SAYI: 48 6 Aralýk 2007 2 YTL (kdv dahil)

Ýþgalci ve Ýþbirlikçileri Panikte!

Kuþatan
Biziz
Kuþatýlan
Onlar!

Gültekin AVCI: Kendinden Tecavüzcü

RÖPORTAJ

Genelkurmay Zuhur ve Medya

Amerika’ya Özgüven Bir Dizi:
Ýtiraz Edemez!... KARAYILAN
2 BARAN
BARAN’dan...
Selam ile…
“Kuþatma, sömürge, iþgal yok!” diyor kuklalar!
“Yok!” diyorlar demesine ama, iþgal, sömürü, ku-
þatma gerçektir; ve tehlike açýktýr.
Irak’ta çocuk, kadýn, genç, ihtiyar katledilen iki
milyondan fazla Müslüman Arap gerçektir.
Günde dört-beþ çocuðun Yahudi devleti tarafýn-
dan katledildiði Filistin gerçektir.
Afganistan gerçektir.
Ve bu iþgale yardým ve yataklýðýn, Anadolu top-
raklarýndaki iþbirlikçiler eliyle yapýldýðý gerçektir.
Ýncirlik iþgal ve terör üssü gerçektir.
Ýsrail uçaklarýnýn Türkiye semalarýndan geçerek
Suriye’deki Müslümanlarý bombaladýðý gerçektir.
Ülkemizin açýk hava kerhanesine döndürüldüðü
gerçektir.
TSK’nýn bir türlü “Mücahid Mehmedçik” ola-
madýðý, hâlen terörist NATO üyesi olduðu gerçektir.
Ekonominin ÝMF’ye, Dünya Bankasý’na baðlý ol-
duðu ve elli milyar sýcak para olmasa çökeceði ger-
çektir.
Medyanýn iþgal medyasý olduðu ve sömürgeci
adýna insanýmýz üzerinde psikolojik savaþ yürüttüðü
gerçektir.
“Uluslararasý anlaþmalar ve ikili anlaþmalar”
adý altýnda iþgalin gizlendiði, görünmezleþtirildiði ve
kalýcý kýlýnmaya çalýþýldýðý gerçektir.
Amerikan büyükelçisinin sömürge valisi gibi ha-
reket ettiði gerçektir.
Türkiye’nin Waþington büyükelçisinin Kübalýlar-
dan, Venezuelalýlardan, Uruguaylýlardan ve diðer ke-
simlerden müteþekkil Amerikan rejimine muhalifleri,
Türk büyükelçiliðinde toplayarak, Amerika’nýn iç
politikasýndaki sorunlarý konuþmak için kahvaltý
yaptýðýný düþünebiliyor musunuz?
Yani Türkiye’nin Waþington büyükelçisinin
Amerika’nýn baðýmsýzlýðýna ve içiþlerine müdahale
ettiðini hayal edebilir misiniz?
Ve bunu yaparken bütün Amerikan medyasýný pe-
þine taktýðýný?..
Gizlenmeye çalýþýlsa da tehlike açýk ve gerçektir.
Hiçbir þey saklý deðil.
Ülkemizin ve insanýmýzýn emperyalizmin aracý
yapýlmaya çalýþýldýðý gerçektir.
“Demokrasi götürme”nin, götürülen ülkenin
yerle bir edilmesi, yer altý ve yerüstü zenginliklerinin
yaðmalanmasýnda tarihinin de yaðmalanmasý demek
olduðu gerçektir.
“Özgürleþtirme”nin aslýnda köleleþtirme, insan-
larý kendi ülkelerinde terörist diyerek hapse týkma,
iþkenceden geçirme ve tecavüz etmek mânâsýna gel-
diði gerçektir.
Emperyalizmin “Kürt Sorunu” baþta olmak üzere
“hiçbir sorununuzu benim iznim olmadan, benim çý-
karlarýma aykýrý bir þekilde kendi baþýnýza çözemez-
siniz!” dayatmasý gerçektir.
Kâim ve Dâim
Devrimci-kurtuluþçu Ýslâm’ýn gerçek temsilcisi
ve ülkenin gerçek iç dinamiði ÝBDA Mimarý’nýn
yok edilmeye çalýþýldýðý gerçektir.
Korkmadan bakabilene, tehlike bu kadar açýk ve
gerçektir.
Ýnsanlýðýn bir tane yakýn tehdidi vardýr:
Sömürgeci ve iþbirlikçileri!
Sahibinin sesi medya borazanlarýnýn ve medya
maymunlarýnýn entelektüel gevezelikleri bu gerçeði
gizleyemez.
Ýslâm coðrafyasý iþgal atýndadýr. Bu iþgale direnen
milletler katlediliyor; soykýrým uygulanýyor. Bizden
de “dilsiz þeytan” olmamýz isteniyor.
Tehlike ve tehdit bu kadar açýk ve yakýn olduðu-
na göre, savaþ da kaçýnýlmazdýr!
***
5 Aralýk; Ýslâm tarihinin ve ÝBDA mücadele tari-
hinin altýn sayfalarýndan biri…
Düþmanýn bir asýr sonra ilk defa maðlubiyeti tat-
týðý gün!..
O’nun ifadesiyle, “Hiçbir savaþ, Bedir Sava-
þý’nýn topuðuna dahi ulaþamaz! Bu kayýtla söylü-
yorum ki, hiçbir savaþ da bugünle kýyaslana-
maz!”
99 devrim sürecinin devam ettiðinin þuuruyla, 5
Aralýk zaferinin Kumandan’ýný ve bütün gazilerini
selamlýyoruz!..
Selâmla-
rýn en güzeli
olan Allahýn selamý ile selamlarým
sizleri deðerli baran çalýþanlarý...
Sað ve sol kesim tarafýndan dik-
katle takip edilen dergi artýk Ba-
ran\’dýr...Hakký korkmadan dosdoðru
anlatmanýz sizi güçlü ve çekim mer-
kezi yapýyor...Ýzmir temsilciliðinin
gözaltýna alýnmasý hergün büyüyen
Baran dergisine yapýlmak istenen
komplonun bir baþlangýçý olarak gö-
rüyorum ben...
Ortada þuç yok ama herkes hakim
olmuþ cezayý yargýlamadan vermiþ ne
biçim bir iþ bu...
Kafir ve onlarýn iþbirlikçilerinden
böyle bir þey beklemek doðal ama
adalet ve insaf nerede...
Sözde islamcý basýn nerede....
Hani insanlar hüküm giyeceði za-
mana kadar suçsuzdur ilkesi nerede....
Yargýla ve as... Allahsýz medyanýn
yaptýðý bu.
Yargýyý etkileme ve kanunsuz bir
þekilde bunu Baran dergisi ile iliþki-
BARAN
Okuyucudan...
yardýmcýsý olsun...
Baþarýlarýnýzýn devamýný dilerim...
Ahmet Burç
***
Selam...
Derginizi arkadaþ tavsiyesiyle ta-
nýdým. Bu güne kadar saçma sapan
þeylerle vakit harcadýðým gerçeði bir
ânda kafama dank etti. Sayenizde...
Ýnsanýn her þeyi bir ânda unutma-
sý, gözüne görünen gerçekleri bir ânda
sindirmesi zaman alabiliyor...
Olaylarý nasýl iþlediðinize dikkatle
baktýðýmý bilmenizi isterim. Zaten
iþin benim için en “yeni” tarafý da tam
bu noktada baþlýyor.
Ayný haberin nasýl iþlenildiðini
görmek için, diðer basýn organlarýyla
derginizi karþýlaþtýrýyorum. Sonuç
hayret verici!..
Onlarýn bir hadisedeki olayý verir-
ken büründükleri “savunma psikoloji-
lerine” karþýlýk ayný þeyi deðerlendi-
rirken siz bunu “saldýrý”ya geçerek
yapýyorsunuz...
Açýkçasý ilk baþlarda biraz ukala
çevreler tarafýdan takib edildiðinizi
de söylemeleyim...
Baþarýlar...
Serbülent Yýlmaz
***
S.a. deðerli gönüldaþlar öncelik-
le gözaltýna alýnan yiðit gardaþlarý-
mýza gaznýz mübarek olsun der, el-
lerini muhabbetle sýkarým..baranýn
1.cildi aylýk ýn 2.cildi furkanýn 1.cil-
dini isterim selam ve dua ile ayrýca
baranýn mustafa islamoðlu deden
sapýk ile ilgili sayýlarýný da gönde-
rirseniz sevinirim.
Hasan Can Mekik
***
Mesaj: a.s sizlerin vermiþ olduðu-
nuz mücadeleye ve düþüncenizi be-
nimsiyor ve sizlerle beraber mücade-
le etmek istiyorum.
türkiyeye þerihat þart diye düþünü-
yorum? ya biat ya ölüm.
ALLAH (C.C.) YARDIMCINIZ
OLSUN
ALLAHA EMANET OLUN..
TEKBÝR ALLAH UEKBER
3
la-
zýmdýr der ve bunun için de bir örnek
seçip, onun gibi olmayýnca memleke-
tin kurtulamayacaðý kanaatinde bulu-
nursa, bu adam deðildir."
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal
ATATÜRK
Görüþmek ümidi ile
Saygýlarýmýzla
Türk Gençliði Hareketi
www.turkkaderi.net
***
Daha önce forumdan duyurduðu-
muz haber sitemiz test yayýnýna baþlý-
yor. Bir yada iki hafta sürecek test ya-
yýnýndan sonra tam olarak yayýnýna
geçecek olan sitemizde haberler, yo-
rumlar,Ýbda Diyalektiði, Ýbda Tari-
hi,Video-Multimedya, Köþe yazýlarý,
konularý olacaktýr. Resmi olarak kuru-
lan Yürüyüþ Medya Ajans tarafýndan
haber ve döküman desteði yapýlacak-
týr.
sitemizin adresi;
www.yuruyus.de
***

H akka Yürüyüþ Dergisi Fransa temsilci-

si Mustafa Ali Turan, ülkede meydana
gelen banliyö eylemlerinde ‘’kýþkýrtýcýlýk’’
yaptýðý iddiasýyla (Compagnies Republiçaines
de Securite) Cumhuriyetçi Güvenlik Birlikle-
ri’ne baðlý polisler tarafýndan evinden alýnarak
Lyon þehri polis merkezine götürülmüþtür. Ar-
kadaþýmýzýn Fas’lý olan eþi de operasyon sýra-
sýnda alýnmýþ kýsa bir sorgudan sonra býrakýl-
mýþtýr. Aldýðýmýz habere göre arkadaþýmýzýn
GÖZALTI
eþine dergimizin iBDA-C ile iliþkisi sorulmuþ-
tur.
Avukatlarýmýzýn bildirdiðine göre gözaltý
sebebi, halen devam eden ve bastýrýlamayan
banliyö eylemlerinde Mustafa Ali Turan’ýn
‘’cihad’’ çaðrýsý yaptýðý iddiasý…
Ayný operasyonda ayný mahallede bulunan
Faslý bir ailenin de gözaltýna alýndýðý bildirildi.
Banliyo eylemleri halen devam ediyor, Af-
rika kökenli müslümanlarýn baþýný çektiði
gençler Fransa’ya intifada ruhunu yaþatýyorlar.
1 Aralýk 2007
Hakka Yürüyüþ Dergisi Basýn Bildirisi...
lendirme çabalarý Allahýn izni ile so-
nuçsuz kalacaktýr....
Yaptýklarý tuzaklar baþlarýna geçe-
cektir...
Allah tüm müslümanlarýn yar ve
Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa... Kýsa...
“FETTOÞ DÝNÝ”NDEN
ve çok bilmiþ bulmuþtum yayýnlarýný-
zý. Ama dikkatli takib ettikçe bu keli-
melerin yerini “cesaret” ve “samimi-
g.o.p. gazi mahlesi..
Veyis Bilgili
***
S.a...
26 lýk arþivi nasýl alabilirim?
yet” aldý... "Bir adam ki memleketi kurtar- Hikmet Adýgüzel
Belki tahmin bile edemeyeceðiniz mak için evvela büyük adam olmak
Ýbne Baþkan!

