Professional Documents
Culture Documents
PROTEİNLER
LER
“Protein” sözcüğünün kaynağı, Yunanca'nın
"birincil öneme sahip" anlamını taşıyan (prota)
sözcüğüdür. Bu isim, proteinleri 1838'de ilk
tanımlayan Jöns Jakob Berzelius tarafından
verilmiştir. 1926'da James B. Sumner'in üreaz
enziminin bir protein olduğunu göstermesine kadar,
proteinlerin canlılar için ne derece önemli olduğu
tam anlaşılmamıştır. Yapısı çözülen ilk proteinler
arasında insülin ve miyoglobin bulunur ki, insülin
için Sir Frederick Sanger 1958'de, miyoglobin için
de Max Perutz ve Sir John Cowdery Kendrew
1962'de Nobel Kimya Ödülü kazanmıştır. Her iki
protein de kırınım analizi ile üç boyutlu yapıları
çözümlenen ilk proteinlerdendir.
• Proteinler, amino asitlerin zincir halinde
birbirlerine bağlanmasından oluşan büyük
organik bileşiklerdir. Bu zincirde bir amino
asitin karboksil grubunun bir diğerinin
amino grubuna bağlanmasıyla oluşan bağ
peptit bağı olarak adlandırılır. Proteinlerin
primer yapısı genetik bilgiyi taşıyan DNA
molekülleri tarafından denetlenmektedir.
Fonksiyonu ve biyolojik aktivitesi ne olursa
olsun bütün proteinler 20 standart aa. den
meydana gelmiştir.
Organizmada en yüksek oranda bulunan
makromoleküller
% 70 su
% 15 protein Total hücre ağırlığı
% 15 diğer
Hücre ekstraktı
Hücre enzimatik
bütünlüğünün kimyasal
(membran yapısının) Fiziksel
bozulması mekanik
Total hücre içeriği
hücre lizatı
Saflaştırma Şeması
Hücre lizatı
Çözünmeyen Santrifüj
hücre debrisi Filtrasyon
(uzaklaştırılır)
süpernatan hücresiz lizat
(nükleik asit, proteinler
küçük moleküller)
diğer protein,
iyon,su vb, Ardışık
ortamdan Saflaştırma
uzaklaştırılması işlemleri
Saf Protein
- Pahalı
- Proteinleri denatüre edebilir
- Ortamdan hemen uzaklaştırılmalıdır
Mekanik yöntemler
Fransız Presi
Çelik bir kaba yerleştirilen
hücre süspansiyonu
üzerine uygulanan yüksek
basınçla, hücreler küçük bir
delikten geçirilir
Mekanik yöntemler
Homojenizasyon
Cam homojenizatör kabında
pistonun düzenli dönüşü ya da vuruş
ile sağlanan mekanik güçle, hücreler
piston ve cam çeper arasında
sıkıştırılır hücre zarı
parçalanır,hücre içeriği tampona
geçer, elde edilen süspansiyon,
bütünlüğü bozulmamış bir çok
organeli içerir: HOMOJENAT olara
adlandırılır
Mekanik yöntemler
Sonikasyon
Hücre süspansiyonuna
daldırılan sonikatör,
titreşim yaparak ve
yüksek ses dalgalarıyla
hücre bütünlüğünü
bozar
Saflaştırmada Kullanılan
Prensipler
fiziksel özellikler
Proteinler saflaştırma
büyüklük/kütle
şekil
çözünürlük
polarite
affinite, vb
Saflaştırmada Kullanılan
Yöntemler
• Diyaliz
• Ultrafiltrasyon
• Jel filtrasyonu
• Elektroforez
• İzoelektrik fokuslama
• İyon değiştirme kromotogrefisi
• Affinite kromotografisi
• Densiti gradient (zonal) santrifugasyon
Saflaştırmada Kullanılan
Prensip Yöntem
santrifüj
