You are on page 1of 3

ESER OKUMA SONUÇ RAPORU

KİTABIN ADI BİR ÖLÜNÜN DEFTERİ


KİTABIN YAZARI HALİD ZİYA UŞAKLIGİL
İNKİLAP VE AKA KİTAPEVLERİ
YAYINEVİ VE ADRESİ Ankara Caddesi No: 95 İSTANBUL

BASIM YILI 1990

1- KİTABIN KONUSU: Ölüm döşeğinde olan bir adamın son vermeden önce en
iyi arkadaşına bıraktığı defter ve arkadaşının bu defteri okuyunca hissettiği
duygular.
2- KİTABIN ÖZETİ: Hüsamettin Bey, eşi, çocukları ve kayınvalidesi yağmurlu
bir pazar günü evde oturmaktadırlar. O sırada bir haber gelir; Hüsamettin
acil olarak ölüm döşeğinde olan arkadaşı Vecdi’nin yanına gider. Vecdi
yatağına uzanmış zar zor konuşabilmektedir. Son sözleri Hüsam’a o güne
kadar söyleyemedikleri ve hissetiklerini yazdığı bir defter bıraktığı üzerine
olur. Hüsam; Vecdi’nin vefatından sonra defteri okumaya başlar.
Vecdi daha beş yaşındayken annesini kaybeder, babasıyla birlikte o
sıralarda üç yaşında olan kızı Nigar ile birlikte yaşayan halasının yanına
yerleşirler. Birkaç sene sonra babası Vecdi’yi yatıla okula yerleştirir. Vecdi o
günden sonra babasını bir daha görmez. Halası ona babasının yurtdışına
gittiğini söyler. Birgün Vecdi okulun bahçesinde ailesinden yeni ayrılmlş,
ağlamaklı gözlerle etrafı seyreden Hüsam’ı görür ve aralarında büyük bir
dostluk başlar. Haftasonlarında Hüsam ile birlikte halasının evine giderler.
Nigar’da onlara katılır. Yıllar sonra Vecdi doktor olarak mezun olur. Hüsam da
ailesini ziyarete gitmiştir. Bir akşam halası Vecdi’ye Nigar’ın kocası olmasını
istediğini söyler. Vecdi o güne kadar böyle bir şeyi aklına getirmemiştir ve
halasından düşünmek için zaman ister. Hüsam da bu arada yazar olarak bir
matbaada çalışmaya başlar. Zaman geçtikçe Vecdi, Nigar2a aşık olur ancak
bunu ona söylemez. Bir gece Nigar gelir, herşeyi bildiğini ancak aralarında
böyle bir durumun olmasının imkansız olduğunu söyler. Vecdi, o günden
sonra halasının evini terk eder ve annesinin öldüğü evlerine tşınır. Hüsam’ı
da davet eder. Birlikte yaşamaya başlarlar. Zamanla Nigar’ın Hüsam’I
sevdiğini, hüsam’ın da karşılıksız olmadığını anlar. Halasıyla konuşur ve
Hüsam ile NigarIn evlenmesine aracı olur. Ama onların evlenmesi bile
Vecdi’nin aşkını dindiremez ve mutuluğu bulabileceği bir yer aramaya başlar.
Birgün Çanakkale Savaşı’na giden doktorları görür ve o da gönüllü olarak
gitmeye karar verir. Bu kararından ne halasına ne de Nigar’a söz eder.
Sadece Hüsam’a haber verir. Cephede sol kolundan yaralanır ve bir süre
sonra kolu kesilir. Burada bir teğmenle tanışır, bu teğmenin yüzünde şarapnel
izi vardır ve döndüğünde nişanlısınınonu beğenmeyeceği düşüncesiyle utanç
duyar. Vecdi de kendi yarasının onunkinden kat kat büyük olduğundan dolayı
yaşamasında bir anlam olmadığını düşünmeye başlar. Ve bir gün kendini
çatışmanın ortasına atar. Sol omzundan tekrar yaralanır ve İstanbul’a
gönderilir. Bir süre sonra Hüsam’ı çalıştığı yerde ziyaret eder. Üzerinde bir
şal vardır ve Hüsam Vecdi’nin kolunun olmadığını farketmez. Daha sonra eve
giderler. Halası, Nigar ve çocuklar da kolunun olmadığının farkına
varmazlar.bir süre sonra Vecdi’nin kolunun kesildiği anlaşılır. Vecdi de onlarla
aynı evde yaşamaya başlar. Ancak çocukların ondan tiksineceğini düşünerek
annesinin köşküne taşınır ve kendisini yalnızlığa ve ölüme mahkum eder.

