Professional Documents
Culture Documents
(http://www.fantasticfiction.co.uk/images/n20/n103147.jpg)
(http://img113.imageshack.us/img113/6079/4681361wi3.jpg)
Travis gittikten sonra uzun süre banyoda kaldı ve sakinleşmeye çalıştı ve kızlar gelene kadar
kanepede uzanıp televizyon izlemeye karar verdi.
Ailenin eski kamyonetinin sesini duyduğunda uyukluyordu.
Kızlar önceki gece kasabada kalmaya karar verdiklerinden kamyoneti Mollie’ye vermişti.
Ksabadan bu kadar uzakta yaşamaktan hiç şikayet etmiyorlar,ama kasabadaki
arkadaşlarında kalma fırsatını da hiç kaçırmıyorlardı.
Kızlar zaten hiçbir şeyden şikayet etmiyorlardı.Megan kardeşlerini yanında tutmak için büyük
savaş vermişti.Butch’un yardımıyla hem onlara bakıp hem de çiftliği yönetebileceğini
söylemişti.
Kimi zaman anne ve babasının özlemi yüreğine bir bıçak gibi saplanıyordu.Neredeyse çocuk
denen yaşta kardeşlerini elinden almak isteyen yetişkinlerle mücadele etmek için büyümek
zorunda kalmıştı.Onlar için savaşmış ve kazanmıştı.Bu akşamda onların geleceği için bir
karar daha almıştı.Onları korumak için hayatından vazgeçmeye hazırdı.
Maribeth’in neşeli cıvıltısını duyunca gülümsedi.Bu kız inanılmaz bir canlılığa
sahipti.Düşündüğünü söylemekten çekinmezdi.Annesiyle babası öldüğünde Maribeth sekiz
yaşındaydı.Mollie kardeşinden yalnızca iki yaş büyüktü,ama Megan bazen onun kendisiyle
aynı yaşta olduğunu düşünürdü.O sakin ve ağırbaşlıydı.Hep annesine yakın olmuş ve annesi
öldükten sonra daha da sakin olmuştu.
Maribeth hızla içeri dalarak “Merhaba,Megan” diye bağırdı. “Sen daha yatmadın mı?Bu
saatte hep yatmış olurdun.”
“Beni yaşlı bir nine sandın herhalde”
Mollie “Bir şey içmek ister misin?” diye sordu. “Gelirken gazoz aldık.”
“Hımmm,hiç fena olmaz.”
Maribeth heyecanla “Bu gün kasabada kimi gördüğümüzü tahmin bile edemezsin” diye
atıldı.
Megan “Kim?” diye sordu.
“Travis Kane.Onu gördüğümde gözlerime inanamadım.Bobby,Chris le annesinin bir işi için
postaneye gitmiştik,birden ona rastladık.Boby’i görmeliydin.Hep Travis gibi ip atıp boğayı
yakalamayı istemiştir.Travisle konuşurken resmen heyecandan kekeliyordu.”
Mollie elinde üç bardakla gelip kardeşlerine gazozları uzattı.
“Travis’in geldiğini biliyorum.Bu gün bize uğradı.”
Mollie şaşkınlıkla ona baktı. “Travis Kane bize mi uğradı?Ama neden?”
Megan ona yanıt vermek yerine Maribeth’e döndü. “Travis’e tam olarak ne anlattığını
öğrenebilir miyim?”
Maribeth kulaklarına kadar kıpkırmızı kesildi. “Şy..aslında fazla bir şey anlatmadım.Seni
sormuştu,ben de…şey..çiftliği kaybetmemek için deli gibi çalıştığını söyledim.”
Mollie şaşkınlıkla ona baktı. “Maribeth!Bunu nasıl yaparsın?Özel meselelerimizi
yabancılara anlatmaman gerektiğini bilmiyor musun?”
“Ama bunu zaten herkes biliyor.Çiftliği kaybetmekte olduğumuz bir sır değil ki.”
Mollie öfkeyle başını salladı. “Yine de,çeneni kapalı tutmayı bilmeliydin.”
“Şey,o Megan’ı sormuştu,ben de..”
Molli soğuk bir sesle “Herhalde asıl istediğin yanında biraz daha kalmasını sağlamaktı”
dedi. “Travis’in hayranlar kulübü kurulsaydı,herhalde Boby’le sen üye olurdunuz.”
“Travis Kane’nin hayranlar kulübüne ihtiyacı yok!Şu anda bile yeterince kendini beğenmiş
bir adam.”
Megan “Bu hiç de yanlış bir yorum değil” diye söze karıştı.
Maribeth’in suratı asılmıştı. “Ondan neden nefret ettiğinizi merak ediyorum.Sizi bu kadar
kızdıracak ne yaptı ki?”
Megan doğrulup dizlerini göğsüne çekti.Yanıtı onun yerine Mollie verdi. “Çünkü o kendini
Tanrının kadınlara verdiği bir hediye olarak görüyor.Sürekli ortalarda görünüp hava atıyor
ve kızlara gülüyor.Bence,iğrenç bir adam.”
Megan şaşkınlıkla kardeşine baktı. “Ondan bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum.”
“Eh,seninde ondan pek hoşlandığın söylenemez.Okuldayken her akşam ondan şikayet ettiğini
hatırlıyorum.”
“O zaman küçük bir çocuktum.Okul otobüsünde hep benimle uğraşırdı.”
Molly öfkeden kızarmış bir suratla “Onun hakkında başka şeylerde biliyorum.Arkadaşım
“Betsy’nin ablasını kendine aşık etmiş,sonra da bırakıp gitmiş.Ksabada böyle daha kaç kızın
kalbini kırmış.”
Maribeth “Bence o hiç de anlattığınız gibi biri değil,” diye atıldı. “İkinizde erkek arkadaşınız
yok diye,Travis gibi erkek neslinin en mükemmel örneğini küçümsemeye çalışıyorsunuz.Ama
Boby diyor ki..”
Megan hızla başını salladı. “İşte,yine aynı şey.Boby’nin söylediği her şey yasa sayılıyor
galiba.”
“O rodeoyu iyi biliyor.Sürekli babasıyla gidiyor.Travis’i seyretmiş ve çok iyi olduğunu
söylüyor.Zaten bu yüzden geçen yıl onu şampiyon seçtiler.”
Megan doğrulup ayağa kalktı. “Ben gidip yatacağım.” Uzanıp Maribeth’nin saçlarını okşadı.
“Umarım kasabada güzel vakit geçirmişsinizdir” dedi.
“Harikaydı.Rita’nın annesi istediğim zaman onlarda kalabileceğimi söyledi.”
Megan Mollie ye başıyla belli belirsiz bir hareket yaptı ve kapıya doğru yöneldi. “Ben
yatıyorum” dedi.
İkinci kata çıkarken yaptığı hareketi Mollie’nin fark etmiş olduğunu umuyordu.Bu gece
uyumadan önce onunla muhakkak konuşup,verdiği kararın nedenini açıklamak istiyordu.
Sabahlığını giyip yatağa girdiğinde kapısı çalındı ve Megan gülümseyerek “Gir” dedi.
Mollie kapıyı açıp sessizce içeri girdi ve “Benimle konuşmak mı istiyorsun?” diye sordu.
“Evet.Sana yanımızda Maribeth olmadan anlatmak istediğim bir şey var.Bunu onun
öğrenmesini istemiyorum.En azından şimdilik.”
“Seni çok iyi anlıyorum.Maribeth’e söylenen bir şey iki saate kalmadan bütün kasabanın
haberi olur.”
“Senden bir ricam olacak.”
“Tabi ne istersen.”
“Ama ne isteyeceğimi daha bilmiyorsun.”
“Önemi yok.”
Megan uzanıp kardeşine sarıldı. “Sana her şey için çok teşekkür ederim.Bana her zaman
destek oldun.”
“Saçmalama lütfen.Sanki ölüm döşeğindeymişsin gibi konuşuyorsun.Eee isteğin nedir?”
“Yarın bana elbiselerinden birini ödünç verebilir misin?”
Mollie’nin gözleri büyük bir şaşkınlıkla açıldı. “Elbisemi mi?”
“Evet söyledim ya.Elbiseni istiyorum.”
“Ama sen hiç elbise giymezsin ki.Neden elbisemi istiyorsun?”
“Bu uzun bir hikaye.”
“Olsun ben iyi bir dinleyiciyimdir.”
Megan yavaşça iç çekti.Kaçınılmaz an gelmişti.
“Yarın Travis Kane ile Auistin’e gidiyorum.”
“Yani onunla çıkacak mısın?”
“Şeyy”
“Ama liseden beri kimseyle çıkmadın.”
“Biliyorum.Belki aptalca…ama biraz…biraz kadınsı görünmek istiyorum.”
“Ama sen zaten kadınsı görünüyorsun,Megan.”
“Dalgamı geçiyorsun!Eski püskü tulumun ve dağınık saçlarımla oğlan çocuğuna benzediğimi
çok iyi biliyorum.”
“Seni oğlan çocuğuna benzetmek için kör olmak gerek.Son derece kadınsı bir yüzün,uzun
boyun ve güzel bir vücudun var.”
“Sen delirdin mi.Ben sıskanın tekiyim.Üstelik…”
“Sıska değil,incesin.Saçlarını biraz düzeltip güzel bir elbise giydiğinde.harika görüneceğine
eminim.Birde makyaj yaparsak..”
“Ben hayatımda hiç makyaj yapmadım.”
“Ne olmuş yani.Madem değişiklik yapıp elbise giymeye karar verdin,sonuna kadar git bari.”
“Saçlarıma ne yapacaığımı hiç bilmiyorum.Bu işlerden hiç anlamam.”
“Bak,kuaförde ki Teresa bana saç kesmeyi öğretmişti.Hiç de zor iş değil.Bunun için gerekli
makasları da vermişti.Senin saçından gayet iyi şeyler çıkartabilirim.Saçların gayet gür ve
kıvırcık.Bu iş bittiğinde harika görüneceksin.”
“Pekala kendimi senin ellerine teslim edeceğim.”
“Tamam yarın sabah dolabıma bakıp bir elbise seçeriz.Travis ne zaman gelecek?”
“Saat bir civarında.”
Mollie yataktan kalkıp kapıya yöneldi,ama çıkmadan bir an duraksadı. “Bu kadar yıl
kimseyle çıkmadıktan sonra,Travis Kane ile çıkmanı hiç anlamıyorum.Sen ondan nefret
edersin.”
“Travis o kadar kötü bir insan değil.”
“O adam kendini beğenmiş,sorumsuz herifin teki.Ve bu tanım tamamen sana ait sevgili
ablacığımTravis hakkında son konuşmamızda aynen bunları söylemiştin.Onun hakkında ki
fikirlerinin ne zaman değiştiğini doğrusu çok merak ediyorum.”
“Kendimizi toplayana kadar yardım etmeyi önerdi.Çiftliği kaybetmemizi istemiyor.”
