You are on page 1of 11

Türkiye’de bulunan büyük toprak gruplarının sınıflandrılması

Sınıflandırmada amaç, sınıflandırılması istenilen varlıkları benzer ve farklı özelliklerine göre belirli gruplar
içerisinde toplamak ve bunların aralarındaki benzer ve farklı ilişkileri açıklamada kolaylık sağlamaktır.

Günümüzde kullanılan toprak sınıflandırma sistemleri, Botanik ve Zooloji bilimlerinde bitki ve hayvanların
sınıflandırılmasındaki amaç ve kolaylığı sağlamaktaki ilkeler düşünülerek önerilip geliştirilmiş ve toprakların
genetik oluşum özelliklerine göre, belirli Ordo (sıra), Alt Ordo (alt sıra), Büyük Grup, Alt grup, Familya,Seri (tip ve
faz) gibi kategoriler içerisinde toplanarak incelenmeleri kabul edilmiştir. İklim, vejetasyon, ana materyal,
topografya ve zaman faktörlerinden etkisi altında fiziksel,kimyasal ve biyolojik olaylar sonucu farklı özellikler
kazanan topraklar genetik oluşumları ve yayılma alanlarına göre bütün dünyada en büyük sınıflandırma kategorisi
olarak üç ordo (sıra) içerisinde toplanmaktadır.

   1. Zonal Topraklar
   2. İntrazonal topraklar
   3. Azonal topraklar

3.1. Zonal Topraklar

Dünya üzerinde geniş kuşaklar halinde yayılan zonal toprakların oluşumlarında, genetik oluşum faktörlerinden
iklim ve bitki örtüsü, ana materyal, topografya ve zaman faktörlerinin etkilerini önemli ölçüde örtmüş ve bu
topraklar iklim bölgeleri esas alınarak alt ordo’ lara (alt sıralara) ve büyük toprak gruplarına ayrılmışlardır.

Türkiye’ de yayılma gösteren Zonal topraklarda bu genel kaideye uygun bir dağılım gösterirler. Örneğin Akdeniz
iklim bölgelerinin karakteristik kırmızı toprakları (Terra-rossalar), kuzey ve Batı Anadolu’ da nemli iklim
bölgelerinin podsolik toprakları, Orta Anadolu Bölgesi kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinin, Kahverengi,kırmızı-
kahverengi, Sierozem Toprakları ile Yarı kurak-yarı nemli iklim bölgelerinin Kestane renkli, Kırmızımsı Kestane
renkli toprakları, Türkiye’deki farklı iklim bölgelerinde iklim faktörleri ve bitki örtüsünün belirgin izlerini taşıyan
topraklardır. Bu toprakların oluşumunda materyal, topografya ve drenaj gibi lokal etkilerde iklim ve bitki örtüsünün
etkilerini güçlendirmektedir. Zonal Topraklarda profil oluşumu ve morfolojik yapı karakteristik ayrımlar gösterir,
oluşumlarında etken olan genetik olaylar Podsolloşma, Lateritleşme ve Kalsifikasyon ( Kireç Birikmesi ) dir.
Horizon sınırları belirgindir ve A/B/C horizonları ile yıkanma ( ellüviyal ) ve birikme ( illüviyal ) horizonları; iklim ve
yağış faktörlerinin etkisine bağlı olarak kolayca ayırt edilir.

3.2. İntrazonal Topraklar

İklim ve bitki örtüsünün toprak oluşumu üzerine olan bariz etkileri ana materyal, topograf ve drenaj gibi lokal
faktörlerin etkisi ile örtülmüş veya oluşumlarında aşırı ıslaklık, kötü drenaj, tuzluluk ve alkalilik veya ana materyalin
fazla oranda kalsiyum karbonat içermesi gibi faktörler topraklara karakteristik özellikler kazandırmışlardır. Bir çok
özellikleri bakımından İntrazonal topraklar, zonal topraklara benzerler fakat belirli bir iklim kuşağı ve bitki örtüsü
için tipik özellikleri taşımayabilirler. Fakat zonal toprakların arasında bulunduklarından intrazonal topraklar olarak
adlandırılmışlardır. Oluşumlarında etken olan olaylar Tuzlulaşma, Alkolileşme ve Gleyleşmedir.

Ülkemizde bulunan İntrazonal topraklada yukarıda belirtilen genel prensiplere uygun bir oluşum gösterirler.
Örneğin, topografya ve drenaj faktörlerinin etkisi altında oluşmuş Tuzlu ve Alkali Topraklar, kireçli ana materyalin
belirgin izlerini taşıyan Rendzina, Grumusol ve Kahverengi Orman Toprakları ile aşırı ıslaklık ve kötü drenaj
faktörlerinin etkisi altında oluşmuş Hidromorfik Alluviyal Topraklar yer yer zonal topraklarla karışmış olarak
bulunur.

3.3. Azonal Topraklar

Oluşumlarında diğer toprak Ordo’larından farklı olarak iklim ve bitki örtüsü gibi aktif faktörler ile topografya ve ana
madde gibi pasif faktörlerin etkileri sonucu belirli morfolojik özellikler ve profil karakteristikleri kazanımı için yeterli
zaman süreci geçmemiş genç topraklardır. Horizon oluşumu ve katmanlaşma hiç yok veya sınırlı düzeydedir.
Yeni alluviyum ve kolluviyum yığıntıları üzerinde oluşan topraklar, azonal topraklara dahil edilir. Zonal ve
intrazonal topraklarla birlikte her yerde azonallere rastlanabilir. Türkiye’nin hemen her bölgesinde bulunan ve
verimli tarım arazilerini oluşturan Alluviyel topraklar ile Kolluviyal topraklar, Regosol topraklar ve taşlı karakterli
Lithosol topraklar azonal topraklara örnek olarak gösterilir.

Çizelge-7: Yeni Toprak Sınıflama Sistemi ( 7. Yaklaşım Sistemi )


