You are on page 1of 470

TURKiYE TARiHi

3)

OSl~~NI1 DJSV IE I i 1l600<~1908

Varin Yiinetrneni:

SiNA AK~iN

MEliN KUNT - SiNA AK~iN AYLA ODEKAN - ZAFER TOPRAK HUSEYiN G. YURDAYDIN

TORKiYE TARiHi

3

OSMANLI DEVLETi 1600'--1908

MEliN KUNl - SiNA AKSiN AYLA:ODEKAN - ZAFER lOPRAK HUSEYiN G. YURDAYDIN

YaylA Y6netmeni:

SiNA AKSiN

Kurueu'u:

O~UZAKKAN

cern yaYlnevi

1~tNDEKiLER

Onsoz (Sina Aksin) ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... 1

METtN KUNT

Siyasal T arih

Siyasal Sarsmti Donerni (1600-1623) ... ... 11

DIke Yonetimi ve Yoresel Farkhhklar 11

Savaslar ve ty ~alkanhlar ' 12

Safevi Cephesi : 15

Avrupa Ucboylan ve Osmanh Siyaseti ; 16

Merkez-Tasra Siyasal GUy Dengesi ... 19

Siyasal Duzenin Yeniden Saglanmasr (1623-1683) 22

Kocu Bey ve IV. Murat , 22

Girit Savasi ... ... ... ... 23

Katip Celebi'nin Teshisi 25

Koprulu Mehmet Pasa : Sahib iis-Seyf 27

Yeni Fetih Donemi 30

Zirve ve Dii~ii~ (1683-1703) 33

Viyana Seferi ... ... ... . :. .:. 33

Osmanh-Avrupa Savaslan 36

Savasin ve Bansin Etkileri 39

Edime Vakasi ... ..• ... ... 43

Osmanh Dev let inin Banscr Siyaseti (1703-1739) 47

Baris Siyasetinin Temelleri ... ... ... 47

Prut'tan Pasarofca'ya .c.......... 49

Lale Devri ... 51

iran Sa vaslan 54

Bah Cephesindeki Zoraki Zafer 57

Batilrlasmanm E~jginde (1739-1789) 59

18. Yiizyd Ortasmda Osmanh Diizeni 59

Rus Savaslari ve Batihlasrna Yolu 65

KaynakJar ve Incelemeler ... ... ... ... ... 68

SiNA AK~tN

Siyasal Tarih

III. Selim'in Saltanati (1789-1807):

Ciddi Islahann Baslamasi .... .. ... ... ... ... ... ... ... ... 73

v

IV. Mustafa'run Padisahhgi (1807-1808) :

Islahat Durduruluyor ,. 87

II. Mahmut'un Padisahlrgi (1808-1839) ve

Islahatm Yeniden Canlanmast ... ... ... 89

Tanzimat Padisahi Abdiilmecit (1839-1861) 119

Tanzimat Padisahi Abdiilaziz (1861-1876) ... 135

V. Murat ve II. Abdiilhamit'in Padisahhklan (1876) 151

I. Mesrutiyet Devri (1876-1880) ... 154

Abdi.ilhamit Mutlakiyeti (1881-1908) 165

Kaynakca ,.. ... ... ... ... ... ... ... ... 187

ZAFER TOPRAK

lktisat Torihi

Giri~ .. , ' 191

KlasikDonem - Cagda~ Donem ,.... 193

Kapitalizm ve Ticaretin Gelisimi 196

DI~ Ticaret ve Eklemlenme Sorunu 200

«Mali» DevIet - «Iktisadi» Deviet 203

Ekonomik Gelisme ve Ticaret Serbestiyeti 205

Tanm-Sanayi «Ortakyasarhgi» (Sembiyozu) 207

Zanaattan Sanayi'e Gecis Sorunsah 211

Liberal Iktisat ve Sanayilesme ... 214 .

Islah-l Sanayi Komisyonu ve Sirketlesrne 217

«(Sivil Toplum» Gostergeleri ... 220

Tek Para Sistemi ve Sorunlan 225

Osmanh Kambiyolan '" !.. ..• ••• ••• ••• ••• ••• ••• 228

Para Darhgma C;;oztim: Kaime ... ... 231

Osmanh Bankasi ve Ilk Banknotlar ,.. 234

Bimetalizm'den Monometalizm'e ... 237

lkinci ve O~i.incu Kaglt Para Deneyimleri 239

Sonu~: Yirminci Yiizyila Girerken ... ... 242

HOSEYtN G. YURDAYDIN

Diisimce ve Bilim T arihi

Diisunce Hayau : ... 249

Giris : XVII. Yiizyil . ,.. 249

Kadizadeliler (Fakilar) 251

Kadlzade Mehmet ,., 251

Abdiilmecid Sivasi , .. ,.. 252

Usttivani Mehmed ..• ,.. 252

Niyazi-i Misri 254

Bahayl-i KUfr! 254

VI

Kiitip ·t;eIebi ...........................•............. , ... 255

Hezarfen Huseyin Efendi ,.. 261

Evliya t;elebi ..' '" '" ..• 267

XVIII. Ylizyil : C;agda§la~man1n Baslamasi '" 274

Ibrahim Miiteferrika '" 276

Humbaraci Ahmet Pasa '" '" '" ." '" 278

Baron de Tou '" '" '" 279

Ahmed Resmi Efendi . .. '" 279

Ebubekir Ratip Efendi '" :.. '280

II. Mahmud Donemi '" , .. ", " .. " 281

Misir, Mehmed Ali Pa§a VI! Tahtavl -... 284

Tanzimat Donerni ". '" ," 288

Bilim Hayau '" ' 293

XVII. Yiizyil '" '" 294

Hekimlikle ilgili Eserler '" 294

. Sosyal Bilimler ,'" 297

XVIII. Yiizyd: Cagdaslasmanm Baslangiclan ve Tanzimat

Oncesi ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... 301

SiNA~iN

Dii#ince ve Bilim Torihi (1839-1908) " .. " ... ... ... 321

Ibrahim Sinasi Efendi .. '" ." 32!

Miinif Pasa ... . .. '" ". ,.. 322

Narrnk Kemal '" 323

Ali Suavi '" 327

Ahmet Cevdet Pasa '" 330

Ahmet Riza ... 333

Abdullah Cevdet 334

Sabahattin Bey (Prens) ' ", '" 336

Yusuf Akcura ... ... ... ... ... 337

Diger Bazi Diisiiniirler (Ahmet Mithat Efendi/Cemalettin

Efgani/Mizanci Murat) 340-341

Genel Degerlendirme 341

Kaynakca ... ... ... ... 343

A YLA ()DEKAN

Mimarltk ve Sana! TariM '" 345

Giri~ '" '" 347

Yerlesmeler '" 350

Mlmarltk " "... 353

Geleneksel Yapi Tiirleri '" '" 353

Cami ... ... ... ... ... ... ... ... 353

VII

17. Yiizytl ' ..

18. Yuzyil .

19. Yiizyd '" .

Stbyan Mektebi . ~. ." . ..

Medrese " '" " .

Kiitiiphane . ' .. ~ .

Tiirbe .

KonaklamaYapilan " " .

Ticaret Yapilan " .

Su Mimarisi .

Konut .

Saray Yapilari .,. ..' . ..

Yeni Yapi Turleri ..' . ..

Mimarlar '" .

Mimari Bezeme . " ." . .

T~ Bezeme '" " ..

Cini .

Duvar Resmi ." ." . .

El Sanatlan .

Minyatiir '" .

Seramik ..

Tuval Resmi '" . ..

Kaynakca '" '" " .

Oiinya Tarihi Kronolojisi (1600-1908) .

1600-1908 Yillan Arasmdaki Osmanh Padisahlan '" .

O' .

lZlD : .

VIII

353 358 368 376 377 379 381 385 388 388 398 404 410 413 414 416 417

. 419

422 424 429 430 435

437 447 449

ONSOZ

2. ciltte Osmanlt Devletinin J3oo~1600 ydlan ele almmtsu. $uphesiz, bu rok onemli bir donemdi. Asiret vaptstnda, hayat tarz: g6febe hayvancillga 'dayall kUfiicilk bir beyligin gosterdigi olaganiistil gelisme, tarihin sasmta olaylarmdan biridir. 14. YUZYllm bastnda Anadolu'da bircok beylikler vardt. Buyuk bir imparatorluk kurmak neden Osmanlt Beyligine du§til? Ustelik, bu yolda hattri saydtr bir geli§me gosterirken 1402'de An· kara muharebesinde paramparca olan Beylik, kendisini toparlaytp nasti yoluna yine devam edebildi? Bernard Lewis'in Modem Turkiye'nin Dogusu adl: yaputnda ilk 10 padi§ahm istisnast; yetenekli olmalartna dikkat rekili· yor. Ama sarunm Paul Wittek'in Osmanh Imparatorlugunun Dogu~u'nda isaret ettigi jeopolitik etken belki daha da onemlidir. Wittek, Anadolu'daki insanlann ve beyliklerin. buyilk olfilde aktn. ve cihad illkusuyle gudillendiklerine, oysa anu sonradan denizle veya baska Miisliiman bir beylikle kapanmadan, Bizans aleyhine siirekli yayrlaqilecek tek kurulusun Osmanli BeyJigi olduguna dikkati cekmektedir. Bu yilZYlllarda lstanbul'un [ethi ise fok onemli bir danum noktastdtr, Yalmzca beylikten imparatorluga gefi§ degil, belki devletlesme olayma da isaret eden bir gelismedir. Nitekim, Osmanu argivinde 1453 oncesine ait pek belge yoktur. ilk onemli Osmanlt tarihi de 1476'da A§lkpO§azade Ahmet tarahndan yazdmaga baslandi.

Bitimiigi iizere, okul kitaplannda Osmanli tarihi §u donemlere ayrtltr : yiikselme (1300-1579), duraklama (1579-1699), gerileme (1699-1922). Kimileri yilkselmeyi de ikiye aytrtyor : kurulus (1300-1453), yiikselme (1453-1579). Dikkat edilirse bu donemlendirme Osmanlt arczisinin miktartru Olfilt almaktadtr. Bu, at;lk,a belirtilse, mesele yoktur. Ne var ki, bOyle oldugu belirtilmeyince, Osmanlmin her alanda en basanl: dorieminin 1300-1579 oldugu, duraklamanm daha a.::: basartlt oldugu, gerilemenin de en basanstz oldugu izlenimi ortaya flklyor. Bu dogru mudur? Soruna Tiirkiye Cumhuriyeti acismdan baktlglmlzda, arazi miktan Olr;ilt 010- caksa, Cumhuriyetin gerilemenin en Uf noktastnda oldu~, Meta 'SUTUndugil' sonucu ctkmak gerekir. Okul tarih kitaplartru yazanlarm bOyle vir dii.§ii.nceleri oldugunu sanmtyorum, Fakat tutarlt olunacaksa, arazi alfiitiiniln biz; nereye gotiirebilecegini gasterir. Bugiin biz Cumhuriyetciler, Cumhuriyeti Osmanlt Devletinin en basanii doneminden daha basanlt bu-

1

luyoruz; fUnku arati miktartna degi/, okuryazarlIga, egitim durumuna, kiiltib' dikeyine, ortalama omre, relah seviyesine bakivoruz.

Osmanl: Devletini orazi geni§ligi o/futayie degerlendirme tutumu icin de ayn: eleltiri soz konusudur. 16. YUZYll Osmanli smtrlartnm en genii duruma geldigi yUzylldzr, ama acaba en basartl: yuzyrl bu muydu? Konuya genel relok diJzey; ~Ismdan egilmek miankun o1dugu gibi, kUllur ve uygmllk Oflsrndan do yaklOfmak mumkundia, Kidtiir ve uygarllk boktmindan 16. yiizyllda ur buyUle inson goze rarplyor: Mimar Sin an , Fuzull, Karacaoglan. Mimar Sinon. belki bir daha erisilemeyecek bir zirve, [akat ole yandan, 19. YUzYllda gen# rapla Batt etkisine aedmadan once O~ manlt dii§iJnce tarihinin en bayuk iki ismi, Ktuip (:elebi ile Evliya Celebi, 17. yUzyllm insanlanydilar. Bunlann. yanina, meseta bu yiJzytlm iki buyUle tarihcisini, Pecevi ve Naima'y: katabiliriz. Demek ki, 17. yiizYII dii§iince tarihi bakimmdan 16. YUzYlldan iistiindur. Musikiye gelince, 16. yiJzy,lda divan miiziginin emekleme halinde oldugunu, Uri ile (1640-1712) biiyuk geleneiin bagladlgml ve astl 18. yUzydda klasik: Turk miiZiginin olustugunu goruyoruz. 18. yiizYllt baska bakimlardan da selamlamak gerekir. Ilk olmasa da, kiituphane binas: insaatlanmn yaygmlOfmasl, ilk matbaa bu yUzYlldadtr. Bu baktmlardan da 18. yiizyzlm onceki yUzylllara ilstiinlugii si5z. konusudur.

Osmanit halklcnmn re#tli donemlerdeki rejah. durumu hususunda bir ley soyleyebilecek durumda degilim. Ama savastn =Osmonlula karlntlmaz; 'iktisadi' bir i§levi oldugunu kabul etsek de-« bir mutsuzluk kaynagl oldugu gorii§u dogruysa, Devletin ilk Ur YUzYllmm stk stk yapllan (ve tabii konlt alan) [etib savaslan ile gertigi, 17. YUzYllda ihtimal lethedememenin slkmt1Sly/a, askerjle~mil bir toplumun bu sejer Celali isyanlon denen olayda kendi kendini yedigi gorillar. 18. YUZYlIda Osmanli toplumu barl§1n degerini belki biraz ogrenmii, kendini daha cok kUltiire vermistir (00 baJamdan da selamlamak gerek}, ama bu sefer ie dl§ardlIf'r saldtrtlar pek rahat btrakmaz. Genel olarak fUM royleyeyim .' Insanltgm (ve tabU Tiaklerin de) gilnbegiln 'ilerledikleri' katustnda oldutum irin, aksi kanulanmadtkca (diyelim, Mimar Sinon ornegindeki gibi) her Osmanh (ya da Cumhuriyet) yUzylltmn her alanda ve her baktmdan onceki YUzytldan ya da YUzYlliordan iistiin olduguna inanmak egilimindeyim. Bu kamm dolaYlSlyla germiite altm rag aramantn anlamstz bir tutuculuk oldugunu, kura! olarak biailn halklar irin alttn ragm germi~te degil, gelecekte 01- dugunu samyorum.

Yukanda Celali isyanlartna degindim. Geemiste konuyu biraz. incelemi~, Celali isyanlan (en azgm donemi 1590-1650) ile 12 Eyliil 1980 oncesinde ylqad,gzmzz kargO§allk donemi arastnda ban ilginr ko§utluklar saptamtsum. 1-Birnulus patlamast olayt : XVI. yiizYllda Osmanlt Devleti dahil, biltia: Akdeniz havzastnda olagandt~1 bir nidus arl/§1 o/uyor. (Fer-

2

nand Braudel, Orner uu« Barkan, M.A. Cook 'un tespitleri). 2-Nufus arusmm bir sonucu olarak, donemin. yUksek o/renim kurumu olan medreselerde ~lrI bir kalaballkla§ma var. Doianstyla, ogrencilerde, mezun olduklarmda bir memuriyete girme beklentisinin iyice azalmast ve neticede efkiyaJlga kadar varan bir maceracthk bcqllyor. (Fakat niiius art~1 IuUkl gerim stkmttstna soktugundan, onlar da patlamaya hazirdtr.) Batiln toplum medrese ogrencilerine du~man oluyor, Akdag'zn deyimiyle, ne «asipkesme», ne anlayI§ onlan yoia getiremiyor. 3- Osmanlt maliye tarihinin en buyuk, en 'basin' devaliiasyonu : 1584 ytlmda, 0 gune kadar 100 dirhem gilmil§ten 450 civartnda akce kesildiii halde, 0 tarihte ayni miktar giimiqlen (icine degersiz maden kansttrmak suretlyle) 800 akre kesilmege bG§lamyor. Sonuc §U oluyor ki, 0 giine degin, daha r;ok, medresenin bir derdi olarak goziiken «anarsi», biaun topluma yayzllyor, gene! bir kargO§allk halini ouyc«. Zira enjlasyon altp yilrumil§, jiyatlor 'flldlrmisur', Dikkatli baktltrsa, 1969'dan. sonra ya§ad,glmIZ kargasaltk doneminde buna benzer etkenler gorebiliriz.

Biraz da Osmonlt .Devletinde matbaantn seriivenine deginelim. Matbaa Avrupa'da 1440'larda lead olundu. 1493'te lspanya engizisyonundan kGfan Yahudiler Istonbul'da ilk matbaayt kurdular. lki yll sonra Selanik' te iklnci matbaalcn GfUdl. Ermeniler 1567, Rumler 1627'de Osmanli idkesinde matbaolaruu kurdular. M iisliananlarm matbaa kurmalan hususunda dinsel ve orfi bir yasak so; konusu oimadigi halde, bu ancak Maca! donmesi Ibrahim. Miaeferrika ve Sait Mehmet gelebi taraitndan 1727'de kuruldu - icadtndan a§agl yukon 282 yll sonra. 11k kitap 1729'da ,lkti. Matbaa ciddi bir muhalejete ugramadlgl halde (ornegin, Patrona Halil isyanmda dokunmadtlar) 1743'te 17 kitap bastldiktan sonra kapandt. Arayon saran olmadt demek ki. Derken 1784'te gayrete gelindi ve Miae[errika maibaasi tekrar (/fIld). Oysa Avrupa'da daha 16. yUzyzla girerken yakIO§lk 1000 kiiap bastlmts bulunuyordu. Tiirkler ilk kitaplanni basttkIan strada Avrupa'da 1,5 milyon kadar kitap (ve yakla§lk 1,5 mityar nilsha) bastlmt« durumdaydt. UygarlIk sahnesine biraz gef flkml§ genf bit halk olarak, Avrupa ile 0 strada aranm:daki mesaieyi gosteren 'veciz' rokamlardtr bunlar. (Maalesef aym ol,iide 'veciz' olaylar: Hiimanizma ve Ronesansin, Kesiilerin ve Bilimsel Devrimin, Aydmlanmamn Osmonltya hemen hir yansunamts olmasi, ve bu aroda Hiiseyin Yurdaydm'm. 2. ciltte anlattlgl feci olay: ancak iki yll [aaliyet gosteren Rasathanenin Padi§oh emri Uterine 1580 ytlmda dletleriyle birlikte yerle bir edilmesi.) Baska bir llflk1amq do sudur : Osmanlt icin kitabin en onemli yonlerinden biri, yazut, resimleri, siisleri, cildi ile bir sanat eseri olu§uydu. Bilgiye ihtiyac: olanlar, elle yazllz kitaplan saun clabilecek kudretteydiler, Matboa kltabt ise, ornegin makine halisi gibl, makbul olmayan bir §eydi. Herhalde elyazmalan saun alamayacak durumda olanlann - medrese ve Enderun og·

3

I'encileri dahil, 'orta halli' insanlarm - bir kitap ihtiyar1arl, baska bir deyille. kilohm piyasasl yokmrq.

Matbaamn kurulmamastnda, falqmalarma ara vermesinde yobazltgm belki payt yoktu ama, Prof. Yurdaydtn'tn YOZllarmda, meseta Kadtzadeliler hareketinin, din odma Osmanlt kiUtiirUnu, bu arada onun bir parcan olan tarikaJ YG$antlStm sandurmek ifin nasil ug,cqllgmt okuyabilirsiniz: Bilindigi gibi, pet fok MUslilman Devleti gibi, Osmanlt Devleti de Seriati ay· nen uygulamaktan uzak kalml§, meseld Kuran'tn. sarih emrine ragmen, Osmanlt doneminde, bildigimiz kadartyla hifbir iursizm. eli kesilmemistir. (Osmanlt Ceza Hukukunun Seriate uygunlugu sorununu merak edenler Coskun Orok'un 1946'da Ankara Universitesi Hukuk Fakiiltesi Dergisi' nde yaYlmlaml§ oldugu makale dizisine bakabilirler.) Osmanltlar Kadtzadeliler horeketinin hakkmdan geldiler ama, yobazl,gm Osmanlt toplumunun ilerlemesini kostekleyecek bircok hareketleri oldugu muhakkakttr. Tobii, yine unutmamak gerekir ki, vobozlor her toplumda, her zaman varolmuslardtr. Marifet. onlartn telkinlerine kaptlmamakta, dizginleri el· lerine vermemektedir.

Gelelim 19. yUzylla. Bu YUZYllt sevmek kolay degil, runku Osmanli Devletinin -<levle/ler diizeninde, Avrupa'daki abur devletlere gore- en dU§kiin YUZYII,dlf. Osmanli Devleti arttk yaJ'1 baglmlt bir durumda, A vrupa emperyolizminin ortak yarl-sOmiirgesi, Jamar oglanldzr. Ne var ki, ISkJ.haim ciddiyet kazanmast, daha kapsamli bir hale gelmesi, yani modemlesme olayl esas bu yUzYlldadzr. lhtimal 0 diqkilnlefme olmasaydt, bu denli ileri giden tslaha: olmayacaku. Tiirkiye'nin 20. yuzytldaki hamlesi 19. yUzylldaki birikimlerin sonucudur. Demek ki 19. YUZYll, Osmanltmn dii§kilnliigu YUzilnden sevmesek de, 20. YUzYllda ycqad,glmtz devrimcl aulimin birikimlerini saglMIgl icin onun hakkuu vermemek mumkiln degildir .

• **

2. cildin onsOzUnde Osmanli Sarayuun nasd bircok alanda idkenin en /Ja§ta, belki biricik kurumu oldugunu artklamaga {;all§ml§flm. Burada da Saraym 19. yUzyllda nanl topluma onderlik etme niteligini yitirdiline detinelim:

Osmanlt Saraymda onemli bir gorevli ziimresi akalalardl. Bunlar hadim edilmi§ dev§irmelerdi. Cogunun Rumeli kokenli olduklan tahmin edilebilir. Akata/onn en ktdemlisi Katn Agasl ya da Babiissaade Agasl slla· 11m ta~lyordu ve 1587 tarihine kadar hem Enderunun, hem Haremin ami,; (Knler Alasl ya do Dariissaade Alasl), kssacasi Saraytn 1 numaralt gi). revlisiydi. Ne var ki, sOzu edilen tarihten sonra Ktzlor Agalltl mevkiine kara hodtmlar getlrilmeye bcqlandl. Yoni, Kap« Agaslmn Harem amirUg; son butmrq oldu. Bilinen son devsirme 1747'de olduguna gore, 18. YUzytl

4

sonunda arttk Sarayda akalalarm etkilerinin biisbiitiin azaldltz tahmin edilebilir. Buna karsthk: kara hadtmlann gUgide onem kazandiklan roylenebilir. Afrikall olan kara hadimlann, toplum ve kiiltur duzeyi baktmsndan, Rumelili ohm ale hadtmlardan adamakilli ger; olduklanna gore, Osmanlt Sarayuun diiskiinlesme ve gerileme siirecinde bu duzey [arkmin da bir pay: oldugu tahmin edilebilir.

Kadtnlarla ilgili bir gerileme de so: konusuydu, Haremdeki Anadolulu ya da Rumelili-Avrupalt kadtnlann yerini, sonunda tomamen egemen olmak uzere, (:erkesler aldtlar. Toplumsal ve kiiltUrel bakimdon (:erkesler ile Anadolulular, Rumelililer, Avrupolilar arasmdaki [ark, Rumelililerle AIrikaltlar arasmdaki [ark kadar derin olmasa da, yine adamaktlliyds. Zira (:erkesler, genellikle Kaikasya daglarmda asire: hayan YQ§ayO/l. insanlardi. Boylece Sa ray, sonralan ttibir caizse, bir yandan A frikaltlawken , obilr yandan (:erkesle§iyordu. Bu suref Saraytn toplum ve kultur duzeyini. dolaylSlyJa sorunlarla basedebilme yetenegin! geriletiyordu. $iiref eyle yiiriidii ki, hemen her §eyin merkezi ve toplumun onder! olarak goriinen Saray, arttk toplumun -ozellikle lstanbul'un-« wt diizeyinin gerisine diqlu. Hand tasrada Tepedelenli Ali ve Kavdd: Mehmet Ali PO§O gibi oyaniar, merkezden fok daha fagda§fl olabiliyorlardi. 19. yUzyllda Sara) -II. Mahmut'la birlikte bir hamle daha yaptlklan sonra-« iinderlik: niteliklerini yilirmi§ bulunuyordu. Bu )'Uzytlda Osmanli sefkinleri Pranstzca ogrenmege, Avrupa tipi yiiksek ogrenim gormege btzyladzlar. Oysa Saray, en son doneminde dahi bu yonde ciddl, sistemli bir giri§imde bulunmath Battltlasan seckinler, cahil ve ilkel bulmaga basladtklar: Saray kar§Ismda bir sadakai bunalimtna dilstider. Siyaseten katl, miisadere, tahammid edilmez zuliim usulleri olarak gaze batmaga ba§ladl. Onemli ol~iide bu YUzden Tonzimat geldi. Saray yitirmekteoldugu Sayglnlllt. belki de, Baudanesinlenen ihtisam ve liiksle korumaya rall§/l. Dolmabahce ve diger A vrupai Saraylara tastntldt. Oysa 'kabuktaki' bu davralU#ara kosut olarak Saraytn Ajrikaitlasma ve (:erkesle~me, yani dii~kUnle~me silred devam etmekteydi. Nihayet tt. Abdiilhamit hilaiete ve dine sortldt. Bu, belki kitleler nezdinde etkili oldu, ama seckinlerin tavtrlanm lazla etkiledifi roylenemez. Arttk Saray, ancak yiiZYlllarca surmii§ olan, kadim ve bir zamanlar muhtesem bir gelenegin uzanust olarak, -Iakat gerfekte koi ve zavallt-« ayakta durur gihi goriinmekteydi.

II' "II'

Tiirkiye Tarihi'nin I. cildi iizerine basmda baa YOZllar flktl. Bu yazilordoki elestirilerden birkacma deginmek belki yararl: olabilir. Her §eyden once Tiirkiye Tarihi'nin nastl bir kltap oldugunu bir kez daha belirteyim. Bu bir ansiklopedi degildir -ya da alllllml§ anlamda bir ansiklo-

5

pedi degUdir. Buna planlt, ya da sistematik bir antoloji denebilir. Ilk onsozde belirttigim iizere, benim rolilm yazarlan bulmak, on lara konulan ve yaZII ilkelerini vermek, sonra da gelen yazilan denetlemekten ibaretti. Denetlerken kimsenin goru; ya da degerlendirmelerine kansmadtm, yazarlar arastndaki reli§kileri gidermek gibi bir i#evi de ilstlenmedim.

Ctkan. yazdardan birinde (Mehmet Ali Kiltcba», Cerceve, Ekim-Kasim 1987) Tiirkiye Tarihi'nde Tiirkiye'ye gelmeden imceki Tiirklerin anlaulmasi, ve Tiirklerden once Anadolu'nun ele alinmamasi elestirlliyor, halto bunun trkflIlk oldugu soylenivor. Oysa ilk onsOtde Malazgirt oncesi Anadolu tarihinin ele altnmasi gerektigini, [akat pratik zaruretlerle bunun yaptlmadlgl belirtilmistl. (ilnkil bu yaptlsayd: kitabtn haem; cok buy;;yecekti. Ayrtca, hayli kalabahk olan yazar kadrosu daha da kalabaltklasacaku. Ustelik, Turk oncesi Anadolu tarihi bana hayli yabanct bir konu, onun yaym yonetmenligini yapamayacak; ya da zorluk rekecektim. 0 onsozilmde bu hususta soylediklerim incelenirse, lrkrlilk suclamasmm sacmallgt ortaya flkar.

Bu baglamda 0 zaun. itiraz yollu verdig; birkac ornegi de ele almok ilginr olabillr. Diyor ki, Fransa tarihi incelenirken Franklartn tarihi inceleniyor mu? Fransa'da bunu yapan var mt bilmiyorum, Yaptlmasma bence hirbir engel yak. Bunu yapmak da -kendi bastno-« lrkflilk saYIlmaz. Ama. miinasip olup oimadltt tarttstlabilir. (ok da miinasip degil bence,riinku Prank kavmi Fransa 'ya gelip yerlilerle kartstrken dilini yitirdi. Bu durumda germiiteki atalar iizerinde durmak rok da ilginr sayllmaz. Biz bugiin Arapca ya da Rumca konusuyo« olsavdtk Tiirklerin tarihine bu kadar ilgi duyar mtydtk? Bulgarlar Turanl germi§lerine bir ilgi duyuyorlar mi? Haud Osmanltlar do din [arkmdan. otilril Isldmiyet bnces! Turk tarihine pek yaktnltk duymam l§lardlr. Tiirkler, Franklardan iarkls olarak, dillerini Anadolu'da ve Rumeli'nin pek rok yerinde egemen ktldtlar ki, bu cok imemli bir noktadir. Yal.ar dilin onemini kavramamu gOriiniiyor. Oysa, bu tutum gilnumuz ielseiesinin ve dilbilimin soylediklerine cok aykin. (lhtlmal dili yalntzca dii§iinceyi aktannak irin, teleion, radyo gibi 'taraistz' bir artu: santyor. Halbuki bugiin dilin araetan ibaret olmaYlpdii§iinceleri, duygulan biclmlendirdigi, etkiledigi ileri suriiluyor. Bu dogruysa ve halklartn, uluslarm karakterleri varsa, dil bu karakterlerin olusmasmda onemli bir paya sahiptir.] DoiaYlSlyla Araplartn Islam uygarllgma yapttklart dil katktsuu tamamen kiiriimsuyor, Tiirklerle Mogollan da «aym toplumsal ekonomik iirgiulenmeler icinde» diye ayru kejeye koyuyor. Oysa Mogollar muazzam birkac imparatorluk kurduklan halde, bugiin bu dil ancak Orta Asya'da bozktr ve rolWk bir bOlgede kuruk bir topluluguJ;1. dili olarak kolmtsnr. Turani diller ise bazi yerlerde eriyip gitmekle birlikte, diatyantn bircok verinde bugiine kadar tutunabilmistir,

6

(Belirteyim ki, bu bir oviinme, trkcdtk, ~enlik degil, yalmzca bir saptamadtr.)

Irkctltk: nasi! olur, onu da anlataytm, OguZ boylannm turlii nedenlerle biiyiik Olfiide ebosalmts» bir Anadolu'ya geldiklerini, bu yuzden (veya baska nedenlerle) yerli halkla kansma, kayna§ma olmatilglm, Tiirklerin Irk saiisetlerin! koruduklarmi iddia ederseniz, lrkfllIk olur. Bu gor~e Dian tariheilerimiz vardtr. Oysa somut gerceklerin bunu yaJanladltml sanivorum. Pek fok yoldan kansma olmustur. Anadolu'nun degi§ik yorelerinde mevcut hayU [arkli insan tipler! de bunun gostergesi sayllmaJ,dtr. Aynca, sunu da belirtmeli ki, Tiirklerin uygarT,k alamnda ilerlemesinde, 1071 oncesi Anadolu halktnm Hititlerden. ba§layarak, r;e§itli uygCN"ltklarm kazantmlartyla katmerleserek fogalan uygarllk birikiminin de katkm muhakkakttr. Tiirkiye Tarihi yazorlanna gelince, onlann arastnda lYkfl yoktur.

Yazar bir de Ariantin ve ABD omeklerini veriyor. Arjantin tarihini, sizin hesabmtza gore, lspanyollann tarihiyle mi, yoksa Italyan/arm torihiyle mi baslatmalt diye soruyor. Italyanlann sOz konusu olmasi, birfok ltalyan'tn Ariantin'e gOr; etmeeinden kaynaklamyor olmd». Ne var ki, Ar· jantin'e fok saytda ltaiyan yerlejmijtir ama, cocuklarmm ana diUeri Ispanyolca olmustur (yine dil sorunul) Aym §ey yazann siJziinii ettigi ABD' deki Alman ve lskandinavlar ifin geferlidir. Arjantin'in tarihini lspanya tarihine, ABD'ninkini de Ingiliz tarihine baglamak isine gelince: Boyle bir ¥!y, dil birliti olmasina ragmen, en azmdan bugiin ifin sOz konusu degi/dir, zira her iki idke anayurt olan iilkenin kendisini romiirdiigunii ileri silrerek ona karn ayaklannusttr, Kanlt savaslar verip baglmslzllgml kabul ettirmistir. ABD'ye ve Arjantin'e ki§ilik veren de Washington ve San Martin gibi ulusal kahramanlarin onderlik yaptlklarl demokratik w uluscu baglmslzlIk miicadelesidir.

Gerfi bizim de Tiirkiye Cumhuriyeti olarak, demokratik-uluscu hareketi bogmak isteyen Osmanlt Devletiyle bir ihtilal iliskimis; var. Tiirkiye Cumhuriyeti, daha dogrusu demokratik-uluscu hareket, kendini bogulmakw tan kurtanp Osmanlt Devletini bogmu§ ve onun yerine gefmi~tir. Ariantln ve ABD, ispanya ve lngiltere'nin yerine gefmemi§ler, zorla arolanndaki ili§kiyi, iistlerindeki boyundurugu kopartp atmtslardir. Tiirkiye Cumhuriyetl Osmanlt Devletlnin yerine gertigi icin, ona karJI olsa bile, onun tarihiyle fok yakindan ilgilenmek durumundadtr. (Meseta Sovyetlerin C;arllk Rusya's: tarihi ile r;ok yaktn ilgllenmeleri gibi.) Ariantin ve ABD ise lspanya ve ingiltere tarihiyle fok yakmdan ilgilenmek durumunda degillerdir. Aym §ekilde Suriye ve Bulgaristan'tn Osmanlt tarihiyle fok yakmdan ilgilenmeleri beklenemez. Bir de Osmanlt oncesinden soz edeyim. Selcuklularla ilgiliyiz runku Osmanltmn seleii olan devlettir. Selcuklu oncesi

7

Tiirklerle j[giliyiz rUnku ktsmen atolanmmur onlar. Fakat tabii, rok daha onemlisi, on/arm dilini konusuyoruz.

* **

Maolese] 2. ciltte lktisai Tarihi bOlUmiinu sunamadtk. Bu ciltte, her iki dimemi de kapsayacak bicimde, Zajer Toprak 1300·1908 lktisat tarihini incelemektedir.

Sina Akfin Ankara, 10 Mart 1988

8

SiVASAL TARIH (1600 ~ 1789)

METIN KUNT

I. sty ASAL SARSINTI D6NEMt (1600 • 1623)

A. illke Yonetimi ve Ybresel Farkliltklar

Onceki ciltte ele aldigmuz gelismeler tabii birdenbire degil, uzun sayilabilecek bir silrede olustu. Bu siire icinde aslinda Osmanh devleti en genis simrlanna ulasnusti. Banda Viyana He Budapeste arasmdaki Habsburg sminnda nicedir bans siiriiyordu. Akdeniz'de Osmanh deniz etkinli~ duraklamisn, ama Ktbns Venedik'ten, Tunus Ispanya'dan almnusn. Safevi iilkesinin it; kansikhgrndan yararlanan Osmanh ordulan zor da olsa Azerbaycan'm Iethini basarmis ve Hazer Denizikiyilanna ulasmisn. Gene Safevi hiikiimdan Sah Abbas 1590'da bansa razi olup Osmanh kazanclanrn kabullenmek zorunda kalrmsn.

Simrlan boylece Cezayir'den Azerbaycan'a, Azak Denizi'nden KIzIl. deniz'e, Budin'den Basra'ya uzanan bu genis imparatorlugun yonetiminde cesitli yoresel farkhhklara rastlamyor, Osmanh iilkesinin onemli bir kismi eskiden beri dirlik sistemi ile yonetilmekteydi; yani bu yorelerdeki beylerbeyilikleri olusturan sancaklarda gelirler; haslar, zeametler, ve timarlar halinde bcllinmiistu. Onalunci yiizyilda ele gecirilen bazi yorelerde ise dirliklerin onemi ikinci de recede kabyordu; Misir ve Bagdad gibi beylerbeyiliklerin yonetiminde padisahm hazinesine nakit olarak gonderilen yilhk odeme onde geliyordu. Bu eyaletlere «salyane», yani yilhkli deniyor Osmanh terimiyle; hem padisahm hazinesine yilhk/salyane gonderildigi, hem yoneticilere, yani beylerbeyi ve bazi beylere has ayirmak yerine yilhk/salyane nakit odendigi icin. Bir onceki boliimde gordiigiimUz gibi merkezi hiikfrmetin yilhk gereksinmeleri arttikca salyane yontemi genisletildi; bazi dirlikli beylerheyiliklerde bile eskiden eyalet defterdarlarina verilen gelir toplama yetkisi «nazrr-i ernval» unvani ile beylerbeyi pasaya birakrhyordu. Nazir-t em val, yani eyaletindeki parasal gelirlerin denetcisi oIan pasa top. ladlgl gelirin bir kisrrum kendine ahkoyduktan sonra iistiinii Istanbul'a yollamakla yiikiimli.iydii.

Gortiliiyor ki dirliklerin asked onerni azaldrkca dirlik sisteminin vergi toplama ve guvenlig! saglama islevleri de tavsamaktaydi, Asbnda sancagmdaki dirlikli sipahilerin komutam alan sancakbeyinin gorevi de boylece

onemini kaybediyordu. Onalunci yiizyildan onyedinci yiizyda siiregiden bu degi~im sirasmda beylerbeyilerin yonetimdeki yeri gittikce giiclendi, sancakbeylerinin prestiji ise dusmeye basladt, Onaltmci yUzyllda beylerbeyiligine yiikselmeden once sancakbeyiligi yapmak neredeyse sart iken, yani ancak sancakbeyleri pasaliga yiikselebilirken, onyedinci yuzyilda arnk sancakbeylerinin pek azi pasa olmayi umuyordu. Onyedinci yiizyilm gii~Hi eyalet beylerbeyileri tyogunlukla tasra hizmetinden degil, dogrudan dogruya padisah saraymm birun komutanhgmdan ya da diger bir merkezi hiikfimet gorevinden atamyordu pasahga,

Ulkede dirlikli ve salyaneli eyaletlerin dismda baska yonetim sekilleri de var, Ozellikle daghk, sarp, zapt U rapn gUty yerlerde merkezi yonetimin yerlestirilmesi yerine yoreselguclerin yan bagimsiz devamma goz yumuyordu Osmanh devleti, Osmanh yonetirninin oteden beri ele gecirilen tilkelere adim arum sokuldugunu, ilk bagrmh durumdan dirlik sisteminin kurulmasma kadar olan siirecin 20-30 yil alabildigini gormti~ttik. Karaman illkesinde ve Amavutluk'ta ozellikle zorianmrstr Osmanh egemenligi, Ki-

. nm, Eflak, Bugdan, Erdel, ve Dogu Anadolu 'nun -Osmanh terimiyle=Kiirdistan bolgesinde ise yerel yonetim hit; degi~tirilmeden siiregitti. Cesitli sancaklara aynlrms olan Kiirdistan'da bey aileleri, Kmm'da hanlar, Eflak, Bugdan, Erdel prensleri Osmanh devletince onaylanmak sarnyla hiikiim siiriiyor, beyliklerin i~ dtizeni eskiden oldugu gibi, hicbir Osmanh yoneticisi kansmadan, Osmanlt kanunu uygulanmadan devam ediyordu.

Bu bolgelerdebile uzun donemde Osmanh bedefinin kesin egemenlik kurmak oldugu sOylenebilir. Nitekim onaltmci yiiZ}'ll basinda yan bagimSIZ olarak Osmanh cercevesine giren Kiirdistan beyliklerinden bazilanmn bir-iki nesil sonra dirlik sisteminin isledigi normal Osmanh sancagma donii~tiigii gozleniyor, 1569'daki Don-Volga kanah girisimi basan He sonuclansa, Kmm da daha kesin olarak Osmanh denetimine girecekti kuskusuz, Fakat Osmanh devletinin onaltincr yiiZYll sonunda icine dti~tligli bunalim doneminde, yoresel gtic;:leri yavas yavas zayiflatmak ve eritmek siyasetinin islemesi, ilerlemesi beklenernezdi, Onyedinci yiizytl boyunca Osmanh devletinin dl~ siyasetinde Balkanlar'da Osrnanhlar'a bagimh prensliklerin durumu ve tutumu hep on plana C;:lkacaktl.

B. Savaslar ve if C;alkantllar

Orta Avrupa uc boyunda Kanuni Sultan Siileyrnan doneminden beri siiregelen bans, Osmanh-Safevi causmasmm 1590'da sona ermesinden usa bir siire sonra bozuldu. Uc boyunda gene! bansa ragmen karsihkli akinlar eksik degildi gerci, fakat 1591 ve IS92'de hem Habsburg bern Osmanh akincilan i~i .bUyiitiince III. Murad'in son yIllannda, 1593'de iki iilke amsmda savas acilnus oldu. Uzun slireli bansm neden bozuldugunu kestir-

12

mek kolay degil, Gerci Osmanh yazarlan Habsburg akmlanm sebep gosterirler ama Osmanh i~ siyaseti de savasa meylediyordu anlasilan, Bu donemde vezirler arasmdaki rekabet dl~ siyaseti etkiliyordu. Safevi cephesindeki kazancli girisim bazi komutanIann, ozellikle son serdar Ferhad Pa- . sa'mn prestijini yiikselttiginden, vezir-i azambktaki rakibi Koca Sinan Pa§a Avusturya'ya karsi kendi komutanligmda sefer acihp elde edilecek zaferle durumunu gii~lendirmeyi umuyordu.

