Professional Documents
Culture Documents
TÜB‹TAK
B‹L‹M ve TEKN‹K
459 fiUBAT 2006
S A Y I 4 5 9
fiUBAT 2006 3,5 YTL
ZAMANDA YOLCULUK
212110 2006/02
A Y L I K P O P Ü L E R B ‹ L ‹ M D E R G ‹ S ‹
B‹L‹M veTEKN‹K C ‹ L T 3 9 S A Y I 4 5 9
Yaz›flma Adresi : Bilim ve Teknik Dergisi Atatürk Bulvar› No: 221 Internet : www.biltek.tubitak.gov.tr
Kavakl›dere 06100 Çankaya - Ankara e-posta : bteknik@tubitak.gov.tr
Yaz› ‹flleri : Tel: (312) 427 06 25 (312) 427 23 92 Faks: (312) 427 66 77 ISSN 977-1300-3380
Sat›fl-Abone-Da¤›t›m : Tel: (312) 467 32 46 Faks: (312) 427 13 36 Fiyat› 3,50 YTL • 3.500.000 TL (KDV dahil)
TÜB‹TAK Santral : Tel: (312) 468 53 00 Yurtd›fl› Fiyat› 5 EURO.
Adres : Atatürk Bulvar›, 221 Kavakl›dere 06100 Ankara Da¤›t›m : Merkez Da¤›t›m A.fi.
Reklam : Tel: (312) 427 06 25 (312) 427 23 92 Faks: (312) 427 66 77 Bask› : Do¤an Ofset Yay›nc›l›k ve Matbaac›l›k A.fi.
Bilim ve Teknik Dergisi, Milli E¤itim Bakanl›¤› [Tebli¤ler Dergisi, 30.11.1970, sayfa 407B, karar no: 10247] taraf›ndan lise ve dengi okullara; Genel Kurmay Baflkanl›¤› [7 fiubat 1979, HRK: 4013-22-79 E¤t. Krs. fi. say› Nflr.83] taraf›ndan Silahl› Kuvvetler personeline tavsiye edilmifltir.
icindekiler 1/30/06 11:12 PM Page 1
38
Zaman, bizi do¤umdan ölüme tafl›yan, ak›fl›na kap›ld›¤›m›z bir ›rmak gibidir. Onun yaflam›m›z›n karfl› konulmaz bir parças› oldu¤unu
düflünürüz. Peki zaman› durdurabilir miyiz? Daha da önemlisi, geçmifle ya da gelece¤e gidebilir miyiz?
44
Dünya genelinde 1 milyar›n üzerinde afl›r› kilolu kifli var. Bunlar›n büyük ço¤unlu¤u sürekli kilo vermeye çabal›yor. Bu çabalara
yard›mc› olacak seçenekler çok fazla gibi görünse de, etkili ve kal›c› çözüm gerçekten zor elde ediliyor. Gelifltirilmekte olan “obezite
afl›s›” da bu konudaki yeni bir umut.
58
Halk aras›nda “tavuk vebas›” ve t›p dilinde “avian influenza” olarak adland›r›lan kufl gribi, virüslerin yol açt›¤› bir hastal›k.
Geçmifl y›llarda insanlara bulaflmayan bu virüs, genetik yap›s›n›n de¤iflmesiyle art›k insanlar için de ciddi bir tehdit durumunda.
64
Günümüzden 180 milyon y›l kadar önce, tarla faresine benzer küçük, tüylü bir hayvan, henüz dünyaya gelmemifl olan yavrular›n›
korumak için yeni bir yöntem gelifltirdi. Yumurtalar›n›, ne olaca¤› belirsiz bir d›fl dünyaya b›rak›p kuluçkaya yatmak yerine,
embriyolar›n› kendi içinde saklayarak güvenli bir iç ortamda geliflmelerine olanak tan›d›. Bu küçük memeli her ne idiyse, buluflçusu
oldu¤u evrimsel mekanizma, onu plasental› ve keseli memelilerin ortak atas› haline getirmiflti.
ilanYeniUfuk 1/30/06 11:06 PM Page 1
YEN‹ UFUKLARA
C‹LT - 1 (2002-2003)
K‹TAPÇILARDA
Yeni Ufuklara ekimizin
2002 - 2003 y›llar›na ait,
tükenen ilk cildinin yeni
bask›s› tüm
K‹TABEVLER‹NDE
ve sat›fl büromuzda
12,50 YTL fiyatla
sat›fla sunuldu.
Ayr›ca,
diziyi eksiksiz biriktirmifl
okurlar›m›zsa, fl›k cilt
kapaklar›n› 2,50 YTL
karfl›l›¤›nda TÜB‹TAK
kitap sat›fl bürosundan
almaya devam edebilirler.
Ankara d›fl›ndaki
okurlar›m›z›n sipariflleri,
ödemeli kargo ile
adreslerine
gönderilecektir.
TÜB‹TAK Kitap Sat›fl Bürosu: Atatürk Bulvar› No: 221 06100 Kavakl›dere Ankara
Tel: (0312) 467 32 46 Faks: (0312) 427 13 36
ilanYeniUfuk 1/30/06 11:06 PM Page 2
YEN‹ UFUKLARA
C‹LT - 2
(2004-2005) HAZIRLANIYOR!
Yeni Ufuklara ekimizin 2004 - 2005 y›llar›na ait dizisi ikinci cilt
olarak haz›rlan›yor. Yak›nda tüm kitabevlerinden ve sat›fl
büromuzdan YEN‹ UFUKLARA 2’yi ayr›ca diziyi eksiksiz
biriktirmifl okurlar›m›zsa, fl›k cilt kapaklar›n› TÜB‹TAK kitap
sat›fl bürosundan temin edebilecekler.
TÜB‹TAK Kitap Sat›fl Bürosu: Atatürk Bulvar› No: 221 06100 Kavakl›dere Ankara
Tel: (0312) 467 32 46 Faks: (0312) 427 13 36
haberlerSubat2 1/30/06 11:26 PM Page 6
Raflit Gürdilek
laboratuvarda gerçeklefltirdi¤i
Gökbilim
‹lk kez mikromerceklenme olgusundan sonucu birleflmesi sonucu kayaç gezegenler Ancak, bir y›ld›z bizim görüfl do¤rultumuzda
yararlanan gökbilimciler, flimdiye kadar olufluyor, ve bunlar yeterli kütleye baflka bir y›ld›z›n önünden onu tam olarak
bulunan en küçük Günefl-d›fl› gezegeni ulaflm›fllarsa ortamdaki gaz› üzerlerine çekip perdeleyecek biçimde geçerse, arkadaki
keflfettiler. OGLE-2005-BLG-390Lb diye gaz devi gezegenler haline geliyorlar. Oysa, “kaynak” y›ld›z›n ›fl›¤›n› kendi kütleçekiminin
tan›mlanan gezegenin kütlesi, flimdiye kadar keflfedilen 170 kadar etkisiyle büküyor. Dolay›s›yla öndeki y›ld›z,
Dünya’n›nkinin yaln›zca befl kat›. gezegenin hemen hemen hepsi, y›ld›zlar›n›n dev bir mercek gibi arkadaki y›ld›z›n ›fl›k
Karfl›laflt›rmak için, Neptün’ün kütlesi, hemen yak›n›nda dolaflan, yüzeyleri fliddetini büyütüyor. Öndeki y›ld›z›n bir de
Dünya’n›nkinin 17 kat›. Jüpiter’se 318 cehennem gibi gaz devleriydi. gezegeni varsa, bu kaynak y›ld›z›n ›fl›¤›nda
Dünya kütlesinde. Gezegenin çevresinde ‹kinci neden, önceden kayaç gezegenlerin fark edilir yeni bir art›fla yol aç›yor.
doland›¤› y›ld›z, Yay (Sagittarius) olufltu¤unun do¤rulanmas›n›n, baz›lar› “Mercekleyen” y›ld›z›n kütlesi ne kadar
Tak›my›ld›z› bölgesinde ve Dünya’ya 20.000 yaflam bar›nd›rabilecek koflullara sahip büyük olursa, mikromerceklenme olay›n›n
›fl›ky›l› uzakl›kta. Bu konumuyla, gökadam›z olabilecek Dünya benzeri gezegenlerin, gaz süresi de o kadar uzuyor. Dolay›s›yla bir
Samanyolu’nun merkezinin yak›nlar›nda yer devlerinden çok daha fazla say›da oldu¤una y›ld›z›n neden oldu¤u mikromerceklenme
al›yor. Çevresinde doland›¤› y›ld›z, Günefl’in iflaret say›lmas›. Gökbilimciler, önümüzdeki olay› bir ay kadar sürebilirken, gaz devi
beflte biri kütlede bir “k›rm›z› cüce” y›ld›z. birkaç ony›l içinde uzaya gönderilecek, gezegenlerin yol açt›¤› etki, günlerle,
Gezegenin y›ld›z›na uzakl›¤›, Günefl-Dünya uygun teleskoplarla donat›lm›fl uydu Dünyam›z kütlesine yak›n gezegenlerin
uzakl›¤›n›n (150 milyon km) üç kat›, tak›mlar›n›n, bu gezegenleri ortaya etkisiyse saatlerle ölçülüyor. OGLE-2005-
yörünge periyodu da 10 y›l. Gökbilimciler, ç›karacaklar›na güveniyorlar. BLG-390Lb’nin yol açt›¤› ek merceklenme,
bu mesafede gezegenin yüzey s›cakl›¤›n›n - Üçüncü nedense, OGLE-2005-BLG-390Lb’nin 12 saat sürmüfl. Bundan da gökbilimciler
220°C oldu¤unu, ve kaya ve buzdan de¤iflik ve çok say›da gezegenin k›sa sürede gezegenin kütlesi, y›ld›za olan uzakl›¤› ve
olufltu¤unu düflünüyorlar. Araflt›rmac›lara keflfi için ümit vaadeden bir teknikle dolay›s›yla yüzey s›cakl›¤›, yörünge periyodu
göre gezegen ince bir atmosfere sahip bulunmufl olmas›. fiimdiye kadar keflfedilen gibi özelliklerini belirlemifller.
olabilir. Ancak, kayaç yüzeyinin büyük Günefl-d›fl› gezegenler, çevresinde Yöntemin bir avantaj› da gökyüzünün görece
olas›l›kla donmufl okyanuslar alt›nda gömülü doland›klar› y›ld›z›n hareketinde yaratt›¤› büyük bölgelerini ayn› anda gözlemeye izin
oldu¤u düflünülüyor. Çünkü gezegenin yalpan›n (Doppler yöntemi) ya da gezegenin vermesi. Örne¤in, mikromerceklenmeyi 11
hesaplanan yüzey s›cakl›¤›, suyun s›v› halde y›ld›z› önünden geçerken ›fl›¤›nda yol açt›¤› Temmuz 2005 tarihinde belirleyip, benzer
bulunmas›na izin vermiyor. döngüsel art›fl›n (transit yöntemi) izlenmesi çal›flmalar yapan öteki kurulufllarla
Keflfin gökbilim dünyas›n› yoluyla belirlenmifllerdi. Bu yöntemler, yeryüzündeki çeflitli gözlemevlerini uyaran
heyecanland›rmas›n›n birkaç nedeni var. Günefl benzeri y›ld›zlar›n, hareketlerinde Optik Kütleçekimsel Mikromerceklenme
Biri, Günefl Sistemimizin oluflumu düzenli olarak tekrarlayan gariplikler var m› Deneyi (Optical Gravitational Microlensing
konusunda gelifltirilen modellere uyum diye uzun süreler gözlenmelerini Experiment – OGLE) adl› çal›flma, her gece
gösteren ilk Günefl-d›fl› gezegen olmas›. Bu gerektiriyor. Samanyolu’nun merkezi do¤rultusunda 10
modellere göre oluflum halindeki y›ld›z›n Yeni gezegenin saptand›¤› kütleçekimsel milyon kadar y›ld›z› ayn› anda gözlüyor ve
çevresinde dönen gaz ve toz diski içinde mikromerceklenme yöntemiyse, y›ld›zlar›n parlakl›klar›ndaki de¤iflimleri bilgisayarlar
önce küçük toz zerreciklerinden bafllay›p genellikle çok küçük oldu¤u için izlenmesi arac›l›¤›yla kaydediyor.
giderek daha büyük yap›lar›n çarp›flmalar zor rasgele hareketlerinden yararlan›yor. NASA Bas›n Bülteni, 25 Ocak 2006
En H›zl› Atarca
Kay›p Aran›yor!..
Dev gökadalar›n nas›l olufltu¤unu
modellemede kullan›lan matematiksel
benzetimlere (simulasyon) göre, bunlar›n
çevresinde yüzlerce cüce gökadan›n
bulunmas› gerekiyor. Oysa dev gökadalar
s›n›f›na giren Samanyolu’nun bulundu¤u
bölgedeki cücelerin say›s› 50’yi geçmiyor.
Kay›p cücelerin, gökadam›z çevresinde
bulunan h›zl› gaz bulutlar›nda sakl›
olabilece¤ini öne süren bir gökbilim ekibi,
gökada atlaslar› ve dev teleskoplarla yapt›klar›
araflt›rmalar›n sonunda, içlerinde tek bir
y›ld›za bile rastlamad›klar›n› aç›klad›lar. O
halde kuramla gözlem aras›ndaki tutars›zl›k
için baflka çözüm yollar› gerekiyor.
Gökadam›z›n Koluna yak›n cismin uzakl›¤› duyarl› olarak paralaks de¤eri, 0,01 arksaniye.
hesaplanabiliyor. Ancak, trigonometrik Trigonometrik paralaks yönteminin
Daha Yak›n›z paralaks yönteminin s›n›rlar› var: Y›ld›zlar kullan›labilece¤i en büyük uzakl›k da 100
çok uzak kaynaklar olduklar›ndan, parsek. Avrupa Uzay Ajans› ESA’n›n 1990’l›
Günefl Sistemimizin, gökadam›z paralakslar› da küçük oluyor. Hatta çok y›llar›n sonunda uzaya gönderdi¤i
Samanyolu’nun sarmal kollar›ndan büyük ço¤unlu¤unun paralaks›, Hipparcos uydusu, paralaks ölçüm
Perseus’a san›ld›¤›ndan da yak›n oldu¤u ölçülemeyecek kadar küçük. Örne¤in, bize duyarl›l›¤›n› 0,001 arksaniyeye ç›kararak
ortaya ç›kar›ld›. Daha önce, 100 parsek uzakl›¤a kadar olan
y›ld›zlar›n hareketlerini temel 120.000 kadar y›ld›z›n gerçek
alan ölçümler Perseus kolunun W3OH uzakl›¤›n› duyarl› biçimde saptam›fl
Günefl’e olan uzakl›¤›n› 14.000 Günefl bulunuyor.
›fl›ky›l› olarak verirken, kol Reid ve arkadafllar›ysa, k›ta
üzerindeki büyük kütleli genç ölçüsündeki uzakl›klarda kurulu çok
y›ld›zlar›n kuramsal parlakl›¤› ve say›da radyo teleskoptan oluflan Çok
görünür parlakl›klar›n›n Genifl Tabanl› Dizge’yle (VLBA)
karfl›laflt›r›lmas› yöntemiyle radyogiriflim tekni¤ini kullanarak
bulunan de¤er 7200 ›fl›ky›l› uzak cisimlerin ölçülebilir paralaks
ç›kmaktayd›. Uluslararas› bir s›n›r›n› 0,01 miliarksaniyeye (1
gökbilim ekibinin denenmifl ve miliarksaniye=1/1000 arksaniye)
güvenilir bir yöntem kullanarak kadar düflürmüfl. Bu da 10 kiloparsek
%2 hata pay›yla buldu¤u (1 kiloparsek = 1000 parsek) uzakl›¤a
uzakl›ksa 6400 ›fl›ky›l›. kadar olan cisimlerin uzakl›klar›n›n
Ekibin kulland›¤› yöntem, duyarl› biçimde belirlenmesine olanak
üçgenleme, ya da paralaks sa¤l›yor.
yöntemi. Paralaks, bir üçgenin Ekip, Perseus kolunun uzakl›¤›n›
taban›n›n iki ucundan izlenen belirlemek için W3OH adl› bir y›ld›z
bir cismin (örne¤in bir y›ld›z), oluflum bölgesini hedef alm›fl. Nedeni,
çok daha uzakta oldu¤undan burada bulunan metanol mazer
konumu sabit görünen (örne¤in kaynaklar›n›n son derece parlak
bir kuasar) bir cisme göre konumunun en yak›n y›ld›z olan Proxima Centauri’nin olmas›. Mazerler, elektromanyetik tayf›n
de¤iflmesine deniyor. T›pk› öne do¤ru paralaks› 0,762 arksaniye (1 ark saniye = optik bölgesindeki lazerler gibi, ›fl›¤›n
uzatt›¤›m›z kolumuzun ucundaki parma¤a 1/3600 derece). Y›ld›z›n Dünya’ya uzakl›¤›, güçlendirilerek düzenli hale getirilmesi
bir sa¤, bir de sol gözle bakt›¤›m›zda, y›ld›z›n paralaks›yla ters orant›l› temelinde çal›fl›yor. Fark›, ›fl›n›m›n
arkadaki duvar üzerindeki konumunun oldu¤undan, d=1/p formülüne göre mikrodalga bölgesinde olmas›. Mazerler
de¤ifliyor görünmesi gibi. Farkl› Proxima Centauri’nin uzakl›¤› da 1,31 evrende do¤al olarak bulunabiliyor.
konumlardan yap›lan gözlemlerde yak›n parsek oluyor (1 parsek= 3,26 ›fl›ky›l›).
cismin uzak cisme göre de¤iflen aç›s›ndan, Geleneksel yöntemle ölçülebilen en küçük Science, 6 Eylül 2006
Gökbilimde Optik biçimde görüntülendiriliyordu. Keck teleskoplar kullan›m› yolunun kap›s›n› açm›fl
teleskoplar›yla yap›lan deney, optik gökbilim bulunuyor.
‹nterferometri Ça¤› alan›nda da yüzlerce metre çapl› “sanal”
Science, 13 Ocak 2006
Plüton’u So¤utan Plüton Günefl’ten uzaklaflt›kça, seyrek Plüton’un hem de Charon’un “atefllerini”
atmosferinin donarak gezegen üzerine buz ölçmeyi baflard›. Sonuç biraz flafl›rt›c›.
“Ter” olarak ya¤d›¤› düflünülüyor. Birbirlerine böylesine yak›n olan iki
Keck gibi büyük teleskoplarca Plüton’un gökcisminin s›cakl›¤›n›n ayn› olmas›
Günefl’ten uzaklaflt›kça gezegenlerin yüzey yüzeyinden yans›yan Günefl ›fl›¤› üzerinde gerekirken, Charon’un s›cakl›¤› -220°C,
s›cakl›klar›n›n düflmesi normal. Merkür ve yap›lan ölçümler, Charon’un aksine Plüton’unkiyse -230°C.
Venüs piflerken, Dünyam›z yaflam için Plüton’un olmas› gerekti¤inden daha so¤uk Araflt›rmac›lar Plüton’un bu ilave
uygun s›cakl›kta. Mars ve ötesiyse donuyor. oldu¤u yolunda iflaretler veriyordu. Ancak, “serinli¤ini” üzerine düflen günefl ›fl›¤›n›n
Ancak, en uzak gezegen olan ve art›k hiçbir teleskop Plüton’la uydusunu zay›fl›¤›ndan çok, yüzeyindeki buzla, ince
gezegenli¤i tart›flma konusu haline gelen birbirinden ay›r›p yayd›klar› termal atmosferindeki azot aras›ndaki dengeye
Plüton’un s›cakl›¤›ysa bu gökcisminin radyasyonu (s›cakl›¤›) sa¤lam biçimde ba¤l›yorlar. Plüton üzerine düflen günefl
Günefl çevresindeki egzantrik belirlemeyi baflaramam›flt›. Çünkü bu iki enerjisi, yüzeyi ›s›tmaktan çok, yüzeydeki
yörüngesindeki konumuna ba¤l› olarak gökcisminin birbirlerinden ancak 0,9 azot buzunu gaza çevirmekte kullan›l›yor.
büyük ölçüde de¤ifliyor. Bu yörünge, arksaniye uzak olmas›, afl›lmaz bir sorundu. Bu da bir s›v›n›n buharlafl›rken yüzeyi
Plüton’u Günefl’e 30 Astronomik Birime Bu, mesafe, 50 km uzakl›ktan izlenmeye so¤utmas›yla ayn› etkiyi yap›yor. Yani
kadar yaklaflt›r›yor ve 50 Astronomik Birime çal›fl›lan bir kurflun kalemin boyutuna eflit. Plüton terleyerek serinliyor!..
kadar uzaklaflt›r›yor. (AB = ortalama Nihayet Hawaii’deki Mauna Kea da¤›nda
Günefl-Dünya uzakl›¤› = 150 milyon km) . bulunan milimetre alt› teleskop dizgesi hem NASA Bas›n Bülteni, 3 Ocak 2006
Plüton’un Uydusu bulgular hayli zengin: Charon’un yar›çap›, 8 s›n›n kayalardan, geri kalan›n›n da buzdan
km’lik hata pay›yla 606 km. Uydunun boyut- olufltu¤unu gösteriyor. Veriler ayr›ca Cha-
Tart›ya Ç›kt› lar›n›n bu duyarl›l›kla belirlenmesi, yo¤unlu- ron’da ince bir atmosfer olsa bile bunun ba-
¤unun da güvenilir biçimde hesaplanmas›n› s›nc›n›n, Dünya atmosferinin milyonda birin-
sa¤lad›. Charon’un yo¤unlu¤u, suyun yo- den daha küçük olmas›n› gerektiriyor. 0,1
Günefl Sistemi’nin tart›flmal› üyeleri Plüton ¤unlu¤unun yaln›zca 1,71 kat›. Dünyam›z›n mikrobar atmosfer bas›nc›, atmosferin tü-
ve Charon, bir gezegen ve uydusundan çok, yo¤unlu¤unun üçte biri kadar olan bu de- müyle azottan oluflaca¤› varsay›m›na göre
ikili bir gezegeni and›r›yorlar. Gerçi ¤er, Plüton’un ay›n›n yar›s›ndan biraz fazla- hesaplanm›fl. Charon’da bir karbondioksit
Charon’un, Plüton’un yar›s› büyüklü¤ünde atmosfer için de üst s›n›r› hesaplayan arafl-
ve sekizde biri kütlesinde oldu¤u, t›rmac›lara göre, bu atmosferin bas›nc›, Plü-
kütleçekimsel hesaplar ve yörünge ton’un 10-15 mikrobarl›k atmosfer bas›nc›-
hareketlerinden biliniyor; ama Charon’un n›n 100’de birini aflamaz.
yar›çap›n›n ne oldu¤u ve bir atmosferi olup Gözlemler ayr›ca Charon’un Plüton’la
olmad›¤› bu yak›nlara kadar bilinmiyordu. birlikte Günefl Sistemi’nin oluflumu
Nihayet Avustralyal› bir amatör gökbilimci- s›ras›nda gaz ve tozun yo¤uflmas›yla ortaya
nin hesaplad›¤› gibi, Charon’un 11 Temmuz ç›kt›¤› yolundaki modelleri çürütüyor.
2005’te 15 kadir parlakl›¤›nda bir y›ld›z›n Gökbilimciler art›k Charon’un Günefl
önünden geçerek ›fl›¤›nda yol açt›¤› azalma- Sistemi’nin erken evrelerinde iki gök
y› üç ayr› noktadaki teleskoplarla gözleyen cisminin çarp›flmas›yla olufltu¤u
araflt›rmac›lar, bulgular› geçti¤imiz ay bafl›n- düflüncesindeler.
da aç›klad›lar. Charon’un y›ld›z› yaln›zca 1 NASA Bas›n Bülteni, 4 Ocak 2006
dakika süreyle örtmesine karfl›n elde edilen
Proton Nötron
Alüminyumdan Al Haberi
Kan›m›zdaki demir, kemiklerimizdeki kalsi- lere de “›fl›k tutuyor”. Örne¤in, gökbilimciler sitesi’nden Astrofizikçi Dieter Hartmann’a
yum ve hem yaflam›n, hem de yaflam›n ye- bu yak›nlarda Samanyolu’nun derinliklerin- göre Samanyolu’nun tümünde bu ›fl›n›m gö-
flerdi¤i gezegenimizin oluflmas› için gerekli den gelen ve say›s›z y›ld›z›n ›fl›¤›ndan oluflur rülüyor. Hartmann’a göre bu veriden yola ç›-
a¤›r elementler, Günefl’ten en az 10 kat da- görünen ayd›nl›¤›n bir bölümünün, süperno- karak gökbilimciler gökadam›zda süpernova
ha büyük ve daha s›cak y›ld›zlarda gerçekle- va patlamalar›nda ortaya ç›kan alüminyum- patlamalar›n›n s›kl›¤›n› (her yüzy›lda iki ta-
flen nükleer tepkimelerde olufluyor ve süper- 26’dan kaynakland›¤›n› belirlediler. Bu izo- ne), y›lda kaç y›ld›z›n olufltu¤unu (5-6 ka-
nova patlamalar›yla uzaya saç›l›p yeni y›ld›z- top uzayda h›zla bozunurken, hastanelerde dar) ve y›ld›zlararas› ortamda ne kadar alü-
lar oluflturacak gaz ve toz bulutlar›n› “zen- kullan›lan röntgen cihazlar›n›n üretti¤inden minyum-26 bulundu¤unu (üç Günefl kütlesi
ginlefltiriyor”. Bu elementlerden baz›lar›n›n binlerce kez daha güçlü gama ›fl›n› fotonlar› kadar) hesaplayabiliyorlar.
bollu¤u, gökadam›zda meydana gelen süreç- biçiminde enerji yay›yorlar. Clemson Üniver- NASA Bas›n Bülteni, 5 Ocak 2006
bilmifller. Hücre çekirdeklerindeki DNA’lar- rastlanan bir soya ait oldu¤unu belirlemifller.
Göçmen Çiftçiler dan farkl› olarak hücrenin “enerji santralle- Çal›flmaya göre N1a soyunun, Avrupa’ya ge-
Avrupa’da Kök ri” olarak tan›mlanan mitokondri adl› orga- len ilk tar›mc›lar›n %6-42’sini temsil etmesi
nellerde de DNA bulunuyor. Ancak, mitokon- gerekiyor. Oysa, ABD’deki veri bankalar›n-
Salmam›fllar dri DNA’lar› yaln›zca anneden çocuklara ge- dan al›nan ve modern Avrupal›lara ait
Bundan yaklafl›k 7500 y›l önce tar›m› Avru- çiyor ve çekirdek DNA’lar›ndan farkl› olarak 35.000 ayr› kifliye ait genom örneklerinde
pa’ya tafl›yan çiftçilerin, günümüz Av- baban›n da genetik flifresini içermi- N1a soyundan olanlar›n oran›, %0,2’yi geçmi-
rupal›lar›n›n kal›t›msal yap›s›na yor. Bu nedenle, genetikçiler- yor. Araflt›rmac›lar›n bu verilerden ç›kard›k-
fazlaca katk› yapmad›klar› be- ce soy a¤açlar›n›n incelen- lar› sonuç, küçük öncü gruplar›n, tar›m et-
lirlendi. Alman, Estonya- mesinde çok yararl› bir kinliklerini Avrupa’n›n de¤iflik bölgelerine ta-
l› ve ‹ngiliz araflt›rma- araç olarak de¤erlendirili- fl›m›fl olduklar›. Bu küçük gruplar›n çevre-
c›lar, çeflitli Orta Avru- yorlar. sinde yerleflmifl olan topluluklar›nsa bir kez
pa ülkelerindeki neoli- Araflt›rmac›lar, bu 24 iske- tar›m kültürünü benimsedikten sonra, çok
tik yerleflimlerden ç›- letten al›nan mitokon- daha h›zla artan nüfuslar›yla N1a soyunu gü-
kart›lan ilk çiftçi is- dri DNA’lar›n›n en az al- nümüz düzeyine indirgemifl olduklar› düflü-
keletlerinin 24’ün- t›s›n›n, “N1a” diye tan›mla- nülüyor.
den mitokondri nan ve günümüz Avrupa-
DNA’s› elde ede- l›lar›nda son derece ender Science, 11 Kas›m 2005
N E R E D E N E V A R
G ü l g û n A k b a b a
Ulusal Taflk›n Sempozyumu’nun birincisi, 10- kurulmas›n› desteklemek ve di¤er CIB ö¤renci
12 May›s’ta, Ankara’da, DS‹ Genel Müdürlü¤ü bölükleri ve araflt›rma gruplar›yla iletiflime geç- Hematoloji Günleri
Konferans Salonu’nda yap›lacak. Sempozyum, mek, konu üzerinde en yeni geliflmeleri takip et- Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi ‹ç Hastal›k-
taflk›n konusunda uzman kiflileri bir araya getire- mek ve gelece¤e yönelik varsay›mlarda buluna- lar› Anabilim Dal› Hematoloji Bilim Dal›, 9 - 12
rek toplumsal bilincin ve duyarl›l›¤›n geliflmesini rak projeler gelifltirmek, tart›flma ve uygulama- Mart tarihleri aras›nda 1. Uluda¤ Hematoloji
sa¤lamak amac›yla düzenleniyor ve DS‹ Genel n›n önünü açmak. Günleri’ni bafllat›yor. Sempozyumda hematolojik
Müdürlü¤ü’nün koordinatörlü¤ünde toprak ve su ‹lgilenenler için: ODTÜ Mimarl›k Fakültesi, ‹nönü Bulvar›, 06531,
onkoloji alan›na giren tüm hastal›klarla ilgili gün-
Ankara.
kaynaklar› alan›nda faaliyet gösteren uzmanlara, Tel: (312) 210 62 36 - 210 62 27 cel geliflmeler ve klinikte karfl›lafl›lan önemli so-
teknik elemanlara, akademisyenlere ve karar sü- Faks: (312) 210 12 49
runlar, uzman hekimler taraf›ndan ayr›nt›l› bir fle-
recinde yer alan tüm yöneticilere aç›k. E-posta: pgrc06@metu.edu.tr
‹lgilenenler için: Devlet Su ‹flleri Genel Müdürlü¤ü
Web: http://prgc06.arch.metu.edu.tr kilde tart›fl›lacak.
‹lgilenenler için: Prof. Dr. R›dvan Ali
‹flletme ve Bak›m Dairesi Baflkanl›¤›
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi ‹ç Hastal›klar› Ana-
Bak›m-Onar›m fiube Müdürlü¤ü
06100 Yücetepe / Ankara
Tel : (312) 418 70 79 / 417 83 00 / 2279
Yap› ve Yaflam bilim Dal›
Hematoloji Bilim Dal› Görükle\Bursa
Tel - Faks: (224) 442 80 60
Faks : (312) 418 33 85
E-posta : ibd-bakonar@dsi.gov.tr Kongresi e-posta: ridvanali@uludag.edu.tr
Web: http://www.dsi.gov.tr/duyuru/taskinsemp.htm
18. Uluslararas› Yap› ve
Yaflam Kongresi, Mimarlar Antimikrobik
Halkla ‹liflkiler Odas› Bursa fiubesi taraf›ndan
fuar organizasyonu ile birlikte Kemoterapi Günleri
Sempozyumu Bursa’da gerçeklefltirilecek. Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Anti-
Ulusal Halkla ‹liflkiler Sempozyumu’nun ikin- Kongrenin ana konusu, mimar- mikrobik Duyarl›l›k Testlerinin Stan-
cisi, 27-28 Nisan tarihleri aras›nda, Kocaeli’nde, l›k ve toplum aras›ndaki etkile- dardizasyonu (ADTS) Çal›flma Grubu,
Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleflkesi Konfe- flimi irdelemek, olumsuzluklar› 13 – 15 Nisan’da Crowne Plaza ‹s-
rans Salonu’nda yap›lacak. Halkla iliflkiler alan›n- sorgulayarak kaynaklar›n› an- tanbul’da, 7. Antimikrobik Kemotera-
daki de¤iflen yönelimlerin, sorunlar›n ve çözüm lamak, anlatmak ve iletiflimsizli¤i gidermek ama- pi Günleri Klinik-Laboratuvar Uygulamalar› ve Ye-
önerilerinin tart›fl›laca¤› sempozyumu, Kocaeli c›yla “toplum ile mimarl›¤› buluflturmak” olarak nilikler toplant›s›n› düzenliyor.
Üniversitesi ‹letiflim Fakültesi düzenliyor. benimsenmifl. ‹lgilenenler için: Prof.Dr. Ahmet Baflustao¤lu
‹lgilenenler için: TMMOB, Mimarlar Odas› Bursa fiubesi, Ç›rpan Gülhane Askeri T›p Akademisi
‹lgilenenler için: II. Ulusal Halkla ‹liflkiler Sempozyumu Genel Sekre-
Mah. Güçlü sok. ‹l Özel Daire Md, No: 21, 16050, Osmagazi – Mikrobiyoloji ve Klinik Mik. Anabilim Dal›
terli¤i (Arfl. Gör. Banu ‹ça¤as›o¤lu ve Arfl. Gör. Özge Ulu¤) Ko-
Bursa 06018 Etlik Ankara
caeli Üniversitesi ‹letiflim Fakültesi
Tel: (224) 273 32 50 Faks: (224) 273 10 20 Tel : (312) 304 34 91
Umuttepe Yerleflkesi Eski ‹stanbul Yolu 10.km. ‹zmit
E-posta: bursamimar@bursamimar.org.tr Faks : (312) 304 34 02
Genel Sekreterlik Tel: (262) 303 18 02
Web: www.bursamimar.org.tr E-posta : abasusta@gata.edu.tr
Genel Sekreterlik Faks: (262) 303 18 03
Web: http://www.akg2006.org/
e-posta: hitsempozyum2006@yahoo.com.tr veya hitsempoz-
yum2006@gmail.com
Web sitesi: http://if.kou.edu.tr/hitsempozyum2006 Mardin Tarihi Ö¤retmen Yetifltirme
T›bbi Onkoloji Kongresi Sempozyumu Sempozyumu
Mardin Valili¤i ve AB’nin deste¤iyle düzenle-
T›bbi Onkoloji Derne¤i, I. T›bbi Onkoloji Kon- Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n, Çanakkale Onsek-
necek olan Uluslararas› Mardin Tarihi Sempozyu-
gresi’ni, 29 Mart – 2 Nisan tarihleri aras›nda, iz Mart Üniversitesi E¤itim Fakültesi iflbirli¤iyle
mu’nda, ‹lkça¤da, Ortaça¤da, Osmanl› dönemin-
Antalya’da düzenliyor. Dernek, kongrenin yaln›z- düzenledi¤i, III. Uluslararas› Ö¤retmen Yetifltir-
de ve Cumhuriyet döneminde Mardin ve çevresi
ca t›bbi onkologlar›n de¤il, onkolojiyle ilgilenen me Sempozyumu, 4 - 6 May›s tarihlerinde, Ça-
ve Mardin’in kültür-bilim-e¤itim ve iktisat tarihi
herkesin ilgisini çekebilmesini hedefliyor. nakkale’de yap›lacak.
‹lgilenenler için: Mustafa Özgüro¤lu, Cerrahpafla T›p Fakültesi
incelenecek. Mardin’de yaflayan dini topluluklar
‹lgilenenler için: Ö¤r. Gör. Tugay Tutkun - Çanakkale Onsekiz Mart
T›bbi Onkoloji Bilim Dal› 34390 Cerrahpafla, ‹stanbul (Süryaniler, Ermeniler, Yezidiler fiemsiler, Yahu- Üniversitesi
Tel: (212) 414 32 73 - 414 30 00 (1796-1797) diler); Mardin flehir dokusu ve mimari yap›s›; Tel: (286) 217 13 03 / 3018
Faks: (212) 585 40 94 Faks : (286) 212 07 51
E-posta: ozguroglu@superonline.com Mardin’in önemli simalar› ve tarih ve inanç turiz- E-posta: tugay@comu.edu.tr
Web: http://www.tok2006.org/ mi de sempozyumda ifllenecek di¤er konular.
‹lgilenenler için: ‹brahim Özcoflar-Dr. Hüseyin Haflimi Günefl
Mardin Tarihi ‹htisas Kütüphanesi, Mardin ‹l Halk Kütüphanesi Kat
CIB ODTÜ Yüksek Lisans 3, Meydanbafl›/Mardin 47100
Tel: (482) 213 52 66 Faks: (482) 212 52 67 Asansör Sempozyumu
Konferans› E-posta: iozcosar@yahoo.com, hhgunes@yahoo.com
Web: http://www.mardin.gov.tr/1SymposiumAnnoncement.htm
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odas›, asansör
konusunda ülkemizde sürdürülen bilimsel ve tek-
I.Uluslararas› CIB (Uluslararas› Yap› ve Üreti-
nik çal›flmalar›n paylafl›lmas›, yeni idari ve teknik
mi Araflt›rma ve Gelifltirme Konseyi) ODTÜ Yük-
sek Lisans Konferans›, 16-18 Mart tarihleri ara-
Pediatri K›fl Kongresi mevzuat›n ülkemize ve sektöre etkilerinin tart›fl›l-
Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Sa¤- mas›, sektör sorunlar›n›n tespiti ve çözüm öneri-
s›nda, Ankara’da, ODTÜ Kültür ve Kongre Mer-
l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›’nca düzenlenen lerinin birlikte üretilmesi, ilgili bakanl›k, kurum
kezi’nde, bir hafta süren CIB yönetim buluflmala-
ve pediatrinin güncel konular›n›n tart›fl›laca¤› ve kurulufllar, üniversite, endüstri, meslek odas›
r› ve “Entegre Tasar›m Önerileri” çal›fltay›n›n bir
Ulusal Pediatri K›fl Kongresi, 19 - 22 fiubat tarih- iliflkisinde teknolojiyi üretenlerin, uygulayanlar›n
parças› olarak düzenlenecek. Konferansla amaç-
leri aras›nda, Uluda¤ - Grand Yaz›c› Otel’de yap›- ve kullananlar›n bir araya getirilmesi hedefle-
lananlar; yap›l› çevre ve bilgi teknolojileri konu-
lacak. riyle, 14-16 Nisan tarihlerinde, ‹zmir'de, Asansör
sunda ihtisaslaflan CIB yüksek lisans ö¤rencileri- ‹lgilenenler için: Doç. Dr. Osman Dönmez Sempozyumu’nu düzenliyor.
nin ve araflt›rmac›lar›n›n tart›flaca¤› ve bilgi pay- Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi ‹lgilenenler için: TMMOB Elektrik Mühendisleri Odas›
lafl›m›nda bulunabilece¤i uluslararas› bir plat- Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal› ‹zmir fiubesi 1337 Sok. No:16 K:8 35210 Çankaya - ‹zmir
Görükle - Bursa Tel / Faks : (232) 489 34 35
form yaratmak, di¤er CIB ö¤renci birlikleriyle ile- Tel - Faks: (224) 442 81 43 E-posta: asansor2006@emo.org.tr
ayd›nlanma yolunda
konferanslar›
Halk›m›z›n bilimin de¤iflik konular›n› uzmanlar›ndan dinleyerek bilimsel düflünme, sorgulama ve tart›flma olana¤›na kavuflmas› için
düzenledi¤imiz “Ayd›nlanma Yolunda Bilim ve Teknik Konferanslar›” dizisini, s›nav ve yar›y›l tatilinden sonra yeniden bafllat›yoruz.