diyaliz
Büyüklük ultrafiltrasyon
kütle jel filtrasyonu kromatografisi
jel elektroforezi (SDS-PAGE)
Biyolojik aktivite
Bağlanma affinite kromatografisi
SANTRİFÜJ
Sulu karışımlar(süspansiyon/homejenat)’a
santrifüj kuvveti uygulandığında, daha
büyük ve yoğun komponentler,daha hızlı
çökerler
Düşük hızlı santrifüj:Tam hücreleri, deney
ortamından ayırır
Yüksek hızlı santrifüj: Farklı büyüklük ve
yoğunluktaki subselüler organelleri ayırır
Büyüklük differensiyel santrifüj
kütle
ultrasantrifüj
100,000 x g
24 h
sukroz
gradienti
(% 5-20) Tüpün dibi delinir
fraksiyonlar toplanır
en yoğun en hafif
Büyüklük/kütle diyaliz
Semipermiabl
membran
homojenat
tampon
Tampon akışı
ligand-protein
kompleksi Ligand bağlı
boncuk
spesifik
protein
Serbest diğer
proteinler proteinler
Affinite Kromatografisi
katı destek spesifik protein
ligand
selüloz +
sepharoz DNA histon
dekstran IgG protein A
antibody antijen
antijen antibody
substrat enzim
kosubstrat enzim
Konkavalin A glikoprotein
reseptor hormon
Affinite Kromatografisi
Ligand ile kompleks yapan spesifik protein,katı
desteğe bağlanarak kolonda tutulurken; serbest
proteinler kolonu terkederler
Bağlı protein, daha sonra, pH değişikliği / tuz
çözeltileri veya ligand ilavesiyle kolondan elüe
edilir
Örnek: glukoz-protein
kompleksi
İlave
glukoz(G) boncuk
boncuk serbest
protein
ELEKTROFOREZ
Ortam pH’sına göre, (+) ya da (-) olarak
yüklenen kolloid taneciklerin, bir elektrik
alanında, kendi net yüklerine zıt yük taşıyan
anot veya katoda doğru farklı hızlarda
sürüklenmeleri
ELEKTROFORETİK YÖNTEMLER
Proteinler, elektrik yükü, büyüklük (yük/kütle
oranı), şekil gibi özelliklerine göre ayrılırlar
Elektroforez, genellikle poliakrilamid jel
üzerinde yapılır
ELEKTROFORETİK YÖNTEMLER
Proteinlerin saflaştırılmasında kullanılmaz !
Elektroforetik Yöntemler
• Karışım içinde bulunan protein sayısını
tespit etmek( kağıt ve jel elektroforezi)
• Saflaştırılmış proteinin saflık derecesini
belirlemek( SDS-PAGE)
• Saflaştırılmış proteinin molekül ağırlığını
tayin etmek (SDS-PAGE)
amacıyla kullanılır
POLİAKRİLAMİD JEL
Poliakrilamid Jel:Çapraz bağlı akrilamid polimeri
Poliakrilamid Jel Elektroforezi(PAGE)
protein karışımı
katot
plastik kasa
tampon
jel anot
tampon
SDS - PAGE
SDS:Sodyum Dodesil Sülfat-anyonik deterjan
nümune
protein
Sürüklenme hızı
İzoelektrik Fokusing
• İzozimleri ya da özellikleri çok benzeyen
proteinleri ayırmak için kullanılır
izoelektrik
• pH gradienti oluşturulan jel üzerinde fokusing jel
elektroforez yapılarak, proteinlerin pI
değerleri tayin edilir 10
• pH gradienti:Küçük molekül ağırlıklı
organik asit ve bazları içeren bir amfolit
ya da amfolin (katyonik/anyonik polistren pH
elektrolitler) çözeltisi inkorpore edilen
jele elektrik alanı uygulanır
- + 4
pH 10 pH 4
İzoelektrik Fokusing
