You are on page 1of 27

MADENCİLİĞİN

TANIMI TARİHÇESİ
VE ÖNEMİ
T.C
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
MADENCİLİĞİN TANIMI
Taş, cam kumu (silis), kil, ve çimento malzemesi gibi
yapı malzemeleri, kömür, petrol, doğal gaz, uranyum,
toryum gibi enerji hammaddeleri, potas, fosfat, azot
gibi gübre hammaddeleri, kükürt, granit, bor tuzları,
yemeklik tuzlar, asbest, mermer gibi değişik sanayi
madenleri, altın gümüş, bakır, kurşun, çinko, demir,
alüminyum gibi metalik madenler, elmas, safir, topaz
gibi değerli taşlar ve benzeri hammaddelerin doğadan
koparılıp hammadde olarak insanoğlunun hizmetine
sunulması işi madencilik olarak anılmaktadır.
MADENCİLİĞİN TANIMI
Günümüzde madencilik, yerkabuğunda bulunan her
türlü faydalı minerallerin çıkarılması, işlenmesi ve
kullanılır hale getirilmesi için yapılması gereken;
maden arama, maden işletme, cevher hazırlama,
cevher zenginleştirme, metalurji gibi basamakların
tümünü kapsamaktadır. Ancak maden arama ve
metalurji gibi işlemler metalurji, jeofizik ve jeoloji
mühendisliği gibi farklı mühendislik dalları tarafından
yerine getirilmektedir.
MADENCİLİĞİN TANIMI
Mineral:
Doğada çeşitli elementlerin birleşerek meydana getirdiği,
belirli kimyasal ve fiziksel yapıya sahip bileşiklerdir.
Maden:
Genel olarak yerkabuğunun kimi bölgelerinde çeşitli iç ve
dış doğal etkenler nedeni ile oluşan, ekonomik yönden
değer taşıyan mineral bileşimlerine denir.
Maden İşletme:
Faydalı minerallerin madencilik vasıtasıyla yer küreden
kazanılması için yapılan faaliyetlerin tümüne verilen addır.
MADENCİLİĞİN TANIMI
Cevher Hazırlama:
Maden işletme işlemlerine tabi tutulmuş, yani yeraltından
yeryüzüne çıkarılmış veya açık işletmede kazanılmış cevherin
işe yarar hale getirilmesi için zenginleştirilmesinden önce
yapılması gereken bir takım işlemler topluluğudur. Cevherin
ufalanması ve sınıflandırılması vs. gibi işlemleri kapsar.
Cevher Zenginleştirme:
Cevherin hazırlanıp içerisindeki faydalı minerallerin serbest
hale getirilmesinden sonra, değişik yöntem veya
yöntemlerlerle, faydalı minerallerin ayrılarak bunlardan yeni
ve daha değerli bir ürün (konsantre) üretilmesi işlemidir.
MADENCİLİĞİN ÖNEMİ
Kalkınmanın temel şartlarından birisi de ülkelerin
öncelikle kendi doğal kaynaklarını kullanmalarıdır.
İnsanlık tarihi incelendiğinde güçlü devletlerin sömürgeler
kurarak buralardan kendi topraklarında olmayan doğal
kaynakları sağladıkları görülmektedir. Bu amaçla tarih
boyunca bir çok savaş yapılmış ve günümüzde hala
yapılmaktadır. Ülkemizin içinde bulunduğu durum
gözönüne alındığında, ekonomimizi iyileştirmek yolunda
yararlanabileceğimiz en önemli ve yegane varlığımızın
işte bu yeraltı kaynakları olduğu bir gerçektir.
MADENCİLİĞİN ÖNEMİ
Madencilik yapılan bölgeler sosyal, kültürel ve ekonomik
açıdan oldukça hızlı bir şekilde kalkınmaktadır. Madencilik
faaliyetlerinin yapılabilmesi için gerekli olan yol, su,
elektrik, haberleşme gibi alt yapı bileşenlerinin hızla
bölgeye ulaştırılması, kalkınmayı başlatmakta ve sağlanan
istihdam sayesinde bölgesel kalkınmada süreklilik
sağlanmaktadır. Madenciliğe önem veren ülkeler
incelediğinde modern, sanayi ile iç içe bir çok kasabanın o
bölgede faaliyete geçen maden işletmeleri ile kurulduğu ve
bu bölgelerin zamanla teknoloji üretir hale geldiği
görülmektedir.
MADENCİLİĞİ DİĞER SEKTÖRLERDEN
AYIRAN ÖZELLİKLERİ
 Madencilik sektörü ekonomik kalkınmayı başlatan bir "öncü
sektör" konumundadır.
 Madencilikte yer seçme şansı yoktur, madenin bulunduğu
yerde üretilmesi zorunludur.
 Madencilik istihdam ağırlıklı bir sektör olup, genelde, kırsal
kesimde faaliyet gösterdiği için göçü sınırlayıcı bir rol üstlenir.
 Madenciliğin her aşaması riskli ve madenciliğe yapılan
yatırımın geri dönüş süreci uzundur.
 Madencilik faaliyetlerinin kısa süreli de olsa durdurulması
mümkün değildir, madencilik operasyonları süreklilik
gerektirir.
MADENCİLİĞİN TARİHÇESİ
İLK ÇAĞLARDA MADENCİLİK

