SAYI:31 09 Aðustos 2007 2 YTL (kdv dahil)

“KÝRALIK HAYVANLAR”
Sebebiyle Yazýiþleri Müdürümüz
Bünyamin Eser TUTUKLANDI !

Terörün
Kaynaðý:
Kemalist
Çeteler
“Hukuk”
Millet
ve Cumhurbaþkaný
Polis “Abdullah Gül”
dedi
AKP Kývýrýyor!..

KÜRTLÜK ÞUUR ve AHLÂKI

M.Kemal Kürtler ve Öcalan
2 BARAN
BARAN’dan...
Selâm ile...
Dergimiz Baran’ýn Sahibi ve So-
rumlu Yazýiþleri Müdürü Bünyamin
Eser tutuklandý!
Müdürümüzün tutuklanma gerekçe-
si, Türkiye’de iþlemekte olanýn hukuk
deðil, düpedüz hukuksuzluk olduðunu
tutarlý gerekçe olmaksýzýn, tam anla-
mýyla bir komplo sonucu tutuklanýp
cezaevine gönderilmiþ ve 6 ay cezaevi
yatmýþtý.
“Cezaevlerinde gazeteci bulamaz-
nefes saðlamaktan öte gitmeyen bir ça-
ba olarak halký provoke edenlerin de,
oturduklarý lojmanlarýn balkonuna bay-
rak asmakla yetinmeyip, laiklik miting-
lerine kitle toplamayý kendisine “görev”
BARAN 3
Kâim ve Dâim
kimler, savcýlar, emniyet müdürleri,
baþkomiserler, askerî erkândan eleman-
Yazý Ýþleri Müdürümüz Tutuklandý!
lar, Yargýtay... Say sayabildiðin kadar! “BEN YAPTIM OLDU’’ hare kamu görevlilerine hakaret suçu savcýlýða giden müvekkili, telefonla
Fuhuþ, dolandýrýcýlýk, adam kaçýr- isnadýyla tutuklanmasý talebiyle nö- çaðýrdýðý polis nezaretinde bu yazý-
ma, çek-senet tahsili, belgelerde sahte-
ADALETÝNE
BÝR DÝKÝZ DAHA betçi Ýstanbul 9. Aðýr Ceza Mahke- dan dolayý tutuklama talebiyle sorgu
cilik, ölümle tehdit, cinayet, ihalelerde
mesi sorgu hâkimliðine sevk edilmiþ- hâkimliðine sevk etmiþtir.
vurgunculuk, rüþvetçilik, adam kayýr-

bedahet halinde bir kez daha gösterdi.
Gazeteci Bünyamin Eser’in tutuk-
lanýþýna sebep gösterilen hadise, yine
bir baþka hukuksuzluk olarak, Baran’ýn
haberini yaptýðý, bir komplo sonucu tu-
tuklanýp 6 ay hapis yattýktan sonra tah-
liye edilen Avukat Osman Karahan
hakkýndaki tahliye haberiydi.
Sayýn Karahan’ýn tahliye haberinde
geçen savcýlýðýn ve yargý makamýnýn
üzerine alýnýp tutuklanmasýný “gerek-
çe” gösterdiði þey, dergimizin Kara-
han’a kurulan komplonun sahiplerini
nitelerken belirttiði “kiralýk hayvan-
lar” ifadesiydi. Bu ifadeden dolayý ga-
zeteci Eser’i tutuklayan mahkeme,
kendisinin kasdedildiði kanaatini çýka-
rarak bir basýn mensubunu cezaevine
gönderdi!
“Kiralýk hayvanlar” ifadesinden
kimlerin kastedildiðini birazdan açýkla-
yacaðýz. Burada dikkat çekmek istedi-
ðimiz bir baþka husus var: Bu tutukla-
ma nasýl oluyor da “kamu görevlisine
hakaret” çerçevesinde ele alýndýðý
hâlde, Aslî Ceza’nýn görmesi gereken
bir davayý Aðýr Ceza Mahkemesi üzeri-
ne alýyor? “Baðýmsýz” olmayan hukuk,
bir yayýn organýyla “hesaplaþma”sýný,
hukuksuz yollardan asýlsýz ve temelsiz
“kanaatler” göstererek yapýyor... Böyle
bir “takdir”den ancak böyle bir hu-
kukî(!) tablo çýkar!
Ayný keyfi tutum, kardeþ dergi
AYLIK’ýn Sahibi ve Sorumlu Yazýiþ-
leri Müdürü Ýbrahim KESKÝN hak-
kýnda da görülmüþtü. AYLIK Dergi-
si’nin yazýiþleri müdürü Keskin, hiçbir
sýnýz!” diyerek icraatlarýndan övünme
çýkaran hükümet yetkililerine, Adalet
Bakaný’na ithaf olunur!
Daima vurgulamaktayýz; Türki-
ye’de hukuk, hukuksuzluðu kýlýf edin-
miþ bir paravan olarak görülme-
lidir. Hergün basýn-
dan okuduðu-
nuz çete haberle-
rini unutmamýþsý-
nýzdýr. Her türlü
gayrýmeþru iliþki
ve silahlý tehditle
vardýklarý noktalar...
Arkalarýnda muvaz-
zafý da dahil, generali-
ne kadar rütbeli asker-
ler...
YAÞ kararlarý sonucu
rütbesinin yükselmesini
bekleyen birçok üst rütbe-
li asker, isimleri bu çeteler-
le iç içe zikredildiði için rüt-
beleri donduruldu. Genelkur-
may yetkililerinin de gizleye-
mediði bir hakikat olarak, ordu içinde
görülen çete yapýlanmalarýnýn, aþaðý-
dan yukarýya doðru tasfiyesinde, iþin
sonunun bir gün en üst makama kadar
týrmanýþ halinde olduðu apaçýk mey-
danda! Laiklik mitinglerini rejime suni
bilen muvazzaf subaylarýn fotoðraflarý
ve telefon konuþmalarý basýnda günler-
ce yer almýþtý.
“Görev”ine çetelerle kolkola girerek
koþan bu askerlerin isimle-
rinin geçtiði bir çete de,
“Vatansever Güçbirli-
ði” adlý çeteydi. Tutuk-
lanan bu çete hakkýnda
geçtiðimiz günlerde
TC’nin ilgili savcýsý,
“bunlar çete deðil”
diyerek davanýn çete
davasý olarak görül-
mekten çýkarýlmasý
yönünde talepte
bulunmuþtu.
Baran’ýn
gözlere sokar-
casýna vurgu-
lamaktan yýl-
madýðý hukuk-
suzluklara bundan daha ileri
bir misal bulunabilir mi? “Sokaklar ve
meydanlar çetelerin olsun, halkýn
dikkatini bu hukuksuzluða çekenle-
rin yeri cezaevi olsun” demektir res-
men bu!
“Vatansever hýrsýzlar” çetesinin
içinde aklýnýza gelecek birçok resmî
makam adý ve mensubu görüldü. Ha-
macýlýk, kalpazanlýk, mafyacýlýk ve her
türlü gayrýmeþru iliþkiler... Say sayabil-
diðin kadar!
Bunlar Türkiye’de hayatýn gerçek-
leri, hayatýn ta kendisi... Bir hayat tarzý!
En adi temsil makamýndan en üst yetki-
ye kadar görülebilen, resmi görevlisi
yetmeyip içine emeklisi, bunlarýn çev-
resi, çevresinin çevresi halinde çepe-
çevre hukuksuzluk!..
Ve zulüm!..
Müdürümüz, belki bu hukuksuzluða
ilk hedef olan deðil, fakat Baran’ýn ya-
yýn politikasýndaki tesirinin hakkýný
teslim etmek lazým... Baran’ýn dobralý-
ðý ve hakikatin namusuna sahip çýkan
tavrý, daima bahsettiðimiz çirkef ortam-
larda nemalananlarý, yuvalananlarý hat-
ta koklananlarý bile rahatsýz edecektir.
Baran’ýn kitlelere vermek istediði þuur
da budur zaten. Yanýbaþýndan, karþýn-
dan, tependen geçen düzenin manzara-
sýna iyi bak! Ýçi dýþý, kýçý baþý altüst ol-
muþ, birbirine girmiþ bu manzara karþý-
sýnda duyarsýz olma, tepkini koy!
Tepki koyana sahip çýk!
Tüm bunlarýn yanýnda, sevindirici
bir geliþme olmakla birlikte, Müslüman
kamuoyunun nefret ve hassasiyetini
hiçbir zaman kaybetmediði, fuhuþ ve
pezevenlik, sapýklýk ve ibnelikleri biz-
zat kendi elleriyle tasfiye edeceðinin
misâli halinde, Sorgun’un namusuna
sahip çýkanlarýn tahliye haberi geldi.
Anadolu’nun güzide evlatlarý Sorgun-
lulara selâm olsun!
Ýntikam hissiniz daim olsun!
B
aran Dergisi Sahibi ve So- tir. Savcýlýktaki ifadesinde buluna- Þehir dýþýnda olan meslektaþým
rumlu Yazý Ýþleri Müdürü madýðým Bünyamin ESER’in belirt- Av. Ahmet ARSLAN’ýn bildirmesi
Bünyamin ESER, 01.08.2007 tari- tiðine göre ilgili savcý, özellikle ken- üzerine Beþiktaþ’taki adliyeye gittim
hinde dergideki bir yazýdan dolayý dilerine yönelik hakaretin yer aldýðý ve Bünyamin Bey’in hâkimlikteki
ifadesi alýnmak üzere Beþiktaþ’taki hususunda alýnganlýk ettiði ‘’Avukat sorgusunda bizzat bulundum. Sorgu
Osman KARAHAN Tahliye Edildi’’ hâkimi doðrudan bu yazýyla ilgili so-
Cumhuriyet Savcýlýðýna çaðrýlmýþtýr.
BARAN’ýn 27. sayýsýnýn 5. sayfasýn- baþlýklý yazýdaki ‘’Avukat Osman rular sorarak gerek müvekkilin ge-
da yer alan ‘’Büyük Doðu-Ýbda Tari- KARAHAN’ýn tutuklanmasý talima- rekse müdafii olarak benim aksi yön-
týný veren kiralýk hayvanlar nedense de savunmalarýmýza raðmen kamu Bünyamin Eser
hi ve Çevresinden Notlar’’ ve 16.
sayfada yer alan ‘’Avukat Osman ayný gayreti kafalarýna çuval geçiren- görevlilerine hakaret suçu isnadýyla bunlarý ifade eden ve tenkit edenlerin
KARAHAN Tahliye Edildi’’ baþlýklý ler için gösteremiyorlar’’ cümlesinin CMK 101. madde gereðince tutukla- sudan sebeplerle kovuþturmaya tabi
yazýlarla ilgili ifadesi alýnmýþtýr. Bila- üzerinde durmuþ, davetiye üzerine ma kararý vermiþtir. tutulmasý ilk deðil bu ülkede.
Sorgu hâkimliðinde ve tutuklama Ýlgili yazýda kamu görevlilerine
kararýna itiraz dilekçemizde de be- hakaret etme kastý var sayýlsa bile,
lirttiðimiz gibi, söz konusu ‘’Avukat görevli soruþturma ve yargýlama
Basýn Bildirisi Osman KARAHAN Tahliye Edildi’’ mercii Beyoðlu Cumhuriyet Baþsav-
baþlýklý yazýdaki ‘’Avukat Osman cýlýðý ve Beyoðlu Asliye Ceza Mah-
Baran Dergisi KARAHAN’ýn tutuklanmasý talima- kemesidir. Görevsizlik kararý veril-
Sahibi ve Sorumlu Yazýiþleri Müdürü týný veren kiralýk hayvanlar nedense mesi gerekirken yargýlama yetkisi
Gazeteci Bünyamin Eser tutuklandý. ayný gayreti kafalarýna çuval geçiren- TCK 250. maddeyle sýnýrlý Ýstanbul
Dergimizin 27. sayýsýnda yayýnlanan Avukat Osman Kara- ler için gösteremiyorlar’’ cümlesinde Cumhuriyet Savcýlýðý ve Aðýr Ceza
han’ýn tahliye ediliþi ile ilgili haberde geçen “Osman Kara- kastedilen savcýnýn alýnganlýk ettiði Mahkemesinde soruþturma açýlmasý
han’ýn tutuklanmasý, talimatýný verenler ve bu talimatý yeri- üzere yargý mensuplarý deðildir. Bu- ve yürütülmesi usul ve kanuna aykýrý
ne getiren ‘kiralýk hayvanlar nedense ayný gayreti kafalarýna rada kastedilenler, daha önce de ka- olmasýna raðmen ‘’Ben yaptým ol-
çuval geçirenler için göstermiyorlar.” sözlerinin, “devlet me- muoyunun gündemini teþkil ettiði gi- du’’ adaletine aykýrý deðildir herhal-
muruna hakaret” olduðu gerekçesiyle, Ýstanbul Aðýr Ceza Mah- bi haklarýnda Türkiye dýþýnda baþka de!
kemesi’nce (DGM) ifâde vermeye davet edilen Bünyamin Eser, bir ülkeye teslim edilemeyeceklerine Diyelim ki soruþturma ve yargýla-
dair mahkeme kararlarý olmasýna
burada tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedilmiþ ve mahke- ma sizin görev alanýnýza giriyor. Tu-
me tarafýndan tutuklanmýþtýr. raðmen yabancý uyruklu 400 kiþinin tuklamayý gerektirecek bir suç hük-
Mevcut yasalara göre “devlet memuruna hakaret suçu”na Amerikan istihbarat örgütü CIA’ya müne nasýl varýyorsunuz. Bir kere
Aslîye Ceza mahkemeleri bakmasý gerekirken iþ, dergimize ge- teslim edilmesini saðlayan ve Ameri- CMK 100/2. maddede tutuklama ne-
lince her nasýlsa hukuka en baþta uymasý gerekenler tarafýndan kan emperyalizmi için çalýþan, huku- denleri, þüphelinin kaçma ihtimali,
hukuk çiðnenerek, üzerine vazife olmayan Aðýr Ceza Mahkeme- ku ve kanunlarý hiçe sayarak oligar- delilleri karartma ve kuvvetli suç
þik bürokrasinin içerisinde yuvalanan þüphesinin varlýðýný gösteren olgula-
si bakmýþtýr.
Baran Dergisi olarak bu hukuksuzluðu vurgularken, gazeteci bir takým Amerika hesabýna çalýþan rýn olmasý olarak sayýlmýþtýr. Ayný

Sizden Gelenler... Bünyamin Eser’in uðradýðý hukuksuzluðun peþini býrakmayaca-

ðýmýzý ve gazeteci gönüldaþýmýz ve Yazýiþleri Müdürümüz’ün
ajanlaþmýþ ve yabancýlaþmýþ ‘’iyi ço-
cuklar’’la ayný kirli mahfilde yer alan
ve El Kaide sanýklarýnýn avukatlýðýný
maddenin 3. fýkrasýnda hangi suçlar-
da tutuklama kararý verilebileceði de
ayrýntýlý olarak sayýldýðý halde TCK
serbest býrakýlmasý için gereken bütün hukukî yollara baþvuraca-
Dergimizin e-mail adresine gelen bölücü tavrýnýza üzüldüm. Sivriliðinizi anlýyorum da yapan meslektaþým Av. Osman 125. maddede düzenlenen, ceza alt ve
ðýmýzý kamuoyuna bildiririz.
mesajlardan bir kaçý... ama hakaret içermesin beþ vakit namazýnda olan
Baþta Adalet Bakaný olmak üzere siyasiler tarafýndan vurgula-
KARAHAN’ýn ABD’nin yüksek ri- üst sýnýrý 1–2 yýl olan kamu görevlisi-
chp\’ liler tanýyorum her hatimde Ata\’sýna dua calarý (!) üzerine düzenlenen bir ne hakaret suçu bu kapsamda yer al-
Aysel Can <aquaayke@hotmail.com> eden insanlar, mevlüt-ü þeriflerinde erlere atalarý- nan, “cezaevlerinde basýn davasýndan tutuklanan kimse yoktur”
komplo sonucu tutuklanmasý talima- mamýþtýr. Kaldý ki, tutuklama bir ted-
Mesaj: laiklik adý altýnda hakaret ettiðiniz in- na dua eden müslümanlar yazdýklarýnýza üzülür- sözünü tekzip eden bu hadise, ancak Yazýiþleri müdürümüzün
ler. Size yazmak istediðim çok þey var ama vak- týný veren dýþ güçlerle baðlantýlý ajan- birdir. Esas olan tutuksuz yargýlama-
sanlar da müslüman biz þuandaki hükümete oy serbest býrakýlmasýyla tutarlýlýk kazanabilir.
atan laik insanlarýz dinimizi de en iyi þekilde bi- tim yok laþmýþ kiþilerdir. Bu nedenle, yazýda dýr. Savcýlýk ve sorgu hâkimliðinde
lip yüce allahýn kullarýna emrettiði gibi insan ay- *** geçen ‘’Kiralýk Hayvanlar’’ ibaresi- suçlamalarý reddeden mesleði gaze-
rýmý yapmadan görüþlerimizi savunuyoruz ibadet Kübra Þen <kubrasen2565@kubra.com> Baran Haber Merkezi nin kullanýlmasý hakaret etme kasýtlý tecilik olan þüphelinin kaçmasý ve ni-
allahla kul arasýndadýr sizi kuraný kerimi tam an- Mesaj: son sayýnýzda yazdýðýnýz yazýyla hedef 0212 361 44 18 deðil bilakis tespit edilen bir gerçe- teliði itibariyle hakaret suçunda delil-
lamýyla mantýklý okumaya davet ediyorum biz la- aldýðýnýz kitle yanlýþ bir seçim olmuþ .kendinizi
anlatmak için dergi çýkarmanýza gerek yoktu . þe-
Adres: ðin çarpýcý bir þekilde mübalaðalý ve lerin karartýlmasýndan zaten söz edi-
ik kiþiler þuandaki hükümete güveniyoruz ve ba-
þýndaki kiþininde sizinle ayný görüþe sahip olma- refsiz diye nitelendirdiðiniz insanlar kendinizsi- Emekyemez mah. Gümüþgerdan sok. no 6/4 teþbihen vurgulanmasý amaçlýdýr. lemez.
dýðýný düþünüyor ve savunuyoruz dini siyasete niz. kötü söz sahibine aittir . müslümanlýk bu mu- Þiþhane-Beyoðlu/ Ýst. Hakaret edildiði ileri sürülen ka- Hukuk, adalet herkese lazým diye-
alet etmeyin siz böyle korkunç derecede insan dur?? çok þükür bizde müslümanýz .okullarda din mu görevlisi kimlikli bu ‘’kafalarý cek deðiliz. Mevcut düzenin hamileri
ayýrýr ve bunu aleni sadece yazýlarýnýzýn arkasýna dersi eðitimini ilkokul 4. sýnýftan beri alýyoruz ve çuvallý iyi çocuklar’’ her gün farklý
sýðýnarak ortaya dökerseniz þuandaki hükümeti dinimizin gerektirdiklerini emin olun sizlerden
Bildirimizi yayýnlayan: kendine yakýþtýðý þekilde hareket edi-
çete ismiyle kamuoyunun gündemin- yor. Nice imparatorluklarýn tarih ol-
de kullanýrsanýz hükümet daha çok tepki alýr ya- çok daha iyi biliyoruz. baþkalarýnýn düþünceleri- Vakit Gazetesi
de arzý endam ederken haklarýnda, duðu bu topraklarda ‘’Ben yaptým ol-
zýk sizin gibi sonu vahþilik kokan ideoloji sahip ne saygýsýzca davranýp sýrf sizden farklý düþünü- Hakka Yürüyüþ Dergisi
kiþilere yazýk size acýyorum acilen allaha sýðýn- yor diye onlarý aðýza alýnmayacak laflarla eleþtir- milletin vicdanýnda derin nefret du’’ adaleti ilelebet hüküm sürecek
menin dinimizin gereklerinden olmadýðýný her
Yeni Þafak Gazetesi uyandýran bunca iddia ve bunlarý is- deðildir. Mutlak Adalet’te bugünün
manýzý tavsiye ediyorum malum ülkemizde ide-
olleri yüzünden katliam yapan bi grup insan var türk genci gibi bizler de biliyoruz. gonuldasforum.com pata yönelik delil olmasýna raðmen ‘’kafasý çuvallý iyi çocuklarý’’ gerek-
soruyorum size bu yazdýklarýnýzla ne farkýnýz kal- *** tevhidhaber.com hiçbir tahkikat yapýlmazken veya ya- tiði gibi elbette yargýlanacaktýr.
dý onlardan? Aydýn Öztürk <aydýn42@hotmail.com> sehadetvakti.com’a gösterdikleri pýlan tahkikatlar, bu kirli þahýslarýn
manýmýz vardýr o da bölücüler vataný bölenlerin
*** Mesaj: Dedeniz þeyh sait gibi geberecek-
Nursen Uyar <nursenuyar@hotmail.com>
konuþmalarýný hatýrladým bi anda makalenizi
siniz kudurmuþ türk düþmanlarý... duyarlýlýktan dolayý teþekkür ederiz... hamileri tarafýndan tahkikatý yürü- Av. Hasan Solak
okuyunca; bi yazar olarak, bir ülkü kadýný olarak tenler linç edilerek boþa çýkarýlýrken,
Mesaj: sevgili kardeþim. Türkiyede tek düþ-
4 BARAN BARAN 5

EYLEMLER...
BOMBA
Rize'nin Güneysu ilçesi Ada-
cami köyündeki Adacami Kültür
Kýraathanesi'nin iþletmecisi
D.K, jandarmaya müracaat ede-
rek kimliði belirlenemeyen kiþi-
Kâzým Gökbayrak lerin kapý camýný kýrarak iþ yeri-
ne girdiklerini söyledi.
Bunun üzerine olay yerine gi-
BAÞÖRTÜSÜ EYLEMLERÝ SÜRÜYOR
Gümrükçüoðlu basýn açýklamadý
yaptý. Eyleme Ýstanbul'dan Anka-
ra'ya ''Baþörtüsüne Özgürlük'' için
çýktýklarý yürüyüþle tanýnan Fahret-
tin Tellioðlu katýlým göstererek des-
tek verdi.
Son günlerde polisin yetkilerini
arttýran yasanýn daha yeni kabul
YOLU
KAPATTILAR
Adana'nýn Yüreðir ilçesinin gü-
neyindeki 8 mahallenin sakinleri,
Büyükþehir Belediyesine ait arýtma
tesisinden sürekli olarak kötü ko-
kular geldiði gerekçesiyle tesis

