤›ms›z aday” girifliminin, “üçüncü cep- engellemesine ra¤men, Uras’› meclise yolla- dedi. Bunun üzerine ötekiler “lanet olsun,
he”nin kurulabilmesi yolunda önemli yan ittifaka bakt›¤›m›zda, Kürt dinami¤inin peki” dedi. Orada bulunanlar›n oy birli¤iyle
bir imkân oldu¤unu söylemifltiniz. Da- de, sosyalist dinami¤inin de, partisiz sol ya Uras aday oldu. Ama bu, partinin oydaflma-
ha sonra da üç sosyalist partinin (ÖDP, da genel seçmen kat›l›m›n›n da umulandan ya vard›¤› anlam›na gelmiyor. Bu apaç›k.
EMEP, SDP) baflkanlar›n›n aday göste- daha iyi sonuç verdi¤ini görüyoruz. fiimdi Genel baflkan “ortak aday” olunca,
rilmesini pratik bir çözüm olarak öner- bunu analiz etmek laz›m. fiöyle düflünüyo- ÖDP’nin de di¤er ortak adaylar› destek-
diniz. 22 Temmuz sürecinde “ortak rum: Gereksindi¤imiz baz› kald›raçlar Uras’›n lemesi gerekmiyor muydu? Oysa ÖDP
aday” belirleme yordam›n› ve seçim so- yürüttü¤ü kampanyan›n özgüllükleri içinden birçok yerde di¤er ortak adaylar› kös-
nuçlar›n› “üçüncü cephe” aç›s›ndan na- ç›kabilir. E¤er Uras, kendisini destekleyen tekledi. Bu kahredici bir ay›p de¤il mi?
s›l de¤erlendiriyorsunuz? kampanyan›n kazan›mlar›n› ÖDP’ye tafl›yabi- Bu sorun var. Çok fazla sorun var, bunlar›n
Seçim sonuçlar› bizim için bir dizi imkâna lirse bu, ÖDP’nin bu yeni oluflan dinami¤e birer birer ay›klanmas› lâz›m. Uras’›n adayl›k
iflaret ediyor, ama geride bir sürü sorun da kendisini feda etmesi ve kendisini yeniden sürecinin çözümlenmesi ve aç›klanmas› ge-
kald›. Onlar›n temizlenmesi flart. Birincisi, bu ve baflka flekilde kurmas› demektir. Bu da, rekiyor. Bask›n Oran sürecinde karfl› karfl›ya
imkân›n özellikle parti olarak örgütlenmifl sol sosyalist solda bütün tafllar›n yeniden dizil- kal›nan bütün meselelerin konuflulmas› gere-
hareketler taraf›ndan yeterince de¤erlendiri- mesi anlam›na gelecek. O zaman bu süreç kiyor. Çünkü sorun sadece Do¤an Erbafl’›n
lemedi¤ini düflünüyorum. Benim dedi¤im kendisine ileriye at›lmak için bir dayanak DTP’nin sözünü çizerek aday olmas› ve bunu
k›smen oldu, Ufuk Uras ve Levent Tüzel aday noktas› bulabilir. Tabii bu birçok fleyin rast partiye kabul ettirmesi, partinin birbirini çe-
oldu, SDP de baflkanlar› Filiz Koçali’yi de¤il gitmesine ba¤l›. Birincisi, Uras’›n ufkunu len iki karar vermesi de¤ildi. Bask›n Oran’›n
ama, onursal baflkanlar› Ak›n Birdal’› verdi. kaybetmeden ve kendisine verilen deste¤in adayl›¤› da hiçbir ortak dolay›mdan geçiril-
Fakat, bu süreç birbirinden kopuk, tamamen anlam›n› çözümleyerek yürüyebilmesi. ‹kin- meksizin bir emrivakiyle ve DTP’lilerle ayr›
temass›z bir biçimde yürüdü. Bask›n Oran’›n cisi, bu süreci kendi partisine tafl›yabilmesi bir görüflmeyle flekillendi. Ama co¤rafya bel-
adayl›¤›n› da buna eklememiz laz›m. Her ve flunu diyebilmesi: “Benim arkamdaki kuv- li de¤ildi. Bask›n Oran kampanyas› ‹stanbul
fleyden önce, bir ortak aday platformundan, vet bileflimi ÖDP’nin temsil etti¤i alandan 2. bölgeyi kendili¤inden ilan ve tayin etti. Bu
ortak iradeden ç›kmad› ba¤›ms›z adayl›klar. çok daha genifl, ÖDP bunu hak edecek yeni tabii sorunlar›n tetiklenmesine yol açt›.
Her bir unsurun DTP’yle yapt›¤› ayr› görüfl- bir konuma geçmeli ve kendisini dönüfltür- Bundan Bask›n Oran’› sorumlu tutmak
meler sonucunda ç›kt›. En önemli mesele bu. melidir.” Üçüncüsü, bu, ÖDP’nin tasvibini Bask›n Oran haks›zl›k olur. Ona kalsa Ankara’dan
ÖDP’nin Ufuk Uras’›n seçimlere aday olarak kazanabilmeli, sonra da yeni bir süreci örme- sürecindeki aday olmay› tercih ederdi herhalde.
girmesini benimseyen kanad› DTP’yle ayr› nin imkanlar›n› bulabilmeli. sorun sadece Do¤ru. Herkes, DTP’liler de dahil olmak üze-
müzakere yürüttü. Ak›n Birdal’›n adayl›¤› Bu noktada çok iyimser olmak zor. Zira, Do¤an Erbafl’›n re, Bask›n Oran’›n Ankara’dan aday olaca¤›-
hiçbir dolay›mdan geçmedi. Levent Tüzel’in Ufuk Uras’›n ÖDP genel baflkanl›¤›na DTP’nin sözünü n› tahmin ediyordu. Ans›z›n ifl bu hale dö-
adayl›¤› da do¤rudan do¤ruya DTP’yle yürü- gelifli de, t›pk› milletvekili adayl›¤› gi- çizerek aday nüfltü. Bask›n Oran’›n sorumlulu¤u hem yok,
tülen bir müzakereyle oldu. ÖDP’de merke- bi, emrivakiyle oldu. Uras’›n bu tavr› olmas› de¤ildi. hem var. Bir yandan, “ben bir bireyim, hiçbir
zin büyük çapl› itirazlar›na ra¤men, Ufuk partide ciddi huzursuzluklar yaratt›. Oran’›n adayl›¤› örgütle çal›flmam, çal›flmad›m, dedi¤imi ya-
Uras’›n aday olmas› ve seçimleri kazanma- May›s say›m›z›n “üçüncü cephe” kapa- hiçbir ortak par›m, yapt›¤›m› konuflurum” diyor, di¤er
s›ysa, ÖDP’nin çok daha ötesindeki bir güç ¤›n› ÖDP’li arkadafllar sitemle karfl›la- dolay›mdan yandan nereden aday olaca¤› meselesini ör-
ve birikimin harekete geçmesiyle gerçekleflti. y›p bizi örgütlü yap›lar yerine bireysel geçirilmeksizin gütlü bir grubun kendi d›fl›nda alm›fl oldu¤u
Fakat ‹zmir’de, Levent Tüzel’in adayl›¤› etra- giriflimleri desteklemekle elefltirmifller- bir emrivakiyle bir karara terkediyor. Sezar’›n hakk› Sezar’a,
f›nda böyle bir momentum sa¤lanamad›. di. Çünkü kendileri seçime parti olarak ve DTP’lilerle Bask›n’›n hakk› Bask›n’a. Fakat tabii Bas-
Ak›n Birdal’›n Diyarbak›r’da seçime girmesi girme karar› alm›fllard›. Üç gün sonra, k›n’›n bütün bunlar› öngörebilmifl olmas› ih-
ayr› bir
ve Diyarbak›r’da Türkiye solunun hemen hiç- Ufuk Uras ba¤›ms›z aday oldu¤unu timali düflüktü. Daha tecrübeli olanlar›n bu
görüflmeyle
bir etkisinin olmamas›na bakacak olursak, aç›klad›. Bu karar›n parti meclisinde emrivakiye yol açmamalar›, açt›ktan ve bu-
flekillendi. Ama
burada da bizim arad›¤›m›z türden bir dene- sert tepkilere yol açt›¤› hepimizin ma- nun sonuçlar› herkesi zora soktuktan sonra
yim ortaya konulamad›. Tabii, ‹stanbul 3. lûmu. Haziran say›m›zda Uras’la yapt›- co¤rafya belli da sa¤a sola, “sizin ifliniz bitti, art›k s›ra biz-
bölgede Sebahat Tuncel’in kampanyas›na ¤›m›z söyleflide, adayl›k sürecini sordu- de¤ildi. Oran de” dememeleri laz›m gelir. Bu kadar vahim
sosyalist soldan hemen hemen hiçbir etki ve ¤umuzda, karar›n “oy birli¤i” ile al›nd›- kampanyas› ve gözle görülür bir hatay› iflleyenlerin o ka-
katk› olmam›fl olmas›, çok ac›nas› bir durum. ¤›n› söyledi. Gerçe¤in öyle olmad›¤›n› ‹stanbul dar yüksek sesle konuflmalar› gerekmiyor.
Bask›n Oran noktas› ise skandal. Heba ol- biliyorduk, ama “do¤ru söylemiyorsu- 2. bölgeyi fiimdi DTP’nin tavr›n›n, özelefltiri beya-
mufl, edilmifl bir potansiyel söz konusu. Do- nuz” demeye de utand›k aç›kças›. kendili¤inden n›n›n örnek al›nmas› gerekmez mi?
lay›s›yla, bir üçüncü blok, bir üçüncü cephe Asl›nda, “oybirli¤i” hem do¤ru, hem yanl›fl. ilan ve tayin Çok iyi, çok örnek bir tav›r DTP’ninki. Saha-
siyasetini iradî olarak, ya da bunu hesaba ka- Do¤ru, çünkü parti meclisi Uras’›n dedi¤ini etti. Bu tabii y› temizlediler. Herkesin gördü¤ü fleyi söyle-
tarak, ya da bu opsiyonu aç›k tutarak yürüt- yapmak zorunda kal›nca, oybirli¤i oldu. Fa- sorunlar›n diler ve üstüne de flunu eklediler: “Bunu yap-
memifl, fakat k›smen baflar›ya ulaflm›fl bir se- kat bu formel bir oy birli¤i, esas›nda flöyle ol- tetiklenmesine mayacakt›k. Ay›p ettik.” Çok güzel. ‹nsan›
çim süreci var. Bu süreç, Ufuk Uras’› meclise du: Parti meclisinde oylama tam ortada kal- yol açt›. çok iyi hissettiren bir fley bu.
göndermifl olmakla övünebilirse de, olas› d›. Bunun üzerine, MYK halletsin dediler. Ayn› fleyi ÖDP’den ve Bask›n Oran
kapsam› içinden bak›ld›¤›nda, bunun çok Ufuk Uras, MYK’den ço¤unlukla ç›kard› kara- kampanyas›n› yürütenlerden beklemek
k›smî bir sonuç oldu¤unu ve stratejik bir at›- de hakk›m›z de¤il mi?
l›mla birleflmedi¤ini söyleyebilirim. Böyle ol- Tamamen kat›l›yorum. Bu süreçte yeni bir
du¤u için de, bu problemlerin giderilmesi ge- gerilim oda¤› da do¤du. Baflar›s›zl›klar, he-
rekiyor. ‹kinci nokta flu: Uras’› meclise tafl›- saps›zl›klar, iç gerilimler, söz verip sözünde
yan kuvvetin içinde çok büyük ölçüde ortak durmamalar›n yan› s›ra baflka bir fley oldu.
aday kampanyas›na kat›lan, onlar›n seferber Konufluldu¤u gibi, ÖDP bir yandan genel
etti¤i insan topluluklar› var ama, Uras’›n baflkan›n› seçimlere ba¤›ms›z aday olarak
adayl›¤› bile bu kampanyadan üremedi. ÖDP soktu ve nesnel bir ittifak›n içine girdi ister
bu görüflmeleri DTP’yle yapt›. fiimdi geri dö- istemez. Öte yandan, Uras’›n adayl›¤›na kar-
nüp bu zemine ne tafl›yacak Ufuk Uras? Bu fl› oldu¤unu bildi¤imiz kiflilerden O¤uzhan
sorunun yan›t› çok önemli, bu zemin, tutuna- Müftüo¤lu, Birgün’deki yaz›s›nda “ben, ba-
cak bir mevzi haline getirilebilirse, buradan ¤›ms›z bir Kürt aday›n oldu¤u her yerde oyu-
ileriye do¤ru ad›m atma imkân› var. EMEP mu ona veririm” dedi. Oysa, yerel teflkilatlar
dinami¤inden ise yeni bir girdi sa¤land›¤›n› ba¤›ms›z Kürt aday›n›n oldu¤u yerlerde,
söylemek zor. Bask›n Oran’›n adayl›¤›n›n ha- Mersin’de, Antalya’da, Adana’da liste ç›kar-
rekete geçirdi¤i dinamik ise Ahmet ‹nsel’in d›lar. Hakikaten seçilebilirlik limitinde oylar›
yazd›klar›na bakarsak, burayla bak›flmamak Kürt adaylara vermeyerek kaybetmelerine yol
istiyor. Bütün bunlar benim söyledi¤im, bak- açm›fl oldular. Fakat bu, flunu görmemizi de
t›¤›m gelecek aç›s›ndan pek çok sorun oldu- önlememeli: Büyük olas›l›kla “nas›l olsa seçi-
16
var ve onun gözünde ne duruma düflüldü¤ü- man›n sonucu. (gülüyor).
nü gösteren bir gösterge bu. Bahsetti¤im in- Bask›n Oran’›n “ezber bozma” laf› çok
sanlar› k›namak için söylemiyorum bunu, iki tuttu, çok kullan›ld›. Fakat baz› ezber-
gün sonra ak›llar› bafllar›na gelmifltir zaten. leri de unutmamak gerekiyor, aksi tak-
Ama gerideki büyük kitle aç›s›ndan bu hiç iyi dirde yönümüzü, yolumuzu flafl›r›yoruz.
olmad›, Kürt karfl›tl›¤›n› kafl›m›fl oldu. 22 Temmuz sürecinde, örne¤in sömürü-
DTP’nin özelefltirisi bunu düzeltmeye imkân den söz edildi¤ini pek duymad›k.
veriyor. “Özelefltiri ne ifle yarar” sorusuna Evet, pek duymad›k.
çok aç›k bir cevap. Ama iflte, fukara efle¤ini Bask›n Oran, kampanya s›ras›nda bir-
kaybetti, yeniden buldu. (gülüyor). Bafllad›¤›- kaç kez flöyle dedi: “1960’larda mark-
m›z yere geri döndük. Bunlar afl›lm›fl olmal›y- sizm bize iflçilerin sömürüldü¤ünü ö¤-
d›. Bu basireti göstermeyi neyin engelledi¤i- retti. Sonra Kürtlerin ezildi¤ini gördük.
ni çözersek birçok fleyi de çözeriz. Nedeni 1980’den sonra, yeni sosyal hareketler
hâlâ bilmiyorum. Çok alelâde fleyler geliyor ortaya ç›kt›, kad›nlar›n, eflcinsellerin,
dilimin ucuna: K›skançl›k, kendini be¤enmifl- etnik kimliklerin talepleri gündeme
lik, hoyratl›k… Bunlar etkileyebiliyorsa, bizim geldi.” Ve kampanya boyunca ezilen,
sürecimiz hâlâ epey zay›f demek ki. horlanan, d›fllanan kesimlerden, kim-
D‹SK’in CHP’yi desteklemesine ne di- liklerden söz edildi, ama sömürünün
yorsunuz? bahsi geçmedi. Marksizmden ö¤rendik-
Ne diyeyim, utanç verici. Sonuçta bu ça¤r›- lerimiz geçerlili¤ini kaybetti mi?
n›n s›n›f aç›s›ndan hiçbir anlam› yok, iflçiler Tabii ki kaybetmedi. Söz konusu analiz dü-
lecekler” diye düflündüler. Bu durumda, her D‹SK’in ne dedi¤ine bakarak oy vermiyor. Bu zeyi, s›n›flar›n bir fley ifade etmedi¤ini, s›n›f-
flehirde DTP’nin kaybetti¤i onbinlerce oyun seçimler asl›nda Lenin’in iktisadi bilinç-poli- lara dayal› siyasetin bir anlam› olmad›¤›n›,
nereye gitti¤ini de sormak gerekiyor. Mer- tik bilinç gerilimine iliflkin görüflünü bir kere ezilenler kategorileri olarak iflçi ile kad›n›n ya
sin’de Orhan Miro¤lu’nun seçilmesi ÖDP’nin daha do¤rulad› diye düflünüyorum. Onur Öy- da eflcinsel ile yoksulun bir ve ayn› düzlem-
oyuna kalmamal›yd›. Çünkü DTP’nin kuvvet- men diyor ya, “inanam›yorum, bu kadar ezi- de oldu¤unu söylüyor. Birine cevap verince
li bir taban› vard›. O taban›n eridi¤ini görüyo- liyor halk neoliberal politikalar alt›nda, özel- hepsine cevap vermifl oluyoruz. Amerikan
ruz. Bunu öngörebilmek, deste¤e ihtiyaçlar› lefltirme alt›nda, f›nd›k fiyatlar› alt›nda, hâlâ demokratlar›n›n kampanyalar› da afla¤› yuka-
oldu¤una ÖDP’yi ikna etmek DTP’nin görevi kalk›yor AKP’ye oy veriyor.” Lenin de bunu r› böyle. Bu Avrupaî bile de¤il, çok Ameri-
olmal›yd›. demiyor muydu: ‹ktisadî bilinç, otomatik ola- kanvarî bir hikâye. Buradan fazla uza¤a gidi-
Oy meselesi bir tarafa, yan yana dur- rak siyasî bilince dönüflmez. F›nd›k üreticile- lemiyor. Bu tabii ki flu anlama gelmez: ‹nsan
mak çok önemliydi. DTP adaylar›yla ri, çok k›z›yorlar Erdo¤an’a iktisadî politikala- haklar› meseleleri önemsiz olabilir mi? Çok
Gereksindi¤imiz
Türkiye solunun birlikte çal›flmas› ge- r› yüzünden. Ama bir partiye oy verecekleri önemli. Fakat, nas›l demokrasi meselesi çok
baz› kald›raçlar
lece¤e dair bir aç›l›m olmaz m›yd›? zaman politik düzleme, bütün yurttafllar›n büyük bir h›zla liberal düzen içi seçenekler
ÖDP politikas›n› böyle kurmad›. Üç baflkan› Uras’›n birbirleriyle iliflkiye girdikleri düzleme geçi- ad›na tüketilebiliyorsa, insan haklar› mesele-
önerdi¤im yaz›da yazm›flt›m, bunun baflar›ya yürüttü¤ü yorlar, orada makine baflka çal›fl›yor. D‹SK’in, leri de flimdi bu yeni anayasa tart›flmalar› s›-
ulaflabilmesinin temel flartlar›ndan biri Kürt- kampanyan›n Süleyman Çelebiler’in iktisadî bilinç düzeyin- ras›nda h›zla tüketilebilir. Ve Zafer Üskül’ün,
lerle ayn› foto¤rafta görülmeyi kabul etmekti. özgüllükleri de iflçilerle kurduklar› ba¤ otomatik olarak Bask›n Oran’›n program›n› oldu¤u gibi alarak
Ama ÖDP Kürtlerle ayn› foto¤rafta görülmeyi içinden politik bilinç do¤urmuyormufl demek ki, Çe- anayasaya koymas›nda flafl›lacak hiçbir fley
istemedi¤i, politikas›n› böyle kurmad›¤› için ç›kabilir. E¤er lebi ya da bir baflkas› ba¤›ms›z aday süreci- olmaz. Bugünkü düzenle hiçbir taraf› çelifl-
Uras’›n adayl›¤›yla yereldeki davran›fllar bir- Uras, kendisini ne dahil olsalar fena m› olurdu? Pekala bu- mez onun. Ama sadece haklar düzeyinden
birleriyle ters düfltü. Tabii bu sonuç kötü, destekleyen nun için uygun yerler bulunabilirdi. fiimdi s›- gidecek olursak bile, ikinci, üçüncü kuflak
çünkü Kürtlerle bir karfl›tlaflma, bir gerilim kampanyan›n radan bir seçmen durumuna düfltüler ve üs- haklar, sosyal haklar, sa¤l›kl› bir çevrede ya-
do¤du. Fakat DTP’nin olgun davran›fllar›yla kazan›mlar›n› telik yanl›fl partiye oy vermifl oldular. flama hakk›, herkesin onuruyla yaflayaca¤›
bunun afl›labilece¤ini düflünüyorum. Tabii ÖDP’ye Bir de AKP’ye oy veren solcular var. bir iflinin olmas› hakk›, paras›z ve nitelikli
bir yürek so¤umas›na, sempati körleflmesine tafl›yabilirse, Bask›n Oran’›n, o aday olmasayd› AKP’ye ve- e¤itim hakk› gibi haklar› gerçeklefltirmeye
ve Türkiye soluna güvenilmeyece¤i duygu- bu, ÖDP’nin bu rebilecek insanlar›n oylar›n› alm›fl oldu¤unu kalkt›¤›n zaman büyük k›yametler kopar.
suyla yaflanmaya devam edilmesine yol açt› yeni oluflan düflünüyorum. Bask›n Oran da, daha aday ol- Bask›n Oran kampanyas› bundan bütünüyle
ve ve tabii ki Kürt hareketindeki milliyetçi dinami¤e madan mutlaka CHP ile AKP aras›nda seçim uzak durdu. S›n›f bak›fl aç›s›ndan yaflam sü-
unsurlar›n eline koz verdi Bu da seçimdeki kendisini feda yapmak durumunda olsa AKP’yi seçece¤ini reçlerini analiz etmedi¤in sürece, kapitalizm-
kay›plar aras›nda. etmesi ve varsay›msal olarak söylüyordu. Bu asl›nda le nas›l karfl› karfl›ya gelip politika üretecek-
Erbafl’›n adayl›¤› da Türkiye solunda kendisini CHP’ye oy veren ak›lla ayn› biçimde çal›fl›- sin ki? Mesela Aysel Tu¤luk, bu aç›dan Bas-
“Kürtlere güvenilmez” hissiyat› yaratt›. yeniden ve yor. CHP’ye oy veren solcular flöyle diyor: k›n Oran’dan çok daha net ve aç›k fleyler
Maalesef öyle oldu. Bask›n Oran’›n 2. bölge- baflka flekilde “Bafl tehlike neoliberalizm ve siyasî ‹slam, söylüyor. Bu seçim kampanyalar›n› bir de
den aday gösterilmesi bir emrivaki fleklinde dolay›s›yla bunun karfl›s›ndaki en büyük kuv- söylemsel düzeyde analiz etti¤imizde, geride
kurmas›
olmufl olsa da, bir kere buna onay verdikten vete oy vermek laz›m, onun için oylar›m›z ne kal›p kalmayaca¤›n› görebiliriz. ÖDP’nin
demektir.
sonra Erbafl’›n Oran’›n karfl›s›na aday göste- CHP’ye.” Ayn› paran›n iki yüzü gibi, AKP’ye kuruluflundan beri bu mesele bafl›m›za bela:
Bu da, sosyalist
rilmesi hiçbir politik ak›lla aç›klanabilecek bir oy veren solcular da flöyle bak›yor: “Büyük Seçim kampanyalar›n› bir ürünün kampanya-
fley de¤ildi. ‹kisine yetecek oyun olmad›¤› o solda bütün tehlike Amerikanc›l›k, militarizm ve otarfli s› gibi tasarlayan reklamc› akl›, sosyalistlerin
kadar aç›kt› ki, bunu “Bana yar olmayan bafl- tafllar›n yeniden –kendi içine kapanmak. Bask›n Oran, Ufuk propaganda mekani¤ine hakim olmufl du-
kas›na da yar olmas›n”dan baflka bir fleyle dizilmesi Uras ve di¤er sol adaylar fantezidir, DTP bu rumda. Mesela Ufuk Uras’›n kampanyas›n-
aç›klamak mümkün de¤il. Politikayla ilgisi anlam›na denklemin bir parças› de¤ildir, o yüzden çok dan benim akl›mda kalan “Meclise Ufuk ge-
yok. Ahlakla, kültürle de aç›klanm›yor. Saç- gelecek. rasyonelim, ileriyi gören bir hesapla AKP’ye rek”, bu kadar. Ürün kampanyas› yap›yoruz
ma sapan bir öfke hareketi. Bask›n Oran oy veriyorum. Böylece militarizm ve milliyet- ve Ufuk diye bir ürünümüz var. Öteki de “Se-
kampanyas›na kat›lm›fl insanlar›n bir bölü- çili¤in yay›lmas›n› önlüyorum.” simiz Bask›n olsun.” Ak›lda kalan fley iki ad-
müyle, hem de baya¤› akl› bafl›nda olaca¤›n› Amerikanc›l›¤› ne yapaca¤›z peki? dan ibaret. Fakat bunlara sosyal hareket di-
varsayd›¤›m bölümüyle seçim akflam› karfl›- Ama bu, gerçek analizler üzerinden gitmiyor nami¤i olabilecek, onlar›n sözü olabilecek
laflt›m. Ve çok hayretler içinde kald›m. Bu zaten. Çok cebirsel bir hesap gibi görünse de hiçbir fley efllik etmedi. K›smen hakl› olundu-
saçmal›¤›n nelere yol açt›¤›na bir örnek olsun gündelik dille düflünmenin sonucu asl›nda. ¤u da söylenebilir. Çünkü ne istiyoruz? Bu
diye anlat›yorum. “Biz o Kürtlere zaman›nda Gündelik dille düflündü¤ün zaman, günefl insanlar›n oy almalar›n› ve meclise gitmeleri-
o kadar destek vermifltik, flimdi onlar›n bize dünyan›n etraf›nda dönüyor, do¤uyor, bat›- ni istiyoruz. O yüzden böyle yap›yoruz. Peki,
destek zaman›yd›, bize bunu yapt›lar, bir da- yor. Ama astronomik hesap “dünya güneflin ama bu kampanyadan geriye ne kalacak?
ha onlara nah destek” filan. Kocaman koca- çevresinde dönüyor”a göre yap›l›yor. AKP’ye Hangi fikirler, ak›llar? Kalan pek bir fley yok.
man insanlar böyle konufluyor. Bu basitlik oy veren solcu, astronomik hesap yapt›¤›n› S›n›f karfl›tl›klar›na dayanan dil ve analize
düzeyine gerilemifl olabilirler, bu onlar aç›- san›yor, ama bu sonuca gündelik dil içinden müracaat etmeden bir seçim stratejisi kura-
s›ndan kötü olabilir ama, zaten bu basitlik geçerek var›yor. Tabii bu da uzun zamand›r may›z ki! Express’e önerim, Aybar’›n seçim
düzeyinden bakan ortalama bir Türk solcusu politik e¤itim süreçlerinin d›fl›nda kalm›fl ol- konuflmalar›ndan bölümler yay›nlaman›z. O
17
hep derdi bunu: “Sömürüye son!” T‹P’in söz- filan, bafl›m›za yeni formüller ç›karma” derdi. zim için en önemli mesele, ÖDP’nin ço¤ulcu-
lü¤ünde en çok yer tutan kelime sömürüydü. fiimdi galiba ÖDP bir yol ayr›m›nda. Bir fiu an insanlar luk perspektifinin büyük bir yara alm›fl olma-
Sömürü, yüksek ücretli beyaz yakal›- tarafta Ufuk Uras “faktörü” var, di¤er sosyalist s›yd›. Tüzü¤ün dördüncü maddesi de¤ifltiril-
dan asgari ücretliye, toplumun büyük tarafta partinin ana gövdesi. Önümüz- denince Uras’a di, parti içinde hangi görüfllerin propaganda-
ço¤unlu¤unun her gün yaflad›¤› fley. deki günler nelere gebe sizce? bak›yorlar. s›n›n meflru say›labilece¤ine partinin ço¤un-
Ama art›k do¤a kanunu gibi kabul gör- Ufuk Uras’› oraya tafl›yan hareket kendisini O zaman Uras, lu¤unun karar verebilece¤i hükmü getirildi.
dü¤ü, düflünüldü¤ü için mi sömürüden ço¤altamazsa, Uras da ço¤alan ve toplumsal do¤ru Bu, kurulufltaki temel tezi berhava eden,
söz etmekten kaç›n›l›yor? olarak yükselen bir hareketin üzerinden ko- konuflmaya ve ÖDP’yi monolitik partilere döndüren bir fley.
“Bütün bu olup bitenin gerisindeki büyük be- nuflamazsa, çok k›sa süre sonra yapayaln›z do¤ru Biz temelde onun için çekildik. Öte yandan,
lirleyen ne?” Bu sorunun cevab›n› ar›yor in- kal›r, çürür. Ve “40 y›l sonra meclise sosya- konuflturulmaya ÖDP’yi izlemeye devam ettik. Uras’›n adayl›-
sanlar. Bu sorunun cevab› üretim iliflkilerin- lizmin sözünü soktuk” laf›m›z da bize ac› bir mecbur. ¤› sürecinde ÖDP’nin ta kuruluflunda üzerin-
de. Dolay›s›yla, günlük gerçekler içinden bu- flaka olarak döner. O yüzden, pek çok sebep- Kendi haline de yükselmeyi kastetti¤i dinami¤in yeniden
nu gösterebilen bir yaklafl›m pekala büyük le bu iki hamlenin yap›lmas› gerekiyor, yap›l- terkedilemeyecek harekete geçti¤ini gördü¤ümüzü söyleyebili-
sorunun cevab›n› herkese verir. O yüzden y›l- mas› zor olsa bile yapmam›z gerekiyor. Yap›l- kadar mühim rim. Baflar› bu dinamikle sa¤lan›yorsa ve
madan bunu anlatmak laz›m. Zaten sosyal mazsa nas›l bir tabloyla karfl› karfl›ya kalaca- bizim aç›m›zdan. e¤er Uras ve etraf›ndakiler bu dinami¤in par-
mücadeleler alan›nda kendini kurmayacak- ¤›m›z› gözümüzün önüne getirelim: ÖDP ka- O yüzden k›zsak tiyi politik olarak baflar›ya götüren as›l dina-
san nerede kuracaks›n? Mesela, kentsel dö- os içinde, kendisini düzenleyemiyor, Uras’›n da, küssek de, mik oldu¤unu ve mevcut ÖDP’den daha bü-
nüflüm denen fley, esas olarak sermayenin çevresinden konsensüs çekiliyor, çünkü o bunun gere¤ini yük yeni bir projeyle partinin kendini yeniden
bir kere daha kent yoksullar›n›n üzerinden durmadan yanl›fl yap›yor, ötekiler de demo- var edebilece¤ini aktarabilirlerse, o zaman
yapaca¤›z.
kendisini var etmesi. Emekle sermaye aras›n- ralize oluyorlar ve yeni bir olanak yaratam›- yeni bir plan yapmaya gerek yok, bunun üze-
Meclisteki iflçiler
daki dünya çap›ndaki karfl›tl›kla kendi yere- yorlar. Sonuçta, Uras’›n ‹stanbul’a ya da bafl- rinden gidilebilir. Çünkü bu, mekanizmalar›,
özlük haklar› için
linde karfl› karfl›ya geliyorsun. Dilini buradan ka yerlere gidip gelmesi için ne bir sebep, ne çerçeveleri, özneleri, düzenleyici kuvvetleri
kurmayacaks›n da nereden kuracaks›n? ‹n- bir dolay›m kal›yor. Kimle ne konuflacak, na- ona baflvuruyor. olan bir sürece dönüflebilir. Bu olmazsa, o za-
sanlar zaten bu hakikatle iç içe, sömürüldük- s›l konuflacak, bunun bir mekanizmas›n›n ol- CHP’ye gitmiyor, man flu anlama geliyor. Uras’›n baflar›s› –ba-
lerini biliyorlar. Fakat problem, demin konufl- mas› laz›m. Benim hayalim, öngörüm flu: MHP’ye gitmiyor, flar› seçimi kazanmak kadar, bunu böyle bir
tu¤umuz iktisadî bilinç-siyasî bilinç iliflkisin- Uras’› meclise tafl›yan zeminden daha genifl “iflçilerin adam›” bileflimle kazanmak ise– pek çok yeni ayr›m
de. Neresinden bakarsan bak, siyasal bilincin bir zemin yok ortada. Burada sa¤lam bir sos- geldi diye Uras’a noktas› yaratt›. Benzer nedenlerle SDP’de de-
aktar›lmas› için bir mekanizmaya ihtiyaç var yalist dayana¤›n oluflmas› laz›m. Bir taban›n, gidiyor. Bu çok rin bir tart›flma oldu¤unu biliyoruz. EMEP
ve bu bilinç aktar›m mekanizmalar›nda yer bir kurumun, bir çerçevenin olmas› laz›m. mühim. O zaman tart›fl›yor, DTP tart›fl›yor, ÖDP’de tart›flma
almas› gereken insanlar Marksizmin yol gös- Öncelikle bu çerçeve yeniden tanzim edilir- onu bütün devam ediyor. Eminim ki, ‹flçi Kardeflli¤i Par-
tericili¤inden uzak bir yerde ak›llar›n› kurma- se, baflka kesimlerle, hareketlerle politik ola- iflçilerin adam› tisi’nde de, ESP’de de tart›flma olacak. Bun-
ya çal›fl›yorlar. Öbür taraftan, o s›n›f›n kendi rak ne yap›p ne yapmayaca¤›n› konuflursun. haline getirecek lara bakt›¤›m›zda, solun tamam›n› kuflatan
içinden, onlar› ileri do¤ru s›çratacak unsurlar Ne oldu¤u az çok belli olan bu giriflimleri, olan politikalarla bir yeni tart›flma düzlemine geçiyoruz. Bu
da pek çok çeflitli sebepten, ama hepsinden bunlardan tarihî olarak ayr›flm›fl baflka giri- teçhiz etmek, tart›flma düzlemi tanzim edilemezse, burada-
önemlisi entelektüel üretim araçlar›ndan yok- flimler bütünüyle ayn› kaba sokmaya çal›flt›- hem onun ifli, hem ki biririne bakacak unsurlar, birbirleriyle si-
sun olduklar› için ç›km›yor. Bu a盤›n bir ¤›nda bu imkâns›z bir proje olur, daha bafltan bizim iflimiz. nerji yaratabilecek bir ortama, iklime kavufla-
köprüyle kapat›lmas› laz›m. ‹flte Marksiste yürümez, da¤›l›r. Bu bir seçim meselesi mi? ‹lla politik olarak mazlarsa, kompartmanlarda yap›lan tart›fl-
burada ihtiyaç var. Kendi gibilerini üretmesi fiöyle olabilir mi: Uras ya da baflka bir sözcü ayn› fleyi malardan yeni bir imkân ç›kmayacak. Dolay›-
laz›m. Ama bu çok iradî bir süreç. Bunun için bu dinamiklerin üzerinden meclise girmifl düflünmemiz s›yla, yeni bir ayg›ta ihtiyaç var. Bizim teklif
de çok iyi örgütlenmifl partilere, bu partilerin olacak, onlar› terkedecek ve baflka dinamik- gerekmiyor, edebilece¤imiz, bir zamand›r çal›flmas›n› dü-
kararl›l›kla kendi do¤rultular›na sahip ç›kma- lerin sözcüsü haline gelecek. Bu bir çürüme meclisteki flük bir profilde tutmaya u¤raflt›¤›m›z sosya-
lar›na, her gelen rüzgârda e¤ilip bükülmeme- hali, Erkan Mumcu durumlar›. Uras’›n ne bu- list forum giriflimini bu amaçla dönüfltürmek.
sosyalist o flimdi.
lerine ihtiyaç var. Latin Amerika’da baflar›n›n na lây›k oldu¤unu, ne bunu hakedecek bir Forum, fluna imkân veriyor. Bir kere s›n›r› çi-
kayna¤›nda bu var. Latin Amerika’da, evet, basiretsizli¤i gösterece¤ini düflünüyorum. ziyor sosyalist diyerek. Yani, sosyaldemok-
büyük politik güçler haline gelmek için dev- Harbi konuflmam›z gerekirse, flöyle görüyo- ratlar yok burada. Dolay›s›yla, Uras’›n söyle-
rimci hareketler söylemlerinde kimi belirsiz- rum: fiu an Türkiye’de insanlar sosyalist de- di¤i “gökkufla¤›” hikâyesini konuflmayaca¤›z
likler yaratt›lar, ama mücadele taktiklerini, nince Uras’a bak›yorlar. O zaman Uras, do¤- demektir. Herkesin onu önermeye hakk› var
politik stratejilerini haz›rlarken s›n›f mücade- ru konuflmaya ve do¤ru konuflturulmaya elbette, ama burada de¤il. ‹kincisi, bu bir fo-
lesi gerçe¤inden ayr›lmad›klar› için, her ge- mecbur. Kendi haline terkedilemeyecek ka- rum, formel bir yap› de¤il, insanlar›n pekala
len rüzgâra kap›l›p bugün post modern, yar›n dar mühim bizim aç›m›zdan. O yüzden k›z- örgütlerinden farkl› düflündükleri fleyleri de
sol-liberal tak›lmad›klar› için, ezilen s›n›flar›n sak da, küssek de, bunun gere¤ini yapaca- konuflabilecekleri, bireysel olarak kat›labile-
enerjisini seferber etme ve onlar›n öz örgüt- ¤›z. Onun mutlaka do¤ru konuflmas› laz›m. cekleri bir tart›flma zemini. Bu tart›flma zemi-
leriyle hareketi afla¤›dan her gün yeniden Az fley mi, meclisteki iflçiler özlük haklar› için ninden yeni iradelerin ne olabilece¤ine dair
kurmay› ve iktidara tafl›may› baflard›lar. Uras’a baflvuruyorlar. Bu çok önemli bir gös- baz› ipuçlar› ç›kabilir, bunu harekete geçir-
Ufuk Uras’›n “3 M”sine ne diyorsunuz? terge. CHP’ye gitmiyor, MHP’ye gitmiyor, mek istiyoruz. Bütün bunlar mümkün mü,
“3 M” ne? “iflçilerin adam›” geldi diye Uras’a gidiyor. kolay m›? Ben mümkün oldu¤unu düflünüyo-
Muhammed, Mustafa Kemal, Marx... Bu çok mühim. O zaman onu bütün iflçilerin rum, ama kolay olmad›¤›n› biliyorum. Çünkü
Ne manada söylüyor bunu? adam› haline getirecek olan politikalarla teç- flu olmad›: Çok fazla yeni girdi yok süreçte.
Müslümanlar›, Atatürkçüleri ve sosya- hiz etmek, hem onun ifli, hem bizim iflimiz. Afla¤› yukar› birbirini bilen insanlar tart›fla-
listleri buluflturan ortak payda mana- Bizim illa politik olarak ayn› fleyi düflünme- caklar. Fakat çok say›da etki var. Gerek Bas-
s›nda. ‹lk defa söylemiyor, hofluna gi- miz gerekmiyor, meclisteki sosyalist o flimdi. k›n Oran, gerekse Ufuk Uras kampanyas›nda
den bir formülasyon oldu¤u belli. Dolay›s›yla, do¤ru cümleler kurmal›, ondan solun konvansiyonel profilinin ötesinde bir
Bunlar› ÖDP’nin kuruldu¤u günlerde, “halka sosyalist olmayan cümleler duymamal›y›z. dizi genç insan ve grup ç›kt› ortaya. Onlar
yaranman›n formülleri” olarak nispeten geri Sosyalist solda yeni bir oluflumun ge- böyle bir süreçte yer almaya, rol oynamaya
sosyal çevrelerden gelen insanlar söylerlerdi. rekti¤ini söylüyorsunuz. Belirleyici rol istekliler. Kad›n dinami¤i de bu süreçte biraz
Ama propaganda et diye de¤il, akl›nda tut de ÖDP’ye düflüyor. ÖDP bu basireti yeniden alevlendi. Onlar›n katk›lar›, Kürtler
diye. (gülüyor) fiimdi propaganda m› edili- gösterebilir mi? aras›ndan DTP politikalar›ndan tatmin olma-
yor? (gülüyor). Ama onun içinde Marx yoktu. ÖDP’nin bir tarihsel olgunluk göstermesini yacak kadar emekçi ve sol bir yönelifl içinde
Üç Mustafa diyorlard›. Muhammed Mustafa, ümit ediyorum. Bunu kolaylaflt›rmak için de olanlar, bütün bu unsurlar bu süreci etki-
Söylefli: Yücel Göktürk

Mustafa Kemal... Bir Mustafa daha vard›... ne laz›msa yapal›m. ÖDP’den 2002’de ayr›- leyebilir. Fakat bu, flunu varsay›yor: Yüz-
Börklüce Mustafa olmas›n? lanlar, en az›ndan Maçka ‹nisiyatifi ve SEH leflmekte oldu¤umuz yeni durumun eldeki
(gülüyor) Ufuk Uras’a, seçim bittikten sonra, (Sosyalist Emek Hareketi) için bunu söyleye- örgütsel yap›larla süremeyece¤ine dair bir
partiden yeterli düflünsel destek alamayabi- bilirim, bizim meselemiz ÖDP’nin politikala- önkanaat gerektiyor. Bu önkanaat olmaz-
lece¤ini, ama her gün de kendisinden politik r›n›n do¤rulu¤u, yanl›fll›¤› de¤ildi, politik sa, insanlar oraya gözlemci olarak kat›l›p
bir söz beklendi¤ini, o yüzden bir dan›flman- yanl›fll›klar parti içinde düzeltilebilir, düzelti- geri dönerler. Oysa biz bileflik bir emek ha-
lar kurulu oluflturmas›n› önermifltim. Dan›fl- lemez, buna ba¤l› ayr›l›klar olabilir, olmaya- reketi yaratmak bak›m›ndan böyle bir mo-
sayd›, hiç de¤ilse birisi “boflver flimdi 3 M’yi bilir, ama biz buradan hareket etmedik. Bi- mentum kazand›¤›m›z› düflünüyoruz.
18
DTP M‹LLETVEK‹L‹ HAS‹P KAPLAN

