Professional Documents
Culture Documents
YAfiAM
OCAK 2003 SAYISININ ÜCRETS‹Z EK‹D‹R
HAZIRLAYAN : PROF. DR. MEHMET EM‹N ÖZEL
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi - Astrofizik Araflt›rma Merkezi
Bolu A‹BÜ’den izinli
KAPIDA B‹R
Evrende yaflam›n varl›¤›n›n Yerd›fl› yaflam konusu son ve bunlar, kendi kiflisel
araflt›r›lmas›, profesyonel y›llarda baz› önemli yeni bilgisayarlar›n›n bofl zamanlar›n›
bilimciler kadar, hayat›n her geliflmelere kaynakl›k etmifltir. (belki de ço¤u zamanlar›n›!) bu
kesiminden insanlar için de en Bunlar aras›nda, son y›llarda araflt›rmalarda kullan›lmas› için
merak uyand›ran konulardan biri. gökbilimcilerin keflfetti¤i, bugün gönderilen program ve veri
San›r›m, yerd›fl› yaflamla, hele say›lar› 100’ü aflan gezegeni olan analizlerine ay›r›yorlar. (fiimdiye
ak›ll› yaflamla temas kurulmas› (ço¤u Günefl-benzeri) y›ld›zlar kadar bu siteye ayr›lan bilgisayar
haberiyle heyecanlanmayacak çok say›labilir. Mars’tan düfltü¤ü zaman› 300.000 y›l düzeyinde!) .
az insan vard›r. Birço¤umuz için hesaplanan bir meteorda, bu NASA 1992’de kurup iç politik
bu, belki insanl›¤›n yaflayabilece¤i gezegende de yaflam›n bafllam›fl nedenlerle kapatmak zorunda
en önemli olay›. Çok heyecanl› bir olabilece¤ine dair ipuçlar› elde kald›¤› SETI Enstitüsü’nü, yeniden
macera olmas›n›n ötesinde, böyle edilmifl bulunuyor. Ay üzerinde, ve günümüz olanaklar› ve
bir keflif, bilim, teknoloji ve Mars’ta, Jüpiter’in aylar›nda ve anlay›fl›yla, Astrobiyoloji Enstitüsü
yüksek bir olas›l›kla, ayn› hatta Günefle en yak›n gezegen ad›yla tekrar bafllatma ve
zamanda toplumsal konularda olan Merkür’de donmufl halde profesyonel çal›flmalar›
yeni bilgilere kaynakl›k edecektir. suyun bulunabilece¤i yolunda destekleme karar› ald›. Son y›llara
Tarihte bundan daha önemli çok ipuçlar› elde edildi. Internet’te kadar yaln›zca radyo teleskoplarla
az baflka kilometre tafl› kurulan ve California yürütülen SETI çal›flmalar›, art›k
düflünülebilir. Asl›nda bu temas Üniversitesi’nin SETI (Yerd›fl› optik teleskoplarla da Optik-SETI
ya da keflifle sadece geçmifl Ak›ll› Yaflam› Araflt›rma) (OSETI) olarak yürütülüyor.
tarihimizi daha iyi anlamakla Enstitüsü’ne ba¤l› bir sitede, tüm 1962’den beri çeflitli düzeylerde
kalmay›z, gelece¤imizin olas› merakl›lara aç›k bir sitenin ve araçlarla yap›lan SETI
tarihi hakk›nda da çok önemli (http://setiathome.ssl.berkeley.ed çal›flmalar›ndan elde edilen
ipuçlar› elde etmifl oluruz... u) milyonlar› aflan ziyaretçisi var sonuçlar›n de¤erlendirilmesi
kan›s›ndalar.
‘Gezegenleri Keflfin Alt›n Dönemi’ kabul edi- y›ld›z›) çevresinde dönen Jüpiter büyüklü¤ünde Bütün bu bilgiler, gezegen oluflumu ve evri-
len 20. yüzy›l›n son çeyre¤inde, baflta Mars ol- bir gezegenin etkilerini, yeni gelifltirdikleri analiz mi konusundaki bilgilerimizin çok yetersiz oldu-
mak üzere, Günefl sistemi içindeki 30 kadar ay tekni¤i ile ay›rabildiklerini duyurdular. Bu bulufl, ¤unu ortaya koyuyor. Bu nedenle, yeni gezegen-
ve gezegene robot araçlar gönderdik; onlar›n ay- öteki gözlemevlerince de hemen do¤ruland›. ‹zle- lerin bulunmas›nda ve say›lar›n›n art›r›larak hak-
r›nt›l› yüzey foto¤raflar›n› elde ettik. Di¤er y›ld›z- yen iki ayda, iki ayr› y›ld›zda da benzeri gezegen- lar›nda ek bilgiler elde edilmesinde yeni yöntem
lar›n gezegenlerinin keflfi de benzeri uzay araç- ler bulundu. Daha sonra bu say› giderek artt› ve ve tekniklere gereksinim bulunuyor. NASA, bu
lar› göndermeyi düflünebiliriz. Ancak, gidilecek bu gün, 100’den fazla y›ld›z›n çevresinde dönen amaçla teklifler gelifltirilmesi için bir ihale açt›.
uzakl›klar belki binlerce y›l sürecek yolculuklar gezegenler oldu¤u kay›tlara geçti. Bu amaçla gelifltirilen bir teklifte, Uluslararas›
gerektirecek. Zaten, foto¤raf çekme bir gezege- Asl›nda, Doppler kaymas›yla elde edilen bil- Uzay ‹stasyonu yak›nlar›nda astronotlarca monte
ni incelemeye bafllaman›n en iyi yolu say›lamaz. giler oldukça s›n›rl›: Gezegenin yörüngesininin edilecek süper-güçlü bir giriflim-ölçer öngörülü-
Gökbilimciler, bir gök cisminden gelen ›fl›¤› ince- büyüklü¤ü ve sahip olmas› gereken en küçük yor. Bir kere kurulduktan ve denendikten sonra
lemede, daha çok ‘spektroskopi’ dedi¤imiz, ›fl›¤› kütle hesapalanabilmekte. Bu k›s›tl› bilgiyle bile, araç, itki motorlar›yla Günefl çevresinde bir yö-
dalga boylar›na ay›rma tekni¤ini kullan›rlar. An- bu yeni gezegenlerin bildi¤imiz Günefl Sistemi rüngeye oturtulacakt›r. ‘Dönüfllü-Giriflimölçer’
cak, son dönemlere kadar, bu teknikle daha çok gezegenlerinden önemli farklar› oldu¤u ortaya denilen bu teknikte, aralar›ndaki uzakl›k 75
y›ld›zlar› ve Günefl Sistemi içindeki gezegenleri ç›k›yor. Örne¤in, 51 Pegasi’nin gezegeni, en az metreye kadar de¤iflen 4 teleskopla ayn› y›ld›za
inceleyebilmifllerdi. Çünkü teknik, uzak y›ld›zla- 1/2 Jüpiter kütlesindedir, ancak y›ld›z›na yak›n- bak›lacak ve y›ld›zdan gelen güçlü ›fl›k demetle-
r›n çevrelerindeki gezegenlerin ›fl›k ayr›fl›mlar›n› l›¤›, Merkür’ün Günefl’e uzakl›¤›n›n onda biri rinin, giriflim tekni¤iyle birbirini yok etmesi sa¤-
(tayf) farketmeye ya da bir gezegenin, y›ld›z›n›n mertebesinde! Bu durumda yüzey s›cakl›¤› en az lanacak. Böylece, gezegenden yans›yan zay›f ›fl›-
›fl›¤› üzerinde yarataca¤› ‘Doppler etkisi’ denen 1300°C olmal›. Y›ld›z›n›n çevresindeyse 4 gün- ¤›n görülmesi ve analiz edilmesi (örne¤in, kar-
frekans kaymas›n› belirlemeye yetecek duyarl›k- de dolanmakta. ‘Goldilock’ bölgesinde gezegeni bondioksit veya ozon içerip içermedi¤inin belir-
ta de¤ildi. keflfedilen ilk y›ld›zsa, 70 Virginis oldu (Baflak lenmesi) olanak kazanacak. Arac›n imalat mali-
‹lk kez 1996 Ekim ay›nda, Cenevre Gözleme- Burcu bölgesi). Bu y›ld›z›n gezegeni suyun s›v› yeti 2 milyar dolar civar›nda hesaplan›yor. Bafl-
vi’nden 2 araflt›r›c› (Michel Mayor ve Didier Qu- halde var olabilece¤i kuflakta ve 117 gün uzun- ka bir dünyada yaflam›n bulunmas›n›n önemi göz
eloz) Günefl benzeri bir y›ld›z olan 51 Pegasi (Ka- lu¤unda bir ‘y›l’a sahip. Ancak, gezegenin kütle- önüne al›n›rsa, bu maliyet o kadar da yüksek gö-
natl›at Tak›my›ld›z› bölgesindeki 51 nolu katalog si Jüpiter’in 6,5 kat›. Hesaplara göre, bu geze- rülmemeli.
