You are on page 1of 20

KORUYUCU TEKSTİLLER

Koruyucu tekstiller, kişiyi çevrenin ve ortamın olumsuz etkilerinden, bazı


durumlarda da temiz ortamı insanların etkilerinden koruyan tekstillerdir.
Dünyada yaşanan savaşların ve terör olaylarının artması, eko-sistemdeki
bozulmalar koruyucu tekstillerin öneminin her gecen gün daha da artmasına
neden olmaktadır.

1.GİRİŞ
Günümüzde pek çok insan yaralanma ye da hayati tehlikeye yol
açabilecek çeşitli riskleri içeren ortamlarda bulunmak zorundadır. Birçok
endüstriyel sektör ve hastaneler basta olmak üzere, insanların zarar görmeden
hayatta kalmasının risk altında olduğu daha pek çok alanda koruyucu giysi ve
ekipmanların kullanılması zorunludur.
Koruyucu tekstiller genel olarak insanları yaralanmalara hatta ölüme
sebep olabilecek
zararlı çevresel etkilere karsı korumak için kullanılan giysi, örtü ve teçhizatlardır.
Bununla beraber bazı durumlarda ise, hastanelerdeki ameliyat odaları ve yoğun
bakım ünitelerinde olduğu gibi, çevrenin insanın etkilerinden korunması da
gerekebilmektedir. Bu tur yerlerin korunması ortamda bulunan kişilerin temiz
oda giysileri kullanmasıyla sağlanmaktadır.
Koruyucu tekstiller özellikle; askeriye, güvenlik kuvvetleri, özel timler,
itfaiyeciler, kurtarma ekipleri, madenciler, yol yapım ve onarımında çalışanlar,
kimya sanayicinde çalışanlar, elektrik-elektronik sanayicinde çalışanlar, ağır
sanayi çalışanları, nükleer santrallerde bulunanlar, hastanelerdeki bazı birim
görevlileri vb. tarafından kullanılmaktadırlar.

2.KORUYUCU TEKSTİLLERİN GELİŞİMİ

Koruyucu tekstillerin tarihi ilk insanlara kadar dayanmaktadır. ilk


koruyucu tekstil malzemesi, savaşlarda askerlerin vücudunu korumak için
kullandıkları deriden, metallerden yapılmış zırhlardır.
Ateşli silahların kullanılmaya başlanmasından sonra da 19. y.y.’in sonuna
kadar askeri meydan savaşları yakın mesafelerde yapılmıştır. Dolayısıyla bu
donemde askeri üniformalar, hem alayların tespiti, hem de düşmanı korkutmak
için, parlak, parıltılı ve renkli olarak tasarlanmışlardır. Kullanılan malzemeler
yun, pamuk, ipek, keten, deri, domuz kılı; ayı, fok, kaplan, leopar kürkü; tavuk,
tavus kuşu, devekuşu gibi kuşların tüyleri gibi doğal kökenli malzemeler
olmuştur.
20. y.y.’da teknoloji ve bilimdeki ilerlemeler, silahların ve görsel izleme
donanımlarının da gelişmesine neden olmuştur. Askerleri ve cepheyi arka
planla karıştırarak saklamak önem kazanmıştır.
Teknolojik gelişmeler sonucu işyerlerinde ve sanayide olması gereken korunma
düzeyi de her gecen gün artmıştır. Elektronik aletlerin, elektriğin ve ısının insan
hayatı üzerinde oluşturduğu olumsuz etkinin artması, bu etkenlerin
zararlarından korunmak için fonksiyonel tekstiller geliştirilmesini de beraberinde
getirmiştir.
3. KORUYUCU TEKSTİLLERİN TÜKETİM MİKTARLARI

Koruyucu tekstiller, ağırlık olarak tüketim miktarı en az olan teknik tekstil


sınıflarından biridir. Ancak, değer olarak tüketim miktarları incelendiğinde, en
yüksek oranlardan birine sahip oldukları görülmektedir.
Dav id Rigby Associates’in projeksiyonlarına göre koruyucu tekstiller,
2005-2010 donemi için %4’luk tahmini büyüme oranı ile 5. sırada yer
almaktadır. Bu büyüme oranı ağırlık bazında olup, değer olarak aynı yıllar
arasında beklenen büyüme oranı, %6,4 ile tüm teknik tekstil sınıfları arasında 2.
sıradadır.

Sekil 1: Koruyucu tekstillerin yıllara göre tüketim miktarlarının değişimi (2005 ve


2010 yılları verileri tahminidir)

Gelişen teknoloji sayesinde, hem tekstil sanayicinde, hem de savunma


sanayisinde meydana gelen gelişmeler ile savaş ve terörist olay tehditlerinin
giderek artması sonucu koruyucu tekstillerin öneminde meydana gelen
artmanın, bunların tüketim miktarlarını da artırması beklenmektedir.

4. KORUYUCU TEKSTiLLERiN SINIFLANDIRILMASI


Koruyucu tekstillerin kullanım amacına göre sınıflandırılması su şekilde
yapılabilmektedir:
1. Balistik koruma
2. Mekanik etkilerden koruma
3. Isı ve alevden koruma
4. Nükleer, biyolojik, kimyasal ve radyoaktif zararlılardan koruma
5. Statik elektriklenmeden koruma
6. Elektromanyetik koruma
7. Kamuflaj
8. Cevre etkilerinden koruma
9. Uzay giysileri
10. Yüksek görünürlükte uyarıcı tekstiller
11. Temiz oda giysileri

Biz bu sınıflardan BALİSTİK KORUMA’ yı inceledik.

