Professional Documents
Culture Documents
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
GAZETECİLİK ANABİLİM DALI
Hazırlayan:
Özlem ARAS
Tez Danışmanı:
Prof. Dr. Nazife GÜNGÖR
Ankara-2008
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ............................................................................................................i
İÇİNDEKİLER.................................................................................................ii
KISALTMALAR DİZİNİ..................................................................................iv
TABLOLAR DİZİNİ.........................................................................................v
GİRİŞ..............................................................................................................1
BİRİNCİ BÖLÜM
MEDYANIN EKONOMİ POLİTİĞİ
1.1. Ekonomi Politik Yaklaşım......................................................... 7
1.2. Genel Olarak Eleştirel Yaklaşımlar........................................... 9
1.3. İletişime Ekonomi Politik Yaklaşımlar....................................... 11
1.3.1. Kapitalizm ve Kitle İletişim Araçları.............................. 17
İKİNCİ BÖLÜM
NEOLİBERALİZM VE ÖZELLEŞTİRME POLİTİKALARI
2.1. Liberal Ekonomi Politikaları ...................................................... 20
2.2. Liberal Ekonomi Politikalarının Çöküşü ..................................... 22
2.3. Keynesyen Ekonomi Politikaları .................................................. 24
2.4. Yeni Dünya Düzeni ve Neoliberal Politikalar................................ 26
2.4.1. Özelleştirme Kavramı...................................................... 30
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRK BASIN SEKTÖRÜNÜN EVRİMİ
3.1. Türkiye’de Ekonomi Politikalarının Kısa Tarihi........................ 35
3.1.2. Türkiye’de Özelleştirme Uygulamaları........................ 40
3.2. 1950’lere Kadar Türk Basın Sektörünün Gelişimi.................... 43
3.3. Çok Partili Dönemde Türk Basını............................................. 48
3.4. 1980’lerin Ardından Günümüz Medyasının Genel Görünümü... 51
iii
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
CİNER MEDYA GRUBU
4.1. Ciner Grubu Medya Şirketleri................................................... 74
4.1.1. Merkez Grubu Ve Televizyon Yayıncılığı........................ 79
4.1.2. Merkez Grubu Ve Yazılı Medya Sektörü......................... 82
4.1.3. Merkez Grubu Ve Dergi Yayıncılığı................................. 84
4.1.4. Merkez Grubu Ve Gazete - Dergi Basımı Piyasası......... 86
4.1.5. Merkez Grubu Ve Gazete - Dergi Dağıtımı Piyasası....... 87
4.1.6. Merkez Grubu Ve Radyo Yayıncılığı............................... 89
4.1.7. Merkez Grubu Ve Prodüksiyon - Reklam Hizmetleri....... 89
4.2. Ciner Medya Grubu’nun Kısa Tarihi......................................... 90
4.2.1. Serveti İle Konuşulan Bir Medya Patronu:
Turgay Ciner……………………………………………..... 94
4.2.2. Medya Kârlı Bir Sektör mü? Ciner:
“Kâr Etmediğimiz Yerde Bulunmayız”............................. 96
4.2.3. Dağıtımda Kızışan Rekabet: Ciner
“Dağıtım Tekelini Kırdık”............................................... 98
4.2.4. TMSF’nin Ciner Medya Grubu Şirketlerine
El Koyma Süreci…………………………………………… 101
4.3. Turgay Ciner Kimdir? .............................................................. 103
SONUÇ.......................................................................................... 110
KAYNAKÇA................................................................................... 116
ÖZET.............................................................................................. 123
ABSTRACT.................................................................................... 124
iv
KISALTMALAR DİZİNİ
TABLOLAR DİZİNİ
1. Çalışmanın Konusu
Bugün yaygın olarak kullanılan kitle iletişim araçlarının daha genel bir
ifadeyle medyanın, gelişim sürecinin kapitalist üretim ilişkilerinin gelişim
süreci ile birlikte şekillendiği, onun ideolojik yapılanmasında büyük bir rol
üstlendiği ve sistemin yeniden üretilmesinde stratejik bir öneme sahip olduğu
görüşünden yola çıkılan bu çalışma, medya sektörünün egemen sistem
içindeki konumlanışına odaklanmıştır.
4. Çalışmanın Yöntemi
5. Çalışmanın Planı
Ekonomi politik, 19. yüzyılda Adam Smith, David Ricordo gibi klasik
iktisatçıların toplumsal üretim ilişkilerini analiz etmek üzere kullandıkları bir
yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Karl Marx ve Friedrich Engels ise klasik
iktisatçıların ekonomi politik yaklaşımını eleştirerek yola çıkmış ve klasik
iktisattan farklı olarak, sınıf ve artı değer kuramlarına dayanan bir ekonomi
politik yaklaşım geliştirmişlerdir.