Sinan Pasa'nm beklentisinin aksine kesin zafere ulasamadi Osmanli ordulan. Ustelik Habsburglann basabas savasmundan cesaret alan Erdel, Eflak, Bugdan beyleri de Osmanb ordusuna saldtnya gectiler, Balkanlar' da durumun gittikce bozulmasi iizerine, yeni padisah III. Mehmet 1596'da biitiin ordusunu toplayip sefere ~tktl. Bu seferin hedefi Macaristan'm kuzeydogusunda Egri kalesiydi. Egri'yi alan Osmanli ordusu hemen yakmlarda Haeova'da Habsburg ordusunu ~ok ~etin bir savastan soma yenmeyi de basardi. Egri ve Hacova'mn cografi konumundan da anlasilabilecegi gibi, Osmanh amacr Egri ve civanm bir eyalet olarak diizenleyip Habsburglar'la Erdel arasmdaki ulasmn kesmekti, A vusturya yardimi kesilince baglmb prensliklerdeki baskaldirmarun yatisacag. umuluyordu. Fakat Egri ve Hacova'daki basan sonucunda ne Habsburg giicii kmlabildi, ne de Eflak'in onderligindeki ayaklanma tiimiiyle eziIebildi. Savas iki tarafm ge~ici basanlanyla uzadikca nihayet 1606'da bansa karar verildi. Onuc yilhk savas sonunda Zitvatorok bansmda Osmanhlar gerci toprak bakrmmdan savas oncesi durumu korudular, ama buna karst dl§ Macaristan'da Habsburg egemenligini, hatta iki imparatorlugun esitligini kabule zorlandilar, Bu savas Egri ve Kanije dismdabir kazanc getirmedigi gibi, hem Osmanh devletini yordu, hem de orta Avrupa'daki iistiin durumlanmn sana ermis oldugunu gostermis oldu.

Osmanli devleti Avusturya savasi siiresince biitiin giiciiyle batt cephesi sorunlanna egilmek frrsatmdan yoksundu. Oteden beri Anadolu'nun gii.enligini sarsmakta alan leventjsekban gruplanmn azgmhg; tam Hacova savasmdan sonra ayaklanmaya donti~mti~ti.i. Celali leventler Karayazici Abdiilhalim, kardesi Deli Hasan, daha soma Kalenderoglu Mehmet, Tavil Halil gibi sekban boltikbasrlannm cevresinde ordular olusturmaya ba§la~ dtlar. Devlet gii~lerinin basedemedigi bu Celali ordulan Anadolu'nun koyiinden kentinden harae ala ala palazlandt; iizerlerinegonderilen Osmanh askerini yenip devlet prestijini iyice zedelediler.

1601'de Sokolluzade Hasan Pasa'mn komutasmdaki Osmanh kuvvetleri nihayet Celali ordusunu yenmeyi basardi; en onde gelen Celali komutam Karayazici da ertesi ytl oldii. Fakat Celalihareketi bir-iki lidere bagh olmadigmdan, sekbanlann giiciiyle ayakta durdugundan, Hasan Pasa'nm da~ttlgl leventler bu defa Deli Hasan'm pesinde birlestiler ve oncekinden daha da kuvvetli birgiic; olusturdular, Bir yandan Habsburg savasmi sur-

13

dUrmeye cahsan devlet, Celali hareketini bastirabilmek i~in liderleri riitbe vaadiyle elde etmeyi umuyordu. 1600 yilinda Karayazici'ya Amasya sancakbeyligi verilmisti Cela1ilikten vazgecsin diye. Ama Karayazici Amasya'da leventlerinden aynlmadigi icin bu boliikbasryr yausnrmak umudu suya dU~mu~ti.i. 1603'te bu kez Deli Hasan'a Bosna beylerbeyligi verildi, 0 sekbanIanyla birlikte Rumeli'ne gecsin ve Habsburg savasina katilsm diyeo Nitekim Deli Hasan ve Anadolulu sekbanlan Budin yoresinde canlabasla savasnlar. Fakat devlet bu CelaIi elebasisnu ilk firsatta cezalandirmak niyetinde oldugundan, Habsburg savasi sona ermeye yUz tutunca Deli Hasan idam edildi.

Celali hareketinin devlet ve toplum kurumlanrun isleyisinde olusan degi~imden kaynaklandigi, Celalilige gecen sekbanlann genel siyasal ve toplumsal calkann ortammda giig buldugu agile Fakat isaret etrnek gerekir ki, Celali hareketi biitiin iilkeyi kaplayan bir olay degildi. Uzun siireli Habsburg savasmm sarsici etkisine ragmen Rumeli vilayetlerinde Celali hareketine, ya da Celali benzeri ayaklanmalara pek rastlanmryor. Celalilik Anadolu topragmda yeserdi; isyan bayragr acan levent-sekbanlar, koylii-gocebe Anadolu Tiirklerinden olusuyordu, Bu bakirndan 16. yiizyil baslanndaki Safevi tarafhsr Alevl-Ttlrkmen hareketlerine benzer yonleri var Celali ayaklanmasmm. 16. yiizyrl sonunda Anadolu sekbanlanmn Yavuz Sultan Selim donemi Alevi lideri Baba Celal'in adiyla amlmasi sebepsiz degildir,

Celaliler toplumsal bir gelismeyle ortaya glkttklanndan Karayazici'nm oliimii, Deli Hasan'm beylerbeyligi ve idami ile Celalilik sonup gitmedi elbette. Daha Deli Hasan Bosna yolunu tuttugunda Anadolu'da kalan sekbanlar yeni ortaya cikan liderlerin yonetiminde devletin savunamadigi koyden-kentten harac almaya baslanusti bile. CelaIi baskismdan bunalan halk kacacak yer anyordu. Ova koyluleri yerlerini terkedip yollardan uzak, tepelik, sarp yerlere cekiliyor, ya da kentlerin surlan arkasinda korunmaya gah~lyordu. Anadolu kentlerini birakip kapagl lstanbul'a atanlar da az de!i1di. Celali kasirgasmda yerini-yurdunu birakip camm kurtarmaya bakanlar 0 kadar artti ki durum «biiyiik kacgun» diye bilinir oldu. Nihayet 1608' de vezir-i azam Kuyucu Murat Pasa'nm yonetiminde bilytik bir Osmanh ordusu, toplanan Ceiali gii~lerjni Maras yakmlannda ezmeyi basardr, Bu zaferin arkasmdan Osmanh askeri Anadolu'da Celali avina yiktl; CelaliIere kansrms, ya da ilerde CelaU olmast miimkiln binlerce kil;i oldiirilldii. Yani arnk Celali liderierini riitbe vererek elde etmek ya da tek tek ortadan kaldirmak siyaseti yerine Celali hareketinin biitiin tabaru yok edilmek isteniyordu. Anadolu'da siyasal-toplumsal calkanu tamamiyle onlenemedi ama Kuyucu Murat Pasa'nm dehset sayan seferi Anadolu'da durumu yatJ~ttrml§ ve «biiyiik kacgunsu durdurmus oldu.

Kuyucu Murat Pasa'run bir baska basansma da isaret edelim. Celali kargasasi strasinda bazr Celali liderlerine beylik hattd pasahk verildigi gi-

14

bi, bazi Osmanli pasalan da padisah buyruguna karst gelip Celali'ye donli~m~tli. Siyasal c;:alkantIdan yararlanarak kendi durumunu gli!rlendirmek amacryla baskaldiran bu pasalarm en onemlisi Halep Beylerbeyi Canpuladoglu Ali Pasa, gliney Anadolu ve Suriye'de bircok sancagm da kendi akrabalanna ve adamlanna verilmesini isteyerek, Adana ve Halep dahil biltiin Suriye'yi ele gecirmeye kalkismrsn. Devletin gii~ durumu srrasmda bir-iki yilda parlayiveren Ali Pasa, Suriye'yi neredeyse bagrmsrz bir devlet haline getirmek iizere Avrupa'da da girisimlerde bulunuyordu, Bu durumda vezir-i ;1zam ordusuyla AnadoIu'ya yoneldiginde ilk i~ olarak, hatta Celalilerle bile ugrasmadan once, Ali Pasa'nm iizerine ytiriidli, Halep'i ele gecirerek Osmanh egemenligini korumus oldu, Canpuladoglu anlnm bOyIeee cok bliytimeden bastmldi; fakat bu ornekte gBriildiigii gibi siyasal degi~im doneminde, yetkileri arttmlan eyalet pasalanmn merkezi yonetime kafa tutmasi, onyedinci yiizyrl siyasal ~amIDIO ternel ozelliklerinden bin haline geldi.

C. Sa/evi Cephesi

Osmanh devleti bit yandan Habsburg savasim surdurup bir yandan Celalileri bastirmaya ugrasirken 1603'de birden Safevilerin hiicumuna ugram. $ah Abbas, Safevi tahtma geldiginde Azerbaycan'i Osmanhlar'a birakip bans istemeye mecbur kalrmsu, Fakat aradan gecen 15 yl1 boyunca Safevi devletinin bu gii~lii safn iilkesinin i!r durumunu diizeltmis, hatta Osmanh benzeri bir kapikulu ordusu gelistirerek Kizilbas oymaklannm ve beylerinin gliclinli dengelemisti. Hazir, Osmanh devleti gU'Y durumdayken, 1590'da sineye ~ektigi kayiplan geri almaya giri~ti. 1603'de ani bir hiicumLa Tebriz'i aliverdi, Osmanh kuvvetlerini yenip Nahcivan ve Revan't da ele gecirdi, 1605'de Azerbaycan'a gelen daha bUytik bir Osmanh ordusu da bozguna ugraymca bu bOIgedeki Osmanh yonetiminin etkinligi kirtlmrs oldu.

Ertesi yillarda Osmanb devletinin bashca derdi Anadolu ve Suriye'deki ayaklanmalan basnrabilmekti, Vezir-i azam, Canpuladoglu Ali P* ve Celaliler iizerine sefer yaparken ~ Abbas Azerbaycan'daki girisimlerini siirdurup I 590'da, terkettigi topraklann ~$nu geri almisu. 1610'da i~ durumu diizeltmis olan Kuyucu Murat Pasa bu kez Tebriz iizerine ytiriidli, fakat savas yapmadan geri cekilmek zorunda kalm. tki Yll sonra da Kanuni Sultan Stileyman'la Sah Tahmasb arasmda 1555'de kararlastmlan simrlar esas ahnarak bans yapildi, Boylece tekrar Safevi egemenligine ge'Yen illere kar~k !';a:h Abbas Osmanb devletine her ytl bir miktar ipek gondermeyi kabul etti.

~h Abbas'm anhmlanna karst Osmanh gerilemesi bu kadarla kalmadi. OzeIlikle lstanbul'da padisah II. Osman'in 1622'de yeniceriler elin-

15

de oldtiriilmesine varan kansikhklar, bu cinayeti izIeyen donemde ban tasra valilerinin itaatten cikmasi ve oteden beri gu~lenmekte olan yeniceri etkinligini kirma cabalan yilZiinden, Osmanh devleti bir defa daha sarsmttlara ugramistr, Osmanhlann bu kartsikhk donemi sirasmda orta ve ban Avrupa 1618'de baslayip 1648'e kadar siiren «Otuz Yil Savaslan» dagdagasl icindeydi, Bu Protestan-Katolik devletler savasmunm bashca unsurlarmdan biri oIan Avusturya'ntn, Osmanh iilkesine bakacak hali yoktu. Batt smirlan boylece nisbeten sakin iken Osmanhlar 1624'de bu defa lrak'da Safevi atihmryla karsilastrlar ve Bagdad'i Sah Abbas'a kaptirdilar. Bundan sonraki 15 ytl boyunca Osmanh devletinin baslica hedefi bu onemli sehri ve bolgeyi tekrar ele gecirebilmekti, 1625'de Osmanh ordusu Bagdad'a ulasip kusatmaya giristi, fakat sehri alamadan donmek zorunda kaldi,

1629'da Osmanh kuvvetleri tekrar hucumdaydt. Musul'dan Safevi topraklanna giren ordu, Sah Abbas'm simra yakm ilini ezerek Bagdad'a vardr, fakat kusatma gene sonuc vermeyince ertesi yil geri donmeye mecbur oldu, Osmanh devleti ancak tahtta deney kazanangenc padisah IV. Murat'm SIlo. bir disiplinle i~ durumu yatrstrrmasrndan sonra sonuc ahci seferler dUzenleyebildi. Bu sultarun 1635'de Revan ve Tebriz'deki basanlari gerci Azerbaycan'i kazanmaya yetmedi, fakat 1638'de Bagdad'i geri almaYl basardr Osmanlr ordusu. Bagdad almdiktan sonra 1639'da iki devlet arasmda yapilan Kasr-i Sirin bansi anahatlanyla 1555'deki Amasya anlasmasim izIiyordu, yani Azerbaycan Safevi iilkesinde, Irak Osmanli elinde kaldi, 1578'de Osmanh ordusunun Azerbaycan'a girrnesi iII1. baslayip tam 60 yil ~e~itIi aralarla suren ~etin savasim iki tarafa da bir sey kazandirmadan, fakat iki iilkeyi de iyice yorduktan sonra sonuclanrms oidu. Kasr-t Sirin bansmdan sonra iki iilke de birbirinden kolay kolay kopanp alabilecegi bir ~ey olmadigim anladigindan, Osmanh-Safevi simn uzun siire sakin kaldi. Onyedinci yiizyilm geri kalan kismmda Osmanh devleti batt SImrlannda mesgul iken Safevi tehlikesini gozden kacirmadi, dogu u~ boylannda tedbiri elden brrakmadi, Fakat ban Asya'mn bu ik.i btiyiik imparatorlugu nihayet birbirini dengelemis oldugundan, uzun yillar iki tarat da bansi bazmamaya ozen gOsterdi.

D. .Avrupo Uc Boylan ve Osmanli Siyasetl

Zitvatorok anlasmasi Osmanh devletine bir kazanc saglamanusu ama, hie olmazsa Erdel, Eflak, ve Bug-dan iizerinde yeniden etkili bir kontrol kurulmustu, Otuz Yil Savaslan siiresince Habsburg imparatorlugunun da banst bozmaya yonelik bir davramsi olmadi. Batl cephesi boylece sakin bir duruma girmisti, ama 17. yiiZYII basmdan sonra Avrupa'da Osmanh devletinin dikkati kuzey uclanna ~evrilmeye basladr,

16

Bu donemde kuzey bolgesinin onem kazanmasrrnn iki sebebi var. Birincisi, daha 1593-1606 savasi srrasinda Avusturya'nm yamnda Polonya' mn da Erdel ve Bugdan'da Osmanh egemenligini zedeleyecek bir tavrr almasiydi. 1606 bansi He Avusturya krskrrtmast durulduktan sonra Polonya miidahalesini de onlemek gerekiyordu. 1616'da Bugdan voyvodahgmda Osmanlt devletinin adayma karsr, Polonya'ya giivenen bir rakip ciknusn. Durumu diizeltmek ve kendi tayin ettigi voyvodamn guvenligini saglamak icin Rumeli'nden toplanan bir Osmanb ordusu Bugdan'a girdi. Bu basan uzerlne Polonya He, Osmanhlara tabi' voyvodayi tarumak ve Bugdan'dan el cekrnek sartiyla bans .yaprldi,

Bugdan iizerinde Osmanh-Polonya cekismesi kisa bir sure sonra yeniden alevlendi. Aykm hareketlerinden dolayr Osmanhlann beylikten azletmek istedigi voyvoda gene Polonya destegine sigmrmsu, Fakat asi voyvoda ve Polonya'mn gonderdigi yardrmci giicler, 1620'de tekrar Bugdan'a giren Osmanh-Kinm ordusuna yenildi, Ertesi yrl ise gent; padisah II. Osman Polonya iizerine yiiriiyerek kuzey smir bolgesindeki Osmanh ilsttlnIUglinli kesinlikle yerlestirmek istedi. Gent; padisahm Polonya seferi srrur boyunda Hotin onlerinde saplandi kaldi, Polonya'ya girmek miimkiin 01- madi, Fakat hit; oImazsa uzunca bir sure Bugdan'm itaatten cikmadan Osmanli siyasal diizeni icindeki yerini siirdiirmesi saglanml~ _ oldu,

Kuzey uc boylanmn onem kazanmasmm ikinci sebebi ise yeni gelisen bir durumla ilgi1iydi_.___ Ukrayna uzun sure Kinm hanhginm akin alam halinde idi. Onaltmci yiizyti siiresince Kmm athian Ukrayna lizerinden Rusya ve Polonya icine siirekli akm yapmisn. Simdi ise Ukrayna'da Kazaklar bir karst akmci gilcii olusturmaktaydt, Polonya, Rusya, ve Osmanli iilkelerinin devlet giicunun otesinde kalan bolgedeki Ukrayna Kazaklan genellikle kendi baslanna buyruk, kendi onderleri yonetiminde akmla gecinen topluluklar haline gelmislerdi. Kmrn, Osmanh devletine tabi', Osmanh iilkesinin akin giicli oldugu gibi Kazak topluluklan da kimi Polonya'ya, kimi Rusya'ya yanasip akmcrhgi surdiiriir olmuslardi,

Kazaklar Ukrayna'mn Dinyester, Dinyeper, ve Don nehirleri boyunca kiimeleniyordu. Dinyeper-Dinyester yoresindeki Kazaklar Polonya'nrn, Don Kazaklan ise Rusya'nm oncu-akincr giicii halinde Kmm'a ve Tuna kiyilanna uzanan akmlar yaptiklan gibi, «sayka» denilen hafif gemileriyle nehirIerden Karadeniz'e suzulup kuzey Anadolu ve Balkan kryrlanna da deniz akmlan diizenliyordu, 1614'de Sinop'u basan Kazaklar I624'de istanbul Bogazi'na saldinp Yenikoy'e kadar yahlan yagma ettiler. Ancak Karadeniz'deki Osmanlt filosunun ve nehir aglzianm tutan kalckomutanlanmn dikkati ile onlenebildi Kazaklann deniz akinlan, Osmanh donanrnast, bir yil onceki basanh istanbul Bogazrakmmm verdigi ciiretle 1625'de Karadeniz'e acilan kalabalrk bir Kazak grubunu yok edince Karadeniz'deki korsanligm onti ahnabildi. Fakat 1637'de bu kez Don Kazaklan bu neh-

17

rin denize a~lldigl noktadaki Azak'a saldmp kaleyi aldilar, fakat elde tutamayacaklanm kestirip engel oImasm diye kaleyi yikuktan sonra geri ~ekildiler, Ancak bes ytl soma bir Osmanh kuvveti Azak'a dondii, kaleyi yeniden insa edip koruma gorevini siirdurdii,

Osmanb devletinin bu donemde Avrupa uc boylanndaki tutumuna ve girisimlerine baktigmuzda goze carpan ban noktalan vurgulayahm. Bu nokta1ardan birincisi, devletin ilk gelisrnesinde 0 kadar 6nemli bir rol oynayan ve yiizyrllardir siirdiiriilen akincihk geleneginin artik hemen hemen tiimiiyle ortadan kalkmasi. Osmanh akinciligmm sonusu, 1593-1606 savasi srrasinda Rumeli akmci birliklerinin miithis kayiplar vermesine baglamr geneUikle. Fakat gercek ~u ki, daha 16. yiizyd ortalannda Avusturya He kesin bir sirur iizerinde anlasildigmda akmcilik geleneksel onemini kaybetmisti. Sultan Siileyman ~gmdan beri Avusturya smmndaki causmalar kale savasma donU~mii~tii. Bosna-Hersek u~lannda akmcilik siirdiinildii ama hep ikinci planda, Arnk uc boylannda Osmanlilara gereken, hafif silahh akincilar degil, kale korumasmda ve kusatmasmda becerikli, cesitli aglr silahlan kullanmasmi bilen savascilardi. Savas sirasmda siiratli akmla dusman direnci kmlmak istendiginde, Kmm'm ath asked yetiyordu, Nitekim hem Avrupa, hem Kafkas cephelerinde Kinm kuvvet1erinden bol bol yararlandi Osmanh devleti. Kendi akincilanmn yerlesik diizene ge~tigi bu dOnemde Osmanhlar arnk Kazak akinlanm onlemeye ~a11$lyordu. Bu donemde Polonya He yaptlan anlasmalarda iki tarafrn da akincilanm dizginlemesi basta gelen sartlardandr.

Bu donem siyasetinin en onemli noktalanndan biri de Balkanlar'daki bagimh prenslikleri dI$ tarafmdan cevirip bunlan j~ bolge haline getirmekti, Egrl ve Hotin'in ahnmasi sayesinde Erdel ve Bugdan'm Avusturya ve Polonya He iliskisini kesmeyi amachyordu devJet. N itekim .17. yuzyihn ikinci yansmda da ayni siyasetin stirdiiruldugti goruliiyor, Egri bir eyalet haline getirilmisti; daha sonra, 1660'da Erdel'den kopanlan Varad ve 1672'de Bugdan'm kuzeyinde Polonya'dan alman Kamanice de eyaIet oIarak diizenlendi. Gerci hem Kamanice hem Erdel bir siire sonra elden ciku; fakat bu siyaset sonucunda uzun donemde Eflak ve Bugdan'i Osmanli topragr yapmak basanlamasa bile bunlan daha kesin bir sekilde Osmanh kontrolUnde tutmak miimkiin oldu.

Osmanh devletinin diger A vrupa devletleri ile iliskileri de U~Uncii bir noktayi olusturuyor, Katolik Habsburg imparatorlugunun Protestan diismanIan 1ngiltere ve Hollanda, siyasal oldugu kadar ekonomik yond en de Ispanya He rekabet icindeydi, Bu devletler1e daha III. Murat cagmda balilayan iIilikiler. 17. ytizytlda s:ok daha canlandr, 1593-1606 Avusturya savasi sirasmda Osmanh devleti Ingiltere'den silah ve diger savas malzemesi almis, hatta tngiltere elcisi Egri seferine kanlmisn. Ingiltere'den krsa bir sure sonra, Habsburg etkisine baskaldiran Hollanda ile de ticaret anlasmast

18

yapildi; Ingiliz ve Hollanda tiiccanna Fransizlar'a saglanan kolayhklar bagl~land1. 17. yiizyilda ban Asya'run geleneksel transit ticareti sontiklestigi halde Fransiz, Ingiliz, Hollanda tiiccanmn dogrudan dogruya Anadolu ve Suriye limanlanna gelmesi He Osmanli iilkesinin kendi tiriinlerinin dissanmr ve boylece uluslararasi ticaretin canh tutulmasi saglandi.

Bu durumda, eskiden beri Akdeniz'de Osmanh iilkesinin bashca mus-

. terisi ve transit ticaretinin tasryicrsr olan Venedik'in rolii de ikinci plana dii~ii~ oluyordu. Osmanh dl~ ticareti ve dl~ siyaseti baktrmndan Venedik' in onemini kaybetmesi ise Osmanlt devletinin 1645'de Girit'i Venedik'ten almaya girismesine yol actt. Zayiflamrs ve eski giiciinil yitirmis Venedik'in 90k direnmeden dize getirilebilecegi umuduyla acilan Girit seferinin his: beklenmedikbir sekilde gelistigini ve Osmanh devietini zor duruma dU~-UrdiigUnll ileride gorecegiz,

E. Merkez-Tasra Siyasal Giiq Dengesi

Onaltmcr ytizyilm sonuna dogru beliren yeni siyasal ve ekonomik durumda padisahm kapikulunun sayisirun siiratle arttignu, sayica guclenen kapikulunun tstanbul'da ve tasrada siyasal aglrhgml gittikce hissettirdigini onceki boliimde gormiistilk. Kapikulunun sayica artmasirun ve tasra garnizonlannda gorevlendirilmesinin otesinde, siyasal giiciiniin yamnda iilke capinda ekonomik cikarlar sagladigina da isaret edelim. 17. yiizyIla girerken padisah hazinesinin gelirleri arttIgl halde, 90k sayida kapikulunun ve parah asker olan sekbanlann iicretlerini odemek kolay degildi, Enflasyon doneminde kapikulu ulufesi yeterince arttmlamamrsti bu yiizden. Fakat siyasal agrrhk kazanan kapikulunun eskiden beri alageldikleri «ulufesyle yetinmesi de beklenemezdi, Padisah, kapikulu mensuplanna yeni 9-lkarlar saglamak, ya da bunlann kendilerine gelir saglama girisimlerine goz yummak zorundaydi. Bu donemde kapikulu sipahisinin (alti boliik halkmm) 9e- . sitli devIet gelirlerinin toplanmasmda, ya da vakiflann yonetiminde gorevlendirildikleri, boylece ek gelir. elde etmelerinin saglandigma rastlamyor. Yenicerilere ise ek resmi gorev vermek yerine bunlann kendi baslanna i~ hayatina girrnesi, tstanbul'da ve tasrada esnafla icli-dish olarak kazanch isler cevirmeleri gittikce olagan karsilanan bir gelisme oldu.

Kaprkulunun giiciinii simrlayan ve dengeleyen iki etken sayt1abilir. Birincisi, kapikulunun kendi icinde birlesik olmamasrydr, Daha kapikulu ilk ortaya ~Ikhgmdan beri ayn birlikler halinde orgii tlenmislerdi. Yeniceriler yeniceri agasmin buyrugu altmda idi, alti boluk sipahisinin ise her bOliigu baska bir agamn komutasmda, Cebecilerin, topculann da kendi agalan vardi, Yani biitiin kapikulunun bir tek, birlesik bir komuta orgiitii, ya da biitun kapikulunun komutam denebilecek bir kisi yoktu; zaten hepsinin efendisi padisahn. Kapikulunun en onemli iki grubu olan yenicerilerin ve sipa-

19

hilerin konumlan, riitbeleri de birbirinden farkhydi. Riltbeleri daha ytiksek sayilan, gelirleri de daha fazla olan sipahilerin bir tek komutan altmda birlesmesi onlenmisti ama, hie olmazsa sayica daha kalabahk olan yenicerilere karsi bir denge olusturuyorlardi. Nitekim bu donemin calkanuh siyasal yasaminda yeniceriler azdigmda padisah aln boliik halkma, sipahiler ayaklandigmda yenicerilere yanasip bunlann destegini elde etmege cahsnusn, Sipahilere ve yenicerilere ek gelir saglamadaki farkh tutum da ayni siyasetin sonucuydu.

Kaprkulunun siyasal gucilne karst ikinci etken ise tasradaki sekbanlardr, ama yukanda gordilgiimiiz gibi Kuyucu Murat Pasa'nm Celali seferleri sekban kmmma donuseli kaprkulu rakipsiz kalmisn denebilir, Ozellikle Celali kalkmmalanmn bastmlmasrndan soma kapikulunun Istanbul ve tasradaki tisttinliigii bir sure sonra padisahi ve yoneticileri diisiindurmeye basladi, Gene yasta padisah olan II. Osman payitahtta disiplinsiz, kiistah hareketlerine sahit oldugu kapikulunun 1621'de Hotin seferindeki basansizhgrm da yakindan gozlemisti. Bircogu esnafhga dalan yenicerilerin sefere kanlmalanm saglamak bile zor olmustu, Gene padisah Polonya'ya ytiriiyiis sirasmda S1k sik yoklamalar yaparak- kapikulunun disiplinini saglamaya cahsmisu.

Birkac zamandir ahstiklan gevsekligin birden padisahm hiddetini uyandtrmasi kapikulunu kuskulandirdi. Hotin seferi donustinde padisahin kapikulunu dagttacagi, Anadolu 'ya gecip oradaki sekbanlardan yeni bir ordu kuracagr haberleri yayilmaya baslarmsn. 1622 bahannda padisah hacca gidecegini Han edip sefere hazirlandigmda yeniceriler istanbul'da i~i halletmeye karar verip padisahin planlannda etkili olan vezir-i azam Dilaver Pasa'mn azlini isteyerek saray kaprsina dayandilar. Vezirini korumaya 9a1tsan II. Osman yenicerilerin ayaklanmayi 'biiyiitmeleri iizerine once tahnru kaybetti, soma da camm. Yeniceriler, II. Osman'dan once padisah oldugu halde akli dengesi olmadrgi anlasildigi icin bir ayda tahttan indirilen I. Mustafa'yi yeniden padisah tamdilar,

Bu olay dolayistyla kapikulunun, ozellikle yenicerilerin giiciiniin doruga ~lktlgl, kendilerinde padisahlan tahta ~Ikanp indirme, hatta oldiirme ciiretini bulabildikleri goruliiyor. Tabii suItanlann bilgisizligi ve deneyimsizligi, sarayda ve divanda, hatta ulema arasinda cesitli gruplasmalar ve

. s:eki~meIer, kapikulunun siyasal onemini ve ciiretini arttirmtsn. Bununla birlikte padisahm oldiirulmesi, dort yrl once deli diye tahtta tutulmayan Sultan Mustafa'nm yeniden padisah ilan ediImesi, devlet mensuplan ve halk tarafrndan kolayhkla kabul edilmesi miimkiin olmayan dehset verici olaylardi. Nitekim yenicerilerin bu pervasizhgma karst tepkilerin ortaya ~kmasl gecikmedi; kisa siirede yeniceri karsiti hareketler payitahti ve biiti.in ulkeyikapladr.

Istanbul'da sipahiler padisahm katliyle hicbir ilgileri olmadigmr, bu ci-

20

nayetin yenicerilerin i~i oldugunu vurgulamak icin suclulann cezalandmlmast gerektigini ileri siirerek Sultan Osman'm oldiirillmesinde bas rolii oynayan eski vezir-i Azamm ve diger bazi kisilerin idamuu sagladilar. Daha onemlisi, Antep'te, Trablussam'da, ve nihayet Erzurum'da valiler ve oteki gorevliler yenicerilere karst harekete gectiler, Erzurum beylerbeyi Abaza Mehmet Pasa'mn basmi cektigi bu harekette sekban ordusu kuran valiler dogu Anadolu'yu tiimiiyle ele gecirdiler, Abaza Pasa isyaru aneak iki yil sonra bastmlabildi gerci, fakat sekban giiciine dayanan bu baskaldrrma sonunda merkezdeki kapikulu baskistm dengeleyen Anadolu, Cela1i ayaklanmast sirasmdaki onemini tekrar kazanrms oldu. Nitekim merkez ordusuna yenilmesine ragmen, devlet Abaza Mehmet Pasa'yi affetrnek ve valiligini tantmak zorunda kaldi,

Kaprkulunun, ancak kendi araIanndaki uyumsuzluk ve Anadolu sekbanlanrun giiciiyle dengelenebilen iistiinliigii, kisa aralarla onyedinci yuzytl boyunca siirdti. Bu donernde Istanbul'un siyasal hayatmda bazi .onernli gelismeler goze carpiyor. Bunlardan birincisi ve en onemlisi, kapikulunun siyasal gelismelere etkinlikle kansabilmek icin kendine destek aramasi, Gerek yeniceriler, gerek sipahiler siyasal hayata yon verebilmek icin .sadece zorbahgm, silah giiciiniin yetmedigini anladilar, Kapikulu, hie olmazsa istanbul halkmm destegini kazanabilmek icin di1ek ve isteklerinin ulema tarafmdan onaylanmasim saglamaya calisn. Diger taraftan tahta gecen padisahlann kah cocuk yasta, kith bilgisiz ve deneysiz, hatta akli dengesinin kuskulu oldugu donemlerde saray halkmm, yani padisaha en yakm kisilerin siyasal etkisi de artryordu, Padisahlar gibi devletin mutlak giiciinii simgeleyen divan-i humayun iiyelerinin, hatta vezir-i azamlann siyasal giicii gittikce zayiflarken, kapikulu, ulerna, saray halkr arasrnda kurulan gecici, kaypak giicbirligi denemeleri payitaht siyasetine yon veriyordu arnk, Buna karst, Osmanlt siyasal duzeninin ana diregi olan padisahm ve devIet kurumlanrun eski etkisini yeniden kurmak, disiplinli ve diizenli bir siyasal hayata kavusarak devletin ana hedefine, iilke topraklannt genisletme cabasma donmesini saglamak ozlemi de eksik degildi. Bu yiizden zaman zaman, ozellikle giiclii kisilige sahip y6neticilerin e1inde dlizenin sasrlacak kadar kisa bir slire icinde yeniden saglanabildigine de tamk oluyoruz.

21

II. sty ASAL DDzENtN YENtDEN SAGLANMASI (1623 - 1683)

A. Ko,u Bey ve IV. Murat

Osmanli iilkesinin daha onaltmci yiizyihn son1anndan beri icinde bulundugu calkanttlann gittikce uzamasi, kah Anadolu sekbanlanmn, kah kaptkulunun zorbahkla yonetime el koyma girisimlerinin artrnasr karsismda durumu anlamaya ve aciklamaya cahsan, care onermeye yabalayan siyasal gozlemciler de ylklYOrdU ortaya, BaZiSI tarihci, bazisr ulema, bazisi biirokrat olan bu yazarlar genellikle sorunlann temelinde dirlik sisteminin bozulmasmm yatngr inancindaydilar. Ornegin, Osmanh sarsmnsmi aciklamak cabasmda olan yazarlann en tanmrmslanndan bin olan Kocu Bey, IV. Murat'm emriyle yazdlgl risalesinde hem padisahm giiclii olmasi, hem de timar diizeninin yeniden canlandmlmasi geregini vurguluyordu.

IV, Murat 1623'de tahttan indirilen I. Mustafa'mn yerine padisah 01- dugutida 11 yasim yeni doldurmustu. Cocuk yasta tabta oturan IV. Murat

, ilk. 8-10 yilmi kapikulunun taskmhgma, Anadolu'nun kansikhgma, Bagdad't Sah Abbas'tan geri alma girisimlerinin basansizlrgina seyirci kalarak, caresizlik icinde gecirmisti. Delikanhhktan cikip gene bir adam oldugunda yonetime a8;trhkim koyabilmek amacryla giivendigi yakinlanndan devletin durumunu inceleyen raporlar yazmalanm istemisti. Kocu Bey'in mes'hur risalesi bu raporlardan biridir, Kapikulunun arttmlmasi ve timarlann bozulmasi risalenin agrrhk noktasuu olusturuyor, fakat yukanda gordligGmiiz gibi merkezi ordunun bliyiimesi dl§ iliskilere, ozellikle Avrupa cephelerinde savas diizeninin degismesine bagh oldugund an , Kocu Bey'in elestirisi pratik bir ~ozUm getirmedi. Ote yandan Kocu Bey'in padisahin gUy- Iii olmasr, yonetimi sikrca elinde tutmasi hakkindaki sozleri padisahin goruslerine ve niyetine kesinlikle uyuyordu, Sultan Murat hazirhklanm tamamladtktan sonra 1632'de yillardir sabrrla katlandigi taskmhklara son vermeye giristi, Kapikulunun buyiik ~ogunlugunu kendi tarafma cekip kiistahhklanna taruk oldugu elebasilan ve onlarla isbirligi yapan vezirleri teker teker ortadan kaldirdr, Istanbul'da disiplini saglar saglamaz orduyu Safeviler'e karst sefere cikardi: bu vesileyle Anadolu'nun durumunu da ele alarak ko~e~bucaga ceki-dtlzen verdi. Bu sayede kapikulu ve genel olarak

22

Osmanh ordusu payitahtta siyasal ~eki~meIerle ugrasmak yerine asil amacina, di~ hedeflere yoneltilmis oluyordu. 1640'da gene yasta oliimime kadar Sultan Murat. yonetimi eIe aldlgJ. sekiz YII icinde deviet kurumlanm diizeltmeyi ve Bagdad'! geri almayi basarmisn.

Bu donemde saglanan disiplin IV. Murat'm yerine gecen kardesi Sultan 1brahim'in ilk yillannda da sUrdUriildU. Fakat yeni sultan yasca yetiskin olmasina ragmen padisahhga hir; hazar degildi, Gencliginde r;ok simrh bir egitim gormustii: iistelik aklr devlet gorevlerini kavrayacak durumda degiIdi. Tahttaki ilk dort yilmr, deviet islerini agabeyisinin son vezir-i azanu Kemankes Kara Mustafa Pasa'ya emanet edip kendi halinde saraymdaki kosesinde gecirdi, ama sonra ozellikle saraydaki yakmlanmn kiskirtmasi He uysal halini btrakip padisahhgtm hissettirmeye giristi, Padisahin tutumundaki bu degisim kisa silrede sa ray, ulema, kapikulu, ve divan iiyeleri arasmda siyasal oyunlann ve ~eki~melerin yeniden alevlenmesine, IV. Murat'in siddet yoluyla sagladlgt dengenin ve diizenin bozulmasma yol acn,

B. Girit Savas:

Sultan Ibrahim'in dort yrl icinde tahttan indirilmesine ve oldiiriilmesine varan yeni kargasa doneminin baslrca olayt Girit'i almak Uzere Venedik'e karsi savas acilmasiydr. Osmanh devletinin orta Avrupa'daki bashca rakipleri Otuz Yil Savaslan icinde calkalamrken, Osrnanhlar Tuna kuzeyindeki bagirnh prenslikleri ita ate almrs, daha sonra Safevi devleti ile olan kavgayi sona erdirmisti. 1645'de Sultan Ibrahim agabeyinin orduda sagladlgt disipline dayanarak Girit'i almaya karar verdi. Bir yilda hazirlanan donanma, Yunanistan'da ve Anadolu'da Ege kiyilanna ytgdan askeri ve malzemeyi yiiklenerek Haziran'da Hanya yakmlarmda Girit'e 91kt1. Iki ay icinde Hanya kalesi Osmanh eline gecti ama, Girit'in geri kalan krsmi ve en onemli sehri Kandiye MIa Venedik yonetimindeydi. Onceki ytizyillardaki kudretini ve zenginligini kaybetmis olan Venedik'in kisa siirede dize gelecegi umulurken savas beklenmedik bir sekilde gelisti ve ancak 1669'da sonuclanabildi, Osmanh devletini zarnan zaman zoe duruma dusiirerek tam 25 ytl siiren Girit savasi, Osmanh deniz gUciiniin Avrupa denizeiligine gore ne kadar geri kalmis oldugunu ortaya crkardr.

Venedik, dogu Akdeniz ticaretini Fransiz, Ingiliz, ve Hollanda tiiccarma kaptirah zayiflamaya yiiz tutmustu gerci, fakat denizcilik Venedik'in bashca ugr~l oldugundan, okyanuslarda uygulamaya konulan yenilikleri izleyebilmisti, Venedik donanmasi, batt Avrupa denizciligine gore bir-iki adim geriden de olsa, gelismelere ayak uydurmustu, Osmanli ordusu Girit'e cikmca Venedik, savasi denize cekmeye cahsn. Karada Osmanlrgiiciine karst durmak zor olsa bile denizde Venedik donanmasi etkisini silrdiirisyordu MIa. Bu nedenle Girit'e ayak 'basan Osmanh ordusu Kandiye kusat-

23

masina hazirlamrken Venedik donanmasi da Yunanistan ve Anadolu kryilarrm, Ege adalanru vunnaya giristi, Bu basanh deniz akinlanmn yam sira Ege'de deniz yollanru da ele gecirdi Venedikliler; hem Suriye ve Misir'dan Istanbul'a yelken acan tiearet gemilerine, hem Ege limanlanndan Girit' deki orduya erzak, savas malzemesi, ve asker tasiyan savas gemilerine saldrrmaya basladrlar. Osrnanh kara savas giiciiniin denizde Venedik donanmasi tarafrndan dengelenmesi ile savas yillarca uzayaeak bir acmaza girmis oldu,

Savas uzadikca maliyeti de siiratle artti. Osrnanh devleti Ege'de Venedik iistiinliigiinii kirmaya cabalarken, hemen her yil yenilen ve dagilan donanmasim yenilemek zorunda kahyordu. Onaltmci yuzyildan bed denizcilik ihmal edilmis oldugundan hem gemi yaprmmda, hem gemicilikte beceriksizlik apacrk crkrmsn ortaya. Her yrl 0 kadar masrafla yaptmlan gemi1er, zorlukla toplanan gemiciler ve kurekciler pespese Venedik filalanna av oluyordu, Biiyiik boyda, cok toplu Venedik kalyonlanna karst hafif kalan yekdiriler yerine Osmanhlar da alelaeele kalyon yapimma giristiler, Fakat 1651'de vezir-i ilzam Melek Ahmet Pasa, 0 zamana kadar gorulmemis bUyiikliikte bir kalyon yaptirarak Osmanb denizciligini yagdaslastirma cabasmt baslatmak istediginde, Osmanh erkanmm ve istanbul halkrrun gurur ve hayranhkla gozledigi 0 muazzam kalyon daha denize indirilirken su aldi, alabora oldu ve Halic'e gomiiliiverdi, Bu deniz felaketlerine taruk olan meshur yazar ve bilim adanu Katip Celebi, Osmanh denizciligine dair yazdtgt kitabmda, yillann ihmalinin biriktirdigi beceriksizligin ve bilgisizligin bir cirprda onlenemeyecegine isaret ediyordu: «Simdi zor dururndayken biz gene bildigirniz, altstigimiz gemilerle savasi atlatmaya bakalim;» diyordu Katip Celebi, «sonra yava~ yava~ kalyonculuga geceriz.»

