You are on page 1of 31
SERIF MARDiN Turk Modermlesmesi Makaleler IV ftetisim Yayincike AS. * Batun Eserleri 6 * ISBN 975-470-057-5 (TK. NO.) . ISBN 975-470-144-X (4. CILT) 5 1. BASKI © Ietisim Yayenlan, ‘ist. 1991 KAPAK RESMI Recaizade Mahmud Ekram’in Araba Sevdast romaninin tefka edildigh Servet Fandn dergisinin 28 Subat 1987 tarihl. 260 sayssindald roman igin ciilmis bir desen DIZGI_Maraton Dizgiev DOZELTI Sezar Aimaca - Fatik M. Oxtan KAPAK BASKISI Ayhan Mathaast IC BASKI ve CILT Sef Matbaast Hetisim Yayntart ; Klodfarer Cad. Hletigim Han No.7 Cagaloglu-ISTANBUL Tel: 516 22 60-61-62 KAYNAKCA, Sevket Sureyya Aydemir, Suyu Arayan Adam, 1967. Niyazi Berkes, Turkiye'de Cagdaslagma, 1978. Yahya Kemal Beyath, Cocuklugum, Gengligim, Siyasi ve Edebi Hatira- larim, 1973. CErnest Dawn, From Otlomanism to Arabism, 1973. H.Sakra Haniogle, Bir Siyasal Dugunur Olarak Dr. Abdullah Cevdet ve Donemi, 1981. ‘Ahmet Bedevi Kuran, Infilap Tarihimiz ve Jon Turkler, 1945. ‘Ahmet Bedevi Kuran, Inkilap Tarihimiz ve fttiha: ve Terakki, 1945. Bernard Lewis, The Emergence of Modern Turkey, 2. bask, 1968. Serif Mardin, The Genesis of Young Otloman Thought, 1962. Serif Mardin, Jén Tarklerin Siyasi Fikirleri, 1964 MOrhan Okay, lth Turk Poaitivist ve Naturalisti: Besir Fuad. ihsan Soreyya Sirma, XIX. Yuzyil Osmants Siyasetinde Bayak Rol Oy- nayan Tarikatlara Dair Bir Vesika, 1G Edebiyst Fekaltesi Tarih Dergisi, 1978, Thsan Sungu, Ahmet III’e Verilen Bir Islahat Takriri, Tarih Vesikalant 1, 8107-121, 1941. Ahmet Hamdi Tanpinar, XIX. Asir Turk Edebiyati Tarihi, 2. bas 1956. ‘Tank Zafer Tunaya, Tirkiye’nin Siyasi Hayatimda Batilslagma Hare- etter’, 1960. Hilmi Ziya Olken, Tarkiye'de Cagdag Dugunce Tarihi, 2. bask, 1979. 22 Tanzimat’tan Sonra Asm Batillagma * Hans yagma... ol taama denir ki selatin di inlerinde ve sair baz kibar ve kirema pigir- dup camleye silay: am ederler, her kim olursa gelap tenaval ederler. Burhan-1 Kat’ Enleve sa. Jé demand ds glass a la peg. Enlever ga. Je demande de la glace a In peche. Bihruz Bey Bu yaza, son yillarda sosyal bilimlerde gelistirilmig olan baz énemli kavramlan Turk toplumunun ¢ercevesine yerles- tirmeyi denemektedir. Bahis konusu kavramlar kiiltir, "bi- yiik" ve "kiigik” kiltiirel gelenek, ideoloji, modernlesme, ye- niden iilestirme ve karsihkhhk, toplumsal seferberlik ve ev- renselliktir. Toplumlarin egitim, teknoloji, siyaset, hukuk, iktisat, sa- nat veya dine iliskin sorunlanim ¢izdikleri kendilerine ézgit yola, 0 toplumun kiiltiirii denir.? (1) Torkiye: Cografi ve Sosyal Aragurmalar, derteyen E, Tumertokin, (Istanbul, 1971), ss. 411-458, (1) Kaltr Ozerinde yazilar aralarinda bir secim yapmay! olanakstz kilacak ka: Bat: Avrupa’da (5) Modernlesme kavram ign bkz. S.N. Eisenstadt, Modemization: Protest and Change, (Englewood Cliffs, N.J., 1966); bu yazida kullanilan kavramlarin bayak bir kismi bu esere dayanir. Ayrica, “Modernization,” IESS, X, 386- 408; Modemization: The Dynamics of Growth, (der. Myron Weiner), (New York, 1966); Political Culture and Political Development, (Derleyenler Lu- cian Pye ve Sidney Vorba), (Princeton, 1965); Political Modernization in Ja- 27 feodalizmin cékisi ile baglayan bu siireg, burjuvazinin gelig- mesi, sanayilesme ve siyasi haklarin nifusun daha biiyik kesimlerine yayzlmasi gibi unsurlari da kapsar. Bu gelisme esnasinda, toplumun bazi fonksiyonlani merkezde toplanir- ken, éte yandan yeni gruplar dogar, toplumun fonksiyonlar: birbirinden aymhr. Fakat belki en énemlisi, bu aynilmamn dogurdugu kopukluklar: da dolduracak yeni yapilar gelisir. Vatandashk kavram, milli kiiltir gibi yapilar merkezin ve yeni ortaya gikmis olan sosyal ve iktisadi yap pargalarinin birbirine baglanmasim saglar. Osmanh imparatorlugu mo- dernlesmenin bilhassa bu béliimiinde, tiimii ortaya gikaran baglayi yapilar kurma noktasinda sikint cekmistir. Oysa bu baglants olmadan toplumsal seferberlik olugamaz. ilk defa Karl Deutsch tarafindan kullamlan "toplumsal seferberlik"® deyimi modernlesme éncesi birbirine girift olan sosyal yapilarin farkhlastiktan sonra yeni araglarla toplan- masi ve bir biitiin olarak harekete gegirilmesi anlamim tasir. Bu, iki yoldan olur. Birincisi modernlesme ile ulagrm ve ha- berlegme diizeni de gelisir. Yeni yollar yapihr, posta ve telg- raf diizeni kurulur. Boylece insanlar haberlesebilme ortams- na kavugurlar; oysa modernlesmeden énce iilkenin bu gekil- de bittinlesmesi séz konusu degildir. Haberlesme tarafindan olusturulan bu ortak caligma potansiyeli muhtelif beceri se- killerinin birbirlerini tamamlamasiyla, insanlann beraber cahgmayi 6grenmesiyle gerceklesir. Bir bélge kendi ihtiyacy olan bitin yiyecegi, giyeceyi ve tarim malzemelerini treti- pan und Turkey, (Derleyenler Robert E. Ward ve Dankwart A, Rustow, Princeton, 1964), (6) Toplumsal Seferberik igin bkz. Karl Deutsch, Nationalism and Social Com- ‘munication, (Cambridge, Mass., 1953), ayrica ayn’ yazarin “Social Mobili zation and Political Development,” American Political Scionce Roview, LV, (1981), 492-514, ve Old Sociotice and New Statos, (Der. Clilford Geertz), (New York, 1963), 57-104 ézelikle 65 vd. 28 yorsa, bu ¢ok verimsiz bir sistem olur. Bir topluluk, ihtiyag- lanmin bir kismim iiretmekte uzmanlasir ve digerleri igin iil- kenin baska kisimlarma baglanirsa, 0 zaman gérevlerin bir- birini tamamlamasi gergeklesir. Toplumun bireyleri arasin- da hem haberlesme hem de iktisadi yap: agisindan bir ba- #mlagma (kargihkh bagimhhk) varsa, 0 zaman toplumsal seferberlik de olugur. Bazan bunlardan biri digerine gére da- ha fazla gelisebilir ve bir dengesizlik dogar, XIX. yiizyilda Osmanh Imparatorlugu'nda ekonominin haberlesmeden geri kalmasi biyle bir olaydir. Bu devirde Bat tipi haberlesme, yani, kitaplar, gazete- ler, telgraf, Osmanh imparatorlugu'nda cogunlukla yénetici simflarin hizmetinde idi. Zamanla haberler, daha az olmakla birlikte, diger simfara da ulagmaya basladi. Fakat en kékli degiigmeler ust simflarn diigiince ve yasayrslarinda giriildi. Ne alt ne de dist simflar yeni bir iktisadi diizen iginde siitiin- Jesmediler. Osmanh imparatorlugu'nun ekonomisi, Misli- man halkin toplumsal seferberligini gelistirecek yénde degis- medi. Béylece yénetici gruplar yeni bir iktisadi diizen iginde bitinlesmeden, tiketim hakkinda yeni goriisler ve fikirler edindiler. Haberlesme kanallarinin bir dlgiide gelistirilmesinden otérd biyak ve kigik gelenek arasindaki ayricahkta bir de- gigme oldu. Bu kiltérler arasindaki simr bir bakima “kati- lash", bir bakima da "yumugadi.” Katilasti, giinkii zaman gectikge Bat: killtiriind alanlar eskiye gore kendilerini halk- tan daha da ay:rdilar. Yumusadi, giinki’ simf duvarlanm muhafaza etmek haberlesme imkanlannn gittikge gelistig#i bir ortamda zorlagt. Caligmamizin bir kism bu geligme ile beliren duruma iliskindir. Modernlesme esnasinda toplumsal seferberligin hizindan tatmin olmayan baz: kigiler belirir. Bunun dzerine bu kigiler 29 hizlandirmaya gahsrrlar. Bunlara top- lum hareketlendiricileri deriz. Ornegin Namk Kemal yazila- nyla bunu yapiyordu. Gzetle; Osmanh imparatorlugu, XIX. ytizyiln basinda kiltir balamindan "kiigiik" ve "bilyik" geleneklerin butun- lesmedikleri bir durumdaydi. Aym zamanda, imparatorluk, Baty'nin gecirmis oldugu ve sosyal yapisim yeniden yozuran “ayanhk” inlalabi, pazar inkalabi ve sanayi inkilab: gibi énemli tarihsel geligmelerden uzak kalmsti. “Ayanhk inkila- bi" dedigim, Avrupa’da "etats” veya daha sonraki ifadesiyle “corps constitués" adi verilen egraf birliklerinin hakimiyeti- dir. Fransiz ihtilalini bunlar baslatmistir. "Pazar inkalabr modern devletin Batr'da ulke genisliginde pazarlar yaratma sabasidir. Sanayi inkalab ise makine kullanma ile baslayan fakat en dnemli sonuglan.toplumsal olan bir evredir. Sanayi- legme, asil, sanayi inkalabindan énce meveut insan kiimeles- mesini degistirdigi icin énemlidir. Bunlardan biri sanayi pro- letaryasimn ortaya gikmasidir. Osmanh imparatorlugu’nda her biri bir sosyal yapi yofurmas1 getiren bu hareketlerden biri, -ayanhk- son derece giidik kalms, digerleri gorilme- mistir. Yukarida anlattygam tarihsel hadiselere servetin fonksi- yonlannin degismesi bakimindan bakaldijs zaman, kullam- lan bir kavram “kapitalizm"dir. Bu kavramla anlatilan, bu hadiselerin sonucunda éneeleri toplum iginde karmasik fonk- siyonlan olan servetin