“Buna inanmak doğrusu hiç kolay değil.Bundan onun çıkarı ne olacak?”
“Sadece yardım etmek istiyor.Ne yazık ki birbirimizi uzun zamandır görmedik.Ama o bizim
komşumuz.”
“Ya tabi yardım etmeyi öneriyor,sonra da sana çıkma teklif ediyor.Yardımının karşılıksız
olacağını hiç sanmıyorum.Maribeth ona durumuzu tamamen anlatmış.Bize verceği borcun
geri ödeyemeyeceğimizi biliyordur.”
Anlaşılan gerçeği Mollieden saklamasına olanak yoktu.Ellerini kucağında birleştirdi. “Bana
evlenme teklif etti.”
“Ne!”
“Şşş.Maribeth seni duyabilir.”
“Bu ne cüret.Kendini böyle satabileceğini nasıl düşünebilir.”
“Mollie,Travis’in teklifini kabul ettim.”
“Megan,lütfen lütfen böyle bir şeyi yapma.Bizim için endişendiğini biliyorum,ama kendini
feda etmene izin veremem.” Mavi gözleri yaşlarla dolmuştu.
Megan yataktan fırlayıp kardeşine sımsıkı sarıldı. “Mollie,böyle yapma lütfen.Merrak edecek
bir şey yok lütfen.Buna iş anlaşması olarak bakıyoruz.Zaten o çoğunlukla kasaba dışında
olacak.Yarışları var biliyordun.Onu doğru dürüst görmeyeceğiz bile.Ondan borç
alamazdım,Mollie.Ona karşı böyle bir yükümlülüğe giremezdim.”
“Megan,evliliğinde bir yükümlülük olduğunu bilmiyor musun?”
“Bu tamamen bir iş anlaşması.Onunla ortak oluoruz.Travi artık durulmasının zamanının
geldiğini düşünüyor.”
“Megan,hayatım Travis Kane denen bu adam senin kalbini kıracak.”
“Ben izin vermedikçe bu asla olmayacak.Bemim için endişelenme tatlım.Ben artık kocaman
bir kadınım.”
“Biliyorum beni sen yetiştirdin.Ama bir çocuk kadar safsın.Bak yemin ediyorum o.çocuğu
sana bir zarar verirse.”
“Megan sen küfür etmezsin.”
“Daha önce ablam kendini hiç satmamıştı da ondan.” Sözlerinin Megan’ı sarstığını görünce
“Özür dilerim,Megan özür dilerim.Böyle konuşmamalıydım.Sadece,bizim yüzümüzden
kendini feda etmene dayanamıyorum.”
“Önemi yok,Moli.Belki ikimizde Travis hakkında ki düşüncelerimizde yanıldıkSandığımız
kadar sorumsuz biri olsaydı bize yardım etmeye kalkmazdı.Yirmi dört yaşındayım ve bu
zamana kadar hiç sevgilim olmadı.Evlenebileceğimi hiç düşünmemiştim.Ben de artık başka
kadınların sahip olacağı şeye sahip olacağım.Beni düşünen ve koruyan bir kocaya.Ne de olsa
birbirimize yabancı değiliz.Ona ve kendime bir şans vermek istiyorum.Ayrıca çiftliği
kurtarmak da istiyorum.Bana güven.Ne yaptığımı biliyorum.”
“Çok yorgunsun,Megan.Artık uyu.Onun böyle teklif yapması,senin ille de kabul etmeni
gerektirmez.İstersen,yarın dışarı çıkp eğlenecekmişsin olarak görelim.”
Uzanıp yatağın başında ki lambayı söndürdü. “Yarın seni iyice süsleriz.Travis seni görünce
kim bilir ne kadar şaşıracak” dedi ve çıktı.
Megan ne düşüneceğini bilmiyordu.Teklifi geri mi çevirmeliydi.Kafası
karmakarışıktı.Düşüncelerinin arasında uykuya yenik düştü.
………..
Megan penceresinden onun ev doğru ilerlediğini gördü.
Gece boyu saatlerce uyumadan teklifi reddetmeyi düşünmüştü.Evet bunu hala
yapabilirdi.Nede olsa onu evliliğe zorlayan yoktu.Bankaya gidip ödemeyi yapamayacağını
söyleyebilirdi.
Sinirli adımlarla aynanın karşısına geçti ve kendine baktı.Giydiği elbisenin üzerinde
gerçekten çok güzel durduğunu itiraf etmek zorundaydı.Mollie saçalarında harikalar
yaratmıştı.Yeni saç modeli gözlerini ortaya çıkartmıştı.
Mollie aşağıdan “Megan,Travis geldi” diye seslendi.
Megan kardeşinin sesinde ki buz gibi tonu fark etmişti.Bir an önce aşağı inip duruma el koysa
iyi olacaktı.
Travis daha Mollie kapıyı açtığında buz gibi havayı hissetmişti.
“Seninle uzun zamandır görüşemedik,Mollie nasılsın?”
“İyiyim”
“Okul bitti mi?”
“Son senem”
“Hangi üniversiteye gitmeyi düşünüyorsun?”
“Üniversiteye gidecek param yok.”
“Burs için başvurdun mu?”
“Hayır.Megan’ın burada bana ihtiyacı var.”
Travis merdivenlerde bir ses duyup döndü baktı.Megan’ı görünce olduğu yerde donakaldı.
Karşısında yıllardır gördüğü en güzel manzara vardı.
Bakışları birleştiğinde,konuşmaya cesaret edemedi ve başıyla selam verdi.Bir gün önce ki
tulumlu kadını böyle seksi bir kıyafet içinde göreceği aklına gelmemişti.Sanki yüzü bile
değişmiş,yumuşamıştı.Saçları bile değişmişti.
Kalbinin deli gibi attığını fark eden Travis kendine gelmek için derin bir nefes
aldı.Duygularını kesinlikle belli etmemeliydi.
Boğuk bir sesle “Merhaba Mega.Çok güzel görünüyorsun” dedi.
Megan ona doğru ilerledi.Huzursuzluğunu sadece gözleri belli ediyordu. “Teşekkür ederim”
dedi ve sonra Mollie’ye dönerek “Eve ne zaman döneceğimi bilmiyorum.Geç kalırsam merak
etmeyin” dedi.
“Mollie yavaşça başını sallayıp “Tamam” dedi ve işine döndü.
Megan dönüp hızla kapıya yöneldi.Onu takip eden Travis iki kardeş arasında bir sorun
olduğunu anladı.
Butch onları görünce şaşkınlıkla duraksadı.”Bak şu işe!Neredeyse seni tanımayacaktım.Daha
önce hiç böyle giyinmezdin.”
Megan sinirli bir şekilde “Çiftlikte bu şekilde çalışamam her halde”
Butch bir kakkaha attı. “Bundan eminim.Ama seni eski püskü tulumlarla görmeye öyle alıştım
ki,ne kadar güzel bir kız olduğunu neredeyse unutmuşum.”
“Yeter artık,Butch.”
Travis bir kahkaha attı.İkisinin arasında ki tatlı çekişme hoşuna gitmişti.Kamyonetin kapısını
açtı ve Megan’ın içeri girmesini bekledikten sonra Butch’a döndü. “O’Brain kadınlarını asla
hafife alma dostum.Seni şaşırtabilirler.”
“Ona çok iyi bak,tamam mı!Babası yanında değil belki,ama ben…”
“Biliyorum Butch.Ona iyi bakacağıma sana söz veriyorum.”
Yola koyulduklarında Megan sinirli bir tavırla “Butch’a bugün ne oldu bilemiyorum.Sanki
beni kaçırıp köle tüccarlarına satacakmışsın gibi davrandı. “
Travis yan gözle ona bakarak “Onu suçlayamam” dedi. “Bu elbiseyle gerçekten baş
döndürücü görünüyorsun.”
Megan bir kez daha kıpkırmızı kesildi. “Galiba kot pantolon giysem daha iyi olacaktı.Bir
elbisenin bu kadar olay yaratacağı aklıma gelmemişti.”
Travis uzanıp onun elini tuttu. “Özür dilerim,Megan.Seni utandırmak istemedim.”
Megan gerilmiş,ama elini çekmemişti.Bundan cesaret alan Travis,elini daha fazla sıkmış ve
parmaklarını dolamıştı. “Mollie’nin bana karşı olan davranışına göre teklifimden ona
bahsettin..ve o da eniştesi olacağım fikrinden hoşlanmadı.”
“İncinmemi istemiyor.”
Travis şaşkınlıkla ona baktı. “Yani,seni inciteceğimi mi düşünüyor?”
“Mollie çok duygusal bir kızdır.Üstelik,birbirimize çok yakınız.Özellikle anne ve babamızı
kaybettikten sonra.”
“Mollie’nin neden benden hoşlanmadığını sorabilir miyim?”
“Sahip olduğun ün göze alınırsa,bu çok normal.”
“Ün mü? Ne ünü?”
“Yapma Travis.Neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun.”
“Hayır,ne demek istediğini kesinlikle anlamıyorum.”
“Yani kasabada ne kadar çapkın olarak tanındığını bilmiyor musun?En büyük özelliğin
kızlarla birlikte olup,sonra terk ederek…”
“Ne?” Travisin ani şaşkınlığıyla birlikte kamyonet sarsılmıştı.Megan’ın elini bırakıp güç
bela dreksiyonu düzeltti.
“Çıktığın her kızı,sana karşı ciddi duygular beslemeye başladığı zaman bırakan adamın
başka nasıl görüleceğini sanıyordun?”
Travis kaşlarını çattı. “Başka ne yapabilirdim ki?Kızların gelecekten,evlenmekten ve aile
kurmaktan bahsettikleri anda,ayrılma zamanının geldiğini anlıyordum.”
“Bende bunu kastedmiştim zaten.”
“İyi ama bunda ne kötülük var ki?Evlenmek gibi bir niyetim olmadığına göre,yapılacak en
dürüstçe şeyi yapıyordum.Kimseyi kandırmadım.Yapamayacağım sözler vermedim.Kimseden
faydalanmadım.”
“Yalnızca onları terk edip kalplerini kırdın!”
Travis öfkeyle dreksiyonu sımsıkı kavradı. “Ama bu çok saçma.Başka birinin duygularından
ben nasıl sorumlu tutulabilirim? Onların duygularını kontrol edemem ki.”
“Biliyorum.”
“Birlikte olmayı hoşlandığım kadınlarla çıktım.Birlikte eğlendik.Onlardan hoşlandım,ama
hiçbirine hiçbir konuda söz vermedim.”
Megan” Neyse” dedi.”Bunları konuşmamıza gerek yok.Sadece Mollie’nin senin teklifinden
neden kuşkulandığını anlatmaya çalışıyordum.Travis Kane2nin birdenbire evlenmeye karar
verdiğini kim inanır ki?Mollie endişelenmekte haklı.Tabi ki ben duruma farklı bakıyorum.Bu
evlilik senin de işine yarayacak.Benimle evlenmen en azından senin peşinde olan kadınlardan
bir süre kurtulmanı sağlar.”
