You are on page 1of 1

1- Şirket içi futbol karşılaşması düzenleyen iki departman; pazarlama departmanı ve teknik destek

departmanı maça başlamışlar. Maç sonunda teknik destek grubu ağır farkla pazarlama
departmanını yenmeyi başarmış. Ertesi gün şirket içi haber bültenini hazırlayan pazarlama
departmanı, duyuru panosuna şu haberi koymuş:

"Bu sene düzenlenen şirket içi futbol turnuvasında gururla belirtiriz ki, pazarlama
departmanı sadece bir maç kaybederek, ikinci olmuşur. Teknik destek departmanı ise kötü
bir sezon geçirmiş ve tek bir müsabaka kazanabilmiştir!’’....:)

Soru: Yukarıdaki vak’a yı okuyunuz. Benzer bir etki yaratacak şekilde ve pazarlama
etik kuralları çerçevesinde, sigorta pazarlaması yapan bir işletmenin reklam sloganını
hazırlayınız.

2- Sigortacının biri orduya gider. Askerler içtimadadır. Başlar anlatmaya:


- Ben size sigorta satmaya geldim. Sigorta almayanlar savaşa gittiğinde beynine bir kurşun yerse,
ailesi hiç para alamaz; sigortalı olanların ailesine ise, devlet yüklü bir para öder. Şimdi kimler
sigorta yaptırmak istiyor?
Kimseden ses çıkmaz. İki kez daha anlatır ama yine ses çıkmaz. Sigortacı gitmek üzereyken
kıdemli bir başçavuş gelir ve:
- Bir de ben anlatayım, ben bunların dilini konuşurum der ve askerlere seslenir:
- Beyler, şimdi sigorta olup da beynine kurşun yiyenlere devletin ne kadar para ödeyeceğini
duydunuz mu?
- Duyduk, der herkes.
- Şimdi siz hesap edin. Bundan sonra ilk çıkacak savaşta devlet, savaşa sigorta olanları mı,
sigortasız olanları mı sürer?

Soru: Yukarıdaki vak’a yı okuyunuz. Söz konusu yazıda negatif yaklaşımla ikna tekniği
kullanılmıştır. Kütüphane hizmetlerinin pazarlanmasında bu tür yaklaşım kullanılabilir mi
açıklayınız.

3- Son zamanlarda en çok konuşulan kampanyalardan biri "Eski donunu getir! Yenisini götür!"
kampanyası Boyner’in yaramaz çocuğu T-box tarafından ortaya koyuldu.Bugüne kadar
otomotivden beyaz eşyaya, mobilyadan elektroniğe kadar farklı alanlarda yapılan "Eskisini getir,
yenisi götür" kampanyalarına halk olarak çok alışmıştık. T-box biraz bu kampanyaları tiye almak
biraz da çizgisi doğrultusunda farklılaşabilmek için bu kampanyaları ilk kez iç çamaşırına
uyarladı.

Kampanyanın başladığı ilk gün Akmerkez ve Erenköy mağazalarına 250’nin üzerinde eski ‘don’
bırakılmış. T-box Genel Müdürü Doğan Kaşıkçı, “Kampanya ay sonuna kadar sürecek. Bu süre
zarfında 15 bin kişinin donunu getireceğini düşünüyoruz. Bizim bu tür şaka ve kampanyalarımıza
katılan bir fan grubumuz var, onlardan iyi bir tepki bekliyoruz” demiş.

İnsanlar neden gidip Akmerkez ve Erenköy gibi ortamlarda eski donlarını çantalarından çıkarıp
bırakırlar? Bu aksiyonun altındaki en temel motivin: "Ya abi T-box eski donunu getir diye bir
kampanya yapmış, çok geyik değil mi? Gerçekten adamlar psikopata bağlamışlar, manyak
çılgınlık olum, don lan. Bizde topluca aldık donları gittik olum. Çok kibar bir bayan vardı
mağazada ben de çıkardım donumu teslim ettim. Yüzünü görecektin, çok eğlendik, çok stres bir
mevzu aslında bakma böyle durduğuna. Nasıl çılgınlık, nasıl tarz, nasıl fırlamalık ama?"
diyebilmek, deneyimini yaşabilmek olduğunu düşünüyorum.

Sonrasında da yaptıkları bu aktiviteyi: "çok eğlendik, çok fırlamayız, çok farklıyız, çok iyiyiz,
insanlar sıradan ama biz farklıyız" mesajı ile paketleyerek anlatabilmek de destekleyen önemli
motivlerden biri. T-box da gençliğimizin bu motivlerini iyi okuyabilen bir firma olarak kampanya
kapsamında bütün pazarlama iletişimini bu motivler üzerine kurgulamış ve başarılı olmuş
gözüküyor.

Soru : Bu vak’a yı okuyunuz. Söz konusu yazıyı ülke kültürleri açısından


değerlendirerek, spor aktivitelerine uygunluğunu tartışınız.

You might also like