Birbirimize
muhtac›z
22 Temmuz’un DTP aç›s›ndan
özeti, “barda¤›n yar›s› dolu, yar›-
s› bofl”. Onalt› y›l sonra mecliste-
ler, üstelik grup kurabilen bir sa-
y›yla. Ne var ki, kritik bir oy kay-
b› da söz konusu. Bunda aday
belirlemedeki yanl›fll›klar›n pay›
var ama, DTP taban›nda AKP’ye
do¤ru bir kayma oldu¤u da orta-
da. Bir de tabii, ‹stanbul’da Kürt
oylar›yla Bask›n Oran’›n, Mer-
sin’de ÖDP oylar›yla Orhan Mi-
ro¤lu’nun seçilememesinin
yaratt›¤› Kürt hareketi-sosyalist
sol gerginli¤i mevcut. Mecliste nelim art›nca, bizim adaylar›m›z kazanama- bölgeden aday olan arkadafl›m›z Do¤an Er-
m›flt›r. Hakkâri’de s›n›r kap›s› oylar›n›n bafl, Bask›n Oran kadar tan›nan bir isim ol-
tarihi bir rol oynamaya haz›rla-
AKP’nin lehine ifllemesi sonucu, iki milletve- mamas›na, medya olanaklar›na sahip olma-
nan DTP’nin fi›rnak milletvekili kili ç›karabilecekken ba¤›ms›zlar, yetmifl oy mas›na ra¤men, örgütlülü¤ü nedeniyle 45
Hasip Kaplan’a kulak veriyoruz... farkla tek kifliye indi. bin oy alm›flt›r. Bunu iyi tahlil edemezsek,
Ayr›ca, Hakkâri’de imkâns›z oldu¤u bi- Bask›n hocan›n meclise girememesini de
2002’de Kürt oylar›n›n yasal lindi¤i halde DTP üç ba¤›ms›z do¤ru tahlil edememifl oluruz. Ama ne der-
Kürt hareketine kaymamas›n›n Hasip Kaplan aday gösterince, oylar bölündü sek diyelim, karfl›l›kl› hatalar sonucunda kay-
gerekçesi olarak seçim baraj› ve sonuç fiyasko oldu… bettik. Ben bafl›ndan beri bu duruma karfl› ol-
gösteriliyordu. 22 Temmuz se- Evet, aday gösterme konusunda pek dum, sonuca da çok üzüldüm. Do¤an Erbafl
çimlerinde bu de¤erlendirme- çok yerde yanl›fll›k yapt›k. Ba¤›ms›z da, Bask›n Oran da harcanacak isimler de¤il-
nin yanl›fl oldu¤u ortaya ç›kt›. aday olunca, kiflinin rolü, tan›n›p bi- di. Keflke ikisi de farkl› yerlerde aday gösteri-
Kürt oylar›, baraja tak›lma riski linmifl olmas› gerekiyor. Di¤er yan- lip seçilselerdi. “Kürtler desteklemedi, Bask›n
olmayan ba¤›ms›z adaylar yeri- dan, Mersin gibi bir yerde 200-300 Oran kaybetti” mant›¤› çok yanl›flt›r. Bilerek
ne ço¤unlukla AKP’ye kayd› ve oyla seçim kaybetmek bir yenilgi de- veya bilmeyerek, böyle bir kanaat yarat›l›rsa,
sadece 22 ba¤›ms›z milletvekili ¤ildir. Kan›mca, sand›klarla oynan- bu Kürt yurttafllar›m›z› çok k›rar. Biz bugün-
seçilebildi. Bu durumu nas›l mas› sonucu de¤ifltirmifltir. Adana den sonra solu, demokrasi güçlerini nas›l bir
aç›kl›yorsunuz? ve ‹zmir’de yüksek oylar almam›za araya getirebiliriz diye düflünece¤iz. Önü-
Hasip Kaplan: Seçimlerin eski se- ra¤men kazand›ramad›k. Ama ‹stan- müzde bir y›l sonra gerçeklefltirilecek yerel
çim sistemi ve antidemokratik yasa- bul’da 1. ve 3. bölgeden aday göster- seçimler varken, harcanan emeklerin bofla
lar çerçevesinde yap›ld›¤›n› unut- di¤imiz arkadafllar›n seçilmesi bafla- gitmedi¤ini hissetmeli, yaralay›c› elefltiriler-
mamak gerekiyor. Baraj dolay›s›yla r›d›r. 2. bölgede ise hata yap›lm›flt›r. den uzak durmal›y›z. Seçim sürecindeki or-
ba¤›ms›z adaylarla seçime girilmesi, Bask›n Oran ve DTP aday› Do¤an Er- takl›¤› ileriye do¤ru, daha yararl› bir birlikte-
oy pusulas›nda ba¤›ms›z adaylar bafl’›n ayn› bölgede olmas›, seçimin li¤e nas›l evrimlefltirebilece¤imize bakmal›-
aleyhine de¤ifliklik yap›lmas›, ba¤›ms›z aday- peflinen kaybedilmesi demekti. Bence bu y›z.
lar›n seçilmesini zorlayan faktörlerdi. Bir si- Sol de¤erler noktaya gelinmesinin hakl› bir izah› yoktur. Bask›n Oran’la ilgili pürüzün Kürt hare-
yasi partiye oy verilmesiyle bir ba¤›ms›z ada- bizim de Taraflar›n bu sorunu aflmas› gerekiyordu. ketiyle Türkiye solunun iliflkisinde bir
ya oy verilmesi aras›nda dünya kadar fark de¤erlerimizdir. Bask›n Oran, adayl›¤› konusunda ara- turnusol k⤛d› ifllevi gördü¤ü ve neti-
var. Ba¤›ms›z aday›n oy pusulas›nda mikros- Kendimizi sol, lar›nda Orhan Do¤an’›n da bulundu¤u cenin negatif ç›kt›¤› düflüncesini nas›l
kopla görünen ismini seçmene tan›tmas› bile demokrat bir DTP ekibiyle görüflmeler yapt›¤›n›, de¤erlendiriyorsunuz?
büyük çal›flmalar neticesinde olabiliyor. Ba- kitle partisi DTP’nin son anda deste¤ini çekti¤ini Ben öyle bakm›yorum. Olay çok kiflisellefltiri-
¤›ms›z adaylar s›n›r kap›lar›ndan oy alam›yor, görüyoruz. yazd›. liyor. Ben de sol gelenekten gelen biriyim,
vaatlerini anlatmak için yeteri kadar arac› fiark›lar›m›z Do¤rudur, ben de o görüflmelerde bulunmufl- ama solcular büyük bir hata yap›yor flu anda.
elinde bulunduram›yor. Bunlara karfl›n, Bin yasaklanmas›n tum. Bask›n hocay› öncelikle Ankara için dü- Ufuk Uras ve Ak›n Birdal solcu ve sosyalist
Umut adaylar›, ‹stanbul ve Diyarbak›r gibi dedi¤imizde, flünmüfltük. Sonra kendisini destekleyen ay- de¤il mi, niye biz onlarla birlikte çal›flt›k ve
metropollerde büyük baflar›lar kazanm›fllar- etnik d›n kesimi ve Bar›fl Giriflimi’nden arkadafllar, onlar›n meclise girmelerini sa¤layabildik? Bi-
d›r. Oylar› aritmeti¤e vurmak büyük yan›lg›- milliyetçilik onu önce ‹stanbul 1. bölgeden aday göster- raz gerçekçi düflünmek laz›m. Fakat Ortado-
d›r. Örne¤in birçok yerde, 2004 yerel seçim- yap›yorsunuz diler. Sonra, kendi kendilerine 2. bölgeye ak- ¤u’da Amerikan iflgaliyle bafllayan süreçte
leri baz al›n›rsa, oylar›m›z› art›rd›¤›m›z görü- diyen tard›lar. Kendi kendilerine aday ilan› yapt›lar. Kürtlerin kazand›¤› statüyle ba¤lant›l› olarak,
lür. Do¤u ve Güneydo¤u’da bizim d›fl›m›zda kufl beyinli Bin Umut Adaylar›’n›n tan›t›m toplant›s›na Kürt yurttafllar›m›za bak›fl aç›s›nda ciddi bir
oylar›n› art›ran tek parti AKP. CHP, DP ve anlay›fllar› da kat›lmad›lar. Yapt›klar› toplant›larda “Bin sakatl›k bafllad›. Konjonktürel f›rsat› de¤er-
MHP eriyip AKP’ye gitti. Bizlere oy verme- biliyoruz. Ben Umut projesinin aday›y›z” demediler. Hatta lendiren Kürtleri “Kürtler ABD’yle iflbirli¤i
yen Kürt seçmen, ›rkç›, darbeci, anti-Kürt “DTP’nin aday› de¤iliz” dediler. Bu, DTP seç- yapt›” noktas›na getiren sakat bir bak›fl aç›s›-
Kürdüm ve Türk
söylemi dillendiren partilere kesinlikle oy ver- meninde bir k›r›lma yaflatt›. Özetle söylemek na tan›k oluyoruz. Bu, sosyalist arkadafllar›-
kardeflimin
memifltir. Bunu bir konjonktürel geçifl olarak gerekirse, bir seçim acemili¤i yaflanm›flt›r. m›z› k›z›l elmac› cepheye itiyor. Sosyalistlerin
kulland›¤›
de¤erlendirilmek gerekiyor. Kürt seçmenin, Bunda Bask›n Hoca’yla beraber hareket eden yeri oras› olmamal›. Biz, sol, demokrat ve
haklar›
Kuzey Irak s›n›r›na konuflland›r›lan 200 bin arkadafllar›n da özelefltiride bulunmalar› ge- sosyalistlerin birli¤ini sa¤layacak tarihî f›rsat-
askerin her an operasyon için bekledi¤ini istiyorum. rekiyor. Halka inmede, halk› kucaklamada, lara sahibiz. T‹P (Türkiye ‹flçi Partisi) deneyi-
dikkate alarak, seçim öncesinde operasyona Bunun ad› etnik halk›n oyunu kazanmada deneyimlerinin ol- mi gibi bir muhalefetimiz var mecliste. fiu an
karfl› ç›k›fllar gösteren AKP’ye yönelmesini milliyetçilikse, mad›¤›n› gösterdi bu süreç. Asl›nda, bundan mecliste bulunan DTP grubuyla dayan›flma
anlamakta güçlük çekmiyorum. Baz› yerlerde birlikteli¤imiz çok ders ç›kar›lmas› gerekiyor. Her zaman ör- içinde olmak, düflüncelerini orada hayata ge-
örne¤in, Kars, A¤r› ve Bingöl’de, AKP’ye yö- nas›l olacak? gütlü yap›lar daha sonuç al›c›d›r. Nitekim 2. çirmek gerekir. Sivil toplum örgütlerimiz pro-
19
jelerle bu grubu destekleyip, bu projeleri gru- yok, etnik milliyetçi bir partidir…” O zaman hep beraber kaybederiz. Kimse bu
bumuz kanal›yla meclis ve Türkiye gündemi- Bu kadar s›¤ bir de¤erlendirmeye ne diye- Bask›n hocay› seçimlerde Hizbullahç›lar›n ve El Kaidecilerin
ne tafl›mal›d›r. Bu kadar güzellik, beraber ya- yim, bilmiyorum. Bask›n Oran olmazsa, kar- Ankara için kime oy verdi¤ini merak etmiyor galiba. Fet-
p›lacak ifl ve ileriye yönelik sol birlik için uza- defllik de olmaz, öyle mi! Sanki sol hareketin düflünmüfltük. hullah Gülen, Nakflî fleyhleri kimlere iflaret
t›lan zeytin dal› ortadayken, solun iflah olmaz baflka temsilcisi, aday› yokmufl gibi davran- Sonra kendisini etti? Niye bunun tahlili yap›lm›yor? Biz DTP
hastal›¤› olan birbirine karfl› ac›mas›z yakla- mak büyük ay›pt›r. Kardeflim, befl-alt› tane destekleyen olarak günlerdir tart›fl›yoruz bu seçimleri. Be-
fl›m›, amip gibi bölünmeye neden olan h›rpa- sosyalist parti var, girsinler seçime, ç›kars›n- ayd›n kesimi lediye baflkanlar›m›z, il baflkanlar›m›z, millet-
lay›c›, k›r›c›, zedeleyici tutumundan vazgeç- lar milletvekillerini. Biz kimsenin oyunu› elin- önce ‹stanbul 1. vekillerimiz bir araya gelip bu seçimdeki ge-
mesi gerekiyor. Solun, özgürlük ve devrimci den alm›fl de¤iliz ki. Bask›n hoca olay›n› bu liflmeleri de¤erlendiriyor. Bunu yapmazsak,
bölgeden aday
idealleri u¤runa yaflad›klar›n› hat›rlamas›nda kadar büyütmek ve bunu legal Kürt siyase- önümüzdeki yerel seçimlerde belediyeleri de
gösterdi, sonra
yarar var. Bir zamanlar 1 May›s’larda solun, tiyle ayr›flma malzemesi olarak kullanmak, kaybederiz. Ama çal›fl›rsak, say›m›z› ikiye
2. bölgeye
meydanlar› nas›l doldurdu¤unu hat›rlamas›n- solculukla, sosyalistlikle alakal› olamaz. Biz katlar›z. DTP’nin 22 Temmuz’da aday gös-
da fayda var. Peki, flimdi hani kardefllik, hani solcular, sosyalistler ve Kürtler olarak Türkiye aktard›lar. termedi¤i hemen her yerde, üç-befl bin oyu
özgürlük idealleri? E¤er bu idealler AKP tara- siyasetinde zaten çok etkili de¤iliz, zaten O arkadafllar›n vard›. Keflke sosyalistler oradan aday göster-
f›ndan pragmatik bir flekilde parça parça kul- muhalefetiz. Bir de kendi içimizde bunu böl- da özelefltiride selerdi; biz oylar›m›z› onlara aktaracakt›k za-
lan›l›yorsa, AKP, sol düflüncedeki üç-befl meye kalkarsak, daha da etkisiz hale geliriz. bulunmalar› ten. Keflke sosyalistler Karadeniz’de güçlü ol-
adam› vitrinine koyup solun da oylar›n› alabi- Türkiye 73 milyon insandan, 83 vilayetten gerekiyor. sayd› ve bizim oradaki oylar›m›z›n bir fayda-
liyorsa, bundan iyi bir ders ç›kar›lmal›d›r. oluflmuyor mu? Biz hangi metropolü, hangi Sonuca çok s› olsayd›. Ama solun oyu olmad›¤› için, bi-
DTP halen Sosyalist Enternasyonal’de etkin flehri solcular›n ve sosyalistlerin elinden al- üzüldüm. zim oralardaki üç-befl bin oyumuzun da bir
olma yanl›s› bir parti. CHP’nin ise ›rkç›, dar- d›k? E, biraz da onlar s›n›fsal hareketi örgüt- Erbafl da, Oran faydas› olmuyor.
beci yaklafl›mlar›ndan dolay› Sosyalist Enter- leseler, biraz da onlar güç biriktirseler de da harcanacak PKK, seçimlerle ilgili de¤erlendirmele-
nasyonal’den at›lmas› söz konusu. Herkesin güçlerimizi bir araya getirseydik. Ama s›rf isimler de¤ildi. rini aktard›¤› yay›n organ› Özgür
at gözlüklerini bir kenara atmas› gerekiyor. Kürt yurttafl›m›z›n güçlü oldu¤u yerlere göz Keflke farkl› Halk’ta DTP’nin meclise girmesinin
Sosyalistler ilk defa parlamentoya girdi. El- dikmek ne kadar ahlaki? Bizim tavr›m›z›n ör- yerlerde aday Kürt sorununu çözmeye yetmeyece¤ini,
bette Kürtler de meclise girdi, üstelik bizim nekleri var: Ak›n Birdal’›, Ufuk Uras’› seçtirip gösterilip “baflka” mücadele yöntemlerini de ber-
grubumuzda sekiz tane kad›n bulunuyor. Sol getirdik meclise. Levent Tüzel’i de seçtirebi- seçilselerdi. taraf etmeyece¤ini iddia ediyor. Sizce
de¤erler bizim de de¤erlerimizdir. Biz de lirdik, ama gücümüz yetmedi, ne yapal›m? “Kürtler Ak›n Birdal ve Ufuk Uras dahil 22 ba-
kendimizi sol, demokrat bir kitle partisi ola- Ani bir seçim oldu; dedik ki, en az›ndan sos- desteklemedi, ¤›ms›z aday›n meclise girmesi, PKK’yi
rak görüyoruz. Biz, flark›lar›m›z yasaklanma- yalist partilerin genel baflkanlar›na destek ve- Bask›n Oran nas›l etkiler? Çat›flmal› sürecin sonlan-
s›n dedi¤imizde, etnik milliyetçilik yap›yor- relim. Gücümüz ancak buna yetti. Keflke da- kaybetti” mas› için bir önad›m olur mu?
sunuz diyen, kufl beyinli anlay›fllar› da biliyo- ha fazla gücümüz olsayd› da parti olarak gir- mant›¤› çok Herkes Kürt sorununa bar›flç›l ve demokratik
ruz. Nas›l yap›l›yor bu elefltiriler, anlam›yo- seydik seçime ve 50-60 milletvekili ç›karsay- yanl›flt›r. bir çözüm istiyor. Halk›m›z da bunu istiyor.
rum. Ben Kürdüm ve Türk kardeflimin kullan- d›k; o zaman en az on befl-yirmi sol, sosya- Biz bunu hayata geçirmeye çal›fl›yoruz. Bar›fl
d›¤› haklar› kullanmak istiyorum sadece. Bu- list vekil de bizimle gelecekti. Bizim istedi¤i- ve kardefllik için yola ç›kt›k ve bu yönde ça-
nun ad› etnik milliyetçilikse, birlikteli¤imiz miz tablo buydu. l›flaca¤›z. Olumlu ad›mlar atarsak, bu, herke-
nas›l olacak? Benim taleplerimin etnik milli- Zaten pamuk ipli¤ine ba¤l› gibi görü- si etkileyecektir. Biz mecliste bir grubuz ve
yetçilikle suçlanmas›, ›rkç›l›k de¤il midir? len Kürt siyaseti ve Türkiye solunun grup oluflturmak sesini ç›karabilmek demek-
Türk ›rkç›l›¤› yapmak normal, egemen olan›n iliflkisi bundan böyle nas›l bir flekle bü- tir. Ama, meclisin iç tüzük kurallar›n›n d›fl›na
milliyetçili¤ini yapmak normal, do¤al ve ya- rünecek? ç›karsan›z, hiçbir etki uyand›ramazs›n›z. Bu-
sal. Ama eflitlikten, demokrasiden ve sol de- E¤er sosyalistler iddia ettikleri gibi ezilen nun örne¤ini DEP sürecinde gördük. Grup
¤erlerden yana olan bizlere ›rkç› demek, ay- halk›n, emekçilerin, iflçi s›n›f›n›n ç›karlar›n› oluflturmam›z, bir düflünceyi dile getirme
d›n görüflü olarak lanse ediliyor. Böyle bir ay- düflünüyorlarsa, demokrat, solcu olan Kürt amac›n›n sonucudur. 550 kiflilik parlamento-
d›n görüflü olamaz. Solun en büyük ayr›flma siyasetçileriyle iliflkilerini daha da güçlendir- yu 20 kifliyle yönlendirece¤iz gibi bir iddi-
nedeni, Kürtlerin özgürlük ve demokrasi tale- melidirler. Bunu yapmazlarsa, CHP gibi yap- am›z yok. Aya¤›m›z› yorgan›m›za göre uzata-
bini, etnik milliyetçilik olarak adland›rmas›- maya bafllarlarsa, Do¤u ve Güneydo¤u’daki ca¤›z. Hâlâ çat›flmalar sürüyor, hâlâ ›rkç›, sa-
d›r. Sol, Kürtleri d›fllayarak hiçbir yere vara- bofllu¤u radikal dinci örgütler dolduracakt›r. vafl k›flk›rt›c› yaklafl›mlar var, tahammülsüz
maz. Bugün Kürtleri d›fllayan sol, yar›n Ale- kesimler var. Bu koflullarda mecliste, çok
vileri d›fllar. O zaman sosyalist solun elinde temkinli davranmak zorundas›n›z. Yar›n ana-
ne kal›yor? yasa de¤ifliklikleri gündeme geldi¤inde, bu
Solun elinde s›n›f kavram› var. Sosya- halk›n nas›l bir anayasa istedi¤ini söyleyebil-
listlerin DTP’ye yönelik elefltirilerinden mek için temkinli davranman›z gerekiyor.
biri de, s›n›fsal uçuruma, yoksullara ve Anayasa görüflülürken, gücümüz oran›nda,
yoksullu¤a vurgu yap›lmamas›… hiç de¤ilse üç-befl maddenin düzenlenme-
Sosyalistler ve devrimciler, geçmiflte hep sinde etkili olabilirsek, biz de katk›m›z› sa¤-
Kürtleri kullan›yordu, çok aç›k söylüyorum. lam›fl oldu¤umuzu hissedece¤iz. Yoksa, Kürt
Kürtler, onlar için militand›, çal›flt›r›land›, sorunu gibi devasa bir sorunu, bir dönemde,
devrim için koflturuland›. fiimdi al›n o sosya- bir grubun çözmesini beklemek de hayal k›-
list anlay›fllar›; üst düzeyde Kürt yönetici yok r›kl›¤›na neden olabilir. Ama çok fazla proje
gibidir. ve plan önerisinde, iflsizlik, yoksullukla ilgili
Buna bir engel mi var? yasa tekliflerinde bulunabiliriz. Parlamentoda
Bak›n, Kürtler içinde ulusal bilincin yüksel- bunlar yap›labiliyor ancak. 400’e yak›n AKP
mesi sonucu, yerel yönetimlerde çok fazla milletvekilinin, asker karfl›s›nda t›kan›p kald›-
belediye kazan›lmaya, parlamentoya girilme- ¤›n› biliyoruz. AKP’nin bu güçle yapamad›¤›
ye baflland›. Bu sefer sosyalist sol, ikiye ayr›l- fleyi, gözlerin sürekli üzerinde bulundu¤u 20
d›. Bir k›sm› giderek CHP ve DSP’ye kayd›. kiflilik bir gruptan beklemek büyük yan›lg›d›r.
Bir k›sm› da, öyle bir noktadan bak›yor ki le- Ama grubumuz yeteneklidir, birikimlidir. Bu
gal Kürt siyasetine; sorgulay›c›, afla¤›lay›c›; kadrodan insanlar, mecliste farkl› bir sol ses,
milliyetçilikle, ›rkç›l›kla suçlay›c›… Bu, kü- farkl› bir dinamizm göreceklerdir.
çümseyici bir anlay›flt›r. Kürt sorununu nas›l tarif ediyorsunuz?
Geçenlerde bir sosyalist abimiz, Bask›n Geldi¤imiz noktada bu sorunun hâlâ sorulu-
Oran mevzuunu konuflurken flöyle bir yor olmas› flafl›rt›c›d›r. Kürt sorunu, çat›flma-
tepki gösterdi: “Biz y›llarca Kürtlere lar, dil, kimlik, kültürel haklar, e¤itim, televiz-
elimizi uzatt›k, onlar›n mücadelesine yon, insan haklar›, hukuk, ekonomik ve sos-
arka ç›kt›k, ama Kürtler her seferinde yolojik sorunlar› bar›nd›ran devaâsâ bir so-
kitlesel gücü elinde bulundurman›n rundur. Devlet, hükümet baflkanlar› bile bu-
verdi¤i özgüvenle yaklaflt›lar bize. DTP DTP ‹stanbul ‹l Baflkan› nu kabul ediyor. Ama çözüm yönünde bir
Do¤an Erbafl.
art›k sol de¤ildir. S›n›fsal bir vurgusu ad›m at›lm›yor, mesele budur.
20
Herkesin kendine göre bir Kürt sorunu
tarifi var. Tayyip Erdo¤an’›n tarifiyle si-
zin tarifiniz örtüflmüyor…
O ümmetçi bak›yor, biz eflit, özgür yurttafl
ideali ba¤lam›nda yaklafl›yoruz. AKP’yle zih-
niyetlerimiz çok farkl›.
Kürt sorunu sadece Türkiye’yle s›n›rl›
bir sorun da de¤il. Örne¤in PKK’nin…
Ben DTP milletvekiliyim; siz bana PKK’nin
temsilcisiymiflim gibi soru sorarsan›z, yanl›fl
yapars›n›z. Onlar›n kendi yay›n organlar› var,
düflüncelerini aç›k aç›k ifade edebilecekleri
mecralar› var. Onlarla ilgili sorular›n›z›, onla-
ra sorun lütfen.
Sormak istedi¤imiz soru, özetle fluydu:
Kürtlerin legal siyasete a¤›rl›k vermesi,
çat›flmalar›n bitmesini sa¤lar m›?
1999’dan beri Türkiye’de demokratik cumhu-
riyetten söz ediliyor. Bu da sivil, demokratik
bir çözüm iste¤ine iflaret ediyor. Sorunlara
fliddet ve çat›flma d›fl›nda çözüm bulmak de-
mektir, demokratik cumhuriyet. Zaten bu se-
çimlerde halk›n iradesi bu yönde tezahür et-
ti. O yüzden 20 kiflilik grubumuza biçilen
misyon çok yüksektir. Önümüzdeki günlerde
kabine netleflecek, cumhurbaflkan› seçilecek. DTP’nin seçim çal›flma- 46 oy alan partinin genel baflkan›n›n nezake- de meclise vekil gönderiyorsa, onlar› yok sa-
Hükümette muhatab›m›z netleflince, bu ko- s›n›n bafll›ca mesaisi, ten, meclisteki bütün siyasi parti temsilcileri- yarak, inkâr ederek, hiçbir çözüm kap›s›n›
nudaki yaklafl›mlar›na bakaca¤›z. Olumlu çö- adaylar›n›n oy pusulala- ni kutlamas› fl›k olurdu. Bunu becerememifl- aralayamazs›n›z. Sorunlar tek tarafl› çözüle-
r›ndaki yerini seçmen-
züm sinyalleri verirlerse, bu sorunun çözü- lerdir. CHP lideri Baykal, önümüzden geçer- mez. Güney Afrika’ya bak›n; siyah ve beyaz-
lerine belletmekti.
müne katk› sunmufl olacaklard›r. ken kafas›n› e¤mifltir. Gerilim bekledikleri iki lar›n çat›flmas› nas›l çözüm bulmufltur, gö-
Pek çok kesim, AKP’nin Kürt sorununu parti, DTP ve MHP bu jesti göstermifltir. rürsünüz. Filistin-‹srail çat›flmas›nda da du-
çözebilecek bir parti olmaktan çok DTP ve MHP’nin jestleflmesi, Kürt soru- rum ayn›d›r. ‹ngiltere-‹RA, ‹spanya-ETA kar-
uzak oldu¤u görüflünde… nu gündeme gelince de devam eder mi? fl›tl›¤›nda da durum ayn›d›r. Bunlar›n hepsi
Seçim öncesi kayg›larla seçim sonras› tutum Kürsüde herkes kendi görüflünü söyler. Var- bar›fla ulaflmak için karfl›l›kl› diyalog içine
aras›nda farklar olaca¤›na inan›yoruz. Dört y›l sa çözüm önerileriniz, ortaya koyars›n›z. Bu girdiler. Kimse tek bafl›na yol alamad›. Direkt
boyunca yönetim AKP’nin elindedir ve onla- da medeni bir tart›flma yöntemidir. Elbette fi- olmasa bile dolayl› yoldan görüflmeler yap›l-
r›n yaklafl›m› önemlidir. Siyaset ve diyalog kirler çat›flacak ki, içinden do¤rular ortaya ç›- d›. Kürt halk› da, “ben kendi irademi meclise
çok fleyi çözebilir. ‹craatlar›n› görmeden in- kabilsin. DTP olarak, Kürt sorunu gündeme gönderdim, buyurun bakal›m” diyor. “AKP
sanlar› mahkûm etmek do¤ru de¤il. Bizim geldi¤inde, CHP, DSP ve AKP’nin pek çok sorunu çözecek, sonra da oylar› al›p gidecek”
için de ayn› önyarg› var. Ama art›k önyarg›- konuda kolkola girece¤ine inan›yoruz. Biz diye bir hayal yok. Biz AKP’yi çözüm bulma-
larla, ak›l ve mant›¤›n süzgecinden geçiril- karfl›m›zda sadece MHP’yi görmüyoruz. Gö- s› için zorlayaca¤›z.
memifl fikirlerle yol almak mümkün de¤il. receksiniz, o gün geldi¤inde bu üç parti Sonuçta AKP’nin bölgeden gelen vekil-
Parlamentoya geldi¤imiz ilk gün, gerginlik MHP’den daha fazla öne f›rlayacaklar. leri de Kürt. Yönetsel bak›mdan da AKP
yaratmayaca¤›m›z› söyledik. Biz buraya so- MHP’ye meydan› b›rakmamak için yar›fla- muktedir…
runlar›m›z› çözmek için geldi¤imizi söyledik. caklar. O günleri de göreceksiniz. Fakat biz, AKP Türkiye’ye bar›fl› getirsin, çat›flmalar›
Bunun sinyalini de verdik. Kürtlerin yoksullu¤u, ekonomik geri b›rak›l- durdursun, ekonomik ve siyasî sorunlar›
Tayyip Erdo¤an, seçimin hemen ard›n- m›fll›¤›, boflalt›lm›fl köyler konusunda çok ko- çözsün, biz tek bir oy almamaya da raz›
dan DTP’li vekiller konusunda mealen nuflaca¤›z. Çal›flmalar›m›zda iflsizlik ve yok- oluruz. fiu an sosyalistlerin, Kürtlerin, Alevi-
flunu söylemiflti: Birileri Kürt sorununu sulluk çok önemli yer tutacak. Ayn› zamanda lerin, fifllenen, izlenen, d›fllananlar›n, emek-
siyasallaflt›rmaya kalkarsa, karfl›lar›n- Türkiye’nin tüm sorunlar› konusunda söyle- çi halk›n hepsi, en az›ndan kendi sesleri
da ilk önce beni bulurlar… yecek sözümüz olacak. Bunu da projeler olacak temsilcilerini, birer-befler de olsa
Erdo¤an bey zaten muhalefet olarak bizi kar- ba¤lam›nda yapaca¤›z. Soru önergeleri, yasa meclise göndermifllerdir. Uzun y›llard›r ol-
fl›lar›nda bulacakt›r. Biz onun askeri de¤iliz teklifleri verece¤iz, soruflturma isteyece¤iz, mayan sesleri vard›r art›k mecliste. Bunu
ve birilerine biat etmeye gelmedik. Bizim de gerekirse gensoru verece¤iz. Bu mecliste, biz çok iyi de¤erlendirip, grubumuzu yaln›z b›-
düflüncelerimiz var, halk›m›z›n istemleri ve de konuflaca¤›z. E¤er baz›lar› bunun anlam rakmayarak, meclis d›fl›ndaki muhalefeti de
özlemleri var. Herkes projesini ortaya koya- ve önemini küçümsüyorsa, büyük yan›lg› yükselterek, sivil toplum hareketlili¤inin ar-
cak, kamuoyu da bunu de¤erlendirecek. Ki- Biz hangi flehri içindeler. DTP sol, demokratik bir kitle parti- t›r›lmas›n› sa¤layarak, parlamento içi ve d›-
min çözüm isteyip istemedi¤ini, kimin savafl solcular›n ve sidir. Yani ideoloji ve kadro partisi de¤iliz. fl› dayan›flmay› gerçeklefltirmemiz gereki-
yanl›s› olup olmad›¤›n› o zaman görece¤iz. sosyalistlerin Sosyalist partiler ideoloji ve kadro partileridir. yor. Bizim yasa tekliflerimizi, önerilerimizi,
Ak koyun kara koyun zaman›d›r art›k. Eski- elinden ald›k? Bizim kitleselleflmemizin nedeni de onlardan çözüm projelerimizi bu kesimler, meclis d›-
den karfl›lar›nda konuflan kimse yoktu. Mey- Biraz da onlar bu konuda farkl› olmam›zd›r. Taban›m›zda fl›nda dinamiklefltiremez, kamuoyuna mal
dan› bofl bulmufl, istedikleri gibi at koflturu- s›n›fsal hareketi dindarlar, köylüler, yoksullar, Kürtler de var. edemezse, AKP’yi de harekete geçirmek
yorlard›. fiimdi görece¤iz ne olaca¤›n›. Bizim örgütleseler, Ama Türklerden de çok oy al›yoruz. zor olacakt›r. Bugün itibariyle biz, hepimiz,
de Türkiye’ye sözümüz var. Seçim bildirge- güç biriktirseler Kürt sorununu çözmesi için AKP’ye oy sosyalistler, sosyal demokratlar, Kürt de-
mizin ve parti program›m›z›n arkas›nday›z. de güçlerimizi veren Kürtlerin, AKP’nin olumlu ad›m- mokratlar›, her zamankinden daha fazla bir-
Çok ciddi bir toplumsal de¤iflim, dönüflüm bir araya lar atmas› halinde, bir sonraki seçimde birimize muhtac›z. DTP’nin meclise giriflini,
projesinin sahibiyiz. Elimiz bofl, kafam›z bu- getirseydik. s›rtlar›n› tamamen DTP’ye çevirip solun tarihsel birlikteli¤ine evriltmek, eli-
lan›k olarak gelmifl de¤iliz meclise. Kafam›z Bizim tavr›m›z›n AKP’ye kaymas› tehlikesi var m›? mizdedir. Büyük düflünürsek, birbirimizi
net, görüfllerimiz gayet aç›kt›r. Öyle flu-mlu, örnekleri var: AKP, Kürtlerin Godot’su de¤ildir. AKP’nin kucaklar ve ortak paydalarda buluflup bü-
gri-mri yok. Turnusol k⤛d›na çevirece¤iz Birdal’›, Uras’› geçmifl befl y›ll›k karnesi ortadad›r. AKP dö- yük ad›mlar atarsak, iktidara alternatif
bu meclisi. Varl›k nedenimiz de bu zaten. neminde çat›flmalar tekrar bafllad›, ateflkes olacak kadar güçlü olabiliriz. Öbür türlü-
Söylefli: ‹rfan Aktan

seçtirdik.
Yemin töreni günü MHP’lilerle tokalafl- Tüzel’i de süreci de¤erlendirilemedi. sü y›llard›r bize ve sola kaybettiriyor za-
t›n›z, ama AKP’lilerle tokalaflmad›n›z... seçtirebilirdik, Kürtlerin Godot’su kim? ten. 22 Temmuz seçimlerini geride b›rak-
Baflbakan ve kabinesi, karfl› kald›r›mda, bir ama gücümüz Kürtlere ve Kürtlerin seçilmifl temsilcilerine t›k. Onun için sol güçlerin bu seçimle il-
barikat›n arkas›nda oturuyor. Bizim kalk›p yetmedi, ra¤men, hiç kimse bu ülkede hiçbir çözümü gili tart›flmalar› bir kenara b›rak›p yar›nla-
gitmemiz ve onlar› kutlamam›z, meclis di- hayata geçiremez. Yirmi milyona yak›n Kürt ra bakmas› ve yar›nlar› güzel k›lmak için
ne yapal›m?
zayn› aç›s›ndan mümkün de¤ildi. Ama yüzde yurttafl›m›z yafl›yorsa ve iki milyon kadar kifli kollar› s›vamas› gerekir.
21
ÖDP ‹STANBUL ‹L BAfiKANI ALPER TAfi kiye’de gerçek solu görünür k›labilece¤imi-
zi düflünmüyorduk, ama mesela ‹stan-
bul’da Gençay Gürsoy’un adayl›¤› konuflul-

Böyle giderse parti bölünür mufltu, buna da karfl› ç›k›lmaz. Böyle bir
durumu istisna kabul edip “bir-iki yerde
ba¤›ms›z aday destekleyebiliriz, ama seçi-
Evet, durum bafll›ktaki kadar vahim. ÖDP yol ayr›m›nda. Alper Tafl’›n dedi¤i gibi, “böyle me parti olarak kat›laca¤›z” dedik. Sonra,
giderse” bölünür. Ufuk Uras’›n iki emrivakisi –son dakikada parti baflkanl›¤›na adayl›¤›n› genel baflkan›m›z, partisiyle hiç konuflma-
koymas› ve partinin genifl çapl› itiraz›na ra¤men Bin Umut adaylar› aras›nda yer almas›– dan ba¤›ms›z aday olma karar› ald› ve bu-
ÖDP’de ciddi bir çatlamaya sebep oldu, iki odak yaratt›. Bir tarafta Uras’›n “hamle”lerini nu bize dayatt›. ÖDP Genel Baflkan› s›fat›
tafl›yan birinin, partinin yetkili organlar›n›n
destekleyenler, di¤er tarafta bu hamleleri parti hukukunun reddi addedenler. ‹ki taraf›n
karar›na ra¤men, “ba¤›ms›z sosyalist bir
da görüfllerini almak istedik, partinin baflkan yard›mc›lar› Saruhan Oluç ve Sinan H›zal’- yurttafl” olarak aday olma hakk› olmamal›-
dan randevu talebimize olumlu yan›t gelmedi. Dolay›s›yla, yaln›zca “muhalefet”in d›r. Partiye, “Kürt siyasî hareketiyle birlikte
görüfllerini nakledebiliyoruz. ÖDP ‹stanbul ‹l Baflkan› Alper Tafl anlat›yor... ba¤›ms›z adaylar ç›karmal›y›z” dese, tart›fl-
sak ve bir karar alsak, ta-
ÖDP’nin 10-11 fiubat’taki kongresinde mam. Ama bu, tamamen
sizin genel baflkan olaca¤›n›z konu- kendi yak›n çevresiyle ald›¤›
fluluyordu. Hatta bu sonuç kesin gö- bir karard›r. Parti iradesinin
rüldü¤ü için ertesi gün Birgün gaze- karfl›s›na kendi iradesini
tesinin taflra bask›s›nda sizin seçildi- koymufl, kendi hukukunu
¤iniz yaz›lm›flt›. Fakat adayl›¤›n› son dayatm›flt›r.
anda aç›klayan Ufuk Uras genel bafl- Uras’›n adayl›¤›n›n parti
kan oldu. Neden böyle bir karmafla meclisin konufluldu¤u ve
yafland›? desteklendi¤i söyleniyor.
Alper Tafl: Önce kendi adayl›¤›mla ilgili Ufuk Uras, kongrede genel
durumu söyleyeyim. Biz, 2005’teki kongre- baflkan adayl›¤›n› aç›klarken
de bir program sunduk ve partinin yeniden yapt›¤› gibi, yine son dakika-
inflas›na dair fikirlerimizi aç›klad›k. Hem si- da aç›klad› ba¤›ms›z adayl›-
yasetimizi hem örgütlenme biçimlerimizi ¤›n›. “DTP genel baflkan›m›-
yenilenmemiz gerekti¤ini söyledik. Partinin z›n adayl›¤›n› çok önemsi-
farkl› anlay›fllar›n mutabakat›na dayal› ya- yor” denildi. Parti meclisin-
p›s›n› özgürlükçü sosyalizm ekseninde ye- den arkadafllar bu duruma
niledik. Toplumsal hareketler infla edelim, karfl› ç›kt›, ama genel baflkan
partiyle parti üyesi aras›ndaki iliflkiyi daha “bu yolda siz yoksan›z da
tan›ml› hale getirelim, üyelerimizi bulun- ben devam edece¤im” diye
duklar› alanda örgütlü siyasetin bir parças› aç›k bir dayatma yapt›. Böy-
yapal›m gibi hedefler aç›klad›k. Bu hedefle- gerekir, ama bu kadar günlük siyasetin le yap›nca parti meclisi “aday olman› do¤-
ÖDP maalesef
ri hayata geçirme do¤rusultusunda arka- parças› haline dönüflürseniz savrulur du- ru bulmuyoruz, ama adayl›¤›n› dayatt›¤›n
genel baflkan›
dafllar›m›z aras›nda benim adayl›¤›m ön rursunuz. Uras genel baflkan adayl›¤›n› için birinci bölgede aday göstermiyoruz”
yüzünden, ilkeli,
plana ç›kt›. Tabanda yapt›¤›m›z yoklama- aç›klarken düflündüklerini, projelerini, kafa- dedi. Kendisinin adayl›¤›yla ilgili parti mec-
larda Ufuk Uras’›n baflkanl›¤›n›n istendi¤ini kararl› bir parti s›ndaki partiyi anlatmad›, sorun bu. lisinde konuflulan bu.
gördük. Ama Ufuk Uras aday olmay› dü- olmak yerine, Ufuk Uras’›n kafas›ndaki ÖDP’yle si- Ba¤›ms›z adayl›k projesine ne gibi
flünmedi¤ini söyledi¤inden benim ad›m ön faydac›, zinki aras›nda ne gibi farklar var? elefltirileriniz vard›?
plana ç›km›flt›. Ufuk Uras son dakikada pragmatik bir Ufuk Uras ÖDP’nin afl›lmas› gerekti¤ini, Bu Ahmet ‹nsel’lerin projesiydi. Ama bafl-
baflkanl›¤a aday oldu¤unu aç›klad› ve se- parti durumuna sosyal demokrat kanad› da kapsayan yeni lang›çta DTP’yi kapsamazken, birden
çildi. Böyle bir karar› son dakikaya b›rak- düfltü. Örne¤in, bir yap›lanma gerekti¤ini söylüyor. ÖDP DTP’yle ortak aday ç›karmaya dönüfltü. Biz
mas›na aç›kças› çok flafl›rd›k. Çünkü kong- DTP “ittifak afl›labilir, fetifllefltirdi¤imiz bir fley de¤ildir. Kürt hareketiyle iliflkimizde hep elefltirel bir
reden evvel defalarca sorduk kendisine, yapt›¤›m›z Ama bunu aflabilecek bir toplumsal hare- dayan›flma içinde olduk. ‹çinden geçti¤i-
“aday de¤ilim” dedi. Zaten tabanda ön plâ- güçlerden ÖDP ket var, ya da özgürlükçü sol çizgide ittifak miz süreçte, DTP eksenindeki ba¤›ms›z
na ç›kan isim de oydu, tüm bunlara gerek bize destek yapabilece¤imiz geliflmifl siyasal özneler adayl›k süreciyle seçime kat›lman›n eflitlik-
yoktu. Bir de adayl›¤›n› aç›klad›¤› konufl- vermedi” diyor. var da bizim mi haberimiz yok? ÖDP bu ke- çi, özgürlükçü ve ba¤›ms›z bir devrimci
mas›nda “Nerede kalm›flt›k?” dedi. ÖDP’de Ama biz simlerle buluflam›yor mu? ÖDP’yi aflmak çizgiyi yaratma anlam›nda handikapl› ola-
kendisinin olmad›¤› dönemde ortaya ç›k- kimseyle ittifak partinin sosyal demokratlaflt›r›lmas› ise, afl- ca¤›n› düflündük. Kürt hareketi ulusal ka-
m›fl olumlu fleyleri görmeyip kendince bir yapmad›k ki! ma de¤il, baflka bir fley olur. Ama bizim rakterli bir hareket oldu¤u için, kimlik ta-
milat bafllatt›. ‹nsanlar tepki gösterdi tabii. DTP, Ufuk Uras’› tart›flma nedenimiz, ÖDP’nin gelece- lepleri öne ç›k›yor. Ayn› zamanda, neolibe-
2002 seçimlerinden sonra, Ufuk Uras istifa Uras’la ittifak ¤i ve solun gelece¤i ile ilgili ne düflündü- ralizm ve antiemperyalizm konusunda net
etmiflti. Hayri Kozano¤lu o en zor, partinin yapt›. DTP’yle ¤ünü delegelere aç›klamam›fl olmas›. Bunu tutumlara sahip de¤iller. ‹kinci olarak, bir
dibe vurdu¤u dönemde genel baflkanl›k ittifak hiçbir yapmad›¤› gibi ba¤›ms›z aday olurken de partinin genel baflkan› ba¤›ms›z aday olur-
görevi üstlendi. Ufuk Uras, o zor zamanlar- parti organ›nda parti hukukuna ayk›r› davrand›. sa, bu partinin Türkiye çap›nda bütünlüklü
da ifli gö¤üsleyen insanlara ay›p etti. ÖDP’nin seçimle ve ba¤›ms›z adaylar- bir siyasal iddias› olamaz. ÖDP’nin seçim
konuflulmad›.
Ufuk Uras o konuflmas›nda Hrant la ilgili karar› neydi? çal›flmalar› tam da bu yüzden Ufuk Uras’›n
Dink cinayetinden çok etkilendi¤ini Karar seçime parti olarak kat›lmakt›. Sol ‹stanbul adayl›¤›na indirgendi. ÖDP baflka
ve kendisini aday olmak zorunda his- ad›na ortaya ç›kanlar›n giderek sa¤c›laflt›¤›, yerlerde do¤ru düzgün seçim çal›flmas› ya-
setti¤ini söylemiflti. Bu gerekçeyi ma- milliyetçileflti¤i bir süreçte eflitlikçi, özgür- pamad›. Bir de sürecin bafllamas›na bak›n.
kûl bulmad›n›z m›? lükçü solun temsilcisi olarak ba¤›ms›z çiz- Ufuk Uras ve yak›n çevresi, cumhuriyet mi-
Hrant Dink’in katledilmesi çok önemli bir giyle yürümemizin uygun olaca¤›n› düflün- tinglerinden sonra, AKP ve CHP ekseninde
olayd›r, ama devrimci siyasette sadece dük. Çünkü ortada özgürlükçü sol çizgide bir cumhuriyet tart›flmas› yaflan›nca “biz
konjonktüre göre davranamazs›n›z. Böyle baflka siyasî özne yoktu. DTP ba¤›ms›z bu iflin içinden ç›kamay›z” deyip korktular.
yaparsan›z, “Hrant Dink'in katledilmesin- aday ç›karaca¤›n› dillendirmiflti zaten, bu O ikisi aras›nda tart›flma varsa, sen de
den sonra bir sol dalga ç›kt› ortaya, bu in- onlar›n özel koflullar›nda anlafl›l›r bir fley. üçüncü bir hat açars›n, eflitlikçi, özgürlük-
sanlar› toparlamak laz›m” dersiniz; birkaç Biz tam seçime kat›lma karar› ald›¤›m›z s›- çü, demokratik, gerçekten laik, üretenlerin
ay sonra, cumhuriyet mitingleri olunca da rada, DTP’den ayr› olarak sol ba¤›ms›z yönetti¤i bir cumhuriyet projesi koyars›n
oluflan havadan korkars›n›z, “bu süreçten adaylar fikri ortaya at›l›nca bir esnekli¤imiz ortaya. ÖDP zaten böyle süreçler için var.
ç›kabilme flans›m›z yok” deyip paçay› kur- olufltu; solun de¤iflik kesimlerinin üzerinde Ama o arkadafllar bunu yapamad›. DTP’nin
tarmak için ba¤›ms›z aday önerisine sar›l›r- anlaflt›¤› biri olursa destekleyebilece¤imizi önerisini al›nca da, “hiç de¤ilse Ufuk’u
s›n›z. Tabii ki konjonktürü de¤erlendirmek söyledik. Asl›nda, ba¤›ms›z adaylarla Tür- meclise sokar›z” deyip iflin içinden s›yr›ld›-
22
lar. Solun genelinde bir özgüven eksikli¤i yapt›¤›m›z güçlerden ÖDP bize destek ver- Ortak parti s›na giriyorlar. Ayr›ca Devrimci Yol’dan
var zaten, ama ba¤›ms›z adayl›k süreci medi” diyor. Ama biz kimseyle ittifak yap- duygusu büyük ders alaca¤›m›z çok fley var. Fatsa, Yeralt›
ÖDP genel baflkan›n›n ve genel merkezinin mad›k ki! DTP Ufuk Uras'la ittifak yapt›. yara ald›, seçim Maden ‹fl, Yeni Çeltek, ODTÜ... ÖDP bütün
de özgüven eksikli¤i oldu¤unu gösterdi. DTP’yle ittifak hiçbir parti organ›nda konu- döneminde, devrimci mücadelenin tarihini sahiplen-
Ba¤›ms›z adayl›k süreci tam aksine flulmad›. Mersin ba¤›ms›z aday› Orhan Mi- ortadan kalkt› mifltir. Sonuçta, geçmifl bir mücadele süre-
soldaki özgüven eksikli¤ini aflmak ro¤lu’nun çok k›ymetli bir insan oldu¤unu hatta. Uras, cinin devrimci bir elefltirisidir ÖDP. Ama
için bir f›rsat olmad› m›? Hatta Bas- biliyoruz. Birikimli, sosyalist kökenli, seçil- önce bunu tamir böyle olmam›z, o geçmiflin olumlu yanlar›-
k›n Oran ço¤u konuflmas›nda bunun se verimli olabilecek biri. Ama bizim parti etmek için n› yads›mam›z› gerektirmez. Devrimci
alt›n› çizdi. Solun üzerindeki ölü top- meclisi Ufuk Uras ve Bask›n hocan›n aday- özelefltiri Yol’un geçmifl pratikleri ÖDP’ye laz›md›r.
ra¤›n›n at›lmas›n›n, insanlar›n bir l›¤›n›n desteklenmesi, üçüncü bölgede de yapmak Bu, ÖDP’de yeni bir Devrimci Yol kural›m
araya gelip mücadele etmeyi hat›rla- ‹stanbul’un seçim bütünlü¤ünü bozmamak demek de¤ildir, ayn› ›rmakta iki kere y›ka-
zorunda. Genel
mas›n›n parlamentoya girmekten da- için aday ç›kar›lmamas› karar› ald›. ‹ttifak n›lmaz. Biz onlar› geçtik, daha 1990’lar›n
baflkanl›¤a
ha önemli oldu¤unu söyledi. konuflulmad› bile. bafl›ndaki tart›flma sürecinde, “Yeniden
adaysa,
Bunlar› önemsemiyor ya da küçümsüyor Ahmet ‹nsel, Radikal ‹ki’ye 5 A¤us- Devrimci Yol’u kurmak m› gerekir, yoksa
de¤iliz. Ama son zamanlarda bir solculuk tos’ta yazd›¤› seçim de¤erlendirme fikirlerini, yeni bir devrimci harekete mi ihtiyac›m›z
türü ç›kt› ortaya. Kampanya tarz›, medya yaz›s›nda “1970’leri mitlefltirerek et- projelerini aç›k var?” sorusunu tart›flt›k.
tarz› solculuk. Sol eskiden mahallelerde, ifl- raflar›nda iyi kötü kadro oluflturmay› seçik anlatmas›, Eskiden ÖDP’nin “bir bilenleri”nden
yerlerinde hayat›n her alan›nda pozisyon al›flkanl›k haline getirenlerin emekli delegeyle söz edilirdi, flimdi ayn› kifliler kaste-
al›rd›. Esas olan hangi toplumsal mücadele olma zaman› geldi” diyor. Bu sözleri paylaflmas› dilerek “derin ÖDP” elefltirisi yap›l›-
içinde oldu¤umuzdur. Gelip geçici, sen- ÖDP olarak üstünüze al›nd›n›z m›? gerekir. Mesela yor. Ufuk Uras kurultay konuflmas›n-
ben-bizim o¤lan tarz› ittifaklarla bir yere 1970’lerde sol hayat›n içindeydi. Solcular yeni bir sol da “partiyi a¤abeylere, fleflere b›rak-
var›lmaz. Bunlar›n getirece¤i heyecan ve iflyerlerinde, mahallelerde, bulunduklar› her oluflumdan söz mayaca¤›n›” söylüyor. Genel baflkan
özgüven de gelip geçici olur. Ama özgüven alanda mücadelenin içindeydi. fiimdi ise etti. Bu nedir, bile bunu söylüyorsa bir sorun yok
eksikli¤i meselesi gerçekten çok önemli. hayat›n içinde olmayan, içinde bulundu¤u neyi kaps›yor? mudur ortada?
Zaten ÖDP’yi zaafa u¤ratan da bu eksiklik. prati¤i sonuna kadar takip etmekten uzak Kendi rolü ÖDP’de Devrimci Yol önderleri ne derse
Ba¤›ms›z sosyalist bir siyasi odak olabile- geçici solcu tipi olufltu. Solda en büyük nedir, ÖDP’nin onu yap›yor de¤iliz. Böyle bir yap› yok.
cek miyiz, buna gücümüz var m›, yok mu? tehlikeyi bu noktada görüyorum. 1970’ler- rolü nedir? Uras’›n o sözleri de çok gereksizdi. Ayr›ca
ÖDP’yi 11 y›ld›r bu soru kemiriyor. Baz› ar- deki mücadele damar› kurutuluyor. Böyle Bunlar› anlat›p ba¤›ms›z adayl›k sürecinde partiye kendi
kadafllar dönemsel ruh hallerine göre bir si- bir solun gelece¤i yoktur. Bu flekilde de- aday olur. hukukunu nas›l dayatt›¤›n› anlatt›m.
yaseti getirip önümüze koyuyorlar. Bu, par- vam ederse sol baflar›s›n› seçim istatistikle- Seçilir veya Uras’›n “fleflik makam›” diye elefltirdi¤i fley
tiye inançs›zl›kt›r, kaçak siyasetidir. Biz se- rinde, meclise kaç kifli soktu¤unda falan seçilmez. tam da budur, kendi yapt›¤›d›r. Derin ÖDP
çimlerde özgürlükçü sol çizgide derdimizi aramaya bafllar. Bu nedenle, ‹nsel’in dedi- Ama flu anda meselesine gelince, partiyi bu hale getiren
anlatabilseydik, bütün Türkiye’deki siyasi ¤inin tersine, 1970’lerdeki devrimci ruhu tutturdu¤u bir derin ÖDP gerçekten var herhalde, hat-
kazanc›m›z Ufuk Uras’›n meclise girmesin- yeniden yaratmak laz›m. AKP ve neoliberal ta bu derin ÖDP’nin içinde Ahmet ‹nsel’in
çizgide devam
den çok fazla olurdu. Ayr›ca ÖDP’nin par- zihniyetle mücadele edeceksek, terk etti¤i- de oldu¤unu düflünüyorum. Bu ba¤›ms›z
eder, partinin
lamento gibi bir önceli¤i yoktur. ÖDP top- miz alanlara geri dönmemiz laz›m. As›l o adayl›k meselesini hangi derin ÖDP’yle tar-
bütününü
lumsal alan›n siyasal alan› kuflatmas›n› he- mücadele anlay›fl›n› bugünlere getiremedi- t›flm›fl, kimlere ne vaat etmifl lütfen aç›kla-
defleyen bir politika izler. Önceli¤i parla- ¤imiz için bu noktaday›z. kucaklamazsa s›n. Bir de flunu söyleyeyim, Ahmet ‹nsel
mento olanlar›n tercihine de sayg› duya- Ama Ahmet ‹nsel 1970’lerin bu yönle- parti ikiye gibi baz› arkadafllar art›k daha mütevaz› bir
r›m, ama esas olan emekçilerin öz örgüt- rinden de¤il, a¤abeylik, fleflik mües- bölünür. pozisyona geçmeliler. ÖDP’nin “bir bilenle-
lenmelerini yaratmakt›r. sesesinden rahats›z galiba. Ayn› yaz›- rini” elefltirip solun bir bileni olmaya çal›fl›-
Ufuk Uras’›n milletvekili olmas› sü- da ÖDP içinde bir “derin ÖDP” oldu- yorlar, fark›nda de¤iller. Böyle yukar›dan
rekli vurgulad›¤›n›z özgürlükçü sol ¤unu da söylüyor. Her iki elefltiride de Türkiye soluna politik önderlik diye bir fley
çizginin sesinin daha çok duyulmas›- eski Devrimci Yol önderleri kastedili- olmaz. Mücadeleyle daha organik iliflkiler
n› sa¤lamaz m›? Ayr›ca yüzde 10 ba- yor galiba. içerisinde olacaks›n›z. Söz konusu yaz›s›n-
raj›n›n delinmesi aç›s›ndan da anlam- Maalesef hâlâ bir Devrimci Yol fobisi var. da “solun içindeki a¤abeyler, flefler yüzün-
l› de¤il mi? Mesela ben genel baflkan aday› oldu¤um- den yeni militan kuflak kendini gösteremi-
Kürt siyasî hareketi zaten baraj› geçersiz da, bana gelen itiraz Devrimci Yol gelene- yordu, ama bu seçim kampanyas›nda böy-
k›lacakt›. Aç›k konuflmak laz›m, yüzde 10 ¤inden geliyor olmamd›. Ben baflkan olur- le bir genç kuflak filizlendi” diyor. Bu kuflak
baraj› sosyalistleri meclis d›fl›nda tutmak sam parti “Dev Yol Partisi” olurmufl. Parti Türkiye solunun marjinalleflmesine engel
için var de¤il ki, Kürt hareketini engelle- kurulal› 11 y›l olmufl, hâlâ köken tart›flma- olacakm›fl. Acaba neredeymifl bu kuflak?
mek için var. Baraj yüzde befl olsa ne ola- ‹nsel nereden ç›karm›fl bunu? Keflke olsa,
cak? Hangi sosyalist parti girecek meclise? Alper Tafl ama yok. Meseleye d›flar›dan bakarsan›z
‹kinci olarak, Uras’›n parlamentoda oluflu- böyle yanl›fl sonuçlara var›rs›n›z.
nu tamamen bir kenara atal›m demiyorum Ufuk Uras ÖDP’nin önümüzdeki gün-
zaten. Esas yörüngemiz ne? Oraya baka- lerde toplanacak ola¤anüstü kongre-
l›m. Ufuk Uras’›n parlamentodaki sürecinin sinde aday olacak gibi görünüyor.
sola ve ÖDP’ye katk›s› olacaksa ne güzel. Belli ki muhalifler de bofl durmaya-
Ama önce partide yaratt›¤› tabloyu görüp cak. Ufuk Uras yeniden genel baflkan
özelefltiri yapmal›. fiu ana kadar Uras’›n iz- seçilemezse ortaya tuhaf bir durum
ledi¤i çizgi, parlamentoda sol harekete ya- ç›kmayacak m›?
pabilece¤i katk›lar› da yapamamas›na yol ÖDP’nin Uras’›n yapaca¤› her fleye destek
açar. fiu anda maalesef kendi örgütünü verebilece¤ini düflünmüyorum. Ortak parti
çatlatm›fl, ikiye bölmüfl biri konumunda. duygusu büyük yara ald›, seçim döneminde
Partisinde bunlar› yapan yar›n öbür gün ortadan kalkt› hatta. Önce bunu tamir et-
baflka atraksiyonlara da girer Meclis’te. mek, bütünlü¤ü tekrar sa¤lamak konusun-
ÖDP, ba¤›ms›z adaylar›n güçlü oldu- da ciddi bir özelefltiri yapmak zorunda. Ge-
¤u baz› yerlerde seçime kat›larak oy- nel baflkanl›¤a adaysa –ki hala net bir bil-
lar› böldü¤ü gerekçesiyle sert elefltiri- gim yok bu konuda- fikirlerini, projelerini
Söylefli: Murat Toklucu

lere hedef oldu. ÖDP’nin 1280 oy ald›- aç›k seçik anlatmas›, delegeyle paylafl-
¤› Mersin’de ba¤›ms›z aday Orhan mas› gerekir. Mesela yeni bir sol oluflum-
Miro¤lu’nun 380 oyla seçimi kaybet- dan söz etti. Bu nedir, neyi kaps›yor?
mesi de en somut örnek. Kendi rolü nedir, ÖDP’nin rolü nedir?
ÖDP maalesef genel baflkan› yüzünden, il- Bunlar› anlat›p aday olur. Seçilir veya se-
keli, kararl› bir parti olmak yerine, faydac›, çilmez, onu bilemem. Ama flu anda tut-
pragmatik bir parti durumuna düfltü. Örne- turdu¤u çizgide devam eder, partinin bü-
¤in, DTP seçim de¤erlendirmesinde “ittifak tününü kucaklamazsa parti ikiye bölünür.
23
‹NUV‹K ESK‹MO SANATI, BAL‹NA KEM‹⁄‹NDEN RÖLYEF

Acil yardım alarmı ‹ki taraf da suç iflliyor


IRAK Yoksullu¤a karflı küresel mücadele SOMAL‹ ‹nsan Hakları ‹zleme Örgütü
veren Oxfam’ın Iraklı sivil toplum örgütle- (HRW) baflta hükümet kuvvetlerine destek
riyle birlikte hazırladı¤ı son rapor, halkın veren Etiyopya ordusu olmak üzere içsa-
üçte birinin acil yardıma ihtiyaç duydu¤u- vafla katılan bütün grupların savafl suçları
nu gösterdi. Irak hükümetinin su, kamu iflledi¤ini duyurdu. Hükümet kuvvetlerinin
sa¤lı¤ı, gıda, sı¤ınak gibi bafllıca hizmet- etnik temizlik amacıyla sivil yerleflimlere
leri aksatmasından 8 milyon insan olum- saldırdı¤ı ve yargısız infaz yaptı¤ı HRW
suz etkileniyor. fiiddetin salgın hastalıklar tarafından tespit edildi. ‹slâmcı yönetimin
ve yetersiz beslenmenin artıflıyla büyüyen devrildi¤i yılbaflından beri ölenlerin sayısı
insani krizi gölgeledi¤ine de¤inen rapor, bini geçti. BM sadece son dört ayda 400
iflgalin baflından beri 2 milyon kiflinin ülke bin kiflinin ülkeyi terkederek Etiyopya ve
16 TEMMUZ - 19 A⁄USTOS 2007 içinde yer de¤ifltirdi¤ini, di¤er 2 milyonun Kenya sınırına yı¤ıldı¤ını bildirdi. BM Gü-
komflu ülkelere göç etti¤ini kayda düfltü. venlik Konseyi’nin kararından sonra ülke-
Haz›rlayan: Erdir Zat Iraklıların yüzde 70’i su sıkıntısı çekiyor, ye giren 1600 kiflilik Uganda barıfl gücü
yüzde 80’i sa¤lık hizmetinden mahrum. herhangi bir olumlu de¤ifliklik yaratamadı.

RUSYA RUSYA’NIN KUZEY KUTBU’NDA HAK ‹DD‹ASI


Alman araflt›rmac›lar›n 2006’da kutup

Eccinni’nin noktasında yapt›¤› buzaltı dal›fl›

yeni macerası
Küresel ısınma sonucu eriyen buzullar
Kuzey Kutbu’nun petrol yataklarına Mir: Mini denizalt›
eriflimi kolaylafltırınca enerji savaflında
yeni bir cephe daha açıldı. Kuzey
Kutbu’nda hak iddia eden Rusya,
deniz tabanına bayrak dikerek Batı’ya
meydan okudu. Putin “korkutuyor”...

