Professional Documents
Culture Documents
başladıktan sonra başladım diyebilirim. Matrix filmini izlemiş ve hastası olmuş biri
olarak bu tarz gerçeği sorgulayan, aslında bir yanılgı içinde olabileceğimiz sorusunun
akıllardan gitmemesine sebep olacak filmlerin adlarının distopiadan geldiğini de yine
buradan öğrendim. Distopik filmler bir kaç ana dala ayrılır bunlar:
• Apokaliptik
• Post apokaliptik
• Siberpunk
• Devletsel/Sosyal
• Anonim(Kolektif tabanlı)
• Yaratık tabanlı (Kolektif - Sosyal ikisi iç içe)
• Farklı türlerde ve tartışmaya açık
tiplerde distopik filmler vardır. Genelde karamsar bir gelecekte ele geçirilen insanlık ve
normal olmayan bir insanın bu duruma müdahalesi konusu işlenir… Umutsuz gelecek,
kendi ellerimizle yaptığımız makineler tarafından yaratılıyordu. Tartışmaya açık ünlü
bir distopik film var ve üstelik Türk filmi. Çok uzun soluklu bir proje olan
“mahkum.net” sayesinde ilk yorum yazanın yönetmen yardımcısı bile olduğu olağan
üstü film “Sıfır Dediğimde” filmini mutlaka seyredin.
Giriş bölümünün ardından bu konuda otorite olmuş bir sitenin listesini sizlerle
paylaşıyorum.
Rutubetli, yüksek tavanlı eski dairesinden neredeyse hiç çıkmayan, içine kapanık bir
bilgisayar programcısı olan Simon J, bir sabah dairesinde sade kahverengi bir paket
bulur. Paketi açar ama içinde hiçbir şey yoktur. Apartmanını güvenli hale getirme
çabalarına rağmen, gizemli paketler ortaya çıkmaya devam eder. Güvenlik kameraları
her hareketini takip ederken, Simon binasında oturanlar konusunda gittikçe daha
paranoyak ve şüpheci bir tavır alır: Sesini Simon’unkine benzettiği androidin yüzünü
mükemmelleştirmeye çalışan yaşlı Derrick, güvenlik kameralarıyla kiracılarını
seyrettiği güvenlik merkezinden hiç çıkmayan ev sahibi, fantezi ile gerçekliğin birbirine
karıştığı bir bilgisayar oyunu oynayan bol kaslı bir komşu, ve gizli bir yaşamı olduğu
ortaya çıkan bıkkın hemşire Trish. Bunlardan biri öldüğünde, Simon iyice köşeye
sıkışır: halüsinasyonlar ve canının devamlı süt istemesi başına bela olmuştur. Çılgın
gibi, hayatını ele geçiren gizemli güçler konusunda cevaplar aramaya başlar…
Ekstrem spor tutkunu Johathan Cross, Alexis Petrovich tarafından icat edilen bir dövüş
oyunu Rollerball’da oynaması için ikna edilir. Rollerball, 3,5 kiloluk çelik bir toptur.
Cross, kısa zamanda oyunun inceliklerini öğrenir. Kuralları olmayan bu oyun sayesinde
daha fazla güç ve para kazanmak isteyen Petrovich, Rollerball’ı kanlı hale getirir.
Marcus Ridley ve Aurora’yı da oyuna dahil eden Petrovich, işler kızışınca bu kanlı
oyunda, Cross ve arkadaşlarının karşısına geçerek oyuna dahil olur.
Amerika Birleşik Devletleri, karizmatik ama kötücül bir başkan tarafından yönetilen,
baskıcı bir rejine dönüşmüştür. Başkanın kitleleri eğlendirmek için yarattığı favori
etkinlik ise Ölüm Yarışı’dır. Birbirinden değişik silahlarla donanmış ölümcül 5 takım,
yayaları öldürmeye ve birbirlerini yoketmeye odaklı bu korkunç yarışta kapışırlar. Uzun
yıllardır yarışın yenilmez şampiyonu olan Frankenstein, yarı insan yarı makina bir
savaşçıdır. Diğer yarışçılar Machine Gun Joe, Nero the Hero, Calamity Jane ve Matilda
the Hun Frankenstein’ı tahtından indirmek için uğraşadursun, rejim karşıtı hareketin
öncüsü Thomasina Paine’in yarışı manipüle ederek başkanı düşürmek gibi kendi
planları vardır.