Venedik filolan Girit'e takviye gctilren gemilere engel olup Kandiye savunmasim stirdilrdtigu gibi, Istanbul'a erzak goturen gemilerin yolunu kesip payitahtta knhk ~lkmasllla da sebep oldu, hatta bir-iki defa C:anakkale Bogazi'nm oniinde toplarup ablukaya bile giristi. Girit savasi sUriincemede kahp istanbul'.da halk ve devlet gUy duruma diiserken Sultan ibrahim de kisisel dengesini iyice kaybetmis goriiniiyordu. Zekasr ve egitimi devlet islerini kavrayacak diizeyde olmadigi gibi ruhsal durumu da kansrkn anlasilan. Amcasi Sultan Mustafa kadar olmasa bile dengesindeki bozukluk ortaya cikmrsn. Girit seferi ve donanma masraflan yetmiyormus gibi dalkavuklann, akil hocalarmm kiskrrtmasi He cesitli hevesler pesinde hazineyi bosaltmisn bile padisah. Anadolu'daki valilerin tekrar merkeze karst cephe almasina yol acan, Istanbul'da sa ray ile kaprkulu arasmda siyasal alevlenmeleri koriikleyen bu davramslar, sonunda Sultan lbrahim'in tahtim ve camm kaybetmesiyle noktalandi.

1648'de Va1ide Kosem Sultan, kapikulu komutanlan ve devlet adamlan, ulema desteginde birlesip daha 7 yasinr doldurmanus Sehzade Meh-

24

met'i babasmin yerine tahta cikardilar. Fakat cocuk padisalun ilk sekiz yihnda, 1645'den ben artan siyasal kargasa daha da yogunl~tt. Istanbul'da kapikulu tistlinltigli tekrar yerlesmisti; yeniceri ocagina dayanan Kosem Sultan ise, IV. Mehmet'in annesi gene Valide Turhan Sultan'la rekabet icindeydi, 1651 'de, gene valide sultam destekleyen saray halkimn darbesinde Kosem Sultan oldtirtiltince saray hizmetlileri kapikulu komutanlanmn karsismda yeni bir agirhk olusturmus oidu. istanbul bu glio:; kazanma girisimlerine sahne olurken bazi Anadoln valileri gene kendi baslanna buyruk harekete baslamisu. Bu siralarda IV. Mehrnet'in iilke yonetimine kansacak hali yoktu tabii. Annesi Turban Sultan, kendisi deneyimsiz olmakla birlikte iyi niyetle, saray halkmm ve kapikulunun elinde oyuncak olmayacak, durumu dirayetle ele alabilecek bir vezir-i azam aramaktaydr, Bu belirsiz siyasal durum surerken Girit savasmin deniz yenilgilerini onlernek de rniimkiin olamryordu.

C. Ktitip Celebi'nin T eshisi

Girit savasinm masraflan hazineyi tliketirken, Istanbul'un maliye yonetimi duruma yare bulmakta giiclilk cekiyordu. Bu siralarda hazine gorevlisi srfatryla maliye katiplerinin olaganustu toplantilanna katilan ve devletin stkmtilanna yakindan sahit olan Katip <;elebi, Osmanh devletinin halini inceleyen bir risale yazdi, Yukarida belirttigimiz gibi daha 16. yuzyt- 1m sonlanndan beri Hasan el-Kafi ve Kocu Bey gibi nice yazar gilclukleri dile getirip crkar yol gostermeye o:;abalanu~lardl. Katip Celebi'nin 1653'de yazdlgJ «Disstur id-Amel ji-lslah tl-Halel», yani «Bozukluklann Duzeltil~ mesl icin Rehber» adh risalesi, durumu, onceki yazarlardan daha genis bir acidan ele ahyor, Osmanh siyasal diistincesinde gecerli devlet gdriisilne gore inceliyordu. Katip Celebi'ye gore.vhazine darhgi icin acil care aramak bos yere eaba harcamakti. Devletin ve toplumun genel niteligi bilinmeden, sorunlann kokenine inilmeden gecici care ararnak fayda vermeyecekti. Bu ythn hazine aO:;lgl kapatrlsa bile, koklu sorunlara o:;ozi.i.m bulunmadikca darIlk ertesi ytl tekrar ~lkacaktl ortaya. Bu nedenle Katip <;elebi hazine uzmam kisvesini birakip alim hiiviyetiyle egiliyordu sorunlara.

Osmanh siyasal diisuncesinde adalet kavrarruru ve hiikiimdann yerini inceledigimizde gordliglimliz gibi, toplum dort ana kesimden olusuyor, Hiikiimdarm bashca gorevi ise bu dort kesimin dengeli ve ahenkli bilesimini saglamaknr. Klasik Yunan'dan beri, islam diinyasmda oldugu gibi, Orta (;ag Avrupasi'nda da gecerli olan up anlayisma gore ise, insan vticudunun dokusunda da evrenin dort ana unsuruna karsihk dort SIVI bulunuyor. Insan saghgl, bu dort SIVIOln birbirine baskin crkmadan dengeli olmasi demektir. Katip Celebi, siyasal ve toplumsal bozukluklartn dlizeltilmesi icin yazdlgl rehberinde, insan viicudu ve toplumun saghg; arasmdaki benzer-

25

Iikten yola crkiyor, Benzerlik sadece her ikisinin de dort unsurdan olusmasinda ve saghgm her iki durumda da denge demek olmasmda degil. insan viicudu ne kadar dengeli ve sagltkh bir yasam surse sonunda olume mahkum oldugu gibi, her deviet yaprsi da er-gec zayiflayacak, soniip gidecek, insan yaslandigt gibi devlet de yaslaruyor,

Kisi cocukluk, genclik, olgunluk ~aglarmdan sonra ihtiyarlaytp ~oktUgti gibi, devlet de cesitli evrelerden gecip yaslanacak: Katip Celebi'ye gore kacmilmaz bir akibet bu. Kisi ve devlet ~e~itli yaslardan gelip ge(j:tigi icin ber yasta, her evrede gerekli denge ve ahenk degisik olacak ister istemez. Genclik, delikanlihk demek, atesli olaeak gene adam; kisi yaslandikca bedenindeki ates de kiillenecek. Bilgili tabip bu durumun Iarkmda oldugu icin hastaya ilac verirken kisinin yasun dikkate a1aeak, her yasa gore degi~ik perhiz onerecek. Iste devIet yoneticilerinin de devletin yasirun farkmda olmasi, 0 ya~a uygun bir dengeyi hedef almasi gerekiyor,

Katip Celebi'nin insan ve devlet arasinda yaptigr benzetrnenin ball onemli sonuclanna isaret edelim. Bu doneme kadar Osmanli yazarlan Kanuni Sultan Siileyrnan (j:agmm gorkemli ve gi.io;:lU giinlerinin ozlerni icinde, devlet ve toplum kurumlanm 16. yiizyil ortalanndaki durumuna dondiirmeye cahsryorlardi, Katip Celebi'ye gore ise bu bos bir ozlem, Gecmis gunleri geri getirmek ne kisinin harci, ne devletin. Kocu Bey'in ve digerlerinin onerdigi gibi timar sistemini yeniden canlandirmak, ya da kapikulunun sayismi azaItmak, Katip C;::elebi'ye gore miimkiin degil artik, Hazinenin icine dti~tUgi.i bunaltmda kapikulu masraflannm en onemli rolii oynadigiru Katip Celebi de yakmdan biliyor gerci, ama bu durumu devletin r;agmm geregi sayiyor. Katip Celebi'ye gore Osmanlt devleti genclik ve olgunluk I;a~m coktan geride birakrms, yaslrhk donemine erismis, Ama kisi, tabibin bilgisi sayesinde gerekli ilac ve perhizle yasamim uzatabildigi gibi, dey" let de bilgili ve deneyli yoneticilerin elinde kacimlmaz akibetini geciktirebilir, Genel olarak: kotiimser sayrlabilir Katip Celebi'nin gorti~ti, ama hie olmazsa yazar devletin yasamimn bir sure daha uzatilabilecegini kabul ederek okuyuculanmn umudu elden birakmamalanm istiyor.

Hastaya bakan tabibin bilgili olmasi yetmez, hastaya soziinii dinletmesi, aCI bile olsa ilacrm icip, tatsrz bile olsa perhizi elden birakmamasim saglamasi gerekir. Toplumun tabibi olanyoneticinin de, hatta doktordan daha sert davranmasr, kesinlikle soziinil gecirmesi sart, Toplumdaki hastalik ne .kadar ilerlemisse, tedavisi ne kadar zorsa, yoneticinin kesin ve siiratli miidahalesi 0 kadar onern kazaruyor, Osmanh deviet inin 1643' de icinde bulundugu bunahm da sert, otoriter bir yoneticinin odiinsiiz, kesin baktmtrn gerektiriyor. Katip <;elebi'nin deyimiyle bir «sahib us-seyf», eli kihch bir kisi olmah bu. Giiniin padisahi IV. Mehmet heniiz 12 yasma gelmemis bir cocuk oldugundan Katip Celebi bu sahib i.is-seyf'in hiikiimdar olmasi gerekmez, herhangi bir yonetici bu gore vi yUklenebilir, diyor.

26

D. Kopriilii Mehmet Pasa : Sahib iis-Sey]

Katip Celebi risalesini yazdigmda bunu kimin okuyacagim, diisiincelerine kimin onem verecegini bilmiyordu. HaW! risalesinin okunup tartrsilacagmdan bile emin degildi. Katip Celebi'yi taruyan, bilgisine ve zekasma saygt gosteren devlet adamlan yok degildi gerci, ama bu risalenin giin iinde ne kadar etkili oldugunu kestirmek kolay degil, Bilinen ~u ki, Katip CeIebi'nin risalesini yazmasmdan lis: ytl sonra Valide Turhan Sultan, Kosem Sultan') bertaraf edeli aradlgl deneyimli vezir-i azaml buldu; Katip '('elebi'nin onerdigi «sahib iis-seyf» meydana crkti, Koprulu Mehmet Pasa idi bu

bilgili, glingormli~, sert, sozilnii dinletir «tabips devIet adami. •

Kopriilii Mehmet P~ devlet dizginlerini ele aldigmda on yildir stiregelerrbunahm iyice agrrlasrrnstr, Yeniceri ocagindan destek alan Kosem Sultan devrileli Istanbul siyasetine saray halki hakirn olmustu, 1656'da kapikulu saray baskisma karst ayaklanmca bu iistlinllik ortadan kalkmis 01* du, tstanbul'daki gU~ dengesinde meydana gelen bu bosluk Koprillii Mehmet Pasa'nm isine yaradi bir bakima. Fakat ayru yrl Venedik donanmasi Canakkale Bogazr'rn kapanp Limni v~ Bozcaada'yi da ele gecirince Istanbul'da endise iyice artu, Bu iirkutiicii yenilgiden sonra sadaret rniihrunii alan Kopriilii Mehmet Pasa'mn ilk amact Istanbul'u bile tehlikeye sokan Venedik ablukasim kaldirmakti. Kis boyunca siiren telash hazirhktan sonra 1657 yazbasinda hem ordu hem donanma C;;anakkale Bogazi'na yiiriidU. Karadan topcu bataryalarrnm destekledigi Osmanh donanmasi siddetli bir savastan sonra Venedik ablukasmr kirmayi basardi, Deniz yollan acildiktan sonra Limni ve Bozcaada da geri alinmca, istanbul rahat bir nefes alabildi.

Tecri.ibeli vezir bu basanya ragmen Venedik'in denizdeki UstUnlU~Uniin farkmdaydi, On yildir oldu¥u gibi denizden desteklenen orduyia Kandiye kusatmasmda diretmek yerine, Girit savunmasim karadan Venedik'in iizerine ylirliyerek r;okertmek istedi bu nedenle, Seferin luzinm kesilmernesi icin KOprUlU orduyu Canakkale'den Istanbul'a dondiirmek yerine Edirne'ye ytiri.ittU; ertesi ytl icin planlanan Venedik seferinin hazirhklanm Edime'de siirdiirdii. Fakat 0 kl~ beliren yeni bir tehlike Venedik seferinin geri kalrnasma ve Kandiye kusatmasimn daha yillarca uzamasma sebep 01- du. Bu durum Tuna prensliklerinde Osmanh listlinHigline karst bir hareketin baslamasiydi.

Otuz YII Savaslan kapanah Erdel orta ve dogu Avrupa siyasetinde gittikce onemli bir rol oynamak niyetindeydi. Uzun yrllar Osmanh devletinin dikkati iran cephesine ve Girit Savasma cevrilmis oldugundan Erdel istanbul yonetimine damsmadan, kendi basina buyruk siyasal iliskiler gelistirmekteydi. Erdel bu yeni siyasal rolunde, bu donemde A vrupa siyasetinde onemli bir devlet olarak parlamakta olan Isvec'Ie vardig. anlasmaya gtive-

27

niyordu. Hatta bu yillarda Istanbul'a gelen bir Isvec elcisi, Erdel-lsvec yakmlasmasma ve isbirligine Osmanh devIetinin karst cikrnamasrm saglamaya ~ah~ml~tI. Isvec elcisinin ve Istanbul'daki Erdel kapt kethiidasmm tezi, bu anlasmamn Polonya ve Avusturya'ya karst olacagr, bu nedenle genel Osmanh siyasetine uygun dusecegi seklindeydi. Halbuki Istan bul yonetimi acismdan, bagrmh olmasr gereken bir prensligin boyle dl~ iliskilere girmesi son derece sakincah goriiltiyordu. Bu nedenle Koprulu Mehrnet Pasa Venedik seferini ileriye birakip ilk adrmda Erdel'in kesin bas egmesini saglamaya giristi, Hersek ve Hirvatistan iizerinden Venedik topragma girmek uzese hazirlanan Osmanh ordusu yon degi~tirip Erdel'e girdi.

1658 yazmda vezir-i azamm komutasmdaki ordunun basanlan asi prens Gyorgi Rakoczi'yi kacmaya, Habsburg devletine sigmmaya zorladr, Fakat bir defa daha Kopriilii Mehmet Pasa elindeki isi bitirmeye firsat bulamadan bambaska bir yonde patlak veren bir tehlikeyle karsilastr, Bu kere Anadolu'da, vezir-i azaml hedef alan bir hareket yogunlasmaktaydr, Koprulu M.ebmet Ya~am.u ikl. )'\\U1i su.u.uruugu uis.l.p\l.u\l., ba'jl.n ),onetim e)'alet .... aIilerinin oteden beri alrsageldikleri egemenliklerini tehdit etmeye baslarmstr, Yash vezir-i azam istanbul yonetiminin tarnsraasiz ustiinliigunii yeniden gerceklestirmek niyetindeydi. tstanbul'da saray halkimn, kapikulunun, ulemamn itaatini sagIadlgl gibi, eyalet va1i1erinin de bas egmesini amaclryorduo Dikb~h kaprkulu komutanlanru ezdigi, ulemayi sindirdigi gibi tasra gorevlilerinin de merkezi yonetime kesin itaatini acimasiz bir sertlikle saglamaya girismisti, Ne var ki valiler, 17. ylizyd basindan beri siiregelen merkez-tasra cekismesi sonunda elde ettikleri giicii kolay kolay brrakmaya yanasrmyorlardr,

1657-58 kismda, once Venedik'e karst hazirlanan, sonra Erdel'e donen sefer hazirhklan strasmda Rumeli'de oldugu gibi AnadoIu'da da valilerin askerlerini toplamasrm ve Edime'de orduya katrlmasrru buyurmustu vezir. Koprtilti'nlin hisnundan cekinen ban valiler isi agirdan aldilar, Edime'ye yilriiyilsil geciktirdiler. Sonunda ordu geciken valileri beklemeden sefere cikmak zorunda kaldi; yani daha ordu Erdel'e yilriirken Anadolu'daki huzursuzluk su yiizline cikmtsn. Abaza Hasan Pasa'run onderliginde birlesen valiler, hareketlerinin padisaha degil dogrudan dogruya vezir-i azama, onun keyfi gaddarhgina karst oldugunu ileri sliriiyorlardi. Nice pasarun, vezirin kanma girmisti Koprulu: bu acimasiz vezir azledilirse valiler derhal padisalun emrine uyacaklar, diledigi yere sefere ~lkacaklardl. Halbuki IV. Mehmet ve Turhan Sultan Kopriilii'nun tayininden onceki yansmak bilmeyen siyasal frrtmalan unutmamislardr daha, Yash vezirin sertlikle de olsa Istanbul'da disiplini saglarnasi, Canakkale'yi, hatta Istanbul'u tehdit eden Venedik donanmasrm puskiirtmesi padisahi ve annesini dirayetli, becerikli, gti~lii bir devIet adarm bulduklanna inandirrmstr. Padisah vezirini feda etmeye yanasmadr bu yiizden,

28

Abaza Hasan Pasa'mn etrafmda toplanan valiler bu durumda Anadolu'da kendi egemenliklerini kurmaya giristiler, Vezir-i azanun htikmunii gecersiz sayarak Anadolu'nun her kosesine bildikleri gibi vali tayin etmeye, devlet gorevlerini paylasmaya, kendi adlanna vergi toplamaya basladilar. Erdel seferinden apar-topar Edirne'ye donen Koprulu ise Abaza Hasan Pasa isyamnt miimkun oldugunca kisitlamaya, daha fazla yayilmasini onlemeye cahsn. Padisahin ordusu ban uclannda seferde iken ayaklanan valilerin devIeti arkadan vurdugunu beIgeleyen bir fetva alarak Anadolu hareketinin «Celali» oldugunu Han etti. Bu siyasal hazirhktan sonra 1959' da Anadolu'ya gecen kapikulu zor da olsa Abaza Hasan Pasa'run sekbanlarrm geri atmayi basardr, Sonunda Anadolu'daki vali hareketi, ordu giicii ile oldugu kadar siyasal propaganda ve manevralar yardimtyla bashnlabildi,

Bundan sonra Koprulu Mehmet Pasa padisahm yanmda kalarak Erdel ve Anadolu'daki gelismeleri merkezden izledi. Anadolu'ya genel miifetti~ olarak gonderilen bir vezir, iilkeyi kans karis tarayarak Abaza Hasan Pasa hareketine katilanlan cezalandrrdi, reaya elinde bulunrnasr yasak binlerce tiifek toplayarak Anadolu'da tekrardan silahh hareket cikmasr ihtimalini onlemeye cahsu. Erdel'de ise Osmanlr yonetiminin atadig; prens He Avusturya'dan destek alan rakipleri arasmdaki ~atI~ma siiriiyordu bala. Erdel'in batismdaki Yanova ve Varat Osmanh eyaleti olarak duzenlendi ki prensligi daha srki bir kontrol altmda tutabilmek miimkiin olsun.

Koprulu Mehmet Pasa 1661 'de Oldiigiinde Erdel isyam daha ~oziilememisti, Girit seferi ise bahl siirmekteydi. Fakat hie olmazsa hem istanbul' da hem tasrada devlet otoritesi yeniden kurulmus, devlet harcamalan smirlandmlrms, siyasal kurumlann diizgUn i~leyi~i saglanmrsn, IV. Mehmet'in ilk sekiz yihnda cesitli siyasal bask ilar ve oyunlarla bas edemeyen vezirler Sit sik degistirilirken, Koprulii'ntin eceliyle olumiine kadar bes yJl sadarette kalmasi He 'siyasal hayann diizenli bir akisa girmesi miimkUn olmustu,

Tarihci ve alim Katip Celebi 1657 sonbaharmda oldugunde, risalesinde onerdigi «sahib tis-seyfsin Koprtilu Pasa'mn kisiliginde belirdigini gozlemis olmah, Gerci Koprulu'nun sadarete gelisi ancak ilk yilrm doldurmustu ama yash vezirin azim ve sevkle isi ele aldlgl belli olmustu. IV. Murat ~attnda oldugu gibi 1656'da da devlet duzenini kurmak icin ilk adim kapikulunun kesin bas egmesini saglamakti: devletin, merkezi yonetimin gucu kapikuluna dayamyordu hala. Disiplini bozuldugunda yedi bash ejderhaya donen kapikulu, zapt ii rapta ahndigmda hala iilke isinde ve drsmda Osrnanlr giiciiniin en etkili silahrydr, Kopriilli Mehmet Pasa daha Katip Celebi'nin saghgmda bu ilk adum saglamis, kaprkulu komutanlanm degistirip padisah askerini gtivendigi, ehil ellere teslim etrnisti, CanakkaIe Bogaza ve ErdeI seferierinde, Abaza Hasan P81a isyamrun bastmlrnasmda kapikulunun disipline sokulan giicU bas rolii oynamisti. Kopriilii

29

Mehmet Pasa yonetiminin basansr, Katip ~elebi'nin siyasal ~ozUmlemesinin ne kadar isabetli oldugunun belirtisi sayilmah.

E. Yeni Fetih Donemi

Siyasal endiselerle ugrasmaktan hoslanmayan IV. Mehmet ve annesi Turhan Sultan, devlet islerini tiimiiyle Koprulu'nim yonetimine birakah rahat etmislerdi, Yash vezirin kurdugu diizenin siirdiiriilmesi ve yanda kalan girisimlerin tarnamlanmasi icin Mehmet Pasa'mn medreseden yetisip sonradan asked yonetime gecen gene oglu Ahmet Pasa'yi vezarete getirdi padisah, Medrese egitimi, ilk olarak ulema meslegine girmesi, ve vezarete gelisinden sonraki agirbash ve dirayetli tutumundan dolayi «FazJ1» lakabryla amlan Koprilluzade Ahmet Pasa ilk olarak Erdel durumunu ele aldi. 1659'da Eflak yenilmis ve tekrar Osmanh egemenligine ahnmisn; yalmz kalan Erdel Osmanh hiikmiinden f1klP Tuna havzasinda bagimsiz bir gi..i~ haline gelmek amacirn bir yana koymak zorunda kalrmsti. Artik Erdel'de durum Osmanh destegindeki prensle Avusturya'dan yardtm goren rakiplerinin ~ah§masl sekline doniismustu. 1662'de Erdel'e giren Osmanh ordusu Viyana'ya bagh prens adayi Yanes Kemeni'yi yendi ve yeni prens Mihal Apafi'nin korkusuzca yerini almasnu sagladr,

Erdel olaylan sirasinda Avusturya'nm ise kansmasi ve prenslik adaylanna arka ~l"kmasl,. uzun siiredir bans icinde silren Osmanh - Habsburg iliskilerinin bozulmasma yol acn. Bu yi.izden daha Girit ahnamamis olmasma ragmen Avusturya'ya sefer acildt; 1663 yazmda Budin-Viyana arasindill Uyvar ve diger bazi u~ boyu kaleleri almdi. Fazil Ahmet Pasa ve Osmanh ordusu u~ boyuna yalan bulunmak ve sefere devam etmek icin

\

ki.~l Belgrad'da gecirdikten sonra tekrar Avusturya iizerine yoneldi, Bir

irmak kiyismda Saint Gothard gecidinde Osmanh askerinin bir boliimii Habsburg ordusuna yenildi gerci, fakat ordunun biiyiik kismi savasa hazir eldugundan Avusturya da bir an once ban} yapmaya hevesliydi. Saint Gothard catismasmdan az sonra imzalanan Vasvar anlasmasiyla Osmanh devleti askeri basansizhga ragmen savas hedeflerlni elde etmis oldu. Erdel' in kesinlikle Osmanli egernenliginde oldugu yeniden belgelendi Vasvar anlasmasr dolayisiyla.

Avusturya He bans imzalandiktan sonra Osmanh devleti nihayet YIIlardir siiriincemede kalmis olan Girit seferine egilebildi. 1657'de Koprulu Mehmet Pasa Venedik tehdidini kaldirah tam on ytl Girit'ten daha onemli sorunlarla ugrasmak gerekmisti, 1666'da toplanan biiyiik bir Osmanh kuvveti Fazil Ahmet Pasa komutasinda Girit'e ~Iktlktan sonra bile Kandiye kusatmasi daha ii~ ytl uzadr, ('e§itli Avrupa devletlerinden yardim alan Venedik Kandiye'yi ~lD en saglam kalelerinden biri haline getirmisti, bu sayede 1669 yazma kadar savunmayi siirdiirebildi. Fakat ii~ yil git-

30

tikce artan ~iddetli Osmanh baskisi sonunda Kandiye teslim oldu ve Girit adasi Osmanh topragma kanldi,

Fazil Ahmet Pasa devleti i:iteden beri ugrasnran dl~ sorunlan hallettikten sonra orduyu uzun sure bos tutmamak, devlet simrlanm genisletmek siyasetinin geregi olarak yeni bir fetih alarum hedef aldi, Bu fetih alaru Rusya, Polonya ve Osmanli iilkelerinin arasinda sikrsan, attlgan ve savascr olmalanna karsm devlet kurumlan gelistirmeden dagiruk bir sekilde yasayan Kazaklar'm yurdu Ukrayna idi. Onceki boliimlerde gi:irdtigti· miiz gibi 16. ylizyd sonIanndan beri Kazaklar, Kmm Tatarlari'nm karsiu bir akmci giicil olusturmuslar ve Karadeniz'de guvenligi sarsan akmlara kalkisrmslardi. Nihayet Osmanh devleti Ukrayna'dan gecip Karadeniz'e akan nehirlerin agizlanndaki kaleleri saglamlastinp yeni kaleler insa edince Osmanh ulkesine Kazak akinlart duruldu ve Karadeniz'in guvenligi saglandi.

17. ylizyd ortalanndan sonra Kazaklar Polonya'mn ve ozellikle genisIeme siyaseti yliriiten Rusya'mn devlet baskisma ve disiplinine zorlanmaktaydilar, Rusya ve Polonya uzun yillar Ukrayna iizerinde egemenlik kurmak icin 'iatt~tlktan sonra 1667'de anlasmaya vararak Dinyeper nehri sirur olmak iizere bu U'i bolgesini paylastilar. Bu devletlerin yonetimine giren Kazaklar direnmeye cahsnlar. Don Kazaklari'nm Rus baskisma karst ayaklanmasi 1671'de bastmldi: Polonya'ya bagimlr Dinyeper Kazaklan ise 05· manh devletinden yardim aradr, Iste bu durum dolayisryla Osmanh devleti once Polonya, sonra Rusya ile savasa tutusarak Ukrayna'da egemenlik kurma girisimine kaulrms oidu.

Dinyeper Kazaklari'nm reisi Dorosenko ve askerinin katilmasiyla 1672' de Polonya'ya sefer acildr, Bugdan hududunun hemen kuzeyinde Kamanice kalesi ve civanndaki Podolya vilayeti ilk harnlede Osmanh eline gecti, Gerci ertesi yil daha asil Osmanh ordusu ucboyuna varmadan Jan Sobieski komutasindaki Polonya kuvvetleri Podolya'daki Osmanlt birliklerini dagitip Hotin'e girmeyi basardi, Fakat bundan sonra i!( bolgelerde Lvov'a kadar uzanan Osmanh ve Kmrn akmlarindan yilan Polonya, 1676'da Podolya'yt Osmanh devletine brrakmayi ve batt Ukrayna'dan el cekmeyi kabul etmek zorunda kaldi,

Polonya'ya karst Osmanli giicii baskin ciknusn ama daha Polonya He bans kesilmeden Rusya da kansti ~atl§maya. 1674'de Rus ordulan Osmanh devletine bagimli Dorosenko'nun Dinyeper nehrine yakm merkezi Cihrin'e saldtnnca Kmm athlan yetisip Dorosenko'yu kurtardi. Fakat kisa bir sure sonra Dorosenko Osmanh desteginin kendine bagimsizhk getirmeyecegini kavradrgmdan bu sefer Rusya'ya dondu; Rus askeri Cihrin'e boylece savassiz girmis oldu. 1677'de basansiz bir kusatmadan sonra Osmanh ordusu nihayet 1678'de Dorosenko'nun merkezini ele gecirdi. Osmanh devleti Ukrayna'mn kaypak siyasal zemininde Kazak destegi olma-

31

dan btl bolgeyi e1de tutmaya hazir degildi. Bu yiizden Cihrin kalesi yerle bir edildi ve ordu geri cekildl,

Osmanh devleti uzun vadede Ukrayna'ya yerlesmek arnacim sakhyordu, fakat simdilik Rusya He anlasrnaya vanldi. 1681 Osmanh - Rus aulasmasmi iki taraf degi~ik yorumluyordu anlasilan; Osmanh devleti Dinyeper'e kadar batt Ukrayna bolgesini kendi hukmiinde sayarken Rusya a~g. Dinyeper Kazaklan'run kendine bagimli oldugunu ileri stiriiyordu. Osmanh devleti Kazaklar'm Karadeniz'e inmesine de izin veriyordu bu anlasmayla; belki de Dinyeper Kazaklan'ru bu sekilde yavas yav~ Osmanh kontroliine cekrnek ve ahsnrmak amaciyla. Kisa bir sure sonra Ukrayna ve Podolya'da siyasal durum kokunden degisip Osmanhlar geri ~eki1mek zorunda kaldigindan bu bolge iizerindeki Osmanh emellerini an1amak kolay degil.

III. ZiRVE VE DO~D~ (1683 -1703)

A. Viyana Seferi

Osmanh devleti 1656'da Koprulu Mehmet Pasa sadarete geleli diizenli bir siirece girmisti, 1661'de babasmm yerine vezir olan Fazil Ahmet P~ da eceliyle oldiigii 1676 yilma kadar tam 15 yil devleti yonetmi~ti. Baba-ogul vezir-i Azamlarm 20 yilhk kudret doneminde Koprii1ii ailesi ve konagr iiyeleri illke yonetiminde en onemli makamlan ele gecirmis, KopruUi siilalesi imparatorlugun en onde gelen siyasal giiciinil olusturmustu, Padisah IV. Mehmet gencliginden beri ava merak salmisn. yillar gectikce tutku derecesine varan av partileri ile mesgul olan padisah, Kopriilii ailesi ve adamlannm ulkeyi ~ekip ~virmesinden hosnuttu, Nitekim Fazil Ahmet Pasa 1676'da ohince vezirlik miihrunu gene bu aile mensuplarmdan, Kcprillii Mehrnet Pasa'run yetistirmesi ve damadi Merzifonlu Kara Mustafa Pasa'ya verdi.

Fa.ZJJ. Abmet Pasa doneminde baslayan Ukrayna ~t1~masJ. Mustafa Pasa'nm sadaretinde siirdiiriildu ve sonuea ulasnnldi. 1676'da Polonya, 1681'de Rusya ile vanlan anlasmalarla Osmanli y6netimi Podolya ve ban Ukrayna'ya yerlesmeye hazrrlamyordu. Bu bolgelerde dogrudan tstanbul'a bagh diizenli yonetim kurulduktan sonra kuzeyden ~relenecek Bugdan ve Ktnm da zamanla kesin Osmanh topragi haline gelebilecekti. Avrupa u~lannda Osmanh devleti en geni~ srmrlanna dayannnsti, Fakat Ukray. na'daki durum simdilik halledildikten sonra Kara Mustafa P~ Osmanh ordusunu orta Avrupa'da yeni fetihlere y6neltti. K6priilUd6neminin tek tek Venedik, Polonya, ve Rusya'ya karst eide ettigi askeri basanlara giivenerek baslatilan yeni fetih girisimi uzun ydlar pespese felaketlere yol acip Osmanh devletinin tarihinde ilk defa onemli parcalanm kaybetmesiyle sonuclanacakti. Giiciiniin zirvesine ula~tlit samhrken imparatorluk tekrar bUyiik sarsmtilara ugrayrp koklii bir degi~im donemine girecekti.

Fetih hiilyalannm birkac yilda karabasana donii~tiigu bu donem, O~ manhlar'm Avusturya ile 1664'de irnzalanan ve 1682'ye kadar gecerli olan Vasvar anlasmasim uzatmayi reddetmesiyIe basladi, Kanuni Sultan Si.ileyman ~agJndan ben siiregelen, arada ~lkan savaslar sonucunda da pek de-

33

~meyeIi anlasmayla Osmanh ve Habsburg imparatorluklan Macaristan iizerindeki iddialanm bagdastirrmslardi. Macaristan'm biiytik kismi dogrudan Istanbul'a bagimh beyletbeyilikler halinde duzenlenip Osmanh topragJ olmustu. Osmanlr vilayetlerinin dogusundaki Erdel, bagimh bir prenslik olarak durwnunu siirdiiriiyordu, Banda ise bir zamanlann Macar krallJit i¥inde alan, Uf boyunda Hirvatistan'dan kuzeydoguya, Erdel'e kadar dar bir §edt gibi uzanan bir bolge Habsburg egemenliginde kalmrsn, Osmanh ve Habsburg U1keleri arasmda Sik:l~P kalan 'bu dar bolgeye, iki devlet arasinda oldugundan «Orta Macaristan» diyordu Osmanblar. Avusturya 1606' ya kadar bu bolgeyi elde tutmak karsihgmda Istanbul'a harac odemis, ancak Zitvatorok anlasmasiyla Orta Macaristan harcindan vazgecilmisti.

1664'deki Vasvar anlasmasmdan beri Erdel iizerindeki emellerini terketmis gOriinen Avusturya, aradan gecen siire i~inde Orta Macaristan'daki siyasal durumunu gii~lendirmeye ve baskisnu arttirmaya girismisti. Otuz Yil Savaslan si.i:rpsince oldugu gibi, Avusturya imparatorlugu ve Macar tebaast arasmdaki ~atl§ma,' imparatorlugun Katolik baskisina Protestan Macarlar' In direnmesi seklinde gelisiyordu. Sonunda Orta Macar bolgesinin soylulanndan Imre Tokoli, bu direnci basanli bir sonuca ulasnrabilmek umuduyIa Istanbul'a basvurdu, Tokoli'nin amaci Avusturya hiikmiinden ~IkIp Erdel gibi Osmanh yOnetimine bagimh bir deviet haline girmekti, Kara Mustafa Pasa Tokoli'nin basvurusunu olumIu karsiladr. tmre Tokoli Orta Macar krali Han edildi ve tahtma oturmasim saglamak i~in Avusturya'ya sefer a~ildl.

Daha 1682 yI1111da Istanbul'a gelen Habsburg elcisi Vasvar bansimn yenilenmesi icin olanca giicuyle cabalarken, Avusturya He savasi ak.hna koymus olan Kara Mustafa Pasa Imre Tokoli'nin yaruna Osmanh beylerbeyleri katarak Orta Macar topragma girmesini saglarmsn bile. Seferden vazgecmek i~in Budin-Viyana arasmda simr boyunun en onemli kalelerinden, Osmanlt deyimiyle «Yamkkalesnin (Raab) terkini sart kosuyordu vezir. Avus:turya el~is:i savassiz kale vermeye yanasmaymca l683'de iki imparatorlugun savasa tutusmasr kesinlesti,

Kl~ boyunca Osmanh ordusu sefer hazirhgma girisirken Habsburg imparatoru da Avrupa'da yardim aramaya koyuldu. Daha birkac yil once Podolya'yi kaybetm4 olan Polonya derhal Avusturya'ya yardrmr kabul etti, Alman prensleri ve Venedik de imparatora destek vaadetti. Ozellikle papahk., Avusturya'ya karsi 'bir Osmanb seferini biitiin Hiristiyan iUemine yOne1ti1rni~ bir cihad sayarak A vrupa devletlerinin birlesmesi yolunda ~d· detle ugrqt1gt gibi, aynca Viyana'ya onemli para yardmunda bulundu. Bu propaganda bamlesi karsrsmda oteden beri Avrupa siyasetinde Habsburg imparatorlugunun bashca rakibi olan Fransa bile Avusturya'run bu zor durumundan faydalanmayr dustmmeden cekimser bir tavrr almak zo.. runda kaldt.

34

1682 yazmdan beri herkesin bekledigi Osmanh seferi, 1683 Nisan'mda padisah ve vezirinin Edirne'den yola flkmasl ile basladi, Eskiden beri ah§~ tlgi iizere padisah Belgrad'da cephe gerisinde kaldi, muazzam Osmanh ordusu Kara Mustafa Pasa'ya tes1im edildi. Seferin kesin hedefi daha belielenmemisti anlasilan. 11k: Osmanli amaci Yanrkkale'yi ele gecirmekti, fakat Kara Mustafa Pasa bu kadar biiyiik bir ordu toplandtktan sonra dogru Viyana iizerine yiirtimegi yegliyordu, Osrnanh ordusunun akmci ileri gUcG olarak gorev yapan Kmm athlannm basmdaki Murad Oiray ve u~ boylannda giingormii~ deneyim1i diger ban komutanlann onerisini kabul etmeyen vezir, yol iistundeki YamkkaIe'yi aImak leln fazla ugrasmadan ordusunu Viyana'ya yiiriittti.

Temmuz ortasmda Kara Mustafa Pasa Viyana'yt ku~tttStnda imparator bassehrini terketmis, Polonya'dan, Saksonya ve Bavyera gibi Alman prensliklerinden gelecek yardrrm bekliyordu, Kusatma, Osmanhlar'm sehir surlanru top atesi ve yeralti patlatmalanyla yrkma ~aba1anyl!l uzarken Kinm athlan ve diger cevik Osmanlr kuvvetleri Avusturya i~ine akm diizenleyip batidan gelecek Alman yardumm onlemeye ~ah§lyordu. Eyltil baslarmda Jan Sobieski komutasindaki Polonya ordusu He Habsburg kuvvet1eri bir1~mi~ ve Viyana'ya yaklasmisn. Fakat bu arada sehrin durnmu gittikce kotiil~ip surIan da yer yer )'lktldlgmdan Kara . Mustafa Pasa avnun diismesini an meselesi sayiyordu. Yardtma gelen orduya k~ ~lk:· mak yerine biiti.in gi.iciiyle sehrin i.izerine yiiklenip Viyana'yt ele gecirdikten sonra yaklasan Polonya-Habsburg ordusunu karsrlamayi umuyordu. Fakat dusman ordusu siiratle sehri cevreleyen tepeleri 8.§IP Kara Mustafa Pasa'nm ordugahma saldmnca bu kere Osmanh kuvvetleri iki ates arasmda kalmis oldu. Viyana oniindeki savasta yenilen ordu bozularak si.iratle Budin'e dogru ~ekildi.

Budin'de vezir-i azam dagilan orduyu toparlaytp Osmanh hududunu korumaya ~ba1adi; Viyana'yr kurtannaya gelen Polonya ve Habsburg kuvvet1erini onlemekte ve Viyana savasinda kusurlu goriinenleri cezalandmp Osmanh ordusunun disiplinini yeniden saglamaya da ~ba gOsterdi. Fakat uo;( boyunda Estergon ve digu bazi onemli kaleler de A vusturya eline gectikten sonra padisah biitiin bu basansizaklardan baskomutaa olan vezirini sorumlu tutarak Belgrad'da kislayan Kara Mustafa Pa~a'yt idam ettirdi.

Viyana bozgunu ve bunu izleyen ytllarda pespese gelen yenilgileri inceleyen Osmanh yazarlan bu mlithi§ Ielakete bir sorumlu araymca Kara Mustafa Pasa'yi suclarlar, Bu denem olay1anmu en tamnnns tarih~isi Silahtar Mehmet Aga. Kara Mustafa Pasa'mn kilbrinden ve azametinden ?ikllyet ederek Yarukkale yerine Viyana'ya yuklenmesinin bu ihtirasmdan dogan biiyi.ik bir hata oldugunu vurgular. Viyana'ya gelmekte olan dusman

35

ordulanm durduramayan Kinm bam ve diger bazi kornutanlar da yenilginin sorumlusu olarak gosterilir, Fakat 1683'de baslayip 1699'daki Kar- 10f.;a bansma kadar suren karmasa donemini bu vezirin biiylikllik hevesine, ya da Uybe~ komutamn kusuruna baglayarak acrklayamayrz, Asil biiyU:k hata, Osmanh yoneticilerinin Kopriilii Mehmet P~ doneminden beri suregelen disiplinli ve diizenli gidisin orta Avrupa cephesinde basari getirecegine inanmasrdrr, Osmanh devleti, eskiden oldugu gibi ic durumunu dlizeltince nerede, hangi sartlar altmda olursa olsun diismanlanm yenebilecegini sanryordu, Halbuki Katip yelebi'nin teshisi iyi anlasilmis 01 sa, saglanan denge ve diizenin ancak yash bir bilnyenin gorece sagbga kavusmast demek oldugu gorillecekti, Ustelik Osmanli giicunii sadece kendi geemiji ile kiyaslamak da yeterli degildi arnk. Avrupa suratle degismekte, Habsburg devleti giinbegiin guclenmekteydi. Tam bir yiizyil once Hasan el-Kafi'nin Avrupahlar'm asked gelismesi hakkmda yazdiklanru unutmus gortraen Osmanhlar, Viyana bozgununu izleyen yillarda Avrupa'daki gelismeleri daha yakmdan izlemek gerektigini act bir sekilde anlamis oldular,

B. Osmanli - A vrupa SavC¥1

Oteden beri Osmanli devletini taruyan, bilen Avrupah gozlemciler daha 16. ytiZYlhn sonlannda iki cepheli savaslar ve Celali ayaklanmalan He ugrasan imparatorlugun, koskoca bir iilke olmasma ragmen icin i.;in ~Uriimekte oldugunu, kolayca yenilebilecegini ileri stiruyorlardi, Bu yorumlann bir kismi siyasal amaclarla abartrlnus yargilara dayaruyor. Ornegin Girit savasi sirasinda Osmanhlar'a kaql kendine Avrupa'da destek arayan Venedik, Viyana'da, Paris'te, hatta Londra'da hie yorulmadan, usanmadan Osmanli zaafrm anlanp «Osmanh'yi Avrupa'dan atmak» ~a!\:lnlD geldigini ilan edip durmustu, KoprillU diizeni sirasmda bile Osmanhlar'm birlesik Avrupa giiciine karst duram ayacagim, Avrupahlar birlesebilse MUsliimanlar elinde ezilen Hiristiyanlar'in kurtanlabilecegini one suren misyonerler de eksik degildi, Hatta bir .1sve~li diplomat, Osmanhlar'm kendilerinde bOyle bir korku oldugunu ileri surer, Claes Rolamb adh bu Isvec elcisi yukanda gordUgtimUz gibi 1657'de Isvec-Erdel anlasmasim onaylatmak amaciyla Istanbul'a gelip eli bos donmtistu. Stokholrn'e donU~Unde Osmanli devletinin durumu hakkmda yazdt~ raporda anlatngina gore, gi.iya Osmanhlar, kuzeyden gelecek sansm bir rrkm (kavm-i esfer) kendilerini yenip devletlerini sona erdirecegine inamrlarmis. Osmanhlar'm 0 donemde tsvec'e «Sfed» ded.iklerine ve bu ismin «ester» (san) kelimesine benzerligine dikkati .;eken Rolamb, 17. yuzytl ortasmda gU.;lU bir deviet haline gelmekte olan tsvec'in bu sansm irki temsil edebilecegini umuyordu. Daha sonraki yUzyIllatda gi.i~lenen Rusya karsrsmda ozellikle 19. yiizyildaki Osmanh gerilemesini akla getirdigimizde «sansm Irk» hakkindaki kehanet

36

ilgin'rle~iyor; Osmanhlar'm yildiz fahna merakh oldugu da malilm; ama Rolamb'm bu hikayeyi nereden pkardl~m bilmek kolay de~il.