ME⁄ER buzda¤larının erimesini bekleyenler


varmıfl. Fosil yakıtların yol açtı¤ı insan yapımı bir Resmi sınır
Eflituzakl›k sınır› 1. Kuzey kutup nok- 3. 200 deniz mili
do¤al felaketi fırsat bilip daha çok fosil yakıt üret- ABD 200 mil hatt›
mek için kolları sıvamak, üstelik bunu dünyanın kü- Rusların talep
tası: Rusya, petrol ve hattı: Bölge ülkelerinin
resel ısınmaya karflı seferber oldu¤u bir ortamda etti¤i bölge do¤algaz kaynaklarında elindeki kara parça-
alenen yapmak herkesin harcı de¤ildir. Putin’in Lomonosov hak iddia etti¤i bölge- larının 200 deniz mili
KT‹K OKYANUSU
fleytanî zekâsı karflısında donup kalmamak im- AR 3
nin “kritik noktası”nda ötesine uzanan ekono-
4 4200 metre derine ine- mik sınırlar aynı za-
kânsız: Dünya petrolünün yüzde 25’ini ve 3.2 tril-
yon metreküplük dev do¤algaz rezervlerini KANADA 2 rek sualtı yüzeyine manda bunun merke-
barındıran Arktik Okyanusu’nu, tek hamlede, küre- RUSYA bayra¤ını bıraktı. zinde kalan tarafsız
1
sel sermayenin yeni rekabet alanı hâline getirmeyi 2. Lomonosov Sıra- bölgeyi de belirliyor.
baflardı. Rusya, Kuzey Kutbu’ndaki tarafsız bölge- da¤lar›: Rusya, kıta 4. Rusların hak
nin bir kısmını ve teknik olarak Norveç’e ait sayılan sahanlı¤ı hakkını öne iddia etti¤i bölgeler:
bir bölgeyi topraklarına katmak üzere ilk adımını DAN‹MARKA 4 sürerek bu sualtı sıra- Komflu ülkelerin sert
attı. Bu bölgelerdeki yeraltı zenginliklerinin kendine (GRÖNLAND) da¤larının kendi ana- tepkileri çok geçmeden
ait oldu¤unu iddia ediyor. 2 A¤ustos’ta, ünlü kutup karasının uzant›sı oldu- onlar› da benzer iddi-
NORVEÇ ¤unu savunuyor. alara sürükledi.
kâflifi Artur Çilingarov’un yönetimindeki on bilima- KAYNAK: BM / BBC
damı ve iki milletvekilinden oluflan bir heyet, deniz
kuvvetleriyle birlikte kutup noktasına çıkarma
yaptı. Yüksek teknoloji ürünü Mir adlı iki mini de- bir BM komisyonu önünde, kuzey kıyılarının artırma telaflında. “Rus yayılmacılı¤ı”na karflı “ka-
nizaltıdan Mir-I, 4200 metre derinli¤e inip deniz ta- açı¤ındaki bu bölgenin kendi karasularına ait oldu- rasularını geniflletmek” için jeolojik kanıt arıyorlar.
banına Rus bayra¤ı taflıyan titanyum bir kapsül yer- ¤unu iddia etmiflti. Ama Moskova’nın iddiası red-
lefltirdi ve sualtındaki Lomonosov sırada¤larının dedildi ve daha fazla kanıt getirmesi istendi. Putin’in enerji imparatorlu¤u
Rusya’nın kıta sahanlı¤ına girdi¤ini gösteren jeolo- Kanıt toplamaya bayrak dikerek bafllamak, Rus- ABD’yi Do¤u Avrupa’da füze kalkanı kurma proje-
jik kanıtlar toplamaya baflladı. ya’nın ABD, AB ve NATO’yla son dönemde ya- sinden vazgeçiremeyen Rusya, temmuz ayında Av-
fladı¤ı gerilimlerin zirve noktasıydı. Muhatapları rupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaflması’ndan çe-
Buzda¤ları eriyince... ABD, Kanada ve Danimarka’dan diplomatik tepkiler kilmiflti. NATO’yu çileden çıkaran bu karar Rus-
Rusların milli gururuna yerleflmifl efsanevi uzay is- alması gecikmedi. Ama “tarafsız suların statüsünü ya’ya sınırlarında askeri yı¤ınak yapma serbestli¤i
tasyonuyla aynı adı alması, Mir denizaltılarının öne- korumak” gibi ilkesel bir tavır yerine onlar da hak sa¤ladı. Bunun üstüne gelen kutup operasyonu
minin göstergesi olsa gerek. Nitekim bir Rus yetki- iddia etmeye baflladı. Rusya’yla ortak çıkarı oldu¤u Batı’da so¤uk dufl etkisi yarattı. Olayın üstünden
lisi bu riskli operasyonun “Ay’a bayrak dikmekle için sessiz kalan öteki muhatap Norveç, ezeli deniz bir hafta bile geçmeden, iki Rus savafl uça¤ı, üste-
eflde¤er oldu¤unu” söyledi. Devlet televizyonu sınırı sorunlarını çözüp bir an önce sondaj yapma- lik So¤uk Savafl döneminin simgesi Tu-95 turbo
olayın görüntülerini canlı olarak dünyaya geçti. Bu ya bakıyor, çünkü sadece 7 yıllık petrol rezervi bombardıman uçakları, ABD’nin Pasifik’teki en bü-
görüntüler arasında Mir-I’in “Titanic” filminde boy kalmıfl durumda. Aynı durum elindeki petrol rezer- yük üslerinden Guam adasına sürpriz bir ziyarette
gösterdi¤i sahnenin de yer alması “asparagas” kufl- vini 10 yıl içinde bitirecek olan ABD için de geçer- bulundu ve taraflar arasında bir “it dalaflı” yaflandı.
kusu uyandırdı. Ama yetkililer bizzat Mir-I’in çekti- li; Alaska petrolü tek umudu. “En iyi koruma kul- Çok geçmeden Putin, “Sovyet döneminde uygula-
¤i bayrak foto¤raflarını dünya medyasına ulafltırdı. lanmaktır” diyen Kanada devlet baflkanı Stephen nan uzak mesafeli devriye uçufllarına yeniden bafl-
Rusya, tezinin arkasında duruyordu. Harper, ülkenin siyasi gelene¤inde pek rastlanma- ladıklarını” açıkladı.
Aslında ne bölgenin deniz sınırı sorunları ne de yan bir militarizmin sözcülü¤ünü üstlendi. Kutup 2008’de koltu¤u bırakacak olan Putin’in “ikti-
Rusların hak talebi yeni bir fley. Moskova, 2001’de, ülkelerinin tamamı bölgedeki askeri varlı¤ını dardan uzaklafltıkça kalıcılaflması” sürecin en
24
Kürtaj tarafsızlı¤ına son Abe sandıkta takıldı Askerin anayasası Enflasyon yüzde 5000
ULUSLARARASI Af Örgütü (AI) kürtaj JAPONYA Elli yıldır Japon siyasetine TAYLAND Geçen yıl, ultra-neoliberal ZIMBABWE Güney Afrika makamları
konusunda sürdürdü¤ü “tarafsız kalma” egemen olan Liberal Demokratik Parti’nin baflbakan Thaksin Shinawatra’yı kansız sınırboyundaki tel örgülerde açılan delik-
tavrını terkedip “bazı durumlarda destek- (LDP) kongresinde parti baflkanı seçilip ik- bir Kraliyet darbesiyle yönetimden uzak- leri yamayadursun son birkaç yılda Zim-
leme” kararına yo¤un destek aldı. Nisan tidara gelen Shinzo Abe, ilk seçim deneyi- lafltıran askeri hükümetin hazırladı¤ı yeni babwe’den illegal yolla kaçan mülteci
ayında yönetim tarafından alınan, ama minde bozguna u¤radı. Parlamentonun üst anayasa referandumda yüzde 70 do- sayısı 3 milyonu buldu. Yıllık enflasyonun
uygulamaya konmadan önce Cocoyoc, kanadı için yapılan ara seçimlerde 121 layında oyla kabul edildi. Katılım oranının yüzde 5000’e vard›¤›, iflsizli¤in yüzde 80’e
Meksika’da yapılan Uluslararası Konsey sandalyenin sadece 37’sini kazanabildi. yüzde 60 oldu¤u oylamada Thaksin fırladı¤ı diktatör Mugabe’nin Zimbabwe’si
Toplantısı’nda delegelerin oylarına sunu- 60 sandalye kazanan sosyaldemokratlar yanlıları “hayır” oyu kullandı. Tayland so- yurttafllarına bir an önce kaçmaktan bafl-
lan karara büyük ço¤unluk arka çıktı. Ka- ilk kez senatoda ço¤unlu¤u ele geçirdi. lu askerlerin denetiminde hazırlandı¤ı ve ka seçenek sunamıyor. Ekme¤in geçen
rarı engellemeye çalıflan hıristiyan kuru- Abe’nin, barıfl anayasasındaki pasifist hü- antidemokratik maddeler içerdi¤i gerek- yıla göre 50 kez daha pahalı oldu¤u ülke-
lufllarının maddi yardımı kesme tehdidi kümleri kaldırıp küresel askeri güç olma çesiyle yeni anayasaya karflı çıktı. Aynı de 3.3 milyon kifli, yani nüfusun dörtte biri
baflarılı olamadı. AI tecavüz, ensest ya da çabaları halkın tepkisini çekiyordu. Ordu- zamanda ülkenin en zengin insanı olan acil gıda yardımına muhtaç durumda. Mu-
fliddet sonucu hamile kalma veya annenin yu saldırganlıktan men eden barıfl anaya- Thaksin ise referandum sırasında ‹ngilte- gabe ise para basmaya devam ediyor.
yaflamını riske sokan durumlarda kadının sası yüzde 70’in üstünde kamuoyu deste- re’de, sahibi oldu¤u Manchester City ku- Son olarak 200 bin Zimbabwe Doları de-
kürtaj hakkını destekleyecek. ¤ine sahip. lübünün futbol maçında boy gösterdi. ¤erindeki banknotlar tedavüle sokuldu.

çarpıcı detayı olsa gerek. Giderayak dıfl politikada Yezidi nüfüsu, 550 bine kadar düfltü. A¤ırlıklı
sadece kendisinin çözebilece¤i kompleks sorunlar
yarattı. ‹çeride üç yıllık bütçeyi onaylatarak ülke
KUZEY IRAK olarak Musul ve çevresinde yaflayan Yezidiler,
Sünni Arap örgütlerinin baskısıyla topraklarını
ekonomisini 2011’e kadar kontrolü altına aldı. terk etmeye zorlanıyor.
Danıflma organı konumundaki Ulusal Güvenlik Kon-
seyi’nin yetkilerini artırıp baflına geçece¤i, böylece
Neyin bedeli? Saldırıdan bir hafta once Yezidilerin kutsal
mekanı Lalefl’teydik. Köklerini Zerdüfltlükten,
iktidarı elinin altında tutaca¤ı ve 2012 seçimlerinde Irak Savaflı’nda yaflanan en kanlı paganizm ve flamanizmden alan, ama bunu se-
yeniden baflkan adayı olaca¤ı söyleniyor. Bu senar- saldırı Yezidi Kürtlere karflı yapıldı. mavi dinlerden gelen elementlerle buluflturan bu
yoyu haklı çıkaracak birçok gösterge var. Bunların Bölgesel Kürt yönetiminin ve Sunni eski inanca ba¤lı insanların liderleriyle görüflme
baflında da halk deste¤inin artması geliyor. fırsatı bulduk.
Arapların baskısı altında yaflayan bu
Economist’e göre, 2002’den bugüne Rusya’nın
milli geliri ve ticaret hacmi üç katına çıktı. Son dört ‹slâm-öncesi heterodoks inancın “Güneflin nuruyla yeflilleniyor dünya”
yıl içinde her yıl yüzde 6-7 arasında büyüme göster- mensupları, flimdi de El Kaide’nin “Üstümüzden 72 katliam geçti” diye özetliyorlar
di. Enflasyon geçen yıl tek haneli rakamlara düfltü. hedefi oldu. Express, saldırıdan bir yafladıkları toplumsal trajedileri. Bunun üstesin-
Rus halkı görece rahatladı. Dünyadaki neoliberal hafta önce Yezidilerin kutsal mekân› den gelmelerini sa¤layan gücün, günefl oldu¤u-
politikaların tersine, Gazprom gibi Yeltsin dönemin- Lalefl’teydi... na inanıyorlar. Bu yüzden ibadetlerini günefle
de özellefltirilen kamu enerji flirketlerini tekrar milli- dönerek gerçeklefltiriyorlar. Günefl ne taraftaysa,
lefltiren Putin, elindeki iyi e¤itimli iflgücü ordularına o tarafa secde ediyorlar...
istihdam sa¤ladı. Böylece teknotrat ve bürokratlar- KERKÜK referandumu öncesinde Kuzey Irak’taki Onlar, Yezidiler... Kuzey Irak’ta Dohuk ile
dan yeni bir orta sınıf olufltu. Ekim Devrimi öncesi- sivillere yönelik saldırılar arttı. 16 A¤ustos’ta, Akre yolu üzerindeki Eflivne köyüne yaklaflık altı
nin milli de¤erlerini hatırlamaya çalıflan, kiliseye gi- Musul’a ba¤lı fiengal’de, Yezidi Kürtlere karflı sa- kilometre uzaklıktaki Lalefl’te kutsal mabetleri
den ve Putin’e flükreden bu insanlar onun milliyetçi vaflın en fliddetli intihar saldırıları yapıldı. Petrol bulunan bu insanlar, inançları, siyasal yak-
projesini tek çıkıfl yolu olarak görüyor. yüklü dört ayrı tankerle gerçeklefltirilen eylemde laflımları ve demokrasi anlayıfllarıyla oldukça il-
Putin’in, Ukrayna ve Gürcistan’daki Batı des- ölenlerin sayısı 400’ü afltı, 350 kifli yaralandı. Bar- ginç özellikler taflıyor. Lalefl’in sivil liderlerinden
tekli devrimlerin ters etkisine karflı kurdu¤u Nashi zani yönetimindeki bölgesel Kürt hükümeti katli- fiêx Berekât, “Unutmayın ki” diyor, “Güneflin nu-
ordusunun, Hitlerin gençlik örgütünü andıran fafli- am dolayısıyla ulusal yas ilan etti. Olaydan El ruyla yeflilleniyor dünya. Günefl olmazsa her fley
zan faaliyetlerin içinde oldu¤u bildiriliyor. Rusça’da Kaide sorumlu tutuluyor. anlamsızlaflır. Biz günefle secde ederek kazandık
“bizim” anlamına gelen ve açılımı “Genç Demokra- Referandumun yap›laca¤› üç bölgede yafla- ve bu günlere kadar gelebildik.”
tik Antifaflist Hareket” olan Nashi, 14-25 yafl arası yan Yezidiler, bir süredir Sunni Arapların Kuzey Irak’taki Yezidiler, fiengal mıntıka-
gençleri “güçlü ve ba¤ımsız Rusya idealini koru- saldırılarına hedef oluyordu. Nisan ayında silahlı sından sonra en çok bu bölgede yaflıyor. Fakat
mak” için e¤itiyor, yetiflen kadrolara bakanlıklarda Arap militanları 23 Yezidi erke¤ini otobüsten in- Lalefl, sadece onlar için de¤il, bütün Yezidiler
ve Gazprom gibi dev flirketlerde ifl olana¤ı sa¤lıyor. dirip kurfluna dizdi. Irak’taki azınlıkların yafladı¤ı için çok önemli bir yer. Dünyanın her yerinden
‹nsan hakları örgütlerine göre, Rusya’da 114 aflırı ölüm kalım mücadelesi en kritik günlerinden ge- Yezidiler, Lalefl’i ziyaret ediyor. Genellikle katı
milliyetçi örgüt çatısı altında faaliyet gösteren yarım çiyor. Savaflın baflladı¤ı 2003’te 1 milyonu aflan kuralları ve dini tabularıyla bilinen Yezidi
milyon genç bulunuyor. Yılbaflından bu yana ırkçılar
tarafından öldürülen yabancı sayısı 40’a yaklaflmıfl
durumda. Geçenlerde bir Nazi grup tarafından kafa-
s› kesilen bir Tacik ve bir Da¤ıstanlının infaz görün-
tüleri internette yayınlandı.
Sibirya’da Monaco Prensi II. Albert ile birlikte
balık avına çıkan Putin, dünyaya “Marlboro Man”
pozu verirken sakindi. Oysa Washington’da batan
bir gemi ve onu terkeden fareler vardı. Bush’un bafl
stratejisti Karl Rove da istifa etti. Ardından Bush,
bugüne kadar aldı¤ı en a¤ır elefltirilerden biriyle
karflılafltı. Hükümetin en yetkili denetim kurumu
Sayıfltay’›n baflkanı David Walker, ABD’nin içinde
bulundu¤u durumu, Roma ‹mparatorlu¤u’nun çö-
küfl dönemine benzetti. Walker, bu analojiyi do¤u-
ran çarpıcı benzerlikleri, ahlaki de¤erlerin ve siyase-
tin yozlaflması, ülke dıflındaki askeri varlı¤ın aflırı
genifllemesi ve merkezi hükümetin sorumsuz mali
politikaları olarak sıraladı. Putin’in rahatlı¤ı, Irak’ta
bitkin düflen ABD’nin yeni askeri projelere gireme-
yecek duruma gelmesinden besleniyor. fiangay ‹fl-
birli¤i Örgütü’nün yıllık toplantısından önce, Çin ve
pakt üyesi Orta Asya ülkelerinin ordularıyla Rus-
ya’da yapılan ortak tatbikat da bunun göstergesi. Yezidi din adamları sald›r›lar sonras›nda bölgesel Kürt yönetiminden güvenlik yardımı istedi
25
Darfur’da yeni yol ayr›m›
SUDAN Cancavid adlı hükümet yanlısı Müflerref inifle geçti eylemcilerin akıbetinin arafltırılması için
Arap milislerinin katliamlar yaptı¤ı Dar- mahkeme kararları alan Çaudri’nin dö-
PAK‹STAN Lâl Mescidi katliamından nüflü, Müflerref açısından büyük bir si-
fur’da çözüme dönük iki önemli geliflme
sonra ülkeyi yönetmek devlet baflkanı yasi yenilgiye tekabül ediyordu. Hem or-
yaflandı. BM Güvenlik Konseyi, dünyanın
General Pervez Müflerref için giderek dunun hem de devletin baflında olmayı
en büyük barıfl gücünü (26 bin asker) böl-
daha zor olmaya baflladı. Müflerref’in daha fazla sürdüremeyecek gibi görünü-
geye gönderilmesini onayladı. Bu adım ül-
martta görevden aldı¤ı Yüksek Mahke- yor. Müflerref eski baflbakan Benazir
keye girmek için hazır bekleyen NATO’nun
me Baflyargıcı ‹ftihar Çaudri, gene Yük- Butto’yla Abu Dabi’de gizli bir görüflme
önünü açsa da Sudan barıfl gücü askerle- Benazir Butto dönüyor mu?
sek Mahkeme’nin aldı¤ı kararla görevi- yaptı. Ülkenin en büyük muhalif lideri
rinin Afrika ülkelerinden gelmesi önkoflu-
ne iade edildi. Siyasi otoriteyi paralize Çaudri’nin görevden alınması, Karaçi’de Butto’yla siyasi iflbirli¤i kurma olasılı¤ı
lunda direndi. Ayrıca Darfur’daki bütün
eden geliflme üzerine Müflerref hiçbir kanlı çatıflmalara yol açmıfltı. Hüküme- gündemde geldi. Butto’nun “Müfler-
gerilla örgütleri Tanzanya’da biraraya ge-
yorum yapmadı. Baflbakan fievket Aziz tin kamuya ait bir demir-çelik fabri- ref’in ordu flefli¤ini bırakması gerekti¤i-
lerek Sudan hükümetiyle barıfl görüflmele-
karara uyacaklarını bildirdi. kasının özellefltirilmesini durduran ve ni” ve sonbaharda ülkesine geri döne-
rine bafllama kararı aldı. BM ve Afrika Bir-
Müflerref’in 1999’dan beri taflıdı¤ı “ge- istihbarat servisleri tarafından gözaltına ce¤ini açıklaması iki lider arasında an-
li¤i’nin arabulucu olaca¤ı müzakereler iki
nelkurmay baflkanı” sıfatına karflı çıkan alındıktan sonra “kayıp” edilen politik laflma yapıldı¤ı iddialarını güçlendirdi.
ay içinde bafllayacak.

inancının, Kuzey Irak’ta farklı yorumları bulunuyor. Lalefl’in içinde herkes din kardeflidir. Onun için Rehber, bizi kapı efli¤ine basmanın günah oldu¤u
Behdinan bölgesindeki Yezidiler daha çok katı ve kimse kimsenin ismini sormuyor. Her renkten, her konusunda uyarıyor...
kapalı bilinirken, fiengal ve Musul çevresindeki Ye- sınıftan, her sosyal statüden Yezidiler... Lalefl, Yezi-
zidiler ileri görüfllü yaflam biçimleri ve dine demok- dilerin Vatikan’ı gibi. Kendi içinde ba¤ımsız ve böl- Babe fiêx’in divanı
ratik yaklaflımlarıyla tanınıyorlar. Ortak mabet Lalefl gede özerk bir yapıya sahip oldu¤u her hâlinden Babe fiêx’in huzurunda onlarca dini görevli hazır
ise hiçbir fark gözetilmeksizin bütün Yezidilerin ka- belli oluyor. Yezidilerin Mirleri ve fiêxlerinin yanı bekliyor. Yezidilerin ruhani lideri Babe fiêx için özel
bul edildi¤i yer. sıra farklı görevleri olan öteki din adamları da bulu- olarak yapılmıfl kutsal divana ondan baflkasının
‹nsan Lalefl’e yaklaflırken heyecanlanıyor. Ya- nuyor Lalefl’te. Bazıları de¤iflik renklerde giyinse oturmasına izin verilmiyor. Bizim için kurulan diva-
bancılara kapalı oldu¤u, aynı inancı paylaflmayan- de, giysilerinin hakim tonu beyaz. Yezidi köylerin- na oturuyoruz. Babe fiêx, “asla ayrımcılık yap-
ların her yerini göremedi¤i söylenen, aynı zamanda den gelenler ise Lalefl’in temizlik, yemek gibi gün- madıklarını, kendilerini tanıyan ve ulusal dinlerine
Kürt renklerini de temsil eden bir dinin kutsal ma- lük ifllerini imece usulü yürütüyor. Müslümanların saygı duyan herkesi sevdiklerini” söyleyerek
bedini ilk defa yakından görece¤iz. Kafamızda bize cuması gibi, çarflambalar mübarek gün sayılıyor. bafllıyor söze. Yezidi dininin bugünlere gelebilmek
nasıl yaklaflacakları sorusuyla, uzaktan yeflil zeytin Yezidilerin birkaç dini bayramı var. Bunlar ni- için çok bedeller ödedi¤ini belirtiyor, buna ra¤men
a¤açlarının göründü¤ü dar bir vadi a¤zında duruyo- san, ekim ve aralık aylarında kutlanıyor. Fakat ba- dinlerini koruyabilmelerinde Lalefl’in merkezi bir ro-
ruz. Buradan sonrası yürüme yolu... harın gelifli Newroz ve nisanın ilk çarflambasına lü oldu¤unu anlatıyor.
Etraftaki zeytin bahçelerinde hummalı bir rastgelen Yezidi bayramı, bafllangıç sayılıyor. Ba- Ancak Babe fiêx son dönemlerde artan
çalıflma var. Her yer insan dolu. Artık Lalefl’teyiz. harla birlikte Yezidiler, ilk sütlerini, yo¤urtlarını La- saldırıların endifle verici oldu¤unu, özellikle Kürdis-
Fakat bir inancın mabedini gezmek kolay ifl de¤il. lefl’e getirerek halka da¤ıtıyor. Böylece ürünlerin tan Demokratik Partisi ve Sünni Araplar eliyle Yezi-
Bereket, o inancı tanıyan bir rehberimiz var... helâl ve bereketli olaca¤ına inanıyorlar. Bayramlar, dilere yönelik ayrımcı politikların geliflti¤ini söylü-
çeflitli ibadet türlerinin yo¤unlafltı¤ı dönemler. Oruç yor. “Duhok’ta, Hewler’de, Musul’da üniversite ö¤-
fiêx Hadî’nin manevi mêkanı tutuluyor, namaz kılınıyor, zekat veriliyor. Lalefl, bu rencisi Yezidiler baskılar yüzünden okulu bırakmak
Lalefl’te ilk dikkat çeken fley, herkesin yalınayak ol- bayramları bafllatan, düzenleyen ve yürüten güç zorunda kaldı. Kerkük referandumu nedeniyle Kürt
ması. Kapıdaki peflmergeye sorduk. Bunun dini bir konumundaki fiêx Hadî’nin mezarına ev sahipli¤i yönetimi fiengal’i ve Yezidileri gözden çıkardı.”
vecibe oldu¤unu söyledi. Kutsal mekanda temizli¤i yaptı¤ı için ayrıca önem taflıyor. Bu yüzden her ta- Yezidilerin en çok yakındıkları konu, baflka din-
sa¤lamak için böyle dolaflmak zorunluymufl. Uzak- rafı; taflı, topra¤ı, kapıları, bezleri Yezidilerce öpü- lere mensup insanların yaklaflımları. Babe fiêx, ken-
tan geliyor olmamız ifle yarıyor, ayakkabılarımızı lerek saygı gösteriliyor. dilerinin bütün dinlere saygılı oldu¤unu, ancak ken-
kulübesine koymamıza izin veriyor. Nihayet çıplak Rehberimiz, Lalefl’in en kıdemli din adamıyla di dinlerine de saygı gösterilmesini beklediklerini
ayakla Lalefl’in kapısından içeri adımımızı atıyoruz. görüflmek ve kutsal yerleri foto¤raflamak istedi¤i- vurguluyor. “Kesti¤imiz hayvanın etini yemiyorlar.
Biz de hacı olacak mıyız acaba? Öyle ya, burası Ye- mizi söyleyince duruyor: “En üst ruhani liderin sta- Çarflıda, pazarda Yezidi yo¤urdunu, peynirini satın
zidiler için kutsal hac yeri ve burayı “tawaf” etme- tüsü Babe fiêx’tir. Fakat ismi bilinmez. Babe fiêx’in almaktan çekiniyorlar” diyen Babe fiêx, flöyle de-
ye geldik. Tıpkı flair Cegerxwîn’in dedi¤i gibi: “Na- ismini zikretmek günah sayılır.” Gene de randevu vam ediyor: “Onlar da Kürt biz de Kürdüz. Ne
çime tewafa berê refl, Heta neçime Lalefl...” (Kara talebiyle dergaha yöneliyoruz. fiêx Hadi’nin me- farkımız var? Biz Saddam döneminde dinimizden
taflın tavafına gitmeyece¤im / Lalefl’e gitmeden) zarına do¤ru giden avlunun kapısında bekliyoruz. vazgeçmedik. Koruduk. fiimdi de koruyaca¤ız.”
Öte yandan Baba fiêx, Yezidilerin yo¤un olarak
Lalefl yafladı¤ı bölgelerin yönetiminde söz hakkı olmasını
istiyor. Bu bölgelerde halkın kendi yöneticisini seç-
mesi ve yönetimin bunlara bırakılmasını savunuyor.
Saddam döneminde Kürtleri öldüren, koruculuk ya-
pan, ancak belli afliretlere yakınlı¤ı nedeniyle yöne-
time getirilenlerden yakınan Babe fiêx, bazı Yezidi

Yezidi mi Êzidî mi?


Do¤rusu ikincisi olmalı, çünkü kendilerini böyle ad-
landırıyorlar. Ayrıca Kürtçede de “Êzidî” olarak geçiyor.
Ama Türkçeye ve Batı dillerine “Yezidi” olarak yerlefl-
mifl. Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da öldürülmesinden sorumlu
oldu¤u için Ortado¤u kültürlerinde “kötü”nün simgesi
hâline gelen Emevi Halifesi Yezid’in soyundan geldikle-
rine iliflkin bir yanılsama yaratan bu adı onaylamıyorlar.
Haklı olarak adlarının “Êzidî” olarak geçmesini istiyorlar.
Bizi aflan bu tartıflmayı, baflka birçok tartıflmayla birlikte,
arzuladı¤ımız demokratikleflmenin bir parçası olan çok
yönlü dilbilgisi arafltırmalarına ve onun getirece¤i ya-
ratıcı kültürel iklime bırakırken, eskiden oldu¤u gibi “Ye-
zidi” diye yazmamızın tek sebebi Türkçe literatürün ma-
alesef böyle oluflmufl olmasıdır. Êzidî dostlarımızın bunu
anlayıflla karflılayaca¤ını umuyoruz.

26
‹ran’ın Latin sevdası Bir Nazarbayev yapımı Devrimcilerin dalaflı Gandhi’nin izinde
N‹KARAGUA Ocak ayından beri iki zirve KAZAK‹STAN Orta Asya diktatörlerinin DO⁄U T‹MOR Eski devlet baflkanı Xana- H‹ND‹STAN 72 yaflındaki Pratibha Patil,
yapan Ahmedinecad ile Ortega ülkeleri hormonlu seçim baflarılarına bir yenisi da- na Gusmao liderli¤indeki yeni hükümetin 4500 milletvekili ve yasama meclisi üye-
arasında yeni bir de¤ifl-tokufl anlaflması ha eklendi. Kazakistan devlet baflkanı ilanıyla fliddet yeniden baflladı. Ülkenin sinin oylarının üçte ikisini alarak cumhur-
imzaladı. Buna göre, ‹ran, ilk hamlede 350 Nursultan Nazarbayev’in Nur Vatan Parti- do¤usunda çok sayıda ev ve hükümet bi- baflkanı seçildi. Geçen ay 60. kurulufl
milyon dolarlık bir liman infla edecek ve si parlamento seçimlerinde oyların yüzde nası atefle verildi. Endonezya’dan ka- yıldönümünü kutlayan Hindistan’da bu
baflkent Managua’nın içme suyu sistemini 80’ini aldı. Katılım oranının yüzde 65 ol- zanılan ba¤ımsızlı¤ın kahramanı olarak makama ilk kez bir kadın oturuyor. Eski
yenileyecek. Uzun vadede ise, bir traktör du¤u seçimde anamuhalefetteki Ulusal görülen Gusmao’nun baflbakanlı¤ı, seçim- Rajastan valisi Patil, iktidardaki koalisyon
ve tarım makinaları fabrikası, dört hidro- Sosyaldemokrat Parti, yüzde 7’lik barajı lerde birinci gelen ama parlamentodaki hükümetine öncülük eden Kongre Parti-
elektrik santralı, befl süt ürünleri tesisi, aflamadı¤ı için milletvekili çıkaramadı. Bu mutlak ço¤unlu¤unu kaybeden Fretilin si’nin baflkanı Sonia Gandhi tarafından
bir hastane, 10 bin konut ve iki dok infla- durumda parlamentonun neredeyse ta- Partisi tarafından yasadıflı ilân edildi. Fre- aday gösterildi, ama muhalefetteki sa¤
atının finansman ve yapımını üstlenecek. mamı Nur Vatan’dan oluflacak. Seçimleri tilin’in lideri eski gerilla Francisco Guter- partilerin yo¤un elefltirileriyle karflılafltı.
Buna karflılık Nikaragua, ‹ran’a kahve, et normal tarihinden iki yıl önce yapan Na- res, hükümeti kurma görevini Gusmao’ya Kongre Partisi hükümetine dıflarıdan des-
ve muz ihraç edecek. ‹ran-Venezüella or- zarbayev, böylece anayasayı de¤ifltirip veren devlet baflkanı Jose Ramos-Horta’yı tek veren komünistler ve öteki sol partile-
tak yap›m› “antiemperyalist otomobil” ha- sınırsız seçilme hakkı kazanabilecek. Ken- da tanımıyor. Bu üç isim bir zamanlar Fre- rin de oyunu alan Patil, 1960’dan beri
ziranda piyasaya ç›km›flt›. disi 18 yıldır iktidarda... tilin saflarında devrim için savaflmıfltı. Gandhi çizgisinde politika yapıyor.

grupların Irak yönetiminde yer alması için Kürtler parlamentoya danıflmadan yasa
tarafından Arap asıllı gibi gösterilmelerine de tepki çıkarma ve gelen yasaları veto
gösteriyor. Buradaki suçun Kürtlere ait oldu¤unu etme yetkisi var. Yargıç ve
belirten Babe fiêx, flunları söylüyor: “E¤er sen gere- savcıları atıyor, af çıkarabiliyor,
ken de¤eri vermezsen, insanlar baflka tarafa kayar. hatta isterse sicil temizleyebili-
Yezidiler gururlu insanlardır. Bütün Kürt devrimle- yor. Orduda yüzbaflının üstün-
rinde rol aldılar. Savafltılar. Ama farklı muamele gö- deki bütün subayları o tayin
ren Yezidiler de baflka arayıfllara giriyor. Ben bunu ediyor. Ayrıca Ulema Konse-
yetkililere söyledim ama çözüm bulunamadı.” yi’nin baflı olarak, din adam-
larını atıyor, fetvaları imzalıyor,
Seküler heterodoksi dine aykırı buldu¤u hükümet
Babe fiêx’den ö¤rendi¤imize göre, Yezidilikte sivil kararlarını veto ediyor.
liderlik ve ruhani liderlik olmak üzere ikili yönetim PJD’nin yükseliflinin önemli
bulunuyor. Yani seküler bir toplum yapısına sahip- sebeplerinden biri, ülkenin kök-
ler. Bu çerçevede ruhani liderli¤i, Babe fiêx, Kew- lü siyasi dalgası Adalet ve ‹h-
wal ve Feqi gibi makamlar temsil ederken, Mirler de san Hareketi’nin deste¤ini al-
dünya iflleriyle u¤raflan sivil liderli¤i temsil ediyor. Fas’›n Sufi gelene¤i Türk›ye’deki AKP iktidar›nda bir “model” ar›yor ması. 1987’de Sufi lider fieyh
Bu makamlar, bir devletin hükümeti gibi iflliyor ve Abdüsselam Yasin tarafından
her makamın yardımcıları, vezirleri bulunuyor. kurulan bu hareket devrin despot kralı II. Hasan
Lalefl’in kutsal yerlerini gezip foto¤raflamak için
Babe fiêx’den aldı¤ımız özel izin ve yanımıza veri-
FAS Gaz lambas› tarafından yasaklandı, baskı altında tutuldu.
1999’da görece liberal VI. Muhammed’in bafla
len rehberle ayrılıyoruz makamdan. Vedalaflma “Fas’ın AK Partisi” eylül seçimlerinde geçmesiyle fieyh’in kızı Nadia Yasin, hareketi
sırasında Babe fiêx’in, kuca¤ında bir çocukla gelen zafere hazırlanıyor. Türkiye’deki yeniden canlandırdı, ama monarfliye karflı de-
kadına dua ediflini izleme fırsatı buluyoruz. Kutsal adafllarının izini flevkle sürüyorlar, mokratik cumhuriyeti savunması hofl karflılan-
sayılan sarı-kırmızı-yeflil bir ipi çocu¤un boynuna ama hâlen bir anayasal monarfli olan madı. Nadia Yasin, 2005’te batı medyasına ver-
takıyor. fiêx Hadi’nin mezarının üstü de bu renkler- di¤i demeçte “cumhuriyeti tercih ederim” dedi¤i
Fas henüz buna hazır olmayabilir...
le örtülmüfl. Kutsal mekanların birço¤unda ritüeller için hâlâ yargılanıyor, örgütü yasaklı.
yapılıyor ve dualar ediliyor. Lalefl’in zemzem suyu- Sufi felsefeden gelen barıflçı ve dayanıflmacı
nu, çocukların vaftiz edildi¤i beyaz suyu, Lalefl’in 7 EYLÜL milletvekili seçimleri öncesinde yapılan söylemiyle yoksul halka ulaflan Yasin Cemaati,
aydınlatılmasını sa¤layan ya¤ lambalarını, bunda son kamuoyu yoklamaları “Fas’ın AK Partisi”nin rejimin ‹slamî terör suçlamalarından kurtu-
kullanılan zeytinya¤ının saklandı¤ı depoları, binbir oy oranının yüzde 47’lere vardı¤ını bildiriyor. lamıyor. Kraliyet yanlısı medya, 2003’te Kazab-
renk giysileriyle ziyaretçi Yezidi kadınları görebilir- Çok yakından tanıdı¤ımız bu rakamın Fas için lanka’da patlayan intihar bombalarını, 2004’te
siniz... anlamı, bir sarkaç salınımının bafllaması. Bu Madrid’deki tren bombalama eylemini yapan-
Öte yandan günefli temsil eden ve ismini gü- salınımın tepe noktalarından biri komflu Cezayir’i ların tamamının Faslı çıkmasını ve geçen nisan-
neflten alan fiêx fiems’in mezarını da... Bu mezarı içsavafla sürükleyen kanlı FIS deneyimi veya flu da El Kaide kaygılarını tazele-
bekleyen fiêx fiems’in ailesinden Vezir fiêx Bere- sıralar Filistin’de Hamas’ın baflına gelenlerse, yen yeni bomba eylemlerini si-
kat’tan, burada Yezidi dini inancını temsil eden öteki kati bir flekilde “örnek ülke” Türkiye. Fas, yasi ‹slâm’a karflı kullanıyor.
simgeler oldu¤unu ö¤reniyoruz. Ayrıca fiêx fiems’in tarihin derinliklerinden taflıdı¤ı Sufi gelene¤ine Ama uluslararası camia, resmi
mezarının içinde bulundu¤u ma¤araya benzer ye- atfen “Afrika’nın Türkiyesi” olarak anılageldi. karalama kampanyasının bir
rin, fiêxri Cin (Cinlerin Miri) oldu¤unu söylüyor. fiimdi Sufili¤e yaslanan bir siyasi hareket bu ni- “psikolojik savafl” takti¤i oldu-
‹nanca göre burada cinler var. Cin bulaflmıfl hasta- telemenin içini yeniden doldurmaya hazırlanıyor. ¤una ikna olmufl durumda.
lar buraya atılarak tedavi ediliyor. Varolan parlamentonun üçüncü büyük parti- 2002 seçimlerinde, 11 Eylül
Vezir fiêx Berekat, sivil lider Mir Tehsin Bey’e si konumundaki ılımlı ‹slâmcı “Hizbu’l-adl ve’t- floku yaflayan Kral, PJD lideri
Nadia Yasin:
ba¤lı. Hayır ve flerrin Mir’in elinde oldu¤unu an- Tenmiye” (Adalet ve Kalkınma Partisi, Fransızca Sadettin El-Osmanî’den fazla
Hem ‹slâmc›
latıyor. Ve güneflin Yezidilikte neden bu kadar bafl harfleriyle; PJD) seçimleri böyle bir sonuçla hem de radikal aday göstermemelerini “rica”
önemli oldu¤unu ondan ö¤reniyoruz: “Bizlere çok kazanırsa, geleneksel merkez da¤ılmıfl, dünyada cumhuriyetçi etti. Bu durumda bile PJD, 325
baskı yapıldı. Üstümüzden 72 katliam geçti. Bizi ko- görülen sa¤a kayma trendinden Fas da nasibini vekilli parlamentoda 42 sandal-
ruyan en büyük güç, günefle duydu¤umuz inançtı. almıfl olacak. Ama bu sa¤, muhafazakarlı¤ın ye kazanarak, iki büyük partinin ard›ndan (Sos-
Bu inancımızdan hiçbir zaman vazgeçmedik. Onun yanında reformist, radikal demokrat ve hatta yalist Birlik-50 ve ‹stiklâl Partisi-48) üçüncü oldu.
için günefl ne tarafta olursa olsun, ona dönerek na- cumhuriyetçi gibi sıfatlar da taflıyor. AKP’nin Kurulan befl partili koalisyonun en büyük handi-
maza durur, ibadet ederiz. Unutmayın ki, günefl ol- Türkiye’de Kemalist rejime karflı yafladı¤ını, PJD kapı PJD’yi anamuhalefet yapmaktı. Neoliberal
mazsa her fley anlamsızlaflır. Kim güneflsiz yaflaya- Fas’ta kraliyet rejimine karflı yaflıyor. ekonomik ajandanın yoksullu¤a çözüm getire-
bilir ki? Güneflin nuruyla dünya yeflilleniyor, yaflam Burada Fas’ın bir anayasal monarfli ve Kral memesi ve iktidarı saran yolsuzluk a¤ı, “sistem-
düzenleniyor. Dünya güneflle aydınlanıyor. Onun VI. Muhammed’in bu anayasa gere¤i devletin ve dıflı” kalan PJD’nin elini güçlendirdi. PJD ka-
için günefl ve atefl bizde çok önemlidir. Biz Kürt Ye- icraattaki hükümetin baflkanı, ordunun baflko- zanırsa, bu sadece Fas için de¤il, Batı ve Türki-
zidileriyiz. Bizde günefle secde etmeyenin imanı ek- mutanı ve Hz. Muhammed’in soyundan geldi¤i ye için de önemli bir deneyim olacak. PJD’nin
siktir. Güneflsiz kalmayın...” için Müminlerin Emiri, yani ülkenin en büyük di- amblemindeki gaz lambasının AKP’nin ampulü-
‹smet Kayhan ni lideri oldu¤unu hatırlatmak gerekiyor. Kralın ne ilhâm verdi¤ini biliyor muydunuz?
27
BREZ‹LYA
Tropikal aflure
Pan Amerikan Oyunları, bir kez daha
anti-Amerikanizmin sahnesi oldu.
ABD’nin gene en çok madalyayı
topladı¤ı olimpiyat, Latin Amerika’nın
çalkantılı siyasi gündemine ayna tuttu.
Bu vesileyle hem aynaya yansıyanlara,
hem biyoyak›t savafllar›n›n son
durumuna, hem de “tropikal aflure”nin
tarifine göz attık.

15. PAN AMER‹KAN OYUNLARI, Rio de Janeiro’da


yapıldı. 13-29 Temmuz arasında Amerika
kıtasındaki 42 ülkeden 5 bin 500 sporcu, geleneksel
olimpiyat dallarının yanı sıra aralarında su polosu,
plaj voleybolu gibi yeni sporların da bulundu¤u 41
dalda yarıfltı. 2 milyar dolarlık bütçeyle yapılan or-
ganizasyon için Rio’nun ünlü Maracana Stadı res-
tore edilmiflti. Modern Maracana, oyunların karna-
valı aratmayan açılıfl töreniyle tekrar hizmete dön-
dü. Dünya medyası göz kamafltırıcı açılıflla ilgili ha-
berleri geçerken ortamdaki havayı yansıtan bir de-
taya da vurgu yaptı: Tören sırasında ABD kafilesi
alana girer girmez aya¤a kalkan tribünler tarafından
yuhalanmıfltı. Olimpiyat centilmenli¤iyle ba¤dafl-
madı¤ı gerekçesiyle elefltirilen bu tepki, sadece
Brezilyalılardan de¤il, temsil edilen birçok ülkenin
taraftarlarından gelmiflti. Bu protestolar›n oyunlar
süresince devam etti¤i ve ABD’yle karflılaflan
takımlar yo¤un destek gördü¤ü geçilen haberler
arasındaydı. Sonuçta kıtayı saran ABD karflıtlı¤ı
oyunlara da yansıdı.
Açılıfl gösterisinde yuhalanan sa-
dece ABD takımı de¤ildi. Son za- ‹LK BEfi
manlarda Washington’a yakınlaflan 1. ABD 97 88 52 237
Baflkan Lula da protestolardan nasi- 2. Küba 59 35 41 135
bini aldı. Zaten bir süredir elefltirile- 3. Brezilya 54 40 67 161
rin oda¤ındaydı. Temmuzda, Sao 4. Kanada 39 43 55 137
Paolo’da bir yolcu uça¤ının inifl son- 5. Meksika 18 24 31 73
rasında kontrolden çıkarak yakıt de-
polarına çarptı¤ı kazada 199 kiflinin Sırasıyla altın, gümüfl, bronz
feci flekilde can vermesi flimflekleri ve toplam madalya sayısı
Lula hükümetine çekti. Kazanın son-
radan pilot hatasından kaynaklandı¤ı anlaflılsa da
havalimanlarındaki can güvenli¤i sorunları, yüzbin-
lerce insanın katılaca¤ı oyunlar öncesinde Brezil-
ya’nın hanesine yazılan bir eksi puandı. Akabinde
“kültürleri barıfl içinde kaynafltırmaya” hazırlanan
Rio de Janeiro’dan yeni kâbus görüntüleri gelmeye resif bir tavır aldı. Aynı zamanda küresel iklim de- yer alan “eflcinsellik günahı”, Sao Paolo’da, dün-
baflladı. Rio’nun favelalarındaki gangster çetelerine ¤iflimine karflı da mobilize olmufl bulunan bu eko- yanın en büyük gay-lezbiyen gösterisi olarak 5 mil-
karflı düzenlenen ve 19 kiflinin öldü¤ü kanlı sosyalist durufl, Latin gençli¤inin son yıllarda olufl- yona yakın insanın katılımıyla protesto edildi. Yer-
çatıflmaların yaflandı¤ı polis operasyonları insan turmakta oldu¤u yeni pop kültürün elementlerin- lilerin, kadınların, eflcinsellerin de yer aldı¤ı bu top-
hakları örgütlerini aya¤a kaldırdı. Yüksek suç den biri. Dolayısıyla, sayıları ivmeyle artan yerel lumsal hareketler, öteki ülkelerden gelen yandafl-
oranıyla ünlü kent, 20 bin kiflilik polis ordusu ta- hiphop gruplarından tiflört tasarımcılarına, MTV larıyla birleflerek mesajlarını oyunlara taflıdı. Bir tür
rafından iflgal edildi. Ayrıca açılıfltaki flaflaalı göste- kliplerinden web sitelerine kadar birçok alanda al- “olimpiyat enternasyonalizmi” tesis edildi.
ri için yapılan astronomik harcamalar, ülkedeki de- ternatif enerjiye yönelik bir kolektif bilinç oluflturma Açılıfl töreninde –ABD ile aynı fliddette olmasa
rin toplumsal eflitsizli¤e iflaret eden sol çevreler ta- çabası gözleniyor. Bunların hepsi do¤al olarak da– yuhalanan Lula ise, oyunların kapanıflına Bre-
rafından elefltiri ya¤muruna tutuldu. oyunlara da yansıdı. Nitekim, Fidel Castro, Gran- zilya’nın ABD’ye karflı kazandı¤ı “pamuk zaferi”yle
ma’da yayınlanan olimpiyat makalesinde biyo- damgasını vurdu. Dünya Ticaret Örgütü, Brezil-
Olimpiyat enternasyonalizmi yakıtlara de¤inmeden edemedi. ya’nın baflvurusunu haklı bularak, ABD’nin kendi
ABD ile biyoyakıt alanında iflbirli¤i kurulmasıyla so- Oyunlara simgesel boyut katan toplumsal grup- pamuk üreticisine aflırı sübvansiyon vermek sure-
nuçlanan Bush ziyaretinden beri Brezilya’nın top- lar bunlarla sınırlı de¤ildi. Brezilya taflrasında gide- tiyle küresel pamuk pazarında haksız rekabet ko-
lumsal hareketleri teyakkuz hâlinde. Çokuluslu flir- rek yayılan “kurtulufl teolojisi” hareketine ba¤lı sos- flulları yarattı¤ına karar verdi. Bunun hemen
ketlerin insafına terkedilmifl biyoyakıt endüstrisinin yalist kiliselere darbe vurmak üzere mayısta ülkeyi ardından, ABD ve AB’nin çiftçisine uyguladı¤ı
emekçi sınıfların çöküflüne, toplumsal yaflam koflul- ziyarete gelen Papa’nın aç›klamalar› ortam› germifl- tarımsal sübvansiyon ve gümrük tarifelerinin indi-
larının ve tarımsal dengenin bozulmasına, gıda fi- ti. Kürtajın yasaklanmasına yönelik sözleriyle rilmesi konusunda çıkan anlaflmazlıklar yüzünden
yatlarının ve yoksullu¤un artmasına ve ekolojik tah- kadınları kızdıran Papa, giderayak “yerlilerin kendi bir yıldır tıkanmıfl bulunan Doha görüflmelerinin ey-
ribata neden olaca¤ını savunan toplumsal muhale- rızasıyla hıristiyan oldu¤unu” söyleyerek Avru- lülde yeniden bafllayaca¤ının haberi geldi. Brezilya
fet, Lula’nın aceleci pragmatizimine karflı, Top- palıların soykırımına u¤rayan kabilelerin tepkisiyle ve Hindistan bu platformda G20 diye bilinen yoksul
raksızlar ve Via Campesina’nın öncülü¤ünde prog- karflılafltı. Gene Papa ziyaretinin temaları arasında üçüncü dünya ülkelerinin avukatlı¤ını yürütüyor.
28
PAN AMER‹KAN OYUNLARI ÜSTÜNE
Her fleye ra¤men
FIDEL CASTRO
Granma / 31 Temmuz 2007

