You are on page 1of 344

Yap Kredi Yaynlarndan

Cinsellik ve evrimin nedenleri,


nasllar zerine...

ROV-EV

M att R id ley, K zl
K ra lied e, an tro p olo ji
ve z o o lo jin in
oluturduu arkaplanda
o k zen g in rnek lerle
Evrim T e o risi ne ve
zellikle cin sel evrim e

m
VcesoV

Darvvin'den son ra yaplan


katklar d eerlendiriyor.

e v u eV-

Ridley, C o g ito D izisi nin


bu yeni kitab nd a, insann
cinsel davranyla baka
trlerin davranlar
arasndaki paralelliklere
de vurgu yap arak kkrtc
olm ay baaryor.
eviren: Erhun Ycesoy
452 sayfa, 32 T L

Y a p K re d i Y a y n la r

Y A P I K R E D Y A Y IN L A R I K T A B E V L E R S TANBUL: G alatasaray 212 252 47 00/502 Kadky ;>10 337 72 04


-Z M R : 232 441 82 9 0 -A N K A R A : 312 435 65 94 E-PO STA ykykultur@ ykykulturcom .tr
W EB S T E S www.ykykultur.com.tr - http://twitter.com /YkyHaber N T E R N E T S A T I lttp //nllnvnln yM|>lkrncll oorn.tr
YAPI KRED KLTR SANAT YAYINCILIK TC. VE SAN. A . 212 252 4 / 00

V q l l l l f P O fl
U IIV I C III
_

Kltf Sanat YayinCIMK

Ak
Say: 4 Bahar, 1995

Yap Kredi Yaynlan: 486


Cogito
aylk dnce dergisi
Say: 4 Bahar, 1995
13. bask: ubat 2011
ISSN 1300-2880

Fotoraflar:
Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Arivi

Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk A..


adna sahibi:

Reklam ve H alkla likiler:


H aluk D a

Genel Yayn Ynetmeni:


R a t ava

H a l il T a d e l e n

Yazma Adresi:
Genel Mdr:
T la y G n g en

Sorumlu Yaz leri Mdr:


A s l ih a n D I n

Dergi Editr:
A s l ih a n D in

Bu Saynn Yayn Kurulu:


Ar tu n n sa l , E n s B a tu r ,

COGTO

Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk A..


istiklal Caddesi, No: 161 Beyolu 34433/Istanbul
Tel.: (0212) 252 47 00 (pbx)
Faks: (0212) 293 07 23
E-posta: ykykultur@ykykultur.com.tr
E-posta: seyda.ozturk@ykykultur.com.tr
nternet adresi: http://www.cogitoyky.com
http://alisveris.yapikredi.com.tr
Yayn Tr:
Yerel sreli

G ven T u ra n , M eh m e t U l u se l ,
M u r a t B e l g e , S a m h R f a t ,

I IK M E K

Grafik Tasarm:

Partner of "European Network of Cultural Journals - Eurozin


Avrupa Kltrel Yaynlar A - Eurozine yesi
www.eurozine.com

F a r u k U l a y , N a h Id e D k e l

Yayn Sekreteri:
G l a y K a n d e m r

Renk Aynn / Bask:


PROMAT BASIM YAYIM SAN. VE TC. A..
Evren Sanayi Sitesi Yan rnek Mah.
1590 Sok. No: 32
Esenyurt-stanbul
Tel.: (0212) 622 63 63

Cogito'da yaymlanan tm yazlarn


sorumluluu yazanna aittir.
Dergide yer alan yazlar kaynak gsterilmek
kaydyla yaymlanabilir.
Yayn Kurulu, dergiye gnderilen yazlan
yaymlayp yaymlamamakta serbesttir.
Gnderilen yazlar iade edilmez.
Sertifika No: 12334

Bu

SA Y ID A :

5 E n is B a t u r A k zerine Maraz Bir Deneme Daha


9 N e r m U ygur Sevgi, Sevgi, Sevgi
20 A yfer T u n - et n A l t a n ' l a Sylei Ak yidir Bak /

Duyumunu Artrr nsann


24 A r t u n n s a l Aka Dair
29 Se v in okyay Ak Klesi
33 Se l im leri Kadn, Ak
37 G r k a l A y l a n "A k Gelicek Cm le Eksikler Bitermi.

Biz Niye Eksiiz Abi?"


41 M. M ukad d er Y a k u p o l u Nietzsche ve Bataille'da Varolu,

Ak ve lm
47 H sr ev H a t e m Love That Never Told Can Be
52 K o r k u t Y a l tk a y a A ka Dirimbilimsel Yaklam
57 Ia n D. Suttie A k ve Nefretin Kkenleri
59 H a l l G k h a n Sanatnn Bir k Olarak ntihar
61 Y il d ir im T rker Ecinsel Akn evresinde
65 C e m A ka A k = / (Karanlk)
71 T o m r s U ya r A k ve Sevda zerine eitlemeler
75 H u l k A k tu n A kn Akm l ya da Ortadoulu Bir Erotoman
zerine Notlar
81 sk end er Pa l a h M ine'l-Ak
103 Ib r a h m A g h u b u k u Tasavvuf ve Sevgi
113 K a n u n Su l t a n S l e y m a n "Emperyal" Bir A k iiri

E r z u r u m l u I b r a h m H a k k i E f e n d i "oulcu Bir Ak Belgesi"

i9

I b n H a z m Ak'm H a lle ri

125

I l h a n G n g r en Uzak-Dou Kltrnn Bir Klasii: Kama Sutra

130

I h a r a Sa ik a k u Be Ak Kadm'ndan

139

K s e m e n d r a Yosmann El Kitab

147

D e n is d e R o u g e m o n t Ak ve Sava

13

G e o r g Sim m e l Ak zerine Paralar

189

L u c i e n F eb v r e N avarra Kraliesi

2 14

S r e n K ie r k e g a a r d Regine'ye Mektuplar

217

N ik l a s L u h m a n n Ak ve Evlilik: oalmann Dnyaps

225

J r m e -A n t o in e R o n y T u tk u -A k

231

Honor de Balzac'tan Madam de Berny'ye

233

Voltaire'den Mektuplar

235

Diderot'dan Mektuplar

238

Napoleon Bonapartetan Josephine'e

243

George Sand ve Musset

246

Liszt'ten Marie d'Agoult'ya

248

Mirabeau'dan Sophie'ye

251

S t e n d h a l Ak s t n e

255

P a u l E l u a r d Gala'ya Mektuplar

268

G a l a Paul Eluard'a Mektuplar

271

M e h m e t A ta k Erksan Sinemasnda Akn Tutku Olarak Tezahr

279

M e h m e t E r g v en Tristan ve Isolde ya da lmcl Eros

287

U u r K k d en Auschwitz Bir Kurum mu?

294

k r A r g in Felsefe "ocuk Oyunca" Olmal

298

A h m e t So ysa l Emmanuel Levinas zerine

300

E m m a n u e l L e v in a s E tik v e Sonsu z: Y z

303

G r a r d G e n e t t e Yazmbilim ve Estetik

310

F r a n c e s c o G a b r ie l i Friedrich II ve Mslman Kltr

320

C n e y t A k a l in Sar Krmz Siyah Beyaz

327
329

M e r v e E r o l Ergder Yolda: Bir Portre Denemesi


m t B a y a z o lu Ergder Yolda' "Kurtarmaktan" Vazgetiler

332

Y a z a r l a r H a k k in d a

A k U z e r n e
M a r a z B r D e n e m e D a h a

Aragon'un nl sz "Mutlu Ak Yoktur", btn nl szlerin yazgsn tekrarlar: Bu


dnce, daha ok, yanl anlalmtr.
Aragon, hibir akn mutluluk getirmediini, getiremeyeceini mi ifade etmeye almt?
airler byledir, iirler haydi haydi byle: Ayrca bir ey sylemezler: Bu'durlar, bu kadar'drlar.
Onun iin de tek bir doru yorumdan sz etmek bouna aba olur; herkesin ufkuna ve derinliine
gre bir yorum, birden fazla yorum olasl yaratr bu trden altn szler.
Aragon'un yaklamn, Ak ve Bat balkl bir incelemenin de yazar olan kltr tarihisi
Rougemont'un kurduu kilit cmleye balamak istiyorum: "Mutlu Ak'n yazl tarihi yoktur".
Gerekten de, Bat uygarlnda da, Douda da, mutsuz aklarn tarihinin yazlm olduu
gze arpyor. Leyl ve Mecnn, Kerem ile Asl, Tahir ile Zhre, Hsrev ile irin, Yusuf ve
Zleyha, Romeo ve Jlyet, Heloise ve Abelardus, Portekizli Rahibe ve sevdii adam, Don fuan'n
ya da Casanova'nn tekmili birden servenleri, btn Tristan ve Isolde versiyonlar, Carmen ve
Don Jose, sonsuz bir listeye ynelmek g deil mutsuz iftler konusunda, ilenen akn siyah
tablosunu karr karm za. Beatrice'nin D antesinden "Makber"in airin e, N ervaln
"Sylvie"sinden Halid Ziya'ya deimez bu gereklik: Klsikler, Romantikler, Simgeciler, Gerek
iler, Gerekstcler, Modernler, Post-Modernler Ak'n ehresini deitirirler de, naturasna
dokunamazlar pek.
II
Ak' tanmlamaya almann dpedz gzpek bir giriim olduunu bile bile davranyo
rum, davranacam bir kez daha, bu deneme "Karpuz ekirdei"nin kar sayfalarna kuruldu

o g t o ,

B a h a r '95

Enis Batur

una gre: Salk snrm am, o ereveden tam sevgi trne Ak diyorum ben. Karlkl
duygular dengesi bozulmu, zihnin ve gvdenin elektrik yk iyiden iyiye artm, izan erevesi
dalm, iddet trmanmaya koyulmutur. Ak, kiiye varoluunun ularm anmsatr ve lm
gdsn devreye sokar: ift'in tek'i kendisini (Pavese), eini (Carmen), kendisini ve eini (Kleist) yok etme eiine dayanmtr. Eik her zaman almaz belki; eie her zaman dayanlr. >lslnda: Kansz ak yoktur. Akmas gerekmez kann, kaynama noktasna ulamas gerekir bir tek:
Orada, o anda gvdenin kimyasal dengesi hepten deiir ve Zihin srmeye balar: Younlama
lar, taknaklar, mant tersyz eden bir karar politikas egemendir artk. Akn (n) gznn
grmedii doru deildir: Doru olan, onun baka birey grmedii, baka bir noktaya bakmad
dr.
III
ktidar ilikisinin en fazla sivrildii, ypratc yanlarnn en belirgin formlar ald alanla
rn banda gelir Ak. Grnte, bir efendi/kul kutuplamasnda yol alnmaktadr, oysa efendi
nin her an kula, kulun her an efendiye dnebilecei bir eksen zerinde ini-k erisini izer
'kahramanlar'. Partnerlerin rollerine aldanmamak gerekir: Hkmran nerede boyun eer, maz
lum nerede dikilir kimse kestiremez. Uca ekilen, itilen, orada duran ve bekleyen ylesine g ka
zanr ki, istediinde karsndakini bkebilir, hatta eritebilir de. Byk, zorlu ak rneklerinin
hepsinde rollerin bir evreden sonra ters dndne, atein yn deitirerek yakann yand, ya
nann klnden yeniden doduu bir durum yaandna tank olunur: Karlkl ak, her za
man karlkl, bulac, yaylmac bir yangn demeye gelmitir. Tek tarafl ak, zaten ak deildir:
teki'yle tamamlanma arayndan te, kendi kendini bulamama gzerghdr: Bir som yanlg,
bir som yanlsama.
IV
Mutsuz akn tarihi, kald ki, A kn tek tarafllna deil, karlkllnn gereklemesi
nin engellenmesine dayanr hep. Eriememenin, buluamamann, yanyana gelemeyiin binbir e
itlemesi kar karmza: Hayat gelir dmn kurar btn yklerde, biribirine doru yol al
maya kan klarn yrnge tabakalarn krar, sapmalar rgtler ve bir yana ekilip, Calvino'nun deyiiyle apraz yazglarn izler. Efsane her zaman gerilim istemitir. Hikyenin askda
kalmas, kavuma annn ertelenmesi ya da yitmesi iin durmadan yeni denklemler ne srlr,
tki trajik odak belirler bireyin yaam akn: Ak ve lm. kisinin de ayrmas beklenmitir.
alar boyu, Ak'a bakn temel yasas olarak kalmtr bu: Biraraya gelindiinde Ak lmeye
balayacaktr.
Toplumsal dzenler, hangi evrelerine baklrsa baklsn, bu trden bir sonu-yorum ile ku
atmlardr bireyleri. Mutsuz ak, ak olarak yaayp gitme ansn tam; mutlu ak, Ak'n
lmn hazrlamtr.
Onlar ermi muradna - o noktada biter her hikye: Mutlu akn anlatlmaya deer bir yan
bulunamamtr.
Anlatldnda, Ak'n ar ar ya da hzla eriyiinin konu edildiini gryoruz: iftler,
ama birlikte ama ayr ayr, mutlu ak zmlerdir. Shakespeare'de de byledir bu, Balzac'da da.

