You are on page 1of 19

1980 SONRASI TÜRKİYE’DE KONUT POLİTİKALARI: TOPLU KONUT İDARESİ

BAŞKANLIĞI (TOKİ) GECEKONDU DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI

Mustafa KARA
Çanakkale Onsekiz Mart Üniverisitesi
Hamit PALABIYIK
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Özet
Türkiye‟de devletin 1950‟li yıllardan beri sürdürdüğü konut politikası, genel anlamda,
ekonomik krizlerin aĢılmasında ve farklı sektörlerdeki sermaye birikimlerinin yaratılmasında
kent topraklarını ve konut üretimini bir araç olarak kullanmak yönünde olmuĢtur. 1984
yılında dar gelirli aileler için konut üretmek amacıyla kurulan TOKĠ BaĢkanlığı, zamanla,
piyasa için konut üretimini destekler hale gelmiĢtir. Ancak son yıllarda BaĢkanlık
projelerinde, düzenli kentleĢme, konut ve kentsel dönüĢüm konularına önemli yer verilmiĢ;
2003 yılından itibaren yapılan yasal düzenlemelerle de TOKĠ konut ve kentsel dönüĢüm
politika ve uygulamalarında önemli bir aktör haline gelmiĢtir. Bu kapsamda bu çalıĢmada
1980 sonrası Türkiye‟de konut politikaları ve gecekondu dönüĢüm uygulamaları
incelenmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Konut, konut politikası, Toplu Konut Ġdaresi (TOKĠ), gecekondu
dönüĢüm.

AFTER 1980 HOUSING POLICIES IN TURKEY: HOUSING DEVELOPMENT


ADMINISTRATION (TOKİ) GECEKONDU TRANSFORMATION CASES

Abstract
In Turkey, housing policy, since the 1950s, has been directed in the direction of using city
land and housing production to overcome the economic crisis and to create capital
accumulation in different sectors by the government. TOKI, which was established to produce
housing for limited income families in 1984, moving away from this goal, has become
supportive of the general market for the housing production. However, in last years planned
urbanization, housing and urban transformation applications were given an important place;
since 2003, with the legal regulations, TOKI has been one of the most important actors in the
housing and urban transformation national policy. In this context, housing policies and
gecekondu transformation practices, after 1980 in Turkey, are examined in this study.

Key Words: House, housing policy, Housing Development Administration (TOKĠ),


gecekondu transformation.
GİRİŞ
Bir kentin varlığının temel simgesi konutlardır ve kentlerin fiziksel yapısı içinde en büyük
pay ise konut alanlarına aittir. Örneğin, Türkiye‟de 2001 yılı itibariyle “Kullanma Amacına
Göre Yeni ve Ġlave Yapıların Toplam Ġçindeki Oranları” açısından konutlar %90‟ dan fazla
bir oranla birinci sırada yer almaktadır (TÜĠK, 2008: 361). Bununla birlikte konut, yalnızca
bir barınak değil; aynı zamanda bireyin ve ailesinin mahremiyetinin korunduğu, bireyin
kendisini güvende hissettiği, sağlıklı bir yaĢam sürebilmek için enerji topladığı bir mekan; ve
insanın bireysel varlığının da etkin güvencesidir (Bayraktar, 2007: 11).

Konut kentlerdeki fiziksel büyüklüğüne bağlı öneminin yanı sıra ekonomik anlamda da
dünyada önemli yere sahiptir. Ülkelerin konut harcamalarının hane halkı gelirindeki payı
ülkelerin sosyo-ekonomik yapısına bağlı olarak %10-30 arasında değiĢmekte ve yaratılan
servetin %20-50 kadarı konut sektöründe tutulmaktadır. Konuta bağlı olarak diğer sektörlerde
doğan hizmetlerin, ulusal gelirin %5-10‟u arasında değiĢtiği göz önüne alındığında, konut
yatırımları ve konut hizmetleri ülke gelirinin %7-18‟i arasında pay tutmaktadır. Konut
sektöründe istihdam, geliĢmekte olan ülkelerde ekonomik aktif nüfusun %1-3‟ünü, geliĢmiĢ
ülkelerde %3-6‟sını kapsamaktadır (TOKĠ, 2006a: 3-4). Ancak bu önemine karĢın, I. Dünya
SavaĢı‟na gelinceye kadar, devlet, halkın konut gereksinmesiyle yakından ilgilenmemiĢ;
yalnızca barınma koĢullarının sağlık ve ahlak yönünden serbest piyasada ortaya çıkan
sakıncalarla uğraĢmakla yetinmiĢtir (KeleĢ, 2008: 427-428).
Konut edinmeye iliĢkin haklar, ilk olarak 1948 tarihli Ġnsan Hakları Evrensel
Beyannamesi‟nin 25. maddesinde “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için
beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır” Ģeklinde yer almıĢtır. “Konut hakkı”nın
evrensel düzeydeki kabulü, diğer uluslararası sözleĢmelere de temel oluĢturmuĢtur. Bu
kapsamda Avrupa Sosyal ġartı, taraf devletlere konut hakkının etkili bir Ģekilde
kullanılmasını sağlayıcı politikalar geliĢtirme görevi yüklemiĢtir (Bayraktar, 2007: 18).
Dünya çapında kasaba ve kentlerin hızla büyümesi ve sosyal, politik, kültürel, çevresel
trendlerin bu büyümeyi olumlu ve olumsuz yönde etkilemesiyle 1950‟lerde dünya nüfusunun
1/3‟ü kentlerde yaĢamaya baĢlamıĢ, bu oran 50 yıl sonra 2/3‟e yükselmiĢtir. 2050‟ye kadar 6
milyar insanın kentlerde yaĢayacağı tahmin edilmektedir. Kentler bir yandan ulusal üretim ve
tüketimin büyük kısmının merkezi durumundayken, diğer yandan da hastalık, suç, kirlilik,
yoksulluk ve toplumsal huzursuzluklar gibi olumsuz gündemlerin de kaynağı konumundadır.
GeliĢmekte olan ülkelerde, slum/gecekondu sakinleri toplam nüfusun yarıdan fazlasını
oluĢturmakta ve bu nüfusun çok az bir kısmı barınak, su, sağlık ve eğitim hizmetlerine
eriĢebilmektedir. Sürdürülebilir kentleĢme 21. yüzyılda küresel topluluğun yüz yüze geldiği
acil çözüm bekleyen bir konu haline gelmiĢtir (www.unhabitat.org).

Ġlki 1976 yılında Kanada‟nın Vancouver kentinde yapılan HABITAT I toplantısında kalkınma
yolundaki ülkelerin karĢılaĢtıkları kentleĢme ve konut sorunlarının çözümüne katkıda
bulunmak, yerleĢme/iskan konularında uluslararası çapta iĢbirliği ve eĢgüdüm sağlamak
amacıyla BM içerisinde uzmanlaĢacak bir “merkez” oluĢturulmasına karar verilmiĢ, 1977
tarihinde de “BirleĢmiĢ Milletler Ġnsan YerleĢimleri Merkezi (UN-HABITAT)” ve “BirleĢmiĢ
Milletler Ġnsan YerleĢimleri Komisyonu (UNCHS)” kurulmuĢtur. UN-HABITAT‟ın stratejik
vizyonu dört temel direk üzerine kurulmuĢ olan “slum/gecekondusuz kentler” hedefine
ulaĢmaktır. Bu strateji; “a) küresel normların desteklenmesi, b) bilgilerin analizi, c) çözüm
için alan araĢtırmaları ve d) finansman”dan oluĢmaktadır. Örgüt yaptığı araĢtırma, yayın ve
etkinliklerle dünya konut politikalarının belirlenmesinde önemli bir aktör konumundadır
(KeleĢ, 2008: 429-430; www.toki.gov.tr-b; www.unhabitat.org).
HABITAT II Dünya Konferansı ise 1996 yılında Ġstanbul‟da yapılmıĢtır. Konferansta, kentsel
ve kırsal yerleĢimlerin sürdürülebilirliği, yeterli barınak ve konut sorunları global düzeyde
sorgulamıĢ, ülkelerin bu sorunlarla baĢ edebilmesi için yönetsel, toplumsal ve ekonomik bir
dizi çağdaĢ politika ve reforma iĢaret edilmiĢ, aynı zamanda “Herkese Yeterli Konut” ve
“Sürdürülebilir Ġnsan YerleĢimleri” konularına odaklanılmıĢtır (Akay, 1996: 18). HABITAT
II, insan yerleĢimlerine iliĢkin sorunların çözümü için, bu yerleĢimlerdeki tüm tarafların, yani
yerel yönetimler, özel sektör, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluĢlarının etkin katılımını
gerekli bulmaktadır (Torunoğlu, 2008).
Avrupa‟da da konut, çözüm bekleyen bir sorun olarak gündemdeki yerini ve önemini
korumaktadır. Bunun temel nedeni Avrupa‟nın farklı coğrafyalarında yaĢayan nüfusun
kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasal yapısının farklı olmasıdır. AB ülkeleri konut sektörünün
yarattığı ekonomik büyüklüklerin serbest piyasa dengelerini bozmamasına buna karĢın
sosyalleĢtirilmiĢ yapısının da korunmasına büyük önem vermektedirler. Bu nedenle konutun,
sektörel olarak genel ekonomik dengeler içinde nasıl bir yer alacağının saptanması da
Avrupa‟nın büyük nüfuslu ülkeleri açısından daha da önemli bir hal almıĢtır. (Dinçer, 2003:
92-93).
Avrupa konut politikası üzerine 1990‟ların ortalarından itibaren çok sayıda yayın yapılmıĢtır.
Her yayının kendi bakıĢ açısının ve hedeflerinin olmasına karĢın, bu yayınlar devletin konut
politikaları ve konut sunum sistemlerinde bir değiĢim olduğu üzerinde birleĢmektedir.
Avrupa‟daki geliĢmeler serbest piyasanın ve sivil toplumun etkin olduğu bir safhada devlet
gücü ve kontrolünün geri geldiğini göstermektedir (Doherty, 2004: 253). Kleinman da
(Kleinman, 2002: 341) gelecekte Avrupa çapında geniĢ bir refah devleti geliĢeceğini, bununla
birlikte, Avrupa giriĢiminin gelecekteki sosyal politika gündeminin daha marjinal olacağını
belirtmektedir. Bu gündem ekonomi politikası ile sosyal politikanın kesiĢiminde duran
konutla ilgili politikaları da kapsayacaktır.
Avrupa Birliği‟nin üye ülkeler nezdinde oluĢturduğu politikaların Avrupa fiziksel mekanını
yeniden düzenlemesine, sınır ötesi uygulamaların üye ülkeleri bağlar hale gelmesine karĢın,
Birliğin konut politikasına iliĢkin resmi bir düzenlemesi bulunmamaktadır. Bu konuda
düzenleme yapma yetkisi her üye devletin kendisine bırakılmıĢtır. Lizbon Hedefleri ve Kok
Raporu‟nun? arka planına karĢın AB‟nin aslında ev sahipliği oranlarını artırmaya yarayan üye
devletlere yönelik “gizli bir konut stratejisi” geliĢtirdiği ileri sürülmektedir (Doling, 2006:
35).