Ordo Alterdo Eski Sisteme Göre Yaklaşık Büyük Toprak Grupları
Az gelişmiş gley ( bütün bölgelerde)
Ham toprak (sierozem), Renkler, Kumlu alluvial topraklar ( bütün
1.1.Aquent
bölgelerde)
1.2.Psammen
Ham toprak ( sierozem ), Ranker, alluvial topraklar kurak
1. Entisol t
bölgelerde)
1.3.Ustent
Ham toprak ( sierozem ), milli ve kilce zengin materyaller üzerinde,
1.4.Udent
nemli bölgelerin Ranker toprakları, erozyona uğramış topraklar,
kolluvial topraklar, çimli ( çayır toprakları v.s)
2. 2.1. Aquert
Grumusol ( smonitza) toprakları v.s
Versitol 2.2. Ustert
Gley,Preudgley, Tundragley ve Marş toprakları
3.1. Aquept Ando Toprakları
3. 3.2. Andept Koyu renkli çürümüş veya ham humus horizonlu kahverengi ve
İnceptisol 3.3. Umbrept ranker toprakları
3.4. Ochrept Açık renkte, çürümüş veya süpürüntü şekilli organik horizona sahip
ranker ve kahverengi topraklar.
Çöl toprakları, yarı çöl toprakları, solonchak ( tuzlu ) topraklar,
ranker toprakları, ham topraklar (sierozem) ve arid bölgelerin Bt
4. 4.1. Orthid
horizonu olamayan diğer toprakları, rendzinalar vs. Çöl toprakları,
Aridisol 4.2. Argid
kırmızı çöl toprakları, solonetz ( alkali ) topraklar ve Bt horizonlu
diğer kurak bölge toprakları.
Humusça zengin Rendzina topraklar
5.1 Rendols Humusça zengin Pseudagley (plenasol), solonetz (alkali) ve solod
5.2 Albolls (degrade alkali) toprakları vs.
5. 5.3 Uldolls Humusca zengin Gley toprakları, tuzlu ve alkali toprakları ve bazı
Mollisol 5.4. Altoll çayır toprakarları
5.5. Udolls Çernoziem Toprakarı
5.6. Ustoll Brunizem toprakları
Kestane renkli topraklar
6.1. Aquod Gley-podsel’ler ( Bütün bölgelerde )
6. 6.2. Humod Humus podsoller ( çalılık vegetasyon altında)
Spodsol 6.3. Orthod Kahverengi podsolik ve Humus demir podsoller
6.4. Ferrod Demir podsol toprakları
Pseudogley-Para braunerde ( plansel topraklar) Degrade
7.1. Aqualfs
çernoziemler ve podsoller arasındaki geçit tipleri. Para braunerde.
7.2. Altalfs
7. Alfisol Kireçsiz Kahverengi Akdeniz iklim kuşağı toprakları ( Akdeniz
7.3. Udalfs
ikliminden subtropikal iklim bölgelerine kadar ) Akdeniz kızıl
7.4. Ustals
toprakları ve diğerleri.
Killi bünyeli, kırmızı renkli Gley toprakları
Kırmızı-Sarı podsolik topraklar Kırmızı kahverengi lateritik
8. Ultisol 8. Ultisol
topraklar
Yarı bataklık toprakları
9.1. Aquox
9.2. Acrox
Taban suyu laterit toprakları
9. Oxisol 9.3. Udox
Latosol toprakları
9.4. Ustox
9.5. İdex
10. 10.1.Fibrist Turba ( Peat ) toprakları
10.2. Saprist Bataklık ( Muck ) toprakları
Mistosol 10.3. Folist Moor’dan, Anmoorg’eye kadar değişen ıslak ve bataklık topraklar.
10.4. Hemist Moor’dan, Anmoorg’eye kadar değişen ıslak ve bataklık topraklar.
 4. Türkiye’de bulunan zonal topraklar

4.1.Kireçsiz Kahverengi Topraklar ( Alfisol ) :

Zonal Topraklar ordosunun “Çayır-Orman Arazisi Geçit Toprakları” alt ordosuna giren büyük toprak grubudur. 7.
tahmin sisteminde ( 7th Approximation ) ise Alfisol ordosunun Udalf alt ordosuna dahil edilen bu büyük toprak
grubunun oluşumunda tol oynayan olaylar zayıf podsollaşma ve kalsifikasyondur. Bu topraklar ılıman yağışlıdan
ılıman az yağışıyla kadar değişen iklim kuşaklarından oluşabilirler. İlk defa Çin’de görülen ve Kahverengi
Topraklar grubuna dahil edilen bu topraklar, Kahverengi toprakların girmiş olduğu pedocallerle ters özellikler
gösterdiklerinden daha sonraları Shantung veya Kahverengi Shantung olarak adlandırılmıştır. Bu toprakların
oluştukları yerlerde yıllık yağış ortalaması 500-800 mm. arasında ve yıllık sıcaklık ortalaması 14-180C’dir.

Bu büyük toprak grubu genellikle kireç formasyonları içermeyen ana materyaller üzerinde oluşur. Diğer bir deyişle
bunlar mağmatik kayalar üzerinde, “ yıllık yağışı 500-800 mm.” olan ılıman Akdeniz iklim tipinin görüldüğü
yerlerde oluşurlar. Bu topraklar bazen marn, kil taşı ( clay stone ), kireçli sedimentler ( ki bunlar SiO2) ve nehir
teraslarında farklı ana materyaller üzerinde de oluşabilirler. Bu topraklar iyi gelişmiş bir A horizonuna rastlanılır. A
horizonu graniler strüktürde, mull tipinde organik madde içeren, kahverengi ve sarımsı kahverengi renler arasında
değişen renklerde ve kumlu tınlıdan kumluya kadar varyasyon gösteren bünyeye sahip bir horizondur.

A horizonunun altında uzanan ve genllikle A horizonuna nazaran daha fazla bir kil yığılması görülen B horizonu;
prizmatik veya granüler strüktüre sahiptir. B horizonunun rengi A’ya göre daha kırmızı ve daha parlaktır. Bu renk
yıkanan Fe ve Mn oksitlerinden ileri gelir.

Bu toprakların doğal bitki örtüsü, orman örtüsü ve çayır bitkileridir. İğne yapraklı ormanların ve çayır formasyonlu
makilere de rastlanır. Toprak reaksiyonu asit, nötr veya bazen de hafif Alkanen’dir. Bazla doygunluk %’leri nadiren
%100 olup genellikle %100’ün altındadır. Bu topraklar kalkerli ana materyaller üzerinde de görülürlerse de esas
ana materyalleri mağmatik kayalardır. Bunlar Redzina, Terra rossa, kahverengi orman toprakları ve
Grumusol’lerle ve bazen de podsolik topraklarla sınıf oluştururlar. Ülkemizde en çok yayıldıkları alanlar Ege,
Marmara, Batı Karadeniz, Akdeniz kıyı şeridi ve özellikle Trakya bölgeleridir. Türkiye genelinde kapladıkları alan
2.551.300 ha kadardır. Genellikle eğimli arazi düzeylerini örten Kireçsiz kahverengi toprakların 400 ha’sı hafif ve
orta derecede eğimli olup, toplamın %23.5’ini oluşturan 600.000 ha’sında tarım yapılabilmektedir. Uygulanan
Yaygın tarım sistemi buğdaygiller ve ayçiçeği ile, bazı baklagiller ve diğer bölgesel bitki türlerinin ziraatı
şeklindedir. Bu topraklarda hakim kil minerali montmorillonittir.

Çizelge 8: İzmir-Aliağa Kireçsiz Toprak Profili

Horizon Derinlik Bünye % CaCO3 PH % Org,Mad, K,D,K


A1 0-33 Killi 0,08 6,4 1,45 39,67
B21 33-63 Kumlu Killi Tın 0,11 6,68 0,52 50,58
C 63 + Kumlu Tın 0,2 7 0,31 52,2
Dr Andezit - - - - -
 Çizelge 9: Foça-Bağarası Kireçsiz Kahverengi Toprak Profili

Horizon Derinlik Bünye % CaCO3 PH % Org,Mad K,D,K


A1 0-25 Killi-Tın 0 6,8 1,62 36
B2 25-58 Killi 0 6,8 0,48 31,8
C1 58-95 Killi-Tın 0 7,6 0,15 32,6
C2 95-150 Killi-Tın 2,24 7,6 0,02 35
Dr 150+ - - - - -
 Kireçsiz Kahverengi Topraklar, organik madde, bitki besin maddelerinden azot ve fosforca fakir, orta derecede
verimlik kabiliyetine sahip topraklardır. Eğimli arazilerde erozyona çok hassastırlar. Çok şiddetli erozyon ile solum
tabakasının 1/3’nü kaybeden bu topraklar Lithosolik karakterde ve tarıma elverişli olmayan arazi görünümündedir.