Travis alçak sesle “Kulaklarıma inanamıyorum” diye mırıldandı.
“Efendim.Seni duyamadım.”
“Hiç sadece acıktın mı diye merak etmiştim.Bugün öğle yemeğini atladım da.”Heyecandan
ağzına tek lokma koyamadığını söylemesine gerek yoktu. “Yolda durup bir şeyler
yiyebileceğimizi düşündüm.Sende acıktın mı?”
“Eh,çok aç değilim.”
“Öyleyse yemek için Auistin’e kadar bekleyebiliriz.”
“Saçmalama.Sen hamburger falan yerken bende bir şeyler içebilirim.Bugün neyin var senin?
Çok garip davranıyorsun.”
“Çünkü kendimi çok garip hissediyorum.”
Küçük kasabadan geçereken arabayla yenilebilecek bir hamburgercide durdular ve Travis
garsona sipariş verdi.
Yemekleri geldiğinde Megan paketi açarken “Seni rahatsız eden şey nedir?” diye sordu.
“Fikrini değiştirebileceğini düşünüyorum.”
“Şey,bu aklımdan geçmedi değil.”
Travis bütün vücudunun gerildiğini hisetti. “Yani?”
“Bana yardım etmek için gösterdiğin iyi niyeti karşılıksız bırakmamaya karar verdim.En
azından bana aşık olduğun için evlenme teklif ettiğin gibi saçmalıklar söylemedin.Birbirimize
dürüstçe davrandıkça her şeyin yolunda gideceğini düşünüyorum.”
“Anlıyorum.Buna bir iş anlaşması gibi bakıyoruz.”
“Elbette.Tabi bunu başkalarına söylememize gerek yok.Ailelerimizin ve dostarımızın
birbirimize deli gibi aşık olduğumuzu sanmalarını sağlayacağız.” Dudaklarından neşeli bir
kahkaha döküldü. “Buna şaşıracaklarına eminim. Travis Kane bir kadına aşık oldu ve artık
durulup oturmaya karar verdi.Hepsi şok olacaklar.”
Travis kendi elleriyle kurduğu kapana sıkıştığını hissediyordu.Bundan sonra Megan’a onu
sevdiğini söylemesine olanak yoktu.Böyle bir şey yaparsa,kendisinden kuşkulanmasına neden
olurdu.Megan onun dostluğunu kabul edecek,ama kendisine aşık olduğuna inanmayacaktı.
Bu sefer işleri gerçekten berbat etmişti.Çok ince bir ip üzerinde yürümesi gerekiyordu.
Demek kadınların kalplerini kıran bir erkek olarak ünlenmişti.Oysa bu gidişle kendi kalbi
kırılacaktı.
Tabii bundanda sadece kendisi sorumlu olacaktı.Megan’a duygularını yıllar önce itiraf
etseydi,şimdi bu durumda olmayacaktı.O zamanlarda ki cesaretsizliği çok pahalıya mal
olmuştu.
Artık tek umudu,Megan’ın bir şekilde ona aşık olmasıydı.
Travis kamyoneti Auistin yolu üzerinde ki alış veriş merkezlerinden birinin otoparkına
soktu.Hamburgerciden sonra çok az konuşmuşlardı.Travis onunla birlikteyken duygularını
saklamanın bu kadar zor olacağını tahmin etmemişti.
İçeri girip vitrinlere bakmaya başladıklarında Travis uzanıp onun elini tuttu.
Megan’la birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyordu.Onun elini geri çekmemesi
mutluluğunu daha da artırmıştı.Ta çocukluğundan beri kurduğu hayal,nihayet gerçek
oluyordu.
Megan O’Brain onunla evlenmeyi kabul etmişti.
Kuyumcunun önüne geldiklerinde “En nihayetinde aradığımız bulduk.Hadi içeri girelim.”
Megan huzursuzlukla kıpırdandıktan sonra peşinden mağa
zaya girdi.
Tezgahtar ona gülümseyerek “İyi günler.Size nasıl yardım edebilirim.”
“İyi günler” dedi Travis.” Bir çift alyans almak istiyoruz.”
“Tabi bu taraftan lütfen.”
Tezgahtarın gösterdiği yüzüklere bakarken “Beğendiğin bir şey var mı?” diye sordu Travis.
“Ben yüzüklerden anlamam,Travis.Hiç yüzüğüm olmadı.”
“Okul yüzüğünde mi yok?”
“Hayır.Ona vereceğim parayı daha yararlı işler için kullanırım diye düşündüm.”
“O sıralarda ne kadar büyük sıkıntılar yaşadığınızdan haberim yoktu.Bunu anlamayacak
kadar gençtim.”
“Anlamana gerek de yoktu zaten.”
Travis bir şey söylemeden yüzüklere bakmaya başladı Ve sonunda içlerinden birine uzandı.
“Buna ne dersin?”
“Çok pahalı değil mi?”
“Hayır,denemek ister misin?”
Tezgahtar hemen “Parmağınıza uymasa düzeltiriz” dedi.
Megan’ın duraksadığını gören Travis yüzüğü onun parmağına taktı. “Bence çok yakıştı.Sen
ne dersin?”
Megan titrek bir sesle “Çok güzel” dedi.
“Öyleyse alıyoruz.”
Tezgahtar Travis’in kinin ölçüsünü alıp düzeltilmesi gerektiğini söyledi.Travis çek ve adresini
bir kağıda yazdı. “Bu adrese gönderebilirsiniz.Bayanın kini şimdi alıyoruz.”
Dükkandan çıktıktan sonra Megan’a döndü. “Çok sessizsin.Bir şey mi oldu?”
Megan yüzüğe baktı. “Bu işi böyle halledeceğimiz hiç aklıma gelmemişti.Yüzük çok güzel.”
Gözleri parlamaya başlamıştı. “Teşekkür ederim.”
Travis onun yüzünü ellerinin içine alıp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. “Bie şey
değil.”
Megan şaşkınlıkla ona baktı. “Şey..ben”
“Seni öpmeme artık alışmalısın.Bu da gösterinin bir parçası.İnsanları inandırmalıyız.”
“Bütün bir aileyi kabul etmene insanlar çok şaşıracak.”
“Onların ne düşündüğünden kime ne.Ayrıca benim de bir ağabeyim ve kız kardeşim
var.Sende onları kabul etmiş olacaksın.”
“Ama aynı şey değil.Onlar Mollie ve Maribeth gibi bizimle yaşamayacaklar.”
Travis gülümseyerek “Birlikte yaşamak” dedi.” Seninle birlikte yaşamak çok hoşuma
gidecek.”
Megan gözlerinin içine baktı. “Ne demek istediğimi biliyorsun Travis.Aynı evde
yaşayacağız.”
Travis gülerek kolunu onun omzuna sardı. “Hadi,biraz daha dolaşalım.Biliyor musun,bura
çok güzel bir de restaurant var.Üstelik,bu gece dinlemeyi çok istediğim bir gurup
çalıyor.Onları bir kere Dallas’ta dinlemiştim.Çok güzel çalıyorlar.Seninde dinlemeni
isterim.”
Megan’ın gözleri parmağında ki yüzükten bile daha çok parlıyordu ve bu Travis’i daha çok
umutlandırıyordu.Onu elinden tutup bir dükkana yönlendirdi.Dudaklarında ki mutluluk dolu
gülümsemeyi daha fazla saklayamıyordu.
Megan’ın evine ancak gece yarısı döndüler.Megan yol boyunca başını onun omzuna koyup
uyumuştu.Kamyonet durduğunda kendine geldi ve gözlerini ovuşturdu.
“Oh,uyuyakalmışım.”
“Önemli değil.Seni her zaman ki yatma saatinden çok daha geç saate kadar ayakta
tuttuğumun farkındayım.”
Megan uykudan uyanmış pembe suratıyla çok güzel görünüyordu.Travis uzanıp onu kendine
çekti.”Sanırım artık seni evine bırakmam gerekiyor.”Aslında daha saatler boyunca onu
yanında tutmak istiyordu.
Megan başını onun göğsüne bıraktı. “Şey sanırım” dedi kıkırdayarak. “Yarın bacaklarımın
üzerine basamayacağım.Bütün kaslarım ağrıyor.Dans etmeye alışkın olmadığımı
söylemiştim.”
“Çok güzel dans ediyordun,tatlım.Seninle gurur duydum.”
Megan başını kaldırıp onun gözlerinin içine baktı. “Gerçekten mi?Oysa ben kendimi aptal
gibi hissettim.Üatelik salonda olağan üstü dans eden bir sürü kadın vardı ve Hepsi sana
bakıyorlardı.Anlaşılan,sık sık dansa gidiyorsun.”
Travis kayıtsızca omuz silkti. Rodeo bittiğinde yapacak fazla bir şey kalmıyor.Tabi bir bara
gidip içki içebilirsin.Ama ben içki içmeyi sevmiyorum.O yüzden dansa gidiyorum.”
“Bu gün çok eğlendim.Hayatta yapılacak bu kadar güzel şey olduğunu
bilmiyordum.Restoranttaki yemekler harikaydı ve dans da çok güzeldi.”
“Artık biraz eğlenmeye başlamanın zamanı geldi.Bunu kesinlikle hak ediyorsun.” Sol elini
tutup dudaklarına götürdü ve yüzüğünün yanından öptü.
Megan iç çekerek yavru bir kedi gibi onun göğsüne sokuldu.Bu haliyle Travis’i nasıl
etkilediğinin farkında mıydı acaba?İşler çığırından çıkmadan geceye son vermesi gerektiğini
düşünerek kapıya uzandı.
Megan uykulu bir sesle “Bu güzel gün için teşekkür ederim” dedi.”Sen çok nazik bir
insansın,Travis Kane.”
“Hakkımda söylenenlere rağmen mi?”Travis onun dudaklarına uzanmamak için kendini zor
tutuyordu.Aceleyle kamyonetten indi.
Birkaç saniye sonra Travis onu kollarının arasında buldu.Megan neşeyle gülerek
parmaklarının ucunda yükseldi ve Travis’in dudaklarına uzandı.
Travis onu kendinden uzaklaştırması gerektiğini biliyordu.Duygularını belli etmeden
uzaklaşmalıydı.Ama içinde ki isteğe hakim olamadı.Dudakları birleştiğinde ,Megan’ı sımsıkı
kendi vücuduna bastırdı.
Megan bunun bir rüya olduğunu düşünüyordu.Travis’in kolları arasında ki o şehvetli kadın
kendisi olamazdı.Hayatı boyunca erkeklerin yanında hep utangaç davranmıştı.Peki bu
adamın kollarında neden bu kadar rahat olabiliyor,onun öpücüklerine böyle istekli yanıt
verebiliyordu?