Türkiye‟de ise, devletin 1950‟li yıllardan beri sürdürdüğü konut politikası ekonomik krizlerin
aĢılmasında ve farklı sektörlerdeki sermaye birikimlerinin yaratılmasında kent topraklarını ve
konut üretimini bir araç olarak kullanmak yönünde olmuĢtur (Dinçer ve Özden, 2002: 103).
1984 yılında dar gelirli aileler için konut üretmek amacıyla kurulan TOKĠ, zamanla bu
amacından uzaklaĢarak piyasa için konut üretimini destekler hale gelmiĢtir. 2003 yılından
itibaren, merkezi yönetim yaptığı yasal düzenlemelerle konut ve düzenli kentleĢmeyi ön plana
çıkarmıĢ ve TOKĠ‟yi konut ve kentsel dönüĢüm konularında baĢat aktör konumuna
getirmiĢtir. Ancak konut ve kentsel dönüĢüm/gecekondu dönüĢümü konusundaki faaliyetler
baĢta ilgili meslek odaları olmak üzere çeĢitli kuruluĢlarca eleĢtirilmektedir.
Bu kapsamda çalıĢmada ilk olarak, Türkiye‟de 1980 sonrası konut politikaları 1980-2002
arası politikalar ve 2003 sonrası politikalar Ģeklinde iki aĢamada incelenerek TOKĠ‟nin bu
politikalardaki yeri ortaya konmuĢ; ikinci olarak ise kentsel dönüĢüm kapsamında TOKĠ
tarafından uygulanmakta olan gecekondu dönüĢüm uygulamaları incelenmiĢtir. Son olarak,
kentsel yenileme/gecekondu dönüĢüm uygulamaları konusundaki baĢlıca eleĢtiriler dikkate
alınarak bazı önerilerle konu tamamlanmıĢtır.

1980 SONRASI TÜRKİYE’DE KONUT POLİTİKALARI

1980-2002 Arası Konut Politikaları


Türkiye‟de kentleĢme süreci iki önemli dönüm noktasından geçmiĢtir. Bunlardan ilki
Cumhuriyetin ilanı, diğeri de II. Dünya SavaĢı sonrasında yaĢanan sanayileĢmedir. SavaĢ
sonrasında yaĢanan göçler konut sıkıntısı, gecekondulaĢma, kaçak yapılaĢma ve plansız
büyüyen kentler gibi sorunları beraberinde getirmiĢtir. TÜĠK verilerine göre; 1927 yılında
Ģehir nüfusu %24.22 iken, 1960‟ta %31.92‟ye çıkmıĢ ve 1980‟lerde köy ve kent nüfusu
eĢitlenme sürecine girmiĢtir. 2000 yılı sayımına göre ise Türkiye nüfusunun %64.90‟ı
kentlerde yaĢamaktadır (www.tuik.gov.tr, 2009). Bu dönemin kendi içindeki önemli bir
kavĢak, 1980 yılına rastlamaktadır. Dünya Bankası verilerine göre; Türkiye, 1980-2000 yılları
arasında, dünyada kentleĢme oranı en yüksek üçüncü ülkedir (Bayraktar, 2006: 101-102).
Konut konusuna ilk kez 1961 Anayasası‟nın 49. maddesinde “devlet yoksul ve dar gelirli
ailelerin sağlık Ģartlarına uygun konut ihtiyaçlarını karĢılayıcı tedbirleri alır” Ģeklinde yer
verilmiĢtir. 1982 Anayasası‟nın “Konut Hakkı” baĢlığını taĢıyan 57. maddesinde ise; Devlet,
Ģehirlerin özelliklerini ve çevre Ģartlarını gözetleyen bir planlama çerçevesinde, konut
ihtiyacını karĢılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teĢebbüslerini destekler” denilmiĢ
ancak, 1961 Anayasası‟nın yoksul ve dar gelirlilere öncelik veren anlayıĢı terk edilmiĢtir.
1983 seçimleri sonrasında kurulan hükümet, konut politikası açısından yeni bir dönemin
baĢlangıcı olmuĢtur. Bu dönemde büyük ve düzenli kent parçalarını gerektiren toplu konut
politikası benimsenmiĢ ayrıca konut kooperatiflerine kredi desteği sağlanmıĢtır. Döneminin
iki önemli uygulamasından birisi, 1984 tarihli Toplu Konut Kanunu‟nun çıkarılması ve
kooperatifçiliğin desteklenmesi, diğeri de Türkiye Emlak Bankası‟nın yapısına iliĢkin yapılan
düzenlemelerdir (Bayraktar, 2006: 167-168).

Toplu Konut Kanunu ve Kooperatifçiliğin Desteklenmesi: Ülkemizin yaĢadığı hızlı nüfus


artıĢı ve hızlı kentleĢme nedeniyle oluĢan konut ve kentleĢme sorunlarının çözülmesi,
ekonominin canlandırılması amacıyla ve Anayasasın 57. maddesi gereği 2985 sayılı Toplu
Konut Kanunu çıkarılmıĢtır. Aynı zamanda Toplu Konut Fonu oluĢturulmuĢ ve bu fonu idare
etmek üzere, genel idari bütçe dıĢında, tüzel kiĢiliğe sahip Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı
Ġdaresi BaĢkanlığı kurulmuĢtur (TOKĠ, 2006b: 1). Kanunun amaçları Ģunlardır (Bayraktar,
2006: 169; 2007: 15):

 Öncelikle alt gelir grubu ve orta gelir grubundaki konut sahibi olmayan vatandaĢların
ev sahibi olmalarını sağlanması.

 Gecekondu bölgelerinin tasfiye ve dönüĢümüyle altyapı hizmetlerinin sağlanacağı


yeni iskan alanlarının yaratılması konularında alternatifler geliĢtirilmesi.

 Konut inĢaatları için ihtiyaç duyulan finansmanın temini.

 Konut üretimi ve kentleĢmeye ayrılacak mevcut kamu kaynaklarının dağınıklıktan


kurtarılması ve bir bütünlük içinde etkili bir Ģekilde kullanılması.

 Yeni kaynaklar sağlanması ve yerinde bir kullanımla konuta ayrılan bütün kaynakların
harekete geçirilmesidir.
Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı‟nın iĢlevi, Türkiye‟de konut üretim sektöründe faaliyet
gösteren konut üreticilerine ve kooperatiflere örnek teĢkil etmek, model oluĢturmak ve bunları
kredi yoluyla desteklemektir. Ġdare, yürüttüğü faaliyetlerle ülkemizde konut teknolojisinin ve
konut finansmanının geliĢmesinde etkili olmuĢ, önemli konut üretim modellerinden biri haline
gelmiĢtir. Toplu Konut Fonu‟nun 1993 yılında Genel Bütçe kapsamına alınmasıyla, idarenin
konut sektörüne yaptığı katkı azalmıĢtır. 2001 yılında 4698 sayılı Kanun ile Konut
MüsteĢarlığı kurulmuĢ, arsa ve konut üretimi ve kredilendirilmesi konularında deneyim sahibi
olan Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü ve TOKĠ, MüsteĢarlığa bağlanmıĢtır. 2002 yılında ise 4684
sayılı kanunla Toplu Konut Fonu Tamamen yürürlükten kaldırılarak, TOKĠ, Bayındırlık ve
Ġskan Bakanlığı‟nın bağlı kuruluĢu haline getirilmiĢtir (Bayraktar, 2006: 170-171).
KuruluĢundan itibaren ülkenin yerleĢim ve konut politikalarının belirlenmesi ve
uygulanmasında en önemli kurum olan TOKĠ, ülkemizdeki konut teknolojisinin ve konut
finansmanının geliĢmesinde etkili olmuĢtur. 1983-2002 yılları arasında 940.000 konuta kredi
desteği sağlayan TOKĠ 43.145 konutu da bizzat üretmiĢtir. Bu olumlu geliĢmelere karĢın,
Toplu Konut Fonu‟nun 1993 yılında Genel Bütçe kapsamına alınması ve 2002 yılında da
tamamen kaldırılmasıyla idare, konut üretiminden uzaklaĢmıĢtır. Ülkemizdeki hızlı kentleĢme
ve ruhsatsız yapılaĢma eğilimi ise durmamıĢ, dar ve orta gelirli vatandaĢların nitelikli konut
ihtiyacı artmıĢtır (Bayraktar, 2007: 16).