4.2. Terra-Rossa Toprakları (Alfisol)

Zonal Topraklar ordosunun “Akdeniz İklim Tipine sahip Bölgelerin Kırmızı Lateritik Toprakları” alt ordosuna giren
Terra-rossa toprakları, Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerde sert ve yumuşak kayaları üzerinde oluşurlar.
7. tahmin sisteminde ise Terra-rossa’lar Alfisol ordosunun Ustalf alt ordosuna dahil edilirler. Akdeniz ikliminin
özelliği yazların sıcak ve kurak, kışların ise ılık ve yağışlı oluşudur. Yağışlar genellikle kış,ilk ve sonbahar
aylarında olup, yıllık ortalama yağış 600-900 mm. yıllık ortalama sıcaklık ise 16-180C ‘dedir. B u toprakların
oluşumu için Akdeniz iklim tipi ve kalkerli ana materyalin bulunması mutlak koşuldur. Biraz kırmızımsı-çayır
topraklarını andırırlar ve oluşumları bakımından Rendzinalar ile Kırmızı Çayır toprakları arsında bir geçit tipi
oluştururlar. Podsollaşma ve Kalsifikasyon olayı ile Lateritleşme olaylarının müşterek etkisi sonucu oluşmuşlardır.

Terrrossa’ ların en önemli özellikleri parlak kırmızı renkleri veren ve bazen %’ a kadar çıkan ve genellikle % 4-6
arasında bulunan serbest Fe2O3 (hematit) içeriğine sahip olmasıdır.

En karakteristik özellikleri gösteren Terra-Rossa topraklarının en saf kalker kayaları üzerinde oluştukları
saptanmıştır. Terra rossa’ların toprak yüzeyi büyük kalker moloz ve taşları ile kaplıdır. Ayrıca profilde köşeli kalker
parçaları görülür. B ve C horizonlarında bazen A horizonlarından kirecin yıkanması ve birikmesi sonucu yeniden
kristalleşmiş saf CaCO3 kristallerine rastlanılır.

A horizonları granüler strüktürde, killi bünyeli, nötr veya hafif alkali reaksiyondadır. Genellikle organik madde ve
kireççe fakirdir. A horizonunun rengi, B’ ye göre daha az parlaktır. Organik maddenin varlığı hematit’ rengini örter
ve koyulaştırır. B horizonu granüler, blokvari ve prizmavari stürktürde olabilir ve killi bir bünyeye sahiptir.
Oluşumunda podsollaşma ve kalsifikasyon olayının etkisi kilin bir kısmı A’ dan yıkanıp B’ye yığılmıştır. Serbest
demir oksitlerde A2 dan B’ye yıkandığından B horizonundaki miktarı %10’ a kadar çıkabilir. Rengi parlak
kırmızıdır. Kireçli ana materyal veya kalker ana kayası %99.42 oranında saf CaCO3’ten ibaret olabilir.

Terra-rossa’lar genellikle yüzeysel topraklardır. Doğal bitki örtüsü çevre bitkileri ve makilerdir. Eğimli arazileri
oluştururlar. Bu nedenle erozyonun aktif olduğu Lithosolik karakterde topraklardır.

C horizonuna genellikle rastlanılmaz, profil yapıları A/B/Dr şeklinde olur. Bazla doyulmuşluk %100’dür. Hakim
olan değişebilir katyonlar Ca ve Mg’dir.

Terra-rossa’lar, zirai değerleri bakımından düşük değerli topraklardır. Genellikle mera ve zeytinlik olarak
kullanırlar. Ülkemizde Akdeniz iklim tipinin hüküm sürdüğü sahil şerdi boyunca batı, güney ve güney doğu
Anadolu’da, Trakya’da ve İstanbul civarında bazen geniş alanlar halinde olmak üzere yayılma gösterirler. Türkiye
genelinde kapladıkları alan yaklaşık 1.800.000 ha kadar olup, bunun %22’si olan 400.000 ha’sında tarım
yapılmaktadır.

4.2.1. Kırmızımsı-Çayır Toprakları (Alfisol)

Güney Batı Anadolu’da ılıman Akdeniz ikliminin etkisi altında oluşmuş kırmızımsı renkte topraklar bulunmaktadır.
Zonal topraklar sırasına giren bu topraklar terra-rossa’lara çok benzerler. Yalnız daha ılık ve daha yağışlı bir
iklimin etkisi altında oluştuklarından daha fazla yıkanmış oldukları ileri sürülebilirse de, terra-rossalar’dan ayrı bir
büyük toprak grubu olup olmadıklarının saptanabilmesi veya aynı grupta incelenebilmeleri için daha detaylı arazi
etütleri ve laboratuar çalışmaları yapılması gerekmektedir.

Kırmızımsı çayır topraklarının kırmızımsı kahverengiden-kahverengiye kadar değişik olabilir, reaksiyonları nötr ile
hafif alkali arasındadır. Ana materyalleri çok kireçli kil depozitleri, kalkerlerin ayrışma ürünü olan marn, çakıllı
kumlu eski allüviyon yığıntıları olabilir. Oluştukları bölgelerde yıllık yağış ortalaması 1000 mm’dir. Doğal bitki
örtüleri yaprağını döken ağaçlardan meşe türleri, maki ve çalılar ve çeşitli çayır otlarıdır.

Bu topraklar, orta derecede verimli iyi drene olmuş topraklardır. Düz ve düze yakın arazilerde sulu ziraata ve
pamuk tarımına elverişlidirler. Ayrıca çeşitli tarla bitkileri,sebzeler ve narenciye tarımında bilgili bir gübreme ile
yüksek verim sağlamak mümkündür. Çünkü faydalı fosfor ve azot yönünden oldukça fakirdirler. Profil özellikleri
yönünden, fazla derin topraklar sayılmamaları nedeniyle meyilli arazilerde erozyon tehlikesi her zaman mevcuttur.
Bünyeleri killiden tınlıya kadar değişik olabilir. Yüzey toprağı genellikle kolayca dağılabilir. Koyu kırmızı-
kahverengi veren serbest demir oksit olup % 4’e kadar bulunabilir. Terra-rossa, Kırmızı Kahverengi Akdeniz
toprakları ve kireçli Regosol’ler ile yan yana bulunabilirler.
4.2.2. Kırmızı Kahverengi Akdeniz Toprakları (Alfisol)

