You are on page 1of 11

Tüketim ve Yatırm Teorileri

1. Mallar

1.1 Yatırım Malları

1.2 Tüketim Malları

2. Tüketim Mallarıyla İlgili Tüketim Teorileri:

2.1 Keynes’in Mutlak Gelir Hipotezi:

C=f(Y)

C=Co+cY

Co =Otonom tüketim harcamaları;Gelirden bağımsız tüketim harcamalarıdır. Her zaman


sabittir. Gelirimiz olmasa da karnımızı doyurmak için yaptığımız harcamaları örnek olarak
verebiliriz.

c:Marginal propensity to consume (Marjinal Tüketim Eğilimi): Marjinal tüketim eğilimi


gelirimizin ne kadarını harcadığımızı belirler. c=MPC=0.8 ve gelir =100 br ise 80 birimi ile
tüketiriz 20 br ile tasarruf yaparız demektir.

S=So+sY

s: Marginal Propensity To Save: Marginal Tasarruf Eğilimi

Y=C+S Total Supply=Total Demand

c+s=1 0<c<1 0<s<1

APC:Average Propensity To Consume: Ortalama Tüketim Eğilimi=C/Y

APS: Average Propensity To Save : Ortalama Tasarruf Eğilimi =S/Y

• Gelirleri artan kişiler bu gelir artışlarının giderek azalan payını tüketime artan bir
payını ise tasarrufa ayırırlar. İnsanlar kural olarak genellikle gelirleri artıkça
tüketimlerini de artırmak eğilimindedirler. Bu artış gelirdeki artıştan daha azdır.
• Keynes’e göre tüketim harcamaları istikrarlı gelir istikrarsızdır.

Milli gelir artıkça tüketim artar ama ortalama tüketim azalır .Yani gelirdeki artıştan daha az
tüketim yaparız.

Özet:

• Keynes'in mutlak gelir hipotezini ileriye sürerken dikkate aldığı gelir düzeyi cari
kullanılabilir gelirdir. Ve kısa dönem itibari ile istikarasız bir büyüklük niteliğindedir.
• Keynesin tüketim fonksiyonunda tanımladığı tüketim kalıbı istikrarlı bir nitelik taşır.
Tüketim kalıbının istikrarlı olması; milli gelirdeki değişmelerin, toplumun toplam
tüketimini izlemek sureti ile tahminini sağlar. Yani mpc sabit olduğu için tüketimin
belirlenmesi ile milli geliri bulabiliriz. Hatırlarsanız Keynes'in tüketim fonksiyonu
C=Co+cY şeklindedir..
• Keynes'e göre bireyin geliri artıkça tüketimi de artar. Ancak tüketim artışı gelir
artışının gerisinde kalır.
• Keyne'e göre marjinal tüketim eğilimi ve marjinal tasarruf eğilimi sabit değer taşır.

2.2 Duesenberry’nin Nispi Gelir Hipotezi

Keynez’e göre gelir artığında (APC) ortalama tüketim eğilimi düşer. Duesenberry ise
ortalama tüketim eğiliminin neden düşmediğini araştırır. Duesenberry’de gelirin istikrarsız
tüketimin istikrarlı olduğunu ortaya koyar. Keynes ‘le ortak yönüdür.

Duesenberry’nin 2 ispat gerekçesi vardır.

1. Kişiler eldeki mevcut gelirleriyle elde ettikleri tüketim kalıpları sonucunda oluşturulan
hayat standartlarının altına inme eğilimleri göstermezler. Gelirleri düşse bile oluşmuş
tüketim harcamalarından vazgeçmezler. 2000 model arabadan inip 1991 model
arabaya binmek istemezler.
2. Bireylerin içinde bulundurdukları sosyal çevreyi etkileme eğilimleri vardır.

Duesenberry’ de keynes gibi servet ve mirası göz önünde bulundurmaz. Tüketimi


gelirin bir fonksiyonu olarak ele alır.
2.3 Modigliani’nin Yaşam boyu Hipotezi

Bireyler tüketimlerini karşılayabilmek için cari kullanıla bilinir gelire ek olarak gelecek
dönemlerde elde edecekleri geliride göz önünde bulundururlar. Tüketim kısa dönemde bir
gelir değişikliğine değil uzun dönemde bir gelir değişikliğine bağlıdır. (istikrarlı tüketim
kalıbı tercih edilir).Veya başka bir ifade ile bireyin tüketimleri yaşam boyunca elde etmeyi
düşündükleri gelirin bir fonksiyonudur. Bu nedenle de tüketim istikrarlı bir nitelik taşır.