Türkiye‟de konut kooperatifçiliği 1934 yılında kurulan ilk konut kooperatifiyle baĢlamıĢ,
1969 yılında yürürlüğe giren Kooperatifler Yasası ile yaygınlaĢmıĢtır. Özellikle, 1984
yılındaki Toplu Konut Kanunu sonrasında Toplu Konut Fonunun iĢletilmesi ve Toplu Konut
Ġdaresinin kurulması, konut kooperatifçiliğinin kurumsallaĢmasında önemli bir dönüm noktası
olmuĢtur. 1984 öncesi yılda ortalama 140 kooperatif kurulurken, Toplu konut Fonundan
sağlanan krediler sonucu 1984 sonrası dönemde yılda ortalama 2700 kooperatif kurulmuĢtur.
Toplu Konut Fonundan kredilendirilen konutların %84‟ü kooperatifler ve konut yapımcıları
eliyle üretilmiĢtir. TOKĠ, ayrıca yerel yönetimlere de toplu konut üretimi için kredi vermiĢ; iki
kooperatif merkez birliğine ve bir sosyal yardımlaĢma vakfına da alt yapılı ucuz arsa tahsisi
yapmıĢtır. TOKĠ tarafından kooperatiflere, belediyelere, Ģahıslara ve Ģehit ailelerine yönelik
olarak 950 bin konuta kredi sağlanmıĢtır. Ġlerleyen yıllarda ise kooperatif inĢaatlarının
tamamlanması 84-96 aya kadar çıkmıĢ, taksitler ödenemez duruma gelmiĢ ve kooperatifçiliğe
duyulan güven azalmıĢtır. TOKĠ ülkemizdeki kooperatif uygulamalarının sorunlarını dikkate
alarak; yarım kalan inĢaatların tamamlanması amacıyla 2003‟ten itibaren tamamlama kredileri
vermektedir (Bayraktar, 2006: 173-174).
Emlak Bankası’nın KİT’e Dönüştürülmesi: Türkiye Emlak Kredi Bankası 1984 yılında Kamu
Ġktisadi Devlet TeĢekkülüne dönüĢtürülmüĢtür. 1988 yılında da, Bakanlar Kurulu
Kararnamesi‟yle Anadolu Bankası ile birleĢtirilmiĢ ve adı Emlak Bankası olmuĢtur. Bu
uygulamayla uluslar arası rekabete açık bir yapılanma içine giren Banka, ucuz sosyal konut
üretiminden uzaklaĢarak ticari konut yapımına yönelmiĢtir. Emlak Bankası‟nın farklı aktörleri
bir araya getirerek 1988 sonrası yürüttüğü konut projeleri arasında, en dikkat çekeni
BahçeĢehir Projesi olmuĢtur. Bu dönemde uygulamaya konulan diğer projeler ise, Ankara
Konurkent ve Ankara Bilkent projeleridir. Emlak Bankası 2001 yılında ağır bir görev
zararıyla karĢılaĢınca 2001/2002 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, Ziraat-Emlak ve Halk
bankaları ortak bir yönetim kuruluna bağlanmıĢtır. Aynı zamanda Emlak Bankası‟nın
bankacılık faaliyetleri dıĢında faaliyet gösteren üç Ģirketinin hisseleri de TOKĠ‟ye
devredilmiĢtir.

2003 Sonrası Konut Politikaları


Türkiye‟de son yıllarda, hükümet programlarında ve eylem planlarında konut, kentleĢme ve
kentsel dönüĢüm konularına yer verildiği ve kentsel yaĢam kalitesinin artırılması açısından
kentsel dönüĢümün gerekliliğinin vurgulandığı görülmektedir.
Tablo 1: 58. ve 60. Hükümetler Eylem Planları
58. Hükümet Acil Eylem Planı (2003) 60. Hükümet Eylem Planı (2008)
Kentleşme ve Yerleşme Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi
Kentlerde gecekondulaĢmanın önlenmesi ve mevcut
gecekonduların kaldırılarak modern bir kent
görünümünün oluĢturulması için gecekondu
sahiplerinin de desteğini alacak Ģekilde alternatifler
sunan bir yapıda belediyelerin yetkileri artırılacaktır.
Alt orta gelir gruplarına ve yoksullara yönelik sosyal
Bu çerçevede, öncelikle arsa üretimi ve arzı
donatılarıyla birlikte sosyal konut kentsel yenileme
artırılarak planlı ĢehirleĢme sağlanacaktır. Mevcut
ve gecekondu dönüĢüm projeleri, afet konutları ve
gecekondu alanlarında arazi değerlerine göre ev
tarım köy uygulamalarına ağırlık verilecektir. Sosyal
verilmek suretiyle yenileme çalıĢmaları yapılacaktır
donatı ve çevre düzenlemeleri ile birlikte 140.000'i
(md. 44).
tamamlanmıĢ olan konut sayısının 500.000'e
çıkarılması planlanmıĢtır (md. 7).
Dar gelirli vatandaĢlarımızın, kira öder gibi birkaç
yıllık süre içinde ev sahibi olmaları sağlanacaktır. Bu
tedbir ile, kısa vadede Türkiye‟nin en acil sorunu olan
iĢsizliğin azaltılmasına da katkı sağlanacaktır (md.
45).
Kaynak: T.C. 58. Hükümet Acil Eylem Planı, www.dpt.gov.tr/DocObjects/Download/2224/aep.pdf; T.C. 60.
Hükümet Eylem Planı, http://www.akparti.org.tr/60.Hukumet_ Eylem_Plani.pdf.

Tablo 2: 59. ve 60. Hükümet Programları


59. Hükümet Programı (14.03.2003 -29.08.2007) 60. Hükümet Programı (29.08.2007 -)
Hükûmetimiz, 2003 yılında baĢlattığı planlı
kentleĢme ve konut atağıyla ve yerel yönetimlerle iĢ
Bir ülkedeki yönetimin kalitesini ve toplumun birliği içerisinde, cumhuriyet tarihimizde bugüne
medeniyet dairesindeki konumunu ne tür kentler kadar görülmemiĢ hızda ve kapsamda bir çalıĢma
ürettiği belirler. Bu nedenle, kentleĢme ve konut baĢlatmıĢtır. BaĢbakanlık Toplu Konut Ġdaresi
meselesi teknik muhtevasının çok ötesinde anlamlara BaĢkanlığı vasıtasıyla yürütülmekte olan bu
sahiptir. Sağlıksız ve çirkin ĢehirleĢmenin önüne projelerle, hem kentsel dönüĢüme öncülük edilmiĢ
geçilerek, Ģehirlerin yaĢanabilir mekânlar haline hem de tüm yurtta modern Ģehirlerin oluĢumuna
getirilmesi hükümetimizin temel önceliklerinden biri katkı sağlanmıĢtır. VatandaĢlarımıza, on, on beĢ,
olacaktır. Gecekondu bölgelerinde yaĢayanlara yirmi yıl gibi vadelerle, kira öder gibi ev sahibi olma
yönelik ucuz konutlar üretilecektir. Uzun vadeli imkânı sağladık. Bugüne kadar, toplam 280 bin
programlarla, Ģehirlerin, yaĢanabilir, sağlıklı, ulaĢım konutun yapımı devam ediyor. Bunların yaklaĢık
ve altyapı sorunları çözülmüĢ, çevre güzelliği taĢıyan 140 bini, sosyal donatıları ve çevre düzenlemeleriyle
mekânlar olması için gerekli düzenlemeler tamamlanmıĢ ve sahiplerine teslim edilmiĢtir.
yapılacaktır. Önümüzdeki dönemde hedefimiz, tamamlanmıĢ olan
280 bin konut sayısını, ilave 220 bin konutla 500
bine çıkarmaktır.
Kaynak: T.C. 59. Hükümet Programı, http://www.tbmm.gov.tr/hukumetler/hp59.htm?hizlimenu=&Print.x=
8&Print.y=6, (27.07.2009); T.C. 60. Hükümet Programı, http://www.tbmm.gov.tr/hukumetler/hp60.htm,
(25.07.2009).

Hükümet, politika belgelerinde yer alan konut üretimi, düzenli kentleĢme ve yaĢam kalitesinin
artırılması hedeflerine ulaĢmak amacıyla kurumsal ve yasal düzenlemeler yaparak, toplu
konut ve kentsel dönüĢüm projelerinin önünü açmıĢtır. Bu kapsamda 2004 yılında TOKĠ
kuruluĢ kanununa uygun olarak tekrar BaĢbakanlık‟a bağlanmıĢ; arsa ve konut üretimi süreci
TOKĠ çatısı altında toplanmıĢ; bir yandan kentsel yenileme/gecekondu dönüĢümünün önünü
açacak yasal düzenlemeler yapılırken, diğer taraftan da ceza kanununda yapılan
düzenlemelerle gecekondu ve kaçak yapılaĢmanın önüne geçilmesi hedeflenmiĢtir. Bu
kapsamda yapılanlar Ģöylece özetlenebilir:

TOKİ’ye yeni görevler verilmiştir: 31/07/2003 tarih ve 4966 sayılı Kanun‟la 2985 sayılı
Toplu Konut Kanunu‟nda yapılan değiĢiklikle TOKĠ‟ye bazı ek görevler verilmiĢtir (md. 4):

 Konut sektörüyle ilgili Ģirketler kurmak veya kurulmuĢ Ģirketlere iĢtirak etmek;

 Ferdi ve toplu konut kredisi vermenin yanı sıra köy mimarisinin geliĢtirilmesine,
gecekondu alanlarının dönüĢümüne, tarihi doku ve yöresel mimarinin korunup
yenilenmesine yönelik uygulamalar yapmak ve bu konudaki projeleri kredilendirmek;
gerektiğinde tüm bu kredilerde faiz sübvansiyonu yapmak;

 Yurt içi ve yurt dıĢında doğrudan veya iĢtirakleri aracılığıyla proje geliĢtirmek; konut,
altyapı ve sosyal donatı uygulamaları yapmak veya yaptırmak;

 Ġdareye kaynak sağlanmasını teminen kar amaçlı projelerle uygulamalar yapmak veya
yaptırmak;

 Doğal afet meydana gelen bölgelerde gerekli görüldüğü takdirde konut ve sosyal
donatıları, altyapılarıyla birlikte inĢa etmek, teĢvik etmek ve desteklemek konularında
görevlendirilmiĢ;

 Hazineye ait arazileri, Maliye ile Bayındırlık ve Ġskan Bakanlıklarının teklifi ve


BaĢbakan‟ın onayıyla bedelsiz olarak devralma yetkisine sahip olmuĢtur.

