You are on page 1of 14

Tanzimaftan Cumhuriyefe

--
- -" . ..---
.:.JJ' _
.
"

Prof. Dr. Fevzi DEMiR


Yrd. Doç. Dr. Ufuk ÖZCAN
Yrd. Doç. Dr. Faruk ÖZTÜRK
Doç. Dr. Nurettin ÖZTÜRK
Sadık USTA
çıvıyazısı

S.S. Ütopya Bilimsel ~e Kültürel


Araştırmalar Yay. ve Ur~timKoop. Adına
Sahibi ve Sorumlu Yazı Işleri Müdürü
Prof. Dr. Semih KORAY

Genel Yayın Yönetmeni:

Yazı Işleri Müdürü:


Gani BAYER

Emrah MARAŞO
Ütopyalar ve Ütopyacılar
zun bir zarTlandır yayınlamak istediği- Ütopyacılar

Görsel Yönetmen: Harun ÇAKAN


Dağıtım-Abone: Ergin ONAY
U miz "Türk Utopyaları" dosyasının ha-
zırlıklarını tamamladık ve 2010'un ilk
sayısı olarak elinizde.
Ütopyalar incelenirken, okunurken üzerin-
den atlanmaması gereken diğer bir konu da
ütopyaların yaratıcılarının yani ütopyacıların
Yazı Kurulu: Dr. Cüneyt Akalın, Yeni yılın ilk sayısı olması dosyamıza varlığıdır. Ütopyalar bir irade beyanıdır. Eşit-
Prof. Dr. Atilla Altunel, Dr. Bora Ataman,
ZOhtü Bayar, Dr. M. KOrşat Bozkurt, farklı bir anlam attı. sizliğe karşı ve daha iyi bir gelecek için müca-
Dr. Neemi Dayday, Prof. Dr. Ercan Enç,
Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı, Prof. Dr. Emperyaliz destekli gerici odaklar Erge- dele etmenin beyanıdır. Ütopyalarımızı okur-
çağatay Güler, Efe Can Gürcan,
Erkan IIdız, Prof. Dr. Bekir Karaoğlu, nekon gibi operasyonlarla yargıya, orduya, ken onları kaleme alan, bu ütopyaların ger-
Prof. Dr. Zafer Kars, Doç. Dr. çağatay
Keskinok, Prof. Dr ...Semih Koray, Qr. Arda
basın kuruluşlarına, kitle örgütlerine ve siyasi çekleşmesi için mücadele eden ütopyacıları
Odaba§I, Feyziye qzberk, Sarper Ozsan,
Ömer Özbek, Cem ısmail Savaş, .
partilere karşı ir saldırıya giriştiler. Bu saldı- unutmamak gerekiyor. "Türk Ütopyaları" dos-
Dr. Hakan Seçkin, Prof. Dr. Kadri Yamaç, rının diğer bir ayağı TÜBiTAK, YÖK ve
Prof. Dr. Osman Şadi Yenen yasını okurken özellikle bir noktaya daha dik-
TRT'ye karşı yürütüldü ve bu kurumlar bilim- kat etmenizi rica ediyoruz. Ütopyalar Cumhu-
Yönetim Yeri: iSti.klal Cad. Deva Çıkmazı
No: 7/2 Beyoğlu/lstanbul sel düşünceye arşı yürütülen kara propa- riyet Devrimi'ni düşünsel açıdan beslemiştir.
Tel: (0212) 244 23 72 - 61
Faks: (0212) 251 51 22 gandanın aracı aline getirildiler. Bu ütopyalardan beslenmekle birlikte Cumhu-
e-posta: biliınveutopyahaber@gmail.com 2009'da yaşanan gerici dalgaya karşı riyet Devrimi'nin yarattığı aydınlanmacı, dev-
Internet adresi: www.bilimutopya.com.tr
2010 yılına - yaları hatırlayarak, hatırlata- rimci düşünsel havanın etkisini, toplumun uf-
Ankara Temsilcisi: Feyziye ÖZBERK
Konur Sok. 69/1 KızılayiAnkara rak girmek i Toplumsal bir çıkışsızlığa kunda yarattığı atılımı Ruşeni'nin 1914 ve
Tel: (0312) 418 52 64
sürüklendiği '. 'stemin, toplumu, bilim ve 1926 yılında yazılan eserleri arasındaki farkta
Edirne Temsilcisi: Umut AKAS
Tel: (0538) 453 80 47 sanat hayatını anlık bir cendere içinde tut- görebilirsiniz. Okuyucularımıza bu farkı göre-
umutakas@gmail.com
maya çalış ığı ·r önemde ütopyalara büyük bilmeleri için sayın Prof. Dr. Fevzi Demir'in
Hatay Temsilcisi: Hüseyin GÜLER
Büyük Çarşılşhanı Kat:l No:450 ıskenderun bir ihtiyaç var. Geçmiş ütopyaların bilinmesi makalesini ve Ruşeni'nin ütopyasını, Ruşe-
Tel: (0326) 613 41 33
yeni ütopyaları yaratılmasına yol hazırlaya- ni'nin Atatürk'e sunduğu "Din Yok Milliyet Var"
Istanbul Temsilcisi: Canan OSKÜPLÜ
Tel: (0538) 590 55 54
caktır düşü e "Türk Ütopyaları" başlıklı başlıklı raporu ile birlikte okumalarını öneriyo-
bilimveutopya@gmail.com bir dosya hazı ci i ruz. (Bu raporun geniş bir özeti Atatürk'ün
izmir Temsilcisi: Nura! GÜRAN Sir Tho as ore, 1516 yılında, dostu
Tel: (0537) 843 55 19 düştüğü notlar ile birlikte Şubat 2000, 68. sa-
Rotterdamlı as us'a, Ütopya'yı yazarken yımızda yayınlanmıştır. Ayrıca tam metni Sa-
Avrupa Koordinatörü: Filiz KARABULUT
liliz@bilimutopya.com.tr yüreğinin kabardlğ ın i söylüyordu. Bizde "Türk yın Doğu Perinçek'in "Kemalist Devrim- 2, Din
Almanya Temsilcisi: Eyiem DEMiREL BORAL Ütopyaları" syamızı okurken bu duyguyu ve Allah", Kaynak Yayınları, Ocak 2003 kita-
Frankenalle 39. 60327/Frankfurt
Tel: +4969-73918773 Faks:+4969-75009310 yaşayacağım - • ünüyoruz. bında da yer almaktadır.)
Bilim ve ya'nın hazırladığı dosyalar,
büyük önemi e ağmen görülmeyen, görül- Evrim Kursu
mek istenme oktalara dikkat çekmeye 5-6 Aralık tarihlerinde Ankara'da düzenle-
çalışmaktadır. B dosyamızda ütopyaları, diğimiz "Evrim Kursu" büyük bir başarı ile ta-
üzerinde fazla lmayan bir noktadan yola mamlandı. iki gün boyunca süren kurs akade-
çıkarak ele al ~ülün gül ile tartıldığı" dün- misyen, doktora, yüksek lisans ve lisans öğ-
ya özlemini i. e ütopyaların kendi toprağı- rencilerinden oluşan 90 kişilik bir grup ile Prof.
mızdaki örne . ortaya koyduk. Dr. Semih Koray'ın kapanış konuşmasında
isviçre Temsilcisi: Gülay SINACı "Ütopyaların. pkı roman alanında olduğu belirttiği gibi "dünyanın herhangi bir yerindeki
Tel: +41327245854 - +41 763023951
gibi, esas olar atı toplumlarının ürünü ol- herhangi bir öğretmeninin kıskanacağı bir öğ-
ıtalya Temsilcisi: Zeynep GÜNEŞ
E-posta: zeynep-gunes@merck.com duğu, Doğu mlarınınsa onu ancak taklit renci grubu" ile yapıldı. Ders araları kısa ol-
Abone Koşulları: 6 Aylık: 35.00 TL. edebileceği" te ., -eden beriileri sürülmekte- masına rağmen hiçbir öğrenci dışarı çıkmak
Yıllık; 70.00 TL Avrupa ve Ortadoğu yıııık:
50 Euro Amerika ve Uzakda,ğu yillık: 100'$ dir. Ne yazık . vrupamerkezci bu tez,Tü rki- istemedi, kurs ikinci gün ise geç saatlere ka-
Abone bedelleri için, S.S. Ütopya ye'nin akademisyen çevrelerinde de etkilidir. dar devam ettL"Evrim Kursu"nu 20-21 Şubat
Kooperatifi 'iş Bankası Beyoğlu Şubesi
Hesap No: 1022 0778251 1993 yılında yayın hayatına başlayan Bilim ve tarihlerinde istanbul'da gerçekleştiriyoruz.
isviçre Hesap Numarası Ütopya dergisi ise bu tezin bir antitezi olarak Üniversitelerde, liselerde evrim ile ilgili dersle-
Gülay SINACı
Banque Cantonale Neuchateioise comte ortaya çıktı ve rrkiye'de "insanlığın eşitsizli- rin ve konuların anlatılmasının eksikliği sürek-
Hesap No: 1003.00.733
gulaysinacl@romandie.com ğe karşı müca e e ettiği her yerde ütopyanın li vurgulanan bir konu. Bilim ve Ütopya olarak
gulay _sinaci@hotmail.com
da mutlaka olacağı' görüşünü yaygınlaştırdı." bunu bir ölçüde gidermeye çalışıyoruz.
Yurtdışı Sabş Fiyatı
Avrupa: 4.5 Euro
Sayın Sadık U a'nın dergimiz ve hazırladığı-
Organizatör: Ulusal Haber Hiz. Prod. 011. mız ütopya dosyası ile ilgili belirlemesi böyle.
San. Tıc. A.Ş.
Basıldığı Yer: Analiz Basım
Dağıbm: Merkez Dailıtım AŞ
ISSN 1'301-6717
n d e k
BiliM VE ÜTOPYA
üNivERSiTE TEMSiLCiLERi

