Professional Documents
Culture Documents
http://www.millifolklor.com 21
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
olarak süper ego-id ikilemi içerisinde 1985: 101). Fromkin ve Rodman’ın tanı-
anlatılırken sosyal psikolojik anlamlar mında örtmece, korku veren ve hoş olma-
taşıyan tabu, toplumsal kontrolün ger- yan konulardan kaçınmak için kullanı-
çekleşmesine yardımcı olan uyum, itaat, lan veya tabu sayılan kelimelerin yerine
korku, saygı vs. gibi kavramlardan da kullanılan kelime veya kelime grupları-
söz edilecektir. Bazı örtmece türlerinde dır (Fromkin and Rodman 1993: 304).
ise toplumsal kontrolün veya süper ego- Örtmece, utandırıcı veya zor durum-
nun doğrudan bir etkisinin görülmediği da bırakıcı olacağı düşünülen ifadelerin
belirtilecektir. Yazıda, önce örtmecenin yerine kullanılan zararsız ifade diye de
tanımı yapılacak sonra Türkçe ve İngi- adlandırılır (Abrams 1993: 60).
lizcedeki yaygın örtmece türlerine ör- Bizde de Doğan Aksan ‘euphemism’
nekler verilecektir. Konu başlıklarına kavramını ‘güzel adlandırma’ olarak ifa-
göre sınıflanan bu örnekler, örtmecelerin de eder. Güzel adlandırma2, kimi varlık-
yapılış nedenleriyle birlikte anlatılmaya lardan, nesnelerden söz edildiğinde do-
çalışılacaktır. Örtmecelerle ilgili önce- ğacak korku, ürkme, iğrenme gibi duy-
den yazılmış olan yazılardaki içeriklere guların, kötü izlenim ve çağrışımların
ek olarak bu yazıda Türkçedeki örtme- önlenmesi amacına yönelen ve dillerde
celerin yanında İngilizcede kullanılan rastlanan bir değiştirme olayıdır (Aksan
örtmeceler de işlenmiştir. Yazının diğer 1998: 98).
bir özelliği ise örtmecelerin Freud’un üç- Tanımlar ne kadar farklı olursa ol-
lemesi bağlamında toplum, birey ve dil sun aralarındaki ortak nokta, örtmecede
ilişkisi içinde anlatılmaya çalışılması normal şartlarda kötü olarak algılanan
ve dilsel bir tür sayılabilecek küfürle de kelimelerin bir şekilde değiştirilip yeni
bağlantılı olarak ele alınmasıdır. Öyley- ve farklı bir tarzda söylenmesinin söz ko-
se örtmecenin kelime ve terim anlamları nusu olmasıdır. Yani örtmece, anlam de-
bakımından ne ifade ettiğine bakmamız ğişmediği halde algılamayı değiştirmeye
gerekir. yönelik bir anlatım tarzıdır. Buna bir
Örtmece nedir? tür üslup demek yanlış olmasa gerektir.
Batı dillerinde, Fr. euphémisme, Örtmece türlerinin çoğunda kelimeler
Alm. verhüllung/euphemismus, İsp. Eu- üzerinde yapılan yapısal veya sessel de-
femismo İng. euphemism kelimeleriyle ğişiklikler algı merkezini daha yumuşak
karşılanan örtmece kavramı Yunanca ifadelerle uyararak muhtemel tahribatı
ευφημισμός ‘euphemismus’ kelimesin- azaltılıp ifade edilecek durumun, kav-
den gelmektedir ve ‘bir şey hakkında ramın, nesnenin veya olayın kabulünü
güzel söz söyleme, iyi, uğurlu söz söyle- kolaylaştırmaktadır.
me ’ anlamı taşımaktadır (Aksan 1998: Örtmece kavramını incelerken en
98; Howard 1993: 100; Cuddon 1992: sık karşılaştığımız kavramlardan biri,
313). Arapçada ‘tevriye’, ‘taltif el-kelam’ giriş bölümünde sözünü ettiğimiz, süper
(Mutçalı 2001: 148), Türkçe sözlüklerde egonun bir biçimi olan tabudur. Tabu
‘edeb-i kelam’ veya ‘örtmece’ ifadeleri (tapu < ta: işaretlemek, pu: olağanüstü)
kullanılmaktadır. kelimesi Kaptan Cook’un seyahatleri
Philip Howard’a göre, örtmece, uy- aracılığıyla uzak Asya’da konuşulan Po-
gunsuz, sert, patavatsız ifadelerin daha lenez dillerinden batı dillerine [İngilizce-
müphem, yumuşak ve dolambaçlı olan- ye] (Abercrombie, Hill and Turner 2000:
larıyla değiştirilmesi olayıdır (Howard 356) oradan da bizim dilimize geçmiştir.
