Professional Documents
Culture Documents
Alternatif bir akımın RMS değeri sabit bir direnç yükünden geçen ve aynı miktarda ısı
enerjisi üreten DC akımın değerine eşittir. RMS Karesel Ortalama Değer (Root Mean
Square) anlamına gelir ve Etkin Değer, Efektif Değer olarak da isimlendirilir.
Bir işaretin RMS değeri ayrık (dijital) olarak hesaplanırken şu adımlar izlenir:
- İşaretin bir periyot boyunca belirli örnekleme zamanıyla genlik değerleri alınır
- Alınan bu değerlerin kareleri toplanır
- Bu toplam alınan örnek sayısına bölünür
- Bu bölümün karekökü alınır
Bir işaretin RMS değeri sürekli (analog) olarak hesaplanırken aşağıdaki formül
kullanılır.
Bir işaretin Ortalama Değeri (Mean Value) ise o işaretin zaman ekseni ile arasında
kalan alanı ifade etmektedir ve aşağıdaki formül kullanılarak hesaplanır.
Bir işaretin Ortalama Değeri ayrık (dijital) olarak hesaplanırken şu adımlar izlenir:
- İşaretin bir periyot boyunca belirli örnekleme zamanıyla genlik değerleri alınır
İdeal bir sinüs dalganın RMS ve Ortalama Değerlerine ilişkin şekil aşağıdaki gibidir.
Aktif Güç, Reaktif Güç
Direnç tipi bir yük gerilim kaynağından gerilimin çarpanı şeklinde bir akım
çekmektedir, ancak reaktif yüklerin çektiği akım direnç yükündeki gibi değildir.
Reaktif yüklerde de hem gerilim hem de akım dalga şekilleri sinüzoidal olabilir
ancak aralarında bir faz farkı vardır. Reaktif yüklerde bir periyot süresince akım
ve gerilim işaretleri aynı veya farklı olabilir.
Akım ve gerilim işaretinin farklı olduğu noktalarda güç negatiftir ve güç akışı
kullanıcıdan şebekeye doğrudur. Şebekeden çekilen bu enerji kullanılmadan
şebekeye geri verilir ve bu dolaşım sırada iletim hatlarındaki dirençlerden dolayı
kayıplar oluşur. Yani reaktif güç şebekeyle yük arasında salınan ancak
kullanılmayan enerjidir. Aşağıdaki şekilde açık gölgelendirilmiş bölgeler reaktif
gücün, koyu gölgelendirilmiş bölgeler ise aktif gücün söz konusu bölgeleri
göstermektedir.
Aktif enerji şebeke periyodu boyunca şebekeden çekilen enerjidir, bu da gerilimle
akımın çarpımının zaman ekseninin üstünde kalan alandır. Üstte kalan alan (aktif
enerji) ile altta kalan alanın (reaktif enerji) farkı yükün harcadığı toplam enerjiyi
vermektedir.
Aktif güç [P] ile reaktif güç[Q] birlikte kompleks gücü [S] oluşturmaktadır.
Burada = Güç faktörü olup, yükün etkin gücü ne kadar etkili çektiğinin bir
ölçüsüdür. Güç faktörü boyutsuzdur ve idealde GF=PF=1 olması istenir. Böylece
reaktif güç sıfır olur ve aynı güç en düşük akımla çekilir ve cihazlardaki ve
yükteki olası kayıplar en aza indirilmiş olur.
a) Yük üzerindeki akım gerilimin bir çarpanı ve akımla gerilim arasında bir
faz farkı varsa bu yük çeşidine rezistif (direnç tipi) yük denilmektedir.
Eğer yük akımı şebeke gerilimin bir fonksiyonu değilse aralarında bir faz farkı
olmamasına rağmen yük non-lineerdir.
c) Bu durumda ise hem gerilim hem de akım her zaman aynı yönlerde
olmasına rağmen yükün çektiği akım gerilimin bir fonksiyonu değildir. Başka
bir ifadeyle gerilimin olduğu her noktada şebekeden akım çekilmez. Bu
nedenle bu yük çeşidi non-lineerdir.