Biz kehaneti bir yana biraksp teribe donelim. Osmanh zaafr hakkmda neredeyse yuzyillardir soylenenler, Viyana onundeki bozgun ve geri I(~ kilme sirasmda kuvvet kazandi. Papamn daha Viyana seferinden once baslayan cabalan basanya ulasu ve Osmanh devletine karst bir Avrupa-Hiristiyan birligi olusturuldu, Son on bes )'11 icinde teker teker Osmanli giiciine yenilen Venedik, Polonya, ve Rusya da savasa girince Osmanh devleti dort cepbede birden savasmak zorunda kaldi.

Genel savasin ilk yilmda, 1684'de, Polonya Kamanice'ye, Venedik Bosna'dan Mora'ya kadar Adriyatik kryrlanndaki Osmanh kalelerine saldmrkenAvusturya ordulan Budin'i .kusatn. Budin dort aya yakm siiren bu baskidan zorlukla kurtanlabildi ama ug boyunda diger bazi kaleler elden ciku, Venedik donanmasi da Preveze'yi ve Ayamavra adasmi aldi. Ancak Podolya cephesinde Kinm kuvvetlerinin yardmnyla Polonya hiieumu basanyla geri attlabildi. Ertesi yil da Polonya ve Venedik'e karst Osrnanh savunmast basanli oldu ama, Estergon oniinde Avusturya Osmanli ordusunu yeninee Uyvar da dU~tii. Habsburg cephesindeki durum 1686'da daha da agirlasu. Avusturya ordulan Budin'i kusatmca yardima gelen Osmanh komutanlan sehir savunrnasina destek olamadilar, Macaristan'm merkezi Avusturya eline gel(ti~gibi bozulup ~ki1en Osmanh kuvvetlerinin ardinda kalan diger onemli kaleler de dU§tii.

1687'de Osmanhlar genet savasm en felaketli yilmt yasadilar. Avusturya cephesine agrrhk veren Osmanh yonetimi Mora savunmasim ihmal edince Venedik yanmadayt tUmiiyle isgal etti, Maearistan'da ise 1526'daki bUyilk Osmanlt zaferiyle iilkenin Kanuni Sultan Siileyman'm eline gecmesine sabne olan Mohac yakmlannda Osmanh kuvvetleri Habsburg ordusu onimde bozulup dagihnca Belgrad'a kadar biitiin Macar topragi terkedilmis oldu. Bir kere daha Kamanice'ye saldiran Polonya ordusu geri anldr ama Mora'run, hele Macaristan'm kaybr karsismda Podolya'daki basan Osmanh ordulanmn moralini diizeltmeye yetmedi. Belgrad oniinde panige kapilan ordu iistiiste gelen bozgunlardan komutanlanm, hatta padisalu sorumlu tutarak once kendisine yeni bir serdar secti, sonra Istanbul'a yiiriiyiip IV. Mehmet'i tahttan indirdi,

Cocuklugundan beri devIet yonetimini once annesine, sonra da Koprillii siilalesi vezirlerine terkeden IV. Mehmet, padisahlann sefere cikmadrklan zaman bashca geleneksel ugr~1 olan ava merak sarrmsn. Yonetimin basanh oldugu surece padisahm av tutkusu asm goriilmedigi balde, dort yildir pe§pe~e gelen yenilgi1erden sonra, hele hazine darhk i9indey· ken, bliyiik capta av partileri padisahm israfmm ve ilgisizliginin gostergesi olarak askerin, devlet adamlannm, ulemamn, hatta halkin tepkisine

37

yol a\(1I. Budin'in dusmesi ve Macar iilkesinin elden !rlkmasl iizerine av tutkusu IV. Mehmet'in tahtma mal oldu,

Fakat padisahin de~:i~tirilmesi, savasin akismm degismesine yetmedi.

Mora'mn isgalini tamamlayan Venedik kuvvetleri bu kez Ege'den Yunanistan kiyilanm tehdide basladi; Polonya da Kamanice iizerindeki baskIYI siirdiirdii. Bu cephelerde Osmanh savunmasi basanhydi ama A vusturya cephesi yeni felaketlere sahne oldu. Ordu lstanbul'da padisahi tahttan indireli bUtiin disiplinini kaybetmisti, Seferde iken ulufe alamayan kapikulu 1687-88 kismda bunun acisnu I(lkartmak icin vezir ve pasa konaklanm yagmaladiklan gibi sehir esnafrm da ezmislerdi, Istanbul'da aslan kesilen ordu cephede disiplinsiz bir bozgun icinde once Belgrad'i, arkasmdan Nis'i ve Oskiip'ii bile terkedip geri I(ekildi. Belgrad'm diismesi iizerine 1689'da Osmanh yonetimi Viyana'ya elci gonderip bans istemisti, ama Habsburg imparatoru Osmanli bozgunundan yararlanmak igin bu girisimi reddetti. Bans girisimi sonuc vermeyince KopruliizadePazil Mustafa Pasa'mn sadareti srrasmda toparlanan Osmanhlar 1690'da Belgrad'i geri alip hie olmazsa Sirbistan'i kurtarmayi basardilar. Ertesi yil Fazil Mustafa Pasa savasi Belgrad'dan kuzeye, Macaristan'a aktarmak niyetiyle yiiriidii, fakat Salan:kamen savasinda vezir sehit olunca ordu tekrar bozuldu; Macaristan'i geri almak umudu suya diistti boylece.

1688 ve 1689'da Srrbistan'dan Makedonya'ya kadar inen Avusturya kuvvetlerinin geri anlmasi sadece Fazil Mustafa Pasa'nin orduya l(eki-diizen vermesi sonueu degildi, Habsburg imparatorlugu bir yandan Osmanh iilkesinde savasrrken bir yandan Avrupa !;apmda Fransa karsin bir eephcye kanlrmsti, Avusturya'mn batt smmnda Fransa'ya karst savasmasi Osmanlilar'm i$ine yaradi, Maearistan cephesinde yeni bir denge olustu. 1693'de Avusturya'mn Belgrad kusatmasi, ertesi ytl Osmanh ordusunun Varadin'i alma girisimi basansiz oldu; yani Avusturya Sirbistan'a girmekten, Osmanhlar da Maearistan't geri almakran umudu kestiler. 1695'de Osmanh - Avusturya savasi Tamisvar'da yogunlastr, Padisah II. Mustafa' run bizzat kauldigr seferlerdeki basanlar sonueu Olmanhlar hi!r olmazsa Tamjsvar'daki durumlanm saglama aldilar, Bu basanlardan sonra padisah 1697 seferinde bir defa daha Macaristan'i ele gecirmeyi denemek istedi. Fakat Belgrad'dan kuzeye, Segedin'e dogru yiiriiyen Osmanlr ordusu Zenta'da tekrar yenilince artik savasm sonu gcriinmiis oldu,

Bir onceki yrl Azak kalesi Rusya'nm eline gecmisti. Ege'de Venedik saldmlan durdurulmustu ama Dalmacya kiyilanm ve Mora'yt kurtarmak miimkiin goriinmiiyordu, Avusturya cephesindeki denge de kolay kolay degi~meyeeekti. Kara Mustafa Pasa'nin Viyana seferinden beri 15 yI1dtr dort eephede birden !rarpl~an Osmanh y6netimi ugradlgl kayiplan bagnna basip bansa yanasmaya razi oldi, 1698-99 kismda Osmanh-Avusturya til-

38

keleri arasmdaki ateskes ~izgisi iizerindeki Karlofca'da silrdiirillen gorti~meler bir genel bans sozlesmesiyle sonuclandi,

c. Savasm ve Barqm Etkileri

Azak'in, Ukrayna ve Podolya'mn, Erdel ve Macaristan'm, Dalmaeya kryilan ve Mora'nm elden pkmasl Osmanh iilkesinde de vlet adamlan, asker, ve balk arasmda genis yanktlara yol acn, Sultan II. Mustafa, KoprtlIii ailesinden sadr-i azam Amcazade Hiiseyin Pasa, Karlofca'daki Osmanlt delegesi reis iil-kiiUap Rami Mehmet Efendi, ve :;;eyhiilislam Feyzullab Efendi bansa taraftar olmuslardr, Baris yanhlan onbes yilhk savasm lilkede yarattigi yikrma isaret ederek dusmana' kaptinlan topraklan geri alabilmek icin once devletin i~ durumunu diizeltmek gerektigini vurguluyorlardi. Ustelik, Osmanh devleti Viyana'dan Karlofca'ya kadar uzayan siire i~inde dort Avrupa devleti ile birden carpismak zorunda kalmrsti. Avrupahlar birlesik oldugunda savasa devam imkansrzdi, Bans sag-lamp i~ durum diizeltildikten sonra ileriki yillarda Osmanhlar Avropa devletleri ile teker teker hesaplasip kayiplanm geri alabilirdi,

Bu ihtiyath gorii~iin karsrsmda, kaybedilen topraklar Osmanh ege.. menligine almmadan bansi reddederek savasa devam etmek isteyenler de az degildi. Savas yanhlanmn gortlstme gore Osmanh devleti savasm ilk 5-6 yihnda biiyiik kayiplara ugrarmsu gerci, fakat 1690'dan beri durum degi~mi~ti. Avropah muttefiklerin en kuvvetlisi clan Avusturya on yildrr Fransa He de savasmaktaydi, Avusturya iki cephede savasmak zorunda kalah hie olmazsa Tamisvar'da savasm aktsr Osmanh lehine donmij~tij. Simdi pes etmek zamam degildi; ban Avrupa siyaseti yeniden savasa donii· ~rse Avusturya Macaristan'i Osmanhlar'a kaptirabilirdi. Tabii Osmanh yOneticileri savas ve bans tezlerini tartrsrrken Fransa savas yanhlanna arka ~l'kIyor, Avusturya'nm ban Avrupa'daki mlittefikleri tngiltere ve HoIlanda'nm Istanbul'daki elcileri de Osmanh bans gorli~linij destekliyordu. Yani Karlofca bansi oncesi Osmanh devleti genel Avrupa siyasal dengesi icinde yer ahyordu. Bans anlasrnasmm imzalanmasma engel olamayan Fransizlar ve Osmanb savas yanhlan durumu degi~tirebilmek i~in firsat kollamayabasladilar.

Karlofca bansi Balkanlar'da ve Ukrayna'da geni~ ~pta tbprat kaybiru belgeledigi gibi, Avrupa stmrlannda yeni bir dUzenin de habercisi oldu.. Daha once gi:irdiigiimliz gibi, daha 16. yiizyJ.bn sonlarmda orta Av~ rupa'ya yo-nelik Osmanh akmcihgi, bu Uf boylannda kalelere dayah savunma cizgilerinin olusmasryla sonmeye yiiz tutmustu. Rumeli akmcilan hele 15%'da:ki Hacova savasmda agir bir dari>e yedikten sonra arnk bit daha etkin bir gli~ olusturamamtslardi. Onyedinci yiizytl boyunca hem

39

Balkan, hem Kafkas cephelerinde Osmanli ordusunun hafif, cevik kuvveti, Osmanli deyimiyle «riizgar gidisli» Kmrn athlanndan olusuyordu. Tabii Kmm hanlan kendi baslarma da Polonya ve Rusya i!;;ine akmlar sahp elde ettikleri ganimet mahm, ozellikle esirleri, Osmanh pazarlannda satarak onemli gelir saglryorlardi. Daha 17. yiizy:d baslannda Dinyeper ve Don Kazaklan Osmanh kryilan icin tehlike olusturmaya basladigmda, Polonya ve Osmanh devleti emirlerindeki Kazaklan ve Kmm Tatarlanm dizginlemek konusunda anlastrklanndan Kmrn athlannm akm alaru daralmisu zaten. Karlofca bansi He Polonya'mn yamnda Rusya da Kirrm akrnlanmn durdurulmasi zorunlulugunu Osmanh devletine kabul ettirdi.

Kmmlrlar bu zoraki dizginlemeyi yediremediler kendilerine. Bu tutumlanyla Kmmhlar Osmanh savas yanltlannm dogal mi.i.ttefiki oldular. Nitekim Karlofca bansirun imzalanmasmdan daha iki-ij~ ytl geemeden Rusya'nm bansa aykrn davranislan sezildigini one siirerek hemen akma kalkmaga davrandilar. Istanbul yonetimi Rusya'mn boyle bir tutumda olmadigmi saptadigi halde, Kinm'daki dururnu giicltlkle yansnrabildi. Bundan sonra da, 1774'de Kmm Osmanh egemenliginden kopanhncaya kadar istanbul yonetimi Kmm hanlanm ve ileri gelenlerini maasa baglayarak aktncili!J.n onlenmesinden dogan zaran karsilamaya ~a1I§tt.

Kinm boylece Osmanlt yonetirnine cok daha bagrmh bir hale girerken, diger bagrmh devletciklerin durumu da yeni bir onem kazanrmsn, Macaristan ve Erdel'in kaybtndan sonra Habsburg smm Eflak ve Bugdan'i batidan cevrelivordu. Kuzey'de Kamanice elden ~lkmca Polonya da yeniden Bugdan'a komsu olmustu, Osmanh yonetimi bu prensliklerin dl~ <11emle iliskilerinde COk tedbirli davranmak zorundaydi. Eflak ve Bugdan' In Polonya ve Avusturya'ya yonelmesini onleyebilmek icin Bugdan'to kuzeyinde Hotin, Eflak'm batismda Orsova ve Tuna iizerindeki Adakale birer kilit noktasi olarak onem kazandilar. Fakat bu iki prensligin Osmanh yOriingesinde kalmasmi saglamak icin bu savunma noktalannm gi.i~lendirilmesinin otesinde, ynnetimlerinde de degisiklik yapildi.

1683-1699 saV3§1 sirasmda ger~i Bugdan ve EfIak istanbul y6netimine karsr !rlkmaya kalkismanuslardi. Bugdan, Macaristan cepbelerine giden Kmm kuvvetlerine ger,:it oldugundan isyana yeltenmesi soz konusu olamazdi, Eflak VOYVOOasl ise savas bo-yunca bir yandan Avusturya ile b~ gecinmeyeozen gosterdi ama, Osmanh devletine karsi gorevlerini yerine getirmeyi de ihmal etmedi. Savasin tozu-dumam durulup Karlofca'da snur kesildikten sonra, Eflak ve Bugdan voyvodalanrn tstanbul'a daha bag-troll hale getirebilmek i~in yonetimi yerli Romen beylerine brrakmak yerine, !stanbul'un Fenerli Rum ileri gelenlerine vermeye basladi Osmanli devleti.

Bu prenslikler halkmm Qogu Ortodoks mezhebinden oldugundan zaten oteden beri Fener'deki patrikhane ile sikt iliskileri gelismisti, Bir

40

yandan da Fenerli Rum aileleri Eflak ve Bugdan ticaretinde onemli bir rol oynamaktaydtlar. Onyedinci yuzyil boyunca Tuna kuzeyine yerlesen, fakat Istanbul'la iliskilerini de siirdiiren Rum tuccarlannm sayisr az degiidi. Kalburustii Rum aileleri Istanbul'da devlet kapisi icin de ~e{iitli biz.. metier gortiyorlardi. Miisliiman Osmanh aydinlannm gittikce icine kapanrk Islam dunyasma donilk bir tutuma girdigi bu donemde Avrupa'da egitim gormii~ Fenerliler'e Sit slk rastlamyordu. Avrupa kliltiiriinii ve dillerini bilen, bir yandan da lstanbul'un ticaret hayatmda onde gelen Fenerliler, Osmanh devletinin Avrupah elcilerle goriismelerinde on plana ~tkmaya baslarmslardr, l~te 18. yiizyIlda Eflak ve Bugdan yonetimi, istanbul' un siyasal ve ekonomik hayatryla igi~e yasayan bu Fenerli Rurnlar'a teslim edildi. Istarrbul'dan Eflak'a ya da Bugdan'a giden voyvodalar, beraberlerinde g6tiirdiikleri maiyetlerine dayanarak, ya da daha onceden Biikres'e, Yas'a, Tirgoviste'ye yerlesmis Rumlar aracihgi ile yonetimi ele aldilar. Tuna. asm prensliklerde Romenlesen Rumlar ve Rumlasan RomenIerden olusan yeni bir yonetim tabakasi gelisti yavas yavas. Bu yeni RumRomenkirmasi yonetim Istanbul'a da sikica bagh oldugundan Eflak ve Bugdan'in Osmanh devleti He iliskileri dtizenli bir sekilde yiiriidtL

Karlofca ile noktalanan savas sirasmda bagimh devletciklerin Istanbul'la iliskilerini sikslastirmak geregi ortaya pkh~ gibi, Balkanlar'da dogrudan dogruya Osmanh egemenliginde yasayan Hiristiyan reayarun durumu da onem kazanrmstr, Nasil Osmanh genislemesi ordunun giiciiyle oldugu kadar yonetimin diiriisthigu sayesinde saglanrmssa, ~imdi Osmanh toprak kayiplannda da dtisrnanm iistiinltigii yaninda reayamn bezginligi de rol oynuyordu. Savas boyunca Venedik zaman zaman Mora'da Rum halktan, Dalmacya kiyilannda Hirvat, Karadagli, ve Hiristiyan Arnavut reayadan destek alabilmisti. Macaristan cephesinde ise 1689'da Nis'e, Uskup'e kadar ilerleyen Avusturya ordulanmn pesinden ayaklanan Sirp ge-telerine rastlanrmsn. Osmanh reayasmm diismana destek olmasmda, ya da savas kargasasim frrsat bilip silaha sanlmasmda simdilik milliyetcilik duygulanndan soz etmek miimkiin degil tabii. Fakat reayamn Osmanli yonetiminden ~ikayet~i oldugu, devlet duzeninin zayifladig; donemlerde artan vergi yi.iktini.in altinda ezildigi de anlasthyordu. Nitekim Osmanh yonetimi daha savas sirasmda, ornegin FaZlI Mustafa Pasa'nm sadaretinde, reayanm sikayetleri He ilgilenmeye, yer yer vergi borcunu silip halkm iizerindeki ylikli hafifletmeye cahsn. Bu tedbirler Karlofca'dan sonra da sil rd ti rilld ii.

Reayanm, yonetimdeki aksakhklar yiizlinden, ya da merkezin siyasal ctkisi zayrfladigi donemlerde zorba yoneticiler elinde ezilrnesine karst Anadolu'da daha yilzyilonce ayaklanmalar goriilmii~tii. 1590-1610 arasmdaki Celali kargasasmm Anadolu'yu kasip kavurmasina karsiltk Balkanlar'daki durumun nisbeten sakin kalabilmesi, Anadolu'da k6ylU ve yi:iriik

41

Tiirk-Tiirkmen reayamn silehlamp sek!banbga ge~tigi sirada Balkanlar'daki Hiristiyan reayamn silahtan-savastan uzak kalmasi He acrklanabilir, Onyedinci yUzyll sonuna gelindiginde ise arnk Rumeli'de de silahb reaya ortaya ~Ikmaya baslamrsti. Bunlann bir kisnn devlete karst ayaklamrken bir krsmmi da savas gerekleri yiiziinden devletin kendisi silahlandirdi; tipkr yiizyil once Anadolu'da oldugu gibi, Hatta cepheye asker yetistlrebilmek icin bir ara genel seferberlik bile ilan edildi. Ozellikle Bosnali ve Arnavut, savaskan ve cephelere yakrn Miisliiman reaya idi devletin silahlandirdigr ve savasa soktugu. Eski Osmanli diizeninde reayamn askerligi soz konusu degilken, savas yillannm bunalnm dolayrsiyla baslatilan bu yeni girisim 18. ytiZYll siiresince geleneklesti. Savascr Miisliiman reayanm komutanlan, ozellikle Arnavut beyleri, Karlofca'yi izleyen yillarda Rumeli'nin yonetiminde gittikce artan bir rol oynadilar, Aynca Osmanh iilkesinde !iyanhk kurumunun gelismesinde de bu yeni askerlik diizeninin payi bUyiik oldudenebilir.

Savas sirasmda Osmanh devleti Safevi sminnm gUvenligini ihmal etmemeye ~§tl arrra aslmda biitiin gticiinii Avrupa cephelerine yOneltmisti, Bu sirada daha savasm ilk yillarmda biitiin askeri Rumeli'ye gecmis olan Anadolu'da Celali donemini andrran yeni sekban hareketleri belirmeye baslarmstr, A vrupa cephelerinin srkisik durumunda devlet Anadolu sekbamm zorla sindirecek halde degildi, Sekban bolukbastlarnu riitbe kart>lh~ kendine baglayip Anadolu'nun bu dilzensiz fakat yikicr olabilecek giiciinii Avusturya'ya karst yoneltmeyi denedi sultan. Sekban boUikba~llarmm en tamnrmsi Yegen Osman'a once pasa riitbesiyle sancakbeyligi verildi, sonra Anadolu 'nun biitim dagtmk sekbanlanm toplaytp kendi em-. rinde Rum~i'ye gecirmesi icin sekban baskomutanligi anlammda yeni bir unvan, «sercesmelik» verildi, Hatta 1687'00 Avusturya oniinde bozulup geri cekilen kapikulunun Istanbul'a ytiriidiigii srrada padisah Yegen Osman Pasa'mn sekbanlanmn kendini koruyabilecegini bile diisiinmiistil, IV. Mehmet'in tahttan indirilmesinden sonra Istanbul'da kapikulu azgmligunn yarattigi kansikhk havasmda Yegen Osman Pasa Avusturya cep-hesinOO bir ara serdarhgi bile ele gecirdi. Fakat 1688'de Belgrad'in dU~mesine sebep olunea kendi sekbanlan bile yiiz £evirdi ve Yegen Osman

Pasa idam edildi, Anadolu sekbanlan da cephelere daglttldl8J,ndan bir daha 'bliyiik ~apta bir olay crkmadi. 1stanbul yonetimi daha savas sonuclanmadan Anadolu'da yoriik asiret halkmi, Tiirkmenleri yeni bir Celali donemi y~nmaslD diye yerlesik koylii. hayatma gecmeye zorladi, Karlofca' dan sonra da genel olarak reayanm durumunu diizeltici tedbirleri ihmal etmedi deviet. Savas yillanmn agirlasan vergi yiikii indirildi, odenmemis bazi vergiler silindi, Savas alanlanna yakm Hiristiyan reayamn cizyesi bile 'bir )'11 icin affedildi; Osmanh devleti savasm a~tt&1, yaralan sarmaya ~~tt bu sekilde,

42

D Edirne VakOSl

Bansm imzalanmasindan dort yil sonra, 1703'de padisah II. Mustafa'run bir kapikulu-ulema darbesiyle tahttan indirilmesi, donemin gii~1ii seyhiilislarm Feyzullah Efendi'nin ayaklanan asker tarafmdan oldiinllmesi. Osmanli tarihinde Edirne Vakasi diye bilinir. Bu olay gOriinii~e Karlofca ile ilgili degil, fakat olayin genel niteligine bakngmuzda 1703'deki Edirne Vakasi'nm 1683'den beri suregelen 20 yilhk sarsmtmin noktalanmast olarak gorebiliriz,

Ortada yeni bir sava~ ya da genilgi olmadigi halde padisahm tahttan indirilmesine kadar varan olay, 1703 Temmuz'unda Gilrciistan iizerine acrlan sefere gonderilecek bir grup cebecinin, birikmis maaslanm almadan sefere ~lkmayt reddetmesi ile basladi. Cebeciler tstan'bul'da ayaklamrken padisah ve devletin en tist yonetim kadrosu Edirne'deydi, Istanbul'da cebecileri basnrmast istenen yeniceriler de ayaklanmaya katilmca olay alevleniverdi. Kapikuluna Istanbul'daki ulema da can ii gonillden -arka ~lkh; hep birlikte Edirne'ye yiiriiyiip padisaha tiirlti dertlerini anlatmaya karar verdiler. Istanbul'deki asker ve ulemamn en bUytik ~iUyeti, dogrudan dogruya padisahm bUyiik saygt duydugu ve baglandlgl ~eyhiilislaml Feyzullah Efendi'dendi. Edime'ye varan ~ikayet~i heyet isyanci muamelesi gijrup hapsolununca, hele padisah Istanbul'dan ytiriiyU~e gecen orduya karst Rumeli'de asker toplamaya kalkismca, isyamn faturasi daha da bUytidii. Sonunda seyhlllislamtm feda etmesine karsm bir ay icinde padisahm kendisi de tahtmdan oldu.

Basit bir maas davasi gibi gcriinen, bir avuc cebecinin kazan kaldirmaSI ile baslayan olay ned en bu kadar bUytiyUverdi? Neden seyhiilislam isyancilann hedefi oldu birden? Cevabin bir boliimii kapikulunun durumu ile itgili. Karlofca'dan beri bans donemine geceli deviet bir yandan reayaya kanat germek i!,lin vergileri azaltrrken, bir yandan da masraflanm kismaya ~aballyordu. Savas srrasmda kapikulunun sayisi durmadan arttmlmis, bazilan yeniceri ailelerinden, binlerce id~i padisah ulufesine baglanmisn. Baris doneminde bu kisiler defterden silindigi gfbi, geri kalan kapikulunun ulufesi de hala aksamaktaydr. Kaprkulu zaten genel olara:k Karlof-' ca'ya 'kar~1 ~tkan, savasi siirdiirmek isteyenlerden yanaydi. Bansm besinci yihnda kapikulu kendini ezilmis, padisah goziinde onemini kaybetmis hissediyordu. Padisah askerinden yGz cevirmis gibiydi, Bu durumda kapikulunun tlimden isyanci cebecilerle birlesmesi 'gUf olmadi,

II. Mustafa'mn tahttan indirilmesinde rol oynayan ikinci bir faktor Edirne-Istanbul rekabetiydi, Yanm yiizyildrr, Koprulii Mehmet Pasa'nm vezirligi doneminden beri Adeta Edirne payitaht olmus, tstanbul ikinci plana dU~mU$tU. Aslmda istanbul gibi Bursa ve ozellikle Edirne de sultan sehriydi. tstanbul'da oldugu gibi Edirne'de de padisah kapist disinda san-

43

cakbeyi, beylerbeyi gibi bir yonetici bulunmuyordu, I::>am btanbul almmadan Edime'de genis bir saray yaptmlnusti: Edirne saraymm bostancibasisi Edirne sehrinin yoneticisi de sayihyordu. Kopriilii ~ Pasa vezir olduktan sonra Venedik ve Erdel seferleri yilziinden orduyo Istanbul' dan ~lkanp Edime'yi hazirhk merkezi haline getirmisti, 0 suada daha delikanhhk !<agmda olan IV. Mehmet'in de Edirne'de kalmasuu. vaktinin cogunu istanbul dismda gecirmesini, avla ugrasmasim 'len. ta\--slye ediyordu. 1657'den beri hem IV. Mehmet, hem de kendisinden sonraki sultanlar Edirne'yi yeglemeye basladilar,

istanbul daha 1580'lerden beri !<e~itli ayaklanmalara, kargasalara 500· ne olmustu, II. Osman'm oldtiriilmesi, IV. Murat'm gencliginde kapikulunun kiistahhgr, IV. Mehmet'in ~ocuklugunda yeniceri agalanmn zorbab~ daha hatirlardaydi. Ondordiincii yuzyilda sultarun durumunu saglamlasurmak, diger beylerin rekabetini bastrrrnak ve sindirmek icin gelistirilen kaprkulu, 17. ylizytlda efendisini parmagmda oynatir hale gelmisti, IV. Murat ve Koprulu Mehmet Pasa gibi «sahib iis-seyf» disiplincilere gore, kapikulunu aylak oturup siyasetle ugra~lr durumdan almak icin sefere cikarmak gerekiyordu. Fakat Istanbul'un kargasasmda kapikulunun dismda baska faktorler de vardi, Ulemadan olsun, pasa ve beylerden 01· sun, belli bir mansibi olmayan, yeni bir goreve atanmayi bekleyen biiyUk bir kalabahk tstanbul'da oturuyor ve payitahtin siyasal oyunlanna katihyordu. «Ma'zul» olarak gorev bekleyen ulema ve iimerarun i~ basmdakileri kotiileyip dusurmeye ~all~masl, bu gruplann kapikulunun huzursuzlugundan faydalanmayi ummasi, Istanbul'un siyasal gaIkantlsmda onemli rol oynuyordu. tste IV. Mehmet'tenberi padisahlar Meta istanbul'dan, kaptkulu baskismdan, mazul pasa ve efendilerin siyasal entrikalanndan kacarcasma Edirne'ye yerlesir olmuslardi,

II. Mustafa da once sefer dolayisiyla Edime'ye gitrnis oldugu haide bans doneminde de Istanbul'u ihmal etmekteydi. Hele padisah Edime'de yeni saraylar yaptirmaya baslayinca Istanbul'daki kapikulunun, ulerna ve umeramn telasi busbiitiin artu. Devlet giderini kismaya £ah~![ken padisahm Edirne'deki yeni planlanna gereksiz masraf ve israf diye karst crknlar, Tabii ashnda telasm sebebi, bu yeni saraylar dolayisryla padisahm iyice Edirne'ye yerlesmek fikrinde oldugunun anlasilmasrydi, Devlet mernurlan padisahm Edirne'ye yerlesmesiyle siyasal agirhklanm kaybetmekten korkarken, istanbul halkr da, saraym tiiccardan, esnaftan yaptigr alrmlann azalacagmdan, boylece sehrin ekonornik hayatmm soneceginden cekiniyordu. i~te hem siyasal, hem ekonomik nedenler1e ayaklandi istanbul halki.

Edirne Vakasi'nm i.i9iincii onemli yonii Seyhtilislam Feyzullah Efendi'nin durumu, Feyzullah Efendi IV. Mehmet doneminde saraya yanasmis, o zaman sehzade, sonradan padisah o-Ian II. Mustafa ve III. Ahmet'e hoca-

44

11k yaparak ulerna riitbesinin en iist kademelerine ulasmisu . Sehzade Mustafa 1695'de padisah olur olmaz eski hocasmi seyhulislamhk makamma getirdi. &lirne Vakasi dolayisiyla azledilinceye kadar 8 yildan fazla bu gorevi siirdiirdii Feyzullah Efendi. Bu sure i~inde padisahla kisisel iliskisi dolayrsiyla Feyzullah Efendi'nin siyasal agJ_rhgl 0 kadar artn ki, ya1ruzca ulema meslegini bildigi gibi yonetmekle kalmadr, biitiin siyasal yonetimi ele gecirdi neredeyse. En onernli ulema riirbelerini teker teker kendi ~ocuklanna, ailesine ve konagi mensuplanna dagitnktan baska, biiyiik oglunu kendi olumunde yerine gecmek uzere seyhulislam adayt olarak onaylatti padisaha, Feyzullah Efendi'nin bu gorulmemis gticti sayesinde ulema meslegini avucuna almasi diger ulema mensuplan arasmda biiyiik bir tepkiyle karsilandt tabii, Vezirler ve pasalar ise bizzat padisahm tenbihiyle seyhiilislanun biitiin siyasal kararlara kansmasma, hatta yon vermesine katlanmak zorundaydi. Donernin vezir-i azamlanndan Amcazade Hiiseyin P8.§a once Feyzullah Efendi'ye yandas iken seyhulislamin baskisma dayanamayarak istifa etmisti; bir digeri kendini vezarete seyhulislamm getirdigini bildiginden once ana yaltaklanmis, soma aykm bir siyaset giitrneye cahsmca kellesini kaybetmisti. Edirne Vakasi srrasmda vezir alan Rami Mehmet Pasa i\=in seyhtllislam apk~ «benim -yeti~tirmemdjr; ben onun elinden tuttum da vezir yaptim» diyordu. Osmanh siyasal diizenini tumuyIe ele gecirmek hirsr, sonunda Feyzullah Efendi'nin korkunc bir ~eki1de oldurulmesine neden oldu.

Feyzullah Efendi, daha once degindigimiz gibi Karlofca anlasmasmi destekleyen bans yanhsi grubun temel diregi idi. Seyhulislamm kisisel hirsma gosterilen tepkiden baska, Karlofca'yi icine sindiremeyen savas yanhlannm girisimini de gormek miimkiin Edirne Vakasi srrasinda. Ulema mesleginde oldugu halde siyasal yonetimi ele alma girisimi de Osmanli diizenine temelden aykin bir davramsn. Yalmz gozden kacirmayahm, ulerna acismdan Feyzullah Efendi'nin giinahr siyasete kansmasi degil, bunu hem geleneksel siyasal dengeyi bozmak pahasma, hem de diger ulemaya damsmadan kendi basma gerceklestirmeye ~ah~maslydl. Y oksa Osmanlt ulemasi 17. yi.izytl boyunca siyasete agrrlrgnu koymaya baslamisti; bu roltinli brrakmak niyetinde degildi.

Edirne Vakasi srrasmda Feyzullah Efendi'ye karst nicedir icin icin gelisen tepki birdenaciga vurulunca seyhulislama duyulan kinin derinligi de ortaya ~lktl. Seyhiilislamm asker tarafmdan feci ~ekilde oldiiriilmesinde tam anlasilamayan bit noktaya daha isaret ederek kapatahm konuyu. Feyzullah Efendi devlete ve dine hiyanetle suclamyordu; oldiiruldiikten sonra da cesedine bir ip baglandi, onlerinde papazIar yiirUyen bir grup Hiristiyana siiriiklettirildi, Yani kafir, dinsiz muamelesi yaptldi seyhulislamm olusiine. Bu-rnuamele sadece Feyzullah Efendi'nin siyasal hirsi ile,

45

ya da Karlofca bansina arka !;lkmaSl' ile acrklanabilir mi! Ole ,andan Feyzullah Efendi'nin yeni bir rasathane yapttrmak icin AH'lqak. biIcinlerle iliskisi oldugu da biliniyor. Acaba Avrupahlarla bans yar--- 6tesinde, Frenkler'le bu gibi diger iliskiler de mi tepki uyandtrdJ ti p:ybtiIislam kafir sayildi?

46

IV. OSMANLI DEVLETINiN BARI~C:I sty ASETt (1703 - 1739)

A. Bani Siyasetinin T emelleri

Edirne Vakasi dolaytsiyla 11. Mustafa tahttan indirilince yerine kardesi lIT. Ahmet padisah oldu, Derhal Istarrbul'a gelen yeni padisahin en onemli sorunu tahtim saglama almak ve payitahtta genel durumu yat1tnrmakti. Padisahm derdi sadece kendi durumunu kurtarm_ak degiI, 1678' de IV. Mehmet'in tahttan indirilmesinden beri ciddi olarak zedelenmis olan hiikiimdarlrk otoritesini yeniden kurabilmekti, Edirne Vakasi sirasmda kaprkulu ve ulerna Istanbul'dan Edime'ye dogru yiiriidUgUnde II. Mustafa'run yerine kimin padisah olacagi tarnsilnusn. Bu tartrsrna, bir zamanlar Osmanh di.izeninin temel tasi sayilan padisahhk makammm 17. yiizy1l boyunca ne kadar deger kaybettiginin en acik be1irtisiydi.

II. Mustafa'yi tahttan indirmeye karar veren isyanci kapikulu n. Ahmet'in oglu Sehzade Ibrahim'i sultan tammak istemisti, aneak ulema ileri gelenieri II. Mustafa'mn kardesi olgun yastaki Sehzade Ahmet dururken 11 yasmdaki ~ehzade Ibrahim'in secilmesini dogru bulmadt. Bazi kapikulu komutanlannm kii!(iik Ibrahim'i yeglemesi herhalde cocuk yastaki padi~l daha kolay etki altma alabileceklerine inanmalanndandi. Hatta bazi isyancdann Osmanh siilalesini bir yana birakip bir Kmm hanzadesini ya da baska birini padisah yapmaktan dem vurdukian bile anlasilryor, Ger~ekten baska iilkelerde ve imparatorluklarda siilale degisimi srk S1k gOrU· lurken Osmanli devleti 600 yil aym siilalenin yonetiminde kaldi; zaten devlet, adi tistiinde, Osmanogullan'nm devletiydi. Fakat I703'de kapikulu komutanlannm dedigi gibi, siilalenin nlsimi yoktu; baska kisiler, baska aileler getirilebilirdi tahta. Bu donemin olaylanna sahit olan UnIU tarihci Naima Efendi, kaptkulu komutanlanmn diisiincesinin «sulale gelenegini ytkmak» oldugunu ileri siiriiyor, «Asil istedikleri, Cezayir ve Tunus ocaklannda oldugu gibi, askerin onermesiyle basa gecirilen bir onder bulmaku» diyor Naima. Osmanh oncesi Misir ve Suriye'de hiikiim suren Memluk sultanhgi siilalesiz devlet ornegine daha uygun bir benzetme olurdu. Boyle bir diizende padisahm geleneksel siyasal rolti tiimiiyle kisitlanacak; basa gecirilen k~i devIet ileri gelenlerinin, komutanlann onayi ile i~ gO-

47

ren biri olacaktr, Giiniimiiziin tarihcisi Mithat Sertoglu'nun isaret ettigi gibi, Osmanh devIet gelenegini kokiinden degi~tirecek bir dll~iinceydi bu. Fakat II. Mustafa'yi deviren ayaklanmada kapikulunun yamnda yer alan ulema, girisimlerinin miirnkiin oldugu kadar kanuna, seriate, gelenege uygun olmasmda israr edince III. Ahmet tahta pkabildi.

Nairna'nm soziine gore, ayaklanma sirasmda Istanbul'da yeniceri ata. hgrru ele geciren Cahk Ahmet Pasa devlet diizenini degistirme goril~ii· niin sozciisii sayihjordu. <;ahk Ahmet Pasa, HI. Ahmet tahta gectikten sonra bu defa vezir-i iizamhgm kendine verilmesinde mara baslamisn. Bu nedenle yeni pedisah ilk i~ olarak yeniceri agasim birkac ay oyalayip ayaklanma havasmm yatrsmasrru bekledi. Sonra sadaret heveslisi Ahmel Pasa'yi valilik bahanesiyle istanbul disina cikarnp idam ettirdi, Diger kapikulu komutanlan ise bu olayi Calik Ahmet Pasa'nm kisisel hirsuun sonucu sayip ses !(I'karmaddar. III. Ahmet bundan sonra da kapikulunu hosnut tutmaga ozen gosterdi ama bir yandan da vezir-i azamlanm sik sik degistirip sadaret miihriinii yakmdan tamdigi, saraydan yeti~mi~ kisilere vererek gil!(lU ve padisaha karst gelebilecek pasalarm ortaya !(l'kmastnl engellemeye ve saltanat otoritesini saglamlasnrmaya !(al1~tl.