22 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
Bir Polonez dili olan Togo dilinde tabu trolü, bu tür yaptırımların uygulanması
en geniş anlamıyla bir yasaklamadır. yoluyla sapkın davranışların önlenmesi
Freud’a göre tabu, insanlığın yazılı ol- ve toplumsal devamlılığın sağlanması
mayan en eski kuralı olarak yasaklama- süreci olarak tanımlar (Abercrombie,
larla ortaya çıkan, yasakların ihlali ile Hill and Turner 2000: 321). Bu toplum-
ceza sistemlerini doğuran, yasağın çiğ- sal realiteye koşut olarak, bireyler ara-
nenmesi sonucu ortaya çıkan kutsallığı sındaki iletişimin en büyük ögelerinden
ya da kirliliği anlatır (Freud 2002: 36; biri olan dil de sosyal veya ruhsal bas-
Güngör 2006: 69-70). Örneğin, belirli ha- kıları göz önünde tutarak doğasının el
reketlerin yapılması veya o hareketten verdiği ölçüde kendi bünyesinde çeşitli
bahsedilmesi, belirli nesnelerin kullanıl- değişikliklere uğrar. Dolayısıyla, Türk-
ması veya onlardan bahsedilmesi veya çede3 çöpçü dediğimizde çöpçülük yapan
dil yoluyla belirli kişilerin çağrışımının şahısların aşağılanacağını varsayarak
yapılması vs. tabudur. Bir hareketin ya- onlara temizlik işçisi, sakat yerine özürlü
pılması tabu olunca ondan bahsedilmesi veya engelli dememiz; batılı kaynaklar-
de doğal olarak tabu haline gelmektedir da azgınlık ve korkunçluğuyla tanınmış
(O’Grady, Dobrovolsky and Aronoff 1997: Kara Deniz’in Euxine Pontos ‘gemicilere
520-521; Fromkin and Rodman 1993: iyi davranan, misafirperver deniz’ ola-
303). Tabular ve örtmeceler bir madal- rak adlandırılması; İngilizcede çok kilo-
yonun iki yüzü olarak görülmektedir. lu insanlar için fat ‘şişman’ yerine extra
Tabuların varlığı insanları kaçınmaya few pounds ‘fazladan birkaç kilosu olan’
zorladığından örtmece kelimeler ve ifa- vs. demek bu tür değişikliklere birer ör-
deler dilde kullanılmaya başlamaktadır. nektir.
Bundan dolayı kötü olarak karşılanan Buraya kadar kısaca tanımlamaya
durumlardan bahsetmek zorunda kaldı- çalıştığımız örtmeceler konuları bakı-
ğımızda onu en zararsız kelimelerle ifade mından farklılık gösterir. Önem ve yo-
yoluna gideriz. Buna bir tür sansürleme ğunluk dereceleri dilden dile farklılık
de denebilir (Hughes 1998: 12). Bu san- gösterse de en yaygın konular din (tan-
sürleme işlemi toplumsal normlardan, rı), cinsellik, boşaltım, vücudun bazı or-
sosyal kontrolden ve bir arada yaşama ganları, politika, para/sosyal statü, ırk,
zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. ölüm vs. konularıdır. Işıl Özyıldırım,
Her toplum bireylerini bir arada tutabil- Ullmann’ın (1981: 205) tasnifinden hare-
mek için belirli koşullar vardır. A. Inke- ketle örtmeceleri tabu bağlantılı olarak,
les insanların toplum içinde yaşayabil- 1) korkuyla ilgili tabular, 2) üzüntüye
meleri için gereken asgari koşulları dört sebep olan kavramlarla ilgili tabular ve
başlık altında toplarken ikinci koşulu or- 3) ayıp sayılan kavramlarla ilgili tabu-
tak yaşamın gerektirdiği kurallar olarak lar olarak üç grupta inceler (Özyıldırım
saptar (Güven 1999: 6). Toplumlar bu 1996: 16) fakat biz örtmeceleri, algılama-
kuralların uygulanıp uygulanamadığını yı daha belirginleştireceğini düşünerek
sosyal kontrol dizgeleriyle denetlerler. konu başlıkları altında inceleyeceğiz.
Toplumbilimcilere göre sosyal kontrol, Türkçede veya başka dillerdeki örtme-
toplumsal kurallara itaat etmek, değer- celerin tümünü bir makaleye sığdırmak
lere bağlılık göstermek ve toplumun bi- oldukça güçtür. Biz bu yazıda yalnız en
reylerine baskı/zorlama yapmak yoluyla çok kullanılan örtmece türleri ve en yay-
sağlanmaktadır. T. Parsons, sosyal kon-
http://www.millifolklor.com 23
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
gın örtmece konularını açıklamaya çalı- larda bu kavramlara güzel adlar verme
şacağız. eğilimi yaratmakta ve bu da pek çok ört-
Din bağlantılı örtmeceler mece kelime ve terimin ortaya çıkması-
Örtmecelerin en yaygın türlerinden na yol açmaktadır. Bize göre korku din
biri din bağlantılı olanlarıdır. Freud’un bağlantılı örtmecelerin sebeplerinden
süper ego terimiyle ifade ettiği toplumsal biridir fakat korkunun farklı nedenleri
uyarıcıların en önemlilerinden biri din- vardır. İnsanları dinsel kelimeleri ört-
dir. İnsanlar tarih boyunca kendilerin- meceli kullanıma iten korku sadece doğa
den daha büyük ve her şeyi kontrol eden üstü gücün kendisinden korkmak değil
doğaüstü varlıklara inanagelmişlerdir. aynı zamanda o din mensuplarının ört-
Özyıldırım’ın Ullmann’dan yaptığı alıntı mecesiz konuşan bireyleri toplulukla-
(Özyıldırım 1996: 16) din-korku üzerine rından dışlama korkusudur. Korkunun
yoğunlaşmaktadır. Buna göre doğaüstü yanında dinin kendi öğretilerinden kay-
güçlerden ve inanışlardan kaynakla- naklanan, belli bir dinsel inanışa sahip
nan korkular bu grup içinde yer alır. Bu olup da öteki dinlere karşı olan düşman-
korkular çoğunlukla Tanrı, peygamber, lıklardan kaynaklanan, öfke, kızgınlık
şeytan, cin vb. gibi dini konularla veya veya saldırı belirten örtmeceli kullanım-
boş inançlarla ilgilidir. Tabu sayılan ve lar da vardır.