• Amfolit çözeltisindeki H+ve OH- pH gradient
iyonları, biri diğerini nötralize
ederek sürüklenirken, jel
üzerinde pH gradienti oluşur
• protein karışımı
İzoelektrik jele uygulanıp
elektroforez yapıldığında,
karışımdaki her protein
kendi izoelektrik
noktasına kadar jel üzerinde pI:6.5
sürüklenir ve durur
İzoelektrik Fokusing
Protein bandları
Relatif yük
pH
% 20 (NH4)2SO4 % 40 (NH4)2SO4
santrifüj
protein
çözeltisi
hedef presipitat
protein
Karboksil R2 R2
grup
Peptid Bağı Oluşumu
H CH3
kondenzasyon H2O
reaksiyonu
H O Peptid Bağı CH3
‖
H3N+ – CH – C _ N – CH – COO-
H
Glisilalanin (Gly-Ala)
DİPEPTİD: GLİSİLALANİN
Glisin Alanin
C-terminal
N-terminal
Peptid
bağı Amid grubu düzlemi
Glisilalanin su
Peptidlerin Sınıflandırılması
AA sayısı Bağ sayısı Peptid
2 1 dipeptid
3 2 tripeptid
4 3 tetrapeptid
5 4 pentapeptid
n n-1 polipeptid
PEPTİDLER, peptid bağı sayısına göre
değil, AA sayısına göre sınıflandırılırlar
Peptidlerin Sınıflandırılması
CH CH3
Amino-terminal Karboksi-terminal
N-terminal C-terminal
Tetrapeptid: Alanil-tirozil-Aspartil-Glisin
(Ala-Tyr-Asp-Gly)
Peptidlerin İyonizasyon Davranışları
Fizyolojik pH’da,
• Peptid (amid) bağı: yüksüz
• Peptidler: yüklü
Peptid bağını oluşturan amino ve karboksil
grupları, peptidlerin asit-baz özelliklerine
katkıda bulunamazlar
Peptidlerin asit-baz özelliği:
-Amino ve karboksi terminaller
-İyonize yan zincirlerin sayısı ve cinsi
Peptidlerde N- ve C-terminal gruplar,
aynı -karbon atomu üzerinde
bulunmadıkları için:
• C-terminal COO- grupları, türedikleri
amino asidin karboksil grubuna göre,
daha zayıf asittir (pK )
C N C N C N
C C C C C C
O OH O
AA1 AA2
S S SH HS
absorbans
Elüat volümü
Bireysel
Bireysel polipeptid
polipeptid zincirlerinde
zincirlerinde
N-
N- ve
ve C-
C- terminal
terminal AAlerin
AAlerin tayini
tayini
N-terminal amino asit tayini
-Sanger reaksiyonu (FDNB)
-Edman reaksiyonu
(fenilizotiyosiyanat)
Bu reaksiyonların ürünleri, otomatize yöntemler
veya HPLC ile tayin edilerek, her seferinde
N-terminal sırada bulunan amino asitin kimliği
belirlenebilir
C-terminal amino asit tayini
Karboksipeptidazlar, polipeptid zincirinde
C-terminal amino asidin yapmış olduğu
peptid bağını koparan ekzopeptidazlardır
Reversibl
iyodoasetat
ile asetilasyon
asetillenmiş
sistein artıkları Asetillendikten
sonra, irreversibl
CNBr ile hidroliz
Enzimatik Hidroliz
Enzim (endopeptidaz) Hidroliz noktası
Tripsin Lys, Arg (CO) tarafı
Kimotripsin Phe,Trp, Tyr (CO)
Pepsin Phe, Trp, Tyr (NH)
Asp, Glu, Leu (NH)
Termolizin Leu, İle, Val (NH)
Tripsin ile Hidroliz
Sekans
Sekans Analizi
Analizi
+ +
+ +
+ OH
- + + -
+ OH
+ +
+
+ + +
+
+ + +
pH = pI
Asidik pH Net yük 0 Bazik pH
Net yük + Tüm özellikler minimal seviyede Net yük -
Proteinler presipite edilebilir
Proteinlerin
Proteinlerin Titrasyon