Herkesin serbestçe yararland›¤› bu bilim hizmetinden amac›m›z, olabildi¤ince genifl kitlelerin, merak ettikleri konular› en yetkili
a¤›zlardan dinlemelerini sa¤lamak ve kafalar›ndaki sorular› serbestçe sunucuya iletebilmeleri için f›rsat yaratmak. Konferans›
izleyemeyenler için her say›da, bir önceki ay süresince yap›lan sunumlar›n özetini bu sayfalarda yay›ml›yoruz. ‹steyenler konferanslar›n
video çekimlerini de CD halinde sat›n alabiliyorlar. Konferanslar Tunus Cad. No: 80 Kavakl›dere Ankara adresindeki TÜB‹TAK merkez
binas›nda gerçeklefltiriliyor. Ayd›nlanma Konferanslar›yla ilgili görüfl ve sorular›n›z için:
Tel: (312) 427 06 25 e-posta: bteknik@tubitak.gov.tr
BilimNet
sunmas›na karfl›l›k tek bir web
Türler Motoru sayfas› içermiyor. Bunun yerine,
Genomik Teknikler
arad›¤›n›z türün ad›n› yazd›¤›n›zda
moleküler, taksonomik vb. sitelere
ba¤lanarak, arad›¤›n›z tür için
foto¤raflar, son yaz›lar›n özetlerini,
protein ve DNA dizilimleri gibi
bilgileri içeren bir tür profili
gönderiyor. Yani bir tür haz›r
iSpecies adl› arama motoru, iyi bir yemek...
‹nternet ansiklopedisi kadar bilgi www.ispecies.org
Tüten Bacalar
Dünyan›n herhangi bir
yerinde bir lav ak›fl› ya da
kül püskürmesi meydana
geldi¤inde bu olay Kuzey
Dakota Üniversitesi’nce Genetik ö¤rencileri, iflte arad›¤›n›z
(ABD) yönetilen bu sitedeki site. PCR yöntemlerinden tutun da,
araflt›rmac›lar›n dikkatinden elektroforez ya da DNA’n›n belli
kaçmaz. Her hafta düzenli bölgelerini ç›karmada kullan›lan
olarak yenilenen sitede daha modern yöntemlere kadar 50
faaliyette olan yanarda¤lar laboratuvar tekni¤i ve arac›, çizim
gözetim alt›nda tutuluyor ve ve animasyonlarla anlat›l›yor.
ziyaretçilere Google Earth bilgi istiyorsan›z, 1000’den fazla www.bio.davidson.edu/courses/genom
arac›l›¤›yla yanarda¤lar›n bulundu¤u ziyaretçi sorusunun yan›tland›¤› ics/methodslist.html#meth2
bölgelere tepeden zoom yapma S›kça Sorulan Sorular (FAQ)
olana¤› sa¤lan›yor. Site arac›l›¤›yla köflesini izleyebilirsiniz. “Lav
eskiden meydana gelmifl patlamalarla turizmi” içinse, “Haftan›n Volkan›” Sanal Kimya Ders
ilgili harita, foto¤raf ve kay›tlara da köflesine t›klay›p zirveleri Kitab›
ulaflabiliyorsunuz. Yanarda¤ dolaflabilirsiniz.
etkinlikleri konusunda daha ayr›nt›l› volcano.und.nodak.edu
G
M UL A
R
O
Formula g
F
I
R Ifi
YA Öncü gençlerimiz, say›lar›m›zda aç›klam›fl oldu¤umuz gibi, iki etapl› bir yar›fl
A RI hocalar›m›z sayesinde
E fi ARA B A L planlam›fl olmam›z. ‹zmir’de ve daha sonra yine ‹stanbul
ÜN üniversitelerimiz, sanayi Park’ta. Bu arada biz de bofl durmad›k. TOSFED ve ‹stanbul
G
kurulufllar›m›z ve hepsinden önemlisi kamuoyu, günefl Park pistini iflleten MSO yetkilileri ile yapt›¤›m›z görüflmeler
enerjisine ›s›nmaya bafllad›. Bunda, 30 A¤ustos 2005 sonunda ilk yar›fl›n ‹zmir P›narbafl› Pisti’nde 8-9 Temmuz’da,
tarihinde Istanbul Park’ta ilkini düzenledi¤imiz Formula-G ikinci etab›nsa ‹stanbul Park’ta 21-22-23 Temmuz’da yap›lmas›
Günefl Arabalar› Yar›fl›’n›n kuflkusuz önemli pay› var. konusunda bir ön anlaflmaya vard›k. Burada alt›n› çizmek
Gençlerimizin yarat›c›l›klar›n›n, özverili çal›flmalar›n›n, istedi¤imiz bir nokta, tarihlerin Ocak ay› bafl›nda yap›lacak
azimlerinin ve görev duygular›n›n ürünü olan o birbirinden Denetleme Kurulu toplant›s› ve yeniden seçilecek MSO yönetim
güzel araçlar›n, dünyan›n en güzel pistinde sergiledikleri Kurulu ile yine Ocak ay› içinde yap›lacak toplant›lardan sonra
sportmence yar›fl, medyan›n büyük ilgisini çekti. Bir televizyon kesinleflecek olmas›. Tarihlerin ötesinde, yar›fl›n
kanal› yar›fl› canl› olarak yay›nlarken, tüm öteki kanallar da organizasyonuyla ilgili baz› ön kararlara da varm›fl
yar›fl görüntülerine, gençlerimizle söyleflilere ana haber bulunuyoruz. Araçlar›n olas› çoklu¤u ve ‹zmir pistinin
bültenlerinde ve özel programlar›nda yer verdiler. Bu ilgi, özellikleri göz önünde tutularak ve tabii araçlar›n say›s›na ba¤l›
bekledi¤imiz gibi sanayi kurulufllar›n›n da dikkatini çekti. olarak P›narbafl›’ndaki yar›fl, büyük olas›l›kla iki seri halinde
Birçok kurulufl, yeni yar›fllara kat›lacak araçlar için cazip yap›lacak. Yar›flmac›lar için daha iyi bir haber de ‹stanbul
sponsorluk teklifleri sunmaya bafllad›. Günefl arabalar›n›n Park’ta bulunan ve flimdiye kadar dünyada hiçbir günefl
üretimi konusunda tecrübe kazanan gençlerimiz de bir yandan arabas›n›n bafl etmek zorunda kalmad›¤› zorlu yokufllar›
tasar›mlar›n› olgunlaflt›r›rken, bir yandan da sanayi kald›rmak için TOSFED ve MSO yöneticileriyle vard›¤›m›z ön
uygulamalar› için projeler üretmeye bafllad›lar. Tüm bunlar, bu mutabakat. Plan›m›z, yar›fl› geçen y›lki yönün tersine, yani
y›lki yar›fl›n daha da görkemli, çekiflmeli ve zevkli geçece¤inin saat yönüne çevirip araçlar› paddock alan›n›n arkas›ndan
iflareti. fiimdiye kadar bize baflvuran tak›mlar›n say›s› 35’e çevirerek ilk büyük yokuflun bafllad›¤› noktadan geri döndürüp
ulaflt›. ‹çlerinden birço¤u, Formula-G 2006’ya birden fazla tekrar ana tribün önüne yönlendirmek. Böylece 2,2 km’ye
araçla kat›lmaya haz›rlan›yor. Bu üniversitelerin d›fl›nda 5 indirdi¤imiz parkurda yap›lacak 30 tur, hem kat›l›mc›lara
üniversite daha baflvuru haz›rl›¤›nda oldu¤unu bildirdi. Bu “yar›fl” heyecan›n› tatt›racak, hem araçlar›n üstünlüklerini
durumda 40 arac›n yar›fl günleri pistlerde olaca¤› anlafl›l›yor. ortaya koymalar›n› sa¤layacak, hem de seyircilere daha h›zl›,
“Yar›fl günleri” ve “pistlerde” dedik. Nedeni, daha önceki daha zevkli bir yar›fl izlettirecek. Tak›mlardan istedi¤imiz,
haz›rl›klar›n› h›zland›rmalar› ve kat›lmay› düflünen yeni
tak›mlar›n da, bizim kendi haz›rl›klar›m›z› kolaylaflt›rmak için
son kat›l›m tarihi olan Ocak sonunu beklemeden resmi kat›l›m
baflvurular›n› bir an önce yapmalar›. Haydi bakal›m! Geçti¤imiz
y›l, bir teknoloji hamlesine genç beyinleri yo¤unlaflt›racak,
ülkemizi yenilenebilir enerjiler için sürdürülen uluslararas›
yar›fla ortak edecek bir at›l›m için start vermifltik. fiimdi kollar›
yine TÜB‹TAK olarak, Bilim ve Teknik olarak, sanayi ve
araflt›rma kurumlar› olarak ve en önde de ülkemizin
gelece¤ine inanm›fl gençlerimiz olarak bu hamleye ivme
vermek için s›v›yoruz. Formula-G 2006 Günefl Arabalar›
Yar›fl›’nda TÜB‹TAK Kupas›’n› hep birlikte havaya kald›racak
gençlerimize zorlu, yorucu, uykusuz, D‹K YOKUfiLU bir haz›rl›k
dönemi için star› burada veriyoruz. BTD
formulaG04 1/27/06 8:19 PM Page 35
Teknoloji Ad›mlar›
Gökhan Tok
olmam›flt›. Oysa NASA’daki bilimciler k›sa bünyesinde bar›nd›ran bu yeni malzeme, bir
Plastik Uzay süre önce polietilen tabanl› bir malzeme ilk olma özelli¤i de tafl›yor.
üretmeyi baflard›lar. fiimdilik RXF1 ad›yla Plastik malzemelerin en büyük
Gemileri an›lan bu malzeme hem güçlü, hem de avantajlar›ndan biri de, alüminyum ve kurflun
alüminyumdan daha hafif. Bu malzemenin gibi malzemelerin aksine, ikincil ›fl›n›ma çok
hafif ve güçlü yap›s›ndan kaynaklanan daha az neden olmalar›. ‹kincil ›fl›n›m bizzat
Yeni bir plastik türevi tasar›m malzemesi,
özelliklerine, bir de uzay yolculu¤u s›ras›nda koruyucu malzemenin kendisinden
uzay yolculuklar› s›ras›nda, hatta Mars
astronotlar› zararl› ›fl›nlardan koruyabilecek kaynaklan›r. Uzaydan gelen kozmik ›fl›n›ma
görevinde astronotlar› koruyacak malzeme
olmas› eklendi¤inde, bir uzay gemisi için ait parçac›klar koruyucu kalkana
olabilir.
ideal olmas› gündeme geliyor. Bu iki özelli¤i çarpt›klar›nda çok düflük düzeyde nükleer
Çöplerimizi atarken çöp torbalar›
tepkimelere neden olurlar. Bu tepkimeler
kullan›yoruz. Bu çöp torbalar›na her yerde
sonucunda nötron ya da di¤er parçac›klardan
bol miktarda rastl›yoruz, öyle ki art›k
oluflabilen nükleer at›k ya¤muru, uzay
dikkatimizi çekmiyorlar. Oysa belki de çöp
gemisinin içine girmifl olur. Bu ikincil ›fl›n›m
torbalar› Mars’a gitmenin anahtar› olacak.
da astronotlara en az kozmik ›fl›nlar kadar
Çöp torbalar›nda kullan›lan malzemede
zarar verici olabilir. ‹flin ironik yan›, birçok
polietilen ad›nda bir polimer bulunuyor. Bu
insan kurflun gibi a¤›r elementleri zararl›
malzemenin özelli¤i, moleküllerinin uzaydaki
›fl›nlardan korunmak için en iyi kalkan olarak
insanlar için tehlikeli olan ›fl›n›ma karfl› bir
görüyorlar. Oysa hafif karbon ve hidrojen
kalkan görevi görebiliyor olmas›. Bugüne dek
içeren polietilen, ikincil ›fl›n da dahil olmak
bu malzemenin uzay gemilerinde kullan›lmas›
üzere uzaydaki birçok zararl› ›fl›n›n etkisini en
düflünüldüyse de, bu ince ve hafif
aza indirebiliyor.
malzemeden bir uzay gemisi yapmak mümkün
Tel: (312) 467 32 46- 468 53 00/1067, Faks: (312) 427 66 77 e-posta: agulgun@tubitak.gov.tr
Gaziantep muhabirimiz Türkan Yeliz, gebelik nas›l oluflur, bebe¤in cinsiyetini önceden belirlemek olas› m›, gebelik süresinin
hesab›, gebelik testleri gibi gebelik konusunda merak edilen pek çok soruya yan›t veren bir çal›flma haz›rlam›fl.
Kan Uyuflmazl›¤› ömür boyu kal›r. Günümüzde kan grubu Rh(-) olan
Kan uyuflmazl›¤› söz konusuysa 28. - 30. gebe- gebelere do¤um, düflük ya da kürtajdan sonra “An-
lik haftalar›nda “‹ndirekt Coombs” testi yap›l›r. Ge- ti-D” uygulan›r ve anne kan›nda RH(+) hücrelerine
beli¤in 36. haftas›ndan itibaren haftada bir “fetal karfl› antikorlar›n oluflmas› engellenir. Böylece bir
monitorizasyonla” gebe izlenir. Fetal monitör, anne sonraki gebelik ürünleri bu tehlikeden korunmufl
karn›na ba¤lanan bir prob ile fetusun kalp at›m›n- olur.
daki de¤ifliklikleri bir ka¤›t flerit üzerine kaydeden Anti-D kürtaj, düflük ya da do¤umdan sonra ilk
elektronik bir cihazd›r. Anne karn›ndaki bebe¤in 72 saat içinde yap›l›r. Bebe¤in kan grubu Rh (-) ise
kalp at›m h›z›ndaki de¤ifliklerden oluflan kalp elek- anti D yap›lmas›na gerek duyulmaz.
trosu benzeri çizgiler, uzmanlar›nca de¤erlendiri- Kan uyuflmazl›¤›ndan etkilenmifl bebekler, gü-
lip, gebeli¤in ilerleyen haftalar›nda bebe¤in anney- nümüzde anne karn›nda yap›lan kan nakilleriyle ya-
le olan al›flveriflinin (oksijen, besin, v.s) yolunda gi- flat›labilmekte.
dip gitmedi¤i hakk›nda bilgi verir. Fetal monitörle
ileri gebelik haftalar›nda ya da do¤um eylemi s›ra- Ne S›kl›kla Doktora Gidilmeli?
s›nda bebe¤in s›k›nt›da oldu¤u saptand›¤›nda de (antikor) üretir. Bu üretilen antikorlar G ve M
Gebeler doktor taraf›ndan 28 gebelik haftas›na
zaman›ndan önce gerçeklefltirilen do¤um ya da se- antikoru olarak ikiye ayr›l›r. M antikorlar› plasenta-
kadar ayda bir, 29-36 haftalar aras›nda 2-3 hafta-
zaryen operasyonuyla bebekler sa¤l›kl› bir flekilde dan geçemez, G ise kolayl›kla geçer. Rh(-) bir gebe-
da bir, 37. gebelik haftas›ndan bafllayarak da haf-
dünyaya getirilebilir; ayr›ca bebeklere daha rahat nin kan›nda Rh(+) kan hücrelerine karfl› gelifltiril-
tada bir kontrol edilmelidir. Periyodik kontrollerin
t›bbi destek verilir. mifl G antikoru varsa ve gebenin karn›ndaki bebe-
d›fl›nda, vajinal kanama, vajinadan su gelmesi, el-
Kan grubu Rh(-) olan annelerin kan dolafl›m›na, ¤in kan grubu da Rh(+) ise G antikorlar› plasenta-
dan kolayl›kla geçip bebe¤in kan hücrelerinin y›k›- lerde ve yüzde ileri derecede fliflme, fliddeti giderek
bir önceki gebeli¤i s›ras›nda bebe¤in Rh(+) kan artan, ciddi bafl a¤r›lar›, bulan›k görme ya da gör-
hücrelerinin girmifl olmas› ya da yanl›fll›kla Rh(+) m›na neden olur. Bu y›k›m kans›zl›¤a yol açabilece-
¤i gibi anne karn›nda bebe¤in kalp yetmezli¤inden me kayb› olmas›, kar›n a¤r›s›, atefl ve terleme, inat-
kan ürünü nakli sonucu kan grubu Rh(-) olan anne-
ölümüne de neden olabilir. ç› kusmalar, idrar yaparken yanma gibi durumlar-
nin ba¤›fl›kl›k sistemi harekete geçip, bu yabanc›
Rh(-) annenin kan›nda, Rh(+) kan grubuna kar- da, gebelerin hiç zaman kaybetmeden doktora git-
kan hücrelerini tahrip etmek için kimyasal bir mad-
fl› G antikorlar› bir kere oluflunca, bunlar kanda meleri gerekir.
Yenilendi!
sanalsergi 1/27/06 3:57 PM Page 1
sergimize bekliyoruz
Aral›k ay›n›n baflar›l› çal›flmalar›ndan baz›lar›.
Sergilenmeye hak kazanan öteki foto¤raflar› web sayfam›zda izleyebilirsiniz.
Mehmet Koç ©
Yafl: 15
Ö¤renci
Çekim Yeri: Bolu, Abant
Foto¤raf Makinesi: Kodak Z740
Burcu Somer
Yafl: 38
Havac›
Foto¤raf Makinesi: HP Photosmart 945
pek
34
meni Ceren Bak›r
Yeri: Kütahya-Simav
öyü Foto¤raf Makinesi:
D70 Practica D32
Burcu ‹lhan
Yafl: 17
Ö¤renci
Volkan Kaval ©
Yafl: 18
Ö¤renci
Foto¤raf Makinesi: Sony
Cyber-Shot P-32
©
15
nci
ant
40
sanalsergi 1/27/06 3:57 PM Page 3
Kemal Erpolat
Batman-Gercüfl
Foto¤raf Makinesi: Nikon F 50
Volkan Kaval ©
Yafl: 18
Mesle¤i: Ö¤renci
Foto¤raf Makinesi: Sony Cyber-Shot P-32
Murat F›nd›k©
Yafl: 30
Beden E¤itimi Ö¤retmeni
Foto¤raf Makinesi: Sony DSC P-2000 Cyber-shot
Cem Çavdar
Ö¤renci
Çekim Yeri: Gökova-Akyaka körfezi
Foto¤raf Makinesi: Fine fix s550 digital
Yasemin Tutkopar
Ö¤renci
Ayval›k
Foto¤raf Makinesi: Kodak cx6200
sanalsergi 1/27/06 3:57 PM Page 4
Gökhan Toptepe ©
Ö¤renci
Erzurum
Çekim Yeri: Giresun/ Tirebolu
Foto¤raf Makinesi: Canon Eos 300V
Ersin Yurt
Matematik Ö¤retmeni
Artvin
Foto¤raf Makinesi: Nikon Coolpix4100
U¤ur Süren
Çekim Yeri: Köyce¤iz Gölü
Erdo¤an Kalay
Onurcan Çak›r ©
Yafl: 22
Yafl: 19
Sosyal Bilgiler ö¤retmeni
Ö¤renci
Çekim Yeri: Çaml›hemflin
Çekim Yeri: Taflk›flla Kampüsü
Foto¤raf Makinesi: LS 753 kodak 5.0 mp
www.biltek.tubitak.gov.tr/sanal_sergi.htm
zaman 1/29/06 6:08 PM Page 38
Zamanda
Yolculuk
Zaman, bizi do¤umdan ölüme tafl›yan, kendimizi ak›fl›na kapt›rd›¤›m›z bir ›rmak gibidir.
Alg›lad›¤›m›z biçimiyle, geçmiflten gelece¤e do¤ru akan, bir flekilde hissetti¤imiz ya da varl›¤›n›
bildi¤imiz bir fley zaman. Peki zaman›n, gerçekten yaflam›n karfl› konulamaz bir parças› oldu¤u
gerçe¤ini kabul etmeli miyiz? Yoksa onu yavafllatabilir miyiz? Daha da önemlisi, gelece¤e ya da
geçmifle gidebilir miyiz? Zamanda yolculu¤a ç›kabilir miyiz?
Bir zaman makinesine atlay›p geçmi- n›ndaki biliminsanlar›ndan bile genifl
fle giderek bir fleyleri de¤ifltirmeyi kim düflünüyordu. Wells, Einstein evreni
Zaman›n Oku
istemez? Zamanda yolculuk, bilimkur- uzay-zaman olarak dört boyutlu olarak Newton, matematik ve fizikte, kufl-
gunun al›fl›k oldu¤umuz temalar›ndan ele almam›z gerekti¤ini söylemeden 10 kusuz ça¤›n›n en önemli biliminsanla-
biri. Bir zamanlar bilimkurguda var y›l önce, zaman› dördüncü boyut olarak r›ndan biriydi. Ne var ki, onun zama-
olan, ancak günümüzde yaflama geçmifl ele alma düflüncesini öne sürmüfltü. n›nda ve sonras›ndaki iki yüzy›l boyun-
olan birçok olgu gibi, zaman makinesi Bir zaman makinesine atlay›p istedi- ca, zamanda yolculuk kavram› hiç gün-
de bir gün gerçek olabilecek mi? ¤imiz zamana gidebilece¤imiz günler deme gelmedi. Newton, baflyap›t› Prin-
“Zaman Makinesi” (The Time Mac- pek yak›nda görünmese de, bir flekilde cipia’da, zamanla ilgili flöyle bir tan›m-
hine), H.G. Wells’in ilk roman›yd›. zamanda yolculuk yapmak mümkün lama yap›yor: “Kesin, gerçek ve mate-
Wells, bu roman› 1885’te kaleme ald›- görünüyor. Hatta, günümüzde bile bu- matiksel bir olgu olan zaman, do¤as›
¤›ndan bu yana “zamanda yolculuk”, nu fark›nda olmadan yap›yoruz. Örne- gere¤i, d›flar›dan etkilenmeksizin, de-
bilimkurgunun temel ö¤elerinden biri ¤in, havayoluyla sürekli yolculuk ya- ¤iflmeden akar.” Gerçekten de böyle
haline geldi. Bundan sonra, zamanda panlar, yerde duranlara göre biraz da- mi?
yolculuk düflüncesi bilimkurgu roman ha yavafl yafllan›yorlar. fiimdilik, Duyular›m›z, içinde yaflad›¤›m›z ev-
ve senaryo yazarlar›n›n yan› s›ra, bili- Wells’in zaman makinesindeki gibi, bir renin üç boyutlu oldu¤unu söylüyor.
minsanlar›n›n da gündemine oturdu. kolu çekip geçmifle gitmek söz konusu Gördü¤ümüz, hissetti¤imiz tüm cisim-
Wells, sanat›yla ‹ngiliz edebiyat›n›n de¤il. Ancak biliminsanlar›, geçmifle ler üç boyutlu. Kuramsal fizikteki ge-
önemli yazarlar›ndan biri olmakla kal- yolculuk yapman›n baflka yollar› oldu- liflmelerse evrenin üç boyutla s›n›rl› ol-
may›p, bilimsel yaklafl›mlar›yla da zama- ¤unu öne sürüyorlar. mad›¤›n› gösteriyor. 20. yüzy›l›n baflla-
(saniyenin 100 milyonda biri) kadar saatini ödünç ald›lar ve bu saatlerle 20 km’yi bozulmadan kat ederek yer-
gençleflmifl oluruz. Dünya çevresinde uçak yolculuklar› yüzüne kadar ulaflabilen, müonlar göz-
Bu kadar küçük de¤iflimler, yaflam›- yapt›rd›lar. Uçaklar, ›fl›k h›z›n›n mil- lenebiliyor.
m›zda fark edilir bir de¤iflime yol aç- yonda birinden bile yavafl olduklar›
maz. Bir uçak yerine bir uzaygemisine halde, gözlemevindeki saatlere göre bi- Einstein ve Kütleçekimi
binmifl olsayd›k ve ›fl›k h›z›na yak›n bir raz geri kalm›fllard›. Bu geri kalman›n
h›zla birkaç y›l yol alm›fl olsayd›k, eve miktar›, tam da özel görelilik kuram›- H›z, nas›l gelece¤e yolculuk yön-
döndü¤ümüzde, onlarca y›l geçmifl ola- n›n söyledi¤i kadard›. temlerinden biriyse, kütleçekimi de bir
cakt›. Böylece, yaln›zca baflka bir y›ld›z “Müon” ad› verilen atomalt› parça- baflkas›. Einstein, özel görelilik kura-
sistemine gidip gelmekle kalmayacak, c›klarla yap›lan deneyler, bundan daha m›n› ortaya att›ktan on y›l sonra, genel
zamanda onlarca y›l öteye yolculuk iyi kan›t sunuyor. Bu parçac›klar, labo- görelilik kuram›n› gelifltirdi. Bu kura-
yapm›fl olacakt›k. ratuvarda saniyenin yaln›zca birkaç m› her yönde ele alarak, kütleçekimi-
Bu gelece¤e yolculuk senaryosu ç›l- milyonda biri kadar süreyle bozulma- nin uzay-zamanda e¤rili¤e yol açt›¤›n›
g›nca görünse de, bu durum hem ku- dan kalabiliyorlar. Gezegenimizin at- gösterdi. Bu, kütleçekimi artt›kça, za-
ramsal olarak, hem de deneylerle ka- mosferindeki moleküllerle çarp›flan man›n yavafllad›¤›n› söylüyordu. Böyle-
n›tlanabiliyor. 1971’de, özel görelilik yüksek enerjili parçac›klar›n etkisiyle, ce, genel görelilik de bize zaman yol-
kuram›n› denemek isteyen Joe Hafele ›fl›k h›z›na yak›n h›zlarla ilerleyen mu- culu¤u için baflka bir araç sunuyordu:
(Washington Üniversitesi) ve Richard onlar oluflur. E¤er müonlar bu süre fliddetli kütleçekimi.
Keating (ABD Donanma Gözlemevi), içinde bozunsalard›, bir kilometre an- Özel görelilik çeflitli deneylerle na-
Donanma Gözlemevi’nden dört atom cak yol alabilirlerdi. Ancak, yaklafl›k s›l kan›tlanabiliyor ve sonuçlar› da na-
Dede Paradoksu
.
‹kizler Paradoksu
.
s›l gözlemlenebiliyorsa, genel görelili- na karfl›n, birkaç günefl kütlesine sa- madde ak›fl› oldu¤unda, karadeli¤in
¤in etkileri de yeryüzünde gözlenebili- hip olan bir nötron y›ld›z›na gidebil- içine düflen madde, onun çevresinde
yor. Küresel Konumland›rma Sistemi seydik, buradaki zaman›n yeryüzünde- dönerek h›zlan›r ve ›fl›k h›z›na yakla-
(GPS), her biri birer atom saati tafl›yan kine göre dörtte bir oranda daha yavafl flan madde güçlü ›fl›ma yapmaya bafl-
24 uydudan oluflan bir sistem. Bu uy- akt›¤›na tan›k olurduk. lar. Bu flekilde, orada bir karadelik ol-
dular, yeryüzünden yaklafl›k 23.000 Karadelikler çok daha iyi birer za- du¤unu anlayabiliriz. Karadeli¤in çev-
km yukar›da dolan›yorlar. Bir GPS al›- man makineleri olabilirler. Uzay gemi- resindeki bu ›fl›ma, çok yüksek enerjili
c›s›, uydular›n gönderdi¤i sinyallerin nizi, bir karadeli¤in olay ufkunun yak›- bir ›fl›n›m türü olan X-›fl›n›m›d›r ve her-
bize ne kadar sürede ulaflt›¤›n› ölçerek n›na sürerek, zaman› istedi¤iniz oran- hangi bir canl› bu ›fl›n›ma dayanamaz.
uyduya olan uzakl›¤›m›z› belirliyor. da yavafllatabilirsiniz. Olay ufkunu, ka- ‹yi birer zaman makineleri olsalar da,
Küresel Konumland›rma Siste- radeli¤i çepeçevre saran bir bölge ola- bu nedenle bir karadeli¤in yan›na bu
mi’nde, görelili¤in iki türü de iflbafl›n- rak düflünebiliriz. ‹çine düflen hiçbir kadar yaklaflmak pek tavsiye edilen bir
da. Özel görelilik, uydulardaki saatle- fley kaçamaz. Olay ufkundaki kütleçe- fley de¤il!
rin yeryüzündekilere göre daha yavafl kimi, ancak ›fl›k h›z›yla giden - ki bu Her karadelik bu flekilde ›fl›ma yap-
çal›flt›¤›n› söyler. Çünkü, uydular yer- mümkün de¤ildir - bir cismin kaçabil- maz. Ancak, bir karadeli¤in olay ufku-
yüzüne göre belli bir h›za sahiptir. Ge- mesine olanak tan›r. Olay ufku geçildi- na yaklaflt›¤›n›zda, ayaklar›n›zdaki
nel görelili¤in etkisiyse tersinedir. Ge- ¤indeyse, ›fl›k h›z›ndan daha h›zl› hare- kütleçekimi, bafl›n›zdakinden çok daha
zegenimizden kaynaklanan kütleçe- ket edilemeyece¤inden buradan kaç- büyük olur. Tek parça kalabildi¤imizi
kim kuvvetinin fliddeti, yörüngede, yer- mak olanaks›z olur. Zaman, olay uf- varsayarsak, bu büyük kütleçekimi far-
dekine göre düflüktür. Bu nedenle de kunda durur. Olay ufkunun ad› da bu- k›, bir spagetti gibi uzamam›za yol
uydulardaki atom saatleri, yerdeki göz- radan geliyor: Uzaktaki bir gözlemci, açard›.
lemcilere göre, oldu¤undan daha h›zl› olay ufkunda olanlar› durmufl olarak Bir zaman yolcusu için, en iyi za-
çal›fl›yor gibi görünür. Sistemin duyar- görür. man makinesi, süperkütleli bir karade-
l› çal›flabilmesi için, bu iki etken de he- Bilinen birçok karadelik, ikili sis- lik olabilir. Bu canavarlar, genelde gö-
saba kat›l›r. temlerde bulunuyor. Bunun nedeni, kadalar›n merkezlerinde bulunurlar.
Genel görelili¤in zaman üzerindeki ikiliden birinin yaflam›n›n sonunda çö- Bu karadeliklerin kütlesi, milyarlarca
etkisi, kütleçekim alan›n›n fliddetiyle kerek karadeli¤e dönüflmesi ve eflin- günefl kütlesini, olay ufkuysa Günefl
orant›l›d›r. Birkaç km çap›nda olmas›- den madde çalmas›. Bir karadeli¤e Sistemi’nin çap›n› bulabilir. Çap› çok
yor.
Kurtdeliklerinin pek de kullan›m›
kolay zaman makineleri oldu¤unu söy-
leyemeyiz. Kuramc›lar, kurtdelikleri-
nin karadeli¤e dönüflmeden önce yal-
n›zca bir an için var olabileceklerini
öne sürüyorlar. Ancak, bir “bilimkur-
gu” öyküsü gibi olsa da, kurtdelikleri-
nin varl›klar›n› korumalar›n›n bir yolu
oldu¤unu düflünenler de var.
1980’lerde Carl Sagan, Contact
(Mesaj) adl› roman›n› yazmaya bafllad›.
Romanda, roman›n kahraman› olan El-
lie Arroway, Vega y›ld›z›n›n yak›n›n-
dan bir sinyal al›r. Bu sinyaldeki flifre-
li mesaj, onu gökadan›n derinliklerin-
de bir gezegene götürecek bir makine-
nin yap›m k›lavuzunu içerir. Sagan, ro-
man› yazarken, Ellie’nin yeryüzündeki
bir karadeli¤e düflüp ve Vega yak›nla-
Kurtdelikleri, uzay-zamanda kestirme yollar oluflturuyorlar ve uzak noktalar› birbirine ba¤l›yorlar. Bu sayede, r›nda bir gezegende geri ç›kabilece¤ini
bir kurtdeli¤inden geçerek, çok k›sa bir sürede, bir yerden baflka bir yere gidilebilir. düflünür. Sagan, bunun gerçe¤e uy-
gun olup olmad›¤›n› ö¤renmek için,
büyük oldu¤undan, buraya giden bir fi, geçmifle yolculu¤u gerçekçi yapma- Caltech’te (California Teknoloji Ensti-
astronotun ayaklar›yla bafl› aras›ndaki ya yetmedi. Çünkü elimizde, evrenin tüsü) karadelik uzman› olan arkadafl›
kütleçekimi fark› daha küçük olur ve dönmekte oldu¤una iliflkin bir veri bu- Kip Thorne’a baflvurur. Thorne, bunun
astronot parçalanmadan olay ufkuna lunmuyor. Hatta, gözlemler evrenin için bir karadelik de¤il, kurtdeli¤i kul-
yaklaflabilir. Ancak, bir zaman yolcusu, dönmedi¤ini gösteriyor. Yine de, Gö- lanman›n daha uygun olaca¤›n› düflü-
olay ufkunu geçmeyi pek de istemeye- del’in keflfinin önemli bir yan› vard›: nür.
bilir. E¤er astronot, karadeli¤in için- geçmifle yolculu¤u olanakl› k›l›yordu. Ne var ki, kurtdeli¤inin de kendine
den geçmeyi baflar›rsa, kendini tümüy- 1974’te, fizikçi Frank Tipler (Tula- özgü sorunlar› vard›r. Temel sorun,
le farkl› bir evrende bulabilir. ne Üniversitesi, ABD) ›fl›k h›z›na yak›n kurtdeli¤inin çökerek kapanma e¤ili-
bir h›zla dönen ve sonsuz uzunluktaki midir. Thorne ve arkadafllar›, bunun
Geçmifle Yolculuk bir silindirin de ayn› ifllevi görebilece- nas›l önlenebilece¤ini bulmak için çal›-
¤ini kan›tlad›. Bu çemberin çevresinde fl›rlar. Bunun ancak, çökmeyi engelle-
fiimdilik, zamanda yolculuk, gelece- dolanan astronotlar, geçmifllerine gide- yecek derecede fliddetli, d›fla bas›nç ya-
¤e yap›labilen bir yolculuk gibi görü- biliyorlard›. Ne var ki, bunun bir za- pabilen bir etkiyle sa¤lanabilece¤ini
nüyor. Bir gün astronotlar, gerçekten man makinesine dönüfltürülmesi ola- bulurlar. Bir nötron y›ld›z›n›n çökme-
de çok h›zl› uzay gemileriyle yolculuk naks›z. Çünkü, sonsuz uzunlukta bir sini durdurabilecek kadar bas›nç üre-
yaparak ya da bir nötron y›ld›z›n›n ya- nesne yapmak mümkün de¤il. tebilen ve “egzotik madde” olarak ad-
k›n›ndan uçarak zaman›n onlar için land›r›lan madde türü, belki bunu ba-
çok daha yavafl akmas›n› sa¤layabilir- Kurtdelikleri flarabilir. Bu madde, var m› yok mu
ler. Böylece, gelece¤e yolculuk yapm›fl flimdilik bilinmiyor. Ancak, varl›¤› fizik
olurlar. Geçmifle yolculuk için, bir baflka dü- yasalar›na ters düflmüyor.
Gelece¤e yolculuk olas› görünse de flünce daha çok ümit veriyor. 1935’te,
pek ço¤umuzun iste¤i geçmifle yolcu- Einstein ve çal›flma arkadafl› Nathan Zaman Makinesi
luk etmek olacakt›r kuflkusuz. Zaman- Rosen, genel görelili¤in, uzay-zaman-
da ters yöne hareket etmek, ileri hare- da “köprüler” oluflturulabilmesine izin Nas›l Yap›l›r?
ket etmekten çok daha karmafl›k bir verdi¤ini fark ettiler. “Einstein-Rosen
durum. Avusturyal› matematikçi Kurt köprüsü” ad›n› alan bu uzay-zaman tü- Thorne ve arkadafllar›, kurtdelikle-
Gödel, geçmifle yolculu¤un mümkün nelleri, günümüzde “kurtdeli¤i” olarak riyle u¤rafl›rken, bunlardan bir zaman
olabilece¤ini daha 1949’da söylemiflti. adland›r›l›yor. Bu tüneller, uzay-za- makinesi yap›labilece¤ini keflfettiler.
Einstein’›n da bir dönem çal›flt›¤› Prin- manda kestirme yollar oluflturuyorlar Buradaki hüner, kurtdeli¤inin bir ucu-
ceton Geliflmifl Araflt›rma Enstitü- ve uzak noktalar› birbirine ba¤l›yorlar. nu gelece¤e ç›kan bir yere koyabilmek.
sü’nde çal›flan Gödel, genel görelili¤in Bu sayede, bir kurtdeli¤inden geçerek, Örne¤in, büyük bir asteroidi kurtdeli-
yasalar›na dayanarak, dönen bir evren çok k›sa bir sürede, bir yerden baflka ¤inin bir ucunun yak›n›na getirmek ifle
düflledi. Kuramsal olarak, böyle bir ev- bir yere gidilebiliyor. Öyle ki, normal yarayabilir. Kütleçekimi, ikisini bir ara-
rende yolculuk eden bir astronot, geç- yoldan giden ›fl›k bile, bu uzakl›¤› za- da tutarken, asteroidi ›fl›k h›z›na yak›n
mifline gidebiliyordu. Gödel’in bu kefl- man yolcusu kadar çabuk kat edemi- bir h›za ulaflt›rmak gerekiyor. Kurtde-
li¤inin bu ucundaki saat, öteki a¤z›n- ne gitmeniz olanaks›z. Bu, Stephen Çeliflkiler Dünyas›
dakine göre çok daha yavafl ak›yor ola- Hawking’in neden günümüzde de za-
cakt›r. ‹stedi¤iniz zaman aral›¤›n› elde man yolcular›n› görmedi¤imiz sorusu- Zamanda yolculuk, fizik yasalar›na
edene kadar, hareketi sürdürebilirsi- nun yan›t› olabilir. E¤er ilk zaman ma- göre mümkün görünse de birtak›m
niz. Çekip götürdü¤ünüz a¤z›, sonra kinesi 2050 y›l›nda yap›l›rsa, o zamana çok garip sonuçlar› var. Günlük yaflam-
da geri getirebilirsiniz. Zaman makine- kadar herhangi bir zaman yolcusu gör- da sonuç, nedenden her zaman sonra
niz haz›r. Kurtdeli¤inin bir a¤z›ndan meyece¤imizi söyleyebiliriz. gelir. Ancak zamanda geriye gitmek,
girip, ötekiden ç›kt›¤›n›zda zamanda Thorne ve çal›flma arkadafllar›, kurt- bunun tersinin de olabilmesini gerekti-
10 y›l geri, tersini yapt›¤›n›zda ileri gi- deli¤iyle ilgili düflüncelerini, 1988’de rir. Bu, en belirgin biçimde, “dede pa-
dersiniz. yay›mlad›lar. Bunun üzerine 1991’de, radoksu” ortaya ç›k›yor. Neyse ki, flim-
H›z yerine kütleçekimini kullanmak y›ld›z fizikçisi Richard Gott, kozmik si- dilik kimse zaman makinesini k›sa sü-
isterseniz, çok yo¤un ve kütleli bir cimlerden yararlanan bir zaman maki- re içinde yapabilecek gibi görünmü-
gökcismi iflinizi görür. Bir nötron y›ld›- nesi buldu. Kozmik sicimler, Büyük yor.
z›, bunun için biçilmifl kaftand›r. Kurt- Patlama’dan artakalan, ince ve yüksek Sözü geçen makineler, H.G.
deli¤inin bir ucunu nötron y›ld›z›n›n yo¤unlu¤a sahip madde sicimleridir. Wells’in zaman makinesine hiç benze-
yan›na getirip, gereksinim duydu¤u- Gerçi, bu sicimlerin varl›¤› flimdilik kâ- miyor. Anlafl›lan o ki, bir zaman maki-
nuz zaman fark›n› yaratana kadar bek- ¤›t üzerinde; henüz herhangi bir koz- nesi yapabilmek için, insano¤lunun
letebilirsiniz. Ard›ndan, bu ucu öteki- mik sicim gözlenemedi. Ancak, baz› ev- çok yüksek bir uygarl›k düzeyine ulafl-
nin yan›na getirip zaman makinenizi renbilimciler bunlar›n varl›¤›na inan›- mas› gerekiyor.
yapm›fl olursunuz. Bunu yapabilecek yorlar. Kozmik sicimler, evreni bafltan
düzeyde uzay teknolojisine sahip oldu- sona kat eden, sonsuz uzunlukta ve Alp Ako¤lu
¤unuza göre, art›k uzay geminize atla- çok büyük kütlede cisimler. Bunlar,
Kaynaklar
y›p gelece¤e ve geçmifle yolculuk yapa- bir atomdan daha ince olmalar›na kar- Davies P., “How To Build A Time Machine”, Scientific American,
bilirsiniz. fl›n, yak›nlar›ndan geçen cisimlere çok Eylül 2002
Dereli T., “Zamanda Yolculuk”, Bilim ve Teknik, Ekim 1995
Kurtdeli¤i zaman makinesi, geçmi- güçlü kütleçekimi uygularlar. Michio, K., “A User’s Guide to Time Travel”, Wired, A¤ustos 2003
Talcott, R., “Is Time On Our Side?”, Astronomy, fiubat 2006
fle yolculu¤u olanakl› k›l›yor. Ne var Gott’un zaman makinesi, birbirine Turgut, S., “Genel Görelilik”, Bilim ve Teknik, Mart 2005
ki, makinenin yap›ld›¤› tarihten öncesi- paralel ve sonsuz uzunlukta iki sicim- http://www.lifesci.sussex.ac.uk/home/John_Gribbin/timetrav.htm
ZAYIFLAMAK BU
KADAR KOLAY MI?