PAN AMER‹KAN Oyunları’ndan yalnızca


zevk aldı¤ını mı düflünüyorsun? Bir kez daha
düflün. Yaflın kaç olursa olsun, kofltu¤unu,
sıçradı¤ını, flut çekti¤ini, cirit, disk ve çekiç
attı¤ını, engelleri afltı¤ını, bayra¤ı arkadaflına
geçirdi¤ini, smaç vurdu¤unu, basket attı¤ını,
kürek çekti¤ini, rakibini yendi¤ini, stratejiler
uyguladı¤ını, iki saat kofltuktan sonra
baflından afla¤ı boca etti¤in suyla serinledi-
¤ini ve hatta ci¤erlerinin artık oksijen iste-
medi¤ini ayrımsayacaksın. Sporcular bize
nasıl da harikulade bir gösteri sunuyor!
Ama yalnızca zevk almıyorsun; aynı za-
manda katılıyorsun, özellikle kendi ülkenin
atletleri yarıflıyorken. Bizim açımızdan, bir
Küba takımının veya atletinin bulunmadı¤ı
müsabaka yok gibiydi.
Yılın en sıcak ve nemli ayları olan tem-
muz ve a¤ustos, sporun yanında birçok an-
ma etkinli¤iyle dolu. Bunlara flu sihirli söz-
cü¤ü de ekleyin: Tatil! Çocuklar ve gençler
evlerinde. Her yafltan insan, yafladı¤ımız flu
gergin zamanlarda saplantılı bir flekilde din-
lenmek istiyor. Bunlar annelerin, özellikle
büyükannelerin zamanı. Büyük bir sevgi ve
sebatla çocuklarının çocuklarına, hatta to-
runlarının çocuklarına bakıyorlar. Onlar
yıldan yıla devam eden maratonun kahra-
manları.
Devrimimize getirdi¤i kazanımlar olmasa
anma günlerinin bir anlamı olmaz. Bunlar
gelece¤i kuracak örneklerin ve uzun yıllar
boyunca harcanan çabaların toplamıdır. Kü-
ba, yurttafllarına ücretsiz e¤itim, sa¤lık ve
spor hizmeti veren neredeyse tek ülkedir.
Tamı tamına 50 yıl önce tiranlı¤a karflı
savaflırken hayatını kaybeden bir yoldaflı
özel olarak anmak istiyorum: 22 yaflındaki
kahraman Frank Pais*. Bugün herkese istih-
dam sa¤layan sosyal adalet düzeyinden ya-
rarlanmamızı, bu idealler u¤runa savaflanlar
mümkün kıldı.
Devrimin en önemli baflarısı, her türden
sıkıntının yanı sıra yaklaflık yarım yüzyıl sü-
ren ablukaya direnme kudretidir. Gıda ürün-
lerinin çeflitlili¤i ve kalitesinde daralma tehli-
kesi ve zaten yetersiz olan bu yaflamsal
ürünleri yakıt üretiminde kullanılmaya zorla-
Kod adı “enerji” arasında biyoyakıt konusunda beliren görüfl yan emperyalist baskının yol açabilece¤i fi-
“Enerjiyi paylafl” sloganıyla yapılan oyunlar ayrılıkları Chavez-Castro cephesiyle Lula-Kirchner yat artıflı tehdidi ortadan kalkm›fl de¤il.
sırasında Latin Amerika yo¤un bir enerji diplomasi- cephesini karflı karflıya getirdi. Olimpiyatların he- 15. Pan Amerikan Oyunları’nın sonuna
si ve buna ba¤lı siyasi gerilimler yafladı. Oyunlar- men ardından Lula, biyoyakıt anlaflmaları yapmak geldik, onları özleyece¤im. Küba atletizmde
dan bir hafta önce bir ultimatom yayınlayan Cha- üzere kuzeye, Meksika, Orta Amerika ve Karayip 12 alt›n madalya kazanarak birinci oldu. Ge-
vez, Venezüella’nın Mercosur (Güney Ortak Pazarı) ülkelerini ziyarete gitti. Chavez ise petrol ve do¤al- nel klasmanda toplam 59 alt›n madalyayla,
blo¤una tam üyeli¤inin onaylanmasını geciktiren gaz projelerini gelifltirmek üzere güneye indi; Ar- 97 madalya kazanan ABD’nin ardından ikin-
Brezilya ve Paraguay’ı uyarıp prosedürün tamam- jantin, Uruguay, Bolivya ve Ekvador’u kapsayan bir ci oldu. Bir baflka deyiflle, ABD bizim ka-
lanması için eylül ayına kadar süre verdi. Arjantin enerji gezisi yaptı. Chavez’in biyoyakıt konusunda zandı¤ımız her madalyaya karflılık 1,64 ma-
ve Uruguay parlamentolarından destek alan Vene- Lula’yla ortak tavır belirleyen Buenos Aires’i ziyare- dalya kazandı. Ama ABD’de Küba’nın 26
züella’nın tam üyelik baflvurusu Brezilya senato- ti önem taflımaktaydı. Darbo¤azdan geçen Arjantin katı insan yaflıyor. Bu hesaba göre, onlar her
sunda sa¤ partiler tarafından bloke ediliyor. Senato ekonomisine destek olarak için 1 milyar dolar de¤e- 3,09 milyon kifli için bir madalya kazanırken,
daha önce, solun itirazına ra¤men, rejim karflıtı rinde hazine bonosu satın alan Venezüella, enerji biz her 195 bin kifliye bir madalya kazandık.
RCTV televizyonunun lisansını yenilemeyen Cha- güvenli¤i, ortak petrol rafinerisi, do¤algaz da¤ıtım Küba milli marflının hisli notalarını duy-
vez’e karflı bir kınama bildirisi yayınlamıfl, Chavez sistemi ve alternatif enerji projeleri üstüne ikili an- mak için tam 59 fırsat bulduk. Her fleye ra¤-
de onları “Amerikan papa¤anı” olmakla suçlamıfltı. laflmalar imzaladı. Yaklaflan seçimde adaylı¤ı kesin- men!
Venezüella’nın tam üyeli¤ini savunan Lula hükü- leflen “First Lady” Cristina Kirchner’i flimdiden bafl-
meti ve ‹flçi Partisi senatörlerinin, “onayı senatodan kan ilân eden Chavez, bölge ülkelerindeki siyasi * Fidel’in gerilla güçleri Sierra Maestra da¤larında
geçireceklerini ama biraz daha zamana ihtiyaç ol- tercihini “iflaret etme” gelene¤ini bozmamıfl oldu. savaflırken, Frank Pais, Batista faflizmine karflı fle-
du¤unu” bildirmesi üzerine Chavez, sürebitimini Denge adamı Lula ise elefltiri oklarından sıyrılıp hirlerdeki yeraltı hareketini örgütlüyordu. 30 Tem-
muz 1957’de, Santiago de Cuba’da, polis tarafın-
“yıl sonu” olarak yeniden belirledi. bu zor devrede bile popülaritesini korumayı ba- dan sokak ortasında atefl açılarak öldürüldü.
Öte yandan Latin Amerika’nın sol hükümetleri flardı. Datafolha’nın üç ayda bir tazeledi¤i kamuoyu
29
arafltırmasında Lula’nın yönetimine “mükem- lün nasıl daha az sera gazı çıkaraca¤ı gibi soru- fiimdi okullu oldu
mel” ve “iyi” diyenlerin oranı de¤iflmeyerek yüz- ları bir kenara bırakırsak, Brezilya halkı Lula’nın NEPAL ABD’ye yaptı¤ı seyahat yüzünden
de 48’de kaldı, “orta” diyenler ise yüzde 36’ya önüne konunun toplumsal boyutuna yönelik cid- tanrıçalıktan “azledilen” 10 yaflındaki Sajani
çıktı. Latin Amerika’nın Brezilya’dan sonra ikin- di bir seçenek koymufl durumda. Via Campesina, fiakya, dönüflte mahfleri bir kala-
ci büyük ekonomisi olan Meksika’ya yaptı¤ı ge- çokuluslu flirketlerin genifl topraklarda, son dere- balık tarafından karflılanınca “göre-
zide Lula, dıflpolitikada önceli¤i olan “güney da- ce düflük istihdamla ve genetik olarak modifiye vine iade” edildi. Hinduların taptı¤ı
yanıflması” temasını öne çıkarıp Meksika’yı Mer- edilmifl tohum kullanarak yürütece¤i endüstriyel “Kumari” adlı tanrıçalar, laikleflme
cosur’a davet etti. ‹ki ülkenin enerji alanındaki tarıma ve bunun yarataca¤ı “yeflil çöl”lere karflı sürecinin kritik konuları arasında.
kamu flirketleri Petrobras ve Pemex biyoyakıt gezegenin en heyecan veren kampanyalar›ndan Ama laik bir devlet olmak için
üretiminde ortak hareket etmek üzere anlafltı. birini yürütüyor. “Aile tarımı” adı verilen kırsal Kral’a yapılan atıfları milli marfltan
Bush’tan sonra Meksika’nın “ortodoks neolibe- kalkınma modeli, etik de¤er olarak gördü¤ü çıkaran Nepal, halkın sevgilisi Ku-
ral” baflkanı Calderon’la da yakınlaflması antipa- “gıda ba¤ımsızlı¤ı”nı ve tarım ekolojisini esas marilere dokunamıyor. Bu durum
tiyle karflılandı, ama Lula bunu Chavez-Castro alıyor ve ailelere da¤ıtılmıfl küçük tarlaların yara- en çok sıkı kurallardan kurtulan Ku-
hattına yakın duran, ALBA üyesi Nikaragua’da taca¤ı mikro ekonomiye dayanıyor. Buna göre, marilere yarıyor. Örne¤in eskiden
da tekrarlayarak gene ortamı “nötralize” etti. bütün gıda ve biyoyakıt ürünlerinin, ekosistemi okula gitmeleri mümkün de¤ilken, Sajani
Baflkan Ortega’yı biyoyakıt iflbirli¤ine ikna etti. korumaya yönelik bir planlama dahilinde üretil- fiakya üçüncü sınıfa baflladı.
mesi, üstelik bunu yaparken Brezilya’nın ihtiyaç
Lula’nın sarkacı duydu¤u istihdamın yaratılması mümkün. fiu
Küresel ölçekte bakıldı¤ında, bütün bunlar ABD ana kadar çeflitli bölgelerde hayata geçirilen aile
ve AB’nin dünya ekonomisindeki egemenli¤ine tarımı, yaygınlaflmak için toprak reformunun ç›-
karflı çeflitli cephelerde mücadele eden Brezil-
ya’nın benimsedi¤i “güney-güney iflbirli¤i” poli-
kar›lmas›n› bekliyor.
Brezilya etanolle çalıflan otomobilleri askeri
Ç‹N Susuzlu¤a
tikalarıyla uyum gösteriyor. Tek sorun var, DTÖ
ve BM’de sürdürülen öteki muharebelerin (örne-
diktatörlü¤ün hüküm sürdü¤ü 70’lerden beri kul-
lanıyor. Dönemin Ortado¤usu’nda baflgösteren
karfl› ispirto
¤in tarımsal sübvansiyon) aksine biyoyakıt husu- petrol krizlerinin ekonomik yükünden kurtulmak
sunda Bush yönetimiyle ortak davranıyorlar. için gelifltirilen etanol, Brezilya’ya iki kere ka- EKONOM‹ST HAN DEQIANG, Çin’in son yirmi yılda
Aslında bunu “etkisizlefltirilmifl Bush” olarak de- zandırdı; benzine göre çok daha ucuzdu ve dün- uyguladı¤ı neoliberal kalkınma stratejisini hem yük-
¤erlendirmek lazım. Herkes biliyor ki, çokuluslu yanın en büyük fleker üreticisi Brezilya’nın elin- sek sesle hem de soldan elefltiren aydınların baflında
sermaye 20. yüzyılın petrol politikalarından uzak- deki en bol fleyden, fleker kamıflından üretiliyor- geliyor. Bu yüzden ona “Çinli Chomsky” lakabını
laflmanın iflareti olan “çevre dostu enerji” hamle- du. Biyoyakıt tarımı onlar için yeni bir fley de¤il, yakıfltırıyorlar. Çin iflçi sınıfının yeni ekonomik rejime
sini “kanlı petrodolar” imgesiyle bütünleflmifl bi- hatta geleneksel bile sayılabilir. Yeni olan, etano- geçildikten sonra kırda ve kentte yafladı¤ı toplumsal
rine yaptırmaktan büyük haz aldı. Trend artık lün küresel pazara en çok ihraç edilen ürünlerin krizler üzerine baflvuru kayna¤› niteli¤inde kitapları
Kyoto’yu imzalamayan Bush’un de¤il, “Kyoto’yu arasına girmesi. Büyük yatırımcılar bu talebi bulunuyor. Aynı alanda çalıflmaları olan Amerikalı
geniflletelim” diyen Al Gore’un trendidir. Bu karflılamak için devasa ölçeklerde endüstriyel sosyolog Stephen Phillon, Han ile 2005’te yaptı¤ı
açıdan Lula’nın asıl yandaflının iktidara hazırla- tarım yapmaya hazırlanıyor. Ama Brezilya toplu- söylefliyi bu yıl yaptı¤ıyla harmanlayarak Dollars &
nan Demokratlar ve onların “çevreye duyarlı kü- mu bu tür tarımın getirdi¤i “devasa tahribatı” Sense dergisinin son sayısında yayımladı.
resel ekonomi” projesi oldu¤unu söyleyebiliriz. daha önceki deneyimlerden tanıyor. Karflısına bir
Bir mesih edasıyla çıkagelen Al Gore, bizlere alternatif koyabiliyor. ‹flte bir örnek... En son görüflmemizde Do¤u Asya’daki mali
“yeni bir dünya için yeni bir ekonomi” derken Biri Norveçli ikisi yerli üç flirket tarafından kriz zirve noktasındaydı. Çin’in Dünya Tica-
aslında yeni otomobilleri kastediyor. Kendince kurulan ve baflka ‹sveçli ve Finli flirketlerle birlik- ret Örgütü’ne (DTÖ) katılmasının do¤uraca¤ı
sorunu çıktı¤ı yerde çözüyor. Peki, küresel iklim te ülkenin en büyük selüloz grubunu oluflturan sonuçları konuflmufltuk. Befl yıl sonra bakınca
de¤ifliminden büyük ölçüde sorumlu olan çoku- Aracruz Selüloz, Porto Alegre yakınlarındaki Bar- bu tahminlerin ne kadarı hayata geçti?
luslu enerji ve otomotiv flirketlerine, küresel ra do Ribeiro’da bulunan 56.200 hektarlık tarım O zaman, DTÖ sürecinin en büyük hasarı, Çin’in
ısınmanın durdurulması konusunda neden güve- arazisini kullanıyor. Fabrikasını kurmak için dev- kendi endüstriyel ve teknolojik geliflimini kontrol et-
nelim? Biyoyakıt üstüne kurdukları efsaneler letten 337 milyon dolar teflvik yardımı alan flirket, me kapasitesine verece¤ini savunmufltum. Geride
flimdiden çöktü: O kadar da temiz bir enerji türü son üç yılda 1 milyar dolara yakın düflük faizli bıraktı¤ımız befl yıl, bunun do¤rulu¤unu fazlasıyla
de¤il; uzun vadede çevreye zarar veriyor; kâr un- kredi (%2) kullanmıfl. 185 hektar baflına yalnızca kanıtladı. Çin’de, kendi teknolojisini veya pazarını
suru Amazon, Endonezya ve Malezya’da görül- 1 iflçilik istihdam yaratıyor. Genetik mühendisli- gelifltirmek isteyen endüstrilerin tümü giderek bü-
dü¤ü gibi orman katliamını hızlandırıyor; tek tip ¤ine dayanan tek tip üründe yo¤unlafltı¤ı için yüyen engellerle karflılafltı. ‹kinci olarak, iflsizli¤in
ürün oldu¤undan istihdam yaratmıyor v.b... topra¤ı fakirlefltiriyor, üstelik bu ürün derinlerde- dramatik bir flekilde artaca¤ını söylemifltim. Bu artık
Dünya Bankası’nın temmuz sonunda yayınladı¤ı ki suyu emerek topra¤ı kavuran okaliptus a¤acı herkesçe bilinen bir gerçek oldu. Bazıları, son za-
rapora göre, beklenen oldu, biyoyakıt furyası oldu¤u için araziyi daha büyük bir hızla “yeflil manlarda taflradan gelen göçmen iflçi sayısının ihti-
kalkınan ülkelerde gıda fiyatlarının artmasına yol çöl” hâline getiriyor. Üretti¤i kâ¤ıt ürünlerinin yacı karfl›lamaya yetmedi¤ini öne sürerek, DTÖ’nün
açtı. Ardından BM Dünya Gıda Programı fiyat yüzde 97’sini Avrupa ve Çin’e satıyor. iflsizlik artıflına sebep olmadı¤ını iddia ediyor. Ama
artıflının yoksulların gıda eriflimini azaltaca¤ını Via Campasina’nın aynı büyüklükte bir arazi bu olgunun gerektirdi¤i dikkatli analizi yaptıkları
ve açlı¤ı tetikleyece¤ini bildirdi. için önerisi ise flöyle: Üretimin herbiri 20 hektar söylenemez. 90’ların sonunda tarımsal ürünlerin fi-
Burada hem çokuluslu flirketleri hem de yok- topra¤ı olan 2810 aileye devredilmesi, Aracruz yatı düfltü ve vergiler a¤ırlafltı. Bundan ötürü genifl
sul halkını memnun etme iddiasında olan Lu- Selüloz’un aldı¤ının yar›s›ndan az (üstelik geçer- iflçi yı¤ınları kentsel alanlara göçtü ve onu izleyen
la’nın bir “denge pozisyonu” yakalaması müm- li resmi faiz oranı %8.5 üstünden) kredi kullana- iflsizlik artıflına tanık olduk. 2002’den itibaren hükü-
kün de¤il. Ama o zaten baflka bir dengenin pe- rak yapılacak tarımda ürün çeflitlili¤ini sa¤layıp met çiftçiler için yeni vergi indirimleri çıkardı ve
flinde. Brezilya, biyoyakıt pazarında ilkeleri ve hektar baflına 5 kifliye (toplam 281 bin) ifl imkânı kırsal kesimdeki yoksullara e¤itim deste¤ini artırdı.
standartları belirleyecek OPEC’e benzer bir ku- yaratılması, elde edilen ürünün tamamının koor- Bu yeni politikaların sonucu olarak taflradaki tezat
rum oluflturmayı yaflamsal öncelik olarak görü- peratifler yardımıyla ve aracılar ortadan kalka- biraz olsun yumufladı. Ayrıca, pirinç fiyatları düfltü-
yor. Bu yolla tarımsal enerji üretiminin getirece- ca¤ı için piyasadan daha düflük bir fiyatla Brezil- ¤ünde çok sayıda çiftçi pirinç üretimini bıraktı. Bu-
¤i ekonomik, toplumsal ve ekolojik sorunların üs- yalı yoksulların sofrasına ulafltırılması. nun sonucunda fiyatlar geri tepti, 2003-2004’te pi-
tesinden gelinebilece¤ini savunuyor. Lula’nın bi- Toprak reformunun getirece¤i iflte böyle bir rinçte ısrar eden çiftçinin geçim koflulları iyileflti.
yoyakıt kampanyasının, birincil olarak, bu üreti- dönüflüm. Sıfır Açlık kampanyası yapan, nüfusu- Artık kırsal kesimdekilerin, kentsel endüstrinin itha-
mi yapması istenen yoksul güneyin ortak irade- nun ezici ço¤unlu¤u yoksul olan, neoliberalizmin lat sektöründe varolan sömürünün bir benzerini ka-
sini oluflturmayı hedefledi¤ini teslim etmek yan tesiri kronik iflsizlikten muzdarip bir ülke bu bullenmeleri çok daha zor. Zaten birço¤u bunun pe-
lazım. Aslında sorunun temeli ekonomik de¤il, öneriye kayıtsız kalamaz. Lula’nın kendisini des- flinden giderek kentlere göçmüfl durumda. Lakin
siyasi. Bu noktada Lula’yla hemfikir olan Chavez, tekleyen bu insanlara sözü var. Brezilya’daki bunlar, yabancı flirketler ulusal endüstrileri fethetti-
“olumsuz etkileri bertaraf edildi¤inde biyoyakıt sınıfsal uçurumu biraz olsun “dengelemek” için ¤i zaman iflsizli¤in artaca¤ına iliflkin tezimizi geçer-
geçerli bir stratejidir” diyor. toprak reformunu çıkarmak zorunda. Aksi halde siz kılmaz. Do¤rusu tam tersi. Wal-Mart, Pekin’e
hem kula¤ına gelen “yuh” sesleri artacak, hem veya Gweiyang’a girdi¤inde, süratle befl-altı alıflve-
Yeflil çöllere karflı aile tarımı de verdi¤i küresel mücadelenin bir de¤eri kalma- rifl merkezi birden açarak yerel piyasayı nakavt edi-
Peki bu “olumsuz etkiler” nasıl bertaraf edilecek? yacak. Dünya solunun gözü Via Campesina’n›n yor. 2006 itibarıyla, Çin’de ellinin üstünde Wal-Mart
Pazarın ifltahının nasıl doyurulaca¤ı veya etano- bu “tropikal aflure” projesinde... alıflverifl merkezi bulunuyor.
30
Boykot galip
MEKS‹KA Geçen yıl haziran ayında bafl- Kâbuslar diyar› gazeteciyi “silah zoruyla sis-
gösteren ö¤retmen grevinden beri faflist temi de¤ifltirmeye çalıflmak”
‹RAN Tecavüz, adam kaçırma, silahlı suçundan idam cezasına
eyalet valisi Ulises Ruiz’e karflı sivil itaat-
soygun, hırsızlık ve ahlâka aykırı dav- çarptırdı. Sınırtanımayan Ga-
sizlik direnifli yaflanan Oaxaca’da, eyalet
ranma suçlarından idam cezasına zeteciler karara karflı ulusla-
parlamentosu seçimleri boykot kararı alan
çarptırılan en az 9 kiflinin cezasının in- rarası kampanya bafllattı.
APPO’nun (Oaxaca Halk Meclisi) zaferiyle
faz edildi. Bunların yedisi ülkenin kuzey- ‹ran’da gazetecilere verilen
sonuçlandı. Yaklaflık 2.5 milyon seçmenin
do¤usundaki Meflad kentinde halka açık ölüm cezaları nadiren infaz
bulundu¤u eyalette seçime katılma oranı ‹dam cezalar› halk›n önünde infaz ediliyor
bir flekilde infaz edildi. ‹damlarla ilgili ediliyor. Ancak insan hakları
yüzde 30’un altında kaldı. Resmi eyalet
haber görüntülerde, dara¤acının ar- zası uygulayan ülkelerinden biri. Ulusla- örgütleri, reform yanlısı yazarlar,
hükümeti ile APPO arasında gizli bir refe-
kasında “Adaleti uygulamak eflittir gü- rarası Af örgütü, ‹ran’daki idam aydınlar ve gazetecilerin yargılanmadan
randuma dönüflen seçimler sonucunda Uli-
venli¤i artırmak” yazılı bir pankart göze sayısının geçen yıl iki kat artarak 177’ye hapse atıldı¤ını belirtiyor. ‹ran’a askeri
ses Ruiz’in Kurumsal Devrim Partisi’nin
çarpıyordu. ‹damlar polis kordonunun ulafltı¤ını, bu yıl daha flimdiden 143 ki- harekat tehditlerinden vazgeçmeyen
(PRI) eyalet meclisindeki ço¤unlu¤u de¤ifl-
ardında biriken binlerce kifli tarafından flinin idam edildi¤ini belirtiyor. Geçen ABD ise Devrim Muhafızları’nı terörist
medi, ama ciddi bir meflruiyet sorunuyla
izlendi. ‹ran, dünyanın en çok idam ce- ay devrim mahkemesi iki muhalif Kürt örgütler listesine almaya hazırlanıyor.
karflılafltılar.

Ya küçük iflletmeler? teminin er ya da geç karflılaflaca¤ı çöküflün bir par- fiu meflhur “Çinli karakteristikleriyle sosya-
Oraya girmeyelim bile! Orta boy alıflverifl merkezle- çası olacak. Bu önceden kestirilebilir bir fley, Çin’in lizm” deyimini kastediyorum zaten...
ri, halk pazarları, normalde yerel piyasalara egemen 1997 Do¤u Asya mali krizinin benzeriyle karflılafl- O bile de¤il. Vergi getirisi ve kâr bazında
olması gereken esnaflar, pazar avantajının ortadan ması sadece zamanla ilgili bir sorun. Bunun tam bakıldı¤ında küçük ve orta ölçekli K‹T’lerin fazla
kalktı¤ına tanık oldu. Üçüncü olarak, DTÖ’ye gir- olarak ne zaman ortaya çıkaca¤ını saptayamayız, büyük olmadı¤ı do¤ru, ama yarattıkları ifl sayısına
menin Çin’e kısa vadeli kazançlar sa¤layaca¤ını sa- ama korkarım ki o kadar uzak bir gelecekte de¤il. bakılırsa hatırı sayılır büyüklükteler. Yerel istihdam
vunmufltum. Örne¤in, bu dönemde yatırım ve ihra- DTÖ büyük kamu iktisadi teflebbüslerini ve finansta etkileri çok önemli. Küçük ve orta ölçek-
cat artıflı ortaya çıktı. Ama daima DTÖ’ye girmenin (K‹T) nasıl etkiledi? li K‹T’lerin neredeyse tamamının çöküflünün kötü
susuzlu¤u gidermek için kaçak içki içmekle eflde- K‹T’ler iki kategoriye indirgendi. Shenyang Makine etkilerini yafladı¤ımız bu ortamda, merkezi devletin
¤er oldu¤unu öne sürdüm. Bunun iki sonucu vardır. Fabrikası veya Luoyang Traktör fiirketi gibi özel flir- sadece büyük ölçekli kamu teflebbüslerine bel ba¤-
‹lki, elbette susuzlu¤un giderilmesidir. E¤er ortada ketlerle rekabet etme gücü olan K‹T’ler derhal iflas layarak Çin’in 1.3 milyarlık nüfusunun geçimini
baflka bir içecek yoksa, mecbursun kaçak içki iç- ettirildi. Tekel konumundaki K‹T’ler ise, örne¤in sa¤laması çok zor.
meye. Ama öbür sonuç da senin ölümün, çünkü o petrol üreten kamu flirketleri, DTÖ’den çok daha az Liderlerin umdu¤u, yerli ve yabancı serma-
ispirto. Çin endüstrisi yatırım sorununu çözdü bel- etkilendi. yenin, küçük ve orta ölçekli kamu flirketlerin
ki, ama bu ölüm çanlarıyla birlikte geldi. Çinli liderler, sanki devletin en fazla gelir el- yerini alması ve iflsizlik sorununun süreç
Gördü¤üm kadarıyla, Çin’in yüzleflti¤i toplumsal de etti¤i K‹T’ler yafladı¤ı sürece Çin sosyaliz- içinde çözülmesiydi...
kriz ekonomik özerkli¤in ihmalinin bir tezahürü ola- mi dayanır varsayım›ndan hareket ediyor... fiunu öne sürüyorum; sadece dıflsatım amacıyla
rak fliddetini artırmayı sürdürecek, Çin’in mali sis- Bir kere Çin flu anda sosyalist de¤il. ürettikçe, yabancı kapitalist yatırımın getirece¤i
her ifl, üç veya dört iflin yitirilmesine sebep ola-
Han Dequiang: caktır. Bu durum bugün mevcut. fiu anda ihra-
“DTÖ’ye catımızın yüzde 60’ı yabancı sermaye tarafından
girmek sa¤lanıyor. Susuzlu¤u gidermek için ispirto içmek-
susuzlu¤u ten kastetti¤im bu. Buna ra¤men Çin’in gelecekte-
gidermek için ki ekonomik büyümesini kıflkırtacak yabancı ser-
kaçak içki maye potansiyeli zayıf. ‹flsizlik sorununun sadece
içmekle bir kısmını çözebilir. Çin’in endüstriyel sisteminin
eflde¤erdir. yenilenmesine veya genifllemesine fazla bir katkısı
Bunun iki
olmaz. Ayrıca Çin’in karflılafltı¤ı mali krizi çözmek
sonucu vardır.
için yabancı sermayenin kullanılması daha da prob-
‹lki, elbette
lematik. 1949’dan beri, devlet teflebbüslerini ya-
susuzlu¤un
giderilmesidir.
bancı giriflimcinin ekonomiye katkısını bütünleme-
E¤er ortada si veya onun yerine geçmesi için kullanarak ulusu-
baflka bir muzu infla ettik. Bunun tam tersini yapma fikri bir
içecek yoksa, fantezidir.
mecbursun Çinli liderler, aynı zamanda tekel konumun-
içmeye. Ama daki kamu teflebbüsleri iyi çalıfltı¤ı sürece
öbür sonuç da ekonomik kalkınmanın do¤rultusunu belirle-
senin ölümün, yebilme gücünün artaca¤ına inanıyor gibi...
çünkü o Bu iki yüzü olan bir konu. Birincisi, böyle bir güç,
ispirto.” elinde ulusal ekonominin gidiflini kontrol etmek için
kullanaca¤ı hiçbir kamu teflebbüsü bulunmayan bir
ülke lideri için de mümkün. Sonuçta bu Avrupa
modeli, hatta daha kati bir flekilde Amerikan mode-
li. Bu ekonomilerde teflebbüslerin kontrolü özel sek-
törün elinde. Ama bu durumun devletin vergi mak-
buzlarında ve ekonomiyi düzenleme rolünde fazla
bir etkisi yok. E¤er devlet güçlüyse, elinde çok faz-
la teflebbüs olmasa bile ekonomi yönetiminde kritik
bir rol oynayabilir. Madalyonun öbür yüzünde ise
teflebbüslerin büyük bölümünü elinde tutan, ama
ekonomisini yönetmekte zorlanan, zayıf bir devlet
var. Ve e¤er bu zayıf devletle özel sektörün çıkar-
ları arasında bir iflbirli¤i varsa, o zaman kapitalist-
lerin devleti ekonomi ve ekonomik kalkınma üstün-
deki kontrolünü giderek daha fazla kaybetti¤i bir
noktaya getirme politikası sonuç almıfltır. Buradaki
anahtar unsur hükümetin gücüdür, kontrol etti¤i
flirketlerin sayısı de¤il.
31
k›raat X - KÜTÜPHANE

ca çeflitli müdahalalelerin, farkl› davran›fl biçimlerinin muhatab› olan vajinay› antropolojik,


tam da bu yüzden dönüflü nâmümkün bir ma¤arad›r, hep bir küfür nesnesidir. Tarih boyun-
A.Bu¤ra - Ç.Keyder (der.) Vatandafll›k Gelirine Do¤ru (‹letiflim)

Kimi korkar ondan, kimi kutsar, kimine ay›pt›r, kimine fetifl. Sonuç olarak, oradan ç›kar›z,
Murat Belge Baflka Kentler Baflka Denizler 2 (‹letiflim)

biyolojik aç›lardan, bir tarih gözlü¤üyle mercek alt›na al›yor Jelto Drenth “Dünyan›n
Douwe Draaisma Bellek Meteforlar› (Metis)
Enis Batur Otuz Kufl Birden Olmak (Norgunk)
Ernesto Laclau Popülist Ak›l Üzerine (Epos)
Gülten Ak›n Celâliler Destan› (YKY)

Kökeni: Vajina” kitab›nda, ve iyi bir kültür tarihi okumas› sunuyor.


Italo Calvino Bütün Kozmokomik Öyküler (YKY)
‹zzet Yasar Asla Yazamayacaks›n O fiiiri (Yasakmeyve)
Jelto Drenth Dünyan›n Kökeni: Vajina (Agora)
John Berger-Jean Mohr Anlatman›n Baflka Bir Biçimi (Agora)
resim: Gustave Courbet, “Dünyan›n Kökeni”

Julio Cortazar Cinayeti Gördüm (Can)


Küçük ‹skender Lucifer’in Bisikleti (Sel)
Michel Foucault (haz.) 19. Yüzy›lda Bir Aile Cinayeti (Ayr›nt›)
• M.K. Matossian- S.H.Villa 1914 Öncesi Ermeni Köy Hayat› (Aras)
Noam Chomsky Demokrasi ve E¤itim (BGST)
Nicolas Dessaux Irak’ta Sol Muhalefet (Versus)
Oscar Wilde fiu Bizim Hortlak (‹mge)
Ronald Wright ‹lerlemenin K›sa Tarihi (Versus)

* Samih R›fat Ada (Sel)


Türker Armaner Tahta Sapl› B›çak (Metis)
Vladimir Nabokov ‹nfaza Ça¤r› (‹letiflim)

* • Ermenilerin suya, özellikle de saf su


Önce ad›n› görmüfltün motorun. Pi- Günümüzde, bireysel hayat› kufla- Entelektüel çal›flmada, Leonar-
rinç harflerle provas›nda yaz›l›yd›: kayaklar›na karfl› çok belirgin bir hür- tan fley, o hayat›n kendisinin k›sa do’nun “direngen özen” dedi¤i bir
DANTES. Monte-Kristo Kontu’nu ye- metleri vard›. Köylerinin d›fl›nda bulu- dilimlerinden daha çabuk bir flekil- etik zorunluluk vard›r. Pratik koflul-
ni okumufltun ve bu ad flafl›rtt› seni. nan p›narlar›n etraf›n› birer sanat de de¤iflebilir. Zamans›z olan orta- larda bunun anlam›, insan›n kimi
Bu kitaps›z adada kimse Alexandre eseri niteli¤i tafl›yan tafl döflemelerle dan kalkm›fl, tarihin kendisi gelip ayartmalara direnmek zorunda olu-
Dumas’n›n bahts›z kahraman› Ed- kaplarlard›; kutsal say›lan bir p›nar›n geçici bir karaktere bürünmüfltür. fludur. Bunlar tek bir formül içinde
mond Dantes’in ad›n› duymufl ola- bafl›nda kurban kesip mum yak›ld›- Tarih art›k ölülere sayg› göster- toplanabilir: Sözcüklerin terörüne
mazd›. K›sa süre sonra iflin asl›n› ¤›nda oradaki suyun göz hastal›klar›- mez; ölüler, geçip gitmifl olanlar- asla yenik düflme. Freud’un yazd›¤›
ö¤rendin. Band›rmal› bir doktordan n›, zona hastal›¤›n›, kurdefleni, sa¤›r- d›r. (Bat›’da son bir yüzy›lda dikilen gibi, insan›n yüreksizli¤e ödün ver-
–bir Dumas hayran› olmal›- sat›nal- l›¤› ve ruhsal bunal›mlar› giderece¤i- kamusal an›tlarla k›yaslamal› bir mekten kaç›nmas› gerekir: “‹nsan
m›flt› bu kay›¤›., Girit göçmeni bal›k- ne, -baz› özel tafllar gibi- k›s›r kad›n- say›sal inceleme yapmak, son 25 hiçbir zaman bu yolun nereye gö-
ç› Gega Ahmet, sonradan baban›n lara do¤urganl›k, sütsüz gö¤üslere y›lda ne kadar çarp›c› bir düflüfl ol- türdü¤ünü bilemez; önce sözcükle-
bal›kç›s›, dostu olacak Gega. Parlak süt verece¤ine, bahçelere ve tarlala- du¤unu ortaya koyacakt›r.) Art›k re teslim olunur, sonra da azar
pirinç harfleri sökmeye k›yamad›¤› ra serpildi¤inde ise verimlili¤i artt›ra- bir hayatn kendisinden daha uzun azar maddeye”. Bu yüreksizli¤in
için, kendine ve herkese yabanc› bu ca¤›na ve ya¤mur getirece¤ine ina- sürebilecek kal›c›l›¤a sahip bir ge- bugünü kapsayan baflat formlar›n-
ad› y›llarca kulland›. Ayn› harflerle, n›rlard›. nel kabul gören de¤erden söz ede- dan birisi, çözümlemenin etik k›na-
anlam›n› bildi¤i bir baflka ada yaza- Ermeniler, Dersim bölgesinde, F›rat meyiz; ço¤u de¤er, insan ömrün- mayla yer de¤ifltirmesidir. Kimi ko-
bilece¤ini keflfedene - ya da biri söy- Nehri ve Murat Çay›’n›n bulufltu¤u den k›sa sürelidir. Dünya çap›nda nular, Faflizm ya da Yahudi Katliam›
leyene kadar. Bir yaz bafl› adaya noktada bulunan bir kayan›n üzerin- bir fenomeni temsil eden enflas- gibi konular, bu tür bir uygulamaya
döndü¤ünde bakt›n ki motorun ad› de, gö¤üsleri ç›plak, vücudunun bel- yon bu bak›mdan semptomatik bir özellikle yatk›nd›r. Elbette Katliam›
DESTAN olmufl. Küçük bir büyü bo- den afla¤›s› bal›k fleklinde olan güzel özellik tafl›r: Enflasyon, ekonomik k›naman›n yanl›fl bir yan› yok. So-
zulmufl, DANTES, yeni ve s›radan bir bakirenin oturup saçlar›n› ördü¤ü- geçicili¤in daha önce efline rast- run, k›naman›n aç›klaman›n yerini
ad›yla, iskeledeki öbür kay›klar ara- ne inan›rlard› ve ona “Anahid Anam›z” lanmad›k modern bir formudur. almas›yla bafllar. Solda, “s›n›f sava-
s›nda yitip gitmifl. derlerdi. Harput bölgesindeki Akhor Sonuç olarak, zamana kafa tutan fl›”, “ekonominin son kertede belir-
Bunca y›l sonra bu tekneyi an›ms›- köyünde, Ermenilerin “Anahid Suyu” bu anlarla ilgili ortak deneyimin leyicili¤i” ya da “iflçi s›n›f›n›n merke-
yorsan, bu ad de¤iflimi nedeniyle ol- ad›n› verdikleri flifal› bir p›nar vard›. flimdilerde o anlar› kuflatan her zîli¤i” gibi terimler, duygusal olarak
mal›. Nedir ki bir ad! De¤iflik biçim- Anahid ayn› zamanda do¤um tan- fleyle yads›nd›¤›n› söyleyebiliriz. yüklü fetifller ifllevi görürler –ya da
de yan yana gelebilecek alt› harfin, r›ças›yd›. Böylesi anlar, tarihin içinden za- son zamanlara kadar gördüler.
tan›d›k bir birleflimi. Öyle ya da böy- mans›z olana do¤ru pencereler gi- Bunlar›n söylemsel çekicilikleri
le olabilirdi. Evreni, yeryüzünü ya da bi mazide kalm›flt›r. Ebediyen teri- azalt›lmamakla birlikte, anlamlar›
yaflamlar›m›z› oluflturan fleylerin mini öne ç›kartan deneyimler, art›k giderek daha az aç›k hale geldi.
baflka türlü birlefltirilmifl olabilece¤i tek bafl›na ve kiflisel hayatta ya- Bugün gördü¤üm biçimiyle politik,
gibi. Gelgelelim güzel bir ad, fliir gi- fland›¤› farz edilmesi gereken de- entelektüel görev, övgüleri ve k›na-
bidir: sözcüklerin olas› birleflimlerin- neyimlerdir. O deneyimlerin rolü malar› içinde bu yüreksizlik taraf›n-
den biri – yaln›zca biri- insan› s›ra- de¤iflmifltir; onlar art›k bir aflk›nl›k dan çizilen ufkun ötesine geçer.
danl›¤›n durgun suyundan ç›kar›r, sa¤lamak yerine izole ederler. Fo- Politik bir kategori olarak “halk”a
al›p baflka iklimlere, baflka denizle- to¤raf›n geliflti¤i dönem, bu biricik geri dönüfl, ufuklar›n genifllemesi-
re götürür. nitelikli denebilecek modern ›st›ra- ne bir katk› olarak görülebilir, çün-
b›n her tarafta yayg›nlaflt›¤› bir dö- kü öteki kategorileri –örne¤in s›n›f–
neme denk düflmektedir. ne iseler öyle sunmaya yard›m
eder. Ufuklar›n böyle genifllemesi,
toplumsal taleplerin özerkli¤ini,
bunlar›n eklemlenmelerinin mant›¤›-
n› ve bunlardan kaynaklanan kolek-
tif kimliklerin do¤as›n› yeniden kav-
ramlaflt›rmak zorunludur. Bu çaba
önümüzdeki gerçek hedeftir.

B‹N ÖZÜR Geçen say›da kitap listesinde “Tahta Sapl› B›çak”›n yazar›na Türker Alkan demifliz, elbette Türker Armaner olacakt›. Tek hatam›z bu de¤ildi. ‹stanbul 2. bölge ba-
¤›ms›z aday› Do¤an Erbafl’›n ad›n› bir yerde Bin Umut’un Ankara 1. bölge aday› fiükrü Erbafl’la kar›flt›rm›fl›z. As›l vahimi, Orhan Do¤an’›n resimalt›nda, DEP’lilerin
meclisten derdest edilmesinin tarihini 2 Mart 1994 yerine 2 Mart 2004 olarak yazm›fl›z. Bin kunduz! Bin özür!

32
Duman›

Üstünde
Rap makam›nda bir roman dönerek, dönüp gelerek kendini her an y›k›p yeniden
Thomas Bernhard Beton çeviren: Sennur Sezer (YKY) kuran yazar›n infla halindeki zihninin zindeli¤iyle ç›-
“Yaln›zca mutlu insanlar olmal›yd›, bunun bütün koflullar› mevcut, kar okurun karfl›s›na. Ac›tan dürüstlük, zalimce bir
ama yaln›zca mutsuz insanlar var. Bunu geç anl›yoruz. Genç oldu- netlikle kendi biletini keser.
¤umuz sürece ve hiçbir fley bize ac› vermezken, yaln›zca yaflam›n Thomas Bernhard’› herhangi bir kitab›ndan yaka-
sonsuzlu¤una inan›yor de¤iliz, ona sahibiz de. Sonra k›r›lma, son- layarak okumaya bafllayanlar için bir bafllang›ç ve
ra y›lma, sonra da bundan yakar›fl ve son. Hep ayn› fley. Bir defa- sondan söz etmek pek mümkün de¤il. Bir anda du-
s›nda maliyeyi kand›rmak istedi can›m, art›k buna bile hevesim rup nefesinin iltihab›na kulak vermifl ve bir dev def-
yok, dedim kendi kendime. ‹steyen herkese izimi belli ediyorum. teri parçalara bölüp yaym›flt› sanki önüne. Can hav-
fiu s›rada böyle düflünmekteyim. fiu s›rada. As›l sorun ac› çekme- liyle yazanlar kategorisinden... Kitaplar› ne kadar
den k›fl› nas›l geçirece¤imizdir. Bir de ondan daha hain olan ilkbahar›. Yazdansa hep yaflamöyküsel olsa da, bir bafllang›ç ve sona ifla-
nefret ettik. Sonbaharsa bize gene kaybettirir.” ret etmiyor, öfkesinin ve yaln›zl›¤›n›n hangi nokta-
“Beton”u ölümünden bir y›l önce yay›nlam›fl Thomas Bernhard, muhtemelen bunu bir da bafllad›¤›n› kestirmek zor. Hayat›n tek bir çizgi-
vasiyet gibi tasarlamad›, bütün yazd›klar›nda yafllanm›fll›¤›n bilgisi okunan bir yazar söz de ilerleyip son bulmad›¤›n› kan›tlamak üzerine kurmufltu belki yaz›lar›n›. Ya da m›r›l-
konusu oldu¤unda, ölüme haz›rl›ktan söz edilemez kolay kolay. Ama betona ifllemifl bir t›s›ndan, öfkesinden, boflvermiflli¤inden, nefretinden, tutkusundan, edilgenli¤inden
ölü bedenin netli¤ine vard›¤›nda, solu¤un tamamen kesilmekte oldu¤unun somut kav- güç alan bir tekrarlar senfonisi oymufltu bofllu¤a. Rap makam›nda bir heceler dizisi-
ray›fl›yd› onu harekete geçiren. “Hayatta hassas kula¤a sahip olmak”tan söz ederken, nin a¤›r-aksak-ritmik ve ayn› zamanda darmada¤›n, epeyce gürültülü, sa¤›r edici hâli.
böylesi bir alg›ya ses veriyordu. Ölümün göründü¤ü anlar›n roman› olarak okuyabiliriz Hep dimdik durdu¤u yerden ses veren, yüzündeki ifadeyi yutmufl bir adam; berjer ya
“Beton”u, ölümü fiziksel ve ruhsal biçimde alg›lay›fl›n roman›... Thomas Bernhard’›n ölü- da demir koltukta oturuyor, bazen bir tablonun karfl›s›nda k›p›rt›s›zl›¤a bürünmüfl, bir
münün anlat›m› da denebilir “Beton” için, nereye do¤ru gitmekte oldu¤umuzu so¤uk bir dal›p gitme an›nda aile maskelerini parçalay›p toplumsal ikiyüzlülü¤ü, her türden ya-
netlikle kavrayarak yazar›n ve yaz›s›n›n a¤›r a¤›r çekiliflini okuruz... Bernhard, “art›k sö- lan› yerle bir ediyor. Onun külliyat›, dev bir günlük. Rap makam›nda bir m›r›lt›, yayl›lar-
küp at›lamaz bir al›flkanl›k haline gelen k›s›k sesiyle”, “ne kadar da k›r›lgan›z diye düflün- la yürüyen bir tiz 盤l›k, bütün yüzeyi ald›r›fls›zl›¤›yla kaplam›fl kesif bir sessizlik ayn›
düm” der, “a¤z›m›zda büyük sözler geveler dururuz, her gün ve durmadan sa¤laml›¤›- zamanda.
m›z› ve akl›m›z› överiz ve bir anda devrilir ve a¤lamam›z› bast›rmak zorunda kal›r›z” der, ‹lk günle son gün aras›nda bir ustal›k e¤risini tarif etmek epeyce zor, hep ayn› tek ki-
“sadece iki saat uyumufltum ve befl buçukta flu düflünceyle uyand›m” der, “flimdi k›rk flinin tazyikli konuflmas›, hep ayn› hastal›¤a inat dirilik ve bu dirili¤in kendisine de ›srar-
sekiz yafl›nday›m ve b›kt›m. Sonunda ne kendimizi ne de baflkaca bir fleyi hakl› ç›kar- l› bir meydan okuyufl... Ama bu ayn›l›k her seferinde okurunu k›sk›vrak yakalay›p onu öl-
mak durumunday›z. Kendimizi biz yapmad›k” der, “Yaflam›n sonuna gelindi¤inde vicdan dürmek için bir yokufltan afla¤›ya itmiyor da, ona tramplen oluyor, s›çramay› göze al›r-
azab› son derece gülünçtür” der, “bana sonunda kendi zavall›l›¤›m kald›, bundan da pek sa, hafiflikle yükselebilece¤i bir sonsuzlu¤u gösteriyor. Minimal bir müzik bestelemifl
bir fley kalmaz” der. Yazmak için gereken ölüm anlar›ndan, yaz›lamayan bir Mendelss- her seferinde Bernhard, oturdu¤u yerden hiç kalkmadan girdap yaratmakta oluflu da
hon Bartholdy kitab›n›n s›k›nt›s›ndan, baflka bir flehre gidememekten, ablayla iliflkiden pek umurunda olmam›fl. Yarg›m›z› kendisine söyleme flans› bulabilseydik, buna yan›t
geçerek betona saplanan beden ve solukla birlikte yükselip alçalarak, ama hep fliddet- alamazd›k herhalde, bizi yaln›z ve yard›ms›z b›rak›rd›, böylece uzun uzun sesinden yük-
le k⤛da dökülen yaz›s›yla efllik eder okura. Tekrarlarla bafl dönmesi yaratarak, gidip selen fliddetin bofllukta da¤›l›fl›n› zihnimizde canland›rmaya çal›fl›rd›k. – Pelin Özer

Kitap, bu de¤iflimi hareketin bütünü ve hareket için-


Uzun yürüyüfl deki kad›nlar aç›s›ndan paralel bir biçimde inceliyor ve
Handan Ça¤layan Analar, Yoldafllar, Tanr›çalar –Kürt bugünü anlamam›z aç›s›ndan önemli veriler sunuyor.
Hareketinde Kad›nlar ve Kad›n Kimli¤inin Oluflumu Kürt hareketinin ‘80 öncesi ve sonras›nda, hatta diyebi-
(‹letiflim) liriz ki 1990’lara kadar kad›nlara yüklenmifl olan gele-
“Analar, Yoldafllar, Tanr›çalar”, Handan Ça¤layan’›n dok- neksel rollerin sürdürülmesi noktas›nda pek bir s›k›nt›s›
tora tezi. Ça¤layan bu tezle bir yandan akademik alan- yok. 1990’lara kadar kad›nlar Kürt kimli¤inin farkl› aç›-
da yap›lmam›fl› yap›yor, di¤er yandan da Kürt kad›nlar›- lardan göstergeleri olmufl, bu anlamda da nesne olarak
n›n siyasete kat›l›mlar›n›n tarihini k›rk Kürt kad›nla yapt›- yer alm›fllar Kürt hareketinde. ‘80 öncesinde Kürtlerin sorgulad›lar. Evlerinden, mutfaklar›ndan da¤a, mitinge,
¤› sözlü tarih çal›flmas›yla besliyor. Ve bizi k›rk kad›nla ayr› bir millet oldu¤u vurgusunun içine yerlefltirilen lider, partiye ç›kan kad›nlar evlerine geri dönmek istemedikle-
tan›flt›rarak hem onlar›n hayat›n›, hem de anlat›mlar›n›n özgür, güçlü kad›n imgesi a¤›rl›k kazan›rken, ‘80 sonra- rini de ifade ediyorlar art›k. Ve bu nedenle, PJA (Özgür
da deste¤iyle Kürt kad›nlar›n›n mücadele tarihini izleme- s›nda Kürtlerin kölelefltirilmesinin sembolü olarak “köle” Kad›n Partisi) gibi ayr› bir partiye ve kad›n gerilla birlik-
mize f›rsat veriyor. Kitap özellikle 1984’ten sonra Kürt kad›n imgesine daha çok rastlan›yor. ‘90’lardan sonra, lerine sahipler, bu nedenle belediye baflkan› oldular, bu
hareketinin geliflim süreçlerinin bütününde kad›nlar›n bu gerek PKK’ye kad›n kat›l›m›n›n artmas›, gerekse nedenle meclise girdiler. Sonuç olarak, Kürt kad›nlar›n›n
hareketin neresinde, nas›l durduklar›n›, ne kadar kat›l›m- 1991’de HEP’in kurulmas›yla birlikte Kürt kad›nlar› fark- –ve tabii ki hepimizin– yürüyecek daha çok yolu var.
c› olduklar›n›, harekete kat›l›mlar›na hangi rollerde, ne l› saiklerle siyasetteki etkinliklerini art›r›yorlar. 2006’da Nobel’e aday gösterilen bin kad›ndan biri olan
düzeyde izin verildi¤ini anlayabilmemiz aç›s›ndan temel Kad›nlara hemen hemen bütün muhalif hareketlerde Bar›fl Annesi Müyesser Günefl’le röportaj talep ederken
kaynaklar›m›zdan biri olacak nitelikte. yüklenen “anal›k” rolünün a¤›rl›¤›n›n Kürt hareketindeki “o gün olmaz, misafirim gelecek kutlamaya, börek ya-
Nükhet Sirman, kitaba yazd›¤› önsöze, “Kad›n siya- varl›¤›n› da unutmamak gerekir. Ancak süreç içinde ha- paca¤›m” diyerek randevu vermemesini “hareketin çe-
sette özne mi, nesne mi? Kad›nlar›n siyasete girmesi si- reketin önderli¤i ve kadrolar›n›n kad›nlar›n siyasî parti- liflkisi” diyerek ve gülümseyerek hat›rlay›p bir kez daha
yaseti de¤ifltirir mi, kad›nlar› de¤ifltirir mi?” cümlesiyle lerden da¤daki silahl› birimlere kadar aktif kat›l›m› konu- yinelemek istiyorum. Handan Ça¤layan bu uzun yolun
bafllam›fl. Kitab› okudu¤unuzda, Kürt kad›nlar›n›n siya- sunda de¤iflime u¤rad›¤› ve bu noktada kad›nlar›n tefl- yürünmüfl k›sm›n› öyle iyi toparlam›fl ki, nerelerden gel-
sete kat›l›mlar›n›n, siyasetin yap›l›fl biçimini de¤ifltirirken vik edildi¤i de çok aç›k. Kad›nlar bu teflviki oldukça iyi di¤imizi görmek eminim bundan sonras› için hepimizi
as›l kendilerini nas›l de¤ifltirdi¤ini çok net görebiliyoruz. de¤erlendirdiler, mücadelenin içinde kad›nl›k rollerini de daha çok motive edecektir. – Beyhan Demir
LÜBNANLI YAZAR ELIAS KHOURY tin Amerika’ya, Asya’ya, her yerde bir de-
¤erler krizi yaflan›yor. Geçti¤imiz yüzy›lda
adalet duygusu yavafl yavafl ortadan kal-