12 Eylül ve ÝBDA (Akýncý Güç)

12 Eylül 1980 Askerî darbe-
si, Kenan Evren ve þüre-
kasý idareye el koymuþ... 1975 yýlýn-
da ilk ihtilalci ses GÖLGE ile
Ýslâmcý camia eylemci çizgiyi ka-
zanmýþ, komünizm ile ülkücülük
arasýnda sýkýþmýþ mukaddesatçý
gençliði Kumandan Mirzabeyoðlu
“akýncý” ismi ile baðýmsýz örgütle-
yerek, meydan yerinde güç sahi-
bi olmaya baþlamýþtýr. Ve
1979 Akýncý Güç patla-
masýyla yurdun her
tarafýna yayýlan ey-
lemlilik, Trab-
zon’un Of kazasý
yaylalarýnda ÝKP-
C silahlý kamplarý,
þehidler, mitingler,
þunlar, bunlar... 12 Ey-
lül sonrasýnýn Ýslâmcý
geliþmesinin kaynaðý yu-
karýda saydýðýmýz geliþme-
lerdir. Yoksa Akýncý Güç
kadrosunu da iþkenceden geçi-
ren ve din düþmanlýðý her tav-
rýndan açýk olan Kenan Evren ve
þürekasý deðil. Din derslerinin
mecburi edilmesi, o sahanýn
Ýslâmcýlar tarafýndan doldurulma-
masý için, yani dini kontrol amaçlý
idi; yoksa dini geliþme için deðil...
12 Eylül askerî darbesinde Akýn-
cý Güç operasyonu dahilinde gözal-
týna alýnmamýz. Samandýra Askerî
Kýþlasýnda 20 gün boyunca iþkence
görür, Ýslâmcý camiaya eylemci çiz-
giyi kazandýran Akýncý Güç’den do-
layý bütün eylemlerin sorgusuna tâbi
olup, “Nihat Erimi’de biz mi öldür-
dük?” isyanýna mecbur kalýrken...
Ýþkence iki türlü: Ruhî ve fizikî...
Önce ruhî iþkence denenip, psikolo-
jik olarak çözülmek amaçlanýyor.
Deðiþik zarflar atýlýyor, moralmen
teslim alýnmak isteniyor. Her þeyi
biliyoruz psikolojik havasý veriliyor,
bir-iki kuru malumatla bilmedikleri-
ni de biliyormuþ havasý vermeye ça-
lýþýyorlar.
Fizikî iþkence ile de netice ala-
mayýnca daha önce karaladýklarý
Necip Fazýl’ýn þiirinden misaller ge-
tiriyorlar. Üstad size “durun kalaba-
lýklar bu cadde çýkmaz sokak” dedi
þeklinde bizi ikna etmek için ah-
makça bir diyalektik sergiliyorlar.
Kenan Evrenin Tercüman Gaze-
tesi sahibi Kemal Ilýcak’a Necip Fa-
zýl için, “bir
yan-
dan irti-
ca, bir
yandan ko-
münistlik yapý-
yor” dediðini ve Kemal
Ilýcak’ýn da, “Necip Fazýlýn dindar
olduðu malum, fakat komünistlik
yaptýðýný ilk defa sizden duyuyo-
rum” diye cevap verdiðini biliyoruz.
Yani 12 Eylül Askerî Darbesi’nin
Necip Fazýl’a nasýl baktýðý malum.
12 Eylülde Samandýra Askerî
Kýþlasýnda Salih Mirzabeyoðlu,
Akýncý Güç ve ÝKP-C nin militan
sayýsý ve illegal yayýn organý Huruç
dergisi hakkýnda sorgulara muhatap
olurken, taarruzun üstünlüðüne ina-
nan ÝBDA hareketinin ta o zaman-
lardaki yayýn organý Akýncý Güç,
“tatbik sistemsiz” rejim kurulabile-
ceðini sananlarýn kofluklarýný göste-
rerek görevini ilan ediyor ve yerine
getiriyordu:
“Anlaþýlýyor ki, “Mutlak Fikri”
hayata geçirmekten bahsedenlerin-
ortaya konulmamýþ olsa idi-ilk iþi
ideolocyayý ortaya koymalarý idi.
Sistem ortaya konulduðu-
na göre, üstlerine
dü-
þen gö-
rev, sis-
temden
hareketle,
hareketin sistemi-
ni(hareket sistemini) ortaya koy-
mak...”
Gemileri yakmayanlarýn ise bu
hareket içinde yer alamayacaklarý
bellidir. “Ayný gemideyiz, hepimiz
batarýz” teranelerini tutturanlar ken-
dileri düþünsün, gemilerini yakan ve
“sadece Allah ve Resûlü” diyen
akýncýlar deðil...
“bekle çocuðum
uzanýyor namluya öpülesi eller
geliyor baþý dik, kan pahasý,
can pahasý
insanca yaþatmak isteyenler
-“çýðlýk içimde düðüm
çýðlýk gözümde yaþ”
bekle çocuðum
yeni bir dünya için
verdiðim savaþ”
S.Mirzabeyoðlu
Kurþun menzili içinde faaliyet
gösteren Akýncý Güç mensuplarýnýn
12 Eylül iþkence tezgahlarýndan
geçmelerini ve çýkýþlarýnda da Üstad
ve Kumandan tarafýndan takdirle
karþýlanmalarýný notlarýmýza ilave
edelim. ÝBDA Mimarý Salih Mirza-
beyoðlu’nu, Körfez Sava-
þýný protesto gösterileri
bahanesiyle gözaltýna
alan TC.’nin “I. ÝB-
DA Panik Operas-
yonu” üzerine çýkan
Taraf dergisinin ilk
sayýsýnda “12 Eylül
iþkence anýlarým”
yer almaktadýr.
Ýslâmcýlýk oynayan-
larla gerçek Ýslâm kavgasý
farkýný Akýncý Güç o zaman-
lardan bu zamanlara haykýrý-
yor:
“Kurþun menzili içinde fa-
aliyet gösterenleri fikir ve da-
va kaygýsýndan deðil de, kendi
olamadýklarý, eremedikleri mânâya
karþý olma psikolojisinden dolayý
karalamaya çalýþan, hadiseler karþý-
sýnda ense kaþýyýp düþmaný olduðu-
muz diðer ideolojik gruplarýn okul
ve toplumda hakimiyet kurmasýný
seyredenler AKINCI olamazlar.
AKINCI GÜÇ olarak imha hede-
fimiz: Davaya dýþtan saldýranlarla,
onu içten karartmak isteyenler...”
Bize tutulan ve yüreðimizin içini
gösteren ayna ÝBDA ve kendinden
zuhur diyalektiði...
12 Eylül sonrasý Ýslâmcý geliþ-
menin sebebi, Kumandanýn tabiriyle
“ufukta kopan fýrtýnanýn sahile geç
vurmasý” hesabý GÖLGE I. ve II.
dönem ve AKINCI GÜÇ patlamala-
rýdýr. Yoksa Kenan Evren Allahsýzý-
nýn verdiði bazý tavizler deðil, bila-
kis bu tavizler bile Ýslâmcý hareketin
gücünü kontrol etme ihtiyacý duy-
malarýný gösterir.
den ekipler, yaptýklarý inceleme-
de, iþ yerindeki masanýn üzerin-
de bulunan televizyonun alt kýs-
mýna patlayýcý madde yerleþtiril-
diðini tespit ettiler.
Düzeneðin tam yerleþtirilme-
miþ olmasýndan dolayý sadece
fünyenin patladýðý, patlama so-
nucunda televizyon ve televiz-
yonun üzerinde durduðu masada
hasar oluþtuðu belirlendi.
Olay yerinde yapýlan araþtýr-
mada bir poþet içinde yaklaþýk
70 gram patlayýcý ile fitil ve bant
parçalarý bulundu.
Ayrýca iþ yeri sahibi D.K'ya
22 Temmuzdaki genel seçimle-
rin ardýndan Rize il merkezinden
sarý bir zarf içinde postalanmýþ
"22 Temmuz seçimlerinde gir-
miþ olduðum iddiayý kaybettim.
Bundan dolayý Muðla açýklarýn-
da Rodos'a yüzme yarýþmasý dü-
zenlenecektir. Davetlisiniz" ya-
zýlý, CHP Genel Baþkaný Deniz
Baykal'ýn imzasýnýn taklit edildi-
ði bir mektup da geldiði öðrenil-
di.
TURHAL'DA
PATLAMA
Cumhuriyet Caddesi'ndeki
Turhal Belediye Baþkanlýðý bi-
nasýnýn yakýnýnda bulunan bele-
diyeye baðlý Turhal
Su ve Kanalizasyon Ýþleri
Müdürlüðünün (TUSKÝ) önünde
patlama oldu. Patlamada, ölen
ya da yaralanan olmadý. Uzman
ekiplerin patlama sonucu etrafa
daðýlan parçalarý toplayarak in-
celeme baþlattýðý, patlamanýn ne-
deninin bu araþtýrma sonucu net-
lik kazanacaðý kaydedildi.
'Baþörtüsüne Özgürlük' mücade-
lesinde 120. haftayý geride býrakan
Kocaeli Ýnanç Özgürlüðü Platfor-
mu'nun eylemleri devam ediyor. Ýz-
mit Sabri Yalým Parký Ýnsan Haklarý
Anýtý önünde yapýlan eylemde yapý-
lan açýklamada "AKP'nin politikala-
rýna birebir destek olmamakla bir-
likte AKP adý altýnda inancýmýza ya-
pýlan saldýrýlarý kýnýyoruz'' denildi.
Eylemde Ýnanç Özgürlüðü Plat-
formu adýna MAZLUMDER Koca-
eli Þube Baþkan Yardýmcýsý Nigar
POLÝSLER HEDEFTE
POLÝSE ÝNFAZ
Samsun'un Yakakent ilçesinde,
baðlandýktan sonra vurulmuþ halde
kimliði belirsiz bir erkek cesedi bu-
lundu.
2 gün süren araþtýrma sonucunda
cesedin Sinop'un Türkeli ilçesinde
polis memuru olarak çalýþan ve bir
süredir de Ýlçe Kaymakamý Özkan
Demir'in korumasý olarak görev ya-
pan Halil Bahar'a (23) ait olduðu
tespit edildi.
POLÝSE KURÞUN
Gaziantep Vatan Mahallesi'nde
LAÝKLERÝN KAVGASI
Mustafa Sarýgül'ün Deniz Bay-
kal'a karþý cephe almasýný protesto
etmek için Þiþli Belediye'si önüne
gelen bir grupla, Baykal'a muhalif
olan CHP'liler, tekme ve tokatlarla
birbirine girdi.
önünde eylem yaptý ve Adana-Ka-
edildiði bir zamanda, seçim sonrasý rataþ kara yolunu bir süre trafiðe
sivil anayasa tartýþmalarýnýn yaþan- kapattý.
masý umut verici olduðunu da belir- Akdeniz Mahallesi'nde, polisin
ten Gümrükçüoðlu, "darbe zeminin- geniþ güvenlik önlemi aldýðý Ada-
de mayalanan Anayasalarýn adalet na Su ve Kanalizasyon Ýdaresine
teþkilinden uzak ve zulüm ile hük-
(ASKÝ) ait Pis Su Arýtma Tesisi
meder bir hukuk dahiline dönüþtüðü
önünde toplanan ve koku filtreleyi-
aþikardýr. Böyle bir zeminde sivil
ci maske takan çok sayýda vatan-
anayasa tartýþmalarýnýn yaþanmasý
daþ, taþýdýklarý pankartlar ve attýk-
umut verici olmakla birlikte mesele-
larý sloganlarla büyükþehir beledi-
de söz sahibi olanlar ellerini taþýn
yesi ve tesis yetkililerine tepki gös-
altýna koymak konusunda da cesa-
terdi. Vatandaþlar adýna bir konuþ-
retli olmalýdýrlar. Yoksa mesele göv-
ma yapan avukat Suphi Kütüközü,
de gösterisi ile rant malzemesi ya-
tesisin, faaliyete geçtiði Mayýs
pýlmamalýdýr'' þeklinde konuþtu.
ayýndan bu yana dayanýlmaz þekil-
de kötü kokular yaydýðýný ve çev-
resindeki 8 mahallenin sakinlerini
adeta canýndan bezdirdiðini savun-
du.
bir kavga ihbarýný deðerlendirmek
için giden polis ekipleri kimliði be-
lirsiz kiþilerin silahlý saldýrýsýna uð-
radý. Bir otomobilde bulunan 4 kiþi
araçtan inerek ekip otosu yanýnda
bulunan polislere rast gele ateþ açtý.
Bu sýrada boðaz ve boynuna kurþun
isabet eden bir polis memuru yara-
landý. Ekip arkadaþlarý tarafýndan
polis otosuna bindirilen yaralý polis
memuru Hakan Aykanat, Gaziantep
Avukat Cengiz Gökçek Devlet Has-
tanesi'ne kaldýrýldý.
POLÝSE MOLOTOF
Diyarbakýr'da Sur Beldesi Gazi
Caddesi'ndeki Çarþý Polis Merke-
zi'ne kimliði belirsiz bir kiþi tarafýn-
dan molotof kokteyli atýldý. Bina
önündeki kulübede nöbet tutan polis
memuruna doðru atýlan molotof
kokteyli, polis merkezinin dýþ duva-
rýna isabet etti. Çýkan küçük çaplý
yangýn, polisler tarafýndan söndürü-
ABONE
lürken, Ýskenderpaþa Mahallesi'ne
kaçan saldýrganýn yakalanmasý için
geniþ çaplý operayon baþlatýldý. OL!
ABONE
BUL!
6 BARAN
Haftanýn Panoramasý
AMERÝKA MEKKE’YÝ
VURACAK!
Tom Tancredo piçi
“Amerikalý Cumhuriyetçi baþkan
adayý Tom Tancredo, baþkanlýðý ka-
zanmasý halinde terörist saldýrýlarý
engellemenin en iyi yolu olarak baþ-
ta Mekke ve Medine olmak üzere
Müslümanlarýn kutsal mekânlarýný
tehdit etme politikasý izleyeceðini
açýkladý.
Amerika’nýn Iowa eyaletinde be-
lediye binasýnda taraftarlarýna sesle-
nen Tancredo, ABD’ye nükleer terö-
rist saldýrý ihtimalinin yakýn bir ihti-
mal olduðunu ve Washington’ýn bu-
nu önlemek için derhal harekete geç-
mesi gerektiðini söyledi.
Tancredo daha sonra konuþmasýný
þu þekilde sürdürdü: “Yönetim benim
elimde olsaydý, ülkemize yönelik
böyle bir saldýrý olmasý durumunda
Mekke ve Medine’ye saldýracaðýmýzý
açýkça ilan ederdim”.
Cumhuriyetçi baþkan adayý, an-
cak böyle bir tehdidin Amerika’ya
karþý terörist saldýrý düzenleme niye-
tindeki kiþi veya kiþileri durdurabile-
ceðini öne sürdü.”
Dünya Bülteni’nin “þok” edici ha-
beri böyle…
Kim bu Amerika?
Tayyib’in “Eþ Baþkaný” olduðu
BOP projesini Müslümanlarý köleleþ-
tirmek için uygulayan.
Evet, bizim için bu adamýn “Mek-
ke’yi bombalayalým!” demesi pek bir
mânâ ifâde etmiyor ama, asýl hâlâ
bunlar erketelik yapmaya devam
edenler, evet imânsýz Müslümanlar
bizi daha çok ilgilendiriyor.
Düþman, düþmanlýðýný yapacak,
Mekke’yi de bombalar, baþka yeri
de… Bunun gibi Ebrehe’ler daha ön-
ce buna teþebbüs etmiþlerdi. Akýbet-
leri nice oldu malûm… Hepsi gebe-
rip gitti. Ebabillere av oldular. Þimdi
de çaðýn Ebrehe’si, fedailere yem ol-
makta.
Ýþin bir diðer tarafý, hiçbir Müslü-
man, Amerika Mekke’ye saldýrýr di-
ye, Amerika’ya yapacaðý taarruzdan
vazgeçmez. Þayet böyle bir saldýrý
vuku bulursa da Amerika’nýn iþi o
Dakka biter. Zira artýk hiçbir müslü-
mana hiçbir Amerikan kýç yalayýcýsý
Fettoþ gibiler söz geçiremez. Tay-
yip’lerin fonksiyonu kalmaz. Savaþ
iki yönlü, dýþ ve iç. Dýþ düþman belli
ve asýl bizim düþmanýmýz içerideki
iþbirlikçi cihad kaçkýnlarý ki, müslü-
manlarý cihaddan alýkoymaktalar.
POLÝS AVUKATA
SALDIRDI
Ýstanbul Üniversitesi avukatlarýn-
dan Muammer Öz, 29 Temmuz pazar
günü Nevþehir’den kendisini ziyarete
gelen ailesiyle Kadýköy’de Moda sa-
hilinde bir çay bahçesinde otururken
yanlarýna iki polis geldi. Polislerden
biri aðabeyi Ýbrahim Öz’e “Seni biri-
ne benzettim çýkar kimliðini” dedi.
Av.
Muammer Öz
Bu sýrada telefonu çaldý. Muammer
Öz’ün telefonla konuþtuðunu gören
polis memuru, “Kapat o telefonu.
Nasýl telefonla konuþuyorsun” dedi.
Muammer Öz ise “Ben avukatým.
Bakýn kimliðime. Böyle kimlik sor-
ma olmaz. Biz ailece burada oturuyo-
ruz” dedi. Bunun üzerine polis me-
muru, Muammer Öz’ü yakasýndan
tutarak tartaklayýp yumruk attý. Aða-
beyinin araya girmeye çalýþtýðýný be-
lirten Muammer Öz, “Bu arada olay
yerine birçok polis ekibi geldi. Bah-
settiðim polis memuru onlar gelince
bana tekrar vurmaya çalýþtý. Cebin-
den biber gazý çýkarýp yüzüme üç de-
fa sýktý. Beni dayak yediðim polis
memurunun aracýyla, ailemi ise baþ-
ka bir araçla Kadýköy Ýskele Karako-
lu’na götürdüler” dedi. Karakola gi-
dene kadar da dayak yediðini söyle-
yen Muammer Öz þöyle konuþtu:
“Yolda bana çokça darbeler indirdi-
ler. Burnum kýrýldý, gözüm þiþti, om-
zumda, boynumda ve karnýmda çü-
rükler oluþtu. Bana yol boyunca ’Biz
senin gibi çok avukat s....., seni de
s...... Biz 15 yýldýr bu iþi yapýyoruz.
Bize hiçbir þey olmaz’ dediler. Kara-
kolda ifademiz alýndýktan sonra ser-
best býrakýldýk.”
Olaydan bir gün sonra Avukat Öz,
Adli Týp Kurumu’ndan rapor aldý.
Raporda, Öz’ün burnunda kýrýk oldu-
ðu, sað ve sol omzunda, boynunda,
sað göz altýnda ve karnýnda morluk-
lar olduðu belirlendi. Muammer Öz,
Fatih Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’na
baþvurarak olaya karýþan Kadýköy Ýl-
çe Emniyet Müdürlüðü, Önleyici
Hizmetler Büro Amirliði’nde görevli
polis memurlarý Bülent Okumuþ ve
Uður Yýldýrým hakkýnda savcýlýða
suç duyurusunda bulundu.
Polisin yeni yasa ile beraber git-
tikçe daha da pervasýzlaþtýðý her ge-
çen gün yaþanan hadiselerle daha bir
ortaya çýkýyor. Buna mukabil, polis,
gayet piþkince, kendilerine saldýrýldý-
ðýndan bahsediyor. Adamýn burnu ký-
rýlacak derecede dövülmüþ, pes yani,
ancak bu kadar yüzsüzlük olur. Bir
de dayak yiyen avukat, düþünün siz
polisin normal vatandaþa nasýl dayak
attýðýný…
POLÝS
KÝMLÝK SORARKEN
DÝKKAT EDECEK
Van’da seçim günü adliye bina-
sýnda görev yapan çevik kuvvet poli-
si, aracýyla adliye bahçesine girmek
isteyen 2’nci Aðýr Ceza Mahkemesi
Baþkaný ve Ýl Seçim Kurulu Baþkaný
Mesut Kundakçý’yý durdurup kimlik
sorunca olanlar oldu. Polisin kimlik
sorduðu Kundakçý Van 2’nci Aðýr
Ceza Mahkemesi Baþkaný olduðunu,
bu yüzden kimlik göstermeyeceðini
söyledi. Ancak polisler, Cumhuriyet
Baþsavcýlýðý’nýn verdiði görevli liste-
sinde isminin olmadýðýný söyleyince
tartýþma çýktý. Ýyice sinirlenen hâkim,
kendi aracýnýn camýný yumruklayarak
kýrdý. Seçim biter bitmez Hâkim
Kundakçý, o gün adliyede ve adliye
çevresinde görev yapan tüm çevik
kuvvet polislerinin listesini istedi ve
ifadelerini alacaðý talimatýný Van
Mesut Kundakçý
Hazýrlayan: Baki Aytemiz
Emniyet Müdürlüðü’ne bildirdi. Teb-
ligat üzerine polisler seçimden sonra-
ki günden itibaren her sabah adliye
bahçesine gidip, ifadelerinin alýnma-
sýný bekledi. Ancak hâkim her sefe-
rinde “Bugün gidin, yarýn gelin” de-
di. Bir hafta boyunca her gün sabah-
tan akþama kadar adliye bahçesinde
toplanan polisler, dün yine adliye bi-
nasýnýn önüne geldi. Ancak artýk yet-
kililerin araya girmesiyle olay mah-
kemelik olmaktan çýktý. Van Cumhu-
riyet Baþsavcýsý Yahya Akçadýrcý,
olayla ilgili soruþturma baþlatýldýðýný
ve soruþturmanýn titizlikle yürütüldü-
ðünü söyledi.
Ya iþte, herkese öyle kimlik sora-
mazsýnýz emir kullarý!
Sizin iþiniz, garibanlarla. Kerhâne
kapýsýnda beklerken kimlik sorduðu-
nuzda, size kimse “kimlik göster-
mem” diyebiliyor mu?
ÞU ALEVÝLER
KAÇ KÝÞÝ?
Ýzzettin Doðan
Cem Vakfý Genel Baþkaný Ýzzettin
Doðan, “Biz destek vermeseydik
CHP baraj civarýnda dolaþýyordu.
Üzülerek söylüyorum ki Sünni kar-
deþlerimizden CHP’ye giden oylar
fazla deðil.” demiþ ve Alevilerin
yüzde 80’inin CHP’ye oy verdiðini
savunmuþ…
Merdi Kýpti hesabý, þecaat arzede-
yim derken, sirkati ortaya çýktý.
Yani?
Ya bu Ýzzettin, ya sayý saymasýný
bilmiyor, ya da hiç dayak yememiþ…
Nasýl mý?
Bunun önceki beyanatlarýna göre
Türkiye’deki Alevîlerin sayýsý 25
milyon civarýndaydý.
Þimdi ne diyor?
“Biz destek vermesek, CHP baraj
civarýnda dolaþýyordu.”
Yani, CHP almýþ zaten yüzde 20
oy, bunlar da destek vermese yüzde
10 alacakmýþ.
O halde, Alevilerin oraný yüzde
10…
Bir de Alevlerin yüzde seksenin
CHP’ye oy verdiðini hesaba katar-
sak, o zaman Alevîlerin genel toplam
içinde oranlarý yüzde 12 buçuk
olur… Bu rakam bile bizce abartýlý…
Ama nerde 25 milyon alevi, nerde
yüzde 12 buçuk? 25 milyon alevi 70
milyonluk Türkiye’de, yüzde 36’ya
denk gelir be! Kendi hesabýna göre,
1’e üç katarak söylemiþ oluyor Profe-
sör Ýzzettin!
Ýzzettin’in de itirafýna göre,
Alevîlerin sayýsý, olsa olsa, taþ çatla-
sa, göbek patlasa yetmiþ milyonun
yüzde 12 buçuk nisbeti olan 8-8,5
milyon kadar ya var ya yok… Yuka-
rýda da ifâde ettiðimiz üzere, bizce bu
kadar bile gelmezler ya, neyse…
“KÜFRÜ
AÇIK OLUYOR
MÜNAFIÐIN”
M. Ali Þahin
Devlet Bakaný ve Baþbakan Yar-
dýmcýsý Mehmet Ali Þahin, Genel-
kurmay Baþkaný Orgeneral Yaþar Bü-
yükanýt’ýn, Cumhurbaþkaný adayý ko-
nusunda “laikliðe sözde deðil, özde
baðlýlýk” sözlerine yönelik bir eleþti-
risinin olmadýðýný, aksine takdir etti-
ðini söyledi.
Þahin,”Cumhuriyet konusunda
kimsenin geriye gitme, padiþahlýða,
imparatorluða geri dönme gibi bir
düþüncesi asla olamaz. Bunu bir si-
yasi polemik konusu yapmak yanlýþ-
týr” dedi.
Þahin, “Cumhuriyetimiz milleti-
mize mal olmuþtur. Milletimiz özüm-
semiþtir. O nedenle bu tür beyanlar
sadece Cumhuriyetimiz ve temel ni-
telikleriyle birlikte geleceðe daha
saðlam adýmlarla yürüsün düþünce-
siyle sarf edilmiþ beyanlardýr. Bunla-
rý eleþtirmek deðil takdir etmek dü-
þüncesindeyim” diye konuþtu.
Þahin, kendisinin ve diðer arka-
daþlarýnýn Cumhuriyete sahip çýkma,
onu çaðdaþ uygarlýk düzeyinin önüne
geçirme düþüncelerini kamuoyu ile
paylaþtýklarýný söyledi.
Vay be nerden nereye?
Dünün Akýncýsý, þimdi neler söy-
lüyor…
Laikliðe sözde deðil, özde baðlý
olduðunu iftiharla ilân ediyor; daha
bir þey söylemeye gerek var mý?
O makamda kalabilmek için, de-
mek adam dinini de satarmýþ, imâný-
BARAN
ný da, þerefini de namusunu da!
Öyle deðil mi Arýnç?
Bak, Baþbakan, türban için “Ben
söz vermedim!” dedi.
Yani, senin verdiðin “namus ve
þeref sözü”nü tepeleyiverdi, sen sey-
ret...
Sizler necisiniz, nasýl mahlûkat-
larsýnýz? Belhum Adal misiniz, þey-
tanýn sefirleri misiniz, nefsin pusu-
sunda yellenenler misiniz? Siz necisi-
niz, nerden çýktýnýz?
Ýþte bu kuraklýklar, bu yokluklar,
hep sizin bu bereketsizliðinizden, si-
zin yüzünüzden bu millet belâlara
düçar olmaya baþladý. Sizin, sahip-
lendiðiniz Kemalist rejimin, özde la-
ikliðinizin uðursuzluðunuz çöktü
memleketin üzerine.
Ýþte en aðýr yokluk ve kýtlýklar si-
zin zamanýnýzda yaþanmaya baþlan-
dý. Ýtikadý bozuk imân arsanýzla bera-
ber, Ýslâm’ý laik düzenin bir çeþnisi
hâline getirmek istemekteki büyük
felâketin nelere mâl olacaðýný hep be-
raber göreceðiz. Belâ umumî gelir.
Sizin yüzünüzden çoluk-çocuk
belâlara düçar kalacaðýz. Sizi gidi iti-
kadý bozuk uðursuz cenabetler sizi…
TAYYÝP’ÝN
YAHUDÝYE VERMEYÝ
DÜÞÜNDÜÐÜ
YERDEN PETROL
FIÞKIRIYOR
Türkiye-Suriye sýnýrýndaki ma-
yýnlý arazinin temizlenmesi karþýlýðý
iþletmesini Yahudi’ye vermeyi
plânlayan Tayyib’in plâný malûm…
Bu bölgede yapýlan sondaj çalýþ-
malarýnda ise, açýlan 25 kuyudan
21’inden petrol fýþkýrdý. Çok müthiþ
bir rakam… Türkiye-Suriye sýnýrý
uydu verilerine göre petrol denizi
olarak geçiyor… Gazeteci Vedat Ye-
nerer’e konuyla ilgili açýklama yapan
madenci vatandaþýmýz Beþir Yýl-
maz’ýn müthiþ ifþaatlarýný satýrlarýna
taþýyan Yenerer’in son cümlesi:
“Beþir Yýlmaz’a son sözüm:
“Bana anlattýklarýnýzý Genelkur-
may’a anlattýnýz mý?” oldu.
Aldýðým cevap da aynen þöyle:
“Vedat Bey her þeyi belgeleriyle bir-
likte bir kaç kez askerî büyüklerimi-
ze anlattým ama bugüne kadar bir ar-
pa boyu ilerleme kaydedemedik!”
Ýþte, her sahada çuvala sokulmuþ ol-
duðumuzun bir delili daha!
“KARA PAZARTESÝ”
SENDROMU!
Dünya iktisat dengeleri sahte, de-
miþtik, sanal demiþtik.
Altý üstü bir kaðýt olan “dolar”
üzerine kurulu bir denge.
“Kaðýt para” yani “kaime”… Za-
týyla deðil de, yerine geçtiði þeye isti-
nat eden bir keyfiyet. “Dolar”, bir ka-
ðýt olarak, ABD’nin “sanal” gücünün
7
tilâlci hareketler için oluþturacaðý el-
veriþli zeminin kýymetini takdirleri-
nize býrakýrýz.
YÝNE
YAYIN YASAÐI
Gün geçmiyor ki, yeni bir ulusal-
cý hýrsýz çetesi ortaya çýkartýlmamýþ,
iplikleri pazara çýkmamýþ olsun.
Ama bu sefer, gerçekten birileri-
nin ayaðýna basýldý ki, Girdap Ope-
iktisat sahasýndaki temsilcisi, o sanal
rasyonu’na yayýn yasaðý getirildi.
güç yerine kaim olan. Amerika’nýn o
“Diyarbakýr’da “Girdap 2” adlý
gücünün sanal olduðu (Elhamdülil-
operasyon düzenleyen polis, arala-
lah), 11 Eylül Akýncýlarýnýn taarru-
rýnda Vatansever Kuvvetler Güç Bir-
zuyla, uçaklamasýyla bir güzel mey-
liði Hareketi Derneði’nin yöneticileri
dana çýkýnca, iþte o gün bu gündür,
ile sorumlularýnýn da bulunduðu 15
dünya üzerindeki bütün sahte denge-
ler bozulurken, bundan dolar üzerine kiþiyi gözaltýna aldý. Þahýslarýn evle-
kurulu dünya iktisat nizâmý da payý- rinde yapýlan aramada, 1 adet kalaþ-
na düþeni almaya baþladý. Tali sebep- nikof marka uzun namlulu silah, 6
adet ruhsatsýz tabanca ve 3 adet kuru
ler bir yana, son haftalarda yeni bir
tabanca ile çok sayýda evrak ve dokü-
“Kara Pazartesi” yaþanmasý endiþesi
man ele geçirildi. Gözaltýna alýnan
taþýmaya baþlayan emperyalizmin
kiþiler, “Haksýz ekonomik çýkar sað-
dünya sistemini temsil eden Ameri-
lamak amacýyla silahlý örgüt kurmak,
ka’da ters giden iþlerin sebebi de bu-
örgüte üye olmak, örgüt faaliyetleri
radadýr.
kapsamýnda iþ bulma vaadiyle dolan-
GREV dýrýcýlýk, devam etmekte olan adli da-
valara sanýklar lehinde müdahalede
bulunma havasý vererek dolandýrýcý-
lýk, talep sahiplerinin teþvik kredisi
saðlanacaðý vaadiyle dolandýrýlmasý,
kamu ihalelerine fesat karýþtýrmak, iþ
yerinden haraç almaya teþebbüs,
ölümle tehdit ve petrol boru hattýn-
dan hýrsýzlýk teþebbüsü” ve benzeri
suçlar olmak üzere 25 suçtan hazýrla-
nan soruþturma evrakýyla Diyarbakýr
Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’na sevk
edildi.”
THY ve Türk Telekom’da yaþa-
Ýþlenen suç kapsamýndaki “devam
nan iþçi ile iþveren arasýndaki ücret
etmekte olan adli davalara sanýklar
anlaþmazlýðý, grev ile neticelenecek
lehinde müdahalede bulunma havasý
mi?
vererek dolandýrýcýlýk” maddesi özel-
Her ikisi de “hayatî” sektörler ve
likle dikkatimizi çekti. Acaba sür-
Tayyip THY grevini engelleyebil-
mekte olan davalara müdahale “ha-
mek için, iþverene,
va”sý mý verdiler, yoksa gerçekten
“verebileceðiniz ne varsa verin!”
demiþ…
Dünya iktisadî dengelerindeki ký-
rýlganlýk bir tarafa, Türkiye’de cari
açýk üzere oluþturulmaya çalýþýlan
sahte cennet tablosunun yýrtýlmasýyla
oluþacak zararý, bizzat bu tablonun
boyacýlarýndan Ali Babacan, 200 km
giden bir arabanýn duvara toslamasý-
nýn arabaya vereceði zararla kýyas
ediyor.
Ýþler o denli kritik yani…
müdahale ettiler mi?
Zaten su ve elektrik yok ve buna
Bu “çete”lerin, malûm birden faz-
baðlý olarak sanayi ve turizm etkile-
necek… la ayaðý var: Mafya, polis, hâkim,
Ve önümüzde yeni toplu sözleþ- savcý, asker, bürokrat, politikacý…
Laik- rejimin pisliklerini temizle-
meler var…
yecek olsan, hukuku tam çalýþtýracak
Savaþ süreci ile beraber deðerlen-
olsan, ortada zaten rejim filân kal-
dirildiðinde, sandýktan daha da güç-
maz. Ol sebepten, bunlardan bunu
lenmiþ olarak çýkmýþ gibi gözüken
beklemiyoruz. Yayýn yasaðý vicdan-
Tayyib, aslýnda en kýrýlgan dönemini
larý, kamu vicdanýný ve biriken inti-
yaþýyor. Anlaþmazlýk ve gerevler bü-
kam hislerini de örtebilir mi?
tün dengeleri alt-üst eder. Bunun ih-
8 BARAN
Polisin maaþýnýn azlýðý ve çalýþma saatlerinin fazlalýðý vatandaþa kötü muamele yapmasý ve görevini su isti-
mal etmesi için bir gerekçe olabilir mi? Bu edebiyatý yapan polis yalakasý gazeteciler çok. Efendim polis stres
altýnda imiþ, kaç saat çalýþýyormuþ. Çalýþmasýn efendim. Zorlayan mý var? “Ben de, stres altýndayým” deyip bir
vatandaþa veya polise dayýlansam hakkým olur mu? Asker için de ayný þeyler söz konusu. Yok asker sýkýntýlý,
yok ordu rahatsýz, falan filan. Hep hukuku ayaklar altýna alan ve çiðneyen tavýrlar bunlar. Bu tavýrlarýn olduðu
yerde hukuk olmaz, anarþi olur. Hukuk devleti olmaz, polis-yahut asker devleti olur.
Orada da hak-hukuk-adalet olmaz. Yani anarþinin kaynaðý bu zihniyet, bu zihniyetteki ordu- polis! Terörün kö-
künü kurutmak isteyenlerin dikkatine!..
BÝR POLÝS ÇEVÝRMESÝ VE HUKUK-POLÝS ZITLIÐI
çaylak gibi oradan atlýyor:
Akýn Albay
“Þüphe üzerine her yere bakarýz,
ararýz kardeþim” diyor.
K aðýthaneden Okmeydanýna
çýkan Sadabat yokuþunda,
3.8.07 tarihinde saat 19.15 civarýnda
Ýþte bunu yapmayacaktýn karde-
þim! Ve yükleniyorum:
“Sen normal bir çevirme yaptýn.
Kaðýthane Emniyeti motorize ekip-
Bana hiç de þüpheli gibi davranma-
lerinin çevirmesiyle karþýlaþýyoruz.
dýn. Bunu sen de pekala biliyorsun.
Önümüzdeki beyaz araba geçiyor,
Þimdi sýkýþýnca, “þüphe üzerine arý-
bizim siyah arabayý durduruyorlar.
yorum” diye iþi çeviriyorsunuz. Bu
Lüks ve film camlý arabalara gýcýk-
ne hukuka sýðar, ne ahlaka.”
larmýþ; çünkü içerisi görünmüyor-
Diyorum. Ve ilave ediyorum:
muþ.
“Þüphe için bir vukuat ve þüphe-
Kibarca arabadan iniyoruz. Ma-
li tavýrlar olmasý lazým. Aramýzdaki
lum, polisin yetkileri artýrýlmýþ, çe-
diyaloglardan da böyle bir þey ol-
virmelerde izinsiz arama yapabili-
madýðý meydanda.”
yorlarmýþ. Fakat biz yine vatandaþ-
Bu sefer diðeri atýlýyor:
lýk haklarýmýzý arýyoruz.
“Siz Karadenizliler polisi sevme-
Polisin “nerelisin?” muhabbeti-
niz gerekiyor.”
ne, “Trabzonlu” diyorum. Hemen,
Bu sefer Karadenizli muhabbeti-
lafý yapýþtýrýyor: “Siz Karadenizli-
ne baþka açýdan katýlýyorum:
lerde silah vardýr. Nerede?”... Daha
“Evet, Karadenizliyim ve ma-
önce de bir çevirmede böyle bir laf-
dem sormuþtun silahým da var. O
la karþýlaþmýþtým, sinirleniyorum:
zaman bana doðru söylediðim için
“Eee, bu muhabbet de sýkmaya
teþekkür edip, güle güle diyebilecek
baþladý!”
misin?”
Diyorum. Ve hemen eli torpido-
Polis cevap veriyor:
ya uzanan polise müdahale ediyo-
“Yok,yatýrýr kelep-
rum:
çeleriz”.
“Kardeþim, arabanýn kapalý yer-
Fakat
lerini arayamazsýn!”