Obezite
AfiISI
Milyonlarca insan›n yaflant›s›n› ve ya¤ miktarlar› yüksek olan g›dalar›n na, videolara, sa¤l›k kulüplerine ve
sa¤l›¤›n› etkileyen küresel bir salg›n tüketiminin artmas›, fiziksel etkinlik- kilo vermeye yard›mc› olacak di¤er
olma yolunda h›zla ilerleyen obezite, lerin azalmas›yla birleflince, obezi- araçlara harcanan miktar, y›ll›k 30
dünya genelinde, ölümlerin yaklafl›k te oranlar› dünyan›n baz› bölge- milyar dolar. Yine Dünya Sa¤l›k
% 30’unun nedeni. Dünya Sa¤l›k Ör- lerinde üç kattan fazla art›fl gös- Örgütü’nün 2003 raporuna göre,
gütü’ne göre dünyada 1 milyardan termifl. Obezite ve afl›r› kilo, hastal›klar, ölümler ve t›bbi
fazla kifli afl›r› kilolu ve bunlar›n en kalp hastal›klar›, tip 2 fleker masraflar gözönüne al›nd›¤›n-
az 300 milyonu klinik olarak obez. hastal›¤›, yüksek tansiyon, da, obezitenin geliflmifl ülkele-
Obezitenin alt›nda yatan nedenler felç ve baz› kanser türleri gibi re maliyeti, toplam sa¤l›k gi-
çok yönlü olsa da, Dünya Sa¤l›k Ör- kronik hastal›klar için temel derlerinin % 2 -7’sini oluflturu-
gütü’nün 2003 tarihli raporuna göre, risk faktörü. Yaln›zca ABD’de yor. Ancak, var olan ilaçla teda-
1980’lerden beri, fleker ve doymufl diyet haplar›na, diyet g›dalar›- vi yöntemleri, ya istenmeyen
m›n›n artmas›na neden oluyor. Vücut- sanlara fazladan enjekte edilen ghrelin Tek Çözüm Afl› De¤il
taki düzeyinin yemeklerden önce yük- de, daha fazla açl›¤a ve dolay›s›yla da-
seldi¤i, yemeklerden sonra da düfltü¤ü ha fazla yemek yemeye neden oluyor. CYT009-GhrQb, insanlarla yap›lan
biliniyor. Kilo verme amac›yla yap›lan Bu yüzden araflt›rmac›lar, ghrelinin klinik denemelere giren ilk obezite afl›-
diyetlerden sonra da ghrelin düzeyi engellenmesiyle herhangi bir diyete s›. Ancak, obeziteyle savaflmak üzere ta-
h›zla yükseliyor. Bunun, pek çok insa- ba¤l› kalman›n çok daha kolay olaca¤›- sarlanm›fl tek tedavi de¤il elbette. Hali-
n›n güçlükle verdi¤i kilolar›, diyeti b›ra- n› düflünüyorlar. haz›rda kilo vermeye yard›mc› olan ilaç-
k›r b›rakmaz geri almaya bafllamas›yla Cytos Biotechnology AG, obezite lar bulunuyor zaten. Ayr›ca, araflt›rma
ilgili oldu¤u düflünülüyor. Çal›flmalar tedavisi için gelifltirmekte oldu¤u afl›- ve gelifltirme aflamas›nda olan baflka
ayr›ca, mide bypass ameliyatlar›n›n ba- n›n klinik denemelerine May›s ilaçlar da var. Örne¤in ‹ngiliz araflt›rma-
flar›s›n›n, k›smen de olsa, midenin kü- 2005’te bafllad›. Çal›flma, beden kitle c›lar oksintomodulin hormonunu içe-
çültülmesiyle azalan ghrelin düzeyine indeksi 30-35 aras›nda olan 112 obez- ren bir ya¤ enjeksiyonu üzerinde çal›fl›-
ba¤l› oldu¤unu gösteriyor. le yap›l›yor ve afl›n›n güvenilirli¤ini, yorlar. Oksintomodulin, ince ba¤›rsakta
Tüm bunlar, ghrelinin insanlarda tolere edilebilirli¤ini ve etkinli¤ini de- bulunan ve beynin vücudun dolu oldu-
g›da al›m› ve vücut a¤›rl›¤›n›n düzenle- ¤erlendirmek üzere tasarlanm›fl. Ça- ¤unu bilmesini sa¤layan bir hormon.
yicisi oldu¤unu düflündürüyor. l›flmada afl›n›n üç farkl› dozu, kontrol Araflt›rmac›lar, bu hormonun enjeksiyo-
CYT009-GhrQb’yle afl›laman›n, ghreli- grubuna verilecek plasebolarla k›yas- nunun obez kiflilerin daha az yemesine
ne ba¤lanacak antikorlar›n oluflumuna lanacak. ‹lk alt› ay süren tedavi k›s- yard›mc› olabilece¤ine inan›yorlar. Ya-
neden olmas› ve böylece ghrelinin et- m›nda, tüm kat›l›mc›lara yeme al›fl- p›lan küçük bir çal›flmada, oksintomo-
kinli¤ini gösterdi¤i beyne gidiflini en- kanl›klar›n› de¤ifltirme ve fiziksel et- dulin alan kifliler, plasebo alanlara göre
gellemesi ya da azaltmas› umuluyor. kinliklerini art›rmalar› için profesyo- yaklafl›k 2,5 kg daha fazla kilo vermifl-
Bu durumda beyne daha az açl›k sin- nel yard›mda bulunulmufl. Bundan ler. Ancak, tedavinin etkili olup olmad›-
yali ulaflacak. Farelerle yap›lan deney- sonraki ikinci alt› ayl›k süre boyunca ¤›n› anlamak için daha fazla çal›flma ya-
ler, CYT009-GhrQb’nin yüksek düzey- da afl›n›n güvenilirli¤i ve etkinli¤i iz- p›lmas› gerekiyor. Oksintomodulinden
de ghrelin antikoruna neden oldu¤u- leniyor. Afl›n›n etkinli¤ine vücut a¤›r- de “ya¤ - obezite afl›s›” olarak söz edil-
nu göstermifl. Ayr›ca, CYT009- l›klar› ölçülerek karar verilecek. Yan se de, hormonun kullan›m›n›n ba¤›fl›k-
GhrQb’yle afl›lanan fareler, uygulanan etkilerinin olup olmayaca¤› da flu an- l›k sistemiyle bir ilgisi olmad›¤› için, bu
yüksek ya¤ diyetinden, afl›lanmayan fa- da yap›lmakta olan çal›flmayla ortaya gerçek bir afl› de¤il.
relere göre % 15’e kadar daha az kilo ç›kacak. Çal›flman›n ilk sonuçlar›, bu Bir baflka ilaç firmas›ysa obeziteyle
al›m›yla kurtulmufllar. Ayn› biçimde in- y›l›n ilk yar›s›nda bekleniyor. savaflmak için yine ghrelini hedef alan
Son y›llarda obeziteyle iliflkili olan 12 kadar özellikle leptin hormonunun obez bireylerde za- da saptand›. Genetik bozuklu¤u olan ve kanlar›n-
hormon ve polipeptid bulunmufl durumda; buna ten yüksek düzeyde olmas›, ifltah bask›lanmas›n- da leptin hormonunun hiç bulunmad›¤› bu hasta-
ra¤men leptin ve son y›llarda bulunan ghrelin da leptinin tek bafl›na yetersiz olabilece¤ini dü- lara, ABD California Üniversitesi’nden (Los An-
hormonu, önemlerini korumakta. Leptin, insan flündürüyor. geles) Prof. Julio Licinio’yla ortaklafla yap›lan
vücudunda en çok beyaz ya¤ hücrelerinden, Çok nadir görülen ve kanda leptin düzeyinin leptin tedavisi sonucu, hastalar›n büyük miktar-
ghrelin hormonuysa mideden salg›lan›yor. çok düflük oldu¤u “leptin gen mutasyon”lu has- da kilo verdikleri ve son 2 y›ld›r da yeniden kilo
Leptinin kanda yükselmesi ifltah› bask›larken talara uygulanan leptin tedavisiyse, amac›na ula- almad›klar› görüldü. Afla¤›da bu hastalar›n teda-
ghrelin düzeyinin yükselmesi ifltah› art›r›r. Obezi- flarak oldukça baflar›l› sonuçlar vermifl durumda. vi öncesi ve tedavi sonras› foto¤raflar› görülüyor.
teyi önlemek amac›yla daha çok bu hormonlara Eriflkin yafltaki insanlarda Leptin Gen Mutas- Columbia Üniversitesi’nde yap›lan yeni bir ça-
yönelik çal›flmalar yap›lm›fl bulunuyor. Ancak, yonu, dünyada ilk kez bir Türk ailede 1998 y›l›n- l›flmadaysa, önce diyetle zay›flat›lan hastalara
Enerji
Verimlili¤i
Çok de¤il bundan 40 – 50 y›l önce, büyük kentlerde bile her evde elektrik yoktu. Çocuklar
lüks lambas› ›fl›¤›nda ders çal›fl›r, çamafl›rlar elde y›kan›rd›. fiimdiyse, ülkemizde neredeyse
elektri¤i olmayan köy yok, elektrik kesintilerine veda edeli de oldukça uzun zaman oldu. Ama
yine de bu, bir gün enerji s›k›nt›s› çekmeyece¤imiz anlam›na gelmiyor. Üstelik yaln›zca bizim
gibi geliflmekte olan ülkeler de¤il, geliflmifl ülkeler de bu sorunun üzerinde titizlikle duruyor.
Bu nedenle, bir yandan enerji kaynaklar›n›n sürdürülebilir bir flekilde kullan›m›na çal›fl›l›rken,
bir yandan da enerjiyi verimli kullanman›n yollar› gelifltirilmeye çal›fl›l›yor.
Enerji verimlili¤i düflüncesinin ç›k›fl etkinlikleri kapsar. Tüketim aflamas›nda Verimli Kullanmal›y›z,
noktas›nda, üretimi k›smadan ve kulla- daha az enerji harcayarak daha fazla ya-
n›c›lar›n yaflam kalitesini düflürmeden rar sa¤lama yaklafl›m› egemenken, üre-
Çünkü…
enerji tüketiminin azalt›lmas› amac› ya- tim aflamas›nda daha fazla ve verimli Dünyada birçok ülke enerji sorunuy-
tar. Bunun için, üretimden tüketime de- enerji sa¤layan ürünlerin ve geri kaza- la bafl etmeye çal›fl›yor. Büyük oranda
¤in tüm evrelerde, enerji kaynaklar› en n›m f›rsat› yaratan süreçlerin gelifltiril- enerji gereksinimi fosil yak›tlar ve tü-
etkin biçimde kullan›lmaya, enerji kay›p- mesine çal›fl›l›r. Her ne kadar akla ilk revleri olan kaynaklardan sa¤lanmaya
lar› engellenmeye ve at›klar de¤erlendi- gelen fley enerji tasarrufunu art›rmak ol- çal›fl›ld›¤› için, günün birinde çok bü-
rilmeye çal›fl›l›r. Elbette kullan›c›larca sa da, tüm dünyada enerji arz›na yöne- yük bir sorunla yüz yüze gelece¤imizin
harcanan enerjinin bir miktar azalt›lma- lik çal›flmalara daha fazla a¤›rl›k verili- hemen herkes fark›nda. Özellikle petrol
s›yla sa¤lanan enerji tasarrufu da, bu yor. Çünkü bu ikinci cephedeki u¤rafllar yataklar›n›n bolca bulundu¤u ülkeler-
amaçla at›lan ad›mlardan biri olarak ka- sonucunda daha fazla enerjiyi daha ucu- deki siyasal kar›fl›kl›klar düflünüldü-
bul edilebilir. Bu nedenle, enerji verimli- za ve daha kolay üretmek mümkün ol- ¤ünde, birçok ülke acil eylem planlar›
li¤i alan›nda yap›lan çal›flmalar hem üre- du¤u gibi, enerji kay›plar›n› azaltmak yapmaya bafllad› bile. Üstelik iflin bir de
tim, hem de tüketim aflamas›ndaki baz› da mümkün olabiliyor. çevresel yönü var; çevre kirlili¤inin art›-
Evlerimizi Koruyal›m
Evlerimizin bizi güneflten, ya¤mur-
dan, rüzgârdan ve kardan korumas›n›
bekleriz. Yaflad›¤›m›z yerin ayn› zaman-
da yeterince rahat, sa¤lam ve uygun s›-
cakl›kta olmas›n› da isteriz. Tüketti¤i-
miz enerjinin % 82’sini ›s›nma amaçl›
kullan›yoruz. Bu nedenle enerjiyi ve-
rimli kullanmaya çal›fl›rken ›s›nma ko-
nusuna özellikle dikkat etmemiz gereki-
yor. Binalar›n do¤ru biçimde yal›t›lma-
s›yla % 25 – 50 oran›nda daha az yak›t
Binarlarda ›s› kayb›n› önlemek için özellikle çat›, duvarlar, kap›lar, pencereler gibi elemanlar çok önemli. Çat› kaplamas› özel bir bak›r alafl›m›ndan yap›lan evde
yal›t›m sayesinde ›s›nmak için daha az enerjiye gereksinim duyuluyor (ortada). Ayd›nlatmada eneji tasarrufu sa¤lamak için birçok farkl› türde ampul üretiliyor.
Kompakt fluoresan lambalar evler ve iflyerleri için çok uygun.
n›n a¤aç gölgesinde, gölge d›fl›nda ka- a¤açlar, do¤udan vuran sabah güneflini bir “hesaplay›c›” sayesinde de yal›t›m
lan komflu alana göre 2 – 3 °C daha se- süzerken, s›k a¤açlar, yaz›n yak›c› ö¤le- malzemeleri daha verimli kullan›labili-
rin oldu¤u ortaya ç›kar›lm›fl. den sonras› güneflinin ›fl›nlar›n› keser- yor. Üzerinde çok çal›fl›lan geliflmifl
K›fl›nsa durum biraz daha farkl›d›r. ler. malzemeler genellikle al›fl›lm›fl›n d›fl›n-
D›flar›da s›cakl›¤›n – 12 °C ve rüzgâr›n Uzmanlar, k›fl aylar›nda düflük aç›yla da alafl›mlar, nanomühendislik ve yük-
saatteki h›z›n›n da 32 km oldu¤unu var- gelen günefl ›fl›nlar›n› alabilen, yaz ayla- sek performansl› metaller kullan›larak
sayal›m. Bu durumda hissedilen s›cak- r›ndaysa görece yüksek aç›yla gelen gü- elde ediliyor. Örne¤in, nikel ve alümin-
l›k -12 °C’den çok daha düflük olacakt›r. nefl ›fl›nlar›ndan korunakl› ve k›fl rüz- yumdan oluflan bir alafl›m içeren çok
A¤açlar, çitler ya da do¤al jeolojik birta- gârlar›n›n so¤utucu etkisini en aza indi- sa¤lam, sert ve ›s›ya dayan›kl› malze-
k›m yap›lar evinizi korumak için bir ren bir binan›n, iyi planlanm›fl bir bina meler, yüksek s›cakl›kta daha verimli
rüzgâr kalkan› görevi görebilir. Yap›lan oldu¤unu söylüyorlar. E¤er yeni bir ev üretim yapan makinelerde ve otomo-
araflt›rmalar binalar›n kuzey, bat› ve do- yapt›r›yorsan›z ya da sat›n alacaksan›z, billerdeki çelik millerde kullan›l›yor.
¤u cephelerinde bulunan rüzgâr kal- evin konumuna ve yönüne dikkat etme- Bu malzeme sayesinde enerji kullan›-
kanlar›n›n ya da rüzgâr engelleyicilerin lisiniz. Kuzey yar›kürede bir binan›n m›n›n % 10 – 35 oran›nda azald›¤› söy-
yak›t tüketimini ortalama % 40 oran›n- konumu için en uygun eksen do¤u – leniyor. Benzer biçimde yine otomobil-
da azaltt›¤›n› gösteriyor. Yaln›zca rüz- bat›. Binan›n çok pencereli uzun duva- lerin kaportalar›nda kullan›lan çok ha-
gâr›n esifl yönüne yap›lm›fl olan bir rüz- r›n›n do¤u ya da güneydo¤uya bakma- fif kompozit malzemelerin üretilmesiy-
gâr kalkan›ysa, hiçbir korumas› bulun- s›n›n uygun olaca¤› öneriliyor. Kuzey le, otomobillerin a¤›rl›¤›n›n % 10 ora-
mayan ayn› konumdaki benzer bir bina- ya da bat›ya bakan duvarlardaysa, ne n›nda azalt›lmas› sayesinde yak›t tüke-
ya göre yak›t tüketimini % 25 oran›nda kadar az pencere olursa k›fl›n donduru- timinde % 5 – 6’l›k bir düflüfl elde edil-
azalt›yor. E¤er çok rüzgâr alan bir böl- cu rüzgârlar›ndan o kadar iyi korunula- di. Güç santrallerinde kullan›lan kimi
gede oturuyorsan›z iyi bir çevre düzen- bilir. yeni malzemeler de verimlili¤in artma-
lemesi sayesinde yak›t faturalar›n›zda Bütün bu uygulanmas› pek de zor s›na yol aç›yor. Örne¤in, gaz türbinle-
ciddi düflüfller elde etmeniz iflten bile olmayan yöntemlerin d›fl›nda, elbette rinde kullan›lan yeni seramik kompo-
de¤il. Binan›n kuzey ya da kuzeybat› bu iflin mutfa¤›nda çal›flanlar›n üretti¤i zitler sayesinde bunlar›n verimi % 40
cephesine dikilen her dem yeflil (yaz k›fl birtak›m malzeme ve sistemler de var. oran›nda art›r›labilmifl durumda. Ener-
yaprak dökmeyen) a¤açlar ya da çal›lar Birçok üniversite, enstitü ve araflt›rma ji alan›ndaki en büyük sorunlardan bi-
en yayg›n rüzgâr kalkanlar›d›r. Ancak laboratuvar›nda enerjiyi daha verimli rinin de enerji nakli oldu¤unu biliyo-
e¤er k›fl güneflinden yararlanmak isti- kullanmam›z› sa¤layacak ürünlerin ge- ruz. Nakil s›ras›nda yitirilen enerji mik-
yorsan›z, bu yapraklar›n› dökmeyen lifltirilmesine çal›fl›l›yor. Bu tür çal›fl- tar› hiç de az›msanacak gibi de¤il. Bu-
a¤açlar› binan›n cephesine çok yak›n malar sonucunda örne¤in, 25 y›l önce nu engellemek için üretilen yeni süper
dikmemeye dikkat etmeniz gerekiyor. kulland›¤›m›z buzdolaplar›yla bugün iletken hatlar sayesinde art›k enerjinin
A¤açlar› rüzgâr kalkan› olarak kullan- kulland›klar›m›z aras›nda 2/3 oran›n- jeneratörlerden tüketicilerin evlerine
man›n en verimli yolu olarak, dikim ye- da bir enerji tüketimi fark› bulunuyor. kadar olan yolculu¤unda daha az ka-
rinin binaya uzakl›¤›n›n a¤ac›n olgun- ABD’de bulunan ORNL’de (Oak Ridge y›p yaflan›yor.
luk boyunun 2 – 5 kat› kadar olmas› Ulusal Laboratuvar›) üretilen ve kulla-
öneriliyor. Bir di¤er önemli noktaysa, n›lmayan ›s›y› yakalay›p ondan yarar- Elif Y›lmaz
a¤açlar›n yapraklar›n›n s›kl›¤›. Ladin gi- lanmak ilkesine dayanan yeni bir buz- Kaynaklar
bi s›k yaprakl› a¤açlar, k›fl rüzgârlar› dolab›ysa, kullanmakta oldu¤umuz ge- http://www.ornl.gov/info/ornlreview/v38_1_05/article02.shtml
http://oee.nrcan.gc.ca/resdential/personal/home-improvement/ba-
için çok uygun kalkanlard›r. Ama ama- leneksel buzdolaplar›na oranla % 60 sics.cfm?
www.pioneerthinking.com/ladscape/html
c›n›z yaln›zca yaz›n esen rüzgârlar› en- daha az elektrik enerjisi tüketiyor. Ay- http://www.eere.energy.gov/EE/buildings_basics.html
gellemekse, daha aç›k dallar› ve yaprak- r›ca çat› ve duvarlardaki enerji perfor- http://ekutup.dpt.gov.tr/sanayi/verimlil/kavakk/enerji.pdf
http://www.eie.gov.tr/turkce/en_tasarrufu/konut_ulas/bi-
lar› olan a¤açlar› seçmelisiniz. Bu tür mans›n› de¤erlendirmek için üretilen na_ulas.html
YÜKSEK DA⁄
ORMANLARI VE
ÇÖLLEfiME
Antartika gibi, suyun yeterli ancak kul- olufltururlar. me sahip birçok faktörü (günefl ›fl›nlar›n›n
lan›lamaz oldu¤u so¤uk yerlerle Sahra gi- Yüksek da¤ ormanlar› do¤al orman s›- fliddeti, s›cakl›k de¤erleri, ya¤›fl çeflidi ve
bi, suyun yeterli olmad›¤› s›cak ve kurak n›r›n›n hemen alt›nda, var olmayla yok ol- miktar›, rüzgarlar, toprak faunas› ve flora-
yerler, çöl olarak nitelendirilebilir. Bu iki man›n s›n›r de¤erlerinde varl›klar›n› sür- s›, tohumlar›n yay›l›fl› gibi) belirli bir den-
alanda da yüzlerce, hatta binlerce y›ld›r dürürler. Turizm hareketlerinin, hayvan ge içinde bünyelerinde saklarlar. Bunlar-
ölmüfl fakat çürümemifl canl› kal›nt›lar›na otlatmas›n›n, endüstriyel odun üretiminin dan en önemlisi biyolojik toprak etkinli¤i.
kolayl›kla rastlanabilir. Çölleflme ve or- bask›s› alt›ndad›rlar. Bu bask›lar sonu- “Toprak etkinli¤i” küçük canl›larla, ölü
man kavramlar› birbirine z›t gibi gözüke- cunda, Avrupa k›tas›nda bu tür orman örtünün (ölü dal, kozalak, yaprak vb.) bi-
bilir. Asl›nda çöl ve çölleflme koflullar› “bi- varl›¤›n›n % 75’i yok olmufl durumda. Oy- yolojik yolla ayr›flmas›n› içerir. Küçük
yolojik ortam›n geriledi¤i” alanlar olarak sa ormanlar, yaflamsal öneme sahip yük- canl›lar (mikroorganizma) toprak, su ve
tan›mlanabilir. Ne yaz›k ki günümüzde, sek kalitede suyun da ana kayna¤› konu- sedimentler içinde ölü organik maddele-
uç iklim de¤erlerinde yaflayan yüksek da¤ mundalar ve büyük miktarlarda suyu rin y›k›m›n› gerçeklefltirerek, besin mad-
ormanlar›, yo¤un insan bask›s›na maruz bünyelerinde depolayabilirler. Mevsimlere delerini bitkilerce al›nabilecek biçime so-
kalm›fl, biyolojik etkinlik en aza inmifl ve göre düzeni de¤iflen ya¤›fllar› denegeler, karlar. Toprak içinde etkili olan flora ve
buralarda çölleflme koflullar› hakim olma- filtreler ve düzenli akan kaynak sular› ha- fauna öyle ideal bir duruma sahiptir ki,
ya bafllam›fl bulunuyor. Bu durum, yar›- line getirirler. Düzenli akan sular alt ova- ölü materyalin ayr›flmas› baflar›yla gerçek-
kurak iklim koflullar›na sahip ülkemizde lardaki tar›m ve yerleflim alanlar›n› su lefltirilir. Toprak canl›lar› taraf›ndan k›r›n-
daha da belirgin. bask›nlar›ndan korur, onlara uzun süreli t› bünyesi korunur ve topra¤›n havalan-
Ormanlar, birer ekosistem olup içle- sulama, kullanma ve içme suyu kayna¤› d›rmas› sa¤lan›r.
rindeki egemen yaflam formu a¤açlard›r. oluflturur. Yüksek kalitede suyun ana Afl›r› koflullarda yetiflen yüksek da¤ or-
A¤açlar s›k bükler (belli büyüklükteki kayna¤› olarak orman, bugün artan dere- manlar›n›n ortadan kalmas›yla humus
topluluk) oluflturarak geliflim ve büyüme- cede önem kazanmaya bafllad›. Çünkü serveti de kaybolur, biyolojik etkinlik be-
leriyle önemli derecede etkileflimler yara- yeryüzündeki insan nüfusunun art›fl›na, lirgin biçimde geriler, humus içinde yafla-
t›r, özel bir orman içi iklim ve kendine öz- yaflam düzeyinin yükselmesine paralel yan organizmalar da yaflamlar›n›n kaybe-
gü toprak yap›s› ortaya ç›kar›rlar. Bir or- olarak, kaliteli su da art›k yetersiz yeter- der. “Mikoriza” olarak adland›r›lan ve bit-
man ortam›ndaki yaflama uyum sa¤lam›fl siz hale gelmifl durumda. ki kökleriyle mantarlar aras›nda sürdürü-
bitkiler ve hayvanlar, özel bir “biyotop” Yüksek da¤ ormanlar›, yaflamsal öne- len ortakyaflam, bu organizmalar için ol-
mikoriza onlar›n kök sistemini tümüyle yasayla bu köylülere birim ederleriyle sebze, meyvelerle hatta hayvansal ürün-
kaplar ve beyaz bir renk almas›n› sa¤lar. do¤rudan verilebilir. Zaten bu yöntem, or- lerle bize ulaflt›¤›n› bilmemiz gerekir. Za-
Dünyadaki birçok ülkenin aksine, ül- manc›l›k çal›flmalar›nda kullan›lmakta. man geçirmeden bu konuda yasal düzen-
kemizde bu alanlar›n onar›m› daha kolay. Bunun yan›nda ekolojik tar›m faaliyetleri lemeler yap›lmal› ve halk›m›z bu konuda
Çünkü di¤er ülkelerde bu tür faaliyetleri için kaynak aktar›m› yap›l›p gerekli e¤i- bilgilenmeli. Aksi taktirde hasta ölecek ve
engelleyen ana neden, mülkiyet sorunu. timler verilebilir. Bu uygulamalar san›ld›- gelirimizin önemli bir k›sm›n› tüketerek
Örne¤in Avrupa k›tas›nda da¤lar tafllar ¤›ndan kolay ve basit olacakt›r. Çünkü bu rafine su içmek zorunda kalaca¤›z; hatta
özel mülkiyetin eline geçmifl durumda. köylüler zaten konunun yabanc›s› de¤il. kalmaya bafllad›k bile.
Bizdeyse büyük oranda kamu mülkiyeti Ço¤unlu¤u daha önceden ormanc›l›k fa-
sözkonusu. Yüksek da¤ ormanlar›n›n aliyetlerinde çal›flm›fl durumdalar. Hazin Cemal Gültekin
onar›m› 20-60 y›l gibi uzun bir zaman sü- Elbette insan eliyle tahrip edilmifl da¤ Ümmühan Gülflan Gültekin
recinde gerçeklefltirilir ve bu süreç olduk- ormanlar›m›z›n ve yaylalar›m›z›n onar›m› E¤irdir Orman Fidanl›¤› Isparta
ça yo¤un bir iflgücü gerektirir. Bu durum yeterli de¤il. Bu alanlardaki yaflam ve tu- Kaynakça
Çolak, H, A; Pitterie, A., 1999, Yüksek Da¤ Silvikültürü. OGEM-VAK
asl›nda çözümün de bir parças›. Bu alan- rizm hareketlerinin de ekolojik bak›mdan yay›n›, 370 s, Ankara.
larda yaflayan, e¤itim düzeyi düflük ve ifl uygun olmas› gerekir. Buralardaki yap›- Atalay, ‹., 2002, Türkiye’nin Ekolojik Bölgeleri. Orman Bakanl›¤› Ya-
y›n No.163. 267s, ‹zmir
bulma olas›l›klar› az, düflük gelire sahip laflma ve di¤er insan etkinlikleri kat› ku- Lutz, H, J; Chandler, R,F 2000, Orman Topraklar› Floras› (çev: Gü-
nay, T) 17 s, Ankara.
insanlar›n bu amaçla çal›flt›r›lmas›. To- rallarla s›n›rland›r›lmal›d›r. Lüks bir da¤ Anonim 1996, Orman Fidanl›klar›nda Teknik Çal›flma Esaslar›, AGM
hum toplama, fidan yetifltirme, a¤açland›r- otelinde ya da da¤ evinde kullan›lan de- Yay›nlar› No:1 329 s, Ankara.
http //www gitschen
ma ve orman bak›m çal›flmalar›, özel bir terjan›n ya içme suyu ile ya da yedi¤imiz
Akci¤erlibal›klar
Suda yaflayan canl›lar›n karaya ç›kmas› milyonlarca y›l önce bafllad› ve çok uzun bir süreç
içinde gerçekleflti. Bu süreçte birçok sorunla karfl›lafl›ld› ve zaman içinde ortaya birçok uyumsal
özellikler ç›kt›. Milyonlarca y›l önce meydana gelen bu olay›, bugün insan›n uzaya ç›kma
giriflimlerine benzetebiliriz. Bu uzun süreçte ortaya ç›kan sorunlar ve meydana gelen uyumsal
özellikler neler? O dönemlerden günümüze kadar yaflamay› baflarm›fl türler bugün ne durumda?
Suda yaflayan omurgal›lar›n ilk kara- s›yla omurgal›lar›n bu gruptan köken gerçekleflir. S›cakl›k belli bir derinlik-
ya ç›kma giriflimleri Devoniyen (395- ald›¤› kabul ediliyor. Di¤er alttak›m ten sonra 4 °C sabit olur. Karadaysa
345 milyon y›l önce) döneme rastlar. olan Dipnoi’yse bugün de yaflayan akci- hem gece – gündüz, hem de mevsim-
Bu dönemde bal›klarda, et yüzgeçliler ¤erlibal›klar› olufltuyor. sel de¤iflimler olur. S›cakl›k de¤iflimle-
(Sargopterygii) denen bir grup vard›. Et ri, vücuttaki baz› kimyasal olaylar›n
yüzgeçlilerin önemi, bunlar›n yüzgeç is- Sorunlar, gerçekleflmesinde önemli rol oynar.
keletleri bugün yaflayan omurgal›lar›n Suyun kullan›m› ve s›cakl›¤›n korun-
yürüme iskeletlerine çok benzemesi. Yap›sal De¤ifliklikler mas› için meydana gelen ilk de¤ifliklik,
Bu grubun üyelerinin baz›lar› tatl› su- Bir yaflam ortam›ndan di¤erine ge- deri oluflumu. Deri su kayb›n› ve bu-
larda yafl›yorlard›. Bunlar saçakyüzgeç- çerken çözülmesi oldukça zor sorun- harlaflmay› öneyecek bir biçime dönüfl-
lilerden, Rhipidistia ve Dipnoi alt tak›- lar oldu. ‹lk sorun, vücut a¤›rl›¤›n›n müfl. Di¤er bir yap›sal de¤ifliklikse bo-
m›n›n üyeleriydi. Bunlardan alt tak›m›n nas›l tafl›naca¤›yd›. Suyun kald›rma flalt›m sistemlerinde oldu. Suda yafla-
üyeleri, büyük olas›l›kla, zaman zaman kuvvetinden dolay› yerçekiminin etkisi yan canl›larda madde y›k›m› sonucu
kuruyan sularda yafl›yorlard›. Bundan yok denecek kadar azald›¤›ndan, sual- oluflan amonyak gibi zehirli art›k mad-
dolay› da ara s›ra kara koflullar›yla kar- t›nda vücut a¤›rl›¤› bir sorun olmaz. deler, hemen süzülerek bol suyla bir-
fl› karfl›ya kal›yorlard›. Bu de¤iflik duru- Ancak, karada durum tam tersidir. Ka- likte d›flar› at›l›r. Karada yaflayanlar-
ma uyum sa¤lamak zaman içinde sa¤- rasal canl›lar enerjilerinin % 40’›n› vü- daysa, amonyak çeflitli enzimlere üreye
land›. ‹lk olarak iki özellik geliflti. Bun- cut a¤›rl›¤›n› tafl›mak için kullan›rlar. çevrilir ve öyle d›flar›ya at›l›r. Bu saye-
lardan biri havadaki oksijenden yarar- Di¤er bir sorun, suyun korunmas› ve de amonya¤› d›flar›ya atmak için gerek-
lanmak için akci¤erlerin geliflmesi, di¤e- kullan›lmas›. Karasal ortamda su az li olan suyun % 90’›, (çöl hayvanlar›n-
ri de yüzgeçlerin karada yürümeyi sa¤- bulundu¤undan dikkati kullan›lmas› da % 99’u) geri emilir. Karaya ç›kmada
lamak için ayaklara dönüflmesi. Devoni- gerekir. Özellikle boflalt›m ifllemlerin- en önemi yap›sal de¤ifliklik, solunum
yen döneminde ortaya ç›kan Rhipidisti- de fazla su kayb›n›n önlenmesi gere- sisteminde gerçekleflti. Suyun içindeki
a türlerinin, ya ortadan kalkt›klar› ya da kir. Bir baflka sorun, vücut s›cakl›¤›n›n erimifl oksijeni almaya uyum yapan so-
amfibilere dönüfltükleri düflünülüyor. korunmas›. Denizlerde s›cakl›k de¤ifli- lunum sistemi, karada gaz halindeki
Bugün, günümüz amfibilerinin, dolay›- mi fazla olmaz. Oldu¤unda da yavafl oksijeni almaya uyum sa¤lad›.
Akci¤erli Bal›klar Afrika akci¤erlibal›klar›n›n besinleri her türlü canl›yla beslenebilirler. Gü-
aras›nda salyangozlar, küçük kabuklu- ney Amerika akci¤erlibal›klar›, efley-
Akci¤erli bal›klar, hem solungaçla- lar, kurba¤alar bulunur. sel olgunlu¤a 14 y›lda eriflirler. Bu tü-
r›yla hem de akci¤er benzeri yüzme rün ekonomik de¤eri vard›r.
keseleriyle hava solunumu yapabilen Güney Amerika
canl›lar. Akci¤erlerinin, di¤er kemikli Avustralya Akci¤erlibal›¤›
bal›klarda dengeyi sa¤layan yüzme ke- Akci¤erlibal›¤›
selerinden farkl›laflt›¤› tahmin ediliyor. (Lepidosiren paradoxa) (Neoceratodus forsteri)
Bunlar ilk olarak Devoniyen dönemin-
de ortaya ç›km›fl ve günümüze kadar
yaflamay› baflarm›fllar. Bugünse, yafla-
yan 6 türleri bulunuyor. Bunlar›n
dördü Afrika’da, biri Güney Ameri-
ka’da ve biri de Avustralya’da yafl›yor.
