Professional Documents
Culture Documents
EYLÜL 2010
EYLÜL 2010
TR21 TRAKYA
BÖLGE PLANI TASLAĞI
2010-2013
Eylül 2010
SUNUġ
TR21 Trakya Bölgesinin 2010-2013 planlama dönemi içerisinde iktisadi, sosyal ve kültürel
alanlarda gerçekleĢtireceği kalkınma stratejilerini ortaya koyan bir belge niteliğindeki bu
Plan, Bölgede yer alan kamu kesimi, özel sektör ve sivil toplum kuruluĢu temsilcilerinin
katılımı ile baĢta Dokuzuncu Kalkınma Planı olmak üzere ulusal strateji belgelerindeki
öncelikler göz önünde bulundurularak hazırlanmıĢtır.
TR21 Trakya Bölgesinde, Bölge planı hazırlama görevi 3194 sayılı Ġmar Kanunu‟nun ilgili
maddesi çerçevesinde, T.C BaĢbakanlık Devlet Planlama TeĢkilatı tarafından Trakya
Kalkınma Ajansı‟na verilmiĢtir. TR21 Trakya Bölge Planı Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ
illerinin kalkınma stratejileri dâhilindeki önceliklerini belirleyen bir çalıĢma niteliği
taĢımaktadır. Bu çalıĢma ile Bölge vizyonu, bir baĢka deyiĢle TR21 Trakya Bölgesinin
geleceğinin nasıl Ģekilleneceğine dair tasavvur ortaya konmaktadır.
Trakya Kalkınma Ajansı koordinasyonunda hazırlanan TR21 Trakya Bölge Planı, Bölge
aktörlerinin katılımının esas alındığı bir süreç neticesinde oluĢturulmuĢ olup, bölgesel
kalkınmada kılavuz iĢlevi görmesi hedeflenmektedir. Bu çalıĢmanın TR21 Trakya
Bölgesinin kalkınmasına ve ülke ekonomisine katkıda bulunması, çalıĢmada emeği geçen
tüm kesimlerin ortak temennisidir.
TR21 Trakya Bölgesi, Türkiye‟nin Avrupa kıtası üzerindeki toprakların büyük bir
bölümünü oluĢturmaktadır. Bu özelliği ile Bölge, Türkiye‟nin Avrupa‟ya açılan kapısı
konumunda olup, Avrupa ile geliĢtirilecek sosyo-ekonomik iliĢki ve etkileĢimler için
uygun bir zemin sunmaktadır. Türkiye‟nin Avrupa‟ya eriĢimini sağlayan tüm karayolu
ağının ve son dönemde yapımı hız kazanan bazı enerji nakil hatlarının Bölgede yer alması,
TR21 Trakya Bölgesine stratejik bir önem kazandırmaktadır.
Bölgedeki iĢgücü arzının sanayinin talebinden daha az olması, diğer bölgelerden göç
alınmasına neden olmuĢtur. Sonuç olarak Çorlu, Çerkezköy ve Lüleburgaz gibi sanayi
bölgelerinde çeĢitli bölgelerden gelen farklı kültürlere sahip bir nüfus oluĢmuĢtur. GeliĢen
sanayinin yarattığı istihdamın neden olduğu göçler sonucunda, 1995-2000 döneminde
Tekirdağ ‰96,8‟lik bir oran ile Türkiye genelinde en yüksek net göç hızına sahip il
olmuĢtur.
Mevcut durum itibariyle, TR21 Trakya Bölgesi eğitim altyapısı açısından çeĢitli
yeterliliklere ve potansiyellere sahip bir bölge olarak karakterize edilebilir. Ancak, eğitim
altyapısının geliĢtirilmesi açısından, özellikle dezavantajlı grupların bu hizmetlere
eriĢiminin sağlanması, eğitimdeki donanım eksikliklerinin giderilmesi ve göçle gelen
nüfusun baskıladığı altyapı imkânlarının iyileĢtirilmesine yönelik tedbirlerin göz önünde
bulundurulması gerekmektedir.
TR21 Trakya Bölgesinin sağlık altyapısı, Bölge içinde homojen özellikler taĢımamaktadır.
Edirne ve Kırklareli illeri, sağlık altyapısına iliĢkin veriler açısından Türkiye
ortalamalarının üzerinde değerlere sahipken, Tekirdağ ilinin sağlık altyapısının
iyileĢtirilmesine yönelik adımlara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bununla birlikte,
dezavantajlı grupların sağlık hizmetlerine sürekli ve sorunsuz eriĢimi öncelik arz
etmektedir.
Ġstihdamın yapısı incelendiğinde, yakın dönemde Bölgede yapısal değiĢimlerin söz konusu
olduğu görülmektedir. TR21 Trakya Bölgesinde 2004 yılında tarımdaki istihdamın payı
Bununla birlikte Bölge illerine tek tek bakıldığında, illerin rekabetçilik düzeyleri arasında
dikkate bir değer farklılık bulunmaktadır. Tekirdağ‟ın geliĢiminde sanayi yoğunlaĢmasının
belirleyici faktör olduğu görülürken; Edirne açısından -genel geliĢmiĢlik sıralamasında
göreli olarak üst sıralarda yer almasına rağmen- sanayi dıĢı sektörlerin daha belirleyici
olduğu görülmektedir.
Tekirdağ, ticaret ve üretim açısından önemli bir potansiyeli barındırmakla birlikte, beĢeri
sermaye alanında alt dilimlerde yer almaktadır. Öte yandan, TR21 Trakya Bölgesinde
Edirne ilinin beĢeri sermaye açısından göreli olarak daha iyi bir konumda olduğu
görülmektedir.
Bölge ekonomisi genel olarak analiz edildiğinde, 2006 yılında Bölgenin yarattığı gelirin
içinde tarımın payının %12.5, sanayinin payının %34 ve hizmet sektörünün payının ise
%53.5 olduğu görülmektedir. Tarımda ve sanayide Türkiye ortalamasının üzerinde
bulunan Bölge, hizmetler sektöründe %10 oranında altta yer almaktadır. Bölgede tarım
üretiminden elde edilen gelir, 2004-2006 dönemi arasında sabit kalırken sanayiden elde
edilen gelir %46 büyümüĢ, hizmet sektöründen elde edilen gelir ise %50 artıĢ göstermiĢtir.
Bu doğrultuda, sanayi alanında tekstil, gıda ve deri iĢlemenin öne çıkan sektörler olduğu
söylenebilir. Ayrıca, tarım ve tarıma dayalı sanayi açısından da Bölge, doğal bir
kümelenmeye ev sahipliği yapmaktadır. Bölgenin önemli tarım ürünleri olan buğday,
ayçiçeği, çeltik ve süte karĢılık un ve unlu ürünler, yağ, pirinç ve süt ve süt ürünleri
sanayileri Bölgede geliĢmiĢtir.
TR21 Trakya Bölgesindeki tarımsal üretim incelendiğinde ise, Bölgenin gerek iklim ve
toprak koĢullarına gerekse sulama olanaklarının geliĢtirilmesine bağlı olarak, her tür
tarımsal faaliyete olanak tanıyabileceği görülmektedir. Mevcut durum itibariyle, TR21
Trakya Bölgesi ayçiçeği ve çeltikte ülke üretiminin yarısından fazlasını karĢılamaktadır.
Ayrıca, stratejik bir ürün olan buğday üretiminde de yüksek verimiyle dikkat çekmektedir.
Katma değeri yüksek ürünler ile üretim çeĢitliliğine gidilmesi, Bölge üreticisinin gelir
düzeyini iyileĢtirmede önemli bir potansiyel sunmaktadır.
Bölgenin tarımsal üretim iĢletmeleri incelendiğinde, aile fertlerinin ücretsiz olarak istihdam
edildiği küçük, yarı-geçimlik ve bitkisel–hayvansal karıĢık üretim yapan aile iĢletmelerinin
baskın olduğu görülmektedir. Çok ve küçük parçalı tarım arazilerinde toprak iĢleme,
sulama ve diğer temel tarımsal uygulamalar yetersiz kalmakta ve bu durum özellikle kuru
tarım yapan Bölge üreticilerinin gelirlerinin düĢük olmasına neden olmaktadır. Bölgedeki
tarımsal kooperatif ve birliklerin sayısı oldukça yüksek olmakla birlikte, bu üretici
örgütlerinin iĢlevsel açıdan daha etkin hale gelebilmesi için kurumsallaĢma düzeylerinin
geliĢtirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Ekonomik faaliyetlerin bir diğer alanı olan hizmetler sektörü açısından TR21 Trakya
Bölgesi önemli bir potansiyel sunmaktadır. Bölgenin özellikle turizm ve lojistik
sektörlerinde geliĢime çok açık olduğu müĢahede edilmektedir. ġöyle ki, TR21 Trakya
Bölgesi kültürel çeĢitliliği, tarihi zenginliği ve doğal güzellikleri ile kültür ve turizm
sahasında kültür turları, doğa sporları, deniz turizmi, agro-turizm ve benzeri aktivitelerin
yapılmasına uygun koĢullar sunmaktadır. Ayrıca, lojistik merkez olma potansiyeline
paralel olarak, TR21 Trakya Bölgesi farklı taĢıma modlarının kesiĢtiği bir geçiĢ bölgesi
hüviyetine sahiptir. Avrupa ve Ġstanbul‟a yakınlık, Bölgenin lojistik üs olarak hizmet
vermesini sağlayacak önemli avantajlar sunmaktadır.
Mekânsal geliĢim senaryoları itibariyle, TR21 Trakya Bölgesinin Doğusu sanayi ve hizmet
alanları olarak değerlendirilebilecek iken, Batısı verimli tarım toprakları ile karakterize
edilebilir. Dolayısıyla, Bölgenin geleceğe dönük yapılanmasını; Kuzey ve Güneybatı
kısımlarında yer alan koruma alanları ve ortasındaki geliĢme alanları üzerine kurgulamak
mümkündür.
Yukarıda özetlenmeye çalıĢılan mevcut durum yapısına bağlı olarak, Bölge paydaĢları ile
yapılan odak grup toplantıları, yüz yüze görüĢmeler ve uygulanan anketler sonucunda
Bölge Planı Stratejisi dört temel eksen üzerinde oluĢturulmuĢtur. Bunlar; rekabet
gücünün arttırılması, Bölgenin yatırımlar için cazibe merkezi haline getirilmesi,
çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve beĢeri sermayenin geliĢtirilmesidir.
Bölgesel geliĢme, IX. Ulusal Kalkınma Planı‟nda ülkemizin beĢ temel geliĢme
eksenlerinden biri olarak yer almaktadır. Bu amaca ulaĢabilmek öne çıkan hususlardan biri,
yerel dinamiklerin harekete geçirilmesi, yerel ihtiyaçların ve politikaların belirlenmesinde
ve uygulanmasında âdem-i merkeziyetçi karakterin baskınlık kazanmasıdır.
Kalkınma ajansları söz konusu yerel dinamik ve potansiyelleri harekete geçirmek üzere
önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu bağlamda Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinden
oluĢan TR21 Bölgesi için 2010-2013 yıllarını kapsayacak Ģekilde “TR21 Düzey-2 Trakya
Bölge Planı” hazırlanmıĢtır.
Bilindiği üzere, 3194 sayılı Ġmar Kanunu‟na göre “Bölge planları; sosyo-ekonomik
geliĢme eğilimlerini, yerleĢmelerin geliĢme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin
ve altyapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanmaktadır”. Bölge planlarının plan
hiyerarĢisi içinde ölçeğine bağlı olarak ulusal planların hemen altında yer aldığı
görülmektedir. Dolayısıyla, TR21 Düzey-2 Trakya Bölge Planı, IX. Ulusal Kalkınma Planı
ile Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası 1/100.000 Ölçekli Revizyon Çevre Düzeni Planı
arasında yer almaktadır.
TR21 Düzey-2 Trakya Bölge Planı ile, gelecek hakkında Bölge aktörlerinin düĢüncelerini
olabildiğince uzlaĢtıran bir vizyon çerçevesinde, TR21 Trakya Bölgesinin kalkınması için
sosyal, ekonomik ve çevresel alanlarda temel stratejik amaçlar ortaya konulmuĢtur.
Ayrıca, iletiĢim ve iĢbirliği ağlarına dayalı olarak temel stratejik amaçlara bir adım daha
yaklaĢılmasına rehberlik edecek öncelikler belirlenmiĢtir. Ülkenin AB‟ye açılan kapısı
niteliğindeki Bölgenin, sahip olduğu yerel potansiyelleri etkin, çevreye duyarlı ve
sürdürülebilir bir Ģekilde değerlendirebilmesi üzerine odaklanan Plan‟da, Bölgenin kendi
içindeki sosyal ve ekonomik dengesizlikler göz önüne alınmıĢ, yaĢam kalitesinin
iyileĢtirilmesi noktasında özellikle fırsat eĢitliği, kültürel geliĢim, ekonomik ve sosyal
hayata katılım açısından dezavantajlara sahip gruplar öncelikler arasında yer almıĢtır.
Plandaki stratejiler ve öncelikler mevcut durum ile ilgili nesnel verilere, objektif bilgilere
ve somut saptamalara dayanmaktadır. Hazırlık çalıĢmalarının tüm safhalarında birbirinden
çok farklı hatta birbirleri ile çatıĢan çıkarlara ve fikirlere sahip olan Bölge aktörlerinin
görüĢleri, beklentileri ve talepleri tek bir potada eritilmeye çalıĢılmıĢtır.
Vizyon
TR21 Trakya Bölgesinin mevcut ekonomik ve sosyal yapısı dikkate alınarak, uluslararası
ve ulusal geliĢmeler doğrultusunda 2010-2013 dönemine iliĢkin hazırlanan Bölge Planında
vizyon, “sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde, çevreye duyarlı, potansiyellerini
değerlendiren, küresel ölçekte rekabet edebilir bir Trakya” olarak belirlenmiĢtir.
Temel Ġlkeler
Bu vizyona ulaĢılırken aĢağıdaki ilkeler temel alınacaktır:
Gerek ilgili mevzuat gerekse geçmiĢ tecrübe ve uygulamalar, Bölge planlarının genel
amaçlarına iliĢkin temel nitelikler hakkında çeĢitli fikirler sunmaktadır. Bu doğrultuda,
Bölge planlarından Bölge ihtiyaç ve sorunlarına yönelik olarak belli bir iĢbirliği ve
eĢgüdüm çerçevesinde stratejik çözümler üretmeyi amaçlaması beklenmektedir.
Bu bağlamda, TR21 Düzey-2 Trakya Bölge Planı bölgenin rekabet gücünün arttırılması,
yatırımlar için bir cazibe merkezi haline gelmesi, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması
ile beĢeri sermayenin geliĢtirilmesi amacıyla hazırlanmıĢtır.
TR21 Düzey-2 Trakya Bölge Planı, TR21 Düzey-2 Bölgesini oluĢturan Tekirdağ, Edirne
ve Kırklareli il sınırları bütününü kapsamaktadır. Ayrıca, IX. Ulusal Kalkınma Planı‟na
paralel olarak 2010-2013 yılları için hazırlanmıĢtır.
Plan, yedi bölümden oluĢmaktadır. Birinci bölümde vizyon, temel ilkeler, amaç, kapsam,
hazırlık süreci ve yöntem genel olarak ele alınmaktadır. Ġkinci bölümde, mevcut durum ile
ilgili veri ve bilgilerden hareket ederek yapılan analizler yer alırken; üçüncü bölümde
stratejik planlama yaklaĢımının öngördüğü esaslar dahilinde oluĢturulmuĢ vizyon, stratejik
amaçlar ve öncelikler belirtilmektedir. Planın dördüncü bölümü, Bölgenin mekânsal
geliĢme Ģemasını göstermektedir. BeĢinci bölümde, finansman kaynakları gösterilirken;
altıncı ve yedinci bölümler sırasıyla performans göstergeleri ve koordinasyon-izleme-
değerlendirme ile ilgilidir.
TR21 Düzey-2 Trakya Bölge Planı hazırlık çalıĢmaları, 10 Mayıs 2010 tarihinde personel
istihdamının tamamlanmasını takiben baĢlatılmıĢtır. Plan hazırlığı sürecindeki tüm
çalıĢmalar Trakya Kalkınma Ajansı uzmanları tarafından yürütülmüĢ olup, çalıĢmalarda
DPT MüsteĢarlığı tarafından hazırlanan “Bölge Planı Kılavuzu Taslağı” referans alınmıĢtır.
Hazırlık sürecinin baĢında, Bölgede öne çıkan/potansiyeli olan 8 çalıĢma alanı tespit
edilmiĢ ve bu alanları kapsayacak aynı sayıda çalıĢma komisyonu teĢkil edilmiĢtir. Söz
konusu komisyonların çalıĢma alanları Ģu Ģekildedir: Altyapı (Fiziki Altyapı, Eğitim ve
Sağlık Altyapısı), BiliĢim ve Teknoloji, Çevre ve Orman, Enerji ve Tabii Kaynaklar,
Kültür ve Turizm, Sanayi ve Ticaret, Tarım ve Hayvancılık, UlaĢtırma ve Lojistik.
Vizyon
Stratejilerin ve Programlama
Sorun Analizi
Önceliklerin Belirlenmesi ve Uygulama
Mevcut Durum
Analizi
Toplantı programı itibariyle Ajansın tanıtımını içeren bir sunumu takiben, hazırlanan
“Mevcut Durum Raporları”nda ortaya çıkan bulgular paydaĢlara iletilmiĢtir. Grup
çalıĢmasında izlenecek yöntemin ve elde edilmesi beklenen çıktıların açıklandığı, örnekli
bir sunumun ardından ise, GZFT ve sorun analizi çalıĢmalarına geçilmiĢtir.
Hazırlanan planların diğer stratejik belgeler ile uyum içerisinde olması büyük önem
taĢımaktadır. Bu kapsamda, aĢağıda sıralanan belgeler TR21 Düzey-2 Trakya Bölge Planı
çalıĢmalarında istifade edilmiĢ, uyum gözetilmiĢ ve çeĢitli konularda kaynak teĢkil etmiĢ
belgelerdir: Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Ön Ulusal Kalkınma Planı 2004-2006,
Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi, Tarım Stratejisi 2006-2010, KOBĠ Stratejisi ve Eylem
Planı 2004, Türkiye Turizm Stratejisi 2023 – Eylem Planı 2007-2013, 15199 sayılı
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar, 1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi
Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı.
___
Avrupa ile Asya kıtaları arasındaki coğrafi, kültürel ve ticari bir geçiĢ bölgesi olan
Türkiye‟nin topraklarının büyük bir kısmı Asya kıtasında, küçük bir kısmı ise Avrupa
kıtasında yer almaktadır. TR21 Trakya Bölgesi, Türkiye‟nin Avrupa kıtası üzerindeki
toprakların büyük bir bölümünü oluĢturur. Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinden
meydana gelen TR21 Trakya Bölgesinin yüzölçümü (göller hariç) 18.665 km2‟dir. Bölgede
toplam 83 belediye, 26 ilçe ve 678 köy bulunmaktadır. Karadeniz, Marmara Denizi ve Ege
Denizi olmak üzere üç deniz ile sınırı vardır.
Bölgenin dikkat çeken üç temel karakteristiği söz konusudur. Bunlardan birincisi, tarıma
elveriĢli arazi oranının oldukça yüksek olmasıdır. Ġkincisi, Bölgede tarımsal faaliyetlerin
yoğun olmasıdır. Üçüncüsü ise, Kocaeli-Ġstanbul-Çorlu-Lüleburgaz hattı üzerinde D-100
karayolu etrafında yerleĢmiĢ olan sanayi bölgesinin önemli bir kısmının Bölge içinde yer
almasıdır.
Hızlı geliĢmenin beraberinde getirdiği bu sıkıntıların azaltılması ve daha iyi bir sanayi
altyapısı sağlanması için Bölgede organize sanayi bölgelerinin (OSB) kurulmasına hız
verilmiĢtir. Bu süreçte kurulmuĢ olan 6 adet OSB‟nin günümüzde %50‟den fazlasının atıl
olması ve yeni OSB‟lerin kurulması için uygun alanların bulunması, Bölgeye yeni yerli ve
yabancı yatırımların gelmesini sağlayacak koĢulları oluĢturmaktadır. Özellikle AB‟nin
beĢinci geniĢleme dalgasının ardından, Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinin Birliğe dâhil
olması ile birlikte ücretlerde ve diğer bazı üretim maliyetlerindeki artıĢlar, nitelikli
çalıĢanları barındıran bir emek piyasasına sahip Türkiye‟yi ve özelde TR21 Trakya
Bölgesini yabancı yatırımcılar için cazip hale getirmiĢtir.
TR21 Trakya Bölgesinin tarımda öne çıkan birçok özelliği bulunmaktadır. ġöyle ki Bölge,
ayçiçeği ve çeltikte ülke üretiminin yarısından fazlasını karĢılamaktadır. Ayrıca, stratejik
bir ürün olan buğday üretiminde de yüksek verimiyle dikkat çekmektedir. Türkiye‟nin
yaĢadığı yağ açığı sorununun giderilmesine yönelik tedbirlerden biri olarak gündeme gelen
kanola üretiminde de TR21 Trakya Bölgesi Türkiye‟nin en önde gelen bölgesidir. Bahsi
geçen tüm bu ürünler bölgede kuru tarım yöntemi ile üretilmektedir ve bu da toprakların
verim açısından potansiyelinin yeterince değerlendirilememesi anlamına gelmektedir.
Verimi olumsuz yönde etkileyen bir diğer olgu ise, Bölgede uygulanan mono-kültür
tarımdır. Buna ek olarak, Bölge çiftçisinin tarımda verimliliği arttırmak için yoğun bir
Ģekilde kimyasal girdi kullanması, Bölgedeki tarımsal faaliyetler açısından bilimsel
yönlendirmelere ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.
Ġklim ve toprak koĢulları, sulama olanaklarının geliĢtirilmesi ile hemen hemen her çeĢit
ürünün Bölgede yetiĢtirilebilmesine olanak verecek özelliktedir. Katma değeri yüksek
ürünler ile üretim çeĢitliliğine gidilmesi Bölge üreticisinin gelir düzeyini iyileĢtirmede
önemli bir potansiyel sunmaktadır.
Bölgenin diğer bir özelliği, kökeni eskilere dayanan Ģarapçılık kültürüdür. Coğrafya,
toprak ve iklim özellikleri göz önüne alındığında, Bölge bağcılık ve Ģarap üretiminde
kullanılan üzüm yetiĢtiriciliği açısından çok Ģanslı bir bölgedir. Ancak, özel tüketim
vergisinin (ÖTV) yüksek olması sebebi ile Bölge Ģarap üreticileri, yabancı Ģarap üreticileri
ile rekabette zorlanmakta ve ayakta kalabilmek için hammadde maliyetlerini
kısmaktadırlar. Bu durum Bölgedeki üzüm üreticilerinin gelirini etkilemekte ve üreticiler
gelir getirmediği için Ģaraplık üzüm üretiminden vazgeçme eğilimine girmektedirler.
TR21 Trakya Bölgesi, büyükbaĢ hayvancılıkta Türkiye açısından özel bir öneme sahiptir.
Trakya'ya yapılan canlı hayvan sevklerine getirilen kısıtlamalar ve uygulanan aĢı
TR21 Trakya Bölgesinde küçükbaĢ hayvan sayısı, büyükbaĢ hayvan sayısına oranla daha
yüksek olmasına rağmen küçükbaĢ hayvancılığın Bölgede geliri nispeten düĢük bir faaliyet
olduğu görülmekte ve küçükbaĢ hayvan sayısı azalmaktadır.
TR21 Trakya Bölgesi, ülkemizin sahip olduğu beĢ adet bal arısı ırkından biri olan “Trakya
Arısı”na ev sahipliği yapma özelliğine sahiptir. Söz konusu ırk, Bölge iklim Ģartlarına
uyum sağlamıĢ bulunan “Karniol” ırkına (api mellifera carnica) genetik yakınlık
göstermektedir. Trakya arısının ırk özelliklerinin korunmasını sağlamak amacıyla, Tarım
ve KöyiĢleri Bakanlığı tarafından verilen 30.06.2010 tarih ve 29 sayılı olur doğrultusunda
Demirköy – Kofçaz – Vize – Istırancalar ile sınırlanan bir alan, gezici arıcılığa
kapatılmıĢtır. Ayrıca, söz konusu alanın tarımsal ve endüstriyel kirlilikten uzak olması,
organik arıcılık potansiyelini arttırmaktadır.
Bölgede üretim yapan firmalar, karĢılaĢtıkları önemli bir sorun olarak kalifiye çalıĢan ve
ara eleman sayısının yeterli olmamasını belirtmektedirler. Ġstanbul‟a yakınlık, nitelikli
iĢgücünün bölgeye çekilebilmesi konusunda bir avantaj sağlamaktadır. Öte yandan,
nitelikli iĢgücünün öncelikle sosyal yaĢam ve iĢ çevresi daha geliĢmiĢ durumda olan
Ġstanbul‟u tercih etmeleri, ikinci seçenek olarak Bölgedeki sanayi alanlarında çalıĢmaya
gelmeleri, TR21 Trakya Bölgesi için iĢgücü bakımından sorun oluĢturmaktadır. Çorlu ve
Çerkezköy gibi Ġstanbul‟a yakın olan sanayi bölgelerinde bu durum çok hissedilmemesine
rağmen göreceli olarak daha uzaktaki sanayi bölgelerinde daha fazla hissedilmektedir.
Benzer Ģekilde, Bölge üniversitelerinde eğitimlerini tamamlayan öğrencilerin büyük bir
kısmı öncelikle Ġstanbul‟da iĢ aramayı tercih etmektedir.
Bölgede faaliyet gösteren 3 üniversiteden sadece bir tanesi (Trakya Üniversitesi) kurumsal
yapısını tamamlamıĢ durumdadır. Namık Kemal Üniversitesi ve Kırklareli Üniversitesi
henüz kurumsal yapısını tamamlama aĢamasındadır.
Bölgenin baĢat sektörlerinden biri olan tarım sektöründe (bitkisel ve hayvansal üretim),
özellikle de bitkisel üretimde görülen yüksek mekanizasyon bölgenin tipik özelliklerinden
biri olup, bu durum TR21 Trakya Bölgesinin tarımsal mekanizasyon istatistiklerinde 26
Bölge arasında üçüncü konumda yer alması ile de resmilik kazanmaktadır.
Bu durumun altında yatan nedenler incelendiğinde, bölgenin göreceli olarak temel eğitim
seviyesi yüksek ve yeniliklere açık üretici profilinin etkin olmasının yanı sıra, tarımsal
üretimin sanayi karĢısındaki rekabet gücünü arttırmak için mekanizasyon kullanımını
refleks olarak geliĢtirdiği söylenebilir. Buradaki “refleks” kavramı önemlidir, zira Bölge
tarımında karĢılaĢılan bir takım yanlıĢ uygulamalar da üreticideki yüksek mekanizasyon
eğiliminin aslında bilimsel ve teknolojik temelli olmadığını göstermektedir.
Bölgedeki yoğun tarımsal mekanizasyon ile oluĢan karĢılıklı etkileĢim sonucu bitkisel
üretime mekanizasyon sağlayan sanayi de TR21 Trakya Bölgesinde geliĢmiĢ olup, henüz
çok baĢlarında olsa da bu durum kümelenmeye güzel bir örnek oluĢturmaktadır.
1
Altay, A. ve Pazarlıoğlu, M. V. (2007). “Uluslararası Rekabet Gücünde BeĢeri Sermaye: Ekonometrik
YaklaĢım”. Selçuk Üniversitesi Karaman İ.İ.B.F. Dergisi, 12: 96-108.
Bölgenin tarımsal üretim iĢletmeleri incelendiğinde, aile fertlerinin ücretsiz olarak istihdam
edildiği küçük, yarı-geçimlik ve bitkisel – hayvansal karıĢık üretim yapan aile
iĢletmelerinin baskın olduğu görülmektedir. Buna ek olarak, Türkiye‟nin genelinde olduğu
gibi TR21 Trakya Bölgesinde de kırsal kesimde artan nüfusa paralel olarak arazilerin
artmaması, miras paylaĢımı, alım-satım, kiracılık ve ortakçılık arazilerin küçülmesine ve
parçalanmasına neden olmaktadır. Çok ve küçük parçalı tarım arazilerinde toprak iĢleme,
sulama ve diğer temel tarımsal uygulamalar yetersiz kalmakta2 ve bu durum özellikle kuru
tarım yapan Bölge üreticilerinin gelirlerinin düĢük olmasına neden olmaktadır. AB
ülkelerindeki tarımsal iĢletme yapısı ile Türkiye‟deki iĢletme yapısının büyüklüğü ve
yapısı çok farklıdır. AB‟de ortalama iĢletme büyüklüğü 174 dekar iken, TR21 Trakya
Bölgesindeki iĢletmelerin %66‟sı 100 dekar altı iĢletmelerdir. Türkiye‟deki ve de dolayısı
ile bölgedeki tarımsal iĢletmeler ölçek ekonomisinin altında bulunan yapıları ve
sağlayamadıkları sermaye birikimi ile çağın gerektirdiği profesyonel yönetimin
uzağındadırlar.
Tarımsal üretim faaliyetinde bulunan üreticilerin; var olan üretim kaynaklarını daha etkin
kullanabilmeleri, tarımsal girdileri uygun koĢullarda temin edebilmeleri, modern tarım
teknolojilerini uygulayabilmeleri, ürünlerini en iyi Ģekilde değerlendirerek
pazarlayabilmeleri ve kamu hizmetlerinden daha etkin yararlanabilmelerinin bir diğer yolu
da örgütlenmektir. Bölgedeki tarımsal kooperatif ve birliklerin sayısı oldukça yüksek
olmakla birlikte, bu üretici örgütlerinin iĢlevsel açısından daha etkin hale gelebilmesi için
kurumsallaĢma düzeylerinin arttırılmasına ihtiyaç vardır. Zira AB ülkelerindeki ekonomik
ve mesleki çiftçi örgütlenmesine bakıldığında, bu örgütlerin en ileri düzeye ulaĢmıĢ ve
ulusal boyutları aĢan yatay ve dikey entegrasyonlarını birlik bazında gerçekleĢtirerek AB
karar alma sürecinde aktif bir rol üstlenmiĢ oldukları görülmektedir3.
Bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye‟de de ekonominin temel direği küçük ve orta ölçekli
iĢletmelerdir. KOBĠ‟lerin çoğunluğunu ise aile Ģirketleri oluĢturmaktadır. TR21 Trakya
Bölgesinde öne çıkan sektörler tekstil, gıda ve deri iĢleme olup; Tekirdağ, Edirne ve
Kırklareli‟den sorumlu KOSGEB Tekirdağ Hizmet Merkezi Müdürlüğü verilerine göre
bölgedeki KOBĠ statüsündeki iĢletmelerin oranı %99,9‟dur. Türkiye genelinde olduğu gibi
2
1/100.000 Ölçekli Trakya Alt bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı, Plan Analitik Raporu,
Ağustos 2009
3
Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı TR 2 Batı Marmara Bölgesi Tarım Master Planı, 2007.
TR21 Trakya Bölgesi, tarım ve tarıma dayalı sanayi açısından da doğal bir kümelenmeye
ev sahipliği yapmaktadır. Bölgenin önemli tarım ürünleri olan buğday, ayçiçeği, çeltik ve
süte karĢılık un ve unlu ürünler, yağ, pirinç ve süt ve süt ürünleri sanayileri bölgede
geliĢmiĢtir. Ancak planlama ve yönlendirme stratejilerinde görülen eksiklilere bağlı olarak,
doğal olarak geliĢen bu sanayi yapısında da talep – hammadde tedariki – üretim kapasitesi
denkleĢtirmesi ve geleceğe yönelik projeksiyonlar göz önüne alınmamıĢ, bu da bölgedeki
tarıma dayalı sanayi iĢletmelerinin hâlihazırda kurulu kapasitelerinin çok altındaki bir
düzeyde faaliyet göstermeleri ile sonuçlanmıĢtır.
Bölgenin ikili yapısı göz önüne alındığında pazarlama durumunu da tarım ve sanayi olarak
ayrı baĢlıklarda incelemek uygun bir yaklaĢım olacaktır.