Karlofca ertesi II. Mustafa doneminde baslayan bans siyasetini de siirdurdu yeni padisah. Sadece dW siyaset gereklerinden degildi bansci tutum. Ie siyasal durumda da bans doneminde sayisi azaltilmis kapikulunun htzt kesilmisken yeni d~ causmalar payitahtta padisah askerinin tekrardan gUelenmesine yol acabilirdi. Zaten Osmanh iilkesinin fe~itli kose-bucagmda, en onemlileri Suriye, Irak ve Misir'da, merkezin otoritesini zayiflatan yoresel girisimler gorulmekteydi, Devlet biinin dikkat ve gayretini bu oIaylan yatrstirmaya yoneltmisti. Iste bu yiizden Avrupa siyasetindeki degi~iklikler Osmanh lehine donij~Ugli durumlarda bile padisah orta ve dogu Avrupa'dan cikan firsatlardan yararlanmaya yanasmadi,

Bu firsatlar orta Avrupa'da Macaristan'm durumu, dogu Avrupa'da Isvec-Rus !(at~masl ile ilgiliydi. Karlofca ile Habsburg devletinin Erdel dahil, Macaristan iizerindeki egemenligi kesinlesmisti, Habsburg yanetimi, Osmanh doneminde ozellikle Erdel'de ie siyasette ve i~ gelismelerde ba~Imstz davranmaya ahsnus Macae asilzadelerine ve halkina aglr geldi, Daha 1701'de Habsburg ordulan batt Avrupa'da yeni bir savasa kattld1ktan sonra Macarlar direnmeye basladilar. Ferenc Rakoczy'nin onderligindeki

. Macar direnisi 1711'e kadar siirdii, fakat Avusturya 1714'e kadar ban Av· rupa'da ispanya tahti Uzerine ~lkan savasla U~t1g1 halde Macar ayaklanmasmt bastirabildi. Ferenc Rakoczy Macar direnisi sirasmda Fransa'dan destek gordugu halde Osmanhlar Macaristan olaylanna seyirci kalmayi yegIedi.

Dogu Avrupa'da ise ozellikle Polonya iizerinde ve Balnk denizi kryrlannda Isvec-Rus rekabeti alevlenmekteydi, Bu iki deviet arasmda 1700'

48

de baslayan !(abpna, kah Isvec'in kah Rusya'nm asked basansiyla surerken 170S'de gen!r tsvec krab XII. Karl (Osmanli deyimiyle «Demirbas ~1») Rusya icine yiiriidil. Karl bu seferden once daba 1707'de Osmanh devleti ile temasa ge\(mi~ ozellikle Rusya'ya karst i~birligi onermisti, Osmanh yonetimi ise Isvec'le dostluk kurmayi yararb gordUgti halde, Rusya He savasa tutusmak da istemiyordu. 1stanbul'un cevaplan mi.itereddit olmasma ragmen Karl Ukrayna Kazaklan ile anlasmasina guvenerek Rusya' ya girdi ve Kazaklan Rus yonetiminden kurtarmak uzere Ukrayna'ya yo. neldi. Fakat 0 zaman a kadar parlak basanlanyla dikkati ceken Isvec kralt 1709 yazmda Poltava'da Rus ordusuna yenilince yarunda Kazak hetmam (!b~ugu) oldugu halde Osmanli topragina girip Ozi'ye srgmmak zorunda kaldi, Osmanh yonetimi ise hala savastan kacinmakla beraber Rusya'run XII. Karl'm, hi\( olmazsa ;lsi Kazak: hetmanimn geri verilmesi iste-, gini de redde:tti.

B. Prut'tan Pasarolfa'ya

III. Ahmet ban~\(l siyasetini siirdiirmek niyetinde iken Rusya'mn Isvee krah konusundaki baskilan, iistelik <;ar Petro'nun Balkanlar'da Ortodoks reayaya y6nelik propagandasr, Osmanh devletini neredeyse zoraki savasa itti. Padisah Rusya He savasa karar verdikten sonra Petro once bansi yenilemeyi onerdi, bunu basaramaymca atik davranarak Osmanh vordusu Ukrayna'ya varmadan kendi Osmanli illkesine saldirmaya .karar verdi. Petro Bugdan voyvodasnu da kendi tarafrna eektikten sonra, 1711 bahannda Bugdan'a girdi Rus ordulan, Petro, Bugdan'm bassehri Yas' tan Prut nehrini izleyerek giineye inerken vezir-i azam Baltact Mehmet Pasa'nm komutasmdaki Osmanh ordusunun beklediginden ~()Ik gi.i~lti 01- dugunu anlayinca geri ~ekilmek istedi, Bu srrada yam ve gerisi de Kmm, Polonya, ve tsvec birlikleri tarafmdan !<evrilmi~ oldugundan Car Petro ve ordusu Prot kryismda S1kl~IP kaldi, Osmanh ordusu, Rus \(atlnt ve askerini ktstlrdl8"I yerde once genel hiicum, sonra top atesi ile sindirip ezmeye giristikten sonra Petro Osmanli Iehine bir bansa razz oldugunu bildirdi. Baltac; Mehmet P~, Osmanhlar icin bu kadar uygun bir durumda §a~llacak kadar hafif sartlarla bansi kabul etti, boylece Petro askerini geri cekmeyi basardi.

Osmanli ordusunun bu iistiin durumuna karsm Prut bansmm, Azak kalesinin geri almmasi, Ukrayna'da Dinyeper boyunun giivenliginin saglanmasi, tsve!( kralmm serbestce iilkesine donmesinden baska bir kazanc getirmemesi, seferde bulunan ve biiyiik bir frrsat ka~lflldl~na inanan KJnm Hani'nm ve tsvec kralmm tepkisine yol a!(tlgl gibi, padisah III. Ah~ met'in vezir-i azaffilDl azline de neden oldu, Baltaci Mehmet P~'D1n <;ar Petro'dan arabalar dolusu altm rilsvet ka~lh8"l, hattA Cari~ Kateri-

49

na'mn dil dokmesine kamp ~ ve ordusunu elden ka~lrdlgl laflan daha o zaman lstanbul'da dillerde dolasrr olrnustu, Baltact Mehmet Pasa ise kendisini savunmak icin savasmaya gerek kalmadan Osmanh sefer amaelanrun elde edilmis oldugunu belirtiyordu. Prut seferinin ve bansmm aS11 anlami, bu ~agda Osmanh devlet adamlanmn siyasal askeri !(ekingenligini ortaya koymasidir,

Gercekten Baltaci Mehmet Pasa askeri bakimdan ordusunun ustun durumunu kavrayamamisti anlasilan; bans onerisini reddederse ~Ikaeak ~atl~marun kotti bir sonuea varabileceginden korkuyordu. Dahasi, sefer sirasmda Avusturya'run tutumunu cekingen bir dikkatle izliyordu Osmanhlar, Rusya'ya karsr sefer acmak zorunlulugu hissedildiginde bu seferin Osmanb smirlannm giivenligini ve iilke icinde egernenligi korumak amacryla oldugu hakkinda Avusturya'ya giivence verilmisti, Car Petro Prut'ta yapilacak bir savasta yenilse bile Osmanh devletinin biiytik bir avantaj saglamasma, hele toprak kazancma Avusturya'mn tepki gosterebilecegini goz oniinde bulunduruyordu vezir-i azam. Prut basansim, Karlof!ta'nm yarattl~ ezikligin ve sinikligin uzannsi olarak gormeli, Ayru zamanda, Prut'ta biiyiik bir firsat kacmldigt inaner 12 ytldrr suregelen bezginligin kaybolmasma ve sarsilrms olan kendine giivenin yeniden saglanmasma da yol a\(h~na isaret edelim. Nitekim, ~ar Petro Prut'da razi oldugu bans sartlanna uymakta gecikince, III. Ahmet hi~ duraklamadan tekrar Rusya'ya sefer acilmasma karar verdi. Osmanli devletinin bu kararli tutumu iizerine Petro ~agldan almca 1713'de yeni bir anlasma He Rus sorunu kapa.n~ oidu.

Rusya karsisinda - elde edilen basanlar, yani Karlofca bansmdaki kayiplann geri almmasi, diger eephelerde de aym basanlann elde edilebilecegi inancim giiclendirdi. Osmanh iilkesi icinde olan Karadag'da cikan ayaklanmalarda parmagi oldugu icin Venedik'in zaten bansibozdugu gerekcesiyle bu defa Mora'yt geri almayt kararlasttrdi padisah. Bu gerekce Avusturya'ya da bildirildi ki Karlofca genel bansmm bozuldugu havasi uyanmasm. A vusturya once Osmanh aciklamasma cevabi geciktirdi, fakat I71S'de baslayan seferde Osmanh ordusu ve donanmasi iistiiste basanlarla Mora'yt ele gecirince Viyana i~e kansmaya karar verdi. 1716 bahannda Avusturya Venedik'le bir anlasma imzalayip bu belgeye dayanarak Osmanblar'dan Venedik'in ugranus oldugu zarann karsilanmasrru istedi, Anlasilan tstanbul'da oldugu gibi Viyana'da da Osmanhlar'm Avrupa devletlerini tek tek yenebilecegi kamsi giiclenmisti: Avusturya, srramn kendisine gelmesini beklemektense Venedik'in yamnda savasa kanlmaya karar verdi.

Osmanh devleti 1716 mevsiminde Venedik savasiru siirdiiriip Korfu'yu da ele gecirmeyi planlarmsti ama A vusturya'run iiltimatom havasi tasi-

so

yan notasr iizerine ordunun btiyiik kismt Belgrad'i gecip Avusturya i!tine yiiriidii. Karlofca'ya yakm Petervaradin meydan savasmda komutan vezir-i azam Silahtar Ali P~ sehit dii§iince Osmanh ordusu bozularak Belgrad'a !tekildi. Bu yenilginin ardindan Tamisvar'i savunmayi da basaramad! Osmanhlar; Macaristan'm Osmanh tarafmda kalan bu son par!taSl da Avusturya eline gecti, Avusturya, Petervaradin ve Tamisvar'daki zaferleri sonueu gelisen ustun durumunu gii!t1endirmek i£in Et1ak ve Bugdan'} da ayaklandirmaya giristi,

Osmanh devleti ise Avusturya'nm hIZlDI kesmek j~in Habsburglar'a karsi Macar direnisini desteklemeye karar verdi. 1703-1711 arasmdaki ayaklanmasi basanya ulasamayan Ferenc Rakoczy Fransa'ya srgmmisu. 1716'daki yenilgilerden sonra istanbul yonetimi Rakoczy'yi ve diger Macar komutanlarmi davet edip Avusturya'ya karst savasa katilmalanm sagiadI. Bu hazrrhklar sonucunda 1717 seferinde Osmanh umudu Tamisvar'i geri alabilmek iken Habsburg ordusu atik davrarup Belgrad'i kusattr, Meshur Avusturya komutam, Petervaradin galibi Prens Eugen Belgrad'i kurtarmaya gelen Osmanh ordusunu yenip geri atmca bu simr kalesi de dii~tii. Bu yenilgiler iizerine Osmanh devleti bir defa daha kayiplanna razi olup I11S'de Pasarofca anlasmasnn imzalarnak zorunda kaldi, Karlofca'mn kayiplanm geri alma girisimi Rusya ve Venedrk'e karst basanh olmustu ama, Avusturya cephesinde Tamisvar'm Belgrad'in, hatta Eflak'm batt boliimuntin de elden crkmasi iizerine bu umut ortadan kalkn; Osmanb dJ~ siyasetinde bansci tutum kesinlikle yer etmis oldu,

C LaJe Devri

Osmanh devleti genisleme siyasetine dayanarak kurulmus bir devletti; yiizytllarca genisleme siyaseti devlet kurumlarmm gelismesini etkilemis, Osmanh devlet yapismm ve i~ diizeninin niteligine de sekil vermisti, Karlofca ve Pasarofca anlasmalan ise Osmanb devletinin bah smirlannda yeni bir dengenin habercisi oldu. Artik Osmanh devleti, hi~ olmazse Avrupa cephelerinde genisleme siyasetini birakrms, Avusturya'run karsr genislemesini durduracak savunma tedbirlerine basvurmaya baslarmsn, Pasarofca anlasmasmm imzalandigi 1718 yilma kadar son 20-25 yildrr tarihinde ilk defa savastan ~ok bansi kurmak ve korumak amacryla genel Avrupa siyaseti He ~ok yakindan ilgilenmek zorunlulugunu hissediyordu Osmanh yOneticileri. Hem Karlofca, hem Pasarofca banslanmn tarnsmalannda sadece hasim olan Avusturya, Rusya, Polonya, Venedik ile degil, arabulucu hatta zaman zaman damsman olarak Fransiz, Ingiliz, Hollanda diplomatlanyla da hasir nesir olmustu Osmanhlar. Dahasi, tamamen A vrupa kiiltiirii icinde yeti~mi~ Imre Tokoli ve Ferenc Rakoczy gibi Macar yoneticileri ve bunlarm yakm adamlan yillarca Osmanh iilk:esinde

51

kaldilar. Kisacasi, 18. ytizyJ.l baslannda iilkede bans siyaseti yer ederken Avrupahlar'la cok daha yakmdan tamsir oldu Osmanlilar.

Osmanh devlet adamlanmn yeni bir gozle izlemeye ba~ladl~ Avrupa ise gittikce hizlanan bir degi~im icindeydi, Yukanda isaret ettigimiz gibi 1500 yth civannda Avrupali denizci, tiiccar, ve askerler diinyamn dort bucagina yaytlmaya baslayah biitUn diinya halklanru etkileyen ve dUnya tarihinin birligini saglayanbir gelisme surmekteydi. Aradan gecen 200 yil i~inde diinyamn !rC~itli iilkeleri ve insanlan He iliskilerini gittikce sikilastiran Avrupa bilim ve dU~nce erbabi, kismen Ronesans'tan beri gelisen dU~iince akimlannm, krsmen dUnyanm diger toplumlan He olan iliskileriDin sonucunda, ~ok daha bilincli bir sekilde insanhgm biitilnlilglinil kavramaya ve 8¥lklamaya !t811§lr oldular. Bu bilinclenme sureci, Avrupa dii~ce aktmlannda ve siyasal hayatmda «Aydmlanma ('agJ_» diye bilinir.

Aydmlanma ~agtnm Avrupah diisiintirleri icin ana sorun biitiin dunya toplumlan icin ve tarihin her donemi i~in gecerli, yani evrensel denebilecek toplumsal ve siyasal kurallan saptayabilmekti, Avrupa'mn siyasal yapismdan hosnut degildi Aydmlanma dii§Uniirleri. Biitiin siyasal ve toplumsal giie krallarm, aristokratlann, kilise hiyerarsisinin elinde toplanmisn. Halbuki Ronesans'tan beri giiclenen sehirli orta sintf', onemli boo yutlara ulasan ekonomik giiciine karsin siyasal hayatta hali soz sahibi degildi. Krallann, aristokrasinin, kardinallerin hiikmii Tann buyrugu degildi ya, acaba insanm, toplumlann dogasma en uygun siyasal yapt ne olabilirdi?

Dogal bilimlerde, ozellikle uzay biliminde 17. yiizydda ~k onemli buluslar sonucunda Kepler ve Newton gibi bilim adamlan evrensel saydiklan astronomi ve fizik kurallanna ulasrmslardi. Dogada evrensel, her zaman ve her yerde gecerli kurallar olduguna gore, fizikte Newton'un yercekimi kanunu orneginde oldugu gibi, toplumlarda da buluna!bilirdi bu dogs kuraUan. l~te 18. yGzytlda bu varsayimdan yola ~tkan Avrupah aydmlar ve bilim adamlan tarihe ve Avrupa d1~1 diinya toplumlanna yeni bir dikkatle bakmaya basladilar, Fransiz Devrimi ile Endiistri ve Teknoloji devrimini ~dlktan sonra yeni bir siyasal ve ekonomik yapt gelistiren Avrupa, 19. yiizyllda Emperyalizm Cagl'na girdiginde kendini diger diinya toplumlanndan cok daha iistiin gormeye, Avrupa dl~l insanlara yukardan bakmaya basladi. Halbuki genellikle 18. yiizyil Avrupalisi, hie olmazsa kokIii gecmi~ ve kiiltiir gelenegi olan Asya iilkelerine bu iistiinliik kompleksinden uzsk, ictenbir rnerak hatta saygi ile yaklasiyordu. Ciinkii zaten amaclan, diger diinya toplumlarmm Avrupa'ya ustun yonlerini arastrrmakU. 18. ytizytl Avrupasi'ndaki Osmanh, Cin, Iran modalan bu yeni merak. ve ilginin sonucuydu.

18. yiizytl basmda, tam Avrupa'da Asya toplumlanna karst ilgi artttgt Strada Osmanh yoneticileri de Avrupa'ya karst tepeden bakmayi birekip

')2

AvrupalJ diplomatIan yeni bir dikkatle izlemeye basladrlar, Pasarofca anlasmasmdan sonra Viyana'ya ve Paris'e elciler gonderilerek Avrupa diplomasi sahnesine adrm anldi, Hatta Paris'e gOnderilen Yirmisekiz Mehmet Efendi'ye verilen talimatta sadece siyaset ve diplomasi ile deg:il toplumsal ve kiiltiirel hayatla da ilgilenmesi, g5rdugu-i~ittjgi ilgi gekici gelenekleri ve yenilikleri bildirmesi istenmisti, III. Ahmet'in saltanatmm Pasarofca' dan sonraki 12 yilma, inee bir zevkin ve kiiltiirel girisimlerin simgesi olarak «Lale Devri» denir, bu 9i\rege karst Osmanh yiiksek tabakasmdaki tutkuyu vurgulayan bu ad, aym zamanda Osmanh payitahtmda Avrupa' ya karst uyanan meraki da belirler. Osmanh siisleme sanatlannda hatta mimarisinde Avrupai motiflerin ilk kez g5riilmeye ~Iadt~ bu donemde orduda ve kiiltiir hayatmda da Avrupa orneginde yenilikler ortaya pkmaya basladi. Ornegin, Osmanh iilkesinde cesitli dillerde kitap basildig; halde, devletin asil dili olan Tiirkce basun g5riilme~ti 0 doneme kadar. Tiirkce kitap basan ilk basimevi LaIe Devrinde kuruldu.

Avrupa'daki Asya meraki ile Osmanh ill!kesindeki Avrupa ilgisi arasmdaki benzerligi biiyiitmeye gelmez, Avrupah dii~iinUrlerin dlinya toplumlanna ilgisi tarihciligin ve toplum bilimlerinin onemli bir gelismeye girmesine, Avrupa -bilim kurumlannda diinya kiiltiirlerinin incelenmesi geleneginin gii~lenmesine yol acti. Osmanhlar'da Avrupa siyaseti ve killtiiriine ka111 beliren ilgi ise ancak cok kli~k bir yonetici grubu iCin gocerliydi, Bu donemin yenilikleri arasmda en onemlisi sayilabilecek basrmevinin durumu, Lale Devri gelismelerinin ne kadar smrrh kaldigmm en iyi gostergesi. 1727'de resmi izinle kiirulup 1729'da ilk kitabim yayimlayan basimevi, kurueusu Ibrahim Miiteferrika'mn 174S'de oliimiine kadar gecen siirede aneak 16 eser yaymlayabildi; yilda bir kitap bile degil. 'Ostelik Ibrahim Miiteferrika'nm oliimiinden sonra basimevinin call~a1anna yeni bir izin altndig; halde uzun yillar hicbir kitap yayimlanmadi. Anlasihyor ki basimevinin eserlerine \rok az ilgi gosterildi; miisterileri ~ok simrh kaldi, Basilmis kitap yaymcihgi yillar sonra, 19. yiizytla girerken canlanabildi ancak. Lale Devri dolayisryla biittin toplumu ilgilendiren genel bir uyanmadan, cagda~l~madan soz etmek imkanstzdir.

Dahasi, Lale doneminin sanat, mimari, edebiyat, tarihcilik alanlanndaki gelismeleri belli bir siyasal cerceve icinde olustu, Karlofca'dan beri beliren iki ana siyasal akimm, yani Avrupa cephesinde bans tezi ve bunun karsrsmda yeniden sava~\(1 anhmlar ozleminin ~atl~masl, a~lk~ olmasa bile icin icin siiriiyordu. Avrupa siyaseti ve kiiltiirii ile ilgilenenler, bansci akmun savunuculanydi. Barrs yanhsi grup Karlofca'dan beri Osmanb siyasetine egemen olmustu ama karsrtlan seslerini kismak rotunda kaldt!J halde ortadan kalkmamisn.

Osmanh siyasaI hayatmda belli gortislerin ~evresinde toplanan siyasal partilerden soz edilemez tabii. Siyasal orgiitlenmede kisisel iliskiler COk

53

daha onemliydi Osmanhlar icin, Vezirler, pasalar, kalem efendileri, saray agalan, battA ulema meslegindeki efendiler hemserilik, kapidaslik, akrabalrk, intisap gibi iliskilere dayanarak siyasal hayatta birbirini destekle- - yen gruplar olusturuyordu. 1718' den ben iilkede egemen alan vezir-i azarn Nevsehirli Ibrahim Pasa'nm grubu idi. Yani kiiltiirel hayatta Lale Devri'ni yasayan ve Avrupa ile i1gilenen, dl~ siyasette Avrupa ile bans i~inde gecinmeye dikkat eden grup, i~ siyasal yapida da belli yoneticilerin kisisel iliskileri ile pekistiriyordu durumunu. Karsit gruplann karsit gorii~leri benimsemesi ve savunmasi bir acidan ig siyasal hayattaki bu ozelligin belirtisi,

D. Iran Savaglorl

Avrupa cephelerinde bans yanhsi yoneticilerin, yani padisah III. Ahmet ve vezir-i azam Nevsehirli Ibrahim Pasa'nm saltanatr, iran cephelerinde savas acilmasi ve bu savasm yaratngi srkmtilar dolayisiyla son buldu. iran 18. yiiZ)'ll baslanndan beri kansikhklar icindeydi, ~ah Abbas ~agmda saglamlastmlan merkezi yonetim, aradan gecen sure icinde aglrhgtnl ve giiciinii kaybetmis, Safevi iilkesinin cesitli yorelerinde Isfahan'm buyrugunu dinlemeyen sava~~l oymaklar duruma Mkim olmaya baslamisn. Nihayet iilkenin Kandehar eyaletindeki oymaklar Mahmut Han'm yonetiminde isfahan'a yiiriiyiip 1722'de Safevi payitahtim ele gecirdi. Sah Hiiseyin, Mahmut Han'a esir dustti ama oglu Tahmasb kuzeye ~ekilip Tebriz'de sahhgnn ilan etti.

Safevi siilalesine sadtk oymaklann destegindeki Sah Tahmasb He isfahan'a hakim olan Mahmut Han iHkeyi ele gecirmek icin kiyasiya catis-

_ maya tutustugunda, kuzey Kafkas bolgesine inmis olan Rusya ve Osmanh devleti bir yandan Iran'in ig kansikhgmdan yararlanmak icin frrsat kollarken, diger yandan birbirinin kazancim srmrlamak icin uyamk davranmak zorundaydilar. Iran'm i!,? biitiinliigu coziiliirken dogu Kafkas bolgesinde ~irvan Osmanh korumasmi dilediginde Osmanh askerinin Safevi iilkesine girmesi icin gerek!re ortaya cikrmstr, Fakat 1723'de Iran'a sefer acan Osmanh ordulanmn u!r koldan saldirmasi, yani bir yandan Kafkas cephesinde ~irvan'a yiiriirken, aym zamanda Tebriz'e ve Hamedan'a da yiiklenmesi, Sirvan seferinin Safeviler'den miimkiin oldugunca toprak koparmak icin bahane oldugunu gosteriyor,

Bu srrada Sah Tahmasb, Mahmut Han ve I72S'de onun yerine gecen yegeni Esref Han'la giri~tigi cansmada Rusya'dan yardim istemisti. Bu yardim ka.filh8;t Hazar denizi kiyilannr Rusya'ya birakmaya bile razi olmustu, Bu durum Rusya He Osmanli amaclanmn £atl~masIDa vol acti. l'ld devlet birbirini dengelemek zorundaydi. Osmanh devleti once ~ah Hiiseyin hayatta oldugu siirece Tahmasb'in sah olamayacagrru, dolayisiyla

54

Tahmasb'm Rusya ile anlasmasmm gecersiz oldugunu ileri surdu, fakat 1725'de Rusya'mn ilerlemesini kabullenmek zorunda kaldi, Arkasmdan 1727'de Osmanlt isgalini durduramayan Esref Han'la da anlasmaya vanldi, Kuzey ve dogu Kafkas bolgesinde Rus ilerlemesine razi olmustu Osmanh devleti ama, buna karst her ij~ cephede, Kafkasya'da, Azeroaycan'da, ban iran'da onemli kazancla ~lkml~tl savastan,

t~ burada bitse Osmanh devleti ve halki durumdan hosnuttu, fakat Iran'm i~ dengesi ve dolayrsiyla m~ iliskileri yeniden degisiverdi, Horasan'a cekilmis olan Tahmasb, dogu iran'da Nadir Han'm destegi He yeni bir anhma giristi. Nadir Han'm komutasindaki kuvvetler isfahan'a yiiriiyiip yonetiml Afganlar'dan geri alrnayi basannca Esref Han'm Osmanh devled ile yaptl~ anlasma gecersiz kaldi. tran'in icinde egemenligi ele geciren Sah Tahmasb dikkatini hemen Osmanh eline ge~mi~ olan Safevi topraklanna cevirdi. Bu yorelerdeki Safevi halki Osmanh yonetimine bill direnmeye baslayinca, daha onceki yiizy:t11arda oldugu gi'bi bu halki Osmanlr buyruguna sokmarun gii!rlUgll bir kez daha ortaya ~lktl. 1722'den beri stiren savastan yrlan ve isgal ettigi Safevi vilayetlerinde uzun siirebilecek bir direnisi goze alamayan Osmanh devleti, daha once Esref Han'dan kopardlgi topraklann ~ogunu geri vererek Sah Tahmasb'Ia bansa yan~ml~J. Fakat Tahmasb'in komutaru Nadir Han bansla olmazsa savasla bUtUn iran kayiplarim geri almaya kararh gorUndUgtinden 1730'da bUyii:k bir dagu seferine karat verildi.

1725' de Rusya'ya verilen odunler, son bir-iki yilda Nadir Han'm komutasmda blitiinlesen iran askeri karsismdaki gerileme ve sonunda Tebriz'in de dii~mesi, padisah ve vezir-i azarmn sefere !;1kacaklanm ilan etmelerinden sonraki kararsiz, hatta isteksiz tutum, Osmanh payitahtmda zaten oteden beri Lale Devri'nin zevk ve Iiiks musrifligiyle suclanan yo. neticilerine karst sert bir hava esmesine yol actr, Bir krsim yenicerinin basIatugt ayak1anma havasi, uzun zamandir karsit siyasal tutumda olan bazi ulemarun ve y3neticilerin de katilmasi ile bUyUyUverdi. Once vezir-i B.zaml hedef alan hareket 1hrahim Pasa'nm idammdan sonra da yatismaymca III. Ahmet tahtun yegeni Sehzade Mahmut'a brrakip ko~sine ~mek zorunda kaldr, Ayaklanma saltanat ve yonetim degi~imi He de bitmedi. Eski yonetimin ve siyasetin simgesi olan, III. Ahmet saltanatmda saraylar ve konaklarla donanlmis Sadabad yerle bir edildi, Lale Devri'nin izi kalmasm diye.

Ayaklanmayi baslatan yenicerilerden Patrona Halil ve diger elebasilar, isyan basanh oisa bile yeni padisahin ilk firsatta kendilerini ezeceginden korkuyorlardi, Bu nedenle, gU~lerini milmkiin oldugu kadar stirdUrmek umuduyla biitiin onernli devlet makamlanmn gUvendikleri kisilere verilmesi icin ugra~lyor1ardl. Fakat yeni yoneticiler de padisahla birlesin-

ss

ce, I. Mahmut'un tahta ~lkmasmdan iki ay sonra yeniceri elebasilan idam edildi ve Patrona isvam sonuclanmis oldu.

Istanbul'da saltanat degisimi dolayisryla geri kalan Iran seferi ertesi yll yeniden ele ahndi. Osmanh ordulan 1731'de hem Tebriz'i, hem Hemedan'i ele gecirdi; fakat 1732'deki anlasma ile elde tutulmasi gii~ olan bu sehirler, Sah Tahmasb'a geri verilip Sirvan'a kadar Kafkasya Osmanh topragma katildi. Bu anlasmayi begenmeyen bazi Osmanh vezirleri billa Tebriz'i de Osmanh eyaleti yapmayi umarken, Nadir Han Sah Tahmasb'r tahttan indirip lran'da yonetimi ele aldi ve tekrar Osmanhlar'la ~att~maya giristi.

Birkac ytl sonra kendini sah ilan eden Nadir Han'm Osmanh devIeti He savasmasr zaman zaman duraklayip 1746 yiltna kadar siirdu. Nadir Sah'm yUrUttiigti savas, daha onceki safhalann aksine daba ~k OsmanIt topraginda gecti, Tam 14 yil Nadir Sah'm kuvvetleri defalarca Bagdad'a, Musul ve Kerkuk'e, Semahi ve Kars'a saldirdi. Bazen Osmanhlar'm bazen Nadir ~ah'tn basanlan iki devlet arasmdaki temel dengeyi bozmaya yetmedi. Osmanh ordulan lran smmna yakin ~ehir ve vilayetlerini Nadir Sah'in baskismdan koruyabildiler, fakat Iran askerini sirurdan oteye surmeye gii~leri yetmedi. Nadir Sah da tekrar tekrar saldmlara karsm Osmanh vilayetlerini j~gali basaramaymca, nihayet 1746'da iki tarat 17. yUzyildaki simrlara !;ekilmeye razi oldular. Savas 1722'den beri aralarla 24 yt1 surmiiflii. Once Osmanhlar'm iran topragmi ele gecirme giri~imi, atkasmdan Nadir Sah'in Osmanli iilkesini isgal denemesi, iki deviet arasmda daha Kanuni Sultan Silleyman doneminde kesinlikle ortaya ~Ikan temel jeo-politik dengeyi degi~tirmedi.

Osmanh-1ran ~att~mastnm 1732'den sonraki doneminde, siyasal gii~ dengesinin otesinde islfuni siyasal ideoloji yoniinden ilgi ceken bir sorun cikn ortaya. Nadir Sah'in ortaya atug! ve rsrarla iizerinde durdugu, savasi surdurmeye sebep saydlgt bu nokta ~iiligin genet lslam iimmeti icindeki yeri ile ilgilidir. Nadir ~h'm istedigi, Sii inancmi, Siinni 9l&unIugu karsrsma alan kesin bir boliinme olmaktan cikanp Siinni cemaatinin tamdig; dort fikrh mezhebine paralel besinci bir rnezhep saydirmaktr, ~iiIigin altmcr imamr, 765 yihnda olmli~ olan Cafer es-Sadik, doneminin Siinni ulemasinm da saygismr kazanmis ve seriatm gelismesinde onemli katkida bulunmus bir ftkth bilgini idi; Nadir Sah'm onerisi de ~iiligin Cafer es-Sadik' 10 ismine atfen «Caferi» adiyla, Hanefi, ~afii, Maliki, Hanbeli mezheplerinin yamsira kendine ozgU seriat anlayisi olan bir mezhep olarak gcriilmesiydi. Nadir Sah belki isIam dlinyasmm bu koklii bolunmesini ortadan kaldirarak daha saglam bir biitiinluk kurrnak umudundaydr; tran'm Siinni Osmanlr ve Hind-Timurogullan imparatorluklari arasmda slkt§mt~ ve dislanmis durumunu da sona erdinnek istiyordu belki. Fakat Siilik Islam funmeti i~inde zaten siyasal bir boliinme olarak ortaya ~tkmt~, yiizyillar bo-

56

yunca da frkih anlayismdaki farkhlasmarun £ok otesinde, £ok onemli siyasal boyutlan ve gerekleri i£inde tasryarak gelismisti, 18. yiizyil baslarmdan beri Siinni cemaatinin halifesi roliinii vurgulamakta olan Osmanh sultam ve Osmanh ulernasr, Siiligin bu yepyeni ve tarih dl~l goriiniimiinii kabullenmeye hazir degildiler, Ustelik Iran'daki Sii ulema da once Nadir Sah 'm gUcii karsismda sessiz kaldi ama, yuzyillardir kendine ozgil bir islam toplumu ve yonetimi anlayisr gelistirmis olan, Safevi sulalesinin devletinde, bu anlayisi iran'da sikica yerlesmek frrsatim bulmus olan l;Iiiligi, bir hamlede ikinci derecede bir ftkih mezhebi derecesine indermeyi onlar da ielerine sindiremediler. Nitekim Nadir Sah'm 1747'de oldiirulmesinde dini-siyasal plandaki gorU~ ve amaclanmn uyandrrdigi tepki onemli rol oynadi .

. Iran'm Nadir Sah doneminde saglanan birligi 1747'den sonra tekrar sarsildr, Yanm ytizyd sonra Kacar siilalesi yeniden siyasal biltiinlesmeyi saglaymcaya kadar Iran yoresel !reki~melere sahne oldu. Fakat 1722-1746 arasmdaki savaslar sirasmda Osmanli devIeti aradaki smmn koklii bir siyasal ger£egi belirttigini anlarms oldugundan Iran'in srkintilanndan yararlanmayr dii~Unmedi.

E. Bau Cepheslnde Zoraki Zaier

1718'deki Pasarofca bansindan beri, hele 1722'den sonra sUrege1en Iran savaslan srrasrnda Osmanhlar bah smirlannda bir ~tl~madan kacmmaya ozen gosteriyorlardi, Fakat Iran savasmin durakladigi bir sira, 1736- 1739 arasinda Osmanlt devleti Avrupa cephesinde Avusturya ve Rusya He savasa girmek zorunda kaldt. Daha 1733 yilmda Polonya'da kralm oliimii veyeni kral secimi yiiziinden dogu Avrupa'da gerginlik ba~gOs. termisti, Polonya tahti adaylanndan birini Avusturya ve Rusya, digerini Fransa destekliyordu. Osmanh devleti bu secime kansmamakla beraber Rusya'nm davraruslanndan da rahatsiz olmaktaydi. Fakat istanbul yonetimi bansi korurnaya kararh oldugundan Polonya tahtr icin Fransa'nrn yanmda savasa girmeyi kabul etmedi, Polonya sorunu kapandiktan sonra Rusya bu defa Osmanh-Iran savast dolayisiyla Kafkas cephesine inmekte olan Kinm kuvvetlerinin sinm a~tl~t iddiasi ile Osmanh devletini sucladi. Rusya, Prot yenilgisinden sonra vanlan anlasmayi degisrirmek, tekrar Azak'i ete gecirip Karadeniz'e inmek amacmdaydi; Osmanhlar'a karsi ortak hareket etmek j£in Avusturya He de anlasmrsti. Bu durumda Osmanh devletine ne kadar barlWt bir tutum i~inde olsa, kendini korumak.tan kacinamayacaku.

Savas 1736'da Ruslar'm Azak'a baskim tie basladr, Bu saldm uzerine toparlanan Osmanh ordusunun ilerlemesi yavas gittiginden Rus ordulan Azak'; aldlg:t gibi Kmm't da istila etti. Ertesi y:ll Avusturya'nm da kanl-

57

masi He bans goriismelerinin baslaulrnasi kararlasnnlmisn. Osmanh komutam bu g5rlismeler sonucunda bansm saglanabilecegini umdugundan Rus smmna yakrn Bender ve Ozi' ile Avusturya 810m boyundaki NiS ve Vidin gibi kalelerin savunmasi ihmal edilmisti, Osmanhlar bans gorusmelerinin baslamasim bekleyedursun, Rus ordulan Ozi'ye saldmp kaleyi ele gecirdi, arkasindan tekrar Kmm'a girdi, Aym sirada Avusturya da u§; koldan Eflak, Srrbistan, ve Bosna 'ya saldrrdi, Bu saldrnlardan sonra nihayet bans gOrii~eleri basladigmda hem Rusya, hem Avusturya agrr sartlar ve isteklerle cikular Osmanliiar'm karsisma. Bu istekler derhal reddedildi talbii.

1737 yazmda Osmanh ordusu bans umudu He hareketsiz kalnusn, Bansm kolayhkla saglanamayacagi anlasihnca neden sonra Osmanhlar da savasa davrandilar, Bosna'da vali zaten tedbiri elden birakmarmsn. Bu cepheye yuklenen Avusturya kuvvetleri agir bir yenilgiye ugrayarak geri cekilmek zorunda kaldi, Ilk Avusturya baskimnda dilsen NiS de sonbaharda geri almdi. Avusturya'mn yenilgisi iizerine Rus ordulan da geri doniince Ozi tekrar Osmanh eline gecti, Bu basanlardan sonra Osmanh devleti 1738 mevsiminde Tuna boyunca ilerledi. Bu cephede iki yJ.l iistiiste kazamlan basanlardan sonra 20 yil once kaybedilmis olan Belgrad'i kusatmaya giristi Osmanh ordusu.

Osmanhlar'm bu sasrrnc: giiell ve kararhhgi karsismda A vusturya 1739 sonbahannda yaptlan Belgrad anlasmasi ile Pasarofca'da elde ettigi topraklan geri vermek zorunda kaldt, Ayru mevsim Osmanlt ordularimn biiyUlk kisnn A vusturya cephesinde carpisirken Rus ordusu aniden HOo tin'e saldinp hem bu onemli SIDlr kalesini, hem Bugdan'in bassehri Yas'i ele gecirmisti, Fakat Belgrad'da Avusturya bansa yanasmca yalmzkalan Rusya da savasta kazandigi bu yerleri geri vermek uzere bansa mecbur 01- duo Osmanh devleti zoraki giristigi bu savastan ozellikle Avusturya karsismda umulmadik basanlarla ~lkml~ oldu,

58

V. BATILlLA~MANIN ~tGtNDE (1739 - 1789)

A. 18. YiizYll Ortasmda Osmanlt Diizeni

Osmanh siyasal tarihinde birbiriyle iliskili iki ana temel var: i~ siyasal diizende hiikiimdann ve merkezin giicil, dl~ siyasal iliskilerde devletin asked gliciine dayanan genisleme gelenegi. Kisaca hatrrlayahm : Osmanh devletinin ~ekirdegi bir akmcr toplumuydu; bu savasci ~ek_irdekten ~Ikan devlet yapisi sekillendikce devlet kurumlanmn askeri niteligi onde gelmi" genisleme siyaseti silrdiirillmiistti. Deviet icinde savascilann rolu 0 derece onemliydi ki, toplumun ilk ve en koklii boliinmesi, asked oianiar ve olmayanlar arasinda idi. Asked terimi Osmanh devleti kurumlan ile ilgili, devlete hizmet eden ve bunun karsihgmda dirlik, gecinme alan biitiin gorevlileri kapsryordu. Kadiasker teriminde de gijrUldiigU gibi, asker, devlet demekti Osmanh agzmda.

Akinc; toplumundan devlete geciste en onemli gelisme toplumun basmdaki beyin riitbesinin yukselmesi, beylikten hilkiimdarhga, padisahlrga gecisiydi, Daha once vurguladigimiz gibi, Osmanh siyasal anlayismda devlet kurumlannm diizgiin islemesi, reayamn geregi gibi korunmasi, padisahm siyasal dizginleri sikica elinde tutmasina, sozunun kanun olmasma dayamyordu. Ustelik hiikiimdarligm yiiceltilmesi siirecinde cok onemli rol oynayan kapikulu, drs genisleme siyasetinin de en etkili unsurlanndan biri oldu, Diizenli bir imparatorlugun diizenli ordusu genisleme amaclanna ulasmada basanyla gorev yapti.

Buna karst, Osmanh devletinin ve toplurnunun daha 1600 yih civanndaki sarsrntilardan sonra olusan degisimi, 18. yiizytla vanldrgmda cok daha degisik bir yapi ~!kanUl,tl ortaya. Artrk ne ulke icinde padisahm mutlak giiciinden soz etmek mumkundii, ne disa doniik genisleme siyasetinden. 18. yiizyddan sonra Osmanli devleti bambaska bir degisim icine girdi; bir zamandirbas edemedigi Avrupa'nm karsrsmda tutunabilmek icin gittikce Avrupahlar'dan daha ~ok sey ogrenmeye, Avrupa kurumlanru kendine mal etmeye, kisacasi Avrupahlasmaya, «batihlasmayar basladi. Burada vurgulamarrnz gereken, batihlasma siirecine giren Osmanh devleti-

59

nin 16. yuzyildaki devlet yaprsindan cok uzak oldugu, hatta hi! bakuna eski gi.i~liilUgi.inUn arayist icinde banhlasma yoluna girdigidir.

Osmanlr kurumlanrun il< dUzende ve dl~ genislemedeki etkinligi birbiriyle iliskili oldugu gibi bu kurumlarin degisiminde de i~ ve dl~ etkenler karsihkh rol oynadi, Yukarida, Avrupa'dan gelen askeri ve parasal etkenlerin daha 16. yuzyil sonlannda Osmanh kurumlannm degismesine yol a~tlgml gdrmiistiik. Osmanh devleti cografi konumu dolayisryla Japonya, (in, Hind, lran'daki imparatorluklarm hepsinden ~O'k daha once Avrupa'mn degisiminden etkilendi. Bu bakrmdan kendi i~ gelismeleri, diger imparatorluklarda oldugu gibi i~ etkenlerin, bunlann !<au~maSlDln sonucu degil sadece; Osmanh degisimi Avrupa'daki gelismelere gore ol~iilmelidir.