kendi yo-
Seninkiler bir duruyor, bana ba-
rumu-
kýyorlar. Kararlý ve ýsrarcýyým.
mu ila-
Amirini çaðýrýyorlar. Âmiri kibarca
v e
geliyor, “Yok öyle bir þey arayabi-
ede-
liriz polis her yere bakabilir. Sadece
yim.
ev ve iþyerlerini ararken savcý izni
Arka-
þart” diyor.
ya çe-
Ben yineliyorum: Arabanýn ka-
kip, ba-
palý yerlerine, bagaja falan bakama-
k a c a k l a r.
yacaklarýný
Tabiî amirle-
söylüyo-
riyle beraber. Zaten
rum. Bir
verdiði cevapta bu mâna mündemiç.
t a ne s i
ace-
Gazeteci olduðumu öðrenince,
polisin deðiþtiðinden bahsediyorlar.
mi
Bunu bir yere ka-
dar kabul ediyo-
rum. Bazý iþ-
kence uygu-
lamalarý ba-
yaðý azalmýþ.
Fakat þu temel
mesele yerinde
duruyor. O
da þu:
H u -
kukla
polis
kav-
ram-
larý nedense birbirine hâla zýt duru-
yor.
Ýþte aramada polis-hukuk zýtlýðý-
na bir misal:
Mezun olduðu okul itibariyle ta-
rih öðretmeni de olduðunu söyleyen
ve konuþmalarý biraz daha tutarlý
olan âmir bana tatlý dille þunu da
söyledi:
“Ýstersek bir þeyden dolayý tuta-
nak tutar,sabaha kadar seni bekleti-
riz.”
Bu apaçýk bir þantaj ve polis bu
çeþit söylemi hakký gibi görüyor.
Âdeta polisliðin ayrýlmaz bir parça-
sý olarak görüyor. Asýl üzerine gidil-
mesi gereken ve en aðýr ceza veril-
mesi gereken bu zihniyet. Aslýnda,
suçlularý kovalayanlarýn bu suçu,
suçlulardan daha aðýr. Çünkü huku-
ku temsil edenlerin hukuku çiðne-
mesi kötü emsaldir. Bu önemli bir
mevzu ve polis keyfiliðinin yasal
zemini oluyor adeta.
Polisin hukuka, savcý ve adliye-
lere nasýl baktýðýna bir baþka misali
de arama esnasýnda yaþýyoruz.
Arama kararýný soruyorum, ba-
gaja falan bakamayacaklarýný söy-
lüyorum ya, âmirinden cevap:
“Arama mý istiyorsun, ile-
ride amirlik var,orada balya
ile arama izni var.”
Bu “balya” lafýna hay-
ret ediyorum. Savcýlarýn
ve hakimlerin kararýna
“balya” lafýný yani ot lafýný
layýk görüyordu kýymetli
âmirimiz(!). Balyalarla hu-
kuk, hayvanlara yem mi ola?
Bu ne acayip hukuk ola?
Savcýlarýn arama kararlarýný adi
kaðýttan daha adi gören ve iþi kýlýfý-
na uydurmayý balya yýðýný mesafe-
sinde gören bu zihniyeti savcýlara
ihbar ediyorum. Bilhassa, kafalarýna
çuval geçirenlere sessiz fakat avu-
kat Osman Karahaný talimatla tu-
tuklayan “kiralýk hayvanlar” diye
yazdýðý için Baran dergisinin yazý
iþleri müdürü Bünyamin Eser’i tu-
tuklayan savcýya duyurulur. Çünkü
savcý evrakýný ve dolayýsýyla savcý-
larý “mal” yerine koyuyor âmirin bu
ifadesi. Fakat genelde polisin huku-
ka bakýþ açýsý böyle, evrak yýðýný ve
iþi kýlýfýna uydurmanýn formalitesi
gibi görüyor.
“Kiralýk hayvan” ve “balya”...
Tevafuka bakýn!..
Gazeteci olduðumu öðrenince,
1milyar maaþ aldýklarýný, haftada 6
gün görev yaptýklarýný –dizlerini ve
dirsekleri göstererek- motosikletten
düþmekten dolayý yaralandýklarýný
falan anlattýlar. “Bunlarý da yazýn”
dediler.Yazdým. Ama þunu da anla-
mýþsýnýzdýr, ben ilave edeyim: 1
milyar maaþla çalýþacak çok insan
bulunur. Bu hususu âmiri de belirtti.
Ayrýca motosiklete binmeyi bilmi-
yor ve düþüyorlarsa biz vatandaþlar
ne yapabiliriz?.
Ve þu önemli husus: Polisin ma-
aþýnýn azlýðý ve çalýþma saatlerinin
fazlalýðý vatandaþa kötü muamele
yapmasý ve görevini su istimal et-
mesi için bir gerekçe olabilir mi? Bu
edebiyatý yapan polis yalakasý gaze-
teciler çok. Efendim polis stres al-
týnda imiþ, kaç saat çalýþýyormuþ.
Çalýþmasýn efendim. Zorlayan mý
var? “Ben de, stres altýndayým” de-
yip bir vatandaþa veya polise dayý-
lansam hakkým olur mu?
Asker için de ayný þeyler söz ko-
nusu. Yok asker sýkýntýlý, yok ordu
rahatsýz, falan filan. Hep hukuku
ayaklar altýna alan ve çiðneyen ta-
výrlar bunlar. Bu tavýrlarýn olduðu
yerde hukuk olmaz, anarþi olur. Hu-
kuk devleti olmaz, polis-yahut asker
devleti olur. Orada da hak-hukuk-
adalet olmaz. Yani anarþinin kayna-
ðý bu zihniyet, bu zihniyetteki ordu-
polis! Terörün kökünü kurutmak is-
teyenlerin dikkatine!..
Arama esnasýnda hemen avukatý
aradým ve “polisler arabanýn bagajý-
ný aramak istiyorlar?” diye sordum.
Aracýn kapalý yerlerine torpido da-
hil, bakamayacaðýný söyledi avukat.
Tartýþmalar arasýnda bagaj açýlýyor,
fakat içine bakamadan hemen kapý-
yorlar.Sonra kimliklerimi alýp,
GBT’ yi soruyorlar.
Âmir, pot kýrmaya devam ediyor.
Önce avukatlarýn üçkaðýtçý olduðu-
nu söyledi.
Kendisinden hiç beklemediðim
saflýkla sordu:
“Bu avukat nere mezunu ?”
Þaþkýnlýkla cevap verdim:
“Nere mezunu olacak, hukuk
mezunu!..
Polisin hiç duymadýðý ve yaban-
cýsý olduðu bir kavram sanki “hu-
kuk”!.. Buna iyice emin oldum...
BARAN 9
Keþanlý Ali Destaný
Baki Aytemiz Tayyip’in yerine ikâme edecekleri
kimse de yok. Statüko’nun devamý
K
endisinin iþlemediði bir cü- için, þimdilik Tayyip’e muhtaçlar da.
rümü para karþýlýðý üzerine Tayyip her ne kadar, “ben de siz-
alarak asýl mücrim yerine hapse giren denim!” diyerek yýrtýnacak olsa da,
Keþanlý Ali, hapisten çýktýktan sonra Allah’ýn kanunlarý icabý, kefere her
mahallenin hâkimiyetini ele geçirir. daim Tayyip’e þüphe ile bakacak…
Bir yalan üzerine kurulu sahte kaba- O þüpheyi bir nebze de olsun gider-
dayýlýk ve kolpacýlýk, yeni yetme bir-
sinin Ali’ye meydan okumaya cesa-
mek ve Tayyip’i söz dinler çizgide
görmek istediklerinden, Gül’ün yeri-
ret etmesine kadar sürer. Kendisine ne makama baþkasýný aday gösterme-
meydan okunan Ali, bu meydan oku- sini istiyorlar. Otun peþinden mi ko-
ma karþýsýnda kaçamaz; o gencin þar, söz mü dinler, söz dinlerse “et-
karþýsýna çýkar ve ölür. Bir yalanýn
rantýný yemiþtir yýllardýr ve bütün
raf” kalmayacaðýndan nasýl Keþanlý
Ali olarak kalýr, göreceðiz…
***
bunlarýn bedelini de hayatýyla öde-
mek zorunda kalýr. Görev süresinin bitmesine raðmen
*** A.Necdet Sezer niçin hâlâ orada? La-
“Dik durmak” demek, geri dönül- ik rejim, hayatiyetini Tayyip’e güve-
mez ve taviz verilmez yer geldiðinde nemediðinden, hukuk o biçim hâllere
dikleþilecek demektir de… Dikleþ- sokulmakta ki, Çankaya elden gitme-
meyi istemediði hâlde, þartlarýn ken- sin. Keþanlý raconunda bile böylesine
disini sürüklediði yerde “dik duru- yer yoktur haddizatýnda…
yor” görüntüsünün bedelini ödemek Devletin kanunlarla kaim ve ka-
zorunda kalabilir insan; Keþanlý Ali nunlarýnda þeklinin deðil, ruhunun
misali… asýl olduðu gerçek bir devlette, bu
*** garabete yer yoktur. Zira o “ruh” ica-
Sözde kabadayý kahvehâneye gir- bý, Sezer’in býrakmasý icap ederdi.
miþ, narayý basmýþ ve “Var mý lan ba- Hukuk, siyasî mücadelenin zemini
na yan bakan!” diye meydan oku- deðildir. Bu, görüldüðü üzere hukuku
muþ… Bir tanesi, “Var lan ne ola- da yozlaþtýrýr ve devleti devlet ol-
cak!” diye resti çekmiþ. Bizim sahte maktan çýkartýp, çete yapar.
kabadayýnýn ibiði düþüvermiþ ama Þikâyetçi miyiz?
“reel politik” ne gerektiriyorsa onu Hayýr!
yapmýþ: “Var mý lan abimle bize yan Devlet hukukla kaim olduðuna
seferinde “Var mý lan abimle bize muna düþecek. Kaçmayýp meydana
bakan!” göre ve hukukun olmadýðý yerde çe-
yan bakan!” diyemezsin, alýrlar faça- çýksa, netice þimdiden belli…
*** teleþmenin kaçýnýlmazlýðýna nazaran,
ný aþaðýya. Tayyip’e iktidar yolunu açanlar,
Türbanlý eþinden dolayý, Abdul- karþýmýzdaki kolpacý Keþanlý’nýn-la-
Keþanlý Ali gibi, meydan okuyan Tayyip’in, yeri geldiðinde kendi he-
lah Gül’ün Çankaya’ya çýkmasý en- ik rejimin manevralarýný dikkatle ta-
çýkar ve sen de bedelini ödemek zo- saplarý karþýsýnda bile diklenebilecek
gellenmemiþ olsaydý, AKP bu kadar kip ediyoruz.
runda kalýrsýn. Keþanlý Ali’yi Keþan- kadar güçleneceðini, total güce ulaþa-
yüksek nisbette oy alamazdý. Güyâ Ýktidar olmanýn þartlarýna bir türlü
lý Ali yapan, biraz da çevresi, halkýn caðýný, kendileri de tahmin etmemiþ-
“dik” durdular ve “dikleþmeden dik mâlik olamayan ve daha kendi hakký-
ihtiyacýný hissettiði “kahraman” tipi- lerdi. Evet, deveyi yârdan uçuran bir
duracaðýz” diyerek, hiç de bekleme- ný müdafaa ve sahiplenemeyen AKP
nin, ters tarafýndan da olsa Keþan- tutam ot; iktidarcýlýk oyununun tadý-
dikleri kadar oylarýný artýrarak yeni- böyle daha ne kadar gidebilir? Etraf,
lý’nýn þahsýnda ikame edilmesi… ný alan ve hýrsýna kapýlan Tayyip
den iktidar oldular. Tayyip’in dik durmasýný ve dikleþ-
“Yürüyen Takým Elbise” keyfiyetiyle Efendi, istenmeyen manevralar yapa-
Tayyip Efendi, Abdullah Gül’ü mesini beklediðinden oy verdi.
Tayyip Efendi’nin yeri tam da burasý. bilir de. Ýsrail, Amerika ve AB bu se-
aday gösterirse, ister istemez dikleþ- Taraflar düello meydaný etrafýnda
O, bu süreç içerisinde karar vermek beple Tayyip’e aba altýndan sopa
mek zorunda kalacak. Sen ne dersen toplandýðýnda, gerçek kahramanlar
zorunda kalacak. Meydan okumadan göstermekteler ki, ne olur ne olmaz
de ve ne yaparsan yap, kahvehaneye da belli olur.
kaçsa, Gül’ü aday göstermese, dün- hesabý, otun-makamýn peþinde yâr-
girip meydan okuduktan sonra, her
yanýn en korkak ve hain adamý duru- dan uçulmasýn. Ne de olsa þu ânda
Halk AKP’ye Ne Diyor? ye oy vermiþ bir yurttaþ olarak bunun dillendiril-
mesini bile kendime hakaret sayarým. Erdoðan
için cani gönülden çalýþtým. Cumhurbaþkanlýðý
seçiminde Gül’den vazgeçmeyin.
bilmelidir ki AKP’ ye oy vermiþ olan seçmenin Yaþar Arýk (Adana): 22 Temmuz’da herkes
C umhurbaþkanlýðý konusunda kritik gün- büyük çoðunluðu Gül’e aday olmasýný emretmiþ- cevabýný aldý siz de aldýnýz. Halk size ’Cumhur-
ler yaþayan AKP, tabandan yoðun baský tir. Deðil Erdoðan, Gül bile bu adaylýktan feragat baþkaný siz seçin, Gül Cumhurbaþkaný olacak’
görüyor. AKP Ýletiþim Merkezi’ne Gül’ün aday- edemez. dedi. Gül’ü aday göstermeseniz de muhalifleri
lýðýna destek mesajlarý geliyor. Partinin adaylýk Mustafa Kaya (K.Maraþ): Gül’ün Cumhur- sevindirir seçmeninizi üzersiniz.
konusunda “uzlaþma” arayýþý içinde görünmesi- baþkaný olmasýný istiyorum. Sizlere oyumu bu Ýsmail Elmas (Ýstanbul): Kurumsal mutaba-
ne tepki gösteren e-posta mesajlarýndan örnekler nedenle verdim. Cumhurbaþkaný yapmazsanýz kat peþinde koþarsanýz bu milletin size vermiþ
þöyle: oyumu tekrar istiyorum. olduðu desteði rüyalarýnýzda bile göremezsiniz.
Yusuf Kurucan (Konya): Rica ediyoruz. Metehan Akdoðan (Ýstanbul): Askerden Mutabakatýn, uzlaþmaný adresi halktýr. Halk size
Gül’ün adaylýðýndan vazgeçmeyin. Çevremizde- korkup da sakýn geri adým atmayýn. Onlarda bil- adresi göstermiþtir.
kiler için bu bir onur meselesi oldu. Vazgeçerse- dirilerin arkasýndaysa biz de oylarýmýzýn ve sizin Doðan Yýldýz (Ýzmir): Lütfen rica ediyorum,
niz onurumuzla, gururumuzla oynarsýnýz. arkasýndayýz. Gül’ün Cumhurbaþkanlýðýndan geri adým atma-
Mehmet Mutlu (Ýstanbul): Son zamanlarda Kenan Güral (Kastamonu): DYP yönetim yýn. Halkýn yüzde 50’sine yakýný Gül’ü Cumhur-
Gül’ün Cumhurbaþkanlýðý adaylýðýnýn geri çekil- kurulu üyesiydim. Cumhurbaþkanlýðý kaosuna baþkaný yapacaðýnýzý bile bile oy verdi.
mesi için nabýz yoklamasý yapýlmaktadýr. AKP’ yardým ettikleri için DYP’den ayrýldým. Sizler
10
Baþýbozuk Kafile
Av. Güven Yýlmaz
A bdurrahman Dilipak ve Ali Bulaç’tan son-
ra CHP milletvekili ve gazeteci Ahmet
Tan da “BARAN” dilini kullananlar kervanýna ka-
týldý. Baran tarafýndan literatüre kazandýrýlan “Al-
lahsýz Ýslam-Ýmansýz Ýslam” tabirinin “olay sonra-
sý ilk ziyarete gelen suçludur” hikmetince önce
Abdurrahman Dilipak ve daha sonra da Ali Bulaç
tarafýndan kullanýldýðý malum…
Bu kerre TV 8‘de Haluk Þahin’in programýna
konuk olarak katýlan CHP’li Ahmet Tan, AKP
eleþtirisi yaptýðý cümlelerinde mealen “AKP ken-
disi için biçilen <Ilýmlý Ýslamcýlar> tabirini ka-
bullendi. Bizde zamanýnda çocukken az çok
Kur’an Kurslarýna gittik ve biliriz ki Ýslam Ýs-
lam’dýr. Bunun ýlýmlýsý ýlýmsýzý olmaz. Ilýmlý Ýslam
demek <dinsizlik> demektir. Geçmiþinde Ýslam
olan AKP nasýl böyle bir þeyi kabulleniyor, anla-
mak mümkün deðil.” dedi. Bu durumda bizler de
koro halinde Ahmet Tan’a koskoca bir “GÜNAY-
DIN” diyoruz. Adamlar, AKP’nin ilk günlerinden
beri “Artýk referansýmýz Ýslam deðil baþka gömlek
giydik” diye basbas baðýrýyor. Ama mevzumuz
þimdi AKP deðil, buna baþka bir yazýmýzda ayrýn-
týlý olarak deðineceðiz.
Ey laik-kemalist zihniyet; madem ki az çok Ýs-
lam’dan çakýyorsunuz ve Ýslam’ýn ýlýmlýsý ýlýmsýzý
olmaz, Ýslam Ýslam’dýr hakikatini kabul ediyorsu-
nuz da, o zaman niçin 84 senedir bu milletin kafa-
sýnda “Radikal Ýslam” diye boza piþirdiniz? Niçin
“Radikal Ýslamcý” diye yaptýðýnýz operasyonlarý-
nýzda (!) ayaklarýnýzla Müslüman evlerini kirletti-
niz, bir sürü insaný zindanlara attýnýz, tesettürlü
kýzlarý okullara almadýnýz, sakallý ve tesettürlü di-
ye kýþlalara sokmadýnýz, küçücük çocuklarý e-
muhtýraladýnýz? Ýslam Ýslamdýr olduðuna göre ve
Ýslam’ýn ýlýmýlýsý ýlýmsýzý olmayacaðýna göre, siz-
ler; Ýslam’ýn radikali-madikali olmayacaðýný da en
iyi bilenlerden deðil misiniz? Bunca senedir din,
þeriat, cihad, þehadet, tesettür, ahlak gibi kavram-
Ahmet Tan
‘Dakka:1, gol:1’:
AKP kývýrmaya Baþladý
“TAKDÝR EDÝYORUZ”
Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý
Mehmet Ali Þahin, Genelkurmay Baþkaný Orge-
neral Yaþar Büyükanýt’ýn, Cumhurbaþkaný adayý
konusunda “laikliðe sözde deðil, özde baðlýlýk”
sözlerine yönelik bir eleþtirisinin olmadýðýný, ak-
sine takdir ettiðini söyledi.
Meclis’e milletvekili kaydýný yaptýrmak
için gelen Bakan Þahin, gazetecilerin sorularýný
yanýtladý. Bir gazetecinin Genelkurmay Baþkaný
Orgeneral Büyükanýt’ýn, laiklikle ilgili sözlerini
hatýrlatmasý üzerine Þahin,”Cumhuriyet konu-
BARAN
larýn içini boþaltarak iþi aslýndan saptýrma çabala-
rýnýzý siz ne ile açýklýyorsunuz? Bu M.Saka’nýn ta-
biri ile bir DÝLEMMA deðil de nedir?
Bu ikilem ve çeliþki, sistemi bütün bünyesi iti-
bariyle sarmýþ aslýnda…Elimizi nereye atsak DÝ-
LEMMA...
*Hilkat garibesi Anayasa’nýn uzatmalý Cum-
hurbaþkaný Sezer, hukuku iþine geldiði gibi eðip
büküyor, bir tarafta görev süresi fiilen ve hukuken
henüz dolmamýþ bir hükümet tarafýndan sunulan
kararnameleri “ey hükümet görev sürenin dolma-
sýna az bir zaman kaldý sen bu atamalarý yapamaz-
sýn” diyerek geri gönderirken, diðer taraftan kendi-
si hukuken ve fiilen görev süresi dolmuþ olmasýna
raðmen oraya buraya hâlâ atamalar yapýyor…Ýyi
ama bu mantýkla sen hâlâ Çankaya’da ne arýyor-
sun? Yok eðer “hukuk ve idare boþluk kabul et-
mez” diyorsan o zaman sorumsuz-cumhurbaþkan-
lýðý makamý olan Çankaya’da kabul etmediðin
boþluðu, sorumlu- hükümete niye reva görüyor-
sun?
*Hakikatinde bu milletin aslî unsurlarý olan ve
fakat birbirlerine düþman diye ilan edilen Kürt
Milliyetçisi ile Türk Milliyetçisi ayný çatý altýnda
bir araya geldiðinde düþmana inat tokalaþýrken,
içinde halk olan ama bugüne kadar halkýn aslî un-
suru olamayan ve bundan sonra da olma ihtimali
bulunmayan düzen bekçisi, millete çevirmediðin
yüzünü milletin vekillerinden de esirgerken (!) ne
kadar da medeni(!) ve ilerici (!) göründüðünün far-
kýnda mýsýn?
*Ey Hakimler Savcýlar Yüksek Kurulu! Niçin
telefona takýlarak porno þebekesi müdavimi oldu-
ðu anlaþýlan mensubunu bir baþka yere gönder-
mekle yetinirken, diðer yandan eldeki delilleri de-
ðerlendirerek iddianamesinde generalleri de kap-
sayacak þekilde suçlamalarda bulunan savcýný avu-
katlýk bile yapamaz hâle sokuyorsun? Bir yandan
“yargý baðýmsýzlýðý” diye bas bas baðýrýrken neden
hukuki gerekçelerini de ortaya koyarak Yargýtay
Bozma kararýna karþý direnen Þemdinli davasý he-
yetini darmadaðýn ediyorsun?..
*Kafasýnda çuvalla dolaþanlar! sizler ne zaman
küçük kýz çocuklarý ile uðraþmaktan vazgeçerek
“sözde deðil de özde” bu milletin deðerlerinin ya-
nýnda olacaksýnýz?
*Bu ülkede avukatýn olacaðýna hakimin olsun
diyenlere sesini çýkarmayan ve üzerine alýnmayan-
lar! Ve; fakat <Av.Osman Karahan’ýn tutuklan-
masý talimatýnýný yerine getiren “kiralýk hay-
vanlar”> haberini üzerine alýnanlar! Akþam evini-
sunda kimsenin geriye gitme, padiþahlýða, impa-
ratorluða geri dönme gibi bir düþüncesi asla ola-
maz. Bunu bir siyasi polemik konusu yapmak
yanlýþtýr” dedi.
Þahin, “Cumhuriyetimiz milletimize mal ol-
muþtur. Milletimiz özümsemiþtir. O nedenle bu
tür beyanlar sadece Cumhuriyetimiz ve temel ni-
telikleriyle birlikte geleceðe daha saðlam adým-
larla yürüsün düþüncesiyle sarf edilmiþ beyanlar-
dýr. Bunlarý eleþtirmek deðil takdir etmek düþün-
cesindeyim” diye konuþtu.
SÝYASÝ POLEMÝK KONUSU
“Bu sözler cumhurbaþkanlýðý seçim sürecini
etkiler mi” sorusuna “Bunlar birbirine karýþtýrýl-
masýn. Çok ayrý þeylerdir” diye yanýt veren Þa-
hin, kendisinin ve diðer arkadaþlarýnýn Cumhuri-
ze gittiðinizde eþinizin ve çocuklarýnýzýn gözünün
içine gönül rahatlýðý ile bakabiliyor musunuz?
Yoksa siz de mi emeklilik sonrasý yazacaðýnýz ha-
týralarýnýzda günah çýkartacak olanlardansýnýz?
*Siz hýrsýz bankacýlardan sorumlu yargý men-
subu, gördüðünüz muamale karþýsýnda hâlâ bu dü-
zen içinde gerçek adaleti saðlayabileceðinizi düþü-
nüyor musunuz?
*Ey! garajlarda gayrýmümeyyiz kadýnlara te-
cavüz ederek, “yavuz hýrsýz ev sahibini bastýrýr”
misali üçü beþi bir araya gelip tutanak tanzim ede-
rek, içlerinden birine en ufak bir zarar verene karþý
hukuk tanýmadan, sokak ortasýnda ve milletin gö-
zü önünde ceza keserek, her çetenin altýndan ve
içinden birer ikiþer çýkarak, ve sonunda bunalým-
dan kurtulmak için çareyi kafasýna sýkmakta ara-
yan olarak tanýnmýþ olanlar, hukuk önünde hesap
vereceðiniz günlerin yaklaþtýðýnýn farkýnda deðil
misiniz?
*Ve sen ey köhnemiþ politikacý eskisi, bugüne
kadar masum Müslüman halkýný kandýran takiyye-
cilerin þahý ve Ýmansýz Ýslam zincirinin ayaðý çu-
kurdaki zayýf halkasý, yaptýðýn hamlelerle, verdi-
ðin beyanatlarla ahkam ayetlerinin uygulanacaðý
günü erteleyebileceðini mi zannediyorsun?
Vesaire vesaire..
Ne söylense nafile
bir alttan bir üsttense
öyle gelmiþ giderler
baþýbozuk kafile!
yete sahip çýkma, onu çaðdaþ uygarlýk düzeyinin
önüne geçirme düþüncelerini kamuoyu ile pay-
laþtýklarýný söyledi. Þahin “Genelkurmay Baþka-
nýmýzýn da ifadesi de bu amaçla söylenmiþ bir
ifadedir diye deðerlendiriyorum. Bunu siyasi po-
lemik konusu yapmak yanlýþtýr” dedi.
“ÜSKÜL ERKEN SÖYLEDÝ”
AKP’li Zafer Üskül’ün, Anayasa deðiþikliði
ilgili sözlerini erken ve abartýlý bulan Þahin, bu
konuyla ilgili hükümetin henüz çalýþmalarýný net-
leþtirmediðini belirtti. Þahin, “AKP olarak nasýl
bir Anayasa deðiþikliði düþündüðümüzü, partinin
yetkili organlarýnda görüþülüp kamuoyu ile pay-
laþýlmadan bunun üzerinden bir deðerlendirme
yapýlmasý olumlu yada olumsuz görüþ bildirme-
sini bu aþamada erken buluyorum” dedi.
Laik - Kemalist Çeteler ve Terör
Sezai Dilbilen
T erör, yasal olanýn dýþýna çýk-
ma hareketi, muhatabýna göre
þekillenen “yasa” anlayýþý. Terörist;
yasadýþý faaliyette bulunan. Yasa ke-
limesi, tam denk gelmese de “hukuk”
kelimesiyle yakýndan muhatap. Hu-
kuk Ýslam’ýn dili, hukuki olan; hakka
uygun olan. Hak; Allah ve Resulü-
nün bildirdiði. O ise; Ýslam. Bütün
hayatý kuþatýcý hakikatiyle Ýslam. Öy-
leyse hukuki olan, Ýslami olan. Bir
nevi, yasal olan; Ýslam, yasadýþý olan
ise ; Ýslami olmayan. Ýslam’ýn kural-
larýný ret; hukuku ret. Ýslam’ýn tatbi-
kini ret, Ýslam’ý ret. Ýslam’a karþý sa-
vaþ, hukuka karþý savaþ. Müslüman
haklarýna riayet, topyekun insanlýðý
kurtarýcý mutlak fikre ve insan hakla-
rýna riayet. En önemli insan hakký;
Müslüman olmak, Müslüman yaþa-
mak ve Müslüman ölmek. Buna kar-
þý çýkmak hukuksuzluk ve insanlýk
düþmanlýðý. Karþý çýkarken kullaný-
lan ideolocya, psikolocya ve tüm an-
layýþ ve hipotezler yasadýþý. Hukuki
olmayan her faaliyet ise fitne. Bir di-
ðer deyimle terör. Dünya 200 yýldýr
bu teröre teslim. Teröristler malum,
küreselcisinden ulusalcýsýna, ekono-
mistinden fahiþesine, evangelistinden
siyonuna, kemalistinden imansýz Ýs-
lamcýsýna, çeþit çeþit renk ve þekilde.
Siz bu teröristleri, bir gün bir mi-
ting meydanýnda kýçlarýný yýrtarcasý-
na Ýslam’a söver görürsünüz, bir gün
reklam panolarýnda analarýnýn bacýla-
rýnýn en mahrem yerlerini sergilemek
için iblisleþtiðini görürsünüz. Kur-
duklarý tatil köylerine “Türk vatanda-
þý giremez” yazýsý asar, kapýya silahlý
terörist yardakçýlarýný diker ve hay-
vandan daha aþaðý çiftleþmeler ve
domuzlaþmalar gerçekleþtirirler. Her
zaman bu kadar kapalý deðillerdir,
bunlar bazen gemi azýya alýp, Anado-
lu insaný tarafýndan linç edilme paha-
sýna, bu iðrenç emel ve eylemlerini
açýktan da devam ettirmek ister ve
rektör, dekan, profesör, müdür vb.
aracýlýðýyla da Anadolu insanýnýn ör-
tüsüne, iffetine yasaklar koyarak, on-
larý da kendilerine benzetmek isterler.
Bazen bu teröristler o kadar ileri gi-
der ve hadlerini aþarlar ki, 7-8 yaþýn-
daki çocuklarýn Kur’an okumalarýna
karþý eylemler gerçekleþtirirler.
Anarþizmin doruðunda nidüðü belir-
siz üç beþ çapulcudan oluþmuþ bu sü-
rüyü, bir de bakmýþsýnýz halkýmýzýn
vergisini hortumlamýþ, efelenir gö-
rürsünüz. Terörist faaliyetlerinde dur
durak tanýmayan bu kökü dýþarýda,
Amerika-Ýsrail güdümlü azýnlýk gü-
ruh gizliden gizliye de, Anadolu
halklarýndanmýþ, Türkmüþ, Kürtmüþ,
Arabmýþ vs görüntüsü vererek, fitne
ve fesat ocaklarýný harekete geçirip,
milletimiz içine bölücülük ve irticai
BARAN
(müþrikliðe ve putperestliðe dönme)
fikirlerini sokmaya çalýþýrlar ve çalýþ-
maktadýrlar. Bu terör gruplarý çeþitli
adlar ve vazifeler ile örgütlenmiþler-
dir. Bunlardan bir kaçý;
Dernek veya kulüp açmak, çoklu-
ðu propaganda açýsýndan göz boya-
yacaðý için makbul, yüzlerce dernek,
ancak onlarca üye. Grup üyelerine;
din düþmanlýðý, Ýslam düþmanlýðý,
müslümanca yaþam tarzý düþmanlýðý
zerk edilmesi, batýcý hayat tarzýnýn
dayatýlmasý bunlarýn faaliyetlerinden
bazýlarý. Çeþitli saðlýk ve yardým der-
nek ve kulüpleri ise, güya Anadolu
insanýna yardým ediyor görüntüsü adý
altýnda devletten ve hayýrsever mil-
letten para sýzdýrýp, hem kendi batýcý
hayat tarzlarýný yaþamak, hem de ye-
ni kazandýklarý ya da tuzaklarýna dü-
þürmek istedikleri kiþiler için yem
oluþturmakta kullandýklarý oluþum-
lar. Genellikle baþlarýnda gençliðinde
bolca tökezletilmiþ fuhuþ sever koko-
nalar ve emekli maþalar vardýr. Der-
neklerin ileri gelenlerinin üniversite
vb yüksek yerlerden seçilmesine
özen gösterilerek elit sýnýf, aristokrat
sýnýf havalarýnda modernitenin kültü-
rel yoðunluðunu ve bilgeliðini üze-
rinde taþýyor ve temsil ediyor hissi
uyandýrýlmaya çalýþýlýr. Terörizmin
mümessili bu kiþiler en son Tando-
ðan’da, Çaðlayan’da Ýzmir’de “Ne
þeriat, ne demokrasi” diye böðüren
mürtetlerin en ön saflarýnda görül-
müþlerdi. Sonralarý ise kendi ektikle-
ri zulüm kendi baþlarýný kýracaðý va-
kit Müslümanlardan vatan-millet-sa-
karya edebiyatýyla destek istediler.
Huylarýdýr bunlarýn, sýkýþtýklarýnda
eman diler yalvarýrlar rahata kavu-
þunca da domuzlar gibi saldýrýrlar.
Terörist gruplarýn oluþturduðu
partilerin adlarý, baþkanlarý, üyeleri
deðiþse bile, deðiþmeyen tek þey; Ýs-
lam düþmanlýðý. Azýlý Ýslam düþma-
nýdýr hepsi. Her gelen kendinden ön-
ce gelenin kaldýðý yerden Müslüman-
lara ait Ýslami vasýflarý azaltmaya ça-
lýþýr. Yaþam tarzlarýný sýnýrlar ve ehli-
sünnet ve’l cemaat ruh ve ahlak di-
siplinini bozmaya, bölmeye, parçala-
maya çalýþýr. Ezaný Türkçeleþtirir,
Kur’an’dan ayetleri çýkarmaya çalý-
þýr, hadislerden kadýna ait olanlarý
ayýklar, peygamberin, kýlýçlý pey-
gamber gerçeðini örtbas etmeye çalý-
þýr ve siyaset hesabý cihetinden itaat-
ten baþka hiçbir yol olmadýðýný, sü-
rekli telkin eder. Çeþitli adlar altýnda
örgütlenen terörist gruplar, bazen
kendileri bir parti kurmakta, bazen de
Müslümanlarýn kurduklarý partilere
sýzarak zihinleri ifsat etmekteler. Ba-
þörtüsü, namaz, oruç, zekât, kurban,
hac vb hususlarda Müslümanlara göz
açtýrmazlar ve ölümü gösterip sýtma-
ya razý etmeye çalýþýrlar. Ayný bede-
nin (anlayýþýn) iki kolu olmalarýna
raðmen birbirlerine zýtlarmýþ gibi çe-
kiþir ve birbirlerine küfrederek haka-
ret ederek Anadolu insanýný korkut-
mak isterler.
Ahlak, disiplin, aile, eðitim, iler-
leme, topluluk hakikati, din, inanç ne
kadar deðer varsa düþmandýrlar. Cez-
bedici isimler, Müslüman inancýný
hatýrlatýr isimler kullanarak içi kof,
içi boþ fikirler ve beyanlar sunularak
zihinleri iðdiþ etme ve dumura uðrat-
ma. Çirkeflerle dolu sayfalar, onlarca
yüzlerce fahiþe resimleri ve hikâyele-
ri, alýþtýrma, özendirme türünden
olaylarý aktarýþlar. Kendi yaþam bi-
çimlerini meþrulaþtýrma ve yaygýn-
laþtýrma gayretleri. Terörist faaliyet-
lerini övmeler. Aile ve ahlak düþ-
11
manlýðýný, sayfalarýnda her gün zik-
rederek Müslüman aile yapýsýný he-
def alýp onu çürütme giriþimleri.
Adým adým fahiþeleþtirme ve kendi
yaþam biçimini oluþturmak için plan-
ladýðý cinsiyet ayrýmý, mal ayrýmýnýn
gözetilmediði topluluk için propa-
ganda faaliyetleri. Görsel ve yazýlý
medya terörü her gün binlerce insaný
tehdit etmektedir. Laik-Ateist terörün
en tehlikelisini temsil eden basýn-ya-
yýn-medya üçlemesi, fuhuþun, lutili-
ðin, inançsýzlýðýn, tefeciliðin, hýrsýz-
lýðýn yaygýnlaþmasýndan birebir me-
suldürler.
Þimdi ki adýyla çeteler Komitacý
ÝT taifesi ve onun devamý. Sabataist
güruh ve masonik dernek ve örgütler,
kuvvacýlar, sözde vatanseverler, ulu-
salcýlar vs. Sermaye ve servet birikti-
rici sayýsý üç-beþ bini geçmeyen
onun bunun çocuklarý ve imansýz Ýs-
lamcýlar bu komitacýlardan bazýlarý.
Devletin hortumlanmasý, ilaç, elek-
tronik ve inþaat sektöründe tekelleþ-
me saðlayýp soygunun kanunlar gö-
zetiminde gerçekleþtirilmesi, Müslü-
man âlim, mütefekkir, yazar ve dava
adamýna iþkence yapmak, gözaltýna
almak, halkýn üzerine ateþ açmak,
gençlerinin katledilmesi, provakatif
gösteri ve nümayiþler tertip edip hal-
ký tahrik ederek birbirine düþürülme-
si, etnik kavga çýkarýp taraflar arasýna
sýzarak kiþilerin kýþkýrtýlmasý ve bü-
tün bu yapýlanlardan kendi menfaat,
iktidar, güç temin edilmesi, bu çete-
lerin faaliyetlerindendir.
Laik-kemalist terör leþ durumun-
da ve kendisine tatbik edilecek huku-
ku beklemektedir. Bu bekleyiþ Alla-
hýn izniyle uzun sürmeyecektir. Bek-
lenen er geç gelecektir.