Adnan Menderes Üniversitesi


Yrd. Doç. Dr. Atakan HATipOGLU
atakanhatipoğlu@gmail.com (O 555) 475 82 45
Afyon Kocatepe üniversitesi
Kutbiddin GÜLTEKiN
kblygultekin@hotmail.com (O 555) 629 75 63
Akdeniz Üniversitesi
Dr. Hakan ERENGIN
erengin@akdeniz.edu.tr (O 535) 852 74 15
Anadolu Üniversitesi
Deniz Eren ERişEN
denerer@gmail.com (O 555) 414 52 02
Ankara Üniversitesi
Yarenkür ALKAN
alkanyaren@gmail.com (O 537) 587 53 77
Beykent Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. ibrahim OK
ibrahimok@beykent.edu.tr (O 532) 234 34 49
İ30ğaziçi Üniversitesi
Cenk ÖZDAG
oezdath@yahoo.co.uk (O 505) 659 65 51
Cumhuriyet Üniversitesi
Hakan SERTAN
hakansertan@hotmail.com (O 532) 335 76 96
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Metin SAlıK .~
metinsalik@hotmail.com (O 544) 335 7932 ,!t-:o ~"
Çankaya
Fırat KAYAÖNÜ
Üniversitesi

fıratkayaonu@hotmail.com (O 543) 944 57 32


Devrimi besleyen ütopyalar
Çukurova Üniversitesi
Bora YAGRI
byagri@gmail.com (O 535) 942 45 25
Dokuz Eylüt Üniversitesi
Serdar YURTÇiçEK
serdaryurtcicek@hotmail.com (O 505) 298 90 70
Ege Üniversitesi
Hürmüz TUTKUN
hurmuztutkun@hotmail.com (O 555) 361 56 14
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
• Kapak
Mustafa YiGiT
Sadık USTA
yigiı_mustU 907@hotmail.com (O 554) 255 82 26
Galatasaray Üniversitesi Türkiye Devrimi'nin ütopyaları
Cem SAVAŞ
cem@bilimutopya.com,tr (O 533) 358 51 78
Gazi Üniversitesi • Kapak
Nesimi Yiğit ERYILMAZ Sadık USTA
yigitjazz@hotmail.com (O 535) 311 81 05 ismail Gaspıralı'da ütopya
Gaziantep Üniversitesi
Mehmet BALABAN
balli27b@hotmail.com (O 538) 889 45 89 • Kapak
Hacettepe Üniversitesi Doç. Dr. Nurettin ÖZTÜRK
Turgut SAYılıR
turgood06@hotmail.com (O 506) 470 95 36
Bir düşyaşam: Servet-i Fünun ütopyaları ve
Haliç Üniversitesi Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayat-ı Muhayyel'i
Şahin KARABıYıK
sahinkarabiyik@hotmail.com (O 535) 215 77 26
istanbul Üniversitesi • Kapak
Kardelen YıLAN Prof. Dr. Fevzi DEMiR
kardelen_fox@otmail.com (O 536) 875 98 00 Bir Türk-islam ütopyası: Ruşeni'nin rüyası
istanbul Teknik Üniversitesi
Muzaffer ENSER
muzaffer_enser@hotmail.com (O 533) 654 1870 • Kapak
Işık Üniversitesi ROşeni
Güneş ÖZTÜRK
gunesozturk@gmail.com (O 505) 948 87 70 ROşeni'nin rüyası
ızmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
Ercan ÖZKAN
ecoes1@hotmail.com (O 505) 289 64 30
• Kapak
Karadeniz Teknik Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Faruk ÖZTÜRK
Mustafa AKDiş Türk düşüncesinde bir ütopya: "Mesut Köy"
makdis85@gmail.com (O 505) 880 67 77
Karaelmas Üniversitesi
Celal SALMAN • Kapak
celalsalman@gmail.com (O 543) 456 1801 Yrd. Doç. Dr. Ufuk ÖZCAN
Kırıkkale Üniversitesi
Gürkan GENÇ
Sıradışı, anakronik bir ütopya: Serbest insanlar Ülkesi
gurkangenc13@hotmail.com (O 544) 5772419
Sadık USTA * pı

Türkiy vrimi'nin ütopyaları


Türk ütopyası ge i mda "siyasi rüyalarla" başlar ve arka arkaya
yazılmış roman, i \ e şiirle devam eder. Bir bakıma söz konusu 150
yıllık dönem, aynı da Türk devrimin de tarihidir. Bu açıdan Türk
devrim tarihi, Tü alarının da tarihidir.
opya araştırmaları Ütopyaların, tıpkı roman alanında ol-
ürkiye'nin ütopya kavramıyla duğu gibi, esas olarak "Batı toplumlarının

T
tanışması 19. yüzyılın ortala- ürünü olduğu, Doğu toplumlarınınsa onu
rına denk gelir. Kavramın fel- ancak taklit edebileceği" tezi, öteden be-
sefi, siyasi ve edebi açıdan ri ileri sürülmektedir. Ne yazık ki Avrupa-
incelenmesi ise 1960'11 yılla- merkezci bu tez, Türkiye'nin akademis-
başında görülüyor. Bu incelemelerse yen çevrelerinde de etkilidir.(6) 1993 yı-
esas olarak Platon, Thomas More ve lında yayın hayatına başlayan Bilim ve
ampanella'nın ütopyalarıyla sınırlıdır Ütopya dergisi ise bu tezin bir antitezi
) ve daha çok devlet felsefesi açısın- olarak ortaya çıktı ve Türkiye'de "insanlı-

Ütopyalar, toplum n değerlendirilmişlerdir.


80'Ierden sonraysa Türkiye'de siyasi
çelişkilere dikkat ~ ~ amın yeniden canlanması, felsefe ve
ilk eleştirel metinl :arih bilimine olan yoğun ilgi; sosyalist
:eori, çevre sorunları, feminizm gibi ko-
Ama aynı zamand uların ilgi görmesi, kavramın uzun bir
aradan sonra yeniden yoğun bir şekilde
devrimci manifes' artışılmasına neden olmuş.
da. Ütopyaların Türk yazın dünyasına ait ütopyaların
980'li yıllardan itibaren ara ara ele alın-
"düzgün" "dört
l
dığı da görülmektedir.(2) Örneğin Hüse-

mamur" siyasi yin Cahid'in ünlü eseri "Hayat-ı Muhay-


yel" başlı başına bir ütopya olarak ince-
programlar olar lenmiştir.(3) Sevindirici olansa bu incele-
Tomasso Campanella. 1960'/1 yıllarm
melerin hem yazın dünyamızda (4) hem
ortaya çıkamama de akademik dünyada yeni incelemeler-
başlarmda görülen ütopya incelemeleri esas
olarak Platon, Thomas More ve
onların zaafı de i :'-. le (5) devam ettiriimiş olmasıdır. Campanella'nm ütopyalartyla sımr/ıdır.

• sadikusta@hotmail.com
1) Yunus Emre Kır, Klasik ve Çağdaş Ütopyalarda Din ve Toplum başlıklı Yüksek Lisans Tezi kapsammda
son 40 yi/m ü10pya üzerine yapi/an tezlerini, Ekler bölümünde sıralamış, Yaymlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
istanbuL, 2007, s. 130.
2) lşm Ekrem, "Jön1ürk ideolojisinin Türk Romanma Etkileri: Mizaneı Murad Bey ve Toplumsal Ü1opyasl,
Sana10layl, istanbuL, 1981, Sayt 5.
3) Metin Özgül, Bir Ütopya Taslağı: Hayat-ı Muhayyel, Türk Dünyası Araştırmalaıı, istanbuL, 1988, Sayı 53.
4) Birçok edebiyat dergisi 1990rarm başmdan itıbaren ütopya konusuna ilgi gös1ermekteydi. Milliyet Sanat
Dergisi ise 1990 yılmda "Abdi ipek çi Ütopya Yaıışması" düzenliyordu. Milliye1 Sanat Dergisi, Sayı 238/15
Nisan 1990.
5) Nurel/in Öztürk, "Çağdaş Türk Edebiyatmda Ütopya: inönü Ün. Sos. BiL. Enst, Yayımlanmamış YÜk.
Lisans Tezi, Malatya, 1992. Öz1ürk çaltşmasmda Türk edebiyatmm 150 yillık sürecinde ü10pyalarm izini
sürmüş. Öztürkvn çalışmasmm önemi, onun 'Doğu'da ütopya vardtr" 1ezinigüçlü bir şekilde savunmasıdır.
6) Murat Belge ''Türk Usulü Ütopya" başlıklt yazısında bunu şöyle ıfade ediyor.' "Sanılim ütopya insanlarda
nesnelerin ilişkilerinden çok, insanlarm insanlarla ilişkilerinde 'devrimci' değinebı/ir değişimler tasavvur etm -
eye bağlı bir şeydir. Bizim ütopyalarda bu pek yok. "Smıf farklaıı korunarak kalkmma" diye özetlenebilecek
bir süreç düşünüyorlar; bu da 'ütopya' olmuyor." Tempo, Sayt,2008/49.
Doç. Dr. Nurettin ÖZTÜRK

Bir düşyaşam: Servet-i Fünun ütopyaları ve

Hüseyin Cahit Yalçın'ın


Hayat-ı Muhayyel'i
Yeni Zelanda tasarısının Servet-i Fünun düzyazısına yansıması, Hüseyin
Cahit'in Hayat-ı Muhayyel adlı öyküsü ile olmuştur. Yeni Zelanda'da
ütopik bir kolani kurma girişiminin yapıldığı 1898 yılının sonunda yazılan
Hayat-ı Muhayyel, içinde yer aldığı öykü kitabının da adıdır.

makta yarar vardır.


ı-istibdat ve ütopya
Topluluğa katılmış ve anılarını yaz-
1895-1901 arasında topluluk olarak,
mış olan yazarların hepsi de, ütopya ta-
bu dönemden sonra ise bireyselolarak
sarılarının altında tek sözle "istibdat"ın
Türk yazın tarihinde etkin olan Servet-i
yattığını belirtmektedirler. Örneğin Meh-
Fünuncular bir ütopya da tasarlamış ve
met Rauf, Servet-i Fünuncular'ın
bu ütopyayı çeşitli yapıtlarında dile
ortak yönlerinin, baskı yöneti-
getirmişlerdir.(1) Türk yazınında
mine karşı duyulan kanlı
yazar ve şairlerin bu biçimde
ve yırtıcı bir düşmanlık
bir topluluk (communaute)
olduğunu söyler. Ona
oluşturup ütopik koloni kur-
göre bu düşmanlık ön-
ma girişimlerine, ilk kez
Türk yazınında yazar Servet-i Fünun dönemin-
ce saraya karşı iken,
sonradan bu yönetimi
de tanık olunmaktadır.
ve şairlerin bir besleyen ülkeye de
"Yeni Zelanda ve Yeşil
yönelir. Yönetimin tu-
topluluk (communaute) Yurt Hikayesi" olarak anı-
tumu ülkede yaşamayı
lan bu girişimler Servet-i \
oluşturup ütopik koloni Fünuncular'ın anılarında,
dayanılmaz bir işkence
durumuna getirmiştir.
kurma girişimlerine, şiirlerinde ve bir öyküde an-
Özellikle Fikret'in öfkesi
latılmıştır. Bu verimler üzerinde
ilk kez Servet-i Fünun durmadan önce, ütopik koloni
herkesten daha fazladır. Bu
kurma tasarı ve girişim- öfke yüzünden Meh-
döneminde tanık Hüseyin CaM Yalçm met Raufun, "Hami-
lerinin altında yatan ya- Servet-i Fünun'lln bir ulusçuluk ve
diye Marşı"nı ayakta
olunmaktadır. zın dışı etkenleri ele al- yurtsever/ik ocağı olduğunu söyler.