Kentsel Yenileme/Gecekondu dönüşümünü kolaylaştıracak yasal düzenlemeler yapılmıştır: Bu


kapsamda 5393 sayılı Belediye Kanunu ile belediyelere kentsel dönüĢüm konusunda görevler
verilmiĢ, 5104 sayılı Kuzey Ankara GiriĢi Kentsel DönüĢüm Projesi Kanunu çıkarılmıĢ ve
DönüĢüm Alanları Kanun Tasarısı hazırlanmıĢtır.

Arsa ve konut üretim süreci tek çatı altında toplanmıştır: Arsa ve konut üretimi sürecinde söz
sahibi olan kuruluĢlar kapatılarak, görevleri ve kaynakları TOKĠ‟ye aktarılıĢ, konut üretimi
sürecindeki dağınıklık ve kaynak israfının önüne geçilmiĢtir:

 31/07/2003 tarih ve 4966 sayılı Kanun‟la, Konut MüsteĢarlığı kaldırılırken hazineye


ait araziler üzerindeki hak ve yükümlülükleri TOKĠ‟ye devredilmiĢtir (md. 2).

 13/04/2004 tarihli BaĢbakanlık Makamı Olur‟u ile “Göçmen Konutları


Koordinatörlüğü” Ahıska Türkleri ile ilgili üst komisyonun koordinatörlük görevleri
TOKĠ‟ye verilmiĢtir.

 08/12/2004 tarih ve 5273 sayılı Kanun‟la Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü‟nün görev ve
yükümlülükleri TOKĠ‟ye devredilerek, arsa ve konut üretim süreci tek çatı altında
toplanmıĢ, hizmette verimlilik ve etkinlik sağlanmıĢtır (md. 2).
 22/03/2007 tarih ve 5609 sayılı Kanun‟la 775 sayılı Gecekondu Kanunu‟nda yapılan
değiĢiklikle, Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı‟nın bu konudaki yetki ve görevleri
TOKĠ‟ye devredilmiĢtir. Planlı arsa ve konut üretimine yönelik faaliyetlerle
gecekondulaĢmanın önlenmesine yönelik faaliyetlerin tek merkezden ve hizmet
bütünlüğünü sağlayacak Ģekilde yürütülmesini amaçlayan Kanunla 775 sayılı Kanun
kapsamında kullanılacak Hazineye ait taĢınmazların, Ġdarenin talebi ve Maliye
Bakanlığı‟nın onayı ile TOKĠ‟ye bedelsiz olarak devri ve tescili hükme bağlanmıĢtır
(md. 2). Yine aynı kanunla Bakanlık bünyesindeki Mesken ĠĢleri Daire BaĢkanlığı da
TOKĠ‟ye devredilmiĢtir (md. 2).

 30/03/2007 tarihli BaĢbakanlık Makamı Olur‟u ile BaĢbakanlık Proje Uygulama


Biriminin tasfiye edilmesi ve tasfiyesi sonrasındaki her türlü hak ve yükümlülüklerinin
takip ve sonuçlandırılması iĢlemleri ile nakit ve nakit karĢılığı mevcudunun TOKĠ‟ye
devri kararlaĢtırılmıĢtır.

Gecekondu ve kaçak yapılaşma girişimlerinin önüne geçecek tedbirler alınmıştır: 26/09/2004


tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‟nda yapılan düzenlemelerle yeni gecekondu ve kaçak
yapı giriĢimlerinin önüne geçmek istenmiĢtir:

 Ġlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek
Ģekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kiĢi, altı aydan iki
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (md. 181/1).

 Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kiĢi,
bir yıldan beĢ yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (md. 184/1).

TOKĠ 2003 yılından buyana gerçekleĢtirilen kurumsal ve yasal düzenlemeler sonucunda arsa
ve konut üretiminde baĢat aktör haline gelmiĢtir. Ġdare yoksul ve dar gelirliler için sosyal
konut üretiminden, kredi desteğine, altyapılı arsa üretiminden yurt içi ve dıĢında afet konutları
üretimine, hastane, okul, sağlık ocağı ve ticaret merkezleri üretimi gibi uygulamalar
yapmaktadır (www.toki.gov.tr).
Bu kapsamda TOKĠ 1984-2003 yılları arasında 43.145 konut üretmiĢken; 2003-2009 yılları
arasında 81 il ve 603 ilçede 369.547 konut üretmiĢtir.

Şekil 1. Üretilen Konutların Dağılımı

400000

200000 Sosyal Konut


Diğer
0
Diğer Sosyal Konut
Bu rakam 100 bini aĢkın nüfuslu 15 kent demektir. Üretilen bu konutların 316.539‟u sosyal
konut niteliğindeyken, 53.008‟i kaynak geliĢtirme uygulamaları kapsamındadır.

Şekil 2. Üretilen Konutların Gelir Gruplarına


Göre Dağılımı Yoksul ve Alt Gelir Grubu
Dar ve Orta Gelir Grubu
200000 Gecekondu Dönüşüm Uygulaması
150000 Afet Konut Uygulaması
Tarımköy Uygulaması
100000
50000
0

TOKĠ konut üretimi faaliyeti dıĢında kredi uygulamaları, altyapılı arsa üretimi ve finansman
konularında da çalıĢmalar yürütmektedir. Ancak, TOKĠ faaliyetlerinden en çok gündemde
olanı ve tartıĢılanı kentsel yenilene/gecekondu dönüĢüm uygulamalarıdır.