Titrasyon Eğrileri
Eğrileri
3 pH bölgesinde incelenebilir
• pH 1.5-6.0 : Karboksil (-COOH, R- COOH)
• pH 6.0-8.5 : Histidin ve -NH3 grubu
• pH 8.5 : Lys’de -NH3 grubu
Tyr’de fenolik OH grubu
Cys’de SH grubu
Arg’de guanido grubu
Proteinler
fizyolojik şartlarda tamponlayıcı
özelliğini His (imidazol) ile gösterir
Proteinlerin
Proteinlerin Titre
Titre edilebilen
edilebilen Grupları
Grupları
grup pK pH 7’de yük
- COOH 3.5 - 4.0 -
R - COOH 4.0 - 4.8 -
- +NH3 8.0 - 9.0 +
İmidazol 6.5 - 7.4 0
Guanido 12 +
Tiyol 8.5 - 9.0 0
Fenol 9.5 - 10.5 0
PROTEİN
PROTEİNLERİN
LERİN 33 BOYUTLU
BOYUTLU YAPISI
YAPISI
PROTEİN
PROTEİNLERİN
LERİN 33 BOYUTLU
BOYUTLU YAPISI
YAPISI
1-Primer Yapı (1o)
2-Sekonder Yapı (2o)
-Alfa–heliks
-Beta–kırmalı tabaka
-Beta–bendler (kıvrım, dirsek)
-Tesadüfi kıvrılmalar(Random coil)
3-Tersiyer Yapı (3o)
4-Kuarterner Yapı (4 )
o
1-Primer Yapı (1o)
H2N (
Amino asitler ) COOH
n
Protein yapısında
yer alan AA lerin,
bir düzen cins içerisinde
sıra
peptid bağları ile
bağlanması
Protein sekansı
Primer Yapı = Protein Sekansı
AMİNO ASİT SIRALAMASI
AA dizileri
N-terminal C-terminal
yönünde okunur
b) Sekonder Yapı:
Lineer dizide, komşu amino asitlerin
birbirleriyle olan ilişkileri ve düzenlenmeleri
sekonder yapıyı oluşturur. En önemli
özelliklerinden birisi, bir peptid bağının -CO
grubuyla, diğerinin -NH grubu arasında kurulan
hidrojen bağlarıdır.
Hidrojen bağları eğer, aynı zincir içindeki peptid
bağları arasında kurulmuşsa, α-heliks yapı
denilen yapılar oluşur. Bu spiral şeklinde, sıkı
paketlenmiş bir yapıdır.
Eğer hidrojen bağları farklı zincirlerdeki peptid
bağları arasında ise, β-tabakalı yapı
meydana gelir. Bu yapı, hem globüler hem de
fibröz proteinlerde bulunabilir.
Paulling ve Corey 1951 de polipeptitlerin
sekonder yapısınıbelirtmek üzere 3 yapı şekli
önermiştir.
1) alfa- heliks yapı
2) beta- plakalı tabakalı yapı
3) Tesadüfi kıvrılmalar
• alfa -Helikste zayıf hidrojen bagı , bir peptit
peptit bagındaki elektronegatif azot atomuna bağlı
H atomu ile bu atomu ile bu peptit peptit bağından
sonraki dördüncü amino asidin karbonil grubunun
oksijen atomu arasında olusmaktadır.
• Bir peptit peptit zincirinin alfa -heliks
olusturabilmesi için ya sadece L veya sadece D
formunda a.asitleri içermesi gerekir
• Saç, kıl, tüy, yün, boynuz, tırnak, deri ve kus tüyü
gibi keratinlere dahil proteinler genellikle soldan
saga dönüslü alfa-heliks düzenlemesi gösterirler.
• Beta-tabakalı konfigürasyonu ise ipek
lifi gibi gerilmis protein moleküllerinde
görülmektedir.
• alfa– heliks ısı ve nemin etkisiyle beta-
plakalı tabakaya dönüsebilir.
SEKONDER (İKİNCİL) YAPI
Miyoglobinin üç
boyutlu yapısına
katlanmış biçimi.
Zincirde yer yer
sarmal katlanmalar
gözleniyor. İşte bu
tip kurallı
katlanmalar
SEKONDER
YAPIYI oluşturur.