Sezai Kýrlangýç
KÜRT’LÜK ÞUUR VE AHLÂKI -II-
Osmanlý’ya yardým eden
bir Kürt askeri...
Ýslam Birliði Davasý;
Yavuz Sultan Selim ve Kürtler
Yavuz Sultan Selim Han. Günümüz safevile-
rinin yoðun karalama propagandasýna maruz kalan
büyük dava adamý, aksiyon sanatçýsý ve Ýslam birliði
davasýnýn remz þahsiyeti. Batýcýlýða karþý zaferden
zafere koþarken, ilk zuhurlarýndan itibaren Ýslam
devletlerini arkadan hançerlemeye odaklanmýþ Þii-
Safevi terörünü ve fitnesini temizleyen Türk beyi. Bi-
lindiði gibi, Þah Ýsmail, Ýran'da kýsa bir zamanda Sa-
fevî Devletini kurmuþ ve Doðuda hem Osmanlý Dev-
leti için ve hem de âlem-i Ýslâm'ýn birlik ve beraber-
liði için, hem siyasî ve hem de dinî açýdan tehlike arz
eder hale gelmiþtir. Þehzâde Selim, bu iki yönlü teh-
likeyi henüz Trabzon Sancakbeyi iken fark etmiþ ve
babasýný Ýstanbul'da ikaz dahi eylemiþti. Fakat II.
Bâyezid, tedbir alamamanýn yanýnda, Þiî'lerin tahri-
kiyle çýkarýlan Þah Kulu isyanýný da önleyememiþti.
Anadolu'yu Þiîleþtirme hedefini güden ve her geçen
gün bu hedefine daha da yaklaþan Þah Ýsmail, bir tür-
lü durdurulamýyordu. Nihâyet Yavuz Sultân Selim
Padiþah olunca, þuurlu âlim Ýbn-i Kemal'in de yerin-
de ikazlarýyla, hem Ýslâm birliðini bozan ve hem de
Doðudaki Sünnî Kürt ve Türk aþiretlerini rahatsýz
eden safevi tehlikesini bertaraf etmeye azmetti. Çün-
kü olan biteni yakýndan takip eden Yavuz Sultan Se-
lim Þiileþmiþ Türkmenlerinde içinde bulunduðu sa-
fevi artýklarýnýn temizlenmesi ve imha edilmesini,
Anadolu güvenliðini saðlama almak ve yarýn batýya
düzenlenecek herhangi bir akýnda arkadan vurulma-
mak için gerekli görüyordu Ýktidar hýrsýyla kudurmuþ
Safevîler þiî halka þirin görünmek ve samimiyetleri-
ni ispat etmek için, her biri safevilerden daha samimi
Kerbala üzüntüsü ve Ehlibeyt muhabbeti içinde olan
Sünni halký "Kerbelâ" ve "Sýffîn" aþkýna boðazlama-
ya, Þahkulu gibi eþkýya liderlerinin baþkanlýðýnda
Anadolu'da Þii-Safevi terörü estirmeye baþlamýþlar-
dý. Ýþte Yavuz Sultan Selim, bu tehlikeli gidiþe dur
demek için kendinden sonra geleceklerin Ýslam bay-
raðýný Viyana önlerine kadar güvenle taþýmalarýný
saðlayacak olan adýmý atarak, Çaldýran Seferi'ne çýk-
Müslüman Kürd'ünde, Müslüman Türk'ünde, Müslüman Arab'ýnda en önemli meselesi budur; baþlarýna çöreklen-
miþ batýcý, Siyonist, iþbirlikçi ve ayný zamanda Ýslam düþmaný sistemle hesaplaþmak. Hesaplaþma yoksa, karþý olunan
sistemin farklý þubeleri durumunda Müslüman Milletleri Ýslam'dan uzaklaþtýrma faaliyetinin parçasý olunur ki mevcut
sistemin devamýný saðlamak gibi bir sonuþ doðurur. Bu açýdan sözümüz nettir. "Müslüman hangi kavimden olursa
olsun, kavim üstü "ümmet" esasýna nispetle kardeþimizdir; Müslüman olmayan ise düþmanýmýz."
tý. Allah'ýn yardýmýyla 1514 tarihinde kazanýlan Çal-
dýran Zaferi ile, Þah Ýsmail'in Anadolu üzerindeki si-
yasî ve dinî emellerine son verildi. Bu mühim zaferin
kazanýlmasýnda tamamen Sünnî olan ve gazada Ya-
vuz Selim'in yanýnda yer alan Sünnî Kürt aþiretleri-
nin büyük rolü vardýr .Bu ittifak Þah Ýsmail'in Diyar-
bakýr muhasarasý için gönderdiði orduyu, on bin kiþi-
lik Ýdris-i Bitlisî kumandasýndaki gönüllü birliklerle
hezimete uðratmasý sonrasý, daha da ilerledi.. Büyük
Kürd âlimi Ýdris-i Bitlisî tarafýndan Padiþah'a yapýlan
telkinler neticesinde, Yavuz Sultân Selim, Kürd âlim
ve tarihçi Ýdris-i Bitlisî'ye, Doðu ve Güneydoðu böl-
gelerinin Osmanlý Devleti'ne ilhâký için vazife veri-
yordu. Böylesine ehemmiyetli bir zamanda Ýslâm bir-
liðinin zaruretine inanan baþta Bitlis Hâkimi Þerefüd-
din Bey, Hizan Meliki Emir Davud, Hýsn-ý Keyfâ
Emiri Eyyubîlerden II. Halil, Ýmâdiye Hâkimi Sultân
Hüseyin olmak üzere 25-30 tane Kürt beyi (ümerây-
ý ekrâd), Osmanlý Devleti'ne ittifak arzularýný padiþa-
ha iletmiþler ve Doðu ve Güneydoðu bölgesinin ta-
mamý, bir iki ay içinde Osmanlý Devleti'ne iltihâk et-
miþti. Prof.Dr.Ahmed Akgündüz bu ittifakýn sonucu-
nu þöyle ifade eder: "Bilindiði gibi, Osmanlý Devle-
ti'nin idarî yapýsýnýn temelini kaza, sancak ve eyâlet-
ler teþkil ediyordu. Ancak Osmanlý Devleti, bugünün
Amerika'sý gibi, mutlak bir merkeziyetçilikten tama-
mýyla uzak bir anlayýþa sahipti ve idaresi altýna aldý-
ðý bölge ve cemiyetleri, çeþitli özelliklerine göre
farklý idare tarzlarýna tabi tutuyordu. Yani eyalet ve
sancaklarýn Ýstanbul'a olan baðlarýnda ayrý ayrý statü-
ler söz konusuydu. Ýþte Osmanlý Devleti, Çaldýran
Zaferi'nden sonra Doðu Anadolu'da Diyarbakýr mer-
kez kabul edilerek Musul, Bitlis, Mardin ve Harput
da dahil olmak üzere bütün Doðu Anadolu'da gayet
geniþ bir eyâlet meydana getirmiþti. Kanunî Süley-
man devrinde yeni bir düzenleme yapýlarak Van'da
ayrý bir eyâlet daha teþkil olundu.
Doðu Anadolu'daki sancaklarý, idare tarzý açýsýn-
dan, her iki eyâlette de, üç ana guruba ayýrmak müm-
kündü. Bunlarý kýsaca özetlemekte yarar görüyoruz.
Birinci gurup, klasik Osmanlý Sancaklarý þeklin-
deydi. Yani Osmanlý Devleti'nin diðer bölgelerinde
tatbik edilen idare usulü burada da cari idi. Sancak-
beyleri doðrudan merkezden tayin olunurlardý ve
herhangi bir imtiyaza sahip deðillerdi. Bu sancaklar
týmar sistemine dâhildi. Diyarbakýr ve Van eyaletle-
rindeki bu tür sancaklar, umumiyetle aþiret yapýsý
kuvvetli olmayan yerlerde teþkil edilmiþtir. Diyarba-
kýr Eyâleti'nde merkez Amid, Harput, Hasankeyf,
Akçakale, Sincar, Zaho, Ergani ve Çemiþkezek san-
caklarý ile Van Eyaleti'ndeki Erciþ ve Adilcevaz san-
caklarý, bu tür sancaklarýn baþlýca örneklerini teþkil
ederdi.
Ýkinci gurup, Yurtluk ve Ocaklýk tarzýndaki san-
caklardýr. Fetih esnasýnda bazý beylere hizmet ve ita-
atleri karþýlýðýnda, devamlý olarak sancak ve has þek-
linde tevcih edilmiþtir. Bunlara Ekrâd Sancaklarý da
denir. Hatta Kürdistan Eyâleti sancaklarý da denmek-
BARAN
tedir. Bunlar klasik Osmanlý sancaklarýndan farklý-
dýrlar. Zira sancaklarýn idaresi genellikle bölgeye es-
kiden beri hâkim ola-gelen nüfuzlu, eski mahallî
beyler ve hânedanlara terk edilmiþtir. Hayat boyu
sancakbeyi olan bu idareciler vefat ettiðinde, yerleri-
ne oðullarý veya diðer yakýnlarýndan biri geçmekte-
dir. Devlete ihânet ettikleri takdirde deðiþtirilebil-
mektedirler. Seferde Beylerbeyi'nin hizmetine gir-
mekle mükelleftirler ve bu memleketlere merkezden
kadý tayin edilir. Arâzîleri týmar nizâmýna tabidir. Ým-
tiyazlý sancaklar da diyebileceðimiz bu sancaklardan
Diyarbakýr Eyaleti'ne baðlý 13 ve Van Eyaletine bað-
lý olarak da 9 adet mevcut idi. Çermik, Pertek, Kulp,
Mihrani, Siirt ve Atak Diyarbakýr'a baðlý bu tür san-
caklardandýrlar. Müküs ve Bargiri de Van'a baðlý bu
tür sancaklardandýrlar.
Kýsaca özetlediðimiz bu sistem, daha ziyade Do-
ðu Anadolu'da uygulana gelmiþtir. Sebebi bu bölge-
de daha önce müstakil veya Ýran'a baðlý beylerin fe-
tih esnasýnda Osmanlý Devleti'ne sadakat göstermele-
ri ve en önemlisi de, hem itikadî açýdan ve hem de
amelî açýdan, Osmanlý Devleti ile aralarýnda herhan-
gi bir farkýn bulunmamasýdýr. Baþlangýçta hizmet ve
sadakat karþýlýðý verilen bu sancaklarýn durumu, da-
ha sonra ailelerin tasarrufuna býrakýlmýþ ve Tanzîmât
dönemine yani 1840'lara kadar bu hal aynen devam
etmiþtir." (Gündemde ki 500 yýllýk ittifak bu olmalý)
Kurtuluþ! Savaþý ve Kürtler
Birinci Dünya Savaþý bitmiþ ve bu savaþýn sonun-
da Osmanlý Devletinin de içine bulunduðu i……
devletleri yenilince Osmanlý Devleti de yenilmiþ ka-
bul edilmiþ ve enkaza dönmüþ bir devlet yýðýný kal-
mýþtý. Batýlý devletlerin iþgal ve kuþatmalarý her ge-
Sivas Kongresi...
çen gün artýyordu. Sultan Vahideddin Han, yaveri M.
Kemal'i Anadolu'ya son bir umut, son bir direniþ için
görevlendirir. M. Kemal'in görevi Anadolu'da, iþgal-
cilere karþý farklý adlarla örgütlenmiþ Kürt, Türk,
Çerkez direniþ birliklerini tek bir çatý altýnda topla-
maktý. Öyle oldu veya olmadý ancak, bu görevle
Anadolu'ya gelen M.Kemal (Resmi tarihe göre) Di-
yarbakýr, Erzurum ve Sivas gibi Türk ve Kürtlerin bir
arada yaþadýðý þehirlerde ziyaretler, iliþkiler ve kon-
greler düzenleyerek Milli Mücadele'yi organize et-
meye baþladý. 1919 yýlýnda yayýnladýðý Amasya Ge-
nelgesi'nin 1.maddesinde, kurulacak yeni devletin
Kürtler ile Türklerin ortak devleti olacaðýný ilan ede-
rek, yürütülen bu Milli Mücadeleyle neleri hedefledi-
ðini ortaya koydu. Kürtler, geçmiþte olduðu gibi yine
Türklerle kader birlikteliði yaptýlar ve Hilafetin bu
en zor zamanýnda Türklerin diðer deyiþle Hilafetin
yanýnda yer aldýlar. Bunu Resmi Tarih'ten ve birinci
aðýzdan dinlersek; Mustafa Kemal'in, Ankara'dan,
Çerkes Ethem'in aðabeyi Reþit Bey'e gönderdiði 7
Ocak 1920 tarihli telgrafýndan:"… Konu dýþý olarak,
þunu da belirteyim ki, Anzavur'un alçaklýðý, kendisi-
ne ve kýþkýrtýcý olan Ýngilizler ile ayakçýlarýna yöne-
liktir. Bu din ve devletin saðlam bir uyruðu olan Çer-
kez kardeþlerimiz, hepimizin övdüðümüz baþ tacý-
mýzdýr. Asýl, bugün düþmanlarla çevrili Türk, Kürt,
Çerkez ve diðer din kardeþlerimizin elele vermesi,
sarsýlmaz bir bütün oluþturmalarý, namus ve yaþamý-
mýzý kurtarmak için bir zorunluluktur..."Harp Tarihi
Vesikalarý Dergisi, Sayý: 34, Belge no: 849
Mustafa Kemal'in, 3. Ordu Müfettiþi olarak
Amasya'dan, Erzurum'daki Kazým Karabekir Paþa'ya
gönderdiði, 24 Haziran 1919 tarihli mesajýn ilk mad-
desi: "1- Mr. Novil adýndaki bir Ýngiliz Yüzbaþýsý,
Urfa'dan Siverek yoluyla Viranþehir'e giderek, Milli
aþiretlerinin ileri gelenleriyle görüþmüþ ve Urfa'ya
dönmüþ. Osmanlý hükümeti için çok kötü propagan-
dalar yapmýþ. Ancak aþiret reislerinden aldýðý kesin
cevaplara sevinmemiþtir. Kürtler, Türk kardeþlerin-
den kesinlikle ayrýlmayacaklarýný, bu uðurda son ki-
þilerine varýncaya kadar ölüme hazýr olduklarýný söy-
lemiþler. Ayrýca Ýngilizlerin kendilerine vermek iste-
diði önemli miktardaki parayý almayarak namus ve
yurtseverliklerini göstermiþlerdir..."Atatürk'ün Ta-
mim Telgraf ve Beyannameleri, N.Arsan, S,43
Kürtler, Urfa Antep Maraþ Bitlis Erzurum cephe-
lerinde on binlerce þehit verdiler. Kürt Teali Cemiye-
ti baþkaný Seyyid Abdulkadir " Gâvurlarla çarpýþan
Türkleri arkadan vurmak, Kürt istiklalini Ýngilizlerle Yavuz Sultan Selim Han
iþbirliði yaparak saðlamak ihanettir." diye fetva ver-
nasýl ince bir taktik ve siyaset izleyip Ýslam ile Türk
miþtir.
arasýný perdelemeye çalýþtýysa, aynen bugünde Kürt
Tarih, Müslüman Kürdün ile Müslüman Türkün
þovenizmi adý altýnda Kürt'ün Ýslamla arasýna perde
ittifakýndan hep büyük zaferlerin ve büyük geliþme-
çekmek isteyen Mecusi traþlý hainler zuhur edebilir.
lerin ortaya çýktýðýný kaydetmiþtir. Selçuklu Devle-
Öyleyse mesele kürt meselesi deðildir. Sistemin
ti'nde, Osmanlý Devleti'nde ve Kurtuluþ Savaþý'nda
Müslümanlarla, Ýslam'la hesaplaþma meselesidir. Bu
bu hakikat kendini çok açýk bir þekilde göstermiþtir.
pencereden bakýldýðýn mesele þeklinde görülen bir-
Türkler, Kürtler, Araplar vs Çanakkale'den Yemen'e,
çok eften püften þeyinde mesele olmadýðý asýl mese-
Kafkasya'ya kadar tüm cephelerde birlikte savaþtýlar.
lenin tersinden rejimle hesaplaþma meselesi olduðu-
Cumhuriyetin ilanýndan ve Lozan Anlaþmasý'ndan
dur. Müslüman Kürd'ünde, Müslüman Türk'ünde,
sonra ise, herkesin bildiði gibi Kürdü, Türkü, Arabý,
Müslüman Arab'ýnda en önemli meselesi budur; baþ-
Çerkezi vs. kýsaca Ümmeti oluþturan hangi unsurlar
larýna çöreklenmiþ batýcý, Siyonist, iþbirlikçi ve ayný
varsa onun imhasý ile geçen 80-90 yýllýk kirli ve kan-
zamanda Ýslam düþmaný sistemle hesaplaþmak. He-
lý dönem baþladý. Bu dönem ÝT artýðý sabataist/kema-
saplaþma yoksa, karþý olunan sistemin farklý þubeleri
list/laik dayatmalar dönemiydi. Batýlýlaþma hülyasý
durumunda Müslüman Milletleri Ýslam'dan uzaklaþ-
ve Hepiniz Türk'sünüz baskýcýlýðý bahanesi ile Ýs-
týrma faaliyetinin parçasý olunur ki mevcut sistemin
lam'a dair ne var ise izlerini silmeye çalýþýyor, karþý
devamýný saðlamak gibi bir sonuþ doðurur. Bu açýdan
çýkan, þahýs, aile, millet ne varsa bütün unsurlarý im-
sözümüz nettir. "Müslüman hangi kavimden olursa
ha ediyor ve bunun için mahkemeler kuruyorlardý.
olsun, kavim üstü "ümmet" esasýna nispetle kardeþi-
Þapka inkýlâbý bahanesiyle binlerce Ýslam âlimi, Me-
mizdir; Müslüman olmayan ise düþmanýmýz."
nemen bahanesiyle yüzlerce Müslüman, Ýskilipli Atýf
Hoca, Ýslamcý bir kýyamýn mazlum ve maðrur yüzle-
Kaynaklar
ri; Þeyh Said ve arkadaþlarý adýna Ýstiklal mahkeme-
leri denen Kemalizm'in Engizisyon Mahkemelerinde
1. Þeref Han, Þeref Name, Çeviri, M. Emin Bo-
idama mahkûm ediliyorlardý. Savaþtan her þeyini yi-
zarslan, Hasat Yay.
tirmiþ olarak çýkan Müslüman halk, açlýðýn ve yoklu-
2. Nimet Arsan, Atatürk'ün Tamim Telgraf ve
ðun pençesinde boðuþur ve hayatta kalma mücadele-
Beyannameleri, Türk Ýnkýlâp Tarihi Enstütisi Yayýný,
si verirken, çevresinde olan biteni anlayamadý. Kur-
Ankara, 1964
tuluþ savaþýyla kurtardýklarý birlik olmuþtu birlikte
3. Harp Tarihi Vesikalarý Dergisi, Genelkurmay
savaþtýklarýyla ve þimdi kanlarýnýn bedelini ihanetle
Baþkanlýðý Harp Dairesi Yayýnlarý Sayý:34
ödüyorlardý. Olan biteni farkýna varan Ýslam âlimleri
4. Necip Fazýl Kýsakürek, Son Devrin Din
her isyanlarýnýn karþýlýðýnda binlerce idamla cezalan-
Mazlumlarý, Büyük Doðu Yayýnlarý
dýrýlýyorlardý. Batý destekli iktidar eline geçirdiði gü-
5. Xenophon, Anabasis Onbinlerin Dönüþü,
cü acýmasýzca kullanýyor ve türkü, kürdü, Çerkezi
çev. Hayrullah Örs, 1976,
ayrýþtýrmadan kendi iktidarý için tehlikeli gördüðü di-
6. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, http://www.os-
ni, ilmi, siyasi, ticari her zümreyi imha ediyordu. Salt
manli.org.tr/yazi-1-139.html
hadiseyi Kürde indirgemek Ýzmir Ýktisat Kongresi
kararlarýný, Ýstiklal mahkemesi zabýtlarýný, Ýstanbul
7. Salih Mirzabeyoðlu, Adýmlar, Ýbda Yay,
1.Baský, Ýstanbul
Eþrafýnýn Durumunu(Varlýk Vergisi), Kurtuluþ! Sava-
8. Tarihi Taberi, Huzur Yayýn Daðýtým
þýnýn Ege ayaðýnda kahramanlýk destanlarý yazan
Çerkez Ethem ve arkadaþlarýnýn öldürülmesi ve sür-
günlerini görmezden gelmek olur ki, o takdirde ilk
akla gelen bu hain zümre Türk þovenizmi adý altýnda
14 BARAN BARAN 15
Mustafa Saka
Mustafa Kemal, Kürtler ve Öcalan mim.saka@googlemail.com DÝLEMMÂ...