korkulan bu konular doğal olarak insan- Hristiyanlıkta ve Yahudilikte
Tanrı’nın ismini boş yere anmak günah
Kelime Zaman Örtmece
God (Tanrı) 1350’ler gog
1598 ‘slid (God’s eyelid-Tanrı’nın gözkapağı)
1599 ‘snails (God’s nails-Tanrı’nın tırnakları)
1600 zounds (God’s wounds-Tanrı’nın yaraları)
1602 sfoot (God’s foot-Tanrı’nın ayağı)
1650’ler gadzooks (God’s hooks-Tanrı’nın kancası)
1743 gosh
1743 golly
1842 by George
1851 Doggone (God-damn- Allah’ın cezası)
1884 Great Scott
1900 Good grief
Jesus (Hz. İsa) 1528 Gis, Jis
1848 Jiminy Crickets
1857 Gee whillikins
1895 Gee wiz
1900 Jeez
1905 Gee
1920’ler Jeepers
1934 Jeepers Creepers
Christ (Hz. İsa) 1680 Criminy
1839 Crickey
1840’lar Cripes
1897 Jiminy Christmas
1898 Christmas
Lord (Tanrı) 1725 Lud
1765 Lawks!
1865 Lor-a-mussy! (Lord have mercy- Tanrım bana acı)
Devil (Şeytan) 1690 Deuce
Hell (Cehennem) 1839 Sam Hill (ABD)
1892 heck
Damn(ed) (Lanet-li) 1837 darned
1876 durned
24 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
http://www.millifolklor.com 25
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
26 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
http://www.millifolklor.com 27
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
bitmek’, ‘vakti gelmek’, ‘son nefesini ver- dır. İngilizcede Afrika kökenli insanlar
mek’ bir doğallığı gösterirken ‘duvağına için ‘black- siyah’ kelimesi yerine ‘darky-
doymamak’, ‘ömrü vefa etmemek’ ‘kur- siyahi’ > ‘coloured-renkli’ > ‘negro-zenci,
ban gitmek’ vs. gibi kullanımlarla geride kara’ > ‘Afro-American-Afrika kökenli
kalanların acıma duyguları harekete ge- Amerikan’ > ‘non-white-beyaz olmayan’
çirilir. Burada şunu belirmek gerekir ki denilmesi hem ırklarla ilgili örtmeceleri
öteki yaygın örtmece türlerinde gözlendi- hem de örtmecelerdeki değişimi gösterir.
ği kadar, ölüm, hastalıklar ve bazı üzün- Bu tür kullanımlar politik olarak kulla-
tü veren durumları gösteren örtmeceler- nılmaları daha uygun (politically corre-
de süper egonun veya sosyal kontrolün ct) kullanımlardır.
doğrudan bir etkisi görülmemektedir. Politik dilde geri kalmış ülkeler için
Örneğin, Türkçede ‘çıban’ için ‘çiçek’ söz- ‘az gelişmiş, gelişmekte olan, üçüncü
cüğünü kullanmak ile, aşağıda bahsedi- dünya ülkeleri’ demek; iktisadi bakım-
leceği üzere, ‘çingene’ için ‘roman’ demek dan ‘fakir’ kelimesi için ‘alım gücü zayıf’;
arasında toplumsallık bakımından bir fiziksel kusurlu kişileri psikolojik açıdan
farklılık gözlenir. Bu kullanımların far- rencide etmemek maksadıyla ‘sakat’ için
kını şöyle de düşünebiliriz, ‘çiçek’ yerine ‘özürlü’, ‘engelli’, ‘handikap’ kelimele-
‘çıban’ sözcüğünü kullanan kişi bireysel rinin ve bu bağlamda ‘kör’ için ‘görme
üzüntüye neden olurken, ‘roman’ yerine engelli’, ‘sağır’ için ‘işitme engelli’ vs. de-
‘çingene’ sözcüğünü kullanan kişi top- mek farklı örtmece örnekleridir.
lumsal bir rahatsızlığa neden olabilir. Ronald Wardhaugh (1995: 237) yu-
Dolayısıyla bu kullanımlardan biri top- karıda anlatılan örtmece türlerinin dı-
lumsal dilbilimin uğraş alanına girerken şında iki dillilikten ve tabu kelimelerden
diğeri psikolojik dilbilimin ilgi alanına kaynaklanan örtmeceli kullanımlardan
daha yakındır. söz etmektedir. Örneğin kendi anadilin-
Topluluklarla veya ırklarla ilgili deki bir kelime fonetik olarak başka bir
olanları da vurgulamak gerekir. Bilin- dilde ayıp sayılan bir kelimeye benzeye-
diği gibi tarih boyunca bazı milletlerle bilir. Dolayısıyla bazı kişiler için bu tür
ilgili aşağılamalar olagelmiştir. 1915 yı- kelimeleri ikidilli bir toplumda kullan-
lında İngiltere’de İngiliz bir vatandaşın mak oldukça zor olabilir. M. R. Haas’tan
polisteki savunması sırasında suçladığı (1951) aktardığına göre ABD’nin Ok-
kişi için ‘O adam bana Alman ve buna lahoma eyaletinin yerlilerinden Creek
benzer birçok iğrenç isimle hitap etti’ de- Kızılderilileri arasında kendi dillerinde
diği kaydedilmiştir (Hughes 1998: 126). toprak anlamına gelen fákki kelimesinin
Komşu ulusların yanı sıra toplumlarda kullanımından kaçınılması, İngilizce öğ-
kendi içlerinde yaşayan bazı azınlıklar renen Taylandlı öğrencilerin kendi dille-
veya farklı soylardan gelen etnik unsur- rinde kın, kılıf anlamına gelen fag keli-
lar için örtmece kelimeler kullanılmak- mesini kullanmaktan kaçınmaları buna
tadır. Zamanla kötü anlam kazanan ırk örnektir. Bunun nedeni bu kelimelerin
adları daha ılımlı olanlarıyla değiştiri- İngilizce fuck ‘[argo] cinsel ilişki’ sözcü-
lir. Yukarıda belirtildiği gibi ülkemizde ğünü çağrıştırmasıdır. Benzer bir du-
bunun en yaygın örneği olarak ‘çingene’ rumu İngilizce öğrenen Türk öğrenciler
yerine ‘roman’ ifadesinin kullanılması Türkcedeki çağrıştırdıkları anlamlardan
gösterilebilir. Bunun gibi, ‘Musevi’ keli- dolayı altı anlamındaki six, hasta anla-
mesi ‘Yahudi’ kelimesinden daha ılımlı- mındaki sick, araştırma anlamındaki
28 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
seek, kitap anlamındaki book ve benzeri bağlantılı olabilir. Bu noktada küfür ke-
birçok kelimenin telaffuzunda yaşayabi- limesinden bahsetmek yararlı olacaktır.
