Professional Documents
Culture Documents
BOL VE YUT!
13 ÜlkedeBatz Projeleri
Remzi Kitabevi
I
ISBN 978-97$-14-1314-7
Okura llksöz,9
Bati'nm "Projeleri" ve Birle en Avrasya, 11
Türksüz Kerkük, 17
"Erbil Simrlar Arasinda!", 34
Ürdün'ün Hagemit Kralhgi, 54
Nasir'm Misir'i ve Bugün!, 75
Lübnan: Küresel Güçlerin Politika Laboratuvan, 94
Suriye: "Terörist Devlet!", 115
2008 "Iran Yih", 133
Rusya'da 3. Dönem!, 151
Abhazya, Zamamn Kiyisi..., 169
"Gül Devrimi"nin Ardmdan Tiflis, 186
Kosova Açik Yara!, 213
Sudan'a Darfur Oyunul, 234
Malezya'mn "Ihmh Islam"i,259
Singapur: Uzak Asya'da Bir IsrailModeli!, 277
OKURA ÍLKSÖZ
Eylül 2008
BATI'NIN "PROJELERÍ"
YE BÍRLEgEN AVRASYA
SIMH
ninam
Ortadogu bugün
StSAII
TÜRKiYE
JRAN
Musul
KKlC Kerkûk
RK SIJRiYE
Ba dat
IRAK
SUUDi
ARABiŠTAN
BVY2
18 BOL VE YUT
I
Eski Türkmen kenti Kerkük, birileri için Kürt bölgesinin kal-
bi! Digerleri, "Mezarhklara, henüz yok edilmemi; Osmanh izleri-
ne bakm!" diyor. Ïlçelerin,sokaklarm isimlerine, konuqulan dile,
âdetlere! Ama nafile...
Etnik ve dini ayrim Bati'mn kihciylagekilleniyor. Savaym orta-
smda Kerkük'te bir demokrasi oyunu oynamyor. Meclisler kuru-
luyor, valiler atamyor, mahkemeler yap1hyor... Amerika Kerkük'e
girdigi gün nüfus ve tapu daireleri yakihmytt... imdi Kerkük'e
yeni bir kimlik biçiliyor.
50 derece altmda yanan Kerkük'te bir sonbahar. Merkezden
varoplara dogru gidiyoraz. Kerkük Il Meclisi'nce tarafimiza tah-
sis edilen korumalar ve zirhh araç, tozlu yollarda zigzag yapa-
rak ilerliyor. Kameramamm Ismail Dostoglu'nun yüzünde o gü-
ne kadar görmedigim bir ifade. Sikmtih gärünüyor. "Buna bin-
memeliydik!" diye fisildlyor. "Bunlar koruma araçlari. Pusulara
en çok hedef olanlar." Arkada, Ismail ile bir güvenlik görevli-
si arasmda oturuyorum. Önde arabayi kullanan Kürt güvenli-
gin altm saatine bakiyorum. Sonra da Ray Ban gözlüklerine...
Kerkük 11Meclisi'nden 30 km uzakhktaki stadyuma, son hizla,
arabadaki her köpeye çarparak, devrilip dogrularak on dakika-
da geliyoruz.
Terk edilmig bir stadyumun kapismdan içeri giriyoraz. Her
yanda zayif, hasta, bitkin çocuklarm yaglanmig gözleriyle kargila-
iyoruz... Arap, Asuri, Kürt çocuklar... Bir stadyumun içinde ya-
amaya çahqiyorlar. Çocukluklarmi çoktan geride birakmiglar. Bey
yaymdakiler bile bin yaymdaymig gibi. Çocukbedenlerinde iqga-
lin agir izlerivar. Derileri buruguk, gözleri yüzlerinin yarismi kap-
lamig, vücutlarmda garip lekeler, ayak bileklerigig... Ellerinde ku-
rumuy ekmek parçalari, gaz bidonlarma doldurulmuq pis sular-
dan içiyorlar. Kameray1 görünce kocaman gözlerindeki ifade de-
gipmeden agtzlari gülüyor, poz veriyorlar.
Stadyumu çevreleyen merdiven altmda bir aile. Dört adet yer
yatagt üzerinde halsiz yatan çoculdar. Onlar dört yildir stadyum-
da yapyor. Yerde kuratulan ekmekle besleniyorlar.Birinin sirtm-
da ye belinde garip çikintilar var. Annesi çaresiz, sürekli gülümsü-
yor... "Bizi buraya getirdiler sonra da unuttular!" diyor.
TURKSUZ KERKOK 19
"Normalleyme..." Ne Demekse!
Halk oylamasmda istenen sonucun alinmasi için gereken her
ey yapihyordu. Zorla Kerkük'e göç ettirilen ve vaatlerle kandiri-
lan Kürt köylüler; yeni makamlar ve ayricahklar teklif edilen es-
ki pegmergeler, yeni güvenlikler; kaçakçilikla içadamhgi arasm-
da dolaçanlar, Amerikan direktifleri dogrultusunda örgütleniyor-
lardi. Kerkük'te anayasanm 140. maddesinin uygulanmasi buyu-
"normalleytirme"
ruluyordu. Maddeye göre, önce adi verilen sü-
reç gerçekleytirilecekti. 700 bin insanm öldügü, 1,5 milyon insa-
nm sakat kaldigt, 2 milyon insanm vatanmdan göç ettigi bir ülke-
"normallegme"
mi? Ne iqgali!"
Arapçay1 gayet iyi bilen bir halkin içgalin anlamim bilmemesi
"ihtilal"di.
olasi mi? Ama iggalin adi burada lygaleortak olanlar,
ihtilal sözünü daha sempatik bulmuy olmaliydilar.
Kerkük Îl Meclis Baykam Rizgar Ali sözüne devam etti...
"Biz Irak'i kurtardigi için Amerikan hükümetine tegekkür edi-
yoruz!"
"Sizi çok sevdikleri için mi kurtardilar?" diye soruyorum.
Alayc1tavruna aldirmadan devam ediyor: "Belki onlar da bu-
radan bir fayda saglamig olabilirler. Irak, çok stratejik bir bölge.
Sadece petrolden ibaret degil. Bizim jeopolitikve jeostratejiköne-
mimiz de var."
Irak Türkmen Cephesi'nden Cemal gan,"Dogrudur. Amerika
sayesinde özgürlegtiler. Irak resmi olarak degilse de artik
parça-
lanmigtir" diyor.
"§imdi
"normalleyme'den,
BOP'tan Haberler
2007 Ekimi'nde Amerikan Senatosu'nda düzenlenen bir top-
lantida konuçan dig iliqkiler uzmam JudithYaphe, Irak'ta asil içsa-
vaym, Kürtler ve Araplar arasmda çikmasmdan korktuguna söy-
ledi.
Yaphe, Kerkük'ü ele geçirmekte kararh olan Kürtlerin,
Araplarla kisa süre içinde bir içsavaga girmelerinin kaçmilmaz ol-
dugunun altmi çizdi. Çokgeçmeden Pentagon için projeler üreten
dügünce kuruluqu, Rand Corporation yeni bir projenin ana hat-
larmi açiklayacakt1.
Bu yeni Irak raporu, Amerika'nm uygulayabilecegi strate-
jialternatiflerini,
burlarm faydalarmi ve maliyetini tartigiyordu.
Rapor, Irak'ta Amerikan bagarisi için öncelikle mezhep gruplari
arasmdaki çatigmalarm azaltumasi gereginden söz ediyordu.
\
32 BOL VE YUT
BVY3
"
"ERBÍL SINIRLAR ARASINDA!
2007 Yolculugu
TÜRKÌYE
\ IRAN
Musul
KK)C
RK SURiYE
AKDEN
Bagdat
IRAK
SUUDi
ARABISTAN
"ERBIL SINIRLAR ARASINDAP 35
sonra yimdi, hükümetler arast bir ortak iz1eme komitesi terör ko-
nularmdan sorumlu olacakti.
Türkiye-Irak hattmda teröre karyi imzalar atihrken, Ame-
rika'dan Oslo'ya, Oslo'dan Diyarbakir'a kadar yayilan bir hare-
ketlilik göze çarpti. Terörle mücadele anlagmasinm imzaland1-
gi günlerde, Amerikan senatosu Irak'm üçe bölünmesi karari-
m onayladt. Iki, yabanc11arm genig katilumyla Diyarbakir'da bir
Kürt Konferansi yapildi. Oç, Norveç'te Kürt haklari konusunda
Bati'nm ileri gelenleri toplandi!
Türkiye Irak'la, terörle mücadele konusunda masaya oturdu-
gunda,biz Erbil'deydik. Kuzey Irak Kürt yönetimi parlamento-
su hop oturup hop kalkiyordu. Pegmerge güçleri sözcüsü Cebar
Yaver qu demeci veriyordu:
"Irak, Kürdistan hükümetinin onayun almadan PKK konu-
sunda Türkiye'yle herhangi bir anlayma imzalayamaz. Biz, bölge-
sel Kürt hükümetiyiz. Ankara Bagdat'la degil bizimle konuqmah!"
Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Parlamentosa Baykan Yar-
dimcis1Kemal Kerküki de bir beyanat veriyordu: "Kürdistan Par-
lamentosu'nun onayi olmayan her anlaymayi geçersiz sayarizl"
Arkada Amerikan Senatosu'ndan destek olunca Kuzey Irak'm se-
si epey gür çikiyordu. Kürt yönetim, sadece siyasette degil, ekono-
mik alanda da Bagdat'la itipiyordu. 2007 yazmda Teksas petrol gir-
keti Hunt ile Kuzey Irak yönetimi arasinda petrol anlaymasi im-
zalamyor; Irak Petrol Bakam El bu imzanm mürekkebi
gahristani,
kurumadan anlagmanm geçersiz oldugunu ilan ediyor.
lytetam bu sirada Amerikan Senatosu'na bir öneri geliyordu.
Senatör JosephBiden, Irak'm gevgek bir federatif yap1 içinde üç
bölgeye ayrilmasim öneriyordu. Tasari Amerikan Senatosu'nda
ezici çogunlukla kabul edilmiyti. Amerika'mn Irak'a sadece de-
mokrasi gätürmekle yetinmedigi anlayihyordu, ülkenin smirlarmi
çiziyor, parçalara ayirlyor, gekillendiriyordu.
sizhk pimdilik çok yakm gõrünmüyor. Ama özerk bir bölge olarak
bagimsizhgim sürdürmesi 1970 anlagmasmda var."
Amerika'nm buraya el atmastyla, bölgede ikigey gerçeklegmig-
ti. Türkmenler 36. Parale1'in iki tarafmda kalmig,birbirlerinden
ayrilmiglardi.
Kürtler, Bati'nm himayesine almnnçlardi.
Türkmen gehri Musul ve Telafer, güvenli bölge smirlan için-
de kalmasma ragmen digarida birakilmig,Saddam'm insafina terk
edilmigti. 36. Paralel digmda kalan Süleymaniye ve Çamçamal ise
güvenli bölgeye dahil edilmiplerdi.
Irak'ta yaçayan Türkmenlerin yüzde 20'si, Erbil merkezli yerel
yönetime ve yüzde 80'i de Kerkük-Musul merkezli Saddam yöne-
timine baglandt.
Ayrica Türkmen cografyasmm Türkiye'yle olan dogal baglanti-
si da ortadan kaldirildi. Kuzey'deki oluqumun temeli böyle atildi.
Demokrasi Komedisi
Erbil'de Kürt parlamento binasmda Kerküki röportajm ardm-
dan bir panel izledim. Yerel Kürt yönetimi, kolera salgmmikonu-
uyordu... Stralarda yerelkiyafet giymig üyelerin yanmda modern
giysili kadm ve erkek milletvekilleri oturuyordu. Bunlardan dör-
dü Türkmen milletvekiliydi.
Pür ciddiyet, bölgenin en önemlisorunu olarakkolerayikonu-
quyorlardi. Inanmadiklaribir oyunun oyunculariydilar. Her biri-
"demokrasi"
nin yüzünde oyunundan duyduklari mutluluk var-
di...
Bu parlamento, Birinci Körfez Savagfnm ardmdan, Amerikan
ve Ingilizbirliklerinin güvencesi altmda kurulmuytu.
Kürdistan Yurtsever Birligi ve Kürdistan Demokratik Par-
tisi'ni yani savagan iki Kürt agireti aym çati altmda toplanmigt1.
"Demokrasi" adma, parlamentoda bir Türkmen Partisi de vardi.
Bedelleriödenmig dört Türkmen milletvekili bu çorbaya katilmig-
ti. Bunlardan ikisi bakandi.
Erbifdeki Türkmen gruplar, acaba parlamentodaki temsilcile-
ri için ne düpünüyorlardd
"ERB1L SINIRLAR ARASINDAl" 43
Abdülkadir Bezirgan
"komqu"
Erbil
Çargisi
bir kumag dükkâmnda
Çaryida birkaç kadmla sohbet ediyo-
rum. "En büyük dert susuzluk!" diyor genç olan. Bebegine alt be-
ziyapmak için bez satin ahyor.
"Elektrik sik sik kesiliyor,saghkh yaçamamiz imkânsiz!" diyor
öteki. "Temizlik bile sorun..." diye ekliyor.
"Suda kolera var!" diyor dükkân sahibi.
Çaryidakonugtugumuz Erbilli ile Ferda Hamm'm Erbil'i pek
bagdagmtyor.
