You are on page 1of 179

1

PATOLOJĐ

I) HĐPOKSĐK HÜCRE HASARI


1) Hipoksi en sık hücre hasar nedenidir.
2) Hipoksinin yaptığı hasar şu süreçten geçer:
(a)Önce mitokondriyal ATP sentezi düşer. Enerji sentezi düştüğü için:
(i) Hücrenin üretim kapasitesi düşer.
(ii) ATP’ye bağımlı çalışan hücre pompaları bozulur.
3) Özellikle 2 pompa önemlidir.
4) NaK ATPaz hücre membranında bulunur. Çalışmazsa hücre içinde Na birikir ve dışardan suyu
çeker. Hücre su vakuolleri ile şişer (Hücresel Şişme)
5) Kalsiyum pompası: Hücre zarında, mitokondri ve endoplazmik retikulum (ER) zarlarında bulunur.
Hücre sitoplazmasında Ca++ birikir. Ca artışı sitozolik enzimleri (fosfolipaz, proteaz, endonükleaz,
ATPaz) tetikler.

Hücrede protein elemanlarına enzimler ve mikrotübüller örnek verilebilir.


Mikrotübüller: Hücrenin şeklini koruyan, hareketini ve silier fonksiyonunu sağlayan borucuklar

6) Söz konusu enzimler hücre membranında, protein yapılarında ve çekirdekte hasar;


ATP’de daha fazla düşüş meydana getirir.
7) Hücresel şişme reversibl bir hasardır ama Ca birikimi hücreyi ölüme doğru götürür.
Çünkü:
(a)Membranı parçalanan
(b)Çekirdeği parçalanan
(c)Yaygın mitekondri hasarı olan
(d)Asid hidrolazları aktive olan hücre (ileride anlatılacak) ÖLÜR!!!

II)SERBEST OKSĐJEN RADĐKALLERĐ (SR) ĐLE HASAR


1) SR’ler elektron yüklü oksijen partikülleridir ve dolayısıyla hücrede çarptıkları her yapı ile (membran,
çekirdek, protein) reaksiyona girip onlara hasar verirler. Önemli kaynakları:
(a) Redoks reaksiyonları
(b) Ksantin oksidaz enzimi
(c) Nötrofiller

1
2

PATOLOJĐ

Ksantin oksidaz NEDĐR?


Hiposik hücrelerde biriken ATP metaboliti ksantini “okside” eden enzimdir. SR üretimine neden
olur.

(d) Oksijen tedavisi


(e) Toksinler ve radyasyon
(f) Serbest demir

Hemokromatozda dokuda serbest demir birikir ve bu da üretilen SR’ler ile DNA hasarına yol açar.
Bu yüzden Hemokromatoz sirozunda kanserleşme oranı çok yüksektir.

2) SR’ler genelde şu sıra ile oluşurlar:


(a)Superoksid anyonu (O2-)
(b)Superoksid dismutaz enzimi ile H 2O2 (hidrojen peroksid)’e dönüşür.
(c)H2O2’ Hidroksil iyonuna dönüşür (OH -)
3) Zararlı etkilerini şu maddelerle engelleyebiliriz (Antioksidanlar):
(a)Vitamin E,C,A vitaminleri, Sistein, seruloplazmin, transferrin SR’leri yakalayıp tamponlar.
(b)Katalaz enzimi H2O2 ’i suya çevirir.

Bu yüzden H2O2’ye dönmek bir kurtuluş umududur. Çünkü katalazla parçalanma şansı vardır.

(c)Superoksid dismutaz: Superoksidi H2O2’ye çevirir.


(d)Glutatyon peroksidaz hidroksil iyonunu H 2O2’ye çevirir.
(e)Glutatyon reduktaz

III) HÜCRE ZARAR BĐÇĐMLERĐ


1) Reversibl Zarar’ın ışık mikroskobik görünümü hücresel şişmedir.
2) Đrreversibl hasar nekrozdur.
3) Apoptoz da bir hücre ölüm biçimidir.

A) Elektron Mikroskopik Görünümler:

2
3

PATOLOJĐ

HÜCRESEL ŞĐŞME NEKROZ


• Sitoplazmik su vakuolleri • Çekirdek parçalanır (piknoz karyoreksis, karyolizis)
• Hiperkromatik çekirdek • Membranlar parçalanır (Myelin figürler)
• Membranlar balonlaşır • Organeller parçalanır
• Organeller şişer • Lizozomal asid hidrolazlar aktive olur
• Hasar gören organeller otofaji ile sindirilir (Bkz. Lipofucsin)
• E.retikulumlar ribozomlardan ayrılır

Ölüme giden hücrede aerobik ATP sentezi düşer --> Anaerobik glikoz --> pH düşer.
Ph düşerse asidoz olur.
Asid hidrolaz aktivitesi ile hücrenin parçalanarak öldüğü nekroz biçimi: likefaksiyon nekrozu

B) Nekroz Biçimleri
1) Likefaksiyon nekrozu: Örnekleri abse, beyin erimeleri
2) Koagulasyon nekrozu: Örnek MI
(a) Đskemide görülür.
(b) En yaygın görülen nekrozdur.
(c) Protein denaturasyonu sebebiyle asid hidrolaz aktivitesi görülmez.
(d) Bu yüzden hücre parçalanmadan ölür.
(e) Sınırları aynen korunur (Hücre hayaleti)
3) Gangrenöz nekroz: (Örnek diabetik ayak)
(a) Koagulasyon nekrozu üzerine likefaksiyon nekrozu eklenmesidir.
4) Kazeifikasyon nekrozu: (Örnek tüberküloz)
(a) Granülomların ortasında görülür
5)Yağ nekrozu:
(a) Travmatik olabilir. Meme travması
(b) Enzimatik olabilir. Pankreatit sonucu batın yağ dokusu
6) Fibrinoid nekroz: Damar duvarlarında görülür; vaskülit anlamına gelir.

C) Apoptoz
1) Programlı hücre ölümüdür (hücrenin intiharı)
2) TNF (nöronlarda) ve FAS ( CD 95) reseptörleri (T lenfositlerde) ya da T8 hücrelerinden
salınan granzyme B ile uyarılır.
3) Mitokondri geçirgenliğinin artmasına yol açan bu maddeler sitoplazmaya sitokrom C salınımına
yol açar.
4) Sitokrom C: apoptozu tetikler

3
4

PATOLOJĐ

5) Bax ve p 53 genleri apopitozu arttırır.


6) Bcl-2 geni bu ölümü engeller
7) Hücre önce büzüşür (mesela Councillman cisimciği)
8) Sonra apoptotik cisimciklere parçalanır.
9) Bu cisimcikler iltihabi yanıtı uyarmaz. Çevrede bulunan makrofaj veya diğer hücreler tarafından
temizlenirler.Bu tanınma fosfotidilserin ve trombospondin reseptörleri ile olur.
10) Sonuçta hücre içinde kalsiyum artar ve buda CASPAS denilen enzimleri
aktifleştirir.CASPAS lar hücreyi yıkarlar.Bunlar procaspas 8, caspas 8, caspas 9 ve ana
yıkıcı caspas olan caspas 3 tür.
11) Genel bakışla apoptoz nekrozdan farklı olarak:
(a) Genlerin kullanıldığı
(b) Enerji harcanan
(c) Đltihaba yol açmayan bir süreçtir.

IV) HÜCRE ĐÇĐ MADDE BĐRĐKMESĐ

A) Yağ birikebilir
1) AÇLIKTA: Depolardan serbest yağ asidi salınımı artacağı için
2) HĐPOKSĐDE: Serbest yağ asidlerinin oksidasyonu azalacağı için
3) Lipoprotein oluşumuna katılacak proteinlerin miktarı azaldığı için mitokondri ve ER
geçirgenliğini bozan toksinlerde (CCI 4) ve protein malnutrisyonunda
4) Ayrıca obezite, diabetes mellitusta
5) En çok karaciğerde birikir
6) Ayrıca hipoksi ve difteri gibi myokardit etkenleri ile kalpte de yağlanma olur.
7) Yağ sudan ve oil red boyaları ile boyanır

B) Kolesterol birikir
1) Makrofajlarda birikir
2) Kolesterol yüklü makrofajlar damar intimalarında (Ateroskleroz), deri (Xantelesma) ve
tendonda (Xantoma) birikir

Kanda dolaşan LDL ve VLDL karaciğere geri döner. Hepatositteki LDL reseptörü doydukça bu
lipidler makrofajlara yönelir.

4
5

PATOLOJĐ

Familyal hiperkolesterolemide karaciğer LDL reseptörleri doğuştan defektiftir. Bu yüzden erken


yaşta ateroskleroz ve iskemik kalp hastalığı oluşur.

C) Proteinler birikir
1) Mallory cisimciği
2) Alzheimerde nöronlarda nörofibriler yumaklar (tangle)
3) Plazmosit sitoplazmalarında Russel cisimciği şeklinde immunglobulinler
4) Plazmosit çekirdeklerinde Dutcher cisimciği denir

D) Glikojen birikir
Glikojen depo hastalıkları ve diyabette böbrek tübüllerinde birikir (Ebstein Armani belirtisi)

E) Pigmentler birikir
1) Eksojen olabilirler
(a) En çok karbon birikir

Karbon partiküllerinin inhale edilmesi sonrası alveolar makrofajlarda ve trakeobronşeal lenf


nodlarında birikmesi -->Antrakoz

(b) Dövme
2) Endojen olabilir.
(a) Lipofucsin birikir
(i) Otofaji veya heterofaji sonrası lizozomal enzimlerin sindiremediği lipid
partikülleridir.
(ii) Hücreye zararı yoktur ama geçmiş hücre hasarının bir belirtisidir.
(iii) Beyin, karaciğer ve kalpte birikim sık görülür (kahverengi atrofi)
(iv) Yaşlılıkta sık görülecektir
(b)Melanin birikir
(i) Tirozinin trozinaz ile dihidroksifenilalanine dönüşmesi ile oluşur.
(ii) Melanositlerde yapılır ama komşu epidermis hücreleri (çil) ve dermal
makrofajlarda da birikebilir.
(c)Hemosiderin birikir
(i) Demir hücrede ferritin olarak birikir
(ii) Ferritin miçeller kümeleri hemosiderin olarak isimlendirilir
(iii) Demir prusya mavisi ile boyanır.

5
6

PATOLOJĐ

Hemosideroz
1.Fazla miktarda demirin vücutta birikimidir.
2.Makrofaj ve parankim hücrelerinde olur.
3.Demir yüklenmesinde, atılım azalmasında ve transfüzyonü hemolitik anemi gibi durumlarda birikir.

Primer Hemokromatozda farklı olarak demir dokularda çıplak olarak da birikip bir takım patolojik
etkilere yol açar (Bkz. Karaciğer).

V) PATOLOJĐK KALSĐFĐKASYONLAR

A) Distrofik kalsifikasyon
Nekrozlu dokulara kalsiyumun çökmesidir.

B) Metastatik kalsifikasyon:
1) Hiperkalsemik kişilerde histolojik olarak normal dokulara kalsiyum çökmesidir.
2) Özellikle damarlarda, böbrekte, akciğer ve mide mukozasında interstisyel dokuyu tutar.
3) Sebeplerine bakacak olursak:

DĐSTROFĐK KALSĐFĐKASYON METASTATĐK KALSĐFĐKASYON


1. Aterosklerozda damar duvarında 1. Primer ve sekonder hiperparatroidizm hiperparatroidizm
2. Pankreatitte yağ nekrozunda 2. Đmmobilizasyon, kemiğin Paget hastalığı gibi kemikten kalsiyum
3. Tüberküloz granülomlarında salınımının arttığı durumlar
4. Psammom cisimcikleri (Troid papiller, over seröz tümörleri, 3. Kemiğe metastaz yapan bazı tümörler
meningiom gibi tümörlerde) 4. Multipl myelom
5. Diğer tümöral kalsifikasyonlar 5. Ektopik PTH üretimi (akciğer squamöz, renal cell CA)
6. Sarkoidoz ve diyetsel faktörler

VI) HÜCRESEL ADAPTASYON MEKANĐZMALARI

A) Hiperplazi
1) Hiperplazi organ ve dokularda hücrelerin sayısında bir artıştır.

6
7

PATOLOJĐ

2) Bölünebilme kabiliyeti olan hücrelerde olur. (Epitelyal, hematopoetik ve bağ dokusu gibi)
3) Patolojik veya fizyolojik ( Gebede uterus-laktasyonda meme) olabilir

B) Hipertrofi
1) Organellerin sayısında ve hücre boyutunda artışla giden, hücre sayısında artış görülmeyen
büyümedir.
2) Bölünme yeteneği olmayan hücrelerde (Đskelet ve kalp kasları, sinir) görülür.
3) Hipertrofide hücresel büyümeyi asıl sağlayan değişim, organel (özellikle granüllü endoplazmik
retikulum) sayısında artıştır.
Bu kaynak DrTus.com sitesinde yayınlanmaktadır…

Hücrelerde mitokondri sayısının aşırı arttığı özel hücresel değişime Onkositik Değişim denir.
• Hücreler pembe parlak bir sitoplazma kazanırlar.
• En önemli örneği Hürthle hücreleridir.

C) Atrofi
1) Hücre maddesinin ve organellerinin azalmasından dolayı hücre boyutunda görülen küçülmedir.
2) Sebepleri:
(a) Azalmış işgücü
(b) Đnervasyon kaybı
(c) Azalmış kan akımı, yetersiz beslenme
(d) Endokrin stimülasyonun kaybı
(e) Yaşlanma
3) Organellerde otofaji yoluyla kayıp olur ve otofajik vakuoller artar.
4) Lipofucsin granülleri birikir(Brown atrofi).

D) Metaplazi
1) Bir adult hücre tipinin yerini bir başkasının almasıyla karakterize geri dönüşebilir değişikliktir.
(Epitelyal ya da mezenkimal).
2) Metaplazinin yönünü belirleyen başlıca etken irritan etkenin tipidir.
(a) Sigara içenlerde ve vitamin A eksikliğinde solunum sisteminde kolumnar epitel squmöz
epitele dönüşür.
(b) Barret özofajitinde skuamöz epitel, kolumnar epitele dönüşür.
(c) Mezenkimal dokularda kıkırdak, kemik, yağ dokusuna metaplaziler olabilir.
(i) Travmadan sonra iskelet kasında kemik metaplazisi görülebilir ve “ myositis ossifikans” adı
verilir.
Bu kaynak DrTus.com sitesinde yayınlanmaktadır…

7
8

PATOLOJĐ

I. AKUT ĐNFLAMASYON

1. Çabuk başlar, çabuk biter, kroniğe dönebilir, rezorbe olabilir


2. Ana hücreler nötrofiller ve makrofajlardır
3. Nötrofiller en erken 4-6 saatte olay yerine gelir, 24-48 saatte pik yapar.
4. Makrofajlar 2-3.günde gelirler.

• Nötrofiller kısa ömürlüdür.


• Ölüp parçalanınca asit hidrolazları serbest kalır ve dokuyu yıkar abse oluşur.

5. Rezolüsyonla, fibrozisle, skarla ya da kronik inflamasyona dönerek sonlanabilir.

II. ĐNFLAMASYONUN KĐMYASAL MEDĐATÖRLERĐ

A. VAZOAKTĐF AMĐNLER
Hücre içinde depo halde bulunurlar. Bu yüzden hızlı etkilidirler.
1. Histamin:
a. Trombosit, bazofil, mast hücrelerinden salınır.
b. Özellikle IgE aracılıklı reaksiyonlar (Tip I anaflaksi) ve anaflaktoksinlerle (C3a, C5a) salınımı
artar.
c. Vazodilatasyon, bronkokonstruksiyon, permeabilite artışı yapar.
d. Erken damar geçirgenliğinin en önemli mediyatörüdür.Bunu endotelyal kontraksiyon
yaparak sağlar.
2. Serotonin:
a. Trombositlerden salınır.
b. Trombosit agregasyonu yapar.

8
9

PATOLOJĐ

B. PLAZMA PROTEĐNLERĐ (KININ-KOMPLAMAN VE PIHTILAŞMA


SISTEMLERI )

1. Pıhtılaşma Sistemi
a. Amacı fibrin oluşturmaktır.
b. Đntrinsik pıhtılaşma sistemi faktör XII ile başlar.
c. Devamında sıra ile şu faktörler aktive olur.

Faktör 2 (Trombin) fibrinogeni à fibrine çevirir

Fibrin F13 ile stabilize edilir.

Faktör 10’dan itibaren her basamakta kofaktör olarak kalsiyuma ihtiyaç vardır

9
10

PATOLOJĐ

2. Fibrinolitik Sistem
a. Amacı fibrini yıkmaktır.
b. Bu sistem de faktör 12 ile başlar.

Prekallikrein Kallikrein

Plazminojen Plazmin

c. Oluşan plazmin, fibrini fibrin parçalanma ürünlerine yıkar.


d. Kallikrein ayrıca bradikinin oluşumuna da neden olur.

10
11

PATOLOJĐ

Bradikinin
• Vazodilatasyon
• Bronkokonstrüksiyon
• Geçirgenlik artışı
• Ağrı

3. Kompleman Sistemi
a. Klasik yol C1 ile başlar
b. Klasik yolu Antijen+antikor kompleksleri aktive eder (özellikle IgG- IgM); sonuçta C3
parçalanır.
c. Alternatif yol direk C3 ten başlar. (Bakteriyel polisakkaritler ve Ig A bu yoldan aktifleştirir)
d. Mantarlar MDP ve CRP’ye bağlanırsa C4 le C2 yi reaksiyona sokar (Lektin bağlantılı yol).
e. Kavşak C3’tür
f. Oluşan yan ürünler:
i. C3a: Anaflatoksin
ii. C3b: Opsonin
iii.C5a: Anaflatoksin, kemotaktik vs.
g. Son ürün C5b6789 kompleksidir (membran saldırı kompleksi → MAC)
h. MAC Bakteri ve hücre zarlarında delikler oluşturur.

C. ARAŞĐDONĐK ASĐD METABOLĐZMASI (AA)

11
12

PATOLOJĐ

1. Hücre membran fosfolipidleri fosfolipazlarla AA’e döner.


2. AA iki yoldan metabolize olur.
3. Siklooksijenaz yolu
4. Lipooksijenaz yolu
a. Siklooksijenaz yolu ürünleri

SĐKLOOKSĐJENAZ YOLU ÜRÜNLERĐ


Salınma yeri Etki
Prostaglandin D2 Mast hücresi Vazodilatasyon
Prostaglandin I2 Endotel Vazodilatasyon
Antiagregan
Tromboxan A2 Trombosit Vazokonstriksiyon
Agregan
Prostaglandin E2 Vazodilatasyon
Lokal ağrı, ateş

b. Lipooksijenaz yolu ürünleri

LĐPOOKSĐJENAZ YOLU ÜRÜNLERĐ


Salınma Yeri Etki
Lökotrien B4 Nötrofil Kemotaksis
Lökotrien C4 Vazokonstrüksiyon
Lökotrien D4 Bronkonstrüksiyon
Lökotrien E4 Geçirgenlik artışı
Lipoksin A4,B4 Transellüler Biyosentez Vazodilatasyon
(Nötrofil+Trombosit) Kemotaksis

D. PLATELET AKTĐVE EDĐCĐ FAKTÖR (PAF)


1. Bu medyatör de hücre membranlarında yapılır.
2. Vazodilatasyon yada vazokonstrüksiyon yapabilir (Doza göre)
3. Trombosit agrege eder

E.NĐTRĐK OKSĐD
1. Endotelden yapılan NO’in başlıca iki fonksiyonu vardır:
2. Vazodilatatör
3. Antiagregan
4. L-argininden sentezlenir.cGMP yi arttırır (ANP,BNP,PgF2α gibi)

F.SERBEST OKSĐJEN RADĐKALLERĐ

12
13

PATOLOJĐ

1. NADPH okidaz ile sentezlenir

G.SĐTOKĐNLER
Otokrin etki: Kendi türüne etki
Parakrin etki:Komşu hücrelere etki
Endokrin etki: Kana karışıp uzak organlara etki.
1. Pekçok hücre tarafından salgılanır ama başlıca salgılayacı hücre makrofaj ve T 4 lenfositleridir.
2. Makrofajların salgıladığı başlıca sitokinler (Monokinler)
a. Đnterlökin-1 ve TNF-α’dır (tümör nekrotizan faktör-α)
b. Beraberce endotel ve nötrofil aktivasyonu yaparlar.
c. IL-1 akut faz reaksiyonlarından sorumlu tutulur; ateş, lökositoz yapar.
d. TNF-α kaşeksi yapar.
e. TNF-α aynı zamanda makrofajları aktive eder. Bu yüzden bir anlamda otokrin sitokindir.
3. T4 lenfositlerinin salgıladığı başlıca sitokinler IL-2, Interferon-gamadır.
a. Đnterferon gama (IF-γ): makrofajları aktive eder.Granülom oluşmasından sorumlu önemli
sitokindir.
b. IL-2 T lenfositlerini aktive eder (Otokrindir)
4. Ayrıca şu sitokinler de T4’lerden salınabilir:
a. IL-4: B lenfositlerini
b. IL-5: Eozinofilleri aktive eder.
5. Diğer bahse değer sitokinler şunlardır:
a. Kemokinler: Kemotaksis yaparlar (IL-8)
b. IL-4/10/13/TGF ß: Anti-inflamatuar etkilidir.
c. IL-2/12/TNF/(IF-γ):: Granülom oluşumunda rol oynar.
d. IL-3/IL-7: Kemik iliğinde kök hücreleri uyarırlar.
e. IL 2/12/15/(IF-γ): Naturel killerları uyaran sitokinler
f. IL-6 :Sedimentasyonu arttırır

III.VASKÜLER DEĞĐŞĐKLĐKLER

1. Đnflamasyon damar duvarındaki değişikliklerle başlar


2. Ani ve geçici vazokonstrüksiyon (ilk değişiklik)(Özellikle arteriyollerde)
3. Arterioler dilatasyon
4. Geçirgenlik artışı ve ödem
5. Ödem sıvısı çıkınca kanda viskosite artar, bu yüzden yavaşlayıp göllenir (staz)
6. Bir yandan damar geçirgenliği artar.

13
14

PATOLOJĐ

• Damar geçirgenlik artışının en sık yolu venülde endotel hücrelerinin kontraksiyonudur.


Kontraksiyondan sonra endotel hücreleri arasında bulunan porlar genişler.
• Histamin ve bradikinin aracılıklı olan bir reaksiyondur.
• Bu ayrıca en kısa süren geçirgenlik artışıdır.

Toksinler ve yanıklar endoteli yıkarlarsa da geçirgenlik artar.


1- Bu artış uzun sürelidir.
2- Arteriol, kapiller, venül ayırmayacaktır.
3- Arteriolde geçirgenlik artışının tek yolu budur.

IV.LÖKOSĐT HAREKETLERi

1. Staz lökositlerin damar duvarında endotele doğru yanaşmasına neden olur (Marjinasyon):
2. Marjine olan lökositler ve endotel birbirlerine selektinlerle tutunur ve lökositler yuvarlanmaya başlar.

Rolling’de (Yuvarlanma) Selektin-Selektin bağlantısı

Selektinlerden P-selektin hücre membranında Weibbel –Palade granülleri içinde bulunur.

3. Sonra adezyon (sıkı tutunma) gerçekleşir.Adezyon Đntegrinlerle


oluşur.Lökositlerdeki integrinler LFA-1,MAC-1,damardaki integrin ICAM-1 dir.
4. Sonraki aşama transmigrasyondur.Yani damar dışına çıkma. (PECAM ya da CD
31 ile )

KEMOTAKSĐS
1. Lökositlerin olay bölgelerine gidişidir.

14
15

PATOLOJĐ

2. Kemotaktik madde uyarısı ile olur.


3. Başlıca kemotaktikler:
a. C5a
b. LTB4
c. Endoksinler
d. Kemokinler (kemotaktik sitokinler)
i. IL-8 (Nötrofillere)
ii. Eotaksin (Eozinofillere)
iii. MCP ve MIP (Makrofajlara)
iv. RANTES (lenfositlere)
4. Hücre mikrotubulleri hareketlenip membrandan psödopodlar uzatırlar (Yalancı ayak).
5. Bu yalancı ayaklar intestisyel bağ dokusuna tutunup hücreyi çeker.
Bu kaynak DrTus.com sitesinde yayınlanmaktadır…

FAGOSĐTOZ
1. 3 aşaması vardır:
a. Tanıma-Tutunma:
i. Lökosit; arada köprü görevi gören bir opsonin vasıtası ile yutulacak partiküle bağlanır.
ii. Başlıca opsoninler:
(i) C3b
(ii) IgG (Fc parçası)
(iii)Kollektin
b. Yutma (Yine psödopodlarla olur)
i. Psödopodlar partikülü sarar, içeri çeker
ii. Psödopodlar memrandan kopar ve sitoplazmada partikülü saran bir kese halinde kalır
(fagozom)
iii. Fagozom lizozomal keselerle birleşir (Fagolizozom)
iv. Hücre içi sindirim fagolizozomun içinde olur.

• Chediak-Higashi sendromunda mikrotubular bozukluk kemotaksisi ve fagolizizom oluşumunu bozar.

c. Öldürme ve Parçalama
i. Öldürme (mikrobisid etki) en iyi SR’ler ile olur (Bkz.1.Bölüm)
ii. NADPH Oksidaz enzimi sayesinde O2 ( Süperoksit anyonu) üretilir.
iii. H2O2 oluşunca değişik bir radikal oluşturulur. Hipoklor radikali (En güçlü mikrobisid)
H2O2+CI =Hipoklor radikali (Myeloperoksidaz enzimi ile)

15
16

PATOLOJĐ

• Kronik granülomatöz hastalıkta NADPH oksidaz bozuktur, bu yüzden bu sistem çalışmaz. Staf gibi
katalaz pozitif organizmalara duyarlılık iyice artmıştır.

iv. Ölen organizmalar asid hidrolazlarla parçalanır.

Oksidatif maddelerin yokluğunda öldüren maddeler: Lizozim, laktoferrin, defensin

V. KRONĐK ĐNFLAMASYON VE HÜCRELERĐ

A. KRONĐK ĐNFLAMASYON
a. Kronik inflamasyon geç başlar, uzun sürebilir.
b. Daha çok lenfositler ve makrofajlarla seyreden bir iltihaptır.
c. Akut inflamasyondan sonra gelişebileceği gibi baştan kronik olarak da başlayabilir (Örnek: Viral
infeksiyonlar).
d. Fibrozisle sonuçlanabilir.
e. Bazen nötrofil de görülebilir → aktif kronik inflamasyon
Bu kaynak DrTus.com sitesinde yayınlanmaktadır…

B.HÜCRELER

1.Lenfositler
a. %65’i T lenfositleri, %25’i B lenfositleri, %10’u NK “Natural killerdir.
b. T hücrelerinin de 2/3’si T4, 1/3’ü T8’dir (T4:helper, T8:sitotoksik)
c. T4’ler sitokin salgılar, T8’ler hedef hücreleri öldürür, B’ler plazmosite döner ve antikor yapar.

• Bir lenfosit (NK hariç) morfolojik olarak, küçük boyutlu, çentikli yuvarlak çekirdekli, çok dar
sitoplazmalı bir hücredir.

16
17

PATOLOJĐ

• T lenfositlerinin yüzeyinde CD2 ve CD3 (ana molekül) CD5, CD7; B lenfositlerinin yüzeyinde CD
19,CD 20,CD21(EBV reseptörü) molekülleri bulunur.

d. B lenfositlerinin folikül dediğimiz topluluklar halinde bulunma eğilimi vardır.

DĐKKAT!!!
Bu yüzden lenfomalarda küçük - çentikli hücreli olmak ve foliküler olmak iyi diferansiyasyon
belirtisidir.

e. B lenfositleri kemik iliğinde olgunlaşır ve yüzeylerinde IgM taşırlar


f. T lenfositleri timusta olgunlaşır ve yüzeylerinde “T cell reseptör” (TCR)
taşırlar. (T lenfositler dalakta PALS’ta, lenf nodunda parakortekste
bulunurlar)

Đkisi de antijenlerini bu yüzey reseptörleri ile tanırlar.

g. B lenfositleri antijenlerini tanıdıkları zaman:


i. Antijenik bilgiyi saklamak üzere çoğalır ve “memory cell” hafıza hücrelerini
oluştururlar.
ii. Plazmosite dönebilirler.
iii. Ig G, Ig A ve Ig E yapabilirler.
h. TCR’ler antijeni başka bir hücrenin yüzeyinde bulunan “MHC-Class”
molekülleri aracılığı ile tanırlar.

17
18

PATOLOJĐ

• Class I Yüzey molekülü: Tüm çekirdekli hücrelerde var (Eritrosit hariç)

• Viral ve neoplastik hücresel antigenleri T8’e sunar.

• Class II yüzey molekülü:Sadece makrofajlarda bulunur. Eksojen antijenleri yutan makrofaj, Class
II aracılığı ile bunu T4’e sunar.

i. NK hücreleri ise antigen tanımak ve aktivite göstermek için farklı yapılar


içerirler.
(i.) Eksojen antijenleri makrofajlar gibi opsoninleyerek yakalamak için opsonin
reseptörü
(ii.) Killing activating receptor: Normal vücut hücrelerine bağlanır ve NK’yı
öldürmek yönünde uyarır.
(iii.) Killing inhibiting receptor (KIR): Normal hücrelere bağlanır ve NK’yı
sakinleştirir.
(i) Karşı hücrenin Class I yüzey molekülüne bağlanır.

KAR ve KIR sağlıklı bir organizmada herhangi bir hücreye bağlandıkları zaman birbirlerinin etkilerini
nötralize ederler. Class I’te herhangi bir antijen eksprese ediliyor ise KIR ana bağlanamaz ve inaktif
kalır; KAR rahatlıkla karşı hücreyi öldürür.

(ĐV) Perforin ve granzim enzimleri salgılayarak öldürürler(Aynı T


sitotoksik hücreler gibi)
(V) Yüzey markerları CD (16)-CD (56) dır

2. Makrofajlar
a. Monositler aktive olursa makrofajlara dönüşür
b. Dokuda hazır bekleyen histiositler de bu gruptandır.

18
19

PATOLOJĐ

Histiosit örnekleri
Karaciğer: Kupffer hücreleri
Beyin: Mikroglia
Deri: Langerhans hücreleri
Kemik: Osteoklast
Böbrek: Mezangial hücreler
Retina : Retina pigment epiteli

c. Görevleri şunlardır:
i. Fagositoz
ii. Sitokin sekresyonu
iii. T4 lenfositlerine antijen sunumu

3. Eozinofiller
a. Major basic protein(MBP) ve eozinofilik katyonik protein içerir ve parazitlerle savaşırlar
b. Allerjik reaksiyonlarda artarlar

4. Bazofiller
a. Dokularda mast hücresi biçiminde bulunurlar

I.AŞIRI DUYARLILIK REAKSĐYONLARI

1.Tip I Aşırı Duyarlılık Reaksiyonu (Anaflaktoid Tip)


a. Eksojen antijen makrofajlar tarafından T4’e sunulur
b. T4 hücresi IL-4, IL-5 ile B lenfositi ve eozinofilleri çağırır
c. B lenfositlerince IgE sentezlenir ve mast hücresinin yüzeyine bağlanır.
d. Sensitize olan mast hücreleri ikinci kez antijenle karşılaşınca:
i. Hemen histamin salgılanır.(Primer mast hücre mediyatörleri)
ii. Arkasından diğer mediyatörler (PAF, LT’ler, prostaglandinler) salınır. (Sekonder mast
hücre mediyatörleri)
e. Vazodilatasyon, ödem, bronkokonstrüksiyon saptanır.

19
20

PATOLOJĐ

f. Örnek olarak bronşial astım ürtiker, sistemik penisilin allerjisi verilebilir.

2.Tip II Aşırı Duyarlılık Reaksiyonu (Sitotoksik Tip)


a. Kanda dolaşan antikorların antijenlerine bağlanması ile oluşur.
b. 3 şekilde meydana gelebilir.
Đ. Komplamana bağlı reaksiyon: Eritroblastozis fetalis,pemfigus vulgaris,hatalı kan
transfüzyonları
ii. Antikora bağımlı hücresel sitotoksisite: Burada rol alan hücreler
monosit,nötrofil,eozinofil ve naturel killer dır.
iii. Antikorun neden olduğu hücresel reaksiyon : Myastenia gravis,grav es hastalığı

3.Tip III Aşırı Duyarlılıkta Reaksiyonu (Đmmün Kompleks Hastalığı)


a. Çözünebilir yapıda antijenlere bağlanan antikorlarla oluşan kompleksler temizlenemez
b. Kanda dolaşırken damara ya da antijene rastladığı dokulara çökebilir.
c. Çöktüğü yerde komplemanı uyarır ve iltihap hücrelerini çağırır
d. Böylece çoğunlukla multisistem vaskülit ve/veya doku yıkımı olur.
e. Örnek: SLE, Serum hastalığı, lokalize Arthus reaksiyonu,Akut post streptokoksik
glomerulonefrit, Hepatit B ile oluşan PAN

4.Tip IV Aşırı Duyarlılık Reaksiyonu:


Đki tipi vardır:
a. Hücresel sitotoksisite
i. Viral ya da neoplastik antijenler hücrelerimizin yüzeyinde beliren Class I HLA molekülleri ile
T8’lere tanıtılır.
ii. T8 antijeni tanırsa bu hücreye bağlanıp onu öldürür.
iii. Öldürme fagositozla veya kompleman aktivasyonu ile olmaz.
iv. Perforin salgılar; perforin hücrenin membranında delik açar
v. Granzyme B salgılar. Perforinin açtığı delikten giren bu madde hedef hücrede apoptozu
uyarır.

NK hücreleri de T hücreleri gibi perforin ve granzyme B aracılıklı öldürme yapabilirler.

b. Gecikmiş tipte aşırı duyarlılık (GAD)


i. Tip I’deki gibi antijen sunan makrofaj yabancı antijeni T4’e sunar.
ii. T4 bu sefer makrofaj ve diğer T lenfositlerini çağırıp granülom oluşumuna
neden olur.

20
21

PATOLOJĐ

DĐKKAT!!!
Tip I AD ve Tip IV GAD’da buraya kadar olan kısım benzerdir ama
Salgılanan sitokinlerin farklılığı her şeyi değiştirmektedir.

iii. Bu reaksiyonda salgılanan sitokinler ve işlevleri sırası ile şöyledir.


iv. Makrofaj à IL-12 ile T4’e etki eder.
v. Bu uyarı T4’ün IL-2 ve IF-γ salgılamasına neden olur.
vi. IL-2 daha çok lenfositleri
vii.IF-γ monositleri aktifler
viii.Aktiflenen monositler (histiositler) TNF-α salgılar; bu mediyatörlerde
histiositleri uyarır.
ix. Granülom bir kronik iltihaptır.
d. Bir granülom şu yapılardan oluşur:
i. Histiositlerin oluşturduğu bir topluluktur
ii. Bunu çevreleyen T ve B lenfositleri vardır.
iii. Aralarda Langhans tipi çok çekirdekli dev hücreleri mevcuttur.
iv. Ortada kazeifikasyon nekrozu izlenir.
v. Bunlardan olmazsa olmaz olan histiositlerdir.
vi. Sarkoidoz granülomları non nekrotizan ve hepatositsiz (çıplak) olma
eğilimindedir.
vii.Tüberküloz granülomları nekrotizan olur.

GRANÜLOMATÖZ HASTALIK ÖRNEKLERĐ

GRANÜLOMATÖZ HASTALIKLARI
Bakteriyel Đnorganik metaller ve tuzlar
Mantara bağlı
• Tüberküloz • Hisitoplazma kapsülatum • Berilyozis
• Lepra • Blastomikoz Yabancı cisim
• Sifilitik gum • Sütur, meme protezleri, vasküler graft
• Criptococcus neoformans
• Kedi tırmığı hastalığı Bilinmeyen etken
• Coccidioides immitis • Sarkoidoz
Parazitik

• Şistozomiyasis

21
22

PATOLOJĐ

II. OTOĐMMUN HASTALIKLAR

A. SĐSTEMĐK LUPUS ERĐTEMATOSUS


1. Genç kadınlarda görülür.
2. SLE’de kemik iliği tutulumu Tip II, diğer tutulumlar Tip III aşırı duyarlılık reaksiyonudur.
3. Antifosfolipid antikor sendromu ile birlikteliği sıktır.Bu sendrom SLE deki DĐC tablosudur. Anti
kardiyolipin antikorlar bu sendromdan sorumludur.
4. En sık kemik iliği tutulumu yapar.
5. Ancak klinikte en sık bulgu eklemlerde ve deride görülür.
6. Organ bulguları
a. Eklem:Nonspesifik non –eroziv artrit artrit
b. Deri:Fotosensitif malar rashlar
c. Akciğer
i. En sık plövrit
ii. Ayrıca kanamalı litik lezyonlar
d. Kalp
i. En sık perikardit
ii. En tipik Libmann-Sacks Endokarditi (Kapağın her iki taraf tutulumu)
g. Böbrek ölüme en sık yol açan organ tutulumudur; şu formlarda karşımıza çıkabilir:
i. Normal ( en az tutulum)
ii. Mezangioproliferatif glomerulonefrit
ii. Fokal proliferatif glomerülonefrit
iii. Diffüz proliferatif glomerulonefrit (en sık,en kötü,wire loop(tel halka) görünümü)
iv. Membranöz glomerülonefrit
7. Đki tip antinükleer antikor sık görülür:
a. Anti-çift sarmal DNA
b. Anti-Smith
c. ANA
8. Sadece deriye izole “kutanöz LE” formu mevcuttur
9. Hydralazin, prokainamid, D-penisilamin ve izoniazidle SLE ye benzer tablo oluşabilir. Anti histon
antikorlar vardır.

B. ROMATOĐD ARTRĐT
1. Orta yaş kadın hastada daha sıktır.
2. Romatoid faktör pozitiftir.

22
23

PATOLOJĐ

Romatoid faktör: IgG’ye karşı gelişmiş IgM

3. En sık tutulum eklem tutulumudur


4. Ayrıca;
a. Deride subkutan romatoid nodüller
b. Akciğerde romatoid nodüller
c. Pek çok organda tutulum yapabilir.
d. Böbrekte glomerülonefrit yapar ama böbrek tutulumu azdır.
5. Eklem tutulumunun özellikleri:
a. Poliartikülerdir (5’ten fazla eklem)
b. Simetriktir
c. Küçük eklemler tutulur (en sık proksimal interfalanjial ve metakarpofalanjialler)
d. Distal interfalanjialler (DIP) tutulmaz.

Jüvenil Romatoid Artrit


- Gençlerde ve çocuklarda görülen RA varyantıdır.
- Tutulumun Özellikleri
- Tek ve büyük eklem
- Oligoartiküler
- RF (-)
- Asimetrik

6. Sekonder amiloidozun en sık sebebidir.


7. Sjögren en fazla eşlik eden hastalıktır.
8. Eklem tutulumundaki patolojik değişimler şöyle sıralanabilir:
a. Đltihap: Önce sinovyada kronik, eklem sıvısında nötrofilden zengin inflamasyon
olur.
b. Pannus: Đltihaplı sinovya eklem içine doğru prolifere olur ve kabarır.
c. Ankiloz: Prolifere sinivya fibrozise gider ve eklem kaynaşır.

23
24

PATOLOJĐ

SPONDĐLARTROPATĐLER
- Bunlar da ankiloz yapar ancak bu kaynaşma paraartiküler ligamanların fibrozisi ile oluşur.
- Sakroiliakları tutarlar
- Erkeklerde sık görülür
- HLA-B27 pozitiftir
- RF negatiftir.
- Tipik örneği ankilozan spondilittir
- Reiter sendromunda konjonktivit ve üretrit görülür
- Psoriaziste deri tutulumu ve DIP tutulumu görülür.