GECEKONDU DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI


Kentsel dönüĢüm, kentsel sorunların çözümünü sağlayan ve değiĢime uğrayan bir bölgenin
ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koĢullarına kalıcı çözüm sağlamaya çalıĢan kapsamlı
bir vizyon ve eylem olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle kentsel dönüĢüm çalıĢmaları,
sosyologlar, ekonomistler, mühendisler, mimarlar, plancılar ve peyzaj mimarları gibi farklı
disiplinlerin birlikte çalıĢmasını gerektirmektedir. Kentsel dönüĢüm, kent veya bölgenin
ötesindeki daha geniĢ bir bağlamı da anlamayı gerektirmektedir. Sermaye ve iĢgücünün daha
hareketli olduğu, daha rekabetçi bir ulusal ve uluslararası çevrede, yerel faaliyetlerin izole
edilmeden planlanması önemlidir (Turok, 2005: 25; Karadağ, 2007).
Kentsel dönüĢüm kavramının literatürde pek çok tanımlamasını görmek mümkündür. Çünkü
kentsel dönüĢüm sürecinin zamanı, kapsamı, hedefleri zamanla ve ülkeler arasında değiĢen
politik, ekonomik ve sosyal koĢullar altında farklılık göstermektedir. Bu farklılık da, kentsel
dönüĢüm kavramının algılamasında çeĢitlilik yaratmaktadır. Tanımlarda yorum farklılıkları
söz konusu olsa da, ana tema aynı olmaktadır. Kentsel dönüĢüm; fiziksel, sosyal ve ekonomik
yönden pek çok sorunsalı içinde barındıran ve iniĢe geçmiĢ olan kentlerin sorunlarının her
yönden giderilip, ıslah edilmesi için uygulanan çok aktörlü, sistematik ve planlı bir eylemdir
(Elgin, 2008: 5). KeleĢ (2004), tam olarak örtüĢmemekle birlikte, günümüzde moda bir
kavram haline gelen kentsel dönüĢüm karĢılığında daha önce kullanılmıĢ ve halen
kullanılmakta olan; kentsel yenileme, yeniden canlandırma, yeniden yaratma, yeniden doğuĢ,
yeniden geliĢtirme veya imar, yeniden yapılandırma, koruma, soylulaĢtırma gibi kavramlar
bulunduğunu, kentlerin eskimiĢ veya eskimeye yüz tutmuĢ kesimlerinin ekonomiye ve
topluma kazandırılmasında, iĢlevleri, konuları, amaçları ve yöntemleri birbirinden az veya çok
farklılıklar gösteren bu kavramların hepsinden yararlanılabileceğini belirtmektedir.
Kentsel dönüĢüm, mevcut kent yapısının yenilenmesi için yapılan uygulamaları içinde
toplayan genel bir kavramdır. Ancak bu uygulama biçimlerinin tanımlanmasında pek çok
farklı görüĢ ortaya çıkmaktadır. Dünyanın farklı bölgelerindeki bilim insanlarının çeĢitli
isimlerle tanımladığı bu uygulama biçimlerinin Türkçe‟ye çevrilmesinde uzman kiĢi ve
kurumların oluĢturduğu bir dil birliğinin olmaması kavram karmaĢasına neden olabilmektedir.
GeçmiĢten günümüze ülkelerin sosyal, yasal, yönetsel ve ekonomik yapılarının farklı olması
ve değiĢmesi nedeniyle farklı yöntemler kullanarak kent mekanlarındaki dönüĢümü
yönlendirdikleri görülmektedir. Bu durumda kentsel dönüĢüm kavramını netleĢtirmek için
dönüĢümü yönlendiren eylem biçimlerini ve dolaylı olarak bağlantılı kavramları da
tanımlamak gerekmektedir. Kentsel dönüĢümün içinde barındırdığı uygulamaları Ģöyle
sıralayabiliriz (Polat ve Dostoğlu, 2007: 62-63; Özden, 2001; Elgin, 2008: 4-5; Demirsoy,
2006: 21-33; Eren, 2006: 19-24; Kütük Ġnce, 2006: 26-45; Nurengin Kocamemi, 2006: 13-27;
Öner, 2007: 4-17; ÖztaĢ, 2005: 6-11; Polat, 2005: 36-41):
 Yenileme (renewal): Gerek yerleĢme düzeni, gerekse mevcut yapıların durumu
bakımından yaĢama ve sağlık koĢullarının iyileĢtirilmesi olanağı bulunmayan
alanlardaki yapıların tümünün veya bir bölümünün ortadan kaldırılarak yeniden imar
edilmesi yenileme olarak tanımlanmaktadır.
 SoylulaĢtırma (gentrification): Kent merkezindeki fiziksel ve sosyal köhnemenin
yaĢandığı konut alanlarının fiziksel yapısının rehabilitasyonu sonucunda, yerleĢim
genelinde, sosyal sınıfın ve mülkiyet değiĢiminin gerçekleĢmesidir. Bu süreçte
konutların birer birer el değiĢtirmesiyle düĢük gelirli kiĢilerin yerini yüksek gelirli
kiĢiler almaktadır (Ergün, 2006: 15).
 SağlıklaĢtırma (rehabilitation): Eski kent dokusunun ve çöküntü alanlarının kısmi
yenileme ile kullanıma açılması olarak ifade edilmektedir.
 Koruma (preservation - conservation): Toplumun geçmiĢteki sosyal ve ekonomik
koĢullarını, kültürel değerlerini yansıtan fiziksel yapısının, yaĢanan değiĢim ve
geliĢimler nedeniyle yok olmasının engellenmesi, kentsel dokunun çağdaĢ yaĢamla
bütünleĢtirilmesi, kültürel varlıkların topluma faydalı, ekonomik ve iĢlevsel koĢullarla
sağlıklaĢtırılması Ģeklinde tanımlanmaktadır. Koruma kavramında, özgün niteliği ile
koruma (preservation) veya sınırlı değiĢimlerle koruma (conservation) olarak
adlandırılan iki tür yaklaĢım söz konusudur.
 Yeniden canlandırma (revitalization): Eski canlılığını kaybetmiĢ kentsel alanların,
özellikle de tarihi kent merkezlerinin alınacak sosyal önlemlerle yeniden canlılık
kazanmasını sağlamaktır.
 Yeniden geliĢtirme (redevelopment): Ekonomik ve yapısal özellikleri, iyileĢtirilmesine
olanak vermeyecek ölçüde kötüleĢmiĢ olan alt gelir gruplarının konutlarının yıkılması
ve bunların oluĢturduğu kent bölümlerinin yeni bir tasarlama düzeni içinde
geliĢtirilmesidir.
 Düzenleme (improvement): Bir kentin, bir kasabanın tümünün veya bir yerleĢim
yerinin bir bölümünün kendiliğinden geliĢmesine engel olmak, bu geliĢmeye toplum
yararına biçim vermek amacıyla, yerleĢim yerinin iĢlevleriyle toprak kullanımı
arasında bir iliĢki kurmayı öngören, geleceğe dönük kamusal bir eylem türüdür.
 Temizleme (clearance): Alt gelir gruplarının yaĢadığı bölgelerdeki konutların ve diğer
yapıların sağlığa aykırı niteliklerinin giderilmesi Ģeklinde tanımlanmaktadır.
 BoĢlukları doldurarak geliĢtirme (infill development): Bir bölgedeki mevcut dokuya
yeni aktivitelerin ve binaların eklenmesidir.
 Tazeleme-parlatma (refurbishment): Kentsel imaj ve karakterin sağlanmasında önemli
rol oynayan peyzaj elemanlarının ve kent mobilyalarının kullanımıyla tarihi bölgelerin
yeniden canlandırılmasını öngörmektedir.
GeliĢmiĢ ülkeler arasında bazı küçük farklılıklar olsa da, 1950-2005 yılları arasında dünyada
birbirine benzer kentsel dönüĢüm çabalarının söz konusu olduğu ifade edilebilir. Kentsel
dönüĢüm konusunda önemli mesafe aldığı bilinen Ġngiltere‟de bu süreç: 1950‟lerde yeniden
inĢa, 1960‟larda yeniden canlandırma, 1970‟lerde yenileme, 1980‟lerde yeniden geliĢtirme ve
1990‟larda yenilenme Ģeklinde geliĢmiĢtir (Eren, 2006: 21).
Kentsel dönüĢüm sürecine dahil olan temel „aktörler‟ kamu yönetimi (merkezi yönetim ve
yerel yönetimler), özel sektör, yerel halk ve sivil toplum kuruluĢları ve diğer ilgili gruplardır
(Turok, 2005: 27). Ancak dönüĢümün niteliğine ve hedeflerine, mekansal ölçeğe (mahalle ya
da kent bütünü) göre bu tarafların kim olduğu ve ortaklıkların niteliği, yani güç dengesi
değiĢmektedir. Dolayısıyla dönüĢümün hedefe ulaĢmasında kurulacak ortaklıklar konusunda
son derece hassas bir denge söz konusudur (Barka, 2006: 10). Ortaklık kavramı ilk kez
Ġngiltere‟de, politik çıkarlar arasında eriĢilen bir uzlaĢmaya bağlı olarak ortaya çıkmıĢ, etkin
kentsel dönüĢüm stratejilerinin gerçekleĢtirilebilmesi için kamu yönetimi ve özel sektör
arasında daha yakın bir bağlantının ve yerel halkın doğrudan katılımının gerektiği sonucuna
varılmıĢtır (Mccarthy, 2005: 99).
Günümüzde de hemen hemen tüm dönüĢüm giriĢimlerinde güçlü bir kamu sektörü katılımı
bulunmaktadır ve bunların çoğu ilgili kamu kurumları tarafından yönetilmektedir. Kamu
sektörü ortaklık sürecinde özellikle düzenleyici ve denetleyici rolünü üstlenmektedir. Ancak
kentsel dönüĢüm giriĢimleri tamamıyla kamu otoriteleri tarafından planlanan, yürütülen ve
finanse edilen bir eylem olarak görülmemelidir. Kamu yönetiminin bir diğer önemli iĢlevi de
özel sektörün risklerini, alanın mekansal planlaması ve alandaki politika gereksinmelerine
iliĢkin bilgi üretme gibi yollarla azaltabilmesidir. Bu durum özel sektörün dönüĢüm sürecine
katılması açısından önemlidir. Çünkü özel sektör dönüĢüm sürecinin finanse edilmesi ve
uzmanlık açısından önemli bir ortaktır. Yerel halkın kentsel dönüĢüm sürecine katılımı, sürece
meĢruiyet, güvenirlilik yerel bilgi ve aidiyet katmaktadır; bu da yerel halkın programlara
sahip çıkmasını sağlayan çok önemli bir etkendir. Yerel halk sürece katıldığında yaĢadıkları
çevreyi etkileyen problemler karĢısında güncel bilgilere ulaĢabilmekte; sorunun tanımlanma
ve çözümüne iliĢkin uygulama sürecine dahil edilmesi kentsel dönüĢüm projelerinin
baĢarısında ön Ģartlardan birisi olmaktadır. Sivil toplum kuruluĢları ise çeĢitli hedeflere gönül
vermiĢ, çeĢitli kaynak ve becerilere sahip yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası alanlarda