Marx’ın ekonomi politik çözümlemesi içinde kilit bir nokta olan “maddi
üretim araçlarını elinde tutan egemen sınıfın, aynı zamanda zihinsel üretim
araçlarını da emrinde bulundurduğu”ndan hareket eden ekonomi politik
yaklaşımlar, önceliği kitle iletişim araçlarının mülkiyet ve sahiplik yapısının
incelenmesine verirler. Medya mülkiyeti, yöneten sınıfın medya kurumlarını
kontrol edebilmesinin temel aracı olarak düşünülür. Bu anlamda kitle iletişim
araçlarının kimi, ne kadar ve ne oranda etkilediğinden çok, bu araçların
kimlerin elinde ve egemenliğinde olduğuyla ilgilenirler. Ekonomi politik
yaklaşıma göre üretim araçlarının sahipliği üzerine kurulu bu egemenlik,
beraberinde düşüncenin üretimi ve dağıtımındaki egemenliği ve kontrol
gücünü getirir:
1
Alemdar ve Erdoğan eleştirel yaklaşımları bu eksende sınıflandırmaktadır: Üstyapıya (kültür, ideoloji
ve söyleme) ağırlık veren yaklaşımlar. Altyapıya (maddi ilişkilere) ağırlık veren yaklaşımlar (aktaran
Dursun, 2001: 21).
10
Benjamin gibi isimlerin yer aldığı Frankfurt Okulu kuramcıları, kitle iletişim
araçlarının mülkiyet ve organizasyon yapılarına odaklanmamakla birlikte
kapitalist toplumlarda, kitle iletişim araçlarının ve kültürün önemine dikkat
çeken ilk eleştirel kuramcılar olmuşlardır. Frankfurt Okulu kuramcıları
arasında özellikle Horkheimer ve Adorno, geliştirdikleri kültür endüstrisi
kavramını ekonomik bir analiz birimi olarak kullanmışlardır. Kültürün
kendisinin bir endüstri ve kültür ürünlerinin de metalar haline geldiği görüşü,
kültür endüstrisi kavramının ortaya çıkışına kaynaklık eder. Kültür endüstrisi
kavramına göre kültür ürünleri, kültür endüstrisinin içinde ortaya çıkarlar;
kültür ürünlerinin üretimi de tüketimi de kitlesel boyuttadır ve endüstri
standartlarına göre üretilir ve tüketilirler. Bu ise kültür ürünlerini metalaştırır.
Bu kavramlaştırma, bir anlamda sistemin kendini her düzeyde, altyapıda ya
da üstyapıda nasıl yeniden ürettiği ve meşrulaştırdığını açıklayan bir yön
izler. Kültürel ürünler standartlaştırılarak ve buna karşı farklılıklar
marjinalleştirilerek, bu ürünlerin tanıtılma ve dağıtım teknikleri
rasyonelleştirilir. Bu yapılarıyla kültür ürünleri, toplumsal güçlerini kaybederek
mevcut düzenin devamını sağlamaktan öte bir işlev görmez hale gelirler.
2
Kapitalist üretim ilişkilerinin tüm yaşam biçimlerini nasıl değiştirdiğini anlamlandırabilmek için
burada Marksist literatüre dönmekte fayda vardır. Marx’a göre üretim ilişkileri tarafından belirlenen
temel (altyapı), kendisine tekabül ve onun gelişmesini belirleyen üstyapıyı doğurur. Üstyapı denince,
siyasi, felsefi, hukuki, sanatsal, dini, vb. kavramlar ve bunlara uygun düşen kurumlar anlaşılır. Üstyapı
temel tarafından yaratılır. Ama doğuşundan sonra, temel karşısında edilgen kalmaz, ona etki yapar,
onun oluşmasına ve sağlamlaşmasına yardım eder. Üstyapı toplumun temelinin bir yansımasıdır ve her
temel değişikliği, üstyapı değişikliğini de beraberinde getirir.
18
Buna karşın 18. yüzyılda doğan bir doktrin olarak fizyokrat okul ise
zenginliği dış ticaret ve parada gören Merkantilistlerden farklı olarak, üretimin
üzerinde durmuşlar özellikle tarımsal üretime büyük bir önem atfetmişlerdir.
Buna göre üretici olan, net hasıla yaratan tarımsal çalışmalardır ve sanayi-
ticaret gibi faaliyetler net hasıla yaratmayan, üretici olmayan faaliyetlerdir. Bu
varsayım, onları, tek zenginlik kaynağının doğa ve dolayısıyla tarım olduğu
fikrine ulaştırmaktadır. Fizyokrat düşüncenin esası, doğal düzen anlayışına
dayanır ve doğal düzen, insanların var olmaları için Tanrı’nın koymuş olduğu
bir düzendir. O halde insanların doğal düzenin yasalarına uymaları yeterli
olacaktır ve devletin, ekonomik ve sosyal yaşama müdahalesi gereksizdir.
“İşte -laissez faire- bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler ilkesi ilk önce böyle
bir düşünceden başlar” (Talas, 1999: 64).