Adalet duygusunun yerini karken, geride kalan bofllu¤u yeni-muhafa-


zakârl›k doldurdu. Sovyetler’in çöküflü de
bu süreci h›zland›rd›. Art›k adalet duygu-
yeni muhafazakârl›k ald› muz yok. Hukuk var, ama adalet duygusu
yok. fiu anda dünyan›n hiçbir ülkesinde
adalet duygusuna gönderme yap›lm›yor si-
Elias Khoury, Lübnan’›n ve Arap dünyas›n›n en iyi bilinen yazarlar›ndan biri. Ama ma- yaset üretilirken. Bu süreci anlamland›ra-
alesef Türkçeye çevrilmifl tek bir kitab› bile yok henüz. Bo¤aziçi Üniversitesi Sosyoloji bilmek için yeni bir perspektife gereksini-
mimiz var.
Bölümü ve Metis Yay›nevi taraf›ndan düzenlenen “Barbarlar› Beklerken: Edward Said’i
Ayd›nlar›n bu süreçteki rolleri ne?
An›yoruz” bafll›kl› sempozyum için ‹stanbul’a gelen Elias Khoury ile sempozyum ara- Özellikle kimlik politikalar›n›n gelifl-
s›nda Türkiye ile Arap Dünyas› aras›ndaki gerilimli iliflkiyi, ortado¤udaki savafllar›n tirilmesi ve kavramsallaflt›r›lmas› sü-
kültür hayat› üzerindeki etkisini, medeniyetleraras› diyalo¤u, entelektüellerin günümüz recinde...
dünyas›ndaki rolünü ve edebiyat›n hayat›m›zdaki yerini konufltuk. Öncelikle entelektüel üretimin ne oldu¤unu
sormam›z gerekiyor. Entelektüel üretim ha-
Sizin gözünüzden Türkiye ile Arap kikati aramay› amaçlar. Entelektüel üretim
dünyas› aras›ndaki iliflkinin belirleyi- Elias Khoury hakikatin ve adaletin hizmetinde olmal›d›r.
ci özelli¤i nedir? Aksi takdirde, entelektüel üretim anlams›z-
Elias Khoury: Asl›nda her fley Tanzi- d›r. Yaln›zca kelimeler üretir. Edward Said,
mat’la bafllad›, Osmanl› Tanzimat›’yla. Ar- “Entelektüelin Temsili” adl› küçük kitab›-
d›ndan ba¤›ms›zl›k hareketleri geldi. Sonra nda Gramsci ile Julian Benda’ya gönderme
da Birinci Dünya Savafl›. Bu savafltan son- yapar ve “organik entelektüel” ile “hakika-
ra Arap dünyas› büyük ölçüde sömürgelefl- ti arayan entelektüel” kavramlar›n› kullan›r.
tirildi. Tanzimat’la birlikte bafllayan süreç- Ancak bu flekilde entelektüel beklentimize
te her fleyin üstünde, modernizasyon dedi- yan›t verebilir. Entelektüellerden ba¤›ms›z
¤imiz fley vard›. Türkiye’de Mustafa Ke- olmalar›n› ve sessizlerin, tarihten d›fllan-
mal’in öncülü¤ünde laik ulus-devlet mode- m›fllar›n, iktidarlar taraf›ndan bertaraf edil-
li üretildi, Arap dünyas›ndaysa böyle bir mifllerin taleplerini dile getirmelerini bekle-
geliflme yaflanmad›. Ancak, Arap dünya- riz. Bence entelektüelin rolü budur. fiimdi
s›nda ba¤›ms›zl›k ve modernizasyon fikriy- olansa bir tür edebiyat üretimi. Dünyan›n
le yola ç›kan hareketler Osmanl›’dan kalan her yerinde giderek büyüyen bir tüketim
ne varsa ortadan kald›rmaya yöneldiler; o edebiyat› var. E¤er bunu yazarsan›z oku-
yap›n›n arkaik oldu¤unu düflünüyorlard›. nuyorsunuz. Oysa sizden bekleneni yaz-
Öte yandan, Arap dünyas›ndaki bu hare- makla yetiniyorsan›z asl›nda yazm›yorsu-
ketler baflar›s›zl›¤a u¤rad›, çünkü ‹srail mü- nuz demektir. “Binbir Gece Masallar›” adl›
dahalesiyle karfl› karfl›ya geldiler. Arap o harika metinlere bakarsak flunu görürüz.
dünyas›n›, Türkiye’den farkl›laflt›ran fleyle- O metinlerde Sinbad adl› bir kahraman var.
rin bafl›nda bu müdahale geliyor. Öncelikle Sinbad sürekli olarak seyahat ediyor ve ge-
Avrupa’n›n sömürgeci güçleri Arap dünya- ri dönüyor, o hikâyeleri tan›mad›¤› birileri-
s›ndaki modernizasyon hareketlerinin ba- ne anlat›yor. Yazmaya bafllad›¤›n›zda bir
flar›s›zl›¤a u¤ramas›na sebep oldular, bu- bilgi üretmeniz gerekir, bilineni tekrarla-
nun nedeni de suçluluk duygular›yd›. Elle- mak ya da sizden bekleneni yazmak yet-
rine bulaflan Yahudi kan›n› Filistinlilerin mez. ‹flte bu yüzden Homer’den, G›lga-
kanlar›yla y›kad›lar. Ulusal hareketler de Fi- m›fl’tan ve Arap dünyas›n›n ‹slam öncesi
listin’in iflgalini önlemekte baflar›l› olamad›. fliirlerinden bu yana Arap dünyas›nda ad›-
‹srail’le Arap dünyas› –M›s›r, Suriye ve Ür- na edebiyat denilen fley budur. Bunun art›k
dün– aras›ndaki savafl 1968’de M›s›r ordu- geçerli olmad›¤›n› söyleyebilirsiniz. Ama
sunun ve Nas›r’›n bütüncül bir yenilgiye bence geçerli. ‹yi edebiyat, dünyan›n her
u¤ramas›yla son buldu. Nas›r rejimi askerî yerinde anlafl›l›r. Bundan birkaç yüz y›l ön-
rejimin, popülizmle kendine özgü bir bilefli- ¤›mda flunu gördüm: Asl›nda geçmiflteki ce yüzlerce yazar vard›, bunlardan yaln›zca
miydi. Nas›r hem karanl›k bir diktatörlü¤ü ulusal hareketleri tekrar ediyorlard›, fakat birkaç›n› biliyoruz bugün. Bilgiyle, hakikat-
–Suriye ve Irak’ta ve yine M›s›r’daki– hem flapkalar›n›, örtülerini de¤ifltirmifllerdi. le ya da hakikati aramakla yazmak aras›n-
de diktatörlü¤e karfl› ç›k›fl›n politik izlerini Çünkü bizim toplumlar›m›zdaki as›l prob- daki iliflkidir kimin iyi edebiyat yapt›¤›n›
devralm›flt›. M›s›r ilginç bir yer bu bak›m- lem yoksulluk ve yoksullarla zenginler ara- belirleyen. Bu iliflki kimin sesi oldu¤unuzu
dan. Çünkü yaln›zca M›s›r’da askerî rejim s›nda giderek büyüyen uçurum. Buna kim- da belirler, yoksullar›n, güçsüzlerin ve ada-
tüm sosyal yap›y› önce ortadan kald›rd›, se çözüm aram›yor. ‹slamc›l›k milliyetçili- letin sesi misiniz?
sonra da yeniden kurmaya çal›flt›. Bu yüz- ¤in yeni bir versiyonu haline gelecek ve Toplumlar aras›nda iletiflim sa¤laya-
den ‹slamc›larla modernistler aras›ndaki hiçbir fley sunmayacak. fiunu görmek zo- bilecek bir temel olarak düflünebilir
ayr›m çok keskindi. ‹slamc›lar, hayalî bir al- runday›z, hepimiz büyük bir ideolojik kriz- miyiz edebiyat›?
t›n ça¤a dönmek istiyorlard›. Öte yanda ise den geçiyoruz. Türkler, Edebiyat edebiyat› etkiler. ‹yi edebiyat,
aç›k bir yenilgiye u¤ram›fl bir diktatörlük Kimlikler üzerinden tan›mlanan çat›fl- Türkiye’nin geri edebiyat› etkiler ve de¤ifltirir. Topluma et-
vard›. Arada yoksul kitleler kald›. Taraflar›n malar›n, asl›nda s›n›flar aras›ndaki kalm›fll›¤›n›n kisi de ancak bu dolay›mla olur. Bu ba¤-
hiçbiri yoksul kitleleri temsil etmiyordu. çat›flmalar› gizledi¤ini, örttü¤ünü mü sebebi olarak lamda çeviri yapmak demek bir baflka kül-
‹kisi de orta s›n›fa dayan›yordu. Bu yüzden söylüyorsunuz? ‹slam’› ve türü okumak demektir. Neyin ne anlama
M›s›r’da iki ayr› ülke var. Birinde yoksullar, Söylemek istedi¤im tam olarak bu. Bütün Araplar› geldi¤ini tam olarak bilmeniz mümkün de-
di¤erinde ayr›cal›kl›lar yafl›yor. Bu giderek bu kimlik sorunlar› bana çok uyduruk geli- gördüler. ¤ildir. Örne¤in “1001 Gece Masallar›”n› çe-
derinleflen bir ayr›m. Bugüne geldi¤imizde yor. fiu anda dünyan›n her yerinde olup bi- Araplarsa geri virmeye kalk›flt›¤›n›zda pek çok konuda
ise gerçek anlamda sol bir alternatifin ol- tenler küresel bir krizin parças›. Bu kriz kalm›fll›klar›ndan tercihler yapmak zorunda kal›rs›n›z. O ter-
may›fl› yüzünden, özellikle de Sovyetler post-kapitalizmin ve post-modernizmin kri- Türkleri sorumlu cihleri belirleyen de sizin kendi kültürünüz-
Birli¤i’nin y›k›l›fl›ndan sonra, toplumlar›m›z zi. Piyasan›n yeni tanr› oldu¤u bir dönem- tuttular. dür. Dolay›s›yla, hiçbir kültürde hiçbir fley
ideolojilerinden adeta soyundu. Bu yüzden deyiz. Ve bu yeni tanr›, ancak bütün eski otantik de¤ildir. Kültür bir bileflim olmak
Bu en büyük
‹slamc›l›k ve köktencilik ayr›cal›kl›larla, tanr›larla birlikte var olabilir. Tüm bu tanr›- zorundad›r daima. Yunan ve M›s›r kültürle-
hatalar›m›zdan
yoksullar aras›ndaki bofllu¤u doldurmaya lar birlikte çok derin bir de¤erler krizi için- rine bakarsan›z birbirlerini ne kadar etkile-
biri.
bafllad›. Köktencili¤i incelemeye bafllad›- deler. Avrupa’dan Amerika’ya, oradan La-
34
diklerini görürsünüz. Klasik Arap kültürü de karmafl›k bir örnek.
kültürü de onlardan etkilenmifltir. Çünkü Filistin kültürü sürgün kül-
Avrupa’y› ele al›rsan›z, Rönesans türü ile gözetim alt›nda tutulan bir
çeviri ve Endülüs olmaks›z›n müm- toplumun kültürü aras›nda oluflan
kün olamazd›. ‹bni Sina ve ‹bni bir alafl›m. Sürgünle, Gazze’deki,
Haldun olmasayd› Rönesans ola- Ramallah’taki ve hatta ‹srail’de bir
mazd›. Aristo’yu Avrupa’ya, onu az›nl›k olarak yaflayan Filistinliler
çeviren Arap filozoflar tan›tt›. Kül- aras›ndaki iliflki çok karmafl›k. Fa-
tür bir döngüdür. Ve hiçbir kültü- kat Filistin kültürünün rolü Filistin
rün saf bir ulusal kimli¤i olamaz. varoluflunu yeniden keflfetme ve
Ulusal izler olabilir, örne¤in dilde icad etme anlam›nda bir hayli fark-
bu türden izler vard›r. Fakat, dü- l›. Çünkü Filistinlilerin varolmas›
flünceler, öyküler ortakt›r. Örne¤in yasakland› asl›nda. Lübnan’da bir
“Kelile ve Dimne”, Arapçaya Fars- miktar daha farkl› bir durum var.
çadan çevrilmifltir. Ancak flu anda Büyük bir göç verdi Lübnan. Ancak
Farsça orijinali kay›p. “Kelile ve entelektüeller ülkede kald›lar. En
Dimne”, Arap edebiyat›n›n bir par- önemli nokta flu: ‹ç savafl boyunca
ças› olarak görülüyor. O halde Lübnan’da pek çok roman yaz›ld›
otantik olan nedir? Edebiyat tan›m› ve bugün roman Lübnan için çok
gere¤i bir bileflimdir. Aksi halde ifle önemli bir edebiyat türü. Daha da
yaramaz, kal›c› olmaz. önemlisi, bugün iç savafl›n tarihini
Diyalo¤u bar›fl›n temeli olarak araflt›rmak isterseniz çok fazla tarih
görüyor ve sürekli olarak din- kitab› bulamayabilirsiniz. Ama ro-
leraras›, uluslararas›, medeni- manlardan yola ç›karak iç savafl›
yetleraras›, kültürleraras› di- anlayabilirsiniz. Bu da iç savafl dö-
yalo¤un gereklili¤inden söz nemi hakk›nda bir resmî tarih olufl-
ediyoruz. Ancak tam da dinle- turulmad›¤› anlam›na geliyor.
raras›, uluslararas›, medeni- Dün yap›lan edebiyat akfla-
yetleraras›, kültürleraras› der- m›nda, siz hikâyenizi Arapça
ken gelifltirece¤imiz diyalo¤un okudunuz, sonra ‹ngilizceye
s›n›rlar›n› da belirlemifl oluyo- çevrildi ve sonra da Türkçe’ye.
ruz. Sizce bar›fla temel olacak Ne hissettiniz?
diyalo¤u nas›l tarif etmemiz Utanç vericiydi. Arada büyük bir
gerekir? yanl›fl anlafl›lma var. Birinci Dünya
Bütün bu –aras› diyaloglar temel- Savafl›’ndan bu yana birbirimizle
siz. Çünkü bunlar› kullananlar biri- bu yanl›fl anlafl›lma üzerinden ileti-
lerinin ‹slam’› ya da Hristiyanl›k’› flim kuruyoruz. Türkler, Türkiye’nin
temsil edebileceklerini düflünüyor- geri kalm›fll›¤›n›n sebebi olarak ‹s-
lar. Kimse herkesi temsil edemez. lam’› ve Araplar› gördüler. Bu yüz-
Bu düflünce ‹slam’› bir statüye dö- den alfabelerini de¤ifltirdiler. Bu
nüfltürüyor ve bu yönüyle Do- yüzden hat sanat› gibi bir sanattan
¤u’nun bir tarihi olmad›¤› yolunda- vazgeçtiler. Araplarsa geri kalm›fl-
ki düflüncenin devam› niteli¤inde. l›klar›ndan Türkleri sorumlu tuttu-
Oysa ‹slam de¤ifliyor. Bu yüzden lar. Bu bizim en büyük hatalar›m›z-
de bu diyalog tan›m› anlams›z. As›l dan biri. ‹stanbul benim büyükba-
konuflmam›z gereken toplumsal bam için baflkentti. Ve ben ‹stan-
sorunlar. Bunu konuflabilmek için bul’u ilk gördü¤ümde Kahire’nin
de “medeniyet sorunu” denen fleyi modern versiyonu oldu¤unu dü-
konuflmaktan vazgeçmek gereki- flündüm. Çok daha büyük elbette,
yor. Öte yandan, kültür tan›m› ge- çünkü bir imparatorluk baflkentiy-
re¤i diyalog demektir zaten. Kültü- di. Benzer yemekleri yiyor, ayn›
rel diyalog diye bir fley yapman›za kahveyi içiyoruz. Fakat birbirimizin
gerek yoktur. Tüm bu yap›sal diya- kültürü hakk›nda hiçbir fley bilmi-
log çabalar› bir tür iktidar kurma yoruz. Çok az kitap çevriliyor Türk-
yöntemi olarak ç›k›yorlar karfl›m›za. çe’den Arapçaya. Arapçadan Türk-
fiu anda Arap dünyas› pek çok çeye çeviri de çok az. Türk yazarlar
savaflla karfl› karfl›ya. Özellikle hakk›nda ancak ‹ngiliz ya da Fran-
de Irak, Lübnan ve Filistin. Siz- s›z gazetelerinden okudu¤um ka-
ce savafl bir kültür atmosferi dar›yla bir fleyler ö¤renebiliyorum.
olarak de¤erlendirilebilir mi? Orhan Pamuk’la ilk karfl›laflt›¤›m›z-
Savafl, bu toplumlar›n kültür- da benimle ilgili bir yaz›yla ilk kez
lerini nas›l etkiliyor? Le Monde’da karfl›laflt›¤›n› söyledi.
Kültür bir aynad›r, senin aynand›r. Bu utanç verici ve art›k sona erme-
Kendini ayna olmadan tahayyül li, bir yolunu bulmal›y›z. Kültürel
edemezsin. Toplumlar her koflulda iletiflim yeniden bafllamal›. Biliyo-
kültür üretirler. Irak ve Filistin ör- rum, Türkler öncelikle Avrupal› ol-
ne¤inde ise flu var: Irak’ta bir dik- mak, AB’ye girmek istiyorlar. Ta-
tatörlük vard› ve Irak kültürü dias- mam, Avrupal› olmak istiyorsa-
porada kendini yeniden üretti. Sad- n›z Avrupal› olun, bu sizin için
Söylefli: Ayfle Çavdar

dam Hüseyin, Irak’› boflaltt› kültür de iyi olabilir Avrupa için de. Fa-
anlam›nda. Tüm entelektüeller kat en az›ndan ‹ngilizce, Fran-
Irak’› terk etmek zorunda b›rak›ld›. s›zca ö¤rendi¤imiz gibi birbiri-
Ya ölmek ya da Baas Partisi’nin bir mizin dilini de ö¤renebiliriz. ‹lk
parças› olmak zorundayd›lar. Irak kez bir yazar olarak Türkiye’ye
özel bir örnek. Çünkü Irak kültürü ça¤r›ld›m, kitaplar›m 15 dile
30 y›ld›r diasporada formüle edili- çevrildi ama Türkçe’ye çevril-
yor. Bu bir sürgün kültürü. Filistin medi. Bu utanç verici.
kültürel bak›yoruz, etnisiteye, farkl›l›klara ba-
k›yoruz. Yoksa doktor, hiphop’çu, foto¤rafç›,
gazeteci diye gider.
Kitapta foto¤raflar› yer alan Timur Sel-
çuk (Sünni Türk), Yaflar Kemal (Sünni
Kürt) gibi simalar›n bizim gözümüzde
etnisite ya da din ötesi bir varolufllar›
var. Bu insanlar› niye etnik ve dinî bir
kimli¤e indirgiyoruz?
‹ndirgemiyoruz. O dedi¤iniz özellikler zaten
onlarda var. Ama benim kitab›m›n konusun-
da meslekleri önemli de¤il.
Nedim Hazar’›n “Ebru” projesine odak-
lanan belgeselinde, sorunuzu “dünya
vatandafl›y›m” fleklinde cevaplayan bi-
ri vard›...
Foto¤raf: fiahan Nuho¤lu

O baflka, ben o kiflinin foto¤raf›n› buraya ko-


yamam. O zaman ben geyim, lezbiyenim, afl-
ç›y›m gibi bir fley olacak. Art›k ifli suland›r-
mak demek olur bu.
Bunu diyen kiflinin kitapta foto¤raf› var
ama. Çilingir, kuca¤›nda kediyle...
Belgeselde “Ermeniyim, ama asl›nda dünya
vatandafl›y›m, dünyan›n her yerinde yafla-
AT‹LLA DURAK’LA “EBRU”ÜZER‹NE r›m” diyordu. Sonuçta “dünya vatandafl› Er-
meni” diye bir tan›m yok.
Ama insanlar› tek bir kimli¤e hapsede-
Mozaik ay›r›r, ebru buluflturur rek asl›nda ebru niteli¤ini ortadan kal-
d›rm›fl olmuyor muyuz?
Hiç alâkas› yok.
Binbirdirek Sarn›c›’nda düzenlenen “Ebru” sergisi, ard›nda kallavi bir foto¤raf kitab› da Sonuçta tek tek sayd›¤›n›z etnik, dinsel
b›rakt›. Yezidilerden Lazlara, Rumca konuflan Türklerden Süryanilere, Türkiye’de gruplar asl›nda iç içe geçmemifl olmu-
yaflayan k›rk küsur etnisiteden simalar›n etnik ve dinî kimlikleriyle tan›t›ld›¤› “Ebru” yorlar m›?
projesinin mimar› Attila Durak’la kimlik tan›mlar›n›n k›r›lganl›¤›n› tart›flt›k... Bu bir bafllang›ç. Ben bir fley bafllatt›m. Bu-
güne kadar böyle bir fleyi tan›mlayan var m›?
bafllay›p Osmanl›’da yefleren bir sanat. ‹kisi Bunu bir sergi üzerinden anlat›yorum. Bu ka-
“Ebru” projesi nas›l flekillendi? de çokrenklili¤i yans›tabilir, ama mozaik bu dar insan› yan yana koyan Türkiye’de baflka
Attila Durak: Bu ifle fiziksel olarak 2000 y›- topraklar›n insanlar›n›n iliflkisini yans›tamaz. kimse yok. Sergiye gelip foto¤raflara bakan
l›nda bafllad›m. Bir merak projesi bu. “Türki- Mozai¤e bakt›¤›n›z zaman farkl› renkte tafl- insanlar için o kadar ufuk aç›c› oldu ki. Ç›kar-
ye Türklerindir” söylemi var ya, “Türkler kim- lar, keskin hatlar›, sert yap›s›yla birbirlerin- ken an› defterine bak›n, serginin hayatlar›n›
dir” sorusundan yola ç›karak, Anadolu’yu den uzak dururlar. Aradaki çimento da renk- de¤ifltirdi¤ini, yeni fleyler ö¤retti¤ini söyle-
dolafl›p insanlarla buluflmak istedim. Gümüfl- lerin, bir araya gelmesine izin vermez. Oysa yen, “Türkiye bu kadar renkli miymifl” diyen
hane do¤umluyum. Gümüflhane, Rumlar, Er- Türkiye tamamen bir ebrudur. Farkl› renkler insanlar var. Bu serginin tek bir ortak payda-
meniler ve Türklerin bir arada yaflad›¤› çok- birbiriyle dans eder, biri di¤erine dokunur, s› var: Foto¤raf› çekilen herkesin bu toprak-
kültürlü bir bölge olmas›na ra¤men, çocuklu- iletiflim kurar, bir fley verir. K›rm›z›yla sar› larda yafl›yor olmas›. Sözünü etti¤iniz sorun-
¤umda o insanlardan hiç iz yoktu. Biz kilise yan yana geldi¤inde birbirine dokunur, ama lar› düflünmedim bile.
cam› tafllard›k. O zamandan beri bir merak bulamaç olmaz, bozulmaz. Bu topraklarda ‹nsanlar, toplumlar hep de¤iflip dönü-
vard› bende, “nerede bu insanlar” diye. Za- zenginlik detaylarda, güzellik bütündedir. flen varl›klar. Bu ak›flkan hali neden sa-
man geçti, yafl›m›z ilerledi, dünyay› gezmeye Mozaik bu Ebru, bunu çok iyi yans›t›r. On bin y›ll›k ge- bit bir durum gibi düflünüyoruz?
bafllad›k, Hindistan’a, M›s›r’a gittim. Oralar- topraklar›n lenekler Türkiye’de yaflayan bütün etnik Evet, kültürler yerinde durmaz, insanlar, top-
daki ahengi, farkl› kültürlerdeki insanlar›n be- insanlar›n›n gruplar›n içindedir ve ortak yaflan›r. lumlar de¤iflir. Kültürler de melezleflirr, birbi-
raber yaflamas›n›, çokrenklili¤in ne demek ol- iliflkisini Foto¤raflar› çekerken, belli bir kimli¤e ri içinde geliflir, de¤iflime u¤rar. Onun için
du¤unu anlamaya bafllad›m. Oralarda olabi- yans›tamaz. dair ortam› ararken zorluklar yaflad›¤›- buna ebru dedik. Ebru sanat›nda o suda akar
liyor da, niye bizim topraklar›m›zda bu kadar n›z oldu mu? ve de¤iflir, o renk kendi yolunu bulur. Pürlük
Mozai¤e
renkli, çokkültürlü bir ortam varken, niye bu Hay›r. Foto¤raflardaki bütün insanlar gözü- diye bir fley dünyan›n hiçbir yerinde yok.
bakt›¤›n›zda
farkl›l›klar keyifli ve huzurlu bir flekilde yafla- müzün içine bak›yor. Bu insanlara niye fo- Hiçbir fley kat›ks›z de¤il. Olmas›n da zaten.
farkl› renkte
nam›yor diye merak etmeye bafllad›m. Tabii to¤raflar›n› çekti¤imi söyledim, onlar da bu- Melezliktir güzel olan. Kimse keskin hatlar›y-
tafllar, keskin
tats›z olaylar› izliyorsunuz bu sorunun ard›n- nu bilerek foto¤raf çekildiler ve hangi etnik la anlatamaz bunu, özellikle bu topraklarda.
dan. Ama Türkiye’deki çokkültürlülü¤e ob- hatlar›, sert gruba ait olduklar›n› gururla söylediler. Herkesin birbirine kar›flt›¤›, onun ondan k›z
jektif gözle bakma karar›m Sivas’taki Mad›- yap›s›yla Foto¤raflar güzel ama, resimaltlar›n› ald›¤›, insanlar›n göç ederken dilini unutup
mak oteli yang›n›ylad›r. Televizyonu açt›k ve birbirlerinden yad›rgad›k do¤rusu. fiimdi bizi çekse- gitti¤i bölgenin dilini ald›¤› bir ortam var.
37 insan›n yand›¤›n› gördük. En yak›n arka- uzak dururlar. niz, resimalt›na “Sünni Türk” mü yaza- Güneydo¤u’da bir y›¤›n Türk kökenli Türk-
dafl›m›n teyzesi de o oteldeydi, saatlerce “o Aradaki caks›n›z? men sadece Kürtçe konufluyor. Gelmifller,
da m› yand›” diye a¤lad›k. fians eseri o an çimento da Evet. da¤larda hayvanc›l›k yaparken orada yafla-
otelde de¤ilmifl. O gün bu olay›n incelenme- renklerin, Biz kendimizi “Sünni Türk” olarak ta- maya bafllam›fllar. Sular seller gibi Kürtçe ko-
si gerekti¤ine karar vermifltim. Ama o zaman bir araya n›ml›yor olabilir miyiz? nufluyorlar ve Türk olduklar›n› da biliyorlar.
bunun foto¤rafla ilgili olup olmayaca¤›n› bil- gelmesine izin Siz ne diyecekseniz, onu yazaca¤›m. Rumca konuflan müslümanlar da
miyordum. Zaman geçti, foto¤rafç›l›¤›m biraz vermez. Mesela hiphop’çular› çekiyorsunuz... var.
daha ilerledi. 2000 y›l›nda New York’ta bir Oysa Türkiye Sordum kendilerine, “biz müslüman›z, Sün- Bir zamanlar H›ristiyand› bu insanlar.
sergi açm›flt›m, o sergi çok baflar›l› oldu. O bir ebrudur. niyiz ve Türküz” dediler. Rumcay› flak›r flak›r konufluyorlar, ca-
günden sonra hayat projeme, ideal projeme, Farkl› renkler Ama siz de o cevab› ar›yorsunuz. Ken- mide ibadet ediyorlar.Kültür hapsedici
Söylefli: Merve Erol

“Ebru”ya bafllad›m. birbiriyle disini nas›l tarif etti¤ini sorsan›z “ben bir fley olmamal›. ‹nsanlar kendi yollar›n›
Ad› niye Ebru? dans eder, hiphop’çuyum” da diyebilir. buldular, buna sayg› duymak ve destek-
Evet, niye “Ebru” da, örne¤in mozaik de¤il? biri di¤erine “Hiphop’çuyum” derse kitab›m›n konusu ha- lemek gerekir. Bu bir dü¤ündür. Anado-
Mozaik de, ebru da bu topraklardan ç›km›fl dokunur, line gelmez. Onu hiphop’çu diye ileride bafl- lu’daki kültürü bir dü¤ün olarak alg›l›yo-
iki sanat. ‹lk mozai¤in Antakya civar›nda ya- iletiflim kurar. ka bir sergime koyar›m. Ben ona kökünü, et- rum. “Sen busun” tan›mlar› yapmamak
p›ld›¤› söylenir. Ebru da Kafkas bölgesinde nik grubunu sordum, o da onu söyledi. Biz ad›na zaten böyle projeler yap›yoruz.
37
t›n karmafl›kl›¤› ve yarat›c›l›¤›. Gündelik ha-
yat belli söylemler taraf›ndan her zaman esir
al›nmaya çal›fl›l›yor. Zümreler, iktidar odak-
lar› gündelik hayat› esir al›yor; o zaman, ör-
ne¤in faflizm de gündelikleflip, s›radanlafla-
rak yerlefliklik kazanabiliyor. Bu durumda,
esir almaya çal›flan dillerin karfl›s›nda bir di-
renifl alan› olarak, gündelik hayat› yeniden
düflünmek gerekiyor. Sözünü etti¤imiz refe-
ranslardaki ortak alan bu; Michel de Certe-
au’nun kulland›¤› “strateji” kavram› örne¤in.
De Certeau strateji kavram›n› bir grup tara-
f›ndan sahiplenilmifl ve onu sürekli sunan,
üreten bir ideoloji olarak görmüyor. Strateji-
nin olabilmesi için, bizzat afla¤›da insanlar
taraf›ndan yorumlanarak içine girilmesi la-
z›m; strateji insanlar›n içinde dolaflt›¤› yer-
dir. Teorik aç›dan Michel de Certeau ve Fo-
ucault akrabad›r. Gündelik hayat›n içinde
yaflarken, ayn› zamanda bu stratejinin içinde
dolafl›yoruz, dolay›s›yla stratejiyi yeniden
üretiyoruz. Ama yeniden üretmemiz, örne-
FERHAT KENTEL, MELTEM AHISKA VE FIRAT GENÇ’LE M‹LL‹YETÇ‹L‹K ÜZER‹NE ¤in Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n, Günefl Dil Te-
orisi’nin, Türk Tarih Tezi’nin, Cumhuriyet