Senkronizasyon:
İki sinyalin frekans ve fazlarının aynı olmasıdır. KGK’larda By-Pass’tan
eviriciye geçerken kesintisiz bir geçişin olabilmesi için evirici çıkışının ve
By-Pass hattının gerilim ve frekansı değerlerinin aynı olması gerekir. Ayrıca
bazı paralel çalışma durumlarında da KGK’lar çıkışlarını senkron hale
gelecek düzeneklere sahip olmalıdır.
Güç Faktörü
Güç faktörünün, bir KGK sistemini boyutlandırırken önemli manaları vardır.
Güç, birim zamandaki enerjidir ve DC devrelerinde gerilim ve akımın
matematiksel çarpımı olarak ifade edilir (Güç=Volt x Amper). Fakat
alternatif akımda bir karışıklık mevcuttur. Bazı AC akımları enerji
sağlamadan yüke girip çıkabilir. Reaktif veya harmonik akım adı verilen bu
akım gerçek güçten fazla olan görünürdeki gücü arttırır. Görünür güç ve
gerçek güç arasındaki bu fark güç faktörünün artmasına sebep olur. Güç
faktörü gerçek gücün görünür güce oranıdır. Görünür gücün birimi VA’dır.
Bundan dolayı herhangi bir sistemdeki gerçek güç, güç faktörüyle VA
değerinin çarpımıyla bulunur.
Çoğu elektrikli cihaz için görünür güç (VA) ve gerçek güç (Watt) arasındaki
fark çok önemsizdir ve ihmal edilebilir. Fakat tüm bilgisayarlar için fark
fazla ve önemlidir. Bir bilgisayar sisteminin güç faktörü 0.65’tir. Bu,
görünür gücün (VA) gerçek güçten (Watt) yaklaşık %50 daha fazla olduğu
anlamına gelir.
KGK çıkış gücünün yeterli olduğundan emin olmak için KGK’nın VA değeri
yükün VA ihtiyacından fazla olmalıdır. Yükün daha düşük olan Watt veya
VA değeri kullanılmamalıdır çünkü bu değer çalışma sırasında KGK’dan
istenecek ekstra reaktif veya harmonik akımı içermez.
Çoğu KGK üreticisi ürünlerinde Watt ve VA özelliklerini vermemektedir. Bir
KGK’nın VA değeri verilmediğinde KGK’nın yükü kaldırıp kaldıramayacağını
tespit etmek çok zor olabilir. Gerçekte, Watt değeri verilen bir KGK, eğer
yük 0.65 güç faktörü olan bir bilgisayarsa gerekli gücü sağlamayacaktır.
Eğer Watt değeri KGK üzerindeki tek değerse VA değerin bu Watt değerine
eşit olduğu varsayılmalıdır.
Temel Bileşen (
50Hz
1.Harmonik )
2.Harmonik 100Hz
3.Harmonik 150Hz
4.Harmonik 200Hz
5.Harmonik 250Hz
6.Harmonik 300Hz
Birim çember (yarıçapı 1 birim olan çember) yarıçapının sıfır derece ile 360
derece arasında döndürülmesiyle birim çember yarıçapının y eksenine
düşen izdüşümleri sinüs dalgayı oluşturmaktadır.
Örnek olarak birim çember yarıçapının x ekseni ile açısı yaptığı değerdeki
noktada sinüs
Çıkışı bir fazlı olan eviricilerde darbe genişlik modülasyonu ve giriş doğru
gerilim ayarı gibi yöntemler uygulamaksızın, çıkış geriliminin frekans ve
genlik olarak ayarlaması yapılabilir. Dalga şekli kara dalgaya benzemekle
beraber, belirli aralıklarda gerilimin yok edilmesi ilkesi ile çalışmaktadır.
Çıkış geriliminin belirli aralıklarında sıfır gerilim bölgeleri oluşturulmakta,
böylece gerilim ayarı yapılmaktadır.
EMI-RFI:
VI (Voltage Independent)
KGK çıkış gerilimi, kaynak frekansına bağımlı ama gerilim değişikliklerini
düzenleyebilen yapıdadır.