Türkiye'de tarımsal ürünlerin pazarlanmasında doğrudan ve dolaylı olarak çok fazla sayıda
kiĢi, kurum ve kuruluĢ faaliyette bulunmaktadır. Bunlar arasında Tarım ve KöyiĢleri
Bölgede üretilen tarımsal ürünlerin ihracatı yok denecek kadar azdır. Bölgede üretilen
buğday ve ayçiçeği yine bölgede bulunan un ve yağ fabrikalarında iĢlenmektedir. Un
sanayi bölgenin geliĢmiĢ sektörleri arasında yer almakta ve yurt dıĢından buğday ithal
edilerek karĢılığında un ihracatı da yapılmaktadır4. Yağ sektöründe olduğu gibi, bölgenin
bir diğer stratejik ürünü olan çeltikte de iç talebin karĢılanması için her yıl belirli
miktarlarda pirinç ithal edilmekte, buna paralel olarak bölgede üretilen pirinç de iç
piyasada tüketilmektedir. TR21 Trakya Bölgesinde elde edilen süt ve süt ürünlerine
yurtdıĢından ciddi bir talep bulunmamaktadır. TR21 Trakya Bölgesinde elde edilen süt ve
süt ürünlerine yurtdıĢından ciddi bir talep bulunmamaktadır. Bu konudaki en büyük sıkıntı
bölgede üretim yapan büyük iĢletmelerin üretim koĢullarının iyi olmasına karĢın AB‟nin
Türkiye‟den süt ve süt ürünleri ithalatı yapmamasıdır. Avrupa Komisyonu Sağlık ve
Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü (DG SANCO) tarafından 2006 – 2007 yıllarında
Türkiye‟de gerçekleĢtirilen misyon incelemeleri sonucu hayvan sağlık kontrolleri, ham
materyal kontrolleri (ham süt ve süt ürünleri), Ģap hastalığının görüldüğü ülkelerde üretilen
süt ürünleri için gerekli olan uygulama koĢulları (örn. ısı uygulaması) ve uygunsuz ya da
sahte uygulamaların etkili bir Ģekilde gösterilmesi için yetkili otoritelerin kapasitesi
alanlarında AB koĢullarının sağlanmadığını tespit edilmiĢtir5.
4
KubaĢ, A., “Industry and Environmental Problems in Thrace Area”, World Newspaper, 05.06.2003
5
http://www.beslenme.saglik.gov.tr/content/files/yayinlar/sunumlar/sut_ve_osteoporoz/9.pdf (EriĢim tarihi:
22.08.2010)
TR21 Trakya Bölgesi tarımsal stratejilerinden biri olarak ürün çeĢitliliğine gidilmesi
gerekliliği uzun zamandan beri gündeme getirilen bir konudur. Gerek alternatif ürünler
olan sebze ve meyvenin, gerekse bölgenin güçlü bir potansiyele sahip olduğu süt ve süt
ürünlerinin gelecekte değerlendirilmesine yönelik planlar yapılırken AB Ortak Tarım
Politikası önemli bir belirleyici etken olarak yer almaktadır. AB Ortak Tarım Politikası‟nın
üye ülkelerde de iĢleyebilmesi, çiftlik muhasebe sistemi veri ağının oluĢturulması, ortak
pazar ürünlerine entegrasyon, kırsal kalkınma, hayvan sağlığı, gıda kalitesi ve gıda
güvenliğinin korunması gibi konularda bir takım yükümlükler altına girilmesini
gerektirmektedir. Bu açıdan bakıldığında, TR21 Trakya Bölgesindeki mevcut ve kurulması
planlanan iĢletmelerin üretim ve pazarlama süreçlerindeki bu yükümlülükleri yerine
getirebilmelerini sağlayacak tedbirler alınmadığı sürece bu süreçten olumsuz etkilenmeleri
kaçınılmazdır.
TR21 Trakya Bölgesinin öne çıkan diğer sektörü olan sanayideki pazarlama durumuna
bakılacak olursa, dünya tekstil ihracatı içinde Türkiye‟nin önemli bir payı bulunduğu
görülmektedir. Türkiye kurulu kapasite açısından da dünyada sayılı ülkeler arasına
girmiĢtir. Türkiye‟deki tekstil iĢletmelerinin önemli bir bölümü Tekirdağ ili sınırları
içerisinde faaliyet göstermektedir. Benzer Ģekilde, bölgede üretim değeri ve ihracat
olanakları açısından deri sanayi çok önemli bir sektör olup, en fazla döviz sağlayan
iĢletmelerin baĢında gelmektedir. Deri ve tekstil sektörlerindeki Bölge firmalarının ihracat
yaptığı ülkelerin baĢında AB ülkeleri, Rusya ve Ukrayna gelmektedir.
KüreselleĢen dünyada, ekonomilerin daha fazla entegre hale gelmesiyle hız unsuru ön
plana çıkmıĢ ve lojistik faaliyetlerin sanayi ürünlerinin iç ve dıĢ piyasalara
pazarlanmasında önemi artmıĢtır. Farklı taĢıma modlarını entegre eden modlar arası
taĢımacılık sistemleri, lojistik faaliyetler için önemli olmaya baĢlamıĢtır. Coğrafi anlamda
Avrupa‟yı Asya‟ya bağlayan bir köprü niteliğinde olan TR21 Trakya Bölgesi farklı taĢıma
modlarının kesiĢtiği bir geçiĢ bölgesidir. Bunun yanı sıra, Türkiye‟nin toplam ihracatının
%46‟sı ve toplam ithalatının %40‟ını AB üyesi 27 ülke ile gerçekleĢtirmekte olup, dıĢ
ticaretimizde Avrupa‟nın payının bu kadar büyük olması ve bunun yanında Ġstanbul gibi
bir pazara yakınlığı da TR21 Trakya Bölgesinin pazarlama açısından jeo-ekonomik
konumunu daha önemli hale getirmektedir. Tüm bu potansiyeline karĢın bölgede lojistik
sektörünün yeterince geliĢmemiĢ olmasının altında çeĢitli sebepler yatmaktadır. Bunlar
arasında en önemlileri olarak bölgede lojistik sektöründe görülen firma eksikliği, lojistik
hizmetine ihtiyaç duyan iĢletmelerdeki yanlıĢ lojistik algısı sebebiyle bu konuda
profesyonel çözüm arayıĢına girmemeleri ve bölgede lojistik konusunda yaĢanan
koordinasyon eksikliği sayılabilir.
TR21 Trakya Bölgesinde önemli bir potansiyele sahip olan turizm sektöründe de
pazarlama sorunları yaĢanmaktadır. Bu sektörde en önemli pazarlama sorunu etkin tanıtım
yapılamamıĢ olmasıdır. TR21 Trakya Bölgesi kültürel çeĢitliliğin, tarihi yapıların ve doğal
güzellikleri barındıran yapısı ile kültür turlarının, doğa sporlarının, deniz turizminin, agro-
turizmin ve benzeri aktivitelerin yapılmasına uygun koĢullara sahiptir. Sektörde tanıtım ve
pazarlamaya etkin hale getirecek markalaĢma eksikliği bulunmaktadır. Örneğin Edirne ili
sahip olduğu tarih turizmi potansiyeli, sağlık hizmetleri ve önemli stratejik konumu sebebi
ile küresel ölçekte geliĢtirilecek “marka kent” fonksiyonuna sahiptir.
6
Albayrak, M. ve Dölekoğlu C. (2006). “Gıda Perakendeciliğinde Market Markalı Ürün Stratejisi”. Akdeniz
İ.İ.B.F. Dergisi, (11): 204-218.
Ġleri teknoloji kullanan ve katma değeri yüksek olan üretiminin bölgeye çekilebilmesi için
bölgede inovasyonun kültürünün oluĢturulması ve inovasyon merkezlerinin oluĢturulması
gereklidir. Yüz yüze görüĢme tekniği ile yapılan çalıĢmalar bölgedeki üreticilerin
inovasyon kültürüne ve proje hazırlama bilgi ve tecrübesine sahibi olmadıkları ve konu ile
ilgili desteklerden haberdar olmadıkları sonuçlarını ortaya çıkarmıĢtır. Ayrıca üniversite –
sanayi iĢbirliğinin inovasyon faaliyetlerine istenilen etkinlikte olmadığı, sosyal iĢbirliği
ağlarının zayıf olduğu ifade edilmiĢtir.
OSB‟lerin güçlü bir arıtım altyapısına ve etkin bir iĢleyiĢine kavuĢmuĢ olması
OSB‟lerin tam doluluk oranına kavuĢmuĢ olmaları,
Bölgedeki tüm sanayinin OSB‟ler bünyesinde faaliyet göstermeye baĢlamıĢ olması,
Bölgede kirlilik yaratmayan yoğun teknoloji kullanan sanayinin ağırlık kazanmıĢ
olması
olarak belirtilebilir.
Tarım ve sanayi ile birlikte bölgenin önde gelen üçüncü sektörü olmaya aday turizm
konusunda bölgenin gelecekteki projeksiyonu;
Turizmin TR21 Trakya Bölgesinde baĢat sektörlerden biri haline gelmiĢ olması,
Turizm alt hizmetlerinin geliĢmiĢ olması,
Trakya‟nın turizm markası haline gelmiĢ olması,
Bölge ekonomisinde ve istihdam yaratmada turizmin vazgeçilmez bir sektör haline
gelmiĢ olması,
Bölgenin hem ulusal hem de uluslararası yatırımlar için cazibe merkezi haline getirilmiĢ
olması tarım, sanayi ve turizm sektörlerinin yukarıda belirtilen nitelikleri kazanması için
bir ön Ģart durumundadır. Bunun içinse bölgenin ulaĢım ve lojistik altyapısının
güçlendirilmiĢ olmasının yanı sıra ulusal ve uluslararası platformlarda tanınırlığının
arttırılmıĢ olması gereklidir. Bölgeden çıkacak markalaĢmıĢ ürünler de bu tanınırlığın
sağlanmasında etkin rol oynayacaktır.
Oldukça uzun bir süredir çevre sorunları ile iç içe yaĢayan Bölge için en ağır basan
kavramlardan biri de çevresel sürdürülebilirliktir. Çevresel sorunların en önemli kaynakları
olan sanayi ve tarımda çevre dostu teknolojilerin ve yenilenebilir enerjilerin kullanımının
yaygınlaĢması bölgede kalkınmanın sürdürülebilirliğinin sağlanmasında önemli
etmenlerden biri olacaktır.
Bölgenin günümüze kadar çeĢitli yollarla sağlanan fon kaynaklarını kullanmada yetersiz
kaldığı görülmektedir. Fon/yatırım kaynaklarını takip edip değerlendirmeye yönelik
eylemleri kaliteli ve zamanında gerçekleĢtirecek etkin mekanizmaların kurulması bölgenin
bundan sonra söz konusu finans kaynaklarını değerlendirmesinde katalizör görevi
üstlenecektir.
GeliĢmiĢ ülkelerde tarımsal üretimin önemini kaybetmesi, sanayi üretiminin bir zirveye
ulaĢtıktan sonra büyüme hızının düĢmesi ve hizmetler sektörünün milli gelir içindeki
payının büyümesi eğilimi, Türkiye ekonomisinde de görülmektedir. TÜĠK‟in 2006 yılı
gayri safi katma değer verileri tarım sektörünün milli gelir içindeki payının %9‟a
gerilediğini, sanayi sektörünün payının %28 civarında bir zirvede sabit bir seyir izlediğini
ve hizmetler sektörünün payının %62,4 seviyesine ulaĢtığını göstermektedir. Türkiye
genelindeki üretimin teknolojik seviyesi geliĢmiĢ ülkeler düzeyinin altında kalmaktadır.
Bununla beraber orta ve düĢük teknoloji kullanan bazı sektörlerde üretimin doğu ülkelerine
doğru kaydığı, Avrupa‟daki bazı üretimlerin ise nitelikli ve Avrupa Birliği üyesi
ülkelerine göre daha ucuz emeğe sahip olan Türkiye‟ye doğru kaydığı görülmektedir.
2006 yılında bölgenin yarattığı gelirin içinde tarımın payı %12,5, sanayinin payı %34 ve
hizmet sektörünün payı ise %53,5‟tir. Tarımda ve sanayide Türkiye ortalamasının üzerinde
bulunan bölge, hizmetler sektöründe %10 kadar altında bulunmaktadır. Bu durum hizmet
yoğun olan turizm sektörünün bölgede sınaî ve tarım üretiminin çok ardında kalmasının,
kent merkezlerinde ve deniz kenarında bulunan beldelerde sosyal yaĢamın geliĢiminin
yeterince baĢarılamamasının önemli bir göstergesi olarak görülebilir.
26 Düzey-2 bölgesi arasında milli gelire en fazla katkıda bulunma kriterine göre yapılan
sıralamada TR21 Trakya Bölgesi tarımsal üretimde 15‟inci, sanayi üretiminde 9‟uncu ve
hizmetler sektöründe ise 12‟inci sıradadır. Bütün sektörlerin toplamında yapılan sıralamada
ise Bölge 11. sırada yer almaktadır. Bölgede sanayi üretiminde bir yoğunlaĢmanın olduğu
ve Bölge topraklarının büyük bir bölümünün tarıma elveriĢli olduğu düĢünüldüğünde,
Bölgenin potansiyelinin altında bir gelir yarattığı görülmektedir.
Bölgede tarım üretiminden elde edilen gelir 2004-2006 dönemi arasında sabit kalırken
sanayiden elde edilen gelir %46 büyümüĢ, hizmet sektöründen elde edilen gelir ise %50
büyüme göstermiĢtir. Ürün fiyatlarındaki artıĢlar da göz önüne alındığında, tarım
sektöründen elde edilen reel gelirin küçüldüğü, hizmet ve sanayi sektöründen elde edilen
reel gelir artıĢlarının belirtilen rakamlardan daha düĢük olduğu görülmektedir.
1.500.000 Kırklareli
1.000.000 Tekirdağ
TR21 Trakya
500.000
0
Kaynak: TÜĠK Gayri Safi Yurt Ġçi Milli Hâsıla Verileri 1987-2001.
Bölge illeri içinde sanayi üretiminin daha yoğun olduğu Tekirdağ ilinin yarattığı milli
gelirin Edirne ve Kırklareli‟ne göre daha fazla olduğu ve göreceli olarak daha hızlı büyüme
eğilimine sahip olduğu Ģekilde görülmektedir. Edirne ve Kırklareli illerinin dıĢarıya göç
vermesi, Tekirdağ ilinin ise dıĢarıdan göç alması bu istatistikle birlikte anlam
kazanmaktadır.
Hali hazırda daha önce bahsedilen handikaplara sahip olan Bölge, “Yatırımlarda Devlet
Yardımları Hakkında Karar” hükümleri çerçevesinde sosyo-ekonomik geliĢmiĢlik kriterleri
baz alınarak hazırlanmıĢ dört Bölge sınıflaması içerisinde en geliĢmiĢ Bölge olarak kabul
edilen 1. sınıf bölgeler arasında yer almıĢtır. Bu sebeple, Bölgeye gelecek sanayiciler ilgili
kanun çerçevesinde verilen teĢviklerden diğer bölgelerde yatırım yapan sanayicilere oranla
daha az yararlanmakta, bu da bölgenin rekabetçilik unsurlarını olumsuz etkilemekte ve
bölgenin ekonomik kalkınması yolunda önemli bir dezavantaj oluĢturmaktadır.
Bölgedeki nüfusun büyük bir bölümünün tarımsal üretimde olmasına rağmen tarımdan elde
edilen gelirin giderek küçülmesi tarımsal üretimindeki genç nüfusun sanayi bölgelerine
doğru kaymasına ve dolayısıyla da emek gücünün tarımdan sanayiye geçmesine neden
olmaktadır. 2004-2009 yılları arasında tarımda çalıĢan emek gücünün toplam içindeki payı
%34,2‟den %22,2‟ye gerilemiĢ, aynı dönemde sanayide çalıĢan emek gücünün toplam
içindeki payı %26,5‟ten %32,6 gibi Türkiye ortalamasının da (%25,3) üstünde bir rakama
ulaĢmıĢtır. Hizmet sektöründe çalıĢan emek gücünün oranı ise daha az bir artıĢ göstererek
%21,2‟den %24,7‟ye yükselmiĢtir.
Ġstihdam sayıları Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli ili toplamları olarak incelendiğinde 2005-
2006 yıllarında yaĢanan düĢüĢ haricinde genel bir artıĢ trendi olduğu gözlenmektedir.
Ġstihdam sayı ve oranları TR21 Trakya Bölgesi için ekonomik faaliyetlere göre
incelendiğinde ise, 2008 yılına kadar sürekli artan sanayi alanındaki istihdam payının 2009
yılında %2 oranında gerilediği, 2004-2008 yılları arasında azalan tarım alanındaki
ĠĢsizlik, 2008 yılı sonunda baĢlayan ve 2009 yılı boyunca en zor zamanları yaĢatan küresel
ekonomik kriz süresi ve sonrasında TR21 Trakya bölgesinin en önemli sorunlarından birini
oluĢturmaktadır. 2005 ve 2006 yıllarında 47.000 olan iĢsiz sayısı 2007 yılında azalarak
45.000‟e düĢmüĢ; ancak 2008 ve 2009 yıllarında toplamda %80 artarak 83.000 kiĢiye
ulaĢmıĢtır. Aynı Ģekilde 2007 yılında %8,22 ile Türkiye ortalaması %10,23‟ün altında olan
TR21 Trakya Bölgesi iĢsizlik oranı 2008 yılında %11,26 ile Türkiye ortalamasının üzerine
çıkmıĢ; 2009 yılında da %13,06‟ya yükselmesine rağmen Türkiye iĢsizlik oranı %14,03‟ün
altında kalmıĢtır. Bu karĢılaĢtırmalardan son ekonomik krizin Tekirdağ, Edirne ve
Kırklareli illerini Türkiye genelinden çok daha olumsuz yönde etkilediği sonucuna
varılmaktadır.
Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli genelinde uzun dönemli iĢsizlik de önemli bir sorun teĢkil
etmektedir. Uzun dönemli iĢsiz sayıları Türkiye için yıllar itibari ile azalma eğiliminde
olmasına rağmen, TR21 Trakya Bölgesi için sürekli artmaktadır. TR21 Trakya
Bölgesindeki sürekli iĢsiz sayısının Türkiye toplamı içindeki oranı %1,2‟den %2,41‟e
çıkmıĢtır. Aynı dönemdeki değiĢim incelendiğinde, Türkiye genelinde uzun dönemli iĢsiz
sayısı %5,2 azalarak 919.000 kiĢiden 871.000 kiĢiye düĢmüĢ; TR21 Trakya Bölgesinde ise
%91 oranında artarak 11.000 kiĢiden 21.000 kiĢiye çıkmıĢtır.
Bölgenin tarım ve sanayi eksenli ikili bir yapıya sahip olması, sanayi üretiminin Bölge
üzerinde giderek artan bir Ģekilde baskı yaratmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte,
tarım ve hayvancılıktan elde edilen gelirlerin azalması, tarımsal iĢgücünün özellikle genç
çalıĢanların sayısındaki düĢüĢ, tarıma dayalı sanayinin hammadde ihtiyaçlarının Bölge
içindeki hammadde üretimi ile karĢılanamaması, Bölgenin yaĢadığı bazı makroekonomik
istikrarsızlıkların nedenleri arasında gösterilebilir.
TR21 Trakya Bölgesi genelinde tarımsal ürünlerin iĢlendiği küçük iĢletmelerle baĢlayan
sanayileĢme, özellikle yakın bölgenin sanayi ve cazibe merkezi konumunda olan
Ġstanbul‟un sanayi yükünün çevre kentlere kaymaya baĢlaması sonucu, 1980‟li
yıllardan itibaren ivme kazanmaya baĢlayarak, 2010 yılı itibariyle bünyesinde 1.809
sanayi kuruluĢunu barındırır hale gelmiĢtir.
Bölgede sanayi siciline kayıtlı 1.809 iĢletmenin 1.277 adedi Tekirdağ, 265 adedi
Edirne ve 267 adedi Kırklareli illerinde yer almaktadır. Tekirdağ bölgede sanayinin
%70‟ini bünyesinde barındıran yoğunlaĢması noktası olarak ön plana çıkmaktadır.
Tekirdağ, Bölge genelinde sahip olduğu bu güçlü sanayi varlığı ile “Türkiye Ġmalat
Sanayi GeliĢmiĢlik Sırasında” 5. sırada yer alırken, Kırklareli 14. sırada, Edirne ise
30. sırada yer almaktadır. URAK tarafından yapılan “Ġller Arası Rekabet Endeksinde”
de Tekirdağ ülke genelinde 7.sırada yer alarak bölgenin en rekabetçi ili iken, 25. ve
Kırklareli 28. sırada yer almaktadır.
“TOBB Sanayi Veritabanı” kayıtlarına göre bölgede ağırlıklı olarak tekstil ve gıda
sanayi ön plana çıkmaktadır. Tekstil, örme, konfeksiyon ve deri sanayinde bölgede
toplam 680 iĢletme yer alırken gıda, içki ve tütün sanayinde toplam 675 iĢletme
faaliyet göstermektedir. Bölgede sanayi siciline kayıtlı firmaların dağılımına göz
atıldığında ise yine tekstil, dokuma, giyim ve deri sanayi %33‟lük pay ile ilk sırada
yer alırken onu, %23‟lük payla gıda, içki ve tütün sanayi, %11‟lik payla taĢ, toprak ve
maden sanayi, %10‟luk paylarla makine, teçhizat, otomotiv yan sanayi ile plastik,
kimya, boya ve cam sanayi takip etmektedir.
Türkiye, kurulu kapasite açısından tekstil sektöründe dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer
almaktadır. Türkiye‟deki tekstil iĢletmelerinin önemli bir bölümü ise, %3,32‟si, TR21
Trakya Bölgesi özelinde Tekirdağ ilinde yer almaktadır. Bölgede tekstil sanayi ağırlıklı
olarak; iplik, dokuma ile örme sanayi alt sektörlerine yoğunlaĢmıĢ durumda olup, sektör
ileriki dönemde yapılabilecek olan kümelenme çalıĢmaları ile çevreye duyarlı olarak
geliĢtirilebilir bir yapıdadır.
Ülke genelinde olduğu gibi, Bölge özelinde de iĢgücü maliyetleri tekstil ve özellikle
konfeksiyon sektöründe üretim maliyetleri içinde önemli pay almaktadır ve geliĢmiĢ
ülkelerin geliĢmekte olan ülkeler karĢısında rekabet avantajını kaybetmesinin en önemli
nedenlerinden biri iĢgücü maliyetleridir. Çin, Hindistan ve Endonezya gibi ülkeler geliĢmiĢ
ülkeler ve Türkiye‟ye karĢı iĢgücü maliyeti bakımından önemli bir avantaja sahip olup, bu
avantajın önümüzdeki yıllarda devam edeceği açıktır. Bunun için öncelikle, sektördeki tüm
mesleklerin iĢ tanımları yapılarak, iĢgücü ihtiyacı duyulan ve/veya iĢgücü ihtiyaç fazlası
olan alanlar belirlenmelidir. Aynı zamanda, meslek liselerinde gereğinden fazla açılmıĢ
olan çeĢitli tekstil ve hazır giyim programları gözden geçirilmeli, bu programlarda görev
alan meslek dersi öğretmenlerinin nitelikleri iyileĢtirilmeli, ders programları
güncelleĢtirilmelidir. Bölge üniversiteleri tekstil sektörü ile yakın iĢbirliği içinde olmalı ve
bu Ģekilde bilgili, becerikli teknik elemanlar yetiĢtirilmelidir. BaĢta Ar-Ge olmak üzere
kaliteli hammadde ve iĢgücünün verimliliğini artıracak eğitim yatırımları gibi alanlarda,
gerek devletin gerekse sektör oyuncularının bugünkünden daha fazla kaynak aktarması
zorunludur.
Tekstil sektörünün en çok katma değer sağlayan süreçleri tasarım, marka üretme ve
pazarlama süreçleridir. Bu itibarla, dünya çapında modacı ve tasarımcıların ülke dıĢından
istihdam edilmesi ve yerli tasarımcıların yetiĢtirilmesi, dünya çapında büyük mağazalar
zincirlerinin oluĢturulması ve mevcutlarla ortaklıklar kurulması gibi konularla ilgili
stratejiler geliĢtirmelidir. Bu vesile ile bölgedeki oyuncuların da sinerjik bir etkileĢim
içinde olacakları ve bu durumun rekabet güçlerine olumlu yansıyacağı kaçınılmazdır.
Bölgede tekstilden sonra hâkim sanayi sektörü konumundaki gıda sektörü içerisinde
ağırlıklı payı un sanayi ile süt ürünleri sanayi almaktadır. Bölgede üretilen buğday ve
ayçiçeği yine Bölgede bulunan un ve yağ fabrikalarında iĢlenmektedir. Bölgede; gıda, içki
Geleneksel gıdalar, dünyada önemi son yıllarda artan bir alandır. TR21 Trakya Bölgesi de
geleneksel gıdalar açısından zengin bir bölgedir. Hardaliye, Tekirdağ köftesi, Hayrabolu
tatlısı, Edirne peyniri akla ilk gelen geleneksel ürünlerdir. Bu ürünlerin markalaĢmasının
önünü açacak tedbirlerin geliĢtirilmesi ile Bölge ekonomisine ve tanıtımına önemli katkılar
sağlanacaktır.
Bölge tekstil ve gıda sanayi dıĢında beyaz eĢya, ilaç ve kimya sanayinde küresel ölçekte
güçlü Ģirketlere ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle Çerkezköy OSB sahip olduğu stratejik
konum ve güçlü altyapısı ile birçok dünya markasını barındırmakta buda bölgenin
rekabetçiliğine katkı sağlamaktadır. Nitekim Çerkezköy OSB ve Avrupa Serbest Bölge
içerisindeki yeni yatırımlarda bu tezi doğrulamaktadır.
Bir bölgenin rekabet üstünlüğü unsurlarının baĢında gelen altyapı, Bölgenin göreli olarak
sahip olduğu güçlü ulaĢım, enerji, haberleĢme ve lojistik gibi yönler itibariyle çeĢitli
üstünlükleri barındırmaktadır. Ancak sözü edilen altyapı unsurları, Bölge genelinde
homojen bir dağılım göstermemektedir. Bölgenin Ġstanbul hinterlandı içerisinde kalan
Çerkezköy, Çorlu, Lüleburgaz ilçeleri arasında kalan bölümü sanayi için güçlü bir altyapı
imkânı sunarken, Bölgenin Batı ve Kuzey aksı içerisinde yer alan OSB ve diğer sanayi
alanlarının özellikle ulaĢım, enerji ve arıtma tesis altyapısı yönünden geliĢtirilmeye ihtiyacı
bulunmaktadır.
Yine bölgede özellikle Çerkezköy-Çorlu-Lüleburgaz aksı üzerinde OSB dıĢında yer alan
sanayi varlığının özellikle arıtma tesisi konusunda altyapı eksikleri bulunmaktadır. Bu
bölgede yer alan plansız sanayi varlığının kontrollü bir yapıda muhafaza ve geliĢimine
imkân vermek üzere bir planlama çalıĢması sanayi altyapısının güçlendirilmesi amacıyla
yürütülecek öncelikli konular arasındadır.
ĠĢletme büyüklükleri
Ġllerin 2002 yılı verilerine göre Türkiye içerisinde imalat sanayinde yoğunlaĢma
katsayılarına bakıldığında Edirne ilinin, gıda ürünleri, içecek ve tütün imalatı, tekstil ve
tekstil ürünleri imalatı ve ağaç ürünleri imalatında; Kırklareli ilinin gıda ürünleri, içecek ve
tütün imalatı, tekstil ve tekstil ürünleri imalatı ve metalik olmayan diğer mineral ürünlerin
imalatında; Tekirdağ ilinin ise tekstil ve tekstil ürünleri imalatı, deri ve deri ürünleri imalatı
ve elektrikli ve optik donanım imalatı sektörlerinde yoğunlaĢma katsayısının daha yüksek
bir değer aldığı görülmektedir.8
Devlet Planlama TeĢkilatı‟nın “Ġllerde Öne Çıkan Sanayi Sektörleri” araĢtırması sonuçları
Bölge illeri ölçeğinde incelendiğinde;
Edirne ilinde “gıda ürünleri ve içecek imalatı”, “tekstil ürünleri imalatı”, “giyim eĢyası
imalatı”, “kürkün iĢlenmesi ve boyanması” ile “madencilik ve taĢocakçılığı” sektörleri ön
plana çıkmaktadır. Ġldeki bu sektörlerde alt sektör bazında öne çıkan alanlar;
7
2002 Sanayi ve ĠĢyerleri Sayımı, DĠE
8
1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı
Tekirdağ ilinde “gıda ürünleri ve içecek imalatı”, “tekstil ürünleri imalatı”, “giyim eĢyası
imalatı ve kürkün iĢlenmesi ve boyanması”, “derinin tabaklanması ve iĢlenmesi”, “makine
ve teçhizat imalatı” sektörleri ön plana çıkmaktadır. Ġldeki bu sektörlerde alt sektör bazında
öne çıkan alanlar;
Elektrik-elektronik sektörü
TR21 Trakya Bölgesi elektrik-elektronik sektörü incelemesinde, sektörün beyaz eĢya alt
sektörü dıĢında kalan kısmı ile ilgili kayda değer bir yapıya rastlanmamıĢtır. Girdi
koĢulları, nitelikli iĢgücünün hem ucuz hem de nicelik ve nitelik olarak yeterli olması ve
hammadde tedarikinde sorun yaĢanmaması, Avrupa‟ya yakınlık ve yeterli altyapı
avantajlarının yanında hammaddede dıĢa bağımlı olunması, gibi dezavantajlara sahiptir.
Talep koĢulları elektronik sektörünün en güçlü yanını oluĢturmaktadır. Yüksek küresel
talep, AB ve Ġstanbul pazarlarına yakınlık sektörün üretim ve ihracat performansını
tetikleyen önemli değiĢkenlerdir.
Sektörde dıĢsal bir faktör olarak yer alan devlet, yüksek vergi oranları, denetim zaafları,
karıĢık mevzuat ve bürokrasi nedeni ile sektörü olumsuz yönde etkilemektedir. Bununla
birlikte yeni Ar-Ge Kanunu sektör açısından umut vermektedir; ayrıca Ġstanbul BüyükĢehir
Belediyesi‟nin Ġstanbul‟daki sanayiyi il dıĢına çıkarma projesi, Bölgeyi bu sanayinin bir
kısmının taĢınması muhtemel yerlerden en caziplerinde biri haline getirmiĢtir.
Otomotiv sektörü
Otomotiv sektörü, bölgede son yıllarda öne çıkan sanayilerden birisi olarak göze
çarpmaktadır. Günümüzde, baĢta HEMA Endüstri A.ġ. olmak üzere 20‟ye yakın farklı ürün
imalatı gerçekleĢtiren otomotiv yan sanayii firması faaliyet göstermektedir.
Otomotiv ve yan sanayi sektörü Bölge genelinde orta düzey rekabetçiik arz etmekte olup,
sektörde rekabetçiliğin artırılabilmesi için, sektör özelinde KOBĠ tarzı firmaların
faaliyetleri teĢvik edilmeli ve bölgeye çekilmelidir.
Her ne kadar bölgede bulunan oyuncu sayısı az görülse bile, sektörün otomotiv
kümelenmesi içinde yer alması ve önemli altyapı özelliklerini bünyesinde barındırması,
son yıllarda küresel otomotiv oyuncularının yeni üretim üssü olarak Türkiye‟yi tercih
etmesi, bölgenin mühendislik iĢgücüne dayalı kültüre sahip olması, aynı zamanda Ġstanbul
metropolitan alanına ve Avrupa‟ya olan coğrafi yakınlığı (talep açısından) önemli rekabet
avantajı sağlamaktadır.
