You are on page 1of 88

www.nlp2010.

com

SAĞLIK KİŞİSEL GELİŞİM NLP REİKİ KUANTUM


DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

NLP, Meditasyon, Koçluk,Reiki,Kuantum


ve Bilinçaltı Öğrenme Teknikleriyle
ANLAYARAK

HIZLI OKUMA
HAFIZA TEKNİKLERİ
DÜÜNCE GÜCÜ
NLP
KUANTUM ÖĞRENME
Ahmet TEKİN
Öğretmen & Sağlık Eğitimcisi
NLP,Quantum & Coaching Advanced Master Trainer
Hızlı Okuma ve Hafıza Uzman Eğitmeni
Kişisel Gelişim Uzmanı
Reiki Master
Yaşam Koçu
www.ahmettekin.com.tr
www.nlp2010.com
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 1
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Atatürk ve Kitap
Atatürk'ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada, Atatürk'le Vasıf Çınar
arasında geçen bir konuşmayı anlatırken; O'ndaki okuma alışkanlığının çocuk
yaşlarında kazanıldığını da belirler:
Boş zamanlarında Atatürk'ün elinden tarihle ilgili kitapların düşmediğini
hatırlarım. Bir gün yine Atatürk, tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine
dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt meselesi dururken Devlet
Başkanının kendini tarihe vermesi, Vasıf Çınar'ın biraz canını sıkmış olmalı ki,
Atatürk'e şöyle dediğini duydum:
• Paşam!.. Tarihle uğraşıp kafanı yorma... 19 Mayıs'ta kitap okuyarak mı
Samsun'a çıktın?
Atatürk, Vasıf Çınar'ın bu çok samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık
verdi:
• Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba
verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım
Manastır idadisinde tarih öğretmeni Mehmet Tevfik Bey sayesinde tarih en çok
ilgilendiği saha olmuştu. Atatürk'ün ileriki yıllarında kitaplığının çoğunluğunun
tarih kitaplarından oluşması, onun tarihe ve ulusal bilince verdiği önemi
göstermektedir.
Askeri İdadi yıllarında Atatürk en çok Namık Kemal, Abdülhak Hamit, Ahmet
Mithat ve tarihçi Murat Bey'in yazılarıyla ilgileniyor, bu kitaplardaki milli bilinç
ve ruh, O'nu cezbediyordu. Fethi Bey, Atatürk'le arkadaşlığı yıllarında Fransız
düşünürlerinin kitaplarıyla tanışmasında mühim bir rol oynadı. Voltaire,
Montesguieu, Rousseau gibi düşünürleri hem okuyorlar hem de tartışıyorlardı.
Harp Okulu yıllarında Atatürk, memleket meseleleriyle daha fazla ilgilenmeye
başladı. Sürekli okuyor, yurtiçinde basılması yasak olduğu için çoğu defa
İran'da basılıp gelen, eşitlik, hürriyet gibi kavramların işlendiği eserleri temin
ediyor ve gizli gizli okuyordu. Hikmet Bayur'un anlattığına göre Atatürk, bu
kitapları yatakhanede, kötü ışık şartlarında okuyor, uzun düşüncelere
dalıyordu. Harp akademisinde, çocukluk yıllarında başlayan birikimlerini ve
siyasal gözlemlerini arkadaşlarına da anlatabilmek için el yazısı bir gazete
çıkarmaya karar verdi ve gazetenin yönetim kurulunda görev alarak, gazetenin
çoğu yazılarını tek başına yazdı.
Atatürk'ün okuma ve öğrenme aşkı sadece öğrencilik yıllarına münhasır değildi
şüphesiz. Okumaya cephede de devam ediyordu. Çanakkale savaşının en
şiddetli zamanında kendisini ziyarete gelen gazeteci Ruşen Eşref Ünaydın,
Atatürk'ün odasını tasvir ederken, Balzak'ın, Maupassant'ın, Boule de Suif'in ve
Lavedan'ın eserlerinin masasının üstünde durduğundan bahsetmektedir. Yine
Çanakkale savaşı zamanlarında Atatürk'ün, yazdığı bir mektupla arkadaşı Ömer
Lütfi Bey'in eşinden bazı kitaplar istediğini görmekteyiz.
16. Kolordu Komutanı olarak Doğu Anadolu'da bulunduğu yıllarda da sürekli
okumayla meşgul olan Atatürk, burada geçirdiği yıllarda tuttuğu anı defterinde,
okuduğu kitapların adını vermekte, günlerinin askerlikten boş kalan kesimini
okumakla değerlendirdiğini anlatmaktadır.
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 2
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Atatürk'ün harp meydanlarında dahi okumaktan dur olmadığına şahit


olanlardan biri de Fevzi Çakmak'tır. Çakmak, Sakarya Meydan Muharebesi ile
Büyük Taarruz arasında kalan zamanda Paşa'nın İslam Tarihi okuduğunu
anlatmaktadır.
Kitap okumayı tutku seviyesinde seven Atatürk, Cumhuriyet sonrası zamana
kadar yerleşik bir hayatı olmadığı için çok istemesine rağmen kütüphane
kurmaya muvaffak olamamış, yanında okumak istediği, sevdiği, faydalı bulduğu
kitapları taşımakla yetinmiştir. Ancak Ankara ve İstanbul'da sürekli olarak
kalmasıyla kütüphane kurabilmiştir.
Atatürk, Ankara'ya yerleşmesinin ardından Keçiören'deki köşkünde
kütüphanesini kurmuş, fakat zamanla bu evin ihtiyaçlarını karşılayamaması
karşısında yeni bir köşk yapılmıştır. Atatürk köşkü yapacak olan mimardan iki
özel istekte bulunmuştur. Bunlardan biri geniş ve ferah bir yemek odası diğeri
de yine geniş bir kütüphane yapması.
Aslında Atatürk'ün yeni bir köşke ihtiyaç duymasının temel nedenlerinden biri,
Afet İnan'ın dediğine göre geniş bir kütüphaneye olan ihtiyaçtı. Eski köşkün
kütüphanesi Paşa'nın hem çalıştığı hem de gündüz misafirlerini kabul ettiği bir
yerdi. 1930'dan sonra yeni alınan kitaplar kütüphaneye sığmaz olmuştu. Paşa
bu kütüphanede saatlerce çalışır, okur, okuduğu kitapların altını kırmızı ve mor
renkli kalemlerle çizer, kenarlarını işaretler, notlar alırdı. Atatürk, yeni yapılacak
köşkte geniş bir kütüphane olmasını, bu kütüphanede haritalarını rahatça
yayabileceği ve kitaplarını koyabileceği geniş bir masa istemişti.
Türkiye'de görev yapan Amerikan büyükelçisi general Charles H. Sherril,
Atatürk'ün kendisini kütüphanesinde kabul etmesinin ardından hissettilerini
şöyle anlatmaktadır. "Bugün Mustafa Kemal kendisini ilk günkünden daha
rahat hissediyordur, çünkü kütüphanesindeydi. Yaradılışı itibarıyla okumayı ve
araştırmayı seven insanlar kendi kitaplıklarında, kitapları arasında bütün
güçleri ve büyüklükleriyle görünürler. imdi ne masanın üstünde yayılı duran
haritalardan ne de odayı tüm duvarlarıyla dolduran kitaplardan
bahsetmeyeceğim..."
Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'na taşınırken yanında kitaplarını da götürmektedir.
Kitaplar cephane sandıklarına konulmuştur. Bu manzara karşısında
duygulanan A. Dilaçar, sonradan kitapların cephane sandıklarıyla taşınmasını,
'kazanılan askeri savaşın kültürel savaşa döndüğü' şeklinde ifade edecektir.
Atatürk, kültür savaşını kazanacak malumatla donanmak için her zamankinden
daha fazla okumaya adadı kendini. Değişik sahalardan kitapları topluyor,
okuyor, yurtiçinde bulunmayan kitapları yurtdışından getirtiyor, vâkıf olmadığı
dilde yazılmış olanları kısa zamanda tercüme ettiriyordu.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 3
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

21 GÜNLÜK
ÇALIŞMA PROGRAMI
( EV ÖDEVİ )

HIZLI OKUMA VE HAFIZA EĞİTİMİNİN


BAŞLADIĞI
BAŞLADIĞI GÜNDEN İTİBAREN;

21 GÜN BOYUNCA HERGÜN

- 30 DAKİKA BİLGİSAYAR EGZERSİZİ


YAPILACAK,

- 30 DAKİKA EĞİTİM DÖKÜMANLARI


OKUNACAK VE TEKRAR EDİLECEK,

- 30 DAKİKA ÖĞRENCİ KENDİ SEÇTİĞİ BİR


KİTABI OKUYACAK.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 4
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

HIZLI OKUMA’NIN TARİHİ


İkinci Dünya Savaşı sırasında Luftwafe (Alman Hava Kuvvetlerinin) uçakları Londra'yı
gece-gündüz bombalıyorlardı. İngiltere göklerinde İngiliz ve Alman uçakları savaşır,
birbirlerine girerlerdi. Londra civarında kulelerde gözcüler, yaklaşan uçakların
amblemlerini görüp, dost mu düşman mı anlamaya çalışırlardı. Düşman işaretlerini
görür görmez de alarm düğmesine basarlar, halkın vaktinde sığınağa koşmasını
sağlarlardı.

Benzer şekilde, İngiliz pilotlarının da yaklaşan uçağın amblemini çok çabuk


farketmeleri hayati derecede önem taşımaktaydı. Ne var ki, çok kere gözcüler ve
pilotlar uçak amblemlerini seçmede geç kalıyorlar; ve bombalar düşmeye başlıyordu.
Bunu önlemek için İngilizler, Ohio Üniversitesinden Dr. Renshaw'un buluşlarıyla,
şimdi ‘takistoskop’ dediğimiz aleti geliştirdiler.
Göz hızını geliştiren basit bir mekanizmaya sahip bu alet, muhtemelen birçok İngilizin
hayatını kurtarmıştır. Merceği saniyenin 25’te, 50’de ve 100’de biri hızla açılıp
kapanan bu araçla, pilot ve gözcüler yetiştirildi.

İngiliz ve Alman uçaklarının oldukça büyük resimlerini göstererek başlanan


çalışmada, resimler gitgide küçültüldü; resmin belirip kaybolma süresi gitgide
kısaltıldı. Bu çalışma sonucu, katılanların algılama hızları şaşırtıcı seviyelerde
yükseldi. Böylelikle bombardıman uçakları çok daha erkenden teşhis ediliyor, haliyle
pilotların reaksiyon hızları artıyor, gözcüler halka daha çabuk haber verebiliyordu.

Amerika'da eğitimciler bunu duyunca, aracı, kelime seçmeyi hızlandırmada denediler


ve böylelikle ‘Hızlı Okuma’ doğdu. Gözün, vücudun herhangi bir diğer organı gibi,
egzersiz gördükçe daha ‘etkili’ olmaya başladığını ispat ettiler. Böylelikle ‘tembel göz’
daha atik davranmaya ve gördüğü şekli (resmi, amblemi, sayıyı, yazıyı) daha hızlı
olarak beyne (asıl görme fonksiyonunu gerçekleştiren merkeze) yollamaya alıştı.

Ellili yıllarda, Amerika'da bu konuda kurslar düzenlenmeye başladı. Belirli bir kabul
süresinin ardından da okullar Hızlı Okuma’yı benimsemiştir. ABD’de 1960’lı yıllarda,
Columbia Üniversitesi’nde Hızlı Okuma kursları açıldı. u an Amerika’da,
ilköğretimden üniversiteye kadar her seviyede ‘Speed Reading’ dersleri verilmekte ve
öğrenciler bu teknik üzerine dersler almaktalar.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 5
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Bambaşka yönden bir buluş da, Hızlı Okuma’ya yeni bir boyut daha kattı.
Sinema ilk çıktığında perde küçücüktü ve çekimler o küçük alana sığacak
şekilde yapılırdı. Çünkü gözün, başı çevirmeden ancak bu kadar bir alanı
görebileceği sanılırdı. 1950'lerde, psikologların ‘algılama eşiği’ [treshold of
perception] deneylerinde gösterdikleri ‘göz ucuyla da görme’ [peripheral
vision] gerçeğini Hollywood kaptı ve perdeyi bugünkü büyüklüğüne çıkardı.

Bütün bunlar gösterdi ki göz, başı sağa-sola çevirmeden de çok geniş bir alanı
görebilmekte (gelecek sefer sinemaya gittiğinizde dikkat edin; o kocaman
perdede filmi seyrederken başınızı sağa sola çeviriyor musunuz, yoksa
perdenin orta bir yerine bakıp tamamını görebiliyor musunuz?).

Bu buluşu da Hızlı Okuma’ya uyguladılar ve tek tek kelimelere bakma yerine, satırın
daha geniş bir bölümünü görmenin, yani 2-3 hatta 4 kelimeyi birden görmenin pekala
mümkün olabileceğini ispat ettiler. Böylece Hızlı Okuma en etkili biçimini aldı.

Özetle, Hızlı Okuma bu iki temele dayanır:


1) Göz, egzersizlerle, gitgide daha hızlı görmeyi öğrenebilir; tıpkı ağırlık çalışmakla
kol kaslarının gelişmesi gibi.
2) Beyin, gene egzersizlerle geniş kelime gruplarını bir bakışta görmeyi öğrenebilir.

HIZLI OKUMA USTALARI


Hızlı okuma Alanındaki öhretler

Hızlı okuyan şöhretler kulubündeki ünlüler, siyaset, bilim ve felsefe alanındaki önde
gelenlerin okudukları gibi okurlar. Bu da hızlı okumanın anlama, hatırlama ve okunan
materyalleri kullanma kabiliyetleriyle birleştirildiğinde başarıya ulaşmada ne kadar
önemli bir rol oynadığını göstermektedir.

John Stuart Mili

Tüm zamanların en büyük 90. dahisi olarak gösterilen pragmatist ingiliz filozof John
Stuart Mill’in kitap okurken tüm sayfayı 'bir bakışta yuttuğu' söylenir.

Mill’in durumu motivasyonun ve teşviğin önemini gösteriyor. Gençlik yıllarında kolej


profesörü olan babası genç oğluna bir kitap verir ve ondan kısa bir süre için diğer
odaya gitmesini, kitabı okumasını ve ne öğrendiğini gelip kendisiyle tartışmasını ister.

Delikanlının konsantre olması ve verilen materyali hızla okuması için üzerinde


kurulan bu olumlu ve yüksek baskı çok hızlı bir okuyucu olmasını teşvik etmiştir.
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 6
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Kendi motivasyonunuzu ve becerinizi artırmanın iyi bir yolu da, John Stuart Mill’in
babasının yaptırdığı alıştırmayı kendinize uygulamaktır. Okuduğunuzdan neler
öğrendiğinizi bir arkadaşınıza anlatabilirsiniz.

Başkan Franklin D. Roosevelt

Franklin D. Roosevelt en hızlı ve doymak bilmez bir okuyucu liderdir. Bir paragrafı bir
bakışta, bir kitabı bir oturuşta bitirdiği söylenir.

Başlangıçta ortalama okuma hızıyla okuyan başkan daha sonra bunu geliştirmiştir, ilk
başta okuma aralığım geliştirmeye çalışmış, dört kelimede bir duraklayarak
okuyabiliyorken daha sonra bunu altıya ve hatta sekize çıkarmıştır.

Roosevelt daha sonra, küçük paragrafları yalnızca göz hareketleriyle okuyarak, iki
satırı bir anda okumaya ve sayfayı zikzak yaparak okumaya çalışmıştır. Yöntemi
bugünkü hızlı okuma konusunda önde gelenlerin yöntemleriyle tıpa tıp aynı idi.

Profesör C. Lowell Lees

Profesör Lees 1950'lerde Utah Üniversitesinde Konuşma Bölümü Başkanıydı.


Profesör, kendisi farkında olmasa bile onun hızlı okuma becerisi bu alanda önemli
ilerlemelere neden olmuştur. Evelyn Wood isimli genç bir öğrencisi profesöre 80
sayfalık bir dönem ödevi getirmiş. Profesörün boş zamanlarında okuyup
değerlendireceğini düşünen öğrenci profesörün 10 dakika sonra ödevi değerlendirip
iade etmesine hayret etmiştir. Daha sonra Dinamik Okuma Hareketinin öncülerinden
olan Evelyn, Profesör Lees'in ödevi gerçekten olduğunu belirtmiştir. Çünkü, profesör
yalnızca Evelyn'in yazdığı herşeyi hatırlatmakla kalmamış, aynı zamanda tüm eksik
noktaları da söyleyebilmiştir!

Her sayfada 200-250 kelimenin olduğu varsayılırsa. Profesör Lees'in dakikada 2500
kelime okuyabildiği ortaya çıkmaktadır.

Bundan esinlenen Evelyn Wood bu alanda daha kapsamlı araştırmalar yapmış ve


daha sonra Utah Üniversitesinde okuma dersleri vermeye başlamış ve kendi Dinamik
Okuma Enstitüsünü kurmuştur.

Başkan J.F. Kennedy

Başkan J. F. Kennedy belki de hızlı okuyucuların en ünlüsüdür, çünkü, kendisi


kampanyalarında zekasını ve zihinsel kapasitesini sürekli vurgulamıştır. Normal bir
okuyucu olduğunu, dakikada 284 kelime okuyabildiğini ve bunun için hızını okuma
üzerinde çalıştığını biliyoruz.

Dakikada 1000 kelime okuyabilene kadar çok sıkı çalıştığı bilinmektedir. Başkan her
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 7
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

gün okumak zorunda kaldığı çok çeşitli belgelerden dolayı değişik okuma hızı
rakamları geliştirmiştir.

Sean Adam

u anda dünya hızlı okuma rekorunu elinde bulunduran Sean Adam, diğer birçok kişi
gibi, ortalama bir okuyucu olarak başlamıştır. Sean çocukken ciddi görme problemi
yaşamış ve uzunca bir süre bu sorunuyla uğraşmıştır.

Gözündeki sorunları hallettikten sonra, Sean, 1982'de okuma hızım artırmak için
çalışmaya başlamıştır. u anda dakikada 3850 kelimeyle dünya rekorunu elinde
tutmaktadır. Kurucusu olduğu Avrupa Aipha Learning Enstitüsü'nden gelen son
haberlere göre, tüm rakiplerine meydan okumakta ve dakikada 4550 kelime
okuyabilecek kadar kendisini geliştirmiştir.

Yanda North

Dünyada şu anda üçüncü olan Vanda North, hızlı okumayla Uluslararası


Hızlandırılmış Öğrenme Organizasyonu başkanı iken ilgilenmeye başlamıştır. Böyle
bir organizasyonun başkanının okuma hızını artırmaktan daha iyi yapacağı bir şey
olabilir mi?

Yanda çalışırken Hızlı Okuma Kitaplarında anlatılan tüm teknikleri uyguladı. Çok kısa
bir süre içerisinde dakikada 3000 kelimeyi rahatlıkla okumaya başlamıştı. Yanda,
yıllarca 'normal', doğal ve değiştirilemez sandığı bir hızda okumuştu. Hızını
artırabileceğini öğrendiği zaman aşırı heyecanlanmıştı. Tekrar okuma ve gerilemeyi
azaltarak, göz hareketlerini hızlandırarak ve her bir duraklamada algılanan kelime
sayısını artırarak işe başlamıştır.

Yedi dakika sonra okuma hızını dakikada 200'den 400'e çıkarmıştır. Performansına
şaşıran Yanda mutlulukla karışık derin bir öfke duymuştur. Çünkü, 21 yıl boyunca şu
ana kadar okuduğu kitap sayısının iki katını okuyabilir ya da yine aynı miktarda kitap
okuyup artan bir yılını arkadaşlarıyla geçirebilir, seyahat edebilir ve daha çok
eğlenebilirdi.

Beklenenin aksine Yanda, bir materyali kontrol etmek için okuduğunda ortalama bir
okuyucunun beş on katı daha hızlı ve iyi kontrol edebiliyordu. Yüksek hızla okuma
tekniklerim uygulayın ve Yanda'yı yakalayabiliyorsanız yakalayın...

İKİ FANTASTİK HIZLI OKUMA ÖYKÜSÜ


Antonio di Marco Magliabechi

Antonio di Marco Magiiabechi, Spinoza'nın, Cristopher Wren'in, Sir İsaac Newton'ın


ve Leibniz'in çağdaşıdır. Antonio, 29 Ekim 1633 günü Leonardo da Vinci’nin
memleketi Floransa'da doğmuştur. Ailesinin fakirliği nedeniyle resmi bir eğitim
alamayan Antonio bir meyve satıcısının yanında çıraklık yaptı. Magliabechi dükkanda
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 8
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

meyve sebze kasalarının üzerindeki gazeteleri ve mecmuaları okumaya çalışırdı.

Dükkanın düzenli müşterilerinden birisi bir kitap satıcısıydı. Adam Antonio'nun garip
şekilleri ve resimleri okuma çabasını fark etti. Kitap satıcısı onu kendi dükkanına
götürdü. Magliabechi, kitabevinde gördüğü tüm kitapları hemen tanıyor ve
hatırlayabiliyordu. Kitapçının da yardımıyla, Magliabechi düzgün bir şekilde okumayı
öğrendi. Okuma yeteneğini kendi olağanüstü teknikleriyle birleştiren Magliabechi
okuduğu her şeyi hatırlayabiliyordu (noktalama dahil).

Septik bir yazar hızlı okuma ve ezberlemede ünü gittikçe artan bu gence bir test
yapmaya karar verir ve Magliabechi’ye daha önce hiç görmediği bir metin verip
ondan okumasını rica eder. Magiiabechi metni müthiş bir hızla okur ve hemen geri
verir ve tamamını okuduğunu söyler. Birkaç gün sonra yazar metni kaybettiğini
söyleyerek birazını hatırlatması için Maghabechi'den yardım ister. Yazar, genç
adamın tüm kitabın aynısını yazdığını, tüm cümle, kelimeleri ve noktalama işaretlerini
aynen orijinalinde olduğu çıkarıp kendisine verdiğini görünce şaşkınlığını ve
hayranlığını gizleyemez.

Zaman geçtikçe Magliabechi çok büyük sayıda kitabı çok büyük bir hızla okumaya
başlar. Sorumda Magliabechi okuma ve özümseme hızıyla herkes tarafından bilinen
birisi haline gelir. Kendisine sorulan soruları okuduğu kitapları otomatik olarak
hatırlayarak ve aynen alıntı yaparak cevaplamaktadır.

öhreti gittikçe yayılan Magliabechi sonunda Toskana Dükü'nün kişisel


kütüphanesinde çalışmaya başlar. Magliabechi kütüphanedeki tüm kitapları
okuyabilmek için okuma hızını daha da artırmaya karar verir ve insanüstü bir çabayla
okumaya başlar. Onu okurken izleyen çağdaşları Magliabechi'nin bir çırpıda sayfanın
sonuna geldiğini ve okuduğunu tam anlamıyla anladığını bildiriyorlar. Magliabechi
tüm kütüphaneyi okuyan ve hatırlayabilen bir kişi olarak da ün yapmıştır!

Çoğu dahi gibi Magliabechi de yaşlanıncaya kadar kabiliyetlerini daha da geliştirmeye


çalıştı. Daha çok okuyup ezberledikçe daha hızlı okuyup hatırlamaya başlamıştı. Son
yıllarında etrafı ciltlerle sarılı bir yatakta yatıp her cildi yarım saate yakın bir sürede
bitirip uykuya dalıncaya kadar ezberliyordu. Bu 1714 yılında 81 yaşında ölümüne
kadar sürdü.

Eğer Magliabechi'nin beyin/göz sistemi böyle inanılmaz bir okuma ve ezberleme


kabiliyetine sahipse onunla kıyasla bizler neden cahil ve emekleme halinde
kalıyoruz? Bu sorunun yanıtı yalnızca temel yetenek yoksunluğu değil kendimizi
yavaş olana alıştırmamızdır. Başka bir deyişle biz, hızlı okuma yeteneğimizi ve
anlayışımızı yok eden inanç sistemlerini ve okuma yöntemlerini benimsemişiz.

Eugenia Alexeyenko

Sınavları Nasıl Geçeriz adlı kitabında, Dünya Ezberleme ampiyonu ve Büyük Ezber
Ustası Dominic O'Brien, 350 yıl önce yaşayan Magliabechi'ye benzer inanılmaz
başarıları olan Eugenia'nın hikayesini anlatır.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 9
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Moskova Bilim Akademisindeki eski bir araştırmacıya göre "bu inanılmaz kız
parmaklarının sayfaları çevirmesinden çok daha hızlı okuyabiliyordu - ve sayfayı
çevirmekten dolayı hızı kesilmese dakikada 416,250 kelime okuyabilecekti".

Kiev Beyin Geliştirme Merkezi'nde bilim adamlarının panelinde 18 yaşındaki


Eugenia'ya bir test yapıldı. Eugenia'nın test materyallerini daha önce okumadığından
emindiler çünkü Eugenia boş bir odada yalnız başına tutulurken, siyasi ve edebi
dergiler, o günkü gazete ve dergi standlarından getirilmişti.

Bilim adamları işi daha da zorlaştırmak için Almanya'da yeni basılmış ve Eugenia'nın
tek bildiği dil olan Rusça'ya çevrilmiş anlaşılması güç eski kitaplar getirtmişlerdi.

Eugenia tek basma tutulup eğlendirilirken, sınavı yapanlar test materyallerini birkaç
kez okudular ve gerekli notları aldılar. Sonra ne kadar hızlı okuduğunu görmek için
Eugenia'ya iki sayfa verdiler.

Sonuç, Dr. Lees'nin Evelyn Wood'u ve Antonio Magliabechi'nin çağdaşlarını


şaşırtması kadar şaşırtıcıydı. Eugenia saniyenin beşte biri kadar bir zamanda -
gözünü açıp kapayıncaya kadar - 1390 kelime okumuştu. Eugenia'ya birkaç dergi ve
roman da verildi. Eugenia hiç gayret sarfetmeden hepsini okudu.

Sınavı yapanlardan birisi " Eugenia'yı ayrıntılı bir sınava tabi tuttuk. Normal bir gencin
anlamayacağı teknik konuları dahi mükemmel şekilde anladığına şahit olduk."

15 yaşına kadar genç kızın bu eşsiz yeteneğini bilen yoktu. 15 yaşındayken babası
Nikolai, Eugenia'ya uzun bir gazete makalesi verdi. Eugenia iki saniye sonra geri
verip ilginç bulduğunu söyleyince babası kızının şaka yaptığını düşünmüştü. Ama
makalenin içeriği hakkında soru sorunca verdiği cevapların hepsinin doğru olduğunu
gördü.

Eugenia "Sırrımın ne olduğunu ben de bilmiyorum ama sayfalar birden aklıma giriyor
ve ben metnin kendisinden çok 'anlamını' hatırlıyorum. Beynimde açıklayamadığım
bir çeşit analiz gerçekleşiyor. Ama kafamda sanki koca bir kütüphane varmış gibi
hissediyorum!" diyor.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 10
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

HIZLI OKUMA
Hızlı okuma, dakikada okunan sözcük sayısını, metni anlama yüzdesine paralel
olarak, arttırmayı hedefleyen egzersizlerle mümkündür ve okuma etkinliğinden alınan
zevki azaltmayıp yükselten, üstelik, doğru ve etkin kullanıldığında, kişinin daha kısa
zamanda daha çok eser okumasına olanak tanıyan bir tekniktir. Okuma işinin eyleme
dayalı, fiziksel yanını güçlendirmeye yönelik bu teknik sayesinde, daha etkin ve güçlü
bir bellek kullanımının yanı sıra daha doğru ve etkin okuma yolunda da büyük bir
adım atılmış olacaktır. Böylece hızla ilerleyen zaman ve çağ karşısında kazananlar,
hızlı ve doğru okuyan kişiler olacaktır. Okuma, “Sözcüklerin, duyu organları yoluyla
algılanıp anlamlandırılması, kavranması ve yorumlanmasına dayanan zihinsel bir
etkinliktir. Okumayı uzmanlar, yazılı bir metni gözle izleyip anlamını kavramak,
gerekirse seslendirmek olarak tanımlamaktadır.”

Hızlı okuma, adından da anlaşılacağı gibi, normalden daha kısa süre içinde daha
çok şey okuyabilmek amacıyla yapılan bir okuma çeşididir. Bu yönüyle hızlı okuma,
kendisinden bahsedildiği zaman dinleyenlerde daima tereddütlere yol açmakta ve
tebessüm uyandırmaktadır. Buna "Bir metni normalden daha hızlı
okumaya çalışırsak okuduğumuzu anlamakta güçlük çekeriz." endişesi sebep
olmaktadır. Bu konudaki bir başka yanlışlık hızlı okumanın alelusul anlamadan
yapılan bir okuma şekli olduğunu sanmaktır.

Halbuki hızlı okuma bunların tamamen aksine, dikkatin ve anlama gücünün çok
yüksek olduğu, zihnin son derece elâstik bulunduğu büyük disiplin isteyen son
derece yorucu bir okuma şeklidir. Örnek olarak okuma hızını bir misline çıkaran bir
okuyucunun anlama derecesine % l2'lik bir artış olduğu görülmüştür.

Bir an için kendimizi bir otomobilin direksiyonunda farzedin. Saatte 30 km'lik bir
hızla giderken, otonuzu kullanmada çok büyük bir dikkat harcamanız gerekmez.
Rahatça çevrenizle ilgilenebilir, yanınızdaki kişiyle konuşabilirsiniz. Bir de otomobili
150 km, hatta daha yüksek bir hızla kullandığınızı düşünün. . Dikkatinizin çok daha
yoğun olması gerekir. Bu durumda yorgunluğunuz elbette daha fazla olur.

Öğrencilerin, okuma hızının düşük olmasına bağlayabileceğimiz başlıca sorunlarını


şöyle sıralamak mümkündür:

1. Sınavlarda zamanı yetiştirememek,


2. Sınavda, soruları anlamakta güçlük çekmek,
3. Ders çalışırken ve kitap okurken, okuduğunu anlamakta güçlük çekmek,
4. Okurken çabuk sıkılmak ve dikkat dağılması,
5. Ana fikri bulmakta güçlük çekmek (özellikle paragraf sorularında)
6. Boş zamanların, ders çalışmaya yetmemesi.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 11
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

HIZLI OKUMANIN FAYDALARI


Öğrencisiniz !

Yığınla ders notları, yardımcı, kitaplar arasında boğuluyorsunuz. Çalışma saati


içerisinde kitap okumayı bitiremediğiniz gibi sosyal ağırlklı sınavlarınıza da sorumlu
olduğunuz kitapları ve kaynakları da bitirmeden giriyorsunuz. Çok kısa zaman
içerisinde yüzlerce, hatta binlerce sayfayı okumak ve çok iyi anlamak
durumundasınız. O halde derslerinize en iyi şekilde hazırlanabilmeniz,
sınavlarınızdan daha iyi neticeler elde edebilmeniz için çok hızlı okumayı muhakkak
öğrenmeniz gerekir.

Üniversite adayısınız !

En az onbir yılda öğrendikleriniz iki ya da üç saatte geri isteniyor. Bu üç saatin


saniyeleri o kadar kıymetli ki. Vaktin yıllara bedel olduğu bir anı yaşayacaksınız.
Öyleyse bu anı çok iyi değerlendirmeniz gerekecektir.

Üniversite sınavında her soruya ortalama olarak 45-50 saniye zaman ayırmanız
gerekmektedir. Yavaş okuyan birisi, bir soruyu okumak için, ortalama olarak 10-12
saniye zaman harcamaktadır. Hızlı okumayı öğrenen aday, bir soruyu ortalama
olarak üç saniyede okur. Böylelikle soru başına 9 saniye tasarruf etmiş olur. Bu size
ilk bakışta çok az bir zamanmış gibi gelebilir. Ancak toplam 210 sorunun bulunduğu
bir sınavda 1890 saniye; yani 21,5 dakikalık bir zaman tasarruf etmiş olursunuz.
Demek ki siz, sınavda çok hızlı okumayı öğrenmiş olmanız halinde, rakiplerinizden
21,5 dakika daha fazla soru çözmeye zaman ayırabilirsiniz; başlangıçta avantajlı
olursunuz.

Çok hızlı okuma tekniklerini öğrenmek böylelikle zaman içinde zaman kazandırır.

Kolejlere, parasız yatılı okullara, Anadolu liselerine, Fen liselerine hazırlanan


ilköğretim mezunusunuz!

Sizler, üniversite adayları gibi niçin çok hızlı okumanın faydalarından istifade
etmeyesiniz?

Yöneticisiniz !

Her önünüze gelen binlerce evrakı kısa zamanda okumak değerlendirmek


zorundasınız.Sizin okuma ve değerlendirme hızınız diğer birimlerin çalışma düzeyini
belirleyecek. Öyleyse çok hızlı okuma sizin için de acil bir ihtiyaçtır.

Okumayı seven birisiniz !

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 12
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Ancak yoğun iş trafiğinde okumaya zaman ayıramıyorsunuz. Okumak için ayırdığınız


10-15 dakikada topu topu 20-25 sayfa okuyorsunuz. Elinize aldığınız bir kitap bazen
haftalarca çantanızda, masanızın üstünde duruyor ama bir türlü onu
bitiremiyorsunuz. Sizlere tavsite ediyoruz: Çok hızlı okumayı öğrenin. Artık siz bir
dakikada en azından 5-6 sayfa okuyacaksınız. Böylece okuma alışkanlığınızı
kaybetmeyecek, okumaktan zevk almaya devam edeceksiniz.

Gözleriniz daha az yorulur !

Hızlı okuyan bir göz, orta bir sayfada, ortalama olarak 50-60 duruş yapar; yani 50-60
kelimenin üzerinde durarak bunları resmeder ve bunları beyine gönderir. Halbuki
yavaş okuyan bir gözün aynı sayfa üzerinde ki duruş sayısı; 200-250 kadardır.
Demek ki hızlı okuyan bir göz daha az hareketle daha çok iş yapar. Daha az yorulur.

Okumaktan zevk alacaksınız !

Yavaş okuyan kimse okumaktan zevk almaz ya da çok az zevk alır. O, bitmek
bilmeyen sayfalar arasında dinlenebilmek için sürekli olarak yeni konu başlıkları arar.
Halbuki hızlı okuyan biri kitabın sayfa numaralarını kontrol etme gereği duymaz.
Çünkü kitabı daha iyi anlayarak okumak ve bitirmenin zor bir hadise olmadığını bilir.

Görme ve okuma ritmine sahip olacaksınız !

Hızlı okuyan bir göz ritme sahiptir. Yavaş okuyan bir gözün ise sağa ve sola kayması
mümkündür. Dolayısı ile dikkat dağılır, zihinsel faaliyet başka alanlara yoğunlaşır.
Ritmik göz, bu olumsuzluklara meydan vermez.

NASIL HIZLI OKUNUR?


Hızlı okumanın temelini ÇABUKLUK, KAVRAMA ve BELLEK arasında sağlam
bir bağ kurmak teşkil eder. Çalışmalar sırasında bu prensip akıldan çıkarılmamalıdır.

Hızlı okumada herhangi bir çalışmaya başlamadan önce, hali hazırdaki okuma
hızımızı, kavrama ve bellek gücümüzü belirlemek gerekir.

OKUMA HIZI NASIL ÖLÇÜLÜR?

Günümüzde okuma hızını ölçmek için kullanılan en kolay yöntem bilgisayar


programlarıdır.
Okuma hızının belirlenmesinde değişik uygulamalar vardır. Bunlar arasında en
sağlıklısı, belli bir zaman dilimi içinde okunan işaret sayısına dayalı olanıdır. Bu
yöntemle okunan metinde rakam, harf ve noktalama işareti olarak kaç işaret
bulunduğu belirlenir. Zamana bölerek dakikada okunan işaret sayısı elde edilir.

Daha kolay olan ve bu yüzden daha yaygın olarak kullanılan bir diğer yol, dakikada
okunan kelime sayısının belirlenmesidir. Ancak bu takdirde okuma hızının
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 13
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

belirlenmesinde okunan metne göre küçük farklılıklar olabilir. Kimi metinlerde


kelimeler hep kısadır. Kimilerinde ise, sekizer, onar harfli kelimeler çoğunluktadır. Bu
durumda kısa kelimelerden oluşan metinde okuma hızımız, gerçekte olduğundan
daha yüksek, ötekinde tersine daha alçak görünür.

ANLAMA SEVİYESİ (KAVRAMA ve BELLEK)


NASIL ÖLÇÜLÜR?

Her metinle ilgili olarak, daha önceden en az 10 soru belirlenir ve bunlara dayalı bir
test hazırlanır. Çoktan seçmeli veya doğru/yanlış testleri bu konuda uygundur. Bu
işlem öğretmen veya metni okuyacak kişi dışında biri tarafından yapılmalıdır. Gerçek
sonucu almak için gerek okuma hızının ölçülmesinde, gerek anlama seviyesinin
ölçülmesinde kullanılacak metin, okuyucunun ilk defa karşılaştığı bir metin olmalıdır.
Daha önce okuduğumuz metinler bizi yanıltır. Okuma hızını belirlemek için yapılan
okumadan hemen sonra, metinle ilgili test cevaplandırılmalıdır. Cevap anahtarına
göre, yüzde olarak belirlenen doğru cevap oranı, aynı zamanda anlama seviyesini
gösteren orandır. Soruların o % 70'ine doğru cevap veren bir okuyucunun anlama
seviyesi 70'dir.

HIZLI OKUMA İÇİN NASIL BİR ORTAM HAZIRLANMALIDIR?

Okunan şeyden daha iyi yararlanabilmek için, fikri durumumuzu ve çevre şartlarını
da dikkate almak gerekir. Çevreyi hızlı okumaya uygun hale getirmek için şu kuralları
öğütlüyoruz:

a. DURGUN VE SESSİZ BİR ORTAMDA OKUYUNUZ. Mümkün olduğu kadar


sessiz ve hareketsiz bir ortamda okumak, dikkati dağıtmamak açısından çok
önemlidir. Bu, aynı zamanda uzun süre okuyabilme gücüde verir.

b. RAHATÇA OTURUNUZ. Aşırılığa kaçmadan rahatınıza bakınız. Hızlı okumaya


şiddetle ihtiyaç duyulan zamanlarda, beyin dinamizminin bedenen de diri bir destekle
güçlendirilmesi gerekir. Bu bakımdan çok fazla gevşemek, yatar gibi bir vaziyet almak
hızlı okumak için olumsuz bir ortam oluşturur. Eğer okuma sırasında sık sık bir şeyler
not etmek gerekiyorsa, bir masanın önünde oturmak daha uygundur.

c. UYGUN BİR AYDINLATMA SAĞLAYINIZ. Aydınlatma iki türlü yapılabilir. Bütün


mekanın aydınlatılmasını sağlayan bir ışık kaynağı kullanılabileceği gibi, yalnız
okuma alanının aydınlatılmasıyla yetinilebilir. Bütün bir odayı aydınlatmak yerine,
yalnız okunan yüzeyi aydınlatmak hızlı okuma çalışmaları için çok daha uygundur.