Aktif güç faktörü düzelten doğrultucular KGK’nın yapısına göre 1 fazlı veya
3 fazlı olabilir. Giriş akımının sinüzoidal olabilmesi için giriş akımının giriş
gerilimine benzetilmesi sağlanır. Bu amaç için darbe genişlik modülasyonu
kullanılarak bir transistör anahtarlanır. Transistörün iletimde ve kesimde
kaldığı süreler darbe genişlik modülasyonu ile değiştirilerek akımın
sinüzoidal olması sağlanır. PFC’li KGK’larda güç faktörü 0,99 ve giriş akım
harmonikleri %5’in altında olmalıdır.
Avantajları:
• Giriş akımı sinüzoidal olduğu için şebeke geriliminde bozulmalara ve
gereksiz yüksek akımlara neden olmaz.
• Giriş akımı, DC çıkış gerilimi ve yük akımı değerleri bir kontrol devresi ile
istenilen değerlerde tutulabilir.
Dezavantajları:
Diğer doğrultucu türlerine göre daha fazla elemanla elde edildiği için
•
boyutları ve maliyeti yüksektir.
Diğer doğrultucu türlerine göre kayıpları daha fazladır ve verimi daha
•
düşüktür.
Devrenin tasarımı ve optimizasyonu zordur. Yüksek derecede güç
•
elektroniği bilgisi gerektirir.
Yüksek gerilimde anahtarlama yapıldığından elektromanyetik gürültü
•
kaynağıdır, elektromanyetik gürültünün mutlaka filtre edilmesi gerekir.
Belirli bir frekanstaki bir sinyalin çalışma oranının (D) başka bir giriş sinyali
ile kontrol edilmesi olayına darbe genişlik modülasyonu denir. Darbe
genişlik modülasyonu birçok elektrikli alette, anahtarlamalı güç kaynakları
ve kuvvetlendiricilerin kontrol devrelerinde kullanılmaktadır. Çalışma oranı
D aşağıda gösterildiği gibi th zamanının işaretin periyodu olan Ts zamanına
bölünmesi olarak tanımlanır.
SPWM ((Sinüs Dalgalı Darbe Genişlik Modülasyonu):
Surge faktörü
Bu terim, çoğu zaman anlamı daha farklı ve alakasız olan KGK’nın surge
bastırma özelliği veya surge engelleyicilerin özellikleriyle karıştırılıyor.
Surge faktörü KGK’nın anlık aşırı yük kapasitesine işaret eder ve start-up
sırasında geçici ekstra yüke ihtiyacı olan yükleri çalıştırabilme kabiliyetinin
ölçüsüdür. Motorlar ve sabit diskler yüksek surge faktörüne sahip yüklere
örnektir.
5.25” sabit disk sürücüsüne sahip sistemlerde surge faktörü sabit durum
güç harcamasının yaklaşık 1.15 katıdır. 8”, 10” veya 15” lik daha büyük
sistemlerde surge faktörü sabit durum güç sarfiyatının yaklaşık 1.5 katıdır.
Surge faktörü iyi KGK sistemleri, KGK tam yükteyken bile tipik sabit disk
yüklerini çalıştırabilecek surge faktörü yeteneğine sahiptir. Çok geniş form
faktörlü sabit disk sürücülü (8” üstü) sistemlerde daha büyük boyut,
KGK’nın güvenlik sigortasını kullanmasını önlemek için gerekli olabilir.
Sag
Spike
Surge
Bir periyottan uzun süren aşırı gerilimlerdir. Surge, büyük miktarda güç
çeken hattaki bir cihazın aniden durması veya kapatılması sonucu
oluşabilir. Şebekeler büyük yükleri hat dışında anahtarladıkları zaman
surge oluşabilir. Bir surge’ün büyüklüğünden çok süresi önemlidir. Uzun
veya sık surge’ler bilgisayar donanımına hasar verebilir.
Gürültü
Normal sinüs dalganın üzerine binen çeşitli yüksek frekans darbeleri için
kullanılan kollektif bir terimdir. Genliği birkaç mV’den birkaç V’ye kadar
değişebilir. Özellikle tehlikeli bir problem, radyo frekans (RF) gürültüsüdür.