Bölgede süt ve süt ürünleri sektöründe faaliyet gösteren iĢletmelerin ürün çeĢitlendirme ve
fiyatlandırma çabaları bulunmakla birlikte yetersiz seviyededir. Bu durumda bölgede
faaliyet gösteren süt ve süt ürünleri iĢletmelerinin sektörün bir bütün olarak rekabetçilik
gücünü artırması, yeni iĢletme stratejileri, yapısal değiĢiklikler, devlet politikalarında
ileride meydana gelebilecek olumlu değiĢmeler, girdi koĢullarının iyileĢtirilmesi, süt ve süt
ürünleri ile ilgili diğer faaliyet ve destekleyici kuruluĢların çabalarıyla mümkün olabilir.
Bu kapsamda ildeki tüm paydaĢların iĢbirliği yapmaları ve birlikte hareket etmeleri önem
arz etmektedir.
TR21 Trakya Bölgesinde Tekirdağ ili Türkiye‟de tarım makineleri üretiminde öne çıkan
Ģehirlerden birisidir. Bölgenin tarım kültürüne bağlı olarak tarım makineleri üretimi ve
tüketimi bulunmaktadır. Ġlde sektörün rekabetçilik düzeyi yüksek seviyedir. Ancak
sektörün gücünün artırılması amacıyla; üreticilerin öncelikle üretim ve ekipman sürecine
yönelik teĢviklere ihtiyacı bulunmaktadır.
Bölge için tarım makineleri sektörüne yönelik özel bir stratejinin belirlenmesi ve stratejiyi
hayata geçirecek yol haritası ile birlikte özel yerel bir mali paket oluĢturularak rekabet
gücünün geliĢtirilmesi büyük önem taĢımaktadır.
Et ve et ürünleri sektörü
Ayrıca bölgede hayvan yetiĢtiricilerinin karĢı karĢıya olduğu en önemli sorun girdi
maliyetlerinin artmasına yol açan yem bitkileri üretiminin, çayır ve mera alanlarının ilde
yetersiz olması ve bu yüzden et ve süt verimini olumsuz etkileyen kalitesiz hayvansal
yemlerin kullanılmasıdır. Bölgede faaliyet gösteren hayvancılık iĢletmelerinin genelde
küçük ölçekli geleneksel aile iĢletmeleri Ģeklinde olması, hem üretim maliyetlerini
artırmakta hem de üretimin kalitesini iyileĢtirmeye yönelik giriĢimleri sınırlamaktadır.
Tüm bu sebeplerle sektörün rekabetçilik gücü düĢük olmakla birlikte, son dönemde sektöre
talebin artıĢ eğiliminde olması sektörün geliĢmeye açık bir yapıda olduğunu
göstermektedir.
Bağcılık-şarapçılık sektörü
TR21 Trakya Bölgesinde Tekirdağ ili özelinde ġarköy ilçesi ön plana çıkmaktadır.
Öncelikle Bölge bağcılık açısından dünyanın üzüm ve Ģarap üretimine en elveriĢli coğrafi
ve iklimsel Ģartları barındırmaktadır. Tekirdağ bölgesinde bağcılık ve Ģarapçılık kültürü,
tarihi ve ekonomik yapı içerisindeki etkin konumu ile önemli bir rekabet gücüne sahiptir.
Bölge deniz kenarında verimli bağ arazilerine, en ideal eğitim ve iklimsel özelliklere
sahiptir. Bölge gerek tarihi dokusu ve bölgesel kültürü ile gerek de Ġstanbul gibi dev bir
metropole ve Avrupa‟ya olan yakınlığı ile strateji oluĢturmada büyük önem taĢıyan
eriĢilebilirlik-yakınlık kriterlerinin hepsini yerine getirmektedir. Özellikle ġarköy ilçesinde
konuĢlanmıĢ olan Ģarap üretim tesisleri de bu tezi doğrular niteliktedir.
Tekirdağ ili, (Çorlu ve Çerkezköy sanayi alanları dolayısı ile) yukarıda da bahsedildiği gibi
mevcut sanayi potansiyeli ve eğilimi açısından diğer iki ilden ayrılmaktadır. Özellikle
9
1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı
Kırklareli ili içinde Lüleburgaz ilçesinde de yine Edirne D-100 Karayolu aksı üzerinde
yoğunlaĢan sanayi alanları görülmektedir. Özellikle BüyükkarıĢtıran mevkiinde
yoğunlaĢan mevcut sanayi alanları, Kırklareli ilinin en yoğun sanayi bölgesini
oluĢturmaktadır. Merkez ve Babaeski ilçeleri, Lüleburgaz‟dan sonra en yoğun sanayi
faaliyetinin görüldüğü ilçelerdir.
Edirne ili sınırları içinde ise Havsa ve Merkez‟de yoğunlaĢan sanayi faaliyetlerinin yanı
sıra, güneyde KeĢan ilçesi sınırları içinde de yoğun sanayi faaliyeti görülmektedir. Plansız
geliĢen bu sanayi faaliyetlerinin yanı sıra KeĢan ilçesi sınırları içinde bir Organize Sanayi
Alanı geliĢmektedir.
TR21 Trakya Bölgesinde 4 tanesi Tekirdağ, 1‟i Edirne ve 1‟i Kırklareli‟de olmak üzere
toplam 6 adet Organize Sanayi Bölgesi faaliyet göstermektedir. Mevcut OSB‟lerin toplam
sanayi parsel alanı 2.033 ha olup, mevcut OSB‟ler içinde toplam 271 iĢletme faaliyet
göstermektedir. Bunun yanında bölgede henüz faaliyete geçmemiĢ biri KeĢan Organize
Sanayi Bölgesi diğeri ise Kırklareli Asrey ĠnĢ. Aslan Özel Organize Sanayi Bölgesi olmak
üzere iki OSB daha bulunmaktadır.
Doluluk oranları açısından Çerkezköy OSB ve Çorlu Deri OSB sınırları içindeki tüm
parsellerin tamamına yakınının tahsis edildiği görülmekle birlikte aktif ya da inĢaat
halindeki firma sayısının mevcut parsellere oranı incelendiğinde; Çerkezköy OSB‟nin
%53, Çorlu OSB‟nin ise %33‟lük bir doluluk oranına sahip olduğu görülmektedir.
Çerkezköy OSB Ġstanbul‟a yakınlığı, ana ulaĢım aksları üzerinde olması, karma OSB
yapısı ile uzun yıllardır Bölge içinde çeĢitli firmalar tarafından tercih edilmektedir.
Malkara ve Hayrabolu‟da bulunan diğer planlı alanlar ise yaklaĢık 100 ha büyüklüğünde ve
Bölge için yeni faaliyete geçen organize sanayi bölgeleridir. Kırklareli OSB mevcut
durumda üretimdeki 11 ve inĢa halindeki 9 firma ile birlikte %12‟lik bir doluluk oranı
gösterirken; Kırklareli Asrey ĠnĢ. Aslan Özel OSB‟nin yaklaĢık 100 ha‟lık alanının tamamı
boĢtur. Edirne ili içerisinde bulunan 107 ha büyüklüğündeki Edirne OSB ise üretimdeki 2
ve inĢasına baĢlanmıĢ 9 firma ile birlikte %39‟luk bir doluluk oranına sahiptir. Bölgedeki
mevcut OSB‟ler içinde düĢük doluluk oranlarına rağmen mevcut sanayinin yaklaĢık
%70‟inin OSB dıĢında konuĢlanmıĢ olması, bölgede planlama yaklaĢımında geçmiĢte
yaĢanan sorunlara iĢaret etmektedir.
Tekirdağ‟ın Çorlu ilçesinde 1999 yılında kurulan ve toplam 214 ha büyüklüğe sahip olan
Avrupa Serbest Bölgesi (ASB); stratejik konumu itibariyle Türk ihracatçısının, özellikle
Avrupa ile olan ticari iliĢkilerinde merkezi bir rol üstlenmiĢ durumdadır. Bu durumu
ASB‟nin 2008 yılında yakaladığı 2 milyar dolarlık ticaret hacmi de doğrular niteliktedir.
Bölge sahip olduğu stratejik konum yanında güçlü altyapı olanakları ile bölgede
yatırımcılar için bir cazibe merkezi konumundadır.
Bölge genelinde 8‟i Tekirdağ, 7‟si Edirne ve 3‟ü Kırklareli‟de olmak üzere toplam 18
küçük sanayi sitesi bulunmaktadır. Küçük Sanayi Sitelerinin toplam büyüklüğü 2.571,2 da
olup toplam 5.013 firma faaliyet göstermektedir. Bölgede yer alan küçük sanayi
sitelerinde; Tekirdağ‟da 4.967, Edirne‟de 4527 ve Kırklareli‟de 1.752 kiĢi olmak üzere
toplam 11.246 kiĢi istihdam edilmektedir.
Küçük sanayi siteleri içinde küçük iĢletmelerin toplu ve organize bir Ģekilde faaliyet
göstermeleri, daha verimli üretim yapabilmeleri, ana sanayi-yan sanayi iliĢkisinin
geliĢtirilmesi gibi yönlerden, sanayide etkinliği arttırıcı bir rol üstlenmektedir. Bölgenin
sahip olduğu bu değer özellikle yan sanayiye gereksinim duyan büyük yatırımcıların
bölgeye çekilmelerinde önemli bir unsur olarak göze çarpmaktadır.
Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinde önemli gelir kaynaklarından biri tarımdır. TÜĠK
2008 yılı verilerine göre, bölgenin tarımsal üretim değerinin yaklaĢık olarak %77,4‟ü
bitkisel üretimden, %22,6'sı ise hayvansal üretimden elde edilmiĢtir (hesaplamada canlı
hayvan değerleri dikkate alınmamıĢtır). Bölgede en önemli ürünler buğday, ayçiçeği ve
çeltiktir. 2008 yılı verilerine göre Bölge, Türkiye buğday üretiminin %12‟sini, ayçiçeği
üretiminin %61‟ini, pirinç üretiminin de %54‟ünü karĢılamaktadır.
Bölgede yıllardır baĢarı ile uygulanan suni tohumlama sonucu, genotip özellikler açısından
büyükbaĢ hayvan varlığında önemli ilerlemeler sağlanmıĢ olup, kültür ve kültür melezi
hayvan varlığının toplam hayvan varlığına oranı çok yüksektir. Bu durumun sonucu olarak
da Bölge, Türkiye‟nin damızlık ambarı olma özelliğine sahip bir Bölge olarak
değerlendirilmektedir.
Tarımsal yapı
Bölge arazilerinin %55‟i tarım alanı olarak kullanılırken, %24‟ü orman ve fundalık alan,
%10‟u çayır ve mera olarak kullanılmaktadır.
12%
Kaynak: Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı, TR2 Batı Marmara Tarım Master Planı, 2007
İşletme büyüklükleri
Artan nüfusa paralel olarak arazilerin artmaması, miras paylaĢımı, alım-satım, kiracılık ve
ortakçılık arazilerin parçalanmasına neden olmaktadır. Bölgedeki iĢletmelerin %66‟sı 100
dekar altı iĢletmelerdir. Bunun %37‟si 0-50 dekar arazi büyüklük grubunda yer almakta
olup, ortalama iĢletme büyüklüğü 25,3 dekardır. 51-100 dekar arasında yer alan
iĢletmelerin oranı %29 olup, ortalama iĢletme büyüklüğü 70,7 dekardır. Bölge, ülke
Çok ve küçük parçalı tarım arazilerinde toprak iĢleme, sulama ve diğer temel tarımsal
uygulamalar yetersiz kalmakta10 ve bu durum özellikle kuru tarım yapan üreticilerin
gelirlerinin düĢük olmasına neden olmaktadır.
Bölgede faaliyet gösteren mevcut tarım iĢletmelerinin faaliyet konularına göre dağılımına
bakıldığında, 2001 Genel Tarım Sayımı sonuçlarına göre Bölgede faaliyet gösteren tarım
iĢletmelerinin genellikle bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yaptıkları görülmektedir.11
Arazi sınıfları
Tarıma elveriĢli toprakların (ilk dört toprak sınıfı) Türkiye ortalaması yalnızca %33,6‟dır.
Bölge, bu açıdan ülke geneli ile karĢılaĢtırılacak olursa tarıma uygun arazilerin oranının
Türkiye ortalamasının yaklaĢık iki buçuk katı olduğu görülür (%81,9). Tarıma elveriĢli
araziler içerisinde toprak dağılımına bakıldığında, toprakların büyük bir çoğunluğunun II.
grup arazilerde yoğunlaĢtığı görülmektedir (%47,0).
Kaynak: Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı, TR2 Batı Marmara Tarım Master Planı, 2007
2008 yılında ülkemiz genelinde 66 milyar TL bitkisel üretim değeri yaratılmıĢtır. Bunun
%3,9‟u TR21 Trakya Bölgesi tarafından sağlanmıĢtır. Ġller bazında bir değerlendirme
yapılacak olursa, Edirne ilinin bitkisel üretim değerinin diğer illerden daha fazla olduğu
görülür. Bölgede cari fiyatlarla sektörlerin katma değeri incelendiğinde, 2006 yılında tarım
sektörünün payının %12,5 olduğu görülmektedir. Bölgede %53,5 ile en yüksek pay hizmet
sektörüne ait olup, bunu %34,0 ile sanayi takip etmektedir. Tarım sektörünün üretilen
10
1/100.000 Ölçekli Trakya Alt bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı, Plan Analitik Raporu, Ağustos
2009
11
Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı, Tekirdağ ili Tarım Master Planı, 2004
ġekil 7: Tarım Sektörlerinin Üretim Değerlerinin Yıllara Göre DeğiĢimi (Bin TL)
3.000.000
2.500.000
2.000.000
1.500.000
1.000.000
500.000
0
2006 2007 2008
Bitkisel üretim
Ġkliminin elveriĢli olması sebebiyle TR21 Trakya Bölgesi bitkisel üretimin her alanında
ürün verebilirken, üretim miktarı açısından bölgedeki tarla bitkileri üretiminin üstünlüğü
göze çarpmaktadır.
32,5%
27,5%
35,0%
30,0%
19,7%
25,0%
20,0%
8,9%
15,0%
4,9%
2,6%
10,0%
2,0%
1,3%
0,5%
5,0%
0,0%
Tarla Bitkileri Sebze Meyve
TR21 Trakya Bölgesinin önemli tarla bitkileri, ekim alanları ve üretim miktarları göz
önüne alındığında, sırasıyla tahıllar (alan ve üretim %62), yağlı tohumlar (alan %34,
üretim %14), yem bitkileri (alan %3, üretim %17) ve endüstri bitkileridir (alan %0,4,
üretim %4,4).
ġekil 9: Tarla Bitkileri Üretiminde Ġllerin Bölge ve Bölgenin Ülke Ġçindeki Payları (*)
42,5%
44,7%
44,8%
43,6%
34,5%
45,0%
33,7%
31,9%
30,0%
40,0%
25,3%
24,5%
35,0%
23,0%
22,8%
21,5%
30,0%
25,0%
20,0%
7,9%
15,0%
3,4%
1,0%
10,0%
5,0%
0,0%
Tahıllar Endüstri Bitkileri Yağlı Tohumlar Yem Bitkileri
TR21 Trakya Bölgesinde, Türkiye buğday ekim alanının sadece %7‟si kadar bir alanda
buğday tarımı yapıldığı halde, yüksek verim oranı sayesinde ülke üretiminin %12‟si bu
bölgeden karĢılanmaktadır. TR21 Trakya Bölgesinin ortalama buğday verim değeri (390
kg/da) Türkiye ortalamasından (230 kg/da) oldukça yüksektir.
Çeltik, bölgenin Türkiye düzeyinde önemli katkı sağladığı bir üründür. Türkiye ekim
alanının %48‟i TR21 Trakya Bölgesinde yer almaktadır ve üretiminin %54‟ü Bölge
tarafından karĢılanmaktadır. TR21 Trakya Bölgesinde üretilen çeltiğin %90‟ı da Edirne ili
sınırlarında gerçekleĢtirilmektedir. 2000–2008 yılları ortalamasına göre dekar baĢına düĢen
verim dünyada 402 kg iken13, Bölgede bu oran 2006–2008 yılı verileri ortalamasına göre
796 kg/da‟dır. Buna rağmen, çeltik üretimi ulusal ihtiyacımızı karĢılayamamaktadır.
Türkiye üretim miktarı olarak dünyadaki Çin, Hindistan, Endonezya, BangladeĢ gibi
ülkeler arasında yer alamamasına karĢın, çeltik verimi açısından önde gelen ülkelerden
birisidir.14
TR21 Trakya Bölgesindeki arpa üretimi ülke üretiminin yaklaĢık %3‟üne karĢılık
gelmektedir. 2006–2008 yılları ortalamaları itibariyle Tekirdağ, bölgedeki arpa üretiminin
yarısını karĢılamakta, bunu %35 ile Kırklareli takip etmektedir. Edirne‟nin bölgedeki arpa
üretimindeki payı %14 ile sınırlıdır. TR21 Trakya Bölgesinde hayvancılığın geliĢmesi ve
arpanın ekmeklik buğdaya göre erkenciliği sebebiyle sulu alanlarda, arpadan sonra silajlık
mısır gibi bitkiler ile ikinci ürün ekiminin yaygınlaĢması sonucu, arpa ekim alanlarındaki
artıĢın devam edeceği tahmin edilmektedir15. Bölgedeki arpa verimi (467 kg/da) Türkiye
ortalamasının (233 kg/da) iki katıdır.
12
Stratejik öneminden dolayı listeye alınmıĢtır.
13
IRRI World Rice Statistics (WRS) (EriĢim: Haziran 2010)
14
IRRI WRS
15
Öztürk, Ġ. Ö., Avcı ,R. Ve Kahraman, T. (2007). Trakya Bölgesinde YetiĢtirilen Bazı Arpa (Hordeum
vulgare L) ÇeĢitlerinin Verim ve Verim Unsurları Ġle Bazı Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi. U. Ü. Ziraat
Fakültesi Dergisi, 21 81): 59-68.
Sebze Üretimi
Bölgede pazarlama güçlüklerinin olması, fiyat ve pazar garantisinin olmayıĢı, sebze grubu
ürünlerin üretiminin fazla iĢgücü istemi, sulama tesislerinin yeterli düzeyde olmayıĢı
yanında, ilde üretilen diğer ürünlerden görece yüksek randıman alınmasına ilave olarak
sebze iĢleme sanayinin olmayıĢı da sebzeciliğin geliĢmesini engellemektedir.16
ġekil 10: Sebze Üretiminin Hasat Alanları ve Üretim Miktarları Açısından Payı (*)
27,3%
30,0%
20,0%
7,1%
10,0% 5,1% 4,1%
1,0% 0,9% 0,8% 0,5% 0,2%
0,0%
16
Edirne Tarım Ġl Müdürlüğü, 2008 Yılı ÇalıĢma Raporu
34,8%
40,0%
24,1%
22,9%
20,7%
30,0%
11,4%
10,6%
20,0%
4,3%
3,0%
2,9%
2,8%
1,8%
1,6%
1,6%
1,2%
1,1%
1,0%
0,9%
0,7%
0,6%
0,2%
10,0%
0,0%
TR21 Ürün Alanı/TR21 Toplam Meyve Alanı TR21 Ürün Miktarı/TR21 Toplam Meyve Miktarı
Hayvansal Üretim
TR21 Trakya Bölgesinde kanatlı sayısının küçükbaĢ ve büyükbaĢ hayvan sayısına oranla
fazla olmasına rağmen pazarlanan canlı hayvan değerleri türlere göre karĢılaĢtırıldığında,
büyükbaĢ hayvancılığın TR21 Trakya Bölgesinde %84,8‟lik bir oranla önemli bir yere
sahip olduğu görülmektedir. Bunu %14,4 ile küçükbaĢ hayvancılık takip etmektedir.
Kanatlı pazarının oranı ise çok düĢüktür (%0,7). TR21 Trakya Bölgesinin pazarlanma
değerine göre önemli hayvansal ürünleri et, süt, yumurta ve baldır.
TR21 Trakya Bölgesi büyükbaĢ hayvancılıkta Türkiye‟de ayrı bir öneme sahiptir.
Trakya'ya yapılan canlı hayvan sevklerine getirilen kısıtlamalar ve uygulanan aĢı
programları sonucunda Kasım 2007‟den beri Trakya'da Ģap hastalığı görülmemiĢ olup,
Dünya Hayvan Sağlığı TeĢkilatı (OIE), Mayıs 2010‟da Bölgede gerçekleĢtirilen
incelemeler sonucunda ġap hastalığının Trakya Bölgesinde bulunmadığını tescil etmiĢ,
yani bölgeyi ġap hastalığından aĢılı ari olarak tanımlamıĢtır. Bu özelliğinin yanı sıra, TR21
Trakya Bölgesinde mevcut büyükbaĢ hayvanların 2006–2008 dönemi verilerinin
ortalamalarına göre %97‟sinin kültür ve melez sığırlardan oluĢtuğu görülmektedir. Bu iki
durumun sonucu olarak da Bölge, Türkiye‟nin damızlık ambarı olma özelliğini
kazanmaktadır. Ancak Anadolu‟ya gönderilen büyükbaĢ sayısı yüksek, hastalıktan ari
hayvanların ithalatı da pahalı olduğu için Bölge, büyükbaĢ hayvan sayısında azalma riski
ile karĢı karĢıyadır.
Bölgedeki büyükbaĢ hayvan besiciliği daha çok süt üretimine yönelik olup, TR21 Trakya
Bölgesinde kültür ve melez hayvanların kökenini ağırlıklı olarak (%73,8) Holstein tipi
ırklar oluĢturmaktadır17. Bölge üreticilerinin sahip olduğu hayvan varlığı potansiyel olarak
17
Azabağaoğlu, Ö., Gaytancıoğlu, O., KubaĢ, A., Oraman, Y. (2001). Süt Hayvancılığının KarĢılaĢtığı
Sorunlar ve Süt Ürünlerinin Pazar Durumu: Trakya Bölgesi Örneği, Türkiye-Hollanda Besi ve Süt
Hayvancılığı Sempozyumu, Ankara: Tarımsal Ekonomik AraĢtırma Enstitüsü
TR21 Trakya Bölgesinde küçükbaĢ hayvan sayısı, büyükbaĢ hayvan sayısına oranla daha
yüksek olmasına rağmen küçükbaĢ hayvancılığın bölgede gelir getiren bir faaliyet olmadığı
görülmekte ve günden güne küçükbaĢ hayvan sayısı azalmaktadır.
29,5%
27,1%
22,8%
24,6%
25,0%
30,0%
20,0% 25,0%
16,6%
11,3%
15,0% 20,0%
11,2%
10,9%
5,9%
10,0% 15,0%
3,6%
4,9%
4,4%
4,1%
4,0%
3,3%
10,0%
1,0%
2,9%
0,9%
2,8%
0,8%
2,5%
0,6%
0,4%
0,3%
0,3%
0,2%
0,1%
0,1%
0,0%
0,0%
1,7%
1,7%
1,3%
5,0%
0,7%
0,5%
0,4%
0,4%
0,2%
0,2%
0,1%
0,0%
0,0%
5,0%
0,0%
0,0%
Bölgede, 2009 yılında toplam 617.792 ton süt üretildiği kayıtlarda yer almaktadır.
KüçükbaĢ hayvanlardan elde edilen süt oranı ise çok düĢüktür (%3,6). Bölgenin küçükbaĢ
hayvancılık potansiyeli kullanamadığını gösteren en çarpıcı örneği olarak, Bölgenin önemli
ürünlerinden biri olan Edirne peynirinin günümüzde yeterli miktarda koyun ve keçi sütü
bulunamamasından dolayı geleneksel içeriği ile üretilemediğinin Bölge yetkilileri
tarafından ifade edilmesidir. KüçükbaĢ hayvancılıkta bölgenin sorunlarının altında yatan en
önemli sebeplerden biri, bölgede küçükbaĢ hayvancılıkta et ve süt ırkları olarak ıslah
çalıĢmasına gidilmemiĢ olmasıdır. Örneğin kıvırcık koyununun eti, Türkiye koyunları
içinde lezzet ve kalite bakımından ilk sıralarda yer almaktadır. Trakya‟da ise kıvırcık,
peynir ve yoğurt yapımı sebebiyle daha çok sütü için yetiĢtirilmektedir.18 Hedefe yönelik
ırklarla üretim yapılmadığından dolayı da küçükbaĢ hayvancılıkta verim düĢük olmaktadır.
Süt üretimine yönelik küçükbaĢ hayvancılıkta bölgenin bir diğer sorunu ise yeterli ve
kaliteli süt sağım tesislerinin bulunmamasıdır.
18
Altın T., Yılmaz, M., 2002. YetiĢtirici KoĢullarında Kıvırcık Koyunlarının Süt ve Yapağı Verim
Yetenekleri. Yükseklisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Hayvansal üretimde en önemli girdiyi oluĢturan kaliteli kaba yemin en ucuz ve en kolay
temin edildiği kaynaklar çayır ve meralardır. Mera vasıflı araziler, TR21 Trakya
Bölgesinin %10‟luk bir kısmını oluĢturmaktadır. Ot kalitesini yitiren meralar yem bitkisi
ihtiyacını karĢılamaktan oldukça uzaktır. AĢırı otlatma ve mera ıslah projelerinin yeterli
düzeylerde yapılamaması meraların cazibesini azaltmıĢtır. Yem bitkisi ihtiyacının
karĢılanabilmesi için, çayır ve mera alanlarının ıslahı ve yem bitkileri ekiliĢ alanlarının
artırılması gereklidir.
Kümes hayvancılığı
TR21 Trakya Bölgesinin Türkiye kanatlı (tavuk, hindi, ördek, kaz) üretimindeki payının
genelde çok küçük olduğu, sadece ördek üretiminde %10,6‟lık payı ile bu eğilimi biraz
olsun kırdığı görülmektedir.
Arıcılık
TR21 Trakya Bölgesi, ülkemizin sahip olduğu beĢ adet bal arısı ırkından biri olan ve
Trakya‟da iklim Ģartlarına uyum sağlamıĢ Karniol ırkına (Api mellifera carnica) genetik
yakınlık gösteren “Trakya Arısı”na ev sahipliği yapma özelliğine sahiptir. Gezici arıların
konaklaması sonucu Trakya arısının ırk özelliklerinin muhtemel bozulmalarının
önlenebilmesi amacıyla, Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı tarafından verilen 30.06.2010 tarih
ve 29 sayılı olur doğrultusunda; sınırları belirlenen alanlarda Bölge gezici arıcılığa
kapatılmıĢ olup, “Trakya arısı” genetik kaynaklar yönünden koruma altına alınmıĢtır.
Su Ürünleri
TR21 Trakya Bölgesi üç tarafı Karadeniz, Marmara ve Ege Denizleri ile çevrili olmasına
ve akarsu, göl ve gölet açısından oldukça zengin olmasına rağmen sahip olduğu su ürünleri
potansiyelini yeterince değerlendiremeyen bir bölgedir.
Topraklarının büyük bir kısmı ekilebilir alanlardan oluĢan ve Doğu kısmında sanayi
üretiminin yoğunlaĢmıĢ olduğu Bölge, bazı yerleĢim alanları itibariyle göreceli olarak
KiĢi baĢına düĢen gayrisafi katma değer açısından, TR21 Trakya Bölgesi 2006 yılı
verilerine göre 12.504 TL ve 8.680 ABD $‟ı ile Türkiye genelinde Düzey-2 bölgeler
arasında 5‟inci sıradadır. 2005 ve 2006 yılları için bu değerler sürekli artıĢ göstermiĢtir.
Bu olumlu görünüme rağmen bölgede bulunan daha önce açıklanmıĢ olan ikili yapıda
tarım sektöründe yaĢanan gerileme ile birlikte tarımda istihdam edilmiĢ bireylerin
gelirlerinde de bir gerileme yaĢanmıĢtır. Bölgede dengeli bir ekonomik büyümenin
sağlanması ve sonucunda bu büyümenin toplumsal kalkınmaya dönüĢtürülebilmesi için
tarımsal üretiminin geliĢtirilmesi ve böylelikle tarımdan elde edilen gelirlerin artırılması
gerekmektedir.
Mevduat
Sanayi üretiminin daha yoğun olduğu Tekirdağ ilinde tasarrufların diğer iki ilden daha
yüksek olduğu görülmektedir. Bölgenin tümü düĢünüldüğünde tasarruf artıĢının istenilen
düzeyin altında kalması dezavantajlı durumu açık olarak istatistikler tarafından
sergilenmektedir. Tasarruflarda en iyi durumda olan Tekirdağ ili‟nin dahi Türkiye
ortalamasının altında kaldığı illere göre kiĢi baĢına mevduat dağılımına iliĢkin istatistikler
sayesinde gözlenmektedir.
KiĢi baĢı mevduatın illere göre dağılımı incelendiğinde, TR21 Trakya Bölgesinde kiĢi
baĢına düĢen mevduat tutarı 4.143 TL‟dir, Türkiye ortalaması ise 6.441 TL‟dir. Tekirdağ,
toplam mevduat açısından TR21 Trakya Bölgesi içinde 1. sırada yer almasına karĢın, kiĢi
baĢı mevduat bakımından son sırada yer almaktadır. KiĢi baĢı mevduat sıralamasında
Edirne 1. sırada yer alırken, Kırklareli çok az bir farkla 2. sırada bulunmaktadır.
Gelir kısmında bahsedildiği üzere bölgede dengeli bir kalkınmanın oluĢturulması için
sanayi üretiminin artırılmasının gerekliliğinin yanı sıra tarımdan ve tarıma dayalı
sanayiden elde edilen gelirlerin artırılması ve yerel giriĢimciliğin oluĢturulması yolu ile
yerel halkın tasarruflarını artırma imkânının oluĢturulması gereklidir.
Krediler
Bölgedeki ikili yapı üzerinden yapılan değerlendirme sonucu gelirin üretimi ve tasarruflar
konularında görülen dezavantajlı durum kredi kullanım miktarlarında da görülmektedir. Bu
durum bölgeye ait kredi kullanımı istatistikleri açıkça sergilemektedir.
TR21 Trakya Bölgesinin mevduat bakımından Türkiye‟deki payı %1,34 olmasına karĢın
kredilerden %1,52 ile daha büyük bir pay aldığı görülmektedir (Türkiye‟de 2009 toplam
kredi tutarı: 314.652.065.000TL).
Toplam kredi tutarında Tekirdağ, TR21 Trakya Bölgesi içinde 2009 yılı itibarı ile ilk sırada
yer alsa da kiĢi baĢına düĢen kredilerde 2. sırada yer almaktadır. KiĢi baĢı kredilerin illere
göre dağılımı grafiğine bakıldığında, Edirne‟nin kiĢi baĢı mevduatta olduğu gibi kiĢi baĢı
kredi tutarında da ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ kiĢi
baĢı kredi tutarı bakımından Türkiye ortalaması olan 4.336 TL‟nin altında kalmaktadır.
KiĢi baĢına mevduat tutarı ile kredi tutarı arasındaki fark incelendiğinde, bu farkın en
düĢük olduğu ilin Tekirdağ (542 TL) olduğu görülmektedir. Bu farkın en yüksek olduğu il
ise 1.680 TL ile Kırklareli‟dir. Türkiye‟de kiĢi baĢına toplam mevduat tutarı ile toplam
kredi tutarı farkının 2.104 TL üzerinde iken bu rakam TR21 Trakya Bölgesi için 989
TL‟dir. Bölgede kredi kullanımının yetersiz düzeyde olduğunu gösteren istatistikler
ıĢığında, bölgede yerel giriĢimci sayısının artırılması ve bölgeye özel finansal kaynaklar
arzının artırılması ile ekonomik kalkınmaya hız verilmesi gerekmektedir.
TR21 Trakya Bölgesi sanayi ve tarım üretiminin yoğun yapıldığı, ayçiçeği yağı, kanola
yağı, tekstil malları gibi bazı üretimlerde Türkiye‟nin toplam üretimi içinde önemli bir
konuma sahip olmasına rağmen bölgede elde edilen gelir istenilen düzeyde değildir.
Bölgedeki illerin ticaret istatistikleri incelendiğinde 1980-2001 döneminde ticaretten elde
edilen nominal gelirin sürekli yükseliĢ göstermektedir. Ticaret hacminin büyüklüğüne göre
yapılan sıralamada Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli sıralaması görülmektedir.
