Professional Documents
Culture Documents
ABSOLUTE TOTAL LOSS Mutlak tam ziya.Geminin tamamen zayi olması,tamirinin hiç söz konusu olmaması
ABSOLUTE ZERO Mutlak sıfır.Sağlanması olanağı bulunan en düşük sıcaklık.-273,16 C
Enine istif.Varil,kağıt rulosu gibi yüklerin eksenlerinin kemerelere paralel olacak
ABURTON biçimde istiflenmesi.
ABYSS Deniz uçurumu
A/C Account current-Cari hesap kısa yazılışı
a/c Account-Hesabına kısa yazılışı
Acc Accepted,Acceptance-Kabul edilmiş,kabullenme kısa yazılışı
A.&C.P. ( A.C.P.) Anchors and chains proved-Demirler ve zincirler bakıldı kısa yazılışı
A CAST Kazazede olmuş tekne
ACCEPTANCE Poliçeyi kabul etmek,imzalamak
ACCEPTANCE TEST Tesellüm ( teslim almak ) deneyi
ACCES HOLE Gemi inşa halinde iken inşaatı kolaylaştırmak için bırakılan açıklık.Giriş,çıkış menfezi.
ACCIDENT,TO MEET Kazaya uğramak
ACCOMODATE Barındırmak.
ACCOUNT Hesap
ACCOUNTANT Muhasebeci
ACLINIC LINE Mıknatısi ekvator.
ACLOUD Bulutlu.
A COCKBILL Demirleneceği zaman demirin loçadan çıkarılıp deniz seviyesine kadar salya edilmesi
ACRONICAL Güneşin batışında doğan,doğuşunda batan göksel cisim.
ACT Kanun,yasa.
ACTINOMETER Radyasyon şiddetini ölçmek için kullanılan alet
ACT OF GOD Allahtan gelen,fors majör,elde olmayan,mücbir sebep
ACTUAL TOTAL LOSS Hakiki tam ziya.Anılan hususun fiilen,gerçekten harap olması
a/d After date-anlaşılan tarihten sonra kısa yazılışı
Page 1
A
Meteorolojide geniş bir alana ve uzaklara devir yoluyla ısı taşıma şekli.Yatay hava
ADVECTION hareketi.Herhangi bir meteorolojik elemanın (hava,nem,sıcaklık) yatay olarak iletimi.
ADVECTION FOG Soğuk hava üzerinde hareket eden sıcak ve rutubetli havanın oluşturduğu sis
ADVENTURE Risk,tehlike.Sigortanın karşıladığı tehlike.
ADVICE NOTE Yükün yüklendiğini bildiren not
AERIAL Anten ( radar veya telsiz )
AEROGRAPH Aerograf.Basınç,sıcaklık ve nemi kaydeden alet
A.F. Advance Freight kısa yazılışı
AFFIDAVIT Yeminli beyan,ifade,takrir
AFFIRMATIVE Olumlu anlamda kullanılan C işaret sancağı.Evet.
AFFREIGHMENT Bir gemiyi taşıma için kiralamak.Navlun anlaşması
AFLOAT Yüzer halde,alargada.
AFLOAT ALWAYS Daima yüzer hakde.
AFLOAT,COME Oturduktan sonra yüzmek,yüzdürülmek
AFORE Önde,başta
AFT (AFTER) Geminin kıçı,kıç tarafı.
AFT,ALL Makine,köprüüstü gibi yerleri kıçda olan gemi tipi.
AFT DRAUGHT FIGURES Kıç kana rakamları.
AFTER BODY Geminin orta,en geniş kesiti gerisinde kalan kıç kısmı.Kıç payı.
AFTER CASTLE Kıç kasara.
AFTER DECK Gemi ortasından geriye doğru olan güverte.Kıç güverte.
AFTER FLAG STAFF Kıç gönder
AFTER FRAMES Gemi ortasından kıça doğru olan postalar.
AFTER MAST İki direkte grandi,üç direkte mizana direği
AFTER MAST HEAD LIGHT Grandi silyon feneri
AFTERMOST En kıç
Page 2
A
Gemi kıç üstünden dümen iğneciklerini takiben indirilen dikey hattın omurgayı
AFTER PERPENDICULAR kesmesi.Kıç dikme.
AFTER RAKE Kıç bodoslama.
AFTER SUMMER Pastırma yazı.
AFTER SWIM Geminin su içindeki kıç parçası,gemi battıkça büyür.
AGAINST THE SUN Saat yelkovanının aksine hareket.
a.g.b. Any good brand-herhangi iyi bir marka kısa yazılışı
1)Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi.
AGE 2)Yeni ve dolunay zamanı ile takip eden springtide yüksek su zamanı arasındaki fark.
AGENT DISTRICT Bölge acentesi.
AGENT FORWARDING Başkaları nam ve hesabına yük toplayan ve yükleyen kişi veya şirket.Transitör.
AGE OF DIURNAL INEQUALITY Ay'ın transiti ile,kabarma alçalmada,en çok meyil etkisi arasındaki fasıla.
Ay'ın en çok yükselim (meyil) zamanı ile takipeden günlük canlı yüksek su zamanı
AGE OF DIURNAL TIDE arasındaki fasıla.
AGE OF MOON En çok 29 1/2 gün olan değer.
Ay'ın yörüngesinde dünyaya en yakın noktası anı ile kabarma alçalmada palaktik etki
AGE OF PARALLAX INEQUALITY arasındaki fark.
Syzgy ile spring kabarma alçalmaları arasındaki fasıla.Diğer bir deyimle Ay'ın transit
AGE OF TIDE zamanı ile kabarmanın oluşu arasındaki fark,gecikme.
Beton kason yaparken kullanılan kum veya çakıl karışımı.Denizde beton,1 kısım
AGGREGATE çimento altı kısım kum çakıl olarak kullanılır.
AGGREGATE B/L FREIGHT Konişmento koşullarına göre ödenen navlun.
AGONIC LINE Doğal sapmasız noktaların birleştirilmesinden oluşan çizgi.
AGREED VALUE CLAUSE Taşınan beher parça için taşıyıcının sorumluluğunu sınırlayan bir konişmento koşulu
AGREEMENT Gemi kaptanı ile tayfa arasında yapılan anlaşma.
AGROUND Karaya oturmuş.
Agt Agent veya Against kısa yazılışı
a.h. After Hatch-kıç ambar ağzı kısa yazılışı
AHEAD Geminin baş tarafında,pruvasında
AHEAD REACH Tam yol ileriden makineyi geri yol yaparak,tam durmaya kadar geçen zaman
Seyir tecrübelerinde gemi tam yol ileri giderken dümenin değişik durumlarda test
AHEAD STEERING TEST edilmesi
AIR BLAST Hava püskürtme.
AIR COCK Hava musluğu,hava valfı.
AIR,COMPRESSED Basınçlı,sıkıştırılmış hava.
AIR FREIGHT Uçak ile sevk
AIR FUNNEL Ambarlara temiz hava göndermek için yapılan baca.Hava manikası.
AIR LIFT Helikopterle denizden insan kurtarma.
Hava kütlesi.Yatay olarak uzanan homojen bir yığın.Basınç,sıcaklık ve nemi ile
AIR MASS çevresindeki havadan farklı cephe.
AIR PIPE Tanklara konulan hava kaçırma (firar) borusu
AIR PIPE LINE İlk hareket havası tüplerini makine silindirlerine bağlıyan boru devresi
AIR PORT Lumbuz
AIR PORT COVER Lumbuz kör kapağı
AIR,PURE Berrak hava
AIR PURIFIER Hava temizleyicisi,hava süzgeci,hava filtresi.
AIR RESCUE Havadan helikopterle yapılan kurtarma.
Üzerinde yol varken teknenin su üstü kısmının havaya karşı olan direnci.Buna wind
AIR RESISTANCE resistance da denir.
AIR SCOOPS Manika,havalandırıcı
AIR SUCTION VALVE Hava giriş valfı.
AIR,TO BEAT THE Akıntıya kürek çekmek.
Page 3
A
AIR VALVE Hava valfı.Dizel motorlarda silindire basınçlı havayı veren ve ilk hareketi sağlayan valf.
AIR VENT Hava kaçırma borusu.
AIR VENTILATOR Hava manikası.Havalandırıcı.
A-LEE Rüzgaraltı
ALGAE Deniz yosunu.
ALIGNMENT 1)Transite almak. 2)Layne almak.Bir şaftın bir eksene göre düzgün biçime getirilmesi.
ALIST Bir yana yatmış durumda olan gemi
ALLEYWAY Yaşam mahallindeki dar koridor
ALL ABOARD Herkes gemiye kumandası
ALL HANDS Bütün tayfa
ALL HANDS TO MUSTER Herkes güverteye,role talimine kumandası.
ALLISION Duran bir tekneye diğerinin çarpması
Deniz poliçelerinde bu deyim,belirtilmiş muhataralara benzeyen bütün muhataraları
ALL OTHER PERILS ifade eder.
ALLOTMENT NOTE Gemiadamının ücretinin başkasına ödenmesi için verdiği belge.Mutemed kağıdı
ALLOWANCE Pay
ALL PURPOSES Hem yükleme hem de boşaltma için toplam zaman
Bütün rizikolar,tehlikeler.Hariç tutulanlar dışında bütün nedenlerden doğacak kayıplara
ALL RISKS karşı sigorta şekli.
ALL'S WELL Allah selamet versin.Bono vardiya
ALL TIME SAVED BOTH ENDS Yükleme ve boşaltmada kazanılan dispeç zamanı için kullanılan deyim
Tüm taşıma kapasitesini belirtmek üzere navlun sözleşmelerinde kullanılan
ALL TOLD deyim,bütün dedveyt
ALONG SHORE Kıyı boyunca.
ALONGSIDE,COME Aborda olmak
ALONGSIDE DATE Yükleyecek geminin hazır olacağı tarih.
ALONGSIDE,TO BE Aborda olmak.
ALOW Aşağıda
ALTAR Havuzda payandaların vurulduğu üst basamak
ALT-AZIMUTH Yükseklik ve semt ile (güney açısı) göksel cisimden mevki bulma yöntemi
Page 4
A
AMMUNITION Cepane.
AMORTIZATION Aşınma payı.Amortisman.
AMOUNT MADE GOOD Müşterek avaryada tazmin edilen miktar.Buna General Average Allowance da denir.
AMPHIBIA Hem denizde hem karada yaşayan hayvanlar.
AMPHIBIOUS Hem karada hem denizde kullanılan.
AMPHIDROMIC POINT Cotidal Lines ların kesiştiği yerler olup buralarda Range of Tide yoktur.
1)Genlik. 2)Değişen yıldızlarda,en fazla parlaklık ile en sönük durum arasındaki fark.
3)Sia.Bir gök cisminin merkezi tam ufuk üzerinde bulunduğu sırada,doğuşta yada
batışta,gök cisminin merkezi ile,doğu (090) yada batı (270) noktası arasında kalan
AMPLITUDE ufuk
yayına (kerteriz farkına) o cismin siası denir.
Ortalama kabarma alçalma seviyesi ile yüksek veya alçak su seviyeleri arasındaki
AMPLITUDE OF TIDE fark.
ANABATIC Isınan havanın yukarı doğru hareketi.
ANCHOR,ADMIRALTY Çipolu demir.
Deniz sigorta poliçelerine konulan bu koşul ile sigortacılar gemi yüzer haalde iken
hava nedeni ile kopan ve giden demir ve zincirin bulunması için gerekli olan
ANCHOR AND CHAIN CLAUSE masraflardan sorumlu olmayacakları ifade edilir.
ANCHOR APEAK Demir apiko
ANCHOR ATRIP Demir salpa
ANCHOR BILL Demirin gagası
ANCHOR,BOWER Göz demiri
ANCHOR BOW STOPPER Demir zinciri bosası
ANCHOR,CAST Demir atmak,demirlemek,fundo etmek.
ANCHOR CROWN Demir memesi
Demirin yeterli kalomaya sahip olamaması veya deniz dibinin özelliği nedeniyle dipte
ANCHOR DREDGING taraması
ANCHORED Demirde,demirli.
ANCHOR FLUKE Demir tırnağı
Çift demirin birbirine dolaşması,çapariz alması veya demirin dipte bir şeye
ANCHOR FOUL takılması.Demir voltalı.
ANCHOR GEAR Demir,zincir,ırgat,loça,zincirlik vb. toplamı.
ANCHOR HOLD Demir tutuyor,taramıyor
ANCHOR,KEDGE Tonoz demiri
ANCHOR OFF GROUND Demir salpa,dipten koptu
ANCHOR PALM Demir tırnağı
ANCHOR PEA OR BILL Demir gagası.
ANCHOR PEAK Demir tırnak ucu.
ANCHOR RING Demir anelesi
ANCHOR'S AWEIGH Demir salpa,demir koptu
ANCHOR SHANK Demir bedeni
ANCHOR'S IN SIGHT Demirin vira edilirken görünmesi
ANCHOR,STOCKED Çipolu demir,Admiraltı demir.
ANCHOR,STOCKLESS Çiposuz demir.Alafranga demir.
ANCHOR,STREAM Tonoz demiri.
ANCHOR,TO COME TO Demirlemek,demir yerine gelmek.
ANCHOR,TO DRAG THE Demirin taraması
ANCHOR,TO LET THE Demiri fundo etmek,demirlemek.
ANCHOR,TO LIE AT Demirde yatmak
ANCHOR,TO STOW Demiri bosalamak
ANCHOR WEIGH Demirin kalkması,dipten kesilmesi.
Sigorta poliçesinde kullanılan bu deyim ile ''poliçe müddeti içinde geminin tam ziya
AND ARRIVAL olmaması şartı'' ifade edilir.'return clause' için gerekli olan bir koşuldur.
ANEMOGRAM Kaydeden,rüzgar ölçer.
ANENOMETER Rüzgarın kuvvet ve hızını ölçen alet
Page 5
A
ANNUAL CONSTITUENT (OF TIDE) Güneşin dünyaya olan uzaklığı sonucu kabarma alçalmada olan değişiklik.
ANNUAL INEQUALITY Mevsimlik ve periyodik olan kabarma alçalma değişimi.
Yıllık ıraklık açısı.Bir gök cisminden,bir yıldızdan bakıldığında yer ile güneş
ANNUAL PARALLAX doğrultuları arasında kalan açının saniye biriminde değeri.Yıllık paralaks.
ANOMALISTIC Düzgün olmayan.
Ayrıksı ay.27,25964 gün.Ay'ın yörüngesindeki,yerberi noktasından ard arda iki geçiş
ANOMALISTIC MONTH arasındaki zaman farkı.
Ayrıksı yıl.Yerin kendi yörüngesindeki günberi noktasından ard arda iki geçişi
ANOMALISTIC YEAR arasındaki zaman farkı.365 gün 6 saat 13 dakika 53 saniye.
ANSAE Saturn gezegeninin etrafındaki halka.
ANSWER (The helm) Dümene bakmak,dümen dinlemek.
ANTARCTIC 66 derece 33 dakika güney enleminin güneyinde kalan dünya parçası.
ANTARCTIC CIRCLE 66 33 S enleminden geçen paralel dairesi.
ANTECIANS Ekvator,eşlek hattının her iki tarafında aynı enlem ve boylamda yaşıyan insanlar.
ANTEDATE İmza gününden evvelki gün.Yürürlük kazanması için belgeye buna göre tarih atmak.
ANTE MERIDIEM Öğleden evvel.Kısaca AM.
ANTENNA BALOON Uçurtma anten.
ANTENNA KITE Uçurtma anten.
ANTENNA RESISTANCE Anten verim kaybı.
Güneş aldatması.Gerçek güneşin karşıt yönünde görülen yalancı güneş.Güneş
ANTHELION ışınlarının buz kristallerinde kırılmasıyla oluştuğu sanılmaktadır.
ANTICORROSIVE Paslanmaz,paslanarak aşınmaz,paslanmayı önleyen
ANTICORROSIVE PAINT Birinci kat karina boyası
ANTICYCLOLYSIS Bir antisiklonun zayıflaması,kaybolması.
ANTI CYCLONE Yüksek basınç alanı.
ANTI CYCLONE REGIONS 30 derece kuzey ve 30 derece güney enlemler arasında kalan bölge.
ANTIFOULING PAINT Zehirli 2.kat karina boyası
Page 6
A
APPARENT MIDNIGHT Gerçek güneşin,180 derece olan karşı meridyenden geçiş anı,zahiri gece yarısı.
APPARENT MOTION Dünyadan gök cisminin görünen hareketi.
APPARENT NOON Gerçek öğle.Bir yerde gerçek güneş merkezinin meridyenden geçtiği an.
Gerçek yıldız zamanı.Gözlenen ilkbahar noktasına ilişkin günlük devinmeye göre
APPARENT SIDERAL TIME belirlenmiş zaman.
APPARENT SOLAR DAY Gerçek güneş zamanı.Gerçek güneşe göre belirlenen zaman.
APPARENT SOLAR TIME Gerçek güneş zamanı.Gerçek güneş merkezinin devimine göre belirlenen zaman.
APPARENT SUN Gözlemciye dünyadan görünen güneş.
Görünen rüzgar.Gerçek rüzgarla gemi hareketinden doğan rüzgarın bileşkesi olan ve
APPARENT WIND gemideki gözlemcinin gözleyebildiği rüzgar.
Teknenin düzgün olan su altı formundan taşan yalpa omurgası,dümen gibi parçaların
APPENDAGE genel adı.
APPRAISAL Zarar keşfi,bedel tayini.
APPRAISER Sörveyör.Hasarın nedenini,değerini anlayıp değerlendirmekte uzman kişi.
APPRENTICE Miço,stajyer,namzet.
Limana düzenli olarak gemileri gelip giden bir işletmeye sürekli kullanması için
APPROPRIATED BERTH ayrılmış rıhtım.
Artan yük.Tüm boşaltılan bir parti yükden artan (gemide kalan) ve eksik çıkan bir
APPROPRIATED GOODS başka yük partisinin gönderilenine,eksikliğin giderilmesi için verilen yük.
APRON Dok ağzı kapağının oturduğu eşik.
APSE Uydunun etrafında döndüğüne en fazlaa yaklaştığı yada uzaklaştığı yörünge noktası.
APSIDAL Apse yada apsis ile ilgili.
APSIS Uydunun etrafında döndüğüne en fazlaa yaklaştığı yada uzaklaştığı yörünge noktası.
AQUATIC Suda yaşayan.
AQUA VITAE Sert içki,ispirto,brandi.Norveçlilerin geleneksel içkisi.
A/R All risks - kısası.
ARBITRATION Tahkim,hakem karşısında duruşma.
ARBITRATION,APPEAL Temyiz tahkimi.
Page 7
A
Müşterek avarya halinde yük ve gemi ilgilileri tarafından dispeçin nasıl yapılacağı
ARBITRATION BOND hususunda varılan anlaşma.Tahkim koşulu.
ARISINGS Tamir veya yenileme yapıldığında geriye kalan eski ve hasarlı materyal,malzeme.
ARM Köşebent kenarları.
ARM OF ANCHOR Gemi demirinin memesinden tırnağına kadar olan kısmı,kolu.
ARMOUR Zırh
ARMOURED WINDOW Kırılmaz lumbuz (camı).
ARRACK Şeker yada pirinçten elde edilen bir içkidir.
ARREST Borçlarından ötürü geminin alıkonulması,tevkif.
Varmış gemi deyimi ile,yükleme boşaltma yerinde,her bakımdan hazır ve hazırlık
ARRIVED SHIP mektubunu vermiş olduğu ifade edilir.
ARSENAL Tersane,gemi yapım yada tamir yeri.
1)Denizde çatışmayı önleme tüzüğü. 2)Kaptanla tayfa arasında yapılan anlaşmanın
ARTICLES kısa deyimi.
ARTICLES OF AGREEMENT Tayfa ile kaptan arasında yapılan anlaşma koşulları,maddelari.
ARTIFICIAL HORIZON Yükseklik almak için kullanılan (civa gibi) yapay gözerimi,ufuk.
A/S Alongside kısa yazılışı.
ASBESTOS Beyaz ve gri renkli lifler halinde bir maden olup yanmazdır.Amyant.
ASBESTOS CEMENT (POWDER) Portland çimentosu ile karıştırılmış aspestos,çok tozludur.
ASCIANS Dönenceler arasında yaşayan insanlar.
Limanda alışılmış olduğu üzere yükleme boşaltma yapılacağı anlamına kullanılan bir
AS CUSTOMARY (PORT) deyim.
AS FAST AS SHE CAN Seferde,yükleme boşaltmada geminin muktedir olduğu süratle
ASH Kül
ASH BREEZE Rüzgarsız
ASHORE,DRIVEN Karaya gitmiş,sahile vurmuş.
ASHORE,STEM ON Baştan kara etmek.
ASHORE,TO GO Karaya çıkmak,oturmak.
ASHORE,TO RUN Karaya gitmek,oturmak.
AS IS WHERE IS Olduğu yerde,olduğu hali ile,olduğu gibi
ASPIRATOR Havalandırıcı,vantilatör.Emici fan.
ASSEMBLY Montaj
ASSESSOR Danışman.Eksper.
ASSIGNED RISK(S) Özel rizikolar.Yasalar ve benzeri nedenlerle sigortalanması olanaksız riskler.
ASSIGNMENT Sigorta poliçesinin cirosu.
ASSIGNMENT CLAUSE Ciro etme hakkını veren kloz.
Page 8
A
Page 9
A
AVERAGE LAYDAYS,RIGHT TO Yükleme ve boşaltma zamanı ortalamasını almaya hak sahibi olmak.
AVERAGE LOSS Avarya kaybı.
Avarya bildirisi.Her çıkarın değeri nisbetinde müşterek avaryaya katılma payı
AVERAGE STATEMENT gösterilir.
1)Semt aynasının aynı olup merkez yerine çevreden pusula üzerine konulur. 2)Göksel
yada yerel bir cismi dik olarak kesen daire.Zenit ve Nadir den geçen büyük daire,semt
AZIMUTH CIRCLE dairesi.
Kaptan Weir tarafından yapılan bu diyagrama meyil,enlem ve görünen güneş zamanı
AZIMUTH DIAGRAM ile girilince güney açısı,semt bulunur.
Yüksekliği alınan gök cisminin semtini almak için kullanılan ve pusula üzerine konulan
AZIMUTH MIRROR prizma ve aynalardan oluşan semt aynası.
AZIMUTH SIGHT VANE Hedefe
Page 10
B
Üstündeki zincir dahil,demir bedeninden kaldırıldığı zaman tam dengeli bir şekilde
BALANCING BAND durmasını sağlayan demir bedenindeki çelik kelepçe ve kilidi,fişka anelesi.
BALE 1)Balya. 2)Yelkenbezi,buranda bezi,kendir kumaş,çuval gibi yük ambalajları.
BALE BAND Balya çemberi.
BALE CAPACITY Bale Space
Bir geminin balya,çuval olarak alabileceği yük kapasitesi (hacmi).Bu kapasite ambarın
ambar döşemesinden,kemerenin alt kenarına ve karşılıklı postaların iç kenarları
BALE SPACE arasındaki mesafe çarpımı ile bulunur.Dökme kapasiteden yaklaşık olarak %9 azdır.
BALLASTING Safra almak.
BALL BEARING Rulman.
BALTIMORE BERTH GRAIN CHARTER Bu tip taşıma anlaşması,ABD ve Kanada dan yapılacak tahıl yüklemesi için
PARTY (FORM C) kullanılmaktadır.
BALTWOOD Baltık limanlarından yüklenen kereste yükü için tip navlun anlaşması.
BAMBOO REEDS Bambu kamışı.