4.1 BALiSTiK KORUMA

Balistik koruma: El bombası, havan topu, top kovanları, mayınlar ve


patlayıcı malzemeler gibi parçalanan cisimlerin ve mermilerin vereceği hasara
karsı koruma sağlayan tekstil malzemelerini içermektedir. Savaşta,
yaralanmaların pek çoğu mermilerden değil, el bombası, havan topu, mayın ve
diğer patlayıcı malzemelerden kaynaklanmaktadır. Siviller ve polislerdeki
yaralanmaların ana sebebi ise mermilerdir. Mermilerin el silahlarından yakın
mesafeden ateşlenmiş düşük hızlı mermiler ve tüfek, otomatik silah… gibi uzun
mesafede kullanılan silahlardan fırlatılan yüksek hızlı mermiler olmak üzere iki
tipi bulunmaktadır.Öldürme riski olarak, mermilerin riski, bomba parçalarından
daha yüksektir. Yaralanmanın şiddetini, genel olarak merminin kinetik enerjisi,
sekli ve yapısı belirlemektedir. Bomba parçaları ise, kişilerin birden fazla
bölgesinde yaralanmaya sebep olmakta ve bu yaralanmaların şiddeti,
patlamanın kaynağı, şiddeti ve kişinin patlamadan uzaklığı… gibi faktörlere
bağlı olarak değişmektedir. Ayrıca bombaların, binaları çöktürmesi, uçakları
düşürmesi, gemileri batırması vb. gibi ikincil etkilerinden dolayı da yaralanma
veya ölümler meydana gelebilmektedir.
Balistik koruyucu bir giyside, birbiriyle çelişen iki koşulun aynı anda
sağlanabilmesi gerekmektedir. Bunlardan birincisi, genellikle hacmin ve kütlenin
büyük olmasıyla sağlanabilen balistik performans; ikincisi ise, giyen kişinin rahat
hareket edebilmesi acısından hafiflik ve giysi konforudur. Bu faktörler göz
önünde bulundurulduğunda, tekstil yapılarının, düşük ağırlığa sahip, esnek ve
konfor sağlayabilecek en uygun yapılar oldukları söylenebilmektedir. Kişinin
üzerine giydiği koruyucu giysi katmanlarının sayısı arttıkça, korunma sansı da
artmaktadır; ancak bu durumda tekstil malzemesinin ağırlığı ve hacmi de
artmaktadır ki, bu istenmeyen bir durumdur. Aktif bir bireyin balistik korunması
için tüm bu faktörlerin dengeli bir şekilde sağlanması gerekmektedir. Bu
nedenle de vücutta en az yer kaplayan ve en hafif bir balistik koruyucunun
ağırlığı 2,5-3,5 kg.ın altına düşmemektedir.
Eğer buna bir de yüksek hızlı mermilere karsı koruma sağlayan dijit
plakalar eklenir ve vücutta kaplanan alan arttırılırsa, ağırlık 13-15 kg.a
ulaşabilmektedir ki, bu rakamlara miğfer, siperlik ve bacak koruyucu kısımlar
dahil değildirler.
Tekstilden yapılmış kursun geçirmez çelik yelekler, düşük hızdaki
mermilere ve küçük parçacıklara karsı koruma sağlayabilmekte, ancak özellikle
5,56 mm, 7,62 mm ve 12,7 mm kalibrelik yüksek hız mermileri gibi diğer
tehlikelere karsı koruma gerçekleştirememektedir. Tekstilden yapılmış çelik
yelekler, savaş baslıkları ve mermi kovanlarının patlaması sonucu yüksek hızda
fırlatılan küçük ve keskin parçacıklara karsı da etkili değildirler. Bu tur yüksek
hızlı cisimler için tekstil malzemelerinden ziyade, metaller, kompozitler ve
seramikler gibi malzemeler kullanılmakta ve bu malzemeler kalp gibi hayati
organların üzerine yerleştirilmektedirler.

4.1.1 Balistik Korumanın Mekanizması

Balistik darbe mekaniği, 2. Dünya Savası’ndan beri geniş araştırmalara


konu olmuştur. Kursun geçirmez giysilerle balistik korumanın temel prensibi:
Birçok yüksek performanslı dokuma kumasın bir araya getirilmesiyle
oluşturulmuş yapıdaki bu giysilere çarpan parçacıkların enerjisinin, ipliklerin
koparılması ve esnetilmesi yoluyla dağıtılmasıdır. Bu yapının çok katmanlı
olmasının sebebi, kumaş katmanlarının her birinin giysiye çarpan parçacığın
enerjisinin azaltılmasında additif bir etki göstermesidir. Her kumaş katmanında
enerji, önce parçacığın temas ettiği lifler tarafından absorbe edilmekte, daha
sonra da kumaş dokusundaki diğer liflere yayılmaktadır. Bu enerji transferi, atkı
ve çözgü ipliklerinin kesiştiği noktalarda meydana gelmektedir. Bu sebeple,
kesişme noktalarını arttırabilmek için genel olarak bez ayağı yapıdaki
dokunmuş kumaşlar tercih edilmektedirler.

Şekil.2.. Yüksek hız fotograflama metoduyla balistik darbe anı(delinme


yok)

4.2. Balistik Tekstilde Kullanılan Lifler


Balistik tekstilde yaygın olarak kimyasal lifler kullanılmaktadır. Bunlar
poliaramidler ve yüksek mukavemetli polietilenlerdir. Aramid lifleri sürtünmeden
dolayı oluşan ısıya dayanıklıdır. Yüksek mukavemetli polietilen liflerinde ise
balistik darbeyle oluşan ısı, lif yüzeyinin sıcaklığını yükseltmekte ve kalıcı
deformasyon oluşmaktadır. Bunun yanında yüksek mukavemetli polietilen
liflerinin değişebileceği geneldede artabileceği ifade edilmektedir.
4.2.1 Aramid Lifleri
Aramidler aromatik poliamidlerdir. Bir amin ve bir karboksili grubunun
reaksiyonu sonucu elde edilir. Basit bir AB homopolimeri şöyle elde edilebilir.
6

nNH2 – Ar- COCl  - [ NH – Ar – CO ] n + nHCl


A B

Paraaramidler en basit formu p- fenilentereftalamiddir. Bunlar piyasada


Kevlar® ve Twaron® lifleri olarak bulunmaktadırlar.
Metaaramidler ise poli – m – fenile – nisoftalamid yapısındadır. Piyasada
Nomex® olarak bilinir.
Aramid Liflerinin Gelişimi:
Aramidler, naylon gibi alifatik poliamidlerden farklıdırlar, bu farklılık
yapıya direkt olarak bağlanmış aromatik halkalardan kaynaklanır. Aramid liflerin
yüksek performanslı lif olarak ilk üretimi 1972 yılında Du Pont tarafından,
kimyasal yapısı Poly ( P- Phenylon Teraftalamide, PPTA) olarak bilinen ve ticari
ismi Kevlar® olan liflerdir.
Günümüzde ticari olarak önemli başka aramid lifleri de vardır. Twaram,
Hollanda’da Akzo N.A tarafından üretilir ve kimyasal yapı olarak Kevlar’a çok
benzer. Technora, Japonya Teijin Ltd. tarafından üretilir. Bu lif Twaram ve
Kevlar liflerinden kimyasal olarak farklıdır ve iki aramidin kopolimeridir.

