Professional Documents
Culture Documents
tr
1. Tavukçuluk geçimini tamamen bu faaliyetten sağlayan büyük iĢletmeler yanında kırsal kesimde, köylerde
düĢük verimli karıĢık ırklarla , bazen de hibritlerle (hatlarla) aile tavukçuluğu Ģeklinde 5-10 ya da daha fazla
sayıda tavukla yapılmaktadır.
2. 5 000 ve daha büyük kapasiteli iĢletme sahipleri geçimini tamamen bu faaliyetten sağlarlar ve ürettikleri
ürünlerle milli ekonomiye katkıda bulunurlar.
3. Tavukçuluk sektörünün tüm kollarına yapılan üretimin iç ve dıĢ ticaretteki etkinliği , ihracat imkanı , döviz
gelirleri ile milli ekonomiye katkısı söz konusudur.
4. Tavukçuluk sektörünün geliĢmesi , bu alandaki ziraat mühendisi , veteriner hekim , ziraat teknisyeni ve
hayvan sağlık memuru istihdamı da artmaktadır.
5. Ülkemizde hayvansal protein açığının kapatıla bilmesi için hayvancılığın genel olarak geliĢtirilmesi
gerekmekte olup , hayvancılık içerisinde tavukçuluğa özel bir yer ve önem verilmesi son derece isabetli
görülmektedir.
6. Tavukçulukta yan ürün olan gübre, tarım alanları için aranılan özelliktedir.
Tavukçuluğun diğer hayvancılık faaliyetlerine göre belli baĢlı avantajları aĢağıdaki Ģekilde özetlene
bilir.
1. Tavukçuluk küçük alanlarda yapıla bilir. Metrekarede yetiĢtirilen hayvan sayısı , kafes
tavukçuluğunda 20-40 tavuk , yer sisteminde yürütülen etlik piliç üretiminde 15-20 piliç olarak
düĢünüldüğünde , büyük kapasiteler için bile fazla bir alana ihtiyaç yoktur.
2. Tavukların üreme gücü yüksektir.
3. Tavukların verim hızı yüksektir.
4. Tavukların yem değerlendirme yetenekleri yüksektir.
5. Tavukçulukta iĢ gücü gereksimi çok azdır.
=TAVUK IRKLARI=
Dünyada yaklaĢık 600 bin hayvan türünden 10 bin kadarı kuĢlar sınıfına aittir. KuĢlar sınıfına ait bir çok tür
evcilleĢtirilmiĢ olup tavuklar , dünyada sayıca en fazla olan evcil hayvanlar grubunu teĢkil eder.
‘’Tavuk’’ , PHASĠANĠDAE (sülüngiller) familyası, GALLUS (Tavuk) cinsi ve Gallus domesticıs türüne aittir.
Evcil tavuklar diğer Gallus türlerinden , ağızlarında diĢ bulunmayıĢı ve baĢlarında ibik olması ile ayrılır.
Tavuk ırklarının 4 yabani formları vardır:
1. Gallus gallus veya Gallus bankiya (kırmızı 3. Gallus sonnerati (gri orman tavuğu)
orman tavuğu) 4. Gallus varius (siyah veya yeĢil orman tavuğu)
2. Gallus lafayeti (seylan orman tavuğu )
AÇIKLAMALARI
1. Bu yabani formlardan en geniĢ yayılama alanı bulan Gallus gallus veya Gallus bankiva ‘nın bugünkü evcil
tavuğun atası kabul edilmektedir. Kırmızı renkleri , koyu gri bacakları , horozda testere diĢleri gibi bölümlü
büyük ibik yapısı ile tanımlanır. Yumurtaları oldukça küçüktür ve yumurta verimleri yaklaĢık 8 adettir.
Canlı ağırlıkları 500-1100 g kadardır. Kırmızı orman tavuklarında genellikle monogami görülür.
2. TanınmıĢ güzel tüy renklerine sahiptir. Her iki cinsiyette sarı-pembe bacak rengi görülür. Horozlar oldukça
büyük ve düz bir ibik yapısına sahiptir. Bazı alt türlerinde monogami , bazılarında poligami görülebilir.
Yumurtaları oldukça küçük ve kahverengi-kırmızı lekeler taĢır. Bir kuluçkada yaklaĢık 4 adet yumurta
yumurtlarlar ve ağırlıkları 500-1200g’dır.
3. Uçuculuğu en fazla olandır. Bunlarda genellikle monogami hakimdir. Tavuklarda bir kuluçkada 6-13
yumurta yumurtlar. Ağırlıkları 700-1200g’dır. Horozlarda üst kuyruk tüyleri bükülerek alt tüyleri
kapatmaktadır.
4. Horozlarda ibik halkalar halinde kırmızı , yeĢil , pembe , mavi gibi renklerden oluĢmuĢtur. Diğer evcil
tavuklarda bulunan 14 kuyruk tüyüne karĢılık bu yabani türlerde 16 adettir. Bir kuluçka döneminde 6-11
adet yumurta yumurtlarlar ve yumurta renkleri kahverengimsi-beyazdır. Canlı ağırlıkları 450-900 g’dır.
Yukarda bazı özellikleri belirtilen bu yabani formlar kendi soylarını devam ettirecek kadar (yılda 10-12 adet )
yumurta yumurtlarlar ve canlı ağırlıkları 450-1200g kadardır.
Tavuk ırkları üzerindeki ilk çalıĢmalar ve yeni ırkların geliĢtirilmesindeki ilk amaçlar gösteri ve görünüĢ olmakla
birlikte , sonraki amaçlar daha ziyade verim olarak gerçekleĢmiĢtir. Bugün tavuklar;
1 STANDART SAF IRKLAR
2 HĠBRĠTLER seklinde iki ana grup altında incelenir.
En yaygın sınıflandırma coğrafik yörelere veya elde edildikleri bölgelere göre olanıdır. Bu Ģekilde ırklar 4 ana
grupta incelenirler;
1 Amerikan ırkları 3 Ġngiliz ırkları
2 Asya ırklar 4 Akdeniz ırkları
Akdeniz ırklarının YUMURTACI, Ġngiliz ve Asya ırklarının ETÇĠ , Amerikan ırklarının da KOMBĠNE VERĠM
YÖNLÜ olduğu söylene bilir.
Tavukların vücut büyüklüğü dikkate alınarak sınıflandırılmaları da yaygındır .Buna göre ırklar;
1 Ağır ırklar 3 Hafif ırklar olmak üzere 3 gruba ayrılırlar.
2 Orta ağır ırklar
Akdeniz ırkları HAFĠF, Asya ve Ġngiliz ırkları AĞIR , Amerikan ırkları ise ORTA AĞIR IRKLAR grubunda yer
alır.
2 WYANDOTTE ; Amerika da melezlemelerle elde edilmiĢ olan ,değiĢik renklere sahip bir ırktır. Bu ırka ait 9
varyete bulunmaktadır. Ortalama canlı ağırlıkları horozlarda 3,9 tavuklarda ise2,9 kg ‘dır. Bu ırklar dar sırtlı cılız
hayvanların bulunması ve düĢük kuluçka randımanı istenmeyen özelliklerdir.
3 RHODE ISLAND RED ; Amerika’nın Rhode Island eyaletinde koyu-kırmızı renkli horozları ile tanınmıĢ bir
ırktır. Orta ağırlıkta çok iyi yumurtlama kapasitesine sahip bir ırktır. Ortalama canlı ağırlıkları horozlarda 3,9,
tavuklarda 2,9 kg’ dır. ElveriĢsiz barınak ve zayıf bakım Ģartlarına diğer ırklara göre daha iyi uyum sağlaya
bilirler. Sergi hayvanı olarak da kullanıla bilirler.
4 NEW HAMPSHĠRE ; ABD’nin NEW HAMPSHĠRE eyaletinde geliĢtirilmiĢtir. Erken geliĢme , iri
kahverengi yumurta verme , erken tüylenme , sağlamlık ve yüksek yaĢama gücü gibi özelliklerde yapılan sürekli
seleksiyonlar sonucunda elde edilmiĢ YUMURTA-ET VERĠM yönlü bir ırktır.
5 BRAHMA ; BRAHMA ’ lar MALAY ve COCHĠN ırklarının melezlenmesiyle elde edilmiĢ olan bir Asya
ırkıdır. Ortalama canlı ağırlıkları , açık renkli varyetelerde horozlarda 5,4 , tavuklarda 4,3 kg’ dır. Diğer iki
varyete biraz daha hafiftir. Deri renkleri sarı , yumurta kabuğu kahverengidir.