lir. Örneğin, bu satırların yazarı olarak İngilizcede swearing kelimesiyle ifade
Türk arkadaşlarımın da bulunduğu bir edilen küfrün Arapçada ‘örtme ve giz-
ortamda dilimizi bilmeyen yabancı arka- leme’ anlamına da gelmesi (Devellioğlu
daşlarıma Bugün hastayım demek du- 1984: 636) ilgi çekicidir. Örtme anlamın-
rumunda kalınca I am sick today yerine daki söz ‘küfretmek’ fiili şeklinde ‘kötü
aynı anlamı veren fakat Türkçede ‘kötü’ söz söyleme’ anlamına gelmiştir. Bilin-
anlam çağrıştırmayan I am ill today de- diği gibi dinler arasında kendi inancını
meyi tercih ederim. paylaşmayan taraf kafir (infidel) olarak
Bütün bunların dışında daha ziya- adlandırılır. Tarih boyunca kendi dinin-
de akrabalık belirten bazı kelimeleri bir den olmayan kişilerle fiziksel veya sözlü
başka kelimeyle ifade etme eğilimi de savaşlar olagelmiştir. Bu nedenle kendi
vardır. baba yerine peder, anne yerine dininden olmayan ‘kafir’lere dolaylı ola-
valide, kardeş yerine birader, eşim ye- rak ‘küfretme’ yollarından biri de örtme-
rine bizim hatun/bizimki, kocam yerine celi kullanımlardır. Hughes’in ifadele-
bizim herif vs. Bu kelimelerin bazıları- rine göre (1998: 88-93) özellikle Reform
nın yabancı bir dilden (Farsça) alındığı hareketinden önce Hristiyanlar arasında
görülür. Kültürel ve psikolojik anlamda diğer dinlere karşı şovenist bir yaklaşım
bir kaçma, kaçınma, mahremiyet vb. du- mevcuttu. Bazı insanlar kendilerince
rumlar ifade eden bu tür kullanımlar, gerçek din olan Hristiyanlık dışındaki
daha derince araştırılması gereken bir dinlere inananları heathen (vahşi, put-
örtmece türüdür. perest), payen (pagan), infidel (kafir)
Kötü adlandırma olarak nitelemişlerdir. Bilhassa Saracen
Dilde iyi adlandırmanın tezadı ola- (Arap) ve Mohammedan (Muhammed’e
rak bir de kötü adlandırma vardır. Bun- inanan, Müslüman) kelimeleri zenofobik
lar ‘dysphemism (disfemizm)’ ve cacop- (yabancı düşmanlığı) tarzda kullanılmış-
hemism (kakofemizm)’dir. Yunanca ‘dys’ tır. 1475 yılına ait The Romance of Parte-
δυς: hiç/kötü ve ‘pheme’ φήμη: konuşma nay adlı bir oyunda oyun kahramanı ‘Ben
ve ‘cacophemism’ ‘cacos’ κακός: kötü ve Mahound’a (Hz. Muhammed) inanan bir
‘pheme’ φήμη: konuşma kelimelerinden Araptan daha mı değersizim!’ diye bağır-
gelmektedirler. Disfemizm, kasti olarak maktadır. Mahounde5 örtmecesi şiirlere
kötü adlandırma olabileceği gibi alaycı de girmiştir. Müslümanlık düşmanlığı
yanı da olabilir. Kakofemizmde ise ge- Hz. Muhammed’in adı üzerinde birçok
nellikle saldırgan bir özellik vardır. İyi oynamalar meydana getirmiştir. Ses ba-
adlandırmayı örtmece kabul ettiğimiz- kımından Muhammed kelimesini çağrış-
de kötü adlandırmayı da örtmece kabul tıran, anlamca da düşmanlığı ifade ede-
etmek gerekir. Birinde adlandırmanın bilen kelimeler Muhammed sözcüğünün
yönü ‘pozitif, müspet, iyi’ iken ötekinde yerine kullanılmıştır. Ortaçağda kulla-
‘negatif, menfi, kötü’dür. Kötü adlandır- nılan Mahounde ‘şeytan’, ‘sahte tanrı’,
ma durumunda bir anlamda örtmece ve ‘sahte peygamber’, ‘canavar’ anlamında-
küfür ilgisi de ortaya çıkar. Bir tür aşa- dır ve fonetik olarak Hz. Muhammed’i
ğılama, küçük düşürme ve sözlü saldırı çağrıştırarak Müslümanlara hakaret et-
diyebileceğimiz bu tarz örtmeceler dini mek için kullanılan bir karakterdir. Ma-
inanışlar ve onların taraftarları ile de hound kelimesinin dışında ve muhteme-
http://www.millifolklor.com 29
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
30 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
the python ‘pitonun sifonunu çekmek’ ‘peder’, anne ‘valide’, kardeş ‘birader’,
vs. gibi kullanımlarda ‘işemek’ kelimesi erkek üreme organı ‘penis’, kadın üreme
yerine benzetme yoluyla ‘sifon çekmek’, organı ‘vajina’ vs. Kullanmak ödünç keli-
‘sıkmak’, ‘suyunu çekmek’ gibi fiiller melerle örtmece yapma örnekleridir.