1) Bu inceleme, 1992'de inönü Üniversdesinde Prof. Dr. Cahd Kavcar danışmanlığında "Çağdaş Türk
Edebiyaıında Ütopya" adıyla hazırlanmış ve sunulmuş yüksek lisans tezimizin konuyla ilgili bölümünün
düzeltilmiş, değiştirilmiş ve geliştirilmiş biçimidir. Ytllar sonra günyüzüne çıkıyor. Bizden sonra konu ilgi çek -
meye başladı ama çalışmamız ya görmezden gelindi: Taflm, 1995, 5ayl.2, s. 185-203; Özgü/, 1988, 5:53,
ss. 133-160; Taflm, 2006, 5:93, ss. 77-86,' Özgü/, 2006, 5:93, ss. 94-10 1;ya görülmek istendiğigibigörüldü::
Yalçınkaya, 1999, 5:12, ss.78-128: Yalçınkaya, 2004; ya dönem sınırlaması nedeniyle görülmesi gerektiği
Için görüldü: Küçükcoşkun, 2006,' ya da bir projeye referans oldu: Gariper, 2008
dinlememek için kalabalığın . Artık onun görüş ufkunda yalnız bir ha-
sıvışır. Mehmet Rauf'un bu h21'2 =--==- - yat alanı, bir mutluluk köşesi vardı ve
gili yorumu şöyledir: orada istediği gibi bir alem icat etti: Ye-
"işte Abdülhamit idaresi ~ .-? şil Yurt!"(8)
coşkun öfkemiz böyle hareke~ =c-= -- Halit Ziya bu umudun peşinde önce
kışacak kadar ve böyle tehli Fikret'in, ardından da öbür arkadaşları-
alacak kadar kızışmış, köpü nın sarhoş olduğunu belirtir. Anlaşıla-
Hüseyin Cahit de Se cağı gibi kendisi de, H. Cahit de bu ta-
nun'un bir ulusçuluk ve sarıların Halit Ziya dışında gerçekleşti-
ocağı olduğunu söyler. Topl rilmeye çalışıldığını söylemektedirler.
larını birbirine sanat bağı - Oysa Halit Ziya da en az öbür arkadaş-
yönetimi ve saraydan ti '-~ == ları kadar ütopik eğilimlere sahiptir. Bu
bağladığını belirtir. Anca eğilimler hem Kırk Yıl adını verdiği ya-
Mehmet Rauf'tan farklı olarc.: -- zın anılarında, hem de romanlarında
ğun politik "komplo" yapma -- . - kendini gösterir. Halit Ziya Kırk Yıl'da,
sinde olmadığını söyler.( çocuklarının ölümünden sonra evden,
Cahit Mehmet Rauf'a gö '" ~- _- eşyadan, kendi kendilerinden ve hatta
yönü daha da gelişmiş yaşamdan kaçmaya çalıştığını söyler:
Onun söyledikleri, toplul .::. - - yazarlarmm hepsi de, Yeni Zelanda'ya gıderek "Nereye gidecektik? Öyle bir yer ol-
kalma ya da öyle görün e ~ -. 'Pik bir kolont' kurma tasanlarmı ortaya atanm malıydı ki bizi umumı hayattan çıkar-
Fikret olduğu konusunda bir/eş/rler.
bir yansıması biçiminde y mış, dünya ile bağlarımızı gevşeterek
Dolayısıyla Mehmet Rauı - Hüseyin Cahit, anılarında ütopya ta- hemen çözmüş olsun. Birden hatıra Bü-
verilen anı-yorumunu duy sarılarına katılan kişiler olarak göz heki- yükada geldi, oradan bizde kalmış öyle
ma, kendini tutamama da i Esat Paşa, Hüseyin Kazım, Tevfik izler vardı ki aranan köşeye çekilmişliğin
görmek doğru olur. Ger. ikret, Mehmet Rauf ve kendisini sa- ancak orada olabileceğini vaat ediyordu.
Rauf, Hüseyin Cahit'in de-=-- =' ar.(S) Bu adlar arasında ise Fikret mer- Her şeyi bırakıp yaz kış yıllarca orada,
tutabildiği duyguyu bastır-.-;:r- = ezı bir kişilik olarak görünüyor. Arka- kendi yalnızlığımızın içine gömülerek
etmiştir. Her iki yazarda de _ - - daşları onunla ilgili sözlerinde, sanki ola- uyuşmaya çalışacaktık. Orada bir ev (...)
tutum ise ütopya özlemi '-.- ğanüstü birini, karizmatik bir kişiliği an la- temin ettim (...) ve bütün bu işi üç gün
sından önemlidir. Gere ır gibidirler. Hüseyin Cahit'in dediği gibi, içinde bitirmiş 0Iduk."(9)
ve gerekse Hüseyin Ca -. - "Fikret'in güçlü, belirgin ve ezici bir Bu eve zaman zaman Fikret, Cenap,
mini istibdattan kurtulma işiliği vardı. Çok eski zamanlarda ol- Hüseyin Cahit ve Mehmet Rauf da gelir.
maktadır. Hüseyin Kazı saydı belki adı bir peygamber diye art Bu buluşmalarda memleket acılarından
rında bu konuya değinir ~ kuşaklara geçerdi. Daha sonraları gel- da, yazından da söz açılmaz.
rinde büyük etkisi olduğ seydi bir tarikat kurucusu 0Iurdu."(6) "Yalnız bir iş vardı: Gülmek ve onun
ret ile birlikte, istibdatt- - -- - =-= yanında daha ehemmiyetli bir iş daha
üzüntü duyduklarını yaz-o. =-=-~ ii. Uzak-Ada-Ülke düşü vardı: Yemek ..." (10)
tik ufukları karardıkça g- - Anı yazarlarının hepsi de, Yeni Ze- Hölderlin (1770-1843) de öyle diyor-
ğünü, beyinlerinin içinde - -~ landa'ya giderek ütopik bir koloni kurma du:
ni, her şeyden umudu k tasarılarını ortaya atanın Fikret olduğu "Umut olmasa yaşamak da olmazdı.
dülhamid'in de günden "'::. =c konusunda birleşirler.(7) Halit Ziya'ya Dünya kazaya uğramış bir gemiye dön-
tırdığını ekler. "Bütün - göre Fikret, müş, bundan bana ne? Beni kendi mut-
panmış ve bu elim v "Ortam kendisine uymayınca hayali- lu adamdan başkası ilgilendirmiyor."(11)
imkanı kalmamıştı."(4) ne uyabilecek bir ortam uydurmalıydı. Ada ütopyaların ideal mekanıdır.(12)

2) Mehmeı Rauf, 1927, 5:9,s.6- =-


3) Yalçın, 1975 (bs. 1935),s. --3
4)Kadri, 1989, s. 32,33;KadJ:' -=- .5. =
5) Yalçın, 1975, s.116
6) Yalçın, 1975, s.115
7) Karşılaşlmn: "Akret bu k =C. ~ 1975, s. 116; "Birgün Fikret benigörünce, o her zamanki aşm heyecaniyle: 'Rauf,gidiyoruz!' dedi" Tarım,2001,
s. 101;MehmeIRauf, 1997, s.x '" birçarebuldu:BumemlekettenhicrelelmekI"Kadri, 1989, s. 34 ve Kadri, 1991, s. 61; "Fikrelsonundaburadan
kurtulabilmek çaresini olmayc:. ... "Uşakııgi/, 1969, s.529
8) Uşaklıgil, 1969, s.529
9) Uşakligi/, 1969, s. 565
10) Uşakligi/, t969, s. 550; i'-
II)Hölder/in, 1987, s. 35, IZ
12) Göktürk, 1982, s. t7-51
Servet-i Fünun romanında ada, gezinti medikleri zaman, onların duydukları his
Küıtürlü insanların öbür
ve eğlence yeri olarak sıkça geçer. "Za- karanlık bir melankolidir. Bu hissin tabi-
ten 'Ada' denilince en çok akla gelen yer i reaksiyonları olan insanlardan kaçmak, insanlara göre daha duyarlı
genellikle Büyük Ada 0Iur."(13) Servet-i yalnızlık arzusu, hülya ve rüya, onların
Fünuncular'ın da ütopik kolonilerini kur- kalemlerinin ucundan hiç eksilmeyen
ve alıngan olmaları doğaldır.
mak için adayı, "Yeni Zelanda Adaları"nı mevzulardır. (...) Bütün Servet-i Fünun- Çünkü sanatçılık biraz da
seçmeleri ilginçtir. Buna bağlı olarak de- cular'ın başını döndüren meşhur ütopi
nilebilir ki, Türk yazınına ütopya mekanı (...) en çok Fikret'i sarhoş etti ve gerçek- buna bağlıdır. Yani kişilik
olarak "ada" kavramı da ilk kez Servet-i leşmeyince en derin hayal kırıklığına uğ-
rayan da o 0Idu."(14)
ve ortam birbirini besleyen
Fünuncular'la girer.
Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Fikret'in etkenler olarak birbirini
iii. Kalıtım ve ütopya kişiliği ve şairliği üzerinde görüşlerini yo-
Prof. Dr. Mehmet Kaplan, 1943 yılın- ğunlaştırarak şunları söyler:
bütünleyen öğelerdir.
da hazırladığı Tevfik Fikret hakkındaki "Fikret'i realiteden koparak, ona ya- uzaklaşmak istemesi, benim kanaatime
doçentlik tezinde, kendi sözleriyle bütün şadığı hayatı çirkin gösteren amiller ara- göre, mizacı ve irsiyeti ile alakalıdır.
Servet-i Fünuncular'ın başını döndüren sında, çocukluğundan ~eri mütemayil ol- Bunda istibdat devrinin de rolü olmakla
ve en çok da Fikret'i sarhoş eden "Meş- duğu hülya zevkini de zikretmek lazım- beraber, başkalarında aynı temayüllerin
hur ütopi"nin nedenleri üzerinde genişçe dır."(15) görülmeyişi veya aynı şiddette olmayışı,
durmakta ve başlangıçta politik-toplum- Kaplan Fikret'in çocukluğa dönüş ar- esas meselenin Fikret'in şahsiyetiyle il-
sal yapıyı temel etken olarak göstermek- zuları taşıdığı ve hatta anne karnındaki gili bulunduğunu gösteriyor."(17)
tedir: hali özlediğini, onun şiirlerini psiko-ana- Burada Servet-i Fünuncular'ı ütopya
"Servet-i Fünun edebiyatı, Abdülha- !izden hareketle inceleyip bilinçaltına in- kurmaya iten etkenler böylece, başta da
mid idaresi altında doğmuş, büyümüş ve menin mümkün olduğunu (16) belirttik- belirtildiği gibi ikiye ayrılmaktadır: istib-
ölmüş bir edebiyattır. Bu itibarla bu dev- ten sonra, Fikret'teki gerçeklikten kaçma dat ve kal ıtım/kişilik.
rin kuvvetle tesiri altında kalmıştır. Ab- eğiliminin kalıtımla ilgili olduğu sonucu- Kültürlü insanların öbür insanlara gö-
dülhamid'in boğucu ve korkutucu rejimi, na varmaktadır: re daha duyarlı ve alıngan olmaları do-
Abdülhamid istibdadı, politik ve sosyal "Sık sık istifa ederek Aşiyan'a çekil- ğaldır. Çünkü sanatçılık biraz da buna
konulara dokunmayı yasakladı. Abdül- mesi, arkadaşlarına karşı haşin davran- bağlıdır. Yani kişilik ve ortam birbirini
hamid (...) mutlak bir istibdat mekaniz- ması, çevresini hakir görmesi ve ondan besleyen etkenler olarak birbirini bütün-
ması kurmuştu. Böyle bir durumun bü- leyen öğelerdir. O yüzden, ütopya özle-
tün millete doğurduğu hastalık, melan- minin altında yalnız ortamın veya yalnız
koli ve hayattan bezginlik, şüphesiz on- kişiliğin bulunduğunu ileri sürmek hem
ların ruhunda da aynı tesiri uyandıracak- gerçekçi olmaz, hem de olayları bir tek
tı. (...) Servet-i Fünuncular'ın duyuş tar- nedene bağlamak (monizm) gibi bir yön-
zının belirli vasfı hastalık derecesine va- tem yanlışını da gösterir. Ne var ki, kalı-
ran bir nevi aşırı duyarlılıktır. (... ) Fik- tım (irsiyet) gibi henüz bilim çevrelerinde
ret'in bir makalesinde bu hastalık şöyle yeterince aydınlanmamış bir olguyu şu
anlatılmıştır: 'Edebiyatımız hasta ...' Av- veya bu yaşam etkinliğinin temeli olarak
rupalı siyasılerin koymuş oldukları 'Has- gösterirken biraz temkinli olmakta yarar
ta Adam' tabiri bu hastalığı bütün impa- vardır. Çünkü özellikle ütopya özlemi
ratorluğa şamil göstermek suretiyle vazi- açısından kalıtım, henüz denenmesi
yeti gayet iyi hülasa eder. (...) 'Hayal' ve mümkün bir sav değildir. Bundan dolayı,
'hakikat' temi. Bütün Servet-i Fünun kalıtım yerine kişilik kavramını kullan-
edebiyatı bu iki tem etrafında toplanabi- mak herhalde daha yerinde olur.
lir. (...) Hayal ve hakikat temi hikaye ve Fikret'in aşağıda verilen mektubu,
romanların yapılarına kadar tesir etmiş- şairin ne ölçüde "zamaneden şikayet"çi
tir. (...) Servet-i Fünun şairi bu uçta Nir- olduğunu ve kişiliğinin nasıl bir memnu-
"... En samimi arkadaşianmin arasında
vana'ya, ölüme kadar sürüklenir. (...) in- niyetsizlik ile donanmış bulunduğunu
sokağa çıplak çıkmış bir adam hissi ile
tihar Servet-i Fünun edebiyatında mü- titriyorum; herkesin vicdant kapalı, örtüıÜ; çok açık olarak gösterir:
him bir yer tutar. (...) Bu merhaleye gele- yalntz ben çıplak ... " "Yeis ... yeis ... yeis ... Meyusum kar-