İdeal bir aydınlatma için ölçü şudur :

(1) Işık kaynağı sol omuzumuzun arkasında olmalıdır.


(2) Işık demeti doğrudan doğruya okunan yüzey üzerine düşmelidir.
(3) Gözümüze doğrudan yönelmiş başka bir ışık kaynağı bulunmamalıdır.
(4) lx2 metrekarelik bir çalışma masasını aydınlatan ışık kaynağı 40W gücünde
olmalıdır.
(5) Koltukta yapılan okumalarda ışık demeti sol omuzun hemen arkasında gelecek
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 14
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

şekilde 25W olmalıdır.


d.GÖZLERİNİZE ÖZEN GÖSTERİNİZ. imdi birazda okumak için en fazla
yüklendiğimiz organımızın, gözlerimizin korunmasından; iyi okuyabilmek için bu
organımıza göstermemiz gereken ihtimamdan söz edelim. Gözlerinizin yorulmaması
ve bakımı için şu öğütlerimize mutlaka uyunuz:

( 1) Mümkün olduğu kadar gün ışığında okuyunuz.


(2) Flouresan ampullerle aydınlatılan yerlerde uzun süre okumaktan kaçınınız.
(3) Yetersiz ışık altında veya fazla aydınlatılmış bir yerde okumayınız.
(4) Gözünüze doğrudan ışık gelen bir ortamda okumayınız.
(5) Çok küçük harflerle yazılmış metinleri uzun süre okumayınız.

(6) Büyüteç veya benzeri aletlerle uzun süre okumayınız.


(7) Okuduğunuz yüzeyi gözlerinizden 30 cm kadar uzakta tutunuz. Daha yakında
veya uzakta tutmak ihtiyacı duyuyorsanız, bir doktora görününüz.
(8) Doktor tarafından verilmiş bir gözlüğünüz varsa, bunu okuma sırasında mutlaka
kullanınız.
(9) Gözleriniz yorulunca okumaya bir süre ara veriniz. Göz yuvarlaklarında ağrılar
duyuyorsanız; şakaklarınızı, alnınızı ve elmacık kemiklenizin üzerini hafifçe ovunuz.
Böylece gözlerinizi çevreleyen kaslara masaj yapmış olursunuz.
[10) Gözlerinizi dinlendirebilmeniz için bir başka yöntem daha vardır. Biz buna
"Palming" veya "Avuç içi ile dokunma" diyoruz. Avuç içlerini göz yuvarlaklarına fazla
bastırmadan, fakat tam karartma sağlayacak şekilde gözlerinizin üstüne koyunuz.
Avuç içlerinizin ısısı gözlerinize bir gevşeme duygusu verecektir. Bu işleme
başladığınızda, karanlığın içinde gözlerinizin önünde ışık pırıltılarının geçtiğini
göreceksiniz, bu pırıltıların kaybolmasını bekleyiniz. Pırıltılar kaybolduktan ve 10
saniye kadar bekledikten sonra gözlerinizi açınız ve okumaya devam ediniz.

HIZLI OKUMANIN ALTIN KURALLARI

a. OKURKEN SES ÇIKARMAYINIZ : Yalnız gözlerle yapılan bir okuma ile sesli
okuma arasında hız bakımından büyük fark vardır. Kendi tecrübelerimizle de
seslendirmeden yapılan bir okumanın daha hızlı olduğunu biliriz. Bu özellik, bizim
dayanak noktalarımızdan birini oluşturacaktır.

Bir çok kişi sessiz okuduğunu sandığı bir sırada bile, aslında sesli okuduğunun
farkında değildir. Okurken ya dudaklarını kımıldatır ya da hafifçe ses çıkartır.
Okurken dudaklarımızın oynaması bir yana, gırtlağımızın oynaması bile yalnız
gözlerimizle okumadığımızı gösterir. Böyle bir okuyuş bizi çok yavaşlatır. Öncelikle,
böyle bir alışkanlığımız varsa, bundan kurtulmalıyız.

b. KELİMELERİ ZİHNİNİZDEN TEKRAR ETMEYİNİZ : Yine hemen hemen


hepimiz, sessiz okurken, okuduğumuz her kelimeyi zihnimizde tekrarlanz. Buda
okumayı yavaşlatır. Gözümüzün gördükleri sinirler tarafından beyne iletilir ve idrak
edilir. Bizim bunları tekrar zihnimizden geçirmemiz boş bir çabadır. Nitekim
gördüğümüz manzaraları, insanları, eşyaları zihnimizde tekrar etmeden idrak ederiz.
Hiç bir insanın gördüğü bir ağaç için "Bu gördüğüm bir ağaçtır." tarzında bir tekrara
ihtiyacı yoktur. Ancak, bu, çok zor unutabileceğimiz kötü bir alışkanlıktır. Bundan
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 15
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

kurtulma çok çalışmayı gerektirir. Bu kötü alışkanlığı yenebilecek olanlar olağanüstü


bir okuma hızına ulaşırlar.

c. HARF HARF, HECE HECE OKUMAK : Bizi yavaşlatan frenlerden biri de,
okuduklanmızı ayrıntılarıyla daha iyi kavrayabilmek endişesiyle harfi harfine
heceleyerek okumaktır. Halbuki kelimeler içindeki harflerle birlikte bir bütün olarak
algılanmalıdır. "Masa" kelimesi, bir bakıma stilize edilmiş bir masa resmidir. Masa
resmini gördüğümüzde nasıl bir bütün olarak algılıyorsak, masa kelimesinide öyle
algılamamız gerekir. Bu, biraz da okumayla ilgilidir. Bir kelime ile daha önceleri ne
kadar çok karşılaşmışsak, onu bir görüşte, bir bütün olarak algılama şansımızda o
kadar artar.

d. METNİ ELİMİZLE VEYA KALEMLE TAKİP ETMEYİNİZ : Okumayı yavaşlatan


bir başka kötü alışkanlık da metni okurken parmak veya kalemle satırların altını
taramaktır. Bu kötü alışkanlıktan derhal vazgeçmeliyiz.

e. OKURKEN ASLA GERİ DÖNMEYİNİZ : Dikkate almanız gereken kötü


alışkanlıkların sonuncusu geri dönüşlerdir. Çoğumuz bir metni okurken
anlamadığımız bir kelimeyle karşılaştığımızda, veya bir kelimeyi anlamakta güçlük
çekince derhal başa döner, en son okuduğumuz cümleyi baştan alırız. Bu da
okumayı son derece yavaşlatan sebeplerden biridir. Bu kötü alışkanlığıda unutmamız
gerekiyor. Ne olursa olsun, geri dönmeyeceğiz. Bırakın metin iyi anlaşılmasın hızlı
okuma çalışmalarının başlangıcında hızlılık geliştirmek esastır. Anlama, daha sonra
kendiliğinden gelecektir. Bu bakımdan başlangıçta anlama konusunda fedakarlıkta
bulunabiIiriz.

Okumadaki kötü alışkanlıklarımızı bırakmak, zannedildiği kadar kolay değildir.


Öncellikle belli bir yaşa gelmiş insanlar için bu işin zorluğu artar. İlkokul sıralarından
başlanarak kazanılmış ve uzun yıllar boyunca kemikleşmiş kötü alışkanlıklar bir
çırpıda terk edilemez. Tek çare, ısrarlı çalışmalarla bu kötü alışkanlıkların yerini
alacak iyi alışkanlıkların geliştirilmesidir. Yılmamak, kolay başarılar beklememek
gerekiyor. Önemli olan belli bir metni kısa bir sürede okumak değildir. Hızlı okumak,
bizim normal okuma alışkanlığımız haline gelmelidir. Bu sağlanmadıkça tam başarı
elde edilemez.

İnsan kısa bir süre uğraşarak bir metni hızlı okuyabilir. Özel bir çaba sarfetmeden,
uzun süre hızlı okuyabilmek gerekir. Buda ancak hızlı okumanın bizim normal okuma
alışkanlığımız haline getirilmesiyle mümkündür.

imdi, yenmemiz gereken kötü alışkanIıklarımızı topluca bir kez daha gözden
geçirelim :

a. SESLİ OKUMAK b. OKUDUĞUMUZ HER KELİMEYİ ZİHNİMİZDEN


TEKRARLAMAK c. HARF HARF, HECE HECE OKUMAK d. METNİ,
SATIRLARI PARMAK VEYA KALEMLE TAKİP ETMEK e. OKURKEN
GERİYE DÖNMEK

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 16
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

OKUMA SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI


ÇÖZÜM YOLLARI
ADI NEDENLERİ TÜRLERİ SONUÇLARI
Hece hece ya da Okumanın - Hece hece okuma - Hız düşük olur - Blok okuma
kelime kelime parçadan bütüne - Kelime kelime - Anlama egzersizleri
okuma doğru (Harf,hece okuma güçleşir - Bilgisayar
kelime) öğretilmesi - Sık sık geri egzersizleri
dönüşler yaşanır - Göze ritim
kazandıran
egzersizler
İçten seslendirme Ezberci eğitim - Dudak Kıpırdatma - Hızı yavaşlatır - Dudak arasında bir
yapmak anlayışı - Gırtlakta - Sıkılmaya nesne tutarak
(tekrarlayarak seslendirme sebep olur okumak
öğrenme) - Zihinde - Sakız çiğnemek
Seslendirme Fotoğrafik okuma
egzersizleri yapmak
Ayrıntılarda Ana fikir ile yan - Ana fikri - Anlama Bir an önce ana fikri
boğulmak fikirleri ayırarak yakalamadan düzeyini düşürür yakalamak ve diğer
okuma okuma - Geri dönüşleri fikirlerle ilişkisini
- Düşünce artırır kurmak
örgüsünü takip
etmemek
Bilinçsiz okuma Amaçsız,plansız ve - Ne aradığını - Öğrenme Öğrenme Teknikleri
yöntemsiz okuma bilmeden okuma verimini düşürür ile ilgili ders
- Nasıl okuyacağını - Öğrenmeden almak,kitap
bilmeden okuma sıkılmaya sebep okumak,seminere
olur katılmak
Okuduğunu - Az okuma - Kelime hazinesi - Anlama ve Daha çok
anlama güçlüğü - Öğrenmeyi yetersizliği hatırlamayı okumak,sözlük
öğrenmemiş olmak - Bilgi tabanı düşürür okumak,sözlükle
yetersizliği - Konudan okumak
sıkılmaya sebep
olur
Uygun olmayan - Yanlış Farketmez - Göz Verilen talimatlara
okuma ortamı Işıklandırma yorgunluğuna uygun bir ortamda
- Havalandırma sebep olur okumak
- Çalışma Yeri - Öğrenme
verimini düşürür

Gözden - Göz - Göz Okuma hızını Göz yorgunluğuna


kaynaklanan yorgunluğu yorgunluğundan yavaşlatır sebep olmadan,göz
nedenler - Göz doğan - Çabuk jimnastiği ile göz
eğitimsizliği - Göz yorulmaya kondüsyonunu
- Göz eğitimsizliğinden sebep olur geliştirmek
jimnastiği - Göz tembelliği
yapmamak
Okuma - Konsantre - Konsantrasyon - Okuduğunu - Konsantre
psikolojisinden olamamak problemi anlama güçlüğü okumanın
kaynaklanan - Motive olamamak - Motivasyon doğar kurallarına uygun bir
sebepler - Öğrenme biçimde okumak
verimini etkiler
Aşırı geri Aşırı evhamlılık - Cümle Dönüşleri - Gözün çabuk Okunan yerlerin
dönüşler yapmak - Paragraf yorulmasına üzerini kartla
Dönüşleri - Okuma hızının kapatarak okumak
azalmasına
- Okumakta
sıkılmaya sebep
olur
Hızlı okursam Psikolojik kökenli - Anlayamam inancı -Okuduğunu Bir inancın temelsiz
anlayamam korku ve endişeler - Anlayamama Anlamayı daha olduğunu anlayarak
inancı korkusu da güçleştirir kararlı bir biçimde
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 17
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

egzersizler yapmak

KÖTÜ ALIKANLIKLARI YENMEK, İYİ OKUMA ALIKANLIKLARI

KAZANMAK IÇIN YAPILACAK ÇALIMALAR :

HIZLI OKUMADA BİLGİ GEREKEN DİĞER KAVRAMLAR NELERDİR ?

a. SAPTAMALAR : Biz okurken, gözlerimizin satır boyunca kesintisiz bir şekilde


sona doğru kaydığını sanınz. Gözlerimiz fotoğraf makinesi ile aynı prensipler içinde
çalışır. Aslında gözlerimizin satır üzerindeki yer değiştirme hareketi kesintisiz değildir.
Kesik kesik sıçramalar halinde satır sonuna doğru ilerler. Gözlerimizi bu bakımdan
çok geniş bir manzaranın resmini objektifine bir kerede sığdıramayıp, birkaç kerede
çeken bir fotoğraf makinesine benzetebiliriz. Birçok insan, okurken hece üzerinde
gözlerini bir kere durdurarak satır boyunca gereksiz bir çok sıçramalar yapar. Bir satır
boyunca gözlerimiz ne kadar az sıçrama yapıyor, ne kadar az duraklıyor, biz bir
bakışta ne kadar geniş bir satır parçasını görebiliyorsak; o kadar hızlı okuruz. Bir
bakışta bir satırın mümkün olduğu kadar geniş bir bölümünü görmeliyiz.

Biz gözün satır üzerindeki her sıçrayışına "saptama" adını veriyoruz.

b. BİR SAPTAMA SIRASINDA GÖRÜLEN EY:

Örnek olarak "ova" kelimesini okuyan bir göz, merkez olarak "v" harfini alarak 1-2
mm aşağısına bakacaktır. Bu durumda "v" harfinin sağ ve solunda kalan diğer iki harf
kolayca okunabilir. Öyleyse "ova" kelimesi her hece için ayrı bir saptama yapmadan
tek bir saptamada okunabilir. Fotoğraf makinesinde tek bir film harcanabilecek bir
yerde iki poz harcamaya gerek yoktur.

"Ova" kelimesi üç harften oluştuğu için bir saptamada kolayca okunabiliyor. Ya


daha uzun bir kelime olsaydı ne olacaktı ? Örnek olarak "ovalarından" kelimesini ele
alalım. Bu kelimede 11 harf vardır. Biz gözümüzü ortada yer alan "r" harf'ine
ayarladığımızda kelimenin tamamını okuyabiliyorsak hızımız yüksek olacaktır.
Normal okuyucu bunu başaramaz. Hele bir metni okurken bu çok zordur. Tek başına
bu kelime üzerinde çalışan kişiler bile tek bir saptamayla bu kelimeyi okumakta
güçlük çekerler.

c. GÖZ YELPAZESİ (AKTİF GÖRME ALANI) : Gözümüzün bir saptama sırasında


satır üzerinde aktif olarak görebildiği işaretlerin genişliğine "göz yelpazesi" veya "aktif
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 18
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

görme alanı" adını veriyoruz. Bu alan elips şeklindedir.

Yukarıda sözü geçen delikli kartonla yapılan çalışmada göz yelpazesini


genişletmeye çalışıyoruz. Aşama aşama üç harfli kelimelerden başlayarak kartonun
penceresinden geçen kelimeleri bir tek saptamayla okuyoruz. Yavaş yavaş
kelimelerin harf sayısını artırarak göz yelpazemizi genişletiyoruz.

Göz yelpazemizin genişliği oranında hızlı okuyabiliriz.

Ayrıca iyi bir hızlı okuyucu yan yan gelen aktif görme alanlarını üst üste
biniştirmemelidir. Böylece yararlanılmayan alanlar ortadan kalkar, daha hızlı
okunabilir.

KÖTÜ BİR OKUYUCUNUN AKTİF GÖRME ALANLARI ÜST ÜSTE BİNER

d. RİTİM KAZANMAK İÇİN DAİMA İLERİYE BAKMAK GEREK : Gözlerinizi


daima ileriye bakmaya zorlayınız. Okuyamadığınız veya tam kavrayamadığınız
bölümler olursa, asla geriye dönüş yapmayınız. Hızlı okuma çalışmalarında
başlangıçta anlama, okuma hızına feda edilebilir. Anlayamasanız bile hızlı okuyunuz.
Zamanla anlama seviyeniz normal okumada olduğundan daha yüksek seviyeye
çıkacaktır.

Bunun için başlangıç çalışmalarında daima kolay metinleri seçiniz. Bu metinler


aynı zamanda yazma kurallarına uygun olsun. Devrik cümlelerin sıkça yer aldığı
metinlerden kaçınınız.

e. GÖZÜN GÜRDÜĞÜ KELİMEYİ BİÇİMİ ARACILIĞI İLE ANINDA KAVRAMASI :

Bir kelimeyi meydana getiren harfler, bir bakıma onun resmi gibidir. Biz bu kelimeyi
daha önceleri o kadar çok okumuş, o kadar çok görmüşüzdür ki onu tanımakta hiç bir
güçlük çekmeyiz. Çok iyi tanıdığımız bir insanı görmüş gibiyizdir. O insanı tanımak
için derinden derine bir inceleme gerekmez. Üzerindeki elbiseler değişse bile tanırız.
Kelimeler de çeşitli ekler alsalar bile bir bakışta kolayca tanınırlar. Biz de bundan
yararlanmalıyız. Hece hece okumak yerine, kelimeleri bir bütün olarak görmeye
çalışın

f. BENZER KELİMELERİ KARITIRMA TEHLİKESİ : Gözlerin görme ustalığı


okumayı doğrudan etkiler. Gözümüzün benzer siluetli kelimeleri birbiriyle
karıştırmaması için, çok alışkın, çok dikkatli olmak gerekir. Bu konu, yapılan hızlı
okuma çalışmaları çoğaldıkça gelişecektir.

HIZLI OKUMA SIRASINDA DÜÜNCENİN AKII NASILDIR?

Hızlı anlama, hızlı kavrama okuma hızını artırır. İyi bir ritim, karşılıklı uyum
sağlamış göz ve akıl, kelimelerle cümlelerin alışılmış silüetlerini çeviklikle
yakalayarak, satırların üzerinde uçuşurlar.

AKLIN ÇEVİKLİĞİ GÖZLERİ UYARMALI, AKIL, DAİMA GİRİKENLİĞİ ELDE


SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 19
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

BULUNDURMALIDIR .

Kalabalık bir trafik içinde ilerlemeye çalışan bir otomobil içinde olmaktansa, bir
helikopter ile yükseklerde uçup gitmek misalinde olduğu gibi, bütüne göz gezdirmeye
çalışmak gerekir. Akıl daima gözlerin önünde yer alır.

Yavaş okuma sırasında akıl büyük bir tembellik içindedir. Gözlerin okumasını
bekler. Göz okuyamazsa, geriye döner, durur, çabalar; akıl neden sonra, gözün
okuduğunu kavramaya çalışır. Bütün yük gözler üzerindedir. Halbuki hızlı okumada
akıl, daha gözlerin okumadığı, henüz sırası gelmemiş kelimeleri tahmin etmeye,
kavramaya çalışmaktadır. Akıl bu aktif haliyle gözlerin en büyük yardımcısıdır.

Yavaş okumada akıl fren görevi yaparken, hızlı okumada çekici lokomotiftir.

"Leb demeden leblebiyi anlamak" misalinde olduğu gibi, çoğuı zaman sözün nasıl
biteceği, hangi kelimeden sonra hangi kelimeninı geleceği bellidir. Akıl girişkenliği
elde tuttuğu sürece hep önde koşacak, gözler ona yetişmek için alabildiğine
hızlanacaktır.

İşte hızlı okuma bu yönüyle yavaş okumadan daha büyük bir dikkat ve zihin
uyanıklığı ister. Yine bu yönüyle daha başarılıdır. Hızlı okuyan bu sebeple
okuduğunu yavaş okuyana nispetle çok daha iyi anlar, kavrar.

İyi düzenlenmiş bir metne bakıldığında aklın önde gitmesine yardımcı olacak
birçok işaretler vardır.

AKLI UYARAN İARETLER


DEVAM ET İARETİ :

Bu işaretler fikir akışı içinde bir değişiklik olmayacağını, yazının okunmasına hızla
devam edilmesi gerektiğini bildirir.

"ve, hem, daha, bundan başka, buna ilaveten, aynı zamanda, buna paralel olarak,
bunun gibi, aynı şekilde vb." böyle kelimelerdir.

Devam et işaretlerinin bir kısmı tamamlayıcı, kapatıcı mahiyettedir. Hızlı okumaya


devam edilmesini belirtirken, aynı zamanda yakında fikrin sona ereceğini, konunun
bağlanacağını gösterirler.

DÜÜNCE DEĞİİYOR İARETİ :

Bu kelimeler düşünce akışının değişeceğini, daha öncekilere zıt şeyler


söyleneceğini belirtirler. "ama, fakat, lakin, halbuki, ancak... vb." böyle kelimelerdir.
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 20
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

DAHA ÖNCE SÖYLENENLER GEÇERSİZDİR İARETİ :

Bu kelimeler daha önce söylenen söz ve fikirleri geçersiz kılarlar. "buna rağmen
bilâkis, buna karşın, mamafih... vb." böyle kelimelerdir.

SEBEP AÇIKLANACAK İARETİ :

Daha önce söylenenlerin sebebinin açıklanacağını gösterir. "çünkü" bu maksatla


kullanılır.

HIZLI OKUMA ÇALIMALARINDA KULLANILAN GRAFİKLER

Hızlı okuma çalışmalarında durumumuzu belirlemek ve bizde meydana gelen


gelişmeleri tespit edebilmek için bazı işaretlerden yararlanabiliriz.

a. OKUMA HIZI GRAFİĞİ : Bu grafikte düşey olan sütunda alttan üste doğru,
kelime sayılar 150'den başlayarak yirmişer yirmişer işaretlenmiştir. Her hafta bir
okuma yapılır ve dakikada okunan kelime sayısı olarak belirlenen okuma hızı grafikte
belirlenir.

b. ANLAMA SEVİYESİ GRAFİĞİ : Diğer grafiğin benzeridir. Düşey sütunda


okuduğumuz metni yüzde kaç anladığmız ve yatay sûtunda yapılan ölçüm sayısı
işaretlenir.

c. GRAFİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Hızlı okuma çalışmalarının


başlangıcında hız grafiği yükselirken, anlama grafiğinde yükselme görülmeyebilir.
Ancak kısa bir süre sonra bu grafikte yükselmelidir. Değilse amacına ulaşılmamış
olur.

Grafiklerde her hafta bir ölçüm bir değerlendirme yapılmalıdır. Grafiklerde bazı
haftalarda düşme veya yatay bir eğri görülebilir. Bu çok normaldir. İçinde
bulunduğumuz fiziki ve ruhi şartlar bizi etkileyebilir. Okuma hızım veya anlama
seviyem düşüyor, gelişmiyor diye endişeye kapılmamak gerekir. Önemli olan,
grafiklerde bir bütün olarak yükselen bir eğrinin meydana gelmesidir. Aradaki küçük
sapmalar dikkate alınmaz.

SONUÇ VE TEKRAR : Hızlı okuma konusunda şu, hiç akıllardan çıkmayacak bir
husustur: " ANLAMADAN, KAVRAMADAN HIZLI OKUNMAZ." Bu yönüyle hızlı
okuma, önemli bir ölçüde bilgi seviyemize, kültürümüze bağlıdır. Kelime hazinesi çok
dar olan insanlar hızlı okuyamazlar. Eski, yeni, yerli, yabancı, günümüzde kullanılan;
kitaplara, dergilere, gazetelere giren her kelimeyi bilmek gerekir. Hızlı okumak
isteyenler her şeyden önce kelime hazinelerini genişletmelidirler.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 21
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

a. Hızlı okuma için uygun bir ortam hazırlayınız.


b. Çalışmalarınızı kolaydan zora giden metinler üzerinde yapınız.
c. Asla geriye dönüşler yapmayınız.
d. Okurken ağzınız veya başka bir organınız oynamasın.
e. Okuduklarınızı zihninizden tekrarlamayınız.
f. Göz yelpazenizi genişletmeye çalışınız.
g. Saptama sayılarını azaltınız. Göz yelpazeleri mümkün olduğu kadar üst
üste binişmesin.
h. Aklınız daima önde gitsin, zihnen uyanık bulunun.
ı. Delikli karton ile gerekli günlük çalışmayı yapın.
j. Satır aralama çalışması yapın.
k. Her hafta bir kez, örnek bir metin üzerinde çalışarak ölçüm yapınız.

BİR METNİ OKURKEN MEYDANA GELEN HIZ DEĞİİKLİKLERİ :


İyi bir okuyucu, ele aldığı metnin değişik bölümlerinde değişik okuma hızları
kullanarak, metni daha kısa zamanda daha iyi özümleyebilir. Genellikle metnin dikkat
noktaları ve son taraflarda toplanmıştır. Bilhassa metinlerin sonuç bölümleri
bakımdan en önemli bölümleridir.

Paragraflar halinde yazılmış bir metinde, her paragrafın başlangıç ve bitiş


cümleleri, o paragrafta verilmek istenen mesajı belirleyen cümlelerdir. Bu dikkat
noktalarını bilen okuyucu bunların dışında kalan bölümlerde okuma hızını çok
artırabilir, hatta bazı bölgeleri okumadan geçebilir. Sadece dikkat noktalarını
okuyarak metni % 100'e yaklaşan oranda anlayabiliriz. Hele düşünce tarzına
alıştığımız, tanıdığımız bir yazarı okurken bu iş daha kolay olur.

SEÇİLEN ANAHTAR KELİMELERDEN YARARLANMA : İyi bir okuyucu ele


aldığı metinle ilgili olarak bir takım anahtar kelimeler belirler. Bu belirleme ya metnin
başlangıcında, ya da giriş bölümünde yapılan açıklamalara göre olabilir. Daha sonra
metin hızla okunurken dikkat bu kelimelerin geçtiği bölümler üzerinde yoğunlaştırılır.

METNİN ÖNCEDEN İNCELENMESİ : İyi bir okuyucu, okuyacağı metini önceden


inceleyerek metin hakkında bilgi sahibi olur ve uygulayacağı okuma tekniklerini
belirler. Bu inceleme kısa metinlerden ziyade, uzun metinler ve kitaplar için
yapılmalıdır.

Metnin incelenmesinde daima akıl ve düşünce önde olmalıdır. Böylece çok zaman
kazanabiliriz. Metin çok hızlı bir şekilde gözden geçirilir, önemli başlıklara dikkat
edilir. Bir yandan da "Bu metni tümüyle okumak benim için yararlı mıdır? Hangi
okuma tekniğini uygulamalıyım? Yazarın amacı nedir? gibi soruların
cevaplandırılmasına çalışılır.
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 22
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Bu sorulara cevap bulabildikçe metin seçme, hızımızı ayarlama ve gereksiz


bölümleri atlama imkânı elde edilir. u prensibi asla unutmayınız: "HER EYİ AYNI
HIZDA OKUMA ALIKANLIĞINA SAHİP OKUYUCULAR, AZ HIZLI OKUYUCU
OLARAK KALIRLAR. "

BIR METNIN KAYMAĞINI ALMA TEKNİĞİ :


Bu teknikte bir önceki seçmeli okumadan farklı olan husus, metnin bazı
bölümlerinin hiç okunmadan geçilmesidir. Tekniğin temel ilkesi, metnin genel
anlamına zarar vermeksizin okunan sözcük sayısını azaltmaktır.

Göz yelpazemiz yalnızca enine bir genişliğe sahip değildir. Düşey olarakta bir
yüksekliği vardır. Biz bir satıra bakarken onun altındaki ve üstündeki satırları da
kısmen görürüz. Bundan yararlanmak gerekir.

Bir metnin kaymağını almak için :

a. Metnin temel düşüncesini kavramak gerekir.


b. Önemli düşünceler bütünüyle okunmalıdır.
c. Ayrıntılı cümlelerin üzerinden hızla geçilerek atlanmalıdır.

Özellikle her satırın ilk ve son kelimeleri okunmadan sadece orta bölümü
okunduğu takdirde yeteri kadar başarılı olduğu görülecektir. Okumadığımız kelimeler
aklın kıvraklığı sayesinde kavranabilir.

Kurallara uygun olarak düzenlenmiş cümlelerde "özne" en başta, "yüklem" en


sonda yer alır. Yükleme en yakın olarak başta, "yüklem" en sonda yer alır. Yükleme
en yakın olarak söylenmiş öğe, en önemli öğedir. Bundan yararlanmalıyız.

Cümlelerin ilk kelimesi ile sonda yer alan iki kelimesini okumak, o cümlede
belirtilen fikri anlamada esas olacaktır. Dikkat bu kelimelerde yoğunlaştırılırsa, bu
kelimelerden bazıları okunmadan geçebilir.

YERİNİ BULMA TEKNİĞİ :

Hepimizin zaman zaman uyguladığı bir teknik de budur. Kaymağını alma


tekniğinde, başlangıçta neyin araştırıldığını tam olarak bilinmeden, metnin verdiği
mesaj alınmaya çalışılıyordu. Bu teknikte ise, uzun bir metin içinden, sadece, içinde
var olduğunu bildiğimiz özel bilgiyi aramak söz konusudur.

Örnek olarak, herhangi bir kelimeyi ararken bütün sözlüğü okumaz, yalnız
aradığımız kelimeyi buluruz. Bu özel işlem her türlü metinde kullanılabilir. Bunun için
neyin arandığını iyice bilinmelidir.

Eğer okunarı kitap veya metin bir fıhrist bölümü taşıyorsa, bu bize büyük ölçüde
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 23
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

kolaylık sağlayacaktır. Bu yoksa metnin hızla taranması ve bu arada aradığımız bilgi


için metnin hangi bölümünde bulunabileceğine dair tahminler yapılmaya
çalışılmalıdır.

Aranan sözcüklerle karşılaşıldığında, ilgili cümlelerin altının çizilmesi çok yararlıdır.


Tecrübeli okuyucular sayfa kenarlarına notlar alırlar. Hatta, sayfa kenarlarına alınan
bu özel notları için ayrıca özel bir fihrist hazırlanıp kitabın baş tarafına konmasında
büyük yarar vardır.

Burada bir şeye daha dikkat çekmek gerekiyor. Ele alınan metin, araştırılan konuya
uygun olduğu halde, metinde araştırılan kelimeye rastlanmayabilir. Yazar bizim
kullandığımız kelimeleri kullanmak zorunda değildir. Değişik bir kelime hazinesine
sahip olabilir. Bunun için aranan sözcüklerle aynı anlama gelen başka sözcükleri
belirleyerek işe başlamak yerinde olacaktır.

Hızlı okumak için :


1. OKUYUNUZ.
2. OKUYUNUZ.
3. OKUYUNUZ.
4. BİR KEZ DAHA OKUYUNUZ.
5. SEVDİĞİNİZ KONULARI OKUYUNUZ.
6. SEVMEDİĞİNİZ KONULARI DA OKUYUNUZ
7. NE BULURSANIZ OKUYUNUZ.
8. OKUYUNUZ.
9. OKUYUNUZ.
10. OKUYUNUZ

İnsan Beynindeki Kompleks Sistem ve Yüksek İşlem Hacmi


İnsan beyninde son derece kompleks bir yapı bulunmaktadır. Bu mükemmel yapının
temelinde, çok sayıda sinir hücresinin birbirlerine çok sayıda bağlantıyla bağlanmış
olması yatar. Biyoloji profesörü Ursula Goodenough, bu bağlantı ağını ve bunun
işleyişini şöyle özetler:"Her insanın beyninde ortalama 100,000,000,000 nöron
bulunur. Bunların aksonları uçuca eklenecek olursa uzunlukları birkaç yüzbin
kilometreyi bulur. Bunların bazıları bedene yayılarak uyarıcıları algılamada (kaşıntı)
ya da tetikleme reaksiyonlarda (kaşıma) rol oynar. Ancak önemli bir miktar nöron
beyinde bulunur ve burada bulunan diğer nöronlarla sinaptik bağlantılar kurar. İnsan
beyninde yaklaşık 100 trilyon sinaps bulunur, bu da ortalama bir hücrenin, hayret
verici bir şekilde, diğer 1.000 hücreye sinaptik bağlantılarla bağlı olduğunu gösterir.
Bu sinapsların bazıları menedici, bazıları ateşleyicidir ve hedef nöron ateşleme ya da
ateşlememe davranışına, çeşitli girdileri birleştirdikten sonra geçer. Bu nöronun
ateşlemesinin hedefi ise 999 başka potansiyel sinaptik etkiye sahip ikinci bir nöron
olacaktır". iGörüldüğü gibi beyinde, her an kendi aralarında iletişim imkanına sahip
milyarlarca hücre vardır. Beynimizdeki bu özellik, hiçbir bilgisayarın erişemediği üstün
bir iletişim kapasitesi ortaya çıkarır. D. Meredith, insan beyninin işlem kapasitesinin
(dönemin teknolojisiyle) 1000 adet süper bilgisayarın toplam işlem kapasitesine denk
olduğunu hesaplamıştır:"İnsan beyninin sahip olduğu kapasitenin de günümüz
teknolojisi ile karşılaştırıldığında, büyük bir üstünlüğe sahip olduğu
görülmektedir. Örneğin dünyanın en hızlı işlem yapan bilgisayarları ortalama, olarak
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 24
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

saniyede 109 hızında hesap yapabilmektedir. Beynin hızı ise aynı işlem için 1015’tir.
(saniyede 10.000.000.000.000.000 hızında) Dahası bilgisayar hafızasının kapasitesi
1011 bit’ken beyninki 1014’tür. Aradaki bu fark beynin kapasitesinin, 1000 adet
bilgisayarın toplam kapasitesi kadar olduğunu göstermektedir" . ii

Meredith, bu kıyaslamasıyla insan beyninin günümüz teknolojisinden ne kadar üstün


olduğunu güzel bir şekilde göstermektedir. Beyindeki tasarımın bu üstünlüğüne güzel
bir örnek de, ünlü bilgisayar firması IBM’in teknoloji müdürü Dr. Kerry Bernstein’ın
projesidir. Kerry Bernstein, MSNBC.com'da yayınlanan "Beyin Bilgisayarlara Ders
Öğretiyor" başlıklı haber-ropörtajda, IBM merkezinde her yıl düzenli olarak
nörologların katılımıyla konferanslar düzenlediğini ve mühendislerini beyindeki
tasarım konusunda bilgilendirdiğini ifade etmektedir. Bernstein beyindeki
işleyişin aynen taklit edilmesinin mümkün olmadığını şöyle ifade etmektedir:"Beyinde
olağanüstü bir paralellik hakim. Yani tek bir bit bilgi, bir anda tam 100.000 nörona
yayılabiliyor. Böylece beyin, bilinen en hızlı bilgisayardan yüzbinlerce kat daha hızlı
oluyor. Bizim ise bunu elektronikte gerçekleştirebilmemiz mümkün değil. Dr.
Kerry Bernstein beyni elektronikte taklit edebilmenin mümkün olmadığını
belirtmektedir. Evrim teorisinin geçersizliğini ortaya koyan eserleri ile tanınan
moleküler biyolog Prof. Michael Denton ise, en iyi mühendislerin, en komplike
teknikleri kullansalar dahi beyne biraz benzeyen bir objeyi biraraya getirebilmelerinin
"sonsuz zaman alacağını" söylemektedir. iv Beyindeki bu üstün tasarımın yanısıra
verimlilik gözetilen bir işleyiş bulunmaktadır. Berkeley'deki California Üniversitesi'nde
optometri ve psikoloji profesörü olan Martin S. Banks bu konuda: "Beyin, gerçek
hayatta muhtemelen ihtiyaç duymayacağı bilgiyi korumak için fazladan enerji
harcamama özelliğiyle verimlidir" v demektedir .

ETKİLİ ÇALIŞMA YÖNTEM VE BECERİLERİ


Öğrencilerin okul başarısını etkileyen fizyolojik, sosyokültürel, ekonomik ve psikolojik pek
çok etken olabilir. Bunlar içinde en önemli etkinliklerden biri de öğrencilerin etkili çalışma
becerilerini kazanmalarıdır. Birçok öğrenci zamanının çoğunu çalışmaya ayırdığı halde başarısız
olmaktan yakınır. Başarılı olmanın ölçüsü çalışma süresinden daha önce çalışmanın biçimiyle
ilgilidir. Etkili çalışma becerisini “nasıl öğrenileceğini öğrenme” olarak da tanımlamak mümkün.
Başarı çalışmaya ayrılan sürenin etkin kullanımına bağlıdır.
Etkili Çalışma Becerisi: Öğrencinin zamanını, belirlenmiş hedefler ve saptanmış öncelikler
doğrultusunda programlı ve verimli bir şekilde kullanmasıdır. . Etkili çalışma becerisini “nasıl
öğrenileceğini öğrenme” olarak da tanımlamak mümkün.Genellikle zeki insanların başarılı
olduklarını düşünsek de bunun yeterli olmadığı başarılı insanların ifadelerinden anlaşılmaktadır.
Zeka başarı için gereklidir ama tek başına yeterli değildir. Gerçekte başarı zeka ile beraber “
düzenli ve sistemli çalışmaya” bağlıdır. Yapılan araştırmalara göre başarıda etkili olan faktörler şu
şekilde ifade edilmektedir:
Zeka ve özel yetenekler % 50-60
Çalışma alışkanlıkları ve tutumlar % 30-40
Şans ve çevre faktörü % 10-15
Bu dağılımdan çıkan sonuçları incelediğimizde 1. ve 3. grupta yer alan faktörleri etkilemenin
elimizde olmadığını fark etmemiz zor olmaz. Zeka ve özel yetenek düzeyimize etki etmemiz
mümkün görünmemektedir. Ancak bunların ortaya çıkmalarına olanak hazırlayabiliriz. Bu da
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 25
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

çalışma becerilerimize bağlıdır. Bir örnekle açıklayacak olursak yer altında yatan rezervin
miktarına ya da düzeyine etki etme şansımız olmaz, fakat rezervin çıkartılması veya işlenmesi
çalışmamıza bağlıdır. Üçüncü gruptaki şans ve çevre faktörüne de etkimiz olmayabilir. Fakat şu da
bir gerçektir ki şansın olması da çalışarak bir düzeye gelmeye bağlıdır. Bilet almayan kişiye
piyango çıkması olası değildir.