Aramid Liflerinin Özellikleri:


Aramid liflerinin kullanımındaki artışın en önemli nedenleri; iyi sıcaklık
stabilitesi (uzun süreli aynı çalışma sıcaklığı), kimyasallara karşı mukavemet ve
elastik modüllerini sayabiliriz. Uygulama alanları ve özelliklerine göre iki ana
gruba ayırabiliriz.

1- Oldukça iyi derecede direnç gösterebilen meta – tipi aramid lifleri; en


önemli başlangıç polymeri poly – m – fenilen taraftalomid. Doğal rengi
beyazdır.
2- Para – tip olarak adlandırılan yüksek mekanik ve termal stabiliteye
sahip aramid lifleri; en önemli başlangıç polimeri poly – p – fenilen
taraftalamid’dir. Doğal rengi sarıdır.
a) Mikroskobik Analiz
Boyutsal şekli; düz, pürüzsüz, gerilim altında şekil değiştirmeyen, buna
rağmen tipik bir yapıya sahiptir. Kesit şekli; meta – tip dikdörtgen şeklinde
olup para – tip ise yuvarlak bir şekle sahiptir.
b) Karakteristik Mikroskobik Reaksiyonları:
Para- yapılı lifler soğuk sülfürik asit konsantrasyonunda hiç çözünmezler
veya çok az çözünürler. Fakat çözelti biraz sıcak olduğu zaman çözülme
hızlanır. Çözülebilir gruplar aramid liflerinin sülfürik asit konsantrasyonuna
batırılmasından sonra mikroskop altında tayin edilir. P – liflerinde
boylamasına çatlakların olduğu büyük bir şişkinlik görülür. Erime prosesi
yavaşça devam eder, fakat ısısı arttıkça proseste hızlanır.
c) Teknolojik Değerleri :
Kullanılabilir ticari p – aramid liflerinin yüksek tenasite ( MT) ve yüksek
modüllü ( MM) olanlarının ikinci jenerasyonunu 1988’de Du Pont
geliştirmiştir. Bu yeni geliştirilen lifleri şu anda kullanılan yüksek modüllü
tiplerden ( ticari isimleri Kevlar, Twaran) ayıran fark onların “ yüksek
modüllüler” adı ile anılmasıdır.
Filament inceliği; 1,67 dtex ( p – lifler için)
1,6 – 12 dtex ( m – lifler için)
Filament çapı: 12 mm
d) Mekanik Özellikleri:
Görsel kırılma mukavemeti, ıslak; 75 – 80 % ( m – aramid lifi)
99,6 % ( p – aramid lifi)
Kırılmada görsel uzama, ıslak: 6 – 80 ( m – aramid lifi)
Çapraz kırılma açısı ( bükümdeki kırılma) : 52o
e) Fiziksel Özellikler;
p - lif
m-lif N MM Copolym
Fiziksel parametreler
Özgül ağırlık (g/cm3) 1,33 1,44 1,44 1,39
Özgül ısı (l/gk) 1,2 1,4 1,4 -
Termal iletkenlik (w/mk) 0,13 0,05 0,05 -
Termal genleşme kats (10-5/k) - -3,5 -3,5 -
Ayrışma sıcaklığı(oC) 370 500 500 -
Camlaşma sıcaklığı(oC) 280-290 300 300 -
Nem (20oC %65 nh.’de %) - 7 3,5 3
Yanabilirlik ( LOI Index) 20-27 29 29 25
Sıcak havada çkm ( 195oC’de 15 0,5 0,1 0,1 -
dk. %)
Sıcak buharda çekme ( suda 1,5 0,1 0,1 -
95oC’de %)
Su tutma değeri (%) 12-17 7 7 2

Şekil.3.Aramid Lifinin Fiziksel Özellikleri


Statik yükleme altında PPTA’nın uzunluktaki artışı, diğer viskoelastik sentetik
liflerle karşılaştırıldığında çok küçüktür. Test sonuçları göstermiştir ki kısa
zamanda kırılma yükünün %55’ten aşağısı 10 yıllık bir periyotta aramid de
hiçbir zaman hata oluşturmamıştır.

Lif Çeşidi Yoğunluk, (g/cm3) %Kopma Uzaması Modül, Gpa Dayanım


Kevlar 29 1.43 3.6 70 20-23
Kevlar 49 1.45 2.8 135 20-26
Kevlar
119 1.44 4.4 55 N/a
Kevlar
129 1.45 3.3 99 N/a
Kevlar
149 1.47 1.5 143 18
Nomex 1.38 22 17 5.8

Şekil.4.Ticari Aramid Liflerinin Özellikleri

f) Kimyasal Davranışı:
Yanma testi; aramidler erimezler ama ateşte yanarak kömür haline
gelirler. Aramidler ateşten uzaklaştırıldıklarında kendi kendilerini
söndürürler. Arkasından hiçbir parlaklık kalmaz.
Kimyasallara karşı koyma; aramidler organik çözücülere direnirler. Sıcak
asit konsantrasonları ve alkali, örneğin %60 sülfürik asit ve %50 sodyum
hidroksit solisyonu life zarar verir.
Güçlü inorganik asitler, konsantrasyonlarda kırılma mukavemetinin
azalması %35’tir. Reaksiyon zamanı 10 saatin üzerindedir ve ısı 60oC’nin
altındadır.
Organik asitler; benzosülfürik aside karşı artan diren. (%100, 93oC, 10 h.)
Güçlü alkaliler, sodyum hidroksit %40’ın altında iken kırılma mukavemeti
ısıtma ile (60oC) veya uzun reaksiyon zamanı ile ( 100 saat) azaltılır.
Ağartıcı etkiler, ısıtıldığında orta etkili (sodyumklorit, 60oC)
Organik kimyasallar; kırılma mukavemeti üzerinde çok hafif etkili olurlar
veya hiç olmazlar.
g) Diğer Özellikleri:
Parlaklık; Aramidler diğer organik lifler gibi ultraviyole ışını tarafından
deprode edilirler. Direk güneş ışığına maruz bırakıldığında meta liflerinin
kırılma mukavemeti kuvveti 40 ile 60 hafta sonra yaklaşık %50 azalır.

