You are on page 1of 3

TÜRK VETERİNER HEKİMLER BİRLİĞİ

İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanlığı

12.08.2010
Sayın Başbakan’a ve topluma açık mektubumuzdur
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Vet. Dr. M. Mehdi EKER
ve bu hükümetin hayvancılık politikaları başarısızdır
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Veteriner Dr. M. Mehdi EKER et fiyatını düşürmek için
Ramazan ayında iki ihale daha yapacaklarını açıkladı. Üretim desteği yapılması gerekirken, AKP
iktidarı döneminde popülist politik uygulama olan doğrudan destek ile yedi yılda ülke hayvancılığı
bitme noktasına gelmiştir. Bunun en açık göstergesi kasaplık hayvan ve kırmızı et ithalatının
başlamasıdır. Bakanlığın yanlış politikaları sonucu et fiyatlarının önlenemez yükselişi; Bakanın
çelişkili kararlar almasına da neden olmaktadır.
Et ithalatının Ramazan boyunca devam edeceği Sayın Bakan tarafından açıklanmıştır.
Hayvancılık sektörü ne yapacağını bilemez durumdadır. Bu yetmezmiş gibi arpa, buğday fiyatlarının
da son günlerdeki artışı ile yem girdilerinin zaten yüksek olan maliyeti daha da artmış ve artmaya
devam edecektir.
1 Ağustos 2010 tarih ve 27659 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile
Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin kullandırdığı tarımsal kredilerin uygulanmasında
önemli bir değişiklik yapılmıştır. Süt sığırcılığı, damızlık etçi sığır yetiştiriciliği, büyükbaş hayvan
yetiştiriciliği (sığır-manda), küçükbaş hayvan yetiştiriciliği (koyun-keçi) yatırımlarında ve büyükbaş
hayvan besiciliği işletme kredilerinde sıfır faizli kredi uygulamasına geçilmesi kararlaştırılmıştır.
Yıllardan beri uygulanmasında ısrar ettiğimiz bu destek önemli bir karardır. Ancak Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı yanlışta ısrarı sürdürmektedir.. Bununla da yetinmeyip çelişkili kararlarla ne yaptığını
bilmez bir anlayışla tarım politikasını yürütmeye çalışmaktadır. Bu kararın üzerinden daha bir hafta
bile geçmeden; iki ihale ile hayvan ithal edileceğini duyurmak, en hafif deyimi ile politikasızlığını
açıklamaktır. Tarımı, hayvancılığı bilmemektir. Hayvan üreticilerini bitirmek ülkeyi tamamen dışa
bağımlı bir hale getirmektir.
Hayvancılığa yatırım yapacaklara “siz yatırım yapın devlet olarak ben size sıfır faizle kredi
vereyim” diyeceksiniz, bu kararınızın daha mürekkebi kurumadan Et-Balık kurumu aracılığı ile sıfır
gümrük vergisi ile ithalat yapacağınızı açıklayacaksınız. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir tarım
politikası, hayvancılık politikası vardır. İş bu kadarla da kalmamıştır. İthal edilecek besi hayvanları
250 ile 2 bin baş kapasiteli işletmelere verilecek. İhaleler de 25 bin tonluk partiler halinde yapılacaktır.
Bu arada bir diğer yanlış politika özel sektörün de canlı hayvan ithalatı yapması için gümrük vergisi
sorunun çözülmeye çalışılmasıdır. Yukarıda belirttiğimiz gibi Et ve Balık Kurumu sıfır gümrükle
ithalat yaparken besicilik yapan özel sektör firmaları yüksek gümrük vergisi ile ithalat
yapabileceklerdi. Ancak et ithalatçıları bu konuda Sayın bakan ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile
görüşmeler yapmaktadır. Et ve Balık Kurumu’ndan sonra özel sektöre de sıfır gümrükle ithalat
izni verilirse, sıfır faizli kredinin de, yatırımın da, üretimin de hiçbir anlamı kalmayacağını
Sayın Bakan M. Mehdi EKER göremiyorsa hükümet yetkilileri, ekonomiden sorumlu olan
bakanlar, başbakan da mı? Göremiyor. Ülke hayvancılığı ithalatla yerle bir edilecek. Başlangıçta et
fiyatı bir miktar düşse de, yerli üretim bitince ülkemiz artık çok pahalıya ithal et tüketen ülke
konumuna getirilecektir. Bu alanda milyonlarca kişi işsiz kalacak (ilaç, aşı, biyolojik madde, yem, et-
süt sektörü vb),yeni yatırımlar olmayacağı gibi istihdam alanı da daralmış olacaktır. Et ithalatı ile bir
kısım zenginleşebilecek, yapay biçimde et fiyatları da düşecektir. Ancak Türkiye Et, Süt ve
ürünlerinde dışa bağımlı bir ülke olacaktır.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Vet. Dr. M. Mehdi EKER ve bu hükümetin hayvancılık
politikaları başarısızdır.