kullanılırken penis için ‘limon’, ‘ejder’, Örtmeceler ve değişim
‘piton’ gibi isimler kullanılmıştır. Değişim her bilim dalı için anah-
Şekle dayalı bazı örnekler: tar bir kelime durumundadır. Örtmece
Muhammed için Mahound, mawmet kavramının değişimin dışında kalması
ve mawmetrie, beklenemez. Örtmeceler çağdan çağa,
God kelimesi için gosh, golly, gad, toplumdan topluma değişiklik gösterir.
cod, gog vs., Howard’in deyişiyle, her örtmece za-
Jesus için Jeez, Gis, Jis, Gee, Jee- manla örtmece olma özelliğini kaybeder
pers, Gee wiz, ve gerçek anlam ortaya çıkar. Bu bir
Damn için darn, durn, fart (yellen- kaybetme oyunudur ama biz devamlı bu
mek) için tart, hell (cehennem) için heck oyunu oynarız. Örtmece zamanla ört-
vb. mece olmaktan çıkar ve biçim değiştirir
God damn it için dagnabbit veya (Howard 1985: 100-101). Çok genel bir
doggone.(göçüşme) bakışla örtmecelerde değişimin iki yönlü
‘işemek’ için drain the dragon, veya olduğu gözlenir. Birincisi, çağdan çağa
syphon the python (kafiye) değişimdir. Bu durumda toplumun ken-
Mizah dergilerinde toplum tarafın- di içindeki değişim süreci örtmecelerde-
dan ‘ayıp, küfür’ sayılan fakat güldürü- ki değişime neden olur. İkincisinde ise
nün önemli unsurlarından olan bazı ke- örtmecelerin toplumlara göre değişiklik
limelerin kasti olarak ses veya şekil de- göstermesidir. Aşağıda göreceğimiz ör-
ğişikliklerine uğratılarak kullanılmaları nekler aynı toplum içerisinde bir kavra-
da bir örtmece yapma yöntemidir. Bu mın zamanla uğradığı değişimi göster-
eksiltili sözler telaffuz edildiğinde ses mektedir.
kaybının az olmasından dolayı kelime- Bu örnekler gösteriyor ki örtmece
nin aslı ortaya çıkar. Buraya almadığı- kelimeler zamanla örttükleri asıl keli-
mız bu örneklere günümüzde neşredilen menin kabalığını tekrar üstlenmeye baş-
Penguen, Leman, Fermuar, LManyak vb. larlar ve yeni bir örtme işlemine ihtiyaç
Türk mizah dergilerinde bu tür örtmece- duyarlar. Bunun gibi Türkçede ‘sakat’
lere sıkça rastlanır. Bu tür kelimelere kelimesi yerine örtmeceli kullanım olan
konuşma dilinde çoğunlukla sin’li kaf’lı ‘özürlü’ kelimesi zamanla sakat kelime-
kelimeler (İngilizce f (ef) words) denmek- sinden daha aşağılayıcı kullanım kazan-
tedir. mıştır. Bunun yerine yeni bir örtmece
Ödünçlemeye dayalı bazı örnekler: olan ‘engelli’ kelimesi kullanılmaya baş-
Yukarıda da belirttigimiz gibi baba lanmıştır. Belli ki, zamanla kötüleşme
http://www.millifolklor.com 31
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
olayı, yeni örtmeceler bulma kısır döngü- ler ve normlar üretir. Ayrıca bu normlar,
sünü devamlı tetikleyecektir. Çok kaba çeşitli zorlayıcı öğelerle desteklenerek
ifadeyle örtmeceler zamanla ‘demode’ bireylerin onlara uymasına çalışılır. Do-
olurlar. Örtmecelerde değişim sürekliliği layısıyla, bireyin ‘uyum’unun belirlen-
olmasaydı belki de bugün her kavramın mesinde her şeyden önce bir değer yar-
yalnız bir örtülü kullanımı olurdu. gıları sistemi rol oynamaktadır. Toplum,
Bir toplumda konuşulması, yapıl- ne tür bir davranışın uygun sayılabilece-
ması veya söylenilmesi ayıp veya kaba ğini, ‘iyi’ ya da ‘kötü’ diye niteleneceğini
sayılan bir durum öteki bir toplumda bu değer yargılarıyla tespit eder (Tol-
ayıp sayılmayabilir. Yapısalcı antro- gan, İsen ve Batmaz 1991: 109). Bu doğ-
polojinin önemli figürlerinden Bro- rultuda, Türkçe ve İngilizce örneklerde
nislaw Malinowsky’ye göre Trobriand görüldüğü gibi dildeki bir çeşit sansür-
Adaları’nda yaşayan insanlar arasında leme yöntemi olan örtmeceler de genel
yirminci yüzyılın ilk yarısında cinsel- anlamda toplumsal kontrolün bir sonu-
likle ilgili hareketler ve kelimeler utanç cu olarak karşımıza çıkarlar. Toplumsal
sebebi olarak kabul edilmezken aynı değerlere bağlılık, itaat veya zorlama
toplumun insanları tehlikeli bir şekil- yoluyla kendini hissettiren toplumsal
de yemek yeme konusunda ‘örtmeceli’ kontrolün özellikle L. Bloomfield, J. L.