-sarmal
-tabaka
2- Sekonder Yapı (2 ) o
-heliks
-kırmalı
tabaka
Düzensiz ilişkiler: random coil
(tesadüfi kıvrılmalar)
Sekonder Yapıyı Oluşturan Bağlar
- Disülfid Bağları
- Hidrojen Bağları
Disülfid Bağı: Sistein rezidüleri
arasında kovalent bağ
R – CH2– S – S – CH2 – R
Cys Cys
Hidrojen Bağları
(+) H atomları ile (-) O atomları
arasındaki elektrostatik çekim gücü
Polipeptid zincirleri içinde veya arasında,
polar ve yüksüz, -OH, -NH, -NH2 grupları
ile -C=O arasında medana gelir
-Heliks Yapısı
• Çubuğa benzer bir yapı
• Polipeptid zinciri bir ana
eksen etrafında kıvrılarak
devam eder
•Peptid bağları ve -Catomu
1.5 A
5.4 A
H bağı
H bağı
HİDROJEN BAĞLARI
zincirler arasında oluşur
Stabilite, sayılarının çokluğu nedeniyle,
H bağları ile sağlanır
Beta–bendler (kıvrım, dirsek)
• Proteinlerdeki -heliks ve -kırmalı tabaka
yapıları, -bendler ile birbirine bağlanırlar
• -bendler, zincirin yönünü
değiştirir( menteşe bölgeleri)
• -bendlerin varlığı,
polipeptidlerin globüler
kütleler oluşturmasını sağlar.
• -bend bölgelerindeki 1- 4
AA artıkları arasında H
bağları oluşur.
• Pro ve Gly sıklıkla bulunur
Diğer olası
sekonder yapılar
Tesadüfi kıvrılmalar
((Random coil)
•Proteinlerin, heliks, kırmalı tabaka veya -bend
yapmayan bölgeleri, gelişi güzel
helezonlar, kıvrılmalar şeklindedir.
Su
molekülleri
tersiyer
3.45 nm
~ 37 nm2
Çok sayıda
hidrojen bağı
Elektrostatik Etkileşimler
(İyonik Bağlar)
Yan zincirde
bulunan ve zıt
elektrik yükü taşıyan gruplar (asidik
ve bazik amino asitler ) arasında
Elektrostatik Etkileşimler
(İyonik Bağlar)
G = negatif
+
+
+ +
+
+ +
+ +
+
+
+
Nonpolar yan zincirli AA ler, tersiyer yapının
iç kısmında bulunurlar ve su ile temas etmezler
H H
Ala C
H Val
H
C
H H C
H H
C H H
H
H
Ala
C
H
Ala
H
Asp
-
Birden fazla polipeptit zincirinden oluşan
proteinlerde daha da ileri bir yapısal oluşum
vardır: KUATERNER (DÖRDÜNCÜL) YAPI
d) Kuarterner Yapı:
İki veya daha fazla polipeptid
zincirinden oluşan proteinlerin, bu
polipeptid alt ünitelerinin düzenlenmesiyle
oluşan yapıdır. Alt üniteler arasında
nonkovalent bağlar vardır. Herbir alt
üniteye protomer veya monomer denir.
• Benzer özelliklere sahip alt üniteler salkım
benzeri, topluluklar olusturarak dördüncü
yapıya neden olurlar. Bu yapı proteinin
polierizasyonunu yansıtan bir olaydır.
• Molekül ağırlrıgı 50.000 50.000 Da’dan
dan büyük proteinler kuaterner yapıya
sahiptirler.
• Fosforilaz-A dört alt üniteye sahip,
dördüncül yapıyı sergileyen bir proteindir.
Bu tür yapılarda alt üniteler kovalent
olmayan güçler ile birlesmislerdir.
• Hemoglobin, serüloplazmin trozinaz
trozinaz gibi globüler proteinler bu sınıfa
dahil olurlar.
4 - Kuarterner Yapı
Primer, sekonder ve tersiyer yapıları
bulunan polipeptid zincirlerinin non-
kovalent bağlarla bir arada tutulması
Proteinlerin
polimerizasyonu
Hem
protein-protein
4 Globin Zinciri bağlanma bölgesi
(tetramer)
aynı 2 alfa globin zinciri
Hb’ i oluşturmak
üzere globin kompleksi
bağlanır
Tetramer
Kuarterner Yapıyı Oluşturan Bağlar
Non-kovalent bağlar
hidrojen bağları
iyonik bağlar
Hidrofobik etkileşimler
Konformasyonlarına göre proteinler 2 ye ayrılır:
Fibriler, globüler
• Globüler proteinler:
Albüminler,
Globülinler,
Globinler,
Glutelinler,
Prolaminler,
Protaminler,
Histonlar.
