You are on page 1of 21

Türkiye Gençlik Çalışmaları Alanı İzleme Raporu 2009

İstanbul Bilgi Üniversitesi


Gençlik Çalışmaları Birimi, Yörük Kurtaran1

ÖZET BULGULAR
- Genç nüfusun toplam nüfus içindeki oranı düşmektedir.
- Dezavantajlı bölgelerde yaşayan gençlerin sayısında artış vardır.
- 15 – 24 yaşları arasındaki genç nüfus son iki senedir, Antalya, Bitlis,
Diyarbakır, Gaziantep, Hakkari, Siirt, Düzce, Ş. Urfa, Van ve Yalova’da
Türkiye ortalamasının üzerinde büyümektedir.
- Genç nüfus Amasya, Karabük, Bilecik, Burdur, Çanakkale, Isparta, Kastamonu,
Kütahya, Tunceli ve Zonguldak’ta ciddi oranda azalmaktadır.
- Her iki kategorideki iller yerel gençlik politikalarıyla ilgili öncelikli iller
olmalıdır. Gençlerin terk ettiği illerde o ili terk ed(e)meyen, genç nüfusun
olağandan daha fazla büyüdüğü illerde de sayılarının artmasıyla gençlerin
farklılaşan ihtiyaçlarına yönelik yerel politikaların oluşturulması ve
uygulanması gerekmektedir.
- Türkiye’de gençlik derneği başına 20.382 genç düşmektedir. Bu çok yüksek bir
rakamdır.
- Gençlerin toplumsal katılımını sağlayan STK’ların ve üniversitelerdeki
toplulukların örgütlenmelerinin önündeki engeller devam etmektedir.
- AB Gençlik Programı’nın sağladığı hibelere başvuru oranlarında yerel
sorunların çözümlerine yönelik projeler yapmak için başvurular (Eylem 1.2) ön
plana çıkmaktadır.
- Gençlik ve Spor Genel Müdürülüğü’nün (GSGM) her sene tescilli gençlik
derneklerine dağıttığı hibelerde İstanbul öne çıkmakta, güneydoğu geride
kalmaktadır.
- GSGM bütçesinin sadece %2.2’si gençlere harcanmaktadır.
- GSGM bünyesindeki gençlik merkezi başına düşen genç sayısı 85.000’in
üstündedir.
- Gençlerin güçlendirilmesine yönelik genç başına yapılan harcama 2008 yılı için
251 TL’dir.
- Genç nüfusun %30’unu oluşturan eğitimli gençler için gençlik bütçesinin %75’i
harcanmaktadır. Dezavantajlı gençler bütçenin %25’inden yararlanabilmektedir.

1
yoruk@bilgi.edu.tr
GİRİŞ
Gençlik Çalışmaları Birimi2 2008 yılında çıkardığı “Türkiye’de Gençlik Çalışması ve
Politikaları” kitabıyla3 özellikle eğitim dışında ve gençlik çalışması özelinde gençlere
yönelik imkanlara yakından bakmaya çalıştı. 2009 yılında STK Eğitim ve Araştırma
Birimi’nin koordinasyonunda hayata geçen Bütçe İzleme Rehberleri’ne4 “Gençlerin
Güçlendirilmesine Yönelik Harcamaları İzleme Kılavuzu”nun hazırlanmasına katkı
yaparak destek verdi.5 Gençlik politikalarıyla ilgili verilere yenilerini ekleme çabasıyla
seriyi elinizdeki çalışmayla devam ettiriyoruz.

Bu raporda “gençlik alanı” derken en geniş tanımıyla, örgün eğitim dışında kalan
gençlere sağlanan hizmetler bütününün kamu tarafından yürütülen kısmını ele alacağız.
Bu çerçeve içinde de özellikle gençlik çalışmasıyla ilgili konular bu raporun içeriğini
oluşturuyor.6 Fakat doğrudan gençlik çalışmasıyla ilgili olmasa da, bu alanı
destekleyici konular da mercek altına alınacak. Örgün eğitimle ilgili bilgilerin bu
izleme raporuna dahil edilmemesinin temel iki nedeni var. Bunlardan biri Birim’in
kurulma amacı, diğeri de pratik bir gerçekliğe dayanıyor.

Gençlerle ilgili herhangi bir politika tartışmasında eğitimin önemi tartışılmamalı. Hatta
örgün eğitimin diğer alanlarla ilişkisini kurmamak kimileri tarafından bir eksiklik
olarak adlandırılabilir. Fakat bugüne kadar tecrübemiz, ilgili politika tartışmalarında,
sadece eğitimle ilgili analizlerin, gençlerin ihtiyaçlarını karşılamakta eksik bir çerçeve
sunduğu yönündedir. Buna ek olarak, bir başka tespitimiz, gençlerin hayatlarındaki
diğer konuların eğitimle beraber tartışıldığı ölçüde kendilerine yeterli alanı
bulamamalarıdır. Tam da bu çerçevede, gençlere sağlanan diğer kamu olanaklarından
“gençlik çalışması” alanına odaklanarak görünmeyene görünürlük kazandırmaya
çalıştık.

Bir diğer nokta, halen eğitimle ilgili iyileştirilmesi gereken bir çok alan olmasına
rağmen, reform alanlarında bir veri eksikliğininin özellikle son senelerde azaldığı
yönündedir. Uzmanlığı eğitim olan kurumlar, zaten bu konuda, GÇB’nin
yapabileceğinden çok daha iyi bir biçimde, bu çalışmaları yapıyorlar. Bu çerçevede
Birim’in bu alana yönelik söylenmeyeni söylemesi, uzmanlığı da bu olmadığı için,
zordur.

KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Raporu okurken akılda tutulması gereken önemli bir nokta, Gençlik Çalışmaları
Birimi’nin “tarafsız” bir kurum olmadığıdır. Bu cümleyi kurarken, günlük hayata
yönelik herkesin bir “taraf” olduğu gerçeğinden yola çıkıyoruz. Gençlik Çalışmaları

2
http://genclik.bilgi.edu.tr
3
N. Yentürk, Y. Kurtaran, G. Nemutlu; “Türkiye’de Gençlik Çalışması ve Politikaları”, İstanbul Bilgi
Üniversitesi Yayınları, 2008.
4 İstanbul Bilgi Üniversitesi STK Eğitim ve Araştırma Birimi Eğitim Kitapları Serisi’nden bugüne kadar
çıkan kitaplar için: http://stk.bilgi.edu.tr/stkButce.asp
5 N. Yentürk, Y. Kurtaran; “Gençlerin Güçlendirilmesine Yönelik Harcamaları İzleme Kılavuzu, 2010.
6
Gençlik çalışmasıyla kastedilen çerçeve için bkz. G. Nemutlu; “Gençlik Çalışması Özne Özel
Sınıflandırma Modeli” (Türkiye’de Gençlik Çalışması ve Politikaları kitabı içinde), İstanbul Bilgi
Üniversitesi Yayınları, 2008.
Birimi gençlik alanını gençlerin perspektifinden ele almayı seçiyor. Bu çerçevede
aşağıdaki duruş kapsamında analizlerini yapıyor.