faaliyet gösteren kuruluĢlardır. Kentsel dönüĢüm yapılan bölgelerde aynı zamanda sosyal
dönüĢümü gerçekleĢtirmek açısından, sivil toplum kuruluĢlarının sahip oldukları bilgi ve
deneyimlerden yararlanılması gerekmektedir (Barka, 2006: 9-12; Atkinson, 2005: 91;
Mccarthy, 2005: 101).
Türkiye‟de 1950‟lerden bugüne metropoliten kentlerde kentsel dönüĢümün üç farklı döneme
göre farklılaĢtığı görülür. Ġlk dönem ekonomik büyüme politikasının yaygınlaĢtırıldığı ve
sanayileĢmenin yaĢandığı 1950 ve 1980 yılları arası dönemdir. Ekonomik büyüme ve göç
büyük kentlerin hızla büyümesine ve gecekondulaĢmasına neden olmuĢtur. Bu dönemde en
önemli kentsel dönüĢüm kent çeperindeki boĢ arazilerin gecekondu mahallelerine dönüĢmesi
ve daha sonra bu mahallelerin sağlıklaĢtırılması, apartmanlaĢarak yeniden yapılandırılması
veya temizlenerek farklı nüfus gruplarına yönelik yenilenmesi Ģeklinde olmuĢtur. Ġkinci
dönem büyük kentlerin dıĢa açık liberal ekonomiden ve küreselleĢmeden etkilendiği 1980 ve
2000 yılları arasıdır. Bu dönemde metropoliten kentlerde iki önemli geliĢme gözlemlenmiĢtir.
Bir yandan kent içinde ruhsatlı ve ruhsatsız yapılanma meydana gelmiĢ, öte yandan yerleĢim
alanları merkez dıĢına yayılmıĢtır. DönüĢüm kent içi konut alanlarının yanı sıra, sanayi,
merkez ve kıyı alanlarını da kapsamıĢ; yaĢam kalitesi düĢmüĢ, riskli alanların yenilenmesi,
sağlıklaĢtırılması veya yeniden canlandırılması Ģeklinde olmuĢtur. Ayrıca, tarihi değeri olan
alanların soylulaĢtırılarak korunmasına çalıĢılmıĢtır (Ataöv ve Osmay, 2007: 58-59).
Üçüncü ve kentsel dönüĢüm konusundaki en önemli dönem 2003 yılı ve sonrasını kapsayan
dönemdir. Bu dönem yerel yönetim-özel sektör iĢbirliğinin önem kazandığı ve ilk defa
dönüĢümün bir strateji olarak tanımlandığı dönemdir. DönüĢüm stratejisi kentsel yenileme
olarak tanımlanmıĢ ve bu yaklaĢım farklı kent parçalarının farklı kullanımlara dönüĢtürülmesi
için uygulanmaya baĢlanmıĢtır. Bunun yanında tarihi konut alanlarının soylulaĢtırılarak
korunması ve apartman alanlarının iyileĢtirilmesi çalıĢmaları dikkat çekmektedir. Bu
dönemde bir yandan TOKĠ kurumsal düzenlemelerle kentsel yenileme konusunda temel aktör
haline getirilmiĢ, diğer yandan da yasal düzenlemelerle TOKĠ, özel sektör ve yerel
yönetimlerin iĢbirliğiyle büyük ve kapsamlı kentsel dönüĢüm projelerinin önü açılmıĢtır.
Ülkemizde kent yenileme/dönüĢüm konusu 2000‟li yıllardan sonra daha sık gündeme
gelirken, konunun akademik camiada tartıĢılmaya baĢlanması, 2003 yılında TMMOB ġehir
Plancıları Odası‟nın (SPO) düzenlediği Kentsel DönüĢüm Sempozyumu ile olmuĢtur. 2004
yılında TMMOB SPO ile Küçükçekmece Belediyesi‟nin birlikte düzenlediği “Uluslararası
Kentsel DönüĢüm Uygulamaları Sempozyumu‟nda konu, uluslararası örnekler ve somut
çözüm önerileriyle ilk kez tartıĢılmıĢtır. Konu 2003 yılından itibaren hükümetin eylem
planları ve hükümet programlarına da girmiĢtir. Hükümetin eylem planlarında ve
programlarında kentsel yaĢam kalitesinin artırılması ve kentsel dönüĢümün birlikte
düĢünüldüğü görülmektedir (bkz. Tablo. 1-2).
2003 yılından itibaren yapılan yasal düzenlemelerle belediye-TOKĠ iĢbirliğinin önü açılmıĢ,
kaynak ve teknik eleman eksikliği nedeniyle belediyelerin altından kalkamayacakları kentsel
yenileme ve düzenli kentleĢme projelerinin hazırlanması ve uygulanması konularında TOKĠ
ile iĢbirliği yapmaları kolaylaĢtırılmıĢtır.
 03/07/2005 tarih ve 5393 Sayılı Belediye Kanunu ile ilk kez belediyelere kentsel
dönüĢüm konusunda görevler verilmiĢtir. Buna göre, “belediye; düzenli kentleĢmeyi
sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karĢılamak amacıyla
belediye ve mücavir alan sınırları içinde, özel kanunlarına göre korunması gerekli
yerler ile tarım arazileri hariç imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut
yapmak, satmak, kiralamak ve bu amaçlarla arazi satın almak, kamulaĢtırma yapmak,
bu arsaları trampa etmek, bu konuda ilgili diğer kamu kurum ve kuruluĢları ve
bankalarla is birliği yapmak ve gerektiğinde onlarla ortak projeler gerçekleĢtirmek
yetkisine sahiptir” (md. 69).
Yine “belediye, kentin geliĢimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden inĢa
ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal
donatılar oluĢturmak, deprem riskine karsı tedbirler almak veya kentin tarihî ve
kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüĢüm ve geliĢim projeleri
uygulayabilir. Kentsel dönüĢüm ve geliĢim projelerine konu olacak alanlar, meclis üye
tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile ilân edilir. Kentsel dönüĢüm ve geliĢim
proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili resim ve
harçların dörtte biri alınır. Bir yerin kentsel dönüĢüm ve geliĢim proje alanı olarak ilân
edilebilmesi için; o yerin belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve
en az elli bin metrekare olması Ģarttır. Kentsel dönüĢüm ve geliĢim proje alanlarında
bulunan yapıların boĢaltılması, yıkımı ve kamulaĢtırılmasında anlaĢma yolu esastır.
Kentsel dönüĢüm ve geliĢim projesi kapsamında bulunan mülk sahipleri tarafından
açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüĢülür ve karara bağlanır (md. 73)
hükümlerine yer verilmiĢtir.
 04/03/2004 tarih ve 5104 sayılı Kuzey Ankara GiriĢi Kentsel DönüĢüm Projesi
Kanunu ile merkezi idare ve yerel yönetimlerin birlikte çözüm üretmesi anlayıĢına
dayanan yasa doğrultusunda TOKĠ ve Ankara BüyükĢehir Belediyesi‟nin iĢbirliği
gerçekleĢtirilerek büyük gecekondu dönüĢüm projelerinin önü açılmıĢtır (md. 6).
 05/05/2004 tarih ve 5162 sayılı Kanunla 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu‟na eklenen
madde ile gecekondu dönüĢümlerini kolaylaĢtıracak düzenlemeler yapılmıĢ ve
TOKĠ‟ye planlama yetkisi verilmiĢtir.
Bu çerçevede, TOKĠ, gecekondu bölgelerinin tasfiyesine veya iyileĢtirilerek yeniden
kazanımına yönelik gecekondu dönüĢüm projeleri geliĢtirme, inĢaat uygulamaları ve
finansman düzenlemeleri yapma konusunda yetkilendirilmiĢtir. Bu amaçla Ġdareye,
gecekondu bölgelerinde hak sahibi olan kiĢilerin haklarına konu gayrimenkullerin
değerlerini tespit etmek, bu kiĢilerle proje çerçevesinde anlaĢmalar yapmak ve bu
anlaĢmaların usul ve esaslarını belirleme konusunda inisiyatif kazandırılmıĢtır. Ayrıca
Ġdareye gecekondu dönüĢüm projelerindeki konutların bedellerini uygulamalarının
yapıldığı illerdeki mevcut ekonomik durum, doğal afetler, konut rayiç bedelleri ve
gecekondu bölgesindeki kiĢilerin gelir durumu göz önünde bulundurularak gerekli
görüldüğünde kamuoyuna ilan edilerek yapım maliyetlerinin altında tespit etme
yetkisi tanınmıĢtır (Ek md. 6).
Ġdareye gecekondu dönüĢüm projesi uygulayacağı alanlarda çevre ve imar
bütünlüğünü bozmayacak Ģekilde her tür ve ölçekteki imar planlarını yapma, yaptırma
ve tadil etme yetkisi verilmiĢtir (md.4).
 16/06/2005 tarih ve 5366 sayılı Kanun‟la kentlerdeki yenileme alanlarının tespiti ile
teknik altyapı ve yapısal standartların belirlenmesi, projelerin oluĢturulması,
uygulama, örgütleme, yönetim, denetim, katılım ve kullanımına iliĢkin konularda il
özel idareleri ve belediyelerin TOKĠ ile ortak uygulama yapabilmeleri yada TOKĠ‟ye
uygulama yaptırabilecekleri hükme bağlanmıĢtır (md. 2,3).
 22/06/2006 tarihli DönüĢüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı ile gecekondusunun
12/10/2004 tarihinden önce yapıldığını belgeleyen gecekondu ve ruhsatsız yapı
sahipleriyle bu yapılarda ikamet edenlerin dönüĢüm alanı içerisinde yapılacak sosyal
konutlardan bedelini ödemek suretiyle öncelikle yararlanmaları öngörülürken, hem
gecekonduların tasfiyesi hem de kiĢilerin barınma ihtiyaçlarının karĢılanması
hedeflenmiĢtir (md. 6).
Türkiye‟de 1980‟li yıllarda kamunun öncülüğünde hazırlanan ve uygulanan Dikmen Vadisi
ve Portakal Çiçeği Kentsel DönüĢüm Projeleri ilk uygulamalardır. Bu yıllardan sonra kentsel
dönüĢüm projeleri, gecekondu alanlarının iyileĢtirilmesinden uluslararası sermayenin de dahil
olduğu büyük projelere kadar çeĢitli ölçeklerde uygulanmaktadır. Bu kapsamda 2003-2009
yılları arasında hükümetin “planlı kentleĢme ve konut üretimi seferberliği” politikası
çerçevesinde TOKĠ öncülüğünde 148 belediye ile toplam 162.886 konutluk gecekondu
dönüĢüm çalıĢması yapılarak, 79 bölgede 39.101 konutluk uygulama baĢlatılmıĢtır. Tarihi
dokunun yenilenmesi ve korunmasına yönelik tescilli taĢınmaz kültür varlıkları için toplam
235 projeye 18 milyon TL kredi açılmıĢ ve 98 proje tamamlanmıĢtır (www.toki.gov.tr-a;
Genç, 2008: 121).