Kozmik Yaln›zl›k kendimize karfl› koruma gere¤inin far- d›. Dünya d›fl› ‘ziyaretçiler’e (UFO’la-
Son birkaç yüzy›ld›r bilimsel biriki- k›na varmaya bafllad›k! ra) ait hikayelerin medyada bu kadar
me paralel olarak evreni anlamak için Ayn› görüflün bir di¤er uzant›s›ysa, yank› bulmas›n›n temelinde, böyle bir
yeni ve cesur bir anlay›fl olufltu. Evre- iyi tan›mlanamayan bir kozmik yaln›z- ‘yaln›zl›k’tan kurtulma iste¤inin yat›-
ne bak›fltaki bu yeni perspektifin olufl- l›k, yani çok büyük ve çok genifl, ayn› yor olmas› olas›. Bu konuda gerçekle
mas›nda bilim ve bilimciler genelde zamanda insana ald›rmayan, onun far- s›n›rs›z spekülasyon ve fantezinin ay-
yönlendirici roller üstlendiler. Bilim, k›nda olmayan bir evrenle karfl› karfl›- r›lmas›nda da en önemli ölçütümüz yi-
insanl›¤a, do¤aya hakim olabilme, çev- ya oldu¤umuz duygusu oldu. Belki de ne bilim olacak. Bu ölçüt için önce
resini de¤ifltirebilme gücü verdi ve da- büyük ölçüde bu ve benzeri duygular- içinde yaflad›¤›m›z evreni, daha sonra-
ha iyi yaflam olanaklar›yla donatt›. ‹n- la, evrende baflka canl›lar olup olmad›- da ‘yaflam’ dedi¤imiz süreci k›saca ele
sanl›k olarak, artan bu gücümüzle bir- ¤›, onlarla haberleflip haberleflemeye- alaca¤›z. Daha sonra da, geçmifl ve ha-
likte yeni sorumluluklar da duymaya ce¤imiz (do¤rudan görüflüp görüfle- len yürütülmekte olan ‘Dünya d›fl› ya-
bafllad›k. Örne¤in, insanl›k olarak, meyece¤imiz) gibi konular giderek da- flamla haberleflme’ (SETI) çal›flmalar›-
içinde yaflad›¤›m›z çevreyi ve Dünya’y› ha s›k olarak gündeme gelmeye baflla- na bir göz ataca¤›z.
Dünya
Dünya
Yay›lma Süresi (milyon y›l)
0 1 2 3 3.75
Samanyolu’nun ‘Fethi’
.
0 2.500
Gökadadaki
Kozmik Zaman (milyon y›l)
5000
Dünya’n›n
7.500 10 000 12.500
Günümüz
en yafll› oluflumu Bilinen en ‹nsan›n
y›ld›z eski fosil
Yaflam›n, dünyan›n oluflumundan hemen sonra ve bunlar›n olas› teknik geliflme düzeyleri aç›lar›n- evrimi
ortaya ç›kmas› (Dünyam›z 4.6 milyar yafl›ndad›r ve dan, bu çal›flma sonuçlar›ndan ç›kar›labilecek so- Samanyolu’nun fethi, san›ld›¤›ndan daha k›sa
en eski fosiller, yaflam›n 3.8 milyar y›ld›r gezege- nuçlar var: SET‹ çal›flmalar›, dünyadaki en büyük sürede gerçeklefltirilebilir. Yak›n 2 y›ld›za
nimiz üzerinde oldu¤unu gösteriyor) ve mümkün tek-çanak radyo-teleskopu olan Arecibo (Porto Ri- gönderilecek öncüler, eldeki ve bunlar›n
her türlü ortama uyum sa¤layarak, k›sa sürede ko-ABD) gücünde ›fl›ma yapabilecek tüm uygarl›k- geliflimleriyle ulafl›labilecek teknolojiler ›fl›¤›nda,
100 y›ll›k bir yolculuk hedefleyebilirler. 400 y›ll›k
yeryüzünü ‘fethetmifl’ olmas›, Nobel ödüllü biyo- lar› 50 ›fl›ky›l› uzakl›ktaki bölgeye kadar taram›fl
bekleme ve geliflme dönemi sonras›nda, onlar da
kimyac› Christian de Duve taraf›ndan flu flekilde bulunuyor. Dünya’daki düzeylerden daha yüksek
yeni öncüleri yola ç›karabilirler.Bu sürecin
de¤erlendirilmekte: ‘Yaflam›n, fiziksel koflullar›n miktarlarda radyo ›fl›mas› yapan (kendi y›ld›z›n›n
tekrar›yla, 10,000 y›l içinde, Günefl çevresinde
elverdi¤i (4 milyar y›l kadar önce dünyam›z üzerin- gezegene ulaflt›rd›¤› enerjiyi yani 1016 watt- ya da 200 ›fl›ky›l› geniflli¤inde bir bölgeye yerleflilebilir.
deki koflullara benzedi¤i) her yerde ortaya ç›kma- onun önemli bir bölümünü yayabilen, Tip 0 türü) Tüm Samanyolu’nu kapsayan bir ‘Gökada
s› kaç›n›lmazd›r’. Yani, Samanyolu’nun yaflamla uygarl›klar da, 4000 ›fl›ky›l› yak›n›m›zdaki Saman- ‹mparatorlu¤u’nun kuruluflu, 3,75 milyon y›lda
dolu oldu¤una inanmak için her türlü neden var. yolu bölgesinde önemli ölçüde taranm›fl durumda. tamamlanabilir. Samanyolu’nda olas› uygarl›klar›n
Ancak, uzay yolculuklar› yapabilen, bilim ve tekno- Kendi y›ld›zlar›n›n enerjisininin tamam›n› kullana- bir teki bile bu ifle giriflmifl olsayd›, onlar›n
lojiyi gelifltirmifl, teknolojik uygarl›klar da o kadar nabilen, daha ileri, Tip I medeniyetlerse, 40,000 kolonilerini bakt›¤›m›z her yerde görebilmemiz
yayg›n m›? Bir çok bilimci, bir kez ilkel yaflam or- ›fl›ky›l› yak›n›m›zdaki gözlenememifl. (Sovyet fizik- gerekirdi.
taya ç›k›nca, yeterli zaman verilirse, evrim ve do- çisi Nikolai Kardashev’e ait, 1960’larda yap›lan bu
¤al ay›klaman›n ak›l ve teknolojiye ulaflaca¤› dü- ‘kozmik medeniyetler’ s›n›flamas›nda, kendi y›ld›- gerçekleflebilece¤ini göstermekte. Bir senaryoda,
flüncesinde. Bu gerçekten bir zorunluluk olabilir z›n›n enerjisinini tamam›n› (1027 watt) ya da onun insanl›k, önce yak›n 2 y›ld›za yerleflimciler gönde-
mi? önemli bir bölümünü kullanabilenler, Tip II, kendi rir. Bu yolculuklar, gelifltirilebilmesi öngörülebilen
Tan›nm›fl fizikçi Enrico Fermi’nin sordu¤u gibi: gökadalar›n›n enerjilerinin (1038 watt) tamam›n› teknolojilerle, 100 y›l kadar zaman alabilir. Bura-
‘Öyleyse nerdeler?’ Bunun yan›t›nda 2 yön var: veya önemli bir bölümünü kullanabilenlerse Tip III da harcanacak 400 y›l kadar süre sonra, bu iki ko-
Dünya d›fl› canl›lar›n yeryüzünü ziyaret ettiklerine uygarl›klar olarak kabul edilmekte. Bunlar aras›n- loni de en yak›nlar›ndaki 2 y›ld›za yeni yerleflimci-
dair kabul edilebilir bir delilin olmamas› (bu ba- daki enerji de¤erlerine sahip olanlarsa, bu de¤er- ler gönderir. Bu flekilde tekrarlar sonucunda,
k›mdan, flimdiye kadar geçerli bir kan›t sunama- lerin logaritmik ölçekte uzat›lmas› ile tan›mlanabi- 10,000 y›l sonra, ilk gönderdiklerimiz ve torunla-
yan UFO savlar›n› reddetmek zorunday›z) ve lirler. Örne¤in, Arecibo teleskopu ç›k›fl gücü gözö- r›, 200 ›fl›ky›l› çevremizdeki her y›ld›z sistemine
1960’tan beri yürütülen SET‹ programlar›n›n Dün- nüne al›narak, insanl›k 0.7 tipi bir uygarl›k!) yerleflmifl olur. Tüm Samanyolu’nu ‘ele geçirme-
ya d›fl› bir teknolojik ya da baflka bir yaflam belir- Yani, Samanyolu henüz hiç bir uygarl›k taraf›n- miz’, 4 milyon y›ldan k›sa sürede gerçekleflecektir!