13) Kavcar, 1985, s. 247


14) Kap/an, 1987, s.23, 30, 32, 43, 44, 45, 101,
15) Kap/an, 1987, s. 101
16) Kap/an, 1987, s.227
17) Kap/an, 1987, s. 260
23

deşim; şiddetli bir buhran-ı infial içinde-


yim, sönüyorum (...) Koca bir alem için-
de yalnızım Nazif. En samimı arkadaşla-
rımın arasında sokağa çıplak çıkmış bir
adam hissi ile titriyorum; herkesin vicda-
nı kapalı, örtülü; yalnız ben çıplak (...)
herkes namuslu geçinerek alçak yaşa-
manın kolayını buluyor (...) Ye'simin de-
recesini düşünemezsin kardeşim; kendi-
mi taşlara çarpacağım geliyor. Fakat ha-
ni benim hamiyet hunumla kirlenecek te-
miz taş ..."(18)
Örneğine her ulusun edebiyatında,
her yer ve zamanda rastlanabilecek olan
bu sözler, ancak Fikret'in yaşadığı ortam
ve Fikret'in şairce duyarlılığı konusunda Mehmet Rauf Bey Ha/i! Ziya UŞAKLlGiL
ışık tutabilir. Ancak, bazı coşkulu anla- (1875-1931) (1867-1945)
rında herkesin ortaya koymaya çalışabi- şilik veya kalıtıma bağlamak yerine baş- 4-Halit Ziya Uşaklıgil, Kırk Yıl, 1936
Ieceği bu tür duyguları Fikret'in başarılı ka bir olasılık üzerinde düşünülebilir. Yu- Bir kere bu anıların hepsi de Cumhu-
bir dille anlatmış olması ne onu suçlama karıda, konuyla ilgili anı yazarlarının, iki riyet döneminin ilk evresinde, Atatürk'ün
nedeni olabilir; ne de atalarının yapı ve temel görüşü vurgulanmış idi. Bunlardan sağlığında yazılmışlardır. Aralarında hiç-
yaşayışlarını bağlar. Sanatçı yalnızca biri istibdadın ütopya tasarııarına yol aç- bir çelişme yoktur. Dördü de Fikret'i, bu
kendinde olanı anlatırken bile gerçekte tığı, diğeri de ütopya girişimlerinin mer- büyük ölüyü, "hayırla yad etmektedir".
diğer insanlarda olanı aydınlatmaya ça~ kezinde Fikret'in yer aldığı görüşüdür. Dördünde de istibdat karşıtlığı temel et-
IIŞır. Okuyucu böylece yapıtta kendin- Dört anı yazarı da bu konuda görüş bir- kendir ve hatta Mehmet Rauf'un bu ko-
den bir şeyler bulur ve sanatta özdeşim liği içindedir. Mehmet Kaplan da H. Ca- nudaki anısı bir psikolojik ifade olmak
denen olay gerçekleşir. O nedenle, sa- hit'in Kırk Yıl ve Edebı Hatıralar'ını esas bakımından ancak "gülünç" sözcüğüyle
natçı yazarken de, yaşarken de, kamu alarak topluluğun ütopya tasarıları üzeri- nitelenebilir. Bütün bunların düşünceyi
vicdanının göstergesidir. Sanatın beşerı ne görüşlerini bildirmiştir. Onun, daha götürdüğü yer, Fikret üzerinde geç kal-
oluşu da bundandır. çok Kırk Yıl'a itibar ettiğini gösteren bir mış bir idolleştirme yaparak bir yandan
husus vardır ki, o da H. Ziya'nın Yeni Ze- görünüşte onu yüceltirken, bir yandan
LV. Anı labirentlerinde landa'ya güç için kullandığı ve hem Fik- da ülkenin esenliğe çıkması için çalış-
yiten cennet ret'e hem de diğer topluluk üyelerine mak yerine uzakta bir yerlere kaçarak
Bu aşamada, Servet-i Fünuncular'ın karşı yönelttiği "sarhoş" nitelemesini kendini kurtarmak suçlamasından kur-
ütopya tasarılarını tek başına istibdat, ki- Kaplan'ın da kullanmış olmasıdır.(19) tulmak ve böylece bir "günah keçisi" du-
Burada düşünülmesi gereken, anı ya- rumuna getirilen Fikret'e bu suçu yükle-
Sanatçı yalnızca kendinde zarlarının Fikret'in ölümünden çok sonra mek varsayımıdır. "Yüceıtirken batır-
ve art arda anılarını yazarken gerçeği ne mak"; işte kuşkulanılması gereken olası-
olanı anlatırken bile denli yazıya döktükleri, ne denli "anı ka- lık budur. Bu olasılık, anııarda geçen ba-
gerçekte diğer insanlarda rartması" yaptıkları sorusudur. zı noktaların benzerliğini yoklamayı zo-
Yayımlanışlarına göre anılar şöyle runlu kılmaktadır.
olanı aydınlatmaya çalışır. sıralanmaktadır: Anılarda geçen benzer noktalar
araştırıldığında, örneğin Hüseyin Cahit
Sanatçı yazarken de, 1-Mehmet Rauf, Yeşil Yurt Hikayesi,
ile Mehmet Rauf'un, doğrudan kendi ki-
1927
yaşarken de, kamu vicdanının 2-Hüseyin Kazım Kadri, Tercüme-i şilikleriyle ilgili olarak "kaçma" bezeğini
Hayat Yahut Aileme Yadigar, 1929 vurguladıkları görülmektedir.(20) Benze-
göstergesidir. Sanatın beşerT şen başka bir bezek de, Hüseyin Cahit
3-Hüseyin Cahit Yalçın, Edebı Hatı-
oluşu da bundandır. ralar, 1935 ve Halit Ziya'nın Yeni Zelanda'ya kurula-

18) Akrel bu mekıubu 2 Şubal 1314 (1898)'te Süleyman Nazif'e göndermişIir. 1 Eylül 1333 tarihli Muallim dergisinde yayınlanan
mektubu biz şu kaynakta gördük:
"Türk Edebiyatında Mektup: 1964, s.464-465 ve Kemalettin Şükrü, 1931, s.42; Bu mektubu yazdığı sıralarda Akret bir kaç kez gözalflna alınmıştı.
19) Krş. Uşak/igil, 1969, s. 530 ve Kaplan, 1987, s. 101
20) "Ahmet Şuayip ile cuma günlerinin en sıcak sohbetlerinden birini de Avrupa 'ya kaçma konusu doldururdu. 'Gitmek' değil 'kaçmak' diyorum. Kaçmak .. Belki bir
yol bulunabilirdi." Yalçın, 1975, s. 61; ve "birkaç kere kendi kendime bin tehlikeyi göze alarak memlekeUen kaçmak üzere leşebbüslerim bile olmuşlu." Mehmet Rauf,
1997, s. 67,' Tanm, 2001, s. 102; Kutlu, 1981, s. 155
cak ütopik koloni yaşamı için "cennet" Öte yandan yine Hüseyin Cahit, 1937'de sözlerini sorgulamayı gerektiriyor:
benzetmesini kullanmasıdır.(21) Oysa şunları yazmaktadır: 1-Hüseyin Cahit, olaydan çok sonra
Fikret'e göre cennet, güzel vatandı r, "Gizli gizli okuduğumuz Utopie, Cite ve Fikret'in ölümünün üzerinden yıllar
başka bir şey değil: de Soleil gibi eserler, bizim ruhlarımızda geçtiği zaman, tasarıları hakkında sos-
"...senin bugün 'senin', 'benim' düşünceleri olmadan yalist düşünceye uygunluk doğrultusun-
Cennet kadar güzel vatan ın var, şu kardeş gibi, hakiki bir insan gibi bir ara- da açıklama ve yorumlar yapmıştır.(24)
gördüğün da yaşamak ve temiz bir sosyete teşkil Bu bağlamda, onun sosyalist, komünist
Zümrüt bakışlı, inci şetaretli kızcağız etmek fikirlerini uyandırmıştl ..."(23) olduğu yolundaki kendi sözleri daha ön-
Kimdir, bilir misin? Vatanın ... " (Ferda) Hüseyin Cahit'in adını andığı yapıt- ce anıımıştı. Orada da belirtildiği gibi, bir
Anıların, Fikret hakkında yüzde yüz lardan ilki, Thomas More'un ünlü Uto- kere Hüseyin Cahit'in belirttiği ve bağ-
doğru bir ruhı portre çizmeye uygun oL- pia'sı, ikincisi de Tommasso Cam panel- landığı ilkeler bu ideolojilerin ilkeleri de-
madığını düşündüren hususlardan biri la'nın Civitas Solis (Güneş Kenti)'idir. iki ğildir. M. Fuat, bazı incelemelerin, Yeni
de, Yeni Zelanda'ya gitme niyetinin, son- yapıt da, ütopya edebiyatının klasiği ol- Zelanda tasarısını ütopyacı sosyalistle-
radan Hüseyin Cahit tarafından "sosya- muştur. Birincisi ingilizce, ikincisi ital- rin özlemlerine benzettiklerini, ama elde-
listçe bir girişim" olarak gösterilmeye ça- yanca olan iki ütopyayı da Hüseyin Ca" ki yazı ve şiirlerin bu tür bir yargıyı doğ-
Iışılmasıdır. Hüseyin Cahit, 1924'teki bir hit'in Fransızca adlarla anması, genelde rulayan ipuçları vermediğini belirtir.(25)
yazısında, ruhunda taşan hürriyet ve Servet-i Fünuncular'ın Fransızca ve Sertel de bu arayışların temelinde sos-
müsavat aşklarıyla komünist, sosyalist Fransız kültürü ile ilgileri düşünüldüğün- yalist veya Marksist görüş aramayı, Fik-
olduğunu ileri sürer.(22) ii. Meşrutiyet'i de, bu yapıtları okuduğunun/okudukları- ret'i benimsemediği düşüncelere sahip
ilan ettiren ilkelerin de, kaynağı Fransız nın kanıtlarından biri sayılabilir. Toplulu- göstermek için sarf edilmiş fazla bir gay-
Devrimi olan "hürriyet", "adalet", "uhuv- ğun ütopik koloni tasarısının, Hüseyin ret olarak görür.(26) Ona göre, Yeni Ze-
vet" ve "müsavat" (liberte, justice, frater- Cahit'in belirttiği gibi kardeşçe, insanca landa hayalini bir sosyalizm olarak kabul
nite ve egalite) olduğu düşünülürse; bu ve temiz bir toplum oluşturma amacını etmek saçma 0Iur.(27) Dolayısıyla, Hü-
ilkeleri savunmakla komünist veya sos- taşıması da diğer bir destektir. Ancak, iti- seyin Cahit'in bu yoldaki sözlerini, Ser-
yalist değil, olsa olsa Jakoben olunur. raz noktası H. Cahit'in yukarıda verilen vet-i Fünun sonrası düşünce gelişiminin
ve değişiminin yansımaları, uzantıları
olarak görmekte yarar vardır. Zaten on-
dan başka hiçbir anı yazarı böyle açıkla-
ma ve yorum yapmamıştır. Servet-i Fü-
nuncuların adını andığı, yararlandığı ve
etkilendiği Batı yazarları arasında da
More ve Campanella adları yoktur.(28)
2-Mehmet Rauf, anılarında, göz he-
kimi Esat Paşa'nın evinde, yazınla uğ-
raşmamalarına karşın ülkenin durumun-
dan yakınan ve içlerinde zengin kişilerin
de bulunduğu bir dost grubunda, bütün
yakınlarıyla birlikte başka bir ülkeye göç
etme dileğinin görüşülüp karara bağlan-
dığını, Fikret'ten aktararak anlatır. Bu
toplantıda H. Cahit de vardır. Ancak,
orada bulunmak dışında bir etkiden söz
etmez. O zamanlar M. Rauf, Tarabya ka-
rakol gemisinde ikinci kaptandır. Gemi-
Thomas More'un Utopia'sı ile Tommaso Campanella'mn Civitas Solis! (Güneş Kenti) nin görevi, yazın o sulara gelen elçilik
ütopya edebiyatmm klasiği olmuştur. gemileri ile aradaki protokol işlerini dü-