Erbil, eski bir Türkmen kenti. Bir zamanlar, egitimli insanla-
n, zengin tüccarlanyla ünlüymüg. Hangi etnik kökten olursa ol-
sun herkes Türkçe konuqurmuy. Türkçe konuçabilmek medeni-
yet göstergesiymig.
Erbil, bin yilhkkadim kent, änce Saddam'm gõç politikasiyla, ar-
'güvenli
dmdan bölge" uygulamastyla Türkmen özelligini kaybet-
mekle kalmamig... Türkmen olmak, ho; görülmemeye baglanmig.
Kürt gazeteci Rebwar bakm ne diyor: "Erbil'in tarihini aragti-
rirsaniz, bir Türkmen kentioldugunu görürsünüz. Ayrica yörede-
ki tüm kentlerin Türkmen oldugu da bilinir. Erbil de Kerkük de
Türkmen'dir. Bu kentlerde ahali esnaf ya da tüccardtr. Erbil'in kal-
burüstü zenginleri Türkmen'dir. Zaten gehir kavrami Kürtler için
yeni bir kavramdir. Onlar sonradan, köylerden getirilmiglerdir."
1990'lardan sonra Türkmen halki son kalelerini de kaybede-
ceklerdi. Türkmenlere ait olan bölgede faaliyetgösteren siyasiolu-
umlar, saglik ve egitim kurumlan, sistematik olarak Battnm des-
tekledigi Kürt yerel yönetimi tarafmdan baski altma almdi.
Saddam döneminde Araplagttrma siyasetine karyi mücadele
veren Türkmenler, bu defa, Kürtleptirme politikasiyla karp kar-
pya kaldilar.
"ERBIL SINIRLAR ARASINDAl" 47
Erbil, 1stihbaratCenneti
Bagdat ve Basra bombalarla sarsihrken, özel statüsü nedeniy-
le savagtan uzak kalan Erbil, para ve silahm ve en çok da uyug-
turucu ticaretinin köprüsü. Bu durumdan nemalananlar yüksek
duvarlarm ardmdaki gökdelenlerde saklananlar. Burada 19kova-
layan Türkler, Araplar, Lübnanhlar ve Israilliler... Istihbarigö-
revlerle gelenler ve son iki yilda kentte açilan on bey yeni banka-
nm çaliçanlari...
Norveçli petrolcüleri, Dubaili tüccarlari da unutmamak gerek.
Son y111ardayükselen buyük oteller özel konuklar agirhyor. Gecesi
250 dolar olan lüks otellerde boy oda bulunmuyor. Sheraton'un
her salonunda Batih heyetlerlefisildayan,koruma ordusu egligin-
deki agiret mensuplari göze çarp1yor. Sefalet içinde; elektriksiz,
susuz, aç yaçayan halk, iddiah konut projelerinin tabelalarma gay-
kmhlda bakiyor. Bunlardan birinin adi "Dream City". Her bir vil-
la, 1 milyon dolardan satihyor.1nçaati "Türk" igadamlarmm yap-
tigt söyleniyor. Buraya bir "Küçük Amerika" kuruluyor.
"rezidans"larive "dre-
Ahyverigmerkezleri, otomobil galerileri,
am city"leriyle Erbil yaka gibi. Erbil'e günde en fazlaiki saat elekt-
rik veriliyor. Ama yakarda saydigumz mekânlarda elektrik hiç ke-
silmiyor. Burada büyük bir jeneratörpiyasasi var. Ayrica bu jene-
ratörleri besleyenmazot satipi da belli elleri zengin ediyor.
Mustafa Kerim, Erbil'in Amerikan iggaliyle bir ticaret merkezi
haline geldiginive dolarlarm bavullarla dolaytigmisöylüyor.
"Amerikahlara yaklayan mah götürüyor!"
Ve bu curcuna içinde Amerikah egitmenler Erbil'de üniversi-
teler kuruyor, Erbilli gençlere, Ingilizcedügünmeyi ögretiyorlar-
di. Denise Natali, bize bölgenin gelecegiyle ilgili dügüncelerinden
söz ediyor:
"Biliyorsunuz Kürtler, Amerika'nm burada kahci olmasim isti-
yor. Burada büyük bir askeri üs kurmasiiçin Amerikahlart ikna et-
rneye ugraplyorlar! Amerikahlar bir gün Bagdat'i terk ederlerse..."
BVY4
50 BÖL VE YUT
parnyor. Yükselen binalar var, bol para var ama hâlâ hiçbir pey
yok..."
"Demokrasi Enstitüsü'nün buradaki çahymalari ne yönde ola-
cak? Onlarla konuytunuz mu?"
"Hayir henüz konuçamadim ama bu iglere kaynak saglayan
Amerikahlarla konugtum. Su an finansörler de burada ve proje-
leri baglatma karari aldilar. Ilk defa buranm özgün partlan ince-
leniyor. 'Demokrasi Projesi' bugüne kadar Irak genelinde dügü-
nülüyordu. Ama bu bölge çok farkh. Ozel projeler, hayata geçiri-
lecek. NDI burada äncelikle bir istatistik merkezi kuracak. Birçok
ilk yaçanacak."
Gece, Erbil'in sessiz ve elektriksiz mahallelerinde yankilanan
Ingilizce,Almanca sarhoy seslerin karmaçasiylabitiyor.
Kuzey Irak birçok ilkle tamgacakti. Kuzey Irak, demokratlaça-
cakti. Amerikan politikalari etnik ve dini oluqumlari gekillendire-
cek; Erbil'den bölgeyeküçük bir Amerika yayilacakt1.
"Amerika Kurtaricidir!"
Yerel Kürt Bölgesi Milli Egitim Bakam Dilyad Abdurrahman
Muhammed, Denise Nataligibikonuquyor. Egitimde, Amerika'nin
"kurtarici"
olarak küçük beyinlere agilanacagmi müjdeliyordu.
"Amerikan içgalinden misöz ediyoruz?" diye sordugumda,
"Biz ona ihtilal diyoruzl" diye cevaphyordu.
"Amerikah egitim danigmanlarmm istegiydi bu. Degigimi'ihti-
lal' (revolution) olarak adlandirmamiziistediler. Ama biz onun da
'kurtarici'
ötesine geçtik. Onlara ihtilalci degil, diyoruz. Amerika
böyle tarihe geçecek. Baskive zulüm rejiminden, Amerikasiz kur-
tulmamiz mümkün degildi. Onun için Amerika kurtaricidir! Ve
yeni tarih kitaplarmuzda da öyle yer alacaktir!"
Yerel Kürt Bölgesi Milli Egitim Bakam'yla parlamento binasm-
da bulugmuqtuk. Kibirli bir Kürt "bakan"In Amerika apkmi ilan
edigine maruz kalmigtik.
Bana yeni neslin farkli yetigecegini söylüyordu. Dilçad Bey,
Büyük Ortadogu Projesi içinde Kürdistan'in öneminden bahse-
diyordu.
52 BOLVEYUT
Kemal Kerküki
Ekim2007 Yolculugu
20. yüzyil bapnda Ürdün diye bir ülke yoktu. Bu ülke 100 yll
önceki Büyük Ortadogu Projesi çerçevesinde kuruldu. Suurlari
Ingilizcetveliyle çizildi. Ve geriaNehri'nin dogusunda dertle-
re gark oldu. Bugün Ordün'de yayayan 5 milyon nüfusun yari-
si Filistinli. Ortadogu'nun kaderi belki de Ürdün'le belirlendi...
Bir asir önce Îngiltere Osmanh'ya karp Arap agiretlerini ayaklan-
KKT_Ç.
SURiYE
IRAK
Amman -
SUUDI
ÜRDÜN ARABISTAN
MISIR
RDON'ÜN HASEMlT KRALLIOI 55
Amerikan heyetlicenaze
Hüseyin'in Cenaresi...
Kral Hüseyin 1999'da öldü... Ordün Hagemit Kralhät'mn, 47
yll yönetimde kalan krah Hüseyin'in cenazesiher yeyin özetiydil
Devlet töreninde, Ürdün'ün, Batiiçin ne kadar änemli oldugu
gözle görülür haldeydi. Hiçbir devlet bagkamnincenazesinde böy-
lesine zengin bir katihm görülmemigti...
I
56 BOL VE YUT
Filistin Mahallesi!
Amman'daki rehberim Cemal, Filistin göçmen mahallelerin-
den birinde dogmuytu. Sabah gehir merkezinden yirmi dakika
rnesafede bulunan varoçlara dogru yola çiktik. Önce,Kudüs'e bir
tay atimi mesafede kurulmuy, en eski Filistin mülteci mahallesinin
yetkilisinden izin belgemizi alacaktik.
Bir göçmen kampmm yillar içinde yerlepik düzene geçmig ha-
liydi,bu mahalle. Tag bir yapiya girdik. Polis yetkilisinin odasmda
izin belgemizibeklemeye bayladik. Kargimizda kocaman bir yagh-
boya tablo... Tabloda incecik kollari, çelimsiz vücuduyla baqimn
üzerindeki altm topu tagimaya çahyan bir yagh adam! Altm topun
içinde El Aksa!
Sirtmda Kudüs'ü tagiyan Filistinli mülteci figürü, umutsuzca
bize baklyor. Tablodan gözlerimi ay1rip yetkiliye gülümsüyorum.
Yetkili, bir kagidi Cemal'e uzatiyor. Ç1kiyoruz.
Amman'daki en eski Filistin mülteci mahallesinde yürüyorum.
Cemal bana burada dogdugunu anlatirken sik sik uzun sessizlik-
lere boguluyor.
"Burada dogdum. Artik burada yayamiyorum ama buradaki
sefaleti çok iyi hatirhyorum!"
ÜRDÜN'ON HASEMlT KRALLIÔI 57
Pilistin Mahallesinde
Zeynep!
Göç eden kafilelerden birindeydi. Zeynep Nine de 40 yayla-
rindaydi o zaman. Evinden yurdundan kaçmig, canini zor kur-
tarmiyti.
Filistin mülteci mahallesinde, oglu Mahir'le bir çukurun için-
de yaç1yordu. Hem de 40 ylldir! Beni, bir merdivenle inilen yolun
altmdaki çukur odaya dogru çekiptirirken, bir gün yurduna ge-
ri dönmeyi dügledigini, rüyalarmda bunu gärdügünü söylüyordu.
Yammda rehberim Cemal, çeviri yaparken, gömleginin etegini,
hirsla gözüne bir geykaçmig gibigözlerine sürüyor. Ben Zeynep'in
beton zeminli tek gör odasi ve bir teneke dolaptan olugan mutfa-
ginabakarken oglu Mahir, "Yayhlar hâlâ geri dönmeyi umut edi-
yorlar..." diye Ingilizcemirildamyordu. Dayanamayip eldiyordu:
"Benim de hayalim bu."
Zeynep'e sarillyorum. Beni digarida kaldirima oturtuyor ve
Cemal'in çevirmeye yetigemedigi çabuklukta konuyarak Filis-
64 BÖL VE YUT
Zeynep Hamm
Cosmo Market
Hummah bir yapilanma Amman'ikucagma almigti... En lüks
arabalari satan galeriler, en marka giysilerivitrinlerinde sergileyen
butikler, en pahah sebzeleri pazarlayan süpermarketler Amman't
sarm19ti...
Cosmo Market'e girmek herkesin harci degildi. Filistin ma-
hallesindekipazarm fiyatlarini dörde katlayan sebzeler, Amerikan
hardallari ve salata soslari, bin bir çegit deterjan ve Bati'nm ünlü
güzellik ve hijyen markalari raflardan bize baktyordu...
Markette aliqverig edenler Filistin mahallesindekilere hiç ben-
zemiyordu.
Yabanci marka pirinç seçen gik giysili genç bir kadma soruyo-
rum; "Bu refah görüntüsünün kaynagine?"
Jana,mükemmel Ingilizcesiyleanlatiyor: "Kompu ülkelerdeki
terör, istikrarsizhk, buraya o ülkelerin zenginlerini getirdi. Irak'm
zenginleri gimdi Ürdün'de. çünküburada bir istikrar ortami var.
Bence çevredeki savaglar zenginlik getirdi. Kuveyt Savaçfnda da
böyle olmuqtu. Aynca kralm uyguladigiliberalözellegtirme politi-
kalarimn da etkisi var!" -
Jana'nm bankaci egi de yanuniza geliyor. Kafasmi sallayarak
Jana'ytonayllyor. Çoksayida yabanci yatirimc1yi igaret ediyor:
"Körfez ülkelerindenve dünyanm birçokyerinden, Avrupa'dan
çok sayida yabanci yatinmci geliyor. Size sizin sektörden bir ör-
nek: Ürdün, bölgedeki tek liberal medya sektörüne sahip... Çegitli
devletlerle serbest ticaret anlagmalarivar. Sonra Irakliyatiruncila-
rin çogu buraya geldi. Bunun büynk etkisivar..."
BVY5
66 BÖL VE YUT
SiiHilali ve Sünniler
Bu büyük etki, bölgede emperyalizme baykaldiran Siilerekargi,
Sünni blok olugturmada da kullanihyordu.
68 BOL VE YUT
Majali'yle birlikte
ye cevaphyor.
Bagmi okgayip gülerek soruyorum: "Peki sen Amerikah mi-
sin?"
Yutkunuyor, "Hayir, ben Ürdünlüyüm" diye cevaphyor.
Onu Amerikah olmakla suçlayan çocuk "Bir zamanlar ingil-
tere'ydi, pimdi Amerika!" diyor. "Ingilizler bu topraklari bö-
lüp parçalamiglar. Parçalanan halklar güçlerini kaybetmig!§imdi
Amerika benzer peyler plan11yor!"