RF gürültüsü, elektrik kabloları üzerinde dolaşan yüksek frekanslı
sinyallerden oluşur. RF gürültüsü, yıldırım çarpması, radyo iletimleri ve
bilgisayar güç kaynakları tarafından yaratılabilir. Gürültü, hatalı data
iletimine ve bilgisayar işlem, yazıcı ya da terminal hatalarına sebep olabilir.
Brownout
Dakikalar, hatta saatler süren uzun süreli düşük gerilim durumlarıdır. Tepe
akım isteği kapasitenin üzerinde olduğu zaman şebekeler tarafından
yaratılırlar. Brownout, lojik devre ve disk sürücüleri düzgün çalışmaları için
gerekli gerilimden mahrum bırakarak hatalı çalışmalarına veya donanım
hasarlarına sebep olurlar.
Blackout
Galvanik İzolasyon:
KGK’larda evirici çıkışının bir çıkış trafosu üzerinden yüke verilmesini ifade
eder. Bu şekilde yük yalıtımlı bir kaynaktan beslenmiş olur. Aynı zamanda
bu trafo filtrelemeye de etki ederek çıkışın daha düzgün olmasını sağlar.
çıkış trafosunun bir diğer etkisi ise yükü aşırı gerilimlerden korumaktır.
Örneğin KGK yıldırım düşmesi gibi yüksek gerilime maruz kaldığında
çıkıştaki yük bu izolasyon trafosu sayesinde etkilenmez.
0 ve 1 arasında bir sayı olan güç faktörü, yüke yararlı enerji sağlayan yük
akımının parçasıdır. Sadece bir elektrikli ısıtıcıda veya bir ampülde güç
faktörü 1’e eşittir; diğer bütün ekipman için yük akımının bir kısmı yüke
güç sağlamadan yüke girer ve çıkar. Distorsiyon veya reaktif akımdan
oluşan bu akım, elektronik yükün doğasının bir sonucudur. Yüke bağlı
olarak zorla varolan distorsiyon veya reaktif akım, VA değerinin Watt
değerinden büyük olmasına yol açar. Watt derecelendirme sistemi, VA
sisteminde güç faktörünün 1 olduğu özel bir durum olarak düşünülebilir.
Bir Bilgisayar Yükü İçin KGK Watt Cinsinden Değer VA Değerinin Daima
%60-%70’idir.
KGK sistemleri VA sınırlı cihazlar olduğu için tüm bilgisayar yükleri 0.6 ile
0.7 arası güç faktörüne sahiptir. Bilgisayar tipi yükler için KGK’nın Watt
cinsinden değeri KGK VA değerinin %60-%70’i olmalıdır.
KGK Üreticileri “Watt” Dedikleri Zaman VA İma Edebilirler. Bir KGK üreticisi
ayrı bir güç faktörü veya VA değeri olmadan bir KGK Watt değeri belirlerse
kullanıcı, bu değerin ‘1’ güç faktörünü kullandığını göz önünde tutmalıdır.
Bu, üreticinin ürünü için VA değeri verdiği ve bilgisayar yükleri için Watt
değeri bunun %60-70’i olacak demektir. Yük boyutları örneklerinde yük
akımıyla yük geriliminin çarpımının KGK Watt değerinden küçük olması
gerektiği üretici tarafından genellikle belirtilir. Bu bir sırdır çünkü bu değer
Watt cinsinden değil VA cinsindendir. Bundan dolayı 100W’lık bir KGK
100W’lık ampulü taşıyabilir fakat sadece 65W’lık bilgisayar kapasitesi
olacaktır.
Çoğu Bilgisayarın Güç İhtiyaçları VA İle Verilir. Çoğu üretici güç ihtiyaçlarını
VA veya Amp olarak verir (Amp durumunda, AC gerilimi ile çarpın). Son
olarak üreticiler bilgisayar ekipmanı için Watt değerleri vermeye başladılar.
Fakat VA hala en genel kullanılanı. Bundan dolayı bir KGK sistemini VA ile
ölçmek yük için boyutlandırırken çoğu durum için en az karışık olanıdır.
APC, tüm KGK ürünleri için VA ve Watt değerlerini vermektedir. Ürünün
model numarası VA değerini içerir ve bu değer 0.65 ile çarpılırsa Watt
değeri elde edilir.