GÇB olarak Türkiye’de gençlik politikalarının oluşturulmasını yeterli görmüyoruz.


Aksine, demokratik gençlik politikalarının oluşmasını merkezine oturtan bir bakış
açısının gerekliliğini savunuyoruz. Herhangi bir politika sürecinin demokratik
niteliğinin en temel unsurlarından birinin, “katılımcılık” kavramıyla hayata
geçebileceğini düşünüyoruz. Bu çerçevede öncelikli olarak katılanın, gençler ve
gençlerin sivil öz örgütlerinin olması gerektiği ön kabuluyle hareket ediyoruz.

Ayrıca Birim, gençlerin ihtiyaçları temelinde politikaların şekillendirilmesini ve bu


politikaların hak temelli bir yaklaşımla hayata geçmesini savunuyor. Bunu yaparken
insan hakları söyleminden referans alarak bu hakların birbirinden ayrıştırılamayacak
biçimde bir bütünlük içeren, devredilemez, kendi içinde bir hiyerarşisi olmayan ve
evrensel olduğunu varsayıyor. Odağına gençlerin özerkliğini koyuyor. Ağırlığın
gençlerin “korunması”na değil güçlendirilmesine yönelik olmasını gerektiğini
düşünüyor. Böylece gençlerin kendi hak çemberlerini genişletmesi yönündeki
girişimleri desteklerken, bu girişimlerin planlanma ve uygulama aşamalarında bizzat
gençlerin tasarımlarına öncelik verilmesi gerektiğini savunuyor. Başka bir deyişle,
öznenin politika sürecine – özellikle örgütlü biçimde – katılımının, o politikanın
içeriğinin vazgeçilmez bir parçası olduğunu varsayıyor.

Tüm bu tespitleri yaparken, farklı gençliklerin aynı coğrafyada birbirine paralel


biçimde hayata geçtiğini unutmuyor. Ama kuşaklar arası güç ilişkilerini temel alan bir
bakış açısıyla, gençlerin bazı ortak ihtiyaçları olabileceğini de gözden kaçırmıyor.
Gençlerin “yarınlarımız” değil bizzat bugünü yaşayanlardan olduğunun da altını
çiziyor.

Bu kavramsal arka plan çerçevesinde elinizde tuttuğunuz rapor, 2007 – 2009 yıllarında,
genel olarak Türkiye gençlik alanında, özel olarak Türkiye gençlik çalışması alanındaki
gelişmelerin bir özetini sunuyor.

Bu çalışma “Türkiye’de Gençlik Çalışması ve Politikaları” kitabının kavramsal


çerçevesini ve hayata bakışını referans noktası olarak alıyor ve yukarıda ilk paragrafta
bahsi geçen Kılavuz’a bütçe harcamalarıyla ilgili analizlerde sıklıkla referans veriyor.
Bunlara ek olarak mevcut harcamaları daha derinlemesine incelemek amacıyla kendi
oluşturduğu verileri de paylaşıyor. Ayrıca gençlik alanındaki gelişmeleri de “içeriden”
ve eleştirel biçimde değerlendiriyor.

Bu çalışmada özellikle politika önerilerine çok yer vermedik. Bu, ilgili konularda
önerilerimiz olmadığı anlamına gelmiyor. Fakat bu raporun temel varolma amacı,
alandakilere veri sağlamaktır.

Raporda sıklıkla 2007 ve 2008 verilerine referans verilirken, bu raporun yazıldığı


dönemde (Mart 2010) 2009’la ilgili verilere ulaşmak çok kolay olmadı. Bu çerçevede
bir çok kamu kurumunun 2009 faaliyet raporlarını internet sitelerine daha koymadığı
da düşünülürse, bu çalışmanın doğal kısıtı belli olur.
Rapor temel olarak bir masa başı araştırması. Fakat bazı bölümlerde kaçınılmaz olarak
kendi verimizi yaratmak için çeşitli paydaşlarla yüzyüze görüşmeler de yapmak
zorunda kaldık. Bu çerçevede raporda 4 temel bölüm var. Bunlardan biri örgütlenme
özgürlüğüyle ilgili. Bu bölüm ağırlıklı olarak alandaki uzmanlar ve gençlerle
görüşmelere ek olarak mevcut yasaların taranmasıyla oluştu. İkinci bölüm gençlik
çalışmasının kamu tarafından nasıl finanse edildiğiyle ilgili. Bunun için mevcut verileri
yorumladık, çapraz tablolarla yeni veriler ürettik. Üçüncü bölüm, STK Birimi
tarafından yeni basılan Gençlerin Güçlendirilmesine Yönelik Harcamaları İzleme
Kılavuzundan özetlendi. Bazı yeni veriler bu bulgulara eklendi. Dördüncü bölüm
gençlik çalışmasını doğrudan değil, ama dolaylı yoldan etkileyen konuları özetledi. Bu
bölümdeki özetler, gençler ve gençlerle çalışanlarla yüzyüze yapılan görüşmelerden
elde edildi. Özellikle bu bölüm, toplumun diğer kesimleri tarafından daha
“önemsizmiş” gibi algılanan, oysa gençlik çalışması için çok yaşamsal öneme sahip
olan konulara görünürlük katıyor.

BÖLÜM I: TÜRKİYE’DE GENÇLER – GENEL VERİLER:


2009 verilerine göre Türkiye’de 15-24 yaş arası 12.514.737 genç yaşıyor. Toplam
nüfusun %17’sini oluşturuyorlar. 2007 yılında %18’ini oluşturuyorlardı. Türkiye’deki
en hareketli yaş aralıklarından biri durumundalar.

Genç nüfus sayısal olarak artıyor ama toplam nüfus


içindeki oranı azalıyor.

Tablo 1’de de görüldüğü üzere 2007’den beri 15 – 24 yaş arası genç nüfusun en fazla
arttığı il Yalova’dır.7 Yalova, Düzce ve Antalya’nın Türkiye ekonomisine katkıları
temelinde bu olağan bir yönelim olabilir. Fakat ilk 10 il içinde Bitlis, Diyarbakır, G.
Antep, Hakkari, Siirt, Ş. Urfa ve Van’ın bulunması çok dikkat çekicidir.

G. Antep gelişkin ekonomisiyle bu iller arasından sıyrılırken diğer illere bakarak ilk
bakışta doğurganlığın ülke ortalaması üzerinde olması nedeniyle oranların bu kadar
yüksek olduğunu söylemek kolay olacaktır. Fakat geleneksel olarak bu illerden
sanayinin ve hizmet sektörünün gelişkin olduğu il ve bölgelere göçün de devam ettiğini
düşünürsek buradaki oranların bu kadar yüksek olmasını açıklamamız zorlaşabilir. Bu
durumun bir başka açıklaması kriz ortamında metropollerin eskisi kadar gençler için
cazip olmadığı olabilir. Bu çerçevede “tutunamadıkları” için geri dönüyor olabilirler.
Bu durumun nedeni ne olursa olsun, mevcut durum değişmemektedir. Bu illerde
Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir genç nüfus büyümesi yaşanmaktadır.