gimdi kendi basina bir amag olarak belirmeye baslamasidir. Eskiden zenginlik -daha énce tize- rinde durdugumuz gibi- sosyal ve siyasi fonksiyonlara bagh iken zaman gectikge kendi basina bir deer tasimaya basla- mistir. Oysa, Osmanh diizeninde servet, sdsyal ve siyasal hizmetler grar. Ornegin, servet tiiketim ve yatrim igin kul- lamilmasinn yaninda énemli bir oranda siyasi destek sagla- 30 mak igin etrafina taraftar toplamak veya bajasta bulunup cami yaptirarak toplumda yer edinmek igin bir aragtir. Servetin geleneksel kullamima yollarindan biri de esitler arasi hediyelesmedir. Grnegin bugiin bile bir oranda Turk toplumunda mahalle hayata mahalle sakinlerinin birbirleri- ne olan karsihkh yardim baglan ile kenetlenmistir. Bunun Osmanh siyasal simifindaki gériintiisi riigvettir. Kisacasi, geleneksel bir toplum igin iktisadi bakamdan modernlesme servetin bu pazar digi fonksiyonlarimn azalmasidir. Servetin kapitalist dist toplumlarda énemli sosyal ve si- yasi fonksiyonlan oldugunu gériip aynr zamanda bunu ta- mmlayan ilk sosyal bilimei, iktisat tarihgisi Karl Polany’’ dir.” Polanyi servetin tig gekilde ise yarayabilecegini sdyli- yordu. Birincisine pazar adim verdi. Bu, servetin modern an- lamdaki kullammidir. Degisim para ddenmesiyle belirlenir ve ona dayamir. Servet, ayrica, yeniden dagitim sisteminin bir pargasi olarak da gériilebilir. Ornegin, modern diinyada merkezi otorite gelir vergisi yoluyla uretileni bir merkezde toplar ve isterse yeniden dagatir. Son olarak, servet bir karsi- Iikhhk sistemi iginde dolagim yapar. Bu, egitlerin hediyeles- mesidir. Bu yazi, kiigik kiltiirin ve tutucu Osmanh devlet adamlanmin alkilerinin dejfismemesi sonunda, Bats toplu- munda normal karsilanan tiketim tarzim Tanzimat boyunca yadirgayislarim ortaya gikarmay1 denemektedir. Bu cahigmada kullandagamuz kavramlardan biri de evren- selliktir. Bu kavram, Talcott Parsons tarafindan gelistiril- mistir.* Parsons her toplumun kiltiriéinin ya daha yerel (7) “Polanyi JESS, XII, 172-174. (@) Talcott Parsons, The Social System, (Glencoe, 1951), 58-67; aynica ayn yazarin “Some Gommonts on the General Theory of Action,” American So- ciological Review, XVIll, (1953), 623 ve “Pattem Variables Revisited: A Response to Robert Dubin," American Sociological Review, XXV, (1960), yeniden baskis! Talcott Parsons, Sociological Theory and Modern Society, (New York, 1987), 192-219. 31 (particularistic) ya da daha evrensel bir yoni oldugunu séy- ler. Modernlikle beraber gelen bir unsur evrenselligiin top- lum iligkilerinde gittikge yer etmesidir. Ornegin, bir insan diinyay; "yénetenler" ve "yénetilenler" diye ikiye ayrilmss giriiyorsa ve efjer onun diinyaya kars: tu- tumu bu gruplardan birine dahil olmasina dayamyorsa, bu *yerel” bir tavirdir. Fakat bir insan kendisini "insanhgan" bir pargasi olarak gériyorsa bu evrensel bir tavirdir. Higbir kiil- tiir, yoneliminde, yalmz evrensel veya yerel degiildir, fakat evrenselligin modernlesme ile birlikte gelme egfilimi vardir. Osmanh imparatorlugu’nda segkinler kiltiird halk kiltard- ne gore daha evrenseldi. Fakat -yerellik, yénetici simflarin ayrihgi gibi konularda, Osmanh kiiltitriinde kendini kuvvet- le hissettiriyordu. Tanzimat ve yapisal dejfigikliklerle birlik- te sisteme evrensel degerler daha kesif bir sekilde girmeye basladi, érnegin, reaya gibi tamamen yéniticiye baghhjh ifa- de eden terim, yerini teb’a gibi biitiin Osmanh yurttaglanm kapsayan bir kavrama birakti. Béylece, alafranga yasam, bu agidan kiginin diigiincesini degistirmesini gerektirir. Bu ga- higmada incelenen soru, davramislar bir kere bu sekilde de- Bigmeye baslaymea, baskalarim da pesinden siirikleyip si riklemeyecegidir. Biitiin toplumlarin ortak bir yoni sosyal denetim veya "yoldan gikmis kisileri, bu davranislarim yay- malarina veya onlari mesrulastirmalanna engel olmak igin lekelemek ve tecrit etmektir."? Bunun, Tanzimat sirasind: agin-Batihlagmg kimselere nasil uygulandigim inceleyece- Biz. Osmanh romani, Tiirk modernlesmesini incelemek igin az yararlanilmis bir kaynaktir, oysa birgok roman yazildikla- n1zamana ait istanbul seckin gevrelerinin duramu hakkinda bize dnemli bilgiler verir. Bu kaynaklar, aynca, Osmanh ay- (9) Johnson, Sociology :..s. 585. 32 dinlarimn sosyal degismenin getirdigi sorunlara nasil yak- lastiklarini da belgeler. Tiirk edebiyatm inceleyen bir kigi- nin daha once de gésterdigi tizere, iTk Osmanh romanlanmin biiyuk cogunlugu toplumsal ve siyasal degismenin yarattiin sorunlan inceleyen tezli romanlardir. Tark kiltdrdné konu alan tarihgilerin belirttigi gibi, bu yazarlar en ¢ok iki sorunun tizerinde durdular; kadinin top- lumdaki yeri ve dist simf erkeklerin Batihlasmasi. Bu iki ¢1- kag noktasinmn segilmig olmasi yukarda adi gegen sosyal bi limeilerce izerinde durulacak 6zel bir davramg olarak nite- lendirilmistir. Oysa, siiphesiz, bu iki alan, Osmanh kiltéri- ne gire en "yice", gizil deger yapisina gire ise en duyarh olanlaridir ve bundan dolay: XIX. yiizyil yazarlarimizea - bilingli veya bilingsiz- tercih edilmistir. Osmanh segkinleri arasinda, modernlesme hareketinin ilk zamanlanndan beri kadinlann ézgirlige kavagmalanm konu alan yayinlar gérdlir.’ Tanzimat Fermam’nin yiirir- lage girmesinden yirmi sene sonra, Sinasi $air Evlenmesi adh eserinde, énceden diizenlenmig evliliklerle alay etmeye ‘baslamsti bile." Modern anlamda ilk ve en énemli Tiirk an- siklopedisti ve roman yazar: olan Ahmed Midhat Efendi bu iki sorunun, 1870 ve sonrasi modernlesme hareketi ile eiddi- yetle ilgilenen bir Osmanh yazan igin tagidigi énemi yansi- (10) Tark kadinlarinin soruntarint Turk edebiyatinda ik arayanlardan biti Emel ‘Sénmez‘dir: “Turkish Women in Turkish Literature of the 18th Century,” Ha- catepe Bullen of te Social Sciences and Humanitas I, (Haz. 1970), 17- “Romans a théses” iin bkz. Pertov Naili Boratay, “lk Romanlarimiz," Folk- ‘or ve Edobivat, I, (Ankara, 1945), 130-152, ézellikle s. 143. Kadinlar ve er. kekler isin ayni eser s. 144-146. Boratav bunun Bat! edebiyatinda da tomel konulardan biri oldugunu anlatiyor. Ancak, Batt edebiyatinda bu tema'nin disinda deaisik temalar basanyia iglanir. Bizdo ise bu konu, dzelfikle baganht bir gokilde ole alinmistir (11) Hikmet Dizdaroglu, Sinasi: Haya, Sanat, Esorier, (istanbul, 1954), 30, 93. 33 "tir, Kadinlara karg: takamilan tavir agismdan Ahmed Mid- hat’n katkalan cok kisi tarafindan bilinir. Bir yazar bu ilgiyi syle anlatayor: "Ana tema olarak efitimde kadinlann esitliffini inceleyen bir romanda Mighat’in hayal get zamammin en cosur spekulas- yonlarini bile asiyordu ve kadinlann bir gun gelip her meslege girebileceklerini Onceden haber veriyordu. Sik sik isledigii konu- lar, kadinlarm digak sosyal statilerine, erkeklerle egit haklara sahip olmadiklar: igin gektikleri stkantlara ve talihsizliklere iligkin sorunlardir. Midhat, kogullarin fuhuga zorladygi kadinla- m1 savunacak kadar ileri gitti ve onlarin gunahkar oldugu fikri- ni ve verilen agir cozalan siddetle elestirdi. Bizim gorevimiz, dedi, bu kadinlan digkiinlikten kurtarmaya ugrasmaktr, bu da aneak biz kadinlara bir mall veya bir kile gibi davranmaktan vazgeger ve kendi kaderlerini tayin etme hurriyetini tanursak gergeklesir. Dolaysiyle onlan ebediyen lekeliyeceitimize, yar dim elimizi uzatip, diigmisleri kaldirmahyz. Midhat kadinlar konusunu ¢esitli romanlannda igledi. Kadmnla- nin bajimsizhga kavusturulmalan en fazia tzerinde durdugu konulardan biriydi. Ik defa olarak, modern kogullar altinda ai- Je yagaminin en énemli sorununu yaratan Misliiman evliligin bir yontina elestirdi, Rgid Rahmoti Arat ign, (Ankara, 1986), 269-271 . ‘Han yagma deyiminin Koken," Makalolar ve Incoiemeler, (Ankara, 1268), epteige ta eat se Veta éayoigendagitm n'a: Wali C, Nesle, "Recerosty and Resribuon inthe Indian Vilage.” Trade and Make inthe Eavy Em os, (0or, Kat Polanyi Conrad M. Arenberg ve Harry W. Pears York, 1957), 218.296) 54 la, yeniden‘tilesim mekanizmasi yerini bir gesit ters-yeniden- iilesim olan vergiye birakth. Osmanh gazi savasgilarmin yerlesmelerinin gesitli evre- lerinde aym durum tekrarlandh. Zamanla gaza ekonomisi de- Bisti. Eski ckonomik térelerin degistigini géren. basta gelen savagqilar yeni birokrasinin kurulmasindan hosnut kalma- dilar. Butiin paray: sehirsel yéreye alatan sehirli eli- gabuklara kars: duyulan bu giivensizlik ve kars: koyma en eski Osmanh tarihgilerinin eserlerinde izlenebilir. Yakin baska bir kék, gésteris¢i tiketime karsi hallan gisterdigi hognutsuzluk, ekonomik uygulamada ve "hirfet erbabi"nin (esnaf) ideolojisinde kendisini gisterdi. Son zamanlarda, or- taya gikan itirazlara ragmen Tiirk esnaf lonealan ile tarikat- lann esnafin ekonomik ideolojisini etkilemig olmas: hala lizerinde durulacak bir ihtimaldir.5* Ote yandan, tarikatla- min ekonomik téresinin nelerden olustugu_bilinmektedir. Kissling’in belirttigii gibi: "Derviglerin dzelligi saytlan ve temelde digergam (6zgecil, alt- ruist) olan egilimleri hig suphesiz ki belirgin degeri olan ahlakt bir niteliktir. Bu, bitin kigisel gkarlardan vazgeeme olarak kendini gosterir. Dervisler higbir geye sahip olamazlar ve bitin ugraslan iyilik etrafinda kalmahdir. Fakat kuramda gayet ah- lak olan bu isleyis, uygulamada kotillige dinasebilir ve dontg- td de. Ganka bir insanin higbir geye sahip olmasina izin veril- memes itkesi ile, bagkalarinin da bir seye sahip olmalarmna izin (65) “vi zamanlarin tasvir igi bkz. Astkpasaogiu Tarihi, (derloyen Nihal Alsi2), (Istanbul, 1970), 138-139. Kanunlara aykin olan ve kabul edilmeyen teklit igin bkz. s, 217-218, Dagiim aleyhtan sistome kargi olan topkiler icin Dkz. s 218-219, (66) Gabriel Baer, “The Administrative, Economie and Social Funetions of the Turkish Guilds," Intemational Journal of Middle East Studies, 1, (Ocak, 1970), 48, 5B vermemek arasinda yalniz bir adim vardir ve Osmanli Impara- torlugu tarihi boyunca siregelen tekkelerin isyankar effilimleri- nin itici gacd olarak bunu gordrsek pek de yanilmig sayilmay1z. Buna bagh olan diger bir konu da, kisisel ilerlemenin énlenme- sinin uygulamada baskalarimn da ilerlemesine engel olmaya déniigmesidir.”57 Kissling’in anlattigh “halk” veya kendi ifadesiyle “dervis” degerlerinin Tiirk tarihi ‘izerinde etkisi goktur. Osmanh Im- paratorlugu’nun ilk zamanlarinda merkezi kuvvetlere kars1 bag gésteren ayaklanmalar bir bakima bu “halk” degerleri- nin seckinler tabakasina kargi savanulmasidir. Fakat bu de- #erlerin seckinlere karsi gikarilmasinda bir sireklilik vardir ci, bu da onlarin modern devirlere kadar ulagmasim sajladi. Batihlagmaya karst olarak nitelendirilen bitin ayaklanma- lar bu halke: yam tasir. Bu ézellikleri, Patrona Isyaninda (1730)°8 ve III. Selim’in reformlarina kargi baslayan Kabakgi isyamnda (1807) gérdriiz. Patrona isyammin bir yam gip- hesiz ki Osmanh imparatorlugu'ndaki iktisadi bozukluktu, fakat bu objektif unsur toplum katlarmn dibinde yatan baz degerler sayesinde bir yén ahyordu. Bunun gostergesi Patro- na isyamnda ilk defa olarak, Batshlagma taraftar olan Da- mat Ibrahim Pasa’ya yéneltilen Bihruz aleyhtan tutuma rastlamamizdir. Bu tavir, beraberinde, kadinlarin ézgirles- mesinin Tanrt'y: kizdirdih fikrini de getirir. Bu, daha sonra- lan Batihlagmaya karst halk ayaklanmalannda rastlanan (87) Kissling, “The Educational Role...”, 23. (68) Monir Aktepe, Patrona Isyann: 1730, (Istanbul, 1958). (69) Bernard Lewis, The Emergence of Modern Turkey, (2. bask, Londra, Ox- ford, New York, 1968), 70; Ulgener, fitisact Inhitat Tarihimizin Ahlak ve Zihniyet Meseleleri, 116-117. Ulgener burada siyasi gictn basta geld bir {oplumsal sistemde “altin Kudretti goragdnn genig olcude benimsendigini gSsteriyor, ayrica, bu gartiarda altininrolunden s6z ediyor, (s. 119). 56 bir tutumdur. Eski devirlerin yeniden-iilegim geklinin yavas yavag yok olmasina ragmen, ona ézelligini veren ekonomik uygulama- lar imparatorlugun ekonomik téresini hala etkiliyordu. Bu- nun igifinda, érnegin, idarecilik hala bir anlamda genigs bir maiyeti beslemek ve devletten alinan geliri ézel masraflar- dan cok bu yolda harcamak demek oluyordu. Ashnda, gelirin hisiye depil de mevkiye ait oldugu diigiincesi biitiin sisteme uygun digiyordu. . Imparatorlugun kurumlagma devrinde servetin iktidar iliskilerini dizenlemekle ilgili oldugu daha belirgin bir sekil- de ortaya gikt. Bu da séziinii ettigimiz ikinci unsurdur. Te- mel formiil syle verilebilir: (a) Fazla tiketim politik mev- kiin ayricahgi ve kuvvetin ézelligidir. (b) Bu mevkilerdeki ki- siler, bir yeniden-iilegim seklini amaglayan ve daha énceden belirlenmig sonuglara ulasabilmek igin bu tarz bir tiketimin igine girmek zorundadirlar. ("Agahk vermekle olur.") Bu bir idealdir ve siirekliligi saglanamaz, fakat bu deger- ler hem yéneticilerin hem de yénetilenlerin sosyal rollerinin gerefidir. Bu degerler, kiigiik ve biyuk gelenck arasinda na- diren beliren képrilerden birini teskil eder. Bu normlarin di- sina gikmakla, Tanzimat miisrifleri, toplumlarnin hem gele- neksel tist hem de alt tabakalarina yabancilastilar. Béylece, ‘Yeni Osmanhilar rahathkla Bihruz'un karsisinda yer aldilar. Ekonomik sistemde sehir hayatimn énem kazanmasi ile baggésteren defisikliklerin bir de kiltiirel yam vardir ki, bu- nu da simdi inceleyecegiz. Gazi sisteminin ortadan kalkmasi- min ve birokratlasmasinin sonucunda iki tip yasanti billar- last, Biri sultanin ve sarayin etrafinda toplananlarin hayata, {©0) Peter Benedict, “Ula: An Anatolian Town. The Decline of a Mediating Gen- ter’, Yayinlanmamis Doktora Tezi, University of Chicago, 1970, s. 261 57 digeri de "cevre"nin hayats."! Burada "cevre" kelimesi asiret kabntilarim, kéyliileri ve hatta istanbul’daki alt simsflar: bile kapsayabilecek bir genislikte kullamImstir. Bu ikili grabun en belli bagh ézelligi, birinin vergi toplayreilarindan, digeri- nin de vergi édeyicilerinden meydana gelmesidir. Bu temel iktisadi fark nedeniyle metropolle gevrenin kiiltird birbirle- rinden ayri olarak belirginlesti. Bir yanda sarayin ve yéneti ci seckinlerin kultira, dte yanda "cevre'nin, yani kitlenin kiltéra. Sarayan kiltiri, askeri ve biirokratik gorevlilerden olusan dar bir cevreye kisitlanmisti. Onemli din adamlan da, biraz ayri olmalanina rajimen, bu gruba dahildiler. Yonetiei- lerin kiiltiiriine dahil olan bu iki grup da, Arapga ve Fars- ga’dan serbestge yararlanan "Osmanh” dilini kullamyorlard. "Gevre"nin dili ise sade Tarkge idi.™ Béylece Osmanh kiltiirel yapis1 cok zayif baglarla birbi rine bagh ve semboller alaninda birbirinden kesinlikle ayril- mis iki gruptan oluguyordu. Baglant: kurumlarindan biri tekkelerdi. Ikincisi de, tist tabaka gocuklarimn kiltérel ha- yata halk edebiyatimin yayginlagmis hikayelerini okuyarak girmeleriydi. Kitleler ise, halk kiltiriini kiigiimseyen insan- lar tarafindan yonetildiklerinin farkindaydilar. Kitleler, yé- neticilerin kiigiimsemesine, onlarla alay ederek kargihk ver- diler, Onlan, bu iki kilttr arasindaki farktan yararlanarak bilgiglik taslayan, alt simflan aldatmaya calgan kimseler (61) ‘Ottoman Turkish Literature,” Encyclopedia of Isiam, (birinci bask), 4 (2) s. 967 ve $83 vd, (62) Sir Charles Eliot, Turkey in Europe, (2, bask, Londra, 1965), 104-107. Bi- Zim ele aldigimiz tariblerde, yani XIX. yazyilin sontarinda yazildigigin bunu kaynak olarak kullandim. Genol bir kaynak olarak bkz. Levend, “Halk ve ta savvufi halk edebiyaty," 178, Ust sinifiarin alt sinilan reddetmesini Osmank sanat ve ticaret siniflannin “Esnaf-t suk ve sair erazil ve esafili nas," olarak tasvir edilmesinde agikga g6robilirz, Bkz. Sabri Ulgoner, Iktizad? Inhitat Tarihimizin Ahlak vo Ziniyet Meseleleri, 151. 58 olarak gisterdiler. Tiirk gélge oyununda bu sarlatanlan Ha- civat canlandinr. Onun karsisinda ise sokaktaki adam tem- sil eden Karagiz vardir. Hacivat, ashnda, kendisini yénetici simiftan biri olarak gésterebilmek icin gaprasik ve anlagilmaz bir dil kullamr. Bu agidan, Bihruz Bey sadece yeni bir Haci- vat'tir. Karsilastirma yapilabilirse, burada goriilen killtiirel ay- nik "burjuva’ ile "gentithomme" arasindakinden daha fazla- Gr. Ciinki burjuva-gentithomme'n kiiltirel sembolleri be- nimsemesi marjinaldir. Hacivat igin ise bu gok daha énemli- dir. Sdphesiz ki, matbaanin Osmanh imparatorlugu'na geg girmesi ve buna bagh olan haberlesme kisitlamalar, bu ayri- han, XVI. yizyilda Osmanh imparatorlugu’nda Fransa’ya gore daha belirgin olmasimn arkasinda yatan unsurlardan biridir. Bihruz Bey'in halk kiilttiréniin kabahgina dayana- madi hatirlanacak olursa, ona kars1 yapilan saldimlarin, Osmanh seckinler killtérine yéneltilmig bir halk tepkisine dayandinilarak imal edildigii daha iyi anlagihr. Bu durumda, Recaizdde gibi edebi incelifiyle tannms bir yazann nasil olup da Bihruz karakterini bu denli zevkle ele aldigim anlamak zor oluyor. Recaizdde Ekrem’in gengli- Hinde, 1860larda Bihruz Bey'in benzeri tipler ile alay eden Yeni Osmanhlar'la yakinhgh hatrlamisa, durum biraz daha aydinhga kavusur.