Örnek:
Bir sistemin güç tüketim değerleri aşağıda
ölçüldüğü gibidir:
ToplamWatt = 230 W
Toplam
= 3.04 A
Amp
AC Gerilim = 120 V
Toplam VA = 365 VA
Güç
= 0.63
Faktörü
Benzer sonuçlar 230V AC gerilimi için de elde
edilmiştir.
Cold Start:
KGK’nın girişinde şebeke yoksa ve cihaz kapalı durumda ise KGK
çalışabilmek için aküden çalıştırılmaya gerek duyar. Bu durumdaki KGK’yı
çalıştırmaya Cold Start denmektedir.
Demeraj akımı:
Elektrik motorlarının yön değiştirmesi veya kalkınma anında sistemden
nominal akımın 3-5 katı fazla akım çekmesidir. Bu olaya motorun geçici
rejimidir ve 4-5sn sürer daha sonra motor nominal değerinde akım çeker.
Bu sırada aşırı yüklenmeden dolayı motorun bağlı olduğu enerji hattında da
gerilim düşebilir. Demeraj akımının azaltılması ve gerilim düşmesini
önlemek için, motora yol verilmesi yıldız/üçgen bağlantıyla yada soft-start
(yumuşak kalkış) yöntemleri gibi statik yol verme veya motor kontrol
cihazları kullanılmasıdır.
Bu sistem KGK, motor veya jeneratör olabilir. Tüm bu sistemlerde girişe uygulanan
enerjinin bir kısmı sürtünme kaybı ve/veya elektriksel kayıplardan dolayı ısı
enerjisine dönüşür ve sistemin veriminin düşmesine neden olur.
Motorda giriş elektriksel, çıkış mekanik güçtür, jeneratörde giriş mekanik, çıkış ise
elektriksel güçtür. Her iki sistemde de sürtünme ve elektriksel kayıplar verimi
düşürür.
KGK’da ise giriş de çıkış da elektriksek güçten oluşur. Verimi düşüren etkenler
elektriksel anahtarlama elemanları (IGBT, tristör), trafolar, şoklar, çıkış ve giriş
filtreleri, kontrol-ölçüm devre kartları ve kayıplardan dolayı ortaya çıkan ısı
enerjisini cihaz dışına atmak için kullanılan soğutma fanlarıdır.
BOBİNLER:
Elektronik devrelerde çok kullanılan elemanlardan biri de bobinlerdir. Bobinler alternatif akımın
bulunduğu yerlerde kullanılırlar çünkü; alternatif akımla bobinler arasında özel bir durum
mevcuttur. Bobin, kondansatör ve A.C. üç silahşörler gibidir.
Bobinler bir 'Mandren', 'Makara', 'Karkas' üzerine sarılırlar, hepsi de aynı anlama gelen bu
terimler, bobinin sarıldığı; plastik, seramik, sert kağıt gibi maddelerden yapılmış bobine destek
olan bir malzemeye verilen isimdir. Tellerin hiç hareket etmemesi istenen yüksek frekanslarda
bobin makaralarında çentikler mevcuttur. Kimi bobinlerin içinde bir çekirdek vardır, çekirdek
çeşitli maddelerden yapılabilir, demir veya demir tozu olan ferit çekirdek olarak kullanılabilir.
Bir Bobinin değeri Henry ile ölçülür. Joseph Henry 1797 - 1878 yılında yaşamış olan Amerikalı bir
fizikçidir.
Bir bobinin değeri; kullanılan tel kalınlığına, tur sayısına, sargı boyuna, mandren çapına bağlıdır.
Sarım sayısı N , Makara çapı D cm , bobinin sargısının boyu S cm kadar olan bir bobinde,
bobinin değeri, mikrohenry olarak;
L =K x N x N x D x 10- 3 dir.
Burada K bir katsayıdır ve D / S oranına karşılık gelir. Bobinlerin pratik olarak yapımında, bu
değeri bulmak için bir abak kullanılır. Yaklaşık bir değer olarak
L = 2.7 x 30 x 30 x1 / 1000
L = 2.43 mikro Henry. Yaklaşık değer 2.5 mikroH olarak kabul edilebilir. Bu bir mandren üzerine
bitişik sarılan nüvesiz bir bobindir.