Travis vücudunun alev alev yandığını hissediyordu.Soluk soluğa dudaklarını onunki lerden
çekerek “Megan” diye inledi.”Hemen durmalıyız,yoksa…”
Megan onun kollarından sıyrıldığında dengesini kaybetti.Bacakları onu taşıyamayacak kadar
güçsüzleşmişti.Olduğu yere çöküverdi.
Travis endişeyle onun yanına diz çöktü.”Megan iyi misin?”
Megan eliyle alnını ovuşturarak “Bilmiyorum” dedi. “Ne olduğunu hiç
anlamıyorum.Kendimi çok..çok garip hissediyorum.Daha önce hiç böyle şeyler
hissetmemiştim.”
Travis uzanıp şefkatle yüzünü okşadı. “Özür dilerim.Seni incitmek istememiştim.”
“Hayır özür dilenecek bir şey yok.Sen benim istemediğim hiçbir şey yapmadın.Ben sadece
böyle şeyler hissedebileceğimi bilmiyordum.”
“İnsanların hormonları çalışmaya başladığında böyle şeyler olur.”
“Eh bu hormonlar bayağı etkiliymiş.”
“Öyle”
Megan kısa bir sessizlikten sonra “Tabi bunun hiçbir anlamı yok” diye mırıldandı. “Bu
tamamen fiziksel bir şey.” Olanların bir anlam taşımasını istemiyordu.Bu anlamdan
korkuyordu.Travis Kane’ye aşık olmaya hiç niyeti yoktu.
Travis hala yanında duruyordu,ama ondan bir abda uzaklaşıvermiş gibiydi.Gözlerinde garip
bir ifadeyle “Sanırım bu uyumlu olduğumuz gösterir.”
“Öyle”
“Bence evlenmeyi düşünen bir çift aralarında böyle uyum olduğu için mutluluk duyarlar.”
“Tabi gerçek evlilikler için geçerli.”
Travis onun ellerini elleri arasına aldı. “İnan bana,Megan.Bu gerçek bir evlilik olacak.”
“Ama sürekli bir evlilik olmayacak.Bu her şeyi değiştiriyor.”
“Senin seçimin.Bu evliliği sen istediğin sürece sürdürebilirim.”
Travis’in gözündeki garip bakış Megan’ı tedirgin etmişti.Güçlükle yutkunarak “Gerçekten
mi?” dedi.
“Evet”
“Peki ama neden?”
“Bu da ne demek?”
“Olanlardan hiçbir şey anlamıyorum,Travis.Bu gece seni izledim.Salonda sana bakmayan bir
tane kadın yoktu.Hepsinin seninle olmaya can attığı belliydi.”
“Sen aklını kaçırmışsın.”
“Hayır kaçırmadım.Senin o kadınlara ilgi göstermediğini biliyorum,ama ben sürekli onları
izledim.Hepsi seni bir lokmada yutmak ister gibiydi.Rodeo için çıktığın yolculuklarda da aynı
şeyi yaşamış olmalısın.
Travis’in bakışları kararmıştı. “Bir şey mi ima etmek istiyorsun?”
“Evet.Neler olduğunu anlamaya çalışıyorum.Neden beni seçtin,Travis.Tanıdığın bir çok
kadın arasından,neden beni seçtin?”
Travis ne diyeceğini bilemiyordu.Uzun süre bekledikten sonra onun gözlerinin içine
baktı.”Seni sevdiğimi söylesem,bana inanır mıydın?”
Megan bir an olsun düşünmeden “Tabi ki hayır” diye bağırdı. “Bu çok saçma.Ben özel bir
kadın değilim.Senin gibi bir erkeğe verebilecek hiçbir şeyim yok.”
Travi yeniden onun ellerine uzandı. “Megan kendini bu kadar küçümseme.Tamam,hayatım
boyunca pek çok kadınla tanıştım.Ama hepsi beni bir yarışmanın kupasıymışım gibi
kazanmaya çalışıyordu.İnsan benim ki gibi bir üne sahip olunca insanlar etrafında pervane
oluyorlar.Ama kimse gerçek beni görmüyor.Ama seninle her şey çok farklı.Sen beni
tanıyorsun.Gerçek kimliğimi biliyorsun.Birbirimizi neredeyse doğduğumuzdan beri
tanıyoruz.Seninle evlenmeyi neden istemeyeyim?Bu işe birde benim gözlerimle bak.Sen
dürüst,güvenilir ve sadık bir kadınsın.Hiç bire şart gözetmeden benimle evlenmeyi kabul
ediyorsun.”
“Ne gibi bir şart?”
“Rodeonun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.Tehlikeli bir iş olsa da ben
seviyorum.Bak,geçmişte birlikte olduğum kadınlar hep işimi bırakmamı istediler.Kensimi
tehlikeye atmamdan yada uzun süre yolculuğa çıkmamdan hoşlanmıyorlardı.Ama sen beni bu
halimle kabul etmeye hazırsın.Hayatımı değiştirmek gibi bir niyetin yok.Bunun benim için ne
kadar önemli olduğunu bilemezsin.”
Megan iç çekti.”Ya bir yılın sonunda seninle daha fazla evli kalmaya karar verirsem?”
“Pazarlık hala geçerli olacak.Geleceğe dair gerçek dışı umutlar beslemiyorum.Her şeyi
geldiği gibi kabul edeceğim.Bu iş yürümezse en azından sana zor zamanında yardım ettiğimi
bileceğim.”
“Param olduğu anda,sana olan borcumu ödeyeceğimi biliyorsun,değil mi?”
“Buna hiç gerek yok Mega.Bunu borç olarak düşünmüyorum.”
“Sanırım seni hiç anlamıyacağım.Bana bu işten yalnızca ben karlı çıkıyor muşum gibi
geliyor.”
Travis uzanıp onun dudaklarına minik bir öpücük kondurdu.”Ben yarın yola çıkıyorum.Üç
hafta burada olmayacağım.Bu süre içinde düğün planlarını yapabilir misin?”
Megan kayıtsızca omuz silkti. “Planlanacak ne var ki?Belediyeye başvurup evlenme izni
almamız ve sonra rahibin karşısına çıkmamız yeterli değil mi?”
“Evet ama birkaç arkadaşımızı da davet edebilir ve küçük bir kokteyl verebiliriz.”
“Evet sanırım bunları da yapmak gerekecek.”
“Hele ailelerimiz bizi asla affetmezler.Ben ailemin evlenen ilk çocuğuyum.Senin için de aynı
şey geçerli.”
“Haklısın.Ama sadece birkaç dakikalık bir iş için bu kadar gürültü koparmak bana anlamsız
geliyor.”
Travis neşeli bir kahkaha attı. “Sen başka hiçbir kadına benzemiyorsun,tatlım.Bir eşin daha
yok.Hadi,artık içeri gir.Yoksa buracıkta uyuya kalacaksın.”
Megan ayağa kalktı ve acıyla inledi.Bacağında korkunç bir ağrı vardı.Hemen eğilip ayağında
ki sandaletleri çıkardı. “Bir daha asla böyle ayakkabılar giymeyeceğim.”
“Ama neden?Topukların botlarından daha yüksek değil ki?”
“Evet,ama içlerinde ayaklarım kayıyordu.Botlarım en azından ayaklarımı sıkıca kavrıyordu.”
“Ne giyersen giy sevgilim.Ama bugün elbisen ve sandaletlerinle gerçekten çok güzel
görünüyordun.”
Megan kapıda duraklayıp ona döndü. “Bu güzel gün için teşekkür ederim.”
Travis birkaç adım geriledi ve ellerini ceplerine soktu. “Yarın yola çıkmadan önce sana
telefon edeceğim.Turnedeyken de arayıp işlerin nasıl gittiğini öğrenirim.Olur mu?”
“Tamam”
“Dün sana çeki vermeyi unuttum.Yarın postayla yollarım.Böylece bankaya zamanında ödeme
yaparsın.”
“Çeki şimdiden göndermene hiç gerek…”
“Bence gerek var.Para hakkında tartışmayalım.Bu o kadar önemli değil.”
“Önemli değil mi? Yapma Travis.Evlenmemizin tek nedeni bu değil mi?”
“Her şeye böyle tepki vermek zorunda mısın?Ben sadece evlenene kadar parayı beklemene
gerek olmadığını söylemek istedim.Bankayla başının derde girmesini istemem.”
Megan bu kadar tepki vermesine gerek olmadığını biliyordu.Bunun nedeni duygularının
karmakarışık olmasındandı.Kendisini Tarvis’in kollarına atmamak için zor tutuyordu.
“İyi geceler,Travis.Kendine iyi bak.”
İçeri girdiğinde pencereden onun kamyonete ilerlemesini izledi.Gözden kaybolana kadar
camdan baktı.Ancak o gözden kaybolunca parmaklarının ucuna basarak yavaşça yatak
odasına gitti.
Odaya girdiğinde elbisesini çıkarıp pencerenin yanına gitti.Etrafta hiçbir hareket ve ses
yoktu.Çiftlikte herkes derin uykudaydı.
Megan dışında!
Ve hiç uyuyacak halde değildi.
Birkaç kısa hafta sonunda bu evde Travis bu evde yaşamaya başlayacak,onlarla yemek
yiyecek,aile çemberinin içinde yerini alacaktı.
Annesiyle babası,çiftliği kurtarmak için evlendiğini bilseler ne düşünürlerdi acaba?Çiftliği
satmasını mı tercih ederlerdi?
Yatağa yatıp başını hayatı boyunca kendisinin olan odanın tavanına dikti.Hayatında her şey
değişmek üzereydi ve bu çok korkutucu bir durumdu.
O gece Travis’in kollarında hissettikleri de korkutucuydu.Megan varlığından bile haberi
olmadığı duygular içindeydi.
Keşke konuşup akıl danışacağı biri olsaydı,ama ne yazık ki kimse yoktu.
Hayatında ilk defa kendini çok yalnız hissediyordu.
Maribeth ertesi sabah odaya dalarak “Megan” diye seslendi.”Bütün gün uyuyacak mısın?
Biz bu gün Boby ve arkadaşıyla gezmeye gideceğiz.Megan?Duyuyor musun?”
Megan homurdanarak başını çarşafın altından çıkardı. “Sayende uyandım.Sen ölüyü bile
uyandırırsın,Maribeth.”
Maribeth uzun saçlarını atkuyruğu yapmıştı.Megan küçük kardeşinin on altı yaşına girdiğine
inanamıyordu.
“Megan!
Maribeth’in sesinde son derece garip bir ton vardı.Megan kendini zorlayarak gözlerini açtı
ve kardeşinin şaşkınlıkla parmağına baktığını fark etti.Megan alyansı çıkarmayı unutmuştu!
Maribeth’in neye şaşırdığını anlamasına rağman “Ne oldu?” diye sordu.
“Daha önce yüzük taktığını görmemiştim.Annemin yüzüklerini saklamıştık gerçi,ama
içlerinde böyle bir yüzük olduğunu hatırlamıyorum.” Dikkatle uzanarak yüzüğün üzerinde ki
elmasa dokundu.
“Travis Kane aldı.”