Kafalari her ne kadar karipikolsa da belki de büyüklerden da-
ha net cevaplar vermiplerdi!
Kangrenlegmig Filistin sorununun farkmdaydilar. O toprak-
larda Filistinli kalmayana dek soguk ya da sicak savaglarm devam
edecegine inaniyorlardi.
Bati, Arap-Israil çatigmasmm üzerini, Sünni §ii çatigmastyla
õrtecek, Israil rahat bir nefes alacakti.
Irak, iki mezhebe ve bir etnik graba ayrilmah; Suriye, Sünniler
Aleviler arasinda bölügtürülmeliydi,
ve
Mekke ve Medine, Suudi Arabistan'dan
-tipki
koparihp "Kutsal
Islam Devleti" adiyla Vatikan gibi- ayri bir devlet olma-
hydi. Israil 1967 Savaqi öncesi smirlarma çekilmeliydi. Ürdün ile
Filistin "Büyük Ürdün" adlyla birlegmeliydi.Filistin devleti sade-
ce Gazze'de yaçamahydi.
JubileeOkulu'ndan ayrilmadan bana ne dügündügümü soran
gençlere birkaç cümle söyledim. Dügüncelerimiözetledim.
74 BOL VE YUT
"1916'da
da Batih devletler birçok harita çizmiylerdi" dedim.
"Anadolu ihtilali onlan çäpe atti. Bugün yine zulme kary bagkal-
diran halklar var... Bakahm tarih bu kez neler yazacak..."
Bazilari baglariylaonayladilar, bazilarikugkuylabaktilar...
I
NASIR'IN MISIR'I
VE BUGÜN!
Ekim2007 Yolculugu
SURlYE
FÍLISTIN
ÜRDÜN
Kahire
LIBYA .
MISÍR SUUDi
ARABlŠTAN
76 BÖL VE YUT
Sari Sendikalar
14çiücretleri o kadar dügüktükiküresel girketler birçok ürünü
Misir'da üretiyordu... Misir'da açhk smiri 500 dolar civarmdaydi
ama iççi ücretleri 150 dolari geçmiyordu.
Amerikan Ticaret Odast verilerine göre, Misirh iqçinin ayhk
kazanci, aym igi yapan Türk iqçisinden yüzde 80 daha azdi.
Sonunda kiyamet kopmuy, 2006 Arahk aymda tekstil ve iplik
fabrikalarmda baglayan grev dalgasi Misir ekonomisini sarsmig-
ti....
27 Arahk 2006'dan bu yana direnen ve birikmig fazla mesai üc-
retlerini ve ydhk ikramiye bedelini isteyen iplik ve tekstil iççileri,
önce Kahire'nin kuzeyindeMahalla al Kubra'da ayaklandilar...
Grev dalgalarhalinde yaydacak, güneydeki iplik fabrikalarma
s1çrayacakti.
Helvan 1plikFabrikasi ve Kafr el Davar'daki iççiler de onlara
katdacakti.
Kisa zamanda on binlerce tekstil, çimento, demiryolu, liman
çimento iqçileri greve destek verdi.
"Olene kadar grev! Açiz!" diye bagiriyorlardi.
"Sari sendika" bagkam Said el Gohary'nin açiklamasinin ar-
dmdan i; çigrmdan çIkmiëti. Gohary, grevdekiiççileri terörist ola-
rak tantmlamigt1. Sendika lideri, temsil ettigi iqçileri, fabrikalari
sabotajlamakla suçlamigtil
Haberi ilk yapanlardan biri Amerikali gazeteci Liam Stuck'ti.
llginçbir karakterdi. Kahire'de Ingilizceyayimlanan Daily Star'da
çahyiyordu. 35 yaglarindaydi. Kendisiyle bulugmak istedigimi söy-
ledigimde beni uzun uzun sorgulamigti. Iki yddir Misir'daydi.
Ondan önce Sudan'da iskoç Kilisesi adma çahyan bir yardim ku-
rulupu elemaniydi. Amerika'nm siyasi çahymalarda uzmanlagmig
Georgetown Üniversitesi'nden politika doktorasi yapm14ti. Simdi
NASIR'IN MISIR'I VE BUGÜNi 79
BVY6
82 BOL VE YUT
Assam Ne Yapsa?
Moda rüzgârlarma kapumig gençler ahyverig merkezlerini dol-
duruyor. Bir avuç zenginin rahatça ahyveri; yapt1gl mekânlarda,
içsizler ordusu mensuplari, ahyveriq yapanlara ve ellerindeki pa-
ketlere donuk gözlerle bakiyorlar.
NASIR'IN MISIR'I VE BUGUN! 83
Tabii ki Ingilizce isimli bir cafede kizli erkekli bir grup genç,
"banana
moda dergilerinikarigtinrken, splitleriniyadumluyorlar.
Ha Miami'deler, ha Kahire'de... Hiç fark etmiyor.
Genç ipsizler, Kahire sosyetesine yer veren moda dergilerinde,
bir giydigini bir daha giymeyen genç kizlari, arabalanm her yil de-
gigtirensosyetik gençleri izliyor.
Rehberim Assam'a bu dergilerden almasmi rica edlyorum.
Kapakta dekoltesi, mini etegiyle genç bir Misirh manken. Röpor-
tajda elbise dolabmda yer alan giysilerden söz ediyor... Sosyete
köpesinde, kim, hangi partide, kimle nasil eglenmig, falancanm ye-
ni erkek arkadaqi kim gibi haberler var... Rolex ilanindan son-
raki sayfada yat yariglarmm birincisine kupa takdim eden bir
Amerikah. Onlar, marka giysileri, lüks otellerdeki partileri, kayak
ve yat gezileriyle bagkabir dünyada yagiyor.
Kahire'nin bir yamlüks bloldar, villalar, güvenlikli residanslar-
la çevriliyor; geri kalan1 ipsizler ordusu ve günde 2 dolara geçin-
meye çahqan emekçilerin kâbusunu yaylyor...
Assam'la gençlerin ragbet ettigi Amerikan tarzi cafelerden bi-
rinde dertlegiyoruz.
Assam henüz 22 yaginda. Ozel bir iletipim fakültesinde dört yil
geçirmig. Nihayet mezun olmuy.
"Egitimim için 4 senede 20 bin dolar ödedim. Babam ayda 90
dolar kazaniyor. Anneme büyükbabamdan kalan mirasm tümü
egitimime gitti" diyor.
"gimdi
bir iletigimcisin ama yoförlük ve rehberlik yaplyor-
sun..." diyorum.
"Evet, goför olarak çahqiyorum. Çünkü19imkâni yok. Ülkenin
yansindaki medya kuruluylarina bagvuru mektubu yolladim!"
Bana Misir medyasmda i; bulmanm hayal oldugunu anlati-
yor... Muhalif gazetecilerin tutuklandigini, iyten atilanlar çogal-
digmi, gazete ve televizyonlarm yabanci trästlerin elinde oldugu-
nu anlattyor. Bir an Mtsir'da oldugumu unutup kendimi evimde
samyorum.
"Grevlere artik gazeteciler de katihyor!" diyor.
Kahire'deyken, gazetecilerin basm özgürlügü alanmda görülen
dikkate deger daralmayi protesto etmek için grevlerde boy gös-
84 BOL VE YUT
Mtsir'in Nastr'1Vardt!
Mustafa Bekri, "Misir halkliçin bir yeydegiprnez!" demigti.Bekri,
Nasir'a olan hayra11hgiyla bilinen bagiosiz bir milletvekiliydi.
"Misir defalarca anayasayi degiytirmigtir. 1956 senesinde, 64'te,
71'de, en son 2006 senesinde degigtirmigtir. Misir, artik politik ola-
rak küresel rüzgârlarm õnündedir. Amerika, her yil Mistr'a, mil-
yonlarca dolar destek veriyor. Bunun büyük bir kismmt silah yar-
dimi olarak saghyor. O nedenle Misir'm qu anda bagimsiz bir po-
litikasi olduguna söyleyemeyiz."
O Misir ki, bir zamanlar yeri gögü inletmig, Bati dünyasma de-
mokrasi dersivermigti.
Igçilideri Kemal Abbas, Nasir döneminde, Misir halkmm du-
rumunu göyle özetlemigti:
CemalAbdul Nas r
"Kavgamir Nasir'ladir!"
Sonunda Sovyetler'in müdahalesiyle, iggal güçleri, Misir'dan
çekilmek zorunda kaldi. IngiltereBagbakani Anthony Eden, bu
beklenmedik yenilgiden sonra öfkeli bir açudama yapm14ti:
"Bizim kavgamiz Misir'la ya da Arap dünyasiyla degil, Albay
Nasir'ladir" diyordu. "Iktidara geldiginde kendisine karpihiçbir
düçmanlik beslemedik, tersine anlagmalar yaptik. Ama o dostça
yaklaymak yerine, ülkemize karpi saldirgan bir propaganda yü-
rüttü. Sadakatine güvenilmeyecek bir adam oldugunu gösterdi."
Dogru tespitti. Nasir, Misir halki için çahym14ti,Bati'ya hiçbir
sadakat duymuyordu. Savagtan soura tüm altyapikurumlarmi mil-
lileptirdi. Yabanciyatirum tasfiye etti. Devlet yatirimlarim genipletti.
lleribir vergi sistemikurdu, iççi haklarimyasallagtirdi, parasiz egiti-
mi, en ücra köyekadar götardü. Parasiz saghk hizmetini yayginlag-
tirdi. Bunlan yaparken Türk devrim tarihini âdeta kopyalamigti.
Kamulagtirmalar yüzünden sag cenah tarafmdan komünistlik-
le; özel mülkiyete ve serbest tegebbüse yer verdigi için de solcular
tarafmdan kapitalistliklesuçland1.
88 BOLVEYUT
KKTC
KRK
SURiYE
Beyrut
: FÍLiSTIN ÛRDÜN
LÜBNAN: KÜRESEL GOÇLERIN POLITIKA LABORATUVARI 95
Diyaridaki ve 1çeridekiDüpmanlar
Beyrut'un ortasi yangm yeri. Dahya bombalanmig binalarla
çevrilive her yerde kurgun delikleri!
ibrahim Musaviyurtsever cepheden ünlü bir gazeteci. Buluçma
yerimizi son ana kadar söylemiyor. Yarisi yikilmig bir binanm
önünde, arabaum içinde, ondan gelecek telefonu bekliyoruz. 10
dakika sonra, yine kurgun delikleriyle kaph bir binadan içeri gi-
nyoruz.
Musavi durumu özetliyor. "Emperyalizmin iki safhasiyla kar-
pi kargiyayiz"diyor. "Birincisi iggallerlegelen emperyalizm. ikin-
cisi ise maskeli emperyalizm, diparidakiler ve bir de içimizdeki-
ler var. lçimizde kendi halkimn çikarlarina kargi Bati'yla birle-
genler var,"
IbrahimMusavi, Hizbullah tarafhst söylemiyle ünlenmig bir
gazeteci. Onunla röportajl, Profesör Muhammed Nureddin sag-
lamigti. Mükemmel Türkçesiyle, "Lübnan yeni Ortadogu'nun çi-
zilmesinde baglangiçnoktasi" demiyti. "Bu projeden en çok kaza-
nan güç, Israil ve Amerika! Hem mezhep hem dine dayanan kü-
çük ülkeler kurmak istiyorlar ki, ileride gerekirse daha da parça-
layabilsinler!"
Lübnan 1943'te Fransiz boyundurugundan kurtuldu. Artik
özgür bir ülkeydi... Ama derdi bitmeyecekti. ÇünküFransa,
Lübnan'dan çekilirken, bugün Kosova'da, Bosna'da emperya-
LÜBNAN: KORESEL GÜÇLERIN POLITIKA LABORATUVARI 97
Lübnan Parlamentosu
8 Mart Cephesi
2005, Lübnan için kirilrna noktasi. O yil ülkedeki bölünme el-
le tutulur bir hal almigt1.
Hasan Nasrallah'm liderligini yapttgi Hizbullah, Meclis
Bagkam Nebih Berri'nin temsilcisi oldugu Emel hareketi ve es-
ki Genelkurmay Baçkam Migel Aoun, bir cephede birleymigti.
Ve Beyrut sokaklari, nüfusun dörtte birinin yürüyügüne sahne
olmuytu. Bu gösteri sonrasi cephe, 8 Mart adim alacakti 8 Mart
Cephesi, Lübnan'da Bati politikalarina ve Israil'in dayatmalarma
karylçikanlari temsil ediyordu.
Bir hafta sonra 14 Mart 2005'te, karpicephe, yani Maruni mez-
hebinden Katolik Hiristiyanlarm bir kismi, Hariri ailesinin tem-
sil ettigi sünni Müslümanlar ve Velid Canbolat liderligindeki
Dürziler, "Özgür ve Batici Lübnan" için yürüdüler. Onlar da bu
gösterisisonrasi 14 Mart Cephesi admi aldilar.
O gün bugün, Beyrut sokaklarmda, iki ayr1 cephenin militan-
lari dolaglyor. Kim 14 Martçi, kim 8 Martçi herkes birbirini sor-
guluyor.
LÜBNAN: KÜRESELGÜÇLERIN POLlTIKA LABORATUVARI 101
Alman Istihbarati
Beyrut'taki Alman Dogu Enstitüsü Bagkam Stephen Leder, Dr.
Maqdisi'yi dogruluyor. Siyasiittifaklardan söz ediyor.
"Lübnan'da gahit oldugunuz cepheler, siyaseten birlikteler.