BANK Sığlık,topuk,kıyı kenar. / Banka
BANK RATE Banka rayici
BANKRUPYCY İflas
BANK,TO Yana yatma
BANNER Bayrak
Şimdi, disiplinin gevşemesi ve hakların verilmesi anlamına kullanılıyorsa da eskiden
BANYAN DAY etin çıkmadığı günlere denirdi.
1)Bir limanın ağzında kısmen dalgakıran gibi görülen sığlık.Esen rüzgarlar üstünde
karışık,çatlak denizler meydana getirir. 2)45 derece kuzey enleminde,0 derece C
BAR sıcaklıkta 29,53 pus veya 750,076 mm. civaya eşit olan 1 bar.
3)Çubuk,puntel,lama,parmaklık,profil.
BARBED WIRE Dikenli tel.
BARBELLE Balığın sakalı.
BAR DRAUGHT Bir sığlığı geçebilmek için gerekli olan enaz su çekimi.
BAR,FLAT Düz demir,lama,çubuk
Page 11
B
BARGAIN Pazarlık
BARGE Barç.
BARNACLE Midye gibi gemi dibine,karinasına yapışan bir çeşit kabuklu deniz hayvanları
BARNACLE PAINT Antifouling boyalarının ilki.zehirli boya
BAROGRAPH Kendi kendine kayıt yapan barometre.Civalı veya aneroid olabilir.
BAROMETER,ANEROID Madeni barometre.
BAROMETER IS STEADY Barometre değişmiyor.
BAROMETER,MERCURIAL Civalı barometre.
BAROMETRIC GRADIENT Basınçların düşme nispetlerini gösteren bir deyim.
Barometre basıncının değiştiği yön ve değeri.Hava gözlemlerinde bu değerler büyük
BAROMETRIC TENDENCY önem taşır.
BAROTHERMOGRAPH Hem sıcaklık hem de basınçla grafikal kayıt yapan alet.Termometreli,yazıcı barometre.
BAR PORT Sular kabardığı zaman girilen liman.Derinliği sınırlı liman.
Baratarya.Gemi sahibinin bilgisi olmadan kaaptan yada tayfa tarafından
BARRATRY gemiye,eşyaya,yüke bilerek yapılan zarar,ziyan.
BARREL Varil.
BARREL OF CAPSTAN Dik ırgat bedeni,kütüğü,tamburu.
BASE 1)Bir boyanın ana maddesi. 2)Üs.
1)Havuzlama,tamir,yükleme,boşaltma işlerinin yapılabilmesi için yapılmış havuz.
BASIN 2)Denizin kayalar arasına giren kısmı.
BATHMETRIC Okyanus iskandiline ait.
BATHMETRY Derin su iskandili ölçmesi.
BATHOMETER Okyanus derinliklerini ölçmek için kullanılan bir alet.
BATH TUB Banyo küveti.
BATHYBIC Denizin derinliklerinde olan.
1)Ambar yük tirizi,Cargo Batten. 2)Ambar ağzı tirizi.Muşambaların üstüne çekilen veya
çeşitli işlerde kullanılan ağaç veya madeni çubuklar. 3)2-4 pus kalınlığında 5-7 pus
BATTEN genişliğinde biçilmiş kereste. 4)Filika borda tirizi. 5)Siğil.
BATTEN CLEAT Ambar ağzı tirizi kulakları.
BATTEN DOWN (BATTENING) Ambar üstüne ambar muşambalarını çekmek,tirizlerini vurmak.
BATTLEDORE Halat voltalarının birbiri üstüne binmemesi için babalara konulan madeni parçalar.
1)Girişi,içeri doğru olan uzunluğundan daha geniş olan körfez. 2)Bir ambarda girişin
BAY genişliği,derinliğinden az olmayan bölme,yer.
BAY,SICK Gemi reviri.
Page 12
B
Bir gemi "On the berth-Yanaşma yerinde yükleme" üzerinden kiralanmış ise yapılan
navlun anlaşmasına "Berth charter-Bağlama yeri" anlaşması denir.Bu durumda
kiracı,gemiyi tamamen dolduramazsa kalan boş yer için ölü navlun ödemek
BERTH CHARTER zorundadır.
Navlun anlaşmalarındaki bu koşul ile,astarya günleri,gemi yerine
BERTH CLAUSE gelmedikçe,sayılmayacağı ifade edilir.
BERTH,FOUL İskarça ve tehlikeli liman.
Page 13
B
BILGE BLOCKS Gemi kuru havuza alındığında sintinelerine vurulan büyük bloklar.İskemle,takarya.
BILGE BRACKET Sintine dönümünde tank üstünü postaya bağlayan braket.
BILGED Karaya oturan ve sintineleri su yapan,delinmiş tekne.
BILGE EJECTOR Sintinelerde biriken suları dışarı basan aygıt.
BILGE INJECTION Sintine basma devresi.
BILGE SHORE Kuru havuzlamada yada gemi yapımında sintine hizasına vurulan ağaç payandalar.
BILGE SPACE Sintine boşluğu.
BILGE STRAINER Sintine süzgeci.Rose box.Sintine çamur sandığı süzgeci.
Sintine süzgeci.Sintine suları basılırken yabancı maddelerin boru donanımına ve
BILGE STRUM BOX oradan tulumbaya geçmemesi için alıcı ağzına konulan süzgeç.
BILGE SUCTION PIPE Sintinelerde biriken suların atılması için yapılmış olan boru donanımı.
BILGE TURN Sintine dönümü.
BILGE WELL Sintine kuyusu
BILLET 1)Kesit alanı 36" dan daha küçük olan çelik parçası. 2)Yer,konum. 3)Meslek,görev.
1)Rizikosu ve sefer şansı yükün ilgilisine ait olduğunu ifade ederek yükü ilgilisi namına
yükleyen tarafından tanzim edilen imzalı evrak. 2)Rizikosu kendisine ait olmak üzere
BILL OF ADVENTURE yüklenen yük için kaptan yada acentası tarafından tanzim edilen imzalı belge.
BILL OF LADING,DIRECT Doğru,direkt konişmento.Bir limandan diğer bir limana yapılan taşımada düzenlenir.
BILL OF LADING,FOUL Rezerveli,'dirty','unclean','claused' konişmento
Yük hakkında yeterli bilgi olmadığında bill of entry yapılamazsa bill of sight,muayene
BILL OF SIGHT senedi tanzim edilir.Sonra yeterli bilgi alınabildiğinde bill of entry düzenlenir.
1)Rüsum ödenmesi gerekli olmayan yedek parça vb. gibi yüklerin rüsum ödenmeden
BILL OF STORE gemiye alınması yetkisini veren belge. 2)Kumanya bildirisi,beyannamesi.
Page 14
B
BLOCK,HEEL Topuk makarası.Yük bumba donanımında bumba ıskaçası yakınına konan makara
Makara bülbülü.Makara sapanlarının alt başlarına halat çımalarının bağlanması için
BLOCK HOOKING AND LASHING EYE yapılan halka veya kilitlere denir.
BLOCKING DEVICE Kilitleme tertibatı.
BLOCKING OFF Ambarda bulunan yükün kaymaması için siğillenmesi.
BLOCK,LEAD Yön bastikası,ayak torno.
BLOCK PIN Makara pimi.Makara dilinin ortasından geçen bu pim etrafında dil döner.
BLOCK,SHEAVE (VANG) Demir abli makarası
BLOCK,SINGLE STEEL Tek dilli çelik makara
Menteşeli,karnıyarık bastika.Ayak torno.Uç vermeyen halat,bastikanın menteşeli kısmı
açılarak makara diline oturtulur ve menteşesi kapatılır.Genel olarak halatın yönünü
BLOCK,SNATCH (Block,Hinged) değiştirmede kullanılır.
BLOCK'S SHEAVE Makara dili.Halat bu dil üzerinde hareket eder.
BLOCK STEEL STROP Makara çelik sapanı.Makara bu sapan ile askıya alınır ve bir yere bağlanabilir.
BLOCK SWALLOW Kanal.Makarada dilin tabla ile arasında kalan boşluk olup halat buradan geçer
BLOCK,TAIL Kamçı makarası
BLOCK,TOP Cunda makarası
BLOW Üfürme
BLOWER Körük,mekanik fan.Düşük basınçlı fazla hava sağlar.
BLOWN UP Ambarları şişirerek yüklemek.Şişirme istif.
Page 15
B
BOARD(S) Kalınlığı 2 1/2" dan daha az ve genişliği 4" den daha fazla olan biçilmiş kereste.Tahta.
BOARD OF DIRECTORS Yönetim kurulu
BOARD SHIFTING Dökme yükün kaymaması için ambarlara yapılan bölmeler.
BOARD, TO GO BY THE Denize gitmek,düşmek.
BOARD, TO MAKE A 1)Bir aşağı bir yukarı dolaşmak. 2)Voli çevirmek. 3)Volta vurmak.
BOATABLE Filika ile gidilebilir.
BOAT BEAM Filika kalastrasının üzerine oturduğu sehba.
BOAT BRAKES Filika bosaları
BOAT CANVAS COVER Filika örtüsü
BOAT CHOCKS Kalastra,filikanın üzerine oturduğu ağaç yatak
BOAT CRADLE Boat chocks.
BOAT CRUTCH Kürek yarımayı
BOAT DAVIT Filika mataforası
BOAT DRAIN Filika lavra deliği
BOAT DRILL Filika talimi
BOAT FALL Filika matafora palangası
BOAT HOOK Filika kancası.Bir ucunda kanca olan uzun sırık.
Bir layter içinde bordaya getirilmiş bulunan bir parti yük için gemi güverte zabiti
BOAT NOTE tarafından verilen alındı,makbuz.Bu sonra Mate's Receipt olur.
BOAT PAINTER Filika halatı,pariması
BOAT PLUG Filika lavra deliği tapası
BOAT'S SKATE Meyletmiş gemiden filikayı rahat mayna edebilmek için kullanılan borda kızağı.
BOAT'S SKIDS Filikanın üzerine oturduğu sehba,kalastra,iskemle.
İzbarço tahtası.Direklerde,bacalarda çalışacak (boya,temizlik) gemi adamlarının
BOATSWAIN'S CHAIR kullandığı,ayarlanabilir tahta oturak.
BODY PLAN Gemi endazesi.Geminin su hattı,kıç hatları,diyagonelleri ile birlikte eğri resimleri.
BODY POST Tail shaft'ı taşıyan kıç bodoslamanın ön kısmı.
BOILER Kazan.
BOILER HATCH Fistan etrafında bırakılan boşluk.Kazan dairesi kaportası.
BOLLARD Büyük tek baba.
Özellikle kurtarma gemilerinde ve romorkörlerde statik (bir yere bağlı olarak) çekme
kuvveti için kullanılan bir deyim.Yaklaşık olarak beher 100 beygir gücü için 1 ton kabul
BOLLARD PULL edilir.(Kort nozulda %30 fazla).
Demirin bodoslama levhalarını hasara uğratmaması için loça altına vurulan dablin
BOLSTER PLATE saç,yastık saçı
BOLT Saplama,civata,pim,harbi,damaklı mapa
BOLT,FENDER Yumru saplaması
BOLT,FISH Perçin saplaması
BOLT FOR SHAFT Şaftı pervaneye bağlayan civata,somun.
BOLTING Civatalama.
BOND 1)Teminat,kefalet,bono,senet,tahvilat. 2)Antrepoya koymak.
BONDED GOODS Antrepoya konulmuş eşya.Gümrüğü ödenmemiş,transit mal.
Üzerinde yol olan bir geminin kafasında meydana gelen köpük.Bu köpük fazla olduğu
takdirde gemi için "Have a bone in her teeth-Dişlerinin arasına bir kemik almış" deyimi
BONE kullanılır.
Enine kesitlerinin alan ve statik momentlerini veren iki çeşit eğridir.1)Bonjean alan
BONJEAN CURVES eğrileri. 2)Bonjean moment eğrileri.
BONUS İkramiye
Page 16
B
BOOM CRADLE Bumba yastığı.Seyirde güvenlik amacıyla bumba bu yastıklara yatırılır ve bağlanır.
BOOM CRUTCH Çatal yastık.Çatal puntel.Boom cradle.
BOOM GUY Bumba ablisi
BOOM GUY PENDANT Bumba kamçısı
BOOM HEEL Bumba topuğu
1)Pervane göbeği.Pervane kanatlarının bağlandığı kısım olup şaft ile devam eder.
BOSS 2)Şaftın,pervane evinde çıktığı yer. 3)Magnetik pusulada mıknatısın oturduğu yer.
BOSS FRAME Kıç kepçe postası.
BOSS PLATE Şaft ve kıç kepçe civarındaki şaft kovanı,göbek levhaları.
1)Küpeşteler. 2)Yükleme ve boşaltma sonları.Bu deyim üzerinden yapılan
anlaşmaların,hem yükleme hem de boşaltma limanlarında uygulanacağı anlamını
BOTH ENDS taşır.
BOTH TO BLAME COLLISION CLAUSE Her iki tarafı suçlu bulan çatışma klozu.
BOTTLESCREW Liftin uskuru.
1)Geminin dibi,karinası,omurga ile sintine dönümü arasında kalan saçlar. 2)Geminin
BOTTOM su altında kalan bütün saçları için de kullanılır. 3)Geminin milliyeti.
Filika farş tahtaları.Eğriler üzerine konulan bu ince tahtalar sayesinde ağırlık eşit
şekilde eğriler üzerine dağıtıldığı gibi filikada bulunan su,ayaklarıda ıslatmamış
BOTTOM BOARDS olur.Ayrıca eğrileri koruyucu görevide vardır.
BOTTOMED SHIP Düz karinalı gemi.
Deniz ödüncü.Gemi yada navlunu veya her ikisini karşılık gösterip,seferi tamamlamak
için deniz ödüncü almak.Gemi ipoteği.Yalnız gemi sahibi tarafından yapılabilir.Bugün
BOTTOMRY pek kullanılmamaktadır.
Deniz ödüncü veren kimseye verilen yasal belge.Gemi ipotek senedi.Salimen varış
BOTTOMRY BOND yapıldığında ödemenin yapılacağını garanti eder.
BOTTOM STRAKE Karina saç kaplama sırası,levhaları.
BOULDER Taş,iri kaya,taş yumru (rıhtım,havuz kenarlarında).
BOUND Belirli bir yere yada yöne gitmek.Yönelmek.
BOUNDARY Sınır,limit.
Sınır tabaka.Gemi hareket halinde iken tekne etrafında oluşan su tabakası.Bu tabaka
BOUNDARY LAYER hemen hemen gemi ile aynı hıza sahiptir.
Sınırlı liman.Örneğin Bergen,Hong Kong,Rio de Janeiro vb.Bu limanlardan yapılan
BOUNDARY PORT yüklemeler mevsimlere bağlıdır.
Page 17
B
Demir üzerinde bir teknenin,rüzgar veya kabarma alçalma etkisi ile,rüzgarın yada
BREAK SHEER kabarma alçalmanın ters omuzluğa alınması,geminin ters omuzluk yönünde salması.
BREAK THE BULK 1)Dökme yükün boşaltılmasına başlamak 2)İstifini bozmak
Page 18
B
Deniz sigorta poliçelerinde konulan bu tekne klozu ile gemi fiilen veya hükmen tam
ziya haline geldiğinde,sigorta bedelinin,tamir edilmiş bedel olarak kabul
BREAK UP CLAUSE edileceği,hurda değerin nazari dikkate alınmayacağı belirtilir.
BREAKWATER Dalgakıran.
BREAMING Tekne karinasını yakarak (pürmüz lambası ile) temizlemek,raspa etmek.
1)Geminin başı. 2)Geminin baş kıç hattına dikey olarak verilen bağlama halatı,koltuk.
BREAST 3)Geminin dalgalara baş vermesi,dalgaların geldiği yöne doğru gitmesi,göğüslemesi.
Teknenin iskeleden yada rıhtımdan gönder yada koltuk üstüne manevra yaparak avara
BREAST OFF etmesi,ayrılması.
Gemi bodoslamasının yan levhalarını birbirine birleştiren yatay levha,göğüs
BREAST PLATE levhası,baş yatırması levhası.
BREEZE Hafif rüzgar,meltem.
BRICK Tuğla.Ateş tuğlası.
BRIDGE,FLYING Miyar güverte
BRIG Gemide hapis.
BRIGHT WORKS Parlatılacak metaller.
Yakamoz.Gece fosforlu,mikroskobik deniz yaratıklarının çırpıntı halinde gösterdiği
BRIMING parlaklık.
1)Suyun beher galonuna 40 onz kalsiyum klorid damlatmakla elde edilen ve
soğutmada kullanılan donmayan sıvı. 2)Kazan suyunu boşaltmak.Brayn etmek.
BRINE 3)Tuzlu su.Salamura.
BRING TO Geminin demir yerine getirilmesi.
BROACH 1)Yük çalmak. 2)Yasalara aykırı olarak bir fıçıyı veya varili delmek.
BROACHING MACHINE Delik sıyırma tezgahı.Oluk açma makinesi.Freze.
BROADCAST Radyo yayını.
BROADSIDE Baş ve kıç omuzlukların,tarafların dışında gemi bordası.
BROADSIDE,LAY 1)Bordadan yaklaşmak. 2)Bir yere borda göstererek yatmak,durmak.
BROKEN BACKED Aşırı derecede bir teknenin Hogg olması,baş ve kıçının düşmesi.
BROKEN WATER Sakin denizde,sığlık,akıntı,darlık nedeni ile oluşan dalgacıklar,girdaplar.
Bronz alaşımı.Ana madenleri bakır ve kalay olup fosfor,manganez,çinko yada kurşun
BRONZE da eklenebilir.
BROUGHT TO Bir halat yada zincirin ırgat,bocurgat veya vinç kütüğüne vira için volta edilmesi.
BROUGHT UP Geminin demiri fundo ettikten sonra üzerine binmesi.
BROW Lumbuz üstü kaşı.Eyebrow.
BUBBLE SEXTANT Ufuk olmadan yükseklik alabilen sextant
BUCKET Patlak
BUCKET DREGER Devamlı dönen bakraçlarla deniz dibini tarayan tarak gemisi.
BUCKLE Saçın bombeleşerek,ondüle olarak hasar görmesi
BUCKLERS Loça kapağı
BUCKO Kabadayı ve de zalim gemi zabiti
BUILDER'S RISK Yapanın rizikosunda.
BUILT BEAM Bir çok parçaların birleşmesinden oluşan kemere.Buna built up beam de denir.
BULB Balp
BULB ANGLE Bir ucu balblı,köşebent,profil.
BULBOUS BOW Balplı,soğanbaş baş bodoslama.
BULKHEAD LONGITUDINAL Boyuna perde.Geminin boyu doğrultusunda yapılan perde.
BULKHEAD,SCREEN Kuvvetlendirme ile ilgisi olmayan (ışık,ısı vb.) perde,paravan perde.
BULKHEAD SPACING Perde arası.
Page 19
B
Basınç dağılımı ile rüzgar yönündeki ilişkiyi gösteren bir tablodur.Arkası rüzgara dönük
olan bir kişinin sol eli yönündeki basınç sağ tarafındakinden daha düşüktür.Kuzey
BUYS BALLOT LAW yarım küresinde böyle olan kural güney yarımküresinde tersinedir.
BY THE BOARD 1)Denize düşmek. 2)Gemi bordasında,yanında.
BY THE HEAD Başlı gemi
BY THE RUN Halatın serbest akmaya bırakılması,koyverilmesi,laçka,boş koyma.
BY THE STERN Kıçlı gemi
Page 20
C
CALIPER Dış ve iç kompas.Dairevi cisimlerin iç ve dış çaplarını ölçmek için kullanılan alet.
CALK Kalafat.
CALL 1)Uğramak. 2)Çıkmak. 3)Çağrı. 4)Yoklama. 5)Boru,düdük.
CAM 1)Kem. 2)Tırnak.
1)Sehim.Alabandadan alabandaya güverte kamburluğu.Balık sırtı. 2)Küçük dok.
CAMBER 3)Havuz kapağının oturduğu çene.
CAMBERED SHIP Başı,kıçı düşük gemi.
CAMEL İskeleye boydan boya bağlı usturmaça.Gemi ile rıhtım arasına konulan sal.
CAMPHINE Neftyağı.
Page 21
C
CANVAS Branda
CAP A ROPE Halat çımasını katranlı branda ile façuna edip piyanlamak.
CAP BLOCK Geminin üzerinde yapıldığı kızak.
CAP STAY Karanfil
CAPITAL Sermaye
CAPRICORNUS,TROPIC OF Kış,oğlak dönencesi.
CAPSIZE 1)Alabora olmak. 2)Rodayı ucu açılacak şekilde devirmek.
CAPSTAN Dik ırgat
Ticaret gemilerinde gemiyi sevk ve idare eden en büyük rütbe ve bu rütbeye sahip
CAPTAIN kişi. T.T.K.:972
CAPTAINCY Kaptanlık
CAPTAINSHIP Kaptanlık
CAPTURE Savaşta zaptetmek,tutmak,ganimet.
CAPTURE,FREE OF Deniz sigorta poliçelerine konulan zaptedilme hariç koşulu.
CARBIDE LAMP Karpit lambası.
CARBON PILE Radarda,alternatörden elde edilecek değerlerin otomatik kontrolu.
CARDBOARD BOX Karton kutu.
CARDINAL POINTS Pusulada 4 ana yön:Kuzey,Doğu,Güney,Batı.
CARGAZON Konişmento'nun eski deyimi.
Page 22
C
CATTLE Büyükbaş hayvanlar.Domuz dahil geviş getiren tüm hayvanlar bu sınıfa girerler.
CAULK Kalafat.
CAUSE PROXIMA Yakın illiyet,nedensellik bağlantısı.
CAUTION Bildiri,uyarı.
CEMENT BOX Sızdıran,yara alan yerlere içerden posta aralarında vurulan kalıp ve betonu.
CEMENT WASH Çimento badanası.Özellikle tatlı su tanklarına yapılan badana.
CEMENT,QUICK SETTING Çabuk donan çimento.
Page 23
C
Page 24
C
CHOCK 1)Takoz,siğil 2)Yüklerin arasını istif tahtası ile iyi beslemek 3)Büyük kurtağzı
CHOCK ROLLER 1)Fırdöndü bastika 2)Tamburata,rolerli kurtağzı
CHOCK,CLOSED Halat loçası (kapalı).
CHOCK,DOUBLE ROLLER Çift tamburlu kurtağzı
CHOP MARK Yüklere vurulan marka
CHOPPING Geminin baş vurması
CHOPPY Hafif dalgalı,çalkantılı.
CHOW Karavana.
CHRISTMAS TREE Gaznofiski.Miyar güvertede çeşitli fenerleri taşıyan kısa direk.
CIRCUIT Elektrik devresi.
CIRCUMNAVIGATOR'S DATE Date Line'ı geçince kazanılan yahut kaybedilen gün.
Batmayan yıldız.Kutup yöresi yıldızı.Günlük deviminde çevren altına inmeyen
CIRCUMPOLAR yıldız.
CIRCUMPOLAR BODIES Kutup etrafındaki gök cisimleri.
CIRROCUMULUS Atılmış pamuk gibi bulutlar.Buz kristallerinden oluşur.Parçalı tüy bulut.
CIRROSTRATUS Tabaka tüy bulut.Tül gibi bulut.Gökyüzünü tam kaplar.
CIRRUS Tüy bulut.Beyaz,atılmış pamuk gibi bulut.Buz kristallerinden oluşur.
CISTERN Barometre civasının kabı.
CITRON Ağaç kavunu.Taze meyva halinde yendiği gibi parfüm sanayindede kullanılır.
CIVET LEAVES Misk yaprağı.Keskin kokuludur.Kuru taşınır.
CIVIL COMMOTION Halk ayaklanması.
Günlük zaman.standart ortalama zamanda gece yarısından,gece yarısına kadar
CIVIL DAY olan zaman,gün.