C. SJÖGREN SENDROMU
1. Tükrük bezi; lakrimal gland ağırlıklı tutulum görülür.
2. Sistemik bir hastalıktır.
3. Başka bir otoimmun hastalıkla birlikte çıkmayı çok sever. (En sık romatoid artrit ile) (Sekonder
form)
4. Sadece tükrük-gözyaşı bezi tutulursa “Sicca sendromu” denilir.
5. Tükrük bezindeki histolojik özellikleri (Saldırıyı CD 4 ler başlatır)
a. Lenfoplazmositer inflamasyon
b. Duktus epitel hiperplazisi ve obstrüksiyonu
c. Glandüler atrofi
d. Duktus tıkandığı için gözyaşı ve tükrük salgısı kesilir; ülserasyon ve striktürler olur
(Keratokonjonktivit, Kserostomi)
6. Böbrekte tubulointerstisyel nefrit yapar.
7. Lenfoma gelişme riski çok artmıştır.Tanı biyopsi ile konulur.
8. Anti SS-A, Anti SS-B antikorları vardır

D. SKLERODERMA
1. Erken dönem deri, düz kas ve visseral organ tutulumu ile seyreder
2. Đlk bulgu ekstremite uçlarında ödem ve Reynoud fenomenidir.
3. Deride ekstremitelerden başlayıp proksimale ilerleyen fibrozis görülür.
4. “Maske yüz” görünümü olur.
5. Özefagusta düz kas tutulumu sonucu alt 2/3 te fibrozis görülebilir. (En sık GĐS tutulumu)
6. CREST (calsinozis,reynaud,eusofagial dismotilite,sklerodakti,telenjiektazi) lokalize ve yavaş
gidişli formun adıdır.(Anti sentromer antikorlar)
7. Sistemik skleroderma da anti DNA topoizomeraz -1 antikorları vardır

II. ĐMMUN YETMEZLĐK TABLOLARI

24
25

PATOLOJĐ

A. KONJENĐTAL B HÜCRE YETMEZLĐKLERĐ


1. Bruton X’e Bağlı Agamaglobulinemisi
a. B hücre maturasyonu bozuktur.(Pre B lenfositler B lenfositlere dönüşemez)
b. Doğuştan antikor sentezi yoktur (agamaglobulinemi)
c. Anne antikorları bitince 6 aylıkken bulgular başlar
d. Enterovirus, stafilokok, streptokok duyarlılığı artar.
e. Lenfoid hipoplazi vardır
2. Common Variable Immun Deficiency
a. Erişkinde bulgu verebilir.
b. B hücre maturasyonu vardır, antikor sentezi eksiktir. (B lenfosit plazma hücrelerine
dönüşemez)
c. Brutondaki organizmalara duyarlılık artar.
d. En çok eksikliği görülen antikor IgG’dir.

3. Đzole IgA Eksikliği


a. En sık görülen konjenital immun yetmezliktir.
b. Mukozal infeksiyon duyarlılığı artmıştır.

4. Hiper IgM Sendromu


a. CD40 veya T lenfositteki ligandı bozuktur.
b. B hücrelerinin IgG, A ve E salgısı engellenmiş olur.
c. IgM artmıştır.
d. Otoimmun hemolitik anemi gelişebilir.
e. Pnömocystis Carinii duyarlılığı artmıştır.

B. KONJENĐTAL T HÜCRE YETMEZLĐĞĐ


1. DiGeorge sendromu ile izole T hücre yetmezliği olur
2. Timik aplazi, paratroid hipoplazisi görülür (Bkz. Paratroid hastalıkları)

C. KOMBĐNE KONJENĐTAL B VE T HÜCRE YETMEZLĐĞĐ


1. Ağır Kombine Immun Yetmezlik
a. X’e bağlı formda T lenfositlerinden salınan sitokinler eksiktir.
i. Sitokin eksikliği hem T, hem B fonksiyonlarında yetmezliğe yol açar.
b. Otozomal resesif formda “Adenozin deaminaz (ADA)” enzimi eksiktir.
i. ADA lenfosit sitoplazmalarında yer alan bir detoksifikasyon enzimidir.
ii. Bu hastalarda ADA eksik olunca lenfosit ömrü kısalır.
iii. Kemik iliğinde lenfoid serinin ömrü kısalınca kombine yetmezlik olur.

2 . Wiskott –Aldrich Sendromu


i. Çocuklarda bulgu verir.

25
26

PATOLOJĐ

ii. Trombositopeni, eksema yapar.


iii. Tedavisi kemik iliği transplantasyonudur.

3. Kompleman Eksiklikleri
i. C5b-9 eksikliği: Tekrarlayan neisseria enfeksiyonu
ii. C1 esteraz inhibitör eksikliği: Herediter anjioödem

D. EDĐNSEL ĐMMUN YETMEZLĐK SENDROMU (AIDS)


1. HIV virüsü infeksiyonudur.
2. HIV virüsü T lenfosit ve makrofajları infiltre eder.
3. Yüzeyinde gp120 molekülü ile lenfosit membranındaki CD4 ve kimokin reseptörlerine bağlanır.
4. Đki tür kimokin reseptörü vardır:
a. CCR5: Daha çok makrofajlarda
b. CXCR4: Nerdeyse sadece T hücrelerinde
5. Bağlanan HIV virusu hedef hücre membranını gp41 ile deler.
6. T lenfositleri infekte olur, makrofajlar taşıyıcı rol oynar.
7. Beyne de makrofajlar aracılıklı gelir, mikroglialarda yerleşir. Gençlerde demansın en sık sebebidir.
8. Yeterince T4 yıkılınca T4/T8 oranı tersine döner (1/2) ve oportunistik enfeksiyonlar başlar.
9. Üç klinik dönem vardır:
a. Subakut dönem
b. Latent dönem: Yıllar sürer
c. AIDS
10. Latent dönemden AIDS’e geçişin habercisi generalize lenfadenopatidir.
11. AIDS’te tümörler de görülür.
a. En çok Kaposi sarkomu (HIV virüsü TAT proteini ile yapar)
b. Non-Hodgkin lenfoma (Beyinde risk yüksek).
c. Hodgkin lenfoma
d. Serviks kanseri sıklığı da artmıştır.
12. Beyinde en çok yaptığı şey AIDS/demans kompleksidir.
13. Kan tablosunda makrofaj disfonksiyonu, CD 4 sayısında azalma,hipergamagloblunemi
vardır.

III. AMĐLOĐDOZ
1. Đnterstisyum ve damar duvarlarında patolojik protein birikimidir.
2. Kongo Red ile kırmızı boyanır
3. Polarize mikroskopta “elma yeşili” refle verir.
4. Ölüm nedeni böbrek tutulumudur.
5. Sago dalağı- lardeceous dalak oluşur.

A. SĐSTEMĐK AMĐLOĐDOZLAR

26
27

PATOLOJĐ

SĐSTEMĐK AMĐLOĐDOZLARIN ÖZELLĐKLERĐ


Tip Biriken madde Etyoloji Tutulum ve özellikleri
AL ( Primer Đmmunglobulin hafif zinciri Multipl myelom - Böbrek, karaciğer gibi viseral organlar + deri,
amiloidoz) dil, kalp, sinir, özefagus
- En kötü prognoz
AA (Sekonder Serum Associated amiloid - FMF - Böbrek, karaciğer, surrenal dalak, troid
amiloidoz) (karaciğerde yapılır) - Romatoid artrit
(en sık)
- Tbc, sarkoidoz
- Bronşiektazi
- Kronik osteomyelit
β2 mikroglobulin Dializ - Viseral tutulum

B. LOKALĐZE AMĐLOĐDOZLAR

LOKALĐZE AMĐLOĐDOZLARIN ÖZELLĐKLERĐ


Hastalık Biriken madde Birikim yeri
Alzheimer A β amiloid plak
4 Beyin
Spongioform ensefalopatiler PrP Beyincik
Tiroid meduller CA prokalsitonin Tümör stroması
Senil kardiak amiloidaz Transtiretin Kalp
Ailevi amiloidik nöropati Mutant transtiretin Periferik sinir
Tip II Diabet Amylin Pankreas β hücrelerinin çevreleri

1. Rejenerasyonla iyileşmede hasar sonucu dokuda kaybolan kısım komşu hücrelerin çoğalması ile
örtülür
2. Erozyone epitel lezyonları rejenerasyon ile iyileşir.

Erozyon: Bazal membranın sağlam kaldığı,

27
28

PATOLOJĐ

Ülser: Bazal membran ve altını ya da yıkan epitel kayıplardır.

3. Rejenerasyonun sonucunda doku tamamen eski halini alır, iz kalmaz.


4. Đyileşmenin rejenerasyonla oluşabilmesi için 2 temel şart vardır:
a. Kayba uğrayan hücrelerin bölünme yeteneği olmalı (Örneğin myokard rejenere
olamaz)
b. Dokunun iskeletini oluşturan bağ dokusu yani doku çatısı sağlam kalmalıdır
(Örneğin epitelin bazal membranı).
5. Eğer doku çatısı yıkılmışsa önce bağ dokusunun yıkılan alanını bir yama dokusu ile
doldurmak gerekir
6. Bu yama dokusunun adı granülasyon dokusu; bu tür iyileşmenin adı “organizasyonla
(bağ dokusu ile) iyileşme”dir.
7. Ülserler organizasyon ile iyileşebilir.
8. Granülasyon dokusu sonradan skara döneceği için iz kalır.

A. REJENERASYON
1. Hücre çoğalması ile olur.
2. Bölünme yeteneğine göre hücreler 3’e ayrılır.
a. Labil hücreler: Sürekli bölünenler: epitel hücreleri gibi
b. Stabil hücreler: Đhtiyaç duyduğunda bölünenler: hepatositler gibi
c. Permenant hücreler: Hiç bölünmezler; rejenere olamazlar (Myokard, nöron, iskelet kası,kornea
endoteli)
3. Hücrenin bölünmesini sağlayan mitoz siklusu 4 aşamadan oluşur.
a. G1 fazı: ATP yapılıp depolanır
b. S fazı: DNA kopyalaması olur (2n→ 4n)
c. G2 fazı: S fazında tükenen enerji yine depolanır.
d. M fazı: Mitotik bölünme gerçekleşir.
4. Normalde bölünmeden durmakta olan bir hücre siklusun dışında “Go” fazındadır.
5. Hücrenin Go fazından G1’e girmesini sağlayan etken “büyüme faktörleri”dir.
6. Büyüme faktörlerinden birkaçı:
a. EGF-TGF α: Aynı reseptöre bağlanır, epiteli çoğaltır.
b. PDGF (platelet kaynaklı büyüme faktörü)
i. Düz kas stimulasyonu (anjiogenezde damar duvarındaki düz kas hücrelerinin proliferasyonu
için gereklidir).
ii. TGF-β’nın efektör molekülüdür.
c. FGF ve VEGF: Endotel proliferasyonu (Anjiogenezde endotel hücrelerini çoğaltır).

28
29

PATOLOJĐ

d. TGF-β:
i. Antiinflamatuar sitokindir.
ii. Fibroblastlardan kollajen üretimini uyarır (PDGF üzerinden)

TGF-β fibrozisi ve skar oluşumunu sağlayan büyüme faktörüdür.

7. Büyüme faktörleri hücreyi sadece G1’e sokar; mitoz siklusunun devamı ve


sonuçlanması başka faktörlere bağlıdır.
8. Büyüme faktörlerinin işlerliği şu olaylar dizisi ile sağlanır:
a. Büyüme faktörü uyaracağı hücrenin yüzeyindeki reseptörüne bağlanır.
b. Hücre içine ras proteini ile sinyal gönderir.
c. Ras , MAPkinaz enzimini (mitojen activated kinaz) çalıştırır
d. Bunun sonucunda hücreyi siklusa sokan myc, fos, jun (transkripsiyon genleri)
genleri çalışır. Bu genlerin aktivasyonu hücreyi mitotik siklusa sokar.
9. Büyüme faktörlerinin sentezlenmesinden M aşamasının sonucuna kadar mitozda
rolu olan tüm genlere “protoonkogen” denir.
10.Sonra G0-G1 dönüşümü olur.G1-S-G2-M aşamaları gerçekleşir.
11. Bu siklusun olmasında siklinler ve siklin bağımlı kinazlar rol oynar.
12. Önemli siklinler Siklin D ( G1-S geçişini sağlar), Siklin E, Siklin A ve Siklin
B (G2-M geçişini sağlar) dir. Bu siklinler siklin bağımlı kinazlarla birlikte
çalışır.
13. Bu siklusu durduran genler tümör süpresör genlerdir. G1-S geçişini
durduranlar p53 ve Rb genleridir.
14. P53 hücre içi polistir. Siklusu bir siklin bağımlı kinaz ( CDC ) inhibitörü olan
p21 i arttırarak durdurur.
15. Rb geni fosforillendiği zaman inaktiftir!!!!!

B. BAĞ DOKUSU KOMPONENTLERĐ

1. Fibröz Yapı Proteinleri


Dokuların çatışını kuran lifsel iskelet proteinleridir.
a. Kollajen
i. Bazı tipleri ve bulundukları yerler şöyle örneklenebilir:
(i) Tip I: Deri, kemik, skar gibi sağlamlık gerektiren dokularda

29
30

PATOLOJĐ

(ii)Tip II: Kıkırdak dokularında


(iii)Tip III: Granülasyon dokusu, karaciğer, endokrin organlarda
(iv)Tip IV: Bazal membranlarda bulunur

Ehler-Dannos Sendromları
Kollajenin doğuştan bozuk olduğu hastalıklar grubudur
En sık görülen tipi Tip 3’dır.
Tip 4: Kolon-büyük arter rüptürü
Tip 1 :Diyafram hernisi
Tip 7’de prokollajenin kollajene dönüşümü bozuktur.
Tip 6: Lizil hidroksilaz enzimi eksiktir.Retinal ayrışma vardır.
Tip 9: a-Xe bağlı resesif geçer
Lizil oksidaz enzimi eksiktir.
En sık görülen bulgu: Hipermobil eklemlerdir.

Osteogenezis imperfekta (Porselen Bebek)


1-Tip I Kollajen bozukluğu
2-Multipl kemik kırıkları
3-Mavi sklera

b. Elastik lifler:
i. Deri ve büyük arterlerde bol bulunur
ii. Elastin ve fibrilin isimli iki liften oluşur.
Marfan Sendromunun Özellikleri
1- Fibrilin bozukluğu ile oluşur
2- Uzun boy, uzun ekstremite
3- Disekan aort anevrizmaları ve Berry anevrizmaları
4- Hipermobil eklemler
5- Bilateral lens subluksasyonu (yukarıya sublukse)

30
31

PATOLOJĐ

2. Adheziv Glikoproteinler
a. Granülasyon dokusunda bulunan hücrelerle yara bölgesindeki bağ dokusu arasında bağlantı
sağlar.
b. Đki türü vardır:
i. Fibronektin: Her yerde bulunur:
ii. Laminin: Sadece bazal membranlarda bulunur.
c. Her ikisi de bir uçları ile bölgesel kollajene, diğer bir noktaları ile ise tutunacakları hücrenin
yüzeyindeki integrine bağlanırlar.
d. Bu bağlantı gerçekleşirse bağlanılan hücre aktiflenir.

Granülasyon dokusunda bulunan makrofajlar organizasyon sürecinin yönetici hücresidir. Çünkü üstün
bir sitokin salgılama fonksiyonları vardır. Ancak aktiflenmeler için yukarıda anlatılan mekanizmaya
ihtiyaçları vardır.

3. Proteoglikanlar
a. Jelöz dolgu maddeleridir.
b. Büyüme faktörlerinin depolanıp salındığı bir havuz gibidirler.
c. Hücre membranlarında da bulunur ve
d. Epitel hücre şeklinde stabilite sağlar.
e. Büyüme faktörleri ile kolay bağlantıya aracılık ederler.

C. GRANÜLASYON DOKUSU ĐLE ĐYĐLEŞME

1. Yaralanma olunca yara bölgesinde sırasıyla:


a. Ödem olur
b. Đnflamasyon başlar
i. 4-6 saate nötrofiller gelir
ii. 24-48 saatte nötrofiller pik yapar
iii. 2-3.günden itibaren makrofajlar gelmeye başlar.

Buraya kadar oluşan süreç akut inflamasyondur.

c. Anjiogenez; çevrede sağlam kalan damarların endotel hücrelerinin çoğalması


ile 3.günden itibaren başlar.5. gün maximumdur.

31
32

PATOLOJĐ

Granülasyon dokusunun ilk ayırt ettirici özelliği anjiogenezdir.

d. Fibroblastlar
i. 3-5. gün arası gelmeye başlarlar
ii. Gelir gelmez
(i) Çevre bağ dokusuna tutunup kasılırlar =Yara kontraksiyonu
(ii) Kollajen sentezine başlarlar.
iii. Fibroblast aktivasyonu ve yara kontraksiyonu 4-6 hafta kadar devam eder.
e. Remodelizasyon
i. Eski kollajenin yıkılıp yenisinin biçimlendirilmesidir
ii. Remodelizasyonda metalloproteinaz (MP) denilen emzimler rol oynar.

Metalloproteinaz à Çinko iyonu bağımlı bir enzim grubudur.

iii. TGF-β ve steroidler MP sentezini inhibe eder.


iv. “Doku MP inhibitörleri (TIMP) MP’ları parçalarlar
v. Đnaktif salınıp sonra aktiflenirler.
f. Skar
i. Kitle oluşturan fibrozistir
ii. Matürasyonu haftalar sürer.

Sürecin sonunda normal doku geriliminin %80’i (3 ayın sonunda) yeni yara gerilimi olarak kazanılır. 1
haftanın sonunda %10 dur. Bu gerimi myofibroblastlar sağlar.

D. PRĐMER VE SEKONDER YARA ĐYĐLEŞMESĐ


1. Düzensiz ülser gibi yaralar sekonder yaradır.
2. Sütüre cerrahi kesiler primer yaradır.

32
33

PATOLOJĐ

3. Primer yarada yara yaprakları tarafımızdan bitiştirilir.


4. Bu durumda organizma tarafından epitel bütünlüğü hiç bozulmamış gibi algılanır.
5. Primer iyileşmede epitelin ilk tabakası 24 saat sonunda kapanmıştır.

E. YARA ĐYĐLEŞMESĐNDE PATOLOJĐK SAPMA


1. Keloid: Tekrarlama olasılığı olan,artmış kollajen ve fibroblastla karakterizedir.
2. Exubaran granülasyon
a. Granülasyon dokusu yaradan taşar
b. Bu taşma yara yüzeyinde epitelizasyonu engeller.
3. Yara iyileşmesinde gecikmenin en önemli sebebi infeksiyondur.
4. Steroidler, protein ve vitamin eksiklikleri, mekanik gerilim, oksijenizasyon bozukluğu da yara
iyileşmesini geciktirir.

I) ÖDEM
1) Hidrostatik basınç artışında görülür. Örnek: Kalp yetmezliği akciğerde ödem yapar.
2) Onkotik basınçta azalma: Protein miktarı azaldığında görülür. (Örnek: Siroz, nefrotik sendrom.)
3) Đnflamasyon ödemle başlar.
4) Lenfatik tıkanması ödem yapar: Filariazis alt elstremitede ödem yapar.
5) Tuz ve su tutulan durumlarda ödem görülür (Conn sendromu ve uygunsuz ADH salınımı
sendromu hariç- Bu sendromlarda ANP den dolayı ödem olmaz ).

II) HĐPEREMĐ VE KONJESYON


1) Hiperemi arterlerin kanla dolup dilate olmasıdır; aktif vazodilatasyonla olur.

33
34

PATOLOJĐ

2) Konjesyon venlerin kanla dolu olmasıdır; pasif bir süreç olduğundan “pasif hiperemi” de denir.
3) Hipereminin örneği inflamasyon; konjesyonun örneği kalp yetmezlikleridir.

III) HEMOSTAZ
1) Kan kaybını durdurma amacıyla damar yaralanmalarından sonra gelişen tıkaç mekanizmasıdır.
2) Basamakları:
(a)Endotel hücrelerinden salgılanan “endotelin” isimli madde vazokonstruksiyon yapar.
(b)Vazokonstruksiyon yaralanma alanını daraltır.
(c)Hasarlı endotel altındaki kollojene trombositler oturur. (Primer hemostatik tıkaç) :
(d)Primer tıkaç zayıf bir tıkaçtır, kolay kopar.
(e)Pıhtılaşma sistemi aktive olur ve fibrin oluşur.
(f) Fibrin üzerine trombositler oturur (Agregasyon); oluşan tıkaç sekonder tıkaçtır.
(g)Sekonder tıkaç fibrinolizle sınırlandırılır.

A) Endotelin Hemostaz Olayına Etkisi


1) Sürekli von Willebrand faktör salgılayarak tıkaç oluşumuna yardımcı olur.
2) Ayrıca plazminojen aktivatör inhibitörü “PAI” salgılarlar.

von Willebrand faktör


1- Trombositlerin subendotelyal kollajene adezyonunu sağlar.
2- Faktör VIII’Đ taşır.

34
35

PATOLOJĐ

3) PGI2 ve NO salgılayarak antiagregan etki yapar.


4) tPA (doku tipi plazminojen aktivitörü) salgılayarak fibrinolitik etki yapar.
5) Yüzeyinde bulunan iki protein antikoagulan maddeleri aktive eder:
6) Heparin benzeri molekül antitrombin III’ü
7) Trombomodolin (eğer üzerine trombin bağlanırsa) protein C’yi aktive eder.

B) Trombositlerin Hemostaz Olayına Etkileri


1) Sitoplazmalarında 2 tür granül içerirler.

2) Adezyon için yüzeylerindeki gp Ib/IX ile von Willebrand faktöre bağlanırlar ( Adezyon)
3) Granüllerini salarlar. (Sekresyon)
4) Fibrine, yüzeylerindeki gpIIb/IIIa ile bağlanırlar (Agregasyon).

gpIb/IX eksikliği Bernard – Solier sendromuna; IIb/IIIa eksikliği Glanzman trombastenisine yol
açar.

5) Ayrıca aktive olduklarında yüzeylerinde fosfolipid komplesler açığa çıkar.


6) Bu kompleksler pıhtılaşma sistemi basamakları için gereklidir.

C) Pıhtılaşma Sistemi
1) Đntrinsik sistem FXII (Hageman) ile başlar.
2) Ekstrinsik sistem doku faktörü (tromboplastin) ve FVII ile başlar.

35
36

PATOLOJĐ

Antitrombin III : Trombin, Faktör IX, X ve XII’yi inaktive eder.


Protein C : Faktör V ve VIII’i yıkar.

3) Özet şematizasyon için (Bkz. Đnflamasyon)


4) Pıhtılaşma basamaklarının yürümesi için şu faktörlere ihtiyaç vardır.
(a)Enzim: Bir önceki basamakta aktiflenen madde
(b)Substrat: Aktiflenecek pıhtılaşma faktörü
(c)Kofaktör (en önemlisi FVIII)
(d)Ca++ iyonu
(e)Fosfolipid bir yüzey (endotel ya da trombosit)
5) Fosfolipid yüzey ihtiyacı yüzünden pıhtılaşma olay bölgesine sınırlı kalır.

IV) KANAMA DĐATEZLERĐ

Kanama zamanı: Trombosit sayısının ya da fonksiyonunun yeterliliğini sorgulayan incelemedir.


PT: Ekstrisik pıhtılaşma sistemini
PTT: Đntrinsik pıhtılaşma sistemini sorgulayan incelemelerdir.

A) Disemine Đntravasküler Koagulasyon


1) Mikrosirkülasyonda yaygın trombüsler oluşur.
2) Yaygın trombüsler yüzünden pıhtılaşma faktörleri ve plateletler azalır.
3) Fibrinoliz aktive olur.
4) Son iki madde yüzünden kanama eğilimi başlar.
5) Ayrıca trombüslerin damarları tıkaması nedeniyle organ iskemileri görülür.
6) Pıhtılaşma sistemini iki mekanizma aktifler:
(a) Bazı hastalıklarda kana tromboplastik maddeler salınır (Ekstrinsik sistem aktivasyonu)
(b) Endotel hasarı (Đntrinsik sistem aktivasyonu)
7) DIC’in en sık sebepleri sepsis, gebelik komplikasyonları, malignite ve beyin travmalarıdır.
8) Laboratuarda kanama zamanı, PT ve PTT uzar, trombosit düşer.
9) Akut gelişirse kanama diatezi; kronik yavaş – gelişirse trombotik fenomenler ön plandadır.

36
37

PATOLOJĐ

B) Kanama Tablolarına Genel Bakış

KANAMA DĐATEZLERĐ
Minör travma ile Menoraji, Operasyon Platelet Kanama PT PTT
peteşi ve posttravmatik sonrası sayısı zamanı
ekimozlar uzayan kanama, masif
burun kanaması kanama
Vasküler + - - N N N N
frajilite artışı
Trombosit + + - N ↑ N N
bozukluğu
Pıhtılaşma - - + N N ↑ ↑
faktör eksikliği
*: Bu faktörlerden aynı anda ikisi ya da sadece biri uzamış olabilir.

V) TROMBOZ
1) Hemostatik mekanizmanın patolojik olarak işlemesidir.
2) Tromboz oluşumunu kolaylaştıran faktörler (Virchow triyadı)
(a)Endotel hasarı
(b)Staz (Hipoksi endotel hasarı yapar)
(c)Türbülans (Anevrizma bölgelerinde)
(d)Hiperkoagulabilite durumları

Hiperkoagulabilite
1- Pıhtılaşma eğiliminde artmadır.
2- Doğumsal sebep örneği mutant faktör V’tir (Leiden mutasyonu)
3- Edinsel sebepler:
a- Yaşlılık
b- SLE
c- Oral kontraseptifler
d- Maligniteler (Pankreas karsinomu gibi)

37
38

PATOLOJĐ

Adenokarsinomlarda trombotik klinik veren iki tablo


• Trouseau bulgusu: Gezici nekrotizan tromboflebit
• Marantik endokardit

3) Trombüsler alt eksterimite venlerinde, kalp boşluklarında ve arterlerinde oluşur.


4) Arterlerden kopan trombüsler (klinik bulgu açısından) en çok beyne; venlerden
kopanlar ise akciğere emboli yapar.
5) Akciğer tromboembolisinin en sık kaynağı diz üstü derin venleridir.
6) Venöz tromboemboliler kalpteki ASD, VSD gibi deliklerden şant yapıp sistemik
emboliye de dönüşebilirler (paradoksal emboli).
7) Trombozlar embolinin dışında şu değişimlere de uğrayabilirler:
(a)Tamamen eriyebilir.
(b)Tamamen tıkayabilir.
(c)Organize olabilir.
(d)Rekanalize olabilir.

VI) EMBOLĐ
1) Pulmoner embolinin etyolojisi hiperkoagülobilite ile aynıdır.Genellikle bulgu
vermez.Verdiğinde en sık dispne yapar.
2) Kalp kaynaklı emboliler en sık alt ekstremiteye (dahiliyede beyne) gider.
3) Yağ embolisi kemik kırıklarından sonra dolaşımdaki yağ globülleri ile olur.
(a)Kırıklarda yağ embolisi çok yaygındır.
(b)Çoğu emboli küçük olup bulgu vermez
(c)Eğer emboli klinik verecek boyutta ise ve pulmoner yetmezlik, anemi, trombositopeni yaparsa
bu tabloya “Yağ embolisi sendromu” denir.
4) Dekompresyon hastalığında dolaşımında oluşan nitrojen baloncukları multisistem arteryel
emboli yapar (Vurgun hastalığı) .
5) Doğum yapan kadınlarda uterin yırtıklardan venöz dolaşıma giren amnion sıvısı akciğere embolize
olur

38
39

PATOLOJĐ

Pulmoner Emboliler
1- Çok büyükse ya da küçük ama yaygınsa bulgu verir.
2- Yağ embolisi bulgusu
- Kırıktan birkaç gün sonra dispne
3- Tromboembolinin kliniği:
- Uzun süre immobilize hasta harekete geçer. Örneğin 1 ay yatan hasta taburcu olduktan bir süre
sonra dispne ile gelir.

VII) ĐNFARKTÜS
1) Đskemi nedenli koagulasyon nekrozudur.
2) Tek arterden beslenen organlarda soluk infarktüs olur. (Örn. Kalp, dalak, böbrek)
3) Hemorajik infarktüs; infarkt alanına sonradan kanama olmasıdır.
(a)Đki damardan beslenen akciğer ve karaciğerde
(b)Bağırsaklarda
(c)Torsiyone testis ve overlerde
(d)Reperfüze olan infarktlarda görülür.

VIII) ŞOK VE ŞOK ORGANLARI


1) Hipovolemik şok: Kan volümünde azalma ile olur.
2) Kardiyojenik şok: Kalbin kan pompalama yetersizliğidir.
3) Norojenik şokta:
(a)Spinal kord hasarına uyan bölgede vazodilatasyon gelişir.
(b)Damarlarda toplanan kan dolaşımından çekilince bir nevi hipovolemik şok olur.
4) Anaflaktik şokta anaflatoksinler benzer bir etkiye sebep olur.
5) Şok patogenezi ve sonuçları:

39
40

PATOLOJĐ

6) Septik şok biraz farklı gelişir:

40
41

PATOLOJĐ

7) Şokta organlara giden kan miktarı azalır.


8) Bu yüzden organ arterlerinin besledikleri en uzak bölgelerde infarkt olur.
9) Gelişen organ patolojilerine örnekler:
(a)Akciğerde hyalen membran hastalığı
(b) Kalpte subendokardiyal infarkt
(c)Erişkinde generalize hipoksik – iskemik ensefalopati, prematürde germinal matriks kanaması
(d)Karaciğerde perisantral nekroz
(e)Midede akut erezyon ve ülserler
(f) Bağırsakta mukozal kanamalar, yenidoğanda NEC
(g)Böbrekte akut tubuler nekroz

I. NEOPLAZĐ SÖZLÜĞÜ

1. Desmoplazi (skiröz tümör): Tümörün ürettiği stromal reaksiyondur.(Stroması artmış kanser)


2. Adenoma: Glandüler epitelin benign tümörüdür.
3. Kistadenoma: Kistik kitleler oluşturan adenomlar
4. Papillom: Epitelial yüzeylerden mikroskopik ve makroskopik olarak parmaksı projeksiyonlar oluşturan
benign epitelial neoplazmlardır.
5. Polip: Mukozal yüzeylerden makroskopik olarak görülebilen kubbe ya da çilekvari projeksiyonlardır.
a. Tek başına “polip” terimi benign tümörleri tanımlar
b. Genellikle glandüler bir tümörü ifade eder.
6. Adenokarsinom: Glandüler dokunun malign tümörüdür.
7. Skuamöz hücreli karsinom: Çok katlı yassı epitelin malign tümörüdür.

• Bir adenokarsinomun beraberinde benign squamöz tümör alanları mevcutsa buna “ adenoakantom”
(endometriyal karsinomda sıkça olduğu gibi)
• Adenokarsinom squamöz hücreli karsinomla beraberse “adenosquamöz karsinom” adı verilir.

8. Mezankimal tümörler kökenine bağlı adlandırılır,


9. Malign örnek olarak: Leiomyosarkom, rabdomyosarkom,

41
42

PATOLOJĐ

10. Benign örnekler olarak lipom, hemanjiom, rabdomyom gibi.


11. Miks tümör: Bir germ hücre tabakasından kaynaklanan, fakat birden fazla
parankimal hücre tipi içeren tümörlerdir. (Örnek tükrük bezinin miks tümörü)
12. Teratom: Birden fazla germ hücre tabakasından kaynaklanan dolular içeren tümör.
13. Non-neoplastik iki lezyon tümöre benzer şekilde tanımlanmaktadır:
Koristoma (heterotopi): Bir organda normalde bulunmayan histolojik elemanların,
organize tarzda, normal doku görünümde bulunmasıdır.
Hamartom: Bir dokuda bulunması gereken ögelerin disorganize ve kitle oluşturacak
tarzda bulunmasıdır.

Örnekleri:
i. Hamartom: Akciğerde; kan damarları, bronşlar ve kartilajın disorganize şekilde nodül
oluşturarak bir arada bulunması-(kondroid hamartom)
ii. Koristom: Đnce barsak mukozasındaki nodüler pankreatik hücre adaları

II. BENĐGN VE MALĐGN TÜMÖR AYIRIMI

A. DĐFERANSĐYASYON (FARKLILAŞMA)
1. Bir tümörün orjin aldığı dokuya veya hücreye benzerlik göstermesidir
2. Diferansiyasyonun histolojik değerlendirmesine “grade” denilir
3. Diferansiyasyon iyi ise grade düşük, kötü ise yüksektir (grade III-IV)
4. Tümörün klinik yayılımı “EVRE” ile belirlenir (Stage)
5. Metastaz yapan tümör yüksek evredir.
6. Bir tümörün hiç diferansiyasyon göstermemesi durumuna “anaplazi (andiferansiye tümör)” denir.
7. Anaplastik tümörlerde pleomorfizm sık görülür; benign tümörler monomorfik olur.

Tümör hücre çekirdeklerinde şekil ve boyut farklılığına pleomorfizm; benzerliğine monomorfizm


denir.

8. Atipik (bozuk şekilli) mitozlar malign tümörlerde sıktır


9. Malign tümörlerde hücresel atipi belirgindir.

42
43

PATOLOJĐ

Atipi kriterleri
1-Çekirdek büyür, sitoplazma daralır
2-Çekirdek hiperkromatiktir
3-Çekirdek sınırları düzensizdir.

DĐSPLAZĐ, ĐN-SĐTU KARSĐNOM VE ĐNVAZYON


1. Displazi bir epitel tabakasında şu 3 patolojinin görüldüğü durumdur.
a. Matürasyonun bozulmasıdır
b. Polarizasyonun (organizasyon) bozulmasıdır
c. Hücrelerin atipik olmasıdır.

Matürasyon: Epitel hücrelerinde olgunlaşma


Organizasyon: Epitel hücrelerinde düzgün sıralanma

2. Displazilerden malignite gelişebilir.


3. Displazi gradelenebilir:
a. Grade I: Epitelin bazal 1/3’ü displastik
b. Grade II ve III: Daha yüksek oranda yayılım gösteren displazi

43
44

PATOLOJĐ

CIN (Servikal intrapepitelyal neoplazi): Servikste Skuamöz epitelin displazi gradelemesidir.

Örnek: CIN I  Grade I Serviks displazisi

Đnsitu karsinom: Epitel içine sınırlı, bazal membranı aşmamış malign tümördür.

4. Displazinin bir adım sonrası karsinoma insitudur.


5. Đnsitu karsinom maligndir ama bu aşamada çıkarılırsa kür sağlanır.
6. Karsinom bazal membranı aşar, stromaya invazyon gösterirse “invaziv karsinom”
olur ve prognoz kötüleşir.

DĐSPLAZĐ - ĐNSĐTU KARSĐNOM – ĐNVAZYON ĐLĐŞKĐSĐ

Organ Displazik lezyon Đnsitu lezyon Đnvaziv lezyon

Kalın bağırsak Adenomatöz polip Adenokarsinom

Akciğer Atipik adenomatöz hiperplazi Bronkioloalveolar CAZ Adenokarsinom

Meme Epitel hiperplazisi Đnsitu duktal veya in situ lobüler CA Đnvaziv duktal ya da lobüler CA

Testis Đntratubuler germ hücreli neplazi Seminom

Serviks CIN I-II-III Đn situ CA Mikroinvaziv karsinomĐnvaziv karsinom

B. BÜYÜME HIZI
Malign tümörler hızlı, benign tümörler yavaş büyür. Đstisnalar vardır.

C. BÜYÜME PATERNĐ
1. Malign tümörler çevreye saldırgan tarzda invaze olur (Đnfiltratif patern)
2. Benign tümörler çevrelerini iterek büyür ve kapsüllü olur (ekspansif patern).
3. Her iki grup için de çok sayıda istisna mevcuttur.

44
45

PATOLOJĐ

D. METASTAZ
1. Bir tümörden kopan hücrelerin ayrı bir odakta yerleşip prolifere olmalarıdır.
2. Metastaz yapan tümör maligndir (En kesin malignite kriteri)
3. Deri bazal hücreli karsinomu ve bazı beyin tümörleri metastaz yapmaz ama maligndir .
4. Beyin tümörleri, malign mezotelyomalar uzak metastazı çok nadir yapar.
5. Metastaz vücut boşluklarından yayılarak olabilir (Örnek: Over metastatik tümörleri)
6. Karsinomlar lenfatikleri, sarkomlar venleri ve kapilerleri invaze etmeyi tercih ederler.
7. Bu yüzden karsinomlar en sık lenf nodlarına, sarkomlar akciğere metastaz yapar.
8. Tiroid foliküler ca,renal cell ca,hepatoselüler ca ve prostat ca kanser olmalarına rağmen ön
planda hematojen metastaz yapar.
9. Rabdomyosarkom lenf nodlarını tutabilen sarkomdur.
10. Arter duvarı ve kıkırdak tümör invazyonuna dirençlidir.
11. Dalak ve iskelet kasına metastaz nadirdir.

Tümörde ekstrasellüler matrikse invazyon


1. Dört aşamada gerçekleşir:

2. Cadherin kaybı ile tümör hücrelerinin birbirlerinden ayrışması

3. Laminin ve fibronektinle matriks komponentlerine tutunma

4. Ekstrasellüler matriksin yıkılması

5. Tümör hücelerinin migrasyonu.

III. EPĐDEMĐYOLOJĐ

A. ÇEVRESEL FAKTÖRLER VE COĞRAFĐK DAĞILIM

Meslek hastalığı olarak gelişebilecek olan maligniteler:

MESLEK HASTALIĞI OLARAK GELĐŞEBĐLECEK MALĐGNĐTELER

45
46

PATOLOJĐ

Etken Malignite çıkış alanı Karşılaşma veya meslek

Arsenik Akciğer, deri, hemanjiosarkom Metal buharı, metal alışımı, elektrik ve yarıiletken sanayi,
mantar ve parazit ilaçları

Asbestoz Akciğer, mezoteliyoma, özofagus, mide, kalın Toprak (çevre), ısıya dayanıklı ürünler
barsak, larinks CA

Benzen Lösemi, Hodgkin Çözücü yağlar, özellikle boya,lastik, temizleme ürünleri ve


deterjanlar

Berilyum Akciğer Uzay araçları ve yakıtları, nükleer reaktörler ve uzay araçlarında


kullanılan hafif metal alaşımları

Cadmium Prostat Sarı pigment ve fosfor içerir. Lehimlerde bulunur. bataryalar ve


kaplama metallerinde

Chromium Akciğer Metal alaşımları, boyalar, pigmentler, koruyucular

Ethylen oksit Lösemi Meyveler için olgunlaştırıcı ajan, tekstil, medikal sterilizasyon

Nikel Burun, akciğer Nikel kaplamalar, demir alaşımları, seramik, bataryalar


bileşikleri

Rodon gazı Akciğer Uranyum içeren mineraller,

Vinyl Anjiosarkom, karaciğer Soğutucular, plastikde.


chloride

Erionid Mezotelyoma

B. YAŞ

C. GENETĐK
En çok genetik geçişli malignite retinoblastom dur.

D. RADYASYON
Radyasyonla en sık görülen malignite lösemidir.Radyasyonun malignite mekanizmaları genlerde
anlatılacak.

E. PRENEOPLASTĐK HASTALIKLAR
1. Karaciğer sirozundan karaciğer karsinomu
2. Atrofik gastritten mide kanseri,
3. Otoimmun hastalıklardan lenfoma
4. Aktinik keratozdan deri kanserleri gelişebilir.

46
47

PATOLOJĐ

F. VĐRUSLAR
HPV
1. Đnsanda sadece skuamöz epitel bazal tabakasında yaşayabilir
2. HPV tip 16, 18 ve 31 skuamöz hücreli karsinom
3. Tip 6 ve 11 skuamöz benign papillomlar yapar.
4. HPV nin kodladığı iki protein vardır. E6 : p53 ü, E7:Rb genini inhibe ederek kanser yapar

EBV
Herpes virüs ailesindendir. Şunları yapabilir:
a. Burkitt lenfoma (afrika tipi),
b. B hücreli lenfomalar
c. Hodgkin lenfoma
d. Nazofarengeal karsinoma (Lenfoepitelyoma)
LMP-1 ve BCL-2 gen ekspresyonu ile malignite yapar.

HBV
Bir hepatosellüler karsinom nedenidir. p53 mutasyonu ile kanser yapar.

HHV-8
Kaposi sarkomu etkenidir. Tat proteini ile yapar.

HTVL-1
Đnsanda karsinom gelişimine neden olduğu kesin bilinen tek RNA virusu HTLV-1 dir; lenfosit
kökenli lösemi/ lenfoma gelişir. IL-2 artışı ve TAX proteini ile yapar.

G. Malignitenin Genetik Mekanizmaları


1. Dört gen grubunda oluşan genetik hasar karsinom gelişimine predispozisyon oluşturur:
a. Onkogenlerin ve apoptozisi inhibe eden genlerin aktivasyonu,
b. Tümör süpressör genlerin ve DNA onarıcı genlerin inaktivasyonu
2. Sırasıyla görecek olursak:
a. Proto-onkogenler normal hücrede büyüme ve çoğalmayı düzenleyen genlerdir.