6 COCHĠN ; Vücutta iri top top kabarık tüyleri ile bir sergi hayvanı olarak önem taĢır ve diğer ırklardan
ayrılır. Sık gurk olma özelliği gösterirler. Ortalama ağırlıkları horozlarda 4,5-5,5 ,tavuklarda 3,5-4,2 kg ’dır. Sarı
derili ,bacakları tüylü ve yumurta kabukları kahverengidir. Yumurta verimleri 50 adetten az olup et verimleri
öncelik kazanmaktadır.,
7 LANGSHAN ; Çin de elde edilmiĢ , yumurta-et kombine verimli Asya ırkıdır. (paçalıdırlar). Beyaz ve siyah
olmak üzere iki varyetesi vardır. Ortalama canlı ağırlıkları , horozlarda 4-4.7 ,tavuklarda 3.2-3.7 kg ‘dır. Deri
rengi beyaz , yumurta kabukları koyu kahverengidir.
8 DORKĠNG ; Bir Ġngiliz et-yumurta ırkıdır. BeĢ parmaklı oluĢları ile diğer bazı tavuk ırklarından
ayrılmaktadırlar. Deri ve yumurta kabuk renkleri beyazdır.
9 ORPĠNGTON ; Ġngiltere de çeĢitli ırklar arasındaki melezlemeler sonucunda elde edilmiĢ bir et ırkıdır.
Vücudu kapsayan geniĢ ve düzgün görünümdeki tüyler bu ırkın tipik özelliğidir. Beyaz derilidirler , yumurta
kabuk renkleri açık kahverengiden koyu kahverengine kadar değiĢir. Ortalama canlı ağırlıkları horozlarda 4.2-
5.0 , tavuklarda 3.5-.-4.0 kg ‘dır.
10 SUSEX ; Ġyi bir et ve yumurta üreticisi olarak önemlerini korumuĢladır. Ağır yumurta veren bu
hayvanların yumurta verimleri 150-160 adettir. Canlı ağırlıkları horozlarda 3.7-4.5 , tavuklarda 3.0-3.5 kg ‘dır.
11 AUSTRALORP ; Yumurta –et kombine verimlidirler. Yumurta verimi ön plandadır. Fakat et kaliteleri de
iyidir. Siyah tüylü, beyaz derili , balta ibiklidirler. Yumurta kabukları açık kahverengidir. Orta büyüklükte ,
oldukça etli vücutlu , yumurtacı bir ırktır. Avustralya resmi testlerine göre 365 günde 364 yumurta
yumurtlayan bir tavukla dünya rekoruna sahiptir. Ortalama canlı ağırlıkları horozlarda 3.7-4.2 , tavuklarda
2.7-3.2 kg ‘dır.
12 CORNĠSH ; Ġngiltere’nin ağır ve et tipinde bir ırktır. 3 varyetesi bulunmaktadır. En yaygın olanı beyaz
varyetedir. Mercimek ibikli , sarı deridirler ve yumurta kabukları kahverengidir. Yumurta verimleri oldukça
düĢük olup yılda 100-120 adettir. Ortalama canlı ağılıkları , horozlarda 4,8 tavuklarda 3,8 kg ‘dır. Yumurta
verimleri düĢük olduğundan etlik piliç üretiminde saf olarak kullanılmaları uygun değildir. Bununla birlikte etlik
piliç üretiminde önemli özelliklerde olan göğüs eti miktarının fazlalığı ve beyaz tüyleri nedeniyle , BEYAZ
CORNĠSH ‘ler bugün hibrit etlik piliç üretiminde baba ebeveyn hattı olarak oldukça fazla kullanılmaktadır
13 LEGHORN ; Yumurta verimi yönünden tanınmıĢ olan ve ülkemize de ilk getirilen , en çok bilinen bir
yumurtacı ırktır. Renk ve ibik Ģekline göre 16 varyetesi vardır. En çok tanınanı balta ibikli beyaz LEGHORN
dur. Bugün beyaz kabuklu yumurta veren yumurtacı hibritlerin tamamı balta ibikli beyaz LEGHORN ‘ lardan
elde edilmiĢlerdir. Küçük , narin yapılı ve hareketli hayvanlardır. Nadiren gurk olurlar; kuluçkalık renkleri beyaz
, deri ve bacak renkleri sarı, yumurta kabuk renkleri ise beyazdır. Civcivleri hızlı büyür ve tüylenmeleri oldukça
iyidir. Çevre Ģartlarına adaptasyonları iyidir. Ortalama canlı ağırlıkları horozlarda 2.7 , tavuklarda 2.0 kg ‘dır.
Yumurta verimleri 200-250 adettir.
14 MĠNORCA ; Akdeniz ırklarının iri yapılısı olan bu ırklar , yumurta verimleri , ağır yumurtaları , beyaz
derileri ve beyaz yumurta kabukları ile tanımlanırlar. Rüzgar , yağmur ve kötü Ģartlara dayanıklı hayvanlardır.
En popüler varyetesi balta ibikli siyah olanlarıdır. Ortalama canlı ağırlıkları horozlarda 3.7-5.0 , tavuklarda 3.2-
3.7 kg diğer varyetelerinde ise horozlarda 3.2-4.0 tavuklarda 2.7-3.2 kg kadardır.
YERLĠ IRKLAR
1 DENĠZLĠ IRKI ; Denizli ve Muğla illeri çevresinde yetiĢtirilen yerli bir yumurtacı-et ırkı olup horozları
uzun ötmesi ile tanınmaktadırlar. Cinsel olgunluğa geç eriĢirler. Nemli yerlere götürülen Denizli horozlarının
damızlık değerlerinin azaldığı ve ötüĢlerinin kısaldığı bilinmektedir. Ortalama canlı ağırlıkları horozlarda 3.5-4.0
tavuklarda 2.7-3.2 kg ‘dır. Yıllık yumurta verimleri 80-100 kadardır. Denizli ırkının çeĢitli tüy rengine sahip olan
‘’demir kırı , pamuk kırı , pekmez kefi , Ģarabi ve siyah ‘’ olmak üzere 5 varyetesi vardır. Bütün varyetelerinde
müĢterek olan özellikler balta ibik , beyaz kulakçık , siyah gagalı , koyu gri bacak renginde olmalarıdır. Ayrıca
denizli ırkının en belirgin özelliği gözlerin etrafında siyah renkli bir halkanın bulunmasıdır ki buna SÜRMELĠ
denilmektedir. Derisi , kulakçıkları ve yumurta kabuk renkleri beyazdır.
2 GERZE (HACI KADIN) IRKI ; Karadeniz bölgesinde Sinop ili çevresinde , özellikle Gerze ilçesinde
yetiĢtirilen yerli bir yumurta-et ırkıdır. Parlak siyah tüylü , uzunca beyaz kulakçık ve çatal ibiklidirler. Ortalama
canlı ağılıkları horozlarda 3.5-4.0 tavuklarda 2.7-3.2 kg ‘dır.
TĠCARĠ HĠBRĠTLER
Hayvancılıkta hibrit üretimi ilk kez 1942 yılında HENRY WALLACE tarafından tavuklar üzerinde
uygulanmıĢtır. Genetik yapı bakımından birbirinden farklı olan ebeveyn hatların çiftleĢtirilmeleri ile elde edilen
yüksek verimli , bir örnekliği fazla ve yaĢama gücü yüksek olan döllere HĠBRĠT denir.
Hibrit üretimi amacıyla akrabalı yetiĢtirilmiĢ hatların elde ediliĢ masrafları yüksek olmakta ve bu hatlarda
zamanla görülen dölsüzlük ve yaĢama gücünde düĢme nedeniyle bazen sürünün önemli bir kısmı elden
çıkabilmektedir.
ET ÜRETĠM HATLARI
Mini ırklarda cücelik cinsiyete bağlı ‘’dw’’ (dwarf: cücelik geni) ressesif geninden ileri gelmektedir. Mini hatlar
normal yumurtacı hatlarla karĢılaĢtırıldığında Ģu farklılıklar görülür;
1. Canlı ağırlık 8 haftalık yaĢta %5-10 ; 25-30 5. Yumurta verimleri biraz daha düĢüktür.
haftalık yaĢta ise %25-30 daha düĢüktür. 6. Yumurta ağırlığı %10 daha azdır.
2. Bacaklar yaklaĢık %20 daha kısadır. 7. Bir düzine yumurta üretimi için ihtiyaç
3. Kırmızı kan hücreleri sayısı daha fazladır. duyulan yem miktarı yaklaĢık %5-10 daha
4. Verim dönemi yem tüketimi %10-20 daha azdır.
azdır. 8. Verim döneminde yaĢama gücü aynıdır.