AMAÇ VE VERİMLİ ÇALIŞMA


Etkili çalışma becerilerini kullanmak için her şeyden önce kendinize ait ve belirgin bir
amacınızın olması gerekmektedir. Bu amaç bireyden bireye farklılık veya benzerlik gösterebilir ya
da farklı şekillerde tanımlanabilir. Nasıl ifade edilirse edilsin neticede üzerinde düşünülmüş, sizi
ve özelliklerinizi yansıtan ve en önemlisi gerçekçi bir amaç olmalıdır bu. Gerçekçilikten kasıt;
amacınızın ne ulaşamayacağınız kadar uzak, ne de kendinizi hafife alarak oluşturacağınız bir
amaçtır. Amaç sizin varacağınız noktadır, çalışma teknikleriniz ise yolunuz, rotanız, rehberinizdir.
Bu yolları, rehberleri veya rotayı kullanmadan gerçekten hedeflediğiniz noktaya ulaşmanız
mümkün olmayacaktır. Bu anlamda öncelikle kendinize aşağıdaki soruları sormalısınız:
10 sene sonra nerede olmak istiyorum.
5 sene sonra nerede olmak istiyorum.
1 sene sonra nerede olmak istiyorum
Bu soruların yanıtları kısa ve uzun dönemli amaçlarınızdır. Bu noktada başkalarının sizin
hedeflerinize doğrudan müdahale etmelerine izin vermemelisiniz. Çünkü öncelikle sizin olmayan
bir hedefin sizi motive etme olasılığı size ait, sizin istediğiniz bir hedeften daha düşüktür.
Anneniz, babanız, arkadaş ve akrabalarınız sizin için iyi şeyler istiyorlardır; ama bu sizin
amaçlarınızı belirleme hakkını onlara vermez, sadece onların bilgi ve deneyimlerinden
faydalanmak ufkunuzu açacaktır. Amaç belirlerken unutmayın ki;

VERİMLİ ÇALIŞMA BECERİLERİ


Yapılan birçok araştırma hemen her eğitim öğretim kademesinde ve genel olarak iş yaşamında
bireylerin etkili çalışma becerilerine sahip olmadıklarını ortaya koymaktadır. Özellikle okullarda
yapılan “Problem Tarama Envanterleri”nde ve diğer çeşitli anketlerde öğrencilerin ders
başarısızlıklarının başlıca sebeplerinden biri ders çalışma yöntem ve tekniklerini bilmemeleri
olarak öne çıkmaktadır. Hemen her yıl bu konuda okulların rehberlik servisleri veya sınıf
öğretmenleri tarafından bilgi verilse de bu sorun güncelliği korumaktadır. Bunun da başlıca sebebi
öğrencilerin bu becerileri içselleştirmede ve günlük yaşamlarına adapte etmelerinde
zorlanmalarıdır. Oysa bu beceriler aynı zamanda hem ders çalışma sürelerinde ve kalitesinde bir
artma sağlamakta hem de bu sayede öğrencilerin kendilerine daha fazla zaman ayırmalarını
sağlamaktadır. Derslerde not alan, etkili dinleme ve okuma yöntemlerini kullanan, planlı çalışan
bir öğrenci hiç kuşkusuz diğer öğrencilerden daha fazla başarı gösterecektir. Bu konuda farkı
yaratacak olan öğrencinin kendi iradesi ve çalışma azmidir. Azmini ve iradesini kullanan öğrenci
için başarılı olmak doğal bir sonuç olacaktır. Öğrenci amacını ve çalışma becerilerini birer kefeye
koymalı ve tartmalıdır. Kefelerin eşit olması veya becerileri kullanma yanının ağır bastığı
durumda öğrenci başarıyı hak ediyor demektir.
Etkili çalışma becerileri şunlardır:
1) Zamanın iyi planlanması
2) Çalışma ortamının düzenlenmesi
3) Çalışma sürelerinin ve aralıklarının düzenlenmesi
4) Belleği güçlendirme
5) Motivasyon
6) Not tutma
7) Aktif dinleme
8) Hızlı ve etkili okuma
9) Bilgi kaynaklarından yararlanma ( internet, sözlük, ansiklopedi, imla klavuzu, atlas vb)
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 26
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

1.ZAMANI İYİ PLANLAMA


ÇİFTÇİ MEHMET´in HİKAYESİ
Çiftçi Mehmet karısına ertesi gün tarlayı süreceğini söyler. Sabah olunca
traktörün yanına gider, fakat yakıtın bittiğini görür. Mazot almak için sundurmaya
yürür. Yolda tavuklara rastlar. Yem atılmadığını anlar ve biraz mısır almak üzere
ambara girer. Ambarda yerde duran bazı çuvallar görür. Çuvallar kendisine
patatesleri hatırlatır. Patateslerin olduğu yere doğru yürürken yolun üzerinde bir
kenara yığılmış odunları fark eder. Evde oduna ihtiyaç olduğunu düşünür. Yığından
birkaç parça odunu kucağına alır. Tam dışarı çıkarken topallayan bir kuzuya rastlar.
Odunları yere bırakır. Kuzuyu yakalamaya çalışır. Bu arada karısı pencereden seslenir
ve kümesten yumurtaları almasını söyler. Kuzunun peşini bırakır kümese gider.
Kümesin kapısının çok eskidiğini görür. Gelmişken kapıyı onarayım der. Fakat yanında
hiçbir alet yoktur. Aletlerini almak için eve doğru yürürken.......

Çiftçi Mehmet böylece yapması gereken ilk işi unutmuş, başladığı her işi yarım
bırakmış ve sonuçta hiçbir işi bitirememiştir. Bazen biz de Çiftçi Mehmet kadar
olmasa da bir işi bitirmeden diğerine geçer, işten işe koşarız. Günümüz koşuşturmakla
geçer. Çok çalıştığımızı düşünür ve yoruluruz. Oysa şöyle geriye dönüp bakarsak
boşuna yorulduğumuzu görür ve üzülürüz. Çalışmak veya çok çalışmak yerine planlı
çalışmak hem daha az yorulmamızı sağlar, hem de bizi başarıya götürür. Başarı ise
işteki huzur ve mutluğun kaynağıdır.

Zamanı iyi planlama konusuna değinmedin önce zaman kavramıyla ilgili birtakım gerçekleri
hatırlamakta fayda olacaktır:
 Zaman herkese eşit oranda verilmiştir
 Hayat saat, gün, hafta, yıl, asır şeklinde böldüğümüz zaman dilimlerinden ibarettir.
 Zamanı kontrol edemeyiz (hızlandırıp yavaşlatamayız)
 Zamanı saklayamayız, biriktiremeyiz, satın alamayız
 Hiç kullanılmasa da tüketilmeye devam eder
 Çaba elde etmeden bize sunulmuş bir kaynaktır
 Dünyadaki hemen herkesin zamanla ilgili problemi vardır.

Bu durumda zamanı en iyi şekilde kullanmamız kendiliğinden bir zorunluluk olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu durum sadece sınava hazırlanan öğrenciler için geçerli değildir. Çalışan anne-
babalar, öğretmenler, ev hanımları, başbakan, cumhurbaşkanı için de geçerlidir. Zamanı iyi
yönetmenin altın kuralı öncelikleri belirlemektir. Birinci önceliği önemli işlere verdiğinizde
değerli olan enerjinizi değersiz işlere harcamamış olursunuz. Önceliklerin belirlenmesi işlemi
planlama yapmanızda size yardımcı olacaktır.

PLAN YAPMAK

Plan yapmak her ne kadar kolay bir işmiş gibi görünse de aslında aynı ölçüde önemlidir.
Hazırlayacağınız plandaki başarı çalışma başarınızı direkt olarak etkileyecektir. Planlamanın en
önemli faydası zamanı ve enerjinizi daha ekonomik kullanmanızdır. Başarı ölçümü yapılırken

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 27
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

sadece hedefe ulaşılıp ulaşılmadığına bakılmaz, hedefe ulaşırken geçen süre de önemlidir. Plan
yapma konusundaki ilk sıkıntı başlangıç aşamasındadır. Keza en önemli zaman kayıpları bu
dönemde yaşanmakta ve ne çalışacağına karar verme, gerekli malzemeyi bir araya getirme, ön
hazırlık yapma ve nihayet çalışmaya oturma süreci düşünülenden daha fazla zaman alabilmektedir.
Birçok kişi bu hazırlanma döneminde çok değerli saatlerini ve günlerini heba etmektedir. Bunun
önüne geçmek zaman planlamasının alışkanlık haline getirilmesiyle birlikte bütün hazırlıklar
mekanik olarak gerçekleşmesiyle mümkün olacaktır.
Plan yapma veya planlı çalışma konusunda her ne kadar çok şey söylenmekte ve çokça çaba
sarf edilmekteyse de bu konuda bir takım yanlış inanç ve davranışlarda bulunmaktadır. Herşeyden
önce planın çok katı bir çalışma disiplini olduğunu düşünmek planı hazırlarken ve uygularken
zarar verir. En küçük bir aksaklık, bir sapma durumunda planın çöpe atılıp yeniden plan yapma
süreci başlayabilir. Bunun yerine daha gerçekçi ve karşılaşılabilecek aksaklıklara karşı da esnek
bir plan hazırlanmasında fayda olacaktır. Diğer taraftan hazırlanan plandaki aksama sonucu sil
baştan bir plan hazırlamak yerine hazırlanan plan üzerinde gerekli değişikliklerin yapılması
çalışmanın devamlılığı ve başarısı açısından faydalı olacaktır. Şu akıldan çıkarılmamalıdır ki
mükemmel plan yoktur. Plan hata yapmamak için değil hataları kontrol etmek ve azaltmak için
yapılır. Plan yaparken yapılan önemli hataların başında da eğlence ve dinlenmeye yeterli vaktin
ayrılmamış olmasıdır. Oysa ki plan yapmanın önemli gerekçelerinden biri de çalışma dışı
faaliyetlere de gerekli zamanı ayırabilmektir.
Plan yapma konusunda söylenebilecek en önemli şey “en kötü plan bile plansızlıktan iyidir”.
Uymadığınız, başarı göstermediğiniz planın bile size kazandırdığı önemli bir şey vardır; o da
yapmanız gereken işlerin ayrıntılı bir dökümünü yapmanız ve en azından neyi yapmadığınızı
öğrenmenizdir.

Çalışma Planı Hazırlamak


Plan hazırlamadan önce isterseniz kendinize yönelik bir değerlendirme çalışması
yapabilirsiniz. Bu çalışmayla zamanı kullanma konusunda ne durumda olduğunuzu
anlayabilirsiniz. Bunu yapmak için de örneğin bir haftanızı nasıl geçirdiğinizi bir yere
yazabilirsiniz. Günlük alışkanlıklarınızı çarpıtmadan dürüstçe not edin. Bu bir haftanın sonunda
kendinize şu soruları sorun:
 Zamanı geçirme şeklim beni mutlu ediyor mu?
 Önemsiz durumlara ayırdığım zamanım ne kadar?(Sokakta gezme, telefon
konuşmaları, televizyon)
 Boşa harcanmış zaman var mı? Süresi ne kadar?
 Çalışmam için gereken zamanı çalışmak için kullandım mı? Çalışmama neler engel
oldu?
 Okul sonrası etkinliklere ve ev ödevlerine yeterli zamanım var mıydı?
Çalışma planı hazırlarken ilk önce yapılması gereken işlerin listesini ve çalışma sürenizi
belirleyin. Bunlar kardeşinizin doğum gününden yetiştirmez gereken bir çalışmaya kadar çeşitlilik
gösterebilir. Çalışma planı hazırlarken önceliklerinizi de göz önünde bulundurmanız
gerekmektedir. Bu sayede öncelikleriniz ile planınızın çakışmasını da engellemiş olursunuz.
Plansız çalışmada aklınıza o an gelen veya canınızın o an istediği çalışmayı yaparsınız. Çok
önemli olan ve yapmak durumunda olduğunuz işlerin başına (Ç) harfi koyun. Yapmak zorunda
olmadığınız ama yapmanızda fayda olacak işlerin başına (Ö) koyun. Hiçbir zorunluluğun olmadığı
ve sadece yapmak istediğiniz şeylerin başına da (Y) koyun. Bu sayede yapmanız gereken işleri
önem derecesini belirlemiş olursunuz. Diğer Taraftan çok önemlileri kendi aralarında Ç1, Ç2, Ç3;
önemli olabilecekleri Ö1, Ö2, Ö3 ve önemli olmayanları da Y1, Y2, Y3 şeklinde sıralayabilirsiniz.
İş dünyasında kullanılan bir teknik burada işinize yarayabilir. Buna göre en az öncelikli konuları
sürekli olarak ertelerseniz, günden güne ve haftadan haftaya önemini kaybederler. Bu sayede
yapmak zorunda olmadığınız ve yapmanın size bir fayda getirmeyeceği bir iş bir müddet sonra
listenizde kendine yer bulamaz ve kendiliğinden kaybolur.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 28
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Günlük, Haftalık ve Aylık (Dönemlik) Plan


Plan yaparken uzun vadeden kısa vadeye doğru yapmanız işinizi kolaylaştıracaktır. Aylık
hazırlayacağınız planlar daha genel bir nitelikte olacak ve haftalık ve günlük planlarınızda işiniz
kolaylaşacaktır. Aylık plan yaparken ilk soracağınız soru “Bu ay içinde hangi konulara ne kadar
çalışacağımdır?”. İkinci olarak bu hedefe yönelik olarak haftalık ve günlük olarak ne kadar zaman
ayırmanız gerektiğini tespit etmeye çalışmalısınız. Zamanlamada sorun yaşamadan ve çalışma
tempomu düşürmeden çalışmam için neler yapmalıyım? Her şey yolunda giderse kendime
vereceğim ödül ne olacak? Aylık planlar kabataslak bir içerikte olmalıdır ki günlük ve haftalık
yaşanabilecek aksamalara rağmen genel plandan bir sapma görülmesin. Aylık plan hazırlarken
sizin için önemli olan ve zamanınızı alacak etkinlikleri göz önünde bulundurabilirsiniz. Yine de
aylık planlarınızın genel içeriği sizleri aksaklıklardan mümkün olduğunca koruyacaktır. Size
düşen gerçekçi ve uygulanabilir bir plan yapmanız ve haftalık ve günlük planlarınızda da gerçekçi
ve uygulanabilir hedefleri oluşturmanızdır.
Haftalık planlar aylık ve günlük plan arasında bulunacak ve aylık plandan ayrıntılı, günlük
plandan genel bir yapısının olması gerekecektir. Aylık plan kadar olmasa da haftalık planlarda da
esnek olunmalı; çok şey yapma planlanmamalıdır. Dinlenmeye yeterince zaman ayrılmaması sizi
bunaltabilir ve planların gerçekleşmemesine sebep olabilir. Birçok şeyi yapmaya çalışıp
yapamamaktansa, birkaç şeyi tam olarak yapmak daha iyi olacaktır. Haftalık planı uygularken
göreceğiniz eksiklik ve yanlışlıkları düzeltmeniz gerekebilir; ama plana uymamayı alışkanlık
haline getirip sürekli planı yenileme çabası içine girmeniz sizin için tehlikeli olabilir. Plan
yaparken sadece ders ve diğer çalışmalarınıza değil; eğlenmeye, dinlenmeye de vakit
ayırmalısınız. Gerçekçi bir plan yaparak uygulamada başarılı olduğunuzda yapmak istediğiniz
herşeye zaman ayırabileceğinizi siz de göreceksiniz.
Günlük Plan yapacağınız planının en alt basamağı olmaktadır. Aylık ve haftalık planlarınız
günlük planlarınızla hayat bulur, gerçeklik kazanır; aksi halde kağıt üzerinde kalmaya
mahkumdur. Günlük planlarınızı bir gün önce haftalık planınıza göre hazırlamanız iyi olur.
Günlük plan hazırlarken önceliklerinize göre yapmanız gereken işleri sıralayın. Öncelikli olarak
yapmak durumunda olduğunuz etkinliklerin başına işaret koyabilir veya üzerini farklı bir kalemle
çizebilirsiniz. Bunun yanında zorlandığımız, yapmaktan mutlu olmasak da yapmak durumunda
olduğumuz etkinlikleri verimli saatler diyebileceğimiz zaman dilimlerinde yapmamız zorlukları
kolaylaştırmaya yarayacaktır.
Tablodan da anlaşılacağı üzere günün ilk saatleri ısınma olarak geçmekte ve bu dönemde
verim istendik düzeyde değildir. Sabah saat ve 10:00 ve öğleden sonra 15:00 civarı verimliliğin en
yüksek olduğu saatler olarak dikkat çekmektedir. Bu anlamda eğer bir öğrenci matematik
dersinden zorlanıyorsa günlük planında matematik çalışmalarını bu saatlere alabilir. Bu tablo aynı
zamanda idarecilere de ders programı hazırlamakta rehberlik edebilecek nitelikte olup; yoğun
zihinsel güç gerektiren Matematik, Türkçe, Fen ve Sosyal Bilimler dersleri daha çok bu saatlere
alınıp Beden Eğitimi, Resim, Müzik gibi dersler imkanlar ölçüsünde diğer saatlere kaydırılabilir.
Kararlaştırılan etkinlikler ekte sunulmuş olan örnekteki gibi bir günlük plan çizelgesine
yazılmalıdır. Planınızın yazılı olmasını her zaman tercih etmelisiniz. Planınızın iyi olması hem
hedeflerinizi gerçekleştirmeniz hem de beklenmedik durumlar için esnekliğe bağlıdır. Planı
uygulamada bütün kararlılığınızı ortaya koymalısınız. Her günün sonunda planınızı gözden geçirin
ve planınıza ne derece uyduğunuzu gözden geçirin. Ulaşamadığınız hedefler için alternatifler
geliştirebilirsiniz. Diğer taraftan günlük, haftalık ve aylık olarak planınızı başarıyla uygulamanız
durumunda kendinize maddi- manevi ödüller verebilirsiniz. Bir müddet sonra planınızı uygulama
konusundaki göstereceğiniz başarının da kendi başına bir ödül olduğunu yaşayacaksınız.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 29
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

2. ÇALIŞMA ORTAMINI
DÜZENLEME
Zamanı düzenlemek kadar önemli olan ve verimi etkileyen bir unsur da çalışma ortamının
düzenlenmesidir. Uygun çalışma ortamı çalışmak için ayrılan zamanı en etkin şekilde
kullanmanıza yardımcı olacaktır. Uygun çalışma ortamının nasıl olması gerektiğini açıklamadan
önce çalışma ortamıyla ilgili birtakım yanlış inançlardan söz etmek faydalı olacaktır:
 Bağımsız bir çalışma odası gereksizdir. Bu durum aile bireylerinizden uzaklaşmanıza
sebep olur; bu da sosyalleşmenizi engeller.
 Ders çalışmak için oturma odası ideal bir ortamdır. Bu sayede ailenizi de çalıştığınıza
inandırmış olursunuz.
 Çalışmak için mutlaka masa gerekmez; ders çalışacaksam her yerde çalışabilirim.
Zaten ders çalışırken beyin önemli; bedeni zorlamaya gerek yok
 Ders çalışmaya otururken bütün malzemelerin yanında olması seni rahata alıştırır.
Gerekli şeyleri tek tek bulup getirmen seni mücadeleci yapar
 Ders çalışırken fonda bir müzik, karşında bir televizyonla bütün duyularını aktif hale
getirmiş olursun, bu da çalışmalarını olumlu etkiler.
Bu yanlış inanç ve düşünceler içindeyseniz, başarılı olmanızı tamimiyle şansa bağlamışsınız
demektir. Çalışma ortamının düzenlenmesi konusunda ufak tefek bireysel farklılıklar olsa da genel
olarak uzmanlar uygun çalışma ortamının özelliklerin şu şekilde sıralamaktadırlar.
 Evinizde bir çalışma odasının bulunması, buna imkan yoksa en sessiz odada bir
çalışma köşenizin bulunması gerekir. Bu oda veya köşede bir çalışma masanız olmalı ve çalışma
masanızda gereksiz şeyleri bulundurmamanız tavsiye edilir.
 Çalışmalarınızı mutlaka çalışma masanızda yapın. Çalışma masanız pencereden
uzakta olmalıdır ve üstünde 60x100 cm ebadında bir bölümün çalışma faaliyetleriniz için boş
olmasına dikkat edin.
 Çalışma masanızın etrafında dikkat dağıtıcı resim, poster, renkli ışık olmamalıdır.
 Çalışma ortamının sessizliğine önem verilmelidir. Buna rağmen müzikli ders
çalışacaksanız ensturmantal ve hafif parçaların seçilmesine dikkat edilmelidir.
 Çalışma ortamı iyi havandırılmış, uygun oda sıcaklığında ve iyi aydınlatılmış
olmalıdır. Havasız bir oda oksijen eksikliğinden baş ağrısına sebep olur.
 Çalışmaya başlamadan önce ders materyallerinizi bir araya getirmeniz sizi çalışma
etkinliği sırasında zaman harcamadan ve dikkatinizin dağılmasından alıkoyacaktır.
 Ders çalışırken bir şeyler yiyip içmeyin. Yemek içmek gibi şeyleri kendinize bir ödül
olarak ders çalışma aralarında verebilirsiniz.

3.ÇALIŞMA SÜRE VE ARALIKLARININ


DÜZENLENMESİ
Öğrenciler için çalışmaların planlanması kadar çalışma süreleri de önemli bir sorun
olmaktadır. “Çalışıyorum ama yapamıyorum” diyen öğrencilerin oranı hayli yüksektir. Buradaki
sorun öğrencilerin çalışıp çalışmamalarında veya çalışma sürelerinde değildir. Etkili
çalışmamalarında ve kendini vererek 1 saatte bitirecekleri işi zamanın yanlış kullanımı şeklinde 5-
6 saatte bitirememeleridir. Sonuç olarak kişi çalıştığı halde yapamadığını düşünmesi kendisine
olan güvenini ve saygısını kaybetmesine “Ben aptalım”, “Çalışsa da yapamıyorum” tarzı
düşüncelere sebep olur.
Genel olarak bakıldığında 45-60 dakikalık kesintisiz bir çalışma süresinin uygun olduğu kabul
edilmektedir. Bundan daha kısa veya uzun bir süre materyalinden zihinde kalmasını engeller.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 30
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Çalışmalarınızda ara vermeniz daha zinde bir şekilde başlamanıza aracı olur. Uzun süreli
çalışmalarda hatırlama eğrisi sürekli düşer. 10-15 dakikalık bir ara hatırlama eğrisini yükseltir.
Önemli nokta dinlenme aralığında zihinsel faaliyetler yapılmamasıdır. Çünkü beyne giden bilgiler
bu sürede gerekli yerlere yerleştirilecek ve önceki öğrenmelerle ilişkilendirilecektir. Bu anlamda
araları fiziki aktiviteler, müzik dinleme, gevşeme egzersizleri veya kısa bir yürüyüşle
değerlendirebilirsiniz.

4. BELLEĞİ GÜÇLENDİRME
Bellek (hafıza) öğrenilmiş olanların beyinde saklandığı bölgedir. Öğrendiğimiz olan bilgiler ve
kazanılan yaşantılar belleğimize kaydedilir. Duyu organları vasıtasıyla alınan uyaranlarla
bellekteki bilgiler arasında ilişki kurulur ve çağrışım yoluyla bu bilgilerimiz zihnimizde canlanır.
Bu olaya “anımsama” veya “hatırlama” denmektedir. Herhangi bir soruyla karşılaştığınızda yanıt
bellek mekanizmaları tarafından aranır. Bulunamayan bilgi silinmiş veya karışmış olabilir.
Böylelikle “unutma” gerçekleşmiş olur.
İyi hatırlamak için öncelikle unutmanın nedenlerini bilmekte yarar vardır.
1. Bir olay yada bilginin içine yeteri kadar girmemekten ötürü zayıf izlenim alınması (yetersiz
öğrenme, eksik kayıt)
2. Tekrarlanmadığı için izlenimin kaybolması (silinme)
3. izlenime başka izlenimlerin karışması (bozucu etki)
4. Hatırlamaktan hoşlanmadığımız anıların bastırılması
Hatırlamanın gerçekleşmesi için yukarıda unutma için sıralananların tersinin yapılması gerekmektedir:
1. Dikkati olay veya bilginin üzerine yoğun bir şekilde odaklaştırarak kuvvetli bir izlenim
edinilmesi
2. Düzenli tekrarlar yaparak bilgiyi pekiştirmek
3. Başka izlenimlerin bilgiyi karıştırmasından kaçınmak
4. Hoşunuza gitmeyen anının bastırılmasından kaçınmak

Hatırlamanın gerçekleşmesi büyük oranda tekrara bağlıdır. Çünkü, yeni öğrenilen bilginin dörtte
üçü aynı gün içerisinde unutulmaktadır.
Unutkanlığın tek formülü olarak öğrenilen bilginin düzenli tekrarı gösterilmektedir. Buna rağmen
çoğu öğrenci için tekrarlar zaman kaybıdır. Sadece bilginin öğrenilmesini yeterli görmektedirler bu
öğrenciler. Oysa ki, tekrar zaman kaydı değil, aksine zamandan tasarruftur. Kısa aralıklarla
yapacağınız tekrarlar bilginin uzun süreli belleğe atılmasını sağlayacak ve unutmadığınız bilgileri
tekrar öğrenmek gibi sil baştan bir çabanın içine girmeyeceksiniz. Yapılacak tekrarların şekillerine
değinmeden tekrar ve bilginin kalıcılığı konusundaki tablo incelenebilir. Bu tablodan anlaşılacağı
üzere aralıklarla ve kısa süreli tekrarlar bilginin kalıcılığını arttırmaktadır.

YAPILACAK BİLGİNİN HAFIZADA


GEÇEN ZAMAN TEKRAR SÜRESİ KALMA SÜRESİ
1 Saatlik Çalışma 1 Gün
Sonrası 10 Dakika
1 Günün Sonunda 5 Dakika 1 Hafta
1 Hafta Sonra 10 Dakika 1 Ay
1 Ay Sonra 5 Dakika Uzun Süreli Bellek

Bir saatlik bir çalışmanızın ardından 10 dakikalık bir tekrarla (5 dakika sesli, 5 dakika
sessiz),”Ben şimdi ne öğrendim?” sorusunu yanıtlayacaksınız. Bu tekrarı yapmazsanız ilk 20
dakikada öğrendiklerinizin % 50´sini unutma tehlikesiyle yüz yüze geleceksiniz.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 31
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Her günün sonunda o gün öğrendiklerinizi 5 dakikalık bir sürede tekrar etmelisiniz.”Ben bugün ne
öğrendim?” sorusunu cevaplayacağınız bu tekrar, ilk tekrarı yapmış olmanız halinde unutma
başlamadığı için kısa sürecektir. Günlük tekrar yapılmadığı taktirde öğrenilenlerin % 80´i
unutulacaktır.
Haftalık ve aylık olarak yapılacak tekrarlar eksikleri belirlemenize, bu eksikleri gidermeye ve
hatırlamayı sağlama gibi amaçlara yöneliktir. Bu sayede öğrendikleriniz uzun süreli belleğinize
yerleşecek ve boşu kürek çekmiş olmayacaksınız. Haftalık ve aylık tekrarları ihmal etmeniz
durumunda öğrendiğiniz bilgileri ya hatırlamayacak ya da karıştıracaksınız. Bu da sizi muhtemel
bir umutsuzluğun içine itecektir. Kimi ders içeriklerinizin birbirinin üstüne öğrenildiği ve
bağlantılı olduğu düşünüldüğünde düzenli tekrarların önemi artmaktadır.
BİLGİNİN HATIRLANMASINDA ÖNEMLİ İPUÇLARI
 Her şeyi öğrenmek yerine yalnızca gerekli olanları öğrenin. Bunun için derslere düzenli
devam etmek ve öğretmenin önemli gördüğü konular üzerinde fazlaca durmak iyi olacaktır.
 Öğrenmede neyi öğreneceğinizi tam olarak belirleyin. Örneğin kendinize “Ben bu çalışmada
neyi öğreniyorum/öğrendim?” sorusunu sık sık sorun.
 Öğrenmeye karşı istekli olun. Gerekli motivasyonunuz olmadan öğrenme etkinliğinden gerekli
verimi alamayacağınızı unutmayın. O an çalışmanız veya yapmanız gereken neyse kendinizi ona
verin.
 Öğrendiklerinizi biribiriyle ilişkilendirmeye çalışın. Çoğu ders içeriklerinin bağlantı halinde
olduğunu unutmayın.
 Sözcük, kural, tanım, formül ezberlerken kartların üzerine yazarak boş zamanlarınızda
okuyun.
 Konuları öğrenirken “Bütün-Parça-Bütün” sırasını takip edin. Önce konunun bütününü
inceledikten sonra anlamlı parçalara bölerek bölüm bölüm çalışın. Son olarak da konuyu bir bütün
olarak kavrayıp kavrayamadığınızı değerlendirin.
 Bilgi eksikliğinizi tamamlamadan soru çözmemeye gayret edin. Bilgi eksikliğiz olmadığını
düşünüyorsanız sık sık soru çözün.
 Hiçbir ders ve konuyu gerekli tüm çabayı göstermeden yapamıyorum diyerek bir kenar
itmeyin.

Hangi Durumlarda Kolay Unuturuz?


 Bunalım
 Aşağılık Duygusu
 Gururun incinmesi
 Gerilim
 Güvensizlik
 İsteksizlik
 Korku
 Sıkıntı

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 32
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Çabuk Unuttuklarımız ve Kolay


Hatırladıklarımız
ÇABUK UNUTULANLAR KOLAY HATIRLANANLAR
Tam anlaşılamayan konular Anlamlı ve anlaşılır gelen bilgiler
Rakamlar ve isimler Bilinçli olarak belleğe kaydedilenler
Bilinçsizce, rastgele öğrenilenler Çok tekrarlananlar
Hiç ara verilmeden öğrenilenler Olumlu, çarpıcı, ilginç bilgiler
Mutsuzken öğrendiklerimiz Uyumadan önce öğrenip sabah tekrarlananlar
Zorlamayla öğrendiklerimiz İlgi alanımıza giren bilgiler
Düşünmeden ezberlenenler Nerede, nasıl kullanılacağı bilinen bilgiler
Uykusuz, aç ve yorgunken öğrendiklerimiz Önemli olduğu düşünülen bilgiler
İlgi alanımıza girmeyen bilgiler Duygusal anılar, hoşlanılan duygular
İşe yarayacağına inanmadığımız bilgiler Mutlu, neşeli iken öğrendiklerimiz
Pasif dinleyici olarak öğrenilenler Aktif dinleyici iken öğrendiklerimiz.

5. MOTİVASYON
“Çalışmam gerektiğini biliyorum ama çalışamıyorum”
“Kitabımı açıyorum ve kitaba bakarak öylesine oturuyorum”
“Gereksiz bir sürü iş yapıp dersin başına oturamıyorum”

Yukarıdaki cümleler ders çalışma konusunda motivasyon eksikliğine işaret eden cümlelerdir.
Motivasyon (Güdülenme) çalışılacak konuya veya yapılacak etkinliğe ilişkin ilgi, istek duymak ve
çaba harcamaya hazır olmak demektir. Motivasyon sorununun sebeplerinden birkaçı şunlardır:
 Çalışmayı sevmemek
 Dersi veya konuyu sevmemek, ilgisiz kalmak
 Yapılması gereken iş yerine başka bir iş yapmayı istemek
 Başarısız olmaktan korkmak
 Amacı tam olarak belirlememmiş olmak

Çalışma eylemi birçokları için zor ve örseleyici bir süreçtir. Kişi çoğu zaman derse oturmak,
çalışmayı sürdürmek ve gerekli olan yerde bitirmek konusunda kendisiyle sürekli mücadele
halindedir. Bunlar arasında en zoru çalışmaya oturmaktır. “Başlamak bitirmenin yarısıdır” sözünü
de göz önünde bulundurursak, işe başlamış olmanın önemi açıktır. Bu süreç bazıları için neden
kolay olurken çoğumuz için zor olmaktadır. Bu çoğunlukla çalışma alışkanlığının kazanılmış
olmasıyla ilgilidir. Çalışma alışkanlığını kazanmış olan birey için çalışmak yemek yemek ya da
yolda yürümeye yakın bir doğallıkta ve zorlanmadan gerçekleşecektir. Çalışma becerisi her ne
kadar küçük yaşta kazanılsa da hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsızsınız. Bu tamamıyla sizin istek
ve iradenize bağlıdır. Kendinize bu konuda disipline etmeyi başardığınızda, bu durum giderek
alışkanlık halini alacak ve daha az zorlanacaksınız.
Yaşamın her alanı bir büyük yarış sahasının parçasıdır. Bu yarışın çeşitli bölümleri ver. Kimi
ÖSS ve üniversite tercihini kullanırken kimi de çalışma yaşamına atılıp o alanda ter dökmek
zorundadır. Bu her alandaki yarışın elbette kaybeden ve kazananları olacaktır. Kaybeden ve
kazanan arasındaki farkı belirleyen de harcadıkları çaba ve emekleridir.
Genellikle okulda öğrenilenlerin pek işe yaramadıkları, hayatta karşılıklarının olmadığı
düşünülür ve bu durum öğrenci motivasyonunu önemli ölçüde etkiler. Bu durum eğitim
sistemindeki aksaklıkların olduğu kadar bu konudaki yanlış inançların da sonucudur. Şöyle ki
öğrenme ve öğretme etkinlikleri öncesinde öğretici kendisine “Bu konuyu öğretirken amacım
ne?”, “Hangi duygu, düşünce ve bilgiyi kazandırmak istiyorum?”, “Bunu öğrenmek öğrencilere ne
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 33
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

kazındıracak?” sorularının tam karşılığını bulmalı ve bunları etkinlik öncesi öğrencilerine


açıklamalıdır. Diğer yandan öğrenci de kendine şu soruları sormalıdır:
Yeni şeyler öğrenmek ve kendimi geliştirmek istiyor muyum?
Bilgisiz, cahil biri olmanın bana ne gibi zararları olur?
Yaşamdaki hedeflerim neler?
Öğrenmek bu hedeflerimin gerçekleşmesine yardımcı olacak mı?
Öğrendiklerim ihtiyaçlarımı (sosyal, psikolojik, ekonomik) ne şekilde karşılıyor?
Bu ve benzeri sorulara vereceğiniz yanıtlarla öğrenmenin gerekli olduğuna karar verdiğinizde
öğrenmeyle ilgili duygularınız da değişecektir. Bundan sonra kendinize soracağınız sorular şunlar
olmalıdır:
Çalışmayı nasıl zevkle hale getirebilirim?
Başarılı olduğumda elde edeceğim sonuçlar neler?
Başarılı olduğumda kendimi nasıl ödüllendirebilirim.

DAHA İYİ OLMAYA ÇALIŞMAYAN İYİ OLARAK KALAMAZ.


Oliver CROMWELL
Çalışma davranışı konusunda birtakım bilgilere yukarıda değinildi. Birçoğumuz
bunları zaman zaman veya kısmen gerçekleştirmeye çalıştık. Bu noktada fark denemeye
devam etmektir. Çalışma becerisini kazanmak bisiklete binmeyi öğrenmek gibidir. Kimse ilk
denemede bisiklete ustaca binmeyi başaramaz ama çeşitli denemeden sonra bu iş zevkli ve
kolay bir hal almaktadır. Başlangıçta çalışma becerisini kazanmak da zor gelebilir ama
vazgeçmediğiniz ve kararlılığınızı sürdürdüğünüz taktirde başarılı olmanız kaçınılmazdır.
Çalışmaya başlamadan amacı oluşturmak çalışmanın kendisinden çok daha önemlidir.
Herşeyden önce bu amaç anne-babanızın, amcanızın, öğretmen veya arkadaşlarınızın size
kabullendirdiği bir amaç olmamalıdır. Eğer ÖSS´ye girip üniversite okuyacaksanız, bunun siz,
kendiniz istemelisiniz. Bir amacınız ya da hedefiniz yoksa çalışmak için bir nedeniniz de yoktur.
Amacınızı belirlerken gerçekçi olmalarına da dikkat etmeniz gerekmektedir. Yapabileceğinizden de
fazlasını beklemek sizi başarısızlığa ve mutsuzluğa götürecektir. Diğer yandan kendinizi ve
yapabileceklerinizi küçümsemeniz de en az abartmanız kadar zarar vericidir.
Öğrenme için üç temel gerçeğin farkına varmanız gerekmektedir:
1. Öğrenmenin sihirli bir yöntemi yoktur. Öğrenme amaçlı, planlı ve yöntemli bir uğraştır.
2. Öğrenme ezberlemeye değil kavramaya, çözümlemeye, önceki bilgilerle karşılaştırmaya ve
bütünleştirmeye dayalıdır.
3. Öğrenmede öğrencinin aktif olması gereklidir. Öğrenci çaba gösterecek, zaman verecek,
kapasitesini kullanacak ve enerji harcayacaktır.

6. NOT TUTMA
Genellikle bir konuyu, bir dersi ya da semineri dinlerken not tutmayız veya not tutma ihtiyacı
hissetmeyiz. Oysa ki not tutmanın üç temel faydası vardır.
1. Aktif Katılım
2. Hatırlama
3. Tekrar
Not tutarak dikkatinizin konudan uzaklaşması engellemiş olursunuz. Önemli noktaları kaçırma
tehlikesi de not tutarak bertaraf edilmiş olur. Diğer yandan Not tutmak unutmanın düşmanı kabul
edilmektedir. Öğrendiklerimizin % 70´ini ilk bir saat içinde unuttuğumuz düşünüldüğünde not
tutarak bunun önüne geçmemizin mümkün olduğu görülecektir. Çünkü not tuttuğumuzda
duyduklarımızı veya gördüklerimizi zihnimizde tekrarladıktan sonra yazıya geçirmiş oluruz. Bu
da hem bilgiyi kendimize mal etmemiz, hem de tekrarını yapmamız anlamını taşır. Diğer yandan
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 34
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

not tutarak; herhangi bir tekrar durumunda kendi notlarımızdaki anahtar kelimeler bize bütünü
hatırlatacağından kolaylık sağlayacaktır. Böylece sınav kaygımızın azalması da söz konusu olur.
Not tutma düşünüldüğü gibi dinleme faaliyetine mani olmaz aksine kolaylaştırıcı bir rolü
vardır. Not tutmada en önemli nokta konuşmacının sözlerini birebir kaydetmemek, anlatılanın
önemli kısımlarını, ana düşünceleri yazmaktır. Bunun yanında not tutarken size özel bir kısaltma
sistemi geliştirmeniz faydanıza olacaktır. Yine de kullanacağınız kısaltmalar anlaşılır olmalı ve
anımsamanıza yardımcı olacak nitelikte olmalıdır. Son olarak da aldığınız notlar dersin veya
konunun örgütlenmesini yansıtmalıdır. Yani konunun veya dersin gedişatı ve anlatım sırasıyla
paralellik göstermelidir.
Öğretmen veya konunun anlatıcısı not tutmanıza yardımcı olacak birtakım ipuçları verecektir:
1. Sesin Değişmesi: Sesin tonundan vurgulandığını anlamak mümkündür.
2. Konuşma Oranının Değişmesi: Öğretici konuyu yavaş anlatmaya başladıysa veya konuya
fazlaca zaman ayırdıysa bu da size bir fikir vermelidir.
3. Anahtar Sözcük ve Cümleler Kullanma
4. Tahtaya Yazma
5. Doğrudan önemli olduğunu bildirme
6. Sözel olmayan ipuçları
SORUN ÇÖZÜM
Zihnim dağılıyor ve sıkılıyorum Ön sırada oturmak, konuyu önceden incelemek,
dersle ilgili soru hazırlamak
Öğretmen çok hızlı konuşuyor Kısaltma kullan ve sonradan doldurmak için boşluk
bırakmak
Herşey önemli görünüyor veya hiçbiri Konu hakkında bilgi sahibi olmadığınız veya anahtar
önemli görünmüyor kavramları belirleyemediğiniz anlamıtaşır. İlgili ders
kitabından konuyu inceleyin
Teknik terimleri telaffuz edemiyorum. Okunduğu gibi kaydet sonra doğrusunu yaz
Öğretmen doğrudan kitaptan okuyor Kitaptan işaretleme yap, öğretmenin yorumlarını not
al, notlarının yerini karıştırma
Öğretmen terimleri açıklamadan Anladığın gibi kaydet, sonradan doğrusunu
kullanıyor sözlükten öğrenip notundaki yere yaz.