Bildiginiz gibi politik birliktelikler pragmatik birlikteliklerdir ve
de baglangiçtaideolojik farkhhklart saf digi tutabilirler."
Beyrut'ta Alman istihbaratmm kalelerinden birindeyim. Eski
tay yapi, kiliseyiandiriyor. lçeridekibürolarda birçok Alman ça-
hylyor.
Leder, kendine has agir üslubuyla, beni tartarak, "Lübnan'daki
dini ayrimi, Îsrailtetikledi," diyor. "Îslam'm siyasi bir olgu hali-
ne gelmesi yakm tarihin bir sonucu. 1982 Israil iggalinden itiba-
ren, ulusal direnig, dini gruplar tarafmdan örgütlendi. Bugünlerde
102 BOL VE YUT
Bati-Sünni lttifaki
Amerika ve Avrupa, Lübnan'a saldiran Israil'i,Lübnan'a karyi
korurken, Lübnan içinde yeni bir dini hareketlilik dikkat çekiyor.
Bati bir yanda Ortadogu'da Sünni kupagigeniëletmeye çahyi-
yor, bir yanda mezhep çatigmalarmi arttiracak yeniönerilerle sah-
neye çikiyor.
Amerika'mn önde gelen dügünce merkezlerinden Brookings
Enstitüsü'nden, Ortadogu Etütleri Bagkam Martin Indyk, Lüb-
nan'daki piiuyampa kargi "Sünni Birligi" öneriyor:
"Amerika ve Israil, Ortadogu'da §iilerekargi Sünnilerle itti-
fak kurmahdir. Iran gii'dir.Suriye'de Alevi azmhk iktidardadir.
Lübnan'da Hizbullah gii'dir.Bunlara kargi Sünnilerle ittifak ya-
pilmahdir!"
Son iki ylldir Lübnan'daki giiayaklanrna, Sünni halk arasmda
da destek bulunca, yeni bir önlem gündeme geliyor. Sünnilerin,
muhafazakârlar ve modernistler olarak ikiye ayrilmasma ugragi-
hyor. Çabalarm sonucu sokaklarda görülüyor. Birbirinden fark-
h tarzda baglanmig bagörtüleriyle kadmlar, âdeta üniformalar-
la dolapiyor. Iran tarzi bay baglama, Siileri;renkli saten bayörtü-
LÜBNAN:KÜRESEL GOÇLERIN POLITIKA LABORATUVARI 103
Suikastlar ve Iglevleri
14 §ubat2005'te eski Bagbakan Refik Hariri'nin öldürülmesiy-
le, infial son noktaya ulaymigti. Bu suikast, Washington-Tel Aviv
merkezli, Suriye kargitt saldirgan kampanyayihad safhaya çikar-
migti. Tüm parmaklar Suriye'yi gösteriyordu.
Ibrahim Musavi, Lübnan'daki Suriye'yi göyle anlatlyordu:
"Suriye çok uzun bir süredir Lübnan'm içindeydi. 25 ylh aq-
kin bir süre Lübnan'i tehditlerden korudu. Uzun y1llar boyunca,
bu kadar hassas bir bölgedebarië ve istikrari sagladi. Lübnan'daki
en önemli kurumlardan biri olan ordu teykilatmm kurulmasma
da Suriye yardim etti. Ne zaman bir suikast yapilsa, bu iyten çika-
ri olanlar, faturay1 Suriye'ye mal etmek için ugragtilar. Burada so-
rulmasi gereken soru gudur. 'Suriye, bu suikasttan ne elde etti?' Bu
suikastla, Suriye'nin çikarlari zedelendi."
"Sizce kimin çikarlarma hizmet edildi?" diye soruyorum.
"Çikarsaglayanlar bu suikastlari yapanlar. Görünen o ki sui-
kastlar hep israil'in igine yariyor!" diye cevaphyor.
2005'in 14 §ubatgünü, Suriye Enformasyon Bakam Mehdi
Dahlallah "Bu suikast Suriye birliklerinin Lübnan'dan çekilmesi
amac1yla yapildt!" demigti.
Lübnan'i koruma amacyla, burada birlik bulunduran Suriye,
bu suikast sonucu ülkeyi terk edecekti. Çokkisa bir zaman son-
ra Lübnan'a Israil askerleri girecekti. Muhammed Nureddin, "Bir
ülkeyi bölmenin en kolay yolu önce burada kaos ortami yarat-
maktir!" demigti. "Irak'ta böylebir kaos var. Kürt, Arap, Sünni, gii
derken Lübnan'da da aym geyler oluyor. Bu kaosta amaç, Israil'i
bölgenin tek hâkittii olarak birakmak. Digerlerini parçalamak.
Bat1'nin amaci bu."
104 BOL VE YUT
Sedir Devrimi
Azerbaycan'da,Gürcistan'da, Ukrayna'da, Kirgizistan'da yaya-
nan turuncu devrimlerin bir benzeriydi "Sedir Devrimi" Bati'dan
ithal edilmigti. Kendiliginden dogmamigti.
Ibrahim Musavi sözde devrimi anlatlyordu:
"Burada bir turuncu darbe organize ettiler! Sedir Devrimi'ne
kalkigtilar.Ama sökmedil Anlayamadiklari bu ülkede, Hizbullah
digmda da Amerikan politikalarma kargi olan insanlarm varhgi...
Güç gösterisi yapmak istediler. Ama zaten Lübnan 8 Mart'ta gü-
cün gösterisini görmügtü. 1 milyon insan yürümügtü. 4 milyonluk
bir ülkede bu çok büyük bir rakam. Hepsi muhalefetten yanaydi.
Hizbullah'i destekliyorlardi. lste olan buydu."
Bu karmagikcografyadä, eski geleneldere yapigtirilmaya çahyi-
lan, Bati agilarindan verim ahnamiyordu. Alman Dogu Enstitüsü
Baykani Stephen Leder'in gözüyle durum quydu:
'açik
"Bence Lübnan, bir periat ülkesinden, toplum'a kadar ya-
yllan bir yelpazede çok farkh görüglere ev sahipligiyaplyor."
Sözünü kesiyorum: "Çokilginç bir geye degiudiniz!" diyorum,
"tam
"çünkü
"Güzel bir soru!" diyor, burada her gey çok karmagik.
Hizbullah'm üyeleriiçinde bile açik ve çogulcu bir toplumdan ya-
na olduklarmi söyleyenler var. Onlar Îslam'mbir demokrasi ve in-
san haklari modeli oldugunu söylerler. Ote yandan, onlara karyl
olanlar, takiye yaptiklari suçlamasmiöne sürerler".
Ortadogu için uygun görülen planlar, özünde pek degigme-
migti. Lübnan yeni Ortadogu için pilog ülkeydi. Bati baçarth ola-
cak, bagar1Lübnan'dan kompularmabulaçacakti.
18 din ve mezhebe kucak açan bu eski topraklar, büyük sat-
ranç oyanlarina sahneydi. "Özgür Lübnan" diyenler, Lübnan'i
Bati'nm yaninda görmek isteyenlerdi. Lübnan'm Ortadogu'yla
baglart kesilmeliydi... Hizbullahsa, ümmet fikrine yakmdive böl-
gedeki Arap halklarm birligini gerçekleptirmek hedefini güdüyor-
du. Ozellikleiran ve Suriye'ye yaktndi. Tüm Sünni halklara anti
emperyalist mücadele mesajlari yolluyor, Bati'yla beraber hareket
eden Arap hükümetlerinin de canmi sikiyordu.
Lübnan'm yayadigi kaos, Fransizlarin bir zamanlar bu toprak-
lara hediye ettigi anayasayla perçinlenmiyti. Hükümette din ve
mezhep kotalari vardi. Suudi Arabistan'da imzalanmig olan Tayf
Antlagmasi'yla, bu kotalar daha da belirginlegmigti.
Hükümet organlarmm bagma geçecek olanlat, dinler arasm-
da eëit güç paylayimma göre belirlenmekteydiler. Mesela cumhur-
bagkanmm Hiristiyan olmasi da yeterli degildi. Mutlaka Maronit
mezhebinden olmahydil Baybakanm Müslärnan olmasikâfidegil-
di. Sünni olmast gerekliydi. Meclis bagkanimn §iiMüslüman ol-
masi da yine partlar arasmdaydi.
Israilsaldirisi sonucu, hükümetteki Siileristifa edince, hükü-
met, tüm mezhepleri temsil edemez duruma düçmüg, yasadigiha-
le gelmiyti. Erken seçim nedeniiyte buydu.
Kraldan ÇokKralc11ar!
Lübnan Dogu-Batiikilemini sonuna kadar yaqiyordu. Önceleri
zengin tüccarlar olan Katolik Maronitlerin ülkeye getirdigi Batih
rüzgârlar, sonradan Dürzileri de önüne katmigti.
le son zamanlarda Sünni Müslümanlar da Bati'nm rüzgârim
almiglardi... Tartigmalar Lübnan'm kimligi üzerinde yogunlay-
migti.
Lübnanh aydmlar Ortadogu'nun ortasmda, Bati'nm ne kadar
içinde yer ahp almadiklarmi tartipiyorlardi. Ciddi ciddi "Lübnan
acaba Dogu cografyasmm bir parçasi mi yoksa Bati'nm bir parça-
"14te 'böl
"Evet," diyor, ve yönet!'".
"Böl ve yönet" politikasi, sadece Lübnan't karigttrmakla kal-
madi. Tüm bölgeye yansidi. Lübnan savagi, Amerika'nm bölgeye
I
SURÍYE: "TERÖRÍST DEVLET!
2008 Yolculugu
"terörist
Amerika onu devlet" olarak tanunhyor. Smirlarilsrail
ve Lübnan'la çevrelenmig. Kuzeyinde Türkiye var. Bir zamanlar
bizimle aym bayragi paylagmigti. Ost üste gelen tehdit ve baski-
lar sonucu, kugatmaya kargi müttefikler bulayor. Suriye, tarihin-
de hiç olmadigi kadar, bölgenin güçlü ülkeleriyle yakm iliçkiler
kuruyor. Türkiye'yle baglarmi sikilagtirlyor. Ürdün=learasmdaki
toprak sorununu hallediyor. Rusya'yla yakmlaglyor. Tran'laortak
cephede bulu ayor.
IRAK
KR SURIYE
ÜRDÜN
ŠUUDi.
'MISIFL ARABISTAN
116 BÖL VE YUT
Israil Stratejisi
1982'de, Israil'in ünlü Kivunim adh enformasyondergisinde
önemli bir belge yayunlandi. Eski digigleri görevlisi Oded Yinon,
"israil
Etnik Kart
Din ayrmn körüklenirken, ey zamanh olarak rejim muhalifleri
örgütleniyor ve destekleniyordu...
Bu çahqmalar 2005 yilindan itibaren hiz kazanmigti.
Suriye muhalifleri, Amerika'da, Îngiltere'deve Fransa'da ciddi
bir biçimde destekleniyor ve örgütleniyordu.
O kadar gözdeydiler ki, Suriyeli Kürt gruplar, Amerikan sena-
tosuna bile davet edilmiçlerdi.
ögrencilerle...
pamÜniversitesi'nde
Suriye'de Muhalefet -
Samir El Taki
BVY 9
130 EÖLVEYUT
mahkûmdu. Bunu idrak eden her iki ülke yetkilileri çok önemli
projelere imza attilar."
"Bu projeler bazi engellerle kargilayiyorgibi..." diyorum.
"Hiç güphesiz, bu iligkiden rahatsizhk duyanlar var. Hem
Türkiye'nin bu cografyada çok güçlü olmasun istemeyen, hem de
bu cografyanm ekonomik istikrartn1 arzulamayan güçlerle karpi
karplyay1z."
Son zamanlarda Türkiye ile Suriye arasmda enerji konusun-
da yapilan görüymeler sadece iki ülke için degil bölge için büyük
öneme sahip. Firat Nehri üzerine bir baraj yapum projesi görügü-
lüyor. Sunrda serbest ticaret bölgesi için kollar sivamyor. Ayrica
kültürel igbirligi konusunda adunlar atihyor.
Bir zamanlar Sovyet bloguyla yakmlaçan Suriye'ye tavir aliyor-
duk. Bir zamanlar Amerika Lübnan'a çikarma yaptigmda sessiz
kahyorduk.
Bugün bölgedeki küresel saldm kompu ülkeleri bir araya geti-
riyor. Halklar birbirine ne kadar benzediklerinive kargikargiya ol-
duklan tehditleri yava; yavag algihyor.
1960'h ydlarda Türkiye'nin Kibris konusunda aldigi darbeler,
bölge üIkeleriyleTürkiye'nin dayampmasina yol açmigt1. Türkiye
Israilsaldirisi altmdaki Arap ülkelerine karyi topraklarmm kulla-
mlmasina 1967de kargi çikmipti. Suriye'ye yardun yollanny saldi-
ri ve iqgalleri protesto etmiyti.
Genipletilmig Ortadogu projesinin hedefi, 20. yüzyilda da 21.
yüzydda da degigmemigtir. Enerjiye sahip olmak için, bu bälgede-
ki ulus devletleri bölüp parçalamak gereklidir.
Ortadogu'da güç sahibi devletler Türkiye, Iran ve Suriye'dir.
Bu devletlerin ortak ç1karlari vardir. Hepsi tehdit altmdadir.