Önemli onkogenler:

i. erb-B2 (her-2 neu) à Meme, over


ii. ret à MEN 2A ve 2B, familial medüller tiroid CA
iii. ras ( en sık) à Akciğer, kolon, pankreas CA( en sık), lösemiler
iv. abl à KML, ALL
v. myc à Burkitt lenfoma, Nöroblastom, küçük hüc.akciğer CA

47
48

PATOLOJĐ

vi. KĐT à Gastrointestinal stromal tümör


vii. Siklin D àMantle cell lenfoma
b. Tümör süpresör genler
i. Mutant genlerin fonksiyonlarını durdurup DNA onarıcı genleri aktifleyerek bu mutant genleri
tamir ettirirler.
ii. Eğer onarılamayacak bir mutasyon söz konusu ise apoptozu uyarır ve mutant hücreyi
öldürürler.
iii. Önemli tümör süpresör gen mutasyonları:

Tümör Süpresör Gen Etki Mekanizması Oluşan Malignite

NF-1 Ras inhibisyonu Nörofibromatozis


Rb Hücre siklus regulasyonu (G1-S) Retinobastom
Osteosarkom
P53 Apopitoz,hücre siklus regülasyonu Li-freumeni,birçok ca,sarkom
WT-1 Nükleer trankripsiyon Willm’s tümör
BRCA-1/BRCA-2 DNA onarımı Meme-over ca

** p53 hücre içi polistir. Eğer hücre bölünürken bir sorun ortaya çıkarsa G 1→S geçişini
durdurur. Tamir etmeye çalışır. Edemezse apoptoz ile hücreyi öldürür.

c. Apopitoz ile ilgili genler


Bax-p53 apopitozu arttırır, BCL-2 inhibe eder

d. DNA onarımını düzenleyen genler:


i. Lynch(Herediter non polipozis kolorektal kanser)
OD geçer.
Lynch-1: Erken yaşya sağ kolon kanserleri
Lynch-2: Kolon kanserlerine ek olarak over-endometriyum kanseri vardır.
ii. Xeroderma pigmentozum: Deri kanserleri gelişir.OR geçer.
iii. Bloom sendromu: Lösemi-lenfoma gelişir.OR geçer.
iv. Ataksi telenjiektazi :Lösemi lenfoma gelişir.OR geçer.
v. Fankoni anemisi: Lösemi-lenfoma gelişir.OR geçer.

IV. PARANEOPLASTĐK SENDROMLAR

48
49

PATOLOJĐ

1. En sık izlenen paraneoplastik sendrom hiperkalsemi,endokrinopati ise cushing sendromudur


2. En sık endokrinopati nedenli paraneoplastik sendrom akciğerCA da izlenir.

A. SĐNĐR VE KAS SENDROMLARI

SĐNĐR VE KAS SENDROMLARI


Klinik Sendrom En sık neden Neden olan mekanizma
Myastenia benzeri tablo Bronkojenik CA Đmmünolojik
(Eaton-Lambert sendromu)
MSS ve periferik SS hastalıkları Meme ve akciğer karsinomları ?

B. DERMATOLOJĐK HASTALIKLAR

DERMATOLOJĐK HASTALIKLAR
Klinik sendrom En sık neden Neden olan mekanizma
Acantozis nigritans Gastrik karsinom Đmmünolojik?
Akciğer karsinomu
Uterus karsinomu
Dermatomyozit Bronkojenik CA Đmmünolojik?
Meme CA

C. ENDOKRĐNOPATĐLER

ENDOKRĐNOPATĐLER
Klinik sendrom En sık neden Neden olan mekanizma
Cushing sendromu Küçük hücreli akciğer ACTH ve ACTH benzeri molekül üretimi nedenli
karsinomu
Pankreatik karsinom
Nöral tümörler
Uygunsuz ADH sekresyonu Küçük hücreli akciğer ADH veya atriyal natriüretik hormon üretimi
sendromu karsinomu
Đntrakraniyal neoplaziler
Hiperkalsemi Skuamöz hücreli akciğer Paratiroid hormon benzeri peptit, TGF-α, TNF-α,IL-
karsinomu 1 üretilmesi
Meme CA
Renal CA
Adult T hüc. lösemi lenfoma
Over CA

49
50

PATOLOJĐ

Hipoglisemi Fibrosarkom Đnsülin ve insülin benzeri madde üretimi


Diğer mezankimal tümörler
Hepatosellüler karsinom
Karsinoid sendrom Bronşial karsinoid Seratonin, bradikinin, histamin (?) üretilmesi
Pankreatik karsinom
Gastrik karsinom
Polistemi Renal CA Eritropoetin üretimi
Serebellar hemanjiom
Hepatosellüler CA

D. VASKÜLER VE HEMATOLOJĐK DEĞĐŞĐKLĐKLER

VASKÜLER VE HEMATOLOJĐK DEĞĐŞĐKLĐKLER


Klinik sendrom En sık neden Neden olan mekanizma
Venöz tromboz Pankreas CA Pıhtılaşmayı aktive eder müsin
(Trousseau fenomeni) Bronkojenik CA üretimi
Diğer tüm adenoCA’lar
Nonbakteriyel trombotik Tüm ileri dönem maligniteler en sık Pankreas hiperkoagülobilite
endokardit CA
Anemi (pür red cell aplazi) Timik neoplaziler ?

V. ĐNTERMEDĐATE FLAMENTLER

Đntermediate Flament Bulunduğu Malignite


Sitokeratin Epitelyal tümörler ve mezotelyoma
Vimentin Mezankimal tümörler
Desmin Kas tümörleri
Kromagranin Endokrin tümörler
**Tümörün köken aldığı dokuyu tesbit ederler
**Sinovial sarkom, menenjiom ve mezotelyoma hem vimentin, hem sitokeratin boyanır

50
51

PATOLOJĐ

I. OBSTRUKTĐF AKCĐĞER HASTALIKLARI

1. Zorlu ekspiratuar volüm düşer (FEV1); zorlu vital kapasite (FVC) artar (FEV1/FVC düşmüştür).
2. Şu hastalıklar bu gruba girerler.

A. BRONŞĐAL ASTIM
1. Çocuk ve gençlerde allerjik etkenlere bağlı olarak gelişebilir (Tip I Anaflaksi; Ekstrensek astma).
2. Đntrensek astım erişkinde olur; soğuk, stres ve inhale edilen pollutanlarla tetiklenir.
3. Mast hücreleri ve eozinofiller boldur ve eozinofiller her iki tipte de vardır.
4. Erken dönem reaksiyon dakikalar içinde olur ve histamin, adenozin gibi primer mast hücre
mediatörleriyle olur.
5. Geç dönem reaksiyonda (saatler içinde) olay yerine iltihap hücreleri göçer.Lökotrienler,
prostoglandinler, PAF gibi sekonder mast hücre mediatörleriyle olur.

Asthma bronkokonstriktif nöbetlerle giden kronik inflamatuar bir hastalıktır

6. Histolojide
a. Bahsedilen inflamasyonun ve goblet hücre metaplazisinin yanı sıra:

En Önemli Bulgu: Bronş duvarlarında düz kas hipertrofisidir.


Ayrıca: Bazal membran kalınlaşması olur.

7. Bunlar dışındaki morfolojik bulgular:


a. Bronşlarda muköz plaklar
b. Curshman spiralleri
c. Charcott –Leiden kristalleri Leyden kristalleri görülebilir.

B. KOAH
2 hastalık eşlik eder. Amfizem ve kronik bronşit

51
52

PATOLOJĐ

AMFĐZEM
1. Terminal bronşial distalindeki hava yollarının, duvarlarında yıkılmayla birlikte kalıcı
genişlemeleridir.
2. Genellikle yaşlı ve zayıf hastalardır.
3. Siyanoz yoktur (Pembe üfleyen)
4. Dört ayrı tipten bahsedilebilir:
a. Sentrasiner:
i. Respiratuvar bronşial seviyesini tutar.
ii. Sigara içenlerde ve kömür işçilerinde görülür.
iii. Üst loblarda görülür.
iv. Klinikte en sık rastlanan tiptir.
b. Panasiner amfizem
i. α-1 antitripsin eksikliğinde görülür
ii. Alt lobları tutar
iii. Tüm asini (bronşiol + alveol) etkilenir
c. Distal asiner amfizem
i. Sadece alveolleri tutar.
ii. Spontan pnömotoraksa yol açar.
d. Đrregüler amfizem
i. Yaşlıda ve skarla görülen, otopside en sık rastlanan amfizemdir.
5. Pulmoner hipertansiyon mutlak gelişir.
6. Kronik bronşit birlikteliği sıktır.
7. Etyolojide sigara içimi, alfa-1 antitiripsin eksikliği ve elastaz artışı vardır.

SĐGARA
• Nötrofiller için kemotaktiktir.
• Nötrofillerden elastaz salgısını arttırır.
• Alfa 1 antitripsini bloke eder.

52
53

PATOLOJĐ

Alfa-1 AT
• Karaciğerden salınır.
• Nötrofil elastazı bloke eder.
• Makrofaj elastazına etkisizdir.

KRONĐK BRONŞĐT
1. Bronş-bronşiollerin kronik inflamasyonudur, en sık nedeni sigara içimidir.Tanıda 2 yıl -3 ay
balgamlı öksürük olması çok önemlidir.
2. Hava yolu obstrüksiyonu daha çok küçük hava yollarındaki inflamasyon ve fibrozisin daraltıcı etkisi
ile olur.
3. Balgam artışının asıl sorumlusu ise büyük bronşlarda glandüler tabaka kalınlaşmasıdır (Reid
indeksi 0,4’ü geçer). Ayrıca skuamöz metaplazi görülebilir.

Reid indeksi: Glandüler tabaka kalınlığı / Bronş duvarı kalınlığı


Reid indeks artışı kronik bronşit bulgusudur.

Bronşiollerde glandüler tabaka yoktur. Onun için glandüler kalınlaşmada söz konusu değildir.

4. Küçük hava yollarında asthma benzeri histolojik bulgular olabilir (Bkz. Asthma).

C. BRONŞĐEKTAZĐ
1. Bronşlarda nekrotizan süreçlerden sonra gelişen fibrozis sonucu kalıcı dilatasyondur.
2. Kötü kokulu pürülan balgam yapar (Sabahları bol miktarda kötü kokulu balgam)
3. Şu durumlarda görülür:
a. Tıkanma
b. Doğumsal hastalıklar
c. Kistik fibrosis
d. Kartagener
e. Pnömoni (nekrotizan ve abseleşen varyantlar; staf ve psödomonas)
4. Komplikasyonları:

53
54

PATOLOJĐ

a. Akciğer ve metastatik beyin abseleri


b. Reaktif amiloidoz
c. Pulmoner hipertansiyon-nadiren kor pulmonale

II. RESTRĐKTĐF AKCĐĞER HASTALIKLARI

Kapiller endoteli ile alveol epiteli arasında kalan ve bazal membranı da içeren alveolar septumdaki
(interstisyum) patolojik değişimlerdir.

1. FEV1 ve FVC düşer; birbirlerine oranları değişmez (Obstrüktiflerle karşılaştırın)

A. AKUT RESTRĐKTĐF HASTALIK


1. Respiratuar Distress Sendromu (RDS)dur.
2. Çocuklarda neonatal RDS’nin en sık sebebi surfaktan yetmezliğidir.

Surfaktan lesitinden zengin alveol yüzey gerilimi düzenleyicisidir.


35.haftadan sonra yoğun olmak üzere Tip II pnomositlerden salınır.

• Diabetik annede (insülin fazla fetus)


• Sezeryan doğumda
• 35.haftadan önce
• Đkiz gebelikte risk artar.

3. Erişkinde en önemli sebepler:


a. Pnömoni

54
55

PATOLOJĐ

b. Sepsis
c. Gastrik içerik aspirasyonu
d. Travma ve şok
e. Yağ embolizmi
f. Toksik gaz inhalasyonu

Hipoksemi önemli bir faktördür.

4. Önce alveol epitel hasarı, ödem oluşur.


5. Erişkinde alveoler duktus ağırlıklı tutulum varken; çocukta bronşial, alveoler
duktus ve alveol seviyelerinin tamamında tutulum izlenebilir.
6. Patolojide hyalen membranlar oluşur.
7. Hyalen membran gelişince eksüdatif faz biter; proliferatif faza geçilir.

Hyalen membran nekroza cevaben oluşmuş bir eksüdadır.

Akut Akciğer Hasarı = Hyalen Membran Hastalığı=Difuz alveoler hasar (RDS)

8. Proliferatif fazda:
a. Tip II pnömosit hiperplazisi olur.
b. Septumlarda fibroblast artışıyla genişleme görülür.
c. Hasta iyileşir ya da
9. Yaygın fibrozis sonucu bal peteği akciğer oluşabilir (fibrotik faz).

55
56

PATOLOJĐ

Bal peteği Akciğer


• Yaygın intestisyel fibrozis + genişlemiş ve düzensiz, difuzyona izin vermeyen hava boşluklarıdır.
• Restriktif Hastalıkların son evresinde görülebilir.

10. Çocukta kronik bir sonuç olarak bronkopulmoner displazi gelişebilir.

Bronkopulmoner displazi
• Anoksi ya da yüksek doz O2 maruziyetinde oluşur.

• Bronş epitelinde skuamöz metaplazi, hiperplazi

• Peribronşial fibrozis

• Bronşiolde fibrotik tıkanma

• Alveollerde genişleme

B. KRONĐK RESTRĐKTĐF HASTALIKLAR


a. Đnterstisyumda fibrosis (asbestoz gibi) ya da granülomlar (berilyoz gibi)olur.
b. Đnterstisyumdaki bu değişimler akciğer fonksiyonlarını kısıtlar.

1. Diffüz Fibrozisle Seyreden Hastalıklar:


a. Đdiopatik Pulmoner Fibrozis
i. Hastaların çoğu 6-7.dekaddır.
ii. Sebebi bilinmez
iii. Yer yer interstisyel iltihap, yer yer sağlam akslar yer yer de septumlarda fibrotik kalınlaşma
görülebilir.
iv. Bal peteği akciğerle bitebilir.
v. Nonprodüktif öksürük, inspirasyonda kuru çıtırtı sesi oskülte edilir.
vi. Kesin tanı açık biyopsi ile konur.
vii. Prognozu kötüdür.
b. Asbestoz
i. Bir pnömokonyozdur.
ii. Akciğerde saldırgan diffüz fibrozis yapar.
iii. Alveollerde, alveoler septumlarda, hatta balgamda “ferrijinöz cisimcikler” izlenebilir.

56
57

PATOLOJĐ

Ferrijinöz cisimcik: vücut tarafından üzeri hemosiderinle örtülmüş asbest çubukları

iv. Malignite gelişme olasılığı çok yüksektir.


v. En çok yaptığı malignite bronkojenik akciğer karsinomudur.
vi. Asbestozisin en sık yaptığı lezyon “benign fibröz plaklar”dır.
vii. Daha az oranda “mezotelyoma”yapabilir.
viii. Nadiren kolon ve larinks karsinomları yapabilir.
iX. Gemi sanayi ve yalıtım sanayide çalışanlarda sıktır

2. Granülomla Seyreden Hastalık Örnekleri


a. Sarkoidoz
i. Sigara içmeyenlerde daha çok
ii. Bilinmeyen bir antijene karşı oluşan tip IV aşırı duyarlılıktır.

Non nekrotizan çıplak granülomlar görülür.


• Schaumann body
• Asteroid cisimler izlenir.

iii. T4’ler akciğerde yoğunlaşmıştır.

T4/T8 oranı
• Kanda düşük, akciğer dokusunda yüksektir
• Hipergamaglobulinemi vardır
• Deri testlerine anerji

iv. En sık bulgu bilateral akciğer ve/veya hiler lenf düğümü tutulumudur.
v. Granülomları interstisyel yerleşimlidir ve interstisyel fibrozis bal peteğine
yol açabilir.

57
58

PATOLOJĐ

vi. Deri tutulumu izlenebilir:


vii. Bacak ön yüzlerinde hassas, kabarık, kırmızı plaklar; Eritema Nodosum (
en sık deri lezyonu)
viii .Burun çene ve dudaklarda;Lupus pernio
ix. Dalakta ve karaciğerin portal alanlarında granülomlar görülür.
x. Đrit, iridosiklit, retinit, optik nörit yapabilir.
xi. Sicca sendromu ile birliktelik izlenebilir.
xii. Hiperkalsemi ve kalsüriye yol açabilir.
xiii. En sık yaptığı kranial sinir paralizisi 7 dir.
b. Berilyoz
i. Bu da pnömokonyozdur.
ii. Akciğerde önce granülomlar, sonra nodüler fibrozis yapar.
iii. Kanser riski yükselmiştir.Akut toksikasyon yapabilir.Uzay sanayide
çalışanlarda görülür.

Diğer Pnömokonyoz Örnekleri:


Kömür işçisi pnömokonyozu:
• Akciğerde kömür (karbon) partiküllerinin birikmesi ile olur.
• Kömür işçilerinde daha fazla görülür.
• Romatoid nodüllerle birlikte görülebilir (Caplan Sendromu)
• Erken dönemde makrofajlardan zengin “selüler nodül”; geç dönemde nodüler fibrozis görülebilir.
• Erken dönemde hafif klinik: basit kömür işçisi pnömokonyozu
• Geç dönemde ağır klinik: progresif basit kömür işçisi pnömokonyozu
• Tbc: Đnsidansı artmıştır.
• Kanser gelişme riskini arttırmaz.
• Sentroasiner amfizeme neden olabilir.
Silikoz
• Erken dönemde hızlı bir granülom fazını takiben sonrasında nodüler fibrozis görülür.
• En sık görülen ve tbc. insidansını en fazla arttıran pnömokonyozdur.
• Grafide yumurta kabuğu (egg shell kalsifikasyon görülebilir)
• Taş işçilerinde görülebilir.
• Akut toksikasyon yapabilir.

58
59

PATOLOJĐ

c. Hipersensitivite Pnömonisi
i. Çiftçi akciğeri, bagassosiz gibi hastalıklar bu tabloya örnek olarak verilebilir.
ii. Alveol seviyesinde tutulum yapar.
iii. Hem tip III anaflaksidir (Damar duvarları ve kanda antikorlar saptanır).
iv. Hem de tip IV anaflaksidir (Non-nekrotizan granülomlar görülür.)

III. TÜBERKÜLOZ

1. En sık etken Myobacterium tüberculosis ile olur.


2. M.Bovis sütle geçip intestinal tüberküloz yapar.
3. Đmmun yetmezliklilerde M. Avium intraselülare etlendir.
4. Basil önce makrofajlara alınır ama kendisinin öldürülmesine engel olur.
5. Böylece kanda yayılır. Ancak pek semptom vermez.
6. Yaklaşık 3 hafta sonunda gecikmiş hücresel aşırı duyarlılık gelişir (Bkz.Đmmun sistem).
7. IF-γ, TNF-α, IL-12 ve IL-2 gibi sitokinler ile granülom oluşur.
8. Primer tüberküloz
a. Basille ilk karşılaşmada oluşan infeksiyondur.
b. Akciğeri sık tutar.
c. Genelde ilk tutulum yeri alt lobların üst kısımları veya üst lobların alt kısımlarıdır (Ghon odağı)
d. Burada granülomlar oluşur.
e. Basil hiler lenf nodlarına yayılabilir (Ghon kompleksi). Zamanla Ghon kompleksinde fibrozis gelişir
(Ranke kompleksi)
g. Basil çoğunlukla canlı kalır.
9. Sekonder Tüberküloz
a. Önceden sensitize hastada olur
b. Apeksi tutar, lenf nodu yayılımı azdır.
c. Apekste yıkım olur: Kavitasyon oluşur. (AĐDS te sekonder TBC apekse yerleşmeyi ve
kavitasyon yapmayı sevmez)
d. Kavernöz boşlukların hava yollarına ağızlaşması sonucunda bulaştırıcılık artar.
e. Geç dönemde granülomlar yine fibrokalsifiye olabilir ama bu evrede canlı basil kalmaz.
10. Yaygın ve Saldırgan Hastalık
a. Progresif Akciğer Tüberkülozu olabilir.
b. Kavernlerden bronşa açılıp akciğerde yayılır.
c. Kavernlere açılan damarlardan hemoptizi gelişebilir.
d. Pulmoner lenfatiklere açılıp sağ atriuma gider, oradan pulmoner arterle tüm akciğere yayılır (Milier
akciğer tüberkülozu)
e. Plevral efüzyon, fibrozis ve ampiyem yapabilir. Pulmoner venlere açılırsa sol kalbe dökülüp tüm
vücuda yayılabilir (Milier sistemik tüberküloz)

59
60

PATOLOJĐ

f. En sık ekstrapulmoner tutulum servikal lenfadenittir (Scrofula).


11. Amiloidoz gelişebilir.
12. Klinikte göğüs ağrısı, hemoptizi, balgam, tekrarlayan ateş atakları görülür.
13. Tanı: PCR çok duyarlı bir yöntemdir ama tanı için kültür yapılması mutlak gereklidir.
14.En sık tutuğu yerler sırasıyla akciğer,lenf nodu ve böbrektir
15. Genitallerden en sık erkekte epididim ve prostat,kadında tubayı tutar.

IV. PNÖMONĐLER

PNÖMONĐYE GENEL BAKIŞ


Lober Pnomoni Bronkopnömoni (lobüler pnömoni) Atipik (interstisyel pnomoni)

Yerleşim Tek; sıklıkla alt lob Bir çok lob, bilateral


Yayılım Tüm lobu difüz tutar Yama tarzı
Đnflamatuar hücreler Nötrofil, makrofaj Lenfosit
Tutulum Alveol içleri Bronş-bronşioller ve alveol içleri Đnterstisyum ve septalar
Etken %90 streptokok Mycoplasma, viruslar, Klamidya, riketsiya

Komplikasyonlar Amfizem Bakteriyel süperinfeks.


Bakteriyemi, fibrozis Hyalen membran hast.

Etkenler ve Anahtar Kelimeler


• Strep.Pnömonia: Pnömoninin en sık bakteriyel etkenidir. Evreleri konjesyon,kırmızı
hepatizasyon, gri hepatizasyon ve rezolüsyon dur.
• Haemophilus influenza: Çocuklarda epiglottinen sık sebebidir. KOAH’a eklenen en sık
bakteriyel etkendir.
• Stafilokok: Abseleşen pnomoni. Viral enfeksiyöz sonrası ve IV uyuşturucu kullananlarda
• Klebsiella:Yapışkan, jelatinöz balgam, Kronik alkoliklerde
• Pseudomonas: Nekrotizan pnömoni, vaskulit yapar. Hastane enfeksiyonu, nötropeniklerde
• Actinomyces: Sülfür granülleri
• Nocardia: Asid fast (+)
• Mucormycos ve Aspergillus: Vaskülitle seyreden mantar pnömonisi yapar.
• Aspergillus: Fungus topları

V. AKCĐĞER TÜMÖRLERĐ

60
61

PATOLOJĐ

A. BENĐGN TÜMÖRLER
1. En sık benign tümör hamartomdur.
2. Yoğun matür kıkırdak içeren tümördür.

B. MALĐGN TÜMÖRLER

1. Malign Tümörlerin risk faktörleri:


a. Sigara
b. Diğer çevresel ajanlar
c. Genetik ( Myc :Küçük hücreli akciğer ca, Ras: Adenokanser)
d. Asbestoz
e. Akciğer skarı

2. Malign Tümörlerde Sınıflama


a. Küçük hücreli karsinom
b. Küçük hücreli olmayan karsinomlar:
i. Skuamöz hücreli Ca
ii. Adenokarsinom
iii. Büyük hücreli karsinom
c. Kombineler: En az görülen form
Santral yerleşimlilerde bronkoskopi,periferik yerleşimlerde trans torasik ince iğne
aspirasyon biyopsisi yapılır.

3. Skuamöz hücreli karsinom


a. Santral yerleşimli karsinomdur
b. Parathormon benzeri madde yapabilir.
c. Histolojide keratin incileri “glob korne” görülür.
d. Sigara ile ilişkisi kuvvetlidir.

Santral kitlelerin tanısı bronkoskopik biyopsi ile konur.

4. Adenokarsinom
a. En sık görülendir.
b. Sigara ile ilişkisi zayıf, asbest ve skarla kuvvetlidir.
c. Periferik yerleşimlidir.

61
62

PATOLOJĐ

Periferik kitlelerin tanısı BT altında transtorasik iğne biyopsisi ile konur.

d. Alveol epitelinde öncül lezyonu atipik adenomatöz hiperplazidir (AAH)


e. Bir alt grubu bronkioloalveolar karsinomdur.
f. En sık hematolojik paraneoplastik sendroma neden olan akciğer
kanseridir.

• Bronkioloalveolarda tümör hücreleri alveol epitelinin yerini almıştır (In situ karsinom mantığı)
• Prognozu en iyi olan akciğer malignitesi bronkioloalveolardır.Aynı zamanda en sık bilateral ve
multipl odaklı olan akciğer kanseridir.En iyi olmasının nedeni pnömoni ile karışmasıdır. (Erken
tanı alır)

AAH à Bronkoalveoler CA à Đnvaziv adenokarsinom dönüşüm sırası olasıdır.

5. Küçük hücreli karsinom


a. Santral yerleşimli kitledir
b. En malign nöroendokrin tümördür (Kromagranin (+))
c. Kultchisky (nöroendokrin) hücrelerinden çıkar.En sık paraneoplastik sendroma neden olan
akciğer kanseridir.
d. ACTH, ADH yapabilir.
e. Kemoterapi yanıtı çok iyidir ama prognoz yine de çok kötüdür.
f. Sigara ile en ilişkili akciğer kanseridir.

Yayılım
a. En sık metastaz lenf nodlarına (En önce de peribronşial ve hiler lenf nodları tutulur).
b. En sık hematojen metastaz surrenal beze; ayrıca kemik, beyin ve karaciğere
c. Komplikasyonlar:
d. Kitle etkileri (SVC sendromu, Horner sendromu gibi)

62
63

PATOLOJĐ

e. Endokrin sendromlar (Hiperkalsemi; Cushing)


f. Sinir-kas kavşak hastalıkları (Eaton - Lambert Sendromu: Presinaptik kalsiyum kanallarına
karşı antikor vardır)

6. Karsinoid Tümör
1. Kultchiscy hücrelerinden çıkan diğer bir tümördür.
2. Kür mümkündür
3. Ana bronşlarda çıkar.
4. Lenf nodu metastazı olabilir; uzak metastaz azdır.
5. Çekirdekler monomorfiktir.
6. Atipik karsinoid denilen yüksek mitozlu ve nekrozlu varyant daha malign seyir gösterebilir.
7. Karsinoid sendrom yapabilir.
8. Daha çok öksürük, hemoptizi ve rekürren pnömoni (bronşial kitle etkileri) ile gelirler.

Karsinoid tümör
• Daha çok barsak sistemindeki nöroendokrin hücrelerden; en çok da apendiksten çıkar.
• Pankreastan ve çevresinden de çıkabilir.
• 6-7.dekad tümörüdür.
• Apendiks ve rektum karsinoidleri metastaz yapamaz; mide-ince barsak yerleşimli olanlar sık
metastaz yapar.
• En sık lenf nodlarına metastaz yapar.
• Gastrin, insülin gibi hormonların yanısıra serotonin salgılayıp karsinoid sendrom da yapabilirler.
• Hematojen metastazını en çok karaciğere yapar.
• Prognoz iyi ancak çok yaygun metastazla ölümcül olabilir.
• Çap büyüdükçe malignite riski artar.

63
64

PATOLOJĐ

Karsinoid Sendrom
- Serotonin (5-Hidroksi triptonin) salgısı ile olur.
- Đdrar ve kanda 5-HT; 5.HĐAA artar.
Klinik
- Kızarıklık
- Diare bulantı, kusma
- Öksürük, dispne
- Niasin eksikliği
- Sistemik fibrozis

7. Mezotelyoma
1. En sık sebebi asbestoz
2. Sigara asbestin bu etkisini arttırmaz
3. Klinik ve histolojik olarak adenokarsinomlarla karışabilir.
4. Uzak metastaz sevmez, toraks boşluğunda yayılır.

8. ÜST SOLUNUM YOLU


A. Nazofarenks Karsinomu
1. Skuamöz hücreli (keratinize ya da non-keratinize) veya undiferansiye olabilir.
2. Undiferansiye (lenfoepitelyoma) en sık görülen, en çok EBV ile ilişkili ve en
radyoterapiye duyarlı tiptir.

B. Benign Larinks Tümörleri


1. Ses teli üzerinde kronik irritasyon sonucu nodüller (şarkıcı nodülü). Malignleşmezler.
2. Ses teli üzerinde benign skuamöz papillomlar izlenebilir.

Çocuklarda multipl (HPV 6 ve 11 ilişkili) papillomlar → Juvenil laringeal papillomatozis

3. Hepsi ses kısıklığı yapar (Ses teli yerleşimi nedeniyle)


C. Larinks Karsinomu
1. Sigara ile ilişkisi çok kuvvetlidir.
2. Skuamöz hücreli karsinomdur
3. En çok glottik bölgede yerleşir (ses teli) ve ses kısıklığı yapar
4. En kötü prognozlu ve en az görülen subglottik yerleşimli olanlardır .

64
65

PATOLOJĐ

5. En iyi prognoz ve en az metastaz glottik yerleşimde görülür.


6. En çok servikal lenf nodlarında yayılım yapar.

Sol Kalp Yetmezliğinin Sık Sebepleri:


• Đskemik kalp hastalığı (en sık)
• Sistemik hipertansiyon
• Mitral-aortik kapak hastalıkları
• Primer myokad hastalıklarıdır.

Sağ Kalp Yetmezliğinin Sık Sebepleri:


• Sol ventrikül yetmezliği (en sık)
• Đntrinsik akciğer hastalıkları
• Akciğerin primer damarsal patolojileri
• Pulmoner ya da trikuspid kapak rahatsızlıkları

I. ĐSKEMĐK KALP HASTALIKLARI

1. Üç ana grup iskemik kalp hastalığı vardır:


a. Anjina pektoris
b. Myokard infarktüsü
c. Kronik iskemik kalp hastalığı
2. Majör risk faktörü aterosklerozdur.
3. Anjina gelişmesi için gereken aterosklerotik daralma oranı %75’dir (Kritik stenoz)
4. Stabil Angina: Aterosklerotik plağın damarı çok miktarda daraltması sonucu oluşu r.Egzersiz
vs.kalbin iş yükünü arttıran durumlarda kalp hızı artar ancak damar lümeni dar olduğu için gelen kan
artamaz.Dolayısıyla kalp iş yükünün arttığı durumlarda angina oluşur.
5. Koroner arterde daraltıcı bir trombüs varsa trombüsün kitle etkisi nedeni ile vazodilatatöre yanıt
vermeyen unstabil anjina olur. (Đstirahattede olabilir)
6. Varyant anjinada:
a. Daraltıcı bir kitle yoktur sadece aralıklı salınan vazokonstrüktör substans vardır.
b. Bu yüzden vazodilatatöre yanıt vardır.

65
66

PATOLOJĐ

A. MYOKARD ĐNFARKTÜSÜ
1. Majör risk faktörü ateroskleroza eklenen tıkayıcı trombüstür.
2. En çok inen ön dal tıkanır.
3. Bu yüzden infarktüs en çok apekse yakın sol ventrikül ön duvarı ve septum ön yüzde görülür.

Đnen ön dal sol ventrikül ve septum ön kısmını


Sirkumfleks dal sol ventrikül dış yüzünü
sağ koroner arter sağ ventrikülü, sol ventrikül ve septum arka yüzünü besler.

4. Đnfarkt önce endokard altında başlar ama transmural (tam kat) yayılır.
5. Eğer infarktın sebebi trombozla tam tıkanma değil de hipovolemi, şok gibi
parsiyel bir hipoksi durumu ise
a. Đnfarkt subendokardiyal kalır
b. Bölgesel değildir, tüm kalbi etkiler
6. Dolayısıyla ventrikülü çevreleyen yaygın subendokardiyal infarktüs görülür.
7. Histolojik ilk bulgu nötrofil infiltrasyonu olup 4-12 saatte görülmeye başlar.
8. Makroskopik ilk bulgu solukluk olup 18-24 saatte görülmeye başlar.
9. Demarkasyon hattı (nekrozu çevreleyen granülasyon dokusu) 3.günden sonra
görülür.
10. Komplikasyonları:
a. Ventrikül rüptürü: 2 hafta içinde olur, en çok 3-4.gün izlenir. En ölümcül
komplikasyondur.
i. Sonuçları:
(i) Papiller kas nekrozu rüptürü ve buna bağlı mitral yetmezlik
(ii) Serbest duvar rüptürü ( en sık) ve buna bağlı hemoperikardium
(iii)Septum yırtılırsa soldan sağa şant
b. Perikardit:
i. 2-3 gün sonra fibrinöz perikardit
ii. 2-3 hafta sonra otoimmun perikardit (Dressler sendromu)
c. Mural trombüs
d. Ventriküler anevrizma: En çok ventrikül apeksinde olur
e. Aritmi: En sık görülen ve en çok öldüren komplikasyondur.

B. KRONĐK ĐSKEMĐK KALP HASTALIĞI

66
67

PATOLOJĐ

1. Koroner arteri yavaş yavaş ama belirgin daraltan aterom plakları ile olan kronik hipoksik kalp
hastalığıdır.
2. Hipertrofi ve interstisyel fibrozis gelişir.
3. Kollateral damarlar genellikle açıktır.

II. HĐPERTANSĐF KALP HASTALIĞI

1. Sol ventrikül duvarlarının simetrik kalınlaştığı simetrik (konsentrik) hipertrofi yapar.

III. KOR PULMONALE

1 Sağ kalp yetmezliği akciğer hastalığı yüzünden oluyorsa tablonun adı “Cor pulmonale” olur.
a. Akut Cor Pulmonaleye en sık sebep olan hastalık pulmoner embolidir.
b. Kronik Cor pulmonaleye en sık sebep olan hastalık KOAH’tır.

IV. KAPAK HASTALIKLARI

A. ROMATĐZMAL ATEŞ KALP HASTALIĞI


1. Çocuk ve gençlerde streptokok farenjitini takiben birkaç hafta sonra gelişir.
“ Poliartrit, kardit, Sydenham kore, eritema marginatum, subkutan nodüller” ile karakterizedir.
2. Oluşan antikorlar myokardla çapraz reaksiyon verir; ama tüm katlarda (pankardit) tutulum izlenir.
3. Aschoff nodülleri ve Anitschkow hücreleri ( makrofajlar) görülür.
4. Kapakların kapama çizgilerinde verrüköz endokardit görülür.
5. Kalpte fibrozis gelişebilir; bunların subendokardiyal ve auriculaya yakın yerleşenlerine McCallum
plakları denir.
6. Eklem tutulumu hafiftir, akciğerde interstisyel inflamasyon ve plövrit görülür.
7. Böbrekte glomerülonefrit yapabilir.
8. Kronik romatizmal kapak hastalığı en çok mitral kapağı tutar. Erken dönemde yetmezlik, geç
dönemde stenoz görülür (Balık ağzı deformitesi).
9. Mitral ve aort kapakta stenoz ve yetmezlik yapabilir (en çok mitral stenoz)
10. Đnfektif endokardit gelişebilir.
11. En sık ölüm nedeni myokardittir.
12. Perikard fibrozisine bağlı ‘tereyağlı ekmek manzarası’ oluşur.

B. KALSĐFĐK AORTĐK STENOZ


1. Đzole aort stenozunun en sık nedenidir.

67
68

PATOLOJĐ

2. 7-8.dekadda görülür.
3. Valsalva sinuslarına kalsiyum taşları oturur.
4. Survi birkaç yıldır.

C. EN SIK GÖRÜLEN KONJENĐTAL KAPAK HASTALIĞI “BĐKUSPĐD


AORTĐK KAPAKTIR.

D. EN SIK GÖRÜLEN EDĐNSEL KAPAK HASTALIĞI “MĐTRAL VALV


PROLAPSUSU”DUR.
1. Gençlerde ve kadınlarda daha sıktır.
2. Kapakta mukopolisakkarid birikimi ile yumuşak, kalın, beyaz görünüm izlenir.
3. Mitral yetmezliğin en sık nedenidir.
4. Sistolde balonlaşma, midsistolik geri açılma (klik) ve geç sistolik üfürüm gelişir.
5. En sık görülen komplikasyon aritmidir.

E. ĐNFEKTĐF ENDOKARDĐT (ĐE)


1. Akut-subakut enfektif endokardit olabilir.
2. Akutta etken staf. aureus’tur ve Đ.V ilaç kullananlarda sıktır.
a. Akut ĐE abse ile seyreder; abseler kapak etrafında yoğunlaşmıştır (mitral ring abseleri).
3. Akutta emboli akciğere atar.
4. Subakut daha sık görülür ve etken strep. viridans’tır.
5. Subakutta ring absesi beklenmez ve emboli sistemi atar.
6. Protez kapak endokarditinde en sık etken Staf. epidermidistir.

F. NON BAKTERĐYEL TROMBOTĐK (MARANTĐK) ENDOKARDIT


1. Hiperkoagulabilite durumlarında nispeten sağlam kapaklarda trombüs oturmasıdır.
2. Embolileri organizma içermeyecektir.
3. Maligniteler (adenoca), kaşeksi, SLE, sekonder hiperkoagülasyona yatkınlık
4. Lezyonlar iyileşebilir ve arkalarından lambl kabarıklarını oluştururlar.

G. LĐBMAN-SACKS ENDOKARDĐT
1. SLE’de kapakların hem üst, hem alt yüzünde trombüs görülmesidir.
2. SLE kalpte en çok perikardit yapar.

V. MYOKARD HASTALIKLARI

A. MYOKARDĐT
1. En sık sebebi viruslardır (coxacie virus); lenfositik infiltrasyon yaparlar.

68
69

PATOLOJĐ

2. Difteri, Lyme hastalığı, Chagas hast., sarkoidoz ile de olur.

B. KARDĐOMYOPATĐLER
1. Dilate kardiyomiyopati
a. En sık görülendir.
b. Kalbin sistol gücü azalmıştır (sistolik disfonksiyon).
c. Mural trombüs ve emboliler sıklıkla izlenir.
d. Kalp makroskopik olarak;
i. Hipertrofik (ağır)
ii. Duvar kalınlığı normal
iii. Boşlukları ileri derecede dilatedir (eksentrik hipertrofi)

Etyoloji: Viral infeksiyon, alkol, kobalt, doksorubisin, peripartum period

2. Hipertrofik Kardiomyopati (Đdiopatik hipertrofik subaortik stenoz)


a. Asimetrik septal hipertrofi yapar. (Muz şeklinde sol ventrikül)
b. Sol ventrikül çıkışı daralmıştır, sol atrium dilatedir.
c. En fazla genetik geçiş görülendir.
d. Ventrikül lümeni daraldığı için diastol sonu hacmi artar (diastolik
disfonksiyon).
e. Kliniğinde senkoplar görülebilir.
3. Restriktif Kardiomyopati
a. Đnterstisyumda biriken bir takım patolojik maddelerin kalp fonksiyonunu
kısıtladığı hastalıktır.
b. Löffler sendromunda (Eozinofilik endomyokardial fibrosis)
c. Hemokromatozun yaptığı interstisyel fibrozisle
d. Ya da amiloidozlarla olur.
e. Sistolik fonksiyon genellikle etkilenmez, diyastolik disfonksiyon görülür.

VI. KONJENĐTAL KALP HASTALIKLARI

A. SOLDAN SAĞA ŞANT YAPANLAR


1. Atrial Septal Defekt (ASD), Ventriküler Septal Defekt (VSD) ve Patent Ductus Anteriosusdan (PDA)
oluşur.

69
70

PATOLOJĐ

2. ASD’nin en sık görülen tipi Ostium Secundum tipi defektir.


3. VSD en sık görülen konjenital kalp hastalığıdır.
4. Hepsinde önce soldan sağa; sonra pulmoner hipertansiyon ve sağ ventrikül hipertrofisi gelişince
sağdan sola şant olur (Siyanoz gelişir)
5. VSD çocuklarda, ASD erişkin yaştan bulgu verir
6. PDA da ilk önce sol atrium, sonra sol ventrikül; ondan sonra sağ kalp büyür. Gebeliğin erken
döneminde geçirilen Rubella enfeksiyonları sonrası sık gelişir.

B. SAĞDAN SOLA ŞANT YAPANLAR


1. Doğuştan siyanoz vardır
2. Fallot tetralojisi:
a. Sağ ventriküle taşan (ata binen) aorta
b. VSD
c. Pulmoner arter çıkış darlığı
d. Sağ ventrikül hipertrofisi
e. Zamanla infektif endokarditve beyin abseleri gelişebilir.
f. Prognozu belirleyen faktör pulmoner stenozun derecesidir.
3. Büyük arterlerin transpozisyonunda aort sağdan, pulmoner arter soldan çıkar.
a. Bunların yaşaması ASD, VSD gibi şantlara bağlıdır.