Güneşin bir yerin meridyen transitinden ard arda geçişi arasında kalan
CIVIL TIME zaman.Ülke zamanı.
Günlük tan.Güneş ufkun 6 derece altında iken gözlenen gün ağarması yada
CIVIL TWILIGHT kararması.Sivil tan.
CIVIL YEAR Kullanılan sene.
CLACK VALVE Emme ile açılan,ağırlık ile kapanan kapaklı valf.
CLAIM Talep,iddia,istek.Tazminat talebi
Talep için sigortacıya verilecek belgeler,evraklar.Örneğin:avarya raporu,seyir
CLAIM DOCUMENTS jurnali sureti,tutanaklar vb.
CLAIMANT İddia eden,talep eden,davacı.
1)Kerye,mandal,kilit,mengene. 2)Levha yükleri kaldırmak için kullanılan kıskaç.
CLAMP 3)Bir yanaklı bastika.
CLAPPER Kampana tokmağı.
1858 senelerinde Clarke'ın bulduğu ekvatorda ve kutupda dünyamızın çapı ve
basıklık rakamları.Ekvatorda çap : 20,926.348 kadem,kutupta çap : 20,855.233
CLARK'S FIGURE OF EARTH kadem.Basıklık : 1/294,3.
CLASP HOOK Çifte kanca.
Page 25
C
CLAY Kil.
1)Can filikasında yüzdürücü tankların konulduğu bölme. 2)Radyasyon yada
CLEADING sıcaklığa karşı kullanılan örtü.
1)Konişmento veya herhangi bir tesellüm makbuzu şerh ihtiva etmezse clean'dir.
2)Patenta clean denilince tatminkardır. 3)Gemi karinası clean denilince deniz
CLEAN yaratıklarından ve yosundan temiz demektir.
CLEAN CARGO Akmayan,kokmayan yük.
Bu deyim standart tip kira anlaşmalarında gemi sahibi aleyhine bir değişiklik
CLEAN CHARTER yapılmadığı anlamına kullanılmaktadır.
CLEAN ON BOARD Yük temiz,hasarsız yüklenmiştir.
CLEAR A SHIP Gelen yada giden bir geminin gümrük işlemi.
CLEAR ANCHOR Demirin neta olarak görünüp gelmesi.
CLEAR AWAY THE ANCHOR Demiri fundoya hazırla kumandası.
Demirleyen bir geminin demir üzerine salması ile bir tehlikeye girmiyeceği veya
CLEAR BERTH başka bir gemi ile çatışmayacağı neta demir yeri.
Page 26
C
CODE OF TRACK Devvar fırtına (siklon) izinin en batı ucu.Evvela kutba,sonra doğuya doğru yönelir.
COEFFICIENT Katsayı,emsal.
COEFFICIENT OF FRICTION Sürtünme emsali
Geminin dedveyt kapasitesi ile yük taşıma kapasitesi arasındaki ilişki.Balya
COEFFICIENT OF LOADING hacminin dedveyte bölünmesi ile elde edilir.
COEFFICIENT OF WATERPLANE AREA Geminin draftındaki çektiği suda kesit yüzeyi emsali.0,7 ile 0,85 arasında değişir.
Gemilerde gerekli olan yerlerde,örneğin yakıt tankı ile kamara,makine dairesi,su
COFFERDAM tankı arasında bırakılan boşluk,bölme.
COFFIN PLATE Kıç kepçe levhalarını omurgaya bağlayan levha.
COFFIN SHIP Denize elverişli olmayan tekne.
COFFIN STERN Kıç ayna.V şeklinde ve düz.Üçgen ayna kıç.
COIL Roda.113 yada genellikle 120 kulaç (220 metre) uzunluğunda olabilir.
COIL,TO Roda yapmak.
COIL,TO UN Roda açmak.
COIR Hindistan cevizi lifi.
COIR MAT Hindistan cevizi liflerinden yapılma hasır.
Page 27
C
İki alçak basınç (depresyon) yada iki anti-siklon arasında kalan semer şeklinde
COL alan.
COLD FRONT Soğuk havanın ilerlerken sıcak havayı iterek beraber oluşturdukları cephe.
COLD SECTOR Depresyon soğuk havasının yer yüzeyine temas ettiği kısmı.
COLD STORAGE Soğuk depolama
COLD STORAGE ROOM Soğuk hava deposu.
COLD STORE Soğuk hava deposu.
COLLAPSIBLE BOAT Katlanabilir filika (portatif).
COLLAR 1)Halka,kuşak. 2)Teleskop yatağı.Sekstant'da dürbünün geçtiği yatak.
COLLARS THRUST BLOCK Pervane itiş gücünü,gemi bünyesine ileten sırast ped yakası.
COLLATERAL Teminat,karşılık
COLLECTION Tahsilat
COLLECTIVE BARGAINING AGREEMENT Toplu sözleşme.
COLLIDE Çarpışmak.
COLLIDED,TO BE Çatışmak,çatışmış olmak.
COLLIERY Kömür madeni,ocak.
Bir optik cihazın optik parçalarının tam hattında olması.Optik ekseni
ayarlama.Herhangi bir ölçme aleti dürbün yada fotoğraf makinesinin optik eksenini
COLLIMATION ince bir şekilde ayarlamak.
Sekstantda,teleskopun optikal ekseninin sekstant düzlemine paralel
COLLIMATION ERROR olmamasından doğan hata.
COLLISION Çatışma,çatma,çarpışma.
Gemi yapım kurallarına göre her gemi başından geriye doğru belirli mesafede bir
çatışma perdesi yapmak zorundadır.Gemi baştan çatıştığı zaman su geçmez olan
COLLISION BULKHEAD bu perde geminin batmamasını sağlar.
COLLISION,ANTI Çatışmayı önleme.
COLLISION,BE IN Çarpışmak.
COLOUR Sancak, bayrak.
COLOUR CHEST İşaret sancaklarının konulduğu dolap.
COMBUSTIBLE Yanabilir,tutuşabilir
COMBUSTIBLE SPONTANEOUS Kendiliğinden yanabilir.
COMBUSTION Yanma.
COMBUSTION
ENGINE,INTERNAL İçten yanmalı makine.
COME ALONGSIDE Yanaşmak,bordaya gelmek.
COME HOME Demirin taraması,virada demirin gemiye gelmesi.
COME OVER Kavança olmak.Shift.Shifting.
COME TO Demire bindirmek.
COME UP 1)Laçka 2)Irgatı ayboci yapmak
COMMERCE Ticaret.
COMMERCE,CHAMBER OF Ticaret odası.
COMMERCIAL INVOICE Ticari fatura
Page 28
C
COMPENSATING EQUIPMENT Pusula hatalarını düzeltmek için kullanılan mıknatıs çubukları,küreler ve diğerleri.
1)Hasara uğrayan yada zayıflayan gemi parçalarını sağlamlaştırma. 2)Hasar
COMPENSATION tazmini. 3)Pusula düzeltmesi.
COMPETITION Rekabet
1)Verilen bir değeri tamamlamak için gerekli olan miktar. 2)Gemiyi donatmak için
COMPLEMENT gerekli olan para. 3)Gemi mürettebatı.
Karasularına girilen ülkenin baayrağı.Alışılmış olarak nezaketen bu bayrak pruva
COMPLIMENTARY ENSIGN direğine çekilir.
COMPOSITE OF POLICY Birden fazla şirketi ilgilendiren deniz sigorta poliçesi.
COMPOSITION Karışım,terkip (örneğin çeşitli boyalar).
COMPRESSED AIR Basınçlı,sıkıştırılmış hava.
1)Yer basıklığı.Ekvatordan geçen çap ile kutuplardan geçen çapın birbirine oranı:
COMPRESSION 1/297'dir. 2)Sıkıştırma,kompresyon.
COMPRESSOR 1)Irgat zinciri bosası,kaplumbağa.Bkz:Controller. 2)Kompresör.
CON Dümenciye verilen emirlerle gemiyi klavuzlamak,idare etmek.
Bilerek yada bilmeyerek,sigortalının,normal olarak elde edebileceği bilgiyi
CONCEALMENT saklamak,vermemek.
Zenginleştirilmiş cevherler.Sulu,çamur kıvamında yükler.Bakır,kurşun ve çinko
CONCENTRATES genellikle böyle dökme olarak yüklenir.
Zaptedilmenin kanuna uygun olduğu veya geminin sefere uygun olmadığı
CONDEMNATION hakkında verilen karar.
CONDENCER Yoğunlaştırıcı,kondenser.
Ambarda yük üzerinde olan terleme.Özellikle soğuk bölgelerden sıcak bölgelere
CONDENSATION geçişte rastlanır
CONDUCTION Sıcaklığın değme ve sirayet ile yayılması.
CONFECTIONERY Şekerli maddeleri havi yiyecek maddeleri.
CONFINEMENT Hapis.
CONFIRM 1)Sözlü anlaşmayı yazılı hale getirmek. 2)Teyid etmek,doğrulamak.
CONFUSED CURRENT Karışık akıntı.
CONFUSED SEA Karışık sular.
Kavuşum (kavuşma) konumu.Güneşle ayın yere göre yada güneşle herhangi bir
gezegenin aynı hizada ve aynı yanda bulunduğu konum.Göksel iki cismin aynı
CONJUCTION boylamda bulunduğu konum.Uzanım 0 derecedir.
CONN Bkz:Con
CONNECTING LINKS Zincir parçalarını birbirine bağlamak için kullanılan lokmasız bakla,halka.
Page 29
C
Hasarlı yüklerin tamamen kayıpları kaçınılmaz olması nedeni ile fiilen makul
olarak terkedilmesi yada kurtarılarak eski haline getirilmesi ve belli olan varma
yerine varması için gerekli olan masraflar yüklerin değerini geçmedikçe hasarlı
CONSTRUCTIVE TOTAL LOSS CLAUSE yüklerin C.T.L.
CONSUL Konsolos.
CONSULAGES Konsolosluk ücreti ve masrafları.
CONSUMER Tüketici
CONSUMER GOODS Tüketim maddeleri
Deniz sigorta poliçelerinde bulunan bu koşul ile çatışmadan doğacak hasarların
CONTACT CLAUSE ödeneceği kabul edilir.
Makine yağı veya akaryakıta su veya yabancı maddelerin karışması.Melez
CONTAMINATION yapması.
CONTENT MARK Yük üzerine vurulan ve içindekileri bildiren marka.
CONTINENTAL POLAR Karasal soğuk
CONTINENTAL SHELF Kıta sahanlığı,eşiği.
CONTINGENT LIABILITY Muhtemel sorumluluk.
Devamlı güverte.Ambar ağızları,makina kaportaları gibi açıklıklar hariç olmak
CONTINOUS DECK üzere,gemi boyunca sürekli olarak devam eden güverteler.
Page 30
C
Konişmentoya " Not responsible for loss of weight through evaporation or for
deterioration through inherent vice of properties - Buharlaşmadan ötürü ağırlık
kaybından yada yükün kendi kusurundan (zati ayıp) ötürü bozulmasından
COPRA sorumluluk kabul edilmez.
CORAL Mercan kayası.
CORK Mantar.
CORK JACKET Mantar can yeleği.
CORK LIGHT TRIM Geminin çıkarılabilir bütün takımlarının gemiden çıkarılarak hafifletilmesi.
CORKING BUOY Mantar can simidi.
CORMORANT Karabatak kuşu.
Radarda şamandıraların görülebilmesi için şamandıralar üzerine konulan metal
CORNER REFLECTOR yansıtıcı,reflektör.
Pusuladaki deviation ve meyil hatalarını düzeltmek için pusulada kullanılan
CORRECTOR MAGNETS mıknatıs çubukları.
CORROSION Korozyon,paslanma,aşınma.
Elektrolitik korozyon,yenme.İki ayrı cins maden arasında,elverişli bir
CORROSION ELECTROLYTYC ortamda,oluşan elektrik akımının madeni yemesi,oyması,aşındırması.
CORROSION RESISTANT Paslanmaz.
CORROSIVE Aşındırıcı,paslandırıcı,karıncalandırıcı.
CORRUGATED IRON Kıvrımlı demir.
CORSAIR Korsan,korsan gemisi.
Page 31
C
CRACKING Ham petrolü kulede (Cracking tower) ısıtarak çeşitli petrol ürünleri elde etmek.
Page 32
C
CREDIT Alacak
1)Sahilden içeri giriş. 2)Nehirin kısa kolu. 3)Gümrük kurulacak kadar önemli
CREEK olmayan sahil kasabası.
1)Batık bir cismi,dört kollu bir (grapnel) demir ile deniz dibini tarayarak aramak.
CREEP 2)Basınç altında bir metalin devamlı ve yavaş yavaş deforme olması.
CREPUCULUM Ufka paralel ve 18 derece altına kadar tan dairesi.
CRESCENT 1)Hilal,Ayça.Yeni aydan ilk dördüne kadar ayın görünüşü. 2)Mataforanın şekli.
CRINGLE Halat matafyon.
CRINGLE SCORE Radansa oluğu.
Bir elemanın sürekli yada kalıcı şekil değişimine uğrayabileceği veya tahrip
CRITICAL LOADING olabileceği tehlikeli yükleme hali.
Gemi havuzlanırken havuz iskemlelerine keel block değmeye başladığı,başlangıç
CRITICAL PERIOD dengesini kaybettiği an.
1)Türbin devrinin,türbin şaftının titreşimine eşit olması hali. 2)Makine devrinin
CRITICAL SPEED gemi titreşimine sinkronize olduğu an.
CROP AND FAIR Deforme olmuş parçayı yerinden çıkarıp düzeltmek.
Gemi çiftelediğinde,180 derece dönerse zincirleri birbiri üzerine
CROSS binmesi,dolaşması.Çapariz olması.
Çapraz eğriler.Deplasmana ve doğrultucu momente dayanan ve herhangi bir
CROSS CURVES depasmanda dengeyi gösteren diagramatik eğriler.
CROSS EYE Kuruz kasa.
Birbirleri ile kesişen iki çelik tel yada bitkisel halatı bağlamak için kullanılan çelik
CROSS GRIP kelepçe.Kerye.
1)Rüzgarın ters yönünde giden dalgalar. 2)Ayrı ayrı yönlere hareket halinde olan
CROSS SEA denizlerin karışımı.
CROSS SPALL Postaları geçici olarak yerinde tutan kiriş.
CROSS TIE PLATES Stern Tube etrafını kuvvetlendirmek için vurulan sağlamlaştırıcı levha parça.
CROSS WIND Geminin rotasına yada denizlere ters,aykırı esen rüzgar.
CROSSING THE LINE Ekvatoru geçiş.
CROTCH Bumbayı tutan çatal çubuk,yastık.
CROW BAR Sivri uçlu manivela.
CROW'S NEST Çanaklık.Baş direkteki gözcü yeri kargalık.
CROWFOOT Kazayağı
CROWN Demirin memesi
CROWN OF THE TANK Tankın en üst noktası
CRUISER STERN Karpuz kıç.
Tekrar yakıt,su vb. almadan bir teknenin belirli bir hızla seyredebileceği en çok
CRUISING RADIUS mesafe.
CRUISING SPEED Ekonomik sürat.
1)Demir yatırma.Başta ve kıçta olan bu çelik parça buradaki kaplamaları birbirine
bağlar. 2)Bumba yastığı,ayağı.Çatal puntal. 3)Yarımay ıskarmoz. 4)Payanda
CRUTCH (havuzda).
CUBIC CAPACITY Gemi iç hacminin kübik kadem olarak ölçülmesi.
CUBIC FOOT Kadem küp.
CUBIC INCH Pus küp.16,387 cm küp eşiti.
CUBIC MEASUREMENT Beher 40 kadem küp 1 ton kabul edilerek yapılan ölçme ve uygulama.
CUBIC MEASURES Hacim ölçüleri.
CUBIC METER Metre küp.
CULAGE Bir geminin dokta tamir için bulunması,yatması.
CULINARY Mutfak yada aşçılığa dair.
CULTING Lumbarağzı.
CUMULATIVE CLAIMS Bazı hallerde muafiyet altında kalan özel,hususi avaryalar toplanarak alınabilir.
Page 33
C
Su hatları alanları merkezleri eğrisi veya yüzme merkezi eğrisi olarak bilinir.Su
hattı alan merkezi geminin boy istikametinde yapacağı trimlerde dönme
CURVE OF FLOATATION merkezidir ve bu nedenle yüzme merkezi olarak bilinir.
Yük eğrisi.Sephiye eğrisi ile ağırlık eğrisi arasındaki farklar gemi boyunca çizilirse
CURVE OF LOAD yük eğrisi elde edilir.
CURVE OF VERTICAL CENTER OF Yüzücülük merkezinin düşey doğrultudaki mevkii olup genellikle KB simgesi ile
BUOYANCY gösterilir.Diğer bir deyişle sephiye merkezinin omurgadan olan yüksekliğidir.
Gemi boyunca tekne,makine ve teçhizat gibi sabit ağırlıkların parabol veya trapez
tarzında çizilmesi ve bunun üzerine konumşarına uygun olarak diğer yüklerin
uygun biçimde yerleştirilmesiyle belirli bir yükleme koşulundaki ağırlık eğrisi elde
CURVE OF WEIGHTS edilir.
CUSTOM CUSTODY Gümrük nezaretinde,muhafazasında.
CUSTOM TREATY Gümrük anlaşması.
CUSTOMARY AVERAGE Muafiyetin özel avarya halinde uygulanacağı hususunda koşul.
Sigortacı tarafından yapılacak ödemede yapılacak alışılmış indirim.Örneğin eski
CUSTOMARY DEDUCTION yeni farkı gibi.
CUSTOMARY DESPATCH Mutad,alışılmış çabuklukla.
CUT AND RUN Palamarları kesip süratle uzaklaşmak.
1)Kabarma alçalmada yüksek suyun alçak suya dönüştüğü zaman yüksek su
yüksekliği. 2)Sürme iskele verebilmek için vardavele ve puntellerin kaldırılabilir
CUTTING portatif olması.
Çevrim.Yeni,devamlı,art arda ve düzenli bir biçimde olan değişme.Bir başlangıç
durumundan sonra değişmelere uğradıktan sonra yeniden ilk durumuna dönen
CYCLE olay.
CYCLE,LUNAR Ay ın 10 senelik devri.
CYCLE,SOLAR Güneşin 28 senelik devri.
CYCLE,TWO İki zamanlı.
CYNANIDE,HYDROGEN Gemilerde fare ve diğer haşaratı öldürmek için kullanılan zehirli gaz.
feshedebileceği hakkı,kabul edilmiş olur.
işlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Page 34
C
Page 35
D
D/A(DOCUMENTS AGAINST
ACCEPTANCE Kabul kredisi
D-SHACKLE Kenarları birbirine paralel olan kilit.
D.O.P. Dropping of outward pilot.
Declines to give - kısa yazılışı.Bu deyim kaptan tarafından gemi adamı için verilen
D.R. olumsuz raporu ifade eder.
1)Denize gemi indirmelerde kızak payandalarını sağlamlaştırmak için kullanılan
DAGGER küçük ağaçlar. 2)Gemi postalarına içerden vurulan bağlar.
DAILY RATE Günlük kronometre hatası
DAILY RUN Bir günde alınan mesafe.
DEADWEIGHT RATIO Yararlı yük kapasitesinin (ton olarak) yükleme draftının,maimahrecine oranı.
Page 36
D
Page 37
D
Bir cisimden olan uzaklığı bulmak için ufuk ile cisim arasındaki açı ve gözlemcinin
DEPRESSION,ANGLE OF yüksekliği arasındaki formül.
DEPTH,TO GET OUT OF ONE'S Suda ayağın yerden kesilmesi.
DERATIZATION Gemilerde fare öldürme işlemi.
DERRICK GIN BLOCK Bumba cunda bastikası
DERRICK GOOSENECK Bumba topuğu fırdöndü kilidi.Kazboynu.
DERRICK POST Dikme.Dik vento,mantilyanın bağlandığı direk.
DESCEND Alçalma.
DESERTER İzin almadan gemiden ayrılan ve dönmeyen gemiadamı
DESERTION İzin almadan gemiden ayrılış ve dönmeyiş
1)İşde çabukluk 2)Göndermek,sevketmek 3)Yükleme,boşaltmada kazanılan
DESPATCH zaman.Dispeç. 4)Avarya bölüştürülmesi.
DESPATCH,WITH ALL Mümkün olan çabuklukla
DESPATCH,WITH CUSTOMARY Alışılmış,mutad çabuklukla
DETACHED DUTY,ON Uzun süreli geçici görev
DETACHED FROM,TO BE Görevinden ayrılmak.
DETENTION Geminin yetkililer tarafından limanda tutulması
DETERIORATE Havanın,yükün bozulması,fenalaşması
DETERMINATION Bir mevkiin yada istenilen bilginin tam saptanması.
DETONATION Vuruntu
DEVELOPE A LEAK Su etmek.
DEVELOPE A LIST Meyletmek.
DEVIATION Sapma
DEVIATION CLAUSE Geminin belirtilmiş limanlardan başka limanlara uğramasına izin veren kloz.
DEVIATION OF THE WIND Rüzgar sapması.İzobarların yönü ile rüzgar yönü arasındaki fark.
DEVICE Tertibat
DEVIL'S CLAW Domuz tırnağı.Demir zincirini bosalamak için kullanılır.
DEVIL'S TO PAY AND NO PITCH HOT Hazırlığı olmayan fakat yapılması gerekli olan iş.
DEW Çiy,nem
DEWATER Suyunu boşaltmak,kurutmak
DIAGONAL Çapraz.Bir cismi meyilli olarak kesen hat
DIAMETRAL PLANE Bir kürenin büyük dairesi.
Gemi yapımında elemanların bağlanmasında kullanılan baklava şeklinde saş
DIAMOND PLATE levha,bağ levhası.
Ayırma levhası,plakası.Üst güverte ile üzerine inşa edilen yükseltilmiş güverte
DIAPHRAM PLATES arasına konulan saç levha.
DIELECTRIC Elektrik geçirmez
DIFFERANTIAL BLOCK Caraskal.
DIMENSIONS Geminin ölçüleri : Boyu,eni,derinliği.
DIMINISHING CLAUSE İndirim klozu.
Page 38
D
DISCREPANCY Anlaşmazlık
DISEMBARK Gemiden çıkmak,karaya çıkmak.
DISENGAGING GEAR Filika kanca kurtarma tertibatı.
DISHED PLATE Kıç ve baş bodoslamaları omurgaya bağlıyan U profil.
DISMAST Geminin direğini çıkarmak.Direksiz kalması,kırılıp denize gitmesi.
DISOBEY Emir dinlememek,itaat etmemek.
DISPATCH(TO) Sevk etmek
Belirli bir durumda yüzen bir geminin taşırdığı suyun hacmi,miktarı.Ton geminin ve
içindekilerinin ağırlığıdır.Hacim ise geminin batan kısmının hacmidir.Diğer bir
DISPLACEMENT deyimle,deplasman yüzen bir teknenin yer değiştirdiği suyun ağırlığıdır.
DISPLACEMENT CURVE Değişik draftlarda deplasmanı gösteren eğri.
DISPLACEMENT,COEFFICIENT OF Bkz:Block Coefficient.
Gemi işletme müteahhidi.Kendisinin olmayan bir gemiyi kendi adına yada kaptan
DISPONENT OWNER marifetiyle işleten kimse.T.T.K.:980-981
Boşaltma limanından başka bir limana yük boşaltıldığı takdirde talep edilecek ek
DISTANCE FREIGHT navlun.
DISTILLER Stimi suya çeviren aygıt.
DISTILLING PLANT Stimi suya çeviren aygıt.
DISTORTION OF CHART Haritanın çekme,kırışma vb. nedenlerle şekil değiştirmesi.
DISTRAINT Borç karşılığı gemi yada eşyanın yasal haczi.