ÝNCÝLER... (Con Bendit) adýnda bir gösterebilir mi?” sorusuna,

Temsilcilikler:
Ümraniye: Ýbrahim Gülþen
Depremler... Afetler... Felâketler... nuz. ‘Ben kalp kýrma-
ibne var, bir Yahudi çýfýtý.
“Kýzýl Deni” nâm bu Ya-
“Biz adaylarýmýzýn ýrkýna,
rengine, cinsine, cinsiyetine,
Tel: 0539 423 07 48 hudi, Batý gençliðinin düþtü- diline bakmayýz.” diyerek,
*Marmara Denizi’nde hafif þid- geldi. ðünde deprem olduðu, depremin manýzý tercih ederim’ ðü laðýmýn sözcüsü olarak, AKP’nin AB standartlarýný
Esenler: M. Yavuz Dedeoðlu, dette 3 ayrý deprem meydana gel- *Þiddetli kar yaðýþý sebebiyle can ve mal kaybýna yol açmadýðý demektir bu.” 68 öðrenci hareketinin fitili- yakalamak için ibnelere de
Tel:05378902187 di. Depremler yerleþim yerlerin- Gümüþhane’de 20 köy yolu ulaþý- bildirildi. Yani? nin ateþleyicisi “Seks özgür- partilerinde yer vereceklerini
05558329425 de hissedilmedi. ma kapandý.
Bursa: Þakir Bilmez *Endonezya’nýn Cava adasýnýn
Bazý laiklerin hoþu- lüðü isteriz!” haykýrýþýnýn açýklamýþ oldular.
na gitmek, kalbini kýr- sahibi bir tip… Mesela, Bakýrköy’ün Be-
Tel: 0539 288 77 63 *Filipinler’i etkisi altýna alan ve *Tayvan’da Richter ölçeðine gö- batýsýnda 6,0 büyüklüðünde bir
saatteki hýzý 170 km’yi bulan Mi- re 5,5 ve 4,6 büyüklüðünde 2 deprem meydana geldiði bildiril- mamak için baþýný aç… Þimdi, Avrupa Birliði içe- lediye Baþkaný Yýldýrým Ak-
Antalya: Arif Saygý,
tag tayfunu nedeniyle 7 kiþinin deprem meydana geldiði bildiril- di. Yani, baþkasýnýn kal- risinde aktif… tuna onlardandý, eski millet-
Tel: 0536 605 24 43
öldüðü bildirildi. di. Hani þu Tayyip’in, Fet- vekili Ahmet Tan’ýn yalancý-
K.Maraþ: Baki Aytemiz, bi kýrýlmasýn diye, þeri-
*Kar yaðýþý ve tipi nedeniyle Er- toþ’un girmek için bir yerle- sýyýz… Peki, istikbâlin ibne
Tel: 0537 271 25 74 atý boþ ver gitsin be ko- rini yýrttýklarý Avrupa Birli- baþkaný kim olabilir? Mesela,
*Endonezya’nýn doðusunda mey- *Karayipler’in doðusundaki zurum’da 4, Iðdýr’da ise 2 köy
Samsun-Bafra: Celal Eker dana gelen ve yarým dakika sü- Martinik’te 7.3 büyüklüðünde bir yolunda ulaþým yapýlamýyor. çum… ði… taklidi laiklikten, tahkiki la-
Ýsmet Paþa Mah, ren, Richter ölçeðine göre 6,7 bü- deprem meydana geldi. Depre- *Ýran’ýn Türkiye sýnýrýna yakýn Öyle mi? En son Türkiye’ye geldi- ikliðe geçenlerin familyasýn-
M. Akif Ersoy Cad., No: 16/c Madem öyle, ey Hü-
H
yüklüðündeki depremde ilk bilgi- min þiddetli hissedildiði bölge- bölgesinde yer alan Tebriz ken- atýrlanacaðý Fettoþ’un, “Baþörtüsü ðinde, “Þayet Avrupa’ya gi- dan biri olabilir mi?…
Tel: 0362 542 71 67 lere göre 3 kiþinin öldüðü belirtil- lerde binalarýn yýkýldýðý 1 Ýngiliz tinde art arda meydana gelen seyin Gülerce; biz senin recekseniz, Ýstanbul’a ibne Ýþte, çocuklarýmýza böyle
Almanya: Okan Fettahoðlu, di. vatandaþýnýn öldüðü bildirildi. depremler, vatandaþlar arasýnda üzere, Fettoþ’un Füruattýr” zýrvasýný te-
karýný, kýzýný çýplak birinin Belediye Baþkaný ol- bir dünya býrakmayý plânla-
Tel: 0049 1788950813 paniðe neden oldu. adamlarýnýn Ýngilte- vile kalkýþmýþ. Öyle bir
görmek isteriz, bikini masýný kabulleneceksiniz!” maktalar.
Ýsviçre:Simurg Lerzan, *D-100 Karayolu’nun Bolu Daðý *Yeni Zelanda’da Richter ölçeði- *Van’da kötü hava koþullarý ne- re’de yaptýrdýðý toplan- tevil ki, ortaya özrü ka- dedi… Murathan Mungan
kesiminde zaman zaman etkili ne göre 5,9 büyüklüðünde dep- deniyle Ýstanbul ve Ankara’ya týda, kendilerinin çaðýr- bahatinden büyük bir defilelerinde, iç çamaþý-
Tel: 0041 787931279 adýnda bir ibne yazar da,
olan kar yaðýþý ulaþýmý olumsuz rem meydana geldi yapýlan uçak seferleri iptal edildi. dýðý yabancý Prof.’lar- nane çýkýyor. Bakýn Gü- rý defilelerinde, plajlar-
Brezilya:Merve Leticia, “Ben adayým!” diye meyda-
etkiledi. *Ýstanbul - Isparta seferini yapar-
dan biri, Fettoþ hareke- lerce ne diyor: da görmek isteriz.
Tel: 301 60-031 ken düþen uçakta 57 kiþi öldü. *Eskiþehirde deprem... na fýrladý…
Niedersachsen Eyalet: tini, “Gülen Dini” ola- “Fetullah Gülen ‘ba- Hatta Sibel Kekilli Mungan olur mu olmaz
*Ekvador’da, bir altýn madeninin
Cesareddin Musluoðlu, rak tavsif etmiþti. þörtüsü füruattýr’ de- gibi sanat yapmasýný, mý bilmeyiz ama, AKP’nin
dinamit deposunda meydana ge- *Endonezya’da 6.2 büyüklüðün- *Yeni Zelanda’da 7,8 þiddetinde
Tel: 00491799988223 len patlamada 7 madenci öldü, 40 de peþ peþe iki ayrý deprem med- deprem... Ýþte bu dinin ileri ge- di. Yani, ‘Dinin önce- Türk adýný dünyaya du- belediyelerden sorumlu Ge-
cesareddin@yahoo.de madenci yaralandý. yana geldiði bildirildi. lenlerinden Zaman Ga- likli meselesi deðildir’ yurmasýný isteriz. nel Baþkan Yardýmcýsý Hüse-
*Filipinler’in Luzon adasýnda 6,0 *Ýsrail ve Filistin bölgelerinde, *Isparta’da uçak kazasý; 57 kiþi
zetesi yazarý Hüseyin dedi. Diyelim ki baþör- Yoksa kalbimiz kýrý- yin Tanrýverdi, “Partiniz Ýs-
büyüklüðünde deprem meydana Richter ölçeðine göre 4 büyüklü- öldü... lýr. tanbul’a gay baþkan adayý
Gülerce, Neþe Düzel’e, tüsüyle kalp kýrýyorsu-
(Con Bendit) Ýbinesi!
4 BARAN
Kuþatan Biziz Kuþatýlan Onlar!
Anti-amerikancý þuurun her geçen gün biraz daha geliþtiði, farklý kesimden samimi vatansever inananlarýn bu þuur etrafýnda ayný
çizgide buluþtuðu bugün artýk “kuþatýlmýþlýk” hissini sömürgeci ve iþbirlikçileri yaþamakta!.. Renk vermemeye çalýþsalar da hakikat bu!..
ðer…
Osman Halid
Abdullah Öcalan, avukatlarýyla
yaptýðý son görüþmesinde Irak’ýn ku-
Kuþatan biziz Kuþatýlan Onlar!
Genelkurmay, 28 Kasým’da hükü-
met tarafýndan kendisine verilen tez-
zeyinde kurulmasý düþünülen “Kürt
Devleti”nin bir “Ýsrail projesi” oldu-
ðunu ifade etti. Þu an bu proje kapsa-
kerenin kullanýlmasý yetkisinin ardýn-
mýnda operasyonlar devam etmekte-
dan Irak’ýn kuzeyine operasyon baþ-
dir.
latýldýðýný açýkladý.
Amerika’nýn askerî gücüyle “yü-
Yaklaþýk on seneden beri devam
rütülmeye” çalýþýlan bu projenin uy-
eden askerî operasyon bir kez daha
gulanabilmesi için en önemli hedefle-
“baþladý”.
rinden biri olan Kürt hareketinin et-
Amerika Ankara’daki safoþlarý
kisizleþtirilmesi gerekir. Diðer hedefi
basbayaðý kandýrmýþ olacak ki, her-
de cihadist-kurtuluþçu Ýslâm’dýr.
kesin dilinde PKK’nýn tasfiyesi için
Hassas dengeler içerisinde yürü-
“Vaþington’dan düðmeye basýldý”
yen bu süreçte bütün taraflar artýk
masalý var.
Amerika ve Ýsrail’i iþbirlikçileriyle
Çandargiller familyasý bu masalý
beraber taktik deðil de “stratejik
kamuoyuna üfleyenlerin baþýnda ge-
düþman” olarak görmektedir. Bu hu-
liyor. Sanki PKK, Amerika tarafýn-
sus da Amerika’yla beraber onu
dan kontrol edilebilir bir örgüt mü ki,
“stratejik ortak” olarak gören iþbir-
tasfiyesini gerçekleþtirebilsin?
likçilerini panikletmektedir. Saflaþma
5 Kasým’dan sonra AKP’ye tevdi
gayet net ve açýk olarak bellidir.
edilen “görev listesi” çerçevesinde
Amerika’yý “stratejik ortak” olarak
süreç devam ediyor. Irak’ýn kuzeyin-
gören iþbirlikçiler bir tarafta, diðer ta-
deki kuklalarla birlikte PKK’ya karþý
rafta da onu “stratejik ve ortak düþ-
baþlatýlan bu giriþimlerin birkaç sebe-
man” olarak gören vatansever ina-
bi var:
nan anti-emperyalist unsurlar…
1- PKK’yý güçsüzleþtirerek Anka-
ra eliyle Irak’ýn kuzeyinde Ehl-i Sün-
Emperyalizmin kuþatmasý, emper-
yalizmle iþbirliði yapýlarak görün-
net Türk’le Ehl-i Sünnet Arab’ýn ara-
mezleþtirilmeye, etkisizleþtirilmeye
sýna örülmeye çalýþýlan Siyonist Du-
çalýþýlýrken AKP eliyle halkýn nefreti-
varý güçlendirmek… Baþka bir ifa-
ni sulandýrmak ve þuurlaþtýrýlmasýný
deyle Irak direniþiyle Anadolu arasý-
engellemek için “baðýmsýz hareket”
na sed çekmek!..
ediliyor görüntüsü verilmektedir.
2- “Anlýk istihbarat” neticesi ope-
Halbuki AKP üzerinden Ankara’ya
rasyonlarýn yapýldýðý, medyada de-
verilmeye çalýþýlan bu görüntü NA-
vamlý pompalanarak Amerika’ya kar-
TO üyeliði ve ikili anlaþmalarla gö-
þý duyulan nefret ve düþmanlýðý azalt-
rünmezleþtirilen iþgalin kalýcý hale
mak…
getirilmesi içindir.
3- Irak’ýn kuzeyindeki ve Anka-
DTP Eþbaþkaný Nurettin Demir-
ra’daki kuklalarý þu an için iyi geçin-
taþ, Amerikan büyükelçisinin
direrek iþgalcinin kurtarýlmasýný sað-
Kürt’ün hainleriyle yaptýðý toplantý-
lamak…
dan sonra “çözüm yolu”nu kastede-
Deðiþen hiçbir þey yok! Olan sa-
rek “Bizim yüzümüz Ankara’ya dö-
dece insanýmýz üzerinde psikolojik
nük” açýklamasýný yaptý. Yaþanýlan
savaþ mantýðý içinde yürütülen bir
süreçte ise görünen o ki Ankara’nýn
medya operasyonudur.
yüzü Waþington’a ve Telaviv’e dö-
Eðer terörist baþý Amerika ve iþ-
nük! Kendi halkýna dönük tarafý ise
birlikçilerinin “PKK’yý tasfiye”
sadece sýrtý!..
plâný(!) mevcutsa bu plânýn muhata-
Ankara, iç dinamiklerin olmadýðý,
býnýn vereceði cevab bellidir: Ne uz-
gerçek taraflarýn kabul etmediði “çö-
laþma ne teslim, iþgalci Ortado-
züm” plânlarýný uygulamaya koyarak
ðu’dan defol!..
aslýnda gerçek çözümün ne olduðunu
Sen gittikten sonra sorunlarý “ger-
da göstermektedir. Bu süreçte gerçek
çek taraflarl”a bir günde çözeriz!
çözümün yolu iþbirlikçileriyle bera-
Amerika’nýn kuyruðu altýnda ya-
ber iþgalciyi, hiçbir sahte çözüm öne-
þamaya alýþmýþ, yaþadýklarý hayatýn
rilerine kulak asmadan kovmak ola-
haricinde baþka bir hayat tasavvur
rak karþýmýzda durmaktadýr. Ýyice
edemeyen “at sinekleri”, çatlamýþ
meydana çýkmýþtýr ki bunun haricin-
olan Amerikan beygirini þaha kal-
deki “çözüm yollarý” iþgali ve Batý
dýrmak için uðraþýp duruyorlar…
hayat tarzýnýn devam etmesini saðla-
Panik, tahminlerin de ötesinde
maktan baþka bir iþe yaramayacak!..
büyük ve derin…
Son geliþmelerle alakalý yapýlan
Ýsrail ve Ankara’nýn terörist baþý
açýklamalar, alýnan tavýrlar açýk seçik
Amerika’yý kurtarmak için sergile-
gösteriyor ki Irak’ta yenilen soyký-
dikleri “özveri” gerçekten kayda de-
rýmcý Amerika, Anadolu’da da oyunu
kaybetmiþtir! Anadolu Amerika’nýn
kaçýþ koridoru olmayacaktýr. Ýnkârcý
ve münafýk soyu iþgalciyle ayný ge-
mide bulunduðunun þuuruyla; biliyor
ki, gemi battýðý zaman iþgalciyle be-
raber kendisi de yok olup gidecek!
Bunun için bu soy, gemiyi kurtarmak
gayesiyle atmadýk takla, çalmadýk ka-
pý býrakmamýþtýr.
Pakistan’dan Gürcistan’a, Ýngilte-
re’den Suriye’ye, Ýsrail’den Ameri-
ka’ya yaptýklarý kilometrenin haddi
hesabý yok!.. Tek gaye; sömürgecinin
gemisini kurtarmak!..
Ýslâm coðrafyasýnýn ortasýna iþbir-
likçilerin yardýmýyla gelen sömürgeci
artýk yavaþ yavaþ anti-amerikancý ku-
þatmayý ve bu kuþatmanýn iradesi
olan savaþ korkusunu iyice hisseder
olmuþtur. Ekonomisinin iyice dibe
vurduðu haberinin bütün dünyada an
meselesi olan Amerika, bir de mað-
lup olduðu Irak’ta, Afganistan’da as-
kerî gücünün de çepeçevre kuþatýldý-
ðýný derinden hissetmektedir.
Anti-amerikancý þuurun her geçen
gün biraz daha geliþtiði, farklý kesim-
den samimi vatansever inananlarýn bu
þuur etrafýnda ayný çizgide buluþtuðu
bugün artýk “kuþatýlmýþlýk” hissini
sömürgeci ve iþbirlikçileri yaþamak-
ta!.. Renk vermemeye çalýþsalar da
hakikat bu!..
Panik halindeki iþbirlikçiler her
kesimin samimilerinin “ortak hedef”i
haline geldiklerini anlamaya baþla-
dýklarýndan dolayý “fitne fücur” faali-
yetlerine giriþiyorlar.
Bu tehlikeyi sezdiðimizden dolayý
BARAN’ýn geçen sayýsýndaki önsö-
zünde þöyle demiþtik:
“Kaldý ki, aradaki farklýlýklar, esas
düþman iþbirlikçileriyle beraber ko-
vulduktan sonra ve esas düþmanýn bir
daha müdahalesine gerek býrakmaya-
cak bir þekilde çözülmesi gerekir.
Devrimci unsurlar arasýndaki pra-
tik ittifaklar her söz konusu olduðun-
da birileri hemencecik Ýran tecrübe-
sini misâl verirler.
Bir kere Ýran ne ideolojik, ne ta-
rihî, ne de dinî olarak buradaki müca-
deleye örnek teþkil etmez. Her þeyden
önce, buradaki devrimci Ýslâm -ÝB-
DA-, Ýran’ý “Ýslâm Devleti” olarak
kabul etmemektedir. Bunu da “hýrda-
vatçý dükkânýnýn üzerine eczane yaz-
makla orasý eczane olmaz!” misâliyle
ifade etmektedir.
Mücadelenin hedefi “insan”ý
kazanmaktýr. Ayrýca, aracý da bu
insandýr. Hâliyle “insan olma isti-
dadý”na sahip olanlarýn hangi ke-
simde olabileceði çok da bilinir bir
hakikat deðildir.
“Yeni insan, yeni nizâm, yeni
yurt” gayesiyle mücadeleyi neticelen-
dirmeye çalýþan devrimci Ýslâm’a gö-
re baþka bir hakikat de þudur:
“Ýslâm’da idare þekli yok, idare
ruhu vardýr.”
Hâliyle teknik olarak dahi oldukça
farklýlýklar gösteren Ýran Devrimi ve
anlayýþýyla burayý bir tutmak, ayný
görmek, bizce bilgi eksikliðinden
mütevellit bir yanýlgýdýr. Bunda da
Ýslâm’ý “devrimci Ýslâm -ÝBDA- zavi-
yesinden tahlil etmemek etkili olmak-
tadýr.”
Amerikan baskýsýnýn insanýmýz
üzerinde her daim hissettirme görevi-
ni üzerine almýþ, þu an ise Amerikan
Ýslâmý’nýn muhalefet görevi verdiði
Hürriyet’in Gen. Yay. Yön. Ertuðrul
Özkök, 4 Aralýk 07 tarihli “Türban
Nefreti, Nefret Türbaný” baþlýklý ya-
zýsýnda, “Tehlikenin farkýnda” oldu-
ðunu þu ifadeleriyle göstermekte:
“Dünya, orak çekiç ile türban it-
tifakýný son defa 1979 yýlýnda Ýran’-
da görmüþtü.
O yol arkadaþlýðý, Marksistler
açýsýndan çok dramatik bir alýn ya-
zýsýna dönüþmüþtü.
Dramatik ve kanlý bir alýn yazý-
sý...
Ortak düþmana karþý ortak nef-
ret, aðýr bir ihanetle sonuçlanmýþtý.
Sonunda kazanan türban olmuþ
ve orak çekici, ona inanan yüz bin-
lerce insanla birlikte Ýran harita-
sýndan silmiþti.
Yani türban, orak çekici tasfiye
etmiþti.”
Türban da, orak çekiç de senin or-
tak düþmanýn!..
Seni ne ilgilendiriyor bunlarýn ara-
sýndaki ittifak?
Orak çekicin türban tarafýndan
“tasfiye edilmesi” meselesini bugün
kafana takma sebebin, ikisinin de se-
nin, her iki tarafýn da olduðun iþbir-
likçiliði “ortak düþman” olarak nite-
lemesi olmasýn sakýn?
Bu ifadelerden gördüðümüz tek
þey yukarýda da ifade ettiðimiz gibi
“kuþatýlmýþlýk” hissinden kaynakla-
nan panik havasýdýr. Anti-amerikancý
þuur, pratik-eylem aþamasýnda oldu-
ðunu ihtar eden geliþmelerle sömür-
geci ve iþbirlikçilerini paniklettir-
mektedir.
Tehlikenin farkýndayýz! Tehlike,
sömürgeci ve iþbirlikçileridir.
Ýnsan olma mücadelesinin verildi-
ði bugün, mücadelenin birçok hedef-
lerinden biri de insanlýk dýþý bir haya-
tý insanýmýza dayatan “din ve vatan
düþmaný” hainlerin affedilmemesidir.
Sömürgeci, iþbirlikçileriyle bera-
ber yargýlanýp cezalandýrýlacaktýr.
Türk medyasý, yaþanan tecavüzlerden mesuldür, kýþkýrtýcýlýk yapmýþtýr, azdýrmýþtýr, tecavüzü
teþvik etmiþtir, azmettirmiþtir; suçu, sapýklaþtýrdýklarý kiþinin itiraflarý ile sabit olmuþtur.
Tecavüzcü Medya
Baki Aytemiz
T ürkiye’de kadýný bir ticari
meta hâline getiren güzellik
yarýþmalarýný ilk tertip eden Cum-
huriyet Gazetesi olmuþtur. Türk
(!) medyasýnýn Amiral Gemisi
olarak tesmiye dilen Hürriyet
adlý paçavra, seks albümü
olarak çýkmaya baþlarken,
kendisine fikri idam et-
meyi hedef almýþtý, ba-
þardýlar…
Cumhuriyet’in
tertiplediði yarýþma-
da birinci olan
Türk (!) güzeli
Avrupa’da da bi-
rinci seçildi:
“1932 yýlýnda Cumhuriyet
gazetesinin tertiplediði güzellik ya-
rýþmasýný Keriman Halis kazanmýþtý.
Ayný yýl Belçika’nýn Spa þehrinde 28
ülkenin katýlmasýyla dünya güzellik
yarýþmasý düzenlenmiþti. 1913 yýlýn-
da doðan Keriman Halis, bu yarýþma-
ya Türkiye’yi temsilen katýldý. Gün-
lerce Spa þehrinde kalan güzeller, çe-
þitli kiþilerle görüþtü ve konuþtular.
Yarýþma gününde jürinin önünde kýz-
lar birer birer geçip giyimleriyle, ba-
kýþlarýyla, tebessümleriyle puan top-
lamaya çalýþtýlar. Jüri salona geçip,
puan deðerlendirmesi yapmak istedi.
Baþkan kürsüye geçerek :
- Sayýn jüri üyeleri, bugün Avru-
pa’nýn Hýristiyanlýðýn zaferini kutlu-
yoruz. 1400 senedir dünya üzerinde
hâkimiyetini sürdüren Ýslamiyet artýk
bitmiþtir. Onu Avrupa bitirmiþtir. Bir
zamanlar sokaðý bile, pencere arka-
sýndan seyredebilen Müslüman ka-
dýnlarýn temsilcisi Türk güzeli Keri-
man, mayo ile aramýzdadýr. Bu kýzý,
zaferimizin tacý kabul edeceðiz, onu
kraliçe seçeceðiz. Ondan daha güzel
varmýþ, yokmuþ bu önemli deðil... Bu
sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz.
Bu sene Ýslâm’ý yenmenin zaferini
kutluyoruz. Avrupa’nýn zaferini kut-
luyoruz. Bir zamanlar Fransa’da oy-
nanan dansa müdahalede bulunan
Kanuni Sultan Süleyman’ýn torunu
iþte mayo ve sutyen ile önümüzdedir.
Kendini bizlere beðendirmek iste-
mektedir. Biz de bize uyan bu kýzý
beðendik. Müslümanlarýn geleceði
böyle olmasý temennisiyle Türk gü-
zelini dünya güzeli olarak seçiyoruz.
Fakat kadehlerimizi Avrupa’nýn za-
feri için kaldýracaðýz.” Böylece Keri-
man Halis dünya güzeli seçildi. Re-
simleri gazetelerde basýldý. Hatta
kartpostal yapýlarak satýldý, elden ele
dolaþtý.”
BARAN
Mukaddes fikir çöp tenekesinde,
her türden en süflisinden pislik baþ
tacý…
Aktris Ayþe Þule Bilgiç, “Benim
ise asla bir Altýn Portakal’ým ol-
mayacak, çünkü portakal-
larýmý açmýyorum.
Yani bir por-
takal
krizi
söz konu-
su!” di-
yor… Bu
ifâdeler, “sa-
nat” denilen
vakanýn, bu iþle-
rin içindeki bir
bayanýn aðzýndan
ifþaý deðil de ne?
Televizyon mu?
Her kanalda por-
no…
Kýþýn kapalý mekânlar-
daki sosyetenin fahiþeler gibi giyin-
miþ kadýnlarý ekranlarda, yazýn ise
Savaþ Ay’ýn “Soft porno” dediði
Bodrum-Türkbükü manzaralarý…
Yaþasýn paparazziler…
Laik-Kemalist rejimin, Müslü-
man Anadolu ahalisi için lâyýk gör-
düðü kültür ve sanat vasatý bundan
ibaret. Kültür (!)), sanat (!) ve medya
(!) vasýtasýyla, Müslüman Anado-
lu’yu mukaddeslerinden arýndýrýp,
dejenere edip, boþalan yere ahlâksýz-
lýkta sýnýr tanýmayacak noktalara gel-
miþ hedonist, Sadist Batý’yý ikame
etmeye çabalýyor. Neticesi de Batý’ya
tam teslimiyet. Maddî iþgâl ne ki, asýl
facia manevî teslimiyette. Maddî
iþgâle karþý koymasý kolay da, bu
zorlarýn zoru.
Er kiþinin cinsi duygularýný istis-
mar etmek suretiyle kendisine piyasa
bulan ve buna karþý çýkanlara da ba-
sýn hürriyetinden dem vurmak sure-
tiyle, “isteyen alýr isteyen almaz, is-
teyen seyreder, isteyen seyretmez!”
denilerek gelinen nokta, 6 kadýnýn bu
medyanýn sapýklaþtýrdýðý bir gariban
tarafýndan tecavüze uðramasý olmuþ-
tur. Ve asýl olarak aþaðýdaki itiraf, ya-
þanan birçok tecavüzün asýl sebebini
teþkil etmektedir. Ve bizzat medya-
nýn kendi içersinden tecavüzcü sa-
pýklar çýkmýþtýr. Ýþte o haber:
“Ankara’nýn Keçiören semtinde
evlerine girdiði 6 kadýna býçak tehdi-
diyle tecavüz eden Cengizhan Ö., ya-
kalandý. Cengizhan Ö., sürekli olarak
içinde tecavüz sahnelerinin bulundu-
ðu porno filmler izlediðini itiraf ede-
rek, polise þunlarý anlattý: “Tecavüz
sahnelerinde kurban kadýnlarýn önce
direndiðini ardýndan büyük bir zevk
aldýklarýný izliyordum. Hatta tecavüz
5
ettiðim kadýnlarýn daha sonra bana býn içilip içilmeyeceðini tartýþadur-
âþýk olmalarýný istiyordum. Bu bana sunlar, tecavüze uðrayan kadýnlar da-
büyük bir keyif veriyordu. Son ola- vasýnda suçu, yoldan çýkartýp sapýt-
rak “Barda” filmindeki tecavüz sah-
nelerini izledim ve ayný yöntemi de-
týrdýklarý bir garibanýn üzerine yýkýp
bu iþlerden sýyrýlacaklarýný zannet-
nemek istedim.” mesinler. Bir taraftan güya tecavüz-
Rezaletin daha fazlasýný göz önü- cüyü kýnarlarken, diðer yandan da te-
ne sermeye gerek yok… cavüzleri en ince ayrýntýsýna kadar
Türk medyasý, yaþanan tecavüz- sayfalar dolusu anlatarak, yeni teca-
lerden mesuldür, kýþkýrtýcýlýk yap- vüzleri azmettirmeye devam ediyor-
mýþtýr, azdýrmýþtýr, tecavüzü teþvik lar.
etmiþtir, azmettirmiþtir; suçu, sapýk- Ýzmir’de tutuklanan gönüldaþlar-
laþtýrdýklarý kiþinin itiraflarý ile sabit dan dolayý Baran’ý azmettirici olarak
olmuþtur. hedef gösteren sapýk medyanýn yap-
Siyaset ve idareciler yaþanan te- mak istediði, suçunu bastýrmak, bas-
cavüzün müsebbipleri arasýndadýr, kýn çýkmaktan ibarettir. Asýl üzerine
sapýklaþmayý teþvik etmiþler, en azýn- gidilmesi gereken, bu sapýklarý az-
dan seyretmiþler, vazifelerinin gere- mettiren, laiklik yaygaracýsý tecavüz-
ðini yapmamýþlardýr. cü medya deðil de kimdir?
Baþörtüsüne zýrtr-pýrt lâf atanlar, Laik adalet, polis vs. bu tecavüz-
bu suçun ortaklarýdýr, azmettiricileri- cü medyanýn azmettirmelerini gör-
dir. mezden geliyor olabilir ama Allah’ýn
Türk mukaddesatýný, Türk namu- “Kahhar” ve “Muntakim” sýfatlarýyla
sunu, Türk ýrz ve þerefini kendilerine tecelli edip, topunun birden imha
hedef almýþ namussuz pezevenkler, edileceði günler yakýndýr.
sofralarýnda kadýn varken hangi þara-
“Amerika ve Amerikalý deyince akan
sularýn durduðu kafa yeni deðil!..”
BOÞA ÇIKAN GÜVEN
“1960’lý yýllarýn ortalarý... Ýstanbul’a yabancý bir herif geliyor... Ken-
disini Tanzanya ve Habeþistan’da kahve ve mýsýr tarlalarý bulunan, büyük
bir zengin ve “mýsýr kralý” olarak tanýtan!..
Kaldýðý büyük otelde basýn toplantýlarý... Resimleri ve beyanatlarý, ba-
sýnda çarþaf çarþaf... Falan filân da, filân falan!..
Kýsacasý þu ki, bu herif, müthiþ bir hayýrsevermiþ... Bir süre önce yarý
Türk yarý Suriyeli bir genci tanýyýnca, bizim ülkenin insanlarýna muhab-
bet baðlamýþ... Ve bir iyilikte bulunmaya karar vermiþ!..
Buradan seçeceði çocuklarý, alýp Amerika’ya götürecek, tahsil yaptý-
racak, evlendirecek, servet sahibi yapacak... Ama çocuklar seçilecek; öy-
le her isteyen ailenin çocuðu tabiî ki bu devlete eremez!..
Gelir durumu iyi aileler de dâhil, otele koþan koþana... Herif, getirilen
çocuklarýn soyu sopu ile, zeka ve güzelliði ile lütfen ilgilenerek seçim ya-
pýyor!..
Ertesi sene yine gelen herif, yine basýn toplantýlarý ile, yine çocuklar
aradýðýný beyan ediyor... Yine bir çok ana babalar, adamýn önünde yalvar
yakar... Bu Alman asýllý Amerikalý denen herife, çocuðunu kabul ettirebi-
lene ne devlet!..
Fakat... Bir müddet sonra, herife çocuðunu teslim eden ana babalarda
feryat figan!..
Bu babalardan biri de, emekli albay... Herif, buradan götürdüðü alba-
yýn kýzýný, baþka birine satmýþ... Herifi daha önce allayýp pullayan gaze-
teler, “çocuklarýn üzerinde cinsî arzularýný tatmin ettikten sonra satan” ol-
duðunu duyururken, terlemiyorlar!..
Albayýn hanýmý Saadet Bingöl’den ayrýntýlý açýklama:
-“Bu adam yalancýdýr!.. Benim çocuðumu baþkalarýna sattý; satmadan
öncede koynuna alýp orasýný burasýný okþamýþ!”
Satýlan Nilgün’ün babasý emekli albay’a gelince ... Söz onun:
-“Ben ne bilirdim Amerikalýlarýn bu kadar kalleþ ve yalancý olduðu-
nu!.. Kýzýmý gönderdiðime çok piþmaným!.. Bu namussuz adam kýzýmý
sattý ve sattýðý adamla bizi mukavele yapmak zorunda býraktý!”
(S.Mirzabeyoðlu, Tilki Günlüðü, cilt 2, sh: 260)
6 BARAN
Demythologizing the National Security Concept:
Karayýlan gelsin, Bayýk gelsin, o gelsin, bu gelsin. Eee ne olacak? Zekî geldi, ne oldu? Kürd halký bitti mi?
Talebleri bitti mi? Savaþ bitti mi? Asker teröristi muhatab almazmýþ! Bak hele; Talabanî'yi de saymýyordun, þimdi Irak Devlet Baþkaný...
Dr. Hakký Açýkalýn
U zun bir aradan sonra merha-
ba...
Ýþlerimiz vardý. Döndük. Ortalýk
56 olmuþ görünüyor. yalan, do-
lan, kirli propaganda, cüruf, gevezelik,
arada bir kaybolan doðru sesler. Feyli
iyice þaþmýþ bir toplum. Garîb mi? Ha-
yýr, beklenen. Beterin beteri var mý?
Kapýda...
Baþlýðýmýzda ne deniyor?
(Meâlen): Millî Güvenlik Konsep-
ti'ni (mithologyasýný) kýrmak: Türkiye
Vak'âsý.
Demek ki, birileri M.G.K'nu yani
Millî Güvenlik Kurulu'nu tasfiye eder-
ken bir de ayný adlý - MGK - bir diðer
kurumu, Millî Güvenlik Konsepti adlý
'mithos'un artýk miâdýnýn dolduðuna
karar vermiþler. Hayýrlý olsun.
Biraz RTE'nýn ABD eðlencesine
bakalým: Ýki 'Delikanlý', iki 'tüccâr', iki
'yoldaþ' ve iki 'mühîm adam' açýk ve
kapalý platformlarda biraraya geldi ve
baþkalarý, yani kendi kafataslarýnýn içi-
ni doldurup temsîl edenlerin konuþma-
larýna kimi zaman dudak hareketleriy-
le kimi zaman da dinleyerek katýldýlar.
Herkes, bir bok bilmeden ne konuþtuk-
larýný suâl edip durdu. Ben þimdi oriji-
nalleriyle birlikte Türkçelerini de vere-
rek ne konuþtuklarýný vereyim sonra da
kendi açýmýzdan tefsîr edelim. (Konu-
þan þahýslarýn adlarýný vermiyoruz, harf
bildiriyoruz).
Rc - What is important is military
reforms as a promise. So we have to ta-
ke into account that things can not just
be promised, delivery is necessary.
And we must admit that the current
and next EU enlargement round are all
important signals for the European
Union to learn that you should not live
on promises. So, delivery is necessary.
If you look at the current EU attitude,
the EU now says "we do not want to
hear promises any longer on the future
delivery of the acquis communautaire
from candidate countries." They are
saying, "okay, we are going to close
chapters when the laws are passed in
their national legislation, when they
are up to the task". This is unfortuna-
tely the bad thing we did for you; that
is the countries which just joined. Be-
cause we promised a number of things
and not everything has been delivered
and there is the danger that not every-
thing will be delivered any time soon.
European Union accession is basically
not a classical diplomatic negotiation.
(Önemli olan, ordu reformunun bir
vaad olarak ortaya konmasýdýr. Bunun
sâdece bir taahhüd olarak kalmamasý
gerektiðini, taahhüdlerin yerine getiril-
mesinin gerekli olduðunu hesaba kat-
The Case of Turkey
malýyýz. Ýtiraf etmeliyiz ki, mevcûd
AB geniþleme devresi ve önümüzdeki
AB geniþleme devresi, Avrupa Birliði
için taahhüdlerle yaþanamayacaðýnýn
öðrenildiðine dâir önemli sinyaller taþý-
yor. Öyleyse taahhüdleri yerine getir-
mek gerekmektedir. Eðer AB'nin tavrý-
na bakarsanýz, AB þunu söylüyor:
"Aday ülkelerden müktesebatý (aquis
communautaire) yerine getirinceye ka-
dar artýk daha fazla taahhüd duymak
istemiyoruz." "Tamam", diyorlar, "ka-
nunlar bu ülkelerin ulusal yasamalarýn-
dan geçip, iþlev kazanýnca bölümleri
kapatacaðýz". Bu maalesef bizim size
yaptýðýmýz bir kötülük, biz yeni katýlan
ülkelerin. Çünkü biz bir takým konular-
da taahhüdler verdik ve henüz herþeyi
yerine getirmedik ve bunlarýn yakýn za-
manda da yerine getirilemeyeceði gibi
bir tehlike de söz konusu. Sonuç ola-
rak, Türkiye Avrupa Birliði ile müza-
kerelere baþladýðýnda siz de fark ede-
ceksiniz. AB katýlýmý esâsen klasik bir
diplomatik müzâkere deðildir).
Tefsîr: ABD, Türkiye'nin AB üyeli-
ði sürecinin yürümediðini, verdiði ta-
ahhüdleri yerine getirmediðini, savsak-
ladýðýný, bunun böyle sürdürülemeye-
ceðini, Kopenhagen Kriterleri'ni bir ân
evvel ve hýzlý bir biçimde yerine getir-
mesi gerektiðini, bunun önemli ve
hattâ olmazsa olmaz bir mes'ele oldu-
ðunu belirtiyor. Bu sürecin adýný 'Ana-
yasa Deðiþikliði'nin âciliyeti' olarak
okuyabiliriz. ABD, AB süreci üzerin-
den ilk iþ olarak Türkiye'nin çok ciddî
bir Anayasa deðiþikliði (Yeni Anaya-
sa) yapmasý gerektiðini anlatýyor. 3 ya-
þýndaki yaramaz ve sümsük çocuk ol-
Operasyon olacak mý?
Hep vardý. Þimdi ve 10
senedir TSK'nin Güney'de
kaç askeri var? Sen de
5000 ben diyeyim 10000.
Yani orada hep asker var.
Bunun anlamý,
sen - gerekçen ne olursa
olsun - hep iþgâlci konu-
mundasýn. Operasyon +
operasyon gibi bir durum.
Operasyon hiç bitmedi.
maktan kurtul ve kendi donunu topla-
mayý öðren, iki de bir de benim kapýma
þikâyetçi mýzmýz gibi gelme diyor. An-
laþýlýyor ki, Anayasa dayatmasý mâkes
bulmuþ ve Kýzýlcahamam'da 11. Ýs-
tiþâre Toplantýsý geçen hafta sonunda
gerçekleþti. Anayasa deðiþiyor.
(Türkiye tarafýndan biri, asker) - In-
ternal security is a continuum. It's not
only police and it's not only judiciary.
We have some experience of what hap-
pens when you are only modernizing
one part of this continuum and not the
others.
(Ýç güvenlik sürekli bir bütünlüktür.
Sâdece polislerden veya yalnýzca adlî
mes'elelerden ibâret deðildir. Bu bir
bütündür ve sâdece bu sürekliliðin bir
kýsmýný modernleþtirip diðerlerini öy-
lece býrakýnca neler olduðuna dâir de-
neyimlerimiz vardýr). ABD tarafýndan
Jm - So, a large and deep evaluation is
need to depass the problem via civilian
security institution. Let's increase the
salaries and the authorizations of the
police and the civil security authotority
in order for the police to be far less
corrupt then it had been. That is fine.
Gallows are out.
(O hâlde, sorunu sivil güvenlik ku-
rumuyla aþmak için derin ve geniþ bir
deðerlendirme gerekir. Gelin, polisin
rüþvetten uzak kalmasý temelinde, po-
lisin ve sivil güvenlik otoritesinin yet-
kilerini ve maaþlarýný artýralým / arttý-
rýn. Bu hoþ olur. Daraðaçlarý artýk mo-
da dýþý, eskidi).
Tefsîr: ABD, TC'nin askerli 'iç gü-
venlik' talebine karþý 'polisli ve sivil
aðýrlýklý' güvenliði öneriyor. Askeri
yadsýyan, polisin selâhiyyetini arrtýran
bir siyâseti ABD uygun görüyor. Tam
da bu sýrada, 'eski' özel kuvvetçi polis-
ler gündeme geliyor. Sivil güvenlikçi-
lerden anladýðýmýz ise, meþhur 'Black-
water' nev'inden bir kurumlaþmaya git-
mek. Bekleyelim: Özel güvenlik ku-
rumlarý ve rolleri arttýrýlýyor. Görece-
ðiz. Peki daraðaçlarý niye out? Bu keli-
meyi, 'yargýsýz infâz', 'gözaltýnda ölüm'
vs. gibi bir kavramdan sayýp, 'Hu-
kuk'unuzu burjuvalaþtýrýn mesajý ola-
rak okuyabiliriz. Asker yok.
Türk tarafýndan, sivil - PKK has to
lay down its arms without conditions.
We try to find a way to force them. For
the moment there would be no change
in the army's position. We have to see
the side effects in the countryside.
(PKK koþulsuz silah býrakmalý.
Onlarý zorlamanýn yolunu bulmaya ça-
lýþýyoruz. Þu ân için ordunun pozisyo-
nunda bir deðiþiklik olmayacak. Kýr-
saldaki yan etkileri görmek zorunda-
yýz).
ABD tarafýndan bir sivil - Since
1999, for 5 years it was a unilateral ce-
asefire offer by Kurdistan Worker
Party. But, you have rejected a unilate-
ral ceasefire offer by the Kurdistan
Workers Party. No logic to insist to lay
down the arms without rational condi-
tions.
(1999'dan bu yana 5 yýl boyunca
PKK tek taraflý ateþkes ilân etti. Fakat,
siz PKK'nin sunduðu bu tek taraflý
ateþkesi reddetiniz. Aklî olmayan ko-
þullarla silah býraktýrmakta ýsrâr etme-
nin bir mantýðý yok).
ABD tarafý - PKK is a terrorist or-
ganization. But, for many peoples the
PKK is fighting for an independent
Kurdish state but, they would be con-
tent with winning greater recognition
of Kurdish cultural rights - such as ma-
king Kurdish an official language in
Turkey. Abdullah Ocalan had appealed
many times to his fighters to cease the-
ir attacks. You can try to contact him to
concentrate. Also, speaking from nort-
hern Iraq, Murat Karayilan, said that
the group would lay down its arms if
the Turkish state had a democratic so-
lution to the Kurdish issue. This oppor-
tunity must be evaluated carefully so
that there is no more suffering. The
conflict has claimed the lives of 37,000
people since the PKK took up arms in
1984. Do not affraid from the politiza-
tion of PKK.
(PKK terörist bir örgüttür. Fakat,
birçok kiþi için PKK baðýmsýz bir
Kürd devleti için savaþýyor ancak,
Kürd kültürel haklarýnýn tanýnmasýn-
dan da memnun olabilirler - Türkiye'de
Kürtçe'nin resmî dil yapýlmasý gibi.
Abdullah Öcalan çok defâ savaþçýlarý-
ný saldýrýlarýný durdurmaya çaðýrdý.
Onunla yoðunlaþmasý temelinde temâs
kurabilirsiniz. Ve, Kuzey Irak'tan ba-
hisle Murat Karayýlan, eðer Türkiye
Kürd mes'elesinde demokratik bir çö-
züme giderse grubun silahlarý býrakabi-
leceðini söyledi. Bu fýrsat ciddî bir bi-
çimde deðerlendirilmelidir böylece da-
ha fazla ýstýrab çekilmez. PKK'nin
1984'te silaha baþvurmasýndan bu yana
çatýþmalarýn 37000 kiþinin hayatýna
mâl olduðu iddiâ ediliyor. PKK'nin
siyâsallaþmasýndan korkmayýn).
Tefsîr: Kürdler'in haklarýný verin,
dillerini ve kültürlerini özgürce kullan-
malarýna müsâde edin. Biz birlikte dý-
þarýya 'PKK teröristtir' diyelim, deriz,
bu sorun deðil. Abdullah Öcalan'la mu-
hatab olun ve onu dikkate alýn. Onsuz
çözüm bulmanýz zor olur. Biz onu ora-
ya kapatýp bekleyesiniz diye vermedik.
Ve açýkça, PKK'nin siyâsallaþmasýndan
korkmayýn, yoksa daha çok adam ölür.
ABD'nin PKK ile ilgili olarak verdiði
'ittifâk' mesajlarý tamamen vitrin. Ortak
ve etkin istihbarat ise, PKK'na karþý
deðil Ýran'a karþý.
Tam metni olmayan fakat konuþul-
duðu konusunda ittifâk edilen bir konu
daha var: Genel Siyâsî bir af. Bu afta
eskisi gibi 'piþmanlýk' telkininden
ziyâde kamu haklarýný ve siyâset yapa-
bilmeyi de güven altýna alan ciddî bir
hukukî düzenleme sözkonusu olacak.
Mantýksýz þeyler:
Operasyon olacak mý? Hep vardý.
Þimdi ve 10 senedir TSK'nin Güney'de
kaç askeri var? Sen de 5000 ben diye-
yim 10000. Yani orada hep asker var.
Bunun anlamý, sen - gerekçen ne olursa
olsun - hep iþgâlci konumundasýn.
Operasyon + operasyon gibi bir durum.
Operasyon hiç bitmedi.
PKK koþulsuz silah býraksýn: O za-
man niye silahlý mücâdeleye baþladý?
Kürd sorunu kimilerine göre 30 (PKK
ile birlikte), kimilerine göre 40 yýldan
fazla (DDKO; Devrimci Doðu Kültür
Ocaklarý'nýn kuruluþundan beri), kimi-
lerine göre Dr. Ýsmail Beþikçi'nin Kürd-
ler üzerine yaptýðý çalýþmalardan beri,
bazýlarýna göre Dersim Katli'âmýndan
beri (1938), Þeyh Sâid Ýsyâný'ndan beri
(1925), Doðu Kürdistan'daki isyânlar-
dan bu yana (1850), Ýdris-i Bitlisî ile
Yavuz'un andlaþmasýndan beri (yakla-
þýk 500 yýldýr), Alparslan'ýn Anado-
lu'ya giriþinden beri (1071) vs... Ýster
1000 yýllýk isterse de 30 yýllýk deyin bu
topraklarda ayný Türkler, Arablar,
Persler, Yunanlar, Ermenîler, Çerkesler
ve baþka milletler yaþadýðý gibi Kürd-
ler de bin yýldan fazla zamandýr yaþý-
yorlar ve haklarýný taleb etmelerinden
daha doðal bir þey olamaz. Dürüst ol-
mak ve bunak olmamak gerekiyor;
Çok deðil daha 25 sene evvel TC'nin
'ressâmý' ve cuntacý devlet baþkaný Ke-
nan Ahmet Evren 'kürd yoktur, onlar
Dað türkleri'dir, kart kurt sesleri çýkar-
dýklarý için onlara kürd denir biçiminde
müthîþ bir 'bilimsel' açýklama yapmýþ
ve Kürdler'i inkâr etmiþti. Ondan önce
'Kuyruklu', 'maðara meskûnu', 'kýro'
(sýpa) vs. gibi sýfatlarla anýlan kürdler
þimdi de ve hâlâ inkâr ediliyorlar. Eðer,
silahýn soðukluðu olmasaydý, Þera-
feddîn Elçi, Abd-ül Melîk Fýrat vs.
BARAN
nev'inden hýyarlarýn bugün ABD elçisi
tarafýndan adam yerine koyulmayacaðý
da malûmdur. PKK'nin dikkate alýnma-
sýnýn temel sebebi kurumlaþabilen ör-
gütlü yapýsý ve silahlý gücüdür. Yani,
gerilla 24 senedir Kürd halkýnýn te-
minâtý olmuþtur. Kürd'ün tanýnmasý ve
gündemleþmesinin en önemli ve güçlü
sebebi PKK ve onun gerillasýdýr. Þimdi
Kürd'ü tanýyorum ama silahý býrakýn
diyor, maðlûb olan taraf. O silahla yola
geldin. Peki, hadi silah býrakýlsýn. Pla-
nýn, programýn, projen, teklîfin nedir?
Herkesi keriz yerine koyup, psikolojik
savaþ yürütmekten gayrý bir marifeti
olmayan, 'amuda mý kalkayým?' diyen
bir genelkurmay baþkaný olan, cinnet
hâlinden 80 senedir çýkarýlmayan deli
gömlekli bir toplum üreten bir devletin
abes siyâsetleri iyice sona yaklaþtý.
PKK silah býrakýr, sorun o deðil senin
projen nedir? 5 paralýk adam deðilsin,
hiçbir meziyetin yok, 73 milyon ada-
mýn temsilcisisin. Bu ne rezâlettir?
Liderler neredeymiþ, Türkiye'ye ge-
lecek miymiþ?: Yani dangalaklýðýn bu
kadarý ancak bizim oralarda oluyor. Be
adam, 1999 Þubat'ýnda Abdullah Öca-
lan geldi. Aradan 9 sene geçmiþ. De-
ðerlendirdin mi? Beylik iþler: Kullana-
lým, kandýralým! Yani, 'Hayatý boyunca
amud pozisyonunda bulunan, Amud-u
fýkari'si de ters olan bir adam, pavurya
yürüyüþlü bir baþka adam, donla gezen
adamlar vs. ile idâre edilen bir ülkede
hangi ortalama akýl ve i'zân sahibi in-
san aklýný daha fazla muhafaza edebi-
lir? ALLAH ne kadar da sabýrlý! Kara-
yýlan gelsin, Bayýk gelsin, o gelsin, bu
gelsin. Eee ne olacak? Zekî geldi, ne ol-
du? Kürd halký bitti mi? Talebleri bitti
mi? Savaþ bitti mi? Asker teröristi mu-
hatab almazmýþ! Bak hele; Talabanî'yi
de saymýyordun, þimdi Irak Devlet
Baþkaný. Bu kompleksin ucu nereye
varacak? Aþaðýlýk birileri, iki tane boy
ve akýlý cücesi çýkýp, esîr düþen asker-
ler için, 'biz kurtulmalarýna sevinme-
dik, keþke ölselerdi' diyebilecek kadar
soysuzlaþýp, belh'um âdal seviyesinden
seslenebiliyorlar ve bu adamlar BE-
NÝM ÜLKEMÝ idâre mevkiindeler.
Bundan daha büyük cezâ ve belâ olabi-
lir mi? bir halk daha ne kadar aþaðýla-
nabilir? Liderler gelse ne olur, gelmese
ne olur? Öcalan orada iþte, gidin konu-
þun, mugâlata yapacaðýnýza sefâletlere
nasýl son verilebiliri tartýþýn. Çözüm is-
tiyorsanýz, tabiî ki.
NATO'nun ikinci büyük, dünyânýn
da 8. büyük ordusu olmakla övünüyor-
sun, sonra dönüp ABD'ne, AB'ne gel
ben çýkamýyorum iþin içinden sen çöz
diyorsun. Utanma, arlanma, hicâb,
haysiyet... Hak getire!
Neyse, artýk, öyle ya da böyle
Siyâsî ve ciddî bir genel af ile yeni bir
aþamaya giriliyor. K. zýndândan kurtu-
luyor.
Hoþgeldin ya Mehdî.
Vesselâm...
Amerikan Ýmajý ve
Cengiz Çandar
Cumali Dalkýlýç
A merikan emperyalizmi çök-
tü. Ýngiliz sömürgeci gelenek
yeni dünya düzenine çare üretmekten
aciz. Yeni Dünya Düzeni, dünya he-
gemonyasý için fiilî durumlar oluþtu-
ramýyor.
Batý emperyalizmi, düþmemek
için “yeni dönem” havasý estiriyor.
Aleyhindeki kin ve düþmanlýðýn ha-
raretini hafifletmek için, kitlelere
“çözüm sahibi güç” imajý çiziyor.
91’den bu yana Irak Devlet Baþ-
kaný Þehid Saddam Hüseyin’in
Amerikan karizmasýna attýðý çizik,
derinleþerek Irak savaþýnda emper-
yalizmin atardamarlarýný koparmýþ-
týr.
Amerikan baskýsý, yaptýrým gücü-
nü kaybettiðinden, bunu, yerli dina-
miklerden devþirdiði bir takým mo-
tiflerle perdelemeye çalýþýyor. “Ilým-
lý Ýslâm” gibi…
Þimdi buna “proje” deniyor. Di-
nin üzerine proje!
Amerika’nýn 21. yy. için bir pro-
jeksiyonu olmadýðý için emperyalist
tecrübe, kendi çýkarlarýyla telif ettiði
bir “malzeme”yi bulduðunu sanmýþ-
týr. O da, Ýngilizlerin Hindistan’da
yaptýðýna benzer, dünyada hiçbir
plâný, projesi, hamlesi ve hevesi ol-
mayan Hindu tipine eþ, insan tipidir:
Müslüman!
Çünkü Müslümanlýk, potansiyel
olarak anti-emperyalist unsurlar ba-
rýndýrmaktadýr.
Bu hem aþýlamayan hem de aþýn-
mayan bir dinamizmdir.
Ýngiliz emperyalizmi bu toprakla-
ra yerleþmek için, Anadolu’ya muka-
bil sivrilmiþ, muhalif kutuplar çýkar-
dý ve dürttü.
Mýsýr ve Hindistan’dan seçilmiþ
ve yine oradan Osmanlý’nýn hakimi-
yet imajýný zedelemek için küçük de
olsa maðlubiyet yaþadýðýný, o toprak-
lardaki insanýmýzýn zihinlerine dikte
ettiler.
Bugün zihinlere dikte edilen þey
ise, sömürgecinin faaliyetlerinin em-
peryalizmin lehine olacak þekilde fa-
kat, tam ters istikamette olduðudur.
Çöken Amerika iken, öyle bir tablo
çizilmeye çalýþýlýyor ki, Amerika’yý
“kurtarýcý” olarak inandýrmak isti-
yorlar. Amerika’nýn çýkarlarýný daimi
kýlmak ve Türkiye’yi de “model”
olarak nüfuzlu göstermek için tüm
Ýslâm coðrafyasýnýn nazarýnda mer-
kezileþtirdiler.
Dünya avuçlarýmýzdan kayýp gi-
derken, Osmanlý’nýn siyasi ve eko-
nomik en büyük destek aldýðý iki
coðrafya, Afrika ve Asya’da, merke-
zin yani Anadolu’nun hakim tesirini
kýrarak o topraklarda Osmanlý’nýn
çöküyor olduðu zihinlere aþýlanmýþ-
tý.
7
Cengiz Çandar bir süredir dik-
katimizi çekiyor…
Çandar, canhýraþ gayretlerle,
Amerikan terörüne rüzgâr vermeye
çalýþýyor.
Beyninin bütün þeytani kývrýmla-
rýný bu Amerikan politikalarýnýn týka-
nýklýðýný açmak için kanalize etmiþ,
elinde Referans gazetesi, Amerikan
vahþetini kurduðu fitnenin mangalýn-
da yelliyor!
Amerika’nýn çýrpýnýþlarýnýn eser-
lerinden biri olan Annapolis için,
“Belki de en önemli sonucu,
ABD’yi bir “hakem konumunda”
Filistin-Ýsrail ihtilafýnýn içine dahil
etmek.” diyor.
Çatlýyor, yýrtýnýyor Çandar…
Tayyip ve baþkaný Bush’la olan gö-
rüþmeyi, Ortadoðu sorunu açýsýndan
“makro düzeyde sonuç üreten bir
Amerikan giriþimi” olarak niteli-
yor.
‘Amerikan’ derken bile son dere-
ce þeytani telkinler barýndýran, çöken
Amerikan imajý yüzünden satýr ara-
larýnda feci sendromlar taþýyan, tepe-
den inme baskýcý, dikte edici cümle-
ler!.. “Bu konularýn “kýdemlile-
ri”nden” dediði, Washington Post
yazarý David Ignatius’tan iktibasla,
“Bir barýþ süreci baþlamýþ durum-
dadýr” diyor. “Dýr ve týr”lý kesinlik
arzeden ifadelerine, Ýgnatýus’tan de-
vamla ekliyor:
“Tüm taraflarýn 2008 boyunca
canlý ve ayakta müzakereler üze-
rinde anlaþmaya varmasý önemli-
dir. (…)
Radikaller, bunu havaya uçur-
mak isteyeceklerdir ama ilerleme
saðlandýðý takdirde de bu, çok zor-
laþacaktýr...” (Bkz. 29.11.07, Refe-
rans)
Þu cümle de ona aittir: “Yani An-
napolis, “hedefi” ne idiyse, ne ka-
dar idiyse, o hedefe varmýþtýr.” Ne
kadar da zorluyor, farkýnda mýsýnýz?
Çandar patlýyor… pancar motoru gi-
bi…
Cengiz Çandar’da özellikle 5 Ka-
sým’dan beri belirgin bir Amerikan
‘imaj meykýrlýk’-imaj kuruculuk
havasý gözlemliyoruz.
“Amerika hakimdir, Amerika ha-
kemdir!” diyor. Bunu inanarak söy-
lüyor! 18’lik Anadolu delikanlýsýnýn
kafasýnda hiçbir hükmü kalmamýþ
Amerika’yý, sýðýrýn geviþ getiriþi gibi
tekrarlayarak bir de kendisi yorum-
luyor, gerekçelendiriyor, “referans”
yapýyor.
Çandar çýldýrýyor!.. Amerika’nýn
çöküþünü kâh tiz, kâh bas tellerini
baðladýðý akortlarla kulaða hoþ gön-
dermeye çalýþýyor. Telleri öyle bir
geriyor ki, koparýrcasýna!..
8 9
gün yeniden kurulmasý ve hýzlý deði- güvenini koruyabilir. Zaten insanýn ra, kimse bizden özgüvenimizi ala- rekli fikirler manzumesi olan ideolo-
þim nedeniyle kendiliðinden ortadan moralini bozmasýnýn ona pratik bir maz.” jinin kýlavuzluðunda yol almak…