C. AORT KOARKTASYONU
1. Preduktal Koarktasyon
a. Aorttaki darlık Duktus Arteriosustan (DA) öncedir.
b. Alt ekstremite siyanotiktir ve PDA vardır. Çünkü:
c. Üst ekstremite ve baş-boyun bölgesine normal aort kanı gider.
d. Aorttan gelen kan darlığı geçemez.
e. Darlık sonrasına ise pulmoner arterden kan gider.
f. Pulmoner arterden çıkan kan DA’dan geçerek batın ve alt ekstremitelere gider.
g. Hemen doğumda bulgu verir.
2. Postduktal Koarktasyon
a. Darlık DA’dan sonradır.
b. PDA yoktur, kan göğüs ve batın damarları arasında açılan kollaterallerle taşınır.
c. Dolayısıyla siyanoz yoktur ama alt ekstremiteler bu sefer de hipotansiftir ve nabızları zayıftır.
d. Böbreğe giden kan da azdır
e. Bu yüzden üst ekstremitede hipertansiyon gelişir.
f. Radyolojide kostal çentiklenmeler izlenir.
g. Đlk bulgularını erişkinde verebilir.

VII. PERĐKARDĐTLER

70
71

PATOLOJĐ

1. Fibrinöz perikarditin en sık sistemik nedeni üremi, sistemik olmayan nedeni ise MI dır.
2. Primer perikarditin en sık sebebi coxacie virustur.
3.Tbc ve kanserler hemorajik perikardit yapar.

VIII. TÜMÖRLER

1. Kalbin en sık görülen tümörü metastatik tümörlerdir.


2. Kalbe en çok akciğerden metastaz gelir.
3. Kalbe metastaz oranı en yüksek olan malignite melanomdur.
4. Erişkinlerde en sık primer tümör sol atriumda yerleşim gösteren miksomadır.
5. Miksoma benigndir ama yumuşak, mukopolisakkaridik bir kitle olduğu için emboli yapabilir.
6. En sık primer malignite anjiosarkomdur.
7. Çocukta en sık primer tümör rabdomyomdur.( Tuberoskleroz ile birlikte bulunabilir).

DAMAR HASTALIKLARI

I. ARTER DARALTAN HASTALIKLAR


1. Mönckeberg sklerozu
a. Arterlerin media tabakarında kalsifikasyon görülür
b. Klinik önemi yoktur.
2. Arterioloskleroz (Hyalen arterioloskleroz)
a. Arteriol duvarlarında kırmızı renkli kalınlaşma (hyalinizasyon); lümende daralma görülür.
b. Hipertansiyon ve Diabetes Mellitusda izlenen bir değişimdir.
3. Atheroskleroz

71
72

PATOLOJĐ

Risk Faktörleri
- Đleri yaş
- Erkek cinsiyet
- Aile hikayesi
- Genetik anomaliler
- Diabet
- Sigara
- Hiperlipidemi
- Hipertansiyon
***C.pnömonia-CMV

1. Arter intimalarını tutar


2. En sık abdominal aortta görülür.
3. Pulmoner arter ve çıkan aortta seyrektir.
4. Çocukluk çağında yağlı çizgilenmeler şeklinde rastlanılabilir.
5. PATOGENEZ:
1- Endotel Hasarı (en önemli faktör)
2- Lipoproteinlerin infiltrasyonu
3- Hücresel değişiklikler

MORFOLOJĐ:
Atherom plaklarının 3 komponenti vardır;
1- Hücreler : Düz kas hücreleri, kandan kaynaklanan monosit / makrofajlar –köpüksü
hücreler- ve az sayıda lenfositler
2- Konnektif doku lifleri ve matriks: Kollajen, elastik lif, proteoglikan
3- Lipidler: Hücre içi ve dışı
Lezyon taze iken lipid, yaşlandıkça fibröz içerik daha fazladır. Bir aterom plağı yüzeden derine
doğru şekilde katmanlardan oluşur:
• Fibröz plak (Kap)
• Hücreler
• Kolesterol yarıkları, nekrotik tabaka, fibrin, trombüs, vs.
• Medial taraf ağırlıklı “neovaskülarizasyon”
6. Komplike olursa ölümcül olabilir.
7. Komplike olma şekilleri
i. Fissür, plak embolisi
ii. Tromboz
iii. Kalsifikasyon
iv. Plak içi kanama

72
73

PATOLOJĐ

v. Anevrizma ve rüptür

II. VASKÜLĐTLER

Antinötrofilik sitoplazmik antikor (ANCA) pozitifliği ile seyreden oto immun hastalıklardır.

A. POLIARTERITIS (PERIARTERITIS) NODOSA


1. Erkeklerde biraz daha sıktır.
2. Küçük-orta boy arterlerde atlamalı, segmental tutulum yapar.
3. Önce fibrinoid nekrozlu akut vaskulit, sonra fibrozis gelişir.
4. Her patolojik değişim önce intimada başlar, adventisyaya doğru transmural yayılır (Tam kat-
atlamalı tutulum)
5. Farklı bölgelerde aynı anda değişik evrede lezyonlar bulunabilir.
6. En sık görülen ve ölüm sebebi olan tutulum böbrek tutulumudur.
7. Hepatit B ile görülme sıklığı yükselir.
8. Akciğer (pulmoner arter) ve aortadan çıkan damarları tutmaz.
9. Đnfarkt, ülser, hemoraji gibi iskemik bulguları vardır.
10. p-ANCA negatiftir.

B. WEGENER GRANÜLOMATOZISI
1. 3 bölgeyi tutar:
a. Nazofarengeal orta hat
b. Akciğer
c. Böbrek
2. Nekrotizan ve granülomatoz vaskülittir.
3. Akciğerde tbc ile de karışabilen granülom ve litik lezyonlar yapar.
4. Böbrekte kreşentik glomerülonefrit yapar.
5. c-ANCA pozitiftir.
6. Sıklıkla erkeklerde ve 40 yaş civarında izlenir.

C. MIKROSKOPIK POLIANJIIT
1. Histolojik bulgular (fibrinoid nekroz dahil) PAN’a benzer ama küçük damar tutar
2. PAN’dan farklı olarak akciğer ve glomerül tutulumu da vardır.
3. PAN’dan farklı olarak tüm lezyonlar aynı evrededir.

73
74

PATOLOJĐ

4. Ek bir histolojik özellik nötrofil parçalanması da izlenebilir (Lökositoklastik vaskülit)


5. Kanamalı lezyonlar olur (palpabl purpura).

Bu grupta pANCA çok yüksek pozitiftir, ama lezyonlarda immun kompleks birikmez

6. Şu hastalıklarda da benzer histoloji görülebilir:


a. Henoch Schonlein purpurası: ANCA negatif
b. Esansiyel miks kriyoglobulinemi:ANCA negatif
c. Churg Strauss Sendromu: Bu hastalık ek olarak:
i. Akciğerde granülomlar ve eozinofili yapar.
ii. Bronşial astım hikayesi sıktır.
iii. P-ANCA % 70 pozitiftir.

D. TEMPORAL ARTERIT (DEV HÜCRELI, GRANÜLOMATÖZ ARTERIT)


1. Yaşlı kadın hastalarda daha sık görülür, en sık görülen arterittir.
2. Karotis eksterna dallarını tutan granülomatöz vaskülittir.
3. Temporal arter tutulumu ile baş ağrısı
4. Oftalmik arter tutulumu ile görme bozukluğu yapar.
5. Öncesinde “romatik polimyalji” görülür (omuz kalça gibi büyük kas gruplarında ağrı)
6. Aort dallarını da tutabilir.
7. Biyopside granülomlar, dev hücreler ve elastik lamina hasarı görülebilir.
8. Atlamalı tutulum nedeniyle biyopsi tamamen sağlam olabilir.
9. Sedimentasyon çok yüksektir,tedavide steroid verilir.

E. TAKAYASU ARTERITI
1. Genç kadın hastalarda daha sıktır.
2. Aortun ana yan dallarını (A.Subklavia) ve pulmoner arteri tutan granülomatöz vaskülittir.
3. Media tabakasında inflamasyon ve granülomlar izlenebilir.
4. Sonuçta intimada diffuz, konsentrik fibrozis yapar.
5. Nabız iletimi bozulur (Nabızsızlık hastalığı) oküler bozukluklar; körlük, nörolojik bulgular olur.
6. Đntimal fibrozis aort köküne doğru retrograd yayılabilir.
7. Bu durumda koroner arter ostiumları daralır; iskemik kalp hastalığı oluşur.

Temporal arterit ve Takayasunun tutulumlarında temel ayrım kriteri hasta yaşıdır.

74
75

PATOLOJĐ

E. KAWASAKI HASTALIĞI (MUKOKUTANÖZ LENF NODU SENDROMU)


1. Koroner arteri sık tutar.
2. Küçük çocuk ve infantlarda tutulum görülür.
3. Koroner arter anevrizması, trombüs ve rüptüre yol açar.
4. Beraberinde eritemle ve servikal LAP, ateş görülür.
5. Anti-endotelyal antikorlar vardır

F. BUERGER (TROMBOANJIITIS OBLITERANS)


1. Akut veya kronik olabilen, sigara içen 25-50 yaş arası erkeklerde izlenen vaskülit tipidir..
2. Ekstremite damarlarını tutar.(Tibial ve radial arterler)
3. Trombozedir ve mikroabseler ve granülomlar vardır.
4. Komşu ven ve sinirlere de yayılabilir.
5. “Claudicatio intermittens” yapabilir.

III. AORT ANEVRĐZMALARI

A. SAKKÜLER ANEVRIZMA
1. Majör Sebebi ateroskleroz olan kese biçimli genişlemedir.
2. En sık yerleşim yeri abdominal aortadır.
3. Rüptüre, tromboze olabilir
4. Konjenital olarak Willis poligonunda da olur (Berry anevrizmaları)
5. Renal artere bası ile hipertansiyon yapabilir.
6. Vertebraya penetre olabilir.

B. SIFILIZ ANEVRIZMASI
1. Tersiyer dönemde aort “vasa vasorum”larında “obliteratif endarterit” yapar.Plazma hücreleriyle
karakterizedir.
2. Bunun sonucunda aort duvarında iskemide dejenerasyon gelişir.
3. Torakal ve çıkan aortta görülür.
4. Mediastinal kitle etkileri yapar (Disfaji, ses kısıklığı, solunum güçlüğü-aort yetmezliğine bağlı
öküz kalbi vs)

C. MYCOTIK ABDOMINAL ANEVRIZMA


1. Aterosklerotik abdominal anevrizmanın enfekte olmasıyla oluşur. Etken Salmonella gastroenteritidir.

D. AORTIK DISEKSIYON

75
76

PATOLOJĐ

1. En önemli etken hipertansiyondur.Ehler danlos-marfan gibi sendromlarda da görülür.


2. Çıkan aort en sık başlangıç yeridir; inen aorttan da başlayabilir.
3. Đntimadaki yırtıktan giren kan aort duvarını uzunlamasına yararak ilerler.
a. Bir noktadan dışarı açılabilir (hemoperikardium, mediastinal veya abdominal kanama)
b. Tekrar aort lümenin açılabilir (çift namlulu aorta)
4. Yüksekten düşmelerde inen aortta transvers yırtık oluşabilir.
5. En önemli histolojik predispozan neden medial kistik nekrozdur.

IV. DAMAR TÜMÖRLERĐ

A. BENIGN TÜMÖRLER

1. Hemangiom:
a. Kapsülsüz ama nodüler, benign tümördür.
b. Çocukluk çağının en sık tümörüdür.
c. Kapiller hemangiom deride
d. Kavernöz hemangiom: deri, beyin ve karaciğerde izlenir. Erişkinin en sık primer karaciğer
tümörüdür.

Pyojenik granülom
• Travmayla ya da spontan oluşan hemajiom varyantıdır
Granüloma gravidium (Gebelik tümörü)
• Doğumdan sonra kaybolan pyojenik granülom varyantıdır

2. Lenfanjioma
a. Basit kapiller veya
b. Kavernöz (Kistik Higroma) tipleri olabilir.

Kistik Higroma: Çocukta boyun veya aksillada kitle

3. Glomus Tümörü (Glomanjioma)


a. Parmak uçlarında çıkar

76
77

PATOLOJĐ

b. Düzgün sınırlı nodüldür


c. Isıya hassas reseptör cisimlerinden kaynak alır
d. Parmak uçlarında basmakla ağrı olur.
e. Biyopside düz kas hücreleri vardır

4. Basiller Anjiomatozis
a. Bartonella grubu ajanlarla olur
b. B.hensellae Kedi tırmığı etkenidir.
c. B.quintama Siper ateşi etkenidir.
d. Bu etkenler için kediler önemli kaynaktır.

B.DÜŞÜK MALIGNITE POTANSIYELI (ĐNTERMEDIATE GRADE)


TÜMÖRLER

1. Hemanjioendotelyoma
a. Çocukların en sık primer karaciğer tümörüdür.Yüksek debili kalp yetmezliğine neden
olabilir.
b. Orta ve büyük çaplı venlerin çevresinden çıkar.

2. Kaposi Sarkomu
a. Human Herpes Virus 8 (HHV-8) ile ilişkili, damar endotelinden köken alan bir tümördür.
b. AIDS’le beraber ya da sporadik olabilir.
c. Deri ve GĐS’i sever.
d. Yama/plak/nodül şeklinde 3 evre’den geçer.(Mycozis fungoides gibi)
e. Afrika’da lenfadenopatik tipi vardır; bu form deriyi tutmaz.

C. MALIGN TÜMÖR

Anjiosarkom
1. Deri, göğüs, karaciğerde daha sıktır.F-8 CD 34 boyanır.
2. Kötü prognoz gösterebilir.
3. Risk faktörleri şunlardır:
a. Karaciğer: Vinil klorid, thorotrast, arsenik
b. Lenf ödem (Aksiller küretajdan sonra)
c. Radyoterapi
d. Vücutta kalan yabancı cisimler

Hemanjioperisitoma
1. Damar çevresindeki perisit hücrelerden çıkar.
2. Hipoglisemiye yol açar. (Hepatoselüler ca, fibrosarkom gibi)

77
78

PATOLOJĐ

SĐNDĐRĐM SĐSTEMĐ

I. ORAL TÜMÖRLER
1. Oral kavitede bulunan premalign lezyonlar lökoplaki, eritroplaki (çok kötü), HPV lezyonları, kronik
irritasyon.
2. En sık görülen malignite skuamöz hücreli karsinomdur. En sık dudak lateral vermilyon sınırında
görülür.
a. Lenf nodu yayılımı dudak yerleşimlerinde az, derin yerleşimlilerde (yumuşak damak v.s.) çoktur.
b. Prognoz dudakta iyi, derinde (ağız tabanı-dil kökü) kötüdür
3. Ameloblastom ve odontom benign diş eti tümörleridir

II. TÜKRÜK BEZĐ HASTALIKLARI


1. Sialadenitin en sık sebebi virüslerdir (Paramyxovirus)
2. Bakteriel sialadenit tıkanmaya sekonder olur
3. Kronik sialadenit otoimmun kaynaklı olur.
4. Sialolitiazis en sık submandibuler bezde görülür.
5. En sık görülen tümör pleomorfik adenom (mikst tümörüdür)
a. Benigndir
b. Kapsüllüdür
c. Geniş rezeksiyon fasiyal sinir paralizisi yapabilir
d. Çoğunlukla parotisi tutar
6. Warthin tümörü yaşlıda parotiste görülen sigara ile ilişkili tümördür. .Ama boyun lenf nodlarında da
çıkabilme özelliği vardır (Lenf nodunda primer epitelyal tümör).
6. En sık görülen malignite mukoepidermoid karsinomdur
a. Çoğunlukla parotisi tutar.
b. Daha genç yaşlarda görülür ve radyasyonla en çok ilişkili tükrüz bezi tümörüdür.
7. Adenoid kistik karsinom
a. Minör tükrük bezlerinin en sık malignitesidir
b. Ağız içine büyüyen ağrılı (perinöral invazyon yüzünden) kitle yapar.
** Pankreas ve prostat Ca’da perinöral invazyon yapabilir.

78
79

PATOLOJĐ

III. ÖZEFAGUS HASTALIKLARI


1. Akalazya alt özefageal sfinkterin yutmaya eşlik eden gevşemesinin olmamasıdır.T.cruzi ile ( chagas
hastalığı) veya konjenital oluşabilir.
a. Mega özefagus
b. Lökoplaki, skuamöz hücreli karsinom
c. Aspirasyon pnömonisi, kandida özofajiti gibi komplikasyonlar görülebilir.
2. Özefajitin en sık sebebi gastrik asid reflüsüdür
a. Epitel tabakasında eozinofil, bazal tabaka hücrelerinde hiperplazi ile karakterizedir.
b. Kanama, striktür, Barret özofagusu gelişebilir.
3. Reflü, özefagus alt uçta glandüler metaplaziye yol açar: Barret özefagusu

Barret = Özefajit + glandüler metaplazi

Barretten kanama, striktür, adenokarsinom gelişme riski artar.


4. Özefagusta en sık malignite skuamöz hücreli karsinomdur.En sık beningn tümör ise
leiomyomdur.
a. Bu tümör alkol, sigara, tylosis (genetik hastalık), akalazya, plummer-Vinson
sendromu, kronik özofajit, diet ile ilişkisi olabilir
b. En çok orta 1/3’e yerleşir ve retrosternal lenf nodlarına metastaz yapar.
5. Adenokarsinomlar alt 1/3 ile yerleştiklerinden perigastrik-çölyak lenf nodlarına yayılır.
6. Barret alanı büyükse ve displazi varsa adenokarsinom riski yüksektir.

IV. MĐDE BENĐGN HASTALIKLARI

A. AKUT GASTRĐT VE AKUT ÜLSER


1. Akut gastrit yüzeyel mukozal erezyonlar şeklinde ve kanamalı olur (Hemorajik erozyonlu gastrit)
2. Akut ülser daha derin duvar kayıplarıdır ve yine kanamalıdır
3. Her ikisi de non-steroid antiinflamatuarlar, ameliyatlar, beyin hasarları, yanıklarla olur.
4. Akut gastrit H.pylori, üremi, sigara, alkol, şok tabloları ile de oluşur
5. Multifokal lezyonlardır ve genellikle iyileşirler; kronikleşmezler ve kanserleşmezler.

B. KRONIK GASTRĐT
1. Mukozada kronik inflamatuar hücrelerle karakterize, epitel ve glandlarda atrofiyle seyreden
premalign bir lezyondur.

79
80

PATOLOJĐ

2. En önemli sebep H.pyloridir (Tip B gastrit). H.pylori lümende yaşayan, invazyon göstermeyen bir
bakteridir.
3. Gastriti ve yerleşimi en çok antrumda olur.
4. Lenfositler, lenfoid foliküller, yer yer nötrofiller ve bazen intestinal metaplazi görülür.
5. Lenfoid foliküller lenfoma, intestinal metaplazi karsinom riskini arttırır.
6. H.pylori sadece antrumdaki gastrik epitele yerleşebilir, metaplazi alanlarında görülmez.
a. Sitolitik olarak vac A toksini ve amonyak oluşturan üreaz salgılar.
b. cagA, IL-8 üretimini arttırır.
c. Tüm bunlar ülsere sebep olabilir.
7. Otoimmun gastritte (Tip A gastrit) perietal hücrelerin H +/K+ ATPaz enzimine karşı otoantikorlar
oluşur.
8. Bu formda korpus ağırlıklı tutulum olur.
9. Đntrinsik faktör üretimi duracağı için pernisyöz anemi gelişir.
10. HCI üretimi duracağı için aklorhidri olabilir.
11. Her iki gastritte de karsinom riski artar.

C. PEPTĐK ÜLSER
1. Sık sebepler sırası ile H.pylori, nonsteroid antiinflamatuarlar ve kısmen Zolinger-Ellison
sendromudur.

Zollinger-Ellison sendromu
• Pankreasta gastrin üreten adacık hücreli adenom
• Hipergastrinemi,
• Hiperklorhidri
• Multipl ülserler

80
81

PATOLOJĐ

Mideyi koruyucu faktörler:


1-Mukus salgısı
2-Bikarbonat salgısı
3-Prostaglandin salgısı
4-Mukozal zengin kan akımı
5-Midenin hızlı rejenerasyon yeteneği

2. Siroz, KOAH, böbrek yetmezliği ve gastrin salgısını arttıran hiperkalsemi riski


arttırır.
3. Sıklıkla tek ülserdir.
a. En çok duodenum 1. kısım ön-arka yüzü
b. Daha sonra antrum küçük kurvatüre yerleşirler
4. Duodenal olanlarda yoktur ama antral ülserde düşük oranda malignite riski vardır
5. Ayrıca striktür, kanama (en sık arkadan), perforasyon (en sık önden) ve
pankreasa penetrasyon görülebilir.

V. MĐDE TÜMÖRLERĐ

1. En sık görülen benign tümör hiperplastik polip, en sık mezenkimal tümör leiomyomdur.
2. En sık malignite adenokarsinomdur.
3. Đntestinal ve difüz tip olarak ikiye ayrılır.
4. Risk arttıran faktörler:
a. Diet (nitrit-nitratlı besinler, aşırı tuz,tütsülenmiş besinler, sigara,)
b. Kronik gastrit, H. Pylori enfeksiyonu
c. Distal gastrektomi, adenomatöz polipler, Barrett özofagusu
d. e- cadherin mutasyonu (sadece diffuz tip)
5. En sık yerleşim antrum küçük kurvaturdür.
6. Đntestinal tipte tümör hücreleri malign glandüler yapılar yapar.
• Kronik gastrit zeminindeki intestinal metaplazi ile ilişkilidir.
• 50 yaş üzerinde erkeklerde sık görülür.
• Đyi diferansiyedir.
9. Difüz tipte “taşlı yüzük hücre tipinde tümör hücreleri duvarı yaygın infiltre eder; biraraya gelmez,
kopukturlar.
• Kronik gastrit ve H. Pylori ile ilişkisizdir.
• E- cadherin gen mutasyonu ve A kan grubu gençlerde daha sık görülür.
• Kötü diferansiyedir.
10. Mide yaygın tutulursa “linitis plastica” olur.

81
82

PATOLOJĐ

11. Prognoz için en önemli histoljik kriter invazyon derinliğidir.

Erken gastrik karsinom:


• Muscularis propria invazyonu olmayan aşamadır
• Lenf nodu metastazı bile yapsa çok iyi prognozludur
• Displazik mukozada gelişir.
• Over ve supraklavikular lenf nodu metastazı sık görülür (Virschow nodu)

12. Ekstranodal lenfomaların en sık çıkış yeri midedir. En sık etken H. Pyloridir.

VI. BAĞIRSAK HASTALIKLARI

A. HIRSCHPRUNG HASTALIĞI
1. Kolonun bir bölgesinde submukozal ve müsküler sinir pleksuslarında, ganglion hücrelerinin
olmamasıdır.
2. Retrosigmoidi tutar, daha da proksimale uzanabilir.
3. Tutulan bölgede peristaltizm yoktur, proksimal sağlam bağırsak dilate olur.
4. Bebek doğumdan 2-3 gün sonraya dek dışkılayamaz ve kusma gelişir
5. Tanısı biyopsiyle koyulur, tedavi rezeksiyondur.

B. ABETALIPOPROTEINEMI
1. Şilomikronların yapıspnda bulunan Apo B proteini eksiktir.
2. Epitel hücreleri lipid inklüzyon vakuolleri içerir.
3. Sistematik lipid sentezi bozulacağı için eritrositlerde akantositoz izlenir.

C. CELIAC HASTALIĞI
1. Gluten içinde bulunan gliadine karşı antikorlar gelişir
2. Bu maddeyi içeren besinler alındığında
3. Dudenumda inflamasyon
4. Duodenal villöz total atrofi gelişir
5. Atrofi malabsorbsiyona yol açar ama “reversibl”dır.
6. Aynı antikorlar deri bazal membranı ile de çapraz reaksiyon verirse “Dermatitis herpetiformis”
oluşur.
7. Adenovirustan sonra celiac olabilir.

82
83

PATOLOJĐ

8. T hücreli lenfoma gelişebilir.

D. ĐNFEKTIF MALABSORBTIF HASTALIKLAR


a. Giardia duodenumda tutulum ve subtotal villoz atrofi yapan patolojendir. G. Lambliaya bağlıdır.
b. Tropikal sprue hafif malabsorbsiyon yapar
c. Whipple’da etken “Tropheryima whippelli”dir.
i. Whipple multisistem bir hastalıktır ve
ii. Ensefalitle nörolojik bulgular
iii. Artritle eklem ağrıları
iv. Enteritle malabsorbsiyon yapar
v. Biopside PAS (+) boyanan makrofajlar izlenir.

MALABSORBSĐYON
Mekanizma Hastalıklar
1-Pankreatit Enzim Yetersizliği - Pankreatit
Enzim salgılanımı az ya da yıkım fazladır. - Kistik fibrozis
- Zollinger-Ellison
2-Safra yetersizliği - Bilier tıkanma
- Đleal rezeksiyon (safra asidlerinin geri alınımı bozulur)
3-Mukozal hücre problemleri - Laktaz toleransı
- Bakteriyal kolonizasyon
- Abetalipoproteinemi
4-Lenfatik Obstrüksiyonu - Lenfoma
- Tüberküloz
5-Đnfeksiyon Bkz. Đnfektif Malabsorbsiyon hastalıklar
6-Iatrojenik - Subtotal gestrektomi
- Distal ileal rezeksiyon

E. ĐNFLAMATUAR BAĞIRSAK HASTALIKLARI


1. Crohn ve Ülseratif kolittir
2. Ortak özellikleri histolojileridir:
a. Lenfosit ağırlıklı inflamasyon
b. Lenfoid foliküler
c. Mukozal çatıda düzensizlik (kript distorsiyonu)
d. Aktif hastalık döneminde nötrofil (kriptip ve kript absesi) varlığı
3. Farkları:

ĐNFLAMATUAR BAĞIRSAK HASTALIKLARININ ÖZELLĐKLERĐ


Crohn Hastalığı Ülseratif Kolit

83
84

PATOLOJĐ

Histoloji Tutulum tam kattır Mukozal-submukozaldır.


Granülomlar izlenir
Tüm GIS, en çok ileum Kalın bağırsak, en çok rektum* “Backwash ileit”, difuz tek segment
Terminal ileti Atlamalı tutulum
Yerleşim
Tam kat tutulması nedeniyle Psödopolipler
- Fistüller,abdominal abseler
- Transmural fibrosis
Morfoloji - Periton fibrozis
Kaldırım taşı görünümü
Komplikasyonlar** Kanama
Diare, malabsorbsiyon

- Migratuar poliartrit
- Karsinom
- Sklerozan kolanjit
- Ankilozan spondilit
*Ülseratif kolit çekuma kadar uzanırsa ileuma yayılabilir
**Bazı komplikasyonlar ulsefatif kolitte daha fazla görülür.

F. BAĞIRSAK POLĐPLERĐ

1. Hiperplastik polip
a. En sık görülendir ve rektosigmoid bölgeye yerleşir.
b. Malignite riski genelde yoktur
c. Çok büyük ya da sağ kolon yerleşimli olursa çok düşük malignite riski var

2. Juvenil polip (erişkinde retansiyon polibi)


a. Hamartömatöz poliptir
b. Malignite riski yoktur

3. Adenomatöz polipler
a. Mukozal displazi görülür.
b. Malignite riskleri vardır (en önemli belirleyici çaptır)
c. Türleri:
i. Villöz adenom (en yüksek malignite riski, sekresyon yapabilir, diare ve potasyum kaybına
neden olabilir)
ii. Tubuler adenom (en sık görülen)
iii. Tubulovillöz adenom

4. Familyal Polipozis Sendromları


a. FAP’ta (Familyal Adenomatöz Polipozis) genç yaşta 100’den fazla adenomatöz polip,
profilaktik kolektomi, APC gen mutasyonu, hemen hepsinde kolon kanseri

84
85

PATOLOJĐ

b. Gardner’de kolon adenomatöz polipleri, osteomlar, odontomlar, batında desmoid tümör

Tüm polipozis sendromlarında malignite riski yüksektir

c. Turcot sendromu; kolon adenomları ve SSS tümörleri


d. Cronkhite- Canada sendromu; herediter değildir, hiperpigmentasyon,
vitiligo,alopesi, hamartomatöz polip
** Hamartomatöz polipler: Cronkhite- Canada sendromu, peutz-jegher
sendromu, cowden sendromu ve juvenil polipde görülür.

5. Lynch Sendromu
a. Kalıtsal DNA onarıcı gen bozukluğudur (OD geçer)
b. Polip sayısı azdır (Non-polipozis)
c. Proksimal transvers kolon ağırlıklı kolon kanserleri
d. Multifokal kanser ve genç yaşta hasta
e. Ekstraintestinal maligniteler de artmıştır.
f. Lynch 1: Sadece kolon kanseri
Lynch 2: Kolon, endometrium, over kanserleri görülür.

F. BAĞIRSAK KANSERLERI
1. En sık görülen malignite adenokarsinomdur
2. Sol kolonu daha sık tutar.
a. Sol kolon tümörleri kanama ve tıkanma-ileus yaparlar
b. Sağ kolon tümörleri kanama yapar

Risk faktörleri:
1) Düşük lifsel besin
2) Yüksek yağ içeriği
3) Yüksek karbonhidrat
4) APC gen mutasyonu
5) Premalin adenomlar

85
86

PATOLOJĐ

ASPĐRĐN ve NSAID KORUYUCUDUR.

4. En önemli morfolojik prognoz kriteri lenf nodu metastazı ve invazyondur.


5. Lenf nodlarına ve karaciğere sık metastaz yapar
6. Karaciğer metastazı çıkarılırsa sürvi uzar.
7. Evreleme:
a. Mukoza ve submukoza invazyonu: EVRE A
b. Kas tabakası invazyonu: EVRE B
c. Kas tabakası invazyonu + lenf nodu metastazı: EVRE C
d. Uzak metastaz: EVRE D
G. KARSINOID TÜMÖR (Bkz. Solunum Sistemi)

VII. LENFOMALAR

1. Helikobakter pylori MALToma yapar.


2. Klinikte en sık lenfoması “difüz büyük hücreli lenfoma”dır.
3. Đmmun yetmezliklerde, çölyak hastalarında risk artar.

IPSID:
• Đmmunproliferatif ince bağırsak hastalığı
• Đnce bağırsakta lenfoma riskini arttırır.

VIII. APENDĐKS
1. Fekaloidle (erişkinde en sık), lenfoid hiperplazisiyle (çocukta en sık) veya yabancı cisimle
tıkanma apendisitin en sık sebebidir.
2. Apendiksin en sık tümörü karsinoid tümörüdür.
3. Genellikle apendiksin uç kısımlarında çıkar.
4. Müsinöz adenom ve adenokarsinomlar “psödomiksoma peritonei” yaparlar.
5. Histolojik tanı kriteri T.muscularis te nötrofil varlığıdır.

86
87

PATOLOJĐ

Pseudomiksoma Peritonei:
• Peritona müsin yayılımıdır
• Batın için fibrozise neden olur
• Tümör metastazı ile beraber olabilir.

KARACĐĞER HASTALIKLARI

I. HĐSTOLOJĐK HASAR ÇEŞĐTLERĐ

1. Balonsu dejenerasyon görülür (En çabuk değişim)


2. Safra pigment birikiminde köpüksü dejenerasyon olur.
3. Yağlanma görülür. Mikroveziküler yağlanma yapan hastalıklar :
• Gebelik yağlı karaciğeri
• Tetrasiklin zehirlenmesi
• Reye sendromu

Makroveziküler yağlanma sebepleri:


• Alkolik karaciğer
• Obez ve diyabetlilerin karaciğeri
4. Hücre ölümü görülür:
a. Councilman cisimciği: Apoptotik hepatosit ölümüdür, viral hepatitlerde sıktır
b. Fokal litik nekroz: Nekroza giden birkaç hepatosit Kuppfer hücrelerince temizlenir, viral
hepatitlerde sıktır.
c. Zonal nekrozlar:
i. Perisantral nekroz yapanlar: Alkol, kalp yetmezlikleri, erken kolestaz
ii. Midzonal nekroz: Sarı humma
iii. Periportal nekroz: Viral hepatit,geç kolestaz

87
88

PATOLOJĐ

Periportal Nekroz Biçimleri:


Güve yeniği nekrozu: Portal alandaki lenfositlerin çevre hepatositleri öldürmesidir.
Köprüleşme nekrozu: Bu saldırının portal alanlar arasında köprüler oluşturacak biçimde
genişlemesidir.

d. Masif ve submasif nekroz: Tüm parankimin ya da çoğunun (submasif) nekroza


gitmesidir. Fulminan hepatitlerde görülür
5. Fibrozis: Altta yatan nekrozun yaygınlığına göre köprüleşme fibrozuna kadar
varabilir. Fibrozisten sorumlu hücre ĐTO hücreleridir.
6. Siroz:
a. Fibrotik bandların birleşip karaciğeri nodüllere ayırmasıdır.
i. Mikronodüler siroz: Hemokromatozda, alkolik sirozun başlangıç evresinde
ii. Makronodüler siroz: Viral hepatitlerde (postnekrotik siroz), alkolik hepatit
geç evresinde
b. 3 patolojik değişimin en sık sebebidir:
ı. Hepatoselüler karsinom
ii. Karaciğer yetmezliği
iii. Portal hipertansiyon
7. Kolestaz
a. Safra pigmenti, tuzları ve kolesterolün dokuda birikmesidir.
b. Erken dönemde perisantral alanda belirgindir.
c. Portal alanda safra kanal proliferasyonu izlenir.
d. Safra gölleri ve inflamasyon dokuyu yıkabilir.
e. Fibrozis ve sonucunda “Sekonder bilier siroz” gelişebilir

88
89

PATOLOJĐ

Portal Hipertansiyon
a) Sebepleri
1) Prehepatik: Portal ven trombozu, hipersplenizm
2) Hepatik
I-Presinüzoidal: Schistosoma
II-Sinüzoidal:Siroz
III-Postsinuzoidal: Venooklüziv hastalık
IV- Post Hepatik: Budd Chiary, sağ kalp yetmezliği
b)Klinik:
1) Asid
2) Splenomegali
3) Portal sistemik şantlar
I-Özofagus varisleri
II-Kaput medusa
III-Hemoroidler
c) Dalakta hemosiderin yüklü gama-gandy nodülleri izlenir

89
90

PATOLOJĐ

Karaciğer yetmezliği
a-Sebepleri
1-En sık sebebi siroz
2-Daha sonra fulminant hepatit (masif nekroz)
3-Morfolojik yıkım yapmaksızın enzim blokajı yapan hastalıklar
I-Reye Sendromu
II-Tetrasiklin toksisitesi
III-Gebelik akut yağlı karaciğeri
Bu son grup difuz mikroveziküler yağlanma yaparlar.
b-Klinik
1- Protein sentezinde düşmeye bağlı:
I-Ödem
II-Pıhtılaşma sisteminde bozulma
2- Östrojen metabolizmasında bozulma
3- Ensefalopati
4- Bazen böbrek yetmezliği (hepatorenal sendrom) böbrek → mikroskobik normaldir.

90
91

PATOLOJĐ

II. VĐRAL HEPATĐTLER

A. HEPATĐT A
1. Bağışıklıkla iyileşen subakut hastalık yapar.
2. Nadiren fulminan hepatit yapar (submasif nekroz biçiminde, masif olmadığı için diğerlerinden iyi
prognoz)
3. Kronikleşme ve taşıyıcılık yok
4. Fekal – oral yolla bulaşan kısa inkübasyonlu RNA virüsüdür.
5. Kolestatik hepatit yapar, geçirilmiş hepatitlerin en sık nedenidir.

B. HEPATĐT B
1. Fekal – oral yol dışı yollarla bulaşan DNA virüsüdür.
2. Şu markerları vardır:
a. HBs Ag: Đlk pozitifleşen marker

91
92

PATOLOJĐ

b. Hbe Ag, HBV DNA, DNA polimeraz: Viral replikasyonun göstergesi


c. HbcAg: Serolojide bulunmaz
d. X proteini: Hepatoselüler kanser riski artar
e. Anti HB c IgM: Pencere periyodunda pozitiftir, anti HbC karşılaşmanın göstergesidir.
f. Anti HB s: Bağışıklık göstergesidir.
3. Şu klinikleri yapar:
a. Çoğunlukla bağışıklıkla iyileşir.
b. %10 sağlıklı taşıyıcı olurlar.
c. Akut hepatit, subakut hepatit, persistan ve kronik hepatit yapabilir.
d. Fulminanlaşma riski düşüktür ama fulminan hepatitin en sık sebebidir.
e. Direkt hepatoselüler karsinom yapabilir.

Sağlıklı taşıyıcı: Hbs Ag 6 aydan uzun (+), hastalık bulgusu yok.


Kronik hepatit: 6 aydan uzun süren hastalık durum

4. Pencere periyodunda IgM- anti HBc bakılmalıdır.


5. Yenidoğan döneminde alınırsa %100’e yakın kronikleşir.
6. IgG antiHBs bağışıklığı; HbeAg’nin uzun süre varlığı kötü prognozu gösterir.
7. Hepatosit sitoplazmalarında biriken HbsAg “buzlu cam hepatositi” denilen
görüntüyü yapar.
8. HbC ag i kumlu nükleus oluşmasına neden olur.

C. HEPATĐT C
1. Kronikleşme riski çok yüksek; fulminanlaşma nadirdir
2. Günümüzde kronik hepatitin en sık sebebidir
3. HCV RNA’sı ile takip edilir
4. Muhtemelen hepatosellüler karsinoma en sık neden olan hastalıktır.
5. Klinik özelliği semptom olmasa bile rekürren ataklara eşlik eden tekrarlayan transaminaz
yüksekliğidir.

D. HEPATĐT D
1. Etkisini Hepatit B’ye eklenerek gösterir.
2. Hepatit B ile birlikte alınırsa “ko-infeksiyon”
3. Hepatit B’nin üzerine eklenirse “superinfeksiyon” denir.
4. Superenfeksiyon fulminanlaşma riskini çok arttırır.
5. Superinfeksiyon durumunda kronikleşme riski de çok artar, bu risk ko-infeksiyonda çok artmaz.

92
93

PATOLOJĐ

E. HEPATĐT E
1. Su ile bulaşan RNA virüsüdür.
2. Gezgin hastalığı yapar.
3. Gebelerde mortalite %20’ye yaklaşır (Fulminanlaşma oranı en yüksek hepatit etkeni).

F. FULMINAN HEPATITLER
1. En sık neden akut viral hepatitlerdir. ( En sık sebep HBV)
2. HDV süperenfeksiyonu
3. Gebelerde HEV
4. Đlaç ve kimyasallar
5. Mikroveziküler yağlanma yapan üç hastalık
6. Metastazlar, otoimmün hepatit

G. VĐRAL HEPATĐTTE MORFOLOJĐK BULGULAR

1. Akut Hepatit Bulguları


a. Portal ve lobüler lenfosit inflamasyonu
b. Balonsu dejenerasyon
c. Councilman cisimciği
d. Fokal litik nekrozlar
e. Hepatositlerde rejenerasyon bulguları
f. Biraz zaman geçince periportal nekrozlar olur.
g. Fulminan hepatit tablosu varsa masif nekroz görülür.

2. Kronik hepatitte
a. Periportal nekrozlar daha belirgin (Güve yeniği ve köprüleşme)
b. Fibrozis sıklıkla izlenir.

Hepatit C hariç viral hepatitte yağlanma olmaz

3. En önemli prognostik faktör: Öncelikle etyolojik ajan, ikinci sırada etyolojik


aktivitedir.

93
94

PATOLOJĐ

Knodell Skoru: Kronik viral hepatitte histolojik aktivite skorlamasıdır. Fibrozis Knodell dkorunda
bulunmaz.

III. ALKOLĐK KARACĐĞER HASTALIĞI

1. Sentrlobüler ağırlıklı ve reversibl yağlanma gelişir


2. Beraberinde sentrlobüler ağırlıklı fibrozis gelişebilir
3. Alkolik hepatit oluşabilir.
4. Alkolik hepatitin majör morfolojik bulguları:
a. Hepatositlerde dejenerasyon, yağlanma, vs.
b. Mallory cisimciği (Wilson hastalığı, kronik kolestatik durumlar, hepatoselüler Ca, biliyer
sirozlarda da görülebilir)
c. Nötrofil polimorf infiltrasyonu
d. Fibrozis
6. Alkolik siroz oluşabilir: Önce mikronodüler, sonra makronodüler olur.

IV. DOĞUMSAL METABOLĐZMA HASTALIKLARI

A. HEMOKROMATOZ
1. Genetik sebepli primer hemokromatozda bağırsaktan demir emilimi artar.
2. Vücutta biriken demir:
a. Serbest radikal oluşturup lipid hasarı
b. Fibroblastlardan kollajen sentez stimülasyonu
c. Direkt DNA hasarı yapar

94
95

PATOLOJĐ

Bu etkileri yüzünden: Organlarda fibrozis yapar (inflamasyon yapmayabilir) ve sirozundan kanser


gelişme riski çok yüksektir (DNA hasarı nedeni ile)

3. Morfolojik bulgular şunlardır:


a. Mikronodüler siroz (en yoğun birikim karaciğerde)
b. Bronz diabet (Pankreatik fibroz ve deri pigmentasyonu)
c. Testiküler atrofi, sinovit, restriktif kardiomyopati
4. Demir “Prusya mavisi” ile boyanır.
5. Erken dönemden itibaren düzenli flebotomi fayda sağlar.
6. Erişkinlerde kanserleşme oranı en yüksek siroz etkenidir (Çocuklarda herediter
tirozinemi)
7. Tanıda biyopiside karaciğerde kuru demir ağırlığı ölçülür.