Cumali Dalkýlýç nun üstesinden gelemeyeceðini bili-

B aþlýkta bir hata deðil uyarlama var;
UFO’nun açýlýmý ve “Tanýmlanamayan
Uçan Objeler” demek olan “Unidentified Flying
UFO:
rýndan Kalamýþ’a doðru gidiyordu. Ýkimiz bir-
den, “helikopter” dedik. (...) Dürbünle baktýðý-
mýzda sadece ýþýk gözüküyordu, þekilleri seçilmi-
yordu. Bu yüzden yazýlý bir anlaþma-
Object”deki “Flying (uçan)” yerine, “Falling (dü-
Tanýmsýz Düþen yordu. En öndeki ýþýk Suadiye açýklarýna geldi-

A bdullah Öcalan, geçtiðimiz ya, hatta bir imzaya dahi gerek görül-
þen)” dedik... ðinde hafifçe yükseldi. Arkasýndan gelenler de
gün avukatlarý aracýlýðýyla
yaptýðý açýklamalarýna devam etti.
meden Türk’ün de Kürt’ün de istik-
bali satýldý!
Tanýmlanamayan bir þekilde düþüyor ya þim- Objeler birer birer yükselmeye baþladýlar. Ýlk on ýþýk ha-
dilerde bazý þeyler; onlara bakacaðýz... vada bir küme oldu. Bir an öyle durdular. O an
Öcalan’ýn son açýklamalarýnda temas Musul’u isteyen Ýngilizlerin da-
yatmasýný Ýsmet Ýnönü’den duyduk- Meselâ Amerikan Borsasý acaip düþtü geçtiði- sanýrým üçümüz birden ürperdik. (…) Babam, so-
ettiði bahislerden biri de M. Kemal miz Cuma günü. Ve Amerika’nýn Mississippi ðukkanlý bir sesle, “Bizim bilmediðimiz mantýk-
hakkýndaydý. Öcalan þöyle konuþtu: tan sonra, “gerekirse Ýstanbul’u da
verin!” diye talimat gönderen Anka- Eyâleti’nde, Minneapolis ile St. Paul’ü birbirine lý bir açýklamasý vardýr,” dedi. (…) Mantýklý bir
“Mustafa Kemal güncelleþtirile-
ra’nýn vaziyetine, Lozan’da delege baðlayan teknoloji hârikasý köprü, üzerindeki açýklama yapýlacaðýný ve “Bak, hiç de aklýmýza
bilir mi evet güncelleþtirilebilir,
olarak bulunan Rýza Nur hatýratlarýn- arabalarla birlikte Mississippi Nehri’ne düþtü. gelmedi” diyeceðimi umuyorum. (…) Yoksa
Mustafa Kemal özünde kurtuluþ-
da baðýra baðýra þahitlik eder. Erich Von Däniken; þu meþhur “Tanrýlarýn uzayýn “akýncýlarý” mý bunlar? (…) Durduk yer-
çudur. Dönemin emperyalist dev-
Bu tablo karþýsýnda M. Kemal’i Arabalarý”ný yazan adam... 1935’te, Ýsviçre’de de beni “UFO görmüþ adam” durumuna düþmek-
letlerine karþý bir kurtuluþçuydu,
“kurtuluþçu” olarak nitelendirmek, doðdu. Fribourg St. Michel Koleji’nde okudu. ten kurtaracak biri yok mu? Her açýklamayý ka-
ayný zamanda cumhuriyetçidir ya-
ni kurtuluþçu ve cumhuriyetçidir. olsa olsa Batý’nýn baskýlarýndan pes Kutsal antik metinler üzerinde araþtýrmalar yaptý. bule hazýrým. Yoksa yukarýlarda bir yerde “ana
Bunun dýþýnda Mustafa Kemal’e ederek topyekün Anadolu’dan vaz- 1965 yýlýnda yayýnlanan “Tanrýlarýn Arabalarý” geminin” beklediðine inanmaya çok yatkýným.»
bir anlam yüklememek gerekir. geçmek anlamýnda “kurtulmak” ola- kitabýyla dünya çapýnda meþhur oldu. Kitap Ýngi- (Ahmet Altan, Yoksa Uzayýn Akýncýlarý mý Bun-
Mustafa Kemal bunlarýn dýþýnda bilir ki bu da Kurtuluþ Savaþý’nýn bit- lizce’ye, tipik Batý mücessimeciliðinin bir eseri lar?, 22 Temmuz 2007, Hürriyet)
bir oluþumdan da bahsetmiþti. Orada anlayabiliyoruz. PKK’nýn emperya- mediðini, gayesinin olduðu gibi dur- olarak “Chariots of the Gods” diye çevrildi. Soðukkanlý bir sesle, “Bizim bilmediðimiz
bir þey yapmamýþtýr, bunlardan
da Mustafa Kemal’in yeri iþaret edil- lizme karþý söylemlerinde yer alan duðunu delillendirir. Türkçe’ye de, Ýngilizce ismiyle; “Tanrýlarýn Ara- mantýklý bir açýklamasý vardýr” dese de Çetin ba-
daha fazlasý da deðildir. Mustafa
memiþti. SOL tandanslý çýkýþlar, ordunun söz- Bir Cumhuriyetten bahsediliyorsa balarý” diye... ba; Altanlar da düþmüþ, “sanýrým” ürpermiþler ve
Kemal ne Türk milliyetçisidir ne
Þimdi Öcalan, M. Kemal’i “kur- de “ulusalcý”, sözde antiamerikancý ve bu noktada M. Kemal’i tarihi bir Chariot: Antik Çað rallilerinde kullanýlan, iki “yukarýlarda bir yerde “ana geminin” beklediðine
solcudur ne de baþka bir þeydir. ama itibar kazanamadý, yerden yere vuruldu söy-
tuluþçu” bir kiþilik olarak gördüðünü politikasý ile “örtüþür” bulunuyor. þahsiyet olarak ele alarak, onu “cum- atýn çektiði iki tekerlekli araba. inanmaya çok yatkýn” hâle gelmiþler.
Mustafa Kemal öyle söyledikleri ledikleri.
söylüyor. “AKP’nin Kürt halkýný Amerikancý huriyetçi” olarak göstermek icab edi- Chariot’un mitolojik simgesi: Uçan at - kanat- UFO görmüþ Altanlar gibi ürperiyor, üþüyor,
gibi çýlgýn bir Türk de deðildir son Pek bilinmiyor; Amerikalý yazar (mühendis)
Cumhuriyet tarihini ele alýrken, politikalara yem yapmak üzere iç po- yorsa, sözkonusu Cumhuriyet’in var- lý at “Pegasus”. düþüyor TC de; “yukarýlarda bir yerde ana gemi-
derece akýlcýdýr. Kürt ve Türk hal- L.Sprague de Camp da bir hikâye yazmýþ o yýl-
yaptýðý deðerlendirmelerde, büyük litikada rol aldýðý” yönünde fikir be- lýðýný dayandýrdýðý M. Kemal ise, þu Pegasus, doðar doðmaz, yeryüzünden tanrýlar nin beklediðine inanmaya çok yatkýn” artýk Ke-
kýnýn menfaatlerini çok iyi bilen larda; “gerçekçi” bir hikâye... “Antik Çað Mü-
eksiklikler olduðu gibi büyük çeliþki- lirten Öcalan, bu noktada Kemalist bir gerçek ki, onun cumhuriyeti, baþ- katýna uçmuþ; yýldýrýmlarý yakalayýp Zeus’a ge- malist Oligarþi.
onlarýn içinde özgürlüðe en yakýn hendisleri” adlý bu kitabýnda, “Tanrýlarýn Araba-
ler de sözkonusu: ordunun Kürt halkýný sahipleniþte tan beri, “müstevlilerin ve müstemle-
duran kiþidir. Bir de dönemin bili- tirmekle görevlendirilmiþ. Müziðin kaynaðý ola- Halk nazarýnda bir UFO idi Kemalizm; uçu-
PKK ile ayný noktada buluþtuðu gibi kecilerin emelleriyle” ortak hareket larý”nýn aksine þu üç gerçekle açýklamýþ antik
mini okumuþ ve halkýna bilimin rak kabûl edilen mitolojik pýnar da, Pegasus’un yordu fakat tanýmlanamýyordu. Tanrýlarýn “altý
vardýðý son nokta neyse onu örnek
Rejimin kimliði belli: bir “ütopya”ya sarýlýyor. etmiþtir. ayaðýný þimþek hýzýyla yere vurmasýyla fýþkýrmýþ.
hârikalarý: «Antik Çað Mühendisleri, ellerindeki
ok”lu arabasýydý, bir Pegasus’tu adeta; ve bastýðý
alýn demiþtir, bu da önemli bir þey-
Kemalist Þövenizm Abdullah Öcalan Kürt halkýnýn Bu da kimin adýna cumhuriyetçi- Tedâisi: Üstad Necip Fazýl’ýn “Ata Senfo-
kýsýtlý araç ve gereçleri azami fayda devþirerek
yerden, Anadolu’dan kan ve zulüm fýþkýrýyordu
Eðer, bugünkü ordu politikasýnýn, kimliðini ve þahsiyetinin içinde bul- lik? Sualini kafamýza dank ettirir! kullanmýþlardýr. Ýnsan kaynaklarýný çok iyi örgüt-
dir. Bugün bilimin gösterdiði nokta ni”si. 80 yýldýr.
Mustafa Kemal’in politikasýnýn çar- duðu hayati noktayý bile bile gözden Sayýn Mustafa Saka’nýn Baran lemiþlerdir. Ve iþlerini tamamlamak için çok ace-
Avrupa’nýn demokratikleþmesi ile Biga da Pegasus’tan geliyor; “Pýnarlar Þeh- Þimdi yine UFO Kemalizm; bu kez fakat,
pýtýlmýþ ve sapmýþ bir uygulamasý ol- kaçýrýyor. Bu da Kürtlerin sadýk bir dergisinin 30. sayýsýnda yer alan ya- le etmemiþlerdir.»
yarattýklarýdýr.” ri”... “Unidentified Falling Objekt (Tanýmlanamayan
duðu söylenecek olursa bu da bir çe- Ýslam Milleti olduðu gerçeðidir. zýsýnda yer verdiði þu tarihi bilgi, De Camp, Däniken gibi meþhur olamadan öl-
liþki olacaktýr. Çünkü Mustafa Ke- Kürtler, emperyalizm ve onlarýn Alman Däniken gayet þâirâne ve hikmetli bir Düþen Obje)”... Yine kanatlarý var, fakat uçmaya
Resmi Tezleri Esas Öcalan için aydýnlatýcý olacak zan- dü 2000 yýlýnda; ama, “Üç Derste Baþarý Kazan-
mal’in Doðu Anadolu cephesinde iþbirlikçileri karþýsýnda 500 yýllýk ta- isim koymuþtu aslýnda kitabýna: “Erinnerungen deðil düþmeye yarýyor. Yine kanatlarý var, fakat
Alarak Konuþmak nýndayýz: ma Yollarý” tarzýndaki bu tesbitleri, bir nevî
aþiretlerle iliþkilerinde görülen politi- rihi beraberlik boyunca yine Türk’ün an die Zukunft (Ýstikbâlden Hâtýrâlar)”... Þunu kanatlý at “Pegasus” deðil; tarihin çöplüðüne dü-
Mustafa Kemal’in Ýttihat ve Te- “Anadolu topraklarý üzerindeki “âmentü”sü oldu 20. yüzyýlýn. “Bir nevî âmentü”;
kasý, Ýngilizlerin Osmanlý Kürdis- þahsiyet ve misyonunu gösterdiði Ýs- söylüyordu bu kitabýnda: «Bugünün bilimsel ve þen “Kanatlý/Kanlý Ped”...
rakki’den bu yana rol alýþý, (bu rol, Ýt- bir Ýngiltere idaresinden o kadar hoþ- çünkü çok katý imanlarý, kesin inançlarý vardý bu
tan’ýndaki politikalarýyla birebir lamiyet çizgisi üzerinde ittifak kur- nutsuzluk gösterilmemesi gerekir. teknolojik imkânlarýndan mahrum olunan devir- “Yoksa uzayýn akýncýlarý mý bunlar?” diyor
tihatçýlarýn Osmanlý coðrafyasýnda garip imansýzlarýn. Türkiye’den Altanlar, “aile
uyum içinde olduðu görülecek. muþ ve bu Cumhuriyet’in kuruluþ Eðer Ýngilizler, Anadolu için sorum- lerde yapýlmýþ olan Mýsýr Piramitleri ve Piri Reis Ahmet Altan!
kurmaya çalýþtýðý Almancý bir siyasî boyu” bir örnek olarak gösterilebilir bu “katý-ke-
M. Kemal aleyhtarý Ýttihatçý kad- yýllarýnda da devam etmiþtir. Cumhu- luluk kabul edecek olurlarsa; Ýngiliz Haritasý gibi hârikalar, bizim gibi dünyalýlarýn iþi «Ýmanlarýna iman katsýnlar diye müminlerin
modele karþýlýk, Ýngilizlerin emelleri- sin inançlýlar”a.
rolarýn tasfiyesiyle birlikte deðiþme- riyet’in kuruluþ yýllarýnda geliþen iç idaresinde bulunan tecrübeli Türk olamaz; olsa olsa uzaydan dünyamýza teþrif eden kalplerine güven indiren O’dur. Göklerin ve ye-
ni dikkate alýcý bir rol olmuþtur.) Baba oðul Altanlar ve Zeynolarý balkonda
yen þeylerden biri de, bölgedeki hal- savaþ, Ýstiklâl mahkemeleri vs. ordu- valileri ile çalýþmak ihtiyacý duya- üstün varlýklar tarafýndan yapýlmýþtýr.» rin ordularý Allah’ýndýr. Allah bilendir, herþeyi
onun Anadolu’ya çýkarken sarayla oturmuþ, yemek yiyorlarmýþ. «(...) Babamla dö-
kýn, bazen birbirine karþý provoke nun doðu Anadolu’yu kuþatma ha- caklardýr. Böyle bir salâhiyet dahilin- Dünya çapýnda meþhur oldu bu kitabýyla hikmetle yapandýr.» (Fetih Sûresi, 4. Âyet Meâli)
olan iliþkileri, Ýngilizlerle kurduðu nüp baktýk. Üç tane turuncu ýþýk Maltepe açýkla-
edilerek, silahlandýrýlarak çatýþtýrýl- rekâtý sürerken, ayný þey Batý Anado- de, hizmetlerimi arz edebileceðim Däniken ve muhtemelen çok da para kazandý;
gizli diplomasi, bu iliþkiler sonucu
masý, bazen de sürülmesi olmuþtur. lu’da da olmuþ, Menemen hadisesi münasip bir yerin mevcut olup olma-
Batý’nýn desteðini aldýktan sonra, ön-
Ankara yanlýsý Kürt aþiretler, Hilafet baþta olmak üzere bir çok operasyon dýðýný bilmek isterim.”(M. Kemal, G.
ce Saltanatý sonra da Hilafet’i ilga
ediþi, Osmanlý coðrafyasýndaki Ýslâm
milletlerini temsil makamýnda olan
için cihad ilan eden bölgenin ileri ge-
lenlerinin üzerine salýnmýþtýr. Bu Hi-
Türk halký üzerinde de yapýlmýþtýr.
Cumhuriyet tarihinin merkezine
Ward Price, Daily Mail)
Ne kurtuluþçuðu? Ne cumhuriyet- M araþ’ýn Türkoðlu ilçesinde Saðlýk Ova-
sý’nda bulunan Gâvur Gölü, tamamen ku-
rudu. Gölü kurutmak üzere 1950’lerde baþlanan ça-
GÂVUR GÖLÜ
larýndan birisini teþkil etmekte. Seçim mitingi için
Maraþ’a gelen Tayyip’i, çiftçiler, su isteklerini be-
lirten pankartlarla karþýlamýþlardý. Kuraklýk yüzün-
lafet makamýna ihanet içinde olan ha- M. Kemal’i alarak yaptýðýmýz bu de- çiliði?.. Bu cumhuriyet, yukarýdaki
hilafet kurumunu iç isyan ve kargaþa- lýþmalar bu günlere kadar devam etmekteydi. Son KURUDU! den tarlalara ikinci ürün ekilememesi de çiftçinin
in aþiretler, bugün de TC’nin yanýnda ðerlendirmede vurgulamak istediði- kurucusunun ifadesinden anlaþýlaca-
larý önlemek için istismarý, hilafetin günlerde yaþanan kuraklýk neticesi göl tamamen çok büyük maddi kayýplara uðramasý demek ola-
bölge halkýnýn karþýsýnda yer alarak, miz þey: “Öz yurdunun iþgalcisi”, ðý gibi, Batýcý bir cumhuriyet deðil
kaldýrýlýþýyla beraber, Anadolu’da çý- kurudu. Gâvur Gölü’nü kurutmak için yapýlan ça- cak. Þehir ekonomisini ayakta tutan en önemeli un-
ordunun Doðu Anadolu’daki baskýsý- “dýþarýda düþmana maðlup, içeride mi? Kürt gerçeðinin “inkâr ve imha”
kan isyanlar... Ve I. Dünya Savaþý dö- lýþmalar esnasýnda, bir de Mamut iskeleti bulun- surlardan olan tarým sektöründeki girdi düþüþü,
na erketelik yapmaktadýr. Rejimin halkýna galip” bir ordunun, yalnýz ve plâný, Laik-Kemalizm faþizminin po-
neminde görev alan komutanlarla muþtu ki bu iskelet hâlen Maraþ Müzesi’nde sergi- þehri de büyük oranda etkileyecek. Türkiye genelin-
“korucu” diye adlandýrdýðý bu teþek- yalnýz diktatör bir iradenin emir kulu litikasý deðil mi? Türk’ün olduðu gi-
olan iliþkilerinin altüst oluþuyla bir- lenmektedir. Elli yýldan fazla bir zamandýr kurutul- deki tüketimdeki azalmanýn Maraþ ölçeðinde tesiri
küller, ayný zamanda PKK’ýn da ça- ve takipçisi bir kadro tarafýndan þe- bi, Kürt halkýnýn da tüm varlýðýyla
likte yanýnda görmek istediði birta- mak için çaba sarf edilen Gâvur Gölü’nün nihayet de büyük olacak. Esnafýn, dükkânýný siftahsýz ka-
týþmaya girdiði “hain” bir yapýlanma- killendiði gerçeðidir. potasýnda yoðrulduðu Ýslamiyet’ten
kým silik þahsiyetlerle birlikte kurul- kurumuþ olmasý, çevredeki tabiî dengeyi etkilediði pattýðý günler her geçen gün daha da artacaða ben-
dýr. Batý emperyalizminin emellerine nefret ederek þahsiyetini kuran, varlý-
masý plânlanan TC ordusunun öz hal- gibi, gölün göçmen kuþlarýn Türkiye’deki en önem- ziyor. Tayyip’in daha kendi gelmeden uðursuzluðu
Avrupa Birliði’nin Türkiye’de ortaklýk noktasýnda Lozan gerçeði ðýný temellendiren Laik-dinsiz Ke-
kýnýn üzerine gönderiliþi... li uðrak yerlerinden biri olmasý itibariyle de ayrý bir geldi. Zaten tükenen bet-bereket, artýk tamamen bu-
Kemalizm’i tasfiyesi yönünde bir po- neden görülmüyor? Lozan sadece malizm deðil mi?
Cumhuriyet’in kuruluþuna kadar önem taþýmaktadýr. Gavur Gölü’nde araþtýrma ya- lunamayacak bir þey oluyor. Çarþý-pazarda þimdilik
litika sahibi olduðu malum... Bugün Türk halkýný hedef alan bir plân ve AKP’nin Allahsýz Ýslamcýlýðýnýn çöl haline dönüþebilir. Daha önce Afrika’dan Avru-
olan-biten ne varsa bu zaman zarfýn- pan Sütçü Ýmam Üniversitesi (KSÜ) Fen-Edebiyat “Almancýlar”dan dolayý bir hareketlilik görülüyor
Avrupa makamlarý Türkiye’deki si- politikanýn eseri deðildi. Lozan ayný eleþtirisinden hareket ederek Ýslâmi- pa ve Kafkasya’ya giden göçmen kuþlarýn Türki-
da olanlar resmî tarih tarafýndan, Fakültesi Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet olsa da, bu hareketlilik dahi geçen senelere göre da-
lahlý kuvvetler hakkýnda son derece zamanda Kürt halkýný da hedef tahta- yet’in çözüm merkezi oluþunu inkâr ye’deki en önemli uðrak yerlerinden olan Gavur
“sormayýn, görmeyin, geçin!” yollu Gürbüz, yaptýðý açýklamada, 2-3 yýl öncesine kadar ha az. Yazýn gelip geçiyor olmasýn raðmen düþme-
açýk yorumlarda bulunuyor. Bu yo- sýna oturttu. Hatta Lozan’ýn en hassas etmek, en azýndan örtbas etmek, olsa Gölü, 343 tür kuþa ev sahipliði yapmýþtý. Bugün,
dayatmalarla örtbas edilmiþtir. gölde mutlaka su bulunmasýna karþýn, þu anda hiç bölgeye gelen geçmen kuþ türü 48’e düþtü. Göl yen sebze-meyve fiyatlarý, garibanýn kýþlýk zahire-
rumlardan biri, “M. Kemal, Türki- maddeleri arasýnda Kürt Meselesi olsa Kürt þovenizmi yaparak Kürt
Öcalan, TSK’nýn mevcut politika- su bulunmadýðýný söyledi. içinde binlerce canlý organizma yaþýyordu. Ancak, sini yapmasýna pek imkân tanýmýyor.
ye’de “derin devlet”in kurucusudur” vardýr. Misak-ý Millî davasýnýn, Kürt halkýna sahip çýkmak demek olacak-
larýnýn, Ýttihatçý bir çizgide olduðunu Gavur Gölü’nün, 1950 yýlýnda sivrisinek ve va- açýlan tahliye kanallarýndaki balýklar dahi ölmeye Maraþ’ý Anadolu’nun bir prototipi olarak olur-
þeklinde geçtiðimiz yýllarda ifade halkýmýzýn hayatýyla ve istikbaliyle týr ki, bu da Kemalist faþist bir statü-
daha önceki açýklamalarýnda birkaç tandaþlara tarým alaný kazandýrmak amacýyla kuru- baþladý. Geride su kalmadýðý için suyun en son çe- sak, bu kýþýn, yaþadýðýmýz yaz aylarýndan daha da
edilmiþti. iç içe olduðu, resmi tarihin örtemedi- konun eteðinde, herkese “Ben
defa belirtmiþti. Fakat Mustafa Ke- tulmaya baþlandýðýný ifade eden Gürbüz, þunlarý kilme hali burasý. Binlerce balýðýn þu anda öldüðü- sýcak geçeceðini þimdiden söyleyebiliriz.
A. Öcalan, yakýn tarihin çok ði bir gerçektir. Türk’üm” dedirtildiði bir memlekette
mal’in bu çizginin neresinde olduðu- kaydetti: ‘’Gavur Gölü yok olma tehlikesiyle karþý nü görüyoruz.’’ Gâvur Gölü’nün kurutan þartlar-
önemli baþlýklarýný görmezden gele- Lozan’da Türk, Kürt, Arap tüm yaþamayý “kader” bilmek olacaktýr.
na deðinmemiþti. Öcalan ayrýca, ordu karþýya. Göl alaný çok yakýn bir zamanda tamamen kuraklýk, bölgedeki çiftçilerin de en büyük sýkýntý- BARAN / Maraþ
rek Mustafa Kemal’i öne çýkarýþýný Ýslâm milletleri direndi. Ankara bu-
içinde Balkan ve Makedon göçmeni
16 BARAN BARAN 17