Afrika ve Güney Amerika’da yaflayan
türler birbirlerine benzerken, Avustral-
ya’dakiler yap› olarak farkl›l›k göste- Güney Amerika akci¤erlibal›klar›- Görünümleri bak›m›ndan fosil akci-
riyorlar. n›n, grimsi siyah renkli, uzun ve ince ¤er bal›klar›na benzerler. Bedenleri yu-
bir görünümleri vard›r. Yap› olarak varlak ve yanlardan hafifçe bas›k görü-
Afrika Akci¤erlibal›klar› semenderlerin büyütülmüfl hali gibi- nümlüdür. Yüzgeçleri yaprak biçimli
dirler. Boylar› 125 cm kadar olabilir. olup, s›rt yüzgeçleri, s›rtlar›n›n ortas›n-
(Protopterus sp) Yavrular›n rengi parlak sar› benekli da bafllar kuyruk ve anal yüzgeçlerle
olur. Ancak, büyüdükçe bu renkler birleflir. S›rt k›s›mlar› genelde zeytin ye-
solar. Brezilya, Arjantin, Peru, Boliv- flili ya da kahverengi, kar›n k›s›mlar›ysa
ya ve Venezuela’da, s›cakl›¤› 24°C – beyaz renkli olur. Bazen s›rtta koyu be-
28°C aras›nda de¤iflen tatl›sularda nekler de bulunabilir. Boylar› 180
yaflarlar. Durgun akan sular› tercih cm’ye a¤›rl›klar› da 50 kg’a kadar ulafla-
eden bu bal›klar, daha çok Amazon bilir. Afrika ve Güney Amerika akci¤erli
nehrinde bulunurlar. Bunun yan›nda bal›klar› gibi olumsuz hava koflullar›nda
batakl›k ve göllerde de yaflarlar. Su- çamura gömülmezler. Küçük su birikin-
yun s›¤ yerlerinde ya da suyun yüze- tilerinin oldu¤u yerlere toplan›rlar ve
yine yak›n olarak bulunurlar. Çok dü- hava solunumu yaparlar. Bunun d›fl›nda
flük oksijenli ortamlarda yaflayabilir- genelde tek olarak yaflarlar. Yavruyken
Bat›, Orta ve Do¤u Afrika da yaflar- ler. Kurak dönemlerde, çamur içine otçul beslenen Avustralya akci¤erliba-
lar. Bat› Afrika’da yaflayanlar›n boylar› 30-50 cm derinlikte bir çukur açarak l›klar›, büyüdükten sonra etçil olarak
100 cm, a¤›rl›klar› da 40 kg kadar ola- tamamen içine girerler. ‹çeriden 2-3 beslenirler. Bal›klar, kurba¤alar, iribafl-
bilir. S›rt k›s›mlar›n›n renkleri zeytin tane küçük hava deli¤i açarlar. Ku- lar, solucanlar, kabuklular, sümüklübö-
yeflili ya da kahverengi, kar›n k›s›mla- rakl›k geçinceye kadar hareketsiz ola- cekler besin kaynaklar›n› oluflturur. Bir
r›ysa aç›k renkli olur. Vücutlar› üzerin- rak kal›rlar. Metabolizmalar›n› da çok özellikleri de avlar›n›n yerlerini belirler-
de büyük siyah ya da kahverengi be- düflürdüklerinden bir bak›ma yaz uy- ken, onlardan ç›kan elektriksel uyar›lar›
nekler bulunur. Bunlar Senegal, Nijer, kusuna yatarlar. Ya¤murlar›n baflla- alabilmeleri. Yumurtlama zamanlar›
Gambia’da durgun akan akarsularda, mas›yla birlikte bulunduklar› yerden A¤ustos’la Aral›k aylar› aras›nda olur.
göllerde ve batakl›klarda bulunurlar. ç›karlar. Üreme zamanlar› da bu dö- Yumurtalar›n› geceleyin bitkilerin aras›-
Sucul bitkilerin varl›¤›, bunlar›n bes- nemde bafllar. Ergin bireyler yaklafl›k na b›rak›rlar. 3 haftal›k bir kuluçka dö-
lenmeleri, üremeleri ve bar›nmalar› 1,5 metre uzunlu¤undaki bir oyu¤a, neminde sonra yavrular yumurtadan ç›-
için önemlidir. Yuvalar›n› sucul bitki- çürümüfl bitkilerden yuva yaparlar. kar. büyümeleri oldukça yavafl olur. 6
ler aras›na yaparlar. Kurak mevsimde Difliler yumurtalar›n› yuvaya b›rak›r. cm’lik bir boya 8 ayda, 12 cm’lik boya
çamur içinde 50-80 cm dikey çukurlar Yuvay› ve yumurtalar› koruma iflini da 2 y›lda ulafl›rlar. Efleysel olgunlu¤ay-
açarlar ve içine girerler. Vücutlar›ndan erkek bireyler yapar. Erkekler ayn› sa 15-20 y›lda ulafl›rlar. Yaln›zca Avus-
salg›lad›klar› bir maddeyle etraflar›n- zamanda, yan yüzgeçleriyle yuvan›n tralya’da, akarsular›n durgun kesimle-
daki çamurun donarak bir kapsül olufl- havalanmas›n› da sa¤larlar. Yumurta- rinde yaflarlar. daha çok Burnett ve
turmas›n› sa¤larlar. Bu kapsül, bal›¤›n dan ç›kan larvalar, amfibi iribafllar› gi- Mary ›rmaklar›nda bulunurlar.
su kaybetmesini önler. A¤›zlar›n›n bu- bidirler. 7 hafta boyunca suda yaflar-
lundu¤u bölümde çok küçük bir hava lar. Sonra akci¤erleri geliflir ve hava- Bülent Gözcelio¤lu
deli¤i b›rakarak d›flar›dan hava alabi- dan da solunum yapmaya bafllarlar. Kaynaklar
lirler. Bu kapsül içinde 4 y›l kadar ya- Yavrular, solucanlarla, küçük omur- http://www.liv.ac.uk/~rickl/Fisheries_Web/ichthyology/lung-
fish.htm
flayabilirler. Ya¤murlar›n bafllad›¤›nda gas›zlar bazen de yosunlarla beslenir. http://www.ucmp.berkeley.edu/vertebrates/sarco/dipnoi.html
http://www.amonline.net.au/fishes/fishfacts/fish/nforsteri.htm
bu kapsül erir. Bal›k da girdi¤i uyku- Büyüdükten sonra yengeç, bal›k, sü- Demirsoy A. Kal›t›m ve Evrim Meteksan 1997 Ankara
dan uyan›r. Etçil olarak beslenen Bat› müklü böcek gibi yakalayabildkleri
Kufl Gribi
Halk aras›nda “tavuk vebas›” ve t›p di- virüsün oldukça fazla say›da altgrubu bu- 30 gün canl›l›¤›n› sürdürüyor.
linde “avian influenza” olarak adland›r›- lunmas›na ra¤men, kümes hayvanlar› ve H5N1 virüsünün yol açt›¤› ve 2003 y›-
lan kufl gribi, virüslerin yol açt›¤› bir has- kanatl›larda ciddi hastal›¤a ve ölümle so- l›nda bafllayan kufl gribi salg›nlar› ilk ola-
tal›k. Geçmifl y›llarda insanlara bulaflma- nuçlanan salg›nlara neden olanlar›, yal- rak Güneydo¤u Asya ülkelerinde görüldü.
yan bu virüs, genetik yap›s›n›n de¤iflme- n›zca H5 ve H7 tipleri. H9 tipiyse hafif gri- Daha sonra Rusya ve Kazakistan’da da
siyle art›k insanlar için de ciddi bir tehdit bal flikayetler d›fl›nda önemli salg›nlara görülmesi, bu virüsün çok uzak bölgelere
durumunda. Kufl gribi virüsü, Ortomikso- yol açm›yor. Kufl gribine yol açan grip vi- de yay›labildi¤ini kan›tlad›. Yo¤un kon-
viridae ailesinden “influenza” grubunun rüsü, insanlarda grip yapan virüslerinden trol çabalar›na ra¤men H5N1 virüsü Viet-
bir üyesi ve içerdi¤i genetik materyal de farkl›. H5N1’in genetik yap›s› oldukça ça- nam, Endonezya, Kamboçya, Çin ve Tay-
RNA. ‹nfluenza virüsünün, moleküler ya- buk de¤iflebiliyor, yani mutasyona u¤ra- land’da görüldü. Bu salg›nlar 150 milyon-
p›s›ndaki farkl›l›klara göre A, B ve C ol- yabiliyor. Bu virüsün genetik yap›s›ndaki dan fazla kuflun ölmesine ya da imha edil-
mak üzere 3 tipi var. “B” ve “C” tipleri bir de¤ifliklik, dünya çap›ndaki bir salg›na mesine neden oldu. Japonya, Malezya ve
yaln›zca insanlarda hastal›k oluflturuyor. yol açabiliyor. H5N1, oda s›cakl›¤›nda 4 Kore Cumhuriyeti’nde kümes hayvanla-
“A” tipiyse kanatl› hayvanlarda solunum gün, 0 derecede 30 gün ve donmufl halde r›ndaki H5N1 kufl gribi salg›nlar› baflar›y-
ve sinir sistemine ait belirtilerle kendini süresiz canl› kalabiliyor. 56 derecede 3 sa- la kontrol alt›na al›nd›. Hollanda’daysa
gösteren grip benzeri bir hastal›¤a yol aç›- atte veya 60 derecede 30 dakikada ölen yüksek derecede hastal›k yapma riskine
yor. ‹nfluenza A virüsleri 16 hemaglütinin virüs, formalin ve iyot bilefliklerine de du- sahip kufl gribi virüsü H7N7 ile 2003’te
(H) ve 9 nöraminidaz (N) altgrubuna sa- yarl›. Ayr›ca virüs, bulaflt›¤› gübrede dü- bir salg›n meydana geldi. Kümes hayvan-
hip. H ve N altgruplar›n›n her bir kombi- flük ›s›larda en az 3 ay canl› kalabiliyor, lar›yla temas› olan 80’den fazla kiflide göz
nasyonu, farkl› bir alttip oluflturuyor. Bu suda 22 derecede 4 gün, 0 derecede ise iltihab› görüldü ve bir veteriner hayat›n›
bir seyir izledi. Kufl gribiyle ilgili araflt›rmalar da ¤› tespit edildi. Ayn› y›l›n Aral›k ay› ortalar›nda
Kufl Gribinin Özgeçmifli bu salg›n sonras›nda h›z kazand›. Hastal›¤a yaka- Hong Kong’da kanatl› hayvanlarda hafif seyirli
.
lanan kiflilerin, hastal›kl› kümes hayvanlar›yla ya- bir salg›na yol açan H9N2 alttipi ise insanlar› et-
Kufl gribi 100 y›l önce ilk olarak ‹talya’da k›n temasta olduklar› anlafl›ld›. Genetik çal›flma- kilemedi.
ortaya ç›km›fl ve daha sonra dünyan›n de¤iflik larsa bu insanlarda hastal›¤a yol açan virüsün ka- ‹nsan sa¤l›¤› aç›s›ndan riski belirlemede, kufl-
yerlerinde de zaman zaman salg›nlar fleklinde natl› hayvanlarda görülenle ayn› oldu¤unu ortaya larda salg›na yol açan virüs tipinin hangisi oldu-
kendisini görtermifl. ‹lk tespit edildi¤i y›llarda koydu. Virüsün H5N1 tipine ba¤l› olarak geliflen ¤unun belirlenmesi önemli. Halen en tehlikeli
çok fazla öldürücü olmayan kufl gribi virüsü, y›l- bu salg›nda 18 kiflide hastal›k tespit edildi ve kufl gribi türü H5N1. Tayvan’dan rapor edilen en
lar içinde de¤iflim göstererek öldürücü özellik bunlar›n 6’s› hayat›n› kaybetti. Hong Kong’daki son kufl gribine H5N2 virüs tipinin yol açt›¤› tes-
kazand›. Günümüzde salg›nlara yol açan virüs, salg›n, üç gün içinde tüm tavuklar›n kesilmesiyle pit edildi. Bu virüsün kufllar aras›nda da hastal›k
kufllar aras›nda %100 öldürücülük özelli¤ine sa- durduruldu. Ayn› kufl gribi virüsü 2003 y›l›nda oluflturma riski düflük oldu¤u gibi, flimdiye kadar
hip. K›sa süre öncesine kadar kufl gribi virüsü- Hong Kong’da tekrar ortaya ç›karak, biri ölümle insanlarda bu virüs tipine ba¤l› olarak gerçekle-
nün, kufllar ve domuzlar d›fl›ndaki türlerde hasta- sonuçlanan iki vakaya neden oldu. Daha sonraki flen bir hastal›k bildirilmifl de¤il. Pakistan'dan
l›k yapmad›¤› san›l›yordu. Ancak, 1997 y›l›nda y›llarda uzakdo¤uda meydana gelen salg›nlarda bildirilen en son salg›na da H7 ve H9 virüs tiple-
Hong Kong’da kümes hayvanlar›nda görülen ve insanlar›n da etkilendi¤i yine rapor edildi. fiubat ri yol açt›. ‹nsanlarda hastal›k yapan di¤er alt-
H5N1 tipinin neden oldu¤u salg›nda, ilk kez ola- 2003 y›l›nda Hong Kong’da bir kiflinin ve Hollan- gruplar aras›nda H3N2, H2N2, H1N1, ve H1N2
rak insanlarda da fliddetli solunum yolu enfeksi- da’da bir veteriner hekimin ölümüne yol açan say›l›yor. Günümüzde Asya'y› kas›p kavuran kufl
yonlar› saptand› ve bunlar›n bir k›sm› da ölümcül salg›nlaraysa H5N7 alttipine ait virüsün yol açt›- gribinin, 1997 y›l›nda salg›na neden olan H5N1
virüsüyle ayn› oldu¤u, laboratuvar testleriyle ka- oran›na sahipken, alt› ayda yap›s›n› de¤ifltirerek itlaf›, hastal›¤›n yay›lmas›n› engellemek için en
n›tland›. Japonya, Güney Kore, Vietnam, Tay- yaklafl›k % 90’larda seyreden bir ölüm oran›na önemli giriflimler.
land, Kamboçya, Tayvan, Endonezya, Pakistan, ulaflt›. Salg›n›n kontrolü için ABD’de yaklafl›k 65 ‹nsanlar› Etkileyen Kufl Gribi Salg›nlar›
Laos ve Çin'e yay›lan salg›n, özellikle Asya ülke- milyon dolar de¤erindeki 17 milyon kanatl› hay-
leri olmak üzere dünya ülkelerini yak›ndan ilgi- van itlaf edildi. ‹talya’da 1999-2001 aras›nda sü-
lendiriyor. Çin Devlet Kalite Denetleme ve Karan- ren ve H7N1 tipinin yol açt›¤› salg›nda virüs, 9
tina ‹daresi taraf›ndan yap›lan aç›klamada, Viet- ay içinde de¤iflime u¤rayarak yüksek derecede
nam, Japonya ve Güney Kore dahil olmak üzere, ölümcüllük özelli¤i kazand›. Bu salg›nda da 13
bölgede bulunan ülkelerden canl› kümes hayvan› milyon kanatl› hayvan öldü ya da itlaf edildi. En-
ve bu hayvanlardan elde edilen yumurta ve tüy donezya, Vietnam, Kamboçya, Çin, Tayland ve
gibi yan ürünlerin ithalat›n›n durduruldu¤u bildi- Lao’da meydana gelen kufl gribi salg›nlar›ndaysa
rildi. Ayr›ca kufl gribinden etkilenen bölgelerden hastal›¤› kontrol alt›na alabilmek için 150 milyo-
gelen posta ve turistlere karfl› da önlem al›naca- na yak›n hayvan itlaf edildi. Meksika’da 1992 y›-
¤›n› belirten uzmanlar, bu bölgelerden Çin'e ula- l›nda görülen H5N2 salg›n›nda da ilk önceleri za-
flan hayvanlar›n geri gönderilece¤i veya itlaf edi- y›f olan virüs, de¤iflerek öldürücü bir özellik ka-
lece¤i uyar›s›nda bulundu. zand› ve 1995 y›l›na kadar kontrol alt›na al›na-
ABD’de 1983 y›l›nda görülen kufl gribi salg›- mad›. Salg›n›n ortaya ç›kt›¤› çiftliklerin karanti-
n›nda H5N2 virüsü bafllang›çta düflük bir ölüm naya al›nmas› ve virüsle temas eden hayvanlar›n
Uzun zamand›r yabani kufllar›n, tüm dünyada da evcil örde¤e sahip ve bu ülkeler yabani kufllar›n bahar aylar›ndaki kufl göçleri sonras›nda, kufllar›n
kufl gribi virüsü için rezervuar konumunda oldukla- ana göç ve dinlenme yollar› üzerinde. Bu ülkeler güney bölgelerden geri dönüflü s›ras›nda H5N1 kufl
r› biliniyor. Bu durum oldukça endifle verici, çünkü yeni ve yayg›n bir H5N1 kufl gribi enfeksiyonu aç›- gribi virüsünün Avrupa’ya da yay›lmas›ndan endifle
bu kufllar uluslararas› s›n›rlar boyunca uzun mesa- s›ndan önemli bir potansiyel tafl›yor. Önümüzdeki ediliyor.
felerde uçuyorlar. Yabani kufllar, insanlara yeni
grip virüslerinin tafl›nmas›nda ve bu virüsün insan- Yabani kufllar için bildirilen kufl gribi vakalar› 2004-2005
larda dolaflan insan gribi virüsleriyle etkileflip tama-
men yeni bir grip virüsü olarak ortaya ç›kmas›na
neden olarak görülüyor. Kufl gribi virüsü suda can-
l›l›¤›n› koruyor ve yay›l›yor. Baz› ördek türleri hiç-
bir hastal›k belirtisi göstermeden bu virüsleri tafl›-
yabiliyorlar. Genç ördekler, hastal›¤› yaymak bak›-
m›ndan en yüksek risk grubunu oluflturuyorlar.
Kufllar yaz sonunda kuzeydeki bölgeleri terkettikle-
rinde, en yüksek virüs oran›na sahipler. Virüs mik-
tar›, kufllar güneye do¤ru ilerledikçe azal›yor.
Hastal›k yapma yetene¤ine sahip olan kufl gribi
H5N1 virüsünün, yabani su kufllar›n›n göç rotas›
boyunca güney Asya’da insanlar›n yo¤un oldu¤u
bölgelere, Afrika ve Avrupa’ya yay›lma riski bulu-
nuyor. Ana uçufl yollar›n›n karmafl›k olmas› ve han-
gi yabani kufl türlerinin kufl gribi virüsünü tafl›d›¤›-
n›n bilinmemesi nedeniyle kufl gribinin tam olarak
hangi bölgelere yay›laca¤›n› tespit etmek oldukça
güç. Bununla birlikte H5N1 kufl gribi virüsünün ya- * Sadece 1 papa¤anda görüldü¤ü için salg›n olarak kabul edilmiyor
k›n bir gelecekte Sibirya’dan Hazar Denizi ve Kara-
deniz bölgesine yay›laca¤› tahmin ediliyor. Kufl gri-
bi tafl›yan baz› kufllar halen Rusya’da Novosibirsk
ve Altay bölgesinde yuvalanm›fl durumdalar. K›fl›n
gelmesiyle birlikte, kufllar›n bu bölgelerden Hazar
Denizi ve Karadeniz bölgesine göç edecekleri ya da
Afrika veya Avrupa uçufl yolu üzerinde dinlenme
noktalar›nda duraklayacaklar› tahmin ediliyor. Kufl
gribi virüsünü hastalanmadan tafl›yabilen kufllar›n
tespit edilmesi, bu kufllar›n uçufl yollar›ndaki din-
lenme bölgeleri ve bu bölgelerdeki kümes hayvan-
lar› üretim tesislerinin net olarak belirlenmesi, has-
tal›¤›n yay›l›m yollar›n›n tespiti aç›s›ndan oldukça
önemli. Kufllar›n göç yollar› güneybat› Asya ve ba-
z› Akdeniz ülkelerini içeriyor. Ancak henüz bu böl-
gelerde hastal›k görülmedi. Bu rotaya göre Hindis-
tan ve Bangladefl risk alt›nda. Özellikle Bangladefl
(ve daha az olmakla birlikte Hindistan) büyük say›- 2005 Y›l›nda H5N1 salg›nlar› ve göçmen kufllar›n ana uçufl rotalar› (Kaynak: Wetlands Internetional)
kar›flan virüslerin solunmas›yla da hasta- sin olarak belirlemek ve gereken önlemleri al-
Ülkemiz, Çin, Vietnam, Tayland, Endonezya, mak için yo¤un bir çal›flma içindeler. Yetkililer,
l›k insanlara bulaflabiliyor. Virüsün bulafl-
Kamboçya gibi Asya ülkelerinden sonra kufl gri- hastal›¤›n kontrol alt›na al›nabilmesi için al›nma-
t›¤› eflyalara temas edilmesi ya da havaya s› gereken önlemlerin bafl›nda, vakalar›n görül-
binin görüldü¤ü bat›daki ilk ülke. Geçen y›l Tür-
kar›flan virüslerin solunmas›yla da hasta- kiye’yle birlikte baflka Avrupa ülkelerinde de kufl dü¤ü yer ve komflu köylerdeki tüm tavuklar›n
l›k kap›labiliyor. Hastal›kl› hayvanlar›n gribine rastlanm›fl, ancak göçmen kufllardan kü- derhal itlaf edilmesi geldi¤ini ifade ediyorlar.
ayaklar› ve gövdeleri, bu aç›dan dikkat mes hayvanlar›na bulaflt›¤› belirlenen virüs, ölü- Konunun uzmanlar›, toplumu bilinçlendirme ve
edilmesi gereken bölgeler. Kufl gribi, k›r- me neden olmam›flt›. Bu virüse ba¤l› hastal›k ilk Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n önerdi¤i önlemlerle hastal›-
olarak A¤r› ilinin Do¤ubeyaz›t ilçesinde görüldü. ¤›n kontrol alt›na al›naca¤› görüflündeler. An-
sal kesimde yaflayan kiflilerde ve aç›kta cak, hastal›¤›n kufllarla tafl›nd›¤› göz önüne al›-
dolaflan kümes hayvanlar›yla yak›n temas- Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün raporuna göre, hasta-
l›¤›n ilk görüldü¤ü tarihten 19 Ocak 2006’ya ka- nacak olursa, de¤iflik bölgelerde de kufl gribi va-
ta bulunanlarda görülüyor. Ülkemizden dar toplam 21 kiflide kufl gribi tespit edildi ve bu kalar› görülebilir. Kufl gribinin mevcut türleri ha-
bildirilen kufl gribi vakalar›n›n tamam› da, hastalar›n 4’ü öldü. Ölümle sonuçlanan vakala- len insandan insana geçmiyor. Buna ra¤men
hastalanm›fl hayvanlarla yak›n temasta r›n tamam› Do¤ubeyaz›t ilçesindeydi. Yap›lan in- hastal›¤a neden olan virüsün mutasyon, yani ge-
netik de¤iflim geçirerek insandan insana geçer
bulunan ya da bu hayvanlar› keserek tü- celemeler, sözkonusu virüsün H5N1 tipinde ol-
du¤unu gösteriyor. Eldeki bulgulara göre virü- hale gelmesi mümkün. Uzmanlara göre, böyle
keten kiflilerde tespit edilmifl bulunuyor. bir durumda dünya, küresel bir kufl gribi salg›n›-
sün, ölen çocuklara hastal›kl› tavuklarla temas
Virüsle temas›n en yüksek risk tafl›d›¤› gi- na sahne olabilir.
nedeniyle geçti¤i ifade ediliyor. Ülkemizdeki bili-
riflimler, hayvanlar›n kesimi, tüylerinin yo-
lunmas› ve piflirme için haz›rlanmas› ola- yabiliyor. Hastal›k, insanlarda, tipik bir kalpte geniflleme ve kalp ritminde bozul-
rak kabul ediliyor. Hastal›¤›n henüz in- gribal enfeksiyon fleklinde bafll›yor. Ço¤u malar biçimde kendini gösteren çoklu or-
sandan insana bulaflt›¤›na iliflkin bir bul- hastada bafllang›ç bulgular› 38 dereceyi gan yetmezli¤i de ortaya ç›kabiliyor. Kufl
gu yok. Ancak, virüsün de¤iflime u¤raya- aflan vücut s›cakl›¤› ve öksürük, nefes gribi, hastalar›n %50’den fazlas›nda ölü-
rak bu özelli¤e de sahip olabilece¤i ifade darl›¤› gibi alt solunum yolu bulgular›. me yol aç›yor. Hong Kong’da 1997 y›l›n-
ediliyor. Kufl gribi virüsü, kuramsal ola- Bunlara ek olarak bo¤az a¤r›s› ve yayg›n da görülen salg›nda ölenler 13 yafl›ndan
rak insandan insana kolayl›kla bulaflabi- kas a¤r›lar› da görülüyor. Baz› kiflilerde büyük kiflilerdi. Son y›llarda görülen sal-
len bir grip virüsüyle karfl›laflt›¤›nda, bu flikayetler art›yor ve hastal›k ilerleyerek g›nlardaysa ölenlerin aras›nda 15 yafl›n-
virüsün bulaflma özelliklerini kopyalaya- zatüreye neden olabiliyor. Nadiren, hasta- dan küçük ve öncesinde hiçbir sa¤l›k so-
rak, insanlarda salg›na yol açabilecek bir l›¤›n erken döneminde ishal, kar›n a¤r›s›, runu olmayan çocuklar da bulunuyor.
yap›ya sahip. Kufl gribi virüsünün genetik kusma, gö¤üs a¤r›s›, burun ve difleti kana- Ölüm, genellikle hastal›k belirtilerinin or-
flifresinin h›zl› bir de¤iflim potansiyelinin malar› görülebiliyor. Sulu ishal, solunum taya ç›kmas›ndan 9-10 gün (6-30 günler
olmas›, yak›n bir gelecekte önemli bir in- belirtilerinin ortaya ç›kmas›ndan bir hafta aras›) sonra gerçeklefliyor. Kaybedilen ki-
san sa¤l›¤› sorunu hale gelebilece¤i kayg›- kadar önce bafllayabiliyor. Yine ender ola- flilerin büyük ço¤unlu¤undaysa ölüm ne-
s› yarat›yor. rak, solunum yolu belirtileri görülmeden deni, h›zl› ilerleyen solunum yetmezli¤i.
önce, virüs beyin iltihab›na yol açabiliyor.
Hastalar›n neredeyse tümünde zatüre ge- Kufl Gribinin Teflhisi
Hastal›¤›n Belirtileri lifliyor. Akci¤er röntgeninde, akci¤erlerde
yayg›n ya da yama tarz›nda lekeler görü- Bir insanda kufl gribinin varl›¤›ndan
ve Seyri lüyor. Bu bulgular, birçok hastal›¤› taklit flüphelenmek için, önce o kiflinin bu virüs-
Yap›lan laboratuvar çal›flmalar›, halen edebilen kufl gribinin teflhisinde çok ya- le temas›n› bilmek gerekiyor. Hasta ya da
ülkemizde hayvanlar aras›nda görülen rarl› olmuyor. Tablo h›zla ilerleyerek ölü kanatl› hayvanlar›n tüylerine ya da
kufl gribi salg›n›na H5N1 virüsünün yol “akut respiratuar distress sendromu” d›flk›lar›na dokunan kifliler risk alt›nda.
açt›¤›n› gösterdi. Önceki y›llarda insanlar- (ARDS) denilen bir tür akci¤er yetmezli¤i- Hasta hayvanlar›n bulundu¤u ortamda
da hastal›k yapan alt gruplar aras›nda ne dönüflebiliyor. Zatüre bafllang›c›ndan bir saatten fazla kalmak da riskli kabul
H3N2, H2N2, H1N1, ve H1N2 say›l›yor. akci¤er yetmezli¤i geliflimine kadar geçen ediliyor. H5N1 virüsü pozitif bulunan in-
Hastal›¤›n kuluçka süresi genellikle 2-5 ortalama süre, 6 gün (4-13 gün aras›) ola- sanlarla yak›n temasta bulunmak da has-
gün, ancak bu süre 17 güne kadar da uza- rak kabul ediliyor. Böbrek yetmezli¤i, tal›¤a yol aç›yor. Sa¤l›k kurulufllar›nda
görev yapan ve virüs içeren malzemeyle
Dünyadaki Son Durum temas eden kiflilerin de hastal›k aç›s›ndan
.
Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün 19 Ocak 2006 tarihinde yay›mlad›¤› tablo, bu konudaki son durumu özetliyor:
Not: Dünya Sa¤l›k Örgütü (WHO) yaln›zca laboratuarlar taraf›ndan ispatlanm›fl vakalar› rapor eder.
me baflvurmalar› gerekiyor.
Hastal›¤› kapm›fl olan kümes hayvanla-
r›n›n hareketlerinin k›s›tlanmas› (özellikle
flehirler ve ülkeleraras› hareketler) ve
kontrol alt›nda tutulmalar, di¤er kontrol
önlemleri aras›nda. En önemli önlemse
hastal›kl›, virüse maruz kalm›fl ya da kal-
m›fl olma olas›l›¤› bulunan hayvan› müm-
kün oldu¤u kadar h›zl› biçimde itlaf et-
mek. ‹tlaf edilmifl hayvanlar›n mutlaka uy-
gun flekilde, yani kireçlenerek ve yeterli
derinli¤e gömülmesi gerekiyor. Çiftlikle-
rin karantinaya al›nmas› ve çok dikkatli
dezenfeksiyon uygulanmas› da oldukça
önemli. Hastal›¤›n görüldü¤ü ülkelere se-
yahat edenlerin enfekte tavuk çitliklerin-
den uzak durmalar› ve ancak iyi piflti¤in-
den emin olduklar› yumurtalar› ve kanat- haz›rlan›yor. Japonya’n›n, ölümcül kufl kufl gribini önlemedeki etkisi de araflt›r›l›-
l› etlerini yemeleri öneriliyor. Tar›m ve gribi virüsüne karfl› etkili afl› çal›flmalar›- yor. Bir kiflide hem insan gribi, hem de
Köyiflleri Bakanl›¤›, aç›kta kanatl› hayvan na bafllad›¤› ve afl›n›n gelifltirilmesi için kufl gribi ayn› anda hastal›k yaparsa, bu
besicili¤inin yasaklanmas› için Bakanlar 100 milyon yen (yaklafl›k 1 milyon 151 iki virüs genetik al›flveriflle birbirinden ba-
Kurulu'na teklif sunmaya haz›rlan›yor. bin YTL) fon ay›rd›¤› bildirildi. Hüküme- z› özellikleri alabilir. Bu türden ikili en-
Yetkililer, hane halk› tüketimi için bahçe- tin Bilimsel Dan›flma Kurulu Baflkan› To- feksiyonlar, kufl ve insan virüslerine gene-
lerde beslenen kümes hayvanlar› da dahil mohiko Arai, Japon biliminsanlar›n›n, tik yap›lar›n› de¤ifltirme f›rsat› vererek, in-
olmak üzere, aç›kta kanatl› hayvan besici- ölümcül H5N1 tipi kufl gribi afl›s›n›n pro- sanlar aras›nda yay›lma gücüne sahip ye-
li¤i durdurulmadan kufl gribi hastal›¤›n›n totipini ürettiklerini ve virüsün insanlar- ni bir virüs alt grubunun geliflmesine ze-
önüne geçilemeyece¤ini vurgularken, söz- dan insanlara geçen bir türe dönüflmesi min haz›rlayabilir. Mevcut grip afl›lar›, kü-
konusu yasa¤›n flart oldu¤unu söylüyor- durumunda insanlarda kullan›lacak afl›- mes çiftliklerinde çal›flanlar gibi yüksek
lar. Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›'na kufl n›n yak›n bir sürede gelifltirilece¤ini belir- risk alt›ndaki kiflilere uyguland›¤›nda, bu
gribiyle mücadele için Maliye Bakanl›- tiyor. Dünyan›n önde gelen ilaç flirketle- kiflileri insan gribi virüsüne karfl› koru-
¤›'ndan 25 milyon YTL ek ödenek aktar›l- rinden biri, tüm grip türleri üzerinde etki- yor. Böylece, insan ve kufl gribi virüsleri-
d›¤› da ifade ediliyor. li bir afl› gelifltirmeye bafllad›klar›n› aç›kla- nin ayn› konakç›da bir araya gelip, olas›
d›. fiirketin yöneticilerinden Garnier'in bir genetik al›flveriflte bulunmalar› engel-
Grip Afl›s› yapt›¤› aç›klamaya göre, klinik deneyler lenmifl oluyor. Bu nedenle, risk alt›ndaki
sürüyor ve yaklafl›k alt› ay içinde bu afl›- kiflilere her durumda, mevcut influenza
Çinli yetkililer, kümes hayvanlar› için n›n seri üretimine geçilecek. trivalan afl›s›n›n uygulanmas› öneriliyor.
de daha ucuz bir kufl gribi afl›s› gelifltir- Halen piyasada bulunan grip afl›lar›n›n
diklerini aç›klad›lar. Maliyeti oldukça dü- Doç. Dr. Ferda fienel
flük olacak bu yeni afl›dan bir milyar adet Sa¤l›k Bakanl›¤› Temel Sa¤l›k Hizmetleri Ge- Ankara Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi
üretilmesi bekleniyor. Ancak halen kufl nel Müdürlü¤ü’nün 18.01.2006 tarihli genelgesi-
Kaynaklar
ne göre hastal›kl› hayvanlarla temas edecek kiflile- http://www.cdc.gov/flu/avian/gen-info/avian-flu-humans.htm
gribinden korunmak için insanlara uygu-
rin almas› gereken kiflisel önlemler: http://www.who.int/csr/disease/avian_influenza/country/cases_tab-
lanabilecek bir afl› mevcut de¤il. Piyasada • N95 maske, yoksa standart cerrahi maske le_2006_01_19/en/index.html
http://www.who.int/csr/disease/avian_influenza/avian_faqs/en/index.html
bulunan grip afl›lar›, H5N1’in insanlarda • Gözlük (Avian influenza frequently asked questions)
Current Concepts: Avian Influenza A (H5N1) Infection in Humans The Writing
yol açt›¤› hastal›¤a karfl› koruma sa¤lam›- • ‹tlaf ekipleri için özel tulum, sa¤l›k persone- Committee of the World Health Organization (WHO) Consultation on Hu-
yor. Ancak Çin’den gelen bilgilerde, yeni li için önlük (standart ameliyathane önlü¤ü kulla- man Influenza A/H5 N Engl J Med 2005; 353:1374-1385, Sep 29,
n›l›r ve bu önlüklerin kumafl olanlar› 70 °C’de en 2005
gelifltirilen bir afl›n›n öncül çal›flmalar›n›n, http://www.who.int/csr/disease/avian_influenza/avian_faqs/en/print.html
az 5 dakika y›kand›ktan sonra tekrar kullan›labilir) (Avian influenza frequently asked questions)
120 sa¤l›kl› insan üzerinde denendi¤i ifa- • Eldiven ve galofl http://www.saglik.gov.tr/default.asp?sayfa=detay&id=636 (Avian ‹nfluenza-Ta-
de ediliyor. Erken dönemde bu afl›n›n yol • Koruyucu materyal giyilirken ellerin bol su vuk Vebas›, Kufl Gribi)
http://www.ttb.org.tr/avian/ (Kufl gribi nedir?)
açt›¤› herhangi bir olumsuz etkiyle karfl›- ve sabunla en az 30 saniye y›kanmas› http://www.who.int/csr/don/2006_01_16/en/index.html (Avian influenza –
situation in Turkey - update 5)
lafl›lmam›fl. ‹lk sonuçlar›n elde edilmesi • Koruyucu materyal ç›kart›l›rken s›ras›yla:
http://www.gribeson.com/ovcp_new_pages/kus_gribi_genel_bil-
için dokuz ay süre gerekti¤i belirtiliyor. o Önce eldiven ç›kar›l›r gi_101005.asp (Kufl Gribi -Avian Flu – Genel Bilgiler)
o Giysi ve galofl ç›kar›l›r http://www.gribeson.com/ovcp_new_pages/kus_gribi_01092005.asp(Göç-
Macaristan’da, Sa¤l›k Bakan› da dahil ol- men Kufllar›n Uçufl Yollar› & Kufl Gribinin Yay›l›m›)
o Eller y›kan›r veya dekontamine edilir http://www.vet.uga.edu/vpp/gray_book/FAD/avi.htm (AVIAN INFLUENZA )
mak üzere, 100 gönüllü üzerinde dene- o Gözlük ç›kar›l›r Proceedings of the Third International Symposium on Avian Influenza. May
nen yeni kufl gribi afl›s›n›n baflar›l› sonuç- o Maske ya da gaz maskesi ç›kar›l›r 27-29, 1992. Madison, WI, Richmond, VA: U.S. Animal Health Assoc.,
Lib. Cong. Cat. Card No. 92-061298.
lar verdi¤i aç›kland›. Yetiflkinlerde kufl o Eller yeniden y›kan›r ya da dekontamine http://www.birdflu.org.cn/ (Basic Information on Avian Influenza -Bird Flu)
edilir http://www.nature.com/nsu/040126/040126-7.html (Bird flu spreads to
gribi virüsüne karfl› ba¤›fl›kl›k sistemini China)
koruyan afl›n›n büyük bir salg›na karfl› et- El y›kama yerine alkollü el dezenfektanlar› (al- GOVORKOVA, E.A., LENEVA, I.A., GOLOUBEVA, O.G., BUSH, K., WEBSTER,
kol derecesi %60’›n üzerinde olmak kofluluyla) G.W. (2001). Comparison of Efficacies of RWJ-270201, Zanamivir, and
kili olup olamayaca¤› henüz bilinmese de Oseltamivir against H5N1, H9N2, and Other Avian Influenza Viruses. An-
kullan›labilir. timicrobial Agents and Chemotherapy 45: 2723-2732
Macaristan, afl›dan 120 bin doz üretmeye
Yumurta
Kabu¤undan
Kar›n ‹çine
Günümüzden 180 milyon y›l kadar lüyor. Buna göre de sözkonusu hay- bal›klar, sürüngenler dünya ekosistem-
önce, tarla faresine benzer küçük, tüy- van, yumurtalar›n› yumurta kanal›nda lerini ele geçirir duruma da gelmifller-
lü bir hayvan, henüz dünyaya gelme- (fallop tüplerinde) belirli bir süre ‘tuta- di. Yumurtlama stratejisinin alt›nda ya-
mifl olan yavrular›n› korumak için yeni rak’ yumurtlama için uygun yer ve za- tan ilke de oldukça basitti: Milyonlarca
bir yöntem gelifltirdi. Yumurtalar›n›, man› kollam›fl olmal›yd›. Bu fazladan yumurtla ki, elinde en az bir avuç kal-
ne olaca¤› belirsiz bir d›fl dünyaya b›ra- “iç kuluçka” süresinin getirisi aç›k: s›n. Ya da: Az yumurtla, ama elindeki-
k›p kuluçkaya yatmak yerine, embriyo- Yavrular›n, ani iklimsel de¤iflikliklere lere iyi bak ki, hepsi yaflas›n.
lar›n› kendi içinde saklayarak güvenli ve istenmeyen di¤er çevresel etkilere O zamanlar oldu¤u gibi flimdi de,
bir iç ortamda geliflmelerine olanak ta- karfl› daha korunakl› olmalar›, annenin yumurtlayan omurgal›lardaki difli üre-
n›d›. Bu küçük memeli her ne idiyse, de hareket k›s›t›n›n belirgin biçimde me sistemi, temelde bir tüpten ibaret.
buluflçusu oldu¤u evrimsel mekaniz- azalmas›. Tüpün, yumurtal›ktan b›rak›lan döllen-
ma, onu plasental› ve keseli memelile- Üreme stratejisindeki bu de¤iflim, memifl yumurtay› yakalayan huni biçi-
rin ortak atas› haline getirmiflti. Getir- atasal theria canl›s›n›n üreme sistemi- mindeki üst ucu, kasl› yap›daki yumur-
di¤i yenilikse, dinozorlarda tüy gelifli- ni etkileyen bir dizi yap›sal ve fizyolo- ta kanal›yla devam ediyor; yumurta bu-
mi ya da sucul kayvanlar›n karada or- jik de¤ifliklikle birlikte gerçekleflmiflti. rada albuminle kaplan›p zarlarla, baz›
taya ç›kmas›na benzer türden, oldukça Bu canl›ya gelene kadar, neredeyse bü- canl›larda da sert bir kabukla çevrele-
önemli bir yenilikti. tün hayvanlar ya d›flar›ya b›rak›lan yu- niyor. Biraz daha ileride yer alan son
Bu atasal “theria” (memelilerin, pla- murtalardan ç›karak ya da do¤rudan bölümse, yumurtalar›n d›flar› at›ld›¤›
sental› ve keseli memeliler gruplar›n› ‘anne’den tomurcuklanarak gelifliyor- “kloak” aç›kl›¤›n› içeriyor.
bar›nd›ran alt-s›n›f›) canl›s›n›n, yumurt- du. Üstelik üreme aç›s›ndan inan›lmaz Keseli ve plasental› memelilerdeki
lamay› erteleme becerisini gelifltirmifl derecede baflar›l› bir yöntem say›labile- üreme sistemi, yumurtlayan canl›larda-
bir baflka hayvandan türedi¤i düflünü- cek yumurtlama sayesinde amfibiler, ki tüplü yap›n›n üzerinde gerçekleflen
nun da ötesinde, embriyonik geliflimde giyle temel bir “vücut plan›” ortaya ko-
rol oynayan genler, yetiflkin bedeninde yuyor, vücut boflluklar›n›n düzenlen-
de etkin durumdalar ve döllenmifl yu- mesi, dokular›n farkl›laflmas›, organla- Monotrem
(yumurtlayan memeli)
murtan›n rahim içine yerleflmesi (imp- r›n oluflmas› gibi aflamalar›n do¤ru za-
lantasyon) ya da plasentan›n oluflu- manda ve do¤ru s›rayla gerçekleflmesi-
Yumurta kanal›
muyla yak›ndan ilgili olduklar› göste- ni sa¤l›yorlar. Genlerin, böylesine mer-
Yumurtal›k
rilmifl bulunuyor. Rahim iç astar doku- kezi bir rolü, böylesine genifl bir canl›
su endometrium’un iltihab› ya da çeflit- grubu üzerinde oynuyor oldu¤unun
li üreme organlar›n›n kanserlerinde bi- keflfi, biliminsanlar›na göre evrimsel ve
le rol oynad›klar› gösterilmifl. Bu ne- geliflimsel biyolojide yap›lan belki de
denle sözkonusu genlerin evrimsel ta- en önemli kefliflerden biri.
rihini anlamakla, ilgili hastal›klar ya da Üstlenilen görevin bu derecede mer-
hamilelikte karfl›lafl›lan çeflitli sorunla- kezi ve kapsaml› olmas›, kaç›n›lmaz bir
ra da ›fl›k tutulabilece¤i düflünülüyor. tehdidi de beraberinde getiriyor: Ya Keseli memeli
kontrol geninin kendisinde bir mutas-
Merkezden Yönetim ve yon gerçekleflirse? Bunun bilinen ör-
Çeflitli hayvanlarda difli üreme sistemine ait organ-
nekleri var. Tek yerine iki çift kanad› lar, biçim bak›m›ndan oldukça farkl›. Ancak siste-
Hox Genleri olan meyvesinekleri, ya da antenlerin min parçalar›n› oluflturan genler, yine ayn›. (fiekil-
olmas› gereken yerde bir çift bacak... deki renk kodlamalar›, yan flekilde oldu¤u gibi,
Yak›n zamana kadar do¤um olay›- Bu örnekler Hox geninin, hücreleri be- hangi Hox genlerinin hangi bölgelerde etkin oldu-
¤unu gösteriyor.) Görece uzun yumurta kanallar›yla
n›n evrimini alt›nda yatan genetik me- lirli bir vücut parças› oluflturmak üzere birbirine ba¤l› çok say›da yumurtal›¤a sahip amfibi-
kanizmalar oldukça belirsizdi. Bu me- yönlendirdi¤i düflüncesini akla getiri- ler, bu flekilde her üremede yüzlerce yumurta b›ra-
kanizmalara aç›kl›k getirmek amac›yla yor olsa da asl›nda yapt›klar›, hücrele- kabiliyorlar. Tek bir ifllevsel yumurtal›¤a sahip olan
evrimsel ve geliflimsel biyologlar, dik- rin belirli vücut parçalar›na geliflecekle- kufllardaysa yumurta kanal›, yumurtay› sert ve kalsi-
yumca zengin bir kabukla çevreliyor. Monotremler-
katlerini ana geliflimsel kontrol genleri ri bölgelerin s›n›rlar›n› çizmek. ‹fller de (yumurtlayan memeliler) yumurta kanal› k›sa
olarak bilinen bir gen grubuna; Hox durumdaki bir Hox geni, hücre farkl›- olup yumurtalar› da oldukça yumuflak. Platypus’ta
genleri üzerinde yo¤unlaflt›rm›fl bulu- laflmas›n› bölgesel olarak denetleyen (gagal›memeli) yaln›zca bir, dikenli kar›ncayiyende
nuyorlar. Bu genler, meyvesine¤iyle baflka genleri etkinlefltiriyor. Sonuçta (echidna) iki ifllevsel yumurtal›k var. Keseli memeli-
lerse yumurta kabu¤u oluflturmuyorlar. Geliflmekte
yap›lan çal›flmalar sonucunda keflfedi- bu gen, ifllevlerini ikinci dereceden olan yavrular, bunun yerine besinlerini de¤iflim ge-
lerek, sonralar› en basitinden en kar- kontrol genleri arac›l›¤›yla dolayl› ola- çirmifl yumurta kanal› arac›l›¤›yla al›yorlar. Bu hay-
mafl›¤›na bütün hayvanlarda, hatta bit- rak yürüten bir baflmimar konumunda. vanlar, görece küçük iki rahme sahip olmalar› bak›-
ki ve mantarlarda bile bulunduklar› or- Peki, rahim gibi görece yeni bir or- m›ndan da oldukça ilginç say›l›yorlar. Bunun nede-
ni, yavrular›n ‘içerideki’ geliflimlerinin yaln›zca bir-
taya ç›kt›. Yelpazenin böylesine genifl gan›n evrimi üzerine yap›lan araflt›r- iki hafta sürmesi ve bundan sonraki geliflimlerine
olmas›n›n akla getirdi¤iyse, bu genle- malar, neden Hox genleri gibi çok es- kese içinde devam etmeleri.