o g t o ,

B a h a r '95

Ak zerine Maraz Bir Deneme Daha

V
Mutsuz akn destansl, zde, trajik ekirdeiyle balantl biimde ne kar. Gene de,
ayrntlar yabana atmamak gerekir: Hemen hep ayrlk motifi ar bastna gre, aralar etkili
olacaktr: Bekleyi, klsik dnemlerde mektuplamay (Hugo ile Juliette arasndaki yazma yak
lak 20 bin gnderiden oluur), asr zamanlarda telefonu devreye sokar: Mesafe, akn en salam
sigortas olarak grnr.
Cinsellik dzleminde de. Erkek aram, kadn bulunmay beklemitir. Gvde(ler) almaz,
durdurulur. Haz zaman gelecektir. Arada, kzma sreci yaanr: Kskan zihin yanar, tutuur,
an gelir yakar, tututurur: mgelem, dnme dolap gibi hzla merkezinin etrafnda dnmeye koyu
lur. Sonra yorgun der. Burada da mesafe simgeleri iler, k fetilerden medet umar: Sa teli,
mendil, elyazs mknats gibi eker onu: Erotizmin anahtar nesneleri.
VI
Mutsuz akn diyalektii, konuyu kapal bir alana srklemitir. Gvdenin kefi ve fethi
balamnda farkl deildir yorum trleri. Cinsellik oalmayla zdeletirilmi, D inlerin ve Aile'nin oalma arzularnn sonu-edimine indirgenmitir. Ak, erotizmi gsterir: Bir tek teki'!
istemekle yetinme, kendini de iste. Gvdeleraras ilikide temas teet'e ayarlanr bylece: stek,
istek olarak kalabilmek iin doyumdan olabildiince uzak tutulur.
nce keif gelir. Keif, uzun bir hazrlk, zenli bir bak, ar ar gelien bir yaylma hare
kt demeye gelir. Cinselliin hedefi soyuttur, yetkin gvdeyi biimlendirir imgelem haritasnda.
Erotizmin beslendii Ak, arzalan sever, hatta yceltir: Hedefi nesnellikten bsbtn uzakla
mtr.
XX. Seminer'in "Jakobsona balkl seansn bitirirken, bir yl ncesine de gnderme ya
parak, bir kadna yazd mektuptaki yazmsal srme nedeniyle bykaltndan kendisine ecinsel
olduunu im edenlere "geen yl dedikti ya" der Lacan: "nsan sevdi mi, seks szkonusu deil
dir. "
VII
Lacan'n sz, akn cinsellikle kaynatrld perspektiflere skender klc gibi iner. ar
tc bir yan yoktur oysa, bu nermede: Btn klsik ltler gelir szkonusu ayrm dorular.
Yalnzca kavuamamann, buluamamann yol at bir kopu deildir stelik bu; ters kutupta,
kavumann ve bulumann durmadan tekrarland, kefe vakit brakmayan fethin esas oldu
u rneklerde de kopu geerlidir: Ne Casanova ak yaama hakkna sahip olabilmitir, ne de
Don Jan ya da Acquitaine dk Guillaume: teki'/ bulamamann temel gerekesi kendini
gzden kaybetmektir.
Erotizm vakit, sabr, emek isteyen tutku kltr. Musil'in "Niteliksiz Adam"n merkezin
de, Ulrich-Agatha iftinin srad ilikilerinde snrlarna k tuttuu teet mant. Orada ege
men fiiller deiir: Dokunmak, demek, bakmak ince ayar ister. Bir baka denememde deinmi
tim, Musil'in kediler konusundaki gzlemine: iftleme mevsimi gelip getiinde, biribirilerinden hepten uzaklamazlar, gz mesafesinden uzaklamakszn yeni konumlar seerler. Sonra, ge
ne, yaknlaacaklardr.
Klasik ller byle de, adalarnki farkl m? Bat Avrupa'da yaplan bir aratrma, g
nmz insannn Ak' hayvan ve spor tutkusunun, meslek ve serven tutkusunun hizasna koy
duunu gsteriyor. Mellden yorgun modernler Tutku'yu "coku" ve "nee"yle zde sayyor
C

o g t o ,

B a h a r '95

Enis Batur

lar. Ak, artk kan ve gzya ile yorulan bir imge olmaktan kyor. nsanlar onu yaamak isti
yorlar. Onunla yaamak. Hayatn bir olanaksz saymaktan yana deiller Ak'.
Onun olabilirlik pay ne, peki?
Bu olabilirliin ifade edilme pay var m?
VIII
an Ak'a ykledii ehre bsbtn deimi deil elbette: Ak, onu douran nedensiz
heyecana (Sartre bile "by" saymtr heyecan), onu youran tutku gizilgcne bal bir de
imezlik ierir bir yandan. Koullarn, toplumsal balamn, ideolojik rgnn deimesiyle de
iemeyen bir mayas olduu bellidir. "Mutsuz akn tarihi"nin yazlmasnda kesintiye rastlan
mamas bundandr.
kfe Nihal, Domani dalarnda, sevdii adam gen yata yitirmi olaanst gzellik
te, btn erkeklerin etrafnda pervane gibi dnd bir kadnn yksn derlemitir. Hibir ta
libine dnp bakmayacaktr o kadn: "Arslan yatan yere ben kpek balayamam", demitir.
Bir kere daha Aragon'u aracam: Ak, bize g veren tek zgrlk yitimidir".
Binbir rnekten bir bakas: Valyum Dnencesi'di? ( 19 9 1 ) trajik tutkusunu kaleme alan
Patricia Finaly. 1964 te sinema ynetmeni Labarthe'la karlar, yedi yl sren akl ilikileri bit
tiinde, o gn bugn sren karabasan balar: Uyku tedavileri, psikanaliz seanslar, sakinle
tiriciler, hipnoz tedavisi ie yaramaz: "XX. yzylda, hekimler hl ak acsn dindirebilecek bir
hap yaratamadlar, sz yirmi yldr hayalet gibi yaayan ve durmadan Labarthe' takip eden,
herkesi ona telefon etmeye zorlayan, olup bitenlerden hibir pimanlk duymayan Finaly'ye ait.
IX
Bir yandan da, kendisini kuatan btn engellerin iinden geip srekliliini, daha do
rusu sessiz srekliliini kazanmann yolunu arar Ak.
Yeryznde, balam, sonunu getirmi pek ok ak hikyesi yaanm olsa gerektir.
Balam ve bitmi aklar dpedz sradan hikyelerdir aslnda. Kimi zlerek, bozgunla;
kimi zensizlikten, yorularak; kimi de trplenip ehliletirilerek, kurumsal fanuslar iinde silinip
gitmitir.
Zorlu olan: Kii'nin kendi iindeki Ak' yaatmay bilmesidir phesiz.
Daha da zorlu olan: ki kiinin, karlkl, gnden gne ayn Ak' beslemeleri, Tutkuya
yaama hakk vermeleridir.
Toplumbilimci Jean Duvignaud, "Kiisel hayatta olsun, toplumsal hayatta olsun, Tutku,
bir koputur" diyor: "Kltrel, dinsel, siyasal ve toplumsal kodlara diklenen bir krlma, genel
yaplarn uyumunu bozan bir korku kaynadr Tutku - sistemler iin".
nsan, tutkularna gsterdii zen ve ballk orannda kendi kendisini gerekletirme
snrna yaklaabilir, onu geniletebilir.
Daha, diyebilmek ok nemlidir.
Enis Batur

o g t o ,

B a h a r '95

Se v g , Se v g , S e v g
Nermi Uygur

Sevgiye ynelen pekok yazar-izer-dnr, "sevgi" szcnn boandrd bir


sr bulank bulak tekerlemeyi, amursu yapkan kavram srklemekte. Ola ki bu:
yanla dme rkntsnden; bilgili grnme dileinden; gelenekten gelenee aktar
lan alkanlklarn basncndan; kolay kolay nne geilemeyen heyecanlarn itelemesin
den ileri geliyor.
Her ciddi elealn bu sakncal durumlardan uzak durmas gerekir.
*

Dikkatlerimizi sevgiye evirir evirmez, anm lf-kalplarnn ana taklp kalmak


istemiyorsak; bayat dnleri geveleye geveleye hereyi sulandrmak istemiyorsak, ta
dna acsna vara vara, elden geldiince ayk ve tutarl bir tutumla sevgiye ynelmeliyiz.
Gel gr ki, sanki yazgym gibi, elden dme duygu ve dncelere brakp gidi
yor ok kii kendini.
X-

Yaam, lm, bilgi, dostluk, insan, toplum, kltr, evren, zaman, dnce, mutlu
luk gibi en varlksal szcklerimizde topalanan trl trl sorunlarn ana-kavram "sev
gi". Akllara durgunluk veren neminin, belki de, en gzel gerekesi bu.
te bu nedenle sevgiyi, yle azck yakndan bilip renmeye giritiimizde her
yerde: birok nde gelen yaama ve dnme kavramn, iyice anlayp aklamaya giri
mek zorundayz. yle de, bunlar da anlayp aklamaya giriince, sevgi kavramna, bu
kavramda yansyan yansmayan hereyin en ilerine gitmek zorundayz.
X-

Gnln kafann bir keciinde deil, tm varlkta, tm varolma evresiyle insann


tm varoluunda sevgi.
C o g i t o , B a h a r '95

Nermi Uygur
*

Boum boum tuhaflk: Ak-seik konuulmasa da, herzaman heryerde, en ok


zlenen ey olduu iin olacak, en ok konuulan ey sevgi. Gene de en az 'biliniyor'.
ok zlendii, sesli-sessiz ok konuulduu iin mi?
Sryle soruna sevgide zm aryoruz. Yantlarn onda bulunduu inancyla ya
pyoruz bunu. Sryle dm dmlenir oysa "sevgi" szcnde.
*
n ard, ii d, yaps gelimesiyle sevgi'yi renmek iin bilime koanlar, ste
sinden kolay kolay gelemedikleri bir aknla dmekte. Tp'tan Eitimbilim'e, Ekonomi'den Tanrbilim'e, Ruhbilim'den Toplumbilim'e - daha nice tek tek bilimlerin birin
den brne koturup duruyorlar. Gene de derlitoplu bir sevgi-anlaymdan yoksun
hepsi.
Allagelen yaklamla Sanat'a, Yazn'a, Felsefe'ye de elatsan bouna. Akla ka
vuturulmas gereken dolanklklar gze almadka, sevgi-gizemlerinin tadna vara
mazsn.
*

Sevgi'yi en iyi inceleyen alan: sanattr, bilimdir, felsefedir - ite bu trden kesip at
malara (daha sert bir nitelemeye gerek yok, ne de olsa) bo savlar deyip geme eilimindeyim. ok sayda yanda bulsa da, pek ilgimi ekmiyor byle gevezelikler.
yle ya, "sevgi"yi mi, - hangi "sevgi"yi? "En iyi" mi, - hangi anlamda "en iyi"?
Sanat m, - trl trl sanatlar var, hangisi, nasl, dahas hangi sanat? "Bilim" mi, - Bi
yoloji, Fizyoloji, Psikoloji, Psikiyatri, Sosyoloji gibi bilimlerden hangisi? Felsefe mi, nerde sakl byle bir felsefe?
Savlarn yolat btn bu sorular, hadi giderdik diyelim, - "inceleme" dediimiz
de ne tr bir bilgi, ne tr bir etkenlik? Onu da zmlediimizi varsayalm, - gerekten
gerekli mi sevgiyi incelemek.
*

Bir bakma, koklana koklana solmu bir iek sevgi. Canlanmas iin gerekten se
venlerin, seven sanatlarn, seven dnrlerin, seven bilimadamlarnn, seven yazarla
rn yemyeil katklar gerekiyor.
Mitolojiler ile dinler, hem Tanr okluuna hem Tanr tekliine dayanan inanlar
ve uygulamalar, dnp dolap hep sevgi dorultusunda toplamakta insanlar: sevgi'ler
sunuyorlar yandalarna, sevgi'lerle balyorlar kendilerine.
Din'in Mitoloji'nin, oldumolas varolma-pmar sevgi. Azck yaklamaya gr, ala
y kulaklarnda. ylesine ekici bir g ki sevgi, korkuya dayanan inanlar bile, bir yer
den sonra rtbas edilen tutarszlklara, zorlama yorumlara, isteksiz dzenlemelere bavursalar bile, sevgi'ye dayandrp sevgi'yle pekitirmeye alyorlar varolularn.
*
nermelerinde, anlatmlarnda, akl yrtmelerinde, kuramlarnda sevgiye yer a
mayan felsefeler, bilimler snrl kapsaml bir gereklikten teye uzanamyorlar. Aktan
aa sz edilmese de: metafizikler, ahlak felsefeleri, toplum retileri, psikoloji varsa
ymlar, psikiyatri saaltma tutamaklar, ekonomi ynergeleri, eitimbilim yntemleri, daha nice bilimler, felsefeler, teknikler, mantk-bilgi-uygulama oluumlar, en canalc
yerlerinde, sevgi'den almakta hzn baarsn. Birbirine akraba, birbirine kart d
nrler, bilginler, eylemciler: Platon'lar, Augustinus'lar, Hume'lar, Schopenhauer'ler,
Marx'lar, Freud'lar, Jung'lar, Reich'lar, sevgi'nin kmldatc gcnden derledikleri esin
le rgtlyorlar yaptlarn.