Afyon Mermeri! Gönüldaþýmýz Tayyar Tercan’a Taciz

Veysel Kul esastýr.
Onlarý ne kadar çok insan korursa,
Kesinlikle muhafazakâr, mukad-
desatçý ve dürüst olduðuna inandýðý-
alamamasý üzerine “Kafa kafa deðil
ki, Afyon mermeri!” diyerek önümü- 2 Temmuz 2007, sabah saat
05.00’de Tayyar Tercan’ýn ba-
için hakkýnda çýkarýlan tutuklama
kararý.
yet, bu ‘eleman’lar kimdir?
Bu ‘eleman’lar

“O torite ancak saygý teme-
linde kurulabilir. Bizim
gibi az geliþmiþ ülkelerde, bazý fira-
vun kýlýklý idarecilerin otoriteyi kul-
larýna zorbalýk ve aþaðýlama olarak
algýladýklarý bir gerçek. Bu firavun
kýlýklý idarecilere göre:
Astlar köledir. Üstler onlarý iste-
dikleri gibi kullanabilir, çalýþtýrabilir
ve onlara sövebilirler.
Astlarda haysiyet duygusu yoktur.
Onlar “mal” olduklarý için, ne yapýlsa
rencide olmazlar.
Astlarýn kafalarý çalýþmaz; o yüz-
den, fikirlerinin önemi de yoktur.
Amir ne derse, “Emredersin!” ya
da, “Sen bir ilahsýn, her þeyi en iyi
sen bilirsin!” diye yalakalýk yapma-
larý gerekir.
Onlarýn astlarýna, “Merhaba” de-
meleri, onlarý alçaltýr. Astlarýyla otu-
rup kalkmak ihtiþamlarýna gölge dü-
þürür. Onlar sýrf halký idare etmek
için yaratýlmýþ muhteþem yaratýklar-
ihtiþamlarý da o kadar artar.
Köle kýlýklý astlarýn adý, “lan”,
“mal”, “salak” ve daha niceleridir.
Onlarýn çocuklarý, astlarýnýn ço-
cuklarýyla oturup kalkarlarsa
yamyamlaþýrlar.
Onlar pikniðe
bile takým elbisele-
riyle ve kravatlarýy-
la giderler. Hatta ya-
taða bile öyle girerler.
Onlarýn eþleri de
onlar kadar ulu kraliçe
yaratýklardýr. Bu ulu
kraliçeler burunlarýný
devlet iþlerine sokmazlar-
sa, ortalýðý birbirine kat-
mazlarsa vatan bölünür.
Köle kýlýklý astlarýnýn eþleri-
ne hava atmaz, onlarý aþaðýla-
mazlarsa o yýl çekirge salgýný
olur. Onlar en onlardýr!..”
Yukarýdaki ifadeler bilinme-
yen þeyler deðil. Mühim ama çokça
mýz Ahmet Çýnar aslen Daðýstanlý. ze sunulan, karþýsýndaki anlayýþsýzlý-
Önyargýlarla hareket etmemeyi çok- ðýmýzý vurgulamak için diline pele-
tan öðrenmiþ ve bazýlarýnýn öðrene- senk olmuþ bir söz.
meyiþine de yukarýda- Ve kitabýn kapaðýna da alýnmýþ,
ki ifadeler ve kitabýy- anlayýþsýzlýðýn derecesini gösterir bir
la karþýlýk vermiþ. vecize halinde aynen yaþanmýþ bir
Onun bir hatasý var hâdise: “Vali Mehmet Süer trafik ýþý-
ise o da, “Onlar” ðýný biraz geçip sýkýþan makam aracý-
dediði kimselerin ný birazcýk geri çeken þoförüne, ‘Ne
istisna olduðunu yapýyorsun lan! Devlet geri gider mi,
düþünmesi ve serseri?’ diye fýrça attý…”
T.C.’nin bunun Bu devlet hiç geri gidebilir mi?
bilfiil müsebbi- Gitmez!.. Bu devlet hiçbir yere git-
bi olduðunu mez, ne ileri, ne geri. Bu zihniyet sa-
görememesi- dece bugüne has deðil, 1923’den beri
dir. Hoþ, an- varolan, Anadolu’nun baþýna musal-
lamýþ olsay- lat olmuþ, bu halký insan güder-yöne-
dý zaten tir gibi deðil, koyun güder -mal gü-
BD-ÝBDA der- gibi yönetmeye çalýþan bir gü-
baðlýsý ruh…
olurdu. Allah Baþyücelik Devletimiz’i,
Üstad’ý okumuþ, on- binde bir kabilinden de olsa, bu tip
dan saygýyla söz eden, Abdül- adamlarýn tasallutundan korusun.
hamîd Hân’ýn hakkýný teslim eden, Hiçbir BD-ÝBDA subayýna, erine ah-
basýnýn ve aðabeyinin evine operas-
yon yapýlmýþtýr.
Yapýlan operasyonda evler arama
yapma bahanesi ile talan edilmiþtir.
Operasyon gerekçesi olarak; ‘Ýfa-
de vermediði için çýkartýlan tutukla-
ma kararý’ gösterilmiþtir.
Oysa ki kastedilen ifade mahke-
meye çok önceden verilmiþtir.
Hakkýndaki kaydýn düþmüþ olma-
sý gerekmektedir.
Ýfade vermesine raðmen T. Ter-
can’ýn hakkýndaki tutuklama kaydý
düþürülmemiþ, geçtiðimiz hafta ak-
þam saatlerinde evi basýlan ve evin-
den alýnan T. Tercan, Ankara Emni-
yeti’ne götürülmüþ, yetkililere ilgili
kararý sunmuþ, bunun ardýndan da
serbest býrakýlmýþtýr.
Bu hâdisenin üzerinden bir hafta
geçmiþti ki, T. Tercan’a yönelik bir
operasyon daha gerçekleþtirildi.
Gerekçe ayný: Ýfade vermediði
Kurumlar arasýndaki ‘koordinas-
yon ve ahenk’e dikkat!
Yapýlan operasyonda gönüldaþý-
mýzýn muhterem hanýmýnýn da ifade-
si alýnmýþ, haným gönüldaþýmýz mu-
hataplara hak ettiði cevabý fazlasýyla
vermiþtir.
Gelen elemanlar kendisini JÝ-
TEM olarak tanýtmýþ, bir karakol is-
mi vermiþ, ‘Kararý oraya bildirince
mesele kalmaz.’ demiþtir.
Bahse mevzu olan mekân, Anka-
ra’nýn göbeðidir.
Burasý polisin yetki ve görev da-
hilindedir.
Burada JÝTEM’in iþi nedir?
Gelenler JÝTEM’den ise þayet, JÝ-
TEM’in görevi; ‘Ýfade vermediði
için hakkýnda tutuklama kararý çý-
kanlar’a yönelik sabahýn 5’inde ope-
rasyon yapmak, evleri talan etmek
midir?
Gelenler JÝTEM’den deðil ise þa-
hangi hak ve yetki-
ye istinaden ev bas-
makta, kendisini JÝTEM þeklin-
de tanýtmaktadýr?
Bir diðer önemli husus da þudur:
Ýsmi verilen mahalle karakolunun
hâdiseye iliþkin en ufak bir
bilgisi yoktur.
Tayyar Tercan’ýn
avukatlarý operasyonun
yapýldýðý gün karakol
yetkilileri ile görüþmüþ,
yetkililer ýsrarla ‘Kara-
kolda T. Tercan’a âit bir iþlem,
bir kayýt yoktur.’ demiþtir.
Avukatlar ertesi sabah bah-
Bu
sedilen karakola gitmiþ, karakolda
çetecikler hâkim izni ile ev basacak
Tayyar Tercan’a dair bir iþleme, bir
bir ‘kudret’e de eriþmiþtir.
kayda, bir dosyaya rastlamamýþ, yet-
kililere hâdiseyi izah etmiþ, ‘Tutuk- Peki ‘devlet’ ve onu temsil eden
lama kararý kaydýnýn çoktan düþmüþ kurumlar bütün olurken nerededir, ne
olmasý gerekirdi. Müvekkilimi çaðýr- ile meþgul olmaktadýr?
dýnýz da gelmedi mi? Sabahýn 5’inde Sormak durumundayýz: Önüne
saða-solu basýp, evleri talan etmenin her gelen ‘Ben JÝTEM’im’ der, ev

dýr.
Onlar gibisi asla yaratýlmamýþtýr.
Onlar var ya onlar!.. Onlar, en onlar-
dýr!
Onlar yürürlerken, etraftaki her-
kes durmalý ve onlarýn geçtikleri yer-
lerde trafik durdurulmalýdýr.
Tuvalete bile eskortla gitmeleri
rastlanýlan þeyler. Fakat bu ifadeleri
daha da mühim kýlan, bir idareciye,
bir kaymakama ait olmasý. Ahmet
Çýnar’ýn “Herþeyi Yazmadým” isimli
kitabýndan iktibas ettiðimiz bu satýr-
larýn, yaþanmýþ, bir nevî saðlamasý
þeklindeki tecrübe ve hikâyeleri de
kitapta fazlasýyla yer alýyor.
Vahüdiddin’e bakýþý bizimle bir olan
Ahmet Çýnar’ýn istemese de bu anla-
yýþsýzlýða çatacaðý malûmdu.
Yazýnýn baþlýðý ise, liseden Tarih
hocamýz Cemal Bey’in, defalarca
üzerinde durduðu, birkaç kez anlattý-
ðý bir hususu, ayný ders içinde içimiz-
den birini kaldýrýp sormasý ve cevap
A ylýk Dergisi Yayýn Kurulu Üyesi ve Baran Dergisi yazarlarýndan ne mânâsý var?’ demiþ ve yetkililer- basmaya kalkar, bu hukuksuzluða si-
maklýk derecesindeki böyle bir anla-
Yavuz Arslan da, Ýstanbul Terörle Mücadele ekibi tarafýndan key- den þu cevabý almýþlardýr: “Günü- nirlenen birileri de ‘operasyon öyle
yýþsýzlýðý Allah nasib etmesin. olmaz, böyle olur’ deyip, sabahýn
fi olarak gözaltýna alýnmak istenmiþ fakat “evrak yetersizliði” dolayýsýyla müzde herkes emniyetçi kesilmiþ.
Simitçinin, Baþyüce’nin arabasý- 5’inde evine operasyon yapanlarý te-
buna muvaffak olunamadan Taksim Merkez Karakolu’na -zorla- teslim Ben adamý yakalýyorum, buraya geti-
nýn rüzgarý sebebiyle devrilen tablasý pelerse bunun sorumlusu kim ola-
edilmiþtir. Taksim Merkez Karakolu’ndaki polislerin “biz alamayýz gerek- riyorum, ‘Bana dokunamazsýn, ben
için Baþyüce’den hesab sorabildiði caktýr?
li evrak yok” yalvarlarýna raðmen, Terörle Mücadele masasý biraz “kitabý- emniyettenim’ diyor. Kimlik istiyo-
devletimize bir ân evvel kavuþmak ‘Sivil anayasa’ tartýþmasýný ya-
na uydurarak” biraz da emrivakiyle Yavuz Arslan’ý Taksim Merkez Kara- ruz hiçbir þey gösteremiyor. Anca
ümit ve duasýyla… ‘Ben emniyettenim, ben þu birimde- panlar evvelâ namuslarýna/ hukukla-
kolu’nun “baþýna sarmýþ”týr... Ertesi sabah bir sürü hukuk dýþý uygulamay-
yim, ben bu birimdeyim’ þeklinde rýna sahip çýksýn.
la kelepçeli olarak hakim karþýsýna çýkartýlan Yavuz Arslan, “Dünya Barýþ
beyanlarda bulunup, bizi tehdit et- Bu raddede tahammül edilebile-
Günü” dolayýsýyla daðýttýklarý bildiriden beraat etmiþ, daha önce Sahibi ve
meye kalkýyor.” cek en son þey; namussuzluk/ hukuk-
Sorumlu Yazýiþleri Müdürlüðü yaptýðý Beklenen Nizam Dergisi’nde ya-

BUNLARI BÝLÝYOR MUYDUNUZ?

*Teþvikiye ve Niþantaþý laik tontonlarýnýn
Ankara’da ilk Cumhuriyet mitingi yapýldýðý
gün binalarýna, pencerelerine T.C. bayraðý
asýp bir daha seçim gününe kadar hiç indir-
mediklerini...
*Böylece binadan binaya, pencereden pen-
cereye birbirlerinin bayraklarýna bakýp ba-
kýp nazarlarýn sohbetinde, ne kadar çokuz di
mi diye söyleþtiklerini...
*Kanaltürk yayýnlarýný seyredip seyredip bi-
nalarda daire sakinlerinin birbiriyle, ayrýca so-
kakta, markette, yahut finolarýný yahut yaðlan-
mýþ ardlarýný gezdirmeye çýktýklarý parklarda ne
kadar çokuz di mi diye söyleþtiklerini...
*Beþiktaþ Belediyesinin tertib ettiði park
v.s. açýk alanlarda yapýlan konserlere, þenlik-
lere gidip þarkýlý türkülü coþkulara gelip ne
kadar çokuz di mi diye söyleþtiklerini...
*Ýstanbul Çaðlayan’daki Cumhuriyet mitin-
gine, bazý laik Teþvikiye Niþantaþý teyzelerinin,
hergün avuç dolusu ilaç yutup uzun süre ayakta
da duramamasýna raðmen, yanlarýna portatif ta-
bure v.s. alarak gittiklerini, yakýndaki Florance
Nightingaile hastanesinin yakýnýnda yer tutup la-
ik, laik hönkürürken n’olur n’olmaz hesabý böy-
le tedbirli davrandýklarýný ve orada ne kadar ço-
kuz di mi diye söyleþtiklerini...
*Seçimlere birkaç gün kala Beþiktaþ Bele-
diyesi’nin CHP’li baþkanýnýn tertib ettiði fe-
ner alayý gibi meþaleli bir topluluðun Beþik-
taþ-Teþvikiye civarýnda geri olmayan ve fakat
ileri olan bir yürüyüþ yaptýrdýðýný, camlarda-
ki laik tontonlarýn memnuniyetle bu yürüyü-
þe bakýp ne kadar çokuz di mi diye söyleþtik-
lerini...
*Seçim günü, tatile gitmeyi geciktirmiþ olan-
larý, tatilden dönenleri ve hatta oy kullanmak
mevzubahis olmasa evinden aylarca çýkmaz
olanlarýyla beraber gidip CHP’ye oy verdikleri-
ni...
*Seçim günü oy verme saatinin bitiminden
iki saat sonra TV’ler ilk sonuçlarý söylemeye
baþladýðýnda adeta suratlarýnýn yeþerdiðini...
*Birkaç saat daha, dur bakalým hele diye
bekleyiþin ardýndan, AKP oylarýnýn %45’e
bile inmemesi üzerine suratlarýnýn yeþilden
griye çeþitli renkleri gezdiðini...
*TV’lere bakýp bakýp sonra ya yüzyüze yahut
telefonlarda kömür, Tayyip, erzak, laik, halk, pa-
buç, fýndýk, nasýl, falan diye kesik kesik sesler
çýkardýklarýný...
*Seçimden bu yana geçen sürede hala
kendilerine gelemediklerini, kendini hala
dayak yemiþ gibi hissettiðini söyleyenler ol-
duðunu, Türkiye’den baþka bir ülkeye yer-
leþmeyi düþünenler, ordunun nasýl olupta
hala darbe yapmadýðýný anlayamayanlar
olduðunu...
*Artýk evde, sokakta, markette görülen ne
kadar çokuz di mi bakýþlarýnýn yerini, malak
gibi bakýþlarýn aldýðýný...
*Ama hangi arkadaþla konuþsak bunlara hýn-
cýndan köpürüyordu, bu nasýl olur diye, Teþviki-
ye Niþantaþý kafelerinde, elîm kederler içinde
daha bi çok yiyip içtiklerini...
*Bütün bunlarý müþahade edecek kadar
bunlarla içli dýþlý bulunmanýn, bunlar gibi ol-
mayanlar için ruh bulandýrýcý bir sýkýntý ol-
duðunu...
Biliyor muydunuz?
Ergun Oymak
yýnlanan bir yazý dolayýsýyla “Halký kin ve nefrete teþvik etmek”ten de -
mahkeme masraflarý dahil!- 507 YTL para cezasýna çarptýrýlmýþtýr.
Hakka Yürüyüþ Dergisi’nden
Basýn Duyurusu
2002 yýlýnda Ruslar’ýn bazý Çeçen köylerini
kuþatmasý ve sivil ayrýmý yapmadan bombardýma-
na baþlamasý üzerine bir grup Kafkas kökenli müs-
lüman ile Ýstanbul’daki The Marmara otelini basa-
rak Rus turistleri rehin alýp , kuþatýlan ve bombar-
dýmana tutulan köyler hakkýnda dikkat çekmek ve
Çeçen dramýný dünyaya duyurmak isteyen eylem-
cilerden Mustafa Yýldýrým, evinde kafasýndan sý-
kýlan bir kurþunla ölü olarak bulunmuþtur. Kendi-
siyle bir hafta kadar önce yaptýðýmýz konuþma ne-
ticesinde de anladýðýmýz üzere intihar etmesine ne-
den olacak kadar bir ruhi buhran ve sýkýntý yaþa-
mamýþtýr. Daha önce yaþadýðý sýkýntýlý bazý du-
rumlarý nedeniyle kendisinden ‘akli dengesi yerin-
de deðil’’ gibi açýklamalar yapýlmasý da maalesef
bizleri üzmüþtür. Bilindiði üzere otel basma hadi-
Anladýk; karþýmýzda bir devlet
deðil, çeteciklerden mürekkep basit
bir organizasyon vardýr.
sesi sýrasýnda ‘Bunlarýn akli dengesi yerinde de-
ðil’ diyerek manþet atan kartel gazeteleri , Çeçen
dramýnýn insanlarý getirdiði çaresiz durumu ön
plana çýkaracaklarýna , ülkelerinin özgürlüðü ve
yapýlan katliamlar nedeniyle sabrý taþan bu genç
kardeþlerimizi anlama yerine karalama yoluna git-
miþlerdir. Yani akli dengeleri yerinde deðil sözü
ilk evvela kartel basýnýnýn aðzýndan çýkan ve Rus-
lara hizmet eden bir ifadedir. Mustafa Yýldýrým’ýn
ölümünün intihar olmadýðýný ve çalýþmalarý nede-
niyle tehdit edildiðini biliyoruz. Ruslarýn ve iþbir-
likçileri olan Kadirov çetesinin Türkiye’de çeþitli
kimliklerle ve ceplerinde para ile Çeçen mücahid-
ler hakkýnda dezenformatif yalan haber üretmek
mücahidleri gözden düþürmek için çalýþmalar
yapmak ve Çeçen davasýný sürdüren insanlarý açýk
açýk tehdit etmek gibi bir hareketle etrafta dolaþ-
dýklarýný biliyoruz. Bu nedenle güvenlik güçleri-
nin bu konuda çalýþmalar yapacaðýna ve FSB ar-
týklarýnýn Türkiye’den temizleneceðine inanýyo-
suzluktur.
BARAN / Ankara
ruz. Mustafa Yýldýrým gibi bir müslümanýn intihar
etmeyeceðini de gayet iyi biliyoruz. En kýsa za-
manda suçlu ya da suçlularýn bulunmasýný ve yar-
gý önüne çýkarýlmasýný istiyoruz.
***
Hakka Yürüyüþ Dergisi Avrupa koordinatörü
Muhammed Nazif Erdoðan ve hanýmý Zeynep Er-
doðan dün akþam saatlerinde Pakistanda bulun-
duklarý evde gözaltýna alýndýlar. Gözaltý gerekçesi
henüz bilinmezken avukatlarýmýzýn söylediðine
göre bugün akþama doðru býrakýlmalarý sözkonu-
su. Lal mescidi operasyonlarý ile alakalý olayla-
rý yerinde görmek ve konuyu araþtýrmak için böl-
geye giden arkadaþlarýmýzýn dün geçtikleri Ýsla-
mabad kentinde Pakistan güvenlik güçleri tarafýn-
dan alýnmalarýný dergimiz adýna kýnýyoruz.
Hakka Yürüyüþ Dergisi
Basýnla Ýliþkiler Bölümü
18 BARAN
Atatürk’ün Türkiyesi
Türkiye’de hayat aynen devam etti.
Anladýðým kadarýyla yazdýðým yazýyý
tek bir Türk bile okumamýþtý. Ondan
BARAN 19
ci bir zaferle geldi ki, artýk Atatürk’ün
hayalini kurduðu laik Türkiye’nin ta-
rihe karýþtýðýný rahatça söyleyebilirim.
Y ozgat’ýn Sorgun ilçesinde 20 Mayýs’ta
baþlayan ve günler sonra durabilen tarihî Sorgun’da Gönüldaþlar
man kardeþlerimiz olmuþtu. Batýcý-Laik-Dinsiz
düzenin ürettiði ve dayattýðý pisliklere karþý Müs-
hadisenin mahkeme süreci nihayet bitti.
Tahliye Edildi lümanlarýn mücadelesi devam edecek.