tisini –henüz- bulamam›fl olmas›. Ancak, ipucunun dan fethedilmemifl durumda. Ve belki de insanl›k Dünyan›n yafl› (4.6 milyar y›l) ya da Samanyolunun
yoklu¤u, yoklu¤un delili olamaz. fiimdiye kadarki bu fethi gerçeklefltirecek ilk uygarl›k olabilir. Sa- yafl› (10 milyar y›l) gibi kozmik dönemlerle karfl›-
araflt›rmalar, taranacak ‘parametre uzay›’n›n kü- manyolu’nu –ya da benzer bir gökadan›n nas›l fet- laflt›r›ld›¤›nda, bu, bir insan ömrünün bir ay› ora-
çük bir bölümünü tamamlam›fl durumda. Yine de, hedilebilece¤i konusunda yap›lan benzetimler –si- n›nda bir süreye karfl›l›k gelecektir!
Samanyolu’nda var olabilecek uygarl›klar›n say›s› mulasyonlar- bu ifllemin san›ld›¤›ndan k›sa sürede
‹nsanl›¤›n kendi gezegeninin d›fl›na yay›lma hedefinin ilk dura¤› Mars. NASA, 20 y›l içinde komflumuz k›z›l gezegene,
insanl› bir uzay arac› göndermenin haz›rl›klar›n› yap›yor. Bu arada gezegenlerin fethi düflünü tafl›yan özel gönüllü kurulufllar da
olas› Mars koflullar›n› ABD’nin Utah eyaletinde kurduklar› “Mars ‹stasyonu”nda gerçeklefltirmeye çal›fl›yorlar.
SLA
ortamdaki hammaddenin öyküsünü de
yakalayabiliriz.
Daha genifl perspektifte evrene bakar-
madde kal›nt›lar›
fliflme
olas› karanl›k
Yaflam Nedir?
Yaflam, içinden enerjinin ‘akabildi¤i’, ‘yüksek derecede
örgütlenmifl’ madde olarak al›nabilir. O zaman yaflam›, mad-
denin di¤er özelliklerine (örne¤in m›knat›sl›k özelli¤ine)
benzer flekilde ele almay› düflünebiliriz miyiz? Canl› madde-
yi atom ve moleküllerin di¤er kombinezonlar›ndan ay›ran
‘gizemli’ fark nedir?
‘Canl›’ maddenin en belirleyici özellikleri, üreme ve ge-
liflme/büyüme yetisi. Bir alev de baflka alevleri bafllatabi-
lir (kendisini yaratabilir); ancak, geliflip kendi iç dinamik-
leriyle, baflka bir fleye baflka tür alevlere -örne¤in pasa
dönüflemez. Yaflam›n fosil kay›tlar›ndan biliyoruz ki,
yaflam kendini sürekli olarak de¤ifltirdi ve balinalar-
dan a¤açlara, kufllara, mikroplara, alglere kadar her
ortamda yaflam›n yeni örneklerini oluflturdu. Bütün
bu genifl yelpazeli farklar›n alt›ndaysa, ayn› kökten
gelmenin izleri bulunuyor. Bu birlik ve basitli¤i gö-
rüp takdir edebilmek için, canl› maddelerdeki atom
ve moleküllerin tip ve türlerine e¤ilmek, maddenin
canl› kalmas›n› sa¤layan kimyasal reaksiyonlar› daha
yak›ndan incelemek gerekiyor.
Yaflam›n varl›¤›n›n ve süreklili¤inin temelinde, tafl›ma ve depolama (ya¤lar) ifllevlerini gerçeklefl- nizmalar›n 204 (~ 100.000)’den daha
kendini tekrarlayabilmesi (ço¤alabilmesi) yatar. tirirler ve molekülleri hücreler halinde organize az say›daki farkl› protein molekülüyle
Tek hücreler bölünerek; bitkiler tohum üretip ye- eden ‘zar’lar›n (lipidler) temel bileflkelerini olufltu- yetindikleri görülüyor!
ni bitkiler yetifltirerek; kufllar ve sürüngenler yu- rurlar. Özetle söylemek gerekirse, kullan-
murtlayarak; memeliler canl› bebekler do¤urarak Yaflam›n yeryüzündeki öyküsü, burada de¤in-
d›¤› moleküller aç›s›ndan yaflam, ola-
ço¤al›rlar. Ço¤alma, bütün bu de¤iflik flekillere me olana¤› bulamad›¤›m›z çok renkli ve göz al›c›
karfl›l›k, molekül düzeyinde hep ayn› plan› uygula- bir birikime sahip. Bu ola¤anüstü sürecin gizemi ¤anüstü seçici davranmakta. Bu. Bildi-
r: K›saca DNA (deoksiribo-nükleik asit) dedi¤imiz üzerindeki perde oldukça aralanm›fl ve bilim bu ¤imiz flekliyle yaflam›n çok önemli bir
ince uzun bir polimer, ço¤alma sürecini denetler. yönde çok önemli baflar›lara imza atm›fl bulunu- özelli¤idir.
DNA molekülleri, yak›n akrabalar› RNA (ribo-nük- yor. Yaflam› oluflturan temel moleküler yap› hak- Bütün bu karmafl›k moleküllerde,
leik asit)le birlikte, ana organizmaya ve yeni o¤ul k›nda giderek yükselen bilgi düzeyimiz, bu yap›n›n karbon atomu, yaflam›n temelini olufl-
organizmaya, ifllevsel olarak nas›l ‘yaflayacaklar›- kimyasal temelde oluflum ve ifllevlerini anlamam›-
n›’ da ‘söyler’. Bu iki temel molekülün çal›flma il- z› olanakl› k›l›yor. Kimya’n›n, temelde geliflkin bir
turur. Karbonsuz, bildi¤imiz flekliyle
kelerini yak›n incelemeye almak, di¤er dünyalar- ‘uygulamal› fizik’ dal› oldu¤unu hat›rlarsak, fizik- yaflam›n varolmas› olas› görülmüyor.