Do¤u Anadolu’da
Depremin Elektromanyetik
Röntgeni Çekiliyor
Türkiye, bilinen tarihsel dönem dep-
rem kay›tlar›na göre MÖ 2000 y›l›ndan
beri sürekli olarak hasar yap›c› ve yüzey
faylanmas›na neden olmufl büyük dep-
remlere maruz kald›. 1900-1920 dönemi
içerisinde Türkiye’nin en büyük depremi
olan 1939 Erzincan Depreminden önce,
Kuzey Anadolu Fay› (KAF) üzerinde gö-
rülen aktif bir dönemin tekrar›n›n 1999
‹zmit ve Düzce Depremleri ile ortaya ç›k›-
fl›, Do¤u Anadolu’yu daima gözönünde
bulundurmam›z gerekti¤ini ortaya koyu-
yor.
Jeolojik evrelerde Bitlis-Zagros Kenet
Kufla¤› boyunca, Arap plakas› ile Avrasya
plakas›n›n çarp›flmas›n›n ileri aflamalar›n-
da KAF ve DAF meydana gelmifl bulunu-
yor.
Tarihsel kay›tlara göre DAF, 1900-
1995 y›llar› aras›ndaki dönemde oldu¤u
gibi, 1900’den önceki yüzy›l içerisinde
de oldukça sakin bir sismik etkinlik gös-
termifl. Dolay›s›yla, bu fay›n da önümüz-
deki yüzy›l içerisinde KAF’a benzer bir
deprem serisine yol açmas› oldukça
muhtemel. Bu fayda en az›ndan 200 y›l-
d›r bir enerji birikimi oluyor. Bu aç›dan, sismik bofllu¤unda olufltu¤u tahmin edi- me) yaklafl›k 40 km’ye ulaflm›fl bulunu-
sismik olarak oldukça yüksek bir potan- len en son deprem, 1874 y›l›nda fliddeti yor. Karl›ova ve çevresiyse dünyan›n en
siyel tehlike tafl›yor. VIII olan büyük bir deprem. Hazar gölü önemli aktif faylar›ndan olarak kabul
Do¤u Anadolu S›k›flma bölgesinde sismik bofllu¤undaysa, 1866 y›l›nda en edilen DAF ve KAF kesiflme noktas›nda
gelecekte yüksek deprem potansiyeli ta- son VIII fliddetinde büyük bir deprem yer al›yor.
fl›yan olas› 4 sismik boflluk ise: Ardahan meydana gelmifl bulunuyor. DAF’›n Erzurum-Ardahan ve Erme-
Sismik Bofllu¤u, Çay›rl›-Aflkale fay›, Van Arap Levhas›’n›n kuzeye do¤ru hare- nistan’a do¤ru olan uzant›s› da önemli
Sismik bofllu¤u, Yüksekova Sismik Bofl- ketiyle Avrasya Levhas›’n›n güney ke- bir deprem riski tafl›makta. Bu bölgenin
lu¤u olarak veriliyor. simleri (günümüz Türkiye'sinin do¤u kuzeydo¤usunda en son büyük deprem,
DAF sisteminde yer alan sismik bofl- kesimleri) k›sal›p-daralm›fl ve yükselerek Ermenistan s›n›rlar› içerisinde olmufl
luklar And›r›n (Ceyhan-Türko¤lu aras›), Do¤u Anadolu platosunu oluflturmufl 1989 Spitak depremi. Son olarak 12 ve
Türko¤lu (Türko¤lu-Çelikhan aras›) ve durumda. Yaklafl›k 4 milyon y›ldan beri 14 Mart 2005 tarihlerinde KAF üzerinde
Hazar gölü segmenti. And›r›n sismik Anadolu Levhas› DAF ve KAF kuflaklar› Bingöl ili Karl›ova ilçesinin bat›s›nda iki
bofllu¤unu içine alan Adana-Ceyhan-Ma- boyunca bat›-güneybat›ya do¤ru, y›lda 1- deprem meydana geldi.
rafl yörelerinde oldu¤u bilinen depremle- 3 cm lik bir h›zla hareket ediyor ve 4 Yine, KAF da gözlenen sismik etkinli-
rin fliddeti, V ile IX aras›nda. Türko¤lu milyon y›ld›r toplam at›m (yerde¤ifltir- ¤in DAF sistemlerinde görülmeyifli,
deprem 1/25/06 10:38 AM Page 69
dipol özelli¤i gösterir (fiekil 1). Güneflte- daha yak›ndan incelenmesini öngören çok derin kesimlerine kadar ulafl›p bura-
ki bütün reaksiyonlar sonucu güneflten bir program çerçevesinde Avrupa ülkele- daki kayaç ve malzemeleri katederek
kopup gelen elektrik yüklü parçac›klar›- rince haz›rlanan deneyler, ilk kez “Do- akarlar. ‹nsano¤lunun hiç bir kaynak ile
n›n oluflturdu¤u Günefl Rüzgar›’n›n (fie- uble Star” isimli Çin roket ve uydular›- üretemeyece¤i bu güçlü ak›mlar›n katet-
kil 2), yerküre atmosferine yapabilece¤i n›n katk›lar›yla yap›lmakta. Yerküre yo- tikleri jeolojik kayaçlar›n özellikleri, bu-
olas› etkiler, dünyan›n manyetik alan› ta- ¤un bir radyasyon alan›yla kapl› ve bu lunduklar› derinlikleri ve geometrileri,
raf›ndan karfl›lan›r. Bu manyetik alana radyasyon alan›na Van Allen ad› veril- yer yüzünde ölçümler yaparak çal›flan
manyetosfer ad› verilir (fiekil 2). Bu s›ra- mektedir. ‹ki kufla¤a bölünmüfl olan Van Manyetotellürik yöntem arac›l›¤› ile or-
da yerkürenin Günefl’e bakan yönünde- Allen alan› dünyay› tümüyle çevrelemez taya konulmakta. Uluslararas› jeofizik
ki manyetik alan çizgileri, Günefl rüzga- (fiekil 4). Elektrik yüklü parçac›klar›n biliminde bir çok uygulamalar› yer alan
r› etkisiyle bas›larak s›k›fl›r; aksi yönün- oluflturdu¤u Günefl rüzgarlar›n›n man- bu yöntemde yeryüzüne yerlefltirilen
deki çizgilerse uzayarak manyetik kuy- yetosfer civar›ndaki seyahatleri ve polar elektrodlar elektrik ak›m› ölçülürken
ruk oluflturur (fiekil 3). Manyetosferi sa- oyuk’ tan (fiekil 4) giriflleri, asl›nda çok çok tel sar›ml› bobinlerse ayn› anda yeri-
ran bir manyetik k›l›f (MS) bu etkiler so- genifl bir frekans aral›¤›nda elektroman- çi manyetik alan›n› alg›lar.
nucu flekillenir. Günefl'in oluflturdu¤u yetik alanlar yarat›r. Bu elektromanyetik
elektrik yüklü parçac›k ak›fl› (Günefl alan›n etkisel olarak yaratt›¤› elektriksel ‹lyas Ça¤lar ve Tuncay Taymaz
Rüzgar›) bu manyetik alan kalkan› tara- ak›mlar yerküreyi farkl› yönlerden kufla- ‹stanbul Teknik Üniversitesi
Jeofizik Mühendisli¤i Bölümü
f›ndan sapt›r›larak (fiekil 3) kutup bölge- tarak yeriçinin kabuk ve mantosunun
lerine do¤ru itilir. Bunun Katk› belirtme
Projenin arazi çal›flmalar›nda güvenli¤imizi
sonucunda kutup bölgele- sa¤lamak için iflbirli¤i yapt›¤›m›z Do¤u Ana-
dolu’daki tüm il ve ilçe jandarma birliklerinin
rinde atmosferin oksijen de¤erli mensuplar›na, konaklama ve lojistik
ve azot atomlar›yla etkile- destekleri için kamu kurumu kurulufllar›na ve
bölgenin sismolojik verilerini görüntüleyen
flime girerek ›fl›malara se- Arfl. Gör. Seda Yolsal’a teflekkür ederiz.
MT-DAN Projesi Araflt›r›c›lar›
bep olurlar ki, bunlara au- Alberta Üniversitesi, Fizik Bölümü, Kanada
rora (kutup ›fl›klar›) ad› Prof. Dr. Martyn Unsworth, Erflan Türko¤lu,
Volkan Tuncer, Eylem Türko¤lu
verilir. Günefl etkinli¤inin ‹stanbul Teknik Üniversitesi, Jeofizik Mühen -
disli¤i Bölümü
yüksek oldu¤u günlerdeki Prof. Dr. ‹lyas Caglar, Ümit Avsar, Tunç De-
manyetik f›rt›nalar telsiz mir, Ahmet Sener
Bo¤aziçi Üniv ., Kandilli Rasathanesi ve Dep -
ve radyo haberleflmeleri- rem Araflt›rma Enstitüsü
Yard. Doç. Dr. Bülent Tank
nin olumsuz etkilendi¤ini
hat›rlarsak manyetosferin
önemi daha iyi anlafl›l›r.
Yerküre manyetosferinin
Kil
Kil dendi¤inde hemen ço¤umuzun akl›na insanl›¤›n en eski kültür ürünü olan seramikler, sonra da tu¤la,
çimento gibi yap› malzemeleri geliyor. Gerçekten de dünyada üretilen kilin dörtte üçlük k›sm› piflirilen ve
biçim verilen seramik ürünlerde kullan›l›rken, dörtte birlik k›sm› da, kilin özelli¤ine göre tu¤la, çimento,
sondaj çamuru, dolgu ve kaplama malzemesi olarak de¤erlendiriliyor. Ama bu dörtte birlik k›s›mda temizlik,
g›da, ilaç sanayilerinde ana malzeme olarak kullan›lan killer de var. Ayr›ca ya¤lar› a¤artmak, içeceklerdeki
istenmeyen renkleri uzaklaflt›rmak gibi üretim ak›fl›nda devreye giren killer, nanomalzemelerin
haz›rlanmas›n› sa¤layan killer, radyoaktif at›k yönetiminde kullan›lan killer de var. Kilin bu denli önemli
alanlarda kullan›m›n› sa¤layan da elbette biliminsanlar›. Do¤an›n bizlere sundu¤u de¤erlerin bilimle,
teknolojiyle yo¤ruldu¤unda ne kadar ola¤anüstü sonuçlar ortaya ç›kard›¤›n› çok iyi bilen biliminsanlar› kili,
endüstrinin farkl› alanlar›nda hammadde olarak de¤erlendirme konusunda u¤rafl verip duruyorlar. Topra¤›n
oluflumunda ve geliflimindeki ifllevselli¤i ve taneciklerinin toz halinde da¤›lmas› nedeniyle olsa gerek,
“yerkürenin tozu” olarak nitelendirdikleri bu taneciklerden ola¤anüstü malzemeler elde ediyorlar. Ve art›k
kil dendi¤inde yaln›zca piflmifl toprak ürünleri akla gelmiyor.
Kilin bilefliminde bulunan kil mine- p›. Plastikleflme (plastisite) yaln›zca malzemelerin flekillendirilmesi, kuru-
ralleri, kimyasal bileflimleri birbirine killi zeminlerin ve de killi malzeme- tulmas› ve piflirilmesi aç›s›ndan önem-
benzeyen, hepsi tabakal› yap›da olan, nin gösterdi¤i bir özellik. Bir li. Bu özellik sayesinde kil,
alüminyum silikatlardan olufluyor. Kil malzemenin, etkisi alt›n- suyla yo¤ruldu¤unda is-
içinde rastlanan kil d›fl› minerallerse da bulundu¤u gerilme tenen flekle giriyor ve
kil mineralleriyle ayn› yo¤unlu¤a sa- ya da bas›nç nede- bu fleklini sürekli
hipler; kil ifllenirken uzaklaflt›r›lmala- niyle, k›r›lmadan koruyabiliyor. Kil-
r› da çok zor. Bu nedenle, nitelik ve ve hacminde her- lerin plastiklik
nicelikleriyle kaliteyi etkileyip, kilin hangi bir de¤iflik- özelli¤i, kristal-
ticari de¤erinin düflmesine bile yol lik olmadan de- lerinin ince lev-
açabiliyorlar. Zaten endüstride kil mi- forme olmas›, ge- hac›klar fleklin-
neralleri ve kil d›fl› minerallerin oran- rilme ya da bas›n- de olmas›ndan
lar›n›n oldukça önemli olmas›n›n ne- c›n kalkmas›ndan ileri geliyor. Kile
deni de bu. Bu oran, hammaddenin sonra da deforme ol- su eklendi¤inde, su
piflme özelliklerini, dolay›s›yla ifllenen mufl fleklini koruma levhac›klar aras›na
ürünlerin fiziksel özelliklerini belirli- özelli¤ine plastikleflme giriyor, bask› uyguland›-
yor. deniyor. Plastik k›vam›ysa, ¤›nda levhac›klar birbiri
Bu mikron boyutundaki tanecikler- kil-su kar›fl›mlar›n›n üzerine bast›r›l- üzerinden kayarak verilen flekli al›-
den nas›l yararland›¤›m›za gelince... d›¤›nda parmaklara yap›flmadan ko- yor. Bu özellik sayesinde kilden, pifl-
Kil, su içeri¤i miktar›na göre plastik- layl›kla flekil verilebilen kil-su içeri¤i mifl toprak ürünler, atefle dayan›kl›
leflen; ›s›t›ld›¤›nda da sertleflen bir ya- olarak belirlenmifl. Plastiklik, seramik ürünler, fayanslar, grenli ürünler,
Son zamanlarda antibiyotik tüketiminin art- lerinin azalt›lmas›nda, killerin yüksek tutma ka- Killerin tutma kapasitelerinin yüksek olu-
mas›yla antibiyotikler ve bozunma ürünleri, çe- pasitesinin rolü oldu¤u biliniyor. Ayr›ca boyar flunda, genel olarak kil yüzeylerinin negatif yük-
flitli ekolojik ak›mlarla su ve topra¤a kar›flm›fl maddelerle de ilgili önemli bir kullan›m alanlar› lü olmas›, killerin sodyum, potasyum gibi de¤ifl-
durumda. Bu durum sucul yaflam› ve toprakta- var. Yün, ipek, deri ve pamuk gibi tekstil ürün- tirilebilir metal katyonlar›n› içermeleri ve taba-
ki mikrobiyal süreci etkileyerek çevre kirlili¤i- lerinin boyanmas›nda kullan›lan baz› boyalar, kalararas› boflluklar›n etkisi oldu¤u söylenebi-
ne neden olmakta. Kirlili¤in önlenmesi amac›y- kanserojen etkiye sahip. Bu tür özelliklerinden lir. Pozitif yüklü bir madde, negatif yüklü yü-
la ilaçlar›n ve bozunma ürünlerinin killer üzeri- dolay›, özellikle bal›k çiftliklerinde mantar öldü- zeyler taraf›ndan çekilece¤inden killerin bu tür
ne tutunmas› sa¤lan›p antibiyotik kirlili¤i ön- rücü olarak kullan›l›yorlar. Boyarmaddelerin maddeleri tutma kapasitesi daha yüksek. Nega-
lenmeye çal›fl›l›yor. Bu tür kirliliklerin geldi¤i kontrolü, tüketimlerinin yüksek olmas› ve tafl›- tif yüklü maddelerse kil yüzeyleri taraf›ndan itil-
noktayla ilgili kesin bilgiler olmad›¤› gibi, bu d›klar› sa¤l›k risklerinden dolay› önemli bir so- diklerinden, tutma kapasiteleri görece düflük.
konuda yap›lm›fl fazla araflt›rma da yok. Ancak run. Çevre ve canl› sa¤l›¤› için özellikle su kay- Ancak bu zafiyet, fliflebilen killerin çeflitli uzun
Almanya’daki tar›m alanlar›nda ve baz› göl su- naklar›ndan uzaklaflt›r›lmalar›nda etkili, ucuz ve zincirli amin tuzlar›yla de¤iflime u¤rat›lmas› yo-
lar›nda, Hollanda’daki at›k su ak›nt›lar›nda ve bol bulunan kaynak olarak, karfl›m›za yine killer luyla ortadan kald›r›labiliyor. Bu ifllemin ger-
‹sveç’teki hastane la¤›m sular›nda yap›lan arafl- ç›k›yor. Benzer flekilde, tar›m ilac› olarak kulla- çekleflmesinde killerde bulunan sodyum ve po-
t›rmalarda, bir antibiyotik türü olan Trimethop- n›lan ve kanserojen özellikleri yan›s›ra bozunma tasyum iyonlar›n›n etkisi var. ‹fllemin sonunda,
rim’e rastlanm›fl. Gelecekte bu tür kirliliklerin süreleri de uzun olan çeflitli bitki ve böcek öldü- uzun zincirli amin katyonlar› killerin tabakalar›
daha büyük boyutlara ulaflmas› bekleniyor. Tri- rücülerinin etkilerinin azalt›lmas›nda, yine killer aras›na girerek, tabakalararas› mesafenin art-
methoprim’in sudan uzaklaflt›r›lmas›yla ilgili kullan›l›yor. Tar›m ilaçlar›n›n killerle kar›flt›r›la- mas›na yol açabiliyorlar. Böylelikle su-sever ya-
olarak yap›lan çal›flmalarda, kilin, Trimethop- rak kullan›lmas›, ilaçlar›n killer üzerinden daha p›daki kilin bu özelli¤i azalt›larak, farkl› bir
rim tutma kapasitesinin yüksek oldu¤u ortaya uzun sürede sal›n›m yapmas›n› sa¤l›yor. Böyle- özelli¤e sahip olmas› sa¤lan›yor. Bu da killer
ç›kar›lm›fl durumda. Ucuz ve bol bulunmalar› likle hem daha az ilaç kullan›l›yor, hem de ilaç- için yeni kullan›m alanlar› demek.
da killeri bu konuda rakiplerinin aras›nda cazip lar›n do¤aya do¤rudan zarar vermesi önlenmifl
hale getiriyor. oluyor. Kullan›lan tar›m ilac› su kaynaklar›na ka- Arafl. Gör. Yoldafl Seki
Özellikle çok düflük dozlar› bile zehirli olabi- r›flm›fl olsa bile, suyun zehirlerinden ar›nd›r›lma- Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Edebiyat
len kurflun ve kadmiyum gibi a¤›r metal kirlilik- s› yine killerle mümkün olabiliyor. Fakültesi Kimya Bölümü
ci katalizör, katalizör deste¤i, ay›rma en önemli malzemelerden. Epoksireçi- flebilen, yapay toprak üretiminde kul-
eleman›, ve tutucu (adsorplay›c›) ola- ne haz›rlanmas›nda farkl› organokil- lan›lan ve polimerik yap›lardan olu-
rak kullan›lan küçük ve orta ölçekte ler kullan›ld›¤›nda, yine farkl› özellik- flan super-emicilerin termal ve meka-
gözene¤e sahip kat›lar. Yani bu yap›- lerde polimer nanokompozitler haz›r- nik kararl›l›klar›n› iyilefltirmek için de
lar, moleküler elek ve katalizör ola- lanabiliyor. Bu malzemeler de, yük- killer kullan›lmakta. Killer, bu tür
rak kullan›labiliyor. Organokiller de, sek tokluk (darbe dayan›m›) ve daha malzemelerin daha düflük maliyete sa-
baz› organik sistemlerin reolojik özel- üstün yüksek s›cakl›k özelliklerine hip olmas›n› da sa¤lam›fl oluyor. Üre-
liklerinin, yani cisimlerin yük, flekil (mukavemet, kimyasal etkilenmezlik, tilen baz› süper-emici-kil kompozitle-
de¤ifltirme ve zaman faktörleri aras›n- vb.) sahip olduklar›ndan birçok mü- rinin nem alg›lay›c›lar›n›n gelifltiril-
daki davran›fl özelliklerinin ayarlan- hendislik, biyomedikal, otomotiv, as- mesi gibi farkl› kullan›m alanlar› da
mas›nda kullan›l›yor. Örne¤in, epoksi- keri, havac›l›k ve deniz uygulamala- var.
reçineler, uzay ve denizcilik sektörün- r›nda kullan›m buluyor. Ayr›ca kendi Killerin, radyoaktif s›v›lar›n temiz-
deki yap›sal kompozit bileflenler için a¤›rl›klar›n›n binlerce kat›na kadar fli- lenmesinde uygulanan kimyasal çök-
türme sürecine olumlu katk›da bulun-
duklar› da saptand›. Kimyasal çöktür-
mede pahal› kimyasal çöktürücüler
yerine belirli oranlarda do¤al kil mi-
nerallerinin kullan›lmas›, oldukça
olumlu sonuçlar veriyor. Bu sayede
at›k yönetiminin maliyetinin afla¤› çe-
kilmesi sa¤land›¤› gibi, temizlenen s›-
v›n›n içeri¤indeki zararl› kimyasal
madde miktar› da kontrol alt›na al›na-
biliyor.
Gülgun Akbaba
Kaynaklar
Yakupo¤lu T., Açalan M., Köse O., “12. Ulusal Kil Sempozyumu Kil
2005, Bildiriler Kitab›”,Van, 2005.
http://www.fbe.deu.edu.tr/tezler/2003/YL-t1596.pdf
http://www.dicle.edu.tr/fakulte/tip/dergi/yayin/2004(31-2)15.Kil-
mineralleri.pdf
http://www.cem.yildiz.edu.tr/adsorpsiyon.doc
Bekci Z., Seki Y., Yurdakoc K., Equilibrium studies for trimethoprim
adsorption on montmorillonite KSF, Journal of Hazardous Mate-
rials, in pres.
Antika
Problemler
‹çinde bulundu¤umuz ça¤›n bize sanlar› öyle kolay kolay benimseyemez
ola¤anüstü hediyeler sundu¤unu ka- belki ama bu, yontma tafl devrinde bil-
bul etmek gerekir. Telefonlar, araba- gisaya üretmek kadar imkans›z da de-
lar, bilgisayarlar (dizüstü ve cep), tele- ¤il. Arada edinilmifl kimbilir belki 1000
vizyonlar, çamafl›r ve bulafl›k makine- y›ll›k bir bilgiyi oturup bafltan taramak
leri bunlardan bir kaç›. Daha da nas›l gerekiyor, o kadar!
icatlar hayat›m›za girecek bilemiyo-
ruz. Bildi¤imiz tek fley bu kefliflerin 3 Klasik Problem
arkas›n›n kolay kolay kesilmeyece¤i. Bir pergel ve (ölçüsüz) bir cetvel
Buna karfl›l›k bizler de bu de¤iflime kullanarak
kay›ts›z kalm›yoruz. Piyasaya yeni Bir aç›y› üçe bölmek
ç›km›fl bir makineyi art›k eskisinden Bir küpün hacminin iki kat›na
daha kolay ve çabuk benimsiyoruz. eflit hacimli bir küp çizmek
Hayat›m›za girmesine direnmeden Bir çemberinin alan›na eflit alanl›
d› da flöyle yontma tafl devrine gidebil-
izin veriyoruz. fiöyle bir 15 y›l öncesi- bir kare çizmek mümkün müdür?
seydik, bir bilgisayar üretebilir miydik
ne kadar “›ss›z bir adaya düflsen yan›- Matematikle ders harici birazc›k il-
dersiniz? Somut bir üretim yapmak
na alaca¤›n üç fley nedir” sorusuna ve- gilenmiflseniz antik Yunan tarihinin-
zor tabiki. Parçalar›n herbirini üreten
rilen üç cevaptan biri “renkli ekran bir den (MÖ 500 civar›) ç›kma bu 3 prob-
ayr› bir makine laz›m, sonra enerji de
televizyon” fleklinde olurdu. fiimdiler- lemi, özellikle de birincisini ve onun
gerekli. Peki bu alternatifi geçmifle dö-
deyse içinde zaten telefonu ve televiz- imkans›zl›¤›n› duymufl olman›z gere-
nüp o zamanlar çözülmemifl bir mate-
yonu da bar›nd›ran (internet ba¤lant›- kir. Tabii bu iflleri yapabilmek için kul-
matik problemini çözmek için kullan-
l›) bilgisayarlar tercih ediliyor. Ama bü- lanaca¤›n›z aletleri amac›ndan farkl›
sak durum farkl› olur mu? Ne de olsa
tün bu makineleri üretmek öyle bir an- flekilde kullanmaya teflebbüs edebilirsi-
ihtiyac›m›z olan tek fley ka¤›t kalem ve
da olmufl bir olay de¤il. Bugün sahip niz iflte o zaman bunlar›n mümkün ol-
bilgi. Soru yaz›ld›¤›na göre ka¤›t ve
oldu¤umuz herfleyi bizlerden önce ya- du¤unu ispatlayabilirsiniz. Fakat kural
kalem varm›fl, bilgiyi de biz götürürüz.
flayan hemen her insan›n milyonlarca ihlali nedeniyle bu do¤ru bir çözüm ol-
Götürdü¤ünüz çözümü o zama-
y›l biriktirdi¤i bilgiye borçluyuz. Söz maz. (Bu konunun kurallar› ve yap›la-
n›n in-
gelimi zaman içinde yolculuk yapmak bilecek olas› hatalar› bu ayki “Bir Bu-
mümkün olsay- luflum Var” köflesinde etrafl›ca ele al-
d›k.) Üstelik içiniz rahat olsun ki bu çi-
zimlerin yap›labilmesinin imkans›z ol-
du¤u sorular›n formüle edilmesinden
yaklafl›k 2000 y›l sonra da olsa bulun-
mufltur. 2000 y›l öncesinde soruyu or-
taya atan kiflilerin bu ispat› görüp an-
lamalar› için zaman içinde birikmifl bil-
giyi de özümsemeleri gerekir. E¤er ce-
birde grup kuram›n›n derinliklerine in-
memifl ve Galois Kuram› üzerine hiç
bilgi edinmemiflseniz durum sizin için
de onlardan çok farkl› de¤il. Benzer
flekilde Fermat’›n o çok kolay anlafl›l›r
ama çözülmesi 300 y›l alan son teore-
minin ispat›n› da anlamak sa¤lam bir
temel gerektiriyor. Bu nedenle soruyla
amatörce u¤raflan pek çok kifli ispat›
görünce hayal k›r›kl›¤›na u¤ruyor.
Aç›y› ikiye bölmek lukta ve tüm iç aç›lar› efl olan kapal› Bir düzgün n kenarl› (n-gen) sa-
Kolayca ispatlanan ya da çözülen flekil, eflkenar üçgen, kare, eflkenar dece pergel ve ölçüsüz cetvel kulana-
teorilerin ilgi çekmeleri zor. Aç›y› 3’e beflgen, alt›gen gibi… Burada sonsuz rak çizilebilirdir e¤er n flu flekilde ya-
bölmenin imkans›zl›¤›ndan bu kadar eleman oldu¤unu düflünürsek listenin z›labiliyorsa: , öy-
yayg›n olarak bahsedilince ister iste- soru say›s›n›n oldukça geniflledi¤i ko- le ki p’ler birbirinden farkl› Fermat
mez s›ralamada 3’den önce gelen 2 ra- layl›kla farkedilir. Bu flekillerden ilk
birkaç›n›n çizimi hemen yap›labiliyor. asal› yani fleklinde yaz›la-
kam›n›n nas›l bir durum yaratt›¤› me- bilen asallar. Gerçi kendisi bu teore-
rak uyand›r›yor. Düz bir mant›kla Örnek olarak 6’genin çizimini veriyo-
ruz ve eflkenar üçgen ve karenin çizim- mi çizilebilirler için yeter flart olarak
“e¤er aç›y› 2’ye bölmek imkans›z ol- vermiflti ama gerek flart oldu¤una da
sayd› o da bu problem kadar ünlü olur- lerini denemenizi tavsiye ediyoruz.
Benzer flekilde bu sorular için de inan›yordu. Bunun ispat› da geç ol-
du” diyerek aç›y› ikiye bölmenin müm- madan Pierre Wantzel’den geldi. Ya-
kün oldu¤unu düflünenlerdenseniz çizilmesi imkans›z oldu¤u düflünülen-
ler için bir ispat vermek yüzy›llar› bul- ni art›k kimin çizilebilir kimin çizile-
do¤ru yoldas›n›z. Ama bunu geomet- mez oldu¤una Fermat asallar› karar
rik yönden araflt›rmay› da ihmal etme- mufl. Ama gelen ispat belli bir n-genin
çizilemeyece¤inden ziyade tüm n’ler verecekti. fiimdiye kadar sadece 5 ta-
mek gerekir. ‹flte aç›y› ikiye bölmenin ne Fermat asal› bulundu (ki bunlar:3,
yolu: için bir genel sonuç verdi¤inden ol-
dukça k›ymetli. 5, 17, 257, 65537) Sonlu olup olma-
Yüzlerce y›l cevaps›z kalan bu ko- d›¤› da merak konusu. Bu konunun
nuya ›fl›k tutan kiflinin Gauss oldu¤u- böyle özel ve nadir bulunur say›lara
nu söylersek flafl›rmazs›n›z belki ama ba¤l› bir sonuca varmas› sizce de il-
ortaya ç›kan sonucu görünce bir parça ginç de¤il mi? Teoremi örneklendir-
flafl›rman›z beklenebilir. Gauss öncelik- mek aç›s›ndan flu tabloyu incelemek
le bir türlü çizilemeyen ve bu nedenle de ifle yarayabilir:
çizilmesi imkans›z olarak düflünülen Bu olup bitenlerin hepsi bir oyun
düzgün 17-geni pergel ve ölçüsüz cet- ve oyunun kurallar› eski ça¤larda ya-
vel kulanarak çizmeyi baflard› (üstelik flayanlar taraf›ndan konulmufl. Siz
bunu yapt›¤›nda henüz 19 yafl›ndayd›). kendi kurallar›n›z› koyarak farkl› bir
Bundan 5 y›l sonra da çizilebilir düz- kuram üretebilirsiniz. Her seferinde
‹kiye bölünecek aç› ABC aç›s› ol- yapabilecekleriniz ve yapamayacakla-
sun. Pergelinizle önce B merkezli bir gün çokgenleri genelledi:
r›n›z de¤iflecektir. Örne¤in araçlar›n›z
çember çizin ve aç›n›n kollar›n› A ve pergel ve cetvel yerine sadece flekil
C’de kessin,daha sonra aç›y› bozma- çizdi¤iniz ka¤›d› katlamaksa aç›y› üçe
dan C ve A merkezli çemberleri çizin. bölebilir ya da çemberinin alan›na
Bu çemberlerin iki kesiflim noktas› eflit alanl› bir kare çizebilirsiniz. Bu
olur: B ve D. Bu noktalar› birlefltirdi¤i- kuram genifl olarak Humiaki Huzita
mizde ortaya ç›kan do¤ru ABC aç›s›- isimli ‹talyan-Japon matematikçi tara-
n›n aç›ortay›d›r. fiekilde çemberlere ait f›ndan çal›fllm›flt›r(1992).
yay parçalar› gösteriliyor. Çemberleri
aç›kça çizip BD do¤ru parças›n›n aç›- Nilüfer Karada¤
ortay do¤rusu oldu¤unu ispatlamas›n› karadagnilufer@yahoo.com
okuyucumuza b›rakal›m (ikizkenar
Kaynakça:
üçgenlerle kolayca görülebilir). http://www-math.cudenver.edu/~wcherowi/cour-
ses/m3210/hg3lc5.html
http://www.jimloy.com/geometry/trisect.htm
flekil2
1 yıllık abonelik
e-dergi: e-dergi:
RENK
Renkli bir dünyada yafl›yoruz; gördüklerimiz, düflüncelerimiz, rüyalar›m›z renkli. Hatta bazen
ruh hallerimizi ya da duygular›m›z› da renkler simgeliyor. Renkler ›fl›kla varolur. Bir ›fl›k
kayna¤›ndan yay›lan ›fl›nlar›n, nesnelere çarp›p yans›malar›n›n sonucunda gözümüzün alg›lad›¤›
duyumdur renk. Beyaz gün ›fl›¤›, elektromanyetik tayf›n görünür bölgesinde k›rm›z›, turuncu,
sar›, yeflil, mavi, lacivert ve mor renkleri verir. Foto¤raf›n varolufl nedeni de ›fl›kt›r.
Bu yüzden foto¤rafla renk, bazen benzer özellikleri gösterirler; mutlak karanl›kta ne renk ne
de foto¤raf olur. Foto¤rafç›n›n en önemli araçlar›ndan biri olan renkler, renkli foto¤raf›n
olmazsa olmaz›. Renkler do¤ru kullan›ld›klar›nda hem duygular› anlatmada hem de duygular›
yönlendirmede çok etkili olurlar. Foto¤rafa yeni bafllayanlar›n ço¤u bu yönlendirme etkilerinden
habersiz, ço¤u da renk ve ›fl›k aras›ndaki iliflkiye yabanc›.