SONUÇ
GeçmiĢteki iĢlevini veya kullanım yoğunluğunu kaybetmiĢ ve bunlara bağlı çeĢitli nedenlerle
ekonomik, fiziksel ve sosyal açılardan çöküntüye uğramıĢ kentsel bölgelerde, kentsel yasam
kalitesini yeniden sağlamak için farklı boyutların ön plana çıktığı kentsel dönüĢüm projeleri
uygulanmaktadır. Bu noktada uygulanmıĢ örneklerde kentsel ve mekansal ölçekte toplumsal,
ekonomik, kültürel, biyolojik, psikolojik ve fiziksel gereksinimlerin, iĢlevsel, sağlam, sağlıklı
ve estetik çözümler içerisinde, yasalar, yönetmelikler ve bilimsel araĢtırmalar doğrultusunda
belirlenen minimum standartlara ulaĢtığı ve insanlara eĢit olanaklarda sunulduğu
gözlenmektedir. KuĢkusuz uygulanan projelerin baĢarısı “insan-yer-istihdam” üçlüsünün ve
kentsel dönüĢümün fiziksel/tasarım, sosyal, ekonomik ve yasal/yönetsel boyutlarının bütüncül
bir yaklaĢımla değerlendirilmesine ve dengeli bir Ģekilde geliĢtirilmesine bağlıdır (Polat,
2005: 94).
Türkiye 1950 sonrasında hızlı bir kentleĢme sürecine girmiĢtir. Kentlerin göçle gelen nüfusu
barındıracak alt yapısının olmaması nedeniyle vatandaĢlar gecekondu yaparak kendi konut
sorunlarını devletin desteği olmadan çözme yoluna gitmiĢlerdir. Hükümetler ise çeĢitli
nedenlerle çıkardıkları imar aflarıyla gecekonduları meĢrulaĢtırmıĢtır. BüyükĢehirlerin önemli
bir bölümünü kaplayan ve yaĢam kalitesinin düĢük olduğu gecekondu alanlarının tasfiyesi
1999 Marmara Depremi‟nden sonra akademik ve siyasi ortamlarda ciddi Ģekilde tartıĢılmaya
baĢlanmıĢtır. 2003 yılından itibaren baĢlatılan “düzenli kentleĢme ve konut atağı” politikası
kapsamında yapılan yasal düzenlemelerle birlikte bir çok projenin uygulanmasına
baĢlanmıĢtır. Ancak bu uygulamalar kavramsal, mevzuat ve uygulama boyutlarıyla ilgili
meslek odaları ve akademisyenler tarafından eleĢtirilmektedir.
Kavramsal açıdan Avrupa‟da geniĢ kapsamlı sosyal programların bir parçası olarak uygulanan
kentsel dönüĢüm projelerinin ülkemizde, daha çok küreselleĢme ve bunun kamu yönetimi,
kent yönetimi üzerindeki etkileri sonucunda ortaya çıktığı söylenmektedir. Mevzuat açısından
ise, kentsel dönüĢüm/yenilemeye iliĢkin öngörülerin, genellikle fiziksel veya ekonomik
uygulama araçlarını ortaya koymak veya yasal olarak uygulamaların önünü açmakla sınırlı
kaldığı, farklı dönüĢüm sorunları karĢısında geliĢtirilen çözümlerin fiziki mekanın
dönüĢtürülmesine indirgendiği, yenilemenin sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarının göz
ardı edildiği ileri sürülmektedir (Genç, 2008: 123).
Kentsel dönüĢüm yasal boyutta en çok “DönüĢüm Alanları Hakkında” hazırlanmıĢ olan kanun
tasarısı nedeniyle (B.02.0.KKG.0.10/101-1054/3213 22/06/2006) eleĢtirilmektedir. Tasarı
özellikle 1) Bütüncül planlama anlayıĢıyla örtüĢmediği, 2) KüreselleĢme sürecinin kentlere
bakıĢını simgelediği, 3) Ġmar suçlarını akladığı, 4) Kamusal denetimi ortadan kaldırdığı, 5)
Yerel demokrasi adına çıkarların kollandığı 6) Kentsel dönüĢümün her soruna çözüm olarak
sunulduğu ve 7) Yeni bir yönetiĢim uygulaması olarak proje ortaklığını önerdiği gibi
gerekçelerle eleĢtirilmektedir (SPO, 2005; YAYED, 2006; TMMOB, 2007).
Uygulama boyutunda ise, özel sektörün dönüĢüme ilgisinin ancak son yıllarda ortaya çıkmaya
baĢladığı, ancak bu ilginin daha çok karın yüksek ve kısa sürede elde edilebilecek olduğu
alanlarda yoğunlaĢtığı yönündedir. Yerel yönetimlerin çoğunun kentsel dönüĢümle ilgili
herhangi bir politikaları bulunmadığı gibi, kentsel yenilemenin anlamını dahi tam olarak
kavradıklarını söylemek yanlıĢ olmayacaktır. Türkiye‟de kentsel dönüĢüm belli bir plan
dahilinde yürütülmekten ziyade, gündelik, kendiliğinden geliĢen çözümler olarak ortaya
çıkmaktadır. Kentlerin hızlı dönüĢüm sürecini planlayacak, sistematik hale getirecek
politikalar aynı hızla üretilememektedir. Bu nedenle mevcut yasal düzenlemelerdeki
eksiklikler ve koordinasyon eksiliğinin, kentsel dönüĢüm uygulamalarında ortaya çıkan en
önemli güçlükler olduğu belirtilmektedir (Genç, 2008: 123).
Kentsel dönüĢüm konusundaki eleĢtiriler dikkate alındığında TOKĠ uygulamalarında dikkate
alınması gereken hususlardan bazıları Ģöylece tespit edilmiĢtir:
 Kavramsal açıklık: Kavramsal açıdan “gecekondu dönüĢüm”ün kentsel dönüĢümün
hangi boyutu ile ilgili olduğu açık ve net biçimde ortaya konulmalıdır.
 Bütüncül yaklaşım: Uygulamalar sadece inĢaat-yapım faaliyetleriyle sınırlı kalmamalı,
dönüĢümün kalıcı olması açısından çeĢitli sosyal ve ekonomik programlarla (meslek
edindirme kursları, eğitim ve kültür faaliyetleri gibi) desteklenmesi gerekmektedir.
Yine kentsel dönüĢüm uygulamalarının bütüncül bir planlama anlayıĢıyla yurt
genelinde yaygınlaĢtırılması gerekmektedir. DönüĢüm konusunda BüyükĢehirlerin ön
plana çıkarılması sermaye sahiplerinin kollandığı eleĢtirilerini beraberinde
getirmektedir.
 Bilgilenme ve katılım: DönüĢtürülecek alandaki yerel halkın projeler konusunda doğru
ve tam olarak bilgilendirilmesi gerekir. Somut projeye yönelik sosyal kabulün
sağlanmasında bilgilendirme önemli bir araç olması yanında projeye yönelik red
davranıĢının da azaltılmasında etkin olacaktır. Projeden etkilenen halkın, planlama-
karar verme-uygulama aĢamalarında etkin katılımı da projeye desteğini arttıracaktır.
Katılımın bireysel ve örgütsel biçimleri planlanmalıdır.
 İşbirliği: Somut projeden etkilenen yöre halkının; üniversitelerde bu konuda çalıĢan
akademisyenlerin; ilgili meslek odalarının yerel yönetim-TOKĠ-Yüklenici
çerçevesinde gerçekleĢen sürece iĢbirliği kapsamında dahil edilmeleri projelere
meĢruiyet kazandırılması ve projelerin sahiplenilmesi açısından önemlidir.
 Koruyucu çerçeve: Gecekondu dönüĢüm politikasının ve bu kapsamda gerçekleĢen
somut uygulamanın kavramsal kargaĢa içinde kentsel ya da siyasal rant elde etme
sürecine dönüĢmemesi için bu tür olumsuzlukları, yaĢanabilecek göç hareketlerine
engel olacak ve yeni gecekondu yapımını da önleyecek nitelikte sosyal, ekonomik ve
yasal önlemlerle desteklenmesi gerekmektedir.
 Envanter ve ilgili politika ve strateji: Gecekondu dönüĢüm politikası ve ilgili
staretejinin belirlenerek uygulanması öncelikle yerel düzeyde ardından ulusal ölçekte
bir envanterin de bulunmasını gerektirmektedir. BüyükĢehir ve belediye ölçeğinde bu
çerçevede gerekli envanter çalıĢmaları tamamlanarak TOKĠ bünyesinde
değerlendirilmeli; buna bağlı olarak ise yerel yönetim-TOKĠ-yüklenici çerçevesinde
gerçekleĢecek iĢbirliği ile konu ele alınmalıdır.
Sonuç olarak, elli yılı aĢkın süredir tartıĢılan fakat çeĢitli nedenlerle görmezden gelinen çarpık
kentleĢme ve gecekondu sorunlarına yönelik son yıllarda bazı politikaların geliĢtirilmesi,
bunların kanunlarla desteklenmesi ve uygulamaya geçilmesi ülkemiz açısından önemli bir
kazanımdır. Ancak, yapılan düzenlemeler küresel baskılar ve yabancı sermayeyi çekmek, ve
AB‟ye katılım sürecini hızlandırmak amacıyla aceleye getirildiği, reformların akademik ve
siyasi ortamlarda yeterince tartıĢılmadığı, halka doğru bir Ģekilde anlatılmadığı gibi
gerekçelerle eleĢtirilmektedir. Bu açıdan, karar vericilerin kentsel yenileme/gecekondu
dönüĢüm uygulamalarında baĢarıya ulaĢmalarını projeleri halka doğru bir Ģekilde
anlatmalarına ve dönüĢtürülecek alanda ilgili sorumlu aktörleri sürece dahil etmelerine bağlı
olmaktadır. Aynı zamanda dönüĢümün kalıcı olmasını sağlamak için gecekondu dönüĢüm
uygulamalarının sosyal ve ekonomik programlarla desteklenmesi de gerekmektedir. Çünkü
dönüĢüm sosyal ve ekonomik programlarla desteklenmemesi durumunda gecekondu yapısı ve
sorunları yeni yapılan binalara taĢınmakla sınırlı kalacaktır.