Örtünün alt›ndaki karmafla Halk F›rkas›’n›n tesis etmifl olduklar› fleyler


de¤il. Laiklik, milliyetçilik, Atatürk, hukuk,
aile hepsi bizim yorumlar›m›zla baflka fleyler
Oturdu¤umuz yerden milliyetçilik üzerine konuflmak baflka, Anadolu’yu arfl›nlay›p yüz
olmufl; geleneklerimizle cevap veriyoruz
yüze görüflmeler yap›p konuflmak baflka. “Milletin Bölünmez Bütünlü¤ü –Demokratiklefl-
bunlara. Bunu dedi¤imiz andan itibaren de
me Sürecinde Parçalayan Milliyetçilik(ler)” bafll›kl› ufuk aç›c› bir çal›flma yapan Ferhat strateji gibi herkesin içinde dolaflt›¤› alan-
Kentel, F›rat Genç ve Meltem Ah›ska’ya kulak veriyoruz... dan, bireyler, toplumsal aktörler, gruplar ta-
raf›ndan uygulanan taktikler dünyas›na gidi-
Yapt›¤›n›z milliyetçilik araflt›rmas›n›n renen unsurlar” gibi genel geçer bir söylem yoruz. Strateji daha çok bir mekân›, belirler-
fikrî öncülleri nelerdi? vard›r. Belirli insan gruplar›na yap›flt›r›lan ken –örne¤in Türkiye co¤rafyas›, misak-›
Ferhat Kentel: Bu araflt›rma, TESEV bün- “geri”, “dirençli”, “muhafazakâr”, “gelenek- millî s›n›rlar›, Ankara gibi–, taktikler daha
yesinde yap›lan bir araflt›rmalar dizisinin so- sel” gibi bir çok yafta var. Biz alg› ve zihni- çok zamana iliflkin bir fley; bugünkü ihtiyaç-
nuncusu. Araflt›rmalar›n ortak yan› herhalde yet yap›lar›n›n belirli kültürlere, yörelere, in- lar›m, bugün hissettiklerim, bugün televiz-
“ne” sorusundan çok, “nas›l” sorusuna ce- san gruplar›na özgü olmaktan çok, daha yonda izledi¤im bir haber... Bunlar üzerin-
vap aramaya çal›flmak. Projelerin üst bafll›¤› makro düzeyde, belirli stratejilerle üretildi- den taktiklerimle Türkiye’yi, milliyetçili¤i yo-
“Demokratikleflme Program›”yd›. Demokra- ¤inden hareketle, toplumsal süreçle iliflki rumluyorum. Bunda kurnazl›k da olabilir. So-
tikleflme sürecinde, Türkiye’de devlet, aile, içinde tüketilirken nas›l yeniden üretildi¤ine nuçta, bu stratejinin alt›nda hayat› yaflanabi-
laiklik, milliyetçilik gibi çeflitli alanlara bak›l- bakt›k. Dolay›s›yla, alg›lar› ve zihniyet kal›p- lir k›lmaya çal›fl›yorum. Ben bunu yapt›kça,
d›. Çal›flman›n koordinatörü Etyen Mahçup- lar›n› sabit kategoriler olarak ele almayan, strateji parçalan›yor, de¤ifliyor, y›k›l›yor, ama
yan’d›; bizim araflt›rmam›z›n fikir babas› da onlar› gündeli¤in içinde tarihsellefltirmeye bir yandan da yeniden üretiliyor.
o. Milliyetçilik konusunda, kalk›fl noktam›z yönelik bir çal›flmayd›. Ah›ska: Milliyetçilik tarihsel olarak, farkl›
basit bir gözlem ya da iddiaya dayan›yordu; Kentel: Anahtar kavram, sorunsallaflt›rma zamansall›klar› ve farkl› deneyimleri kendi
“son y›llarda milliyetçilik yükseliyor” iddi- asl›nda. Cumhuriyetin modernlefltirme poli- içinde yok eden, eriten, Benedict Ander-
as›... “Acaba öyle mi?”, “nas›l oluyor?” soru- tikalar›n›n sorun olarak gördü¤ü ve ötekilefl- son’›n söyleyifliyle içi bofl bir zaman yaratan
lar›na cevap arad›k. fiöyle bir hipotez de var- tirerek aflmaya çal›flt›¤› baz› “yaflam tarzlar›” Milliyetçilik, ve belli bir mekân içinde yaflayan insanlar›n
d›: Yaflad›¤›m›z dönem tabii ki kendine dair var, bunlar “namevcut ötekiler” asl›nda; ya- sosyal, s›n›fsal hepsi ayn› deneyimi ayn› anda yafl›yormufl-
özgüllükler tafl›yor, ancak, 6-7 Eylül 1955’te ni öyle bir fley yok, modernlefltirme politika- farkl›l›klar›, cas›na kurgulanan bir ideoloji. Tek bafl›na
de milliyetçi dalgalar vard›, K›br›s meselesi lar› onlar› öteki olarak kuruyor. Onlar› sorun sosyal bunu gerçeklik olarak ele ald›¤›m›zda, milli-
zaman›nda da vard›, Kürt meselesi oldu¤un- olarak tespit ediyorsun, onun üzerine kendi- adaletsizli¤i, yetçili¤i belki gere¤inden fazla ciddiye al-
dan beri de sürekli yükselen ya da yükseldi- ni bina ediyorsun. Bu üst söylem, bu zihni- afla¤›lanm›fll›¤›, m›fl, onun terimleriyle düflünmüfl oluyoruz.
¤i söylenen milliyetçilik dalgalar›ndan bah- yet kal›plar›, içinde yüzdü¤ümüz, soludu¤u- d›fllanm›fll›¤›, Halbuki, önemli olan “nas›l” sorusu. ‹nsanla-
sediliyor. Biz bu yükseldi¤i söylenen milli- muz hava haline geliyor. Bizim yapmaya ça- güvensizlikleri, r›n nelere yat›r›m yapt›¤›, de Certeau’nun te-
yetçilik nas›l sahipleniliyor, nas›l bir dil eflli- l›flt›¤›m›z bunu sorunsallaflt›rmak. Genelde korkular› rimleriyle düflünürsek, belirli stratejileri nas›l
¤inde kullan›l›yor gibi sorulardan yola ç›kt›k. milliyetçilik, laiklik araflt›rmalar›, söylemin örtüyor, kulland›¤›, bu stratejilerin içinde nas›l dola-
Meltem Ah›ska: TESEV’in araflt›rma dizi- kendisine esir oluyor ve böylece söylemi ye- görünmez fl›ld›¤› önemli. Bu sayd›¤›m›z isimler öznel-
sinde, zihniyet kal›plar›na vurgu yap›l›yordu. niden üretmifl oluyor. Belki de bu söylem k›l›yor. likle nesnellik aras›ndaki ara yüzleri bulmaya
Zihniyet kal›b› kendi bafl›na çok aç›klay›c› bir gerçek de¤il diyerek, afla¤›dan bakmak, do- çal›flm›fl, öznelli¤in nas›l yarat›ld›¤›n› ve ya-
Dolay›s›yla,
kavram de¤il, çeflitli yerlere çekilebilir. Ge- lay›s›yla süreci tersine çevirmek istedik. Ger- rat›l›rken nas›l farkl›laflt›¤›n›, içinde direnç
asl›nda “itiraz”›
nellikle, Türkiye’de milliyetçilik, toplumda çeklik olarak statiklefltirilen, tan›mlanan fley- alanlar› da tafl›yabildi¤ini anlatan düflünür-
gizliyor.
zaten varolan, zaman zaman daha belirgin- de, bütün farkl›l›klar›yla, çok daha karmafl›k, ler. Bizim yapmaya çal›flt›¤›m›z, farkl› za-
leflen bir zihniyet, bir düflünce flekli gibi an- insanî, psikolojik, sosyolojik, kültürel, yaflam ‹nsanlar mansall›klar›, farkl› deneyimleri merkezî
lafl›l›yor. Bu araflt›rmada bu varsay›m› yerin- tarzlar›, habitus’ler denen bir dünya var. O istedikleri temsillerle iliflki içinde, ama bir yandan da
den oynatmay› hedefledik. Varsay›lan bir fle- karmafl›kl›¤› gösterip, onun üzerine konufl- kadar ondan farkl› olarak baflka bir düzlemde anla-
yi kültürel düzeyde, zihniyet kal›plar›nda mak gerekiyor. Buradan da çok siyasî bir so- milliyetçi, hatta maya çal›flmak.
aramaktansa, “bunlar belli bir tarihsellik, nuç ç›k›yor. bazen ›rkç›l›¤a Bu teorik çerçeveyle saha çal›flmas›n›n
toplumsall›k içinde nas›l üretiliyor ve nas›l Araflt›rman›n kuramsal çerçevesini varan laflar iliflkisi nas›l oldu?
tüketiliyor?” sorusunu sorduk. Statik bir top- izah ederken, Pierre Bourdieu, Michel etsinler, asl›nda F›rat Genç: Kitapta, gündelik hayat kadar
lum resmi ç›kartmaktansa, varolan alg› ve Foucault, Giorgio Agamben ve özellik- anlatmak s›k kullan›lmasa da alttan alta süre giden
zihniyet yap›lar›n›n nelerden etkilendi¤ini, le Michel de Certeau’ya at›fta bulunu- istedikleri ikinci bir kavram da tecrübe. Toplumsal öz-
nas›l hareket halinde oldu¤unu ve içinde ne- yorsunuz. Araflt›rma nas›l bir kuramsal baflka fleyler neler olarak, toplumsal yap›lar karfl›s›nda bir
leri bar›nd›rd›¤›n› anlamaya çal›flt›k. “Türki- ve kavramsal çerçeveye oturuyor? var. tecrübe sahibi oluyoruz. Tecrübe, örne¤in
ye’nin kalk›nmas›n›n, modernleflmesinin Kentel: Bu düflünürler aras›ndaki ortakl›k küreselleflme gibi makro durumlar› da kaps›-
önündeki engeller”, “demokratikleflmeye di- esas olarak “gündelik hayat”, gündelik haya- yor. Ama arada her zaman bir boflluk var,
38
hiçbir zaman o yap›y›, ya da mesela devletin hiçbir fleyi anlatamayan bir kavram ha- oloji olarak milliyetçilik yok. Ama, milliyetçi-
üretti¤ini düflündü¤ümüz milliyetçilik söyle- line geliyor. Öyle ki, ulus-devletlerin lik dili ve temsilleri, ötekilefltirme dili insan-
mini birebir kabullenip tekrarlam›yoruz, hep kurucu ideolojisi olarak milliyetçilik lar taraf›ndan de¤iflik flekillerde kullan›l›yor.
bir yorum fark› oluyor. Biz bunu, tüketirken Milliyetçilik kavram olarak hayat›n› sürdürse de, Kentel: Her düzeyde farkl› kullan›l›yor. Öyle
yeniden üretme olarak formüle ettik. Günde- dilini sadece bir de¤iflen zamanla birlikte çok daha bafl- olunca da kuflat›c›, herkesi emebilen, üst-
lik hayat, bu boflluklu yap›s›ndan, arada kay- örtü olarak ka gerçeklikleri saklar hale geliyor.” kimlik düzeyinde bir ideoloji olmaktan ç›k›-
malara imkân veren zemin olma ifllevinden düflünmemek Bunu biraz açar m›s›n›z, gizlenen ger- yor. Görüfltü¤ümüz bir Çorumlu, bunun en
ötürü bizim teorik çerçevemizde esas öneme çeklikler neler? bariz örneklerindendi. “Çorum milliyetçisi-
gerekir. O dil, o
sahip. Saha çal›flmam›zda da arad›¤›m›z ce- Kentel: Sosyal, s›n›fsal farkl›l›klar›, sosyal yim” diyor. Baflka biri “Hatay milliyetçili-
düflünme ve
vab› teyid ettirmekten çok, insanlar›n kendi adaletsizli¤i, afla¤›lanm›fll›¤›, d›fllanm›fll›¤›, ¤i”nden bahsediyor... Bazen milliyetçilikle
eyleme kal›b›,
anlat›lar› içinden cevaplar› çekmeye çal›flt›k. güvensizlikleri, korkular› örtüyor, görünmez hemflericilik kastediliyor.
insanlar› belirli
Ah›ska: Milliyetçi stratejiler nas›l belirli de- k›l›yor. Dolay›s›yla, asl›nda “itiraz”› gizliyor. “Son iki yüzy›la damgas›n› vuran ve
neyimleri ve farkl› düflünüfl, yaflay›fl flekilleri- bir kanala ‹nsanlar istedikleri kadar milliyetçi, hatta ba- ulus-devletlerin kurulmas›na efllik
ni esir ediyorsa, belirli akademik önkabuller sokuyor. zen ›rkç›l›¤a varan laflar etsinler, asl›nda an- eden milliyetçilik ideolojisi, bugün kü-
ya da teoriler de belirli fleyleri esir edebilir. Bir örtü var, onu latmak istedikleri baflka fleyler var. reselleflmenin sonuçlar› karfl›s›nda
Kafanda nas›l bir modelle gidiyorsan, buldu- çekip alaca¤›z, Bu örtme mekanizmas› nas›l iflliyor, in- önemli bir de¤iflim yafl›yor” diyorsu-
¤un fleyleri de onun içine oturtmaya çal›fl›- alt›nda da saf, sanlar niye sorunlar›n› do¤rudan dile nuz. Küreselleflme milliyetçili¤i nas›l
yorsun. Bizim gündelik hayat konusundaki hakiki ve güzel getiremiyor? etkiliyor?
bulgumuz ve F›rat’›n sözünü etti¤i boflluklar fleyler var gibi Kentel: Getiremiyor, stratejinin gücü de bu Kentel: Küreselleflme, bir taraf›yla ekono-
bu modellerin kendisini de sorunsallaflt›r›yor, bir ikileme zaten, sanki her fleyi anlatman›n tek yolu bu mik, bir taraf›yla kültürel boyutlar› olan bir
temsillerin ötesindeki fleyleri duymaya çal›- düflmemek stratejinin dili... süreç. Küreselleflmeyi anlamak için kapita-
flan, kendini de sorgulayan bir yöntem. Yön- gerekiyor. Strateji totaliter bir söylem oluflturdu- lizme bakmak gerekiyor. Sermaye art›k ulu-
temle teori burada birbirine yaklafl›yor. Çok fazla ¤u için mi? sal s›n›rlar içinde duramayarak küreselleflir-
Kentel: Biz de sonuçta, o stratejinin içinde, k›r›lmalar› olan Kentel: Totaliterleflme e¤ilimi olmas›na ra¤- ken, kültürel süreçler de küresellefliyor. Bir
onunla beslenmifl insanlar›z; bilim strateji- deneyimlerden men, hiçbir zaman totaliter olam›yor. Totali- zamanlar yarat›lm›fl olan “ulusal ev”in de-
siyle beslenmifl insanlar›z, ama afla¤›da, bafl- bahsediyoruz, ter söylemin en yo¤unlaflt›¤› bir Hitler, bir netleyici kapasitesi de k›r›l›yor. En nötr ifa-
ka türlü bilgi üretimleri var; insanlar o bilgi- bunlar Mussolini gibi figürleri, Alman ›rk› kavram›- deyle küreselleflme tarifi böyle, ekonomik,
lerle hayat› yaflanabilir k›l›yorlar. Onlar›n bil- ço¤unlukla n› düflünelim. Ama Türkiye’de stratejinin kapitalistik, kültürel vs. s›n›rlar›n ortadan
gisiyle bizim bilgimiz aras›ndaki hiyerarflik ifade bulam›yor, kendisinde böyle bir fley yok, kimisi “Türk ›r- kalkmas›. Ama, bu sürecin yararlar›, zararla-
fark› kald›rmak gibi bir niyetimiz vard›. Tabii ama ifade k›”, kimisi “Orta Asya’dan gelen Türkler” di- r›, etkileri gibi boyutlara bakt›¤›m›zda, “sert
mutlak olarak böyle bir fley sa¤lanamaz. buldu¤u zaman, yor, kimisi 1923’ten bafllat›yor, kimisi “Türk- küreselleflme” ve “yumuflak küreselleflme”
Çünkü biz entelektüeliz, kelimelerimiz oku- ‹slam sentezi”, kimisi “Türk milliyetçili¤i diyebilece¤imiz iki olguyu görüyoruz. Bu sü-
milliyetçilik
du¤umuz kitaplarla, araflt›rmalarla beslene- adam öldürmez, pozitiftir” diyor. Kimisi “ben reç bir tak›m insanlar için olumsuz sonuçlar
dilinin içinden
rek, onlar›n üzerine yeni sonuçlar ç›karta ç›- ötekisini tan›m›yorum” diyor. Anlat›lan hikâ- yarat›yor, ki buna sert küreselleflme diyebili-
konufluyor,
karta olufluyor. Bu ayr›m› toptan kald›racak yenin totaliterleflme potansiyeli yok. riz. Paran›n, sermayenin, güçlünün borusu-
bir ütopyan›n alemi yok belki, ama en az›n- eyliyor, hatta Ah›ska: Milliyetçilik dilini sadece bir örtü nun öttü¤ü bir dünyada bir tak›m insanlar,
dan buna niyet etmek önemli. O insanlarla sald›rganl›k, olarak düflünmemek gerekir. O dil, o düflün- sosyal refah devletinin koruma mekanizma-
konuflurken, söylediklerini ciddiye al›yorum. fliddet fleklinde me ve eyleme kal›b›, sonuçta belirli pratikler lar›ndan mahrum kal›yorlar. Küreselleflme
Milliyetçilikten ne anlad›¤›n› anlatt›¤›nda, ortaya yarat›yor. ‹nsanlar› pratikler üzerinden belirli sürecinden zararl› ç›kan insanlar ve kurum-
“bunlar çarp›lm›fl zihinler” demek hakk›na ç›kabiliyor. bir kanala sokuyor. Bir örtü var, onu çekip lar var, ulus-devlet de küreselleflme sürecin-
sahip de¤ilim. Kars’taki bir insan milliyetçili- alaca¤›z ve alt›nda da saf, hakiki ve güzel den çok zarar görüyor.
¤i bir flekilde anlat›rken, ‹zmir’deki baflka bir fleyler var gibi bir ikileme düflmemek gereki- Küreselleflme sürecinde ulus-devletler
fley söylüyor, ikisinin söyledikleri ve ben, he- yor. Çok fazla k›r›lmalar› olan deneyimlerden baz› alanlarda zay›flayarak geri çekil-
pimiz ayn› düzeydeyiz. Bu araflt›rmada en bahsediyoruz, bunlar ço¤unlukla ifade bula- seler de, özellikle güvenlik üzerinden
az›ndan o dikotomik ayr›m› aflmak ya da o m›yor, ama ifade buldu¤u zaman, milliyetçi- daha da güçlenmiyorlar m›?
tuza¤a düflmemek gibi bir çaba var. lik dilinin içinden konufluyor, eyliyor, hatta Ah›ska: Ulus-devletlerin yok olmas›ndan
Ah›ska: Amaç o dikotomiyi aflarken, sade- sald›rganl›k, fliddet fleklinde ortaya ç›kabili- çok, ifllevlerinin dönüflmesinden söz edebili-
ce bir ço¤ulluk, bir rölativizm olarak göster- yor. Bunu aklamak gibi bir derdimiz yok. ‹n- riz. Ulus-devlet ya da milliyetçilik ideolojisi
mek, “herkes farkl› düflünüyor, çok fazla ses sanlar›n bu dili kullanma konumlar› da fark- bir dönem, sanata, kültüre de yans›yan daha
var” gibi bir fley söylemek de¤il. Tam tersi- l›, baz› insanlar daha fütursuzca kullanabilir- romantik bir ev, aidiyet imgelerinin olufltur-
ne, say›lar› asl›nda çok da fazla olmayan ken, baz›lar› daha zorlanarak kullan›yor, en du¤u bir alanken, flimdi ulus-devletlerin gi-
stratejilerin, temsillerin, kal›plar›n farkl› top- k›y›dakilerse pek kullanam›yor. “Milliyetçilik derek jandarmalara dönüflmesiyle ve ulusal
lumsal iliflkiler içinde nas›l kullan›ld›¤›n› or- yok” derken kastetti¤imiz, yekpare bir ide- kültür meselesinin krize girmesiyle, anti-ka-
taya koymak. Mesele, sadece ço¤ulluk, gö-
relilik de¤il. S›n›fsal, bölgesel, cinsiyete ba¤-
l›, Kürt olmak, Türk olmak, Müslüman ol-
mak, Müslüman olmamak gibi bir çok etke-
ne ba¤l› olarak, temsillerle nas›l iliflkilenildi-
¤ini, bunlar›n nas›l yeniden üretildi¤ini, nas›l
“performe” edildi¤ini ortaya koyabilmekti
amaç.
Bütün bu karmafl›kl›k içinde gözlemle-
di¤iniz en ortak noktalar neler?
Kentel: Pek çok fley var ve bunlar birbiriyle
ba¤lant›l› galiba. Asl›nda, milliyetçilik diye
bir fley yok! Milliyetçilik diye adland›r›lan ve
insanlar› hapseden bir tak›m temsiller var.
‹nsanlar bu stratejiyi kullan›yorlar, bu strate-
ji içinde hareket ediyorlarsa da, asl›nda, bafl-
ka bir fley anlatmak istiyorlar.
Kitab›n girifl bölümünde flöyle diyorsu-
nuz: “Milliyetçilik hem her yerde varo-
lan hem de hiçbir yerde elle tutulama-
yan; duruma göre içi doldurulan, daha
sonra içi boflalt›l›p tekrar doldurulan,
zaman içinde de¤iflen içeri¤iyle adeta
F›rat Genç, Meltem Ah›ska, Ferhat Kentel
her fleyi anlatan ve tam da bu yüzden
39
pitalist muhalefeti de içine almaya ve aidiyet lüyor, buzdolaplar› yak›l›yor, göm- görünürleflen milliyetçili-
hissini yeniden kurmaya çal›flan ideolojinin lekler y›rt›l›yor... Bu dönemden, tam ¤ini nas›l yorumluyorsu-
iflas›n› görüyoruz. Bugün üretilen fley fliddet, açmazda olan bir insan örne¤i: nuz? Bu kesimler bayra¤a
sald›rganl›k; o romantizmden pek eser kal- Adam MHP’li ve Adapazar›’ndaki sar›l›rken, Cumhuriyet mi-
mam›fl. Bir çok yerde böyle ama, hele Türki- Benetton ma¤azas›n›n sahibi. Bu tingleriyle coflarken hangi
ye özelinde, “ev” aray›fl›, aidiyet aray›fl›, durumda dükkân›n› kapatam›yor kayg›lar›, hangi istekleri
amans›z bir çat›flma alan› olarak ortaya ç›k›- tabii ki... Milliyetçilik derken, farkl› dile getiriyor?
yor. Türkiye’de milliyetçilik dili belki geçmifl- gruplara, s›n›flara, fikirlere, co¤raf- Kentel: Yaflam tarz› herhalde
ten daha fazla ve yayg›n olarak kullan›l›r ha- yalara göre farkl› kullan›labilen, onlar› harekete geçiriyor. Cum-
le geldi, ama onun alt›na bakt›¤›m›zda, müt- farkl› tüketilebilen bir dilden bahse- huriyetin, o seküler “paket”in
hifl bir çat›flma ve parçalay›c›l›k görüyoruz. diyoruz. ‹fladam› da, iflsiz de bu di- parças› olarak, sosyal devletin
Kentel: Asl›nda galiba, “paket” bozuldu. li kullanabiliyor, ama ayn› fleyi an- getirileriyle somut bir tak›m
Endüstri devrimi, sanayi toplumu, modern latm›yorlar. Biri ezilmiflli¤ine isyan avantajlar elde etmifllerdi.
toplum, vatandafll›k, sekülarizm, bütün bun- olarak milliyetçili¤i kullan›rken, öte- 80’lerin neoliberalizmine kadar,
lar›n ulusal düzeyde bütünlük duygusu ve- ki yeni zamanlara adaptasyon arac› örne¤in e¤itimle s›n›f olarak
ren devleti... Bunlar birbiriyle uyumlu, birbi- olarak kullan›yor. S›n›fsal bir yerden yükselmifl olan bu insanlar›n
rini tamaml›yor. Bu bir paketti. Küresellefl- konufluyorlar, ama çok fakl› fleyler bugün yaflad›¤› o paketin krizi.
meyle bu paket bozuluyor. Ulusal ekonomi- anlat›yorlar. Biri isyan ediyor, öteki Yeni toplumsal hareketlerle
den, ulusal burjuvaziden bahsetmek art›k ulusal devlet stratejisinden gelen birlikte, yeni kültürel de¤erle-
daha zor... bir tak›m kelimeleri seçerek kendi- riyle bir tak›m yeni toplumsal
Ah›ska: Hepsi birer efsane haline geliyor, sine güç devflirmek istiyor. S›n›f çok s›n›flar yükselirken, bugüne ka-
alt› boflal›yor. Mesela, OYAK yabanc›lara sa- gündeme gelmiyor da, mesela Ço- dar sahip olduklar› yaflam tarz-
t›l›yor. Ulusal kültür, ulusal ekonomi gibi rumluluk gündeme geliyor: “Amas- lar›n› kaybetmekten korkuyor-
fleyler mitoloji haline geliyor. Ama yine de ya’ya havaalan› yapt›lar, devlet buraya bir çi- lar. Bir “düflman kültür” geliyor. “Düflman
milliyetçili¤in dili kullan›lmaya devam edili- vi çakmad›” diyor. Burada s›n›ftan ziyade, kültür” sadece kültürel olarak gelmiyor, sos-
yor. Ulus-devletin ifllevlerinin de¤iflmesine kent, cemaat, bir alt kimlik düzeyinden ko- yal, s›n›fsal pozisyonu kaybetme riskini de ge-
ilginç bir örnek de Baku-Tiflis-Ceyhan boru nufluyor. tiriyor. S›n›f meselesini hep kültürel olarak ya-
hatt›. Biz bunu, politik bir süreç olarak alg›- Genç: Çorum’daki adam küresel ekonomide flad›k Türkiye’de. Onu hep kültürler vas›tas›y-
lamad›k, Türkiye’nin kalk›nmas›na bir katk› kentlerin yeni bir ifllev kazand›¤›n›n fark›nda. la anlatt›k. Farkl› bir kültür geldi¤i zaman, as-
gibi görüldü. Boru hatt›n›n geçebilmesi için, Tarihsel olarak resmî yap›, Çorum’u hor gör- l›nda bilinçalt›nda sakl› olan s›n›fsal durumu-
Türkiye devleti bu boru hatt›n›n etraf›ndaki müfl, d›fllam›fl, bunun fark›nda. “Ankara’dan na da i¤ne sokuyor insanlar›n. Tamamen kül-
bölgenin denetiminden hukuksal olarak fera- bir fley görmedik, bundan sonra da bize bu- türel olarak ifade ediyor: “taflral›”, “yobaz”...
gat etti. Dolay›s›yla, oradaki hukukun belir- laflmay›n, ama bize havaalan› laz›m, ticaret O insanlar s›n›fsal pozisyonunu tehdit etti¤i
lenmesinde baflta BP olmak üzere, bu hatt› yapaca¤›z.” diyor. için, yaflam tarz›n› korumak üzere, bayrak gi-
geçiren özel flirketler söz sahibi, Türkiye ‹fladam› m› bu sözünü etti¤iniz kifli? bi, Atatürk gibi en ortak milliyetçi sembolleri
devleti de¤il. Sonuç olarak, devletin hukuk- Genç: Hay›r, hiç alâkas› yok. onlara karfl› kullan›yor.
sal, kültürel, sosyal boyutlardaki gücünün s›- Belki de o havaalan›n› hiç kullanma- Bu kesimde a¤›r basan, fleriat ve ‹slam-
n›rlar›n› delen, parçalayan bir süreç. Bütün yacak... c›lar korkusu mu? Bu insanlarda AB,
bunlar küreselleflme dedi¤imiz sürecin bir Genç: Kesinlikle. Ama Çorumlu kimli¤ini hatta Avrupa karfl›tl›¤› da yükseliyor.
parças›. Ayn› süreçte, bir yandan da Türkiye makro-ekonomik bir anlay›fl içinde kuruyor. AB onlar için ne anlam ifade ediyor?
devletinden beklenen kendi jandarmas›n› Bütün o kent hikâyelerinde, asl›nda s›n›fsal Kendilerini Avrupal› sanarken ve bu-
oran›n güvenli¤i için seferber etmesi; askerî bir yön devam ediyor. nunla övünürken, AB sürecinde, Avru-
gücü ve jandarma rolü vurgulan›p öne ç›ka- Kentel: Evet, bazen s›n›f çok daha ç›plak pal› olmad›klar›n› m› gördüler? Hem
r›larak sürerken, hukukî, ekonomik, kültürel olarak gösteriyor kendini, bazen de içiçe Modernleflme Avrupa’ya hem de ‹slamî olan hemen
ve toplumsal politikalar anlam›nda alan› da- geçmiflliklerle, kültürel olarak ifade ediyor. bu de¤il mi: her fleye duyulan tepkinin nedeni ne, bu
ral›yor. Türkiye’de do¤u-bat›, geleneksel-modern ikisi aras›nda bir iliflki var m›?
Evsizleflme,
Kentel: Klasik ortodoks marksist veya neo- kal›plar› aç›s›ndan da iki milliyetçilik örne¤i Ah›ska: Küreselleflmeyle, çok ciddi çat›flma-
aya¤›n›n alt›ndan
marksist aç›lardan devletin burjuvazinin dev- geliyor akl›ma. Çanakkale’den Müslüman, lar›n, yoksullaflman›n, kutuplaflman›n yaflan-
topra¤›n
leti mi yoksa görece özerkli¤i var m› tart›fl- ama bir yandan da kendini modern olarak d›¤› bir süreçten bahsediyoruz. Bu sosyal ça-
malar›n› düflünürsek, görece özerklik denen tan›mlayan biri ile, Kars’ta Müslümanl›k vur- çekilmesi, t›flmalar karfl›s›nda, birlefltirici simgelerin, bir-
fley belki de flimdi mutlak bir flekilde ba¤›m- gusu yapan iki adam› düflünelim. Biri yobaz proleterleflme... lefltirici dilin yetersizleflti¤ini, çok güçsüz kal-
s›zlaflmaya bafll›yor; bütün bu pat›rt›n›n için- ‹slam yorumlar›na, hurafelere karfl› olarak Kapitalizmin d›¤›n› görüyoruz. Üst orta s›n›flar bir yandan
de ayr›, güçlü bir unsur olarak çok daha ba- kendini pozisyonland›r›p “gerekti¤inde alkol tarihi içinde kendilerini di¤erlerinden mekânsal ve kültürel
riz olmaya bafll›yor. Tarihsel olarak yüklen- de içerim” derken, bir yandan da baflka reto- düflünürsek, bir olarak ay›rmaya çal›fl›rken kendilerinden
mifl oldu¤u bütün ifllevlerle oluflmufl belle¤iy- rikleri alabildi¤ine paylafl›yor, “Misyonerler ev kayb› uzaklaflt›rd›klar›n›n tehdidini de enselerinde
le, tafl›y›c›l›k kapasitesi de ayr›flan bir devlet Türkiye’yi bölmek istiyor” diye anlat›yor. anlam›na geliyor hissediyorlar. Milliyetçilik, kapitalizmin getir-
var. Bu devlet, modern stratejinin bir unsuru Okulda baflörtüsüyle ilgili tavr› çok net: modernleflme. di¤i kutuplaflmay› yok sayan bir birlik hayali.
olarak küresel strateji karfl›s›nda çat›fl›r hale “Devletin alan›, oraya baflörtüsüyle girme, Art›k o eski evler Bu insanlar›n varolan kimlikleriyle, yaflam
geliyor. Trabzon’daki bir ifl adam› mesela, baflörtüsü zaten d›flar›dan yönlendirilen y›k›ld›, eski tarzlar›yla, kültürleriyle yaflamaya devam ede-
Türk devletinin en hakiki eleman› oldu¤unu komplonun bir parças›”. Erzurum’daki lastik ba¤lar h›zla bilmesi, kendilerini güvence alt›na alabilmesi
düflünen bir insan; Türk devleti sanki onun dükkân› sahibi de mesela sap›na kadar milli- çözülüyor, onun için baflvuracaklar› bir fley olarak milliyetçilik
sayesinde kendi varl›¤›n› devam ettiriyormufl yetçi, “Bu memleket için biz Anadolu çocuk- yerine yeniden tan›mlan›yor. Afla¤› konumda olan,
hissinde; sap›na kadar milliyetçi. Ama, ada- lar› kan döktük, gerekirse bugün gene kan konabilecek yeni giderek yoksullaflan insanlar içinse bir fley ka-
m›n düflüncesi, ekonomik hayat› tamamen dökece¤iz” diyen, bir yandan da “k›z›m ba- ba¤lant›lar var zanman›n, bir yere gelmenin umudu olabiliyor
küresel. “Ankara benim neyime” diyor, “ben flörtülü diye okula sokmuyorlar, devlet beni ama, bunun milliyetçilik. Milliyetçilik belki flu anda hiçbir
Türk dünyas›yla, Rusya’yla iliflkiler kurmak adam yerine koymuyor” diye flikâyet eden karfl›l›¤› zaman olmad›¤› kadar ortak bir dil gibi kulla-
istiyorum”. Adam art›k “bu s›n›rlar” içinde bir adam. Bu anlat›lanlarda s›n›fsal de¤il, milliyetçilik gibi n›l›yor. Ama, alt›nda yüzlerce farkl› çat›flma,
düflünmüyor. Sert küreselleflme-yumuflak kültürel bir dil kullan›l›yor, ama bir yerde s›- gösteriliyor. yüzlerce farkl› ihtiyaç, farkl› saik var. Türki-
küreselleflme ayr›m›na dönersek, bu “yumu- n›fa eklemleniyor, çünkü “Türkiye’nin bat›s›” ye’de 1970’lerde sosyalizm baflka bir dil olufl-
Fakat,
flak küreselleflme” örne¤i. Biri riskler olarak diye bir alg› var. “Bat›” derken, kararlar› ve- turabiliyordu. Bugün sosyalizmin böyle bir dil
milliyetçili¤in son
alg›lanan, di¤eriyse olanaklar, aç›l›mlar ola- ren, bütün kaynaklar› tüketen ve kendini se- olmamas›yla birlikte, insanlar›n haklar›n› sa-
derece fakir dili
rak görülen iki küreselleflme. Bir yandan da, küler, laik olarak konumland›ran yap›ya, vunmak ya da yaflamlar›n› sürdürebilmek için
çeliflkileri,
birçok insan iki süreci birden yafl›yor. Bu da zümrelere karfl› itiraz›n› dile getiriyor; bunu baflvurabilecekleri tek geçerli dil sanki milli-
tabii bambaflka bileflimler yarat›yor. Adapa- yaparken dinden beslenen bir tak›m refe- ihtiyaçlar› ve yetçilik gibi görülüyor. Üst orta s›n›flar için or-
zar›’ndan ilginç bir örnek geldi akl›ma. Öca- ranslar kullan›yor. arzular› ifade tak bir imgelem oluflturmak, “biz”e ait s›n›rla-
lan’›n ‹talya’da tutuldu¤u s›rada Türkiye’de Üst-orta s›n›f, e¤itimli, büyük flehirler- etmeye yetmiyor. r› yeniden çizmek ve bu s›n›rlar içinde kendi
‹talyan mallar›na karfl› kampanyalar yürütü- de oturan kesimin son dönemde iyice konumunu korumaya çal›flmakla ilgili bir fley.
40
Bu yüzden sürekli k›flk›rtarak, sürekli yeniden de¤il mi: Evsizleflme, aya¤›n›n alt›ndan top- yetçilik ve onun kutsall›¤›n› oluflturma ide-
düflmanlar yaratarak ortaya sürülen bir dil. ra¤›n çekilmesi, köylünün topra¤›n› kaybet- olojisinin bu anlamda iflas etti¤ini düflünüyo-
AB karfl›tl›¤› ise h›nç tafl›yor içinde. Yabanc› mesi, proleterleflme, ifl güvencesinin yok ol- rum. Milliyetçilik Türkiye’de hegemonik olup
düflmanl›¤›n› körükleyerek kendi aidiyetini mas›, kültürel dolay›mlar›n ve belirsizli¤in da insanlar› kendine çeken bir dil oluflturmu-
yaratmaya çal›fl›yor, hem Bat›l› hem Bat› kar- artmas›, çat›flmalar›n benzer bir simgesel yor, tam tersine silah gibi, bir meta gibi üre-
fl›t› olarak icra edilen bir kimlik bu. Tarihsel düzleme tafl›nmas›. Kapitalizmin tarihi içinde tilip, k›flk›rt›l›p sunuluyor.
bir eziklik ve h›nç tafl›yor içinde, Bat›’ya kar- düflünürsek, bir ev kayb› anlam›na geliyor Kitaptaki al›nt›lar›n neredeyse tama-
fl› Bat›l› olmay› bir nevi “hakikilik” olarak ko- modernleflme. Türkiye’de bizi bu kadar u¤- m›nda, sap›na kadar milliyetçi Trab-
numlay›p ötekilere karfl› üstünlü¤e çevirme- raflt›ran, açmaza sürükleyen modernlik so- zonludan Niflantafl›l› ulusalc›ya, ortak
ye çal›fl›yor, kendine tehdit olana set çekiyor, nunda gerçeklefliyor sanki, modernlik kavra- olan, Türklük tariflerinin hep negatif
ben buna “Garbiyatç›l›k” diyorum. m›m›z baflka türlü yüklü oldu¤u için bunu olmas›: “tembeliz, beceriksiziz, pisiz,
Kentel: “Paket” olarak adland›rd›¤›m fley, görmek zor olabilir. Türkiye demokratiklefl- çabuk gaza geliriz... “ Gururlan›lan fley-
yani dindar, geleneksel bir dünyaya karfl› Ba- miyor, ama modernlefliyor... ler varsa da, bunlar bölük pörçük bili-
t› referans›yla yarat›lan modern ulus, bir tür Bütünlefltirmesi, bir arada tutmas› bek- nen haliyle geçmiflte kalm›fl. Bugüne
Bat›’ya do¤ru gitmek demek. Ama ayn› za- lenen milliyetçi dili her kesim di¤erine dair olumlu hiçbir meziyetinden söz
manda bu, bir yandan da düflman›na do¤ru karfl› “silah” olarak kullan›yor. Milli- edilmiyor Türklerin...
gitmek, yenemedi¤in düflman›na benzemek yetçilik niçin “d›flar›” karfl› olmaktan Ah›ska: Ciddi bir kriz bu, de¤il mi?
olarak da adland›r›labilir. Türk modernleflme- çok, esas olarak toplumu bölen, parça- Kentel: Galiba yine ev metaforu bunu aç›k-
sinin yaratt›¤› bir orta s›n›f var. Modernleflme layan ifllev görüyor? layabilir. ‹çinde rahat edilen bir ev de¤il bu.
temsillerini ve ideallerini en fazla bu Kentel: Strateji, en tepeden en “Size çok güzel bir ev yapt›k, al›n oturun”
orta s›n›f özümsedi, içsellefltirdi, afla¤› kadar kesen dikey bir çizgi, dense bile insanlar onu öyle hissedemiyor.
çünkü okula en fazla onlar gitti. bu güzergâhta yol alma yöntemi Ah›ska: Modernleflme derken, tam da bunu
Okulda “do¤ru”yu, “iyi”yi, “mo- asl›nda. Stratejinin temel gözetle- kastediyordum. Art›k o eski evler y›k›ld›, eski
dern”i, “ça¤dafl”› ö¤rendiler. Bu me kuleleri, temel gramer kuralla- ba¤lar h›zla çözülüyor, onun yerine konabile-
temsillerle en çok onlar sosyalize ol- r› var. (Stratejiyi gramerle ya da cek yeni ba¤lant›lar var ama, bunun karfl›l›¤›
du. Dolay›s›yla, bu paket bozulurken, dille anlatmak Michel de Certe- milliyetçilik gibi gösteriliyor. Fakat, birlikte
en fazla krize girenler de onlar belki. au’nun çok kulland›¤› bir meta- yaflayan insanlar›n ortak bir cemaat olufltura-
Onlar krize girerken, en önemli kül- for.) Bu gramer kurallar›n› zaman bilece¤ine dair bir imgelem yarat›lam›yor bu-
türel mücadele araçlar› din, ‹slam, ‹s- zaman ihlâl ediyoruz, ayn› dille nun etraf›nda. Milliyetçili¤in son derece fakir
lamc›l›k olan ve onlar›n yerine göz küfür de ediyoruz, aflk›m›z› da an- dili yaflanan çat›flmalar›, çeliflkileri, ihtiyaçla-
diken bir tak›m toplumsal gruplar lat›yoruz. Ama bu dilin bir tak›m r› ve arzular› ifade etmeye yetmiyor.
var. Öbür taraftan, o orta s›n›f› küre- tabular›, günah olarak kabul et- Marx’›n din üzerine söyledi¤i ünlü
selleflme de s›k›flt›r›yor, s›k›flm›fll›¤› tikleri, asla söylenmemesi gere- “kalpsiz bir dünyan›n kalbi, ruhsuz bir
belki en fazla yaflayan grup onlar. ken ya da mutlaka söylenmesi hayat›n ruhu” sözü akla geliyor. Milli-
Ötekiler kendi kültürleri, gelenekle- gereken fleyleri de var. Milliyetçi- yetçilik sanki bunun yerini almaya
riyle bir tak›m melez durumlar yap›- li¤in de ana gözetleme kulelerinin aday gibi.
yorlar, ama krize girenlerin melezlik- bafl›nda galiba s›n›r tan›mlamas› Ah›ska: Evet, ama alam›yor da. Ona aday
leri de kalmad›. Kendi geçmiflleriyle var: Ulus... Buras› Türklerin ülke- oluyor, onu k›flk›rtmaya çal›fl›yor, bütün o
çok fazla mücadele ettiler, cumhuri- si; ötekiler, Bulgarlar, Yunanl›lar, uzakl›klar› kendine çekmeye çal›fl›yor, ama
yetin utand›¤› her fleyden onlar da vs. onlar buran›n d›fl›nda. Günah- bir yandan da öyle bir zemin sunam›yor.
utanarak, bunlar› kendi içlerinde ala- lar›n›, sevaplar›n›, mutlaklar›n›, Afyon ya da ilaç olam›yor...
bildi¤ine bast›rd›lar; neredeyse, ken- kutsallar›n› ö¤renerek bu dili kul- Ah›ska: Evet, ac›lar› dindiremiyor, tam ter-
di içlerindeki ötekiye karfl› mücadele lan›yorsan›z, gündelik hayat›n›z- sine ac›lar›, yaralar› kafl›yor.
ediyorlar. Bugün AB, “korunakl› modern orta da, en ihtiyaç duydu¤unuz yerlerde, güven- Kentel: Bunu hâlâ, bir ölçüde de olsa, din
s›n›f alanlar›n art›k olmayacak” diyor. Kapita- sizliklerinizi aflmak, isyanlar›n›z› dile getir- yapabiliyor, o yüzden milliyetçilik dindarlafl›-
lizmin bütün izdüflümleriyle birlikte, küresel- mek için de bu esaslarla hayat›n en dibine yor bir yandan da. Milliyetçilik dinsel olarak
leflme de bunu diyor. Bu s›k›flm›fll›k, Türki- kadar indiriyorsunuz dili. En makro düzeyde yaflad›¤›n›z›n yerine geçmeye çal›flt›, ama
ye’deki milliyetçilik dilinin yeniden güçlen- Türkiye’nin düflmanlar› varsa, afla¤› inin, ör- tam olarak yokedemedi de onu. Bu nedenle
mesindeki ya da kullan›l›r hale gelmesindeki ne¤in, Niflantafl›’n›n da düflmanlar› var, Sün- de ço¤u kifli milliyetçili¤i dindar bir okumay-
bir parçay› da anlat›yor, onlar kendilerine nilerin de var, Alevilerin de var. ‹nsanlar ha- la yap›yor. Strateji de kutsallar›, kâbeleri, ta-
“ulusalc›” diyorlar. Öz Türkçe bir kelime kul- yat›n her alan›nda, o gözetleme kulelerinin p›naklar›yla dindarlafl›yor.
lan›yorlar; millet gibi Osmanl›’ya gönderen, kontrollar› alt›nda kendi dillerini yine ayn› Ah›ska: Ama din de din olmaktan ç›k›yor.
devaml›l›k anlatan bir hikâyeden çok, esaslarla yeniden üretiyorlar. Dolay›s›yla, o Üst orta s›n›flarda Atatürk dini gibi bir
1923’ten itibaren bafllat›yorlar hikâyeyi. yüzden “parçalayan” milliyetçilikler olmaya durum var. Saha çal›flmalar›n›zdan
Ah›ska: Ben biraz daha farkl› bak›yorum. Araflt›rma bafll›yor. edindi¤iniz izlenim nas›l, alt s›n›flarda
1980 sonras› yarat›lan yeni üst ve orta s›n›f› s›ras›nda, Cemaat ihtiyac› da bu parçalanmadan da Atatürk vurgusu var m›?
da hesaba katmal›. Milliyetçilik bir yandan milliyetçili¤in ilk m› do¤uyor? Ah›ska: Herkesin farkl› bir Atatürk’ü var.
da bu yeni s›n›f›n bu koflullarda aktif olma anda görüldü¤ü Ah›ska: Ben yine 1980 sonras›na ba¤layaca- Genç:: ‹llâ Atatürk olarak ifade edilmese de,
biçimi. 1930’larda Kemalist bir millet, bir kadar güçlü ¤›m, politik dil o kadar fakirleflti ki. 70’lerde törenselleflerek, ritüelleflerek milliyetçilik
millî kültür yaratmaya çal›flan üst s›n›flarla, olmad›¤›n›, çok daha zengin bir politik dil konufluluyor- dinsel karakterini gösteriyor. Alt s›n›flarda,
elitlerle, 1980 sonras›ndaki “liberal” ekono- her fleyi du. Kültür endüstrisiyle de birlikte, baflta te- üst s›n›flardaki kadar net ifade edilen bir
milerin ortaya ç›kard›¤› s›n›f ayn› de¤il. Ken- tutamad›¤›n› levizyon olmak üzere bas›n arac›l›¤›yla milli- Atatürk imgesi yok galiba.
dine fütursuzca “beyaz Türk” diyebilen, çok anlad›m. yetçili¤in bir dil olarak kurgulanmas› ve yay- Kentel: Bu konuda e¤itim çok önemli rol
daha ›rkç› tepkiler gösterebilen, çok daha Alternatif bir g›nlaflt›r›lmas› giderek bunu bir model, bir oynuyor. Niye her yerde “e¤itim flart” dendi-
sald›rgan olabilen, toplumun bütününü dü- tahayyülün kal›p haline getiriyor. Bu kal›b› al›p istedi¤in ¤i anlafl›l›yor. Üst s›n›flarda, Atatürk, Cum-
flünmek, toplumun bütünü için politikalar uçlar›n› iflte bu gibi kullanabilmen için sana neredeyse bir huriyet, semboller konular›nda sözler daha
gelifltirmek yerine devletin ötesinde etkin ol- tutamama hali meta olarak sunuyor. Asl›nda, son derece derli toplu, alt› biraz daha dolduruluyor.
ma biçimini bulan bir grup bu. Bu ulusalc› sayesinde kof, alt› bofl bir fley. Bayrak üzerinden düflü- Kitab› Hrant Dink’in an›s›na ithaf edi-
mitingler, bu s›n›flar›n, özellikle de kad›nlar›n nürsek, her yere bayrak as›l›yor, rekor uzun- yorsunuz. Girifl bölümünde de “Hrant
yakalayabiliriz
politik olarak kendini ortaya koyma biçimi. lukta bayraklar üretiliyor, ama o kadar çekifl- yafl›yor olsayd›, bu kitab› baflka bir fle-
kanaatindeyim.
Kentel: Kamusala ad›m atmak da diyebiliriz. tirilmifl bir fley ki, birlefltirici gücü kalmam›fl, kilde yazmak ve okumak mümkün ola-
Cohen’in pek
Art›k her fley garanti de¤il, soka¤a ç›k›p ken- simgesel olarak da zay›flam›fl. “Ben daha cakt›” diyorsunuz. Geçmiflte Rumlar›n
di korumak için bir fleyler yapmaya çal›fl›yor. güzel söyledi¤i uzun bayrak yapar›m”, “ben daha çok bayrak yaflad›¤› topraklarda yaflayan nüfus, si-
Ah›ska: Ve ›rkç›l›kla çok içiçe geçiyor... Bel- gibi: “Her fleyde asar›m” gibi k›yas›ya bir mücadele, ayakta lah kültü, iflsiz ve seçeneksiz gençler,
ki de Türkiye böyle modernlefliyor; Türkiye bir çatlak var, kalmak, karfl›ndakini, düflman›n› yok etmek Ermeni meselesi, medyan›n bu konu-
demokratikleflmedi, ama modernleflti. Bütün böyle girer için kullan›lan silahlar haline geliyor. Dinin daki k›flk›rt›c› dilinin etkisi, devletin
Bat›l› düflünürlerin anlatt›¤› modernleflme bu içeri ›fl›k.” yerine geçen bir inanç sistemi olarak milli- milliyetçilik ve milliyetçilerle iliflkisi
41
gibi pek çok ara bafll›¤› anlamaya ça- miflti bana. Biz Rumlarla ba¤lant›m›z› kes- reselleflmenin bütün tezahürlerini taklit edi-
l›flmakta Hrant Dink cinayetinin anali- mek için belki de bu kadar çok milliyetçi ol- yor. Dolay›s›yla, Polat Alemdarlar, “Kurtlar
zi çok yard›mc› olabilir. Bütün bu un- duk” demiflti. Trabzon kültürü denen de bel- Vadisi Irak’ta” falan, Rambo’yu taklit ediyor.
surlar aç›s›ndan, çal›flman›z çerçeve- ki silah, erkeklik üzerinden milliyetçili¤e gir- Millîlik, yerlilik gibi iddialar›na ra¤men Ame-
sinde Hrant Dink cinayetini nas›l bir menin yolu. “Han›m evlad› Rumlar” gibi ol- rikan askerleri gibi davran›yorlar asl›nda.
yere oturtuyorsunuz? mamak için erkek, tabanca kullanan adam Ulusalc›lar›n bel ba¤lad›klar› kurumla-
Kentel: Hrant Dink cinayeti, bu araflt›rma- olarak kendinizi infla ediyorsunuz. Bunlar ta- r›n bafl›nda gelen ordu, en Amerikanc›
n›n anlamaya çal›flt›¤› en zor fleylerden biriy- bii spekülasyon. Sonuçta, sadece silah da kurum de¤il mi?
di belki de. Asl›nda bu, a posteriori bir anla- Hrant Dink’i öldürmek için yeterli bir motif Kentel: Her fleyin modeli Amerikan ordusu.
ma çabas› oldu. Biz görüflmelerimizi bitirdik- de¤il. Karmafl›kl›k da bu zaten. “Niye öldür- Yüzlerini boyayan, bandana ba¤layan koman-
ten birkaç ay sonra Hrant Dink öldürüldü. dü?” “Milliyetçiydi ondan.” De¤il iflte, bu ço- dolardan, k›yafetlerine kadar her fley... Bu sü-
Ama yapt›¤›m›z görüflmelerde, Ermeni me- cuk, ayn› anda bir sürü fley. Bir reçte 90’lar çok önemli bir döne-
selesi, Ermenilere karfl› duyulan nefret geçi- sürü kanalla besleniyor, taktikler meç.
yordu. Hrant Dink cinayetinde, kabaca üç de böyle bir fley. Taktiklerin de Genç: Birkaç momentin örtüfltü¤ü
ayr› düzeyin üst üste örtüfltü¤ü bir hikâye bambaflka görünümleri var. Tak- bir dönem 90’lar... Solun çekildi¤i,
var. Biri, erkeklik ve ona ba¤l› olarak kahra- tikleri sadece, stratejiye direnen küreselleflmenin iyice hissedilmeye
manl›k, kurucu mit: “Savafltan geçtik, öldük, pozitif bir fley diye düflünmemek baflland›¤›, Kürt savafl›n›n en s›cak
öldürüldük, direndik, yi¤it gibi savaflt›k”. laz›m. Hayat› anlamland›rmak için oldu¤u dönem.
Dolay›s›yla, Türklü¤e kahraman bir öz atfe- baflvurulan taktikler, toplumsal Kentel: Liberalizm her fleyi düm-
den bir taraf var. Bunun en somut yaflan›fl hayat için hiç de olumlu olmaya- düz ediyor ve o andan itibaren
hali esas olarak erkeklik galiba. Ataerkil bir bilecek dünya kadar sonuç yarata- muhteflem bir güç yar›fl› bafll›yor.
kültürün askerli¤inin, savaflç›l›¤›n›n modern bilme potansiyeli de tafl›yor. Liberalizmin temeli, herkesin birey
milliyetçi kültür taraf›ndan yeniden yorum- Ah›ska: Hrant Dink cinayeti bir olarak yar›flmas› ve en güçlü olan›n
lanmas›, erkek semboller... Çok genifl bir ke- dönüm noktas› oldu. Tarihi eskiye kazanmas›. Dolay›s›yla, güçlü ol-
sim, hatta bütün toplum erkeklik söylemiyle uzanan bir sürü mesele daha gö- mak için mücadele ediyorsunuz.
besleniyor. Erkeklik, erkeklerin kad›nlar üze- rünürleflti. Art›k resmî ideolojinin Ama, herkes konuflulabilir pozis-
rinde uygulad›¤› bir fley kadar, belki ondan içinde bunlarla u¤raflmak çok ko- yonda. ‹lk moment bu. 1980 bunu
daha çok, erkeklerin kendilerinin de maruz lay de¤il. Mesela, bafl›ndan itiba- sa¤lad›: Önceki güçlü toplumsal
kald›klar› bir fley. Vatan için, Türklük için fle- ren, Türklü¤ün tan›mlanmas›nda hareketi, en az›ndan dil olarak solu
hit olmak, kahramanl›k yapmak gibi kelime- gayr›müslimlik çok önemli bir yer siliyorsunuz, sa¤› da görünmez k›l›-
lerle strateji taraf›ndan bu “erkeklik” yeniden tutuyordu, tarihsel süreçte “Türk- yorsunuz. Böylece, ortada kalan dil-
üretiliyor. ‹kinci düzey, can s›k›nt›s›, sosyal lük” hep Müslümanl›kla içiçe ge- lerle baflbafla kal›yorsunuz, en
faaliyetsizlik, hatta ifle yaramamak, ufuksuz- çen bir fley. Osmanl›’dan Türkiye önemli dilse ‹slam’d›. 90’larda Kürt-
luk... Klasik tabirle sosyal sorun olarak ad- Cumhuriyeti’ne geçifl sürecinde, ler de konuflmaya bafll›yor, Ermeni-
land›rabilece¤imiz durum. Bu sosyal sorun gayr›müslimler hep Bat›’n›n par- ler de konuflmaya bafll›yor. O za-
ve tüketilen erkeklik aras›nda da popüler çalar›, hatta maflalar› olarak görülmüfl, sonra manlar çok gündemde olan “sivil toplum” la-
kültürün alan› var. Bütün o tatminsizlikleri da kimi zaman örtük, kimi zaman çok bariz f›n› düflünürsek, sivil toplum, ya da toplumsal
ve tatminsizliklerle söylem aras›ndaki bofllu- çat›flmalar yaflanm›fl. Hrant Dink cinayetiyle hareketler, konuflmaya bafll›yor. Toplumsal
Öcalan
¤u doldurarak söylemin benimsenmesini ko- devletin do¤rudan bu iflin içinde oldu¤u, hareketlerin konuflmas› demek, devletin ba-
‹talya’dayken
laylaflt›ran ve o yüzden popüler olan bir kül- “derin devlet” laf›n›n ne kadar geçersiz oldu- fl›ndan beri bir tür toplumsal mühendislikle
Türkiye’de
tür üretimi var. Bunun en sembolik örne¤i ¤u, bunun çok daha tan›d›k a¤larla kurulmufl kontrolu alt›nda tutmak ve gerçeklefltirmek
‹talyan
“Kurtlar Vadisi” dizisi. O ifle yarayamayan bir fley oldu¤u ortaya ç›kt›. ‹kincisi, yüz bin istedi¤i modernleflme hareketinin d›fl›nda,
insanlar›n nas›l ifle yarayabileceklerine dair insan›n “hepimiz Ermeniyiz” diye yürümesi mallar›na karfl› baflka modernleflmelerin olabilme potansiyeli-
semboller ve temsiller üretiliyor. Polat Alem- çok tarihî bir and›, ciddi bir tehditti. Tarihi kampanyalar ni ortaya ç›kar›yor. Devletin tarihiyle, yurttafl-
dar gibi kahramanlar hayranl›k uyand›r›yor, baflka türlü sahiplenen insanlar vard› ve bu- yürütülüyor. Bu l›k bilgisiyle, sosyalizasyon süreçleriyle denet-
hepsi gayr› meflru ifller yap›yor, adam öldü- nun karfl›s›nda duyulan bir telafl vard›. dönemden bir lemeye çal›flt›¤› yap›n›n d›fl›nda, baflka ola-
rüyor, siyah paltolar çekiyorlar... Bu popüler Ama ayn› zamanda, cinayetin ard›n- insan örne¤i: naklar ç›kmaya bafll›yor. Bu olanaklar karfl›-
kültür ulusal ya da yerli de de¤il, tamamen dan, bir tribün dolusu insan futbol ma- Adam MHP’li ve s›nda, devletin ald›¤› önlemleri izliyoruz.
Amerikan bir hikâye. Bu üç unsurun üzerine ç›nda “Hepimiz Ogün Samast’›z” diye Adapazar›’ndaki AKP’nin iktidara gelmesiyle, özellikle AB ko-
Trabzon Pelitli’deki O.S.’nin durumu eklem- pankart aç›p slogan att›. Çok aç›k bir Benetton nusunda net ad›mlar atmaya bafllamas›yla
lendi. Trabzon silah›n peynir ekmek gibi bu- flekilde cinayeti ve katili hep bir a¤›z- ma¤azas›n›n beraber, devletin çok daha radikalleflen mu-
lundu¤u, s›radan hale geldi¤i bir co¤rafya. dan sahiplendiler. sahibi. Tabii ki hafaza çabalar› var. AB’ye girmek varolan pa-
Can› s›k›lan, popüler kültür tüketen erkek Ah›ska: Ben de oraya gelecektim. Bu bafl dükkân›n› keti, düzeni, bütün yap›lar› bozmak anlam›na
adam›n kahraman olmak için peynir ekmek edilemeyen bir tarih, bafl edilemeyen bir kar- kapatam›yor. gelecekti, o yap›lar› korumak için devletin
gibi sat›lan ve kullan›lan bir araçla bütünlefl- mafla. Foucault’nun söylem tan›m›n› hat›rlar- Milliyetçilik içinden bir yerlerden operasyon bafllad›. Ken-
mesi. Ancak, bütün bunlar› paylaflan, can s›- sak, söylem söylenebilenin s›n›rlar›n› çizer. derken, farkl› dini korumaya çal›flan bir devletin politikalar›
k›nt›s› çeken, sadece televizyon seyreden, Burada, söylenebilirin s›n›rlar›n› art›k çizeme- s›n›flara, bunlar. Dan›fltay sald›r›s› örne¤in, bir çok fle-
maça giden ama O.S.’nin yapt›¤›n› yapma- yen resmî ideolojinin iflas› var. Bir yandan da co¤rafyalara yi çok bariz gösteriyor. Dan›fltay’a sald›ran
yacak olan bir çok kifli de var. Eczanede ça- tarihte inkâr edilen, s›n›rlar› çizilen fley, küre- göre farkl› adam kim? Bir piyon. Bunun ‹slamc› tepki ol-
l›flan silah hayran› iki gençle konufltuk mese- selleflmenin, kapitalizmin geliflmesiyle de kullan›labilen, mad›¤› çok aç›k. Alenen çeteleri görüyorsu-
la, onlar›n ölmek, öldürmek gibi fleylerle alâ- ba¤lant›l› olarak, art›k o flekilde sabitlenemi- bir dilden nuz iflin içinde. Tepki tamamen toplumsal de-
kalar› yok. O cinayeti aç›klamak için sadece yor, çat›flmalar›n üstünü örtecek, çat›flmalar› ¤iflime.
bahsediyoruz.
popüler kültür tek bafl›na yeterli de¤il, sade- reddedecek dilin tutunamamas› karfl›s›nda, Bütün bu de¤iflimler yaflan›rken, insan-
‹fladam› da,
ce erkeklik yeterli de¤il, sadece can› s›k›l- müthifl bir fliddet yaflan›yor. Bir bak›ma tam lar›n gündelik hayatlar›nda iyileflmeler
iflsiz de bu dili
mak da yeterli de¤il. Çorumlu bir çocuk var- bir dilsizlik, söylenebilirin s›n›rlar› da çizilemi- olabilseydi, bu sürecin toplumun lehine
d›, müthifl can› s›k›l›yordu, yapacak hiçbir yor, çünkü çat›flmalar›n art›k üstü s›vanam›- kullanabiliyor. iflledi¤i duygusu olsayd›, Genelkur-
fleyi yok; inan›lmazd›, masum, uysal, çocu¤a yor. Milliyetçilik zaten toplumsal süreçlerin Ama biri may’›n psikolojik harekâtlar›, strateji-
sar›las›n geliyor, hayatta birini öldürmek ka- reddi, bir aile kurgusu, “biz” kurgusu, ama o ezilmiflli¤ine nin çeflitli manevralar› toplumda karfl›-
fas›ndan geçmeyecek, belli. Trabzon’da yap- da yap›lam›yor, çünkü toplumda ciddi çat›fl- isyan olarak l›k bulmayabilirdi belki...
t›¤›m›z görüflmelerden biri çok ö¤retici oldu. malar var. Bu, çok garip bir an. kullan›rken, Genç: Ya da alternatif bir politik tahayyül ya-
Trabzonspor Avrupa kupas›nda K›br›s Rum Kentel: Bu olay sadece Türkiye’ye özgü bir öteki kendisine rat›lm›fl olsayd›, böyle olmayabilirdi. Araflt›r-
tak›m› Apoel’le efllefliyor. Bunun üzerine Fe- fley de¤il. Bu da bir tür Amerikanlaflma. güç devflirmek man›n sonuçlar›n› tart›fl›rken, Mesut Ye¤en’in
nerbahçe internet sitelerinde, “kardefl tak›- ABD’nin tafl›d›¤› bir güç imgesi var, bar›fl, istiyor. güzel bir müdahalesi olmufltu: Küreselleflme
ma düfltünüz” diye dalga geçiyorlar, Trab- demokrasi gibi güzel laflar alt›na sokarak da her yerde yaflan›yor, her yerde benzer dina-
zonlular›n Rum oldu¤unu söylüyorlar. Trab- olsa, her fleyi güçle, fliddetle yap›yor. Adam mikleri harekete geçiriyor. Türkiye’de ve me-
zonlu bir genç “Bizim asl›nda belki de en bü- giriyor, Irak’› iflgal ediyor. Ulus-devlet de di- sela S›rbistan’da benzer bir hikâye varken,
yük dertlerimizden biri bu, bir abi de söyle- renirken bile Amerika’y› taklit ediyor. Sert kü- Latin Amerika’da niye baflka bir hikâye var?
42
Niye orada insanlar daha faflizan tepkiler or- yor”. Dolay›s›yla, kültürel kimlikler kendilerini yor. Toplum kad›nlafl›rken, milliyetçilik de da-
taya koymuyor da sol hareketlerde kendini ifade eder, kültürel taleplerde bulunurken, bu ha fazla erkeklefliyor, kendi kendiyle mücade-
ifade ediyor? Elbette ki Latin Amerika ülke- sadece bir özgürleflme do¤urmad›; ayn› za- le eder hale geliyor.
leriyle bizim aram›zda birden fazla düzlemi manda, kendi içine kapanan, hatta totaliter- Araflt›rmaya bafllad›¤›n›z noktayla, ya-
kesen yap›sal farkl›l›klar var, burada kastedi- leflen cemaatleri de yaratt›. Kültürel kimlik y›nlanmas› aras›nda, zihnen ve ruhen
len “niye orada öyle de, biz de böyle de¤il” özgürlük ifade ederken, milliyetçilik böyle bir bir farkl›l›k, bak›fl›n›zda de¤ifliklikler ol-
Milliyetçili¤in
gibi basit bir karfl›tl›k kurmak de¤il, fakat iki fley de ifade edemiyor. O zaman nereye gide- du mu?
ne kadar
izlek aras›ndaki farklar›n nerelerde izlenebi- ceksiniz? Belki de faflizm gibi bir duruma dü- Ah›ska: Temsillerin ne kadar önemli oldu¤u-
karmafl›k
lece¤ine iflaret etmek. Burada alternatif bir fleceksiniz, hakikaten dibe vuracaks›n›z. Bur- nu fark ettim. Bu, s›n›fsal çat›flmalar›n, iktisa-
politik tahayyül yaratabilmifl olsayd›k, du- nun duvara sürtüldü¤ü an, “Eyvah! Art›k oldu¤unu dî yap›lar›n önemsiz oldu¤u anlam›na gelmi-
rum çok farkl› olurdu kan›s›nday›m. Ayr›ca, baflka bir fley bulmam laz›m, bu dil beni kur- görmenin yor, ama dil meselesinin, tahayyülün, kal›pla-
hâlâ da yaratabiliriz, bu parçalanma ya da tarm›yor” hali gelecek muhtemelen. O za- bendeki siyasal r›n ne kadar önemli oldu¤unu düflündüm
da¤›lma hali, alternatif bir politik tahayyül man, alternatif dilin solun en önemli progra- sonucu flu oldu: araflt›rman›n sonunda. Tahayyülün oluflturul-
inflas› için de bir zemin yarat›yor bence. m› olmas› laz›m. Kültürel kimlikler meselesini Umudum artt›. mas› meselesinin ayd›nlarla ilgili bir yan› da
Latin Amerika bizden çok önce neoli- gözard› etmeden –çünkü o alan her ne kadar Sert bir tak›m var, iktidar karfl›t›, muhalif bir topluluk tahay-
beral düzene geçti ve çok büyük bir kapitalizmin ifline yarad›ysa da bir özgürlük insanlar yülünün yarat›lmas›nda çok bocalad›¤›m›z›
tahribata u¤rad›. Ayr›ca, cuntalar› da talebiydi– s›n›fsal olan›n yeniden konuflulabi- bekliyordum, düflünüyorum; akademik araflt›rmalardaki ta-
bizden daha a¤›r ve uzun yaflad›lar. Bi- lece¤i bir dil olmas› laz›m. Belki de bu sunu- halbuki hayyüller, bas›nda oluflturulan tahayyüller de
zimle Latin Amerika aras›ndaki en be- lana karfl› yeni bir cemaat, bütün hikâyeleri- o sertliklerin buna dahil. Ben “alternatif” laf›n› çok benim-
lirleyici fark acaba Latin Amerika’da mi bar›nd›rabilecek, bana s›cak bir yuva ve- arkas›nda semiyorum. Marx’›n Ruge’ye yazd›¤› bir mek-
dinle sosyalizmin karfl›tl›k içinde ol- recek yeni bir ev kurulabilmeli. Ve ancak öy- inan›lmaz tuptayd› galiba, “dünyaya nas›l davranmas›
mamas› m›? le direnilebilecek herhalde. “Cemaat”i yeni- k›r›lm›fll›klar, gerekti¤ini ö¤retemeyiz” diyordu. Sonuçta,
Ah›ska: Devlet de çok daha birlefltirici ora- den yorumlayabilir, baflka flekilde kurgulaya- çaresizlikler tarihsel olarak karfl›m›za ç›kan mücadelelerin
da. Laclau analizlerinde, Latin Amerika’da biliriz. Richard Sennett geliyor akl›ma, örne- var. Böyle bir içinden bir elefltiri üretmek, onlar›n içindeki
devletin birlefltiricili¤inin, farkl›l›klar› içerici ¤in, kenti yeniden bir arada yaflaman›n bir hale ancak anlam› farkl› bir flekilde göstermek durumun-
olmas›n›n, vatandafll›k ilkesinin daha geçer- modeli olarak düflünebiliriz. Beni hem ano- kendini yeniden day›z; toplumsal kesimlere “mücadeleni dur-
li oldu¤unu; Türkiye, Macaristan gibi ülke- nimlefltiren, geleneksel cemaatimden kurta- düflünen bir sol dur, iflte sana gerçek, onun karfl›s›nda diz
lerdeyse vatandafll›k temelinde içermeye ran, ama bir yandan da bütün o karmafl›kl›¤›n cevap verebilir. çök” diyemeyiz, yeni düflünce flekillerini s›f›r-
çal›flan bir politika olmad›¤›n›, etnik temelli, içinde bana yeni bir kimlik veren kent. Bir a- dan yaratamay›z. Bu araflt›rman›n bir önemi
d›fllay›c› bir milliyetçilik oldu¤unu anlat›yor. rada olmalar› paradoksal gibi görünen “kent” de bu oldu benim için: Çeflitli ifadelerin alt›n-
Kentel: Latin Amerika’da Bolivar diye bir ve “cemaat” kelimeleri beraber düflünülebilir- daki aray›fllar› görebilmek ve oralardan “fark-
fenomen de var. Bu, Latin Amerika birli¤i se, siyasal tahayyülün de önü aç›labilir. Mo- l›” bir dilin hayalini kurmaya bafllamak.
düflüncesini mümkün k›l›yor. Orada hiçbir dernitenin bize ö¤retti¤i, kentleflerek cema- Genç: Meltem’le farkl› kelimelerle ifade etsek
zaman, gerçek bir milliyetçilik olam›yor, atten kurtulaca¤›m›zd›. O cemaatten kurtula- de, çok farkl› bir yerde durmad›¤›m›z kan›s›n-
çünkü s›n›rlar›n ötesinde de yine Avru- biliriz ama, kentte de baflka türlü kurgulad›- day›m; ben alternatif bir tahayyülün tam da
pa’dan göçmüfl insanlarla yerliler var. Türki- ¤›m›z cemaatle beraber düflünebiliriz. bu tecrübe içinden ç›kaca¤›n› düflünüyorum.
ye’deki modernleflme Frans›z modelini yan›- “Ulus-devletin hayalinin özdeflleflti¤i Belki de toplumsal tecrübenin önemini vurgu-
na al›rken, laiklik de dini karfl›s›na al›yor. La- erkekçe temsillerin, sembollerin çök- lamak aç›s›ndan “karfl›t bir tahayyül” demek
tin Amerika’da dini karfl›s›na alan bir model mesiyle birlikte toplum alttan görün- daha do¤ru olur. Araflt›rmaya bafllarken, bir
olmad›. meye bafll›yor. Ancak bu görünen top- sosyal bilimler ö¤rencisi olarak, “tecrübeyi sa-
‹ktisadî boyuta dönersek, bir yandan lum, seküler milliyetçili¤in öngördü¤ü hiplenmek” gibi afili, ama ne anlama geldi¤i-
toplum yoksullafl›yor, iflsizlefliyor, ça- “rasyonel”, “eril” temsillerin hegemon- ni –bugünden bakt›¤›mda– tam olarak çöze-
resizlefliyor; efl zamanl› olarak da yas› alt›nda zapt-› rapt alt›na al›nan medi¤im laflar ediyordum. Kafamda, memle-
önemli kaynaklar›n yabanc› sermaye- toplum de¤il. (...) Üzerine sürdü¤ü cila ketin çok milliyetçi oldu¤u, bu güçlü milliyet-
ye sat›ld›¤›n› görüyor. Bu da milliyet- çatlay›nca, alt›ndan bütün kad›ns›l›¤›y- çi damar›n çok rahats›z edici bir fley oldu¤u
çili¤i besleyen bir süreç herhalde. So- la toplum ç›k›yor. Ve o güne kadar ken- düflüncesi vard›. Ama araflt›rma s›ras›nda,
lun siyasal alandan çekildi¤i bir or- dini hep erkek olarak, erkeklik sembol- milliyetçili¤in ilk anda görüldü¤ü kadar güçlü
tamda, neoliberalizmin faflizme ya da leriyle ö¤renmifl olan toplum kad›ns›l›- olmad›¤›n›, her fleyi tutamad›¤›n› anlad›m. Al-
reaksiyoner, sert milliyetçili¤e, yaban- ¤›n› fark ediyor” diyorsunuz. Bu kad›n- ternatif bir tahayyülün uçlar›n› iflte bu tutama-
c› düflmanl›¤›na aç›lmamas› mümkün laflma halini biraz açar m›s›n›z? ma hali sayesinde yakalayabilece¤imiz kana-
olabilir miydi? Kentel: Ulus-devlet eril temsillerle kendini atindeyim. Leonard Cohen’in pek güzel söyle-
Genç: Alternatif bir politik tahayyül -ki bu- yeniden üreten bir ideolojiyse, bu ideolojinin di¤i gibi: “Her fleyde bir çatlak var / Böyle gi-
nun ad› bence sol- olmad›¤› müddetçe, kü- ald›¤› her darbe, onun erilli¤ini zora sokuyor. rer içeri ›fl›k.”
reselleflme do¤ru tarif edilemeyecek, do¤ru Demin konufltu¤umuz “biz Türkler hep kötü Kentel: Milliyetçili¤in ne kadar karmafl›k ol-
tarif edilemeyen küreselleflmeye de do¤ru fleyler yap›yoruz” yak›nmas› örne¤in, güveni- du¤unu görmenin benim için siyasal sonucu
bir muhalefet gelifltirilemeyecek. Dolay›s›y- ni kaybetmifl olmak demek, halbuki erkek flu oldu: Bütün bu gördüklerimize, bunlar›n
la, bunun bizi götürece¤i en kestirme so- “kendine güvenen”dir. Milliyetçilik art›k gü- düflündürdüklerine ra¤men, hatta bunlarla be-
nuç, faflizm olmasa da yabanc› düflmanl›¤› ven vermekten ç›k›yor, hayat›n karmaflas› raber, umudum artt›. Belki popülist gelebilir
olacak. çok daha görünür hale geliyor. Art›k herkes ama, benim de içinde oldu¤um bu topluma
Ah›ska: Yabanc› düflmanl›¤› ve toplum karmafl›k. Milliyetçi, erkekçi ideoloji bak›m›n- ac›ma duygusu olufltu. Hakikaten bu kadar
düflmanl›¤› bence. Meseleyi toplumsal ola- dan bu “kad›nl›k” haline tekabül ediyor. Mil- ac›kl› bir toplumla karfl›laflaca¤›m› düflünmü-
rak görmek yerine, hep yak›nl›k terimleri, ai- let kad›nlafl›yor. “Erkeklik”le özdeflleflmifl bir yordum aç›kças›. Sert bir tak›m insanlar bek-
le terimleri, erkeklik vs. üzerinden gördü¤ü- toplumdan farkl› olarak, kolayca a¤layan, liyordum, halbuki o sertliklerin arkas›nda ina-
nüz ve konufltu¤unuz zaman, tepkiler de gerçekten afl›k olan, duygular›yla konuflan, n›lmaz k›r›lm›fll›klar, çaresizlikler var. Böyle bir
onunla ilgili olarak ortaya ç›k›yor. bazen sessiz ve itaatkâr, bazen 盤l›k 盤l›¤a hale ancak kendini yeniden düflünen bir sol
Kentel: 1990’larla birlikte toplum konuflma- isyan eden, yalvaran, kendisiyle çeliflen, “ka- cevap verebilir. Bu potansiyel ola¤anüstü bir
ya bafllad› dedik ya, ama konuflmak için kul- d›n gibi” bir toplum. Nas›l, geçmiflimde din- flekilde var. ‹nsanlar konuflmak istiyorlar, sol
land›¤›, kültürel bir dil. Kapitalizmin kültürel darl›¤›m›, gelenekselli¤imi, etnik durumumu bu sesleri duymal›. Net renkler, keskin ayr›m-
promosyon ve sat›fl malzemesi, postmoder- unutmam vazedildiyse milliyetçilik taraf›n- lar ortadan kalk›nca, aradaki içiçe geçiflleri,
nizm. ‹nsanlar da ancak böyle ifade edebili- dan, ayn› zamanda kad›nl›¤›m› da unutmam karmaflay› görmek, bu kar›fl›kl›k haliyle ko-
Söylefli: Siren ‹demen

yorlar kendilerini. Küreselleflen kapitalizm, vazedilmiflti. Kemalist Türk kad›n› da bu va- nuflabilecek dilin, bu halleri görebilecek yeni
neoliberalizm insanlar›n kendilerini kültürel tana gürbüz çocuklar yetifltirecek “erkek” bir bir sol dil olabilece¤ini düflündürdü. Solun,
düzeyde ifade etmelerinin yolunu açt›, eko- kad›nd›r. Ama bugün, bu karmafl›kl›kta, her- içine yeni bir tak›m unsurlar› katarak yeni-
nomik dili, s›n›fsal dili unuttuk. Liberalizm kes k›r›lgan, herkes kad›n gibi davran›yor. Bir den do¤abilece¤i baya¤› mühim bir potansi-
için bulunmaz bir nimet bu. Yönetenler aç›- taraftan, çok iyi bir fley; erkekler kad›nl›k ha- yel oldu¤unu düflünüyorum. Bu da bende
s›ndan, insanlar s›n›f olarak kalk›p isyan ede- lini deneyimliyorlar. Ama ayn› zamanda, ken- umut yarat›yor. Bu toplumla beraber diren-
ce¤ine, “kültür mültür gibi yerlerden tak›l›- di içimde istemedi¤im bir fley karfl›ma ç›k›- me umudumu besleme gücünü buluyorum.