1999: 69). Klasik Okulun temellerini attığı ekonomik görüşlerin ana tezi,
iktisat alanında kendiliğinden oluşan bir doğal düzenin varlığı iddiasına
dayanır. Bu bağlamda devlet, ekonomik yaşantıya karışmaktan, müdahale
etmekten kesinlikle kaçınmalı ve müdahalelerini en alt düzeye indirmelidir.
Çünkü akıl sahibi varlık olarak insan, kişisel çıkar ilkesine uygun olarak en az
zahmetle, en çok kazanç sağlamayı zaten doğal olarak hedefler. İnsan
böylesine özgür davranmakla, doğal iktisadi düzenin gerçekleşmesini sağlar.
Öyleyse insan kendisine en fazla özgürlük tanınması gereken iktisadi karar
birimidir. Bu nedenle devlet, müdahaleleri ile rekabetin serbestçe işlemesini
engellemekten kaçınmalıdır.
Yeni yolu inşa etme girişiminde ilk iş, bir dönem sermaye birikimi
sürecinde işe yarayan ancak şimdi kapitalist gelişme önünde engel oluşturan
eski bağlardan koparak, yeni ekonomi politikalarını inşa etmek, sermayenin
çıkarlarına uygun bir çözüm aramaktır. Yeni liberal politikalar çerçevesinde
devletin ekonomide oynayacağı rol ise sermayenin çıkarlarına yanıt olacak
biçimde yeniden tanımlanmalıdır. Bu bağlamda ilk hamle, Keynesyen
ekonomi politikaları anlayışında desteklenen kamu sektörünün tasfiyesi
olmuştur. Dünya kapitalizminin yaşadığı krize yanıt olarak özelleştirme,
deregülasyon, liberalizasyon ve piyasalaştırma süreçlerine hız verilmiştir.
üstünlüğünü, 1980 ve 1990’lı yıllarda çevre ülkelerin içine düştüğü borç krizi
ile elde etmiştir. Petrol krizini izleyen yıllarda, Türkiye’nin de bulunduğu bazı
ülkelerin hesapsız borçlanmasıyla, karşılıklı diyalog yerini daha çok
uluslararası kredi kurumları yoluyla Çevre’ye kabul ettiren Merkez taleplerine
bırakmıştır.
1923-29 yılları arasında devlet, özel girişimi teşvik etmek için yoğun
çaba harcamıştır. Bu bağlamda 17 Şubat 1923’te, İzmir’de toplanan İzmir
İktisat Kongresi’nden çıkan en temel sonuç, Türkiye’nin büyük bir hızla
kalkınabilmesi için girişimci bir sınıfın yaratılması gerektiğidir. Bu çerçevede,
devletin her türlü teşvik ve özendirmelerin yanı sıra yerli sanayicinin
oluşabilmesi için belirli önlemleri alması gerektiği düşünülmüştür. Bu amaçla
yapılanların başında, devlet tekelleri kurularak daha sonra bunların
işletmesini özel sektöre devretmek gelmektedir.
sermaye ile ortak yatırım yapılmasının benimsenmesi Altın Kalkınma Planı ile
ilk kez gündeme getirilmiştir (Kepenek, 1990: 38).
Türk basınında öncü olan ilk gazete Takvim-i Vekayi, 1831 yılında
dönemin padişahı II. Mahmut’un desteğiyle yayın hayatına başlamıştır.
45
Haftada bir defa yayınlanmak üzere, resmi bir gazete olarak kurulan Takvim-i
Vekayi, resmi tebliğ ve haberlerin yayınlandığı; mali açıdan da dönemin
hükümetine bağlı olan bir gazetedir. Bu yapısı ile gazete, bir nevi devletin
resmi sözcüsü niteliğindedir ve yayınlanan makaleler esas olarak devletin
görüşlerini yansıtmaktadır.
II. Abdülhamit döneminde ilk basın yasası sayılacak olan 1864 tarihli
Matbuat Nizamnamesi çıkarılmıştır. 1852 tarihli Fransız Basın Yasası temel
alınarak hazırlanan bu Nizamname, hapis ve para cezalarının yanı sıra,
gazeteler için geçici ya da süresiz kapatma cezaları da getirmektedir. Bu
uygulama sonucu İstanbul’da çıkan gazetelerin sayısı dörde düşmüştür.
4
4 Mart 1925’te kabul edilen 578 sayılı “Takrir-i Sükun Kanunu’nda şu öngörülüyordu: “İrtica ve
isyana ve memleketin sosyal nizamını, huzur ve sükununu, güvenlik ve asayişini bozmaya yönelen her
türlü teşkilatı, tahrikleri, teşvikleri, teşebbüsleri ve yayınları, hükümet, Cumhurbaşkanı’nın onayıyla
yasaklamaya yetkilidir. Sanıkları hükümet, İstiklal Mahkemelerine verebilir (Önderoğlu, 2004: 66).