daki yaflam flekillerinin nas›l iflleyebilece¤i konu- sel kuramlar›m›z›n k›sa bir süre sonra, yaflamla il- Bunun temelinde, karbon elementi-
sunda bize önemli ipuçlar› verebilir. Her ne kadar gili oluflum ve süreçleri de kapsam› alaca¤›n› ileri nin, bir dizi de¤iflik elementle büyük
Dünya d›fl› canl›lar›n biz Dünyal›lara benzer ya da sürebiliriz!. ve karmafl›k yap›l› moleküller olufltu-
ayn› olmalar›n› beklemiyorsak da, onlarda da ben- Ulafl›lan noktada, yaflamla ilgili karmafl›k biyo-
rabilme yetene¤i yat›yor. Molekül ya-
zeri fonksiyonlar›n gerçeklefltirilmesi gere¤i olsa lojik yap›n›n alt›ndaki dikkat çekici basitlik, mole-
gerek. küler düzeydeki anlaflabilirlik ve birlik (yeryüzün- p›s›ndaki bu de¤iflik yap›lanabilme ve
Yeryüzündeki hayata ait birlefltirici özellikleri deki yaflam›n bir tek kökenden ortaya ç›k›fl› ve ev- karmafl›kl›k özellikleri, maddenin bu
flöyle özetleyebiliriz.: Bütün canl›lar DNA ve yak›n rim yoluyla yeni ve daha ‘yüksek’ merhalelere ula- konumunun (konfigürasyon’unun)
benzeri olan RNA molekülleri içerirler. Bu poli- flabilmifl olmas›), yaflamla ilgili bütün gizemlerin kendi benzeri ya da t›pk›s›n› (kopyas›-
merler, kopyalama ve ço¤alma ifllemleri için teme- bilimsel yöntemle çözülebilece¤ini ortaya koymak- n›) üretebilmesini sa¤l›yor. Ayn› za-
li olufltururlar. Ancak, ço¤alma ve kopyalama, ta. Dahas›, bu temel süreçlerin, ve onlar› takriben
manda da organizman›n canl› kalabil-
canl› hücreler d›fl›nda gerçekleflemez. Bu nedenle, evrim ve geliflmenin, benzeri y›ld›z ve gezegen sis-
en küçük canl› birim ‘hücre’dir. Bütün yaflam fle- temlerinde oluflacak ortamlarda tekrar tekrar or- mek için, oluflturmak ya da ortamda
killeri, nükleik asitlerin tafl›d›¤› ‘bilgi’ye dayan›la- taya ç›kmas› ve her seferinde yeryüzündekinden mevcutlardan seçmek zorunda oldu¤u
rak amino-asit-monomerlerinden oluflan polimer- farkl› bir yol izleyerek farkl› sonuçlara ulaflmas›, (kendisi için gerekli kimyasal enerjiyi
ler, yani proteinler içerirler. Proteinler, canl› hüc- beklenebilecek en do¤al sonuç. Örne¤in, baflka de sa¤layacak olan) bileflikleri yarata-
relerin yap› ve ifllevlerinden sorumludurlar. Di¤er gezegenler üzerinde, 20 yerine 15 ya da 25 ami- bilmek ve ‘al›koyabilmek’ becerilerine
baz› polimerlerse besin (karbonhidratlar), enerji no asit kullan›lan bir yaflam biçimi düflünebiliriz.
temel oluflturuyor.
Venüs’ün yörüngesi
GÜNEfi
Mars’›n yörüngesi
Venüs’ün yörüngesi
Dünya’n›n yörüngesi
Jüpiter’in yörüngesi
Dünyam›z üzerinde kendili¤inden Günefl Sisteminde Mars’›n durumu yukar›da ele al›n-
ortaya ç›kt›¤› hakk›nda güçlü kan›tlar d›¤› için burada üzerinde fazla durma-
bulunan yaflam sürecinin, evrende Yaflam yaca¤›z. Ancak, tek hücreli yaflam›n
baflka gezegen ve ortamlarda da orta- Dünya d›fl›ndaki gezegen ve aylar- 3,5 milyar y›l önce bafllam›fl olabilece-
ya ç›km›fl olabilece¤i düflüncesi, ol- dan 30 kadar›, son 40 y›ld›r robot ¤i, yüzey üzerinde suyun akt›¤› dö-
dukça çekici. Büyük Patlama’dan, ya- araçlarla ziyaret edilmifl, yak›ndan fo- nemlerin oldu¤u yolunda güçlü kan›t-
flam› oluflturabilme ve akla ulaflabilme to¤raflar› çekilmifl ve haklar›nda ol- lar ortaya ç›k›yor. Önümüzdeki dö-
yetene¤iyle ortaya ç›kt›¤›, Dünya üze- dukça ayr›nt›l› veriler toplanm›fl bu- nemde Mars’a yap›lacak insanl›/insan-
rindeki son 5 milyar y›ll›k geçmifliyle lunuyor. Bu aç›dan gezegenlerimizi s›- s›z yeni yolculuklar, bu konudaki tar-
‘kan›tlanm›fl’ say›labilecek olan evre- rayla ele alal›m: t›flmalara son noktay› koyacak.
nin bu göz kamaflt›ran gösterisini, mil- Merkür, Ay’a benzer bir yap›da Günefl sisteminde yaflam için en
yar kere trilyonlar› aflan y›ld›z ve geze- üzerinde yaflam olmad›¤›n›n kesin ka- az›ndan bafllang›ç yapm›fl olabilme
genlerden yaln›zca Günefl ve Dün- n›tlar›, yüzey s›cakl›¤›n›n yüksekli¤i, olas›l›¤›n›n en yüksek oldu¤u di¤er
ya’m›z için haz›rlad›¤›n›, art›k çok az atmosferin yoklu¤u ve gece gündüz gök cisimleri, Jüpiter’in yak›n aylar›n-
bilimci ve felsefeci kabul edebiliyor. ›s› farklar› (gündüzleri 425 °C, gecele- dan Europa ve Ganymede ve Sa-
Yani, evrenin di¤er y›ld›z ve gezegen- ri –180 °C). türn’ün ay› Titan. Europa’n›n ve Gany-
lerinde de çeflitli geliflim düzeylerinde Venüs, çok yo¤un atmosferi (90 at- mede’nin yüzeylerini kaplayan buzla-
yaflam süreci ve ‘ak›ll›-ak›ls›z’ canl›lar- mosfer bas›nç), kurflunu eriten yüzey r›n alt›nda oldukça derin okyanuslar
la dolu olabilir. s›cakl›¤› (450 °C) ve atmosfer kompo- tafl›yabilece¤i düflünülüyor. Bu konu-
Büyük fizikçi Enrico Fermi ‘nin y›l- zisyonuyla hayat için bir umut b›rak- da, Jupiter’de incelemelerini tamamla-
larca önce sordu¤u gibi, biz de tekrar- m›yor. yan NASA’n›n Galileo uzay arac›ndan
layal›m : “Öyleyse herkes nerede?” Ay›m›z üzerinde de hayat›n olmad›- ulaflan resim ve verilerle desteklenen
Bunun yan›t›n› aramaya Günefl Siste- ¤› ve hiçbir zaman bafllamam›fl oldu- ipuçlar› bulunuyor. Jupiter’in neden
mimizden bafllayabiliriz. ¤unu kesinlikle biliyoruz. oldu¤u gel-git etkileri bu uydulardaki
Samanyolu
gökadam›z›n temsili resmi
üzerine çizilen küçük çember, Günefl’in
4000 ›fl›ky›l› çevresindeki bölgeyi, genifl çemberse,
40,000 ›fl›ky›l› yar›çapl› bölgeyi göstermekte. Parlak ›fl›kl› bölge,
Dünyadan bak›ld›¤›nda Yay Burcu bölgesine düflen Samanyolu merkezi bölgesini gösteriyor.
‘Goldilock’ (Alt›n Bukleli K›z) adl› küçük ço- Mavi renkli bölgeler, yo¤un y›ld›z oluflum bölgeleri. Sol üstte, Andromeda Gökadas› ve onun uydu
cuk masal›ndaki ‘3 küçük ay›c›k’ için ormandaki gökadalar› NGC32 ve NGC 205 görülüyor.
gizemli kulübede kendilerine 3 ayr› tasta sunulan
‘s›cak, ›l›k ve so¤uk’ çorbalar motifinden ilhamla, manyolu gökadam›z›n da yaflam bak›m›ndan uy- taki bölümü, bu aç›dan yaflam› aramak için daha
Goldilock hipotezi’ olarak isimlendirilen bir tasni- gun (yaflam için ‘›l›man’) ve uygun olmayan (‘s›- fazla zaman harcamam›z›n uygun olaca¤› bölüm-
fe göre, bir y›ld›z›n çevresindeki gezegenlerin bu- cak’ ve ‘so¤uk’) bölümlerinden söz etmek olas›. leri. Ayr›ca, gökada tipleri de, yaflam ve uygarl›k-
lundu¤u bölgeler de, yaflam aç›s›ndan, ‘s›cak’, Samanyolu merkezine yak›n bölgeler, yo¤un y›l- lar›n var olabilme koflullar› aç›s›ndan önemli. Ör-
‘›l›k’ ve ‘so¤uk’ olarak s›n›fland›r›labilir: d›z oluflumu ve buna ba¤l› olarak, süpernova ne¤in, ‘etkin gökadalar’ denen gruptakiler, yük-
Y›ld›za çok yak›n bölgeler yaflamla ilgili sü- benzeri felaketli süreçlerin say›ca yüksekli¤i ne- sek etkinlikleri nedeniyle, kararl› yaflam bölgele-
reçler (özellikle suyun s›v› halde bulunabilece¤i deniyle, yaflam›n ortaya ç›kmas›na olanak vere- ri için uygun olmayan ‘ada’lar. Dolay›s›yla, Sa-
gezegen yüzey s›cakl›klar›na olanak verme) aç›- cek ve onu uzun süre destekleyebilecek y›ld›zla- manyolu tipi bir gökadan›n sahip oldu¤u 100-
s›ndan uygun olmayan ‘s›cak’ bölüm, çok uzak r›n say›s› aç›s›ndan, Günefl’in de bulundu¤u orta 400 milyar mertebesindeki y›ld›z say›s›, Drake
bölgelerse ‘so¤uk’ bölümler. Güneflimiz için, bölgelere göre daha az flansl›. Y›ld›z kütlelerinin denklemindeki yerinde %10 merbesinde yer ala-
Merkür s›cak bölgede, Mars-ötesi gezegenlerse ve buna ba¤l› olarak, evrim h›zlar›n›n da göz cakt›r. Samanyolu’ndaki Günefl benzeri y›ld›zla-
so¤uk bölgede yer al›yorlar. Il›k bölgede Dünya, önüne al›nmas›yla, yaflam için gerekli yüksek r›n say›s› 10-20 milyar civar›nda hesaplan›yor.