• Fibriler proteinler:
Keratin,
elastin,
fibrinojen,
miyozin.
Globüler proteinler:
Sıkıca katlanmış helezon şeklinde polipeptid zincirlerden
oluşur
Proteinler sekonder yapıyı aldıktan sonra kendi içinde
katlanmalar yaparak küresel yapı alıyor.
Örnek: Albumin, Miyoglobin
(Proteinlerin büyük kısmı, bu gruptadır)
Fibröz Proteinler:
•Spiral veya heliks şeklinde kıvrılmış,(kovalent ve
H bağlarıyla çapraz bağlanmış) zincirlerden
oluşurlar
Proteinler sekonder yapıyı aldıktan sonra bir araya gelerek çubuksu yapıyı
oluştururlar.
• Bitkilerde bulunmazlar.
Örnek: Bağ dokusu proteinleri:
Kollajen, Elastin, Keratin
Miyozin: Kas proteini
Fibrinojen:pıhtılaşma proteini
Fibriler proteinler
1- keratinler
2- kollagenler
3- elastin
α keratinler α heliks yapısı gösterirler,sistin bakımından
zengindirler. Tırnak, boynuz gibi kırılgan dokularda
bulunur. β keratinler β plakalı yapı gösterirler. Sistin
içermezler. Örümcek ağlarında, ipek kozalarında
bulunurlar.
Kollajen:Birbirine sarılmış 3 polipeptid
zinciri (üçlü heliks)’nden oluşur
Memelilerde total proteinin %30’unu teşkil
eder deri kıkırdak tendon ve liflerde
bulunurlar.
Gly,Ala,Pro,Lys’den
zengindir B
Proteolitik A
enzimlere
karşı
dirençlidir C
Elastin
Hemoglobin,
molekülünde içerdiği
toplam 4 adet Fe2+
sayesinde akciğerlerden
dokulara O2 molekülü
taşıyabilmektedir. 1
hemoglobin molekülü
toplam 4 adet O2
molekülü bağlayarak
taşıyabilir
Hemoglobin Bir demir porfirin veya heme grubu
içermektedir.4 peptid zincirinden oluşmuştur, 2 2
şeklinde. -zincirleri 141 aa lik zincirlerdir, -zincirleri
146 aa lik zincirlerdir. Reversible olarak oksijeni yüzeyine
bağlamakta ve tekrar serbest bırakabilmektedir. Molekülde
4 hem grubu vardır. Hemoglobinin görevi , akciğerin
oksijence zengin fazından oksijeni yüzeyine bağlayarak
oksijence fakir periferal dokulara taşımaktır.
Hemoglobine oksijen bağlama dengesi pH ile
değişmektedir.
HHb +O2 ↔HbO2 + H
Proton ortamda arttığı zaman denge sola kaymaktadır.
Proton ortamdan alınacak olursa bu kez denge sağa
kayacaktır. Bu etkiye “Bohr etkisi” veya “Bohr Effect”
denir
Bir hemoglobin molekülüne 4 oksijen
bağlanabilmektedir.
Hb +O2 ↔HbO2
HbO2 +O2 ↔Hb(O2)2
Hb(O2)2 +O2 ↔Hb(O2)3
Hb(O2)3 +O2 ↔Hb(O2)4
Hemoglobini oksijen bağlamasında 2 model
öne sürülmüştür.
1) Kademeli Model
2) Simetri Modeli
Koshland tarafından öne sürülen kademeli
modele göre; oksijenlerden biri bir subüniteye
bağlandığında subünitelerde bir konformasyon
değişikliği olmakta ve diğer subünitelerin oksijene
karşı affinitesi ( ilgisi) artmaktadır.
Mnod Wyman ve Changeux tarafından öne
sürülen simetri modelinde ise Bütün subüniteler
aynı anda oksijene karşı ya düşük ilgi ya da
yüksek ilgi göstermektedir.
X ışını analizlerinden elde edilen veriler simetri
modelini desteklemektedir.