“Travis Kane sana yüzük mü aldı? Neden?”
“Sanırım alışılmış nedenlerden dolayı.”
“Bana bu yüzük dostluk armağanı gibi gelmedi.Bence bir erkek böyle bir yüzüğü bir
kadına,evlenmek niyetiyle verir.”
Megan ifadesiz bir ses tonuyla” öyle” dedi.
Maribeth hehşet içinde “Mollie,hemen buraya gel” diye haykırdı.
Megan güçlükle doğrularak “Maribeth kes sesini,böyle olay çıkarmana hiç gerek…”
O sözlerini bitirmeden Mollie korkuyla içeri girdi. “Ne var? Ne oldu? Maribeth yine senin
neyin var?Böyle bağırmamanı sana daha kaç kez söyleyeceğim.Sesini duyunca biri seni
gırtlaklıyor sandım.”
Megan asık suratla “Doğrusunu söylemek gerekirse ,bunu yapmak aklımdan geçmedi değil.”
Maribeth onların azarlamalarına kulak asmadı.
“Megan ve Travis Kane evleniyorlarmış.Bunu sana söylemiş miydi?Bize söylemediklerine
inanamıyorum.”
Mollie dehşetle Megan’a döndü. “Megan?Ama seninle bunu..”
Maribeth heyecanla yatağa atlayarak “Hadi yüzüğü göster ona.”
Megan isteksice elini çarşafın altından çıkardı.Mollie yüzüğe yılan görmüş gibi bakıyordu.
“Megan.Ah Megan.Biraz daha bekleyeceğini ve düşünmek için kendine zaman tanıyacağını
sanıyordum.Hemen kabul edeceğini düşünmüyordum.Sen ne yaptın?”
“Onunla evlenmeyi kabul ettim.Merak etme her şey yolunda gidecek.Bana bir şey
olmayacak.”
“Ah Megan”
“Yapma Mollie.Benim için mutlu olman gerekir.Düşünsene evleniyorum.Bu kimin aklına
gelir.”
“Senin için mutlu olmak mı?Sana bu yüzüğü vermesinin tek amacı…Dün gece seni baştan
çıkarmaya kalktı mı?Söyle kalkıştı mı?”
“Tabiki kalkışmadı!O tam bir beyefendi.”
“Hayır.O seni kullanıyor.Amacını bilmiyorum,ama seni kullandığına eminim.Ona güvenmen
için şimdilik böyle davranıyor.Ama seni kullanacak ve sonra diğer kızlara yaptığı gibi terk
edecek.”
Megan öfkesini daha fazla zapdedemiyordu.Bu onun hayatıydı.Moliie’nin onun üzülmesini
istemediğini biliyordu ama artık bu kadarı fazlaydı.
“Bana o kızlarla evlenmek istemediğini söyledi.”
“Ama seninle evlenmek istiyormuş,öyle mi?”
“Evet”
“Ah Megan!”
“Bana inanıyor musun?”
“Sana tabi ki inanıyorum.Ama ona..asla!”
“Öyleyse inanmaya başlasan iyi olur.Bir kaç hafta içinde enişten olacak.”
“Birkaç hafta mı?Sen ne diyorsun? Bu kadar çabuk evlenmeyi düşünmüyorsun herhalde?
Önce sana iyi davranıp davranmayacağını öğrenmelisin.Rodeoyu bırakacağını söyledi mi?”
“Tabi ki hayır.Ondan böyle bir şeyi asla istemem.”
“Çiftlikte sana yardım edecek mi?”
“Burada olduğu zamanlarda yardım etmek için elinden geleni yapacağından eminim.”
“Ben hiç emin değilim.Kendine kadın satın almak için bu kadar para verdiğine göre,daha
fazlasını yapmasına gerek olmadığını düşünüyordur.”
“Benimle ne cesaretle böyle konuşursun?Ben senin ablanım ve bana saygı göstermek
zorundasın.Nasıl olur da…”
Mollie hıçkırarak kendini onun kollarına attı. “Özür dilerim,Megan.Özür dilerim.İnan ki öyle
konuşmak istememiştim.”
Megan’da ağlamaya başlamıştı.Tabi Maribeth’in de onlara katılması uzun sürmedi.
Mollie yaşlı gözlerle Megan’ a baktı. “Sanırım benim sorunum korkmak”
“Neden korkuyorsun?”
“Seni kaybetmekten.Son sekiz yıldır bana hem anne hem baba oldun.Seni kaybetmeyeceğime
o kadar inanmıştım ki..”
“Ama beni kaybetmeyeceksin ki.Ben hiçbir yere gitmiyorum.”
“Nasıl böyle bencilce davrandım bilmiyorum.Beni bağışlayabilecek misin?”
“Bağışlanacak bir şey yok.Seni çok iyi anlıyorum.”
“Ben senin mutlu olmanı istiyorum,Megan.Mutluluğu her ketsen çok hak ediyorsun.”
“Merak etme her şey yoluna girecek.”
“Travis’e çok kötü davrandım değimli?Aradığında ondan benim adıma özür diler misin?
“Tabi”
Uzun bir sessizlikten sonra Mollie “Söylemek istediğim bir şey daha var.”
“Nedir?”
“Gelinliğin hakkında.Bilirsin annem gelinlik giymeden evlenmek zorunda kaldığını
söylemişti.Düşündüm de üçümüzün de beğeneceği bir gelinlik diksem,hepimiz evlenirken aynı
gelinliği giysek.Gelinliği dikmeyi çok istiyorum.Zorlandığım zamanlarda öğretmenimden
yardım alırım.”
“Mollie bu harika bir fikir.”
“Gerçekten hoşuna gitti mi?”
“Elbette”
Telefon çalmaya başladı ve Megan ahizeye uzandı. “Alo”
“Megan”
“Ah merhaba Travis” Mollie ablasını rahat konuşabilmesi için yalnız bıraktı.
“Nasılsın”
“İyiyim”
“Kardeşlerin haberi nasıl karşıladı?”
“Maribeth çok sevindi.Mollie’ye gelince sana dün kaba davrandığı için özür dilediğini
söyledi.Beni kaybetmekten korktuğu için öyle davranmış.”
“Öyle mi?” Travis’in sesinden rahatladığı anlaşılıyordu. “Yani tepkisi bana değilmiş.Başka
biri olsaymış da böyle davranacakmış.”
“Evet.En azından yanlış davrandığını anladı ve özür diledi.Hatta gelinliğimi dikeceğini
söyledi.”
“Anlaşılan fikirleri cidden değişmiş.”
“Öyle”
“Artık kasabadan gönül rahatlığıyla ayrılabilirim.Ne kadar paraya ihtiyacın olduğunu
hesapladın mı?”
“Evet,ama hepsini şimdiden vermek zorunda değilsin.”
“Sen rakamı söyle yeter.Bu gün yola çıkmadan postalarım.Çiftliğe uğrayıp çeki kendi
ellerimle vermek isterdim,ama seni görüp hiç ayrılamamaktan korkuyorum.Seni
özleyeceğim,Megan.Bu sana aptalca görünebilir,ama seni özleyeceğim.”
Megan kıpkırmızı kesilmişti.Heyecanını sesine yansıtmamaya çalışarak “Hayır” dedi.
“Aptalca görünmüyor.”
Auistin’de olanlardan sonra bunun sadece bir iş anlaşması olduğunu unutmaya başlamıştı.
Sakinleşmeye çalışarak “Tamam” dedi.Ve gereken rakamı söyledi.”Bu kadarı çok mu fazla”
diye sordu.
“Hayır,kesinlikle değil.Eee ne zaman evlene biliriz?”
Megan kendini tutamayarak güldü. “Sabırsız bir damat adayı gibi görünüyorsun.”
“Bunda ne kötülük var.”
“Hiç kötülük yok.Yarın sabah kasabaya inip rahiple konuşurum.”
“Ben ayın dördünde döneceğim.O hafta cumartesi günü evlenmeye ne dersin?Yani ayın
yedisinde”
“Mollie o tarihe gelinliği yetiştiremeye bilir.”
“Tamam,o zaman birkaç gün sonra seni ararım.Sende bu arada kardeşlerin ve rahiple
konuşursun.”
“Tamam”
“Megan”
“Evet”
“Merak etme,her şey yoluna girecek.Artık endişelenmene gerek yok.”
“Bu alışkanlıktan vazgeçebileceğimi sanmıyorum”
“Biliyorum,ama artık yalnız olmadığını hatırla yeter.Bundan sonra ben yanında
olacağım.Endişelenme alışkanlığını artık bana devredebilirsin.”
Megan neşeli bir kahkaha attı. “Sen ne için endişelenmeyi düşünüyorsun?”
“Mesela evlendiğimde nerede uyuyacağım konusunda endişelenebilirim”
“Travis”
“Ama bunu konuşmadık.”
“Evde iki tane boş oda var.Biri büyük oda.Annemle babamın odası.”
“Yani iki kişilik oda”
“Travis hemen böyle düşüncelere kapılma!”
“Ne yazık ki kapıldım bile”
“İlişkimizin o yünü hakkında daha karar vermedim.Birbirimizi daha doğru dürüst
tanımıyoruz.”
“Megan,birbirimizi tanımak için daha kaç yıla ihtiyacımız var?”
“Ama çocukluğumuzdan beri görüşmedik.Ne çıktık nede … anlıyorsun işte.”
Travis neşeli bir kahkaha attı. “Tamam yine sen kazandın.Bu konuda seni zorlamayacağıma
söz veriyorum,tamam mı?”
“Megan yine kıpkırmızı kesilmişti. “Tamam.”
Travis boğuk bir sesle “Ama seni rüyalarımda görmeyeceğime söz veremem” diye
mırıldandı. “Ve o gördüklerimden de sorumlu değilim.”
Duvağı ablasının saçına takmaya çalışan Mollie sabırsızlıkla “Kıpırdama” diye söylendi.İki
kız kardeş kilisenin giyinme odasındaydılar ve törene çok az kalmıştı.
“Bu iş bir bitse de rahatlasam.Bu kadar gürültü koparmanızı anlamıyorum.”
Mollie bir adım gerileyerek ablasına baktı. “Harika.Çok güzel görünüyorsun,Megan.”
Megan gelinliğin eteğini eliyle toplayarak aynaya yöneldi ve aynada ki görüntüsüne
şaşkınlıkla baktı.
Mollie bir kez daha mucize yaratmıştı.Minnetle kız kardeşine baktı.Mollie bu gelinliğin
yanında Maribeth ve kendinin düğünde giyeceği elbiseyi de dikmişti.
Kapı çalındı ve Maribeth elinde çiçekle içeri girdi.”Çiçeklerin en nihayetinde geldi.Çok güzel
değil mi?Kilise ağzına kadar dolu.Düğünden sonra Kanelerin evinde kokteyl verilecek.”