48
Çok partili dönemin basın açısından ayırt edici özelliği, geniş halk
kitlelerine hitap eden ve kısa zamanda yüksek tirajlara ulaşan yayınların
ortaya çıkmasıdır. 1950’li yıllarda çok partili hayata geçiş ile renklenen siyasi
yaşam, teknolojik gelişmeler ve giderek güçlenmeye başlayan sermayenin
medyaya yönelik yatırımları, basının da farklı bir mecraya doğru akmasına
neden olmuştur. Bu bağlamda 1950’li yıllarda basın sektörü, fikir
gazeteciliğinden kitlesel gazeteciliğe doğru evrilmeye başlamaktadır.
Öte yandan, 1980’li yıllara oranla daha çoğulcu bir yapı arz eden yazılı
medya, bu yıllarda yaşanan bir takım gelişmelerden sonra özellikle mülkiyet,
maliyet ve finansman açılarından çok ciddi değişimlere uğramıştır. 1980
sonrasında değişen bu medya ortamının en önemli unsuru, mülkiyette ve
alanda yatırım yapan sermayenin niteliğine ilişkindir. Geleneksel medya
sahipliği, yerini medya dışı sektörlerdeki büyük sermaye gruplarının egemen
olduğu yeni medya sahipliğine bırakmış; medya sektörünün dışında kalan
çeşitli sektörlerdeki sermaye grupları, yatırımlarını bu alana yöneltmişlerdir.
eski oyuncuların bir bölümü sektör dışında kalmıştır. Bunların yerini alan yeni
sermaye gruplarının benimsediği kurallar da esasında dünya ölçeğinde
yeniden yapılanmakta olan ekonominin ve teknolojik olanakların medya
şirketlerine dayattığı büyüme kurallarından farklı değildir. Buna göre
medyanın olası bütün alanlarına dikey, yatay ve çapraz büyüme yoluyla
nüfuz etmek ve medyanın sinerjisinden yararlanmak başlıca kural veya
yöntem olarak belirginlik kazanmaktadır.
Güneş Gazetesi:
Tercüman Gazetesi:
Doğan Holding’in 2006 net dönem kârı, 2005 yılına göre yüzde 95 oranında
bir artış ile 892 milyon YTL’ye ulaşmıştır (www.dogan holding.com).
Çukurova Grubu
Uzan Grubu
Star TV’ye el koymuş ardından kanal 306 milyon 500 bin dolarla Doğan
Grubu’na satılmıştır.
Doğuş Grubu
“1980 yılında toplam tiraj, 2.7 milyon düzeyinde olup ilk dört
gazetenin payı, yüzde 60 oranındadır. Bu oranlar 1985 yılında
sırasıyla 3.2 milyon günlük satışa ve ilk dört gazete açısından
toplam satış içindeki payı, yüzde 54 oranına ulaşmaktadır. 1990
yılı verilerine göre Türkiye’deki toplam günlük gazetelerin satışı 3.6
milyon olmuştur. Toplam içindeki ilk dört gazetenin payı, yüzde 57
oranında, ilk iki gazetenin payı ise yüzde 33 oranındadır.
5
1 Ağustos 1996 tarihinde kabul edilen “Promosyon Yasası” promosyonlu satışlarda basına ağır
cezalar getirmektedir. Yine 15 Ocak 1997 tarihinde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunla TBMM
promosyonu fiilen yasaklamıştır.
69
Türk medya sektöründe önemli bir pazar payına sahip olan diğer iki
Grup da Doğan örneğinde olduğu gibi medya dışı sektörlerde de faaliyet
gösteren (enerji, finans, endüstri, inşaat, taşımacılık ve hizmet) Çukurova ve
Doğuş Gruplarıdır.
6
Ciner Grubu’nun bu üç sektördeki ve diğer sektördeki pazar payları bir sonraki bölümde ayrıntılı
olarak incelenecektir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
CİNER GRUBU VE MEDYA ŞİRKETLERİ
7
Park Grup, Aralık 2004 tarihinden itibaren Ciner Grubu adı altında faaliyet gösterme kararı almıştır.
Madencilik, hizmet, turizm ve medya alanlarında Park Holding, Merkez Yayın Holding ve Enerji
75
Ciner Medya Grubu, Ciner Ticaret, Sanayi ve Hizmet Grubu, Ciner Grubu
İştirakleri adı altında dört alanda faaliyet göstermektedir. Grup,
www.cinergroup.com.tr adresli internet sitesinde kendini şöyle
tanımlamaktadır:
Yatırım Holding çatıları altında faaliyet gösteren Grup, 2004 yılında bir 'çatı' örgütlenme gereğiyle
Ciner Grubu adını kullanacağını açıklamıştır.
76
ENENERJİ VE MADENCİLİK
Park Termik Elektrik Sanayii ve Ticaret A.Ş.
Park Teknik Elektrik Madencilik Turizm Sanayi ve Tic.A.Ş.
Park Maden Enerji Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi.
Park Enerji Ekipmanları Madencilik Sanayii ve Ticaret A.Ş.
Park Elektrik Madencilik Sanayii ve Ticaret A.Ş.
Park Demir Maden Sanayii ve Ticaret A.Ş.