B. WĐLSON HASTALIĞI

95
96

PATOLOJĐ

Bakır metabolizması: Wilson’da 2 ve 4 nolu aşamalar bozuktur.

1. Bakır önce dokularda, daha sonra kan ve idrarda artar; serüloplazmin düşüktür.
2. En çok karaciğerde, bazal ganglialarda (nörolojik bulgular) ve gözde (Kayser-
Fleicher halkası) birikim olur.
3. Çocukluk çağı sirozunun en önemli nedenidir; kanserleşme oranı düşüktür.
4. Tanı biyopside bakır ağırlığı tayini ile konur.
5. Morfolojisinde yağlı değişiklik, fokal nekrozlar, akut ve kronik hepatit, Mallory
cisimcikleri,siroz görülebilir.
6. Bakır rodamin ve orsein boyasıyla boyanır.
7. Wilson 6 yaş civarında bulgu verir,10 yaş civarında siroz gelişir.

C. α1 ANTĐTRĐPSĐN (α1AT) EKSĐKLĐĞĐ


1. α1 AT’in karaciğerdeki sentezi tamamlanamadığı için ara metabolitler dokuya çöker
2. Hasarı bu ara metabolitler yapar.
3. Biyopside PAS (+) boyanan sitoplazmik damlalar görülür
4. α1 AT eksikliğinde:
• Neonatal hepatit (en sık)
• Siroz
• Hepatoselüler kanser
• Amfizem

V. ÇOCUKLUK ÇAĞI KARACĐĞER HASTALIKLARI

A. NEONATAL HEPATĐT
1. En sık idiopatik form görülür
2. Ayırıcı tanıya bilier atrezi girer (bilinen sebepler arasında en sık)
3. Neonatal kolestaz yapmaları ile tanınırlar

B. REYE SENDROMU
1. Viral enfeksiyon sonrası aspirin kullanan çocuklarda mitokondriyal disfonksiyon gelişmesi ile olur.

96
97

PATOLOJĐ

2. Karaciğer yetmezliği ve hepatik ensefalopati yapar


3. Karaciğerde mikroveziküler diffuz yağlanma ve beyinde dejenerasyon görülür

C. TÜMÖRLER
1. En sık primer tümör hemanjioendotelyomadır.
2. En sık primer malignite hepatoblastomdur.

VI. ĐNTRAHEPATĐK SAFRA KANAL HASTALIKLARI

A. SEKONDER BĐLĐER SĐROZ


1. En sık tıkanma nedeni ekstrahepatik kolelithiazistir.

B. PRĐMER BĐLĐER SĐROZ


1. Orta yaş kadınlarda sıktır.
2. Antimitokondrial antikor pozitiftir (AMA)
3. Başka otoimmun hastalıklarla birlikteliği sıktır.
4. Serum alkalen fosfataz, bilirubin ve kolesterol seviyeleri yüksektir.
5. Hiperbilirubinemi hepatik dekompensasyonu gösterir.
6. Anahtar bulgu portal alanda safra kanallarını yıkan granülomlardır (florid duktus lezyonu).

C. PRĐMER SKLEROZAN KOLANJĐT


1. Orta yaş erkek hastalarda sık görülür.
2. Ülseratif kolitle birlikteliği sıktır.
3. Anahtar bulguları şunlardır:
a. Portal alanda soğan kabuğu tarzında periduktal fibrozis
b. Đntrahepatik ve ekstrahepatik kanallarda dilatasyon
4. Kolanjiokarsinom riski artar.

DOĞUMSAL TABLOLAR
1. Caroli Hastalığı: Đntrahepatik safra yollarının segmental dilatasyonudur
2. Allegille Sendromu: Đntrahepatik safra kanallarının doğumsal yokluğudur
3. Polikistik Karaciğer Hastalığı otozomal dominant polikistik böbreğe; kongenital hepatik
fibroz otozomal resesif polikistik böbreğe sık eşlik ederler.
4. Von moyenburg kompleksi: Safra yolları mikrohamartomlarıdır.

97
98

PATOLOJĐ

VII. DOLAŞIMSAL KARACĐĞER HASTALIKLARI

A. PORTAL VEN TIKANMASI


1. Karın ağrısı, portal hipertansiyon, asid ve özofagus varisleri yapar.
2. Portal venin intrahepatik dallarının tıkanması infarkta değil kızıl-mavi görünümlü staza yol açar
(Zahn infarktı)

B. PELIOZIS HEPATIS
OKS, Anabolik steroid ve Danazol kullananlarda görülen sinuzoidal dilatasyonlardır.

C. BUDD-CHIARY:
Polisitemilerde, OKS kullananlarda görülen hepatik ven trombozu

D. VENOOKLUZIV HASTALIK:
Kemik iliği transplantından sonra görülebilen vena sentralis fibrozisi

E. BANTI SENDROMU:
Peritonit, hiler LAP, pankreatit ve batın operasyonları sonrası olur.

Banti Sendromu: Neonatal subklinik trombozlar (omfalit, kateterizasyon) sonrası ileri dönemde
gelişen vasküler yatak fibrozisi, portal hipertansiyon)

VIII. KARACĐĞER TÜMÖRLERĐ

1. En sık tümör metastazıdır (En sık kaynak kalın bağırsak).


2. En sık primer tümör kavernoz hemanjiomdur.
3. Adenom OKS kullanan kadınlarda görülür.
a. Arteriovenöz şantlar içerdiği için kanayabilir.
b. Hepatoselüler karsinoma dönüşebilir.
4. En sık primer malignite hepatoselüler karsinomdur.
a. α-fetoprotein yükselir.
b. Tümör içinde safra tıkaçları görülür.
c. Gençlerde iyi prognozlu “fibrolamellar karsinom” varyantı görülebilir.
d. Mallory benzeri inklüzyonlar görülür.
5. Kolanjiokarsinom safra kanallarının malignitesidir ve histolojisi GIS kanserlerine benzediği için

98
99

PATOLOJĐ

metastazla ayırıcı tanıya girer.


6. Karaciğerin en sık mezenkimal sarkomu anjiosarkomdur.

KARACĐĞER TÜMÖRLERĐNĐN ETYOLOJĐSĐ


Hepatosellüler Ca Kolanjiokarsinom Anjiosarkom
Kronik KC hast (HBV) Sklerozan kolanjit Vinil klorid
Siroz (HCV, alkol) Thoratrast Thoratrast
Hepatit B Clonorchiasis Arsenik
Aflatoksin Opistrhorchis
Vinil klorid Caroli
Thoratrast
Aspergillus

IX. SAFRA SĐSTEMĐ HASTALIKLARI

1. En sık görülen safra taşı kolesterol taşlarıdır.


a. Yaşlı kadın hastalarda risk yüksektir.
b. Kolesistit ve kolanjitin en sık sebebidir.
2. Asendan kolanjitin en sık sebebi E.coli’dir.
3. Safra kanallarının ve safra kesesinin en sık malign tümörü adenokarsinomdur.
4. Sağ ve sol safra kanal tümörleri (Klatskin tümörü) ve ampulla Vater tümörleri Whipple prosedürü ile
çıkarılırlar.
5. Akut kolesistitin en sık sebebi safra taşlarıdır.
6. Kronik kolesistitte mukozanın muskuler tabakaya invaze olduğu görülür. Bunlara Aschoff-
Rokitansky sinüzleri oluşur.
7. Porselen kese malignleşebilir, çıkarılmalıdır.
8. Kolesterolozis mukoza altında lipid yüklü makrofajlardır.
9. Ksantogranülomatöz kolesistit: Multipl nodüler görünüme sahip olduğu için malignite ile karışabilir.

PANKREAS HASTALIKLARI

I. AKUT PANKREATĐT

1. En sık sebep safra taşları ve alkol kullanımıdır.

99
100

PATOLOJĐ

2. Hiperlipoproteinemi, hiperkalsemi durumlarında risk artar.


3. Viral enfeksiyonlar, travma şok ve vasküler yetmezliklerde de olur.
4. Pankreas içinde bir şekilde aktiflenen tripsinin diğer pankreas enzimlerini ( fosfolipaz, proteinaz gibi)
aktiflemesi ile olur.
5. Morfolojik bulgular:
a. Peripankreatik yağ nekrozu
b. Asiner hücre hasarı ve nötrofil infiltrasyonu
c. Kanama (Akut hemorajik pankreatit)
d. Yağ nekrozu distrofik kalsifikasyona gidebilir; hipokalsemi gelişebilir.
e. Pseudokistler oluşabilir. (Döşeyici epitel içermezler)
6. Serum amilaz ve lipaz seviyeleri çok yükselir.
7. Sırta vuran epigastrik ağrı olur.
8. Şok, ATN, ARDS, DIC tabloları ile ölüm oluşabilir.

II. KRONĐK PANKREATĐT


1. Majör sebep alkolizm ve biliyer sistem hastalığıdır.
2. Morfolojik bulgular:
a. Fibrozis
b. Ekzokrin dokuda kayıp
c. Endokrin adacıklarında erken dönemde korunma, geç dönemde kayıp
d. Pseudokist ve kalsifikasyon görülür.
3. Alkol alınımı, fazla yemek ve ilaç kullanımı ile artan ağrı görülür
4. Malabsorbsiyon, diare ve diabet yapar
5. Kanda amilaz, lipaz yeterince yükselemez, tanı BT ile konur.

III.PANKREAS KARSĐNOMLARI
1. En sık görülen tümör adenokarsinomdur.
2. Duktus epitelinden kaynak alır.
3. En çok pankreas başında çıkar ve sarılık yapar. (Erken bulgu verdiği için nispeten iyidir)
4. Gövde ve kuyruk kanserleri daha geç dönemde bulgu verir.
5. Perinoral invazyonla ağrı yapar.
6. Lenf nodları ve uzak organ metastazları görülür; kötü prognozludur.
7. Gezici nekrotizan tromboflebit (Trousseau bulgusu) izlenebilir.

IV. DĐABETES MELLĐTUS

DĐABETES MELLĐTUSUN ÖZELLĐKLERĐ

100
101

PATOLOJĐ

Tip I Tip II
Yaş Daha çok çocuk Daha çok erişkin
Kilo Normal Obez
Đnsülin Ağır eksiklik Normal ya da artmış
Patogenez Otoimmun iltihap Periferik insulin rezistan
Patoloji Atrofi, fibrozis, inflamasyon Fokal atrofi, amiloid depozisyonu
Genetik yatkınlık Düşük (HLA Class II ilişkisi) Yüksek

A. Tip I Diabet
1. En sık sebep otoimmun adacık yıkımıdır.
2. Bu yüzden ağır insülin kaybı olur.
3. Diabetik ketoasidoz eğilimi tip I’de fazladır.
4. Hashimoto gibi tiroiditlerle birlitelik sıktır.

B. Tip II Diabet
1. Daha sık görülür.
2. Patogenezinde 2 önemli faktör rol oynar.
a. Periferik dokularda insulin direnci artar.
b. Đnsülin pulsatil ritminde bozukluk.
3. Başlangıç döneminde insülin miktarları yüksektir.
4. Đleri dönemde β hücre kaybı ve insülin düşüşü olur.
5. Adacık hücreleri çevresinde “amylin” formunda amiloid birikir.
6. Diabette enfeksiyon eğilimi artar (Deri, akciğer, böbrek gibi)
a. Mucormycoz infeksiyonlarına eğilim artmıştır.
7. En sık ölüm sebebi iskemik kalp hastalığıdır.
8. Metabolik komplikasyonlar ve patogenezler şöyle sıralanabilir
9. Diabetik Ketoasidoz
a. Nisbi glukagon artışı yağ dokularından kana yağ asidi geçişini arttırır.
b. Yağ asidleri karaciğerde okside olup keton cisimciklerine dönüşür.
c. Metabolik ketoasidoz oluşur.
10. Hiperosmolar komada hiperglisemi nedeniyle ağır diürez ve dehidratasyon gelişir.
11. Anatomik komplikasyonların patogenezi şöyle özetlenebilir:
a. Non-enzimatik glikolizasyon
i. Glikoz kanda artınca proteinlere bağlanır (örnek HbA1C)
ii. Kollajen gibi proteinlere bağlanırsa “glikolizasyon son ürünleri” denilen (AGE)
maddeler oluşur.
iii. Bu maddeler damar duvarında kalınlaşmaya ve ateroskleroza sebep olur.
b. Đntraselüler hiperglisemi ve sorbitol metabolizması
i. Glukoz sinir, lens, böbrek ve damarlara insulin olmadan girer.
ii. Girerse “aldoz-reduktaz”lar sorbitole, sonra da fruktoza metabolize olur.
iii. Sorbitol ve fruktoz hücre içine su çeker.
iv. Sıvı birikimi lenste opasiteye; sorbitol perisit ve Schwann hücrelerinde hasara yol açar.

101
102

PATOLOJĐ

V. DĐABETĐN ORGAN KOMPLĐKASYONLARI

A. Vasküler Sistem
1. Ateroskleroz
2. Hyalin arterioloskleroz
3. AGE birikimine bağlı mikroanjiopati
4. Alt ekstremite gangrenleri
5. Artmış koagulabilite ve tromboz eğilimi

B. Böbrek
1. Kimmelstiel-Wilson lezyonu (nodüler glomerüloskleroz): Spesifiktir
2. Diffuz glomerüloskleroz
3. Hem afferent, hem efferent arteriolü tutan arterioskleroz
4. Tubul epitelmide vakuolizasyon (Armani - Epstein lezyonu)

C. Göz Komplikasyonları
1. Proliferatif retinopati: Retinada vaskülarizasyon ve fibrozis
2. Non-proliferatif retinopati:
a. Mikroanjiopati
b. Retinal kanama
c. Mikroanevrizmalar

D. Nöropatiler
1. Alt ekstremitelerde ağırlıklı simetrik duysal ve motor içerikli periferik nöropati
2. Otonomik nöropati ve iskemik fokal nöropati

Nesidioblastoz:
Diabetik anne çocuklarında pankreasta intrauterin adacık hücre hiperplazisi

VI. ADACIK HÜCRE TÜMÖRLERĐ

1. Đnsülinoma benign bir tümördür ve en sık görülen adacık hücreli tümördür.


a. Hipoglisemi, hiperinsulinemi, terleme, çarpıntı, bilinç kaybı görülür
2. Gastrinoma en sık malign tümörüdür ve Zollinger-Ellison sendromuna yol açar. MEN ile birlikte
olan tümördür.
3. Glukagonoma kötü prognozludur.
a. Hafif Diabet kliniği verir.

102
103

PATOLOJĐ

b. Nekrotizan deri eritemleri görülür.


4. Somatostatinoma DM özellikleri, kolelitiazis ve steatore ile karakterizedir.
5. VIP-OMA sulu diyare, hipovolemi, hipokalemi, aklorhidri ile karakterizedir.

ÜRĐNER SĐSTEM

I. AKUT GLOMERÜLONEFRĐTLER

1. En sık görülen mekanizma immun kompleks nefritidir


2. Đkinci bir mekanizma immün kompleks nefriti in situdur.
3. Daha az oranda alternatif yoldan kompleman aktivasyonu ile de olur.

Nefrotik Sendrom
• Hipoalbuminemi
• Proteinüri
• Ödem
• Hiperlipidemi
• Lipidüri

A.MĐNĐMAL DEĞĐŞĐKLĐK HASTALIĞI (LĐPOĐD NEFROZ)


1. Çocuğun en sık nefrotik sendrom sebebidir.
2. Sadece nefrotik sendrom yapar.
3. Işık mikroskopik değişim ve immunfloresan birikim yoktur.
4. Elektron mikroskopisinde Bowman kapsülünün viseral epitelinde bulunan podositler düzleşmiştir.
5.. Steroide iyi yanıt verir, iyi prognozludur. (Yanıt vermezse tanı FSGS’dir)

B.MEMBRANÖZ GLOMERÜLONEFRĐT
1. Erişkinde nefrotik sendrom sebebidir. (Ancak en sık neden FSGS dir.)
2. Yavaş ve ilerleyici gidişi vardır.
3. Bazal membran boyunca subepitelyal immunkompleks birikimi vardır.
4. Granüler tarzda biriken Ig G ve C3 bazal membranda diken- kubbe görüntüsüne yol açar.

103
104

PATOLOJĐ

5. Işık mikroskopide bazal membran (kapiller duvar) kalınlaşması vardır.


5. Şu etkenlere sekonder de olabilir.
a. Hepatit B
b. SLE
c. Akciğer, kolon kanserleri, melanom
d. Diabet
e. Altın, civa tuzları

C. FOKAL SEGMENTAL GLOMERÜLOSKLEROZ


1. Progressif, kötü prognozludur.Erişkinde en sık nefrotik sendromun nedenidir.
2. Fokal ve segmental tutulum nedeniyle biyopsi negatif olabilir. Bu nedenle minimal change
hastalığından ayrılması gerekir. FSGS de non-selektif proteinüri ve kötü steroid yanıtı vardır.
3. Renal transplantasyondan sonra tekrarlayabilir.
4. Şu etkenlere sekonder de gelişir:
a. HIV. enfeksiyonu
b. Eroin bağımlıları
c. Orak hücreli anemi
d. Glomerüllerde kompansatuar hipertrofi
4. Glomerüllerden bazılarını segmental olarak tutan skleroz (fibrozis) görülür.
5. Elektron mikroskopide viseral epitelin bazal membrandan ayrıştığı görülür.
6. Đmmunfloresanda mezengiumda granüler tarzda IgM ve kompleman faktörleri birikir.

D. MEMBRANO-PROLĐFERATĐF GLOMERULONEFRĐT
1. Nefrotik ve nefritik sendromların ikisini de sık yapabilir.
2. Işık mikroskopide:
a. Bazal membranda (kapiller duvarı) kalınlaşma (membranöz)
b. Glomerülde hücresel artış (Proliferatif) vardır. Hücresel artıştan mezengial hücre
proliferasyonu sorumludur.
c. Kapiller duvarlarındaki kalınlaşma “tren veya tramvay rayı” biçiminde çift kontur kalınlaşmaya
yol açar.
3. Đki tipi vardır:
a. Tip I de bazal membran boyunca granüler Ig G ve C3 birikimi vardır.
b. Tip II de ise bazal membran boyunca sadece C3 birikimi görülür.
4. Tip I, hepatit B ve C, kronik karaciğer hastalıkları, SLE ve kronik bakteryal infeksiyonlarla ilişkili
olabilir.
5. C3 nefritik faktör isimli bir otoantikorun tip II’den sorumlu olduğu düşünülmektedir.
6. Tip II Renal transplantasyondan sonra tekrarlar

104
105

PATOLOJĐ

Nefritik Sendrom
• Hipertansiyon
• Azotemi
• Oligüri
• Hematüri

E. DIFFÜZ PROLIFERATIF GLOMERÜLONEFRIT


1. Prototipi poststreptokoksik glomerülonefrittir.
2. Farinks ya da derinin streptokok infeksiyonu sonucunda 1-4 haftada gelişir.
3. Glomerülde immun kompleks ve kompleman birikimi ile olur. (Hörgüç)
4. Glomerülde nötrofil ağırlıklı iltihap olur. (Selülarite)
5. Nefritik sendrom ağırlıklı tablo yapar; çoğu iyileşir. (Nadiren kresent yapar)
6. SLE ile de olur (Diffüz proliferatif glomerülonefrit).

F. KRESENTIK (HIZLI ĐLERLEYEN) GLOMERÜLONEFRIT


1. Đltihap hücrelerinin ve prolifere olan parietal Bowman kapsül epitelinin Bowman kapsülünü doldurup
tıkaması ile karakterize tablodur (Kresent = Hilal).
2. Kötü prognozludur
3. Üç ana tip vardır:
a. Tip I; Antiglomerüler bazal membran nefriti
i. Glomerül bazal membranın tip IV kollajenine karşı otoantikorlar gelişir
ii. Genç hastalarda görülür
iii. Aynı antikorların alveol bazal membranı ile çapraz reaksiyon vermesi “Good-pasture”
sendromu adını alır
iv. Đmmunfloresanda lineer tarzda IgG ve kompleman birikir.
b. Tip II, genellikle diğer glomerülonefritlere sekonder gelişir. Granüler tarzda Ig G ve C3 birikimi
mevcuttur. (SLE, Ig A nefropatisi, APSGN, HSP )
c. Tip III, vaskülitlerle (Wegener gibi) görülür.
i. Đmmun kompleks birikimi görülmez, serumda ANCA pozitiftir.
ii. En sık görülen tiptir.

G. IgA NEFROPATĐSĐ (BERGER; MEZENGĐOPROLĐFERATĐF


GLOMERULONEFRĐT)
1. Mukozalarda IgA sekresyonu artmıştır.
2. Henoch-Schonlein purpurasının böbrek tutulumu bu formda olur
3. Genellikle iyi prognozludur ama nüksetme eğilimi vardır.
4. Mezengial hücre artışı ve/veya skleroz görülebilir.
5. Mezengiumda granüler tarzda IgA birikir.
6. Patolojisi SLE nin böbrek tutulumuna benzer.Ancak evre 5 te kresentrik GN vardır.

105
106

PATOLOJĐ

Glomerülonefret Immunfloresan
Membranoproliferatif Tip II
Sadece C3 biriken
Lipoid nefroz
Birikim olmayan
Tip III Kreşentik
Tip I Kreşentik
Lineer birikim yapan
Berger
Mezengial IgA biriken
FSG
Mezengial IgM biriken

H. HEREDĐTER NEFRĐTLER
1. Alport sendromu: Posterior katarakt, lens dislokasyonu, sağırlık nefrit.
2. Đnce membran hastalığı: Bazal membranlar incedir.Asemptomatik hematüri yapar.

II. KRONĐK GLOMERÜLONEFRĐTLER

1. Simetrik küçülme ve yüzeyde granüler çöküntüler izlenir.


2. Anahtar lezyon difuz glomerülosklerozdur (Diabette de görülür).
3. Son dönem böbrek yetmezliği mevcuttur.
4. Afferent ve efferent arterioller oblitere olacağından toplayıcı tubuller ve interstisyumda iskemik hasar
görülür.
5. Hipertanisyon, zamanla azalan proteinüri ve mikroskopik hematüri vardır.

III. TUBULOĐNTERSTĐSYEL NEFRĐTLER

A. AKUT PYELONEFRĐT
1. En sık etken E.coli’dir
2. Predispozan faktörlerin bulunması gerekir:
a. Vezikoüreteral reflü
b. Üriner sistem tıkanması
c. Đdrar yolu enstrümantal girişimleri
d. Gebelik

106
107

PATOLOJĐ

e. Đmmun yetmezlikler ve diabet


f. Eski böbrek lezyonları
3. Anahtar lezyon absedir.
4. Abse drene olup tıkalı üriner sistemi doldurursa “pyonefroz” denir
5. Asimetrik tutulum vardır; tek taraflı da olabilir
6. Sistit, septisemi ve papiller nekroza yol açabilir.

Renal Papiller Nekroz

• Renal papilla epitelinin nekrozudur.


• Şu durumlarda görülebilir.
• Üriner sistem obstrüksiyonu ile renal pelvis basınç artışına bağlı iskemi
• Diabet ve orak hücreli aneminin iskemik etkileri
• Analjezik nefropatisi
• Akut pyelonefrit
• Prognozu kötüdür

B. KRONĐK PYELONEFRĐT
1. Daha çok reflü ile; ayrıca tıkanma ile oluşabilir
2. Çift taraflı ise prognoz kötüleşebilir.
3. Tutulum asimetriktir.
4. Morfolojik bulgular:
a. Parankim ve kalikslerde deformasyona yol açabilen skarlar ve kalikslerde küntleşme görülür.
b. Mononükleer iltihabi hücre infiltrasyonu
c. Tubullerin skarla obstrüksiyonu sonucu dilatasyonları (Troidizasyon)
5. Hipertansif damar değişimleri
6. IVP’de renal kaliks küntleşmesi görülür
7. FSG gelişebilir.

C. ĐLAÇ NEDENLĐ TUBULOĐNTESTĐSYEL NEFRĐT


1. Allerjik Đlaç Nefriti:
a. Küçük dozlarda bile reaksiyon gelişebilir.
b. Đlaç alınımından ortalama 15 gün sonra başlar.
c. Korteksi tutan eozinofillerden zengin inflamasyon görülür.
d. Hematüri, lökositüri eozinofili ve ateş görülür.
e. Korteks ağırlıklı eozinofiliden zengin inflamasyon yapar.

107
108

PATOLOJĐ

2. Analjezik Nefropatisi:
a. Yüksek doz/uzun süre kullanımla gelişir.
b. Medullada inflamasyon, renal papiler nekroz gelişebilir.
c. Renal pelvis ve mesanede transisyonel hücreli karsinom gelişir.

D. AKUT TÜBÜLER NEKROZ (ATN)


1. Akut renal yetmezliği en önemli sebebidir.
2. Đskemik ve toksik olabilir.
3. En erken bulgu tubul hücrelerinde “polarite kaybı’dır.
4. En sık sebebi intrarenal vazokonstrüksiyondur.
5. Đskemik ATN’de
a. Proksimal ve distal tubulde yama tarzı nekroz
b. Toplayıcı tubullerde proteinöz çökeltiler görülür.
c. Bazal membranlar ayrışır (tubuloreksis)
6. Toksik ATNde
a. Proksimal tubulde difuz tutulum vardır.
b. Bazal membranlarda sağlam kalır.

IV. DAMARSAL HASTALIKLAR

A. BENĐGN NEFROSKLEROZ (BNS)


1. Benign hipertansiyonda görülen böbrek hastalığıdır.
2. Hyalin arterioloskleroz görülür.
3. Daha büyük arterlerde mediada fibröz kalınlaşma izlenir. (Fibroelastik hiperplazi)

Hipertansiyon damar duvarında kalınlaşma yapar

4. Böbrekler bilateral küçülür.

B. MALĐGN NEFROSKLEROZ
1. Malign hipertansiyonda görülür.
2. BNS’daki bulguların üzerine fibrinoid nekroz eklenir (Nekrotizan arteriolit)

108
109

PATOLOJĐ

Malign Nefroskleroz vaskülitle seyreden bir tablodur.

3. Daha büyük arterlerin etrafında soğan kabuğu tarzı düz kas proliferasyonu olur
(Hiperplastik arteriolit)
4. Böbrek yüzeyinde peteşiler ortaya çıkabilir.

Malign Hipertansiyon
1-Diastolik basınç >120 mmHg
2-Papil ödem
3-Ensefalopati
4-Renal ve kardiak yetmezlik
5-En sık ölüm sebebi üremidir.

V. BÖBREK KĐSTĐK HASTALIKLARI

A. BASĐT KĐST
1. Böbreğin en sık görülen kistik hastalığıdır.

B. RENAL KĐSTĐK DĐSPLAZĐ


1. Doğumsal ama sporadik lezyondur.
2. Kistler ve arada kalan stromada kıkırdak adacıkları görülür.
3. 1 Yaş altının en sık batın kitlesidir.
4. En sık konjenital (Dikkat herediter değil..!!) böbrek anomalisidir.

C.OTOZOMAL DOMĐNANT POLĐKĐSTĐK BÖBREK


1. Kortikal ve medullar kistler böbreği büyütür.
2. Erişkinde bulgu verir.( 4. dekad)
3. Polikistik karaciğer hastalığı en sık eşlik eden bulgudur.
4. Berry anevrizmaları izlenebilir.
5. Böbrek yetmezliği, hipertansiyon ve SAK görülebilir.
6. Kistler irili-ufaklıdır.

D. OTOZOMAL RESESĐF POLĐKĐSTĐK BÖBREK

109
110

PATOLOJĐ

1. Çocukta gelişen tablodur.


2. Bir süre yaşarlarsa konjenital hepatik fibröz (siroz) gelişir.
3. Kortikal ve meduller küçük kistler böbreği büyütür.
4. Toplayıcı kanalların difuz dilatasyonu ile oluşur.
5. Pulmoner ve renal yetmezlik gelişir.

E. MEDÜLLER KĐSTĐK HASTALIK


1. Kistler kortikomedüller bileşkededir.
2. Kortikal atrofi nedeniyle böbrek küçülür.
3. Jüvenil nefronoftizis küçük ve genç yaşlarda görülen formudur.

F. DĐALĐZE BAĞLI KĐST


1. Dializ hastalarında görülür
2. Korteks ve medulla yerleşimli kistler vardır
3. Renal hücreli adenom ve karsinom gelişebilir.

VI. BÖBREK TÜMÖRLERĐ

A. BENĐGN TÜMÖRLER
1. Adenom: Böbreğin en sık görülen benign tümörüdür.
2. Anjiomyolipom: Tuberosklerozla birlikteliği sıktır. Multipl odaklı olduğu için malignite ile
karışır.
3. Onkositom: Hürthle hücrelerine benzeyen onkositik hücrelerin tümörüdür.
4. Meduller Fibrom: Otopside sık görülür.

B. RENAL HÜCRELĐ KARSINOM


1. Von Hippel Lindau Sendromu ile birlikteliği sıktır.
2. Böbreğin tubuler epitelinden gelişen, en sık yaşlı erkeklerde görülen, böbreğin korteksine
yerleşen, sigara ile ilişkili bir tümördür.
3. Berrak hücreli tip sık görülür.
4. Renal ven invazyonu, hiler lenf nodu metastazı evre III anlamına gelir.
5. Ultrasound da heterojen ekojenite veren kitle vardır.
6. Granüler cell ve papiller cell en iyi prognozludur. Sarkomatoid tipi ise en kötü prognozludur.
7. Parathormon salgılayarak hiperkalsemi eritropoetin salgılayarak polisitemi yapar .
8. Akciğer ve lenf nodu metastazı sıktır.
9. Renal veni invaze edebilir; akciğer embolisi yapabilir. (invaziv mol ve hepatoselüler karsinom
gibi)
10. Tipik klinik ele gelen kitle,polistemi ve hematüridir ( en sık semptom).

110
111

PATOLOJĐ

C. WĐLMS TÜMÖR
1. Çocukluk çağının en sık tümöral batın kitlesidir.
2. Histolojik olarak 3 farklı patern izlenir (Trifazik)
3. Üç sendromla birlikteliği sıktır.
a. WAGR (Wilms tümörü, aniridi, genital anomali, mental retardasyon)
b. Denys-Drash sendromu
c. Beckwith-Wiedeman sendromu

Beckwith-Wiedeman: Ürogenital anomaliler+Hemihipertrofi

4. Yuvarlak andiferansiye hücreler içerir.


5. Akciğer ve lenf nodu metastazları yapar
6. Tümör histolojik olarak nefronun gelişimi evrelerini taklit eder.

VII. BÖBREK TAŞLARI VE HĐDRONEFROZ

1. En sık görülen taş cinsi kalsiyum oksalattır.Mg-Amonyum-fosfat taşları strüvit taşlarıdır ve proteus
ile olur.
2. Taşın en sık sebebi taş komponentlerinin idrarda yoğunlaşmasıdır.
3. Hidronefroz konjenital ya da edinsel üriner sistem tıkanmaları ve spinal kord hasarları ile gelişen bir
patolojidir.
4. Kaliks ve pelvis torbalaşır, korteks atrofiye gider.

VIII. MESANE HASTALIKLARI

A. BENĐGN HASTALIKLAR
1. Kronik sistitte von-brun adaları görülür.
• Biyopside PAS (+) boyanan granüller içeren (Michelis-Gutman cisimcikleri) makrofajlar izlenir
2. Siklofosfamid ,adenovirüs,radyasyon hemorajik sistit yapar
3. Malakoplaki gram (-) bir enfeksiyondur.Özellikle E.coli iile olur.Sarı-turuncu granüller içerir.

B. MESANE KARSĐNOMU
1. Transisyonel hücreli karsinomdur.Ağrısız pıhtılı hematüri ile gelirler.

111
112

PATOLOJĐ

2. Etyoloji:
a. Sigara
b. Siklofosfamid
c. Benzidin, β naftilamin
d. Schistosoma (Daha çok skuamöz hücreli karsinom)
e. Analjezik nefropatisi
f. Triptofan metabolizması anormallikleri
3. Multifokal olma eğilimi vardır.
4. Đn-situ karsinom sık çıkar.
5. Papiller karsinom ise invazyon derinliği azdır ve iyi prognozludur
6. En kötü prognostik faktör kas invazyonudur.
7. Đn situ CA’larda solid tümör gelişebilme ihtimali ve multifokal olma eğilimi nedeniyle kötü prognoz
görülebilir.
8. Ağrısız pıhtılı hematüri karakteristik kliniğidir.
9. Tedavide TUR ve intravezikal BCG kullanılabilir.

MERKEZĐ SĐNĐR SĐSTEMĐ

BEYNĐN HÜCRELERĐ VE FONKSĐYONLARI


1-MSS’nin çatısını kurar.
Astrositler 2- Kan beyin bariyerini oluşturur.
3-Prolifere olup onarımı sağlar (Gliozis)

Glial hücreler

Ependim hücreleri 1-Ventrikülleri döşer.CMV bu hücreleri enfekte eder.


2- Koroid pleksusu yapar.
Oligodendrositler MSS’de myelini yapar.
Nöronlar Sinirsel iletiyi ve üretimi sağlar.
Mikroglialar Beynin histiositleridir.Sifiliz bu hücreleri enfekte eder. (Rod hücresi)

 Rozental Fibrilleri: Parlak,eozinofilik astrosit proçesleri


 Corpora amylacea: Yaşla astrositlerde GP zengin maddenin artışı

I. KAFA ĐÇĐ BASINÇ ARTIŞI

112
113

PATOLOJĐ

A. ÖDEM
1. Vazojenik ödem: Kitle, inflamasyon gibi durumlarda görülen klasik ekstrasellüler sıvı birikimidir.
2. Sitotoksik ödem: Hipokside görülen intrasellüler sıvı birikimidir (Hücresel şişme).
3. Sulkuslar silinir, giruslar düzleşir.

B. HĐDROSEFALĐ
1. Beyin omurilik sıvısı (BOS) artar.
2. Ventrikül dilatasyonunda kompansatuar olarak BOS artışı olabilir; ancak bu durumda KĐBAS
oluşmaz (Hidrosefali ex vacuo).
3. Basınç artışı olan durumlar:
a. Komünikan hidrosefali: Üretim artmış ya da emilim azalmıştır.
i. Koroid pleksus tümörleri
ii. Menenjit ve SAK
iii. Tbc, sarkoidoz
b. Non-komünikan hidrosefali: BOS dolaşımı engellenir; Luschka ve Magendi delikleri tıkanır.
i. 4. ventrikül tümörleri
ii. Dandy-Walker
iii. Tümör, abse, hematom, anevrizma gibi yer kaplayan lezyonlar

C. HERNĐASYON

HERNĐASYON TĐPLERI VE SONUÇLARI


Herniasyon bölgesi Herniye olan SONUÇ
kısım
Falks serebrinin altı (subfalxian) Cyngulate gyrus Anterior serebral arter tutulumu, karşı alt ekstremite
parezisi
Tentorium serebellinin iç yanından(tentoryal) Uncal gyrus Okülomotor sinir basısı
(En sık) Serebri posterior basısı
Beyin sapı basısı =kanama (duret) solunum depresyonu
Foramen magnumdan herniasyon(tonsiller) Serebellar tonsiller Beyin sapı basısı= Kanama (duret) Solunum depresyonu

II. DOLAŞIM BOZUKLUKLARI VE KANAMALAR

A. GENERALĐZE HĐPOKSĐK – ĐSKEMĐK ENSEFALOPATĐ


1. Hipovolemi, şok, hipoksemi tablolarında görülür.
2. Đki temel sonucu vardır:
a. Beyin arterlerinin en uzak uçlarına (Watershed anastomoz alanları) giden oksijen dramatik

113
114

PATOLOJĐ

olarak azalır ve bu bölgede lokal “ borderzone infarkt” görülür.


b. Nöronlar iskemiye hızla yanıt verip koagulasyon nekrozuna uğrarlar. (Red –kırmızı- nöron) ve
kortekse sınırlı çizgisel “laminar nekroz” olur.
3. Prematür bebeklerde ise böyle bir hipoksi (örnek: RDS) ventrikül duvarında bulunan embriyolojik bir
zonu (germinal matriks) kanatır= germinal matriks kanaması

B. VASKÜLER TIKANMA
1. Tromboz ya da emboli ile olur.
2. Đnfarktüsün en sık sebebi aterosklerozdur. En sık internal arter bifurkasyonu ve orta serebral arter
tutulur.
2. Emboliler en çok “arteria serebri media”da görülür.
3. Dolayısı ile en sık infarkt görülen bölge bu damarın trasesidir.
4. Beyne embolinin en sık kaynağı kalp ve proksimal damarlardır.

Geçici iskemik atak:


• Muhtemel bir mikroemboliye bağlı geçici nörolojik disfonksiyon.
• Gelecekte infarkt riskini arttırır

C. HĐPERTANSĐF KANAMA
1. Hipertansiyona bağlı beyin kanaması en çok bazal ganglialarda olur.
2. Đki önemli histolojik bulgu:
a. Hyalin arterioloskleroz
b. Charcot–Bouchard mikroanevrizmaları
3. Spontan intraserebral kanamanın en sık sebebidir.
4. En sık putamene kanar.

Hipertansiyona bağlı olası klinik tablolar:


1- Ödem, şuur bulanıklığı ; hipertansif ensefalopati
2- Multiinfarkt demans
3- Hipertansif ensefalopati + demyelinizasyon : Binswanger hastalığı

D. SUBARAKNOĐD KANAMA
1. Spontan subaraknoid kanamanın en sık sebebi Berry anevrizması rüptürüdür.
2. En sık anevrizma lokalizasyonu arteria serebri anterior ve arteria komünikan anterior bileşkesidir
3. Kanama beyin tabanında ve subaraknoid mesafede yoğundur.

114
115

PATOLOJĐ

4. Patlama riski 4-7 mm arası çaplı anevrizmalarda en yüksektir.

Spontan olmayan SAK’ın en sık nedeni travmadır.

E. ARTERĐOVENÖZ MALFORMASYONLAR
1. En sık arteria serebri media trasesinde yerleşirler.
2. Đlk dekaddan sonra kanayabilirler, epilepsi yapabilirler.
3. Kıvrıntılı ve birbirleri ile ağızlaşmış arter ve ven yumaklarıdır.
4. Yaşlılıkta kalsifiye olabilirler.

III. TRAVMATĐK HASARLAR

A. EPĐDURAL KANAMA
1. Kafa kemiği ile dura arasında kanamadır.
2. Künt kafa travmasından sonra oluşan kemik kırıklarından gelişir.
3. En sık kırılan bölge temporal kemik skuamöz parçasıdır.
4. Bu kırık arteria meningia mediada yırtığa yol açar.
5. Kanama arteriyal olduğu için 3-4 saatlik bir süre sonra (lucid interval) KĐBAS, unkal herniasyon
bulguları ve ölüm oluşur.

B. SUBDURAL KANAMA
1. Kafanın şiddetle öne ve arkaya hareketi nedeniyle olur.
2. Kafanın hızına eşlik edemeyen beyin dokusu ile dura arasında gerilen küçük köprü venler kopar.
3. Küçük venlerin kanaması ile oluştuğu için klinik bulgularını 24-48 saat sonra bile verebilir.
4. Hematomun basısı ile kanama durabilir.
5. Hematom rezorbe olmaz ise “ neomembran” denilen dura kaynaklı bir organizasyon membranı ile
çevreden ayrılır.
6. Bu tablo kronik subdural hematomdur.
7. Subdural hematomların nüksetme eğilimi vardır.
8. Çocuklarda (sarsılmış çocuk sendromu) ve yaşlılarda,alkolik ve ilaç bağımlılarında daha sık
görülür.

C. TRAVMATĐK PARANKĐMAL HASARLAR


1. Kafaya künt travma ile olur.
2. Concussio (commosyo) serebri şuurun geçici olarak kaybıdır, anatomik defekt taşımaz.

115
116

PATOLOJĐ

3. Contusio serebri genellikle şuurun 24 satten daha fazla kapanmasıdır.


4. Difüz aksonal hasar:
• En çok korpus kallosum ve beyin sapında görülür. Kafanın hızlı kamçı hareketinden sonra
nöronların uzun aksonları travma bölgesinden kopar. Posttravmatik demansın en sık
sebebidir.
5. Sabit kafaya bir cisimle vurulması halinde travma bölgesinde (coup kontüzyon)
6. Kafanın hareketli olup (fırlama, düşme) sabit bir yüzeye çarpması durumunda travmanın aksi
yönde (contrecoup kontüzyon) olur.