10

o g t o ,

B a h a r '95

Sevgi, Sevgi, Sevgi


*

Ressam iin resim, heykelci iin heykel, mziki iin mzik nasl gerekteki ve ta
unrmdaki tm yaam doldurursa, seven iin de sevgi gerekteki ve tasarmdaki tm
yaam doldurur.
*

Resim, heykel, iir, mzik, roman, yk, sylence gibi sanatlara dklemeyen sev
giler, kurumaya yztutmu derecikler gibidir.
*

iiri, roman, masal, yks, sahne oyunlaryla, Dou'dan Bat'ya, Kuzey'den Gey'e, her yazn, byk lde, sevgi dolaynda rglenmekte.
nsann zyle zde kld kadn erkek kahramanlar dalga dalga akmakta ge
miten gnmze, imdilerden sonralara dil dil, toplum toplum, kuak kuak, insan in
san. Hangibirisini anacaksn, saymakla tkenesi ey mi sevgi tayclar? Syleilerle,
anlatlar, aklamalar, genellemeler, incelemelerle hep yeniden yaanmakta sevgi; lenhzn, ac-tatl, hep yeniden yaanmakta sevgi.
*

Ne zaman, Uzak Dou diye adlandrlan toplum-kltr yrelerinin sevgi gelenek


lerine ilikin bir yaz-izi elime gese, bana nerdeyse apak kendini gsteren: gizemli
uyumlarla, ty hafifliinde iletiimlerle, bilgelik tten tlerle, birliktelik besleyen se
melerle, odalarla, kokularla, trklerle, dlerle sevgiye ilikin alg ve anlaym birbi
rinden gzel geniliklere alr da alr.
*
Resim, mzik, mimarlk, heykel yaptlarna, olann olanaklarnn elverdii lde
hi bkp usanmadan sevginin yceletirdii etkenlikler gzyle baklabilir, bir bak
ma.
"Kutsal" diye bilinen yerlerin kybuca duvar duvar, tavan tavan, ta ta, toprak
toprak, maden maden, ses ses, kt kt sevginin ne denli batac edildiini gsterme
de yeterli ve yetkili tanktr. Sevgi drtsyle, sevgi uyandrmak iin opera, senfoni, ar
k, kitap - trl trl sevgi antlar sanatn her yresinde var, gren gzler, dokunan el
ler, iiten kulaklar varolduu srece.
*
Yalnz sanatla, yaznla, bilimle, felsefeyle ba kurmuyor sevgi. nsan-toplum-kltr yaamnda byk nem tayan bir sevgi pazar, bir sevgi ekonomisi, bir sevgi politikas,
bir sevgi endstrisi var.
Bir dokun, binlerce dalbudak iinde bulursun kendini: Tekbana "sevgi" diye bir
gereklik yok. Yaamn gndzn gecesini, hergnn bayramn tmden kuatan ev
rensel bir gereklik o, - artk ne denli "o" diye stnkr betimlenebilirse kukusuz.
X-

Sevgi'nin en ok artrd: istek ve zlem. Bir insana, bir canlya, bir nesneye,
bir olaya ynelmek; bu ynelii, zvarlk bakmndan deerli ve nemli diye alglayp
yaamak; bu varlksal ilikiyi yitirmemek kaygsyla hibir zveriden geri durmamak
var bu istek ve zlemde.
*

Doarken etimiz kemiimizle sevgi ile, yatknlk dorultusunda bile olsa, sevgi ile
birlikte domasaydk, sonradan sevgi diye donatlm kapsaml ve arlkl bir gereklik
ortaya kabilir miydi?

o g t o ,

B a h a r '95

11

Nermi Uygur

*
Tasarlanabilecek hereyle, ama var ama yok, hereyle sevgi balantlar kurabilir
insan.
Sevenin sevdii baka bir insansa sevgili'dir o. Teniyle canyla bir btn olan insa
nn eriebileceim her yerini (el, bilek, ayak, yz, burun, boyun, bacak, topuk) vcudun
sokulabileceim heryerini, bir bir, ayr ayr sevgi oda yapabilirim. Uzak yakn bildik
yabanc, tm canl cansz, yapma doal nesneler iin geerli bu. Kimi arabasna, kimi
evine, kimi bahesine dkn. Bazan rtbas etse bile, herkes sevdiini yce bellemi,
herkesin sevdii, kendisi iin, geici ya da srekli kutsaldr.
*
Gzard edemeyeceimiz birey var: hep sevgi, sevgi, diyoruz ama, nnde sonun
da hep insan asndan bakyoruz sevgiye. Oysa sevgi: insan-dnyasm sarp sarmalasa
da, tm canllarn da z gereklii. Bitki, hayvan, tm canl kuaklarn tr tr kmlda
tan ba sevgi.
*
Yalnzca dlleme, iftleme, dourma ynnden deil, tr ne olursa olsun, canl
larn, hepsini birarada-tutma ynnden, sevgi olmasayd hibiri varolmazd. Nice tart
malara yolasa da, maddenin iyaps, gkcisimlerinin birbirini ekmesi, tek tek varlk
larn yanyana srp gitmesi, ne yana dnsek, hereyi, ama hereyi batan beri ayakta
tutan sevgi'dir, diyesim geliyor. Gelip geici bir izlenim deil bu; aklmn, gnlmn kmldatc esi bu.
*

Szcn en geni anlamnda sevgi, salt bir doa gereklii olsayd, hibir yapp
etmemize gerek duymadan srdrrd gerekliini: Doa vergisini, doann donatt
yatknl, insan akimn elinin bezemesiyle salanan bir insan baarsdr sevgi. zne z
g gzellii de burda.
*

Canl trlerinin srp gitmesini olanakl klan sevgiyi de katn, pekok sevgi, m
zik gibi bir insan yaratsdr. Olmasa da olurdu, olmadan da olabilirdi belki. yle de, insan-toplum-tarih-kltr evrenimiz mziksiz ne olursa yle olurdu kukusuz.
Mziksiz yaayanlar, szmona yaayanlar, gnl, kulak yoksunlar onlar - aasamayla demiyorum bunu, onlar da sevgilim, onlar adna zldm iin byle deyi
verdim ite. Sevgi yoksunlarna gelince, tm varlk ynnden yoksul mu yoksul onlar.
*

Doay bunca seviyorum, yleyse o da azck beni sevsin, dorultusunda bir akl
yrtmeye, ak-seik dile getirilmese bile, sk sk rastlasam da, bir trl akl erdiremi
yorum.
Doa: kimseyi sevmez, kimseden tiksinmez de. Herkes eittir onda. Hayal edileme
yecek genilikte zamanlar, uzaylar ieren bir sre doa. Hereyin, hereyin bu srece
uygun gnbirlik bir varl var. Sevme, sevmeme bu sre iindeki baz canllara zel
likle insanlara zg duygular, eylemler, atlmlar, cokular, ekinmeler, stnlkler, du
yarszlklar. insanlar kii kii, topluluk topluluk, yaayp gidiyor bu srete.
*

nsan dnyasnda ortaya kan pekok kltr yapt, sevgiden kaynaklanmakta,


sevgiye kaynaklk etmekte.
*

Doada rastladmz sylediimiz mzii andran seslerle mziin ne denli iliki

12

C o g t o , B a h a r '95

Sevgi, Sevgi, Sevgi


m

varsa, epeevre sevgi de, olanca cokulu fkr ile en tatl pekimesini hep cinsel
sevgiden alsa bile, epeevre sevgi cinsel sevgiyle o denli rtebilir.
X-

gdsel kvaml grnen sevgiyi ap sevgi sevgi genileten her sevgi, doada
varsaydmz, o szcn en gzel anlamnda "ilkel" denebilecek sev ^-balanglar
nn, dolaysyla doann pekok tesine gemitir.
X-

Genelde (derinlik-psikolojisinde bile yetesiye belirginletiini syleyemeyeceimiz


baz ayrcalkl durumlar gznne alarak byle diyorum) kadn iin tm sevgililerin
kk kayna erkek; erkek iin de kadn.
Kadn asndan baknca: erkek olmasayd; erkek asndan baknca kadn olmasay
d, - her ikisi iin: ne doa sevgisi, ne eya sevgisi, ne sanat sevgisi, ne de tm br sev
gililer diye birey olurdu.
*
Genken: neleri seviyordum? nasl seviyordum? ne kadar seviyordum. Onyllardan
sonra imdiyse: neleri, nasl, ne kadar seviyorum? Grnte nerdeyse birbirinin tpatp
benzeri bu iki soru beine verilebilecek serinkanl yantlarda tm zgelimem, insan,
doa, kltr anlaym, yosunlamalarm, bunalmlarm, atlmlarm, - tm oylumu ni
telii, yneltisiyle yaammn duyarl bir depremleri bu yantlar; neyse ne, varlmn
nemli bir gstergesi bu szn ettiim yantlar.
*
Sevgi dorultumda: eskiden yapabildiklerim girerdi sevgi-evreme. Sonra sonra
yapamadklarm da. Hl yapamadm yle ok ey var ki. Gene de bazan, sevgi-evremin d diye bir yaama-alan tasarlayamyorum artk. Sevgi-evremin dnda kalan
bir alan yokmu gibi geliyor, - bir yanlsama belki, yaama -gerekliim bu ama.
X-

Severken yaayan, yaarken seven iin en nemli ey: bakalar ayrdna varmasa
da, dile getirilemeyen kk ayrntlardr. (Ah, ayrntlar!) Hertrl biimsellikten te,
sevgiye, yani yaama z kazandran elerdir ayrntlar.
*
Savalar, acmaszlklar, saldrganlklar alm yrm olsa bile, insann varolduu
heryerde sevgi de gsterir kendini, ama az ama ok.
Sevgi insandan olma, insan sevgiden kopamama. Her ikisinin kkenleri daha de
rinlere gitse de gerek bu.
X-

Kavutuun ey, kii gerekten sevmediin birey, bir kiiyse, ksack bir sre son
ra, olanca anlamn yitirir senin iin.
Kavusan da, bitmek tkenmek bilmez sevdiin ey, sevdiin kii.
*
Sevgiyi nce biriktir, sonra harcarsm, - yok yle ey! Birikir harcanr trden deil
nk. Zorlamal bir yaktrmayla, bylesi trden saysak bile, birikirken biriktirmeden
harcanan, harcanrken harcandka biriken bir gereklik o.
X-

Dzmece sevginin kendine zg yazgs var: ksa srede ya sen onu yer bitirirsin,
ya o seni yer bitirir.
X-

Gerekten sevgi varsa bir yerde, bayalamaya yer yok orda.

o g it o ,

B a h a r '95

13

Nermi Uygur
*
Sevgisizlik mutsuz klyor, sevgimizle mutlu deiliz.
*
Bir sevgiye ilikin aclar, ancak daha baskn bir sevgi-mutluluu rtebilir.
*
Tam sevginin ne olduunu ne olmadn renir gibi oluyorsun, bir de ne gresin:
sevecek zamann kalmam artk.
*

nsana-topluma gerek mutluluu salayan gerek sevgiyse: bu gerekliiyle sev


ginin gerekten gerek olup olmadn salayan bir leimiz var m? Varsa, leimiz
ne? Yoksa, durumumuz ne?
*

Bo bir szck, akl kartran bir kavram, skc bir savsata, oyalyc bir kuruntu
olabilir sevgi. Kaldrp at, yleyse. Attk, diyelim. Onun yerine ne koyacaz, peki?
*

Tm sevenlerin sylemiyle: sevgisiz yaama yaamaya demez. Sevginin en byk


dlyse, yaamann heryerine sinen biyoloji-tesi canllk.
*

Sen-ben ilikilerinde, biz-siz ilikilerinde, zetle tm insanlar-aras, toplumlar-aras


ilikilerde en abuk, en gzel, en kalc, en etkili iliki yolu yordam, yol yordam sala
maktan, ba kurmaktan te, insana en ok yakan erdem-z sevgidir.
yledir de, byle dnmeyenlere ne karlk vereceiz?
Ne mutlu sevgiyi sorun yapmayanlara. Deil mi ki insanz, yapyoruz ite: sevgi,
samalk m? Bir kandrmaca m? Hereyimiz o mu? Ondan kutsal ey yok mu? te by
le: sora sora srdrp gidiyoruz. Anlam aramamak elimizde deil nk. Sonunda soru-sorguyla bir iliii olmadnda karar klsak bile, baka trl yapamayz. Desene, sorun-olmaktan karmak, sormaktan geer.
Sevgiye boverenlerle tartmaya girimem. Gndemim dolu, zamansa ksa, kala
kald yerde otluyor deseler de, varsn yle sansn onlar, gndemim dolu, zamansa k
sa, sevmeye bakarm ben.
*

Sevgi, gelmi gemi en byk yalan olabilir - ilk yalan, ba yalan. Olsun! yle ya
da byle, onsuz olmuyor, onsuz olmaz.
*

alar, toplumlar, lkeler boyunca en ok nem verilen, insan yaamnda yeralan


erdemlerin en nnde yeralan erdemler: insan saygs, dayanma, karlkl anlay, sz
verme, zveri gibi erdemler, varlk ve kvamlarnn ierik ve ekimlerini etki ve anlam
larn, hep sevgi ile, sevgi'den tr, sevgi'de buluyorlar.
*
Boyunduruk boyunduruk stne - yleyse: seresepre sevgi birebir bu dnyaya. Ne
zor, ne zor o da.
*

Bir kez ondan yana dndn m yzn, yazgn belli artk: Sevgi, topraks bir hey
kel. Gelip kracaklar o heykeli. Sen de hep yeniden yourup yapacaksn.
Hep sevgi, sevgi, - ak nerde, peki?