7
2007’den önceki senelere dönelik yapılacak bir analiz, bu rakamların daha sağlıklı analiz edilmesine
neden olacaktır. Fakat mevcut bilgilere TÜİK tarafından ulaşılamıyor. Bu yüzden analizler 2007 – 2009
yıllarıyla sınırldır.
TABLO 1: Genç nüfusun iller bazında büyüme oranları. (Kaynak: TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sistemi (ADNKS) Nüfus Sayım Sonuçları 2007 – 2009 temel alınarak hesaplandı.)

Tablo 2’de görüldüğü üzere genç nüfusun küçüldüğü illerin yarısından fazlası
Anadolu’nun iç bölgelerindedir. Bu iller:

TABLO 2: Genç nüfusun iller bazında azalma oranları. (Kaynak: TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sistemi (ADNKS) Nüfus Sayım Sonuçları 2007 – 2009 temel alınarak hesaplandı.)

Yukarıda yapılan önermelerin tam tersi genç nüfusun azaldığı iller içindir. Gençler bu
illerden ciddi oranlarla ayrılmaktadırlar. Bunun temel nedenlerinden biri iş ve eğitim
olanaklarının buralarda daha az olması olabilir.
Her iki tablonun şöyle bir ortak yanı bulunmaktadır. Gençlerin oransal olarak Türkiye
ortalamasının çok üzerinde arttığı ve azaldığı illerde de gençlere yönelik farklı
imkanlar sunmak gerekmektedir. Artan illerde gençlerin sorunları farklılaştığı için,
azalan illerde de diğer illere gidemeyenlerin hayatlarını daha kolaylaştırmak için.

Her iki tablonun bizlere sunduğu veriler ışığında:

Gençlerin belirli şehirlere yığılmaları ve belirli şehirlerden de


uzaklaşmak istemeleri, gençlere yönelik kamu imkan ve
olanaklarının - özellikle bu şehirler başta olmak üzere - tasarlanması
gerektiğini göstermektedir. Bu çerçevede Türkiye’de yerel gençlik
politikalarıyla ilgili öncelikli 20 il yukarıda bahsi geçen illerdir.

Ayrıca bu durum, 2008 yılında yaptığımız tespitler8 ile doğru orantılıdır Başka bir
deyişle:

Yaşam süresi ve doğum oranlarındaki değişimler, daha


dezavantajlı bölgelerde daha geç hayata geçmektedir. Bu da
toplam nüfus içindeki oranları düşen gençlerin içindeki
dezavantajlı gençlerin oranlarının önümüzdeki onyılda artarak
yükselmesini getirecektir.

Halen 15 – 24 yaşları arasındaki gençlerin %30’u okumakta (ağırlıklı olarak lise ve


üniversite), %30’u çalışmakta ve %40’ı da okumamakta ve çalışmamaktadır.9 Bu
oranlar 2007 yılına aittir. Küresel kriz ortamında bu oranlarda gençlerin aleyhine
değişiklik olma ihtimali yüksektir.

BÖLÜM II: GENÇLER VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ


Gençlerin örgütlenmelerinin önündeki engellerle ilgili üç temel sorun bulunmaktadır.

1. Halen Türkiye’de faaliyet alanı “gençlik” olan 614 dernek bulunmaktadır.10


Gençlik dernekleri, toplam dernek sayısının %0.7’sini oluşturmaktadır. Gençlik
derneği başına 20.382 genç düşmektedir. Bu olumsuz durumun temel
nedenlerinden biri, halen tüm derneklerle ilgili yaşanan sorunların gençlik
alanına da yansımasıdır. Bu konuyla ilgili sorunlar farklı çalışmalarda ayrıntılı
olarak dile getirildi.11 Dernek kurmak ve kurulan derneğin yürütülmesiyle ilgili
sorunların giderilmesi için, hem mevcut mevzuatın özgürlükler temelinde
geliştirilmesi hem de kanunla uygulama arasındaki makasın daralması
gerekiyor. Zaten derneklerin yönetimine katılımı sınırlı olan gençler için bu
durum, toplumsal katılımın önündeki temel engellerden biri durumunda.

8
s. 12, Türkiye’de Gençlik çalışması ve Politikaları.
9
S. 14. Türkiye 2008, İnsani Gelişme Raporu, Türkiye’de Gençlik, UNDP, 2008.
10
www.dernekler.gov.tr sitesindeki Dernek İstatistikleri menüsü altındaki rakamlardan derlenmiştir.
11
Türkiye’de Derneklerin Örgütlenme Özgürlüğü Önündeki Engeller, TÜSEV, 2010.
2. İkinci olarak 4.11.2004 tarihli Dernekler Kanunu’nun 14. Maddesi uyarınca
gençlik derneklerinin diledikleri zaman gençlik kulübü olma süreçleriyle ilgili
oluşan sorundur.

Gençlik ve spor kulüpleri


MADDE 14. — Derneklerden başvurmaları halinde; spor faaliyetine yönelik
olanlar spor kulübü, boş zamanları değerlendirme faaliyetine yönelik olanlar
gençlik kulübü ve her iki faaliyeti birlikte amaçlayanlar gençlik ve spor kulübü
adını alır. Bu kulüpler, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce tutulacak kütüğe
kayıt ve tescil edilir.
Kulüplerin organları, bu organların görev ve yetkileri, kulüplerin Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğünce de denetlenmesi ve bunlara yapılacak yardımların
şekil ve şartları, üst kuruluş oluşturmada uyulacak esas ve usuller, gençlik ve
spor faaliyetlerini yürüteceklerin nitelikleri ve bunlara uygulanacak disiplin
işlemleri, kulüplerin kayıt ve tesciline ilişkin esaslar İçişleri Bakanlığının uygun
görüşü üzerine Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlıkça
yürürlüğe konulacak yönetmelikte düzenlenir.

Başka bir deyişle, isteğe bağlı olarak, başvuran gençlik dernekleri, Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü’nce (GSGM) tutulan kütüğe kayıt ve tescil ediliyor. Tescil süreci,
ilgili il müdürlüğüne yapılan başvuruyla başlıyor. Gençlik Hizmetleri Dairesi
Başkanlığı (GHDB) bünyesindeki Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları Şube
Müdürlüğü’yle koordineli biçimde ilerliyor. Kulüp statüsü alan dernekler 8 Temmuz
2005 tarihli GSGM Gençlik ve Spor Kulüpleri Yönetmeliği çerçevesinde çalışmalarını
yürütüyor.12

Gençlik dernekleri zaten Dernekler Yasası çerçevesinde kurulan tüzel kişilikler


olmalarına rağmen bu yönetmelikle, kulüp statüsü alan gençlik derneklerinin nasıl
yürütüleceğiyle ilgili GSGM tarafından bir çerçeve çizilmekte.