Kendinden Zuhur ve Özgüven kalkabilir ama iç engellerimiz (yapa-

mam inancýmýz) ancak bizim rýzamýz
ve çabamýzla beynimizden silinebilir.
Kendi kendimize inþa ettiðimiz psikolojik bariyerlerimizi yýkmak da bizim elimizde, bizim cehd sarf etmemizle olacaktýr. Ýç dünyanýzda kontrol sizde olduðun-
Nasýl inþa ettikse öyle yýkacaðýz. Kendimizi tanýmamýz ve kendimizin müsbet deðiþimi için uðraþmamýz gerekiyor. Emeksiz bir þey yok. dan bilinçli ya bilinçsiz izniniz olma-
dan büyük deðiþiklikler olmaz.
Kâzým Gökbayrak baba köpekbalýðý oðluna ne derdi?
Kýsacasý sýnýrlayýcý iç gerçekleri-
“Evladým sen buralarda yenisin. Sa-
miz (inançlar), sýnýrlayýcý dýþ gerçek-
Bilim adamlarý küçük kýn þu balýðý yemeye kalkma! Yüzüne
lerden (fiziksel koþullar) daha çok et-
faydasý yok, bilakis zararý var. Boy-
numuzdaki halkaya razý olmakla razý
olmamak farký! Ayaklarý üstüne bas-
mak ve kendi kendine yetmek, yani
bunun yolunu ve yordamýný her daim
aramak.
Kendine güven, aymazlýk deðil, iþi
derbederliðe vurup, ondan bundan di-
lenmek deðil, çulsuzluktan ve ipsiz-
Her þeyden beter kendi kendimizi
köleleþtirmek halimiz, batý karþýsýnda
aciz ve pýsýrýk tavrýmýz, kendimize
güvensizliðimizin ve ezikliðimizin
psikolojik hâlidir. Maddî zayýflýðýmýz
veya ekonomik güçsüzlüðümüz, tek-
nolojide geri kalmamýz falan deðil,
manevî olarak kendimize güvenimizi
yitirmemiz bütün menfiliklerin kay-
Her örgüsü tezatsýz, þaþmaz bir
pusula ile kâinata açýlmak…
Kendimizi ve çevremizi doðru ta-
nýmlamak ve bunun için okumak ve
okuduklarýmýzý bünyeleþtirmek…
Okumanýn usulü ile ilgili bazý tavsi-
yeleri içeren aþaðýdaki bölümü mev-
zuumuzla alakalý gördüðüm için, ay-
ný kitaptan (Herþey Seninle Baþlar)

Ý nsan, sosyal ve siyasî bir var- balýk ile köpekbalýðýnýn bir þey çarpar, mahvolursun!”
kiler bizi. Aþýlamayan sýnýrlarý çoðu likten manevî bir tatmin (züðürt tesel- naðýdýr. Bunu da kendi ellerimizle vererek yazýmý noktalamak istiyo-
lýk… Tesir edici eser… arasýna cam bir bölme Baba köpekbalýðý kendi ön yargý-
kez þartlar deðil, akýl koyar. lisi) hiç deðil. Bütün bunlar, miskin- yapmaktayýz. Yoksa kimse bizden öz- rum:
Mütefekkir Salih Mirzabeyoð- yerleþtirerek onlarý sýný “hayat dersi” diye oðluna da öð-
Verdiðimiz örnekler bize “engel- liktir, kendine güvensizliðin baþka güvenimizi çalamaz. Biz moralmen
lu’nun “Ýman ve Tefekkür” isimli ayýrmýþlardýr!Köpekbalýðý retmeye çalýþýrdý. Çocuk balýk da “biz
lenmiþlik hissi”nin gücünü gösteri- türlü tezahürüdür. Kendimize güve- çökmedikçe ve kendi rýzamýz olma- Bir Kitap Okudum
eseri, insanî hakikatin hülâsasý halin- “balýk aklýyla” babadan böyle gördük” anlayýþýyla
yor. Hedefine ulaþmasý dýþarýdan en- nip sýkýntýlarý göðüsleyeceðimizi ye- dýktan sonra… Hayatým Geliþti!
de þu Hadis meali ile baþlýyor: düþündüðünden camý yaþayan biriyse, hayatý boyunca ba-
gellenen canlýlarýn, kendi içlerinde rine yakamýza yapýþan bu nefs hilele- Kendine güvenmek, kusursuzluk Bu (Bir) kitaptan en yüksek dü-
“Allaha inandým de ve dosdoðru görememekte ama kafasýný basýnýn ötesine gidemezdi. Hayatta
inþa ettikleri “iç engellerle” nasýl da rini, üzerimizdeki sümüðü attýðýmýz mânâsýna gelmiyor, bilakis kusurlarý- zeyde faydayý saðlamak için ne yap-
yürü!” çarptýðýnda camý bazý þeyleri bilmemek bazen çok bü-
kendilerini dýþ engelleri aþamaz hale gibi atmamýz gerekir. Bu nefs hileleri- ný da bilerek yeryüzüne saðlam bas- malýsýnýz?
Ýtaat ve özgüvenin harika bir hü- algýlamaktadýr. yük avantajdýr! Özellikle baþarýsýz in-
getirdiklerini anlatýyor. Sizi engelle- ni, aynen bir kazurat gibi hatta maddî mak mânâsýna geliyor. Bunu tekrar- Kitabýn iç bütünlüðünü anlamak
lasasý... sanlardan alýnmýþ baþarý derslerini…
yen “dýþ güçlerle” uðraþmayý bir sü- pislikten daha önemli görmeliyiz. dan belirtelim.
Ýnsanýn “tesir edici eser” hüviyeti- Baþarýlý insanlara ulaþýp onlardan
reliðine býrakýp “içinizdeki iþbirlikçi-
nin, ikisi bir arada ifadesi… baþarý bilgisi almak pek kolay olma-
leri” tanýmaya ne dersiniz? Zayýflýðýmýzdaki Gücü Yetiþme Tarzýmýz
“ÝNSANDA ÝLK HÝS, MAHLÛK dýðýndan, kaybedenlerden öðrendik-
Kitaptan iktibas burada bitti. Kö- Görmek Özgüven kazanýp kazanmamamýz
OLDUÐU, yokken var edildiði ve lerimizle kazanmaya çalýþýyoruz. Ký-
pekbalýðý misali sizin de ilginizi çek- Haddini bilmek ve sýnýrlarýný taný- yetiþtirilme tarzýmýzla yakýndan ilgi-
yaratýcýsý olmayan yaratýðýn olamaya- lavuzumuz kaybeden olunca, kazan-
dýr! Köpekbalýðý “balýk aklýyla” dü- diyebiliriz. Köpekbalýðý geçmiþteki miþtir. Kendi kendimize inþa ettiði- mak daha rahat ve emin hareket etti- lidir. Aþýrý koruyucu aile, çocuðun
caðý bedahetidir.” mak da kolay olmuyor tabii! Bu kita-
þündüðünden camý görememekte ama denemelerinde baþarýsýz olunca, gele- miz psikolojik bariyerlerimizi yýk- rir insaný. “Aczin idraký”, insaný daha kendine güven kazanmasýný engeller.
Tesbitini de ayný eserden iþaretle- bý herkesin birinci kalite baþarý bilgi-
kafasýný çarptýðýnda camý algýlamak- cekteki denemelerinde de baþarýsýz mak da bizim elimizde, bizim cehd saðlam yere bastýrýr, aklýn çelmelerin- Bunun için tâ çocukluktan kendine
yelim… sine doðrudan ulaþmasýný saðlamak
tadýr. olacaðýný öðrenmiþtir. Bu durum bize sarf etmemizle olacaktýr. Nasýl inþa den korur, diyalektiklerin çelmesine güven duygusunun verilmesi çok
Dekart bile sistemini,her þeyden için yazdým. Baþarý bilgisine ulaþma-
Sonra bir daha dener, yine kafasýný milyarlarca insanýn neden baþarýsýz- ettikse öyle yýkacaðýz. Kendimizi ta- takýlmaktan kurtarýr. Bu da kültürel önemlidir. Japonlar veya Ruslar 1 ay-
þüphe ettikten sonra, þüphe etmesine da fýrsat eþitliði saðlamaya çalýþtým.
cama çarpar. Bir daha dener, tekrar lýk halinde yaþadýðý halde baþarýlý ol- nýmamýz ve kendimizin müsbet deði- bir çaba gerektirir, “iþ içinde eðitim” lýk bebeði soðuk suya sokup çýkarýr-
dayanarak yani þüphe etmesine inana- þimi için uðraþmamýz gerekiyor. gerektirir. “Ýman ve aksiyon” dava- lar. Bizde ise aþýrý koruyucu anne, Kitapta yer alan “cam tavan sendromu”
ayný þeyi yaþar. Tanýmlayamadýðý bir mak için hiç bir þey yapmadýðýný Ýç Engelleri Aþamadan
rak kuruyordu. Dekar’ttan asýrlar ön- Emeksiz bir þey yok. sý… Hayat dinamiktir. Bunun için bir eþek kadar olmuþ çocuðunun üzerine olarak geçen “pire” deneyi...
þey hedefine ulaþmasýna “engel” ol- açýklýyor. Dýþ Engeller Aþýlmaz
ce ise Ýmam-ý Gazalî Hazretleri bu yerde donup kalmamak ve her zorlu- “aman üþümesin!” diye titrer. Ondan
maktadýr. Öðrenilmiþ çaresizlik bir daha de- Bir hedefe yürürken iki tür en-
düþüncenin orijinalini ortaya koy- Kendine Güven ve Kibir ðu sýçrama tahtasý kýlmak gerek, bu sonra en ufak bir hava deðiþikliðinde ve parçalar ile bütün arasýndaki iliþki-
Yaklaþýk 48 saat sonra köpekbalý- neme caseretini kaybetmektir. Sürek- gel(leyici) ile karþýlaþýrýz: Dýþ en-
muþtu. Kendine güveni az olan, olmadýðý da “üst-dil üst diyalektik” ile müm- hasta oluruz, burnumuz akar. Þu mi- yi kurmak için baþlandýktan sonra
ðý küçük balýðý yemek için uðraþmayý li baþarýsýzlýk korkusuyla hareket et- gel(leyici)ler ve iç engel(leyici)ler.
Demek ki, her þeyden önce insan mânânýn mâliki görünür; kendine gü- kün. Alakasýzlýk deðil alakalarda de- sali de verelim: Almanlar burnu akan uzun aralar vermeden kýsa sürede
býrakýr. Evrensel, “Büyük balýk küçük mektir. Kendine olan güvenini, “baþa- Örneðimizde cam dýþ engeldir; “ben
bir þeye inanmak ve güvenmek duru- vensizliðini kapatmak için tabiî ol- rinleþmek, tecrit tavrý söz konusu… çocuðuna selpak uzatýr ve burnunu okunup bitirilmesi önerilir.
balýðý yer” kuralý iþlememektedir. rabilirim” inancýný kaybetmektir. Öð- ne yaparsam yapayým o küçük balýðý
munda… “Ýnsanda ilk olgu peþin ka- mayan bir haldedir. “Dostlar alýþve- Kâinata atýlmýþ insan, yapayalnýz kendi silmesini ister. Türkler ise çan- Bu kitabý en az iki defa okumanýz
Büyük balýk depresyona girmiþ gibi- renilmiþ çaresizlik zihne takýlý bir psi- yiyemem” inancý ise iç engeldir. En-
buldür; hangi düþünce olursa olsun!” riþte görsün” tavrýna itibar eder. Ken- doðup, yapayalnýz ölen insan. Aslýn- tasýndan selpak çýkarýr, çocuðun bir önerilir. “Konsantre” fikirler sunuldu-
dir. Çaba harcamayý býrakmýþtýr. Çün- kolojik kelepçedir. gellerim yapýsýyla ilgili üç noktayý
diye ÝBDA Mimarýnýn belirttiði hu- dine duvarlar örer, sahte bir gurur ve da her ne kadar müþterekliklerimiz güzel burnunu sildikten sonra birde ðundan anlamanýn ötesinde sindir-
kü ne yaparsa yapsýn o küçük balýðý Biz bu deneyden öðrenilmiþ çare- bilmek önemlidir.
sus. eda ile vaziyeti idare etmeye bakar. olsa da ferdî oluþ ruhî hayatta ve her- baþýný okþar. Çocukta, kendi kendine mek için iki kez okumak gerekiyor.
yiyemeyeceðine inanmýþtýr! sizlik teorisinden daha fazlasýný öðre- Dýþ engelleri aþmak için önce iç
Esseyyid Abdülhâkim Arvasî Dik durur ama dik durmak için durur kes kendi hayatýný yaþýyor, herkes davranýþ geliþtirmek, bunun alýþkanlý- En azýndan ilk okumanýzda altýný çiz-
Deneyin ikinci aþamasýna geçildi- nebiliriz. Bu dersler neler olabilir? engelleri aþmak gerekir. Fiziksel en-
Hazretleri’nin iþaretlediði üzere: yani dik duruþu bünyeleþtirmemiþtir, kendi varoluþundan kendi mesul. Her ðýný kazandýrmak mühimdir. diðiniz yerleri ikinci kez dönüp oku-
ðinde araþtýrmacýlar aradaki cam böl- gelleri aþabilmek için önce zihinsel
“Ýnan da, istersen bir odun parça- görüntü olarak yapar. Çünkü þahsiye- koyun kendi bacaðýndan asýlýr sözü yun. Bir kitabýn altýný üstünü çizerek
meyi kaldýrýr. Artýk köpek balýðý is- Baþarýsýzlýk ve “Kaybeden engelleri aþmak gerekir. Ýç bariyerle-
sýna inan!” ti yapmacýktýr. Kendini eksik gördü- burada doðru oluyor. Kendimizi ve Çevremizi okumanýn iki yararý vardýr. Birincisi
terse küçük balýðý yiyebilecektir. Olmak” Öðrenilmiþtir rini aþamayanlar, dýþ engelleri aþmayý
Ýnsan, özgüven kazanabileceði gi- ðü için bunu sunî bir görünümle ka- Kimsenin sinir sistemi kimse ile Eleþtirmek daha sonraki okumalarýnýzda, iþaret-
Önünde hiçbir engel bulunmamakta- Baþarýsýz olmak öðrenilmiþtir. denemez bile, denese de aþamaz.
bi, özgüvensizlik de kazanabilir. Mü- patmaya bakar. Böylelerinde sosyal ayný hassasiyette deðil ve kimse kim- Kendimizi ve çevremizi eleþtire- lerinizden birkaç yýl önceki zihin dü-
dýr. Çok da açtýr! Bizler de köpekbalýðý gibi bazý þeyle- Çünkü kiþi kendinde tutuklu kalmýþ-
min Sekman’ýn yazdýðý Alfa yayýnla- kaygý da fazladýr. Çevrenin ne diyece- senin gözbebeðinden bakýcý deðil. bilmek, kritik edebilmek, muhasebe zeyinizi ve eðilimlerinizi anlarsýnýz.
Araþtýrma ekibi neler olacaðýný ri deniyoruz, kaybediyoruz, tekrar de- týr.
rýndan çýkan “Her þey Seninle Baþ- ði, nasýl göreceði þahsiyetinden önce Kalblerde dönenler herkesin kendine edebilmek insana özgüven verir. Ýkincisi, tekrar ederken, sadece altý
beklemeye baþlar. Þaþýrma sýrasý bi- niyor, tekrar baþarýsýz oluyoruz. Yap- Ýç engelleri aþmak dýþ engelleri
lar” isimli kitapta bana ilginç gelen gelir. Halbuki kendi vicdanýmýzýn se- göre, “iman ve tefekkür” mevzuu… “Ben kimim ve çevremle iliþkilerim çizili yerleri okursunuz.
lim adamlarýndadýr. Çünkü köpekba- týklarýmýzýn karþýlýðýný alamayýnca aþmaktan daha zordur çünkü iç en-
bir köpek balýðý misali var. Bahsi, si her þeyden önce gelir, çevrenin ne Kendine güvenen insanlar yetiþtir- nasýl olmalý?” Bu sorularýn en iyi ce- Kitabý “kullanarak” okumanýz
lýðý küçük balýðý yemek için hiçbir hayal kýrýklýðý yaþýyoruz. Baþarýsýz- gellerimizi göremeyiz. Deneydeki
kendi orijinal baþlýklarýyla aynen ve- dediði deðil. Bunun, kuruðu dik tut- mek zorundayýz. vabýný da bir dünya görüþü verebilir. önerilir.
þey yapmaz! Küçük balýðý kovalayýp lýktan korkup, birdaha hayal kýrýklýðý hayvanlar bir dýþ engel olan camý gö-
riyorum: mayla “dik duruþ ayný þeyler deðil…” Ezik, sümsük, horlanmýþ, aþaðýlýk Ýnsan her þeyden önce bir þahsiyet Kitabý aktif bir þekilde okumalýsý-
büyük balýðýn alanýna geçirirler ama yaþamamak için baþarýyý denemekten remezler. Ancak insanlar dýþ engelle-
yine de yemek için hiçbir hamle yap- vazgeçiyoruz. Sonunda baþarýsýzlýðý Ýnsan kusurlarýyla beraber dik du- kompleksi olan nesiller deðil, çamur- mayasý geliþtirmeli ki, yüksek fikirle- nýz. Sorulan sorularý yazýlý olarak ce-
Öðrenilmiþ Baþarýsýzlýk: rini çok iyi görebildikleri halde iç en-
maz. bir yaþam tarzý olarak benimseyip, rabilir. Çünkü tabiîlik önemlidir, þah- da da olsa baþý dik, gönlü zengin in- ri alabilsin. vaplamanýz önerilir. Kendinize küçük
Kaybetmeyi Nasýl Öðreniriz? gellerini genellikle göremezler. Ýnsan-
Sonuç çok dramatiktir, büyük ba- kendimizi “kaybeden” olarak görüyo- siyetin temeli budur. Yoksa kusursuz- sanlar. Hiç cevher çamura düþse de- Bu da yürekte kaynayan yüce bir bir “kiþisel geliþim günlüðü” açabilir-
Bir köpekbalýðý aç halde bir ak- larýn dýþ engellerin üzerinden aþmasý-
lýk açlýktan ölmek üzere olmasýna ruz. luk deðil. Hatasýz kul olmaz. Hatala- ðerinden yitirirmi? Ýnsanî özümüzü duygudur ki, insaný, varoluþ hakikati- siniz. Stressiz, algýlarýnýzýn açýk oldu-
varyuma konulur. Balýk akvaryumun ný engelleyen iç engellerdir ama iç
raðmen yine de küçük balýðý yeme- Baþarýsýzlýk eðitimi “acýlý dersle- rýný kabul edebilmek, insanýn kendine ve halifelik misyonumuzu cevher ni aramaya iter. Fare kafasýný insan ðu, dingin bir zihin durumunda oku-
her yerinde yüzebilmektedir. Avlaya- engelleri göremedikleri için dýþ en-
miþtir. re” dayanan, kafalar bir yerlere vuru- güvenindendir ve erdemidir, mühim olarak görmeli ve içimizde her zaman kafasýndan ayýran keyfiyet düþünce- manýz önerilir. Hafta sonu sakinliðini
caðý bir þeyler aramaktadýr. gelleri suçlarlar. Daha çok içe deðil,
Köpekbalýðý küçük balýðý neden la vurula öðrenilmiþ, duygusal yo- olan budur. Kendine güvenmekle ak- parýldatmalýyýz. Bunu kuru kuru gu- dir, mücerred düþüncedir. Bunun þuu- tercih edebilirsiniz. Zihinsel stresten
Sonra akvaryuma küçük bir balýk dýþa dönük yaþadýðýmýz için, dýþ en-
yemedi! “Aç ama gururlu” olduðu ðunluðu yüksek bir programdýr. Paslý lýna, malýna güvenmek ve gururlan- rurlanmak vesilesi deðil, bizim haki- runda olmak ve bu þuuru, hakikatin kurtulmak için, bir kaç saat uyuduk-
konur. Köpekbalýðý küçük balýðý ye- gelleri daha çok görürüz. Bu kitap
için mi? çiviler gibi, yerlerinden söküp atmak mak baþka þeyler. Ýnsan yalnýzken bi- katimiz ve zenginliðimiz olarak gör- hakikatine nisbetle iþlemek, geliþtir- tan sonra okuyabilirsiniz. En çok ba-
mek için harekete geçer. Çünkü aç- zihninizdeki iç engellerinizi, zihinsel
Bilim adamlarý köpekbalýðýnýn zordur. Beyinden söküp atmak çok le kendine güvenmeli. meli, hatta hata ve eksikliklerimizde mek; insan olma onur ve haysiyeti. þarýlý olmasýnýn istediðiniz üç kiþiye
týr(motivasyon), küçük balýðý yiyebi- bariyerlerinizi size fark ettirmeye ça-
içine düþtüðü ruh durumuna “öðrenil- güçlü bir baþarý eðitimi gerekir. bile bu cevherin yitmeyeceðini ve içi- Hayvan da bu hasletler yok çünkü. bu kitabý okutmanýz önerilir. Oluþtu-
leceðine inanmaktadýr (özgüven) ve lýþacak. Tabii bunun için kitabý sonu-
miþ çaresizlik” demektedir. Öðrenil- Baþarýsýz olmayý öðrenenler, öð- mizde küllenmiþ olarak yaþayacaðýný Ýnsan olmak kaderimiz, bundan kaçýþ racaðýnýz bu pozitif yaþam çevresi si-
küçük balýðý yemenin kendi ellerinde na kadar okumanýz gerekiyor! “Ben
miþ çaresizlik, bir canlýnýn defalarca renmekle kalmaz, baþarýsýzlýk üreten Kendine Güven ve Ekonomik ve onu parlatmanýn elimizde olacaðý- yok. Sýnýf deðiþtiremeyiz; bu zorun- zi de büyütecektir. Son olarak biz de
(kontrol) olduðunu düþünmektedir. hiçbir kitabý baþýndan sonuna okuya-
denediði halde istediði sonucu alama- zihniyetlerini çevredekilerin beynine Baðýmsýzlýk ný unutmamalýyýz. Bunu unutursak luluk içinde hürriyetimizi idrak etme- þunu ilave edelim: Kendine dürüst
Küçük balýðý yemek için ilk saldý- madým” diyorsanýz, bakýn ilk iç enge-
masý durumunda, bir sonraki deneme- de yükleyerek; onlarý da baþarýsýzlýða Ýþsizlik kötü bir þey, insaný mânen veya ümitsizliðe düþersek asýl en bü- liyiz. davranmanýn verdiði hazzý anlatan ve
rýsýnda kafasýný ne olduðunu algýlaya- linizle tanýþtýnýz!
sinde baþarýsýz olacaðýný beklemesin- sürüklerler. daha çok yýpratýyor… Ekonomik kö- yük kötülüðü kendimize yapmýþ olu- Saðlam bir dünya görüþünün arka- özgüvenin bir ilkesi olan Þeyh
madýðý sert bir þeye çarparak þok ge- Dýþ engeller kendiliðinden orta-
den dolayý, deneme cesaretini kaybe- Bilim adamlarý deneyin ikinci aþa- lelik de kötü bir þey, patronunun iki ruz. sýndan eþya ve hadiselere bakmanýn Sâdî’nin þu sözünü verelim:
çirir. Çünkü bilim adamlarý küçük ba- dan kalkabilir ama iç engelleri sizin
dip hiçbir þey yapmamasý halidir. masýnda, köpekbalýðýnýn oðlunu da dudaðý arasýna bakýyorsun. Fakat yu- Gandinin þu sözü, bizdeki bu cev- verdiði özgüven hiçbir þey de yok- “Doðru söyleyip de hapiste kal-
lýk ile köpekbalýðýnýn arasýna cam bir zihninizden kaldýrmanýz gerekir. Çev-
Bu hale öðrenilmiþ baþarýsýzlýk da akvaryuma koysaydý, “güngörmüþ” karýda da söylediðimiz üzere insan, here iþaret etmektedir: tur… man, yalanla kurtulmandan daha iyi-
bölme yerleþtirerek onlarý ayýrmýþlar- remizdeki dýþ engeller, dünyanýn her
ekonomik sýkýntýlar içinde de kendine “Kendi elimizle vermedikten son- Fert ve toplumun inþaýndaki ge- dir!”
10
Seçilmiþ Yahudiye
yani Siyonizme Ýsyan
Fazýl Duygun
Bush’un, Blair’den sonraki yeni finosu
F ransa tarihi isyanlarý hep
“yahudiyle” birlikte anar.
Bu “Tapýnak Þövalyeleri”nin im-
ha edildiði 1314 yýlýna kadar ve
hatta daha da eskiye gider. 1789
Fransýz Ýhtilâli ve ardýndan gelen
Müslümanlarýn çýkardýðý son Pa-
ris isyanlarý… 2005 yýlý Kasým
ayýnda, biri Türk diðeri Fas’lý iki
Müslüman gencin polis tarafýn-
dan katledilmesiyle baþlayan
(Türk olan yaralý olarak kurtul-
du) Paris isyanlarý karþýsýnda,
Fransa’yý ele geçirmiþ Yahudili-
ði buldu. O zamanýn Fransa Ýçiþ-
leri Bakaný, bugünün Cumhur-
baþkaný Nicolay Sarkozy
2005 yýlýndaki ilk isyanda,
sömürdüðü Müslüman topluluk-
lara olan Yahudi kinini kusan
Sarkozy, bugün de ayný kini,
yükseldiði daha tepedeki ma-
kamdan kusmaya devam ediyor.
Yahudilerin kutsal þehirlerinden
olan Selanik doðumlu, Sarkozy,
Siyonizm davasýnýn fiîli adamla-
rýndan olan amcalarýnýn yolun-
dan gidiyor.
Sarkozy’nin amcasý Rabbin
Moshe, Selanik Siyonist hareke-
tinin sesi, “El Avenir” gazeteci-
sinin kurucusu. Diðer Kuzeni
ise, Siyonist hareketin Yunanis-
tan’daki kolu içinde uzun yýllar
çalýþmýþ birisi. Bir diðer kuzeni
olan Peppo, Ýsrail’in Yunanis-
tan’daki ilk büyükelçisidir.
Siyonist hareket içerisinde bu
kadar kuvvetli baðlara sahip olan
Sarkozy’ye en büyük destek,
resmî bir ziyaret için gittiði Ce-
zayir’de bir Cezayirli bakanýn
ifadesiyle dünya Yahudi lobisin-
den geldi. Fransýz gazetesi Le Fi-
garo’ya bir beyanat veren Ceza-
yirli Gaziler Bakaný Muhammed
Þerif Abes, Fransýz sanayiini ele
BARAN
geçirmiþ olan Yahudilerin, Ýsrail
ve dünyadaki Yahudi sermayesi
desteðiyle Cumhurbaþkanlýðýný
kazandýðýný söyledi.
Sarkozy, Fransýz toplumunun
temel yapýsý olan sendikacýlýða
savaþ açmýþ ve Fransa’nýn ABD
tipi kapitalizme uyum saðlamasý
gerektiðini ifade etmiþti. Bunun
için ise, Fransa’yý grevlere iten
ve küresel kapitalizme uyumlu
yasalar hazýrlattý.
Siyonist Yahudi Sarkozy,
1789 Fransýz Ýhtilâli’nin ana ga-
yeleri olan “Equality-Fraternity-
Liberty; Eþitlik, Kardeþlik, Öz-
gürlük) kavramlarýna açýktan ve
en büyük darbeyi vuran birisi
olarak tarihe geçecek.
Yani oluþumunda büyük kat-
kýsý olduðu Batý’nýn ve özellikle
de Fransa’nýn, baþtan sona dö-
nüþtürülerek, büsbütün Yahudi-
leþtirilmesi ve Fransýz kokan bü-
tün özelliklerinin tasfiye edilme-
sini hedef almýþ durumda.
Kaderin bir cilvesi olarak, bu
Yahudiye karþý, Fransa’nýn in-
sanlýða slogan olarak armaðan
ettiði bu kavramlarý savunmak
ve bir zamanlar vatanlarýný iþgal
etmiþ olan Fransa’nýn millî özel-
liklerini kaybetmesini önlemek
ise sömürdüðü Müslümanlarýn
“Ýsyanýna” borçlu!
Fransa’nýn ve Batý’nýn þekil-
lendirdiði, dünya ve Doðu’da
(Irak, Afganistan) Batý’da yaký-
lan (Paris) isyan meþaleleriyle
bu kez Müslümanlar özüne doð-
ru dönüþtürülüyor!
Ýngiltere çekildikten sonra,
onun yerine Fransa’yý Ameri-
ka’nýn fino köpeði yapmaya çalý-
þan Sarkozy, Fransa’nýn sonunu
hazýrlýyor…
Emperyalizmin Çöküþ
Raporlarý Sürüyor!..
20 . yýlda Batý emperyalizminin
sömürgeci baskýsýna istikrar
süsü vermek için “üzerinde güneþ batma-
yan imparatorluk” diye takdim ettiði Ýn-
giliz ordusu, yeni nesil askerî komuta
kadrolarý tarafýndan çöküþünü ilân etti.
Amerika’nýn çöktüðü hakikatini tes-
lim eden Amerikan generallerinden son-
ra, benzer çöküþü Ýngiliz ordusunun ge-
nerallerden duymak tabi ki sürpriz olma-
yacaktýr.
Bu hakikat, sadece Amerika’nýn gü-
cüne(!) tapan iþbirlikçiler için inanýlmaz
ve kabul edilemezdir. Çünkü onlar, iþgal-
ci kovulduktan sonra sýðýnacaðý köþe ol-
mayacaðýný bildiklerinden, iþgalcinin is-
tilâ ettiði topraklarýmýzdan beslenerek
sefil hayatlarýný sürdürmektedir.
Ýngiliz Genelkurmaylýðý Raporu
Ýngiliz Genelkurmay Baþkaný Sir Ric-
hard Dannatt hazýrlattýðý raporda, ülke
dýþýnda görev yapan askerlerin, aþýrý iþ
yükü ve yetersiz kaynaklar nedeniyle,
“kýzgýn ve yorgun” olduklarýný, kendile-
rini “deðersiz” hissettiklerini belirtiyor.
Dannatt’ýn raporunda yer alan gö-
rüþler þöyle:
- Ýngiliz ordusu operasyonlarý sürdü-
remez halde.
- Yeterli asker yok.
- Afganistan ve Irak’ta savaþmak as-
kerleri ve ailelerini büyük baský altýnda
tutuyor.
- Askeri lojmanlarýn bulunduðu böl-
geler güvenli deðil.
- Askerler ordudan ayrýlmak için has-
ta oluyor.
- Operasyonel yoðunluk nedeniyle
izinler iptal ediliyor veya sýnýrlanýyor.
- Maaþlar yetersiz, kýþla kantinleri
kötü.
- Hayatýndan memnun olmayan asker
sayýsý artýyor.
- Kaynak ve personel sýkýntýsý nede-
niyle Falkland Adalarý’na, yetersiz, sað-
lýksýz, 17 yaþýnda askerler gönderilebili-
Banu AVAR'a Ýsrail Sansürü
12 Kasým pazartesi günü TRT 1’de
yayýna konulmasý gereken Sýnýr-
lar Arasýnda Programý SURÝYE bölümü,
TRT haber dairesince yayýndan kaldýrýldý.
Programýn yayýndan kaldýrýldýðý bilgisi,
Haber Program Müdürü Meryem Uysal
tarafýndan ekibe bildirildi. Uysal, progra-
mýn, ‘Türkiye’yi ziyaret eden Ýsrail he-
yetini incitebileceði gerekçesiyle’ yayýn-
dan kaldýrýlmasýnýn uygun görüldüðünü
bildirmiþti. Daha sonra bu söylem deðiþti-
rilerek, Sýnýrlar Arasýnda ekibine gerekçe-
siz olarak programýn yayýnlanamayacaðý
ve bu konuda bir gerekçe bildirilemeyece-
ði söylendi. Sýnýrlar Arasýnda programý
geçtiðimiz yýllarda da sýk sýk benzer san-
sürlemelerle karþý karþýya kalmýþtý. 2005
Mart’ýnda yayýnlanan Suriye programýnýn
büyük bir bölümü ‘Ýsrail’i üzer!’ gerekçe-
siyle sansürlenmiþ; 2006 Mart’ýnda Filis-
tin’le ilgili program yine sansüre uðramýþ,
yayýnlanan kýsmý da Ýsrail büyükelçiliði ta-
rafýndan þikayete uðramýþ ve tekrar yayýný
yor, saðlýklý ve güçlü askerler diðer ope-
rasyonlara (Afganistan ve Irak) kaydýrý-
lýyor. Donanma’nýn, yapýlan bütçe kýsýt-
lamalarý nedeniyle tümüyle “yaþlý ve
operasyonel açýdan kusurlu” gemilerden
oluþtuðuna dikkat çekilen raporda, “Do-
nanma, Irak savaþýnda üstlendiði gö-
revi bile tekrarlayacak güçte deðil”
denildi. “Donanma, beklenmeyen þok-
lara karþý bütün dayanýklýlýðýný yitir-
miþ durumdadýr” denilen raporda,
“Donanma’nýn durumu iyi deðil. Ýngi-
liz Kraliyet Donanmasý orta ölçekteki
bir savaþý çýkarmakta güçlük çeke-
cektir” görüþü savunuldu.
Bu arada, “Gölge” Savunma Bakaný
Muhafazakar Partili Liam Fox, Ýngiliz
Kraliyet Donanmasý’nýn bu duruma dü-
þürülmesinden hükümeti sorumlu tuttu.
Fox, “Ýþçi Partisi hükümeti tarih bo-
yunca düþmanlarýmýzýn yapamadýðý
þeyi yaptý ve koca Donanma’yý dizle-
rinin üzerine düþürdü” dedi.
Genelkurmay Baþkanlýðý’na getiril-
dikten kýsa bir süre sonra geçen yýl Daily
Mail gazetesine verdiði röportaj hatýrla-
nacak olursa General Dannatt, Ýngilte-
re’nin Irak’tan çýkmasý gerektiðini belirt-
miþ, “Kabul etmek gerekir ki, 2003’teki
askeri müdahale aslýnda kapýyý tekmele-
yip içeriye girmekti” demiþti.
Bu uzun röportaj Ýngiltere Baþbakaný
Blair’i çok zor durumda býrakmýþtý.
Þimdi iþbirlikçiler bu tür ifþaatlarýn
uyandýrdýðý telaþla, mesela “Gülen Hare-
keti” tarzýnda ihanet oluþumlarýyla baba-
larý için “güç” kaynaðý arayýþýndalar…
Ayný zamanda efendilerini Ýslâm savaþ-
çýlarýnýn elinden daha az kayýplarla kur-
tarmak ve çýkarlarýný sürekli kýlmak için
çeþitli organizasyon peþindeler! Bu açýk-
lamalar, itiraflar, raporlar düþmanýmýzýn
“Beyaz Bayrak”ý çoktan çektiðinin ifþa-
ýdýr! Ýþbirlikçiler ve efendileri daha önce
görmedikleri bir devrimle tepelenecek-
ler!..
BARAN Haber
engellenmiþti. 2006 Aralýk ayýnda Ýsveç’in
Nobeli adlý program da ‘Ýsveç’i üzer!’ ge-
rekçesiyle tekrar yayýndan kaldýrýlmýþtý.
2007 Eylül’de Hangi Avrupa adlý özel bö-
lüm ‘Avrupalý dostlarýmýzý üzer!’ gerek-
çesiyle yayýna konulmamýþtýr. Banu Avar,
TRT tarafýndan bundan önce 5 kez yayýn
sansürüne uðramýþ ve bugüne kadar yayýn-
lanan 75 programýn çoðu, 3-10 dakika ara-
sý kesilerek yayýnlanmýþtýr. Mayýs 2007’de
habersizce yayýndan kaldýrýlan ve tekrar
bölümleri de yasaklanan program, TRT yö-
netim kurulunun gayreti, baský ve teþvikiy-
le tekrar yayýna koydurulmuþtur. TRT bir
kamu kurumudur ve kamunun maddi kat-
kýsýyla ayakta durmaktadýr ve kamu için
vardýr. Ama görünen o ki, kamuyu bilgilen-
diren ve TRT’nin en büyük ilgiye mazhar
olan programý Sýnýrlar Arasýnda ve yapým-
cýsý Banu Avar çeþitli engellerle bezdiril-
meye çalýþýlmakta ve istifaya zorlanmakta-
dýr! Kamuoyunun bilgisine!
www.acikistihbarat.com-12.11.07
Ahlâksýz Batý ve
Ahlâksýz Ýþbirlikçileri
Batý iþbirlikçilerinin çaresizliðini gören emperyalistler, son çare olarak BD-ÝBDA’nýn bu topraklarda hakimiyet kurma
mücadelesinin önünü kesmek için Allahsýz-Ilýmlý Ýslâmcýlar vasýtasýyla bize küreselleþmeciliði dayattýlar.
Nazif Keskin
B
atý’nýn tarihi yaðma ve talanla
baþlayýp, kendinden daha za-
yýf olanlarý sömürgeleþtirerek 19.
yy’a kadar gelmiþtir. Ýþgale dayanan
sömürgecilik, yüksek maliyetli olma-
ya baþlayýnca da hile baþvurarak güya
medeniyet götürüyormuþ gibi yapýp
asker ve Afrika’nýn hammadde kay-
naklarýný emperyalist emelleri için
Batý’ya aktarmýþlardýr. Bugün gelinen
nokta ise, “Demokratik Sömürgeleþ-
tirme”dir. Yani, dünyanýn uyutulup
uyuþturulmasýnýn, köleleþtirilmesinin
adýdýr “demokrasi”… Amerika’nýn
Irak’a demokrasi götüreceðim diye-
rek petrolünü gasbetmesi, kan ve göz-
yaþýna boðmasýdýr. Batý’nýn “demok-
ratikleþtirmesi” yeni bir sömürgecili-
ðin adýdýr.
Batý’da iyi güzel ve insanî olan
hiçbir þey yoktur. Amerika bir mafya
devletidir. Avrupa’dan Amerika’ya
göç ederek yerlileri öldürüp orayý
yaðma ve talan edenler, hýrsýz, serseri
ve eþkýya takýmýdýr. Ame-
rika da 36 mafya grubu
100 yýl birbirleriyle ça-
týþmýþlar ve sonunda ha-
raç bölgelerini taksim
ederek bir federal be-
yanname yayýnlayýp
“mafya devleti” kurmuþ-
lardýr. Amerika’nýn federal
gruplarý o günkü mafya
gruplarýnýn haraç alma
bölgelerini belirleyen hu-
dutlarýdýr. Bugün Batý
Amerika demektir; ve Ba-
tý’yý temsil etmektedir.
Onun için bütün kötülük-
lerin kaynaðý Amerika’dýr.
Bütün insanlarýn insan-
ca yaþama hakkýný tehdit
etmektedir. Amerika’yla
dost olmak bütün insanlýða
düþman olmak mânâsýna
gelir. Batý’da aðalýk, soy-
mak, hýrsýzlýk yapmak, za-
limlik yaparak halký kor-
kutmaktýr. Bizdeki aðalýk
ise zayýfý korumak, yok-
sula yardým etmek, halkýn
sevgisini kazanmaktýr.
Yani Batý’da “almak”la,
bizde ise “vermek”le olur.
Yani Batý’nýn yaþam tarzý
da ahlâksýzlýk üzerine ku-
rulmuþtur. Kâzým Albay-
rak Bey’in tespitiyle
BARAN
“Batý tipi yaþam tarzýný benimse-
miþ, özenmek ahlâksýz bir hayat ya-
þamayý seçmek demektir.”
Büyük mütefekkir Salih Mirzabe-
yoðlu, “Kanun ahlâkýn pýhtýlaþmýþ
þeklidir” diyor. Bizde kanun ahlâka
dayanýr. Ahlâk da “mutlak ölçülere
dayanýr. Allah Resulü, “Ben güzel
ahlâký tamamlamak üzere gönderil-
dim” buyuruyor.
Batý’daysa insanlar ahlâklý olduk-
larýndan deðil, kanunlardan korktuk-
larý için belirli kurallara uyarlar. Ka-
nunlara da güçlülerin hukukun korur.
Hiç kimse Batý medeniyetini be-
nimseyip de Batý türü bir yaþam tarzý
yaþayarak ne anti-emperyalist ne de
vatansever olunabilir. Çünkü vatan
sadece kuru toprak parçasý deðil, o
topraklar üzerinde yaþayan insanlarýn
inandýðý deðerlerinin o topraklardaki
hakimiyetidir.
Sömürgecileri “deðer”lerini deðer
olarak kabul ederek, sadece toprak
kurtarmak için yapýlan hiçbir savaþ da
kurutuluþ savaþý olamaz. Olsa olsa
emperyalistlerden taþeronluk, temsil-
cilik alma savaþý olur. Bu tür sözde
kurtuluþ savaþlarýyla önce halk aldatý-
larak halkýn kurtuluþu için yapýldýðýna
inandýrýlýr, sonra da iþgalcilerle iþbir-
liði yapýlarak kendi
yaþam tarzlarý uðruna halka
ihanet edilir. 1908 darbesinden en
son 28 Þubat darbesine kadar bütün
darbeler emperyalistlerin çýkarlarý
doðrultusunda yapýlmýþtýr. Darbele-
rin hepsinin neticesinde ülkemiz bi-
raz daha sömürgeleþtirilmiþ, halký-
mýz daha fazla soyulmuþtur. Kârlý çý-
kanlar ise emperyalistler ve onlarýn
“yerli” iþbirlikçisi sabetayistler ol-
muþtur. Halka zorla dayattýklarý þey,
Batý tipi yaþam tarzýdýr. Çünkü em-
peryalistler önce kendi yaþam tarzlarý-
ný yerli iþbirlikçileri vasýtasýyla daya-
týrlar, sonra da sömürgeleþtirirler. Sö-
mürgeci iþbirlikçilerinin on yaþýndaki
çocuklarýn ilahî okumalarýndan
ko0rkup bildiri yayýnlayarak halký
tehdit etmelerinin tek sebebi budur.
Çünkü hiçbir emperyalist güç bir ül-
keye kendi yaþam kültürlerini sokma-
dan orayý sömürgeleþtiremezler. Batý
iþbirlikçileri kafalarýna çuval geçiril-
mesinden gocunmazlar ama, Ada-
na’nýn Kozan ilçesinde, “kompozis-
yon yarýþmasý”nda birinci olan kýz
çocuðunun baþý örtülü olduðu için kýr-
mýzý görmüþ boða gibi rahatsýz olur-
lar. Adeta bir iþgalci edasýyla “indirin
onu kürsüden!” diye köpek gibi hav-
larlar! Anadolu insanýnýn yaþam tarzý-
dýr baþörtüsüdür.
Bizim yaþam tarzýmýz olduðu için
de emperyalizme uþaklýk yapanlar
bundan çok korkarlar. Baþörtüsü bir
turnusol kaðýdý gibidir. Baþörtüsüne
kim düþmansa bilin ki o emperyaliz-
min iþbirlikçisi bir haindir! Kendi öz
be öz yaþam tarzýmýz dururken, Ba-
tý’lý bir yaþam tarzýný bize zorla daya-
tanlar ayný zamanda birer vatan haini-
dirler. Kendi halkýna karþý ihanet suçu
iþlemektedirler.
K.Salih Mirzabeyoðlu diyor ki:
“Ýnsanýn insan üzerine, iradesini
hakim kýlan düzenlerde… ne hak
ne adalet ne de kardeþlik vardýr, ol-
sa olsa zayýfýn kuvvet-
liyse boyun eðme-
sidir söz konusu
olan”
Batý tipi hayat
tarzýyla, emperya-
listlerin kucaðýnda
oturarak ne milli-
yetçilik yapýlýr ne
de vatanseverlik.
Hakiki vatanse-
verliðin, milliyet-
çilik ve anti-em-
peryalistliðin yo-
lu ancak Batý tipi ha-
yat tarzýna karþý olmaktan geçer…
Bu topraklarý bize vatan yapan bi-
rinci unsur, mutlak deðerlerimizin ha-
yata hakim olmasýdýr. Halbuki 1908
darbesiyle bu topraklarda hayata haki-
miyetimizi kaybettik. Batý emperya-
lizmi ve yerli iþbirlikçileri bize zorla
kendi hayat tarzlarýný 1908’den günü-
müze kadar dayattýlar. Bu dayatmala-
ra laiklik dediler, Kemalizm dediler,
çaðdaþlýk dediler, küreselleþme dedi-
ler.
Müslümanlar bu ülkede öyle bir
hâle getirdi ki ehlileþtirilmiþ köleler
11
gibi sadece fert olarak ibadetlerini
yapmaya razý hale geldiler. Oysa
Ýmam-ý Gazalî “Devletsiz Ýslâm ol-
maz!” diyor.
Gizli iþgalcilerin, büyük mütefek-
kir Salih Mirzabeyoðlu’nun zamana,
hayata ve mekâna hakimiyeti öngö-
ren, bunun neticesi olarak da devleti
esas alan BD-ÝBDA dünya görüþünü
ortaya koymasýyla birlikte oyunlarý
bozuldu. Paniklemeye baþladýlar.
Oyunlarýný tekrar tutturabilmek için
can havliyle son çare olarak 28 Þubat
darbesini yaptýlar. Fakat muvaffak
olamadýlar. 28 Þubat darbesi esas ola-
rak Salih Mirzabeyoðlu ve BD-ÝB-
DA’ya karþý yapýlmýþ bir darbedir.
BD-ÝBDA, bugün bütün dünya Müs-
lümanlarýný temsil makamýdýr. “Baþ-
yücelik Devleti”yle tam baðýmsýz,
tam egemen yaþamaya deðer tam re-
fah devletini teklif etmektedir. Batý iþ-
birlikçilerinin çaresizliðini gören em-
peryalistler, son çare olarak BD-ÝB-
DA’nýn bu topraklarda hakimiyet kur-
ma mücadelesinin önünü kesmek için
Allahsýz-Ilýmlý Ýslâmcýlar vasýtasýyla
bize küreselleþmeciliði dayattýlar.
Kendilerine bulduklarý yeni uþak-
larýyla “diyalogçuluk, medeniyetlera-
rasý iþbirliði” adý altýnda bizi Batý’ya
uþaklaþtýrma giriþimini baþlattýlar.
Bulunduklarý mevkileri yeni uþaklara
kaptýran, Tuncay Özkan gibi baðým-
sýz, vatansever ve ulusalcý geçinen sa-
mimiyetsizler, þimdi bize diyorlar ki,
“ülkenin egemenliði, baðýmsýzlýðý
tehlikede, gelin emperyalizme karþý
mücadele edelim!”
Biz de diyoruz ki, Siz daha düne
kadar sömürgecilerle iþbirliði yaparak
insanýmýza kan kusturdunuz.
Sizin yeni iþbirlikçilerden hiçbir
farkýnýz yok! Eðer samimiyseniz, ülke
de 1919 þartlarýndan daha kötüyse an-
ti-emperyalist mücadele halkla bera-
ber verilir. Bunun yolu da halkýn de-
ðerlerine saygýlý olmaktan ve inan-
maktan geçer. Siz hâlâ halkýn deðerle-
rine düþmanlýk yapýp baþörtüsüne bile
tahammül edemiyorsunuz. Emperya-
listler gibi yaþayýp, “Batý çamurunda
debeleniyor” ve bunu da halka zorla
dayatýyorsunuz.
17 Ocak 1991’den beri antiemper-
yalist mücadele bayraðý cihadist-kur-
tuluþçu Ýslâm’ýn elinde dalgalanmak-
tadýr. Ilýmlý Ýslâm projesiyle önü
kesilmeye çalýþýlan cihadist-kurtu-
luþçu Ýslâm’ýn buradaki temsilcisi de
ÝBDA’dýr.