Kıyameti atlatmış dünya 23. yüzyıla girmiştir. Hayatta kalmış insanlar dış dünyadan
izole edilmiş yeni bir toplum yaratmıştır. Bu toplumda nüfus kontrolünün sağlanması
açısından insan ömrü 30 yaşına kadardır. 30 yaşına gelmiş bireyler bir seçimin
eşiğindedir; ya atlıkarınca isimli bir törenle uyutulmayı tercih edecekler ya da
kaçacaklardır. Ancak kaçanların bir çoğu da “Sandman” isimli polislerin eline düşmekte
ve sonları onların elinde olmaktadır. Logan da sandman polislerinden biridir. Francis
isimli bir kadınla tanışır ve ondan çok etkilenir. O güne kadar kaçanları infaz eden
Logan, Francs’in sistem ile ilgili sözlerini düşünmeye ve sistemi sorgulamaya başlar.
Artık kaçma sırası Logan’dadır.
40. A Boy and His Dog (1975) - [A Boy and His Dog]
Harlan Ellison’ın bilimkurgu klasiğinden uyarlanan düzeyli ve bir o kadar ilginç bir
film. Dördüncü Dünya Savaşı’nda nükleer bir bombanın patlamasından sonra insanlar
ikiye bölünür. Bir kısmı yeraltına inerken, bir kısmı yerüstünde yaşamayı sürdürür.
Genç bir erkek olan Wick ve onunla telepatik bir bağ kurabilen köpeği yerüstünde
yaşamayı tercih etmiş bir avuç kişiden biridir. Aynı zamanda post apokaliptik film
sınıfına koyabileceğimiz bir filmdir.
39. Nineteen Eighty-Four (1984) - [Bin Dokuz Yüz Seksen Dört]
Amerika’nın uyuşturucuya karşı verdiği, bitmek bilmeyen ve boşa çıkan savaş, teröre
karşı verdiği mücadele ile aynı olmuştur. Gizli polis Bob Arctor isteksizce emirleri
izleyerek arkadaşlarını, Jim Barris, Ernie Luckman, Donna Hawthorne ve Charles
Freck’i gözetlemeye başlar. Bu gözetlemeyi kendi üzerine çevirmesi emredildiğinde,
kimliklerin ve bağlılıkların çözülmesinin olanaksızlaştığı absürde doğru, paranoyak bir
yolculuğa çıkar. Efsanevi bilim kurgu yazarı Philip K. Dick’in kendi deneyimlerinin
temel alındığı “A Scanner Darkly” modern dünyada uyuşturucu kullanımının kara
mizah dolu, iğneleyici ama hayli trajik öyküsünü anlatıyor. Film, gerçek oyuncuların
üzerine gelişmiş bir animasyon tekniğinin bindirilmesi ile elde edilen görüntüleri ile
hayat bulmuş bir çizgi roman hissi veriyor.
Yıl 2013… Fransız hükümeti şehrin en fakir ve suç oranı yüksek mahallerine karşı
cözümü, bu mahallerin etrafına kalın duvarlar örmekte bulur. Duvarların icerisinde
orman kanunu gecerlidir. Eski mahkum Leito (David Belle) mahallenin uyuşturucu
çetesine ve onun lideri Taha Bermamud’a (Bibi Naceri) karşı savaş vermektedir. Damen
(Cyril Raffaelli) ise başarılı bir sivil polistir.Taha’nın çetesi, yeni üretilmiş, tahrip gücü
son derece yüksek bir bombayı çalar. Bölge 13 içerisinde bir yerde saklı olan bombanın
patlamasına sadece 24 saat vardır. Bombayı bulmak Leito ve Damien’e kalmıştr. İkili
bir yandan da Taha’nın çetesini yenmek zorundadır.
Güney Kaliforniya’da küçük bir kasabanın yakınlarına bir göktaşı düşer. Kasaba
sakinlerinin göktaşı sandıkları cismin, Mars’tan gelen istilacılara ait bir uzay gemisi
olduğunu anlamaları uzun sürmez. Marslıların, Dünya’yı ele geçirmek üzere
başlattıkları doğrudan saldırının karşısında hiç bir güç duramaz. Atom bombası bile,
mantarımsı uzay gemileriyle şehirleri yakıp yıkarak geçen istilacılara karşı etkisizdir.