Mars ve baz› çal›flmalara göre de, Venüs bulunu- atom numaral› elementlerin yeterli zenginlikte Ortaya ç›kan bir uygarl›¤› yok edebilecek
yor. Bu say›, Drake denkleminde Samanyolu’nda- oldu¤u, ayn› zamanda, y›k›c› olaylar›n yeterince kozmik felaketler aç›s›ndan göz önüne al›nmas›
ki uygarl›klar›n say›s›n›n hesaplanmas›nda önem- seyrek yafland›¤› gökada bölümlerinde, yaflam›n gereken olaylar aras›nda, nova patlamalar› (1-10
li. ortaya ç›kmas› ve teknolojik uygarl›klar gelifltire- ›fl›k y›l› uzakl›klarda), süpernova patlamalar› (1-
Benzer flekilde, gökadalar›n, bu arada Sa- bilmesi olas›l›¤› daha yüksek. Samanyolu’nun, 1000 ›fl›k y›l› yak›nlar›m›zdaki olaylar) ve gama
merkezinden yaklafl›k 20-40 bin ›fl›ky›l› uzakl›k- ›fl›n patlamalar› (10.000-50.000 ›fl›ky›l›na kadar
uzakl›larda) say›labilir. Y›ld›z ve gezegen çarp›fl-
fiimdiye kadar yürütülen SET‹ programla-
Yerel gökadalar grubunun
Samanyolu’nun s›n›r› s›n›r›
r›yla taranan parametre uzay›n›n bir bölü-
malar› ve büyük ölçekli meteorlar›n yaflam tafl›-
mü, bu flekilde gösterilmekte. K›rm›z› böl- yan gezegenlerle çarp›flmalar›, olas› kozmik fela-
Tip II
geler, oldukça yo¤un flekilde taranm›fl ala- ketler listesindeki di¤er olaylar. Günefl Siste-
‹zotropik olarak yay›nlananefektif güç
uygarl›k
‹yice taranm›fl
n›, siyah bölge de henüz hiç taranmam›fl mi’nin geçmiflinde, gezegenleraras› çarp›flmalar
alan› gösteriyor. Ara renkteki bölgelerse, oldu¤una dair ciddi ipuçlar› bulunuyor. Bunlar
alttaki ölçekte verildi¤i. flekliyle, o para- aras›nda, Ay’›n, Mars büyüklü¤ündeki bir gök
Tip I
uygarl›k metredeki tarama yüzdesini veriyor. Düfley cisminin 4 milyar y›l kadar önce, Dünyam›z ile
Dünyam›z eksen, ›fl›ma (‘yay›n’) yapan uygarl›¤›n çarp›flmas› sonucu oluflmas›; Venüs’ün, kendi
Henüz taranmam›fl düzeyinde
uygarl›k
enerji bütçesini, yatay eksense, yeryüzün- çevresinde, bütün gezegenlerin tersine yönde
(Arecibo) den taranabilmifl uzakl›klar› gösteriyor. dönmesi ve Neptün’ün kutuplar›n›n Günefl’e dö-
Dünyam›z Örne¤in, Arecibo ile yay›n gücümüz olan nük olmas› say›labilir. Meteor çarpmalar›n›n
düzeyinde
Dünya’dan uzakl›k (›fl›ky›l›) uygarl›k 100 triyon (1014) Watt ›fl›maya sahip ipuçlar› ve sonuçlar› hakk›ndaysa daha ayr›nt›l›
(uzaya uygarl›klar›n 50 ›fl›ky›l› uzakl›¤a kadar bü- bilgilere sahibiz. Örne¤in, bir kaç yüz milyon y›l
radyo
yay›l›m›) tünüyle, 1000 ›fl›ky›l›na kadar olan bölge- süreyle yeryüzünün mutlak ‘hakimleri’ olan dino-
Taranan y›ld›z sistemlerinin yüzdesi
deyse %30 oran›nda tarand›¤› görülüyor.
zorlar›n ortadan kalkmalar›, bundan 65 milyon
4,000 ›fl›ky›l› ötesinde karanl›k (hiç taran-
y›l önce, 10-100km çapl› bir meteorun dünyam›-
mam›fl ) bölge bafllamakta. Daha fazla ›fl›ma gücüne sahip uygarl›klarsa, 100 Arecibo gücüne kadar olanlar
1000 ›fl›ky›l›, 1 milyon Arecibo gücünde olanlarsa, 100,000 ›fl›ky›l› uzakl›¤a kadar (Samanyolu’nun tama-
za çarpmas› sonucu (bu meteorun, Amerika’da
m›nda) taranm›fl say›labilir. Bu anlamda, Samanyolu içinde bir ‘süper-uygarl›¤›n’ olmad›¤›n› söyleyebiliriz. Yucatan yar›madas›nda bulunan 300 km çapl›
krateri oluflturdu¤u düflünülüyor.).
s›v› ortama gerekli fazladan enerjiyi jik yaflam›n ortaya ç›kmas› öncesi lenmesi, bu tahminlerin temelini olufl-
sa¤layabilir ve yeryüzü okyanus diple- (pre-biotic) koflullar›n varl›¤› hakk›nda turuyor. Ekim 1997’de yola ç›km›fl
rinde de gözlenen türden, Günefl ›fl›¤›- iflaretler var. Yüzeyinde hidrokarbon olan NASA-ESA arac› Cassini-Huy-
na ve fotosenteze do¤rudan gereksi- (metan ve etan) denizleri ve bu mole- gens, 2004 y›l›nda Satürn sistemine
nim göstermeyen (ya da hiçbir flekilde küllerin atmosfer ve Titan’›n yüzeyi ulaflacak ve bu arada Titan’a ait hipo-
tahmin edemiyece¤imiz yeni) türden aras›nda çevrimini sa¤layabilecek hid- tez ve öngörülerin s›nanmas›na ola-
yaflam biçimleri ortaya ç›km›fl ve hatta rokarbon ‘ya¤mur’lar› olabilece¤i, ge- nak sa¤layacak. Özellikle Huygens
geliflmifl olabilir. çirgen olmayan metan-yo¤un atmosfe- sondas›, Satürn’e var›fltan 4 ay sonra
Merkür’den büyük kütleli ve Günefl rinin (yüzeydeki bas›nç 1,5 atmosfer (27 Kas›m 2004’te!) ana gemi Cassi-
Sistemi’inde atmosfere sahip tek uydu s›cakl›k –180 °C olarak hesaplan›yor) ni’den ayr›larak Titan atmosferine gi-
olan Titan’daysa, yeryüzünde biyolo- spektroskopik ve di¤er yollarla ince- rerek atmosfer ve yüzey koflullar› hak-
Samanyolu’nda Yaflam
Günefl’in de bir üyesi bulundu¤u,
devasa bir y›ld›zlar sistemi olarak Sa-
manyolu, yeryüzü benzeri ya da farkl›
temellerde yaflam bafllang›çlar› ve geli- Metalik Çekirdek Buz Örtüsü
flimleri için yeni ve çok genifl bir de-
ney alan› oluflturmakta. Bu ‘dene-
me’lerden ne kadarl›k bir bölümün ba-
flar› ya da baflar›s›zl›kla sonuçlanm›fl
oldu¤u (daha do¤rusu, olabilece¤i) ko-
nusunda, yeryüzü örne¤imizden, Gü-
nefl Sistemi ve genelde y›ld›zlar›n evri-
mi ve istatisti¤i hakk›nda bilgilerimiz-
den yola ç›karak ‘e¤itimli’ tahminler-
de bulunmak olas›. Bu tür bir hesapla-
ma, ilk kez, 1960’larda radyo gökbi-
limci Frank Drake (Dreyk ok.) taraf›n-
Buz alt›ndaki s›v› su okyanusu
dan yap›ld›. Bu nedenle, Samanyolu Kayaç iç bölüm
Radyo SET‹
SET‹ konusunun spekülasyon ve fantezi dün-
yas›ndan, ‘sayg› duyulur’ bilimsel u¤rafllar alan›-
na aktar›m›, radyo teknolojisi ve radyo astrono-
minin yeteri kadar geliflti¤i 1950’li y›llar›n sonla-
r›na rastlar. Önce, 1959’da Giuseppe Cocconi ve
Philip Morrison’un Nature dergisinde ç›kan “Se-
arching for Intestellar Communications” (y›ld›zla-
raras› haberleflmenin aranmas›) ve onu takiben,
1960’da, Frank Drake’in Ozma Projesi adl›, mev-
cut radyo astronomi tekniklerinin kullanarak en
yak›n Günefl benzeri 200 y›ld›z› “k›sa süreli din-
lemeler” fleklinde ‘gözetleyen’ çal›flmas›, SE-
T‹’nin bilimsel arenaya transferinin habercisi
olaylard›. Bundan sonra, ço¤u Amerika ve Sovyet
kökenli bilimciler taraf›ndan olmak üzere 100’e
yak›n SET‹ program› gerçeklefltirildi. Bugün, ar-
t›k sayg›n üniversitelerin lisans ve lisansüstü e¤i-
tim programlar›nda SET‹ konulu dersleri,
gökbilim kitaplar›nda SET‹ konulu bölümleri gö-
rebilir, Bu konuda iyi tan›nm›fl gökbilimci, fizikçi
ya da mühendislerce yaz›lm›fl çekici ders kitapla-
r› ve popüler yay›nlar› bulabilirsiniz.