® Yeni Osmanlilarin Tanzimat sisteminden kendilerini ay- 1 tutmalarmin nedeni kanisiktir, Tanzimat'in nimetlerinden istedikleri dlgtide yararlanamamslard. Grup olarak idare- nin alt kademelerinde tutulmuslardi. Sonra, Tanzimat birin- ci kusak seckinlerine nisbetle Bat: killtiiriine daha hakimdi- ler. Nihayet, Mehmet Kaplan’in géstermis oldugu gibi, Os- manh imparatorlugu’nun dajilma devresinde hikiim siirme- (63) Mardin, Genesis, 123. 59 ye baslamis olan "siinepelie kargrydilar. Bunun sosyal bi- lim terminolojisi ile anlatym,, birer “sosyal seferberci" olmug olduklandir, Bu rolleri agsindan “halka dénuk" bir elestiri- nin sosyal politikalarmin ve siyasal sancaklarmm ardinda halk kitlelerini topiamak igin birinei derecede etkin olacagim biliyorlards. Yeni Osmanhlar, bundan dolay:, Batalilasmaya karst Bihruz Bey tiplerinin elestirisini dist birokrasiye karg. ver- dikleri miicadelede kullandhlar, fakat Ahmed Midhat Efendi’- nin Bihruz Bey’e kars1 koymasi sosyal kokeni dolayisiyle, Ye- ni Osmanhlar'inkine nazaran ¢ok daha tabii olabiliyordu. Midhat, modernlegme taraftar: olmasina ragmen, deviet adamlarimin, teknolojisi ve maddi avantajlan ile birlikte Ba- tm degerlerini de benimsemeye hazir tutumlanmi lizu- mundan fazla Batshlagmaci sayryor ve buna kars: gikiyordu. Ahmed Midhat’a gére Bat’'nin teknolojisi alnabilirdi, hata ok gahsmak gibi baz: degerleri de alinabilirdi, ama is, aske- 1i kahramanhk ve onun tersi olan "ztippelik” gibi Osmanh toplumunun can damarlanna gelince, orada duruyordu. Da- ha sonralari belirttigi gibi: "Ummet sulh zamaninda eli yata- famnda olan halis Tirkler, midbarek Mishimanlardir. Buchner‘in karileri, Bourget’nin tabileri degil."* Sonug ola- rak diyebiliriz ki, Bihruz Bey’e kars: olan bu tutum, modern- legme kervaminin pegine takilms olan alt sinif kékenli in- sanlardan, seckinler tabakasimn yabanailasmi3 bireylerin- den ve -dikkatlerinin gekildigi dleiide- alt siniftan gelenlerin olusturdugu giigli bir ittifakt.Gruplann degigik kékenler- den gelmesi nedeniyle bu ittifak oldukga zayifa, Yeni Osmanhlar’ politik ideolojisine bir bakmak ve bunu Ahmed (64) Mchmet Kaplan, “Nabi ve ‘Orta Insan’ tipi," Istanbul Oniversitesi Edebiyat Fakdltesi Tork Dili ve Edebiyat: Dergisi, XI, (Aralik, 1961), 2)-44, (65) Mustafa Ninat ©zon, “Tark romani Uzerine,” Turk Dil, (Roman Ozel Sayist), Ill, (Temmuz, 1964), 585. 60 Midhat ve Ali Suavi’nin fikirleriyle karsilagtirmak, aradaki fark: gostermek icin yeterlidir. Namik Kemal’in ve Yeni Osmanhlar'in merkezi grubu- nun liberal mesrutiyeti ve temsili demokrasiyi destekledikle- ri sdylenebilir.6 Yeni Osmanhlar'la dogrudan dogruya te- masta bulunan Ali Suavi ve bunlarla iliskileri daha silik olan Ahmed Midhat, bir zamanlar, bu grupla aym politik gi- riige sahiptiler. Fakat ne Suavi'nin ne de Midhat'n bu grup- tan kopmalar: tesadiif eseridir. Ali Suavi, sert fakat koruyu- cu bir padisahin himayesinde igleyecek olan, halk, vasitasiz demokrasiyi benimsedi. Ahmed Midhat da halkgihgam ansik- lopedistlige ve Samuel Smiles ideolojisine kanalize etti: Aym zamanda da Abdiilhamid taraftan oldu. Daha sonra ikisi de Yeni Osmanhlar tarafindan yanhg yola siriklenmek isten- diklerini bildirdiler.°7 Midhatila Yeni Osmanhlar arasinda gikan anlagriazhk biiyiik ve kiigik gelenegin ilk defa olarak politik ortamda ¢a- tismas1 idi, Biitiin modernlesme hareketi siiresince uzlagma gabalarina ragmen bu gatigma devam edecektir. Ele aldign- mu. durum uzlasmanin bir dereceye kadar basarildiga bir am tespit etmektedir. Fakat "biiyiik” ve "kiigik” gelenegin bu- (66) Mardin, Genesis, 283-236. (67) Menfardaki tepkilerine (Istanbul, 1293: 1876),sf: 77 vd. Ahmed Michat ile Jon Turkler arasinda entellektde! benzerlik olmadigi yolundaki Sabri Esat ‘Siyavusgilin g0r050 icin blz. kendisinin "Ahmet Mithat Efendi,” isiém An- siklopecisi, 185. lthan Sungu'aun Ahmet Mithat! Aniyoruz undaki biyograf- yada (s. 40-47), onun énceleri egitim sisteminin goligmesi ve dil basitlest- filmesi le meydana gelecek sosyal mobilte (haroketiik) ile ligilendigini ve 'baz1 konularda Jén TUrklerin g6rlislerine yakin dUgUncelere sahip oldugunu agikga gérdyoruz. Ali Suavi'nin, dagince ve fikir yandnden Jén Tarklere benzeyen Midhat Paga'nin tutum ve hareketlerine muhalefet ottigi beliri- mektedir. Bkz. Clician Vassif, Son Altesse Midhat Pacha Grand Vizir, (Pa- fis, 1909), 192-133. Ali Suavi'nin Pagigah V. Murat yonidon tahta gogitmohk igin yapilan bir halk hareketi sirasinda lddrmesiilgingtr, 61 lustugu noktalar bu bulugmada etken olan kimsenin sosyal kékenine gore degisiyordu. Fakat, gene de bu siralarda Na- mik Kemal gibi Yeni Osmanhlar, Ahmed Midhat gibi kimse- ler ve Osmanir orta ve alt orta tabakalan igin cemaatei tore ile kendini zdeg tutma yollan belirmisti. Bu yaklagmayi -alt ile ust tabakalar arasindaki biitiin kiltdr farklarima ragmen- mimkin Jalan unsurlar vardir: ist simflar, her ne kadar alt simflarin degerlerini benimse- miyor idiyseler de bu degerlerden az cok haberliydiler. Bu- nun yaninda segkinlerin alt tabakalara yaklasmasim: miim- in kilan unsur ist simflarda Namk Kemal gibi kimseler igin geleneksel ast simif degerlerinin bir kismnin cazipligini kaybetmesiydi. Geleneksel ailkillerin geride birakilmasi ve onlann yerini yeni dlkilerin almasim -drnegin egitimin halka genig bir se- kilde yayilmasi fikrinin yerlesmesini- Ahmed Midhat Efen- di'nin bagindan gegen ilging bir olayla érneklendirebiliriz. 1869 yshnda, Bagdat’ta, o zamamin valisi olan Midhat Paga’- mn emrinde gahsan Ahmed Midhat Efendi, Osmanh Giizel Sanatlar Okulu’nun mistakbel kurucusu Osman Hamdi Bey ile tanisti, Bir Osmanh aydim olarak bagarisiyla dviinip, ona divan edebiyat: kahplarina gore yazilms giirlerini gésterdi.Fransa’dan yeni dénmig olan Hamdi Bey’in tepkisi ise kesindi: "Etre poete c'est mettre un nom de plus a la suite de tous ces noms d'imbéciles figurant dans le Tezkere-i Chu- ara."®8 Bunun iizerine, Ahmed Midhat Efendi, hayatin, ede- biyata cahgmaktan daha derin bir anlam oldugunu kavradi ve kendisini biyiik bir ansiklopedist ve genis anlamda "halk efitimcisi" yapacak olan kaynaklar: desmeye basladi.® (68) "Sair olmak, Tezkerei Suera'da adlant gogen salaklann adiarina bir yenisini eklemekten ibarettir. Bir Jabilenin Intbalan: Ahmet Mithat Aniyoruz, (6er. Hakkt Tarik Us), (istanbul, 1955), 36. (69) Age., 97. 62 Daha énceki bir kitabmda Namik Kemalin teorilerinin nasil gelenege uygun olarak seriat etrafinda toplandiani géstermeye cahsmistim. Bugiin, bence, bu, Osmanh diinya- sinda tabii hukukun esdegerini bulma gabasiydi: Osmanhlar arasinda yaygmn olan bir inanein iizerinde kurulabilecek bir esdeger. Namk Kemal’in toplumsal seferberlige yaklasig: buydu. Genglik gaglarma kadar sefalet cekmig olan Ahmed Midhat Efendi igin ise, Bihruz Bey aleyhtarhgim benimseyip iktisadi yanlanmin iizerinde durmak daha kolaydi. Bu tavri segerken, en biiyiik destegiini halk degerlerinden ahyordu. Kisacasi, Ahmed Midhat'n Bihruz Bey konusunu islemesi ile, Yeni Osmanhlar'm ziippelerle alay edisi arasinda nitelik- sel bir farkhk oldugu gibi, igi benimseme derecesi de degisi- yordu, Namk Kemal igin bu bir dereceye kadar bir aragti. Fakat Ahmed Midhat bunu igtenlikle hissediyordu. Ayrica Namik Kemal igin Bihruz Bey tipleri yalmz davramslan ile seferberlige engel olduklart igin elestirilmeye dexerdi. Birgok yazalarinda ortaya koydugu alafranga rahathklara yakinhgy Bihruz Bey'inkine yaklasir. Ahmed Midhat igin ise ihanetin 6zel sekli -iktisadi térenin inkan- daha énemli idi. Cevdet Paga gelencksel topluma nasil yukaridan baglarla bagh idiy- se, Ahmed Midhat da ona asagidan bag idi. Modernlesme kogullan altinda bile, kitle kuigik kultaran degerlerini aneak sosyal karisikhiklar vesilesiyle dile getire- biliyordu. Toplum hareketlendiricileri ise bu degerleri kul- lanmakta daha distin araglara sahiptiler. Hareketlendiricile- rin bu dstinlagd XIX. ydzy:l boyanca Osmanh “entelejensi- ya"simin yavas yavas Osmanh “udeba” (Literati) kozasindan gikmastyla ilgilidir.”