Nasıl olmuşsa olmuş, III. Dünya Savaşı çıkmıştır. Filmde olaylar, bombaların atıldığı
sırada Pasifik’de olan bir Amerikan Denizaltısı mürettabatı arasında geçiyor. Denizaltı
savaşın bulaşmadığı tek yer olan Avustralya’ya varıyor. Ancak tüm dünyayı saran
radyasyon Avustralya’ya da yaklaşmaktadır. Son günlerini yaşadığını çok iyi bilen
Avustralyalılar ve denizaltı mürettabatı San Diego’dan umut verici bir sinyal alıyorlar.
Amerikan denizaltısı batı sahillerine geri döndüklerinde de beklemedikleri bir
manzarayla karşılaşıyorlar.
Vincent, test tüplerinde yaşayan tasarımcıların yönettiği bir dünyada yaşamaya çalışan
bir doğal doğum ürünü ya da kısaca bir “geçersiz”dir. Mükemmellikten uzak genetik
kaderini değiştirmek ve rüyalarını gerçekleştirmek isteyen Vincent, genetik kodlarını
satmak isteyen Jerome adında bir “geçerli”yle tanışır. Jerome’un kan, idrar ve saç
örneklerini kullanan Vincent kendine yeni bir kimlik edinir, Gattaca Aerospace
Corporation’da hayallerinin mesleğine kavuşur ve başka bir “geçerli” olan Irene ile
romantik bir birliktelik yaşar. Ancak, görev yerine gitmesinden bir hafta önce,
Gattaca’nın yöneticilerinden biri vahşice öldürülür ve katil zanlısı Vincent’tir.
Benzersiz bir karizmaya, dövüş ve hile sanatlarında da müthiş bir yeteneğe sahip olan
V, Londra’nın simgesi olan iki yapıyı havaya uçurup, hükümetin kontrolündeki yayın
organlarını ele geçirerek bir devrim başlatır ve vatandaşlarını zulüm ve baskıya karşı
ayaklanmaya çağırır. Evey, V’nin gizemli geçmişiyle ilgili gerçeği öğrendiğinde,
kendiyle ilgili bir gerçeği de keşfeder; böylece V’nin acımasızlık ve yozlaşmanın
pençesine düşmüş bir topluma özgürlük ve adaleti geri getirmek için yaptığı planı
uygularken onun yanında yer alır.
21. The City of Lost Children (1995) - [Kayıp Çocuklar Şehri] - {Cité des enfants
perdus, La}
Açık denizde, bir platform üzerinde kendine garip bir dünya kuran çılgın bilim adamı
Krank, hem fiziksel hem de duygusal açıdan yıkımın eşiğindedir. Uzun zamandır rüya
göremeyen Krank hızla yaşlanır. Çare olarak çocukların mutlu rüyalarını çalmaya karar
verir ve geliştirdiği rüya makinesini yakın bir kasabadan kaçırdığı çocuklar üzerinde
dener. Ancak kasabadaki balıkçılardan dev cüsseli One kaçırılan kardeşini kurtarmak
için Krank’ın korkunç laboratuarına sızmayı başarır. Akvaryumdaki konuşan bir beyin,
birbirinin genetik kopyası kavgacı klonlar, yetimlerden oluşan bir hırsız ordusu ve
onların lideri ahtapot gibi pek çok ilginç karakterle tanışan One, küçük bir kızın
yardımıyla kardeşinin peşine düşer.
Advanced
Member
Grup: Banned
İleti: 511
Katılım: 2-
October 07
Üye No.:
63,231
Kaneda bir motorsiklet çetesi lideridir. Yakın arkadaşı olan Tetsuo adına
Akira denen çok gizli bir askeri proje için alıkonulur. Kaneda arkadaşı
Tetsuo’yu kurtarmak için bir grup hükümet karşıtıyla birlikte, açgözlü
politikacılar, sorumsuz bilim adamları ve çok güçlü bir askeri lidere karşı
mücadeleye girişirler. Bu arada Tetsuo’nun olağanüstü güçleri kanlı bir ölüme
doğru yol almakta ve 30 sene önce Akira’nın sırrının gömüldüğü Tokyo’daki
Olympiad’a ilerlemektedir.