(1.Bölüm)
Gültekin Bey, geçen sayýlarýmýzda
röportaj yaptýðýmýz Sayýn Ömer Özka-
ya: “Türkiye’deki laiklik hristiyanla-
ra, Yahudilere karþý deðildir. Türki-
ye’deki laiklik tek bir þeye karþýdýr.
Ýslâm’a karþýdýr” diyor. Buna ne der-
siniz?
Yani, mesela hristiyanlýk ve Yahu-
dilik Ýslâm’dan daha eskidir. Onlarda
irtica tehdidi gibi bir kepazelik var mý?
Yok.
Yok. Ama Ýslâm olunca irtica yay-
garasý…
Mesela Türkiye’deki batýcý misyo-
nerler, özellikle evanjelist, Protestan
misyonerler devlet dairelerinde Ýncil-
leri kültür kitabý olarak çok rahat da-
ðýtabiliyorlar. Dava da açýlamýyor
çünkü kültür kitabý olarak daðýtýlýyor.
Öbür türlü normalde Kur’an-ý Kerim
veya ilmihal daðýtýldýðýný düþünün,
hemen tutuklanýr. Fakat emperyaliz-
min ileri uç karakolu olarak görev ya-
pan daðýtýcýlar çok rahatça her türlü
imkanlardan faydalanabiliyorlar. Me-
sela Ýhsan Özbek için þöyle söylemiþ
Kurtuluþ Kiliselerinin Türkiye Baþ
mümessili, “gece saat üçte Tayyip Er-
doðan’ý yataðýndan kaldýracak kadar
etkili”…
Doðrudur.
Ülkenin bütün kurumlarý emper-
yalistler tarafýndan bu derece iþgal
edilmiþ ve bu derece etkinler.
Tabii. Yani ülkede hakim sýnýf olan
Aðýr Ceza Eski Hakimi Gültekin Avcý:
Genelkurmay hiçbir zaman Amerika’ya hakiki mânâda itiraz edemez
Bu sözü söylüyorsunuz ama bu sö-
zün gereðini yerine getirmek için bir
çaba göstermiyorsunuz. Ondan sonra
vatan kurtaralým. Anayasada diyorsu-
nuz ki “TSK’ne anayasada bu sýnýrla-
rý, vataný korumak görevi verilmiþtir.
Peki içerideki üsleri defetme görevi
yok mu bunlarda?
Normalde eðer bir millilik anlayýþý
varsa elbette ki. Millilik anlayýþýna ve-
ya Atatürk milliyetçiliðine baktýðýmýz-
da bunu gerektirir.
Atatürk milliyetçiliðinde samimi-
ler mi? Hakikaten o manada samimi-
ler mi? Eðer bunlarýn bahsettiði
M.Kemal olsaydý o üsler yine kurulur
muydu?
Bence hayýr. Atatürk böyle þeylere
müsaade etmezdi. Atatürk’ün çünkü
dýþ devletlerle olan baðlantýlarý da fev-
kalade iyiydi. Ýþte Baðdat Paktý, Bal-
kan Antlaþmasý gibi
Bunlara nisbetle Osmanlý Paþasý
millidir o manada.
Atatürk milliyetçiliðine baktýðýmýz-
da onun radikal bir milliyetçilik oldu-
ðunu görüyoruz. Yani Atatürk Mimar
Genelkurmay bürokrasisi de zaten batý
Sinan’ýn kafatasýný çýkarýp inceleten
deðerlerine angaje olmuþ durumda. Ba-
adamdýr. Atatürk liselerde bozkurt lo-
tý, Genelkurmay bürokrasisini kendi
golu þapkalarýn…
deðerlerine dönüþtürmüþ durumda. Ül-
kede hakim aðýrlýk da onlarda olduðu-
O derece…
na göre, yönlendirici unsur da onlar ol-
Tabii tabii. Dolayýsýyla Atatürk mil-
duðuna göre maalesef Genelkurmay
liyetçiliði… Zaten Atatürk milliyetçili-
cumhuriyeti diyorum muhtelif yerler-
ði anlayýþýyla millet bu hale geldi. Bu-
de. Dolayýsýyla demokratik cumhuriyet
günkü Kürt buhranýnýn altýnda, PKK
deðil Genelkurmay cumhuriyetinde,
meselesinin altýnda da bu var.
böyle bir oligarþik sistemde sistemin
oligarklarý olan generaller de batý de-
Evet, bu var…
ðerlerine angaje olursa, batý Genelkur-
“Ne mutlu Türküm” demek zorun-
may bürokrasisini bu þekilde dönüþtür-
da deðil herkes. Eskiden Osmanlý yýký-
düyse laikliðin baþka türlü tarifi elbet-
lýrken bile büyüktü diyorum ben. Bü-
teki zor oluyor. Bugün anayasada tarif
yüktü, hiçbir zaman küçülmeden yýký-
ediliyor ama laikliði tarif edin…
lýp yok oldu gitti Osmanlý. Ve o zama-
na kadar bir Kürt sorunu yoktu. Kayda
Genelkurmay Baþkaný Yaþar Bü-
deðer hiçbir surette Kürt sorunu yok.
yükanýt’ýn geçen sene 12 Nisan’da bir
Kürt sorunu ne zaman baþlýyor? Türki-
konuþmasý var: “Türkiye 1919 þartla-
ye Cumhuriyeti Devleti kurulduðunda.
rýndadýr” dedi biliyorsunuz. “Hatta
Neden? Çünkü seküler deðerlere daya-
daha kötü” dedi Washington’da. Du-
nan bir cumhuriyet kuruluyor ve milli-
rum tesbiti yaptýðýnýz zaman hakika-
yetçi deðerlere, etnik kimliðe.
ten Genelkurmay Baþkaný doðru söy-
lüyor. Türkiye 1919 þartlarýndan da-
Batýcý milliyetçi anlayýþa.
ha kötü durumda. O dönemdeki em-
Tabii. Zaten bu etnik kimlik anlayý-
peryalist güç Ýngiltere’nin yerine bu-
þýný bize kim soktu içimize? Batý sok-
gün Amerika var. Siz bunu Ameri-
tu. Etnik kimlik bilinci. Yani Kürtlük,
ka’da söylüyorsunuz. Böyle bir tesbit-
Türklük, Lazlýk, Araplýk… Osmanlýda
te bulunuyorsanýz 1919 þartlarýndan
böyle bir þey yok. Osmanlý’da bizi bir-
daha kötüyse siz neler yapýyorsunuz?
birimize baðlayan ebedi soluklar vardý.
O dönemki Ýstanbul iþgal edilmiþ bu-
Mezar ötesi emellerimiz vardý. Mave-
gün Ýncirlik iþgal edilmiþ durumda.
raya olan aþkýmýz vardý. Hep beraber
Veya Ýsrail Konya’da üs kurmuþ du-
Sarýkamýþ’ta, Galiçya’da, Kafkasya’da
rumda. Her taraf iþgal edilmiþ.
bunun için öldük. Þimdi peki bu sapkýn
Silahla girilemeyen yerler anlaþ-
laiklik anlayýþýyla, potasýndan çýkmýþ
malarla ele geçirilmiþ durumda.
seküler laiklik anlayýþýyla ve Atatürk
BARAN
milliyetçiliðiyle nereye varacaksýnýz?
Ýþte vardýðýnýz yer. Ülke bölünmenin
eþiðine geldi.
Kaldý ki onda bile samimi deðiller.
Hem ondan bahsediyorlar hem de en
basit manada Türk milliyetçiliðinin
vataný koruma, topraklarý koruma ba-
býnda söylediklerini yerine getirmeye
niyetleri olsa bugün ülke iþgal üsle-
riyle dolmazdý. Türk-Kürt meselesi
ayrý onun ayrý bir tarafý var. birinci
meselede bu iþgal üsleri burada bu-
lunduðu sürece senin hiçbir söz söyle-
meye hakkýn yok. Yani orada 50-100
PKK’lý sýnýrý geçti diye cingar koparý-
yorsun. Bugün ülke 50-60 yýldýr üs-
lerle iþgal edilmiþ durumda. Senin
hiçbir icraatýn yok, karþý icraatýn yok
hatta bilakis izin veriyorsun, anlaþ-
malar yapýyorsun.
Tabii caným. Yani o 200 kiþilik gu-
rubun sýnýrý geçmesi askeri istihbaratýn
fiyaskosudur. Askeri istihbarat ne iþ
yapar? Bizde ne iþ yapar askeri istihba-
rat? Baþörtüsü iðneli mi, iðnesiz mi?
Gümüþ yüzüðü var mý? Askeri istihba-
rat bizde bu iþi yapar. Ama askeri istih-
baratýn ne yapmasý gerekirdi? Stratejik,
taktik, askeri operasyonel savaþ istih-
baratý yapmasý gerekirdi. Ama maale-
sef bizde her þey iç tehditlere yönelik.
Devamlý kendi insanýna takibe yöneldi-
ði için þimdi o fiyaskoyu yaþýyoruz, o
ýstýrabý çekiyoruz. Neticede gelinen
nokta hiç iç açýcý deðil. Yani Atatürk
milliyetçiliði anlayýþý devam ettiði
müddetçe ülke kaçýnýlmaz bir þekilde
bölünür. Kemalizm, bu aþamadan iti-
baren Atatürkçülük anlayýþý dayatýldýðý
sürece ülke kaçýnýlmaz bir þekilde bö-
lünür.
Sunabilecekleri bir alternatifleri
yok.
Tabii. Aziz Nesin Güneydoðu’da
bir askeri birliðe gittiðinde -ki Aziz
Nesin ateisttir- “Ne Mutlu Türküm Di-
yene” yazýsýný görünce “sorunu çöz-
mek için önce bu yazýyý kaldýrýn” de-
miþ. Sonra kýþlaya alýnmamýþ. Yani
böyle bir tabir varmýþ orada. Ama bu
doðru dediði. Yani sen Kürtleri Türk
kabul ediyordun. Ben o bölgede çok
görev yaptým, zaman zaman gidip geli-
yorum iþlerim vesilesiyle. Adam ben
diyor Türk deðilim. Yani bunu kabul
etmiyor. Sen onun Türk olduðunu is-
patlamakla bir yere varamazsýn. “Ben
Kürdüm” diyor. “Kürdüm” diyorsa
Kürt olduðunu kabul edeceksin, yani
bu kadar basit. Çünkü artýk ortak þem-
siyen kalmamýþ. Ýslâm þemsiyesi kal-
mamýþ.
O yok edildi zaten.
Tabii. Madem milliyetçilik var “sen
Türksün ben de Kürdüm arkadaþ” di-
yor. “Sen Türksün kendine göre baþarý-
lýsýn ben de kendime göre baþarýlýyým”
diyor.
Batýcý Bedirhanilerden hangi kar-
deþ bilmiyorum ama Türk Ocaklarý
kurulunca demiþ ki “Paþam bu ocak-
lar sizde Türk milliyetçiliðini bizde de
Kürt milliyetçiliðini hýzlandýracak”.
Tabii, batýnýn tetiklediði oydu za-
ten. 1789’da baþladý. Bu zehrin mem-
baý, 1789’da milliyetçilikle baþladý. Zi-
ya Gökalp mesela bakýyorsunuz milli-
yetçi, Diyarbakýrlý. Veya Moiz Kohen-
Tekin Alp. Yani bunlar nasýl olabilir?
Bunlarý düþünmek lazým.
Þimdi mesela Barzani’nin Ameri-
ka’yla iþbirliði yapmasý eleþtiriliyor.
Doðrudur, emperyalizmle iþbirliði ya-
pýyor. Barzani diyor ki “Siz de yapý-
yorsunuz, sizde emperyalizmle iþbirli-
ði yapýyorsunuz.” Baktýðýmýz za-
man…
Söz sadedinde bakýnca doðru tabii.
Biz elli yýldýr yapýyoruz.
Evet.
Amerika’nýn Irak ve Afganistan
iþgalini biz saðladýk. En büyük lojistik
desteði biz saðladýk.
Evet.
Bugün þikayet ettiðimiz emperya-
lizmin emrinde bir Kürdistan devleti-
nin kurulmasýna en büyük lojistik
desteði 17 yýldýr Türkiye verdi. Turgut
Özal döneminde –ki, Barzani ve Tala-
bani ona ‘dayý’ diye hitabediyorlardý-
Türkiye ile birleþelim demiþler. Gerçi
buradakiler ona cesaret edemezler.
Baktýlar iþler Vaþington’dan çevrili-
yor, öyleyse, “ben niye Türkiye’yi mu-
hatap alayým ki, gider doðrudan ABD
ile görüþürüm” dediler. Yani bugün
Barzani ayaklarýnýn üstünde duru-
yorsa Türkiye’nin desteðiyle duruyor.
Evet, daha düne kadar Ahmet Cem
Ersever’i görünce esas duruþa geçiyor-
du Talabani’yle Barzani. Bir binbaþý
esas duruþa geçiriyordu Barzani’yle
Talabani’yi. Ama þimdi meydan oku-
yorlar. Neden? Amerikan þemsiyesi al-
týnda olduklarý için. Amerikanýn kart-
larýndan biri olduklarý için. Amerika-
nýn bölgedeki kartlarý Talabani, Barza-
ni, PKK. Türkiye’de kartlarý arasýnda.
Ve Irak’ýn orta kesimindeki Sünniler,
Þiiler, bunlarý hep kart olarak kullaný-
yor Amerika ve kartlar arasýnda denge-
leme yapýyor. Bir kartý ekarte ediyor
bazen, bir kartý ortaya koyuyor. Kartlar
arasýnda bir önem sýralamasý yapýyor.
PKK bugün tamamen ABD bilgisi da-
hilinde yok edilecek mi? Ben inanmý-
Röportaj: Fazýl Duygun
yorum. Sadece pasifize edilecek. Ve
PKK daha çok PJAK’la birlikte Ýran’a
sevk edilecek. Veya PKK olmasa da
PJAK güçlendirilecek Ýran’a karþý ve
Türkiye’nin de ABD’nin Ýran’a karþý
askeri harekatýnda ABD’nin yanýnda
olmasý. Nasýl yanýnda olur? Bu bilin-
mez tabii. Üsleri kullandýrýr mý? Veya
bir askeri harekat þeklinde mi yanýnda
olur? Veya siyasi destek þeklinde mi
yanýnda olur? Ama bir þekilde yanýnda
olmasýný istiyor. Ýran’ýn istediði de ne-
dir? En azýndan tarafsýz kalmasý ki
haklýdýr isteðinde. Sen üslerini kullan-
dýrýrsan böyle bir harekatta Ýran Türki-
ye’yi haklý olarak vurur.
Taraf oluyorsunuz.
Tabii, taraf oluyorsun. Kendi irfaný-
mý, kaos ortamý yaratmak ve kaos orta- ban’a destek veriyorlar. Yani toplum
na karþý hem de. Bu Asya’da bir ülke.
mýný yarattý Irak’ta. Çünkü kurt puslu yapýsýný bilmeden “langýrt” diye iþgal
Senin komþun olan ülke. Adam on bin
havayý sever. Yani istikrarsýz ortamda ederek iþler yürümüyor.
kilometre öteden geliyor, burada hangi
hakla düzenleme yapýyor? Condolezza “Ne mutlu Türküm” demek zorunda deðil herkes. Eskiden Osmanlý
Rice’ýn dediði gibi bugün Ortadoðu’da yýkýlýrken bile büyüktü diyorum ben. Büyüktü, hiçbir zaman küçülme-
22 ülkenin sýnýrlarý deðiþecek. Hangi den yýkýlýp yok oldu gitti Osmanlý. Ve o zamana kadar bir Kürt sorunu
hakla söylüyorsun bunu?
yoktu. Kayda deðer hiçbir surette Kürt sorunu yok.
Neye dayanarak?
Amerika istediði gibi, bakýn günde Ama þu var: Amerika’nýn özellikle
“Ben” diyor, “Büyük balýðým, dün-
yüzlerce kiþi ölüyor, binlerce bomba- orada askeri olarak konuþlanmasý
yanýn patronu benim. Dolayýsýyla ben
lar, þunlar, bunlar. Amerika böyle orta- önemli, bir. Ýkincisi olarak ekonomik
deðiþtiririm. Var mý itirazý olan?” dedi-
mý seviyor. Ýstikrarsýz kaos ortamýný… kaynaklara, enerji kaynaklarýna sahip
ðinde kaç kiþi itiraz edebilecek ki? Bü-
olmasý…
yük devletlerin, süper devletlerin dýþ
Çýkamýyor ama þimdi. 200 bin as- Ama zaten onu yapamýyor.
politikaya ihtiyacý olmaz genelde. Zor
kerle kaldý orada çýkamýyor. Bugün Irak’ta enerji kaynaklarýný
durumda restini çeker geçer. Ayný þey
Bir þekilde çýkar o. Þimdi, o zaman kontrolü altýna aldý.
gibi; NATO, BM harekatý þeklinde ol-
kayýplarý ne? falan. Kayýp olur her za-
muyor yani Yugoslavya harekatý nasýl
man. Kayýp belli bir miktarda olacak- Hayýr, bakýn Irakta senede 200 de-
oldu? NATO harekatýydý o.
týr. fa boru hatlarý patlýyor.
Elbette, bu direniþ mahiyetinde ger-
Ayný þeyi Türkiye’ye uygulamaya
30-40 bini geçti þu anda kayýplarý. çekleþtirilen saldýrýlar. Bunlar olacak.
çalýþýyor.
Evet, büyük bir operasyon çünkü. Ama önemli olan kontrol altýna almak,
Tabii…
Kayýp muhakkak olacak. Amerika denetimi altýna almak.
Irak’ta baþarýlý kendine göre. Nasýl Af-
Þimdi gözümüzden kaçýrýlan bir
ganistan’da istikrarsýzlýk doðduysa, ABD Irak’ta tutunamýyor, kaçmak
nokta var. Amerika Irak’tan kaçmaya
kaotik bir ortam, %300 arttý uyuþturu- istiyor. Ýsrail tutuyor orada Ameri-
çalýþýyor. Kaçarken de aslýnda, Türki-
cu üretimi Afganistan’da. ka’yý.
ye’yi de dahil edip, “geç oldu, güç ol-
Ama ihaleleri alan þirketlere bir ba-
du ama ben cesur bir þekilde iþlerimi
Ama þu var: 5 bin kiþiyle yapacaðý kýn. Hepsi Amerikan þirketleri.
yaptým, hedefime ulaþtým, þerefli bir
iþi Afganistan’da 50 bin askerle yapý-
þekilde geri çekildim” propagandasýný
yor. Þu anda mesela NATO çatýrdama Orasý öyle de, onlarýn kendilerin-
yapmaya çalýþýyor. Irak’ta ve Afganis-
noktasýnda. Ha bire asker göndermek den baþka ABD’ye bir hayrý yok!.
tan’da Amerikanýn yenildiði 3 yerde
istiyor. 5 binle baþladý bugün 100 bine Amerikanýn savaþtan önceki toplam
kabul edilmiyor: Ýstanbul, Baðdat’ta-
çýkacak. Ýkincisi de Taliban artýk Af- dýþ borcu 6 trilyon dolarken þimdi 14
ki ve Erbil’deki iþbirlikçi yönetimler
ganistan’ý çiftlik olarak görüyor. Tali- trilyon dolara çýkmýþ. Sadece dýþ bor-
tarafýndan hep manüpile edilmeye ça-
ban birinci hedef olarak þimdi Pakis- cu 8 trilyon dolar artmýþ 5 senede.
lýþýlýyor. Aslýnda dünya çapýnda her-
tan’ý aldý. Amerika iyice tutuþtu þim- Toplam iç ve dýþ borcu 14 trilyon do-
kes biliyor; Amerika yenildi.
di. Dengeleri þey yapamýyor. Bugün lar artmýþ 5 senede.
Ýþte bu konuda bende farklý düþünü-
iþi götüren Taliban. Bütün batý kay- Ýþte, Amerika da krizi küreselleþti-
yorum. Þöyle: Amerika yenilmedi.
naklarýnda “Taliban NATO’nun ka- riyor, krizi ihraç ediyor yani. Kendi
Çünkü, herkes diyor ki Amerika
derini belirliyor” deniliyor. Yani NA- krizini ne yapacak böyle büyük bir me-
Irak’ta bataða saplandý, þöyle oldu, fa-
TO çökme aþamasýnda. 5 bin kiþiyle kanizma? Krizini ihraç edecek.
lan filan. Amerikan’ýn istediði Irak’ta
idare ederim dediðin yerde bugün 50
istikrarý saðlamak deðildi zaten.
bine çýktý, hiç ummadýðýn þeyler oldu Baþka türlü bitiremiyor yani sava-
kaos dediðiniz ortamdan. Orada þý durduramýyor. Rahmetli Þamil Ba-
Muhakkak.
uyuþturucu iþi yapan aþiretler var. on- sayev’in Afganistan Savaþý baþlama-
Irak’ta asayiþi saðlamak deðildi.
lar ne yapýyorlar? Gündüz Ameri- dan önce söylediði güzel bir sözü var:
Amerikanýn istediði istikrarsýzlýk orta-
ka’ya destek veriyorlar, gece Tali- “Amerika bu savaþý baþlatacak ama
14
bitirmek istediðinde bitiremeyecek.
Bitirecek olan Müslümanlar ola-
cak.” Þu halde iþte Ýngiltere Mola
Ömer’i masaya çaðýrýyor, “gel, gö-
rüþelim” diye. Yani emperyalizm o
noktada týkandý. Tamam kaos mey-
dana getirdi ama kaosu Müslüman-
lar bitiriyor þimdi.
Yani tabii. Kaos çýkarýldý, sonra
Müslümanlara ihale edildi. Müslü-
manlarýn bu noktada daha þuurlu ol-
masý lazým. Yani ülkeler arasý askeri
stratejik birliktelikler saðlanabilir bu
noktada. Cezayir Cumhurbaþka-
ný’nýn Abdullah Gül’e dediði gibi,
Osmanlý Milletler Topluluðu gibi
mesela, askeri stratejik birliktelik.
Batýnýn Ortadoðu’daki emellerinin
önüne geçecek tek set böyle olur.
Osmanlý tarih þuuru, devlet þu-
uru, Ýstanbul olarak.
Tabii, tabii. Yani, biz bölgede cid-
di bir aktör durumunda deðiliz… Sý-
nýrlarýmýz dýþýna birlik oluþturacak
bir fikir ihraç edemiyoruz. Türkiye
Cumhuriyeti devleti dýþarýya ne ihraç
eder? En fazla Atatürkçülük ihraç
eder. Peki, Atatürkçülük sýnýrlarýmýz
dýþýnda bir iþe yarar mý? Atatürkçü-
lük stratejik ve siyasî olarak bitmiþ
bir düþüncedir. Siz bunu hâlâ memle-
kete dayatýrsanýz, býrakýn bölgede
aktör olmayý kendi içinizde parçala-
nýrsýnýz. Parçalanma trendine girdik
þu an zaten. Kürtleri neyle sustura-
caksýnýz? Hangi deðerle susturacak-
sýnýz? Kürtleri bu zamana kadar tuta-
bilecek tek deðer vardý: O da
Ýslâm’dý… Sen Ýslâm’ý dýþladýn…
Bunlarý söylerken ben, dine karþý
saygýlý bir laiklik anlayýþýyla, çok ra-
hatlýkla izah edilebilir. O bölgede
Ýslâm’ýn deðerleri iþlenebilir. “Kar-
deþlik” esasen Ýslâm’dan kaynakla-
nan bir þey… Þimdi elde ne kaldý?
Tek vatan, tek millet!.. Tek vatanla
tek milletin kutsiyeti pek fazla yok.
Diyebilirlerdi ki, tek vatan yerine Ay-
sel Tuluk’un söylediði gibi, “Tek va-
tan, tek millet, tek bayrak anlayýþý
yüzünden bu hâle geldik” “Biz bunu
istemiyoruz. Tek millet olacaðýna üç
millet olsun. Tek vatan olacaðýna on
vatan olsun. Neticede herkesin bir
vataný olacak“ þeklinde bakýyorlar.
Cumhuriyet ideolojisi yani resmî
ideolojiyle, jakoben bir Atatürkçü-
lük anlayýþýyla memleketin geldiði
nokta burasý… Daha da devam
ederlerse, anayasadan mesela Ata-
türkçülük ideolojisini kaldýrmaz-
larsa parçalanma kaçýnýlmaz.
Þimdi bu mevcut yapý, arkaik-
klasik batýcý bir yapýyla teþekkül et-
ti. Bunu çözen de batý oluyor bu du-
rumda… Anayasa da o manada, bi-
zim kendi tabirimizle “demokratik
iþgal”dir… Eski anayasa batýcýydý.
Klasik arkaik batýcýlar onu savunu-
yor. Yeni anayasayý getirmek iste-
yenler de iþbirlikçi batýcýlar… Yeni
anayasaya baktýðýnýzda, yine Ame-
BARAN
Sýnýrlarýmýz dýþýna birlik oluþturacak bir fikir ihraç edemiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti devleti dýþarýya ne ihraç eder?
En fazla Atatürkçülük ihraç eder.
Peki, Atatürkçülük sýnýrlarýmýz dýþýnda bir iþe yarar mý?
Atatürkçülük stratejik ve siyasî olarak bitmiþ bir düþünce…
rika’nýn küresel – az önce BOP diye
ifade ettiðimiz- politikalarýnýn önü-
nü açýcý… Türkiye’yi küresel de-
mokratik iþgal sistemine yeniden
baðlayýcý… Bu da bir çözüm deðil…
Þu var; ideal bir anayasa yapmak
mümkün deðil… Bunun Türkiye’de-
ki güç odaklarýna bakmalýyýz. Ama
en azýndan ehven-i þer dediðimiz, bir
Atatürkçülük ideolojisinin anayasa-
dan çýkarýlmasý, laikliðin hakikatli
bir þekilde tarifi, mütedeyyin kitleyi
rencide etmeden, millet irfanýna ve
milletin yaþadýðý asýrlara uygun bir
þekilde tarif edilmesi gerekir. Ýnsan-
larýn Ýslamî kimliðini hiçbir engel ol-
madan geliþtirebilmesi lazým. Tür-
ban, çarþaf veya sýkma baþ ne olursa
olsun yani bu dinin emri kardeþim.
Bu Ashaf ve Nisa sûrelerinde açýk…
Resullah’ýn, “Ey Esma, kadýnlarýn
adet görmeye baþladýðý andan itiba-
ren elleri ve býyýklarý dýþýndaki böl-
gesini göstermesi haramdýr, yasaktýr”
demesi çok açýktýr. Sünen-i Davud’da
geçiyor. Libas 33’te… Bu kadar açýk
yani… Yok sýkma baþtý, yok türban-
dý. Farz-ý muhal ben diyorum ki, bir
de siyasi simge olsun. Ne olacak?
Sen AKP rozetiyle, CHP rozetiyle
veya Milliyetçi Hareket Partisi roze-
tiyle kamusal alanlara girmiyor mu-
sun? Bu siyasal simge deðil mi?
Batýcý bir elbise olan frak giyin-
ce…
Evet, hepsi siyasal simge… “Ben
de türbanlýyým kardeþim. Türban si-
yasal bir simge… Var mý bir diyece-
ðin? Ben de böyle giriyorum” diyebi-
lir. Baþörtülü kardeþlerimiz, “Evet,
türban siyasal simge… Benim yine
girme hakkým var.” Siyasal simge sa-
yýlsa bile…
Müslümanlar onu diyemedikleri
için kaybetti!..
Siyasal simgeyi de engelleyemez.
Onu diyebilselerdi, bugün ne ba-
týcýlar, ne küreselciler ne de Cum-
huriyet gazetesi tipi þeyler bu derece
cýyak cýyak baðýrmazdý. Mevzu ora-
da…
Ben o zaman her þeyi siyasal sim-
ge sayarým o zaman. “Hulki Cevi-
zoðlu’nun top sakalý var; Güneri Ci-
vaoðlu’nun top sakalý var; Emre
Kongar’ýn top sakalý var. Bunlarda
ulusalcýlýðýn simgesi kardeþim. Ya-
sak, bunlar da girmesin” diyebilirim.
Siyasi simgenin izahý yok. Bunlar ta-
mamen izafi kavramlar… Siyasal
simge de olsa engelleyemezsin. Sa-
dece kiþiye sorarsýn. “Ben inancým
gereði bunu takýyorum” ve bu konu-
da karar verecek olan, bir ara Baþba-
kan haklý olarak demiþti, “Ulema ka-
rar verecek.” Hulki Cevizoðlu prog-
ramýnda sözlüðü açmýþ; “ulema”, sa-
rýklý din âlimi… Âlim ulema, emir
ümera, cahil cühela, tekil ve çoðullar
hikayesi bu… Bunu artýk kabul et-
mek istemeyecek kadar kemikleþmiþ
bir zihniyet… Einstein’a sarýk taktýr-
san, beyni mi örtülür onun?
Ordu, savaþmaya analarý ve eþle-
ri baþörtülü Anadolu çocuklarýný
gönderiyor.
Tabi caným. Canlarýný veriyor ço-
cuklarýmýz…
Ama bu analar ve eþler, ordu ev-
lerine alýnmýyor. Askerî birliklere
alýnmýyor.
Ölmeye gelince buyurun!..
Millet orduyu devlet kurucu or-
du olarak görüyor. Tarihten bu yana
mayasýnda var. Devlet kurucu dedi-
ðin zaman, bu milletten çýkan bir
ordu… oysa, TSK kademesi, milleti
deðerleriyle beraber inkâr ediyor.
Tabi, milleti inkâr ediyor.
Bu yüzden TSK’yý tasfiye etmek
istiyor. Onun kurucu özünü, millete
dayalý devlet kuruculuðunu imha
etmek istiyor. Bunun için ordu ve
bürokrasi içindeki Yahudi dostu,
Batýcý bir çeteleþmeyi tetikçi olarak
kullanýyor.
ABD’yi George Washington kur-
du biliyorsunuz. O da generaldi. O
da askeri bir kuruluþ…
Fakat bunu TSK hâlâ anlayabil-
miþ deðil… Bunun önüne geçmek,
milletle barýþmaktýr. Milletin deðer-
leriyle örtüþmektir.
TSK da milletin deðerleriyle ba-
rýþmak, adeta onlara göre geçmiþe
geri dönmek, Osmanlý ruhunu can-
landýrmak olarak algýlanýyor.
Ondan sonra cýyaklýyorsun.
“Batý beni tasfiye edecek” diye…
Batý seni tasfiye edecekse, millete
döneceksin. Sense hâlâ milletini
Batý’ya þikayet ediyorsun.
Bizde öyle bir anlayýþ var ki, mil-
letine dönmektense, memleket adeta
parçalansýn daha iyi… Millete dön-
mek, Ýslâm’a dönmek olarak algýlan-
dýðý için Ýslâm’a dönmeyi de bürok-
ratik seviyede kimse istemediði için
veya tamamen dýþladýðý için bu buh-
raný yaþýyoruz yani.
“Bu anlayýþ devam ettiði sürece
sonu kötü…” diyorsunuz.
Yani ben dedim ya iþte, Genelkur-
may bürokrasisi batý deðerlerine
adapte olmuþ durumda. Milletin ken-
di irfanýna sahip çýkmasý öncelikle
askerin kýþlaya geri dönmesine bað-
lý… Asker kýþla dýþýna çýkmayacak.
Madem sen, cumhuriyeti kuran, dev-
let kuran Osmanlý generallerinin as-
keri kadrosusun. Ama kurduðun
cumhuriyet askerî cumhuriyet olarak
kurulmadý. Sen bunu Duçe veya bir
Führer gibi bir sistem olarak kursay-
dýn, o zaman lafýmýz yok. Zaten des-
potik bir sistem, askerî bir rejim de-
yip geçerdin. Demokratik cumhuri-
yet diyorsun… Demokratik cumhuri-
yetin kurallarý belli… Bu oyunun na-
sýl oynanacaðý da belli… Ýki de bir
müdahaleyle, iki de bir dayatmayla,
tehditle bu iþ olmaz. Senin siyasî li-
deri tehdit etmen, milleti tehdit et-
mek demektir.
Nitekim bir general, “25 senedir
Kürtlere yanlýþ yaptýk” þeklinde iti-
rafta bulundu.
Ýtiraf etmesinin kýymeti harbiyesi
olduðunu zannetmiyorum. Görev-
BARAN 15
deyken yapsaydýn ya bunlarý. Bu an- Zaman içerisinde ABD yoluna genel- Ama hiç belli olmaz. Çünkü oluþturdu her halükarda. Ve Amerika