Nöral tüp defektleri


Anencephali : En sık konjenital beyin malformasyonudur
Ensefalosel ve kraniyal meningosel
Spina bifida : En sık izlenen nöral tüp defektidir!!!En ağır formu myelosel,en sık izlenen formu
meningomyelosel,en hafif formu spina bifida oculta’dır

NÖROKUTANÖZ SENDROMLAR
Sendrom Özellik
Nörofibromatosis Nörofibromlar, schwannomlar, malign periferik sinir tümörü, gliomlar, cafe-au-lait lekeleri, lisch nodülleri.
1 (En sık görülen)
Nörofibromatosis 8. kafa çiftinde bilateral schwannom, meningiom, spinal nörofibromlar, spinal kord ependimomları,
2
Tubersoklerosis Serebral kortikal malformasyon, subependimal tümör, epilepsi (ilk haftada kesin), mental retardasyon,
kardiyak rabdomyomlar, renal anjiomyolipomlar, adenoma sabeceum (en karakteristik deri lezyonu)

Von Hippel- Serebeller hemanjioblastom, retinal anjiom, renal hücreli karsinom, eritropoetin sekresyonu,
Lindau feokromasitoma, visseral kistler, ependimal kistler
Sturge-Weber Genetic değil, sporadiktir. 5.kafa çifti trasesinde deride kutanöz anjiomlar, aynı taraflı oksipital atrofi
hast. meningial anjiomatosis, serebral kalsifikasyon, epilepsi, mental retardasyon, grafide kafada tren rayı
kalsifikasyon (damar duvarlarında)

116
117

PATOLOJĐ

Yavaş virüs enfeksiyonları


PMLE: Papovaviruslardan “JC virus”selektif olarak oligodendrositleri infiltre eder ve “Progresif
Multifokal Lökoensefalopati “ gelişir.
SSPE: Kızamık…

SPONGĐOFORM ENSEFALOPATĐLER
1. Nöron membranlarındaki “prion proteinlerin” mutant değişimi ile karakterizedir.
2. Bu değişim çoğunlukla sporadik olur.
3. Kuru hastalığı ve Creutzfeldt Jacob’un “varyant” formu et yeme ile de bulaşır.
4. Creutzfeldt-Jacob ailesel veya sporadik olabilir, tıbbi uygulamalarla bulaşabilir.
5. Prion protein hastalıklarında
6. Beyincikde “PrP” amiloid plak birikir.
7. Histolojide süngerleşme görülür.
8. Demans ve myoklonus ile gider.

Spongioform Ensefalopatiler
• Creutzfeldt Jacob hastalığı ( spongiozis,cerebellumda prion-amiloid)
• Gerstmann-Straussler Hastalığı
• Kuru(yamyamlar)
• Öldürücü ailevi uykusuzluk hastalığı
• Deli dana hastalığı

IV. MSS TÜMÖRLERĐ

A. VERTEBRAL KOLON TÜMÖRLERĐ

EN SIK VERTEBRAL KOLON TÜMÖRLERĐ


Ekstradural Đntradural-extramedüller Đntramedüller
ÇOCUK Metastaz (Nöroblastom) Dermoid kist Astrositom
Epidermoid kist
ERĐŞKĐN Metastaz (meme, prostat) Meningiom Schwannom Astrositom
Ependimom

117
118

PATOLOJĐ

B. SANTRAL SĐNĐR SĐSTEMĐ TÜMÖRLERĐ

1. Astrositom
a. Erişkinin de çocuğun da en sık primer tümörü astrositomdur.
b. Çocuk astrositomları
i. Düşük gradeli olur.
ii. Pilositik astrositom adını alır.(En iyi prognozlu beyin tümörü)
iii. Ençok beyincikde olur.
c. Erişkin astrositomları
i. Yüksek gradeli olur.
ii. Glioblastom multiforme adını alır.(En kötü prognozlu beyin tümörü)
iii. En çok beyinde yerleşir.
d. Astrositomlarda en kötü histolojik prognoz kriteri nekrozdur, glioblastom nekrotiktir.

2. Oligodendrogliom
a. Kalsifikasyon sıktır.
b. Tümör hücreleri nöronlar etrafında toplanır (satellitosis).
c. Sahanda yumurta görünümü tipiktir.

KAFA ĐÇĐ KALSĐFĐKASYONLA KARAKTERĐZE KĐTLELER


1- Oligodendrogliom
2- Kranyofaringiom
3- Arteriovenöz malformasyon
4- Meningiom

3. Ependimom
a. Çocuklarda serebellumda sık olur.
b. Medulla spinalisdeki lezyonlar erişkinde olur.
c. Rozet, pseudorozet görülür.
d. Miksopapiller ependimom filum terminalede görülür.

4. Medulloblastom
a. Çocuklarda serebellumda görülür.Çok kötü prognozludur.
b. Primitif nöroektodermal tümördür(PNET)
c. Homer Wright rozetleri vardır.

118
119

PATOLOJĐ

d. Yuvarlak undiferansiye hücrelerden oluşur.

5. Retinoblastom
a. Rb gen mutasyonu ile olur.
b. Ailevi mutasyon ise çift taraflı olma eğilimi artar.
c. Retinada çıkar, pupilde beyaz leke yapar.
d. Kendi kendine regrese olabilir.
e. Yuvarlak, undiferansiye hücreler rozet yapıları yaparlar.

6. Primer Lenfoma
a. Đmmün supresif hastalarda görülür.HIV lilerde görülür.
b. Genellikle B hücre orjinli Non- Hodgkin lenfoma şeklindedir.

7. Germ Hücreli Tümör


a. En sık pineal bezde yerleşir.

8. Meningiomlar
a. Benign tümördür. Parasagittal bölgenin en sık tümörüdür. En sık kadınlarda görülür.
b. Beyne invazyon gösterirse maligndir (invaziv meningiom).
c. Araknoid zardan çıkar.
d. Progesteron reseptörü içerdiği için gebelik kontrendikedir.
e. Histolojide “ psammom cisimciği” şeklinde kalsifikasyonlar görülür.
f. Nörofibromatozis ile birlikteliği vardır.

9. Metastatik tümörler:
Lösemi, lenfomalar, akciğer, prostat, meme kanseri sık görülür.

V. BEYAZ CEVHERDE DEMYELĐNĐZAN HASTALIKLAR

A. MULTĐPL SKLEROZĐS
1. 18-40 yaş arası kadın hastalarda olur.
2. En sık görülen demyelinizan hastalıktır.
3. Ataklar halinde gelir ve ilk atak optik sinirde olur.
4. Otoimmün kökenli olduğu düşünülür.
5. MS periferik sinir sistemini tutmaz.
6. Remyelinizasyon alanları (gölge plak) izlenebilir
7. Plaklar en sık periventriküler beyaz cevherde bulunur.
8. BOS elektroforezinde “oligoklonal band” lar bulunur.
9. BOSda “myelin basic protein” bulunur.

119
120

PATOLOJĐ

B. AKUT DĐSEMĐNE ENSEFALOMYELĐT (ADEM)


1. Çocuklarda daha sık görülür.
2. Viral enfeksiyon ve aşılardan sonra izlenebilir.
3. Mycoplazma infeksiyonlarından sonra “nekrotizan hemorajik” formu görülür.

C. SANTRAL PONTIN MYELĐNOLĐZĐS


1. Ponsda görülür.
2. Alkoliklerde ve hiponatremisi hızlı düzeltilenlerde görülür.

D. AYRICA
Şu hastalıklar da demyelinizasyon görülebilir:
1. Kurşun zehirlenmesi
2. Binswanger hastalığı
3. Progresif multifokal lökoensefalopati

KONJENĐTAL DEMYELĐNĐZAN TABLOLAR (DĐSMYELĐNĐZAN


HASTALIKLAR)
1. Simetrik, yaygın myelin hasarı görülür.
2. Đnfansi ve çocuklukda görülür.
3. Şu enzim eksiklikleri ile görülürler:
a. Aril sülfataz A: Metakromatik lökodistrofi
b. Acil koenzim ligaz: Adrenolökodistrofi (Bakınız adrenal korteks)
c. Galaktoserebrosidaz: Krabbe hastalığı

VI. GRĐ CEVHER DEJENERATĐF HASTALIKLARI

A. AIZHEĐMER HASTALIĞI
1. Senil demansın en sık sebebidir.
2. Korteksde nöron kaybı vardır.(Korteks atrofik ventriküller dilate)
3. Makroskopi:
a. Kortikal atrofi
b. Hidrosefali ex vacuo
4. Mikroskopik bulgular:
a. Hirano cisimleri ( En sık hipokampüste)
b. Nöronlarda “nörofibriler tangle”lar izlenir.(Fosforile tau protein yapısında)
c. “Amiloid prekürsör protein” in parçalanması ile oluşan “beta amiloid”den oluşan amiloid
plaklar görülür.
5. Demansın yanında nörolojik bulgular da izlenebilir; bunlar parkinsonun bulguları ile örtüşebilir.

120
121

PATOLOJĐ

6. Đnfeksiyon en önemli ölüm sebebidir.

B. PARKINSON HASTALIĞI
1. Substantia Nigra ve Locus Cereleusta dopamin salgılayan nöron kaybı yapar. ( Depigmentasyon
olur-Nöromelanin kaybı)
2. Mikroskopide Lewy cisimcikleri izlenebilir (alfa- synuclein)
3. Rijidite, duruş bozuklukları, hareketlerde yavaşlama, tremor görülür.
4. En sık görülen formu “paralizis ajitans= idiopatik parkinsonizm”dir.
5. Travma ve infeksiyonlarla ölüm yüksektir.

C. HUNTINGTON HASTALIĞI
1. Ekstrapiramidal motor sistemin genetik hastalığıdır.
2. Bazal ganglialarda atrofi görülür.
3. BT de ventrikül duvarı düzleşir.
4. Đlk atak koredir; ikincide epilepsi ve rijiditedir
5. Demans görülebilir.
6. Orta yaşta başlar
7. Erken yaşta başlarsa rijidite ve felçler görülür (rijid- akinetik varyant)
8. Đntihardan ölüm yüksektir.

D. AMYOTROFĐK LATERAL SKLEROZ


1. Hem üst hem alt motor nöronları beraber tutan piramidal sistem hastalığıdır.
2. Tr.cortikospinalis atrofite gider (Lateral skleroz) (1. motor bozukluk)
3. Spinal ön boynuz da “Bunina cisimleri” görülür. (2.motor bozukluk)
4. Üst motor nöron tutulumu spastisite yapar, derin tendon refleksleri artar, Babinski pozitifleşir.
5. Alt motor nöron tutulumu flastisite yapabilir.
6. Duyu kusuru yoktur.
7. Kas atrofisi(Amyotrofi) ve istemsiz fasikülasyonlar görülür.
8. Kafa çiftlerinin çoğu etkilenmez; göz hareketleri mevcuttur.
9. Solunum yetmezliği ve infeksiyondan ölürler.

E. WERDNIG – HOFFMAN HASTALIĞI:


1. Konjenital hastalıktır, ilk yaşta ölürler.
2. Spinal kordun ön boynuz nöronları kaybolur.
3. Generalize konjenital hipotoni görülür (floopy infant).

VII. PERĐFERĐK SĐNĐR HASTALIKLARI

121
122

PATOLOJĐ

A. NÖROPATĐLER
1. Travmatik nöropati
a. MSS nöronlarında da görülür.
b. Aksonu zedelenen sinirde
ı. Hasarın distalinde akson dejenere olur(Walerian dejenerasyon)
ii. Nöronun ana gövdesinde reversible “kromatoliz” olur.
c. Sinir tekrar rejenerasyon gösterir.
d. Distalde myelin kılıf sağlamsa rejenerasyon başarılıdır.
e. Değilse “travmatik nörom” olur.
2. Distal aksonal dejenerasyon
a. Toksik nöropatilerde ve beslenme bozukluklarında görülür (Tiamin eksikliği).
b. En distalden başlayıp gövdeye kadar dejenerasyon olur.
Her iki dejenerasyonda da myelin parçalanırsa “myelin ovoidleri” görülür.
3. Segmental demyelinizasyon
a. En iyi örneği Guillain- Barre sendromudur.
b. Sadece myelin kılıfı parçalanır.
c. Sinir çevresinde Schwann hücrelerinin proliferasyonu izlenir (soğan göbeği).

GUĐLLAĐN - BARRE SENDROMU

- Çocuk ve gençlerde görülür.


- Periferik demyelinizan hastalıktır.
- Viral ÜSYE den sonra olabilir.
- Duyu kaybı ve flastisite yapar.
- Solunum yetmezliğinden ölür ya da iyileşir.
BOS ta albuminositolojik dissosiyasyon vardır.

B. PERĐFERĐK SĐNĐR TÜMÖRLERĐ


1. Nörofibrom ve Schwannom görülür.
2. Schwannom en sık pontoserebellar köşe tümörüdür. (8-5-7 kranialler sırayla etkilenir)
3. Schwannomlar mikroskopide hücreden zengin “Antony A”; fakir “Antony B” alanları ve “Verocay
cisimcikleri” içerebilirler.
4. Nörofibromatosiste görülürse malign olabilirler.

122
123

PATOLOJĐ

ENDOKRĐN SĐSTEM

I ADENOHĐPOFĐZ HASTALIKLARI

A. HĐPOPĐTUĐTARĐZM YAPAN SEBEPLER


1. Hipofiz adenomu çevre hipofize bası yaptığı için en sık sebeptir
2. Kraniofarinjiom parasellar bölgenin benign tümörüdür
• Rathke kesesi kalıntılarından gelişir
• Sıklıkla kalsifikasyon gösterir
• Skuamöz ve/veya ameloid epitel içeren tümördür
• Hipopituitarizmin yanısıra optik sinir basısı ile körlük yapabilir,puberte tardaya neden olabilir.
3. Sheehan sendromu
a. Gebelikte hiperplaziye giden hipofizin post-partum kanamayla nekroza gitmesidir.
b. Diabet ve orak hücreli anemide de döküntü görülebilir.
c. Gebelikte temel sebep büyümüş dokunun vaskülarizasyonundaki temel yetersizliktir.
4. Apopleksi: hipofiz adenomlarına kanama olmasıdır
5. Kafa tabanı kırıkları, radyasyon
6.Tüberküloz, histiositozis X gibi infiltratif hastalıklar

Eksikliği en sık görülen hormon büyüme hormonudur.2.sıklıkla FSH-LH azalır.

B.HĐPERPĐTUITARĐZM YAPAN SEBEPLER


1. En sık sebep hipofiz adenomudur
2. En sık görülen adenom prolaktinomadır (2. sıklıkla görülen adenom null cell adenomlardır)
• En sık amiloid biriken hipofiz adenomu da budur
• Amenore, galaktore, inferilite yapar
3. Büyüme hormonu salgılayan adenom çocuk ve gençlerde gigantizme, erişkinde akromegaliye yol
açar

123
124

PATOLOJĐ

Gigantizm: Uzun boy, uzun ekstremite


Akromegali:
- El, ayak, çene kemiklerinde büyüme
- Diabet
- Hipertansiyon
- Kas güçsüzlüğü
- Kalp yetmezliği(
- Bazı vakalarda hiperprolaktinemi
- KVS tutulımu ölüm nedenidir

4. ACTH salgılayan adenomlar “Cushing Hastalığı“na sebep olur.Bu adenomlarda


crooke nin hyalen dejenerasyonuna rastlanır.
5. Bilateral adrenalektomiyi takiben ACTH salgılayan adenom olulmasına Nelson
sendromu denir.

II. NÖROHĐPOFĐZ HASTALIKLARI

1. Nörohipofiz (arka hipofiz) hormonları, oksitosin ve ADH (Antidiüretik hormon)’dur


2. Hipotalamusta yapılırlar
3. Oksitosin meme duktuslarını ve gebelerde uterusu kasar
4. ADH böbrek toplayıcı tübüllerden suyu geri emer
5. ADH eksikliğinde (Diabetes Đnsipidus) su kaybı ile hipernatremi, hiperosmolarite; ADH fazlalığında
hiponatremi, serebral ödem görülür ancak periferik ödem izlenmez
6. Uygunsuz ADH salınımı şu durumlarda olur:
• Ektopik ADH salgılayan tümör (küçük hücreli akciğer kanseri)
• Kronik akciğer hastalıkları
• Santral sinir sitemi uyaranları ve travmaları

III. ADRENAL KORTEKS HASTALIKLARI

Zona glomeruloza: Aldosteron


Zona fasciculata (en kalın tabaka): Glikokortikoid
Zona retikülaris: Seks steroidlerini salgılar

124
125

PATOLOJĐ

A.HĐPOADRENALĐZM YAPAN HASTALIKLAR


1. En sık sebep kronik adrenal yetmezliktir (Addison hastalığı)
2. Addison’un en sık sebebi otoimmun yıkımdır (Gelişmiş ülkelerde)

a. Tüberküloz (gelişmemiş ülkelerde en sık) ve histoplazma ile de olabilir.


b. Adrenaller yıkılmış, ACTH ve MSH yükselmiştir (pigmentasyon).
c. Tüm korteks hormonları düşmüştür.
3. Akut adrenal yezmezlik (Waterhouse-Friderichsen)
a. En sık neisseria septisemisi ile görülür.
b. Muhtemel DIC’e bağlı adrenal içi kanama ile olur
4. Konjenital hiperplazi (Adrenogenital sendrom)
a. 21α hidroksilaz enzimi eksiktir
b. Glikokortikoidler yapılamadığı için seks steroidleri artar
c. ACTH yüksek olacağından adrenaller hiperplaziktir ve MSH ile pigmentasyon olur
5. Adrenolökodistrofi
a. Acil koenzim A ligaz enziminin eksikliğidir.
b. Hücrelerde biriken uzun zincirli yağ asitleri hücrlerde disfonksiyonuna yol açar
c. En çok adrenal korteks ve oligodendrositler etkilenir (Dismyelinizasyon).

B.HĐPERADRENALĐZM YAPAN HASTALIKLAR


1. Kortikosteroidlerin yüksekliğine “Cushing sendromu“ denir
a. En sık sebebi ekzojen steroid alınımıdır
b. Endojen en sık sebep Cushing hastalığıdır (Hipofiz Adenomu)
c. Primer en sık sebep ise (adrenal kaynaklı) adrenal korteks adenomudur
d. Nadiren primer bilateral hiperplazi ile de olur (McCune Albright sendromu-carney sendromu-
yaşlılık)

125
126

PATOLOJĐ

Cushing Sendromu;
• Hipertansiyon
• Kilo artışı ( en sık semptom)
• Aydede yüzü
• Tip II fibrillerde selektif kas atrofisi
• Diabetik tablo (Hiperglisemi, glikozüri, polidipsi)
• Osteoporoz
• Depresyon
• Hirsutizm

2. Tüm Cushing sendromu formlarında ACTH salgılayan hücrelerde “Crooke’un


hyalin değişikliği“ izlenir.

C.HĐPERALDOSTERONĐZM
1. Sodyum tutulur, potasyum atılır
2. En sık primer sebep adrenal korteks adenomudur (Conn sendromu)
3. Şu durumlarda sekonder hiperaldosteronizm de görülebilir:
a. Kalp yetmezliği
b. Ağır ödeme bağlı sıvı kaybı (Siroz, nefrotik sendrom)
c. Gebelik (renin salgısı artar)
d. Böbrek kanlanmasında azalma
4. Primerde renin-anjiotensin seviyeleri düşüktür; sekonderde ise yüksektir.

IV. ADRENAL MEDULLA HASTALIKLARI

A. FEOKROMASĐTOMA
1. Benign ve tek taraflı olma eğilimindedir.
2. Adrenalin, noradrenalin salgılar.
3. “Karotid body“de de çıkabilir.
4. “Zellballen“ denilen tümöral hücre yuvaları izlenir.
5. Malignite kriteri metastazdır.
6. Başağrısı, hipertansiyon, taşikardisiz palpitasyon izlenir.
7. MEN IIa-IIb ile birlikte görülebilir.

126
127

PATOLOJĐ

Maling
% 10 Bilateral
Çocukta
Ailesel

B.NÖROBLASTOM
1. Yuvarlak, indiferansiye hücrelerden oluşan tümördür; rozet formasyonları izlenir.
2. Çocukluk çağının en sık ekstrakraniyal solid tümördür.
3. Katekolamin üretir; idrarda vanilmandelik asid artar.
4. Adrenal medulla ve sempatik ganglionlarda çıkar (en sık retroperiton).
5. Yaygın hematojen-lenfoid yayılım görülür.
6. “Stage IVs“ yaygın karaciğer, deri, kemik iliği metastazlarına rağmen kemik metastazı olmayan
evredir
7. “Stage IVs“ kendiliğinden regrese olabilir.
8. En önemli prognoz kriteri evredir; ikinci sırayı yaş alır (düşük yaş).
9. Orta hattı aşarsa evre III olur.
10. “myc“ gen mutasyonu kötü prognoz kriteridir.
11. Tedavi ile “ganglionik“ maturasyon görülebilir; iyi prognoz elde edilir.

V. TĐROĐD HASTALIKLARI

A.GRAVES HASTALIĞI
1. Hipertiroidizmin en sık sebebidir.
2. Folikül hücrelerindeki “TSH reseptörlerine“ karşı antikor gelişen OTOĐMMÜN bir hastalıktır.
3. Antikorlar reseptöre bağlanır ve “TSH gibi” uyarır.
4. Kronik bir inflamasyonla beraber tiroid hiperplaziye gider.
5. Bez diffüz, simetrik ve hafif büyür.
6. T3-T4, radyoaktif iyot tutulumu artar; TSH düşer.
7. Aynı antikorlar yumuşak dokulara da bağlanıp büyütebilirler.
a. Orbital yağlı doku büyür ( Ekzoftalmi).
b. Deri altı kalınlaşır ve hiperpigmentedir; pretibial miksödem görülür.
8. Tanı TSH artışı ile konulmalıdır.

127
128

PATOLOJĐ

HĐPERTĐROĐDĐ
Hipertiroidinin diğer sebepleri Hipertiroidinin bulguları
- Ekzojen alınım - Diare
- Toksik guatr (Plummer send) - Taşikardi
- Toksik adenom - Proksimal kas güçsüzlüğü
- Tiroiditler - Aşırı terleme
- Struma ovarii, hiperpituarizm - Đştah artışı
- Kilo kaybı

B.DĐFFÜZ MULTINODÜLER GUATR

1. Sebepleri
a. Endemik iyod eksikliği
b. Sporadik
i. Đdiopatik
ii. Guatrojen alınımı
iii. Yüksek kalsiyum alınımı
iv. Ailesel dishormonogenez
2. Tiroidi en fazla büyüten hastalıktır
3. Bez asimetrik büyür
4. T3-T4 başta düşük olduğu için artan TSH bezi büyütür
a. Baştaki difüz büyüme difuz (basit) guatr
b. Sonraki nodülasyon “nodüler guatr“ adını alır
5. Genellikle hormon seviyeleri normaldir; bası semptomları ile gelirler
6. Kolloidden zengin parlak nodüller oluşur
7. Kanserleşme riski yoktur
8. Kimi zaman nodüllerden bazıları hiperaktif olabilir; bu durumda hipertiroidi olabilir (Toksik guatr:
Plummer sendromu)

C.TĐROĐDĐTLER

1. Subakut lenfositik (ağrısız) tiroidit (Postpartum tiroidit)


a. Gebelerde görülme oranı yüksektir.
b. Bez ağrısız olarak büyür.
c. Lenfositler ve lenfoid foliküller görülür.
d. Kendiliğinden sınırlanır.

2. Kronik lenfositik tiroidit (Hashimoto)


a. Otoimmun hastalıktır.

128
129

PATOLOJĐ

b. Hipotiroidinin en sık endojen sebebidir.


c. Otoantikor aracılıklı inflamasyon olur.
d. Histolojik bulguları:
i. Lenfositler ve lenfoid foliküller
ii. Onkositik metaplazi (Hurthle hücreleri, onkositik hücre, askanazi hücresi, oksifilik
hücre)
iii. Fibrozis
e. Genç-orta yaş arasında ve kadınlarda sık görülür.
f. Başlangıç döneminde yıkılan bezden kana karışan hormon geçici hipertiroidi yapar.
g. Daha sonra T3-T4 düşer; TSH yükselir (bez hafif büyüktür).
h. Lenfoma gelişme riski yüksektir.

3. Subakut granülomatöz (De Quervain) tiroiditi


a. Genç kadınlarda görülür.
b. Bez ağrılı olarak büyür.
c. Ateşle seyreder.
d. Viral ÜSYE sonrasında görülebilir.
e. Histolojide granülomlar, dev hücreler görülür.
f. Kendiliğinden sınırlanır.

4. Riedel tiroiditi
a. Tiroidin fibromatozisidir.
b. Tiroid serttir.
c. Çevre dokuları da infiltre ettiği için boyunda fiksedir.
d. Mediastinal ve retroperitoneal fibromatozisle birlikte olur.

D.TĐROĐD TÜMÖRLERĐ
•Şu nodüllerin malign olma ihtimalleri daha yüksektir:
o Tek ve solid nodüller
o RAIU düşük (soğuk nodül)
o Genç hastalrın nodülü
o Erkeklerdeki nodül

1. Foliküler Adenom
a. Tiroidin en sık tümörüdür.
b. Orta yaşta çıkar.
c. Hormon sentezleyecek olursa “toksik adenom” adını alır.
d. Histolojik olarak:
i. Kalın bir kapsülle çevrilidir.
ii. Foliküller yapan bir tümöral infiltrasyon izlenir.

129
130

PATOLOJĐ

e. Karsinoma dönüşmez.

2. PAPĐLLER KARSĐNOM
1. Hem erişkin, hem çocuğun en sık tiroid malignitesidir.
2. Radyasyonla ilişkisi en yüksek tiroid tümörüdür.
3. Genç yaşta çıkar (20-30 yaş).
4. Multifokal olabilir ve aşırı iyot bulunan bölgelerde ortaya çıkar.
5. Servikal lenf nodlarına metastaz yapar.
6. Lenf nodu metastazı yapsa bile çok iyi prognozludur.

Buzlu cam çekirdeği: Tümör hücre çekirdekleri cam gibi şeffaf gözükür

7. Histolojik olarak papiller yapılar ve “psammom cisimcikleri” izlenebilir


8. Kesin histolojik tanı kriteri “buzlu cam-orphan anny ” çekirdeğidir

3. FOLĐKÜLER KARSĐNOM
1. Orta yaş ve ilerisinde görülür.
2. Endemik iyot eksikliğinde gelişim riski artar.
3. Hematojen metastazı daha çok sever.
4. Foliküler adenoma histolojik olarak çok benzeyebilir; ayırım kriterleri:
a. Tümörün kapsül dışına invazyonu.
b. Kan damarına invazyonu görülürse karsinom tanısı alır.
5. Orta-kötü prognoz gösterir.

4. MEDULLER KARSĐNOM
1. Parafoliküler C hücrelerinden çıkar.
2. Kalsitonin, VĐP ve CEA salgılayabilir.
3. Đmmunhistokimyasal olarak diğer tiroid tümörleri gibi “tiroglobulin” değil “kalsitonin” pozitiftir.
4. Ailesel ve multipl olabilir; MEN sendromlarında görülebilir.
5. Ailesel tümörlerde RET mutasyonu görülür.
6. Histolojik özelliği tümör stromasında “prokalsitonin” formunda amiloid birikimidir.

5. ANAPLASTĐK (ĐNDĐFERANSĐYE) KARSĐNOM


1. Ortalama sürvi 1 yılı geçmez.
2. Sayılan major tümörlerin içinde en az-en kötü görülenidir.

VI. PARATĐROĐD HASTALIKLARI

130
131

PATOLOJĐ

A. HĐPERPARATĐROĐDĐZMLER
a. Primer en sık sebebi patairoid adenomu, sekonder en sık sebep kronik böbrek yetmezliğidir.

B. HĐPOPARATĐROĐDĐZM
1. En sık sebebi paratiroidlerin cerrahi çıkarılmasıdır.
2. Endojen en önemli sebep “Di George” sendromudur.
3. Pseudohipoparatiroidizm; parathormonun var olduğu, reseptör cevabının olmadığı tablodur.

Di George Sendromu
• Faringial 3-4. yutak gelişim bozukluğu
• Timik aplazi ve paratiroid hipoplazisi
• Yüz ve kalp anomalisi (Velokardiofasiyal sendrom)
• Hipoparatiroidizm ve T hücre yetmezliği

MEN (MULTĐPL ENDOKRĐN NEOPLAZMLAR)


Tip I Tip IIa ve Tip IIb
Hipofiz adenomu Tiroid meduller CA
Paratiroid hiperplazisi ya da adenomu Adrenal feokromasitoma
Pankreas endokrin adenomu Paratiroid adenom ya da hiperplazisi (MEN IIb de YOK)
*Tip III’ü Tip II’den ayıran: mukokütanöz ganglionörom ve marfanoid görünüm varlığıdır.
Men 2a-2b de RET mutasyonu vardır.MEN ler OD geçer.

KADIN GENĐTAL SĐSTEM

I. VULVA HASTALIKLARI

131
132

PATOLOJĐ

A. LĐKEN SKLEROZ
1. Postmenopozal kadınlarda olur.
2. Histolojide şunlar görülür:
a. Epitel atrofisi
b. Hiperkeratoz
c. Dermal fibrozis
3. %1-4 ‘ünde kanseröz değişim olur.

B.KONDĐLOMA AKUMĐNATA
1. Kondilomlar anogenital bölgenin papillomlarıdır.
2. Condiloma Acuminata siğil benzeri papiller lezyondur.
a. HPV tip 6 ve 11 ile olur.
b. Beningdir.
c. Tipik bulgusu koilosit denilen hücresel görünümdür.
i. Karsinomatöz lezyonlarda etkin olan HPV ise tip 16 ve 18 dir.

C. VULVAR KARSĐNOM
1. Çoğunlukla 60 yaş üstünde görülür ve en sık skuamöz hücreli karsinomdur.
2. Genç kadınlarda öncesinde yüksek grade VIN görülür; invaziv CA ya döner.
3. Ancak invazyonun derinliği 5 mm. yi aşmamışsa mikroinvaziv karsinomdan bahsedilir.
4. Mikroinvaziv karsinomlar iyi prognoz gösterir.
5. Đnguinal lenf nodlarına metastaz yaparlar.

Erkekte ve kadında klitoris hariç tüm dış genital organ tümörleri inguinal lenf nodlarına metastaz
yaparlar.

D. MEME DIŞI PAGET HASTALIĞI


1. Labia majörde eritemli inflamatuar görünümlü plak şeklindedir.
2. Skuamöz epitelin içinde yerleşmiş “in situ glandüler” karsinomdur.
3. Çoğunlukla sessiz seyreder. PAS(+) şeffaf hücreler içeriler.

II. VAJĐNAL TÜMÖRLER


1. Skuamöz hücreli karsinom genelde 60 yaş üstü kadınlarda görülür.
2. Clear cell karsinom gebelikte DES alan annelerin kızlarında menarşda görülür. DES kullananlarda en
sık vagen patolojisi vaginal adenozistir.

132
133

PATOLOJĐ

3. Botyroid Sarkom (Embriyonal rabdomiyosarkom) çocuklarda olur.

III. SERVĐKS TÜMÖRLERĐ

A. ENDOSERVĐKAL POLĐP
1. En sık görülen serviks tümörüdür
2. Benigndir ve malignleşmez.

Smearda geniş nükleuslu, dar sitoplazmalı hücreler progesteron, küçük nükleuslu, geniş
sitoplazmalı hücreler östrojen etkisini gösterir.

B. SKUAMÖZ HÜCRELĐ KARSĐNOM


1. Risk faktörleri:
• HPV (en önemli faktör)
• Erken yaşta seksüel ilişki
• Fazla partner
• Düşük sosyoekonomik düzey
• Multipl gebelik
1. En sık malignitedir.
2. Skuamöz hücreli CA ların histolojik tipleri:
a. Non- keratinize tip: En sık görülen tiptir.
b. Keratinize tip
c. Küçük hücreli tip: Kötü diferansiye, içlerinde en kötü tiptir. HPV ile en çok ilişkili tiptir.
3. Hematojen yayılım en sık karaciğere olur.
4. Lenf düğümü metastazları ilk olarak paraservikal, en son paraaortik lenf nodlarına olur.

C. ADENOKARSĐNOMLAR
1. Kötü prognozludurlar, az görülürler.
2. En sık görülen tipi endoservikal tiptir.
3. Adenoma malignum (minimal deviation adenocarcinoma)
4. Histolojide endoservikal glandların fazlasıyla bükümlü ve derine (7mm.den fazla) inmesi dışında
anormal özellik yoktur.

IV. UTERUS

133
134

PATOLOJĐ

Siklusta endometrium değişiklikleri:


Proliferatif dönem (östrojen etkisi): Glandlar yalancı çok katlı, stroma küçük iğsi hücreler içerir.
Sekretuar dönem (sekretuar dönem): Glandlar tek katlı küboidal, stromada predesidual değişiklik

A. ENDOMETRĐTLER
1. Akut infeksiyonlar çoğunlukla düşük ve doğumlardan sonra olur.
2. Kronik endometrilerde en sık sebep RĐA kullanımıdır.
3. Tanı koydurucu bulgu plazmosit görülmesidir.

B. ADENOMYOZĐS VE ENDOMETRĐOZĐS
1. Adenomyozis myometrium içinde endometrial stroma ve gland bulunmasıdır.
a. Menstrüel siklusa pek eşlik etmezler (kanamaları nadirdir).
2. Endometriozis uterus dışında endometriyal doku alanları (gland-stroma-hemosiderin)
bulunmasıdır (en sık overler)
a. Her zaman siklik değişikliklere eşlik eden bir lezyondur. Çikolata kisti gelişebilir.

C. ENDOMETRIYAL HIPERPLAZI
1. Majör risk faktörü östrojendir.
2. Östrojeni arttıran faktörler:

• Anovülasyon
• Progestinsiz östrojen alınımı
• Östrojen üreten ovaryen lezyonlar (Stein-Leventhal sendromu, granüloza hücreli tümör, kortikal
stromal hiperplazi gibi)
• Erken menarş, geç menapoz Hiç doğum yapmama ya da geç yapma
• infertilite, obezite, diabet, hipertansiyon

3. Aynı faktörler endometriyal adenokarsinom için de risk faktörüdür.


4. Atipik hiperplazi; basit ya da kompleks hiperplazide, hücrelerde atipi izlenmesidir.
5. En yüksek riskten en az riske doğru hiperplazi tanılarını sıralarsak:

134
135

PATOLOJĐ

• Atipik kompleks hiperplazi


• Atipik basit hiperplazi
• Atipisiz kompleks hiperplazi
• Atipisiz basit hiperplazi

D. ENDOMETRĐUM VE MYOMETRĐUMUN TÜMÖRLERI

1. Polipler
a. En sık görülen endometriyal tümördür ve benigndir.
b. En sık menopoz zamanı gelişirler.
c. Karsinom gelişim riski vardır.

2. Endometrial Karsinom
a. Kadın genital sistemin en sık kanseridir.
b. Postmenopozal kadında lökore ve kanama ile başlar.
c. Risk faktörleri endometrial hiperplazi ve östrojendir (Bkz. Hiperplazi).
d. Meme Ca ve eş zamanlı ovaryen endometrial karsinom riski yüksektir.
e. Endometriyal glandları taklit eden malign tümördür.
f. Adenoakantom (skuamöz metaplazili adenoca) biçiminde olabilir.
g. Adenoskuamöz karsinom görülebilir. (malign gland+ malign skuamöz elemanlar)
g. Direkt paraaortik lenf nodlarını tutabilir.
h. Akciğer metastazı oldukça sıktır.

Sekretuar ve endometrioid tip en iyi,seröz papiller ve clear cell ca en kötülerdir.

3. Malign Miks Mülleryan Tümör


a. Primitif stromal hücrelerden (müllerian mesoderm kaynaklı) kaynak alır.
b. Malign glandüler ve malign stromal elemanlar içerir (karsinosarkom).
c. Stromal yapılarda kas, kıkırdak ve osteoid diferansiyasyonu görülürse heterolog elemanlı MMT
denir.
d. Çoğunlukla postmenopozal kanamaya neden olur; kötü prognozludur.RT hikayesi vardır.

4. Leiomyom ve Leiomyosarkom

135
136

PATOLOJĐ

a. Myometrium düz kaslarının benign tümörü leiomyom, malign tümörleri leiomyosarkomdur.


b. Östrojen ve OKS’ler büyümelerini stimüle eder; menopozdan sonra küçülürler.
c. Submukozal, intramural, subserozal ya da intraligamenter (parazitik leiomyom) yerleşirler.
d. Menopozdan sonra hyalinize ve hatta kalsifiye olurlar. Histolojik olarak girdaplar yapan yoğun
düz kas hücrelerinden oluşurlar.
e. En sık görülen semptom metrorajili yada metrorajisiz menorajidir.
f. Sarkoma dönüşmezler.
i. Leiomyosarkomlar histolojide leiomyoma benzeyebilir.
ii. Leiomyosarkomu leiomyomdan ayırma kriteri mitoz- nekroz- atipidir.

V. TUBALAR
1. Tuba inflamasyonları çoğunlukla bakteriyel orijinlidir (en sık gonore).
2. PID, ektopik gebelik ve tüberküloz kadın genital sisteminde en çok tubayı tutarlar.
3. Primer adenokarsinomları nadir ve geç farkedildikleri için ölümcüldür. Histopatolojik olarak seröz
papiller over Ca’ya benzer.

VI. OVER KĐSTĐK HASTALIKLARI

A. FOLĐKÜL KĐSTLERĐ VE LUTEAL KĐSTLER


1. Patlamayan graf folliküllerinden (folikül kisti) ya da rüptüre olup hemen kapanan foliküllerden
(luteinize kist) gelişir.
2. Rüptüre olup kanama yapabilirler.

B. POLĐKĐSTĐK OVERLER (STEĐN-LEVENTHAL SENDROMU)


1. Genç kadınlarda görülür.
2. Östrojen üretimine bağlı oligomenore, hirşutizm, ve obezite görülmesidir.
3. Histolojide kortikal stromal fibrozisin yanı sıra granüloza ve teka hücreleri ile döşeli çok sayıda
folikül kisti izlenir.
4. Korpus luteum izlenmez.

VII. OVER TÜMÖRLERĐ


1. En önemli risk faktörleri nulliparite ve genetik faktörlerdir (en sık BRCA 1 ve 2).
2. P53 gen mutasyonu
3. Lynch II sendromu
4. c- erb B2 mutasyonu

136
137

PATOLOJĐ

A. YÜZEY EPĐTELĐ KAYNAKLI TÜMÖRLER


a. Overi örten çölemik epitelden köken alırlar.
b. Benign, borderline, malign kategorilere ayrılırlar. CA- 125 yükselir.
c. En çok renal arter civarındaki paraaortik lenf nodlarına yayılırlar.
d. En önemli prognostik kriter tümörün “stage”idir. Tümör kapsülünün infiltre olması prognozu
kötüleştirir.

1. Seröz Tümörler
a. Overin en sık görülen tümörüdür.
b. Solid ya da kistik olabilir (Kistadenom, kistadenokarsinom)
c. %60 benigndir (seröz adenom).
d. En fazla bilateral olan over tümörüdür.
e. Karsinom hücreleri tubanın epitelyum hücrelerine benzer.
e. Psammom cisimcikleri sık izlenir.
f. Over tümörlerinde malignite kriteri tümörün over stromasına invazyon göstermesidir.
g. Peritoneal kaviteye en sık yayılan tümördür (peritoneal karsinomatozis).

2. Müsinöz Tümörler
a. Müsin sekrete eden endoserviks benzeri epitelle döşelidir.
b. % 80 i benigndir.
c. Overi en fazla büyüten ve en fazla multiloküle olan tümördür.
d. “Pseudomiksoma peritonei” ye yol açar.

3. Endometroid Tümörler
a. Uterusun endometrial karsinomuna benzer
b. Onunla birlikte (senkronize) çıkabilir.

4. Brenner Tümörü
a. Yoğun stroma içinde izlenen transisyonel epitel adacıklarıyla karakterizedir.
b. Müsinöz kistadenomların duvarında da rastlanabilir.
c. Çoğu benigndir ve histopatolojide kahve çekirdeği paterni görülür.

5. Clear Cell Tümör


a. Şeffaf hücrelerden yapılır.
b. Gebelik endometriumunda görülen Arias – Stella reaksiyonuna benzeyen bir histolojik
görünümü vardır (hob-nail / kabara çivisi paterni).