KAYNAKÇA
AKAY, Hale (1996), “II. BM Ġnsan YerleĢimleri Konferansı”, Türkiye Mühendislik
Haberleri, Sayı 383, s. 18-21.
ATAÖV, A. ve S. Osmay (2007), “Türkiye‟de Kentsel DönüĢüme Yöntemsel Bir YaklaĢım”,
METU JFA2007/2, Cilt 24, Sayı 2, s. 57-82.
ATKINSON, Rob (2005), “Kentsel DönüĢüm, Ortaklıklar ve Yerel Katılım”, Editörler:
ÖZDEMĠR, D. vd.Uluslararası Kentsel Dönüşüm Uygulamaları Sempozyumu Küçükçekmece
Belediyesi Atölye Çalışması, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, s. 87-98.
BARKA, Ġlke (2006), Kentsel Dönüşüm Bağlamında Yeni Konut Alanları, BasılmamıĢ
Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Tenik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
BAYRAKTAR, Erdoğan (2007), Bir İnsan Hakkı Konut TOKİ’nin Planlı Kentleşme ve Konut
Üretim Seferberliği, Boyut Yayın Grubu, 1. Baskı, Ġstanbul.
BAYRAKTAR, Erdoğan (2006), Gecekondu ve Kentsel Yenileme, Ekonomik AraĢtırmalar
Merkezi Yayını, Semih Ofset, 1. Baskı, Ankara.
DEMĠRSOY, S. Mustafa (2006), Kentsel Dönüşüm Projelerinin Kent Kimliği Üzerindeki
Etkisi, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Mimarsinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü.
DĠNÇER, Ġclal. ve Pelin, P. ÖZDEN (2002), “Değerlendirme ve Sonuç Bildirisi”, Editörler:
ÖZDEN, P.P, KARAKAġ, Ġ., TURGUT, R.S., Konut Politikaları Aktörler Roller ve Değişim
Paneli, Erkam, s. 103-104.
DĠNÇER, Yüksel (2003), “Yeni Avrupa‟nın Konut Politikaları ve Türkiye”, Editörler:
ÖZDEN, P.P vd. Konut Kurultayı, Ġz Yayıncılık, s. 84-95.
DOHERTY, Joe (2004), “European Housing Policies: Bringing The State Back In?”,
European Journal of Housing Policy, Vol. 4, No. 3, p. 253-260.
DOLING, John (2006), “A European Housing Policy?”, European Journal of Housing Policy,
Vol. 6, No. 3, p. 335-349.
ELGĠN, Fatma Ceylan (2008), Kentsel Dönüşüm Projelerinde Kullanıcı Katılımının Önemi-
Pangaltı Örneği, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Tenik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü.
EREN, Fatih (2006), Kentsel Dönüşümde Kamu Özel Ortaklıkları ve Özel Girişimin
Dönüşümdeki Varlığı: Konya Örneği, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü.
GENÇ, N. Fatma (2008), “Türkiye‟de Kentsel DönüĢüm: Mevzuat ve Uygulamaların Genel
Görünümü”, Celal Bayar Üniversitesi İİBF Yönetim ve Ekonomi Dergisi, Cilt 15, Sayı 1, s.
115-130.
KARADAĞ, Derya (2007), “Türkiye‟de Kentsel DönüĢümün Tanımı Nedir?”, http://www.ar
kitera.com.tr/h23053-turkiye-de-kentsel-donusumun-tanimi-nedir.html, 01.12.2008.
KELEġ, RuĢen (2008), Kentleşme Politikası, Ġmge Kitabevi, Ankara.
KELEġ, RuĢen (2004), “Kentsel DönüĢümün Tüzel Altyapısı”, Mimarist Dergisi, Cilt 4, Sayı
12, s. 73-75.
KLEINMAN, Mark (2002), “The Future of European Union Social Policy and its
Implications for Housing”, Urban Studies, Vol. 39, No. 2, p. 341-352.
KÜTÜK ĠNCE, Esra (2006), Kentsel Dönüşümde Yeni Politika, Yasa ve Eğilimlerin
Değerlendirilmesi “Kuzey Ankara Girişi (Protokol Yolu) Kentsel Dönüşüm Projesi,
BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
MCCARTHY, John (2005), “Kentsel DönüĢümde Ortaklık Pratiği”, Editörler: ÖZDEMĠR, D.
vd.Uluslararası Kentsel Dönüşüm Uygulamaları Sempozyumu Küçükçekmece Belediyesi
Atölye Çalışması, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, s. 99-107.
NURENGĠN KOCAMEMĠ, Gaye (2006), Kentsel Dönüşüm Süreci Kızılçeşme Örneği,
BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Mimarsinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü.
ÖNER, ġebnem (2007), Kentsel Yenileme Kapsamında Kentsel Dönüşüm Projelerinin
İstanbul Küçükçekmece Kentsel Dönüşüm Projesi Örneğinde İrdelenmesi, BasılmamıĢ
Yüksek Lisans Tezi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
ÖZDEN, P. Pelin (2001), “Kentsel Yenileme Uygulamalarında Yerel Yönetimlerin Rolü
Üzerine DüĢünceler ve Ġstanbul Örneği”, http://www.istanbul.edu.tr/ siyasal/dergi/sayi23-
24/20.htm, 17.03.2008.
ÖZTAġ, Nihan (2005), Türkiye’de Kentsel Dönüşüm ve Haliç Örneklemesi, BasılmamıĢ
Yüksek Lisans Tezi, Mimarsinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
POLAT, S. ve N. Dostoğlu (2007), “Kentsel DönüĢüm Kavramı Üzerine: Bursa‟da Kükürtlü
ve Mudanya Örnekleri”, Uludağ Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt
12, Sayı 1, s. 61-76.
POLAT, Sibel (2005), Mimarlık ve Kentsel Yasam Kalitesinin Sağlanmasında Dönüşüm
Projelerinin Rolü: Bursa – Santral Garaj Bölgesi Örneği, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi,
Uludağ Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
SPO (ġehir Plancıları Odası), (2005), “Kentsel DönüĢüm Kanunu Tasarısı GörüĢ/Rapor”,
http://www.spo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=75&tipi=4&sube=0, 08/01/2009.
T.C. BaĢbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü DönüĢüm Alanları Hakkında
Kanun Tasarısı, B.02.0.KKG.0.10/101-1054/3213 22/06/2006.
T.C. Türkiye Cumhuriyeti 58. Hükümet Acil Eylem Planı, www.dpt.gov.tr/DocObjects/
Download/2224/aep.pdf, (20.07.2009).
T.C. Türkiye Cumhuriyeti 60. Hükümet Eylem Planı, http://www.akparti.org.tr/60.Hukumet_
Eylem_Plani.pdf, (18.01.2009).
T.C. Türkiye Cumhuriyeti 59. Hükümet Programı, http://www.tbmm.gov.tr/hukumetler/
hp59.htm?hizlimenu=&Print.x=8&Print.y=6, (27.07.2009).
T.C. Türkiye Cumhuriyeti 60. Hükümet Programı, http://www.tbmm.gov.tr/hukumetler/
hp60.htm, (25.07.2009).
TMMOB (Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği), (2007), “Mimarlar Odası Basın
Açıklaması”, http://www.izmimod.org.tr/index.php?sayfa=290107&bolum=haber&kat=dev,
15.02.2008.
TOKĠ (Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı), (2006a), Türkiye’de Konut Sektörü ve T.C.
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) Konut Üretimindeki Yeri, TOKĠ AraĢtırma
Dizisi 2, Portakal Basım Matbaacılık, Ġstanbul.
TOKĠ (Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı), (2006b), Konut Uygulamaları Özeti: Ocak 2003-
Mart 2006 Faaliyet Raporu Özeti, Konut Uygulamaları İzleme Cetveli, Hasılat Paylaşımı
Projeleri Bilgi Notu, Rapora EriĢim için: Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı Bilkent Plaza B1
Blok Bilkent Ankara.
TORUNOĞLU, Ethem, “Kentsel DönüĢüm‟ Pazarlamanın Dayanılmaz Hafifliği”,
http://www.toplumsalhukuk.org/yazi_oku.asp?sayfa_no=137&b=kentsel_donusum_pazarlam
anin_dayanilmaz_hafifligi__dr_ethem_torunoglu_#, 15.02.2008.
TUROK, Ivan (2005), “Kentsel DönüĢümde Yeni Eğilimler ve YönetiĢim”, Editörler:
ÖZDEMĠR, D. vd.Uluslararası Kentsel Dönüşüm Uygulamaları Sempozyumu Küçükçekmece
Belediyesi Atölye Çalışması, Küçükçekmece Belediyesi Yayını, s. 25-30.
TÜĠK (Türkiye Ġstatistik Kurumu), (2008), İstatistiki Göstergeler (1923-2007), TÜĠK Yayın
No. 3206, Ankara.
YAYED (Yerel Yönetim AraĢtırma, Yardım ve Eğitim Derneği), (2006), “DönüĢüm Alanları
Yasa Tasarısı Üzerine YAYED GörüĢü”, http://www.yayed.org/genel/bizden_detay.php?
kod=241&tipi=9&sube=0, 31.07.2008.
4966 Sayılı Bazı Kanunlarda ve Bayındırlık ve Ġskân Bakanlığının TeĢkilât ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun, R.G:
07/08/2003-25192.
5104 Sayılı Kuzey Ankara GiriĢi Kentsel DönüĢüm Projesi Kanunu, R.G: 12/03/2004-25400.
5162 Sayılı Toplu Konut Kanununda ve Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığına Ait Bölümünde DeğiĢiklik
Yapılması Hakkında Kanun, R.G: 12/05/2004-5162.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu, R.G: 12/10/2004-25611.
5366 Sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel TaĢınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve
YaĢatılarak Kullanılması Hakkında Kanun, R.G: 05/07/2005-25866.
5393 Sayılı Belediye Kanunu, R.G: 13/07/2005-25874.
5273 Sayılı Arsa Ofisi Kanunu ve Toplu Konut Kanununda DeğiĢiklik Yapılması ile Arsa
Ofisi Genel Müdürlüğünün Kaldırılması Hakkında Kanun, R.G: 15/12/2004-25671.
5609 Sayılı Gecekondu Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun, R.G: 28/05/2007-
26476.
http://www.enhr.ibf.uu.se/, 20.07.2009.
http://www.toki.gov.tr/ozet.asp (a), 23.07.2009.
www.toki.gov.tr/habitat/habitat/index.html> (b), 07.04.2009.
http://www.unhabitat.org/categories.asp?catid=281, 25.04.2009.
http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=39&ust_id=11, 25.07.2009.

You might also like