21) Krş. Uşaklıgil, 1969, s. 530 ve H CaM/n H Kazım'la ilgili yazısı: Kadri, 1991, s. 9
22) 1924 larihliyazıyl anan: Huyugüzel, 1984, s. 6; Huyugüzel, 1982, s. 16 ve Yücebaş, 1960, s. 10
23) Anan: Huyugüzel, 1982, s. 47
24) Huyugüzel de H Cahit/n yorumlan doğrultusunda görüşler ileri sürer. Bkz. Huyugüzel, 1982, s. 47
25) Memet Fuat, 1979, s.27; Memet Fuat, 1995, s. 32
26) Sertel, 1969, s. 153
27) Sertel, 1969, s. 155
28) Bkz. Akyüz, 1982, s. 117; Şevket Süreyya da H CaM/ 1934'le Meşrutiyetçilik, Cumhuriyetçilik, diL, edebiyat, kadm haklan, toplumsal reformlar, inkllapÇlllk, mil -
liyetçilik, halkÇıilk, dinde reform gibi her türlü yeni düşüncenin öncüsünün kendisi olduğunu ı/eri sürmesi nedeniyle eleştirmiştir. Bkz. Şevket Süreyya, 1933, S:33,
s.37-44
25

zenlemektedir. Bu sayede M. Rauf Fran- kendisi olduğunu söy-


SiZ, ingiliz, Alman, Rus ve italyan subay- leyen M. Rauf'u doğru-
larıyla dostluklar kurar. Özellikle ingiliz lar. Öyleyse, Yeni Ze-
elçilik gemisi imojen'in süvarisi Kaptan landa tasarısı Fikret'in
Beyn çok samimi dostudur. Fikret, kişiliği nedeniyle ger-
Beyn'den yardım istemesini önerince M. çekleşmemiştir dene-
Rauf, Beyn'e açılır. Kaptan Beyn, Yeni mez. Baş neden para
Zelanda'da çok verimli topraklar olduğu- sorunu ve H. Cahit'in
nu, iklimin, hava ve suyun güzelliğini an- değindiği "Meşrutiyet
latır. M. Rauf isterse, göçmen kuruluşu- ilan edilirse geri dönüı-
nun broşürlerinden getirebileceğini, oku- meli mi?" tartışmasıdır.
yup ona göre karar vermelerini söyler. H. Cahit, 1935'te, ken-
Sonunda bu broşür gelir. Hüseyin Cahit, disinin böyle bir du-
M. Rauf'un bu sözlerini doğrulamaktadır. rumda dönme kararın-
Bundan sonrası için Hüseyin Cahit, bro- da olduğunu, Fikret'in is!ibda! döneminde A'krel'in duygularmı "ftrtmalar" ile
anla/!ığı bir çalışması.
şürü Mehmet Rauf'un ingilizce'den çevi- ise bunu sonra görüş-
rerek kendilerine anlattığını belirtir. Ona mek düşüncesini ortaya attığını açıklar. öneriyi bütün topluluğa getirdiğini; "Ama
göre de göç düşüncesini tutmayan he- Herhalde Fikret de yıllar sonra anılarını bunu gerçekleştiremedik" cümlesi ile de
men hemen hiç kimse yoktur. Esat Pa- yazsa başka bir görüşle H. Cahit'in kar- buna herkesin katıldığını ve başarısızlı-
şa, Ankara'daki Büyük çiftliğini satıp şısına çıkabilir veya onu doğrulayabilir- ğın da yine herkese ait olduğunu ortaya
masraflarını karşılayacağına söz verir. di. Ama artık Hüseyin Cahit'in iddiasını koyar. Yeni Zelanda tasarısının yürüme-
Hüseyin Kazım ise bu aşamada, Fik- bu yolla denetleme imkanı bulunma- sini M. Rauf gibi kötü olasılıklara bağla-
ret'in Yeni Zelanda'da kuracakları "Yeşil maktadır. yan Halit Ziya da, Manisa tasarısına ka-
Yurd"un mukayvadan bir maketini yaptı- tılanları sınırlamaz.
ğını ve yalnız evli veya evlenecek olan- V. Okyanustaki Ada-Ülke'den "Üç beş, on yirmi, bu hülyanın arka-
ların gitmesini önerdiğini eklemektedir. Anadolu'daki iç~Ülke'ye: sında gidecek kaç tane çıkarsa o kadar
Tasarının sonuçsuz kalmasını H. Cahit aile buraya gidecek, çiftlikte saflık, kar-
Yeşil Yurt ütopyası
"barut bulamadık" diye açıklamaktadır. deşlik, samimllik mayalarıyla yuğrulmuş
Yeni Zelanda'ya gitme tasarısı ger-
Esat Paşa çiftliği ni satamamıştır. M. Ra- bir cemiyet kuracaklardl."(29)
çekleştirilemeyince, Hüseyin Kazım yeni
uf ise, kötü ihtimallerin giderek daha çok Hüseyin Cahit, Fikret'in kurşunka-
bir öneri getirir. Daha önce babasının
konuşulması nedeniyle yavaş yavaş ka- lemle burada yapılacak köşkün bir planı-
Manisa'ya bağlı Tepecik köyünde aldığı
tılacak olanların işten soğuduğunu söy- nı çizdiğini anar. Ortada büyük bir salon
çamlık arazi üzerinde yerleşebilecekleri-
ler. Soğumayan, ona göre Fikret, H. Ca- vardır. Burası hem yemek, hem de otur-
ni bildirir. H. Cahit köyün adını Sarı Çam
hit ve kendisidir. Halbuki H. Kazım vaz- ma odası olacaktır. Fikret, salonu nasıl
olarak anmakla birlikte; kendisi, Fikret
geçme nedeni olarak Fikret'in evindeki döşeyeceklerini bile düşünür. H. Kazım,
ve H. Kazım ile aileleri dışında başka
bir görüşme sırasında arkadaşlarından anılarında kendi yol tezkeresini H. Ca-
kimsenin buraya gitmeyeceğini belirt-
birinin Fikret'ten rakı istemesi üzerine hit'e verdiğini, onun gidip köyü gördüğü-
mek bakımından H. Kazım'la birleşir.
şairin üzülüp kırılmasını ve kötü davran- nü ve dönüşte buranın fotoğrafını getir-
Buna karşılık M. Rauf, Hüseyin Kazım'ın
masını göstermektedir. "Yeşil Yurd" hül- diğini anlatır. H. Cahit fotoğraf konusu
yası bu yüzden silinip gitmiştir. Herhalde Mehmet Rauf, Servet-i dışında bu bilgiyi doğrular. Her ikisi de,
vazgeçmenin nedeni bu denli küçük bir Manisa tasarısından Fikret'in vazgeçtiği-
olay değildir, Esat Paşa'dan hiç söz et- Fünuncuların ütopik kolani ni ileri sürmektedirler.(30) Bu savı Meh-
meyen H. Kazım belki de, çiftlik satma met Rauf ve Halit Ziya'nın anılarıyla de-
işini ve sonucunu bilmekte; bunun için
kurma tasarılarının adını Yeşil netlemek mümkün değildir. Çünkü onlar
vazgeçmeyi Fikret'e yüklemektedir. ileri- Yurt olarak koyan kişinin bu konuda bilgi vermezler, açıklama ve
de Manisa'da çiftçilik yapma kararını yorum yapmazlar. Ancak, Mehmet Ra-
Fikret'e açtığında, onun H. Cahit'in de Hüseyin Cahit olduğunu yazar. uf'un "bunu da gerçekleştiremedik"(31)
atılımıyla Yeşil Yurt tasarısını burada Ancak, Yeşil Yurt adına yapıt biçimindeki sözleri ile "Fikret vazgeç-
urmak hayaline kapıldığını söylemesi ti"(32) demek arasında çok büyük bir
ise; soğumayanların Fikret, Cahit ve veren kişi Fikret'tir. fark olduğu da açıktır.