Komqu Irak'm bölünmesi her üç ülke için de felakettir. Bälücü
hareketler, üç ülkeyi de rahatsiz etmektedir. Petrol gaz ve ma-
denlerle donanmig, Akdeniz ve Basra Körfezi gibi çok stratejik
kiyilara sahip ve iç içe geçmig kültürlerle sarilrug bu cografya,
Mustafa Kemal'in dedigi gibi "Bir gün her peye ragmen kucak-
laçacaktir".
2008 "ÍRAN YILI"
.. .
TÜRKMENISTAN
TURKIYE
-
Tahr
MN
IRAK
SUUDi
ARABISTAN KUVEYT
PAKiSTAN
134 BOL VE YUT
AB ve "Yumuçak Müdahale!"
| Avrupa'nm büyük ülkeleri, Iran'a bir askeri operasyon yerine,
içerdeki reformcularin desteklenmesinive rejimin bu yolla yumu-
gatilmasmi öneriyorlardi. Hükümet sözcüsü Hüseyni'ye yumuçak
müdahalenin anlammi sordum.
'turuncu
"George Soros'un devrimi'yle simgelegen operas-
yonlar, ekonomiyi, hükümetleri, kültürü degigtiriyor. Televiz-
2008 "ÎRAN YILI" 137
Tahran'm Kadmlari!
Îran'm karanhk imajimn yayilmasmda kadmm da agirhkh
ye-
ri oldugunu söylüyorum:
"Gerek geriat mahkemelerinin kararlan, gerekse kirbaçlanan
kadmlar bu imajikuvvetlendirmiyor mu?"
Sorum hoquna gitmiyor. "Îran'da kadmlarm yüzde 64'ü üni-
versitede okuyor," diye yan1thyor...
Bati'da iran imajmda en çok kullanilanlar kadmlar. Soruyu
tekrarhyorum:
2003 "ÎRAN YILI" 139
Sanaz Hamm
Tahran ve Dekolte
Tahran sokaklarmda, çok farkh gelir gruplarmdan olan men-
sup digerleri de var...
Anacaddedeki bir pasajm içine giriyorum. Kalabahk bir giysi
dükkânmda mügterilerin arasma karigiyorum.
Kiyafetlerdeki dekolteler beni çaqirtiyor. Çogu,payetlerle süs-
lü, sirti tamamen açik, ancak bir kabare artistinin giyebilecegi tür-
den. Ama çaryafh hanunlar en çok bu elbiseleri inceliyor.
Bir hanima yaklayiyorum. Inceledigi gece elbiselerine bakiyo-
rum... "Bu giysileri nerelerde giyiyorsunuz?" diye Ingilizcesoru-
yorum, gülümsüyor. "Benimle Türkçe konuqun. Tebriz'denirn."
Evde oldukça farkh giyindiklerini, diçarida örtünmenin acisini çi-
kardiklarmisöylüyor. "Gece, toylarda (dügünlerde) abiye, açik ki-
yafetler giyeriz" diyor.
Kameralarm giremedigi dügünlerde, íçyerlerinin yil sona par-
tilerinde kadm ve erkek birlikte eglendiklerini säylüyor bir baçka-
si. "Kapah kapilar arkasmda kiyafet yasagi yok!" diyor...
Yaklayik 30 ylldir Iran'dan gelen haberlerde kadm karakolla-
rmdan, kiyafet polislerinden sõz ediliyor... Renkli giysilerin
ya-
saklandigi, saçmm teli görünen kadmlarm cezalandirildigt söyle-
n1yor...
Unutmayalun, iranh kadiolar sadece 30 yll önce farkli bir reji-
me adim atmiglardi.
BVY 10
146 BOL VE YUT
yiyordu. Sabah S'te kalkip iki saatlik bir yolculuktan sonra ige va-
rtyorlardi.
Celil, "Zor yetiyor. Kira var, yol masrafi var, yemek var" di-
ye anlatiyor. Susup açik büfedeki servis tabaklarmi düzenliyor.
"Bütün dünyada böyle," diye de ekliyor. "Üst tarafta birileri çok
zengin, altta birileri çok zor çartta yaqiyor. lyteo zaman adalet ol-
muyor!"
Mutfaga gitmeden önce "Bu igleri büyüklerimizbiliyor" diyor.
Ben de büyüklere soruyorum... Klige cevaplar ahyorum.
Abbasi gelir adaletsizligini yöyle degerlendiriyor:
"Bu durumun birkaç sebebi var. Birincisi, ülke nüfusu iki kat
artti. Suanda 70 milyon nüfusumuzvar. Bu nüfusa 28 yildir ambar-
go uygulamyor. Ekonomik ambargolar ve yaptirimlar var. Bunlar
Iran ekonomisine agir yükler getiriyor. Bir bayka sorun yabanci ül-
kelerden gelen mallar yüzünden küçük sanayinin yok olmasi..."
Tüm bunlar toplumun belli bir kesimini hiç etkilememiyti.
Onlar servetlerini arttirabilmiëlerdi...
Sanaz, durumu en açik biçimde özetlemiyti:
"Toplumda yüksek gelir seviyesinde olanlar, canlarmin istedi-
giher gekilde, her yerde yaçayabilirler. Dünyanin dört bir yaninda
bulabilirsiniz onlari. Malum, para size bellikapilari açar. Maalesef
o kapilar herkese açilmiyor."
Tüketim Ekonomisi
Ekonominin dengesizligi, 1990'larm baymda yeni bir biçim al-
migti. Kadmlarm ve ögrencilerin baqun çektigi reformist hareket,
amacina ulaym14t1.
O dönemde Bati basminda, "Iran için umutlar artti" baghkla-
ri atildi. Iran'da yenilikçi hükümetler kültürel reformlara yer ve-
receklerdi. Yabanci sermayeyi teyvik eden yeni liberal politikalar
hayata geçiyor, sanayiiözelleptiriliyordu. Devrimden sonra ilk kez
özel bankalarmkurulmasma izin verildi ve devlet girketlerinin sa-
tilmasun kolaylagtirmak için Iran borsasi yeniden devreye girdi.
Bu.ekonomik program, adaletsizligi arttiracak; yoksulluk ve ipsiz-
lik daha da yayilacakti.
2008 "lRAN YILI" 147
Hello Kitty!
Toplumda tüketim kultürü hiç olmadigikadar hiz kazanmigti.
Hicaph hanimlarm en çok kullandigi tüketim maddesi mak-
yaj malzemeleriydi. Hemen hemen tümü Bati'dan ithal ediliyor-
du. Ve bu ürünlerin büyük bir yüzdesi Yahudi sermayesine aitti.
Yumugak iggal, yavaçça Iran'm kalbine nüfuz ediyordu... Ik-
tisat ögrencisi Suzan da, gençlerin büyük bir kismi gibi Bati'ya
özeniyordu...
Okuldan mezun olunca iqbulap bulamayacagindan kuskuluy-
du. Bütün arzusu kapagi Bati'ya atmakti. "Nereye mesela?" diye
sordugumda "Isveçveya Îtalya"demigti.
Ve bir baçkast... Ahmed henüz bir lise ögrencisi... Saçlari
"punk"
stilinde tarah. Yukari dogru, bol jöleyledikleptirilmig.
Ayagmda özel olarak yirtilmly marka bluejean'i. Ozerindebeyaz
bir ceket, içindeki tiçört Ingilizceyazilarla igli. Okulu bitirir bitir-
mez yurtdigina gidecek. Televizyonlarda gördügü hayal dünyasm-
dan içeri girecek...
Uydulardan yayilan hayaller genç ya da yagh herkese ulagiyor,
toplumu yavaçça degigime ugratiyordu.
Sokakta kime sorsak uydudan yabanci televizyonlari izledigini
sõylüyor. Okula yeni baglayan çocuklar, üzerinde Amerikan çizgi
film kahramanlart olan sirt çantalarikullaniyor.
Tahran'daki bir çocuk magazasi vitrini önündeki paykinhgi-
mi hatirhyorum. Tüm okul malzemeleri üzerinde ya çaryafh bir
Barbie vardi ya da bir kedi, altmda "Hello Kitty" kelimeleri...
Çözüm"Sadabad Pakti"
Artik Washington, Iran'daki muhalif gruplarin temsilcileri-
ni sik sik agirlayacakti. Muhalif liderler, Tahran rejiminin devril-
rnesi için Amerika ve Bati'nm yardunmi istiyorlardi. Amerikan
Kongresi, Kürt, Azeri, Arap ve Beluci muhalif gruplarm temsilei-
lerini agirlamaktaydi.
Tüm bu tehditlere kargi Iran, genig bir yelpazede ittifaklara
agirlik veriyor; Asya'nm devler ligi ganghaylybirligiÖrgütü'ne
girmeye hazirlamyor, Çin'le,Rusya'yla anlaymalara imza atiyor,
Afrika'da yandaëlar buluyor ve Venezuella gibi sosyalist ülkelerle
aym cephede yer ahyordu.
TranIslam Cumhuriyeti sözcüsü Hüseyni, "Tehdit altindaki
bölgeselittifaklar en önemli silahtir" diyordu.
ülkeler için
"Bu bölgede yer alan ülkeler ve öncelikle de komqu ülkeler ara-
smdaki iligkiler güçlendirilmelidir. Bölge ülkeleri arasmda eko-
150 BÖL VE YUT
I
RUSYA'DA 3. LÖlŒM!
RUSYA
152 BÕL VE YUT
kaç yüz, firtmalarla geçen son 20 yllm izini tagiyan orta yaghlarm,
yavaçça güne karigtigt mahallelerdi bunlar.
Dünyaya tarihin sikmtih bir döneminde gözlerini açmiglardi.
ÇoguÏkinci Dünya Savaqiy1llarinda dogmuy olmahydi. Rusya'mn
en pahah kentinin uzak bir mahallesinde yeni bir sabaha daha
uyan1yorlardi...
Metro giriplerindeki davarlara, ördükleri dantelleri ve küçük
bez bebekleriserenyaylikadmlar ve termoslarmdaki çay1yudumla-
yan adamlar yeni günü kargihyordu.Ellerinde yün eldivenler, bag-
larinda kalm atkilar ve üstlerinde Sovyet tipi keçe mantolari vardi.
Moskova'nm uzak bir mahallesinde, dondurucu sogukta, ev-
de ürettikleri el iglerini satip birkaç kurug kazanmak için gün bo-
yu mügteri beldeyeceklerdi.Ürkek gözlerle, gelen geçene balayor-
lardi... Son 20 y11mverdigi çagkmhgi saklamak zordu...
Bir zamanlar her gey çok daha anlagilirdi. Sovyetier'de parti
organlari bürokrasiye batmig, rügvet ve yolsuzluk yayginlaym14-
ti. Sovyet devriminden geriye çok ar yeykalmigti. Ama gelecek gu-
vencesinden uzak olsalar da sosyal devletin kirmtilariyla bile,
ya-
gayabiliyorlardt.
Simdiartik serbest piyasavardi. Ve liberal ekonominin yoksul-
larm önüne koydugu duvarlarl
Öglene dogru kent merkezine dönüyoruz. Bir kuyumcu
dükkânmm önünden geçiyoruz. De Beers pirlantalarinm 141gl
tüm bedenini kaplamig bir kadm resminin önünden yürüyüp Mc
Donalds'a dogru ilerliyoruz. Önündekuyruk yok belki ama içeri-
si tikhm tiklun.
Ünlü hamburger dükkâm, Moskova'nm en pahah sandviçini
satlyor.
Biraz ileride bir gazete bayii,Vitrini silme Amerikan ve Fransiz
dergileriyle dolu. Otomobil, yat, emlak, güzellik, kadm, bebek,
moda dergileri... Kentlilere avaz avaz bir yayam gekliöneriyorlar:
Ahn! Takm! Sürün! Giyin! Binin!"
Mihail Moqkin, genç bir gazeteci. Rüzgârm tersten esmeye bag-
ladigmi söylüyor...
"Rusya bir degigim sürecinden daha geçiyor. Biz y111arca
Bati'dan gelen kültür gokunu yaçadik. Ama son zamanlarda, ge-
I
RUSYA'DA 3. DONEMI 153
Julia
IkinciNesil Oligarldar
Yeltsin'in yarattigi kaosla kiyaslandigmdabir düzelme vardi
"sistem
elbet. Ama, yarah" diyordu Babiç:
"Rusya'nm qu andaki durumu 90'lardakinden çok daha iyi.
Sistem temelde yarah ama! Rusya'da konumlari zayiflayan bir-iki
oligark var. Kodorkovski qu an hapiste. Gusinskive Brezovski ülke
digmdalar. Ama ülke içinde hâlâ önemli mal varhklarivar. Rusya
qu an istikrarli gibi görünüyor ama sistemde bir degigiklikyok.
Ekonomi, 1990'lardaki gibi idare ediliyor."
"Lukeoil, Gazprom gibi birçok girket kamulagtirilmadi mi?"
diye soruyorum.
Dimitri, otelin lobisinde oturan yabancilarisazerek "Tamamen
"bu
devlete ait degiller," diyor, pirketler resmi olarak özel tegebbü-
se ait. Ama devletin o girketlerde hisselerivar. Bu girketlerin yöne-
tim kurullarmda hükümet yetkilileri var. Genelde bu yetkililer ya
askerdir
ya da özel servislerdendir. Ama bu girketler özel tegebbüs
olmaya devam ediyor, kendilerine ait bir bütçeleri var. Vergi veri-
yorlar ama kârlari halka yansumyor".