Bilindiği gibi tarih öncesi devirler taş devri ve maden devri


olarak adlandırılmaktadır. İnsanoğlu taş devrine girmekle
bir bakıma madenciliğe de başlamıştır. Bunu takip eden
bakır devri, tunç devri ve nihayet demir devri zaten
isimlerini değişik madenlerden almışlardır. Bakır nabit
olarak veya zengin bileşikleri halinde doğada
bulunduğundan ilk işlenen maden olarak bilinmektedir.
Daha sonra kalaylı kurşun, ve çinkonun da bakırla
karıştırılmasıyla daha dayanıklı bir maden alaşımı olan
tunç üretilmiştir. İnsanoğlu ancak yüzyıllar sonra demir-
çelik üretimine başlayabilmiştir.
MADENCİLİĞİN TARİHÇESİ
İLK ÇAĞLARDA MADENCİLİK
Tarih boyunca, insan uygarlığı geliştikçe maden üretimine
duyulan ihtiyaç artmıştır. Zaman içerisinde, zengin
yatakların tükenmesi veya maden yataklarında çok az
yüzdeler şeklinde bulunan diğer minerallerin üretimine
duyulan ihtiyacın artması, maden üretim, hazırlama ve
zenginleştirme işlemlerinin gelişmesine ve mekanizasyonun
bu alana girmesine yol açmıştır. Önceleri sadece insan
emeği ile ve düşük verimlerle gerçekleştirilen üretim zaman
içerisinde teknolojinin ilerlemesi ile yüksek verimli, makina
yoğun ve daha geniş uygulanabilirliği olan bir operasyon
halini almıştır.
MADENCİLİĞİN TARİHÇESİ
İLK ÇAĞLARDA MADENCİLİK

Dünyada ilk madencilik faaliyetleri Anadolu’da


yapılmıştır;

 Antalya civarındaki Karain Mağarası ve Beldibi kaya


sığınağında bulunan çakmaktaşı, okr kalıntıları, M.Ö.
10.000’li yıllarında yontma ve orta taş devrinde yaşayan
insanların madencilik faaliyetlerinde bulunduklarını
kanıtlamaktadır.
 M.Ö. 7000 yıllarında saf bakır, (M.Ö. 3000-1200) yılları
arasında tunç yaygın olarak kullanılmıştır.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
İLK ÇAĞLARDA MADENCİLİK
 Hititler (M.Ö.1750-2000), Urartular M.Ö.850-585),
Frigyalılar (M.Ö.750-650) ve Lidyalılar (M.Ö. 650-550),
Anadolu'da çeşitli maden yataklarını işletmiş, izabe
tesislerini kurmuş, metal para basıp kullanmışlardır.
 Anadolu madenciliği Romalılar devrinde doruğuna
ulaşmıştır. Romalılar madenlerin bulunması ve
işletmeciliğinde, yapı taşlarının üretilip işlenmesinde çok
büyük atılımlar gerçekleştirilmiştir.
 Selçuklular döneminde, seramik hammaddeleri
işletmeciliği çok ilerlemiş, çini ve mozaik sanatının
zirvesine çıkılmıştır.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
CUMHURİYET ÖNCESİ MADENCİLİK

Osmanlılar döneminde;