29) Uşaklıgil, 1969, s. 530


30) Krş. "Fikre17n böyle luhaf/ık/an vardtr. Kim bılir ne gıbi bir düşünceyle niyetinden vazgeçli ve kabahali H. Kazıma bulmak isledi. "Yalçm, 1975, s. 119 ve: "Bir hayli
günler düşündü ve neticede bu hülyadan da vazgeçtP" Kadri, 1989, s. 35 ve Kadri, 1991, s. 63; Görüldüğü gibi H. Kazım Rkre17n kendtsini suçladığmı söylemiyor.
31) Kutlu, 1981, s. 156
32) Bkz. 30. dtpnot
--
r---- ı
-------

Mehmet Rauf, Servet-i Fünuncuların arasında farklılık vardır. fark bulunabileceğini ciddi olarak düşün-
ütopik koloni kurma tasarılarının adını e-Manisa tasarısından vazgeçme mek gerekir.
Yeşil Yurt olarak koyan kişinin Hüseyin konusunda da sorumluluğun herkese
Cahit olduğunu yazar. Ancak, Yeşil Yurt veya yalnızca Fikret'e ait olduğu konusu ViI. Fikret'in Yok-Ülke ağıtları
adına yapıt veren kişi Fikret'tir. M. Rauf, yine M. Rauf ile öbür iki anı yazarı ara- Yukarıda genişçe ve karşılaştırmalı
bu tasarıdan çıka çıka "Rubab-ı Şi kes- sındaki başka bir farklılıktır. olarak üzerinde durulan ütopya tasarıla-
te'nin ancak bir sahifesini kaplayan bir f-Fikret'i "peygamber" gibi gösteren rı yalnızca yaşanmış girişimler düzeyin-
'Yeşil Yurt' manzumesi çıktı"ğını söyler- de, "tuhaflıklar"ı olduğunu söyleyen de de kalmamış, topluluğun sanat yapıtla-
ken, Hüseyin Cahit de kendi deyimiyle H. Cahit'tir. Hüseyin Cahit yukarıda da rında da yansımalarını bulmuştur. Anılar
Fikret'in "tuhaf"lığına çok uygun düşen belirtildiği gibi, Yeni Zelanda'dan geri dö- dışında bu konuda kalem oynatanlar,
şu yorumla, "Başka Dünyalar Hülyası" nüş konusunda Fikret'le "anlaşmazlık" Fikret ile H. Cahit'tir. Fikret'in şiirleri, ge-
adını verdiği bölümü bitirir: içindedir. Sonradan nel olarak onun üto-
"Gel ey berid-i perestide ... diye dize- Meşrutiyet ilan edilince, pik eğilimlerini ortaya
ler söylenmiş, sabırsızlıkla geri dönme- "dargın" olduğu H. Ca- koyacak niteliktedir
mi beklemiş. Sonra girişimden vazgeçin- hit'e bir gazete çıkarma 'RÜBAB;{ ve tek başına bu giri-
şimiere bağlanamaz.
ce 'Sen de gittin, senin de arkandan' di- önerisinde bulunmak
ye gözyaşları dökmüştü. Sanki bütün gi-
rişimin amacı bu iki şiiri yazmakmış gibi
üzere H. Kazım'ı
deren Fikret ile Hüseyin
gön-
SiK~-STE' Rubab-ı Şikeste'de
yer alan şiirin bir kıs-
oldu."(33) Cahit arasındaki bu "an- mı, şairin "başka dün-
laşmazlık" daha keskin yalar hülyası" ile ilgili-
VI-Ağaçlara değil ormana bir duruma gelmiş olma- dir. Bunlar içinde de,
bakmak: Anı karartmalarını lıdır. Çünkü gitgide bek- daha yapıtın başında
lentilerin aksine istibdat bulunan Süha ve Per-
usla aydınlatmak
benzeri bir yönetim an- vin ile; ütopya özlemi,
Bu karşılaştırma ve kesin bir sonuca
layışına kayan ittihat ve doğa ve deniz misti-
ulaşmaktan çok kuşku uyandıran nokta-
Terakki'ye karşı Fikret sizmi, pastoral görün-
lar ile soru işaretleri üzerindeki açıkla-
çok kesin ve açık bir tü ve pitoresk (resim-
malardan sonra, şu olasılıklar ağırlık ka-
karşı tutum takınırken, si) beğeninin kucak-
zanmaktad i r:
Hüseyin Cahit bu cemi- laştığı Yeşil Yurt, Bir
a-Ütopya tasarılarının altında tek ba-
yetin -deyim uygunsa- "kalemşor"ü Mersiye, Bir An-ı Huzur, Ömr-i Muhay-
şına istibdat, irsiyet veya kişilik yoktur.
olur.(34) yel, Ne isterim, Aşiyan-ı Dil, Nakş-ı Na-
b-Tasarının bulucusu olarak yine tek
g-Halit Ziya baştan beri ütopya tasa- zenin ve Beri'd-i Ümmi'd adlı şiirler dikka-
başına Tevfik Fikret'i ve onun kişiliğini,
rılarının dışındadır. Mehmet Rauf ise ti çekmektedir. Bunlar dışında örneğin
hele kalıtımını görmek ise, Esat Pa-
Manisa tasarısının dışındadır, o yüzden Hasan'ın Gazası gibi epik bir şiirde bile
şa'nın konağında ortak karar alan kişile-
tanık olmadığı bir konuyla ilgili anıları H. ütopik eğilimlerini dile getirmiştir: "...eski,
ri yok saymak olur.
Cahit ve H. Kazım'ın anılarından farklı- fakat şairane, asude,/ Yeşil bir ormana
c-Yeni Zelanda tasarısı Fikret'in kap-
dır. hem-saye bir küçük belde ..."
risi veya "tuhaf kişiliği" nedeniyle değil,
ğ-Anısını M. Rauf'tan sonra yazan Tevfik Fikret, derin ütopik özlem ve
Esat Paşa'nın çiftliğinin satılmaması ne-
H. Cahit de her ikisini birden okumuştur. eğilimleri olan bir şairdir. Şiirlerinin pek
deniyle gerçekleşmemiştir.
Bu nedenle sonra yazan, önce yazana çoğu bu özlem ve eğilimleri yansıtır. Bu
ç-Bu tasarıların oluşturulmasında ne
göre anılarını "onarmıştır". En son anı çalışmada o türden şiirlere üç değişik
ütopya klasikleri, ne de sosyalist-komü-
yazan H. Ziya da öncekilere bakarak açıdan yaklaşılmaya çalışılacaktır:
nist yapıt veya etkiler söz konusudur. Ta-
ütopya tasarıları ile ilgili anılarını yaz- 1-Topluluğun tasarıları ile ilgili ola-
sarı kendiliğinden ve iç gelişmeler sonu-
mıştır. Ancak konunun baştan beri dışın- rak,
cu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle H. Ca-
da olduğu için, onarım yerine süslü bir 2-Doğaya dönük olmak bakımından,
hit'in sonradan bu etkilerden söz etmesi,
söylemi yeğlemiştir. 3-Geleceğe dönük olmak bakımın-
gerçekte konuyla bağlantısızıdır; H. Ca-
h-Anılardaki Fikret'le ilgili yorumlar, dan.
hit'in bu sözleri kendi düşünce sorunla-
sonraki yapıtlar üzerinde de bazı etkiler ilk maddenin bağlamına giren şiirler
rıyla ilgilidir.
bırakmıştır. Bu yüzden, anılardaki Fikret burada, ikinci ve üçüncü maddenin bağ-
d-Manisa'ya gidecek kişiler konu-
ile gerçek Fikret'in ruhi' portresi arasında lamına giren şiirler de kendi bölümlerin-
sunda M. Rauf'la H. Cahit ve H. Kazım

33) Yalçın, .1975, s. 119; Servel~i Fünun'daki yazi/arl için para almayan arkadaşlarının para almasım sağlayan, para almamalarim haksızlık sayan, genel ka1JlJmla
alınan Yem Zelanda tasarısıyla ilgili ortak karara uyan, bekar/arln bile ka1JlJmlnl istemeyen Fikret'in hem tek başına tasarldan vazgeçmesi hem de ardından gözya~ı
dökmesı bızce yalmz H Cahit'in ani/arlndaki bir çelişkıdir. ,,.
34) Akret de H Cahit araslndakibu dargınlığa Yakup Kadri de ani/arında değimi: Bkz. Karaosmanoğlu, 1969, s.283
27

:.'" ayrı olarak ele alınacaktır. Çalış- larından daha çok insancı ve insani-
-~ işilerden çok konuya ağırlık ver- yetçi olması bu konuda içten bir in-
- ~i için böyle bir ayrıma gidilmiştir. sanca sahip olmasındandır. Fikret,
Tevfik Fikret, içten ve güzel bir şi- edebiyatımızı insanclllaştırmıştır.(35)
. e bahar özlemini ve baharla bir- işte şairin sevinç ve üzüntülerinin,
e üzüntülerden kurtulma dileğini bahara rağmen melalinin kaynağı, bu
'" la·ır. ister ki bütün yönleriyle dünya insanca yaşama tutkusudur:
_eğişip cennete benzesin. Bahar ge- "Sen zanneder misin ki, benim
. ortalık gülle dolar, çevreyi sevinç, hep elemlerim?
eşe ve uyum sarar. Ufuk ağaçlarla Heyhat! Ben nevaib-i eyyamı in-
·slenir. Bülbül ötüşleri doldurur orta- lerim."
- ı. Ne var ki, kış bitip bahar geldiği, Fikret, özgür istenciyle toplumu
ece bitip gündüz olduğu halde şairin kuran birey-insanlar kuşağının doğ-
- üntüsü eksilmek bilmez. Hatta şai- masını bekliyordu. Bu yeni insan, ye-
. duyu organları çevreyi olduğu gibi Romantik akım ve pastoral şiir etkilerinin yoğun ni toplum ve yeni 'ethos'u oluşturma-
olarak görüldüğü şiir/erindeki özlemi Fikret,
2.lgılarken, duyguları görüntüyü tam nın yolunu Fikret, "Yeni Mektep" ta-
küçük çapta da olsa 19D5'te inşa ettirdiği
-ersine yorumlar. Şairin duygularına Aşiyan 'da gerçekleştirmiştir. sarısıyla bulur. Sonradan Abdullah
• re ortalık gamlı, karanlık, soğuk bir Cevdet ve Kılıçzade Hakkı gibi Batı-
ezarlık gibidir. Göklerde uğursuzluk rıyla hep beraber kurulacak ütopik bir cıların ortaya attığı Batılılaşma Progra-
egemendir. Duyulan sesler ise hep yakı- koloni topluluğunun yer aldığı belirtilmiş- mı'na düşünsel öncülük ettiği söylenebi-
ıştır. Çiçekler açık yaraya benzer. Ruhu ti. işte Tevfik Fikret, gerek şiirlerine, ge- lecek olan bu Yeni Mektep tasarısı, Fik-
! ranlık ve soğuk gece boğmaktadır. Şi- rekse davranışlarına yansıyan bir top- ret'in yeni insan, yeni toplum ve yeni et-
şu trajik soruyla sona erer: lumsal ahlakı benimsemişti. Yeni Zelan- hos yaratma amacını pek kırık dökük bir
"Bu leyl artık nehar olsun diyordum; da ve Manisa tasarıları üzerine anılarını biçimde ve sayılı maddelere bağlayarak
Bahar olsun, bahar olsun diyordum; yazanların da belirttiği gibi bu arayışın gerçekleştirmeyi isteyen bir bildiri metni-
Bahar olmaz bugün bundan mutar- altında insanca ve kardeşçe, kavgasız dir.(36)
a... ve zulümsüz yaşama özlemi bulunmak- Fikret'in ütopik eğilimli şiirlerinde
Niçin kesilmiyor hala melalim, tadır. üzerinde önemle durduğu bir bezek, eş
Niçin şad olmuyor gönlüm, haya- Fikret'i merkezinde insan bulunan bir ya da aile kavramıdır. Yaşamında da bu
tim?" dünya görüşünün öncüsü yapan şiirlere kavrama büyük önem veren şair, kur-
Ütopyacı eğilimin insan-dünya kar- de yine Rubab-ı Şikeste'de rastlanmak- mak istediği mutluluk ülkesinde hiçbir
şıtlığını en yoğun biçimde sergilediği ör- tadır. Örneğin insanı her şeyin ölçüsü zaman yalnız kalmak istemez. Çok sevi-
eklerden biri olan bu şiirde iki temel yapan "Gökten Yere" şiiri buna en uygun len bir eş mutlaka yanındadır. Bu birlik-
arlık vardır: Çevre ve şair. Çevre deği- örneklerden biridir. Ziya Gökalp, "Tevfik telik genellikle kuşlara ve kuş yuvasına
şirken, şairde hiçbir değişme olamaz. Fikret ve Rönesans" başlıklı bir yazısın- (Aşiyan-ı Dil, Ömr-i Muhayyel, Ne iste-
Bununla birlikte, değişen çevrenin içinde da şairi Türk Rönesans'ını tamamlama rim?) benzetilir. Köy, orman, göl ve dere
eya şairin yanında başka insan ya da görevini hakkınca yerine getiren biri ola- doğal çevreyi oluştururken, psikolojik at-
insanlar yoktur. Bu önemli bir noktadır. rak gösterir. Ona göre Fikret'in çağdaş- mosfer sükunetle (Bir An-ı Huzur, Yeşil
Doğal çevredeki en uç değişiklik bile şa- Yurt, Ömr-i Muhayyel, Süha ve Pervin,
iri mutlu etmemektedir. Şairin toplum
Fikret, özgür istenciyle Bir Mersiye) kaplıdır. "Her yer bu süku-
çevresinden ve onun değişmelerinden toplumu kuran birey-insanlar netle hem-aramiş-i cenneL" (Bir An-ı
söz etmemesi anlamlıdır. Çünkü şair Huzur).
Robinson Crouse gibi tek başına bir yal- kuşağının doğmasını Romantik akım ve pastoral şiir etkile-
ızlığın peşinde değildir. Onun dost çev- rinin de yoğun olarak görüldüğü bu şiir-
bekliyordu. Bu yeni insan,
esine ve dostların bağlılığına ne denli lerdeki özlemi Fikret, küçük çapta da ol-
önem verdiği bilinir. Yukarıda anılan yeni toplum ve yeni 'ethos'u sa 1905 yılında Aşiyan'ı inşa ettirerek
mektubunda, dost çevresinin de istediği gerçekleştirmiştir. Bu gerçekleşmenin
gibi olmadığı için kendisini derin bir
oluşturmanın yolunu Fikret, yurt dışında değil yurtta Mehmet Kap-
·züntüye sürüklediği görülmekteydi. Öte "Yeni Mektep" tasarısıyla lan'ın dediği gibi, "memleketin dışında
yandan Yeni Zelanda ve Manisa tasarı- değil içinde" oluşuna dikkat edilmeli-
larında da yine tek başına değil, dostla- bulur. dir.(37)