Çeşitli hemoglobin tiplerinde bulunabilen polipeptit
zincirleri -zincir, -zincir, -zincir, -zincir olmak
üzere dört tiptir. Bir hemoglobin molekülünde bu
zincirlerden iki tür bulunur
Anormal hemoglobinler
• Hb S: HbA1’in -zincirlerindeki 6. amino asit glutamik
asit yerine mutasyon sonucu valin bulunan hemoglobindir
Hb S: Oksijensiz ortamda solubulitesi azalır;
çubuk benzeri lifler ve fibröz agregatlar oluşturur.
Hb S içeren eritrositler orak şeklinde görüntü
oluştururlar ve kolayca parçalanırlar oraklaşmış
eritrositlerin ince kapillerlerde dolaşımı
yavaşlatmasıyla tromboz ve emboliler gelişebilir
Hb S, orak hücreli anemi ( Hb S hastalığı)
olarak tanımlanan hemoglobinopatinin ortaya
çıkmasına neden olur. Eritrosit hücreleri orak
şeklini almaktadır.
Oksihemoglobin (HbO2)
Oksihemoglobin, hemoglobin molekülündeki 4 Fe2+’e
akciğerlerde birer O2 molekülü bağlanması sonucu oluşan
hemoglobin bileşiğidir
Hemoglobin molekülüne akciğerlerde O2 moleküllerinin
bağlanması olayı, hemoglobinin oksijenasyonu olarak
tanımlanır
Bir hemoglobin molekülü, oksijenasyon olayı sonucunda
4 O2 molekülü bağlayabilmektedir
Hemoglobinin oksijene affinitesi, oksijenin kısmi basıncına
bağlıdır
pO2 değişimine karşı hemoglobinin oksijenle %
satürasyonunu gösteren grafiklere hemoglobinin satürasyon
eğrisi veya oksihemoglobinin dissosiasyon eğrisi denir
pH ve oksijen kısmi basıncı hemoglobinin
oksijen taşıma dengesi kontrol eden 2 temel
unsurdur. Eğer akciğerde oksijen kısmi basıncı
100mmHg basınca eşit ve pH derecesi çok yüksek
ise hemoglobin ancak % 96 oranında oksijen
bağlayabilmektedir. Eğer çevre dokularda oksijen
kısmi basıncı 45 mm Hg basıncına eşit,pH düşük
ve CO2 seviyesi yüksekse oksijen bağlanması
zayıflar ve % 65 doygunluk derecesine gelinceye
kadar yüzeyine bağlı oksijeni dokulara
bırakmaktadır. Böylece % 96 ve %65 oranlarında
oksijene doygunluk göstermektedir.
Akciğerlerde oksijenasyon olayı sonucunda
hemoglobine bağlanan oksijen, diğer dokularda
deoksijenasyon olayı sonucunda hemoglobinden
ayrılır
Oksijenin taşınmasında
ve depolanmasında
globinlerin rolü
Hemoglobin ve Miyoglobin
hayvanlarda sırasıyla, oksijen taşınması ve
depolanmasında görev alan proteinlerdir.
Hayvanlar yaşamak için hücrelerine oksijen
pompalamak ve metabolizma sonucu oluşan
artık ürünleri de (ör. CO2) dışarı atmak
zorundadırlar. Dokular arasında difüzyon ile
taşınma hızı yeterince yüksek değildir. Böcekler
hariç tüm hayvanlar kan (atardamarlar) yoluyla
dokulara oksijen taşır ve CO2’yi yine aynı yolla
(toplardamarlarla) dışarı atar. Kanda oksijen
taşıma görevi, değişik canlılarda farklı tipleri
bulunan oksijen taşıyıcı proteinler tarafından
sağlanır. Bu proteinler ya bazı omurgasızlarda
olduğu gibi kanda çözünmüş olarak bulunur, ya
da insan eritrositlerinde olduğu gibi belli
hücrelerde yoğunlaşır.
Hemoglobine CO bağlanması
Hemoglobindeki Fe atomuna karbon monoksit (CO)
bağlanırsa:
Karbonmonooksihemoglobin (HbCO) oluşur.
Dokulara O2 taşıma yeteneği azalır.