Travis’in babası Frank,törende Megan’a eşlik etmeyi önermişti.Kardeşi Zack de sağdıç
olacaktı.Ailesi bu birkaç ay içinde Megan’a çok yardımcı olmuşlardı.Onlar olmazsa
hazırlıkları asla tamamlayamazlardı.
Üç hafta içinde evlenebileceklerini düşünerek ne kadar aptallık ettiklerini kısa zamanda
anlamışlardı.Travi’in yüzükleri almansın üstünden tam üç ay geçmişti.Travis bu süre içinde
kasabaya iki kez gelmiş ve tüm zamanını çiftliğin onarımı için harcamıştı.
Çiftliğe iki yeni yardımcı almıştı.Bu adamlarda çiftlikte yaşayacakları için ,yeni bir kulübe
yapılması gerekmişti.
Onarım faturalarını Travis’in ödediğini herkes biliyordu,ama bu konuda kimse bir şey
söylememişti.Anlaşılan O’Brain ailesine bir erkeğin katılması herkesin hoşuna gitmişti.
Herkes durumu kabullendiği halde,yapılan değişikliklere Megan karşı çıkıyordu.Ama Travis
çiftliğin yönetimine karışmayacağını,bu işi yine Megan’ın yapacağını söyleyerek onu
yatıştırmıştı.Yeni başlayan adamlara da emirleri Megan’dan alacaklarını açıkça belirtmişti.
Ama kasabaya ikinci gelişinde Travis’in kolunun ve iki kaburgasının kırık olduğunu gören
Megan’ın endişelerine bir yenisi daha eklenmişti.
Neyse ki düğün için geldiğinde sağlamdı ve bunun için kasabadakiler tebrik ettiler.
Megan onu bütün gün görmemişti.Maribeth ve Mollie törenden çok önce onu kiliseye
sürüklemişler ve üçü de kıyafetlerini bekleme salonunda giymişlerdi.
Kapı bir kez daha çalındı. “Megan”
Gelen Travis’in babasıydı.
Maribeth koşarak kapıyı açtı.
“Eh artık zaman geldi.” Frank kızlara gurur dolu gözlerle bakıyordu. “Hanımlar üçünüzde
harika görünüyorsunuz.Uzun zamandır bu kadar güzel üç bayanı bir arada görmemiştim.”
Salondan org sesi gelmeye başladı.
Mollie telaşla eğilip ablasının gelinliğini düzeltti.Sonra ablasına sımsıkı sarıldı ve Maribeth
ile birlikte kapıya yöneldiler.
Frank elini Megan’ın koluna yerleştirdi “Biliyor musun,bu gün oğlumu dünyanın en mutlu
adamı yapıyorsun.”
Megan güçlükle yutkundu. “Umarım öyledir.”
“Bizim velet yıllardır sana tutkundu.Eh artık bu konuda bir şey yapmasının zamanı gelmişti.”
Bu sözler Megan2ı şaşırtmıştı.Ama sonra Travis’in onların birbirlerine aşık olduğunu
sanmaları için öyle davranmış olacağını düşündü.
Megan bu işin bir an önce bitmesi için sabırsızlanıyordu.Üzerinde saten gelinlik ve duvakla
hiç rahat değildi.Biran önce kot pantolon ve çizmelerine kavuşmak istiyordu.
Rahibe doğru ilerlerken Travis ve ağabeyini gördü.İkisi de kovboy tarzı kıyafetler
giymişlerdi.Megan hayatı boyunca onu kot pantolonla görmüştü.Takın elbise içinde çok göz
alıcı görünüyordu.
Megan birden nefesinin kesildiğini hissetti.Kasabadaki tüm kadınların bir zamanlar aşık
oldukları erkekle evlenmek üzereydi.Bir kaç dakika içinde onun karısı olacaktı.
Heyecandan adımlarını şaşırdı ama şansına çok az yol kalmıştı.Travis ona anlayışla
gülümseyerek göz kırptı.
Bundan sonrası bir düş gibi geçti.Zack ve Mollie yüzükleri tam zamanında
uzatmışlardı.Megan şaşkınlıkla Travis’in parmağında ki yüzüğe baktı.Biraz sonra gözleri
karşılaştı.
Sonra Travis dikkatle uzanıp duvağını kaldırdı. “Merhaba,Mrs. Kane”
Megan dudaklarını onun dudaklarında hissetti.Çok kısa süren bir öpüşmeden sonra
davetlilere döndüler.Rahip onları karı koca ilan etti,org çalmaya başladı ve Megan belinde
birkaç dakikalık kocasının elini hissetti.
Kilisenin merdivenlerine geldiklerinde Megan başının döndüğünü hissetti.Etraflarını sarıp
tebrik eden insanlara boş boş bakıyordu.
Travis kulağına eğilerek “İyi misin?” diye sordu.
Megan “Sanmıyorum” dedi fısıltıyla.Hayatında ilk kez bayılıp kendini rezil edeceğinden
korktu.
Travis aniden eğilip onu kucağına aldı ve babasının arabasına taşımaya
başladı.Etraflarından neşeli kahkahalar ve sataşmalar duyuldu.
Megan telaşla “Travis” diye haykırdı. “ Beni yere indir.Kendi başıma yürüyebilirim.”
“Elbette yürüyebilirsin ama bana bir şans tanı.Haftalardır ilk kez seni kollarıma alıyorum.”
Kalabalıktan biri “Gelin çiçeği” diye bağırdı. “Gelin çiçeğini at.”
Megan elinde ki çiçeğe baktı ve sonra başının arkasından fırlattı.Dönüp
baktığında,Mollie’nin adeta bir mucize sonucu elinde beliren çiçeğe baktığını gördü.
Frank kapıyı açtı ve Travis karısını koltuğa bıraktı.Sonra gülerek kapıyı kapattı.
Megan gözlerini kapayıp başını koltuğa yaslamıştı.Sonra,Maribeth’in sesini duydu ve
gözlerini açtı.Küçük kız üzerinde ki elbiseyle bir genç kadına dönüşmüştü.Bobby’de
yanındaydı ve heyecanla Travis’le konuşuyordu.
Bu kadar kısa süre içinde hayatında nasıl bu kadar değişiklik olabilmişti.Megan aylardır
düğünü düşünmemeye çalışmıştı.Düğün onun için yalnızca zorunlu bir törendi ama şimdi
içinde bambaşka duygular vardı.Ve bu yüzden de kendini büyük bir yalancı gibi hissediyordu.
Yan kapı açıldı ve Travis arabaya bindi.Frankla Travis’in annesi Mona da öne oturdular.Hep
birlikte,Kane çiftliğinde verilecek olan çiftliğe gidiyorlardı.
Kalabalıktan birisi “Hadi Travis” diye bağırdı.” Gelini bizim için bir kere daha öp.Resmini
çekmek istiyoruz.” Cama bir fotoğraf makinası uzanmıştı.
Travis onu kendine çekti ve kahkahalarla gülerek,şapırtıyla öptü.
“Hayır,hayır,doğru dürüst öp.”
“Bütün kasabanın önünde öyle bir şey yapmaya hiç niyetim yok” Sonra babasına dönerek
“Hadi artık gidelim” diye devam etti.
Mona arkasına dönüp “Çok güzel bir tören oldu”dedi. “Kız kardeşlerinle beraber kiliseyi
çok güzel süslemişsiniz.Elbiseleriniz de harika olmuş.”
Megan dudaklarının titrediğini hissetti.Ağlamamak için kendini zor tutuyordu.Neden bu
kadar duygusallaşmıştı.
“Ben neredeyse ben hiçbir şey yapmadım.Her şeyi kardeşlerimle arkadaşları halletti.Beb bu
işlerden hiç anlamam.”
Travis “Senin başka yeteneklerin var” dedi.Megan’ın gerildiğini fark edince aceleyle
sözlerini sürdürdü.”Yani,hayvan yetiştirmeyi,çiftlik yönetmeyi demek istemiştim.Sen nedemek
istediğimi sanmıştın,hayatım.”
Annesi azarlayıcı bir sesle “Yine kızcağızla dalga geçma,Travis.Zaten hayatın boyunca
onunla uğraştın.”
Megan hemen “Gerçekten de öyle” diye atıldı. “Çocukken hayatımı cehenneme çevirmek için
elinden geleni yapardı.”
“Ah o günleri çok iyi hatırlıyorum tatlım.Annen akşamları beni arayıp,okul otobüsünden yine
gözü yaşlı indiğini söylerdi.Bizim deli oğlanı azarlardım,ama hiçbir işe yaramazdı” Dönüp
Megan’a sevgiyle gülümsedi. “Kilisedeyken yanımızda olsalar,annenle babanın ne kadar
mutlu olacaklarını düşündüm.”
Megan titrek bir sesle “ Bence onlar zaten yanımızdaydılar” diye mırıldandı.
Travis şefkatle onun elini sıktı. “Kiliseden çıktığında beni çok korkuttun.Yüzün
bembeyazdı.Bayılacağını sandım.”
“Bir ara bende bayılacağımı sandım.Bu düğün beni çok yordu.”
“En azından hamile olacağın ihtimalini düşünmek zorunda değiliz.”
Mona ve Megan telaş içinde aynı anda “Travis” diyerek haykırdılar.
Travis yaramaz bir çocuk gibi gülümsedi. “Ne olmuş yani,söylediğim doğru değil mi?
Anne,Megan’ın hamile olduğunu söylesek çılgına dönerdin herhalde.Ama şimdi böyle bir
tepki vermene hiç gerek…”
Mona Kane sert bir sesle “Bu kadar yeter oğlum” diye söylendi.
Babası ve Travis bir kahkaha attılar.Mona ise gelinine döndü “Oğlumun başka bir eve
yerleşmesine üzüldüğümü söyleyemem.Ama senin yanında olmasından mutluyum,tatlım.”
Kanelerin çiftliğinin önüne gelmişlerdi.Megan gelinliğine bakarak “Üstümü değiştirmeyi
düşünüyordum”dedi. “Ama çantamı unutmuşum.Mollie gelinlikle çok uğraştı,kirlensin yada
bozulsun istemiyorum.”
Frank arabadan inerek “Sorun değil” dedi. “Travis seni eve götürür.Komşu olmanın
avantajları.”
Mona da arabadan indikten sonra Travis sürücü koltuğuna geçti. “Senin o tüllerle öne
geçmeye çalışmana hiç gerek yok.Bu seferlik ben şöför rolünü üstleneceğim.”
Artık yalnız kalmışlardı.Arabada neredeyse elle tutulur bir gerginlik vardı.Kısa bir süre
sonra çiftlikteydiler.Travis kapıyı açıp inmesine yardım etti.Ev büyük bir sessizlik
içindeydi.Birlikte merdivenlere yönelip Megan’ın odasına yöneldiler.Kapıya geldiklerinde
Megan huzursuzlukla duraklayıp ona baktı.
Travis hemen “Düğmeleri açmak için yardıma ihtiyacın olacak” dedi. “Mollie herhalde
elbiseyi çıkarırken yanında olacağını düşünüyordu.”