7. AKTİF DİNLEMEK
Okuldaki eğitim-öğretim faaliyetleri ve okul dışındaki çoğu faaliyetlerimiz dinlemeye
dayalıdır. Günlük yaşamda da dinleme temel bir iletişim becerisi niteliğindedir. Bir yetişkinin
ortalama olarak gününün % 31´ini dinleyerek geçirdiği düşünülmektedir ki bu oran hayli
yüksektir. Bu gerçeklere rağmen çoğu dinleme faaliyeti pasif bir süreç olmakta ve dinleyicinin
zihninde kalanlar çoğu kez yeterli olmamaktadır. Bir ders veya konferans sonrası zihninizde bir
şey kalmadığını düşünmeniz sıklıkla yaşayabileceğiniz bir gerçektir. Yukarıda da değinildiği üzere
eğitim faaliyetlerinin çoğu dinlemeye dayalı olduğundan pasif dinleme sürecini aktif hale
getirmediğiniz sürece unutma tehlikesiyle her zaman yüz yüze kalacaksınız.
Dinleme becerinizi şu şekilde geliştirebilirsiniz;
 Aktif dinlemenin öncelikli koşulu dinlemeye hazırlıklı olmaktır. Bunun için de konu hakkında ön
bilgi niteliğinde bir hazırlık yapmalısınız. Bunun yanında fiziksel olarak da hazırlılıktan söz
edilebilir(aç, yorgun olmamak, dikkat dağıtıcı nesne ve seslerin olmaması)
 Dinleme etkinliği sırasında kişi sözcükleri tanımanın ötesine geçerek anlar, birleştirir ve
değerlendirir. Dinleme karşılaştırma sürecidir, düşünceleri yakalama, önemini kavrama ve diğer
düşüncelerle ilişkilendirme süreci.
 Ortalama düşünme hızımız dakikada 500 kelimedir, buna rağmen konuşma hızı 125 kelime
civarındadır. Bu demektir ki anlatılanı dinlerken düşüncelerimiz konuşmanın 4 katı hızdadır. Bu
aradaki boşluğu kapatmak için konuşmacının/ öğretmenin bir sonraki söyleyeceğini tahmin
etmeye çalışabilirsiniz.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 35
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

 Dikkatinizin dağılmasını engellemek için konunun ana ve yardımcı düşüncelerini bulmaya


çalışmalısınız.
 Zaman zaman zihninizde konunun kısa bir özetini yapabilirsiniz.

Etkin dinleme konusunda akrostişle İFİKAN olarak isimlendirilen etkili bin


yöntem vardır.
İleriye bak
Fikirler
İşaretler
Katıl
Araştır
Not tut
İleriye Bak: Derste anlatılan konusunun bir sonraki bölümünü tahmin etmektir. Bunu yapabilmek
için de kuşkusuz derse ön hazırlıkla(ön okuma) gitmenizde fayda vardır.
Fikirler: Konunun içindeki ana fikri ve alt fikirleri belirlemeye çalışın.
İşaretler: Ders içerisinde sözlü veya sözsüz olarak konunun önemli noktalarına işaret edilir. Bu
işaretlerden bir kaçı şunlardır:
-Önemli nokta
-Başlıca mesele
-Can alıcı
-Şunun unutmayın ki
-Buradaki esas fikir/mesele
Katıl: Aktif dinleyici olmak zaman zaman sürecin içine girmeyi de gerekli kılar. Arada başınızı
sallamanız, gülümsemeniz veya anlamadığınız , kafanızı karıştıran noktaları sormanız aktif
katılımınızı sağlayacaktır.
Araştır: Öğretmeninize konuyla ilgili soru sorun, arkadaşlarınızla konuyu, önemli bulduğunuz
noktaları paylaşın.
Not tut: Bu yöntemin son aşaması olan not tutmaya yukarıda değinilmişti.

8. HIZLI VE ETKİLİ OKUMA


Hızlı ve etkili okuma konusundan önce okuma konusunda birtakım bilgile vermekte yarar
vardır. Öncelikle ortalama bir okuyucunun dakikadaki okuma hızı 200-300 kelimedir. Yavaş
okuyan birinin hızı ise 100-200 kelime arasındadır. Bunun yanında hızlı okuma ilkelerine göre
okuyan biri dakikada 600-800 kelime arasında okuyabilir. Yapılan bir araştırmada Türkiye´de lise
öğrencileri ortalama 135 kelime okurken, üniversite öğrencileri 146 kelime okumaktadırlar. Bu
oran okuduğunu anlama olarak ifade edilirse lise öğrencilerinde 55´e, üniversite öğrencilerinde
91´e düşmektedir. Oysa ki hızlı okumada bir öğrencinin 400-500 kelime, normal okumada ise
200-250 kelime arası olması beklenmektedir.
İSOAT yöntemi
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 36
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

İzle
Sor
Oku
Anlat
Tekrarla

İzle: Okuyacağınız bölümde ne anlatılmak istendiğini anlamak için, konu ile ilgili genel fikir
edinmek amacıyla, okuyacağınız bölümü 3-4 dakika göz atmaktır.
Sor: Bir bölümü ayrıntılı okumadan önce, o bölümü okumanızdaki amacınızın ne olduğunu
kendinize sorun
Oku: Hazırladığınız sorulara yanıt olacak şekilde okumak, kağıda not almak, kitaba işaretlemeler
yapmaktır.
Anlat: Yalnızca not aldığınız kağıda bakarak önemli noktaları ve anahtar kelimeleri kullanarak
kendi kendinize anlatmaktır.
Tekrarla: Bu aşamada notlarınıza bakmadan belleğinizden 4-5 dakika süreyle yapacağınız tekrar
aşamasıdır.
9. BİLGİ KAYNAKLARINDAN YARARLANMA
Gelişen ve değişen dünyada bilgi ve bilginin yayılması konusunda da araçların çeşitlilik
kazanması ve bilginin artık rahatlıkla bulunduğumuz eve, okula, ülkeye girmesi söz konusu.
Uydudan yayın yapan televizyon kanalları, milyarlarca sayfalık bilgiyi depolayan internet siteleri
ve bunların sonucunda basılı bilgi kaynaklarının(ansiklopedi, atlas, imla klavuzu vs) geliştirilmesi.
Günümüzde insanoğlunun üstüne düşenin bilgiyi kendi zihninde depolamaktan öte; gerekli
bilgileri kazanarak bilgi kaynakları yoluyla var olan bilgiyi geliştirmek olduğu tartışılmakta ve
kabul edilmektedir. İnsan bilgiyi depolayan değil, bilgiyi işleyen konumundadır. İnternet
kullanamayan, ansiklopedi veya imla klavuzunda kendi için gerekli bilgiye ulaşamayan, atlasta
neyin ne anlama geldiğini bilmeyen öğrencinin başarılı olması mümkün görünmemektedir.
Başarılı olmak için aşağıdaki noktalara dikkat etmenizde önem vardır:
 Vakit kaybetmeden bilgisayar ve internet dünyasına adım atın. Bunu arama motorlarını
kullanmayı öğrenerek, elektronik posta (e-mail) kullanarak, ödevlerinizi bilgisayarla hazırlayıp
diskete yükleyerek ve mümkünse internet siteleri konusunda bilgi edinerek yapmaya çalışın.
 Bilgisayar ve internet sadece oyun ve chat değildir. Elbette oyun oynamak isteyebilir veya
chatleşebilirsiniz ama bilgisayarın temel fonksiyonlarını da gözden kaçırmamalısınız.
 Kütüphanede bir konuyu veya kitabı aramak konusunda da bilgi sahibi olmalısınız. Şehrinizde
varsa, kütüphaneyi ziyaret etmeniz ve oradaki kitapları taramanız faydanıza olacaktır.
 Ansiklopedi, sözlük ve imla klavuzları alfabetik bir sırayla hazırlanırlar. Bunları sıklıkla
kullanmanız hem işinizi kolaylaştıracak hem de kullanım konusunda gittikçe daha fazla
ustalaşacaksınız.
 Bilgiye ulaşma yolları konusunda sıkıntınız olabilir (bilgisayar, intenet bağlantısı,
kütüphanenin olmaması) . Buna rağmen mazeret üretmeden elinizdeki tüm imkanları
kullanmalısınız.

ÇALIŞMA FAALİYETİNİZİ ENGELLEYEBİLECEK UNSURLAR


1.Televizyon Bağımlılığı :
Bu bağımlılıktan kurtulmak için iradenizi zorlamalısınız. Televizyon seyretmeden
duramıyorsanız günlük planınızı yapmadan önce televizyon programlarını gözden geçirin. Mutlaka
izlemeniz gerekenler ( Çok önemli bir haber programı gibi) varsa onları tespit edin ve yalnızca o
programı seyredip kalkın.
Program bitiminde sizi uyaracak bir yol bulun. ( Mesela : Televizyonun üstünde günlük
programı asın, ailenizin sizi uyarmasını isteyin , çalar saati program bitimine ayarlayın vs) Eğer
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 37
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

seyredeceğiniz çok kısa ise ayakta seyredip program bitince oradan uzaklaşın. Mutlaka izlemeniz
gereken programları günlük planınızda öyle ayarlayın ki; Ders çalışmaktan yorulduğunuz , dinlenme
ihtiyacı hissettiğiniz saatlere rastlasın. Böylece televizyon seyretmeyi çalışmanıza karşılık kendi
kendinize verdiğinizi bir ücret haline getirin.
2. Spor Bağımlılığı :
Spora merakınız olabilir. Ancak bu merak sizin programınızı aksatmamalıdır. Programınız
aksıyor ise bu konuda aşağıdaki tedbirleri almalısınız. Eğer kendiniz spor yapıyorsanız spor yapma
saatlerinizi yorulduğunuz vakitlere göre ayarlayınız. Ders çalışmadan yorulup ara verdiğinizde
gevşemeyi sağlamak için sporu kendinize ödül olarak veriniz. Spor yaparken aşırı yorgunluk ders
çalışmanızı engelliyeceği için aşırıya kaçmamalısınız.Spora ayırdığınız vakti planınızda mutlaka
belirtiniz. Kendiniz yapmayıp seyirci olarak radyo ve TV’den izliyorsanız izleme saatlerinizin
dinlenme saatlerinize rastlamasına özen gösteriniz.
3.Kıramadığınız Arkadaşlarınız :
Öğrencilerin planlarını en çok zorlayan konu kıramayacakları arkadaşların davetleridir. O
arkadaşlarınıza karşı hayır diyemediklerinden yakınırlar.Bu problemi çözmek de yine öğrencinin
elindedir.Eğer arkadaşlarını kaybetmek istemiyorsa onlarla beraber olacağı zamanı önceden belirleyip
kendi onları davet etmelidir. Böylece hem onları memnun eder hem de planınızı bozmamış olur.
Arkadaşlarınızla beraber olacak kadar planımda boşluk yok diyorsanız o zaman birkaç günlük
boşlukları bir araya getirip belli bir güne yığarak arkadaşlarınıza randevu verebilirsiniz.
Ayrıca arkadaşlarınızın hepsine planlı hareket ettiğinizi kabul ettirmeli ve rast gele anlarda
çağırmamalarını nazikçe sağlamalısınız. Ortak ders çalışacağınız bir arkadaş grubunuz olması en iyi
durumdur. Onlarla beraber bir evde veya dersanede ders çalışma hem çalışma hem dinlenme adına iyi
bir gelişmedir.Zaman zaman size ikram yapıyorum derken anneniz vaktinizi alıyor olabilir. Küçük
kardeşiniz sizden kendisi ile ilgilenmenizi isteyebilir.
Bütün aile fertlerini planınızda ısrarlı olduğunuzu kırmadan inandırmalısınız. İlk günler siz
yadırgayabilirler. İyi yapıyorum derken size zarar verdiklerinin farkında değillerdir. Ancak sizi
yadırgayabilirler. İyi yapıyorum derken size zarar verdiklerinin farkında değillerdir. Ancak sizin sebat
etmeniz halinde size alıştıklarını göreceksiniz.
Israrlarını sizin zararınıza olduğuna onları inandırmalısınız. Yine de onlarla yemekte dinlenme anında
ilgilenmeyi oturup sohbet etmeyi ihmal etmemelisiniz.
4.Evinize Gelen Misafirler:
Eğer çok misafir gelen bir aile yapısına sahipseniz günlük planınız sık sık delinebilir. Bu
durumda misafirlerle sizin olmamanız halinde aileniz ilgilenebiliyor ise odanızın kapısını kapalı tutup
olmadığınız intibasını verebilirsiniz. Çalışmanız bitip de dinlenmeye başlayacağınızda yanlarına
çıkarak onları memnun edebilirsiniz.
Bunu yapmanız evinizin durumu için mümkün değil ise, Bu surumda çalışmalarınızı evde dğil
de daha müsait yerlerde , dershanede , arkadaşlarınızın evinde yapabilirsiniz.
5.Ders Çalışmaya Başlayamamak:
Bazı öğrenciler plan yaparken ancak bu planı bir türlü uygulayamazlar. Bunun en büyük
sebebi olarak ta ders çalışmaya bir türlü oturamadıklarını söylerler. Bu durumdakiler genellikle
zamanında plan yapmadıkları için yapması gereken işleri yığılmış nereden başlayacaklarını
bilemeyenlerdir. Ancak hiç çalışmamak hiç başlamamak işlerin daha da artmasına sebep olur. Bu
sonucu düşünerek az da olsa planlı bir çalışmaya başlamak gerekir.
Bu kadarlık çalışma ile benim derslerim halledilemez demeyin. Her gün yapacağınız azar azar
çalışmaların birikip önemli bir sonucu doğuracağını unutmayın.

HANGİ DERSE NASIL ÇALIŞMALIYIZ?


SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 38
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Matematik Dersini Nasıl Çalışmalıyız?


Son sınıf düzeyinde iseniz okulda öğretmeninizin anlattığı konuları dinleyerek öğrenmede ele
alınan hususlara dikkat ederek izlemeye çalışınız. Dershaneye devam ediyorsanız sınıfta
öğretmenlerinizin anlattıklarına , çözdüğü örnek sorulara dikkat etmelisiniz. Matematikte anlatım
azdır. 5-10 dakika içinde bir kural verilir ve o kuralla ilgili örnek sorular çözülür. Matematik dersi
genellikle öğretmen desteğinin en çok gerekli olduğu derslerden biridir. Verilen kuralı kavramadan
soruları çözmek pek mümkün değildir. Önce kural öğrenilmeli onunla ilgili örnek sorular çözülmeli
kitaptan soru çözerek hazırlık yapılıyorsa çözümlü sorular incelenmelidir. Daha sonra bu konudan bol
pratik yapılmalı veriler değiştirilerek çözülen örnek sayısı arttırılmalıdır. Sınıf hocanızın yaptığı
konuyla ilgili testteki netler gözden geçirilmeli yapılmayan sorular üzerinde durulmalıdır.
Denemelerde o konularla ilgili değişik soru tipleri inceleyebilmek için derginizdeki ve değişik
kitaplardaki soruları çözmelisiniz. Dergiden hazırlık yapanlar örnek çözümleri ve konuları
inceledikten sonra soru çözümüne diğer kitapları kurcalamaya geçebilirler. Dershanede ve okulda
yaptıkları çalışmalar dergi için ön hazırlık mahiyetini taşıyabilir. Matematik dersi bol pratik yapmayla
halledilebilecek bir ders olduğundan her konu için yukarıda bahsedilen hazırlıklar yapılmalıdır. Test
soruları çözülürken falan kolay , falanı bilmiyorum diye geçiştirilmemeli bütün soru tipleri
incelenmelidir. Deneme sınavlarıyla sıkı sıkı durumunuzu gözden geçirmeli yetersiz olduğunuz
konularda hazırlıklar tamamlanmalıdır. Öğrencilerin en çok zorlandıkları lise 3 konularından bol örnek
çözülmelidir. Geometri dersi yorum ve bakış açısı gerektirdiğinden pratik arttıkça şekillerden hayal
edebilmeniz kolaylaşacaktır. Bu ders devamlı tekrar gerektiren derstir. Konu biriktirmeden zamanında
tekrar yapılmalıdır.

Türkçe Dersini Nasıl Çalışmalıyız ?


Türkçe dersi öğrenciler tarafından öğretmen desteğine az ihtiyaç duyulan bir ders olarak
bilinir. Halbuki yorum gerektiren bir ders olmasından dolayı bakış açınızın yönlendirilmesinde
öğretmen desteğine ihtiyaç vardır. Türkçe ; soru yapmanın kolay olduğu bir derstir. Ancak soru
adedinin artmasına ile fazla soru yapanların yarıştıkları bir ders haline gelmiştir. Sorular gramer ,
edebiyat bilgilerini ölçmenin yanında daha çok kavrama gücü , ilişki kurma yeteneği gerektirdiğinden
sadece bilgi yeterli değildir.
Yetenekli ve bilgi düzeyi yeterli olanların başarılı olma şansı fazladır. Yetenekler kalıtsaldır.
Ancak çalışma ile bir yere kadar geliştirilebilir. Türkçe’den en faydalı çalışma bol kitap okuma olarak
tavsiye edilebilir. Bu arada gramer bilgilerinin öğrenilmesi de ihmal edilmemelidir.

Kimya Dersine Nasıl Çalışmalıyız ?


Ders bir öğretmenden dinleniyorsa çok dikkatli dinlenmeli, önemli notlar not edilmeli, püf
noktaları iyi tespit edilmelidir. Teorik bilgilerin yeterli olduğu anda bu bilgiler test çözerek
pekiştirilmelidir. Kimya test soruları , genellikle yarın dakika ile bir buçuk dakika arasında
çözülebilecek zorluktadır. Konu hakimiyeti , sezgi ve dikkat kimyada tama yakına başarı göstermenize
yetecektir. Kimyada üniteler arasındaki bağlantılar açık ve net olarak görülebilir , şekildedir.
Derslerde bir sonraki konu önceki ünitelerin üzerine bina edilmektedir. Bu bakımdan kimya
öğrenirken karışık bir sıra takip edilmemeli , özellikle ilk 4 ünite sıralı olarak ve iyi öğrenilmelidir. Bir
oturuşta bıktıracak sayıda değil , 30 civarında test sorusu çözülmesi daha uygundur. 30 kimya
sorusunu en çok 40-45 dakikada cevaplandırmalısınız. Her üniteden üç grup soru çözdükten sonra son
10 yılın o ünite ile ilgili ÖYS soruları incelenmelidir. Kimya sorularında normal sürede %65 , sınırsız
sürede ise %90 başarı göstermeniz yeterli kabul edilebilir. Yani müteakip üniteye geçebilirsiniz.
Lise 1 konuları kimyanın temelidir. ÖSS’nin tamamı ve ÖYS sorularının en az yarısı bu
kısımdan çıkar. Anlaşılması kolay olmakla beraber , bol test çözmekle pekiştirilmesi gereken
konulardır.
İlk üç ünitede öğrenilenler ünitelerle ilgili olarak öğrencinin şu konuda kendine güvenmesini sağlar.
Problemde denklem hazır verilmişse , hele denkleştirilmiş olarak verilmişse zaten mesele yok ; ama

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 39
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

bir denklemi teşkil eden maddelerin bir kaçı verilmiş ve denklemi tamamlayıp denkleştirme işi
öğrenciye bırakılmış olabilir. Bu şüphesiz ki , ilk üç ünitenin iyi bilinmesine bağlıdır.
Lise 2 konularının ortak özelliği şudur. Hiçbir şekilde ezberlemeyi gerektiren bir kısım yoktur.
Fakat önemli bazı püf noktaları vardır ki bunlar iyi öğrenilmezse öğrenci ezbere kaçabilir. Reaksiyon
hızı ile reaksiyon ısısı üniteleri potansiyel enerji diyagramları bakımından birbirleriyle ilgilidir. Aynı
şekilde çözünürlük dengesi ve pH konuları da denge ünitesinin uzantıları gibidir. Elektro kimya,
aktifler, piller ve elektroliz bölümlerini içine alan önemli bir ünitedir.
Lise 3 konuları ise ezber gerektiren ve sık tekrar yapmanın gerekli olduğu konulardır. Yani
organik kimya bir manada nankördür. ÖYS öncesi son bir iki hafta tekrar yapılmasında fayda vardır.
Öğrenme zorluğu itibariyle organik kimya bütün %30 unu teşkil eder. Fakat ÖYS’de %15-20
civarında soru çıktığı için bu kısım hep sona bırakılır ve ihmal edilir.
Siz bu ihmali yapmayın. Bir de bakmışsınız ki organik kimyadan 3 yerine 6 soru çıkmış. Bu
ihtimal hiçte imkansız değildir. Şunu unutmayınız ki Kimya çalışmanızın karşılığını kolaylıkla
alabileceğiniz avantajlı bir derstir.

Fizik Dersine Nasıl Çalışmalıyız ?


Derse gelmeden önce , elinizdeki fizik kitabından o gün işlenecek konunun teorik kısmını ve
birkaç tane de soru çözülüp gelinmesi derse giriş için önemlidir. Ders esnasında , dersten başka her
şeyle alakalı kesip pür dikkat hoca dinlenmeli ve çok iyi not alınmalıdır. Anlaşılmayan yerler mutlaka
sorulmalıdır. Daha sonra unutulan konuları öğrenmek için en iyi kaynak defter olacağından anlaşılacak
şekilde not almak da önemlidir.
Dersten sonra , dersin olduğu günün akşamı konuyu mutlaka tekrar etmeli , ilk gün yapılmayan
tekrar ilk gün yapılmayan tekrara nazaran verimini kaydeder. Derste sorulan soruların evde bir daha
çözülmesi faydalıdır. Konu sırasına göre çözmek ve değişik kaynaklardan yararlanmakta önemlidir.
Dershaneden verilen bütün dokümanlardaki soruları çözmelisiniz.

VERİMLİ ÇALIŞMA KONUSUNDA DİKKAT


ETMENİZ GEREKEN DİĞER NOKTALAR
1. İlk önce hoşlanmadığınız derse çalışın.
2. Ders çalışma etkilikleriniz sırasında aralar verin, uzun süreli ders çalışmaktan kaçının (kesintisiz
3 saat gibi)
3. Günün sizin için en verimli saatini belirleyin.
4. Vakit kaybettiren bekleme zamanlarında aldığınız küçük notları tekrar edin.
5. Belirli çalışma mekanınız dışında ders çalışmamaya özen gösterin.
6. Oturduğunuz sandalyede çok gevşemeyin.
7. Kütüphane, internet ve diğer bilgi kaynaklarını kullanmayı ihmal etmeyin.
8. Dikkatinizin dağılıp dağılmadığını hemen fark etmeye çalışın. Dikkatiniz dağıldığında aklınıza
gelen düşünceleri görmezden gelmeyin, kafanızdan atmaya çalışın.
9. Birlikte yaşadığınız kişilerle çalışma zamanınız konusunda anlaşın.
10. Gürültüden ve dikkat dağıtan şeylerden uzak durun.
11. Başkalarının zamanınızı boş vere almamasına dikkat edin.
12. Telefondan mümkün olduğunca uzak durun.
13. “Hayır” demesini bilin
14. Kapınıza “RAHATSIZ ETMEYİN” yazısı asın.
15. Vaktinizi boşa geçirmenizi sebep olacak zaman tuzaklarına karşı uyanık olun. .

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 40
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

ÖĞRENCİLER İÇİN (öğrenme özelliklerine göre) DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

V (Visual) GÖREREK ÖĞRENENLER İÇİN:

BİLGİYİ EDİNME(ALMA) YOLU

• Haritalar
• Tablolar
• Grafikler
• Semboller
• emalar
• Broşürler
• Kelimelerin altını çizme
• Akış şemaları
• En önemli noktalar, püf noktaları
• Değişik renkler
• Resimler, posterler, slaytlar
• Sayfa üzerinde değişik düzenlemeler (bu liste gibi)
• Jest ve mimik kullanarak kelimeleri açık ve net ifade eden öğreticiyi dinlemek
• Daire içine almak

Öğrenilebilir bir plan yap


Ders notlarınızı 3:1 oranında özetleyerek, öğrenilebilir paketlere dönüştürün

• Tabloları grafiklere çevirin


• Fikirlerinizi resmetmeye çalışın
• Karmaşık süreçleri ve listeleri akış şemaları haline çevirin
• Yeni hazırladığınız sayfayı, hafızanızda kaldığı şekilde tekrar çizin
• Kelimelerin yerini sembollerle, resimlerle değiştirin
• Sayfanıza göz atın. Sayfanın şeklini, düzenini ve renklerini hafızanıza kaydedin
• Yukarıdaki tüm teknikleri kullanarak her bir sayfanızın farklı olmasını sağlayın
ÖĞRENDİKLERİNİZİ ORTAYA DÖKÜN
Sınavda Başarılı Olmak İçin İzleyeceğiniz Yollar:
• Görsel bilgilerinizi kelimelere dökerek alıştırmalar yapın
• Sınav sorularını yazılı olarak yanıtlayın
• Ders çalışırken çizdiğiniz resimleri hatırlayın
• Bir şeyler çizin. Soruları yanıtlarken şemaları çizin.
Siz genellikle, bir nesneye bakarak anlarsınız. Renklerle, planlarla ve tasarımlarla ilgilenmektesiniz,
böylece nerede olduğunuzu bilirsiniz. imdi büyük olasılıkla bir şeyler çizeceksiniz

A (Aural) İŞİTME YOLUYLA ÖĞRENENLER İÇİN:


BİLGİYİ EDİNME(ALMA) YOLU

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 41
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

• Derslere mutlaka katılın


• Uygulamalara mutlaka katılın
• Konuları diğer öğrencilerle tartışın
• Konuyu öğreticiyle tartışın
• Edindiğiniz yeni fikirleri başkalarına açıklayınız/anlatınız
• Kayıt cihazı kullanın (teybe kaydedin)
• Konuyla ilgili ilginç örnekleri, hikayeleri(öyküleri), şakaları… vb. hatırlayın(anımsayın)
• Konu anlatımı sırasında orada bulunmamış olan kişiye gösterilen resimleri, şemaları vd görsel
bilgileri aktarın
• Ders esnasında yazdığınız notlar arasında boşluk bırakınız; daha sonra hatırlatmaları yazmak
üzere

Öğrenilebilir bir plan yap


Ders notlarınızı 3:1 oranında özetleyerek, öğrenilebilir paketlere dönüştürün
• Büyük olasılıkla, dinlemekten yazmaya fırsatınız olmayacağından yeterli ders notunuz da
olmayacaktır. O nedenle ya kitaptan ya da arkadaşlarınızla konuşarak ders notlarınızı
oluşturun
• Özetlediğiniz notlarınızı sesli olarak okuyun ya da teybe okuyun sonra istediğiniz kadar
dinleyin
• Ders notlarınızı sizin gibi işitsel olan kişiye açıklayınız
• Öğrendiklerinizi kendi kendinize veya arkadaşınıza tekrar edin
ÖĞRENDİKLERİNİZİ ORTAYA DÖKÜN
Sınavda Başarılı Olmak İçin İzleyeceğiniz Yollar
• Öğreticiyle sınavdaki cevaplarınız hakkında konuşun
• Dersinizi seslendirin ve yazın
• Fikirleri hatırlamak amacıyla sessiz ortamlarda çalışın
• Eski sınav sorularını yazarak yanıtlayın
• Yanıtlarınızı seslendirin
Siz bu sayfadaki bilgileri okumak yerine size anlatılmasını tercih edersiniz. Size göre yazılı kelimeler
işittikleriniz kadar değerli değildir. Ve siz muhtemelen bunları gidip birilerine anlatacaksınız.

R (Read/Wrıte) : OKUYARAK/YAZARAK ÖĞRENENLER İÇİN:

BİLGİYİ EDİNME(ALMA) YOLU

• Lısteler
• başlıklar
• sözlükleri kullanma
• imla kılavuzları ve diğer yardımcı sözlükleri kullanma
• tanımlar
• ders notları
• kitaplar
• okuma- kütüphane
• derste tutulan notlar
• websiteler (ağsiteleri) veağsayfaları (webpage)
• kelimeleri yerinde kullanan ve cümlelerinde birçok bilgi veren öğreticiler ve onların ders notları

• denemeler, raporlar
• elle yapılan işler (hesaplama ve laboratuar çalışması)

Öğrenilebilir bir plan yap :


Ders notlarınızı 3:1 oranında özetleyerek, öğrenilebilir paketlere dönüştürün.
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 42
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

• Kelimeleri tekrar tekrar yazın


• Ders notlarınızı sesizce tekrar tekrar okuyun
• Fikirleri, kuralları ve ilkeleri kendi cümlelerinizle yazmaya çalışın
• emaları, grafikleri belirli bir olguya göre düzenleyin
• Tepkimeleri(reaksiyonları), işi ya da hareketi, şemaları, tabloları, akış çizelgelerini
kelimelere/cümlelere
• Düzenlediğiniz listenizin çoktan seçmeli soru olarak hazırlandığını düşünün ve ona göre birinin
diğerinden farkını nasıl bulacağınızı/ayırt edeceğinizi belirleyin
ÖĞRENDİKLERİNİZİ ORTAYA DÖKÜN
Sınavda Başarılı Olmak İçin İzleyeceğiniz Yollar
• Sınavda sorulabilecek soruları yazarak yanıtlayın
• Çoktan seçmeli sorularla alıştırma yapın
• Konuyla ilgili paragraflar yazın, başlangıcı ve sonucu olan
• Kendi listenizi oluşturun (a,b,c,d,1,2,3,4).
• Cümlelerinizi bir aşama düzenine göre sıralayın ve püf noktalarını belirleyin
• İnternette yeni fikirler araştırın ya da eski fikirlerin iyi olduğunu onaylayın
.

K (Kınesthetıc) HİSSEDEREK/DUYULARIYLA ÖĞRENENLER İÇİN:

BİLGİYİ EDİNME(ALMA) YOLU

• Tüm duyularınızı kullanırsınız: görme, dokunma, tatma, koklama, işitmek gibi…


• Alan/ konu ile ilgili geziler
• Deneme yanılma
• İlkeleri açıklayan örnekler
• Sergiler, canlı/cansız örnekler, fotoğraflar…
• Hesaplama gibi elle yapılan işler
• Laboratuar veya uygulamalı çalışmalar
• Öğreticinin günlük yaşamdan verdiği örnekler
• Konuyu anlamak üzere bazı şeyler yapmaya ihtiyacınız vardır
• Reçetelere – sorunların çözümüne, önceki sınavın sorularına ihtiyacınız vardır
• Taş çeşitlerini, kabukları, bitkileri, kemikleri veya anlaşmaları birktirirsiniz
• Örnekleri dinlemek sizin için önemlidir, konuların aklınızda kalması için kilit görevi yaparlar

Öğrenilebilir bir plan yap


Ders notlarınızı 3:1 oranında özetleyerek, öğrenilebilir paketlere dönüştürün
• Öğreticinin ders notları yetersiz kalabilir, çünkü konular somut veya konu ile ilgili olmayabilir
• Ders notlarınızı sizin gibi K özelliği olan arkadaşınızla konuşun
• Gerçekleşmiş olayları hatırlayın
• Özetlerinize mümkün olduğunca fazla örnek yerleştirin. İlke ve kavramları anlamak üzere,
vaka çalışmalarını ve uygulamaları hatırlayın
• Fikirleri anlamak üzere, resim ve fotoğraf kullanın
• Laboratuar çalışmalarınızı ya da laboratuar defterinizi tekrar gözden geçirin
• Deneyleri ve alan gezilerini hatırlayın
ÖĞRENDİKLERİNİZİ ORTAYA DÖKÜN
Sınavda Başarılı Olmak İçin İzleyeceğiniz Yollar:
• Ders çalışırken sınavdaymış gibi davranın
• Önceki sınavın sorularını yanıtlarken mümkün olduğunca fazla örnekler kullanın
• Soruların yanıtlarını yazılı olarak hatta paragraflar halinde çalışın. Yazmaktan kaçınmayın.

ÖĞRETİCİLERİN, ÖĞRENCİLERİNE ÖNEREBİLECEKLERİ BAZI "ETKİLİ ÖĞRENME


STRATEJİLERİ"
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 43
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

STRATEJİ: Bir şeyi elde etmek için izlenen yol; bir amaca ulaşmak için geliştirilen bir planın
uygulanması, olarak tanımlanabilir.

ÖĞRENME STRATEJİSİ: Öğrencinin öğrenme sırasında kullandığı; öğrencinin kodlama sürecini


etkileyen davranış ve düşüncelerdir.

ETKİLİ ÖĞRENME STRATEJİLERİ:


Öğrenilen konularla ilgili olarak;
1. Yazarın ya da konuşmacının söylediklerini anlamaya çalışma
2. Ayrıntılı bilgileri kısaltma
3. Karmaşık cümle ya da anlatımı basitleştirme çabaları
4. Benzerlikleri bulma
5. Farklılıkları bulma
6. Bir çok kez tekrarlayarak gözden geçirme
7. Gözünde canlandırma
8. Çıkarımlarda bulunma (tahmin, sunma, genelleme gibi)
9. Öğrenme sürecinde etkili olduğunu hissetme
10. Kendi ifadesiyle anlatma
11. Sınıflandırma
12. Özetleme
13. Örnek verme
14. Açıklama yapma
15. Başkasına öğretme
16. Bir başkasına öğrettiğini düşünme
17. Öğrenilenle ilgili düşünce üretme
18. Düşüncelerini kanıtlamaya çalışma
19. Soruları yanıtlama
20. Soru çıkarma
21. Örnek isteme
22. Anlamlı yerlerin altını çizme
23. Önemli yerleri not alma
24. Eksikliklerini fark etme
25. Konuyu nasıl öğrenebileceğini düşünme
26. Kendi kendine ne kadar öğrendiğini kontrol etme
27. Önceki öğrendikleri ile şimdiki öğrendikleri arasında bağ kurma
28. Neden-sonuç ilişkilerini bulma
29. ema, grafik gibi şekillerle gösterme

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 44
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

NLP
Neuro Linguistic Programming
Beyin Dili Programlama
Beynimizin Kullanma Kılavuzu
NLP olarak tanınan ve beynimizin işleyişini anlama ve onu en etkin biçimde kullanma
yollarını öğreten Beyin Dili Programlama ve her şeyden önce bir düşünce sistemidir.
NLP’nin bütün sistemlerde olduğu gibi kendi içinde bir mantıksal sıralaması vardır. Bu
sıralamayı çok iyi anlarsanız, sistemi çok iyi kullanabilirsiniz. NLP, kişinin dünyayı
daha iyi anlamasını, yaptığı hareketlere bu gözle bakmasını ve davranışlarını buna
göre düzenlemesini sağlayan, bilimsel temeli olan bir sistemdir. NLP ‘yi etkili iletişim
kurmak için size gerekli araçları sağlayan bir alet çantası olarak düşünebilirsiniz. Bu
aletleri doğru kullanırsanız işinizde, özel yaşantınızda, insanlarla ilişkilerinizde çok
olumlu gelişmeler kaydedersiniz. Değiştirmek istediğiniz davranışlarınızı rahatlıkla
değiştirebilir, yeni becerileri kolaylıkla kazanabilir ve zaten iyi yaptığınız şeyleri daha
da iyi yapmayı öğrenirsiniz.

NLP insan doğasıyla ilgili her alanda kullanılır. Kişisel değişimde, gelişimde
(reflekslerin, korkuların, kaygıların, sınırlayıcı davranış ve inançların aşılmasında),
işte daha başarılı olmada, kısaca A'dan Z'ye her alanda kullanılabilir.NLP, öğrenme
sürecini hızlandırır. Böylece değişimlere ayak uydurmanın ötesinde, değişim
yaratabilmeyi sağlar. Kişinin iş ve özel yaşamında yapıcı etkileşimler ve iletişim
kurmasını sağlar. Duyarlılığı artırarak, insanların davranış ve tutumlarındaki
titreşimleri sezinleyip yorumlamayı sağlar.Kişinin seçeneklerini artırır, etki alanını
genişletir ve esneklik sağlar.İnsanları işbirliğine yönlendirip, bağlılık ve coşku
uyandırmaya yardımcı olur. Kişinin duygu ve düşüncelerini yönlendirerek iç
dünyasının kontrolünü elinde tutmasını sağlar. Kişinin bilinçaltını hareketlendirerek,
kendi gücünü ve kaynaklarını kendi lehine kullanmasını sağlar. Ayrıca
organizasyonel dönüşüm projelerinde, üst düzey yöneticilere koçlukta ve modelleme
projelerinde de kullanılmaktadır

KİİSEL GELİİM ALANINDA :NLP Motivasyon, karar verme ve iletişim


becerilerinin geliştirilmesini sağlar. Günümüz dünyasında herkes kaliteli iletişimden
bahsediyor, ancak bunun nasıl başarılacağından söz edilmiyor. NLP’de
öğreneceğiniz beceriler sizi daha etkin kılacak ve iletişimde yada yaşamınızın her
alanında öz güveninizi arttıracaktır. Duyusal keskinliğinizi arttırmayı öğrenmek size
hem kendinizle hem de çevrenizdekilerle ilgili yüksek kalitede bilgiye ulaşmanıza
olanak verecektir. En iyi derecede etkileşimin tüm unsurlarını anlayacak; ikna etme
ve etkilemenin belirli ve genel dil kalıplarını nasıl kullanacağınızı
öğreneceksiniz.Fikirlerin açıkça ve gerektiğinde ortaya konması, her tür davranış
değişimi, istekleri davranışa dönüştürme becerileri kazanma, istemediğimiz
davranışlardan kurtulma,mevcut olmayan davranışların kazanılması,
bağımlılıkların giderilmesi (Sigara, alkol, kumar,vb..), genellemesiz ve stressiz bir
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 45
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

yaşam, yeme alışkanlıklarının değiştirilmesi, kilo almadan sigara alışkanlığından


kurtulma, iç çatışmaların yok edilmesi ve iç barışın sağlanması,hayır diyebilmeyi
öğrenme, Kişisel misyon, vizyon ilke ve stratejiler oluşturarak yaşama anlam katmak,
Doğru sorular sormak, doğru ve gerçeği bulmak, konunun özünü kavrama yetenekleri
geliştirmek, Zihinsel ve ruhsal durumunuzu istediğiniz anda mükemmel şekilde nasıl
tetikleyeceğinizi öğrenmek

Business (İş Dünyası) alanında : NLP ile Liderlik,NLP ile Satış ve Pazarlama
stratejileri, NLP ile iletişim teknikleri, takım iletişimi ve takım ruhunun yükselmesi,
çalışanlarla iletişim, Stratejiler,çözümü ve çoğaltılması; bir bütün olarak öğrenen
organizasyonların geliştirilmesi, duruma göre stratejileri kullanmak, motivasyon
stratejileri, karar stratejileri, yaratıcılık stratejileri, doğru kararların modellenmesi,
başarılı yöneticilerin modellenmesi, Yönetim,satış, pazarlama konusunda ikna
kalıpları uygulamaları, bilinçaltı satış, ikna ve prezentasyon
teknikleri.motivasyon,rahat ve etkili konuşma, ifade yetenekleri,düzgün ve etkili
konuşma, Etkili dil kalıplarını öğrenerek iletişim becerilerini arttırmak ve karizma
oluşturmak, etkilemek

Çocuğunuzun gelişiminde :Tüm çocuklar dahi doğar. Ama sonraki yaşamlarında


aldıkları ya da alamadıkları bilgiler onların dehasını etkiler.Bir çocuğun zekası
gelişebilir, yetenekleri zenginleştirilebilir.NLP (Neuro Linguistic Programming - Kişisel
Değişim Modeli) yöntemi 0-18 ay arasındaki bebeklerin beyinlerinin geliştirilip,
zenginleştirilebilmesine katkı sağlıyor. Çocukların farkındalıklarını ,beyin gelişiminin
tam ve hızlı olmasının yollarınını öğreniyorsunuz.