layýþ görevdeyken de vardý aslýnda. kurmayla mý devam edecek? Yoksa ABD’nin kendi sýnýrlarý dýþýnda de- bu anlaþmalarýn alt yapýlarýný da di-
Ama hâkim rüzgâra uydular. Aytaç AKP ile mi devam edecek? Bunu de- mokrasi kaygýsý yoktur gerçekte. namitlemeye çalýþýyor þu anda.
Yalman öyle diyor… Görevdeyken ðerlendirecek. Eðer AKP, þu an
bu anlayýþ yok muydu? Vardý… Bil- Ýran’la yapýlan demiryolu anlaþmala- Demokrasi kaygýsýndan deðil… Genelkurmayda da Amerika’ya
miyorlar mýydý? Ama yapmak iste- rý, enerji anlaþmalarý var. Bu tama- Demokrasi kaygýsý olsa Irak’ta karþý bir itiraz var. Genelkurmay
mediler. Bu konuda tavýr koymak is- men Amerikan menfaatlerine zýt. demokratik bir anayasa yapar. Mese- içinde de farklý oluþumlar var. Me-
temediler. Bu þekilde bir açýlýma git- Böyle bir serencam içerisinde Türki- la Pakistan’da General Pervez Mü- sela batýcý grup, milli, Ýslâmî grup
mek istemediler. Neden? Çünkü bel- ye siyaseti devam ettiðinde AKP’yi þerref anayasayý askýya aldý, darbe veya küreselci grup. Onlar içerisin-
li bir statüyü iþgal ediyor. Statünün ekarte etme operasyonu yapabilecek. yaptý. Ne oldu? Condolezza Rice “te- de de bir çekiþme var.
getirdiði kazanýmlar var. Belli bir O zaman genelkurmayla yoluna de- mennimiz tekrar demokratik yöneti- Ama her halükarda genelkurmay
grup birlikteliði var. Bu hâkim gru- vam edecek. Çünkü Genekurmay me geri dönülmesi, seçimlerin yapýl- içerisinde hakim grup her zaman
bun, oligark grubun hakim deðerleri Türkiye’de hakim bir güç. Maalesef masý” falan filan yani. Atatürkçü gruptur.
var. Bunun dýþýna çýkmak istemedi. böyle, Türkiye’nin kaderi bu. Eðer Bu Atatürkçü çizgi öyle bir ke-
Belki rahatý bozulurdu o zaman. Bel- emellerine genelkurmayla devam O muhakkak. Benim buradaki mikleþmiþ ki asla deðiþmez. Atatürk-
ki sýkýntýya girerdi. edecekse, emellerine genelkurmay kastým demokrasi kaygýsý deðil. Be- çü çizgi döneme göre deðiþir. Bazen
daha çok uygunsa bir aktör olarak, nim buradaki kastým bölgeyi tama- Amerikancý olur bazen Avrasyacý
Batý, bir taraftan Cumhuriyet onu kullanacaktýr. O zaman Türkiye men dönüþtürme içerisinde Türki- olur. Ama kimlikleri tamamen Ata-
gazetesi tipi aydýnlarla, Ýsrailci ja- iki günde anýnda karýþtýrýlabilir. Öyle ye’nin elde tutulmasý açýsýndan türkçüdür.
kobenlerle; öbür taraftan da Fetul- operasyonel eylemler tetiklenir ki ak- AKP elindeki son silah. Fethullah Genelkurmay hiçbir zaman Ame-
lah Gülen, Tayyip Erdoðan gibi Ba- lýnýz durur. Çok da kolay bunlarý Gülen ve AKP. Fethullah Gülen rika’ya hakiki mânâda itiraz edemez.
tý’ya angaje olmuþ “Ilýmlý Ýslâm” ti- yapmak. Bu iþin zaten bekleyen un- Ilýmlý Ýslam içerisinde yeni halife. Kýsmî itirazlar olabilir ama radikal
pi iki vasýtayla denetliyor. Bir taraf surlarý var. Gerginlik havarileri, ope- AKP siyasal baðlamda… Mesela bir þekilde Amerika’nýn karþýsýna ge-
yoldan çýkýnca diðer tarafla onu yo- rasyonel unsurlar bekler her zaman. AKP iktidara geldiðinden beri hiç çemez. Bizim askerî istihbarat siste-
la getiriyor. Tayyip Erdoðan Ýran Yani talimat verildiðinde derhal ha- Cuma eylemi olmuyor Amerika’ya mimizi, Millî Ýstihbarat Teþkilatýný,
konusunda mýrýn kýrýn edince Ame- rekete geçerler. karþý. Eskiden yer yerinden oynardý. NATO bünyesindeki yapýlanmayý,
rika’ya karþý, Genelkurmay’ý öne Bu açýdan AKP onlarýn gözünde ge- Amerika’dan getirilen askerler, bun-
çýkarýyor: “Sen yoksan, Genelkur- Ama þöyle bir þey var. Sanýrým nelkurmaydan çok daha önemli. larýn komuta kademelerine yüksel-
may var, seni onunla terbiye edece- Amerikan emperyalizmi her þeye Þu aþamada ABD’nin politikala- mesi…
ðim!” diyor.” raðmen AKP’ye mecbur hissediyor- rýyla AKP’nin stratejileri uyumlu. Hepsi Amerika’dan! Hayýr, nasýl
Bu dediðiniz doðru. ABD’nin lar kendilerini. Çünkü Büyük Orta- Aslýnda uyumlu derken bazý yaralar- bir itiraz edecek yani? Generalleri-
Türkiye’deki iki müdahale alaný gibi doðu Projesinde Ilýmlý Ýslâm Ameri- da almýþ durumda. miz gidip Amerika’dan niþan alýp ge-
görmek lazým. Birincisi siyasi yelpa- kanýn son silahý, baþka bir þeyi kal- Mesela Ýran’la yapýlan anlaþma- liyor. Madalya alýp geliyorlar yani!..
zede AKP, ikincisi de genelkurmay. madý. lar Amerikan iliþkilerinde gerginlik
ÝBDA’cý gö- yerini koruyor…
nüldaþlardan M. ÝBDA’cýlara Polisiye vakalar denince, akla sýradan vatandaþa
Emrullah Aslan, ayrý, yukarýdakilere ayrý muameleler de geliveriyor.
Bünyamin Eser,
Sinami Orhan,
Operasyon!.. Mesela, Yeþilköy Havaalaný’nda kelepçelediði bir
kiþinin bakan yakýný olduðunu öðrenince topuklarý
Mehmet Fýrat, let kendi keyfi hukuksuzluðunun faturasýný, Bünya- yaðlayan polis, anahtarlarý da yanýnda götürdüðün-
Þamil Ýðde, Tun- min Eser gönüldaþa çýkartmýþtýr! den kelepçeler çözülememiþti. Ve yine Ege Bölge-
cay Aksoy ve Þamil Ýðde’nin 6.5 sene, Fevzi Ýþalmaz’ýn 1.5 ile si’nde bir bakanýn yeðenleri ile kavga eden polis
Fevzi Ýþalmaz, vakasýnda polis, kavga ettiklerinin bakan yeðeni ol-
3 ay arasý infazlarý olmasý hasebiyle, tutuklanarak
Ýslâmla Mücadele cezaevine konulmuþlardýr. duðunu öðrenince ne yapacaðýný þaþýrmýþtý vs…
Masasý’nýn yaptýðý Anadolu’nun büyükçe bir ilinde görevli bir po-
***
baskýnlar neticesi lis müdürünün, “Bizim görevimiz bu ildeki 5-6 ta-
gözaltýna alýný- ne büyükbaþý korumak. Sabah iþe giderken alýr,
BU DA POLÝSÝN
yor… Bünyamin Eser akþam dönerken býrakýrýz. Ön ve arkadaki iki
“AVRUPA STANDARDI”NI YAKALAMIÞI
Hem de sabahýn köründe, çoluk-çocuk uyku- resmî polis eskortunun yanýnda, sivil, ticari tak-
AK isimli polisin “Tuvalette unuttuðum silâhým
dayken, evlerinin kapýlarý kýrýlýrcasýna çalýnarak… si vs. 10-15 arabayla beraber adamlara bir þey
kayboldu!” demesi üzerine baþlatýlan araþtýrma neti-
Sonra, ayakkabýlarýný dahi çýkarmadan dalýyor- cesinde, AK.’nin silâhýnýn grup seks yaptýðý 5 genç olmasýn diye uðraþýrýz. Ha, falan mahallede biri-
lar evlere, ahýra girercesine… Ve daðýtýyorlar içeri- tarafýndan alýndýðýný ortaya çýkardý. Gözaltýna alý- si mi öldürülmüþ, eh birileri gider boþ zamanda
leri, didikliyorlar her tarafý. Daðýtýyorlar. nan U.O, Y.K, G.C, C.C. ve T.O. gasptan, A.K. ise onunla ilgilenir!” diye aktardýklarý da malûmu-
Ne için? yalan beyandan tutuklanarak cezaevine konuldu. muz…
Devam eden davalarýyla ilgili olarak ifadeleri- Ýnternette tanýþtýðý gençleri evine davet eden ve Buna raðmen, yukarýdakiler polisi insan olarak
nin alýnmasýna binaen.. Yani, adresleri zaten belli, gençlerin bazýlarýyla oral seks yapan A.K, daha bile görmez, lütfen katlandýklarý, daðdan bayýrdan
gelip müsait bir saatte götürüp ifade alýnýp býrakýla- sonra cinsel iliþkiye girme teklifinde bulundu. þehre inmiþ, kapý kullarýdýr. Koruma ve kolam iþini
caklar zaten. Yok, ille sabahýn köründe gelecekler, Gençlerin karþý çýkmasý üzerine AK ile gençler ara- yaptýklarý müddetçe harçlýklarý verilir, sigaralarý
ayakkabýlarýyla evlere dalacaklar, çocuklara silâh sýnda tartýþma çýktý. Bu sýrada polis memuru A.K, alýnýr, emekli olduklarýnda da fabrikalara, tesislere
doðrultacaklar, hayvan gibi daðýtacaklar Müslüman odaya girerek aldýðý tabancasýný gençlerin üzerine koruma müdürü olama imkânlarý vardýr.
evlerini. Savcýnýn böyle bir emri olmamasýna mu- doðrultup, “Bir sorun mu var?” dedi. Bir anlýk dal- Polisin iþkencesi, öldürdükleri yanýnda bir de
kabil, yani sýrf ifade alýnmasýna dair bir emir var- gýnlýðýndan faydalanýp polis A.K.’yi etkisiz hale sapýklýklarý gündemi meþgûl etmeye baþladý.
ken, ve buna da normal þartlarda infaz bürosunun getiren gençler tabancayý da alarak evden kaçtýlar. Bunalýmlar, cinnet, psikolojik bozukluk had saf-
bakmasý gerekirken, Ýslâm’la Mücadele Masasý, Bu hadiselerden sadece biri… Polisin Avrupa hada.
özellikle iþi üzerine alýyor, ya da iþ onlara veriliyor. Bir þey denecek olsa, “Siz polisin ne kadar zor
standardýný yakalamýþ olaný ki, ibnelikten deðil de
Sonra bu hadise, yine polisin içinde rahatsýzlýklara yalan beyandan tutuklanýyor… þartlarda çalýþtýðýný biliyor musunuz?” diye cevap
ve sürtüþmelere yol açýyor, e tabi onlarýn içinde de alýyorsunuz. Hemen yapýlanlara mazeret hazýr…
Bir baþka polisiye vaka haberi de þöyle: “Mer-
sütü bozuk olmayanlar elbette var. Kendilerini acýndýrarak meþruiyet arýyorlar. Hukuk
sin’de, jandarma ekiplerinin insan kaçakçýlýðý orga-
BARAN Dergisi Eski Yazýiþleri Müdürü Bün- devletinde polisin böyle bir mazereti olabilir mi?
nizatörlerine düzenlediði ‘Umut tacirleri’ operasyo-
yamin Eser gönüldaþ, daha önce cezaevinde iken Polis, ancak kendi pisliklerini örtmede ve yuka-
nunda, gözaltýna alýnan 10 kiþinin arasýnda bir polis
götürülmediði bir mahkemede, hâkimin kendisi rýda belirtildiði üzere büyükbaþlarý korumada cev-
bir de astsubay yer aldý… Gözaltýna alýnan astsubay
hakkýnda “zorla alým” kararý vermesinden dolayý val… Ne demiþti Kumandan, “3000 aile; polis de
ve polis tutuklandý!”
gözaltýna alýnmýþtýr. Ýfadesi alýndýktan sonra diðer 4 Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü içinde polislerin onlar için, asker de yargý da…”
gönüldaþla beraber serbest býrakýlmýþtýr. Yani dev- yaptýðý toplu seks partisi de hala hafýzalardaki taze BARAN Haber
16
“Cemiyet Ah Cemiyet,
Yok Edilen Ruhiyle...”
Þanlýurfa’nýn bir köyünden bir garibi kolundan tutup askere götürüyorlar.
Geride kapýsýz bacasýz bir viranede karýsý ve minik yavrularý ne yapar, ne eder, ne yer ne içer,
nasýl ýsýnýr, kýþa, soðuða yaðmura açlýða, yoksulluða nasýl dayanýr diye düþünmüyorlar...
Gariban vataný bekleyedursun, yavrusu soðuktan donarak ölüyor...
Oðuz Gürses
O lan bitene siyasî, iktisadî ve
hukukî hadiseleri öne alarak
bakmak hepimizde alýþkanlýk hâline
geldi...
Bu hadiselerdeki olaðanüstü deði-
þim ve dönüþümler, olan bitenin tah-
lilini býrakýn takibini bile zorlaþtýra-
cak þekilde hýzlandý... Bu hýzlý deði-
þim ve dönüþüm içtimaî alanda, yani
iþin ferd ve cemiyet tarafýnda neler
olduðunu gözden kaçýrýyor, adeta
perdeliyor... Bir ferd olarak her an
içinde yaþadýðýmýz içtimaî alandaki
olup bitenler tuhaf bir kanýksanmýþ-
lýkla pek de umurumuzda olmuyor...
Halbuki bu alanda olan bitenler
de siyasî, iktisadî ve hukukî alanda
olup bitenler kadar önemli ve onlar
kadar hepimizi etkiliyor...
Ýçtimaî alanda öyle þeyler oluyor
ki, cemiyet “ben çatýr çatýr çöküyo-
rum” diye bas bas baðýrýyor ama du-
yan yok...
***
Bakýn þu hadiseler bu ülkede sa-
dece bir kaç gün içinde olup biten va-
him olaylarýn çok küçük bir kýsmýnýn
(o kadar küçük bir kýsmý ki; bin ton’a
nispetle bir miligram gibi) özeti:
Þanlýurfa’nýn bir köyünden bir
garibi kolundan tutup askere götürü-
yorlar. Geride kapýsýz bacasýz bir vi-
ranede karýsý ve minik yavrularý ne
yapar, ne eder, ne yer ne içer, nasýl ýsý-
nýr, kýþa, soðuða yaðmura açlýða,
yoksulluða nasýl dayanýr diye düþün-
müyorlar... Gariban vataný bekleye-
dursun, yavrusu soðuktan donarak
ölüyor... Buna mukabil Ýstanbul’da,
zengin iyi eðitimli, kendi çapýnda
þöhrete sahip bir sapýk genç, uyuþtu-
rucunun dozunu kaçýrýnca dalýyor bir
lüks özel hastaneye önüne gelen kadý-
na sarkýyor... Yoðun bakýmda yatan
yaþlý bir kadýný bile taciz ediyor. Yaþ-
lý kadýnýn erkek kardeþi hadiseyi du-
yunca öfkeden kalp krizi geçirip ölü-
yor. zengin sapýðý güç bela karakola
götürüyorlar... Sonra? Mahkeme tu-
tuksuz yargýlanmak üzere serbest bý-
rakýyor... Savcý müþteki avukatýna
“aman” diyor “bu kamera kayýtlarýný
iyi muhafaza edin Youtube’a filan
düþmesin” ...
Savcýnýn titizlendiði þeye bakar
mýsýnýz? Sanýk bir gariban olsaydý
ayný titizlik ve tutuksuz yargýlama
BARAN
kararý söz konusu olur muydu TC ad-
liyesinde? Bir baþka tecavüzden sa-
býkalý bir sapýk Bursa’da 68 yaþýnda-
ki bir kadýný tecavüz ederken öldür-
müþ... Ayný gün Bolu’da Üniversite
öðrencisi bir kýz tecavüzcü bir baþka
sapýðýn elinden “kalp hastasý olduðu-
nu” söyleyerek kurtulmuþ... Kuduz
köpeðin sokakta ýsýrdýðý küçük kýz
ölmüþ... Kýzlý erkekli bir grup bir kýz
arkadaþlarýný boðup çalýklarýn arasý-
na atmýþlar... Adalet Bakaný Mehmet
Ali Þahin, “Þu anda tahliye edilme
hakký doðduðu halde dosyasý Yargý-
tay’da beklemekte olduðu için 327
vatandaþýmýz cezaevinde boþu boþu-
na yatmaya devam ediyor. Bu beni
çok üzdü” demiþ... Savcý; Genelkur-
may’a bir soru sormuþ GKB 5 aydýr
cevap vermediði için Ümraniye çete-
si ile ilgili dava kilitlenmiþ... Yakýnda
GKB’ye soru sormak cüretini göste-
ren bu savcýyý Þemdinli Davasý Sav-
cýsý’nýn akýbetine uðramýþ görürseniz
þaþýrmayýn...Cumhurbaþkanlýðý Mu-
hafýz Alayý inþaatýnda ihaleye fesat
karýþtýrdýklarý iddiasýyla askerî mah-
kemede yargýlanan tüm sanýklar be-
raat etmiþ, daha ömce bu davada tu-
tuklu yargýlanan sanýklara tazminat
ödenecekmiþ.... Televizyonda canlý
yayýna telefonla baðlanan bir kadý-
nýn, ‘’Berna Arýcý telekýzdýr. Ýliþki
baþýna 500 dolar alýr’’ sözüne üzülen
þarkýcý intihara kalkýþmýþ... Berna te-
lekýz mý deðil mi bilemeyiz ama hay-
siyetli bir kýzmýþ... Dur ihtarýna uy-
madýðý iddiasýyla polisin açtýðý ateþle
öldürülen Arnavutoðlu soruþturma-
sýnda savcý ‘kasýt yok’ demiþ... Zon-
guldak Emniyet Müdürlüðü’nde gö-
revli bir sapýk polis memuru 36 ya-
þýndaki A.K. internetten tanýþtýðý ve
evine çaðýrýp cinsel iliþki teklif ettiði
ve silah çektiði 5 genç tarafýndan ta-
bancasýnýn alýndýðýný ileri sürmüþ.
Daha önce Tuvalette unuttuðu taban-
casýnýn kaybolduðu ihbarýnda bulu-
nan A.K., polisin sorgusu sýrasýnda
olayý itiraf etti. Gözaltýna alýnan U.O,
Y.K, G.C, C.C. ve T.O. gasptan, A.K.
ise yalan beyandan tutuklanarak ce-
zaevine konulmuþ. Almanya’da yaþa-
yan ve oðlu U.O.’nun tutuklandýðý
haberi üzerine Zonguldak’a gelen
A.A. ise, oðlunun gözaltý süresinde
iþkence gördüðünü iddia etmiþi. Ce-
zaevinde görüþtüðü oðlunun vücudu-
nun çeþitli yerlerinde morluklar oldu-
ðunu iddia eden anne A.A., polisten
þikayetçi olduðunu söylemiþ...
POLÝS MÜDAHALESÝYLE 2
YILDA 34 KÝÞÝ ÖLMÜÞ...
Baran Tursun’un vurulmasýyla
polisin aþýrý þiddet kullanmasý yeni-
den gündemde. SABAH’ýn araþtýr-
masýna göre; geçtiðimiz 2 yýl içinde
34 kiþi polis müdahalesiyle ölmüþ..
Ölenlerden 8’i polis takibinde, 16’sý
polis cinneti ya da polisle çýkan tar-
týþmada, 3’ü polisin yaptýðý suçüstün-
de, 2’si suçlu takip eden polisin kur-
þununun hedef þaþýrmasýnda, 2’si
maganda polisin kurþununda, 3’ü de
gözaltýnda hayatýný kaybetmiþ... Ayný
hafta Fransa’da polisin takip ettiði 2
genç motoksikletiyle kaza yaparak
ölünce Paris halký ayaklandý yaktý
yýktý... Bu ülkede týk myok... Yalnýz-
ca ocaðýna ateþi düþen ailelerin ümit-
siz ve cýlýz feryatlarý iþitiliyor... Ýçiþ-
leri Bakanlýðý’nýn 2007 yýlýnýn baþýn-
da yaptýðý araþtýrmaya göre de son 5
yýlda 122 polis intihar ederken, 40
polis ise çatýþmada ölmüþ. 869 polis
memuru psikolojik tedavi görmüþ.
Çeþitli suçlara karýþan bin 294 emni-
yet mensubu meslekten ihraç edilir-
ken, 328 polis istifa etmiþ...
AKP’nin Alevî Milletvekili Reha Ça-
muroðlu Avrupa Alevi Birlikleri
Konfederasyonu senelerce kaynaklarý
boþa harcamýþtýr. Alevilik konusunda
acýnacak haldedirler. Bir tane araþtýr-
ma metni ortaya koyamazlar. Proble-
min sürmesini ister onlar. Rant elde
ediyorlar çünkü. Biz þimdi oyuncak-
larýný alýyoruz ellerinden, ondan telaþ
ediyorlar” demiþ... Vali Yardýmcýsý
devletten yardým isteyen Rus uyruklu
kadýný taciz etmiþ. Antalya’da vali
yardýmcýsý olarak görev yapan ve ge-
çen eylüldeki kararnameyle Çorum’a
gönderilen Vali Yardýmcýsý Bekir Sýt-
ký Hanlýoðlu’nun, devletten yardým
isteyen Rus uyruklu bir kadýný taciz
ettiði gerekçesiyle soruþturmadan ge-
çirildiði ve ceza aldýðý ortaya çýk-
mýþ.Ýddialarýn doðru olduðunu ve
Hanlýoðlu’nun suç iþlediðini tespit
eden müfettiþler, Hanlýoðlu hakkýnda
‘maaþ kesim cezasý’ verilmesini uy-
gun gördü. Ýçiþleri Bakanlýðý Disiplin
Kurulu da Hanlýoðlu disiplin cezasý
vermiþ. Hanlýoðlu, geçen eylülde ka-
rarnameyle Çorum’a tayin edilmiþ,
cezanýn aðýrlýðýný ve caydýrýcýlýðýný
görünce insanýn “yaþasýn adalet” di-
ye baðýrasý geliyor; sanki çorumda
kadýn yok.... Gaziosmanpaþa’da 3 ki-
þi silahlý saldýrý sonucu öldürülmüþ;
Van’da kýz kaçýrma meselesi yüzün-
den çýkan silahlý kavgada 1 kiþi haya-
týný kaybederken, 1 kiþi de aðýr yara-
lanmýþ; Konya’nýn Kulu ilçesinde iþ
adamý Hasan Görgülü’den (48), ara-
zide ayaðýndan iple baðlandýktan
sonra çok sayýda býçak darbesiyle öl-
dürülmüþ olarak bulunmuþ; Kýz arka-
daþlarýný öldürüp çalýlýklara atmýþ-
lar:Ýl Jandarma Komutanlýðý’ndan
verilen bilgiye göre, Balýkesir’ Akça-
kaya köyü (Kesirven) yakýnlarýndaki
Iþýklý mevkiinde çalýlýklar arasýnda
öldürülmüþ olarak bulunan 21 yaþýn-
daki Derya Aktaþ’ýn cinayete kurban
gittiði belirlenmiþ.
Bursa Adli Týp Kurumu’nun ölü-
mün boðularak gerçekleþtiðini tespit
etmesi üzerine yapýlan operasyonlar-
da, F.T. (18), Dilek S. (21), H.T. (18)
ve Arif Ç. (35) isimli 4 kiþi Derya
Aktaþ’ý kasten öldürmek suçundan
gözaltýna alýnmýþ; lâfýný etmeye bile
deðmez; ayný gün bu ülkede kim bi-
lir kaç kiþi silahlý veya silahsýz saldý-
rý sonucu öldürülmüþtür... Erzurum il
merkezine baðlý Uzun yayla köyünde
Kuduz köpeðin sokakta ýsýrdýðý kü-
çük kýz ölmüþ...
***
Baþlýktaki Mýsra’ya dönelim “Ce-
miyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiy-
le” diyor merhum Üstad Necip Fa-
zýl... yukarýdaki bir tutam facia özeti
bu cemiyetin 80 yýl önce yok edilen
ruhunun karþýlýðýný gözler önüne seri-
yor...
Tekmarifet(!)leri ve övünç kay-
naklarý bu ruhu yok etmekten ibaret
malûm “güruh” halâ “çaðdaþlýk, laik-
lik, cumhuriyetin kazanýmlarýndan
asla taviz vermiyeceez, ilke ve in-
kýlâplarýný sonsuza kadar koruyaca-
aaz” falan filan gibi absürd nutuklar
atmaya devam ediyor...
Hödüklüðün bu kadarýna pes ya-
hu...
Baþýmýza gelen ne kadar ferdî,içti-
mai, siyasî, iktisadî ve hukuki felâket
varsa hepsinin sebebi bu “güruhun”
koruyup kollamaya ahdettikleri ve
her fýrsatta bunu inanýlmaz bir kibir
ve küstahlýkla açýklamaktan utanma-
dýklarý aslý astarý olmayan mavallar
yüzünden...
Merhum Üstad Necip Fazýl Muhasebe
isimli þiirinde “Cemiyet, ah cemiyet, yok
edilen ruhiyle;/Ve cemiyet, cemiyet, yok
eden güruhiyle” mýsralarýyla bunu tespit ve
teþhis ediyor: Bu cemiyetin baþýna ne gel-
diyse ruhunun yok edilmesi sebebiyle gel-
miþtir; bunun sorumlularý da bu ruhu yok
eden o malûm “güruh”tur...
O ruh bu çürüyen ve çöken cemiyete ge-
ri dönmeden bu cemiyetin yok oluþtan kur-
tuluþ þansý yoktur... O ruhu yok eden ve ge-
ri dönmemesi için elinden geleni yapan bu
malûm “güruh” etkisizleþtirilip, saf dýþý
edilmeden de o ruhun bu cemiyete dönmesi
mümkün görünmüyor...
Bu kýsýrdöngüden tek çýkýþýn topyekûn
millî bir hamle ile cemiyete ruhunu, ferde
insanlýðýný, evlere þenliði, insan iliþkilerine
hürmet, muhabbet, þefkat vefa ve nezaketi,
vatana kurtuluþu, devlete itibarý, idareye
adaleti, iktisata bereketi, ahlâka ilahî kayna-
ðý, hukuka ahlakî dayanaðý, kanuna hukuka
uygunluðu, adliyeye vicdaný, siyasete fera-
seti,orduya þehitlik ve gazilik özlemini, me-
mura hizmet þuurunu, iþçiye ve çiftçiye
alýn teriyle kazanmanýn huzurunu, cadde ve
sokaklara emniyet ve temizliði, hastane ve
eczanelere þifayý, sanata asýl gayesini, felse-
feye hikemiyatý, esnafa derviþ sabýr ve gay-
retini, tüccara insafý, ilim adamýna derinlik
ve inceliði, kýsaca nerede ne eksikse oraya
onu geri getirecek, nerede ne fazla veya lü-
zumsuzsa onu tesviye ve tasfiye edecek bir
inkýlaptan baþka yol kaldý mý?...
Bütün Yollar tükendi: Ya inkýlâp ya
helâk tercihinin tam önündeyiz...
“Fikir Sofrasý”
G
eçtiðimiz hafta medyada çý- alýþ þeklindeki farklýlýklar bir yana...
kan en ilginç ve “anlamlý”
haber;
“Cumhurbaþkaný Abdullah
Gül, Çankaya’da Atatürk’ün fikir türk’ün sforasýna(!)
sofrasýný kurdu”
Baþlýðý ile çýkan haberdi... sofraya.
Bu haberi böylesine “anlamlý” ký-
lan nedir diye sorarsanýz... þinin önüne konulmuþ birer kadeh
Açýklayalým... beyaz þarap...
Hadiseyi, “dinci” ve “dinci olma-
yan” (onlar kendilerini baþka bir þey korunmakta ve su içmekte...”
olarak tarif ediyorlar) medyanýn ele
BARAN 17
Muhasebe
Ben artýk ne þairim, ne fýkra muharriri!
Sadece beyni zonk zonk sýzlayanlardan biri!
Bakmayýn tozduðuma meþhur Babýali’de!
Üst kat: Elinde tespih, aðlýyor babaannem,
Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve aþýklarý,
Alt kat: Kýzkardeþimin (Tamtam) da çýðlýklarý;
Bulmuþum rahatýmý ben de bir tesellide. Bir kurtlu peynir gibi, ortasýndan kestiðim;
Fikrin ne fahiþesi oldum, ne zamparasý! Buyrun ve maktaýndan seyredin, iþte evim!
Bir vicdanýn, bilemem, kaçtýr hava parasý? Bu ne hazin aðaçtýr, bütün ufkumu tutmuþ!
Evet, kafam çatlýyor, güya ulvi hastalýk; Kökü iffet, dallarý taklit, meyvesi fuhuþ
Bendedir, duymadýðý dertlerle kalabalýk. Rahminde cemiyetin, ben doðum sancýsýyým!
Büyük meydana düþtüm, uçtu fildiþi kulem; Mukaddes emanetin dönmez davacýsýyým!
Milyonlarca ayaðýn altýnda kaldý kellem. Zamaný kokutanlar mürteci diyor bana;
Üstün çile, dev gibi gelip çattý birden! Tos!! Yükseldik sanýyorlar, alçaldýkça tabana.
Sen cüce sanatkarlýk, sana büsbütün paydos! Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle; Bazý geriden gelen, yüzbin devir ilerde!
Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle Yeter senden çektiðim, ey tersi dömüþ ahmak!
Çok var ki, bu hýnç bende fikirdir, fikirse hýnç Bir saman kaðýdýndan, bütün iþ kopya almak;
Genç adam, al silahý; iman týlsýmlý kýlýnç! Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.
Ýþte bütün meselem, her meselenin baþý, Mavallarý bastýrdý devrim isimli masal.
Ben bir genç arýyorum, gençlikte köprübaþý! Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin;
Týrnaðý en yýrtýcý hayvanýn pençesinden, Allah kuluna hakim, kullarý heykellerin!
Daha keskin eliyle, baþýný ensesinden, Buluþtururlar bizi, elbet bir gün hesapta;
Ayýrýp o genç adam, uzansa yataðýna; Lafýný çok dinledik, þimdi iþ inkýlapta!
Yerleþtirse baþýný, iki diz kapaðýna; Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi? Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!
Yetiþ, yetiþ, hey sonsuz varlýk muhasebesi! Karayel, bir kývýlcým; simsiyah oldu ocak!
Dýþýmda bir dünya var, zýpzýp gibi küçülen, Gün doðmakta, anneler ne zaman doðuracak
Ýçimde homurtular, inanma diye gülen
Ýnanmýyorum, bana öðretilen tarihe!
Sebep ne, mezardansa bu hayatý tercihe?
Üç katlý ahþap evin her katý ayrý alem!
yelim... Mimarý Sn. Salih Mirzabeyoðlu ida-
Hatta;
(“Söyler misiniz; Atatürk’ün
sofralarý ile Abdullah Gül’ün sofra-
ma mahkûm edilmiþ...
Bolu zindanýnda, tecrit altýnda,