Alex J. Murphy işinde oldukça başarılı bir polistir. Suç dünyasına karşı
savaşında tuzağa güşen Alex, bir patlamanın ortasında kalır ve ölümcül
yaralar alır. Vücudunda birçok bölge yanan ve ölmek üzere olan Alex’i bir
grup bilimadamı incelemeye alır ve onu yarı robot, yarı insan olan bir cyborg
haline getirir. Adı artık Robocop olan Alex, şehri elinde tutan gangster
çetelerine karşı gelecek bir savaş makinesidir.
17. Ghost in the Shell (1995) - [Ghost in the Shell] - {Kôkaku kidôtai}
Yıl 2029 Dünya, Net sayesinde sınırsız hale geldi ve insanlar artık sanal
dünyada yaşamaya başladılar.Düzen, süper güçle ve istediklerinde download
olabilen polisler tarafından sağlanıyor. Japonya da Dışişleri Bakanlığı
tarafından yaratılmış ve net ortamında istediği gibi haraket edebilen Project
2501 kod adlı bir süper ajan,bilgi denizinde kazandığı bilinçle kendisine bir
beden arayışına başlar. Kendisini Kuklacı olarak tanıtan birisi, onun
varlığından habersiz hükümet birimleri tarafından bir güvenlik tehdidi olarak
görülür ve yakalanması İçin peşine iki ajan takılır. Yarı sibernatik yarı insan
olan ajandan son derece iyi eğitimli kadın ajan Albay Motoko Kasanagi,
Kuklacı’ya ulaşınca onunla aynı bedenle buluşmak isteyecektir.
Yalnız ve mutsuz bir yeni yetme olan David’in en büyük zevki 50′li yılların
pembe dizisi Pleasantville’i izlemektir. Sosyal hayatı daha canlı olan kız
kardeşi Jennifer ile TV kumandası için giriştikleri mücadelede TV bozulur ve
iki kardeş kendilerini Bud ve Mary-Sue Parker olarak dizinin içinde bulurlar.
Siyah beyaz dizinin içinde, yeni bir aile ve çevrede yaşamaya başlayan David
ile Jennifer geri dönmeye çalışırlar. Ancak giderek iletişime geçtikleri kasaba
halkında bir değişiklik olmaya başlar. Kasaba gün geçtikçe renklenmektedir.
8. Mad Max 2: The Road Warrior (1981) - [Mad Max 2: Yol Savaşçısı]
Nükleer savaş sonrası harap ve bitap düşmüş Avustralya. İlk filmden
hatırladığımız çılgın Max, ailesini kaybettikten sonra kendisini yollara
vurmuştur. İnsanların ulaşımlarını sağlayacak petrol için yaşadığı bir bölgede
çetelerin baskısı altında olan bir grubun yanına sığınır ve güvenliklerini
sağlamaya çalışır.
Pek çok kaynakda ilk filmden daha başarılı bulunan devam filmi Yol
Savaşcısı, bilim kurgu-western-kara film arasındaki sınırları flu’laştırarak,
oldukça etkileyici bir çalışma ortaya çıkarıyor.
Theo (Clive Owen) için, tüm bu olaylar önemsizdir. Eski bir eylemciyken
bürokrata dönüşen Theo, acılı geçmişi ve anlamsız gelecek gerçeğine karşı
metanetini, olan bitene önem vermeyi bırakarak korumaktadır. Yaşamını
yalnızca Londra’dan uzakta kırsal bölgede yaşayan eski arkadaşı Jasper’a
(Michael Caine) yaptığı ziyaretler hareketlendirmektedir.
Bütün bunlar, Theo kendini bir kamyonun arkasına atılmış bulup Julian’ın
(Julianne Moore) önüne getirildiğinde değişir. Bir zamanlar hem aşkta hem
savaşta Theo’nun ortağı olan Julian artık geriye kalan mülteci nüfusun hakları
için mücadele eden gizli bir örgütün başıdır. Julian, Theo’dan örgütündeki
genç bir kadın olan Kee’nin (Clare-Hope Ashitey) tehlikesizce ülke dışına
götürülmesi için yardım ister. Theo bunu, Julian’ın hatırı için kabul eder ve
kısa bir süre sonra kendini Kee’ye ve Julian’ın bir avuç yoldaşına, sahile
kadar çeşitli güvenlik kontrol noktalarından geçen tehlikeli bir yolculukta
eşlik ederken bulur. Theo’nun grubuna teröristler saldırınca, akıllı Kee’nin
sadece bir mülteci olmadığı anlaşılır… Kee, diğerlerinin uğrunda ölmek
isteyecekleri biridir.