DISTRESS Tehlike içinde ve yardım talep etme durumunda olmak.
DISTRESS CARGO Özelliği nedeniyle yüksek navlunla yüklenen yük.
Zaruret navlunu.Gemide boş kalan yerlerin doldurulması için düşük navlunla yük
DISTRESS FREIGHT alınması.
DISTURBANCE Denizin dalgalanması.Havanın bozulması.
DITCH Denize mal atmak.
DIURNAL Günlük,günde bir kez olan
Günlük sapınç.Yerin dönme hareketinden,deviniminden ileri gelen ışık sapması
nedeniyle gök cisminin konumunda olan görünen yanlışlık,yer
DIURNAL ABERRATION değiştirmesi.Ekvatordaki bir gözlemci için bu sapma 0,32 dir.
Dünyanın günlük hareketi nedeniyle gök cisminin gökde çizmiş olduğu zahiri
yay.Güneşin gökküresinde bir gün boyunca çizdiği çemberin gözerimi (çevren)
DIURNAL ARC üstünde kalan parçası.
Dünyada bakıldığı zaman gök cisminin hareket halinde olduğu kanısıyle göksel
DIURNAL CIRCLE dışbükeyde çizdiği daire.
Kabarma alçalmada tahminen azami değere günde bir defa varılan kabarma
DIURNAL COMPONENTS alçalma unsurları.
DIURNAL MOTION Bir gün içinde olan yada her gün tekrarlanan hareket,devinme.
Güneş sistemine ilişkin herhangi bir gök cisminden yerin merkezine ve
DIURNAL PARALLAX yeryüzündeki bir gözlemciye bakan iki doğrultu arasındaki açı.
DIURNAL TIDE Bir kabarma alçalma gününde bir kez yüksek su ve bir kez alçak su olması.
Barometrik basıncın sabah 04:00-10:00 arasında hafif yükselmesi,öğledensonra
16:00 ya kadar düşmesi ve 22:00 ye kadar yükselmesi,sabah 04:00 e kadar
DIURNAL VARIATION OF BAROMETER düşmesi olayı.
DIVE Dalmak (denize).
Poliçe koşullarının taraflardan biri tarafından bozulması halinde poliçenin diğer
DIVISABLE CONTRACT CLAUSE sigortalılar için hükümsüz kalmamasını temin eden kloz,koşul.
1)Ödenen dok ücreti makbuzu. 2)Diğer bir anlamıda geminin hareketine izin veren
DOCK PASS resmi belge.
DOCKED,TO BE Gemiyi havuzlamak
DOCKED,TO BE UN Gemiyi havuzdan çıkarmak
DOCKER Tersane yada rıhtım işçisi.
DOCKET Yük hakkında bilgi veren yafta,etiket.
DOCKING KEEL Havuzlama omurgası.Buna Grounding Keel de denir.
DOCKING PLAN Gemi havuzlamalarında kullanılan plan.
DOCKING PLUG Balast tanklarının sularını boşaltmak için yapılmış tanklar.
Page 39
D
İki kat yöntemi.Passing distance abeam.Gidilen rotada geçilecek yerin (örneğin bir
DOUBLING ANGLE ON BOW fener yada burun) ne kadar açık geçilebileceğini önceden saptama yöntemi.
DOUBLING PLATE Dablin saçı.Konulan ek saç.
DOUSE 1)ani ve çabuk olarak mayna etmek. 2)Söndürücü kullanarak söndürmek.
DOWEL Güvertede bulunan tahata tapalar
DOWN 1)Yüklü. 2)Şafak,seher vakti.Tan.
DOWN BY THE HEAD Başlı gemi
DOWN BY THE STERN Kıçlı gemi
DOWN STREAM Akıntı boyunca.
DOWN THE RIVER Nehrin aşağısına doğru.
DOWN THE WIND Rüzgar yönünde.
DOWNTON PUMP Sintine yada denizden alıcı tulumba.Piston sabit olup valfler yakın yapılmıştır.
DOWSE Mayna etmek.Aşağı bırakmak atmak.
DRAFT 1)Hesabından para çekme yetkisi veren belge,keşide. 2)Draught.
Çekim,tartı.Özellikle Austrol tahıl navlun anlaşmalarında navlunun tartı esası
DRAFTAGE üzerinden ödenmesi şartı.
Page 40
D
DRYING FEATURES Alçalmada su üstüne çıkan ve sonra sular yükselince su altında kalan cisimler.
Çift değerli poliçe.Tekne poliçelerine konulan bu kloz ile total loss için piyasa
değeri üzerinden (veya düşük) geminin kıymeti kabul edilir.Diğer istekler (claims)
DUAL VALUE POLICY (DUAL VALUATION) için yüksek olarak kabul edilen gemi değeri üzerinden işlem yapılır.
DUCK Denize dalmak.
DUCTED PROPELLER Nozullu pervane.
DUCTILITY Maddenin (asfalt gibi) uzama özelliği.
DUE 1)Geminin varacağı zaman. 2)Ödenmesi gerekli olan.Vergi,rüsum.
DUE DILIGENCE Gereken özen.
DUE EAST Doğuya doğru.
DUE,OVER Varış zamanı geçmiş,geç kalmış
DUMB BARGE (DUMB LIGHTER) Dümensiz,makinesiz yedekte çekilen duba.
DUMB COMPASS İbresiz pusula,ayarı elle yapılır.(Palenoras).
DUNE Alçak kum tepe.
DUNGAREES Mavi işbaşı elbisesi.Blucin.
DUNNAGE 1)İstif gereçleri. 2)Gemicinin kişisel eşyaları.
DUPLICATE Suret,iki nüsha
DURATION CLAUSE Devam klozu.Deniz zaman poliçelerinde riskin başlangıç ve bitiş tarihini gösterir.
Bir kabarma alçalma sürecinde alçak su düzeyinden yüksek su düzeyine gelene
DURATION OF RISE kadar geçen zaman yada tersi.
DURATION OF TIDE Kabarma alçalmada yüksek su ile alçak su arasındaki zaman fasılası.
DUSK Alacakaranlık,akşam karanlığı.
DUST STORM Kum fırtınası.
DUTCHMAN Kusurlu,hasarlı yapı üzerine vurulan yama.
DUTIABLE Gümrüğe tabi
DUTY ON BOARD Gemi görevi.
DUTY PAID Gümrüğü ödenmiş
DYNAMICAL STABILITY Tekneyi belirli bir açıya kadar meylettirebilmek için gerekli olan iş.
DYNAMO Mekanik enerjiyi elektrik akımına çeviren makine.
Page 41
D
Page 42
E
Errors and omissions.Excepted - Yanlışlar ve unutmalar hariç in kısa yazılışı.Bu notu imzanın
E. AND O.E. yanına koyan ilerde itiiraz hakkına veya düzelrme olanağına sahip olabilir.
EARPHONE Kulaklık.
ECCENTRIC Eksantrik.Merkezi etrafında olmayan fakat ekseni etrafında dönen daire yada makara mili.
Silindir içinde stimin hacmini artırmaya ait zamanı saptamaya özgü valf.Buna göre stimin giriş
ECCENTRIC VALVE zamanı ve kesme kapama zamanı saptanır ve sınırlandırılır.
ECLIPSE Tutulma.Güneş yada ayın tutulması.
Tutulma dairesi.Güneşin görünen yörünge düzlemi.Yerin merkezinden geçen sabit bir düzlem
ECLIPTIC olup,bu düzlemin gök küresi ile ara kesiti olan büyük daireye denir.
ECONOMIZER Baca gazlarından yararlanmayı saağlayan aygıt.
1)Girdap,anafor. 2)Rüzgar yada tozun girdap gibi dönmesi. 3)Kabarma alçalmada ters yönde
EDDY akan akıntı.
EDGE 1)Pervane kanatlarının kenarları. 2)Bir saçın ölçülen kenarı.
EDGE DOWN Bir geminin rüzgar üstünden ağır ağır yaklaşması.
EDGE IN WITH Sokulmak.
EDGE OFF Kıyıdan yada gemiden ağır ağır uzaklaşmak.
Gemi model deneyinden ve diğer hesap metodlarıyla elde edilen ve dümen,takıntılar ve
EFFECTIVE HORSE POWER pervane olmaksızın teknenin su içinde ilerleyebilmesi için gerekli güç.
EFFECTIVE SUPERSTRUCTURE Geminin ortasında,alabandadan alabandaya geminin 0,15 boyunda yapılan üst yapı.
Verim.Örneğin kazan verimi:%65-70,makine verimi:%90,bir makinenin stim verimi:%20-
EFFICIENCY 30,pervane verimi:%60 civarındadır.
EJUSDEM GENERIES Aynı türden (sigorta) hasarları için kullanılan bir deyim.
Bu teoriye göre kuzey yarım küresinde rüzgar esişi sonucu oluşan denizin yüzey hareketi
EKMAN THEORY OF DRIFT rüzgar yönüne göre 45 derecedir.
ELEMENT Unsur,eleman (rüzgar,kar,deniz,güneş,rutubet,yağmur,soğuk gibi dış etkenler).
ELEVATION Belirli bir yüzeyden olan yükseklik.
Ay'ın yer etrafında çizmiş olduğu eliptik doğru dolayısıyla kabarma alçalma yüksekliğinde ve
ELLIPTICAL CONSTITUENTS arasındaki azalmalar ve çoğalmalar.
EMBARGO CIVIL Bir devletin kendi vatandaşlarının gemilerine uyguladığı ambargo.
EMBARK Gemiye binmek,bindirmek,gemiye çıkmak,gemiye koymak.
EMBED Oturan geminin deniz dibine gömülmesi,yerleşmesi.
EMERY Zımpara
EMIGRANT Göçmen.
Navlun anlaşmalarında kaptanın gerek yüklemede,gerekse boşaltmada kiracıların emirlerine
EMPLOYMENT CLAUSE uyacağı hususunda koşul.
ENAVIGATE Sefere çıkmak.
END 1)Halat çıması. 2)Saç'ın,levhanın kısa kenarı.
END ON Tam pruva pupa hattı üzerinde.
ENDORSE Çek,poliçe vb. arkasına imza koyarak ciro etmek,tasdik etmek,devretmek.
ENDORSE BLANK Beyaz ciro,açık ciro.
ENDORSE IN FULL Tam ciro.
ENDORSEE Poliçeyi hamil.
ENDS ON Pruva pruvaya.
Bir geminin belirli bir sürat yada beygir gücü ile akaryakıtı bitinceye kadar yapabileceği miı
ENDURANCE olarak seyir.Dayanma.
ENGAGEMENT 1)Kiralama yada işe alma hareketi,bağlanma. 2)Zeyilname.
ENGINE BLOCK Makine gövdesi.Casing.Makineyi oluşturan beden.
ENGINE DRIVEN Makineden hareket alan.Makine ile yürütülen.
ENGINE SEAT Makinenin oturduğu kuvvetlendirilmiş döşekler,yerler,kürsü,taban.
Page 43
E
ENROUTE Yolunda.
ENSIGN Ulusal sancak,bayrak.
ENTANGLE Halatın bir yere dolaşması.Bu deyim genellikle pervaneye dolaşan halatlar için kullanılır.
ENTERING IN Kaptanın gümrüğe,gemisinin limana girdiği zaman verdiği bildiri.
ENTERING OUT Yükü gemiye almadan evvel gümrüğe verilen bildiri.
ENTREPOT Antrepo,depo.
ENTRY IN LOG Jurnale kaydetmek.Olayları yazmak
EPIDEMIC Salgın
EPOCH Tarihbaşı.Diğer zamanların üzerinden hesaplandığı zaman başlangıcı.
EQUATION 1)Eşitlik. 2)Sabit sayı,konstant anlamına da kullanılır.
EQUATION OF MOTION Hareket denklemi.
Zaman denklemi.Ortalama zaman ile gerçek zaman,ortalama güneş ile gerçek güneş saat
açıları,ortalama güneş ile gerçek güneş right ascension farkı.Gerçek zamana 16 3/4 dakşka
EQUATION OF TIME ilave yada 14 1/2 dakika çıkarma arasında değişir.Yaklaşık olarak Nisan 15,
EQUIDIURNAL Gündüz ve gecenin aynı olması.
EQUILIBRIUM Denge.
EQUILIBRIUM,INDIFFEREN
T Basınç ve sıcaklık gradyanları arasında fark olmaması.
EQUILIBRIUM,NEUTRAL Nötr denge.Ağırlık merkezi G M ile üst üste gelmiştir.
Gündüz ve gecenin birbirine eşit olduğu zamanlar.Yaklaşık 21 Mart ve 23 Eylül.İlkbahar ve
EQUINOX sonbahar başlangıçları.
ERECTION Montaj.Yerleştirme.
ERROR(S) AND OMISSION(S)
EXCEPTED Hata(lar) ve unutma(lar) hariç.
ESCAPE Firar,kaçış.
Özellikle makina dairesi,şaft yolu ile geminin en alt yerlerinden tehlike anında kurtulabilmek
ESCAPE TRUNK için bir adam çıkabilecek büyüklükte yapılmış merdivenli yol,tünel
ESCAPE,MEANS OF Kaçış yolları.
ESCUTCHEON Kıça yazılan gemi adı ve bağlama limanı
ESTUARY Bir nehrin,halicin girişi,ağzı.
EUXINE SEA Karadeniz.
1)Boşaltmak.Tahliye etmek (özellikle su dolmuş olan kompartımanların tahliyesi). 2)Gemiyi
EVACUATE terketmek.
EVAPORATE Buharlaştırmak.
EVENING STAR Akşam yıldızı.Güneş battıktan sonra görünen merkür veya venüs.
Hidrografik sörveylerde kullanılan değerler.Kutuplar arası yarıçap 20,853.375 kadem.Ekvator
EVEREST FIGURE OF EARTH da 20,922.932 kademdir.Kompresyon,basıklık 1/300 dür.
EVERY INCH OF IT Halatın mümkün olduğu kadar boşunu almak.
EVOLUTION Manevra.
EX Teslim edilecek yeri gösteren ön takı.Örneğin Ex Works.
EX QUAY Rıhtımda malları alıcının emrine vermek,teslim etmek
EX SHIP Yüklerin gemiden araçlara teslimi.Buna free overside de denir
EX WORKS İş yerinde yükü alıcının emrine vermek,teslim etmek.
EXCEPTIONAL CLAUSE İstisna klozu.Charter party ve konişmentolarda gemiyi bazı sorumluluklardan kurtaran kloz.
EXCESS CLAUSE Tekne kıymetinin muhtemel artışlarına karşı sigortalı tarafından yapılır.
EXCESS OF HATCHWAYS Tonaj hesaplamasında nazarı dikkate alınan ambar ağzı fazlalığı.
Artan değer.Sigorta priminden ekonomi sağlamak amacı ile gemi değerinin tam
gösterilmemesi sonucu bazı rizikolara karşı açıkta kalan değer.Bu değer yalnız tam kayba
EXCESS VALUE karşı sigorta ettirilebilir.
EXCHANGE Kambiyo,borsa.
Page 44
E
EXCLUSION Sigorta ile küver edilmesine teminat altına alınmasına olanak olmayan,poliçe dışı koşul.
EXEMPT PILOT Klavuz zorunluluğu olmayan yerlerde alınan klavuz.
EXEMPTED SPACES Hariç tutulan yerler.Tonaj ölçmelerine katılmayan yerler.
EXEMPTION Bazı işlerin yapılmasından,vergi yada rüsum ödenmesinden muaf tutulmak.
EXGRATIA Lütfen yapılan ödeme vb. bağışlama.
EXPANSION Enerji yada kuvvet uygulayarak hacim artırmak yada basınç kaçırmak.Genişleme.
EXPERIENCE 1)Hasar durumu,sigortalı yada klaslı bir küvertürün ziyan cetveli. 2)Karşılaşmak (fırtına vb.).
Page 45
F
Free in and out - Taşıyanın,geminin yükleme ve boşaltma masrafları ile bir ilişiği
olmayacağının kısa yazılışı.Diğer bir deyimle yükleme,boşaltma giderleri
F.I.O. taşıtana,yüke aittir.
Free in and out stow - Taşıyanın,yükün istifi dahil yükleme ve boşaltma masrafları
F.I.O.S. ile ilişiği olmayacağı nın kısa yazılışı.
Free in and out stow trim - Taşıyanın,istif ve hap dahil yükleme boşaltma
F.I.O.S.T. masrafları ile bir ilişiği olmayacağı nın kısa yazılışı.
F.O. Free out
F.O.B. Free on board - gemide teslim
F.O.B. LST. Loading,stowing,trimming - yükleme,istif,hap dahil FOB satış
Roterdam da teslim (örnek).Roterdam da,malı satın alan tarafından kiralanan gemi
F.O.B. ROTTERDAM adı belirtilerek bu gemide teslim (örnek).
F.O.B. STOWED İstif dahil FOB satış.
f.o.c. free of charge
F.O.Q. Free on quay.
F.O.R. Free on rail.
F.O.S. Free on Ship-Gemide teslim.
Gemi yapımında değişik elemanları birleştirmek için kullanılan levha parça.En çok
FACE STRAP(S) diamond plate ve half diamond plate şeklinde kullanılır.Alın kuşak parçası.
FACILITY Limandaki olanaklar.
FACING Kaplama.
Kırılma kuvveti,güvenlik katsayısı,güvenlikle çalışma yüküne kıyaslandığı zaman
ortaya çıkan değerdir.Pervane şaftında 6,tekne saçında 4 1/2 , piston rodlarında 12
FACTOR OF SAFETY dir.
FADING Radyo dalgalarının atmosferde kuvvetinin azalması.
FAG OUT (END) Halat kollarının açılması
FAILURE TO DELIVER Teslim etmemek.
FAILURE TO JOIN Gemiye belirli bir zaman içinde katılmamak
FAIR 1)Şekline ve çapına uydurmak,düzeltmek. 2)Açık,iyi,güzel hava durumu.
FAIR IN PLACE Yerinde düzeltmek
FAIR OFF Yerinden çıkararak düzeltmek ve tekrar yerine takmak
FAIR WEAR AND TEAR Normal aşınma ve yıpranma.
FAIR,MAKE Düzeltmek,iyileştirmek
FAIRING Gemi yüzey datasını düzeltmek.
FAIRLEAD Halatın gambasız,düzgün alınıp verilmesi.
FAIRLEADER Kurtağzı
FAIRWATER Form saçları.
1)Güverteye roda edilmiş olan bir halatın,bir kangalı,bir sırası. 2)Roda etmek
FAKE (gambasız,çaparizsiz).
FALL 1)Bir palanga yada donanımın bütün halatı 2)Vinç teli
FALL ABOARD Rüzgar yada akıntı etkisiyle hemen hemen borda bordaya bindirmek,düşmek.
Page 46
F
FALL DOWN Akıntı tesiri ile bir nehirde aşağıya yada ağıza doğru sürüklenmek,seyretmek.
FALL HOME Gemi bordasının içeri (küpeştede) kayıklığı.
FALL IN WITH Denizde bir geminin görüşe girmesi yada bir gemiye yaklaşılması.
FALL ON Yakın düşmek
FALL OUT Gemi genişliğinin yukarıya doğru artması.
FALL WIND Ani sağnak.
FALL,DOCK Dış bumba vinç teli.Burton fall,yard fall da denir.
FALL,HATCH İç bumba vinç teli.Up and down fall,stay fall da denir.
FALL,MARRIED Çift bumba,tek kanca yöntemi
FALL,SINGLE Tek bumba yöntemi
FALSE CIRRUS Kumulonimbus bulutları üstüne uzanan bulut.
FALSE POINTS Denizci pusulasında üç harfli yönlere verilen isim.NNE,SSE,WNW gibi
FALSE RAIL Sağlamlaştırmak yada başka amaçlar için ana küpeşteye eklenen küpeşte.
FANAL Bir deniz fenerindeki lamba ve mekanizması.
1)Geminin merkez hattı üzerinde ve kıçta pervanenin döndüğü boşluğun çerçevesi.
FANTAIL 2)Kıç kepçe.
FANTOD Sinirli ve kararsız kimse.
FARCOST Bir gemi,bir tekne,bir sefer anlamına kullanılır.
FARE Ücret,bilet parası,navlun.
FAREWELL BUOY Liman dışındaki şamandıra.
FAREWELL WHISTLE Selam yada limanı terkederken çekilen 3 uzun düdük.
FAST 1)Geminin bağladığı yoma halatı. 2)Halatlarla bağlanmış gemi.
FAST AS SHE CAN,AS Kabil olduğu kadar süratli bir şekilde.
FASTENING Tesbit.
Titreşim,sıcaklık değişikliği,metal üzerindeki gerilme ve diğer faktörlerin etkisi ile
FATIGUE madenin sağlamlığının azalması,metal yorgunluğu.
FATIGUE OF MATERIAL Malzeme yorgunluğu.
Ticari kusur.Taşıyan ve adamlarının yüke göstermeleri gereken özende yaptıkları
FAULT COMMERCIAL kusur.
FAULT IN MANAGEMENT İdari kusur
FAULT IN NAVIGATION Seyir hatası,teknik kusur
FAVOURABLE WEATHER Uygun hava.
1)Yakın birleştirme.Saç yada kaplama kenarlarının düz bir düzey meydana
getirmek üzere yan yana konulması. 2)Borda kaplamalarının postalara
FAYING bağlanması.
FEATHER SPRAY Gemi yol alınca baş tarafda yukarı doğru oluşan köpüklü su (to cut a feather).
FEATHERS Yatak yapımında kullanılan normal tüyler.
FEEDSTUFF Yiyecek maddeleri.
FELT Keçe.Yün ve kıldan yapılır.
FEND,TO Usturmaça tutmak
FENDER Usturmaça
FETCH AWAY Alıp götürmek.
FHEX Friday Holiday excepted - Cuma,tatil hariç.
FIBER İplik,tel,lif,elyaf.
Halat fitili.1)Çelik tel halatların merkezini,göbeğini oluşturan bitkisel halat. 2)Kol
sayısı üç koldan fazla olan halatlarda ortada oluşan boşluğu doldurmak için
FIBER CORE konulan fitil.
FIBER GLASS Cam elyafı.
FIBER ROPE Manila,keten,kenevir,pamuk vb. bitki liflerinden yapılma halat
FID HAMMER Bir tarafı uzatılmış ve inceltilmiş çekiç.
Page 47
F
Page 48
F
FLOATSAM Gemiden atılan yada kazaya uğramış bir gemiden geriye kalan yüzen eşya.
FLOATSAM AND JETSAM Gemiden atılan,denizde yüzen yada kıyıya atılan enkaz.
FLOGGING HAMMER Varakola
Page 49
F
Page 50
F
FORTIES,ROARING Kuzey ve güney 40-49 derece enlemleri arasındaki fırtınalı gök gürültülü kuşak.
FORWARD 1)Baş bodoslamada yada bodoslamaya doğru. 2)Geminin baş tarafı.Ön taraf.
FORWARD MASTHEAD LIGHT Head light.Pruva silyon feneri.
FORWARDER'S RECEIPT Nakliyeci tesellümü
1)İhracatçı yükünün gönderilmesinde uzman olan acenteler.Nakliye acentesi.
FORWARDING AGENT 2)Başkaları adına yükü toplayan ve gönderen acente.
FORWARDING CHARGES 1)Müşterek avaryada ikame masrafları. 2)Gönderme masrafları.
Üstüpü doldurulmuş buranda yastıkla,gemi karinasında çatlak kapayarak sızıntıyı
FOTHERING durdurmak.
FOUL 1)Dolaşmak,gambalı,çapariz vermek 2)Midye,yosun bağlamak,sakal
FOUL ANCHOR Kendi zincirine dolaşan yada dipde bir maddeye takılan demir.
Kabarma alçalmada,akıntı ve rüzgar değişiminde salacak alanı olmayan demir
FOUL BERTH yeri,ıskarça liman.