Modigliani'nin yaşam boyu hipotezine göre bireyin psikolojik eğilimine göre gençlik orta yaş
ve yaşlılık dönemlerinde tasarrufları farklı farklı ortaya çıkar.

Modigliani’ye göre bireyin yaşamı 3’e ayrılır.

• Gençlik Dönemi: Bireyler gençlik dönemlerinde daha az gelir elde ederler ama
tüketimleri fazladır. Bu durumda ya tasarruf çözerler ya da borçlanırlar. Gençlik
döneminde (–) tasarruf vardır. Çünkü gelirleri yok denecek kadar azdır.
• Orta Yaş Dönemi: Bireyler daha fazla tasarruf yapma eğilimi gösterirler. Çünkü hem
geçmişteki borçlarını ödemek, hem de yaşlılık dönemindeki harcamalarını karşılamak
zorundadırlar.
• İleri Yaş Dönemi: Emeklilikle birlikte bireyler birikimlerini harcar ve – tasarrufa
geçer.

Tasarruf eğrisi ile tüketim eğrisinin kesiştiği ilk noktaya kadar olan ve bu iki eğrinin arasında
kalan alanda (-) tasarruf vardır. Bu alan gençlik dönemidir. Tasarruf eğrisinin tüketim eğrisini
kestiği noktaların arasında kalan alan ise (+) tasarrufun olduğu orta yaş dönemidir. 2.
noktadan sonra iki eğri arasında kalan alan (-) tasarrufun olduğu ileri yaş dönemidir.

Bir bireyin gelirinde ani ve geçici bir sıçrama meydana gelmesine arızi gelir artışı denir. Bir
bireyin cari dönemdeki gelirinde arizi bir artış meydana gelirse birey bugünkü tüketimini
hemen arttırmaz. Yaşamı boyunca yapacağı tüketimleri de düşünerek ileriki yıllarada gelirini
paylaştırarak bugünkü tüketimini arttırmayı düşünür. Gelirde meydana gelen ani bir sıçrama
aynı oranda tüketime yansımadığı için gelir artışı ile birlikte kişnin ortalam tüketim eğilimi
gelir artışından sonra düşer.

Örnek: Cari gelirde 100 milyon liralık arızi bir gelir artışı olsun.

Yt=100 milyon
T= Kişinin Yaşamayı umduğu süre=50 yıl

100/50=2 yılda cari tüketimi 2 milyon artar.

Gelirdeki ani sıçrama tüketime ani olarak yansımaz, yıllara eşit olarak dağılır.

Örnek: 40 sene daha çalışacağını ve 50 yıl daha yaşayacağını ümit eden bir insan

40/50=0.8 Bireyin tüketimindeki kalıcı artış bu orana bağlıdır.

Tüketimdeki Toplam Artış=2 milyon+(2 milyon * 0.8)

Bir bireyin gelirindeki ani sıçrama yüzünden tüketimde meydana gelen artış gelirle aynı
zamanda gerçekleşmediği için yaşam boyu hipotezine göre (APC) ortalama tüketim eğilimi
düşüş gösterir.

Ortalama tüketim eğilimi

Miras gelir olarak hesaba katılmaz,Servet sadece bireylerin sahip oldukları mal varlığı olarak
hesaba katılır. Friedman buna karşı çıkar.

2.4 Friedman’nın Sürekli Gelir Hipotezi

Bireyin tüketimi sadece cari dönemde elde ettiği gelire bağlanmayıp yaşam boyu hipotezinde
olduğu gibi ileri dönemde elde etmeyi umduğu gelire de bağlıdır. Uzun dönemli gelir
beklentisi vardır.

Tüketim= Cari dönemdeki gelir+ Uzun dönemdeki gelir beklentisi

Sürekli Gelir: Bireyin yaşı, mesleği sağlık durumu, eğitimi vb pek çok faktörün göz önüne
alınmasıyla bireyin planlanan dönem içersinde kazanmaya devam edeceğini düşündüğü
gelirlerin ağırlıklı ortalamasıdır. Geçmiş şimdiki ve gelecekteki gelirlerin ortalamasıdır.