43
Beyhan Demir, Zehra fieno¤uz, Özgür Eren, Canan Akbay dedim. Ama HADEP’in ya da bugün
DTP’nin politikalar›n› pek çok yönden tasvip
ediyor de¤ilim.
Bask›n Oran aday olmasayd›, AKP’yi
tercih etmenizin sebepleri neydi?
Türkiye bir yar›lma yafl›yor. Bürokratik dev-
letten, askerî vesayetten kurtulup demokra-
si için bir araya m› gelece¤iz, yoksa korku-
ya oynay›p gelece¤imizi karartacak m›y›z?
Ben yar›m as›r› geride b›rakt›m, ama çocuk-
lar›ma, torunlar›ma daha iyi bir dünya b›rak-
ma hayalimi hiç yitirmedim. Tek bafl›ma da
olsam, demokrasi mücadelemi veririm. Bas-
k›n Oran’›n adayl›¤› bir f›rsat oldu. Kazana-
mayabilece¤ini biliyorduk. Ama son ana ka-
dar bir kifliyi daha kazanmak için delicesine
çal›flt›k.
Zehra fieno¤uz: Bence Hrant’›n cenazesi
Türkiye’de milat. Asl›nda bu ülkenin vicda-
n›n›n sesi var, o cenaze yürüyüflünde vicda-
n›n sesinin yükseldi¤ini gördüm; o insanla-
r›n hepsi solda de¤ildi. Bu benim için çok
önemli oldu. O gün bir kartona “kardeflimi
BASKIN ORAN VE UFUK URAS KAMPANYALARININ GÖNÜLLÜLER‹ ANLATIYOR vurdular, 301’i gerekçe yaparak” diye yaz-
d›m, soka¤a att›m kendimi. Cinayetten alt›
Birbirimizi kaybetmeyelim art›k yedi ay kadar önceydi, Fransa’da parlamen-
to Ermeni meselesi için toplanacakt›. Bizim
bir mektup grubumuz var, orada Halet Çam-
Ba¤›ms›z ortak aday kampanyas› önemli bir hakikati gösterdi: Türkiye solu mevcut parti bel’le ilgili flu olay› anlatm›flt›m. Halet ha-
ve hareketlerden çok daha genifl. Dahas›, söz konusu genifllik, ilk olumlu sinyalde kuvve- n›m, 1936’da olimpiyatlara kat›lan iki spor-
den fiile ç›kanlardan ibaret de¤il. Bir de onlardan bir ad›m geride duran, ama ikna olma- cumuzdan biri. Türkiye’den, hele eskrim gi-
ya aç›k kesimler var. Teorik “potansiyel”i hiç hesaba katmasak bile, önümüzdeki yerel bi bir spordan kat›lan bir kad›na Almanlar
seçimler bir s›çrama tahtas› olabilir. Ama sorun da çok, yap›lacak ifl de. Bask›n Oran ve çok flafl›r›yor. Halet Han›m’› Hitler’le tan›flt›r-
Ufuk Uras kampanyas›n›n gönüllülerinin anlatt›klar› kula¤a küpe olacak cinsten. mak istiyorlar. ‹kinci Dünya Savafl› bafllam›fl
de¤il, ama Yahudilerin ev ve ifl yerlerinin ifla-
retlenmeye bafllad›¤› dönem. Halet han›m
Ufuk Uras’›n kampanyas› için F›nd›k- nas›nda toplanacak” duyurusunu görünce Hitler’le tan›flmay› reddediyor. “Burada ben
l›’da çal›flt›n. F›nd›kl› nas›l bir yer? eflimle beraber “orada olmal›y›z” diye dü- Yahudiyim” diyor. Ta 1936’dan bize ders ve-
Beyhan Demir: F›nd›kl›, Maltepe’ye ba¤l› flündük. Hrant Dink’in katledildi¤i gün, Har- ren insanlar var. Bunu yazd›¤›m için bir ar-
40 bin nüfuslu, göçle gelen Kürtlerin yaflad›- biye’deydim, cinayeti duydu¤umda “yeter kadafl›m gelip beni kucaklad›. Ayn› arkada-
¤› çok yoksul bir mahalle. Önce bir merkez art›k” diye ba¤›rarak kendimi caddeye att›m. fl›m, Hrant’›n cenazesinden sonra “sen deli
oluflmufl, sonra yukar› do¤ru yay›lm›fl, bir O olay bir dönüm noktas›yd›. Arkas›ndan danalar gibi, ‘ben Ermeniyim’, ‘Hrant benim
sürü sekiz-dokuz katl› bina dikilmifl, seçim Bask›n Oran geldi. Baflka bir aday olsayd›, kardeflim’ diye nas›l dolafl›rs›n?” dedi. Öbür
öncesi imar izinleri da¤›t›lm›fl. Genç erkekler sadece ba¤›ms›z diye, sadece sol diye bu Tek bir empatiyi anlay›p bunu anlayamayan insanla-
inflaat iflçili¤i ya da hamall›k yap›yor, kad›n- kadar rahat desteklemez, gecemi gündüzü- milletvekilinin r›n karfl›s›nda paralize oldum. Bu çok ciddi
lar, çal›flabiliyorlarsa, tekstilde çal›fl›yorlar, me katarak çal›flmazd›m. de etkili bir yar›lma. Art›k Kemalizmle, cumhuriyetin
günde en az 12 saat. Çocuk çok, yoksulluk Neden Bask›n Oran? olabildi¤ini tepeden inmeci modernizmiyle kesin yüzlefl-
çok. Yani AKP’nin do¤rudan oy taban›. Bir Dürüst tavr›, demokrat oluflu çok önemliydi. gördük daha memiz gerekiyor. “Biz” derken, solu kastedi-
de Aleviler var, onlar da CHP’nin oy taban›. Kampanya s›ras›nda “ezberi bozmak” sloga- önce. Mesela, yorum. Sol benim için CHP ya da DSP de¤il.
Seni bu kampanya için harekete geçi- n›m›z vard›. Bask›n Oran kendi ezberini bo- Sabri Ergül O nedenle seçim sonuçlar›na sevindim.
ren ne oldu? zabilecek cesarette bir insan. Gerçekten Manisal› Bask›n Oran’›n adayl›¤› daha söz konu-
Bin Umut projesi. Çok uzun süredir, solun “ba¤›ms›z” oldu¤u, demokrasiyi vurgulad›¤›, gençlerin su de¤ilken ortak aday kampanyas›
Kürt hareketini görmezden gelme hali, yer Kuzey Irak harekât›na çok net tav›r ald›¤› için çal›flmaya karar vermifl miydiniz?
u¤rad›¤›
yer küçümsemeyle kar›fl›k yaflanan ve gide- için, Kürtlerin haklar›, Ermeniler konusunda Evet. Varolan seçim sistemi, partiler yasas›,
iflkenceyi
rek artan bir kopukluk varken, birden birlik- akl› çok aç›k oldu¤u için ve solda bir fleyle- darbe anayasas›... Bütün bunlar›n de¤ifltiril-
görünür k›ld›.
te çal›flma imkân› do¤du. Ortak aday süreci rin de¤iflmesi kanaatinde oldu¤um için hiç mesi için meclise farkl› bir sesin mutlaka gir-
bafllad›¤›nda, arkadafllar›m›n hepsi bir çal›fl- koflulsuz gittim. ‹nsanlardan hakikaten tek Mehmet mesi gerekiyordu. Ortak aday çerçevesinde
ma yapmaya niyetliydi. Bunlar ba¤›ms›z in- tek oy toplad›k. Bekaro¤lu, ölüm bunun zemininin oldu¤unu gördük. Solda
sanlar. Bostanc›’da bir büro aç›ld›, sonra Daha önce benzer bir çal›flmada yer al- oruçlar› duran, ama as›l vurgusu demokrasi olan ba-
Kozyata¤›, ‹çerenköy, derken F›nd›kl›... F›n- m›fl m›yd›n›z? s›ras›nda çok ¤›ms›z adaylar olmas›n› istedik. Sol bir poli-
d›kl›’daki büroya kad›nlar hiç u¤ram›yormufl, Gençli¤imizde daha radikal siyasî çal›flmala- çabalad›. Sema tikan›n aç›l›mlar›, üretim güçleri, özellefltir-
tam bir kahvehane görüntüsündeydi. Kürt r›m›z olmufltu, ama seçim kampanyas› biçi- Piflkinsüt me yap›l›p yap›lmayaca¤› gibi konular›n tar-
kad›nlar›yla çal›flmaya istekli oldu¤umu bi- minde de¤ildi. insan haklar› t›flmas›na girmek de¤ildi istedi¤imiz. Acil
len arkadafllar›m ça¤›rd›lar. Ufuk Uras’tan zi- Sizin bölgede mesela Ufuk Uras aday konusunda olan demokrasiydi. Ortak adaylar istemi so-
yade, o mahalle ve mahalledeki kad›nlar için olsayd›, yine çal›fl›r m›yd›n›z? ciddi çal›flmalar lun kendisiyle de bir yüzleflmesi olacakt›.
gittim. Beni as›l etkileyen, Kürt hareketiyle Belki oy verebilirdim, ama çal›flmazd›m. yapt›... Biz, ‘80’den bu yana, birleflerek ortak hedef-
Türk solunun birlikte çal›flmas›yd›. Bask›n Oran aday olmasayd› kime oy Ufuk Uras ve lere do¤ru yürüyen bir sol yaratamad›k. Sos-
Kazanma ihtimalinin yüksek olmas› verirdiniz? DTP’liler çok yalist Birlik Partisi’nin, Birleflik Sosyalist Par-
çal›flmaya kat›lmanda etken oldu mu? AKP’ye oy verirdim. önemli bir ses tisi’nin oluflumlar›nda, ÖDP’ye kadar gelen
O da büyük etkendi tabii. Ortada somut bir Geçen seçimlerde kime oy vermifltiniz? olabilirler süreçte yer ald›m. ÖDP kurulurken ayr›ld›m,
durum vard›. ‹nsanlara, “Ufuk Uras için oy Tepki oyuydu. Diyarbak›r’da yafl›yordum. Bir mecliste. kafamdaki genifl sol birli¤in o olmad›¤›n›
topluyoruz, Meclis’e girme olas›l›¤› çok yük- gün ifle gitmek için evden ç›km›flt›m, HA- gördüm. Özgürlük, demokrasi ya da aflk de-
sek” dedik. Hayat›m›zda ilk kez ailelerimizi DEP’in mitingi vard›. Polisin bütün engelle- mekle olmuyor, yeni sözcükler yenili¤i getir-
ikna ettik ve ayn› yere oy verdik. melerine ra¤men, kad›nlar, çocuklar o s›cak- miyor. ‘80’den bu yana, çok ac› yaflad›k de-
Canan Akbay: Benim kampanyaya kat›l- ta, coflku içinde miting alan›na kofluyorlard›. di Canan, do¤ru. Ama, solun demokrasi ko-
mam gazete ilan›yla oldu. “Bask›n Oran için O gün, “Bir Türk olarak bu halktan özür di- nusunda s›n›fta kald›¤›na inan›yorum. Yenil-
çal›flmak isteyen Sar›yer gönüllüleri SHP bi- lemek ad›na oyumu HADEP’e verece¤im” dik demiyorum, s›n›fta kald›k. Demokrasiye,
45
insan haklar›na sol olarak sahip ç›kamad›k. DTP’lilerin Meclis’e girmesinin çok önemli da maalesef eminim.
Bask›n Oran’›n kampanyas› için inan›lmaz Sol örgütler oldu¤unu düflünüyorum. Bugüne kadar hep “Ba¤›ms›z ortak sol aday”dan yola ç›-
hoflnut ve bar›fl›k bir flekilde çal›flt›m. Seçim Kemalist Kürtlere oy verdim. Bask›n Oran kampanya- k›ld›; kimileri için vurgu “ba¤›ms›z”
sonuçlar›n›n böyle olaca¤›n› tahmin ediyor- ideolojiyle s›n›n, kazanamasak da, yararl› bir süreç ol- kimileri içinse “ortak” oldu. Ba¤›ms›z-
dum. Daha nisanda, mitinglerden sonra aralar›na s›n›r du¤unu düflünüyorum. Zehra ablan›n dedi¤i l›k seçim sisteminden kaynaklanan bir
AKP’nin oyunun yükseldi¤ini söylüyordum. çekmeyi, yak›n gibi türban meselesinde, AB gibi baz› konu- zaruretti, ama bir örgütten, partiden
Ortada çok net bir durum var: Ya vesayeti tarihimizle larda anlaflamasak da, Bask›n Oran’a bir iti- ba¤›ms›z olmak meziyet gibi sunuldu.
kabul edece¤iz, ya da hay›r diyece¤iz. yüzleflmeyi raz›m yok. Meclis’e girseydi, dürüstçe ve ce- Önümüzdeki dönemde de “ba¤›m-
AKP’nin tümünü dinci görmek de mümkün baflaramad›lar. surca mücadele edece¤ini biliyordum. Emi- s›z”lar üzerinden mi siyaset yapmay›
de¤il. Yüzde 46 AKP’ye oy veriyorsa, “nas›l Demokrasi için nim, bu kampanya Bask›n Oran için de dö- daha do¤ru buluyorsunuz?
bir sol yaratmal›yd›k” diye düflünmek laz›m. Kürdün yan›nda nüfltürücü olmufltur. Aktif siyaset, baflkala- Canan: “Ufuk Uras için çal›fl›r m›s›n›z?” de-
Sonuçta, tek tek adaylar›n olmas›, insanlar›n yer alacaks›n›z, r›yla birlikte ayn› amaç için u¤raflmak ümit diniz, “çal›flmam” dedim yekten. Dünya de-
solla ilgili bir fleyler duymas›na yarad›. kad›n›n veriyor, birlikte hareket edebilmeyi ö¤retiyor ¤ifliyor, Türkiye de¤ifliyor, sol maalesef hep
Bask›n Oran d›fl›nda bir baflka isim ol- yan›nda yer ve insan› dönüfltürüyor. ayn› yerde, ne olmas›, nas›l olmas› gerekti¤i-
sayd›, ayn› çabay› gösterir miydiniz? alacaks›n›z, Geçmiflte benzer bir deneyimin olmufl ni kavram›fl de¤il. Solcu olarak AKP’yi des-
Elbette. Bask›n Oran’›n söyledikleriyle dü- muydu? tekliyor olmaktan utanç duyuyoruz, ya biri
bunlar
flüncelerim genel olarak örtüflüyor, ama ayr› Devrimci Gençlik’teyken oldu. Yani ilk kez duyarsa diye. Unutmayal›m ki, AKP yüzde
göreviniz. Fakat
düfltü¤üm de bir sürü fley var. Mesela o di- dolaflm›yorum Sar›yer tepelerinde. yedi oran›nda solculardan oy alm›fl. Benim
esas olan
yordu ki, “hizmet alan bafl›n› kapatabilir, hiz- Zehra: Benim mahallelerde çal›flmam, dü- gibi düflünen çok insan var. Askerî vesayet
siyaset. Neden
met veren kapatamaz”. Ayn› görüflte de¤i- flünün, 70 öncesine dayan›yor. O zamandan konusunu aflmak zorunday›z, bu noktada el-
lim. Üniversitede hizmet al›yorsun diye bafl›- Bask›n Oran? beri hiçbir insan›n kap›s›n› çalmam›flt›m. man›n sap›, üzümün çöpü gibi bir lüksümüz
n› kapatabileceksin, bitirince kamuda yer Buradan, solun Özgür: Benim dile¤im solun tekrar görünür yok. ‹lk ad›m› atmak için, demokrasi için saf-
alamayacaks›n! Bu çok tuhaf bir fley. Niçin kendisiyle olmas›yd›. Üstelik, son dönemde, fiemdinli lar›m›z› nas›l belirleriz, buna bakal›m. ‹çlerin-
kad›nlar ve kad›nlar›n giysileri üzerinden tar- yüzleflmesi bombalamas›, U¤ur Kaymaz ve babas›n›n öl- de çok iyi niyetli kifliler olsa da sol örgütler
t›fl›yoruz? Bask›n Oran d›fl›nda da biri aday mümkün dürülmesi “yeter art›k” hissiyat›n› bana çok- bir süre sonra hep tekkelefltiler. Kemalist
olsayd›, o demokratik duruflu gösteriyorsa, olabilir diye tan dayatm›flt›. Hrant Dink’in göz göre göre ideolojiyle aralar›na s›n›r çekmeyi asla bafla-
tabii ki çal›fl›rd›m. Ufuk’un meclise giriflin- içim rahat. öldürülmesi çok büyük bir etki yaratt›. Be- ramad›lar. Yak›n tarihimizle yüzleflmeyi ba-
den elbette memnunum. Ama en büyük se- Örgütsüzlü¤ün nim için U¤ur Kaymaz’›n öldürülüflü de, flaramad›lar. ‹flkenceye karfl› ç›kabilirsiniz,
vincim DTP’nin girifli ve AKP’nin bu büyük- ac›s›n› fiemdinli olay› da, Hrant Dink cinayetiyle ay- zaten vazifenizdir, demokrasi için Kürdün
lükte oy almas›. AKP’yi do¤ru buldu¤umdan çekmedik mi? n› can al›c›l›¤a sahip. Cumhuriyet mitingle- yan›nda yer alacaks›n›z, kad›n›n yan›nda yer
de¤il, ama bu yar›lma ortam›nda ald›klar› oy Tabii ki çektik. riyle, e-muht›rayla gelinen nokta, Kürtlere alacaks›n›z, bunlar göreviniz. Fakat esas
önemli. Yoksa AKP homojen ve tutarl› de¤il, Kendimizi ait karfl› ciddi bir ayr›mc›l›¤›n toplumda oturma- olan siyaset. Neden ba¤›ms›z Bask›n Oran?
içindeki vicdanl› ve temiz adamlar›, mesela hissetti¤imiz ya bafllamas› beni korkutan fleyler. Parla- Buradan, solun kendisiyle yüzleflerek, daha
Elkatm›fl’› aday göstermedi. bir örgüt mentoda birkaç milletvekilinin olmas› elbet- temiz bir anlay›fla kavuflmas› mümkün ola-
Özgür Eren: Ben de ba¤›ms›z ortak aday olsayd›, te çok fley ifade etmeyecek, ama kampanya- bilir diye içim rahat. Örgütsüzlü¤ün ac›s›n›
tart›flmas› bafllar bafllamaz, adaylar kim olur- neden bu n›n kendisi ve solun görünür olmas› önemli. çekmedik mi? Tabii ki çektik. Kendimizi ait
sa olsun, sürece kat›lmaya karar verdim. yalpalamalar› Ayr›ca, tek bir milletvekilinin de etkili olabil- hissedebildi¤imiz bir örgüt olsayd›, neden
‹kinci bölgede de, Beyhan’›n yaflad›¤› gibi yaflayal›m ki? di¤ini gördük daha önce. Mesela Sabri Ergül bu yalpalamalar› yaflayal›m ki? Seçim bölge-
bir tecrübe yaflayaca¤›m›z› ümit etmifltim Manisal› gençlerin u¤rad›¤› iflkenceyi tek mizdeki arkadafllarlar “kopmayal›m birbiri-
aç›kças›. Kürt hareketi ve solun ortaklaflabil- bafl›na, en az›ndan görünür k›ld›. Mehmet mizden, bu enerji bitmesin” diyor. Ben de
di¤i, beraber çal›flabilme deneyimi kazana- Bekaro¤lu, ölüm oruçlar› s›ras›nda çok çaba- bitmesin istiyorum. Art›k sol olarak hata
bildikleri bir ortam olsayd›, iki farkl› aday ye- lad›. Sema Piflkinsüt iflkence konusunda cid- yapmaya hakk›m›z yok. Demokrasiden ne
rine hepimiz Bask›n Oran için çal›flsayd›k, di çal›flmalar yapt›. Ufuk Uras ve e¤er rahat anl›yoruz? Kürtlerin haklar›n› zaten tart›flma-
daha mutlu ve ilerisi için daha umutlu ola- b›rak›l›rlarsa DTP’liler çok önemli bir ses ola- s›z vermeliyiz. Kuzey Irak konusunda çok
cakt›m. Hayat›mda ilk kez, oy verdi¤im biri- bilirler mecliste. Gerçi, DEP milletvekillerinin berrak olmal›y›z. Anti-Amerikanc›l›k ad› al-
si meclise girsin isterdim. Seçim akflam› öy- bafl›na gelenlerin benzerini yaflayabiliriz kor- t›nda, oradaki Kürtlerin kendi haklar›n› elde
le bir burukluk yaflad›m aç›kças›. Yine de kusu duymuyor de¤ilim. Öyle bir durumda, etmesine tav›r almak bize düflmez. Bürokra-
Ufuk Uras’›n girmesine sevindim. Ben de AKP’nin demokratl›¤›n›n s›n›fta kalaca¤›na tik devletle aram›za ne kadar s›n›r koyuyo-
ruz? Bireyin haklar›n› ne kadar geniflletebili-
yoruz? Hepimiz korkak birer CHP’li miyiz,
yoksa titrek DSP’li miyiz? Bunlarla yüzlefl-
meliyiz. AKP’ye oy verirdim; hiç gocunmam.
AKP’nin politikalar›n› elefltirmeyece¤im an-
lam›na gelmez bu. AKP’ye oy verme düflün-
cesi baflka bir seçenek olmamas›ndan. Ger-
çekten demokrasinin önünü açan, geçmifliy-
le yüzleflmifl bir sol hareket, bir örgüt kura-
bilsek... Mesela Özgür’ün AB konusunda çe-
kinceleri var, kampanyadaki arkadafllar ara-
s›nda çok farkl› görüfllerde olanlar vard›.
Özellefltirmeydi, IMF’ydi gibi konularda tar-
t›flma imkan›m›z olmad›. Ben AB’ye bütün
kap›lar›m›z› açmal›y›z diye düflünüyorum.
Ama ortak paydan›n insan haklar›, demokra-
si oldu¤unun bilincindeyiz. Türkiye’nin, vic-
dan›yla hesaplaflan, do¤ru dürüst bir sola
çok acil ihtiyac› var. Bu ancak, Bat› tipi bir
sosyal demokrat yap›y› kurabilirsek, pek çok
örgütten insanlar üzerlerindeki kal›nt›lar› te-
mizlerse olabilir. Örgüte ihtiyaç var, ama es-
ki tekkelerin cilalanm›fl haline de¤il.
Beyhan: “Ortak aday” projesini ilk duydu-
¤umda çok homurdanm›flt›m. O adaylar› so-
lun elitlerini belirledi¤ini düflünmüfltüm; çok
da kendimizden hissetmedim. Mesela, 19
Aral›k Operasyonu’nu yaflam›fl bir tutuklu,
özellefltirme ma¤duru bir iflçi ya da Rakel
46
Dink aday olsayd› demifltim. Bask›n celeriyle yaflama biçimi örtüflmüyor.
Oran’a da, Ufuk Uras’a da bu an- Biz yar›n öbür gün devrim yapaca¤›z
lamda itiraz etmifltim, hatta “Be- diye okullar›m›z› yar›m b›rakt›k,
yo¤lu’nun aday›n› istemiyorum” di- “diplomaya ne gerek var” dedik.
yerek Bask›n hocaya daha çok itiraz Sonra okullar›m›z› tamamlad›k, ifle
etmifltim. Alibeyköy’ün, Nurte- girdik, çocuk do¤urduk, büyüttük,
pe’nin aday›n› istiyorum, ma¤duri- okuttuk... Burjuva demokrasisi için-
yetleri daha do¤rudan temsil edebi- de yafl›yoruz. Bu demokrasinin s›n›r-
lecek, bizden adaylar istiyorum di- lar›n› sonuna kadar gelifltirmek so-
ye bir homurdanm›flt›m. Ama, yüz- lun görevidir. Gençlerin heyecan›n›
de 10 baraj›n›n oldu¤u, savafl›n ya- çok iyi anl›yorum, seviyorum da.
fland›¤› bir ortamda bunlar› yapabil- Ama, biraz mant›kl› düflünmeye ça-
memiz çok zordu. Bu arada, ben l›flman›z› rica ediyorum.
AKP’yi çok farkl› görüyorum. Son Sizin tarif etti¤iniz sosyal de-
yirmi y›l›n en büyük özellefltirmele- mokrasiyle örtüflmedi¤i için,
rinin AKP döneminde yap›l›yor ol- baflka bir duruflu ya da öneriyi
mas›, Tayyip’in ç›k›p “kad›n›n yeri “gençlik heyecan›” olarak gör-
evidir” demesi, hayatta AKP’ye oy mek ve “mant›ks›z” bulmak da
vermemem için yeterli. AKP’nin de- burjuva demokrasisine ayk›r›
mokrasiye bak›fl› tamamen ikiyüzlü. de¤il mi? “Devrim”le kastedi-
Zehra: Adaylar›n seçimi konusun- len de uzun bir dönüflüm, de¤i-
da söylediklerine kat›l›yorum, me- flim süreci de¤il mi?
sela kad›n bir aday ç›karamad›k. Canan: Baflka bir dünyay› ben de
Ama, Bask›n hocay› Meclis’e soka- hayal ediyorum. Fakat, hayallere ka-
mam›fl olmak kesinlikle baflar›s›zl›k p›larak güncel mücadeleden kopa-
de¤il. 31 bin oy ald›k, acayip helal. may›z. Ezilmifllerin, d›fllanm›fllar›n
Bu adam gidip Alevilere, “tabii ki sembolü olarak bizi rahatlacak, vic-
sorununuz var, ama en çok ezilen dan›m›z› hofl tutacak birilerini vitrine
dinsel grup Yezidilerdir” dedi¤inde ç›karmak fikrine kat›lm›yorum. Rakel
flafak att› hepsinde. Mahallemdeki Dink aday olsayd›, daha m› çok oy
Aleviler hâlâ bu konuyu tart›fl›yor. al›rd›, bunu tart›flmam bile! Çok iyi
Kendilerinin de ne kadar çok ezbe- bir insan olabilir, ama biz siyasete
rinin oldu¤unu, içlerine ne kadar oy veriyoruz. Cumhuriyet mitingleri-
kapal› olduklar›n› gördüler. Genel ne siyasî yaklafl›m› aç›s›ndan karfl›-
olarak sol baflka bir fley, Bask›n y›z. Bunlar›n korkuyu körüklemek
Oran baflka. Diyelim ki oluflturduk için, toplumu germek için devletin
bir sol parti, yine Bask›n Oran gibi yapt›¤› mitingler oldu¤unu biliyoruz;
birine ihtiyac›m›z olacak. Böyle in- gitmemek laz›md› ve olan biten de
sanlar çok önemli; biraz Aziz Nesin bizi do¤rulad›. Halk, y›llardan beri
gibi, vicdan›n sesi olmak baflka. yapt›¤› gibi, içgüdüsel olarak de-
Beyhan: ‹tirazlar›m vard›, ama flu mokrasi yolunu buldu. Sol olarak
düflünceden etkilendim: Kap› d›flar› ona ›fl›k tutucu bir halde olmal›y›z.
edilen DEP milletvekillerini say- Benim tek derdim bu. “Devrimden
mazsak, T‹P’ten beri, ilk defa be- yanay›m” demek güzel, ama bunun
nimle ortak cümle söyleyebilecek flartlar› m› var?
birileri meclise girebilecekti. Benim Beyhan: F›nd›kl›’daki büroda bir ta-
devrim gibi bir hedefim var, bunun ne bile kad›n yokken, biz gittikten
parlamenter sistemle olmayaca¤›n› sonra, efl dost kad›nlar geldi. Alt›
düflünüyorum, ama orada baz› söz- genç kad›nla birlikte ev ev dolaflma-
lerin söylenmesinin benim de önü- ya bafllad›k. Bu kad›nlar bildiri da¤›-
mü açabilece¤ini, hareket alan› t›p afifl ast›. Evden d›flar› ç›kmayan,
açaca¤›n› düflünüyorum. Burjuva ç›kar›lmayan, oy pusulas›n› bilme-
demokrasisinden bahsediyorum. yen, okuma-yazmas› olmayan ka-
Özgür: Daha fazla demokrasi her d›nlarla tart›fl›p, erkeklerin gerisinde
zaman iyidir. kalmamaya çal›flmak devrimci bir
Beyhan: Kürtlerin haklar› günde- durumdu. Da¤›n arkas›nda bir dev-
me gelecek, insan haklar›, özellefl- rim var düflüncesinde de¤ilim. Ken-
tirme, iflkence konular› meclise ta- di hayat›m›z› dönüfltürerek oraya gi-
fl›nabilecek. Belki de hayat›m›zda dece¤iz, o nedenle Kürtlerle birlikte
ilk kez Meclis TV izleyece¤iz. ‹kin- çal›flman›n önemli oldu¤unu düflü-
ci önemli nokta da, kampanya ça- nüyorum. Onlar›n da, bizim de kafa-
l›flmalar›yla ulafl›lan insanlarla bafl- m›zda önyarg›lar var.
ka türlü bir devam imkân›n›n olma- Kampanya s›ras›nda sizi en çok
s›. Uzun süredir, mahallelerde çal›fl- düflündüren, etkileyen fleyler
ma yap›lm›yordu, partiler bürolar›na neler oldu?
gömülmüfltü. Seçim çal›flmalar›na Beyhan: Çok farkl› kesimlerden, s›-
kat›lm›fl herkes devam etmek isti- n›flardan, yafllardan insanlar›n ortak
yor. Ulaflt›¤›m›z onca insana seçim- çal›flmas› benim aç›mdan büyük bir
den seçime gitmek istemiyorsak, flanst›. Bir sürü arkadafl›m›z›n ailesi
bir fleyleri sadece meclisten de¤il, çal›flmaya dahil oldu. Ev ev dolafla-
sokaktan da de¤ifltirmek istiyorsak, rak insanlar› ziyaret ediyorduk. He-
bu kampanya bize bunun devam›- men herkes “seçim sonras›nda da
n›n imkân›n› sundu. ‹zleme komite- bir fleyler yapal›m” iste¤inde. fiunu
leriyle, çeflitli örgütlenmelerle, belki da gördük Bostanc›’da: Önceki se-
yeni bir partiyle devam edebiliriz. çimlerde ÖDP bir tak›m çal›flmalar
Canan: Sol, ya yaflad›¤›n› kavraya- yapm›fl, ama daha sonra kimse u¤-
m›yor, yanl›fl anl›yor ya da düflün- ramam›fl. Bir kap›y› çal›yoruz, bar›fl
fleleniyorlar. Belki onlar Bask›n Oran’a oy
vermedi, ama çal›flma yapmam›za hoflnut-
lukla bak›yorlard›. CHP’lilerden “oylar› bölü-
yorsunuz” diye çok tepki geliyordu Ama on-
lara derdimizi anlatt›¤›m›zda, “biz de
CHP’den hoflnut de¤iliz. Hadi kurun bir par-
ti de, gelip biz de çal›flal›m” diyebiliyorlar.
Beyhan: Kampanyan›n en güzel yanlar›n-
dan biri de emekçilerle ö¤rencilerin yan ya-
na gelmesi oldu. Ö¤renciler sadece üniversi-
tede siyaset yap›yorlar, o siyasetin merkezi
de YÖK ya da zaman zaman faflistlerin ç›kar-
d›klar› meselelerle mücadele etmek. Solcu
ö¤renciler için, okul d›fl›nda politika yapma-
y› tan›tmas› aç›s›ndan da bu çal›flman›n bü-
yük avantaj sa¤lad›¤›n› düflünüyorum. ‹n-
sanlar de¤iflti, birbirlerini tan›d›lar, etkiledi-
ler. Özgür’ün söyledi¤i mutlulu¤u herkes ya-
flad›, herkesin gözünden okunuyordu bu.
Zehra: Dayan›flma duygusu insanlar› çok
sevindirdi, ben de en çok bunu gördüm. Bir-
likte yan yana durma, ama en önemlisi ime-
annesi ç›k›yor, di¤er bir kap›dan bir solcu ç›- gibi, yaflam koflullar›n›n çok kötü oldu¤u ceyle ifl yapma. Bu ‘80’lerden beri unutul-
k›yor. Ama kampanyan›n en önemli etkisi yerler var. Ayn› zamanda, 1950’lerde gece- mufl bir fley. Biz bütün kampanyay› imecey-
Kürtlerle birlikte çal›flman›n yaratt›¤› dönü- kondulaflmaya bafllam›fl Reflitpafla, Poligon le götürdük. Kimse kimseden bir fley almas›-
flümdü. gibi, eski mahalleler var. Kentsel dönüflüm n›, getirmesini istemedi, adam bak›yor neyi
Beraber çal›flman›n karfl›l›kl› olarak ne projeleriyle buralarda yaflayanlar baflka yer- eksik görüyorsa onu tamaml›yor. Biz Sar›yer
gibi etkileri oldu? lere sürülmek isteniyor. Bu mahallelerde ör- grubu olarak 180-200 kifli görünüyorduk, ak-
Beyhan: En net olarak birbirini anlama hali- gütlenme flans›n›n olabilece¤ini gördüm. tif olan 25-30 kifliydik. Ama sürekli bir sirkü-
ni gördüm. Hepimizin ayn› siyasetin ma¤du- Aç›kças›, AKP’nin bu oy oran› beni biraz lasyon vard›. Klasik anlamda bir organizas-
ru oldu¤umuzu, ayn› sorunlar› yaflad›¤›m›z› korkutuyor, adamlar›n iktidar alanlar› çok yon, ifl plan› flemalar› filan yoktu. Ben önce
gördük. Tabii ki Kürtlerin savafltan dolay› çok geniflliyor. Bundan sonra, bahsetti¤imiz po- bu flekilde ifller yürümeyecek diye tereddüt
daha a¤›r yaflad›¤› bir süreçten bahsediyoruz, litikalar› çok daha vahfli bir flekilde yürütme- ettim, ama kendimi frenledim, müdahale et-
ama birbirimizi anlayabildik. Onlarla kad›n ye bafllayacaklar. O yüzden seçim kampan- medim. Evet, zaman zaman ifller aks›yordu,
meselesini, özellefltirme meselesini, sendika yalar›nda kazand›¤›m›z ivmenin bofla gitme- ama bunlar da bizi güldürüyordu. Sar›yer il-
meselesini tart›flt›k. Çok fazla iflçi vard› ve mesi gerekiyor. Somut alanlarda çal›flarak, ginç bir yer. Bir çok yer gibi en yoksullarla
sendika diye bir fley bilmiyorlard›, duymam›fl- yerelden örgütlenerek yavafl yavafl, önümüz- en zenginler yan yana. Eski gecekondulafl-
lar. Onlar için siyaset Kürt olmak üzerinden deki yerel seçimlerde olmasa da, bir sonraki m›fl alan inan›lmaz bir ranta sahip. ‹stinye,
biçimlenmifl hep. Konuflurken, karfl›l›kl› ön yerel seçimlerde birkaç belediye kazanarak, art›k eski ‹stinye de¤il. Amerikan Konsolos-
yarg›lar›n, güven eksikli¤inin izleri görülüyor- bu belediyelerde örnek çal›flmalar yaparak lu¤u’ndan sonra, o bölgedeki insanlar› ç›-
du; hep flu tart›flma oluyordu: “Meclis’e gir- varolmaya bafllayabiliriz. kartmak için her fley yap›l›yor. ‹nsanlar kent-
dikten sonra, Ufuk Kürtleri satar m›?” Sebahat Kampanyan›n öncesiyle sonras› aras›n- sel dönüflümün tam fark›nda de¤iller, ama
Tuncel deyince onlar için durum çok net, ama da bak›fl›n›zda, düflüncelerinizde neler bir panik yafl›yorlar. Derbent’in, Poligon’un
Ufuk baflka. Bu çal›flmaya kat›lan bütün Kürt- de¤iflti? altlar› çok yoksul. Derbent’in afla¤›lar›nda
lerin çok de¤iflti¤ini düflünüyorum. “Kaç se- Özgür: Moralimi çok bozan fleyler de gör- dolafl›rken, sokakta bir bak›yorsun, kad›nlar
nedir siz bizi eziyorsunuz, flimdi de biz eze- düm. Eskiden beri CHP’li olan, Alevi olup eriflte yapm›fl, çarflafta kurutuyorlar, bir ta-
Kürt sorunu
lim” diyor, oradan bafll›yoruz tart›flmaya. sosyal demokrat bir çizgiyi savundu¤unu rafta da sac›n üzerinde ekmek pifliriyorlar.
sol aç›s›ndan
Özgür: Kampanya süreci her fleyden önce, söyleyen pek çok kifliden “gene ne varsa or- Bizi de bir güzel doyurdular. Ço¤u Sivasl›y-
turnusol ka¤›d›.
bana mutluluk verdi. Ne kadar yorulursan yo- duda var” gibi laflar duymak üzücü oluyor. d›, MHP’ye oy vereceklerdi. Dehflete düfl-
rul, akflam yata¤a yatt›¤›nda, “bugünü bofla Sol örgütlerdeki Toplumda Kürtlere karfl› ciddi bir set olufltu- tüm. “Nas›l unutursunuz Marafl’›, Sivas’›”
geçirmedim” diye düflünüyorsun. ‹nsanlar›n arkadafllardan ¤unun fark›na vard›m. “Mafya da, bütün ka- dedim. Kapal› cemaat halinde yafl›yorlar, da-
ilgili olmas› çok güzeldi. Kampanya süresince “Kürtlerle ranl›k ifller de Kürtlerde” sözünü çok s›k iflit- ha d›fla aç›lm›fl Aleviler öyle de¤il. Topluca
olumsuz bir olayla karfl›laflmad›k. Gitti¤imiz çal›fl›lmaz” tim. ‹fl yerindeki arkadafllar›m ücretli, emek- MHP’ye oy vereceklerini söyleyince, tart›fl-
her yerde, “bu s›cakta bu insanlar sokaklara laf›n›, çok çi insanlar, ortalama maafllar al›yorlar, maya bafllad›m. Çok ilginç, ihtiyar nineler
döküldü¤üne göre bir dertleri var ve bu derdi duyuyorum. AKP’nin politikalar›ndan onlar da etkileni- “ben demiyor muyum” diye gençlere itiraz
hiçbir ç›kar gözetmeden anlatmaya çal›fl›yor- Aç›kças›, yorlar, onlarda da Kürtlere karfl› antipatiyi etmeye bafllad›lar. Onlar daha iyi hat›rl›yor-
lar” diye bakt›lar. Yüzyüze çal›flman›n en huzursuz gördüm. ‹dam cezas›ndan yana tav›r çok lar Marafl’›, Sivas’›, daha çok hissediyorlar.
önemli yan› buydu. Ev ziyaretleri yapt›k, bil- oluyorum. yayg›n, özellikle kapkaç mevzusunda, kap- fiehirde tutunmaya çal›flan gençlerle yafll›lar
diri da¤›tt›k. Ana cadde, meydan gibi yerler- Bu insanlar›n kaçç›lar da Kürt ya. Halbuki bu kentte tutun- aras›ndaki tutum çok baflkayd›. Nineler
de bildiri da¤›tmak çok etkili de¤il. Ama me- kimliklerine maya, var kalmaya çal›flan Kürtlerden bah- “elim k›r›ls›n” diyerek CHP’ye oy veriyor, on-
sela vapurda da¤›tt›k, oras› baflka bir fley, her dair her sediyoruz. Pendik’de biri fabrika duvar›na lar MHP’ye katlanam›yor. Ayn› ailenin in-
sabah ayn› insanlar biniyor, daha özel alanla- ç›k›fllar›n›n flunu yazm›fl: “Köyümden sürgünüm, flehir- sanlar› bunlar. Ben konuflmaya bafllay›nca
r› gibi. Göre göre beni sima olarak tan›yor, ka- “Kürt de özgürüm”. Nas›l bir özgürlük bu? Ama bir nine tuttu elimden, “gel bunlara anlat
falar›nda benimle ilgili bir fikir olufluyor. Bildi- milliyetçili¤i” dedi¤i de do¤ru, köyünde can korkusu var, n’olur” diye baflka bir eve götürdü beni.
ri da¤›tt›ktan sonra insanlarla siyaset konuflu- olarak yaflayam›yor. Ve bunu duvar yaz›s› olarak “Nas›l unutursunuz Marafl’›” deyince, kad›n
yorduk. Bu gerçekten bir kazan›m. Evet, cum- görülmesi beni yazm›fl. ‹nsan›n içini s›zlat›yor. a¤lamaya bafllad›. ‹nsanlar bu kadar yak›n
huriyet mitingleri kötüydü, ama en az›ndan sinirlendiriyor. Moralini düzelten, iyimserlik veren du- tarihe asl›nda ne kadar uzak! Beni çok etki-
insanlar politize oldu, bu da bize bir alan ya- Kemalizm solun rumlar olmad› m› hiç? leyen baflka bir fley de siteler. Derbent’in he-
ratt›. Sar›yer’in konumsal önemi ve de¤eri aç›- Özgür: Vapurda bildiri da¤›t›rken, adam›n men üstünde siteler var. Bu siteler, üzerle-
en önemli
s›ndan flöyle bir fleyle karfl›laflt›k, bu beni çok biri Roll’un verdi¤i Bask›n Oran kitap盤›n› rinde elektrikli teller olan duvarlarla çevrili;
sorunlar›ndan
mutlu etti: AKP’nin kentsel politikalar›na kar- çantas›ndan ç›kartt›, gösterdi. Belli ki, daha dehfletengiz bir fley. ‹çeride bir y›¤›n bina,
biri. Nas›l
fl› insanlar örgütlenme ihtiyac› duyuyor. Sar›- önce hiç Roll almam›fl, çok hofluma gitti. Ya hatta sokaklar var. Ama, girip o sokaklarda
kurtulaca¤›m›z›
yer’de bar›namayacaklar›n›n, en az›ndan belli da mesela, yine ayn› gün vapurdaki yolcular dolaflam›yorsunuz, yasak! Halbuki yasa o
bir s›n›f›n bar›namayaca¤›n›n fark›na vard›lar. bilemiyorum, “siz iki k›zs›n›z dikkatli olun” diye bizi uyar›- sokaklar›n hepimize aç›k oldu¤unu söylüyor.
Yavafl yavafl örgütlenmeye çal›fl›yorlar. Sol ama en az›ndan yorlard›. Me¤er Büyükderede’de Bask›n Sonuçta, orada seçim çal›flmas› yapam›yor-
olarak, bizim de buna söyleyecek bir laf›m›z›n etki alan›n› Oran afifllerinin eli sopal› MHP’liler taraf›n- sunuz, bize “sat›c› giremez” muamelesi ya-
olmas› gerekiyor. Sar›yer’de de F›nd›kl›’daki küçültmeliyiz. dan indirildi¤ini görmüfller, bizim için endi- p›yorlar. Mahalle hayat› yok oluyor, bu site-
48
ler gittikçe ço¤al›yor. Bir baflka nokta, in- düflünüyorlard› ve bize yard›m ettiler. Birile- ka¤›d›. Sol örgütlerde yer alan arkadafllar›m-
sanlar›n “sol aday” dememize tak›lmalar›y- ri ortaya ç›kt›¤›nda, vicdan›n sesi insan› ra- dan “Kürtlerle çal›fl›lmaz” laf›n›, çok duyuyo-
d›. Önce uzun uzun sol üzerine konufltuk, hats›z ediyor, o zaman duram›yor, geliyor. rum. Aç›kças›, huzursuz oluyorum. Son 20
sonra Bask›n Oran’a geçebildik. Bask›n Canan: SHP’li arkadafllar da kampanya so- y›l›n savafl koflullar›n› düflünün, 17, 18, 19
Oran ad›n› ilk kez duyuyorlard›. Pazarlar da nuna kadar bizimle çal›flt›. yafl›ndaki çocuklar savafl ortam›n› yaflad›lar.
çok ilginçti. Biliyorsunuz pazarc›lar›n ço¤u Zehra: Bence çal›flmalara kat›lan herkes Abileri, ablalar›, babalar›, amcalar› ya iflken-
Güneydo¤ulu. Bizim bölgede DTP’nin de flimdi üzerine daha çok görev düfltü¤ünü ce gördü ya öldürüldü. Kendileri de küçük-
aday› oldu¤u için, onlar›n oyu belli tabii. ‹s- düflünüyor. Yerel seçimler var önümüzde, lükten beri fliddet gördü. Bu insanlar›n kim-
tinye pazar›nda biri bana “ben bize oy vere- yeni öneriler getirmeye ihtiyac›m›z var. liklerine dair her ç›k›fllar›n›n solcular taraf›n-
ce¤im” dedi. Çok hofluma gitti. Bir insan Beyhan: Bostanc›’daki çal›flmay› ÖDP’li de, dan “Kürt milliyetçili¤i” olarak görülmesi be-
kimli¤iyle, diliyle ilgili bu kadar eza, cefa çe- DTP’li de olmayan bir ekip yürüttü a¤›rl›kl› ni çok sinirlendiriyor. Kemalizm bence de
kiyorsa bu çok önemli. DTP’nin orada aday olarak. Baz› arkadafllar›m›z üç mahalleye solun en önemli sorunlar›ndan biri, nas›l kur-
ç›kartmas›n› konuflmak gerek, ama baflka birden gitmek zorunda kald›. Bu bir enerjiyi tulaca¤›m›z› ise bilemiyorum, ama en az›n-
türlü. Niye aday ç›kartt›lar da diyemiyorum, de a盤a ç›kard›. Herkes bundan sonras›n› dan etki alan›n› küçültmeliyiz.
do¤al karfl›l›yorum. DTP’lilerin de kendile- konufluyor. Seçtikleri milletvekilini denetle- Uzun süredir Beyhan: Seçim sonuçlar› de¤erlendirirken
riyle yüzleflmeye ihtiyac› var, onlar›n da ez- mek, ona öneride bulunmak istiyorlar. Top- mahallelerde AKP’nin neoliberal ve muhafazakâr politika-
berinin bozulmas› laz›m. Ama ezberlerinin lant›lar yap›yorlar, bürolar› devam ettirme çal›flma lar› atlanmamal›. AKP’nin demokrasi havari-
bozulmas› için önce kimliklerine iliflkin bir aray›fl›ndalar. yap›lm›yordu. si gibi gösterilmesi anlafl›l›r gibi de¤il.
nefes almalar› gerekiyor. O nedenle en ufak Bask›n Oran’›n kazanamamas› sizi na- Seçim Özgür: AKP’nin ne kadar samimiyetsiz ol-
bir k›zg›nl›¤›m, k›rg›nl›¤›m yok. Onlara hep, s›l etkiledi? çal›flmalar›na du¤unu fiemdinli olay›nda gördük. Erdo¤an,
“iyi as›lal›m da, iki aday› da seçtirelim” di- Özgür: Burukluk yaratt›. Kazanamayaca¤›- kat›lm›fl herkes bölgedeki insanlar›n tan›kl›klar›n›n say›lama-
yordum. Ama olamayaca¤› bafl›ndan beri m›z› afla¤› yukar› biliyorduk, ama son iki devam etmek yaca¤›n› söyleyebildi. U¤ur Kaymaz’›n, daha
belliydi. Yine de kesinlikle baflar›s›z oldu¤u- hafta ümitlenmifltim. Biraz daha vakit olsay- istiyor. sonra da on çocu¤un ölmesi üzerine “Lüb-
muzu düflünmüyorum. Madeniçi diye bir d› acaba olabilir miydi diye düflünüyorum. Ulaflt›¤›m›z nan’da da çocuklar ölüyor” dedi.
yer var, Koç Üniversitesi’nin, lüks sitelerin Canan: Bürokratik devletin, insanlar› önce onca insana Beyhan: Bu ülkede Kürt sorunu hakk›nda
hemen alt›nda. Kars mahallesi de diyorlar, “laiklik elden gidiyor”, arkas›ndan da, “ülke seçimden konuflmak bedel ödemeyi gerektiriyor; t›pk›
a¤›rl›kl› olarak Karsl› Kürtler oturuyor, ama bölünüyor” diye germesinin sola zarar› do- seçime gitmek ölüm oruçlar›yla ilgili konuflmak gibi. Solun
Tunceli ve Malatya’dan gelenler de var. ‹na- kundu: ‹nsanlar akl› selim davranamad›, is- istemiyorsak, bu bedeli ödemekten kaçt›¤›n› düflünüyo-
n›lmaz yoksulluk, su yok, onbefl günde bir temeye istemeye gidip CHP’ye oy verdi. bir fleyleri rum, çünkü o tarafla yanyana gözükmemek
tankerle su geliyor. DTP’nin aslî yerlerine Zehra: Ermeni patri¤i mesela iki kez sadece istiyorlar. E¤itim-Sen’in anadil konusunda
musallat olmama, afifl bile asmama gibi bir “AKP’ye oy verin” diye cemaate seslendi. meclisten de¤il, nas›l geri ad›m att›¤›n› gördük.
tavr›m›z oldu¤undan, buraya çok sonra git- Onu bu kadar endiflelendiren bir hava vard›. sokaktan da Zehra: ‘80’den beri ilk kez toplumda de-
tik. Baflka yerlerde daha yumuflak geçmiflti Bundan sonra neler yap›lmas› gerekti- de¤ifltirmek mokratikleflme yönünde bir k›p›rt› var.
ama, orada gençler sürekli bize itiraz edi- ¤ini düflünüyorsunuz? AKP’nin demokratikleflme ad›mlar›na destek
istiyorsak,
yordu. Yafll› kad›nlar ise flöyle diyorlard›: Canan: Bireyin düflüncesini özgürce gelifl- vermek, yanl›fl yapt›¤›nda da itiraz etmek la-
bu kampanya
“Bir adam vard›r, Kürt de¤ildir ve bizi anla- tirebilece¤i, ama örgütlü olman›n tad›n› ya- z›m. Yerel seçimlere dönük olarak kentsel
bize bunun
tacakt›r, bu çok önemlidir, ona oy verelim”. flayabilece¤i, o gücü oluflturabilece¤i meka- dönüflüme iliflkin çal›flmal›y›z. ‹stanbul hal-
Bask›n hocan›n pusuladaki yerini ö¤renmek nizmalar› kurmam›z laz›m. Eski tekkelerin devam›n›n laç pamu¤u gibi at›l›yor. Sol olarak müdahil
istediler. 63 oy ç›kt› oradan. Bu insanlar ora- benzerini ya da biraz büyü¤ünü kurdu¤u- imkân›n› sundu. olmam›z gerekiyor.
dan sürülecekler, bunun fark›ndalar, su ba¤- muzda, alt› ay sonra ayn› durumla karfl›lafl›- ‹zleme Özgür: Maalesef, AKP’den demokrasi konu-
lanmay›fl›n›n nedeni de bu. O bölgeyle ilgi- r›z. Çok rica ediyoruz, vicdan› olan solcular komiteleriyle, sunda bir samimiyet beklemiyorum. Sivil
lenmek, bu insanlar›n kendilerini koruyacak sola bu kötülü¤ü yapmas›n lütfen. Demokra- çeflitli anayasa tart›flmalar› bile...
mekanizmalar›n› oluflturmak laz›m. si isteyen, insan haklar›na sayg›l›, Avrupa ti- örgütlenmelerle, Zehra: Bu samimiyet meselesi de¤il; anaya-
Canan: Benim en çok dikkatimi çeken fley- pi bir sosyal demokrat hareketi, sosyal de- belki yeni bir san›n de¤iflmesi gerekiyor ve biz de kesin
lerden biri CHP’lilerden gördü¤ümüz tep- mokrat diye küçümsemeyelim, içinde ko- partiyle devam müdahil olmal›y›z.
kiydi. “Oylar› bölüyorsunuz” diye sataflanlar münisti de yer als›n, sosyalisti de, Kürdü de, edebiliriz. Özgür: Üskül’e AKP’den de destek gelmedi.
vard›; onun yan›s›ra, mahçup ama yine de Ermenisi de... Ama üstümüzde bir çat› ol- Canan: Solculardan da net bir destek gör-
CHP’ye oy verecekler vard›. Kürtler sempa- sun, birbirimizi kaybetmeyelim art›k. medi. ‹¤neyi kendimize bat›ral›m. Demokra-
tiyle bak›yorlard›, kolayl›k gösteriyorlard›. Zehra: Bir çat› alt›nda toplanmak çok kolay tik bir Türkiye istiyorsak, önyarg›lardan ar›-
AKP’liler sempatiyle yaklaflt›. Asl›nda bütün de¤il. Biraz insan bulduk mu tribüne konufl- narak demokratikleflme yolunda ad›m ata-
o gerilim çabalar›na ra¤men, toplum o kadar maya, oynamaya çok merakl›y›z. Bundan cak herkese destek vermeliyiz. Sivil anayasa
da gerilmifl de¤il. Yeter ki do¤ru bir söylem- nas›l kurtulunur, çok da iyimser de¤ilim. diyorsa, destek veririz. 301’i kald›rmak için
le, kendimizi berraklaflt›rarak, önyarg›lardan Kendini solda görüp, Kürt sorunuyla, ulusal içindeki muhalefete ra¤men debelendi, sol-
ar›narak siyaset yapal›m. Kap› çalmalarla fa- sorunla yüzleflemeyen arkadafllarla nas›l ay- dan destek görmedi. Çünkü AKP’ye destek
lan uzun süreli iliflkiler kurulmaz. Do¤ru si- n› masada oturaca¤›z? Ama önümüzde bir vermek ay›p gibi alg›lan›yor.
yasetlerle, do¤al çevremizde siyaset yapma- s›nav var. Yerel seçimlerde ortak noktalar›- Beyhan: Solun 301’den Kürt sorununa, her
l›y›z. Beyhan “Beyo¤lu aday› istemiyorum” m›z› belirleyerek yan yana gelebiliriz. fley hakk›nda kendi perspektifinin, söylemi-
dedi. Ne olur küçümsemeyelim. Unutmay›n, Canan: Bunun çabuk olamayaca¤›na ben nin, siyasetinin olmas› laz›m. Ben AKP’ye
iflçiler silme MHP’ye oy veriyor. ‹nsanlar›n de kat›l›yorum. Temel yüzleflme noktalar›n- güvenmem, bizim kendi siyasetimiz olmal›.
siyasî yaklafl›mlar›n› art›k konumlar› belirle- dan biri de, yak›n tarihimiz ve kemalizmdir. Canan: AB’ye girme yolundaki yasa de¤i-
miyor. Lütfen bu konuyu da düflünelim. Çok Zehra: Solun Kürt sorunu karfl›s›ndaki tav- flikliklerini AKP iktidar› yapt›. fiu anda ko-
genifl entelektüel birikimimiz var, buna sa- r›n› netlefltirmesi flart. DTP’ye yönelik en kü- nuflmam›z, örgütlenmemiz, Taksim’de
hip ç›kmal›y›z. Ad›m ad›m gidebiliriz, halka çük engellemede hepimizin sorumlu oldu- bas›n aç›klamas› yapma özgürlü¤ünü bi-
Söylefli: Siren ‹dremen – Ayflegül O¤uz