B. GERM HÜCRELĐ TÜMÖRLER

137
138

PATOLOJĐ

Erkek ve kadın germ hücreli tümörleri beraber anlatılacaktır.

a. Testisin en sık tümör grubudur (Sadece yaşlılarda lenfomadır).


b. Genç kadınlarda overin en sık tümör grubudur.
c. Erkekte en sık kombinasyon teratokarsinomdur (teratom + embriyonal
karsinom)

1. Disgerminom (kadında) / Seminom (erkekte)


a. Genç kadın ve gebelerde en sık görülen malign over tümörüdür.
b. Karşı overde mikroskobik odaklar içerebileceğinden operasyonda mutlaka karşı over de
örneklenmelidir.
c. Erkekte bilinen en sık etyoloji “kriptorşidizm”dir.
d. Ayrıca kriptorşidizmden en sık çıkan tümördür.
e. Makroskopik olarak düzgün sınırlı, beyaz, yumuşak kitle ile karakterizedir.
f. Mikroskopisinde bol miktarda reaktif lenfosit mevcuttur.
g. HCG içeren multinükleer hücreler olabilir.
h. Radyosensitif ve iyi prognozludur
ı. Seminom en sık testis tümörüdür.

2. Yolk Sac Tümör (Endodermal Sinus Tümörü)


a. α-FP sekrete eder.
b. Çocuklarda testisin en sık tümörüdür.
c. Histolojide Schiller-Duval cisimcikleri (glomerüloid cisimcik) ve intra ve ekstrasellüler PAS
(+) hyalin (kırmızı) globüller (damlacıklar) izlenir.

3. Embriyonal Karsinom
a. Erken dönemde akciğer metastazı yapabilen kanamalı kitlelerle karakterizedir.
b. Hem AFP, hem HCG salgılar
c. Bol miktarda sinsityotrofoblastik hücre içerir.
d. Son derece anaplastik bir tümördür.

4. Koriokarsinom
a. Sito ve sinsisyotrofoblastları taklit eden tümördür.
b. Sadece HCG yükselmiştir (pozitif gebelik testi).
c. Erken dönemde akciğer metastazı yapabilen kanamalı kitlelerle karakterizedir.
d. Plasental özdeşlerine göre kemoterapiye daha dirençlidir.
e. Erkeklerde en malign testis tümörüdür.

5. Teratomlar

138
139

PATOLOJĐ

a. Endoderm, mesoderm ve/veya ektodermden gelişen dokuları içeren tümördür.


b. Erkekte genellikle üç germ yaprağından gelişen dokular bulunurken, kadında tek germ yaprağı
izlenir.
c. Kadında en sık ektoderm yapıları (deri, kıl, diş, bazen sinir gibi) görülür.
d. Kadında en sık teratom formu dermoid kist tir (matür kistik teratom).
i. Dermoid kist genç kadınların en sık over tümörüdür.
ii. Struma ovarii matür tiroid dokusundan oluşur; hipertroidizme yol açabilir.
iii. Overyan karsinoidlerde bir çeşit teratomdur.
e. Erkekte genellikle daha ileri yaşlarda görülür.
f. Eğer teratomdaki dokular erişkin dokuları taklit ediyorsa “matür”, embriyonik dokuları taklit
ediyorsa “immatür” teratom adını alır.
i. Matür teratomlar benign, immatür teratomlar malign kabul edilir.

Teratomda kötü prognoz kriterleri:


• Đmmatürite
• Đleri yaş
• Nöroepitelyal diferansiyasyon
• Başka bir tümörle mikst olması
• Đçinden sekonder tümör çıkması (en çok teratomdaki deriden skuamöz karsinom çıkar)

C. SEX-KORD STROMAL TÜMÖRLER

1. Granüloza – teka hücreli tümörler


a. Menopozdan sonra sık görülür.
b. Jüvenil tipi de vardır.
c. Östrojen gibi steroid hormonlar üretir.
d. Küçüklerde prekoks puberteye, erişkinde endometrial hiperplaziye neden olur.
e. Androjenik etki ile virilizasyon yaparlar.
f. Endometrial CA gelişebilir.
g. Karakteristik mikroskopik özelliği çekirdeklerinde “kahve çekirdeği” görünümü olmasıdır.
h. Küçük rozetler tarzında dizilmiş mikrofoliküller izlenir (Call-exner cisimcikleri).
i. Tümör markerı inhibindir.

139
140

PATOLOJĐ

2. Teka Hücreli Tümörler (Tekoma)


a. Çoğu benigndir.
b. Đğsi hücrelerden oluşurlar.
c. Bu hücreler lipid içerirler (Steroid sentezlerler).
d. Bu yüzden sarı renklidir ve düzgün sınırlı kitleler yaparlar.
e. Çoğunlukla postmenopozal kadınlarda görünürler.
f. Östrojen sentez ederler.

3. Sertoli–Leydig Hücreli Tümör (Androblastom- Hilus hücreli tümör)


a. Genç kadınların tümörüdür.
b. Androjen (dihidroepiandrosteron) salgılayıp maskülen etkiler yapar.
c. Embriyonik testise benzer: Leydig hücreleri, solid immature sertoli hücreleri, sarkomatöz
stroma ve nadiren heterolog elemanlar (müsinöz glandlar, kıkırdak gibi) içerir.

4. Fibroma
a. Đyi diferansiye fibröz dokudan oluşur.
b. Benign tümörlerdir.
c. Asid ve pleural efüzyonla karakterize Meigs sendromunun bir komponenti olabilirler.

5. Gonadoblastom
a. Seks-kord stromal hücre tümörü ve germ hücre tümörünün karışık görüldüğü bir tümördür.

D. METASTATĐK TÜMÖRLER
a. Genellikle bilateraldir.
b. Aslında en sık meme kaynaklı olurlar ama bunların çoğunda klinik bulgu izlenmez.
c. Klinik verenlerde en sık kaynak kolon karsinomlarıdır.
d. Bunu meme ve mide takip eder.
e. Metastatik kanser taşlı yüzük hücre paterninde ise adı Krukenberg tümörü olur.
i. Krukenberg tumörü en sık mide kaynaklıdır. Endometrial karsinom gibi “mullerian tümörler”in
metastazı kimi yazarlar tarafından en sık metastazlar grubuna konmuşsa da bunların önemli bir
kısmı senkronize tümör sayılırlar.

VIII. GEBELĐK HASTALIKLARI

A. EKTOPĐK GEBELĐK
1. %1 gebelikte olur.
2. %90’ı tubal gebeliktir.
3. Bilinen en sık neden tubadaki kronik inflamatuar değişikliklerdir.
4. Mikroskopisinde gebelik elemanları ve endometriumda desidual ve sekretuar değişiklikler

140
141

PATOLOJĐ

görülür.
5. Komplikasyonları intratubal hematom ve/veya intraperitoneal hemorajidir.
6. Gonadotropin seviyelerinin düşük olması tanıyı ekarte ettirmez.

B. TÜMÖRLER

1. Mol Hidatiform
a. Plasental villusların tümörüdür.
b. Đki ana tipi vardır:
i. Komplet mol
ii. Đnkomplet (parsiyel) mol.
c. Đlk tedavi seçeneği küretajdır.
d. Postküratif hCG seviyeleri izlemede ve tedavide önemlidir.
e. Nüks eder veya rest kalırsa kemoterapi yapılır.

Bir plasental villusta tümöral olmanın kriterleri:


• Büyürler (hidropik şişme)
• Varolan 3 damar yapısını kaybeder
• Çevrelerinde trofoblast proliferasyonu görülür.
• Đçleri boş görünür (sisterna formasyonu).

a. Komplet mol
i. Boş ovumun “X” kromozomu taşıtan bir spermle döllenmesi sonucu
ortaya çıkar.
ii. Bütün kromozom içeriği paternal (babadan) olduğundan fetal doku
içermez.
iii. Tüm villuslar tümöral villus özelliğindedir.
iv. Tüm koryonik epitelyal hücreler diploiddir (46XX, daha az oranda 46XY).
v. Döllenmeden 12-14 hafta sonra ağrısız kanama ile gelirler.
b. Đnkomplet molde
i. Hem anne, hem baba kromozomları vardır; embriyo gelişimi olabilir.
ii. Villusların sadece bir kısmı tümöraldir.
iii. Trofoblastlar triploiddir (69 kromozom, XXY gibi).
iv. hCG’leri komplete göre daha az yükselmiştir.

141
142

PATOLOJĐ

2. Đnvaziv Mol
ı. Benign molle koryokarsinom arasındadır (borderline).
ii. Villuslar myometriumu infiltre eder; rüptür ve hemorajiye neden olurlar.
iii. Metastatik potansiyeli yoktur.
iv. Akciğere embolize olabilirler.
v. Đnvazyon nedeni ile küretaj yeterli değildir; kemoterapi uygulanır.

3. Koryokarsinom
ı. Sitotrofoblastların ve sinsityotrofoblastların malign tümörüdür; koryonik villus içermez.
ii. Komplet molü, abortusu ve normal gebeliği takiben gelişebilir.
iii. Uterus büyümesi yoktur; çok hemorajik, nekrotik bir tümördür
iv. hCG çok yüksektir.
v. En sık metastazı akciğere olur.
vi. Overyenden farklı olarak kemoterapi yanıtı iyidir.

ERKEK GENĐTAL SĐSTEM

I. PENĐS HASTALIKLARI

A. KONJENĐTAL VE ĐLTĐHABI HASTALIKLARI


1. En sık görülen malformasyonu “hipospadias”: üretranın kısa olup, penis ventral yüzüne açılımıdır
2. Epispadias, üretranın dorsal penis yüzüne açılmasıdır.
3. Balanit glans penisin, balanopostit glans penisle beraber onu örten prepisiumun inflamasyonudur.
4. Fimozis prepusiumun (sünnet derisi) fibrotik striktürüdür.
5. Bu deri çekilmeye çalışılırsa penisi sıkıştırıp konjesyon, şişme ve ağrıya neden olacaktır
(parafimozis).

B. TÜMÖRLER
1. Penisin in situ karsinom kategorisinde 3 önemli lezyonu vardır:
a. Bowen hastalığı: Đn situ Ca penis derisi üzerinde yerleşir ve viseral tümörlerle birlikteliği sıktır.
b. Queyrat eritroplazisi: Glans peniste ve diğer mukozal yapılarda eritamatöz bir yama
şeklindedir.
c. Bowenoid papüloz:
i. Premalign, venerial geçişli viral (HPV) lezyondur.
ii. Multipl olur.
2. En sık malignitesi skuamöz hücreli karsinomdur.
3. Kötü hijyen, HPV 16 ve 18 etkendir.

142
143

PATOLOJĐ

4. Sessiz, lokal infiltratif, iyi prognozlulezyonlardır.


5. En sık inguinal lenf nodlarına metastaz yaparlar.

II. SKROTUM
1. Skrotumun en sık tümörü skuamöz hücreli karsinomdur (baca temizleyicileri).
2. Hidrosel, testis büyümesinin en sık nedenidir; tunika vajinaliste seröz sıvı birikimidir.
3. Biriken sıvı kan ya da lenf sıvısı ise “hematosel” , “şilosel” denir.

III. EPĐDĐDĐM
1. Tüberkülozun en sık tuttuğu erkek genital organıdır.
2. Adenomatoid Tümör:
a. Epididimin sık tümörüdür ve benigndir.
b. Mesothelial orjinlidir.

IV. TESTĐS

A. KRĐPTORŞĐDĐZM VE TESTĐKÜLER ATROFĐ


1. Testisin, skrotuma inememesi kriptorşidizmdir.
2. 1 yaşından önce tam teşhis koymak zordur.
3. Atrofiye ve seminom gelişimine yol açar.

Testiste atrofi bulguları


- Seminifer tubullerde Hyalinizasyon
- Germ hücre kaybı
- Stromada leyding hücre hiperplazisi
- Đntratubuler germ hücreli neoplazi (Özellikle inmemiş testiste görülür)
Testiste atrofi sebepleri
- Kriptorsidizm
- Kronik iskemi
- Travma, radyasyon
- Kemoterapi
- Siroz (hiperöztrojenemi)

143
144

PATOLOJĐ

Đntratubuler germ hücreli neoplazi:


- Germ hücrelerinin seminifer tubul içine sınırlı atipisi.
- Displazik bir gelişimdir.
- Seminoma predispozedir.
- Kriptorşidizmden sonra olur.
Leydig hücreleri: Testisin interstisyel hücreleridir. Sitoplazmalarında Reinke kristalloidleri
bulunur.

Testis biyopsilerinde histopatolojik fertilite belirlmesi için kullanılan skorlama sistemi: Johnson
skorlaması

B. TESTĐS TÜMÖRLERĐ
a. En sık germ hücreli tümörler görülür. Bunlardanda da en sık seminom görülür.

V. PROSTAT

1. Prostat bir ekzokrin salgı bezidir.


2. Periüretral alanı kapsayan santral ve bunun çevresini kaplayan periferik zondan oluşur.
3. Glandların yanısıra düz kastan zengin, fibromuskuler bir stroması vardır.
4. Ortalama ağırlık 20-30 gr.dır.

A. PROSTATĐT
1. Akut bakteriyal prostatitin en sık sebebi E.Coli ve gram (-) çomaklardır.
2. Kronik prostatit tekrarlayan akut prostatit ataklarını takip edebilir, ya da kronik olarak başlayabilir.
3. Organizma izole edilemezse “Kronik abakteriyel prostatit” ten bahsedilir (Prostatodinya).

B. PROSTAT NODÜLER HĐPERPLAZĐSĐ (BPH; BENĐGN PROSTAT


HĐPERPLAZĐSĐ):
1. Santral zondan çıkar; bu yüzden ön planda bası semptomları yaparlar.

144
145

PATOLOJĐ

2. Prostat büyümesinden en fazla sorumlu olan ve prostatı en fazla büyüten hastalıktır.


3. Histolojik olarak hem glandüler hiperplazi, hem stromal (düz kas) hipertrofisidir.
4. Glandüler lümenlerde sıklıkla proteinöz bir materyel izlenir (Corpora amylacea; normal prostatta da
gözlenir, ancak burada eozinofiliktir)
5. Dihidroksitestesteron (DHT)’un (testesteron türevi) proliferasyon için majör stimülan olduğu
düşünülmektedir.
a. DHT, 5-α redüktaz enzimi ile oluşur.
b. Bu yüzden 5α-redüktaz inhibitörleri tedavi için kullanılır.
6. Tedavi için “transüretral rezeksiyon – TUR” yapılır.

C. PROSTAT KARSĐNOMU
1. Erkeklerin en sık viseral kanseridir.
2. Latent kanserler, klinik olarak belirgin olanlardan fazladır.
3. Periferik zondan çıkar; bu yüzden bası semptomu az olur ve daha geç farkedilir.
4. Rektal palpasyonla hissedilebilmektedir.
5. Mikroskopik olarak çoğu adenokarsinomdur.
6. Histolojik derecelendirmesi “Gleason skorlaması” ile yapılır.
7. Alt genitoüriner yapıları rektumdan ayıran Denonvillier fasyası yüzünden rektum invazyonu
nadirdir.
8. En sık bölgesel lenf nodlarına ve vertebraya metastaz yapar.
9. Vertebra metastazları osteolitik ya da daha da sık olarak osteoblastik natürde olabilirler.
10. Serum “prostat-spesifik antijen” ölçümü (PSA) erken prostat CA teşhisi için sık kullanılır.
11. Kesin tanı rektumdan girilerek yapılan iğne biyopsisi ile konur.

PROSTAT KENSERĐNĐN EVRELERĐ

A Mikroskopik tümör

B Palpabl tümör

C Ekstrakapsüler yayılım

D Metastatik hastalık

(D1) (Pelvise sınırlı)

(D2) (Pelvis dışı)

MEME HASTALIKLARI

145
146

PATOLOJĐ

I. FĐBROKĐSTĐK DEĞĐŞĐKLĐKLER

1. Memenin en sık görülen nodüler lezyonudur.


2. Genç yaşlarda sık görülür.
3. Stromal fibrozis kistik dilate duktuslar ve apokrin metaplazi görülür (Non-proliferatif lezyon).
4. Kistler çoğunlukla multifokal olup kahve-mavi renkli içerikleri vardır.
5. Seröz sıvı ile doludur (Blue dome kist).
6. Östrojen ve OKS insidensi arttırmaz; hatta OKS azaltabilir.
7. Malignite riski yoktur ama şu iki proliferatif meme lezyonu tabloya eklenirse risk doğar:

a. Epitelyal Hiperplazi (Proliferatif Fibrokistik Değişiklikler)


ı. Duktus, terminal duktül ve bazen de lobüllerde döşeyici epitel hücrelerinde proliferasyon ile
karakterizedir.
ii. Hafif, orta, ağır ve atipik derecelerde olabilir.
iii. Derecesi yükseldikçe prolifere hücrelerin duktus kavitesini doldurduğunu görürüz.
iv. Bir sonraki aşama artık “in situ karsinom”dur.
v. Tek taraflı hiperplazi varlığında bile karsinom gelişim riski her iki memede yükselir.
vi. En yüksek risk atipik epitel proliferasyonundadır.

b. Sklerozan Adenozis
ı. Daha az görülmesine rağmen klinik ve patolojik olarak CA ile karışabileceği için önemlidir.
ii. Radyal skar şeklinde bir fibrozis ve küçük duktus ve asinilerin proliferasyonu izlenir.
iii. Karsinoma ilerleme riski minimaldir.
iv. Fibrozis nedeniyle sert kıvamlı ve düzensiz sınırlıdır; bu nedenle klinikte karsinomla karışabilir.
v. Ayırıcı tanı myoepitelin varlığı ile yapılır.

Đnvaziv meme CA lar ve bazı in situ CAlar dışında myoepitel meme duktuslarının etrafında daima
bulunur. Ayırıcı tanıda kullanılır.

II. ĐNFLAMASYONLAR

1. Akut mastit kanallardan bakteri girdiğinde olur (meme başı çatlakları).

146
147

PATOLOJĐ

2. Meme dukt ektazisi (plazma hücreli mastit, periduktal mastit) ana duktusta sekresyonun birikmesi,
duktusu rüptüre etmesi sonucu çevresinde lenfosit, plazmosit ve granülomlar içeren iltihabi reaksiyon
gelişmesi ile karakterizedir.
a. 40-50 yaşlarında kadınlarda görülür.
b. Meme başında çekilme yapıp karsinomla karışabilir.
3. Travmatik yağ nekrozu kitle yapan nadir bir lezyondur.
a. Nekrotik yağ dokusunu çeviren nötrofil ve makrofajlarla karakterizedir (lipogranülom).
b. Zamanla skar dokusu gelişir.
c. Kalsifiye olabilir.
4. Mastitlerde karsinom riski artmaz.

III. MEME TÜMÖRLERĐ

A. BENĐGN MEME TÜMÖRLERĐ

1. Fibroadenom
a. Memenin en sık görülen benign tümörüdür.
b. Ayrıca genç kadınların en sık meme tümörüdür.
c. Kapsüllü, mobil ve iyi sınırlı, benign lezyonlardır.
d. Ortalama boyutu 2 cm.dir.
e. Histolojik olarak gevşek bir fibroblastic stromal üreyiş içinde yarık biçiminde ve düzenli bir
epitelle döşeli boşluklar izlenir.
f. Stromal bir tümör olarak kabul edilir.
g. Menstrüel siklusun sonlarında ve gebelikte büyürler.
h. Malignleşmezler.

2. Filloides Tümör (Benign Ve Malign)


a. Fibroadenoma benzer ama ondan gelişmez.
b. Fibroadenomdan farklı olarak:
i. Daha ileri yaşlarda görülür.
ii. Daha büyüktürler.
iii. Mikroskopide stromal hücresellik ve mitoz daha yüksektir.
c. Sadece bu görünümdeki tümörler benign filloides tümör kabul edilir.
d. Malign filloides tümörde anaplazi, abartılı mitoz izlenir ve çevre meme dokusu malign stroma
ile infiltredir.
e. Çoğunlukla lokalize kalırlar, eksizyonla kür olur.

3. Đntraduktal Papillom
a. Bir duktus içine neoplastik papiller büyüme olmasıdır.
b. Ana laktiferöz dukt ve sinuslarda izlenir.

147
148

PATOLOJĐ

c. Kanlı ve seröz meme başı akıntısı ve subareolar bölgede bir kaç mm.lik kitle şeklinde görülür.
d. Nadiren meme başını retrakte eder.
e. Nadiren multipl olabilirler ve bu durumda papiller karsinoma dönüşebilir.

IV. MEME KANSERLERĐ

A. EPĐDEMĐYOLOJĐ VE RĐSK FAKTÖRLERĐ


1. Çevresel faktörler.
2. Yaş: 30 yaşından küçüklerde nadir.
3. Genetik ve Aile Hikayesi:
a. Ailede meme CA hikayesi varlığı meme CA riskini en fazla arttıran risk faktörüdür.
b. erb-B2(Her-2 neu) onkogen ekspresyonu meme kanserli hastaların üçte birinde vardır.
c. Ayrıca az görülmekle birlikte meme CA gelişim riskini arttıran özel gen de mevcuttur:
i. BRCA gen mutasyonları: Meme ve over kanseri riskini arttırır.
ii. BRCA-2’nin erkeklerde de mutasyonu görülür.
d. Li-Fraumeni sendromunda, Cowden hastalığında ve ataksi telenjiektazide meme CA
görülebilir.
4. Endojen östrojenlere maruzatın uzaması (Erken menarş, geç menopoz, gecikmiş doğum yaşı,
hiç doğurmama, kısa süre emzirme riski arttırır).
5. Önceki proliferatif meme hastalığı: Özellikle atipik hiperplazi
6. Daha önceden meme Ca geçirmiş olmak ikinci primer meme Ca riskini 10 kez arttırır.
7. Eksojen östrojene uzun sure maruz kalma, oral kontraseptifler, obesite, alkol, sigara, yağlı diyet ise
tam kanıtlanmamış risk faktörleridir.

B. SINIFLAMA

1. Đnsitu (noninvaziv) kanserler:


a. Duktal karsinom insitu (DCIS)
b. Lobüler karsinom insitu (LCIS)

2. Đnvaziv (infiltratif) karsinomlar


a. Đnvaziv duktal karsinom
b. Đnvaziv lobuler karsinom
c. Meduller karsinoma
d. Kolloid (müsinöz karsinom)
e. Tubuler ve kribriform karsinomlar
f. Papiller karsinom

C. NON-ĐNVAZĐV (ĐN SITU) KARSĐNOMLAR

148
149

PATOLOJĐ

1. Duktal Karsinoma in situ (Đntraduktal karsinom)


a. En tehlikeli formu “komedokarsinom” dediğimiz formdur.
b. Bu form invazyon gelişme eğilimi en yüksek olan ve en kötü prognozlu intraduktal karsinom
formudur.
c. Palpabl kitle, mamografik densiteler (mikrokalsifikasyonlar) ya da meme başı akıntısı
yaparlar.
d. Kitle yapmayabilir.
e. Mamografide dallanan kalsifiye duktuslar görülmesi bu tanıyı düşündürür.
f. Tedavisi mastektomi veya mastektomi + RT dir.

2. Lobüler Karsinom Đn Situ (LCIS)


a. Hücreler daha küçük, monoton görünümlü hücrelerdir.
b. Daha az görülür.
c. Hem in situ, hem invaziv lobüler karsinomlar en fazla bilateral ve multipl olan meme
karsinomlarıdır.
d. LCIS genellikle kitle yapmaz.
e. Kalsifikasyon az görülür.
f. Karşı memede invaziv karsinom gelişim riski eşittir.
g. Cerrahi tedavide bilateral mastektomi yapılmalıdır.

3. Memenin Paget hastalığı


a. Az görülen ve yaşlı hasta gruplarını daha çok ilgilendiren bir lezyondur.
b. Duktal karsinomun meme başına yayılımıdır.
c. Prognozu derideki yayılımına değil, duktal karsinomun yaygınlığına bağlıdır.
d. Zemindeki duktal CA invaziv ya da insitu olabilir (Bkz. Vulva).

D. ĐNVAZĐV (ĐNFĐLTRATĐF) KARSĐNOMLAR

1. Đnvaziv Duktal karsinom


a. En sık görülen kadın malignitesidir.
b. Birkaç santimetre çapında, sert kiv.amlı, çevreye infiltre, düzensiz sınırlı kitledir.
c. Tümöre çoğunlukla yoğun fibröz bir stroma eşlik ettiğinden bu duruma “skirröz karsinom” da
denir.
d. Deri, meme başı retraksiyonları görülebilir.
e. Histolojik olarak dens bir stromada yayılmış tümöral ada ve kordon yapıları izlenir.

149
150

PATOLOJĐ

Đnflamatuar Karsinom

• Klasik invaziv duktal karsinomun çok hızlı büyüyen klinik varyantıdır.

• Đnflamasyonla ilişkisi yoktur; kliniğinden dolayı bu adı alır.

• Memenin nerdeyse tamamı kitledir, yaygın invaze eder.

• Çok kötü prognozludur .

2. Đnfiltratif Lobüler Karsinom


a. Lobuler karsinom sınırları belirsiz kitleler yapar.
b. Histolojik olarak fibröz bir stromada tek hücre kalınlığında kordonlar yapması tipiktir.
c. Tümör hücreleri küçük ve uniformdur.
d. Önemli bir formu tümör hücrelerinin sitoplazmalarında müsin vakuolleri izlenen “taşlı yüzük
hücre” paternidir.
e. Klasik olarak tümör hücreleri bir karınca dizisi gibi tek sıra halinde sırt sırta dizilip ( indian file;
saç örgüsü), duktus ve asini yapılarını “hedef tahtası” tarzında çevrelerler (Boğa gözü
paterni).
f. Serebrospinal sıvıya (karsinomatöz menenjit), serozal yüzeylere, overe, uterusa ve kemik
iliğine yayılım oranları diğer tiplerden daha yüksektir.

3. Meduller Karsinom
a. Büyük ve stroması çok zayıf olduğundan yumuşak kitlelerdir.
b. Düzgün sınırlıdır (Fibroadenomla klinik olarak karışabilir).
c. Yoğun lenfositik infiltrasyon tipiktir.
d. Prognozu nisbeten iyidir.
e. Hormon reseptörü ve erb B2 mutasyonu yoktur.
4. Kolloidal (Müsinöz) Karsinom
a. Đntraselüler ve ekstraselüler müsin üretir.
b. Yaşlı kadınlarda olur.
c. Yumuşak kitlelerdir.
d. Prognozu medüller gibidir.
5. Tubuler Karsinom
a. Đyi diferansiye tubullerden oluşur.
b. En iyi prognozlu tümördür.

6. Papiller Karsinom
a. Papiller yapılar görülür.
b. En az görülen meme karsinomudur.

E. ĐNVAZĐV KANSERLERĐN ÖZELLĐKLERĐ

150
151

PATOLOJĐ

1. Sol meme biraz daha fazla etkilenir.


2. Tümörlerin %50’si “üst dış kadran” yerleşimlidir; bunu %20 ile santral bölge izler.
3. Meme kanserleri çoğunlukla “terminal duktolobüler unit” dediğimiz yapıdan çıkarlar.
4. Deri, göğüs duvarı, deri lenfatikleri ve pek çok lenf nodu yayılımı yapabilen tümörlerdir.
5. Deriye yayılmaları deri ve meme başı retraksiyonu yapar.
6. Lenfatik kanalların tutulumu lenfödeme yol açar; bu vakalarda deride “portakal kabuğu
manzarası” oluşur.
7. %60-80’inde mamografide mikrokalsifikasyonlar saptanabilir (özellikle skiröz karsinomda).
8. 2/3’ünde aksiller lenf nodları tutulmuştur.
9. Santral ve dış kadrandakiler aksiller lenf nodlarını; iç kadrandakiler internal meme lenf nodlarını
tutma eğilimindedir.
10. Akciğer, iskelet, karaciğer, adrenal, beyin dalak, hipofiz, yayılabileceği bölgelerdir.

F. KÖTÜ PROGNOZ KRĐTERLERĐ


1. Meme kanserinde en önemli prognostik faktör klinik evre (stage) ve aksiller lenf nodu metastazının
var olup olmamasıdır.
2. Lenf nodu tutulumu olan vakalar daha kötü prognozludur.
3. 4 ya da daha fazla lenf nodu tutulanlar, 3 ya da daha az tutulanlardan kötü prognoz gösterirler.
4. Deriye yayılım
5. Göğüs duvarına fiksasyon
6. Đnternal meme nodları veya supraklaviküler lenf nodlarına metastaz
7. Đnflamatuar karsinom kliniği
8. Uzak metastaz bulunması
9. Tümör çapı (>2 cm tümörler kötü prognoz)
10. C-erb-B2 (Her-2/neu) ekspresyonu varlığı
11. Angiogenez: Tümör içinde ve dışında yeni damar formasyonu görülmesi metastaz şansını arttırır.
12. Taşlı yüzük hücreli karsinomlar kötü prognozludur.
13. Östrojen ve progesterone reseptörü ekspresyonunun olmaması kötü prognozdur.

V. ERKEKLERDE MEME HASTALIKLARI

A. JĐNEKOMASTĐ
1. Östrojen artışıyla olur.
2. Sebepleri:
a. En sık sebebi sirozdur.
b. Klinefelter sendromu
c. Östrojen sekrete eden testis tümörü
d. Östrojen tedavisi
e. Dijitalizasyon
3. Büyümenin nedeni duktusların prolifere olmasıdır.

151
152

PATOLOJĐ

B. KARSĐNOM
1. Đleri yaşlarda olur.
2. Çabuk yayıldığı için kötü prognozludur.
3. En sık Đnvaziv duktal karsinom görülür.

KAS VE ĐSKELET SĐSTEMĐ HASTALIKLARI

I. KEMĐĞĐN HÜCRELERĐ
1. Osteoprogenitör hücre
2. Osteoblast: Matriksi oluşturan proteinlerin (osteoid) sentezini yaparlar.
3. Osteoblast matriks ile çevrelenirse osteosit adını alır. Kemiğin inaktif hücreleridir.
4. Osteoklast: Kemik iliği kökenli monosit makrofaj sisteminin elemanlarıdır.

II. GELĐŞME, BÜYÜME VE MĐNERALĐZASYON BOZUKLUKLARI

A. AKONDROPLAZĐ
1. Büyüme plaklarında kartilajın bozulmuş matürasyonuyla karakterize herediter bir hastalıktır.
2. Büyüme plaklarının en sık hastalığı ve cüceliğin majör nedenidir.
3. Yassı kemik bölgeleri daha normal kalır.

Thanatophoric dwarfizm : Ölümle sonlanan cüceliğin en sık sebebidir.

B. OSTEOGENEZĐS ĐMPERFEKTA
1. Tip I kollagenin anormal gelişimi ile karakterize herediter bir hastalık grubudur.
2. Karakteristik bulgusu multipl kemik fraktürleridir (cam bebek).
3. Sklerada kollagenin azalması sonucu mavi görünümde sklera izlenir.

C. OSTEOPOROZ
1. En sık görülen metabolik kemik hastalığıdır.

152
153

PATOLOJĐ

2. Kemik kitlesinde azalma ve kemik frajilitesinde artma ile karakterizedir.


3. Primer osteoporoz postmenopozal, senil veya idiopatik olur. En sık görülen hasta grubu yaşlı
kadınlardır.
4. Gençlikteki total kemik kitlesi, postmenopozal osteoporoz riskinin en önemli indikatörüdür.
5. Osteoklastik aktivite artıp,osteoblastik aktivitenin azalmasına bağlıdır.
6. Majör mikroskopik bulgu incelmiş trabeküller ve genişlemiş Haversian kanallarıdır.
7. Vertebra, pelvis, femur sık etkilenir.
8. Vertebrada kompresyon kırıkları izlenir
9. Pnömoni ve pulmoner thromboembolizm majör ölüm nedenleridir.

D. OSTEOPETROZĐS (MERMER KEMĐK)


1. Diffuz simetrik iskelet sklerozu ile sonuçlanan herediter hastalıktır.
2. Osteoklast aktivitesinde defekt vardır.
3. Yeni kemik sklerotiktir ama kolay kırılır.
4. Kemik iliği tamamen skleroze olacağından ekstramedüller hemapoez görülür.
5. Kafa çiftlerine bası nedenli patolojiler, hepatosplenomegali ve infeksiyonlar görülür.

E. RĐCKETS VE OSTEOMALASĐ
1. Vitamin D metabolizmasındaki defekt sonucu gelişen tablolardır.
2. Büyümekte olan çocukta raşitizm; erişkin çağda osteomalazi oluşur.

Vit.D’nin üç etkisi vardır:

• Kalsiyum ve fosforun intestinal emilimini uyarır.


• Paratiroid hormon ile birlikte çalışarak kemikten kalsiyum mobilizasyonunu arttırır.
• Distal renal tubüllerden kalsiyumun paratiroid hormona bağlı reabsorbsiyonunu uyarır.

3. Raşitizmde kemik ve kartilajda uygunsuz mineralizasyon ve bozulmuş kartilaj


hücre matürasyonu görülür.
a. Buna bağlı olarak disorganize, kemikleşememiş büyüme kıkırdakları izlenir.
b. Kraniotabes, raşitik tesbih, güvercin göğsü deformitesi; Harrison groove,
lumber lordoz ve bacaklarda eğilme görülür.
4. Osteomalasi kortikal ve trabeküler kemik matrikste defektif mineralizasyonla
karakterizedir.
a. Osteomalasi tablosunda kemik gelişimini tamamlandığı için sadece fraktürlere
meyil söz konusudur.

153
154

PATOLOJĐ

Total kemik kitlesinde azalma olması durumuna osteopeni adı verilir.

F. HĐPERPARATROĐDĐZM TABLOLARI

1. Primer Hiperparatiroidizm
a. En sık sebebi paratroid adenomudur.
b. Bir bez büyük, diğerleri baskılanmıştır.
c. PTH yüksek olduğu için kemiklerdeki erime, subperiostal mikrofraktürler sonucu kanama,
hemosiderin birikimi “brown tümörü” görülür.
d. Hiperkalsemi nörolojik bulgulara ve metastatik kalsifikasyona sebep olur.
e. Kemiklerde hücresel aktivite artışı, peritrabeküler fibrozis ve brown tümörün bir arada bulunuşu
osteitis fibrosa kistika adı ile bilinir.
** Kafa kemiklerinde tuz biber manzarası oluşur.
** Kemik rezorbsiyonları en sık el kemilerinde olur.

Paratiroid hormon (PTH) etkileri:


1. Osteoklast aktivasyonu ile kemikten kalsiyum mobilizasyonu
2. Renal tubüllerden kalsiyumun rezorpsiyonunda artış,
Böbreklerde Aktif vit.D’nin sentezinin artışı ve barsaktan kalsiyum emiliminin artması

2. Sekonder Hiperparatroidizm
a. Böbrek yetmezliği ile kalsiyum düşüp, fosfor yükselince olur.
b. Paratroidlerde hiperplazi olur.
c. Başta hipokalsemi, sonra
d. PTH artışı ile hiperkalsemi olabilir.
e. Nörolojik bulgular, ileri dönemde metastatik kalsifikasyon, multipl brown tümörler görülebilir.

G. PAGET HASTALIĞI (OSTEITIS DEFORMANS)


1. Önce osteoklastik sonra hem osteoblastik hem osteoklastik; en sonda da sadece osteoblastik
aktivite izlenen hastalıktır
2. Patolojik kemiğin birikimine bağlı iskelet deformasyonları oluşur.
3. Yeni oluşan kemik “mozaik” patternde gelişir

154
155

PATOLOJĐ

Kemiğin normal yapım paterni “lamellar” paterndir.

4. Yeni oluşan kemik kırılgandır.


5. Orta yaş sonrası erkek hastalarda görülür.
6. En sık etkilediği kemikler vertebra (özellikle sakrum), kafatası ve pelvis kemikleri
gibi yassı kemiklerdir; uzun kemikleri de tutabilir.
7. Osteosarkom gelişebilir. Sarkom görülme yeri kafatası ve pelvistir. Vertebraları
kural olarak tutmaz.
8. Bulguları:
a. Sıklıkla asemptomatiktirler.
b. Serum alkalen fosfataz yükselmiştir (osteoblastik aktiviteyi gösterir).
c. Hipervaskülarize lezyonlar olduklarından yüksek atımlı konjestif kalp
yetmezliklerine yol açabilir.
d. Baş ağrısı, başın büyümesi, görme bozuklukları, akustik sinir basısı ile sağırlık,
Leontiazis ossea gibi kemiklerde büyüme bulguları izlenir.
e. Fraktürler izlenir (Uzun kemiklerde tebeşir kırığı)
f. Kafa kemiklerinde atılmış pamuk manzarası oluşur.

II. OSTEOMYELĐTLER

1. Kemik ve kemik iliğinin inflamasyonudur.

A. PYOJENĐK OSTEOMYELĐTLER
1. En sık etken staf.aureus’dur.
2. En sık metafizde görülür.
3. Anahtar lezyon absedir.
4. Çevre yumuşak dokuya, deriye, epifize, eklem aralığına yayılabilir ve subperiostal abseler yapabilir.
Son ikisi daha çok çocuklarda görülür.
5. Kemik kan akımını bozacağından kemikte yaygın iskemik nekroz gelişir.
6. Đlk hafta içinde radyoloji bulgu vermez; radyonüklit skanlar (özellikle gallium sintigrafisi) daha
değerlidir.

B. KRONĐK OSTEOMYELĐTLER
1. Akut infeksiyonu takiben gelişirler
2. 3 morfolojik anahtar kelime vardır:

155
156

PATOLOJĐ

a. Đltihaptan arta kalan kemik (sequestrum)


b. Sekestrum sert, reaktif kemik ile çevrelenir (involucrum)
c. Đkisine birden “Broide’nin absesi” denir.

Osteomyelit komplikasyonları

Patolojik fraktürler, bakteriyemi, endokardittir, reaktif amiloidoz, kronik sinüs yolunda yassı epitel
hücreli karsinom ve infekte kemikte sarkom (osteosarkom ve malign fibroz histiositom) gelişimidir.

C. TÜBERKÜLOZ OSTEOMYELIT
1. Başlangıç enfeksiyonu sıklıkla sinovyadadır.
2. Komşu epifize yayılır ve granülomatöz reaksiyon oluşur.
3. En sık vertebra tutulur (Pott hastalığı).
4. Yumuşak dokulara yayılması özellikle psoas kasları arasında soğuk abselere (pott absesi) neden
olur.

III. KEMĐK KIRIKLARINDA ĐYĐLEŞME

1. Đyileşme önce kırıkla birlikte oluşan hematomun organizasyonu ile başlar; yumuşak ve zayıf
“prokallus” oluşur.
2. Sonrasında bağ doku artışıyla “fibrokartilajenöz kallusa” döner.
3. Son olarakta kemik doku yapımının başlamasıyla “osseöz kallus” adını alır.
4. Zamanla üzerine binen ağırlık doğrultusunda yeniden biçimlenir (remodelizasyon).

Kırık uçlarında mobilizasyon ve psödoarthrozis gelişimi, lokal ve sistemik infeksiyonlar, Ca++, fosfor
ve vitamin eksiklikleri, atheroskleroz, beslenme bozuklukları, osteoporoz kırık iyileşmesinde
bozulmaya yol açan faktörlere örnek verilebilir.

IV. AVASKÜLER NEKROZ; (osteonekrozis, osteokondrosis)

1. Kemik ve kemik iliğinin nekrozudur.

156
157

PATOLOJĐ

2. Nadiren osteosarkoma değişim gösterebilirler.


3. En sık femur başında görülür (Legg-Calve-Perthes hast ). izlenir.
4. Tuberositas tibiada olursa Osgood- Schlatter hastalığı denir.
5. Sıklıkla lokal iskemi nedenlidir.

Olası nedenleri:
a. Steroidin yol açtığı nekroz en sık nedendir.
b. Vasküler tıkanma, vaskülit, vs..
c. Damar basısı (olasılıkla steroidin yol açtığı nekroz; çok sık bir nedendir)
d. Venöz hipertansiyondur.

V. KEMĐK TÜMÖRLERĐ

1. Kemikte en sık görülen tümör metastazlardır.(myelom, prostat, meme, akciğer…)


2. Primer tümör daha az görülür.

A. KEMĐK YAPAN TÜMÖRLER


a. Tümör hücelerinin osteoid üretimi ile karakterizedir.

1. Osteoma
a. Baş ve boyunda özellikle paranazal sinüslerde( frontal kemik) görülen benign tümördür.
b. Gardner sendromunda izlenebilir.

2. Osteoid osteom ve osteoblastom


a. Kortikal kemik yerleşimli benign lezyonlardır.
b. Đkisinde de tümöral kemiğin ortasında radyolusen “nidus” adı verilen bir zon bulunur.
c. Genç yaşlarda görülürler.

157
158

PATOLOJĐ

d. Osteoid osteom ağrısı aspirinle geçer,dizdedir.Osteoblastomun ağrısı geçmez vertebrada


dadır.