Optik SET‹
Y›ld›zlararas› haberleflmenin optik dalga boy- “Dünya d›fl› uygarl›k”lara
lar›nda da gerçeklefltirilebilece¤i, bizim bu tür ha- mesaj gönderilmesinde ve
berleflmeleri de yakalayabilece¤imiz, Frank Dra- onlar›n mesajlar›n›n
dinlenmesinde yararlan›lan
ke’in ilk radyo gözlemlerini yapt›¤› y›l›n hemen
emektar Arecibo teleskopu
ertesinde, 1961’de baz› fizikçilerce önerilmiflti.
(üstte), flimdilerde yeni
Robert Schwartz ve Charles Townes, Dünya d›fl› sistemlerle donat›l›yor.
canl›lar› optik dalga boylar›nda aramay› yani op- Ancak, SET‹ projesi,
tik SET‹’yi (OSET‹) teklif ettiler. Ancak, bu teklif, umutlar›n› yandaki resimde
uzun y›llar SET‹ dünyas›n› etkisi alt›nda tutan görüldügü gibi küçük
‘radyo mafyas›’ taraf›ndan görmezlikten gelindi. antenlerden oluflacak toplam
Son dönemlere kadar, çok az say›da OSET‹ çal›fl- bir km çapl› bir bileflik
mas› üzerinde duruldu. Çünkü, bu amaçla kullan›- radyoteleskop projesine
lacak lazer fizi¤i ve ilgili teknolojileri henüz yete- ba¤lam›fl görünüyor.
rince anlafl›l›p gelifltirilememiflti. Yani, OSET‹’nin
de alm›fl olan Townes’in ›srarl› çabalar›yla, Cali- rin, baz› bak›mlardan
potansiyelinin anlafl›lmas› epey vakit ald›. Özellik-
fornia’daki 1997 SET‹ Çal›fltay› sonras›nda OSE- (örne¤in, daha büyük band geniflli¤i) radyodan
le, bir y›ld›z›n parlakl›¤›n› aflacak optik ›fl›ma ya-
T‹’nin denenmesi gereken bir yol oldu¤u genel daha üstün flekilde y›ld›zlararas› haberleflmelere
ratman›n gerektirdi¤i devasa enerji bütçesi göz
kabul gördü. Çok k›sa süreli lazer pulslar›yla bir olanak sa¤layabilece¤i anlafl›ld›. Örne¤in, saniye-
korkutucu idi. Ancak, son dönemlerde lazer fizi-
y›ld›z›n optik parlakl›¤›n›n çok üzerinde parlakl›- nin trilyonda 1’i kadar (10-12 saniye) bir süre
¤indeki geliflmeler, SET‹ dünyas›n›n da dikkatini
¤a sahip sinyaller gönderilebilece¤i, bu sinyalle- için, 1 milyon kere milyar watt’l›k (1015 W) ener-
çekti. Lazeri keflfi nedeniyle 1964 Nobel ödülünü
jiyi paketlemek ve lazer pulslar› olarak hedefle-
mek olanak dahilindeydi.
OSET‹ projesi kapsam›nda lazer sinyali gönderebilecek Bu çal›fltaydan 6 ay sonra ilk genifl kapsaml›
6 metrelik Bolshoy teleskopu. OSET‹ araflt›rmas› 60 cm’lik bir optik teleskop
kullan›larak ABD’de Oak Ridge Gözlemevinde
bafllam›flt›! Yöntem, baflka amaçlarla yap›lan göz-
lemler için teleskopa giren optik y›ld›z ›fl›¤› huz-
mesinin küçük bir bölümünü kullanarak, bunun
çok k›sa süreli ve pulslu sinyaller içerip içermedi-
¤inin denetlenmesi idi. Uzun y›llar direnilen OSE-
T‹ fikrinin bu kadar h›zla uygulamaya girmesin-
de, 40 y›l› aflk›n süredir olumlu bir sinyal al›nma-
yan radyo taramalar›n›n da etkisi vard›... K›saca
özetlenen bu Harvard-Princeton çal›flmas› yan›n-
da, Rusya’da Victor Schwartsman’›n 6m’lik Bols-
hoi teleskopuyla sürdürdü¤ü çal›flmalar, Townes
ve Al Betz’in 1.7m’lik teleskopla yapt›klar›
10.000 Angström k›z›lötesi araflt›rmas›, Stuart
Kingsley’in Columbus OSET‹ Gözlemevi kurma
çal›flmalar›, bunlardan baz›lar›.
da sembolik olarak:
Nm = N x f x M x g x h x i x T / S
Bu hesab›n farkl› flekillerde, benze-
ri baflka faktörlerle yap›lmas› da olas›.
(Örne¤in, Carl Sagan, 1974’te böyle
bir alternatif hesaplama vermiflti). Fa-
kat, faktörleri belirleme çal›flmalar›n-
da ulafl›lan sonuç (burada ayr›nt›lar›
üzerinde duram›yoruz) flu ifadeyle
özetlenebilir:
Halen Samanyolu içinde yaflayan
uygarl›klar›n say›s›, ortalama olarak,
bir uygarl›¤›n haberleflme yetenek ve
arzusunda oldu¤u yaflam süresine fiimdiye kadar Günefl Sistemi d›fl›nda
belirlenen 100’ü aflk›n gezegenin çok
eflittir. büyük ço¤unlu¤u, y›ld›zlar›na ya çok
Nm ~ T yak›n, ya da çok uzak yörüngelerde
Bu durumda, insanl›k olarak kendi- dolanan 1/2 ile 17 Jüpiter kütlesinde
mizi uzunca bir süre yok etmemenin gaz devleri.
yolunu bulabilirsek, bu say› milyonla- 2000’li y›llara gelindi¤inde, SET‹ çal›flmalar›- yecan katm›fl durumda. Bu durumda, Mars’a ve
r› bulabilir. Bu durumda, bize en ya- na damgas›n› vuran en önemli geliflmeler olarak Jupiter aylar› Europa ve Ganymede’ye
k›n uygarl›¤›n uzakl›¤› 100 ›fl›k y›l› (1 flunlar say›labilir: gönderilecek robot araçlar için yeni hedefler ve
›fl›k y›l›=9.5 trilyon km) mertebesinde 1. 1995’lerden bafllayarak, Günefl-benzeri ve görevler düflünme gere¤i do¤du.
demektir. E¤er insanl›k olarak yaflam›- di¤er y›ld›zlar çevresinde bulunan gezegenler. 4. NASA, daha önce kapatmak zorunda kal-
Say›s› 100’leri bulan y›ld›z çevresinde, ço¤u Jü- d›¤›, fakat halen özel bir kurulufl statüsünde Ca-
m›z› sürdürmeyi beceremezsek (ki bu, piter mertebesinde kütlelere sahip gezegenle lifonia Üniversitesi bünyesinde çal›flmalar›n› sür-
ulaflt›¤›m›z sosyal ve çevresel sorunla- keflfedildi. Ancak, bunlar›n yörüngeleri Günefl düren SET‹ Enstitüsü yerine yeni bir ‘Astrobiyo-
r›n boyutlar› düflünüldü¤ünde olduk- Sistemi örne¤ine uymuyor. Çünkü dev Jüpiterler, loji Program›’ gelifltirme karar› ald›.