Tarihe Karýþýrken(*)
By HILLEL HALKIN
24 Temmuz 2007
12 -13 yýl önce her hafta Ýsra-
il’den New York’a haber
yazdýðým sýralarda modern laik Türki-
den fazla sayýda ve farklý olmalarý
Atatürk’ün aile kökenlerini gizlemeye
çalýþtýðýný iþaret ediyordu.
Bu kanýt, sýnýrlý olsa da, ilgi çeki-
ciydi. En önemli parçasý Yahudi gaze-
teci Itamar Ben-Avi’nin unutulmuþ
otobiyografisindeydi: 1911 yýlýnda
yaðmurlu bir gecede Kudüs’te bir ote-
lin barýnda genç bir Türk yüzbaþýyla
buluþmuþtu.
Çok fazla arak(raký?)tan sarhoþ ol-
muþ olan yüzbaþý ona açýlmýþ, Yahudi
olduðunu söylemiþ, Shema Yisra’el
(Duy ey Ýsrail?) duasýnýn ilk sözlerini
Ýbranice söylemiþti, ki bu neredeyse
bir kaç ay sonra okuyan birinden bir e-
mail aldým. Adýný saklý tutuyorum. Bir
Avrupa ülkesinde yaþýyordu, iyi eði-
timliydi, finans sektöründe çalýþýyor-
du ve laikliðe baðlý bir Kemalist’ti;
Forward’daki makalemi okuduðunu
ve onun hakkýnda bir tarihî araþtýrma
yapmaya karar verdiðini yazmýþtý.
Bulduðu bir þey Atatürk’ün ger-
çekten de 1911’de Libya’da Ýtalyan-
larla savaþan Türk kuvvetlerine katýl-
mak üzere Mýsýr’dan Þam’a gittiði ve
yolunun üzerinde, Ben-Avi’nin onun-
la görüþtüðünü iddia ettiði gibi, Ku-
düs’ün bulunabileceðiydi.
Ayrýca 1911’de gerçekten yüzba-
þýydý ve alkole düþkünlüðü -Ben-Avi
otobiyografisini yazarken bunu muh-
temelen bilmiyordu- bilinen bir þeydi.
Aslýnda Atatürk’ün -sistematik bir
þekilde gizlemeye çalýþtýðý- Yahudiliði
onunla ilgili birçok þeyi, özellikle de
Ýslâm’a, neredeyse kendi zamanýndaki
her Türk’ün mensup olduðu dine, kar-
þý azýlý düþmanlýðýný; ve Ýslam öðesi-
nin dýþlandýðý katý, seküler bir Türk
milliyetçiliði yaratmada kararlýlýðýný
açýklýyordu.
1. Dünya Savaþý’nda Hristiyan Er-
menilerin soykýrýma uðramasýndan ve
1920’de Hristiyan Rumlarýn neredey-
se tamamýnýn sýnýrdýþý edilmesinden
sonra %99’u müslüman olan bir ülke-
de Ýslam’ý halkýn kimliðinden kopar-
mayý dinî bir azýnlýðýn mensubundan
baþka kim isteyebilirdi? Ayný þey laik
Arap milliyetçiliðinin Arap dünyasýn-
Hatýrlanacaðý üzere Sorgun’daki fuhuþ ve ah-
laksýzlýðý þiddetle reddeden 67 gönüldaþýmýz
hakkýnda, “kasden adam öldürmeye teþebbüs,
suç iþlemeye tahrik, kamu görevlisine direnme”
ve benzeri iddialarla onlarca yýl hapisle cezalan-
dýrýlmalarý talep edilmiþti.
Geçtiðimiz gün görülen Yozgat Aðýr Ceza
Mahkemesi’ndeki davada, tutuklu gönüldaþlarý-
mýz tahliye edildi. Gýyabi tutuklu olan iki kiþi ise
duruþmaya gelmediði için davalarý devam ede-
cek. Ayný zamanda Sorgun’dan ayrýlmalarý ya-
saklanan kiþilerin yasaðý kaldýrýldý.
Tahliye sonrasý, tutuklu yakýnlarý ve Sorgun
ahalisinin bütün geceyi sevinç içinde geçirdiði
görüldü.
Batýcý hayat tarzýna, fahiþeleþtirmeye, yozlaþ-
týrmaya isyanýn adý olan Sorgun, topyekün olarak
gereken cevabýný vermiþti. Müslümanlar olarak
hayat tarzlarýna sahip çýkmýþlardý. Kolluk kuv-
vetlerinin hukukî olarak yapmasý gerekeni Müs-
lüman ahali yapmýþtý. Fakat hukuk kadranýný þa-
þýrdýðý için, tutuklananlar, ahlaksýzlýðý ve peze-
venkliði aleni bir þekilde yapanlar deðil, Müslü-
Burada üzerinde durulmasý gereken nokta,
düzenin pezevenkliðe, fuhuþa ve her türlü pisliðe
sahip çýkýp dayatarak, çocuk yaþta evlatlarýmýzý
bu pisliðin içine sürüklemeye devam demeyeceði
meselesidir. Müslümanlarýn þuurlaþtýrmasý gere-
ken husus, Batýcý düzenin bütün pisliklerini Ana-
dolu’dan söküp atmak için elbirliði, güç birliði,
dava birliði içinde olmaktýr. Sevincimiz, tahliye
olan Sorgunlu gönüldaþlara, bayram havasý için-
de halk tarafýndan sahip çýkýlmasýdýr. Bu da bir
avuç azýnlýk olan Laiklere, hakim çoðunluðun bir
tokadý olsun!
Sorgun’da Batý hayat tarzýna çekilen isyan
bayraðý altýnda yaþananlarý ve hadisenin kahra-
manlarý hakkýnda merak edilenleri önümüzdeki
sayýlarda iþlemeye devam edeceðiz.

ye’nin kurucusu Kemal Atatürk hak-

kýnda “Forward” gazetesine bir yazý
her Yahudi’nin ya da Dönme’nin bile-
bileceði -fakat bir Türk Müslüman’ýn
Bu Türk okur ayrýca þunlarý bul-
muþtu: Atatürk Selanik’te doðup bü-
da ilk olarak Hristiyan entelektüeller
tarafýndan çýkarýlmasýný da açýklýyor- M . Kemal döneminde Tunceli’ye özel,
Alevileri sindirmek için çýkarýlan “Tun-
celi Kanunu”na muhalefet ettiði gerekçesiyle
Aleviler, 70 Sene Sonra
çýkan Doç. Dr. Ayhan Yalçýnkaya’nýn bir makale-
si iktibas edilerek verilmiþti.
Seçimler öncesinde çýkan ve Alevileri, seçim-
göndermiþtim. bilemeyeceði- bir þeydi. Ben-Avi’nin yümüþtü, çoðunluðu Yahudi olan ve
du.
idam edilen Seyit Rýza için, yýllar sonra torunla-
TC’den Hesap Soruyor! de yapacaklarý tercihi gözden geçirmeye davet
Bu yazýda Atatürk’ün babasýnýn Dönme nüfusunun büyük olduðu bir Atatürk Yahudi kimliðinden asla
yazdýðýna göre, on sene sonra, gazete- rýnýn açtýðý dava, hukuksuz bir þekilde düþürüldü. eden “Aleviler devletle Hesaplaþmalý!) baþlýklý
Yahudi -yada daha doðru olarak, Dön- þehirdi, ve gittiði okul, “Þemsi Efendi utanmadý. Onu gizli tuttu çünkü tut-
ye baktýðýnda, Türkiye’de bir hükü- Seyit Rýza’nýn mezarýna ulaþmak isteyen torun yazýsýnda Yalçýnkaya þöyle diyordu:
me- olmasý ihtimaliyle ilgili kanýtlar Mektebi”, Dönme topluluðunun dini mamasý onun için siyasî bir intihar
met darbesi haberini görmüþtü ve fo- Leyla Aðlar ve Rüstem Polat, Elazýð Ýdare Mah- “Aleviler, kendi yaratýklarý ve devletin des-
sunmuþtum. liderlerinden olan Simon Zvi tarafýn- olurdu; onun mirasý olan Türk devleti kemesi’ne açtýðý dava nedeniyle mahkeme, Ela- teklediði bir masala çok inandýlar. Bu masal,
toðrafta da o gece gördüðü genç subay
Dönmelik, Mesihlik iddiasýnda bu- vardý. dan iþletiliyordu. E-mail þu cümleyle de bunu sakladý, ve bununla beraber zýð Valiliði’ne yazý yazdý. Elazýð valiliði tarafýn- Alevilerin sorunsuz bir þekilde Cumhuriyet
lunan Türk Yahudisi Sabatay Sevi’nin O sýrada, Atatürkçü laik sisteme bitiyordu: “Þimdi Atatürk’ün babasý- onun hiçbir zaman yayýmlanmamýþ ve dan gönderilen cevabý okuyunca, TC’nin Alevi- rejimine destek verdikleri yönündedir. Bu ma-
Ýslam’a dönmesinden sonra, müritleri- karþý Ýslamcý muhalefet giderek güçle- nýn ailesinin gerçekten, þüphesiz, Ya- bütün amaçlarýnýn yazýlý olduðu gün- ler üzerindeki tarihi politikasý bir kez daha görül- sal üzerinde Aleviler kendilerini Cumhuri-
nin de onu takip etmesiyle kurulan niyordu. New York’ta bir Yahudi ga- hudi olduðundan eminim.” lüðü de yýllar boyunca devlet sýrrý ola- dü. yet’in kurucu gücü olarak gördüler. Eðer böy-
sapkýn bir Yahudi tarikatýdýr. zetesi Türkiye’nin sevilip sayýlan ku- Benim de þüphem yoktu. Ama bu rak gizli tutuldu. Artýk bunu saklama- Elazýð Valiliði verdiði cevapta þöyle dedi: leyse Dersimdekiler Alevi deðil miydi? Koçgi-
Onun gibi, kendilerini dýþarýya sefer daha az endiþeliyim; sadece be- ya gerek yok. Türkiye’de bunlar açýk- “Valiliðimiz olayýn tarafý deðildir. Hiçbir kay- ri’de ayaklananlar Alevi deðil miydi?”
rucusunun yarý Yahudi olduðunu söy-
Müslüman gösterip aslýnda gizlice Ya- lanmamasýna raðmen Ýslamî karþý- da rastlanmamýþtýr.” Davacý tarafýn avukatý H. Yalçýnkaya’nýn zikrettiði Dersim ve Koçgi-
lediðinde acaba ne olurdu? Ýsyanlar, nim satýrlarýmýn yol açabileceði þeyle-
hudi olarak yaþýyorlardý ve 20. yüzyýl- Akgün mahkemeye, “Cenazesinin istenmesi in- ri’de yaþanan ayaklanmalarý katliamla bastýran
yýkýlan Atatürk heykelleri ve kurduðu rin büyüklüðü hakkýnda hayaller kur- devrim kazandý.
sani bir taleptir. Para yada tazminat istemiyoruz. Cumhuriyet, bugün hala Alevilere olan bakýþýný
da da böyle devam ettiler. laik devletin bu heykellerle beraber mayý býraktýðýmdan deðil, çünkü artýk Cenazemizi istiyoruz” þeklinde bir dilekçe vere- deðiþmez bir zihniyet halinde göstermektedir.
Atatürk’ün bir çok biyografisinde çöküþünü hayâl ettim. Kemalist Türkiye’nin laik yapýsýnýn (*) Bu makale, Taha Yasin tara- rek, mahkemenin Genelkurmay Baþkanlýðý, Seyid Rýza’nýn akýbeti Cumhuriyet rejimi sürdü-
babasýnýn hayatýnýn üç yada dört fark- Ama endiþelenmem aslýnda yersiz- yýkýlmasý korkusu da kalmamýþtý. fýndan 24 Temmuz 2007 Tarihli The TBMM ve Baþbakanlýk’a da baþvurarak bilgi Kuyruk olmaktan ne zaman kurtulacak?” ðü müddetçe gizlenecektir.
lý çeþitli mevcuttu, ve bunlarýn hiçbiri di. Bu yazý Forward’da yayýnlandýðýn- Çünkü iki gün önce Ýslâmcý Adalet New York Sun Gazetesi’nden Baran vermesini talep etti. baþlýðýyla vurguladýðý yazýnýn gündem teþkil Alevilere düþen, TC politikasýnýn Alevileri is-
onu Yahudi olarak göstermese de, bir- Alevilerin bunun ne derece þuurunda oldukla- eden önemi ortadadýr. tismar kastýyla sürekli kullanmak için çaresiz bir
da hiçbir yerde hiç bir tepki olmadý ve ve Kalkýnma Partisi iktidara öyle ezi- Dergisi için tercüme edilmiþtir.
rý bir tarafa, Baran dergisinin 24. sayýsýnda ya- Baran’ýn Alevilerin sistem içindeki durumunu kitle olmaktan çýkýp, devletle hesaplaþmaya gi-
yýnlanan, “Aleviler Dersim katliamcýsý CHP’ye iþaret eden bir baþka sayýsýnda da, (Baran 28. sa- riþmektir.
D ünya borsalarý baþta olmak üzere, kapita- Biz, ABD’nin ve dolayýsýyla dünya kapitaliz- yý) Alevi meselesi üzerindeki hassasiyetiyle öne
list küresel finans sistemi bugünlerde de- “Mor”-“Gýç”... minin bugünleri çok çabuk bir þekilde yaþayacaðý-
yim yerinde ise üçbuçuk atýyor. Sebebi ise, uzun ný, 22 Mart 2007 tarihli 11 Sayýmýzda yayýnlanan
Yani, ABD’nin “Gýç”ý
vadeli emlak satýlma sistemi olarak bilinen
“Mortgage-Morgýç” sisteminin belinden çatýrda-
yarak çökmeye baþlamasý. Yaklaþýk 10 gündür sü- Morarýyor
“Morgýç ne ister” baþlýklý yazýmýzda söylemiþtik.
O yazýmýzda ABD için aynen þu tesbitlerde bulun-
muþtuk:
G önüldaþlarla yaptýðýmýz araþtýrmadan
sonra, öðrendiðimiz Fenerbahçe Çeçen Çeçen Mülteci Kampýný
“En büyük problemimiz kýsacasý içimizde
bulunan münafýklar… Bunun en bariz örnekle-

ren kriz, önceleri borsalarýn þiþmiþ olan hacimle- “Morgýç sistemi þu an anavataný olan
mülteci kampýný ziyarete gittik.
Kampýn kapýsýnda beliren Çeçen kardeþleri-
Ziyaret rinden biri de Hattap komutanýmýzýn onlar tara-
fýndan þehit edilmesi…”
rinin düzeltme süreci olarak lanse edilirken, yaþa- ABD’de bile çökmüþtür, hem d e 1 haftada 500 mizin buyur etmesiyle, barakalarýn yanyana ge- Bir ara gönüldaþlarýmýzýn yüzüne baktým…
nan geliþmeler aslýnda kazýn ayaðýnýn hiç de öyle milyar dolarlýk bir gelir kaybý meydana getire- temedik, tanýmasý yeterliydi.
tirilmesiyle oluþan 100-150 kiþinin yaþadýðý Selim gönüldaþýmýz, ne zamandýr Türkiye’de Cem ve Selim, sanki o ân tüm münafýklarý öldür-
olmadýðýný gösterdi. Dünya borsalarýna son 1 haf- rek... Buna sebeb olarak ta, özellikle Irak ve Af- kampýn içerisindeydik. mek istercesine bakýyorlardý. Bir yandan da üze-
tada tam 2,5 trilyon dolar kaybettiren bu krizin ganistan savaþlarýnýn ABD ekonomisinde mey- olduklarýný ve devlet tarafýndan yardým görüp
Gördüðümüz kadarýyla kampýn genel durumu görmediklerini sorduðunda kardeþimiz, Türki- rimize bir hüzün çöktü. Çeçen kardeþimizin de
geldiði seviyeyi, krizi tetikleyen ana unsurlardan dana getirdiði 4 trilyon dolarlýk maliyetin ülke- insani þartlardan uzaktý. Daha önceden görüþtü- bizlere sormak istedikleri olduðunu, hallerinden
biri olan Bearn Sterns þu þekilde açýklýyor: “ Çir- deki enflasyonu arttýrmasýdýr. Daha 3 yýl önce- ye’ye geleli 3 ay kadar olduðunu, vize problemi
ðümüz grubun sözcüsü bizi barakasýna davet et- olduðundan çýkýþ yapamadýklarýný, devlet tara- anlýyorduk
kin bir süreç... Son 20 yýlýn en kötü krizi ile karþý sine kadar yýllýk enflasyon oranýnýn %3’lerde ti. Davete icabet edip içeriye girdik. Ýçeriye gir- Yalnýz nasýl soracaðýný bilemediðinden olsa
karþýyayýz.” Sadece bu deðil, esas bela ABD’de- seyrettiði ABD’de, artýk adeta Türkiye ile yarý- fýndan kendilerini hiç bir yardýmýn yapýlmadýðý-
diðimizde 30m karelik bir yerde dört kiþinin ya- ný, bazý yardým kuruluþlarýnýn ise düzenli olma- gerek susuyordu. Sadece bizlere cevap vermeye,
ki en büyük morgýç þirketi olan Countrywide’dan þýrcasýna aylýk yüzdeye týrmandýðý ve buna baðlý þadýðýný gördük. O dik duruþlarý, bize sarýlýþlarý bizlere misafýrperverliklerini göstermeye çalýþý-
bekleniyor. Her ne kadar piyasalarý sakinleþtirmek olarak maliyet faizlerinin artmasýyla birlikte, sa da kendilerine yardým ulaþtýrdýklarýný anlattý.
var ya, iþte o yaþanmaya gerçekten deðerdi! Ben de, “Çeçenistan’daki durumunuz þu an yordu. Türkçe bilmeyen kardeþlerimizden biri
için, þirketin durumu iyi haberleri söyleniyorsa borsada iþlem gören lokomotif unsurlardan Bir yandan çaylarýmýzý içerken bir yandan da cep telefonunu çýkardý ve bizlere Sadullayev’in
da, hiç de öyle olmadýðýný herkes biliyor. 50 mil- morgýç þirketlerine ait hisselerin çökmesiyle ne- nasýl? Mücadelede hangi aþamadasýnýz’ diye
yanýmýzda getirdiðimiz BARAN dergisini bizi sordum. Kardeþimiz, “Kadirov ruslarla iþbirliði þehit olduktan sonraki resmini ve kolundaki ya-
yar dolarlýk bu þirketin göçmesiyle beraber bütün ticelenmiþtir.”
davet eden kardeþimize göstermeye baþladýk. içerisinde” dediðinde Selim gönüldaþýmýzýn, radan sýzan kanýn akarken nasýl ALLAH lafzýna
dünya ekonomileri de göçmeye baþlayacak. Ne- “Nitekim, ABD’li iktisatçý Carolyn Baker
Diðer iki kardeþimiz Türkçe bilmediðinden biz- “Hayýr, o Kafýrof! demesi Türkce bilmeyen di- dönüþtüðünü gösterdi. Hepimiz tekbir getirdik
den mi? Çünkü þu an ABD’de içinde ”kredi” ke- yazdýðý “Serfliðe Geri Dönüþ mü?” isimli maka-
lere sevgi dolu gözlerle bakmakta ve bunun öte- ðer kardeþlerimizi güldürdü. ve diðer resimlere baktýk.
limesi geçen her þeye batýk gözüyle bakýlýyor ve lesinde, ABD halkýnýn yaþayacaðý felaketi þu þe-
sine gidememenin burukluðunu hissederken, Anlatmaya devam eden Çeçen kardeþimiz, Aslýnda sormak istediðimiz çok þey olmasýna
bundan en çok etkilenecek olanlar da kredi kartý kilde özetlemiþtir: “Önümüzdeki birkaç ay içeri-
Cem gönüldaþýmýz, dergide bulunan Kumanda- “Dediðim gibi kafýrov ve yandaþlarýnýn müna- raðmen, Türkçe bilmediklerinden dolayý ve kar-
þirketleri ve bankalar. Bir kredi sistemi olan “mor- sinde ve en geç 2 yýlda milyonlarca Amerikalý,
nýmýzýn resmini gösterdi ve tanýyýp tanýmadýkla- fýklýklarý olmasa hatta ve hatta içimize girip biz- deþlerimizin de cevap verememesinin acýsýný
gýç” batarken bütün kredi sistemlerini de berabe- Amerikan rüyasýný yaþadýklarý evlerinden kovu-
rýný sordu. lerle çarpýþýp da silah gibi önem teþkil eden güç- sormamak ve ziyaretimizi sonlandýrmak için
rinde götürecek. Çünkü morgýç kredilerini ödeye- lacak.”
Kardeþlerimiz de, Þamil Basay’ýn Kuman- lerimizin neler olduðunu Ruslara bildiren müna- kalkalým artýk dedik. Bizlerin geldiðine o denli
meyenlerin, kredi kartý borçlarýný da ödeyemeye- Anlaþýlan o ki, sadece Amerikalýlar deðil, bü-
dan’dan bahsettiðini yarým yamalak Türkçesiyle fýklar olmasa, Ruslarýn bize karþý olan korkularý sevinmiþlerdi ki yüzlerinden, ayrýlmanýn buruk-
cekleri söyleniyor.Yani, American Express, Net- tün dünya, Amerikan rüyasýndan büyük bir kabus-
work Appliance, Visa, vs. gibi bütün kredi kartý la uyanacak... anlatmaya çalýþtý. Þamil gönüldaþýmýzýn ne türlü onlara yeter ve topraklarýmýzý geri alýr, sistemi- luðunu anlayabiliyorduk. Selamlaþýp tokalaþtýk-
þirketleri, merkum Sakýp Sabancý’nýn deyimiyle bahsettiði herkes tarafýndan malum… Çok az mizi tekrardan oturturuz.” dedi. Ve ekledi: tan sonra tekbirler eþliðinde bizleri uðurladýlar...
Türkçesi olmasýndan ötürü konuyu uzatmak is-
“üçün birini” alacaklar. Ahmed Birgivî Ýbrahim Gülþen
20
Resmileþen Bir Söylem:
Ali Rýza Yaman Sivil Anayasa
H er zihniyet kendi hukukunu
meydana getirir. Bunu mey-
dana getirirken de hukuk ile siyasi
alan, hukuk ile devlet, hukuk ile fert
arasýndaki münasebetlerin deðer yar-
gýlarýný oluþturur.
Fert ve cemiyet, hukuku, hukuk
da ‘olmasý gereken’ telâkkisine nis-
petle cemiyeti þekillendirir. Bu çer-
çevede hukuk, bir yönüyle son dere-
ce mahallîdir. Bir yönüyle de son de-
rece âlemþümul bir karakterin sahibi-
dir.
Farklý zihniyetler arasýnda hukuk
aracýlýðýyla bir köprünün inþasý çok
da kolay deðildir. Bu, bir ortak alaný
mecbur kýlar. Bu ‘ortak alan’, kimi
zaman rýzaya dayalý oluþturulur. Ki-
mi zaman, tarihî birlikteliklerle þekil-
lenir. Kimi ve çoðu zaman da, güçler
dengesine nispetle belirir.
Türk anayasal hareketleri tarihine
baktýðýmýzda görürüz ki, hukuk özel-
likle son 150 yýldan beridir farklý zih-
niyetler arasýndaki bir köprü vazife-
sini icra etmiþtir. Farklý zihniyetlerle
çeþitli saiklerle peyda edilen ünsiyet,
hukukun aracýlýðýyla güçlendirilmiþ-
tir.
Hukuk aracýlýðýyla köprülerin in-
þa edilmesinin neticesinde farklý zih-
niyetler ve farklý zihniyetlerin deðer
skalasýna nispetle beliren deðer yar-
gýlarý, bizim ilgi, istek ve ihtiyaçlarý-
mýzýn belirleyeni olmuþtur.
‘Tanzimat dönemi’nin baþlangýcý,
araç olmasý yönüyle ehemmiyet be-
lirten hukukun sayesinde olmuþtur.
Tesirinin þimdi bile hissedildiði bu
dönemin baþlangýç tarihi bir ferma-
nýn ilâný olarak gösterilir; bir dönem,
bir ilân ile baþlar… Bu hususiyetin-
den dolayýdýr ki, Tanzimat hareketi
kimilerine göre sadece bir yasama fa-
aliyetinden ibarettir.
‘Bir yasama faaliyeti’ neticesinde
baþlayan zihniyet kýrýlmasýnýn netice-
sinde geldiðimiz nokta, çok farklý
zihniyetlerden neþet eden deðerlerin
âdeta bir bedahet imiþ gibi telâkki
edilmesidir. Bu, vahim bir telâkkidir.
Onun içindir ki baþta anayasal ha-
reket sorgulanmalýdýr. Hukukun bir
cemiyeti deðiþtirip-dönüþtürmede ic-
ra ettiði fonksiyon kritik edilmelidir.
Bu sakat telâkki ile yetiþen ‘hukuk-
çu’nun mevcut profili irdelenmelidir.
Bunlar yapýldýðýnda, baþta çiçeði
burnunda politikacý anayasacý Zafer
Üskül olmak üzere hemen her cenah-
ta yer alan insanlarca ýsrarla vurgu
yapýlan ‘sivil anayasa’ söyleminin ne
mânâya geldiði daha iyi anlaþýlýr.
En baþta anayasa nedir? Türk ana-
yasal hareketlerinin baþlangýcý ve ni-
rengi noktasý nedir? Cemiyeti deðiþ-
tirip-dönüþtürme saiki ile yapýlan
BARAN
Hukuka belli þeylerin meþrulaþtýrýcýsý gözüyle bakýldý-
ðýnda hukukçularýn kurþun asker hâline gelmesi, ‘gözü-
mü kaparým vazifemi yaparým’ anlayýþýna bürünmesi ve
böylece son derece dinamik bir karakterin sahibi olan
hukukun kötürümleþmesi mukadderdir.
anayasalaþtýrma faaliyetlerinin cemi-
yetteki karþýlýklarý ne olmuþtur?
‘Bundan gayrý gavura ‘gavur’ demek
yasaktýr.’ hükmünün anayasa ile bir-
likte câri hâle gelmesi, cemiyetin
hangi istek ve ihtiyacýný karþýlamýþ-
týr?
Sorularý uzatmak mümkün. Ama
þimdilik gereksiz. Zira mesele, bir
zihniyet meselesidir. Baþka bir anlam
dünyasýnýn verileri hareket ile etmek
ve meselâ ‘sivillik’i âdeta fetiþleþtir-
mek gibi yanlýþlar söz konusudur.
Sivillik ne demektir? Sivillik, res-
mi kýyafet giymemekten ibaret deðil-
dir ki… Sivil olmayý þortla askeri ký-
ta denetleme zanneden T. Özal’ýn mi-
litarist bir kafa yapýsýna sahip olma-
dýðýný kim ispat edebilir ki?
‘Sivil anayasa’, üniformalýlarýn
komisyonlarda görünmemesinin neti-
cesinde teþekkül eden bir anayasa de-
ðildir. Omzu kalabalýklarýn belli
mahfillerde görünmemesi, yapýlan
iþin sivil bir iþ olduðu anlamýna gel-
mez. Üniformalar, kafalarýn içinde-
dir. Hukukçular da üniformasýz as-
kerlerdir.
Modern-ulus devletin en önemli
unsuru ve meþrulaþtýrýcýsý ve biçtiði
kimliðin tatbik edicisi hukukçudur.
Hukuk, yukarýda da ifade ettiðimiz
üzere, iþlevselliði yönüyle ehemmi-
yetlidir.
Sanýðýn asýlýp bilahare þahit din-
lenmesi de, Allah’tan ve ahlâktan
bahsetmenin yasaklanmasý da, yüz-
lerce insanýn katledildiði operasyon-
lara hukukçularca ‘Hayata Dönüþ
Operasyonu’ adýnýn verilmesi de, iþ-
kenceci köpeklerin hiçbir zaman ce-
za almamasý ve haklarýnda açýlan da-
vanýn bizzat hukukçular tarafýndan
zaman aþýmýna uðratýlmasý da, ‘Olsa
olsa budur.’ mantýðý ile bir fikir ada-
mý hakkýnda hüküm inþa edilmesi de
hukuka atfedilen iþlevsellik misyo-
nundan kaynaklanmaktadýr. Hukuka
belli þeylerin meþrulaþtýrýcýsý gözüyle
bakýldýðýnda hukukçularýn kurþun as-
ker hâline gelmesi, ‘gözümü kaparým
vazifemi yaparým’ anlayýþýna bürün-
mesi ve böylece son derece dinamik
bir karakterin sahibi olan hukukun
kötürümleþmesi mukadderdir.
‘Sivillik’in tanýmýný yapmayýp, si-
villik fetiþizmine giden hukukçularýn
temel derdi; her yönüyle týkanmýþ
olan müesses nizâmý revize etmek,
her mânâsýyla despotik bir karakter
belirten ‘otoriter devleti’, ‘katlanýla-
bilir otoriter hukuk devleti’ hâline ge-
tirmektir.
Baþka bir vesileyle yine ifade et-
miþtik… Z. Üskül Radikal gazetesi-
ne, 25.07.2007’de bir mülâkat veri-
yor. ‘Sivil anayasa’ya yaptýðý vurgu
ile þu günlerde gündemde olan Z. Üs-
kül o mülâkatta RTE’nin ‘Artýk bu
anayasa yama tutmuyor’ dediðinden
bahsediyor ve aynen þunlarý söylü-
yor: ‘T. Erdoðan yeni bir yapý, yeni
bir anayasa istiyor. Bu konuda da
son derece açýk. (…)‘Tartýþýlsýn, biz
hepsine hazýrýz’ diyor. ‘Parlamenter
sistem, hay hay. Yarý baþkanlýk siste-
mi denirse ona hayýr demeyiz. Baþ-
kanlýk sistemi denirse, ona da hayýr
demeyiz. Yeter ki düzgün bir anayasa
yapýlsýn.’ diyor.’
Yukarýdaki satýrlarý ‘Mahiyet ve
kapsamý belirtilmese de sýklýkla vur-
gu yapýlan ‘sivillik’in önündeki en
büyük engel bizzat hukukçulardýr’
hükmünün ispatý þeklinde okumak
gerekir.
RTE’nin yukarýdaki sözlerini öv-
güyle anmak bir hukukçu için kara
bir lekedir. Hukuk namusu olan biri
RTE’ye tepki gösterir ve; ‘Siz ne söy-
lediðinizi bilmiyorsunuz. ‘Yeter ki
düzgün bir anayasa olsun’ demek ne
demek? Bahse mevzu olan anayasa-
dýr. Bu yemek midir ki, garsondan ye-
mek sipariþ eder gibi sistem sipariþ
ediyorsunuz? ‘Adana kebap yoksa
beyti alalým, o da yoksa ortaya karý-
þýk bir þey yapalým, yeter ki midemizi
dolduralým’ dercesine bir tavýr takýn-
mak bir baþbakana yakýþýr mý? Bun-
lar ne kadar cahilce lâflar.’ demesi
gerekir.
Ama denmemiþtir. Denemez de…
Zira günümüz hukukçularýnýn kahir
ekseriyeti ‘ufacýk’ bir kusurla
malûldür.
Bu ‘ufacýk’ kusur; hiçbirinin
kâmil mânâda hukukçu olmamasýdýr.
En baþta saðlam bir muhakeme
yetenekleri yok. ‘Olsa olsa budur.’
mantýðýný cümlesine teþmil edebili-
riz. ‘Bu böyleyse, þu þöyledir, o za-
man bu böyledir…’ gibi kaba bir mu-
hakemenin, küt bir idrakin sahipleri-
nin cemiyetin ilgi, istek ve ihtiyaçla-
rýna çözüm üretmesi beklenmez.
Bir hukukçunun en önemli vasfý
keþif ehli olmasýdýr. Keþif ehli olmak
için de þiir idrakine sahip olmak gere-
kir ki, okuduðunu bile anlayamayan,
küt bir idrakin sahibi olup, Raskolni-
kov karakterinden dahi bîhaber olan
cühela takýmýndan ‘keþif ehli’ deðil,
olsa olsa kurþun asker olur.
‘Keþif ehli’ olsalar bu milletin hu-
kuk fetiþizmine itibar etmediðini,
‘hukuk devleti’ vb. söylemlerin ne
gayeye hizmet ettiðini bildiðini bilir-
lerdi.
-FÝLÝSTÝN-
Özerk Yönetim’in
Yolsuzluk Dosyalarý
Kabarýk
Filistin Enformasyon Merkezi’nin
elde ettiði bir belgede, Selam Fey-
yad’ýn Maliye Bakaný’na, Mahmut
Abbas’ýn yakýnlarýndan Baþkanlýk
Genel Sekreteri Tayyip Abdürra-
him’in oðlu Tamir’e 15 bin dolar ver-
mesi için emir verdiði ortaya çýktý.
Belgede, Selam Feyyad’ýn Mali-
ye Bakaný’ndan,“özel durum” gerek-
çesiyle önemli bir meblaðý, Kahire
el-Mühendisin bölgesinde bulunan
Arap Bank’daki bir hesaba gönder-
mesini istediði anlaþýlýyor.
Kendi yakýnlarý için yasadýþý bir
þekilde para transferi yapan Selam
Feyyad Hükümeti’nin, Hamas’ýn
oluþturduðu hükümet tarafýndan gö-
reve getirildikleri gerekçesiyle bin-
lerce memuru, hak ettikleri maaþla-
rýndan mahrum býrakmasý ise dikkat
çekiyor.
Hamas liderlerinden Dr. Mahmut
Ez-Zehhar, Özerk Yönetim’e yakýn
kiþilerin karýþtýðý pek çok yolsuzluk
dosyalarýnýn bulunduðunu ve bunlarý
sýrasýyla açýklayacaðýný bildirdi.
Filistin Halkýna
Gönderilen Yardýmlar
El-Fetih’e Aktarýlýyor
Filistin Enformasyon Merkezinin
elde ettiði ve son olarak açýklanan
belgede, Milli Birlik Hükümeti özel
kaleminin Filistin halký adýna yapý-
lan yardýmlarý el-Fetih Hareketi he-
sabýna aktardýðý ortaya çýktý.
Özel kalem müdürü Refik el-Hü-
seyni imzasýyla Milli Birlik Hükü-
meti Maliye Bakaný Selam Feyyad’a
gönderilen belgede, maliye eski ba-
kaný Samir Ebu Ýyþe’nin, Suudi Ara-
bistan Maliye Bakanlýðý yardým fo-
nundan gönderilen yardýmlarýn duru-
mu ile ilgili sorulan soruya yazýlý bir
þekilde cevap veren Refik el-Hüsey-
BARAN
ÝSLÂM DÜNYASI
ni’nin “gelen yardýmlarýn el-Fetih
Hareketine aittir ve tarafýmýzdan el-
Fetih hesabýna aktarýlmýþtýr” ifadele-
rini kullanýyor.
Ýslami Direniþ Hareketi Hamas,
söz konusu belgenin Filistin Halkýna
gönderilen yardýmlarýn Mahmut Ab-
bas’a yakýn kiþilere aktarýldýðýna dair
çok önemli belgelerden birisi olduðu-
nu söyledi.
Hamas:
“ABD Dolarlarýnýn
Hedefi Hamas’a Karþý
Ölüm Timleri
Kurmak”
Ýslami Direniþ Hareketi Hamas,
ABD’nin bölgedeki rolünün bölge
halklarý ya da Filistin halkýnýn deste-
ðini kazanmadýðýný, ABD’nin her ge-
çen gün daha fazla kaos, provakas-
yon ve katliama bulaþtýðýný açýkladý.
Filistin Enformasyon Merke-
zi’nin bir nüshasýný elde ettiði ve
Condaleezza Rice’la Mahmut Abbas
buluþmasýndan sonra yapýlan açýkla-
mada Hamas, “Rice’ýn ziyaretleri bu
gezinin gerçek amacýný ortaya çýkar-
mýþtýr. Rice’ýn Filistin Özerk Yöneti-
mi Baþkaný Mahmut Abbas’a 80 mil-
yon dolarlýk yardýmda bulunmasýnýn,
Filistin Devleti’ni inþa etmek için de-
ðil, Hamas baþta olmak üzere Filistin
direniþine karþý mücadele edecek
ölüm timlerinin kurulmasý için oldu-
ðunu göstermiþtir” dedi.
Hamas, “Rice’ýn Hamas’a karþý
Mahmut Abbas’ý destekleme çabala-
rý baþarýsýzlýða mahkûmdur. Rice ve
etrafýndakilerin Gazze’de meydana
gelen son olaylardan gereken dersi
almalarý gerekir” ifadelerini kullandý.
Hamas’ýn büyük bir hareket ol-
duðunu, onu yok saymanýn mümkün
olmadýðýnýn dile getirildiði açýklama-
da, Hamas’ýn yok sayýldýðý bütün
adýmlarýn baþarýsýzlýkla sonuçlanaca-
ðý ifade edildi.
Selam Feyyad Hükümeti, ABD
Dýþiþleri Bakaný Rice’la Filistin
Özerk Yönetimi’ne yönelik büyük
miktarda bir askeri yardým yapýlmasý
yönünde anlaþmaya vardý. Anlaþma-
ya göre ABD Hükümeti Filistin
Özerk Yönetimi’ne 80 milyon dolar
mali yardýmda bulunacak.
Ýsrail Tanký
Hurdaya Döndü
Filistin Halk Direniþ Komiteleri
adlý örgütün askeri kanadý olan Nasýr
Selahaddin Tugaylarý’nýn Gazze’nin
doðusundaki Cahru’d-Diyk bölge-
sinde Ýsrail askerleriyle çatýþmaya
girdikleri bildirilirken, Nasýr Sela-
haddin Tugaylarý’ndan yapýlan açýk-
lamada RPG roketleriyle hedef alý-
nan tankýn tamamen yandýðý bildiril-
di.
Nasýr Selahaddin Tugaylarý yaptý-
ðý açýklamada iþgal sona erinceye ka-
dar direniþi sürdüreceklerini belirte-
rek bu eylemin Ýsrail’in Gazze’ye yö-
nelik son operasyonlarýna bir misille-
me olduðunu ifade etti.
-AFGANÝSTAN-
Güney Kore
Budist’lerinden
Taliban’a Destek
Afganistan’da Taliban’ýn 18’i ka-
dýn 23 Güney Koreli evanjelist mis-
yoneri kaçýrýp son iki haftada iki er-
kek misyoneri öldürmesi, Seul’de
‘toplumsal bir gerçeði’ ortaya çýkar-
dý. Ýnternete býrakýlan mesajlara baký-
lýrsa, çoðunluðu Budist olan Güney
Kore halký, nüfusun yüzde 31’ini
oluþturan Hýristiyanlara ve onlarýn
toplumun üst kademelerinde hýzla
yükseliþine kýzgýn. En büyük 10 þir-
ketin CEO’sunun yaný sýra milletve-
killerinin çoðu da Hýristiyanken, halk
Seul’deki Saemmul Presbiteryen Ki-
lisesi’nde görevli misyonerlerin Af-
ganistan’a gidip ‘Müslüman mahal-
lesinde salyangoz satmasýný’ ‘küstah-
lýk’ olarak deðerlendiriyor.
‘Diz Çöküp
Özür Dilesinler’
Saemmul Kilisesi’nin internet si-
tesini, olumsuz mesaj yaðmuruna tu-
tan Koreliler, misyonerleri ‘çatýþma-
lara boðulmuþ Müslüman bir ülkeyi
kendi dinlerine döndürmeye çalýþtýk-
larý’ gerekçesiyle ‘küstahlýkla’ suçlu-
yor. Olumsuz mesaj sayýsý Taliban’ýn
grup lideri rahip Bae Hyung-ku’yu
öldürmesinden sonra iyice arttý.
Bae’nin ailesi, mesajlarý ‘kin ve yan-
lýþ anlamalarla dolu’ diye eleþtiren
bir açýklama yayýmladý. Kilise çareyi
siteyi kapatmakta buldu. Mesajlarýn
21
adresi bu kez, önde gelen internet si-
tesi Naver oldu. Kendisini ‘hümanist
öðretmen’ diye tanýtan bir Koreli’nin
mesajý þöyleydi: “Misyonerlerin diz
çöküp Protestan küstahlýklarý için
özür dilemeleri amacýyla sað salim
dönüþleri için dua edelim.” Kendisi-
ne ‘laik Budist’ diyen bir kadýnsa þu
mesajý býraktý: “Misyonerler hak et-
tiklerini buluyor. Belki bazýlarý, bize
zorla Ýsa’yý anlatmaktan vazgeçer.”
Psikoloji profesörü Whang Sang-
min, bu ‘nefreti’ þöyle yorumluyor:
“Hýristiyanlara karþý artan bir kýz-
gýnlýk var. Birçok Koreli kendisini,
kilisenin gücü altýnda eziliyor hisse-
diyor.” Ülkedeki 36 bin kiliseden en
güçlüsü Saemmul, son olarak Se-
ul’un merkezinde beþ katlý bir alýþve-
riþ merkezini satýn alýp kiliseye dö-
nüþtürürken, düzenli üye sayýsý 75 bi-
ni geçti.
IRAK TEMMUZ AYI
CÝHAD RAPORU
-Öldürülen kafir askeri: 554
-Tahrip edilen
Hamr adedi: 257
-Tahrip edilen
Hamvee adedi: 19
-Mayýn tarama aracý: 97
-Tahrip edilen Tank sayýsý: 65
-Levazým Nakil aracý: 22
-Tahrip edilen Panzer adedi: 9
-Asker nakil aracý: 14
-Askeri kamyon: 8
-Çeþitli nakil araçlarý: 12
-4 kiþilik istihbaratçý aracý: 7
-Robot: 6
-Yakýt kamyonlarý: 10
-Diðer askeri araçlar: 61
-Vurulan Apache uçaðý: 3
-Vurulan Black Hock uçaðý: 1
-Vurulan casus uçak: 7
-Vurulan yük uçaðý: 1
-Vurulan Kobra: 1
22 BARAN BARAN 23