Eğitim alanında :Sınavlara stressiz hazırlanma, sınav anında bilgileri hatırlama,


ders çalışma alışkanlıklarının değiştirilmesi, NLP ile kalıcı ve hızlı öğrenme,
dinleyicileri bilinçdışı düzeyde etkileyebilme, bilinçaltı öğrenmeyi ve öğretmeyi
hızlandırma, anlamayı hızlandırmanın etkili yöntemleri, öğrenmenin önündeki
engelleri kaldırma, öğrencilerin geçmişten gelen öğrenme engellerini kaldırma,
öğrenen kişileri modelleme, 4 Öğrenme stili ve planlaması (4MAT), hızlandırılmış
öğrenme, üretken öğrenme, yetişkin öğrenme teorisi ve hafıza dinamikleri, öğrenme
meta programları.

Spor alanında; sporcunun kendi yeteneklerinin farkına arması, istenilen verimi


alabilmesi,şampiyonların modellerinin çıkarılması.. konularında işe yarayacak bir çok
metot öğreniliyor.Örneğin Fatih Terimin başarılı bir lider örneği haline getiren
sporcular üzerinde NLP tekniklerini başarıyla kullanmasından kaynaklandığını kendisi
de ifade ediyor.Hatta bu konu doktora tezine konu oldu. Terim’in milli takım,
Galatasaray ve Fiorentina’da, takımı etkileme ve belirlenen amaçlar doğrultusunda
yönlendirme becerilerini etkin bir şekilde kullanarak başarıya ulaşmasının, onu özel
ve incelenmesi gereken bir lider haline getirdi.

Aile içi iletişim: aile bireylerinin içinde bulunduğu durumu anlaması ve aile
bireylerinin sorunlar için çözümler üretmesi, Bireylerin kendisi ve aile yaşantısıyla ilgili
görüş ve düşünme kapasitesini geliştirmesi, ailede yaşanan zorlukları yeniden
yorumlayarak sağlıklı kararlar vermesini sağlamaya yönelik, Aile üyeleri arasında

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 46
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

daha fazla yakınlaşma, iş birliği ve duygusal paylaşım sağlama, sorunların bulunduğu


durumlarda veya aile içi ilişkilerin geliştirilmesi ve daha etkili hale getirilmesi

Terapi konusunda :Depresyon, panik atak,sosyal fobiler, kişilik bozuklukları, tüm


psikolojik rahatsızlıklar

KUANTUM ÖĞRENME

Kuantum enerjinin ışımaya çevrilmesi olarak tanımlandığında, kuantum


öğrenme ise kişinin bilgilerini kullanarak ışıması olarak tanımlanmaktadır. 1980’li
yıllarda Amerika’da Bobbi De Porter tarafından geliştirilen kuantum öğrenme ve
öğretme, uygulama alanı oldukça geniş olan bir çalışmadır.

Kuantum öğrenme temel olarak Dr. Lazanov tarafından geliştirilen


hızlandırılmış öğrenme teknikleri ve beyin uyumlu öğrenme teknik ve stratejilerin
kullanılmasına dayanmaktadır. Bununla birlikte, ikili beyin teorisi, üçlü beyin teorisi
gibi beynin çalışma fonksiyonlarının farklılıklarını kullanan yaklaşımlar
benimsenmiştir. Yine insanların farklı zeka türlerinin olduğu ve başarıyı belirleyen
etmenin tek tip zeka olmadığı düşüncesinden hareket eden çoklu zeka ve duygusal
zeka kuramlarının prensipleri sisteme dahil edilmiştir. Ayrıca Holistik eğitim gibi
öğrencinin sadece beden ve zihinsel gelişimi yanında aynı oranda dengeli gelişmesi
için ruhsal yönünde gelişmesini hedefleyen bir yaklaşım desteklenmiş ve NLP gibi
çağdaş yaklaşımları içerisine alan ve bu tür yaklaşımları bir fanus gibi kavramış ve
prensip ve yaklaşımlar en güzel şekilde sentezlenmiştir.

Kuantum öğrenme, öğrenmeyi öğrenme stratejilerinden oluşmaktadır. Temel


olarak öğrenmede aktif olma, eğitim ortamlarının ayarlanması, öğrenme stillerini
keşfetme, not alma teknikleri, etkin ve hızlı okuma, hafıza gücünü keşfetme, yazma
tekniklerini ve etkin problem çözme tekniklerini içermektedir.

Öğrenme aktivitelerinin yeterli düzeyde başarılı olması için katılımcıların


tutumlarının olumlu olması gerekmektedir. Bu anlamda Kuantum öğrenmede
mükemmelliğin 8 anahtarı kullanılmaktadır.

1. Bütüncül Olma: Değerlerin ve davranışların bir biri ile uyumlu


olması gerekmektedir. Değer sizin vizyonunuzu, kişisel değerlerinizi
ve iş prensiplerinizi içermektedir. Bütüncül olduğunuzda yaptığınız
işte kendinizi daha iyi hissedersiniz. Bu da sizin özgüveninizin ve
başarınızın artmasını sağlayacaktır.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 47
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

2. Hatalar Başarıya Götürür: Hiçbir zaman içi hata yoktur sadece


sonuçlar ve geribildirimler vardır. Hatalar bize başarı için neler
yapmamız gerektiği konusunda bilgi verir.

3. Güzel Amaçla Konuş: Her zaman için olumlu düşün ve direk


iletişime geçmeyi tercih et.

4. Hedefine Odaklan: O anda yaptığın işe odaklan ve onu en iyi


yapmaya çalış

5. Kendini İdealine Ada: Vizyonunuz ile yaşayın. Verdiğiniz sözleri


ve sınırlılıkları takip edin.

6. İşini Sahiplen: Sorumluluk alın ve kendi davranışlarınızdan


sorumlu olun.

7. Esneklik: İstediğiniz sonuçlara ulaşmak için yeni yaklaşım ve


değişikliklere açık olun.

8. Denge: Zeka, fiziksel ve ruhsal gelişiminizi beraber götürün.

Öğrenme tipleri bilgilerin nasıl daha kolay alındığı ve beynin bilgiyi işleme
sürecini ve onu organize etmeyi etkilemektedir. Öğrencilerin görsel, işitsel ve
dokunsal öğrenme tipleri yanında farklı bakış açılarıyla öne sürülen öğrenme ve
düşünme tipleri de kullanılması gerekmektedir.

Not alma teknikleri; kavram ve zihin haritalarını aktif kullanmayı içermektedir.


Bu yöntemle öğrendiği konuyla ilgili kavramları kolayca ilişkilendirdiği için daha kısa
şekilde not tutmaktadır. Bu işlemler sırasında beyin daha aktif olduğundan dolayı
öğrenme en üst düzeyde gerçekleşmekte ve anlamlı bir öğrenme oluşmaktadır. Hızlı
ve etkin okuma teknikleriyle öğrenciler bilgileri daha kısa sürede öğrenmektedir. Hızlı
okuma ile birlikte okunan yazının kavranma yüzdesi artmaktadır. Hızlı okuma ile
beraber zihinde görselleştirme kullanıldığında okunan yazı akılda daha çok kalıcı
hale getirilmektedir. Ayrıca daha kısa sürede daha çok kaynak gözden geçirilebilir.

Hafıza tekniklerini kullanarak öğrenciler zihinde tutmak istedikleri bilgileri


rahatlıkla öğrenecek ve gerektiğinde bunları kolaylıkla hatırlayabilecektir. Beyin
öğrendiği hiçbir şeyi unutmamaktadır fakat iyi ilişkilendirilmeyen ve zihinde
görselleştirilmeyen kavramların hatırlanması zorlaşmaktadır. Öğrencinin belirli
periyotlarla kısa tekrarlar kullanarak öğrenilen bilgilerin hatırlanması
kolaylaştırılmaktadır. Burada öğrenciler çivi, yer ve ritim metotlarını öğrenmektedir.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 48
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

REİKİ
www.adanareiki.com
Reiki Nedir ?

* Reiki içimizdeki yaşam enerjisinin akışını dengeleyen doğal ve güçlü bir sistemidir.
* Reiki bütün yaşamda olayların akışını ve oluşumları etkiler.
* Reikiye uyumlanan kişi her zaman için onu kullanabilir ve yaşam boyunca bu yeteneği kaybetmez.
* Reiki her zaman ve her yerde güvenle kullanılabilir.
* Reikiyi kullanmak çok kolaydır.
* Reiki doğal enerjiyi onarır ve dengeler.
* Reiki rahatsızlıkları önler, kişiye pozitif bir sağlık duygusu verir, çabuk iyileşmeyi sağlar.
* Reiki kişinin değişmesini, gelişmesini ve ruhsal aydınlanmayı hızlandırır.
* Reiki her çeşit değişik terapi yöntemleriyle kullanılabilir ve bunları destekler.
* Reiki spiritüel olarak yönlendirir.
* Reiki fiziksel, mantal, duygusal ve ruhsal katmanları etkiler.

Reiki Ne Değildir ?

* Reiki kullanımı ve öğretimi zor bir yöntem değildir.


* Reiki bir din veya tarikat değildir.
* Reiki bir inanç sistemi değildir.
* Reiki inançla şifa değildir.Kişi inansa da inanmasa da etkilenir.
* Reiki zihin kontrolü veya hipnoz değildir.
* Reiki sadece hastalar için değildir.
* Reiki kanal enerjisi değildir.
* Reiki tek bir organizasyona veya belli bir zümreye ait değildir.

REİKİ PRENSİPLERİ

1. Bugün özellikle bugün kızma.

2. Bugün özellikle bugün endişelenme.

3. Hayatını dürüstçe kazan.

4. Yaşayan herkese saygılı ol.

5. Bugün şükran duygusu içinde yaşa.

Dünyada hastalarına Reiki uygulaması yapan bazı hastaneler şunlardır:


Yale University Hospital,University of Michigan Hospital,Throat Hospital in New York,Memorial Sloane Kettering
Hospital,South Pointe Hospital,Imperial Point Medical Center,Ayrshire Central Teaching Hospital,Kirklandside Hospital,Ailsa
Hospital,Croy Day Hospital,St. John's Hospital,Elliot Regional Cancer Center,Portsmouth Regional Hospital in
Portsmouth,California Pacific Medical Center,Kent County Hospital, R.I,Brookhaven Hospital,Meriter Hospital in
Madison,Baptist Hospital in Nashville,Hartford Hospital,The Charlotte Hungerford Hospital,Thompson Hospital,Columbia
Presbyterian Hospital,Beth Israel Hospital,Kesler Institute,California Pacific Medical Center,Portsmouth Regional
Hospital,Marin General Hospital,Lynden Hill Clinic,Veterans Hospitals.California Pacific Medical Center

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 49
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

KARTAL YA DA TAVUK…… SEÇİM SİZİN

Bir zamanlar, büyük bir dağda kartallar yuva yaparlarmış. Bir


kartal da 4 tane yumurtası ile bu dağda yaşıyormuş. Bir gün bir
deprem olmuş. Ve yumurtalardan bir tanesi dağdan yuvarlana
yuvarlana vadide yer alan bir çiftliğe kadar düşmüş. Bu çiftlik
bir tavuk çiftliğiymiş.

Çiftlikteki tavuklar, bu değişik ve normalden büyük yumurtayı


sahiplenmeye karar vermişler. Yaşlı bir tavuk bu yumurtayı ve
içinden çıkacak yavruyu, koruması altına almış.

Bir gün, küçük kartal doğmuş. Çevresinde tavukları görmüş ve


kendini bir tavuk zannetmiş. Bütün tavuklar da ona bir tavuk
gibi davranmışlar. Ailesini de çok seviyormuş. İçinden, bazen,
“ben kimim?” sorusu geçiyormuş. Ama o bir tavukmuş. Bunu
böyle bilmeliymiş.

Bir gün çiftlikte oyun oynarlarken, yukarı baktığında bir grup


kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. "Aman Allah’ım, ne kadar
güzel uçuyorlar. Ben de onlar gibi uçmayı çok isterdim" demiş.
Tavuklar, bu düşünceye hep birlikte gülmüşler. "Sen bir
tavuksun ve tavuklar uçamazlar" demişler.

Küçük kartal, artık daha sık gökyüzüne bakıyor ve uçan


kartallar gibi uçmak, özgür olmak istiyormuş. Ne zaman bu
düşüncesinden arkadaşlarına, ailesine bahsetse, hep şu cevabı
alıyormuş. "Sen bir tavuksun. Bırak bu hayalleri."

Zamanla, küçük kartal da bu düşünceyi kabul etmiş. Hayal


kurmaktan vazgeçmiş ve hayatını bir tavuk olarak yaşamaya
karar vermiş. Ve hayatının sonu geldiğinde de bir tavuk! olarak
ölmüş.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 50
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Ne olduğunu düşünürsen, o olursun. Eğer, hayatınızın


herhangi bir zamanında, kartal olma hayali kurarsanız,
hayallerinizi takip edin. Tavukların sözlerini değil…..

BE MAYMUN HİKAYESİ

Beş Maymun Hikayesi... Kafese beş maymunu koyarlar...ortaya da bir


merdiven ve tepesine de iple muzları asarlar. Her bir maymun merdivenleri çıkarak
muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkarlar. Her bir maymun
aynı denemeye giriştiğinde çok soğuk suyla ıslatılır. Bütün maymunlar bu denemeler
sonunda sırılsıklam ıslanırlar. Bir süre sonra muzlara hareketlenen maymunlar
diğerleri tarafından engellenmeye başlanır. Suyu kapatıp maymunlardan biri dışarı
alınıp yerine yeni bir maymun koyulur. İlk yaptığı iş muzlara ulaşmak için merdivene
tırmanmak olur fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu
döverler. Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir.
Bu ikinci maymunda merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer. Bu ikinci yeni maymunu
en şiddetli ve istekli döven ilk yeni maymundur. Islak maymunlardan üçüncüsü de
değiştirilir. En yeni gelen maymun da ilk atağında cezalandırılır. Diğer dört
maymundan yeni gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda
hiç bir fikirleri yoktur. Son olarak en baştaki ıslanan maymunların dördüncüsü ve
beşincisi de yenileriyle değiştirilir. Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde artık
hiçbiri merdivene yaklaşmamaktadır. Neden mi? Çünkü burada işler böyle gelmiş ve
böyle gitmelidir.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 51
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

HAFIZA
Hayatınızın tüm alanlarında kullanabileceğiniz güçlü bir hafızaya sahip olmaya hazır mısınız? Güçlü bir hafızayı gerçekten
istiyor musunuz? Bunu gönülden, heyecanla, tüm kalbinizle istemelisiniz. Tek yapmanız gereken her gün bu çalışmalara bir
kaç dakika ayırmayı ihmal etmemenizdir. Ama her gün.

A. GENEL HAFIZA SÜRECİ


1. Hafızanın Tanımı
Son araştırmalar insan beyninin 1 milyar nörondan (sinir hücresinden) oluştuğunu ortaya koymaktadır. Bu kadar nöronun
bilgi depolama kapasitesi tüm dünyadaki bilgileri çok rahat içerebilecek büyüklüktedir. Bilgilerin nöronlara kolaylıkla
yüklenebilmesi “öğrenebilme” olgusunu tanımlar. Nöronlara yüklenen bilginin yerleştiği yerden çağrılabilmesi “hatırlama”
dediğimiz süreçtir. Nöronlara yüklü olan bilgi kümeleri arasında bağlantılar oluşturabilmek ise “üretici zeka”’nın ortaya
çıkmasına yol açar. Burada sözünü ettiğimiz hafıza “öğrenebilmeyi (yani bilginin depolanabilmesini) ve hatırlayabilmeyi (yani
bilginin depodan çağrılabilmesini) kapsar. Üretici zekayı ise beyin kapasitesinin kullanılabilen bölümünün büyüklüğünün
ifadesidir.

Beyin hücrelerinin DNA’sı diğer hücrelerden farklı olarak sürekli yeni bilgiler yüklenir. İnsan her yeni bilgiyi aldığında
beyindeki nöronların bilgiyi üstlenen çekirdekleri değişime uğrarlar. Bu sayededir ki biz sürekli yeni bilgiler ediniriz; bu yüzden
vücudumuzun yapısı aynı kaldığı halde beynimizin yapısında değişim olur. Bu değişim de duygu ve düşüncelerimizin yapı
değiştirmesine, gelişmesine neden olur. . Halbuki diğer hücreler, örneğin göz hücrelerinin DNA’sı her zaman öncekinin bir
kopyasıdır ve yaşadığı sürece başkalaşmaz.

Bizler çocukluğumuzdan kalma bir çok bilgiyi hatırlayabiliriz. Bu durum nöronlarımızın çocukluğumuzdan beri hayatlarını
sürdürmelerinin bir sonucudur. Vücut hücrelerimizin önemli bir bölümü ortalama 100 gün yaşamakta; ardından ölmekte ve
yerlerine yenileri yaratılmaktadır. Ama bu arada beyin hücreleri hayatiyetlerini düzenli olarak sürdürmektedir. Bir beyin
hücresinin ölmesi demek onun taşıdığı bilginin ömür boyu kaybedilmesi demektir.

2. Beyin Kapasitesi
Beyin kapasitesi beyindeki nöron sayısı ve bu nöronlar arasındaki bilgi iletebilme yoğunluğu demektir. Herkesin beynindeki
nöron sayısı eşittir. Dolaysıyla herkes eşit düzeyde bir potansiyel kapasiteye sahiptir. Bu kapasitenin gelişmesi üretici zeka
dediğimiz olguyu oluşturur. Beyin kapasitesini şu faktörler etkiler:

a. Beynin çalışırken ihtiyaç duyduğu enerji: Beyin elektrikle çalışır. Elektriğin en temel iki kaynağı vardır: Oksijen ve glikoz.
Su halde bol oksijen alan kişinin beyni daha etkili çalışır, beyin etkili çalışmaya devam ederse etkinlik deresi sürekli artış
gösterir. Glikoza gelince, bu doğru beslenme yolu ile sağlanır. Doğru beslenme çok besin almak demek değildir. Doğru
beslenme sadece ihtiyaç kadar besini kuralarına göre almaktır.

b. Beyinde bilgi iletimini sağlayan nörotransmitterler: Bunlar küçük kimyasal maddelerdir. Bir nörondan aldıkları bilgiyi sinir
ağları aracılığıyla diğer nörona iletirler. Eğer beyinde nörotransmitterler ölürse beyin hiç bir işlem yapamaz ve ölür.
Nörotransmitterler hücre değildirler ve ölebilirler. Oların ölümüne ve azalmasına yol açan en önemli faktör sürekli strestir.
Alkol ve oksijensizlik hem bu kimyasal maddeleri, hem de beyin hücrelerini öldürebilir.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 52
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

c. Nöronlar arasındaki bağlantılar: Beyindeki 1 milyar nöronun tamamı birbirine bağlı değildir. Beynimizdeki bağların çok az
kısmı anne karnındaki yaratılış sürecinde oluşur. Neredeyse tüm bağlar dünya hayatında oluşmuştur. Bu bağların sayısı
arttıkça zekamız, yani beynimizle yapabileceğimiz iş gelişir. Bu bağları bilinçli veya bilinçsiz olarak geliştiririz. Bu bağların
gelişmesinin tek yolu bilgilerin birbirleriyle ilişkilendirilmesidir. Bu ilişkilendirme iki bilgiyi yan yana düşünmek suretiyle olur. İki
bilgiyi doğal halinde yan yana izlerseniz beyninizde bu iki bilgi bağlanır. Doğal halde izlemeyip kendi hayalinizde
ilişkilendirirseniz yine bu bilgiler bağlanır. Sonuç olarak kim daha çok öğrenir ve daha çok düşünürse o daha zeki olur, daha
kapasiteli bir beyne sahip olur.

3. Hafızanın İşleyişi
Hafıza genel kabul gören teorilere göre üç ayrı sistemin birlikte çalışması olarak değerlendirilmektedir. Yani biz birbirini
tamamlayan üç ayrı hafıza aşamasına sahibiz. Aşağıdaki çizimlere bakalım:

Çok kısa süreli hafıza; Kısa süreli hafıza; Uzun süreli hafıza;

20-30 saniye kalıcılık; 20 dakika-1 gün kalıcılık; beyin-nöron yaşadığı sürece;

bilgi elektriksel yapıda bilgi elektrokimyasal yapıda bilgi kimyasal yapıda


Bilinç Düzlemi: Çok Kısa Süreli Hafızada dolaşırken farkında olunan

ve 2. aşamaya taşınacak olan bilgiler

Yukarıdaki çizimden de anlaşılacağı üzere duyularımız yoluyla mesajları dış dünyadan alırız. Gözlerimizden resim,
kulaklarımızdan ses, burnumuzdan koku, dilimizden tat ve tenimizden dokunsal mesajlar alırız. Algı organlarımız aldıkları
mesajı elektriğe kodlarlar. Bu mesajlar çok karmaşık sinir ağlarıyla değerlendirilmek üzere beyne iletilir. Dikkat edelim, bunlar
binlercedir. Çevrenizdeki farkında olun-olmayın- algı eşiğinize ulaşan tüm mesajların beyninize ulaştığını görüyorsunuz. Dış
dünyadan aldığımız bu mesajların yanı sıra, zihnimizde de bir dizi düşünce ve hayal ürünü olan mesajlar üretebiliriz.

Tüm bu mesajlar elektriksel olarak önce çok kısa süreli hafızamızda toplanırlar: Bu alanda henüz elektrik yapıda olan bilgi 20
saniye kadar bekleyebilir. Bu süre sonunda bu alanı boşaltırlar ve bu arada yerlerine aralıksız olarak yeni mesajlar gelir.

Çok kısa süreli hafıza ile doğrudan ilişkili bir alandan söz edeceğiz. Buna biz bilinç düzlemi diyelim. Bilinç düzlemi çok kısa
süreli hafızadan sıçrayan veya buradan seçilerek alınmak suretiyle farkında olunan mesajlarla doludur. Farkında olmadığımız
diğer yüzlerce mesaj çok kısa süreli hafızada söner ve kaybolur. Onların da kaydedildiğini gösteren deliller olmakla birlikte
hatırlanabilmelerinin kural olarak mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bilinç Düzlemine gelen bilgi kısa süreli hafızaya
geçmeye aday bilgidir. Bu bilgi az kayıpla kısa süreli hafızaya geçmektedir.

Kısa süreli hafızaya geçen bilgi kısa süreli bir elektro-kimyasal terkiple korunur. Bilginin bu alandaki hayatı 20 dakika ile 1
gün arasında değişir. Bu sürede bilgi ya süratle sönükleşecek ya da uzun süreli hafızaya taşınacaktır.

Bu süreçte beyin enerjiye ihtiyaç duyar. Eğer kısa süreli hafızada iken bilgi hatırlanırsa o bilgi elektrikle uyarılmış ve böylece
bilince çıkarılmış olacaktır. İşte bu eylemle bilgiye yeni enerji yüklenir. Beyin bu enerjiyi kullanarak bilgiyi kalıcı ve kimyasal
olarak nöronlara yerleştirir. Eğer bilgi yeterince sık veya gerektiği kadar enerji yüklenerek tekrar edilirse veya bilgi
öğrenilirken çok yoğun bir enerjiyle alınırsa bu bilgi kesin olarak uzun süreli hafızaya yerleşecektir. Örneğin bir trafik kazası
yaşayan kişinin tüm duyuları en yoğun şekilde bu kazaya ilişkin bilgiyi almıştır. Dolaysıyla bu bilgiyi tekrarlamasına gerek
kalmadan onu uzun süreli hafızasına yerleştirecektir. Zira bilgi çok yoğun alınmıştır. Bunun bir istisnası vardır. Yoğunluk
kaldırılamayacak kadar şiddetli olduğu taktirde, şok yaşanır, o bilgiye ulaşan yollar kilitlenir ve hatırlama olmaz. Bu arada
başkasının anlattığı bir trafik kazası hikayesini duygusal ve duyusal yoğunlukta almadığınızda onu hatırlamak için tekrar
etmeniz gerekir.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 53
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

B. GENEL HAFIZA ENGELLEYİCİLERİ


Şimdi bu akışı etkileyen faktörlere bakalım. Hafıza sisteminin etkili çalışmasını engelleyen nedir? Neden bazı hafızalar
diğerlerinden çok daha iyi çalışıyorlar? Hafızaları yetersiz hale getiren nedenler nelerdir? Şimdi bu soruların cevaplarını tek
tek verelim:

1. Beyine Yeterli Malzemenin Sağlanmaması

Bildiğiniz gibi benzinsiz arabayı çalıştıramazsınız. Sınırlı malzemelerle bir inşaatı hızla bitiremezsiniz. Beynimiz her dakika
100 bin ile 10 milyon arasında kimyasal işlem yapmaktadır. Tüm bu işlemler için çok miktarda glikoz, oksijen ve bir kısım
enzimleri kullanmaktadır. Vücudumuzun tükettiği oksijenin çok önemli bir bölümünü beynimizin kullandığını biliyor
muydunuz?

Bu malzemeleri tam olarak ve zamanında sağlayamadığımızda beynimiz fonksiyonlarını sağlıklı gerçekleştiremez. Bulabildiği
tüm enerjiyi hayatın devamı için zaruri olan faaliyetlere ayırır. Dolaysıyla düşünebilme yeteneğimiz olumsuz etkilendiği kadar,
aldığımız bilgilerin hafızada yerleşme süreci de olumsuz etkilenir. Bunun nedenleri süper sağlık bölümünde ayrıntılı olarak
anlatılmıştır. Çok yemek, düzensiz uyumak ve bilhassa gündüzün ilk saatlerinde uyuyor olmak, hatalı soluma yapmak ve
durgun yaşamak en belirgin hafıza düşmanları arasında yer alırlar.

2. Beynin Çalışma Akışının Bloke Edilmesi

Beynimiz vücudumuzu ölmekten koruyan özel bir mekanizmayla donatılmıştır. İnsan sürekli stres yaşadığında vücut gerilir.
Vücudun gerginliğinin devam etmesi halinde beyin ve vücut kısa sürede mevcut glikozu yakar; enerjisini tüketir ve insan ölür.
İşte beyin stresin devamlılığı durumunda gerilmenin ölüme yol açmasını engellemek için devreye girer. Salgılanan bir
uyuşturucu hormonun etkisiyle düşünce akışını yavaşlatır, hatta durdurur. İnsan düşünemez hale geldiğinde vücudu da
gerilerek ölmekten kurtulmuş olur: Ama bu arada kişinin beynine ve hafızasına olan olur. Stresin nedeni biziz. Bugün modern
psikoloji beynimizin bu özelliğini kullanmaktadır. Önerilen nörofren, laroksil gibi anti-depresan ilaçlar kişinin düşünce akışını
durdurmakta; uykuya yol açmakta ve böylece kişi rahatlamaktadır. Oysa bu ilaçlar arkalarında tahrip olmuş bir hafıza
bırakmaktadırlar. Çok iyi bilmeliyiz ki stresin hiç bir hakiki nedeni yoktur. İlaçlarla yapılan tedavi hakiki ve kalıcı tedavi
değildir. Stresin kökünden kurutulması için inanç ve düşünce biçiminin mutlaka değişmesi gerekmektedir. Psikologlar ilaç
kullanmaktan çok, özel telkinlerle hastalarının düşüncelerini değiştirebilirlerse gerçek başarıyı elde edebilirler. Pek tabii ki
istersek bunu biz de kendi kendimize başarabiliriz.

3. Beyin Kapasitesinin Eksik Kullanılması

Son yapılan araştırmalara dayanılarak beyin kapasitemizin binde birini kullandığımızı ileri sürülmektedir. Beyin kapasitemizin
kullanılan alanının arttırılması mümkündür. Bunun en kolay yolu Ornstein’in araştırmalarına dayanmaktadır. California
Üniversitesi’nden Prof. Robert Ornstein’in araştırmaları beynimizin sağ ve sol lobunu birlikte kullandığımız taktirde
kapasitemizi daha yüksek bir düzeyde (10-15 kat fazla) kullanabileceğimizi göstermektedir. Beynimizin sol lobunu
kullanmaya alışkın olduğumuz doğru. Daha çok mantık ve matematiksel düşünme biçimimizi kullanıyoruz. Sanat, renk, ritim,
müzik gibi olguları yöneten sağ beyin lobunu aktive etmemiz gerekiyor.

4. Beyin Kapasitesinin Zayıflatılması

Mevcut kapasitemizi kullanmadığımız gibi, bu kapasiteyi de düşürebilmekteyiz. Bir kısım tutumlarımız düşünce akışımızın
donuklaşmasına, duygusal donuklaşmaya ve yeni fikir üretebilmemizin zorlaşmasına yol açar. Hayatımızı işgal eden bu
tutumlar üzerinde dikkatle durmalı ve bunlardan kurtulmalıyız.

a)TV Seyretmek

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 54
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

TV seyrettiğimizde beynimiz uyarımdan yoksun kalmaktadır. Almanya Beyin Antrenman kurumu Başkanı Prof. Bernd Fischer
beynin bir kaç saat uyarımdan yoksun kalmasının düşünme yeteneği kaybına neden olduğunu ve bu kaybı geri almak için bir
kaç hafta zihin çalışmasına gerek olduğunu tespit ettiklerini söylemiştir.(Hürriyet, 22.12.1992)

b)Kontrolsüz Hayal Kurmak

İdeallerine ulaşmak için çalışmayı göze almayanlar çoğu zaman rüya görür gibi hayal kurmayı (day-dream) kolay buluyorlar.
Hayal kurma zihni boş bırakma ve boş çağrışımların eline teslim etme durumudur. Zihin boş iken konudan konuya sıçrarız.
Kontrolsüz hayal kurup kurmadığınızı anlamak mı istiyorsunuz? Belli bir anda şunu sorun: Şu anda düşündüklerimin amacı
ne? Kafamda dolaşan bu seslerle ve görüntülerle hangi sorulara cevap arıyorum veya bu düşündüklerimi hangi amacım için
kullanacağım? Cevap bulamıyorsanız, sadece hatırladığınız için veya düşünmek istediğiniz için öylesine meşgul bir zihne
sahip olduğunuzu anlıyorsanız tuzağa düştüğünüz kesindir. Bu yolla zihninizi hızla köreltmektesiniz. Einstein “hayalin
bilimden önemli olduğunu” söyler. Ancak onun sözünü ettiği hayal bir soruya cevap, bir soruna çözüm arayan hayaldir.

5. Sistemsiz Düşünme Alışkanlığı

Sistem bir bütünde birbiriyle ilişkili olan; birbirine bağlı çalışan parçalar arasındaki uyumu ifade eder. Örneğin insan vücudu
bir sistemdir; kalp, böbrekler, mide, beyin gibi organlar bu sistemde ayrı görevler ifa ederler; ama birbirlerinin çalışmaları
sayesinde varlıklarını sürdürebilirler.

Sistemli düşünen kişi bilgi parçaları arasındaki ilişkileri kurabilen, bilginin nereye yerleştirileceğini bilen kişidir. Bu güne değin
hafıza uzmanları bir çok sistem üretmişlerdir ve ilgilenenlere sunmuşlardır: sistem öğrenilen her bilginin sorgulanmasını, eski
bilgilerle ilişkilendirilmesini gerektirir. Ezberlemek en tipik sistemsiz öğrenme biçimidir.

TEMEL HAFIZA ARAÇLARI


İlk yapılması gereken, temel “hafıza araçları” üzerinde çalışmaktır. Aşağıda bu araçları bulacaksınız. Bu araçlar üzerinde
yeterince çalışma yaparsanız hızlı bir değişim fark edeceksiniz. Sistemli ve ömür boyu kullanılabilecek güçlü bir hafıza için
size verdiğimiz basit egzersizleri sık sık yapmanız gerekiyor. Temel hafıza araçlarını geliştirmek suretiyle öğrendikleriniz şu
işlere yarayacak:

a)Bilgileri Güçlendirerek Kayıt Edebilmek: Sönük ve zayıf bilgi düşük enerjiyle kaydedileceğinden
hatırlanması güçtür. Güçlü enerjiyle alınan bilgi ise çok kolay hatırlanır: Bu anlamda el çırpmak zayıf, patlayan bomba güçlü
enerjiyle alınan işitsel bilgidir. El çırpmanın zihinsel canlandırma ile bomba sesi kadar güçlendirilmesi mümkündür.

b)Bilgileri Bağlantılı Kaydedebilmek: Bilgi hafızadaki diğer bilgilere bağlanıp dallandırıldığı ölçüde hızlı ve güçlü hatırlanır.
Bağlantısız bilgi, okyanusta küçük bir ada veya derin sularda yaşayan bağımsız bir balık gibidir. Onları bulmak için pusulasız
olarak dolaşıp tüm derinliği veya yüzeyleri taramanız gerekir.

Zihninizde bağımsız olarak yerleşmiş “Mehmet Yeşilyurt” adı bağlantısızdır. Ama uzun boylu, siyah saçlı,sağlık memuru,
arkadaşınız Yaşar’ın arkadaşı olan, Erzurum’lu, iki çocuk babası, Sağlık Bakanlığının önünde tanıştığınız, ismi size
Yurdumuzun Karadeniz bölgesindeki yeşillikleri ve kahraman erlerimize verdiğimiz adı hatırlatan “Mehmet Yeşilyurt”
bağlantılı bir isimdir. Bilginin bağlantısı o bilginin size hatırlattığı diğer her şeydir. İlkini hatırlayabilmeniz için akla karayı
seçersiniz ama ikincisi anında zihninizde canlanır. Çünkü ikinci şekilde kurduğunuz bağlantılarla bir çok tutamak noktası
oluşturdunuz.

c)Bilgiyi Duygu ve Duyularla Zenginleştirebilmek: Kaydetmeniz gereken bilginin


zihninizde oluşturduğu duygusal ve duyusal çağrışımı ihmal ettiğinizde potansiyelinizi ihmal etmiş olursunuz. Arkadaşınız
Fatih’le birlikte, Fatih Sultan Mehmet’in kahramanlığını, fethedilen İstanbul’un güzelliklerinin vereceği sevinci
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 55
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

hatırlayabilirsiniz. Dahası duyusal olarak kurşuni surlar, mavi deniziyle İstanbul, yüz hatları ve görünümüyle Fatih’in kendisi
zihninizde oluşacak bir çağrışım kümesidir. Tüm bunların gerektirdiği zihinsel zenginliği üretmeyi öğrenmek çok kolaydır.
Şimdi gelin “temel hafıza araçlarını” tanımlayalım ve bu araçları geliştirme yolları üzerinde duralım:

1- Duyusal Canlandırma Gücü


Duyusal canlandırma beş duyunun kullanılması suretiyle zihinde canlandırma oluşturma durumudur. Zihinde etkililik sırasına
göre, görme, işitme, dokuma, tatma ve koklama olmak üzere beş farklı canlandırma yapılır. Tüm iç hatırlamalarınız bu
duyularımızın kullanımıyla gerçekleşir. Bu duyuları hallerinde bıraktığımızda inanılmaz güçlerinden faydalanamayız. Ama
onları elimize alıp isteğimiz gibi güçlendirerek kullanmamız çok kolaydır. Gül çiçeğini tekrar görüyormuşçasına zihninizde
aynen canlandırabilir misiniz? “Burası Muş’tur, Yolu Yokuştur” türküsünü duyuyormuşçasına zihninizde aynen işitebilir
misiniz? Elinizi kesen bıçağın verdiği dokunsal hissi canlandırabiliyor musunuz?
Yıllar önce kokladığınız bir çiçeğin kokusunu aynen duyar gibi zihninizde yaşayabilir misiniz? Ya yediğiniz bir baklavanın
verdiği tadı istediğiniz herhangi bir zamanda o anda yiyormuşçasına yeniden tadabilir misiniz? Bazı özel durumlarda bunları
pekala yapabiliyoruz. Neden birazcık zihnimizi eğitip bu gücü her zaman kullanmayalım. Mucize gibi bir şey bu, ama
gerçeğin ta kendisi aynı zamanda... Diğer yapanlar gibi, siz de yapabilirsiniz.

Bethoven müziği tüm ritimleriyle zihninde duyabildiği için unutulmaz bir bestekar olmuştur. Leonardo Da Vinci görüntüyü
zihninde net olarak canlandırabildiği için milyarlar lire değerinde tablolar çizdi.

Şimdi bu duyularımızı tek tek ele alacağız ve nasıl yapacağımızı öğreneceğiz. Anlatımımızı çok fazla bilgiye boğmamak için
tad ve koku duyularımızı ihmal edeceğiz. Bu iki duyu bilgi süreçlerinde en az kullandığımız, en az etkili olan duyular.
Literatürde sadece bir kaç istisna insan bu duyularını çok güçlü bir hafıza sisteminde kullanmaktadır. Bu insanlar arasında
görme veya işitme özürlü olanlar alternatif duyuları kullanmak zorunda olduklarından ön plandadırlar.