Mini LEGHORN‘ l ar daha küçük vücutlu olduklarından , gerek kafes gerekse yer sisteminde daha az
yerleĢim alanına ihtiyacı duyarlar. Dolayısıyla birim alanda barındırılabilecek hayvan sayısı daha fazla
olmaktadır. ġüphesiz bu ekonomik bir avantajdır. Ancak vücut küçüklüğü nedeniyle veri dönemi sonunda
yaĢlı tavukların kasaplık olarak satıĢ değerleri de daha düĢük olacaktır.
Cücelik geninin tavukçulukta yumurtacı sürülerden ziyade etçi damızlıklarda anlam taĢımaktadır. Bu amaçla
daha düĢük masrafla damızlık yumurta verebilecek diĢi BROĠLER damızlıkların elde edilmesi amacıyla
bazı et hatlarında ‘’ dw ’’ cücelik geninden yaralanılmıĢtır. Normal diĢilerle karĢılaĢtırıldıklarında , mini et
tipi diĢiler Ģu farklılıkları gösterirler:
1. %35 oranında daha az yerleĢim alanına ihtiyaç duyarlar.
2. Yumurtlama döneminde yem tüketimi % 10-15 daha azdır.
3. Damızlık tavuklar yumurta ağırlığındaki düĢüĢ nedeniyle %5 oranında daha fazla kuluçkalık yumurta
verirler.
4. Yumurtalar %5 oranın da daha küçüktür.
dw geni taĢıyan etlik piliç ebeveynlerinin kullanılmasının ana nedeni bu tavukların düĢük canlı ağırlık nedeniyle
yen tüketiminin az olmasıdır. Böylece büyütme ve yumurtlama dönemi masrafı azalmakta ve yemden %18-20
oranında daha fazla yaralanılmaktadır. Ayrıca bu tavuklarda tiroid aktivitesi azalmasıyla sakinleĢme olmakta ve
streslere dayanıklı olmaktadır. Doğal yolla normal horozlarla çiftleĢebilen , normallere göre %25-30 düĢük canlı
ağırlığına sahip tavuklarda kuluçkalık yumurta verimi ve embriyo geliĢimi de etkilenmemektedir. Ancak cücelik
geni taĢıyan bu tavukların normal horozlarla çiftleĢtirilmesiyle elde edilen diĢi döller normal olmasına karĢın ,
erkek döllerin kesim ağırlıkları normallere göre %2.0-3.5 oranında düĢüktür.
----------TAVUĞUN BĠYOLOJĠSĠ----------------
BAġ: Tavuğun babında ibik, gözler, göz kapakları, kirpikler, kulaklar, kulakçıklar, sakal ve gaga bulunur.
AYAKLAR VE BACAKLAR: Tavuklarda ayak ve bacaklar pulcuklarla kaplıdır olup beyazdan siyaha kadar
değiĢen bir renktedir.
DERĠ: Kanatlılarda derinin önemli bir özelliği ter bezleri ile yağ bezlerinin olmayıĢıdır. Kuyrukta bulunan yağ
bezleri , derinin tek salgı bezidir.
TÜYLER: Kanatlılar diğer omurgalılardan farklı olarak , ayak ile bacakları pulcuklarla kaplı olmak üzere
vücutları tüylerle kaplıdır. Tüyler keratin denilen protein yapısındadır. Verim yılı sonunda tavuklar tam bir tüy
dökümüne girerler. YaĢlı hayvanlar ve erkeklerde tüy dökme yüzdesi daha düĢüktür. Tüyler hayvanı ;
1. Çevrenin etkilerine karĢı korur. 3. Uçma için gereklidirler ve diğer hayvanlardaki
2. Vücut ısısının muhafazasına yardım eder. derinin bazı fonksiyonlarını yaparlar
Kanatlıların vücutlarında her birinin özel fonksiyonları olan 4 tip tüy vardır;
1. Kanat ve kuyrukta bulunan iri ve sert tüyler. 4. Biyolojik olarak geliĢmemiĢ olan kıla benzeyen
2. Kanat ve vücudu kapsayan (kalın sert ) örtü ince tüyler ( bu tüyler, temizleme sırasında
tüyleri . karkas üzerinde kalabilen tüylerdir
3. Vücudu kapsayan yumuĢak ve kabarık
görünümlü örtü tüyleri (inci tüyler)
Civcivler 4-5 haftalık olunca tam olarak tüylenir.
ĠSKELET SĠSTEMĠ
Tavuğun iskeleti , vücudu ayakta tutma ve kasları bağlama görevini görür. Göğüs kafesi , bazı hayati organları
korur. Kanatlıları iskelet yapısı , üstün bir manevra kabiliyetine , yerde yürürken çok süratli gidebilmesine ve
uçma kabiliyetine uygundur. Hem kuvvetli hem de hafif olan kanatlıların iskeletinde görülen en önemli
farklılıklar Ģunlardır:
1. Daha az kemik oranı , 4. Ġçi ilik yerine hava ile dolu kemiklerin
2. Çok sayıda kaynaĢmıĢ kemiklerin bulunması, bulunması.
3. Kemiklerin mineral kapsamının daha yüksek
olması ,
Ergin tavuklarda kemiklerin yaklaĢık %12 ‘si , kaburgalarda ise toplam kemiğin %30 ‘u medulla tabakasından
ibarettir. Piliçler cinsi olgunluk dönemine geldiklerine ilk yumurtanın oluĢumundan yaklaĢık 10 gün önce
medulla tabakası depolanmaya baĢlar. Evcil tavuklarda iskelette depolanan kalsiyum ancak birkaç yumurta
kabuğunun oluĢması için yeterlidir. Tavuklar düĢük kalsiyum kapsayan yemlerle beslendiklerinde , 6
yumurtadan sonra toplam iskelet kalsiyumunun %40 ‘ı kaybedilmektedir. Rasyonda kalsiyum düzeyi çok
önemlidir.
KAS SĠSTEMĠ
Ġsklelet kasları , istemli hareket etme yeteneğinde olup, karkasta yenilebilir kısmının çoğunu oluĢtururlar.
Göğüs, but veya bacak kasları tavuk vücudundaki en önemli kas sistemleridir.
SĠNDĠRĠM SĠSTEMĠ
Tavuklarda sindirim ; Gaga ve ağızda baĢlar, Yemek borusu, Kursak, Ön veya bezel mide, TaĢlık veya kaslı
mide, 12 parmak bağırsağı, Ġnce bağırsak ile devam eder , Kloak ve geri ile son bulur.
1. Ağız; Tavuklarda dudak , yumuĢak damak , yanak ve diĢ bulunmaz. Dudak ve diĢlerin fonksiyonunu alt,
üst gaga ve kaslı mide yerine getirir. Tükürük bezlerince salgılanan tükürük , ağızda kayganlık oluĢturmada
ve alınan yemlerin ıslatılıp yumuĢatılarak daha kolay aĢağı inmesinde etkinliği vardır.
2. Yemek Borusu ; Alınan yemlerin ağızdan ön mideye akıĢında rol oynayan tüp veya boru Ģeklinde bir
organdır.
3. Kursak ; Yemek borusunun geniĢlemesiyle oluĢmuĢ torba Ģeklinde bir organdır. Asıl fonksiyonu yemlerin
depolanması , ıslatılması ve yumuĢatılmasıdır.
4. Ön mide ( bezel mide ) ; Yemek borusunun geniĢlemesiyle oluĢmuĢ olup gerçek mide olarak ta bilinir. Ön
mide de gastrik öz suyu salgılanır. Bu salgıda proteinlerin sindirimini baĢlatan pepsin enzimi vardır. Ayrıca
glandular hücreler tarafından salgılanan hidroklorik asit p H ‘y ı ayarlar ve minerallerin çözülmesine yardım
eder.
5. TaĢlık ( kaslı mide) ; TaĢlıkta bir çift kalın ve kuvvetli kas vardır. Bu kasların konraksiyonları ile
yemlerin parçalanması ve öğütülmesi sağlanır. Alınan yem parçacıklarının durumuna göre yemler taĢlıkta
birkaç dakika veya birkaç saat kalabilirler.
6. Oniki parmak bağırsağı ve ince bağırsak ; Pankreastan salgılanan pankreas suyu ve safra kesesinden
salgılanan safra, duodenuma boĢaltılır. Ayrıca ince bağırsakta salgılanan enzimlerde protein ve Ģekerlerin
sindirimine yardımcı olur.