Eğer bobin yukarıdaki gibi havada sarılı bir bobin olsa bobinin
indüktansını şu formülle hasaplardık.
L = 0.079 D x D x N x N/3D+9S+10C
L mikrohenry olarak bobinin değeri, D cm olarak bobin çapı, N sarım sayısı, S sarımın cm olarak
uzunluğu, C merkezden çevreye doğru sarımın derinliğidir ve tek katlı bobinlerde ihmal edilebilir.
Bobinler çeşitli şekilde sarılabilirler, spiral, düz, petek sargı bunlardan bazılarıdır.
Bir çeşit bobin de toroid lerdir. Toroidlerin veya harhangi ferro (demir tozu) malzemeden yapılmış
çekirdekli bobinlerin indüktansında rol oynayan bir parametre de bu malzemenin geçirgenliği
denilen bir değerdir.
Muhtelif bobinler
Bobinler bakır veya gümüş tel veya litz teli denilen ipekle yalıtılmış telden sarılırlar.
Bobinlerin seri ve paralel bağlanmalarında, eğer bobinler birbirlerinin endüktif alanları içinde
değilse dirençlerde olduğu gibi aynı formüller kullanılır, aksi halde, yani birbirlerini etkiledikleri
durumda bu formüller kullanılmaz.
Belli zaman dilimleri içinde belirli bir hareketin tekrarlanması olayına salınım adı verilir.
Hepimizin bildiği salıncak bunun en çok rastlanan örneğidir. Masanın kenarına sıkıştırdığımız
jiletin titreşmesi veya bir keman telinin titreşimi benzer salınım örnekleridir.
Daha bilimsel bir örnek bir basit sarkacın salınımıdır. Sarkacın salınımları, orta hattan sağa ve sola
doğru belli uzaklıktadır. Eğer sürtünme kuvvetleri olmasaydı bu şekilde salınan sarkaç genliğini hiç
bozmadan aynı hareketi devamlı olarak sürdürürdü. Sarkacın orta hattan sağa veya sola sapması
yani yön değiştirmesi,salınım hareketinin en önemli özelliğidir, buna genlik denir. Sarkacın orta
hattan ayrılıp tekrar orta hatta gelmesi hareketin yarısını oluşturur. Tam bir salınım hareketi,
sarkacın orta hattan ayrılıp bir yöne gittikten sonra, diğer yönde maksimum noktaya ulaşıp tekrar
orta hatta gelmesidir, buna hareketin 'Peryot'u adı verilir. Saniyedeki peryot sayısı ise 'Frekans'
olarak adlandırılır.
Sarkacın bu hareketini dairesel bir hareket kabul edersek, bir peryotluk bir hareket sırasında bir
çember etrafı dönülmüş olur ve bu '2πr' kadar bir yol demektir. Bu şekilde ki salınım hareketleri
kartezyen koordinat sisteminde 'x = a sin θ' fonksiyonu şeklinde gösterilir.
Bir daire nin değeri açı olarak 360 derecedir veya radyan olarak 2π radyan'dır. Bir çember etrafında
hareket eden bir noktanın bir turda aldığı yol 2πr ve gördüğü açı 2π radyan olur. Birim zamanda
görülen açıya açısal hız ( ω )adı verilir. t saniyede taranan açıdır.
T yani peryot ‘ un 1/f olduğunu biliyoruz; çünkü peryot bir hareketin süresi, frekans ise bir
saniyedeki hareket sayısıdır.
fxT = 1 dir.
bir no'lu formülde ki 't' zamanı içinde bir hareket olduğu için, bir hareketin zamanı olan peryot T
yi bu eşitliğe koyabiliriz veya T yerine 1/f 'i koyabiliriz . O halde;
ω=2πf olur.
X = a sin ω t
U = Umax. Sin ω. t
U = Umax. Sin 2π f t
I = I max .Sin ω.t
I = I max .Sin 2π f t
Şeklinde yazılır.Akım ve gerilim aynı fazdadır. Bir bobin den geçerken akım 90 derece yani π/2
kadar geri kalır.