35) Aktaran: Kurdaku/, 1976, s. 465


36) Bkz. Kavcar, 1972, C. V, S:3/4, s. 11-136 ve DeligönüL, 1986, S:81
37) Kaplan, 1987, 5.117,' Ayı/ca konunun "HayalŞiirleri"başlığı altmda kısa bir özeti Için: Kaplan, 1986, 5.17-18; Buradaki bılgıler, önceki kaynağm kısaltılmışıdır.
Viii. Bir Uzak/Yok-Ülkedeki hut-nişan" arayışını dile getirir. Doğa luk kişi ağzından, "biz" adılıyla anlatılır.
sevgisini de, göl, dere, çamlık, orman ve Oysa Utopia'da gemici Raphael Hythlo-
Düş-Yaşamın öyküsü: Hüseyin
köy betimlemeleri ile göstermiştir. day, ütopya adasını dışardan biri olarak
Cahil'in Hayal-ı Muhayyel'i Hayat-ı Muhayyel'de, Yeni Zelanda gözlemler ve "onlar" adılını kullanır. Civi-
Yeni Zelanda tasarısının Servet-i Fü-
tasarısına katılanlarca "onsuz olmaz" tas Solis'te de Cenovalı Kaptan'ın anla-
nun düzyazısına yansıması da, Hüseyin
kurum olarak görülen aile de önemli yer tım biçimi Hythloday gibi "onlar"ın duru-
Cahit'in Hayat-ı Muhayyel adlı öyküsü
tutar. Hatta aile bu adadaki ütopik köy mu üzerine kurulmuştur. Utopia'da ve
ile olmuştur.
kuruluşunun toplumsal temelini oluştu- Civitas Solis'te yerleşim birimi kenttir.
Yeni Zelanda'da ütopik bir koloni kur-
rur. Aile ve eş kavramlarının üzerinde Hayat-ı Muhayyel ise "köy" üzerinde ku-
ma girişiminin yapıldığı 1898 yılının so-
önemle durulmasında herhalde Fikret'in ruludur. Komşusuz bir mekandır. Kom-
nunda yazılan Hayat-ı Muhayyel, içinde
eş, aile ve çocuk üzerindeki ödünsüz tu- şusuz olduğu için, anılan iki ütopyadaki
yer aldığı öykü kitabının da adıdır.(38)
tumunun etkisi vardır. Hayat-ı Muhay- gibi savaş, barış, tutsaklık gibi konulara
Öykünün ilk sözleri egzotik bir hazzı
yel'de bu tutum şu cümleyle yansıması- yer verilmez. More ve Campenella'nın
dile getirir:
nı bulmuştur: "Aile duygusu, bu sevgili ütopyalarında üretim ihtiyaç fazlası orta-
"Bu şimdiki alemlerden pek uzaklara
arkadaşlık, çalışma ve çabalama bizi ya çıkarır ve bu örneğin Utopia'da savaş
gitmiştik."
mutlu ediyordu."(40) Bu mutlu toplulukta için kullanılırken, Hayat-ı Muhayyel'de
Arkasından, mekan kavramının yeri-
kararlar hep samimı tartışmalarla alınır, üretim iyice azaltılmış olan ihtiyaçlardan
ni zaman alır ve uzaklara gidildiğinde
hizmetçi ve esir yoktur. Topluluğun bağı başka bir tatmine hizmet etmez. Bilim ve
geride bırakılan, eski mekan değil za-
sevgidir. Öğünlerde topluluk köyün orta- teknikle ilgili çalışmalar Utopia ve Civitas
man olur:
sındaki ortak binada toplanır. Her gün bir Solis'te önemli yer tutarken, Hayat-ı Mu-
"Mazi ile aramızda (...) büyük deniz-
aile dönüşümlü olarak yemek ve hizmet hayyel Rousseau'nun romantik bilim,
ler vardı".
sunar. Yemeklerden sonra ortak konular teknik, doğa ve uygarlık anlayışı doğrul-
Yazarın her şeyi kalplerini, duygula-
görüşülür; sorunlar çözüıür. Sonra biraz tusunda yalın ve kendine yeterli doğal
rını ve hatta yıldızı i göğü, yeni diye nite-
piyano çalınır.(41) Biraz şiir okunur ve yaşamı yüceltir. iki ütopyada da antik ve
Iemesi de anlamlıdır. Çünkü ütopya ye-
zamanın akışı unutulur. çağdaş olmak üzere birçok yazar ve ya-
ni, uzak ve başka bir gelecek özlemini
Günlerden ve gecelerden sonra köy pıttan söz edilirken Hayat-ı Muhayyel'de
anlatmak demektir. Hüseyin Cahit'in ya-
bir sevinçle dalgalanır: Köyün bir çocuğu köy halkı kendi yazdıklarını okurlar. El-
zın anılarındaki Yeni Zelanda ve Manisa
olacaktır. Herkes bu çocuğun erkek ol- bette bir yazın topluluğunun ütopyasın-
tasarıları ile ilgili bölüme "Başka Dünya-
masını ister. Çocuğun doğumu günü da bu biçimde -deyim uygunsa- edebı
lar Hulyası" adını vermesi de bu ütopya
bayrama çevirir. Adı köyün "defter-i ve- bencillik örnekleri olması kaçınılmazdı.
özlemi ile bağlantılıdır. Yine ütopya orta-
kayi"ine yazılır: Adem. Sonradan bu Hayat-ı Muhayyel'de görülen başka bir
mını bütünleme açısından dikkat çeken
"Adem" ve "Havva"lar çoğalır, bunların yerli beze k de doğacak çocuğun erkek
diğer bir öge de, klasik ütopya mekanı
hepsi de aslan yavrusu gibi iri, güzel ve olması isteğidir. Kim bilir belki de bu öy-
olduğu daha önce vurgulanmış bulunan
saftır. Oğlan çocukları bahadır, kız ço- kü yazıldığı sırada 3-4 yaşlarında olan
'ada'nın, Hayat-ı Muhayyel öyküsünde
cukları da melek gibi gezer dolaşırlar. Fikret'in oğlu Haluk, Hayat-ı Muhay-
kullanılmış olmasıdır. Bu ada coşkun
Köy de gittikçe güzelleşir. Sanki doğa bu yel'deki ilk Adem'in prototipini oluştur-
dalgalar ve kayalıklarla çevrili olduğu
yeni insan kuşağının doğuşuna ve geli- maktadır. Aşağıdaki resimde düz taran-
için, her yönden korunaklıdır. Yazar "ta-
şimine eşlik eder, adeta organikleşir. Her mış parlak saçlarıyla ve çocuk masum-
biat-ı muhi'te" yi "valide-i müşfika"ya
yer gül, lale ve yemiş ağaçlarıyla dolar. luğuyla babasının sol dizine oturmuş gö-
benzetir. Çevrede uyum vardır. Bu ortam
Yeni yeni şiir ve öyküler yazılır, toplantı- rünen Haluk ile Hayat-ı Muhayyel'deki
serbestçe ve insanca yaşamak arzuları
larda okunur ve alkışlanır. "yanımızda uğraşan parlak saçlı sevgili
verir.(39) Yukarıda belirtildiği gibi, Fikret
Bu mutlu ve huzurlu yıllar birbirini iz- çocuk" bezeği karşılaştırmaya değer gö-
de aynı bezekleri işlemiştir. Mazi-Ati,
ler; iftetli ve verimli doğanın ortasında rünüyor.
Ferda gibi şiirlerinde yüzünü keskin bir
uygarlığın bütün gösteriş ve süslerinden Utopia'da ortak yemek işleri kadının
tutumla geleceğe döndüren şair, H. Ca-
arınmış bir topluluk, yeni bir insanlık do- görevidir ve erkekler duvardan yana, ka-
hit gibi yeniden ve yeniliklteceddüt'ten
ğar.(42) dınlar da ortaya açık yere otururlar. Oy-
yanadır. Nef'T için yazdığı dizelerde ise,
Hayat-ı Muhayyel'de olay birinci çok- sa Hayat-ı Muhayyel'de bu görev ailece
"başka bir zemin ve zaman, bir alem-i la- i