davranmaktaydılar; bundan dolayı bu Austin ve J. R. Searle tarafından bir ‘ha-
şekilde yeme işini gizlice yaparlardı ve reket’ olarak adlandırılan dil yoluyla da
bu hareketi toplum içerisinde ima yoluy- kendini hissettirmesi gayet doğaldır. Bi-
la, dolaylı olarak anlatırlardı (Howard linçli bireyler gelişigüzel kullanacakları
1985: 101). Oysa seks ile alakalı kelime- herhangi bir kötü sözcüğün öteki birey-
lerin veya hareketlerin toplum içerisin- ler üzerinde oluşturacağı olumsuz etkiyi
de alenen ifade edilmesini ayıp sayan ve düşünerek dilde mevcut olan her sözcüğü
bu konuyla ilgili ‘örtmeceli’ kullanımları her yerde kullanmazlar. Dolayısıyla top-
sergileyen toplumların sayısı bunun ak- lumsal değerleri tam olarak kavrayama-
sini yapan toplumların sayısıyla muka- yan çocuklar ve akli dengesi bozuk olan
yese edilmeyecek kadar çoktur. bireylerin örtmeceli konuşmaları bek-
Bunların dışında zamanla örtmece- lenmez. Bu tür bireylerin kaba, kırıcı ve
ye başvurulan kavramlar da değişebilir. kuralsız konuşmaları toplum tarafından
Philip Howard’a göre (1985: 112, 118) ‘mazur’ görülebilir. Genel olarak kabul
insanlar ilk başlarda Tanrı kavramını görmüş ‘iyi’leri ve ‘kötü’leri, ‘doğru’ları
örtmeceli bir biçimde kullanmaya baş- ve ‘yanlış’ları birbirinden ayırabilen bi-
lamışlarken bunun yerini seks, para, reyler toplumda yaptıkları her hareketi
ırk, sınıf ve ölüm gibi kavramlar almaya bilinçli olarak yapmak, kullandıkları
başlamıştır. Doğal olarak çağdaş dünya- her sözcüğü bilinçli olarak kullanmak
nın önemsediği kavramlar bizden önceki durumundadırlar. Amerika’da siyahi bir
zamanların önemsediği kavramlardan vatandaşa ‘negro’ demenin ırksal bir ra-
farklıdır. En azından her çağın üzerinde hatsızlık yaratabileceği ve toplumsal ba-
yoğunlaştığı kavram birbirinden farklı rışı zedeleyeceği düşünülür. Bunun gibi,
olabilir. Tanrı’nın adını boş yere anan dindar bir
Sonuç birey önce günah işlediği korkusuna ka-
Her toplum, bireylerin nasıl dav- pılıp sonra da kendisini mensup olduğu
ranması gerektiğine ilişkin çeşitli değer- dine karşı çıkan biri olarak algılayarak,
32 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
o dinsel topluluktan dışlanma korku- lanan istekleri/baskıları vardır. Süper egonun bas-
kın bir biçimde, işler halde olduğu alanlardan biri
su yaşayabilir. Bu ve buna benzer du- de dildir. İşte, hem konuşma dilinde hem de yazı di-
rumlar, toplumsallığın korku boyutunu linde sıkça kullanılan örtmeceler bir anlamda süper
ortaya koyarak dil kullanımı dahil her egonun dil kullanımlarındaki etkisinin bir gösterge-
si durumundadır.
hareketin önceden belirlenmiş kurallar Bunun yanında dil felsefesi ve ahlak iliskisin-
içerisinde yapılması gerektiğini gösterir. de akla gelen diğer teori ise J. L. Austin ve J. R. Sear-
Nitekim Stanley Schachter, toplumsallı- le tarafından savunulmuş olan ‘söz edimleri (speech
acts)’ teorisidir. Bu teori, ahlak ile anlam sorununun
ğın nedenlerini açıklarken ‘korku duygu- kesiştiği bir noktada yer almaktadır. Teorinin bel-
su yüksek insanlar, korku duygusu dü- kemiği, bir cümle sarfetmenin birtakım eylemlerde
şük olanlardan daha toplumsaldır’ der bulunmakla özdeş olduğu iddiasıdır (Altınörs 2003:
42). Geçen yüzyılın en önemli dilbilimcilerinden Leo-
(Freedman, Sears and Carlsmith 1998: nard Bloomfield’a göre de dil, hareketin yerine geçen
71). Bu, Freud’un süper ego terimine pa- hareketin bir yedeğidir (Malmkjaer 1996: 53-57). Bu
ralel bir ifadedir. Bu bakımdan genel an- yaklaşımlar sözü harekete eş tutar. Örneğin, karşı-
mızdaki bir insana bir yumruk atma ile kötü bir söz
lamda diller, özel anlamda örtmeceler, söyleme aynı tepkiyi doğurabilir. Yahut uygunsuz
toplumun sosyal ve psikolojik yapısına bir harekette bulunma yerine uygunsuz bir söz söy-
ayna tutmaktadırlar. Toplumların ahla- leme muhatabımız üzerinde aynı etkiyi yapabilir.