 Madenler ağırlıklı olarak orduya silah ve cephane,


hazineye de sikke temini amacıyla işletilmiştir.
Cevherleri mamul maddeye dönüştürme ve daha çok
kar elde etme düşüncesi olmamıştır.
 Bu dönemde maden kaynakları kamusal varlık sayılarak
devlet gereksinimlerine tahsis edilmiş, özel mülkiyet
konusu yapılmamıştır. Bu yöntem çeşitli aksaklık ve
olumsuzluklarla 19. yüzyıla kadar devam etmiştir.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
CUMHURİYET ÖNCESİ MADENCİLİK

 19. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı sanayiine


açıldığı yıllardır. Bu dönemde, Avrupalılar birçok
ruhsatlar alarak üretime başlamışlardır.
 1858 yılında çıkarılan Arazi Kanunu ile ilk kez
madencilikle ilgili yasal kurallar konulmuştur. 1906
yılına kadar, çıkarılan çeşitli nizamnamelerle
madenciliğe yön verilmeye çalışılmıştır. 1906’da
yürürlüğe giren Maden Nizamnamesi, 1954 yılında
çıkarılan Maden Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
CUMHURİYET ÖNCESİ MADENCİLİK
 Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya, bakır, krom, kurşun, bor ve
kömür madenleri ile ilgilenmişler ve küçük işletmeler
kurmuşlardır.
 Susurluk’da pandermit ve Murgul Bakır Madeni İşletmesi
İngilizler, Balıkesir yöresi boraks madenleri, Fethiye yöresinde
krom madeni, Balya’da kurşun-çinko madeninin Fransızlar,
Kuvarshan bakır madeni Almanlar tarafından işletilmiştir.
 19. yüzyılın ilk çeyreğinde bulunan Zonguldak Maden Kömürü
Havzası, 1860’lı yıllarda buhar makinelerinin gemilerde
kullanılmasına başlamasıyla stratejik bir öneme sahip
olmuştur.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
CUMHURİYET DÖNEMİ (1923-1950)
 14 Haziran 1935 yılında Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü
kurulmuştur. Bu kuruluşun bütün giderleri ile
yatırımlarının her yıl devlet bütçesinden karşılanması
öngörülmüştür.
 Memleketimizde işletilmeye elverişli maden yatağının
bulunup bulunmadığını, işletilen maden ve taşocaklarının
da daha faydalı şekilde işletilmelerinin neleri
gerektirdiğini araştırmak, bütün teknik ve bilimsel
çalışmaları yapmak, memleketin madenlerinde ve maden
sanayiinde mühendis ve kalifiye eleman yetiştirmek bu
kuruluşun görevleri olarak belirlenmiştir.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
CUMHURİYET DÖNEMİ (1923-1950)

 Yine 14 Haziran 1935 tarihinde, Maden Tetkik ve Arama


Enstitüsü ile birlikte 2805 sayılı yasa ile, “Madencilik,
Enerji Üretimi ve Dağıtımı alanlarında faaliyet göstermek
üzere” Etibank kurulmuştur.
 Etibank’a, kuruluş kanununun 5. Maddesinde “Maden
Tetkik ve Arama Enstitüsü’nün araştırmaları sonucunda
verimliliği ve işletilebilirliği tespit olunan sahalarda
Bakanlığın onayı ile işletmeler kurup, üretimi
gerçekleştirmek görevleri verilmiştir.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
CUMHURİYET DÖNEMİ (1923-1950)

 Cumhuriyetin 1930’lu yıllarında özellikle Avrupa’ya


gönderilen öğrenciler, Maden Mühendisliği eğitimi
görmüşlerdir. Gerek Zonguldak’taki yüksek okuldan
mezun olan ve gerekse yurt dışında okuyan
mühendislerin madenciliğin gelişmesine büyük
katkıları olmuştur. Maden mühendislerinin sektöre
girmesiyle plan proje fizibilite kavramları yerleşmiş,
madencilik yeni bir boyut kazanmıştır.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
CUMHURİYET DÖNEMİ (1950-1980)

 1950’li yılların ikinci yarısında Etibank bor tuzlarıyla


ilgilenmeye başlamış, çeşitli sıkıntılara rağmen bor
türevlerini üretip ihraç etmiştir. Dünya bor rezervlerinin
yarısından fazlasına sahip ülkemizin dünya pazarında söz
sahibi olması, bor üretimini artırılması, nihai ürünlere
yönelmesi amacı ile 1978 yılında 2172 sayılı yasa ile tüm
bor sahaları Etibank’ a devredilmiştir.
 1957 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu
kurularak, taşkömürü ve linyit üretimi, dağıtımı ve
satışları Etibank’tan alınarak bu kuruluşa verilmiştir.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
CUMHURİYET DÖNEMİ (1950-1980)