14

o g t o ,

B a h a r '95

Sevgi, Sevgi, Sevgi

"Ak" benim iin, hereyden nce, dil'de. Yzyllardan beri dillerde, gnmzde
de ok kiinin dilinde.
Dargn falan deilim ak'a; tam tersine, ak'la anlatlmak istenen pekok eyle be
nim iim; zm zlemim, aklm gnlm orda. Ne var ki, "ak" diye bildirilene "sevgi"
diyorum ben. Seviyorum bu Trke szc. "Ak"tan, bu Arapa kkenli szckten
daha scack dyor iime, daha upuygun yanklanyor orda. Yazmama, konumama
"ak" girmeye grsn, nerdeyse bir yapaylk, yabanclk havasnda buldum buluyorum
kendimi. Ayrcalkl durumlar yok deil gene de. Eski kuaklarn, yani var you "ak"
olan, "sevgi'ye" pek elatmayan zamanlarn ozanlarna, ermilerine, dnrlerine ei
lince, bylesi durumlarla kar karya olduumu anlyorum. Srdkleri yaamda, yaa
ma konuma geleneklerinde "ak" ar basyor. Dil-duygusu benden baka havalardaki
gnldelerimin itenlikli anlatmlarn aktarrken ayrdma varyorum bunun. Hatta,
bazan, ok ok seyrek de olsa, "sevgi" diyeceime "ak" deyiveriyorum. Alnt tesi bir
tutumla, genellikle de tamtamna "sevgi" diyemeyeceim, sevgimsi eylerden szederken; ya da, yerleik dzeniyle "ak"l bir deyimi aktarrken, "sevgi"ye kyamadm iin
olacak, "ak'tan" daha uygun bir deyim bulamyorum.
*
Kukusuz, kim olursa olsun, hikimse dilin gcne toptan kar koyamaz. Dilsel
alkanlklar grmemezlikten gelmek, bir yerden sonra, iyiden iyiye ypratr yazar. Bu
tr glklerle alp vereceim olmasn istemem dorusu. Gene de iten gelen bir akla,
oun "sevgi"den yanaym, "ak"tan deil.
Durup dururken ounluktan ayrlr gibi olduuma gre, azck oyalanmam gere
kiyor "ak"la. Kendimi savunmadan ok (yle eylere zaman m var?) dille bamm, z
de anadilimle bamn, bir-iki izgisini, yani yazgmm temel oylumunu oluturan bir-iki
izgiyi belirtmem gerekiyor imdi burda, - "sevgi" ne denli elverirse o kadar, baz eyle
rin yansmasna elverecek de sanyorum, ne de olsa dil de, dilim de, herkes gibi benim
sevgi yrem, sevgi yurdum.
*

Zaman zaman, birinden szederken, evremdekilere uyup "ak olmu", diyorum.


Hibir ard-dnce gtmesem de, sonra bakyorum ki, alays bir hava kaplam syleyi
imi. Ne de olsa, en iten sevgiden szederken, sonradan bakyorum da, uzun uzun d
np tanmadan, "seviyor" deyivermiim, en kk sallantya kaplmadan.
Geri "ka Badat sorulmaz" demiyorum, "k" tan kandm iin deil: eskidenmi Badat'n uzakl, eskidenmi o kervandan kervana deve srtnda ileli Badat
yolculuklar.
"ok naz k usandrr" trnden bir uyarmannsa, tektk ayrcalklar gsterse
de, anlamca-gereke yerli yerinde olduu inancndaym. Onun iindir ki, ille de, "ok
naz seveni usandrr" diye szmona dilsel bir onanma kalkmyorum dorusu. "Ak"
ile "sevgi" arasnda, dolaysyla da herbirine ilikin trevler arasnda makina yntemli
bir dei-tokutan uzam; dilin z gidiine aykr bir zorlama bu. "ok naz k usand
rr" deyimini, nasl olsa pek sk dilime taklmadna gre, olduu gibi brakyorum. Tu
tarszlk saymyorum bunu. Deyimdeki "naz-k" arasndaki ses ak houma bile gidi
yor.
"Sevgi" balamnda genel duygum (kukusuz, dil evreninde balam'dan, genel'den ne kadar szedilebilirse o kadar): "sevgi"nin "ak" da, "sevda"y da ierdiidir.
Gnmzde herkes iin deilse bile, yaayan dilde, gnbirlik dilimizde zamanla daha
da belirgin bir biimde byle olaca inancndaym. Eskinin "ak"lar, gemiteki yerleri

C o g t o , B a h a r '95

15

Nermi Uygur

yurtlaryla gzden decek deil bylece. Eskiden k olunurmu, ben seviyorum. Es


kiden sevdalandrd, ben tutuluyorum; eskiden muhabbet deerliydi, benim iinse vur
gunluk.
"Sevgi trklerine" duyarlm, "ak arklar"ndan daha ok ama. "Ak hikyele
ri" gemite kald, gelecek "sevgi ykleri"nin. Okuyan "ak kitab" okusun, onlar pek
elime alamyorum ben, "sevgi kitaplar" neyime yetmez benim. Dnn "ak filmleri" ni
yadrgyorum; gnmn "sevgi filmleri" daha ok saryor. Televizyonda bir "ak kome
disi" gsterildii gece, tiyatroda bir "sevgi gldrs" varsa, tiyatroyu yeliyorum.
"Byk ak!" trnden bir nlem alays deilse kof ya da dzmeceymi gibi geli
yor bana. "Bilmem ki, seviyorum ite!" trnden bir iekmedeyse, sallantdan ok al
akgnll bir kesinlik var bence.
Varsn "ak tekneleri", "ak basnlar", "ak ilalar", "ak ocuklar", "ak evleri",
"ak kadnlar", "ak odalar", "ak hekimleri", "ak danmanlar", istesek de istemesek
de, bol bol onay grsn dilde, gereklikte; sevgi'ye glge drmez hibiri, daha doru
su, sevgiyi zedelemedikten sonra, herbiri kendince anlaml u okynl yeryznde.
Sevgi bu, insan-toplum yaamna ylesine renk renk bir dalmla yansyor ki!
"k", "kane", "ak" gibi sevgiye ilikin szckler, de kalka da olsa, hl
kullanmda. "k" yerine "seven", "kane" yerine "sevenlere yakr" dorultusun
daki demeler bunlar. Bazan az bazan oka rastladm "vatan ak"na, "vatan sevgi
sin i, "yurt sevgisi"ni yeleyenlerin says artyor gn gne. Nitekim, "vatan klar"
abartl gzeller; "vatanseverler" ise dpedz gzel.
"klk", "kdalk" ilek deil zel-kiisel dilimde; "kdalk" yerine "sevi
me durumu", "kdalar" yerine ise "sevienler" deyip geiyorum. Byle yaparken, z
den, tatdan, anlamdan birey yitirdiimi sanmyorum dorusu.
Bir de u var: yeri geldiinde, "km gibi yapma" diyeceine, nemli bir ses-anlam izgisini bulandrmakszn, "candan sev", "gnl ver" nerilerindense "k ol" t
rnden buyruksu bir neriye hi kalkmayalm diyorum.
*

"klar" unutmayalm. Dil-toplum inceliklerine duyarl-duyarsz bilir-bilmezlerin "saz airi" deyip getii halk "ozanlar". Bu yrede de durum yle: halk ozanlar
arasnda telli saz alan herkese "k" deniyor. Bana kalrsa, her "halk ozan"na "ak"
demek doru deil. Yazn-toplum gerekliine azck dikkatle eilince grlecei gibi:
iinde yaad evrenin hznl lenli olaylarn, byk lde zlemlerini dizelerde
dile getiren gezgin ozanlardr halk ozanlar. Genelde okur-yazardrlar bu ozanlar; hatt,
duru-dingin dnyagrlerinin barnda bazan ho karlamadm, Divan Edebiyat
etkilerine bile aktr bu ozanlar. "klar"a gelince, genelde okumas yazmas yok onla
rn. Kendi halinde, iyi insanlardr; ozanlklar da, ayrcal rnekler biryana, pek gelimi
saylmaz. evreden istek geldiinde neeli-yank tngrdatrlar yanlarndan hi ayrma
dklar sazlarn. Edindiim izlenim u oldu hep: evre duvarlarn pek amaz topladk
lar alklar. lkokula giderken sk sk uradm amcamn ky kahvesinde karlatm
klarn dervi davranlar t iime ilemitir. Ona ne kuku, bu "klar" m yerini tuta
cak ne insan var, ne szck var gnmzde.
*
"Sevgi"ye ilikin yzl bir gzellii anmadan geemeyeceim burada. "Ak"la,
"ak"ta gereklemeyen arml bir gizem tter hep "sevgi"den. "Sevgi"deki o kkl
kkenli "sevecenlik", o tm yaamn gnei "sevin" "ak"ta yok dorusu. Sevecen'li,
sevin'li, sevgi'li Trkenin, duyarl kulaklara bilgece bir sevgi-armaan bu.

l6

C o g t o , B a h a r '95

Sevgi, Sevgi, Sevgi

"Ak" ile "sevgi" arasnda, herzaman heryerde bir rtme ksal, bir uyumaz
lk, bir tutmazlk, bir kartlk var diyemeyiz. Byle bir deme, dilin, dolaysyla da Trkenin daranlayl kurallara meydan okuyan yapsnn hakkn vermemek demektir. Dil
olarak her dil karmak m kark, dolank m dolank, sonsuz katl bir varlk. Deil mi
ki dil, her dil, her anadil, gemiinden geleceine milyonlarca insann yaamn hereyiyle kucaklar. te bunun iindir ki hibir anadile duyarlktan uzak davranlamaz. nsa
nn insan-olma hakkn inemek gibi bir davrantr dile duyarlksz davran. Gece dil
le yatp sabah dille kalkan, gndznyse dille geiren, belki de tuhaf bir yaratk oldu
uma gre, bu tr davranlarla ilgim yok. Yaantlarnn byk blmn Trkeyle
paylaarak tadan, Trkeyle paylamadka yaama-zamannn tam tadna varamyormu izlenimine kaplan biriyim. Dildalarmn pekou, btn bunlarda nesnel bir ba
layclk yok, diye kestirip atsa da, bylesi kestirip atmalara ters den bir sezgiyle, hatt
kanyla, Trkenin durmadan iimi dolduran anlam ve ses kmltlaryla yaayp gidiyo
rum. "Sevgi" de, "ak" ta, ilk bakta gerek deilmi gibi gelen izler srmem hi de ya
drganacak birey olmasa gerek, diye dnyorum.
"Ak"tan "sevgi"ye, "sevgi"den "ak"a nice grnmez anlamlar; yan-anlamlar, an
lam kaymalar gerekleiyor arm arm. Dil-insan-kltr-tarih-toplum tekizgili
bir gelimeye indirgenebilir mi hi?
*

Kiiye zg gelenekler ne denli ayrcalkl olanaklar tanrsa tansn; eitli kuakla


rn, deiik ortamarn iinden konuanlar, yazanlar kendi duygu, bilgi, esin ve yaratla
rna yaslana yaslana, yeri gelince dilin akntsna kar krek ekseler de, bir yere dek
yrr bu elatlar.
Nitekim, bunun en gzel belgesini, kendi amdan, tasavvuf geleneinde buldum.
Yzyllar boyunca, Asya ilerinden Anadolu'ya kii-toplum-kltr-ynetim yaa
myla derinden etkileyip biimlendiren Tasavvuf taki ak', kolay ey deil ama, gznne getirelim. Bazan sevgi ile, sevmek ile pekok eyi kendime epeyce ak-seik klabiliyorsam da, bildiimiz yaadmz trden sevgi'ye, sevme'ye benzemeyen, hatt bazan
sevgi'den, sevme'den baka anlam-katlar ierdiine inanyorum akn. Byle bir ak o
ermilerim gibi yaamam da olsam, (yaadm m yoksa?) Tasavvuftaki ak'n pek yle
herkese bilinen bir ak olmad kans baskn bende. Gerekten var ya da yok, gerek
leebilir ya da gereklemez, oras sorunlu kalabilir; yneldii odak gerekten var ya da
yok, oras bazlarmza zlmez bir sorun gibi gelebilir. Tasavvuf erlerinin ak: ister l
k olsun, ister zel tatta gereklik olarak ilere sindirilsin, Tanr ak deyimiyle dile geti
rilen aktr.
Tanr ak, bilinen trden birleme zlemleriyle karlatrlamayan bir yaant. Bu
zlemi yaayanlarn anlattna gre: Tanrnn salt gzelliiyle (geleneklerde "Allah ce
man" diye geen) gerekliklerin gereiyle birleme. Hibireye benzetilemez ama o bi
ricik yaanty yaamayanlara, uzaklardan da olsa, az ok anlalr klmak amacyla, ya
ayanlarn bazan bavurduu bir tutamakla: ileri yakan susuzluun giderilmesi, heryeri saran karanln klanmas gibi bir varlk, - ya da yokluk aamas.
te bylesi bir ak szcklerle belirginletirmek olas deil. Bu aka eriemeyenle
rin yalnzca Tanr ak deyiminden haber ald bir ak, demekten baka yapabilecekleri
birey yok.
Sufilerin inancyla: hereye deen biricik ak Tanr ak. zn byle bir aka bra
kan sufi, dpedz yoksul gnlne en yce zenginlii salam olduu kansndadr.
Benliini tutkulardan, mal mlk yneltilerinden kurtaran; iini yaln tutan; her trl ka

o g t o ,

B a h a r '95

17

Nermi Uygur

rklk ve bulanklktan arman sufiye Tanrsal bir armaandr Tanr ak. Ak'la Tanr'y
isteyen (geleneksel szckle mrid olan) sufi, neleri isteyip neleri istemedii insana hep
gizli ve gizemli kalacak olan Tanr da istiyorsa, gelip geici benliini ldrp isteine
dnr bir gn (geleneksel szckle, murad'ma erer). stedii Tanr olan isteklinin, bu
istei zaten uyandran Tanr da istiyorsa, istediiyle yok-olmasdr Tanr ak.
Tanr'ya gtren bir gelge yolu dnya. Bu dnyann her ak, ancak Tanr aknn
bir yanssysa, sufilerin deyimiyle "eyvallah". Nitekim onlara gre: belirli bir sre
konuu olduumuz bu dnya, Tanr ak'na giden bol snamal bir geit. Ermek: bu
snamalar geride brakp yetkin ak bulmak, bu akta Tanryla bulumak, Tanr aknda
erimek.
Daha selamlamalarndan bellidir baz sufiler: Ak ederim!" diye seslenirler
gnldeine rastlaynca. "Ak ederim!" diyene verilen yantsa: "Ak aldm!" "Ak ol
sun!" Sufi'nin varlk mantnda hem ncl hem vargdr "Tanr ak", hereyin balan
gc ile sonu ordadr. Sufi dorultusu uyarnca: gnlnde azck Tanr ak rperen, hep
daha ok dolmak ister bu akla. Hibir ile dndremez artk onu bu ak yolculuun
dan.
Kukusuz, her insana kendine zg pay der sevgiden. Sufilere den sevgi: Tan
r ak. Kim Sufi'dir, kim deildir, nerden bileceiz. Herkesin kendi zne yaraan sevgi
kaynana ynelmesi kadar doal birey olamaz. Sevgi barndran sonsuz kaynak var,
yeter ki sevgi olsun.
Dilin tesindedir ou sevgilerin zlem zlem sunduu kaynaklar, - kimi yaknlar
da, kimi uzaklarda, ok uzaklarda. Ola ki bu kaynaklarn byk bir blm dile getir
ilemez. Gene de ayrcalksz herkesin payalmasna ak bir sevgi kaynadr dil; dle
yaraan anlay gsterilsin, yeter.
Birok sevgi dilden geer; birok sevgiye ordan gidilir. telerde sanlsa da birok
sevgi dilde kurduu otalarda arlar konuklarn.
Az kiinin nem vermemesine, ok kiinin de nem veriyormu gibi yapmasna
bakma: herkesi kavrayan yaama niteliinin en nemli gstergelerinden biri, hi kuku
yok buna, sevgi.
Sevgi olmasayd neyle, nasl geerdi yaam? Akl, sanat gibi bir-iki gereklikle bir
likte sevgi'yi de kar, bo, bombo yaam.
*