7. Kör bağırsak ; Sindirimde az etkili olan bu organ , emilme iĢleminde, karbonhidrat ve protein
sindiriminde etkin olup bu iĢlevini bazı bakteriyel faaliyetlerle gerçekleĢtirmektedir.
8. Kalın bağırsak ; SindirilmiĢ besin maddeleri artıklarının depolanması , vücut hücrelerinin su içeriğinin
arttırılması , vücuttaki su dengesinin sağlanması için bağırsaktan suyun emilmesinden sorumludur.
9. Kloak ; Kalın bağırsağın geri veya anüsüne doğru geniĢlemesinden meydana gelir. Vücutta sindirim ,
boĢaltım ve üreme kanallarının açıldığı ortak bir kanaldır.
10. Sindirim ile ilgili diğer organlar ; Pankreas , karaciğer ve safra kesesi sindirimin diğer organlarıdır.
SĠNĠR SĠSTEMĠ
Tavuklar renkleri ve çevredeki Ģekil ve büyüklük bakımından farklılıkları tam olarak ayırt edebilirler. Tavuklar
belirli tat veya lezzetler arasında ayrım yapabilirler. Birçok Ģartlı refleksleri öğrenme kabiliyetinde de olduğu
kabul edilir.
BOġALTIM SĠSTEMĠ
Vücutta , metabolizma sonucu oluĢan artık ürünlerin atılmasını sağlayan boĢaltım sistemi, sindirim sistemi ile
yakından ilgilidir. Kanatlılarda boĢaltım sistemi, bir çift böbrek ve her böbrekten çıkan idrar kloaka taĢıyan
üreterlerden ibarettir. Kanatlılarda böbrekler nispi olarak büyük, uzamıĢ, karı boĢluğunun üstünde , karaciğerin
alt kısmında ve sırta yapıĢık olarak bulunur. Her böbrek 3 loptan ibarettir ve nefron denen küçük borulardan
oluĢur. Böbreğin asıl fonksiyonel kısmı bu borulardır. Böbrekler vücudun asit-baz dengesinin düzenlenmesinde
ve vücut sıvısındaki ozmotik dengenin devam etmesinde önemli rol oynamaktadır. Kanatlılarda sidik torbası
BULUNMAZ. Karaciğer, protein metabolizması artık ürünlerini, kan yoluyla böbreklere taĢınan ürik aside
dönüĢtürür. Kanatlılarda dıĢkının beyaz rengi suda çözünmeyen ve idrardan çökelen ürik asit nedeniyledir.
ĠÇ SALGI SĠSTEMĠ
Ġç salgı sistemi vücutta belirli hormonları salgılayan birçok bezden oluĢur. Tiroidler, paratiroidler, testisler,
ovaryum, hipofiz, hipotalamus, epifiz, adrenaller, pankreas ve timus vücutta hormon salgılayan bezler olarak
bilinmektedir. Troid bezleri vücutta metabolizma hızını, büyümeyi, tüy geliĢimini ve rengini etkileyen tiroksin
hormonunu salgılarlar. Ġki çift olan paratiroid bezleri tiroidlere yakın ve çok küçük iki bezden ibarettir. Bu
bezlerin salgılandığı hormonların fonksiyonu özellikle kalsiyum ve fosfor metabolizmasının
düzenlenmesindendir. Erkek üreme organı olan testislerlerden, tüy tipi, ibik iriliği ve ötme gibi erkek sekonder
karakterlerini oluĢturan ve androgenler olarak bilinen hormonlar salgılanır. DiĢi cinsiyet hormonu olan
estrogenler, yumurtalık tarafından salgılanırlar. Estrogenler yağ depolamayı etkiler, medulla tabakasından
kalsiyum alınmasını artırır ve ovulasyonu hızlandırır. Hipofiz bezinin salgıladığı hormonlar büyüme, geliĢme,
metabolizma, kan basıncı ile su dengesinin düzenlenmesinde, cinsel aktivite, gurk olma ve yumurta
yumurtlamada etkilidir.
SOLUNUM SĠSTEMĠ
Tavuklarda solunum sistemi; burun delikleri, burun boĢlukları, gırtlak, nefes borusu, ses kutusu, bronĢlar,
akciğerler, hava keseleri ve içi hava dolu bazı kemiklerden oluĢur. Tavuklarda dördü çift birisi tek olmak üzere 9
hava kesesi vardır. Yine bu hava keselerinin 5 ‘i önde 4’ü arkadadır. Kanatlılarda solunum sisteminin fonksiyonu
sadece kandaki oksijen ve karbondioksit değiĢimi olmayıp aynı zamanda hava keseleri yoluyla, akciğerlerin
buharlaĢma yüzeyini artırarak daha fazla suyun buharlaĢmasını sağlamaktır. Böylece vücuttan daha fazla ısının
atılması temin edilir.
DOLAġIM SĠSTEMĠ
DolaĢım sistemi, kan, kalp, atardamarlar, toplar damarlar ve kaplleler gibi 5 ana bölüm altında incelenir. Kan
miktarı 1-2 haftalık civcivlerde vücut ağılığının %8 ‘ini oluĢtururken, bu organ engin tavuklarda %6 kadardır.
Kanın %75 ‘i su ve %25’ i kuru maddedir. Alyuvarlar, akciğerlerden vücut hücrelerine oksijen, atılmak üzerinde
de hücrelerden akciğerlere karbondioksit taĢınmasını sağlar. Kalp kanatlılarda memelilere nazaran oransal
olarak daha büyüktür. Kalp atıĢları da diğer hayvanlara göre daha yüksektir ve birim zamanda pompalanan kan
fazladır. Küçük kanatlılarda kalp atıĢ hızı dakikada 400-500 iken tavuklarda 250-300 kadardır. Günlük
civcivlerin yere düĢürülmesi halinde kalp atıĢ hızının 300’den 560’a çıktığı görülmüĢtür. Kanatlılarda stres
Ģartlarında kalp atıĢ hızı 1000’e kadar çıkabilmektedir. Kalp dolaĢımı iki sistemden ibarettir.
1. Sistem kanı oksijenlendirme
2. Sistemde, oksijenlenmiĢ kan, vücut dokularına dağıtılır.
ÜREME SĠSTEMĠ
Horzlarda üreme sistemi, testisler, sipermayı nakleden vas-deferens denen bir çift kanal ile papillalar ve
çiftleĢme organından ibarettir. Elipsoit Ģeklinde açık sarı renktedir.
Tavuklarda üreme sistemi, yumurtalık, yumurta kanalı ile kloak ve bunun dıĢtan görünen kısmı olan geriden
ibarettir.
Tavuğun yumurta kanalı karın boĢluğunun sol tarafında bulunur .Yumurta kanalı belirgin bir Ģekilde
farklılaĢmıĢ 5 ayrı bölgeyi ayrılır.
1. Serbest bırakılan yumurtayı yakalayan 3. Yumurta kabuğunun oluĢtuğu UTERUS
yumurta kanalı ağzı (ĠNFUNDĠBULUM) 4. Tumurta akının salgılandığı MAGNUM
2. Kabuk altı zarlarının salgılandığı ĠSTMUS 5. Kloaka bir geçit olan VAGĠNA
YUMURTA OLUġUMU
OVULASYON
Her ovum , geliĢmesi için kan yoluyla besin maddeleri sağlayan bir folikül sapı ile yumurtalığa tutunmuĢ ve
foliküler membran denen bir zarla sarılmıĢtır. Sarının orta bölümünde dar bir Ģerit halinde stigma denilen
damarsız bir bölümdür. Yumurtalığa bağlı bir ovum olgunlaĢtığında yumurtalıkta salgılanan progesteron
hormonu, LH hormonu salgılanmasına neden olan hypothalamusu uyarır. Yumurtalıktan, tam büyüklüğüne
eriĢen bir ovum veya yumurta sarısının serbest bırakılması olayına ovulasyon denilir. Yumurta sarısı daha sonra
vitelin zarı , ile sarılır.
ĠNFUNDĠBULUMDAN GEÇĠġ
Döllenmenin meydana geldiği yer infundibukumdur. Yumurta infundibulumu geçtikten ve sarı üzerine ak
tabakası oluĢmaya baĢladıktan sonra artık yumurtanın döllenmesi mümkün değildir.