FOUL BILL OF LADING Rezerveli konişmento.
FOUL BOTTOM Kayalık,leş vb. uygunsuz deniz dibi.
FOUL GROUND İyi demir tutmayan deniz dibi.
FOUL WATER Sınırlı seyir alanı.
1)Gambalı çapariz almış,dolaşmış. 2)Midye,yosun vb. bağlamış.
3)Rezerveli.Örneğin hasarlı yüklenen yada boşaltılan yüklerin teslim belgelerine
FOULED (alındılarına,konişmentolarına) verilen bilgi.
FOULING Gemi karinasının dibinin midye,yosun vb. bağlaması.
FOUNDATION Döşek.Temel.Ana ve yardımcı makinelerin oturduğu kısım.
Temel levha.Merkezi iç omurganın üzerine oturan ve döşeklerin üzerine vurulan
FOUNDATION PLATE baş kıç yönündeki levha.
FOUNDER Su dolarak batmak,kaynamak.
FOUR CYCLE Dört zamanlı makine.
FOUR FOLD Dört dilli makara.
FOUR POINT BEARING Rotaya göre 45 derece kerterizinde olan cismin yönü.45/90 kerterizinin ilki.
Sefere kalkmadan önce unutulmaması gereken dört S. 1.Steering gear 2.Side
FOUR S's lights 3.Side ports - borda lumbar ağızları 4.Stowaways
FPA(FREE FROM PARTICULAR
AVERAGE Özel avarya hariç
Bu terim meteorolojide düzensiz,bozulmuş,kırılmış anlamına kullanılır.Yırtık,pırtık
FRACTO paçavra şeklinde.
FRACTURE Gemi hasarlarında kırık,yarık,çatlak anlamına kullanılır
FRAGILE Kırılır,nazik,ince.Dikkat isteyen yük.
FRAME REVERSED Ters posta.Postayı kuvvetlendiren köşebent,profil
FRAME SPACING Posta arası
FRAME,SQUARE BODY Mastori posta
FRANCHISE Sigorta poliçelerinde kabul edilen muafiyet,bağışıklık klozu.
Hariç.Bu kelime önceden ödenmiş yada bütün masrafların hariç olduğu,diğer bir
deyimle anılan fiyat içinde yapılmış olanlar ve alıcıya teslime kadar yapılacak bütün
FRANCO masraflar vardır anlamında kullanılır.
Dispeç yok.Gerek yüklemede,gerekse boşaltmada dispeç için ücret ödenmeyeceği
FREE DESPATCH koşulu
Page 51
F
FREE DISCHARGE Boşaltma masraflarının gemi sahibi ile bir ilişkisi olmadığı hususunda koşul
Gemilerin satış anlaşmalarında tedbir,ipotek vb. borçların gemi üzerinde olmaması
FREE FROM INCUMBRANCES koşulu.
FREE FROM PARTICULAR AVERAGE Hususi avarya hariç,franko.
Oynak tahıl yüzeyi.Sinkage nedeni ile tahıl yükü üzerinde oluşan ve kayabilen
FREE GRAIN SURFACE yüzey.
Taşıyıcının,geminin yükleme,boşaltma giderleri ile bir ilişiği olmayacağı hususunda
FREE IN AND OUT koşul.Kısaca F.I.O.
Geminin gideceği limanda yapılacak belirli masrafların gemiye ait olamayacağı
FREE OF ADDRESS hususunda koşul
Belirli kayıpların,avaryanın sigortacıya ait olmayacağı hususunda deniz sigorta
FREE OF AVERAGE poliçelerine konulan koşul.
FREE TIME Hazırlık mektubu verildikten ve astarya günlerinin sayılmasına kadar geçen zaman.
FREEING PORT Firengi lumbarları
Güverteye dolan deniz ve yağmur sularını denize boşaltırken açılan fakat deniz
FREEING SCUTTLE suyunu içeri sokmayan çalpara,firengi.
FREEZE Donmak,buz tutmak
FREEZE OVER Yüzü buz tutmak.
1)Varış yerinde ödenecek navlun. 2)Kurtarma esnasında kurtarmaya giren
FREIGHT AT RISK ödenmemiş navlun.
FREIGHT BILL OF LADING Buna aggregate B/L freight de denir.Navlun anlaşmasına göre ödenecek navlun.
FREIGHT BROKER Yükleyici,taşıtan ile taşıyıcı arasında taşıma koşullarını saptayan simsar.
FREIGHT COLLECTED Tahsil edilen navlun.Havale navlun.
FREIGHT FORWARD Navlun alıca tarafından varış limanında ödenir
FREIGHT FORWARDER Yük sahibi adına yükü gönderen.
FREIGHT IN FULL OF ALL PORT
CHARGES Bütün liman ve benzeri masrafların navlunun içinde olduğunu belirten bir deyim.
FREIGHT LUMPSUM Götürü navlun.
FREIGHT PAYABLE Navlunu ödeyiniz (ödeme yeri belirterek).
FREIGHT POLICY Navlun poliçesi.Rizikodaki (ödenmemiş) navlun için yapılan sigorta poliçesi.
FREIGHT PREPAID Peşin navlun,navlun peşin ödenmiştir
FREIGHT TO BE COLLECTED Bkz:Freight payable.
Page 52
F
Page 53
F
Page 54
G
GENERAL AVERAGE LOSS Müşterek avarya hareketi yada masrafı nedeni ile yapılan fedakarlık,kayıp.
Page 55
G
Page 56
G
Page 57
G
Page 58
G
Page 59
H
HARMONIC CONSTANTS Belirli yerde belirli zamanda oluşan dalgalar,yükselmeler için teorik açısal değerler.
HARPOON SHACKLE Bedeni ağzından daha geniş olan kilit.Admiraltı demir kilidi.
HARTFORT SHACKLE Bir şamandıranın anelesine palamar tel haladını kilitlemek için kullanılan özel bir kilit.
HASHISH Haşiş,esrar
Page 60
H
HATCH BAR Ambar kapaklarının üstüne vurulan demir veya çelik kuşak,ambar kuşağı,laması.
Ambar üstüne çekilen muşambayı ambar kenarlarına sıkıştırmak için üzerine vurulan
HATCH BATTEN tirizler.Lama.
Page 61
H
HEAVE AND SET Demirli bir geminin denizlerin etkisi ile kalkıp süratle düşmesi,kalkıp kalkıp vurması
HEAVE AROUND Vira emri
HEAVE ASTERN Gemiyi halatla vira ederek gemiyi geri çekmek,hareket ettirmek
HEAVE AWAY Vira
HEAVE DOWN Halatı laçka etmek.
HEAVE IN SIGHT Geminin görülecek mesafeye girmesi.
HEAVENLY Göksel.
HEAVE OF THE SEA Denizlerin gemi üzerine etkisi.
HEAVER İskele üzerindeki yük işçisi.
HEAVE RIGHT UP Demir vira.
HEAVE SHORT Demiri az,kısa kalomalı hale getirinceye kadar vira
HEAVE TIGHT Kaçırmadan vira
HEAVE TO Traverse çıkmak.
HEAVILY LADEN Fazla yüklü.
HEAVILY ROLLING Fazla yalpa
HEAVING Deniz yada dalga etkisi ile geminin kalkması.
HEAVING ALONGSIDE Bir gemiyi bir halat ile vira ederek,çekerek yanaştırmak.
HEAVING LINE El incesi
HEAVING LINE NUT El incesi cevizi
HEAVY GRAIN Buğday,arpa,çavdar ağır tahıl olarak kabul edilmiştir.
HEAVY LIFT Ağır yük.
HEAVY ROLLING Fazla,ağır yalpa.
HEAVY SEA Ağır deniz.
1)Rüzgar etkisi ile yada yük kayması neticesi gemide meydana gelen meyil,bayılma.
2)Kıç kepçe ile omurganın birleştiği yer. 3)Direğin,bumbanın,puntelin bağlanan alt
HEEL ucu,topuk,ıskaça. 4)Köşebentin dikey açılı köşesi,topuğu.
Page 62
H
Page 63
H
Page 64
K
Yüksek yerden alçak yere doğru esen soğuk rüzgara verilen isim.Aynı zamanda sıcaklık
KATABATIC yayılması dolayısıyla havanın aşağı doğru olan hareketine de denir.
KEEL PIECE OF STERN Omurga payı.Dümen tabanı.Pervane evi alt kemeri.Öksüz omurga.
KEEL PLATE Levha omurga.Çelik saç levhadan yapılma omurga.
KEEL,TO LAY DOWN A Bir gemi yada filikayı inşa etmek.Omurgasını atmak.
KEEP AWAY Alargada tutmak,açık,alarga.
KEEP ABREAST Yan yana (yakın) bulunmak.
KEEP CLEAR OFF Açık,neta bulununuz.
KEEP HEADWAY,TO İleri yol.Teknenin üzerinde yol bulundurmak.
KEEP OFF Yaanaşma,alarga.Açık ol.
Page 65
L
LADDER BRIDLE İskele terazisi.Borda iskelelerinin alt başlarını askıda tutan terazi
LADDER CHAIN BRIDLE Borda iskelesi askı zincirleri
LADDER LOWER PLATFORM TOGGLE PINS Borda iskelesi alt tava pimleri
LADDER ROUNDS İskele basamakları
LADDER UPPER PLATFORM Borda iskelesi üst tavası
LADDER WAY Lumbarağzı
LADDER,ACCOMMODATION Borda iskelesi.
LADDER,SIDE Can filikası,borda şeytan çarmığı
LADEN Yüklü
LADING Yük,yükleme işlemi.
LAGOON Denizle birleşimi olan,etrafı kara ile çevrili sığ su,göl.
LAMINAR FLOW İlerleyen bir geminin etrafında birbirine paralel şekilde oluşan akış.
LAND BLINK Buzla kaplı kara parçasının üzerinde,uzaktan görülen sarı ışık.
LAND ON WATER,TO Suya inme,indirme.
LAND,BY Karadan
LANDFALL Denizden karaya doğru yaklaşırken ilk görülen kara parçası
LANDFAST ICE Karaya bağlı buz.
1)Saç levhaların veya kaplamaların üst üste gelmesi,bindirilmesi.
LANDING 2)Karaya çıkma,çıkış.
LANDING BOOM Göller bölgesinde kara ile ilişki kurulmasını sağlayan yan mataforası.
LANDING EDGE Saç levhanın üstte kalan ve binen kısmı,armuz kenarı.
LANDING ORDER Yükün gemiden sahile çıkarılması için lüzumlu olan emir belge.
LANE Buz arasında seyre uygun dar yol.
LANTERN Fener
1)Flasa. 2)Birşeyi bağlamak veya iliştirmek için kullanılan
LANYARD ip,çıma,halat,kısa savlo.
LAP Kaplamaların,levhaların birbiri üzerine bindirilmesi.
LAPPED THE SHORE,THE WAVES Dalgalar sahili dövdü.
Atmosferde yükseldikçe sıcaklığın düşme derecesi.Her 100 metrede
LAPSE RATE 0,6 C derecedir.
LARD Domuz yağı.
LARIDAL Bir çeşit martı kuşu.
LARINAE Gerçek martı kuşu.
LASH Façuna etmek.Bağlamak.
Gizli kusur,gereken özen gösterildiği halde farkına varılamayan
LATENT DEFECT kusur.
LATERAL RESISTANCE Geminin su altında kalan kesiminin yan harekete karşı direnci.
Yanlaç şamandıralama.seyir alanı şamandıralar arasında kalan
LATERAL SYSTEM geçittir.
Page 66
L
LAY BY Dar kanallarda geçişi sağlamak için yapılmış gemi bağlama yerleri.
LAY BY BERTH Yanaşık halde.
LAY DOWN Omurgayı kızağa koymak.
LAY OFF Sahilden uzaklaşmak.Liman dışında kalmak.
1)Bir gemiyi beirli bir yerde belirli bir zaman için tutmak. 2)Halatı
LAY OUT bağlanacağı yere göndermek.
LAY THE COURSE Geminin başını istenilen rotada tutmak.
LAY THE LAND Karadan uzaklaşılması nedeniyle karanın ufuk altında kaybolması.
LAY UP Gemiyi hizmetten alarak bağlamak
LAYBROADSIDE Bordadan yaklaşmak.
Astarya günleri.Yükleme yada boşaltma için kabul edilmiş
LAYDAYS günler.aşılınca sürastarya,tersi dispeç i oluşturur.
LAYER Tabaka,katman.
LAYING GROUND TACKLE Tonoz atmak.
Page 67
L
Page 68
L
LIFTING MAGNET Mıknatıslandırma ile hurda demir vb. yükleri kaldırmada kullanılır.
LIFTING SCREW Liftin uskuru.Turnbuckle.Bottle screw.Straining screw.
LIGHT HAND Genç fakat becerikli gemici
LIGHT HANDED Eksik adam,noksan gemici
Işığın içeri girmesi için borda yada güvertede açılan menfez,delik
LIGHT HOLE açıklık.
LIGHT PORT Camlı lumbuz
LIGHTEN Hafifletmek
Gemi yapımında ağırlığı azaltmak için elemanlar üzerine yapılan
LIGHTENING HOLE açıklıklar,kesmeler,menfezler.
LIGHTER Layter
Atmosferik elektriğin dünyaya yada buluttan buluta boşalması
LIGHTNING nedeniyle görülen parlak ışık,şimşek,yıldırım.
LIGHTNING CONDUCTOR Paratöner,yıldırım savar
LIGNITE Linyit kömürü.
1)Özellikle ay veya güneş yada bir gezegen çevresinin alt ve üst
LIMB yanı,çevresi. 2)Sekstantın derecelere bölünmüş kol yayı.
Eğrilerde,döşeklerde veya sintine braketlerinde sintine suyunun
LIMBER HOLE akması için açılmış olan delikler.Sintine su yolu.
LIME Kireç
LIMES Misket limonu
LINE ABREAST Borda hattı.
LINE ON Omuzluk hattı.
LINEN Keten bezi
Page 69
L
Page 70
L
LONGITUDINAL METACENTER Geminin boyuna yapmış olduğu meyil ile ortaya çıkan metasentır.
LOOF Gemi bordalarının başa doğru daralması
LOOK OUT Gözcülük.
LOOM Görüş dahilinde,görülür.
LOOMING Sis yada pus dolayısı ile olduğundan büyük görünmek.
LOOP İlmek,ilmik,doblin.
LOP Küçük dalgacıklı fakat süratli olan denizler.
LOSE WAY,TO Yol kaybetmek
LOSS Ziyan,kayıp.İki türlü olur.a)Tam ziya.b)Kısmi ziya.
LOSS CONSEQUENTIAL Endirekt meydana gelen hasar ziya.
LOSS DAY Date line'da kaybedilen gün.
LOSS OF EARNING Kazanç kaybı
LOSS OF SPECIES Tanınmayacak şekilde hasar,ziya.
Page 71
L
Page 72
M
MAIN BEAM Gemi resmi numarasının ve recister tonunun yazıldığı ambar ağzı ana kemeresi.
MAIN BREADTH Karşılıklı iki posta arasındaki en büyük genişlik.
MAIN BREADTH LINE Geminin ortasında olan en büyük genişlik.
MAIN HATCH Ana ambar ağzı.Genellikle ambar ağızları içinde en büyüğüne denir.
MAIN HOLD Genellikle en büyük ambar
MAIN MAST Ana direk,grandi. 2.direk
MAIN PIECE Dümen yelpazesi,dümenin en büyük kısmı.Dümen anası.
MAIN RAIL Küpeşte ağacı.
MAIN SPUR WHEEL Vinç ana dişlisi.
MAINTENANCE Bakım,tutum
MAINTENANCE AND RETURN İşine son verilen gemi adamının vatanına gönderilmesi.
MAINTENANCE OF
CONDITIONS Durumun devam ettirilmesi
Page 73
M
Güvenlik payı.Sınır halatı.Perde güvertesinin 3 pus (76 mm) altında düşünülen bir
hat olup tekne bu hatta kadar batsa bile geminin gene iyi havada seyredebileceği
MARGIN LINE kabul edilmiş olup 1974 SOLAS konvansiyonunca kabul edilmiştir.
Yan bağ levhası.Marcın,kenar saçı.Double bottom tanklarının kenar boyuna
MARGIN PLATE levhası.Kenar levhası.
Konişmentoyu imzalıyan kaptan yada acentenin taşıyıcının çıkarlarını korumak
MARGINAL CLAUSES IN B/L amacı ile koyacağı kloz.
MARGINAL SEA Karasuları
MARINE ADVENTURE Geminin yapacağı sefer.
MARINE CASUALTY Deniz kazası
MARINE GROWTH Sakal
MARINE INSURANCE Denizde,gemide yada seferde olacak kayıplara,hasarlara karşı yapılan sigorta.
MARINE INSURANCE CORPORATION Deniz rizikolarına karşı beraber sigorta yapan sigorta şirketleri.
MARINE INTEREST Bottomry ve Respondentia'dan alınan yüksek faiz.
MARINER'S LIEN Gemi adamının ücreti için gemi ve yük üzerine konulan haciz
Page 74
M
Deniz seferinin doğal neticesi olan veya ona bağlı bulunan deniz
tehlikeleri.Yangın,savaş
rizikoları,korsanlar,soyguncular,iğtinam,gasbetme,alıkoyma,denize yük
MARITIME PERILS atma,baratarya vb.
MARITIME POLAR Denizsel soğuk.
MARITIME POLAR AIR Yüksek enlemlerden gelen hava akımı.
MARITIME TERRITORY Karasuları
MARITIME TROPICAL Denizsel sıcak.
MARKET RESEARCH Pazar araştırması
MARKET SHARE Pazar payı
MARKETING Pazarlama
MARKING Markalama.İşaretleme.
MARKS 1)Geminin kanaları 2)Geminin kıçında yazan ismi ve bağlama limanınada denir.
MARKS,DOWN TO HER Sigorta markasına kadar yüklenmiş
MARLINE Gırcala,mürnel
Kavela.Halatlara kasa yada dikiş yapmak için kullanılan bir tarafı sivri diğer tarafı
MARLINE SPIKE kalın ağaçdan yada demirden yapılmış çelik çubuk.
MAROONER Korsan.
MARRY Dikiş yapılacak iki halatın kollarını açarak hazırlanması,kolbastı yapılması.
MARSH Bataklık
MARTIAL LAW Sıkı yönetim
MASS PRODUCTION Seri imalat
MAST Direk
MAST,DIS Geminin direğinin devrilmesi yada çıkarılması.
MASTHEAD LIGHT Silyon feneri
MASTIC Sakız.akdeniz sahillerinde yetişen bir ağaçtan elde edilir.
MASTLESS Direksiz.
Page 75
M
MEGACYCLE Saniyede bir milyon frekansı ifade eder.Radar frekansları bu terimle ifade edilir.
MEGAPHONE İnsan sesini yükseltmek için kullanılan borazan.Megafon.
MELTING POINT Erime noktası.
MEMORANDUM Deniz sigorta poliçesinde hariç tutulan hususların listesi.
MEND 1)Tamir etmek. 2)Halatı ince halatla bir kere daha façuna etmek.
1)Civanın barometre borusunda meydana getirdiği bükeylik. 2)İçbükey,dışbükey
MENISCUS mercek.
MERCURY BALISTIC Cayro pusulada cayronun meridiyen dışına kaçmasını önleyen civalı donanım.
MERGER Ticari eşya,emtia
MERIDIONAL Meridyene ait.
Meridiyen kısımları (parçaları).Belli bir enlem ile ekvator arasındaki meridyenin yer
yüzü üzerindeki gerçek boyunun,merkator haritası üzerine izdüşüm yapan
MERIDIONAL PARTS boyu,yani harita üzerindeki boyun boylam birimi cinsinden ifadesidir.
Meridyenler kısımları yönünden enlemler arasındaki mesafe.İki enlemin
MERIDIONAL PARTS,DIFFERENCE OF oluşturduğu meridyen parçaları değerleri arasındaki fark.
MERIDIONAL PROJECTION Meridyene paralel yada ona uygun bir düzeye,bir küreyi aksettirme,projeksiyon.
MERMAID Deniz kızı.
MERMAN Deniz kızının karşı cinsi.
MESH Ağ gözü
MESS Aynı masada yemek yiyen grup,karavana,tabldot.
Page 76
M
Sigorta poliçesine,su etkisi nedeni ile madeni kaplamaya olan hasarın hariç
tutulacağı hususunda konulan kloz.Poliçeye konulan bu kloz ile sigortacının
geminin sefer esnasında uğrayacağı normal aşınma ve eskimeden sorumlu
METALLING CLAUSE olmayacağı belirtilir.
MICA TALK Mika.
MID CHANNEL Dar geçitlerde seyir için elverişli su yolu.
Denizde uzak bir yer.Bazen gözlemci ile ufuk arasında bulunan uzaklığın yarısını
MID MAIN ifade için kullanılır.
MID SECTION Geminin orta kesiti
MIDDLE WATCH 00:00-04:00 vardiyası.
MIDDLEMAN Aracı
MIDDLINGS Hayvan yemi olarak kullanılan ve besleme derecesi düşük tahıl unları.
MIDLAND SEA Akdeniz e verilen isim.
MIDSHIP Geminin ortası.
MIDSHIP BEAM Bir geminin ortasındaki en büyük kemere
MIDSHIP BEND Bir geminin enine en geniş orta kesiti
MIDSHIP BODY Bir geminin orta parçası.
Bir geminin en büyük postası.Baş kıç dikeylerine aynı uzaklıkta,orta kesit üzerinde
MIDSHIP FRAME olan posta.Gönye postası,mastori postası,ıskarmozu,eğrisi.
MIDSHIP SECTION Geminin enine orta kesiti.Mastori kesit.
MIDSTREAM Bir akıntının orta hattı.
MILAGE Mil hesabı ile uzunluk.
MILKY WAY Samanyolu.Samanyolu kuşağında görünen yaygın ve donuk ışık.
MILL Hadde
MILLET (DHURRA) Akdarı.Tavuk yemi yada pirinç yerine gıda maddesi olarak kullanılan küçük daneler.
MINERAL OILS Madensel yağlar
Yanlış beyan.Navlun anlaşmalarında yanlış beyan yapıldığı takdirde anlaşmanın
MISREPRESANTATION iptal edilebileceği hususunda kullanılan deyim.
Buna voyage and time policy de denir.Bu poliçe altında gemi ve makinesi vb. belirli
MIXED POLICY bir sefer ve varıştan sonra belirli bir müddet için sigortalanabilir.
Radarda lokal osilatörün doğurduğu frekans ile alıcının aldığı frekansları biribirine
MIXER karıştıran.
Emniyetli hız.Genel bir tanımlama olarak siste geminin üzerinde görüş mesafesinin
yarısı olan hız.Tehlikeli yerlerde,tehlikeye düşmemek yada tehlike yaratmamak için
MODERATE SPEED olanaklar içinde geminin üzerinde bulundurulması uygun olan hız.
MOIST Nemli,rutubetli
MOISTURE Nemlilik.
MOLD,TO TAKE A Endaze çıkarmak
MOLE Mendirek
MONITION Kişisel dava nedeni ile mahkemeye gelerek ifade verilmesi.
MONOPOLY Tekel
MOON,CRESENT Yeni ay,hilal.
Bir gemiyi 1.Çift demirle demirlemek 2.Şamandıraya bağlamak 3.Sahile halatlarka
MOOR bağlamak
MOOR HEAD AND STERN Baştan kıçtan gemiyi bağlamak
MOOR TO A DOCK Rıhtıma bağlamak
MOOR,ASTERN Kıçtan kara bağlamak.
MOOR,TO Bağlamak,yatmak
MOORING ANCHORS Geminin demirlerini çiftelemesi.
MOORING HAWSER Palamar halatı.
MOORING LINE Palamar halatı.