ODTÜ Robot
Toplulu¤u
Resimde gördü¤ünüz kaplumba¤a- ODTÜ Robot Toplulu- m› üzerine e¤itim vermeye devam edi-
y› bir yerlerden hat›rl›yor olabilirsiniz. ¤u E¤itimleri ve Proje yoruz. E¤itimlere kat›lmak veya toplu-
ODTÜ Robot Toplulu¤u ad›, belki luk üyesi olup toplulukta çal›flmalar
2005 y›l›nda Bilim ve Teknik dergisin- Çal›flmalar›: yapmak için makine ya da elektronik
de ç›kan yaz›lar›m›zdan, belki de For- mühendisli¤i ö¤rencisi olman›z flart de-
mula-G yar›fl›nda kazand›¤›m›z birinci- Lise son s›n›f› bitirip üniversite s›na- ¤il. Çünkü ODTÜ Robot Toplulu¤u aka-
likten kula¤›n›za çal›nm›flt›r . Biz ORT v›na girdikten sonra tercih etti¤iniz bö- demik ya da profesyonel çal›flmalar de-
üyeleri, asl›nda sadece ODTÜ’de ö¤re- lüme yerleflmifl bir ö¤renci oldu¤unuzu ¤il amatör çal›flmalarla u¤raflmakta ve
nimini sürdüren bir grup ö¤renciyiz. düflünün. Belki istedi¤iniz mühendislik disiplinleraras› bir topluluk olma özelli-
Derslerden arta kalan zamanlar›m›zda bölümünü kazand›n›z, ancak konu hak- ¤inde. Bugün birçok de¤iflik bölümden
amatör robot çal›flmalar› ve temiz k›nda hiçbir bilginiz yok ve s›rf kuram- arkadafllarla proje çal›flmalar›m›z› sür-
enerji çal›flmalar› gibi projeleryle ilgile- sal bilgi sahibi olmak, hiç uygulama dürmekteyiz. Ayr›ca çal›flmalara kat›l-
niyoruz. görmemifl olmak sizi ürkütüyor. Ya da mak için ODTÜ ö¤rencisi olman›z da
Biraz da kuruluflumuzdan ve amaç- belki çok istediniz, fakat diledi¤iniz mü- flart de¤il; ODTÜ’ye girifl ç›k›fl›n›z›n ko-
lar›m›zdan bahsedelim. 2000 y›l›nda hendislik alanlar›n›n puan›n› tuttura- lay olmas› yeterli. E¤itimlere kat›lmak
kurulan ODTÜ Robot Toplulu¤u, Tür- mad›n›z veya okudu¤unuz bölümle ilgi- için internet sayfam›z› takip etmeniz ge-
kiye’nin ilk robot toplulu¤u. ‹lk kurul- si olmasa da sadece amatör olarak ro- rekiyor. Toplulu¤umuzun ODTÜ’de
du¤u y›llarda öncelikli amac› ODTÜ botlarla ilgilenmektesiniz. Ya da akl›n›z- okumakta olan lisans ö¤rencilerinden
ö¤rencilerine prati¤e dayal› teknik e¤i- da harika bir fikir var, nas›l uygulama- olufltu¤unu ve ilgili bir üyenin en fazla
tim vermek olan toplulu¤umuzda, e¤i- ya geçirece¤inizi bilmiyorsunuz. Asl›n- 5 y›l etkin olarak toplulukta bulunabile-
tim hâlâ en önemli faaliyetlerden biri. da akl›n›zda birfleyler yapmak, kafan›z- ce¤ini düflünürsek, e¤itim vermenin ro-
Daha sonra, e¤itim alan ö¤rencilerle dakileri hayata geçirmek var. E¤er top- lünü anlam›fl oluruz. E¤itimler sayesin-
proje çal›flmalar›na bafllan›r. Toplulu- lulu¤umuza u¤rarsan›z sizinle ayn› dü- de, toplulukta her y›l gelen alt dönem
¤umuzun temel amac›, bilgileri uygula- flüncede olan bizlerle tan›flabilirsiniz. ö¤rencilerine bilgi aktar›m› gerçeklefli-
maya dönüfltürmek için zemin haz›rla- Her e¤itim y›l›n›n birinci dönemi, yor. Bunun yan›s›ra toplulu¤un temel
mak, ö¤renciler için bir çal›flma ortam› yaklafl›k 100 ODTÜ ö¤rencisine basit amac› olan pratik uygulama yapmak
yaratmakt›r. Bu yaz›m›zda sizlere bi- mekanik tasar›m ve temel elektronik için zemin haz›rlanm›fl oluyor.
raz e¤itimlerimizin içeri¤inden, biraz dersi vermekteyiz. Daha sonra konuya Toplulu¤umuzda lise bilgileri düze-
da faaliyetlerimizden bahsetmek istiyo- ilgi duyan yaklafl›k 20 kifliye de mikro- yinden bafllayarak basit düzeyde elek-
ruz. ifllemci ve simülasyon program› kullan›- tronik devre ve mekanik aksam tasar›-
m› konusunda e¤itimler vermekteyiz. Biraz da proje çal›flmalar›m›zdan birincilik kupas›n› ald›ktan sonra daha
E¤itimler, tamamen gönüllü olarak ya- bahsedelim. Topluluk k›sa tarihi bo- önce yapt›¤›m›z basit robotlar›n asl›n-
p›lmakta. E¤itmenlerin tamam›, toplu- yunca çizgi izleyen robot, sumo robot da bize ne kadar çok deneyim kazan-
lu¤umuzun üyeleri olan ö¤renciler. gibi projelerden bafllayarak yang›n sön- d›rd›¤›n› düflündük.
Verdi¤imiz e¤itimler, içeri¤ine göre s›- düren robot, dört bacakl› robot, robot Özetlemek gerekirse, ODTÜ Robot
n›fland›r›lm›fl ve birbirlerinden farkl› flehir gibi birçok robot tasar›m›na imza Toplulu¤u e¤itimleri ve proje çal›flmala-
rakam kodlar›yla ayr›lan dersler. Detay- atm›fl. Bu süre zarf›nda toplulukta ge- r›, daha çok ODTÜ’ye yeni gelen ö¤ren-
l› bilgiye sitemizden ulaflabilirsiniz. nel amaç, yurtd›fl›ndan haz›r robot seti ciler için bir bilgi aktar›m ortam›; e¤itim-
Peki ya ODTÜ’ye gelme olana¤›m al›p kullanmaktan çok, mekanik ve lerdeki amaçsa ileri düzey projelere ze-
yoksa ne yapaca¤›m diye düflünüyorsa- elektroni¤iyle tamamen özgün tasar›m min haz›rlamak. Bir projeye bafllarken
n›z sizlere sitemizden ve forumuzdan olan robotlar yapmak oldu. Ancak, ça- birçok güçlü¤e haz›r olunmal›, araflt›r-
bize ulaflman›z› öneririz. Bizler de bir- l›flmalar›m›z de¤erlendirilirken, olanak- mak ve okumaktan kaç›n›lmamal›.
çok teknik bilgiyi ‹nternetten ve kitap- lar›m›z›n maddi anlamda k›s›tl› oldu¤u
lardan araflt›r›p okuyarak ö¤reniyoruz. da göz önünde bulundurulmal›. ODTÜ Robot Günleri
Sizlere de bir çal›flma sürdürürken ön- E¤itim alan ö¤rencilerden, sumo ve
celikle bunu tavsiye ederiz. Çünkü ge- çizgi izleyen robot gibi yap›m› basit ro- Tamam, gerekli bilgileri az çok ö¤-
liflen teknoloji ortam›nda, ço¤u zaman botlar› için proje gruplar› oluflturulur. rendiniz. Belki de biten final dönemini-
bir yenili¤i anlat›p e¤itim verecek kim- Bu robotlar en temel robotlard›r. An- zin ard›ndan birfleyler yapmak istiyor-
seyi bulmak mümkün olmayabilir. Biz- cak hiç uygulama yapmam›fl biri için s›- sunuz. ‹flte size bir hedef: ODTÜ Ro-
ler ö¤rendi¤imiz yeni bilgilerle e¤itim f›rdan bir robot yapmak, göründü¤ü bot Günleri. Bu y›l 24 – 25 Mart tarih-
program›m›z› güncelliyor ve gelifltiriyo- kadar kolay olmayabilir. Bizler bu an- lerinde düzenleyece¤imiz 3. ODTÜ Ro-
ruz. F›rsat bulabildi¤imiz ölçüde, site- lamda, ODTÜ’ye gelen daha çok haz›r- bot Günleri etkinli¤imiz, yine ODTÜ
mizden sizlerle bilgilerimizi paylaflma- l›k ve birinci s›n›f ö¤rencilerine böyle Kültür Kongre Merkezi’nde yap›lacak.
ya çal›fl›yoruz. Ayr›ca her ay Bilim ve bir proje yapma olana¤› sa¤l›yoruz. Ya- Baflvurular›n›z› 24 fiubat tarihine ka-
Teknik dergisinde yay›mlanmaya baflla- p›lan robotlar basit görülebilir, ancak dar sitemizden yapabilirsiniz. Katego-
yan yaz›lar›m›zla da size basit robot ya- bunlar›n gelecek projeler için zemin rilerimiz bu y›l da ayn›: sumo ve mini
p›m›, mikroifllemciler gibi konular hak- haz›rlad›¤› bir gerçek. Örne¤in, robot- sumo turnuvalar›, çizgi izleyen robot-
k›nda bilgi vermeye çal›fl›yoruz. larla ilgilenen bir mühendis aday›n›n, lar›n zamana karfl› yar›fl› ve serbest ka-
Bir projeyi baflarabilmek için asl›nda s›f›rdan bir sumo robot yapmadan daha tegori. Geçen y›lki kurallar afla¤› yuka-
gereken en önemli fley sab›r. En basit karmafl›k sistemlerin tasar›m›na geçme- r› ayn›, yaln›zca çizgi izleyen pisti çiz-
robotlar› yapabilmek için bile vazgeç- si ne kadar sa¤l›kl› olur, siz düflünün. gi kal›nl›¤›n› 2 cm’e ç›kard›k. Pistimiz
memeniz, inatç› olman›z gerekebiliyor. Zaten bu konuda kendini gelifltirmek t›pk› ‹stanbul Park’taki Formula-1 pis-
Bilgiyi ö¤renebilmek, sindirmek ve uy- isteyen ö¤renciler, s›n›flar› ilerledikçe ti gibi oldukça zorlu, ama bu y›l daha
gulamak için zaman ay›rmak ve çaba gerek kiflisel projelerinde gerekse ver- iyi çizgi izleyen robotlar bekliyoruz.
harcamak çok önemli. Bazen etraf›n›z- dikleri e¤itimlerde birçok bilginin pay- Sumo robot yap›m›, alg›lay›c› ve mik-
da gerekli bilgiye sahip, size e¤itim ve- lafl›lmas› ve uygulanmas›nda önemli rol roifllemciler hakk›nda yaz›lar›m›z daha
recek kimse olmayabilir. Bazen de ge- oynuyorlar. Bizler Formula-G yar›fl›nda önce buradan yay›mlanm›flt›; umar›z
rekli her fleyi bildi¤inizi sanabilirsiniz, bu yaz›lar sizlere yard›mc› olabilmifltir.
ancak mutlaka gözden kaçan bir nokta Serbest kategoride de özgün ve yarat›-
vard›r; önemli olan sakin olup bu nok- c› fikirlerinizi bekliyoruz.
tay› bulabilmektir. Bizler de ODTÜ Ro- Resimlerde ODTÜ Robot Günleri
bot Toplulu¤u’nda bir araya gelerek 2005’ten kareler yer almakta. E¤er da-
karfl›laflt›¤›m›z sorunlar› birbirimize da- ha önce kat›lmad›ysan›z Robot Günle-
n›fl›p paylaflarak önümüze ç›kan engel- ri’nin nas›l bir ortamda geçti¤ini sizle-
leri aflmaya çal›fl›yoruz. re göstermek için birkaç foto¤raf seç-
Okullara, dersanelere,
laboratuvarlara
Kendimiz Yapal›m
Yavuz Erol*
Kendimiz Yapal›m
LCD göstergeli termometrenin çal›flmas› için mik-
ro denetleyiciye yüklenmesi gereken C program› afla-
¤›da görülüyor:
Kaynaklar
1. H. Karakafl, ‹leri PIC 16F84 Uygulamalar›-1, Altafl Yay›nc›l›k
2. D. ‹brahim, PIC C ile S›cakl›k Kontrol Projeleri, Bileflim
Yay›nlar›
Yaflam S a r g u n A . T o n t
yar›n bir gün edebiyata da el ataca¤› gün Bir Damla fiarap Kalbimin gülü
gibi aflikard›. damlat göle, Bitlenmifl saçlar›m› t›mar et
Nitekim öyle oldu ve bu istilan›n bir- gözden kaybolur günefl Neden bu kadar yak›n ama uza¤›z
kaç örne¤ini bu sayfalarda sizlerle zaten Sak›n üzülme.
paylaflm›flt›m. Ölmüfl bir yazara atfedilen (Genç okuyucular›m›z›n akl›na “acaba
flaibeli bir metinin o yazar›n kaleminden bu fliirlerin hepsi içkiyle mi ilgili?” gibisin- Fakat siz ayn› sat›r› verseniz de prog-
ç›k›p ç›kmad›¤›, Shakespeare’in gençlik den bir soru geldiyse, a¤z›n›zdan yel al- ram›n de¤iflik bir fliirle yan›t verdi¤ini ö¤-
y›llar›nda Marlow’dan ne kadar etkilendi- s›n” diyelim. Asl›nda haykular›n ço¤u do- renince ümitlenip devam ettim:
¤i gibi. Veya bilgisayara aktar›lm›fl bir ro- ¤an›n güzelli¤i, de¤iflen mevsimler gibi in-
manda sevgi, nefret, hiddet gibi duygula- san›n içini açan konularla ilgilidir. Bu iki Kalbimin gülü
r› simgeleyen kelimelerin say›sal da¤›l›m›- örne¤i seçmemin nedeni birbirlerinden Aflk kimya, seks fiziktir
na bakarak yazar›n ruh haletinin belirlen- çok farkl› kültürlerde yetiflmifl, birisi di¤e- San›r›m a¤açtan yap›lm›fl bir kalbim var
mesi gibi. Eh, bütün bu geliflmelerden rinden 300 y›l önce yaflam›fl iki dev flairin Hala yapay topra¤a telnet yapabilir mi-
sonra bir bilgisayarc›n›n “baflkalar›n›n fli- ayn› kal›plar› kullanarak ayn›konuda ne yim?
irlerini analiz etmek yerine kendi fliirimi kadar güzel ama de¤iflik fliir yazabildikle-
yazar›m” demesine flaflmamak gerekir. rine iflaret etmek içindi.) Biraz ilerleme var ama kimya yerine
Bu konuda bilgi edinmek için en do¤al Üçüncü kategori, çok çetrefilli, kar›fl›k ekoloji konulsayd› çok daha güzel olurdu.
kaynak, tabii ki bilgisayar›n kendisiydi yaz›l›mlar kullan›larak üretilen fliirler. Bu E¤er telneti “yapay topra¤a” de¤il de
ama do¤rusu Google’›n beni bu kadar çok iflten anlayanlar›n en çok kaynak göster- “tahta kalbe” yapsayd› ortaya ifle yaraya-
web sayfas›na yönlendirece¤ini beklemi- dikleri, INVERSO diye bilinen bir yaz›l›m. cak bir fliir ç›kabilirdi.
yordum. Bulduklar›m› özetlersem, bilgisa- Bedava, ama bu program›n nas›l iflledi¤i- De¤iflik bir girifl deneyelim:
yar flairli¤ini 4 ana kategoriye bölebiliriz. ni, nas›l çal›flt›r›laca¤›n› do¤rusu ç›karta- “Sana sibernetik bahçemden bir demet
Birinci kategoride sözlük veya bir yazar›n mad›m. Ancak verilen örnekler hiç de fe- gül vereyim mi?
eserlerinden rasgele seçilmifl kelimeler- na de¤il. (Lütfen yaz›n›n sonundaki kay- Düflünüyorum, neden böyle bir hata yap-
den oluflan fliirler var. Belki kaç›rd›klar›- naklara bak›n›z). t›m?
m›z olabilir, ama bu tür eserlerin fliir sa- Dördüncü kategori tam bize göre: ‹lk A¤lar›m, çünkü kimse benim yükümü al-
y›labilmesi için neredeyse Anayasa Mah- sat›r›n tümünü siz yaz›yorsunuz veya bili- mayacak
kemesinden karar ç›kartman›z gerekebi- nen bir fliirden al›yorsunuz, gerisini bilgi- Ay afla¤› bak›yor.”
lir. Bu yüzden bu yöntemi uygulamad›k. sayar tamaml›yor. Program sadece ‹ngi-
‹kinci kategoride flans yine çok önem- lizce’den anlad›¤› için sizlere ancak Türk- Fena de¤il ama bir fliirden daha çok bi-
li bir rol oynuyor ama bu kez baz› kal›p- çe tercümelerini verebilece¤im. Önce zim alaturka klipleri and›r›yor. San›r›m
lar devreye giriyor. Örne¤in m›sran›n bi- “The rose of my heart” (kalbimin gülü) bilgisayar›n Talat Halman, Hilmi Yavuz ve
rinci kelimesinin bir isim, ikinci kelimesi- m›sras›n› denedim ama büyük bir düfl k›- daha gençlerden Süreyya Berfe gibi fliir
nin bir fiil ve sonra gelen dört kelimenin r›kl›¤›na u¤rad›m: yazabilmesi için bir f›r›n ekmek yemesi-
(befl veya alt› da olabilir) birlikte bir do¤a pardon, bir depo dolusu çip takmas›, ge-
tasviri ça¤r›fl›m› yapmas›. Bu tür fliirler Ja- rekiyor. ‹leride ne olur bilinmez ama ben
ponlar›n yüzlerce y›l yazd›¤› 3 sat›rl›k, bi- gene de ümitliyim. Fazla de¤il bundan 10
rinci m›sras› 5, ikincisi 7, üçüncüsü 5 he- y›l kadar önce, bilgisayar›n iyi bir satranç
ceden oluflan Haiku fliir tarz›na çok uyu- oyuncusunu yenebilmesini hayal bile ede-
yor. Ama bilgisayara geçmeden önce Hai- mezdik, ama birkaç y›l önce IBM’in Sü-
ku üstatlar›n›n en büyüklerinden biri olan perbilgisayar› dünya flampiyonunu di-
Basho’dan (1644-1694) bir örnek vere- ze getirdi.
lim: Her neyse, gördü¤ünüz gibi Bahar ve
‹rem’e lay›k bir fliir hâlâ yazamad›m.
Çiçek yok, ay yok Akl›ma geldi: Acaba fliir yerine onla-
Ve O sake içiyor ra yapt›¤›m bir gül tablosunu hediye
Yaln›z bafl›na etsem olur mu? Nas›l? Nerede mi ya-
paca¤›m? Tabii ki bilgisayarda. Bizi iz-
Tabii ‹ngilizce versiyonundan aktar- lemeye devam edin.
d›¤›m›z için 5-7-5 formunu tuttu-
Kaynaklar
ramad›k. Bu arada “sake”nin Bizim üretti¤imiz fliirler(?) için : http://www.pang-
bir Japon rak›s› oldu¤unu he- loss.com/seidel/Poem/poem.cgi
Ustalar için: http://www.trinp.org/indMult.htm#Po-
men ekleyelim. Haiku kal›b› et/ComP.htm ve bu sitede verilen bibliyografi.
Bat›l› flairler taraf›ndan da
Düzeltme: Geçen ayki yaz›m›zda
kullan›l›r. ‹zmir do¤umlu bü- bahsetti¤imiz kontu uyutmak için yaz›lan
yük Yunan flairi Yorgo Sefe- Bach’›n Goldberg varyasyonlar› viyolonsel
de¤il piyano için bestelenmifltir. Benim
ris’ten Cevat Çapan’›n ter-
akl›mda kalan viyolonsel için uygulanm›fl
cümesiyle bir baflka ör- versiyonuydu. Uyudu¤umuz için özür diler ve
nek: bizi uyard›¤› için fiahin Bey’e teflekkür ederiz.
Not Defteri
V u r a l A l t › n
Zaman›n Denklemi
Zaman... ‘Tik tak, tik tak...’ Garip bir fley, h›z› sabitse... Tan›mlayal›m o zaman: Bir y›ld›z›n
ak›p gitti¤i hissi var; hüzün veriyor. De¤erli bir gökküre boylam›m›zdan ard›fl›k iki geçifli ara-
fley tabii, hayattan gidiyor; nas›l ölçerim bunu?... s›ndaki süre bir ‘gerçek y›ld›z günü’dür. ‘Ger-
Eski Sümer veya M›s›r dönemindeyim diyelim, çek’, çünkü yalanc›s› da var, gökbilimciler onu
zaman› nas›l ölçerim? Pek öyle somut bir fley de kullan›r. Y›ld›zlar›n bu ritminde, Günefl’in o de-
de¤il, sanki histen ibaret... ‘Tik tak’... Periyodik ¤iflken gecikmesi yok: Sabit bir gün, iyi. O hal-
bir hareket, düzenli periyodik bir hareket bulur, de; y›ld›zlar gökküre boylam›mdan, Günefl’e gö-
onun ‘tik tak’lar›n› sayar›m. Eski Sümer zama- re her seferinde, ortalama 1° erken geçer. Gün-
n›, F›rat’›n kenar›; ‘tik tak’› nereden bulaca- de yaklafl›k... Ya da zaman olarak; 1 y›ld›z günü
¤›m?... E, ‘tik tak’ olmazsa, ‘ying yang’ var, ha- 1 günefl gününden, bu 1°’nin zaman eflde¤eri,
yat›m›z döngülerle dolu; gece gündüz, yaz k›fl; (1/360)x24x60=4 dakika daha k›sad›r. Bir yar›-
onlar› kullan›r›m. Örne¤in Günefl; her sabah do- fl›n her etab›nda geciken koflucu, giderek geri-
¤up, akflam bat›yor, oldukça düzenli olarak. Ye- genin dönme h›z› y›l boyunca de¤iflir. Neden?... lerde kal›r. Günefl’in geri plandaki sabit y›ld›zla-
re bir çubuk çak›p bakar›m, gölgesinin boyuna. Dünya her gün kendi etraf›nda, kuzeyden bak›l- ra göre konumu, y›l boyunca bu yüzden de¤iflip,
Ö¤lene kadar k›sal›r, akflama kadar uzar; günefl d›¤›nda saatin tersi yönde sabit h›zla 360° dö- farkl› tak›my›ld›zlar›n üstüne düfler. O halde, bir
saati olur bu. Ya da, çubu¤u ekvator düzlemine nerken, bir yandan da Günefl’in etraf›nda, keza baflka tür, ‘ortalama y›ld›z y›l›:’ Günefl’in gökkü-
dik tutar›m; o zaman Günefl hep etraf›nda dola- saatin tersi yönde, yaklafl›k 1° dolan›yor?... Gü- redeki konumunun geri plandaki y›ld›zlara göre
n›r çubu¤un, ben de gölgenin uzunlu¤u yerine, nefl de buna karfl›l›k Dünya’n›n etraf›nda, do¤u- ayn› konumdan ard›fl›k iki geçifli aras›ndaki sü-
aç›s›na bakar›m... O daha düzenli de¤iflir. Çün- dan bat›ya do¤ru 360° dönerken, bat›dan do¤u- re... Peki: Dakika, saat, saniye?...
kü Günefl, gün boyunca gökküre üzerinde ekva- ya do¤ru da 1° geri kaym›fl oluyor. Net 359°... O Tamam; gün 24 saat, her saat 60 dakika, her
tora paralel bir daire üzerinde dolaflt›¤›na ve bu- halde Günefl’in turunu tamamlamas› için, Dün- dakika 60 saniye. Sanki elimizdeki gün de¤il,
nu gün boyunca sabite yak›n h›zla yapt›¤›na gö- ya’n›n biraz daha dönmesi laz›m. Evet, Dünya bir daireymifl de, bölüp duruyormufluz gibi:
re, çubu¤un gölgesi sabit h›zla döner. Hem de; y›lda mesela 366 kere dönecek ki, Günefl de 365 Ama hangi günü tercih etmeli?... Günefl günü
Günefl y›l boyunca ekliptikte dolan›rken ufuk kere do¤up bats›n. Günefl’in hareketini y›ld›zlar- olacak herhalde. Çünkü Günefl bize daha yak›n,
düzlemime göre yükselip alçald›kça, gölgenin dan farkl› k›lan, bu ortalama 1°’lik geri kay›fl. s›cak. Yaflam döngümüz ona ba¤l›, gece gün-
boyu uzay›p k›sal›r. Mevsim hakk›nda da fikir Çubu¤un gölgesiyle ilgisi?... fiu: 1°, ortalama bir düz. Y›ld›zlara ise; ara s›ra bak›yoruz, keyfeke-
sahibi olurum böylelikle. Çubu¤un dibinden ge- de¤er, günlük de¤eri y›l boyunca de¤ifliyor. ‹ki der, o kadar. Baksan›za, genifl yaprakl› bitkiler-
çen do¤rular üzerinde, farkl› uzunluklar iflaret- nedenle; hem Günefl’in ekliptik boyunca h›z›n›n den baz›lar›, gün boyunca yapraklar›n› döndüre-
leyip aylar›, haftalar› bile izlerim. Güzel... Örne- de¤iflmesi, hem de eklipti¤in ekvatora e¤ik ol- rek, Günefl’i izliyor. Lahanadan farkl› olacak de-
¤in ö¤le vakti gölgesini çizer, di¤erlerinin aç›s›- mas›. O de¤iflince, Dünya’dan bakan birisi için; ¤iliz herhalde, geri kalacak... Tamam, günefl gü-
n› ondan ölçerim. Gölge bu durumda, Günefl do- ki çubuk da öyle biri; Günefl’in boylamlar ara- nü: Ama nas›l bulaca¤›m bunun ortalamas›n›?
¤udan bat›ya ilerlerken, bat›dan do¤uya döner; s›ndaki aç›sal h›z› de¤ifliyor; çubu¤un gölgesi de Ki mesela 86,400’üne eflitledi¤ime bir saniye di-
kuzey yar›mkürede oldu¤um için ‘saat yö- bu de¤iflken h›zla dönüyor, ekvatora dik durdu- yeyim... Bir birim laz›m bana; çünkü diyebile-
nü’nde... Tevekkeli... Bizim flehir meydanlar›nda ¤undan... Tabii; Günefl az gecikince, turunu ça- yim; “bak›n, bu kadar zaman sonra flurada bulu-
böyle bir saat görmedim ben, yaz›k. Halbuki bi- buk tamaml›yor, gün k›sal›yor. Fazla gecikince flal›m...” Tan›mlamak yetmiyor; ölçmek laz›m.
zi hat›rlamaya sevkederdi, medeniyetin emekle- de uzuyor... Gün?... Temiz bir tan›m›n› yapmak Nas›l ölçerim, bu tan›m›na göre saniyeyi; ortala-
me dönemlerini; basit, zahmetli, düflünce yo- laz›m. Ö¤le vakti iyi bir baflvuru an›, Günefl tam ma Günefl gününde 86,400 tanesi bulunan...
¤un... Teknolojiyi sadece tüketiyor olman›n ver- tepeme (zenit) ulaflm›yor, ama ufuk düzlemine Ölçmek de yetmiyor; bir kopyas›n› yap›p cebime
di¤i rehavet... göre en yüksek noktaya t›rman›yor: Ö¤leden ö¤- koymal›y›m, ki gerekti¤inde kullanabileyim. Ya
Tamam, günefl saati iyi oldu da, ya gece?... leye... Olmad›, “temiz bir tan›m...” O zaman; bu- da bir baflka yerde gördü¤ümde, “hah iflte bu 1
Su saati kullan›r›z. Bir kaba su doldurup dibine lundu¤um konumdan geçen co¤rafya boylam›n› saniyeydi” diye tan›yabileyim.
delik açar›z, su akt›kça zaman ilerler. Kab›n iç gökküreye yans›t›p, Dünya’n›n merkezine göre Diyelim, Ankara civar›nda bir konumda, k›-
yan yüzeyinde yatay çentikler var, su azald›kça yay›p, bir gökküre boylam› elde ederim: Gü- fl›n ortas›nday›z. Her nas›lsa, sabit periyotla sa-
birer birer ortaya ç›karlar. En son ç›kan, zama- nefl’in bu boylamdan ard›fl›k iki geçifli aras›nda- l›nan bir sarkaç yapt›k. Bulundu¤umuz konum-
n› gösterir... Suyu bir kaptan sabit h›zla ak›tmak ki süre ‘gün’dür. ‘Görünür günefl günü’. ‘Görü- da yerküreye te¤et olan düzlem, ufuk düzlemi-
zor ama. Seviyesi alçald›kça, ç›k›fltaki bas›nç nür’, çünkü görünürdeki... Y›l boyunca de¤ifli- mizdir. Günefl eklipti¤i dolan›rken, ekvator düz-
azal›r, ak›fl h›z› yavafllar. Kab›n yanlar› e¤ikse, yor; hepsinin ortalamas› da, ‘ortalama günefl gü- leminden iki kez geçer. Kuzey yar›mküreye t›r-
biraz daha iyi. Ya da, suyu ak›tmak yerine dol- nü’... Gerçi Günefl gibi iri diskli birisinin gökkü- man›rken geçti¤i nokta, ilkbahar gündönümü
durmak... Doldur havuza suyu, del bir kab›n di- redeki konumunu belirlemek pek kolay de¤il noktas›d›r. Bu günde ufuk düzlemimizin tam
bini, bu sefer d›fl›na yatay çentikler, koy havuza: ama... Hem, bu biraz fazla de¤iflti, daha sabit bir do¤usundan do¤up, tam bat›s›ndan batar. ‹zle-
Kap su al›p batt›kça, çentiklere bak›p zaman› fley... ‘Y›ld›z günü’. Günefl gününü de¤iflken k›- yen günlerde, Günefl eklipti¤in kuzey yar›s›nda-
söylerim. Dolunca da dals›n: Kap bafl›na bir sa- lan, Dünya’n›n yörünge hareketi; y›ld›zlarsa çok d›r. Ufkumuzun tam do¤usu yerine, biraz kuze-
at, ‘günefl saati’yle... Öyle ayarlar›z kab›n d›fl›n- uzakta, bunu umursamazlar. Gerçi yörünge bo- yinden do¤ar. En kuzeyinden do¤du¤u gün,
daki çentikleri, deli¤ini, günefl saatiyle kalibre yunca, yak›n y›ld›zlar›n konumunda bir miktar yaz dönencesidir. Do¤ma noktas› bundan son-
ederiz... Eski Babilliler kullanm›fl bunu. Grekler aç›sal kayma (‘paralaks’) olur. Ama, özellikle ra, do¤uya geri kaymaya bafllar. Tekrar tam do-
de gelifltirmifl, ‘su h›rs›z›’ (klepsidra) derlermifl. uzak y›ld›zlar, yaln›zca Dünya’n›n dönme hare- ¤udan do¤du¤u gün, sonbahar gündönümü-
Su bofla akt›¤› için de¤il de, hayattan çal›p gitti- keti nedeniyle hareket ediyor görünürler. Gök- dür. Günefl yine ekvator düzleminden geçip, bu
¤i için herhalde... Fakat, bir su saatinin düzgün küreye yap›fl›k gibidirler, onunla birlikte döner- kez güney yar›mküreye inmektedir. ‹zleyen
ad›m çal›flmas›n› sa¤lamak, aradan geçen 2.000 ler. Do¤udan bat›ya do¤ru hep. Hem de hep, ek- günlerde, do¤ma noktas› do¤unun güneyine
y›la karfl›n, hala zor ifl. Ama günefl saati de düz- vatora paralel. Basit bir hareket düzeni bu, iyi kayar. En güneyinden do¤du¤u gün, k›fl dönen-
gün çal›flmaz zaten. Gün boyunca çal›fl›r da, göl- bir ‘tik tak.’ Özellikle de, e¤er Dünya’n›n dönme cesidir. Do¤ma noktas› bundan sonra, tekrar
Not Defteri
do¤uya do¤ru geri kaymaya bafllar. Tekrar tam edemedi. Dolay›s›yla, ilk sarkaçl› saati Hollanda- geçti¤inde saat ne olacak? Aralar›ndaki boylam
do¤udan do¤du¤u gün, yeniden ilkbahar gün- l› Christian Huygens (1629-1695) 1656 y›l›nda farklar›n› önceden belirlemifl olmak gerekir. Bi-
dönümdür. Günefl’in elkiptik üzerindeki bir yapt›. Bafllang›çta 1 dakika olan günlük hata pa- rini di¤erlerinden ay›rdetmek için de; civar›nda-
noktadan ard›fl›k iki geçifli aras›ndaki süre, bir y›n›, daha sonraki iyilefltirmelerle, 10 saniyenin ki y›ld›zlar›n görece konumlar›n›, ait olduklar›
‘tropik y›l’ tamamlanm›flt›r. Bafllang›ç noktas› alt›na (10-4) indirmeyi de baflard›. Buna karfl›n, tak›my›ld›zlar› vs bilmek... Gökyüzünün bir ha-
ilkbahar gündönümü oldu¤undan, bu tropik zaman› ölçmek için 18. Yüzy›l’a kadar, günefl ve ritas› laz›m, y›ld›zlar›n aralar›ndaki boylam aç›-
y›l, bir ‘ilkbahar gündönümü y›l›’d›r. ‹lkbahar su saatleri kullan›ld›. Neyse, biz dönelim Sü- lar›yla birlikte; ki birini gördü¤ümüzde, baflvuru
gündönümünün sabah›n› belirleyip, ö¤le vakti- mer’e, Eski M›s›r’a: Onlar ne yapm›fl duyarl› za- y›ld›z›n›n o anda nerede olmas› gerekti¤ini he-
ni bekledik ve Günefl tam gökküre boylam›m›z- man ölçümü için? Gökcisimlerini izlemifller. Na- saplay›p, zaman› bulal›m. Bu bilgiler insanl›¤›n
dan geçerken, sarkac›m›z› sallayarak, sal›n›mla- s›l? Ufuk düzlemimden dikine yukar›ya do¤ru ortak bilgi hazinesinde var. Geçmifl gözlemlere
r›n› saymaya bafllad›k. Ta ki Günefl bu döngüyü bak›yorum diyelim: Belli bir y›ld›z, boylamdan dayanarak y›ld›z tablolar› (‘almanac’) haz›rlan-
tamamlay›ncaya kadar... geçti¤inde saat 00:00, tekrar geçti¤inde 24:00. m›fl. Ama, amatörler taraf›ndan daha çok, zama-
Tabii Günefl, sarkac› sallamaya bafllad›¤›m›z Bu kadar basit. Bir ‘gerçek y›ld›z günü’ oluyor n› belirlemek için de¤il, tam tersine; zamana ba-
ve durdurdu¤umuz ard›fl›k iki ilkbahar gündö- bu. ‘Günefl günü’nden k›sa, saniyesi de öyle, k›p hangi y›ld›z›n boylam geçifli yapaca¤›n› ön-
nümünün sabahlar›nda do¤arken, tam da ilkba- ama olsun. Tan›d›k bir y›ld›z olmas› laz›m tabii, ceden ö¤renip, y›ld›zlar›n kendilerini gözlemle-
har gündönümü noktas›nda olmak zorunda de- hep ayn› y›ld›z... Boynumuz a¤r›yacak, ama fena mek için kullan›l›yorlar. Gökbilimciler ise zama-
¤ildir. Bunu do¤madan biraz önce veya do¤duk- bir yöntem de¤il. Çünkü y›ld›z sabit h›zla, 24 sa- n› izlemek için, ilkbahar gündönümü noktas›n›
tan biraz sonra da yapm›fl olabilir. Ama, do¤du- atte 360° döndü¤üne göre, saatte 15° döner. Ya- baflvuru noktas› olarak kullan›rlar. Çünkü, ek-
¤u noktan›n ufuk düzlemimizin do¤u yönüyle ni, gökküre boylam›mdan geçtikten iki saat son- vator ve ekliptik düzlemlerin kesiflme noktas›
yapt›¤› günlük aç›lardan hareketle, ilkbahar ra, boylam›mla bat›ya do¤ru yapt›¤› aç› 2x15°, oldu¤undan, gökkürede yaklafl›k sabit olup, o
gündönümü noktas›ndan ilk ve ikinci kez tam t saat sonra da tx15°. Bat›ya do¤ru aç› tabii y›l- da bir y›ld›z gibi davran›r. Gerçi hayali, ‘yalanc›’
olarak, kaç sarkaç sal›n›m› öncesi veya sonras›n- d›z bat›ya do¤ru gidiyor... O zaman ben bu aç›- bir noktad›r, do¤rudan gözlemlenemez. Ama
da geçmifl oldu¤unu kestirebiliriz. Bu bize y›l›- y› ‘saat’le ölçerim: ‘1 saatlik aç›’=15°. Buna ‘sa- gökküre koordinatlar›, yani ‘sa¤ aç›kl›k’ ve ‘dik
m›zdaki gün say›s›n› kesirli verir. Diyelim at aç›s›’ diyelim: 15°=’1 saat aç›s›.’ ‹letkinin üze- aç›kl›¤›’ bilindi¤inden, görünürdeki tan›d›k y›l-
365,2424... Gün say›s›n› kesirli olmas› sorun de- rinde, her 15°’ye bir çizgi iflaretlerim. Aralar› d›zlara bak›p, nerede olmas› gerekti¤i hesapla-
¤il; bilinen y›l tan›mlar›n›n hiçbirisinde tam say›- 1’er saat olur. Hatta onlar›n her birini 60’ar eflit nabilir. Dolay›s›yla, gökbilimciler için zaman;
da gün yoktur zaten. Dolay›s›yla; sayd›¤›m›z sa- parçaya bölerim, dakika olur. 60’ara da böl, sa- “ilkbahar gündönümünün saat aç›s›”d›r ve gün,
l›n›mlar›n, bu kesirli güne karfl›l›k geleni de da- ö¤lende bafllar. Buna ‘y›ld›z zaman›’ (‘sidereal
hil olmak üzere toplam›n›, y›l›m›zdaki gün say›- time’) denir ve zaman ölçmenin çok duyarl› bir
s›na bölersek, ‘ilkbahar gündönümü y›l›’n›n ‘or- yöntemidir. Ne kadar duyarl›?...
talama günefl günü’ uzunlu¤unu, sarkac›m›z›n Salise kolu olan iyi bir mekanik saat, sani-
sal›n›m periyodu cinsinden bulmufl oluruz. Di- yede 60 kez sal›n›r. Her sal›n›m›nda, ayn› yönde
yelim 86.400… Olmad›: Sarkac›n uzunlu¤unu, %0,01’lik hata yapsa, saniyeyi %0,6 hatayla öl-
denkleminden, ona göre ayarlar›z. çer. Dolay›s›yla, saniyenin ölçümündeki hata pa-
Sonra, bu sarkaçla çal›flan bir saat yapm›fl y›n› azaltman›n yolu; sal›n›mlar›n bir yandan sa-
olal›m. fiöyle ki; 00:00’la bafllat›p çal›flt›rd›¤›m›z- y›s›n› ço¤altmak, di¤er yandan kararl›l›¤›n› artt›-
da, sarkac›n 86.400’üncü sal›n›m›nda 24:00’› r›p, her birindeki hata oran›n› azaltmaktan ge-
gösteriyor olsun. Gerçi biz saatlerimizi, gece ya- çer. 1928 y›l›na gelinip de, uygun biçimde imal
r›s›n› 00:00’la gösterecek flekilde ayarlar›z, ama edilmifl kuvartz kristallerinin 32.000 Hz’lik sal›-
buras› önemli de¤il. Bu saati bir ö¤le vakti ku- niye... Bu iletkiyle, o tan›d›k y›ld›z›n gökküre n›mlar›na dayal› ilk saat yap›ld›¤›nda, periyo-
rup çal›flt›rd›k diyelim. E¤er o gün ortalama gü- boylam›mla yapt›¤› aç›y›, bat›ya do¤ru ölçtü- dundaki belirsizlik 10-4 kadard›. Hata pay› 20
nefl gününden k›saysa, saat ertesi günün ö¤le ¤ümde; 3 tane büyük, 20 tane küçük, 30 da mi- y›lda 1 saniyeye, yani saniyenin ölçüm duyarl›l›-
vakti geldi¤inde, henüz 24:00’a varmam›flt›r. Ya- nik çizgi sayd›ysam... Saat 03:20’30”... Y›ld›z ba- ¤› milyarda birkaça (3x10-9) ulaflt›.
ni, o ‘görünür günefl günü’ne göre geri kalm›fl t› yerine do¤udaysa, yani boylam› henüz geçme- Eski Babilliler, belki nedenlerini bilmemekle
olur. Saatin yavafl çal›flt›¤› da söylenebilir. Tabii, miflse; o zaman da aç›y› do¤uya do¤ru ölçüp, beraber, zaman›n denklemini biliyorlard›. Zama-
bir sonraki gün uzam›flsa, daha fazla; k›salm›flsa, 360’tan ç›kart›r›m. Pardon; saat aç›s›n› do¤uya n› ölçmek için, gündüzleri günefl, geceleri su sa-
daha az geri kal›r. Yok e¤er o gün ‘ortalama gü- do¤ru ölçüp, 24’ten ç›kart›r›m. Gece havan›n atleri kullan›yor, fakat bu saatlerin gösterdi¤i
nefl günü’nden uzun idiyse, bu sefer de ertesi aç›k olmas› gerekiyor ama, y›ld›zlar› görmezsem zaman›, zaman›n denkleminden yararlan›p dü-
günün ö¤le vakti geldi¤inde, 24:00’› aflm›fl olur. yapamam. Gündüzleri de görünmüyorlar zaten, zelterek, ‘ortalama Günefl zaman›’na ayarl›yor-
Yani o günefl gününe göre ileri gitmifltir. Saatin Günefl yüzünden. Vazgeçip Günefl’i izlesem, o lard›. Dolay›s›yla, Günefl’in görünür hareketini,
h›zl› çal›flt›¤› da söylenebilir. Tabii; bir sonraki da gece yok. Hem, en iyisi y›ld›zlar; p›r›l p›r›l gözlemlerine dayal› geometri hesaplamalar›yla,
gün uzam›flsa, daha az, k›salm›flsa daha fazla ile- noktalar, temiz geçifl yap›yorlar boylamdan... O zaman› di¤er türlü ölçebildiklerinin çok daha
ri gider. Ama ortalama Günefl gününü yakala- halde puslu gecelerin az olmas› laz›m... E, en es- ötesinde büyük bir duyarl›l›kla izleyebilmifllerdi.
m›flsak e¤er, saatimiz o günü sadakatle izler. Ki, ki orijinal medeniyetler de öyle yerlerde gelifl- O kadar ki, bu duyarl›l›k düzeyi, 1950’li y›llarda
her tropik y›lda bunlardan 4 tane vard›r. Saatin mifl zaten; p›r›l p›r›l gökyüzünün oldu¤u yerler- sezyum saati gelifltirilip de saniye 10-14 hata pa-
gösterdi¤i zamanla, ‘görünür günefl zaman›’ ara- de. Sümer, M›s›r, Hint, Çin. Kutuplarda gelifle- y›yla ölçülebilir hale gelinceye kadar afl›lamad›...
s›ndaki fark›n y›l boyunca seyrine ‘Zaman›n cek hali yoktu herhalde...