Alternatörler de manyetik alanda indüklenen bir bobin mevcuttur. Farklı kutuplarda bobinin
üzerinde oluşan akım yön değiştirir ve değişken bir elektrik akımı ortaya çıkar. Bu şekilde ortaya
çıkan elektrik A.C. olarak yazılan 'Alternatif Current'dır.
Bu çeşit elektrik, yön değiştirme özelliği nedeni ile voltajı transformatörlerde yükseltilip
düşürülebilir. Bu sayede yüksek voltajların daha az kayıpla nakledilmeleri sebebi ile A.C. uzak
mesafelere daha az kayıpla nakledilebilir. Bugün evlerde ve sanayide kullandığımız hep bu çeşit
elektriktir.
Evlerde 220 volt olarak kullandığımız A.C. etkin değer veya RMS değer dediğimiz değerde bir
alternatif akımdır.
RMS (root-mean-square) değer A.C. nin, bir resistor üzerinde tükettiği enerjiye eşit enerji tüketen
D.C. karşılığıdır.
Teorik olarak etkin değer'e eşit olan RMS değeri, Alternatif akım maximum değer veya tepe
değerinin karekökü alınarak bulunur.
Max. değer 311V ( tepe değer ) olan bir A.C. geriliminin efektif veya RMS değeri;
___
311 / V 2 dir.
Genelde bir A.C. den bahsedilirken hep RMS değerden bahsedilir. Ölçü aletleri de bu değeri
ölçerler.
A.C. ın bir de ortalama değeri vardır. Ortalama değer pozitif veya negatif saykıldaki ani
değerlerinin toplamının ortalamasıdır.
FAZ : her zaman işiteceğimiz bu kelime ne demektir? Bir Alternatif akımı veya gerilimi, koordinat
sisteminde gösterebileceğimizi ve bir hareketin yani peryodun 2π olduğunu söylemiştik. Buradaki
2π bir haraket süresince taranan açıdır. İkinci bir peryotta bir 2π kadar daha açı taranır.
Şimdi bir başka alternatif gerilim veya akımın bu koordinat sisteminde 0 noktasından değil de π/2
kadar ileriden harekete başladığını varsayalım işte iki hareket arasında mevcut mesafe olan π/2
kadar farka faz farkı adı verilir.
Resistansın ( direncin ) Alternatif akıma karşı davranışı D.C. gibidir. Uçlarına A.C. uygulanmış Bir
Resistor'ün gösterdiği direnç aynıdır. Ohm yasası kullanılır.
Uçlarına A.C. uygulanmış bir bobinde “Endüktif devre “ durum değişiktir. Bu bobin uclarında bir
zıt E.M.K oluşur. Bobin in endüktansı yanında bir de resistansı söz konusudur eğer bu resistans
sıfır değerde ise bu bobin devresi saf endüktif devre olarak adlandırılır. Bobinin gösterdiği dirence
ise "Endüktif Reaktans" adı verilir.
Bir bobine tatbik edilen A.C. da akım engelle karşılaşır ve geri kalır. Bu nedenle bobinde akımla
gerilim arasında 90 derece faz farkı vardır.
Uclarına bir A.C. tatbik edilmiş kondansatörde, yani kapasitif bir devrede ki dirence "Kapasitif
Reaktans" adı verilir.
Xc = 1/ 2π f C dir. (4)
Bir kapasitif devrede gerilime zorluk vardır ve gerilim 90 derece geri kalır.
Seri bağlı kondansatörlerde ise toplam kapasitif reaktans her kondansatörün kapasitif reaktansları
toplamıdır.
Xc = Xc1+Xc2+Xc3+….Xcn dir.
Buraya kadar yalnız başına olan bobin, kondansatör ve direncin alternatif akıma karşı olan
davranışını ve gösterdiği direnci gördük, ama elektronik devrelerde çoğu zaman bobin, kondansatör
ve dirençler birlikte kullanılırlar.İşte böyle hallerde yani; bobin, kondansatör, direnç gibi
elemanların, çeşitli şekilde bağlantılarında A.C. ye karşı gösterilen eşdeğer dirence 'EMPEDANS'’
adı verilir. Z ile gösterilir.Klasik Ohm kanununda ki R direnci yerine Z empedans değeri konarak,
Alternatif akım devrelerinde Ohm kanunu kullanılabilir.
