Professional Documents
Culture Documents
STRATEJøSø
ølk Baskı:
øletiúim Yayınları, østanbul, 1983
Mayıs 2004
http://akat.bilgi.edu.tr
1 2
) Bu yazı, øktisat Fakültesi Mezunlar Cemiyeti'nin Nisan 1982'de østanbul'da düzenledi÷i "Bunalımdan ) Sanayileúmenin ilk adımları atılırken, iktisat politikacısının hata yapma ihtimali çok düúük; basit bir
Büyümeye Geçiú" konulu seminerin ilk oturumunda sundu÷um tebli÷in geniúletilmiú biçimidir. Baúta tarımsal yapıda, her kurulan sanayi yararlı oluyor, etkinlik, akılcılık gibi kavramlar üçüncül, dördüncül
Dr.S.Gürsel ve Dr. F.Ya÷cı, buradaki fikirlerin oluúmasına katkıda bulanan çok sayıda meslektaú, dost ve düzeyde bir önem taúıyor. "Kolay ithal ikamesi" denilen bu dönemin Türkiye için 1950'ler sonunda bitti÷i
ö÷rencime teúekkür etmek istiyorum kanısındayım.
1
Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi (øletiúim Yayınları, østanbul) Fasikül 35 (4
Haziran 1984), sayfa 1083-1112
A.S.Akat 71 Alternatif Büyüme Stratejisi
dinamiklerin sonucu olan iktisadi içerikten yoksun (yani kültürel ve siyasi) olmadıkları nitelikleri atfeden bir ideolojik çerçeve oluútu. Geçmiú iktisat
kamplaúma, zıtlaúma ve bölünmeler, dönemin gerçekçi bir iktisat politikaları politikalarını o günün somut gerçe÷i içinde analiz edecek yerde bugünün politik
tarihinin ortaya çıkmasını engelledi÷i gibi, bizzat iktisat tarihinin büyük ölçüde kavgalarında kullanılmak üzere efsaneleútiren bir sürecin yaratabilece÷i kavram
úematik ve betimsel kalmasında temel etken olmuútur. kargaúasını Türkiye yaúadı, hala yaúamakta.
Osmanlı-Türk yönetici kadroları arasında 18. yüzyıl baúında filizlenen ve 19. Yukardaki gözlemlerin açıklık kazanması ve analizde çok önemli bir yeri
yüzyıl ortalarından itibaren hız kazanan modernleúme-ça÷daúlaúma arayıúları, olan konjonktür kavramının netleúmesi için, okuyucudan alıúılmamıú bir talebim
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluúu ve ilk yıllarında geri dönüúü olanaksız bir olacak: Cumhuriyet tarihini yeniden yazmamıza olarak verecek bir entelektüel
aúamaya gelmiúti. Genellikle batılılaúma sözcü÷ü ile özetledi÷imiz bu sürecin can deneye katlanmasını rica ediyorum. Diyelim ki, Atatürk Türkiye için ola÷an kabul
alıcı noktası, teokratik øslam devletini yıkan laiklik ilkesidir. 600 yıldır Avrupa'nın edilebilecek 75 yaúına (yani 1955 yılına) kadar yaúadı. Bu durumda, 1930'ların
neredeyse göbe÷inde oturdu÷u halde, kendisini tanımladı÷ı esas unsur olan din politik ve ekonomik rejiminin özde de÷iúmeden 1950'ler sonuna kadar sürece÷ini
sayesinde Avrupa medeniyetinin dıúında kalabilmiú bir toplumda böylesine büyük beklememiz ola÷an. Demek ki, 1945-50 arasında gerçekleúen büyük bölünme 10-
bir sarsıntının yaúamın her hücresini iúgal etmesi kaçınılmazdı. Üstelik, önce 15 yıl geriye atılacak; hatta, arada dünya koúullarındaki de÷iúimin de etkisi ile
Atatürk'ün çok genç yaúta ani ölümü, hemen ardından insanlı÷ın bütün gelece÷ini belki hiç olmayacak. Bu farklı konjonktörün içerdi÷i de÷iúik ortamın üretece÷i
etkileyen dev bir tarihi girdabın (økinci Dünya Savaúı'nın) öngörülemeyecek etkileri toplumsal muhalefet içinde filizlenip geliúen "sol" ideoloji ve hareketin kendisine
cumhuriyeti kuran siyasal hareketin vakitsiz bölünmesine yol açarak o ana kadar bugünkünden çok farklı kökenler seçebilece÷i önerisi herhalde gerçekçi olurdu.
toplumda sessizce varolan kaynamayı su üstüne çıkardı. Bu özgül konjonktörün Bu satırların yazarı kendisini bu iki ana akımın dıúında hissediyor, yani
yarattı÷ı ve bugün bile güncelli÷ini koruyan iki ana politik akımdan birinin 1923-50 herhangi birisi ile kendisini kısmen de olsa özdeleútirmeyi reddediyor. Bundaki
yılları arasında yapılan bütün uygulamaları (iktisat politikaları da dahil) kayıtsız amaç úu yada bu úekilde bir bilimsel tarafsızlık özlemi de de÷idirl; topluma (ve
úartsız desteklemesi, 1950 sonrasının bütün uygulamalarını ise (gene iktisat tarihe) tarafsız bakılabilece÷i önerisi bence bilimsel olamaz. Dolayısı ile çalıúmada
politikaları da dahil) az çok aynı çoúku ile reddetmesi, di÷er akımın da benzer bir geliútirilen analiz sadece CHP ve DP-AP arasında tarafsız kalıyor.