Batı Akdeniz’de Antalya havzasının kuzeyi, doğu Akdeniz’de Mersin-Erdemli kıyı şeridi sekileri üzerinde, Seyhan
havzasında, Adana civarında ve Ceyhan havzasının güneyinde Kahverengi Orman Allüviyal, Kolluviyal, Kırmızısı-
Çayır ve Terra-rossa topraklarıyla birlikte bulunana bu topraklar genetik oluşumları, iklim koşulları, coğrafi
dağılışları, doğal bitki örtüsü ve profil özellikleri yönünden benzer özellik gösterdiklerinden Terra-Rossa
topraklarıyla birlikte incelenmektedirler. Terra-rossa topraklarına göre başlıca farklılıkları;

   1. Renkleri daha koyu ve kahverengiye yakındır,


   2. Profil daha derin gövdeli ve üst toprak katmanının organik madde kapsamı daha yüksektir

Bu farklılıkların nedenleri daha nemli koşullarda oluştuklarından vegetasyon daha kuvvetli ve organik maddenin
fazlalığı nedeniyle rengin koyulaşmasıdır. Ayrıca Terra-rossalara göre yıkanma daha fazla olup B horizonunda
kilin akümülasyonu ve kirecin yıkanması daha belirgindir.

Oluştukları bölgelerde yıllık yağış ortalaması 625-900 mm, yıllık sıcaklık ortalaması 14-180C’dir. Doğal bitki
örtüleri karışık ormandan, ibreli ağaçlara, maki, funda ve çalılıklardan çayır bitkilerine kadar değişik olabilir.
Genellikle turfanda sebze, zeytin, turunçgil tarımına ayrılmışlardır. Nadassız kuru tarım ( hububat ) bağlık ve mera
olarak ta yaygın ölçüde kullanılmaktadır. Fazla meyilli arazilerde erozyon tehlikesi her zaman mevcuttur.

Profil özellikleri yönünden Terra-rossalara benzeyen Kırımızı Kahverengi Akdeniz toprakları A,B,C horizonludur.
Orman ve doğal bitki örtüsü altında O1 ve O2 organik horizonları da bulunabilir.

4.3. Kırmızımsı Kestane Renkli Topraklar (Mollisol)

Zonal topraklar sınıfının “ yarı kurak iklim bölgelerindeki çayırlık arazilerin orta derecede koyu renkli toprakları ” alt
sınıfına giren bir büyük toprak grubudur. Ilık-mutedilden, sıcağa kadar değişen yarı kurak iklim bölgelerinde,
çalılar ve karışık otlardan ibaret doğal bitki örtüsü altında çok çeşitli ana materyaller çoğunlukla kireçli kil
depozitleri, şistler, konsolide olmamış vadi dolgusu , çakıllı kumlu materyaller, kalkerler ve yumuşak tebeşir
benzeri marnlar üzerinde oluşurlar. Bulundukları bölgelerde yıllık yağış ortalaması 450-700 mm, yıllık sıcaklık
ortalaması ise 14-160C dir. Killi veya tınlı bünyede olup genellikle kireççe fakirdir. Reaksiyonu hafif asidik, nötr
veya hafif alkalen olabilir. Genellikle düz ( %0-1 ) veya hafif eğimli ( %1-3 ) arazileri oluşturan bu toprakların
drenajı iyi olup doğal olarak orta derce de verimli topraklardır. Kuraklıktan büyük ölçüde etkilenmeseler de yüksek
verimi etkileyen en önemli faktör su noksanlığıdır. Uygulanan yaygın kullanım şekli buğdaygil ve tütün tarımıdır.
Bunun yanında sulanabilen yerlerde pamuk, baklagiller, sebze, meyve, bağ tarımı da yapılır.

Türkiye genelinde kapladıkları alan kesin olmamakla birlikte 120.000 ha civarındadır. Genellikle Batı Anadolu’da
Ege bölgesinin alçak platoları ve vadilerinde, doğu Akdeniz’de kuzey-batısında yayılırlar.

4.4. Kestane Renkli Topraklar

Zonal topraklar sırasını yarı-kurak iklim bölgelerindeki çayırlık arazilerin orta derecedeki koyu renkli toprakları alt
sırasına giren bir büyük toprak grubudur. Yıllık yağış ortalaması 400-650 mm arasında değişen ve ılıman iklimden
serin iklim koşullarına kadar değişik karakterdeki yarı kurak iklim bölgelerinde; kalkerden volkanik materyale kadar
değişebilen farklı ana kayalar üzerinde oluşurlar. Doğal bitki örtüsü uzun ve kısa boylu çayır otları karışımından
ibaret çalılık ve step bitki örtüsüdür.

Kahverengi orman toprakları ile benzer iklim koşuları altında oluştuklarından, bazen yan yana veya karışık
durumda bulunabilirler. Ülkemizde yayıldıkları bölgeler Orta Anadolu platosunun kuzeyi, Bolu, Çankırı, Doğu
Anadolu’da Kars, Tuzluca, Malazgirt, Kara köse, Van gölünün kuzeyi, Güney Anadolu’da Antalya, Isparta ve
Ceyhan civarıdır.

Genellikle nadaslı kuru tarım sistemiyle hububat ekimi yapılan Kestane Renkli Topraklar uygulanan ziraat sistemi
altında oldukça verimli topraklardır. Düz ve düze yakın eğimli olanlar sulanabilirler. Eğimli araziler erozyona karşı
oldukça hassastırlar. Türkiye genelinde 3.4 milyon ha kadar alan kaplarlar. Genellikle orta eğimli ( %3-8 ), arazileri
oluşturan Kestane Renkli Topraklar toplam 900.000 ha kadardır. Bunun % 75 kadarı tarıma elverişli olup yaklaşık
670.000 ha’sında nadaslı kuru tarım uygulanır. Geriye kalan 2.5 milyon ha’nın ancak % 20 kadarında tarım
yapılabilir. Geriye kalan doğal mera örtüsü altındadır.

4.5. Kahverengi Topraklar (Mollisol)


Zonal topraklar sınıfının, “ Arid bölgelerin açık renkli toprakları “ alt sınıfı içersinde incelenen büyük bir toprak
grubudur. Yıllık yağış ortalaması 250-370 mm ve sıcaklık ortalaması 10-12 0C’dir. Oluştukları iklim bölgeleri
yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve genellikle kar yağışlı olan karasal iklim bölgeleridir. Yağışlar çok az
olduğundan toprak oluşunda etkileyici faktör sıcaklıktır. Doğal bitki örtüleri kısa boylu mera vejetasyonudur. En
çok yetişen kültür bitkisi ise yıllık buğdaygil bitkileridir.

Kahverengi topraklar Türkiye’de Orta Anadolu platosuna hakim olan topraklardır. Genellikle nadaslı kuru tarım
sistemi kullanılır. Topraklarda verimi sınırlayan ve en az düzeye düşüren su noksanlığıdır.

Türkiye genelinde kapladıkları alanın 11.5 milyon ha kadar ( genelin % 15’i ) olduğu, bunun 2.1 milyon ha’sında
tarım yapılabildiği tahmin edilmektedir. Hafif ve orta eğimli kahverengi topraklar 550.000 ha kadar olup %80’i
tarıma elverişlidir.