Kültür-Sanat
Ýmân ve Ýslâm, Þeriat ve Tasavvuf, Cihad ve Þehadet Hazýrlayan: Yavuz Arslan /tiyatrobitti@hotmail.com

“Zulme Karþý Tek Baþýna Olsan da Yürüyeceksin!”

Hazýrlayan: Abdülkadir Coþkun
abdulkadircoskun2002@yahoo.com
“TELEGRAM - Zihin Kontrolü” ve Vizyon Filmleri-IV
Düþünce Kontrolü
Belgeler Iþýðýnda Sapýk Þiiler B
Aydýn Alkan
aþrollerini, Adam Baldwin ile
Elizabeth Berkley’in oynadýðý
ramcýlar’ tarafýndan önceden dolabý-
na konmuþ pompalý tüfeði alýr ve uyu-
ve John Neville, Conrad Dunn, Tony makda olan eþine doðrultur! Direnir,
Belge 1: ettiði hadislerden anlaþýlýyor, ki ken-
Todd, Ann Marin gibi tanýnmýþ Holl- tetiði çekmez…
disi bu konu ile ilgili -Kuran tahrifini
Mut’a Piçlerine Göre kasdediyor- zahir bütün hadisleri ta’- ywood oyuncularýný da içinde barýndý- Emirlere itaat etmediði için ceza-
Þiilerin Dýþýndaki lik yapmadan rivayet ediyor, Seyyid ran, Telegram-Zihin Kontrolü’nü –þu landýrýlýr: Beynine yollanan sinyaller-
el-Cezairi’de ayný yolda gidip Tahrif zamana kadar tanýttýklarýmýz yanýnda- le þiddetli baþ aðrýlarý meydana gelir,
Herkes Piçtir konusunu “Tehzibeyn Serhi”nde ele en geniþ çaplý iþleyen ve müþahhas ör- sürekli burnu kanar, ayak baþ parmak-
Þia’nýn en temel kitabý olan Ku- aldý. Fakat bunu daha geniþ bir þekil- nekleriyle gözler önüne seren bir larý morarýr…
leynî’nin el-Usûl mine’l-Kâfî’sinde de “Menbeu-l Hayat” isimli risale- film… 2006 tarihli filmin yönetmeni, ‘Telegramcýlar’ýn sürekli Bishop’a
(cilt 8, sh. 285) zikredildiðine göre sinde ele aldý.” Nelson McCormick… söyledikleri gibi; “onun performan-
Þiilerin dýþýndaki herkes piçtir. Lance Bishop (Adam Baldwin), sý, hangi türde insanlarýn yönlendi-
“Ona: “Bazý arkadaþlarýmýz mu- bir sigorta þirketinde çalýþan, gelir dü- rilebileceðinin sýnýrlarýný anlamala-
haliflerine iftira atýyorlar” dedim.
Belge 3: zeyi iyi, saðlýklý, beyaz, 33 ve 37 yaþ- rýný saðlayacaktýr”…
Bana: “Sussan iyi olur” dedi ve ekle- Þiilere göre Hz. Ali Tasavvuf larý arasýnda, evli bir adamdýr. Filmin Anlaþýlamamak kaygýsýyla çevre-
baþýnda geçen bir diyalogda bahsedi- sine olanlarý anlatmaz. Bishop’un uð-
di: “Vallahi ey Ebû Hamza! Þîamýz (hâþâ) Allah’tan Büyüklerinden len bu özellikleri, onu, “toplumsal is- radýðý saldýrý ve sonrasýnda yürüttüðü “onun performansý, hangi türde insanlarýn
dýþýnda bütün insanlar fahiþe çocuk-
larýdýr.” Aþaðý Deðildir Nasihatler tatistikler”e göre ‘seçilmiþ’ bir ko- ‘soruþturma’ sýrasýnda, yaþananlarý yönlendirilebileceðinin sýnýrlarýný anlamalarýný
Üstelik bu sapýklýðý Türkçe’ye çe- Muhyiddin-i Ýbn’i Arabî Hz. bay yapar… Bu ‘ortalama-ideal Ame- bir þekilde ‘sezmiþ’ olan bir komiser saðlayacaktýr”
“Beþinci soru: Kur’an tahrif edil- virdikleri kitaplara bile koymaktan Buyurdu ki: rikalý’ Bishop’un hayatý, iþyerinde ça- onunla gizlice buluþur. Heyhat, ‘teleg-
lýþmaktayken bir saldýrganýn pompalý ramcýlar’ýn kuþatmasý altýndadýrlar: nelik bir araþtýrma programý… Bu dýr!
di diyenler kimlerdir ve delilleri ne- çekinmemektedirler. Ýþte belgesi: *Sahabe arasýnda ceryan
tüfekli saldýrýsýyla altüst olur… Aslýn- Komiser, Bishop’a þüphelerini anla- adamlar sonunda insan beynini çöz- Filmin Ýhsan Güven’i olan Thrill-
dir? eden ihtilaf ve anlaþmazlýklar-
da onu öldürmek isteyen kiþi olan týrken, yanýndan geçmekte olduklarý düler; sahip olduðumuz her duyguyu, kill (Conrad Dunn) –o da intikam alý-
Cevap: Muhaddis ve Hafýzlardan dan uzak dur. Onlarýn hepsini
Trever Constantine (Peter Spence) bankta uyumakta olan bir ‘evsiz’ bir- aklýmýzdan geçen her þeyi… Bilinç narak gebertiliyor!- Bishop’un, emir-
bir cemaat Kur’an’ýn noksan ile tah- ayný sevgi ile sevmelisin. Onlar-
Pentagon için çalýþan bir psikologdur den ‘robot’ gibi konuþmaya baþlar: altýndakini hatýrlatýyorlar, küçük elek- lerini yerine getirdiði bir an, þöyle der:
rif edildiðini tesbit ettiler, onda Nok- dan hiçbirini kötülemeðe imkan triksel dürtülerle beyni ateþliyorlar… “Görünüþe göre, bir adamýn ka-
ve ‘uyuþmaz’ biri olduðu için, kendi- - “Dedektif Jordan, sorumluluðu-
san Tahrifini (yani Kur’an’da eksik- yoktur. Çünkü Allah’a ibadet et- Bu adamlar o dürtülere kilitlenecek, rarlarý, beynindeki nöronlarýn ateþ-
sini “Zihin Kontrol Operasyonla- nu aþtýn! Herþeye burnunu sokanlar
lik olduðu anlamýna geliyor) kabul tiðimiz dini bize onlar öðrettiler. onlarý okuyacak ve uzaktan kuman- lenmesinden daha güçlü deðilmiþ!”
rý”ný deþifre etmeye adar, ne var ki, o fazla yaþamaz!.. Kalbin durmasý ne
ediyorlar.” *Sakýn göbek büyütmeyesin. dayla kontrol edilebilecek bir silah Bütün mesele budur!.. Yani, Salih
da bu iþkenceden kaçamaz… Cons- demektir bilir misin Dedektif Jordan!
(…) “Bu da el-Kuleyni’nin rivayet Çünkü bu zekayý giderir. Yaþa- geliþtirdiler!.. Bir insanýn yaptýðý her Mirzabeyoðlu’nun TELEGRAM-Zi-
tantine, Bishop’un zihin kontrolü için 10’a kadar sayacaðým ve kalbin dura-
mak ve Rabbine itaat etmek için ‘kobay’ olarak seçildiðini öðrenmiþ cak!” þeyi kontrol edebiliyorlar!.. Sesler! hin Kontrolü adlý eserinde buyurduðu:
ye. Yemek için yaþama ve göbek ve onu, bu ‘dayanýlmaz iþkenceden Dedektif, kalbi durdurularak Seni böyle ele geçiriyorlar! Adamlar “Bu bir din mi, ilim mi çekiþme-
baðlamak için yeme. Helal lok- kurtarmak’ maksadýyla, daha doðrusu oracýkta ölür! “Ne söylediðinin þuu- ‘Yapay Telepati’ dedik- sidir!” diyen Teleg-
malarla doldurulan karýndan da- ‘iyiliði için’ öldürmek istemiþtir… runda olmayan” evsiz de kendine leri bir teknoloji geliþtir- ramcýlar’ýn, meseleyi
ha kötü kap yoktur. Onun için Saldýrgan güvenlik görevlisi tara- gelir gelmez þoka girer ve oradan diler: Üzerimize ýþýnlar ortaya yanlýþ koyma-
belini doðrultacak lokmacýklar fýndan öldürülmüþ, Bishop kurtulmuþ kaçar. yolluyorlar. Ve Ýskeleti- larý ve sahtekârlýkla-
ye. ve eve dönmüþtür, fakat artýk baþý Film boyunca bu ve benzeri bir niz bir ‘anten’ görevi gö- rý bir yana, sadece
Belge 2: *Þehvani arzualrýna karþý belâdan kurtulmayacak þekilde ‘ku- çok sahneler yaþanýr… Gerek, Ku- rerek, sesleri bünyesinde “iç þekil” bahsinde
sabreden kiþiliðini korur. Ýyi þatma’ altýndadýr… Ayný günün gece- mandan Mirzabeyoðlu’nun anlattýkla- topluyor… Sanki içinde vurgulananlar bile,
Þiilere Göre Kur’an Belge 4: hasletler peþinde koþan, belalara si, uyurken bir ‘ses’ onu uyandýrýr ve rý, gerekse ‘telegram’ literatüründe hayaletler konuþuyor gi- ruhun, “beynin irti-
Noksandýr Þiilere Göre
göðüs gerer. Dine sarýlan baþarýr, emirler yaðdýrmaya baþlar: geçen bir çok misâlle iþlenmiþ zengin bi… Ve, deneyleri için samlarý” olmadýðýný
Þia alimlerinden Ayetullah el-Ýs- Hakka güvenen ve Ondan yar- - “Kalk!... Dolaptan silahý al!.. bir ‘Telegram Belgeseli’… bireyleri seçiyorlar!” göstermeye yeter.
fahani “Âra’un Havle-l Kur’an” (sh. Anal Ýliþki Câizdir dým isteyen güçlü olur. Ömrü- Karýný öldür!..” Bishop, olanlarý ‘çözmeye’ baþ- Ancak tesirini hafif- Týpký gözün, görme
88) adlý eserinde, Þia alimlerin çoðu- Afetullah Sistani’nin resmi sitesi- nün çabuk geçeceðini bilen, Her ne kadar istemese de, ‘Teleg- lar… Bir gün kapýsýnýn altýndan býra- letici bazý çözüm yollarý sýfatýnýn organý-âleti
nun Kur’an’ýn tahrif edildiðine inan- nin Türkçe bölümünde yer alan aþa- dünyaya fazla gönül ve umut kýlmýþ bir zarfta bulunan ve kendisine olduðunu da öðrenir. olmasý gibi, beyin de
baðlamaz. Bishop ve Reggie baþlarýnda “gerçekleri” vaadeden CD’yi seyre- Raggie, Constantine ta- düþüncenin organý.
dýklarýný itiraf ediyor! ðýdaki fetva her þeyi ortaya koyuyor: bakýr kaplanmýþ þapkalarýyla derek, söylenen adrese gider. Adres, rafýndan yapýlmýþ ve içi Beyni ne kadar teshir
eylemlerine baþlýyorlar... Trever Constantine’e aittir ve onun bakýr teller ile kaplanmýþ bir þapkayý edersen et, -edebildiniz mi?-, sizi
ölümünün ardýndan, diðer bir arkada- Bishop’a verir. Bu þapka, Elektro- “yücelerinizle” beraber “sin kaf”
þý Raggie (Tony Todd) orada kalmak- manyetik sinyallerin tesirini azaltýr… eden yaným ve “acý” duygum bile,
SEVMEK lini sükseler ve temas hissini dondursalar, o za-
Bazýlarý "Ben Allah'ý severim; “VECDÝMÝN PENCERESÝNDEN” man görür, iþitir, koklar, tadar ve temastan anlar... tadýr. Orada Trever Constantine tara-
fýndan önceden kaydedilmiþ bir video
Düþmanýnýn kimler olduðunu ve
ne yaptýklarýný bir türlü anlayamayan
benim uðrunda idam cezasý aldýðým
dava tezimi delillendiriyor: Önce
O'ndan korkmam!" der. Eyvah, görmemek için göz, iþitmemek için
kulak taþýyanlara!.. kaydý izler ve hayâl bile edemeyeceði ve artýk neredeyse, bu psikolojiyle ruhçuluk, ardýndan “ruhçuluðun
Bilmez ki, korku, hanelerin duvarlarýna yazmalý: "Ölüme çare Al-
bir ‘iþkence’ için ‘kobay’ olarak seçil- ‘teslim olma’ noktasýna gelen Bishop, hakikati ne?” davasý!”*
sevginin ta merke- lah'ý sevmek ve Resulünün izinden gitmektir!.."
diðini ve bundan kurtulabilmenin ne- aldýðý bu malûmatlar sayesinde kafa-
zine yerleþtiril- Piyanoda tokmaklarýn teller üzerine vuruþunu ÝZAH redeyse imkansýz olduðunu öðrenir: sýndaki en önemli engeli aþmýþ ‘düþ-
miþtir. Sevgi hesap ve ona kuru bir nispetle baðlanan akýl, nað- Bu âlemde hiçbir þeyin tam ve mutlak izahý (*) TELEGRAM-Zihin Kontrolü...
“… Buna ‘psikolojik savaþ’ di- manýný tanýmýþ’dýr: Artýk, onlar ile
k o r k u n ç t u r. meyi nasýl anlasýn? yoktur. Bir þeyi izah etmek için kullandýðýmýz ke- Salih Mirzabeyoðlu... ÝBDA Yay... Sh. 9
yorlar! Bu düþüncenin kontrolüne yö- savaþacak gücü kendinde bulmakta-
Daðýn tepesini Bir tabloda mevcut renklerin (gramaj)'ýný öl- limenin izahý bile ayrýca izaha muhtaç, baþka bir
seven; uçu- çen tahlilci akýl þu kadar gram, þu kadar renkten kelimeyle... Bütün izah edilemezleri yine izah
doðan terkibi nasýl kavrasýn?.. Sahibi ve Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:Bünyamin Eser Genel Yayýn Koordinatörü: Ali Osman Zor Yayýn Kurulu: Harun Yük-
rumdan nasýl edilemezlerle izaha çalýþýrken, farkýnda mýyýz ki, sel, Kâzým Albayrak, Nazif Keskin, Mevlüt Koç, Sadettin Ustaosmanoðlu Haber Müdürü: Fazýl Duygun Hukuk Da-
korkmaz!.. bu izahý izah edilemeyenlerin en büyüðü, yine Al- nýþmaný: Av. Ahmet Arslan Ýdare Yeri:Emekyemez Mah. Gümüþgerdan Sk. No: 6/4 ÞiþhaneBeyoðlu / ÝSTANBUL Tel:
Bütün ecza- GÖZ - KULAK lah?.. Kâinatýn tek ve mutlak izahý, Allah... (0212) 361 44 18 Abone Bedeli: 3 Aylýk: 25 YTL 6 Aylýk: 50 YTL Yurtdýþý: 3 Aylýk: 60 Euro 6 Aylýk:
120 Euro Posta Çeki Hesabý: Bünyamin Eser: 5321074 (on line tercih ediniz) Banka Hesap
hane, pastahane, Bana öyle geliyor ki, münkirin gözünü çýkar- HAFTALIK SÝYASÝ DERGÝ No: Bünyamin Eser Akbank Kasýmpaþa Þb. 00573873 Teknik Hazýrlýk: Baran Baský: Kuþak Of-
muayenehane, ders- salar, kulaðýný saðýr etseler, burnunu týkasalar, di- Sayý: 31 09 Aðustos 2007 set Himayei Etfal Sk. Yýldýrým Han No:11712 CaðaloðluÝSTANBUL Tel: (0212) 527 41 03 Daðýtým:
BÝZE YAZIN: Merkez Daðýtým Yayýn Türü: Yaygýn Süreli Baský Tarihi: 08 Aðustos 2007
barandergisi@gmail.com
 KAPTAN

Ha gece olmuþ ha gündüz

Seyir temaþa gezmek – benim iþim
Kuruldum mu gemime çaðýn kaptaný
-“liman görününce pusu gerekmez!”-
en çok pusulama güvenirim!

Nice gemiler battý fýrtýnada

o sýr bu problem – kâh iç’e kâh dýþ’a
keþfetmek – o doðru bu eðri
þu esaslý zeki bu fazlaca alýk
deðer bilirim ben – benim iþim!
Salih Mirzabeyoðlu
Münþeat’tan... BARAN