Bu açıdan bakılınca süper egonun davranışlar üze-
ki yapıları, dinsel inanışları veya yaşamı rindeki ahlakçı baskısının dil üzerinde de olması ka-
algılama biçimleri bir dereceye kadar çınılmazdır. Yunus Emre’nin ‘Söz ola ağulu aşı/Yağ
örtmeceler yardımıyla anlaşılabilmekte- ile bal ede bir söz’ veya Robert Burton’un ‘A blow
with a word strikes deeper than a blow with a sword
dir. Dillerde öteden beri var olan örtme- (Kelimelerle vurulan darbe kılıçla vurulan darbeden
celeri anlamanın en iyi yollarından biri daha derindir)’ sözleri de yerine oturmuş olur.
bizce Freud’un id-ego-süper ego üçlüsü- 2 Burada Divan şiirinde sıkça kullanılan
Hüsn-i ta’lil sanatı akla gelmektedir. Hüsn-i ta’lil,
nü toplumsal ve bireysel bazda doğru bir söze güzellik katmak amacıyla, bir olayı gerçek
biçimde anlamaktır. Her bir örtmeceyi sebebinin dışında, gerçek olmayan, hayali ve ta-
(ör. hastalık adları ölüm) aynı açıklık- mamen sanatsal benzetmelerle anlatmadır. Güzel
sebebe bağlama anlamındadır. (Ertuğrul 2005: 97).
la açıklamasa da bu kuram örtmeceleri Yalnız, hüsn-i tal’il sanatı ile örtmeceler tamamen
anlamamıza yarayan iyi bir araçtır. Dili aynı durumlar için kullanılmazlar. Örtmeceler her
kontrollü kullanmamıza neden olan kor- zaman örttükleri durumun sebebini göstermezken
hüsn-i ta’lil’de devamlı bir güzel neden bulma du-
kular, üzüntüler, saygı, baskılar, inanış- rumu vardır. Her ikisinde de ortak olan özellik, bir
lar, ahlak vs. gibi bireysel ve toplumsal ‘güzel’leştirme eğilimidir. Biri, nesnelere, durumla-
olaylar Türkçede çağdaş dilbilimi merke- ra, olaylara vs. ‘güzel ad’ bulurken; öteki, olaylara
‘güzel sebep’ bulur. Fakat, örtmecelerin yapılış yol-
ze alarak etnolojik, sosyolojik ve psikolo- larına baktığımızda bir yaratıcılık göze çarpmak-
jik bağlamda daha ayrıntılı incelenmeyi tadır. Dolayısıyla örtmeceleri de bir anlamda ‘söz
beklemektedir. sanatı’ olarak kabul etmekte bir sorun olmamalıdır.
Nitekim örtmecelerin ortaya çıkış yollarından biri
de edebi sanatlar vasıtasıyla olmaktadır (Güngör
NOTLAR
2006: 86).
1 Bu kuramı kısaca hatırlayacak olursak
3 Dilimizdeki örtmeceler konusunda Işıl
Freud, 1923 yılında yazdığı The Ego and the Id
(İnce) Özyıldırım’ın 1996 yılında yazdığı “Türkçe’de
[Ego ve İd] adlı makalesinde yapısal model diye de
Örtmece Sözcükler Üzerine Bir Araştırma” adlı bir
adlandırılan açıklamasında insan zihnini üç bileşe-
nevi derleme özelliği de bulunan makalesine bakı-
ne ayırmaktadır: id, içgüdüsel dürtülerin merkezi;
labilir. Yazımızda verilen Türkçe örneklerin bazıları
süper ego, içselleştirilmiş sosyal ve ebeveynle ilgili
bu makaleden alınmıştır. Ayrıca örtmece konusun-
uyarılar veya inancın ve vicdanın uyarıları; ego, öz-
da bakılacak çalışmalardan biri de Ümit Söylemez
nenin dış gerçekleri tanımlaması ve onlarla iletişim
tarafından Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
kurmasına yarayan aracı (Makaryk 1993: 164). Bu
Enstitüsü’nde Prof. Dr. Güray König danışmanlığın-
kurama göre ego’nun ego olabilmesi için id ve süper
da 1993 yılında yapılan 141 sayfalık “Euphemism,
egonun içten ve dıştan baskıları söz konusudur. İdin
as a Reflection of Culture on Language (Örtmece:
devamlı olumsuz, süper egonun da olumlu diye algı-
Kültürün Dil Üzerindeki Yansıması)” adlı yüksek
http://www.millifolklor.com 33
Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 77
lisans tezidir. Başka bir örtmece çalışması Ahmet FROMKIN, Victoria and RODMAN, Robert
Güngör tarafından yapılmıştır: “Tabu-Örtmece (1993), An Introduction to Language, Harcourt Bra-
(Euphemism) Sözler Üzerine”, Atatürk Üniversitesi ce College Publishers.
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı: 29/ GÜNGÖR, Ahmet (2006), “Tabu-Örtmece
Yıl: 12/2006, s. 69-93. Ayrıntılı olmasa da bunların (Euphemism) Sözler Üzerine”, Atatürk Üniversitesi
dışında Türkiye’de bazı dilbilim kitaplarında konu- Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı: 29
ya değinilmiştir. Saadet Çağatay (Türk Halklarında / Yıl: 12 / 2006.
Tabu ve Örtmece Sözler, Türlerde Batıl İnançlar GÜVEN, Sami (1999), Toplumbilim, Bursa:
Arasında Tabu, TC Başbakanlık Kültür Müşavirliği, Ezgi Kitabevi.