“telegram iþkencesi” ile, yok edil-
sý hiç birbirine benziyor mu? Yani meye çalýþýlýrken...
benzeyen en ufak bir yeri var mý? Üstelik bunun ne olduðunu, Ba-
Toplumu aptal yerine koymanýn bu ran’da;
kadarý da fazla. Diyelim ki hadi “Sinyal Muhabbetleri” baþlýðý
“Atatürk’ün fikir sofrasýnýn öðle altýnda duyururken...
vakti olaný” saydýk bunu. Ama için Sn. Cumhurbaþkaný Abdullah
için uygulanan sofu tavýrlarý niye Gül’ün, -bir Büyük Doðucu olarak-
ucundan-köþesinden evirip çeviriyor- Þeriata olan düþmanlýðýný gizleme-
sunuz? yen Talat Halman gibi, ‘suyunun
Fikir sofrasý mý?.. Zikir sofrasý suyunun suyu’ cinsinden adamlarla
mý?.. Atatürk’le alay etmek midir hangi “fikir sofrasý”ný kurduðunu?...
yoksa?..Ya da onu sevenlerle dalga Bu sofrada, “Batý’nýn artýklarýn-
geçmek midir bu?..”) dan” baþka bir þey bulunup bulun-
Demesini de kaale almayalým... madýðýný?..
Atatürk’ün “sofrasýnýn” ne anla- “Büyük Doðu-Ýbda” gibi bir
ma geldiðini ilgililer biliyorlardýr... “fikir sofrasý”ndan kalkýp, “Batý
Bu sofralarda neler olup bittiðini artýklarýndan” oluþan bir fikir sofra-
de... sýna oturmak için nasýl bir ‘mide ve
Hatta askerliðini o dönemin Çan- kafa’ gerektiðini?..
kaya’sýnda yapmýþ olan dedem de Tabii olarak birilerinin sormasý
anlatýrdý; ben de bir miktar ordan bi- gerekiyor...
Ona hiç girmeyelim...
liyorum... Diyebilirsiniz ki;
Bekir Coþkun’un: Neyse bunlar uzun iþler... Bu “sofra” Batý’nýn artýklarýyla
“Çok benziyor çünkü Ata- Buralara hiç girmeyelim... beslenenler için...
Fakat; Leþ kargalarý için...
Bir defa öðle vakti oturmuþlar “Fikir sofrasý”... Sn. Mirzabeyoðlu’nun kurduðu
Güzel bir tâbir... Güzel bir ter- muhteþem “fikir sofrasý”, Batý’yý ve
Biraz olsun benzesin diye iki ki- kib... onun “artýkçýlarýný” tarihin çöplüðü-
Yol açtýðý tedâiler de... ne gömmek üzere, dalga dalga gelen
Baþta Türkiye olmak üzere, bütün “Ýslâm devrimi” ve onun “kahraman
Cumhurbaþkaný “haram”dan Ýslâm âlemine dünyanýn en zengin devrimcileri” için...
“fikir sofrasý”ný sunmuþ olan Ýbda
Diye dalga geçmesini de görme-
Faruk Selim
18
Bloknot...
A hmet Hakan’ýn adýný Nere-
ye yazalým?..
Kendisi; illa da “Deniz Gez-
miþ’in yaný olsun” istiyor...
Adýný; Deniz Gezmiþ’in adýnýn
yanýna yazmalýymýþýz...
Öyle diyor;
“Lütfen adýmý Mehmet Þevket
Eygi gibilerin hizasýna yazmayýn.
Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarý-
nýn hizasýna yazabilirsiniz...
Hiç gocunmam...
Aksine þeref duyarým...”
Yazýlýrsa veya yanlýþlýkla bir ya-
zan olursa “þeref duyacaðý” kesin...
Zira Deniz Gezmiþ, en kestirme
ifadeyle; inandýðý dâvâ uðruna idam
ipini göðüslemiþ bir “kahraman”...
Zulme...
Haksýzlýða...
Emperyalizme...
Kukla düzene karþý savaþmýþ...
Kendi kuþaðý ile birlikte, kendi
kuþaðýnýn önünde, bugün senin ‘ca-
riyelik yaptýðýn’ düzene ‘baþkaldýr-
mýþ’ bir gençlik lideri...
‘Ahmet Hakan’ adýnýn, böyle bir
liderin isminin yanýna yazýlmasýn-
dan niye “gocunacaksýn?”... Hoþu-
na bile gider tabii...
Fakat burada “küçük bir sorun”
var;
Bu “uyanýklýðý”(!) kime yedi-
receksin?..
Deniz Gezmiþ’in kim ol-
duðunu bilmeyenlere mi?..
Yoksa senin ne mal oldu-
ðunu tanýmayanlara mý?..
***
Þimdi burada sizlere kaç
türlü yavþaklýk ve (....)ðin,
köylü kurnazlýðýnýn ayný
anda nasýl becerile-
bileceðine iyi bir
örnek olmuþ
desem...
Laf uza-
maz ve mev-
zu biter...
Fakat...
“ Ya h u
Organ Kaçakçýsý, Uyuþturucu Kaçakçýsý ve Pezo bir devlet(!): Ýsrail!
D ünyadaki uyuþturucu ve organ mafyasý-
nýn, büyük bir nispette Ýsrail gizli Mos-
sad’ýn denetiminde olduðu uluslararasý resmî ra-
porlara saklanamaz bir þekilde itiraf ediliyor. Ýs-
rail’in yani Mossad’ýn sadece bununla yetinme-
yip kadýn satýcýlýðýnda da öncü bir rol üstlendiði
belgelendi.
Mossad’la iþbirliði içinde çalýþan Yahudi
mafyasýnýn, onbinlerce genç kýz ve kadýný kaçý-
rýp, Ýsrail’deki genelevler sermaye olarak sattýðý
belgelendi.
Bu kadýnlarý çalýþtýrmak içinse, sadece Tel
Aviv’de 180 genelev açýlmýþ. Genç kýzlarýn
BARAN
Ahmet Hakan’ýn
Adýný Nereye Yazalým?
durduk yerde niye öyle diyorsun?”
diyecekler için bunu kýsaca açýkla-
mam gerekiyor...
“Deniz Gezmiþ kim, sen kim-
sin?” demezler mi adama?..
Deniz Gezmiþ senin gibi hayatý
bu düzene cariyelik ederek geçmiþ
biri deðil ki adýný yanýna yazasýn...
Tam aksine, senin cariyelik yap-
týðýn düzene baþkaldýrmýþ bir isim
Deniz Gezmiþ...
O halde senin isminin onun ya-
nýnda ne iþi var?..
Deniz Gezmiþ, senin gibi sosye-
te yapmak için ona buna sýrýtan,
gündeme gelmek için magazin ya-
zýlarý yazan, sonra, yazdýðý yazýlar-
dan dolayý yüzüne tükürüldüðünde
ve tartaklandýðýnda, ‘ay vallahi çok
kabasýnýz, ben magazin olsun di-
ye yazmýþtým’ diye “gay” bir kýrýt-
mayla karþýlýk veren biri deðil ki,
adýný Deniz Gezmiþ’in adýnýn yaný-
na yazasýn..
Deniz Gezmiþ, laiklere þirin gö-
rünmek için içinden geldiði cami-
aya havlayan düzen cariyesi
bir mamacý tip deðil ki
senin gibi, adýný yaný-
na yazasýn...
Ýnandýðý fikirler
ve idealler adýna
mevcut düzene mey-
dan okuyan...
Bunun kavgasýný
caný pahasýna veren...
Emperyalizme,
sömürüye, haksýzlý-
ða, zulme baþ kaldý-
ran...
Bunun bedeli-
ni de “idam seh-
pasýnda” öde-
yen bir isim
Deniz Gez-
özellikle Doðu Avrupa ülkelerinden, iþ ve para
vaadiyle kandýrýlarak kaçýrýldýðý, kaçýrýlan
kýzlar arasýnda Çinli kýzlarýn da bulun-
duðu açýklandý. BBC’de belgesel ha-
linde yayýnlanan bir programda, Ýs-
rail mahkemelerinin, kendilerini
kaçýran mafyayý deðil de, davacý
olan maðdur kýzlarý tutukladýðý
ifade edildi. Bilindiði gibi, dünya-
daki organ ve uyuþturucu mafyasý
daha çok Yahudilerin denetiminde
çalýþýyor.
Ýsrail ordusundan bir çok subay, Latin
miþ...
Senin gibi “mamacý” bir tipin is-
minin Deniz Gezmiþ isminin hiza-
sýnda ne iþi olabilir?..
Fakat aslýnda bunu sen de bili-
yorsun da...
Fakat, ‘acaba yerler mi ki?’ nu-
marasýyla;
Hem ‘ham yobaz, kaba softa’lý-
ða karþýymýþ gibi yapýyorsun –ger-
çek bir ham ve kaba olmana rað-
men-
Hem de, “devrimci kimliðini”
idam sehpasýnda mühürleyen bir is-
min yanýna adýný yazdýrarak, mama-
cý bir tip olmana raðmen, ‘devrim-
ci itibarý’ görmek istiyorsun...
Seni çok iyi anlýyorum...
Fahiþelerin arada bir, fahiþe ol-
madan önceki hâllerine duyduðu,
gelip geçici bir özlem seninki...
Hayatýn boyunca, hangi idealist
mücadeleye girdin ki, adýn Deniz
Gezmiþ’in yanýna yazýlsýn?
Hayatýn boyunca, hangi riski al-
dýn, hangi haksýzlýða isyan ettin?
Hangi zulmün karþýsýna dikil-
din?
Hangi zorbalýða yumruk salla-
dýn?..
Adýnýn Deniz Gezmiþ’in hizasý-
na yazýlmasýndan gocunmazmýþ...
Senin hayatýnda da ortada...
Deniz Gezmiþ’in hayatý da...
Niþantaþý’nda lüks maðaza vit-
rinleri önünde çýplak mankenleri
dikizleyip, sosyete cefe’lerinde
zamparalýk yaparak mý yazdýra-
caksýn adýný Deniz’in yanýna,
yoksa Hülya Avþar’ýn eteðinin altý-
na baþýný sokarak mý?..
Nasýl oluyor da adýnýn Deniz
Gezmiþ’in yanýna yazýlmasýný isti-
yorsun?..
Deniz Gezmiþ’i de kendin gibi
Amerika’daki (özellikle Kolombiya) uyuþturucu
baronlarýna her türlü desteði yýllardýr ve-
riyor. Bu durum bazen ABD ile Ýsrail
arasýnda çekiþmeye sebeb oluyor.
En son 1985 yýlýnda Panama’nýn
kendi içerisinde, Noreiga’ya des-
tek veren Yahudi kadrolarla ciddî
bir çekiþmeye girmiþti
Þükrü Sak
mi sanýyorsun yoksa?...
Bir de; “Hiç gocunmam” de-
miþsin... Ona ne þüphe?..
(Niþantaþý Cafelerinde sürterek
‘kahraman’ olacaksýn...)
Fakat Deniz Gezmiþ ve onun
çizgisini bugün sürdürmeye çalý-
þanlar, bundan fena halde “gocuna-
caklardýr!”...
Emin olabilirsin...
Hiçbir “devrimci lider” ve onun
çizgisini sürdüren kuþaklar, senin
gibi biriyle ayný hizada görünmek
istemez!..
Yok illa da; “Adýmý oraya bu-
raya yazdýrmam lazým” diyor-
san...
Buna çok hevesliysen; benden
sana bir tavsiye; (Yok, ‘tuvalet ka-
pýlarýnýn ardýna’ demeyeceðim...)
(Bu arada köþesini kirlettiðin ga-
zete, Türkiye’de her ne kadar ‘fuhuþ
albümü’ olarak biliniyorsa da, bazý
Arap ülkelerinde, internet sitesin-
den dolayý, “pornoðrafik site” diye
yasaklanmýþ, haberin olmuþtur mut-
laka...
Hani adýný ‘Deniz Gezmiþ’in
yanýna yazdýracaksýn ya...)
“Magazin gazetecileri derneði”
veya “Paparazzi” programlarýný de-
ne...
Tabi onlar kabul ederse...
***
Not: Bu yazý yazýldýktan sonra,
Þevket Eygi, A. Hakan’ýn yazýsýna
verdiði cevapta soruyor;
“E bugün niye devrimci örgüt-
lerin yanýnda deðilsin?”
Öyle ya...
Onun için “baþka bir þey” olmak
lazým deðil mi?..
Yok, sen hem Niþantaþý cafele-
rinde fink atacaksýn, hem de “dev-
rimci itibarý” görmek için, adýný De-
niz Gezmiþ’in adýnýn yanýna yazdý-
racaksýn...
Valla o iþler, “iyi poz vermekle”
olacak iþler olsaydý, kesin baþarýr-
dýn onu da!..
devrik devlet baþkaný ve
CIA’nýn adamý Noreiga’ya karþý
bir operasyon düzenleyen ve bu-
nun için ülkeyi iþgal eden ABD,
BARAN Haber
BARAN 19
“Erkek - Kadýn, Boða - Ýnek”
Erkek, hayatý belden aþaðý yaþar hâle gelince de, eþi ile olan münasebeti mahiyet deðiþtiriyor, bu türden erkek müsveddelerinin
sayýsýsýn artmasý ile birlikte de ‘eþe tecavüz suçu’ þeklinde bir suç tavsifi ortaya çýkýyor.
lar! Olacak iþ deðil! Devletin en yük- ve; ‘Varlýðýnýn herkesi mutlu ettiðini bu süreçte, ‘olmasý gereken’i ihtar et-
Av. Ali Rýza Yaman
sek yargý organlarýndan birinden nasýl zannediyorsun. Ama yanýlýyorsun.’ mesi gereken hukuk, problemlerin bi-
olur da böyle bir karar çýkar? Bir eþin der. zatihi kendisi hâline geliyor. Ve hiç
‘Eþe Tecavüz’
ihaneti veya hakareti tahrik nedeni ola- Erkeðin bu söze verdiði cevap müt- kimse de dönüp ‘yahu ne oluyoruz?’
Bir cemiyetin genel ahlâk ve kültür
bilir. Fakat seviþmek istememesini na- hiþtir: ‘Evet. Çünkü beni annem yetiþ- demiyor.
seviyesini anlamak için, o dönemde
câri olan hukuka bakmak kâfi gelebi- sýl olur da cinayetin hafifletici nedeni tirdi.’ Meselâ kayýnvalide ile ayný evde
lir. Çünkü hukuk, bir yönüyle ‘olmasý sayarsýnýz? (…) Varolma kaygýsý ve sancýsý çekme- yaþamak þiddetli geçimsizlik sebebi
Erkek, mutlaka tatmin edilmesi ge- yen, bu yüzden de varlýðýnýn herkesi olarak görülüp, boþanma için kâfi se-
gereken’i ihtar ederken diðer yönüyle
reken azgýn bir boða, kadýn da erkeði mutlu ettiðini zannedip, erkeklik key- bep telâkki ediliyor. Ve yine hiç kimse
de ‘olan’ý temsil ve ifade eder.
tatminle görevli uysal bir inek gibi al- fiyetini ortaya koyamayan erkeðin ‘yahu ne oluyor, nereye gidiyor, nasýl
‘Olan’ýn temsil ve ifadesi olan bir
gýlanýyor. Bunlar, toplumda yaygýn hâlini ve geçmiþini bu cümlede göre- çözülüyoruz?’ demiyor.
karar, geçtiðimiz günlerde medyada
basmakalýp anlayýþlardýr. Fakat, yüce biliriz. Hoþ, denilse de sýhhatli bir cevabýn
bir hâyli yer aldý.
mahkemenin bu tür basmakalýp düþün- Annesinin oðlu olmaktan çýkama- verilmesi çok da mümkün gözükmü-
Yargýtay 1. Ceza Dairesi de verdiði
celerden kurtulmuþ olarak karar ver- yýp, þahsiyetini tahakkuk ettiremeyen, yor. Zira sorun, zihniyetin kendisinde-
kararýn medyada karþýlýk bulmasý üze-
mesi gerekmez mi?’ (Radikal/29 Ka- ‘ol’ma tekâmülünü geçirmediði için dir.
rine bir açýklama yaptý ve bu kararý ha-
ber yapan gazeteleri hedef alarak, on- sým 2007) kadýna muhtaç dahi olmayan erkek Ýdeal ile olan arasýnda bir ayniyet
Þahsiyet olamayan, þahsiyet ola- müsveddelerinin hâkim olduðu bir ce- öngören pozitivist hukuk doktrinini
larý ‘magazinleþmek’le suçladý.
madýðý için, kendini ‘kendi’ olarak de- miyette, kadýn-erkek münasebetinin yegâne hukuk doktrini belleyen ve bu
Haberlere konu olan karar üzerine
yapýlan þu iki yorum dikkatimizi çekti. ðil de bir baþkasýnýn, meselâ kadýnýnýn mahiyet deðiþtirmesi ve deðiþen mahi- anlayýþtan yola çýkarak cemiyete bir
üzerinden, kadýnýný aþaðýlamak, döv- yetin cemiyete genel rengini vermesi kimlik vermeye kalkanlardan ahlâka,
Ýlki Ý. Berkan’dan…
Yazýnýn baþlýðý; ‘Kadýna karþý þid- mek suretiyle ‘ifade eden’ ve ‘go- bir yerden sonra tabiîdir. erkeklik ve kadýnlýk keyfiyetine, fert
dete devam’: dumm mu oturtan’ erkek tipinin ak- Zira o cemiyette erkek münfail hakikatine, cemiyete, bir cemiyeti
‘Kadýna kendi kocasý tecavüz eder sülâmeli olan yukarýdaki iki yorum hâle gelmiþ, ‘mücerret olan’a dair bü- cem’ eden unsurlara ve daha bir sürü
dikkatleri celbedicidir. tün istidat ve iþtiyaký körelmiþ, meseleye dair söz söylemesini bekle-
mi etmez mi? Bizim Yargýtayýmýzýn
‘Godumm mu oturtan’ erkek proto- ‘olan’ýn içine hapsolmuþ ve hayatý bel- mek beyhude bir bekleyiþ olur.
aldýðý bir karara göre etmezmiþ. Kadý-
nýn görevi, kocasýnýn her istemesinde tipi de, ‘basmakalýp anlayýþlar’a karþý den aþaðý yaþar hâle gelmiþtir. Sorunlara çözüm olmasý için varo-
cinsel görevlerini yerine getirmekmiþ. çýkarak kadýna hak ettiði deðeri verdi- Erkek, hayatý belden aþaðý yaþar lan hukukun bizatihî ve baþlý baþýna
Kadýn bu ‘görev’ini yerine getirmez de ðini düþünen erkek prototipi de mües- hâle gelince de, eþi ile olan münasebe- bir sorun olduðu günümüzde; ‘En de-
kocasýna direnmeye kalkarsa, bu dire- ses nizâmýn ve onun þahsýnda temsil ti mahiyet deðiþtiriyor, bu türden er- rin tecritle en katý müþahhasý birleþti-
edilen deðerlerin taþýyýcýsýdýr. kek müsveddelerinin sayýsýsýn artmasý ren büyük aksiyondan pay sahibi ol-
niþin sonunda da eðer kocasý onu öldü-
Her iki erkek prototipi de, fikren ile birlikte de ‘eþe tecavüz suçu’ þek- mayan bir hukukçunun kâmil mânâda
rürse, kocanýn cezasýna ‘aðýr tahrik in-
hadým edilen erkeðin mücessem ifade- linde bir suç tavsifi ortaya çýkýyor. hukukçu olmasý pek mümkün deðil-
dirimi’ yapýlabilirmiþ. (…)
Maalesef Yargýtay’ýn bu andýðým sidir. Ýþte ‘eþe tecavüz’ suçu, fikren Hukukun keþfe mevzu olduðunu dir!..’ þeklindeki bir önerme, tafsilat-
hadým edilen bu erkeklerin cemiyetin bilmeyen, bilmediði için de keþif ehli landýrýlýp, hakikati ortaya koyulduðu
kararý, kadýnlarýn evlilikte bir nevi
kahir ekseriyetini oluþturmasý ile bir- olmayan, ‘olmasý gereken’e dair zerre müddetçe, bedihî bir hakikat deðeri
seks kölesine dönüþmesinin önünü
likte meydana geliyor. miktarý bir fikir sahibi olmayýp kanun belirtir.
açan bir karar olma niteliði taþýyor.
maddesini hukuk zanneden, hukukun
(…) Ama bizim örneðimizde koca,
kendisini yataktan itti diye, küfür etti
Varoluþu Gerçekleþtiremeye dinamik yönünü görmeyen, Raskolni-
diye, baþka kim bilir ne oldu diye ama
Engel Olan Bir Unsur: kov karakterinden bile bîhaber olup,
Mevcut Hukuk cemiyetle olan münasebeti, mahkeme
özünde kendisiyle seviþmedi di-
ye karýsýný öldürüyor. Son- Kadýnlýk ve erkeklik keyfiyetine kalemleri ve odacýlardan ibaret
dair sahici fikirleri olan Tarkovsky’nin olan kiþilerce verilen kararlar da
ra da mahkemede, ‘Karým
Ayna’sýnda hoþ bir sahne vardýr. son kertede cemiyetin daha da kö-
beni, onu öldürmem için
Bir kadýn devamlý konuþuyor… türümleþmesine hizmet ediyor.
tahrik etti’ diye bir savun-
Konuþma, bir erkeðe sitem üzere- Bütün
ma yapýyor. Yargýtay da bu
dir. Kadýn en sonunda er-
savunmayý haklý buluyor.
Oysa benim bildiðim, bir kiþi- keðe dö-
ne r
nin diðerini cinsel birlikteliðe zor-
lamasýnýn hukuktaki adý tecavüz-
dür. Evli olsanýz ve bu zorlama ko-
canýzdan (ya da nadir durumlarda
karýnýzdan) gelse de isim deðiþ-
mez.’(Radikal/29 Kasým 2007)
Ýkincisi T. Alkan’dan…
Yazýnýn baþlýðý; ‘Erkek-kadýn, bo-
ða-inek’:
‘Olmamasý gereken bir þey, ama
oluyor. Kocalar karýlarýný öldürüyor,
karýlar da kocalarýný. Evlilik deðil de
cinayet sözleþmesi sanki.
Fakat bu son olayda alýþýlmadýk
bir þey var: Yargýtay 1’inci Ceza
Dairesi kadýnýn seviþmek iste-
memesini ‘tahrik nedeni’
saymýþ ve kocanýn cezasýn-
da indirime gitmiþ! Hem de
bu k
ararý oybirliði ile almýþ-
20
Baþörtülüye
Rize’de Puþtluk!..
T ayyip telefon açýp, Ko-
zan’daki küçük Tevhi-
de’ye “Sakýn üzülmeyin, bu hak-
sýzlýklar mutlaka bitecek” demiþ.
Bir kere de olsa Ahmet Hakan’a
hak vermemek elde deðil, her türlü
ihale, al takke ver külah iþlerinde
riskten kaçýnmayanlar, kurumsal
mutabakat aramayanlar, konu türba-
na gelince verdikleri namus ve þeref
sözünü inkâr etmesini pekâla baþa-
rabiliyorlar.
Öyle deðil mi Bülent Arýnç? Ye-
ni dönemde Tayyib’e danýþman ol-
muþsun amma Tayyib senin verdiðin
namus ve þeref sözünü, “Ben öyle
bir söz vermedim!” diyerek senin
yüzüne çarpmadý mý? Evet, Tayyip o
sözü vermedi ama sen türban için
namus ve þeref sözü vermiþtin. Se-
nin namus ve þerefinin Tayyip ve
AKP ile alakasý yok galiba…
Baþörtüsü düþmanlarý, “nasýl olsa
bunlar namus ve þeref sözlerini yut-
makta mahirdirler” diye iyiden iyiye
azgýnlaþmaktalar. Rize’de Emine ad-
lý bir kýz çocukcaðýz, yine bir ödül
törenine çaðrýlýyor. Fakat bu sefer
salonda erkekler olmayacak diye
kendilerine söz veriliyor. Fakat. ço-
cukcaðýz kocaman öðretmenlerin
sözüne inanýyor ve gittiðinde söz ve-
rilenin tam tersi bir manzara ile kar-
þýlaþýyor, kandýrýlýyor. Bir de zorla
baþý açtýrýlýyor. Bazýlarý þerefsizliði
iþ edinmiþ, namussuzluðu büyükle-
rinden öðrenmiþ, herkes kendi meþ-
rebince verdikleri sözün aksine dav-
ranmaya, namus ve þerefi ayaklar al-
týna almaya devam ediyor.
Þerefsizlerin verdikleri sözleri
yutmalarý bir yana, diðer yandan
Anadolu’nun her köþesinde baþörtü-
sü için eylemler devam ediyor:
*Van’da 66.’sý yapýlan baþörtüsü
eylemlerinde bu hafta Tevhide Kü-
tük olayý ile YAÞ kararlarýndaki hu-
kuksuzluk gündemdeydi.
Yapýlan açýklamalarda, “önce
toplumsal mutabakat, dendi, sonra
kurumsal mutabakat dendi. Baþba-
kanýn ve eþinin suçlu olanlarý ceza-
landýrmak yerine maðdur öðrenciyi
arayarak teselli etmeye çalýþmasýnýn
anlaþýlýr bir yönü bulunmamakta-
dýr!” denilirken, YAÞ’ta irticadan
atýlan subaylarýn kararýný Gül’ün,
BARAN
gül gibi hemen onaylamasý da ký-
nandý…
*Ankara Ýnanç Özgürlüðü Plat-
formu, baþörtüsüne özgürlük için her
hafta gerçekleþtirdiði eylemlerin
95.sini düzenledi. Yapýlan açýklama-
da:
“Asker cenazelerinde evladýný
kaybeden baþörtülü ananýn sýrtýný sý-
vazlayan zihniyet, ayný baþörtüsüne
deðiþik platformlarda adeta postalýný
fýrlatabilmektedir. Bundan daha va-
him olaný ise bu olaya tepki göster-
mesi gereken yetkililerin, bu olayla
ilgili harekete geçmesi gereken içiþ-
leri bakaný ve Ýnsan Haklarý Komis-
yonu Baþkanýn sus pus olmalarý ve
herhangi bir giriþimde bulunmama-
larýdýr!” denildi.
*Kocaeli Ýnanç Özgürlüðü Plat-
formu, 137. Baþörtüsüne Özgürlük
eylemini gerçekleþtirdi.
*Akyazý Baþörtüsüne Özgürlük
Platformu 43. basýn açýklamasýný
gerçekleþtirdi.
“Sadece þehit cenazelerinde açýðý
ve kapalýsýyla saygý gösterilen anne-
lerimize diðer zamanlarda da ayný
saygýnýn gösterilmesini bekliyoruz.
Sayýn Cumhurbaþkaný yaþ kararlarý-
ný imzalamakla kendisiyle çeliþmiþ-
tir, yanlýþ yapmýþtýr!” denildi.
*Sakarya Baþörtüsü Platformu
yaðmur altýnda gerçekleþtirdiði 116.
baþörtüsüne özgürlük eyleminde Ko-
zan’daki zulmün yaný sýra Annapo-
lis’te Filistin direniþini tasfiye plan-
larýný gündeme taþýdý. ABD’nin An-
napolis kentinde düzenlenen Ortado-
ðu Konferansýný Filistin üzerinde
yapýlan “iðrenç pazarlýk” olarak ni-
telendirilerek: “ABD ve Ýsrail’in ön-
cülüðünde gerçekleþtirilen bu top-
lantýya iþtirak eden tüm iþbirlikçileri
nefretle kýnýyoruz!” denildi.
*Geçen ay çocuklarýn katýlýmýný
bahane eden polisin; çocuklarla bir-
likte 27 kiþiyi gözaltýna aldýðý Antal-
ya’da baþörtüsü eylemlerine devam
edildi. Eyleme yoðun katýlým göz-
lendi.
Yapýlan açýklamalarda, “Türki-
ye’nin model ülke olmasý tartýþma-
sýnda yapýlan ýlýmlý Ýslam tanýmla-
masý aslýnda Kemalist Ýslam olarak
da okunabilir.
Bu izzetini ve iddialarýný kaybet-
miþ bir Ýslam demektir.
Baþörtüsü mücadelesi tüm bu
þeytani kuþatmaya karþý Ýslami kim-
liðe Ýslam’ýn izzeti ve iddialarýna sa-
hip çýkma mücadelesidir!” denildi
ve “baþörtüsünü yalnýzca bir insan
hakký mücadelesi olarak algýlamanýn
yanlýþ olduðunu, baþörtüsünün Al-
lah’ýn açýk bir emri ve Ýslami kimli-
ðin gereði, Rabbimizin inananlara
yüklediði bir sorumluluk olduðunu”
vurguladý.
BARAN Haber
BARAN 21
Büyük Mücahide ÝSLÂM DÜNYASI
(Kurmanjan Datka)
50 AFGAN POLÝSÝ
Dilmurad / Baran Orta Asya Temsl. TALÝBAN’A KATILDI Irak Ýslam Ordusu:
içine girildi. Bu kanlý savaþ esna- El Kaide Ýle Çatýþmýyoruz!
K URMANJAN DATKA sýnda Kurmanjan Datka Rus gene-
1811-1907 yýllarý arasýnda rali Sogler tarafýndan esir alýndý.
yaþamýþ akýllý, bilge, cesur ve kah- Kurmanjan herkes tarafýndan taný-
G eçtiðimiz günlerde Irak’ýn
en önde gelen iki direniþçi
ðý ve 18’inin de öldürüldüðü þeklin-
de “Ebu Ýbrahim” isimli bir Irak Ýs-
grubu olan Irak Ýslam Devleti ve Irak lam Ordusu üyesinin açýklama yaptý-
raman bir kadýn. Rus Ordusunun nýp saygý duyulan bir insan olduðu
Ýslam Ordusu hakkýnda çýkan çatýþ- ðýna yönelik haberler üzerine aþaðý-
iþgaline karþý büyük bir cesaretle için bir esir muamelesi görmedi,
ma haberleri Irak Ýslam Ordusu’nun daki açýklamayý yapma ihtiyacý duy-
savaþtý. Bu dönemde yaptýðý kahra- aksine kendisine büyük bir hürmet
resmi sitesinde sözcüleri olan Dr. Ali duk: hiçbirisiyle çatýþmaya girmemekte-
manlýklardan dolayý Kýrgýz hakaný gösterildi.
Naimi tarafýndan yalanlandý. Bildiri- 1. Bizim haber kaynaklarýmýzdan dir.
kendisini Datka (Albay) unvaný ile Halk onun bu esareti ile büyük
B
ahlan vilayetinin merke- nin tam metni: böyle bir bilgi asla gelmemiþ olup 4. Tüm askeri kuvvetlerin hedefi
þereflendirdi. Kurmanjan Datka bir üzüntüye kapýlmýþ, bu da isyan-
ayrýca baþarýlý bir politikacýydý. lar ve iç çatýþmalara neden olmuþ-
Kurmanjan Datka’nýn çok iste- tu. Rus yönetimi bu isyanlarý bas-
zindeki Jolka bölgesinde
Afganistan Ýslam Emirliðine
“Rahman ve Rahim olan Allah’ýn
adýyla…
bu haber yalandýr ve bunu yayan
spakülatörler bundan sorumludur.
cihadi gruplarý bize düþman etmek-
tir.
baðlý mücahidlerin hafif ve aðýr Yalanlama Bildirisi 2. Ýslam Ordusu’nun liderinden, 5. Geçmiþte El Kaide grubu ile
diði þeylerden biri Kuzey Kýrgýzis- týrmak için Kurmanja’nýn serbest
silahlarla düzenlemiþ olduklarý Hamd Allah’a, Sâlât ve Selam resmi sözcümüzden, medya sözcü- çatýþma sadece kendimizi savunmak
tan ile birleþmekti. Kuzey liderleri- býrakýlmasýna karþýlýk onun bir oð- saldýrýlarda aralarýnda polis þefi- onun elçisinin üzerine olsun… müzden gelen mektuplar, bildiriler amaçlý olmuþtu. Bu haber ise tama-
nin de ayný þeyi istediklerini bili- lunun esir alýnmasýna karar verdi. nin de bulunduðu 8 polis öldürü- Medya merkezlerinde Samar- ve resmi bildiriler bizim resmi web men yalandýr.
yordu. Birleþme- Bunu yaparak is- lürken, 7’si yaralandý ve geri ka- ra’daki El Kaide grubu ile Irak Ýslam sitemizde yayýnlanmaktadýr. Dr. Ali el-Naimi
nin sonunda hem Ýdam için büyük bir meydan- yanlarý durdur- lanlar kaçtýlar. Saldýrýda müca- Ordusu arasýnda çatýþma çýktýðý ve 3. Irak Ýslam Ordusu askeri hiçbir Irak Ýslam Ordusu Medya