Denklemi’ denir. Yandaki flekilde veriliyor. Güzel; zaman› belirlemek, zaman aral›¤› ölç- Düzeltme: Geçen say›m›zdaki ‘‹znikli Hippar-
Gerçi, önce “Sümer, Babil” dedik, sonra da kos’ bafll›kl› yaz›n›n 1. sayfa 2. sütunundaki ilk pa-
mek, y›ld›z gözlemlemeye eflde¤er oluyor; ‘izle-
ragraf›n sondan 5. cümlesinde yer alan: “bu; Günefl
gidip sarkaçl› saat imal ettik. Halbuki ilk meka- mek’ eflittir ’gözlemek.’ Ya da, zaman ölçmek, tutulmas›n›n aksine her ay düzenli olarak gözlem-
nik saat, 1335 y›l›nda Milan’da keflfedildi. Sar- aç› ölçmeye eflde¤er. Kadranl› saatlerde de öyle ledi¤imiz bir durum ve ‘ay›n evreleri’ni oluflturu-
kaçl› saatin keflfi ise, Galileo’ya (1564-1642) ait- ya. Ama bir sorun var: O belli y›ld›z› her gece yor.” ifadesi; “bu, Günefl tutulmas›n›n aksine yay-
ti. Ama hiç kimse, elinde bir ip ve ucunda taflla, göremem, hem do¤up bat›yor; hem de ufuk düz- g›n olarak gözlenebilen, fakat her ikisi de, her ay
zaman›n yetklililerinin karfl›s›na ç›k›p, “ben za- lemimin üstüne gündüz ç›km›flsa Günefl’in par- düzenli olarak gözlemledi¤imiz ve Ay’›n Günefl ta-
man› böyle, tafl› sallayarak iyi ölçerim” dese, lakl›¤›nda kayboluyor... O halde bir baflkas›, onu raf›ndan ayd›nlat›lan k›sm›n›n farkl› aç›lardan gö-
inand›r›c› olamazd›. O da, ne kadar dil döktüy- göremeyince bir baflkas›... Ama, e¤er saat rüntülerinden oluflan ‘ay›n evreleri’nden farkl› bir
durum.” fleklinde olacakt›. Hatadan dolay›, dergi-
se, kent yetkililerini bu fikrin çal›flaca¤›na ikna 00:00’› birinin geçifline ayarlam›flsam, di¤eri
mizden ve okurlar›m›zdan çok özür dilerim.
‹nci Ayhan
inciayhan@yahoo.fr
‹nsan ve Sa¤l›k
D o ç . D r . F e r d a fi e n e l
f s e n e l @ e x c i t e . c o m
Vizite Ücretsizdir!..
Donan bir insan› neden buzla ovuyorlar ve bunun ramad› . Lütfen yard›m c› olun , ne yapmam gerekiyor ? altta yatan bir hastal›k yoksa uygun kalorili bir diyet-
enzimlerle bir alakas› var m›? Vitamin haplar›n›n kilo ald›r›c› etkisi yoktur. Kilo le kilo almak mümkün olabilir.
Donan bir insan›n buzla ovulmas›, standart teda- almaman›z›n en önemli nedeni, metabolizma h›z›n›za ‹nsanlarda boy uzamas› neden 20 yafl›ndan son -
vi yöntemi de¤ildir. Donan uzvun uzun sürede, yavafl göre az yemenizdir. Genellikle metabolizma h›z›n›n ra sürmez? Neden 15 -16 yafllar›nda bir defada boy
yavafl ›s›t›lmas› gerekir. Bu nedenle uzvun, en fazla yüksek oldu¤u bu yafllarda kilo almak zordur. Bu h›z, uzar ama 20 yafl›ndan sonra uzamaz ?
vücut ›s›s›ndaki bir s›cakl›kla ›s›t›lmas› önerilir. Do- yafl›n ilerlemesiyle azal›r ve kilo almak kolaylafl›r. ‹n- Kemik uçlar›nda bulunan ve epifiz pla¤› denilen
nan uzvun cildine hasar verebilece¤i için ovuflturma san›n kilosunu belirleyen en önemli etkenlerden biri k›k›rdak benzeri dokular, yafl›n ilerlemesiyle birlikte
önerilmez. de genetik yap›d›r. Anne veya babas› zay›f çocuklar kemikleflerek kapan›rlar. Bu geliflim, çeflitli hormon-
Ben 17 yafl›nda 1.70 boyunda 48 kiloyum . Nas›l genellikle zay›f olurlar. Bunun tam tersi de do¤rudur. lar›n da etkisiyle ergenlik ça¤›n›n sonlar›na do¤ru ta-
kilo almal›y›m ? Doktora gittim , hiç bir hastal›¤›m yok . Kilo almay› engelleyen, guatr ve parazit gibi bir has- mamlan›r. Epifiz plaklar› kapand›ktan sonraysa boy
Kilo almam› engellemek için vitamin haplar› da ifle ya- tal›¤›n olup olmad›¤›n›n da araflt›r›lmas› gerekir. E¤er uzamas› olmaz.
Kül ve Ekmek
Son y›llarda teknolojinin h›zla geliflmesi so-
nucunda kaybetti¤imiz do¤al malzemelerden bi-
risi de kül olsa gerek. Çok eskilere gitmeden 5-
10 y›l öncesine kadar, birço¤umuz ›s›nmak için
odun ve kömür sobalar›n› kullan›yorduk. Ancak
bugün teknolojideki geliflmeler sonucunda ka-
zand›¤›m›z yeni tekniklerle odun ve kömür so-
balar› büyük flehirlerde yerlerini önemli ölçüde
do¤algaz ya da fuel oil ile çal›flan kaloriferlere,
elektrikle çal›flan klimalara b›rakt›. Bununla
birlikte, odun-kömür tüketimi büyük kentlerde
unutulsa da birçok küçük yerleflim biriminde
kullan›lmaya devam ediyor. Ancak, özellikle so-
ba keyfini ç›karamam›fl yeni nesiller kül sözcü-
¤ünü duyunca, odun külü yerine sigara külünü
an›ms›yorlar. Oysa, kül insanlar taraf›ndan çok
uzun süre, çeflitli alanlarda kullan›lm›fl bir kay-
nakt›.
Kül, günümüzde her ne kadar unutulmaya
yüz tutmufl olsa da, asl›nda önemli bir mayalan-
d›r›c› ve bir temizlik maddesi özelli¤ini tafl›yor.
Uzun y›llar deterjan olarak ve çeflitli unlu ma-
mullerin yap›m›nda kullan›lan odun külleri flim-
dilerde yerini bu ifller için özel olarak üretilmifl
ticari ürünlere b›rak›yor. Fakat günümüzden
yüzy›llar öncesinde bu ticari ürünler olmad›¤›
için, birçok kifli ekmek ve benzeri besinleri ha-
z›rlamak için odun küllerini kullan›yordu.
‹nsano¤lu bu¤day› ilk keflfetti¤inde onu il- benziyordu. Bu s›v› haldeki ekmek o ana kadar Unlu bulamaç gittikçe gelifltiriliyordu ama
kel yöntemlerle ve herhangi bir iflleme tabi tut- bulunanlardan daha lezzetli ve daha besleyiciy- hâlâ eksik yanlar› vard›. En önemli eksiklik,
madan piflirerek yiyordu. Piflirmeyse bu¤day to- di. Ancak her seferinde yeniden piflirilmesi ge- belki de sert olufluydu. O yüzden bu kar›fl›m›n
humlar›n›n kazara atefle düflmesiyle keflfedil- rekiyordu. Bu ifllem de her seferinde atefl yak›l- içine, onu yumuflatmak için baz› katk› maddele-
miflti. Atalar›m›z piflen bu¤daylar›n daha kolay mas›na ve daha fazla iflgücünün harcanmas›na ri eklenmesi gerekiyordu. Olas›l›kla, unlu bula-
sindirilebildi¤ini farkedince, di¤er birçok besin neden oluyordu. O halde bu bulamac›n daha maç ateflin üzerinde piflirilirken rüzgar›n etki-
gibi bu¤day da piflirilerek yenmeye baflland›. kat› bir hale getirilmesi gerekliydi. Bu aflama- siyle ateflin alt›ndan savrulan odun külleri kar›-
Aradan y›llar geçip insanlar tafllar› kullanmay› dan sonra yap›lan çeflitli denemeler sonucu, bu- fl›m›n içine girdi. O gün yap›lan yiyecek daha
daha yetkin bir biçimde ö¤rendi¤indikten son- lamac›n içindeki un miktar›n›n art›r›lmas›yla kabar›k, daha yumuflak ve daha lezzetli olmufl-
raysa ö¤ütme ifllemi keflfedildi. Böylece, bu¤da- daha kat› bir kar›fl›m elde edildi. Yeni kar›fl›m tu. Böylece unlu bulamaç bugün yedi¤imiz ek-
y›n ilk kez ö¤ütülmesiyle ortaya un ad› verilen hem daha besleyici oluyor hem de daha uzun mek flekline kavufltu.
malzeme ç›kt›. Unun keflfinden sonra insanlar süre muhafaza edilebiliyordu. Art›k elde edilen Ekme¤in binlerce y›ll›k öyküsü bu flekilde
bu besleyici maddeyi kullanmak için çeflitli yol- yiyecek bizim bugün kulland›¤›m›z ekme¤e ben- bafll›yor. Çok uzun y›llar ekmek yap›m›nda kul-
lar aramaya koyuldular. Un haline getirilmifl zer bir flekil almaya bafllam›flt›. lan›lan odun külleri, ekme¤in daha iyi kabar-
bu¤day› piflirmek çok zordu. Çünkü tozsu tane- mas›n› ve az da olsa mayalanmas›n› sa¤l›yordu.
ler yan›p yok oluyordu. Bunu önlemek için Ancak ekme¤in serüveni burada bitmiyor ve in-
unun baflka birfleyle birlefltirilerek, piflirilmesi sanlar›n, çevrelerinde keflfettikleri yeni bitkiler
daha kolay bir flekle sokulmas› gerekiyordu. ‹lk ve hayvanlardan elde ettikleri parçalarla ekmek
denenen yöntemlerden biri, toplanan meyveler zenginlefltiriliyor. Bugün yedi¤imiz ekmekler,
in püre haline getirilerek unla kar›flt›r›lmas› ve ticari olarak üretilen mayalarla yap›l›yor. Zaten
bu kar›fl›m›n piflirilmesiydi. Bu, iyi bir yöntem günümüzde bu eski ve pratik olmayan yöntemi
olsa da bir sak›ncas› vard›: Her mevsimde mey- kullanmak mümkün de¤il. Ancak, o y›llarda kü-
ve bulunmamas›. Özellikle k›fl aylar›nda meyve lün bu özellikleri keflfedilmemifl olsayd› bizler
bulunmamas›, bu tekni¤i sürdürülebilir k›lm›- bugün ekmek yerine baflka birfley yiyor olabilir-
yordu. Yeni aray›fllar sonucunda bugün yedi¤i- dik. Bugün kül, çok az da olsa evlerde gelenek-
miz ekme¤in atas› olan ve suyla unun kar›flt›r›l- sel tatl›m›z olan kalburabast› veya gerçek ad›y-
mas›yla elde edilen unlu bulamaç keflfedildi. Bu la külbast› tatl›s›n›n yap›m›nda kullan›l›yor. Na-
keflif belki de insanlar›n beslenmesinde ,piflir- s›l oldu¤unu merak edenler için, yap›lan hamu-
meden sonra at›lm›fl en önemli ad›m oldu. run içine, önceden haz›rlanm›fl ve bir gece bek-
Unlu bulamaç ilk aflamalarda yaln›zca su ve letilmifl küllü su ilave ediliyor. Bunun sonucun-
unla yap›l›yordu. Kar›fl›m›n ilk hali bir çorbaya da tatl›lar›m›z daha lezzetli oluyor.
Y A Y I N D Ü N Y A S I
G ö k h a n T o k
Enine
Boyuna
Microsoft
Sudoku Windows
Derleyen: Server 2003
Kamer Alyanakyan, Osmanl› Minyatür William R.
Ferhat Çalapkulu Sanat› Stanek
Ak›l Oyunlar› Banu Mahir Arkadafl
Kitapl›¤› Kabalc› Yay›nlar› Yay›nlar›
Dünya çap›nda ünlenen Sudoku oyunu, bir ak›l spo- Osmanl› ‹mparatorlu¤u döneminde çeflitli minyatür Yüzlerce sistem yönetimi çözümünün bulunabilece¤i
ru haline geliyor. Bu kitapta mant›k yürüterek çöze- sanatç›lar›n›n elinden ç›kan sanat eserlerinin incelen- bu kitap, ileri düzey kullan›c›lar için deneyimlerini
ce¤iniz çeflitli zorluk derecelerinde 107 tablo bulu- di¤i bu kitab› be¤enerek okuyacaks›n›z. Kitapta bir- üst düzeylere tafl›ma olana¤› veriyor.
nuyor. birinden güzel minyatürlere de yer verilmifl.
Londra’dan Mektup
D i d e m C r o s b y
Süpermen ve Clark Kent genlerinin asl›nda ayn› gen oldu¤u bulundu. Barbie ve Ken, Simpsonlar’›n hiç büyümeyen Maggie adl› bebe¤i meyvesine¤inin genlerine isim oldu.
M E R A K ???
E T T ‹ K L E R ‹ N ‹ Z
?
S a d i T u r g u t
Gözümüze havadaki moleküller kg mertebesinde. Dolay›s›yla tek bir molekülün bir kütlenin a¤›rl›¤› kadar! Yani, moleküller çok
çarpt›¤›nda neden gözümüz ac›maz? çarpmas›n› hissetmeyece¤imiz konusunda hakl›- küçük diyerek bu sorudan s›yr›lamay›z.
s›n. Ama, gözümüze bir saniye içerisinde bundan Özetle, moleküllerin çarpmas› gözümüze
Benim düflüncem bu bir çarp›flma olay›
çok daha fazla say›da molekül çarp›yor. Bu neden- 1 kg’l›k kütlenin a¤›rl›¤›na eflde¤er bir kuvvet
oldu¤undan m*V formülüne dayanarak le, hesab› tek bir molekülün kütlesi üzerinden de- uyguluyor ve biz bunu hissetmiyoruz. Neden? Bu-
molekülün kütlesi ve h›z› çok düflük ¤il de, belli bir süre içinde çarpan moleküllerin nun cevab› fizikten çok fizyolojide. Beynimize
oldu¤undan biz bu etkiyi hissetmeyiz. toplam kütlesi üzerinden yapmak gerekir. a¤r› sinyallerini gönderen sinirlerimiz, atmosfer
Çünkü ç›kan de¤er s›f›ra çok yak›n bir Bütün bu çarp›flmalar›n hücrelerimiz üzerine bas›nc›n›n vücudumuzda meydana getirdi¤i de¤i-
de¤erdir. Ben bu cevab› verdi¤imde etkisi, sabit bir kuvvetin etkisiyle ayn›, çünkü flimi (yani hücrelerdeki bas›nc›) bir sinyale dö-
çarpmalar o kadar yo¤un ki, bir molekülün çarp- nüfltürmüyor. Bunun nedeni, atmosfer bas›nc›n›n
üniversitedeki fiziko-kimya hocas› mas›yla hücrelerde beliren de¤iflim geçmeden sürekli olarak, ayn› büyüklükte uygulan›yor ol-
alakas› bile yok demiflti. Benim sorum baflka bir molekül çarp›yor. Gerçi havan›n mole- mas›. Sinir hücreleriyse, bas›nc›n de¤iflti¤i du-
1-) Benim kurdu¤um mant›kta bir hata küler yap›s› nedeniyle bu kuvvette zamanla oyna- rumlarda sinyal üretiyor. Üstelik, sinir hücreleri-
var m›? 2-) Bu sorunun baflka bir cevab› malar oluyor; ama bunlar hissedemeyece¤imiz nin d›fl etkiye adaptasyonu da söz konusu. Örne-
mevcut mu? kadar küçük. Bu sabit kuvveti biz bas›nç olarak ¤in, derinize parma¤›n›zla sürekli bir biçimde
Fatih Erol nicelendiriyoruz (yani birim alan bafl›na uygula- bast›r›rsak, oluflan a¤r› hissinin giderek azald›¤›-
nan kuvvet). Havan›n bas›nc› (1 atmosfer) yüz n› ve bir süre sonra da tamamen kayboldu¤unu
Oda s›cakl›¤›nda moleküllerin tipik h›zlar› 400 bin Pascal kadar; bu da metrekareye yüz bin hissederiz. Bu oldukça yararl› bir fley; çünkü ak-
m/s civar›nda, yani bizim standartlar›m›za göre Newton’luk kuvvet demek. Gözümüzün toplam si takdirde elbiselerimizin meydana getirece¤i
pek de küçük say›lamayacak h›zlar bunlar. Buna yüzey alan› 1 cm2 dersek, gözümüze uygulanan dokunma hissi, beynimize bafl edemeyece¤i ka-
karfl›n moleküllerin kütleleri çok çok küçük: 10-26 kuvvet 10 Newton ç›kar. Bu da bir kilograml›k dar çok (ve gereksiz) sinyal gönderirdi.
Tekno Tezgah
H a c e r E r a r
Eylül-Ekim-Kas›m 2005 say›lar›nda çizgi izleyen robotun mekanik ve elektronik aksamlar› anlat›lm›fl, yaz›l›m aflamas› için ise k›saca
bilgi verimiflti (pdf formlar›n› www.biltek.tubitak.gov.tr/tekno_tezgah/ adresinde bulabilirsiniz). Yaz›l›m aflamas›n›n biraz daha
ayr›nt›l› verilmesini isteyen arkadafllar›n›z oldu. Bu say›da örnek bir program verilecek, ama mutlaka önceki sayfalar› okuman›z
gerekiyor. “Gelece¤in buzdolaplar›nda ne gibi yenilikler olsun istersiniz?” sorusuna, ‹smet fiahin çözüm olarak hareketli raf
sistemini önermifl. Sizin de çözüm önerilerinizi bekliyoruz.
Motor 1
Sensör 1
Sarhofl Teker
Sensör 2
Motor 2
e-posta : hacererar@yahoo.com
N a s › l Ç a l › fl › r
T ü r k â n Y ö n e y
geçmelerini bekleyebiliriz. Bu oldukça basitlefltirilmifl anla- ton b›rak›ld›¤›ndaki enerji düzeyine ba¤l›d›r. Ayn› durumda
Lazer Nedir, Nas›l Çal›fl›r? t›m, asl›nda atomlar›n lazerlerdeki iflleyifllerini gösteren te-
mel fikri yans›t›r.
bulunan birbirinin ayn› iki atom, ayn› dalga boyunda foton-
lar b›rak›r.
Lazerler günümüzde CD çalarlardan difl hekimi aletleri- Elektron daha yüksek enerji yörüngesine ç›kt›ktan son-
ne, yüksek-h›z matel kesme aletlerinden ölçüm sistemlerine ra, temel durumuna dönmek ister. Bunu yapt›¤›nda, enerji- Lazer Ifl›¤›
kadar flafl›rt›c› çeflitlilikte ürün ve teknolojide kullan›l›yor. sini foton, yani ›fl›k parçac›¤› olarak b›rak›r. Örne¤in ekmek Lazer ›fl›¤›n›n normal ›fl›ktan çok farkl› olan özellikleri:
Peki ama bu lazer denen fley ne? Lazer ›fl›¤›n› bir fener ›fl›- k›zartma makinesindeki ›s›tma eleman›n›n parlak k›rm›z›ya • B›rak›lan ›fl›k tek renklidir. Tek bir renkte özel bir
¤›ndan farkl› k›lan ne? dönüflmesi, ›s›yla uyar›lm›fl atomlar›n k›rm›z› fotonlar b›rak- dalga boyu vard›r.
malar›yla gerçekleflir. TV ekran›nda gördü¤ümüz resimler, • B›rak›lan ›fl›k, tutarl› ve örgütlü – her bir foton di¤e-
asl›nda çok h›zl› elektronlar taraf›ndan uyar›lan fosfor atom- riyle uyum içinde hareket eder. Bu da tüm fotonlar›n birlik
Atomun Temelleri lar›n›n farkl› renkte ürettikleri ›fl›klard›r. Floresan ›fl›¤› ol-
Evrenin tamam›nda sadece 100 civar›nda farkl› tür içinde olan dalga cepheleri oldu¤unu gösterir.
sun, gaz lambas› olsun, akkor ampuller olsun, ›fl›k üreten • Ifl›k çok yönelimlidir. Bir lazer ›fl›¤›n›n çok kuvvetli ve
atom var. Gördü¤ümüz herfley iflte bu 100 atomun s›n›rs›z herfley, yörünge de¤ifltirip fotonlar b›rakan elektronlar›n ha-
kombinasyonundan meydana geliyor. Bu atomlar›n nas›l bir yo¤un, çok s›k› bir ›fl›k demeti vard›r. Bir el feneri ›fl›¤›ysa,
reketi sonucu gerçeklefltirir bu ›fl›¤›. birçok yönde ›fl›k yayar ve yayd›¤› ›fl›k çok zay›f ve da¤›-
düzenek içinde yer ald›klar› ve birbirlerine nas›l ba¤land›k-
lar›, bir bardak su mu, bir metal parças› m› yoksa soda fli- n›kt›r.
flesinden ç›kan gaz m› olacaklar›n› belirliyor.
Lazer / Atom ‹liflkisi Bütün bu özellikleri ortaya ç›karabilmek için, uyar›lm›fl
Atomlar sürekli hareket halindeler. Sürekli titreflip, ha- Lazer, enerji verilmifl atomlar›n b›rakt›klar› fotonlar› emisyon denen durumun varl›¤› gerekiyor. Örne¤in el fene-
reket edip dönüyorlar. Üstünde oturdu¤umuz sandalyeleri kontrol eden bir ayg›t. Lazer asl›nda “›fl›¤›n uyar›lm›fl rad- rinde atomlar fotonlar›n› rastlant›sal olarak b›rak›rlar, oysa
meydana getiren atomlar bile hareket halindeler! Atomlar yasyon yay›m› taraf›ndan büyütülmesi” anlam›ndaki “light uyar›lm›fl emisyonda, foton yay›m› örgütlüdür. Herhangi bir
farkl› uyar›m hallerinde, daha do¤rusu farkl› enerjilerde ola- amplification by stimulated emission of radiation” sözcükle- atomun b›rakt›¤› fotonun, uyar›lm›fll›k durumuyla temel du-
biliyorlar. Bir atoma önemli bir miktar enerji uygulan›rsa, rinin baflharflerinin bir araya gelmesinden oluflmufl bir söz- rumu aras›ndaki enerji fark›na ba¤l› belli bir dalga boyu
temel durum enerji düzeyinden ç›k›p uyar›lm›fl hale geçebi- cük ve lazerin nas›l çal›flt›¤›n› k›sa ve öz bir flekilde aç›kl›- vard›r. E¤er belli bir enerji ve evreye sahip bu foton, ayn›
lir. Bu uyar›m düzeyi, ›s›, ›fl›k, ya da elektrik arac›l›¤›yla uy- yor. uyar›lm›fll›k düzeyinde baflka bir atomla karfl›lafl›rsa, uyar›l-
gulanan enerjiye ba¤l›. Pekçok tipte lazer olmas›na karfl›n, hepsinin belli temel m›fl emisyon olabilir. Birinci foton, kendinden sonra yay›lan
Bir atomun neye benzedi¤inin klasik bir yorumu: özellikleri var. Lazerde yay›c› ortam, atomlar› uyar›lm›fl dü- foton (ikinci atomdan) ile ayn› frekans ve yönde titreflece¤i
En basit mode- Atomun içi zeye ç›karmak üzere “pompalanm›flt›r”. Çok yo¤un ›fl›k ça- bir atomik emisyon yarat›r.
liyle atom, proton karlar› veya elektrik boflalt›mlar› yay›c› ortam› pompalar ve Lazerle ilgili ikinci anahtarsa, dalga yay›c› ortam›n her
ve nötronlar içeren çok say›da uyar›lm›fl atom üretir. Lazerin etkin bir biçimde iki ucunda bulunan birer ayna. Çok özel dalgaboyu ve evre-
bir çekirdek ve bir çal›flabilmesi için, uyar›lm›fl atomlar›n çok fazla say›da ol- si olan fotonlar aynadan yans›yarak yay›lma ortam›nda ileri
elektron bulutun- malar› gerekir. Genelde atomlar, temel durum enerji düze- geri gider gelirler. Bu süreçte afla¤› do¤ru enerji s›çramas›
dan oluflur. Bulut yinden iki ya da üç düzey daha yukar›da uyar›l›rlar. Bu, nü- yapacak di¤er elektronlar› uyar›r ve ayn› dalga boyu ve ev-
içindeki bu elek- fus terselme derecesini art›r›r. Nüfus terselmesiyse, uyar›l- rede daha çok fotonun yay›lmas›na neden olabilirler. Böyle-
tronlar, çekirde¤in m›fl düzeydeki atom say›s›na karfl›, temel durum düzeyinde- ce ça¤layan etkisi olur ve bu hareket ayn› dalgaboyu ve ev-
çevresindeki pek ki atom say›s› demek. rede birçok fotona yay›l›r. Lazerin bir ucundaki yar› gümüfl-
çok farkl› yörünge- Bir kez yayma ortam› pompaland›¤›nda, art›k bu ortam- lü aynan›n bir k›sm› ›fl›¤› yans›t›r, bir k›sm› ise geçirir. Ay-
de dönerler. da uyar›lm›fl düzeyde duran atomlar toplulu¤u bulunur. Uya- nadan geçenler, lazer ›fl›¤›d›r.
r›lm›fl elektronlar›n enerjileri, görece sakin elektronlardan
Enerjiyi So¤urmak
daha fazlad›r. Bu düzeye ulaflmak için bir miktar enerji so- Lazerlerin Dalga Boylar›
¤urduklar› gibi, bu enerjiyi b›rakabilirler de. Afla¤›daki flekil- Yakut lazer bir kat›-hal lazeri ve 694 nanometrelik bir
Atoma iliflkin daha modern görüfller, elektronlar için den de anlafl›laca¤› üzere, elektron sakinleflirken karfl›l›¤›n- dalga boyu yayar. Di¤er lazer ortamlar›ysa, istenilen dalga
farkl› yörüngeler tan›mlasalar da, bu yörüngeleri atomun da bir miktar enerjiden de kurtulur. Yay›lan enerji, fotonlar boyuna, gerektirdi¤i güce ve at› süresine göre seçilebliyor.
farkl› enerji düzeyleri olarak düflünmek gerekir. Yani bir (›fl›k enerjisi) biçiminde ortaya ç›kar. Yay›lan fotonun çok Baz› lazerler çok güçlü, örne¤in, CO2 lazerleri çeli¤i kesebi-
atoma ›s› uygularsak, alt enerji yörüngelerindeki elektronla- belirgin bir dalga boyu (rengi) vard›r ki bu, elektronun fo- liyor. CO2 lazerleri izgenin k›z›lötesi ve mikrodalga bölü-
r›n, çekirdekten uzaktaki daha yüksek enerji yörüngelerine münde lazer ›fl›¤› yayd›¤› için çok tehlikeli. K›z›lötesi radyas-
yon ›s› demek ve bu da temelde neye odaklan›rsa eritiyor.
Ifl›¤›n sal›m› Di¤er lazerlerden örne¤in diyot lazerleri, çok zay›f ve
günümüzde cepte tafl›nan lazer göstericilerde kullan›l›yor.
Bunlar genellikle 630 nm ile 68 nm aras›ndaki dalgaboyun-
da k›rm›z› ›fl›k yayarlar. Lazerler art›k sanayide ve bilim ala-
n›nda da yayg›n olarak kullan›l›yor; hatta baflka molekülleri
yo¤un lazer ›fl›¤›yla uyar›p ne tür bir de¤iflim geçirdiklerini
ölçmek için de lazerler kullan›l›yor.
Lazer Tipleri Yar› iletken lazerler: Bazen diyot lazerler olarak da an›lan bu Lazer S›n›fland›rmalar›
lazerler kat›-hal lazerleri de¤il. Bu elektronik ayg›tlar genellikle çok Lazerler, biyolojik zarar verme potansiyellerine göre dört genifl
Pek çok farkl› lazer tipi var. Lazer ortam› kat›, gaz veya s›v›
küçük ve çok az güç kullan›rlar. Örne¤in CD çalarlar ve lazer yaz›c›- alanda s›n›fland›r›l›yor. Bir lazerin flu kategorilerden birine ait oldu-
olabildi¤i gibi yar› geçirgen de olabiliyor.
Kat›-durum lazerleri: kat› bir matriste (yakut veya neodim: itri- lar bu tür lazerleri kullan›rlar. ¤u belirtilmifl olmal›.
yum-alüminyum-lal tafl› sözcüklerinin ilk harflerinden oluflan “Yag” S›n›f I – Bu lazerler tehlikeli düzeyde lazer radyasyonu yaymazlar.
Baz› tipik Lazerler ve emisyon dalga boylar› S›n›f IA – Bu s›n›f, örne¤in süpermarket barkot okuyucu lazerler gi-
lazerleri. Neodim-Yag lazerleri, 1,064 nanometrede k›z›lötesi ›fl›k
Lazer tipi dalga boyu (nm) bi, izlemek üzere tasarlanmam›fl özel bir grup lazer için kullan›l›r.
yayar. (1 nanometre = 1x10-9 ).
Argon florid 193 S›n›f II – Düflük güç kullanan gözle görülür, s›n›f I üzeri lazer rad-
Gaz Lazerleri: Helyum ve helyum-neon (HeNe) en yayg›n gaz la-
Kripton Florid 248 yasyonu yayan ama hiçbir zaman 1mW üzerine ç›kmayan lazerler.
zerleri. Görünür bir k›rm›z› ›fl›k yayar. CO2 lazerleri k›z›lötesinin en
Zenon Klorid 308 Rahats›z edici fleylere karfl› do¤al tepki verme özelli¤i, insanlar› bu
uç noktas›nda enerji yayar ve sert metallerin kesiminde kullan›l›r. Nitrojen (k›z›l ötesi) 337 s›n›ftaki parlak lazer ›fl›¤›ndan korur.
Eximer Lazerleri: Excited (uyar›lm›fl) ve dimers (sözde molekül) Argon (Mavi) 448 S›n›f IIIA – Bunlar sadece ›fl›nlar-aras› izlemede tehlikeli olabilecek
sözcüklerinin bir araya gelmesiyle türetilmifl. Argon, kripton ve ze- Argon (Yeflil) 514 ara güçte lazerler (cw:1-5mW). Ço¤u kalem benzeri lazer gösterici
non gibi soy gazlarla kar›flt›r›lm›fl florin ve klorin gibi reaktif gazla- Helyum Neon (yeflil) 543 bu s›n›ftan.
r› kullan›r. Elektrikle uyar›ld›¤›nda sözde molekül oluflur ve yay›ld›- Helyum Neon (k›rm›z›) 633 S›n›f IIIB – Ara-güçte lazerler.
¤›nda da bu sözde molekül k›z›lötesi ›fl›k üretir. Rodamin 6G boya (ayarlanabilir) 570-650 S›n›f IV – Yüksek güçte lazerler (cw: 500mW: at›: 10J/cm2) Her tür-
Boya Lazerler: Bu tür lazerler, yayma ortam› olarak s›v› kar›- Yakut (CrAlO3) (k›rm›z›) 694 lü durumda izlenmesi zararl› olabilecek, potansiyel yang›n tehlikesi
fl›mlar ve suspansiyon içinde rodamin 6G gibi karmafl›k organik bo- Nd:Yag (NIR) 1064 içeren ve cilde zararl› türden lazer radyasyonu yayarlar. S›n›f IV la-
yalar kullan›rlar. Genifl bir dalgaboyunda ayarlanabilirler. Karbon Dioksit (FIR) 10600 zerler ciddi kontrol ve güvenlik önlemleri alt›nda kullan›l›r.
proGramc›lar ifl bafl›na
Gözetleme Kuleleri • Baz› güvenli alanlar kesiflse de her biri ayr› bi- nin koordinatlar›n› belirten ve aralar›nda birer
Kumandan Bar›fl, y›llar önce ç›kan bir savafl s›ra- rer alan olarak kabul edilecektir. boflluk bulunan iki adet tamsay› (x, y) bulunacak-
s›nda düflman ülke s›n›r›nda belirli bir alanda pek t›r.
çok gözetleme kulesi yapt›rm›flt›. Savafl s›ras›nda Girdi
aceleyle yap›lan hesaplar verimli olmam›fl ve baz› • Girdiler “kule.gir” isimli dosyadan okunacak- Ç›kt›
gözetleme kuleleri yanl›fl yerlere kurulmufltu. Ör- t›r. • Ç›kt›lar “kule.cik” isimli dosyaya yaz›lmal›d›r.
ne¤in bu kulelerin baz›lar› hala hiçbir ifle yaram›- • Girdi dosyas›n›n ilk sat›r›nda kule say›s›n› be- • Dosyaya kaç adet dikdörtgensel alan bulundu-
yor, çünkü gözetleme kuleleri ancak belirli bir dü- lirten bir adet tamsay› k (k<1000) bulunacakt›r. ¤unu belirten bir adet tamsay› yaz›lacakt›r.
zen içinde yerlefltirilirse güvenli alanlar olufltura- • Takip eden k adet sat›r›n her birinde bir kule-
bilir. Yap›sal özellikleri gere¤i, sadece dikdört-
gensel bir alan oluflturacak flekilde yerlefltirilen Örnek
dört adet gözetleme kulesi birbiriyle koordinas- Girdide s›ras›yla
kule.gir:
yon kurup aralar›ndaki bu dikdörtgensel alan› gü- A, B, C, D, E, F noktalar›n›n
6
venle koruyabilir. Kumandan Bar›fl, bu alanda ya- koordinatlar› verilmifltir.
46 Dikdörtgensel alanlar:
p›lacak olan de¤iflikliklerden önce bir rapor haz›r- 58 ABDC, ABFE, CDFE.
lanmas›n› istedi. Sizin göreviniz flu anda kaç adet 84
korunan alan bulundu¤unu hesaplamakt›r. 96
10 3
Varsay›mlar 11 5
• Bir gözetleme kulesinin koordinatlar› iki tam-
say› ile belirtilmifltir. (0≤x,y<1000) kule.cik:
• Bir gözetleme kulesi birden fazla dikdörtgensel 3
alan›n köflesi olabilir.
Sözcük Da¤arc›¤›
D e n i z C a n d a fl - G ö k h a n T o k
‹lk pantalon denebilecek giysileri giyenlerden birinin Türkler oldu¤u söyleniyor. Sürekli at binen, yaflamlar› at üstünde
geçen kavimler için bacaklar›n› at üstünde olman›n getirdi¤i tahriflten koruyacak, ayn› zamanda da hareket özgürlü¤ü
sa¤layacak bir giysi giymelerinde flaflacak bir yan yok. Bunun yan›nda “pantalon” sözcü¤ünün kökeniyse
atalar›m›z›n yaflad›¤› Orta Asya’da de¤il, Avrupa’da. Eski Yunanca’da “leon” sözü aslan anlam›na
geliyor. Bu sözden türetilen ve erkeklere verilen bir isimse Pantaleon. Pantaleon sözü (tam bir
aslan) yi¤it bir kifliye verilen isimlerden. Bu erkek ismi y›llarca s›radan bir isim olarak kullan›lm›fl.
Ne var ki H›ristiyan azizlerinden birinin ad› da Pantaleon’mufl. Venedik kentinin San Pantalone
semtine ad›n› veren de bu aziz Pantaleon. ‹talyanlar›n, özellikle de Venediklilerin ortaça¤dan beri
çok sevdi¤i geleneksel tiyatroya “commedia dell’arte” ad› veriliyor. Bu oyundaki Pantalone adl›
karakter, San Pantalone mahallesinden cimri ve gülünç bir ihtiyar› canland›r›yor. Dizden ba¤l› bir
tür bol pantalon, bu karakterin sahne giysisi. 1670’lerde ‹ngiltere’de buna benzer bir giysi moda
olunca, insanlar alayc› bir
yaklafl›mla bu giysiye hemen
Yemekler ve Kökenleri “pantaloon” ad›n› yak›flt›rm›fllar.