Bu yönetmelik, bir gençlik kulübünün ilgili kurullarının nasıl oluşacağı ve yürütümeyi


nasıl yapacağına yönelik bir çerçeve belirliyor. Faaliyetlerinde gençlik lideri ve
eğitmeni çalıştırmayı zorunlu hale getiriyor. (Madde 20). Bu uzmanlarla ilgili Genel
Müdürlük/açıklaması bulunmayan “diğer yetkili kurumlar” aracılığıyla verilmiş
belgelerinin olmasını zorunlu hale getiriyor. İl dışındaki kulüplerle bir federasyon
kurulmasını zorlaştırıyor ve ayrıca gençlik kulüplerinin birden fazla federasyona üye
olmasını yasaklıyor. Böylece bir kulübün hem il içinde hem dışında iki federasyona
üye olmasını engelliyor (Madde 21). Genel Müdürlüğün veya mülki idare amirliğinin
onayı alınması kaydıyla il müdürlükleri kulüpleri denetlenebiliyor, genel kurullarına il
müdürü veya yetki vereceği kişi gözlemci olarak katılabiliyor (Madde 22). Tescilden
sonra beyan edilen gençlik faaliyetlerine ek faaliyet yapılması için bu değişiklikle ilgili
Genel Kurur Kararı’nın ilgili il müdürlüğüne belirtilmesi gerekiyor (Madde 29). Ayrıca
kulüpler, faaliyetlerinde Genel Müdürlüğün “Teşkilat ile ilgili kanun, tüzük,
yönetmelik, yönerge, genelge, tebliğ ve emirlere uyulacağını” belirten bir Gençlik
Kulüpleri Tescil Taahhütnamesi’ni imzalamakla yükümlü. Bu taahhütnameye gore
kulübe ait malzemeler Teşkilatın emrine de tahsis edilebiliyor. (Madde 27 , d) fıkrası).

12
http://www.dernekler.gov.tr/_Dernekler/Web/Gozlem2.aspx?sayfaNo=34
Bu çerçeveyi kabul ederek başvuran gençlik dernekleri, eğer gençlik kulübü satüsünü
alırlarsa GHDB’nın sene içinde sağladığı eğitim ve gençlik değişimi imkanlarından
yararlanabilirler. Ayrıca bu kulüplere sağlanan mali yardım için de başvurabilirler.

Bu haliyle Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik ve


Spor Kulüpleri Yönetmeliği gençlik derneklerini
Müdürlüğün denetimi altına almaktadır. Dernekler
Kanunu’nun 14. Maddesinde belirtilen gençlik kulüplerinin
tescil edilmesi işleminin iptal edilmesi ve GSGM
bünyesindeki yönetmeliğin gençlik dernekleriyle ilgili
maddelerinin, derneklerin iç işleyişlerine müdahele
etmeyecek biçimde, sağlanan olanak ve hizmetlerin
çerçevesini şeffaf bir biçimde oluşturarak, yeniden
düzenlenmesi gerekmektedir.

3. Üçüncü sorun, gençlerin teorik olarak en kolay örgütlenebildikleri yerler olan


Üniversitelerle ilgili devam eden sorunlardır.
Üniversite’lerdeki öğrenci örgütlenmeleri ile ilgili terminoloji aynı değil. Genel olarak
kulüpler ve topluluklar olarak adlandırılan bu örgütlenmelerle ilgili her üniversitedeki
uygulama farklı. Bazı üniversitelerde aynı anlama gelse de farklı örgütlenme
biçimlerine topluluk veya kulüp denebiliyor. Aşağıda, aksine değinilmedikçe, kulüp ve
topluluk kelimlerinin ikisini de içeren “topluluk” kelimesi kullanılıyor.

Uygulamalar genel olarak Rektörlüklerin onayıyla hayata geçiyor. Fakat yürütme


genellikle Sağlık, Kültür ve Spor Başkanlıkları aracılığıyla olabildiği gibi Öğrenci
Birlikleri üzerinden de kurgulanıyor.

Üniversitelerde eğer topluluk olarak bir tüzel kişilik altında faaliyet yapılmazsa,
herhangi bir biçimde afiş asmak, toplantı yapmak, aktivite düzenlemek neredeyse
mümkün değil. Bazı üniversitelerde yapılan faaliyetlerden, mesela Bahar Şenliklerinde
tanıtım masası açmak için, üniversite yönetimi ücret talep ediyor.

Bazı üniversitelerde topluluğa yeni yeni üye alımında okul yönetimi üye başına ücret
alabiliyor.

Topluluklara finansman sağlanması, Rektörlüklerin belirlemesiyle bir çok üniversitede


çerçevesi net olarak belirlenmemiş biçimde, şeffaf olmayan süreçlerle hayata geçiyor.
Bu da zaten düzenli geliri olmayan öğrencilerin örgütlü olarak iş yapabilme
kapasitesini olumsuz etkiliyor. Teoride üniversitenin topluluklara yönelik her sene
sağladığı bir ödenek var. Bu ödenekten yararlanmak için sene başında bir aktivite
planıyla üniversitenin ilgili birimine başvuruluyor. Birim, uygun gördüğü toplulukların,
uygun gördüğü aktivitelerine mali destek sağlıyor. Fakat hangi topluluğun hangi
projesine neden ve ne kadar destek sağlandığıyla ilgili bilgiye ulaşmak bir çok
üniversitede çok zor. Ayrıca mevcut planda zaman içinde bir değişikliğe gidilirse, ilgili
aktivite planlanmadığı gerekçesiyle fonlanmıyor.
Topluluklar üniversite dışından destek bulmak isterse, bu bağış doğrudan topluluğun
kasasına değil, bu işle ilgili üniversite biriminin kasasına gidiyor. Buradan kulübe
veriliyor. Bu süreçte bu bağıştan kesinti yapılıyor.

Her üniversite topluluğunun sabit bir mekanı yok. Oysa bir topluluk için üniversite
içinde sabit bir mekan olması, örgütlenmenin derinleşmesi ve kurumsallaşması
açısından çok önemli. Üniversite yönetimlerine yakın topluluklara, mekan daha kolay
sağlanırken diğer toplulukların mekanı olamayabiliyor.

Topluluk odalarında fotokopi, faks, telefon ve internet gibi haberleşme araçlarının


olmaması örgütlenmeyi güçleştiren noktalar.

Öğrencilerin örgütlenmesini kolaylaştırmak amacıyla


üniversitelerin sağladığı ayni ve nakdi kaynakların
dağıtılma süreçleri şeffaflaşmalıdır. Üniversite yönetimleri
her topluluğa eşit mesafede durmalıdır.

Eğer aynı üniversite içinde aynı konuda çalışan bir topluluk varsa, aynı konuda çalışan
başka bir topluluk kurmak bazı üniversitelerde imkansız olabiliyor. İstenilen konuda
topluluk kurmak da zor. Özellikle çalışma alanı LBGTT ve insan hakları gibi olan
toplulukların kurulması reddedilebiliyor. Ayrıca üniversite yönetimleri değiştiğinde,
bazen tüm topluluklar feshedilerek tekrar kurulmaları isteniyor. O zaman yeni
yönetimin keyfine göre bazı topluluklar kurulamayabiliyor.