4.6. Kırmızımsı Kahverengi Topraklar (Mollisol )

Zonal topraklar sırasının “ arid bölgelerinin açık renkli toprakları ” alt sınıfına girer. Yağışlı ve yarı yağışlı iklim
bölgelerinde, kireççe zengin vadi dolgusu ve eski allüviyum sedimentleri üzerinde oluşurlar. Organik madde, azot
ve fosforca fakirdirler, fakat verimliliği etkileyen esas faktör su noksanlığıdır. 300-400 mm kadar olan yıllık yağış
ortalaması her yıl ürün verimine yeterli değildir. Bu nedenle nadas münavebeli kuru tarım sistemi uygulanır.
Yayıldıkları bölgelerde kışlar soğuk, yaz ayları ise çok sıcak ve kuraktır. Yıllık sıcaklık ortalaması 8-140C arasında
değişir. Doğal bitki örtüleri tek yıllık yabani gramineler, geren, deve diken, yavşan otu vs. gibi kurakçıl ot ve
çalılardır.

Türkiye’de en geniş yayılma alanları Orta Anadolu platosunun güney ve doğu kısımları, Kızılırmak havzası ve
Güneydoğu Anadolu’da Gaziantep Urfa ve Diyarbakır çevresidir. Kırmızımsı Kahverengi topraklar genellikle orta
ve hafif eğimli olurlar. Türkiye’de kapladıkları toplam alan 4.130.000 ha olup, genelin %5.4’nü oluşturur. Yaklaşık
%80 kadarı tarıma elverişli olup, 3.250.000 ha’sıda nadaslı kuru tarım sistemi uygulanır. Düz ve düze yakın
eğimde sulanabilirler ve bağ bahçe tarımına da elverişlidirler.

4.7. Sierozem Topraklar (Aridisol)

Çöl topraklarına göre biraz daha nemli koşullar altında oluşan sierozem topraklar, zonal topraklar sırasının arid
bölgelerin açık renkli toprakları alt sırası içerisinde yer alır. Türkiye’de Orta Anadolu’nun güney kısımlarında
özellikle Konya ovasının doğu kesimlerinde geniş alanlar halinde yayılırla. Bulundukları bölgelerde iklim kurak ile
yarı kurak ve sıcak-ılıman özellik gösterir. Ortalama yıllık yağış 250 mm’dir. Yağışların az ve sadece kış
mevsiminde olması, sıcak ve kurak geçen yaz mevsimi toprak oluşum faktörlerinin etkisini sınırlamaktadır. Çok
kısa ömürlü ve çok zayıf bir doğal bitki örtüsü altında profil oluşumunda oldukça zayıftır. Yazın tamamen kuruyan
toprakların doğal bitki örtüsü daha çok çöl tipi diken ve çalılardan ibarettir.

Genellikle düz ve düze yakın hafif eğimli arazileri oluşturan sierozem topraklar, kuraklık, düşük organik madde,
bitki örtüsünden yoksun veya fakir oluşları ve yüzeysel topraklar olmaları nedeniyle su ve rüzgar erozyonuna karşı
çok hassastırlar. Konya-Karapınar’da görülen rüzgar erozyonu zararı bunun en belirgin örneğidir.

Türkiye genelinde toplam 280.000 ha alan kaplayan sierozem topraklar, daha çok kırmızımsı-kahverengi topraklar
kuşağı civarında bulunurlar. Sierozem topraklarının büyük bir bölümü ( %85 ) tarıma elverişlidir. Fakat su
noksanlığı sınırlayıcı faktör olarak ortaya çıkmakta ve büyük oranda mera olarak kullanabilen bu arazilerde nadas
münavebeli kuru tarım bile az verimli olabilmektedir. Buna karşılık sulanabilen topraklarda buğdaygil ve sebze-
meyve tarımı oldukça verimli olabilmektedir. Bu topraklarda diğer önemli sorun ise aşırı otlatma olup, tehlikeli
boyutlara varan otlatma nedeniyle zaten çok zayıf olan doğal bitki örtüsü tamamı ile yok olma durumundadır. Bu
da rüzgar erozyonu için en önemli ortamı oluşturmakta, erozyon kontrolü ve ıslah çalışmaları büyük ekonomik
boyutlara ulaşmaktadır. Kontrollü ve münavebeli otlatma en ucuz ve emniyetli yöntem olarak uygulanmalıdır.

4.8. Podsolik Topraklar

Anadolu’nun kuzeyinde Karadeniz kıyı şeridi boyunca ve Güney Batı Anadolu’nun nemli bölgelerinde podsolik
topraklara rastlanılır. Genellikle renklerinin kırmızı, sarı-kırmızı ve gri kahverengi olmasına göre isimlendirilen bu
topraklar zonal topraklar sırasının, “sıcak ılıman iklimden tropik iklime kadar değişen iklim kuşağı altında oluşan
podsolik ve lateritik topraklar ” alt sırası içerisinde yer alırlar.

Yıllık yağış ortalaması 1000 mm’nin üzerinde, yıllık sıcaklık ortalaması ise 140C civarındadır. Yüksek ve dağlık
kısımlarda sıcaklığın düşmesi ve buna karşılık yağışın aynı oluşu nedeniyle yıkanma daha yoğundur. Bitki
örtüsünün yaygın türleri funda, kayın, meşe, çam, köknar dır. A horizonları granüler strüktürde, tınlı veya killi tın
bünyede va daha açık renkli, B horizonu ise blokvari ve prizmatik strüktürde, killi bünyede ve daha yoğun
renktedir.

Genellikle dik eğimli ve dağlık arazi yüzeylerini örten podsolik topraklarda su erozyonu çok şiddetlidir. Bu nedenle
doğal bitki örtüsü orman ve meraya terk edilmemelidirler. Tarıma ayrılan araziler vadilerde, nispeten az eğimli
yamaç ve eteklerde bulunan kısımlardır. Podsolik toprakların yaygın kullanma şekli orman ve orman içi mera
örtüsüdür. Çok azı tarım arazisi olarak kullanılabilir. Türkiye genelinde kapladıkları alan, kesin etütleri henüz
bilinememektedir.

5. Tükiye’de bulunan intrazonal topraklar

5.1.Rendzina Topraklar ( Mollisol ):

İntrazonal topraklar sırasının kalsimorfik topraklar alt sırasına girerler A/C horizonlu topraklar olup Rendzina’lar
siyah veya esmer renkli olabilirler. Podsol kuşağından çöle kadar değişen iklim koşulları altında oluşan
Rendzinaların yayıldıkları bölgelerde iklim soğuktan sıcağa hümidden semi arid iklime kadar değişiklik
gösterebilir.

Rendzina toprakları; oluşum sebebi ve morfolojik özelliklere göre bazı alt gruplara ayrılır.