? Entelejensiyanin birer iiyesi olarak (70) Aydinlar ve Udeba arasindaki fark igin bkz. Robort Redfiold ve Milton B. Singer, “The Cultural Role of the Cities,” Economic Development and Cul- tural Change, Il, (Ekim, 1954), 67, 60.61. 63 Midhat ve Kemal'in tutumu burada birbirine yaklagir. Eger, “sosyal iligkilerin dstiine gkmak"?! entelejensiya- nin en belirgin dzelligi ise, o zaman Osmanh imparatorlu- gu'nda entelejensiya oldukca geg ortaya gikts. Bu grup, XIX. yiizyila kadar hikiimet makinesinin bir pargasi olarak orta- da kaldi. Gegimini kismen -bircogu igin tamamen- gazeteci- likten saglayan bir grubun ézerklik tavirlar takinmasinin ilk igareti Yeni Osmanhlar’in baskaldirmasiydh. Hareketlen- diricileri birlestiren ve Ahmed Midhat': Namik Kemal’e bag layan, entelejensiyanin bu yari-zerk niteligidir. Bundan sonra bu dzerklik cok yavag gelisecekti, giinkii entelejensiya- mn biiyiik bir kism XX. yizyshn baslarinda bile, hiikiéimet memurluguna dayamyordu, fakat bu siireg iginde gazetecile- rin ézerkligi oldukga erken gekillendi. Ahmed Midhat ve Na mik Kemal gibi gercekten ayn goriisleri olan kisilerin, bir miiddet igin, aym davay: desteklediklerini diigiinmelerine yol agan, entelejensiyadaki bu ortak iiyelik idi. Bu grubu olusturmakta dért degfisken rol oynuyordu. Bi- rincisi, dyelerin, hareketlendiriei olarak ortak nitelikleri. ikincisi, tyelerin genig halk kitlelerine hitap ettiklerine inanmalar -ashnda biyle olmasa bile. Usiincisii, geleneksel sistem iginde, daha énceki zamanlarda yaygin olan "udeba” (iterati) olma emelleri. Dérdinciisii ise, entellektiiel basvur- ma gergevelerinin evrensel igeriffi. Bence bu, en iyi sekilde, énderleri Sinasi’nin Victor Hugo’dan ald bir ciimle ile ér- neklenir: "Milletim nev-i beserdir, vatamm ray. zemin, Baska bir yazida belirttigim gibi, Yeni Osmanhilar Sinasi’ye gére daha dar goriislii idiler, fakat bu da etkin bir hareket- lendiriciye yiiklenen zorunluluklann bir pargas: idi. Namk Kemal'in, arkadaslarnin ve Ahmed Midhat’n kitlelere hita- (71) Karl Mannheim, Ideology and Utopia, (London, 1936, 1952), 137. Alfred Webern gelistirdigi terminoloji kullanilmaktadir 64 bedebilecek konularla ilgilenmelerini gerektiren de bu idi, Yeni Osmanhilar kigik kiiltdir mekanizmasinin igleyigini kavrayabilmig ve onu kendi amaglan i¢in kullanmissalar bu, gelenegin alkilerini bilmelerinden ileri gelmistir. Zincirin birlestirici halkasi, halk edebiyatinin geleneksel kahraman- lari ve hikayeleri kendisine konu olarak secmesiydi, XIX. yizyihn birgok Tiirk yazan, okuma tiryakiliklerini gocukluk- larinda bu kaynaklardan edindiklerini anlatular.”? ‘Tirk halk edebiyatinin bu kaynaklan, aym zamanda, zenaatkar- Jann, esnafin ve kigiik ticaret erbabimn da bashea kilt kaynaja idi. Bir kismmin mistik bir égretisi vards. Ama ¢o- gunlugun kituri Agik Garib, Tahir ile Zidhre gibi eserlerden ve kahramanhk hikayelerinden oluguyordu. O zaman, seckinler arasinda kiiltir, iki tabakadan mey- dana geliyor sayilabilir: alt simf yetiskinlerine agilanan de~ Berlere eg degerlerin verildigi gocukluk devresi ve daha sonra “hikmeti devlet" ve divan edebiyats. Diyebiliriz ki, dst simf- lar, kitlelerin killtirinden uzak kalmakla beraber ona tama- men yabana: degillerdi, XIX. yéizythn ilk baslarmin , Ahmed Midhat Efen- di gibi kigilerin bu iki alam birlestirmeye cahgmasidir. Bo: ratav, bu gahsmanmn iki kiltir arasinda nasil bir képrii olug- turdugunu anlatir”? Fakat zamanla otodidaktin ortadan kalkmasi ve Batr'dan etkilenmis egitim kurumlarimn gelig- mesi ile kiigtik ve biiyak kiiltir arasindaki ugurum genisledi, ‘Yeni entelejensiyanin Bihruz Bey tiplerine ve kadinlanin Segirlesmesine kargi duydugu ilginin hatlarm olusturan on- (72) Sevket Sureyya Aydemir, Suyy Arayan Adam, (Istanbul, 1965), 25; Ahmet Bedevi Kuran, Harbiye Mektobinde Harriyet Mocadelesi, (Istanbul, tariheiz), 7. Bu iki kitab), yazarlardan birinin babasi bahgwan digerininki ise egraftan aH ‘oldugu halde gocukluklaninda ayni tip kaynaklan okuduklatin aSsterdigi in aloim, (73) Boratav, Folidor ve Edebiyat I, 198. larm evrensel gercevesi idi. Ikinde Bihruz Bey'in yaizeysel- likleri, ikincisinde ise kadinlarin egitimden yoksun oluglari yiziinden "ilericilik" engelleniyordu. Fakat kadinlara kargi tutumda hareketlendiricilerin ii halkan degerlerine ters diigiiyordu, Bihruz-vari davramslara kargi halk kitleleri ile kurulan birlik, konu kadnlarin bagimsizhgp olunca bozulu- yordu. Tekrar ézetleyecek olursak, Osmanh toplumu, askeri kahramanhk ve yeniden-iilesim dizeni iizerinde kurulmus- tu, Bunun degismesi, alt simflardan gelen kuwvetli protesto- larla karsilanmist. Daha sonra, servet mevkiin bir sembolii olarak kabul edildi. Bu géris de, eskisi gibi, kapitalizm énce- si degerler etrafinda dugumleniyordu. XIX. yizyilda, gele- neklere bagh olanlar, Bat: tipi tiketimi sisteme yabanai gér- diler ve Batililagmada geleneksel karglikhhk mekanizmasi- nin ve onun getirdigi sosyal denetimin yilahsina tamk oldu- Jar. Tanzimat’in biiyék sehir merkezleri ekonomisinin ola- naklarim hazirladigi tarzda gosterisgi tiketim, kisiyi hovar- dahga gétéren bireysel sonuglarin yaninda, ekonomik taba- nim inkar, onun igli dish karsihkh iliskilerinden kagis olarak’ belirdi. Felatun Bey’in kiz kardesi nakig iglemeyi brrakinca, herkesin nakis isledigi toplantalar diizenlemekten de vazgeg- mis olmah.” Haseyin Rahmi Girpinarin Meftun Bey’i bah- givamina konuklarim "Meftun Bey n’est pas visible pour vous"nun’® Tarkce karsihgi ile kargilatinca iki tepki gelir: (74) Ahmed Midhat Efendi kadin hUniyetter’ ile iiglonmistr, ancak mill gelenek- lerin bozulmamas fikrindedir. Feldtun Bey, 17-18'de evienme konusundaki gelenekleri kabul etmeyen Felatun Bey'in kiz kardesleri ile alay eder. Bu davranigiyla Batillagmays kabul etmesi arasindaki geliski butUn Bali tokno- lojisini, kiltGrind almakstzin uygulamak taraftar olantarda goruimektedir. Ya da farkli bir yorum geklyle, Ahmed Midhat kendi dogru saydigi modern- legme geklini halka cazip géstermok igin halhin deger verdigi Kavramlant kullanyordu. Ancak bunlardan ilk ars daha dogru gozakmektedir. (75) Hiseyin Rahmi Gurpinar, Sipsevd, (yoni basksst, Istanbul, 1965), 47. 66 Konuklar Meftun Bey'in nasil olup da yalniz onlar igin gé- riinmez oldugunu merak ederler. Peki, kime gériimir? Ayri- ca, daha énemlisi, ahmirlar ve Meftun Bey biylelikle kendi: ne digman yaratmis olur. Meftun Bey’in konuklarim, gecelik ve "misafirlik” kiirkleri -gok daha pratik fakat uygar defil- yerine giindiiz elbiseleri giymeye zorlamay: denemesi cemaat baglanm sarsar. Meftun Bey'in gayretleri ise yumusak, yay- gin cemaatgi yapida onun denetiminden kurtulmasim sagla- yacak yeni simrlar gizer. Bu, aile baglar igin de gegerlidir, Bir sini etrafinda bag- dag kurup, kasikla yemek yemek geleneginin yerini catal ve tabagan almasina cahgmak, bitin aileyi huzursuz eder. Asqi, dort tabak yerine birgok tabak yikamak zorunda kaldifa igin sinirlenir. Yemek saatleri ark zevkle beklenen bir sey ol- maktan gikip, hemen gegip gitmesi arzulanan bir iskence olur. Uzerinde "Potage aux pointes d'asperges -Homard a La Bordelaise - Volaille demideuil ve Boeuf Froid en Geleé" ya- zan bir liste ile Gemaatgi beraberligi saglamak miimkiin de- ildir. ‘Toplum hareketlendiricileri alt simflarn bu yeni degerle- re kars1 duyduklari hosnutsuzlugu kendi amaglan igin kul- landilar. Bazilar: igin bu alet etme yéniintin tamamen bilin- cinde degildiler; drnegin, bu saldinya yon verenlerden Ah- med Midhat ve Ali Suavi, Ahmed Midhat’n ve Ali Suavi'nin degerlerinin esasim comaatte merkezlesen Osmanh piirita- nizmi olustururdu. Fakat bu gériisler -ister tutucu, ister mo- dernlesme taraftar: olsun- dst simflar tarafindan onantyor- du. Osmanh ufuklarnda zorlu sorunlar gelisiyordu, Ne sa- vunmanin, ekonominin ve modernlesmenin acil sorunlar ile iigilenen ilericiler igin, ne de meveudu muhafaza etmek iste- yen tutucular igin, Bihruz’larin bir yardim: dokunmuyordu. Séziinii ettizimiz sosyal denetim siirecinin soyut gériinme- 67 mesi ve halla, beili bir kiiltériin ajar basan ust yapisal yénle- rinde gizgiye sokmak dorultusunda bir gaba sanilmamasi igin, dzellikle alt sunsflar i¢in bu baskilann gayet gerekgi bir gerceve iginde gahgtigim bir kere daha belirtelim. Osmanh. toplumu birgok hizmetin oldukga “ucuz"a temin edildigi bir toplumdu. "Kigik kiltir'tin Batshlasmaya karsi gésterdigfi tepkinin bir Insm: da bu sistemin yikulmasindan gelmekte- dir, Géleneksel okullarda, aym: mahallede yagayan zengin veya fakir herkes bu okula gidebilirdi, giinkit, mahalle hoca- sina para édenmezdi, fakat karghkh olarak her dgrenei bir seyler getirirdi: dgrencinin evinde dikilmig bir kat ig gamagt- n, tath, gesitli para édemeleri. Son yillarda hatiralanni ya- zan bir égretmen, Bursa civarinda XX. yizyihn baslannda bile, bu uygulamanin nasil devam ettigini anlatyyor.’