iki halk bir arada muþ olacak, ayný hidler 100 hafif ve aðýr ateþli si-
da daraðacý kuruldu. 16 El Kaide mensubunun yakalandý- kuvvetle birlik olup cihadi gruplarýn Sözcüsü
yaþayabilecek zamanda yeni ça- lahý, ve bazý askeri teçhizatý ga-
hem de Rus ordu- Oðlunun boynuna ip geçir- týþmalara engel
nimet olarak aldýklarýný duyurdu-
suna karþý daha ildiði an Kurmanjan Datka olmuþ olacaklar- lar. Bölge hala mücahidlerin
oraya geldi. Üzüntüsünü
güçlü olabilecek- dý.
Suud’dan Operasyon
kontrolünde bulunmakta ve mü-
lerdi. Bu dönemde göstermek onu halkýna ve Rus Fakat tahmin cahidlerin tarafýnda hiç yaralý ÜSAME BÝN LADÝN’DEN
siyasi anlaþmalar yönetimine güçsüz göstere- ettikleri gibi ol-
için sýk sýk evlili- bilirdi. Fakat o bir anneydi. madý. Bu kez de
yok.
Ayný bölgede içlerinde iki ko-
planladýðý kaydedildi. AP AVRUPA’YA MESAJ...
ajansý da adý açýklanma-
ðe baþvuruldu- Oðuluna karþý büyük bir esirler arasýnda mutan (Abdul Ahmed Han ve Hiçbir yarattýðýný boþa yaratmayan ve onlarý baþýboþ bý-
Macid Han)’ýn da bulunduðu 50
yan güvenlik yetkililerine
ðundan, Kuzey li- sevgi ve merhamet içindeyken büyük sorunlar is- rakmayan ancak kendisine ibadet etsinler diye yaratan Alla-
polis Afganistan Ýslam Emirli- dayanarak, petrol tesisleri-
derinin kendisine gözünün önünde asýlmasý onu yanlar çýkmaya ha hamdolsun ve akýllý insanlar Ona itaat eder ve sefil kim-
ði’ne katýldýklarýný bildirdiler. ne saldýrý planý iddiasýyla 8
evlenme teklifin- baþlamýþtý. Rus seler Ona itaatsizlik eder. Bunun ardýndan: Benim bu mesa-
üzüntüye sokuyordu ve bu Tüm silahlarýný ise emirliðe tes- kiþinin tutuklandýðýný du- jým Amerika’ya Afganistan istilasýnda müttefik olan ülkele-
de bulunacaðýný yönetimi gerek
onun en doðal hakkýydý. lim ettiler. yurdu. rin halklarýnadýr. ve özellikle Avrupa’yý anýyorum. Selam hi-
biliyordu. Fakat esirlerin gözünü
Polisler bundan sonra iþgalci- Bu arada, uydudan ya- dayete tabi olanlara olsun: Afganlarýn yirmi yýldýr Ruslarýn
rahmetli eþine korkutmak gerek-
lere ve münafýklara karþý savaþa- yýn yapan El Arabiye ve ve komünist temsilcilerinin elinde iki en acý þeyi tattýklarý
olan büyük saygý ve sevgiden dola- se de kararlýlýðýný göstermek için
yý bu teklifi reddedeceðinden, Kurmanja’nýn oðulluna idam kara-
olumlu olmasýna ihtimal dahi ver- rý verdi.
caklarýný duyurdular.
2 TANK
HURDALIK OLDU
S uud rejimi gerçek-
leþtirdiði operas-
yonlarda 208 müslümaný
El Cezire televizyonlarý da
tutuklananlarýn ayný za-
manda dini liderlere ve
sizden gizli deðildir, fakat Allahýn fazlýyla sabýrla devam et-
tiler, savaþtýlar, sebatkâr ve muzaffer oldular. Ve yaralarý sa-
rýlmadan ve acýlarý son bulmadan önce, Bush’un bu istilanýn
miyordu. Ýdam için büyük bir meydanda
Afganistan’ýn Paktiya eyale- tutukladý. güvenlik yetkililerine sal- 11 Eylül olaylarýna bir yanýt olduðu iddialarýný düþünmeyi
Kurmanjan Datka, Kuzey Kýr- daraðacý kuruldu. Oðlunun boynu- Devlet televizyonunun veya yansýtmayý durdurmaksýzýn, -daha önce de zikrettiðim
tinin Þivak bölgesindeki Þipak- dýrý planlamakla da suç-
gýzistan’a gitmek için yola koyul- na ip geçirildiði an Kurmanjan tank alanýnda ilerleyen Ameri- haberinde, hücrelerden bi-
gibi- Manhattan olaylarýnýn, Amerikan-Ýsrail koalisyonunun
landýðýný duyurdu.
du. Liderin karargâhýna vardýðýnda, Datka oraya geldi. Üzüntüsünü Filistin ve Lübnan’daki insanlarýmýzýn cinayetine bir yanýt
kan iþgalci askeri konvoyuna Af- rinin ülkeye füze sokmayý
Kurmanja’nýn geldiðini gören li- göstermek onu halkýna ve Rus yö- olmasýna raðmen zalim hükümetleriniz tarafýndan haksýz ye-
ganistan Ýslam Emirliði müca- re istila edildiler. Ve 11 Eylül’den sorumlu olan bendim, ve
der; netimine güçsüz gösterebilirdi. Fa- hidlerince düzenlelen saldýrýda 2
önemle vurguluyorum ki bütün Afganlýlar -hükümet ve halk,
-“Bacým. Atýnýzý tutayým, siz de kat o bir anneydi. Oðuluna karþý tank ve tanklarýn içindeki tüm
Annapolis Getirileri... her ikisi de dahil- bu olaylardan habersizdi, ve Amerika bu-
rahatça ininiz.”diyerek kendisine büyük bir sevgi ve merhamet için- askerler öldürüldü. (Haberi Zahi- nu biliyor, çünkü bazý Taliban bakanlarý eline esir olarak düþ-
olan saygýsýný göstermek istedi. deyken gözünün önünde asýlmasý
Daha sonra karargâha geçildi ve onu üzüntüye sokuyordu ve bu
bullah Mücahid Afganistan Ýs-
lam Emirliði resmi web sitesinde
Beþ Þehid!.. tü, ve onlar sorguya çekildiler ve bu böylece bilinmiþ oldu.
Ve bu Taliban hükümetinin Amerika’dan istiladan önce iddi-
görüþmeye baþlandý. Kurmanja’nýn onun en doðal hakkýydý. Herkes
Ý
rapor etmiþtir.) srail terör güçlerinin (21), abisi Þekik Ziyad alarýnýn doðruluðuna dair delil göstermesini istemesinin se-
tahmin ettiði gibi, lider kendisine onun ne yapacaðýný beklerken, o AFGANÝSTAN’DA Gazze’de gerçekleþ- (36), Ýbrahim el Berim bebidir, fakat o hiçbir delil göstermedi ve onun yerine istila
evlenme teklifinde bulundu. Lide- oðlunun karþýsýna geçip; ÞEHADET SALDIRISI tirdikleri hava saldýrýsý so- (20), Cihad Fevzi Kadih etmede dayattý ve Avrupa bunda onun arkasýnda yürüdü ve
rin teklifine karþý Kurmanjan’dan - “Sen benim oðlumsun, caný- Afganistan Ýslam Emirliði ona tabi olmaktan baþka bir seçeneði olmadý. Sizin bu sava-
nucu en az 5 mücahid þe- (19), Tamir Ebu Câmi
aldýðý cevap; mýn parçasýsýn. Sakýn bu duru- mücahidlerinden olan Molla þa giriþiniz ve Amerikan askerlerini haklý görüþünüz Avrupa-
hid oldu. (21)
-“Attan inmeme yardýmcý olur- ma üzülme! Ne mutlu ki sana Feyzullah’ýn Kandahar’ýn Þah lý hüküm çevrelerince önem vermenizle delil olarak yeter. Bu
Han Yunus’a yakýn bir Saðlýk Bakanlýðý yetki-
Velikot bölgesindeki Sozenyen sebeple, bu hitabým sizedir, politikacýlarýnýza deðil, artýk giz-
ken bana, ‘bacým’ diye hitap etmiþ- atalarýn gibi þerefinle þehit ola- bölgede nöbet halinde bu- lileri, saat 09:00 sularýnda
alanýnda NATO güçlerine ait li olmadýðý gibi Blair, Brown, Berlusconi, Azner ve Sarkozy
tiniz. Bizler Müslüman’ýz.” Müs- caksýn.” lunan Ýslami Direniþ Ha- düzenlenen hava saldýrý- ve onunla beraber olanlar ve onlarýn benzerleri kendilerini
lümanlarda bir erkeðin bacýsýyla Bu olay onu çok derinden etki- konvoya karþý gerçekleþtirdiði
reketi HAMAS’ýn askeri sýnda 3 Filistinlinin de ya- Beyaz Sarayýn gölgesiyle gölgelendirmeyi seviyor. Ve onlar
evlenmesi haramdýr. ledi. Ama her þeye raðmen yinede istiþhad saldýrýsýnda 2 NATO
kanadý Þehid Ýzzettin el ralandýðýný açýkladý. ve birçok üçüncü dünya ülkesi liderleri arasýnda deðer zik-
Kurmanja’nýn bu cevabý karþý- halký için ömrünün son dakikasýna tanký imha edilirken tanklarýn
Kassam Tugaylarý’na Ayný kaynaklar, olay- retmekte büyük bir fark yoktur. (...)
içindeki 12 iþgalci askeri öldü-
sýnda Kýrgýz lideri büyük bir þaþ- kadar gerçek bir mücahide gibi sa- mensup 5 mücahid iþgalci dan sonra iþgal helikopter- Bitirirken, size Allah’ýn fazlýyla Amerikan akýnýnýn sula-
rüldü. Operasyondan sonra böl-
kýnlýða uðramýþ, ayrýca Kurman- vaþtý. Onu tanýyanlar bu hayat güçlerin hava saldýrýsý so- lerinin, ambulans ve acil rýnýn azaldýðýný hatýrlatýrým ve çok yakýnda Atlantik’in ötesi-
geye ulaþan Amerkalý iþgalciler ne memleketlerine gidecekler ve her birinin hesabýna kon-
jan’nýn keskin zekasýna hayran kal- hikâyesini bir efsane gibi nesilden nucu þehid düþtüðü öðre- yardým ekibinin olay ma-
alaný sardýlar ve ölü askerlerin mak için komþularýný býrakacak. O halde, Beyaz Sarayýn
mýþtý. Görüþmeden sonra evlilik ol- nesile anlatýp günümüze kadar ge- nildi. halline girerek yaralýlarý
cesetlerini topladýlar. adýmlarýna akýn eden politikacýlarýnýzý engellemek ve maz-
madan da güzel sonuçlar alýnmýþ tirmiþtir. (Haberi Afganistan Ýslam Þehid edilen Kassami kurtarmasýna engel olmak lumdan zulmü kaldýrmak için dikkatlice çalýþmak sizin için
her iki taraftan da birleþme kararý Kendisini, saygý ve hürmetle Emirliði resmi web sitesinde Ka- mücahidlerin isimleri þöy- için hedef gözetmeksizin daha hayýrlýdýr adalet sevap, zulüm azaptýr ve hakka dönmek
alýnmýþtý. anýyorum. Allah’ýn, yüce ve sonsuz ri Yusuf rapor etmiþtir.) le: etrafa ateþ açtýklarýný kay- anlayýþ sahibi insanýn göstergesidir. Ve selam hidayete tabi
*** rahmeti üzerine olsun (amin) Muhammed Süleyman dettiler. olanlara olsun.
Rus ordusuyla büyük bir savaþ
22
Kültür-Sanat
Hazýrlayan: Yavuz Arslan /tiyatrobitti@hotmail.com
Bir Dizi Film Vesilesiyle...
Yeniden “Kara Yýlan”a Muhtacýz!
B atý emperyalizminin
iþgali Ýslâm coðraf-
yasýnda bugün, Amerikan iþgaliyle
devam ediyor. Amerika, Birinci
Dünya Savaþý’nýn sonlarýndan itiba-
ren bu savaþa girdi. O yýllardan bu
yana emperyalist iþgal, Amerikan iþ-
galiyle devam ediyor. Ýþgal, BM,
NATO vs. terör teþkilâtlarýyla ve
coðrafyamýzda bulduklarý iþbirlikçi-
lerin politikalarýyla devam ediyor.
Haliyle bu vaziyet, 1919’lu yýlla-
rý hafýzamýzda uyandýrýyor, ne kadar
þuurlaþtýrýldýðý tartýþýlýr olmakla bir-
likte, iþgali yaþamak, his plânýnda
canlýlýk kazanýyor.
Bu his bir film þeridine ne kada-
rýyla kaydedilebilir? Bu noktada bir-
takým film çalýþmalarýndan bahis aç-
týðýmýzda, tv’lerde “dizi” formatýnda
bazý filmler karþýmýza çýkýyor. Bun-
lardan biri þu sýralar Atv’de gösterili-
yor.
Millî Mücadele’de yer almýþ ve
resmî tarihte M. Kemal’in gölgesinin
karanlýðýnda kalmýþ bu kahramanlar,
“isimsiz kahraman”lardan diye kýyý-
da köþede tanýtýlýr. Halbuki onlar ol-
masaydý, Batý Anadolu’da ne Sakar-
ya savaþý olurdu, ne Çanakkale, ne
Dumlupýnar…
Ne de Yunanlýlarý denize dökme
hikâyesi uydurulabilirdi!
O kahramanlar orada savaþtýðý
için, Batý’da düzenli ordularla savaþ
verilebilmiþtir. Bazý açýkgöz “kahra-
manlar”, I. Dünya Savaþý 1918’de
bitirildiði hâlde, savaþýna Anado-
lu’da devam eden diðer “namsýz ve
niþansýz” kahramanlarý þöhretleriyle
ezmiþtir. Bu namsýz kahramanlardan
biri de, Molla Mehmet diye bilinen
Anadolu’nun Maraþ ilinden bir vatan
evladý… “Karayýlan” nâmlý bir kah-
raman… Adýný doðru dürüst kimse-
lerin duymadýðý bu mücahidin adý,
þimdilerde “reyting” mevzuu ol-
muþ…(Ýlk bölümünden itibaren 1. sý-
rada! Bu da tarihimizin ne kadar için-
deyiz, tarihi hakikatlere nasýl da aç
kalmýþýz; ufak bir iþaret!)
Halbuki “Karayýlan hakkýnda ne
biliyoruz, kimdir?” diye bir araþtýr-
ma yapýldýðýnda, karþýnýza toplam
BARAN
Gaziantep Savunmasýnda Destanlaþan
KARAYILAN...
Molla Mehmet
KARAYILAN
(1888 - 24 Mayýs 1920)
1888 yýlýnda Pazarcýk’a baðlý
Höcüklü köyü Kürt Elif mezrasýnda
kýl çadýrda doðmuþ olup, Besni
nüfusuna kayýtlýdýr.
Asýl adý Mehmet’tir. Malatya
beþ-on satýrlýk bir malûmat çýkacak-
týr. Resmi tarihin, resmiyet kazanmýþ
yalanlarý yanýnda, þimdiki nesillere o
Akçadað ilçesi Söðütlü köyü
imamýndan Kur’an dersleri almýþtýr.
Köyde ara sýra Namaz kýldýrdýðý için
bile fazladýr. Onlar unutturulmuþ
ona Molla denildi. Babasý Memo bir
mudur, unutulmuþ mudur; bu suale
köy kavgasýnda elindeki kýlýçla köy
herkes muhataptýr. Ve bunun bir be-
halkýnýn tamamýný maðlup ettiðinden
deli varsa bu ödenecektir.
iyi dövüþtüðü için ona Karayýlan gibi
Sözünü ettiðimiz dizi, bir süredir
kayýp gidiyor demiþler. Bu nedenle
ATV ekranlarýnda yayýnlanýyor ve
Karayýlan unvaný ona babasýndan
müthiþ alâka görüyor! Diziyi seyret-
kalmýþtýr. Molla Karayýlan Malatya,
tiðinizde resmi tezlerin dibinden peþ-
Pazarcýk, Ýslahiye’ye kadar uzanan
peþe nasýl patlaklar verdiðine þahit
bölgede yaþayan Atmalý boyunun
oluyorsunuz. Tabiî Kemalizm’in “ið-
Kabalar oymaðýndandýr. Malatya
diþ ettiði” bir kafayý gövdemiz taþý-
Askerlik Þubesi’nden gönüllü olarak
mýyorsa!..
Seferberliðe ve Erzurum Doðu ceph-
Karayýlan gençliðinde yanýnda
esinde Kazým Karabekir komutasýnda
bulunduðu Dergahbaþý Ýsmail
Kurtuluþ Savaþý’na katýlmýþtýr.
Efendi’den aldýðý ilim ve telkinle
Gösterdiði baþarýlardan dolayý
yetiþir. Birinci Dünya Savaþý önce-
madalya almýþtýr.
sinde askere giden Karayýlan; yedi
Cephede yaralanýnca, Erzurum
yýl Sarýkamýþ’ta savaþtýktan sonra
Hastanesine kaldýrýlmýþ, daha sonra
Antep’teki köyüne döner. Antep, Ýn-
gilizlerin iþgali altýndadýr. Yaðmacý
Malatya hastanesine gönderilerek
orada tedavi gördükten sonra terhis
çeteler ortalýkta kol gezmektedir. Ba-
basý Mamo, oðlunun hemen aþiretin
edilmiþtir.
Köyüne dönen Karayýlan, Kabalar
baþýna geçmesini ve gençleri silah-
oymaðýnýn beyi olarak seçilmiþ,
landýrýp savaþmasýný ister. Karayý-
Malatya ve Pazarcýk civarlarýnda
lan’ýn hayatýný da çizen baba mirasý
ortalýðý kasýp kavuran eþkýya
mücadele, dizi filmden aldýðýmýz þu
Bozo’yu yakalayýp aðaca asmýþ, bu
harika replikte özetlenmiþtir:
davranýþýndan dolayý Askeri komu-
“Cýzýðý çekeceksin!.. Ya o taraf-
tandan mükafat almýþtýr. Doðu ceph-
ta olacaksýn!.. Ya bu tarafta!.. Sen!
esi komutaný Kazým Karabekir’den
Bu tarafta olacaksýn!..”
bir gün kendisine bir telgraf gelir;
Karayýlan, mücadelesine Urfa di-
“Düþman Kilis’ten Antep’e girmek
reniþiyle baþlamýþtýr. Çünkü biliyor-
üzeredir, düþmaný Antep’e sok-
du ki Urfa düþerse Maraþ düþecek,
mayýnýz gözlerinden öperim.
Maraþ düþerse Antep düþecektir. Ge-
Komutanýn Kazým Karabekir”
çen sayýmýzda andýðýmýz Uceymi
Karayýlan bunu bir emir kabul etti ve
Paþa da, evlatlarý Irak Devlet Baþka-
savaþ hazýrlýklarýna baþladý. Ancak
ný Þehid Saddam Hüseyin’in yanýnda
Antep henüz Karayýlan’ýn adýný duy-
savaþanlardan olup, 1919’larda Bað-
mamýþtý. Atmalý aþiretinden 82
dat’ýn kurtuluþu için savaþmýþtýr.
gönüllü akrabasýný çete olarak
Uceymi Paþa, Baðdat düþünce Mu-
topladý. 1600 baþ hayvanýný satarak
sul’a çekilmek zorunda kalmýþ, Mu-
hiç kimseden yardým ve destek
sul’a da destek gelmeyince Urfa’ya
almadan çetelerini donattý.
çekilmiþtir.
Annesi Ayþe, “Yavrum sen bu
Urfa’nýn düþüþü ise önce Baðdat,
kadar malý mülkü satýp nereye
sonra Musul’un düþmesiyle vuku
gidiyorsun? Sen deli misin?” diyor.
bulmuþtur.
Karayýlan; “Ana!.. Ana!.. Sen
Bu millet 19 Ocak 1920’de Fran-
doðuda Ruslarýn- Ermenilerin yap-
sýzlarla Antep Karabýyýklý’da tam 11
týklarýný görseydin, þimdi sen de
ay süren çatýþmalarda 6000 vatan ev-
durmaz giderdin!” dedi.
ladýný þehid vermiþ, Karayýlan da bu-
Kardeþi Süro Mamo’yu Maraþ’a
na þahit olmuþtur!..
gönderdi, üç katýr yükü silah satýn
aldý. Kimseye bilgi vermeden kendi
köyünden çeteleriyle birlikte geceden
Karabýyýklý köyünde pusu kurdu.
Maraþ’a giden Fransýz kuvvetlerini
periþan etti. 50 kadar Fransýz askerini
esir aldý, esirlerini kendi köyüne
götürerek hergün onlarý koyun eti ile
besliyordu. Karayýlan Antep’e gid-
ince esirleri Pazarcýk Kaymakamýna
teslim etti. Adýný Karabýyýklý cephesi
ile Antep’e ve Türkiye’ye duyuran
Karayýlan’a Heyet-i Merkeziye
tarafýndan görev verilmek üzere dav-
etiye çýkarýldý. Dülük köyüne gelen
Karayýlan, eþkýya Samlý Kel Ahmet’i
bu köyde aðaca astý. Kýlýç Ali ile bu
köyde tanýþtý.
Antep’e giren Karayýlan 82 çetesi
ile birlikte Karagöz Camii’ne yer-
leþti. Daha sonra çetesi 150 yi buldu.
Bu arada Karayýlan Antep cezaevinin
kapýlarýný açtýrmýþ hükümlerin eller-
ine silah vermiþ çetesine yeni
gönüller katmýþtýr.
Elmalý cephesinde 1. ve 2.
Aðcakoyunlu cepheleri, Ýkizkuyu
cephesi, Nizip yolu savaþlarý,
Maðarabaþý savaþlarý ve
Kurbanbaba savaþýna katýlan
Karayýlan; Ýkiz kuyu cephesinde
Fransýz katar kolunu periþan etmiþ,
Fransýz kumandan Norman, kolun-
dan yaralanarak Halep’e kaçmýþtýr.
Norman’ýn hanýmý ise Karayýlan’ýn
cephesine esir düþmüþtür. Haným’ý iki
ay çetelerle birlikte kalmýþ mütareke-
den sonra baþkarakolun orada hanýmý
Norman’a teslim edilmiþtir. Antep’in
teslim olmasýndan sonra, Fransýzlar
yardým daðýtýrken çeteler yardým
almaya gelmezler, Norman’ýn hanýmý
bizzat ismen onlarý çaðýrtarak kocasý
Norman’a “Ne istiyorlarsa onlara
fazlasýyla ver. Onlar bana dokun-
madýlar, iki ay boyunca bana bir
hanýmefendi gibi baktýlar” deyince
Norman çetelere ne istediklerini
sorar. Çeteler de “silah ve mermi
istiyoruz!” dediler. Bunun üzerine,
“silah ve mermiyi ne yapacaksýnýz
diye sorulunca size sýkacaðýz!”
dediler.
Karayýlan 24 Mayýs 1920 sabahý
kalkar her zaman olduðu gibi beyaz
kefenini giyer, sabah namazýný
kýldýktan sonra kamçý ve gümüþ
saplý kamasýný Karagöz camii
Mehmet Ömer’e teslim eder “Hocam
ben cepheden dönersem emanetimi
geri verirsin. Þehit olursam bun-
larý köydeki kýzým Selvi’ye
verirsin!” der.
Kültür-Sanat
Ýþte o gün bu gündür 24 Mayýs
1920 Sarýmsak tepede zorlu bir
savaþtan sonra düþman kaçmaya
baþlayýnca sevinerek mevzi
deðiþtirmek için ayaða kalkan
Karayýlan, Hayri Efendinin baðýnýn
çitinin üzerinden geçerken talihsiz
bir kurþun göðsünü parçalamýþtýr.
O gün kendisi ile birlikte 19
arkadaþý daha þehit olmuþtur.
Sarýmsak tepe Karayýlan’ýn son
cephesi olmuþtur. Antep iki ay
içerisinde kader arkadaþý olan iki
kahramaný kaybetmiþ olup Þahin
Bey ve Karayýlan’ýn þehadetinden
sonra Antep pek fazla açlýða
dayanamadan teslim olmuþtur.
Antep’li bu savaþta 6347 þehit ver-
miþtir.
Antep halký Karayýlan’ýn
ölümünden sonra Karayýlan’ýn
ardýndan þu aðýtý yakmýþtýr:
Karayýlan der ki gelin oturak
Kilis yollarýndan kelle getirek
Fransýz adýný bütün batýrak
Vurun Antepli’ler namus günüdür
Vurun çetelerim namus günüdür
Atýna binmiþ de elinde dizgin
Girdiði cephede hiç olmaz bozgun
Çeteler içinde yýlaným azgýn
Vurun Antepliler namus günüdür
Vurun çetelerim namus günüdür
(Mehmet Demir ATMALI’nýn
“Gaziantep Savunmasýnda
Destanlaþan Karayýlan” isimli
makalesinden…
www.pazarcik.gov.tr/tarih.htm)
Adýný “dizi adý” olarak hatýrla-
mamak için bu mücahidi tarihi bir
þahsiyet olarak ansak da, kültür
sanat sayfamýza, bu çalýþma
hakkýnda þu kýsa bilgiyi taþýmayý
ihmal etmeyelim:
“Yapým : AtvProje
Tasarým : Tomris Giritlioðlu
Senaryo : Kuledibi Senaryo Grubu
Yönetmen : Durul Taylan-Yaðmur
Taylan Oyuncular : Bülent Ýnal,
Begüm Birgören, Polat Bilgin,
Ezgi Çelik, Serap Aksoy, Ýlker
Aksum, Engin Akyürek, Avni
Yalçýn, Bülent Alýþ
Diziden Bazý
Replikler:
“Hakikati bir kere itiraf ettin
mi, gemileri yaktýn demektir;
geri dönüþ yok artýk!”
“Hepimizin gözü geride…
Sevdiklerinde, ailelerinde…
Bugün geride býraktýklarýmýz
için savaþacaðýz.
Topraðýmýzý düþmanýn cýz-
malarýna, topuna tüfeðine ezdire-
cek miyiz? Hayýr!”
“Allah tüfeði çok olanýn deðil,
yüreði büyük olanýn yanýnda
olsun!”
Þair Nazým Hikmet, efsanevi kahraman Kara-
yýlan hakkýnda 1919’larý dipdiri tutan ve bugüne
taþýyan bir destan kaydetmiþtir:
Yýl 1918-1919 ve
Karayýlan Hikâyesi
(…)
Düþman tutmuþtu tepeleri,
düþmanýn topu vardý.
Antepliler düz ovada
sýkýþmýþlardý.
Düþman þarapnel döküyordu,
topraðý kökünden söküyordu.
Düþman tutmuþtu tepeleri.
Akan: Antep’in kanýydý.
Düz ovada bir gül fidanýydý
Karayýlan’ýn
Karayýlan olmazdan önceki siperi.
Bu fidan öyle küçük,
korkusu ve kafasý öyle büyüktü ki onun,
namlýya tek fiþek sürmeden
yatýyordu yüzükoyun. Antep sýcak,
Antep çetin yerdir.
Antepliler silâhþor olur.
Antepliler yiðit kiþilerdir.
Fakat düþmanýn topu vardý.
Ve ne çare, kader,
düz ovayý Antepliler
düþmana býrakacaklardý.
«Karayýlan» olmazdan önce
umurunda deðildi Karayýlan’ýn
kýyamete dek düþmana verseler Antep’i.
Çünkü onu düþünmeðe alýþtýrmadýlar.
Yaþadý toprakta bir tarla sýçaný gibi,
korkaktý da bir tarla sýçaný kadar.
Siperi bir gül fidanýydý onun,
gül fidaný dibinde yatýyordu ki yüzükoyun
ak bir taþýn ardýndan
kara bir yýlan
çýkardý kafasýný.
Derisi ýþýl ýþýl,
gözleri ateþten al,
dili çataldý.
Birden bir kurþun gelip
kafasýný aldý.
Hayvan devrildi kaldý.
Karayýlan
Karayýlan olmazdan önce
kara yýlanýn encâmýný görünce
haykýrdý avaz avaz
ömrünün ilk düþüncesini .
«Ýbret al, deli gönlüm,
demir sandýkta saklansan bulur seni,
ak taþ ardýnda kara yýlaný bulan ölüm.»
Ve bir tarla sýçaný gibi yaþayýp
bir tarla sýçaný kadar korkak olan,
fýrlayýp atlayýnca ileri
bir dehþet aldý Anteplileri,
seðirttiler peþince.
Düþmaný tepelerde yediler.
Ve bir tarla sýçaný gibi yaþayýp
bir tarla sýçaný kadar korkak olana :
KARAYILAN dediler.
«Karayýlan der ki : Harbe oturak,
Kilis yollarýndan kelle getirek,
nerde düþman varsa orda bitirek,
vurun ha yiðitler namus günüdür...»
Ve biz de bunu böylece duyduk
ve çetesinin baþýnda yýllarca nâmý yürüyen
Karayýlan’ý ve Anteplileri ve Antep’i
aynen duyup iþittiðimiz gibi
destânýmýzýn birinci bâbýna koyduk.
Kuvâyi Milliye - Birinci Bap /
Nazým Hikmet Ran
23
YÜRÜYÜÞ:
Ortak Düþman Amerika’dýr!...
Haftalýk siyasî dergi
Yürüyüþ, 132. sayýsýnda
Amerikan düþmanlýðýný
iþliyor: Ortak Düþman
Amerika’dýr!..
Derginin baþ yazýsý,
“Dostunu, Düþmanýný
Bilmeyen Esaretten Kur-
tulamaz!” baþlýðýný taþý-
yor...
Dergide yer alan bir
diðer yazýda “Ortak
Düþman Amerikan
Emperyalizmidir. Çün-
kü; Akan Her Damla
Kanda, Her Damla
Gözyaþýnda ABD ve Ýþ-
birlikçilerinin Eli Var-
dýr.” denilerek, Ortado-
ðu’dan, Yeni Dünya Düzeni’ne, BOP’tan, Irak’a Amerikan emper-
yalizmi iþleniyor...
Bir baþka yazýda ise þu satýrlar dikkat çekiyor:
00“Bir yurtsever, ABD’nin bölgede yapmak istediklerine
karþý çýkmýyoruz der mi?”
Ayrýca, “Anayasa” meselesi hakkýnda çeþitli görüþlerin yer al-
dýðý bu sayýda, F Tipi cezaevlerine iliþkin geniþ yer ayrýlmýþ...
Göze çarpan diðer yazý baþlýklarý:
“Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký...”
“Objektiflik”
Yürüyüþ’ün 133. sayýsýnda yine “Ortak Düþman Amerika”
ekseninde...
Irak’ta 50 bin El Yazmasý
Kur’ân-ý Kerim Kayýp...
Amerika’n iþgali baþlattýðý
günden bu yana tahrip
edilmeyen tarihi eserin
kalmadýðý Baðdat’tan, son
olarak 50 bin el yazmasý
Kur’an çalýndý.
Ýçlerinde Hz. Ali’nin yazdýðý
nüshanýn da bulunduðu 50 bin el
yazmasý Kurân-ý Kerim ortadan kayboldu.
Ýsmini vermeyen bir kütüphane müdürü, çoðu bin yýllýk
nüshalara Amerikan köpekleri tarafýndan el konduðunu iddia etti.
“Önceki hükümet 50 bin nüshayý milli kütüphaneden baþkent
Baðdat’taki Umm’ül Tebul camisinin bodrumuna götürdü.
Askerler bu nüshalarý bodrumdan arabalara taþýdý. Þimdi ise kimse
akýbetlerini bilmiyor” dedi.
BÖLGENÝN TARÝHÝ YOK EDÝLÝYOR
Dünyanýn ilk yazýlý kanunlarý Hammurabi tabletleri artýk koru-
ma altýnda deðil ve akýbetleri belirsiz. Fuzuli’nin Leyla ile
Mecnun eserinin en eski elyazmalarýndan biri de artýk yok.
Baðdat’taki Irak Ulusal Müzesi ve Ulusal Kütüphane, savaþýn
ardýndan modern çaðlarýn en büyük yaðmalamalarýna sahne
olmuþtu.
Çok sayýda arkeolojik eser ve tarihi kitap çalýndý ya da tahrip
edilmiþ, Amerikan ve Ýngiliz güçlerinin Irak’a saldýrýsýndan önce
bölgedeki kültür varlýklarý üzerindeki tehdide dikkat çekilmiþti.
Ama bombalardan kurtulanlar bu kez de yaðmanýn kurbaný oldu.
00
 BARAN
DÝLEMMÂ... Mustafa Saka mim.saka@googlemail.com