5. Blade Runner (1982) - [Bıçak Sırtı]
Blade Runner adındaki özel polis birimleri herhangi bir replika gördükleri
yerde öldürmek için ateş etme yetkisine sahiptiler. Buna “infaz” denmiyordu.
Bunun ismi “emekliye ayırma” idi.
Sirkte tanıştığı Marion ile dünyayı tanıyan, onu anlama ve görmeye çalışan
Damiel, kadına aşık oldukça bir insana dönüşmeye başlar.
Sam’in yaşadığı gerçek dünyayı ise, herşeyi görüp kontrol eden bir bilgisayar
idare etmektedir. Jill Layton isimli genç kadın terorist olmakla suçlandığında,
düzenli olarak hata kontrolleri yapmakta olan Sam bunda bir yanlışlık
olduğunu farkeder ve Jill ile tanıştığında onun rüyalarında kurtarıp durduğu
kız olduğunu anlar.
Yakın gelecekte, şehir devletlerine benzer bir idari yapı kurulmuş ve giriş
çıkışlar “papel” adı verilen özel bir belgeyle kontrol edilmektedir. Papel
sahibi olmayanlar şehirler arasında seyahat edememektedir. Şehirlerın
dışındaki çöllerde ise kaçaklar ve sürgünler yaşamaktadır.
Bir sigorta müfettişi olan William, sahte Papel ticaretini soruşturmak üzere
Şangay’a gönderilir. Araştırması devam ederken Maria adlı bir şüpheliye
ulaşır. Kadının suçlu olduğunu bilmesine rağmen ona aşık olur ve suçu gizler.
Aralarındaki ilişki, William’ın Papel’inin süresi dolana kadar, yani sadece 24
saat için de olsa çok tutkulu yaşanır.
Kadını tekrar görebilmek için kaçak belgelerle seyahat etmeye razı olan
William, onunla birlikte çöle kaçar. Fakat ilişkileri, kanunlara uygun olmayan
bir hamilelik yüzünden tamamen sarpa saracaktır.
Neville onları durdurmak için canını dişine takmış savaşırken, karşısına güzel
Lisa’nın liderliğini yaptığı ve bir şekilde hayatta kalmayı başarmış gençlerle
karşılaşır.
Ash, oyunun daha ileriki bir safhasının bir yerlerde gizli olduğunu öğrenince,
meraklı bir gruba katılarak aramaya başlar. Gelecek seviyeye geçebilse bile,
geri dönmeyi başarabilecek midir?
Bunlara ek olarak benim favorim olan ve bir çok kişi tarafından bu listeye
dahil edilmesi için tavsiyede bulunulan filmler ise:
Zamanda geçmişe yolculuk yapıp bir şeyi değiştirme fırsatı elde etseydiniz ne
yapardınız? Neyi değiştirirdiniz?
John Sullivan için bu soruya verilecek cevap çoktan hazır. 12 Ekim 1969
gecesi kontroldan çıkan bir yangın nedeniyle kahraman bir itfaiyeci olan
babasının ölümüyle sonuçlanan trajik olayları olmasını engellemek. Şu anda
bir polis olan John o günden bu yana hayatını değiştirien ve onu yalnızlığa
iten bu trajik layı değiştirebilmenin hayali ile yaşamıştır. Şimdi John’un eline
tam böyle bir fırsat geçer.
Son olarak aklıma "The Man from Earth" geldi bu listede olmayı hakeden
mükemmel bir film bence...
Not: Bu sayfayı blogum için hazırladım ancak konu çok güzel olduğundan
buraya daha da çok yakışacağını düşünüyorum...
Çevrilen sayfa:
http://snarkerati.com/movie-news/the-top-5...es-of-all-time/
Kaynaklar:
imzam
http://www.imdb.com/
http://www.film.gen.tr/
http://beyazperde.mynet.com/
http://www.sinema.com/
http://forum.divxplanet.com/
http://www.sinemalar.com/
http://www.dostsite.org/