38) Bazı değişik tarih tartışmalan için bkz. Kudret, c.1, 1979, s.237; Hizarcı, t969, s. t9,' Huyugüzel, 1982, s.34
39) Sükunet kavramı da gerek Rkretrn, gerekse Hayat-I." MuhayyeIYn sonuna doğru H Cahil'in önemle üzerinde durduğu bir kavramdır. insan ister istemez, tefrika
edilirken hemen bütün Servet-i Fünuncularm düzelterek katkıda bulunduğu Saffetl Ziya 'mn Salon Köşelerinde adlı romanmı hatırlatıyor. Yazar "benim" diye övününce
Fikret uyanr.· "Bizim eserimiz deseniz daha doğru olurı"
40) Tamlamalar aÇıldı ve anlatım yalmlaştmldı N Ö.
41) "Servet-i Fünuncv/arm güzel sanatlardan en çok müziğe yer verdikleri görülür. Servet-i Fünun romanmda da piyano en başta gelen enstrüman olarak dikkati
çeker." Bkz. Kavcar, t985, s.125, t27, 188.
42) Kudret, t979, s.247
-ESJ Cahit'in bu yoldaki yukarıda is!, Adam Yayınlart, 1987.
9) HUYUGÜZEL, Ö Faruk, Hüseyin Cahid Yalçın'In
. ayrı açıklaması, diğer anı ya- Hayatı ve Edebi Eser/eri Üzerinde Bir Araştırma, izmir,
i görüş bildirmediği sözleridir. EÜEF Yayınlart, 1984.
10) HUYUGÜZEL, Ö Faruk, Hüseyin Cahid Ya/çlnın
ahit'in tasarıdan yıllarca sonra Hayatı, Hikaye ve Romanlart Üzerine Bir Araştırma,
Ank., KTB Yayınları, 1982.
düşünce değişimleri ile ilgilidir. 11) KADRi, Hüseyin Kazım, Meşruhyet'len Cumhuri-
---; - 923'te yayınladığı Vilfredo Pare- yet'e Hatıralamn, (Haz. ismail Kara), is!, iletişim Yayın .
lart, 1991.
- =. -'; Sosyalist Meslekler'in çevirisi- 12) KADRi, Hüseyin Kazım, Ziya Gökalp'in Tenkidi,
~ =- '-' le söylediğini bile düşünmek (Haz. ismaıl Kara), is! Dergah Yayınlar!, 1989.
13) KAPLAN, Mehmel, Tevfik Fikrel, Ank., KTB Yayın -
-r.(44) Pareto'nun 1902 ve lan, 1986.
-:=:=~-=-ıayımladığı ve asıl adı "Sosya- 14) KAPLAN Mehmet, Tevfik Fikrel, is!, Dergah Yayın -
lan, 1987, s.23, 30, 32, 43, 44, 45, 101.
- ler" olan bu yapıt, "burjuvala- 15) KARADSMANOGLU, Yakup Kadn; Gençlık ve
EdebiyatHattralarl, Ank., Bilgi Yayınevı; 1969, s. 283.
arx'ı" diye anılan bir iktisatçı-
16) KA VCAR, CahiL, "Tevfik Fikret'in Eğt1imClliği ve Ye -
n sosyalizme bakışını sergiler. ni Mektep~ AÜ EBF Dergisi, 1972, C V, S:3/4, s. 11-
136.
- ~. ile yakınlık kurmuş bulunan 17) KA VCAR, CahiL, BaMlaşma AÇısından Servet·i Fü -
adar sosyalist veya komü- nun Roman!, Ank., KTB Yayınları, 1985
18) KAZGAN, Gülten, iktisadi Düşünce, is!, Remzi Ki-
_Cahit de o kadar bu düşünce- tabevi, 1980.
Akrarin oğlu Haluk, Hayat-ı Muhayy. 19) KEMALETTiN, Şükrü, Tevfik Akrel, is!, Kanaat Kü -
ır. 1924'te sosyalist ve komü-
ilk Adam 'in prototipini oluşturmaktc tüphanesı; 1931.
ğunu söyledikten sonra, 20) KÖSEMiHAL, Nurettin Şazi, Sosyoloji Tarihi, is!,
üstlenilir. H. Cahit, anılarında otu - - - - _ e Utopia ve Civitas Solis'i Ser- Remzi Kıtabevı; 1982.
21) KUDRET, Cevdel, Türk Edebiyahnda Hıkaye ve
ilgili önemli bir noktaya değinir. B cular olarak okuyup etkilen- Roman, is! Var/ık Yayınları, 1979, Ci.
re Fikret eşinin sağına oturmayı •• ?'" 22) KURDAKUL, Şükran, Çağdaş Türk Edebiyatl·Meş -
i en H. Cahit'in 1935'te Ede-
rutiyet Dönemi, is!, May Yayınları, 1976.
Çünkü onun kalbinin bulunduğu ~rı'nda ütopya edebiyatı etki- 23) KUTLU, Şemsettin, Servet·i Fünun Dönemi Edebi -
görmek, aynı zamanda bir sevgi g- - _-o ==- .'. söz etmemesi anlamlıdır. Anı-
yat Antolojisı; is!, Remzi KitabeVl; 1981.
24) KÜÇÜKCOŞKUN, Yasemin, 1980-2005 Dönemi
gesidir.(43) Hayat-ı Muhayyel'de - - e -j Fünun yıllarında ise Fran- Türk Edebiyatında Ütopık Romanlar ve Ütopyanın Kur-
gusu, SDÜ SBE TDE AbD YL, Isparta, 2006.
netici olmadığı gibi, yöneticinin y~: -- _ an çevirmeye uğraşarak baş- 25) Mehmet Rauf, "Yeşıl Yurt Hikayesi~ Güneş Mec -
ması gibi bir yönetim sorunu da Iirtmesi ve bu yapıtları adıyla muası, 1927, S:9.
26) Mehmet Rauf, EdebiHatıralar, (Haz. Mehmet Töre-
Evlenecek kişilerin önceden tanış iJC. u yolda bir kanıttır. Bu konu- nek), ist., Kitabevi Yayınları, 1997.
konusuna değinilmediği gibi, Civi'a", --- 27) Memet Fual, Tevfik Fikrel, ist., de Yayınevı; 1979.
nuçlarıyla birlikte yanlışlana-
28) Memet Fuat, Tevfik Fikrel, is!, YKY, 1995
!is'te yer alan kadın ortaklığı ve ~ ..G. 'an kabul edilen şu cümle, 29) ÖZGÜL, Metin Kayahan, "Bir Ütopya Taslağı: Ha -
yönetici olmasının daha iyi olduğ • -~ -- =" uncuların Yeni Zelanda, Ma- yat-ı Muhayyel'; Türk Dünyası Araştırmalan Dergisı; Ni -
san 1988, S:53, ss. 133·160.
mindeki komünal ve feminist düş" ları ve bu tasarılarla ilgili ve- 30) ÖZGÜL, Metın Kayahan, "Firariyim Firarisin Ara -
ri...: Kitap-Iık, Nisan2006, S93, sS.94-101.
re de yer verilmez. ::t::e 'nde oluşan kanıyı belirtmek- 31) SERTEL, Sabiha Zekeriya, ilericılik ve Gericıltk
Hayat-ı Muhayyel'in adresi Ye-- -=.. Kavgasında Tevfik Akrel, is!, Hür Yaymlarl, 1969.

landa'dadır. H. Cahit'in deyimiyle =-~ -:-i Fünun ütopyası; tasarı, giri-


32) Şevket Süreyya (Aydemir), "Hüseyin CaM bey ön -
cü~ Kadro, 1933, S:33, s.37-44.
küre-i cenubl" dedir; Utopia ve . leriyle çağdaş Türk yazının- 33) TARIM, Rahim, "Servet-i Fünun Edebi Toplulu-
ğu'nda Yeşil Yurt Özlemi'; MSÜ FEF Dergisi, is!, 1995,
Solis ise tümüyle hayali bir mek" =<=. - _. - ın en özgün, derneşik (koIek- Sayt:2, s. 185-203.
Hayat-ı Muhayyel'deki çocuk! =: ::;- > örnek olayı olarak nitelene-
34) TARIM, Rahim, "Servet-i Fünun Edebi Toplulu -
ğu'nun Yeşıl Yurt Özlemi'; Kitap·lık, Nisan 2006, S:93,
duğunda adlarının ne olacağını ss. 77·86.
35) TARIM, Rahim, Mehmet Raul'un Antları, ist., Özgür
belirler. Oysa Utopia'da bununla il_
Yayınları, 2001.
düzenleme yoktur. Civitas Solis':e 36) "Türk Edebiyaftnda Mektup~ Tercüme Dergısi
-- =an, Modern Türk Edebiyatının Ana Çiz -
Mektup Özel Sayısı, MEB Tercüme Kurulu, Ank., 1964,
adı veren Metafizikçi adlı baş yöne'- - J.IES Matbaacılık, 1982.
SaY':77-80, CXVI, s.464-465
and, Sosyolojik Düşüncenin Evreleri,
Hayat-ı Muhayyel'in yeni yönlerin " - -.dar), Ank., T iş Bankası Kültür Yayınlart,
37) ULUTAN, Burhan, iktisadi Doktrinler Tarihi, is!.,
Ötüken Yayınlart, 1978.
ri de bu noktada görülür, çocukl 38) UŞAKLIGiL, Halit Ziya, Kırk YıL,is!, inkılap ve Aka
ter-i vekayi"e kaydedilir. Kitabevleri, 1969, s.529.
39) YALÇıN, HüseyinCahıL, EdebıyatAntları, (haz. Ra-
Son olarak bir kez daha beli _ Mehmel, 'Tevfik Fikret'in Eğıtim Görü .
uf Mutluay), is!, Türkiye iş Bankası Yayınlart, 1975 (bs.
3:- ~c.-- Dünyası Dergisi, 1986, S:81.
-7
gerekir ki, Hayat-ı Muhayyel, on =- ~ - -~'l Cafer, Türk Edebiyatında Ütopya, TÜBi·
1935), s. 115
40) YALÇINKA YA, Ayhan, Eğer'den Meğer'e Ütop -
ret'e ait manzum versiyonları ve -' - = 9 mler Projesı; 01.02.2008·01.02.2010
=- ~--~
:-
Akşil, Ada, is!, Adam Yayınlart, 1982, s.
ya Karşısında Türk Romant, Ank., Phoenix Yaymlarl,
2004.
dan Yeni Zelanda tasarısı; ütopya
41) YALÇINKA YA, Ayhan, Türk Edebiyatında Ütopya,
- ~- <:wat (Cevdet Kudret), Hüseyin CaM YAL .
nından ve sosyalist-komünist düş" Yayınları, 1969.
Mürekkep, Ank., 1999, S:f2, ss.78·128.
42) YÜCEBAŞ. Hılmi, Hüseyın CahiL, is!, Kültür Kitabe .
lerden esinlenmenin bir sonucu d - . Friedrich, Hyperion, (Çev.: M. Togar),
vı; 1960.

43) Yalçm, 1975, s.139


44) Parel0, yapıtlart ve düşünceleri için şu -!EJ6, s.395-481; Kazgan, 1980, s. 153; Kösemiha/, 1982, s. 311-323; Ulutan, 1978, s.461; Cevdet
Kudrel de H. Cahil'in böyle bir am yamlm-" 'abib'in görüşünü sonradan benimseyen H. Cahid'in 'en cahıl Rauf ile bendim. Bundan dolay!
Türkçe yazıyorduk" demesi de gerçeğe uyn;:. --- -=a= 5- -6: Bütün kültürünü Fransa'ya borçlu olduğu yolundaki sözü de sonradan 'latife" diye nitelemiştir:
"Malum ya gençler işe inkar ıle başlar/ar:

You might also like