Professional Documents
Culture Documents
“...
bir gün gelecek herkes ölecek, ben de,
gördüğüm duyduğum bütün insanlar da
gidecek buradan: başkaları yaşasa bile
budur işte benim kıyametim: mermere
düşen yüzüm ağladıkça silinecek- hem
hepsiyim çünkü kadınların, hem hiçbiri.
duracaksam hatsız ve rengi büsbütün
atmış,duruyorsam dilsiz ve yankısız,
anlayın ki sıra büyük bir hızla gelecek,
kimse görmeyecek yüzümdeki son sözü.
bana bakıyorsunuz: o dem yok o dem”
Arkeoloji müzesini anlatmaya devam edersem başlı başına
sayfalar alır. Amacım size müzeleri tanıtmak değil, ufak
tadımlık bazı bilgiler vermek. Lakin ne haddimize, konunun
sadece hayranıyız.
8. Depo Müze: İlginç bir müze. Sarayların deposunu gezebiliyorsunuz, yani yerlerinde
sergilenemeyen eserlerden seçki bir sergiyi ve geriye kalan eserlerin nasıl
korunduğunu görebiliyorsunuz. Medayaya yansıyan o hoş olmayan görüntülerden
sonra bu düzenlenme yapılmış ve daha yeni açılmış.
9. Dolmabahçe Sarayı: Her ne kadar bu gezimde ziyaret etmediysem de, daha önceki
ziyaretlerimde beni kendisine hayran bırakmıştı. Bu saray Osmanlı’nın son dönemine
işaret eder ve Osmanlı dışında herşeydir, yani Fransız, İtalyan … vs.
10. Ayasofya: Hep onunla yarışılmış. Mimar Sinan’ın her camisini onunla kıyasladığı
muhteşem eser. Defalarca gezilmeyi hak ediyor. Özellikle hem Bizans, hem de İslam
süslemelerini birlikte taşıması ona ayrı bir güzellik katıyor.
11. Sultanhamet, Dikili Taş: Özetle Sultanahmet bölgesi. Eskiden buradaki bizans
sarayını, yanındaki arena’yı, Dikilitaş ve sonra devam eden Direkler Arası’nı hayal
edebilirsiniz.
12. Pera Müzesi: Pera Palas’a yakın bu müzede çok güzel kolleksiyonlar ve sanat
sergileri bulunmakta. Ağustos ayındaki ziyaretiminde uğrayabildim.
13. Yıldız Sarayı: O yokuşu tırmanmama rağmen yine de zamanında yetişemedim.
Dışarıdan bi bakma şansım oldu. Bir dahaki sefere inşallah.
Camiler …
İstanbul en çok da camileriyle
asıl silüetini oluşturuyor. Mimar
Sinan’ın birçok eserini barındıran
bu şehir, ustanın her yerin
koşullarına göre yaptığı binbir
icatla dolu muhteşem eserlerini
içeriyor. Süleymaniye en çok
merak ettiğim eseriydi. Diğer
camilere oranla daha sade olsa da,
koca Süleyman’a da yakışan bir
muhteşem eser olmuş. İstanbul’a
hakim bir tepeden selamlıyor
şehri. Yahya Kemal’den “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiiri eşliğinde bu muhteşem
yapıyı selamlıyoruz.
Enis Karaarslan
Temmuz 2006