   1. Proto Rendzina: Henüz olgunlaşmasını tamamlamamış veya erozyonun aktif durumda olduğu yerlerde
karbonat ve jips sierozemlerden oluşmuş lithosolik topraklardandır.
   2. Orman Rendzina: Bunlar yıkanma olasılığı fazla, nemli bölgelerde orman örüsü altında oluşmuş kalın koyu
renkli topraklardır.
   3. Mull Rendzina: Organik artıkların parçalanma ve ayrışması sonucunda oluşurlar.
   4. Para Rendzina: Bunlar karbonatsız ana materyal veya kurak iklimlerde sert kireç taşları üzerinde oluşmuş,
kum ve mil fraksiyonlarında yüksek oranda kuvars içeren topraklardır.
   5. Tamgel Rendzina: Ana kayası dolomit olan rendzinalara genellikle dağlık bölgelerde dolomit ana kayası
üzerinde olgunlaşmamış humus içeren bir üst katmandan ibaret topraklardır.
   6. Çernoziyemik Rendzina ( Esmerleşmiş ): Üstte iyi gelişmiş 25 cm veya daha kalın koyu renkli bir hümik
horizon, altta ise sınırları belli ve keskin özellikler taşıyan B horizonuna sahip rendzina topraklarıdır.

Rendzina topraklarının Türkiye’de büyük ölçüde yayıldıkları alanlar, Trakya, Batı Karadeniz, Güney Marmara, Ege
ve Akdeniz bölgeleridir. Bulundukları bölgelerde genelde mutedil ile ılık mutedil ve orta derecede yağışlıdır. Yıllık
yağış ortalaması 500-750 mm arasındadır. Doğal bitki örtüleri, çayır otları, çalılıklar, bodur meşe, maki ve
fundalıklardır. Bazen orman örtüsü altında da bulunabilirler. Yüzeysel ve taşlı topraklar olmaları nedeniyle doğal
vegetasyona veya ormana terk edilmesi gerekli topraklardır. Türkiye genelinde kapladıkları alan 650.000 ha
civarındadır. Bunun yaklaşık % 20’si tarıma elverişli olup yaklaşık 135.000 ha’sında tütün, buğdaygiller, zeytin,
bağ vs. tarımı yapılmaktadır.

5.2. Grumsol Topraklar ( Vertisol )

İntrazonal topraklar sırasının, kalsimorfik topraklar alt sırasına giren bir büyük toprak grubudur. Kahverengi
topraklar ile bir arada bulunan bu topraklara en fazla Trakya’da ve Adapazarı’nın bazı kısımlarında rastlanır.
Grumsol kelimesi Latince “küçük kabarıntı veya tepecik” anlamına gelir.

Grumusol’lerin en belirgin özellikleri şunlardır;

   1. Koyu renkli ve çok kireçlidirler.


   2. Yıkanma ve birikme horizonlarından yoksun, kalın fakat zayıf bir şekilde oluşmuş solum katmanına
sahiptirler.
   3. Profil özellikleri yönünden A/C katmanlı genç topraklardır.
   4. Ağır killidirler.
   5. Islanınca şişip genişleme, kuruyunca büzülmeleri sonucu, küçük tepecik oluştururlar
   6. Kendi kendilerine malçlama özelliğine sahiptirler.

Grumusol toprakların özel iklimi yoktur, yazları kurak geçen her iklim kuşağında bulunabilirler. Yıllık ortalama
yağış 500-600 mm, yıllık ortalama sıcaklık ise 12.6-13.80C dir. Tabi vegetasyon örtüsü çayır ve mera otlarıdır.
Türkiye genelinde kapladıkları alan 720.000 ha kadardır. Bunun yaklaşık %85’i tarıma elverişlidir. Kuru ziraat ve
ay çiçeği tarımı yapılır. Az miktarda bağ,bahçe, fundalık, orman ve mera sahalarına rastlanırsa da genel olarak
her tür tarıma elverişli verimli tarım arazilerini oluştururlar.

5.3. Kahverengi Orman Toprakları

Kahverengi Orman genellikle genç fakat çok fazla yeni olmayan arazi yüzeylerini kaplamakta olup oluşumlarının
tamamlanması için yeterli zaman geçmiş değildir. Bu nedenle İntrazonal topraklar sınıfının Kalsimorfik topraklar
alt sınıfına dahil edilmişlerdir.

Türkiye’de bulunan Kahverengi Orman toprakları, genellikle fazla eğimli araziler üzerinde yüzeysel profil yapılı
genç topraklardır. Orta ve Batı Avrupa’nın Zonal toprakları olarak sınıflandırılan Braunerde ( Kahverengi )
topraklara göre daha az olgunlaşmışlardır. Düz ve düze yakın arazilerde, profil özellikleri yönünden Braunerde
( kahverengi ) topraklara benzerler.

Türkiye’deki Kahverengi Orman toprakları, ortalama yıllık yağışı 620-870 mm. arasında, serin mutedilden ılık
mutedile kadar değişen nemli bölgelerde, yaprağı döken ağaçlardan kayın ( fagus ), gürgen ( carpinus ) ve bazı
meşe ( querqus ) türleri ile yer yer etrafa serpilmiş durumdaki ( conifer ) iğne yapraklı orman vegetasyonu altında,
kireçce zengin kil taşları, kalker ve marnlar, mika şistleri ve gnays’a kadar değişik ana materyaller üzerinde
oluşurlar.

Türkiye’nin pek çok bölgelerinde, daha çok lokal alanlar halinde bulunurlar. Podsolik topraklara göre daha az
yağışlı ve daha ılık iklimlerde teşekkül ettiklerinden, yıkanmaları zayıftır. Türkiye genelinde kapladıkları alan kesin
etütleri yapılmadığından kesin bilinmemekle birlikte yaklaşık 9.6milyon ha kadar olduğu kabul edilmektedir.

5.4. Tuzlu ve Alkali Topraklar

Genellikle arid ve semi arid iklim kuşağında oluşan tuzlu ve alkali topraklar Türkiye’ de birçok verimli ovalarda
birkaç dekardan binlerce dekara kadar değişen büyüklükte geniş alanları kapsamaktadır. Eriyebilir tuzlar ve
değişebilir sodyumun etkisiyle meydana gelen bu topraklar, intrazonal topraklar sırasının Halomorfik topraklar alt
sırasında yer alır. Bunlar;

   1. Tuzlu topraklar
   2. Tuzlu-alkali topraklar
   3. Alkali topraklar

olmak üzere üç büyük toprak grubu halinde incelenirler. Tuzlu ve alkali toprakların oluşumunda iklimin rolü
büyüktür. Bölgenin kurak ya da yarı kurak iklim karakterinde olması, diğer bir değişle yağış ve yıkanmanın az,
buharlaşmanın fazla olması gereklidir. Bu bölgelerde yıllık yağış toplamının, yıllık sıcaklık ortalamasına oranı 40
veya daha azdır. Böylece sularla denizlere ve okyanuslara taşınamayan tuzlar düz alanlarda toprak suyunun ve
yüzey sularının tuz konsantrasyonunu artırır. Nemli iklim bölgelerinde yağış fala olduğundan eriyebilir tuzlar
yıkanır ve akarsularla denizlere taşınır. Bu nedenle nehir ağızlarında görülen deltalar hariç nemli iklim
bölgelerinde tuzlu topraklara rastlanmaz.