Sis, tutku, karmaa, dalga, deniz, durgun gl, gezi, serven, tatl i, tanrlk ge,
benzersiz gizem, zlem, bilmece, zor varlk, erdem, safsata, genlik atei, yallk hzn,
eriilmez aama, grkemli baar..., - daha nice nice benzetmelerin evresinde dnyor
da dnyor sevgiyi azok kavramaya alanlar, hiten iyidir ama hepsi, hepsi bouna.
*

O szcn, bir tek sevgi szcnn gzmze kulamza arpmasyla hemen


orackta oluan bir duygu ve duyarlk ikileminde buluyoruz kendimizi, - iimiz dmz:
holuk, ate, uyanma, payalma, ekili.
Sevgi'yi: sanki szcklerle derlenebilirmi gibi, szcklerle toparlayamayz. Gerek
mez de; istediim yok zaten.
*

Sevgi, sevgi, sevgi...


stne yok karmaklkta: yalna indirgenemez bir tm gereklik. Baz tedirginlik-

18

o g t o ,

B a h a r '95

Sevgi, Sevgi, Sevgi

l*ri dindirir gibi grnse de, iler tutar yol-yordam arama sakn yalna indirgemede.
Dpedz gzkamatrr, giderek uyutur. Gzler alnca da olanca karmaklyla,
dolank dolank, amaz amaz karmzda gene sevgi.
Sevgi, sevgi, sevgi... Kendimi tutmasam kezle bile yetinmeyeceim.
imdiye dek kitaplaan yazlarmda "birden-ok-kez'li" denemeler yaadm. Biri:
"Doa! Doa!; br: Shakespeare, Shakespeare, Shakespeare" Yaama Felsefesi ile
Gnele alarmn hep sregiden cokularyd bu ok-kez'ler. Kendi bilinaltma inmi
deilim ama yle sanyorum ki, Doa'nn da, Shakespeare'in de sevgi'yle en iten ili
dl olmasndan kaynaklanyor bu; nitekim bundan itelenmi oldum ben de o ok-kezli
yinelemelere.
Sevgi, sevgi, sevgi - bol bol gereklik ilintilerinin, tadna doyum olmayan dilsel,
bilgimsi, hayalci armlarn t yerde, bir tutamck deinmeden teye geemez
hikimse.
Sevgi bu, n'etsen toparlayamazsm.

o g t o ,

B a h a r '95

19

" A k y d r B a k / D u y u m u n u
A r t i r i r n s a n i n "'*
ETN A

l TAN'LA

SYLE

Ayfer Tun

nsan ilk bakta sanr ki, iirli konulardan ancak iirle sz edilebilir. Mesela ak
byle bir konudur. Sradan bir ortaokul rencisinden aka ilikin bir kompozisyon yaz
masn isterseniz, byk ihtimalle aklna hemen iirli olduunu dnd, "duygula
rn en gzelidir, bir bahar meltemidir, kalbin ateidir" filan gibi cmleler gelecek, ok
bilinen ak iirlerinin sakzlam dizelerini araklayarak, kendine gre ok duygusal bir
metin yazacaktr. Ak iirli ama bir o kadar da utanga bir konudur. Bu yzden olsa ge
rek, hepsi de deli gibi k, ama aklarna tatminkr bir karlk gremeyen liseli kzlarn
hatra veya anket defterlerinde "ak bir sudur, i i kudur" ya da "k olup dnmektense, uyuz olup kanmak daha iyidir" trnden, ak kmseyen "edebi kitsch" r
nekleri pek bol bulunur. Riskli bir konudur ak. Bir ucu fena halde cinsellie dayand
iin ak platonik ya da "bir yere kadar" yaayanlar, azlarndan ak zerine kacak
kelimelerin hayati bir nem tadm bilerek, pek dikkatli olurlar.
Ama ak zerine sohbet ettiiniz insan etin Altan olursa, hisli, iirli, felsefi ve hat
ta melodrama kamaya meyilli bir konu; esprili, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, nevrotik ve hatta antropolojik bir alanda gayet elenceli bir ekilde konuulabilir. nk e
tin Altan' etin Altan yapan konulara bu ok al bakdr. etin Bey'e Osmanldan
bugne toplumun belleinde yer etmi aklar soruyorum. zmlemeci bak asyla
nce bellek zerinde duruyor ve diyor ki, "Ak olay toplumun leklerinden teye gemise
bellekte yer eder. Mesela, pilav yiyecei yerde maymun beyni yiyen bir insan unutamazsnz.
(*) Edip C ansever'in "Buz Gibi" adl iirinin ilk iki dizesi.

20

o g t o ,

B a h a r '95

"Ak yidir Bak /Duyumunu Artrr nsann"

Halbuki Uzakdou'da en nde gelen yemeklerden biri. Hatrlanan eyler, az olan eylerdir. De
mek ki, ak ilikileri geniledike aklda kalanlar azalr."
Dnyorum da, etin Bey'Ie sohbet etmeye gitmeden nce de epeyce dn
mtm, toplumsal belleimizde yer etmi aklar ne kadar da az. Nedense ilk aklma
gilen Leyla ile Mecnun masal oldu. Benim belleimde bu masum ve cinsel kimliklerin
lu'lirgin olmad ak yer etmi. Pek garip saylmamal. Cinsel boyutu en aza indirgen
mi ve kavuulamadan biten aklar, yzyllar boyunca kabul grm ve dilden dile do
lam. Sanrm akn bellekte yer etmesi iin biraz da kavuulmam olmas gerekiyor.
Mutlu sonla biten ak kim ne yapsn? Peki ya gerek aklar? Dnya zerinde yaam,
varolmu, sahici insanlarn aklar? Gerekten ok az. Nazm'm aklar malum. Birka
yazarn, airin aklarndan haberdarz. Gnmzde ak yaay da deimi. etin Bey
diyor ki, "Bugn Romeo ile Juliet'i bir daha yazarlar m?" Yazyorlar yazmasna, Yeilam
sinemas Romeo Juliet senaryolaryla dolu, ama hibirinin yazar Shakespeare olmuyor.
Bu da yazlamyor anlamna geliyor.
Akn doal bir ey olduu kesin. etin Bey kadn erkek bulumasnn yerekimi
kanuna edeer bir gd olduunu sylyor. "Kadn erkek bulumas insanolu tarafndan
eitli nedenlerle, doaya ramen disipline edilmek istenmitir. Gerek miras hukuku, gerek libido
nun retimsiz para getiren bir konu olmasndan dolay. Ama zaman zaman bunun zgrle ka
vutuu dnemler de olmutur. Bundan 1400 sene evvel Gneydoudaki uygarlklarda, Suri
ye'de falan, gen kzlar tapnaklarda erkeklerle sevime deneyiminden gemeden evlenemezlerdi
ve gen kzlarn byle bir ak servisi vermeleri bir ibadetti."
etin Bey zamanla bunun deitiini, ok tanrl dinlerden tek tanrl dinlere doru
ynelindiinde doaya ait baz gdlerin disiplin altna alndn sylyor ve ekliyor:
"Bu ayn zamanda otoritenin, otorite olmasn ispat etmesiyle ilikilidir. Yerleik dzenlerde ister
istemez insan mrn aan mal mlk kalacaktr. Kime kalacaktr? Evin iinde doana kalacaktr.
Onun iin ister istemez kadn erkek ilikisinin disiplin altna alnmas gerekmitir." Konuya
ok adan bakan etin Bey, ekonomik adan bakmadka baz eylerin aklanmasnn
imknsz olacan, oysa insanolunun bunu ahlaka ya da una buna baladn belirti
yor. Sonra ak ile lm duygusu arasnda bir balant kuruyor.
"Bir rivayete gre her gece rya grdmzde kendimizi hipnotize ediyoruz. Saldrganl
mz keskinletiriyoruz. Doa farknda deil ki, toplu halde kentlerde yaar hale geldiimiz?
Maaralarda yaadmz dnemlerde saldrganlmz diri tutmamz gerekirdi. Bu nedenle ge
celeri saldrganlmz diri tutacak ryalar grdmz iddias var. Bunlar tabii biraz hipotetik
eylerdir. Ak da ldrmenin bir baka lekte gene insana ait doal bir taraf. ldrmek insana
gdsel olarak geliyorsa, yerine bir ey ikame etmek lazm. Sevime bir devamn arac, lm bir
eyin bitimi. O nedenle cenaze trenlerine giden kadnlarn ve erkeklerin birdenbire ilerinde bir
sevime ihtiyac duyduunu yazar kitaplar. Ama tabii bir bilin iinde deil. En 'hayr olmaz' di
yen hanmlarn bile yumuadklar tesbit edildiinden zamparalarn cenaze trenlerine lye ac
dklarndan deil, byle yumuam hanm bulurum midiyle gittikleri yazlmtr. Fena yntem
de deildir hani."
etin Bey'le sohbetin doal bir sonucu. Ak, lm ve kadn-erkek arasnda kurulan
srad bir balant. Bu kadarla kalsa iyi. etin Bey, delikanllarn bir trl yumuama
yan gen kzlar mezarlktan geirmelerinin de bir yntem olduunu etkiliyor. Bu iddi
aya gre mezarlk evresinde oturanlarn ak hayatlarnn daha zengin olduunu syle
menin mmkn olup olmadn soruyorum. "Hayr," diyor. Mezarlk evresinde otura
cak, baka bir yere tanamayacak kadar hareketsiz olanlarn cinsel hayatlarnn da hare
ketli olamayacan sylyor.