* Daha yakin zamanlarda Ula’da yapilan bir arastirma géstermistir ki, artik gocugunu okula takunya ile géndermeyip, yeni yeni giyinme élgilerine uymasi geregi esnaf simifinin omuzuna ilk defa olarak mili bir yk bindirmistir.”7 Hem bu, hem de eski kuvvet iliskisinin gevresinde topla- nan olumsuz tepkiler bir baghk altanda toplanabilir: eski Os- manh "demokratik" tlkilerine ihanet. Bihruz Bey, getirdigi iktisadi ve toplumsal degerler yeniden-ilesim cemberini kar- dhgh igin, ihanet etmig say:hyor. Onun yerlestirmeye cahstgi kurumlar ise sokaktaki adam yagamin: zorlastiracagn igin ihanettir. Bu konuda séylenecek baska bir séz de, kiigiik kiltiirtin ézelligi olarak aldigamiz tikketim degerlerinin salt Osmanh olan bir baglam olmadypdir. Bu, ayrica kapitalizm éncesi devrenin de ézelliklerini tagir. XIX. yiizyil Osman: toplu- munda, kapitalizm éncesi tiketim degerleri, sanayi devrimi- (76) S. Edip Balkir, Eski Bir Ogratmenin Anilan, 1908-1940, (Istanbul, 1968), 2. (7) Benedict, “Ula: An Anatolian Town”. 68 ’ nin getirdiklerinden etkilenemedi ve Polanyi’nin The Great Transformation™ adh eserinde, séziinii ettigi sosyal-yeniden- kimelenme olusmad:. Béylece, sanayi devriminden énce Avrupa’da da cok yaygin olan degerler™? Osmanh toplumun- da gok daha belirgin oluyordu, giinki Osmanh imparatorlu- gu daha kapitalizm-éncesi evreyi tamamlamamst.. Bununla belirtmek istedigim gudur: Inaleik’in® kamtla- chga gibi, kapital birikimi XVI. yiizyilda yavas yavag bagla- mig olmakla birlikte, Orta Avrupa’daki gibi siirecin canda- mari olan baz yapilan tiretmemisti. Béylece, sehirlerin poli- tik ayricalik ve ézerklik kazanmalaninin esdeferleri Osmanh toplumunda gériilmedi. Osmanh imparatorlugu’nda tarmsal arazinin yaygin ticaretini ve toprak genisletme hareketlerini de gérmeyiz. Kendilerine imtiyaz belgeleri verilen kéylere ve nesiller boyu topraklarim genisletip, bunu toplumsal hare- ketlilik igin kullanan zengin kéylilere rastlandig daha bel- gelenmemistir. Avrupa’nin XIV. yiizyil siyasi sisteminin te- melini “esraf" belirler, bu gelisme Osmanh imparatorlugu’n- da gok daha simrhdir. Béylece, Osmanh imparatorlugu bazan gok kékli olan kapitalizmin davramgsal sonuglarindan yoksun kaldi. Ah- med Midhat Efendi‘nin kékeni olan esnaf simifi ne burjuva ne de proleter idi. Ulgener’in gésterdigi gibi bu, farkhlasma- (78) Karl Polanyi, The Great Transformation, (Boston, 1957) (79) Olgener, Iktisadt Tarihimizin Ahlak ve Zihniyet Meseleleri, 209. Bizim egrata iliskin olarak séylediklerimiz paraya karg! bOy0k bir hirstolan egraf tabakas! fin olmadigt aniamina gelmez. Ulgener bunun aksini gdstermigtir. (Ag. 111-112). Fakat, bu hirs tabiatiyle pre-kapitalist, Bu da komgulann sorun- lanyla ilgilonmek ve herkesin asgari kar seviyesine gelmesini istemek anla- mina goliyordu. (80) Halil inalcik, “Capital Formation in the Ottoman Empire,” The Journal of Economie History, XXIX, (Mart, 1969), 97-140, Sabri F, Uigenor, “14, Asir- dan beri esnaf ahlaki ve sikayeti mucip bazt haller," istanbul Universitasi ik. tisat Fakoltesi Mecmuasi, (1849-1950), 388-296. 69 mig ve sinirh ufku olan bir zenaatkar-ticear-kiigik yaprmer simfi idi, Bunun sonucu olarak eski, hata Osmanhlar-dncesi devirlerden kalma sosyal yapilar ve degerler devam etti. Aynica, Osmanh kapitalizm-dncesi térelerinin iki ayn k6- keni oldugunu hatirlamamiz gerekir. Yeniden- iilestirmenin cok eski bir ézelligine sahip tur ve serveti siyast kuvvetin bir semboli olarak kullanan ve daha yakin zamanlara ait olan tir. Kadinlarin toplumdaki yeri izerinde kurulnmas olan ‘Tairk cemaatci tutuculugu, agim-Batihlagma elestiricileri ile birlikte gelisiyordu. Yukanda belirttigim gibi, bu ilk defa olarak Damat ibrahim Pasa'nn reformlari (1720'ler) sirasin- da ortaya gikts. Baslica gabas: Osmanh devlet yapisin1 mo- dernlestirmek olan ibrahim Pasa, ileri gérasli bir devlet adam idi.*! Osmanh Imparatorlugu’nda matbaanin yerles- mesi igin cok ugragmistir. Patrona Halil isyaminin ilgi gekici yam, kékleri istanbul'daki esnaf loncalanna dayanan ve ib- rahim Paga'nin reformlarina son veren bu hareketin ideoloji- si bu yenilikleri tbrahim Pasa’nin Hali¢'te yeni bir Versay kurma gabas) seklinde ele almasidir.** Burada, gene Bihruz Bey sendromunun tig béliimiiné: buluyoruz: Batihlasma ga- basi, Bats uygarhjimin maddi yénlerine tutkunluk ve bu ha- reketleri kétii ve giinahkar olarak damgalayan bir halk hare- keti. Ornegin, asagidaki parca, tbrahim Pasa devrinin buna kari olan bir kisi tarafindan anlatumdi: Bu vezir miras-yedi megrebdir gice ve glindiiz zevk u sdror icad eder ve kendiiniin miteallikatimn sefasina kanaat etme- (61) “Nevgohiti Ibrahim Pasa." skim Ansiklopedtsi, X, (1964), 234-299. (62) Aktepe, Patrona Isyam, 1730, 41-47. Aktepe Patrona isyanindaki ekonomik ve siyasi faktdrlerin eskiden beri meveut oldugunu géstermekle beraber ilgi ‘gekic! nokta gudur ki, hareketin ideolojik yénu daha cok ahlaki kavramlan kapsamaktade 70 yap halka aldatacak gey lazmdir deyui iydlerde At-meydam ve Sultan Ahmet ve Beyazid avlulan ve Yeni Bayice ve Yedikule ve Bayram Paga ve Eyab ve Kasim-Paga ve Tophane ve Sa’d-abad ve Dolma-bajige ve Bebek ve Goksu ve Gubuklu ve Beykoz ve Uskudar'da Harmanhk nam mahallerde dolaplar ve begikler ve athkarincalar ve salneaklar kurdurup rieél nis mahlat ve kadinaiklar salineaga binap inerken hubbaz yigidler kadinlan kucagina alup salincaga koyup gikarup kadinlarin salneakda ugkurlan meydanda hog sada ile garkolar gagartiyginda nalasa- ti’7-akl nisvan taifesi mail olup kimi zeveinden izin, kimi izin- siz, izn-i amdir diyerek seyrana gidiip ve cebren seyr akcesi alup olmaz ise talak taleb eder... tatlik avratlann yedinde gibi olup ehl-i rz diyecek her mahallede bes hatun kalmiadh... hallan ae olan ezvacimi ve ta‘am ve libaslarin) bastan gikar- Bu pargada girebilecezimiz gibi, kadinlarin Osmanh top- lumundaki yeri insanin zannettigi kadar silik degildir. Fakat sisteme ihanet kadinlarin davramindaki bir yenilige bajla- myor. Halkin ahlaki gdkiintiyi: Batihlagma ile bir tutmasi da bir rastlant: degildir. Osmanh imparatorlugu’nda, XIX. yiiz- yilda ve XX. yézyihn baslarindaki yenilige kars1 hareketlerin hepsinde bu ideolojiyi gorariiz. Bazen dist simflar bile bu gériisii paylasmaktan kagina- myordu. Ornegin, Osmanh imparatorlugu'nun eiddi bir teh- like ile karsi karsrya oldugu ortaya gikinca, ittihat ve Terak- ki Komitesi’nin kadinlara iliskin biitin ilerici egilimleri dur- du, Enver Pasa, kizlarnm Bogaz'da gineslenirken girdigii bir kumandam, Canakkale'de, yerinden ald: ve 1917'de hii- kimetin teskil ettigi bir komite kadin eteklerinin uygun bo- yu Uzerinde ciddi bir tartismaya girdi.™ : (89) Age. 44 (04) Fal iki Atay, Bang Yilan,(lstanbul, 1963), 100. a 1931'deki Menemen Olayr'nda da aym: ideoloji ortaya ¢- kar: kadinlarin pegesi kalkts, diinyanin sonu geldi. Bu dizi nin sonlarinda, 1968 Konya ayaklanmasinda, aymi unsurlar1 goriiriiz: kiigik ticcarlar ve zenaatkarlar, muhtemelen ikti- sadi zorluklann etkisi ile, goreneklerdeki aim Batihlasmayt protesto ediyorlar. {deolojilerine gore protestolarmin nedeni ahlaki digkiinliktir. 1968 isyamnda, kadinlara kar: olan unsur, kisa kollu elbiseyi protesto seklinde belirdi.®® Burada tekrar sorabilecegimiz soru, alt simflarin kilti- riinde kadmnlara kars1 olan tutumun neden bu kadar kéklit oldugu ve Cumhuriyet kurumlarimn bitin atuhmina rag- men, neden bu kadar yavas dejistigidir. ikincisi, yoneti seckinlerin bu noktada nasil olup da -"tehlikeli” olarak gér Jen kozmopolitlesme konusuna oranla- halk gériisiinden da- ha kolay kopabildikleridir. Ve tigiincii olarak, bu gergeve igin- de Ahmed Midhat Efendi'nin yeri neresidir? Halk géragiini agklamak pek o kadar zor degildir. Os. manh imparatorlugu'nun temellerine geri dénersek, fetihgi gazilerin gok ézel bir yap: iginde Srgiitlendiklerini go Bu yapn, “erkek demekleri” (Mannerbunde) olarak tammlan- migtir. Kissling bunlanm "diinyanm her tarafinda var olduk- Jarim, fakat gekillerinin ve amaclarimn defistigini" séyler. "Onemleri yeterince kuvvetle belirtilemez. Hatta hig olmazsa Dogu'da bunlann devletlerin veya imparatorluklarin bile ge- kirdekleri olduklarim iddia edebilecek kadar ileri gidebili- rim."