P – lifleri 16 hafta sonra gerilme kuvvetlerinin %65-80’ini kaybederler. 30


hafta sonra kuvvet yaklaşık olarak %30 azaltılmış olur.
Termal stabilite; Aramid lifleri 160oC’de oda sıcaklığında ölçülmüş özelliklerin
büyük bir bölümünü muhafaza eder. M – liflerinin mukavemetinde 220oC’ nin
üzerindeki sıcak hava temasından ( 1000 saat) sonra fark edilebilir bir azalma
olur. Daha büyük termal stabiliteye sahip olan P – lifleri 200-300oC arasında
kuvvet kaybetmeye başlar. Düşük ısılarda aramid lifleri kırılabilirliğe hiçbir eğilim
göstermezler ve 70oC’nin altında özelliklerini muhafaza ederler.
Toksikolojik davranışlar; 400oC ye kadar olan ısılarda hemen hemen
800oC’de %1 HCN, %1300 ve %150 CO2 lifin ağırlığına bağlı olarak ölçülebilir.

Kopma Gerilimi (ST) 3620 MPa C.V. = 5%


Modül (ET) 131000 MPa C.V. = 5%
Kopma uzaması %2,75
Yoğunluk 1,44 g/cm3
Nem İçeriği %3,5
Nem Alma Oranı %0,3 /saat
Boyanabilirlik Boyanamaz
Dekompozisyon Sıcaklığı 500oC
Çekme %4x10-4 / oC

Şekil.5. Mekanik, Kimyasal ve Termal Özellikler

4.2.1.1 Kevlar ® Lifleri


Kevlar, DuPont’ta 1965 yılında Stephanie Kwolek ve Herbert
Blades adlı bilim adamları tarafından geliştirilen ve yüksek performanslı
koruyucu giysilerin yapımında kullanılan bir para-aramid lifidir. Hafif,
ancak dayanıklı kumaşlar üretilmesine olanak tanımaktadır. Kevlar lifleri
yukarıda bahsedildiği gibi, kuru jet-yaş lif çekim yöntemine göre elde
edilmektedir.

Şekil 6. Kevlar 49’un moleküler yapısı (www.dpp-europe.com)

Kevlar 49 lifin önemli özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz.


- Yüksek mukavemet,
- Yüksek ilk esneklik modülü,
- Düşük kopma uzaması,
- Yanma direnci, kendi kendine sönebilme, erime,
- Düşük duman neşretme,
- Düşük termal çekme,
- Düşük sıcaklıklarda özelliklerini muhafaza edebilme,
- Mükemmel boyutsal stabilite,
- İyi termal direnç,
- İyi kimyasal direnç,
- Çok düşük elektrik iletkenliği ve düşük dielektrik sabiti,

- Tekstil proseslerine uygunluk,


- Elektron radyasyonuna iyi direnç,
- Yorulmaya karşı mükemmel direnç,
- Bükümlü iplik halinde iyi paketlenme özelliği.
Şekil.7. Kevlar Lifleri (www.dpp-europe.com)

Kevlar’ın çubuk benzeri rijit yapısı, camlaşma sıcaklığının yüksek


olmasını ve düşük çözünürlüğe ait bir özelliğe sahip olmasını sağlar. Bu durum
konvensiyonel eğirme teknikleri ile eğirilmeyi zorlaştıran bir etkendir. Bu
yüzdendir ki bu liflerin eğirilmesinde, daha çok özel bir yöntem olan kuru – jet –
ıslak eğirme tercih edilir.

Şekil .8. Kevların oluşum reaksiyonu (http://en.wikipedia.org/wiki/Kevlar)

Son üründe, aromatik halkalı; yapı molekül zincirlerine, alifatik yapıdaki


hidrokarbonlardan daha rijit bir yapı kazandırır. Lif boyunca kuvvetli kovalent
bğlar, kesit boyunca ise zayıf hidrojen ve Wander Wals bağları etkili olmaktadır.
Bu da Kevlar 49’a anizotropik bir yapı kazandırmış olur.
Sadece bazı şartlar altında arzu ettiğimiz anizotropik yapıyı elde
edebiliriz. Likit kristal çözeltisinde, polimer çözeltisi ve viskozite arasında kural
dışı bir durum mevcuttur. Başlangıçta her hangi bir polimer gibi konsantrasyon
artışıyla viskozite artmaktadır. Fakat anizotropik kristal şeklinin gözükmeye
başladığı kritik bir noktada viskozitenin pik şeklinde sivri bir grafik çizdiği
görülür. Likit kristal bölgeleri çözelti viskozitesine iştirak etmeyen ve disperse
olmuş parçacıklar gibi davranır. Öte yandan likit kristal için, molekül ağırlığının
belli bir değerin üzerinde ve çözelti konsantrasyonunun kritik değeri aşmış
olması gerekir. Likit kristalin eğirilmeye başlanmasıyla zaten çok düzenli, uzun
polimer zincirleri içeren çözelti, tamamen oryante sağlamak için, sülfürik asit
banyosundan geçirilir. Daha sonra çekim işlemi ile moleküllerin lif boyunca
düzenlenmesi temin edilir. Ve böylelikle mekanik özelliği iyileştirilmiş olur.
Böylece yüksek oranda oryante olmuş, uzun zincirli form halinde lif şekline
dönüşür. Konvensiyonel eğirme tekniklerinden daha zor şartlarda çalışmak
zorunluluğu vardır. Bu lifin morfolojisi ve mekanik özellikleri çekim şartlarına
büyük ölçüde bağlıdır.
Lif çekiminde, yüksek sıcaklıklarda, kısa zaman periyotlarında yapılan ısıl
işlemlerin lif özelliklerini arttırdığı bulunmuştur. Young modülü ve çekme
mukavemeti ısıl işlemlerle arttırılmıştır. Kevlar liflerinin ticari olarak 3 tipi vardır;
Kevlar 29, Kevlar 49, Kevlar 149. Kevlar 49, Kevlar 29 liflerinden ısıl işlemle
üretilmiştir. Kevlar 149 en yüksek Young modülüne sahip aramid lifleridir ( 165
Gpa).
Lifin yapısının gevrek olması nedeniyle, mukavemet değerlerinde çok
değişkenlik gözlenmesi beklenmektedir. Aramid lifleri yüksek mukavemet ve
kimyasal, termal stabiliteleriyle tanınırlar.