ġekil 15: TR21 Trakya Bölgesi Ġllerinde Ticaret Hacmi (Milyon TL)
250.000.000
200.000.000
150.000.000
Edirne
100.000.000 Kırklareli
Tekirdağ
50.000.000
Ticaretten elde edilen nominal gelirin logaritmik artıĢ göstermesine rağmen reel ticaret
gelirlerinin artıĢının daha düĢüktür. Bölgeye özel ticarete konu olan mallara iliĢkin bir fiyat
endeksinin olmaması nedeni ile bu durum istatistikî verilerle gösterilememiĢtir. Ancak
Türkiye genelinde kullanılan fiyat endekslerinin kullanılması ile bu durum kolaylıkla
gösterilebilir.
Ticaret hacmi istatistiklerinin yanı sıra ticaret hacminin gayri safi yurt içi hâsıla içindeki
payına iliĢkin istatistikler, Bölge yapısının ve temel karakteristiğinin sergilenmesi
açısından anlamlıdır. Bu durumda, sanayi üretiminin en az yoğun olduğu il olan Edirne‟de
ticaretin payı en yüksek değere ulaĢmaktadır. Sanayi yoğun bir kimliğe sahip olan
Tekirdağ‟da ise ticaretin payının daha düĢük rakamlara sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca
ġekil 16: Bölgede Ticaretin Gayri Safi Yurt Ġçi Hâsıla Ġçindeki Payı
20
18
16
14
12
Edirne
10
8 Kırklareli
6 Tekirdağ
4
2
0
1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001
Üç il içinde dıĢarıya göç veren ve üretilen gelir açısında diğer iki ilden geride bulunan
Edirne ili‟nde ticaretin toplam gelir içinde daha fazla pay almıĢ olması, tarihi ve kültürel
bir altyapıya ve tarımsal üretim yoğunluğuna sahip olan ilin kalkınmasında ticaretin önemli
bir rol oynayabileceğini göstermektedir. Benzer Ģekilde tarımsal üretimi ve turizm
potansiyeli ile Kırklareli içinde ticaretin önemli olduğundan bahsedilebilir. Tekirdağ içinse
durum daha farklıdır. Sanayi üretimi yoğunluğunun giderek arttığı ilde ticaretin toplam
gelir içindeki payının uzun dönemde sabit bir seyir izlemesi ve kısa dönemde ciddi
denilebilecek dalgalanmalar göstermesi, üretilen sanayi mallarının pazarlanmasında
istikrarın sağlanması ve ticaret hacmine uzun dönemde artan bir trende sahip olmasını
sağlayacak tedbirlerin alınması elzem bir ihtiyaçtır. Bu tür tedbirler diğer iki il için de
önem arz etmektedir. Kısa dönemde istikrarlı bir geliĢim ve uzun dönemde ise artan bir
trend bölgenin ürettiği mallardan daha fazla katma değer elde etmesini sağlayacaktır.
Bölgede kurulu bulunan ticaret borsaları ticaretin bugüne kadar geliĢiminde önemli bir rol
oynamıĢtır ve gelecekte de ticaretin geliĢtirilmesi kullanılabilecek önemli kurumsal
yapılardır. TR21 Trakya‟da Tekirdağ, Çorlu, Hayrabolu, Malkara, Edirne, Babaeski,
Ġpsala, KeĢan, Kırklareli ve Lüleburgaz Ticaret Borsası olmak üzere toplam 10 adet ticaret
borsası mevcuttur. Tekirdağ genelinde mevcut ticaret borsaları 2008 yılı verilerine göre
toplamda 2.019.033.350 TL ile en yüksek iĢlem hacmini gerçekleĢtirmiĢtir ve bu değer
Kırklareli‟de mevcut ticaret borsaları iĢlem hacimleri toplamının üç katından fazladır.
Edirne Ticaret Borsalarının iĢlem hacimleri toplamı 1.562.380.900 TL ile Türkiye
toplamının %2,26‟sıdır. TR21 Trakya genelinde iĢlem hacimleri toplamı 2008 itibari ile
4.275.688.040 TL ile Türkiye toplamının %6,19‟unu oluĢturmaktadır.
TR21 Trakya Bölgesi özellikle yabancı yatırımcıların bölgede yeni yatırımlar yapmaları,
kapasitelerini artırmaları ve ayrıca büyük ölçüde üretimini ihraç eden yerli firmaların
bulunması, Bölgenin dıĢ ticaret konusunda öncü bir Bölge olma potansiyeline sahip
olduğunu göstermektedir. Bu potansiyelin tam olarak kullanılamadığı dıĢ ticaret
verilerinden anlaĢılmaktadır.
Bölgede dıĢ ticaret rakamları ekonomik kriz öncesi 2008 yılı için değerlendirildiğinde,
ihracatta yılda 745.783.000 dolar ve %0,56 oran ile Türkiye‟de 16. sırada, ithalatta ise
yılda 936.477.000 dolar ve %0,46 oran ile Türkiye‟de 13. sırada yer almaktadır. Global
ekonomik kriz sonrası 2009 yılında bölgenin ihracatı 645.161.000 dolara, ithalatı
619.038.000 dolara gerilemiĢtir.
ġekil 17: TR21 Trakya Bölgesi Ġçin Yıllara Göre Ġhracat ve Ġthalat Miktarları
1.000.000
900.000
800.000
700.000
ABD $
İhracat
600.000
İthalat
500.000
400.000
300.000
2005 2006 2007 2008 2009
Kaynak: TÜĠK
2009 yılı verilerine göre TR21 Trakya ihracatının % 74,90‟ı ve ithalatının % 76,52‟si,
bölgede dıĢ ticaret hacmi en geliĢmiĢ il olan Tekirdağ‟da gerçekleĢmektedir. GeçmiĢ
yıllara göre Tekirdağ‟ın Bölge ihracatındaki payı azalma, ithalatındaki payı da artma
TÜĠK 2008 verilerine göre Bölge dıĢ ticaretinin sektörlere göre dağılımında imalat sanayi
ihracatta %92,99; ithalatta %78,09 ile ilk sırada yer almaktadır. Ġkinci sıralardaysa
ihracatta %6,02; ithalatta %20,53 ile tarım ve ormancılık sektörü yer almaktadır. TR21
Trakya Bölgesinin elektrik, gaz ve su ile gayrimenkul kiralama ve iĢ faaliyetleri faaliyet
alanlarında kayda değecek bir dıĢ ticareti yoktur.
Turizm
TR21 Trakya Bölgesi, Asya ile Avrupa arasında bir geçit konumunda olmanın yanı sıra bir
dünya metropolü olan Ġstanbul‟a yakınlığı ile sahip olduğu coğrafi avantaj ile birlikte köklü
tarihi ve kültürel zenginlikleri ile güçlü bir turizm potansiyeline sahiptir. Ancak Bölge
sahip olduğu bu turizm potansiyelini istenilen ölçüde ekonomik değere dönüĢtürememiĢtir.
Bölgenin Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi‟ne kıyısı bulunduğundan Ġstanbul‟da ikamet
eden yerli turistler için TR21 Trakya Bölgesi, baĢta kıyı Ģeridi olmak üzere yazlık ve hafta
sonu kaçıĢ bölgesi olarak görülmektedir. Ancak yaĢanan bu yazlıkçı ve günübirlikçi yerli
turist akınına rağmen bölgede profesyonel turistik hizmetleri istenilen seviyede değildir.
Bölge, üç denize kıyısı olması avantajı ile birlikte deniz turizmi açısında da önemli fırsatlar
sunmaktadır. Özellikle Saroz, ġarköy ve Ġğneada sahip olduğu bakir doğası ve temiz denizi
ile bölgede önemli bir cazibe merkezidir. TR21 Trakya bölgesinin 751 km olan kıyı
uzunluğu Türkiye‟nin 7.816 km olan kıyı uzunluğunun %9,6‟sını oluĢturmaktadır
ancak kıyı turizminde geldiği nokta bu potansiyelin altında yer almaktadır .
Bölge genelinde özellikle Marmara denizinde yaĢanan kirlilik ile çevre sorunları
yanında yukarıda özetlenen temel sorunların giderilerek sektörün geliĢtirilmesi için;
öncelikli olarak bölgede kıyı Ģeridi boyunca uzanan yazlık yerleĢmeleri planlı bir
statüye alınmalı ve kıyı Ģeridi ile denizi kirleten nitelikleri ortadan kaldırılmalı, var
Kırklareli ilinde turizm sektörü güçlü bir yapıya sahip olmamakla birlikte, Ġl sahip olduğu
Yıldız Dağları ve Karadeniz kıyı Ģeridi ile deniz ve doğa turizmi potansiyeline sahiptir.
Bölge özellikle dağ yürüyüĢü (trekking), ekolojik turizm ile alternatif köy turizmi
konusunda ciddi bir potansiyele sahiptir.
Tekirdağ ili ise sahip olduğu kıyı Ģeridi ile deniz, yelkenli ve yamaç paraĢütü konusunda
turizm sektörüne fırsatlar sunmaktadır.
Yukarıdaki verilere bakıldığında, Edirne ili haricinde bölgedeki diğer illerin turizmde
rekabet gücü orta veya düĢük seviyededir. Bununla birlikte genel olarak Trakya Bölgesi
sahip olduğu çok çeĢitli turizm dalları ile önemli bir turizm potansiyele sahiptir. Devletin
bölgede turizm sektörüne sağladığı teĢvik ile ilgili olarak ise 1‟inci bölgede yer alan Bölge
illeri (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) yapılacak olan turizm yatırımlarını teĢvik kapsamına
alınmamıĢtır. Bununla beraber bölgenin sahip olduğu turizm potansiyelinin ekonomik
değerlere dönüĢümü ile birlikte bölgede ciddi bir yatak kapasitesi artıĢına ve var olan
turizm tesislerinin de modernizasyona ihtiyacı vardır.
Ekonomik alanda hız, maliyet ve esneklik kavramlarının ön plana çıkmasıyla lojistik daha
önemli hale gelmiĢtir. Farklı taĢıma modlarını entegre eden intermodal taĢımacılık
sistemleri, lojistik faaliyetler için önemli olmaya baĢlamıĢtır. Coğrafi anlamda Avrupa‟yı
Asya‟ya bağlayan bir köprü niteliğinde olan Trakya Bölgesi mevcut havaalanı, limanları,
demiryolu ve denizyolu bağlantıları ile güçlü bir ulaĢım altyapısına sahiptir. Güçlü ulaĢım
altyapısı ile birlikte bölgenin Avrupa ile Asya arasındaki birleĢtirici konumu ve Ġstanbul‟un
ard bölgesi olması, bölgeyi lojistik sektörü açısından avantajlı duruma getiren
nedenlerdendir.
Tekirdağ‟ı lojistik açısından avantajlı kılan bir diğer unsur ise güçlü bir ulaĢtırma
altyapısının olması ve bu altyapının intermodal taĢımacılık sistemlerine uygun olmasıdır.
Tekirdağ‟da bulunan Akport Limanının demiryolu hattı ile bağlantısı tamamlanmıĢtır.
Marmara denizindeki RO-RO seferleri, Bandırma – Tekirdağ, Gemlik – Tekirdağ, Derince
– Tekirdağ, ile Ġstanbul bypass edilerek, yük taĢıyan taĢıtların Ġstanbul trafiğine girmeden
Tekirdağ‟a ulaĢabilmeleri mümkündür. Tekirdağ – Bandırma arasında düzenli RO-RO
seferleri vardır. Bu RO-RO seferleri Tekirdağ – Bandırma arasındaki mesafeyi yaklaĢık
400 km kısaltmaktadır. Marmaray projesi kapsamında Gebze – Halkalı hattındaki tren
seferleri 2 yıl süre ile durdurulacak ve yük trafiği Derince – Tekirdağ arasındaki Trenferi
seferleri ile sağlanacaktır. Yükler Tekirdağ Akport limanına indikten sonra, Tekirdağ –
Muratlı arasındaki demiryolu ile Ġstanbul – Kapıkule demiryoluna aktarılacaktır. 300
metreden daha uzun gemilerin Ġstanbul boğazından geçemiyor olması, Tekirdağ
limanlarının aktarma liman olarak kullanılabilmesi büyük önem taĢımaktadır. Yapım
çalıĢmalarına yeni baĢlanacak olan 1 milyon TEU kapasiteli aktarma limanı niteliğindeki
Asyaport, bölgenin lojistik potansiyelin büyük katkı yapacaktır.
Marmara bölgesinden orta vadede özellikle deniz taĢımacılığında oluĢacak fazla yük için
Tekirdağ ili önemli bir merkez olarak ön plana çıkmakta ve bu unsur çeĢitli lobi faaliyetleri
ile ekonomik değere dönüĢtürülmelidir.
Enerji sektörü
GeliĢmekte olan bir ülke olarak Türkiye‟nin enerji ihtiyacı sürekli olarak artmaktadır.
Büyüyen nüfus ve geliĢen sanayisiyle her yıl yeni yatırımların yapılması gereken enerji
sektörü dinamik bir yapıya sahiptir. Türkiye, tükettiği enerjinin yalnızca dörtte birine
yakınını yerli kaynaklardan karĢılayabilmektedir (2008 yılında %27,2)19. Bundan ötürü
enerji konusu, sürdürülebilir kalkınmaya giden yolda çözülmesi gereken öncelikli konular
arasında bulunmaktadır.
TR21 Trakya Bölgesinde, 2008 yılında kiĢi baĢına elektrik tüketiminin 4.907 kWh olarak
gerçekleĢmiĢ olduğu görülmektedir. Bu oran Türkiye ortalamasının iki katından fazla olup,
26 adet Düzey-2 bölgesi arasında görülen en yüksek değerdir. Tekirdağ, Türkiye‟de kiĢi
baĢına elektrik tüketimi kullanımında Kocaeli‟nin ardından ikinci sırada gelmektedir.
Tekirdağ, Türkiye‟deki elektriğin %3‟ünü, Edirne ve Kırklareli ise %0,5 ve %1‟lik
kısımlarını tüketmektedir. Tüketilen elektrik enerjisindeki artıĢ ileriki vadede yenilenebilir
enerji tesisleri baĢta olmak üzere yeni elektrik üretim tesislerinin kurulması ihtiyacına
iĢaret etmektedir.
Bölgemiz rüzgâr potansiyeli bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. 2007 yılında
EPDK tarafından açılan rüzgâr enerjisi santrali lisans baĢvurularına bölgemizde kurulmak
üzere 7.609 MW‟lık 77 adet lisans baĢvurusu yapılmıĢtır.21 Bölgemizde mevcut durumda
iki adet rüzgâr enerji santrali bulunmaktadır. Bu santrallerden üretilecek elektrik miktarı
2010 yılı için tahminen 153 MWh‟dir.
19
Dünya Enerji Konseyi, Türk Milli Komitesi, 2007-2009
20
http://www.epdk.gov.tr/lisans/elektrik/lisansdatabase/verilentesistipi.asp, (EriĢim tarihi:01 Temmuz 2010)
21
www.epdk.gov.tr, (EriĢim Tarihi: Haziran 2010)
Son olarak, Bölgede küçük kapasiteli evsel su ısıtma sistemleri dıĢında güneĢ enerjisi ile
çalıĢan tesis ve jeotermal enerji kaynağı ise bulunmamaktadır.
Madencilik sektörü
22
Türkyılmaz,O., Türkiye‟nin Enerji Görünümü ve Sanayi Enerji Maliyetleri, Haziran 2010
2010 yılı Haziran ayı itibari ile TR21 Trakya Bölgesine yönelik 960 adet kamu yatırımı
projesi olup, proje bedelleri toplamı 6.078.760.781TL‟dir. Toplamda en fazla %59,4 ile
ulaĢım sektörüne ve %23,2 ile tarım sektörüne yönelik kamu yatırım projeleri mevcuttur.
TR21 Trakya Bölgesi sahip olduğu coğrafi konum ve Ġstanbul gibi bir dünya metropolü ve
ticaret merkezine yakınlığı dolayısı ile yatırımcılar için bir cazibe merkezi konumundadır.
Ancak bir bölgeye yatırımların gelmesini sağlayan coğrafi ve lojistik üstünlükler yanında
hiç Ģüphesiz sosyal yapı ve yatırım teĢviklerinin rolü büyük önem arz etmektedir.
Bu yönü ile bakıldığında, bölgenin sosyo-kültürel imkânlarının genel itibari ile Ġstanbul‟a
yakın bölgeler dıĢında Türkiye‟den çok da farklılaĢmadığı görülmektedir. Bunun en bariz
kanıtını özel sektör yatırımlarının bölgenin Ġstanbul sınırına yakın bölgelerinde
konuĢlanmasıdır. Hatta bu bölgedeki pek çok iĢletme çalıĢanı özellikle nitelikli iĢgücü
Ġstanbul‟da ikamet etmekte ancak bölgede çalıĢmaktadırlar.
Yatırım teĢvikler açısından ise bölgenin yatırımlara devlet yardımları hükümleri gereğince
I.sınıf geliĢmiĢ Bölge olarak görülmesi dolayısı ülke genelinde bu teĢviklerden az
yararlanan bölgelerden biri olmuĢtur.
ġekil 18: Bölgede Yatırım TeĢvik Belge Sayılarının ve Yatırım TeĢvik Belgesine Bağlı
Sabit Yatırım Tutarlarının Yıllara Göre DeğiĢimi
190
140
Yatırım
90 Teşvik
Belgesi
40 Sayısı
Bölgede yatırım teĢvik belgelerinin dağılımı incelendiğinde; verilen belge sayısında yıllara
göre bir azalma görülmekte olup, bu düĢüĢ sabit yatırım tutarlarında da kendisini
göstermektedir. Bölgede yatırım teĢvikleri sonucu oluĢturulan sabit yatırım tutarları
incelendiğinde ise; Tekirdağ ili yıllar itibari ile iniĢli çıkıĢlı bir yapı göstermesine karĢın,
Edirne ve Kırklareli illerinde yıllar itibari ile bir düĢüĢ görülmektedir.
Bölgede yabancı yatırımların tüm yatırımlara oranı % 1,89‟tur. Bölgedeki toplam yabancı
sermayeli yatırımın ülke geneline oranı ise % 7,88‟dir. Bölge içinde Tekirdağ ile 38,
Edirne 1, Kırklareli ise 4 yabancı sermayeli iĢletmeye sahiptir. Bu yönü ile yabancı yatırım
sermayesinin Bölge içinde ağırlıklı olarak Tekirdağ ilinde oluĢtuğu görülmektedir. Hiç
Ģüphesiz bu sonuçta Tekirdağ ilinin Ġstanbul‟a yakınlığının yanı sıra sahip olduğu lojistik
avantajların büyük payı bulunmaktadır.
Bölgede özellikle geliĢmiĢ altyapısı ve lojistik üstünlükleri dolayısı ile Çerkezköy OSB ve
Avrupa Serbest Bölgesi yabancı yatırımcılar için bir cazibe merkezi konumundadır. BSH
firmasının 2010 yılında aldığı yatırım kararı ile bölgedeki üretim üssünü dünyadaki en
büyük üst haline getirmesi ve Foxconn ile Flextronix firmalarının ise bölgede yeni yatırım
kararı almaları bölgenin yabancı yatırımcıların ileriki dönemlerde de en büyük tercihi
olacağının göstergesidir.
Bölge temel olarak güçlü bir ulaĢım altyapısına sahip olmakla birlikte, bölgenin iç ve batı
kısımlarında sanayi alanları ile otoyol bağlantılarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Söz
konusu bölgelerde ulaĢım altyapısında yapılması gereken güçlendirmelerin enerji
altyapısında da yapılması gerekmektedir.
Bölgede mevcut altı organize sanayi bölgesi ile Çorlu‟da yer alan Avrupa Serbest Bölge
yatırımlara hazır durumda bir altyapı sunmaktadır. Özellikle bölgenin sanayi odağı
durumunda olan Çorlu ve Çerkezköy ilçelerinde yer alan iki OSB sanayi kuruluĢlarına
altyapısı hazır parseller yanında üstün lojistik imkânlar sunmaktadır. Bu iki OSB içindeki
mevcut parseller üzerindeki yapılaĢmanın %50‟ler seviyelerinde olduğu düĢünüldüğünde,
bölgenin yeni yatırımcılar için bir cazibe merkezi olacağı aĢikârdır.
Ancak Bölge, genel itibari sahip olduğu bu giriĢimcilik üstünlükleri ile Bölge dıĢındaki
giriĢimcileri cezbederken, Bölge yerleĢik halkının ağırlıklı olarak tarım ve hizmetler
sektöründe faaliyet gösterdiği ve giriĢimciliğin yerleĢik halkta kısıtlı olduğu görülmektedir.
Bu yönü ile bölgede giriĢimcilik açısından iyi örnekler oluĢturularak, giriĢimcilik
kültürünün oluĢturulmasına yönelik faaliyet yürütülmesi önem arz etmektedir.
TR21 Trakya Bölgesinin proje geliĢtirme kapasitesi, yürüttüğü Avrupa Birliği ya da diğer
hibe ve fon kaynakları bazlı incelendiğinde oldukça düĢüktür. Özellikle, AB kaynaklı hibe
programlarında Edirne ve Kırklareli illeri 81 il içerisinde orta sıralarda yer alırken,
Tekirdağ ili 81 il içerisinde 75. sırada yer almaktadır. Ancak, bu sonucun ortaya
çıkmasında merkezi idarelerce yürütülen AB finansmanlı operasyonel programlardan
bölgenin yararlanamaması büyük rol oynamaktadır. Bölge bu yanı ile AB hibe
kaynaklarına ulaĢabilirlik açısından oldukça fakir durumdadır. Bölge içinde AB hibe
kaynaklı olarak yürütülen tek program “Bulgaristan-Türkiye Sınırötesi ĠĢbirliği Programı”
olup, bu fon kapsamında Edirne ve Kırklareli illeri yer almaktadır. Bu yönü ile Edirne ve
Kırklareli illerinde özellikle sivil toplum örgütlerinin proje üretme kapasiteleri Tekirdağ
iline göre geliĢmiĢ durumdadır.
Tablo 14: Kurulan ve Kapanan ġirket, Kooperatif ve Ticari ĠĢyeri Sayısı (2009)
ġirket ve Kooperatif Sayısı Ticaret Unvanlı ĠĢyeri Sayısı
Yıl Bölge Adı Kurulan/ Kurulan/
Kurulan Kapanan Kurulan Kapanan
Kapanan Kapanan
Türkiye 44.472 10.395 4,3 44.050 32.419 1,4
TR21 Trakya 663 79 8,4 1.260 607 2,1
2009 yılı
Kurulan ve kapanan Ģirket ve kooperatif ile ticaret unvanlı iĢyeri sayılarında en büyük
değiĢim sırasıyla; perakende, inĢaat, otel, lokanta ve kahvehane, imalat ve gayrimenkul
kiralama ekonomik faaliyet alanlarında görülmektedir.
TR21 Trakya Bölgesinde 2009 yılı verilerine göre kurumsal olmayan sivil nüfus 15 yaĢ ve
üzerinde yaklaĢık 1.191.000‟dir ve bu nüfusun yaklaĢık 643.000‟i iĢgücüne aittir. ĠĢgücüne
katılma oranı Bölge için %54 ile Türkiye oranı olan %48‟in üzerindedir.
Ġl bazında temel iĢgücü göstergeleri 2008 yılı TUĠK verilerine göre iĢgücüne katılma oranı
Tekirdağ‟da %57,3, Kırklareli‟nde %52 ve sanayi açısından daha az geliĢmiĢ olan Edirne
ilinde %47‟dir.
Bölgede iĢsizlik oranı yaklaĢık %13 ve tarım dıĢı iĢsizlik oranı %16 ile Türkiye oranlarının
altındadır. Ancak bölgedeki son 3 yıl içerisindeki iĢsizlik artıĢ hızı Türkiye ortalaması
üzerindedir. Bu itibarla bölgedeki tarım sektöründen, sanayi ve hizmet sektörüne yönlenen
iĢgücünün kontrollü bir seyir izlemesi için önlemler alınması gerekmektedir.
Tablo 15: 2004-2006 Yılları Arasında Sektörler Bazında ĠĢgücünün GeliĢimi (%)
Sektörler Gerçek ArtıĢ Oransal ArtıĢ Görünen ArtıĢ
Hizmetler 21,60 26,95 10,00
Sanayi 13,79 18,58 4,70
Tarım -41,67 -39,10 -14,70
Toplam ĠĢgücü -4,18 - -
Kaynak: TÜĠK, ĠĢgücü Verileri, 1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı
Tablo 16: TR21 Trakya Bölgesi Ġllerinde Ar-Ge Merkezi Belgesi Alan Firma Sayısı
Türkiye Trakya Tekirdağ Edirne Kırklareli
65 5 4 0 1
Kaynak: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sanayi AR-GE Genel Müdürlüğü (SAGM)
Türkiye‟de Ar-Ge merkezi belgesi alan 65 firmadan 5 tanesi TR21 Trakya Bölgesindedir.
Mal ve hizmet üretiminde teknoloji/bilgi yoğunluğu yüksek firmaların sayısı baz alınarak
Düzey-2 bölgeleri arasında bir mukayese yapıldığında Ġstanbul, Ankara, Ġzmir ve Doğu
Marmara bölgelerinden sonra TR21 Trakya Bölgesi gelmektedir.
23
http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/tarih/tr/saygilis/bilgieko.pdf
24
OECD'nin 1999 yılında yaptığı "Science, Technology and Industry Scoreboard" çalıĢması temel alınarak
yapılmıĢtır.
Bölgede üç adet kamu üniversitesi bulunmaktadır. Trakya Üniversitesi (TÜ) 1982 yılında,
Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) 2006 yılında ve Kırklareli Üniversitesi 2007 yılında
kurulmuĢtur. Bölgenin köklü üniversitesi Trakya Üniversitesi haricindeki diğer iki
üniversite kurumsallaĢma süreçlerini tamamlama aĢamasına gelmiĢlerdir.
Bölgedeki üniversitelerin henüz geliĢimlerini sürdürdüklerini gösteren diğer bir veri ise
öğretim görevlisi baĢına öğrenci sayısıdır. Yükseköğretim kurumlarının sunduğu eğitim
hizmetlerine artan talebin de etkisi ile TR21 Trakya Bölgesinde öğretim görevlisi baĢına
öğrenci sayısı giderek artmaktadır. Türkiye geneline benzer bir eğilim görülmesine
rağmen, özellikle geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan üretim yerlerine (Ġstanbul-Kocaeli-Çorlu-
Çerkezköy) yakınlığı nedeniyle bölgedeki öğrenci sayısında hızlı bir artıĢ görülebilir. Bu
durumda öğretim görevlisi sayısının da paralel olarak artırılması gereklidir. Üniversitelerin
bilimsel verimliliklerinin önemli ölçütlerinden birisi de bilimsel yayınlardır. TR21 Trakya
Bölgesi üniversitelerinin imzasını taĢıyan yayın sayısında 2005‟ten günümüze artan bir
eğilim görülmektedir. Bu yayınlar, konularına göre sınıflandırıldığında tıp ve mühendislik
bilimlerine ait çalıĢmaların çoğunlukta olduğu görülmüĢtür. Namık Kemal ve Kırklareli
Tablo 20: Yıllara Göre TR21 Trakya Bölgesindeki Bilimsel Yayın Sayıları (2010)
2005 2006 2007 2008 2009 2010 (*)
Türkiye 16.713 18.917 21.943 22.738 26.614 8.684
TR21 Trakya 232 258 376 349 410 142
TR21 Trakya/Türkiye oranı (%) 1,39 1,36 1,71 1,53 1,54 1,64
Namık Kemal Üniversitesi 0 3 26 45 87 42
Trakya Üniversitesi 232 254 350 299 317 98
Kırklareli Üniversitesi 0 1 0 5 6 2
Kaynak: ISI Web of Knowledge, (*) 30.04.2010
Trakya Teknopark bünyesinde 2009 yılında yapılan Ar-Ge harcaması, Türkiye‟de yapılan
toplam Ar-Ge harcamasının %1‟ine bile karĢılık gelmemektedir. Fakat sadece Trakya
Teknopark kapsamındaki Ar-Ge harcamasını dikkate almak Ģüphesiz yanıltıcı olacaktır.
Daha önceden de belirtildiği üzere, Türkiye‟deki 65 Ar-Ge merkezinden 5 tanesi TR21
Trakya Bölgesinde faaliyet göstermektedir.
Endüstriyel yeniliklerin mülkiyet hakkına sahip olmak için yapılan patent, faydalı model
ve endüstriyel tasarım baĢvuruları bölgede sürdürülen yenilikçi faaliyetlerin yoğunluğu
hakkında fikir verici olacaktır.
25
Kırklareli Üniversitesi Strateji GeliĢtirme Daire BaĢkanlığı, 2010, 2009 Yılı Faaliyet Raporu, s. 72
26
http://sgdb.trakya.edu.tr/Performans/2010/TU_2010_Performans_Programi.htm
TR21 Trakya Bölgesinin insan kaynakları profili yenilikçilik faaliyetlerinin verimli Ģekilde
gerçekleĢtirilmesi için yeterli görünmese de Çorlu ve Çerkezköy ilçeleri Ġstanbul‟a
yakınlıkları nedeniyle kalifiye iĢgücüne ve akademik desteğe eriĢimin kolay
sağlanabileceği sanayi bölgeleridir. Ġstanbul‟a yakınlık bölgeye avantajlar sağlamasına
rağmen, diğer taraftan Ġstanbul‟un cazibesi Çorlu ve Çerkezköy dıĢındaki yerleĢim
merkezlerinde kalifiye iĢgücüne eriĢimin güç olmasına sebep olmaktadır.
Yukarıda bahsedilen istisnai durumları kısaca açıklamak gerekirse, sınırlı sayıda olmakla
beraber sektöründe öncü ve yenilikçi kuruluĢlar bölgede üretim ve Ar-Ge faaliyetlerini
sürdürmektedirler. Türkiye‟de Ar-Ge merkezi belgesi almıĢ 3 ilaç firmasından 2 tanesi ve
Sonuç olarak, TR21 Trakya Bölgesi Türkiye‟nin bilgi ve teknoloji üretiminde öncü bölgesi
olmamakla birlikte, yukarıda izah edilen sebepler dolayısı ile bölgenin rekabet gücünü
artıran güçlü yönleri ve fırsatları vardır. Medikal, nanoteknoloji ve mekanik tasarım
alanlarında Ar-Ge faaliyetlerinin yürütüldüğü bir bölgedir. Öte yandan bu alanlarda
sürdürülebilir inovasyon programlarının uygulanabilmesi için yeterli yoğunlaĢma mevcut
değildir. Bölgede tarım ve hayvancılığın yaygın olması, sektörde yapılacak kümelenme
çalıĢmaları neticesinde sektörle yatay ve dikey olarak iliĢki içinde bulunan diğer sektörleri
de içine alacak bir bölgesel inovasyon sisteminin kurulmasına zemin hazırlayabilir. Bu
alanda Bölge üniversiteleri tarafından sağlanacak akademik destek de diğer disiplinlere
nazaran daha üst düzeyde olacaktır.
Tekirdağ, ticaret ve üretim açısından önemli bir potansiyeli barındırmakla birlikte, beĢeri
sermaye alanında alt dilimlerde yer almaktadır. Öte yandan, TR21 Trakya Bölgesinde
Edirne ilinin beĢeri sermaye açısından göreli olarak daha iyi bir konumda olduğu
görülmektedir. UlaĢtırma alanındaki geliĢmiĢlik endeksinde ise bir bütün olarak TR21
Trakya Bölgesi önemli avantaj ve üstünlüklere sahip bulunmaktadır. Bunun yanı sıra,
Edirne ve Kırklareli illeri sağlık alanında da göreli olarak geliĢmiĢ bir altyapıya sahiptir.
AĢağıda, yukarıda söz edilen üç araĢtırmanın rekabetçilik ve sosyo-ekonomik geliĢmiĢlik
endeksi sonuçları verilmektedir.