MAGNUMDAN GEÇĠġ
Magnum yaklaĢık 33 cm ile yumurta kanalının en uzun kısmıdır. Yumurtanın magnumdan geçmesi yaklaĢık 3
saat alır. Yumurta akının önemli bir kısmı burada oluĢur. Bir yumurta akı 4 ayrı tabakadan oluĢur;
1 Sarıyı saran Ģalaz tabakası %2.7 3 Koyu ak %57
2 Ġç sulu ak %17.3 4 DıĢ sulu ak %23
Kabuk altı zarları istmustta yumurtaya eklenir. Kabuk zarları hava ve suyu geçirme özelliğine sahiptirler. Ancak
bakteri gibi organizmaların geçiĢlerine engel olurlar. Ayrıca yumurta içeriğinin hızlı nem kaybını önlerler.
Yumurta yumurtlamadan önce iç ve dıĢ kabuk altı zarları birbirine yapıĢıktır. Yumurtladıktan sonra yumurtanın
soğumasıyla küt tarafta bu iki zar birbirinden ayrılarak hava boĢluğu oluĢur. Yumurta soğudukça ve su kaybı
arttıkça veya yumurta bayatladıkça hava boĢluğu da büyür.
Uterus, kabuk bezi olarak da bilinir. Yumurta kabuğunun oluĢtuğu yerdir. Yumurta, kanalında 18-20 saat ile en
uzun süre ile burada kalır. Yumurta kabuğunun, tamamına yakını (%94) CaCO3 tan oluĢur. Kabuğun dıĢ yüzeyi
kütikül denen ince bir tabaka ile örtülmüĢtür. Organik bir materyal olan kütikül , gözenekleri kapatır ve
buharlaĢmanın azalması ile içeriye bakterilerin giriĢini önlemesi bakımından önemlidir. Ancak buharlaĢma tam
olarak engellenemez. Gaz ve nem alıĢveriĢini sağlayan bu gözeneklerin sayısı bir yumurtada 8000’e kadar çıkar.
VAGĠNADAN GEÇĠġ
VAGĠNA’nın yumurta oluĢumunda herhangi bir fonksiyonu yoktur. Yumurta vaginada birkaç dakika kalabilir ve
kabukta gözenekleri örten bloom veya kütikül olarak bilinen bir materyalle kaplanır.
Yumurtlama öncesi yumurta kloakta birkaç saat kalabilir. Yumurtanın küt ucunun önce gelmesi, yumurtlama
iĢleminden önce tazyik yapılan uterus kaslarında daha fazla yüzey alanı sağlar. Yer çekiminden daha fazla
etkilenir, kontraksiyonlarla yumurtanın geriye kayması önlenir ve kolayca yumurtlaması gerçekleĢtirilir.
-------------------------------------------------------------YUMURTA-----------------------------------------------------------
Besin değerinin en belirgin göstergesi, yumurtadan 21 günlük sürede canlı bir civciv elde edilmesidir.
Yumurtanın karakteristik Ģekli genetik faktörlerin sonucudur. Standart bir yumurtanın özellikleri Ģöyledir;
Ağırlık ; 57,6 g Boyuna çevre uzunluğu ; 15,7 cm
Hacim ; 63 cc Enine çevre uzunluğu ; 13,7 cm
Özgül ağırlık ; 1,09 g/cc ġekil indeksi ; %74
Yüzey alanı ; 68,0 cm2
Ortalama 58 g ağırlığındaki bir yumurtanın yaklaĢık olarak %11 i kabuk, %58 i yumurta akı, %35 i sarısıdır. Su
düzeyi kabuklu yumurtada %65, yumurta akında %88 ve sarısında %48 oranındadır. Yumurta hızlı büyüme-
geliĢme döneminde vücudun besin ihtiyacını karĢılanmasında önemli katkı sağlar. Bu nedenle çocuklar ve
gençler için mükemmel b,r gıdadır. Yüksek besin kapsamı , düĢük kalori değeri ve kolayca sindirilebilmesi
yumurtayı yetiĢkinler içinde önemli bir besin maddesi haline getirmektedir. Çoğu diyetlerde, ameliyat veya bazı
hastalıklardan sonraki nekahat devresindeki ilk hafif diyetler genellikle yumurtayı kapsar. Bir yumurta yaklaĢık
6,7 g protein ihtiva eder. Yumurta proteini, insanların gıdalarla alması gerekli amino asitlerin tamamını ihtiva
eder. Yumurta yaklaĢık 5-6 g yağ ve 0,4 g’ dan daha az karbonhidrat içermektedir. C vitamini hariç tüm
esansiyel vitaminleri içermektedir. Yağda ve suda eriyen vitaminler mevcuttur. Fe , P, Cu ve Zn gibi
minerallerce de zengindir. Yumurtanın besin kompozisyonunu etkileyen faktörler.
1. Tavuğun yaĢı 7. Yumurta depolanma Ģartları
2. Tavuğun ırkı 8. Depolanma süresi
3. Tavuğun hattı 9. Hazırlama
4. Bireysel farklılık 10. PiĢirme
5. Rasyon 11. iĢleme
6. Çevre sıcaklığı
YUMURTANIN KISIMLARI
1. YUMURTA KABUĞU ; Yumurta kabuğu yumurta ağırlığının yaklaĢık %10-12 sini oluĢturur ve
tavuğun uterusunda zarlar üzerinde kireç birikmesi ile oluĢur. Yapısının %98 i inorganik maddelerden oluĢan
kabuğun yaklaĢık %94 ü kalsiyum karbonattır. Az miktarda Magnezyum karbonat, kalsiyum fosfat,
magnezyum fosfat, organik maddeler ve su bulunur. Yumurta kabuğu rengi ya beyaz ya da kahverenginin
çeĢitli tonlarında olabilir. Ancak, bir güney Amerika ırkı olan Aracuana’ lar da yumurta kabuğu rengi yeĢil
veya mavidir. Yumurta kabuğu iç ve dıĢ kabuk olmak üzere iki tabakadan oluĢur. Ġç kabuk, süngerimsi bir
yapıda olup, üzerinde mememsi çıkıntılar bulunur. dıĢ kabuk iç kabuğun iki katı daha kalındır.
2. KABUK ALTI ZARLARI VE HAVA BOġLUĞU; Kabuk altı zarları istmustta oluĢur. Kabuğun
hemen altında birbirine yapıĢık olan iki zar bulunur. Ġç kısımdaki zar yumurta akını sarmakta, dıĢ zar ise
kabuğun iç kısmını kapsamaktadır. DıĢ zar iç zara göre 3 kat daha kalındır. Glukoprotein yapısındaki zarlar gaz
geçiĢini engellememekle beraber, bakteri geçirmezler. Yumurta yumurtlandığı anda sıcaklığı tavuğun vücut
sıcaklığı olan 41 C civarındadır. Hava boĢluğu yumurtanın su kaybetme oranına bağlı olarak büyür.
3. YUMURTA AKI; Yumurtanın ağırlık bakımından en büyük kısmını oluĢturur. BileĢimi yaklaĢık %88
su, %12 katı maddeden oluĢur ve katı maddesini de protein ve az miktarda karbonhidratlar, mineral maddeler
ve az miktarda yağlar bulunur. yumurta akı kabuk altı zarından itibaren 4 katmana ayrılır.
DıĢ sulu ak; akın % 23 ünü oluĢturur ve çok Ġç koyu ak veya kordon ( Ģalaz) ; akın % 3 ünü
ince bir tabakadır. oluĢturur.
Koyu ak; toplam akın %57 sini oluĢturur.
Ġç sulu ak; akın %17 sini oluĢturmaktadır.
4. YUMURTA SARISI; Yumurtanın en besleyici ve kuru maddesi en yüksek kısmıdır. Yumurtanın ortalama
1/3 ünü oluĢturur. Kuru maddesinin de %16 sı azot, %23 lesitin, %1, 5 kolestrin ve %2 madensel maddeler
bulunur. Yumurta sarısı A, B ve D vitaminlerince zengindir. Blastodisk döllenmenin gerçekleĢtiği kısım
olup döllü yumurtalarda daha iri, düz ve yuvarlak; dölsüz yumurtalar ise düzensiz Ģekildedir. Yeni
yumurtlanmıĢ döllü yumurtalarda çapı 3-3,5 mm kadardır. Germinal diski sarının merkezine bağlayan
kanala LATEBRA denir. Latebra embriyonun beslenmesinde rol oynar. Yumurta sarısının rengi ksantofil
pigmentleri olarak bilinen oksikarotinoidlerce oluĢturulur .Yumurta sarısı kanda, sinir dokularında ve
vücudun diğer bazı kısımların da bulunmakta olan kolesterol bakımından zengindir. Bir yumurtada 195-210
mg düzeyinde kolesterol bulunmaktadır.