Şekil.9. Kevlar lifinin enine kesit görünümü (www.kevlar.com)

4.2.1.2 Twaron® Lifleri


Twaron, Teijin firmasının piyasaya sürdüğü aramid lifidir. Para-aramid
yapısındaki polimerlerden oluşan Twaron® lifleride, yüksek enerji
absorblayabilmesi nedeniyle balistik koruma ürünlerinde kullanılmaktadır ve şu
anda para – aramid lifleri içerisinde Kevlar®’dan sonra en büyük pazar payına
sahip olan liftir.Şekilde Twaron® filamentleri görülmektedir.
Şekil.10. Twaron® lifleri

Twaron® liflerinin piyasada, 1100 dtex inceliğinde Twaron standart,


daha yüksek dayanımlı Twaron CT ve 930 dtex inceliğindeki Twaron CT
Microfilament olmak üzere, üç çeşidi bulunmaktadır.
Bu liflere ait V50 ölçüm değerleri, Şekil 10’da verilmektedir. Twaron CT
mikrofilamentlerinden yapılan iplikte, standart Twaron’la üretilen aynı ağırlıkta
bir ipliğe göre %50 daha fazla para-aramid lifi olduğu belirtilmektedir.
Standart kumaşla kıyaslandığında, aynı enerji absorblama seviyesine sahip
Twaron CT Microfilament 541 daha hafiftir. Bu nedenle Twaron CT
Microfilament liflerinin giyilebilirlik ve giyim konforu değerlerinin daha iyi olduğu
ifade edilmektedir.(http://www.twaron.co m/pdf/fillament.pdf)

4.2.1.3 Technora® Lifleri


Technora lifi bir paraaramid lif olmakla birlikte Teijin tarafından
geliştirilmiştir. 1987’den beri ticari bakımdan uygun olarak kullanılmaktadır.
Ateşe ve kimyasallara karşı dayanıklı bir liftir. Technora kopolimerlerden
oluşmaktadır ve PPTA ( poly-paraphenylene terephthalamide)’dan değişik bir
ürün olarak üretilmiştir.
Karakteristik özellikleri;
- Yüksek gerilme gücü iyidir ( aynı ağrılıktaki PES, nylon ve cam
lifinden 3 kat daha iyidir).
- Yorma mukavemeti iyidir.
- Boyutsal mukavemeti iyidir.
- Sıcaklık mukavemeti; 200oC’ye kadar uzun süre kullanılabilir.
- Kimyasallara karşı mukavemeti iyidir.

Şekil .11. Technora® polimerlerinin kimyasal yapısı

Technora®’ nın avantaji hidrolize dayanıklı olmasıdır. Technora’nın yapısında


bulunan eter bağları, lifin diğer aramid liflerine göre daha esnek olmasını
sağlamaktadır. (www.teijin-aramid.com)

4.2.2 Yüksek Performanslı Polietilen Lifleri


1970’li yılların sonuna doğru DSM araştırma merkezlerinde Smith ve
Lemstra esnek moleküller kullanarak yüksek performanslı lifi tamamen başka bir
yöntemle üretmeyi başarmışlardır. Bu yöntemle yüksek oranda seyreltilmiş çok
yüksek molekül ağırlığına sahip ( UHMW-PE) içinde uzun ancak karışık halde
bulunmayan moleküllerin yer aldığı polietilen çözeltisini kullanmışlardır.Yüksek
molekül ağırlıklı polietilen liflerinin eriyikten lif çekim yöntemine göre elde
edilmesi mümkün değildir, çünkü eriyik viskozitesi oldukça yüksek olmaktadır.
Bu nedenle çözeltiden lif çekimi yapılmaktadır. Polimer uygun bir çözgende
çözüldükten sonra düzeden geçirilmektedir. Ç özgen içerisinde
makromoleküller birbirlerinden ayrılmakta (yumaklaşma olmamakta) ve
düzeden geçirildikten sonra da bu formlarını muhafaza etmektedirler.
Düşük yumaklaşma nedeniyle, yüksek derecede germe uygulanabilmektedir.
Bu esnada yüksek derecede oryantasyon nedeniyle, yüksek dayanıma
sahip ve yüksek modüllü liflerin elde edilmesi sağlanmaktadır.

Piyasada bulunan HPPE lifleri: Dyneema® ve Spectra® lifleridir.


Her ikisi de yüksek mukavemet, ve düşük öz kütleye sahip yüksek
modüllü liflerdir. HPPE liflerinin öz kütlesi 1000 kg/m3’ün altındadır ve
dolayısıyla bu lifler suda yüzmektedirler. (Hongu, Philips ve Tagikami 2000)

4.2.2.1 Dyneema® Lifleri

Dyneema® lifleri HPPE lifleridir. Bu lifeler DSM firması tarafından


üretmektedir.
Dyneema Liflerinin Özelllikleri:
- Erime noktası 144 – 152oC
- Aramid liflerinden %40 daha yüksek mukavemete sahiptir.
- Mukavemeti iyi kalite bir çelikten 10 kat daha fazladır.
- Mukavemet ve modüllü sıcaklık artışı ile azalmakta, sıfır derecenin
altındaki sıcaklıklarda artmaktadır.
- Yoğunluğu 1’in altındadır, suda yüzebilir.
- Kopma uzunluğu yüksektir.
Dyneema’nın üretimi çok az enerji gerektirmektedir, üretim sırasında zararlı
kimyasallar kullanılmaz, üretim kolaylıkla tekrarlanabilir. Sonuç olarak üretim ve
işlemden doğan çevre kirliliği en düşük düzeydedir. Bu özellik yüksek dayanım ile
bir araya gelince Dyneema’nın en güçlü sentetik lif olmasını sağlar. Bu lifler de
daha çok balistik amaçlı kullanılmaktadır.
Dyneema® liflerinin çeşitli kulanım alanları için farklı tipleri mevcuttur.
bunlardan en yüksek dayanıma sahip olan tip Dyneema SK76’dır. Tablo 3’de
farklı tipteki Dyneema® liflerinin özellikleri görülmektedir.
(http://www.ssgloves.com/khtml/techinfo-no04.html)

Dyneema Dyneema Dyneema Dyneema


SK60 SK65 SK75 SK76
Öz kütle (g/cm3) 0,97 0,97 0,97 0,97
Özgül dayanım (N/tex) 2,8 3,1 3,5 3,7
Özgül dayanım (g/den) 32 35 40 42
Kopma mukavemeti (GPa) 2,7 3,0 3,4 3,6
Modül (GPa) 89 95 107 116
Kopma uzaması (% ) 3,5 3,6 3,8 3,8

Şekil.12 . Dyneema® tiplerinin özellikleri


4.2.2.2 Spectra® Lifleri
Spectra lifi Allied Signal tarafından geliştirilen PE esaslı bir başka lif
grubudur. Spectra Shield, Spectra liflerinden yapılan bir dokusuz yüzeydir,
balistik zırh yapımında kullanılmaktadır. Spectra, esnek bir termoplastik
reçinede destekleyici lif olarak kullanılmaktadır. İki tabaka arasına belli açılarda
(0-90) yerleştirilen lifler, ısı ve basınç etkisiyle bir kompozit yapı içerisinde
eritilmektedir.
Düşük yoğunluklu polietilen film ile laminasyonlanan materyal daha
sonra kesilir ve balistik kumaş yapımında kullanılır. Spectra, yüksek hızdaki
cisimlere karşı iyi bir koruma sağlamaktadır. Esnek kompozitlerden yapılan
yelekler dokuma kumaşlardan çok daha fazla avantaj sağladıkları için daha
yaygın kullanılmaktadırlar. Bunlardan yapılan kumaşların balistik performansı
oldukça iyidir. Merminin durdurulması yanında vücut üzerinde oluşabilecek
travma etkisini de en aza indirilebilir. Bir balistik yelek aynı zamanda araç
kazalarına ve çeşitli çarpmalar sonucu yaralanmalara karşı da bir ölçüde
koruma sağlayabilir.