Friedman’a göre bireylerin tüketimleri cari gelir düzeyindeki değişmelere bağlı olarak
değişmez . Bireylerin tüketimlerini değiştiren faktör sürekli gelirdir. Ve sürekli gelir cari gelir
kadar değişken değildir.

Fiyat düzeyinde de önemli olan fiyat, cari fiyatlar değil sürekli fiyatlardır. Sürekli fiyatlar
bireyin beklediği fiyatlardır.

Sürekli gelir ve sürekli fiyatlar geçmiş dönemde oluşmuş gelir ve fiyatlara ilişkin gözlemlere
dayanır.

Friedman’a’ a göre sürekli gelir servet düzeyine bağlıdır. Servet ise geniş anlamıyla tüm
tüketile bilinir gelir ve hizmet kaynaklarını kapsar. Dolayısıyla servete üretken olan insanı da
kattığımızda servetin anlamı genişler.

Friedman’a göre hem gelir hem de tüketim iki kısımdan oluşur.


Tüketim

1. Sürekli Tüketim:Tüketicilerin normal olarak yapmayı hesap ettikleri tüketim


harcamalarını ifade eder. Friedman’a göre sürekli tüketim sürekli gelirin bir oranıdır.
Ve bu oran gelir seviyesi ne oranda değişirse değişsin sabit kalır. Sürekli tüketimin
sürekli gelire oranı faiz haddinden, servetin gelire olan oranından ve tüketicilerin
tüketim ve tasarruflarına ilişkin olarak sahip oldukları zevkler ve tercihlerden etkilenir.
2. Arızi Tüketim: Kişinin tüketim kalıbındaki beklenmeyen ani geçici değişmelerdir.

• Pozitif Arızi Tüketim: Herhangi bir sağlık problemiyle karşılaşıldığında yapılan


harcamalardır.
• Negatif Arızi Tüketim:Tatile çıkmak için yapılan plan sonucu yapılan masrafların ,
tatile çıkılamadığından boşa gitmesi.

Gelir

1. Sürekli Gelir : Bireyin yaşı, mesleği sağlık durumu, eğitimi vb pek çok faktörün göz
önüne alınmasıyla bireyin planlanan dönem içersinde kazanmaya devam edeceğini
düşündüğü gelirlerin ağırlıklı ortalamasıdır. Geçmiş şimdiki ve gelecekteki gelirlerin
ortalamasıdır.
2. Arızi Gelir: Bir bireyin gelirinde ani ve geçici bir sıçrama meydana gelmesine arızi
gelir artışı denir.

• Pozitif Arızi Gelir: Gelir üzerinde pozitif etki eden etmenlerdir. Piyangodan para
çıkması
• Negatif Arızi Gelir : İşsizlik dolayısıyla kaybedilen gelir.

Yt=Arızi gelirle Yp= Sürekli gelir

Yt= Arızi gelirle Ct= Arızi tüketim

Ct= Arızi tüketimle Cp=Sürekli tüketim

arasında herhangi bir bağlantı söz konusu değildir.

Y=Yt+Yp C=Ct+Cp

Cp=k(i,w,u).Yp bu ilişki sadece tek bir bireyin tüketim kalıbını göstermektedir.

i= Faiz haddi W=Servetin gelire olan oranı U=Tüketim ve tasarruflara ilişkin zevk ve tercih.

Cp=k.Yp bu ilişki toplumun tüketim kalıbını gösterir.

k katsayısı bireylerin bütün kişisel sürekli gelirlerini gösteren katsayıdır.


(c,MPC) marjinal tüketim eğilimi k katsayısının sabit olmasından dolayı APC ye eşittir. APC
sabittir anlamı da çıkar.

İspat:

C=Co+cY Co=20

Y=100 c=0.7 ise C=90 ve APC=C/Y 90/100=0.9

Y=150 c=0.7 ise C=125 ve APC=C/Y 125/150=0.83

C=k.Yp

Y=100 k=0.8 ise C=80 ve APC=C/Y 80/100=0.8

Friedman’ın sürekli gelir hipotezi servet ve mirası göz ardı eder.