Protez Devlet - Probeter Cumhuriyet

TSK-GK Basýn Açýklamasý
TARÝH:01 Aralýk 2007
NO: BA-35/07
1. Türk Silahlý Kuvvetleri 28
Kasým 2007 tarihinden itibaren sý-
nýr ötesi harekat konusunda yetki-
lendirilmiþtir.
2. Türk Silahlý Kuvvetleri; ken-
disine verilen yetki çerçevesinde,
Irak’ýn kuzeyinde bulunan terörist-
leri etkisiz hale getirmek için gere-
ken askeri tedbirleri alacaktýr. Bu
kapsamda; ilk operasyon 01 Aralýk
2007 tarihinde (bugün) icra edilmiþ
olup, elde edilen istihbarata baðlý
olarak operasyonlara devam edile-
cektir.
3. Ýcra edilecek operasyonlar,
münhasýran PKK KONGRA-GEL
terör örgütünü hedef almakta olup,
Irak’ýn kuzeyinde yaþayan halka ve
Türk Silahlý Kuvvetlerine düþman-
ca bir harekette bulunmadýklarý sü-
rece, yerel gruplara karþý deðildir.
Kamuoyuna saygý ile duyurulur.
(http://www.tsk.mil.tr/)
Türk Silahlý Kuvvetleri Genel-
kurmay Baþkanlýðý’nýn resmi yayýn
organý olan internet adresinde ya-
yýnlanan yukarýdaki bildiride, “sý-
nýr ötesi harekat”tan daha ziyâde
dikkate deðer bir þey var; 2. mad-
dede, “elde edilen istihbarata baðlý
olarak operasyonlara devam edile-
cektir” deniliyor.
Elde edilen istihbaratýn kayna-
ðýný ise, gayrýresmî yayýn organýn-
dan öðreniyoruz:
«Ses ve görüntülü kayýtlar,
PKK’lýlara ait ses bantlarý ve vide-
olar artýk anýnda Türk Silahlý Kuv-
vetlerine iletiliyor. PKK’lýlar ma-
ðarada mý konuþuyor yoksa daðýn
baþýnda mý? Ya da herhangi bir
kentin sokak ortasýnda mý? Türkiye
topraklarýnda ya da Kuzey Irak’ta
mý? Hiç fark etmiyor. Onlar kendi
aralarýnda ne konuþuyor, neye karar
veriyor, hangi karardan vazgeçi-
yor, bunlarýn tümü o anda uzaydan
banda alýnýyor, ses ve görüntü ola-
rak. Kayýtlarý yapan Amerika. O
teknolojik üstünlüðü Amerika þim-
di Türkiye ile paylaþýyor. Baþbakan
Erdoðan’ýn Bush ile görüþmesin-
den önemli bir sonuç çýkýyor. Ame-
rika, Türkiye ile askeri istihbarat
paylaþýmýna karar veriyor. Ýstihba-
rat paylaþýmý askerlerin iþi. Bunun
uygulanmasý için, Türk ve Ameri-
kan askeri yetkilileri, Ankara ve
Washington’da en üst düzeyde gö-
rüþmeler yapýyor. O görüþmeler
þimdi meyvesini veriyor. Amerika,
PKK’ya iliþkin her türlü istihbaratý
Türkiye’ye vermeye baþlýyor. Ýs-
tihbaratýn akýþýyla birlikte, bir baþ-
ka önemli geliþme, hükümetin ka-
rarýyla baðlantýlý. Kuzey Irak’ta bir
operasyon için, hükümet bir süre
önce TBMM’den yetki alýyor. Her-
kesin bildiði gibi, yetki bir yýllýk.
Bir yýl içinde, ne zaman kullanýla-
caðýna hükümet karar verecek. Ýþ-
te, tam bu noktada, son bakanlar
kurulunda hükümet Meclis’ten al-
dýðý yetkiyi Türk Silahlý Kuvvetle-
ri’ne devrediyor. Yetki devrinin
Bakanlar Kurulu sonrasýnda açýk-
lanmasýna karar veriliyor. Ancak,
Genel Kurmay, yetki devrinin açýk-
lanmasýný bir süre sonraya býrakýl-
masýný istiyor. O nedenle de, yetki
devrine iliþkin hükümet açýklama-
sýndan son anda vazgeçiliyor. Bu
açýklamayý dün Baþbakan Erdoðan
yapýyor. Yani, yetki devri olayý.
Ancak, bundan þunu çýkarmak yan-
lýþ. Madem hükümet sýnýr ötesi
operasyon için Meclis’ten aldýðý
yetkiyi askerin kullanýmýna devre-
diyor, üstüne üstlük, bir de istihba-
rat paylaþýmý var, o zaman derhal
sýnýr ötesi operasyon. Bu yanlýþ.
Çünkü, gerek hükümet, gerekse as-
ker çok ihtiyatlý.» (Yetki Artýk As-
kerde, Yalçýn Doðan, Hürriyet, 01
Aralýk 2007)
Peþin hüküm: Bu devlet, ordusu
ve hükümeti ile protez bir devlet-
tir!
Protez (Yun. Pro+Thêsis): Aslý-
nýn yerine iliþtirilen yapay organ.
“Devlet-i Âliye-i Ebet Müddet”
yerine ikame edilen yapay devlet;
Probeter Cumhuriyet!
Sol jargonda “iþçi sýnýfý” demek
olan “proleter”den (sözlük anlamý
ile “mülk ve meslek sahibi olma-
yan aylak ayak takýmý”ndan) mül-
hem ve beterin beteri, düþkünün
önde gideni anlamýnda, “probeter”:
Siyâseten sanat (strateji) ve salta-
nat (irade) sahibi olmayan, hür ira-
desi ve kendi kendine hareket kabi-
liyeti bulunmayan, istahbâratý bile
Amerika’dan “dikte” edilen...
Almanca, Diktat; Fransýzca,
Dicter; Latince, Dictare: Söyle-
mek, bildirmek; Buyurmak; Zorla
kabul ettirmek.
Bu protez devletin, bu probeter
cumhuriyetin medyasý, bebelerin
bile yemeyeceði, ancak zombilere
yutturulabilecek türden masallar
anlatýyor; istihbaratý dahî dýþarýdan
dikte edilen bir idareyi, bu “beter
dikta”yý afili bir ifade ile, “dijital
istihbarat” alýyor diye pazarlamaya
çalýþýyor.
Digitus (Lat.): Ýþaret parmaðý.
Dikinîmi (Yun.): Ýþaret etmek.
Terörün kaynaðý olan Ameri-
ka’nýn iþaret parmaðý istikametin-
de, teröristin ta kendisi olan Ame-
rika’nýn iþaret ettiði hedefleri vura-
rak yok edilemez elbet terör.
Ama...
Giovanni Pappini’nin Gog’da,
bütün fizik kanunlarýnýn özeti ola-
rak Einstein’a söylettiði meþhur bir
cümle var: “Bir þey kýmýldýyor.”
Her türlü “sinir ötesi” hareka-
týn, sancýnýn, kývranýþýn ve davraný-
þýn özeti de bu olsa gerek; bütün
sosyal kanunlarýn özeti olarak söy-
lenebilecek tek cümle: “Bir þey ký-
mýldýyor!”
Kýmýldayan ve Anadolu’yu,
Ýslâm dünyasýný ve bütün dünyayý
da kýmýldatan, “Devlet-i Âliye-i
Ebet Müddet”tir. Yýktýlar, ama öl-
düremediler o ruhu; geliyor...
Baþyücelik Devleti!..

Ýsteme Adresi:
ÇIKTI! DEMOKRATÝK Yahya kahya mh. Neva Sk. No:2 K.2 D.3
Aralýk
SÖMÜRGELEÞTÝRME Kasýmpaþa/ Beyoðlu Ýstanbul
Sayýsý ve Tel-Fax: (0212) 256 73 87
0537 263 76 55 - 0554 730 16 55
Bayilerde MEDYA

HAFTALIK SÝYASÝ DERGÝ
Sayý:48 6 Aralýk 2007
BÝZE YAZIN:
barandergisi@gmail.com
Sahibi ve Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Aydýn Alkan Genel Yayýn Koordinatörü: Ali Osman Zor Yayýn Kurulu: Harun Yüksel,
Kâzým Albayrak, Nazif Keskin, Mevlüt Koç, Sadettin Ustaosmanoðlu Haber Müdürü: Fazýl Duygun Hukuk Danýþ-
maný: Av. Ahmet Arslan Ýdare Yeri:Emekyemez Mah. Gümüþgerdan Sk. No: 6/4 Þiþhane-Beyoðlu / ÝSTANBUL Tel:
(0212) 361 44 18 Abone Bedeli: 3 Aylýk: 25 YTL 6 Aylýk: 50 YTL Yurtdýþý: 3 Aylýk: 60 Euro 6 Aylýk:
120 Euro Posta Çeki Hesabý: Aydýn Alkan:5070378 (on line tercih ediniz) Banka Hesap No:
Akbank Galata Þb. Hesap No: 93 465-3 Teknik Hazýrlýk: Baran Baský: Kuþak Ofset Himayei Et-
fal Sk. Yýldýrým Han No:1171-2 Caðaloðlu-ÝSTANBUL Tel: (0212) 527 41 03 Daðýtým: Merkez Da-
ðýtým Yayýn Türü: Yaygýn Süreli Baský Tarihi: 5 Aralýk 2007