MOORING PIPE Palamar halat loçası
Page 77
M
Page 78
N
NAMED POLICY Floating policy!nin tersi.Geminin adı ve yüklenen yüklerin özellikleri yazılı deniz poliçesi.
NAPHTA Neft yağı,gaz yağının çok hafif şekli.Petrolden elde edilir.
NAPHTALENE Naftalin.
Denizde çatışmayı önleme tüzüğünün 9. maddesinde belirtilen dar geçitte,orta hattın
NARROW CHANNEL RULE kendi sancağında seyretme kuralı.
NARROW SEAS Okyanuslardan ayrı olan denizler.Fazla genişliği olmayan denizler.
NARROW WATER Sığlık yada kara nedeni ile seyre elverişli alanın daralması.
NARROWS Geçitler,sığlık yada yakın kara nedeni ile seyre elverişli suların daralması.
NASTY SEA Dalgalı deniz.
NATURAL DRAUGHT Doğal çekim.Baca yüksekliği ile gazların basınç farkı nedeni ile oluşturduğu çekim.
NATURE OF THE BOTTOM Deniz dibinin cinsi,doğası.
Deniz sigortaları anlaşmalarına konulan bu kloz ile gemi sahibinin gereken önemi
göstermede bir kusuru olmaması kaydı ile,çalıştırdığı yada çalıştırmadığı adamların
NEGLIGENCE CLAUSE kusurlarından,ihmallerinden,şaft kırılmalarından,kazan patlamalarından vb. olaylardan
NEGOTIATION Pazarlık
NEPHOSCOPE Bulutların yön ve hızını ölçen alet.
NESS Burun,çıkıntı.Karanın denize doğru uzanması.
Gemisini bu koşul altında kiraya veren gemi sahibi liman,yükleme ve boşaltma
NET CHARTER masraflarına karışmaz.
Page 79
N
Müşterek avaryaya katılacak olan gemi,yük ve navlunun seferin sona erdiği veya
NET VALUES terkedildiği yerdeki net değerleridir.Buna contributory values de denir.
NET,SCRAMBLE Borda ağı.
NETTLES Gırcala
Stress altında bulunan bir gemi parçasında çekme ve basma zorlamalarını ayıran nötr
eksen.Diğer bir deyimle bu hat üzerinde gerilme ve basınç sıfırdır.Diğer bir deyimle
NEUTRAL AXIS zorlama altındaki bir çubukta gerilmelerin sıfır olduğu eksen.
Bu durumda gemi bir tarafa meylederek durur ve ne alabura olur nede düzelir.Gemiyi
tekrar eski yani dengeli hale getirebilmek için G noktasını,M noktasının altına düşürmek
NEUTRAL EQUILIBRIUM gereklidir.
NEUTRAL PLACE Tarafsız düzlem.
NEUTRAL POINT Tarafsız yer.Yüksek basınç ekseninin,alçak basınç eksenini kestiği nokta.
Çatışma durumunda taşıyıcı ve yük sahibi arasında hasar,zarar,ziyanın karşılanması
NEW BOTH TO BLAME CLAUSE hususunda ABD yasalarında belirtilen koşul.
Hasara uğrayan eski parça yerine konulan yeni parça için yapılan indirim,eski yeni
NEW FOR OLD farkı,eskime indirimi.
NIP Halatın bükülmesi,gamba alması
NIPPLE Her iki ucuna boru dişi açılmış,iki boruyu birleştiren parça.Nipel.
NO BOTTOM Dibi bulmadı,kesmedi (iskandil yaparken)
NOCTURNAL Gece ile ilgili.
NOCTURNAL RADIATION Gece dünyadan boşluğa yayılan radyasyon.
NON COMBUSTIBLE Yanmaz
NON CORROSIVE Paslanmaz
Bu deyim kabarma alçalmada kullanıldığı zaman değerlerinin ve metodlarının gözlem ve
NON HARMONIC tecrübelerden çıkarıldığı yada bunlara dayandığı anlamına gelir.
NON SEPERATION CLAUSE Müşterek avaryada gemi,yük ve navlunun birbirine olan bağlılığı.Ayrılmazlık klozu.
Önce değil.Yüklemeye başlamak için belirtilen tarihten önce gemi hazır olursa kiracılar
NOT BEFORE belirtilen tarihden önce yüklemeye başlamak zorunda olmayacaklardır.
Kaptan tarafından yapılan bu bildiri ile hasarın yada kaybın kendi kontrolu haricinde
NOTE OF PROTEST olduğu beyan edilir.
NOTICE OF ABANDONMENT Gemi sahibinin gemisinin hükmi tam ziyaya uğradığı zaman sigortacıya verdiği bildiri.
NOTICE OF READINESS Hazırlık mektubu
Resmi bir makam huzurunda,hadisenin oluşu hakkında yeminli beyan.İlerde daha etraflı
NOTING PROTEST şekilde bildirme hakkı saklıdır.
NOZZLE Ağız,hortum başı.
NULL READING Bir cihazın,bir ölçeğin sıfıra ayarlanması.
NUT Somun
NUT,BUTTERFLY Kelebek somun
NUT,THUMB El vidası veya somunu
NYLON Naylon
sorumlu olmayacakları temin edilmiş olunur.İhmal,dikkatsizlik klozu.
Page 80
O
OAR Kürek
OAR BLADE Kürek palası
OAR HANDLE Kürek topacı.
OAR LOCK Fırdöndülü yarım ay kürek ıskarmozu,lumbarı.
OAR SHAFT Kürek bedeni
OBSERVATORY Gözlemevi.
OCC Occulting
OCCLUDE Kapatmak,tıkamak.
OCCLUDED FRONT Bir biri üzerine binmiş iki cephe.
OCCLUSION Meteorolojik bir haritada sıcak ve soğuğun birleştiği yerde oluşan hat.Kapalı cephe.
OCCULTATION Örtülme.1)Bir gök cisminin diğerini kapaması. 2)Perdeleme ile ışığı kapamak.
OCCULTING Husuflu fener.Aydınlık zamanı karanlık zamanına eşit yada fazla olan fener.
Oktan.1)Benzin hava karışımının,silindirde vuruntu yapmadan sıkıştırılma kabiliyetini
tanımlayan bir sözcük.Süper benzin 95/98,normal benzin 76/78 oktan derecesi ile
OCTANE söylenir. 2)Petrolde bulunan renksiz hidrokarbonik sıvı.
ODDMENTS Gemide boşaltma sonunda kalan sahipsiz eşya,döküntü.
1)Açıkda,dışında,alarga. 2)Avara. 3)Rota dışı. 4)Tehlşkeden uzak. 5)Rüzgardan
OFF açmak.
Gemide hasara uğramış bir parçayı yerinden çıkararak eski durumuna getirip tekrar
OFF AND FAIR yerine monte etmek
OFFENCE Kusur,kabahat,suç
Kiradan çıkma.1)Kira süresi sona erince kiracının gemiyi sahibine teslim etmesi.
2)Kiralanan bir geminin gerekli koşulları yerine getirmemesi nedeni ile kiranın
OFF HIRE durdurulması.
Time charter'larda gemi örneğin 48 saatten fazla işe yaramaz durumda olursa kiranın
OFF HIRE CLAUSE kesileceği,sona ereceği hususunda konulan koşul.
OFF HIRE SURVEY Kira sonu sörveyi.
OFFICIAL NUMBER Gemi sicil numarası
OFFING Ufuk ile ufuk-sahil orta hattı arasında kalan deniz alanı.Engin,açıklar.
OFFING,TO KEEP Sahilden yeterince uzak bulunmak.
OFF SHORE Kıyıdan uzak,açıkda,alargada.
OIL BOOM Denize yayılan akaryakıtı çevirici,sürükleyici yüzer cisim.
OIL CAKE Küspe
OIL CAN Yağdanlık
OILCLOTH Muşamba
OIL CUP Makine yağdanlığı
OIL FEEDER Yağdanlık
OIL GROOVE Yağ kanalı.
OILING 1)Akaryakıt almak. 2)Makineyi yağlamak.
OIL PAN Yağ tavası.
OIL PAINT Yağlıboya.
OILSKIN Gemici muşambası
OIL TIGHT Yağ geçirmez.
OIL WELL Petrol kuyusu.
OMBROMETER Yağmur ölçer.
OMNIBUS BILL OF LADING Forwarding agent tarafından yapılan ve küçük partileri içine alan konişmento.
ON AND ON Vira,vira kumandası.
ON BE HALF OF Hesabına,lehine,namına.
Page 81
O
OPEN B/L Yükün kime gönderildiği hususunda bilgi vermeyen konişmento.Hamiline konişmento
OPEN CHARTER İçinde ne yükün cinsi ne de varış limanı yazılı olmayan kira anlaşması.
OPEN CHOCK Açık halat loçası.
Page 82
O
OVERCAST Göğün beşde dördünden veya daha fazlasının bulutla kapalı olması.Kararmış hava.
OVERDUE Günü geçmiş.Gecikmiş,rötarlı.
OVERFALLS Deniz dibi yada rüzgardan dolayı akıntının bir yerde küçük girdaplar,dalgalar yapması.
OVERFLOW PIPE Tankların taşıntı borusu
OVERHAUL Onarım,bakım,tamir.
OVERHEAD Tavan
OVER INSURANCE Aşkın sigorta.Değerinden fazla yapılan sigorta.
OVERLADEN Fazla yüklü.
OVERLANDED Fazla boşaltma.Manifesto fazlası boşaltılan yük.
OVERLAP 1)Kiracının gemiyi zamanında teslim etmesi. 2)Kaplamaların birbiri üstüne binmesi.
OVER RUN Bir şeyin üstünden geçmek.
OVERSET Alabura olmak.
OVERSTOW Üzerine istif etmek,koymak.
OVERSTOWAGE Aktarmalı yüklemek.Aktarma gerektirecek şekilde yüklemek.
OVERTAKING Yetişen gemi.
1)Kendi rizikosu.Bazen gemi sahipleri tekne poliçesine iştirakle kendi rizikolarını
çekerler. 2)Yüklenen yük için (özellikle güverteye) konişmentoya konulan
OWN RISK açıklama.Rizikosu,tehlikesi,şansı kendine ait.
OX BOW Bir nehirde dönemeç yada reach.
OXIDE Pas
OXIDE,LAYER OF Oksit tabakası
OXIDIZE,TO Okside etmek.
Kuruz levhası.Kıç kuruzda omurga üstünde kıç bodoslama postaları üzerine vurulan
OXTER PLATE özel biçimlendirilmiş levha.
Page 83
P
PACKAGE DEAL Paket sipariş.Gemi makinelerinin ve teçhizatının tümünün bir elden alınması.
PACKED 1)Iskarça,kalabalık. 2)Ambalajlı.
PACKED PRESS Makine ile pres edilmiş.
PACK ICE Parça,yüzen buz grupları.
1)Conta,salmastra.Parçalar arasında sızdırmazlık sağlayan parça. 2)Buz
PACKING toplanması 3)Ambalajlamak.
PARALLACTIC ANGLE PZX küresel üçgeninde X açısı.Buna konum açısı agle of position da denir.
Ay'ın dünyadan olan uzaklığındaki değişiklik nedeni ile kabarma alçalmadaki
PARALLACTIC INEQUALITY değişiklik.
Iraklık açısı.Farklı iki yerden,uzakdaki noktaya yönelmiş iki doğrultu arasındaki
PARALLAX açı.
PARALLEL Paralel cetvel.
PARALLEL RULER Paralel cetvel.
1)Façuna,badarna etmek.Bir halatın eskimemesi için,başka bir cisimle temas
eden veya temas edebileceği düşünülen kısmını,branda yada eski halat
PARCEL parçaları ile sarmak. 2)Ayrılmış yük partisi. 3)Paket.
Sintinede yada tank yan braketlerinde sintine suyunun,sintine kuyusuna
PARCLOSE akabilmesi için açılmış delikler.Lev delikleri.
PARHELION Yüksek enlemlerde olan yalancı güneş.Güneşin etrafında oluşan hale.
PART Kesilmek,ayrılmak,kopmak (Rope parted-Halat kesildi)
PARTICULAR AVERAGE Hususi (özel,küçük) avarya.Gemiye,yüke olan hasar,ziya kayıp.
PARTICULAR AVERAGE LOSS Özel avarya kaybı.
Page 84
P
PELORUS Kerteriz aleti.Alet,kerteriz almak için bir hedefe ile pusula kartından oluşur.
PELT Post,hayvan derisi
1)Ara teli 2)Palanganın işleyen halatları 3)Kamçı,bir çıması bir yere bağlı diğer
PENDANT çıması serbest olan halat
PENNANT Flama,bayrak
PER DIEM 1)Gündelik masraflar 2)Günde,günlük
PERILS Risk,muhatara.Tehlike.
Uzatma,temdit.Klas kuruluşlarının gereğinde bitmiş olan klas zamanı için
PERIOD OF GRACE verdikleri kısa uzatma.
PERISHABLE CARGO Bozulabilir,kokuşabilir yük.
Benzer günler gibi.Özellikle navlun anlaşmalarında sürastarya için kullanılan
PER LIKE DAY bir deyimdir.
Gece gökde görülen hafif aydınlık.Güneşin üst atmosferde mor ötesi ışınları
PERMANENT AURORA nedeni ile oluşur.
PERMANENT FENDER Sabit yumru.(Şehir hatları gemilerinin bordalarında olduğu gibi.)
PERNAVIGATE Seyir ile.
PERPETUAL DAY Uzun gün,kutup günü.Azami 6 aydır.
Pervaneye doğru akan suya iyi bir yön verebilmek için pervane şaftı hattının
PESCOLD WIND FIN biraz altına konan kanat.
PETTY OFFICER Astsubay
PETTY EXPENSES Küçük masraflar
Page 85
P
Page 86
P
1)Gladorada,posta ile stringer yada yük trizi arasında kalan boşluk. 2)Güverte
POCKET altında kazan dairesi ile gemi alabandası arasında kalan boşluk.
1)Pusula bölümünde kerte.11 derece 15 dakikalık açı değeri. 2)Küçük burun.
3)Halatın ucunu sivriltmek (makara dilinden geçirmek için).
POINT 4)Camadan,camadan vurmak.
POISINING Zehirlenme
POLAR Kutba ait,kutupsal.
Yüksek enlemlerden geçen hava ile alçak enlemlerden gelen hava arasındaki
POLAR FRONT sınır çizgisi.Kutupsal cephe.
POLICY Poliçe
POLICY,FLOATING Dalgalı sigorta poliçesi.Open cover.
POLICY,FREIGHT Rizikodaki (ödenmemiş) navlun için yapılan sigorta poliçesi.
POLICY HOLDER Sigortalı
Şeref poliçesi.Bu poliçede "policy proof interest-poliçe çıkarın delilidir"
POLICY,HONOUR hususunu kanıtlamak zordur.
POLICY,HULL Tekne için yapılan sigorta poliçesi.
POLICY PROOF OF INTEREST Genellikle buna P.P.I. denir.Poliçe çıkarın delilidir.
POLICY,ROUND Gidip gelme için yapılan poliçe.
POLICY,UNVALUED Kıymetlendirilmemiş poliçe.
POLICY,VALUED Kıymetlendirilmiş poliçe.
POLISHING Cilalama
PONTOON Ponton
POOP Pupa,geminin tam kıç tarafından yükselen kısa güverte.
PORT Güverteden su akabilmesi için yapılan firengiler,delikler
PORTAGE Gemi bordasında giriş yeri yada açıklık,lumbar.
PORT,CLOSE Nehir içinde olan liman.
PORT FLANGE Lumbuzların üzerindeki kağlar
PORT FLAP Lumbar kapağı
PORT HOLE Lumbuz
PORT HOLE DEADLIGHT Lumbuz kör kapağı
PORT HOLE EYEBROW Lumbuz kaşları
PORTLAST Parampetin en üst kısmı,küpeşte
PORT LID Lumbar ağzı,lumbar kapağı
PORT RECEPTION CAPACITY Liman gemi alma kapasitesi.
Lumbuz üzerindeki kaş.Yukarıdan akan suların lumbuzdan içeri girmesine
PORT RIGGLE (RIGOL) engel olur.
Page 87
P
1)Bir yerde çok sık esen rüzgar,hakim rüzgar 2)Hüküm süren (Under
PREVAILING prevailing weather conditions - Hüküm süren hava koşulları altında ) gibi
PREVENTER Bumba kamçısı
PRICK Harita üzerine mevki koymak,rota çizmek.
PRIDE OF THE MORNING Güneş doğarken görülen pus.İyi ve güneşli havayı belirtir.
PRIMA FACIA İlk bakışta.Birinci derecede.
PRIMA FACIA EVIDENCE Aksi saptanıncaya kadar yeterli ve inanılır delil,karine.
PRIME MERIDIAN Greenwich meridyeni
PRIMER 1.kat boya
PRIME THE PUMP Pompaya almasını sağlamak amacıyla su doldurularak çalıştırmak.
PROCEED,TO İlerlemek,yol almak
PROCESS VERBAL Tutanak,keşif raporu
PROCURATION 1)Diğer bir kişinin yerine hareket eden kişi,vekil 2)Vekalet belgesi
PROFILE 1)Lama,köşebent çeşitleri,çeşitli çubuk vb. tümü 2)Boyuna kesit
Boyuna,tulani kesit.Gemi boylamasına orta merkez çizgiden bir düzlemle
PROFILE,INBOARD kesilerek merkezden dışa görünüşü.
PROFILE,OUTBOARD Teknenin sancak taraftan görünüş planı.
PROFORMA INVOICE Teklif faturası.
PROFORMA POLICY Ön poliçe,imzalanacak poliçenin taslağı.
Bir kira anlaşmasına konulan bu koşul ile,kiracılara kira anlaşmasının bitiş
tarihinden sonra da anlaşmanın devam olanağı sağlanmış olur.Uzatma
PROLONGATION CLAUSE koşulu.
PRO-METACENTER Sabit olmayan merkez ötesi.
PROMISSORY NOTE Emre muharrer senet.Taahhüd senedi.
PROMPT Acele,derhal istenen,hazır olan (kiralamada).
PROMPT SHIP Hazır gemi,yükleme için derhal aranan gemi.
Page 88
P
Gros tondan net tonu bulurken makine ve kazan daireleri,şaft tüneli ve çıkışı
PROPELLING POWER ALLOWANCE vb. yerlerin çıkarılması.(En son yönetmelik sözkonusudur.)
PROPOGATION Dalga tepesinin ilerlemesi.
PROPULSION Sevkedici,itici,yürütücü kuvvet
PROPULSION ENGINE(S) Hareket sağlayan makine(ler).Ana makine(ler).
PRO-RATA Nisbet üzerine.O nisbette.
PROTECTIVE CLAUSE Konişmentoya yük hasarı yada durumu hakkında konulan şerh,ilave,ek.
PROVED Demir ve zincir test edildikten sonra istenilen kalite ve sağlamlıkda olması
Deniz sigortasında kullanılan bu deyim kayıp yada hasarın doğmasına sebep
PROXIMATE CLAUSE olan en yakın nedeni anlatır.
PRUMPET Parampet
PSYCHROMETER Nem ölçer,sıvı kuru termometre.
PUBLIC ENEMIES Bir memleketin savaşta düşmanları.
PUFF Sağnak.
PULLEY Dilli makara.Sonuncu durumda palanga (tackle) denir.
PULP Kağıt hamuru
Page 89
P
PURCHASE Palanga
PURCHASE FALL Palangaya donatılan halat
PURCHASE,TO RIG A Bir palanga donatmak
PURIFIER Arıtıcı separatör
Page 90
Q
Page 91
R
RACE 1)Denizin küçük bir yerinde yada sahilde oluşan süratli ve kuvvetli akıntı. 2)Yarış.
RACING Pervanenin boşta kalarak seyirdim yapması
RACK Dil,makarayı üzerinde taşıyan ağaç yada demir.
RACKING STRAIN Geminin enine olan,şeklini bozan fazla gerilme.
RACON Radar responder beacon.
Radio dedecting and ranging kelimelerinin baş harflerinin alınmasından meydana
RADAR gelmiştir.
RADAR ECHO CLUTTER Radar ekranının karışması.Parazit,piç ekoların çoğalması.
RADAR SCANNER Radar anteni.
RADAR SCOPE Radar ekranı
RADAR SCREEN Radar anteni.
RADAR WAVE GUIDE Radar dalgalarını vericiden antene ulaştıran içi boş boru.
Geçtiği ortamı ısıtmayan,elektromanyetik dalgalar halinde enerjinin
RADIATION yayılması,radyasyon.
RADIOLARIA Küresel ve konikal çok küçük deniz yaratıkları.
RADIUS Yarıçap
RADIUS OF ACTION Geminin yakıt,su,kumanya ve gereçleri ile yapılabileceği azami seyir.
RAIL 1)Küpeşte,vardavele,parmaklık. 2)Parampetin en üstü.
Borda kenarlarına konulan dikmelere çekilen yatay demir çubuk,ağaç,tel
RAILS AND STANCHIONS halat,yada zincirlerin (vardavele) oluşturduğu devamlı koruma grubu.
RAIN COVER Yağmur tentesi.
RAIN HOOD Ambar çadırı
RAISE Kara yada ışığın uzaktan görünmesi.
1)Çalım.Direklerin,bacanın,baş ve kıç bodoslamaların yada diğer eğik kısımların
baş-kıç hattına göre eğik yapılması.Voltalı. 2)Dümenin arka kenarının eğik
RAKE yapılması.
RAKISH Çalımlı.Eğik yapılmış direk vb.
RAMP Kapak.Arabalı vapurların,roroların rıhtım üzerine attıkları kapak
RANGE LIGHT Grandi silyon feneri
RANGING CABLE Demir zincirini güverteye yayarak muayene etmek,parçalarını değiştirmek.
RATCHET Kastanyola,fren.
RAT GUARD Farelik
RATIO Oran,nisbet
Geminin bağlama yeri hazır değilse bile astarya günlerinin başlayacağını belirten
READY BERTH CLAUSE bir koşuldur.
REAM Rayma salmak,bir deliği büyütmek.
REASONABLE DISPATCH CLAUSE Sigortalının kendi kontrolleri altında makul süratle hareket edeceği belirtilir.
Fiyatta tenzilat,iskonto.Taşıyanın taşıtana yapyığı navlun iadesi (anlaşmaya göre
REBATE bir yüzde).
REBELLION İsyan,ayaklanma
RECESS Koy,körfez
RECKONING Mevkinin hesap ile bulunması
RECLAMATION Denizin doldurulması ile elde edilen kara parçası
RECONDITION Yenilemek,onarmak
RECORD RUN Bir geminin seyir rekoru.
RECTOR 11. ve 15. asırlarda gemi kaptanına verilen isim.
RECURVATURE Sayklonik fırtınanın yönünde olan değişim için kullanılan deyim.
RED END Mıknatısın kuzeye yönelen ucu.
RED LEAD Kırmızı sülyen boya.
REDUCED LATITUDE Belirli bir yerde ekvator ile dünya yarı çapı arasındaki açı.
REDUCTION Mevki düzeltmesi
REDUCTION GEARING Deviri azaltan,hız düşüren fakat kuvveti çoğaltan dişli donanımı.
Dünya üstünde belirli bir yerde yer küresi ile coğrafik enlem arasındaki fark.45
REDUCTION OF LATITUDE derece enlemde azami 11'44" dir.
REEF Deniz altında veya sığ suda kaya döküntüsü,topuk.
Page 92
R
Kırılma.Gök cisminden gelen ışığın yer atmosferinden geçmesiyle (az yoğun bir
REFRACTION ortamdan çok yoğun bir ortama) ışığın gerçek doğrultusunda oluşan değişiklik.
REFRIGERATE Soğutmak
REFUELLING Yakıt almak
REFUGE,TO TAKE Sığınmak
REGISTERED BREADTH Geminin tescil edilmiş genişliği.En geniş kemerede kaplamanın dışından ölçülür.