Megan “Doğru” dedi.”Ben düğmeleri unutmuşum.Şuna neden fermuar koymadı ki?”
Travis onunla birlikte içeri girdi. “Merak etme,ben hallederim.”
Travis düğmeleri çözdükten sonra Megan’ın çıkartabilmesi için kolları tuttu ve Megan’ın
çıkarmasını bekledi. “Hadi artık çıkar”
Kombinezonu gelinliğin içine dikilmişti.Bu yüzden Megan gelinliği çıkardığında dantel iç
çamaşırlarıyla kalakaldı.
Telaşla sabahlığına uzandı ama Travis onun elini tuttu. “Hayır giyme”
Megan yanaklarının kıpkırmızı kesildiğini hissediyordu.Travis ise onu tepeden
tırnağa,gözünde garip bir bakış ile süzüyordu. “Çok güzelsin.”
Megan bunun doğru olmadığını biliyordu. “Böyle şeyler söylememelisin,Travis.Unuttun
mu,birbirimize dürüst davranmaya söz vermiştik.Ben çok sıska bir kadınım,göğüslerim de çok
küçük,kalçalarım…”
Travis onu kendine çekip,bir parmağını dudaklarına koyarak “Hayır.Sen olağanüstü
güzellikte bir kadınsın.Sıska değilsin.Tam olması gerektiği gibisin.Bak,kollarımın arasına
nasıl da uyuyorsun.Bir erkek başka ne isteyebilir ki?”
Parmağının yerini dudakları aldı.Megan’ı dudaklarıyla okşar gibi öpüyordu.
Megan onunla öpüşürken hiçbir şey düşünemiyordu.Oysa,bir an önce partiye geri dönmeleri
gerektiğini biliyordu.Davetlileri bekletmemelilerdi.Sonra,hediyeleri açmaları gerekiyordu
ve…
Megan bu adam hayatına girmeden önce hiç tanımadığı duyguların bir kez daha kendini
sarıp sarmaladığını hissediyordu.Sütyeninin çıkarıldığını,ancak çıplak göğüsleri Travis’in
göğsüne değdiğinde fark etti.Ne yaptığını bilmeden onun düğmelerini çözmeye başladı.
Travis dudaklarını ondan bir an bile çekmeden kucağına alarak yatağa
götürdü.Elleri,Megan’ın çıplak kalçalarında dolaşıyordu.
Megan ani bir tepkiyle onu itti. “Ne yapıyorsun?” Üzerinde yalnızca külodu ve çorapları
vardı.
Travis onun üzerinden çekilip yana uzandı. “Görünüşe bakılırsa,aklımı kaçırıyorum.”
Megan hızla doğrulup oturdu ve yastığı çıplak göğüslerine çekti.
“Sanırım bunu planlayarak yapmadığımı söylememin bir anlamı yok.” Travis yataktan
kalkıp,pencere yönelmişti.Sırtı Megan’a dönüktü.
Megan boğuk bir sesle “Sana inanıyorum” dedi. “Ben de senin düğmelerini çözmeyi
planlamamıştım ve…”
Travis ona döndü.” Birbirimize her dokunduğumuzda kontrolümüzü kaybediyoruz. Yemin
ederim ki gelinliğini çıkarmana yardım etmekten başka bir amacım yoktu.Ama seni yarı
çıplak karşımda görünce kendime engel olamadım.Sana dokunmak istemedim.İnan sana
istemediğin bir şey yapmak gibi bir düşüncem yoktu.”
“Tamam Travis.Olanlarda kimsenin suçu yok.Dediğin gibi birbirimize her dokunuşumuzda…
böyle oluyor.En azından,şu andan itibaren öpüşmekten kaçınmalıyız.”
“Hey dur bakalım.O kadar aşırıya gitmeye hiç gerek yok sevgilim.Sanırım,kendimi kontrol
ederek de seninle öpüşebilirim.”
“Ama ben yapamam.Yani,ellerimi bir türlü senden çekemiyorum.Bu çok saçma.Hayatım
boyunca senden hiç hoşlanmadım,ama yine de …”
Travis yatağa yaklaşıp ona doğru eğildi. “Evet”
“Travsi şu anda bunları konuşacak zamanımız yok.Gecikirsek davetlilere ayıp olur.”
“Bizimkiler onlara nereye gittiğimizi söylerler.”
“Evet ama insanın üstünü değiştirmesi bu kadar uzun sürmez.Nerede kaldığımız merak
edecekler.”
Travis doğrulup neşeli bir kahkaha attı. “Hayır hiç de merak etmezler.Neden geciktiğimizi
gayet iyi anlarlar.Unuttun mu,biz yeni evli bir çiftiz.”
Megan yastığı göğsüne tutup yataktan fırladı ve komidine gitti.Çekmeceden açık rengi atmış
bir kot çıkardı ve sırtı Travis’e dönük olarak pantolonu giydi.En sonunda dolabından aldığı
kovboy gömleğini ve çizmelerini giydi.
Travis gülmemek için kendini zor tutarak “Partiye bunlarla mı gideceksin?”
Meydan okuyan gözlerle ona baktı. “Ben buyum Travis.Öyle süslü püslü elbiselerim
yok.Seninle ilk çıktığımda giydiğim elbiseyi de Mollie’den ödünç almıştım.Ama elbiselerim
seni utandıracaksa…”
“Asla.Senden asla utanmam.” Megan’a elini uzatarak “Haydi gel” diye devam etti. “Gidip
partinin tadını çıkartalım.Ne de olsa insan hayatta bir kere evlenir.”
Travis yaşlı bir meşe ağacına yaslanmış dostlarının ve ailesinin evliliğini kutlamasını
seyrediyordu.O kalabalığın içinde bir yerlerde,karısı misafirlerle gülüp şakalaşıyordu.
Onun evine gittiklerinde işleri neredeyse mahvediyordu.Duygularına kapılmış ve Megan’la
tam anlamıyla karı koca olmalarına ramak kalmıştı.Oysa onu birbirlerine ait olduklarına
ikna etmek için hiç de iyi bir başlangıç değildi.
Megan’la ilişkisinin sürekli olmasını istiyorsa daha dikkatli davranmalıydı.Ama bu anlaşılan
birkaç hafta önce düşündüğü kadar kolay değildi.Onu kendine aşık etmek için özenle bir plan
yapmamış mıydı?Meganla sonsuza kadar bir arada kalmak için her şeyi en ince ayrıntısına
kadar düşünmemiş miydi?
En azından artık onunla aynı evde yaşayacaktı.Bu hiç de fena bir başlangıç
değildi.Üstelik,Megan’ın kendine cinsel çekim duyduğunu da anlamıştı.Bu gün onun ne kadar
tutkulu bir kadın olduğunu anlamıştı.Adımlarını dikkatle atarak kazanabilirdi.
“Travis,burede ne yapıyorsun?”
Travis kardeşine döndü. “Biraz düşünüyordum.Eh,şuanda hayatımın en önemli dönüm
noktasında olduğuma göre,bu çok normal bir şey.”
Zack bir kahkaha attı. “Hiç şikayet eyme.Bu günü yıllardır bekliyordun.Baksana,Megan onun
için neler hissettiğini hiç bilmiyor değil mi?”
Travisin dudaklarında acı bir tebessüm belirdi. “Demek,fark ettin.”
“Ona neden söylemedin?”
“Çünkü söyleseydim,benimle kesinlikle evlenmezdi.”
Zack şaşkınlıkla ona baktı. “Bu de ne demek oluyor?”
“Megan benimle evlenmeyi çiftliği kurtarmam karşılığında kabul etti.Ona gerçeği söylesem
inanmazdı.Kendişiyle dalga geçtiğimi düşünür ve benden kaçardı.Onu sadece komşuluk ve
dostluk görevimi yerine getirdiğime ikna ettim.Başka bir seçeneği olmadığı için,o da kabul
etti.Bu da benim gururumu okşuyor tabii.”
“Senin gururunun okşanmasına hiç gerek yok,kardeşim.Zaten kendine yeterince
güveniyorsun.”
Travis yavaşça omuz silkti. “Megan’a birbirimize aşık olduğumuz için evlendiğimizi herkesi
ikna etmemiz gerektiğini söyledim.”
Zack bir kahkaha daha attı. “Ama korkarım,babam planını mahvetti.Megan’a yıllardır ona
tutkun olduğunu söylemiş.”
“Ne zaman?”
“Rahibin önüne gelmeden hemen önce.Megan’ın bu sözlere şaşırdığını söyledi.Şaşırmasının
nedenini şimdi anlıyorum.”
“Ama eminim ki babamın gerçeği bilmediğini düşünmüştür.Nedense kendini çirkin bir kadın
sanıyor.Hiç bir erkeğin ona aşık olmayacağına inanıyor.Ona olan duygularımı ancak
evlendikten sonra belli etmeye karar verdim.”
“Söylesene,onu evlenmeye nasıl ikna edebildin?”
“İsterse benden bir yıl sonra boşanabileceğini söyleyerek”
Zack şaşkınlıkla başını salladı. “Bu günlerde attan çok fazla düştün galiba.Aklın başında
değil.Bu gidişle sadece kafan değil,kalbinde kırılacak.”
“Doğrusunu söylemek gerekirse son ana kadar vazgeçmesinden korkuyordum.bu yüzden
parayı hemen verdim ve çiftliğe iki adam aldım.Bu anlaşmadan vazgeçmemesi için elimden
geleni yaptım.”
“Sana ne diyeceğimi bilenmiyorum Travis.Beni hayretten hayrete düşürüyorsun”
“Ben senin kadar umutsuz değilim.Düşünsene onu ikna etmek için önümde koca bir yıl
var.Şans benden yana.”
Zack kardeşinin sırtına vurdu. “Dediğim gibi kendine çok güveniyorsun.Hadi artık partiye
katılalım.Babam dansı başlatmanızın zamanının geldiğini söylüyor.Gelinle beraber ilk dansı
yapmanız gerektiğini unutmadın herhalde.”
Travis’in gözünde düşünceli bir ifade belirmişti. “Bu evliliğin yürümesi için elimden geleni
yapacağım,Zack.Ne kadar inatçı bir adam olduğumu bilirsin.Pes etmeye kesinlikle niyetim
yok.”
Megan izleniyormuş gibi bir hisse kapılarak arkasını döndü ve Travis ve kardeşinin
kalabalığa doğru geldiğini gördü.Travis babasının çiftliğine gelir gelmez ceketini
çıkarmış,kollarını dirseğine kadar katlamıştı.
Travis yanına gelip beline sarıldı,davetlilerin önünde evcilik oyunu oynunu sürdürmek için
dudağına bir öpücük kondurdu. “Merhaba,beni özledin mi?”
Megan da bu oyuna katılmak için neşeyle “Hem de nasıl” dedi.
“İşte bu çok hoşuma gitti.Zack dansı açmamız gerektiğini söyledi.Sanırım ilk dansı bizim
yapmamız gerekiyor.”