Ceytaş Madencilik Tekstil Sanayii ve Ticaret A.Ş.
Eti Soda Üretim Pazarlama Nakliyat ve Elektrik Üretim
Sanayii ve Ticaret A.Ş.
Park Toptan Elektrik Enerjisi Satış Sanayii ve Ticaret A.Ş.
Silopi Elektrik Üretim A.Ş.
Park Alüminyum Endüstrisi Sanayii ve Ticaret A.Ş.
TİCARET SANAYİ VE HİZMET
Park Havacılık Taşımacılık ve Ticaret A.Ş.
Ceysan Ceyhan Dokuma Sanayii A.Ş.
Park İthalat İhracat ve Ticaret A.Ş.
Park Makine Yedek Parça Sanayii ve Ticaret A.Ş.
Park Tıp Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi
Havaş Turizm Seyahat ve Kargo Taşımacılığı A.Ş.
Larespark Hotel - Taksim / İstanbul (Cinerler Ltd.)
Larespark Hotel - Lara/Antalya - Lares Turizm İnşaat
77
Merkez Yayın Holding A.Ş.’nin %99 ortaklık payı ile kontrol ettiği
Merkez Gazete ve Dergi Basım Yayıncılık ve Sanayi Ticaret A.Ş. (Merkez
Gazete) toplam beş adet gazetenin lisansına sahip olup, (Sabah, Takvim,
Pas Fotomaç, Yeni Asır, Sabah Almanya) bunlardan üçünü doğrudan, birini
Merkez İzmir Gazete Dergi Basım Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. (Merkez
İzmir) ve birini de Merkez Sabah Atv GmbH (Merkez GmbH) vasıtasıyla
yayınlamaktadır:
Bilgin Grubu’na tahsisli İzmir Baskı Tesisi dışındaki tesislerin Merkez Yayın
Holding A.Ş. mülkiyetinde olup Merkez Matbaacılığa kiralandığı
anlaşılmaktadır (Rekabet Kurumu, 2007).
Söz konusu şirket, ülke çapında faal olan iki dağıtım şirketinden
birisidir. Diğer dağıtım şirketi ise Doğan Grubu’na aittir. Doğan Grubu, Doğan
Dağıtım ve Pazarlama A.Ş. ve YAYSAT Yayın Satış Pazarlama ve Dağıtım
A.Ş. adlı iki şirketi ile gazete ve dergi dağıtımı faaliyetini devam ettirmektedir.
Gazete ve dergi dağıtımı piyasası ülkemizde düopol niteliği arz etmektedir ve
dağıtım ağı kurmanın maliyetli olması ve bu ağı besleyecek ölçeğe
ulaşmanın zor olması nedeniyle, gazete ve dergi yayıncılığı alanında belirli
bir büyüklüğe ulaşamayan teşebbüslerin piyasanın dağıtım seviyesine
girmeleri beklenmemektedir (Rekabet Kurumu, 2007). Piyasaya ilişkin pazar
payları şu şekildedir.
2004 Gazete 63 37
Dergi 70 30
2005 Gazete 60 40
Dergi 68 32
2006 Gazete 61 39
Dergi 66 34
2007/5 Gazete 61 39
Dergi 64 36
Kaynak: Rekabet Kurumu
Bigin, Turgay Ciner, Önay Şevket Bilgin, Zafer Mutlu, Mustafa Dinçer,
İbrahim Başol, Ertin Akgüç, Süleyman Yaşar.
Ciner ile kurulan ortaklıktan kısa bir süre sonra 27 Ekim 2000
tarihinde, Etibank TMSF’ye devredilmiştir. Bu devir sonrasında Banka’nın
hissedarı ve yönetim kurulu üyelerinin mal varlıklarına ihtiyati tedbir
konulmuş, Medya Holding A.Ş., Medya Sabah Holding A.Ş. ve Bilgin Holding
A.Ş.’nin malvarlığı ve iştirakleri ya da bağlı ortaklıkları üzerinde Bilgin
Grubu’nun tasarrufta bulunma hakkı kısıtlanmıştır.
3 Mayıs 2005 tarihinde ise Turgay Ciner, Sabah ve ATV başta olmak
üzere Dinç Bilgin’e ait Medya Grubu şirketlerini almak üzere TMSF ile bir
anlaşma imzalamıştır. Ciner’in 10 yıl içinde TMSF’ye 433 milyon dolar
ödemesini öngören anlaşma ile Bilgin’e ait medya şirketleri Merkez Grubu’na
devredilmiştir.
8
Turgay Ciner’e yönelik iddia ve suçlamalar ilerleyen bölümlerde ele alınacaktır.
93
Söyleşinin devamında ise Ciner, esas amacını “Esas temeli şu: Biz
basın ve medyaya bir endüstri olarak bakıyoruz. Bu sektörde rehabilite
edebileceğimiz işletmeler gördüğümüz için zamanında o şekilde girdik”
sözleriyle dile getirmektedir:
Grup, 2004 yılında Park Holding ve Park Enerji Yatırım Holding ile
madencilik, enerji, hizmet turizm ve medya alanında faaliyet gösteren çok
sayıda şirketini "Ciner Grubu" adıyla tek şemsiye altında toplamıştır.