Tescil derinliği.Geminin ortasından çift dip veya döşeklerin üstünden tonaj
REGISTERED DEPTH güvertesi kemere üstüne kadar olan derinlk.
Tescil boyutları.Kütük boyutları.8.Nisan.1966 tarih ve 12260 sayılı resmi gazeteye
göre:Madde 17-Geminin ana ölçüleri olup tonilato belgesine yazılacak olan
REGISTERED DIMENSIONS boyutları aşağıda tarif edilmiştir:
RELATIVE HUMIDITY Doymuş havaya göre ifade edilen atmosfer rutubeti.Bağıl nem,nisbi rutubet.
RELEASE NOTE Teslim ordinosu.Kaptana bu döküman ibraz edildiğinde yük teslim edilir.
RELIEF RAIN Nemli havanın soğukla karşılaşmasında oluşan yağmur.
RELIEVING GEAR Dümene ve yekeye denizlerin yapacağı etkiyi azaltmak için konulan donanım.
Bir geminin yükleme yada boşaltmaya hazır olduğunu bildirdiği gün.Astarya günü
REPORTING DAY olarak sayılıp sayılmayacağı anlaşma koşullarına bağlıdır.
REPUDIATION Navlun anlaşmasının feshi.Reddedilmesi.
Page 93
R
Artık direnç.Su içinde ilerleyen bir geminin toplam direncinden geminin sürtünme
direncinin çıkarılmasıyla elde edilen kısım.Bu direnç bileşeninin içinde geminin
RESIDUAL RESISTANCE form direnci,dalga direnci,girdap direnci vb. kısımlar bulunur.
1)Karter yağının dibde bıraktığı çamur.Buna sludge da denir. 2)Fuel oil,asfalt ve
RESIDUE karbon siyahı.
RESIN Reçine.
RESPONDENT Davalı,dava edilen.
Seferi tamamlamak için gemide mevcut yük için alınan borç,deniz ödüncü.Yalnız
RESPONDENTIA kaptan tarafından yapılabilir.
RESPONDENTIA BOND Yük üzerinden alınan deniz ödüncü için verilen ipotek senedi.
RESTRAINT OF PRINCES,RULERS OR
PEOPLE Prenslerin,hükümdarların yada halkın gemiyi seferden alıkoyması.
RETARDATION Gecikmek,geminin zamanında varamaması.
İş akdinin devamı sırasında Ulusal Deniz İdaresi tarafından ücretlerde bir artırma
yada eksiltme yapıldığı takdirde bu akdin başlangıcından itibaren geçerli olacağı
RETPOSPECTIVE CLAUSE hakkında kloz.
Prim iadesi klozu.1)Taraflar anlaşarak anlaşmayı bitiminden evvel
feshederlerse,2)Gemi limanda sürekli yatarsa,primin bir kısmının iade edileceği
RETURNS CLAUSE hususunda taraflar anlaşmaya varabilirler.
Şanzıman.Ana makine ile pervane arasında hız düzenini ve ileri geri hareketi
REVERSE AND REDUCTION GEAR düzenleyen dişli donanım.
REVERSED FRAME Ters,maküs posta.
Tersinir.Bir sistemin bir olayı takiben,aynı (ilk) durumuna geldiğinde özelliklerinin
REVERSIBLE aynı kalması hali.
Page 94
R
RIGHT OF WAY Yol hakkı.Bir gemi yanından geçerken,yasal rota,sürat ve yol hakkı,olan gemi.
RIGHT TO AVERAGE LAYDAYS Ortalama astarya günleri.Yükleme boşaltma zamanlarının ortalamasını almak.
RIGHT UP AND DOWN Rüzgarsız.
RIGOL Çalpara
RIM 1)Irgat,bocurgat kasnağı. 2)Direkde çalım. 3)Kenar,çevre.
RIME Merdiven basamağı
1)Demiri zincire bağlayan bakla,kilit veya anele. 2)Mapa,halka. 3)Kampana
RING çalmak. 4)Segman.
RING BOLT Aneleli mapa
RING STOPPER Tel halat için kullanılan ve bir ucu aneleye bağlı zincir bosa.
ROLL 1)Yalpa. 2)Hadde.Bir maddenin kesitini iki silindir arasından geçirerek küçültmek.
ROLLED Haddelenmiş.
ROLLED IRON Çekme demir.
1)Tel halat yönünü değiştirmek için kullanılan makara dili. 2)Uzun ölü dalga.
ROLLER 3)Silindir. 4)Hadde.
ROLLER CHOCK Tek tamburlu kurt ağzı
Page 95
R
Page 96
R
Page 97
S
SACK Çuval
SADDLE Bumbaların üzerine yerleştiği ve bağlandığı yastık,çatal puntel.
SAFE ARRIVAL Salimen,selametle varış.
Sigortanın başladığı ve poliçenin yapıldığı anda geminin bir limanda ve denize
SAFE IN PORT elverişli olduğunun beyanı.Salimen limanda.
SAFETY DEVICE Güvenlik donanımı.
SAFELY LANDED Yükün hasarsız boşaltılması.
SAFETY,HOOK Emniyet dilli yük kancası.Kilitli kanca.
SAFETY LOCK Emniyet kilidi
SAFETY PIN Emniyet pimi
SAFE WORKING LOAD Güvenlikle çalışma yükü.
SAGGING Belverme.Geminin ortasında oluşan çökme,belverme.
SAID TO WEIGH ......ağırlığında olduğu söyleniyor.İfadeye,beyana göre ağırlık,miktar.
SAIL Yelken
SAIL,HE IS A GOOD 'Onu deniz tutmaz'' anlamına kullanılan bir deyim
Kalkış,varış yerleri arasında yapılan büyük daire,markator ve paralel seyirler
SAILING,COMPOSITE bileşimine verilen isim.Mürekkep seyir.
SAILING PLANE Düzlem seyri.Seyredilen dünya parçası düz olarak kabul edilmiştir.
SAILING TRAVERSE Volta seyri.
SAILING TRIM Denize elverişli olacak şekilde dizayn draftına kadar yükleme.
SAIL,SET Sefere çıkmak,başlamak
SAINT NICHOLAS Denizcilerin aziz,mübarek olarak tanıdıkları yatır.
SALINITY Tuzluluk.
SALINOMETER Suyun tuzluluk derecesini ölçen alet.
1)Deniz seviyesinden aşağı ve tuzlu su ile işe yaramaz hale gelmiş arazi.
SALTINGS 2)Tuzla.
SALT PAN Tuzla.
SALUTE Selamlamak,selam vaziyeti.
SALUTE,TO EXCHANGE Karşılıklı selamlaşmak.
SALUTE,TO RETURN A Selama karşı selam vermek.
SALVAGE Kurtarma
SALVAGE AWARD Kurtarma ücreti.
SALVAGE CHARGE Kurtarma masrafı.
Page 98
S
Dik ırgat milinin güverte altında tabak şeklinde demirveya çelik yatak.Sıpındıl
SAUCER bunun üzerinde döner.
SAVE ALL 1)Maliborda. 2)Lumbuz altına toplanan suların dolduğu küçük kap.
SAW Testere
SCALE 1)Ölçek. 2)Kazan içinde biriken,çöken taş. 3)Balık pulu. 4)Pas parçası.
SCALER Raspa,raspacı
SCALING Pas kırma
SCALING MACHINE Raspa motoru
SCAMPAVIA İşkampavya
SCANNER Radar anteni
Radarda PPI boyuna sarılı kangal.Elektronların merkezden çevreye doğru
SCANNING COIL yayılmasını sağlar.
1)Ağaç yada çelik yapıda kullanılan elemanların ölçüleri. 2)Bir ağaç parçasının
SCATLINGS normları. 3)Ölçüler,boyutlar.Full scantlings vessel.
SCARPH İki levha,kaplama yada parçayı birleştirmek için geçme yapmak,parile.
Süpürme.Dizel motorlarında silindir içindeki yanmış yakıt/hava
karışımının,silindire emilen taze hava (atmsfer basıncından az fazla) ve
SCAVENGING pistonun hareketi yardımıyla silindirden dışarı atılması işlemi.
SCEND Geminin denizli havada başının yükselip kıçının batması.
SCHEME Şema
SCOPE Radar ekranı
Demir zincirinin denizde bulunan zincir miktarı.Bu miktar denizin derinliğine
göre verilir.Derin yerlerde derinliğin 5 katı,derin olmayan yerlerde 3 katı olarak
SCOPE OF CABLE uygulanır.
SCORE Oyulma,oyuk.
SCOTCHED UP Payandalanmış.
1)Sürtünmeyi azaltmak için halat yada donanım arasına konulan ağaç parça.
SCOTCHMAN 2)Koruma amacıyla kullanılan ağaç parça.
Kuma,çamura oturan bir gemiyi kurtarmak için kurtaran geminin pervanesi ile
SCOUR oturan geminin altını oymak.Buna scouring veya dredging de denir.
SCRAP Hurda
SCRAPE Raspa etmek
SCRAPER 1)Raspacı 2)Raspa için kullanılan keski veya çekiç.
Page 99
S
SEA FOG Sıcak ve rutubetli havanın soğuk denizin üzerinden geçerken oluşturduğu sis.
SEA,FOLLOW THE Denizci ol.
SEA GAIT Ölü deniz.
SEAGIRT Denizle çevrilmiş
SEA GOING Açık denizde çalışan gemiadamı veya gemi.Denize çıkan
SEA HORSE Büyük dalga.
SEA KEEPING Geminin denizciliği
SEA KINDLINESS Geminin fırtınalı havalarda gösterdiği uygunluk,denizcilik.
SEA LEGS Dalgalı havalarda güvertede yürüyebilen insan.
SEA REACH Bir nehirin denize aktığı yer ile karadaki ilk dönemeci arasındaki uzunluk.
SEA SMOKE Soğuk havanın sıcak deniz üzerinden geçmesinden oluşan sis.
SEA SUCTION VALVE Deniz suyu alıcısı,kinistin.
SEA,TO SHIP Deniz yemek
Page 100
S
SERVICE Façuna edilen halat kolları üzerine sarılan burandayı gırcala ile bağlamak.
Halat yada bir dikişi korumak için üzerine façuna edilen burandayı gırcala ile
SERVING façuna etmek,bağlamak.
SERVOMOTOR Güç artırcı tertibat,mekanizma.
SET 1)Akıntının aktığı yön. 2)Akıntı etkisi ile düşme. 3)Ayar etmek. 4)Alet,takım.
SET DOWN Güverte saçının içeri çökmesi.
SET IN Borda saçının içeri çökmesi.
SET SAIL Bir yerden hareket etmek,sefere başlamak.
SET THE WATCH Nöbet bekletmek
SETTING 1)Gemiyi rotasına almak,koymak. 2)Ayarlamak
1)Bir kara parçasını veya feneri,uzaklaşırken ufukta kaybetmek. 2)Hesap
SETTLE görmek,ödemek. 3)Havanın kalması.Bir yönde karar kılması.
SETTLING TANK Akaryakıtın kullanılmadan önce dinlendirildiği tank.
SET UP Karina saçının içeri çökmesi.
SEWAGE TANK Pis suların toplandığı tank
Page 101
S
SHEER POLE Çarmık,palanga gibi donanımların dönmemesi için kullanılan madeni çubuk.
Ağız kuşağı levhası,şiyer saçı.Borda levhalarının güverte ile birleştiği levha
SHEER STRAKE sırası.
SHEET IRON Lama.Demir,çelik yassı uzun çubuk.Flat bar.
Page 102
S
Page 103
S
SHOVEL İş küreği.
SHUT DOWN Makineyi kapamak,durdurmak.
SICK BAY Revir.
SIDE Borda
Radarda bu ekolar side lobe'lardan gelir.Antenin iyi monte edilmemesindende
SIDE ECHOS doğabilir.
SIDE ERROR Sextantda ufuk aynasının alet düzeyine dik olmamasından doğan yan hatası.
SIDE LADDER Borda iskelesi.
SIDE LIGHTS Borda seyir fenerleri.
SIDE LIGHTS SCREEN Borda fenerleri siperlikleri.
SIDE LOBES Radarda ana hüzme yanında oluşan parazit yan hüzmeler.
SIDE PIECE Borda kaplaması.
SIDERAL Yıldıza ait.
SIDE SCUTTLES Porthole.
SIDE SHEATING Alabanda astarı.Yalı kütüğü üzerine gelen ilk alabanda kaplaması.
SIDE SHELL PLATING Borda kaplama saçları.
SIDE SHORE Payanda,dayak.Borda payandası.
SIDE SKIDS Maliborda tahtası.
İstiralya.Ambar istiralyası.Gemilerin postalarını baştan kıça doğru birbirine
SIDE STRINGERS bağlayan bağlarada istiralya denir.
SIEVE Süzgeç
SIGHTING Gözle görmek,gözlem.
SIGNALMAN Vinç serdümeni
SIGNAL PISTOL İşaret tabancası.
SIGNAL,ROCKET İşaret fişeği.
SIGNED UNDER PROTEST Sonuçtan sorumluluk kabul etmemek üzere imzalanmıştır.
SIGN OFF Gemi adamı anlaşması feshi.
SIGN ON Gemide çalışmak üzere anlaşma imzalamak.
SILENCER Susturucu
SILL Lumbarağzı eşiği.
SILTING Suların biriktirdiği kum bankı.
Bir düz,iki paralel hat ve bir parabolik eğri arasında kalan alanı bulmak için
SIMPSON'S FIRST RULE uygulanan formül.
SIMPSON'S SECOND RULE Eşit aralıklarla verilmiş ordinatlar için alan hesabında kullanılır.
SINGLE ACTING Tek tesirli.
SINGLE BEND Sancak bağı
SINGLE BLOCK Tek dilli makara
SINGLE BURTON Tek bumbalı yük donanımı
Üst ana güverte altında güvertesi olmayan,genellikle dökme yük
SINGLE DECK TYPE gemileri.Tulum gemi.Tek güverteli,gladorasız gemi.
SINGLE FALL Tek bumba yöntemi
SINGLE UP Halatları teklemek.
SINKAGE Sinme.Yerleşme.Örneğin yüklenen dökme tahılın yerleşmesi.
SINKER Olta yada ağ kurşunu.
SISTER BLOCK Aynı tablada üst üste iki dilli makara.İkiz makara,bastika.
SISTER HOOK Çifte kanca
Bundan amaç eğer sigortalı gemi aynı donatana ait (yada idaresinde) diğer bir
gemi ile çatışır yada ondan kurtarma yardım talep ederse gemi sanki başka bir
SISTER SHIP CLAUSE donatana aitmiş gibi işlem yapılır.
SIX ON SIX OFF 6 saat vardiya,6 saat dinlenme çalışma düzeni
Page 104
S
Page 105
S
1)İki kara arasında kalan geçit,dar deniz. 2)Saniyede 3800 frekanstan az ses
SOUND dalgası. 3)Derinlik ölçmek,iskandil yapmak. 4)Sağlam,hasarsız değer.
SOUNDING LEAD İskandil kurşunu.
SOUNDING LINE İskandil savlosu.
SOUNDING PIPE İskandil borusu.
SOUNDING ROD Bir inceye bağlanmış ölçülü iskandil çubuğu.
SOUNDING WELL Ambar sintine kuyusu.
SOUND VALUE Hasarsız sağlam değer.
SOUTAGE Hasarlı yada hasarsızı ayırma.Sotaj.
SOUTHWEST MONSOON Yaz munsonları.
SPACE,MACHINERY Makine dairesi.
SPACE,REQUIRED Gerekli hacim.
SPACER PLUG (BOLT) Tespit tapası.
SPACE SYSTEM Ambarda çuvallı yük ile yapılan tünelle elde edilen havalandırma
SPACING,BULKHEAD Su geçmez perde arası.
SPACING OF FRAMES Postalar arası
SPACING OF LONGITUDINALS Gemi yapımında tulaniler arası.
SPACING,SWINGING Gemiyi saldırma alanı.
SPACING TRANSVERSE Gemi yapımında enine konulan elemanlar arası.
SPAN BLOCK Mantilya makarası
SPANNER Civata anahtarı
SPANNER GUY Amidship guy.
SPAN SHACKLE Güverte üzerine lashing için vurulan mapalı kilit.
SPAN WIRE Mantilya teli
SPAR Seren,çubuk,direk,gönder.
SPAR CEILING Ambar istiralyası
SPAR FENDER Ağaç usturmaça.
SPECIAL SURVEYS 4 senede bir yapılan survey
SPECIFICATION Geminin tüm özellikleri.
SPECIFIC GRAVITY Özgül ağırlık.
SPELTER Tutya
SPHERE Küre,gök.
SPHERICAL TRIANGLE Küresel üçgen.
SPHEROID Kesiti elips olan küre.
SPIKE Kavela
SPIKE,MARLIN Kavela
Page 106
S
SPILE HOLE Varil yada fıçıyı boşaltırken hava girmesini sağlayan delik.
SPILL Gemiden denize akaryakıt,sıvı yük dökülmesi,etrafa yayılması
SPILLAGE Ambar süprüntüsü
SPINDLE 1)Dik ırgatı döndüren sağlam,dik,çelik çubuk. 2)Valf açıp kapayan rot,çubuk.
SPINDRIFT Kuvvetli rüzgar tarafından dalga tepesinden koparılıp savrulan su.
SPIRAL TUBE Kangal boru.
1)Kason levha.Zayıflamış postalar üzerine çekilen levha.Arası çimento ile
SPIRKETTING PLATE doldurulur. 2)Yalıkütüğü üstündeki alabanda kaplaması.
SPIT Alçak suda su üstüne çıkan kara veya kum bankı.
SPLICE Halat dikişi,dikiş yapmak.
SPLICE,CABLE Yoma dikişi
SPLICE,CHAIN Zincir dikiş.Halatın aneleden geçirilerek kendi üzerine dikilmesi.
SPLICE,EYE Kasa dikişi
SPLICE,SHORT Kasa dikiş yada kolbastı dikişi
SPLICING HAMMER Dikiş tokmağı.Bir ucu düz bir ucu sivridir.
SPLIT BREAST Bumba yastığı.
Sintinede bir yanı tank üstüne diğer yanı da saç levhaya bağlanmak üzere
SPLIT FRAME ayrılan saç profil,çatal posta.
SPLIT KNEE Kemere sonu kesilerek aşağı bükülmüş çelik kemere praçolu.
SPLIT PIN Çatal pim
SPONGE Sünger
SPONTANEOUS Kendiliğinden,kendi kendine.
SPONTANEOUS COMBUSTIBLE İçin,için yanan,kızışan.
SPONTANEOUS COMBUSTIONS İçten yanma.Yükün (örneğin:kömür) için için yanması
SPONTANEOUS HEATING Kendiliğinden kızışan.
SPOONDRIFT Fırtınada denizin ince serpintisi.
1)Kiralama yapılınca geminin derhal yüklemeye başlayabileceği bu sözcükle
anlatılır.Tabii kiralama yapılınca geminin derhal yükleme limanına gitmesi
SPOT gereklidir. 2)Derhal yüklenmeye hazır yük.
1)Ana,çekirdek gemi adamını gemide tutatarak iş bekleyen gemi. 2)Yükleme
SPOT SHIP limanına varmış ve yükü lmaya hazır gemi.
SPREADER Kantarma.İskele askısı.
SPUR SHORE Layterlerden yükleme yapabilmek için gemi ile rıhtım arasına konulan ağaç sal.
SQUALL 1)Rüzgar sağanağı. 2)Bora,fırtına.
SQUARE FILE Dört köşe eğe.
Güvertedeki suyu sıyırarak kurutmak için kullanılan,ucunda tahta ve buna çakılı
SQUEEGEE lastik,maba.
STABILITY,INTACT Hasarsız denge.
STAFF Gönder,direk.
Page 107
S
STATUTORY FREEBOARD Güverte hattı üstü ile sigorta (load lines) hattı merkezi arasındaki mesafe.
STAUNCH Sağlam,her bakımdan sefere elverişli gemi.
STAVE Delmek,yaralamak.Çatışmada delik açılırsa buna stove in denir.
STAVE OFF Kanca yada gönderle aracı bir yerden avara etmek.
STAY 1)Vento. 2)Payanda.
STAY,JUMPER Karanfil
STAY,LONG Uzun kaloma
STAY,SHORT Kısa kaloma
STEAM CHEST Buhar sandığı.Slayd (çekmece) valfin bulunduğu buharla dolu sandık.
Page 108
S
Page 109
S
Page 110
S
1)Vakum yolu ile sıvının emilmesi. 2)Geminin hareketi ile sıvının yer
değiştirmesi. 3)Küçük gemi büyük geminin yanından geçerken büyük geminin
SUCTION küçük gemi üzerinde oluşturduğu emme,çekme.
1)Yüzmek için gerekli olan su.Örneğin "Vessel sues five feet" yada "Tide sued
six feet".Her iki durumdada geminin yüzebilmesi için 5/6 kadem suya ihtiyaç
SUE vardır anlamını taşır. 2)Dava açmak.
Page 111
S
Page 112
T
TACKLE Bir veya daha fazla makaraların halat yada zincirle donatılarak oluşturdukları palanga.
TACKLE FALL Palanga tirentisi.
TACKLE,RUNNER AND Kabasorta palanga.
TACKLE,RUNNING PART OF A Palangayı oluşturan makaraların dilleri arasında dolaşan halat kısımları.
TACKLE UPON TACKLE Palanga üzerine palanga vurmak
TACK WELDS Punta kaynağı
Manevra çapı.Geminin dönüşünde eski rota hattı ile 16 kere döndüğü zaman aldığı
TACTICAL DIAMETER konum arasındaki dikey mesafedir.
TAFFRAIL Kıç parampet küpeştesi.
TAIL Kamçı.Bir ucu radansalı halat
Kamçılı torno.Bir yere bağlanmak için makara üzerine sarılmış halat parçası olan
TAIL BLOCK makara,halat ucundaki makara.Kamçılı palanga.Buna jigger block da denir.
TAIL OF BANK Bir giriş ağzında oluşmuş uzun sığlığın deniz tarafındaki ucu.
TAIL SHAFT Uskur şaft.Stern tube den geçen ve pervaneye bağlı olan şaft.
TAKE A TURN Volta al emri
TAKE IN 1)Yüklemek. 2)Çekmek,vira etmek,içeri almak.
TAKE IN A REEF Camadana vurmak.
TAKE IN TOW Yedeğe almak
TAKINGS AT SEA Savaşta tarafsız gemileri durdurarak kontrol etmek.
Bir tahıl taşıma deyimi olup,satıcının yükü iyi olarak yüklediği kabul edilir ve yoldaki
TALE QUALE hasar kabul edilmez.
TALLOW Sığır cinsi hayvanlardan çıkarılan don yağı,sabun ve mum yapılır.
TALLY Yükleme boşaltmada sayma işlemi.Puvantaj
TALLY AS PER SHORE Gemi dışında yapılan sayıma göre.
TAMPION Tıkaç
TANDEM,IN Birden fazla yedekleme.
TANKSIDE BRACKET Sintine yan braketi.
TANK TOP Double bottom tank üstü.
TAPERED ROPES Çıması,ucu ince halatlar.
TAPERING Bir makara yada radansadan geçirilecek halatın ucunu inceltmek.
TAPS AND DIES Pafta takımı.
TAR Katran.
TARE Dara.
TAR,OLD Deniz kurdu.
TARPAULIN Su geçmez branda
TARRED Katranlı
TAUT Sıkı,gergin,aganta,tize.
TEAK Tik ağacı.
TECHNICAL EFFICIENCY Teknik verim.Dedveyt'in deplasmana oranı.
TEEM Dökme,boşaltmak.
Dümen makinesini,dümen dolabının dönmesi ile hidrolik olarak çalıştıran dümen
TELEMOTOR donanımı.