Nasıl bu duruma geldik;
Ülkemizdeki et üretimi, besi hayvancılığı; süt üretimi ile doğrudan bağlantılı olup, süt
sığırcılığında yaşanan darboğaz, et sektöründe negatif etkisini çok kısa sürede göstermiştir. 2007
yılında süt fiyatlarının düşmesi ile süt hayvanlarının kesime sevk edilmesine yol açmış TUİK
verilerine göre sağılan süt hayvanları sayısı, 2008 yılında 900.000, 2009 yılında ise 350.000 civarında
azalmıştır. Bir başka deyişle 2009 yılında sağılan, doğurma yeteneğine sahip hayvan sayısı; 2007
yılına göre bir milyon ikiyüzbin azalmıştır. Teorik olarak sağılan hayvanların her yıl doğurduğu,
doğan hayvanların yarısının dişi, yarısının erkek olduğu, dişi hayvanların damızlık, erkeklerin kasaplık
olarak yetiştirildiği varsayıldığında, sağılan hayvan sayısındaki düşüşün, yıllık olarak besiye
alınabilecek 500.000’den fazla hayvanın doğmaması anlamına geldiği ortaya çıkmaktadır. 2007 yılında
yaşanan süt alım fiyatlarının düşmesine bağlı olarak üreticinin süt veren ineğini kesime göndermesinin
sonucunda, 14 yıl sonra Türkiye kasaplık hayvan ithal etmek zorunda bırakılmıştır. Yukarıda
belirttiğimiz bu durum sığır besiciliğindeki gerçeklerdir.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Vet. Dr. M. Mehdi EKER ve bu hükümetin hayvancılık
politikaları başarısızdır.
Esas önemli olan TÜİK verilerine göre 1992 yılında sağılan yerli ırk koyun varlığı 22.731.840
iken, 2005 yılında 12.115.951’e, 2008 yılında 9.698.433’e ve 2009 yılında ise 9.224.076’ya
düşmüştür. 2005 yılından bugüne 3 milyon, 1992 yılından bugüne 11 milyon yerli ırk koyun azalırken
keçi varlığı da bu oranlarda düşmüş kültür koyun ırkında da artış olmamıştır. Dolayısıyla; hayvan
varlığı büyük ölçüde azalmıştır. Et ihtiyacının büyük bir bölümünü kapsayan koyun eti üretimi de bu
oranda azalmıştır.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Vet. Dr. M. Mehdi EKER ve bu hükümetin hayvancılık
politikaları başarısızdır.
Meraların ve kaba yem kaynaklarının yetersizliği, yem fiyatlarının pahalı olmasına, hayvan
yeminde dışa bağımlılığın sürmesine ve dolayısıyla hayvancılıktaki üretim maliyetlerinin yüksek
olmasına yol açmaktadır. Bütün bunların yanında, hayvan hastalıkları ile mücadeledeki yetersizlikler
ile ülkemizde halen et kalitesine yönelik bir derecelendirme sistemi uygulanmaması ve mezbahada
üretilen her karkasın aynı fiyat üzerinden işlem görmesi üretimin kalitesinin yükselmesini
engellemektedir.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Vet. Dr. M. Mehdi EKER ve bu hükümetin hayvancılık
politikaları başarısızdır.
Bir diğer önemli konu son yıllarda hayvan hastalıklarının artışıdır. TZOB’nin “2008 Türkiye
Kırmızı Et Sektörü Beklentiler Raporu”nda ve OIE (Dünya Salgın Hastalıklar Ofisi) raporlarına göre
2005 yılında 991 olan hayvan hastalıkları mihrak sayısı 2006 yılında 3130, 2007 yılında 2.476 ya
çıkmış, bu mihraklarda hastalığa yakalanan hayvan sayısı ise sırası ile 16.380’den 104.526’ya ve
46.626’ya yükselmiştir. Bu hastalıklardan ölen hayvan sayısı da 4 binden 11 binlere çıkmıştır. 2008 ve
2009 verileri Bakanlık ve OIE web sayfalarında bulunmadığından bu yıllarla ilgili değerlendirme
yapma şansımız bulunmamaktadır. Şap hastalığı ile mücadele için AB destekli üç yıllık 64 milyon
avroluk proje 2010 Kasım ayında bitecektir. Bugüne kadar 45 milyon Avroluk harcama yapılmıştır.
2006 yılında 1.557 olan şap hastalığı görülen mihrak sayısı, 2007 yılında 809’a, 2008 yılında 253’e,
2009 yılında ise 214’e indirilmiştir. Ancak, bu yılın ilk yarısında, Trakya hariç Türkiye genelinde,
Temmuz ayı itibariyle; 725 mihrakta şap hastalığı tespit edildiği bakanlıkça açıklanmıştır. Görüleceği
gibi sayın Bakanın görev yaptığı dönemde AB’nin kaynak desteğine rağmen Şap hastalığı başta olmak
üzere hayvan hastalığı görülen mihrak, hastalığa yakalanan ve ölen hayvan sayısı da yıllar itibarıyla
artış göstermiştir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi zoonoz hastalıklarda da artış olmuş WHO
raporlarına göre 2009 yılında KKKA hastalığından 63 insanımız hayatını kaybetmiştir.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Vet. Dr. M. Mehdi EKER ve bu hükümetin hayvancılık
politikaları başarısızdır.