Tabii ozellikle Osmanh genisleme siyasetinin degisimi dogrudan dogruya Avrupah hasimlann durumu ile ilgili, 1739'daki basanh Belgrad anlasmasmdan sonra 1768'de Rusya He yeni bir savas pklDcaya kadar Osmanh devleti, tarihinde ilk defa otuz ytl suren bir bans donerni yasadt. Osmanli bans siyaseti zaten 18. yiizytl basmdan beri Osmanli diinya gorustmde yer etmekteydi. 1739'a kadar gecen savaslar onemli uluslararasi siyasal gercekleri vurgulamrsu, Bunlardan birincisi, Osmanh devletinin aym anda birden fazla diismanla savasa girmesi son derece tehlikeli idi. Dogu A vrupa siyasetinde artrk Habsburg ve Rus imparatorluklanbirinci derecede rol oynuyordu. 18. yiizyil baslanndan beri hiikiimdar aileleri de atraba olan bu iki devlet dis siyasetlerinde genet bir i~ir1igine baslarmslardi, Avusturya ve Rusya'mn dogu Avrupa'da ozellikle Osmanli devletine karst ortak hareketleri, istanbul yonetimi i~in en bi.iylik tehlikeyi olusturuyordu. Avusturya-Rusya asked isbirligini durdurmak gUs olduguna gore, Istanbul bir yandan Fransa ile dostlugunu guclendirerek dogu Avrupa'daki hasimIanm dengelemege ~ah§lrken, diger yandan savastan miimki.in oldugunca kacmmak zorunlulugunu hissediyordu. Demek ki genisleme siyasetinin arUk islemeyecegi ----Osmanh devletinin gii~sijzli.igijnden olmasa bile A v· rupa cephelerindeki hasimlanrnn gliclinden dolayr-s- iyice anlasilmrsn. Osmanh devleti artik savas yoluyla genislemeyi degil, diplomasi yoluyla, iyi gecinerek bansi ve durumu korumayr amachyordu.

Osmanh devletinin dts di.inyaya bakrsmdaki bu degisiklik, Osmanh ir; duzeninde de degisime, istanbul yonetiminde sivillesmeye yol acn. Beylik doneminde olmasa bile imparatorluk ~aglllda en onemli devlet adamlannm, vezir1erin ~ogu 18. ylizyda gelinceye kadar askerlikten, asked yOneticilikten yetisrnis kisilerdi, Hele 17. yiizyrl ortalannda kapikulunun siyasal agJrhgl zirvesine ulasngmda, yeniceri agahgl vezir-i azamhga giden en kestirme yol olmustu. Kopruliiler doneminde yeniceriler disipline sokulunca bu durum degismeye basladi. 18. yuzytltn bans siyaseti ~s:len. dikce kapikulunun sayisi azaluldigmdan kapikulu komutanlan da gittikce

60

onem kaybetti; ancak Edirne Vakasi ve Patrona isyam gibi olaganustu siyasal ortamlarda rol oynayabildiler.

1700 yihndan sonra katiplikten yetisme kalem efendileri vezirlige getiriliyordu sik sik, Dahasi, sivil biirokrasi icinde ~e~itli gorevlerin birbirine gore oneminde de bir degisiklik soz konusu, Bir zamanlar dirlik, tasra yonetimi diizeninde temel ta~l olan padisah kanunnamelerini hazirlayan ve dirliklerin isleyisinde onernli rol oynayan nisanci, timar sisteminin gittik~e onem kaybetmesi He ikinci plana diismiistii. 1600'den beri merkezi yonetimin parasal gerekleri one cikmaya baslayah defterdarltk makamt gittik~e guclenmekteydi. Bir zamanlar nisancimn emrinde olan, divan-l hiimayun katiplerinin basi olarak devlet yazismalanm yoneten reis ul-kiittap ise ozellikle 1700 yilmdan sonra hizla parladr, Reis iiI- kiittap dl~ yazismalan yUriittiigii icin, dolayisiyla devletin dl~ iliskilerinde, diplomaside en onemli 'ki~i oldugundan, bans doneminin diplomatik calismalan on plana ~lkttk~a Istarrbul yonetiminde agrrhk kazamyordu. Karlofca bansmda Osmanli basdelegesi olan Rami Mehmet Pasa vezir-i azamhga yUkseltilen reis iil-kllttaplann ilki; fakat 18. yiizyil boyunca baska orneklere srk sik rastlamr oldu.

Bans donemi siiresince kapikulunun sayisi azaltihp payitahtta kapikulu komutanIanmn aglrhgl kisitlamrken, Jstanbul'un siyasal dengesinde saray gorevlileri yeniden one gecti, 18. yuzyil boyunca enderun rutbelerinde yukselmis, padisahm silahtarhgmi yapnus saray mensuplan vezirlige getiriliyordu. Saray halkmm en gi..iC;liisii ise zenci hadim «dar us-saade agalansydi. 1600'den beribiitiin Osmanh siilalesi evkafinm yonetimini elde tutan «dar us-saade agalan» boylece ~ok onemli ekonomik gi.ice ulasrmslardi, Padisaha yakmhgm yanmda bu ekonomik giic dolayisryla harem agalan Istanbul siyasetinde, hatta perde arkasindan vezirlere soz gecirecek kadar onemli bir rol oynuyordu.

Merkez yonetiminin sivillesmesinde diger bir etken ulemamn 1600'den sonra gittikl,?e onemkazanrnasidrr. Ulemanm devlet icinde artan rolii biri ide oloj ik, obiiril pratik iki kaynaga dayamyor. Dana 16. yUzytlda Safevi devleti Sii-Islami ideolojiye dayalt bir devIet olarak kuruldugunda Osmanh devleti de karst tavir almaya, Siinni Islamiyet'in onderligi rolunu vurgulamaya ba~ml~h. Sadece dogu cephesinde degil, ban uclarmdaki durum da Osmanb devlet ideolojisinde dini ogeyi guclendiriyordu. Reform donemi Avrupasl'nda Habsburg devleti hem Avusturya'da, hem lspanya'da katolik kilisesinin oncusu kesilmisti, Bu yiizden Macaristan'da ve Akdeniz' de Osmanhlar'in Avusturya ve Ispanya Habsburglan ile ~ah~aslllda dini propaganda onde geliyordu. Osmanli devleti Siinni-Islami niteligini vurguladikca bu ideolojinin sozciisti olan ulema da dogal olarak guclendi.

Bu ideolojikgelismenin yamnda pratik sebepleri de var ulemanm devlet kurumlanndaki oneminin, 16. yiizyil sonlannda devlet ve toplum sar-

61

smuya du~li, gu~ltiklerin nedenini arastrran yazarlardan bazilan, ozellikle ulema mesleginden yetisenler, seriata 'geregi Kadar onem verilmedigini, §eo riatm adaletin temeli olmasi gerektigini vurguluyorlardi, Osmanb siyasaJ dti~iincesinde adaletin uygulanmasmda padisah kanunu en onemli oge olarak belirtilegelmisken, isler aksayip diizen sarsildikca seriat on plana ~Ikmaya basladr, Aynca istan'bulun siyasal hayannda ~~itli girisimlere, darbelere gerekce arayan vezirler ve kapikulu _gittikce ulema ile i~irligini arar olmustu. 17. yiizyrlm kansrkliklannda siyasal girisimlerin mesrulastinlmasi ve ~1S1 ulema destegine dayamyordu arnk, Osmanli ulemasi hiebir zarnan Iran ulemasi kadar onem kazanmadi, devIet drsmda, devlete karst bir glie olusturmadr, arna Osmanh siyasal hayatmdaki en onemli ogelerden biri olarak: durumunu korudu.

Osmanh ulemasr sadece Istanbul'un siyasal hayatmda degll, il yonetiminde de onem kazandi, Gene 1600 vilmdan beri timar-dirlik sistemi ikinci plana dli~tilkten sonra il yonetiminde sancakbeylerinin de onemi azalmrstr, Tasrada once beylerbeyilerin, 18, yiizyilda yoresel ayanm a~rhg-t arttlk~ ilk kadilan glinlUk hayaun i~leyi~inde merkezi yonetimin en etkili temsilcisi durumunageldi. Ulkenin cesitli koselerinde ayan yoresel glicli ele gecirmeye basladiginda, valilerin iyice glicsi.i:zle~tjgi, hatta ayanm elinde oyuncak oldugu zamanlarda bile Istanbul'dan atanan kadilar diizenli bir sekilde goreve devam ettiler. Devlet mernuru olarak iilkenin her to. sesinde gorev yapan kadilar Osmanh imparatorlugunda yonetim biitiinliigiinUn korunmasmda onemli rol oynadilar,

DIke icinde merkezin askeri-siyasal otoritesinin zayifladig; 18, yuzyI1- da kadilarm sivil-seri rohiniin surebilrnesi olumlu bir gelisme genellikle, Buna karsihk, mlisliiman olmayan reayanm durumunu da dikkate almak gerekiyor. Osmanh devletinin ilk cag1armdan beri toplum icinde onemli aymm muslumanlar ve miisliiman olmayanlar arasmda degil, asked ve reaya arasinda idi, Kisinin dininden !<'Ok, devlet icinde ya da reaya arasmdaki konumu onemliydi, Bu nedenle uzun siire asked arasmda mlisHiman olmayanlar oldugu gibi, cizye drsmda gayr-i miislim reayanm konumu miisliiman reayayagore farkh degildi, Biitun reaya ayru kanunlara uyup, aym devlet kurumlan ve temsilcileri tarafrndan yonetlliyordu. Daha once i~ret ettigimiz grbi, kadilar da sadece seriatm degil padisah kanununun da uygulayicisr oldugundan, gayr-i muslim reaya da devIet gorevlisi olan kadiya basvurabiliyordu. Devlet ideolojisinde Sunni-Islami tutum a~r basmaya basladiktan sonra bu durum yavas yavas degi~meye basladi, Dini ayinm giderek askeri-reaya aymmrmn online gecti, Devlet kendini ts1!mJ ideolojiye gore nitelediginde, gayr-i muslim halk dislanmaya, j~in i!tin yabancilasmaya basladr. Miisliiman olmayan reaya kisi olarak degiI, belli bir dini toplulugun icinde gorilliir oldu.

Bir bakrma timar-dirlik sisteminin cozlilmesi, ayni degil parasal ver-

62

gi1erin onem kazanmasr, miislilman olsun olrnasm, biitiin halkin devlet goziinde kisiler olarak degil, topluluklar olarak goriilmesine yol acryordu zaten. Avanz vergisi, ya da diger parasal vergiler ve katkrlar, ~hjrlerde esnaf Ioncalan ve gayr-i muslim cemaatler kanahyla toplandigt gibi, .;e~itli yiikiimItiltikler kisilere degil koylere, cemaat1ere, sehirlere toptan yiiklenir olmustu, Yeni .;ag oncesi imparatorluklarda topluluk-cemaat yiikiimliilUgii zaten oteden beri yerlesmis bir gelenekti ama, 18, yiizyila gelindiginde Osmanh diizeninde eskisinden !rok daha faz1a yer etmisti bu gelenek,

Kanuna gore seriann onem kazanmasr, dogal olarak gayr-i muslim cemaatler icinde de dini kurallann one ctkrnasr sonucunu dog-urdu. (:$ gayr-i miislim halk, hukuk sorunlarmi artik kendi cemaati icinde, kendi rahibine, papazma, hahamma damsarak .;oziimlemeye basladi, Zaten devlet yiikUrnlii1Ukleri acismdan cemaat onem kazanrmsu: giderek dini cemaatler kerrdi hukuk ve egitim sorunlanm da l<0zUmlemeye baslaymca, gayr-i muslim halkm glinli.ik hayatmda devlet kurumlan yerine dini cemaatlerin icindeki iliskiler gittikce one ciku. C;;e~itli dini cemaatler « mille tler» , yani dini topluluklar olarak onemli bir orgutlesme siirecine girdiler. (Buradaki «millet» teriminin giiniimiizdeki anlammda olmadigi acik.) Gerci oteden beri Osmanh toplumunda dini tavir serbestti; 18, yiizyihn yeniligi, bir gayr-i miislim icin kendi milletinin en onemli siyasal-toplumsal orgilt haline gelmesiydi,

Gayr-i muslim reaya millet orgiitunu ve millet dayarusmasnu gelistiredursun, 18. yiizyd baslarmdan beri Avrupa'daki hasimlar Osmanlt toplumu icindeki dini boliinmeleri desmeye, ayaklanma yaratmaya ~1~1- yorlardt. Bu ~ar gerl<i simdilik onemli sonuc vermedi, ama mUsli.iman olmayan reayamn once Osmanh anlammda milletlesmesi, 19, yuzyilda giiniimiiziin anlammda milliyetciligin yesermesine hiiyiik katkida bulundu. Osmanh imparatorlugunun dagilmasmda milliyetciligin en onemli etken oldugunu goz oniinde tutarsak, Osmanh toplumu icinde cemaatlesme-milletlesme siirecinin onemi ortaya crkiyor.

Osmanh ulkesinde dini Iarkhlasmalar buyurken, bir zamanlar kesin boliinme ~izgisini olusturan askeri-reaya aymmi ise gittikce belirsizlesiyordu. Bu gelismenin bir nedeni daha once gordUgiimiiz gibi oteden beri sekbanhgm, ucretli askerligin yer etmeye baslamasidir. 18. yiizyila geldigimizde askeri-reaya aynsmasnu gecersiz kilan iki yeni gelisme 9tk1yor karsumza. Bunlardan birincisi ozellikle Balkanlar'da y6resel savunmada halktan asker ahnmasi, Bunun onemi, bir zamanlar toplumsal bir ayncahk sayilan askerligin halk icin bir yii'kUmltiliik haline gelmesi, Bir yandan sekbanlar, bir yandan halk askeri, eski askeri-reaya kiimelerinin arasmda yeni bir grup olusturmaya basladt. Fakat y(iresel ayanm gittikce onem ka-

63

zanan siyasal rolii, askeri-reaya bolunrnesini zayiflatan en onemli gelismedir.

Tarihte her imparatorlukta merkez ve tasra arasmdaki denge ve bu dengedeki dalgalanmalar siyasal gelismenin en onemli yontinti olusturuyor, Osmanh devletinde de hukilmdann teorik rnutlak gticiine karsihk yoresel ayana odiln vermesi zorunlulugu, Osmanlt merkezinin dii~iinii~iioij yansitan yazarlann bashca tasasrydi. Yoresel ayanm gii~lenmesinde de Osmanlr devletinin 1600 civanndaki degisiminin etkilerini gormek miimkiindiir. Merkezin parasal gelirlerinin onem kazandrgi 17. yiizyilda vilayetlerde bu gelirlerin toplanmasi i~in beylerbeyilere genis yetki tanmdigrm yukanda gormU~tiik. Vergi gelirlerinin nakde donU~tUrUlUp Istanbul'a gonderilrnesinde vergi toplayan miiltezimlere ve beylerbeyilere vilayet ileri gelenleri yardrmci oluyordu. Genis yetkilerle donanlrms beylerbeyilerin vergi toplanmas.mda dirlik-timar duzeni ile ilgili sancakbeyi gibi yoneticiler yerine sehirlerde, kasabalarda sozil gecen varhkh kisilerin destegine dayanmasi, bu kimselerin resmi gorevleri olmadigi halde yonetimde soz sahibi olmalanna yol a~tl.

Ayamn gii~lenmesinde it yonetimindeki diger bazi gelismelerin de etkisi var, Bunlardan biri bazt sancaklann sancakltktan ~lkaClhp beylerbeyilerin haslarma kaulmast, digeri gene bazi sancaklann goreve atanmayt bekleyen beylerbeyilere gecici bir siire icin «arpahk» adryla gelir kaynagi olarak verilmesi. Boyle durumlarda beylerbeyiler haslanna ek olarak, ya da arpalik seklinde verilen sancaklarm yonetimi ve gelirlerinin toplanmaS1 He kendileri dogrudan dogruya ilgilenmedikleri icin, ek veya arpalrk sancaklarina kendilerine vekil olarak miitesellim denen kisileri gonderiyorlardi, Miitesellim, vilayeti ya da arpahgi elinde tutanbeyletbeyinin kapi halkindan olabilecegi gibi, 0 yorede sivrilmis kisilerden secildigi de goriiliiyordu. Gene resmen, yani deviet tarafmdan gorevlendiriimemis ki~ilerin yonetimde onemli bir rol oynamasina yol aciyordu miitesellimlik. Miiltezim ya da miitesellim olan, yoresinde iyice sivrilen ayana ozellikle savas sirasmda merkezi y6netim de gorevler ytikliiyor, olaganlis.tii savas vergilerinin toplanmasinda ve cepheye asker gonderilmesinde katkilarmr istiyordu. Hele iltizam yonteminde vergi kaynaklan malikane adiyla, yani bayat boyu verilmeye baslanmca, mliitezimlik yapan ;\yamn onemi biisbiitiin artn.

Ayanhk apacrk ortada olan, herkesin tamdlgt. bir durum olmakla beraber resml iinvanh bir gorev degildi. Yani asil devlet gorevlerinde oldugu gibi padisah beranyia bir kisinin resmen Ayan olmasi soz konusu degildi, ama yoresinde sivrilmis kisiler valiler yoluyla tamnryordu.

Rumeli'nin ve Anadolu'nun cesitll sehir ve kasabalannda yonetimde kllh valilere yardim eden, tab devlete kafa tutan ayanm dismda, diger bazi vilayetlerde merkezin hlikmii artik hi~ gecmez olmustu. Trablusgarb'

64

da ve Bagdad'da lstanbul'un degistiremedigi vall siilaleleri eyaletlerini bildikleri gibi yonetiyorlardi. Sam'daki durum da pek farkh degildi; valilik uzun siire ayru ailenin elinde kaldi. Cezayir'de ve Tunus'ta levent ocakIan, Misir'da Cerkes memluklar duruma 0 derece egemendiler ki, buralara . gelen Osmanh pasalan, vall degil el~i gibi kahyorlardi.

Osmanli dev1etinin bans donerninde i~in i~in gelisen bu durum 17f8' den sonra tekrar baslayan savaslann do~rdugu i~ gerginligin etkisiyle birden a~lga vurdu. 18. ytizytl sona ererken gayr-i muslim reayada uyanan milliyetcilik, ayantn bas kaldirmasr, neredeyse imparatorluktan kopma derecesine varan egemen valiler Osmanli iilkesinin yeniden btiyiik bir sarsmti gecirmesine neden oldu,

B. Rus Sava§Ian ve Batthlasma Y olu

Osmanh devleti uzun sure Avrupa siyasetindeki ~antt1an uzaktan izleyip birkac defa genel siyasal durum Osmanhlan ilgi1endiren ~kil aldigmda bile savastan kacmmaya ozen gostermisti, 176S'de ise degu Avrupa'da yeni bir gerginlik ~lkt1gmda, Rusya'nm Polonya islerine kansip asker gondermesi istanbul yonetimini tedirgin etti. Uzun bans doneminde hazinesi dolu olan, Avrupa cephelerinde otuz yil onceki Belgrad anlasmasmm basansmm ozlemini ~eken devlet, aslmda savasa hazir olmadigi halde RUsya'YI sert bir nota He protesto etti; Rusya'run geri ~eki1meyi reddetmesi Uzerine iki devlet savasa tutustu.

1769-1770 yillarmdaki cansmalar Osmanh devletine cok pahabya mal oldu. Ukrayna'dan Tuna'ya dogru ilerleyen Rus ordusu SLUlr boylanndaki Osmanh kalelerini ele gecirdikten sonra Bugdan'i ve Eflak'i 'i~gal eut. Osmanh ordusundan yardim goremeyen Kmm da t77I'de Rus i~galiAe ugradr, Aynea, Baltik denizinden kalkip Atlas Okyanusundan Akdeniz'e gelen Rus donanmasi Ege adalanna ve kryilanna saldmp <;e~me'de Osmanh donanmasim bozguna ugratn, Osmanli devleti bu yenilgilere karsin Kinm'in elden (;lkmasma razi olmadigmdan, bir ara duraklayan savas, Rus ordulanmn Kafkasya'ya ve Tuna'yt asrp Bulgaristan i~ine ytiriimesiyle tekrar alevlendi. Rus ilerlemesine karst ~lkan Osmanh ordusu Varna yakinlannda bozulup dagrnnca Osmanli devleti yenilgilerinin Kii~iik Kaynarca anlasmasiyla belgelenmesini kabul etmek zorunda kaldi,

Kti~k Kaynarca anlasmasryla gerci Rus ordulanrun Osmanh topraklanndan ~kilmesi saglandi ama, bunun bedeli aglr oldu. Karim Osmanh egemenliginden ~tktp bagrmsiz bir devletcik haline geldi~ gibi, Rusya'nm Bugdan ve Eflak tizerinde, hatta biitiin Osmanh Rum-Ortodoks halkl hakkmda koruyucu sifattyla soz sahibi olmasi da kabul edildi. Dahasi, Osmanh devleti Rusya'ya aglr bir savas tazminatt Odemeyi ve Karadeniz'de Rus ticaretini da kabullendi.

65

Kmm'm bagtmsLZhSt ashnda goz boyamadan baska bir ~y degildi.

Rusya sadece Karadeniz'e clkaibilmek hakkryla yetinmek niyetinde degildi; Karadeniz kiyilanru elde tutmak istiyordu. Nitekim, Kmm'daki Rus yanhSI gruplann ~nsml one siirerek Kmm'm iC kansikhgim yatisnrmak bahanesiyle 178Yde Kmm'r resmen isgal edip Rus vilayeti haline soktular. 1768-1774 savasmda ne kadar zor durumlara dti~tiigiinii aCI act hanrlayan Osmanh dev1eti bu Rus girisimini de sineye ~ekmek zorunda kaldi.

Kii~tik Kaynarca bansi He noktalanan savas, Osmanh iilkesinde bit siiredir gelisen i~ ~eli~kHerin iyice su yiizUne cikmasma yol a~ml§tl. Rusya, savas srrasinda hem Tuna kuzeyindeki ordusu, hem Ege denizindeki donanmasi yoluyla gayr-i muslim Osmanh reayasmi ayaklandrrmaya ~h§nus, bu girisim ozellikle Mora'da basanh olmustu, Aynea, Rus donanmasi Suriye ve Misir kiyilarma da yanasmis, buralarda Osmanh hiikmiine karst gelenlere ~birli~ onermisti. Dahasi, savas boyunca Osmanh devleti vergi toplayip asker siirebilmek i~in Rumeli ve Anadolu ayanindan yardim istediginden, bu ayana yeni odiinler vermek zorunda kalmisn.

18. yUzytl ortasinda uzun suren hareketsiz kalmis Osmanh ordusu ve donanmasimn bu siire icinde gelisen ve gli~lenen Rusya karsismda ne kadar ~buk dagu_dl~ da iyice gozler onilne serilmisti. Belgrad anlasmasmdan sonra kendine giivenen ve diplomasi yoluyla bansi koruyabilecegini uman Osmanh devletinin bu umudu Kii~lik Kaynarea'da kesinlikle ortadan kalkmisn. 1774'den beri ise Rusya'nin dusmanca tavn ve kiskirtmalan daha da artmis, Kinm'a el koymalanna bile ses ~lkart1amamJ§tI. Osmanh devleti bu yeni dururnda eskiden beri siiregelen yijntemlerle kurtaramayacakn kendini. <;ar Petro doneminden ben Rusya'run yaphgl gibi orduyu ve donanmayi Avrupa tarzmda yeniden diizenlemek gerekiyordu. 18. yiizyil boyunca zaman zaman Osmanli donanmasi ve ordusunda Avrupa orneginde gelismeler oldugu halde A vrupalt egitmenlere gUven olmadigmdan bu girisimler onernli bir sonuc vermemisti, Kii~iik Kaynarea He belgelenen yenilgiden sonra ise devlet Avrupa bilgisi ve teknigine dayanan yeniliklerin kacuulmaz oldugunu anlamrsn arttk.

Devlet yoneticileri yeni bilgi ve silahlarla donanlmis asked birliklerin egitimine karar vermisti ama bunun uygulanmast kolay degildi. Kaprkulu, bu yeni tip askerleri kuskuyla izliyor, Osmanh payitahttndaki ustiin durumlanni terketmelerine yol acabilecek gelismelere karst ~tklyordu zaman zaman. '1789 yih Avrupa'da Fransiz devriminin baslangici ve diinya tarihinde yeni bir donemin habercisidir, Fransiz Devriminin yanktlan birka~ yil sonra Osmanli iilkesine de ulasti, Osmanh halkrru da etkilemeye basladi, Fakat 1789 ythmn Osmanlt tarihi icin ayn bir onemi var, 1774'de tahta ~I,ktp Kii~iik Kaynarca anlasmasmi kabullenmek zorunda kalan padisah I. Abdiilhamid, ~aresi:dik ve bezginlikle gecen saltanatmtn sonunda

66

178Tde yeni bir Osmanh-Rus ~tl~maSI ~lktIktan az soma oliince, Hl, S~ lim Osmanh padisahr oldu 1789 yilmda.

Bir ana kadar agrr-aksak yiirtitiilen Avrupa taro egitim ve kurumlasma 1789 yihndan sonra yeni bir hrz kazandi. Hem dl~ dtismanlanna karst direnebilmek, hem iilke i~inde merkezin hiikmiinii gecirebilmek icin onemIi bir degi~im siirecine girdi Osmanh devleti. Bu yiizden dtinya tarihinde oldugu gibi Osmanh tarihinde de 1789 yrh onemli bir doniim noktasrdrr,

67

KA YNAKLAR VE tNCELEMELER

Son donamlerde Osmanh tarihi hakkmda yazilan onemli incelemelerln b~oku ya yabancl dillerde yaYlmlaruyor, ya da a.kademik dargilerde. 6rnegin gO.nllmiizd.e Osmanh tarihi alarurun dunva, capmda Qnlii iistadl Ham Inalcik bile ~1lit1i konulara l$Lk tutan kitap ve makalelerinin bireogunu ingilizce yaYlmladl. Profes6r Inalcik'm Ottoman Empire: The ClassJcal Age,l300-1600 U.ondra ve New York, 1973) adli krtabr, ustadm Osmanli tarlhinin her yOnil iizerindeki goriill ve yorumlanm topladigi cok onemlt ve degerli bir kitaptrr, Arna bu kisa kaynak~ada. vabanci dillerde yazllml$ eserleri, dar konulan iIlleyen monografileri, ve akademik dergilerde yaylnlanDll$ incelemeleri bir yana birakip, yalruzca T(irk~ (ve Latin alfabeslyle) basilmis, genel nitelikli ve ~ogu klaslk sayilabilecek tarih calrsmalarma degtneceglz,

Osmanh tarihi ha.kk.mda enaynnblt eser, TUrk Tarih Kurumu'nun yaymladlgz 8 ciltlik OsmanlJ. Tarihi'dir. (Ankara, 1947-1962>. Bu genel tarihin 1789 Ylhna kadar uzanan ilk 4 cild! (k! 3. ve 4. ciltier ikiller kitaptan olustugu i~in 8 WyUk cilt tutuvor) Ismail Hakki Uzuncarsih'nm elinden. 1skit Yaymevi'nin hazrrladigr 6 ciltlik Resbnli-Haritali Mufassal Osmanb Tarihi de (istanbul, 1957-1963), cok degerli bir cahsma, Bu ayrmtul derleme ~llitl1 uzmanlardan olusan bir kuru! tarafmdan hazrrlanmis, 1703 yilina. kadar gelen ilk 4 cildinde Mustafa Cezar'in, geri kalan 2 cildinde Mithat Sertoglu' nun katkisi agrrlikJ, olusturuvor,

Bu iki serinin ya.nmda Yilmaz Oztuna'nin Ttirkiye Tarihi (12 cilt, istanbul, 1963-1967) ve Ismail Hami Danismend'In izahh Osmanh Tarihi Kronolojisi U. baski, 4 cilt; istanbul, 1947-1955) adh eserlerinden de yararlarulabilir. Yalmz Danlsmend'ln ~ln Tilrk~ii yakl~1Ul dolaYlSlyla qUer ha.k1onda yargl ve yorumlannm ihtiyatia okunznasi gerektigini belirtmek gerek.

z.e.ki Velidi Togan'm Umumi Tiirk Tarihine Girl$ (2. basIn; istanbul, 1970) adh eseri, adr u.stilnde, cok gen~ bir konuyu kapsar gerel, fakat bu kitabm son bOlilmii 1500 Ylhna. kadar Osmanh tarihini isler. Bizim acimizdan Profesor Togan'm incelemesinin onerni, Osmanli gellsmeaini genel TUrk tarihi ~r~vesi i~indeki yerini belirterek ele almasidrr.

ismail Ha.klo. Uzuncarsih, genel tarihin yaruslra Osmanh kurumlarmi da en genill bir $9kilde ele alan bir yazar. Yonetim kurumlan hakkmda a.ynntih bilgi almak isteyenier ustadm IlU eserlerine basvurablllri Osmanh Devlett T6$kilatJndan Kapikulu Ocaklan (2 cilt; Ankara. 1943-1944); Osmanh Devletinin Sara,. T~atJ (Ankara, 1945): Osmanh Davletinin Merkaz ve Bahriye Te!1kllatI (Ankara, 1948); Osmanh Devletinin Ilmiye Te!}kiIatJ (Ankara. 1965) Osmanh kurwnlan hakkmda cok daha kisa, f&kat doyurucu bilgi ve yorumlar icln M. Ta.yyib Gokbilgin'in Osmanh Muesseseleri T6$kUatt

68

ve Meden1yeti Tarihine Genel BakIli (istanbul, 1977) adh kitahma basvurulabilir. Osmanh tarihinde onemlt kistler, yerler, kurumlar hakkinda geniij bUgi islAm Ansiklopedfsi'nde de bulunabilir.

Bu kaynakcada monografHere yer vermiyoruz ga~i, ama OsmanlJ. tarihinin dart onemlt donemi azerindekt bu cahsmalar klasik sayIlabHecaii icln belirteliro: M. Fuad KoprUlu, 0smanlJ. Imparatortugu'nun Kurulut;u (2. basku Ankara, 1972); Halil Inalcrk, Fatih Devri Uzerinde Tetkikler va Vesikalar (Ankara, 1954); Mustafa Akdag, Celali isyanlan, 1550-1603' (Ankara, 1963); Milnir Aktepe, Patrona isyaru, 1730, {istanbul, 1958l.

Nihayet Osmanh tarihlerinin cogunun son zamanlarda yeni harflerle yaymlanml$ olduguna da i$aret edelim. BanSI sadelestlrtlmls olarak yaYlmlanan bu kaynaklarin yeni Tiirki;e'ye aktmlmasi her zaman basmh dekil ama eski Y8Z1 bilmeyen okuyucular, artrk, Naima Tarihi, Evliya <;:elebi Seyahatnamesi, Hoca Sadeddin Efendi'nin Tac tlt-Tevarih'i, MilneccimbqI Tadhi, (Osmanh d6nemini ilgilendlren 3. cildiJ ~kpqazade Tarihi, Pe~ylu (Pecevi) Taribi gibi bircok Osmanh eserini izlemek frrsatma sahiptirler.

69

SIVASAL TARiH (1789 - 1908)

SINA AK$IN

UI. Selim'in Saltanah (1789 - 1807) :

Ciddi Islahatm Ba,lamasi.

III. Selim, III. Mustafa'run ogIuydu. Annesi Mihrisah Sultan GUreU asilh bir kadmdi, 1761'de dogdu, 1789 yilmda amcasi I. Abdiilhamit'in olUmii iizerine 27 yasmdayken tahta gecti. Nezaketi ve merhametiyle tarurur, (Danismend'egore Selim'de «sanatkarlrk hassasiyeti, nezaket ve mlilayamet» meveuttu.) TarihIer, bu niteliklerinin onu islahat isinde once basansizhga gotlirdUgllnU, sonra da kendisini tahtmdan ve camndan ettiginden soz ederIyr. Selim aym zamanda sair (siirlerinde tlhaml mahlasnu kullanmisnr) ve besteciydi. Ozellikle besteci olarak tamnrmsnr, Klasik TUrk musikisinde onemli yeri vardir. Siiz-i dilAra makami onun icadidrr. 1716-1718 OsmanliA vusturya savasmm Osmanh Devletinin ikinci bUyUk yenilgisi (birineisi, Viyana kusatmasmm ardindan gelen 1683-1699 savasrydi) ve -Pasarofca antlasmasiyla sonuclanmasi iizerine baslayan ve 18. yiizyrl boyunca devam eden islahat cahsmalanm SeIim de surdurmtls ve daha iIeri noktalara vardirnustrr. Yeniceri ocagr dismda ilk kez yagda~ bir ordu kurabilmis olrnasr, onun bUyUk basansidrr,

III. Selim tahta C;tktt~tnda, Osmanh Devleti 1787'de Rusya ile, ertesi yrl da Avusturya He baslamis bir savasin icindeydi. Avusturyahlara karst Belgrad civannda kazamlan Sebes zaferine (21/9/1788) karsihk Ruslar Bugdan (Moldavya) savunmasmda stratejik onemi buIunan Ozi (Ocakof) ve Hotin kalelerini zaptedince, amcasina inrne inmis ve oliimii de bundan olmustu, Selim, 18. yuzyrlm islahatcr gelenegi icinde yetismis ve daha veliahd iken, ihtilaI oncesi Fransasmin son krah olan XVI. Louis ile, yapilabileeek rslahat konusunda gizlice mektuplasmis, ondan tavsiyeler almisn. Bu davranrs Selim'in islahat yolunda seleflerinden daha ileri gitrnek niyetinde oldugunu gosterir. Nitekim toplam 18 Y11 Kaptan-i Deryahk yapan iinlil denizci Cezayir1i Palabryik Gazi Hasan Pasamn rakibi islahatcr HaIH Hamit Pasa hakkinda ';:lkardl~ bir soylentiye gore, bu Pasa, Abdlilhamit'i tahttan indirip daha rslahatci diye Selim'i tahta gecirmek icin bir komplo hazrrlamis bulunuyordu. Bu yUzden Halil Hamit sadaretten atrlip idam edilmisti (1785). Simdi Selim padisah olur olmaz, savasa etkisinin nasil olacagim dustmmeden, ikisi de basanh birer kumandan olan Sadnazam

73

Koca Yusuf ile Kaptan-i Derya Gazi Hasan'i azletti, Akkerman ve Bender, Belgrad ve Biikres diisilnce, yeni Sadnazarn Cenaze Hasan Pasa azledilip yerine tekrar Gazi Hasan getirildi, 80 yasmda olan Gazi, orduyu diizene sokmusken, gorevinde 4. ayt doldururken oldii (29 }30 Mart 1790). y erine gecen <;eIebizade Serif Hasan savasrn yonetimini 0 derecede kargasaya soktu, anlasilan Selirn'i 0 derecede kizdirdi ki, yataginda yatarken kursunla vurulrnak gibi (14/15 Subat 1791) Osmanhda yonetenler (askeriler) smrftrnn siyaseten karl tarihinde herhalde gdriilmemis bir bicimde idam olundu. (Askeriler simfuu idam ederken, kanlarrm dokmek aglr bir hakaret teskil ettigi icin, bu gibilerin idamlan kementle bogulmak suretiyle olur, ondan sonra da kafa kesilirdi). Demek ki, Selim icin nazik ve merhametli derken bunu =-dogru kabul ediyorsak=- Osmanli yasama tam ve degerler sistemi icinde goreli olarak anlamak gerekir. .

Hasan P89-8nm yerine Koca Yusuf Pasa sadnazarn ve serdar (komutan) oidu. Fakat perisan halde bulunan orduyu dogru durtist toparlayaMadan Ruslar Macin'de Osmanli ordusunu yeniden yeniIgiye ugrattilar, Macin dii~til (l0j7/1791). Osrnanh Devleti bu savasta yalmz degildi. Isvec (11/7/1789) ve Prusya (31} 1/1790) ile ittifaki vardi, N e var ki, tsvec, Rusya He savasa girip basansiz olunca, elini etegini ~kmi~ti. Prusya ise savasa girmemekle beraber, miittefik oldugu ingiltere ve Hollanda He birlikte, Fransa'da basmi ahp giden ihtila1 He ilgilenecek yerde Avusturya ve Rusya'mn Osmanh He savasa tutusmalanm dogru bulmuyordu. We POlSya'nm zorlarnasiyla Avusturya bu ii1keyle Reichenbach antlasmasim imzaladi (5/8} 1790). Buna gore, Avusturya Osmanh Devletiyle bans yapacak ve savasta aIdlgl biitiin yerleri iade edecekti ki, bu da Zistovi bansi He oldu (4}8} 1791). Fakat bu antlasmayla Osmanh Devleti Hiristiyan uyruklanna iyi muamele etmeyi iistlendi ki, bu da Avusturya'nm Osmanh icislerine mi.idahale kaprsr eide etmesi demekti. Bu durumda Rusya savasa yalnrz devam edecekti, Ardindan, Prusya'mn dahil oldugu iis:lti ittifakm aracihgi ile Rusyayla Yas antlasmasi yaprldi (9/1} 1792). Buna gore, Kmm'da Taman yanmadasr, Kuban'la Besarabya'run bir bOliimii, O.zi kenti, Bug He Dinyester (Turla) arasmdaki arazi Rusya'ya btraktldi. SIOlr Dinyester oluyordu.Rusya aldlgl yeni ktyilarda donanrna ussii yapacagi Odessa kentini kuracaktr. Osmanh, Kmm'm ilhaktru ve Rusya'mn Giirci.istan iizerindeki metbulugunu (siizerenligini) kabul ediyordu.

Boylece Koca Yusuf Pasa ve yandaslanmn Kmm'i geri almak hulyasryla giristikleri savas, bu hedef'ine ulasamamakla birlikte, savasin seyrine gore 90k biiyiik bir hezimetle sonuclanmarms oluyordu. Bilindigi gibi, Ktnm'm kaybi Osmanhlan ~ok miiteessir etmisti. Suphesiz, buramn Macaristan, Erdel (Transilvanya), Banat, Podolya'mn tersine Miisliiman bir Illke olusunun bu tavirda etkisi vardi.

74

I. Asked lslahat : Savas sona ermeden, Padisah islahat sorununa el atu, 1791'de Zistovi'nin ardmdan, Ebubekir Ratip Efendiyi Viyana'ya elci gonderdi, Ratip'in gorevi Avusturya hakkmda bilgi toplamakn. Cok aydm vekUltiirlii bir kisiydi, 1795-96'da onbes ay reisiilkUttaphk yapn, Bu srrada bu .gcrev giderek onern kazanmaktaydi, Admdan anlasilacagr uzere, tatiplerin, yani biirokrasinin basiydi. Zamanla da disisleri bakanhgi islevini yiiklenmistir. Medreselerin ve ozellikle Enderun Mektebinin giderek soysuzlasmasr, usta-cirak iliskileri icinde yetisen yonetenler srmfuun bu kesimini devleti ayakta tutan becerilere, kiiltiire sahip baslrca insanlar duromuna getirmis bulunuyordu. Iste Ratip boyle bir kisiydi. (1796'da azledildikten sonra Rodos'a siiriildii, 1799'da da idam ettirilip kesik basi Istanbul'a getirildi.) Mayis 1791'de Ratip Viyana'dan dondii ve Avusturya ve genet olarak Avrupa'daki toplum hayati, askeri sistem hakkmda 500 sayfa kadar tutan aynntih bir sefaretname yazdi.

Bu sefaretnamenin Selim'i nasil ve ne olciide etkiledigini bilmiyoruz, fakat 1791 sonbahannda kamu hayatimn ~e~itli kesimlerinden 22 kisiden (biri yabanci, biri de yerli Hiristiyandi) Devletin zaaf nedenlerini ve ahnmasr gereken islahat tedbirleri hakkmda gorii~ istedi. Sonuc olarak ortaya laytha admi tasiyan 22 rapor cikn. Basansiz gecen savas daha yeni bitmis, ya da gitmek iizere oldugu icin, tahmin edilebilecegi iizere, en cok iizerinde durulan, askeri rslahat konusuydu. Herkes durumdan ~ikayet~i 01- makla birlikte, kimisi Kanuni devri diizenine donmeyi, kimisi de eski kurumlann tasfiye edilip yepyeni kurumlar teskil edilmesini tavsiye etmekteydi. Tabii Yeniceri Ocagmm cagdaslastmlmasi gerektigini one siiren ortalama t;ozUmler de vardi. Selim rslahati kendi kadrosuyla yapmak istiyordu. Onun icin Ya~ bansindan 5 ay sonra Koca Yusuf'u azletti. Bu Pasa mevkiini saglamlasurmak i~in keyfi azil ve atamalar yapiyormus. Selim kendisine karst kabaran ve simdilik dedikodu olarak kalan muhalefete aldirmadan, XVI. Louis'nin tavsiyeleri, Ebubekir Ratip'in sefaretnamesi, layihalar gibi belgelerden hareketle, arkadas ve kafadarlanna mevki verip etrafrna toplayarak Nizam-i Cedit hareketine giristi, Selim'in yaptlg. islahat i~in kullandigi bu deyim ilham kaynagmi apacik ortaya koymaktadrr, Fransa, ihtilaIin getirdigi diizene «Yeni Diizen» aduu takrmsn. Selim'in kendi islahati icin aym adibenimsemis olmasi ilham kaynagun ve cesaretini gostermesi bakimmdan ilginctir, Dogu istibdadmm adamlan olan Selirn ve arkadaslanrun Fransrz ihtilalini degerlendirme tarzlan da cok iIginctir, Muhtemeldir ki insanltk tarihinin bu biiyiik ozgurlesme ve demokratiklesme hamlesini asla bu yoniiyle degerlendirmiyorlardi. Zira boyle bir anlayistan uzaknlar. Osmanlilann ihtilalin bu yoniinli idrak etrneleri biraz vakit alacak, idrak ettiklerinde de bu isi nefret ve siddetle reddedeceklerdi. 0 sirada onlann gordiikleri, bu doniisiimiin kendilerini iyi-kotii Avusturya ve Rusya'nm elindenkurtardrgiydi. Aynca, bu iilkeleri ovala-

7~

dlgl surece kendilerine rahat ncfes aldirryordu, Ostelik bu hareket, Hiristiyanl1g1 dl~ladlw. icin de zararsiz gorunuyor, Bannm 'rnaddi' yeniliklerini benimsemeyi kolaylastmyord u.