4.2.4.PBO Lifleri
PBO ( poli-p-fenilenbenzobisoksazol), 4,6-diamino-1,3-
benzendioldihidroklorür (DABDO) ile tereftalik asidin (TA), polifosforik asit
içerisinde (PPA) polikondenzasyonu sonucu elde edilmektedir. PBO’nun
polikondenzasyon reaksiyonu Şekil 11’de görülmektedir.
Oldukça rijit olan polimerler yüksek sıcaklıklara dayanıklıdırlar ve
birkaç çözgen sistemi haricinde çözünmemektedirler. Bu nedenle PBO
liflerinin üretimi için, geleneksel eriyikten ya da çözeltiden lif çekimi
yöntemleri uygulanamamaktadır. Bu lifler PPA içerisinde çözülerek, para-
aramid liflerinde olduğu gibi, sıvı kristalin fazında, sıcaklık ve basınç altında
kuru jet-yaş lif çekimi yöntemine göre üretilmektedir. Düzeden geçtikten
sonra bir hava pasajından geçen çözelti, genellikle oda sıcaklığındaki
sudan oluşan koagülasyon banyosuna girmektedir. Ardından yıkama,
kurutma ve ısıl işlemle proses tamamlanmaktadır. Isıl işlem 500-700 oC
civarında, azot ortamında birkaç saniye ile birkaç dakika arasında değişen
sürelerde yapılmaktadır. Isıl işlem esnasında lifler gerdirildiğinden, tam
kristalizasyon bu aşamada sağlanmaktadır.
Şekil 13. PBO Polikondenzasyon reaksiyonu

PBO lifleri diğer yüksek performanslı liflerle kıyaslandığında,


mükemmel mekaniksel özellikler göstermektedir. Oldukça yüksek yanma
dayanımı ve yüksek termal stabiliteye sahiptir.
Aramid liflerinde olduğu gibi, PBO lifleri de yüksek enerji absorbsiyonu ve
fibriler morfoloji sayesinde darbe etkisinin hızlı bir şekilde yayılmasını
sağladığından, balistik koruyucu giysilerde kullanılmaktadır.

4.2.4.1 Zylon® Lifleri


P-aramid liflerinden kuvvet ve modül olarak iki kat daha güçlü yeni nesil
süper liflerdendir. Zylon’un bozunma sıcaklığı p-aramid liflerinden 100oC daha
yüksektir.
İki çeşidi vardır: AS ( as spun) ve HM ( yüksek modüllü). HM, AS’den
modül, nem kazanımı vs. bakımından farklıdır.
Tabloda bu karşılaştırmalar yapılmaktadır.

Zylon® AS Zylon® HM
Lif incelikleri 1,7 1,7
Yoğunluk (g/cm3) 1.54 1.56
Gerilme gücü (cN/dtex) 37 37
(GPa) 5.8 5.8
2
(kg/mm ) 590 590
Gerilme modülü (cN/dtex) 1150 1720
(GPa) 180 270
(kg/mm2) 18000 28000
Kopma uzaması(%) 3.5 2.5
Nem dönüşümü (%) 2.0 0.6
Dekompozisyon sıcaklığı(oC) 650 650
LOI 68 68
Termal genleşme katsayısı - -6x106

Şekil.14. Zylon AS ve Zylon HM’nin özelliklerinin karşılaştırılması

Zylon lifleri yüksek performans liflerinin içinde en yüksek gerilme kuvveti


ve modülüne sahiptir. Zylon büküm verilmeden kullanılır. Doğru gerilme
kuvvetini ölçmek için büküm uygulanması gerekir.
Büküm faktörü = 0.124 x ( tur sayısı) x (dtex)0.5
Zylon p-aramid liflerine göre mükemmel bir akma direnci gösterir. Zylon
HM için belli bir ağırlık uygulanarak elastik uzama ve plastik uzama ölçülmüştür.
100 saat %50 kopma kuvveti uygulandıktan sonra plastik uzama görülür.
Akma parametresi p-aramid ile karşılaştırılmıştır. Zylon p-aramidin yarısı kadar
bira akma parametresine sahiptir. Akma uzaması her lif için kopma ağırlığının
%50’sinin altında bir ağırlıkta ölçülmüştür.
(www.toyobo.co.jp/e/seihin/kc/pbo/technical.pdf)

4.2.5 PIPD Lifleri (M5)


M5 lifleri Akzo Nobel tarafından geliştirilmiş yüksek performanslı bir liftir
ve şu anda Magellan Systems International tarafından üretilmiştir ( Cunniff
1999). M5 lifleri katı çubuk polimer şeklinde basit bir hal almıştır ve bu polimerin
yapısı şekilde gösterilmektedir.

Şekil 15. M5 polimerinin tekrar ünitesi ve kristal yapısı

M5 liflerinin kristal yapısı bütün diğer yüksek performanslı liflerden


farklıdır. Esas ana zincirlerinde kovalent bağ içerir, fakat bu boyutunda hidrojen
bağı yer alır (Klop and Lammers, 1998).