STK’ların Üniversitelerdeki kulüplerle organik bir ilişkisi olamıyor. Fakat üniversite


yönetiminin inisiyatifine göre, ilgili STK’yla neredeyse organik ilişkisi olan birçok
topluluk kurulabiliyor. İzinler hangi STK’ya hangi kriterler üzerinden veriliyor belli
değil.

Bazı üniversitelerde topluluklar sadece fakülte bazında kurulabiliyor. Böylece sadece –


mesela – hukuk fakültesinde kurulan topluluğa sadece o fakülteden öğrenciler üye
olabiliyor. Ayrıca o topluluk sadece ilgili fakülte bünyesinde faaliyetlerini hayata
geçirebiliyor. Buna ek olarak aynı üniversite içinde bir fakültenin izin vermediği
topluluğa başka bir fakülte izin verebiliyor.

Örgütlenmek temel bir haktır. Buna rağmen üniversitelerde


topluluk kurmak zordur. Üniversite yönetiminin onayını
zorunlu hale getiren değil bilgilendirilmesi odaklı bir
topluluk kurma sürecinin standartlaşması gerekiyor.

Ayrıca topluluk kurmakla ilgili bilgilere ulaşmak bir çok üniversitede zor. Bu bilgiler
internet sitelerinde olmadığı gibi üniversiteden topluluklara akan bilgi süreçlerinde hem
bilginin verilme biçimi, hem de dağıtılma süreçlerinde sıkıntı var. Böylece
üniversitenin ilgili konuda yaptığı herhangi bir değişiklikle ilgili bilgi, topluluklara
ulaşmadığı ölçüde toplulukların hareket alanı daralabiliyor.
Bazı üniversitelerde fakülte veya kampüs bazında kurulan öğrenci toplululuklarının
birkaçı birleşerek üniversite kulübü statüsü alabiliyorlar. Fakat hangi kritere göre bu
uygulama yapılıyor, bir standart mevcut değil.

Birçok üniversitede akademik danışman uygulaması var. Her topluluğun bir danışmanı
oluyor. Bu danışmanın onayı olmadan ilgili topluluk faaliyet düzenleyemiyor. Bazı
üniversitelerde öğrenciler bu danışmanları kendileri buluyorlar. Fakat bazı
üniversitelerde danışmanlar atanıyor. Eğer kulüple danışmanın görüşleri arasında
farklılık varsa kulübün aktivite yapması engelleniyor veya zorlaşıyor.

Akademik danışmanlık uygulaması, üniversite yönetiminin


öğrenciler üzerindeki kontrol mekanizmalarından birine
dönmüş durumda. Tamamen kaldırılması gerekiyor.

BÖLÜM III: GENÇLİK ÇALIŞMASININ FİNANSMANI


Halen doğrudan gençlik STK’larına mali hibe sağlayan iki devlet kurumu bulunmakta.
Bunlardan biri DPT bünyesindeki Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları
Merkezi Başkanlığı (Ulusal Ajans)13 diğeri de GSGM bünyesindeki Gençlik Hizmetleri
Dairesi Başkanlığı.

1. Ulusal Ajans
Ajans, iki program yürütüyor. Bunlardan biri doğrudan gençlerin gönüllülük temelinde
sivil katılımlarını geliştirmeye yönelik Gençlik Programı, diğeri içinde Erasmus,
Comenius, Leonardo ve Grundvig alt programlarını barındıran Hayatboyu Öğrenme
Programı. Burada, gençlik çalışması alanıyla doğrudan ilgili olduğu için sadece
Gençlik Programı’yla ilgili bilgiler yer alacak.

Yeni Gençlik Programı, 2000 – 2006 yılları arasında uygulanan Gençlik Programı’nın
içeriğine benzer bir uygulamayla 2007 – 2013 yılları arasında uygulanıyor. Gençlik
Programı’nın bütçesi, 1 Ocak 2007 – 31 Aralık 2013 tarihleri için AB çapında
885.000.000 Avro’dur.14 Türkiye’nin 2007 – 2009 yıllarında taahhüt ettiği bütçe
miktarı sırasıyla 3.260.000, 3.420.000 ve 3.590.000 Avro’dur.15 Bütçenin geri kalanı
AB tarafından karşılanmaktadır.

Program farklı tür projelere olanak veren 5 temel alt program (ki Program dilinde
bulara Eylem’ler adı veriliyor) ve bu alt programların türevlerinden oluşmakta.
Programın en güçlü yanlarından biri, aşağıda ayrıntısı verilen bir çok Eylem’e
başvururken sivil bir tüzel kişilik aranmamasıdır. Gençlik grupları da bu olanaklardan
yararlanabilmektedir. Bir diğer güçlü yan, gençlerin sivil toplumda fiziki hareketliliğini
– ülke içinde ve dışında - sağlamaya yönelik imkanları içinde barındırmasıdır.

Aşağıdaki tablo, Gençlik Programı’na yapılan başvuruların toplam sayısını


vermektedir.
13
www.ua.gov.tr
14
15 Kasım 2006 tarihinde Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu tarafından alınan
1719/2006/EC numaralı karar (http://eur-
lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2006/l_327/l_32720061124en00300044.pdf)
15
s. 23, Gençlerin Güçlendirilmesine Yönelik Harcamaları İzleme Kılavuzu.
Tablo 3: 2007 – 2009 yılları arasında Ulusal Ajans tarafından yürütülen Gençlik Programı’na yapılan
toplam proje başvurularının alt programlar (Eylemler) temelinde dağılımı. Kaynak: www.ua.gov.tr
sitesindeki hibe başvuru sonuçlarından derlenmiştir.

En fazla proje başvurusu Eylem 1.2’ye olmaktadır. Bu eylem kapsamında gençlik


kuruluşları/grupları, başka bir ülkeden ortağa ihtiyaç duymadan, Türkiye içinde kendi
yerellerindeki bir sorunun çözümüne yönelik çalışmalar yapabilmektedir. Eylem 1.2’ye
yapılan başvuru sayısının çokluğunun bir nedeni, Türkiye dışından bir ortak ihtyacı
bulunmaması olabilir. Bu, eğitim sisteminin gençlerin yabancı dil öğrenmelerine
olanak vermemesinin doğrudan bir sonucu olabilir.

İkinci en fazla başvuru sayısı da Eylem 1.1 kapsamındaki gençlik değişimlerine


yöneliktir. Gençlik değişimleri, farklı ülkelerden gelen gençlerin birbirlerinden
öğrenmelerini sağlayan, en az bir AB ülkesinden ortak kuruluşla yapılan – kısa süreli -
projelerdir.

En az iki talep sırasıyla, gençler ve gençlerle ilgili uzmanlara ulusal ve uluslararası


seminer ve toplantı imkanları sağlayan 5.1 ve gençlerin demokratik yaşama ulusal ve
uluslararası düzeyde katılımını sağlayan Gençlik Demokrasi Projeleri başlıklı Eylem
4.3’e yöneliktir.

Aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere mevcut arz talebi karşılayamamaktadır. Bir


program ülkesinde STK’ların ev sahipliğinde gönüllü olabilme imkanı sağlayan Eylem
2 başlıklı Avrupa Gönüllü Hizmeti, en yüksek kabul oranına sahiptir. Bunu 5.1 ve AB
Komşu Ülkeleriyle İş Birliği’ne olanak sağlayan Eylem 3.1 izlemektedir.
Tablo 4: 2007 – 2009 yılları arasında Gençlik Programı alt eylemlerine yapılan başvuruların kabul
oranlarını göstermektedir. Kaynak: www.ua.gov.tr adresindeki hibe başvuru sonuçlarından derlenmiştir.

Proje başvuru sayıları, gençlik sivil toplum alanının ihtiyacını açıkça ortaya
koymaktadır. Bu çerçevede:

Gençlerin gönüllülük temelinde toplumsal yaşama


katılımını sağlayan yerel girişimlere ve farklı ülkelerden
gelen gençlerle ortak çalışmalar yapmaya gençler
tarafından talep vardır. Bu konuda, farklı imkanları da
seferber ederek – gerekiyorsa farklı hibe olanakları
oluşturarak – bu talebin arzını oluşturmak gerekmektedir.

Aşağıda görüldüğü üzere Gençlik Programı kapsamında dağıtılan hibelerin büyük bir
miktarı gençlerin Avrupa çapında hareketliliğini sağlamaya yönelik olarak
harcanmaktadır. Bu dönemde, Eylem 1.2 başlıklı Gençlik Girişimleri dışındaki tüm
hibeler – ki toplam hibelerin sadece %15’ini oluşturmaktadır - bu yöndedir.

Bir gencin Türkiye dahil Avrupa’daki bir program ülkesinde gönüllü olarak bir STK’da
sorumluluk almasına yönelik tasarlanan Avrupa Gönüllü Hizmeti (Eylem 2) kişi başına
en fazla hibenin verildiği alt programdır.
Tablo 5: 2007 – 2009 yılları arasında Ulusal Ajans tarafından Gençlik Programı kapsamında dağıtılan
alt programlar (Eylemler) bazında hibe miktarları (Ulusal Ajans’ın internet sitesindeki kabul listeleri
temel alınarak hesaplandı. Yedekler ve Kabul/Yedekler de listeye dahil edildi.).

2007 – 2009 döneminde verilen hibeler, başvuru tarihlerine göre gruplandırıldığında


ortaya aşağıdaki gibi bir sonuç çıkmaktadır. Gençlik Değişimleri (1.1) ve Avrupa
Gönüllü Hizmeti (2) en fazla hibe dağıtılan Eylemlerdir. 1.1’de çok uluslararası
katılımcı olduğu için, 2’de uzun süreli ama kalite temelli bir program olduğu için bu
normaldir.

Tablo 6: Başvuru tarihlerine göre kümelenen eylemlerin 2007 – 2009 döneminde Ulusal Ajans
tarafından verilen tüm hibeler içindeki yüzdeleri.

Görüldüğü üzere Kasım başvuru ayında verilen hibelerin oranlarında diğer aylara göre
en az %5’lik bir artış bulunmaktadır. Buradaki önemli soru, hangi gençlerin bu
hibelerden yararlandığıdır. Kasım ayındaki bir artış, öğrencilerin beraber olduğu
dönemlerde proje yapmak için başvurduklarını gösteriyor olabilir.16 Bu da Gençlik
Programı’nın hedef kitlesi olan dezavantajlı gençlerin programdan yararlanma
oranlarının düşük olduğunu akla getirmektedir.

Aynı tabloyu Eylem’ler temelinde ele aldığımızda aşağıdaki veriler ortaya çıkmıştır.
Yerel projelere ve gençlik değişimlerine yaz sonuna doğru talep olmakta, Avrupa
Gönüllü Hizmeti’ne kışın gidilmekte (ve ya ev sahipliğ yapılmakta), toplantılar da yaz
sonu yapılmaktadır. Tabi burada mutlaka akılda tutulması gereken bir nokta, bazı
projelerin proje başlangıç tarihlerinden çok daha önceki dönemlerde başvurularının
olabildiğidir.

Tablo 7: Ay ve Eylemler temelinde Gençlik Programı tarafından dağıtılan hibeler.

2. Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı (GHDB)


Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışmalarına devam etmektedir.
GHDB, gençlerin serbest zamanlarını geçirmelerine yönelik destekler sunmaktadır. İl
Müdürlükleri büntyesindeki gençlik merkezleri, yazın düzenlenen gençlik kampları,
gençlik kulüplerine yönelik hibe destekleri, eğitim olanakları ve gençlik çalışması
alanında özellikle Avrupa Konseyi başta olmak üzere uluslararası paydaşlarla ilişkiler
Başkanlık üzerinden yürüyor. Bu bölümde ağırlıklı olarak GHDB’nın harcamalarının
ayrıntılarına bakılacaktır. Ayrıca performansla ilgili rakamlara da bu bölümün sonunda
değinilecektir.

Başkanlık bünyesindeki 7 şube müdürlüğüne Çocuk Oyunları Şube Müdürlüğü 2009


yılında eklenmiştir. Böylece şube müdürlükleri sayısı 8’e çıkmıştır.

Müdürlük bütçesindeki spor lehine varolan geçtiğimiz senelerdeki dengesizlik


değişmemiştir.

16
Proje başlangıç tarihi genellikle, ilgili dönemden en az iki – üç ay sonra oluyor.
Tablo 8: 2008 yılı GSGM harcamaları içinde Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve sporla ilgili
Başkanlıklar karşılaştırması. Kaynak 2008 GSGM Faaliyet Raporu.

Görüldüğü üzere bu rakama 223.580.728 TL’lik GSGM İl Müdürlükleri bütçesi dahil


edilmedi. İl Müdürlüklerinin faaliyetlerinin bir bölümü – mesela gençlik merkezlerinin
müdürlerinin maaşları gibi - gençlikle alakalı olmasına rağmen bu rakamanın dahil
edilmesi durumunda aradaki uçurum daha da keskin olacaktır. Bu haliyle GSGM
bütçesinin sadece %2.2’si gençliğe harcanmıştır.

Gençlerin serbest zamanlarını geçirmelerine yönelik


faaliyetlere daha fazla bütçe ayrılmalıdır.

Bu raporun örgütlenme özgürlüğü bölümünde ifade edildiği çerçevede GHDB’nin


onayıyla talep eden gençlik dernekleri tescillenerek “gençlik kulübü” statüsünü
almıştır. Daire Başkanlığı’da her sene bu kulüplere mali destek sağlamaktadır. Hangi
kuruluşa neden hibe verildiğiyle ilgili bir açıklama bulunmamaktadır. Aşağıdaki tabo
2006 – 2009 yıllarındaki hibe miktarlarını göstermektedir.