YUMURTA KALĠTESĠ
A) Yemeklik yumurtanın kırılmadan incelenmesi
1.DIġ GÖRÜNÜġÜNÜN ĠNCELENMESĠ; Yumurtanın ağırlığı dıĢında , Ģekil, kabuk rengi, kabuk yapısı,
kırık-çatlak durumu, kabuk temizliği ile ünformite, diğer özellikler arasında sayılabilir. Yumurta ağırlığı veya
büyüklüğünün en önemli etkeni genotiptir. Bununla birlikte yaĢa bağlı olarak yumurta ağırlığında artıĢ meydana
gelmektedir. Ġlk yumurta verim yılında yumurta büyüklüğü sürekli artmakta ve bu artıĢın önemli bir kısmı ilk 3
ay içerisinde gerçekleĢmektedir. Yumurta ağırlığı ile hayvanın canlı ağırlığı arasında olumlu bir iliĢki olup,
erken cinsi olgunluğa ulaĢan hafif genotipler, geç cinsi olgunluğa ulaĢan ağır genotiplere göre daha küçük
yumurta verirler. Yemleme ve çevre faktörleri, özellikle de sıcaklık yumurta ağırlığı üzerinde etkili olan diğer
faktörlerdendir.
2.LAMBA KONTROLÜ; Lamba kontrolünde yumurtanın incelenmesi; yumurtaların elle tutularak kontrol
edilmesi veya otomatik kontrol ekipmanları ile yapılmaktadır. Lamba kontrolü yönteminin esası yumurtaların
karanlık bir odada bir ıĢık kaynağı, örneğin elektrik ampulü altında incelemekten ibarettir. Kabuk ve zar
çatlaklıkları, hava boĢluğunun büyüklüğü en önemli görüntülerdir. Saatte 40 bin adet yumurtayı kontrol eden
lazer sistemli bilgisayarlarda vardır. Bunlar; kan lekeleri, kabuktaki ince çatlaklar ve renk bozukluklarını kolayca
belirleyebilirler. Lamba kontrolünde dıĢ kalite özellikleri ile aĢağıdaki kriterler de incelenir;
Yumurta kabuğu Hava boĢluğu Yumurta akı ve sarısı
Yumurtanın bazı özelliklerinin yumurta kırılmadan incelenmesi mümkün değildir. Bunlar yumurtanın tat, koku,
sarının rengi, ak ve sarının özelliklerinin bilinmesi gibi hususlardır. Taze yumurtanın sarısının daha yuvarlak ve
dik, bayat yumurtalarda ise yassılaĢmıĢ ve dıĢa doğru yayılma gösterdiği net olarak fark edilebilir.
C ) YUMRTANIN KALĠTE ÖZELLĠKLERĠ ;
ġEKĠL ĠNDEKSĠ ; Yumurta geniĢliğinin uzunluğuna oranı olarak ifade edilir. Ticari ve kuluçkalık
özellikler açısından ideal yumurta Ģekil indeksi %74 tür.
KABUK KALĠTESĠ ; Yumurta kabuğunun kalitesi kabuğun rengi, temizliği, kalınlığı, kırılmaya karĢı
dayanıklılığı gibi ölçütlerle belirlenir.
2. ĠÇ KALĠTE ÖZELLĠKLERĠ ;
Yumurtları altında bir ayna bulunan özel bir can masa üzerine kırılarak gerçekleĢtirilebilir. Bunun için genellikle
yumurta ağırlığının ortalamayı temsil ettiği yaĢ olan 28-32. haftalık yaĢlar arsındaki dönemlerde her tavuğun art
arda verdiği 6 yumurta kullanılmaktadır. Bireyler arasında eĢitliği sağlamak için kümesten belirli saatlerde
toplanan yumurtlar kullanılır. Bunlar 24 saat kadar 18-20 C sıcaklıktaki bir odada bekletilip tartıldıktan sonra
kırılarak kalite belirlenmesine geçilir. Kırılan yumurtaların alt ve üst yüzeyinde ak ve sarıda kan doku, et
parçası, renk değiĢimleri ile diğer kalite özellikleri de ortaya konulabilir.
1. Ġç sulu akta artıĢ, yeĢil, sarı, pembe, buğulu 2. Bakteri veya küflerin neden olduğu ak
veya dumanlı aklı yumurtalar. bozuklukları.
3. Kan ve et lekeli ak bozuklukları.
Yumurta sarısındaki anormallikler ise Ģöyledir;
1. Kan ve et lekeli, benekli sarılar veya sarıda 3. Kabuk zarına yapıĢık sarılar.
renk bozuklukları. 4. Düz yumurta sarıları.
2. Sarısız veya çift sarılı yumurtalar. 5. SertleĢmiĢ yumurta sarıları
YUMURTALARIN MUHAFAZASI
Yumurtalar toplanır toplanmaz 10-13C sıcaklık ve %70-80 nispi nemde nakliye anına kadar muhafaza edilir.
Pazarlamada problem oluĢturacak derecede kirli yumurtalar belirli kurallara göre yıkanmalıdır. Yumurtaların
tıkandıkları kaplar temiz olmalı, bakteri üremesine engel olmalı; kullanılan su temiz ve 38-42 C sıcaklıkta
olmalıdır. YıkanmıĢ yumurtlar hiçbir zaman uzun süre depolanmamalıdır. Soğuk depolarda uzun süre
bekletilecek yumurtalarla 21C ‘nin üzerinde bekletilecek yumurtalar yağla kaplanır. Yağ sıcaklığının yağlanacak
yumurta sıcaklığından 11C yüksek olması gerekir. Soğuk hava deposunun sıcaklığı 0-1.58C arasında olmalıdır.
Yumurtalarda donma sıcaklığı –2.5C’dir. soğutma depolarında nispi nemin %84-90 olması gerekir. Böylece bu
yumurtalarda ağırlık kaybının ayda %0.25-0.50’yi aĢmaması sağlanır.
Yumurta ürünleri
1. Sıvı yumurtalar 2. Yumurta tozu(kurutulmuĢ yumurta)
1. AMNĠON KESELERĠ ; Kuluçkanın ikinci gününde baĢlar. Embriyonun geliĢmesine yardım edr ve onu
mekanik Ģoklardan korur.
2. ALLANTOĠS KESESĠ ; Kuluçkanın üçüncü gününde baĢlar. Allantoisin Ģu önemli fonksiyonları vardır.
A) Fonksiyonel akciğer gelinceye kadar geçici embriyonik solunum organıdır.
B) BoĢaltım görevini görür.
C) Allantoiç membran, yumurta akının sindirilmesini sağlayan enzimleri salgılar.
3. CHORĠON ; Bu memebran veya kese, allotois ile birlikte kabuk altı zarları ile kaynaĢır ve metabolik
fonksiyonların tamamlanmasında rol oynar.
4. YUMURTA SARISI KESESĠ ; Bütün sarıyı çevreleyen, kan damarlarıyla kaplanmıĢ bir kesedir. Bu kese,
civciv kuluçkadan çıktıktan sonra besin kaynağı olarak kullanılmak üzere karın boĢluğuna çekilir.
Embriyonik GeliĢme Döneminde Meydana Gelen DeğiĢimler
1. Hava boĢluğu
2. Civcivin yumurta içindeki konumu
3. Embriyonun ağırlığı
KULUÇKAHANELER
Kuluçkahanelerin Kapasitesi Ve Yeri
Kuluçkahane büyüklüğü ve kapasitesi Ģu özelliklere bakılarak planlanır;
1. Kuluçka Makinelerinin toplam yumurta kapasitelerine,
2. Haftada ve her seferde konan yumurta sayısı,
3. Yılda üretecek toplam civciv sayısına göre
Kuluçkahane yerinin seçiminde aĢağıdaki hususlara dikkat edilmelidir;
1. Kuluçkahane sarsıntılardan ve gürültülerden uzak olmalı,
2. Kuluçkahane yeri çok yüksek olmamalıdır,
3. Yol,su ve elektrik durumu uygun olmalı,
4. Kuluçkahane, civciv pazarlama alanlarından çok uzakta olmamalıdır.
Kuluçkahane Odaları
1. Dezenfektan odası 7. Civciv sınıflandırma ve bekletme odası
2. Yumurta kabul, sınıflandırma ve depolama 8. Yıkama odası
odası 9. Yükleme odası
3. GeliĢim odası 10. Kanat, gaga ve tırnak kesim odası
4. Döllük kontrol odası 11. Kuluçkahane artıkları odası
5. ÇıkıĢ odası 12. Diğer bölümler (banyo, tuvalet, elbise odası
6. Cinsiyet ayrım odası vb.)
Kuluçkahane Ekipmanları
1. Kuluçka makineleri 4. Yumurta sınıflandırma ve 7. Diğer kuluçka ekipmanları
2. Su ekipmanları yıkama makineleri
3. Yumurta ve civciv taĢıma 5. Plastik viyol ve tablalar
araçları 6. Yedek enerji kaynağı
Kuluçkalık Yumurta Kalitesine Damızlık ĠĢletme ve Sürü Yönetiminin Etkisi
Kuluçkalık yumurta kalitesi üzerinde bu gruba giren faktörler arasında ilk ele alınacak konu kümeslerle ilgili
olandır. Kümeslerin;
a. Yer seçimi ve yerleĢim pozisyonu
b. Sağlık koruma önlemleri ve mikrobiyal bulaĢmanın önlenmesi
c. Temizlik ve dezenfeksiyon yöntemleri kuluçkalık yumurta kalitesi üzerine doğrudan etkilidir.