Üç temel duyumuzu kullanarak canlandırma yeteneklerimizi geliştirmek için Dünya’da 1990’lı yıllarda yayılmaya başlanan
çok başarılı bir teknolojiyi kullanacağız: Sinir Dili Programla(SDP) disiplininin temel yaklaşımına bağlı kalacağız. Tüm bu
canlandırmalarda SDP’nin alt biçem(submodality) dediği kriterleri kullanacağız. Bunlar sorgulama kriterleridir. Bize hiç
düşünmediğimiz değişik bakış açıları kazandırarak canlandırma yeteneğimizi güçlendirecek olan araçlar bunlardır.
Başlıyoruz:

a) Görme Duyusuyla Canlandırma Yeteneğinizi Geliştirin


Görüntüler hafızamızın en önemli malzemesidir. Bilgi çağında yaşayan insanlar tüm bilgilerinin en az % 80’ini gözleri
vasıtasıyla elde ediyorlar. Şu halde bu duyumuza çok fazla önem vereceğiz.

Görüntüleri zihnimize ne kadar net yerleştirebilirsek o kadar net hatırlayabiliriz. Gözlerimiz hasta değilse görüntüleri tam bir
netlikte beynimize ulaştırırlar. Sorun zihnimizdedir. Resimleri aynen kaydeden bir zihin geliştirmek zorundayız. Dikkat edin:
Eşinizin, çocuğunuzun, kendinizin veya sevdiğiniz kızın/delikanlının yüzünü tüm ayrıntılarıyla zihninizde canlandırabilirsiniz.
Gözlerin, kirpiklerin rengi, büyüklükleri, yüzlerdeki çizgiler, ellerin görüntüsü... Şüphe ediyorsanız gözlerinizi kapatın ve
canlandırın. Peki ya haftada bir karşılaştığınız bir dostunuzun yüzü. Çoğu insana sorsanız evinin bahçesindeki ağacın
dallarının yapısını hatırlamaz bile. O ağaca belki binlerce defa bakmıştır ama ne yazık ki “görmeyi” bilmediği için
görememiştir. Binlerce defa bilinçsiz bakıp net görememektense bir defa bilinçli bakıp net görmekle ne kaybedersiniz.
Heyecanlanmalısınız. Bu iş için aşağıdaki görsel alt biçemleri, sorgulama alanlarını kullanacaksınız.

Görsel Alt Biçemler:


-Renkler: Canlandırdığınız görüntüde, bilgide hangi renkler hakim? Yeşil, sarı, kırmızı, beyaz, mor, lacivert, gri.. Bu renklerin
hangi tonları hakim, az kırmızı, koyu kırmızı? Renkler hangi bölgelerde odaklanmışlar? Kırmızı hangi tarafta, mavi hangi
tarafta?

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 56
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

-Alanlar: Görüntü ne kadar büyük? Yatay ve dikey büyüklüğü, derinliği ne kadar? Görüntüdeki cisimler ne kadar büyük veya
küçük?

-Boyutlar: Görüntü üç boyutlu mu, iki boyutlu mu? Özellikle üç boyutluluk için nasıl bir derinlik belirliyorsunuz? Bir taş
parçasını, resim olarak değil üç boyutlu hakiki bir cisim olarak görmeyi deneyin? Uzayda ne şekilde bir hacim işgal ediyor?

-Açı: Görüntüye hangi açıdan bakıyorsunuz? Önünden, arkasından, sağından, solundan, altından, üstünden veya çapraz
köşelerinden?...

-Mesafe: Görüntüye ne kadar yakınsınız veya uzaksınız? Topyekün görüntüye veya görüntünün unsurlarına ne kadar
yakınsınız veya uzaksınız? Görüntünün hangi tarafında duruyorsunuz?

-Hareket: Görüntüde hareket var mı? Baktığınız alandaki cisimler hangi yönde, hangi hızda hareket ediyorlar? Size veya
birbirlerine yaklaşıyorlar mı uzaklaşıyorlar mı? Hareketler hep aynı yönde mi, farklı yönde mi, doğrusal mı dairesel mi,
rasgele mi?

-Konum: Görüntülerin birbirlerine göre konumları nedir? Yakınlık ve uzaklık durumları? Hangi unsur diğer unsurun
neresinde? Görüntü merkezine göre diğer görüntülerin konumları nedir? Merkeze mesafeleri, birbirlerinden büyüklükleri,
küçüklükleri...

Buraya kadar görsel canlandırmanın güçlendirilmesi için yedi ayrı alt biçem verilmiştir. Seminer sunucunuzun size vereceği
resimler üzerinde veya parkta otururken, yolda yürürken baktığınız alanlar üzerinde çalışmalar yapın. Önce görüntüye bakıp
yukarıdaki soruları sorun, sonra gözlerinizi kapatarak zihninizde canlandırın. Her canlandırma denemesinde bir altbiçemi
kullanın. Ardından canlandırdığınız görüntü ile gerçek görüntüyü karşılaştırın. Kaçırdığınız noktaları fark ettikten sonra
geliştirmek için tekrar deneyin. Görüntü çok yoğun bir mesaj akışı oluşturduğundan lütfen ilk çalışmalarda gözlerinizi kapatın.
Bir süre sonra gözlerinizi kapatmadan da bu çalışmayı başarıyla yapabileceğinizi göreceksiniz. Hayatınızın en büyük
sanatsal yeteneğini kazanmak istiyorsanız zihninizde daha önce hiç görmediğiniz görüntüleri üretmeyi deneyin.

Faydası: Bu çalışma sayesinde beyniniz görüntüleri çok güçlü yakalamayı ve kaydetmeyi öğrenecektir. Yeni bir yüzü yüz
defa bakmak zorunda kalmadan zihninizde canlandırabileceksiniz. Okuduğunuz bir kelime beyninizde kolaylıkla
canlanabilecek. Tıpkı mahkeme kürsülerinin üzerinde “Adalet Mülkün Temelidir” cümlesini hemen canlandırabildiğiniz gibi...
Lütfen unutmayın: Fotoğrafik okuyabilenler süper okuma hızlarına ulaşabilirler. Görsel canlandırma yeteneğiniz geliştikçe
hafızanızın yanı sıra bunun okuma hızınıza da yansıdığını göreceksiniz.

b) İşitme Duyusuyla Canlandırma Yeteneğinizi Geliştirin


Eski çağlarda bilgi edinmenin neredeyse tek yolu işitme duyusuydu. Sanayi çağında kitaplar hakim oldu, görerek öğrenme ön
plana çıktı. İçinde bulunduğumuz bilgi çağında ise işitsel-görsel (audio-visual) teknolojilerin gelişmesiyle birlikte işitme duyusu
görme duyusunun destekçisi olarak birden ileri çıktı. Görsel ve işitsel yayıncılık bir arada bağımlı olarak geliştiğinden işitsel
hafızamızın önemi ihmal edilemeyecek kadar artmıştır. Ne olursa olsun teknik bilgileri gözlerimizle edinsek de sosyal
ilişkilerimiz hemen hemen konuşma ve dinleme esasına dayanmaktadır. Dolaysıyla ses hafızamızı güçlendirmeliyiz. Bunun
için ihtiyaç duyduğumuz işitsel canlandırmanın güçlendirilmesi için gerekli alt biçemleri veriyoruz:

İşitsel Alt Biçemler:


-Şiddet: Ses şiddetli mi, zayıf mı? Bomba gibi güçlü, sarsıntı oluşturan ses mi, kulağı tırmalayan hafif bir ses mi, yoksa bir
fısıltı mı?

-Konum: Ses nereden geliyor? Yakından, uzaktan, sağdan, soldan, alttan, üstten... Burnunuzun ucundan mı, kulağınızın
dibinden mi? Siz sesin tam olarak neresindesiniz?

-Yapı: Ses düz mü, dalgalı mı, kesintili mi? Ses tek bir varlığa mı ait yoksa bir kaç farklı sesin birleşimi mi? Hangi seslerin
birleşimi? Kuş sesi, su şırıltısı, rüzgar uğultusu, insan bağırtıları vs birbirine mi karışmış? Ses düzenli bir ritimle mi geliyor,
sürekli ritim mi değiştiriyor? Değişiyorsa hangi periyotlarla değişiyor?
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 57
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

İşitsel canlandırmaya ilişkin temel alt biçemleri üç başlık altında topladık. Siz yeni alt biçemleri ekleyebilirsiniz. Seminer
sunucunuzun sesini, size dinleteceği herhangi bir ses efektini veya seminer ortamında varsa dışarıdan gelen sesleri
canlandırma aracı olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca dinlediğiniz bir müziğin ritmini, şarkının veya şiirin sözlerini, pazar yerinde
dinlediğiniz sesleri sahilde dalgaların dans edişini canlandırabilirsiniz. Çok daha mükemmeli zihninizde daha önce hiç
duymadığınız sesleri üretebilmenizdir.

Faydası: Beyinlerinin işitselliği gelişenler tüm ses içeriklerini en iyi şekilde değerlendirirler. İşitsel canlandırmayla gelişecek
yeteneğiniz güzel konuşma, şiir veya düzyazı metinlerini mükemmel seslendirebilme, şarkı notalarına çabucak adapte olup
söyleyebilme gibi becerilerinizde patlama oluşturur. Bu yetenek sayesinde duyduğunuz güzel bir söz, şiir, müzik zihninize
çakılır; tanıştığınız insanların isimleri dev ses dosyaları halinde hemen zihninize yerleşir. Diğer faydalarını siz tahmin edin.

c) Dokunma Duyusuyla Canlandırma Yeteneğinizi Geliştirin:


Bilgilerimizin üçüncü önemli kaynağı dokunma duyumuzdur. Dokunsal bilgi tüm vücudu kaplayan sinir ağlarının uçlarıyla
alınıp beyne iletilir. Bebeklik ve çocukluk dönemlerinde çok fazla ten teması yaşayan, sık sık kucaklanan, nesnelerle çok
oynayan; diğer bir deyişle dış dünyayı daha çok dokunsal temasla tanıyanlarda dokunsallık hakimdir. Görme ve işitme
özürlülerde hayret edilecek kadar zengin bir dokunsal canlandırma yeteneği vardır. Bizler de pek çok nesneyi dokunmak
suretiyle tanıdığımız için bu yeteneğimizi geliştirmeliyiz. Dokunsal canlandırmanın güçlendirilmesi için gerekli alt biçemleri
veriyoruz:

-Isı: Nesne sıcak mı, ılık mı, soğuk mu? Ne kadar dondurucu, ne kadar yakıcı?

-Yüzey: Nesnenin nasıl bir yüzeysel yapısı var? Pürüzlü mü? Düz veya kaygan mı? Batıcı mı, kesici mi, delici mi, künt mü?

-Yapı: Sert mi, yumuşak mı, ağır mı, hafif mi? Büyüklüğü, küçüklüğü ne kadar?

-Konum: Nerede? Ayaklarınızın altında, sırtınızda, göğsünüzde, başınızın üzerinde, omuzlarınızda, avuçlarınızın içinde?

-Etki: Kesti mi, ağrıttı mı, sızlattı mı, bastırdı mı, titreştirdi mi, okşadı mı? Bunları ne kadar güçlü yaptı?

Dokunsal canlandırmayı güçlendirecek temel alt biçemleri beş başlık altında topladık. Katıldığınız seminerlerde yönetmen
belli nesneleri canlandırırken size sorularıyla yardımcı olacaktır. Benzer şekilde ellerinizi kullanarak iş yaparken, yüzerken,
yürürken, yük taşırken, kısacası bedeninizle cisimlere dokunurken canlandırma yapmaya devam edeceksiniz.

Faydası: Dokunsal canlandırma boyutların kavranmasına yaradığından görsel canlandırmanın en önemli destekçisidir.
Ressam, heykeltıraş, dekorasyon ve dizayn ustaları mükemmel birer dokunsal canlandırıcıdırlar. Bu tür işlerle uğraşanların
görsellikleri kadar dokunsallıkları da güçlüdür. Dokunma ile yapılabilecek olanları hiç hafife almamalıyız. Görme özürlü bir
vatandaşımızın hayatı boyunca görmediği Tansu Çiller’in portresini neredeyse aynen çizebildiğini eğer haberlerde
rastlamışsanız siz de hayretle görmüş olmalısınız. İnsanlar, nesnelerle, aletlerle çalışırlar. Araba kullananların, daktilo
yapanların yaptıkları işlere ilişkin dokunsallıkları zirveye çıkmıştır. Dokunsallığı gözlerinizin destekçisi olarak kullanacaksınız.
Ayrıca bu yetenek bilginin dokunsal özelliklerinin hafızaya kaydı için de çok önemlidir.

2- Duygusal Canlandırma Gücü


Bu yeteneğin geliştirilmesi epey bir emek veya hassas bir teknik gerektirir. Ancak geliştirildiğinde inanılmaz etkiler meydana
getirirler. Bu yetenek o kadar önemlidir ki tüm lider insanlar bu yetenekleri sayesinde zirveye çıkmışlardır. Güçlük şuradadır:
Şartlar oluşursa sevinebilirsiniz. Ama yolunu zihninize öğretmemişseniz her canınız istediğinde sevinemezsiniz. Bu
yeteneğinizi geliştirmek için Anthony Robbins’in “Sınırsız Güç” isimli kitabında duyusal dizinler üzerinde çalışmalı ve
uzmanlaşmalısınız. Ayrı bir kitap konusu olduğu için söz konusu teknikler üzerinde burada odaklanamıyoruz.

Burada en azından temel olgular üzerinde duracağız. İnsanların duygu türleri onlarca alt kollara ayrılsa da biz araştırmaların
tespit ettiği tüm insanlarda ortak 6 temel duygu üzerinde duracağız. Aşağıda bu temel duyguları canlandırabilmeniz için birer
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 58
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

alıştırma verilmiştir. Ayrıca size hayatınızın belli kesitlerinde yaşadığınız, mutluluk, heyecan, şevk ve özgüven gibi olumlu
duygularınızı bulduğunuz her fırsatta canlandırma denemesi yapmanızı öneriyoruz.

Duygusal canlandırmanın gerçekleşme biçimi duyusal canlandırmaya dayanır: “Sevgiyi canlandırıyorum” diyerek
yapacağınız telkinlerle yeterince başarılı olamazsınız. Duygularınız duyularınıza dayanır. Yani size belli bir duyguyu yaşatan
olayın tüm görüntülerini, seslerini, kokularını vs canlandırmalısınız. Bunun elbette bir duyusal dizini vardır. Bu dizin
konusunda uzmanlaşmak için Anthony Robbins’in kitabını tekrar hatırlatıyoruz.

Faydası: Duygusal canlandırma mükemmel hafızanın çok önemli bir aracıdır. Bir olayda yaşadığınız güçlü sevinç size o
olayın ne olduğunu çok kolay hatırlatır. Bunun nedeni şudur: İnsanlar önce duyguları hatırlarlar. Trafik kazası geçirmişseniz
önce korktuğunuzu hatırlarınız. Ardından o korkuya bağlanan tüm bilgileri birer birer hatırlamaya başlarsınız. Çünkü tüm
duyusal bilgiler duyguda odaklanırlar. Diğer bir deyimle duygular soyut olgulardır ve onları duyularımız üretirler. Çok az
duygu vardır ki somut duyulara dayanmazlar. Ama “latifeler” olarak tanımlayabileceğimiz bu tür duyuları ruhsal duyarlılıkları
gelişmiş olanlar yaşayabilirler. Bu arada transa geçildiğinde yaşanan duygular da tamamen ruhsal bir kimliğe bürünür. Bunun
dışında “Cennet gibi görmediğimiz olguların üreteceği duygular” cennetin güzelliklerinin dünyadaki cisimlere benzetilmesiyle
hissedilebilir.

Dikkat edelim: Duygusal canlandırma liderlik ve başarı yolunda çok önemlidir. Zira tüm davranışlarımızı birinci düzeyde
duygularımız, ikinci düzeyde düşüncelerimiz yönetir. Eğer gençseniz tutumlarınızı neredeyse tamamen duygularınız
yönetmektedir. Güçlü irade ve mükemmel başarıların arkasında kesin bir duygu hakimiyeti vardır. Sıradan insanlar moralleri
uygun olduğunda çalışabilirler; ama profesyonel insanlar her zaman çalışabilirler. Çünkü onlar duygularına hakim olmayı
öğrendiklerinden her zaman, en zor şartlarda bile morallerini yüksek tutmayı başarabilirler. Hayatta sıradan olmak değil de
büyük başarılar elde etmek isteyenlerin önemli çıkış yolu duygu hakimiyetini öğrenmeleridir. Şimdi alıştırmalar üzerinde
çalışalım:

Şefkat Duygunuzu Geliştirin:


Yöneltilen nesne ve ortam: Savaş sırasında Saraybosna’da bir eve sığındınız. Ailesinin Sırplar tarafından öldürüldüğünden
habersiz şaşkın iki yaşında bir çocuk görüyorsunuz. Çocuk karların üzerinde sokakta dolaşarak annesini arıyor.

İç Konuşmalarınız: “Yavrucuk, zavallıcık, Ne kadar güzel başın var. Gözlerin, burnun küçücük. Daha da yürüyemiyor. Bana
ne kadar tatlı bakıyor. Aman Allah’ım ayakları da çıplak. Anneciğin yok. Yavrucuğum üşüyorsun sen, titriyorsun. Gözlerinden
yaşlar akmış, ne kadar da çok ağlamışsın. Seni çok seviyorum.

Sevgi Duygunuzu Geliştirin:


Yöneltilen nesne veya ortam:Karşınızda konuşmanızı dinleyen insanlara hitap ediyorsunuz.

İç Konuşmalarınız: Bu insanlar kahraman, beni çok sevdikleri için buradalar. Hepsi iyi niyetli, benden bir şeyler öğrenmek
istiyorlar. Beni sevgiyle alkışlıyorlar. Onlar dostlarım. Hasta olsam beni ziyarete koşarlar. Ardımdan konuştuklarında beni hep
överler. Onları seviyorum.

Heyecan Duygunuzu Geliştirin:

Yöneltilen nesne veya ortam: Üniversite sınavında birinci oldunuz ve TV’de canlı yayına çıkmak üzeresiniz.

İç Konuşmalarınız: Birinci oldum. Çok heyecanlıyım. 65 milyonun karşısına çıkmak üzereyim. Evet biraz sonra beni
görecekler. Başardım. Bu benim sırım, şimdi bunu bana soracaklar. Çok heyecanlıyım. Sıra geldi. Kameralar üzerimde.
Kalbim ağzıma gelecek. Aman şu ışıklar...

Özgüven Duygunuzu Geliştirin:


SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 59
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Yöneltilen nesne veya ortam: Avrupa atletizm şampiyonasındasınız. 100 metre koşu yarışmasını kazanacağınızdan
eminsiniz.

İç Konuşmalarınız: Yıllardır koşuyorum. Şimdiye kadar bu yarışı hep kazandım. Bütün gücümle ayaktayım. Bu sefer rekor
kıracağım. rakiplerim zayıf. Bunları çok kolay geçerim. İşte işaret verildi. Yerimden fırladım. Koşuyorum. En öndeyim. Herkes
arkada. Başarıyorum.

Gıpta Duygunuzu Geliştirin :


Yöneltilen nesne veya ortam: Çok güçlü bir konuşmacı olan ve binlerce insanın kendisini dinlediği Anthony Robbins’in
seminerindesiniz.

İç Konuşmalarınız: Robbins orada, kürsüde. Heyecanla konuşuyor. Hepimiz kulaklarımızı açtık onu dinliyoruz. Devamlı
alkışlıyorlar. Bravo sesleri.. Bu adam milyarlar kazanıyormuş. Burada gelen herkeste bilet parası olarak 100 milyon vermiş.
Hayret. Şu adama bak. Ben de yapabilirim. Aslında onun gibi olabilirim. Sanki onun gibi ben konuşuyorum orada. Ben de
yapabilirim.

3- Aktif İmajinasyon Gücü


Aktif imajinasyon, sesleri, görüntüleri, kokuları, tatları dokunsal mesajları zihinde bir film halinde canlandırabilme yeteneğidir.
Boyut değiştirme yeteneği sınırlı bir alanı ilgilendirir. Sadece görüntüler üzerinde ve belli çerçevelerde yapılmaktadır. Oysa
aktif imajinasyonda tüm sınırları aşıyoruz. Kendi kontrolümüzde hayali filmler oluşturuyoruz. Hayal kurmaya çok benzeyen bir
çalışma ama bu hayalı film tam bilincimizle ve isteğimize göre ilerleyen bir fim olacak. Bu filmin kahramanları daha önce
zihnimize yerleştirdiğimiz tüm sesler, görüntüler, kokular vs dir. Aktif imajinasyonun iki boyutu vardır.

-İmajların canlılık düzeyi

-İmajların film gibi üretilebilirlik düzeyi

İlk konu duyusal canlandırma yeteneğiyle ilgilidir ve daha önce anlatılmıştır. Burada ikinci bölümü, yani hayal gücünü
geliştirmeyi ele alacağız. Hiç yapmadığınız halde hayalen Japonya’da gezebilir misiniz? Hayalan savaşabilir misiniz?
Hayalen öğretmenlik yapabilir misiniz?

Hayali filmler sayesinde tüm bilgilerimizi defalarca yeniden ilişkilenmeye tabi tutarız. Her filmle, her hayalle bilgilerden yeni bir
yumak yaparız. Einstein “Hayal bilgiden üstündür” demiştir. Bilinçli ve kontrollü hayal (aktif imajinasyon) hayatımızda devrim
yapabilir. Tüm buluşların aktif imajinasyonun meyveleri olduğunu biliyor musunuz?

Dünya genelindeki hemen tüm geleneksel eğitim sistemleri “hayal gücünü” baskılamaktadır. Milli eğitim sistemleri mantığın
ve sol beyin lobunun hakim olduğu matematiksel bir düşünme biçimini teşvik etmektedir. Son on yıldan beri Amerika Birleşik
Devletleri’nde sözünü ettiğimiz bu yeni olgu çerçevesinde eğitim süreçleri yeniden yapılanmaktadır.

Muhtemelen sizin de hayal gücünüz -eğitmediyseniz- zayıftır. İç dünyanızı zenginleştirecek bir güce sahip olmaya hazır
mısınız? Afrika’da bir kabilenin üyeleri aktif hayal güçlerini öylesine artırmışlardır ki rüyalarına bile girip kontrol edebilir hale
gelmişlerdir. Rüyalarını tam istedikleri gibi kuruyorlar ve sonra da filmlerini yaşıyorlar. Onlar bu eğitime çocukluktan itibaren
kabile reisinin talimatıyla başlıyorlar. Bizim buradaki hedefimiz şüphesiz bu değil.

Oluşturacağımız olayların “tek kare” resim olmaması gerekir. Hareketli filmler oluşturacağız. Tüm duyularımızı kullanarak
canlandırma yapacağız. Duyularımızı filme katabilme düzeyimiz başarı düzeyimizin en önemli ölçütü olacaktır.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 60
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Unutmayalım: Bir müzik bestekarı müziğin filmini önce beyninde yaşar. Bir ressam tabloya çizeceği ağacın kabuğunun tüm
girinti, çıkıntılarını beyninde görür. Sahneye çıkan bir konuşmacı konuşmasını beyninde defalarca yapmıştır. Bir uçağı dizayn
eden mühendisin kafasında binlerce uçak ve uçuş biçimi canlanmıştır.

Faydası: Güçlü hafıza, bağlantılı ve sistemli bilgiler... Hafızada kayıtlı bilgileri pratik hayatta kullanabilme yeteneği... Her türlü
sanatsal üretimler. Yeni keşifler yapabilme yeteneği. Zengin bir duygu ve düşünce dünyası. İş yapma, üretme, başarı,
özgüven, sevinç... Dahasını merak ediyor musunuz? Sırf bunlar için “hayal gücümüzü geliştirmeye değmez mi? Egzersizler
bölüm sonunda size verilecektir. Aktif imajinasyon yaparken aşağıdaki imajinasyon biçimleri uygulanabilir. Bunlar beynin
hayal gücünü geliştiren çalışmalardır. Keşfedici beyin nesneleri olduklarından farklı canlandırabilen, tabiatta var olmayan
biçimleri hayalen onlara kazandırabilen beyindir.

a)Nesnelerin yapısını değiştirebilirsiniz:


Nesneleri zihnimizde genellikle oldukları gibi görürüz veya duyarız. Şekillerini belli kalıplar çerçevesinde değiştirirsek ne olur?
Örneğin bir insanın başını TV kutusuna benzetmeye ne dersiniz? Parmaklarının uzunluğu birer metre olan bir insan?.. Bilgi
ilginçleşiyor değil mi?

Yapı değiştirme bilgiyi uzatmak, kısaltmak, büyütmek, küçültmek, kareleştirmek, daireselleştirmek gibi yollarla yapılır. Hayal
güçlerinin yeterince zengin olmadığını düşünenler başlangıçta bu yol üzerinde odaklanabilirler. Çünkü bu çalışmada
tamamen bilinen kriterler kullanılmaktadır. yapıları değiştirirken aşağıdaki yolların kullanılması mümkündür:

Gerçekdışılık: Elinizdeki bu kağıdın deniz yüzeyi olduğunu düşünün, elinizdeki mikrofon dondurmaya dönüşüyor ve onu
yiyorsunuz vs... Gerçekdışılık, sıradanlıktan çıkmaktır. Beyin sıradan olmayan her şeye özel dikkat sarf eder. Örneğin
sokaklardaki insanların her biri dikkat çekmez. Ama Ankara’da bir “eskimo” görseniz veya Mars’tan gelmiş bir uzaylı...
Çimenlerdeki karıncaları önemsemezsiniz, kedileri de, köpekleri de... Ama fare büyüklüğünde bir karıncayı görseniz ne
yaparsınız?

Mantıksızlık: Kurgu mantıksız olmalıdır. Birbirlerinin omuzlarına binip ağaç kadar uzun olan bir kule yapan öğrencilerin
durumu gerçek dışıdır; ama çok da mantıksız değildir. Ağaçların dallarının peş peşe kırılıp düşmesi gerçek dışıdır ama bir
mantıklı açıklaması olabilir. Ya ağaçların köklerini söküp sizin ardınızdan gelmelerine ne dersiniz? Mantığınızla açıklayabilir
misiniz?

Dikkat edelim: Beynimizin sol lobunu kullanmakta ısrar ediyorsak mantıklı olmak zorundayız. Hayat zaten mantıkla işler.
Ancak bugünkü hayat düzeyimizi inşa eden, mantıktan çok mantıksızlıktır. Eğer beynimizin sağ lobunun potansiyelini de
devreye sokarak beyin gücümüzü 10-15 kat artırmak istiyorsak bilinçli (ama kesinlikle bilinçsiz değil) mantıksızlıkla sağ
lobumuzu harekete geçirmeliyiz. Sağ lob mantıksız bilgilere yapışır. İste size örnek: Gezmeye gittiğiniz ormanda her şey
güzeldi. Ağaçlar yapraklarını iyice uzatıp saçlarınızı okşadılar. Şarkı söylediniz ve o anda ağaçlar dallarıyla birbirlerine
tutunmuş olarak dans ettiler, üstelik hep bir ağızdan sizin şarkılarınızı koro halinde söylüyorlardı. Yeterince mantıksız mı?

Gülünçlük: Gülünçlükle hafıza kaydı arasında doğrusal bir ilişki vardır. Mutluluk içinde öğrendiğiniz gülünç bir bilgiyi
unutmama eğilimi gösterirsiniz. Zira ruhumuzda bize ve tüm insanlara hükmeden bir kanun vardır. Alt bilincimiz acı verici
olgulardan uzaklaşır, lezzet veren olgulara yaklaşır. Yaklaştığımız olgular daha güçlü kaydedildiğinden unutulmama eğilimi
gösterirler. Eğer bilgi haz veriyorsa altşuur onu bilinçte tutmak veya bilince çağırmak için bizi destekler. Bilgi acı veriyorsa
otomatik sistem tüm karşı çabalarımıza rağmen unutturmaya çalıştırır. Eğer çok acı verici olayları, bilgileri unutmamaya
direnirsek bu defa psikolojik dengemiz bozulur. Kişilik bozuklukları ve depresif rahatsızlıklar gelişir. Şu halde bilgiyi
kurguladığınızda ne kadar gülünçleştirebilirseniz o kadar büyük ihtimalle ve sağlıklı olarak hatırlarsınız.

Şu örneklere bakınız: “Manavdan dört tane karpuz alacaksınız. Manava yaklaştığınızda tezgahtaki karpuzlardan dördü
yerlerinden zıplayarak kucağınıza atladılar. “Bizi alın” diye tutturdular. Onları kıramadınız ve ücretlerini ödediniz. Ardından
kollarınızdan hoplayıp yola fırladılar ve zıplaya zıplaya evinize gidiyorlar.” Veya bir fıkra: “Temel İngiliz’e sormuş, ‘Sen ne

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 61
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

sigarası içiyorsun?. İngiliz ‘Ben PALL MALL içerim.’ demiş. Bu sefer İngiliz Temel’e sormuş. ‘Sen ne sigarası içersin’. Temel
altta kalmadan ‘Ben de SAMSUN MAMSUN içiyorum.’ demiş.”

4. Çağrışım Oluşturabilme Gücü


Bu yetenek aslında daha önce verilen çalışmaların arasında dolaylı şekilde kullanılacaktır. Ancak daha iyi kavranması için
burada ayrıca anlatıyoruz. Bilgiler daha önce edindiğimiz bir kısım bilgilere benzer yönler taşıyabilirler. Bu benzerlik beyniniz
tarafından otomatik olarak ortaya çıkarılabilir. Maharet otomatik çağrışımları aşarak sizin ekstra çağrışımlar
oluşturabilmenizdir.

Örneğin tanıdığınız “Atakule”den söz edildiğinde otomatik çağrışım sisteminiz size İstanbul’da iseniz hemen Ankara’yı
çağrıştırır. Ankara’da iseniz daha da öte, Çankaya çağrışır. Ama siz çağrışım sisteminizi besleyerek, New York’daki ikiz
gökdelenleri, adını biliyorsanız Empire State Building’i, merhum Turgut Özal’ı, zenginleri artan Türkiye’yi “Atakule”
kelimesiyle birlikte çağrıştırabilirsiniz. Hasan size kimi çağrıştırıyor? Kırat sesini duyduğunuzda zihninizde ne çağrışıyor? Belli
bir kelimeyi veya görüntüyü alın ve neler çağrıştırdığını sorun. Tekrar edeceğiniz bu çalışma beyninizin çağrışım
sorgulamasını otomatikleştirecektir. Unutmayın: Edindiğiniz bir bilgiye ne kadar çağrışım bağlarsanız onu o kadar hızlı ve
bütün olarak hatırlarsınız.

5. Bilgiye Değer Verebilme Gücü


Bilginin hatırlanabilirlik düzeyini artırabilmek için çok kolay bir yol vardır. Çocuklara dikkat edin. Neden önce çok hızlı ve
sürekli öğrenirken sonradan bu süreç duraklar? Çocuk ilk yıllarında uzaydan gelmiş bir yaratık gibi her şeye ilgiyle ve
merakla bakmakta ve bu bakış da daha fazla ve daha hızlı öğrenmesine yol açmaktadır. Ancak zamanla “ülfet” adını
verebileceğimiz bir hastalık gelişir ve kişiler “artık gerekli olan her şeyi bildiklerini” sanırlar. Artık güneşin doğması bilinen bir
şeydir. Yağmurun yağması bilinen bir şeydir. Oysa hala tam olarak bilinmeyen ve üzerinde düşünüldükçe heyecan verici yeni
bilgileri elde edebileceğimizi görsek keşfetmeye sonsuza kadar devam edeceğiz. Bizdeki bu değişikliği muhtemelen eğitim
sistemimiz yapmaktadır. Eğitim sistemimiz bizi belli bir kalıbın içerisine sokmakta ve ne yazık ki sınırlamaktadır.

Bilgiye değer verebilme gücü bir anlayış biçimidir, bir hayat felsefesidir. Bilginin çok önemli olduğu inancı alt bilincinize
yerleştiğinde beyniniz bilgiyi otomatik olarak kaydedecek ve bilgiye büyük öncelik verecektir.

Eski yeteneklerinizi geri kazanmak ve bir çocuk kadar hızlı öğrenmek istiyor musunuz? O zaman “Değerler Hiyerarşinizde”
değişiklik yapacaksınız ve bilgiyi öncelikli değer haline getireceksiniz. Eğer her hangi bir konu bizim için önemli ise alt
şuurumuz o konuyla ilgili bilgileri kaçırmaz. Gördüğümüz rüya, önem verdiğimiz bir sorunun cevabını taşıyorsa bu cevabı
yakalayarak uyanırız.

Elias Howe’un hikayesine bakalım: Elias dikiş makinesinin kumaşa üstten diktiği ipliği alttan tutacak ikinci iğneyi
keşfedememiştir. Yıllarca aramış, gece gündüz düşünmüştür: Sonunda bir rüyasında yamyamların ellerindeki mızrakların
ucunu görünce aklında bir fikir doğmuş, uykudan fırlayıp aradığı iğneyi nihayet yapmayı başarmıştır.

Bir kanser hastasını düşünün. Hastanede oturmuş, kendi derdini düşünmektedir. Dışarıdaki konuşmaları duymamaktadır
bile... Ama ötelerde iki kişi kanser hastalığının çaresi üzerinde konuşmaktadırlar. Bu hasta hemen kendine gelir ve dikkat
kesilir.

Alt şuurumuz duyularımız kanalıyla gelen tüm mesajları radar gibi tarar. Bu mesajlar arasında önceden önemli olduklarını
söylediğimiz ne varsa onlar ayrımlaştırılır. Alt şuurumuzun aradığı konular bizim önem verdiğimiz konulardır. Eğer bilgi sahibi
olmak bizim için çok önemliyse bilgiler kesinlikle üzerimize yağmaya başlayacaktır. Bir olgu bizim için nasıl önemli olur?

Unutmayalım: Büyük ideallerimizle birleştirdiğimiz her şeye adanırız. Ne ideallerimize hizmet ediyorsa, ona sarılırız. Ne
sorunlarımızı çözüyorsa, onun ardından koşarız. Kısaca yapacağımız şudur: Bilgiyi önemli varlık olarak düşüneceğiz. Tüm
şereflerin ve başarıların arkasında bilgi vardır. Zenginlik, şeref, mutluluk ve değer verdiğimiz her şeye bilgi yoluyla
ulaşabiliriz. Şimdi aşağıdaki ifadeler üzerinde düşünelim:

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 62
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

1. İnsanlık tarihine yön veren parmakla sayılacak kadar az insandır. Bu insanlar diğer insanlardan bilgileri nedeniyle üstün
hale gelmişlerdir. Kim daha bilgili olmuşsa o ilişkilerine, kendisine ve çevresine daha güçlü şekilde hakim olmuştur. Özellikle
içinde yaşadığımız bu bilgi çağında bilgi artık tüm güçlerin kaynağı haline gelmiştir.

2.Ne kadar fakir, tecrübesiz ve eğitimsiz olursak olalım kesinlikle öğrenebilir ve bir çırpıda tüm hayatımızı değiştirebiliriz. İşte
örnek: Anthony Robbins 20 yaşında bir otelde çalışan fakir bir hizmetli idi. Çektiği acılar altında bunaldığı bir sırada hayatını
değiştirmeye karar verdi. Önce bir hızlı okuma kursuna gitti ve bir kaç yıl içinde 700 kitap okudu. Bugün Amerika Birleşik
Devletleri’nde zaman zaman profesörler bile o adamdan ders aldıklarını itiraf etmektedirler. Robbins şu anda seminerlerini
dinleyebilmek için sırada bekleyen binlerce insana konuşuyor ve milyonlarca dolar para kazanıyor. Bir insanın 10 yıl gibi kısa
bir sürede yaptığını biz de yapabiliriz. Hatırlayalım: Biz de fakir, eğitimsiz ve kültürsüz zayıf ve çaresiz bir bebek olarak
dünyaya gelmemiş miydik? Gelişmemizi neden durduruyoruz?

Önemli bir yanılgının altını çizelim: İlim öğrenmek demek eğitim sürecinden geçip üniversiteden mezun olmak ve resmi
tahsile devam etmek demek değildir. Ne yazık ki bugün binlerce öğrenci mezun olup maaşa bağlanacakları bir iş bulmak için
okumaktadırlar. Bugün bir çok toplumda maaşlı memur olmak için üniversiteye gitmenin diğer adı tahsil görmek olmuştur.
Üniversiteli cahiller ordusuna katılmak isteyen kişinin iradesine karışamayız. Ama eğer siz iradenizi ilim öğrenmekten yana
kullanıyorsanız binler defa tebrikler. Öğrenmek için okursanız gerçekten öğrenmiş olacaksınız. O zaman maaş alabilmek için
torpil peşinde koşmanıza gerek kalmayacaktır. Dünyanın her tarafından zeka, bilgi ve yetenek arayan bilim çevreleri büyük
bir hazine gibi size sarılacaklardır.

Eğer yukarıdaki görüşlere katılıyorsanız, sıra kalbinizi ikna etmeye gelmiştir. Yukarıdaki cümleleri sık sık okuyacağız ve
aşağıdaki sözleri kendimize sık sık söyleyeceğiz:

“Bilgiyi birinci sıraya alıyorum. En değerli varlıklarım bildiklerimdir. Her bilgi bir gün mutlaka işime yarayacak bir hazinedir.
Hayatta en büyük arzularımı hatırlıyorum. Onlar gözlerimin önünden geçiyor. Yapmak istediklerimi yaptığımı görüyorum. Bu
yolda tek desteğim bilgilerim olacak. Heyecan duyuyorum.”

Zihninizde aktif imajinasyonlar oluşturmanız son derece önemlidir. Kendinizi, idealinizi başarmış görün. Hedefinize ulaşmış
olarak insanlarla konuşuyorsunuz, davranıyorsunuz. Hayal gücünüzü kullanıp kendi filminizi seyredin. Başarılarınızı
bilgilerinize borçlu olduğunuzu sık sık düşünün. Şartlanma normal şartlar altında üç haftada oluşur. Her gün bu çalışmayı 2
şer dakika yapsanız değişimi kesinlikle fark edeceksiniz. Ancak bu çalışmanın süresini uzatırsanız etkiyi daha hızlı ve
kapsamlı görürsünüz.

Çok bilmek mi istiyorsunuz? İşte en kolay yolunu öğrendiniz. Bu yol size ekstra bir kapasite kazandırmıyor. Mevcut
kapasitenizi zahmet çekmeden daha verimli kullanmayı öğreniyorsunuz. Yani hafızanızın kendiliğinden sizin için çalışmasını
sağlıyorsunuz.