o g t o ,

B a h a r '95

21

Ayfer Tun

OsmanlI'dan bugne bize kalan pek ak hikyesi yok. etin Bey Osmanlnn ka
dnsz yaadn sylyor. Belki ok kadnl, ama bir sr teferruat iinde. Peki akn
tarifi? "En iyi tarifi Lamartit yapmtr bence. 'O kii yok ise, btn dnya insansz kalm gibi
dir' diyor. Fena bir tarif deil yani." Acaba bizde kadn erkek ilikileri bask altnda tutul
mu, bu nedenle aklar gizlenmi ve gizli kald iin de toplumsal bellekte yer etmemi
olabilir mi? Bunlardan varsaym olarak sz edilemeyeceini sylyor etin Bey. "Bizde
roman yok. Roman olmaynca bizim toplumumuzun romancnn anlatm iinde bize kadar yan
syan bir blm yok. Araba Sevdas ile balamtr bizde roman. Bizim Umur Talu'nun byk
babas olan Recaizade Mahmut Ekrem. Olu Ercment Ekrem Talu babamn arkadayd, benim
de hocamd." Romancmzn henz ok gen olmas, bizde ak olup olmadn anlama
mz iin bir engel tekil ediyor etin Bey'e gre. "Ak olduu vakit sanata yansr. Bizde ro
man ok yeni. Resim yok, minyatr var, heykel yok. Peki nasl anlayacaz ak var m yok mu?"
Buna karlk etin Bey Osmanlnn seks hayatnn ok zengin olduunu sylyor. Sara
yn hareminde bin civarnda kadn var. "Bizim cumhurbakanlarnn tmnn ak hayat
bir II. Mahmut'un yannda pek zayf kalr. Kyaslanamaz yani. Sadrazamlar da yle. Nur-u Os
maniye'de zamannda kadn pazar vard. Olan da satarlard. Hatta cariyeleri filan biraz eskidi
i zaman gtrp satarlard." etin Bey buna bal olarak kadnlarn da pek bo durduu
nun sylenemeyeceini belirtiyor. 17. yzylda seviciliin mthi yaygn olduunu Ah
met Rasim'in Hamamc lfet adl romann rnek vererek sylyor. Cinsel eitlilik bu
nunla snrl da deil. Topkap Saray'nm koleksiyonunda bulunan 18. yzyl Karagz
arivlerinin pornografinin de tesinde olduunu belirtiyor, kadn-erkek cinsellii deil,
kadn-kadn, erkek-erkek cinsellii. etin Bey divan iirinin byk lde homoseksaliteye ynelik olduunu da vurguluyor. "Ama bunlar pek sylenmez. Keyfe gre bir propa
ganda yapaym derken, iin asl meydana knca ne yapacan arrsn. in asln bildiin va
kit kompleksin olmaz. Sakatl saklayan insan, sakatlnn farknda olarak saklyor demektir ki,
bu sakatl saklamak da bir baka sakatlktr. Bu da bilimsellikle badamaz. Zek gerei arad
kadar ie yarar. Yalan arayana ahmak derler."
Osmanlda byleyiz. Ecinsel eilimler, bol kadnl haremler, sanatsz bir toplum,
pornografik Karagzler, saklanan bir cinsel tarih. Peki cumhuriyete geldiimizde nas
lz? Sihirli bir denek zerimizde dolat da, bizi salkl cinsellik yaayan, dolaysyla
k olan bir toplum yapt m? etin Bey'in esprili bak as cumhuriyet dnemindeki
nfus patlamasn ilgin ve esprili bir ekilde yorumluyor. "imdi cumhuriyet dneminde
nfusun patlad doru. Ama bunun sebebi kadn erkek ilikilerinin serbest kalmas deil. eker
fabrikalar. eker, yani glikoz cinsel istei artrr. O zamana kadar eker ithal ediliyordu, eker
fabrikalar kurulunca eker bollat."
etin Bey buna bal olarak yeri gelmiken, bizi ynetenlerin eker fabrikalar kur
makla pek vndklerini oysa dnyann en basit endstrisinin eker fabrikas olduu
nu sylyor. Ellem uzayda uyduyla urarken bizi ynetenlerin eker fabrikalaryla
vnmelerine hep beraber glyoruz. Ve etin Bey nemsedii aratrma konusuna ge
liyor. Bizde aratrma olmadn, bu yzden herkesin kafadan bir ey attn sylyor.
Peki bizde niye aratrma yok? "nk Trkiye bilimsel bir toplum deil. Bilimsellik kyll
atktan sonra ortaya kar. Tabii nce sanat bunlarn zerinde durur, tesbitini yapar. Arka
sndan bilimsel aratrma gelir. Toplumunu sevmek insann sevmek demektir. Bayran, topra
n sevmek yetmez. Bir insan bayran ne kadar severse sevsin, lnce bayran ok sevdiine
dair belge brakamaz. Ama toplumunu ok seven insan bir aratrma yaparsa, bu ldkten sonra
da kalr."
Kylyz, Osmanlyz, "toprak dedik, ezan dedik, bayrak dedik" ama sevgimizi is-

22

C o g t o , B a h a r '95

"Ak yidir Bak / Duyumunu Artrr nsann "

pnt etmek iin belge brakmak konusunda haddinden fazla tembeliz. Ak zerine ou
muzun bildii ve bizden birinin syledii ak kmseyen deil, ycelten ve insanca
klan bir iir dizesi bile yok. Bizde ak o kadar rktc ki, akn gz krdr deriz; ak
.latr, dert syletir deriz, sevda geer yalan olur, sonra sokar ylan olur deriz.
Ama yine de gelip gese de, genellikle alatsa da, aksz yaayamayan bir toplu
muz. Her mahallede bir ak hikyesi duyarz. ehirlerimizin delileri hep ak yznden
o hale gelmilerdir. Bir Kerime Nadir, bir Muazzez Tahsin Berkant yetitirmiizdir ki,
Barbara Cartland'a fark atarlar. 900'l hatlarda ak hl sihirli bir szcktr. Gnlk ga
zetelerin gnl postas kelerine mektuplar yazarz. oumuzun kenarlar iek resim
leriyle ssl, zerinde minicik anahtarl bir kilit bulunan, hatta bazlar kokulu, pembe
mavi gizli ak defterleri vardr ve onlara genellikle akrostili ak iirleri yazarz. En az
anlattklarmz krk ak hikyelerimizdir. Ve Behet Necatigil gibi sorarz kendimize o
u zaman.
Daralan gecede
Bo yere aramak sevinci
Beraberken ac yan
Ayrlnca neden byle ekici

C o g t o , B a h a r '95

23

A k a D a r
Artun nsal

Benden aka dair yazmam istedi Enis Batur. Akolsun! Ne de zor i. Ama emek ve
yrek el ele, hi hayr denilebilir mi?
Ak bence ddkl ekerdir -imdilerde pek satlmyor y a- bulununcaya dek binbir trl aba, zerinde son kullanm tarihi yazmaz eker yenir ve ddk tmez olur,
nk ddk ekerden yaplmtr. Abartyor muyum yoksa? Sanmam, her ey tkenir
nk, ak da. Masallardaki gibi, bir varm bir yokmu, dere tepe gidilesi. Masalla ak
birbirine karr, bir ak varm bir ak yokmu. Ak da bir yoldur. Ne yazk! Yaam bi
ter yol bitmez. Aklar balar, bir gn biter, ama ak srer. nk yaam, aktr.
Ak ok zel kiilere, soylulara zg bir duygu mu yalnzca? te nl "Mayerling
Facias"; yasak ak ve ifte intihar. te ngiliz kral VIII. Edwart ile Mrs. Simpson'un ak
yks; kurun yok, uruna terkedilen taht ve ta var. Biri trajedi, teki dram, 36 ksm
tekmili birden... 17-18 yalarndaydm, bir deftere karalamm:
Antonyus ile Kleopatra'nnki ak,
Leyla ile Mecnun'unki ak,
Romeo ile Juliet'inki ak da,
Manav Kzm ile besleme Kezban'nki ak deil mi yani?
Masaldan, trajediden geree doru bir yneli, acemi bir ozandan. Tm liseliler
gibi. Yeni yetme ve hatta safmtrak bir gencin yaama toplumcu, eitliki ve zgrce
bakmak isteyen cokusu var myd bu dizelerde? Ben sradan insanlar hep sevdim; ben
de herhangi biriydim. Onlarn da tutkular, verecek sevgileri ve sevgilileri olmalyd.

24

o g t o ,

B a h a r '95

Aka Dair

Manideki gibi, salk dolu:


"Akn falna bak
Yanan alna bak
Derdinle kebap oldum
Cierin halna bak"
Ya da Veysel'in dedii gibi:
"Gzelliin on par-etmez
Bu bendeki ak olmasa..."
ster zel, ister sradan, insanlar k olmalyd, kana kana. Yaam hep yasaklarla
evrilmemeli, ulalmazlkla dolmamalyd. Adem'le Havva'y Cennet'ten kovduran ya
sak elmann asl neydi? Ak m, ihtiya m, bakaldr m, gelin de iin iinden kn. Her
neyse... Ak hem cennettir, hem de cehennem.
Krsal toplumda ak yoktur; cinsellik, mantk vardr; kentsellemeyle birlikte ak
mitosu doar, kiilerin ailelerinden kopmalaryla. Toplumsal hareketlilik, snfsal ak
kanlk, eitim ve gelir dzeylerinin ykselmesi, mesleksel farkllama, kiilerin tercihle
rini zgrletirir. Sevmenin ve elemenin mant ad deitirir, ak olur, nk artk bi
reyler n plandadr. Ve de evlilikler, hani u aklar, u zgr seimler, ok daha kolay
sona erer... Haydaa! Bu sosyolojik ukalalklara ne gerek var, yeri buras deil ki! Gee
lim. Ya da, gelin, "gnl insanlar" olalm ve "zerrede deryay" grelim. Tasavvuf ak
nasl bir kenara itebiliriz? "Akn ald benden beni, Bana seni gerek seni"... Ak bir yce
litir; varln Tanr'da arayan Yunus'un O'na ulama abas aktr. Belki de en by.
Bu ak kendinden geirir, Tanr'y yceltirken ycelir insan. "idik, pitik elhamdlillh".
Dnyevi ak, heyhat! nsanla snrl. Ama, ak piirir insan derler, Yunus'unki gibi
olmasa da. Pimek iin ille ak m gerek? Bilemem. Kiisel anlara bir yolculuk, biraz
nostalji biraz da itiraflar saati.
Mavi gzl gzel annem gen kzlnda pek sevdii dizeleri arada yinelerdi, hangi
ozann bilemem:
"Bir bak insan akndan emin eder
klar gzleriyle yemin eder"...
Ak, bir "bak", hem de "mnlsmdan" bir bak m acep? Bir ezgi, ya da delilik,
lgnlk, kendini yitirmek mi yoksa? Seveni gklere uuran bir duygu mu? Ama akta
tek kanatla uulmaz ki, ille de iki kii gerek. Sevdiini yalnzca sevenin bildii, sevilenin
haberi olmad aklar da olsa...
Tango severdi annem. "Mikrofonda temsil" saati gibi, radyoda alman tangolarn
tiryakisiydi. Bazen annemle babam yemek masasnn yan banda dansa kaldran na
meler:
"Sevdim bir gen kadn, ansam onun adn
Herey beni ona balar, kalbim durmadan alar
Gitti o dnmeyecek, akm hi snmeyecek
Uzun yllar gese bile, yaarm hayaliyle"...

C o g t o , B a h a r '95

25

Artun nsal

"Akm hi snmeyecek"... Acaba annemle babamn aklar oldu mu, birbirlerinin


dnda? Olmutur elbet, annemi gen kzken sevip istemeye cesaret edemeyenler, ya da
onun gzlerini arad erkekler. Babam da bin trl serencam yaamtr, phe yok.
Doutan apknd hnzr. Annesi onu 6 yandayken Kadky'deki Aziziye Hamam'na
gtrdnde, teki kadnlar "Bari babasn da getireydin" diye szm ona cilve etmi
lerdir. Evet, babamn da "Fahriye Ablalar" olmutur, olmadysa ne yazk. Sonra Mekteb-i Tbbiye, Yeldeirmen'le Despinalar, Cihangir'de pencereden balayan, sokakta s
ren komu flrtleri filan. Kesin, annemle babam birbirlerini severek evlenmiler. Ama
sevgi de uuyor zamanla... Kskanlk, geimsizlik, endie, kin, nefret, ayrlk, intikam,
boanma ve perde! Biri temmuzda, br de aralkta ldler, ayn yl; ayr evlerde. An
nem tek bana, babam bir baka eiyle... Hani annemle babamn ak? Onlarnki ak
myd, bilemem. Soramam da artk, nk topraa dndler. Her neyse, onlarnki bit
miti, nce yrekte, sonra vcutta. Oysa tek tek her ikisi de sevgi doluydu. Tatl bencil
ler...
Ama ben onlarn ocuuyum, onlar unutamam, aklar unutulsa bile. Bense hep
sevdim, belki de sevildim. Ama ak, gerek ak hi yaadm m acaba? Sevmek, co
mak, holanmak, birliktelikten keyif almak, sevimek, uzun yllar ayn aty, yata
paylamak, oluk ocua karmak... Bunlar ak m? Sevimelerde, hele evlilikte "vuslat"tan bol ne var, ama Yahya Kemal'in "Vuslat", "Bir uykuyu cnan ile beraber" uyu
mak, ka kere yaanr? Alkanlk tutkunun yerini tutabilir mi? Ak, tutkudur nk.
"Bin atl aknlarda ocuklar gibi endik" diyen iman ozan Park Otel'deki bekr oda
sndan hangi gnllere ve yataklara akna gidecekti? Ama o grkemli tutkuyu her za
man yaayabilirdi, genliindeki gibi, belki de iini ekerek. nk o hep kt. Nazm
da Piraye'sine "imde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti" diye yazar; sonra
Mnevver kar karsna; Vera'nn kollarnda lr. Aklar listesi ok daha uzun. Sar
Sal Dev'de aklar balar ve biter, sonra yenisi balar. Demek aklar kalc deil; kalc
olmayansa gerek olabilir mi? Oysa sevgi, grnrde daha az balayc ve ok daha ka
lc olmal. Gerek olan bu. Aksa bir tutku ve balanma. Ama ilek gibi, manolya gibi;
bata ok canl renkler, sonra kflenme ya da kuruma. Hazin ki hazin...
Somerset Maugham'n "Uurtma" yksn anmsyorum. Adam karsndan ylar,
hilenir; sevgisini nereye verecektir? Sonunda uurtma uurmaya balar ve uurtmasna
k olur. Onu tek mutlu eden, gzlerine lt tayan ey uurtmadr artk. Ka ak...
Daha niceleri, teki insanlar tarafndan rselenmiliklerinin ilacn doada ve evcil hay
vanlarda aramazlar m? Kedilerin teyzesi, insanda sevgiyi bulamam birinin ak baka
yerde aramasdr. Kediler de "seni seviyorum" diyebilirler mrltlaryla, rzgr da per
salarn, su da slatr gzlerini. Yeter mi? nsan sevgisinin yerini tutabilir mi?
Ak! Hani o frtnalar, apallklar, dengesizlikler, serserilikler, dev heyecanlar, dil
lere dmek Mecnun misali? iddet, kan m? Belki de cinayet. Gel de Sait Faik'in yk
sn anmsama: Neden? Seviyordum abi. Ne yaptn? Otuzyedi yerinden bakladm.
Gir ulan cebime... Bu ne sevgi yrab! Az biraz arabesk, ama gerek. Eer tm bunlar
k olmann kantysa... Tanr'ya duyulan akta bile benzer bir yangn ola ki, Yunus
"Ben yrrm yane yane
Ak boyad beni kane
Ne kilim, ne divane
Gel gr beni ak neyledi"