"ikinci
Jirinovski
Jirinovski
Duma'daki üçüncü büyük parti, Liberal Demokrat Rusya
Partisi lideri Jirinovski,Batidan gelen tehditlere deginmigti:
"Rusya ile Türkiye ortak dügmanlara sahip ülkelerdir. Tarihte
ikimizin de ortak dügmam Ingiltere'dir.Ingiltere tarih boyunca
BVY 11
162 BÖL VE YUT
Alexander Dugin'le
"Bölge ÜlkeleriBirleymeli!"
Moskova'da konuqtugumuz tüm aydm ve siyasiler, Türkiye'yle
iligkilerin öneminivurguluyor.
Rusya Aragtirmalar Enstitüsü Bagkam Sergey Markov'a soru-
yorum, "Sizce Türkiye de §anghay lybirligiOrgütü içinde yer al-
mah mt?"
"Tabiil Türkiye, Amerika'nm degil Asya'am müttefiki olma-
hdir. Bakm, Amerika ganghay lybirligi Örgütü'neburnuna sok-
may1 çok istiyor. Ama biz çok dikkatliyiz, bu örgüt, tüm As-
ya'yt birleptiren bir örgüt. Dünya nüfusunun neredeyse yarisi-
m olupturan ülkeleri birlegtiriyor. Rusya, Çinve Orta Asya Türk
Cumhuriyetleri'nin üyesioldugu ganghaylqbirligiÖrgütü'ne bag-
h ülkelerin ordulari, 'Barig Misyonu 2007 adi verilen, son y1llarm
en kapsamh askeri tatbikatmi gerçekleptirdiler."
Bu tatbikat, Amerika'ya tek kutuplu dünyanm sona erdigi me-
sajmi veriyordu...
Markov, bölgede kompularm yakmlagmasmm dünya barigi
açismdan önemine dikkat çekiyordu.
"Bir an önce Türkiye ve Rusya arasmdakiiligkiyi geligtirmemiz
gerekiyor. Elimizde stratejik bir ortakhk kurmak için büyük bir
168 BÖL VE YUT
I
Mart2008 Yolculugu
RUSYA
KARADENIZ GÜRCISTAN
TÜRKiYE AZERBAYCAN
N.Ö.C
iRAN
170 BOL VE YUT
"Tsunami Gibi..."
Garih Sangulya, zor geçen 15 yilda gençleri ihmal ettiklerini
söylemigti. Boglugu birileri doldurma peqindeydi.
BVY 12
178 BOL VE YUT
Pazar Yeri
Dagdan Sovyetler'in sõndürdügü ekonomi, ambargoyla iyi-
ce zayiflamigti. Abhazya'nm ildimi mükemmel, topragt bereketli,
nüfusa azdi ama kaynaklar k1sithydi. Dar zamanlardi.
Sohum'da bir ögleden sonra. Halk pazarmda Yavuz Kuazba'yla
tezgâhlar arasmda dolayiyoruz. Birileri egzotik meyveleri alacak
ekonomik güce sahip olmah ki ananaslar, üzümler, ithal elmalar
mücevher gibi tezgâhta oturuyor...
Bir kilo elma 80 ruble, yani 3 dolardan fazlaydi.Asgari ücret-
se 100 dolar kadardi.
Maddisikmti, pazardakiyüzlere yansiyordu... Kazamlan para,
hiçbir ihtiyaca yetmiyordu...
Ekmek satan yagh bir kadma "Ayhk kaç para rahat yaçatir seni
"400
"ayrihkçi
Huçhoz Mahallesi
Sohum Limam
ABHAZYA, ZA MANIN KIYISI... 185
Mart2008 Yolculugu
RUSYA
ÜRCISTAN
·
Tiflis
T Ü RK i YE AZERBAYCAN
N Ô.C
RAN
"GÜL DEVRIMl"NIN ARDINDAN TIFLIS 187
Program, TRT l'de yayina giremedi. TRT 2'de bir gece yarisi
yangmdan mal kaçinr gibi gösterildi. Programm bitirilmesi em-
ri o zaman verildi... Bu emir halkm dogru bilgi alma hakkma vu-
rulmuy bir darbeydi... Gazeteci olduklarun iddia eden bazilari,
"diplomatik
skandala yol açan" böyle bir programm TRT ekra-
nmdan uzaklagtirilmasmi sevinç nidalariyla karquadilar. Bazilari
programm "Gürcü halkim rencide ettigini" iddia ettil Oysa prog-
ramda Bati ve igbirlikçilerinin Gürcü halkma reva gördükle-
ri eziyet anlatilmaktaydi. Gürcü halkindan bahsedenler aslmda
Turuncu Darbecilerin tarafmdaydilar, Gürcü halki ile turuncu li-
der Saakagvili'yi karigtirmiglardi...
lyteÖzgürlükl
Tiflis'in tam ortasi! Bir zamanlarm Lenin Meydani, Ozgürlük
Meydam olmug. Meydan bu adt Gürcistan, Sovyetler'den ayrihn-
ca almigti...
188 BOL VE YUT
Gürcistan Parlamentosu
Alex Rondeli
BVY 13
194 BÖL VE YUT
"Zincir Kirildi!"
Keskin bir biçakla ayrilmig iki dönem... Bu iki ayri döneme ai-
diyet hisseden insanlar... Koca bir imparatorluk parçalara ayril-
"özgürlük
mig; ve demokrasi" nidalari daha büyük yoksulluk ve
baskilarla sonuçlannuqti.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi dagilmig; degigik Sov-
yetlerde birbirine bagh olarak çahyan sanayii paramparça olmuç;
tüm kamu igletmeleri oligarklarm eline geçmig... Halk neye ug-
radigmi anlayamadan kendini ekmek kuyruklarmda bulmuytu...
Artik düzenliig de, ayhk da yoktu. Bedava okul, bedava hastane de
yoktu. Gemisini kurtaran kaptandi... ly bulan bular, bulamayan
derdine yanardi...
1990'dan 2000'lere kadar Gürcistan bu kaosun içinde yaça-
di...
Ekonomik olarak hâlâ Rusya'ya baghydi... Ama siyasi olarak
Batfyla niganhydi... Muhalefet milletvekili Levan, o dönemdeki
gevardnadze politikalarini yöyle özetlemigti:
"§evardnadze
zamanmda fikir quydu: Amerika olmayacak,
Rusya olmayacak, Türkiye olmayacak ama hepsi olacak! Hem
196 BÖL VE YUT
Saakapvili'nin §artlan
Gürcistan'da "Özgürlük"ün 13. yllmda, Sevardnadze'nin kol-
tuguna Saakayvili oturacakti... Çokgençti. Amerika egitimliydi.
27 yaymda, belediyecilikle ige baglamig, meclise girmig, 36 yagin-
"GOL DEVRIMl"NlN ARDINDAN TÎFLIS 197
Alexandr Tchatchai
SMS Kültürü
Onlar, Bati'nm Rusya'yi çevrelemesine çanak tuta dursun,
NATO ve AB hayalleriiçine batmig Gürcistan'da büyük bir kültü-
rel degigim yaçamyor; bir ülke yeniden (ekilleniyordu.
"tüketim"di.
Yeni din Tüketim, ithal mallara hücum demek-
ti...
Hayati SMS'ler yönlendiriyordu. Zaza, beni Tiflis'te bir bara
"agk
Temuri Pipia
Birleëik muhalefet içinde yer almayan Temuri Pipia, Gürcistan
Komünist Partisiyetkilisi. Ozgürlük deyince gülüyor... Arkasmda
"NATO'ya Hay1r!" yazan afig, küçük sac sobanin zor isittigi köhne
binamn bir odasmda äfkeyle konuquyor:
"Partimiz 1995'te ve 1999'da seçim barajmi agti ama NATO'ya
karpi oldugumuz gerekçesiyle hükümet tarafmdan engellendik.
imdi yari illegal durumday1z. Resmiyetimiz taninmiyor."
Odadaki birkaç kipi sobanm çevresinde oturmuy bizi izliyor.
Lenin resmi, orak çekiç amblemi ve Sovyetler Birligi'nin tarih ol-
muy bayragi, agi boyasi duvarlari renklendiriyor.
'de-
"Gül Devrimi diye adlandirilan olayi ve George Soros'un
mokrasi' söylemininasil degerlendiriyorsunuz?" diye soruyorum.
'devrim'
"Baqimiza gelenleri diye niteleyenler, Amerika'nm
has adamlaridir. Devrim, toplumda kökten bir degigim olmasi
halidir. Burada olan devrim degil, sahtekârhktir" sözleriyle ya-
mthyor.
Amerika, gevardnadze'nin, kendi halkmm gözünde bir düg-
man olarak alg11andigini anlamigti. Gürcü halki çileden ç1kmig-
ti. Amerika, gevardnadze'yi degigtirdi, yerine genç birini getirdi.
Oysa hepsini kendi yetigtirmiyti."
"Simdibir yanda ekonomik kriz, halkm yoksulluga, bir yanda
Abhazya ve Osetya gibi Rusya'ya ilhak etmek isteyen bälgeler so-
runu var... Durumu nasil görüyorsunuz?" diye soruyorum.
"GOL DEVRIMl"NIN ARDINDAN TIFLIs 207
ve de nazirlar.
Aralarmda birçok kippah ve uzun sakalh adam var. Frederick
Stone onlardan biri. Yanma yaklaylyorum. Egi dolayisiylaresepsi-
yonda oldugunu söylüyor. Bayan Stone, bu toplantiyi düzenleyen
208 BÕL VE YUT
BVY 14
210 BÖL VE YUT
lyte mart
aymda Gürcistan'dan yaptigimiz yaym böyleydi...
Aradan bey ay geçti. 22 Agustos 2008 tarihli Yeniçag gazetesin-
de, Mustafa Duran imzali haber Karadeniz'de sularm kaynadigi-
ni gösteriyordu.
Mustafa Duran
Saakagvili Devrede
Saakagvili devrede Karadeniz'e açilmak için iki girigimi de
boga gikan ABD, çareyi bilindik taktiklere bagvurmakta bul-
du. Soros devrimiyfe iktidara getirdigi Mihail Saakagvill yö-
netimini Güney Osetya'ya kargi sürekli kigkirtarak Rusya'yl ra-
hatsiz eden ABD, bölgede tansiyonu kontrollü olarak yükselt-
ti. Gürcistan ise ABD'nin telkinleri doÿrultusunda, 7 Aÿustos
akgami tek tarafli olarak baëimsizliëini ilan eden Güney
Osetya'yi iggal etti, Rusya da kargillk vererek Gürcistan'i hara-
beye çev1rdl. Washington igte bu tergâhin ardindan Karadeniz
konusundaki amaçIarina ulagti. Rusya'yl savaga çekerek
Gürcistan'i yerle bir ettiren Beyaz Saray, insani yardim baha-
nesiyle, Karadeniz'e iki askeri kargo gemisi, iki donanma ge-
misi ve bir sahil gûvenlik gönderme karari aldi. ABD ayni za-
manda bunu bahane ederek Polonya'yla füze kalkani anlag-
masing imzaladi.
I
I
KOSOVA AÇIK YARA!
Subat2008Yolculuguo
Ne tuhaf degil mi? Bir zamanlar Yugoslavya diye bir ülke var-
di. Kosova ayrilan son parça mi bilinmez ama en son bagimsiz
ilan edilen o.
Yugoslavya, 80'li yillarda baglayan etnik milliyetçilige daya-
h akimlar sonucu parçalara ayr11di. Yillarca kardeq kardeg yaça-
yan Yugoslav halki, Boynak, Hirvat, Arnavut milliyetçi örgütlerin
rüzgârmda birbirinden nefret eder hale geldi. Buörgütler Batt'dan
'
BOSNA 3
'a-
S'S SIRBiŠTAN
ERSEK
.
MONTE-NE-
GRO BULGARISTAN
OSOVA
MAKEDONYA
"bagimsiz"
(*) Bu yolculuktan iki hafta sonra Kosova, Bati eliyle ilan edildi.
214 BÖLVEYUT
"demokrasi
"SartltBagimsizhk"
Kosova'mn çeyitli kent ve köylerindeki Sirplar, Mitrovitza'nm
ortasmdan geçen simrin kuzeyine toplanm191ardi. Kosova için çö-
züm, Batih devletlerin eline birakilmigti.
Finlandiya'mn eski Cumhurbagkam Ahtisaari, Kosova'da çö-
züm için görevlendirilmigti. Ahtisaari'nin Kosova için önerdigi
plam rehberimiz gazeteci Birol Urcan pöyle özetlemigti:
'parth
"garth
"Sevgili Neuem"
Enver Hocay, Kosova Kurtulug Ordusu'nun eski lideri, pim-
di Kosova bölgesi bagkam Haqim Taçi'nin yakm arkadagiydi.
Hagim Taçi'nin ilginç bir äyküsü vardi: Prigtina Üniversitesi'nin
ilk ögrenci baykamydi. Arnavut ögrencileri, Sirp lider Slobodan
Miloseviç aleyhine örgütlüyordu... 1989'da Kosova'nm özerk sta-
tüsüne son veren Yugoslav hükümetine kargi örgütlenmek üzere
yeraltma inmigti.
1993'te,. Îsviçre'ye kaçmty, siyasi iltica gruplarma katum19ti.
UÇK, Kosova Kurtulug Ordusu'nda yer alm14ti. O zamanlar, Bati,
UÇK'y1terörist örgüt olarak tammhyordu.
CIA kayitlarma göre de UÇK terörist bir örgüttü. Bir yll son-
"direnig
Ha im Taçi
Rahibe Teresa
"ayda
Reklamci Meroko
"ÖnceRock Geldi..."