Nizam-I Cedid islahanrun etkisi en yok askeri a1anda goruldii, Once mevcut ocaklann islahanna girisildi, Idari ve askeri islevler aynldi, birinciler nazir denen kisilere verildi. Agalar yalnizca askeri konularla ugrasacaklardr, tse yaramayan askerler ayiklandr. Ocaklann kislalan genisletildi. Askerin diizenli olarak talim yaprnasi sarn getirildi. Ocret1er yiikseltildi, ise yaramayanlar ayiklandr. Sipahiler umarlarmi en i~e yarar ogullanna vasiyet ederken, bu oglun gercekten ise yaradigina dikkat edilecekti, Yasi kUyUkse, diger kardesleri gibi yedekte bekletilecekti. Dirlikler saray gozdelerine degiJ, savascilara verilecekti, Yeniceri ocagunn mevcudu yanlanarak 30.000'e indirildi, Kendilerine Avrupa tiifekleri ve miihimmati, her ortaya bu tiifekleri kullanabilen 8 asker verildi. Yeniceri subaylanna islahan kabul etsinler diye ozel armaganlar, iltizamlar verildi, Yapilan islahat en iyi sonuclan Baron F. de Tott ve haleflerinin yal1~ml~ oldugu ocaklarda, yani topcu, humbaraci, la#Jmcl, top-arabaci ocaklannda verdi. Bu ocakIarda askerin evlenmesi yasaklandi ve kislada ka1malan zorunlu oldu, Yeniceriler ve nmarh sipahiler icin ongorulen islahatm kagJ_t ustunde kaldlgtnI, ya da bir siire sonra Ylg.nndan crkarak 'eski durumun geri geldigini belirte1im. Yeniceriler, ancak birkac ay talim yapnktan sonra «Bu talim gavur isidir» diyerek vazgectiler ve bir krsim Nizam-i Cedid askerinin de dagrlmasma yot acnlar,

Herhalde eski ocaklarda almabilecek mesafenin smtrh oldugu dti~iinilldiigu icindir ki, 24/2/1793'de Nizam-i Cedid olarak taninan yeni bir ocak kuruldu, Yenicerilerin itirazlanm karsilarnak icin orgiit Bostanci ocagina baglandi ve resmi adr Bostanct Tiifenkcisi Ocagi oldu. «Talimli Asker» ya da «Mtihirnmat-i Cihadiye» Nazm sifatiyle basma eski Sadaret Kethiidasr Mustafa Resit Efendi getirildi, Yenicerilerin gozdnden uzak olsun diye Ocak kislasuun Levent t;iftliginde kurulmasi kararlastmldi. 1794 giiziinde insaan tamamlandr, Fransiz ve tsvec'li subaylar yonetiminde 1602 er ve subayla ise baslandt, Ocak agabgma Levent ~ift1igi kethudasi Veli Aga getiriIdi. Ocagm cok hizh ge1i~tigi herhalde soylenemez, Mayis 1797' de 2536 er ve 27 subay mevcudu vardr. Akka zaferi ve Napolyon'un Misir' dan kacrnasmdan, yani 7 yila yaklasan bir zaman sonra, 23/11/1799'da OskUdar'da kiyafetlerinin rengi ayn olan ikinci orta kuruldu. Misir'daki basanlan olmasaydr, belki de Nizam-i Cedid ocag; kucuk bir niive, bir ge~it pilot prole olarak kalacakn, Temmuz 1801 'de mevcudu 9263 er ve nedense aym sayida (27) subaydr, Ikinci ortanin kurulmasiyla Anadolu' daki valiler de istanbul'a -ye~tirilmek iizere- adam gondermekle yuki.imlii tutuldular. Dondiiklerinde bunlarla yerel birlikler olusturuluyordu,

76

1806'da Nizam-i Cedid'in 22.685 er ve 1590 subay mevcudu vardi ki, bunlann yartSl kadan Anadolu'da, gerisi Istanbul'daydi.

Nizam-i Cedid'in masraflanru karsrlamak iizere trad-i Cedid Defterdarhgr kuruldu. Naztr Mustafa Resit bu gorevi de iistlendi. Nizam-i Cedid'e tahsis edilen gelirler; bos kalan dirlikler, icki, tiitiln, kahve v.s. mallara yeni konan vergilerdi.

Burada kisaca yenicerilerin neden savasta basansiz olduklan konusuna deginmekte yarar vardrr, Bunlann, sav~lbgr bir yana atarak, .;olu:k eocuga kansip esnafhk yaptiklan soylenegelmistir. Osmanh asked fetih savaslanna hevesle kanhyordu. Bu tUr savaslar devIet i~in de, asker i~in de bir kazanc kapisrydi, Savunma savaslanna karst ilginin daha az olacagi, savaslann 90gunlukla felaketle sonuclandrg; ~glarda ise ilginin biisbiitiin az olacagi soylenebilir, Zira vatan kavramr gelismemisti, elde tutmak j~n kan dokiilen topraklar ise nihayet Hiristiyan iilkeleriydi. Devletin yonetici srmfi ise luks yasanusuu slirdiirmek, miimklinse arturmak ugrunda yaptt~ tag~~lerle (yani devaliiasyonlarla) maash kesimin satm alma giiciinU kemirip, (yani onlan fakirlestirip) duruyordu. Ostelik, ocaklan islah icin alinan tedbirler srralarurken goriildiigi.i iizere, maaslar zamanmda dahi odenrniyordu. Bu durumda savas makinesinin ige yonelmesi, kendi halkmm basma bela (mesela yenicerilerin esnafi haraca baglamasi «balta almak» deyimini tiiretmisti) kesilmesi, ya da bizzat kendisinin esnafhga ya da ticarete baslamasi anlasihr bir stirectir. Yeniceriler iki isli insanlar durumuna gelince, talim diye bir ~ey olmayacagi aciku, Oysa atesli silahlann etkililigi artnkca, yani bunlann yoneltebilecekleri ates y$ntugu arttikca, talimin onemi de ~ogahyordu. Zira, yogun ates karsismda dimdik yiiriimek, veya durmak, ancak talimle elde edilebilecek bir disiplin, bir' ~~it 'robotlasma' gerektiriyordu, Bu olmayrnca, yenicerilerin ares karsismda siniri bozuluyor, donup kacryorlardi, Yoksa onlann savas hattma en iyi niyetlerle gittikleri tahmin edilebilir. Burada sunu da hatirlamalryiz ki, o devirde savas heniiz ayakta yapihyordu. Zamanla ares yogunlugu daha da artmca, askerin yere yatmasi, hatta siperlere girmesi zorunlu hale gelecekti,

1795'de Miihendishane-i Berr-i Hiirnayun, yani Padisahin Kara Miihendishanesi kuruldu. Buradan yetisenler, Nizam-i Cedid, topcu, top-arabact, humbaraci, lagimci ocaklannda subay oldular. Bu ocaklarda rnevcut subaylar ifin zaman zaman bu Mlihendishanede kurslar a~ddJ. Boylece Gazi Hasan'm kurmus oldugu Miihendishane-i Bahr-i Hiimayunun karadaki kardes kurumu hizmet venneye basladi. Islahatm baska bazi alanlartnda oldugu gibi, bu konuda da Fransrz subayJanndan yararJarulJyordu. 1793'de hlikiimet Parls'e istedigi subay ve uzmanlana listesini gonderdi. 1795'de Reisiilkiittap Ratip Efendi benzer bir liste gonderdi, Miil1endishanelerde Fransizca zorunlu bir dersti, kiitiiphanelerindeki yabanci kitap-

77

lar da bu dildeydi. (Bu baglarnda 0 zamanlar Fransrzcanrn buglinkii 1ngilizce gibi uluslararasi ternaslarda en ~k kullamlan dil oldugunu hatrrlamakta yarar vardir.) Fransa'mn Mrsir istilasi iliskilere ara verdiyse de 1802'de bansm iadesiyle eski durumuna doniildii.

Donanmada Gazi Hasan'm baslatmis oldugu rslahaun siirdiiriilmesi ve yeni tedbirlerin almmasma caba harcandi, Bu konuda 1792'den 1803'de oliimiine degin Kaptan-i Derya kalan Tayazade Damat Kii.~Uk HUseyin Pasarun ~~malan dikkati cekmektedir. I. Abdiilhamit'in k1ZI Esma Sultanla ev1i olan ve soylentiye gore Selim'in slit kardesi ve ~ocukluktan arkadasi olan buPasa, tayin ve terfileri diizene soktu, yolsuzluklan onlemek iein bir teftis sistemi kurdu, disiplin getirdi. Donanmaya adam saglamak iizere Ege bolgesi halkina zorunlu hizmet kondu, Tersane genisletildi. Haskoy'deki Miihendishane-i Bahrinin programt daha kapsamh hale geti- . rildi. Bu arada Bahriye icin bir saghk ocgiiti.i, bic top okulu kuruldu. Avrupa'dan tip aIetleri, kitaplan getirildi, kimileri Turkceye cevrildi. Ilk kez bulasrci hastahklar icin karantina usulii uygulanmaya baslandi.

Nizam-i Cedid hareketini, yani IlL Selim rslahanru degerlendiren iki farkh gori.i~ vardir, Enver Ziya Karal'a gore bu islahat, iddiah ismine uygun olarak hayatm pek c;ok alanlanm icine alan kapsamh bir hareketti. Bernard Lewis de bu gori.i~ yatkm bir dil kullanmakla birlikte, esas aglrJIgln askeri islahatta oldugunu belirtmektedir. Stanford Shaw ise, bu nite- 1iginden oti.iri.i Ill. Selim'i Is1ahat~lhgm, yani gelenekci islahat cizgisinin bir devamcisi saymaktadir, Bu son yazara gore idari, iktisadi, toplumsai ~ag~la~ma yontinden genet 'rabalar soz konusu deg:ildir. Eski sorunlara eski usul kismi cozumler bulunmaga yah~Ilml~hr. MaIiyede genel biitce sistemine gidilmedi, belirli gelirlerin belirli masraflara tahsisi usuUi surdiiriildii, Yalmz eski basiboslugun ye yolsuzluklann olmamasi icin tedbirler ahndi, Yiiksek idari gorevlere atananlann padisaha ve diger ileri ge1enlere sunmalan Adetten olan hediyelerin simrlanmasi yoluna gidildi, zira bunun 'acisi' misliyle halktan ~lkanlmaktaydJ. Dikkat edili rse , bu adete son verilmiyordu, «smirlandmhyordu». lIT. Selim'in hatt-i hiimayunlan incelendiginde geleneksel bir Osmanh padisahi portresi a~lk~a ortaya ~tkmaktadlr. Arada bir «siyaset ederim» tehdidi ileri siirulmekte, insanlann kihk ktyafetine, iC;ki icmelerine, . milletlerine, yani mensup olduklan cemaatlere gore evlerini belirlenmis rengin dismda bir renge boyamalanna mi.idahale edilmekteydi, Tasradan Istanbul's gelen insanlan yederine iade, mali durumda SJkI~lkbk olunca taMi~, zengin ti.iecarlann rnalrru mi.ilkiinii miisadere, vergilerini artmna-k. gibi geleneksel usullere basvuruluyordu, Kurulan Miihendishanelerle ilgili bir uyan yapmak da yerinde olur. Miihendishanelerin bugiln anladrgimiz anlamda miihendis yetistirdiklerini soylemek zorduro Osmanh egitim sistemi camilerdeki mahalle mektepleri ve medrese-

78

lerden ibaretti. MahaIle mektepleri olsa olsa bugiinkii ilkokullann ilk Uy yilmda okutulan bilgileri ogretirdi. Medreseler ise Arapca ogretim yapan ve yiiksek diizeyde din biIimleri ogreten kurumlardi. Boyle 'ortast bos' bir sistemde Miihendishaneler, egitime en bastan baslamadiklan takdirde, havada kaImaya mahkOmdular. 1'\nla~lan bunlarm basta gelen vamact sihhatli top atislan yapabilmek icin gereken bazi aritmetik, geometri ve trigonometri bilgilerini ogretmekti. Dlizeylerinin hayti basit kaldrgi, hatta bugiinkii Olyiilerimize gore bunlari 'meslek kurslan' diye nitelemenin I(ok haksiz olmayacagi sOylenebi1ir.

Fakat Shaw'm IlL Selim icin kullandigi gelenekci islahatcihk tarumlamasrm kabul etsek dahi, onun 0 islahat cizgisinin en ileri noktasma ulasngrm da belirtmek gerekir. Yeniceri ocaguun yanmda ayn bir piyade askeri ocagunn, yani Nizam-i Cedid'in kurulmus olmasi, sozunu ettigim en ileri noktayi teskil eder. Burada diger gercek bir gelismeyi anrnak gerekir ki, bu da Avrupa He temaslann siklasmasrdir, Bu siklasrnamn bir

/

boyutu asked rslahati yiiriitmek icin Avrupa'dan, ozellikle Fransa'dan ge-

tirilen subay ve uzrnanlardr, Osmanh tarihi boyunca Batidan pek 90k kisi, bu arada uzmanlar buralara gelmisler, hizmet sunmuslardi. Fakat bin;ogu bu i~i Islamiyeti benimseyerek yaprms ve gerek Miisliiman Dian, gerekse dinlerini muhafaza edenlerin toplam sayrsi bu denli c;;ok olmannsn, Simdi - gelenlerin sayist coktu, dinlerini de degistirmiyorlardi. Dste1ik, Avrupa ihtilal atesiyle yanarken, bu gelismelerin dismda kahyor gorilnen Osmanh Devletinde bu ihtilalci Fransizlar yogun bir propaganda kampanyasi yiiriituyorlardi. Bunun icin elcilik basrmevi faaliyet gosterdigi gibi, Fransizlar da her muhite girip diisuncelerini yaymaga cahsiyorlardi, Buna karsihk, ihtilale karst olan iilkeler de ihtilal propagandasnu etkisiz kilacak bir ~a~ hsma icindeydiler. Bu, Tilrkiye'deki dl~ acilmaydi. Bir de Turkiye'nin Avrupa'da drsa acilmasr vardt ki, bu da daimi elciliklerin kurulmasi sayesinde oluyordu, 0 zamana degin Avrupa'ya pek nadir -parmakla sayilacak- kisa silreli elcilik heyetleri yollamrken, bu sefer Avrupa'nm onemli merkezlerinde daimi elcilikler kurulmaga baslandi, Londra'da 1793'de ilk daimi elcilik acildi. Ardmdan Viyana, Berlin geldi. 1796'da Paris e1C;;iIigi acildi, ilk elci Seyit Ali Efendi idi. Bernard Lewis'in belirttigi uzere, elcilerin kendileri, Avrupa'yt gozlernlemek ve bu konuda bilgi vermekle gorevli olduklan halde, ban dili bilmeyen yasmi basim alnus insan1ar oldukIan iyin ne fazla etkilendiler, ne de gordiiklerini dogru diiriist degerlendirebildiler. Ne vat ki, bunlann maiyetlerindeki genclerin bir bO-li.imii, basta Fransizca, Batt dillerini ogrendiler ve yaslan icabi, Avrupa'yi anlamaya ve ob"enmeye hazir bir tavrrlan oldu. Avrupa'run ~it1i toplum kesimlerinde temas ve dostluklar kurdular. 1821 Yunan ihtilalinden soma terciimanlrk i~i Miisliimanlara geeince, temaslar daha da yogunla$8caktl.

79

2. Osmanit Ademimerkezilesme Siireci ve Pazvandoglu lsyaru : «KIa· sib Osmanh Devleti basanlr bir savas ve fetih makinesiydi. Ruhu timar sistemiydi ki, para iktisadiyatmm snurh olarak gecerli oldugu ~ok yaygm bir iilkede ~yan-l dikkat bir rnerkeziyetcilik sagbyordu. Derken yeni diinyadan gelen giimU~let para iktisadiyatimn yaygmlasmasina ve enflasyona yol acn, Daha fazla para edinme imkarum bulan hazine, bunun icin bit kisim trmarlan iltizama vermeye basladi, Bu yiizden Devlette gorulen genel gevserne icinde merkeziyet giderek zayiflamaga basladi ve III. Selim He II. Mahmut donemlerinde en had noktaya vardi, Bu ademimerkezilesme surecinde timar sisteminin yavas yava~ yerini iltizama birakmasi kadar, Osmanlt Devletinin ardi anima u~radtgt yenilgilerin yaratng; manevi niifuz kaybmm da rolii vardi, Misrr ve Garp Ocaklannda umar sistemi hicbir zaman uygulanmadigr halde, Osmanh niifuzunun yiiksek olmasr, bunlarm merkeze ba~lt ve itaatkar olmasim saghyordu, Bu ntifuz askeri yenilgilerle sarsildigmda, ademimerkeziyetin zaten varolan maddi kosullan, manevi unsurun da eksilmesiyle, tam anlamiyla gerceklesmis oluyordu. Cezayir, Tunus, Trablusgarb'm merkezle baglan nispeten zayiftt. Misir, valisi merkezden gonderilse bile, aslmda burayi Kolemenler yonetiyordu. III. Selim zamanmda Irak bOlgesi Kolemenlesmis durumdaydi, Suriye'de Cezzar Ahmet Pasa basma buyruktu. Anadolu'nun hemen bircok yerinde ayao dedigimiz bu yerel derebeyleri vardr. Rumeli'de de yaman ayanlar ortaya o:;tkmisn. Bunlardan biri Vidin'de Pazvandoglu Osman Aga idi. Pazvandoglu yamak, yani smrrlan belirlemekle gijrevli yenicerilerdendi, Kuvvetini Asi Belgrad yenicerilerinden ve merkeze karst direnenlerden ahyor, Eflak ve Bugdan'i haraca kesiyordu, 1797'de BeIgrad'dan Karadeniz'e kadar butiin Tuna havzasnu ve huglinkii Bulgaristan'i sultasi altma almaga kalkismca, kendisine karst sefer karan almdi ve amacma ulasmasi onlendi. Bununla birlikte, Vidin ve cevresinde biikilm siirmege devam etti, bir ara vezaret rutbesini, yani pa~hgl dahi elde etti.

3. Napolyon'un. MIslr Seier; : Napolyon, kumanda ettigi ttalya seferinde, Avusturya'yi Campo Formio antlasmasim imza1atmak zorunda brrakn (Ekim 1797). Buna gore Venedik Cumhuriyetinin varhgma son veriliyor, topraklan aralannda paylasihyordu. Fransa'mn payma Yunanistan'in battsmda Yunan Denizinde Korfu ve ~esindeki 6 ada ile ArnavutIuk krytlanndaki Preveze, Parga, Vonitza. ve Butrinto kasabalan dU~tii. Boylece Fransa ile Osmanb Devleti komsu oluyorlardt. Tabii bu. Osmanh hiikUmetini kuskulandirmaktan geri kalmadi, Fakat Napolyon, doguya yonelen bu ilgisini Rumeli'de degil, Osmanh Afrikasr'nda silrdiirmeyi tercih etti. Boylece hem Osmanh iilkesinden pay alacak, hem de tngilizlerin Hindistan yolunu tehdit edebilecekti, Toulon'da gizlice yapilan hazrrhklardan sonra, 19j5j1798'de Napolyon'un komutasmdaki donanma, denize acrldi,

80

Yolda Nelson komutasmdaki Ingiliz donanmasiru atlanp Malta adasmr zaptettikten sonra 1 Temmuz'da lskenderiye'ye geldi. Osmanh rnakamlan bu seferin Mora, Girit veya Kibns'a karsi duzenlenmls olabilecegini samyorlardi.

Napolyon'un karaya asker crkarmasrna engel olunmadi ve lskenderi' ye hemen tes1im oldu. Bundan sonra Kahire'ye dogru ilerleyen Napolyon' un karsisma Kolemenlerden Murat Bey ~lktl ve Rahmaniye'de yenildi (13 Temmuz). 21 Temmuzda Ehramlar muharebesi de Fransizlann galibiyetiyle sonuclandi, Boylece Kahire'yi de ele geeirdiler (22 veya 25 Temmuz). Kolemen beylerinden cogu ortadan kaybolduklan icin Kolemenlerden Murat ve Ibrahim Beyler onar binlik kuvvetleriyle direnmege call~tIlar. Vali Ebubekir Pasanm ise kayda deger bir kuvveti yo-ktu. Boylece Fransrzlar ~gt Mistr'a egemen oldularsa da 1 Agustos giinli Nelson, Fransiz donanmasmi Ebu Hur'da (Abukir) tahrip etti. Bu darbe Napolyon'u donanrna desteginden yoksun biraktigt gibi, memleketiyle iliskisini de hemen hemen biitilnliyle koparmis oldu. Ilginc olan cihet, Osmanli Devletinin ancak: 2 Eyii.i11798 gtini.i Fransa'ya savas ilan edebilmis olmasidir. Napolyon, Misrr'da yayimladigr ilk bildirgede, oraya Asi Kolemenlere karst Osmanh egemenligini desteklemek ve Fransa'nm ticari Clkarlannt korumak i~in geldigini duyurdu. Hassasiyeti olan herhangi bir htikiimetin boyle bir gerekceyi kabul etmemesi gerekirken, Osmanh hiikumeti savas ilanmi iki ay geciktirmek garipligini gosterdi. Bu, Osmanh diiskiinliigliniin bir gostergesi miydi, yoksa bunda Selim ve yandaslannm Fransa'ya olan zaaflarmm da bir payi var mrydi? Ustelik Kasun 1796'da Katerina olmii~, yerine gelen Car Paul, en azmdan gortiniiste, Osmanh ile dostluk arayan bir havaya girmisti, Belki de Ingiltere, Avusturya ve Rusya'nm yardim ve ittifak onerilerinin en iyi bicimde degerlendirilebilmesi icin boyle bir gecikme olmustu. Aynca Ebu Hur zaferi de hiikiimeti savas ilam yoniinde yureklendirmis olabilir, Savas HAm iizerine Fransiz maslahatguzan ile elcilik mensuplan, eski Met iizerine Yedikule zindanma konuldular, Bu, 0 Metin ~n uygulamast olacak:tt.

Sayda Valisi Cezzar Ahmet P~ Sevahil ve Misir Seraskerligine ~ tirildi ve yanma 700 Nizam-r Cedid askeri gonderildi, 5 Eyliilde bir Rus filosu Biiyiikdereye geldi ve 9 Ekimde Osmanh gemileriyle birlikte Akdeniz'e hareket etti, Bunlar IngiIiz donanmasiyla birlikte Franstzlarla savasacaklardi, 3 Ocak 1799'da Ruslarla, 5 Ocakta 1ngilizlerle ittifak antlasmalan imzalandi. Napolyon, bu hazirhklar tamamIanmadan netice a1mak. iizere, kiyidan Suriye'ye dogru ilerledi, Gazze (2512) ve Yafa (7(3) gibi yerleri aldiktan sonra A.kkA onlerine geldi (19(3). A:kka'yt Cezzar Ahmet savunuyordu. 64 giin siiren kusatmaya ragmen FranstzIar burayi zaptedemediler. 1ngi1iz ve OsmanIt donanmasmm yardtmt, ve 1stanbul'dan takviye olarak gonderilen Nizam-i Cedid askeri sayesinde Napolyon Filistin'den

al

geri donmek zorunda kaldr, Buna ragmen nlliuzunu zaafa ugratmamak icin Kahire'ye zafer aIaYJ. ile girdi, Fakat durumu artik umltsizdi. Gerci Tirhala Mutasarnfr Kiise Mustafa Pasamn 1ngiliz donanmasmm destegiyle karaya asker cikanp Ebu Hur kalesini isgal etmesi i.izerine gelip kaleyi geri aldiysa da (25/7) giinbegiin eriyen kuvvetleriyle orada tutunabilme'sine olanak yoktu. Ustelik Fransiz ordulan AVtisturyahlara yenilmis, OJ. rectoire idaresi sallanmaktaydt, Bunun iizerine Napolyon komutayi general Kleber'e devredip Fransa'ya gitti (22/8). General Kleber bir orduyla Gazze'ye gelen Sadrazam Kor Yusuf Ziya Pasa He ordusunu Misrr'dan crkarmak hususunda bir anlasma yaptiysa da (24/1/1800) Ingilizler zorluk cikanp anlasmayi bozdular. Bunun uzerine Fransizlar Ayn Sems'te (Heliopolis) Osmanh kuvvetlerini tekrar yendiler (20/3/1800) ve Misrr'a egemen oldular, Bundan 'sonrasr roman gibidir. Halepli Siileyman Bey admda 24 yasinda bir geny Kleber'i hancerleyip oldtirdti (14/6/1800). Franstzlar Silleyman'm bir elini ateste yaktiktan sonra kaziga vurup idam ettiler. Yerine gecen General Abdullah Jacques Menou, Islamiyeti secerek orada tutunmaga calisu. 8/3/180I'de Osmanh-lngiliz kuvvetleri Ebu Hur'a yl~ karma yaptilar. Fransizlann direnecek hali kalmamisti. 10 Temmuzda Kahire, 31 Agustosta Menou'nun savunmakta oldugu 1skenderiye teslim oldu. Istanbul'da senlikler yaprldi, Selim, Gazi unvamru aldr, Dalla once Franstzlar Malta'yi ve Campo Formio He elde ettikleri yerleri, kapnrmrs bulunuyorlardi. Osmanh metbulugu altmda U£: yilda bir 75.000 kurus vergi veren bir Yedi Ada Cumhuriyeti kuruldu. Burada Osmanh ve Rus garnizonlan bulunacaku, Arnavutluk'taki dort kasabaya, Yanya ayam Tepedelenli Ali Pasanin rnudahale alamndan cikarmak iizere, mezhep imtiyaz1an tanmdi ve Venedik'e verdikleri haraci Istanbul'a odemekle yiikiimlii tutuldular. (Buna karsihk Ali Pasaya bazi odiinler verildi.) Biitiin bunlar 21/3/1800'de Ruslarla imzalanan bir anlasmayla kararlastmldr,

Misrr'm Fransizlardan temizlenmesi yeni sorunlar dogurdu, Fransizlarla savasmak icin Misir'a gelen Ingiliz kuvvetleri buradan aynlmaya pek istekli gorunmedikleri gibi, MemIuk hiziplerinden birine sahip cikryorlardi, Bu durumda, Kaptan-l Derya Kiiciik Hiiseyin bu sefer Fransa ile ittifak edilmesini savunuyordu. Sadrazam Yusuf Ziya ise Ingiliz desteginin hem Rusya hem de Fransa'ya karst gerekli oldugunu savunuyordu. Sonuc olarak birinci gorii~ daha etkili oldu ve 25/6/1802'de Fransa'da bu lilkeyle bans yapildr, Fransa Osmanh toprak biitllnlligilnil tanidr, kendisine Karadeniz'de ticaret imkam verildi, Bu hak ingiltere'ye de tamndr, Bir sure sonra (14/3/1803) lngilizler Misir'dan ~ekildiler.

4. Mtsir'da Sonraki Gelismeler ve Vahabiligin YaYflmasl : Misir'da Fransizlann 30.000 kadar, miitevazi sayilabilecek bir kuvvetle 4 yila yakm kalmalanrun onemli bazi sonuclan olmustur, Bir kere talimli 9agda~ bir

82

ordunun nelere muktedir oldugu yakmdan goriilmiistlir. Shaw, Fransiz yonetiminin Osmanh veya Memluk yoneticileri yerine Misirhlan yOnetime sokmus olmasimn onemine isaret ediyor, Aynca, Osmanlr vergilendirme usulleri yerine Fransiz usulleri uygulanrmstrr, Shaw'a gore boylece Misrr, baska yorelere gore ~agda~la~maya daha hazir bir hale gelmis oldu. Yani Mehrnet Ali Pasanm basanlan icin bir hazirhk soz konusuydu.

M. Ali 1769'da Kavala'da dogdu, Ktieiikken babasi 5ldilgii i~in amcasi Kavala miitesellimi Tosun Aga'nln himayesinde yetisti (sonradan amcast idam edildi), M. Ali Leon admda bir Fransiz tiltiin tiiccanrun yamnda once postaci, sonra simsar olarak ~I~h. 18 yasinda «askerlige intisap» ctti ve sonra da akrabasi olan dul ve zengin bir kadmla evlendi, bu sayede hem askerlik, hem tiitlin ticareti yapti. Dayisi Huseyin Aga Kavala ayam idi. M. Ali'nin tahsili olmamakla birlikte, zeki ve acik fikirliydi, Bir FranSIZ tiiccanrun yamnda ~ah~ml~ olmasr, onun belki Batiya ve iktisadi hayata acilan penceresi olmustu, Ayan ailesine mensup olmak da herhalde onun yonetici ve <Ali kiran bas kesen' yamm teskil ediyordu. Mrsir'm istilasi iizerine Kavala' dan gonderilen 200 kisilik m ufrezenin basi Hiiseyin Aganm oglu, kendisi de bayraktar olmustu. Dayizadesi daha sonra Misrr'dan Kavala'ya donUnce onun yerine gecmis, bu, hrzli bir yiikselmenin baslangici olmustu, Misrr'daki cesitli gruplann arasmda ustahkh manevra1arla nihayet valilige goz dikerek, yenicerileri ve halki Vali Hursit Pasaya karst ayaklandirdr. 14/5/1805'de vali secildi. Hiikilmet, bu fiili durumu resmiIestirmekten baska care gorernedi (8/7/1805). Bu srrada Arabistan'da Vahabi isyarurun her yam kaplamis olmasinm bu kararda payi vardir,

Vahabilik mezhebini Hanbeli ulemasmdan Necidli Seyh Muhammed Ibni Abdulvahap 18. yuzyilda kurmustur. Amaci Islamiyeti, dogdugu zamanki sat bicimine dondiirmekti, Tiirbe insasr, kandil yakilmasi, evliyaya adak adamak, tiltiin, musiki, tesbih cekmek yasakti. Necid Emiri Muhammed Ibni Suud bu mezhebi benimseyince, biiyiik bir kuvvet haline geldi, Mart 1803'de Taif'i aldi, 30/4/1803'de Mekke'ye girip birkac ay elinde tuttu. 1807'de Vahabiler Medineyi zaptettiler. Bu arada Irak'a akinlar yapttlar.

5. DI$ ve it; Siyaset Ftrttnalan : Ashnda bir diinya savasi ~ap ve niteJiginde olan Fransrz ihtilali ve Napolyon savaslan sirasmda Osmanh Devlett kendisini ytktp parcalayacak olan iki kasrrgaya tutuldu. Biri, Fransrzlann ihtilalci heyecanla her yanda ve bu arada Osmanh ulkesinde yaymakta olduklan dernokrasi ve milliyet ogretisiydi. Digeri de Ruslann bu ihtilale 'panzehir' ve emperyalizmlerinin silahi olarak Rumeli'de yaptiklan, fakat sonuc olarak aym noktaya, Osmanh iilkesini parealama noktasma ulasan, Ortodoksluk ve Slavcihk propagandasiydi, Bu sirada MUsliiman Osmanhlann ayanhk ve taIimli asker-yeniceri gaileleriyle ugrasiyor olmasr

83

bu etkileri daha da yikici kilryordu, Merkeze karst baslanna buyrukluk davasmda olan ayanlar her t;;e~it dt~ destegi kabule hazir durumdaydllar. Mesela Canikogullanndan Tayyar P* gibi bazi ayanlar Ruslardan para ve silah yardrmi ahyorlardt.

1ngilizlerin get;; de olsa Misrr'i bosaltmts olma1an, Fransiz siyaseti taraftarlanru yalanlarms oldu. Fakat bu arada Rus ittifaki gitgide bogucu bir ha1 ahyordu. Yedi Ada Cumhuriyetinden sonra, 1802'deki bir anlasmayla Ef1ak: ve Bugdan'a da Rus himayesinin golgesi dii~ii~tii. 1804'de Napolyon impararorlugunu ilan ettiginde Selim, tngilizlerin ve Avusturyalilann etkisiyle bunu tarumaya yanasmaymca, Fransa He iliskileri bozuldu. Bu da Osmanli Devletini Rusya He ittifak yenilemek zorunda brrakn (24/9/ 1805). Rus gemileri Bogazlardan yine serbestce gecebilecekleri gibi, bu serer de Arnavutluk'ta Rus miidahalesinin kapist aciliyordu. Fransa bunun iizerine iliskileri kesti (22/12/1805). Fakat Napolyon'un bu arada Avusturya ve Rusya'ya karst UIm ve Austerlitz'de (17/10 ve 2/1211805) kazandIg. meydan muharebeleri Selim'i siyasetini temelden degi~tinneye sevk em. Sabat 1806'da Napolyon'un imparatorlugu tamndi. Cevap olarak Ruslar Dalmaeya kiyilanm abluka ederek Sirp asilerine yardima basladilar (veya belki daha dogrusu, bunu arttirdtlar).

Fransizlarm Misir'dan sokilliip anlmast, Osmanh padisahlannm nicedir hasret olduklan kesin bir zaferdi. Bu zaferde Nizam-i Cedid'in onemli bir rol oynadl8:t, islahat yandaslannca herha1de israrla one siiriiliiyordu. Ill. Selim bunun sagIadlg. niifuzla Nizam-i Cedid ocagim kii~k bir kuruIus olmaktan Devletin ana asked kuvveti haline donii~tiirmege yoneldi. Bunun yeniceriler icin oldugu kadar biiyiik ayanlar icin de bir tehdid oldugu acikn, Bu durumda bu iki kuvvetin Selim'e ve islahata karsi ittifak kunnalan dogaldi, Biiyiik ayanlar ozellikle Rumeli'de soz konusu oldugu icin ittifakm da orada olusmasi beklenebilirdi,

1805 baslannda Selim Edirne'de Nizam-i Cedid'in kurulmasiru, askerinin de Rumeli'den zorunlu yazimla saglanmasmr emrettigi zaman, ayan~ lar buna kars; tavir aldilar, Bunun iizerine Nizam-i Cedid orgiitiinii Anadolu 'ya yayan Karaman Beylerbeyi Kadi Abdurrahman Pasa Sirp isyanim bastrrmak bahanesiyle ve aslmda Pazvandoglu, Ruscuk'ta Tirsiniklioglu Ismail Aga ve Edirne'de Dagdevirenoglu Mehmet Aga gibi ayan1ann hakkmdan gelmek iizere tstanbul'a geldi (2/6/1806). Selim, gelen askerIerden cok hoslandrgi i~in bir ay ahkoyup onlara manevra1ar yapnrdi. Abdurrahman'i krskanan ve «kalben» Nizam-i Cedid'e karst olan Sadnazam Hafiz Ismail Pasa, muhakkak ki yenicerilerin ve ulemamn destegi ile ve Veliahd Mustafa He anlasarak, Tirsiniklioglu'na direnmesi icin haber gonderdi. Tirsiniklioglu, diger ayam etrafina toplayip Edirne'ye geldi ve Abdurrahman'm ogiit icin gonderdigi adamlan idam ettirdi (ikinci Edirne olayi). Soylentiye gore bu srrada ban yerlerde Selim'in adi hutbelerde zikredilmez

84

oldu, Abdurrahman 24.000 askerle Temmuz ortalannda harekete geyip Silivri ve Corlu'da bastrrma harekatma giristiyse de, Tekirdagmda da isyan cikmasi iizerine, Danismend'in deyimiyle «ince hisli» padisah, ~ocuklar ve kadinlar «pAyma!» olmasinlar diye orduyu geri cekti. Fakat bu sirada Tirsiniklioglu bir suikast sonucu olduriildii ve halefiyet miicadelesinin sonunda yerine Alemdar (Bayraktar) Mustafa Aga oturdu.

Danismend, Selim'in bu noktada merhametine yenilmesinin sonraki felaketinin baslangict oldugunu soyliiyor. Belki oyledir. Ama II. Mahmut'un Tepedelenli Ali'yi ortadan kaldirma isranm Selim burada gosterseydi, Mahmut'un 0 davramsiyla Yunan ihtilaninin basansma yol a~tl~ gibi, Sirplarm (ve Rumlann?) bagrmsizhk hareketini htzlandirmrs olmaz nuydi? Devletin bUnyesinde ademimerkeziyet (ayanbk, feodallesme) 0 den1i ahp yiiriimii~tii ki, bu ademimerkeziyeti asker kuvvetiyle, yani i~ savasla ortadan kaldirmak, baska bir adem im erkeziyeti, yani ulusal hareketlerin serpilrnesini davet edebilirdi. Selim'in boyle -ve dogru-> bir muhakeme yiiriitmii$ olmass miimktin ve muhtemeldir. Kaldi ki, Tirsiniklioglu'nun oHimil isyaru bassiz birakrms bulunuyordu. Bu suikastm Alemdar'm isi 01- dugu rivayeti varsa da, Cevdet Pasa'nin buna ihtimal vermemesini de hesaba katarak, suikastm merkezden, belki bizzat Selim'den kaynaklandigi ihtimalini d~tinmek gerekir. (Bir ihtimal de Alemdar'm bu ~i merkezle i~bir1igi halinde yapmis olmasidir.) Bu durumda Nizam-i Cedid kuvvetlerini geri cekmek yanhs bir karar olmayabilir. Zira arada isyan bastmlmis oldu, Sadnazam Hafiz Ismail de azledilip stirUldti, yerine Yeniceri Agasl Keciboynuzu Ibrahim Hilmi getirildi (14/11/1806). Yeniceri agahgmdan sadarete getiriImek pek adet olmadigt halde (1703'den beri yaptlan 189 sadnazam atamasi icinde 4. yeniceri agasi), bu yola gidilmesi Selim'in yenicerilerden kaynaklanabilecek tehlikeyekarsi aldl~ tedbir olarak yorumlanabilir, Nitekim selefinin de Bostancibasihktan geldigi dikkati cekiyor.

Burada, Osmanhmn karsilastrg; sorunlann ne denli karmakansik 01- dugunu gostermek icin krsaca Strp isyanmdan da soz etmek gerekir. 1804' de Kara Yorgi baskanhgmda ve ilk once Avusturya, sonra da Rus desteg;yle gelisen Sirp ulusal hareketi, karsismda Belgrad yamaklan ve Pazvandoglu'nu buldu. Osmanh Devleti icin mum olan her iki hareket boylece tahtaravalli iliskisi iyinde bulunuyordu. Birinin ilstiine yilrumek, otekinin gelismesine yol acryordu. DevIetin gilcii her ikisini bastirmaga yetmiyordu. Nitekim Bosna Valisi Ebubekir Pasa, Sirp asileriyle isbirligi yaparak Belgcad yamaklanmn hakkmdan gelmis, fakat bu sefer Srrp gailesi biiylimlis, asHer Devletin dl~ siyasetinin stkrstk bir anmda bir ara Belgrad'i bileele gecirmislerdir (13/12/1806).

6. 1806 -1812 Rus Harbi ve Kabakrl lsyaru : 1806 giizimde yeni bazi dl~ siyaset gelismeleri oldu, 1ngiltere, hUkilmetin Fransiz niifuzuna son

85

verrnesini ve Rus savas gemilerinin Bogazlardan gecmesine miisaadeetmesini istedi (22/9/1806). Selim bu talepleri once kabul ettiyse de, Napolyon' un Prusya'ya karst Jena (lena) rnuharebesini kazanmasi (14/10/1806) tizerine karanndan dondu, Fransizlann tesvik ve yardim vaadleri iizerine Rusya'ya egimli Eflak ve Bugdan voyvodalan azledildiler, Sonuc yeni bir Rus savasi oidu. Ruslar Pazvandoglu ve ozellikle Alemdar Mustafa'mn direnmelerine ragmen Eflak ve Bugdan'i isgal ettiler. (22/12/1806'da Rusya'ya savas Han edildi.) 20 Subat 1807'dc Ingiliz donanmasi Canakkale'yi zorlayarak (0 srrada Kurban Bayrarm dolayisryla Canakkale istihkamlarmm topculan namaza gitmisler) istanbul online geldi ve Osmanli hiikiimetini siyaset degi~ik1igine mecbur etmek istedi, Fakat gortismelerle zaman kazarularak istanbul kiyrlanna top yerlestirilip Canakkale tahkim edilince, togiliz amirali bir tuzak icinde bulundugunu idrak ederek cekip gitti (20/2/ 1807). Misrr'a yapilan saldm da, Ingilizlerin dayanabilecekleri Kolemen kuvvet1eri Mehmet Ali tarafrndan yok edildigi icin iskenderiye'yi zaptettikleri halde bir sonuc vermedi (Mart 1807) ve buradan da cekilmek zoronda brrakildrlar (11/9/1807). Bu basanlar Fransiz niifuzunu arttrrdi. Bir gorii~ gore Fransiz etkisinin bu denli artrnasi ve ingiltere'ye savas ilaruyla Fransiz ittifakimn ihtimal dahiline girmesi, ta basmdan beri bu isten rahatsiz alan tutucu kesimi telaslandrrdi ve Kabakci isyamnin yakin nedeni oldu. Tabii suphe yak ki Rus ve Ingiliz kiskirtma ve entrikalanmn da bunda pay! vardir.