V=I.Z dir.
Seri devrelerde,devreden geçen akım sabittir. Gerilim ise her devre elemanı uçlarında farklıdır. Bu
nedenle seri devrelere 'Akım devresi' adı verilir ve referans olarak akım alınır. Akım Koordinat
sistemi üzerinde X ekseninde gösterilir.
VR = İ.R'dir
VL = İ .XL'dir
Burada XL kullanılması nın nedeni, alternatif akım da bobinin direncinin endüktans olarak
karşımıza çıkmasıdır ve endüktans formülü kullanılır. Devrenin uçlarındaki gerilim ise, bunların
vektörel toplamıdır.
_____________
V = V VR2 + VL2 olur.
Yukarıda seri bir direnç, bobin devresinde empedansı gördük, burada bobinin gerilimi 90 derece
ileri fazdadır. Direncin akımı ve gerilimi arasında bir faz farkı yoktur. Her iki gerilimin vektörel
toplamları bu devrede gerilimin akıma göre ϕ açısı kadar ileride olduğunu gösterir. Bu açı:
Cos ϕ = R / Z dir.
Bir direnç ve bir kondansatörden oluşan seri bir devrede durum nasıldır ?
Bu devrede kondansatör gerilimi, akıma göre 90 derece geridedir. Burada da önceki devrede olduğu
gibi aynı yöntemle
Cos ϕ = R / Z ve
_____________
Z = V R2 + XC2 bulunur. (6)
Daha önce XC nin 1/ωC ye eşit olduğunu ve ω C nin de 2πf C ye eşit olduğunu görmüştük.
Direnç üzerinde gerilim akıma göre değişmez demiştik. Bobinin gerilimi 90 derecede ileride,
Kondansatörün gerilimi ise 90 derece geridedir. Bu devrenin diyagramı şu şekilde gösterilir.
Bobin ve kondansatörün Reaktansları görüldüğü gibi birbirlerine zıt yöndedir, bu nedenle bu iki
reaktansın farkı ile rezistansın vektörel toplamları bize devrenin empedansını verir.
Burada
XL > XC den büyük ise devre endüktif tir.
XC > XL den büyük ise devre kapasitiftir.
Eğer XL = XC ise rezonans durumu söz konusudur. Yani devre alternatif akımın salınımına en az
direnci gösterir. Burada empedans yanlızca rezistansa eşit olur.
Cos ϕ = R / Z dir.
Bobin ve Kondansatörün paralel olduğu devrelerde, referans gerilimdir; çünki gerilim paralel devre
elemanlarının uçlarında aynıdır, değişmez. Bu devrelere gerilim devreleri denir.
Bir direnç ve bir bobin paralel bağlı ise, direnç üzerinde akım ve gerilim arasında faz farkı
yoktur.Bobin üzerinde ise akım gerilime göre 90 derece geridedir.
Devrenin toplam akımı akımların vektörel toplamlarına eşittir ve Empedans:
R . XL
Z = -------------------------- olur. (8)
_____________
V R2 + X L2
Bir direnç ile bir kondansatör paralel bağlı olduğunda kondansatörde akım 90 derece ileridedir ve 8
nolu formülde XL yerine XC konur.
1
Z = ----------------------------------- (9) olur
________________________
V (1/ R2 )+ ( 1/XL - 1/XC )2
Rezonans frekansı:
_______
f = 1 / { 2p V L. C } dır. (10)
Rezonans noktası
SERİ REZONANS
Paralel rezonans devrelerinde ise rezonans halinde durum tam tersidir ve akım minimum,
empedans maximumdur.
PARALEL REZONANS
Rezonans halinde, maksimum akımın 0.7'si kadar akım değerlerine denk gelen ∆ f aralığına da
'Bant genişliği' adı verilir.
Bant genişliğinin az olması devrenin 'Q' kalite faktörünün yüksekliği anlamına gelir.