GENEL HAFIZA EGZERSİZLERİ


1:DUYUSALLIĞINIZI GELİŞTİRİN
Görselliğinizi güçlendirme çalışmaları

1. Resimlere bakın. Gözlerinizi kapatıp zihninizde canlandırın:

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 63
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Renkleri nasıl, büyüklükleri nasıl, hangi mekanda duruyorlar?Onlara nereden bakıyorsunuz? Onların benzeri olan görüntüler
hafızanızda var mı? Ne işe yarıyorlar? Nerelerde görülebilirler?

2.Aşağıda isimleri verilen insanları hafızanızda canlandırın: Göz renkleri nasıl? Kaşları, saçları, yüzlerinin ve kulaklarının
şekilleri, çene ve burun yapıları, omuzları, genel duruşları, yürüyüş biçimleri, onları hangi mekanlarda görüyorsunuz, ne
giyiniyorlar?Cüneyt Arkın, Ferdi Tayfur, Uğur Dündar,Sezen Aksu

3.Yukarıdaki egzersizi tanıdığınız arkadaşlarınız üzerinde uygulayın.

4.Hafızanızdaki mekanlarda dolaşın: Aşağıda bazı mekanları veriyoruz. Bu mekanlar nasıl görünüyor. Çevredeki binalar,
binaların büyüklükleri, konumları, renkleri, sokaklar, ağaçlar, çevrede dolaşanlar. Ulaşabildiğiniz tüm ayrıntılara kadar
canlandırın. En küçük bir rengi ve çizgiyi bile fark etmeyi amaçlayın. Zihninizde bir görüntüye bakmaya devam ettikçe
netleşecektir.

İlkokulunuz, ortaokulunuz, lise ve üniversite mekanınız, doğduğunuz köy veya mahalle, bakkalınız, yaşadığınız evin içerden
ve dışarıdan görünümü, sokakta elleri üzerine yürüyen insanlar, kökleri göklere uzanan ağaçlar

İşitselliğinizi güçlendirmeye çalışın:


1.Radyo veya TV izlerken veya konuşan bir kişiyi dinlerken, söylediklerini zihninizde canlandırın. Bir an sesi kesin ve az önce
duyduklarınızı canlandırın: Ses nereden geliyor, sesin şiddeti ne kadar, kesik mi, düz veya dalgalı mı, sese ne kadar
yakınsınız, sesin hangi tarafındasınız, ses neye benziyor, ses ne kadar hızlı geliyor.

2.Aşağıdaki kişilerin seslerini, yukarıda verilen sorgular açısından zihninizde canlandırın.

Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Cüneyt Arkın, Ferdi Tayfur, Uğur Dündar,Sezen Aksu

3.Yukarıdaki sesleri tanıdığınız arkadaşlarınız üzerinde uygulayın.

4.Hafızanızdaki sesleri canlandırın. Aşağıda bazı sesler veriyoruz. Bu sesleri nasıl işitiyorsunuz. Seslerin çevresinde başka
hangi sesleri işitiyorsunuz. En küçük bir ses kırıntısını bile fark etmeye çalışın. seste odağınızı sürdürdükçe sesin netleştiğini
göreceksiniz.

Şelale ve akıntı halindeki nehir.


Gök gürültüsü, rüzgar, yağmur
Pazaryeri, bağırtılar
Deniz, plaj
İlkokuldaki öğretmenlerinizden ders dinliyorsunuz.
Anne babanız sizinle konuşuyorken
Siz arkadaşlarınızla konuşuyorken
Karıncaların konuşmalarını dinliyorsunuz
Dokunsallığınızı güçlendirme Çalışmaları:

1.Eğitimde size somut nesnelere dokunmanız söylenecek. Kesiyor mu, batıyor mu, titreşimli mi, sıcak mı, soğuk mu, sert mi,
yumuşak mı, pürüzlü mü, kaygan mı, elinizle dokunursanız, sırtınızla, yüzünüzle dokunursanız nasıl hissedersiniz.

Defter, kalem, sandalyenin süngerli bölümü, sandalyenin metal bölümleri, parmaklarınız, burnunuz, kulaklarınız, dirsekleriniz,
elbiseniz

2. Aşağıda isimleri verilen varlıkları hafızanızda canlandırın. Yukarıdaki sorgu türlerini kullanacaksınız.

Bıçak, sünger, sabun, top, araba, ateş, su, çalışan motor, yağmur, kar, rüzgar, buz, kedi ruh, akıl

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 64
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

3.Benzer çalışmaları hafızanızda mevcut diğer nesneleri kullanarak siz yapın.

Görsel/İşitsel/Dokusal Karma Canlandırma Çalışmaları:


Aşağıda verilen örnekleri görüntü, ses ve dokunma imajlarıyla yoğurarak bir arada canlandırın.

1.Pazar yerine gidip 2 kilo armut, 1 kilo kızılcık, 4 adet marul satın alın ve geri dönün.
2.Arkadaşlarınızla birlikte plaja gidin ve yüzün.
3.Koşuşturma halinde mutfağınızda bulaşıklarınızı yıkayın.
4.Çocuklarla okul bahçesinde el ele oynayın

II. Bilgiye Verdiğiniz Değeri Güçlendirin:


1.Bilgi ve yeteneği en büyük idealinizle birleştirin.
Varsayalım en büyük idealiniz başbakan olmak( Buraya size heyecan veren kendi idealinizi koyun) Şimdi aşağıdaki telkinleri
sık sık kendinize söyleyin. -Her gün yeni şeyler öğrendiğim için başbakan olacağım.
-Hızlı okuyabildiğim için başbakan olacağım.
-Herkesin adını bildiğim için başbakan olacağım.
-Hızlı okuduğum kitabı hemen öğrenebildiğim için başbakan olacağım.

2.Bilgi ve yeteneği en güçlü duygularınızla birleştirin


-Hızlı okumayı öğrenmeye devam ettiğim için coşkum ve heyecanım artıyor.
-Hızlı okumaya devam ettiğim için sevincim artıyor.
-Hızlı okumaya devam ettiğim için kendime güvenim artıyor.
-Hızlı okumaya devam ettiğim için cesaretim artıyor.

3. Olmak istediğinizi olmuş gibi kendinize söyleyin


-Çok kolay öğreniyorum, bilgi hemen hafızama yerleşiyor.
-Öğrendiğim her bilgiyi istediğim her anda hemen hatırlıyorum.
-Beynim her gün daha iyi çalışıyor.
-Her gün daha hızlı okuyorum.
-Her gün okuma hızım ve kavrama düzeyim artıyor.
-Her gün öğrenmeye daha fazla önem veriyorum.

4.Olmak istediğinizi olmuş gibi hayal edin


-Hayalinizde coşku içinde daha hızlı okuduğunuzu canlandırın.
-Hayalinizde okuduklarınızı hemen öğrendiğinizi canlandırın.
-Hayalinizde istediğiniz bilgiyi hemen hatırladığınızı canlandırın.

Defalarca yazın. Defterlerinize, boş kağıtlara. Bunları yazdığınız küçük kağıtları banyodaki aynaya yapıştırın, televizyon
ekranına, yatağınızda başucunuzun bir köşesine, en çok gördüğünüz duvara, saatinizin kordonuna, avucunuzun içine yazın.
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 65
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Bunları siz farkında olmasanız bile gözleriniz binlerce kez görmelidir. Önce şöyle bir karar verin. Bu üç kelime yukarıda
ayrıntılı olarak verilen telkinlerin hepsini kapsayan bir özettir. Merak etmeyin, beyniniz işinizi kolaylaştıracak ve sizin yerinize
kendiliğinden gerekeni yapacaktır. Bu çalışma sayesinde alt bilinciniz ona yaptırmak istediğinizi otomatiğe bağlayacak ve
değiştirmezseniz bu işi ömrünüz boyunca yapacaktır. Sizi seviyoruz.

BESİNLERİN BEYİN FONKSİYONLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

www.adanahizliokuma.com

Beynimiz vücudumuzun küçük bir bölümünü oluştursa da, yiyeceklerle alınan enerjinin
yüzde yirmisini harcar. Belirli yiyecekler algılama yeteneğimizi arttırır, daha verimli yapar,
daha hızlı düşünmemizi ve dikkatimizi daha iyi vermemizi sağlar.

BELLEK
HAVUÇ: Hatırlama yeteneğimizi arttırır, çünkü havuç beyin metabolizmasını canlandırır. Bir
şey ezberlerken bir ufak tabak sıvı yağlı havuç salatası yiyin.

ANANAS: Tiyatro sanatçılarının ve müzisyenlerin ihtiyacı olan bir meyvedir. Örneğin uzun bir
metin ezberleyebilmek için fazla miktarda C vitaminine ihtiyaç vardır. Ayrıca önemli bir eser
halinde element olan mangan içerir.

AVOKADO: Kısa süreli bellek içindir (Örneğin alışveriş listesini yaparken). Fazla miktarda
yağ asidi içerir. Yarım avokado yeterlidir.

MUTLULUK
KIRMIZI BİBER: Ne kadar acı olursa o kadar iyidir. Aroma maddeleri vücudun kendi
mutluluk hormonu endorphinin salgılanmasını hareketlendirir. En iyisi çiğ yenmeli.

ÇİLEK: Stresi giderir. Lifli maddesi mutluluk verir. Dozu en az 150 gram.

MUZ: Sırrı serotonin. Bu maddeye beynimizin mutlu olması için ihtiyacı vardır.

ÖĞRENME
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 66
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

LAHANA: Sinirliliği giderir (tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için). Daha stressiz
öğrenilir (örneğin sınav öncesi).

LİMON: C vitamininden dolayı canlandırır, algılama yeteneğini artırır. Dil öğrenme kursundan
önce 1 bardak limon suyu için.

YABAN MERSİNİ: Uzun süreli bir öğrenmede ideal bir meyvedir. Beynin kanla daha iyi
beslenmesini sağlar.

DİKKAT VERME
KARİDES: Beyin besinidir. Vücuda önemli omega 3 yağ asitleri sağlar. Dikkat verme süresini
daha uzatır.

SOĞAN: Aşırı yıpranmaya, fiziksel yorgunluğa karşı. Kanı sulandırır, beyin oksijeni daha iyi
alır.

CEVİZ, FINDIK, FISTIK: Konferanslarda, konserlerde, uzun araba yolculuklarında, sinirleri


kuvvetlendirirken, beyindeki haber alma maddelerinin oluşumunu hareketlendirirler.

ÜRETİCİLİK
ZENCEFİL: İçerdiği maddeler beynin yeni fikirler üretmesini sağlar. Kan sulandığı için
vücutta daha serbest akar, beyin oksijenle beslenir.

KİMYON: İnsanın aklına birden bir fikir getirtir. İçerdiği uçucu yağlar bütün sinir sistemini
uyarır, ancak üretici düşünce şartıyla. Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı
içmelidir (bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyonla).

STRESE KARI
Gerginsek ne yaparız? Bir fincan kahve veya bir kola içeriz. Bu da yetmezse çikolata ve
hamburger yeriz. Böylece daha fazla strese gireriz. Besleyici maddelerin eksikliği, çok
miktarda kafein ve şeker sinirleri iyice bozar, dahası vücudun savunma sistemini, direncini
zayıflatır. Doğru bir beslenme stresli zamanların üstesinden gelmemizde bize yardımcı
olacaktır. Bunun için de yanlış alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekecektir.

1. Kahvaltı etmeden dışarı çıkmayın. Sabahları enerji depomuz boştur, beynin


akaryakıtı yoktur. Bu yüzden yataktan kalkınca biraz hassas, alıngan, sinirli ve
dikkatsiz olmamıza şaşırmamalı. Okul çocukları ile yapılan bir araştırmada iyi bir
kahvaltı edenlerin daha verimli oldukları ortaya çıkmıştır. Kahvaltıda karbonhidrat ile

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 67
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

protein doğru bir karışımdır. Örneğin kepek veya çavdar ekmeği ile peynir veya yulaf
ezmesi ile meyve veya yoğurt.
2. Kahveyi azaltın. Sabahları bir iki fincan kahve uyku sersemliğinizi gidermede
yardımcı olur. Fazlası ise sadece kalp çarpıntısına ve huzursuzluğa, daha sonraları
da uykusuzluğa yol açmakla kalmayıp hassas insanlarda korkuya ve endişeye de
neden olur. Kolalı içkiler de kafein içerir.
3. Çikolata yerine meyve yiyin. Arada bir yenen çikolataya bir diyeceğimiz yok. Fakat
fazla miktarda şeker kan şekerini altüst eder. eker miktarı önce artar, sonra hemen
düşer. Sonuçta yorgunluk ve tatlılara karşı istek ortaya çıkar. Buna karşılık meyve
veya kepek, çavdar ürünleri organizma tarafından daha yavaş enerjiye dönüştürülür,
kan şekerinin dengesi bozulmaz.
4. Sık sık bir şeyler atıştırın. Büyük porsiyonlu ve yağlı yemekler hemen hemen uyku
ilacı etkisi yapar. Fazla yağ ayrıca bağışıklık sistemini zayıflatır. Fakat günde bir çok
defa yenen birkaç lokmalık bir şey enerjiyi aynı düzeyde tutar.
5. Alkolün olumsuz etkisi. Çok fazla alkol acısını ertesi sabah sadece baş ağrısı ile
değil, unutkan ve dikkatsiz olmakla çıkarır.

SİNİR BESİNLERİ
Önemli anti-stres maddeleri mineral olarak kalsiyum (süt ürünlerinde, yeşil sebzelerde)
ve magnezyumdur (kepek, çavdar, baklagiller, bal kabağı ve ayçiçeği çekirdeği). B
vitaminleri grubu aynı zamanda sinir vitaminleri olarak adlandırılır. B vitaminleri ette,
balıkta, kepek çavdar ürünlerinde ve koyu yeşil sebzelerde bulunur. unu da aklınızdan
çıkarmamalısınız; stres vitaminlere ve minerallere olan ihtiyacı arttırır. Bunun stratejisi
şudur: bol miktarda antioksidan vitaminler, yani C, E, beta-karotin vitaminleri ve selen.
Pratik olarak bunun anlamı: Günde beş kere ufak porsiyonlar halinde meyve veya sebze,
her gün zeytinyağı soslu salata ve yulaf ezmesi veya kepek ya da çavdar ekmeği
yemektir. Selen kepek ve çavdarın dışında balıkta da bulunur.

BAĞLAMA METODU
Alınan bilgilerin çağrışımları, belli bir sıra ve düzende hafızaya alındığında, hem sağ, hem de
sol beyin çalışmakta, böylece beyinde dinamik bir sentez oluşmaktadır. Bu da, alınan
bilgilerin kalıcı olmasına büyük ölçüde yardımcı olmaktadır.

Çünkü, Çağrışım Sistemi ile sağ beyin aktif hâle gelir; Bağlama Metodu ile de sol beyin aktif
hâle gelir.

Evet, çağrışım sisteminde bilgiler, hayâl gücü ile abartılı bir şekilde görsel hâle getirilir. Yani
kısaca, bilgiler elle tutulur, gözle görülür hâle getirilir.

Bağlama metodu ile ise, çağrıştırılan bu bilgiler belli bir sıraya bağlandığından, bilgiler kalıcı
hafızaya yerleşir.

Bu sistemde, verilen kelimeler arasında sırasıyla, çarpıcı, ilginç, olağanüstü bağlantılar


SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 68
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

kurularak, kelimelerin sırayla hatırlanması sağlanabilir. Bu sistem, 10-15 kelimeye kadar


rahatlıkla kullanılabilir.

Çoğumuzun sırasıyla hatırlayamayacağı 12 burcu, bu sistemle rahatlıkla hatırımızda


tutabiliriz. Önce 12 burcu sırayla yazalım:

1. Koç
2. Boğa
3. İkizler
4. Yengeç
5. Aslan
6. Başak
7. Terazi
8. Akrep
9. Yay
10. Oğlak
11. Kova
12. Balık

Önce yukarıdaki 12 burcu bakmadan sırasıyla saymaya çalışın. Yalnızca sol beyni
kullanarak bunları sırasıyla saymanın oldukça zor olduğunu göreceksiniz. imdi de bunları,
sağ beyin fonksiyonlarını kullanarak bir hikâyeyle hatırlama yolunu deneyelim:

"Bir koç merada otlamaktadır. Meraya bir boğa gelir. Koç boğaya kızar ve bir tos vurur. Neye
uğradığını şaşıran boğa, öfke ve şaşkınlıkla etrafına bakınırken orada dolaşmakta olan
ikizleri görür, onlara saldırır. Korkuyla kaçan ikizler yakındaki bir göle düşerler.

Gölde, ikizlerden birinin ayağını bir yengeç ısırır. O da, yengeci tuttuğu gibi can havliyle
sahile fırlatır. Sahile fırlatılan yengeç, oradan geçmekte olan bir aslanın üstüne düşer ve bu
defa da onu ısırır. Neye uğradığını şaşıran aslan başakların arasına dalar. Can acısıyla,
pençesiyle başaklardan büyük bir tutam koparır ve önüne çıkan bir terazinin kefesine
savurur. Terazinin öbür kefesinde ise bir akrep vardır.

Başaklar hızla terazinin kefesine savrulunca, akrep fırlayıp, yayını germekte olan bir avcının
ayakları dibine düşer ve onu sokar. Avcı kontrolü kaybeder, gayri ihtiyari ok yaydan çıkar ve
ileride otlayan bir oğlağa saplanır. Vurulan oğlak, o acıyla koşarken bir kovaya çarpıp devirir.
Kovanın içinde bir balık vardır. Devrilen kovayla birlikte balık da kovadan dışarı fırlar."

imdi de işin içerisine bağlantı metodu yoluyla sağ beyin fonksiyonlarından hayâl gücünü
katın ve bu ilginç senaryoyu dikkatle izledikten sonra, oniki burcu sırasıyla saymaya çalışın.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 69
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

ÇAĞRIIM METODUYLA HAFIZAYA ALMA


Bilgileri hafızada tutmak için kullanılan birçok yöntemde şu iki temel ilke vardır:

a) Hayâl gücü
b) Çağrışım

Öğrenilmek istenen bilgiler, çeşitli çağrışım bağlantılarıyla görsel, işitsel ve hissel-


dokunsal olarak hayâlde tablolar hâline getirilip hafızaya kaydedilmelidir.

Bu durumda sağ yarının da devreye girmesiyle beyniniz olağanüstü bir şekilde


çalışacak ve istediğiniz bilgiler o ilginç, renkli, hareketli tablo ile belleğinize kolayca
yerleşecektir.

İnsan, yapabileceğine inandığı herşeye ulaşabilir. O halde bu sistemi, sadece bilgileri


hafızaya kaydetmek için değil, hayatınızdaki negatif olaylardan uzaklaşmak ve
hedeflerinize ulaşmak için de kullanmalısınız.

Hayâl gücü ve çağrışım yoluyla bilgileri hafızaya alırken dikkat edilmesi gereken
noktaları şöylece sıralayabiliriz:

1. Çarpıcı hayâller kurun. Mümkün olduğu kadar olağanüstü, tuhaf, esprili olsun.

2. Oluşturduğunuz hayâllere hareket verin. Çünkü beyin, hareketli cisimleri durgun


cisimlerden daha çok hatırlar.

3. Kesinlikle, aklınıza ilk gelen hayâli kurun. Uzun boylu düşünüp kendinizi
zorlamayın. Bilinçaltı, bazen bilinçten daha seridir.

4. Hayâl ettiğiniz görüntüyü gözünüzün önüne getirin. Bu görüntü, olabildiğince


belirgin ve ayrıntılı olsun.

5. Abartın. Yâni, hayalinizdeki görüntülerde boy, sayı ve hızları iyice abartın. Sayıları
artırın, boyları büyütün ya da küçültün.

6. Yerine koyma ilkesini uygulayın. Yâni, ilişkilendirdiğiniz kavramlardan birini


SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 70
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

diğerinin yerine koyun. Diş macununun yerine peynir koymak gibi.

7. Arada ilişki kurun. Beyin, objeleri birbirine bağlayarak hatırlar. Hatırlamak


istediğiniz bir şeyi, zâten bildiğiniz bir şeyle bağlantılandırarak çarpıcı bir hayâl
ürettiğinizde, bellek tekniklerinin çok daha iyi sonuç vereceğini göreceksiniz.

8. Lütfen, daima olumlu düşünün. Kendinizi rahat bırakın, gevşeyin. Asla baskı
altında hissetmeyin. Çünkü stres, bellek gücünüzü olumsuz yönde etkiler.

9. Kayıt kanalı çok olsun. Hayâllerinizi sadece görmekle yetinmemelisiniz. Onları


diğer duyu kanallarınızla da kuvvetlendirmelisiniz. Yani, o hayâlin hem görüntüsünü
görmeli, hem sesini duymalı, mümkünse hem kokusunu, hem de tadını algılamalı ve
dokunmalısınız. Kayıt kanalı ne kadar çok olursa, kalıcılık da o kadar güçlü olacaktır.

10. Unsurları, bilgileri, şekilleri belli bir sıraya koyun. Bu, çağrışım yoluyla
anımsamayı kolaylaştırır.

11. Renklendirin. Kurulan hayâllerde en önemli unsurlardan biri renktir. Ne kadar çok
ve canlı renkler kullanırsanız o kadar iyi olur. Sadece renkleri kullanmak bile
belleğinizi % 50 güçlendirecektir. Bu onbir maddeyi şöyle bir akrostişle ifade
edebiliriz:

ÇOK HAYAL KUR


1. Çarpıcı hayâller kurun.
2. Oluşturduğunuz hayâlleri hareketlendirin.
3. Kesinlikle, aklınıza ilk gelen hayâli kurun.
4. Hayâl ettiğiniz görüntüyü gözünüzün önüne getirin.
5. Abartın. Yâni, sayıları artırın, boyları büyütün, ya da küçültün.
6. Yerine koyma ilkesini uygulayın.
7. Arada ilişki kurun; böylece çağrışım yoluyla hatırlamanız mümkün olur.
8. Lütfen, daima olumlu düşünün.
9. Kayıt kanalı çok olsun.
10. Unsurları, bilgileri, şekilleri belli bir sıraya koyun.
11. Renklendirin.

BE DUYUYU KULLANMAK


SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 71
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Soyut ya da somut bir şeyi hafızanıza alırken duyularınızı kullanmak o şeyin en güzel
bir şekilde hafızanızda kalmasına sebep olur. Örneğin hafızanıza alacağınız nesne
bir karpuz olsun; önce onu herşeyi ile görmeye çalışın, sonra karpuzun kesilirken
çıkardığı sesi duymaya çalışın, kokusunu duyun ve tadını hissedin. Elinize alın ve
karpuza dokunun.

Kullandığınız her duyu organı o nesnenin, hafızanıza daha derin bir şekilde
nakşolmasına sebep olacaktır. Sevgi gibi soyut bir kelimeyi hafızanıza almak ve
yoğunlaşmak istediğinizde ise önce o kelimeyi somutlaştırın. Örneğin, sevgi size
kıpkırmızı bir kalbi hatırlatabilir.

HAFIZA ÇİVİLERİ
Rakam-ekil Sistemi'nde sabit olan, değişmeyen imajlar, 1'den itibaren 10'a kadar olan
rakamlardır.

Bu sistemde rakamlar, şekil itibariyle benzediği bazı şeylerle özdeşleştirilir. Örneğin 1 sayısı
kaleme benzer. Dolayısıyla, Rakam-ekil Sistemi'nde l sayısını kalem temsil etmektedir.

2 sayısı kuğuyu çağrıştırdığı için, 2 sayısını kuğu temsil etmektedir. 3 sayısını ise martı.

1'den l0'a kadar, hafızaya alınmak istenen şeyler, sırasıyla, o sayıyı temsil eden sembollerle
ilişkilendirilerek hatırda tutulabilir.

Bu sistem, az sayıda şey hafızaya alınmak istendiği zaman, meselâ alışveriş listesi için
rahatlıkla kullanılabilir. İşte listemiz:

1. Kalem
2. Kuğu
3. Martı
4. Yelkenli
5. Eldiven
6. Çengel
7. Uçurum
8. Gözlük
9. Balon
10. Ayak-top

RAKAM - EKİL İLİKİSİ

1. KALEM: Kalem 1 sayısına benzediği için, 1 sayısı kalem ile ilişkilendirilmiştir. Yani, l sayısı
kalemi çağrıştırmaktadır.

2. KUĞU: Kuğu, 2 sayısına benzediği için, 2 sayısı kuğu ile ilişkilendirilmiştir. Yani, 2 sayısı
kuğuyu çağrıştırmaktadır.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 72
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

3. MARTI: Martının kanatları 3 sayısına benzediği için, 3 sayısı martı ile ilişkilendirilmiştir.
Yani, 3 sayısı martıyı çağrıştırıyor.

4. YELKENLİ: Yelkenli 4 sayısına benzediği için, 4 sayısı yelkenli ile ilişkilendirilmiştir. Yani, 4
sayısı, yelkenliyi çağrıştırıyor.

5. ELDİVEN: 5 sayısı eldivene benzediği için, 5 sayısı eldiven ile ilişkilendirilmiştir. Yani, 5
sayısı eldiveni çağrıştırmaktadır.

6. ÇENGEL: 6 sayısı çengele benzediği için, 6 sayısı çengel ile ilişkilendirilmiştir. Yani, 6
sayısı çengeli çağrıştırmaktadır.

7. UÇURUM: 7 sayısı uçuruma benzediği için, 7 sayısı uçurum ile ilişkilendirilmiştir. Yani, 7
sayısı uçurumu çağrıştırıyor.

8. GÖZLÜK: Gözlük 8 sayısına benzediği için, 8 sayısı gözlük ile ilişkilendirilmiştir. Yani, 8
sayısı gözlüğü çağrıştırıyor.

9. BALON: 9 sayısı, uçan bir balona benzediği için, 9 sayısı balon ile ilişkilendirilmiştir. Yani,
9 sayısı balonu çağrıştırıyor.

10. AYAK - TOP: Ayak 1 sayısı ile, top ise 0 ile ilişkilendirilmiştir. İkisi yan yana 10 sayısını
çağrıştırmaktadır.

Aşağıdaki listeyi, bu imajlar yoluyla ezberlemeye çalışalım:

1. Araba
2. Bilgisayar
3. Mikrofon
4. Balina
5. Ev
6. Para
7. Menekşe
8. Ağaç
9. Aslan
10. Tavuk

1. Birinci hafıza çivimiz olan kalem ile listenin birinci sırasındaki araba arasında birbirini
hatırlatacak şekilde bir hafıza ilişkisi kurulur. Burada, kalem şeklinde, sesler çıkaran, hareket
hâlinde bir arabayı hayâlen düşünebiliriz.

2. İkinci hafıza çivimiz ile bilgisayar arasında şöyle bir ilişki kurabiliriz: Suyun üzerinde,
gagasının ucuyla bilgisayarın tuşlarına basarak yüzen bir kuğu hayâli, bize "2" deyince kuğu
yoluyla bilgisayarı hatırlatır.

3. Üçüncü hafıza çivimize, üçüncü kelime olan mikrofonu yerleştirdiğimizde, bir martının
kocaman bir mikrofonla gökyüzünde şarkı söyleyerek uçtuğunu hayâlimizde seyredebiliriz.

4. Dördüncü hafıza çivimiz olan yelkenliye, dördüncü kelime olan balinayı bağladığımızda,
balinanın büyük gürültülerle yelkenliyi denizden çektiğini hayâlimizde görsel olarak
canlandırabiliriz.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 73
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

5. Beşinci çivimiz eldivene beşinci kelimemiz evi bağladığımızda, siyah bir eldiven giymiş
kocaman bir elin gelip bir evi çatır çatır kırdığını gösteren tablo hayâlimizde oluştuğunda,
artık ev kelimesi unutulmayacaktır.

6. Altıncı çivimiz çengele para taktığımızda, çengelle paraların bize doğru geldiğini
hayalimizdeki tabloda görselleştirdiğimizde, hafızamızda unutulmayacak hâle gelir.

7. Yedinci çivimiz uçuruma menekşeyi taktığımızda, uçurumun dibindeki dev bir menekşenin
hızla büyüyüp uçurumun üstüne kadar ulaştığını hayâl edebilir, kocaman yaprak ve
çiçeklerini görebilir, ona dokunabilir, koklayabiliriz.

8. Sekizinci çivimiz gözlük ile ağaç arasında bir ilişki kurduğumuzda, ağacın kocaman bir
gözlük takarak şarkılar söylediğini hayâl edebiliriz.

9. Dokuzuncu çivimiz balona dokuzuncu kelime olan aslanı bağladığımızda, aslanın balonu
şişirirken patlattığı ve kulakları sağır eden bir gürültü çıkarttığını hayâlimizde canlandırabiliriz.

10. Onuncu çivimiz ayak-top ile tavuk arasında bir ilişki kuralım. Futbol sahasında
futbolcunun, ayağıyla top yerine bir tavuğa vurduğunu hayâl edebilir, hattâ tavuğun
gıdaklamalarını bile duyabiliriz.

HAFIZA SİSTEMLERİ
www.adanahafiza.com

a) İsim Hafızası Sistemi


Muhtaç olduğumuz en önemli yeteneklerden biri insanların isimlerini hafızamızda tutabilme yeteneğidir. Yapılan bir araştırma
insanların başarı ve kazanç düzeylerini etkileyen faktörler arasında %87.5 oranıyla insan ilişkilerinin etkili olduğunu
göstermektedir. Dolaysıyla insan ilişkilerimizde başarımızın sırrı da iyi bir isim hafızasının varlığını gerektirmektedir.

İnsanların isimlerini hafızalarımıza yerleştiremediğimizde onlarla uzun süreli kalıcı ilişkiler kurmamız da mümkün olmaz.
Herkesin en değerli varlığı kendi ismidir. Eğer bir insanın ismini bilmiyorsak ona verdiğimiz mesaj şu olur: “Seni tanımıyorum.
Senin ismini, öğrenilmesi gerektiği kadar değerli bulmuyorum. Benim arkadaş çevremde sen yoksun.”

Siz düşmanınıza bile böyle demekten çekinirsiniz. Ama isimlerini bilmediğinizde ne yazık ki insanlara söylediğiniz de budur.
Hepimiz tanıştığımız insanların isimlerinin hafızamızda kalmasını istiyoruz. Ama çoğu zaman tanıştıktan sonra 1 dakika bile
geçmeden isimlerini unutuveriyoruz. Medeniyetin ürettiği stres bu sorunumuzu her geçen gün biraz daha arttırmaktadır.

Hepimi isim hafızamızı geliştirmek istiyoruz. Yüz bin ismi hafızalarında tutabilen politikacıları bile geride bırakabiliriz. Fazla
emek harcamayacağız. Sadece bir haftalık düzenli “ama mutlaka düzenli” egzersiz yapacağız. Yineleyelim: Bir davranış
alışkanlık haline getirilmezse her defasında özel bir dikkat ve enerji harcanarak gerçekleştirilebilir. Ama onu alışkanlık haline
getirdiğimizde artık bilinçsiz şekilde ve hiç emek vermeden gerçekleşen bir iş olur. Aşağıdaki alıştırmaları bir hafta boyunca
her gün yaparsak isim hafızası için hayatımızı değiştirecek yeni bir alışkanlık geliştirmiş oluruz.

İsim hafızası sağlıklı bir tanışma işlemi gerektirir. Sağlıklı bir tanışma ise iki safhadan oluşur. Yapmamız gereken işlerin
%50’si tanışmadan önce, %50’si de tanışmadan sonra gelir. Şimdi iki safha olarak ele aldığımız tanışma sürecini açalım:

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 74
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Tanışma Öncesi-İlk Safha:

1.Hafızamızda insanların genel görünümlerine ilişkin bir dosya oluşturmalıyız. Bunun için her anımızı kullanabiliriz. Kafa ve
yüz şekilleri: Uzun, kısa, dar, geniş, sivri, oval kafa yapılı arasındaki ayrım... Çene: geniş, dar... Kaşlar:Siyah, sarı, zayıf, gür,
düz, yay... Alın: Açık, kapalı, geniş, dar, kırışık, pürüzsüz... Kulaklar: Büyük, küçük, arkaya yapışık, öne kalkık, kulak memesi
bitişik, ayrık... Burun: Büyük, küçük, ucu kalkık, kemer.... Ten: Sarı, siyah, buğday renkli, kızıl, pürüzlü, sivilceli, düzgün...
Ağız ve dudaklar: Geniş, dar, kalın, ince, bitişik, aralıklı... Dişler: Düzgün, karışık, bitişik, aralıklı, temiz, kirli, beyaz. sarı...
Genel beden ve boy: Uzun, kısa, orta boy, şişman, zayıf, normal dolgunlukta, dik duran, kambur duran, başı sağa, sola eğik,
iri kemik yapılı, zayıf kemik yapılı, parmakları uzun, kısa vs....

Kişilerin yüz ve beden hatlarına ilişkin bu genel dosyayı oluşturmak için her zaman fırsatımız vardır. TV seyrederken, parkta
otururken, otobüste yolculuk yaparken, sokakta yürürken, gazete veya dergi okurken her yerde bu fırsatı bulabiliriz. İnsanları
dikkatlerini çekmeden gözlemlemeli ve aralarındaki farkı belirlemeliyiz. Kısa süre içinde beynimiz yeni simaları çabucak
tanıyıp diğerlerinden ayrımlaştırabilme yeteneğini geliştirecektir.

2. Tanışmak üzere olduğunuz insanın ilk bakışta nasıl bir imajı vardır? Doktor, bürokrat, siyasetçi, sanatçı, köylü, şehirli,
eğitimli, eğitimsiz, asabi, somurtkan, sevecen, çabuk uyum sağlayan, yabancı, utangaç, utanmaz, gururlu, mütevazi vs...
Hangi sıfatları kendisine yakıştırıyorsunuz? Tanıdığınız bir simaya veya kişiliğe benzetebilir misiniz? “Arkadaşım Çağlar
kadar cana yakın, Salih kadar yakışıklı..vs” diyebilirsiniz. Birilerine benzetmeniz sağlıklı bir bağ kurmanızın kapısını
açacaktır.

3.Tanışmak üzere olduğunuz kişinin yüz hatlarını inceleyin. İlk safhada belirtilen çalışmaları yeteri kadar yaptıysanız şimdi bu
iş çok kolay olacaktır. Örneğin tanışmak üzere olduğunuz insanı tanımlarken “geniş yüzlü, oval başlı, küçük ve ucu kalkık
burunlu, yay ve siyah kaşlı, siyah gözlü, küçük ağızlı, kalın dudaklı, geniş alınlı bir adam” ortaya çıkabilir. Ne kadar çok
ayrıntıyı fark ederseniz o kadar güçlü kavramış olacaksınız.

Tanışma Sırası ve Sonrası-İkinci Safha:

1.Tam isim söylenirken isme dikkat etmemiz gerekiyor. Kişi tam ismini söyledikten sonra aradan 15 saniye geçerse artık
ismin ne olduğuna dikkat etmemizin bir anlamı kalmaz. Dikkatimiz dağınık olduğu zaman bu süre 5 saniyeye kadar inebilir.
İsimlerin hafızamıza yerleşememesinin en temel nedeni tam burasıdır. İsimleri tam duyduğumuz anda zihnimizde başka bir
mesele bulunmamalı ve sadece ismi dinlemeliyiz. Eğer tam o anda ismi duyduysak şimdi ismi kalıcılaştırmak için 20 saniyelik
bir süremiz vardır. Bu süre içinde bir şeyler yapmazsak isim en fazla 20 dakika kadar hafızamızda kalacak, ondan sonra geri
çağrılamayacaktır. Şimdi diğer adıma geçelim:

2.İsmi 20 saniye içinde kalıcılaştırmak zorundayız. Bunun yolu ismi yeterince tekrar etmekten geçiyor. Bilginin hafızaya
çağrılabilecek şekilde yerleşmesi için yeterince güçlü enerjiyle yerleşmesi gerekir. Eğer isim çığlıklarla söylenmediyse zayıf
bir enerji düzeyiyle alınmış olacaktır. Bu enerji düzeyini ismi tekrar ederek arttıracağız. İşte bazı tekrar taktikleri: Kişi kendini
tanıtmış ve adının “Yusuf Ziya Öztürk” olduğunu söylemiştir.

a)”Pardon gürültü var, tam olarak duyamadım, tekrar eder misiniz?” İlgili olduğunuz için kişi mutlulukla ismini tekrar edecektir.
Ama bu soruyu iki dakika sonra sorarsanız utanç duyabilirsiniz. Böylece aslında kişinin ismini söylerken onu dinlemediğinizi
itiraf etmiş olursunuz.

b) “Af edersiniz, soyadınızı tekrar alabilir miyim?” Soyadı duyamamanız normaldir. Size önem verilecek ve soy ad
yinelenecektir.

c)”Yusuf Ziya Öztürk dediniz. Memnun oldum Yusuf Bey. ‘Ziya’nın anlamını hep merak ettim?” Böylece hem ismi tekrar etmiş
hem de ismi üzerinde konuşma kapısını açmış oldunuz. İnsanların çoğu ismi üzerinde konuşmaktan hoşlanır.

d)”Yusuf Ziya Öztürk. Tanıştığımıza memnun oldum Yusuf Bey” Böylece siz ismi tekrar ediyorsunuz. Sadece “Tanıştığımıza
memnun oldum” da diyebilirdiniz ama o taktirde ismi unutma ihtimalinizi arttırmış olursunuz. Çünkü ismi bizzat tekrar
etmiyorsunuz.
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 75
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

e)”Yusuf Bey sizi önemli bir bürokrat dostumuz olan Ahmet Bey ile tanıştırayım. Ahmet Bey sizi Yusuf Ziya Öztürk Bey’le
tanıştırmak istiyorum.” Böylece daha da ileri gidiyorsunuz ve fırsatlar bularak ismi tekrar ediyor, pekiştiriyorsunuz.

3. Duyularımızı kullanarak ismi iç dünyamızda canlandırabiliriz. Sağlıklı bir zihin için yukarıdaki adımda belirtilen çalışmaların
yapılması yeterli olacaktır. Ancak eğer tanıdığınız veya ismini öğrendiğiniz kişi ile bire bir konuşmuyorsanız başka yollar
bulmalısınız. Radyo ve TV’den izlerken, kitap okurken, arkadaşlarınız anlatırken öğrendiğiniz isimler için tekrarlamayı kendi
başımıza yapmalıyız. Ayrıca kendi başımıza yapacağımız tekrarı normal tanışmalarımızın %100 sonuç vermesi için bir
destek olarak kullanmamız da mümkündür. Buna göre:

a)İsmi duyularınızla canlandırabilirsiniz: İşitme: İsmi bir çığlığa dönüştürebilirsiniz. Çığlıklar “Yusuf Ziya Öztürk” diyebilirler.
Görme: “YUSUF ZİYA ÖZTÜRK” isminin yazılı olduğu hayali bir duvarı akli gözünüzde görebilirsiniz. Dokunma: Birbirine
yapıştırılmış ve “Yusuf Ziya Öztürk” seklinde okunabilecek şekilde hazırlanmış balonlara tek tek dokunabilirsiniz. Veya bu
ismin kazındığı bir ağaçtaki tüm harflere tek tek dokunabilirsiniz.