M5 (1999-2000)M5 (Nisan 2002)M5 (Hedeflenen)


Dayanım, GPa 4 5,3 9,5
Kopma uzaması, % 1,2 1,5 >2
Modül, GPa 330 350 >400
Higroskopik nem, % 2,0 2,0 2,0
Sıcaklık dayanımı, oC 530 530 530

Şekil.16. M5 liflerinin özellikleri

4.2.6 Örümcek İpeği Lifleri


Modül 10-50 GPa, kopma uzama %10-30, gerilme kuvveti 1,1-1,4 GPa.
Örümcek ipeği tamamen proteinden oluşmuştur. Üretimi doğal sıcaklık ve
basınçta su bazlı çözeltiyle sağlanmaktadır. Diğer petrol esaslı yüksek
performans liflerinin üretiminde tehlikeli kimyasallar kullanılmaktadır.
Günümüz teknolojisi ile örümceklerin nasıl ipek ürettiklerini ve bunu
neden yaptıklarını biliyoruz. Yakın zamanda endüstriyel kullanım için
üretilebilecektir. Kullanılabileceği alanlar; medikal alanda ameliyat malzemesi
(insan tendonları), yumuşak vücut zırhı, halat, hava geçirmeyen kontakt lensler,
paraşütler yapımında kullanabilirler.

Şekil 17. Örümcek ipeği

Genelde glisin, alanin aminoasitleri uzun tekrar eden zincirler


oluşturarak, ipeğin hammaddesi olan filamentleri oluşturur. Örümcek ipeği
hızla giden bir kurşunu durdurabilecek kadar güçlü ve oldukça elastik bir
liftir. Ayrıca doğal bir polimer olması nedeniyle çevre dostu bir liftir. Örümcek
ipeğinin yüksek dayanımı nedeniyle bu lifin balistik ürünlerde kullanımı
uygundur. Ancak yüksek esnekliği balistik kullanımda bir dezavantaj
oluşturmaktadır. Örümcek ipeğinin balistik koruma ürünlerinde kullanımıyla
ilgili araştırmalar devam etmektedir. Örümcek liflerinin bir çok çeşidi
bulunmaktadır. Her bir örümcek türü farklı içerikte örümcek lifi üretmektedirler.
Yapay Örümcek İpeği: Geçmişte insanlar çok sayıda örümcek ile
örümcek ipeği üretmişlerse de, bu pek de kazançlı olmamıştır. Kanadalı
Nexia

Biotechnologies şirketi, örümcek ipeği genini keçilerin salgı


bezlerine yerleştirerek, bu liflerin keçiler yoluyla üretilmesi üzerinde
çalışmalar yapmıştır. Keçiden elde edilen sütteki ipek proteini sütten ayrılarak
bundan lif çekilmiştir. Bu yolla üretilen lifin gerçeğe oldukça benzer olduğu
görülmüştür. Diğer denemeler ise, bu genlerin bakteri ve mayalara
aktarımı ile gerçekleştirilmiştir. Bunlardan elde edilen proteini uygun bir
çözgende çözdükten sonra lif çekiminin gerçekleştirilebildiği ifade edilmektedir.
Yapay örümcek ipeği liflerinin yapay tendon ve bağların üretiminde,
ameliyat ipliklerinde, kurşun geçirmez yelekler gibi bir çok alanda kullanım
alanı bulacağı düşünülmektedir.
4.3. Balistik Korumada Kullanılan Tekstil Malzemeleri
Günümüzde balistik koruyucular: Üniforma altına ye da üstüne giyilebilen
yelek ve zırhlar, yağmurluklar, rüzgarlıklar ve evrak çantaları gibi birçok farklı şekilde
kullanılabilmektedirler. Bir balistik koruyucu giysiyi tasarlarken dikkat edilmesi
gereken en önemli tasarım parametreleri: Balistik koruyucu malzemenin secimi,
gereken koruma derecesi (parçacık tipi, kalibresi, darbe hızı), bitmiş giysinin ağırlığı,
kişinin konforu ve hareket serbestliğidir. Sivil hayatta balistik giysilerin çoğu gömleğin
altına giyilmekte iken, askeri kullanıcıların çoğu için bu durumun tersi geçerli
olmaktadır. Sunu da belirtmek gerekmektedir ki, belirli bir darbe hızında bir parçacığa
karsı koruma sağlayan bir zırh, darbe hızı arttırıldığında aynı parçacık için koruyucu
etkisini yitirebilmektedir.
Balistik koruma, atılmış olan mermi ye da keskin parçacıkları mümkün
olduğunca kısa mesafede yakalamayı hedeflemektedir. Bu da, çok yüksek
mukavemet ve düşük elastikiyete sahip olan yüksek modüllü tekstil liflerinin
kullanılmasını gerektirmektedir. Düşük elastikiyet, parçanın darbe anında kumaşta
girinti yapmasını ve buna bağlı olarak yaralanmaları engellemektedir. Mümkün olan
en düşük bükümde üretilmiş kesiksiz multifilament iplikler, iyi sonuçlar
sağlamaktadırlar.
Alifatik poliamid 6,6 (balistik naylon) lifleri, yüksek modüllü ve kristalleşme
dereceleri yüksek, uzama yetenekleri ise düşük olduğundan, geçmiş yıllarda özellikle
nispeten düşük hızlı silahlardan koruma amaçlı kursun geçirmez yeleklerde ve
miğferlerde sıklıkla tercih edilmişlerdir. Ancak, yüksek mukavemet ve modüle sahip
liflerle çok katlı olarak üretilmiş olan bu yeleklerin dezavantajı, ağırlıklarının fazla
olmasıdır. Ayrıca bu yelekler ıslandıklarında mukavemetleri düşmekte ve su buharı
geçirgenlikleri azalarak yeleğin içindeki ısı artmaktadır. Balistik koruyucuların
ıslandıklarında da performanslarını korumaları istenmektedir.
Daha hızlı ve tehlikeli silahlara karsı korunma gerekliliği, yüksek performanslı liflerin
ve esnek kompozitlerin gelişimini sağlamıştır. Günümüzde balistik koruma için en
fazla kullanılan lifler: Aram id (KevlarR, TechnoraR, TwaronR) lifleri, ulara yüksek
molekül ağırlıklı polietilen (UHMWPE) (SpectraR, DyneemaR, TekmilonR) lifleri ve
sıvı kristal polimeri esaslı (VectranR) liflerdir. Para-aram id lifleri, yüksek mukavemet
ve yüksek enerji absorbsiyonu gibi özellikleri kombine ettiklerinden, özellikle kusun
geçirmez yeleklerde ve miğferlerde çok kullanılmaktadırlar. Bu lifler, yeleğin ağırlık ve
hacmini azaltırken, balistik performansını arttırmaktadırlar. Sonuç olarak, aram id
liflerinden yapılan yelek ve miğferler günümüzde çelik miğferlerin ve poliamidden
yapılmış yeleklerin yerini almaktadırlar.
Ulara yüksek molekül ağırlıklı polietilen lifleri: Düşük yoğunluk, iyi aşınma direnci ve
kimyasallara karsı yüksek dayanım… gibi özellikleri sayesinde bu alanda tercih
edilmektedirler. Miğfer olarak kullanılacak olan kompozit malzemelerin yapımında bu
lifler kullanıldığında, birim alan ağırlığı bakımından balistik poliaside nazaran %45’lik
azalma sağlanabileceği görülmüştür. Bilindiği gibi malzeme ne kadar hafif olursa,
kişinin hareket kabiliyeti de o kadar artmaktadır. Mukavemette düşüşe yol açmadığı
surece kişinin hareket kabiliyetinin artması ise balistik performansı arttırmaktadır. Bu
nedenle, bu liflerin yüksek mukavemetleri ve olağanüstü mukavemet/ağırlık oranları,
bunları balistik tekstiller için son derece uygun lifler yapmaktadır. SpectraRShield, iki
kat lif tabakasının polimerim reçineyle emdirilmesiyle oluşan nonwoven esaslı bir
kompozit zırh yapısıdır. İstenen sayıda SpectraRShield katmanı bir arada
preslenerek, farklı balistik uygulamalar için gerekli kalınlık ve ağırlıkta zırhlar elde
edilebilmektedir. Bu malzeme, esnek, ince ve hafif zırhların elde edilebilmesine de
olanak vermektedir.
Sıvı kristal polimeri esaslı lifler de: Yüksek mukavemet, sertlik, düşük nem
absorbsiyonu, düşük genleşme ve kimyasallara karsı yüksek dayanım… gibi
özellikleri sayesinde balistik koruma ürünlerinin yapımında tercih edilen lifler arasında
yer almaktadırlar.
Balistik koruma sistemlerinde, hibrid yapıların kullanımı da her gün biraz daha
artmaktadır. Aram id kumaşlar ile bir metrikse emdirilmiş ulara yüksek molekül
ağırlıklı polietilen nonwoven kompozitlerin kombine edilmesiyle elde edilmiş olan
yapılar, kumaşların sağladığı esneklik ve konfor özellikleriyle, nonwoven kompozit
materyallerin yüksek performans özelliklerini bünyesinde birleştirmektedir.
Balistik uygulamalar için nonwoven keçeler de mevcut olmakla birlikte, en çok
hacimli ve gevsek dokunmuş bez ayağı konstruksiyonlar kullanılmaktadır. Bu amaçla
kullanılmış ilk malzemelerden biri dokunmuş ipek malzemelerdir. Ayrıca örümcek
ipeğiyle yapılmış çalışmalar da bulunmaktadır. Kursun geçirmez yeleklerde esnek
kompozitlerin kullanımı, bunların dokuma kumaşlara göre sahip oldukları esneklik,
hafiflik, daha iyi balistik performans… gibi ustun özellikler sebebiyle, her gecen gün
biraz daha artmaktadır.