Meroko, Kosova gençliginin yüzde 80'inin Batinormlarin1 be-
"proamerikan"
nimsediginive Kosova'da yaygm olan terimle, ol-
duklarmi söylüyordu...
Bu geligme yeni degildi. Meroko, Yugoslavya'da, Batt hay-
ranhgmm tohumlarmm uzun ylllar önce atildigini hatirlatiyor-
du.
"30
Türk'ün Ad1Yok!
Sokaklar tamkti... Tüm eski eserler Osmanh'ya aitti. Eski
saat kulesi, minareler ve daha neler neler. Prigtine, Prizren ve
Kosova'nm birçok yerinde bagkahiçbir millete ait en ufak bir eser
görülmezdi. Ama artik Türklerin adi silikleymigti...
Birleçoiq Milletler Kalkinma Örgütü'nün direktörü Norveçli
Frode Mauring'e soruyorum:
"Türkiye'de bir kitap vardi, Kadmm Adz Yokdiye. Burada da
600 yildir yayayan Türklerin adi yok! Once dilleri yasaklandt ve
gerisi geldi. Bu Türk kargithgineden?"
KOSOVA AÇIK YARA: 231
Priµine sokaklan
KOSOVA AÇIK YARA! 233
Mart2008 Yolcuhigu
LIBYA MISIR .
.
B.A.E
SUUDI
.
ARABÍSTAN
NIJER
ÇAD
Hartum ERÍTRE
cisuTi
SUD A ETlyDPYA OMAL
ORTA
AFRiKA
KONGO
KENYA
SUDAN'A DARFUR.OYUNU! 235
Küçük Muhammed
Kizilay Melekleri
Kizilay sorumlusu Orkun, Saghk Bakanhgi görevlileri Süley-
man ve diger birbirinden cevval ekiple unutulmaz bir gece ya-
padik. Onlar Darfur'u anlatti. Biz Afrika'nm büyülü gecelerin-
den birinde Kizilay binasmi çevreleyen uzak igiklari saydik. Ertesi
sabah Kizilay'm çocuk doktoru Megayir Abdurrahman'la, ünü
Çad'ave diger komqu ülkelere uzanmig Kizilay hastanesinde so-
lugu alacaktik.
Günde 400 hastayi muayene eden, bedava ilaç dagitan mad-
di ve manevi yardimlarla bölge halkmm büyük sevgisini kazanan
doktorlarimizla, hempirelerimiz,ebelerimiz, saghk görevlilerimiz-
le gurur duyacaktik.
Konugtugumuz bir kadm, "Kizilaya özel bir sevgimiz var" di-
"buraya
Darfur'u Kurtarmak?!
Sudan'm batismda Darfur'da, bu bekeketli topraklarda bir is-
yan patlarug ve çiftçiler ile gäçebeler birbirine girmigti. Üzerine
kurakhk gelmig, iç çatigma alevlenmigti. Bölgeye bir anda silahlar
da girmigtil Afrika'da oynanan eski oyundu bu. Iç kargaçayabi-
linmez eller müdahale ederlerdi, kabileler arasmda çikan çatigma
büyürdü. Kontrol edilemez hale gelince Batih devletler, arabulucu
olarak devreye girerler, kaosu kahci kilarlardi.
Kongo da, Ruanda da, Somali de hep aym kaderi paylagrnytl.
Darfur'da da aym senaryo sahneye konuyordu.
Hortum Üniversitesiögrenci temsilcisi Abdullah, arabulucu-
luga soyunanlarm gerçek amaçlarmi sorguluyordu:
"Avrupa ve Amerika, Darfur halkinin içinde bulundugu du-
rum için Sudan'1 suçluyorlar. Darfur sorunu bizim iç sorunu-
muzdur. Sudanhlan ilgilendiren ve Sudanhlarm çözecegi bir so-
run. Bati, buraya elindeki tüm gücüyle müdahale ediyor... Çünkü
Sudan'da altm ve petrol var. Onlarm derdi halk degil, Sudan'm
dogal kaynaklari! Sudan'da kontrolü ele geçirmek için bir baha-
ne anyorlar aslinda."
"Pekiya BirleymigMilletler?" diye soruyorum,
"Onlarm da Sudan'a hiçbir faydast yok. Birleprnig Milletler,
sadece Amerika'nm kararlarini uygular. Amerika'ya sorarlar,
'Sudan'da bu programi mi, öbürünü mü uygulayahm!' diye. Ona
göre geregini yaparlar. Onlar Amerika'ya baghdirlar."
ÎçteSudanh için, igin özeti buydu.
ÖnceBati dünyasmdan "Darfur'u kurtarahm!" (Save Darfur)
nidalan yayilmigti. Afrika'nin her yeri ve Filistin, Irak, Afganistan
kan gölüne dönmüqken, Bati birden, "Darfur'u kurtarahm!" diye
ortaya çikacakti. Böylece Darfur, tüm diger sorunlu bölgelerigöl-
gede birakacakti.
SUDAN'A DARFUR OYUNUl 239
Hartum Üniverstesi
Gazi Atabari
Rehberim Magdoleen
plomat
Gece, büyükelçimiz Fatih Ceylan'la birlikte Bulgaristan elçili-
gindebir davete katildik.
ÇinBüyükelçisi Li Chen Wen'le orada kargilagtik.
"Çin'inSudan'dakiyatirimlar1Amerika'dan ve diger tüm ülke-
lerden fazla. Çin,Sudan'da ne yapiyor?" sorumu, "Petrolden söz
etmeden önce suyu anlatayim!" sözleriyle yamtladi ve devam etti:
"Buradaki en büyük sorun su sorunu. Darfur'da da susuzluk en
büyük problem. Çinburada su çikariyor. Su kaynaklarim birleyti-
riyor. Bölgenin günlük su ihtiyacini karplamaya çahyyor. Insani
yardim ve kalkmma destegi baglammda da 80 milyon yen'lik yar-
dimda bulunduk, bu yardim tibbi malzemelerden, prefabrik evle-
re, su tulumbalarmdan jeneratörlerekadar uzamyor..."
Bulgar Büyükelçiligi bahçesi agzma kadar diplomat dolu.
Büyükelçilikler serbest içki içilen nadir mekânlardan oldugundan,
sesler giderek yükseliyor, kahkahalar artiyor, büyükelçilik bahçe-
sinin karpsmda yer alan camiden yükselen ezan sesi Bay Wen'in
sesine kartyyor...
"Sizce Sudan'da sevilmenizin nedeni bu yardimlar mi? Halk
Batihlardan pek hoplanmtyor ama Çinlileriseviyor. Neden?" di-
ye soruyorum.
SUDAN'A DARFUR OYUNU: 247
Kibarca gülümsüyor:
"Bunu tuhaf bulanlar var, biliyorum ama yamti basit: Biz on-
lara saygi duyuyoraz. Aramizdaki iligki karylludisayglya dayah bir
iligki... Çin-Sudan dostlugunu, 50 yilhk bir süre içinde emek har-
cayarak kurduk."
Çin,2006'yi Afrika ylh ilan etmigti. Afrika'yla iyi iligkileri var-
di. Su konusunda mükemmel sonuçlara ulaymiëti ve petrol ihtiya-
cmm bir kismim Sudan'dan karydamaktaydi...
Amerika'nm, Dünya Bankasive IMFnin Afrika ülkelerine yap-
tigi toplam 2 milyar dolar civarmdaki yarduna karym, Çin'inkat-
k1si,bunun därt katiyani 8 milyar dolardi! Resepsiyonda bir araya
gelen Afrikah, Asyah ve Batih diplomatlann büyük çogunlugu Bay
Wen'le konuyabilmek için birbiriyle yariglyordu. Sudan'daki dip-
lomasi çemberinin agir topu, tartigmasiz Çinlidiplomatt1...
Büyükelçimiz Fatih Bey, tarih içinde Osmanh-Afrika iligkileri-
ni anlatiyordu...
"Aslinda Osmanh ImparatorluguAfrika'ya büyük önem veri-
yor. Tarihte ilk yerleptigi yer Savakin gehri. Oradan Kizildeniz'i ve
dolayisiyla Hint Okyanusu'nu kontrol altmda tutmay1hedefliyor.
Kiyi peridini takip eden Osmanh yerleyimi daha sonra, Sudan'm
içlerine ve Hortum'a kadar geliyor. Hortum'un bagkent olmasin-
da Osmanhlarin büynk rolü var. Sudanh tarihçilerin de belirttigi
gibi bagkentin admi Osmanh koyuyor."
Petrol ve Darbeler
Sudan Birinci Dünya Savagi'nda Ingiliz yönetimine girmigti.
1956'da bagimsizhgmt ilan etmig ama uzun bir süre ingilizkont-
rolünde yönetilmigti. Petrol yataldarinm varhgi ve Sudan'm stra-
tejik konumu onu emperyalizmin hedefinekoymuytu.
1970'li y1llarm baqmda açilan güneydeki petrol yataklari, y1l-
larca Amerika tarafmdan kullamlmigti. Bölge, içsavagla kana bu-
lanmca, petrol girketi Chevron'un çahymalari da durmuytu! Gazi
Atabari anlatiyordu:
"Amerikan petrol girketi Chevron, tüm imtiyazlari elinde tut-
maktaydi. Çatigmalar sonucu ülkeden ayrildilar. Biz de petrol ara-
248 BÕL VE YUT
Dar†lirlu Fatma
Hatice'nin evi
Orach kampt
BVY 17
258 BÖL VE YUT
Nisan2008 Yolculugu
KAMBO YA
VIETNAM O
TAYLAND
BR)
A L E
Ku lumpur
ENDONEZYA
260 BOL VE YUT
Enver lbrahim
Malezya'nm Zenginleri
Yabanci sermayeyle igbirligiyapanlar, gehrin digmdakivillalar-
da konforlu bir yayam sürmekteydiler...
Peki ya halk? Diger bölge ülkeleriyle kiyaslandigmda fakirlik
daha azdi... Kuala Lumpur'da ayhk ortalama ücret 2,500 ringgiti,
yani 850 dolar civarmdaydi...
Malaylar, Çinve Hint kõkenli Malezyahlar arasmda en çok ka-
zanan Çinlilerdi. Hintliler 300-400 dolar arasi en dügük ücretle
çahyanlardi... Müslüman Malaylar ise ayricahkh konumdaydilar,
vergiden de muaftilar.
Kuala Lumpur Hali'nde dolagirken yöförümüz Azmi bizi yal-
mz birakanyor. Toplumun orta sinifimn ortalama ayda 300-400
dolarla geçindigini söylüyor...
Rengârenk, kurutuImuy bahk tezgâhlarinin önünden geçer-
ken, "Bu parayla aile geçindirilebilir mi?" diye soruyorum. Azmi
"Bu para dört kipilikbir aile için yeterli" diyor.
Genellikle kendi evleri oldugunu söylüyor. Malaylar devlet ko-
rumasmda ve evleri devlet onlara veriyor.
Yine de sebze halinde en ucuz ahyverigi yapabilmek için çirpi-
nan bir grup insan göze çarplyor.
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I 265
Proton'un i çileri
Proton'da Abdülhalim
Çahÿan Usta
Bazilari ünlüProton otomobil fabrikasmda çahqirlardi... Bu
ünlü araba fabrikasma ben de gittim. Gäz kamaytirici büyük-
lükteki tesiste, mihmandar üretimle ilgili bilgiler verirken, ben
Abdülhalim'in kablolari baglayan hünerli ellerini izliyorum.
Mihmandan geride biraktp "Abdülhalim ne kadar zamandir bu-
"18
rada çahqiyorsun?" diye soruyorum, yildir!" diyor.
O, arabalara motoru yerleptiriyor ve ayda 2 bin ringgit kaza-
myor. 2 bin ringgit, 800 dolar civarirda bir para ediyor... Bu,
Abdülhalim gibikidemlibir iççininaldigi ayhk miktar. Mihmandar
iççilerle konugmamdan rahatsiz, beni bir sonraki bölüme gätür-
meye çaligirken, sabah paydosu için bir masanm etrafmda oturan
iççilerin yanma iligiyorum.
I
I
I
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I 267
"Yumuçak" Islam!
Amerika'mn eski Digigleri Bakan Yardimcisi Richard Hol-
brooke'un sözlerini hatirlatanlar da onlar oldu. D14 Politika
Konseyi'nin (CFR) önemli isimlerinden biri olan Holbrook,
Müslüman ülkelerde "Bati tarzi bir Islami çizginin yayilmasi ge-
rektigini" ifade etmigti. Iki ülkeyi örnek göstermigti: Türkiye ile
Malezya.
Malezya'dan söz ederken, ilunh Islam'itagiyacak adam olarak
Enver Ibrahim'iigaret etmigti. Enver Ibrahim'e sordum:
"Malezya modeli Türkiye'de çok tartiqildi... Nedir bu Malezya
modeli?"
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I 269
"bu
Gülümseyerek, "Bu tartigmalardan haberim var" demigti,
konu, Holbrooke'un sözleriyle baglad1. Onun açildamasinda be-
nim adim da vardi. Bence çok yanh; bir örneklemeydi. Türkiye ve
Malezya, birbirinden çok farkh iki ülke. Tarihi, toplumu ve kültü-
rü çok farkh. Türkiye'ye geldigim zaman bu farklan görüyorum.
Biz demokratik bir ülke bile degiliz. Seçimlerimiz özgürce yapil-
miyor, basm özgürlügümüz hiç yok. Bunlan Türkiye'yle nasil ki-
yaslariz?".