12 Nisan 1807'de Osmanh ordusu Sadnazarmn komutanligi altmda Tuna boylanna hareket etti. Yeniceriler miisaade etmedikleri icin Nizam-i Cedid askeri cepheye gidemedi. Bu yiizden de, Ruslann esas kuvvetleri Lehistan taraflannda olrnasma ragmen, ordu pek bir sey yapamadr, Sadnazam, yerine kaymakam (vekil) olarak Selaniki Kose Musa Pasayi brrakmrsu. 0 ve Seyhtllislarn Topal Ataullah Efendi Karadeniz Bogazr kalelerinde cikan bir olayi kullanarak cadikazarum kaynatmaga basladilar. Burada bulunan Trabzon taraflanndan gelrnis 1000-2000 kadar yarnaga Nizam-i Cedid iiniforma ve talirni kabul ettirilmek istenince, Musa el altmdan bunlara direnmelerini telkin ctti. Onlar da ayaklamp komutanlanm oldurdiller (25/5/1807), ve Kastamcnulu Kabakci Mustafa'mn baskanhgmda istanbul'a dogru yiiriirneye basladilar. Selim'e asilerin iistiine varmamasr, i~i nasihatle yaustrrmasr ve Nizam-i Cedid askeri kullanmarnasi telkin edildi, Isyancilar lstanbul'a vardiginda i~ isten gecmisti, zira ulema, softalar, yeniceriler de bunlara kanldi. Seyhiilislam ve ulema Aga Kapisina 9agnlddar. Bu durumda Musa, Selim'den Nizam-l Cedid ocagrrnn ilgasi hakkinda irade (buyruk) elde edebildi, Kabakcr, idamrrn istedigi 11 kisinin bir listesini sundu, Selim bunlardan iis:iinii sildi (28/5). 0 gece Padisahm hal'i (tahttan indirilmesi) fikri islendi ve ertesi gun Ataullah'm fetvasiyla bu da gerceklestirildi.

86

Selim'in basma gelen1erin yumusakhgi ve gevsekliginden, merhametinden kaynaklandigi cok soylenmistir, Kabakci isinde cok yanhs davrandigi muhakkaktrr. Herhalde 2. Edirne olaymda oldugu gibi, zamanla isyanm iistesinden gelebilecegini di.i~iinmii~tilr. Oysa bu kadar yaktntndaki bir isyan karsismda daha kesin bir tavir almasi gerekirdi, Fakat huktimetine karst yaygm bir hosnutsuzlugun vc tepkinin bulundugu da aym derecede dogruduro 0, Gens: Osman'dan beri islahat konusunda en ileri gitrnis bir Padisah olarak ne denli tehlikeli bir yolda bulundugunun muhakkak ki farkmdaydi. Onun icin de hayli ihtiyath davrandigi soylenebilir, ilk basta kendi gorlisundeki adamlarla isleri yuriitmege ~ah~ml~, fakat ~oze1likle arkadasi Kaptan-r Derya Hiiseyin Pasamn gorev siiresi 12. yila yaklasirken 1803'de olmesini miiteakip=- sonradan Bostancibasiyi ve Yeniceri AgaSlnl bile Sadnazam yaparak muhalifIerini yumusatmaga cahsmisnr, 18 yil padisahIrk yaptigma gore durumu fena idare ettigi soylenemez, Selim'in hiikiimetinden bashca §iUyetler sunlardi : 1) Nizam-i Cedid harcamalart 'is:in 20. bin keselik vergi konmasi (1 kese 50.000 akceydi) ve Irad-i Cedid hazinesinin 60.000 keseye kadar cikmasr, 2) tag~i~ (devaluasyon) yUziinden sabit gelirIilerin ~ektig-i sikmular, 3) saz, soz, mehtap alemlerinin sefahat sayilmast, 4) ulemanm Padisahi, ve /veya s:evresini alafrangahk, hiir fikirlilik (dinsizlik), Fransiz ziippeligi He suclamasi,

IV. Mustafa'run Padi'18hhSJ, (1807 - 1808):

Islahat Durduruluyor,

IV. Mustafa I. Abdiilharnit'in oglu ve II. Mahmut'un agabeyidir, 27 yasinda tahta gecmistir, Danismend, zekaca zayif, cok kurnaz, cok haris oldugunu kaydediyor, Padisahligmm kisa siirmesi yilziinden olumsuz bir gericiIik timsali olmak disinda tarih bilincimizde fazla bir yeri yoktur. Tabta ge~tigi sirada Nizam-i Cedidcilere karst kanh bir tedhis hiikiim surmekteydi, bircok yenilikci olduriildii. Ayrrca Selim'in yapttgt biitiin rslahati silme isine girisildi. Bu arada Padisahla Yeniceri OcagJ_ arasmda Danismend'in «misli gcrulmemis» diye niteledigi bir «muahede» (antlasrna) yaprldr (3115/1807). Buna gore Kabakci isyanindan otiirii Ocak sorumlu tutulmayacak, buna karsihk Ocak da devlet islerine kansmayacaktr, GorUn~e gore Ocak, hem de harp zamarunda yaptlgt bu isi icine fazla sindirememis, onun icin de kendini saglama almak icin boyle bir belgeye ihtiyac duymus, bu arada bir daha bOyle bir sey yapmayacagim da iistlenmis bulunuyordu. (Ne var ki Osmanh mutlakiyeti, padisahm mevkiini birilerine borelu olmasmi his: bir vakit hazmedememis, en kisa zamanda isyanla padisah degi.~tirenlerin basim yemekte kusur etrnemistir, Alemdar Mustafa ve Mithat Pasa bu kurahn sonraki omekleridir.) Belki de hukuk

87

tarihcileri burada Osmanh kamu hayatmi dlizen1eyen ve haylidir kanunname cdanadi8i icin bliylik olCiide hiikmiinii yitirmis olan eski kanunname hukukunun yerine yeni bir yazih hukuk arayisuu bulacaklardir. Aynca padisahm kullanyla sozlesme yapmasr, padisah otoritesinin uyruklarca SI· mrlanmasr, kullarm da kul olmaktan cikmalan yonunde bir gelisme sayilabilir. Mustafa zorbalara minnet boreu altmda kalmak istemedigi iCin Musa'yi Bursa'ya silrdii, Ataullah'i azletti. Fakat yeni Seyhulislam ancak bir giin gorev yapabildi. Ocak Ataullah'i yerine iade ettirdigi gibi, KabakCI'YI da Bogazm RumeIi kaleleri muhafrzhgma getirdi.

me yandan, eephede bulunan Sadnazam Ocakh oldugu halde, yeniceri isyamyla karsilasmis, kacip gizlenmek zorunda kalmisn. Bereket, gercek askeri gliee sahip olan Alemdar Mustafa 5000 athsryla isyanm oniinii aldi. Pakat koken olarak yeniceri olan C;;elebi Mustafa Pasa sadarete ve serdarhga atanmca (18/6/1807), Alemdar elini etegini cekti, dendigine gore bu mevkie kendisini yakl~tlrdi8I icin. Nizarnet1ar da gelip Alemdar'a SI· gmdilar. Bunlara Ruscuk yararu denir. Alemdar'in babasi yeniceriydi, kendisi de Ocakta yetismisti. Cahil, fakat yigit bir insandi, 1806'da Rus cephesinde gOsterdi~ yararhhklar iizerine vezir olunca ve savasta yeniceriIe rio perlsanlrgmi gordiikce, aklr askeri islahata yatmaga basladi, Ruscuk yamm ile birIikte Selim'i yeniden tabta geeirmeyi planlamaya giristi, B~ta Ataullah, isyanedann «tahakkiimtinden» kendilerini kurtarmaktan baska bir amac giitmedikleri konusunda Padisahla <;elebi'yi aldattilar. Alemdar kuvvetIeriyle istanbul'a geIip (2117/1808) Kabakci'nm kafasmt kestirdi, Ataullah'r azlettirip Kabakcr isyamnda kendini gosteren ulemayi siirdiirdii, zorbalan sindirdi, Sonra da Babiali'yi basip sadaret miihriinii zorla aldi, ardmdan Topkapt Sarayma yiirUylip Seyhulislami, kendisinin hal' edildigini bildirmek iizere IV. Mustafa'rnn yanma gonderdi, Onun iizerine o da Babiissaade denilen Sarayin i(j: kapisim kapattirarak, kendini rakipsiz - kilmak iizere Selim ve Mahmut'un bogulmalanm emretti. Bu durumda hanedan degismedikce, caresiz tabtta 0 kalacakti, Alemdar kapilan acnrabildiginde cellatlar Selim'ibogmuslardi, Fakat Mahmut dama 91k1p kurtulmayi basardi, Bu sayede tahta gecebildi (28/7/1808).

Kocu'ya gore Mustafa'nm Kabakci fesadmda bir parmagi yokmus, Tahtta kalsaymis muhtemelen Selim'in izinden gidermis, Ruscuk yaraOlru yamna almasi, yenicerilere senet verirken devlet islerine kansmamalanm sart kosmasi, bu yonde isaretlermis, Ruscuk yaraDl Selim'i islahatci diye degil, daha cok hosgoriisii sayesinde rahatca «cirit atmak» icin istiyorlarnus, Yani Kocu, Mustafa'ya 'frrsat tarunmadigi' icin, Ruscuk y.1rAru onu a1dattl~1 iCin ~ikAyetyidir.

88

0
, 1
-, ,
;._ ,.J
:;:: !
1 M oil
,
'" ,
,
:;:: ,
I
;" ,
,
~~- -~
"( ,
,
) SMANLlLAR'/'y i'~ l'RUPA. 'DA GERiLEMELE.RJ

:\\"111. YCZYH_ So.\L:\A k"iDAR

:\1:'\. 'IlJrJLl:>: ilK 'tAR1Sf\A KAD.-\R

IlERU~ BARI~ ,'\NTl.A~~jASrNDAN SO~R.-\ [1&'8)

II. Mahmut'un Pa~IAt (1808 - 1839) ve lslahatan Yeniden CanJanmaal

II. Mahmut 23 yasmda tahta ~tkU. Babasi I. Abdulhamit, annesi Naks-i Dil'dir, Annesinin Fransrz kokenli oldugu rivayetinin ciddi olmadigi anlasilryor, (Bu soylentiye gore «Erne DUbUk» Imparatorice Josephine ile kardes cocugudur ve ogrenim icin gittigi Fransa'dan Martinik adasma do* nerken Cezayir korsanlannm eline diislip 0 yoldan saraya gelir, Naks-i Dil olur.) II. Mahmut sairdi ve Adli mahlasini kullamrdi. Islahat alamnda yf> ni bir ylglr aytl8:t kabul edilir, zira Selim'in olsa olsa niyetlendigi, fakat uygulamaya geciremedigi askerIik dismda alanlarda lslahatytltga girismistiro Aynca, askeri alanda da Yeniceri Ocagmi kaldtrarak islahatm az ~k rahatca ilerliyebilecegi nispeten engelsiz bit yol acrmsnr, Sik sik basvurulan bir benzetmeye gore Mahmut, Osmanli Devletinin BUyiik Petro'sudur, Islahatcihk konusunda amcazadesi Selim'in telkinlerinden (ozellikle IV. MuStafa tahtta iken) ve orneginden etkilendigi anlasrhyor, Bu arada onun hatalanndan da ders alrmsnr,

Alemdar'm yeni padisahm ilk sadnazami olmasr kacimlmazdi, Mahmut tahti Dna borclu oldugu gibi, 0 anda gercek askeri gUcU de 0 temsil ediyordu. Alemdar'm sadareti son ytizytllar Osmanh geleneginden bUyiik bir sapmayi gOsteriyordu. Istanbul'un fethinden ve Candarb Halil Pasadan beri devIet adamlan koken olarak kul oImasalar da kul muamelesi goriiyorlardi. Alemdar eski bit yeniceriydi ama sadnazam oldugu sirada fill en ve herhalde zihniyet olarak da, kul degildi. Kul olmamanm otesinde tasrada yerel gUy sahibi bir feodaldi, BUtUn bunlar Osmanh mutlakiyeti i~in tahammiil edilmez seylerdi : 1) Padisahm mevkiini Alemdar'a borclu 01- mast, 2) Alemdar'in kul olmamasi, 3) ayan olmasi, Onun icin Alemdar hakkmda Osmanh tarihciligi, diisiik devIet adamlan icin yaptlan klasik sefahat, kayrrmacihk, cesitli yoUardan servet yapma dedikodulannm dismda gorgtisiizliigUnii, cehaletini, kaba sabahgmi, hatta Osmanh hanedaruna son vermek istedigini vurgulamrslardir. ('Klasik' karalamalardan en cok kadm d~iin1U!ii, usulsiiz yoUardan servet yapmac yakistmlnustir),

7. Sened-i lttijak : Alemdar ilk. once Selim'in katilIeri ile ugra~tl. Iki ay icinde 300-1000 arasmda kisinin idam olundugu, bu arada Selim'in katillerine yol gosteren Mustafa'mn 10 cariyesinin KIZ Kulesinde bogulup gece denize atildiklan soylenir. Kose Musa'mn boynu vuruldu, basta Ataullah, Kabakcr olaymda rol alan ulema Istanbul'dan siiriildiiler, KatiIlerden 5 ziilUfhi baltaci birkac Yll sonra Kastamonu'da ortaya cikanhp idam olundular. Alemdar, siradan bir sadnazam olmadigim, en cetin soruna, §.yanhk sorununa kurumsal bir y6zUm getirmek iizere el atmasiyla gOsterdi. Anadolu ve Rumeli ayanlanm tstanbul'a ~aglrdl. Bunlardaa kimlerin

89

geldigi 90k acik olmadrgi gibi, Sened-i Ittifak'ta yalniz 4 ayanm imzasi vardir, Oysa Arapyan Efendiye gore biitiin ayanlar gelmis, beraberlerinde getirdikleri kuvvetlerin sayrsi 70.000'j buluyormus. Belki de bu belirsizlikIer, Osrnanh sistemi icin nefret edilecek bir olayt unutma ve unutturma cabasrrun bir iiriiniidiir. Geldigi kesin olarak bilinen 7 ayan : Bozok Ayaru Capanoglu Siileyman Bey, Serez Ayam lsmaiI Bey, ~irmen Mutasarnf'i Mustafa Bey, Manisa Ayam Karaosmanoglu Haci Orner Aga, Bolu Voyvodasi Haci Ahmetoglu Seyyit Ibrahim Aga, Bilecik Ayanl Kalyoncu Mustafa Aga, Sile Ayam Ahmet Aga'dir, Bir de Kadi Abdurrahman Pasa 5000 talimli askerle geldi, Mahmut, ayanlan K.a&1thane'de Caglayan Koskunde kabul etti.

Hiikiimetle ayanlar arasrnda cereyan eden ve uzun siirdiigii anlasilan goriismelerden sonra, Sened-i tttifak denen sozlesme ortaya cikn (7/10/ 1808). Bilinen niishanm imzacilan olarak yukanda ad! gecen ayanlann ilk dordiiniin ad! gecmektedir. Shaw, digerlerinin serbestliklerini smirlamak zorunda kalacaklanrn gorilnce birakip gittiklerini soyliiyor. Yanyah Ali Pasarun bir temsilci ve az bir kuvvet gondermekle yetindigini, Bulgaristan ayanlanntn, Mehmet Ali'nin kaulrnadigma isaret ediyor. Sened-i Ittifakrn tarihcilerimiz tarafrndan degerlendirilmesl genellikle hayli olumsuzdur. Halil Inalcik, Avrupa merkezilesme yBniinden ilerlerken Senedin ademi-merkezile~meyi kurumlastrrmasnu ~agdl§1 bir gelisme olarak degerlendiriyor. Niyazi Berkes ise ayanhgl arleta bir toplumsal soysuzlasma kategorisi olarak degerlendirmekte, hie bir bicimde feodal tammlamasina laytk olmadIg-ml, esasen Ieodalligin yalmzca Avrupa'ya ozgii oldugunu ileri siirrnektedir. Geleneksel Osmanh tarihcileri de Senedi padisahhgin bakrs acismdan, ve tabii oJumsuz gormektedirler. Danismend iki kez ondan «tuhaf vesika» diye sozetrnektedir.

Gortismeler sonucunda saptandigi belirtilen Senedin hiikiimleri ~oyledir: Ayanlar padisaha sadakatlerini ih\n ediyorlardi (md. 1). Asker toplamaya yardimci olacaklar, yeni ordu gorusmelerde sozii ediIen sistemdc orgiitlenecekti (md. 2). Demek ki mahiyeti belli olmamakla beraber, askeri bir islahat soz konusuydu. Vergiler aglr olmayacak, diizenli toplanacak, devlete ait vergilere kimse dokunmayacakti (md. 3.). Aynca, vergi ile ilgili konular vekiller ile memalik hanedanlan, yani biiyiik ayanlar arasmda goriisiiliip karara baglanacak ve artrk hep ona gore davranrlacakti (md. 7.). Sadnazamm kanun ve Senede uygun emirlerine itaat edilecek, uygun 01- mayanlanna hep birlikte karst durulacaktr, kimse baskasirun isine kansmayacaktr (md, 4.). Diger bir madde, sucu acikca belli olmadikca ayan, viikela, ulema ve saray mensuplanna bir kotiiliik yapilmamasiru, ceza verilmemesini, yani bunlann giivenliklerini ongdriiyordu (md. 5.). Istanbul'da isyan cikngmda, ayanlar, sormaya gerek kalmadan gelip isyam bastiracaklard! (md. 6). Yeni atanan sadnazarn ve seyhiilislarnlar en kisa zamanda

90

Senedi imza He yukumlu olacaklardi. (Senette sadaretten cok kez «vekalet-i mut1aka» diye soz edilmekte, belki de bu yoldan da bu mevkiin onem ve a~lrhgt arttrnlmak istenmekteydi.) Kimilerine gore Sened-i Ittifak TUrk tarihinin Magna Carta'sldlr. Bilindigi iizere Magna Carta ingiliz Krait John iie feodal beyler arasinda yaprlmrs, karsihkh haklan- saptayan bir sozlesmcdir (1215). Icinde halki dogrudan ilgilendiren fazla bir sey olmamakla birlikte, Ingiliz anayasa hukukunun, hatta demokrasisinin onunla b~ladlgl soylenegelmistir. Feodal kavrami (isim olarak), belirli bir yorede koylii niifusu iizerinde demokrasi dl~l yollardan ni.ifuz sahibi olan kimse anlamuu iceriyorsa, ayanlar da feodaldir, 0 zaman da Sened-i Ittifakm Magna Carta'dan mahiyet bakimmdan bir farki yoktur. Yalrnz su onemli farkla ki, Magna Carta belirli bir gelenegin baslaticrsi iken, Sened-i lttifak pek kisa siirede 'tarihin yOp tenekesine' anlmak talihsizligine ugramis hukuki bir belgedir. 1808 Osmanh siyasal-toplumsal kuruludiizenine islerlik kazandirabilecek uzlasimcr, III. Selim cizgisinde, zarif bir 90ziimdiir. Ne var kl, bunu fie 11. Mahmut, ne de (Senedi imza1ayanlarm amgl bir gosterge sayilabilirse) dyamar benimsemislerdir, Bu yiizden Osmanh yonetimine islerlik kazandirma sorunu kt1191a yoziilmek istenmis, bu tesebbiis de Nizip ova" srnda iflasla sonuclanmrsttr, Bu, Osmanh Devletinin de iflasiydr. DevIet ondan sonra yan bagimh bir durumda, «hasta adam» olarak Istiklal Savasma degin suruklenmistir.

8. Sekban-t Cedid Oeagt : Alemdar esash bir icraatcrydi. Yeniceri Ocagl Be diger 6 ocaktan muvafakat senedi ahndiktan sonra, 14 Ekim 1808' de eski bir kapikulu ocagi olan Sekbanlann adr benimsenerek Sekban-i Cedid Ocagi kuruldu. Urnur-u Cihadiye Nezaretine Behic Efendi, agahga da Nizam-i Cedid Kethiidasi Siileyman Aga getirildi. Parasi daha iyi oldugundan yeniceriler dahil, bircok basvuru oldu. Yeni Ocak Nizam-i Cedid' in Levent ve Uskudar krslalanna yerlestirildi. Abdurrahman Pasanm kuvvetleri esas almdigmdan Ocak 9abucak gelisti, 160.000'lik bir kuvvet on" gorultiyordu ve kisa zamanda 10.OOO'lik bir kuvvet olustu. Aynca donanmayi ve diger ocaklan adam etrnek icin tedbirler ahndr, Ocaklara talim ve disiplin getirilmeye cahsildi. Y enicerilerin talimden ka camamalani9in Istanbul'dakl esnafa bile talim saru kondu. Mevkiler saulmayacak, terfiler kideme gore olacakti. Aynca, yenicerilerin ulufe cuzdaru olan esamelerin tahvil gibi elden ele sanlmasi isine Alemdar, bunlan kaldirmak suretiyle son vermek isteyince, Mahmut boyle yapmayi tehlikeli buldugu icin, esamelerin % 50 fiyatla giimri.ik gelirleriyle satm alrnmasi kararlastmldi. Bu bircok tepkilere yol a~tlgl gibi, ulerna arasinda, aym sekilde gorcv yapmadan para alan ulema-yi riisumu cok tedirgin cui.

9. Alemdar Vakasl : Sekban-r Cedid'in kurulmasindan bir ay, Alem-

91

dar'm i~ basma gecmesinden 3,5 ay sonra 14 Kasim gecesi yeniceri isyaru patlak: verdi. Onlann isyani beklenirdi de, Alemdar hakkmda resmi tanhcilerin yaptiklan dedikodulardan (onlarm dogruluk payi ne olursaolsun), ve Mahmut'un isyan srrasindaki davramslanndan, Saraym, Alemdar'in ba~Im yedi~ O1~iide isyandan mernnun kaldigi, yine bu olyUde isyancilarla dolaylt isbirligi halinde bulundugu, bir ihtimal olarak isyaru kiskrrtrnakta payi dahi bulundugu diisiinillebilir. Nitekim Danisrnend, Mahmut'un hem Ocaga, hem Alemdar'a karst Ramiz ve Abdurrahman Pasayla anlasnus olabilecegini sOyIiiyor. IV. Mustafa He tebdil-i kryafet ederek dolasan kizkardesi Esma Sultan, propaganda yapip duruyorlarmis, hatta ikincisi Ocak Hen gelenleriyle gorU~mU~. Alemdar durumu Mahmut'a iletmis, fakat 0 bir tedbir almanus, Dedikodulara gore Alemdar, Mahmut'a damsmadan i~ goruyormus; bu, ~ikayet konusu olunea da Mahmut'un yerine Kmm hanedamndan Selim Giray'i tahta gecirmeyi dU~tinm~. Aynca Alemdar ve cevresi bircok umar ve vakrflart miisadere ederek ceplerini iyice doldurmuslar, Emrindeki askerler de esnafi soyuyormus. Kabayrms, kiistahrms, herkesi korkutmaktan zevk aliyorrnus. Fakat Saray Alemdarla iyi niyetli bir isbirligine girseydi belki de Vaka-i Hayriye 1826'da degil, 16 yd once 1808'de olurdu. Bu suretle kazamlacak zamamn Osmanh Devletine bircok yararlar saglayacagim kestirmek zor olmasa gerek. Oysa Cevdet Pasarnn yazdigma gore, isyan daha olmadan Enderun, yani Sa ray, isyam beklemekteymis,

Danismend, Alemdar'm gafil yakalandigmdan sOZ ediyor, Bir ayda ancak 4000 sekban toplanabildigi halde, ayanlan ve askerlerini memleketlerine geri gonderdi, -Ocagm kiskirtmasryla Ruscuk'a yUrUyen Vidin Valisi Idris Pasaya karst, mernleketini savunmak icin adamlarmdan Bosnak AgaYI en iyi askeriyle birlikte gonderdi, Babrali duvarlanna aleyhinde yaftalar yapl~tlCllcbgl halde aldirmryormus. Herhalde gafleti, aleyhindeki komplonun bizzat Mahmut'a ve dolayrsiyla Sekban ve donanma komutanlanna kadar bulasabileceginden veya bulasmrs oldugundan habersiz olusundan ileri geliyordu. tsyarun crkmasma vesile alan olay, Shaw's gore Kadir gecesinde Sekban-i Cedid birliklerinin ilk kez resrnen ortaya ylkmalarmln yenicerilerde yaratngi galeyan; Danismend'e gore Seyhulislamm konagmda iftardan donerken Alemdar'm adamlannm yol acmak icin halki degnek ve kamcilanyla dagrtmalan ve bu yUzden yaralananIann yenicerileri krskirtmalandir. Ayaklananlar once Aga Kapisma Meum edip Yeniceri Agas; Mustafa'yt oldiirdtiler, Ondan sonra da Babiali'yi kusattilar. Alemdar etrafmdakilerle kendini ertesi giinii, bir rivayete gore ikindi vaktinde (14.30 sulan); diger rivayete gore aksam ssat 20 dolaylanna degin, yardun gelir umuduyla yigitye savundu. Gortinuse gore Sekban-i Cedid birlikleri, OcakIanni kurmus olan Sadnazamm trajik akibetine yaklasrsmi, en az yanm giin uzaktan seyretmekle yetindiler. Danismend'in de vurguladigi uzere,

92

bu ancak Mahmut'un bunu emretmis olmasiyla aciklanabllir. Zira daha sonra, Mahmut'un emrettigi zaman Kadi Abdurrahman Pasa Selimiye'den, Ruscuk yaranmdan olan Kaptan-i Derya Ramiz Pasa sekbanlanyla kosup Sarayi savunmaya geldiler. Alemdar timitsiz kahnca cariyelerini teslim etti, Bulundugu yerin darm delinirken kendisiyle birlikte damdaki !lsileri 01- diirmek kasdiyle bir barut fl!j:lslru atesledi veya fl~l kendiliginden ates aldi.

Mahmut, Memis Pasayi Sadnazam Kaymakami atadi (15/11). Yenicerilerln btittin lstanbul'u kasip kavurduklan gibi, sekbanlann Saraya gelmeleri iizerine buraya da saldirdilar. Bu durumda Mahmut'u rakipsiz kilmak icin IV. Mustafa, kendisinin daha once uygulamaya kalkmis oldugu taktige basvurularak, 0 geee bogduruldu, Ertesi gtin (16/11) Istanbul tam bir savas alamna dondii. Yeniceriler Ayasofya minarelerinden Saraya kursun atttlar. Sarayda erzak az oldugundan sekbanlar !r1ktp Cebeciler kislasmi zaptettile r. Yeniceriler bu krslayr atese verdiler. Bunun ve Mahmut' un donanmaya verdigi kenti topa tutma buyrugu iizerine btiytik yangmlar cikn. Ocak agalan durumu iimitsiz gordtiklerinden bazi ulemayi Saraya gonderip ertesi gun bir itaat belgesi imzalamak tizere anlastilar ve ates-kes oldu. Ne var ki, 17 Kasrm gunii Kandirah Mehmet admda biri isyanetlan toparlayip Tersane ve Tophaneyi, Levent ve Selimiye kislalanm ele gecirince yenicerilerin durumu kuvvetlendi, Bu ytizden Ramiz ve Abdurrahman Pasalarla Bahriye Nazm Moralt Ali Efendi istanbul disma kacnlar, Babiali'de enkazm altmda Alemdar'm cesedi bulununca asiler rahatladrlar ve 0 gece hilkumetle anlasnlar, Sekban-i Cedid Ocagt kaldmlacak, fakat mensuplanna, saraya sigmanlara ilisilmeyecekti. Yalmz firariler bulunduk!r8 «cezalan» verilecekti, Anlasmaya ragmen bircok sekbanlann canma kiytldlgr anlasrhyor.

Ilginc olan, Ruseuk yarammn, biri haric, hepsinin oldiirtilmlls olmasidir. Defterdar Tahsin ve Sadaret Kethiidast Mustafa Refik ayaklanma sirasmda oldllriildiller. Behle Efendi He Ramiz Pasa Rumeli'de oldiiriildiiler. Bu tek Reisiilkiittap Mehmet Sait Galip Efendi «arkadaslannm goze batan hareketlerine kanlmadigt» ve sekbanlanm daginp 'durumu idare' ettigi icin yakasmr kurtardi, Yarandan sayilmamakla birlikte Nizam-i Cedid ve Sekban-i Cedid hareketinin motoru olan Kadt Abdurrahman P~ yerel gUcii sayesinde IV. Mustafa'mn saltanatmda ktlma dokundurtmadigr halde bu sefer kurtulamadr, Uzerine Teke Mtitesellimi Haci Mehmet A~a sevkedilince Alaiye (Alanya) kalesine kapandt. 6 ayhk kusatrnadan sonra yakalamp, iki ogluyla birlikte idam olundu, Mahmut'un bu bicimde tutarh olarak yenicerilerin arzulanna atet olmasi ilginctir, Belki de askeri islahat davasmm umutsuz bir dava oldugunu dtistindii ve yenicerileri yaruna aIarak ayanlarm hakkmdan gelmeye oncelik verdi. Abdurrahman Pasayi israrla takip ederek yenicerileri yamna alabilecegini d~tinmti~ olabilir. (Aynca, Abdurrahman'm ayan kategorisine girip girmedigi yok acik olmamakla

93

birlikte. Alaiye'deki savunmasinm uzunlugu, Iyerel bir gUce sahip bulundugunu hissettiriyor.) Zira Alemdar olayinda, IV. Mustafa'nm idami duyuldugunda yenicerilerin, kim olsa padisahhk yapabilecegi, gerekirse Esrna Sultanm, Konya'daki Mevlevi Seyhinin ya da Giraylardan birinin tahta oturtulabilecegi yolunda goriisler one siirdiikleri soylenrnisti. Boylece Rus~uk yarammn felaketiyle III. Selim'in topladigi, Nizam-i Cedid'in miman olan islahatcr, Fransizcr kadro kurutulmus oluyordu.

10. DI~ lliskiler ve Rus Savas: : 14 Haziran 180Tde Napolyon, Rusya ile tutustugu Friedland muharebesini kazandi, Bu zaferi kazanmasmda Rus orcusunun onemli bir bcltimiiniin Eflak ve Bugdan'da bulunmasmin payi oldugu soylenir. Buna ragmen, Fransa'nm Rusya He yaptigr Tilsit bans antlasmasmda (7/7/1807), Osmanh Devletinin pek lehinde saymadtgi hiiki.imler vardi. Fransa, Osmanh Devletiyle birlikte davranrnaktan vazgececegi gibi, onu Rusya ile bansa zorlayacaku. Buna karsihk Rusya da Fransa He lngiltere'nin arasrru bulacaku, Eger Rus-Osmanh gorusmeleri sonuca ulasmazsa Napolyon Osmanhya karst savasa kaulacagi gibi, iilkesini Rusya He paylasacakti. Rusya ise Napolyon'un fetihlerini tamyor. Eflak ve Bugdan'i iade etmeyi, Srrplara yardim etmemeyi, Yunan (iyonya) adalan ve Cattaro'nun (Kotor) Fransiz olmasrm kabul ediyordu. Napolyon TUrk dost!ugundan vazgecmesini Selim'in hal'ine karst tepki olarak acikliyordu. Karal'a bakilrrsa, bu aciklama icten degildi, zira Napolyon icin Osmanh Deyleti daima bir koz ve alet durumunda olrnustu, Her haliikarda Osmanh hiikumeti, Rusya'nm kesin bir yenilgisi sayesinde Rus baskrsindan kurtulmak, hatta Kmm'i geri almak hiilyalan icindeyken, Nall(ll:'on, ella l,;ff darusmadan Rus-Osmanh iliskileri sorununu ~ozjjvermi~ oulunuyordu. <;aresiz Fransiz arabuluculugu ile Ruslarla gorusmeler yaprhp miltareke imzalandi. (Danismend ve Koci'ye gore 25 veya 24/8/180Tde, Shaw'a gore Slobosia'da 21/3/1808'de). Buna gore Ruslar Eflak ve Bugdan'i (Memleketeyn) bir ay icinde bosaltacaklar; fakat Osmanhlar da ancak Ismail, ibraiI ve Kalas'ta asker bulundurabilecekler, Rus donanmasmin da Bogazlardan Karadeniz'e gecmesine miisaade edeceklerdi.

Ne var ki Car (I. Aleksandr) miitarekeyi onaylamadr, Osmanli ile bans gortismelerine yanasrnadr ve ancak Eflak'i bosalttr, GUya Napolyon Tilsit'te kendisine Memleketeyn'j isgal a1tmda turabilecegini soylemis, Rusya, Ingiltere He Fransa arasinda arabuluculuk yapma girisiminde, birincisinin kesin reddi Be karsilasrnca Fransa'ya daba ~ok yanasti. Rus ve Fransrz hariciyeleri TUrkiye'yi bolusrne tasanlan iizerinde calrsmaya basladilar. Bir tasanya gore Memleketeyn ve Bulgaristan Rusya'ya, Arnavutluk, Mora ve Girit Fransa'ya, Bosna Avusturya'ya verilecek,. Srrbistan bir Avusturya prensi yonetirninde bagimsiz olacaktr. Almasik ve daha kapsarnh bir tasanya gore de Rusya yukandakilere ek olarak Trakya ve

94

Istanbul'u; Fransa Ege adalan, Suriye ve MISIr'l; Avusturya ise Makedonya'nm bir boliimuyle Selanik'i elde edecekti, Fakat dendigine gore, istanbul ve Bogazlann Ruslara kalmasi Fransizlan ~ok rahatsiz etrnisti. Nitekim Napolyon Car Aleksandr ile Erfurt'ta yaptlgl gorusmede (12/ 10/1808), Osmanlt iilkesini paylasma tasansim gorusmege yanasmadi. Rivayete gore, Istanbul'un tek basina bir imparatorluga degecegini, Marsilya'mn bir kaprsimn da Bogazlar oldugunu soylemis, Fakat Rusya'runFinlandiya ve Memleketeyn'i, Fransa'nm Italya ve lspanya'yt almasi bansm esasi kabul edildi,

Bu durumda Osmanh hukiimeti caresiz lngiltere'ye dondii, Ingilizler bu malar ('anakkale Bogazmr ve lzmir'i abluka altmda tutmaktaydilar. Kala-i Sultani, yani Canakkale'de yapdan iki antlasmayla iki devlet arasmda bans ve ittifak yapildi (5/1/1809). Barrs antlasmasiyla savastan onceki duruma -bu arada kapitulasyon diizenine- doniilecekti. Baris zamamnda hie bir savasgemisinin Bogazlara girmemesi esasi kabul ettiriliyordu. Gizli ittifak antlasmasma gore Ingiliz donanmasi Osmanh kiyrlanm Akdeniz'de her tiirlii taarruzdan koruyacaku ve lngiltere Rusya He Osmanhdan once bans yaparsa, Osmanh butiinliigunii ve bagrmsizhgnu koruyacak hiiki.imler koydurmayi iistleniyordu.

Y~ kentinde Ruslarla yaprlan bans gorusmeleri onlarin Memleketeyn'j almak icin israrlan ytiziinden sonucsuz kahnca, 1806'dan beri suregelen savas devam etti. Bazi muharebelerde (Tatarice 24/10/1809, Sumnu 4/8/1810) Ruslar yenilmekle birlikte, savas Tuna'nm giineyinde deyam etmekteydi. Ruslar Ismail (12/1809), Ibrail (l fl81O), Pot i 'yi ele gecirdiler, Rus destegi sayesinde Strp ihtilali de biitiin siddetiyle siiruyordu, Karal'm anlausma gore, Osmanh ordusu manasrz bir insan kalabahgi halindeydi. Savastan anlayan yoktu ve ayanlar ise i~e yarar askerlerini gondermeyip esnaf ve 'fift~ileri bozuk silahla cepheye yolluyorlardi. Derken, ik:i yrh askin bir siiredir sadnazam olan Kor Yusuf Ziyaettin Pasa, anlasilan cok yash oldugu dusiinlilerek (~I seksenmis) azledildi ve «goziipek» diye tarunan Basimrahor Laz Ahmet P~ sadnazarn oldu (10/4/ 1811). Gercekten, Ahmet biitiin orduyu toparhyarak Tuna'yi gecti. ('ar- 11k kuvvetlerinin basma tinlii Maresal Kutuzov ge~mi~ bulunuyordu. 0, Osmanh ordusunun ikmal hatlanm keserek askasnu cevirdi, (,aresiz kaIan Ahmet bans istemek zorundakaldl, mtitareke yapildr (28/10/1811). Bans konferansi Biikres'te toplandr, Fakat Erfurt'tan bu yana RusFransiz iliskileri gittikce sogumustu. Sonuc oIarak da Napolyon, daha sonra HitIer'in de basim yiyecek olan bir Rus .seferi dil~unmege baslanusn, Bunun hazirhg] icindeyken, yillann Osmanh-Rus savasmin sona ermege yiiz tutmasi onun icin aksilikti. Istanbul'a, niyetini aciklayan ve savasm devamiru isteyen haberler gonderdiyse de Osmanlt ricali savastan

95

brkngt gibi, Napolyon'a da gilvenmiyorlardr, Esasen Kala-l Sultan! antlasmalanyla Osmanh hiikiimeti safmi secmisti, Ruslar da yaklasan firtmamn pekala farkinda olduklan i~in bans taleplerini hayit haiiflettiler. Biikres antlasmasryla (28/5/1812) Memleketeyn'in tUmUnti istemekten vazgectiler, sadece Besarabya'yi (Bucak) aldilar, Smtr Prut, ve bu nehir Tuna'ya kavustuktan sonra, Tuna oldu. Asked ve siyasi mahkumlar affedilecek, Sup miUetinin kendi kendini yi:)netmesi, maktu vergi vermesi gibi arzulan Osmanb hiikiirneti ile gorU~illerek «tanzim» edilecekti.

11. AyanllkJa Mucadele: Faa! bir padisah olan Mahmut, BU~ bansi olduktan kisa bir siire sonra sadarete getirdigi Hursit Ahmet P8¥ eliyle ayanlara karsi amansiz bir mticadeleye giristi, Nizam-i Cedid ve Sekban-I Cedid denemeleriyle askeri alandaki rslahatcihgin ~ iki kez fena halde yanrms bulunuyordu. Bu bakimdan Mahmut'un ayanbkla miicadelesi Ocagm itirazma ugrarnayacag. i~in ihtiyata uygundu. Zira Ocak da merkezin bir 01"gtitU olmak. itibariyle, ayatdlga karst idi. Kaldr ki, Alemdar olayinm da gosterdigi gibi, ayanlann bir~ogu yenir;erilige~gdl~l ve dolayisiyla basansiz oldugu icin karsiydilar. Ote yandan, baskente egemen olup ona Sened-i lttifakt kabul ettiren ayanhk, 0 giine degin gorulmemis bir siyasal kudret gosterebilmis ve bu yUzden de yeniceriler dahil, biitiin merkez orgUtlerinin bir numarah hedefi haline gelmisti, Ayanlaria miicadelede ~e~itli yontemlere basvuruldu. Resmi gorevi bulunan bir ayan oliince, bu mevkiye ogullanndan veya adamlanndan biri degil de bambaska biri atandr, Olenin cevresindekiler iilkenin baska yederine gorevlere atanmak suretiyle dagitildrlar. Kimisi olduruldu, kimisi stirilldil, Aslinda ayanhk, yani feodallik, yani koyliiler iizerinde egemenlik olaYJ. bOylece son bulmus 01- muyor&u. Ayanhgm toplum.sal bir kategori olarak son bulmasi icin ya merkezin ~ok kuvvetlenmesi, ya da :k:oyIiilerde demokratik bir yurttashk bilincinin -~ ya da bu bicimde-> uyanmasi gerekirdi, Merkezin kuvvetlenmesi geleneksel yoldan nmar sisteminin yeniden canlanmasi ile olurdu ki, bu, savas teknolojisindeki gelismeler dolayisryla herltalde imkansia 01- masa da hayti zordu, Bunun disinda merkezin kuvvetlenmesi, etkili ve genis bir mernur kadrosuna, etkili asayi~ kuvvetlerine, nispeten geli~i; ulasrm olanaklanna baglrydr. Mahmut'un yaptlgt, illkenin siyasa1 btitiinIi.igiinU dogrudan etkileyen bUyUk ayanlann belini kirmaktr. Yoksa Ayanhk yerel bir toplumsal orgutlenme bicimi olarak: siiriip gitti ve bircok yerlerde bazr ayaniann genis saytlabilecek bOlgelerde hiikmettikleri goriildti.

Karadeniz'de ,Trabzon vaisi, 1812-13 yillannda bolgedeki belli bash ayanlann hakkmdan geldi. t~ Anadolu'da 1814'de C;SpanogIu SUIeyman' in oliimii uzerine, aiIevi rekabetlerden de yararlanmak suretiyle Capano~Uannm hakim olduklan bolge daraltildi. 1816'da Karaosmanoglu Hiiseyin A~mn olUmii tizerineSaruhan (Manisa) ve Aydin yorelerinde bu

96

You might also like