Damızlık sürü yönetimi ile ilgili faktörler ise aĢağıdaki Ģekilde sınıflandırılır;
1. Damızlık sürüsünün genetik yapısı 5. Kümeslerde kullanılan yataklık kalitesi
2. Kümes içi çevre koĢulları ve sürü yönetimi 6. Yemleme programı, yem ve su kalitesi
3. Damızlık sürüde strese neden olan faktörler 7. Sürüdeki cinsiyet oranı ve sürünün yaĢı
4. Folluk yataklık materyali ve kullanılan folluk 8. Kümeste yumurta toplama Ģekli, sayısı ve yere
tipi yumurtlanan yumurta oranı.
Sürüde sağlık koruma ile ilgili önemli hususlar aĢağıda verilmiĢtir. Ancak iĢletmeci, sağlık koruma ve hastalık
önleme programının ekonomik bedelini dikkate almalıdır,
a. ĠĢletmede her hayvanın değeri önemlidir.
b. Bir iĢletmede farklı yaĢtaki sürüleri barındırmaktan kaçınılmalı
c. Ziyaretçiler bir çok hastalık etmeni taĢıyabilirler
d. Kümeste her zaman temiz-taze hava sağlanmalıdır
e. ĠĢletmeye sadece görevli araçların giriĢine izin verilmeli
f. Kümeste günlük gözlemlerle hayvanların yem ve su tüketimi ile genel durumları incelenmelidir
g. Personel sürekli izlenmeli, yapılan iĢlere ait talimatlar belli yerlerde yazılı olarak bulundurulmalı
h. Ġlaçlar dikkatli kullanılmalıdır.
i. Yemleme, aydınlatma ve aĢılama programlarına özen gösterilmeli, herhangi bir problem meydana
geldiğinde uzman kiĢilerle irtibat kurulmalıdır.
Hastalılar genel olarak;
1. Horozun sağlığını bozarak düĢük döllük oranı görülmesi
2. Yumurtalarda erken embriyo ölümlerinin görülmesi
3. Yumurtanın yapısının bozulması,
4. Yumurtanın yetersiz besin maddesi içerdiği veya kabuk yoluyla mikroorganizma giriĢi nedeniyle orta ve geç
dönem embriyo ölümlerinin ortaya çıkması, Ģeklinde etkili olurlar.
Kuluçkalık Yumurta Seçimi
Kuluçkalık yumurta seçiminde dikkate alınacak hususlar aĢağıda verilmiĢtir.
1. Yumurta büyüklüğü; Çok büyük ve küçük yumurtalar kuluçka randımanı bakımından iyi sonuç vermezler.
2. Anormal yapılı yumurtalar; Kuluçkalık yumurta seçiminde ayıklanan asgari 15 tip anormal yumurta
vardır.
3. Kabuk kalitesi; Kabuk kalitesi genetik faktörlere bağlı olduğu kadar sürünün beslenmesine ve kümesteki
çevre Ģartlarına da bağlıdır.
4. Ġç kalite; Bazı yumurtalar hava boĢluğu oynak yumurtalardır. Bu tip yumurtalar,uygun olmayan nakliye ve
muhafaza Ģartlarında da oluĢabilir.
Kuluçkalık Yumurtanın Depolanması
Kuluçkalık yumurtaların depolanması ticari kuluçkacılıkta önemli bir konudur. Yumurta depolanma süresi
kuluçkahaneleri ilgilendirdiği kadar bu sürenin civciv kalitesi ve broilerde kesim ağırlığına etkileri nedeniyle
sonuçlanan ticari yetiĢtiricileri de ilgilendirir.
KULUÇKA SONUÇLARININ ETKĠLEYEN FAKTÖRLER
Yumurtalardan civciv çıkıĢını etkileyen birçok faktör vardır. Yumurtaların inkübasyonu sırasında çevre Ģartları
ve yumurtaların çevrilmesi iĢlemi en önemli rolü oynar. Kuluçka sonuçlarının değerlendirilmesinde 3 kriter
kullanılır:
1. Döllük veya tohumluk oranı; kuluçka makinesine konulan yumurtalardan döllü olanların oranına denir.
2. Kuluçka randımanı; kuluçka makinesine konulan yumurtalardan elde edilen pazarlanabilir civcivlerin
oranına denir.
3. ÇıkıĢ gücü; 18. Günde yapılan döllük muayenesi sonucu döllü olduğu belirlenen yumurtalardan elde edilen
civcivlerin oranına denir.
Kuluçka sonuçlarının etkileyen faktörler;
1. Döllük; Döllük, genetik faktörler, damızlık sürünün belirlenmesi, kümeste su tüketimi ve sulukların bakımı,
aydınlatma, havalandırma, sıcaklık, kümeste zeminin yapı özelliği ve yataklık materyali, erkek-diĢi oranı,
damızlık sürünün yaĢı, hayvanlarda ayak problemleri, hastalık ve diğer faktörler tarafından etkilenmektedir.
2. Kuluçka koĢulları;
a) Sıcaklık ; sıcaklık aĢağıdaki faktörlerden etkilenir; 1) yumurta büyüklüğü 2) kabuk kalitesi 3) genetik
faktörler 4) kuluçkaya konan yumurtaların yaĢı, depolanma süresi 5) geliĢim dönemlerindeki havanın nemi.
Embriyonik geliĢme, her biri farklı bir sıcaklığa ihtiyaç duyan 3 safhaya ayrılabilir;
i) yumurta yumurtlamadan önceki sıcaklık ii) geliĢim dönemindeki sıcaklık iii) çıkıĢ dönemindeki sıcaklık
b) Nem ; Yumurtadaki suyun, fazla buharlaĢmaması civcivin normalden küçük olmasına; yeterli bir hızda
buharlaĢmadığında da civcivin normalden büyük olmasına neden olur. Her iki durumda da embriyo zarar
görür. Yumurtadaki suyun uygun oranda buharlaĢmasını sağlamak için ilk 19 günlük kuluçka süresince nispi
nemin belli sınırlar içerisinde olması gerekir. Kuluçka makinesi tipine bağlı olarak bu limitler %50-60
arasındadır. Kuluçka makinesinin çıkıĢ bölümünde yumurtaların yaklaĢık 1/3’i kırıldıktan sonra nispi nemin
%70-75’e(90-91F) çıkarılması istenir.
c) Havalandırma; GeliĢmekte olan embriyo, sabit bir oksijen düzeyinde, karbondioksit ve suyun atılmasına
ihtiyaç duyar. Embriyonik geliĢim ilerledikçe oksijen ihtiyacı artar. Böylece geliĢen embriyoda metabolizma
olayları sonucu oluĢan karbondioksitin atılması ve embriyoya oksijen temini için kuluçka makinesinde
sürekli bir hava deliğinin sağlanması gerekir. Normal embriyonik geliĢim için karbondioksit
konsantrasyonunun kuluçka makinesinde %0,1-0,4arasında ve kuluçka odasında %0,5düzeyinde olması
gerekir.
d) Yumurtaların Çevrilmesi; Yumurtalar normalde küt uç yukarıya gelecek Ģekilde tablalara yerleĢtirilir.
Bu durumda embriyonun baĢı küt uçta ve hava odacığına yakın olarak geliĢir. Eğer yumurtanın sivri ucu
yukarıya gelecek Ģekilde yerleĢtirilirse embriyoların çoğunun baĢı sivri yöne doğru yönelecektir. Böylece
civciv çıkıĢa hazır olduğunda civcivin gagası akciğer solunumu için önemli olan hava hücresi ile temas
edemeyeceğinden bu embriyolar ekseriye kuluçkadan çıkamazlar ve kuluçka randımanı ile civciv kalitesi
düĢer.