Tablo 9: 2005 – 2009 yılları arasında GHDB’nın kaç Gençlik Kulübüne ne kadar mali destek sağladığını
göstermektedir. Çubukların yanındaki rakamlar hibe verilen kulüp sayısını, üstündekiler de hibe
miktarını göstermektedir. Kaynak: GSGM 2008 Faaliyet Raporu ve www.ghdb.gov.tr adresindeki
bilgilerden derlenmiştir.
GHDB’nın her sene kulüp başına sağladığı hibelerde bir azalma vardır. Buna ek olarak
enflasyonu da bu rakamlara kattığımızda real düşüş daha fazladır.

Tablo 10: Gençlik Kulübü başına GHDP tarafından sağlanan TL cinsinden hibe miktarı. Kaynak:
GSGM 2008 Faaliyet Raporu ve www.ghdb.gov.tr adresindeki bilgilerden derlenmiştir.

Hem gençlerin toplumsal katılımını geliştiren, hem de


ihtiyaçları temelinde örgütlenerek seslerini çıkartabildikleri
kuruluşlar olarak gençlik STK’larına yönelik daha fazla
mali desteğe ihtiyaç vardır.

Gençlik kulüplerine dağıtılan hibe miktarlarına il bazında baktığımızda en fazla hibe


alan il Ankara olarak karşımıza çıkmaktadır. Ankara’yı İstanbul ve Diyarbakır takip
etmektedir. Son 4 sene içinde dağıtılan toplam hibe miktarı 1.515.000 TL’dir.17

17
Bu rakamın sene bazındaki dağılımına bakıldığında, GHDB’nın sitesindeki listelerle GSGM’nin
Faaliyet Raporları arasındaki rakamlarda ufak farklılıklar vardır. Burada GHDB sitesinden açıklanan
listeler temel alınmıştır.
Tablo 11: İl bazında gençlik kulüplerine 2006 – 2009’da dağıtılan toplam hibe miktarı.
Kaynak: www.ghdb.gov.tr adresindeki hibe alan gençlik kulüpleri listesinden
oluşturuldu.

Aynı dağılıma bu sefer gençlik kulübü başına hibe dağıtılan il olarak baktığımızda
İstanbul birinci sıraya oturmaktadır. Fakat hem yukarıda, hem de aşağıdaki tabloda
2008 yılında “Mevlana Hoşgörüsünde Uluslararası Gençlik Buluşması” için imzalanan
protokol gereği Folklor Müzik Gençlik Kulübü Derneği’ne sağlanan 95.000 TL’lik
hibe de vardır. Bu rakam çıkartıldığı ölçüde İstanbul ilk 10 il arasına girememektedir.
Aşağıdaki tabloda tüm illerin – Erzurum dışında - batıdan olması dikkat çekicidir.

Tablo 12: STK başına en fazla hibe dağıtılan ilk 10 il (2006 – 2009). Kaynak:
www.ghdb.gov.tr adresindeki hibe alan gençlik kulüpleri listesinden oluşturuldu.

Türkiye’nin güneydoğusunda sivil toplum önemli bir yere sahiptir. STEP ülke
raporunda da belirtildiği gibi “... bölgedeki sivil toplumun üzerinde ciddi bir “ağırlık”,
“sorumluluk”, “yük” ve hatta “baskı” olduğu” yinelenmiştir. Bu aynı zamanda sivil
toplumun bölgedeki toplumsal ve siyasal öneminin de bir ifadesidir.”18

Bu çerçevede tescil süreciyle bu bölgedeki STK’ların kurduğu ilişkinin bir göstergesi


olarak tablo okunduğunda, ciddi bir sorun olduğu göze çarpmaktadır. Nedeni
bilinmemekle birlikte hem arz, hem de talep arasında bir uyumsuzluk vardır. Bu bize
kamu finansmanının niteliğinden çok sivil toplumun yapısıyla ilgili de bir bilgi
vermektedir. Buna ek olarak ilgili grafiklerde nüfus ve gelişmişlik oranları oldukça
yüksek olan İzmir yoktur.

18
S. 17, STEP Türkiye’de Bölgesel Düzeyde Sivil Toplum Değerlendirmesi, TÜSEV Yayınları, 2005,
İstanbul.
Tablo 13: 2007 ve 2008 yıllarında gençlik merkezlerindeki kayıtlı üye ve faal üye sayılarındaki
değişimin oranını göstermektedir. Kaynak: 2008 GSGM Faaliyet Raporu’ndaki rakamlardan
yararlanarak oluşturulmuştur.

2007 – 2008 yıllarında gençlik merkezleri üye sayıları sırasıyla 153.802 ve 214.673
olmuştur. Aynı senelerdeki faal üye sayısı da 48.730’dan 52.709’a çıkmıştır. Yandaki
tablo iki senedeki artış oranlarını karşılaştırmalı olarak vcrmektedir Görüldüğü üzere
üye sayısındaki artış faal üye sayısındaki artışın 5 katıdır. Bunun en temel nedeni,
gençlik merkezlerinde bir izleme sistemi bulunmaması ve üye olanların merkezle
ilişkileri bitmiş olmasına rağmen üye olarak gözükmeleridir..

Gençlik Merkezleri sayısı 2007 yılındaki 135’ten 2008’de 147’ye çıkmıştır. Bu haliyle
merkez başına düşen 15 -24 yaşları arasındaki genç sayısı 85.000’in üstündedir. Faal
üye sayısını gençlik merkezlerine oranladığımızda 2008 yılı için gençlik merkezi
başına düşen genç sayısı 359’dur.

Buna ek olarak gençlik merkezi sayısındaki artış oranı %10.8’ken faal üye sayısındaki
artış %8’de kalmıştır.

Halen gençlerin serbest zamanlarını geçirmelerine olanak sağlayan gençlik merkezleri


yeterli değildir. Kamu önümüzdeki dönemde Ortam Vadeli Mali Planda görüldüğü
üzere bütçede arttırıma gitmemektedir. Bu da mevcut gençlik merkezlerinin sayısında
önemli bir artış olmayacağının göstergesidir.

Mevcut gençlik merkezi ihtiyacını karşılamaya yönelik


olarak STK’ların gençlik merkezlerine destek, kamu
finansmanı ve tesis kullandırma yoluyla olmalıdır.
BÖLÜM IV: GENÇLERİN GÜÇLENDİRİLMESİNE YÖNELİK YAPILAN
TÜM HARCAMALARIN ÖZETLERİ
Bu bölümdeki veriler, Gençlerin Güçlendirilmesine Yöenlik Harcamaları İzleme
Kılavuzundan19 derlendi. Türkiye’nin 2008 ve 2009 senelerinde, örgün eğitim kalemi
dışında gençlere yönelik harcamalarını tespit etmek için aşağıdaki kurumların ilgili
harcamalarına bakıldı.

- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (GSGM): Spora ve gençliğe yönelik


harcamalar
- Kredi ve Yurtlar Kurumu (Yurt Kur): Üniversite gençliğinin barınması, kredi ve
burslarına yönelik harcamalar
- DPT’ye bağlı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı
(Ulusal Ajans): Hayatboyu Öğrenme ve Gençlik Programları ile ilgili
harcamaları
- Sosyal Destek Programı (SODES): Gençliğin güçlendirilmesi ile ilgili kültür ve
sanat projeleri
- TÜBİTAK Altındaki Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı (BİDEB): Genç
araştırmacılara yönelik karşılıksız eğitim bursları
- Türkiye İş Kurumu (İşkur): Aktif işgücü programlarından mesleki eğitim
konularında yararlanan gençlere yönelik harcamalar
- Milli Eğitim Bakanlığı: Gençlere yönelik burs ve yurtlarla ilgili harcamalar
- YÖK: Üniversitelerde çalışan araştırma görevlilerini yurt dışı eğitimlerine
yönelik burslar.

Bu harcamalar tespi edlirken özellikle TÜBİTAK,   YÖK,   Milli   Eğitim   Bakanlığı   ve  


İŞKUR’la ilgili harcamalardan 15 – 24 yaş arası gençler ayrıştırılamadığı için 24 yaş
üzerindekilere yönelik harcamalar dahil edildi.

Bu çerçevede Türkiye’nin Gençlerin Güçlendirilemsine Yönelik yaptığı harcamalar


2008 için 2.387.298.878  TL,  2009  için  3.143.090.232  TL’dir.  
 
Türkiye’de  genç  başına  düşen  2008  yılı  harcaması  191  
TL,  2009  için  251  TL’dir.    
 
Artışın  temel  nedeni  İŞKUR  harcamalarındaki  olağanüstü  artıştır.  
 
Yapılan  harcamaların  %75’i,  eğitimdeki  gençlerin  
güçlendirilmesine  yöneliktir.  Başka  bir  deyişle  eğitim  
dışındaki  gençler  (genç  nüfusun  %70’i)  bütçenin  sadece  
%25’inden  yararlanabilmektedir.  

Bu oranların genç başına düşen bütçe rakamlarına böldüğümüzde:

19
http://stk.bilgi.edu.tr/stkButce.asp
Eğitimdeki her gence yapılan harcama 586 TL, eğitim
dışındaki (okumayan ve çalışmayan ve ya çalışan) gençler
için 108 TL’dir.

BÖLÜM V: GENÇLİK ALANI VE DİĞER KONULAR


2009 yılının gençlik alanıyla ilgili en temel gelişmelerinden biri Gençlik Strateji
Dokümanı ve yeni Gençlik Ajansı kurulma çalışmalarıdır. Dokümanın nasıl
yasalaşacağıyla ilgili süreç devam etmektedir. Bir taslak oluşmuştur.

Gençler Türkiye’nin fiziki olarak en hareketli nüfusudur. Uluslararası hareketlilik


açısından da son yıllarda Erasmus ve Gençlik Programı gibi imkanlar bu sürece olumlu
katkı yapmışlardır. Fakat pasaport ve vize ücretleri çok yüksektir. 6 aylık pasaport harcı
126 TL, cüzdan ücreti 138 TL’dir. Buna vize ücreti ve sağlık sigortası da eklendiğinde,
sadece belge masrafı 500 TL civarında olmaktadır. Bu rakam gençler için çok
yüksektir.

Belediyeler öğrencilere yönelik toplu taşıma araçlarında indirimli bilet uygulaması


yapmaktadır. Oysa özellikle çalışmayan gençlerin şehirleri kullanmaları önemlidir.
Buna ek olarak öğrenciler ilgili pasoyu aldıkları şehir dışında başka bir şehirde
indirimli biletlerden yararlanamamaktadırlar. İlk aşamada öğrenci pasosunun ulusal
çapta tanınması, buna ek olarak öğrenci indiriminin yanısıra bir gençlik indiriminin de
uygulanması gerekmektedir.

Yurt-Kur bünyesindeki yurtların yaz döneminde gençlerin kullanımına açık olması


önemli bir uygulamadır. Fakat mevcut ücretin iki katı ödenerek yurtlardan
yararlanılabilmektedir. Bu uygulamanın ücretinin düşürülmesi gerekmektedir.

SONSÖZ
Yukarıda görüldüğü üzere Türkiye’de gençlik çalışmalarının geliştirişmesiyle ilgili
temel iki alanda iyileştirmelere ihtiyaç vardır. Bunlardan biri doğrudan örgütlenme
özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmaktır. Bu sivil alanda gençlerin daha fazla yer
almasını sağlayacak, günlük hayatla daha bütünleşmelerinin önünü açacaktır.

Diğeri de sivil alanın finansmanıdır. Finansmanın kendisi alanın içeriğini olumlu ve ya


olumsuz değiştirebilme potansiyeline sahiptir. Burada finansmanı sağlayanların (devlet,
belediye, vb.) tüm paydaşlara eşit mesafede durmaması, demokratik kültürün
gelişememesini destekler.

Bu iki konuda atılacak gençler ve gençlerin kuruluşlarının lehine her adım, Türkiye’de
devletle gençler arasındaki güç ilişkisini gençlerin lehine dönüştürecektir. İhtiyaçlar
temelinde politika üretmenin birincil şartı da mevcut talebi karşılamaksa bu konuda
yapılacaklara bizzat özneyi katmanın araçlarını da oluşturmak gerekmektedir.
KAYNAKLAR
- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü: Gençlik ve Spor Kulüpleri Yönetmeliği,
Resmi Gazete Sayısı: 25869, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Faaliyet
Raporu, 2007, Ankara
- Gençlik Programı Hibe Başvuru Sonuçları (2007 – 2009)
- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Faaliyet Raporu, 2007, Ankara
- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Faaliyet Raporu, 2008, Ankara
- Hibe Dağıtılan Gençlik Kulüpleri Listesi 2005 – 2009, GHDB, Ankara
- N. Yentürk, Y. Kurtaran; “Gençliğin Güçlendirilmesine Yönelik Yapılan
Harcamaları İzleme Kılavuzu”, İstanbul Bilgi Üniversitesi STK Eğitim ve
Araştırma Birimi, STK Çalışmaları – Eğitim Kjitapları Bütçe İzleme Dizisi No:
6.
- N. Yentürk, Y. Kurtaran, G. Nemutlu; “Türkiyede Gençlik Çalışması ve
Politikaları”, ”, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2008, İstanbul
- STEP Türkiye’de Bölgesel Düzeyde Sivil Toplum Değerlendirmesi, TÜSEV
Yayınları, 2005, İstanbul.
- TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Nüfus Sayım Sonuçları
2007 – 2009
- Türkiye 2008: İnsani Gelişme Raporu - Türkiye’de Gençlik, UNDP, 2008,
Ankara.
- www.dernekler.gov.tr
- www.dpt.gov.tr
- www.ghdb.gov.tr
- www.tuik.gov.tr
- www.ua.gov.tr
- Yurt Kur Faaliyet Raporu, 2007, Ankara
- Yurt Kur Faaliyet Raporu, 2008, Ankara
- 2008 Yılı Gençlik Turizm Rehberi, Kültür Bakanlığı, Ankara

You might also like