Duyuların kullanımı başlangıçta zor olabilir. Ancak çalışırsanız bu çabucak gelişir ve bunu her gün en az iki dakika çalışarak
bir hafta sürdürürseniz bu işi kolayca yapabildiğinizi görürsünüz.

b)İsmi abartılı bir filmde kurgulayabilirsiniz. Donuk görüntü tek kare resim olduğu için daha az mesaj içerir ve unutulma
ihtimali daha kuvvetlidir. Ancak eğer oluşturduğunuz bir filimse zihninizde yüzlerce resim oluşacağından unutulması imkansız
denecek kadar zordur. Örneğin “Yusuf Ziya Öztürk”’ün ilk iki adının baş harfleri “Y” ve “Z”, “Ö” şeklindeki akvaryumda
oynuyor olabilirler. Yusuf Peygamberin (as) hikayesini biliyorsanız Yusuf Peygamberi Mısır ülkesinde parlayan bir ziya olarak
görebilirsiniz. Sonra da Yusuf Ziya’nın Türkiye’de Mısır yediğini düşünür, bunun filmini görürsünüz. Oluşturabileceğiniz
filmlerin zenginliği hayal gücünüze yani beyninizin sağ lobunu kullanma yeteneğinize bağlıdır. Bu yetenek ise çok çabuk
gelişebilir. Filmi oluşturduktan sonra bir defa geri ve bir defa ileri sararak akli gözünüzde onu seyretmelisiniz. Bu şekilde
yukarıdaki filmi oluşturduğunuzda Yusuf’u gördüğünüzde önce onu Mısır yerken hatırlayacaksınız, ardından Mısır’da ziya
saçan Yusuf Peygamberi(as) ve ardından da Yusuf Ziya Öztürk’ü hatırlayacaksınız. Filmi oluştururken dikkat edilmesi
gereken şudur: Filim ilgili kişinin ismini taşıyan veya onun ismine benzeyen bir kelime taşımalıdır. Örneğin bir öğrencimizin
adı Tuba idi ve ona ilişkin film oluştururken “Tuba ağacını” kullandık.

4.Bu aşama 1 ve 2 veya 1 ve 3 ile aynı zamanda yapılacaktır. Kimlik bilgileriyle ismi birleştirmemiz gerekmektedir. Eğer bu
birleştirmeyi sağlıklı yapamazsak o zaman kişiyi çok iyi hatırlayacağız fakat ismi aklımıza gelmeyecek. Veya ismi
hatırlayacağız ama bu ismin kime ait olduğunu bilemeyeceğiz. Birleştirme iki bilginin yan yana düşünülmesiyle oluşturulur.
Tanıştığınız kişinin adıyla yüz hatları ve hakkındaki diğer bilgileri yan yana getirin. Örneğin “orta boylu, siyah saçlı, siyah,
zayıf ve yay kaşlı, siyah gözlü oval başlı, küçük burunlu, orta boylu beyaz tenli sanatçıya benzeyen, mütevazi ve çekingen
görünümlü kişiyi” canlandırdığınızda adını düşünün ve adını söylediğinizde zihninizde canlandırdığınız şahsına gidin. Eğer
isim gıyabında tanıdığınız kişi ise örneğin TV’de seyretmişseniz veya kitapta resmini görmüşseniz gördüğü resmiyle, radyoda
dinlemişseniz duyduğunuz sesiyle, biliyorsanız var olan eserleriyle kişiyi ilişkilendirin. Kişinin faaliyet ve uzmanlık alanını,
yaptıklarını düşünürseniz bu ilişkilendirmeniz güçlenmiş olacaktır. Böylece tanışma süreci başarılı bir şekilde sona ermiştir.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 76
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

b) Hafıza Blokları Sistemi


İnsan beyni kocaman bir kütüphane gibidir. Kütüphaneye rasgele doldurulan binlerce bilgi arasından arama tarama yapmaya
kalktığınızda bir bilgiye ulaşmanız günlerce sürebilir. Ama kütüphanenizi odalara, bölümlere, raflara ayırırsanız ve bilgiyi
bilinçli olarak sırasına ve konusuna göre yerleştirirseniz ne olur?

Beynimizde bilgileri yerleştirebileceğimiz raflar oluşturabilmek için hafıza bloklarına ihtiyacımız vardır. İlk aşamada sabit
hafıza blokları, diğer deyişle bilgi rafları oluşturacağız. Bu blokları iyice yerleştirdikten sonra edindiğimiz bilgileri bu bloklara
yerleştireceğiz. Bloklar boyutlardan oluştuğu için beynimizin sağ lobu devreye girecek ve bilgi daha etkin şekilde hafızamıza
yerleşecektir. Aşağıda Roman Oda Sistemi anlatılmış, bireysel olarak üretilebilecek benzer özel hafıza bloklarına ilişkin
örnekler de sunulmuştur.

1)Roman Oda Sistemi


Bu sistem dünyaca tanınmış hafıza uzmanları Dominic O’Brain ve Tony Buzan tarafından sistemli olarak sunulmuştur. Bu
sistemin temeli, zihinde bilinen mekanları belli bir sırada kaydetmek ve bilgi listelerini bu sisteme yerleştirmekten oluşur.
Roman Oda sisteminde odalar size ait olan veya hayalinizde kurguladığınız bir evin bölümlerinden oluşur. Bu sisteme göre
önce on ayrı bölüm oluşturmalısınız. Bu odalar öyle bir sırada olmalı ki eve girdiğinizde evde her zaman aynı sırayı izleyerek
yürümelisiniz. Aşağıdaki örneğe bakalım:

1.Antre Evinizin kapısını açınca önce ayakkabılarınızı çıkardığınız antreye geçiyorsunuz.


2.Mutfak Antrenizin önünde tek kapı var ve mutfağa açılıyor. Mutfağa giriyorsunuz.
3.Koridor Mutfaktan çıktığınızda tek kapıdan koridora geçiyorsunuz.
4.Salon Koridordan geçtiğinizde ilk ve tek kapıdan salona giriyorsunuz.
5.Misafir Odası Salondan tek kapı misafir odasına açılıyor. Misafir odasına geçiyorsunuz.
6.Çocuk Odası Misafir odasından tek kapı çocuk odasına açılıyor. Çocuk odasına geçiyorsunuz.
7.Yatak odası Çocuk odasından tek kapı misafir odasına açılıyor. Oraya geçiyorsunuz.
8.Banyo Yatak odasından bir kapı banyonuza ulaşıyor ve banyoya giriyorsunuz.
9.Balkon Banyodan çıktığınızda her zaman adet olarak bitişikteki balkona çıkıyorsunuz.
10.Bahçe Balkondan bir merdiven bahçeye iniyor ve balkondan bahçeye iniyorsunuz.

Sistemi yerleştirirken ilk yapacağınız iş 1’den 10’a kadar olan bu odaları zihnnizde ileri, geri ve karışık sırada defalarca tekrar
etmektir. Öyle ki 10 rakamını duyunca zihninizde hemen bahçe canlanmalı, 3 rakamı ise antreyi canlandırmalıdır. Yeterince
çalışmış iseniz artık blok zihninize yerleşmiştir.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 77
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Şimdi bu blok içerisine daha önce gördüğümüz temel hafıza araçlarını da kullanarak 10 maddelik bir listeyi yerleştirmek
istiyoruz. Varsayalım ki bakkala gidiyorsunuz ve 10 maddelik listenin hatırlanması gerekiyor. Şimdi listeyi daha önce
oluşturduğumuz blok içine nasıl yerleştirdiğimizi görelim:

Liste Blok Listeyi Bloklara Yerleştirme


1.Makarna 1.Antre Antreye girdiğinizde yerlere, duvarlara yapışmış, pişmiş makarnaları görüyorsunuz; sıcak
ve kokusu taze. Bir lokma alıp yiyorsunuz.
2.Ayran 2.Mutfak Mutfağa geçiyorsunuz. Yerlere ayran akmış, muslukları açık unutmuşsunuz, ayran
fışkırıyor. Mutfağa dalıp muslukları kapatıyorsunuz. Ayaklarınız bembeyaz ayrana
basıyor ve bir bardak içiyorsunuz.
3.Portakal 3.Koridor Koridora geçiyorsunuz, yüzlerce kırmızı portakal top gibi zıplıyor, sizi görünce üzerinize
çullandılar. Bir tanesini yakaladığınız gibi yemeğe başladınız. Ekşi olduğunu
görüyorsunuz.
4.Ekmek 4.Salon Salona geçtiğinizde duvarlara yapıştırılmış ekmeklerin pişmekte olduğunu gördünüz.
Üzerleri kızarıyordu. Birine parmağınızı batırdınız. Çok sıcaktı ve daha içi hamurdu.
Hamur kokuyordu.
5.Kuru Soğan 5.Misafir Misafir odasına girdiğinizde bir otomatik makinede soğan eziliyordu. Tavandan soğanlar
Odası makinenin içine düşüyor, ucundan soğan suyu ve küspesi çıkıyordu. Gözleriniz yaşardı.
Burnunuz yandı. Nefesinizi tuttunuz ve üzerlerinden basıp geçerken az kalsın kayıp
düşecektiniz.
6. Maydanoz 6.Çocuk Çocuk odasına geçtiniz. Kuzular çocuk odanızı işgal etmişler. Bir yığın maydanoz yerlere
Odası serilmiş. Hep birlikte maydanoz yiyorlar. Sizi görünce sırıtarak “patron gel birlikte
maydanoz yiyelim” dediler. Maydanozlara dokundunuz. Taze ve ıslaktılar. Emin olmak
için biraz yediniz.
7.Zeytin 7.Yatak odası Yatak odasına girdiniz. Yatak üzerinden yorganı kaldırdığınızda yatağın yerine
milyonlarca siyah zeytin gördünüz. Onları alıp öteye beriye savurdunuz. Birkaç tane
yediniz. Tuzlu ve dolgun idiler.
8.Bal 8.Banyo Temizlenmek için banyoya girdiniz. Musluğu açtınız. Ama su katı kıvamda, kahverengi.
Yüzünüze sürdünüz ve dudaklarınızda keskin bir bal tadı hissettiniz. Emin olmak için
yediniz. Bal ellerinize ve yüzünüze yapıştı.
9.Domates 9.Balkon Balkona çıktınız. Kıpkırmızı domatesler sıra sıra dizilmiş güneşleniyordu. Sizi görünce
titremeye başladılar. Birer birer balkondan aşağı atlıyorlardı. Üzerlerine bastınız,
ayağınız kaydı ve düştünüz.
10Kibrit 10.Bahçe Bahçeye indiniz. Yerlerde kibrit çöpleri birbirleriyle kıyasıya dövüşüyorlardı. Durdurmak
için üzerlerine basıyorsunuz. Sonra kibritler çakıldı. Bahçenizde birer birer yanmaya
başladılar. Seslerini duyuyorsunuz. Sıcaklıklarını ayaklarınızda hissediyorsunuz.

Hikayemizde oluşturduğumuz liste bir filme dönüşmüştür. Bu filmi birer defa zihnimizde ileri geri çevirdikten sonra artık
unutulmaz. Oluşturduğumuz filmin mutlaka bir noktası bize listede sırada neyin olduğunu hatırlatacaktır.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 78
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Roman Oda sistemi özellikle bir arada hatırlanmaları gereken bilgiler için idealdir. Ayrıca bu 10 maddeden oluşan sistemi
büyütebiliriz. Burada 10 maddeyi 100 maddeye çıkarmayı deneyelim. 10 ayrı ev canlandıracağız. Temel planı aynı olmakla
birlikte her birinin özellikleri diğerlerinden farklı olacak:

1.Buzlardan oluşmuş (1-10)2.Buhar ve sis kaplanmış (11-20)3.Her tarafında yağmur yağıyor (21-30)4.Her tarafında kar
yağıyor (31-40)5.Her tarafı kırmızı renkte (41-50)6.Her tarafı beyaz olan ev (51-60)7.Her tarafı siyah olan ev (61-70)8.Her
tarafı yeşil olan ev (71-80)9.Gül kokan ev (81-90)10.Müzik yayını yapan ev (91-100)

Böyle bir yapılanma ile listeyi 100 tane farklı odası olan bir sisteme dönüştürmüş olursunuz. Burada 99’uncu sırada gül
kokulu balkonu, 65’inci sırada beyaz renkli çocuk odasını, 22’nci sırada buhar ve sis kaplanmış mutfağı hatırlayacaksınız....

Eğer çok büyük listeleri bir çırpıda hafızanızda tutabilmek istiyorsanız Dominic O’Brain tarafından geliştirilen Dominic System
adını verdiği, ‘Rakam-Kafiye”, “Rakam-Şekil” ve “Rakam-Harf’ sistemleri üzerinde çalışmanız gerekecektir.

2.Özel Hafıza Blokları


Roman Oda Sisteminin temel mantığına paralel olarak değişik konular için kullanabileceğiniz basit hafıza blokları üzerinde
çalışabilirsiniz. Aşağıda size özetle bir kaç blok örneği gösterilmiştir:

a) Tarih Blokları Bol miktarda tarihi hafızanızda tutmanız gerekiyor. Aşağıdaki bloğu iyice yerleştirin ve etkisini görün:

Asırlar Bağladığınız Görüntü


1700 (18. yüzyıl) İlk iki rakamı her zaman 17 olan bu asırda Fransız İhtilali oldu. Tüm dünyada ihtilal oluyor.
Karmaşa var.
1800 (19. Yüzyıl) İlk iki rakamı 18 olan bu asırda koca Osmanlı İmparatorluğu çöktü. Avrupa’daki, Afrika’daki,
Orta Doğu’daki toprakları kaybetti.
1900(20. Yüzyıl) İlk iki rakamı 19 olan bu asırda insanlar Ay’a çıktılar. Büyük bir bilgi devrimi yaşanıyor.
Gazeteler, kitaplar, televizyonlar, bilgisayarlar uçuşuyor.

Şimdi hafızanızda tutmanız gereken bir tarih bulalım ve diyelim ki Zeki Efendi isimli bir şairin 1841’de doğmuş olduğuna
ilişkin bilgiyi hafızamıza kaydedeceğiz. Blok iyice yerleşikse şunu düşüneceğiz: Şair Zeki Efendi doğarken Osmanlı
imparatorluğu savaşıyor ve topraklarını kaybediyordu. Zeki Efendinin doğumunu savaş meydanlarında görüyorsunuz. Daha
sonra sorguladığınızda Zeki Efendinin doğum tarihinin 18 ile başladığını hatırlayacaksınız. Son iki rakamı kolaylıkla
hatırlayabileceksiniz. İsterseniz son iki rakam için de yukarıdakine benzer bir blok oluşturabilirsiniz. Çoğunlukla bu kadar
küçük bir blok beynimizin sağ lobunun etkin olmasına yetecek ve son iki rakam olan 41, 18 rakamına bağlı olarak
hatırlatılacaktır.

b) %(yüzdelik) Rakam Blokları

Eğer hafızanıza almanız gereken bilgi %10, %40 türünden bir bilgi ise yukarıda anlattığımız Roman Oda Sistemini
kullanabilirsiniz. Örneğin bir alışverişte yapılacak %20 indirimin yeri mutfaktır. %95 indirimin yeri balkon ile bahçenin tam
ortasıdır.

Uyku
Uyku bilinenin aksine vücudu dinlendirmek için değil beynin sağlıklı
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 79
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

çalışması için gerekli. 20 saat uykusuz kalan bir kişi yasal alkol sınırını
aşmış kişiyle aynı reaksiyonu veriyor. Beynin düzenli uykudan nasıl
faydalandığı ile ilgili 3 teori var:

1- Beyin, uyku sırasında, ayıkken yüklenen tüm bilgileri gözden geçiriyor


ve gerekli merkezlere yerleştiriyor.

2- Beyin, uyku sırasında enerji depoluyor. Gereksiz bilgileri atarak ertesi


güne hazırlanıyor.

3- Uyku, henüz açıklanamayan bir sistem sayesinde bisiklete binmek,


piyano çalmak gibi yeteneklerin gelişmesini sağlıyor.

Bugün birçok bilim insanı, çalışmalarını üçüncü teoriye yoğunlaştırmış


durumda... ABD'nin Boston Kenti'ndeki Beth Israel Kliniği'nde, uykunun
birtakım yeteneklerin gelişmesini sağladığını kanıtlamak için şu deney
yapıldı: Sağ ellerini kullanan deneklerden, sol elleriyle 4-1-2-3 gibi bir sayı
dizisi yazmaları istendi. 6 dakika sonunda bunların yüzde 70'i sol elleriyle
yazmayı öğrendi. Ancak uyuyanlar ve uyumayanlar arasında fark
vardı. Gündüz saatlerinde öğrenenler, 12 saat sonra yine test
edildiklerinde sonuçlarda bir değişiklik görülmedi. Gece öğrenenler ise
güzel bir uykudan sonra ertesi sabah kontrol edildi. Bu kişilerin sayıları,
diğer gruba göre
yüzde 20 daha hızlı ve yüzde 40 daha doğru yazdığı görüldü.

Zihin Haritası Nedir?


Zihin Haritası, beynin tüm potansiyelini açığa çıkarmak için evrensel anahtarlar sağlayan
güçlü bir grafik tekniğidir. Beynin korteksindeki tüm alanları- sözcükler, görüntüler, sayılar,
mantık, ritim, renk ve uzamsal farkındalık- tek bir yöntemle güçlü bir biçimde devreye sokar.
Bu sayede size, beyninizin sonsuz derinliklerinde özgürce dolaşma fırsatı sunar. Zihin
haritaları, ileri düzeyde öğrenmenin ve net düşünmenin insan performansını artıracağı her
alanda uygulanabilir.

1960’ların sonlarında Tony Buzan tarafından ortaya çıkarılan zihin haritaları günümüzde,
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 80
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

zihinlerini daha etkin kullanmak isteyen, gencinden yaşlısına kadar milyonlarca insan
tarafından kullanılıyor.

Zihin haritaları, yol haritalarına benzer bir biçimde:

• Geniş bir alana / konuya yukarıdan bakmanızı sağlar


• Rotanızı belirlemenizi / kararlar almanızı, nerelerden geçtiğinizi ve nerelere gideceğinizi
görmenizi sağlar
• Sizin için büyük miktarlarda veri toplar ve bunları tutar
• Yeni ve yaratıcı yollar göstererek problem çözümüne katkıda bulunur
• Son derece etkin olmanızı sağlar
• Bakması, okuması, üzerinde düşünmesi ve hatırlaması eğlencelidir
• Gözünüzü / beyninizi uyararak dikkatini çeker
• Resmin genelini ve detayları aynı anda görmenizi sağlar
• SİZE yardımcı olur!

Zihin Haritalarının Uygulanması

Zihin haritaları, hayattın herhangi bir öğrenme ya da düşünme gerektiren çoğu alanında
uygulanabilir.

• Kişisel olarak: planlama; yapılacaklar listeleri; projeler; iletişim; organizasyon; problem


analizi/ çözümü
• Öğrenen biri olarak: hatırlama; not alma; not oluşturma; raporlama; denemeler; sunumlar;
sınavlar; düşünme; konsantrasyon.
• Çalışan biri / Profesyonel olarak: planlama; iletişim; projeler; organizasyon; gözden
geçirme; toplantılar; eğitim; müzakere; görüşmeler; ekspertiz; beyin egzersizi.

Tüm bu Zihin haritalama uygulamaları (ZHuygulamaları) aktivitelere harcanan zamanı azaltır;


düşünme etkinliğini ve netliğini artırır; konsantrasyonu artırır ve bunlardan daha çok zevk
almanızı sağlar.

Zihin haritası, çalışmayı, işi ve düşünmeyi daha zevkli hale getirir!

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 81
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Kullanım Alanları Faydaları

‘Tonlarca işi’ azaltır. . Çalışırken, tekrarları yaparken ve sınavlarda kendinizi iyi hissedersiniz.
Öğrenme Öğrenme becerilerine olan güveniniz artar.

Resmin genelini, global görüşü bir anda görmenizi sağlar. Bağlantıları ve ilişkileri daha iyi
Gözden Geçirme anlarsınız.

Daha iyi sonuçlar elde etmek için göreve odaklanırsınız. Kortikal becerilerinizin tümünü kullanmak
Konsantrasyon dikkatinizi çeker.

Kolay hatırlama. Bilgiyi zihin gözünüzle ‘görün’.


Hafıza

Partiler, tatiller, projeler ya da herhangi bir konuda tüm detayların üstesinden gelin.
Organizasyon

Sunumda net, güvenli ve canlı bir biçimde konuşabilirsiniz. En iyi performansınızı


Sunum sergileyebilirsiniz.

Tüm iletişim biçimlerinde net ve öz bir üslup.


İletişim

Başından sonuna kadar tüm detayları ve bakış açılarını tek bir kağıtta düzene sokun.
Planlama

Planlamadan gündem oluşturmaya, toplantıyı yönetmekten dakikalarca işe… tüm işler hızlı ve etkin
Toplantılar bir biçimde hallolur.

Hazırlıktan sunuma kadar tüm işleri kolaylaştırır ve çok daha hızlı hale getirir.
Eğitim

Düşünceleri analiz etmek için bir yöntem- neredeyse düşüncelere giden bir kısa yol!
Düşünme

Tüm sorunlar, pozisyonunuz ve manevra kabiliyeti tek bir kağıtta.


Müzakere

Daha çok düşüncenin yaratıldığı ve uygun bir biçimde değerlendirildiği yeni bir beyin fırtınası
Beyin Egzersizi yöntemi.

Tony Buzan’ın Zihin Haritalarına Öncülük Eden Hafıza Tekniklerinin Tarihi

İnsanoğlu dünya gezegeni üzerinde ilk yürümeye başladığı andan itibaren, hafıza başlıca ilgi
alanları ve merakları arasında olmuştur. Eğer ilk insanlar unutsaydı, bu sadece bir hafıza
sorunu değil ölüm-kalım meselesi olurdu: hangi yılanın zehirli olduğunu hatırlayamasalardı,
hangi besinin faydalı olduğunu; araçlarını ve silahlarını nereye sakladığını; bataklıkların, kum
çukurlarının, dar boğazların nerede olduğunu; gizli erzak ve besinleri nereye koyduğunu
hatırlayamasalardı başka herhangi bir şeyi hatırlamaya fırsatları dahi olmayacaktı!
SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 82
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Hafızaya bu temel yaşamsal bakış açısıyla bakarsak, hafızanın yalnızca alışveriş listesini ya da
sınav bilgilerini hatırlamayla ilgili değil-kelimenin tam anlamıyla ölüm kalımla ilgili olduğunu
fark ederiz. İşte bu nedenle tarih boyunca tüm kültürler, zamanlarının ve enerjilerinin büyük
bir kısmını ‘hafıza sistemlerini’ geliştirmeye ve mükemmelleştirmeye adamıştır.

Kayalar üzerindeki tek renkli kod ve işaretlerden, önemli olan şeylerin yerini hatırlamak için
uydurulan tekerlemelere kadar dünya üzerindeki hafıza sistemleri gelişmeye devam etti.

Uygarlık

İnsanoğlu yaklaşık 10.000 yıl önce uygarlığı keşfettiğinde, yaşam daha düzenli bir hale geldi,
nesiller boyunca düşünürlerin huzur içinde yazı yazması ve yaratması olası hale geldi ve
böylelikle, beyin; seyahat etme, yemek arayışı ve hayatta kalmak için gerekli temel isteklerle
uğraşmaktan çok kendi içsel süreçlerine ve yaratıcılığa odaklanabildi.

Birkaç bin yıl içinde ise, birtakım kültürler, kendilerinden sonra geleceklerin tarihlerini,
dinlerini, coğrafyalarını, yemeklerini ve davranış kodlarını hatırlamalarını sağlamak için hikaye
anlatma sistemlerini, şarkıları ve edebiyatı geliştirdiler.

Bu hafıza-merkezli kültürlerin önde gelenlerinden Avustralyalı Aborjinler, büyük Çin


uygarlıkları, Hint kültürleri, Vedic-hafızasına dayalı kutsal kitap yazıları ve Yunanlılar yer
almaktaydı.

Beynin vücutla, vücudun beyinle ve insan varlığının evrenle olan ilişkisine büyük merak duyan
Yunanlılar, hafıza sanatını ve hafıza tekniklerini yeni ufuklara taşımışlardır. Hatta hafızaya
karşı o kadar büyük bir saygıları vardı ki, gerçek evrenin yaşamsal bir parçası olarak
düşündükleri şeyi onurlandırmak için hafıza tanrıçası Mnemosyne’i yarattılar.

Yunanlılar temel listeleme-hafıza sistemlerini geliştirdiler ve Hafıza Gücünün merkezinde yer


alan Hayal Gücü, Bağlantı Kurma ve Yer gibi temel hafıza prensiplerini ileri sürdüler.

Yunanlılardan sonra Romalılar bu sistemleri geliştirmeye devam etti ve ‘Roman Odası’ diye bir
sistem eklediler. Roman Odası, hatırlamayı istediğiniz şeyleri koyduğunuz hayali bir oda
yaratarak hafızanızı geliştiren bir sistemdi.

Roma İmparatorluğunun çöküşünden yaklaşık 2000 yıl sonra hafıza sanatı ve bilimi
duraklama dönemine girdi çünkü dünyadaki dini inançlar, hayal gücünün kullanmanın ‘iyi bir
şey olmadığını’ hissettiler ve dolayısıyla bireylerin hayal kurmasını cesaretlendiren düşünme
tekniklerine soğuk baktılar.

Zihinsel Devrim

Ancak 17.y.y.a gelindiğinde insanlar, özellikle de sanatla ve tiyatroyla uğraşanlar, hafıza


tekniklerinin insan düşüncesinin temel prensiplerine dayalı olduğunu ve birçok anlamda son
derece yararlı olabileceğini anlamaya başladılar.

Shakespeare ve Goethe’nin öncülüğünü ettiği Rönesans dönemi sırasında, hafıza


tekniklerinde 1700 yıldır yaşanan ilk yeni gelişme ortaya çıktı: Ana Sistem. Bu sistem,

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 83
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

kullanıcının sayılardan harflere kolaylıkla ve hemen geçiş yapmasını sağlayan ilk sistemdi.
Böylelikle, sıfırdan sonsuz sayılara kadar uzanan ve kullanıcının herhangi bir sözcüğü kendi
özel sayısına ve aynı şekilde herhangi bir sayıyı kendi özel harfine çevirmesini sağlayan bir
sistem yaratıldı. Bu da hafıza tekniklerini 100 kat daha fazla geliştirme şansı yarattı.

300 yılı aşkın bir süre boyunca başka büyük bir gelişme yaşanmadı, ta ki 20.y.y.ın ortalarında
Zihin Haritaları ortaya çıkana kadar.

Zihin Haritaları, “beyin için İsviçre çakısı” benzetmesi yapılan muazzam etkili bir hafıza
aracıdır. Sizleri, adım adım, hafızayı hayatının tutkusu ve işi haline getiren bir beynin
deneyimleri, hayal kırıklıkları ve keşifleriyle dolu bir yolculuğa çıkaracağım.

Bu öykü sizde de çanların çalmasını sağlayacak, çünkü biliyorum sizler de birazdan


duyacaklarınıza benzer deneyimler ve düşünceler yaşadınız.

Öykü ilerlerken, kendi deneyimlerinizi hatırlayın, ve bir not defterine kendi hafıza gücünüze
eklenecek bilgi parçacıklarını yazın.

Bunu yaparken de aynı zamanda, genel hatlarıyla verilen deneyimleri siz yaşasaydınız,
hafızanızın işleyişine dair verilen bilgilerle, siz nasıl bir sistem tasarlardınız bunu düşünmeye
başlayın.

ZİHİN HARİTASI YÖNTEMİ


www.adanahafiza.com
Not almak, planlama yapmak yada fikir üretmek için en iyi yol, liste şeklinde uzun
uzun yazmak gibi görünüyordu... Ta ki insan beyni üzerinde yapılan çalışmalar bizim
yazımızın da konusunu oluşturan zihin haritası yöntemini ortaya çıkarıncaya dek!

Yazının devamını okumadan şimdiden renkli kalemlerinizi ve hayal gücünüzü hazır


duruma getirmenizi öneriyorum. Çünkü, bu yöntemi kullanmayan insanların
yaptığından farklı olarak, beynimizin iki tarafını da aktif duruma geçirmek için
çalışmalar yapacağız. Nesneleri (olguları) simgeleyen yazı karakterlerinin ötesine
geçip, onları canlandıracak ve böylece sağ beynimizin çalışma performansını
artırmaya çalışacağız.

Aşağıdaki bölümde, zihin haritası yöntemi ile ilgili pek çok bilgi aktaracağız. Sırasıyla,
bu yöntemin nerelerde kullanılabileceğini anlatacak, daha sonra nasıl
hazırlanacağından bahsedeceğiz. Ardından, bu yöntemi kullanmanın yararlarından
söz edecek ve bu yazı için hazırlamış olduğumuz bir zihin haritası örneği ile yazımızı
noktalayacağız.

imdi devam edelim...

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 84
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Zihin Haritası Nerelerde Kullanılır?

Zihin haritasından söz edildiğinde, genellikle hızlı not tutma yöntemiymiş gibi
algılanır. Ancak gerçekte kullanım alanı çok daha geniştir. Aşağıdaki bölümde, örnek
kullanım alanlarının bazılarından söz edilmektedir. Tavsiyem, benim burada
önerdiklerim dışında, bu yöntemi kullanabileceğiniz diğer alanları tespit edin ve
hemen kullanın.

Kullanım Alanları;

Hedef Oluşturma : Günlük işlerinizde, haftalık planlamalarınızı yaparken yada orta


ve uzun vadeli hedeflerinizi planlarken zihin haritasından yararlanabilirsiniz. Ana
hedefi merkeze alıp, dallar yardımı ile alt hedefleri belirleyebilir ve bunları sağ beyne
has yöntemle şekiller kullanarak hatırlamayı kolaylaştırıcı hale getirebilirsiniz. Sonra,
alt hedeflerin alt başlıklarını çıkartarak birbirleriyle ilişkilendirebilirsiniz. Göreceksiniz
ki, satır satır yazma yöntemine inat, daha önce hiç aklınıza gelmeyen ilişkiler
bulacaksınız.

Toplantı Hazırlığı : Toplantıya girmeden önce, üzerinde durmak istediğiniz konuları


bu yöntemle belirleyebilir ve toplantıda kullanmak üzere tek bir sayfada
görselleştirebilirsiniz.

Sunum Hazırlığı : Sunum yapmak, pekçok kişi için kabustur. İnsanlar, topluluk
önünde konuşmaktan, söyleyeceklerini unutmaktan, velhasıl hata yapmaktan çok
korkarlar. Bu yöntem, sunum hazırlıkları sırasında, aktarılacak konuların belirlenmesi,
birbirleri arasında ilişkilendirme yapılması ve akılda kalıcı anahtarların tespit edilmesi
açısından önemlidir.

Raporlama : Herhangi bir konuda rapor hazırlayacağınız zaman da, bu yöntemden


yararlanmak etkili bir çözüm olacaktır. Sizden istenen rapor, açık ve detaylı olabilir.
Ancak, zihin haritası yöntemi, bu açık raporu yazmadan önce konuyu toparlayarak,
raporunuzun etkililiğini artırmanıza yardımcı olacaktır.

Birleştirme : Birbirleriyle benzer birkaç kitap, rapor vb.'nin belleğinize tam olarak
yerleşmesinde etkili olabilir ve benzerliklerin bir araya getirilmesi ile bütünlük
sağlanabilir. Örneğin, Peynirimi Kim Kaptı? isimli kitap ile Değişim Kültürü isimli
kitabın verdiği mesajlar birleştirilerek zihinsel bütünlük sağlanır.

Not Tutma : Zihin haritası yönteminin en sık kullanıldığı alandır. Bu yöntem ile,
sıradan insanların sayfalarca tuttukları notlara inat, size tek bir sayfa yetecektir.

Beyin Fırtınaları : Beyin fırtınası, özellikle yaratıcı düşünme ve yeni fikirler ortaya
çıkarma konusunda yararlanılan en güçlü yöntemlerden biridir. Zihin haritası
yöntemiyle birleştirildiğinde çok daha etkili olabilmektedir.
Beyin fırtınası sonucunda ortaya çıkan fikirler, zihin haritası yöntemiyle
kaydedildiğinde, birbirini destekleyen ve birbirleriyle bağlantılı olanlar kolaylıkla
görülebilir. Böylelikle, geliştirme aşamasında yol gösterici olurlar.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 85
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

Zihin Haritası Nasıl Hazırlanır?

Zihin haritalama, temel bir düşünce ve düşünceye bağlı fikirleri detaylandırarak,


ilişkiler kurma yöntemidir ve diğer yöntemlere göre daha kolay çalışma olanağı
sağlar. Tüm bunlar, kişiye özel anahtar kelimeler ve simgeler kullanılarak
gerçekleştirilir. Uzun, uzun cümleler yerine, en fazla üç kelimeden oluşan anahtar
kelimeler kullanılır. Ardından, oklar, dallar ve bağlayıcılar aracılığı ile fikirler
birleştirilir. Fikirler, bellekteki gibi birbirine bağlanarak, yeni bilgilerin anlaşılması ve
hatırlanması sağlanır.

imdi uygulamanın nasıl yapılacağından söz edelim.

Öncelikle, boş beyaz bir A4 yada A3 kağıdı ve birkaç renkli kalem ile hayal gücünüzü
yanınıza alın. Ardından üzerinde çalışma yapmak istediğiniz bir konuyu belirleyerek,
aşağıdaki uygulamaları gerçekleştirin.

1. Ana konu merkeze yerleştirin

Belirlemiş olduğunuz konu başlığını, kağıdınızın merkezine KALIN BÜYÜK


HARFLER ile yazın. Yanına o konuyu çağrıştıracak bir resim ya da simge çizin.
Hayal gücünüzü kullanın!

2. Temel başlıkları, merkez etrafındaki kollara büyük harflerle yazarak yerleştirin

Ana konuyu destekleyecek temel alt başlıkları, merkezden çıkan kalın dallara yazın.
Gerekli gördüğünüz başlıkların yanına, o başlığı en güzel şekilde ifade edecek
sembolü, resmi, şekli vb. çizin. Ancak, dalları çizerken, merkezde bulunan ana konu
başlığı etrafında, eşit açılarda olmasına özen gösterin. Bunun daha sonraki
aşamalarda işinize çok yarayacağını söyleyebilirim. Yine dalların çiziminde farklı
renkleri kullanmaya dikkat edin.

3. Daha sonra kolları alt başlıklar kullanarak detaylandırın

Temel Başlıklar, ince dallar yardımıyla detaylandırılır. İnce dallara, temel başlıkları
destekleyici alt başlıklar yazılır. Sembol yada şekillerle görselleştirilir.

Sembollerle destekleme yaklaşımı, sağ beyin için önem taşımaktadır. Ben, değişimi
tanımlarken peynir, müşterileri tanımlarken papatya resmi kullanıyorum. Zihin
haritanızı hazırlarken siz de, en çok kullanacağınızı düşündüğünüz (kendinize özgü)
her anahtar kelime için bir sembol (şekil, resim vb.) belirleyebilirsiniz.

4. Haritanızın tümünü inceleyerek alt başlıkları birbirleriyle ilişkilendirin

Çalışma yaptığınız kağıt üzerindeki tüm temel ve alt başlıkları gözden geçirin.
Birbirleriyle ilişkili olanları tespit ederek, farklı renkte bir kalemle ilişkilendirin.
Beyninizin, sizden bağımsız yaptığı iş de, bundan farklı değildir. Bu yöntemi

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 86
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

kullanarak, beyninize yol gösterebilirsiniz. Bu bağlantılar, yeni bilgilerin


anlaşılmasında yada planların yapılandırılmasında önemli görevler üstlenirler.

Bize Ne Yararı Olacak?

Bu bölüm, şu ana kadar yazmış olduğum bilgilerin yararlılığını halen sorgulayan


şüpheciler için hazırlanmıştır!

Zihin haritası yöntemi ile;

1. Not tutarken, planlama yaparken ya da bir kitaptan önemli yerleri not ederken,
sıradan insanlar gibi sayfalarca kağıda ihtiyacınız olmayacak. Çünkü tüm bunları tek
bir sayfa üzerinde gerçekleştirebileceksiniz.
2. Konuları, kendinize özgü anahtar kelimeler, simgeler ve resimlerle ifade edeceğiniz
için beyninizin sağ ve sol bölümünü birlikte kullanıyor olacaksınız.
3. Tuttuğunuz notları, yıllar sonra da hatırlıyor olacaksınız, hem de bütün halinde.
(Sıradan not tutma yönteminde, bütünlük sağlanamaz ve hatırlama oranı üzerinden
zaman geçtikçe azalır)
4. Hedeflerinizi belirlerken, konular arasında daha önce hiç fark etmediğiniz ilişkileri
göreceksiniz.
5. Zamandan kazanacaksınız.
6. Bu yöntemi kullanmanın verdiği özgüveni hissedeceksiniz. Bu yöntemle çalışmaya
başladığınızda, zihninizin nasıl yapılandığını daha iyi görecek ve yeni bilgileri
beyninizin sağ bölümünü de kullanarak kaydetmeyi alışkanlık haline getireceksiniz.
7. Arkadaşlarınız arasında havanız olacak.

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 87
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı
www.nlp2010.com

E Ğ İ T İ M L E R İ M İ Z
Hızlı Okuma ve Anlama,Hafıza Teknikleri,NLP
Workshop,NLP Diploma,NLP Practitioner,
NLP Master Practitioner,NLP Trainer,NLP Master
Trainer,Quantum,
Trainer,Quantum,Dikkat
Quantum,Dikkat Eksikliği,Ders
Eksikliği,Ders Çalışma
Teknikleri,Yaşam Koçluğu,
Tiyatro ,Drama,Yoga,Reiki,Meditasyon,Sınav Kaygısı,
Özgüven,Satış Teknikleri,Beden Dili,İletişim,İkna
Sanatı,Diksiyon,Hitabet,Güzel
Konuşma,Liderlik,Yaşam Koçluğu

Haftanın 7 Günü 08 : 00 - 22 : 00 Arası


Eğitim Zamanınızı Siz Belirleyin.

A ‘dan Z ‘ye Her Konuda Bireysel Danışmanlık Hizmetimiz İçin Randevu Alınız…

SAĞLIK NLP KİŞİSEL GELİŞİM REİKİ KUANTUM DRAMA TİYATRO YAŞAM KOÇLUĞU YOGA EFT 88
DİKSİYON HIZLI OKUMA VE HAFIZA MERKEZİ

Tlf: 0 -322- 227 50 59 Baraj Yolu İller 4,5 Durak


Emmioğlu Kebap Üstü Bellona Karşısı

You might also like