2004 yılına ait ciro büyüklüklerinin 1.4 milyar dolar olduğunu söyleyen
Ciner, 10 yıl içerisinde Türkiye’nin en büyük Grubu olmayı hedeflediklerini
açıklayarak bu hedefi şu sözlerle anlatmıştır (Cumhuriyet, 25.12.2004):
4.2.2. Medya Kârlı Bir Sektör Mü? Ciner: “Kâr Etmediğimiz Yerde
Bulunmayız”
Geniş bir meta üretimi ve dağıtım ağına sahip olan medya sektöründe
asıl amaç kâr mıdır? Sönmez’e (2003: 32) göre azami kâr motifine dayalı
genel kapitalizm kuralı, medya sektörü için her zaman geçerli olmaz. Çünkü
medyanın bu dala yatırım yapmış olanlara maddi kazancın dışında başka
faydaları, getirileri de vardır. O da kitlelere ulaşabilme, onlara istenen mesajı
verebilme, etkileyebilme bundan dolayı bir iktidarı, gücü kullanma, paylaşma,
bu gücü rakiplerine, siyasi erke karşı gereğinde bir savunma ya da saldırı
gücü olarak kullanabilme olanağıdır.
9
Ciner’in En Zengin 100 Türk listesinde yer almasını “Ciner, Koç ve Şahenk’ten Zengin mi?” başlıklı
bir haberle eleştiren Vatan gazetesi, “Listeyi değerlendiren iş dünyası ‘Yeni kavram. Kağıt üstünde
zengin olmak. Eğer bir de derginiz varsa, kuşe kağıt üstünde zengin olma imkanınız da var. Darısı her
işadamının başına’ derken, liste inandırıcı bulunmadı” yorumunda bulunmuştur.
97
Dağıtım şirketleri, medya grupları için önemli bir güç olmakta, bu yolla
hem küçük gazete ve dergileri kendilerine bağımlı kılmakta, hem de
sektördeki reklam pazarını denetleme olanağını elde etmektedirler.
Yakın tarihe göz atıldığında büyük bir pazar olan dağıtım sektörünün
medya grupları tarafından zaman zaman kartel anlaşmalarıyla hakimiyet
altına alınmaya çalışıldığı görülmektedir. Örneğin 1996 yılında Doğan ve
Bilgin Grupları dağıtım şirketleri BBD ve Yay-Sat’ı birleştirerek dağıtımda bir
anda piyasanın tamamına yakınını kontrolleri altına almışlardır. 1998 yılında
gazete dağıtımı piyasasında Yay-sat %65, BBD %35; dergi dağıtımı
piyasasında Yay-sat %67, BBD %33’lük bir payla piyasanın tamamına hakim
konumdadır.
Hatta, üç, dört, beş vs. olması lazım. Kim başarılıysa, kim daha iyi
mal üretiyorsa bu rekabet ahlakı içinde bu işin yapılması gerekir. Bel
altından vurarak, kafasına odun indirerek, bir gecenin karanlığında
yere ip gerip adama çelme atarak iş görmeye gerek yok. Bizim
yaptığımız iş gayet basit, açık ve net. Sektörde bir boşluk gördük.
Herkes önce benim gazeteciliğe girdiğimi tahmin etti, ama ben bu
sektöre dağıtımdan girdim. Bu işin nefes borusunun açık olması
lazım. Çünkü önemli bir iş.”
Ciner, aynı söyleşide “Yeni dağıtım şirketi hayata geçtikten sonra hâlâ
gruplar arasında o eski, kıran kırana rekabet devam eder mi?” sorusuna
“kalitenin okuyucu talebine göre oluşacağını” ifade ederek, şu şekilde yanıt
vermektedir:
TMSF tarafından aynı gün içinde yapılan bir açıklama ile aralarında
ATV ve Sabah’ın da bulunduğu yaklaşık 20 medya kuruluşunun satış
işleminin başlatıldığı bildirilmiştir. Yapılan açıklamada “Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu, Medya/Merkez Grubu borçlularının mülkiyetinde bulunan
televizyon ve gazete varlıklarından oluşan ATV-Sabah Ticari ve İktisadi
Bütünlüğünü 1.100.000.000 ABD Doları bedelle satışa çıkarmıştır”
denilmiştir. Açıklamaya göre satışa konu Ticari ve İktisadi Bütünlük
kapsamında başlıca ATV Televizyonu, Radyo City, Sabah, Takvim,
Günaydın, Yeni Asır ve Pas Fotomaç gazeteleri ile Bebeğim ve Biz Merkez,
Sinema Merkez, Sofra Merkez, Home Art Merkez, Şamdan Plus, Yeni
Aktüel, Para, Global Enerji Merkez, Transport, Hukuki Perspektifler Dergileri
bulunmaktadır.