27
Ġllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik GeliĢmiĢlik Sıralaması AraĢtırması (DPT)
28
Ġllerarası Rekabetçilik Endeksi 2008-2009 (URAK- DELOITTE)
29
Türkiye Ġçin Bir Rekabet Endeksi Raporu 2009 (EDAM)
2009 yılı nüfusu 72 milyonu geçen Türkiye, geliĢmiĢ ülkelere kıyasla daha yüksek bir
nüfus artıĢ hızına sahiptir. 2010 yılı tahmini nüfus büyümesi Türkiye için %1,27 iken AB
için bu değer %0,98, ABD için 0,97, Ġngiltere için 0,28, Almanya için %-0,061‟dir.30
1927‟de 13.648.270 olan Türkiye nüfusu 1965 yılında 31.391.421‟e 2009 yılında
72.561.312‟ye yükselmiĢtir. 1965 yılında 849.001 olan TR21 Trakya Bölgesi nüfusu 2009
yılında 1.511.952‟ye yükselmiĢtir.
Türkiye toplam yüzölçümünün %2,4‟üne sahip olan TR21 Trakya Bölgesinin Türkiye
nüfusundan aldığı pay 1965 yılında %2,7 iken 2009 yılında bu oran %2,1‟e düĢmüĢtür.
1965 yılında Bölge nüfusunun illere dağılımı %30 ile %36 arasında değiĢirken, Tekirdağ
ilinin Bölge nüfusundaki payı sürekli artmıĢtır. Bölgenin diğer illerine kıyasla daha yüksek
bir nüfus artıĢ hızına sahip olan Tekirdağ 1965‟te Bölge nüfusunun %34‟üne sahip iken
2009 yılında Bölge nüfusunun %52‟sine sahip hale gelmiĢtir. Bölgenin 2023 nüfus
projeksiyonunda da Tekirdağ ilinin Bölge nüfusuna oranının %64 olması öngörülmektedir.
TR21 Trakya Bölgesinin nüfus artıĢı 2000‟li yıllara kadar Türkiye ortalamasının altında
seyretmiĢtir. 2000 yılı sonrasında Türkiye‟ye paralel olarak TR21 Trakya Bölgesinin nüfus
30
CIA, The World Factbook, www.cia.gov, EriĢim tarihi 24.06.2010
20,0
15,0
Türkiye
10,0 TR21
5,0
0,0
1965-70 1970-75 1975-80 1980-85 1985-90 1990-00 2000-07 2007-09
1965‟ten 2009‟a kadar olan dönemde Türkiye nüfusunun %131 artıĢ göstermesine karĢın,
TR21 Trakya Bölgesinin nüfusu %78 artarak 849.001‟den 1.511.952‟ye yükselmiĢtir.
Bölgede nüfusu en çok artan il olan Tekirdağ‟ın nüfusu ise yaklaĢık 3 katına çıkarak
287.331‟den 783.310‟a yükselmiĢtir. Tekirdağ nüfusundaki artıĢ özellikle 1980 ve
sonrasında hızlanmıĢtır ve 1980‟de 360.742 olan nüfus %117 artarak 2009 yılında
783.310‟a yükselmiĢtir. Tekirdağ ilindeki bu büyük nüfus artıĢına karĢın, Kırklareli ve
Edirne illerindeki nüfus artıĢı %30 seviyelerini geçmediği için Bölge genelindeki nüfus
artıĢı Türkiye‟ye göre daha düĢük kalmıĢtır. 1990 sonrası dönemde Tekirdağ‟ın nüfusu
%67 artarken, Edirne‟nin nüfusu %2 gerilemiĢ, Kırklareli‟nin nüfusu ise yalnızca %8
artmıĢtır.
TR21 Trakya Bölgesi, Türkiye geneline kıyasla daha düĢük nüfus yoğunluğuna sahip bir
bölgedir. Türkiye genelinde km2‟ye düĢen kiĢi sayısı 94 iken, TR21 Trakya Bölgesinde 81
kiĢidir. Tekirdağ‟ın nüfus yoğunluğu 124 kiĢi/km2 iken, Edirne‟de 65 kiĢi/km2,
Kırklareli‟nde 53 kiĢi/km2‟dir. Nüfus yoğunluğunun bölgenin coğrafi yapısıyla ve çalıĢma
alanları ile paralellik gösterdiği görülmektedir. Sanayinin geliĢtiği bölgelerde ve Ergene
havzasının içinde nüfus yoğunluğu artarken, yükseltinin arttığı kuzey bölgelerinde nüfus
yoğunluğu düĢmektedir. Nüfusun yoğunluğu otobana paralel bölgelerde, Edirne ilinin sınır
bölgeleri ve Tekirdağ ilinin kıyı bölgelerinde artmaktadır. Ġstanbul‟a yakın ve sanayinin
yoğun olduğu Çerkezköy ve Çorlu ilçeleri sırasıyla 473 kiĢi/km2 ve 271 kiĢi/km2 ile
bölgede nüfus yoğunluğu en yüksek ilçelerdir.
Bölgede nüfusu en büyük 5 ilçenin 3‟ü Tekirdağ ilindedir. 1990-2009 döneminde bölgede
Çerkezköy ve Çorlu nüfusu en çok artan ilçelerdir. YaklaĢık 20 yıllık bu dönemde Çorlu
BirleĢmiĢ Milletler ölçütlerine göre 0-14 yaĢ arasındakiler çocuk, 15-64 gruplarındakiler
yetiĢkin veya çalıĢabilir nüfus ya da faal nüfus, 65 yaĢ ve üzeri ise yaĢlı nüfus olarak
sınıflandırılır. Türkiye geneline göre daha yaĢlı bir nüfusa sahip olan TR21 Trakya
Bölgesinde nüfusun yaklaĢık %9‟u 65 yaĢ ve üzerinde iken, Türkiye genelinde bu oran %7
civarındadır. Çocuk grubu olarak adlandırılan 0-14 yaĢ grubu nüfusunun payı Türkiye
genelinde %26 iken bu oran TR21 Trakya Bölgesinde yalnızca %20 düzeyindedir.
1990‟dan 2009‟a kadar olan dönemde, TR21 Trakya Bölgesinde Ģehir nüfusundaki artıĢ
Türkiye ile paralellik göstermekle beraber bölgede kırsal kesimde yaĢayan nüfus Türkiye
geneline kıyasla daha fazladır. Bu dönemde Ģehir nüfusundaki artıĢ Türkiye genelinde %63
iken, TR21 Trakya Bölgesinde de %64‟tür. Fakat 2009 yılı itibari ile Türkiye genelinde
Ģehir nüfusunun toplam nüfusa oranı %76 iken TR21 Trakya Bölgesinde ĢehirleĢme oranı
%67‟dir. Bölge illerindeki ĢehirleĢme oranları da %65 ile 68 arasında değiĢmektedir.
Türkiye geneline göre nüfusunun daha büyük kısmı bucak ve köylerde yaĢayan TR21
Trakya Bölgesinde ortalama hanehalkı büyüklüğü Türkiye geneline göre daha küçüktür.
Türkiye genelinde ve bölgede birbirine paralel olarak, bucak ve köylerdeki ortalama
hanehalkı büyüklüklerinin il ve ilçelerde yaĢayanlara göre daha büyük olduğu
gözlemlenmektedir.
5,00
4,00
3,00
2,00
1,00
0,00
Genel İl-ilçe Bucak-köy
TR 4,50 4,18 5,19
TR21 3,74 3,59 3,97
2.3.1.4. Göç
Bölge illeri içinde Tekirdağ net göçün en yüksek gerçekleĢtiği il iken, Kırklareli ilinde ise
alınan göç verilen göçe göre daha düĢük kalmıĢtır. Edirne‟de 2007-2008 döneminde net
göç hızı negatif olurken, 2008-2009 döneminde ‰ 5,76 olarak gerçekleĢmiĢtir. 2008-2009
döneminde TR21 Trakya Bölgesinin 2008-2009 döneminde aldığı göçün 43.566 kiĢisi 15
yaĢ ve üzerindedir. 15 yaĢ ve üzeri olan bu grubun %23‟ü ilkokul, %36‟sı lise veya dengi
okul mezunu, %15‟i ise yüksekokul mezunu veya daha yüksek eğitim seviyesine sahiptir.
Bölgenin verdiği göçlerde de benzerlik söz konusudur. Verilen göçün %21‟i ilkokul
mezunu iken, %37‟si lise veya dengi okul mezunudur. Yüksekokul mezunu veya daha
yüksek eğitim seviyesine sahip göç edenlerin 15 yaĢ ve üzeri göç edenlere oranı %18‟dir.
Bölgedeki göçün temel nedeni istihdam olduğu için, Bölgenin aldığı ve verdiği göçün
büyük kısmı Ġstanbul ile iliĢkilidir. TR21 Trakya Bölgesinin 2008-2009 döneminde aldığı
ve verdiği göçün büyük çoğunluğu 15-34 yaĢ grubundadır. Bölgenin bu dönemde aldığı
göçün % 55‟i verdiği göçün de %54‟ü 15-34 yaĢ grubundadır. Bölge içi göç hareketleri de
Tekirdağ odaklıdır. Tekirdağ‟a ve Tekirdağ‟dan olan göçler Edirne-Kırklareli arasındaki
göçlere göre daha fazladır.
2.3.2. Eğitim
TR21 Trakya Bölgesi, okur-yazar nüfus oranı Türkiye geneline göre daha yüksek olan bir
bölgedir. Bununla birlikte, Bölge ilköğretimde öğretmen baĢına öğrenci sayısı
sıralamasında Düzey-2 bölgeleri arasında 8. sırada yer almaktadır.
Bölgedeki üniversitelerin henüz istenilen düzeye gelemediğini gösteren bir veri ise öğretim
görevlisi baĢına düĢen öğrenci sayısıdır. Yükseköğretim kurumlarının sunduğu eğitim
hizmetlerine artan talebin de etkisi ile TR21 Trakya Bölgesinde öğretim görevlisi baĢına
Tablo 27: Yıllara Göre TR21 Trakya Bölgesindeki Bilimsel Yayın Sayıları (2010)
2005 2006 2007 2008 2009 2010 (*)
Türkiye 16.713 18.917 21.943 22.738 26.614 8.684
TR21 Trakya 232 258 376 349 410 142
TR21 Trakya/Türkiye oranı (%) 1,39 1,36 1,71 1,53 1,54 1,64
Namık Kemal Üniversitesi 0 3 26 45 87 42
Trakya Üniversitesi 232 254 350 299 317 98
Kırklareli Üniversitesi 0 1 0 5 6 2
Kaynak: ISI Web of Knowledge
(*) Nisan ayına kadar olan verileri kapsamaktadır.
Sonuç olarak, TR21 Trakya Bölgesi eğitim altyapısı açısından çeĢitli yeterliliklere ve
potansiyellere sahip bir Bölge olmakla birlikte, özellikle dezavantajlı grupların eğitim
hizmetlerine eriĢimi ve eğitimde donanım eksikliklerinin giderilmesi gibi hususlarda
atılacak adımlara ihtiyaç göstermektedir. Özellikle sanayiye bağlı olarak artan göç, eğitim
altyapısının yetersizliğine yol açabilecek risklerden biri olarak değerlendirilmektedir.
2.3.3. Sağlık
TR21 Trakya Bölgesi için sağlık göstergeleri açısından en çarpıcı durum, Tekirdağ ilinin
Kırklareli ve Edirne‟ye göre olumsuz yönde farklılık göstermesidir. ġöyle ki, DPT
tarafından 2003 yılında yapılan Ġllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik GeliĢmiĢlik
Sıralaması AraĢtırması‟na göre, Tekirdağ ili genel geliĢmiĢlik sıralamasında daha üst
sıralarda iken, sağlık sektörü geliĢmiĢlik sıralamasında alt sıralarda yer alan baĢlıca iller
arasında yer almaktadır. Aynı AraĢtırma‟da, Edirne ili 7. sırada yer alırken, Kırklareli
sıralamada 15.‟dir.
TR21 Trakya Bölgesinin geneli için değerlendirildiğinde, hastane yatak sayısı ortalaması
284‟tür. Türkiye‟de bu ortalamanın 262 olduğu göz önüne alındığında, Bölgedeki
Sonuç olarak, TR21 Trakya Bölgesinin sağlık altyapısı Bölge içinde homojen özellikler
taĢımamaktadır. Özellikle, Tekirdağ ilinin sağlık altyapısının geliĢtirilmesine yönelik
adımlara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, dezavantajlı grupların sağlık
hizmetlerine eriĢimindeki sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik projeler, önemli bir
amaca hizmet edecektir.
2.3.4.1. ĠĢgücü
TR21 Trakya Bölgesinde kurumsal olmayan sivil nüfusun 15 yaĢ ve üzerindeki kısmı
yaklaĢık 1 milyon 200 bin kiĢidir. TR21 Trakya Bölgesi %54 iĢgücüne katılma oranı ile
Düzey-2 bölgeler arasında 5. sırada yer almaktadır. ĠĢgücüne katılma oranının Türkiye
ortalaması ise 2009 yılında %48‟dir. Türkiye genelinde iĢsizlik oranı 2007 yılında %10,3
iken 2009 yılında %14‟e yükselmiĢtir. Aynı dönemde TR21 Trakya Bölgesinde için
iĢsizlik oranı Türkiye geneline göre daha düĢük olsa da iĢsizlik oranındaki artıĢ Türkiye
ortalamasının üzerinde gerçekleĢmiĢtir ve 2009 yılında %13 olmuĢtur.
Tablo 28: Kurumsal Olmayan Sivil Nüfusun ĠĢgücü Durumu [15+ YaĢ] (1000 KiĢi)
2007 2008 2009
Türkiye TR21 Türkiye TR21 Türkiye TR21
Kurumsal olmayan sivil nüfus 68.901 1.389 69.724 1.430 70.542 1.473
15 ve daha yukarı yaĢtaki nüfus 49.994 1.094 50.772 1.151 51.686 1.191
ĠĢgücü 23.114 569 23.805 613 24.748 643
Ġstihdam 20.738 525 21.194 544 21.277 559
ĠĢsiz 2.376 45 2.611 69 3.471 83
ĠĢgücüne dâhil olmayan nüfus 26.879 525 26.967 538 26.938 548
ĠĢgücüne katılma oranı (%) 46,2 52,0 46,9 53,2 47,9 54,0
ĠĢsizlik oranı (%) 10,3 7,8 11,0 11,2 14,0 13,0
Tarım dıĢı iĢsizlik oranı (%) 12,6 9,6 13,6 13,5 17,3 16,0
Ġstihdam oranı (%) 41,5 47,9 41,7 47,3 41,2 47,0
Kaynak: TÜĠK, ĠĢgücü Ġstatistikleri
TR21 Trakya Bölgesinde iĢgücüne katılma oranı her yaĢta Türkiye ortalamalarının
üzerindedir. Bölgede kadın nüfusun iĢgücüne katılma oranı Türkiye geneline göre daha
31
TÜĠK, Temel Göstergeler, 2007.
Bölgede iĢgücüne dâhil olmayanların sayısı yıllar içinde artsa da toplam nüfustaki payı
azalmıĢtır. Türkiye genelinde iĢgücüne dâhil olmayanların %45‟i ev iĢleri ile meĢgul
olduğu için iĢgücüne katılmazken, bölgede bu oran %27‟dir. ÇalıĢamaz halde olduğu için
iĢgücüne dâhil olmayanların oranı ise bölgede %22‟dir ve Türkiye oranı olan %13‟ün bir
hayli üzerindedir.
2.3.4.2. Ġstihdam
Tablo 29: Ġstihdam Edilenlerin Sektörlere Göre Dağılımı [15 YaĢ ve Üzeri] (2009)
Bölge Toplam Tarım Sanayi Ticaret Hizmet Tarım Sanayi Ticaret Hizmet
Yıl
Adı (1000) (1000) (1000) (1000) (1000) (%) (%) (%) (%)
Türkiye 21.277 5.254 5.379 4.542 6.102 24,7 25,3 21,3 28,7
2004 2005 2006 2007 2008 2009
TR21 559 124 182 114 138 22,2 32,6 20,4 24,7
Türkiye 21.194 5.016 5.682 4.573 5.922 23,7 26,8 21,6 27,9
TR21 544 110 188 106 140 20,2 34,6 19,5 25,7
Türkiye 20.738 4.867 5.544 4.557 5.770 23,5 26,7 22,0 27,8
TR21 525 111 174 108 133 21,1 33,1 20,6 25,3
Türkiye 20.423 4.907 5.465 4.492 5.558 24,0 26,8 22,0 27,2
TR21 525 111 159 116 139 21,1 30,3 22,1 26,5
Türkiye 20.067 5.154 5.284 4.336 5.292 25,7 26,3 21,6 26,4
TR21 529 133 150 113 134 25,1 28,4 21,4 25,3
Türkiye 19.632 5.713 4.885 4.027 5.006 29,1 24,9 20,5 25,5
TR21 514 176 136 92 109 34,2 26,5 17,9 21,2
Kaynak: TÜĠK ĠĢgücü Ġstatistikleri
Not: ĠnĢaat sektörü sanayi sektörü içinde değerlendirilmiĢtir.
TR21 Trakya Bölgesinde istihdam edilen 559.000 kiĢinin 85.000‟i üniversite mezunudur.
Bölgede üniversite mezunlarının toplam istihdama oranı, Türkiye geneline paralel ve %15
civarında iken okuryazar olmayan kiĢilerin istihdamdaki payı %2,1 ile Türkiye geneli
%4,7‟ye göre çok düĢüktür. ĠĢgücüne katılma oranında olduğu gibi TR21 Trakya
Bölgesinde kadın çalıĢan oranları yıllar itibarı ile Türkiye ortalamasının üzerindedir.
22,0%
2004 2005 2006 2007 2008 2009
YaĢ gruplarına göre istihdam verilerinden TR21 Trakya Bölgesinde en fazla istihdam
edilen yaĢ grubunun yaklaĢık 250 bin kiĢi ile 35-54 yaĢ arası olduğu görülmektedir. Fakat
istihdam oranı en yüksek olan yaĢ grubu ise %67 oranı ile 25-34 yaĢ grubudur. 55+ yaĢ
grubu dıĢında TR21 Trakya Bölgesinde istihdam oranı Türkiye ortalamasının üzerindedir.
Bölgede özellikle kadın nüfusun istihdam oranı Türkiye geneline göre yüksektir. Kadın
nüfusun en fazla istihdam edildiği yaĢ grubu 25-34 yaĢ grubudur. Bu yaĢ grubunda TR21
Trakya Bölgesinde kadın nüfusun istihdam oranı %44 ile Türkiye ortalamasının çok
üzerindedir.
2.3.4.3. ĠĢsizlik
2008 sonunda etkisini göstermeye baĢlayan küresel krizin etkileri ile iĢsizlik oranları
Türkiye ile paralel olarak TR21 Trakya Bölgesinde de artmıĢtır. Türkiye genelinde iĢsizlik
oranı 2007 yılında %10,3 iken 2009 yılında %14‟e yükselmiĢtir. Aynı dönemde TR21
Trakya Bölgesinde için iĢsizlik oranı Türkiye geneline göre daha düĢük olsa da iĢsizlik
oranındaki artıĢ Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleĢmiĢtir ve 2009 yılında %13
olmuĢtur. 2005 ve 2006 yıllarında 47.000 olan iĢsiz sayısı 2007 yılında azalarak 45.000‟e
düĢmüĢ; ancak 2008 ve 2009 yıllarında toplamda %80 artarak 83.000 kiĢiye ulaĢmıĢtır.
Küresel krizin iĢsizlik üzerindeki olumsuz etkisinin TR21 Trakya Bölgesinde Türkiye
geneline göre daha fazla olduğu görülmektedir. Bölgedeki sanayi yapısının Türkiye
geneline kıyasla daha kaygan olması iĢsizlik oranındaki artıĢın Türkiye‟ye kıyasla daha
yüksek olmasının nedenlerinden biridir.
TR21 Trakya Bölgesi için 2007 yılında 28.000 kiĢi olan 25 yaĢ ve üzeri iĢsiz sayısının
toplamda %92 artarak, 2009 yılında 54.000 kiĢiye çıktığı göze çarpmaktadır. Bu artıĢa
rağmen 2009 yılında %10,1 olan 25 yaĢ ve üzeri iĢsiz oranı, Türkiye ortalaması olan
%11,6‟nın altında kalmıĢtır. Fakat daha 15-24 yaĢ arası iĢsizlik oranı TR21 Trakya Bölgesi
için %27,3 ile Türkiye oranı %25,3‟ün üzerindedir.
2004 ve 2009 yılları arasındaki değiĢim incelendiğinde, artan iĢsizliğe paralel olarak TR21
Trakya Bölgesinde uzun dönemli iĢsizlerin sayısı %91 oranında artarak 11.000 kiĢiden
21.000 kiĢiye çıkmasına rağmen toplam iĢsizlerin içindeki payı %30‟dan %25‟e
düĢmüĢtür.
Ülkemizin “Avrupa Sosyal DıĢlanma ile Mücadele Stratejisi”ne dâhil olmasının ilk
aĢaması olan “Ortak Ġçerme Belgeleri”nin hazırlanmasına iliĢkin çalıĢmalar, 3 Aralık 2004
tarihinde baĢlatılmıĢtır. Söz konusu Strateji‟de “istihdam, gelir dağılımı ve parasal
yoksulluk, eğitim, konut, sağlık ve ulaĢım politikaları, emeklilik sistemi dâhil olmak üzere
sosyal güvenlik sistemi, sosyal hizmet ve sosyal yardım politikaları” gibi alt baĢlıklar yer
almaktadır. Yine Strateji‟ye göre toplumdaki dezavantajlı gruplar iĢsizler, eğitimsizler
veya yeterli eğitim alamayanlar, kadınlar, çocuklar, yaĢlılar, evsizler, özürlüler, madde
bağımlıları vb. grupları kapsamaktadır. En önemli hedef, bu grupların topluma
entegrasyonudur.32
Bununla birlikte, son yıllarda Avrupa bölgeleri için sınır ötesi iĢbirliğinin desteklenmesi ve
teĢvik edilmesinin önemi giderek daha yaygın bir Ģekilde kabul görmektedir. Zira sınır
bölgeleri, daha merkezi bölgelere kıyasla belirli dezavantajlara maruz kalmaktadır. Bu
bölgeler, genellikle daha az geliĢmiĢ olup, çoğunlukla coğrafi ve demografik güçlüklerle
karĢı karĢıya bulunmakta; üstelik, ekonomik etki alanı ve geliĢme potansiyeli bakımından
sınırın kendisinin yol açtığı hukuki, idari, ekonomik ve kültürel engellere maruz
kalmaktadır.
TR21 Trakya Bölgesi, özellikle Bulgaristan‟ın AB‟ye üye olması ve Türkiye ile katılım
öncesi müzakerelerin baĢlatılması; Türkiye-Bulgaristan sınır bölgelerinin ekonomik ve
sosyal kalkınmaları için sınır ötesi iĢbirliği sürecini baĢlaması ile önem kazanmıĢtır. Bu
32
T.C. BaĢbakanlık Sosyal YardımlaĢma ve DayanıĢma Genel Müdürlüğü
TR21 Trakya Bölgesi, eğitim ve sağlık gibi temel göstergeler açısından göreli olarak
yeterli bir altyapıya sahip bulunmaktadır. Bununla birlikte, daha detaylı analizler
yapıldığında Bölgenin pek çok dezavantajlı grup açısından çeĢitli sorunları barındırdığı
görülmektedir.
TR21 Trakya Bölgesinde öne çıkan ve sayısal olarak da öneme sahip olan dıĢlanmıĢ
gruplar arasında Romanlar yer almaktadır. Bu grup, özellikle toplumsal iliĢkilere uyum
konusunda bir kısım sorunlar yaĢamaktadırlar ve genelde TR21 Trakya Bölgesinin büyük
Ģehirlerinde ve ilçelerindeki “getto” alanlarında yaĢamaktadırlar. Kendilerine göre bir
yaĢam tarzı, kültürü ve geleneği olan Romanların, klasik toplumsal iliĢkilerin dıĢında bir
yaĢam sürdürdüğü görülmektedir. Bu topluluğun yaĢadığı gecekondu mahallelerinde
altyapı ve üstyapı olanakları genellikle çok kısıtlıdır. Eğitim, sağlık hizmetleri ile iĢ
olanakları sınırlıdır. Söz konusu olumsuz koĢullar, suç ve Ģiddet oranlarının yüksek
olmasına neden olmaktadır. Merkezi ve yerel yönetimlerin, Romanların toplumsal hayata
dâhil edilmesine yönelik çalıĢmaları bulunmakla birlikte, bu çalıĢmalar yeterli değildir.
Bunun yanı sıra, TR21 Trakya Bölgesinde yaklaĢık 20-30 bin fiziksel engelli, zihinsel
engelli…vb. bulunduğu tahmin edilmektedir.
Sonuç olarak, TR21 Trakya Bölgesi engellilere yönelik geliĢtireceği altyapı ve üstyapı
olanakları ile bir model ve cazibe merkezi olmalıdır.
Bölgede görülen diğer bir dıĢlanmıĢ grup ise özellikle Çorlu, Çerkezköy, Lüleburgaz,
Babaeski ve Muratlı gibi ilçelerde yerleĢmiĢ bulunan dezavantajlı gruplardır. Bu gruplar,
sanayinin geliĢmesine paralel olarak bu bölgelere göç etmiĢlerdir. Bu insanlar, çoğunlukla
kent kültürüne ayak uydurmakta sıkıntılar çekmekte, geldikleri bölgenin kültürü ile yeni
yerleĢtikleri bölgenin kültürü arasında kalmaktadır. Ayrıca, göçe bağlı olarak yerleĢme
bölgelerindeki altyapı ve üstyapı sorunları ciddi boyutlara ulaĢmaktadır.33
2.3.6. Kültür
33
ZĠÇEV ve Tekirdağ Otistik Çocukları Koruma Derneği ile görüĢme.
34
Türk Dil Kurumu, 2010
TR21 Trakya Bölgesi, Traklar‟dan günümüze zengin bir maddi ve manevi kültürel
birikime sahip olmuĢ, tarihi boyunca ağırladığı toplumlar ve devletler bu kültürün
Ģekillenmesine katkıda bulunmuĢlardır. Genel kanı olarak düĢünüldüğünde TR21 Trakya
Bölgesindeki tarih ve kültür varlıklarının çoğunlukla Osmanlı dönemine ait eserlerden
oluĢtuğu ve daha öncesi dönemlere ait kültür varlıklarının yeteri kadar değerlendirilmediği
bunun sonucu olarak da çevresindeki bölgelere bakılınca bu konuda yeterince ön plana
çıkamadığı görülür. Ancak Osmanlı öncesi döneme ait bu tarihi eser eksikliğinin nedeni
TR21 Trakya Bölgesinde tarihte taĢ yerine ahĢap kullanılması, kavĢak noktası olmasından
dolayı çok fazla insan hareketliliğine maruz kalması sonucudur ve yine bu sebepten dolayı
pek çok kez istilalara uğramasıdır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu‟na tabi alanlar olan sit
alanlarının çeĢitlerine göre dağılımında da durum bir önceki tabloyla örtüĢmektedir. TR21
Trakya Bölgesinde sit alanlarının dağılımı Türkiye‟ye oranla %3,63‟tür.
Genel anlamda, TR21 Trakya Bölgesi ülkemizin zengin kültürel mirasında önemli bir yer
teĢkil etmektedir ve bunu Traklar‟dan Roma‟ya, Bizans‟tan Osmanlı‟ya uzanan köklü
tarihine ve coğrafi konumuna borçludur. Ancak kültürel değerlere sahip olmak kadar,
onları tanıtmak ve turizme kazandırarak bölgenin kalkınmasına katkı sunar duruma
getirmek de önemlidir. Ne var ki gerek ziyaretçi sayısında gerekse de ulusal ve uluslararası
düzeyde tanınırlık açısından Bölgenin geldiği noktanın taĢıdığı potansiyelle yeterince
uyumlu olmadığı anlaĢılır.
2.3.6.2. Müzeler
Bölgedeki müzeler içerisinde oldukça özgün bir yere sahip olan II. Bayezid Külliyesi
Sağlık Müzesi, Rakoczi Müzesi, ġükrü PaĢa Anıtı (Balkan SavaĢı Müzesi) gibi müzeler
Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler tarafından rağbet görmektedir. Örneğin,
kategorisinde Türkiye‟deki tek örnek olan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi 2009 yılı
içerisinde 128 bin ziyaretçi çekmiĢtir, öte yandan üç ildeki Bakanlığa bağlı dört müzenin
2008 yılı ziyaretçi sayılarına bakılırsa hiçbirinin 20 bini aĢmadığı görülür.37 Bu nedenle
özgün ve ilgi çekici bir müzecilik anlayıĢı geliĢtirmek bölgede yer alan müzelere olan
ilgiyi yükseltecektir.
35
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 2010
36
Kırklareli Ġl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2010
37
http://saglikmuzesi.trakya.edu.tr/ ve Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2008
Müzeciliğin yanında tarihimizde önemli bir yere sahip olan vakıf eserleri konusunda da
TR21 Trakya Bölgesi ayrı bir öneme sahiptir. Vakıflar Genel Müdürlüğünce “vakıf eser”
kapsamında değerlendirilen yapılar bakımından, bölgemizde yer alan Edirne özellikle ön
plana çıkmaktadır; merkezde yer alan Ali PaĢa ÇarĢısı, Selimiye Cami ve Külliyesi,
Sokullu (Üç ġerefeli) Hamamı ve Uzunköprü ilçesinde yer alan Sultan II. Murat Köprüsü
vakıf eserleri konusunda ülke çapında öne çıkan örneklerdir.38 Bölge, baĢta Edirne‟nin
sahip olduğu vakıf eseri zenginliği ile Türkiye‟de 1.000 km2 baĢına düĢen eser sayısında
ülke ortalamasının üstünde yer almaktadır. Genel anlamda bu vakıf eser zenginliği
değerlendirilerek, hem bu eserlerin iĢlevsellik kazanması hem de Bölgenin turizm
potansiyelinin yükselmesi için Bölgedeki vakıf eserlerinin restorasyonunu ve Ģehir içinde
kalan tarihi yapıların çevre düzenlemesini yapmak önem taĢımaktadır.
2.3.6.3. Kütüphaneler
Tablo 36: Kütüphane, Kitap, Yararlanma ve Ödünç Alınan Kitap Sayısı (2008)
Ödünç Alınan
Kütüphane Sayısı Kitap Sayısı Yararlanma Sayısı
Kitap Sayısı
Türkiye 1.156 13.662.483 19.034.750 4.578.792
TR21 Trakya 32 394.154 471.473 134.955
Tekirdağ 9 109.337 123.864 41.806
Edirne 11 164.669 158.801 47.638
Kırklareli 12 120.148 188.808 45.511
Kaynak: TÜĠK
Türkiye‟de 2001‟den bu yana kütüphane sayısı 1.350‟den 1.156‟ya düĢerken, TR21 Trakya
Bölgesinde de azalarak 35‟den 32‟ye inmiĢtir. Ancak, Türkiye‟de 1.000 kiĢi baĢına düĢen
38
Vakıflar Genel Müdürlüğü, 2010
39
Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, 2010
40
Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, 2010
Sinema salonu sayısında Türkiye ve TR21 Trakya Bölgesi genelinde 2001‟den bu yana
artıĢ yaĢanmıĢ, sinema salonlarının sayısı Türkiye‟de yaklaĢık üç kat, TR21 Trakya
Bölgesinde ise yaklaĢık dört kat artmıĢtır. Ancak gösteri sayısı, seyirci sayısı ve buna bağlı
gösteri baĢına düĢen seyirci sayılarında yıllar içinde dalgalanma olarak artıĢlar ve azalıĢlar
olmuĢtur. Tıpkı çoğu kültür endüstrisinde olduğu gibi sinema konusunda da Ġstanbul ve
Ankara gibi büyükĢehirler öne çıkmaktadır. Bunda genç nüfusun payı ve aynı Ģekilde
sinemayı daha sık tercih eden öğrenci nüfusunun da payı göz önüne alınmalıdır.
Kültür ve sanat konusunda, ülkemizde Bakanlık bünyesinde faaliyet gösteren dört yöresel
müzik ve oyun topluluğundan birisi Bölgede bulunan Edirne Roman Müzik Topluluğu‟dur.