Denize yakın ve denizden kazanılmış alçak alanlarda tuzluluğun sebebi deniz suyudur. Bu tip toprakların
bileşimindeki tuzlar, deniz suyundaki tuzların aynısıdır. Toprakların tuzlanmasında bilinçsiz sulama, kötü drenaj ve
yüksek taban suyunun etkisi büyüktür. Özellikle sulamayla normal toprakların tuzlu ve alkali hale getirilmesi,
tuzluluğun en önemli ekonomik yönüdür. Sulu ziraat sistemine geçilmiş bölgelerde çiftçilerin ilave drenaj
şebekesini ihmal etmeleri ve dolayısıyla taban suyunun yükseltilmesi, tuzluluğun başlıca sebebi olmaktadır. Aynı
zamanda sulamada kullanılan suların, sulama suyu yönünden kalitelerinin bilinmemesi ve sulu ziraata geçen
bölge topraklarında gerekli etütlerin yapılmaması, tuzlu toprakların oluşum ve yayılmalarını hızlandırmaktadır.
Sulama ile toprakların tuzlanması şu faktörlere bağlıdır:

   1. Sulamada kullanılan suyun kalitesi


   2. Her sulamada uygulanan suyun miktarı ve sulama metodu
   3. İklim ve yağış özellikleri
   4. Toprağın permeabilitesi ve profil karakteristikleri
   5. Taban suyu seviyesi
   6. Drenaj sisteminin bulunup bulunmaması

Çizelge 10: Türkiye’de Bulunan Bazı Tuzlu va Alkali Toprakların Yayılma Alanları ve Kapladıkları Sahalar.   

I. Ege Bölgesi
a) Gediz ovası Manisa, Turgutlu, Salihli Ovalarını kapsar.
Toplam ova arazisi 99,681
Kötü drenajlı, Tuzlu ve Alkali Topraklar 39.766
Toplam araziye göre Tuzlu ve Alkali
39,9
Toprakların %’si
Gediz Havzası’nın Batısında Yer Alan
b) Menemen ovası
Menemen Ovasının Tamamını Kapsar
Toplam ova arazisi 41,805,9
Kötü drenajlı, Tuzlu ve Alkali Topraklar 33,545,4
Toplam araziye göre Tuzlu ve Alkali
14,799,9
Toprakların %’si
c) Büyük menderes havzası Aydın ili ve ilçelerini kapsayan bölümü
Toplam ova arazisi 790.683
Kötü drenajlı, Tuzlu ve Alkali Topraklar 172,301
Toplam araziye göre Tuzlu ve Alkali
21,8
Toprakların %’si
d) Büyük menderes havzası Söke ve Koçarlı ovalarını kapsayan bölümü
Toplam ova arazisi 87,998.2
Kötü drenajlı, Tuzlu ve Alkali Topraklar 50,696,7
Toplam araziye göre Tuzlu ve Alkali
57,7
Toprakların %’si
II. Akdeniz bölgesi
e) Seyhan havzası Havza arazisinin tamamını kapsar
Toplam ova arazisi 1,845,491
Kötü drenajlı, Tuzlu ve Alkali Topraklar 83,209
Toplam araziye göre Tuzlu ve Alkali
4,51
Toprakların %’si
f) Ceyhan havzası Havza arazisinin tamamını kapsar
Toplam ova arazisi 2,065,298
Kötü drenajlı, Tuzlu ve Alkali Topraklar 69,710
Toplam araziye göre Tuzlu ve Alkali
3,37
Toprakların %’si
g) Doğu Akdeniz havzası Tarsus ve mersin ovalarını kapsayan bölüm
Toplam ova arazisi 1,965,542
Kötü drenajlı, Tuzlu ve Alkali Topraklar 26,610
Toplam araziye göre Tuzlu ve Alkali
1,37
Toprakların %’si
III. İç Anadolu bölgesi
h)Konya havzası  
Toplam ova arazisi 1.000.000
Kötü drenajlı, Tuzlu ve Alkali Topraklar 238,000
Toplam araziye göre Tuzlu ve Alkali
30,0
Toprakların %’si
i)Çumra ovası  
Toplam ova arazisi 100.000
Kötü drenajlı, Tuzlu ve Alkali Topraklar 30.000
Toplam araziye göre Tuzlu ve Alkali
30
Toprakların %’si
 
Etüt Edilen Toplam Arazi 7.996.408.2
Etüt Edilen Tuzlu ve Alkali Arazilerin
725.092.6
Toplamı
Tuzlu ve Alkali Toprakların Toplam Araziye
9,7
Göre %’si
Türkiye Toplam Arazi Varlığı 77.798.000
Etüt Edilen Arazinin Türkiye Toplam
10,27
Arazisine Oranı %
% 0-2 meylinde sulanabilir, 1.sınıf arazi 5.010.000
Genel Türkiye Arazisine % Oranı 6
Etüt Edilen Tuzlu ve Alkali Alanların % 0-2
14.47
Meylindeki Arazilere Oranı
5.5 Hidromorfik Aluvial Topraklar (Entisol)

İntrazonal topraklar sınıfının Hidromorfik topraklar alt sınıfında yer alırlar. Bu toprakların özel iklimi olmamakla
birlikte özel bitkileri mevcuttur. Bu bitkiler ise saz, kamış, ve bataklık bitkileri su seven bitki türleridir.

Türkiye’ nin her tarafında alluviyal topraklarla yan yana veya karışık durumda, yer yer küçük veya büyük sahalar
halinde rastlanır. En önemli özellikleri devamlı su tesiri altında olduklarından ıslak olmalarıdır. Bu nedenle genel
olarak tarıma elverişli değillerdir. Yer yer işlenerek ziraat yapılabilir. Islaklık çok yüzeysel olan taban suyundan ileri
gelir. Yılın büyük bir bölümünde toprak yüzeyi su ile göllenmiş durumdadır. Yazın kurak devrede taban suyu
yüzeyden biraz aşağıya düşebilmektedir. Esas olarak çayırlık, sazlık şeklinde görülen bu topraklarda yer yer
bataklıklarda bulunabilir.

Kötü drenaj, yüksek taban suyu ve bazen de denize yakın olmanın etkisiyle, hidromorfik allüviyal toprakların,
yüksek oranda eriyebilir tuz ve değişebilir sodyum içerdikleri görülür. Türkiye genelinde 2.350.000 ha kadar alan
kaplayan hidromorfik allüviyal toprakların 1.500.000 ha’sında tarım yapılmakta ise de fazla su drene edilerek
giderilir ve ıslah edilirlerse tamamı yüksek verimlilikte her türlü tarıma elverişli allüviyal topraklara dönüşürler.
Genellikle düz ve düze yakın eğimli olan bu arazilerin devamlı tarım yapılamayan %40 kadarı ise mera arazisine
tahsis edilmiş bulunmaktadır.