26

C o g t o , B a h a r '95

Aka Dair

lt'mi. Oysa bende ne gzya, ne kavga, ne dv,, ne delilik, ne de bizi ayran hain el
ler, kem gzler. Ne Boaz Kprs'nden intihar, ne bilek kesme gsterileri, kan revan;
c de yaanm onursuzluklar, irkinlikler, arpklklar, ne de sapmalar, ne de bir baka
larna ka, terkedilmenin teki yz... Ben ak, gkte deil yerde, ussalda, mantkta,
MkCnette, doruda, gzelde, iyide, cmertlikte, doalamada aradm. Ak matematik
le grmedim, kimyada bulamadm, ah "terkibini" bilebilseydim... Bylesine ak denebi
lir miydi? Yorumu siz yapn, ben bilemiyorum. Hi yaanmam, hi yaanamayacak
lklarn semtinden gemedim. Korktum belki de. "Platonik" derler aklar varm. Ne
ho, ama bana ne, "mazoist" deilim ki! Seveyim, sarlaym, sarlsn isterim. Elaz tr
ksnde olduu gibi, o gzel bana desin isterim "Soyun da gir koynuma, terim ilatr
lu'nim". Cmert insan... Ama bana k m, ben k mym ona? Ortada ak var m? Sor
gulamamda felsefe olmayacak, yenik derim yoksa. Ona, kendime, yaama...
Ben ayrlk hicran ekmedim, Kerem ile Asl'ya heves etmedim. Bence, sevdiini
olamamaya, kavuamamaya ak denmez, olsa olsa yenilgi. Ben zaman zaman sevgiye
yenik dtm, aka deil. Hafif atlattm, nk beynim galip geldi. Yalan yok, aclar
lydum kafamda, doal. zldm, sade ben deil, onlar da. Mutlandm da kavruldum
da. Geer, geer. Benim szlarm da geer, yeniden balar. "Delip geene" mi yoksa ak
derler?
Sevilmezken ben, kkremedim, nara da atmadm. Sessizlik, belki de donukluk, ne
derseniz deyin. Severken ben, haykrmadm ne yataa ne sokaa. Ben yalnzca okadm
UNilca sevdiklerimi, onlar da bana dokundular usulca. Kimi zaman elektriklendik. Ka
volttu, anmsamyorum. Ksa devresiz ama. Acaba ben hi k oldum mu, benim akm,
benim am var myd? Aramzda ak olmu muydu ki bitebilsin? Ne kendime ne de
bakalarna sordum. Foto-roman evirmeye kimsenin vakti yoktu zaten. Aktan ok,ete
Nisamtk? O kadar basit deil. Belki ben de aradm ak, korkarak ve Stendhal'in "Kr
mz ve Siyah"nda ilk kez tantm Shakespeare'in o sonesini hi unutmayarak, hem
l kendimi en mutlu sayabileceim anlarda: "Oh bu ak ilkbahar, imdi gnein tm
gzelliklerini gsteren, ve giderek kara bir bulutun her eyi alp gittii bir nisan gn
nn belli belirsiz zaferine benziyor"...
Ben de sevgiliye iirler yazdm, Ronsard'm "Gzel Helene"ine, Eluard'n "Elsa"s
na, Bedri Rahmi'nin "Eren''ine yazd gibi, ama benimkileri yalnz benim gzellerim
okudu nk ben gerek bir ozan deilim. Ben de gzellerimin yanbamda uyurken
resimlerini izdim. Goya'ya, Modigliani'ye, Eref ren'e yknmeden, ama benim iz
diklerimi yalnz benim gzellerim grd, nk ben gerek bir ressam deilim. Ben de
bir gecelik heyecanlarm, sarho kafa, kollarma alp otuz basamak merdivenler trman
dm. Ben de garlarda, havaalanlarnda uzaktan kopup gelen gzellere kavuma heyeca
n ektim, yreim kpr kpr. Ben de mum nda, kaplan postu zerinde ya da du
altnda sevitim. Ben de askerde, talim aralarnda sevgilime kr iekleri topladm, def
ler yapraklar arasnda kurutmacasna, kavutuumuzda ona verdim. Sanrm hl sak
lar, beni teninden silse bile. Tatl anlar atamazsnz ki! lseler bile, bir zamanki sevda
larn en gzel fotoraflar sizinle birliktedir. Benim de am sevgiliyle piti, gmleim
sevgiyle tlendi. Bana da iirler okudular, ben de el ele dolatm, yanak yanaa dansettim gzellerimle. Sayca az, ama duygu youn ilikilerde. Bamdan bulumalar, ayrlk
lar geti, evlenmeler geti, boanmalar da. Hoyratlklar ettim, krdm; yanl anlaldm,
krldm. Ben de byk yalnzlklar, boluklar yaadm, sokaklarda deli danalar gibi dolamacasna ya da kediler gibi marur, bir kede sessiz. Ama ak, gerek ak hi yaa
dm m acaba?

C o g t o , B a h a r '95

27

Artun nsal

Sevgililerle yaananlar, ac tatl, ille ak olmayabilir. nsan sevdiine en cmert sev


gisini verse bile, bu ak sanlsa bile, gerek ak olmayabilir. En gzel ak iirleri yazlabi
lir, mektuplar denebilir gl yapraklaryla, hem de k olunmadan. Riya ya da ticaret
olabilir. Yaanmam aklar gie rekorlar krabilir. Ak tecimselleebilir. Bu ak m?
k olanlar bilir yalnzca ak. Yazsz, resimsiz. "Ak alatr, dert syletirmi" de.
Ama adm gibi biliyorum, ak, gvercinlerin gagalamas deil. Ak bence onsuz yapa
mamak. Zrih'de glde yalnz yzen kuunun gzlerinden tek bir ya szlyordu.
Grdm, unutamadm. Ak varsa, muhakkak hznd.
Birileri "Aklar hep srecek" diyor. Doru, ama benim aklarm nerede? Oldu mu
hi, ne zaman? Olmam ola ki, yitireyim onu. Olsa olsa, sevdiklerim beni terketmitir,
ya da ben onlar. Alkanlklarm yitirmenin boluuna, tasasna, kzgnlna, gurur k
rlmlna ak diyemem ki. "Mazi" ilk Trk tangosunun ad, "Yitirilen bir akm yk
s", imza Necip Cell. Benim kk tutkularm onunkilerin yannda acemi sl kalr.
Brakn ben sradan bir sevgiler gazisi olarak kalaym, ak ehidi olmaya hi niyetim
yok. Atalarmz bouna m sylemiler: "Mihneti kendye zevk etmedir alemde h
ner"...
k olan, aynada sevdiinin yzn m grr yoksa? Belki de ben hep kendimi
sevdim, kendime k oldum. Hey nergis iekleri neredesiniz? Sar sar bencilliim. Ben
suya baktmda kendimi grdm ve bouldum, onun hayalini greceime. Benimkisi
aslnda bir fiyaskoydu; ak deil. Kim bilir? Belki de ak bir uydurmaca, tatl, inanlas
bir mazeret, bir bahane. Yaam gzelletiren, bir sre iin ona bir anlam veren, sonra
biten koca bir yalan. Sevginin manta, madd karlara, kk car hesaplara, yapay
duygusal yatrmlara stn geldii ender anlar belki de aktr. "Belki"yi brakalm: ak
elbette vardr, onu duyanlar, ona inananlar olduka. Var m, yok mu tartmasna niye
gireyim? Ak muhakkak olmal, pheye yer yok. "Ak imi her ne var lemde" diyor
Fuzul. Gene lise yllarmdan Amerikal ozan Ogden Nash'i anmsyorum: "Hibir soru
sorulamaz, eer yant yoksa, ya da onun gibi birey". Ah, Can Ycel'deki eviri yetene
i bende olayd... Demek ki ak var. Ama, k olmak kolay m?
Karikatrist Sinan'a sormutum o gnlerde ne izdiini. Yant "Yan iziyorum"
olduydu... Galiba ben de ak tanmlamada yan iziyorum, hep soru iaretleriyle, eveli
yor, geveliyorum. Baka arem yok. Ben hi k olmadm ki! krn fili tarifi gibi olacak
tr benim ak, yaamadm, bilmediim ak tarifim; "Akm gz krdr" dense de.
Sinan artk izmiyor, ne dz ne de yan. Bereket, ben hl sevmeyi srdryorum. Hereyi. nk sevmek her eydir. Varsn buna ak denmesin. Ak Arapa: "Ik". Sevme,
duyma, ynelme, balanma,... Ak, Arapa; benim iin ok kark, Arap sa derler ya.
Zaten ak da n'ola, rpntl denizler zerine mart alfabesiyle yazlan bir "seni seviyorum"dan baka? Balklar okuma yazma bilmez stelik.

28

o g it o ,

B a h a r '95

A k K l e s
Sevin Okyay

Dnyada salkl tek bir iliki vardr: Kle-Efendi ilikisi. Taraflarn net olarak ta
nmland, herkesin hem bu iliki iindeki roln, hem de haddini bildii bir iliki. s
telik (ve acdr ki) bu iliki ille de efendiler tarafndan empoze edilmez, insanlarn artk
sava ve talann kurban olup pazarlarda hara mezat satlmadklar, ya da feodal bir be
ye (genelde) tabi olmadklar amzda, kle-efendi ilikisi, gnll klelerin omuzlan
stnde ykselir.
Eitlik herkesin idealidir, elbette. Ve bir ideal olarak kalmaya da mahkmdur. Eer
tepeden inme bir rejim tarafndan bastrlarak kabul ettirilmediyse (eitlik balarndan
kurtulmaya alan mutsuz kleler arasnda mecbur bir eitlik), kazaen ortaya km
eitlikler, ksa mrl olur. Eitlik, tahamml edilmez bir eydir. Herkes dierinden bi
raz daha eit olmak ister. Sadece eit olanlar kle dzeyine iner, daha eit olanlar da
efendilik mertebesine kar. Ho, belki de bu "inme-kma" ii aslnda tamamen yanlt
cdr. Ve inen efendi, kan kledir. Ancak bu da, belli bir efendi ile belli bir kle arasn
daki znel ilikinin koullarna baldr. Her kle-efendi ilikisi, kendi iinde, kendi un
surlar tarafndan belirlenir ve tanmn kazanr.
likilerin temelinde bu kanlmaz kartln yattn bilmek, her iki taraf iin,
zellikle kle iin fevkalade faydaldr, hatta hayat nem tar. Kleliini peinen kabul
eden kii, huzur iinde bir mr geirir. Yalnz, bu huzurun n koulu, klenin kendi
zel iki kiilik dnyasn (dnyalarn) doru olarak okumasdr. Eer efendisi kendini
efendi olarak grmek istemiyor, bundan hicap duyuyor, bunu kendine yediremiyorsa,
yahut da (rnein, hilkatten depresif yapsna) yaktramyorsa, kleye ilikinin balan
gcndan itibaren ar bir grev der: Kendi kleliini, hatta ortada bir kle-efendi ili

C o g t o , B a h a r '95

29

Sevin Okyay

kisi olduunu saklamak. Efendiye gelince, o zaten iine gelmeyen hibir eyi kabul et
medii, dnmedii, dnlmesine engel olamasa da en azndan syletmemeyi ba
ard iin efendi olmutur.
Btn nsan durumlar iin geerli olan kle-efendi ilikisi, ak durumlarda geer
liliin de tesine geer. Neredeyse kanlmaz hale gelir. ki kiinin varlklarn bir arada
ve sevgi iinde yrtmelerinin tek kar yolu, kle-efendi ilikisidir; yoksa ilk hakik ya
da sahte sarsntda temellerinden sarslacak bir szde eitlik ilikisi deil.
Beni biten aklardan ok, srp giden aklarn dehete drmesinin nedeni de budur belki. Srp giden aklar derken, sorunsuz devam edenlerini kastetmiyorum elbet
te. yle bir ey varsa yani. Beni rperten, her eye ramen devam eden 'ak'lar. ki taraf
birbirini her trl koulu silip atacak kadar sevdii iin deil de, "det olmu bir kere",
"ellem ne der?", "gelen gideni aratr", "adaam sen de" gibi nedenlerle devam eden
aklar.
Status quo'sal bir kaytszlk pompasyla suni teneffs salanan aklar...
Oysa, insan eer hem sadan ilerlemek istiyor, hem de iten ie byle harclem ba
hanelerle kayglarn silmeye alyorsa, veya (daha ar durumlarda) bunlar bile akl
na getirememise, en iyisi, hi deilse ruh huzurunu garantiye almak iin kle roln
peinen kabul etmesidir. Bylece taraflarca itinayla korunur gibi grnen mevcut ak
da, hak ile yeksan edilmiyor madem, sismik heyecanlardan uzak tutulmu olur.
Byle bir ilikinin "ak" tanmna girip girmeyecei ise, ayr bir konu. Ak tanmna
neyin girip girmediini belirleme konusunda aba gsteren kiilere, hemen Allah'tan
kolaylk niyaz ederek, yollarndan ekiliyoruz. Neyse ki benim akn tarifini yapmak gi
bi, haddi ap semalara ulaan iddialarm yok. Ben sadece akn -bence- ou zaman
(hadi, "hep" demeyeyim) ne ekilde tezahr ettii zerinde durmak istiyorum:
ki kii birliktedir. kisi de, ilikinin istikbali asndan, hatta srf saadet daim kalsn
diye, yekdierini ho tutar., deil elbet. O zaman bu, en azndan, kabul edilmi genelgeer haliyle akn ideali gibi bir ey olurdu. Ki, byle bir ideal durumla normal insan
mrnde ka kez karlalaca da, ayr bir merak konusu. Brakn gzkara, tutkulu,
efsanev aklar; efendi, haktanr, kadirinas bir iliki bile, ender-i nadirattan artk. Ama
buna ramen beraberlikler (bazlar), ebediyyen olmasa da devam ediyor. nsanlar, bir
likteliklerinin her trl desteini msrife tketmi gibi grndkleri hallerde bile yekdierinden ayrlmyor. Nasl oluyor, yleyse?
nk taraflardan biri kle, dieri efendi. Bunu, baz hallerde tercihan telaffuz
ederek, ama ou zaman aza bile almayarak srdrlyor iliki. Aslnda kimin kle ki
min efendi olduu da, hayli tartmal bir durum. Saygn bulunan isimlerden alnt yap
may, ya da onlar kendime tankklmay sevmem ama, bu sefer Hegel'e, onun kle-efen
di ilikisine deinmek art gibi. Hegel'e gre, bu ilikide yle bir durum sz konusu:
Kle-efendi ilikisinde, efendi tembel. Kle ise, efendiye baml, onun isteklerini
yerine getiriyor, alyor. Efendi ise, almak zahmetine katlanmyor. Kle asndan
dezavantajm gibi grnen bu durum, aslnda byk bir avantaj. nk klenin gayre
ti, ters ynde bir bamllk dourur. Kle almazsa, efendi yaayamaz. Bu yzden de
aslnda efendi kleye baldr. Yani ikisinden hangisi gldr diye soracak olursanz,
ister istemez "kle" cevabn vermek zorunda kalrsnz. Kle efendiyi bir anlamda yener, ona galebe alar. nk o sebatl ve alkandr, efendi ise aylak.
Akn kelise-efendisinde de her ey, Hegel'in sentezindeki gibi (bu sefer tayin edici
olan, bilinen anlamyla "almak" deil).. Kle, hem ilikiyi devam ettirmek, ak ziyan
zebil etmemek iin stne denleri yapar; hem de aslnda klenin kendisi olmadn