Türkiye’de 2005 yılındaki kırmızı et üretimi; FAO (Dünya Gıda Örgütü) verilerine göre
640.258 ton, TÜİK(Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre ise 409.391 ton’dur. Aradaki fark 230
867 tondur. Ayrıca kırmızı et tüketimin 1.200 milyon ton olduğu bakanlık ve ilgili sektör tarafından
ifade edilmekte, yıllık kişi başı et tüketimi 5,5-7 kg dolaylarında olduğu bakanlıkça belirtilmektedir.
Bu önemli farklılıklar bakanlığın canlı hayvan kayıtlarını (Bakanlık sığırların %80’nini, koyunların da
%20 sini kayıt altına aldığını bildirmektedir), mezbahada kesilen hayvanların denetimsizliğini, kayıt
dışılığı ortaya çıkarmaktadır. Kaçak et ve kaçak hayvanın ülkeye girdiğinin açık bir göstergesidir. Bu
durum Bakanlık bünyesinde veteriner hekimlik teşkilatının yetersizliğinin bir sonucu olarak ortaya
çıkmaktadır. Bu istatistikî verilerdeki çarpıklık, başarısızlığın bir başka önemli göstergesidir.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Vet. Dr. M. Mehdi EKER ve bu hükümetin hayvancılık
politikaları başarısızdır.
Sayın Bakan; et spekülatörleri, yetiştiriciler gibi zincirde yer alan kesimleri suçlamak,
kayıt dışılığın varlığını öne sürerek, varlığı kendisi tarafından dile getirilen sorunları çözmek ile
yükümlüdür. Bu görev bakanlığınındır. Bugüne kadar bu sorunlar çözülemediği için
hayvancılık çökmüştür.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Vet. Dr. M. Mehdi EKER başarısızdır. Görevini
bırakmalıdır. Et gibi stratejik bir gıda maddesinde ülkemizi dışa bağımlı hale getirmiştir.
Ne yapmalı?
İleriye yönelik, doğru, en az 5 yıl değişmeden uygulanabilecek, hayvancılık politikaları ve
uygun programlar oluşturularak, bunların yürürlülüğünü sağlamak, atılacak en doğru adım olacaktır.
Bugün, yarın olmasa bile; ancak bu şekilde sektör ve fiyatlar standart hale getirilebilir ve ileriye
yönelik ülkemizde de et üretimi yeterli ve sağlıklı hale gelebilir. Besi danası ithali kısa süreli çözüm
olarak görülebilir, ancak geçtiğimiz birkaç ayda yaşanan tecrübeler besi danası ithalatının ülkemiz için
çözüm olamayacağının bir örneğinin yaşanmasını sağlamıştır. Yine de gelecek yıllar tekrar ithalat ile
yüz yüze gelmemek için üretim desteği, yani damızlık süt sığırı sayısının artırılması için gerekli
tedbirler alınmalı, gerekirse en ucuz maliyet ile damızlık hayvan ithal edilmeli ve üreticiye gerekli
destek her aşamada verilmelidir. Bu destekler ülkenin her yanına aynı şekilde verilmelidir.
Ülkemizde kırmızı et ihtiyacını karşılayacak potansiyel mevcuttur. Bu potansiyelin; akılcı,
bilimsel doğrulara uygun şekilde, dünyadaki örneklere uygun teşkilat yapısı ile harekete geçirilmesi
gerekmektedir. Devlet tarafından hayvansal üretime yönelik olarak uygulanan teşvik ve desteklerin
artırılması gerekmektedir. Hayvanların kayıt altına alınması, meraların ıslahı ve güvenlik sorunlarının
çözülmesi, hayvancılık işletmelerine ucuz yem temini için gerekli önlemlerin alınması, köyden kente
göçü önleyeceği gibi üretim maliyetlerinin, dolayısıyla kırmızı et fiyatlarının aşağıya çekilmesini
sağlayacaktır.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu ve İç Anadolu’da hayvancılık belirli bir süre devlet eli ile yani
Et-Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu ve Yem fabrikaları ek destekleri ile geliştirilmelidir. Ayrıca
koyunculuğa gelişmiş standartlardaki üretime dayalı destek görmelidir.
Eğer iddia edildiği gibi; alınan son karar ile Hükümet, “Ramazan’da Ucuz Et” vaadi ile
referandumu lehine çevirmenin hesaplarını yapıyorsa, bu siyasi karar, ancak, ülke hayvancılığının
sonunu hazırlayacaktır.
Veteriner hekimlik, hayvancılık, gıda ve toplum sağlığı ile ilgili bütün kurum ve sivil toplum
kuruluşlarını, ilgili sektörü bu yanlış politikalara dur demeye çağırdığımızı kamuoyunun bilgisine
sunuyoruz.
Saygılarımızla.
İSTANBUL VETERİNER HEKİMLER ODASI YÖNETİM KURULU
İletişim: 0212 251 60 65 0212 292 01 00 ist-vho@ist-vho.org.tr www.ist-vho.org.tr

You might also like