ö¤üt verici, ak›l verici tarzda yaklaflmama- ¤umuza inan›yorum. Geçmiflteki utanc›n bir le, AB yolunda at›lan ad›mlar sa¤lad›.
m›z laz›m. Seçkinci olmamak laz›m. kez daha yaflanmas›na izin vermemeliyiz. Güneydo¤u’da ac› çeken, d›flk› yedirilen
Zehra: Pankartlar›m›z›n iplerini MHP kesti. Beyhan: “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i diye- insanlar mahkemeye baflvurup haklar›n›
Afifllerimizin üstünü TKP kapatt›, y›rtt›! Çok rek” üstü örtülü, gizli ulusalc› damarla tör- alabiliyorlar. Art›k biri içeri girdi¤i zaman
s›radan insanlar, “flurada pankart›n›z düfl- pülemeye çal›flarak, birlikte ifl yapmadan, ölüsü ç›kmayacak.
müfl” diye haber veriyorlard›, biz koflup Kürtlere yüzünü dönmeden bu ülkede solcu Beyhan: Hangi hükümet olsa AB yasa-
ba¤lamaya çal›fl›rken çevredekiler a¤aca ç›- ya da demokrat olunamaz. Solun “Kürt mil- lar› bu flekilde ç›kacakt›. AKP’yle ilgili
k›p yard›m ediyordu. Çok hofluma giden bir liyetçili¤i” diye bir bahane yaratmadan, elefltirilerimizi esirgersek, çok yanl›fl bir
fley daha oldu. ‹lk toplant›y› SHP binas›nda Türk milliyetçili¤inin üzerine gitmesi laz›m. yere düfleriz.
yapm›flt›k. CHP’den birkaç genç geldi. Zehra: Sürekli pompalanan bir fley var: Tö- Zehra: Eskiden, genifl bir sol yap›lanma
CHP’nin gençlik kollar›nda çal›flm›fllar. Par- re cinayetleri mi? Kürtler. Ama, Pakistan’da olabilir mi diyordum. fiimdi olabilir diyo-
tinin durumundan rahats›zl›k duyduklar›n›, da, Ege’de de iflleniyor. Kapkaç m›? Kürtler! rum. Ama her fleyi tart›flarak, bildi¤imiz
CHP için çal›flamayacaklar›n›, bütünüyle ke- Tüm olumsuzluklar Kürtlerin s›rt›na biniyor. sol söylemin d›fl›na ç›k›p yeni bir sol söy-
narda durman›n da AKP’ye yarayaca¤›n› Özgür: Kürt sorunu sol aç›s›ndan turnusol lem yaratabilirsek ancak...
49
k
müzi ›
dolab
Hardcore flen-rock
Gogol Bordello Super Taranta! (Side One Dummy)
Gogol Bordello’yu tutana aflk olsun. Geçti¤imiz senenin en hava-
10 albüm l› gruplar›ndand›lar. “Live Earth”te Madonna’yla “La Isla Boni-
Art Brut It’s A Bit Complicated ta”y› söylemek herkese nasip olmaz. Madonna’n›n “arkadaflla-
Balkan Beat Box Nu-Med r›m” diye hitap etti¤i, önünde e¤ildi¤i kaç fani var? “S›ra” onlara
Çar Newa Zîz gelmiflken özene bezene haz›rlanan koreografiyi harcay›p dans-
Happy Mondays Uncle Dysfunktional ç›lara kar›flan kaç kifli var? Tam da bu zaferin üstüne, yeni albüm
Hayko Cepkin Tan›flma Bitti “Super Taranta!”... Tad›ndan yenmeyecek bir albüm.
Manic Street Preachers Send Away The Tigers Yaza ve yolculu¤a yak›flt›¤› iddia edilen pek çok isim var, ama
Marc Almond Stardom Road ço¤u hayal k›r›kl›¤› yarat›yor. Asl›nda yaz›n en iyi giden Gogol
The Good, The Bad & The Queen Bordello! Geçen yaz kol kola zig-zaglar çizerek yürüyen efl-dos-
The Good, The Bad & The Queen tun flark›s› “Start Wearing Purple”ken, bu yaz ayn› kalabal›klar
The Bishops The Bishops “‹ncil okumam, pek de inanmam, kafam da acaip güzel” (“Su-
Von Südenfed Tromatic Reflexxions pertheory of Supereverything”) diye ba¤›ra ça¤›ra gezecekler
hay›rl›s›yla. Yeni flark›larda elbette Romanyal› Çingenelik de, kla-
5 flark› sik ‹ngiliz punk’› da hâkim, ancak bu sefer Amerikan hardcore
Calexico Guns Of Brixton baharat› da kat›lm›fl. Bize sorarsan›z, keflke her toprakta baflka
Coflkun Demir Koca Ç›nar baflka filiz vermifl Çingeneli¤in s›rf Romanya çiçe¤ini de¤il, hep-
Hande Yener Romeo sini alsalar, bizimkilere de el atsalar. Ama olsun, yeni albümde-
Manu Chao Rainin’ In Paradize ki “Wonderlust King” gibi flark›lar› daha uzun süreler kimselerin yapamayaca¤› aflikâr. Uzun laf›n k›sas›, Go-
God Is An Astronaut A Deafening Distance gol yan›ltmaz. Gogol’a tak›l›n, hayat›n›z› yaflay›n! – Haziran

Kelebe¤in kanatlar› Hayvan sesleriyle pop deneyleri


Arto Tunçboyac›yan Le Voyage en Armenie (‹ris) Animal Collective Strawberry Jam (FatCat) tada t›n›lar, rüya gibi uzay›p giden vokaller ve yank›lar
Robert Guédiguian’›n 2006 tarihli “Le Voyage En Armenie” Animal Collective, son birkaç y›l içinde indie piyasa- ön planda. Aç›l›fl flark›s› “Peacebone”, “Fireworks”,
(Ermenistan’a Yolculuk) isimli filmi bu y›l ‹stanbul Film Festi- s›nda önemli bir ç›k›fl yakalayan Amerikal› bir deney- “Winter Wonder Land” ve Beach Boys’vari “For Reve-
vali’nde gösterilmiflti. Filmin Arto Tunçboyac›yan taraf›n- sel pop grubu. Müziklerini anlatabilmek için psyche- rend Green” öne ç›kan flark›lar. Beach Boys gönder-
dan yap›lm›fl müzikleri de flimdi ayn› isimli CD’yle bu taraf- delic-folk, noise rock, fuzz-folk gibi terimler kullan›l›- meleri özellikle önemli, çünkü Animal Collective üye-
lara geldi. Diaspora, Ermeni kimli¤iyle kopmufl veya kurul- yor, ancak bunlardan herhangi birinin Animal Collec- leri bu gruba ve baflyap›tlar› “Pet Sounds”a tak›nt›l›-
mak istenen ba¤lar, milliyetçilik, vatanseverlik, militarizm tive’in o kendine has, tekinsiz t›n›lar›n› tam anlam›yla lar. Bafllang›ç için “Pet Sounds”un psychedelia/pop
gibi kavramlar çerçevesinde, yaflad›¤›m›z kâbusun birebir tan›mlayabildi¤ini söylemek güç. Akustik bir müzik için öncü olan özelliklerini kullan›yorlar ve bunun üstü-
anlat›m›ndan ziyade, bunlar›n yans›malar›yla yüklü film, bir ne kadar deneysel ve zorlay›c› olabilir diye düflün- ne çok katmanl› bir yap› infla ediyorlar. Müzikal aç›dan
yandan da gerçekle hayallerin birbirleriyle olan mücadele- memek lâz›m; konserleri neredeyse bir panay›r ha- sorunu olmasa da, hissel aç›dan bir eksikli¤i oldu¤u-
sini anlatmas› nedeniyle k›sa sürede çok genifl bir kitlenin vas›nda geçen Animal Collecti- nu veya tamamlanmam›fl / yar›da
be¤enisini kazanm›flt›. Lâkin filmin bu kadar sevilmesinde, ve, ço¤u progresif rock grubu- b›rak›lm›fl hissi yaratt›¤›n› söyle-
gösterime girdi¤i dönemin konjonktürü bir yana, müzikleri- nun hayalini bile kuramayaca¤› mek mümkün “Strawberry Jam”in.
nin de hakk› teslim edilmeli. Zaten bu sebeple Guédiguian, bir müzikal çeflitlilik içinde icra Son iki y›ld›r konserlerinde çald›k-
filmin müziklerini yapmak için Tunçboyac›yan’› seçmifl. Ar- ediyor flark›lar›n›. Hayvan ses- lar› yeni flark›lardan en çok be¤eni-
to Tunçboyac›yan’›n hem geçmifli ve gelenekleriyle kurdu- leri, yank›lanan sözcükler, tu- len ikisine, “Safer” ve “Street
¤u ba¤, hem de ça¤dafl olana düflkünlü¤ü “Ermenistan’a haf f›s›lt›lar, Çingene t›n›lar›, Flash”e albümde yer verilmemifl
Yolculuk”un müziklerinde de görülüyor. Film çekilmeden elektronik efektler ve bazen sa- olmas› da hayranlar› biraz k›zd›rm›-
önce bir araya gelen Guédiguian ve Tunçboyac›yan, filmin dece gitar kullanarak s›n›rlar› fla benziyor. Ayr›ca grubun esas
senaryosu üstüne epey kafa yormufl. Sonras›nda Tunçbo- her albümlerinde biraz daha adam› Panda Bear’›n enerjisinin
yac›yan, filmin kendisinde b›rakt›¤› tortuyu müzi¤e nakflet- zorluyorlar. ço¤unu geçti¤imiz aylarda yay›m-
mifl: Dürüstlük, basitlik, derinlik, sab›r, adanma, aflk ve 2003'te, az vokal, çok ve ka- lad›¤› solo albümü “Person Pitch”e
sayg›n›n hikâyesi... Neticede görüntülere hem hizmet eden r›fl›k müzik düsturuyla kaydettik- harcam›fl olmas›n›n da etkisiyle
hem de onlar›n yabanc›s› olan bu CD’de dinledi¤imiz müzik- leri “Here Comes The Indian” ile (2007’nin en iyi albüm listeleri için
ler ç›km›fl. Erivan’da kaydedilmifl 16 parçadan oluflan al- isimlerini duyurduktan sonra en güçlü adaylar›m›zdan biri oldu-
bümde tüm müzik, söz ve düzenlemeler Tunçboyac›yan’a 2004’te “Sung Tongs”la ufak çapl› bir bomba etkisiy- ¤unu belirtelim), tüm çeflitlili¤ine ra¤men “Sung
ait. Denizi olmayan Ermenistan’da kurdu¤u, isminde deniz le alternatif müzik dergilerinin favori isimlerinden biri Tongs”daki veya “Feels”daki coflkudan uzak görünü-
geçen, öyle ki sevgi, sayg›, hoflgörü idealinde birleflen her- haline gelmifllerdi. Ard›ndan gelen “Feels”la da tem- yor “Strawberry Jam”. Yine de, hiçbir fley için de¤ilse
kese aç›k bir denize gönderme yapan Armenian Navy Band poyu düflürmeyen Animal Collective’in flimdilik son bile, bu kendine özgü grubun yeni ve en elektronik al-
her zaman oldu¤u gibi bu kay›tta Tunçboyac›yan’a efllik edi- dura¤› olan “Strawberry Jam”de de çeflitlilik, uç nok- bümü olarak özel bir ilgiyi hak ediyor. – K›vanç Bilgin
yor. “Ermenistan’a Yolculuk” özelinde de¤il, genel olarak
müzik-hayat hatt›nda kurdu¤u iliflkide enstrüman›n›n ne ol-
du¤undan ziyade, anlatmak istedi¤inin ne oldu¤unu önem- Çalkala yavrum çalkala
seyen Tunçboyac›yan, bu filmin flark›lar›yla her zaman ol- Chemical Brothers We Are The Night (EMI) en aptal flekilde vücudumuzu çalkalamam›z” gereki-
du¤u gibi çözümsüzlü¤e ›fl›k tutmaya çal›fl›yor, vaat ve id- Tom Rowlands ve Ed Simons alt›nc› “DJ set”leriyle yor! Valla böyle dans edenler kendilerini YouTube’da
dialardan azade k›larak kendini. Albümün Ermeni alfabesin- karfl›m›zdalar. Her zamanki gibi birbirinden iyi misa- bulup izlenme rekoru falan k›r›yorlar, bizden söyle-
den ismini alan ABC isimli aç›l›fl parças›ndan çan sesi intro- firleriyle birlikte hem de. ‹ndie rock ekibi The Klaxons mesi...
lu “Im Achgovis”e kadar herhangi bir parças›n›n sözü ve “All Rights Reserved”e punk rock’unu ödünç veriyor, 15 senedir türlü türlü müzi¤i melezleyen, her bi-
müzi¤i üstüne tek söz söylemek kelebe¤in kanatlar›na do- ilk single “Do It Again”i taze popçulardan Ali Love ta- rinden ayr› meyve verdiren ikilimizde hafif de olsa yor-
kunmak gibi. Hele ki iki numaral› parça “Zetuni Zar” yok mu! fl›yor. Dylan’lardan, Johnny Cash’lerden el alan, grun- gunluk emareleri gözüküyor galiba –yeni plak hafif ha-
Vartan Grigorian’›n duduk kat›l›mlar›n›n duyuldu¤u her se- ge’la piflen Willy Mason’l› “Battle Scars” albümün en fif aks›yor. Ee, zaman geçmifl, atefl ister istemez ha-
ferde ise insan›n t›rmanas› geliyor Ararat Da¤›’na, ve o bize iyisi olarak parl›yor. Texas’l› rock grubu Midlake’in fiften azalm›fl, herkesten Dylan ya da Springsteen
hep hofl geldin diyor, “Yegeres Zareit” diye. Özetle durum yard›mc› pilot oldu¤u “The Pills Won’t Help You Know” “efor”u da beklenmez, ki onlar›n bile zaman zaman
fludur: Bu müziklerde kendimizden çok fley bulaca¤›z, çün- albümü kapat›yor –sanki bir Sigur Rós ve Rufus Wa- performans› düflmüyor de¤il. Hele bir de dans müzi¤i
kü ne mutlu ki “Hepimiz Ermeniyiz”... – Eray Aytimur inwright ortak yap›m›. gibi yeniliklere çok aç›k ve
Rap’çi Fatlip’in dahil oldu¤u kaygan bir zeminde hareket
Rock’n Coke’ta, yine kalburüstü isimler var. Öfkeli punk’tan “The Salmon Dance” ise edince. Sadede gelirsek,
siyasî flark›n›n rafine örneklerine do¤ru ilerleyen Manic Stre- nazar boncu¤u niyetine “We Are The Night” ortala-
et, p›trak gibi ç›kan genç gruplar aras›ndan sivrilen Franz konmufl albüme herhalde. ma bir albüm. Ancak içinde
Ferdinand, yeni albümleri “Zeitgeist”la uzun ayr›l›¤a son ve- Som bal›¤› Sam ile “yepye- gayet güzel flark›lar da mev-
ren Smashing Pumpkins, Audioslave’le yollar›n› ay›ran ni” bir dans› takdim ediyor cut. “Play”, “stop” tufllar› da
Chriss Cornell, indie âleminin s›k› ismi Badly Drawn Boy, ulus- Fatlip, bir anaokulu melodi- emrimize amadeyken, için-
lararas› DJ’imiz Erol Alkan ve pek çok memleket rock’çusu, si eflli¤inde. Bu dansta “El- den iyilerini ay›rmak bize
DJ’i 31 A¤ustos - 2 Eylül’de Hezarfen Havaalan›’nda olacak. leri bele koyup, olabilecek bak›yor. – ‹lker Aksoy

51
TORD GUSTAVSEN TR‹O ‹STANBUL’DA s›. Bir süre flark› formlar›n›n aras›nda gezin-
mek di¤er formlara yap›lacak bir yolculu¤a
ilham olabilir. Bu yine kendinizi müzi¤e b›-

Ateflle serinlik aras›nda rakmakla alâkal›. T›pk› özgürlük ihtiyac›m›z


gibi melodilere olan sevgimizi de ciddiye
al›yoruz. B
Tüm dünyada özellikle caz ve avangard müzik dinleyicilerinin bir numaral› s›¤›na¤› Sizce Kuzey Avrupa caz›n› di¤erlerin-
den ay›ran nedir?
ECM firmas› uzun bir aradan sonra Türkiye’de yeni bir temsilci buldu kendisine. Bundan Norveç d›fl›ndan insanlar bu soruyu daha iyi
böyle ECM albümleri A.K. Müzik arac›l›¤›yla yurt sath›nda da¤›t›lacak. Bu güzel haber cevapland›rabilir –benim için çeflitli Norveç
flerefine, 2007-2008 sezonu boyunca birçok ECM sanatç›s› buralarda konser verecek. projeleri aras›ndaki farkl›l›klar, benzerlikle-
Bunlardan ilki, 2005’te Akbank Caz Festivali’nde el üstünde tutulan Tord Gustavsen rinden daha çarp›c›. Yine de, son 15-20 y›lda
Trio. O günden bugüne kadroda bir de¤ifliklik yok. Piyanosu bafl›ndaki Tord Gustav- Norveç caz› di¤er co¤rafyalardaki caz müzi-
sen’e yine Harald Johnsen (bas) ve Jarle Vespestad (davul) efllik edecek. Gayet Norveçli ¤inden daha güçlü minimal duygulara sahip
görünüp Akdenizli gibi muhabbet eden üçlünün elebafl›s› Tord Gustavsen ile 3-4 Eylül olma e¤ilimi gösterdi. Müzik türleri aras›n-
daki s›n›rlar burada daha esnek. Caz di¤er
akflam› garajistanbul’da verece¤i konser öncesi internet yordam›yla sohbet ettik. birçok müzik türüyle üst üste binebilir; mo-
dern dansla, kulüp müzi¤iyle,
“Changing Places” ile bafllayan üçle- dilere b›rakmak için güçlü tutkula- ça¤dafl klasik müzikle ve popla
menizi “The Ground”dan sonra bu y›l r›m›z var. Bu kollektif ses beraber kesiflti¤i bir yol bulursunuz. Bu,
“Being There” ile noktalad›n›z. Bafl- çald›kça gelifliyor. bence, büyük bir yarat›c›l›k
lang›çta bir devaml›l›k oluflturma gibi O kollektif sesi tan›mlarken kayna¤›d›r.
bir niyetiniz var m›yd›? baflvurdu¤unuz “her notay› Oslo Üniversitesinde, mü-
Tord Gustavsen: Asl›nda son albümün sevmek” kavram› ne anlama zikoloji bölümündeki dok-
kayd› bitene kadar bu üç albümü bir bütün geliyor? tora çal›flman›zda “Do¤aç-
olarak düflünmemifltim. Ancak grubun so- Ne duymak istiyorsan onu çalmaya laman›n Diyalektik Erotiz-
und’u ve müzikal yaklafl›m› k›vam›n› bul- çal›flmak. Belki bu çalmaktan çok mi” bafll›kl› bir tez sundu-
dukça, içimde “hadi, daha ileri” diyen bir dinlemekle ve müzik sevgisinin de- ¤unuzu okuduk. Bu tezin
ses has›l oldu. rinlerine inen bir e¤ilimle alakal›. ›fl›¤›nda kendi müzi¤iniz-
2005’te “The Ground”›n ve flimdi de Kula¤a kolay gelebilir, ama asl›nda deki diyalekti¤i aç›klaya-
“Being There”in Norveç pop listelerin- bu bir ömür süren bir mücadele. bilir misiniz?
de olmas› biraz garip de¤il mi? Hem Norveç’te baz› kiliselerde çal- Benim çal›fl stilimde ateflle se-
caz dinleyicileri taraf›ndan be¤enil- d›¤›n›z› biliyoruz, kilise müzi- rinlik aras›ndaki gibi temel bir
mek, hem de pop listelerinin tepele- ¤ine karfl› ilginiz yo¤un. Müzik gerilim var. Galiba hayatla olan
rinde olmak nas›l bir duygu? ve din aras›ndaki iliflkiyi nas›l ba¤lar›mda da bu böyle. Ama
Aslolan müzi¤in kendisi ve bu müzi¤e ce- formüle edersiniz? ayn› zamanda berrakl›¤a, zara-
vap veren dinleyiciyle olan yak›nl›kt›r. Ayr›- Bizim müzi¤imiz kesinlikle tek bir fete, sonradan akla gelen dü-
ca, sat›fl tablolar› bir albümün ömrünü gös- dinle alakal› de¤il. Hem ‹skandinav flüncelere ve bofllu¤a da ihtiya-
termez –o s›ralarda piyasaya yeni ç›kan faz- hem de Amerikan H›ristiyan gelene¤inden c›m var. Biliyorsunuz, paradokslar›n aras›n-
la say›da pop albümü yoksa ve siz o hafta gelen ilahilerden ve ruhani enerjiden yo¤un da sersemce yar› yolda kalma tehlikesi her
yeterli sat›fl yapabiliyorsan›z flansl›s›n›z de- ilham al›yorum. Ama sufi müzik ve fliir de il- zaman vard›r. Mücadele, sentezleri bulmak,
mektir. Ama flunu da söyleyeyim, ilginç bir ham kaynaklar›m aras›nda. Yani bu aç›k gö- ikilemleri problem veya engel olarak gör-
sürprizdi tabii. “The Ground”›n listede bir rüfllü ruhani bir evren. Bence müzikal tecrü- mekten çok onlar› yarat›c› bir güce dö-
numara olmas›n› birçok insan beklemiyor- be ve dini tecrübe aras›nda benzerlikler ve nüfltürmektir. Bunu baflard›¤›n›zda, iflte
du. Baz› caz ve caza yak›n müziklerin daha ba¤lar var, ama bu müzi¤e minnet duymak gerçekten müzik yap›yorsunuz demek-
Söylefli: Eray Aytimur

büyük dinleyici kitlelerine ulaflt›¤›na yönelik için benim görüfllerime kat›lman›za gerek tir. T›pk› uzun süreli samimi iliflkilerde
e¤ilimler var ve bu elbette ki güzel bir fley. yok. Özgürlük ve form aras›nda yak›n bir oldu¤u gibi: Hem yak›nl›¤a hem de ser-
Trionuzu “kollektif bir ses” olarak ta- iliflki var. Prensipte, di¤er serbest caz per- bestli¤e, hem dura¤anl›¤a hem de sürp-
n›ml›yorsunuz. formansç›lar›nda oldu¤u gibi bizde de çal- rizlere ve yenili¤e, hem uzun vadeli ba-
Di¤er birçok Norveçli müzisyen gibi gayet mak özgürlükle ilgilidir. Ama karmafl›k ve k›fl aç›s›na hem de her an› yaflamaya ih-
demokratik ve kollektif bir ideolojiyle çal›yo- ucu aç›k bir form içine girmek kadar, basit tiyac›n›z vard›r. Bu ikilemler müzik ya-
ruz, ve kendimizi müzi¤in ak›fl›na ve melo- çalmak da bizim özgürlü¤ümüzün bir parça- parken de fazlas›yla mevcuttur.
52
2’den devam ›
müzik piyasas›n›n kurdu¤u bir iliflki var bir
defa. Woodstock da zaman› itibar›yla ticarî
bir iflti, ama bugün onu anmam›za sebep
olan fley, oraya müdahale eden Enternasyo-
nalist Gençlik ve yippie’lerdir, Merry Pranks-
ter’lard›r, Hog Farmer’lard›r. Zaman›n o ân›n-
da, o co¤rafyada, karfl› kültür hareketi içinde
bulunan, muhalif olan bir insan toplulu¤u bu.
Muhalifli¤i yaratan, müzikle, resimle, o ifade
tarz› neyse, onunla iliflki kuran insan›n ide-
olojik formasyonu, hayat›n baflka alanlar›yla
kurdu¤u iliflkidir, bu iliflkiyi sanat›na, 盤l›¤›-
na nas›l yans›tt›¤›d›r, enstrüman›ndan ya da
g›rtla¤›ndan nas›l bir ses ç›kard›¤›d›r.
Öngür: Sen çok teorik konufluyorsun, ben
biraz pratiklerden anlatay›m. (gülüyor) Benim
üvey o¤lum 17 yafl›ndayd›, ilk cinsel deneyi-
mini Bar›flarock’ta yaflad›. Onun gibi daha
pek çok genç var. O yafllardaki çocuklar ilk
defa özgür bir ortamda bulundular, okul bas-
k›s› yok, baba yok, flu yok, bu yok, kafalar›na
göre tak›ld›lar. Büyüdükleri zaman sa¤l›kl› in-
sanlar olacak. (gülüyor) Bizden daha sa¤l›kl›
olacaklar› kesin. Ben de öyle bir fleyi yaflaya-
bilmek isterdim, olmad›. Ama onlar› gördük-
çe çok mutlu oluyorum. Farkl› bir fleyin de
ne yaps›n, müzisyen adam, böyle para kaza- bafllang›c› bu. Bar›flarock’ta bu çok güzel ya-
nabiliyor” diyorum. Bir flekilde ara yol bulu- flan›yor, kimse kimseyi rahats›z etmiyor.
nuyor yani. Ünlü isimler d›fl›nda, Erzu- Erdi: ‹zmir’de Rock-A diye bir festival dü-
rum’dan, Adana’dan, Kayseri’den, pek çok zenlendi, Bar›flarock gibi. Bizimle iliflkiye ge-
yerden, çok iyi ifller yapan gruplar var, bun- çen, ama yeni bir fley yaratmaya çal›flan bir
lar›n baflka bir festivalde görünmesi çok zor. festival bu. Ben de orada çal›flt›m, geceleri 17
Ahibba diye bir grup var mesela, arabesk t›- yafl›nda çocuklarla güvenli¤e ç›kt›m. Orada
n›lar› da olan bir hard rock yap›yorlar, sade- gördüm ki, bir festival kitlesi oluflmufl. Örne-
ce Hatay ve Suriye’nin bir bölgesinde konu- ¤in yan çad›rda kalanlar, biri Manisa’dan, di-
flulan, unutulmufl bir Arapçayla söylüyorlar. ¤eri Gaziosmanpafla’dan iki çocuk, geçen se-
Demolar› nas›l dinleyip seçiyorsunuz? ne Bar›flarock’ta tan›flm›fllar, birlikte Rock-
Öngür: Bir sahne birimi oluflturuyoruz, fark- A’ya gelmifller, Zeytinli’ye gitmenin plan›n›
l› be¤enileri olan insanlar bir araya geliyor, yap›yorlar. Biri 16, di¤eri 17 yafl›nda.
oturup üzerlerinde konufluyoruz. “Punk’ç›lar› sevmiyoruz” dediler. Deli konse-
Erdi: Bu sene aktif bir internet sitesi infla et- rinde e¤leniyorlar ama, o ayr›. Sonuçta punk
tik, bütün gruplar›n demolar› sitede yer ald›. onlar için zengin ifli. Bunlar iflçi çocuklar›.
Bu kay›tlar dinlendi, üzerlerine konufluldu, Punk olmak demek, günümüzdeki anlam›yla,
forumda bir tart›flma yürüdü. Demolar› inter- onlarca aksesuar demek, para demek. Bu be-
net radyomuzda da sürekli döndürdük. Bar›- ama, Türkiye için yeni bir fley. Son senelerde nim a¤r›ma giden bir durum, ama buradan
flarock, yeni bir beden infla etmeye çal›fl›yor. rock yeni bafllad›. Her fley gecikmeli geliyor bir alg› gelifltirmek lâz›m.
Bar›flarock bir karfl›-festival de¤il. “Karfl›”l›¤› buraya. Türkiye daha yeni kapitalistleflmeye Öngür: Ama öyle gruplar var ki, say›lar› da
“counter-culture” gibi bir kavramdan geliyor, bafllad›. 2001 krizinden sonra köyden kente çok üstelik, insan›n umudunu yükseltiyorlar.
kendini bu kültüre dahil hisseden insanlarla göçün son dalgas› olufltu. Kapitalistleflmeye Mesela Urfa’dan bir grup getirmifltik, küpele-
forumlar, internet radyosu, toplant›lar gibi bafllayan bir toplumda da rock ister istemez ri var, saçlar uzun, ba¤lama da var, Kürtçe de
yollarla her fleyi paylafl›yoruz, bir buluflma yerini al›yor. Kaç›n›lmaz bir fley bu. Öte yan- söylüyorlar, ‹stanbul’a ilk defa gelmifller. Bel-
sa¤lamaya çal›fl›yoruz. Bar›flarock’›n bir dil dan Bar›flarock’›n rock’› da baflka bir rock Herkes için ki de internet sonras› geliflmeleri iyi anlamak
yaratt›¤›na inan›yoruz. Yeni bir muhalefetin esas›nda. Bu sene bir DJ sahnemiz var, elekt- bir fley var lâz›m. Ne zaman Anadolu’ya gitsem, benim
de yeni bir dilden, yeni bir iliflkiler a¤›ndan, ronikçiler, teknocular, hiphopçular sabaha Bar›flarock’ta, ezberim bozuldu. Bu format› kullanmak art›k
yeni eylemlerden, yeni ad›mlardan, baflka bir kadar partilerini yapacak orada. Geçen sene o kadar s›n›fsal bir fley de¤il, ö¤renmek de
eski bir hippi
fley denemekten ya da daha önce denenmifl Kardefl Türküler’i ça¤›rd›k, panik oldular, “biz zor de¤il. Buralardan bir fley ç›k›yor yani.
için de var, 17
olanlar› bugünü düflünerek kurgulamaktan burada ne yapaca¤›z” dediler, ama öyle bir Bar›flarock’›n sol kültüre bir katk›s› olur
yafl›ndaki bir
geçti¤ini düflünüyoruz. Abbie Hoffman’›n enerji koydular ki ortaya, hakikaten bir rock mu sizce?
Woodstock’ta yapabildi¤ini bugün burada performans›yd›. çocuk için de. Erdi: Benim bu kitlede gözlemledi¤im du-
yapmak istiyoruz. Hem temiz, deneysel ve Hande Yener’in kat›lmak isteyip de Mo¤ollar olarak rum –ben de dahilim buna elbette–, örgütlü
yeni bir müzik sunmak zorundas›n, hem ye- reddedildi¤i do¤ru mu? sahneye ç›kt›k, yap›larla pek bar›fl›k de¤iller. Do¤as› itibar›y-
ni bir dilin benimsenmesini sa¤lamak zorun- Öngür: Var öyle bir fley. Bizim de tutucu ta- iki tane çocuk la bir anarflizan hal var yani. Ama bu flu de-
das›n. Baz› arkadafllar›m›zdan flöyle ricalar›- raflar›m›z olabiliyor. Asl›nda düflünmek gere- varm›fl mek bir taraftan da: Spontan hareketlere çok
m›z bile oluyor: “Vokallerinize biraz dikkat kirdi. Bu sene kaç›rd›k belki, seneye inflallah. arkadafl›n aç›klar, duyarl›l›k gelifltirecekleri fleyleri çok
edin, ayn› erkek vokal tekrarlanmas›n art›k.” Herkesin çok farkl› görüflleri oluyor. Ben me- yan›nda, “kim iyi tespit ediyorlar ve bunun arkas›ndan git-
Herkesin nev-i flahs›na münhas›r bir söyleyifl sela Özdemir Erdo¤an’›n böyle bir fleye kat›l- lan bunlar, mekte herhangi bir beis görmüyorlar. Bar›fla-
tarz› olsa ne kadar güzel olur diye düflünüyo- mas›n› isterim, ama Bar›flarock’taki birçok ar- Mo¤olistan’dan rock ayn› zamanda müzikal seçenekleri art›r-
ruz çünkü. kadafl›m›n buna karfl› ç›kaca¤›n› biliyorum. m› gelmifller” d›, insanlar›n söz söyleme iste¤ini art›rd›, söz
Söyleyifle dahi müdahale edebiliyor Sonuçta, bir asgari müflterekte bulufluyoruz. demifller. söylemeleri için kürsü oldu. “Bu zaten ücret-
musunuz böyle? Erdi: Bar›flarock’›n bir sabiti yok, ifl yürürken Önemli de¤il, siz bir festival, iyi isimler ç›k›yor, gençler ta-
Öngür: Onlar nas›l bizimle tart›fl›yorsa, biz bir yandan da altta her zaman bir tart›flma herkes bir k›lmaya geliyor, içiyorlar, sevifliyorlar” gibi
de onlarla tart›fl›yoruz. Ve ülke çap›nda sürü- yürüyor. Bu sene bir elektronik, reggae-dub arada, herkes konuflmuyorum. Ama öyleyse de ne güzel!
yor bu tart›flma. sahnesi açmaya çal›fl›yoruz, ama bu sahne birbirinden Sonuçta Ahmet Kaya tiflörtlü insanlar›n linç
Bar›flarock’taki rock vurgusu da bizi teklifi geldi¤inde de bir tart›flma yürüttük. fiu bir fleyler edildi¤i bir toplumda yafl›yoruz. Sokakta iç-
hem eski bir rock tan›m›na götürüyor, tart›flmay› da yürütüyoruz: Rock niye do¤as› ö¤reniyor. mek kolay de¤il, seviflmekten bahsetmek hiç
hem de s›n›rland›r m›yormu? itibar›yla muhaliftir? De¤ildir asl›nda, baflka kolay de¤il. Bar›flarock alan› s›rf bu düzeyde
Öngür: Amerika, Avrupa için eski olabilir müzik türlerinin de olmad›¤› gibi. Müessesin, varsa bile, muhalif bir aland›r. Rock festivali
54
dedi¤imiz fley zaten bir özgürlük alan›d›r: kullan›ld›. Toplumda herkesin aç›k bir görü-
‹nsanlar burada birbirlerine bir fley anlat- fle sahip olmas›n› beklemek yanl›fl olur. Be-
maya çal›fl›yor. Bir yandan da, bir hareket nim o konularda kimseye özel bir k›zg›nl›¤›m
yürüyor burada. Anadolu’da kendili¤inden yok. Bu insanlar bir süre sonra farkl› bir gö-
oluflan Bar›flarock inisiyatifleri var. Daha rüflte de olabilirler, öyle bir zamanday›z.
‹stanbul’da afifller bas›lmadan, kendi fle- Kimseyi fazla k›namamak lâz›m. Bar›fla-
hirlerinin sokaklar›n› Bar›flarock afiflleriyle rock’›n bu alanda bir faydas› oldu¤unu düflü-
donat›yorlar. nüyorum, en az›ndan kendim için. Bu aç›kl›-
Öngür: Bana sorarsan›z Türkiye solunun ¤a çanak tutan bir ortam Bar›flarock, “gelin,
sorunu gülememekti, e¤lenememekti, cin- birlikte de¤iflelim, tart›flal›m” diyen bir festi-
sellikten uzak durmas›yd›. Geçmiflteki val. Herkes kendi ad›na yönlendirmeler yap-
mücadele ortam›nda belki bunlar do¤ald›, mak istiyor tabii, bu da kaç›n›lmaz bir fley.
ama bunu sürdürmenin de alemi yok. Bu Ben de kendi kendime yapmaya çal›fl›yorum.
noktada Bar›flarock’›n bir faydas› oldu diye ‘60’larda, ‘70’lerde kendimce yaflad›¤›m ef-
düflünebiliriz. saneleri yeniden yaflamaktan hofllan›yorum.
Bar›flarock bu sene enternasyonalist Bir örnek vereyim, saçma ama, ben tad›n› ç›-
bir kimli¤e de bürünüyor, yurtd›fl›n- kard›m. Geçen sene saat 12’de bafllayacakt›
dan konuklar da a¤›rl›yor... festival, bafllang›ç için bir play-list haz›rla-
Erdi: “Bar›flarock niçin uluslararas› de¤il” d›m. Acayip bir günefl. Beatles’›n “Here Co-
dendi uzun süre. Bizim derdimiz hep bir mes The Sun King” diye bir flark›s› var, onu
a¤ infla etmek oldu. Bar›flarock kendini alter- ö¤rendim ve çok rahatlad›m. Senelerdir hal- koydum, kimse benim yaflad›¤›m fleyi alg›la-
natif küreselleflme hareketine, bunun dünya- ledemedi¤im fleyleri halletti¤imi görüyorum. mad›, kimse gelip de “kim bu, ne anlat›yor”
daki etkilerine ba¤l›yor. Uluslararas› bir ifade- Benim böyle bir aidiyet ba¤›m var Bar›fla- diye sormad›, halbuki ben öyle olsun diye ha-
sini bulacaksa, bu ifadeyi sosyal forumlarda rock’la. Öte yandan, Küresel BAK, küresel yal etmifltim, ama yine de kendimce bunun
buldu Bar›flarock, en son Avrupa Sosyal Fo- ›s›nma karfl›t› eylem grubu, sosyal forumlar, tad›n› ç›kard›m. Herkes için öyle bir nokta var
rumu’nun da kat›l›mc›s› oldu. Orada stand› Bask›n Oran kampanyas›... Buralardan bir orada. Eski bir hippi için de var, 17 yafl›ndaki
açt›k, duruyoruz, bir amca geldi, bakt›, “y›l- gençlik kesimi yetifliyor, Bar›flarock da onla- bir çocuk için de. Mo¤ollar olarak sahneye
lard›r sizi ar›yorum” dedi. Hindistan’dan, r›n festivali, yeni geliflen bir hareketin parça- ç›kt›k, iki tane çocuk varm›fl arkadafl›n ya-
Coca Cola karfl›t› bir köylü kampanyas›n- s›. Yaflad›¤›m›z y›llar›n bir ihtiyac› bence. n›nda, “kim lan bunlar, Mo¤olistan’dan m›
dan geliyormufl. 2003’te bizden haberleri ol- Sizin kufla¤›n›z›n büyük bir bölümü, gelmifller” demifller. (gülüyor) Önemli de-

Söylefli: Merve Erol


mufl. Onlarla hâlâ görüflüyoruz, ne yapt›kla- Selda’dan Edip Akbayram’a, Rahmi Sal- ¤il, herkes bir arada, herkes birbirinden bir
r›n›, en son neredeki fabrikay› indirdiklerini tuk’tan Bulutsuzluk Özlemi’ne,cumhu- fleyler ö¤reniyor burada.
biliyoruz, eylem al›flverifli yap›yoruz. Müzik riyet mitinglerinde sahneye ç›kt›. Bu Kufla¤›n›z›n müzisyenleri nas›l bak›-
aç›s›ndan da böyle. “Hadi bir ‘isim’ getirelim, durumu nas›l görüyorsunuz? yor sizin Bar›flarock’taki çaban›za?
Bar›flarock art›k ‘olmufl’ bir festivaldir” diye- Öngür: Öyle kar›fl›k bir dönemde yaflad›k ki, Öngür: Büyük ço¤unlu¤u, kafay› yemifl,
meyiz. Boikot’la kurdu¤umuz iliflki de “biz dezenformasyon, manipülasyon, her türlü fley enayi biri olarak bak›yor. (gülüyor)
bir festival yap›yoruz, kat›l›r m›s›n›z” fleklinde
olmad›. Grubun sitesine ilk girdi¤imizde
“Macaristan’da flu festivale gidece¤imizi ta-
ahhüt etmifltik ama, kat›lan flu flu grubun
milliyetçi bir grup oldu¤unu tespit ettik, fes-
Notal› dayan›flma, rotal› mücadele
tivalde yer alm›yoruz” yaz›s›n› gördük. “Biz 24-25-26 A¤ustos günleri aras›nda, yapacak, klasik hard rock gelene- bümünü yay›nlam›fl olan Farzad
burada bir festival yap›yoruz, bu festival da- yine Sar›yer Mehmet Akif Ersoy ¤inden el alan Aduuket, ‹zmit’ten Golpayegani ve ‹rlanda temsilcisi,
yan›flma kültürüyle büyüyor, flunlara flunlara piknik alan›nda düzenlenecek olan folk’a, funk’a aç›k bir rock ç›karan ak›flkan post-punk’lar›yla oldu¤u
da karfl›” dedik onlara. Amparanoia’yla yap- Bar›flarock’ta 61 müzik grubu sah- Hariçten Gazelciler, kanunî rock’la- kadar mesaj›n› esirgemeyen gör-
t›¤›m›z sohbet de bu, Sergent Garcia’yla da. ne al›yor, 30 tiyatro grubu icray› sa- r›yla daha ilk albümde parlayan Ef- selleriyle de el üstünde tutulan God
Kimi uygundu gelebilmek için, kimi de¤ildi. nat eyliyor. Bu sene reggae, hip- sun, Taner Öngür’ün Ahmet Hamdi Is An Astronaut. K›demli metal
New York’ta ‹slâm co¤rafyas›nda Bat› men- hop, elektronik türevleri için bir Tanp›nar fliirleri, semah gibi ilgi gruplar›m›zdan Abraxas, Kardefl
fleli müzik ve muhalif hareketler alan›nda ça- parti çad›r› da düflünülüyor. Yiye- alanlar›n› de¤erlendirdi¤i yeni pro- Türküler’in rock’a meyilli alt grubu
l›flan bir profesör var, o bizimle iliflki kurdu, cek-içecek, çad›r imkân› zaten je grubu Kaptan Zaman sahneyi sü- Proje ya Bajar, Bulutsuzluk Özlemi
festival hakk›nda bir tez de yazd›rm›fl, M›- mevcut... rükleyecek, son zamanlardaki kla- Demir Demirkan ve Ogün Sanl›soy
s›r’dan gelen Massar Egbari ve ‹ran’dan ge- Bu sene Bar›flarock’ta iki sah- sik müzik enstrümanlar›n›n bask›n- da ayn› gün sahne alacak.
len Farzad Golpayegani’yle onun sayesinde ne yer alacak: Rock tarihine malol- l›¤›yla heavy metal yapma e¤ilimi- Pazar gününü Zeytinli’de de
mufl iki gitar tonundan mülhem, nin TC temsilcisi Senfonia kapan›fl› test edilen Avustralyal› funky rock
iliflki kurduk. God Is An Astronaut’la da ben-
Mavi Duman ve Kadife Çekiç sah- yapacak... grubu 6hr Sundae, East 2 West, Ca-
zer bir süreçten geçtik. Fas’tan, Pakistan’dan
neleri. Mavi Duman sahnesinde, Kadife Çekiç sahnesinin konuk- hit Berkay ve yeni yol arkadafllar›
gruplarla da iliflkiye geçtik. ‹stedi¤imiz a¤ cuma günü Erzurum’dan mizah do- lar› daha a¤›r, daha iddial›. Ayr›ca, Zan, nihayet müzi¤e daha fazla za-
böyle bir fleydi. Uluslararas› savafl karfl›t› ha- zu yüksek bir rock ç›karan Kiral›k a¤›r rock’un yan›nda, burada çeflit- man ay›rmaya karar veren, y›llar
reketin içinde olan, yüzü baflka bir yere dö- Orkestra, Kayseri’den Narkoz, ‹s- li etnik sesler de, yurtd›fl›ndan ge- sonra ilk defa Bar›flarock sahnesi-
nük olan insanlar›, kardefllerimizi ar›yoruz. tanbul usûlü punk’›n kuvvetli ismi len gruplar da takip edilebilecek. ne ç›kacak olan Hakan Kurflun,
Ülkesinde büyük sat›fl rakamlar›na ulaflan, Kara Günefl, ilk albümündeki Terzi Cuma gününün ilk konu¤u, kemen- Kürtçe rock’un en güzel örneklerini
burada da hayranlar› olan isimler de¤il belki Fikri’li, Nouma’l› flark›lar›yla, ser- çeyle tulumu davulla bas›n yan›na vermeyi sürdüren Çar Newa, tecrü-
bunlar, ama bizim kardefllerimiz. Bu bir mü- best stil sahneleriyle, mülâyim, do- yak›flt›ran, Kâz›m Koyuncu’nun gü- beli ekip Ifl›¤›n Yans›mas›, flark› ya-
zik eylemi, ama uluslararas› alanda sadece ¤açlamaya aç›k rock’uyla sükse zel miras›n› de¤erlendiren Marsis, zarl›¤›n›n emektar, ama kitlesel ola-
müzisyenlerle konuflmuyor Bar›flarock. Ba- yapan Dinar Bandosu dikkat çeki- thrash metal kontenjan›ndan Dirty rak yeni simalar›ndan Bertu¤ Ce-
¤›ms›z medya hareketleriyle de konufluyor. yor. Cumartesi ayn› sahnede Kad›- Black. Death boyutundan Soul mil, “ÖSS” flark›s›yla tafl› gedi¤ine
‹nternet ba¤lant›s› kurabilirsek, Bar›flarock iki köy’den Anadolu’dan kâm alan, Sacrifice, flark› yazarl›¤›nda nev-i koyan, ilk albümlerini de yeni yay›n-
sitede canl› yay›nlanacak: Biri Zapatistalar›n psychedelic bir garaj grubu gibi flahs›na münhas›r bir yerde duran layan Deli son günün tansiyonunu
sitesi, di¤eri de ‹spanya’da Bask bölgesi ses veren Kad›köylü Mai grubu var. Nev, M›s›r’dan Mazhar Eqbari, ge- art›racak. Bu günün iflbirli¤ine giri-
gruplar›n›n bir araya geldi¤i bir site. Eskiflehir’den Yeni Harman, flütlü, ceyi yumuflakça kapatacak olan flecek ikilisi de Yaflar Kurt ve Arto
“Bar›flarock aktivisti” diye bir kavram mandolinli, sakin bir rock üreten Bülent Ortaçgil günün di¤er önemli Tunçboyac›yan, yani Yash-ar. Fes-
has›l oldu. Böyle bir aidiyet duygusu da Teneke Trampet, Bursa’dan Yolge- isimleri. ‹ki de ilginç teflrik-i mesa- tivalin kapan›fl›n›ysa ‹spanya’n›n
oluflturuyor mu Bar›flarock? zer, eli yüzü düzgün rock’lar›yla se- iye tan›k olaca¤›z burada: Anima ve Bask bölgesinden Boikot yapacak.
vilen, kurduklar› albüm da¤›t›m Gevende, akustik bir formatla Aylin Yani Bar›flarock, direniflçi, devrim-
Öngür: Ben Bar›flarock’ta, elefltirildi¤im za-
a¤›yla ayakta alk›fl› hak eden Zar- Asl›m ve Yakup beraber sahne ala- ci, cay›r cay›r bir punk gösterisiyle
man dinlemeyi, kendimi tartmay›, kendimi
danadam günün di¤er a¤›r toplar›. caklar... flaha kalkacak, “Çav Bella”lara,
hakl› görüyorsam fikrimi sonuna kadar sa- Pazar günüyse Mavi Duman sah- Cumartesi günü iki yurtd›fl› ko- “Hasta Siempre”lere yeni zaman
vunmay› ö¤rendim. Ellili yafllar›n sonuna nesinin aç›l›fl›n› punk grubu Ay›lar nuk var: ‹ran’da ilk resmî metal al- türküleri efllik edecek...
yaklaflan biri olarak son dört senede çok fley
55
Yak›n plân› severim. Kamera ne kadar yak›nlafl›rsa, yüzümü ç›p-
laklaflt›rmak, derinin alt›ndakini, gözlerin arkas›ndakini, zihnin
içindekini göstermek için o kadar çok çabalar›m. Düflüncelerin
oluflumlar›n› göstermek isterim. Ingmar’la çal›flmak kendimi kefl-
fetmek üzere ç›kt›¤›m bir yolculuktur. Her ne kadar kendi kendi-
me bir rol yapt›¤›m› söylesem de kim oldu¤umu, ne oldu¤umu
gizleyemem. Seyirciler, özdeflleflme an›nda, bir rolle, bir oyun-
cuyla de¤il, bir kifliyle karfl›lafl›rlar. Bir çehre vard›r karfl›lar›nda.
“Bu kad›n› biliyorum. Bu gördü¤üm fleyi ben de yaflad›m. Pay-
laflmak istedi¤im fley bu.”
Art›k ne makyaj, ne saç, ne de güzellik mühimdir. Bunlar›n çok
daha ötesine giden bir fley vard›r. Bir kamera Ingmar’›nki kadar
yaklaflt›¤›nda, sadece bir yüz göstermez, o yüzün görmüfl oldu-
¤u hayat› gösterir. Aln›n gerisindeki düflünceleri, yüzün kendisi
hakk›nda bilmedi¤i fleyleri gösterir; seyirci onlar› görür ve tan›r.
Özel hayat›m›zda da öyle olmas›n› isteriz, gerçekten ne
oldu¤umuzu karfl›m›zdakinin alg›lamas›n› isteriz. Ingmar’la film
çekmek benim için böyle bir deneyimdir.
Liv Ullmann,
“Changing” (De¤iflim), 1976.

“The Virgin Spring”, Ingmar Bergman (1960)


Michelangelo Antonioni (29 Eylül 1912-30 Temmuz 2007) ve Ingmar Bergman’›n (14 Temmuz 1918-30 Temmuz 2007) an›s›na.

You might also like