* Osmanh toplumunun birgok degerlerinin bu savasgilar toplulugunun térelerine baglanmasi gerekir. Bu gruplann kadinlara karg. olan tutumu, kadinlarla serbest iliskilerin gizli olarak savasmanin tzerinde yikici bir etkisi oldugu suip- (85) Ulus, 16 Haziran, 1968. (86) Kissling, "The Educational Role...*, 23. 72 hesine dayamir. Béylece, ilk zamanlarda yenigerilerin evlen- meleri yasaklanmist. ister alt sinaflar arasinda, ister mahal- i Gnla kisiler arasinda olsun, bu tutum ¢esitli simflar ara- singa uzun zamanlar yagadh, Fakat Felatun Bey séz konusu oldugunda, ahlakgihgana alt simif kokeni ile yaklasan Ahmed Midhat Efendi, alt simfann kadmnlara karsi olan tutumuma benimsemiyordu. Burada, alt sin:flarla olan ittifak bozulu- yordu. Kadin taraftari bu tutumda iki yoni ayrrdetmek gere- kir. Birincisi, Ahmed Midhat Efendi kadinlar icin belli bir tiir bagimsizlagmanin gerekli olduguna inamyordu. Onerile- ri, egitim ve kadinlara karsi insanea davramss etrafinda top- lamyordu. Kendisinin iki karisi vardi ve ikisi ile de gayet mutluydu. Ikincisi, Anmed Midhat Efendi kadinlarin haklar sorununa tipik bir duygululuk iginde yaklagyordu. Duygulu- luk derken Samipasazéde Sezai'nin yash gézli tutumu ka- dar Namk Kemal ve sonraki yazarlarm, érneffin Hiiseyin Rahmi'nin kadinlann ézerk olmadklan: duramlarda onlarla iligkilere kargi gosterdigi hasin hognutsuzlugu da kastediyo- ram, ilgi gekici olan, Ahmed Midhat'la, baska sosyal kéken- den gelen, kadin haklarm yazilar ile savunan kisiler ara- sindaki ortak noktanin bu duygusal yaklagim olugudur. Bu- rada, spekilatif olarak diyebiliriz ki, kadinlarla olan iliski lerde duygululuk, geleneksel tavirlann zay:flamasinn ilk rdnlerinden biridir. Baska bir deyisle, Batr'mn fikirleri ile olan iligki, kigiyi baz tavirlardan ayinr, Bunda rol oynayan seyleri tespit etmek ¢ok zordur. Belki buradaki etken evren- sel kavramlarda "insan"in, kadinlarin erkeklerle esit mua- mele gormesini isteyen bir bilgisel denge siirecidir. Ozet ola- rak diyebiliriz ki, modernlegme taraftarlarmn Bathlasmaya karsi olan tutumlarinda sinif kékeni bagimsiz dejisken ola- rak énem kazamr, memur kékeni insanlan “devleti kurtar- ma"ya yéneltir, alt sinif kikeni de bir geyit cemaatgi poptliz- 73 mi harekete gesirir. Fakat modernlesme taraftarlarimn ka- dinlara kars1 olan tutumlarindaki etken, bir diigiince kahbi olan modernlesmenin "evrensellik” gereffidir. Bu noktada yaptigamiz elbetteki salt spekiilasyondur. Simif kékeni tizerinde yaptigamz spekiilasyonu kuvetlen- dirici bir nokta, 1890'larda, Servet-i Fiinun akomm yaratan- larin kékenidir.” Bu grubun tyeleri, genellikle resmi kisile- rin veya Tanzimat sirasinda ortaya kan yeni gruplardan kigilerin ogullaridir. Tezleri arasinda, halk edebiyatim kaba diye nitelendiren elestiri agiktir. Halit Ziya Usakhgil’in Mai ve Siyah'nn kahramam Ahmed Cemil, Bihruz’un bir esidir. , Bat’: anlayan cok daha viddi bir Bihruz’dur, fakat artik, Ahmed Cemil'in gevresine kar: duydugu nefret de ciddiye alnmaktadr. Kitlelerin anlayissizhjina_hiddetlenmesine ragmen, bu tutumu okuyucuya sempati ile sunulur. Bu hos- nutsuzluk zamamin Fransiz edebi érneklerinden esinlenmis- tir, fakat bunun kékleri Bihruz’un kitlelere kars1 besledigi nefrete kadar dayanir. Ahmed Cemil'in ve yaratacisimn, kit- lelerin kurallanna uymak zorunda olmaktan hoslanmayisla mindan isin 6zelligi beliriyordu. Ahmed Midhat Efendi’nin biittin bu akim: "dekadan” (¢iiriimis) olarak nitelendirmesi- nin* nedenlerini burada aramaliyiz. Ahmed Cemil’i sempati ile sunmak, Tiirk edebiyatmin yalniz gegici bir ézelligidir ve bunu yapanlar higbir zaman bagislanmamislardir. Bu adm atmaya ciiret ederi akm da- (87) Bu hareket igin bkz. Halid Ziya Usakligil, Kirk Yil, 10vd. O26n, “Tork romani zerine,” Tork Dit, 584-586. Ayrica David Kushner, "Expressions of Natio- ‘nal Sentiment during the Time of Sultan Abdulhamit ll, 1876-1908, yayin- lanmamis doktora tozi, Los Angoloste California Universitesi, (1968), 124, (68) Ahmed Midhatin “dekedanhk" suclamasinin bir yén0 de bu okul tarafindan kullanilan din onun eserterini kiteler tarafindan anlasilmaz kilmasidi. BR, Kushner, "Expressions", 124-126. Ahmed Michatin “Dekedanhik” yazist 1897de gikmigi. 14 i ha sonra yeteneksiz ve kiksiiz olarak nitelendirilmistir ve bu, onlarin geleneksel alt ve ust simflann toplum tiplerine (sociotypes) ihanet edislerine uygun diiser. Bu konuda yumu- sak davranan baska bir edebi grup da Yakup Kadri’nin geng yaslarinda katilmis oldugu gruptur. Bu siralar, Yakup Kad- rinin rahatga kitleleri bigimsiz ve ilkel gérdiigii devirler- dir. XX. yiizyihn baslarinda, Yakup Kadri’nin kadinlarin baghmsizhgi sorununa yaklasisi, alt simf degerlerinin kadin- lik dzerinde kurdugu bask: agisindandir. Bu, bir bakima, tist simf edebiyatanda, Osmanh sessiz gogunlugunun degerlerini mesrulastirmaya galigan Ahmed Midhat Efendi gibi insanla- ra kars1, ust sinrf kiilttiriimin uygulayicilariin intikam ah- sidir. Artik durum defiigmistir ve elestirilen Ahmed Midhat’- in cevresidir, Aska kars1 halkin talandiga tavirdan Yakup Kacri’nin duydugu hosnutsuzluk, en iyi "Baskin" adh hikayesinde beli- rir.®° Bunda, biraraya gelen mahalle giruhunun bir dulu, evinde, salt sohbet amaci diginda ziyaret edebilmeye cesaret etmis olan bir mahalli memuru nasil ling ettigi anlatihr. Bu hikayenin yay:mlanmasindan elli yil sonra, Yakup Kadri ha- 14 aym konu iizerinde yaziyordu. 1957 yshnda Ulus gazete- sinde yaymlanan bir makalesinde” alt simflar arasinda sevgililere yapilan bu tarz muameleyi Cumhuriyet'in basti- ramadigina isaret ediyordu. Her gin gazetelerde okudugu érnekler sonucunda, sevgililerin bulugmasina kars: takinilan tayrin, kendi cocuklugundakinden bile daha geri oldugunu sdyldyordu. Ayny derecede garipsedigi bir sey de, gazetede okudugu olaylarm, muhabirlerin sessiz onayim almg olmasi idi. (89) Yuce!, Edebiyat Tarihimizden, 64; Aki, Yakup Kadri, 40-43. (90) A.ge.. 103. Bkz. Yakup Kadri Karaosmanoglu, Bir Serencam, (Istanbul, 1330) (91) Yoce!, Edebiyat Tarihimizden, 113-1 14; Ulus'tan 30 Mayts 1957, 15 Yakup Kadri'nin baska bir hikayesi de aym konuyu ele ahr. Hikayenin konusu, mahalli bir anli kisinin dostlanna bagindan gegen bir olay: nakledisidir.™ Gengliginde bu sahis, evindeki cariyelerden birine biyik bir ihtirasla asik olmus- tur. O ara, geng bir akrabasi bir middet misafir kalmak w re evine gelir ve bu iki gencin gittikge birbirine gekildigini gérir. Bir giin, cariye, arkadaglan igin oynarken bu iinli kisi artik kaskanghgina hakim olamaz. Kuza biraz yanina gelme- sini séyler, kulagina baz buyruklar fisildarken, yavasca g6g- siine tabancasim dayar ve kizi vurur. gazetelerimizi siirekli olarak okuyan herkesin bilecegi gibi, bu, tamamen hayal ‘rind olan bir olay degildir. Bu, savagq erkegfin kadina kar- s1 olan tavndir. Fakat, Tiirk halkamn kadina karg: takindiga yegane tavir budur da demek istemiyoruz. Babanin, anne- nin, kaz evladin ve kuz kardesin degigik rolleri ve baglam ba- Jomindan durum gok kanigiktar, fakat bu unsur eskiden ve hala da, kadmlarn -Bat: tipinde- bagumsizlasmalarina karsi allan takindyg: tavirda kesin bir rol oynar. Yakup Kadri'nin halkin kargisinda yer alg. uzun siirme- di, Turk istiklal Savasr'mn baslamas: ile derhal durum de- Zisti ve Batiailarla halka kars: olanlarn durumu eski savu- nucular: arasinda bile sarsildi. "Kozmopolit” bir kere daha kiifar olarak kullamilmaya baslandh. Ashnda kari koymanin baslamasi Balkan Savagr'na dek uzarir. Bu degisikligi geti- ren, Batr'yi digman olarak gérme gereffi idi; ikincisi, toplum- sal ve askeri seferberlik igin bir kez daha halkan kéklerine basvurmak gereji; Ugiinciisi ise Jon Turkler’in tasra "gevre” kokeni idi. Birinci tavrin bir drnegi, 1895’de siyasi muhalefeti ora- dan stirdirebilmek amaciyla, Avrupa’ya kagan Jon (02) Age., 148, 76 ‘Parkler’in duydugu biyuk saskinhktar.93 Jon Tarkler ézgir- Jak dizerine olan yiksek fikirlerinin derhal biyik devletleri kendi yanlarma getirecegini diigiintiyorlardh. Fakat duru- mun bundan ¢ok daha karigik oldugunu gérdiler. O ana ka- dar isyan igin bir ideoloji arayig1 yaygind:. Bu durum karsi- sinda Jén Tiirkler gittikce kendi iglerine kapandilar. Kendi- leriyle beraber ige dénmeyen kisileri gitgide killttrel bir iha- net i¢inde gibi gésterme egilimine kaydilar. Balkan Savagrn- dan hemen sonra bu diigmanhk unsuru en yiiksek diizeyler> gikt. Son Bihruz tiplerinden birinin gecmisini olusturan du- rum budur. Bu, Omer Seyfettin’in bir kahramami olan Pri- mo'dur.