Ayrıca, yine Bakanlığa bağlı olan Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu, bu kategoride
ülkemizde faaliyet gösteren dokuz topluluktan biridir. Edirne ilinde yıllık gösteri sayısının
diğer illerden fazla olmasında bu toplulukların payı olduğu sonucuna varılabilir. Ancak en
yüksek izleyici sayısının Kırklareli‟de olması, tiyatro konusunda olduğu gibi yine bu ili
diğerlerine göre öne çıkarmaktadır. Kırklareli, 1.000 kiĢi baĢına düĢen tiyatro seyircisi
sıralamasında ülkemizde 7‟inci iken, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü‟ne bağlı orkestra,
koro ve topluluklarının gösteri ve izleyici sayılarında 19‟uncu sırada yer alır. Ancak, TR21
Trakya Bölgesi genel itibariyle Türkiye ortalamasının altında gözükmektedir.
TR21 Trakya bölgesinde 11 adet ticaret ve sanayi odası (TSO), 1.886 dernek ve 96 tane
esnaf ve sanatkâr odası bulunmaktadır. Ticaret ve sanayi odalarının beĢ tanesi Tekirdağ‟da,
üç tanesi Edirne ve üç tanesi Kırklareli‟dedir.
5000
4000
3000
2000
1000
Türkiye Esnaf ve Sanatkâr Odalarının toplam aktif oda sayısının %3‟ü ve aktif üye
sayısının %2,66‟sı bölgede konumlanmıĢtır.
2.5.1. UlaĢtırma
Coğrafi anlamda Avrupa‟yı Asya‟ya bağlayan bir köprü niteliğinde olan TR21 Trakya
Bölgesi, güçlü karayolu altyapısı, limanları, demiryolu ve havayolu bağlantıları ile
eriĢilebilirliği yüksek bir geçiĢ bölgesidir.
2.5.1.1. Karayolları
TR21 Trakya Bölgesi, konumu nedeniyle yoğun bir yolcu ve yük trafiğine sahiptir.
Türkiye‟yi Avrupa‟ya bağlayan TR21 Trakya Bölgesinin ulaĢım altyapısının ana aksını
Ġstanbul-Kapıkule Otoyolu oluĢturmaktadır. Bölge trafiği Ġstanbul, sınır kapıları, limanlar
ve sanayi bölgeleri gibi yoğun merkezlerin etkisi altındadır.
Türkiye‟nin Avrupa‟ya açılan kapısı olan TR21 Trakya Bölgesi, Türkiye geneline kıyasla
geliĢmiĢ bir karayolu ağına sahiptir. Doğu-batı ve kuzey-güney doğrultulu ana akslar ile
bunları birbirine bağlayan tali yollar mevcut karayolu ağını oluĢturmaktadır. TR21 Trakya
Bölgesinde karayolu ulaĢımı, 993 km devlet yolu, 891 km il yolu, 169 km otoyol ve 5.514
km köy yolu ile sağlanmaktadır. Türkiye genelindeki otoyollaĢma oranı %3,17 iken, Bölge
KGM'ce Yapılan
Valilik Valilik
Koordinasyonun Koordinasyonunda
da Yapılan Çalışılan
Otoyol ve Otoyol ve Bağlantı
Bağlantı Yolları Yolları
İhale Edilecek
KGM’ce Çalışılan
Bölünmüş Yollar
Kaynak: Karayolları Genel Müdürlüğü
Trafik Yoğunluğu
Bölgedeki trafik yoğunluğunu Çorlu Havaalanı, Tekirdağ Limanı, sanayi bölgeleri ve sınır
kapıları etkilemektedir. Trafik yoğunluğu Ġstanbul‟a ve sanayinin yoğunlaĢtığı Çorlu ve
Çerkezköy bölgelerine yaklaĢtıkça artmaktadır. Ġstanbul – Edirne otoyolunun Edirne-
Havsa kesiminde yıllık ortalama günlük trafik 5.081 taĢıt/gün seviyesinde iken bu değerin
Çorlu-Çerkezköy ayrımında 11.321, Çerkezköy-Kınalı ayrımında 18.157 taĢıt/gün olduğu
görülmektedir. Ġstanbul‟da ise trafik yoğunluğu değerleri 100.000 taĢıt/gün‟ün üzerine
çıkmaktadır.
TR21 Trakya Bölgesinde Yunanistan ve Bulgaristan‟a açılan beĢ adet kara sınır kapısı
bulunmaktadır: Dereköy, Hamzabeyli, Ġpsala, Kapıkule, Pazarkule.
Dereköy, Hamzabeyli ve Kapıkule Sınır Kapıları Bulgaristan ile olan bağlantıyı; Ġpsala ve
Pazarkule Sınır Kapıları ise Yunanistan bağlantısını sağlamaktadır. Kara sınır kapılarının
yanı sıra, Uzunköprü‟de Yunanistan‟a açılan bir adet de demiryolu gümrük kapısı
bulunmaktadır.
BeĢ sınır kapısından yılda toplam 1.920.304 araç giriĢ-çıkıĢ yapmakta olup, bu sayı
Türkiye toplam giriĢ-çıkıĢ sınır trafiğinin %38‟ine karĢılık gelmektedir. TR21 Trakya
Bölgesinde bulunan sınır kapılarındaki araç trafiği yoğunluğunu %61‟ini otomobil,
%34‟ünü de kamyon, römork, çekici ve yarı römorklar, %3‟ünü otobüs ve geri kalan
%2‟sini de midibüs ve kamyonetler oluĢturmaktadır. Bölge sınır kapılarındaki %3‟lük
otobüs trafiği, Türkiye genelindeki otobüs trafiğinin %34‟üne denk gelmektedir.
Türkiye‟de yurtiçi ve yurtdıĢı taĢımacılıkta karayolunun büyük payı olduğu göz önünde
bulundurulduğunda, TR21 Trakya Bölgesi Türkiye geneline göre daha güçlü olan karayolu
ağı, Yunanistan ve Bulgaristan‟a açılan sınır kapıları ile lojistik alanında önemli bir
avantaja sahiptir.
2.5.1.2. Demiryolu
Türkiye‟nin uluslararası demiryolu ağı içerisinde yer alan TR21 Trakya Bölgesi demiryolu
hattı, 285 km‟lik uzunluğu ile Türkiye toplam demiryolu ağı uzunluğunun %3,3‟üne
karĢılık gelmektedir. Bu hattın 110 km‟lik kısmı Kırklareli, 96 km kısmı Edirne ve 79
km‟lik kısmı ise Tekirdağ il sınırları içerisinde yer almaktadır. Sirkeci‟den baĢlayan
demiryolu hattı; Edirne ilinden Kapıkule Sınır Kapısı ile Bulgaristan‟a, Pazarkule ve
Eskiköy Sınır Kapıları ile de Yunanistan‟a bağlantı sağlamaktadır.
Bölgede demiryoluyla taĢınan yolcu sayısı yıllara göre iniĢli çıkıĢlı bir seyir göstermekle
birlikte, yurtiçi yolcu taĢımacılığında 2007 – 2009 yılları arasında %32,3‟lük bir düĢüĢ
yaĢanmıĢtır. Uluslararası tren bağlantıları ile taĢınan yolcu sayısı ise bu yıllar arasında
92.000 – 95.000 civarında sabit kalmıĢtır.
Bölgede demiryolu ile yük taĢımacılığı bölgede yükselen bir grafiğe sahiptir. Bölgede
2000‟den 2004 yılına kadar ortalama 150.000 civarında sabit seyreden taĢınan yük miktarı
2005 yılında 887.775 ton ile zirveye ulaĢmıĢ, bu yıldan 2009‟a kadar olan dönemde de
belli bir aralık içinde dalgalı bir seyir takip etmiĢtir. 2009 yılında 563.949 ton olarak
gerçekleĢen yük taĢımacılığında Tekirdağ %49‟luk, Edirne %33‟lük ve Kırklareli de
%18‟lik bir paya sahiptir.
ġekil 30: TR21 Trakya Bölgesi Demiryolu ile TaĢınan Yükün Yıllara Göre DeğiĢimi
1.000.000
900.000
800.000
700.000
600.000
500.000
400.000
300.000
200.000
100.000
0
2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
Kaynak: TCDD
2.5.1.3. Denizyolu
Marmara Denizi, Ege Denizi ve Karadeniz‟e kıyısı olan TR21 Trakya Bölgesi, Türkiye‟nin
üç denize birden kıyısı olan tek bölgesidir. TR21 Trakya Bölgesinin önemli limanları
Tekirdağ ilinde yoğunlaĢmıĢ olup, bunlar arasında Akport Limanı, MartaĢ Limanı, OPET
ve BOTAġ‟a ait LNG Terminalleri yer almaktadır.
Uluslararası transit liman (aktarma limanı – Hub Port) olarak planlanan Asyaport
Limanı‟nın yapımı Tekirdağ‟a bağlı Barbaros beldesinde halen devam etmektedir. ĠnĢaatın
Ģantiye altyapısı bitmiĢ olup, dolgu faaliyetlerine Nisan 2009 tarihinde baĢlanmıĢtır.
Asyaport projesinin yıllık kapasitesi 2 milyon 500 bin TEU olup, ilk iĢletme yılında 1
TR21 TRAKYA BÖLGE PLANI TASLAĞI 2010-2013 104
milyon TEU kapasite ile hizmete baĢlaması planlanmaktadır. Asyaport Limanı'ndan,
Trakya'daki tüm sanayi bölgelerine ve Ġstanbul'a otoban ve bölünmüĢ yollarla ulaĢım
sağlanabilecektir. Tekirdağ-Muratlı-BüyükkarıĢtıran Demiryolu Projesi‟nin
tamamlanmasını takiben de limanın Avrupa ile bağlantısı kurulmuĢ olacaktır.
Ġstanbul ilinde HaydarpaĢa Limanı baĢta olmak üzere bazı limanların faaliyetine son
verilmesi düĢünüldüğü, Ambarlı Limanı‟nın orta vadeli kullanımları için rehabilite
edilmesi artan bu hacmi karĢılama kapasitesi olmadığından, Tekirdağ liman alanlarının
gelecekte liman yükü açısından stratejik öneme sahip olacağı açıkça görülmektedir.
Çorlu Havaalanı, TR21 Trakya Bölgesindeki tek havaalanı olma özelliğini taĢımaktadır.
Tekirdağ‟ın Çorlu ilçesinde 1998 yılında hizmete giren havaalanı, 3000 x 45 m
boyutlarında beton kaplama pisti, yıllık 10.000 uçak ve 600.000 kiĢilik yolcu kapasitesi ile
7/24 uluslararası hava trafiğine açıktır.
A.H.L. 11.484.063 17.069.069 28.553.132 11.416.838 18.396.050 29.812.888 -1,0 8,0 4,0
Sabiha
2.764.856 1.516.337 4.281.193 4.510.895 2.006.591 6.517.486 63,0 32,0 52,0
Gökçen
Kaynak: DHMĠ
Çorlu Havaalanı‟ndaki uçak trafiğinin büyük kısmını ticari uçaklar oluĢturmaktadır. Ticari
uçakların daha yoğun olarak geldiği ülkeler Ukrayna, Türkmenistan, Azerbaycan,
2.5.2. HaberleĢme
HaberleĢme altyapısına iliĢkin bilgilerin, 28.05.2009 tarih ve 27241 sayılı Resmi Gazete‟de
yayımlanan “ĠĢletmecilere Ait Ticari Sırların Korunması ile Kamuoyuna Açıklanabilecek
Bilgilerin Yayımlanmasına iliĢkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik” kapsamında
kamuoyu ile paylaĢılması olanağı bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu bölümde, TR21
Trakya Bölgesinin durumu istatistiksel veri sunulmadan yalnızca kıyaslamalarla
anlatılmaya çalıĢılmıĢtır. Kıyaslama için belirlenen ölçütler ve kıyaslama sonuçları Ģu
Ģekildedir:
STH Penetrasyon Oranı: Sabit telefon hattı (STH) abone sayısının toplam nüfusa oranı
TR21 Trakya Bölgesi için hesaplanan STH penetrasyon değeri, Türkiye için hesaplanan
STH penetrasyon değerinden %5 fazladır.
Mobil Penetrasyon Oranı: Mobil telefon abone sayısının toplam nüfusa oranı
TR21 Trakya Bölgesi için hesaplanan mobil penetrasyon değeri, Türkiye için hesaplanan
mobil penetrasyon değerinden yaklaĢık %10 azdır.
Sabit Santral Kapasite Doluluk Oranı (KDO): STH abone sayısının sabit santral
kapasitesine oranı
TR21 Trakya Bölgesi illeri için bu değer hesaplandığında Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli
için hesaplanan değerler arasındaki matematiksel iliĢki, "KDOTekirdağ > KDOKırklareli >
KDOEdirne” Ģeklindedir.
Mobil Baz İstasyonu Başına Düşen Ortalama Mobil Telefon Abonesi (ORTGSM): Mobil
telefon abone sayısının mobil baz istasyonu sayısına oranı
Toplu İnternet Kullanım Sağlayıcısı Başına Düşen Kullanıcı Sayısı (ORTİNT): Toplam
nüfusun toplu internet kullanım sağlayıcısı sayısına oranı
Marmara Bölgesindeki iller için bu değer hesaplanırken 2000 Nüfus Sayım Sonuçları
kullanılmıĢtır. Her insan potansiyel internet kullanıcısı olarak varsayılmıĢtır. Ayrıca Bölge
illerinde 2000 – 2009 yılları arasında gerçekleĢen nüfus değiĢiminin ORTĠNT değerlerine
göre yapılacak sıralamayı etkilemeyeceği varsayılmıĢtır. Marmara Bölgesi illeri için
hesaplanan değerler arasındaki matematiksel iliĢki "ORTĠNTĠstanbul > ORTĠNTSakarya >
ORTĠNTBalıkesir > ORTĠNTBursa > ORTĠNTKocaeli > ORTĠNTKırklareli > ORTĠNTBilecik >
ORTĠNTÇanakkale > ORTĠNTTekirdağ > ORTĠNTEdirne > ORTĠNTYalova” Ģeklindedir.
TR21 Trakya Bölgesinin enerji yapısı ülke genelinden çok farklı değildir. Bölgede
doğalgaza dayalı bir enerji üretim yapısı bulunmaktadır. Bu tekil enerji üretim kaynağının
çeĢitlendirilmesi yönünde ise bölgede yenilenebilir enerji kaynaklarından özellikle rüzgâr
enerjisi Bölge için bir fırsat sunmaktadır.
2.5.3.1. Elektrik
Türkiye‟de kiĢi baĢı elektrik kullanımı 2.791 kWh olup, bu rakam geliĢmiĢ ülkeler
ortalaması olan 8.900 kWh‟ya göre oldukça düĢüktür. GeliĢmekte olan bir ülke olarak
Türkiye, geçtiğimiz 10 yılda OECD ülkeleri arasında enerji ihtiyacı en fazla artıĢ gösteren
ülke olmuĢtur. Dolayısıyla bu durum yakın zamanda Türkiye‟nin elektrik ihtiyacının daha
da artacağının bir göstergesidir.
EPDK verilerine göre TR21 Trakya Bölgesinde 29 tanesi otoprodüktör, 19 tanesi ise
üretici lisansına sahip toplam 48 adet lisanslı üretici bulunmaktadır. Türkiye‟de yürürlükte
olan otoprodüktör lisanslarının %15‟i bölgede bulunmaktadır. TEĠAġ verilerine göre ise
fiili olarak üretim yapan toplam 43 üretici firma görülmektedir. Üretim yapan firmaların
tamamına yakını termik yöntemle elektrik üretmekte olup, 2009 yılında bölgede yaklaĢık
18 milyon MWh elektrik üretimi gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu miktar Türkiye‟de üretilen 194
milyon MWh enerjinin %9,2‟sine karĢılık gelmektedir. Bölge elektrik üretiminin %37‟si
Elektrik Tüketimi
2008 yılında TR21 Trakya Bölgesinde kiĢi baĢına elektrik tüketimi 4.907 kWh olarak
gerçekleĢmiĢtir. Bu oran, Türkiye ortalamasının iki katından fazla olup, Türkiye‟deki 26
adet Düzey-2 bölgesi arasında görülen en yüksek değerdir. KiĢi baĢına elektrik tüketiminde
Tekirdağ, Kocaeli‟nin ardından ikinci sırada gelmektedir. KiĢi baĢına sanayi elektriği
tüketiminde de Tekirdağ, 4.922 kWh ile yine Kocaeli‟nin arkasından ikinci sırada yer
almaktadır. Tekirdağ Türkiye‟deki elektriğin %3‟ünü, Edirne ve Kırklareli ise %0,5 ve
%1‟ini tüketmektedir. Her ne kadar Ģu anda mevcut üretim kapasitesi Bölge ihtiyacını
karĢılayabilecek düzeyde olsa da, tüketilen elektrik enerjisindeki artıĢ, gelecek dönemde
yenilenebilir enerji tesisleri baĢta olmak üzere yeni elektrik üretim tesislerinin kurulması
ihtiyacına iĢaret etmektedir.
Tablo 49: TR21 Trakya Bölgesinde Kullanım Yerine Göre Elektrik Tüketimi (kWh)
2004 2005 2006 2007 2008
Toplam Tüketim 5.578.369 5.974.021 6.922.236 7.475.441 7.372.552
Resmi Daire 96.972 111.842 102.704 193.093 105.068
Sanayi ĠĢletmesi* 4.209.919 4.377.480 5.199.784 5.541.522 5.332.248
Ticarethane 221.943 334.250 316.215 369.728 383.507
Mesken 661.266 697.586 785.976 841.131 910.194
Tarımsal Sulama 71.933 86.871 87.814 108.778 97.951
Sokak Aydınlatma 73.718 75.267 90.900 68.961 77.416
Diğer 242.618 290.725 338.843 352.228 466.167
Kaynak: TÜĠK
*ġantiye tüketimleri sanayi içerisinde yer almaktadır.
Bölgedeki elektrik kayıp- kaçak oran miktarı 2009 yılı verileri ile %6,41 seviyesi ile
Türkiye ortalamasının (%14,37) oldukça altındadır. Yine elektrik kayıp-kaçak oranının
bölgede yıllara göre değiĢimi incelendiğinde 2004-2009 yılları arasında gözle görülür bir
iyileĢme sağlandığı görülmektedir.
Çevre kirliliği ve iklim değiĢikliğinin dünyada önemli bir sorun haline gelmesi ile birlikte
yenilenebilir enerji kaynakları önemini her geçen gün arttırmakta ve yenilenebilir enerji
kaynaklarına yapılan yatırımlar her geçen gün artmaktadır. Avrupa Birliği 2020 yılında
enerji üretiminin %20‟sini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamayı
41
hedeflemektedir .
TR21 Trakya Bölgesi, üretilen enerjinin kaynakları açısından fazla bir çeĢitliliğe sahip
değildir. Bölgede yenilenebilir enerji kullanımının arttırılması bakımından özellikle rüzgâr
ve biyogaz enerjisi Bölge için güçlü bir fırsat sunmaktadır.
Rüzgâr
Türkiye‟de 48.000 MW‟lık bir rüzgâr enerjisi potansiyeli bulunmakta olup, bu miktar
yaklaĢık olarak mevcut kurulu elektrik gücüne denk gelmektedir.43 Türkiye 2023 yılında
rüzgâr enerjisinden kurulu gücünü 20.000 MW‟a çıkarmayı hedeflemektedir.44
41
Kjaer,C., Wind development in Europe, ġubat 2010
42
www.ewea.org (EriĢim tarihi:29.06.2010)
43
Toraman, M.F., Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Mayıs 2010
44
Günaydın, Z., Rüzgar Enerjisinde Politika ve Yasal BakıĢ, ġubat 2010
TR21 Trakya Bölgesi, rüzgâr enerjisi bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. 2007
yılında EPDK tarafından açılan rüzgâr enerjisi santrali lisans baĢvurularına bölgede
kurulmak üzere 7.609 MW‟lık 77 adet lisans baĢvurusu yapılmıĢtır.
Edirne‟nin Enez ilçesinde ve Tekirdağ‟ın ġarköy ilçesinde olmak üzere bölgede iĢletmede
bulunan iki adet rüzgâr enerji santrali bulunmaktadır. 2010 yılı için bu santrallerden
üretilecek elektrik miktarı tahminen 153 MWh‟dir. Lisans baĢvurularının sonuçlanması
sonrasında oluĢacak yeni üretim kapasitesi, bölgenin ileride karĢılaĢabileceği enerji açığı
riskini azaltması açısından önem taĢımaktadır.
Hidroelektrik Santraller
GüneĢ
Ülkenin güney kısımları ile karĢılaĢtırıldığında TR21 Trakya Bölgesi düĢük bir
güneĢlenme süresine sahiptir. Bu sebeple bölgede küçük kapasiteli evsel su ısıtma
sistemleri dıĢında güneĢ enerjisinden yeterince yararlanılamamaktadır.
Hayvancılık sektörünün önemli bir yere sahip olduğu TR21 Trakya Bölgesinde hayvan
gübresinden biyogaz üretme potansiyeli söz konusudur. Ayrıca fermente olmuĢ gübrenin
biyogaz üretimi sonrasında tarımda verimliliği arttırma amaçlı kullanılması da
mümkündür. EPDK verilerine göre, bölgede lisansı verilmiĢ 0,8 MW‟lık bir tesis yer
almakla birlikte mevcut durumda çalıĢan bir tesis bulunmamaktadır.
Jeotermal Enerji
2.5.3.3. Doğalgaz
Kırklareli ili sınırları içerisinde mevcut olan ve TPAO Trakya Bölge Müdürlüğü‟ne bağlı
olarak üretim yapılan 5 adet doğalgaz sahası bulunmaktadır. Bunlar Hamitabat, Kumrular,
Kavakdere, Umurca ve Ġncilibayır‟dır. Doğalgaz sahalarında 2008 yılı içerisinde
62.861.780 sm3‟doğalgazın üretimi yapılarak satıĢı gerçekleĢtirilmiĢtir.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü‟ne bağlı olarak Tekirdağ ili sınırları
içinde kalan faaliyet alanlarında üretilip boru hatları vasıtasıyla civarındaki sanayi
kuruluĢlarına arz edilen doğalgaz Vakıflar, Sevindik, Karaçalı, G.Karaçalı, Yulaflı ve
Göçerler sahalarından temin edilmektedir.
Amerikan Ģirketi Thrace Basin Natural Gas Türkiye Corporation tarafından Tekirdağ ili
Hayrabolu ilçesinde doğalgaz çıkarılmakta olup iĢletmenin günlük kapasitesi 300.000 m3,
rezerv alanı 100 km2, çıkarılan doğalgaz miktarı ise 200.000 m3/gündür.46
45
Türkyılmaz, O., Türkiye‟nin Enerji Görünümü ve Sanayi Enerji Maliyetleri, Haziran 2010
46
Ġl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Tekirdağ Ġl Çevre Durum Raporu, 2008
Kaynak: BOTAġ
2.5.3.4. Petrol
Türkiye Petrolleri A.O. 1960 yılında Trakya Bölgesinde küçük çapta arama ve sondaj
çalıĢmaları yapmıĢ olup, Kırklareli ilinde Deveçatağı ve Osmancık sahalarında petrole
rastlamıĢtır. Zamanla Deveçatağı kuyusu verim düĢmesi nedeniyle kapatılmıĢ, Trakya‟da
petrol üretiminin yapıldığı tek kuyu olan Osmancık kuyusunda ise üretim halen devam
etmektedir. Edirne ve Tekirdağ illeri sınırları içerisinde ise petrol rezervi
bulunmamaktadır.
2.5.3.5. Madenler
Tekirdağ ilinin baĢlıca yeraltı zenginliği linyittir. Bölgedeki linyit rezervi, Türkiye toplam
linyit rezervinin %2,8‟ini oluĢturmaktadır. Linyit yatakları toplam rezervinin %60‟ı
Tekirdağ, %29‟u Edirne, %11‟i ise Kırklareli il sınırları içinde yer almaktadır.
Kırklareli ilinde linyit yatakları Vize-Topçuköy sahasında yer almaktadır. 2.300 kcal/kg
kalitesinde olan linyitlerin toplam rezervi 34.200.000 ton olarak belirlenmiĢtir. Ancak
gevĢek taban ve tavan kayaçları nedeniyle iĢletme güçlükleri bulunmaktadır. Bu sorunlar
aĢıldığında sahanın tam rezervi ortaya çıkarılabilecektir.
Edirne il sınırları içinde bentonit, fluorit, fosfat, kuvars kumu gibi endüstriyel minerallerin
yanında yapıtaĢı, kireçtaĢı, kırmataĢ (bazalt, kalker), kum-çakıl, tuğla kili ve çimento
hammaddesi (traĢ, kil, kalker) ile taĢ rezervleri bulunmaktadır. Bunların dıĢında, Ġpsala‟nın
kuzeyinde bulunan Sultan Köyü sahasında % 8,87 MnO tenörlü 2.000 ton görünür rezerve
sahip manganez zuhuru saptanmıĢtır.
Bölge genelinde toplam 235 adet maden iĢletmesi bulunmaktadır. Bunlar çoğunlukla
kömür, kalker ve kuvars kumu maden ocaklarıdır.
Bina sektöründe %30, sanayi sektöründe %20 ve ulaĢım sektöründe %15 olmak üzere
Türkiye‟de önemli düzeyde tasarruf potansiyeli tespit edilmiĢtir. Bu potansiyelin
değerlendirilmesi ve enerji verimliliğinin arttırılması amacıyla Enerji Verimliliği Kanunu
2007 yılında ve bu kanuna dayanarak hazırlanan Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin
Kullanımında Verimliliğin Arttırılmasına Dair Yönetmelik ise 2008 yılında yürürlüğe
girmiĢtir.
Türkiye ortalamasının iki katından fazla elektrik kullanımına sahip olmasından dolayı
TR21 Trakya Bölgesi, enerji verimliliğinin getireceği katma değer açısından önemli bir
potansiyel barındırmaktadır. Bölgede enerjinin yoğun olarak sanayi tarafından
kullanılmasına bağlı olarak enerji verimliliğine yönelik alınabilecek tedbirler arasında ısı
geri kazanımı, daha verimli motorların kullanılması, kojenerasyon, trijenerasyon gibi enerji
sistemlerinin kullanılması sayılabilir.
TR21 Trakya Bölgesinde, içme ve kullanma suyu olarak yararlanılan Edirne‟de Kadıköy
ve Süloğlu Barajları ile Çamlıca ve Beğendik Göletleri; Kırklareli‟nde Kırklareli Barajı ve
Kayalıköy Barajı (Edirne‟ye içme suyu temin eder) ile Üsküp Göleti; Tekirdağ‟da Çorlu-
Türkmenli ve ġarköy-Merkez Göletleri ile 2012 yılında inĢaatının bitirilmesi hedeflenen
Naipköy Barajı olmak üzere toplam 10 adet tesis bulunmaktadır.
DSĠ tarafından Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerine tahsis edilen yıllık içme ve kullanma
suyu miktarı toplam 30,88 hm3‟tür. Bu suyun 17,30 hm3‟ü Edirne, 10,75 hm3‟ü Kırklareli
ve 2,83 hm3‟ü Tekirdağ iline aittir. Bölge genelinde, içme ve kullanma amaçlı yüzeysel su
kaynaklarının %2,5‟i göletlerden %97,5‟i ise barajlardan sağlanmaktadır.47
Ġçme suyu kaynakları açısından Tekirdağ‟ın özel bir önemi bulunmaktadır. Zira, ilin içme
suyu yeraltı sularından karĢılanmaktadır. Çerkezköy ve Çorlu‟daki sanayinin su
tüketiminin yüksek olması ve 1. kalitede olan yeraltı sularını kullanması, ilin içme suyu
kaynaklarını tehdit etmektedir. Bunun sonucu olarak, yeraltı su seviyesinin hızla düĢtüğü
47
1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı, Plan Analitik
Raporu, Ağustos, 2009
Tablo 51: DSĠ XI. Bölge Müdürlüğü’nün Ġçme ve Kullanma Suyu Tesisleri (hm3/yıl)
Edirne Kırklareli Tekirdağ TR21
Ön Ġnceleme ve/veya Mastır Planı Tamamlanan - 5,96 40,00 45,96
Planlama ve Kesin Projesi Tamamlanan - - 28,50 28,50
ĠnĢaat Halinde Olan - - - -
2010 Yılı Yatırım Programında Olan - - - -
Tesis Adı Verilen Yer
Süloğlu Barajı Edirne ili 8,20 8,20
Kayalıköy Barajı Edirne ili 5,96 5,96
Kadıköy Barajı KeĢan Ġlçesi 3,00 3,00
Kırklareli Barajı Kırklareli ili 10,70 10,70
ĠĢletmede ġarköy Göleti ġarköy Ġlçesi 1,53 1,53
Olan
Türkmenli Göleti Marmara Ereğlisi 1,30 1,30
Üsküp Göleti Üsküp Ġlçesi 0,05 0,05
Çamlıca Göleti Çamlıca Ġlçesi 0,09 0,09
Beğendik Göleti Beğendik Ġlçesi 0,05 0,05
ĠĢletmede Olan Toplamı 17,30 10,75 2,83 30,88
TR21 Trakya Bölgesi Toplamı 17,30 16,71 71,33 105,34
Kaynak: DSĠ XI. Bölge Müdürlüğü, 2010
Tekirdağ ve söz konusu sanayi yoğun ilçelerin karĢı karĢıya oldukları bu durum dikkate
alındığında, DSĠ‟nin geleceğe dönük plan ve projelerinde Tekirdağ‟ın öncelik kazandığı
görülmektedir. Tablodan görüleceği üzere, baraj ve göletlerden sağlanacak içme ve
kullanma suyu miktarı açısından Tekirdağ birinci sıraya yerleĢecektir. Bu artıĢ üzerinde,
Naipköy Barajı‟nın ve Tekirdağ-Çorlu Ġçme Suyu Projesi Kömürköy Kızılağaç
Barajları‟nın inĢa edilmesi planları etkilidir.
Belediye içme ve kullanma suyu verileri incelendiğinde, bölgeye ait değerlerin genel
olarak ülke değerlerinin altında kaldığı görülmektedir. Bölge gerek belediyelerde kiĢi
baĢına temin edilen günlük su miktarları gerekse içme ve kullanma suyu arıtma tesisi ile
hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı açılarından ülke
ortalamasının altında kalmaktadır.
Ayrıca, bölgede içme ve kullanma suyu Ģebekesi ile dağıtılmak üzere kuyulardan çekilen
su miktarının toplam çekilen su miktarına oranı oldukça yüksektir.
Tablo 52: TR21 Bölgesinde Belediye Ġçme ve Kullanma Suyu Temel Göstergeleri
TR21 Türkiye
Ġçme ve kullanma suyu Ģebekesi ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam
99 99
belediye nüfusuna oranı (%)
Ġçme ve kullanma suyu arıtma tesisi ile hizmet verilen belediye nüfusunun
21 50
toplam belediye nüfusuna oranı (%)
Belediyelerde kiĢi baĢına temin edilen günlük su miktarı (litre/kiĢi-gün) 197 215
Ġçme ve kullanma suyu Ģebekesi ile dağıtılmak üzere kuyulardan çekilen su
37,6 28,0
miktarının toplam çekilen su miktarına oranı (%)
Kaynak: TÜĠK, 2008
Edirne Ģehir kanalizasyon Ģebekesi, Ġller Bankası aracılığı ile yapılmıĢ olup ve üç ayrı
merkezde toplanmaktadır. Bu istasyonlardan pompalar vasıtasıyla herhangi bir arıtmaya
tabi tutulmadan Meriç nehrine verilmektedir. Yağmur suyu kanalı mevcut değildir. Nehre
atılan kanalizasyon suyu takriben 5.380.000 m3/yıl mertebesindedir. Edirne ili
kanalizasyon hattı 450 km olup, tamamı yeraltında bulunmaktadır. Ġl genelindeki
belediyeler kanalizasyon Ģebekelerince toplanan atıksularını hiçbir arıtıma tabi tutmadan
doğrudan nehirlere deĢarj etmektedir.
Kırklareli ilinde Merkez ilçeye bağlı yerleĢim yerlerinin %98‟inde kanalizasyon Ģebekesi
bulunmakta, diğer kısımlarda ise foseptik kullanılmaktadır. Kanalizasyon suları, Ġnce Dere
ve Bağlıca Dere‟ye, Belediyeye ait olan mezbaha suları ise ġeytan Dere‟ye deĢarj
edilmektedir.