 1960’lı yıllarda kamunun, özel sektörün ve yabancı


sermayenin ortaklığı ile Karadeniz Bakır İşletmeleri,
Çinkur, Kümaş ve Erdemir kurulmuştur.
 1974 dünya petrol krizi sonucu ve petrolün ağırlıklı
olarak ithalatla karşılanması, yeni değerlendirmelere
neden olmuş, Türkiye’de kömüre dayalı termik
santrallerin kurulmasına karar verilmiştir.
 1975 yılında Divriği Demir Cevheri ve Pelet Tesislerinin
yapılmasına karar verilmiş bu tesislerin yapımı 1980
yılında bitirilmiş tesis 1985 yılında devreye alınmıştır.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
CUMHURİYET DÖNEMİ (1980-2003)
 Bu dönemde madencilik sektörüne devlet tarafından bir
yatırım yapılmadığı gibi, mevcut tesislerin de modernize
edilmesi günün koşullarına uygun ve verimli çalışmaları
için gerekli olan yatırımlar da yapılamamıştır.
 Bu arada, sektörde faaliyet gösterene firmalarda büyük
yatırım yapma konusunda isteksiz kalmış, bunun sonucu
olarak madencilik her geçen gün kan kaybetmiştir. Ancak
bu dönemde, mermer, cam, seramik ve çimento
(endüstriyel hammaddeler) sektöründe önemli bir hamle
gözlenmiştir.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
GÜNÜMÜZ MADENCİLİĞİMİZ

 Günümüzde her ne kadar geleneksel metallerin kullanım


oranı düşerken, ileri seramik malzemeler, plastik ve
polimer kökenli malzemeler gibi yüksek teknoloji
malzemelerinin kullanım oranı artmakta ise de yüksek
üretim yoluyla doğrudan döviz girdisi sağlayacak en
önemli sektörlerden biri olan madenciliğin ülkemiz
ekonomisine sağlayabileceği katkı yadsınmamalıdır.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
GÜNÜMÜZ MADENCİLİĞİMİZ

 Çevre sorunları ve enerji fiyatlarının yüksekliği


nedeniyle, hemen hemen tüm metaller için ikincil
üretim ve geri kazanım olanaklarının araştırılması
gündemdedir, ancak madenciliğimiz hedefi bu
metallerin üretimi ile ilgili yeni teknolojilerin sektör
tarafından geliştirilebilmesi ve üretimin daha ucuza
maledilmesi olmalıdır.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
GÜNÜMÜZ MADENCİLİĞİMİZ

 İhracata dönük yapılan madencilikte “rekabet


edebilirlik” ön planda olmalıdır. Uluslarası piyasalarda
rekabet gücü olan ve rekabetçi işletmecilik anlayışıyla
yönetilen şirketlerin ancak ayakta kalabilecekleri
unutulmamalı, buna göre verimlilik, karlılık hesapları
yapılmalı, ancak, ülke kaynaklarının, yine kendi
ülkemizin madencilik firmaları arasında olabilecek
gereksiz rekabet dolayısı ile harcanmasından
kaçınılmalıdır.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
GÜNÜMÜZ MADENCİLİĞİMİZ
 Sanayiimizin ihtiyacı olan itici gücü sağlayabilecek en
önemli kaynaklardan biri olan, madencilik sektörü, bu
görevi yerine getirebilecek; katma değeri yüksek,
kaynak oluşturan önemli bir sektör haline getirilmeli,
madenciliğimiz ülke kalkınmasında geri planda
kalmaktan kurtarılmalıdır.
MADENCİLİĞİMİZİN TARİHÇESİ
GÜNÜMÜZ MADENCİLİĞİMİZ

Bu bilgilerin ışığı altında, madencilik ile ilgili genel


politikamız;
“yeraltı kaynaklarımızı üretip temel hammadde olarak
satan bir ülke olmanın ötesinde, ürettiğimiz kaynakları, uç
ürünler haline getirip ihraç eden, katma değer üreten,
madenciliği sanayisi ile entegre bir ülke haline gelmeyi
amaç edinmelidir”
TEŞ EKKÜRLER

You might also like