ça yüksek bir olas›l›k), bu say›, en faz- beklenmedik flekilde, kendi y›ld›zlar›na Merkür
la, 100 civar›nda ya da daha az demek- kadar, ya da daha yak›n yörüngelerde! Gezegen Mars yüzeyinde akan sellerin açt›¤› san›lan derin
oluflumuyla ilgili kuramsal ve gözlemsel çal›fl-
tir. Bu durumda, uygarl›klararas› yar›klar.
malar, yeni geliflmeler göstererek SET‹ ile ilgili
uzakl›k, binlerce ›fl›k y›l›n› bulacakt›r; çal›flmalara da yeni bir itki sa¤lam›fl bulunuyor.
yani, haberleflme ve temas kurma ola- 2. Yine 1995’te, Mars’tan düfltü¤ü hesapla-
s›l›¤›m›z s›f›ra yak›n demektir. Ancak, nan ve Antarktika’da bulunan bir göktafl›nda,
her iki durumda da, bildi¤imiz fizik mikrobik düzeyde yaflam izlerinin bulunmufl
yasalar› ve mesafeler gözönüne al›nd›- olabilece¤i iddias›, bilim dünyas›nda genifl yan-
k› uyand›rd›. Mars koflullar›nda da yaflam›n or-
¤›nda, do¤rudan temas hemen hemen
taya ç›km›fl olabilece¤i iddias›, yaflam›n Günefl
imkans›z say›l›yor. Bunun yerine, y›l- Sistemi’ndeki kökeni, gezegenler aras›ndaki
d›z uygarl›klar› aras›nda haberleflme kütle transferi olanaklar›n›n ve yaflam›n bir gök
çabalar› üzerinde yo¤unlaflmak daha cisminden di¤erine tafl›nmas› olas›l›¤›n›n çok
ak›lc› bir yöntem olarak ortaya ç›k- daha dikkatle incelenmesi gere¤ini do¤urdu.
›yor. 3. Hiç bir günefl ›fl›¤›n›n ulaflamad›¤› derin
deniz diplerinde, topra¤›n kilometrelerce alt›n-
da ve kutuplarda, çok elveriflsiz, uç koflullarda,
Haberleflme Çabalar› yaflam izlerine rastlanmas›; ayr›ca, Merkür ve
Ay kutuplar›nda, (Günefl ›fl›klar›n›n hiç ulaflama-
Dünya d›fl› canl›lar› radyo gökbilim d›¤› noktalarda, gezegene düflen kuyruklu y›l-
temelinde ve mevcut radyo teknolojisi- d›zlarca tafl›nm›fl olabilecek) buz y›¤›nlar›na
rastlanmas› ve Mars’›n topra¤› alt›nda donmufl
nin sa¤lad›¤› birikim ve olanaklarla
ya da s›v› halde su tutma olas›l›¤›, Günefl Siste-
araman›n ad›, yayg›n olarak Dünya d›- mi’nde yaflam› arama çal›flmalar›na yeni bir he-
fl› Ak›ll› Canl›lar› Arama anlam›na ge-
len, ‹ngilizce ‘Search for Extra Ter- lojileri konusunda bizlerin benzeri ya bir faktör olan ‘gürültü’ (parazit) aç›-
restrial Intelligence’ kelimelerinin bafl- da daha ileri düzeylere ulaflm›fl ola- s›ndan, Samanyolu-içi en düflük dü-
harfleri SET‹ ile an›l›r oldu (burada, caklar› varsay›ld›¤›nda, haberleflmede zeyler, 1-10 milyar Hertz (1-10 GHz)
k›saltman›n Türkçe söylenifli esas al›- ‘elektromanyetik ayr›fl›m’›n (spekt- frekanslarda (~3-30 cm radyo dalga-
narak, SETI yerine SET‹ fleklindeki rum) radyo bölgesini tercih edecekleri boylar›nda) ortaya ç›k›yor. Ayr›ca,
yaz›m› kullan›lacakt›r). Dünya d›fl› öngörülebilir. Gerçekten de, elektro- uzun süre, haberleflmenin en ekono-
canl›lar›n da genelde bilim, özelde ast- manyetik dalgalar›n tümü göz önüne mik ve güvenilir olarak yürütülebile-
ronomi ve haberleflme/gözlem tekno- al›nd›¤›nda, haberleflme için önemli ce¤i uygun yolun, yeryüzündeki geli-
NASA Ames Research Center bünyesinde ku- li duyarl›klar içinde olmal›y›z. Bunun bir yandan 2.Maddenin canl› sistemlere dönüflmesindeki
rulan ‘NASA Astrobiology Institute’ adl› birim, dünyam›za yabanc› yaflam formlar›n›n getirilme- genel ilkeler neler?
bir çekirdek sekreterya d›fl›nda, farkl› kurulufllar- siyle kendi gezegenimizdeki yaflam› tehlikeye at- 3.Yaflam›n molekül düzeyinde, organizma dü-
da çal›flan konularla ilgili uzmanlar›, geliflen ‹n- ma olas›l›¤›na karfl› dikkatli olmay›, di¤er yan- zeyinde ve ekolojik düzeyde evrimi hangi evrele-
ternet ve haberleflme olanaklar›yla birbirine fonk- dan, baflka dünyalar› yeryüzü yaflam› için uygun re sahip?
siyonel flekilde ba¤lamak ve oluflturmay› hedefle- duruma getirme (‘terra-forming: dünyalaflt›rma) 4.Yeryüzü yaflam-küresiyle (biyosfer) Dünya’-
di¤i gruplar›, bir çat› alt›nda toplamak yerine, bu- amaçl›, iklim ve yüzey koflullar›n› de¤ifltirme ça- n›n ortak-evrimini nas›l anlayabiliriz?
lunduklar› kurulufllarda maddi flekilde destekle- l›flmalar›n›n bütün yönleriyle ele al›nmas›n› ge- 5.Di¤er dünyalarda yaflam için benzer çevre-
yerek programlar›n› sürdürme karar› ald›. rektirdi¤inin bilincinde olmal›y›z. sel koflullar oluflturman›n s›n›rlar› neler?
NAI’nin flu 3 temel soruya yan›t arayan program- -Toplumsal sorumluluk: Astrobiyoloji çal›flma- 6.Bir gezegeni yaflanabilir yapan koflullar ne-
lar gelifltirmesi öngörülmekte: lar›n›n laboratuvar duvarlar› ötesinde de, dünya- ler ve bu dünyalar evrende ne kadar yayg›n?
- Yaflam nas›l bafllad› ve geliflti ? (Biz nereden m›z toplumlar› üzerinde derin etkileri olaca¤› ve 7.Di¤er dünyalar üzerindeki yaflam›n imzalar›
geliyoruz?) sonuçlar›n toplumsal sorumluluklar gerektirece¤i neler ve bunlar nas›l tan›nabilir?
- Yaflam evrende baflka yerlerde de var m›? gözönünde tutulmal›, ekonomik, çevresel, sa¤l›k- 8.Günefl Sistemi’nde, özellikle Mars ve Euro-
(Evrende yaln›z m›y›z?) sal, dinsel, ahlaki, politik ve e¤itsel de¤erlendir- pa’da halen yaflam var m›? ya da geçmiflte var
- Yaflam›n yeryüzünde ve ötesinde gelece¤i meler için uygun ortamlar düflünülmeli. m›yd›?
ne? (Uzayda nereye gidiyoruz?) -Herkese aç›k olma ve e¤itim: Evrende yafla- 9.Var olan ekosistemler, insan yaflam süresi-
Bu çok genel sorular›n kolayca yan›tlanmas›- m›n varl›¤›n› araflt›rma çal›flmalar›n›n, bilimciler ne iliflkin olarak çevresel de¤iflimlere nas›l tepki
n› kimse beklemiyor. Ancak, bu yolda, uzmanla- d›fl›nda da genifl merak uyand›ran bir konu oldu- verirler?
r›n kat›l›mlar›yla haz›rlanm›fl olan bir ‘yol harita- ¤u unutulmamal›. Genel kamuoyu kadar, her yafl- 10. Yeryüzündeki yaflam›n uzaydaki ve di¤er
s›’ çal›flmalar›n teknik içeri¤ini belirlemede yar- tan ‘ö¤renciler’ için, yaflam›n kökenine ve gezegenlerdeki koflullara tepkisini anlayabilir mi-
d›mc› olmakta. Bu haritan›n takibi ve yaflama ge- evrende yayg›nl›¤›na iliflkin soru ve sorunlar bir yiz?