Yüksek Kurulu’nu, HAVAŞ ihalesinde yüzde 60’lık pay için en yüksek teklifi
veren Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfi Topal’ın uyuşturucu bağlantısı olduğu
konusunda uyarmıştır. HAVAŞ özelleştirmesine en yüksek teklifi veren Ömer
Lütfi Topal’ın aynı günlerde İnterpol tarafından aranmasının basına
sızdırılması ve Topal’ın ihaleden çekilmek zorunda kalarak ihalenin Turgay
Ciner’e kalması da özelleştirme sürecinde ardında en çok soru işareti
bırakan olaylar arasında yer almıştır.
bulunmuştur. Ciner Grubu, 2005 yılında ise Aytemiz Petrolle akaryakıt, LPG
ve doğalgazda yüzde 50-50 oranında ortaklık kurmuştur. 2006 yılında Akpet
adıyla süren ortaklık, Aydın Doğan ve Turgay Ciner’in medya sektöründeki
rekabetinin akaryakıt sektörüne taşınması olarak yorumlanmıştır (Aksiyon,
11.9.2006).
10
Sonuç ve Değerlendirme kısmında, Ciner Medya Grubu’nun pazar paylarına yönelik kullanılan bu
veriler, TMSF tarafından Grubun bazı medya şirketlerine el koyulmadan önceki süreci içeren
verilerdir.
113
ADAKLI, Gülseren
2001 “Yayıncılık Alanında Mülkiyet ve Kontrol”, D.B. KEJANLIOĞLU,
S. ÇELENK, G. ADAKLI (Der), Medya Politikaları. Ankara:
İmge Yayınevi. 145-204.
ALEMDAR, Korkmaz
1981 “Türkiye’de Çağdaş Haberleşmenin Tarihsel Kökenleri, iletişim
Sosyolojisi Üzerine Bir Deneme”, Ankara İktisadi ve Ticari
İlimler Akademisi Yayınları: 165
ALEMDAR, Korkmaz
1999 “Osmanlı Basınına Genel Bakış”, Osmanlı Basın Yaşamı
Sempozyumu, Ankara: G.Ü İletişim Fakültesi Yayını.
BAŞARAN, Funda
1999 İletişim ve Emperyalizm: Türkiye'de Telekomünikasyonun
Ekonomi Politiği, Ankara: Ütopya Yayınları.
BEAUD, Michel
2003 Kapitalizmin Tarihi, çev. Fikret BAŞKAYA, Ankara: Dost
Yayınevi.
BİLGİ, Alaattin
1992 Kapital Özet ve Kılavuz, Ankara: Yurt Kitap-Yayın.
BORATAV, Korkut
2003 Türkiye İktisat Tarihi: 1908-2002, Ankara: İmge Yayınevi.
117
BOYD-BARRET, Oliver
2006 “Ekonomi Politik Yaklaşım”, çev. Levent YAYLAGÜL, Kitle
İletişiminin Ekonomi Politiği, Ankara: Dalbaz Yayıncılık. 1-13.
DURSUN, Çiler
2001 TV Haberlerinde İdeoloji, Ankara: İmge Kitapevi.
EKZEN, Nazif
1999 “Medya ve Ekonomi: Türk Basın Endüstrisinde Yoğunlaşma-
Toplulaşma-Tekelleşme Yapısı”, A. KAYA (Der), Medya Gücü
ve Demokratik Kurumlar, İstanbul: Afa ve TÜSES. 145-204.
ERDOĞAN, İrfan
2000 Kapitalizm, Kalkınma, Postmodernizm ve İletişim, Ankara:
Erk Yayınları
ERDOĞAN, İrfan
2002 İletişimi Anlamak, Ankara: Erk Yayınları
GEÇGİL, A. Bayram
2005 “Medya Piyasalarında Hukuki Düzenlemeler Ve Rekabet
Hukuku Uygulamaları”
(www.rekabet.gov.tr/word/4donemuzmantez/ gecgil.doc).
(Erişim Tarihi: 2.20.2007)
118
GERAY, Haluk
2005 “İktisat ve İletişim İlişkisi Üzerine” F. BAŞARAN ve H. GERAY
(Der). İletişim Ağlarının Ekonomisi, Ankara: Siyasal Kitapevi.
9-33.
GERAY, Haluk
2003 İletişim ve Teknoloji Uluslararası Birikim Düzeninde Yeni “
Medya Politikaları, Ankara: Ütopya Yayınevi.
GÜNGÖR, Nazife
1999 “Osmanlı Basın Yaşamı Sempozyumu Üzerine Genel Bir
Değerlendirme”. Osmanlı Basın Yaşamı Sempozyumu,
Ankara: G.Ü İletişim Fakültesi Yayını.
IRMAK, Esin
1992 Dünden Bugüne Kapitalist Gelişme Ve Türkiye Ekonomisi,
İstanbul: Etki Yayınları.