Burada tüketim istikrarsız bir büyüklükten istikrarlı bir büyüklüğe geçmektedir.

Friedman:k=APC=eğim

Keynez: A noktasının sağında APC azalır solunda artar. MPC<APC cari dönem gelirlerini ele
alırsak APC gelir artıkça azalır.

Duessenberry: APC nin neden artmayacağını araştırır.

Modigliani: Gelir cari dönemde olmaz uzun dönemde düşünülür.

Tüketim bütün teorilerde istikrarlı olarak ele alınır.

3. Tüketimin Tasarruf ve Faizle Olan İlişkisi

2 etki söz konusudur.

1. Gelir Etkisi: Borç ilişkisi içersinde bireylerin değişen faizlerle birlikte değişen mali
durumlarından hareketle tüketimlerinde meydana gelen değişmelerdir. 2 türlü ortaya
çıkar.
• Alacaklı İçin Ele Alınan Pozitif Gelir Etkisi: Net alacaklı açısından faiz oranlarında
meydana gelen bir artış alacaklının cari dönem tüketimini azaltmadan gelecek dönem
tüketiminde bir artış sağlamasına pozitif gelir etkisi denir. Bu durumda alacaklı kişi
faizler artığında zenginleşir. Cari dönemde tüketimi değişmez, sonraki dönemlerde
tüketimde artış meydana gelir. Pozitif gelir etkisi ile birey zenginleşeceği için tüketimi
artarken tasarrufu azalır.
• Borçlu İçin Ele Alınan Negatif Gelir Etkisi: Borçlu için geçerlidir. Borçlu açısından
faiz oranında meydana gelen artış borçlunun cari dönem tüketimini değiştirmeden
gelecek dönem tüketimini azaltmasına neden olur. Çünkü faizlerdeki artış borçlunun
ödemesi gereken borcunun miktarını artırır bu da borçlunun gelecek gelirinin
azalmasına yol açar. Negatif gelir etkisinde birey fakirleşeceği için tüketimi azalır
tasarrufu azalır.

2. İkame Etkisi: Cari dönemde yapılan bir tasarrufun sağlayacağı reel faiz bireyin toplam
tüketimini arttıracağı için birey tüketiminin büyük bir kısmını gelecek dönemlere
kaydırır. Yani faizlerde meydana gelen bir artış cari tasarrufların artmasına neden
olurken gelecek dönem tüketiminin de artmasına yol açar. Buna karşın cari dönem
tüketimi azalır.

Bir ekonomide faiz oranı attıkça cari dönem tasarrufları artar. Gelecek dönem tüketimini
artırırken cari dönem tüketimini (ikame etkisi) azaltır. Gelirin arta kalan kısmı faiz gelirini
artıracak şekilde tasarruf yapılır.

4.Yatırım Malları

Ekonomide belirli bir dönemde üretim araçlarına yapılan eklemelere yatırım. bu eklemeler
için yapılan harcamaları yatırım harcamaları denir.

Yatırım tüketici tercihinin ileriki döneme kaydırılmasıdır. Yatırımlar reel üretim araçlarına
yapılan eklemeler olarak şu şekillerde karşımıza çıkabilirler.

1. Makine ve teçhizata yapılan eklemeler.


2. Yol bina vb yapılan eklemeler.
3. Hammadde , yeni mamul ve mamul stoklarına yapılan eklemeler.

Mamul stoklarına yapılan eklemeler özellik itibari ile diğerlerinden farklıdır. Çünkü mamul
stoklarındaki artış girişimcinin isteği dışında meydana gelmektedir.

Yatırım teorileri ise değişik yatırım türlerini titiz bir ayrıma tabi tutarak yatırım harcamalarını
açıklamaya çalışan teorilerdir.

5.Yatırım Teorisi

Yatırım belirli bir dönem içersinde üretim araçlarına yapılan eklemelere denir. Aynı
zamanda bu eklemeleri mümkün kılan harcamalara da yatırım harcamaları denir. Yatırım
tüketim tercihinin ileri bir tarihe ertelenmesi olarakta tanımlanır. YAtırımlar reel üretim
araçlarına yapılan eklemeler olarak şu şekilde karşımıza çıkabilir.

1. Makina ve teçhizata yapılan eklemeler.


2. İnşaata yapılan eklmeler (yol bina okul)
3. Hammadde, yeni mamul ve mamul stoklarına tyapılan eklemeler.