Tekirdağ ili kanalizasyon Ģebekesi ise, 1986 yılında yeni proje tatbikatı ile eski
kanalizasyon sistemine ilave olarak ele alınmıĢtır. 121.981 metre boru döĢemesine ek
olarak, 4.593 adet yan parsel, 178 metre tünel geçiĢi söz konusudur. Kanalizasyon suları,
kent merkezin batısı ve Altınova semtinde atıksu deĢarj tesisleri ile denize deĢarj
edilmektedir.
Bu tesisler 900 L/sn kapasitesinde olup, sular 1.750 metre açığa ve 40 metre derinliğe
arıtmasız olarak deĢarj edilmektedir. Tekirdağ ilinde evsel atıksular Ģehir kanalizasyon
sistemine verilmektedir. Evsel atıksular borular ile kollektöre verilmekte ve muhtelif çapta
ve uzunluktaki kolektör boruları vasıtasıyla Altınova Mahallesi‟ndeki deniz deĢarj pompa
istasyonuna bağlanmaktadır.
TR21 TRAKYA BÖLGE PLANI TASLAĞI 2010-2013 118
2.5.5. Doğal kaynaklar ve çevresel sürdürülebilirlik
Çevre sorunu denildiğinde öncelikle yeraltı ve yerüstü sularının kirliliği ve bunu meydana
getiren atıkların depolanması, geri kazanımı ve yok edilmesi ile toprak, hava ve gürültü
kirliliği anlaĢılmaktadır. Bunun yanında konu özellikle TR21 Trakya Bölgesi açısından
değerlendirildiğinde, orman ve kıyıların tahribatı, plansız kentleĢme ve bunun sonucu
meydana gelen görüntü ve gürültü kirliliği, mera ve sulak alanlarda oluĢan kayıplar ile
bölgedeki mevcut biyolojik çeĢitlilik ve habitat kaybı da önem arz eden sorunlar arasında
sayılabilir.
Bu bölümde, çevre alanındaki mevcut durum sıvı, katı ve endüstriyel atık yönetimi, hava
kirliliği orman ve biyolojik çeĢitlilik yönünden incelenecektir.
Yerüstü ve yeraltı sularının beslenmesinde iklim, özellikle yağıĢ koĢulları çok önemlidir.
TR21 Trakya Bölgesi, Marmara geçiĢ iklim tipi içinde yer almaktadır. Bölgede genel
olarak Akdeniz iklim koĢulları hâkimdir. Bölge‟nin kuzeyindeki dağlık ve platoluk kesim,
Karadeniz‟in ve Balkanlar‟ın etkisi altında olup, güneye ve güneydoğuya doğru gidildikçe
bunların etkisi azalmaktadır. Bölge‟deki yıllık ortalama yağıĢ miktarı 651 mm‟dir.
Kırklareli ilinin ortalama akıĢ/ yağıĢ oranı arazi eğiminden dolayı diğer illere göre
yüksektir. Bölge‟de yaz ayları kurak olmasına rağmen, tüm yıl boyunca yağıĢ
görülmektedir.
TR21 Trakya Bölgesi iki alt havzaya sahiptir: 14.560 km2‟lik Meriç - Ergene Havzası ve
4.105 km2‟lik Kuzey Marmara Havzasından oluĢan Bölgenin toplam havza alanı 18.665
km2‟dir.
TR21 Trakya Bölgesini oluĢturan üç ilde Tekirdağ baĢta olmak üzere Edirne ve
Kırklareli‟nde içme ve sulamadaki ihtiyacın önemli bir bölümü yeraltı sularından
karĢılanmaktadır. Özellikle Tekirdağ, ülkemizin içme suyu ihtiyacının tamamının yeraltı
sularından karĢılandığı tek ili olma özelliğini taĢımaktadır.
TR21 Trakya Bölgesinde yeraltı su rezervinin %80‟ini sulama amaçlı, içme-kullanma suyu
sağlama amaçlı ya da sanayi için su sağlama amaçlı olarak tahsis edilmektedir. Bu fiili
tahsisin %60‟ı yalnızca içme-kullanma ya da sanayi suyu olarak kullanılmaktadır. Bölgede
yeraltı su kaynaklarının kontrolsüz kullanımı, kısıtlı su kaynaklarının sürdürülebilirlikten
uzak Ģekilde kullanılmasına yol açmaktadır. Marmaracık yakınındaki kuyuda 1990‟lı
yıllarda baĢlayan su seviyesi düĢümü son dönemlerde 25.00 metreye ulaĢırken, Çerkezköy
ve Yukarı Sevindikli kuyularındaki seviye düĢümü 60.00 metreye varmıĢtır. Çerkezköy
kuyusunda yeraltı su seviyesi 1990 yılında -45.00 m iken bugün -105,00 m olarak
ölçülmektedir. Bu durum, sanayi kuruluĢlarının aĢırı çekimini yansıtmaktadır.
Genel kanının aksine, TR21 Trakya Bölgesi su kaynakları açısından fakir bir bölgedir.
Ayrıca artan nüfus, sanayileĢme ve kentleĢme sonucunda Bölge yakın bir zamanda su krizi
yaĢama riski ile karĢı karĢıyadır ve en kısa sürede gerekli tedbirler alınmalıdır. Su çekimi
ve kirlilik riski açısından Ergene yeraltı suyu havzasının en kritik kesimini Çorlu-
Çerkezköy hattı oluĢturmaktadır. Bölgedeki akarsuların kuzeyde Istıranca Dağları‟ndan
doğup, güney ve güneybatıya doğru yönelerek aktığı dolayısıyla bölgedeki yüzeysel akıĢ
ve yeraltı suyu beslenmesinin kuzeyden güneye doğru olduğu düĢünüldüğünde, bölgenin
kuzeyindeki alanlara yeni sanayi yerleĢmelerinin getirilmemesi ve bu alanlarda kimyasal
gübre ve ilaç kullanımının sınırlandırılması büyük önem taĢımaktadır.
Atıksu yönetimi
Harcamaları (YTL)
Tesisi Sayısı
Tesisi Sayısı
Bölge Adı
payı (%)
Yıl
Yeraltı ve yerüstü suları pek çok farklı sebeple kirliliğe maruz kalabilmektedir. TR21
Trakya Bölgesindeki iller bazında su kaynaklarının kirlenme nedenlerini aĢağıdaki Ģekilde
özetlemek mümkündür:
Tekirdağ ilindeki kirlenme nedenleri: Ġlde su kirliliği yaratan baĢlıca sebepler, Tekirdağ
ilindeki il ve ilçe merkezlerinde kanalizasyon Ģebekesinin bulunmaması veya var olanın
yetersiz kalması, yerleĢim yerlerinde evsel nitelikli atıksuların arıtılmaması, küçük
sanayilerde toplu arıtmanın olmaması, fosseptik çukurlarının sağlıklı bir Ģekilde inĢa
edilmemiĢ olması ya da atıkların fosseptik çukurlarına değil de geliĢigüzel yerlere
boĢaltılması, arıtma tesislerinin yetersiz olmasıdır. Zirai ilaçların kontrolsüz kullanımı
Marmara Ereğlisi, Muratlı, Malkara, Hayrabolu, Saray, ġarköy ilçeleri için su kirliliğine
neden olmaktadır.49
Edirne ilindeki kirlenme nedenleri: Ergene nehrinin Edirne ili kaynaklı kirliliğinin
baĢlıca sebepleri evsel ve endüstriyel atıklardır. Özellikle konut alanlarının sebep olduğu
evsel kirlilik yükü önemli bir sorun oluĢturmaktadır. Edirne‟de yalnızca Yenikarpuzlu
Belediyesi atıksu arıtma tesisine sahip olup Edirne Merkez, KeĢan, Uzunköprü, Ġpsala,
Enez, Meriç, Havza, LalapaĢa, Süloğlu ilçelerinde evsel nitelikli atıksular arıtılmadan
deĢarj edilmektedir. Ayrıca, arıtma tesisi olan sanayilerin arıtma tesislerini verimli
çalıĢtırmamaları ve küçük sanayilerde toplu arıtmanın mümkün olmaması da ildeki
endüstriyel kaynaklı kirlilik sebepleridir. Edirne‟de de sanayi tesislerinin atıksuları ilin iki
önemli akarsuyu olan Ergene ve Meriç nehirlerine doğrudan ya da dolaylı olarak deĢarj
edilmektedir.
48
1/100 000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı Açıklama Raporu, 2009
49
TC. Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu (2007-2008), Ankara
2010
Atıksular, alıcı ortamlarda çok çeĢitli sorunlar oluĢtururlar. Ergene Havzası‟nda suyun
fiziksel ve kimyasal özelliklerinde değiĢiklik meydana gelmiĢ, canlı hayatı tehdit altına
girmiĢ, içme ve kullanma suyuna atıksu karıĢmıĢ, yeraltı suyunda kirlilik meydana gelmiĢ
ve kötü koku ortaya çıkmıĢtır. Tunca ve Arda‟da suyun fiziksel ve kimyasal özelliklerinde
değiĢiklik meydana gelmiĢtir. Atıksuların denizlere verdikleri zararın da dikkate alınması
gerekir. Marmara Denizi‟nin fiziksel ve kimyasal özelliklerinde değiĢiklik meydana gelmiĢ
ve pek çok kıyıda kötü koku çevreyi sarmıĢtır.
Atık yönetimi; atıkların toplanması, taĢınması, bertaraf edilmesi ve geri kazanımını içeren
süreçlerinin tamamına verilen isimdir. Artan nüfus, geliĢen sanayileĢme ve yükselen hayat
standardı sonucunda üretilen katı atıkların miktarlarında da artıĢ gözlenmiĢ ve
kompozisyonları değiĢmiĢtir. Atık kompozisyonlarındaki değiĢim daha çok kâğıt, karton,
cam, metal ve plastik gibi geri dönüĢebilir atıkların çöp içindeki oranının artıĢı; organik
atıklar ile kül ve cüruf oranlarının azalıĢı Ģeklinde olmuĢ sonuç itibarıyla miktarları gittikçe
artan katı atıklar önemli bir çevre sorunu haline gelmiĢtir.
Miktar (ton/yıl)
Belediye Sayısı
Belediye
Toplam
Geri dönüĢüm konusunda bölgede özel sektör etkin ve önder durumda olmakla birlikte
atıkları kaynağında ayrı toplamak veya depolama sahasında ayırma konusunda yerel
yönetimlerin de çalıĢmaları bulunmaktadır. Bu konuda Tekirdağ, Kırklareli ve Çorlu
Belediyeleri örnek olarak gösterilebilir. Geri dönüĢümde önemli bir yer tutan ambalaj
atıklarının geri kazanımında TR21 Trakya Bölgesinde 21 adet lisanslı toplama-ayırma
ve/veya geri dönüĢüm tesisi faaliyet göstermektedir.50 Bölgede yaygın olarak vahĢi
depolama yönteminin kullanılmakta olması geri dönüĢüm konusunda zorluk yaratmaktadır.
Bölgede mevcut olan iki adet düzenli depolama sahasına yenileri eklendikçe geri dönüĢüm
konusunda daha etkin çalıĢmaların yürütülmesi mümkün olacaktır.
Çevre ve Orman Bakanlığı Atık Yönetimi Eylem Planı kapsamında Tekirdağ‟da tıbbi
atıkların, hizmete giren katı atık düzenli depolama tesisinde düzenli depolama yoluyla
bertaraf edilmesi, Kırklareli‟de ise bu tür atıkların bertarafı için sterilizasyon tesisi
kurulması öngörülmüĢtür. Bu konuda bir ilke imza atan Edirne Belediyesi, tıbbi atık
sterilizasyon tesisini açan ilk belediye olmuĢtur. Bölgede tıbbi atık taĢıma iĢlemi özel
araçlarla tıbbi atık taĢıma lisansına sahip -Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ‟da 2‟Ģer adet
olmak üzere- 6 özel firma ve Vize Belediyesi tarafından gerçekleĢtirilmektedir.51
50
Çevre ve Orman Ġl Müdürlükleri - Atık Yönetimi Dairesi BĢk.-Ambalaj Atıkları ġube Müdürlüğü, 2010
Mayıs
51
Çevre Orman Bakanlığı, Haziran 2009
Sonuç olarak, TR21 Trakya Bölgesinde atıkların toplanması konusunda bir sıkıntı göze
çarpmazken, atıkların bertarafı konusunda ciddi sorunlar yaĢanmaktadır. Katı atık
birliklerinin planlandığı Ģekilde faaliyete geçmesi halinde bölgenin hem bertaraf hem de
geri dönüĢüm konusunda önemli ilerlemeler kaydedeceği öngörülmektedir. Bölgede katı
atıklarla ilgili somut adımların atılmaya baĢlanması ve iki adet düzenli depolama sahasının
faaliyete geçmesi bu konuda yol alınmaya baĢlandığının göstergesidir. Bölgenin geri
kalanındaki belediye birliklerinin bu yönde cesaretlendirilmesi sürecin hızlandırılması
açısından önemlidir. Ancak bölgede katı atık konusunda ilerisi için daha kapsamlı
çalıĢmalara, planlamalara ve yatırımlara ihtiyaç vardır.
Hava kirliliğine neden olan kaynaklar arasında Edirne ve Tekirdağ‟da evsel ısınma,
Kırklareli‟de ise trafik ilk sırada yer almaktadır. Kirliliğe neden olan suni faktörler söz
konusu olduğunda ise Tekirdağ ve Kırklareli‟de kullanılan yakıtlar, Edirne‟de ise plansız
kentleĢme ilk sırada gelmektedir.53 Her üç ilde de hava kirliliğinin giderilmesi hususunda
karĢılaĢılan güçlüklerin baĢında personel yetersizliği ve yeterli denetim yapılamaması
geldiği görülmektedir. Bunların yanı sıra, artan nüfus, kontrolsüz endüstriyel ve kentsel
büyüme, hava kirliliği sorununun devam etmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle, sanayi
tesislerinin uygun yerlerde kurulması, özellikle evsel ısınmada doğalgaz kullanımının
yaygınlaĢması, planlı kentleĢme ve etkili denetim mekanizmalarının oluĢturulması hava
kirliliğini azaltmak için alınması gereken tedbirlerin baĢında gelmektedir. Özellikle, Çorlu
ve Çerkezköy civarına hava ölçüm istasyonlarının kurulması yoluyla endüstrinin ve artan
52
Çevre Orman Ġl Müdürlükleri, 2010
53
Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu, 2007-2008.
Akarsuların kirliliğine sebep olan baĢlıca faktörler endüstriyel atıklar, evsel atıklar,
tarımsal faaliyetler sonucu oluĢan pestisit ve gübre gibi kimyasal atıklardır. Sular belli bir
seviyeye kadar olan kirliliği doğal yollarla arıtma özelliğine sahiptirler. Ancak bu seviye
aĢıldığında kirlilik suda yaĢayan bazı canlıları etkiler. Böylece ekolojik dengenin etkilenir
ve suların sahip olduğu kendi kendini temizleme kapasitesini yok olmasına yol açabilir.
Ergene nehrine deĢarj yapan bazı endüstrilerin atıksularında ağır metaller bulunmaktadır.
Ağır metaller besin zinciri yoluyla girdikleri canlı bünyelerde birikime uğrayarak toksik
etki yaratma özelliğine sahiptir. Özellikle sanayinin yoğunlaĢtığı bölgelerde kirliliğin
artması, endüstriyel atıksuların Ergene nehri kirliliğine olan katkısını gözler önüne
sermektedir.
Ergene Havzası‟nın tarıma elveriĢli olası sebebiyle bölgede zirai faaliyetler de yüksek
oranda gerçekleĢmektedir. Tarım alanlarının fazla olması nedeniyle bölgede tarımsal
kirliliğin de su kirliliğine etkisi büyüktür. Özellikle, bilinçsiz ilaçlama ve gübreleme
akarsularda kirliliğe neden olmaktadır.
Bölgede nüfusun fazla olması çarpık kentleĢmeyi beraberinde getirmiĢ ve havzada kontrol
edilemeyen bir evsel atıksu problemini ortaya çıkartmıĢtır. Bazı belediyelerin atıksularını
doğrudan Ergene nehrine deĢarj etmesiyle nehirdeki mevcut kirlilik yükü daha da
artmaktadır.
Göl kirlenmesine sebep olan en büyük etkenler, akarsu kirliliği, tarımsal kirlilik, atıksu
deĢarjları ve atmosferik olaylardır. Bölgede ilgili kurum ve kuruluĢlarca yapılmıĢ olan
çalıĢmalarda Ergene Havzası‟ndaki göl, gölet ve barajlarda henüz tehlike arz edecek
boyutlarda kirlilik olmadığı, ancak bazı göllerde sınır değerlerini aĢmamıĢ ağır metallere
ve kirletici parametrelere rastlandığı belirtilmektedir. Ergene Havzası‟ndaki göllere
sanayiden kaynaklanan atıksu deĢarjı veya belediyelerden evsel atıksu deĢarjı
yapılmamakla birlikte göl, gölet ve barajların, daha çok akarsularla beslendiği
düĢünüldüğünde, göllerin kirliliklerinin de bölgedeki akarsu kirliliğine paralel olarak
zaman içinde tehlikeli boyutlara ulaĢmasının muhtemel olduğu belirtilmektedir.
Çevresel zenginlik açısından önemli yer tutan ormanlar 6831 sayılı Orman Kanuna tabi
olan alanlardır. TR21 Trakya Bölgesinde 3 nemli orman sahası mevut olup bunlar;
Tekirdağ ilindeki Ganos Nemli Ormanlar Sahası, Kırklareli‟deki Istranca Nemli Ormanlar
Sahası ve Longoz (Subasar) Ormanları‟dır. Bunların yanında yer yer kuru orman sahaları
da bulunmaktadır. Tekirdağ ilinin yaklaĢık %17‟si, Edirne ilinin %17‟si ve Kırklareli ilinin
de %34‟ü orman alanlarıyla kaplı olup Bölge illeri içinde yalnızca Kırklareli ilinin orman
varlığı Türkiye ortalamasının üzerindedir.54 Türkiye‟de 41 adet Milli Park bulunmakta
olup bunlardan 2 tanesi TR21 Trakya Bölgesinde yer almaktadır. Tabiat zenginliğinin
göstergesi olan bu parklar, Kırklareli‟de Saka Gölü Longozu Milli Parkı, Edirne‟de ise
Gala Gölü Milli Parkı‟dır.55
TR21 Trakya Bölgesinde mevcut çevresel sorunların iller itibarıyla önem sırasına göre
sıralanması Ģeklinde oluĢturan tablo aĢağıda yer almaktadır. Tablodan da görüldüğü üzere,
TR21 Trakya Bölgesinde yaĢanan en önemli üç çevre sorunu su kirliliği, hava kirliliği ve
atıklardır. Çevre konusunda atılacak adımlar ve yapılacak çalıĢmalarda bu önceliklerin
dikkate alınması gerekmektedir.
Tablo 57: TR21 Trakya Bölgesinde Çevre Sorunlarının Öncelik Sırası (2007-2008) Biyolojik ÇeĢitlilik ve
Asit Yağmurları
Toprak Kirliliği
Mera Tahribatı
Koku Problemi
Görsel Kirlilik
Kıyı Tahribatı
Habitat Kaybı
Hava Kirliliği
Su Kirliliği
Erozyon
Atıklar
Tekirdağ 2 1 4 3 5 10 13 11 12 7 6 14 8 15 9
Edirne 4 1 2 3 5
Kırklareli 2 1 4 3 7 8 5 6
Kaynak: Çevresel Etki Değerlendirilmesi ve Planlama Genel Müdürlüğü, Çevre Envanteri Dairesi
BaĢkanlığı, Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu
54
Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı TR2 Batı Marmara Master Planı, 2007
55
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, ġubat 2010
GÜÇLÜ YÖNLER
Bölgenin coğrafi konumu itibariyle Asya ve Avrupa arasında önemli bir köprü
olması ve bölgede sınır kapılarının bulunması
Bölgenin önemli ulaĢım yolları üzerinde bir kavĢak noktası olması ve deniz, kara
ve hava olmak üzere çok yönlü ulaĢım Ģekillerinin mevcudiyeti
Bölgede okullaĢma oranının yüksek olması
Bölge illerinin her birinin üniversiteye sahip olması
Birinci basamak sağlık hizmetlerinde çalıĢan hekim sayısının yeterli olması
Bölgede iki tane tıp fakültesinin bulunması
Tekirdağ dıĢındaki illerde sağlık altyapısının yeterli olması
Bölgede Ar-Ge merkezi belgesine sahip 5 adet firmanın faaliyet göstermekte
olması
Bölgedeki rüzgâr performansının yüksek olması
Bölgenin coğrafi konumu nedeni ile enerji nakil merkezi iĢlevine sahip olması
BaĢta 1120MW kurulu güce sahip HEAġ-Hamitabat Elektrik Üretim ve Ticaret
A.ġ. olmak üzere bölgede toplam 43 adet elektrik üretim tesisinin bulunması
Bölgenin doğal, tarihi ve kültürel zenginliğe sahip olması
Turizmin çeĢitlenmesine (dağ yürüyüĢü, deniz, yelkenli, dalıĢ, yamaç paraĢütü)
olanak sağlayan coğrafi yapının varlığı
Bölgede güvenlik sorununun bulunmayıĢı
Çorlu, Çerkezköy ve Lüleburgaz ilçelerinde sanayinin yoğun olması
Sanayi yoğun bölgelerde enerji eriĢiminin sorunsuz olması
Bölgede 1 serbest Bölge ve 6 organize sanayi bölgesinin var olması
Tarım ve hayvancılığa elveriĢli arazilerin miktarının fazla ve arazilerin verimli
olması
Ekolojik koĢulların aynı yıl içinde 2-3 sefer ürün alınmasına fırsat vermesi
Tarım ve hayvancılık girdilerinin kolay temin edilmesi
ġarköy ilçesinde köklü bir bağcılık kültürünün olması
Meriç Nehri gibi yerüstü su potansiyeli yüksek olan bir su kaynağına sahip
olunması
Bölgenin, bazı stratejik ürünlerde (buğday, ayçiçeği, çeltik) Türkiye üretiminde
önemli paya sahip olması
Çiftçinin ürettiği ürünü pazarlayabileceği kanallardan biri olan tarımsal sanayinin
bölgede güçlü olması
Üreticilerin tarım ürünlerini pazarlayabilecekleri TMO, Trakya Birlik, Alpullu
ġeker Fabrikası gibi kurumların bölgede bulunmaları
Damızlık hayvan yetiĢtiriciliği için uygun altyapının bulunması
BüyükbaĢ hayvanların Ģap hastalığından ari olması
Süt verimi yönünden genetik değeri yüksek büyükbaĢ hayvan varlığına sahip
olunması
Tarımsal araĢtırma kuruluĢlarının bölgede bulunması
ZAYIF YÖNLER
FIRSATLAR
1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı‟nın ile Çevre ve Orman Bakanlığı‟nın Meriç
- Ergene Havzası Koruma Eylem Planı‟nın yerel kurumlara altyapının
geliĢtirilmesine yönelik sorumluluklar getirmesi
Avrupa ve özellikle Balkan ülkelerine yönelik sağlık turizminin geliĢmeye açık
olması ve bu alanda markalaĢma potansiyeli
AB ile sınır olması nedeni ile bölgenin ortak sınırötesi iĢbirliği projeleri geliĢtirme
olanağına sahip olması
Namık Kemal Üniversitesi yürütücülüğünde TÜBĠTAK ĠġBAP projesi kapsamında
planlanan Trakya Enerji ve Çevre Teknolojileri Ġnovasyon Merkezi kurulması
giriĢimi
TEHDĠTLER
3.1.
Faktörlerin Kontrol Altına Alınması
N SAĞLANMASI
4.2.
Sosyal Hayata Katılımlarının Desteklenmesi
Sanayi bölgesinin yoğun olduğu yerlerde firmaların çoğunluğu KOBĠ tanımına giren
firmalardan oluĢmaktadır. Uluslararası piyasalarda bu KOBĠ‟lerin rekabet edebilmesi için
ürünün tasarlanması, üretim, pazar bulma ve pazarlama, satıĢ sonrası hizmetler gibi
konularda geliĢmeleri takip etmeleri gerekmektedir. Ar-Ge ve inovasyon kültürün
oluĢturulması için yüksek zamansal ve finansal maliyetler söz konusu olsa bile bu
süreçlerin istenilen düzeyde olmaması, rekabet gücünün kaybedilmesi gibi çok daha
yüksek bir maliyeti ortaya çıkaracaktır.
Sanayi sektörüne benzer olarak tarımsal üretim sektöründe ve tarıma dayalı sanayilerde
rekabet gücünün artırılması için inovasyon kültürünün oluĢturulması önemli bir
gereksinimdir. TR21 Trakya Bölgesi yüksek vasıflı tarım arazilerinin oranının yüksek
olduğu bir bölgedir. Ancak tarımla iĢtigal eden kesimin elde ettiği gelir göreceli olarak
diğer sektörlere nazaran daha düĢük olduğu için tarım gün geçtikçe cazibesini yitirmekte
ve genç nüfus tarımla uğraĢmak istememektedir. Bununla birlikte tarım, insanoğlunun en
eski ve gözde bir üretim faaliyetidir, aynı zamanda nüfusumuzun beslenmesi için önem
taĢıyan bir sektördür. Bu nedenle tarımın cazibesini yitirmemesi için tarımda birim alandan
elde edilen gelirin arttırılması gerekmektedir. Bu artıĢ, üretim aĢamasında yüksek verime
sahip çeĢitlerin kullanımından yeni ürün geliĢtirme, iĢleme, pazarlamaya kadar uzanan
süreçlerde yeni teknolojilerin kullanımı ile sağlanabilir.
Öte yandan, tarım ve gıda sektöründe küresel ısınmanın etkisiyle yeni çeĢitler geliĢtirmesi,
verimliliğin ve kalitenin arttırılması, modern tarım tekniklerinin kullanılması ve çevrenin
korunarak sürdürülebilir tarımın sağlanması, iç ve dıĢ pazarlarda rekabet edilebilirliğin
attırılması ve gıda güvenliğinin sağlanması gibi konularda inovasyon ve Ar-Ge kültürünün
bölgede geliĢtirilmesi ve yaygınlaĢtırılması gerekmektedir.
KüreselleĢen dünyada yoğun rekabet, fiyat ve maliyet baskısı firmaları rekabetçi avantaj
yaratma yollarını araĢtırmak zorunda bırakmakta ve bu durum firmaların değer yaratması,
kendini farklılaĢtırması, markalaĢarak tüketici güvenini ve sadakatini sağlaması ihtiyacını
doğurmaktadır. Ayrıca günümüzde aynı ihtiyacı gideren ürünler arasında pek büyük
farklılıklar kalmadığı gibi firmaların büyük kısmının birbiriyle yarıĢabilecek kalitede ürün
ve hizmet ürettiği düĢünüldüğünde, Ģirketlerin ek değerler ile rakiplerinden farklılaĢmaları
gerekmektedir. Marka yaratmak ise bu farklılaĢmayı sağlamanın en etkili yollarından biri
olarak karĢımıza çıkmaktadır. ĠĢletmelerin ürünleriyle markalaĢabilmeleri, ulusal tanınırlık
ve pazarlama yeteneklerinin artması kadar, rekabet gücü elde edebilmeleri açısından da
önem taĢımaktadır. Bu itibarla özellikle KOBĠ‟lerin marka ve kalite farkındalıklarının
yükseltilmesi gerekmektedir. MarkalaĢma, iĢletmeler aracılığı ile olabileceği gibi
kooperatif gibi yapılar üzerinden de sağlanabilir.
TR21 Trakya Bölgesi sahip olduğu yoğun sanayi varlığı, tarım altyapısı ve kültürel
değerlerine rağmen istenilen düzeyde markalaĢma kültürünü yaygınlaĢtıramamıĢtır.
Özellikle bölgenin ülke genelinde yüksek üretim değerine sahip olduğu çeltik, ayçiçeği
gibi ürünler yanında Ģarap, Kırklareli ve Edirne peyniri, hardaliye gibi ürünlerde de
markalaĢma bölgesel düzeyde kalmıĢtır. Bunun yanında bölgenin “un ihracat üssü”,
“bitkisel yağ üretim üssü”, “lojistik merkez”, “yavaĢ Ģehir”, “çocuk dostu Ģehir” gibi
konseptlerde bölgenin markalaĢması için faaliyetlerde bulunulacaktır.
Bölge yalnızca tarımsal üretim ile değil aynı zamanda turizm sektöründe de marka olmaya
açık bir bölgedir. Edirne ili sahip olduğu tarih turizmi potansiyeli, sağlık hizmetleri ve
Sanayi sektörleri kendilerini verimli kılacak sosyal ve teknik altyapı imkânları içinde
geliĢir ve rekabet üstünlüğü kazanır. Bu nedenle altyapı; üretim verimliliğini mutlak
Ģekilde etkileyen, ekonomideki üretim olanaklarının yaratılması ve geliĢtirilmesini
sağlayan etkenlerin tümü olarak tanımlanabilir.
Mevcut OSB‟ler ile plansız sanayi tesislerini yeniden organize etmeye yönelik
Ġhtisas ve Islah OSB‟lerinin, atık su arıtma ve katı atık bertaraf tesisi ihtiyaçları
giderilecektir. Bu kapsamda, mevcut OSB‟ler ile tesis sayısı ve doluluk oranı
yüksek sanayi bölgelerine öncelik verilecektir. OSB yönetimlerine bu kapsamda
teknik destek sağlanacaktır.
Plan çalıĢmaları kapsamında yapılan mevcut durum analizi ve sektörel odak grup
çalıĢmalarında, bölgedeki sanayi kuruluĢlarının büyük çoğunluğunun yeterli ve
etkin bir arıtma altyapısına sahip olmadığı, Çorlu ve Çerkezköy‟de yer alan ASB ve
Tarımsal örgütlerin üretimden pazarlamaya kadar olan süreçte daha etkin bir rol
olmaları için; örgütlenme ve kurumsallaĢma konusunda bilinçlendirme eğitimleri
düzenlenecek, örgütlenmede çok baĢlı yapının giderilmesine yönelik politikalar
oluĢturulacak, örgütlerin finansal yapılarını güçlendirmek amacı ile mevcut ulusal
ve uluslararası fon kullanımlarına yönelik teknik destek sağlanacak ve örgütlerde
denetim sisteminin güçlendirilmesine yönelik eğitim ve teknik destek sağlanacaktır.
Bölge tarım makineleri varlığı açısından sayısal anlamda iyi bir durumdadır. Ancak
tarım makineleri kullanımında atıl bir kapasiteden bahsetmek mümkündür. Atıl
kapasitenin değerlendirilmesi ve özellikle bölgenin ürün deseninde yer alabilecek
Ülkemizde tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de yer alan aktörlerin
önemli sorunlarından bir tanesi finansmandır. Yurt dıĢında tarıma finansman
sağlayan yapılar bu sorunu azaltmaya çalıĢmaktadırlar. Bu çerçevede bölgemizde
sadece tarım sektörüne özel finansmana eriĢim amacıyla uygun altyapının
oluĢturulmasına yönelik araĢtırmalar yapılacaktır. Ayrıca üreticinin ulusal ve
uluslararası fonlardan yararlanmasını sağlayacak nitelikli hizmet birimlerinin
oluĢturulması konusunda ilgili kuruluĢlarla iĢbirliği gerçekleĢtirilecektir.
Tarımda pazara yönelik bir Ģekilde, tüketici ve pazar taleplerini göz önünde
bulundurmadan salt üretimden bahsetmek mümkün değildir. Dolayısıyla tarım-
sanayi-tüketici entegrasyonun desteklenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda,
“çiftlikten çatala gıda güvenilirliği”, gıda zinciri ve izlenebilirlik yaklaĢımlarının
bölgede benimsetilmesi, kümelenme, kazan-kazan yaklaĢımı, sözleĢmeli
tarım/üretim konusunda tarafların bilinçlendirilmesi ve bu entegre üretim
modellerinin yaygınlaĢtırılması, Bölge insanının ve hedef pazarın beslenme
özelliklerinin ve tüketici ihtiyaçlarının/beklentilerinin belirlenmesine yönelik
çalıĢmalar desteklenecektir. SözleĢmeli üretim modeli kapsamına girecek ürün
önceliklerinin belirlenip yaygınlaĢtırılması, üretici ve sanayicilerin sözleĢmeli
üretim konusunda teĢvik edilmesi, ürün ve pazarlama altyapısının iyileĢtirilmesine
yönelik çalıĢmalarda bu kapsamda desteklenecektir.