(CO zehirlenmesinin temeli !)
Hemoglobinin CO’ne olan ilgisi O2’ne olan ilgisinden
220 kat fazla! Onun için ortamdaki çok küçük
miktardaki CO bile kanda toksik konsantrasyonda
HbCO oluşmasına neden olur.
%60’ın üzerinde HbCO ÖLDÜRÜCÜDÜR !!!
CO zehirlenmelerinde O tedavisi uygulanır.
Miyoglobin
Miyoglobin, prostetik grubu hem olan bir
kromoproteindir Başlıca kırmızı kaslarda
özellikle kalp kasında yüksek konsantrasyonda
bulunur.153 amino asitten oluşan bir polipeptit
zinciri ve bir hem grubu içerir. Miyoglobin
gayet sıkı yapılıdır. Molekül içine 4 molekül
suyun girebileceği kadar boşluk
vardır.Moleküliçinde nanpolar aa. ler
bulunmakta, aa.lerin polar R grupları ise dışa
bakan yüzeyde,trozin, triptofan, threonin gibi aa
lerin polar olmayan uçları molekül içine
uzanmıştır. Prolin aa.bükülme yapan bölgelerde
bulunmuştur.
İncelenen bütün hayvan türlerinde
miyoglobin polipeptit zincirinin kaba
konformasyonu aynı bulunmuş fakat aa
kapsamında farklılıklar vardır.
Miyoglobinin
hem
grubundaki
Fe2+, O2 ile
reversibl
olarak
bağlanabilir
Miyoglobinin oksijene affinitesi,
hemoglobinin oksijene affinitesinden fazladır
Ancak ağır egzersizden sonra oksijenin
azaldığı durumlarda kas dokusunun pO2’si 5
mmHg’ya kadar düşebilir ve miyoglobin kas
mitokondrisinde ATP’nin oksidatif sentezi
için kendisine bağlı oksijeni derhal serbest
bırakır
miyoglobin, kasta bir çeşit oksijen deposu
olarak işlev görür
Kaslarda bol miktarda bulunan
miyoglobin, kas yaralanmalarında kana
geçer ve idrarla atılır
İdrarla miyoglobin atılması
miyoglobinüri olarak tanımlanır; klinik
tanı açısından önemlidir
Yapılarına göre proteinler
Proteinlerin
Proteinlerin Yapısı
Yapısı
Proteinler yapılarına göre,
3 grupta toplanırlar
• Basit proteinler
• Konjuge proteinler
• Türev proteinler
Basit proteinler
Hidroliz edildiklerinde sadece L--
amino asitleri veren,saf proteinler
Ör: Albümin
Türev proteinler
Isıtma, hidroliz, asidifikasyon, vb
işlemlerle modifiye olan proteinler
Ör: bazı pepton ve peptidler
Konjuge proteinler
L--amino asitlerin yanı sıra,başka
kimyasal grupları (prostetik grup)da
içerirler
•Glikoproteinler: protein + COH grup
Karbohidrat(oligosakkarit) ünitelerini
içerirler Örnek: membran proteinleri
plazma proteinleri(globulinler),
•Hemoproteinler:protein+hem
(ferroporfirin)
Ör:hemoglobin,miyoglobin,katalaz
•Metalloproteinler: protein + metal
Cu- seruloplazmin
Fe-transferrin, ferritin
Ca-kalmodulin
Zn-karbonik anhidraz
N-terminal C- terminal aa. tayini
Proteinleri saflaştırdıktan sonra bunların N-
teminal, C-terminal aa. Lerini tayin etmek için
öncelikle düz zincirli hale getirilmeleri
gerekmektedir. Eğer iki zincirli protein var ise
öncelikle zincirlerin birbirinden ayrılması gerekir.
Zincirleri birbirinden ayırmak için performik asit ve
β-merkapto etenol kullanılır. Böylece disülfit
bağları birbirinden ayrılır.
Polipeptid zincirlerinin ayrılması
N-terminal aa. tayini
C Terminal amino asit tayini
aa. dizisinin tayini
POLİPEPTİDLERİN LABORATUVARDA
SENTEZİ
DENATURASYON