** Primo da Osmanh kiiltiiriinti kaba olarak kiigiim- semig ve arkadaslarim dncelikle tath su frenkleri arasindan segmistir. Fakat sonunda onlarin Tiirk olan her geye besle- dikleri dagmanhg: gérdr ve kendi kéklerinden kopmakla bii- yiik bir yanhshk yaptigam anlar. Bu kosullar altinda Bihruz Bey tiplerine yer yoktu. Son zamanlara rastlayanlar, ayrica gittikge giig kazanan toplum- sal seferberlik hareketine, cok etkisiz kalyorlards. Jon Tiirk- ler‘in yeni segkinleri Tanzimat soylulari simfindan -hig ol- mazsa resmi kigilerden- degil, tagradan geliyorlard:. Kadm- Jarla ilgili olan konularda durum aym degildi. Kadinlarin sii- regelen kosullan modernlesmenin gereksinmelerine uymu- yordu. Cahil anneler yetistirdikleri cocuklarina Tark toplum hareketlendiricilerinin kendilerinden bekledikleri ahlaki ni- telifi veremiyorlard:. Balkan Savas ve Tiirklerin bunda ug- radiklari yenilgiden gikan bir sonug bu idi. Béylece, kadinla- nin ézgirliige kavusmas: ilkesi yeni kéktencilerin onayim al- di ve XIX, yiizyil boyunca, halktan kopmug dist simf gevrele- (83) Mardin, Jon Turklerin Siyast Fikileri, (Ankara, 1965), (84) Bkz. yukarida not 27. 7 rinde higbir engelle kargilasmadan ilerledi. Fakat denge ga- yet hassasti ve sorunlarin arttiza devirlerde Jén Tiirkler, ka- dunlara iligkini tagra degerlerine geri gekilebiliyorlard:. Sonug Modernlegme yolunda karsilasilan engeller iki ayri bas- hk altinda toplanabilir: birincisi, yolu kesinlikle kapadiga apagik olan engeller. ikincisi, kimsenin aleyhinde konugma- ya cesaret edemeyecegi, fakat genellikle direnigin esast olan gizli yapilardir. Burada gistermeye calistagim, modernlesmeye engel olan ve “dini" olarak adlandirilan etkenlerin bazan tamamen dini olmayan ve dinin arkasina gizlenen yapisal etkenler olarak ortaya giktyfadir. Osmanh sosyal yapisindaki savage grupla- nin degerleri, toplumun merkezi olarak mahalle, yeniden lestirici ahlak ve siyasi sinifin servet tizerindeki kismi teke- li, bu durumda, tutuculugun kaynagadir, Bihruz Bey sendromu bu son yapiy: hatirlamamiza yol agiyor. Sendromun tarihsel boyutu, Osmanh toplumunun ye- niden Glestirmeci yam ve Osmanh kiltirdniin ikiye béliin- mis yapisidir. Bu yapiy: birlestiren temel, gazilerin savasgil eylemleridir. Osmanh alt simflarmin Adetleri, toplumun kar- sikh iliskiler diizeni, alt simflarm yasantisimm sosyal dene- timi bitin bunlarla birlikte bir ag olusturur. Hepsi Bihruz’a karsi yonelmistir. Alt simflarin yasammndaki cemaat duygu- su, bir mozayifi olusturan pargaaklana timidir. Alt samf kultérd, pazara dayanan bir ekonomiyi ve bireysel tiketimi geleneksel yaprya biyiik bir tehdit saydi ve béyle saymakta hakh da gérdlebilir. Alt simf kiltdra kadinlarin bagimsizlas- masina ayn nedenlerle karsi koydu. 8 Modernlesme taraftan olan yazarlar, halk kiltrdntin Bihruz Bey’e karg: olmasindan etkilenmislerdi. Bu bize, gele- neksel kiltirde ust ve alt sinif kiltiirlerinin ortak yaninm Bihruz’a karg1 olan ideoloji oldugunu gésterir. Baska bir de- yigle, diigincelerinde fazla igine dénik, tiketiminde fazla lukse dénuk kisilerden kurtulmak. Bu kigiler iyi savasqi ola- mazlar. Osmanh degerlerinin bu toplumsal denetim yéniine, gelisme caglarinda Tiirkiye digmda bulunan ve biylece top- lumu yeni diisiince kahplanyla inceleyebilecek kadar kendi toplumlarina yabancilagmis yazarlar, érnegin Yakup Kadri, tarafindan dikkatler gekildi. Fakat Yakup Kadri bile, zaman- la, Bihruz-taraftari tutumundan vazgecti ve halk kiltiriéine karsi daha yumusak davrandb. Elestirileri yok olmadh, fakat istiklal Savas: boyunca kitleleri anlamaya gabaladh. Kadinlann bagimsizlasmasi konusunda XIX. yiizyil ust simf yazarlan cok daha rahattlar. Kadmlann bagamsizlas- mast, saldirganhk gibi eski dejerlere ve yeni sorunlan ¢ ziimlemekte yararh olabilecek bitin kimsclerin enerjilerini harekete gecirme isine zarar vermeden bagarilabilirdi. lece, her seyi hesaba katsak da kadinin modern roliiniin ka- buli, seckinler diizeyinde biiyik ilerlemeler gisterilen bir deger degisikligi idi, Fakat diin oldugu gibi bugiin de, Tiairki yelde "kozmopolit” havalari takinabilmek igin cesaret sahil olmak gerekir. Bunun seckinlikle veya ideolojik yelpaze ile ilgisi yoktur. Bir sorunun hala cevaplandinimas: gerekir. Bihruz’d’ karsi olan tutum, ashnda ne dlgiide modernlesmeye de karst- dir? Bu sorunun cevabim, Bihruz aleyhtan tutumun iki ayri seviyede belirdigini hatwrda tutmak suretiyle verebiliriz. Bunlardan biri cemaat seviyesi, digeri araglar seviyesidi Cemaat seviyesinde Bihruz Bey sendromu, tutueu ve modern aleyhtandir. Bunun iki sebebi oldugunu gordiik; bir kere de- 79 ferleri modern degerlere karsittir, sonra modernlesme ce- maate gergek, elle tutulur kiilfetler yukler. Gene biliyoruz ki, Osmanh Imparatorlugu’nda, cemaat, devletin yapmadiga birgok gorevleri yerine getirdigi igin ola- #anisti bir énem tagir. Imparatorlugun iktisadi durumunun kotilesmesiyle cemaat daha da énem kazandh, Tek tutanak bu noktadayd.. Segkinler tabakasinn digina gikmak istedikleri oranda, sosyal seferberlikciler Bihruz karsits deferleri bir dlgade kul- lanmak zorundaydilar. Burada degerler arag olarak kullam- hr. Zamanla, sosyal seferberlik bir dereceye kadar bagarih olmussa sosyal seferberlikgilerin hitabettikleri tutucu taba- kalarin bir kisminin modernlesme siirecine gekilmesiyle so- nuglanmistir. En genis sekliyle, bu, bir azmhgin yeni egitim kurumlarindan faydalanmas: seklinde goriilir. Fakat bu-ge- nig sekliyle modernlesmeye katilmayanlar modernlesmenin tamamen diginda kalmazlar, simrh bir sekilde katihrlar, teknoloji hayatlarim: etkiler, fakat degerlerini diri birakir. Bu simrh modernlesme Osmanh imparatorlugu'nda gelenek- sel yapilarin Batr’daki kadar sert bir sekilde yirtilmamasin- dan ileri gelmistir. Béylece simmh sekilde seferber edilenler kendi degerleri cergevesi iginde, tutuculuk igin seferber edil- mislerdir. Simdi de seferberlikcilerin istediklerinden daha karma- sik sonuglarla kargilastiklar: bir devreye gelmis oluyoruz. Seferberlikgilerle tutucular arasinda bir gatagma baslamstr. Bu tip gelismelerde gériilen son bir evre, modernlestiriciler- den gittikce artan bir sayimin modernlige cemaat degerlerini tasryarak girmeleridir. Bu, cemaat degerlerinin yavas yavas degigmekte olmasindan étiirii miimkiindiir. Cemaatgi davra- mig simdi éncesine oranla daha az garpici ézellikler tagir. Ka- 80 tilma gittikce énemli bir hale geldiginden halk degerleriyle bu tamgikhk dnemli siyasi sermaye olabilir. iste modernlesmede Bihruz Bey sendromunu biyle bir agian deerlendirmemiz gerekir. Osmanh imparatorlugu’- nun modernlesmesinin ilk evrelerinde Bihruz Bey aleyhtan: tutum kuru cemaatgi geklinde ortaya gkt. Damat ibrahim Pasa’min dliimii ve III. Selim'in katli gibi geligmeler buraya baglanabilir. Bu halk degerleri dolayisiyladir ki, iktisadi ve siyasi temelleri olan, savay ve seckinlerce kotarilmis entrika- Jar, halk ayaklanmalan seklini alabiliyordu. Sonradan, Yeni Osmanhlar Bihruz Bey aleyhtarhgam sosyal seferberlik igin kullandilar. Fakat Abdithamid zama- mnda aym degerler, "dekadan"lara karg: ates piiskirenlerin tutumunda tutucu seferberlik olarak belirdi, Gene insaner ‘Tevfik Fikret’e karsi gikan tepki aym kokenlidir. Daha degis- mig sekliyle Bihruz aleyhtan tutum, 1960'lara kadar Tiirki- ye'de sosyalizm aleyhtarhginda géziikir. Son olarak gunu da unutmamak gerckir ki, modernlesti- riciler higbir zaman Bihruz sendromunu salt ara¢ olarak kul- lanmazlar ve farkina varmadan ondan etkilenirler. Béylece, ‘Tiirk milliyetciliginin bir kokiini de burada aramak gerekir. Buginkié Bati aleyhtan sovenizmimizi.de burada aramah- vy, En son olarak, Bihruz Bey sendromunun tamamen olum- Tu yonleri oldugunu da sdyleyebiliriz. Turkiye milli bagamsiz- hgim ona dayanarak elde etmistir. Fakat bu unsurun gagdas éncesi kékeni Tark sosyal tarihi ile ugrasanlan: sagirtmaya devam edecektir. 81

You might also like