Megan yorgunlukla içini çekti. “Bütün bu kuralları kim koydu acaba?Normal bir geline
benzemediğim için saatlerdir benimle dalga geçiyorlar.”
“Hayatım farkındaysan,burada ki kot pantolonlu ve çizmeli tek kadın sensin.Ve bu senin
düğün günün.”
“İyi ya benim düğünüm olduğuna göre,istediğim gibi giyinebilirim.”
Travis onu kalçalarından sımsıkı tutup kendine çekti. “Doğrusunu söylemek gerekirse
pantolonuna hiç itirazım yokKalçalarını çok güzel gösteriyor.”
“Travis” Herkesin güldüğünü gören Megan kıpkırmızı kesilerek onu itmaya çelıştı.Ama
Travis onun kaçmasına izin vermiyordu.
Kulağına eğilerek “Biraz rahatla ve partinin tadını çıkar” diye fısıldadı. “Bütün bunlar
eğlencenin bir parçası”
Megan davetlilere baktığında hepsinin sevgiyle gülümsediğini gördü.Anlaşılan yeni evlilerin
bu heyecanını hepsi anlayışla karşılıyordu.
Travis onun kalçalarını bırakıp elini tuttu.”Hadi dansı açalım.”
“Ama ben dansetmeyi bilmem ki”
“Ama Auistin’de etmiştin.”
“Orada çalan parçalar hızlıydı.Burada daha yavaş parçada dans etmemiz gerekiyor.”
“Bana uy yeter.İdare ederiz.”
Travis sayesinde dansta gerçekten hiç zorluk çekmedi.Zaten ilk turu tamamladıklarında diğer
davetlilerde dansa başladılar.
Hızlı bir parçaya geçildiğinde dansı bıraktılar ama Travis onu bırakmadı. “Gördün mü,o
kadar da zor değilmiş.”
“Evet.Bu gün bana çok yardımcı oldun.Bu kadar anlayışlı davrandığın için sana
minnettarım.”
“Neyse işin zor kısmı bitti.İstediğimiz an davetten ayrılabiliriz.”
Mona yanlarına yaklaştı. “Bu gece nerede kalacaksınız?”
Travis’in cevap vermediğini gören Megan kıpkırmızı kesilerek “Şey,evde kalacağız” dedi.
“Mollie ve Maribeth’i bizde kalmaları için davet edeyim mi?”
“Gerek yok anne.Ev çok büyük.Birlikte yaşayacağımıza göre birbirimize alışmaya hemen
başlasak iyi olur.Ama babama partiden sonra eve getirmesini söylersen sevinirim.”
Megan hemen söze atıldı. “Hayır gerek yok.Bu akşam Boby babasının kamyonetiyle
gelmiş.Eve giderken kıları bırakır.”
Mona’la vedalaştıktan sonra evin arka tarafından kimseye görünmeden kamyonete
bindiler.Travis’le yalnız kalmalaına rağmen Megan kendini çok rahat hissediyordu.
Eve geldiklerine Travis motoru durdurdu ve Megan’a döndü. “Üstünü değiştirmek için
buraya geldiğimzde olanların bir daha tekrarlanmayacağına emin olabilirsin.Kendini rahat
hisset.”
“Bundan korkum yok” dedi Megan.
Bu sözler Travis’i hayal kırıklığına uğratmış gibiydi.Megan’ın ona bu kadar güvenmesinden
hoşlanmamış gibiydi.Kilise töreninden sonra Megan evliliklerinin gerçek olduğunu
hissediyordu.Evliliğin tüm gereklerini yerine getirmemeleri için bir neden yoktu.
Ama bu yeni duygularına güvenemiyor,kendini tehlikeye atmak istemiyordu.Neyse ki karar
vermek için önünde uzun bir zaman vardı.
Kamyonetten inip Travis’in eşyalarını eve taşıdılar.Burası eskiden iki odaydı.Dedeleri arada
ki duvarı yıkmış ve köşeye bir banyo yapmıştı.
Megan banyoya yönelerek “Dolaplarda şampuan ve havlu var” dedi. “Öbür banyo dolu
olduğu zaman bazen bu banyoyu kullanıyordum.Eşyalarını yerleştirmene yardımcı olayım
mı?”
“Hayır,bu gün yeteri kadar yoruldum.Yarın yerleştiririm.”
“Öyleyse iyi geceler.”
“Megan”
Megan kapıda duraksayıp ona baktı. “Evet”
“İstediğin zaman banyoyu kullanabilirsin.”
Megan ne diyeceğini bilemeden yavaşça başını salladı.Aralarında ki dostça yakınlık eve
girdikten sonra gerilime dönüşmüştü.Aceleyle iyi geceler dileyerek odasına koştu.
Hayır onunla aynı banyoyu paylaşamazdı….onunla yaşamı paylaşamazdı.Travis Kne karşı
kendisini korumalıydı.Ona bağlanmayı göze Alamazdı.Günlerini onu bekleyerek ve onun için
endişelenerek geçiremezdi.
Ertesi sabah Travis aşağı indiğinde Megan ikini kahvesini içiyordu.Dışarı aydınlanmış ama
henüz güneş doğmamıştı.Megan başını kaldırıp ona baktı,ama hiçbir şey söylemeden asık
suratla kahvesini içmeye devam etti.
Travis ona gülümseyerek baktı. “İnsanlar birisiyle birlikte yaşamaya başladığında,onun
hakkında gerçekten ilginç şeyler öğreniyor.”
Megan “Bu ne demek?” diye homurdandı.
“Mesela senin benden erken kalktığını öğrendim ve sabahları asık suratlı olduğunu”
“Bu kadar çabuk yargıya kapılma.”
“Yanılıyor muyum,yani”
“Evet.Öncelikle erken kalktım çünkü dün gece hiç uyuyamadım.Kızların eve döndüklerini
duydum.Evde ki en ufak gürültüler bile beni tedirgin ediyor.Sonunda uyuyamayacağımı
anlayınca kahve içmek için buraya geldim.”
“Oysa ben gayet rahattım.Çok güzel uyudum.” Bu doğru değildi ama bunu Megan’ın
bilmesine gerek yoktu.Biraz duraksadıktan sonra “Günü dışarıda geçirmeye ne dersin?
Atlarımıza biner biraz dolaşır,sonra da piknik yaparız.”
Megan bir şey söylemeden ağrıyan başını ovuşturdu.
Onun kararsız olduğunu gören Travis hemen “Birkaç saat işlerden uzak kalıp dinlenmek
sana iyi gelecek” dedi. “Ayrıca yarın gitmek zorundayım.Seninle vakit geçirmek istiyorum.”
Megan şaşkınlıkla ona baktı. “Bu kadar çabuk mu?”
“Evet.Zaten programımı yarıda keserek düğün için geldim.Geri gönüp şampiyon olmak için
gereken puanları toplamam gerekiyor.”
Megan homurdanarak “Seni işinden ettiğim için özür dilerim.”
Travi gülmemek için kendini zor tutarak “Sabahları hep böyle neşeli misindir?” diye sordu.
“Bilmiyorum.Ama artık kendimi tanıyamıyorum.Evlenerek sorunlarımı halledebileceğimi
nasıl düşündün.”
Travis endişeyle gerildi.Megan’ın evlilik fikrine alışacağını düşünmüştü.Telaşla “En azından
acil sorunların çözüldü.Banka borcun ödendi,çiftlik tamir edildi ve Birde…üstüne beni
aldın.Bence bu hiç fena bir pazarlık değil.”
Megan öfkeli bir bakış fırlattı. “Beni de,işin bu tarafı endişelendiriyor.İlk başta bu iş bana
çok mantıklı görünüyordu.Yani,seni yıllardır tanıyorum.Ve artık güveniyorum da.Ama
gerçekten evlenmiş olduğumuza inanamıyorum.”
“Bak şimdilik bunları düşünmeyelim.Bu konuda uzman değilim ama evliliğe alışmanın kolay
olmadığını sanıyorum.En iyisi olayları gelişine bırakalım.Ne de olsa hemen karar vermek
zorunda değiliz.”
Megan hiç konuşmadan uzun uzun onu inceledikten sonra “Sabahları hep bu kadar iyimser
misin?” diye sordu.
Travis bir kahkaha attı. “Yalnızca evlendiğim sabahlarda.Eee günü dışarıda geçirme fikrime
ne diyorsun?Ne de olsa bugün bizim balayımız sayılır.”
Megan çabucak düşündü.Kendini iyi hissetmiyordu,zaten çalışacak hali yoktu.”Gitmek
istediğin bir yer var mı?” diye sordu.
“Babamın çiftiğini uzun zamandır kontrol etmemiştim.Buradan senin atını kamyonetle
götürürüz.Ordan benim atımı da alır ve atla dolaşırız.Böylece değişik bir gün geçirmiş
olursun”
“Pekala .Kızlar partiden bir sürü yiyecek getirmişler.Piknikte bunları yiyebiliriz.”
Travis mutluluktan kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu.”Harika” dedi. “Sen piknik
sepetini hazırlarken ben de kahvaltı için bir şeyler pişireyim.”
Megan şaşkınlıkla ona baktı. “Sen yemek yapmayı biliyor musun?”
“Tabi”
“Harika.Galiba sandığımdan daha iyi bir pazarlık yapmışım.Ben mutfak işlerinden
anlamam.Mollie üniversiteye gidiyor.O gidince ne yapacağımı düşünüyordum.”
“Mollie üniversiteye gitmeyi kabul etimi.”
“Evet.Teksas Üniversitesine gidecek.Artık yaşıtlarının arasına karışması gerek.Hayatın
tadını çıkarması gerek.Yaşına göre çok fazla sorumluluk aldı.”
“Bu sözleri senden duymak çok komik.”
“Benim gibi içine kapanık ve güvensiz bir insan olmasını istemiyorum.”
Travis şaşkınlıkla ona döndü. “Kendini böyle mi görüyorsun?Oysa ben senin son derece
kendine güvenen ve kararlı bir insan olarak görüyorum.”
Megan içinde hafif bir sızı hissetti.Bütün lise hayatı boyunca Travis’ten böyle sözler duymak
istemişti.Onun kendisini fark etmesini ve ilgi duymasını istemişti.Ama kendine güvenemediği
için ondan uzak durmaya çalışmıştı.
Kahvaltıdan sonra beraber bulaşıkları yıkarlarken Travis “Yanına mayo almayı unutma”
dedi.Gideceğimiz yerde bir dere var.Küçükken Zack ile birlikte orada yüzerdik.”
Megan vücudunun garip bir duyguyla ürperdiğini hissetti.Günü Travisle baş başa
geçireceklerdi ve sonra o yanından ayrılacak haftalarca geri dönmeyecekti.
Travis kasabaya geri dönene kadar duygularını kontrol altına alacağını ve kendini
toplayacağını umuyordu.
Travis Kane’nin aniden ortaya çıkmadan ki eski sakin günlerine dönmek için neler vermezdi.
SON