çirilmesinde göz önüne al›nacak genel bir ‘çal›fl- ilgi kayna¤›. Astrobiyoloji, bu nedenle, toplumun Yol haritas›n› doldurmas› beklenen bilimsel
ma ilkeleri’ listesi de oluflturulmufl bulunuyor. gözleri önünde ve herkese aç›k flekilde yürütül- çal›flmalar için düzenlenen bu ‘öncelikli amaç ve
Buna göre, meli, sonuçlar kadar keflif ve araflt›rma heyecan›, çal›flma alanlar›’ listesindeki her konu için belir-
-Çok-disiplinlilik: Astrobiyoloji çok-disiplinli e¤itim kurumlar› ve medya arac›l›¤›yla genifl lenen daha ayr›nt›l› aç›klamalar ve bu konularla
bir u¤rafl olarak ele al›nmal›d›r. Örne¤in, yer, ya- flekilde paylafl›lmal›. Sorular ve yan›tlar›, sadece ilgili logo-amblemler, yukarda verilen nasa site-
flam ve uzay bilimleri yan›nda, mikrobiyoloji, bir avuç araflt›r›c› için de¤il, herkes için önemli. sinden takip edilebilir. Burada özetlenen astrobi-
ekoloji, moleküler biyoloji, paleontoloji, kimya... Bu genel çal›flma ilkeleri ›fl›¤›nda 1996-1999 yoloji tan›m ve içeri¤i durgun ya da mümkün tek
bu disiplinlerden ilk akla gelenleri. Astrobiyoloji- y›llar› aras›nda, 400den fazla bilimcinin, çeflitli yol demek de¤ildir. Bu bilim dal›n›n gelece¤i, ça-
nin amaçlar›na, farkl› birikim ve uzmanl›k alanla- toplant›lar, çal›fltaylar ve di¤er flekildeki katk›la- l›flmalara kat›lan bilimcilerin kiflisel tercihleri ka-
r›ndan gelen bilimcilerin oluflturaca¤› sentezle r›yla, bir ‘yol haritas›’ haz›rlanm›fl bulunuyor. Bu dar bunlar›n bilim ve dünya kamuoyunca alg›lan-
daha çabuk ulafl›labilece¤i aç›k. harita, geliflmekte olan astrobiyoloji biliminin içe- mas›na göre flekillenecektir. fiimdiden bir dizi
-Gezegen ortamlar›n› koruma: Yer d›fl›nda ya- ri¤ini oluflturma çabalar›n›n, do¤ufl evresinde üniversitede astrobiyoloji ve ilgili disiplinlerde ye-
flam› araflt›r›rken, ve ilk elde, örne¤in, Mars’a katk›da bulunan bilim adamlar›n›n bak›fl›yla, k›sa ni dersler, lisansüstü programlar, yeni konferans-
yeryüzündeki yaflam› tafl›ma planlar› yaparken, bir özeti olarak kabul edilebilir. lar ve dergiler ortaya ç›km›fl bulunuyor. Bu u¤ra-
bu (ve di¤er her) gezegenin kendi ekosistemini Yol haritas›ndaki önemli bilimsel amaçlara fla omuz vermek ve bu yeni disiplinin do¤ufluna
korumaya özen göstermeliyiz. Bu programlar›n ulaflmada ele al›nan çal›flma konular›ysa flunlar: tan›kl›k etmek ayr›cal›¤›, tüm ilgilenenlere aç›k!
etik ve bilimsel ilkelerden sapmas›na karfl› gerek- 1.Yeryüzünde yaflam nas›l bafllad›?
Prof. Dr. Mehmet Emin Özel Kaynaklar ‘Evrenin K›sa Tarihi’, J.Silk, Murat Alev çevirisi, TÜB‹TAK Popü-
Çanakkale 18Mart Üniversitesi, Astrofizik ‘Search for Life in the Universe’, D. Goldsmith ve T.Owen, 1992, ler Bilim Kitaplar›, no 46.
2. bask›, Addison-Wesley ‘Ça¤dafl Astrofizik’, M.E.Özel, TUB‹TAK, Bilim Teknik Nisan
Araflt›rma Merkezi, Çanakkale ‘Astronomi ve Uzay Bilimleri’, orta ö¤retim kurumlar› için ders 1991.
(Bolu A‹BÜ'den izinli) kitab›, Z. Aslan, C.Ayd›n, O.Demircan, H.K›rb›y›k, E.Derman, ‘Kuflbak›fl› Evren’, M.E. Özel, TÜB‹TAK, Bilim Teknik, May›s
1996, Tek›fl›k Yay›nc›l›k-Ankara, bölüm 3,4,5. 1991.
‘‹lk Üç Dakika’, S.Weinberg. (1976); Z.Ayd›n, Z.Aslan çeviri-
si, 1995, TÜB‹TAK Popüler Bilim Kitaplar›, no 11.
‘Gökyüzünü Tan›yal›m’, M.E.Özel, T.Saygaç, TÜB‹TAK Popü-
ler Bilim Kitaplar›, no 47, 1997.
‘Double Helix’, F.Crick; ‘‹kili Sarmal’, TÜB‹TAK Popüler Bi-
lim Kitaplar›, no 2.
‘fiafl›rtan Varsay›m’, F.Crick, TÜB‹TAK Popüler Bilim Kitapla-
r›, no 43.
‘Hayat›n Kökleri’, TÜB‹TAK Popüler Bilim Kitaplar›, no 1.
‘The Search for Extraterrestrial Life’, yage, bölüm 7-10, s.
153-250.
‘Mind from Matter’, M.Delbrück, 1986. Blackwell Scientific
Publ.
‘Vital Dust’, C.de Duve, 1995, Basic Books, Harper Collins
Publ.
‘Blind Watchmaker’, R.Dawkins, 1986, W.W.Norton and Co.,
‘Kör Saatçi’, TUB‹TAK popüler bilim kitaplar›, 2002.
‘Darwin ve Beagle Serüveni’, TÜB‹TAK Popüler Bilim Kitapla-
r›, no 40.
‘Life in the Universe’, S.Weinberg, Scientific American,
Oct.1994: S.Özveren çevirisi: ‘Evrende Hayat Nas›l Baflla-
d›?’, CBT, say› 516, s.6-7, 8.2.1997.
‘Cosmos’, C.Sagan, ‘Kozmos’, R.Aflç›o¤lu çevirisi, Alt›n Ki-
taplar Yay›nevi.
‘Dragons of Eden’, C.Sagan: ‘Cennetin Ejderleri’, e Yay›nevi
‘Baflka Dünyalar, Baflka Canl›lar’, ‹.Bu¤dayc›, TÜB‹TAK Po-
püler Bilim Kitaplar›, no 341. Nisan 1996, s. 34-41.
‘Yerötesi yaflam› arama (SETI)’, M.E.Özel, ‘Orta ö¤retimde
temel bilimler’ simpozyumu, 1-2 Kas›m 1997, ‹stanbul.
‘The Search for Extraterrestrial Life’ yage, 1992, bölüm 21,
sayfa 505-519.
‘Fizikte baz› felsefi sorunlar’, M.E.Özel, TÜB‹TAK Bilim Tek-
nik, say› 342 (May›s 1996), s. 28-33.
‘Baflka Dünyalar, Baflka Canl›lar’, ‹.Bu¤dayc›, TÜB‹TAK Bilim
Teknik, say› 341. (Nisan 1996), s. 34-41.
‘Kozmik Ba¤lant›’, C.Sagan; çev. M.Dinçer, 1986, e-yay›nlar›.
Dergilerini tak›m
halinde tutmak
isteyenler için
kutular›,
indeksleri ve
ekleriyle
birlikte