Mamul stoklarına yapılan eklemeler doğası gereği diğer iki şıktan farklıdır. Çünkü mamul
stoklarındaki artış girişimcinini isteği dışında gerçekleşir.

Yatırım teorilerini ise değişik yatırım türlerini titiz bir ayrıma tabi tutarak yatırım
harcamalarını açıklamaya çalışan teoriler olarak ifade edebiliriz.

Yatırım teorisi atırım harcamaları yapılmasındaki temel nedenlerin neler olduğunu öngören
teoridir.

5.1Yatırım Türleri

• Otonom-Uyarılmış Yatırım
• Reel-Mali Yatırım
• Kamu-Özel Sektör Yatırımları
• Gayrisafi-Net Yatırım

5.1.1Otonom-Uyarılmış Yatırım: Otonom yatırım gelir ve tüketim düzeyinden bağımsız


olarak gerçekleştirilen yatırımlara denir. Otonom tüketim harcamalarına benzer. Teknolojik
gelişmeler sonucu yeni teknolojilere geçiş.

Açıklama: lo=Otonom yatırım

Uyarılmış yatırım gelir ve tüketim düzeylerine duyarlı olan yatırımlara denir. Özellikle
girişimcilerin kar güdüsüyle piyasadaki davranışlarına yön vermeleri halinde gelir ve
borçtan tüketim düzeylerini , girişimcilerin yatırım kararlarını etkilemesi sonucunda
yapılan yatırımlar uyarılmış yatırımlardır.

Uyarılmış yatırımlar 0 olduğu zaman gelir düzeyi 0 olur. Gelir düzeyi artarsa
uyarılmış yatırımlar da artmış olur .

0<b<1 marginal yatırım eğilimi= Uyarılmış yatırım ile gelir arasındaki ilişkiyi bulan
paremetre marjinal yatırım eğilimidir.
Toplam yatırım ise otonom ve uyarılmış yatırımın toplamına eşittir.

I=Io+ıY

I=Toplam Yatırım

Io=Otonom Yatırım

ı=MArjinal Yatırım Eğilimi

Y=Milli Gelir

5.1.2 Reel ve Mali Yatırım: Reel yatırım üretim araçlarına herhangi bir şekilde yapılan
eklemelere denir. Bu eklemeler yeni sermaye malı alımı şeklinde olabileceği gibi daha önce
başkaları tarafından alınmış olan sermaye mallarının yeniden alımı şeklinde olabilir. Mali
yatırım ise gelir sağlayan hisse senedi ve tahvil gibi değerli kağıtların alımı suretiyle yapılan
yatırımlardır. Değerli kağıtların alımı alan kişi açısından bir yatırım ifade ederken satan kişi
açısından negatif yatırımı ifade eder. Ekonomini bütünü açısından ise herhangi bir değişiklik
söz konusu olmaz. Ancak alım satım ilk elden ise para miktarında değişiklik olacağından
makro anlamda değişiklik doğurur.

5.1.3 Kamu-Özel Sektör Yatırımları: Özel yatırımlar kar güdüsüyle yapılan yatırım
harcamalarıdır. Bunu için herhangi bir bunalım döneminde özel yatırım hacminin tam
istihdamı sağlama yönünden yetersiz kalacağı söylenebilir. Bu durumda devlet özel
yatırımları özendirmek için para ve maliye politikaları uygulayarak girişimcilerin geleceğe
yönelik beklentilerini iyimserliğe çevirmeye çalışır. Kamu yatırımı ise devlet tarafından
doğrudan denetlenen ve fayda maliyet analizleri çerçevesinde sosyal ve ekonomik
değerlendirmelere konu olan yatırımlardır. Yatırımcının yatırım kararı alabilmesi için
katlanacakları maliyetin üzerinde bir kazanç beklemeleri gerekir.

5.1.4 Gayri Safi Yatırım Bir ekonomide belirli bir dönemde gerçekleştirilen yatırımların
toplam değerini gösteren yatırımlardır. 2 ye ayrılır.

5.1.4.1Net Yatırım:Gayri safi yatırımdan üretim süreci içersinde makine ve teçhizatta


meydana gelen yıpranma ve aşınma paylarının düşülmesi sonucu elde edilen yatırımdır.