Milli Folklor Enstitüsü, I. Uluslar arası Türk Folklor HUGHES, Geoffrey (1998), Swearing, Pengu-
Sempozyumu, Ankara: 1974), Turgut Akpınar (Dün- in Books.
ya ve Türklerde Ağza Alınması Yasak (Tabu) Söz- HOWARD, Philip (1985), The State of the Lan-
ler, Folklor ve Etnografya Araştırmaları, Anadolu guage, New York: Oxford University Press.
Sanat Yayınları, Erenler Matbaası, İstanbul: 1989) KOMİSYON (2005), Türkçe Sözlük, Ankara:
ve Gülsüm Killi (Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve TDK Yayınları.
Örtmece, II. Çağdaş Türklük Araştırma Sempozyu- LINFOOT-HAM, Kery (2005), “The Lin-
mu, 5-7 Mayıs 2003, Ankara) de Türk konuyla ilgili guistics of Euphemism: A Diachronic Study of
çalışmalar yapmışlardır (Rusçadaki ve farklı Türk Sexual Euphemism Formation”, Journal of Lan-
lehçelerindeki örtmece kaynakları için bkz. Güngör guage and Linguistics, Vol. 4, No 2, pp. 227-263.
2006: 72-73). MALMKJAER, Kristen (1996), The Linguistics En-
4http://www.etymonline.com/index. cyclopedia, London and New York: Routledge.
php?term=hospital (17 Mayıs 2006). MAKARYK, R. Irena (1993), Encyclopedia of
5 İçerisinde Mahounde kelimesi geçen bu şiir Contemporary Literary Theory, University of Toron-
Bonnie Millare-Heggie’nin internette yayımlanan to Pres: Toronto, Buffalo, London.
“Sanctity, Savagery and Saracens in Capystranus: MILLARE-HEGGIE Bonnie (2002), “Sanc-
Fifteenth Century Christian-Ottoman Relations” adlı tity, Savagery and Saracens in Capystranus: Fif-
makalesinden alınmıştır. Yazının asıl yayımlandığı teenth Century Christian-Ottoman Relations”, Al
yer ise Al Masaq: Islam and the Medieval Mediterra- Masaq: Islam and the Medieval Mediterranean,
nean, Volume 14, Number 2, 1 September 2002, pp. Volume 14, Number 2, 1 September 2002, pp. 113-
113-121(9). (17 Mayıs 2006) http://taylorandfrancis. 121. http://taylorandfrancis.metapress.com/media/
metapress.com/media/g2mppgltlhh31y32wmf0/con- g2mppgltlhh31y32wmf0/contributions/h/y/1/b/hy-
tributions/h/y/1/b/hy1bujtu1qp0b0rx.pdf 1bujtu1qp0b0rx.pdf (17.5. 2006).
6 gâvur is. Ar. kāfir hlk.1. Müslüman olmayan MUTÇALI, Serdar (2001), İngilizce-Türkçe-
kimse. 2. Dinsiz kimse. 3. Merhametsiz, acımasız, Arapça Sözlük, İstanbul: Dağarcık Yayınları.
inatçı. (Bakınız, TDK Türkçe Sözlük 2005: 729). O’GRADY, William, DOBROVOLSKY, M.,
and ARONOFF, M. (1997), Contemporary Linguis-
KAYNAKLAR tics. New York: St. Martin’s Press.
ABERCROMBIE, N., HILL, Stephen and ÖZYILDIRIM, Işıl (İnce) (1996), “Türkçe’de
TURNER, Bryan S. (2000), The Penguin Dictionary Örtmece Sözcükler Üzerine bir Araştırma”, Dil Der-
of Sociology, Penguin Books. gisi, Aralık Sayısı, Ankara, S.15-21.
ABRAMS, M. H. (1993), Aglossary of Literary PARSONS, T., and SHILLS, E.A. (eds) (1951),
Terms, Harcourt Brace College Publishers. Toward a General Theory of Action, Cambridge,
AKSAN, Doğan (1988), Her Yönüyle Dil, An- Mass.: Harvard University Pres.
kara: TDK. TOLAN, Barlas, İSEN, Galip ve BATMAZ,
ALTINÖRS, Atakan (2003), Dil Felsefesine Gi- Veysel (1991), Sosyal Psikoloji, Ankara: Adım Ya-
riş, İstanul: İnkılap. yıncılık.
CUDDON, J. A. (1992), Dictionary of Literary ULLMANN, Stephen (1981), Semantics: An
Terms and Literary Theory, Penguin Books. Introduction to the Science of Meaning, Oxford: Basic
DEVELLİOĞLU, Ferit (1984), Osmanlıca- Blacwell and Mott Ltd.
Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara: Aydın Kitabe- WARDHAUGH, Ronald (1995), An Introdu-
vi. ction to Sociolinguistics, Cambridge and Oxford:
ERTUĞRUL, Ahmet (2005), Edebi Kavramlar Blackwell.
Sözlüğü, İstanbul: Zambak Yayınları. http://www.etymonline.com/index.
FREEDMAN, J. L., Sears, D. O., J. M. Car- php?term=hospital (17.5. 2006).
lsmith (1998), Sosyal Psikoloji, Ankara: İmge Kita-
bevi. Orijinal adı Introduction to Social Psychology,
Çev. Ali Dönmez.
FREUD, Sigmund (2002), Totem ve Tabu (To-
tem and Taboo, 1913), İstanbul: Sosyal Yayınları.
(Çeviren: K. Sahir Sel).
34 http://www.millifolklor.com