IŞIK, Metin
2005 Kitle İletişim Teorilerine Giriş, Konya: Eğitim Kitapevi.
IŞIKLI, Alpaslan
1983 Bir Başka İktisat Yeni Muhafazakâr, Friedmancı, Monetarist
Görüş Üzerine İncelemeler ve Öneriler, İstanbul: Alan
Yayıncılık.
KAYA, Raşit
1984 “Demokratikleşme Açısından Araştırmacının Ölçütleri”, Basın
80-84, Ankara: ÇGD Yayınları.
KAYA, Raşit
1999 “Türkiye’de 1980 Sonrası Medyanın Gelişimi ve İdeoloji
Gereksinimi”, Türk-İş Yıllığı, cilt: 2. 633-660.
KAZGAN, Gülten
1995 Yeni Ekonomik Düzende Türkiye’nin Yeri, İstanbul: Altın
Kitaplar Yayınevi.
KEJANLIOĞLU, D. Beybin
2004 Türkiye’de Medyanın Dönüşümü, Ankara: İmge Kitapevi.
KEPENEK, Yakup
1990 100 Soruda Gelişimi, Sorunları ve Özelleştirmeleriyle
Türkiye’de Kamu İktisadi Teşekkülleri, İstanbul: Gerçek
Yayınevi.
119
KOLOĞLU, Orhan
2004 “Bab-ı Ali’den İkitelli’ye Geçerken Gazetecilik”, D. TILIÇ (Der),
Türkiye’de Gazetecilik, Ankara: ÇGD Yayınları. 26-37.
KÜÇÜKÖMER, İdris
2002 Düzenin Yabancılaşması, Ankara: Bağlam Yayınları.
MARX, Karl
1993 Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, Ankara: Sol Yayınları.
MCNELL, H. William
2001 Dünya Tarihi, çev: A. ŞENEL, Ankara: İmge Kitapevi.
NEBİLER, Halil
1995 Medyanın Ekonomi Politiği: Türk Basınında Tekelleşme ve
Basın Ahlakının Çöküşü, İstanbul: Sarmal Yayınları.
NİKİTİN, P
1995 Ekonomi Politik. Çev: H. KONUR, Ankara: Sol Yayınları.
ÖNDEROĞLU, Erol
2004 “Cumhuriyet’in İlanından Günümüze Basın Özgürlüğü”,
D. TILIÇ (Der), Türkiye’de Gazetecilik, Ankara: ÇGD
Yayınları. 64-90.
POLITZER, Georges
1990 Felsefenin Temel İlkeleri, Ankara: Sol Yayınları
SAVRAN, Sungur
1998 “Yeni Dünya Düzen(sizliği), Küreselleşme, Özelleştirme”, Yeni
Dünya Düzeni ve Özelleştirmeler, Ankara: Türk Tabipler
Birliği.7-20.
SÖNMEZ, Mustafa
2003 Filler ve Çimenler: Medya ve Finans Sektöründe Doğan/Anti
Doğan Savaşı, Ankara: İletişim Yayınları.
SÖNMEZ, Mustafa
2004 “Türkiye Medyasında Yeni Sahiplik Yapısı: Cepheler ve
Profiller”, D. TILIÇ (Der), Türkiye’de Gazetecilik, Ankara: ÇGD
Yayınları. 90-107.
120
SÖYLEMEZ, Alev
1998 Medya Ekonomisi ve Türkiye Örneği, Ankara: Haberal Eğitim
Vakfı.
ŞAYLAN, Gencay,
1994 Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi, Ankara: İmge
Yayınevi.
TALAS, Cahit
1999 Ekonomik Sistemler, Ankara: İmge Yayınevi.
TILIÇ, Doğan
2004 Türkiye’de Gazetecilik, Ankara: ÇGD Yayınları
TUNCEL, Hakan
1994 “Bab-ı Ali’den İkitelli’ye”, Birikim, Sayı: 64. 33-38.
TOKGÖZ, Oya
1992 Temel Gazetecilik, Ankara: İmge Yayınevi.
ULUÇ, Güliz
2003 Küreselleşen Medya: İktidar Ve Mücadele Alanı: Olanaklar-
Sorunlar-Tartışmalar, İstanbul: Anahtar Kitaplar
YÖRÜKOĞLU, Alper
1993 “Burjuva Ekonomi Politiği Ve Bunalım”, Özgürlük Dünyası
Aylık Sosyalist Teori ve Politika Dergisi, sayı: 67.
121
GAZETE VE DERGİLER
İNTERNET ADRESLERİ
Anahtar Sözcükler:
1. İletişim
2. Kapitalizm
3. Medya
4. Mülkiyet
5. Özelleştirme
ABSTRACT
The subject of this study is the period of change in the structure of the
ownership and possession in Turkish press sector and as an example, the
media establishments owned by Ciner Media Group.
While this evaluation has been done, the study was not only limited to
the developments in Turkey; by the purpose of displaying an holistic and
historical study, first of all, it was handled within the frame of historical,
economic and political periods that have been lived worldwide.
Key Words:
1. Communication
2. Capitalism
3. Media
4. Ownership
5. Privatization