3. Embriyo ölümleri;
1 Yumurtlama dönemi öncesi embriyo ölümleri ; Embriyo geliĢiminde ilk kritik dönem gastrulasyon
safhasıdır. Yumurtanın ovipozisyon öncesi tavuk vücudunda normal süreden az yada fazla kalması, yumurta
yumurtlandıktan sonraki bekletme döneminde embriyo ölümlerinin artmasına neden olmaktadır.
2 Erken embriyo ölümleri; Bu dönem ilk üç günlük ölümleri kapsar. Bu ölümlerin çoğu yumurtanın
yumurtlanması ile kuluçka makinesine konması arasındaki sürenin ya çok uzaması yada uygun olmayan
depolama Ģartlarının sonucu olmaktadır.
3 Orta dönem embriyo ölümleri; Bu dönemde embriyo ölümleri oldukça azdır. Bunun yanında
damızlıklarda beslenme yetersizlikleri orta dönem embriyo ölümlerinin artmasına neden olmaktadır.
4 Geç embriyo ölümleri; kuluçkanın son 3 günündeki embriyo ölümleridir. Bu dönemdeki embriyo
ölümlerinin çoğu yumurtaların kuluçka makinesi geliĢme bölümünden çıkıĢ bölümüne nakil sırasında fazla
bekletilmesi ile geliĢme bölümünde yumurtaların hava hücrelerinin yukarı gelmemesi gibi yanlıĢ
yetiĢtirmelerin sonucudur.
4. Kuluçka aksaklıkları; Kuluçkalık yumurtaların elde edildiği anaç sürüsünün beslenmesi, genetik faktörler,
yumurtalar yumrtlandıktan sonra kuluçka makinesine koyuluncaya kadar ki muhafaza ve muamele Ģartları
ile inkübasyon döneminde sağlanan çevre Ģartları kuluçka sonuçlarını ve civciv kalitesini etkileyen önemli
faktörlerdir.
5. Yüksek rakım 10. Kuluçkalık yumurtaların depolanma
6. Kuluçka döneminde uygulanan ıĢık Ģartları
7. Yumurta içinde embriyonun konumu ve 11. Hastalıklar
anormal yapılı embriyolar 12. Damızlık sürüsünün yaĢı
8. Yumurta ağırlığı, yumurta kabuk ve iç 13. Damızlık sürüde yumurta verim hızı ve klaç
kalitesi uzunlukları
9. Anormal yapılı yumurtalar 14. Damızlık sürüden yumurta alındığı
dönemde hava Ģartları
KÜMES EKĠPMANLARI
Ekipman seçiminde önemli olan hususlar;
1. Ekipman yararlı ve çalıĢır durumda olmalıdır.
2. Birçok ekipman iĢletmede monte edildiğinden,parçalanıp toplanabilir bir yapıda olmalıdır.
3. Tavukçuluk ekipmanları, uzun süre kullanılabilecek Ģekilde sağlam olmalı.
4. Ekipmanlar, komplike olmamalıdır.
5. Ekipmanların yıllık bakım masrafları düĢük olmalıdır.
6. Tavukçulukta kullanılan ekipmanların çoğu taĢınabilir özellikte olmalı.
7. Seçilecek sabit portatif ve taĢınabilir özellikteki ekipmanlar ve yedek parçaları kolayca bulunabilir olmalı.
8. Ekipman iĢ gücünü azaltıcı özellikte olması.
9. Yemliklerin yem zayiatını azaltıcı etkide olması.
10. Gübre uygun muhafaza yöntemleri kullanılarak, en karlı Ģekilde elden çıkarılmalı.
11. Ekipmanlar, yapısal olarak karmaĢık olmamalı.
12. Ekipmanlar kolay temizlenebilir ve dezenfekte edilebilir nitelikte olmalıdır.
Kümes ekipmanları Ģunlardır:
a) Kümeslerde ısıtma h) IĢık ayar saati n) Hayvan yakalama
sistemleri ve ana i) Gübre toplama ve yataklık ekipmanları
makineler kaldırma ekipmanı o) Gaga kesim makineleri
b) Yemlikler j) Jeneratör p) Yem alarm saati
c) Suluklar k) Yumurta taĢıma araçları q) Grit yemlikleri
d) Tünekler l) Temizlik, sprey, yakma, r) Yem tankları
e) Folluklar dezenfeksiyon ve aĢılama s) Dökme ve yem ambarları
f) Su saati ekipmanları t) Yem terazileri
g) Yumurta toplama ekipman m) Yakma makineleri ve imha u) Su tankları
ve sistemleri çukurları
2 Nem
Kümesteki nemin 3 önemli kaynağı vardır:
a- vücuttan dıĢkı ile atılan su,
b- hayvanlar tarafından solunum yoluyla verilen su buharı
c- sulukların bakımındaki hatalardan dolayı sıçrayan ve dökülen su.
Kümeste fazla nemi atmak için önlemler alındığı taktirde, aĢağıdaki faktörlerin de etkisiyle nem artacaktır:
a- Hayvanların su tüketiminin artması
b- Kümes sıcaklığının düĢmesi
c- Havanın nispi nemi arttıkça, havadan daha az su buharı çekilir
d- Rasyon tuz kapsamının artması
e- Mikroorganizmalarla bulaĢık içme suyunun tüketilmesi
f- Palet yem kullanılması
g- Yemin enerji kapsamının azalması
3 Kümes havası
a) Toz
b) Kötü kokular
c) Havalandırma; Kümeslerde uygun ve yeterli havalandırma hayati önem taĢır. Kümeslerde uygun ve yeterli
havalandırmanın önemi Ģunlardır:
1 Sürüde sağlık Ģartlarının devam ettirilmesini sağlar.
2 Hayvan organizmasında metabolik olayların düzenliliği sürdürülür.
3 Daha iyi yemden yararlanma gerçekleĢir.
4 Hayvanın ihtiyaç duyduğu oksijeni almasını sağlar.
5 Altlığın daha iyi Ģartlarda tutulmasını sağlar.
6 Hastalık yapan organizmaların havadaki konsantrasyonlarını düĢürür.
7 Kümesten fazla ısı alınır.
8 Kümeste daha yüksek yerleĢim sıklığına imkan verir.
Ġyi havalandırmanın 3 esası vardır:
1 Kümese taze havanın girmesi ve kirli havanın atılması
2 Kümes sıcaklığının muhafazası için izolasyon
3 Fazla nemin atılması
Havalandırma sistemleri 3 grupta toplanabilir;
a) tabii havalandırma,
b) yarı mekanik havalandırma sistemi
c) mekanik havalandırma sistemi
negatif basınç sistemi
pozitif basınç sistemi
Mekanik hava sisteminin 3 esas elemanı vardır:
1 Fanlar
2 Hava giriĢ ve çıkıĢ fanları
3 Kontrol seti
4 AYDINLATMA
Aydınlatma programları, sürü performansını etkileyen en önemli yetiĢtirme tekniklerindendir. Piliç büyütme ve
yumurtlatma dönemlerinde kullanılan aydınlatma programları sürü performansını etkilediğinden bunların
dikkatli seçilmesi gerekir. Aydınlatma programlarına verilen önem, aydınlatmanın cinsi olgunluk yaĢı,
yumurtlatma hızı ve yumurta büyüklüğü ile olan iliĢkisinden kaynaklanmaktadır. Aydınlatma konusunda
yapılan çok sayıda araĢtırmalardan elde edilen önemli sonuçlar Ģunlardır;
1 Piliç büyütme döneminde günlük aydınlatma süresinde yapılacak azaltma cinsi olguluk yaĢının
gecikmesiyle sonuçlanır.
2 Piliç büyütme döneminde günlük toplam aydınlatma süresinin azalacağı bir program sonucunda, özellikle
yumurta verim döneminin ilk yarısında yumurtlanan yumurta sayısı genellikle artar.
3 Piliç büyütme döneminde azaltılan günlük aydınlatma süresinin, özellikle yumurta verim dönemindeki ilk 4-
5 ayda yumurta ağırlığını artırdığı gözlenmiĢtir.
4 Günlük aydınlatma süresinin düĢürülmesi ile cinsi olgunluk yaĢında meydana gelecek gecikme maksimum 3
haftadır.
5 Piliç büyütme döneminde yem kısıtlaması ile cinsi olgunluk yaĢı geciktirilir.
6 Kontrollü yemleme ile ıĢık kısıtlaması birlikte yapılabilir.