TELLTALE Müşir.
TEMPEST Sert rüzgar fırtınası.
TEMPEST BEATEN Fırtınaya tutulmuş gemi.
TEMPLATE Şablon.Kalıp.
TENDENCY Değişmeye meyilli.Bu deyim özellikle barometrik basıncın değişmesi halinde kullanılır.
Page 113
T
THALVEG (LINE) 1)Bir nehrin en derin yerlerinden geçen hat. 2)Bir geçit yerinde orta hat.Talvek hattı.
THIMBLE Radansa.
THIMBLE AND LINK Baklalı radansa
Kenarları halat geçmesine elverişli,demir veya çelik levha üzerindeki yuvarlak
THIMBLE EYE delik,loça.
THIMBLE SCORE Radansa oluğu.
Deniz sigorta poliçelerinde geminin dönüşünden sonra sigortanın 30 gün daha devam
THIRTY DAYS CLAUSE edeceği anlamına kullanılan kloz.
THIRTY DAYS RETURN Geminin atıl kaldığı beher 30 gün için geri ödenecek sigorta primi.
THREAD 1)İplik. 2)Vida dişi,kılavuz diş.
THREE L (S) Latitude,Lead (iskandil),Lookout.
THROAT Praçolun yahut eğrinin (posta) iç açısı.
THROUGH PLATE Devamlı levha.
Sırast.İtme.Bir şafta ekseni yönünde etken olan kuvvet.Bir hat boyunca itici bir kuvvetin
uygulanması.Geminin seyri esnasında suyun pervaneye karşı gösterdiği dirençten
THRUST oluşan ve geminin ileri yada geri gitmesini sağlayan kuvvet.
Srast yatağı.Makineyi pervanenin itme kuvvetinden kurtarıp bu kuvveti gemi bünyesine
THRUST BEARING ileten pervane şaftı üzerindeki yatak.
THRUST POWER Çalışan bir pervanenin doğurduğu ve gemiiyi boy ekseninde itmeye yarayan güç.
THRUST SHAFT Pervane srastını,basmasını srast blok'a ve gemiye kaydıran şaft bölümü.
THWART Filikada kürek çekenlerin oturduğu oturak.
TIDAL AMPLITITUDE Verilen veya belirli bir yüksekliğe göre kabarma lçalma yükselmesi.
TIDAL BASIN Kabarma ve alçalmanın etkisi altında olan yarı kapalı su alanı.
Kabarma alçalma sabitesi,sayısı.Bir yerin kabarma alçalması ile esas alınan yerin
TIDAL CONSTANTS kabarma alçalması arasındaki farklar.Yükseklik veya zaman olarak verilir.
TIDAL FALL Alçalma miktarı veya yüksek su ile alçak su arasındaki fark.
TIDAL PARADOX Sığlık üzerinden geçen kabarma alçalma akıntısının oluşturduğu olağanüstülük.
TIDAL PREDICTION Belirli bir yerde,belirli bir saatte kabarma alçalma durumunun verilmesi,bildirilmesi.
Art arda olan yüksek su ile alçak su veya alçak su ile yüksek su arasındaki farkın
TIDAL RANGE rakamla ifadesi.
Kabarma lçalmayı oluşturan kuvvetlerin su yüzeyinde doğurduğu ritmik yükselme
TIDAL UNDULATION alçalma hareketi.
Page 114
T
Dünyanın dönüş hareketinin doğurduğu merkez kaç kuvvet ile güneş ve ayın çekme
kuvvetlerinden dolayı,belirli bir yerde,deniz yüzeyinde,periyodik olarak meydana gelen
TIDE kabarma alçalma olayı.Kabarma laçalma arası 6 saat 12 dakikadır.
TIDE,EBB Suların alçalması (Cezir).
TIDE,FLOOD Suların kabarması (Med).
TIDE RIP Deniz dibinin doğası nedeniyle kabarma alçalma akıntısının doğurduğu karışık su.
TIEPLATE İki kısmı birbirine bağlamak için kullanılan levhalar.Enine bağ levhası.
TIE PLATES : (ROSS) Çapraz bağlantı levhası
TIME CHARTER,CATCH Geminin fiilen kullanıldığı zamanlarda kiranın ödeneceğini öngören kira anlaşması.
Gecikmeden ötürü doğacak zararlardan sigortacıyı kurtarmak için deniz sigorta
TIME PENALTY CLAUSE poliçelerine konulan kloz.
TIME SAVED Time Sheet hesaplarında kazanılan zaman.
Zaman cetveli.Aradaki anlaşmanın koşullarına göre,yükleme veya boşaltma için
yapılan cetvel.Demurrage veya Despatch yapılırken aşağıda gösterilen hususlara
TIME SHEET dikkat
1)Açık etmek
demir gereklidir.
yerine veya limana varış tarih ve saati.
İğilme.Kızaktan denize indirilen teknenin suya giren kısmı ile,karada olan kısmı
arasında oluşan tehlikeli durum.Diğer bir deyimle geminin kıçtan denize indirilmesi
esnasında suya giren kıç tarafın yüzmeye başlaması ile birlikte,geminin kızak
TIPPING üzerindeki
baş tarafı etrafında dönmesi sonucunda oluşan tehlikeli durum.
İğilme merkezi.Geminin baş kıç hattı ortasında olduğu kabul edilen merkez.Geminin
TIPPING CENTER trimi değiştiği halde yükselip alçalmayan yeri değişmeyen nokta.
TOE Köşebent yada dirsek topuğu.
Page 115
T
TONNAGE DEPTH Ambar farş tahtaları veya tank top üstünden tonilato güvertesine olan derinliktir.
Ton olarak geminin taşıma kapasitesi.Merchant Shipping Act'in 3.bölümünde bu net
TONS BURDEN register tonnage'ı ifade eder.
TON,SHORT 907,20 kilo
TOOL Takım,alet.
TOP OF THE WHEEL HOUSE Miyar güverte.
TOPPING AND SLEWING DERRICK Mantilyası ve ablisi ile geniş hareket olanağı olan tek bumba.
TOPPING LIFT (BOOM LIFT) Mantilya,dik vento.
TOPPING LIFT BOOM BLOCK Mantilya bumba başı makarası.
TOPPING LIFT BOOM EYE PLATE Mantilya bumba başı mapası.
TOPPING LIFT FALLS Bumba,dikme mantilya palangası.
TOPPING LIFT LEAD BLOCK Mantilya topuk makarası.
TOPPING LIFT LEAD BLOCK EYE PLATE Mantilya topuk makara mapası.
TOPPING LIFT MAST BLOCK Mantilya direk makarası.
TOPPING LIFT MAST EYE PLATE Mantilya direk mapası.
TOPPING LIFT SPAN Mantilya teli.
TOPPING OFF 1)Ambar veya gladora üstüne konulan yük. 2)Yarım olan tankı doldurmak.
TOPSIDES Teknenin dizayn su hattından küpeşteye kadar su üzerinde kalan borda kaplamaları.
TORCH Pilli el lambası.
TORQUE Bir şaft veya dümen şaftını çevirmek için gerekli olan kuvvetler momenti,tork.
TORSION Burulma.Bir tork yada salınım nedeniyle bir cismin deforme olması.
TORT Yasa dışı hareket.
TOTAL LOSS ONLY Yalnız tam ziyada ödeme yapılır koşulu.
TOUCH AND GO Gemi karinasının deniz dibine değmesi ve geminin oturmadan yoluna devam etmesi.
Deniz poliçelerine konulan bu deyimle gemi yalnız seferle ilgili limanlara
TOUCH AND STAY uğrayabilir,sapma yapamaz.
TOUCH THE GROUND Sığlıkta geminin hafif ve geçici olarak oturması.
TOW 1)Yedekte çekme. 2)Yedekte çekilen. 3)Oturan bir gemiyi kurtarmak amacıyla çekmek.
Belirli durumda,geminin başkasını yedeklemesi yada yedeklenmesi serbestisi
TOWAGE CLAUSE verilmesi hususunda taşıma anlaşmasına veya konişmentoya konulan koşul.
TOW AHEAD Baştan çekmek,yedeklemek.
TOW ALONGSIDE Bordadan yedeğe almak.
TOW ASTERN Kıçtan yedeğe almak.
TOWING LIGHT Yedekleyenin yedekleme sırasında pruva direğine çektiği ek silyon feneri.
TOW LINE Yedekleme halatı.
TOXICATION Zehirleme
TOXIC EFFECT Zehirlenme
TRACK Pervane suyu.
TRACTIVE FORCE Kurtarma gemisinin yada romörkörün çekme kuvveti.
TRAJECTORY Meteorolojide herhangi bir cismin yer üzerinde seyri.
Page 116
T
1)Tek pervaneli bir geminin pervane evinden yukarı doğru çıkan üçgen şeklinde çelik
TRANSOM FLOORS levhalar. 2)Ayna kıçda kıç bodoslama üzerine vurulan döşek. 3)Kıç yatırmaları.
TRANSOM FRAMES Ayna kıçda transom floor dan yükselen postalar.Tırhandil postaları.
TRANSOM PLATE Kıç yatırma levhası.
TRANSOM STERN Ayna kıç.
TRANSSHIP (TRANSSHIPMENT) Limbo.
TRANSVERSAL Enine,aykırı.
Isherwood sisteminde derin postalara denir.Devamlı olup döşeklerde intercoastal'lerin
TRANSVERSE geçişi temin edilir.
TRANSVERSE BULKHEAD Enine perde.
Enine derin postalar.Bir tür gemi yapım yöntemi olan Isherwood biçiminde derin
postalar.Devamlı olup döşeklerde ara parçaların (intercostals) geçişine elverişli olarak
TRANSVERSE DEEP FRAMING yapılır.
Geminin ana yapısı,yakın mesafede yapılan aynı ölçüde postalarla temin edilen yapı
TRANSVERSE FRAMING şekli.
TRANSVERSE METACENTER Enine orta kesitte oluşan.
TRANSVERSES Gemiyi enine sağlamlaştırmak için dipte alabandadan alabandaya vurulan elemanlar.
TRANSVERSES,SPACING Tekne yapımında enine konulan elemanların arası,bırakılan ara.
TRANSVERSE STRESS Geminin veya bir elemanın enine yapısını bozmaya zorlayan kuvvet,gerilme.
Normale dikey olan itici kuvvet.Pervanenin sağa veya sola devrine göre geminin kıçını
TRANSVERSE THRUST sağa veya sola çeken kuvvet.
TREAD Gemi omurgasının uzunluğu (dikeyler arası).
TRENCHING Özellikle pirinç yükünde havalandırma yöntemi.
TREND 1)Geminin baş kıç hattı ile üzerine yatılan demirin arasında kalan açı. 2)Sahil çizgisi.
TRIAL Tecrübe,deney.
TRIATIC STAY Karanfil.
Radarda yollanan dalgalar arasının eşit olmasını sağlayan açıp kapama,anahtar
TRIGGER UNIT ünitesi.
TRIM Hap
TRIM IN GOOD İyi trimli.
TRIM LINE ANGLE Trim açısı.
TRIMMED Dengeli,düzgün,istifli,hap edilmiş.
TRIMMING İstifleme,düzeltme,ayarlama.
TRIM,OUT OF Trimi bozuk.
TRIP 1)Sefer. 2)Demiri fundo etmek.
TRIP,MAIDEN İlk sefer.
TRIPPING Demirin dipten kopması,salpa olması.
TRIPPING OF FLOORS Oturmadan ötürü döşeklerin yukarı kalkması.
TROPIC(S) Dönence.Ay yada güneşin görünen deviminde,gelip geri döndüğü yer yada daire.
TROPICAL Dönenceler arası.
Page 117
T
TUMBLER Demiri fundo etmek için zincir baklası üzerine konulan tırnak.Demir kaponu pimi.
TUNNEL Şaft tüneli.
TUNNEL ACCESS Tünel açıklığı.
TURBULENCE Karışıklık,girdap.
TURN 1)Halatın babaya tam sarılması,volta edilmesi. 2)Sıra (beklemede).
Bir yere yanaşmak yada bir yeri dönmek için az dümen açısı ile büyük daire çizerek
TURN A SHIP LONG ROUND seyretmek,yol almak,hareket etmek.Harmanlamak.
TURNBUCKLE 1)Liftin uskuru. 2)Kurbacık.
Sıra beklemeksizin.Astarya günlerinin,gemi limana varınca ve hazırsa derhal
TURN,FREE OF sayılmaya başlayacağı anlamına gelir.
TURNING A SHIP SHORT ROUND Olabildiği kadar gemi boyuna yakın dönmek.
TURNING BASIN Manevra yeri,alanı.
Devir dairesi.Gemi tam yol giderken dümenin alabanda yapılmasında 360 derece
dönerek çizdiği dairedir.Tek uskurlu gemilerde dairenin çapı yaklaşık olarak gemi
boyunun 6 yada 7 katı olarak kabul edilebilir.Diğer bir deyimle bir geminin çeşitli sürat
TURNING CIRCLE ve
açılarında yapmış olduğu dairelerin en küçüğü.Bu dairenin çapına manevra çapı denir.
TURNING GEAR Makşneyi el kuvveti ile çevirebilmek için yapılmış donanım.tornaçark.
TURN IN REGULAR Düzenli sıra ile.Free of turn tersi.
TURN TO Başlamak.
TURN UP Halatı babaya volta edip bağlamak.
TURPENTINE Terebentin.Reçinenin damıtılması ile elde edilen saydam bir sıvı.
TWINE Katransız kınnap.
Page 118
U
Page 119
V
VACCINATE Aşılamak
VACCINE Aşı
VACUUM Vakum,boşluk.
Hükmi tam ziya halinde sigortalı değerin tamir edilmiş gemi değeri olarak alınacağı
VALUATION CLAUSE hususunda deniz sigorta poliçelerine konulan kloz.
VALVE,BY PASS Geri akma valfi
VALVE,CHECK Geri döndürmez valf.
Valf sandığı.Tanklardan,sintinelerden gelen borular,bu sandıktaki valfler sayesinde
VALVE,CHEST tulumbalara bağlanır.Buna distribution box da denir.
VALVE,INLET Giriş valfi
VALVE,MASTER Bütün devrelerin bağlandığı ana valf.
VALVE,OUTLET Boşaltma valfi
VANG Bumba ablisi.Buna guy da denir.
VANG PURCHASE Abli palangası.
VARIABLE Kararsız hava.
VARNISH Cila,vernik.
VEE OUT Kaynak ağzı açmak.
VEER 1)Kaloma. 2)Rüzgar yönünün değişmesi.
VEER AND HAUL Halat virasında,almayınca boş koyup tekrar vira etmek.
VEERING Rüzgarın saat yelkovanı yönünde yön değiştirmesi.
VEER ROUND Tek yönde dönmek
VEGETABLE FATS Adi sıcaklıkta donan yağlara fat denir.Donmayanlara ise oil.
VEIL CLOUD Tül bulut.
VELOCITY Hız
VELOCITY OF TRANSLATION Fırtına merkezinin hareketinin hızı.
VENT Delik,ağız.Bir yerden kirli havanın çıkması,kaçması için konulmuş boru,menfez.
VENTILATOR Manika
VENT PIPE Hava çıkış (firar) borusu.
VENTURE Tehlikeli iş,kaybetme rizikosu olan iş.
VERGE Direk bedeni.
VERMIN DAMAGE Haşarat,fare hasarı.
1)Bir eğrinin en büyük noktası. 2)Büyük daire syrinde varılan en yüksek enlem.
VERTEX 3)Fırtına geçit çizgisi,izinin dönüş noktası.
Page 120
V
VOLUME Hacim
VOLUNTARY STRANDING Kaptanın gemisini bilerek,istekle,iradesiyle oturtması.
VORTEX 1)Tropikal devvar fırtınanın sayklon izinin merkezi. 2)Anafor,girdap.
VOYAGE CLAUSE Seferin başlangıç ve bitiş yerlerini tarif eden koşul.
V STERN Ayna kıç.
Page 121
W
WASH STRAKE Baş üstüne çullanan dalganın denize akması için konulan dalgalık.
WASTE Üstüpü
WASTE WATER Kirli su.
WATCH BELOW Vardiya dışı.İstirahat eden vardiya.
WATCH,CALL THE Watch,relieve the.
WATCH,RELIEVE THE Nöbet değiştirmek.
WATCH,TAKE OVER Vardiyayı teslim almak.
WATCH,TO HAVE Vardiya tutmak.
WATCH,TO KEEP Vardiya tutmak.
WATER BORNE Yüzen,yüzmekte olan.
Sigorta poliçelerine konulan bu kloz ile yükün gemide bulunduğu zaman
WATER BORNE CLAUSE sigortalı olduğu anlamını taşır.
WATER COURSE Sintine su yolu.
WATER FRONT Deniz veya nehir kenarı.
WATER PLANE AREA Teknenin su hattı kesiti (alanı).
WATERTIGHT DIVISION Su geçmez bölme.
WATER WAYS Yalı kütüğü.
WAVE GUIDE Radarda vericiden çıkan yayını antene ulaştıran boru.
WAVESON Gemi battıktan sonra denizde yüzen eşyalar.
WAVE SUBDUER Başüstündeki dalgakıran.
WAX Mum.
WAY ASTERN Gerilemek.
WAY,HEAD İlerlemek.
WAY,STEERAGE Dümen dinleyecek kadar yol.
WAY,TO LOSE Yol kaybetmek
Page 122
W
WEAPON Silah
WEAR AND TEAR Normal,mutad eskime,aşınma,yıpranma.
WEATHER,ADVERSE Kötü hava
WEATHER,BEATEN Fırtınaya tutulmuş
WEATHER BOUND fırtına nedeni ile bir yere sığınmış ve havanın kalmasını bekleyen gemi.
WEATHER,BREAKING Hava bozuyor
WEATHER EYE Havaya dikkat etmek.
WEATHER DETERIORATING Hava bozuyor.
WEATHER FINE NOW Hava açtı.
WEATHER GLASS Barometre
Rüzgarın sertleşeceği anlamına gelen,rüzgaar yönündeki ufukda
WEATHER GLEAM anormal aydınlık.
WEATHER,GLOOMY Karanlık hava.
Page 123
W
Page 124
W
Page 125
X
X PLATES Radarda katod tüpüne konulmuş bu plakalarla elektronların yatay kontrolleri sağlanır.
Page 126
Y
YARN İplik,lif,flasa.
Page 127
Z
ZENITH Başucu.
Tutya.Geminin bronz olan pervanesini vb. kimyasal etkilerden korumak
amacıyla geminin kıç kepçe altına ve kıc kuruz etrafına konulan çinko, tutya
parçaları, kimyasal işlemi üzerine çektiğinden pervane aşınmaya, yenmeye,
ZINC oyulmaya karşı korunmuş olur.
ZONE FRIGID Buzlu bölge.
ZONE TEMPERATE Ilımlı bölge
ZONE TORRID Sıcak bölge.
Page 128
Z
Tutya.Geminin bronz olan pervanesini vb. kimyasal etkilerden korumak amacıyla gemin
Page 129
Z
kilerden korumak amacıyla geminin kıç kepçe altına ve kıç kuruz etrafına konulan çinko,tutya parçaları,kimyasal işlemi üzerine çektiğind
Page 130
Z
Page 131
TIP
ABSESS Abse
ALLERGIC REACTION Allerjik tepki.
AMOEBIC DYSENTERY Amipli dizanteri.
ANGINE PECTORIS Göğüs anjini.
ANKLE Ayak bileği
ANTHRAX Flegmanlı apse.
APOPLEXY Felç.
APPENDICITIS Apandist hastalığı.
ARM PIT Koltuk altı.
ARTERY Damarlar.
ASTHMA Astım.
BACILLERY DYSANTERY Basilli dizanteri
BACK LOWER ARM Alt kol gerisi.
BACK OF HAND Elin üstü.
BACK OF KNECK Boyun gerisi.
BACK OF KNEE Diz arkası
BACK THIGH Kalça kemiği arkası.
BACK UPPER ARM Üst kol gerisi.
BOILS Kan çıbanı.
BRAIN Beyin.
BRONCHITIS (ACUTE) Bronşit (akut).
BRONCHITIS (CHRONIC) Bronşit (kronik).
BRUCELLOIS Malta humması.
CALF Diz arkası.
CARBONCLUE Şarbon hastalığı.
CELLULITIS Derialtı iltihabı.
CENTRAL UPPER ABDOMEN Karın üst merkezi.
CHANCROID Yumuşak şankır hastalığı.
CHEST Göğüs.
CHICKEN POX Su çiçeği hastalığı.
CIRRHOSIS OF LIVER Karaciğer sirozu.
CONGESTIVE HEART FAILURE Kalp kifayetsizliği.
CONSTIPATION Kabızlık.
CORONARY THROMBOSIS Koroner trambozu hastalığı.
CORPES Ceset.
COUNTER POISON Panzehir.
CRACK Kemik çatlaması.
CYSTITIS Sistit hastalığı.
DENGUE Dank hastalığı.
DIABETS Şeker hastalığı.
DIABETIC COMA Şeker koması.
DIPHTHERIA Difteri,kuşpalazı.
DISINFECT Dezenfekte etmek.
DRUG REACTION İlaç yan tesiri.
DUODENAL ULCER Oniki parmak ülseri.
DYSENTERY Dizanteri,kanlı basur.
DYSPNOEA Nefes darlığı.
DYSURA İdrar güçlüğü.
ECZEMA Ekzema hastalığı.
ELBOW Dirsek.
Page 132
TIP
EPIDEMIC Salgın.
ERYSIPELAS Yılancık hastalığı.
FEVER Ateş.
FEVER AND AGUE Sıtma hastalığı.
FEVERED Ateşli.
FEVER SCARLET Kızıl humma.
FEVER TYPOID Tifo,barsak humması.
FEVER YELLOW Sarı humma.
FIRST AID İlk yardım.
FITS Nöbetler (ihtilaçlar).
FOREARM Kol,pazu kısmı.
FRONTAL REGION OF HEAD Başın ön kısmı.
FRONT OF LEG Bacağın ön kısmı.
GALL BLADER Safra kesesi.
GANGRENE Kangren.
GASTRIC ULCER Mide ülseri.
GASTRO ENTERITIS Mide,barsak iltihabı.
GONORRHEA Belsoğukluğu.
GOUT Gut hastalığı.
GROIN Kasık.
GULLET Gırtlak.
GUMS Diş etleri.
HEAT CRAMPS Sıcak çarpma ihtilaçları.
HEAT EXHAUSTION Sıcak çarpması.
HEAT STROKE Güneş çarpma felci.
HEEL Topuk.
HEPATITIS Karaciğer iltihabı.
HERNIA Fıtık.
INDIGESTION Hazımsızlık.
INFECTIOUS DISEASES Bulaşıcı hastalıklar.
INFLUENZA Grip,salgın nezle.
INJURE Yaralamak,sakatlamak.
INSULIN OVERDOSE Fazla doz ensülin.
INTESTINAL OBSTRUCTION Barsak tıkanması.
INTESTINE Barsak.
JAW Çene.
KIDNEY STONE Böbrek taşı.
KNEE Diz.
LIP,LOWER Alt dudak.
LIP,UPPER Üst dudak.
LOWER ABDOMEN Alt batın.
LOWER CHEST REGION Alt göğüs nahiyesi.
LOWER THIGH Alt kalça kemiği.
LUMBAR (KIDNEY) REGION Böbrek nahiyesi.
LUNG Akciğer.
MALARIA Sıtma.
MALARIAL Sıtmalı.
MALINGER Yalandan kendini hasta göstermek.
MEASLES Kızamık hastalığı.
MEDICAL CABINET İlaç dolabı.
Page 133
TIP
Page 134
TIP
Page 135
FISH
Page 136
FISH
Page 137
FISH
Page 138
FISH
Page 139