Kumaşların gevsek dokunması, giysi kısımları için uygun olan hafif ve esnek bir
yapının oluşturulmasını sağlamaktadır. Ancak bu durumda merminin iplikler
arasından gedmesi olasılığı ortaya çıkmaktadır. Balistik koruma yapıları genellikle 5–
20 kat kumaştan imal edildiklerinde iyi bir performans göstermektedirler. Kursun
geçirmez yeleklerde her kat birbirinden bağımsız hareket edebilmelidir. Bu katmanlar
çizgi ye da kare seklindeki kapitonelerle birbirlerine tutturularak esneklik ve kişinin
vücut hareketlerine uyum sağlanmaktadır. Balistik kumaşlar nem ve güneş ışığı (UV)
etkilerinin balistik performansı düşürmemeleri için, hafif, sıkı ve su geçirmez bir
kaplama içine alınmalıdırlar.
Balistik yelek ve miğfer sistemleri, vücuttaki hayati kısımları korumak için bir arada
çalışmalıdırlar. Balistik yelekler, 13 kat KevlarR ile bir kat balistik poliamidden
üretilmiş kumasın kombine edilmesiyle üretilebilmektedirler. Günümüzde balistik
koruyucu miğferlerde kompozit yapıların kullanımı, bayan ve erkekler için farklı
ölçülerde miğfer yapılabilmesine olanak sağlamıştır. Miğferlerde kullanılacak bir
balistik koruyucu kompozit, 19 kat KevlarRın, polivinilbutiral ve fenol formaldehit
reçineleriyle basınçlı kalıplama tekniğine göre muamelesiyle elde edilebilmektedir. Bu
tip miğferler, 1970’lerin sonlarından itibaren çelik miğferlerin yerini almaya
başlamışlardır.
Tüm vücut ve kafanın korunması için en son tasarlanmış olan giysi sistemi EOD
(Explosive Ordnance Diskosal Clothing) olarak adlandırılmaktadır. EOD giysisi 16 kat
KevlarR’dan üretilmektedir. Giysinin farklı ağırlıkta ve beden ölçüsünde olan türleri
mevcuttur. Ceket giyen kişiye komple koruma sağlarken, pantolon önde koruma
sağlamaktadır. EOD miğferi, 12 veya daha fazla kat KevlarR’dan oluşmaktadır.

4.3.1. Balistik Tekstil Malzemelerine Uygulanan Testler


Balistik malzemeler, standart ağırlık ve boyuttaki mermilerle farklı atış menzillerinde
denenmektedirler. Testlerde, kalite kontrol olcusu olarak V50 kullanılabilmektedir.
V50, penetrasyon olasılığının 0,5 olduğu, yani atılan mermilerden %50 sinin balistik
malzemeye girdiğini ve %50 sinin ise girmediği mermi hızı (m/s) olarak ifade
edilebilmektedir. Atış denemeleriyle, her bir balistik malzeme ve her bir mermi için
V50 değeri elde edilmektedir.
Bir diğer olcum parametresi de VC ye da V0 olarak ifade edilen “kritik hız”dır. Kritik
hız, delip gedmenin olmadığı en yüksek hız değerini göstermektedir. Balistik
malzemelerin amacı insan vücudunun hasar görmesini önlemek olduğu için, bu
önemli bir parametredir.
Şekil.18.Balistik darbe yüzünden liflerde meydana gelen yer değişiklikleri dışarı çıkan
lifler

Şekil.19. Balistik darbe sonucu HMPE liflerinde meydana gelen erime


Şekil.20. Balistik darbe altında M5 liflerinin kopuşu

Şekil.21. Balistik darbenin kumaşta yol açtığı hasar

You might also like