Malezya, Ingiliz sömürgesi oluqunun derin yaralanm tagiyan
bir ülkeydi. Türkiye hiç sömürge olmamigti...
Malezya geçmigte de, bugün de krallarla yönetiliyordu...
Demokrasi deneyimi son derece kisithydi. Agzini fazla açan en ha-
fifinden yasaklanirdi...
Mart 2008'de gerçeklegen Malezya seçimlerinde, sömürgecilik
mirasmin yaralari bir kez daha ortaya çikmigti... Badavi'nin bag-
kanhšmdaki ulusal cephe, 40 ya sonra ilk kez ulusal meclisteki üç-
te iki çogunlugunu kaybetti.
Bagbakan Abdullah Ahmad Badavi'nin siyasi gelecegi birden
belirsizlige dügmüytü. Muhalefet partileri, Demokratik Eylem
Partisi, Halkm Adaleti Partisi ve Pan Islami Parti koalisyonu mil-
letvekili sayisun dörde katlayarak mecliste toplam 82 koltuk ka-
zanmigti...
Rocky lakaph gazeteci Ahiruddin, siyasi tsunamiyi pöyle an-
latmiyti.
'siyasi
Din Siyaseti
1980'lerde Mahattir Muhammed'in liderliginde Malezya, ye-
ni bir etkinin altina girecekti. Moderni asyon adi altmda din si-
yasileptirilecekti.
Programm iki hedefi vardi.
Bir: Islam'a kamu yagammda yeni bir egemenlik saglamak.
Islami degerleri ve kimligi vurgulayip, Îslam'a dayah kurumlar
oluyturmak ve Müslüman dünyayla yeni baglantilarkurmak.
"pozitif
Iki: 1970'lerde baylayan ayrimcihk" ilkesini uygula-
maya devam ederek, Müslüman Malaylara, hükümette, egitim-
de ve bürokraside ayricahkl1 pozisyonlar saglamak. Bu döne-
min parlak ismi, Baybakan Yarduncisi Enver Ibrahim'di. 1998'de
"yilm
Amerikahlar tarafmdan Asyahsi" seçilmig, ayni y11hücre
hapsine mahkûm edilmigti! Yaçammi karartan mahkûmiyeti göy-
le anlatiyordu:
"Diktatörlükle yönetiliyorsaniz ve demokrasi yoksa, mahke-
meleriniz bagimsiz degilse, sizi sürükleyip götürebilirler. Hapse
atildigim zaman dogru düzgün hiçbir suçlama yoktu, suçlama sü-
rekli degigiyordu.lddianamehazirlanmamiyti."
"Neyle suçladdar?" diye soruyorum.
"Ülkeye ihanetle suçladilar. Yurtdigmda 1 milyar dolarm var
dediler. Ortada aleyhime açilmig bir dava bile yoktu. Bir diktatö-
rümüz vardi. Ne yapabilirdim, nasilkaryi çikacaktun?"
"Alti yll ceza aldmiz..."
"Evet alti yd hücre hapsi. Vatana ihanet, yolsuzluk, seks suçu,
ne varsa hepsiylebeni suçladdar, her mahkemeye çiktigimizda da
suçlamayi degiytirdiler."
Hapisten çiktiktan sonra siyasi yasagi devam etmigti. Bu sü-
reç içinde Enver ibrahim, Amerika'nm Ortadogu ve Uzak Asya
politikasmm oluyturuldugu George Town Üniversitesi'nde ders-
ler vermigti.
MALEZYA'NIN "ILIMLI1SLAM"I 273
BVY 18
274 BOL VE YUT
Ve Kadmlar!
Enver Îbrahim'in liderligini yapttgi platforman gemsiyesi al-
tmda yer alan Demokrasi Partisi'ni destekleyen Zahara Alatay,
"Ekonomik sorunlar kadar kimlik sorunumuz da var!" diyor-
du... "Baçörtüsü konusu burada büyük gerilime neden oluyor.
Malezya'da kadmlar bir süreden beri Suudi tarzmda bay ärtüyor
Bu 25-30 yll önce bagladi..Maalesef ariik geleneksel giysilerimi-
zi giymtyoruz.
"Geleneksel giysileriniz nasildi?" diye soruyorum. Ozerindeki
uzun kollu parlak yeyil elbiseyi gösteriyor:
"lyte
Ve Terör!
Malezya bu tartigmalarla sarsihrken Malakka Bogazi'ada bir
geyler oluyordu.
Dogu ticaretini Bati'ya tapiyan Malakka Bogazi, birden terörle
sarsilmaya baglayacakt1...Bogazdan geçen bütün gemiler Cemaat-
ül Islam, Moro Islam Özgürlük Cephesi ve Abu Sayyaf grubu gi-
bi terörist örgütlerin tehdidiyle kargilagir oldu... Orgütlerin arka-
smda Suudi sermayesinin oldugu, söz konusu örgütlerin yöneti-
cikadrolarmm Misir'dakiEl Ezher Üniversitesi'nde egitim gördü-
resmi kayitlara geçti
gü
Bati, Malezya'y1 dünya ticaretine engel olmakla suçluyordu...
Malezya, enerji güzergâhlarmi tehlike altma sokabilecek terör
MALEZYA'NIN "ILIMLI ISLAM"I 275
Zahara Alatas7a
Nisan2008 Yolculugu
Kriket Kulübü
Singapur'da bir hafta sonu. Olkeninände gelenlerive asirlardir
burada yaçayan Ingilizlerintorunlari, yavay ve nemli bir Singapur
gününde kriket kulübünde, eski sömürge geleneklerini yayatiyor-
lar... Malum, Ingiltere tüm sömürgelerinde aym oyunu yaymig-
tir... Kriket oynayan uluslarm tarihinde mutlaka bir Ingilizpar-
magt vardir!
Kentin eskimerkezinde kocabir kriket sahast. Ingiliztarzibina-
larla çevrili. Suresh, kriket kulübünün yöneticisi bir Singapurlu.
Her önüne gelen giremiyor bu kulübe... ûyelerininçogu ün-
lü politikacilar, igadamlari ve tabii ki önemli görevler için burada
bulunan yabancdar...
Kriket kulübünün müdürü Suresh'in bir adi da Alan Jones.
Bütün Olanca Malayhgma karçm, Ingilizcebir isim tagiyor...
"asil
Malayca ismiolan Suresh'isadece ailesikullamyor. Ama, adi"
konusunda israrlarimiza dayanam1yor. Suresh, kriketi "Batih" ol-
mamn kriteri olarak görüyor... Bana uzun uzun kriketi anlati-
yor.
SINGAPUR. UZAK ASYA'DA BÎR15RAIL MODELl! 279
Kriket sahast
'centilmen'
Dr. JannieTay
"en
SoförümüzTrawan'a"Hint Mahallesine gidelim!" diyorurn,
yoksullarin oldugu yere!"
Birden renkler, igildar, dükkânlar degigiveriyor. Tezat bü-
tün hapmetiyleortaya çikiyor... Bir ahyverig merkezinin önünde
renkli karton bir çark dönüyor. Ibresini, ütü, kola ya da televiz-
yon resmi üzerinde dardúrabilen, mah kapiyor. Ama bu görün-
dügü kadar kolay degil. Çarkmçevresi kalabahk. Yüzlerin çogu
Hintli. Malaylar da var. Küçük bir kumar oynamak için strada-
lar. Ahyveri; merkezinin yanindaki döküntü binada asih çamagir-
lar rüzgârda tembel tembel dalgalamyor...
284 BOL VE YUT
Irawan ve IsrnailDostoglu
Irawanve Ailesi
Ulkenin en yoksulkesimini göçmen iççiler ve Hintliler oluptu-
ruyor. Onlarm ardmdan Müslüman nüfus geliyor...
Malaylarin sebze pazarl Geylon'da halklakonuquyoruz. Ne fi-
nans, ne kriket! Yükselen pirinç fiyatlari agizlarmdan düçmü-
288 BOLVE UT
yor... Malum, burada insanlar ana gida olarak ekmekle degil pi-
rinçle besleniyor.
Nurcihan bir polis emeklisi. "Insangibi yemek yiyebilmek için
dört kipilik bir allenin ayda 500 dolar civarmda para harcamasila-
"bunun
zun!" diyor, digmda; kira, saghk sigortasi, egitim, yol, gi-
yim gibi masraflar da var!". Singapur'da dört kipilik bir aileye ay-
da en az 3 bin dolar para gerekiyor.
Iqadam1Stephen Lee
irawan'm ailesinden sonra, Singapur lçadamlan Dernegi
Baykam Stephen Lee'yiyüksek plazalardan birindekikonforlu ofi-
sinde ziyaret ediyorum. Politik çevrelerde çok etkili oldugu söyle-
niyor Lee'nin. Sorulanmiönceden görmek istiyor. Ben ilk soruy-
la röportaja baghyorum:
"Sokaktaki, pazardaki insanlarla konuptum ve onlarm evlerini
ziyaret ettim..." der demez, yardimcisma bakiyor ve telayla sözü-
mü kesiyor: "Evlerine mi gittiniz?!"
"Evet, onlarm evlerine gittim..." diye devam ediyorum. çok
rahatsiz görünüyor.
"Nasil yaçadiklarmi görmek istedim. Genellikle bu insanlar ay-
da 1000 küsur dolar ahyor ve bir evde 4-5 kiqiyaqiyorlar.Evler ge-
nellilde çiplak. Beslenme çok kötü. Singapur, çok zengin bir ülke
ve kipi bayma yilhk gelirin 32 bin dolar civannda oldugu söyleni-
yor. Singapur devleti, halk için ne yaplyor?"
Röportaj istegimi kabul ettigine pigman, gözlerini sürekli oda-
da gezdirerek cevaplamaya çahyiyor: "Sanirim siz çok küçük bir
azmhktan bahsediyorsunuz. Sizin anlattigimz durum, büyük ço-
BVY 19
290 BOL VEYUT
Îÿadam:Stephen Lee
IngilizYönetim Mirasi!
Ingilizçikarlan için çaligacaklardi... Bir ticaret limam oluptu-
racaklardi...
Profesör Levin'den dialeyelim:
"Once Portekizliler ve Hollandahlar burast için mücadele etti-
ler. Ama Ingilizler,Singapur'un ticari anlamdaki stratejik önemi-
ni çok iyi kavradilar... Ve burayi bu cografyanin
en önemli lima-
m haline getirdiler."
"Önce Dogu Hindistan Sirketi'yle adun attilar buraya degil
mi?" diye sornyorum...
"Evet, o yirket bir Ingiliz organizasyonuydu, Dogu'yla ilig-
kileri geligtirme görevini üstlenmigti. Önce buraya yerleyti-
ler... Geligtirdiler ve ekonomik geliymeden de önemlisi, buraya
Ingilizlerinyönetim mirasim tayidilar..."
SINGAPUR: UZAK ASYA'DA BÎR ÎSRAIL MODELI: 293
Bagtmsizhk mi?!
Levin anlatiyordu:
"IkinciDünya Savagisirasmda buraya Japonlargeldi. Singapur,
kisa bir süre Japoniggalinde kaldi. ikinciDünya Savayfndan son-
ra Ingilizleryine yönetime geçti. Ve sonunda Singapur bagimsiz-
hgtna kavugtu."
Säzünü kesiyorum, "Bagunsizhgma kavuçan Singapur degil,
Malaya idi degil mi?"
"Bu önemlibir nokta!" diyor, "Singapur, aslmda Malaya Cum-
huriyeti'ni olupturmak üzere Malezya'yla birleyti.Yil 1963'tü. Ve
bu birliktelik iki yil sürdü... Iki yilm ardmdan ayrildilar."
Ikinci Dünya Savagi sonrasi, dünyanm pek çok yerinde oldu-
gu gibi sömürgecilere karyi Baglantis1zlar Hareketi, Güney Asya
adalarmda da ortaya çikmlyt1... Malaya Halk Kurtulug Ordusu,
Japonlaritopraklarmdan çikarmig, büyük bir kurtulug savayma
imza atmigti. Ingilizlertehlikenin farkma vardilar. Endonezya ve
Malaya birlikte hareket ediyorlardi. Öncebagunsiz Endonezya'mn
ilk devlet bagkani Sukarno'yu CIA marifetiyle devirdiler. Ardmdan
sol aydmlara toplu kryun yaptilar. Singapur, Malaya'dan ayrildi.
Tüm bölgeye kary1"Batt'nm kalesi" olarak biçimlendirildi.
Singapur, 9 Agustos 1965'te ayri bir devlet olarak tanmdi. §im-
di uluslararasi petrol ticaretinin de Uzak Asya merkezi.
"Kontrollü Demokrasi"
Selami Genç, Singapur Türk lçadamlariDernegi'nin bagkan1.
Limana kugbakiqibakan ofisinde, bir zamanlarm küçük bahkçi
kasabasmm nasil dev bir bölgelimanma dönügtügünü anlatiyor:
294 BOL VE YUT
Bankact Karsten
BANU AVAR
Hangi Avrupa?
Isveç'in Nobel'i, Fransa ve Sevr Rüyasi, Danimarka'da
Kopenhag Kriterleri, Vatikan'in küresel valsi ve digerleri...
Bana Avar'la 17 Avrupa ülkesinin geçmigive bugünü bu kitapla
satirlar arasmda! Bati'nm, Türkiye'ye kendininasil da açikça
anlattigm1Avar'm kalemiyle görmek mümkün...
Avar, TRT'de ilgiyle izlenen Smirlar Arasmda programimn
Avrupa yolculuklarim 5. basima ulaçan bu kitabmda topladi.