Sonralar› ayak bile¤ine kadar inen
pantalonlar da bu furyaya kat›lm›fl.
Ülke gezileri, bazen hofl sürprizlerle karfl›l›yor insan›. Bir biz de, günümüzde kulland›¤›m›z
Macaristan ziyareti s›ras›nda, ülkemizde “Macar Gulafl›” haliyle sözcü¤ü 19. yüzy›lda
ad›yla bilinen yeme¤in kökeninin, asl›nda Osmanl›lara Frans›zca’dan alm›fl›z.
dayand›¤›n› ö¤renme f›rsat›m›z oldu. Orada yap›lan
gulafl, bizde yap›landan biraz daha farkl›. ‹çinde et,
çeflitli sebzeler ve hatta mant› tanelerine benzer hamur
parçac›klar›n›n da bulundu¤u k›vaml›ca bir çorbaya
benzeyen haz›rlanan gerçek Macaristan gulafl›n›n ad› da, Yer Adlar›
zaman›nda orada bulunan
Osmanl›lar›n kalabal›k Bu say›m›zda Nevflehir iline ba¤l› Avanos ilçesinin ad›n›n öyküsünü
ordular› ve halk› anlataca¤›z. ‹lçenin tarihi Hititler dönemindeki Zuvinassa yerleflimine kadar
doyurabilmek için gidiyor. Asur ticaret kolonileri döneminde yerleflilen bu bölge, Bizans
döneminde Vanesa olarak biliniyor. Vanesa ad›, Anadolu’nun en eski
ayn› flekilde
dillerinden biri olan Luvice’nin ard›llar›ndan biri olan Pamphylia dilinde
haz›rlad›klar› Vanassa, yani kraliçe, ece anlam›na geliyor. Eski Perge kentinde bulunan
besleyici bir ö¤ün antik sikkelerin üzerinde, Perge Artemisi’nin ad› Vanassa Preiia olarak
olan “kul geçiyor. Buradan ç›kar›lan sonuçla, kraliçe ad›n›n iflaret etti¤i kiflinin asl›nda
afl›”ndan Artemis oldu¤u ve bölgenin ana tanr›ça tap›m›nda önemli bir yere sahip
geliyormufl. oldu¤u düflünülüyor. Bizans kaynaklar›ndaki ismin halk aras›nda söylene
söylene Avanos’a dönüfltü¤ü kabul ediliyor. Ermenice Avan sözcü¤ü kasaba
anlam›na geliyor. Bunun, kentin ad›n›n söylenifline etki etmesi olas›. Bununla
birlikte kentin tarihi ve ad›n›n ortaya ç›k›fl›yla ilgili Selçuklu dönemine ait
baflka bir söylence de var. Rivayete göre Avanos’un en eski mahallelerinden
biri olan Çavufllu mahallesini kuran, Alaeddin Keykubat’›n ordusundaki
K›sa k›sa... K›sa k›sa... K›sa k›sa... çavufllardan biri olan Evrenos Gazi’dir. Evrenos Gazi’nin askerlerinin bir süre
kald›¤› bu mahalle büyür ve Evrenos ad›n›n bozulmufl hali olan Avanos ad›n›
Mercimek: Farsça’da gözbebe¤i anlam›na gelen merdü- al›r. Çavufllu Mahallesi’ndeki Alaeddin Camii hâlâ ayakta.
mek sözünden dilimize girmifl. Taneleri gözbebe¤i gibi
küçük olan tah›l›n ismi olmufl.
M A T E M A T ‹ K K U L E S ‹
E n g i n T o k t a fl
matematik_kulesi@yahoo.com
Monitörden Yans›yanlar
L e v e n t D a fl k › r a n
l e v e n t d a s k i r a n @ y a h o o . c o m
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araflt›rma Kurumu d›rma yöneticisi ÇOMAR ve Pardus paket yönetim sistemi PiSi,
(TÜB‹TAK) Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araflt›r- Pardus ekibi taraf›ndan gelifltirilen ve Pardus’u di¤er da¤›-
ma Enstitüsü (UEKAE) bünyesinde yürütülen t›mlardan ay›ran özgün uygulamalar aras›nda yer al›yor.
Uluda¤ Projesi kapsam›nda gelifltirilen aç›k Pardus, yine kendisi gibi serbest olarak da¤›t›l›p
kaynak kodlu iflletim sistemi Pardus'un kullan›labilen ve kullan›m için herhangi bir lisans üc-
1.0 sürümü, 26 Aral›k'tan itibaren ‹nter- reti gerektirmeyen birçok popüler yaz›l›m› da bera-
net üzerinden yay›nland›. Ad›n› Anado- berinde getiriyor. Firefox ‹nternet taray›c›s›, Ope-
lu Pars›’ndan alan Pardus, Genel Ka- nOffice.org ofis paketi, ‹nternet araçlar›, multi-
mu Lisans› (GPL) ile ücretsiz olarak medya uygulamalar› ve kiflisel bilgi yönetim sis-
da¤›t›labilen Linux’a dayal› bir iflletim temleri gibi masaüstü bilgisayar kullan›c›lar›n›n
sistemi. Sürüm numaras›n›n 1.0 ol- ihtiyaçlar›na cevap verebilecek onlarca uygula-
mas›, üzerinde gerekli testlerin yap›l- ma, Pardus’un kurulumu s›ras›nda sisteme
d›¤›n› ve kararl› çal›flan bir sürüm ol- yüklenebiliyor. Bu sayede iflletim sistemi kuru-
du¤unun tescillendi¤ini gösteriyor. lumdan itibaren kullan›c›s›na sadece bir sistem
Pardus gelifltiricilerinden Doç. Dr. altyap›s› de¤il, tam bir ofis çal›flma ortam› sunu-
Erkan Tekman, Pardus üzerinde ilk ça- yor.
l›flmalar›n, ulusal bir iflletim sisteminin Pardus'un yayg›nlaflmas›yla Türkiye'nin yaz›l›m
gereklili¤inin görülmesi üzerine 2003 y›- ithalat›nda önemli tasarruf elde edilmesi ve yaz›l›m
l› sonunda bafllat›ld›¤›n›, 2004 sonbahar›n- maliyetlerinin azalmas›na ba¤l› olarak e.dönüflüm ve
da plan ve tasar›m aflamalar›ndan uygulama bilgi toplumunu geniflletme sürecinin h›zlanmas› bekle-
aflamas›na geçildi¤ini belirtiyor. Halihaz›rda niyor. Pardus’u http://www.uludag.org.tr adresindeki
mevcut yaklafl›k 300 Linux da¤›t›m› aras›nda Par- ba¤lant›dan indirebilir, kurulumunun nas›l yap›laca¤› konusun-
dus’un öne ç›kan en büyük özelli¤i, Türkçe do¤al dil ifl- da detayl› bilgi almak için http://www.uludag.org.tr/kurulum_na-
leme kütüphanesi ve yaz›m denetimi eklentisi Zemberek sayesin- sil.html adresini ziyaret edebilirsiniz. Ancak kurulum dosyas›n›n 700MB ci-
de, kullan›c›s›na tam ve düzgün Türkçe deste¤i sunabilmesi. Bunun yan›nda var›nda olmas› nedeniyle dosyay› indirmenin biraz zaman alabilece¤ini göz
sistemde kurulu yaz›l›mlar›n birbirleriyle uyumlu çal›flmas›n› sa¤layan yap›lan- önünde bulundurman›zda fayda var.
A y
Satranç
b a r K a r a ç a y
ÇÖZÜMLER: [1]
29...Ac6-a5?? 30.Fb5! 1–0;
[2] 33.Af3-d4? Af2!
[33...e3!!? 34.fe3 Ae5;
33...Kf2!? 34.Kf2 Af2
35.fif2 e3 36.Ke3 Vf6
37.Ff3 Vd4 38.Ve8 Ka2
5) Schalmaltz-Ftacnik (Beyaz Oynar) 6) Vitiugov-Kas››mcanov (Siyah Oynar) 39.fig1 Fg6] 34.Kf2
[34.Ae6 Kf6 35.Vd6 e3
36.Kb2 (36.Ke3 Ka1
37.fih2 Ag4 38.fih3 Vf5) 36...Fe4 37.Vb8 Fg2 38.Va7 Ke6 39.fig2
Ve4 40.fih2 Vf5; 34.fih2 Ag4 35.fih3 e3 36.Kd3 Af2 37.fih2 Vd3]
34...Vg3 35.Kf8 Ve1 0–1; [3] 16.g3? [16.Vc2] 16...ed4 17.cd4 Ae4!
18.Ve2 [18.Ae4 Fe4 19.fe4 Ve4 20.fid2 Vh1] 18...Ad2 19.fid2
[19.Ve7 Af3] 19...Vf6 20.Fg2 Kfe8 21.Vd3 d5 [21...Fe4!?] 22.cd5
Fa6 23.Kb5 Fb5 24.Vb5 Vg5 25. fic2 c6 26.Vd3 Af4 27.gf4 Vg2
28.Kf1 cd5 29.fib3 Kac8 30. fia4 Kc3 31.Vb5 Kc4 32.fib3 Vf1
33.Ve8 fih7 34.Ve4 0–1; [4] 33…Kf8-g8? 34.f7! Kg5 35.Ke6 Fe6
36.Kg5 [36.fg5] 36... fic8 37.f5 Fa2 38.b3! 1–0; [5] 24...Ke7-d7?
25.Kd6! Fc4 [25...Vd6 26.Ad6 Kd6 27.c4; 25...Kd6 26.Ae7] 26.Kd7!
Ivanchuk - Kosyrev [D24] Keres An› H›zl› Satranç Turnuvas›, ef5 27.Vf3 1–0; [6] 29.Ad2-f3?! Ac3! 30.Ve5 [30.Vb7 Ae2 31.fig2
Tallinn - Estonya 1.d4 e6 2.c4 Af6 3.Af3 d5 4.Ac3 dc4 5.Va4 Abd7 c6! 32.Ad2 (32.Ah4 Ac3 33.fig1 e4) 32...Vd5 33.fih3 (33.f3 Va2)
6.e4 c5 7.d5 ed5 8.e5 d4 9.ef6 dc3 10.Fc4 Vf6 11.Fg5 Vb6 12.0–0 33...Kf3!?] 30...Ae2 31.fig2 [31.fih1 Vc6 32.Ve2 Kf3 33.fig1 Ka3
Fd6 [12...f6 13.Kfe1 fid8 (13...Fe7 14.Ff4 cb2 15.Kad1) 14.bc3!? 34.Kd1 Vd5 35.Ve7 Kb3 36.Vc7 Kb4 37.Vd6 Ve4] 31...Af4! 32.fig1
(14.Kad1 Vb4 15.Vb4 cb4 16.Ff4; 14.Ff4 Vb4 15.Vb4 cb4 [32.gf4 Vg4 33.fih1 Vf3 34.fig1 Kf6] 32...Vc6! [32...Ah3 33.fig2 Vc6
16.Kad1) 14...fg5 15.Ag5 fic7 16.Kab1 Vd6 17.Af7 Vf4 18.Ah8 Fd6 34.fih3 Vf3 35.Ke1 d3 36.Ve3] 0–1
Z E K A O Y U N L A R I
E m r e h a n H a l › c ›
e-posta: emrehan@halici.com.tr
Soru ‹flareti
B‹R , ÜÇ , ALTI , Y‹RM‹DÖRT , ?
Paralar
Göz Aldanmas›
Solda k›zg›n bir adam, sa¤da ise sakin bir kad›n görülüyor. Bu resimlere göz-
lerinizi k›sarak ya da 4-5 m.uzaklaflarak bakt›¤›n›zda iki resmin yer de¤ifltirdi¤i-
Oniki adet paray› afla¤›daki karelere ni göreceksiniz. Göz yan›lg›lar›n›n çok güzel bir örne¤i olan bu çal›flma Aude
öyle yerlefltirin ki, her sat›rda ve sütunda Oliva ve Philippe G. Schyns taraf›ndan yap›lm›fl.
ikifler adet para bulunsun ve paralar›n
kondu¤u karelerdeki say›lar›n toplam› Çarpma Soru ‹flareti
44 olsun.
Afla¤›daki çarpma iflleminde her harf
Kalesiz Kareler farkl› bir rakama karfl›l›k gelmektedir.
Çarpma sonucunu maksimum yapan harf Soru iflaretinin yerine hangi say› gelecek?
de¤erlerini bulunuz.
BATI
Koç
hemen ortas›nda yer ald›¤› Baflak
‹kizler
gen, sabaha karfl› gökyü-
Arabac›
için, gökyüzünde bulunmas› Aslan Yengeç Mars
zünde en yüksek konuma
pek de zor de¤il. Ancak, Regulus
Aldebaran ulafl›yor. Bu nedenle, te-
Satürn
Küçük Bo¤a Balina leskoplu gözlemcilerin Jü-
›fl›k kirlili¤i varsa, Yengeç
Köpek piter’i gözlemek için sabah
Tak›my›ld›z›’n› görmek zorla-
fl›r. Yine de, bu s›ralar M44’ü Procyon Avc› saatlerini beklemesi gereki-
Kupa
bulmak her zamankinden daha yor.
Tekboynuz Irmak
kolay. Çünkü, Satürn, Ar›kova- Ocak’ta sabah gökyüzüne ge-
Suy›lan›
n›’yla çok yak›n görünür konumda. Büyük Aky›ld›z çen Venüs, h›zla yükseliyor ve
Köpek (Sirius) ay›n ortalar›nda -4,6 kadirle en
Bir dürbünle, ikisi ayn› anda görüle- Tavflan
biliyor. Irmak yüksek parlakl›¤›na ulafl›yor. Venüs,
Satürn, flubat ay›nda gözlem için en Günefl’ten yaklafl›k 2,5 saat önce do¤u-
Yelken
uygun konumda bulunan gezegen. Geceyar›s› yor. Gezegeni, Günefl do¤ana kadar gökyü-
civar› meridyene ulaflt›¤› için, neredeyse tüm ge- zünde görmek mümkün.
ce gökyüzünde bulunuyor. Satürn, 27 Ocak’ta Ay, 5 fiubat’ta ilkdördün, 12 fiubat’ta dolu-
GÜNEY nay, 21 fiubat’ta sondördün, 27 fiubat’ta yeni-
karfl›konumdan geçti¤i için, hala bize yak›n ko-
numda ve bu sayede teleskoplu gözlemciler için 1 fiubat saat 22:00, 14 fiubat saat 21:00, 28 fiubat ay hallerinden geçecek.
saat 20:00’de gökyüzünün genel görünümü.
G ü l
Forum
g û n A k b a b a
luluklar›n›n bilinciyle hareket edecek ve art›k so- büyük flirketleri kendi ç›karlar›na dokundu¤u için
Bilmek Yetmez kaklarda gözü kapal› dolaflanlar olmayacak. Ve ya- bu kurallar› dikkate alm›yorlar.
Yaflam›m›za do¤an flam müzik ezgileriyle dolup taflacak. Sonuç olarak teknik geliflimlerin bilinçli kullan›l-
güneflin ayd›nl›¤›n› göz- Burak Sar›gül/Rize mamas›yla ortaya ç›kan ekolojik sorunlar söz konu-
lerimizi açmadan göre- su. Bu sorunlar› ciddiye al›p, bilimin ve teknolojinin
meyiz. O gözler hepi- bize sundu¤u çözümleri bir an önce yaflama geçir-
mizde var, ama her fley Teknoloji Dünyas›nda meliyiz. Ben bizden sonraki kuflaklara da çeflitlili¤in
göz kapaklar›m›z› ara-
lay›p aralamayaca¤›m›-
Ekolojik oldu¤u bir do¤a b›rakmak istiyorum.
Ömer Aslan/Kemer ‹ÖO,
za ba¤l›. T›pk› okumak
gibi. Ama okumak der-
Denge Fen Bilgisi Ö¤retmeni, Kemer/Burdur
19. yüzy›l sanayi dev-
ken okur yazar olma-
dan söz etmiyorum. ‹l-
rimiyle birlikte insanlar›n TÜB‹TAK’tan ‹ste¤im
do¤aya egemen olma is-
kokula bafllamak ve zil sesleriyle bafllay›p, zil sesle- Bilginin her geçen
te¤i bir kat daha artt›.
riyle bitecek y›llar› geride b›rakmak. E¤er e¤itim ha- gün yenilenip ço¤ald›¤›
Bunun sonucunda teknik
yat›n›z›n bu kadarla yeterli oldu¤una, art›k bir fley- ve ayn› h›zla paylafl›m›-
geliflmeler h›zland› ve bi-
lerin üstesinden kendi bafl›n›za gelebilece¤inize ina- n›n artt›¤› günümüzde,
linçsizce yap›lan bir do¤a
n›yorsan›z, bofla sevinmeyin, yan›l›yorsunuz. Bir yer- ‹nternet, gazete, kitap
tahribat› bafllad›.
lere karalanm›fl bir dizi harfi biraraya getirmek ya ve dergi gibi bilgi kay-
Sanayinin geliflmesiyle ormanl›k alanlar›n fabri-
da onlar› mecbur kald›kça oluflturmak bir kazanç naklar›n›n önemi ve de-
kalaflmas› erozyonu; fabrika art›klar›n›n denize dö-
de¤ildir. Okumay› bilen bir insan da bu demek de- ¤eri her geçen gün art-
külmesi ve fabrika duman›n›n atmosfere kar›flmas›
¤ildir zaten. Yaln›zca okuma yazma bilmek, bir makta. Bir fen bilgisi
su ve hava kirlili¤ini beraberinde getirdi.
ömür sürecek bir musikinin notalar›n› ö¤renmek gi- ö¤retmeni olarak ö¤-
Sanayi ürünlerinin artmas›yla birlikte yeni pa-
bidir. O notalar› bilirsiniz, fakat asla çalamazs›n›z. rencilere bilginin en iyi
zarlara ürünleri sürme iste¤i, 20. yüzy›lda iki büyük
Okumaman›n bahanesi yoktur bence. Bir insan flekilde verilmesinin, ö¤rencilerin yaln›z biliflsel
dünya savafl›n›n yaflanmas›na yol açt›. Özellikle 2.
bu amac› içinde tafl›d›¤› sürece okumaya zaman da alanlar›na de¤il, duyuflsal ve psikomotor alanlar›na
Dünya Savafl› s›ras›nda gelifltirilen nükleer, biyolojik
bulur, para da. Geçim s›k›nt›s›n›n eskitti¤i yüzler, seslenmesiyle olaca¤› kan›s›nday›m. Bu yüzden ders
ve kimyasal silahlar, radyoaktif maddeler, canl›lar
bu nedenin arkas›na saklanarak ruhlar›n› da eskit- kitaplar› hem ö¤retmenler, hem ö¤renciler için bü-
üzerinde kal›tsal olacak olumsuzluklar ortaya ç›kar-
tiklerini gizlemeye çal›fl›yorlar yaln›zca. Yani sebep- yük önem tafl›makta. Ö¤rencilerin günlük kulland›k-
d›. 1945’te ABD’nin Japonya’ya att›¤› atom bomba-
sizdir okumamak. Her durumda okuman›n çaresi lar› ve ulaflmak istedikleri hemen hemen birçok bil-
s›n›n etkisi yedi gün içinde ortaya ç›kt›. ‹nsanlar du-
bulunur. giyi, ders kitab› arac›l›¤›yla bulabilmeleri gerekti¤i-
rup dururken ölmeye bafllad›lar. 1986’daki Çerno-
“Kitap uygarl›¤›n di¤er ad›d›r” diyenler ne gü- ne inanmaktay›m. Bu nedenle okullarda okutulan
bil facias›ndan ülkemizin kuzey bölgeleri de etkilen-
zel söylemifl. Bence de yaflamda gerçek bir araçla ders kitaplar› haz›rlan›rken TÜB‹TAK ile iflbirli¤i içe-
di. Bitkilerin tükenmesine, insanlar›n kansere yaka-
e¤lenmenin yolunu bulmufl olmakt›r okumak. Yafla- risinde olunmas› gerekti¤ini düflünüyorum. TÜB‹-
lanma riskinin artmas›na yol açt› bu facia. Bölgede
m›n sizi s›k›flt›rd›¤› her an, kaç›p onun kollar›na s›- TAK’›n, günlük yaflamla iliflkili birçok bilgi ve dene-
ekolojik faktörler altüst oldu.
¤›nmak ve kendinizi okudu¤unuz sat›rlarda bul- yi araflt›r›p, ders kitaplar›nda yer almas› için gere-
Son y›llarda kullan›m› artan böcek ilac›, deodo-
mak. Sorar›m size, baflka nedir yaflamak? Bireysel ken katk›da bulunmas›n› istiyorum.
rantlar ve spreyler, kloroflorokarbon maddesini
bir yoldan gidilerek sürdürülebilecek bir fley midir? Remzi Bafltu¤
içermeleri ve bu maddelerin atmosfere kar›flmas›na
Bence hay›r. Her fley yaln›zca okul binas›ndan ç›ka- Korkorlu ‹ÖO Fen Bilgisi Ö¤retmeni
ba¤l› olarak, ozon tabakas›ndaki deli¤i iyice art›rd›
na kadar geçerli olacaksa, yediden yetmifle ülke- Akçakent / K›rflehir
ve küresel ›s›nmaya yol açt›. Küresel ›s›nma sonucu
mizdeki herkes okuma yazma bilse ne ç›kar? Bir
kutuplardaki buzullar›n erimesi ve sular›n yükselme-
anl›k de¤il, yaflam boyu okumal›y›z. Okuma al›fl-
kanl›¤›na ve okuma sevgisine sahip olabilmek, iflte
siyle birlikte k›y› bölgelerinin su alt›nda kalmas› ris- Mardin’deki K›lavuz
ki her geçen gün art›yor. Üç taraf› denizlerle çevrili
bence budur yaflama birey olarak kat›labilmek. Bu
bak›fla sahip olabilmek düflünmeyi gerektirir. Dü-
ülkemiz de bu tehdit alt›nda. ‹lkö¤retim Okulu’na da
Fosil yak›tlar›n yayg›n kullan›m›, araba egzosla-
flünmekse bana göre bir kültür birikimiyle olur. ‹n-
r›ndan ve fabrika bacalar›ndan ç›kan duman, hava
Destek Verelim
san ne düflünmesi gerekti¤ini de bilir. Yaln›zca Bilim ve gelece¤in büyükleri ad›na selamlar.
kirlili¤ini ortaya ç›kard› ve atmosfere sera etkisi
okur yazar olan kifli iflte burada tak›l›p kal›r. Oku- Mardin ili Dargeçit ilçesi K›lavuz köyünde sözleflme-
yapt›. Bu olumsuzluk bir gün insanlar› nefessiz b›ra-
may›fl›n›n cehaletini, okuma yazma biliyor olmas›- li fen bilgisi ö¤retmeni olarak çal›flmaktay›m. Oku-
karak toplu ölümlerine yol açabilir.
n›n cesaretiyle kapatmaya çal›flacak ve kendini bafl- lumuz yeni yap›lm›fl ve hiçbir laboratuvar malzeme-
Bir ülkede ortaya ç›kan kirlilik bütün dünyay› et-
kalar›n›n yapt›klar›n› yapan ve onlar›n istediklerini si, bigisayar, ders doküman› içermiyor. Görsel ve
kiliyor. Bu bilinçle 1973’te ülkeler biraraya gelerek
düflünen bir fotokopi olarak yetifltirecektir. Ama iflitsel doküman›m›z, en basitinden bir hücre mode-
ekolojik bilinçlenmeyi sa¤lamak için çal›flmalar bafl-
okur seviyesine ulaflm›fl bir insan için durum çok limiz bile yok. Ö¤rencilere ders anlat›rken hikaye
latt›lar. Ekolojik dengeyi korumaya yönelik çevre
farkl›d›r. En az›ndan ortal›kta kol gezen saçmal›k- anlatm›fl gibi hissediyorum kendimi. Tabii ö¤renci-
kongreleri son y›llarda s›kça düzenlenmeye bafllad›.
lara körü körüne inanmamay› ö¤renmifltir. Dünya- lerin de ne anlad›¤›n› bilmiyorum. Gelecekte cahil
Bu kongrelerde al›nan baz› kararlar aras›nda sprey
s›n› sürekli gelifltirip, do¤ru ve yanl›fl› ayr› raflara de¤il, ayd›n kifliler görmek ve yetifltirmek isteyen
türlerinin ve kullan›m›n›n azalt›lmas›, nükleer silah
koymay› baflarm›flt›r. O düflünmekte ve okur yazar- herkes, okulumuza yard›m edin lütfen.
üretiminin durdurulmas› gibi önlemler var. Ancak
lar›n yanl›fllar›n› fark etmektedir. Bir gün herkes Sinan Er
teknolojik yönden geliflmifl ülkeler, bu gibi kararla-
düflünebilmeyi baflard›¤›nda, üzerinde olan sorum- K›lavuz ‹lkö¤retim Okulu Dargeçit/Mardin
r›n uygulanmas›na karfl›lar. Özellikle bu ülkelerin
‹lettikleriniz
L. Avsever - M. Odabafl› - M. Özden- Dr. Ö. Tu-
Bilimle ‹çiçe Yaflamak Heyecanl› Bekleyifl y›lmaz - B. Özkan- Uzm. N. Türk - Dr. A. Beyaz›t- Y.
Türkiye’de kaç kiflinin Bilim ve Teknik dergisi ya da Bilimin bu kadar iyi anlat›ld›¤› bir dergiyi okumak- Demir - A. Seyiso¤lu- T. Erdo¤du - R. Uluda¤- Dr. H.
TÜB‹TAK hak›nda bilgisi var? Bunu biliyor musunuz? tan zevk al›yorum. Bilim ve Teknik dergisi benim hem Irmak - Uzm. S. ‹çin - Dr. O. T. Göksu - Dr. M. Oz-
Bence TÜB‹TAK biraz da do¤u illerine yönelmeli; e¤er derslerimde yard›mc› oluyor hem de ufkumu aç›yor. yer - Dr. F. Çöven- Dr. N. Çöven - G.Erbafl - Dr. Ö.Ya-
gerçekten bilim kurumuysa ayr›m yapmamal›. Ben de Derginin Ekim 2005 say›s›nda da beni çok ilgilendiren z›c›o¤lu- ‹. Gölen- Dr. S. Eskiizmirliler / Ankara
proje yapmak istiyorum, ben de deney yapmak istiyo- bir konuyu ifllediniz: Ergenlik. Bu yaz› kafamdaki bütün
rum; ama eldeki malzemelere bakt›¤›mda Rönesans dö- sorulara çözüm bulmam› sa¤lad›. Teflekkür ederim. Ve
nemindeki insanlar›n bile daha çok malzemesi oldu¤unu her say›y› ayn› heyecanla al›yorum ve her ay›n dergisini, Kendimi Tan›d›m
düflünüyorum. Umar›m bu mesajim sizi harekete geçirir. kafamdaki hangi sorulara çözüm bulacak heyecan›yla Lise 1 ö¤rencisiyim. Alan seçme konusunda çok
Ahmet Altun karfl›l›yorum. karars›zd›m, ta ki Bilim ve Teknik dergisiyle tan›fla-
Ayfle Kevser Memifl na kadar. Bu dergiyi okuduktan sonra (ö¤retmeni-
Menemen Anadolu Lisesi min tavsiyesiyle) görüfl alan›m ve düflünce çerçevem
Kuflaktan Kufla¤a baya¤› geniflledi. As›l ilgi alan›m› farkettim ve arafl-
1984 y›l›n›n san›r›m Ekim ay›yd›. Biyoloji dersleri- t›rma alan›nda yo¤un bir çaba içerisindeyim. Bu
mizden birinde ö¤retmenimiz parlak kufle ka¤›da bas›l- Dergi Arflivinde Bir Sorun dergiyle tan›flt›ktan sonra birçok TÜB‹TAK kitab›
m›fl bir dergiyi bize tan›tt›. Orta ikinci s›n›ftayd›m. Ö¤- Bilim ve Teknik Dergisi'nin ‹nternet üzerindeki arfli- okudum. Dünyay› de¤ifltiren befl denklem, bilimin
retmenimiz, “Çocuklar bu dergi Türkiye’de yay›mlanan vine üyeyim. Gerçekten çok de¤erli bir arfliv ve öncelik- öncüleri, DNA'n›n yap›m öyküsü,... art›k bu konu-
dergiler içerisinde, sizi en do¤ru, en yararl› ve tarafs›z le size böyle bir çal›flma yapt›¤›n›z için teflekkür etmek larda söz sahibiyim. Bu dergi sayesinde bana kendi-
olarak bilgilendirecek tek dergidir. Fiyat› da tam harçl›- istiyorum. Ancak benim bir sorunum var. Baz› yaz›larda mi tan›tt›rd›¤›n›z için teflekkür ederim.
¤›n›za göre.” demiflti. Ben dergiyi almaya bafllad›m. kaynaklar›n ve küçük yaz›lm›fl yaz›lar›n okunmas› müm- Emine Özcan
Tam 20 y›ld›r kesintisiz olarak Bilim ve Teknik’i al›yo- kün olmuyor. Örnek “Madde Ba¤›ml›l›¤›” bafll›kl› yaz›
rum, almaya da devam edece¤im. Bu 20 y›ll›k süreçte (kaynaklar› da okunmuyor). Bu yaz›lar›n kaynakçalar›na
pek çok dergi yay›mland› ve ö¤retmenimin söyledi¤i nas›l ulaflabilirim? Araflt›rmalar›n derinlefltirilebilmesi
sözler hâlâ geçerlili¤ini koruyor. 1980’li y›llarda herke- için gerekli oluyor bazen.
Reklam Yap›n
se ulaflan dergi say›s› belki bir elin parmaklar›n› geçme- F›rat Akat Dergilerinizin içeri¤ini çok be¤eniyorum; fakat
yecek kadar azd›; günümüzdeyse o kadar çok yay›n var- bircok insan›n bu dergiden haberi yok, daha do¤ru-
ki; ama yine Bilim ve Teknik dergisi faydal›, tarafs›z ve su bu kadar ucuz oldu¤unu bilmiyorlar. Biraz rekla-
do¤ru bilgileri içeren, en ucuz dergi konumunda.
Veteriner Hekimlik Köflesi ma ihtiyac›n›z oldu¤unu düflünüyorum. Umar›m Bi-
Ben bugün idarecilik yapan bir co¤rafya ö¤retmeni- Derginizi be¤eniyle izliyoruz. Fizik, kimya, t›p, lim ve Teknik hak etti¤i ilgiyi görür.
yim. Y›llard›r ö¤rencilerime, ö¤retmenimin söyledi¤i ay- psikoloji, gökbilim gibi pek çok alanda yaz›lar içeren, Özkan Tulum
n› sözlerle Bilim ve Teknik dergisini tan›t›yorum. Ayn› gerçek anlamda bilgilendirici bir dergi. Ancak üzüle-
rek fark etti¤imiz nokta, derginizde özellikle Avrupa
zamanda, ödevler verip, kaynak olarak dergiyi kullan-
Birli¤i uyum sürecinde mevzuat›n önemli bir k›sm›n›
PDF Sorunu
malar›n› söylüyorum. Bilim ve Teknik dergisini almalar›- Siteniz mükemmel, gezmeye doyam›yorum. E-
na vesile oldu¤um çok ö¤rencim oldu. Onlar da hâlâ oluflturan, yine g›da mikrobiyolojisi ve insanlara bu-
laflan hayvan hastal›klar› gibi pek çok alanda temel derginize de üye oldum, fakat tüm say›y› pdf forma-
dergiyi al›yorlar ve y›llarca da alacaklar. Bilim ve Teknik t›nda indirdi¤imde, zekâ sorular› gibi grafikli bö-
dergisi, çizgisinden sapmayan ve bilgiyi magazinlefltir- teflkil eden veteriner hekimlikle ilgili, hemen hiçbir
makale bulunmamas›. Ülkemizin en çok izlenen bilim lümlerin resimleri bulan›k görünüyor ve bazen ra-
meyen ülkemizdeki tek, dünyadaki ender dergilerden bi- kamlar› okuyam›yorum. Bu sorunu çözerseniz sevi-
ri. Teflekkür ederim Bilim ve Teknik. dergisinde, bu alanda da yaz›lar›n yer almas›, hatta
düzenli olarak en az bir sayfal›k köfle oluflturulmas›- nirim.
Mehmet Ayd›n Adem Özer Eflkin
fiakir A¤aç Anadolu Teknik - Teknik Lise n› temenni ediyoruz ve hassasiyetinize sunuyoruz.
Ahmet Altun kardeflimiz dolmufl, dolmufl ve sonunda bitmeyecek. Yeni yan›tlar, beraberlerinde hep yeni soru- Veteriner hekimlerimize de, önce dergimize ba¤l›l›kla-
patlam›fl. Bilime olan ve yeterince doyurulamayan açl›¤›- lar getirecek. Ve yaflam›m›z hiç doyulmayacak, heyecan r› ve övücü sözleri için teflekkür ediyoruz. Gelelim veteri-
n› anlay›flla karfl›l›yoruz; ama biraz da haks›zl›k etmifl. Ne dolu bir serüven olmay› sürdürecek. Ve bu sorular›n en nerlik konusundaki yak›nmalar›na. Asl›nda, özverili bir
Bilim ve Teknik dergisi, ne de TÜB‹TAK do¤u illerimize az›ndan bir k›sm›n› ayd›nlatabilmek de bizim için ayr› bir hayvansever ve özellikle sokak hayvanlar›n›n az say›da
karfl› bir ayr›mc›l›k ya da ilgisizlik içinde. Biz, Bilim ve heyecan olmaya devam edecek. sahibinden biri olan Gülgün Akbaba arkadafl›m›z sayesin-
Teknik dergisinin, ülkemizin en uzak köflelerine kadar F›rat Akat’›n yak›nmas›n› baflka baz› okurlar›m›z da de, baflta Bilim ve Teknik Kulübü köflemiz olmak üzere
ulaflt›r›lmas› için Da¤›t›c› flirketleri sürekli zorluyoruz. Eli- paylafl›yor. Örne¤in, Adem Özer Eflkin kardeflimiz. An- veterinerlik konular›na dergimizde s›k s›k yer veriyoruz.
mizdeki olanaklar ölçüsünde de eski say›lar›m›z için okul- cak, daha önce de birkaç kez aç›klad›¤›m›z gibi, muaz- Foto¤raf merakl›lar› için açt›¤›m›z Sanal Sergi köflemizin
lardan gelen ba¤›fl isteklerini karfl›lamaya çal›fl›yoruz. TÜ- zam bir h›zla geniflleyen bilgi okyanusundan dergimize gediklisi olan kedi ve köpeklerin görevi de havyan sevgi-
B‹TAK da, üniversitelere olsun, liselere olsun burs ve birkaç damla daha fazla ak›tabilmek için, okurlar›m›z›n sini yayg›nlaflt›rmak. Köfle isteminiyse, olumlu gözle de-
proje deste¤ini büyük ölçüde art›rm›fl bulunuyor. Bu ara- gözlerini zorlama pahas›na çerçeve yaz›lar›n›, hatta baz› ¤erlendirmek üzere not ediyoruz.
da, Bilim ve Teknik Dergisi de bilime ola¤an›n üstünde yaz›lar›n tümünü, bu arada resim altlar›n› ve kaynakçala- Özkan Tulum kardeflimizin dikkat çekti¤i noktaya da
merakl›, çeflitli bilim dallar›nda e¤itim gören ö¤rencilerin r› küçük puntolarla yazmak zorunda kal›yoruz. Ama okur- daha önce birkaç kez de¤inmifltik. Dergimizi tan›tmak
ortaklafla üstlenecekleri, büyük üniversitelerin laboratu- lar›m›z her zaman dergimizi arayarak, okuyamad›klar› için zaman zaman gazetelerimize, televizyon kanallar›m›-
arlar›ndan ortaklafla yararlanabilecekleri, liseli bilim tut- bölümler için yard›m isteyebilirler. Adem’in yak›nmas›na za baflvurdu¤umuz oluyor; ama reklam bedelleri en az›n-
kunlar›n›n da kat›labilecekleri bir projeler platformu olufl- konu olan PDF format›ysa, arflivimizi bir an önce okurla- dan bizim için astronomik düzeylerde oldu¤undan, dedi-
turma haz›rl›¤› içinde. Ama, tabii daha yap›lacak çok fley r›m›za açabilmek için baflvurmak zorunda kald›¤›m›z bir ¤iniz gibi paral› reklamlardan yeterince yararlanam›yo-
var ve bizler de bu sorumlulu¤un bilincindeyiz. teknik. Ama yine olanaklar›m›z ölçüsünde önümüze ç›kan ruz. Ama öte yandan bizim hiçbir paran›n sat›n alamaya-
Mehmet Ayd›n ö¤retmenimize ve onu da dergimizle her f›rsat ve yenilikten yararlanarak hizmetimizi daha da ca¤› de¤erde bir tan›t›m kozumuz var: Siz okurlar›m›z.
tan›flt›ran kendi ö¤retmenine hem dergimiz hakk›ndaki iyilefltirmeye çal›fl›yoruz. Bu sayfadaki okur mektuplar›nda da gördü¤ünüz gibi bi-
güzel düflünceleri, hem de Bilim ve Teknik bayra¤›n› ye- Emine kardeflimizi de ailemize katabilmifl oldu¤umuz zim as›l tan›t›m›m›z›, dergimizi önceki kuflaklardan dev-
ni kuflaklara böylesine baflar›yla ilettikleri için teflekkür için mutluyuz. Bizler de Bilim ve Teknik sayesinde genç ral›p bir sonrakine ileten sorumlu ö¤retmenlerimiz, okur-
ediyoruz. Sizler varoldukça, Bilim ve Teknik de varolacak yafllarda kendimizi tan›d›k ve rotam›z› belirledik. Bilim ve lar›m›z yap›yor. Sizleri de göreve davet ediyor ve onlar›
ve çizgisinden hiç sapmayacak. Teknik’in rehberli¤i ve sa¤lad›¤› esin sayesinde belirledi- örnek alarak dergimizi baflka okurlarla tan›flt›rman›z›
Ayfle Kevser Memifl’in ve kendisi gibi bilim tutkunlar›- ¤imiz yol haritalar›m›z, kimilerimizi bu dergide görev ve bekliyoruz.
n›n kafalar›ndaki sorulara ›fl›k tutabildi¤imiz için ne mut- sorumluluk almaya yöneltti. Umar›z genç Emine’nin yolu Sayg›lar›mla,
lu bize. Biliyorsunuz, kafam›zdaki sorular hiçbir zaman da kendisini ileride dergimiz kadrosuna getirir. Raflit Gürdilek
Nanoteknoloji bugüne
de¤in malzeme bilimi ve
elektronik alanlar›ndaki
baflar›l› uygulamalar›yla
Haz›rlan›yor... ad›ndan çok söz ettirdi.
Ancak art›k bu "küçük
bilim", bir türlü çare
bulunamayan kansere
karfl› savafl›mda da en
Nanoteknoloji ön saflarda yer alacak.
Biliminsanlar› kimya,
Kansere Karfl› fizik, mühendislik,
malzeme bilimi, biyokimya ve moleküler biyoloji gibi birçok farkl›
disiplini ayn› amaç u¤runa bir araya getiriyorlar. Bu "tak›m"da görev
alacak olan nanoteknolojiye de çok ifl düflecek.