3- KİTABIN ANA FİKRİ: Bir insanın arkadaşının mutluluğunu feda etmesi.

4- KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRMESİ:


Vecdi: Kendi duygularını belli etmeyen ama başkalarının duygularından son
derece etkilenen, ailesini küçük yaşta kaybetmenin verdiği burukluğu ömrü
boyunca hisseden duygusal bir insan.
Nigar: Çocukluğundan beri köşkte yaşaması nedeniyle vecdi ve Hüsam
dışında fazla arkadaşı olmayan, duygularını saklayan ağır başlı bir insandır.
Hüsam: Saf, temiz kalpli, ailesinden çok uzak olduğu zamanlarda vecdi ve
ailesini kendi ailesi yerine koyan şair ruhlu bir insandır.
Hala: kocasını kaybettikten sonra kendini kızı ve abisinin yadigarı yeğeninin
mutluluğuna adayan temiz kalpli bir insandır.

5- KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ: Halid Ziya’nın ailesi, "Uşak’ta


helvacılıkla uğraşırken, İzmir’e göçerek "Uşşakizadeler" diye anılmaya başlayan
zengin bir ailedir. Bu aile, işleri çok gelişince İstanbul’a da bir şube açtı ve bu
şubeyi sermayesiyle birlikte oğul Hacı Halil Efendi’ye verdi. Halid Ziya, Hacı
Halil Efendi’nin üçüncü çocuğu olarak 1866’da İstanbul’da doğdu. İstanbul’da ilk
mektep, askeri rüşdiye... (1873-1878) Babasının işleri kötü gitmeye başlayınca
Halid Ziya annesiyle birlikte İzmir’e dedesinin yanına gönderildi. Öğrenimini
İzmir Rüşdiyesi’nde sürdürdü. (1878) Bu arada babasının işlerini düzene koyup
İzmir’e gelişi ve yeni bir ticaretevi açışıyla sığıntı olma düşüncesini de zihninden
atan Halid Ziya, ikinci bir okula hazırlık için Frenk Mahallesi’nin Alioti
bölümündeki Auguste de Jaba adlı avukatın emrine verildi.

Halid Ziya, babasının katibi olarak işe başladı, bu iş edebiyat merakıyla pek
bağdaşmadığından yeni iş tavsiyelerini dikkate aldı, ancak İstanbul’da hariciyeci
olmak için yaptığı başvuru sonuçsuz kaldı. İzmir’e dönüşünde Rüşdiye
öğretmenliğine başladı ve akabinde Osmanlı Bankası’na girdi. İstanbul’da Reji
Genel Müdürlüğü’nün başkatiplik teklifini kabul ederek İzmir’den ayrıldı (1893).
Reji’deki çalışma günlerinde Servet-i Fünun’a da katılarak edebi faaliyetlerini
yoğunlaştıran Halid Ziya, Meşrutiyet’ten sonra bir süre Darülfünun Edebiyat
Fakültesi’nde Batı edebiyatı okuttu sonra Mabeyn Başkatibi oldu (1909).
Buradan ayrıldıktan sonra memuriyete dönmeyen ve tüm zamanlarını edebiyata
veren Halid Ziya 23 Mayıs 1945 tarihinde İstanbul’da öldü.

ESERLERİ
Romanları:Nemide,Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı
Memnu, Kırık Hayatlar
Hikayeleri:Bir İzdivacın Tarih-i Muâşakası, Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Nâkıl
(4 Cilt yerli ve yabancı öyküler), Bu Muydu?, Heyhat, Küçük Fıkralar (3 Cilt), Bir
Yazın Tarihi, Solgun Demet, Bir Şi’r-i Hayal, Sepette Bulunmuş, Bir Hikâye-i
Sevda, Hepsinden Acı, Onu Beklerken, Aşka Dair, İhtiyar Dost, Kadın Pençesi,
İzmir Hikâyesi.
Hatırıları:Kırk Yıl, Bir Acı Hikaye, Saray ve Ötesi.
Deneme:Sanata Dair

HAZIRLAYANIN:

İMZASI :
ADI VE SOYADI : Yasin KOPLAY
APOLET NUMARASI : 3313
KISMI : 57
TARİH : 15.05.2002

You might also like