3. Osteosarkom
a. Kemiğin en sık izlenen primer malign tümörüdür.
b. Sıklıkla 10-20 yaş arasında, erkeklerde ve sıklıkla diz çevresinde
c. Rb gen mutasyonlarında ve Li- Fraumeni sendromunda sıklığı artar.
d. Sıklıkla metafizi tutar.
e. Korteksi yıkıp yumuşak dokuya girerse grafide “Codman üçgeni” görülür.
f. Epifiz plağına invazyon sık değildir.
g. Osteoblastların malign tümörüdür.
h. Klinikte progresif olarak büyüyen, ağrılı kitle yaparlar; akciğere metastaz yaparlar.
ı. Kesin tanı için biyopsi şarttır. Biyopside malign mezenkimal hücrelerin osteoid
sentezlemeleri tanısaldır.

Sekonder osteosarkomlar:
• Daha ileri yaşlarda saptanır.
• Paget, radyasyon ve nadir olgularda fibröz displazi, kemik infarktları ve kronik osteomyeliten
sonra görülür.

B. KIKIRDAK YAPAN TÜMÖRLER


1. Osteokondrom (Eksositoz)
a. Kemiğin en sık izlenen benign tümörüdür.
b. Uzun kemiklerde, metafizden çıkar.( En sık diz)
c. Matür kemik ve onu örten kıkırdak kepten oluşan benign tümördür.

2. Kondroma (Enkondroma)
a. Sıklıkla el ve ayakların küçük kemiklerini tutar.
b. Matür hyalini kıkırdakdan oluşmuş benign lezyonlardır.
c. En sık 3-4. dekatta izlenir. Her yaşta çıkabilir.
d. Genellikle asemptomatiktirler.
e. Multipl kondrom sendromlu hastalardan 1/3’ünden kondrosarkom gelişir.
f. Radyografide “O ring bulgusu” verirler.

158
159

PATOLOJĐ

Multipl enkondromatozisler:
Ollier hastalığı: Vücudun bir tarafında toplanmış multipl kondromlar vardır.
Maffucci sendromu: Yumuşak dokunun benign vasküler tümörlerine (anjiomlar) eşlik eden multipl
kondromlar bulunur.

3. Kondrosarkom
a. Osteosarkomdan sonra en sık 2. malign tümördür.
b. Yaşlılarda (en sık 6.dekatta) izlenir.
c. Pelvis kemikleri, proksimal femur, omuz, ve kostalar gibi gövdeye yakın bölgeleri tutar.
d. Tipik olarak kemiğin medüller kavitesinden (intramedüller kondrosarkom) çıkarlar.
e. Sıklıkla akciğere ve diğer kemiklere metastaz yapar.
f. Yüksek grade sarkomlara dönüşebilir (dediferansiyasyon).

4.Kondroblastom
a. Epifize yerleşirler.

C. KEMĐĞĐN DĐĞER TÜMÖRLERĐ

1. Dev hücreli tümör (Osteoklastom)


a. Mikroskopide osteoklast benzeri dev hücreler vardır.
b. Distal femur, proksimal tibia epifizlerinden kaynaklanır ve soliterdir.
c. 20-40 yaşlar arasında ve bayanlarda baskındır.
d. Kanamalı litik kitle yapar.
e. Radyoterapi uygulanırsa malignite izlenebilir.
f. Malignite kriteri akciğer metastazıdır.
g. Tanı biyopsi ile konur. Basit küretaj sonrası tekrarlarlar

2. Ewing sarkomu
a. Çocukluk çağı ve adelosanda (sıklıkla 1. dekatta) kemik ve yumuşak dokulardan kaynaklanan
primitif malign neoplazmdır.
b. Đlk dekadın en sık malign kemik tümörüdür.
c. Küçük, yuvarlak undiferansiye hücrelerden oluşur ve agresiftir, NSE (+)
d. Tümör hücrelerinin dar sitoplazmalarında PAS (+) glikojen bulunur. t (11;22) görülür.
e. Sıklıkla diafizin medüller kavitesini ekspanse eder ve çevresinde lameller reaktif kemik yapımı
izlenir (soğan zarı görünümü).
f. Klinikte ağrı, lokal inflamasyon ve ateş sıklıkla (osteomyelitle karışır) bulunur.

159
160

PATOLOJĐ

3. Kordoma
a. Spinal kordda (en sık servikal ve sakral) gelişir.
b. Primitif notokord artıklarından kaynaklanır.
c. Đleri dekat erkeklerde sık izlenen malign bir tümördür.
d. Vertebra dışında yerleşirse parakordoma olarak adlandırılır.

VI. EKLEM HASTALIKLARI

A. OSTEOARTRĐTLER (OSTEOARTROZ)
1. Eklemlerin en sık izlenen hastalığıdır.
2. Sıklıkla yaşlılarda ve vücut ağırlığını taşıyan eklemlerde izlenir.
3. Đnflamasyon yoktur, sadece dejenerasyon vardır.
4. Sıklıkla yalnızca bir bazen ise birkaç eklemi tutar; kalça, diz, vertebra, proksimal ve distal
interfalengeal eklemler sık tutulur.
5. Sabahları eklem tutukluğu ve ağrıya yol açar.
6. Anlamlı eklem deformitesi gelişebilir, fakat RA’deki gibi füzyon oluşmaz.
7. En erken morfolojik değişim eklem kıkırdağında yüzeyel kondrositlerin disorganizasyonu ve buna
eşlik eden fibrilasyon ve ayrışmadır (Çatlar!!!).
8. Eklem kıkırdağının ilerleyici yıkımı ve eklem yüzeylerinin kaynaşması sonucu:
a. Subkondral kemik zaman içinde kalınlaşır ve fildişi renginde parlak bir hal alır (eburnation).
b. Küçük kartilaj ya da kemik parçaları kırılarak eklem aralığına düşebilir (eklem faresi).
c. Eklem yüzeylerinde dikensi kemik proliferasyonları (osteofit) oluşur.

B. GUT HASTALIĞI
1. Eklemlerde monosodyum ürat kristalleri görülerek tanısı koyulur.
2. En sık akut atağı ayak baş parmağında görülür.
3. Kronik dönemde ürik asit birikintilerine tofüs denir ve en sık kulakta görülür.

C. PSODOGUT
1. Eklemlerde kalsiyum pirofosfat dihidrat kristallerinin birikmesiyle olur.
2. En sık diz eklemini tutar.

VII. KAS HASTALIKLARI ve DĐSTROFĐLER

160
161

PATOLOJĐ

A. MYASTENĐA GRAVES
1. Postsinaptik asetilkolin reseptörlerine karşı otoantikor oluşumu ile karakterizedir.
2. Timoma sıklıkla görülür.
3. En sık etkilenen bölge göz kapağı kaslarıdır.

B. EATON LAMBERT SENDROMU


1. Presinaptik Ca kanallarına karşı antikor oluşumu ile karakterizedir.
2. En sık sebebi akciğer küçük hücreli kanseridir.

C. DUCHENNE MUSKULER DĐSTROFĐ


1. Distrofin denilen sarkolemmal kas proteininin yokluğu ile karakterize X’e bağlı resesif bir
hastalıktır.(Becker de distrofin var ama bozuktur)
2. Erkek çocuklar etkilenir.
3. En sık görülen muskuler distrofidir.
4. Psodohipertrofi ve Govers arazı tipiktir

VIII. YUMUŞAK DOKU TÜMÖRLERĐ

1. En sık görülen yumuşak doku tümörleri erişkinde lipom, çocukta hemanjiomdur.


2. En sık malign yumuşak tümörleri
• Çocukta rabdomyosarkom:
o En sık embriyonel rabdomyosarkom görülür.
o En sık baş boyun bölgesine yerleşir.
o Desmin ile pozitif boyanır.
• Erişkinde malign fibröz histiositomdur, radyoterapi hikayesi sıktır.

I. PĐGMENTASYON HASTALIKLARI VE MELANOSĐTLER


1. Vitiligo
Melanositlerde lokal kayıptır.

2. Albinizm

161
162

PATOLOJĐ

Melanositler bulunur, ancak nonfonksiyonellerdir (pigment yok).

3. Ephelis (çil)
Melanosit sayısı normaldir fakat bazal tabakada melanin artmıştır. Güneşte koyulaşır.

4.Melasma
Gebelik gibi hiperöstrojenik durumlarda izlenen maske benzeri fasiyel hiperpigmentasyondur.

5. Cafe-au-lait lekeleri
Bazal tabakada melanosit sayısında hafif bir artış

6. Lentigo
a. Deri ve mukozal membranlarda, sık rastlanan 5-10 mm çaplı benign hiperpigmente maküllerdir.
b. Çil’in aksine güneşe maruz kalınca koyulaşmaz.
c. Melanosit hiperplazisi, buna uyan linear bazal hiperpigmentasyon ve sıklıkla rete’lerde
incelme ve uzama izlenir.
i. Güneş etkisiyle oluşursa “solar lentigo”;
ii. Genç erkekte tek taraflı omuzda hipertrikosis ile beraberse “Becker nevüs”;
iii. Gastrointestinal poliplerle bir arada ise “Peutz Jeghers sendromu.”
iv. Bunların dışında görülen küçük lezyonlara ise “lentigo simpleks” adı verilir.

7. Nevüs (nevosellüler nevüs, mole; ben)


a. Melanositler normal yerleri olan epidermis bazal tabaka keratinositleri arasında ya da dermis
içinde yuvarlak-oval agregatlar tarzında büyüme gösterirler (yuvalanma).
b. Bu hücrelerde mitotik aktivite ve pleomorfizm yoktur.
c. Nevüsler bu melanosit yuvalarının bulunduğu yere göre adlandırılırlar:
i. Yuvalar sadece bazal tabaka içinde yerleşmişse: Junctional nevüs
ii. Hem üst dermiste hem de bazal tabakada kompaund nevüs –bileşik nevüs,
iii. Sadece dermiste yerleşimli ise dermal veya intradermal nevüs denir.
d. Nevoid hücrelerin dermise geçmeleri ve derine doğru yuvaların silinip tek tek ve iğsi, pigmentsiz
görünüm almalarına “matürasyon” adı verilir.

8. Nevoselüler nevüslerin nadir varyantları


a. Konjenital nevüsler: Doğumda mevcut olan premalign lezyonlardır. Boyutları arttıkça malignite
riskleri artar.
b. Blue nevüs klinikte malign melanom ile karışır.
c. Spitz nevüs klinikte hemanjiomlarla karışır.
d. Halo nevüs lenfosit infiltrasyonu ile çevrilidir.
e. Displastik nevüs (Clark nevüs): Sporadik yada familyal olabilir. Familyal olanlarda alignite
gelişim riski % 100 dür. Sporadik formlarda bu oran düşüktür.

9. Malign Melanoma
a. Nadiren oral ve anogenital mukoza, özofagus, meninksler ve gözde de izlenebilir.

162
163

PATOLOJĐ

b. Malign melanoma gelişiminde en iyi bilinen risk faktörü güneş ışığıdır.


c. Diğer faktörler:
i. Genetik yatkınlık
ii. Displastik nevüs varlığı
iii. Xeroderma pigmentozum
iv. Dev konjenital nevüs
v. Đmmünsüpresyon
vi. Bazı karsinojenlerdir.
d. Klinikte genellikle asemptomatik lezyonlardır.
e. En önemli klinik bulgu pigmente lezyondaki renk değişimidir.
f. Melanomlarda lezyon sınırları düzensizdir.
g. Şu beş klinik bulgu uyarıcı olmalıdır:
i. Önceden var olan nevüste büyüme
ii. Önceden var olan nevüste kaşıntı ve ağrı
iii. Erişkin hayat süresince yeni pigmente lezyon gelişmesi
iv. Sınırları düzensiz pigmente lezyonlar
v. Renk farklılıkları içeren pigmente lezyonlar.
h. Malign melanomların gelişiminde radial ve vertikal olmak üzere iki ayrı büyüme biçimi vardır.
ı. Başlangıçta radial büyüme fazındadır:
i. Melanom hücreleri epidermis içinde horizontal olarak ilerlerler.
ii. Bu aşamada metastaz oluşturma yeteneği yoktur.
iii. Bu tabloya en iyi örnek “lentigo maligna” dır.

Lentigo maligna
1. Yaşlı hastalarda güneşe maruz kalan bir deri bölgesinde (sıklıkla yüz’de) yıllar boyunca radial fazda
duran ve metastaz yapmayan melanom öncülü
2. Bazal tabakanın altına inince (vertikal faz) “lentigo maligna melanoma” olarak adlandırılır.

j. Melanom hücreleri dermise ve dermisin derinine doğru ilerlerler (vertikal faz).


k. Bu aşamada yüksek metastaz potansiyeli mevcuttur.
l. Metastaz ön planda bölgesel lenf nodlarına
m.Hemen sonra karaciğer, akciğer, beyin başta olmak üzere tüm vücuda
gerçekleşir.
n. Prognoz vertikal büyüme kriterlerine (Breslow kalınlığı, Clark’ın invazyon
derecelemesi) bağlıdır.

163
164

PATOLOJĐ

Clark’ın invazyon derecelemesi:


level I : Lezyonun sadece epidermisde olması;
level II : Lezyonun papillar dermise girmesi;
level III : Papillar dermisin lezyon ile tamamen dolması;
level IV : Lezyonun reticular dermise girmesi; ve
level V : Subkutaneous yağ dokuya girmesidir.

Breslow kalınlıkları: 5 yıllık sürvi


0-0.75 mm %100
0.76-1.5 mm %90
1.51-2.25 mm %85
2.26-3.00 mm %75
3 mm den büyük %45

Melanomda iyi progroz kriterleri:


1. Tümörün ince olması
2. Radial büyüme paternde bulunuşu
3. Stage 1-2,
4. Ekstremite yerleşimi
5. Üzerinde ülser olmaması
6. Regresyon bulguları ve satellitlerin bulunmaması
7. Vasküler ve lenfatik invazyonun olmayışı
8. Mitozun düşük oluşu.

164
165

PATOLOJĐ

MALĐGN MELANOM
Yüzeyel yayılan Nodüler Lentigo maligna Acral lentiginöz
melanon melanom melanoma melanoma
En sık (%70) %15-30 %4-10 %2-8
Genç-orta yaş Genç-orta yaş Yaşlı (ortalama 70 yaş) Genç-orta yaş
Üst sırt K ve E’de, Bacak ve gövde Güneş gören yerler, baş, boyun Avuç içi, ayak tabanı
alt ekstremite K’da
Radyal büyüme paterni, Vertikal büyüme, Radyal büyüme paterni, tanıda Radyal ve vertikal büyüme paterni,
tanıda erken evrede Tanı geç evrede- erken evrede-en iyi Tanıda geç evrede
en kötü
Açık renk derililerde Açık renk Açık renk derililerde Zenci, asyalı ve orta asyalılarda
derililerde

II. BENĐGN EPĐTELĐAL TÜMÖRLER

A. SEBOREĐK KERATOZ
1. Sıklıkla orta ve ileri yaş tümörleridir.
2. Özellikle gövdede sıklıkla görülürler.
3. Keratin dolu kistler, hiperkeratoz ve bazal hücrelerde artışla karakterizedir.
4. Yassı epitel hücreli karsinoma progresyon azda olsa olasıdır.
5. Eğer yüzlercesi birden gelişirse, paraneoplastik sendrom tipinde bir reaksiyonu düşündürür (Leser-
Trelat bulgusu).

B. AKANTOZĐS NĐGRĐKANS
1. Tipik olarak katlanma bölgelerinde (aksilla, kasık, boyun gibi) izlenir.
2. Deride kalınlaşma ve hiperpigmentasyon alanları ile karakterizedir.
3. Olguların %80’inde benign tip izlenir.
4. Obezite ve endokrin hastalıklarla bir aradadır.
5. Orta-ileri yaşlarda, adenokarsinomlar ile beraber bulunur (en sık mide).

C. KERATOAKANTOMA
1. Hızlı büyür.
2. Histolojik olarak iyi diferansiye skuamöz karsinom ile karışabilir.
3. Sıklıkla erkeklerde, 50 yaş üzerinde, beyazlarda ve güneş gören bölgelerde izlenir.
4. Histolojik görünümlerinde karakteristik olarak eozinofilik sitoplazmada “glassy” (buzlu cam)
tipinde görünüm izlenir.

III. EPĐDERMĐSĐN PREMALĐGN LEZYONLARI VE MALĐGN

165
166

PATOLOJĐ

TÜMÖRLERĐ

A. AKTĐNĐK KERATOZ (SOLAR KERATOZ)


1. Sıklıkla güneş gören yerlerde izlenir.
2. Histolojik olarak erken lezyonlarda bazal epidermis tabakasında sitolojik atipi izlenir
3. Bazal tabakada bir hiperplazi ile ya da epidermiste diffüz incelme ile beraberdir.
4. Skuamöz karsinoma döner.
5. Bu nedenle saptandıklarında çıkarılmalıdırlar.

B.SKUAMÖZ HÜCRELĐ KARSĐNOM


1. Yaşlı insanlarda, güneş gören bölgelerden kaynaklanan en sık tümördür.
2. En sık el sırtı, ön kol, yüz ve boyunda izlenir.
3. Skuamöz karsinom için en iyi bilinen karsinojen güneş kaynaklı ultraviole ışıktır.
4. Đn-situ karsinomu (Bowen hast) olarak bilinir.
5. Aktinik keratozun aksine in situ karsinomda tüm epitel seviyelerinde atipi izlenir.
6. Keratin üretimi fazla ise iyi diferansiye bir skuamöz karsinomdur.
7. Tek hücre keratinizasyonları (diskeratoz), tümör hücreleri arasında desmozomlar ve tek hücre
nekrozları da izlenir.
8. Sadece %5’inde tanıda bölgesel lenf nodu metastazı saptanır.
9. En sık metastaz yeri lenf nodudur.

C. BAZAL HÜCRELĐ KARSĐNOM


1. Yavaş büyüyen ve çok nadir metastaz oluşturan deri karsinomlarıdır. En sık deri kanseridir.
2. Uzun süre güneşe maruz kalan bölgelerde ve açık deri rengine sahip bireylerde sık izlenir.
3. Sıklıkla baş boyunda; en sık ise nazolabial sulkus üzerinde izlenir.
4. Đleri lezyonlar hemen daima ülseredir .
5. Đhmal edilen olgularda kemik veya yüz sinüslerine yaygın lokal invazyon sözkonusudur, bu tablo
“rodent ülser” olarak tanımlanmıştır.
6. Bazal hücreli karsinomda tümör adalarının bazaloid hücrelerden oluşması ve adaların çevresindeki
hücrelerde palizadik dizilim tipiktir.

D. MERKEL HÜCRELĐ KARSĐNOM


1. Epidermiste nöral crest kökenli merkel hücrelerinden köken alan nadir epidermal neoplasmlardır.
2. Küçük, yuvarlak hücrelerden oluşan, malign karakterde ve nörosekretuar granüller içeren agresif bir
tümördür.

166
167

PATOLOJĐ

Bazal hücreli nevüs sendromu (Gorlin send.);


• Hayatın erken yaşlarında çok sayıda bazal hücreli karsinomla karakterizedir.
• Beraberinde kemik, sinir sistemi göz ve genital sistem anomalileri içerir.
• Bir tümör süpressör gen olan PATCHED (PTC) de mutasyonla birlikte izlenir.

IV. KRONĐK ĐNFLAMATUAR DERMATOZLAR

1. PSÖRĐAZĐS
A. Diz, dirsek, saçlı deri, lumbosakral bölge en sık etkilenen yerlerdir.
B. Tırnak değişiklikleri görülebilir (onikoliz)
C. Parakeratoz, epitelyumde kalınlaşma, stratum granülozumda incelme ve Munro
mikroabseleri tipiktir.
D. Koebner ve Auspitz fenomenleri non-spesifiktir.

2. LĐKEN PLANUS
A. Deri ve müköz membran tutulumu ile karakterizedir.(Ağız-penis)
B. Anahtar lezyon papüldür ( 4P bulgusu: Poligonal, pruritik, purple, papül)
C. Papüllerin üzerinde beyaz bir nokta yada çizgi bulunur ( Wickham striaları)
D. Koebner pozitiftir.
E. Dermoepidermal bileşkede bant tarzında yoğun lenfosit infiltrasyonu ve Civatte cisimcikleri
tanısaldır.
F. Flexör yüzlerde sıktır ve simetriktir.

3. AKNE VULGARĐS
A. Etken propionibacterium acnestir.
B. Anahtar lezyonu komedondur.

V. BÜLLÖZ DERMATĐTLER

A. PEMFĐGUS
A. Oldukça nadir görülen deri ve mukozayı tutan otoimmün büllöz hastalıktır.
B. 4-6. dekad, K=E
C. Stratum spinosumdaki desmosomlara karşı Ig G tipinde antikor oluşur.
D. Akantoliz +, intraepidermal bül, Nikolski +, Tzank + tir.
E. Dört ayrı gruba ayrılır:
• P. Vulgaris: En sık görülen tiptir.
• P. Vejetans: Siğil benzeri lezyon lardır.
• P. Foliaceus: Mukozayı en az tutan en iyi prognozlu tiptir. Büller subkornealdir.
• P. Eritematozus.

B. BÜLLÖZ PEMFĐGOĐD

167
168

PATOLOJĐ

A.Bazal tabaka hücrelerini bazal membrana tutturan hemidesmosomlara karşı Ig G antikorları gelişir.
B.Akantoliz -, Nikolski -, subepidermal bül +, Tzank – tir.
C.Deri ve nadiren mukoza tutulumu görülür.

D.DERMATĐTĐS HERPETĐFORMĐS
A. Çoğu hastada Çölyak hastalığı mevcuttur.
B. Gliadine karşı oluşan Ig A tipi antikorlar deride hemidesmosomlarla çapraz reaksiyona girer .
C. Akantoliz -, subepidermal bül +, Nikolski -, Tzank – tir.

I. KAN KAYBI NEDENLĐ ANEMĐLER

1. Travma akut kayıp yapar


2. Hematokrit başlangıçta normaldir.
3. 48-72 saatte maksimum dilüsyon görülür.
4. Đnternal kanamalarda demir kaybı olmaz.
5. GIS ve genital sistem kanamaları kronik kayıp yapar.
6. Kronik kanamalar demir eksikliği yaparlar.

II. HEMOLĐTĐK ANEMĐLER


1. Eritrosit ömrü kısa, retikülosit sayısı çoktur.
2. Hemoglobin yıkım ürünleri (örn. Bilirübin) artar.
3. Hemolizin olacağı bölge açısından ikiye ayrılırlar:
4. Đntravasküler hemoliz tablolarında;
(a) Kan transfüzyonlarında antikorla bağlanan eritrositler komplemanı aktive edip lizise gider.
(b) Mikroanjiopatik hemolitik anemide hasarlı eritrositler yıkılır.
(c) Hemoglobinemi, hemoglobinüri, sarılık; haptoglobülinde azalma görülür.
5. Estravasküler hemoliz tabloları:
(a) Đntirinsik eritrosit anormallikleriyle olabilir.
(b) Daha sık görülür ve eritrositler dalak, karaciğer ve kemik iliğinde makrofajlarca fagosite edilir.

A)TALASEMĐ
1) Hb yapısındaki 2 adet α ve/veya 2 adet β zincirinin doğumsal kaybıdır.
2) Hb düşük olacağı için hipokrom mikrositer anemi gelişir.
3) Đnefektif eritropoez vardır
4) Kana geçebilen eritrositler dalakta yıkılır.
5) Kemik iliği genişler, osteoporoz olur.
6) Transfüzyon ve artmış demir emilimi nedeni ile sekonder hemokromatoz olur.
7) Talasemi majorde 4 tane β zinciri alelinden hiçbiri yoktur.
(a) Anizositoz, bazofilik noktalanma, hedef hücreler izlenir.

168
169

PATOLOJĐ

(b) Mutlak kan transfüzyonu gerekir.


8) Talasemi minörde
(a)Sağlam β zinciri vardır.
(b) Asemptomatiktir; demir eksikliği anemisi ile karışır (Tedaviye dirençli hipokrom mikrositer
anemide ön planda düşünülmesi gereken tablodur)
(c)HbA2 seviyeleri artar.
9) Alfa (α) - talesemide de minör betatalasemiler gibi inefektif eritropoez ve hemoliz azdır
10) Klinik 4 “α” alelinden, kaçının eksik olduğuna bağlı olarak değişir.
(a) Tek eksik= Sessiz taşıyıcı
(b) Đki eksik= Talasemi minore benzer, hafiftir.
(c) Üç eksik= Hemoglobin H hastalığı:
(i) “α” eksik olduğu için “β” globin tetramerleri (HbH) oluşur.
(ii) Ağır anemi görülür.
(d)Dört eksik: Hidrops fetalis.
11) (γ) gama globin tetramerleri (Hb Barts) oluşur.
12) Hb Barts’ın O2 afinetisi yüksek olduğu için bu hastalık yaşamla bağdaşmaz.

B)PAROKSĐSMAL NOKTÜRNAL HEMOGLOBĐNÜRĐ


1) Glikozil fosfatidil inozitol geninde mutasyon vardır.
2) Eritrositlerde komplemana artmış duyarlılık görülür.
3) Trombosit ve granulosit defekti de vardır (Đnfeksiyon ve tromboz eğilimi, anemi).

Aslında mutasyon daha çok myeloid kök hücreleri etkiler.

4) Hemoliz paroksismal ve noktürnaldir.


5) Aplastik anemiye dönebilir.
6) Asid hemoliz testi ile tanı konur.
C) ORAK HÜCRELĐ ANEMĐ
1) Globin geninde mutasyon vardır; Hb zinciri içinde glutamik asid yerine valin geçer.
2) HbA formundaki hemoglobin HbS’e dönüşmüş olur.
3) Hipoksemi durumlarında HbS agrege olur; bu da eritrositlerde oraklaşmaya neden olur.
4) Oraklaşma:
(a) Asidozda ve yüksek HbS konsantrasyonlarında artar
(b) Yenidoğanda azdır.

169
170

PATOLOJĐ

BULGULAR
• Hepatosplenomegali
• Gelişim bozukluğu, kule kafa
• Erişkinde otosplenektomi
• Femur başı avasküler nekrozu
• Kemik infarktına bağlı ağrı krizi
• Nörolojik bulgular
• Renal papiller nekroz

5) Heterozigot hastalar hafif seyreder.


6) Hiperbilüribenemi ve safra taşları olasılığı yüksektir.
7) Salmonella osteomyeliti olasılığı artar.
8) Parvovirüs gibi infeksiyonlar ve folat eksikliği ile aplastik kriz görülebilir.

D)HEREDĐTER SFEROSĐTOZ
1) Eritrosit membranlarında “ankrin” bazen “spektrin” başta olmak üzere bazı proteinler bozuk
olduğundan eritrositler sferik (küresel) bir hal alırlar.
2) Esneklikleri azaldığı için dalakta yıkılırlar.
3) Dalak büyük (1000 gr’a kadar), kemik iliği hiperplastiktir.
4) Đnfeksiyonların tetiklemesi ile
(a)Masif hemolize bağlı hemolitik kriz
(b)Parvovirus nedenli geçici aplastik kriz görülebilir.
5) Tanıda sferositlerin görülmesi ve eritrosit frajilitesinde artışın bulunması önemlidir.

E)GLUKOZ 6 FOSFAT DEHĐDROGENAZ (G6PD) YETERSĐZLĐĞĐ


1) G6PD eritrositlerin antioksidan sisteminde yeri olan bir enzimdir.
2) Eksikliğinde infeksiyon ve ilaçlarla tetiklenen oksidatif hasar gelişir.
3) Oksidite Hb, “Heinz cisimcikleri” olarak sitoplazmaya çöker.
4) Heinz cismi taşıyan eritrositler dalakta makrofajlar tarafından yıkılır.
5) Daha çok intravasküler hemoliz görülür.

170
171

PATOLOJĐ

F)ĐMMUNOHEMOLĐTĐK ANEMĐLER
1) Eritrosite karşı otoantikorlar oluşur.
2) Coomb’s antiglobulin testi pozitiftir.
3) Sıcak antikor tipi
(a) Đdiopatik ya da SLE gibi hastalıklarla olabilir.
(b) IgG ile kaplanan eritrositlerin dalakta yıkılması ile olur (sferositleşip fagosite edilirler)
(c) Normal vücut ısılarında görülür.
4) Soğuk antikor tipi
(a)30° C’nin altında eritrositlere IgM bağlanması ile tetiklenir.
(b) Ekstremite uçlarında ısı bu derecelere düşebilmektedir.
(c) IgM komplemanı fikse ettiği için intravasküler hemoliz görülebildiği gibi
(d) Sıcak bölgelerde IgM’in kopması ile eritrosit yüzeyinde kalan C3b’nin opsonizan etkisi ile
eritrositler dalakta da fagosite edilirler (Ekstravasküler hemoliz).
5) Mycoplasma ve infeksiyöz mononükleoz’dan sonra görülebilirler.

III. AZALMIŞ ERĐTROPOEZĐN YOL AÇTIĞI ANEMĐLER

A)DEMĐR EKSĐKLĐĞĐ ANEMĐSĐ


1) Aneminin en sık nedenidir.
2) Hb düşüktür; hipokrom mikrositer anemi olur.
3) Atrofik glossit ve özofagial veble birlikte olursa “Plummer-Vinson sendromu” adı verilir.

B) KRONĐK DEMĐR EKSĐKLĐĞĐ ANEMĐSĐ


1) Kemik iliğindeki depo demir eritropoeze katılamaz.
2) Yatan hastalarda en sık görülen anemidir.

ETYOLOJĐ
DEMĐR EKSĐKLĐĞĐ KRONĐK HASTALIK ANEMĐSĐ
Diyette demir eksikliği Kronik infeksiyonlar
Malabsorbsiyon Otoimmun hastalıklar
Gebelik, infansi (artmış ihtiyaç) Hodgkin lenfoma
Kronik kanamalar Karsinomlar

171
172

PATOLOJĐ

C)MEGALOBLASTĐK ANEMĐ
1) B12 veya folat eksikliği nedeni ile gelişir.
2) B12 eksikliğinde çekirdek matürasyonu bozulur.
3) Bozuk çekirdek yapısı ile
(a) Dev eritroid seri öncülleri (megaloblast)
(b) Hipersegmente nötrofiller görülür (periferik kanda en erken bulgu)

Sebepler
• Pernisiyöz anemi
• Đleum patolojileri
• Diflobotium latum
• kör bağırsak, skleroderma
• Đhtiyaç artışı (hipertroidi gebelik)

4) Bozuk eritrositler yıkıldığı için kemik iliğinde demir artar.


5) Nörolojik bulgular izlenebilir (ayrıca bkz. pernisiyoz anemi)
6) Sebep folat eksikliği ise klinik benzer ancak nörolojik değişiklikler izlenmez.
7) B12’nin tersine folik asidin eksik alınması anemi yapar.

D)APLASTĐK ANEMĐ
1) Đdiopatik olur; kimyasal toksisite ikinci sebeptir.
2) Viral hepatit başta olmak üzere viral etkenlerle de olur.
3) Multipotent myeloid kök hücrenin baskılanmasından gelişir.
4) Kemik iliği hiposelülerdir (Pansitopeni yapar); küçük lenfoid seri elemanları görülebilir
5) Yağlanma, kanama, transfüzyonlara bağlı hemosideroz izlenebilir.

E) MYELOFĐTĐZĐK ANEMĐ
1) Kemik iliğine metastaz yapan tümörler veya myelofibroz gelişmesiyle ortaya çıkan tablodur.
2) Anemi ve trombositopeni vardır; beyaz küreler daha az etkilenir.

172
173

PATOLOJĐ

3) Periferik kanda immatür eritroid hücreler (gözyaşı hücreleri) görülür.


4) Hafif lökositoz olur.

I. NON-HODGKĐN LENFOMA
1. Genellikle servikal lenf nodlarından başlamasına rağmen iç organları tutmayı severler.
2. Saldırgan gidişli olabilir.
3. Aynı anda multifokal tutulum olabilir.
4. Sistemik tedavi gerekir.
5. Tümör hücre sayısı fazladır.

A.KÜÇÜK LENFOSITIK LÖSEMI/LENFOMA


1. Çoğunlukla iyi diferansiye, B hücre kökenli, çeşitli çekirdekli hücrelerden oluşur, low grade’dir
2. Yaşlılarda görülür.
3. Küçük hücreli olmasına rağmen diffüz yayılım patterni izlenir.
4. Kemik iliği tutulumu sıktır.(Absolü lenfositoz)

Lösemi ile örtüşür à KLL (kronik lenfositik lösemi)

5. Ekstranodal tutulum azdır,


6. Uzun sürvili olup, kemoterapiye cevap şansı düşüktür.
B.FOLIKÜLER LENFOMALAR
1. Kemik iliği tutulumu sık, periferik kanda lösemik tablo azdır.
2. Folikül benzeri yapılar yaparlar.

Bu yüzden daima B lenfosit orjinlidir.

3. Çoğunlukla küçük hücre, çoğunlukla büyük hücre veya ikisinin karışımı olabilir.
4. Baskın büyük hücre olursa prognoz kötüleşir.
5. Yaşlılarda görülür
6. Multifokal tutulum yapar.
7. Ekstranodal alanı az tutar
8. Bcl-2 mutasyonu ve t(14,18) sık görülür
9. %40 olguda difuz büyük hücreli lenfomaya transforme olur.
C.MANTLE CELL LENFOMA
1. Yaşlılarda saldırgan bir lefomadır

173
174

PATOLOJĐ

2. t(11;14) ve siklin D mutasyonu vardır

D.DIFFUZ BÜYÜK HÜCRELĐ LENFOMA


1. Tek odak tutulumu yapar.
2. Ekstranodal tutulum sık görülür.
3. Sentroblast ve immunoblast benzeri hücrelerden oluşur
4. Kemik iliği ileri evrede tutulur
5. Saldırgandır ama kür olabilir.
6. EBV ve HHV-8 ile ilişki gösterebilir. (AĐDS ile birliktelik)
7.Erişkinin en sık NHL sidir.
8. Bcl-2,Bcl-6 bozukluğu söz konusudur.

HHV-8 Kaposi sarkomu ve malign efüzyon lenfoması yapar.

E.LENFOBLASTIK LENFOMA
1. Lösemi (ALL) ile örtüşür.

Lenfoblastik lenfoma: Lenfoblastik lösemi

2. Lösemik form B öncülleri ağırlıklı


3. Lenfomalarıın çoğu T öncülü hücrelerden (blastik) oluşur
4. Mediasten tutulumu sıktır.
5. Saldırgan bir tümördür ama kür şansı vardır.
6. Çocuğun en sık lenfomasıdır.

F.BURKITT LENFOMA
1. Çene ve retinoperiton tutulumu
2. EBV ile ilişkili olabilir
3. Çentiksiz çekirdekleri vardır.
4. Myc gen mutasyonu görülebilir.
5. Çok hızlı büyür
6. Kür olabilir.
7. t(8,14) görülür,tümör lizis sendromu,L3 blastlar sıktır.

174
175

PATOLOJĐ

DĐKKAT!!!
• MALToma hariç low grade lenfomalar:
• Yaşlılarda görülür ve uzun sürvilidir
• Multifokal, lenf nodu ağırlıklı tutulum yapar.
• Küçük çentikli hücreler içerme eğilimindedirler.

MALTomalar ise:

• Gençlerde de görülür

• Mucosa associated (Mukoza ilişkili) yani hep ekstranodaldir.

• En çok midede görülür.

• H.pyloriden en sık oluşan lenfomadır.

• Çok iyi prognozlu olup antibiyotikle gerileyebilir ama tedavisiz transforme de olabilir.

G.MYCOSIS FUNGOIDES (SEZARY SENDROMU)


1. T hücrelidir
2. Deri tutulumu
3. Yama/plak/nodül evreleri (Kaposi sarkomu gibi)
4. Serebriform çekirdekli Sezary hücreleri görülür.
5. Sistemik yayılım → Sezary sendromu adını alır.
6. Pautrier mikroabseler görülür.

H.T HÜCRELĐ LÖSEMĐ / LENFOMA


1. Bir RNA virusu olan HTLV-1 ile olur.
2. HTLV-1 ayrıca MSS’de demyelizasyon yapar.
3. Deriyi tutar
4. Hiperkalsemi, generalize LAP yapar.

175
176

PATOLOJĐ

AKUT LÖSEMĐLER
• ALL ve AML’dir.

• Hızlı başlar.

• Kemik iliğini tutup fonksiyonlarını baskılar.

• Kemik ağrısı, hepatosplenomegali generalize LAP yaparlar.

• Meninks yayılımı görülebilir.

• En iyi prognoz 2-10 yaş arası B öncülü ağırlıklı olanlardadır.

• AML (Myeloblastik) daha kötü prognozludur ve daha yaşlılarda görülür.

• ALL’ler tdt enzimi pozitiftir.

- AML (Akut Myeloblastik Lösemi)

- Auer rod görülür (en sık görüldüğü form myeloblastik varyanttır “M2”).

- M3 retinoik aside yanıt verir.DIC sık görülür t(15,17) sıktır.

- En sık izlenen form “M2” dir.

- Diş eti hiperplazisi ‘M5’

- Down sendromunda sıklığı artan ‘M7’

Hairy cell lösemi


• B hücreli özel bir lösemi formudur.

• En sık bulgusu splenomegalidir.

• Splenomegaliye bağlı pansitopeni görülür.

• Purin nükleosidleri ile kemoterapi uygulanır.

II. HODGKIN LENFOMA


1. Tümör hücreleri Reed-Sternberg hücreleridir (RS).

176
177

PATOLOJĐ

Reed-Sternberg: Bilobe nukleuslu, büyük kırmızı nükleollü dev hücre

CD 15(+) – CD 30 (+) boyanırlar.

2. Lenf nodlarını (özellikle servikal) tutar.


3. Tutulan nodda reaktif iltihabi hücre sayısı tümöral hücreden fazla olabilir.
4. Uzun süre aynı nodda sınırlı kalabilen bir tümördür.Đç organları tutmayı sevmez.
5. Erken yayılım komşu lenf nodlarına olur
6. Bu yüzden erken evrede lokal tedavi ile kür olabilir.

HODGKĐN LENFOMANIN TĐPLERĐ


a. Lenfositten Zengin, Nodüler:
i. Đyi prognozludur
b. Lenfosit predominante
i.Đyi prognozludur.CD 20 (+) tir.Pop corn hücresi buradadır.
ii. EBV ile ilişkisi yoktur.
c. Mikst selüler Hodgkin
i. Bütün iltihabi hücreler izlenebilir (mikst)
ii. Erkeklerde daha çok görülür.
iii. 50 yaş üstünün en sık Hodgkindir.
iv. Kötü prognozludur.EBV genomu hücrelerde çok sık gösterilmiştir.

d.Nodüler sklerozan tip


ı. Genç hasta
ii. Kadın hasta
iii. Servikal ve mediastinal lenf nodlarında tutulum izlenir
iv. Laküner tipte Reed-Sternberg hücreleri izlenir.
v. Fibrotik bandlarla çevrili nodüller görülür.
vi. En sık görülen Hodgkin tipidir
vii.Đyi prognozludur.
viii. EBV ile ilişkisi yoktur

e.Lenfositten fakir tip:


i. En kötü prognoz
ii. En az görülen,pleomorfik reed-strenberg.

PLAZMA HÜCRE MALĐGNĐTELERĐ

177
178

PATOLOJĐ

Multiple Myelom
• En sık görülen malign plazma hücre tümörüdür.

• Altıncı dekadda sık rastlanır.

• Kemiklerde litik lezyon yaptığından hiperkalsemi izlenir.

• En sık tutulumu vertebradır.

• En çok yaptığı Đmmunglobulin ağır zinciri (M komponenti): IgG’dir.

• Hafif zincirler idrara çıkar (Bence-Jones proteinurisi; distal ve toplayıcı tubulleri tıkar)

• Hafif zincirler amiloidoz yapar (AL amiloidoz, primer amiloidoz)

• Đmmun yetmezlik ya da böbrek yetmezliğinden olürler.

Waldenstrom Makroglobulinemisi (Lenfoplazmositik Lenfoma)


• IgM üreten (makroglobulin) myelom varyantıdır.

• 7’dekadda daha sı görülür.

• Kemik lezyonu yoktur.

• Makroglobulinemi yüzünden hiperviskosite sendromu yapar.

• Görme bozukluğu

• Kanama eğilimi

• Kryoglobulinemi (Reynaud fenomeni, soğuk ürtikeri)

• Nörolojik problemler

Lokalize plazmositom
• Tek odak tutulumu yapar.
• Kemik dışı da olabilirler (en çok sinuslar)
• Kemik dışı olursa daha da iyi prognoz

178
179

PATOLOJĐ

Anlamı Bilinmeyen Monoklonal Gamapati


• En sık izlenen plazma hücre diskrazisidir

• Sıklıkla Multiple myeloma dönüşürler

179

You might also like