5.6. Bataklık ve Turba Toprakları ( Histosol )

İntrazonal topraklar sınıfının hidromorfik topraklar alt sınıfında incelenen organik topraklardır. Türkiye’nin değişik
bölgelerinde eski göl kalıntıları, bataklık araziler ve doğal çıkışı olmayan çukur alanlarda, kalın organik katmanları
kapsayan organik topraklar oluşmuştur. Daha çok lokal olarak görülen bu topraklar geniş yayılma alanları
kaplamazlar ve bu toprakların oluştuğu araziler devamlı ıslaktır. Yılın büyük bir bölümünde su ile doymuş halde
olan bu arazilerde su seven kamış, saz, benzeri hidrofil bitkiler sık ve yüksek bir örtü oluştururlar. Bu örtüden
toprağa geçen organik artıklar kalın katlar meydana getirir. Islaklık nedeniyle oksijensiz koşullar altında, organik
artıklar tamamen ayrışır, kaybolamaz, ortamda birikir. Havzaya giren akarsuların taşıdığı mil, kil gibi ince toprak
materyalinin organik katın üstünü örtmesiyle alt katlarda kalın organik tabakalar oluşabilir.

Artvin-Ardahan arasındaki Yalnız-Çam dağları arasında,Düz olan yüksek platolarda, orman sınırının üstünde,
Uludağ’da, Aband Gölü’nde bu tip topraklara rastlanmıştır.

6. Türkiye’de azonal topraklar

6.1. Allüviyal Topraklar ( Entisol )

Türkiye’de tarıma elverişli arazinin 1/7’sini ( 4.100.000 ha ) oluşturur. Özel iklim ve bitki örtüsü olmayan allüviyal
topraklar, taşıma havzasındaki büyük toprak gruplarının fiziksel, kimyasal ve mineralojik özelliklerini gösterir.
Derin yapılı, düz ( % 0-1 ) ve düze yakın ( % 1-3 ) eğimli, genellikle su geçirgenlikleri iyi, verimli ve arazi değeri
çok yüksek topraklardır. Türkiye’nin en verimli ovalarını meydana getirirler. Allüviyal toprakların bünyeleri
kumludan-killiye kadar değişik olabilir. Deniz kenarına yaklaştıkça tınlı ve killi bünye yapısı gösteren bu
topraklarda yukarı havzada kaynağa yaklaştıkça toprak bünyesinin kumluya doğru değiştiği görülür.

Ülkemizde özellikle deltalarda, taşkın ovalarında, nehir teraslarında ve yan dere ağızlarında küçük veya büyük
alanlar halinde rastlanılır. En önemli allüviyal ovalar, Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Seyhan, Ceyhan,
Bakırçay, Meriç ve diğer nehir havzaları ile Bafra, Çarşamba ovaları ile Antalya, Muş ve Iğdır ovalarında
rastlanılır. Sulanan arazilerde bu toprakların en önemli sorunu tuzluluk ve alkalilik tehlikesidir. Kontrollü sulama
yapılması ve drenaj ihmal edilmemelidir. Erozyon tehlikesi çok az veya hiç yoktur.

6.2. Lithosol Topraklar ( Entisol )

Her türlü iklim koşullarında ve her çeşit ana materyaller üzerinde oluşabilen Lithosol topraklar, azonal topraklar
sınıfına dahil edilirler. Oluşumlarında fiziksel parçalanma olayları, kimyasal ayrışma olaylarına göre daha başat
durumda olduğundan, toprak yüzeyinde büyük, köseli taş parçaları ve molozlara rastlanır. Organik madde azot ve
fosfor bakımından fakirdirler. Reaksiyonları asidik-bazik arasında değişik olabilir. Türkiye’de dağlık, kayalık
arazilerde, dik topografyalı bölgelerde görülebilirler. Zirai değerleri çok düşüktür, erozyon aktif haldedir, belirli bir
bitki örtüleri yoktur. İklime bağlı olarak bodur çalılar, dikenler veya büyük ağaçlara rastlansa da çoğu yerlerde
çıplak kayalık, taşlık arazi durumundadırlar.

6.3. Regosol Topraklar

Azonal topraklar sırasında yer alan regosol topraklar değişik ana materyaller üzerinde değişik iklim koşulları
altında oluşmuşlardır. Renkleri kahverengi, gri-kahverengi arasında değişir. Sahil ve göl kumulları, kireçli
materyaller, volkanik kökenli atıklar üzerinde ve genellikle kahverengi topraklarla yan yana bulunurlar.

Eğimli arazi üzerini örten regosol topraklarında su erozyonu aktif halde ve şiddetlidir. Türkiye’de hemen her
bölgede bulunan regosol toprakları doğal bitki örtüsü altında ve tarıma elverişli olmayan araziler durumundadır.
Çok azında kuru tarım, tütün ve tarla tarımı yapılabilmektedir.

6.4. Kolluviyal Topraklar ( Endisol )

Kolluviyal topraklar azonal topraklar içerisinde incelenilirler. Topografik duruma bağlı olarak gravitasyon, kayma,
heyelan, yüzey akış, donma olayları sonucu taşınıp yığılmış büyük ve köşeli taş parçaları ile karışık toprak
materyali karakteristik kolluviyum ana materyalini oluşturur.

Türkiye’nin hemen her bölgesinde rastlanılan bu toprakların özel iklimi, bitki örtüsü, ana materyali ve belirgin bir
tabaka oluşumu yoktur. Çok yüzeysel, yüzeysel veya orta derecede yüzeysel topraklardır. Bünyeleri kumludan
killiye kadar değişir. Kireç kapsamları, reaksiyonları bulundukları bölgenin iklim koşulları ve üzerinde oluştukları
ana materyale bağlı olarak değişik değerlerde bulunabilirler.

Kolluviyal topraklar oluşumları nedeniyle allüviyal topraklara çok benzerler. Aralarındaki başlıca farklılıklar
şunlardır:

   1. Kolluviyaller toprak katları bakımından homojen değildir, alt katları kaba ve orta bünyelidir.
   2. Kolluviyal’lerin taş ve çakıllarının kenarları köşeli, allüviyallerde ise yuvarlaktır.
   3. Kolluviyal’ler daha eğimli arazilerde bulunurlar ve eğim, materyalin taşınmış olduğu yöne doğru artış gösterir.
   4. Belirgin renk özelliklerine sahip değildirler, ait oldukları materyalin renk ve özelliklerini taşırlar.
   5. Geçirgenli ve doğal drenajlarının çok iyi olması nedeniyle herhangi bir tuzluluk problemi göstermezler.
   6. Taşınmalarında etken faktör yer çekimidir.

Türkiye genelinde kapladıkları alan kesin olarak bilinmemektedir. Eğim faktörüne bağlı olarak su erozyonuna
hassas topraklardır. Bulundukları bölgelere göre hububat, tütün, zeytin, bağ, meyve bahçeleri gibi değişik tarımsal
kullanım amaçlarına tahsis edildikleri görülür. Doğal bitki örtüleri, kurakçıl ot ve mera örtüsünden, orman örtüsüne
kadar değişik olabilir.

You might also like