You are on page 1of 2

Peter Brook ve Dolaysız Tiyatro

Günümüzün ünlü yönetmenlerinden Peter Brook, The Emty Space (Boş Alan) adlı
kitabında çağımızın tiyatrosunun cansız, kurumuş, heyecan vermez oluşunu eleştirerek
bu tiyatroyu “Ölümcül Tiyatro” olarak adlandırıyor. Ölümcül tiyatro seyirciden aldığı para
karşılığında doyun sağlamayan, geleneksel kalıpları yinelemekle yetinen işe yaramaz
bir tiyatrodur. Geleneğin bir zamanlar içinde taşıdığı gizilgüce sahip olmadığı için duygu
inceliklerini ifade edemez. Seyirci bu tiyatroya alışkanlıkla gider ve kafasını hiç
yormadan oyalanır. Ölümcül tiyatro renk ve cümbüş tuzağı ile seyirciyi çekse bile gerçek
bir gereksinimi karşılamaz ve aldatmaca bir ilgiyi sömürür.

Peter Brook modern tiyatro eğilimlerini ve çalışmalarını ise iki kümede toplamıştır. Bu
kümelerden birinde canlı, renkli, eğlenceli oyunlar bulunur. Sirk gösterileri, müzikhol
gösterileri bu kümeye girer. Bu kümedeki çalışmalarda genellikle mistik anlam taşıyan
ve törensel özellikleri olan oyunlar üretilmektedir. Antonin Artaud’nun, Jerzy
Grotowsky’nin tiyatrosu bu kümeye girer. Bu kümedeki çalışmalarda seyircinin oyuna
katılması da söz konusudur. Peter Brook bu tiyatroyu “Kutsal Tiyatro” olarak
adlandırmıştır.

Peter Brook’a göre günümüzün tiyatrosu bu iki kümeye giren oyunların özelliklerini bir
araya getirmelidir. Böyle bir tiyatro hem insanın iç dünyasına ışık tutan bir büyüteç, hem
de tümün yapısını görmemizi sağlayan bir küçülteç olacaktır. Bu tiyatro büyülü olduğu
kadar, canlı ve neşeli olmalı, seyirci ile doğrudan ilişki kurmalıdır. Yazar bu tiyatroya da
“Dolaysız Tiyatro” adını vermiştir.

Dolaysız tiyatroyu gerçekleştirebilmek için uzun deneyler yapmak, yeni yöntemleri


sınamak ve geri dönüp aynı deneyleri yinelemek gerekir. Bu tiyatroda oyuncu kendini
bilinen tiyatro kalıpları ile koşullamamalı, kendini içtenlikle ve özgürce ifade
edebilmelidir. Ancak burada bir tehlikeye karşı uyanık olmak gerekir. Bu tehlike,
oyuncunun tiyatroya özgü kalıplardan kaçarken, kendi yaşamından gelen kalıplara,
kendi yaşam göstergelerine tutuklanmasıdır.

Peter Brook’a göre günümüz tiyatrosunun en büyük sorunu seyirci sorunudur. Seyirci
tiyatroya salt alışkanlıkla gidiyor, bu sanata karşı gerçek bir gereksinme duymuyorsa
tiyatro yapmanın bir anlamı yoktur. Tiyatro yeniden eski işlevselliğine kavuşturulmalı,
bunun için yeni biçimler, yeni deyişler bulunmalıdır. Önemli olan oyuncunun seyirciye ne
söylediği değil, seyircinin ona söylediğinden ne anladığı, ne beklediğidir. Sahne,
seyirciyi ilgilendirecek yeni biçimler bulmak zorundadır. Tiyatro seyirciyi de içerin
bütüncül (total) yaşantı olmalıdır. Bütüncül yaşantıyı gerçekleştiren tiyatroda Kaba,
Kutsal, Ölümcül tiyatro ayrımları ortadan kalkar. Bu tiyatro seyircisini hem rahatlatır,
hem de onda kalıcı izler bırakır.

Peter Brook kendi uygulamalarından yola çıkarak sahne ile yaşamı birleştiren ve bunu
tam anlamı ile yapabilmek için deney başvuran tiyatronun çalışma yöntemini üç
sözcükle özetlemiştir: Prova (Repetition), Temsil (Representation), Yardım (Asistance).
Prova, en özgün anlatımı bulmak için tekrarlanır. Temsil özelliği, oyunun yaşamla ne
kadar kaynaşsa gene de yaşamın kendi değil, temsili olduğunu belirten özelliğidir.
Yardım ise yönetmenden gelir. Peter Brook bu üç sözcüğün baş harflerinden yola
çıkarak bu yöntemin formülünü RRA formülü olarak adlandırır. Dolaysız tiyatro hem
yapıntı hem gerçek, hem doğaçlama hem biçimlendirilmiş, hem yakın hem uzak, hem
içe yönelik hem soğukkanlı, hem rahatlatıcı hem iz bırakıcı bir tiyatro olma savındadır.

Özetlersek, çağdaş tiyatro düşüncesi tiyatronun eski işlevselliğine kavuşturulması için


bir arayış dönemine girmiştir. Günümüz tiyatrosu eleştirilirken eski kalıpların tuzağına
düşülmemesi için uyarılarda bulunulmaktadır. Çağdaş tiyatro bir deney tiyatrosu olma
özelliği korumakta, bu bakımdan çağdaş tiyatro düşüncesi, bu deneylerin amacını ve
yöntemini saptayan görüşler olarak değer taşımaktadır. Bu arayış döneminde üzerinde
en çok durulan öğe seyirci öğesidir. Seyirciyi oyuna katan, seyirci ile bütünleşen, bir
olay, bir yaşantı, bir tören olan tiyatro yeğlenmekte ve savunulmaktadır.

Sevda Şener – Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi

You might also like