You are on page 1of 3

ĐLK SĐGARAYI TÜRKLER ĐÇTĐ

Ayşe Çavdar

Atlas Dergisi - Aralık 2000 Sayfa - 162/164

Nargile bombardımanda parçalanınca askerler tüfek fişeklerinde


kullanılan kağıda sararak tütün içmeye devam ettiler.

Osmanlı tütünle 17. yüzyıl başında tanıştı. Tütünün Osmanlı pazarına girişiyle, 4. Murat
tarafından yasaklanması bir oldu. Ne var ki yasak uzun sürmedi. Tütün kullandığı için
sürgüne gönderilen Bahai Efendi, 1646'da şeyhülislam olur olmaz, tütünün serbest
bırakılmasına ilişkin fetvayı verdi.

Osmanlı hinterlandında ilk tütün ticaretini başlatan, Mısır Valisi Đbrahim Paşa idi. Tütünün
sigara formunu kazanmasının da bu döneme, yani 19. yüzyılın ilk yarısına rastladığı iddia
edilir. Akka Kalesi'nin, Fransızlar tarafından kuşatılması sırasında Đbrahim Paşa askerlere
moral olsun diye tütün ve nargile gönderir. Nargile bombardımanda parçalanınca,
askerler tüfek fişeklerinde kullanılan kağıda sararak tütün içmeye devam ederler. 1853-
56 arasında yaşanan Kırım Savaşı'nda, Đngiliz ve Fransız askerleri de tütünü gazete
kağıdına sararak içmeyi öğrenirler.

Derken 1881'de sigara fabrikaları


kurulmaya başlanır. Doğuda üretilen
tütünler, Batılı ülkelerde fazlasıyla talep
bulduğundan ve pahalıya satıldığından
sigara markalarında da Doğulu isimler
kullanılır. 1886'da Dresden'deki Yenice
fabrikasında üretilen sigaralara Salem adı
verilir örneğin. Đzmir, Adana, Samsun ve
tabii Đstanbul, Osmanlı'nın en önemli
tütün üretim işleme alanlarıdır.

Muharrem Kararnamesi ile ödenemeyen


borçların tasfiyesi için 1881'de oluşturulan
Düyunu Umumiye Đdaresi tütün gelirlerine
de el koyar. Cibali Sigara Fabrikası
Fransız sermayesiyle Reji Đdaresi
(Memalik-i Mahruse-i Şahane Duhanları
Müşterekülmenfaa [kâr ortaklığı] Reji
Şirketi) tarafından kurulur. Tütün
çiftçisinin Reji Đdaresi'nden ruhsat alması,
dahası ürününü yalnızca şirkete satması
şart koşulur. Başka alıcı bulamayan üretici, tütünü değerinden çok ucuza satmak zorunda
kalır. Kaçak üretim ve satış kaçınılmazlaşır. Üstelik bu konudaki denetimi de, şirket adına
Osmanlı güvenlik güçleri yapacaktır. 1940'larda yapılan bir istatistikte 42 yıl süren Reji
Đdaresi boyunca kaçakçı, kolcu ve zabıtadan ölenlerin sayısının 20.000 olduğu iddia edilir.

"Demokratik" bir ihtilalle Sultan II. Abdülhamit'in 1908'de II. Meşrutiyeti ilan etmesini
sağlayan Đttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin, ilk işlerinden biri de Reji Đdaresi'ni
tartışmaya açmak olur. Maliye Nazırı açıkça Reji'yi eleştirdiğinde, Paris'te kıyamet kopar.
Reji'nin kamulaştırılmasından korkan Fransız Dışişleri Bakanı Stephen Pichon, Đstanbul'a
bir protesto telgrafı çeker. Çünkü böylesi bir kamulaştırmanın Fransa'da önemli bir mali
krize neden olmasından korkmaktadır. Tehdidin devamı halinde Fransız sermayesinin
Osmanlı ekonomisinden çekileceği blöfü yapılır ve Reji olduğu gibi kalır.

Reji Şirketi'nin bütün hak ve yükümlülükleri 1925'te devlete devredilir. Đç piyasaya


üretilen sigara, 1930'da devlet tekeline alınır. Tütün, Tuz ve Müskirat (alkollü içkiler)
Đnhisarlar Đdareleri 1928'de kurulur ve 1932'de birleştirilerek Đnhisarlar Umum Müdürlüğü
adını alır. Tekel Genel Müdürlüğü'ne dönüşmesi ise 1946'yı bulur.

Yabancı sigaralar 1986'dan itibaren Türkiye pazarında yerlilerle rekabet etmeye başlar.
Dünya piyasasında büyük bir ağırlığı olan Türk tütünü yerine Virginia tütününün teşvik
edilmesine çoktan başlanmıştır. Tekel Genel Müdürü olan Recai Dıblan, 1973'te tütün gibi
stratejik bir üründe, üreticinin kaderini yabancı firmaların eline bırakmanın kapitülasyon
anlamını taşıyacağını söylese de, 1980'lerin ortalarında ekonominin dışa açılması arzusu,
bu tür duyarlılıkları çoktan silmiştir.

Meclis'te Ocak 2002'de onaylanan "Tütün Yasası"yla yabancı şirketlerin Türkiye'de


Virginia tütünü üretimi ve sigara imalatı alanına girmelerinin yolu açılıyor. Tekel'in
özelleştirilmesi (bu şirketler tarafından satın alınması) durumunda Virginia tütünü üretimi
desteklenecek, şark tütünü üreticisi ise alıcı bulamayacaktır...

Neyse ki, sigaranın dumanıyla savrulup gidiyor her türden efkar.

You might also like