uslupla ama tam tersini savunması, sadece dönemin iktisat ve iktisat politikaları
tarihinin anlaúılmasının ötesinde, Türkiye ekonomisinin haketti÷i geliúme düzeyini øktisat ve Politika: Teorik Bir Gezinti
tutturmasını engelliyebilecek boyutlarda bir bölünmeye iúaret etmektedir.
Söz konusu bölünmenin profesyonel iktisatçıyı epey hayrete düúüren çok øktisat sözcü÷ü ile ifade etti÷imiz insan iliúkileri kümesinin toplumun
ilginç bir cephesi vardır. Tarafların iktisadi konularda birbirlerine yönelttikleri sert belirlenmesinde önemli bir yere sahip oldu÷u genellikle kabul edilir. Farklı teoriler,
suçlamalar, ilk bakıúta adeta siyah-beyaz úeklinde ayırdedebildi÷imiz iki ayrı iktisadi iliúkilere toplumsal belirlenme hiyerarúisinde farklı önem tanırlar. Sık sık,
iktisat ideolojisi ile karúı karúıya oldu÷umuz kanısını uyandırır Ancak, bu ideolojik politika ile iktisat arasındaki iliúkilerin yönü, yani bu iki düzeyden hangisinin
kutuplaúma görüntüsünü biraz eúeleyince, manzara aniden de÷iúir. Her iki akımın ba÷ımsız, hangisinin ba÷ımlı de÷iúken oldu÷u hararetli tartıúmalara yol açar.
çeúitli tarihlerde fiili iktisat politikası sorumlulu÷unu taúıdı÷ı dönemlerindeki øktisat politikası kavramı, bu iki düzeyi kesiútirmesi açısından hem çok ilginçtir;
uygulamalarına baktı÷ımızda, aralarındaki farklılıkların marjinal, benzerliklerin ise hem de her iki düzey ve karúılıklı ba÷ımlılıklarının anlaúılmasında çok yararlıdır.
esas oldu÷unu gözlememek olanaksızdır. Gerçe÷in yargısı herzaman gibi Önce tanım: øktisat politikası deyince, politik düzeyin (devletin) iktisadi
acımasızdır: Kutuplaúmıú bir heterojenlik görüntüsünün ardındaki homojenli÷in, düzeye müdahalelerini anlıyoruz. Örne÷in, kötü bir mahsul yılında bir tarım
yani, çok-ideolojili gibi duran bir gürültünün gerisindeki tek-ideoloji sessizli÷ini ürününün fiyatının yükselmesi iktisadi bir olaydır, ama tek baúına bizi iktisat
yüzümüze vuruyor. Netekim, kültürel, (dil, sanat, din, vb.) ve politik (demokrasi) politikalarına götüremez. Halbuki, devletin bu durumda o mala narh koyması bir
tartıúmaların zengin içeri÷ini iktisadi konularda bulmak mümükün de÷ildir; halbuki, iktisat politikasıdır. Aynı úekilde, o malın fiyatının serbestçe piyasada
özellikle son 20 yılda, bu iki akımın esas ayrılma noktasının iktisadi konular belirlenmesine göz yumması da bir iktisat politikasıdır. Do÷allıkla, devletin
oldu÷u yönünde giderek güçlenen bir kanı da var. ekonomiye müdahaleleri arasında çok farklı araçlar vardır; iktisat mesle÷i bunları
Retorikle gerçek arasındaki bu büyük uçurumun en önemli nedenini teúhis dikkatle sınıflandırır, ekonomideki etkilerini sa÷lıklı bir biçimde saptamaya ve bu
etmek bence kolaydır. 27 Mayıs 1960'ın az öncesinden baúlayıp 1980'lere kadar úekilde iktisat politikası kararlarını alan devlet organlarına yardımcı olmaya çalıúır.
uzanan bir özgül tarihi konjonktürde, aslında her iki akımın dıúında geliúmesi øktisat politikalarının analizi iki açıdan önem kazanır. Politik iktidarın
beklenecek “sol” ideoloji ve hareketlerin iki akımdan biri ile (CHP; onu kısmen ekonomiye neden ve nasıl müdahale etti÷inin do÷ru tesbit edilmesi, politik iktidarla
dönüútürerek de olsa) bütünleúmesi sonucu, her iki akıma gerçekte asla sahip ekonomik iktidar odakları arasındaki iliúkinin anlaúılmasını temin eder. Bu úekilde,
Sonuç
1980'li yıllar, Türkiye toplumu için önemli bir kavúa÷a iúaret etmektedir.
Osmanlı-Türk toplumunun 19. yüzyılda baúlayan