5.1.4.2İkame Yatırım: Üretim süreci sırasında eskiyen aşınan ya da modası geçen makine ve
teçhizatın değerini aynen korumaya yönelik yapılan yatırımlardır.

Gayri safi yatırım=Net yatırım+ikame yatırım

Bile ekonomide toplam yatırımlar sadece ikame yatırımlardan oluşuyorsa o ekonominin


sermaye yönünden büyümediğini söyleyebiliriz.

İkame yatırım cari tüketim düzeyinin bir fonksiyonudur.

Ir= İkame Yatırımları


C= Cari tüketim

Ir=aC

a= Cari dönem tüketim düzeyinde meydana gelen değişikliğin ikame yatırımlarını ne oranda
etkilediğini gösteren katsayı, parametre olarak tanımlanır. Marginal ikame yatırımı da denir.

olur.

5.2 Yatırım Kararının Alınması:

Girişimcinin Yatırım konusunda alacağı temel faktörler. ( Yatırımcı yatırım kararı alırken
sermaye malından beklediği gelirin, maliyetinin üstünde olmasını dikkate alır)

1. Sermaye malının arz fiyatı (yatırım maliyeti).


2. Sermaye malından elde edileceği düşünülen gelir.
3. Piyasa faiz haddi:

Cebimizde 1000 liramız olsun. Makine ve teçhizat almaya karar verdik Ömrü bir yıl. Maliyeti
1000tl. Beklenen getiri =R=1100

C=R/(r+1)

R= 1 yıl sonra malın kazandığı değer.(Beklenen Getiri)

r =sermayenin marjinal etkinliği

c =sermaye malının arz fiyatı

Örnek:

Y=1000 gelir C=1000 sermaye malının maliyeti r=0.10 sermayenin marjinal etkinliği

C=R/(r+1) yukarıdaki verileri bu denklemde yerine koyarsak R=1100 olarak bulunur.

Makinanın ömrünün 1 yıl olduğu düşünüldüğünde sermayenin marjinal etkinliği (r) bir
yatırım malından beklenen hasılatı ya da geliri o yatırım malının maliyetine eşit kılan iskonto
oranına denir.

Sermaye malının bir yıldan fazla olduğu durumda ise seri halde gösterilmiş formül için
tanımlarsak;
Sermayenin marjinal etkinliği bir sermaye malının üretiminde kaldığı sürece beklenen yıllık
hasılat serilerinin bu günkü değerini sermaye malının arz fiyatına eşit kılan iskonto oranıdır.

Bir yatırımcının yatırım kararı alırken yatırım maliyeti ile beklenen hasılat serileri arasında
sermayenin marjinal etkinliği ile tanımlanan ilişkinin varlığını görürüz.

Analize 3 faktörü katarsak.

1000 tl ‘yi faize yatırırsak ve piyasa faiz haddi %5 ise 1000*0.50=50t getirir l

Yatırım kararı alınırken r ile i oranı arasında karşılaştırma yapılmalıdır.

r=i yatırımcı kararından vazgeçebilir. getiri 2 durumda da eşittir

r>İ yatırımcı yatırım yapma kararı almalıdır.

r<i yatırımcı yatırım yapma kararından vazgeçmelidir

Tekbir girişimci açısından yapılan bu analiz ekonominin bütünü açısından ele alınırsa
sermayenin marjinal etkinliği yatırımlar genişledikçe küçüldüğü varsayımı yapılır. Çünkü
genişleyen yatırımlar sebebiyle piyasaya arz edilen ürün miktarında artış olacak ve bu da
getiri düşüşlerinin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Düşük fiyatlar ise girişimcinin beklenen
hasılat serilerinin üzerindeki tahminlerini olumsuz yönde etkileyecektir. Ayrıca yatırımların
genişlemesi üretim faktörlerine olan talebi artırıp faktör fiyatlarının dolayısı ile maliyetlerin
yükselmesine neden olur. Yatırımlar genişledikçe bir yandan beklenen hasılat serilerinde
azalma olurken sermaye malının arz fiyatı yükselir. Maliyet ve hasılat faktörlerindeki bu
değişimlerden sermayenin marjinal etkinliği azaltıcı yönde etkilenmektedir.

You might also like