Tarımsal yapının iyileĢtirilmesi alt önceliği baĢlığı altında ele alınacak bir diğer
konu ise çiftçiye yönelik eğitim ve bilgiye eriĢim olanaklarının geliĢtirilmesidir. Bu
kapsamda bölgedeki kurum ve kuruluĢlarla iĢbirliği halinde sektörde eğitim ve
iletiĢim altyapısı oluĢturulacak, yaygın çiftçi eğitimi sağlanacak, üretici hizmetleri
aracılığı ile eğitim hizmetleri iyileĢtirilecek, bölgesel danıĢmanlık merkezlerinin
bölgede kurulmasına destek verilecektir.
Ġkliminin elveriĢli olması sebebiyle TR21 Trakya Bölgesi, her türlü ürün
yetiĢtirilmesine olanak vermesine rağmen, üretim miktarı açısından bölgedeki tarla
bitkileri üretiminin üstünlüğü göze çarpmaktadır. Oysaki bölgede alternatif ürün
olarak sulanan alanlarda meyve-sebze üretiminin yaygınlaĢtırılması mümkündür.
Meyve-sebzeciliğin geliĢtirilmesi için öncelikle adaptasyon çalıĢmaları yapılacak
ve bu çalıĢmalar neticesinde bölgeye uygun olan çeĢitlerin üretimi
yaygınlaĢtırılacaktır. Ayrıca üretim sistemine yeni girecek olan bu ürünler için
iĢleme ve pazarlama altyapısının geliĢtirilmesi, ürün depolama tesislerine yönelik
eksikliklerin giderilmesi, üreticilerin alıĢkanlıklarından ve bilgi eksikliğinden
kaynaklanan direnci gidermeye yönelik üretici-üniversite-araĢtırma kuruluĢları
arasındaki iĢbirliği geliĢtirmesi bölgedeki paydaĢlarla koordinasyon halinde
gerçekleĢtirilecektir.
Bölge üreticilerinin sahip olduğu büyükbaĢ hayvan varlığı potansiyel olarak yüksek
verimli ırklardan (kültür ve kültür+melez) oluĢmasına rağmen Bölge büyükbaĢ ve
küçükbaĢ hayvancılıkta hak ettiği seviyeye ulaĢamamıĢtır. Bölgede yapılan
hayvancılık daha çok küçük ölçekli olup aile iĢletmeciliği Ģeklindedir. Bölgede
paydaĢlarla iĢbirliği içinde ekonomik ölçek büyüklüğünde hayvancılık
yapılabilmesi için ortak üretim uygulamaları artırılacak, kayıt dıĢı ekonominin
engellenmesi için canlı hayvan borsaları yaygınlaĢtırılacak, hayvan hastalıkları için
periyodik tarama yapacak sistemlerin geliĢtirilecek, meraların ıslah edilmesine
önem verilecek, hayvan ıslahı çalıĢmaları, suni tohumlama çalıĢmaları, hayvan
barınaklarının hijyenik hale getirilmesi, hayvansal ve bitkisel üretimi bir arada
yapan iĢletmelerde hayvan yemi üretimi yaygınlaĢtırılacaktır.
Bölgede potansiyeli olan bir diğer üretim kolu küçükbaĢ hayvancılıktır. Ancak süt
üretimine yönelik olarak küçükbaĢ hayvancılıkta bölgenin bir diğer sorunu ise
yeterli ve kaliteli süt sağım tesislerinin bulunmamasıdır. Dolayısı ile küçükbaĢ
hayvancılıkta et ve süt ırkı ayrımına yönelik ıslah çalıĢmaları gerçekleĢtirilecek,
modern teknolojilerin kullanıldığı süt sağım tesisleri kurulacaktır.
MarkalaĢmaya açık diğer bir alan olan Trakya Arısı ile ilgili çalıĢmaların
yürütülmesi de bu alt öncelik baĢlığında desteklenecek konular arasındadır. Bu
çerçevede Trakya arısının ıslah edilecek, damızlık arı yetiĢtiriciliği desteklenecek,
Bölge üreticilerine teknik eğitimler verilecek, katma değeri yüksek diğer arıcılık
ürünlerinin üretilmesi teĢvik edilecek, arı hastalıklarının teĢhis edilmesi için
gerekli araĢtırma alanları oluĢturulacaktır, organik bal üretimine ve markalaĢma
çalıĢmalarına yönelik projelere destek verilecektir.
Bölgede potansiyel olarak görülen bir diğer alan ise kanatlı sektörüdür. Bu
çerçevede öncelikle sektöre yönelik fizibilite çalıĢmaları desteklenecektir.
Bölgede var olan tarım sektörü ve hayvan varlığı dolayısı ile oluĢan atıkların enerji
sektöründe değerlendirilmesine yönelik araĢtırma ve geliĢtirme çalıĢmaları
desteklenecek ve bu konularda üniversite ve özel sektör kuruluĢları ile iĢbirliği
halinde projeler üretilecektir.
TR21 Trakya Bölgesinin ülkemizin diğer bölgelerine ve özellikle ülkemize komĢu olan
Bulgaristan, Yunanistan ve tüm Balkan ülkelerine karĢı turizmin rekabet gücünün
arttırılması öncelikli hedefler arasında yer almaktadır. Günümüz dünyasında turizmden
alınan payı arttırmada tanıtım ve pazarlama hayati önem taĢımaktadır.
Bölgedeki üç ilin de tek baĢına turizmde rekabet gücünün yüksek olmadığı göz
önüne alınarak, Trakya tek bir slogan altında tanıtılacak ve Trakya tur
destinasyonları oluĢturulacaktır.
Üniversiteler ve sivil toplum kuruluĢlarının da içinde yer aldığı bir yapıda bölgenin
fotoğraflanması, tanıtım filmlerinin çekilmesi ve bunların yazılı ve görsel medyada
etkin bir Ģekilde kullanılması sağlanacaktır. Bölgenin kapsamlı turizm rehberi,
tanıtım broĢürü ve kitapçığı hazırlanacaktır. Bölgeye özgü turistik hediyelik
eĢyaların üretimi desteklenecektir.
Bölgenin turizm alanında öne çıkmasında düzenlenen festivallerin etkin bir biçimde
kullanılması da oldukça önemlidir. Bölgede Bağbozumu ġenlikleri, Tarihi
Kırkpınar Yağlı GüreĢleri, Kakava ġenlikleri gibi organizasyonların etkin Ģekilde
tanıtımı yapılacaktır.
Bölgede KOBĠ‟lere dıĢ ticaret konusunda yol göstermek amacıyla, sektörel bazda
ihracata yönelik pazar araĢtırmalarının yapılacak, bu kapsamda özellikle bölgenin
sınır komĢusu olan Yunanistan ve Bulgaristan ile sınır ticaretinin geliĢtirilmesi
konusunda stratejiler üretilecektir.
3.2.2. Stratejik Amaç 2: Bölgenin yatırımlar için cazibe merkezi haline getirilmesi
Oysaki bölgenin yatırımcılar için cazip hale getirilebilmesi için, bölgenin altyapısının
iyileĢtirilmesi ve insan kaynaklarının geliĢtirilmesinin yanı sıra bölgeye yatırım çekmek
için tamamlayıcı unsur olan bölgede uygulanacak teĢvik politikaları ile istihdam alanı
üreten, yoksulluğu ve gelir dağılımındaki dengesizliği azaltan mikro, küçük ve orta ölçekli
iĢletmelerin, yeni sanayilerin ve ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi gerekmektedir.
Ayrıca küresel, ulusal ve bölgesel piyasalara ulaĢma imkânlarının arttırılması, teknoloji ve
enformasyon gibi kaynaklara eriĢimin kolaylaĢtırılması, stratejik ve önceliği belirlenmiĢ
teknoloji ağırlıklı kalkınma modellerinin teĢvik edilmesi önem arz etmektedir.
Bölge, Türkiye genelinde kamu yatırımları alma sırası bakımından milli gelire yaptığı katkı
ile kıyaslandığında oldukça geri durumdadır. Aynı Ģekilde TR21 Trakya Bölgesi,
yatırımlarda teĢviklerden daha az yararlanan I. derece bölge konumundadır. Bu sonucun
oluĢmasında en temel etken; bölgenin doğu aksında yer alan Çorlu-Çerkezköy ve
Lüleburgaz bölgelerinde konuĢlanmıĢ sanayi varlığından kaynaklanan ileri düzey bölgesel
geliĢmiĢlik göstergeleridir. Ancak Bölge kendi içinde değerlendirildiğinde sanayi yoğun
bölgeler dıĢında Türkiye ortalamasında hatta bazı ilçelerde Türkiye ortalamasının altında
bir sosyo-ekonomik geliĢmiĢlik göstermektedir.
Bölgede var olan mevcut teĢvik, hibe ve desteklerden iĢletmelerin daha verimli bir
Ģekilde yaralanmalarını sağlamak amacıyla iĢletmelere yönelik bu programlar
hakkında bilgilendirme faaliyetleri ile beraber proje döngüsü yönetimi eğitimleri
organize edilecektir.
Bölgede üretim kapasitesinin artırılması, ekonomik geliĢimin sağlanması güçlü bir ulaĢım
ve lojistik altyapısı ile sağlanabilir. Bu sebeple bölgede hizmet merkezleri yanında sanayi
alanlarının intermodal bir ulaĢım altyapısı ile örülmesi önemlidir.
Bölge; sahip olduğu otoyol ve duble yol varlığının yanı sıra uluslararası Çorlu Hava
limanı, Akport ve MartaĢ Limanları ile güçlü ulaĢım imkanı sunmaktadır. Ancak bu ulaĢım
ağı bölgenin batısında yer alan Edirne OSB, Kırklareli OSB ve Hayrabolu OSB‟nin yer
aldığı sanayi alanlarının bağlantılarında zayıf bir yapı göstermektedir. Ayrıca bölgede var
olan duble yolların bir kısmında iyileĢtirme çalıĢmalarının yapılması gerekmektedir.
Bölgede yer alan sanayi bağlantılarının özellikle bölgenin doğu aksında kalan
organize sanayi bölgelerinin karayolu bağlantılarının geliĢtirilmesi ve var olan
yolların iyileĢtirilmesi, Bölge içi raylı taĢımacılık alanının geniĢletilmesi yönünde
Karayolları ve Demiryolları Bölge Müdürlükleri ile ortaklaĢa olarak planlama
çalıĢmaları yapılacak ve öncelikli alanlardan baĢlamak üzere proje çalıĢmaları
yürütülecektir.
Bölgede etkin bir intermodal ulaĢım ağının kurulması amacıyla; liman, demiryolu,
havayolu ve karayollarının etkin bir birliktelik oluĢturduğu projeler ilgili kurum ve
Bölge sahip olduğu coğrafi avantajların yanında görece geliĢmiĢ ulaĢım altyapı
imkânları ve mevcut sanayi varlığı ile lojistik üst potansiyeline sahiptir. Bu nedenle
bu alt öncelik baĢlığında bölgede öncelikle liman bağlantılarını etkili kullanacak bir
alanda lojistik merkez kurulması desteklenecektir. Tekirdağ‟da yapılacak 2,5
milyon TEU kapasiteli Asyaport limanının tamamlanması ile birlikte bu lojistik
merkezin önemi daha da artacaktır.
Bölgenin tek hava limanı olan Çorlu Hava limanının baĢta Ġstanbul metropoliten
alanı olmak üzere Bölge geneline daha etkin ve geniĢ çaplı hizmet vermesini
sağlamak amacıyla Hava limanının kapasitesinin geliĢtirilmesine yönelik planlama
süreçlerine destek sağlanacaktır.
Dünyada ve Türkiye‟de hızlı bir ivmede yükselen turizm, gelecekte de artıĢını sürdürüp
dünyada ve ülkemizde baĢat sektörler arasında yer alacaktır. Ġstatistikler dünyadaki turizm
trendinin deniz-güneĢ-kum Ģeklindeki kitle turizminden alternatif turizme doğru geçiĢ
eğiliminde olduğunu göstermektedir. Bu kapsamda önümüzdeki yıllarda alternatif turizm
zenginliği ve tam anlamıyla henüz değerlendirilmemiĢ turizm potansiyeli ile TR21 Trakya
Bölgesinin gerek dünya turizminden ve gerekse ülkemizin geliĢen turizminden diğer
bölgelere göre alacağı payın artacağı düĢünülmektedir.
TR21 Trakya Bölgesinin turizmdeki payı ülkemiz ve bulunduğu Bölge geneline göre
büyüdükçe, turizmde ihtiyaç duyulan yatırımın kapsamında da artıĢ yaĢanacaktır.
Bölgedeki turizm hizmetlerinin geliĢmesi yönünde en önemli eksiklik baĢta turizm
altyapısı olmak üzere fiziki altyapıda olan eksikliklerdir. TR21 Trakya Bölgesinde,
turizmin geliĢmesi bölgedeki turizm alt hizmet sektörlerinin geliĢtirilmesi ile doğru
orantılıdır. Bu geliĢmenin temelinde turizm altyapısının güçlendirilmesi yer almaktadır.
Turizm altyapısının güçlendirilmesinde konaklama mekânlarının nitelik ve niceliğinin
yükseltilmesi, müzelerin ve diğer alt hizmet sektörlerinin geliĢtirilmesi, çarpık kentleĢme
ve çevre kirliliğinin azaltılması bu alt öncelik baĢlığında baĢlıca eylemleri oluĢturmaktadır.
Bölgenin önemli bir transit geçiĢ noktası olması dolayısıyla transit geçen turistleri
ve yolcuları bölgede konaklatmak ve ekonomik değer üretmeye yönelik kamping
alanları gibi giriĢimler desteklenecektir.
GeniĢ bir tarihi birikime sahip olan bölgenin tarihi eser yoğunluğu değerlendirerek
restorasyon projeleri ile turizme katkı sunar duruma getirilmeleri amacıyla,
Edirne‟deki Sağlık Müzesi, Tekirdağ‟daki Rakoczi Müzesi gibi örneklerin
çoğaltılması yanında sokak sağlıklaĢtırmaları ve mevcut tarihi eserlerin çevre
düzenlemelerinin yapılmasına yönelik Vakıflar Genel Müdürlüğü, yerel yönetimler,
üniversiteler ve özel giriĢimciler tarafından yapılacak restorasyon projeleri ile
giriĢimlere destek sağlanacaktır.
TR21 Trakya Bölgesinin tanıtım stratejisi bölgeye yatırımcı çekme ve bölgenin ürettiği
değerleri ulusal ve uluslararası boyutta pazarlama odaklıdır. Bölgenin hedef kitlesi baĢta
Ġstanbul ve Balkan ülkeleri ile Avrupa olsa da küresel rekabette yer alan tüm dünya
ülkeleri bu kitlenin içinde yer almaktadır.
TR21 Trakya Bölgesinin sahip olduğu yatırım fırsatları konusunda ulusal ve uluslararası
düzeyde tanıtımı konusunda eksiklikler vardır. Bu eksiklikleri gidermeye yönelik olarak
her Ģeyden önce TR21 Trakya Bölgesindeki aktörlerin ve yönetimlerin koordineli ve etkin
bir Ģekilde bölgenin tanıtılmasına yönelik faaliyetlere dahil olması gerekmektedir.
Çevre kirliliğinin önlenmesinde iki etaplı bir yaklaĢım benimsenmektedir. Ġlk etapta
kirletici faktörlerin kontrol altına alınarak kirlenmenin yavaĢlatılması, sonrasında
durdurulması, ikinci etapta ise kirlenmiĢ kaynakların rehabilite edilmesi ve tekrar topluma
ve ekonomiye kazandırılması öngörülmektedir. Bu çerçevede, 2013 yılına kadarki plan
döneminde, kirletici faktörlerin kontrol altına alınması yönünde ilk adımların atılması
hedeflenmektedir.
Bölgede yoğun olarak gözlenen su kirliliğinin yanında, hava ve toprak kirliliği ile atık
yönetimi öncelikli konular olarak ortaya konulmuĢtur. Söz konusu kirliliğin plansız geliĢen
sanayinin ve kentlerin altyapı eksiklikleri, yoğun tarım uygulamaları ve kirletici enerji
kaynaklarının kullanılmasından kaynaklandığı görülmektedir. Bu çerçevede, plan
döneminde kentlerin atık su arıtma tesisi, katı atık depolama ve bertaraf tesisi gibi altyapı
eksikliklerinin giderilmesine; su kaynaklarını ekonomik kullanan, çevresel duyarlılığı
yüksek sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaĢtırılmasına; enerji konusunda ise bir
yandan enerji verimliliğinin arttırılarak enerji talebinin azaltılması, diğer taraftan bölgenin
baĢta rüzgâr enerjisi olmak üzere alternatif enerji kaynağı potansiyelini değerlendiren
enerji üretim sistemlerinin geliĢtirilmesine ağırlık verilecektir. Ayrıca, çevre konusunda
kurumsal yapının geliĢtirilmesi, bir yandan kamu kesiminin planlama, uygulama,
koordinasyon, izleme ve denetleme iĢlevlerini, diğer yandan sivil toplumun bilincinin
arttırılması, karar alma ve izleme süreçlerinde etkin rol alması hedeflenmektedir.
Kentlerdeki kanalizasyon, atık su artıma tesisi, katı atık depolama ve bertaraf tesisi
eksiklikleri belediyelerce giderilecektir. Belediyelerin bu yöndeki planlama,
projelendirme, fizibilite ve bütçeleme çalıĢmalarına teknik destek verilecek, AB ile
mali iĢbirliği kapsamında sağlanan fonlar da dâhil olmak üzere finansman
imkânları araĢtırılacaktır. Belediyelerin bu amaçlarla birlik kurma ve iĢbirliğine
girme giriĢimleri özendirilecektir.
Ġyi tarım uygulamaları ve organik tarım gibi çevreye duyarlı, sürdürülebilir tarımsal üretim
yöntemlerinin yaygınlaĢtırılmasıyla, tarımsal üretimden kaynaklanan kirleticilerin
azaltılması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, üretici gelirlerinde azalıĢa neden olmadan,
aksine büyük kentlerde ve AB gibi yurtdıĢı piyasalarda çevreye duyarlı yöntemlerle
üretilmiĢ, organik ve yerel ürünlere artan talebin ortaya koyduğu fırsatlardan yararlanılarak
üretici gelirlerinde artıĢ sağlanmaya çalıĢılacaktır.
Yöresel bazda uygun ürün, tohum ve fide çeĢitleri belirlenecek, bunların üreticiye
tanıtılması ve yaygınlaĢtırılması konusunda üretici örgütleriyle iĢbirliği
yapılacaktır.
Bazı dezavantajlı gruplardaki yüksek doğum oranı en temel sorunlardan biri olarak
görülmektedir. Bu nedenle, Bölge üniversiteleri ve Ġl Sağlık Müdürlükleri ile
iĢbirliği halinde, aile planlaması bilinçlendirme çalıĢmalarının yapılması ve buna
benzer faaliyetlerin desteklenmesi öncelikli olacaktır. Ayrıca, bazı dezavantajlı
gruplar arasında okuldan uzaklaĢma problemleri yaygındır. Bu nedenle, bu grupları
okuldan uzaklaĢmaya iten nedenleri ortadan kaldıracak çalıĢmalar desteklenecektir.
ĠĢsizliğin temel sebeplerinden biri, iĢletme ihtiyacı ile iĢgücünün niteliği arasında
yaĢanabilecek uyumsuzluktur. Bu nedenle, Bölgedeki iĢgücünün istihdam
edilebilirliğinin arttırılması yönünde Bölge iĢletmeleri ve iĢgücü yapısının analizine
yönelik araĢtırmalar desteklenecektir. Özellikle ulusal bazda üretilmeyen verilerin
elde edilmesine ve Bölgenin iĢgücü arz ve talep yapısının ortaya çıkmasına hizmet
edecek “iĢgücü piyasası analiz çalıĢmaları” yürütülecektir.
Söz konusu iĢgücü piyasa analizleri sonrasında, ihtiyaç duyulan kalifiye iĢgücünün
yetiĢtirilmesi amacıyla Bölge genelinde eğitim faaliyetleri yürütülecektir. Bu
kapsamda, özellikle meslek liseleri ile üniversitelerin staj programlarının Bölge
iĢgücü gereksinimleri doğrultusunda planlamasına yönelik projeler
desteklenecektir.
Merkez kademelenmesinde belirleyici olan temel faktörler nüfus, hizmet çalıĢanı istihdamı
ve ulaĢım eksenlerine dayalı olarak beklenen etkileĢim ve geliĢmeler olarak ön plana
çıkmaktadır. Bu doğrultuda, 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası
Revizyon Çevre Düzeni Planı‟nda TR21 Trakya Bölgesinde kademeli merkez yerleĢimler
beĢ grupta kurgulanmıĢtır.
Bu çerçevede; III. ve IV. Kademe Kentsel Merkezler “orta merkez” karakteri taĢımaktadır.
Bu grup da, sanayi üretimine olduğu kadar tarımsal sanayi türünde faaliyet gösteren
merkezler de olabilmektedir. V. Kademe Kentsel Merkezler ise, temelde kırsal alanlara
kentsel hizmetler vermek üzere donatılacak “alt merkez” karakteri taĢıyan yerleĢimlerdir.
Burada önemli olan, önerilen merkezlerin Tekirdağ merkezli yığılmayı Bölge geneline
dağıtması ve kır-kent arası kutuplaĢma gidermesine yönelik beklentidir.56
Merkez kademelenmesinde, Tekirdağ ili 1. derece merkez kademesinde bir hizmet merkezi
olarak öngörülmektedir. Fakat Bölge genelinde bugüne kadar süregelen Tekirdağ merkezli
geliĢmenin dengeli dağılabilmesi için, Edirne, Kırklareli il merkezleri ve KeĢan,
Lüleburgaz, Çorlu, Çerkezköy ilçeleri 2. Kademe Merkez olarak geliĢtirilecektir. Edirne ve
Kırklareli illeri, mevcut durumlarına paralel olarak çevre ilçe ve kırsal merkezlere hizmet
edecek ticaret-hizmet, eğitim merkezleri olarak önerilmektedirler. Edirne il merkezine,
56
1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı, ss. 19
KeĢan ve Lüleburgaz ise, Bölge içindeki konumlarına, ana ulaĢım akslarının üzerinde
bulunmaları ve eğilimlerine (mevcutta da 2. kademe merkez olmaları) paralel olarak 2.
Kademe Merkez olarak önerilmiĢlerdir.
Son olarak, günümüzde de III. ve IV. Kademe merkezler arasında yer alan Babaeski,
Saray, Vize, Hayrabolu, Malkara, ve Uzunköprü ilçeleri tarımsal özelikleri ile ön plana
çıktıkları için, öncelikle çevrelerindeki kırsal merkezlere hizmet verecek 3. derece
merkezler olarak önerilmiĢlerdir. Marmara Ereğlisi, Muratlı ve Havsa ise 3. Kademe
Merkezler olarak geliĢtirileceklerdir.58
Tablo 59: TR21 Trakya Bölgesi Nüfusunun Hizmet Sektörü ÇalıĢan Sayısına Oranı
Hizmet Nüfus Hizmet Nüfus
Ġl-Ġlçe Kademe Ġl-Ġlçe Kademe
(%) (2023) (%) (2023)
Tekirdağ 67 1 286.250 Vize 26 3 35.100
Çerkezköy 48 2 405.100 Malkara 27 3 70.950
Çorlu 56 2 600.000 Hayrabolu 29 3 46.700
Edirne 67 2 205.000 Enez 26 4 14.500
KeĢan 50 2 93.000 Havsa 20 3 24.000
Kırklareli 48 2 125.500 Demirköy 37 4 10.600
Lüleburgaz 37 2 180.000 Ġpsala 20 4 32.100
Babaeski 32 3 61.406 Kofçaz 32 4 4.000
M. Ereğlisi 56 3 86.000 LalapaĢa 24 4 11.000
Muratlı 41 3 62.000 Meriç 25 4 18.000
Saray 37 3 85.200 Pehlivanköy 30 4 6.023
ġarköy 30 3 41.000 Pınarhisar 38 4 23.312
Uzunköprü 36 3 75.000 Süloğlu 50 4 13.000
Kaynak: 1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı
57
1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı, ss. 20
58
1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı, ss. 20
Kaynak: 1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı
Merkez kademelenmesi içerisinde her il ve ilçe merkezi kendi nüfusunun temel hizmet
ihtiyacını karĢılayacak nitelikte olmasının dıĢında, Tekirdağ, Kırklareli, Çorlu, Lüleburgaz
ve KeĢan yerleĢmelerinin farklı kriterler baz alınarak hizmet fonksiyonlarında
ihtisaslaĢmaları ve bölgede öne çıkmaları önerilmiĢtir. Bu merkezlerin hizmet, ticaret,
finans, eğitim, fuar ve turizm-kültür aktiviteleri yoğunluk kazanması beklenmektedir.
Kaynak: 1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı
Bu kapsamda Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan “Islah OSB” yasa tasarısı Bölge
için bir fırsat sunmaktadır. Söz konusu tasarının kanunlaĢmasını müteakip, bölgede
özellikle D-100 aksı üzerinde yoğunlaĢmıĢ olan plansız sanayinin OSB çatısı içinde
toplanarak ıslah edilmesi sağlanabilecektir.
Edirne ve Kırklareli illerinde ise, dağınık ve denetimsiz yapılaĢan sanayi alanları yine
öncelikle mevcut OSB‟lere yönlendirilmesi ve tarım ve hayvancılığa dayalı sektörlere yer
verilmesi öngörülmektedir.
1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı‟nda
TR21 Trakya Bölgesinde turistler için çekim noktası oluĢturması amacıyla “Turizm
GeliĢim Bölgeleri” belirlenmiĢ ve potansiyelleri doğrultusunda alternatif turizm çeĢitleri
sıralanmıĢtır.
Eko Turizm Kentleri: Demirköy ve Vize ilçelerinde spor, agro-eko ve doğa turizm
alanları geliĢtirilecek ve Ġğneada- Kıyıköy beldeleri “eko-turizm” kenti olarak
değerlendirilecektir.
Tüm planlama faaliyetlerinde olduğu gibi TR21 Düzey-2 TR21 Trakya Bölge Planında
belirlenen amaç ve hedeflere ulaĢılabilmesi amacıyla çeĢitli finansman kaynaklarına
ihtiyaç duyulmaktadır. Bölge planının uygulama sürecinde ihtiyaç duyulacak finansman
kaynakları olarak; Ajansın bölgede uygulayacağı destek programları, KOSGEB destekleri,
yatırım teĢvikleri, yerel yönetimlerin kaynakları, Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı‟nın destek
ve kredileri Yatırım Programında yer alan bölgedeki yatırım projelerine tahsis edilecek
kamu kaynakları, özel sektör yatırımları, AB ve diğer kuruluĢlardan alınabilecek fon, hibe
ve krediler düĢünülmektedir.
Bölge planında gözetilen amaç ve hedeflere ulaĢmak için gerekli finansman ihtiyacının,
mekân, zaman gibi çeĢitli etkenlere bağlı olarak değiĢebilmesinden dolayı net rakamsal
olarak ifade edilmesi mümkün olmamakla birlikte, Bölge genelinde Ajans kaynakları ile
birlikte, genel ve özel bütçe kaynakları ve diğer fon ve hibe kaynakları beraber
düĢünüldüğünde, etkin bir iĢbirliği ve koordinasyon ile birlikte, Bölge planında yer alan
hedeflerin mevcut kaynaklarla gerçekleĢtirilebileceği düĢünülmektedir.
STRATEJĠK AMAÇ-1
REKABET GÜCÜNÜN ARTTIRILMASI
STRATEJĠK AMAÇ- 4
BEġERĠ SERMAYENĠN GELĠġTĠRĠLMESĠ
Ġzleme ve değerlendirme çalıĢmaları baĢta Genel Sekreterlik olmak üzere Yönetim Kurulu
ve Kalkınma Kurulu tarafından yapılacaktır. Bu amaçla Genel Sekreterlik koordinesinde
içerisinde kamu kurum ve kuruluĢları, sivil toplum örgütleri ve üniversite temsilcilerinin
yer alacağı bir danıĢma birimi oluĢturulacaktır.
A Ç
finans · 22, 28, 70, 71, 156, 160 kamu yatırımları · 65, 143
kanalizasyon · 118, 121, 122, 123, 129, 165
kanola · 17, 48
G karayolu · vi, 16, 17, 29, 41, 62, 99, 102, 138, 144
katı atık · 120, 123, 124, 125, 165
geleneksel · 27, 34, 39, 40, 51 katma değer · vii, 17, 21, 33, 46, 53, 58, 132
gıda · vii, 18, 21, 24, 25, 27, 32, 33, 34, 35, 36, kavun · 49
37, 39, 135 keçi · 51
giriĢimcilik · 28, 70, 71, 132, 134, 151, 166 Kırklareli · ix, 13, 16, 20, 21, 25, 30, 31, 32, 34,
göç · v, 17, 30, 58, 84, 85, 91, 92 35, 36, 41, 42, 43, 44, 48, 54, 55, 56, 57, 58,
güneĢ · 64, 69, 112, 145 61, 63, 64, 65, 66, 67, 69, 70, 71, 72, 73, 74,
günübirlikçi · 60 75, 76, 78, 79, 80, 81, 83, 84, 85, 86, 87, 91,
92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 102, 103,
108, 109, 110, 113, 114, 115, 116, 117, 118,
H
119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 127, 132,
136, 144, 147, 154, 155, 156, 157, 158, 159,
haberleĢme · 75, 108, 137
160
hava kirliliği · 119
Kırklareli Üniversitesi · 20, 75, 76, 86
havaalanı · 62, 101, 131
Kırkpınar Yağlı GüreĢleri · 141
havayolu · 99, 107, 144, 164
kıvırcık · 51
hayvancılık · 12, 50, 131
kiraz · 49, 96
hayvansal · viii, 20, 21, 27, 40, 44, 45, 46, 50, 52,
kirlenme · 122, 123
138
KOSGEB · 21, 22, 26, 35
hazır yemek · 34
koyun · 51
hidroelektrik · 63, 112
kömür · 64, 115
hizmet · vi, viii, ix, 19, 21, 29, 30, 45, 57, 70, 73,
köy · v, 16, 61, 83, 99, 127
74, 88, 90, 117, 118, 121, 130, 136, 139, 144,
kredi · 53, 55, 56
145, 146, 151, 152, 154, 155, 156, 157, 160,
küçükbaĢ · 18, 27, 50, 51, 130, 131
166
kültürel · v, viii, 16, 25, 58, 66, 90, 93, 94, 97,
Holstein · 39, 50
128, 129, 131, 151, 155, 158
kümes hayvancılığı · 52
İ
L
il yolu · 99
inovasyon · vii, 22, 25, 26, 35, 74, 75, 76, 77, 78,
liman · 62, 104, 105, 106, 137, 144, 145, 160
130, 132, 134, 135, 136, 162
linyit · viii, 36, 64, 114, 131
istihdam · vi, viii, 21, 27, 30, 33, 43, 46, 54, 61,
lojistik · vii, viii, 12, 18, 19, 24, 25, 28, 61, 62,
87, 88, 89, 90, 91, 92, 143, 151, 153, 164
66, 67, 77, 102, 131, 134, 144, 145, 160, 164
iĢgücü · v, 17, 19, 20, 33, 34, 49, 66, 73, 87, 88,
89, 138, 143, 153, 167
iĢletme · 8, 21, 33, 35, 39, 42, 44, 64, 65, 66, 70, M
78, 104, 114, 153, 162, 166
iĢsizlik · vi, 31, 73, 87, 89 maden · 8, 32, 33, 64, 115, 133
mekanizasyon · 20
mera · 40, 44, 52, 119, 127
J
mevduat · 53, 54, 55, 56
O Ş