30

o g it o ,

B a h a r '95

Ak Klesi

bildiini saklarsa, gl gibi geinilir. Her trl saadet, melanet, kavga-d, ac, ihanet
serbesttir. evresine gzlemci gzyle bakan kii, nnda bu durumun drt-be rne
iyle karlar. Ama sakn bu kefinizi olayn kahramanlaryla paylamaya kalkma
yn. Taraflara bir kle-efendi ilikisinin varln teyit ettirmeye uramak, beyhude bir
abadr. "Evet" diyecek olsalar bile, aslnda iki taraf da kendini kle olarak grr nk.
Kadnlar zaten "aalanan cinsiyet" iddiasyla, mrlerini birlikte olduklar erkek
in heba ettikleri, ondan kle muamelesi grdkleri grne yatkndrlar. Bunu, iliki
lerinin o sradaki durumuna gre, ya haykrmak, ya da fsltyla ee dosta sylemek su
reliyle belirtirler. Erkekler ise, genelde, tersine dnm bir kle-efendi ilikisinden ik
yetidir. Kadnlarn "ah, sana ne kadar bamlym" diyerek, erkekleri kendilerine ba
kml kldklarn dnrler. Bu, elbette, egemen olmann gayet sinsice ama ok etkin
bir yntemidir. Biri "ben sana muhtacm" dedii zaman, insan (balangta iftihar vesi
lesi olan) bu ihtiyacn karln sunmaya mecbur hisseder kendini. Ne var ki, bu mec
buriyet gittike bir krek makmluuna dnr. Krbac elindeki kle src, sonuta
Kene kendini krbalyor olur. Davulla tempo tutan da, krei eken de odur. Kadn ise,
muti bir edayla, onun dizlerinin dibinde oturur.
Ya da, ikisi de mahkmdur. ki tarafa da byk aclar verdii halde bir trl bitme
yen ilikilerin en "ar" rneini oluturan Tolstoy iftinde olduu gibi. Lev Nikolayevi
Tolstoy, "Kroyer Sonat", bu ortak klelii kabul eden bir cmleyle bitiriyor: "Biz, ayn
zincire balanm iki krek mahkmuyduk." Lev Nikolayevi ile kars Sonya'nn (Sof
ya Andreyevna) hikyeleri, gerekten de ibret alnacak bir hikyedir. bret almak diye
bir ey varsa eer. Evlendiklerinde, Moskoval bir doktorun kz olan Sonya on sekiz,
iistad ise otuz drt yandayd. On ocuklar oldu. Herkes Tolstoy gibi bir dahinin
byle cad, huysuz ve irret bir kadnn elinden neler ektiiyle ilgilenir daha ok. Ama
Sonya da, kocasnn egoizminin, kadnn boyun emesi gerektii yolundaki inannn,
kendi kendine koyduu cinsel yasaklamalarn bahtsz kurban olduunu dnyordu.
Tolstoy, "Kroyer Sonat"ta, Madam Pozdniev ad altnda alenen karsn anlatm, son
ra da evliliklerinin bu zdrapl portresinin bir kopyasn karsm diye, elyazmasm b
yk bir kaytszlkla ona vermiti (Sonya'nn son hamileliiyle birlikte, gm yldnmlerini de henz kutlamlard). Tolstoy sonradan, karsnn bu metinden ok etkilen
diini de syleyecekti.
Lev Nikolayevi, nvanmdan vazgemi, parasn datm, kyllerin zgrleti
rilmesi amacna kendini adam bir adamd. Onlar gibi yaama kararn da bu zgrlk
mcadelesinin bir paras olarak grrd. Onu ykanmaya ikna etmek zor iti. Sonya,
gncesinde "di ekmekten farksz" diyordu. "Pislie ve kt kokuya hi almadm".
kisi de gnce tutard. stelik de her eyi yazarlard, byk bir ak yreklilikle. Sonra
da gncelerini dei-toku eder, yekdierinin yazdklarn okurlard. ok takdire ayan
bir davran gibi grnyor ama bu gnce okuma seanslar sonunda, tahmin edilecei
gibi, onlar mutsuzluk ve fkeye boan gerek bir felaket halini alrd.
Lev Nikolayevi'in cinsel arzular bazen coup tasa da, genellikle cinsel iliki onda
bir sululuk duygusu yaratrd. Bazen de karsyla sevitii iin kendinden irenirdi.
Hatta Madam Sonya'nn daha ileri yllarda kapld isterinin nedeninin, cinsel tatmin
sizlik olduu da zaman zaman beyan edilmitir. Finalde aralarn bozan da, cinsellikten
kaynaklanan bir sulama oldu zaten.
Tolstoy, ahir mrnde edeb ilerinin bana dostu Vladimir ertkov'u getirmiti.
Sonya bu uygulamann kendi gvencesini sarstn dnd. Ayrca, suyun bana ba
ka birinin getirilmesini, bunca "kahrn" ektii adamdan gelen bir ihanet de sayyordu

o g t o ,

B a h a r '95

31

Sevin Okyay

besbelli. O sralar seksen iki yanda olan Lev Nikolayevi'i, yetmiine merdiven daya
m ertkov ile ecinsel bir iliki srdryor olmakla sulad.
Tolstoy, ona "benimle geirdiin onurlu krk sekiz yl" iin teekkr eden bir not
brakarak, evi terk etti. Bir trene bindi, ylesine. Yolda hastaland ve bir istasyon efinin
kulbesinde ld. Daha nce, hi ikna edici olmayan intihar giriimleriyle o demiryolu
nu hayli eskitmi olan Sonya, zel bir trenle kocasnn ardna dt. lm deinde
ondan, kendisini balamasn istedi.
Aslnda stad her eyi, "Kroyer Sonat"n finalinde yazmt: "Biz, ayn zincire
balanm iki krek mahkmuyduk." Ama ayn Tolstoy'un bu ldrc ilikiyi "ak"
diye tanmlad da olmutu. Hatta ben, birok insann bu neredeyse mebbet ikenceyi
"byk bir ak" diye tanmladn da duydum. Belki de ak gerekten byle bir eydir.
Belki de Sonya ile Lev Nikolayevi'in asl sorunlar, ikisinin de klelik rolne raz olma
mas, kaytsz artsz bal kalmamas, boyun ememesiydi. Bu evlilikte zevcenin az
sz dilsiz, her trl meakkati sineye eken bir kle olduu sylenemez (zaten birka
yz yldr, klelik bundan hayli farkl ekilde tezahr ediyor). Zevcin ise, en azndan di
er tarafn gzyle, dediim dedik bir zorba olduu yolundaki iddialar da btn b
tn gzard edemeyiz.
Tolstoy, gln grmeyip dikenlerini hissettii karsndan, ancak onu tedirgin
eden bir alanda, cinsellik konusundaki sulamas nedeniyle ayrlm. Sonya'nn dnyev
kayglar daha baskn olabilir ama; mmkndr ki Tolstoy'a asl ar gelen, kusursuz
bir lah ak, "kula kul"luun iki tarafndan biri olula ikame etmekti. Belki de asl me
sele de budur. Belki de bilir bilmez lah ak arayan kullar, dnyev ak da ancak kul
olan-kul olunan erevesi iine oturtunca rahat ediyordur.
yle ya da byle Tolstoy iftinin birliktelikleri, ok uzun mrl, neredeyse meb
bet ve zdrapl bir ilikiydi. Bazlar buna byk bir ak da diyebilir. Maraz bir alkan
lkt belki de. Ak, alkanlklarndan vazgememek midir? Yoksa bir klelik saplants
m? Genellikle kle roln benimseyen kiidir k olan. Dieri, "aslnda ben de seni se
viyorum" dese de, aslnda hayrhah bir hogr iindedir sadece. Bana dehet veren bir
baka rnekte, Simone de Beauvoir ile Jean-Paul Sartre'da olduu gibi. Bir dahinin m
tevaz yardmcs olmay kabul etmenin, klelikten zerrece fark yok. Simone da bu ili
kide, nc ahslar dahil her eyi kabul ediyordu, yalnzca "bilincinin dnda bir bilin"e tahamml yoktu.
Bir yazar (Goethe miydi?), "oda hizmetisi iin kahraman yoktur" der. Hegel de
bunu hem dorular, hem aklar. Evet, oda hizmetisi iin kahraman yoktur ama, teki,
yani hizmet ettii kii kahraman olmad iin deil. Hizmeti onu giydirip soyduu,
ayaklarn ykad, icabnda plak grd iin. Yani, oda hizmetisi, oda hizmetisi
olduu, ve yerine getirdii hizmetlerin tabiat itibariyle karsndakine de kendinden
farksz, hatta belki de "nks" biri gzyle bakt iin.
Sz geen hizmetkrn klelere gre bir avantaj da var elbette. Klelere ve akla
rndan bzar olsalar da bir trl olay mahallini terk edemeyen klara.Hizmetkr, gnl
istedii zaman, zaten onun gznde bir kahraman olmayan ivereniyle yollarn ayrr.
Gider, kendine nsan zaaflarla mall baka birini bulur.
Gnl isterdi ki, akn modern kleleri de gerektiinde ayn yolu izleyebilsin. Ak
la hibir ilgisi olmayan bahanelerin ardna snmasnlar; klesi olduklar ey ak deil
se eer, bunu kabul etsin, beyan etsin ve aresini bulsunlar. Ki, gerek aka, belki iki ta
rafn da birbirine gnll olarak kul olduu aka yer alsn lemde. Byle bir kulluk in
san yerin yedi kat dibine ekmez, yedi kat semaya ykseltir.

32

o g t o

, B a h a r '95

U K a d in , U A k
Selim leri

.
Ondokuzuncu yzyl sonunun Osmanl-Trk kadn, istedii kadar debdebeli bir ha
yat yayor olsun, sevgi, efkat, ak ve cinsellik asndan tekil kalmaya mahkm gibidir.
Kibar leminin bu yar aristokrat, ya da aristokrat olmaya zlemli-zentili kadn iin,
durumuna yazklanmak dnda, hibir k yolu belirmez.
air Nigr Hanm'n Hayatmn Hikyesi ad verilmi, gncesinden semeler kitap
n okumu olanlar, orada, gitgide cinnet noktasna varan ak tezahrleriyle karla
mlardr. Nigr Hanm bir mr boyu ak sadece zlemitir.
Biyografilerinden Macar Osman Paa'nn kz olduunu rendiimiz, 1856 doum
lu air Nigr iyi renim grm, Fransz Mektebi'nde okumu, Franszca'dan baka,
Almanca, Arapa ve Farsa, Rumca renmi. Ruen Eref btn bu dilleri anadili gibi
konutuunu belirtiyor. Edebiyata, mzie, gzel sanatlara ball, anlald kada
ryla, hayatnn karlk grm aklardr.
nk bunlar salonunda yaanm ve Nigr Hanm'a gnl balarn sylemiler
dir. Her hafta sal gnleri, uzun yllar, air Nigr' n kona konuklara alyormu, ka
dn ve erkek konuklar, iirden syleiyorlar, iirler okunuyor, mzisyenler alglar ba
na geiyorlarm. Beri yanda Nigr Hanm'n frtnal, inili kl izdiva hikyesi, gn
cesi boyunca trajikomik bir ak gsterir.
Bu, az ok aka dayal bir evliliktir. Ne var ki ei, air Nigr' yalnz brakmaktan,
hatta aalamaktan geri kalmaz. Onun 'Konkordiya' salonlarnda dkn mzik ve e
lence geceleri, kumar tutkusu, ak seik dile getirilmemi olmakla birlikte, gen, hoppa
kadnlara eilimi air Nigr'a gz yaartc satrlar yazdrtmtr. Karkoca ka kez ayr
lrlar, birleirler, yine ayrlrlar; ocuklar, evliliin mutluluu iin hibir sebep olutura
maz. Nigr Hanm nihayet yalnz kalr; devrine gre artc bir zgr hayat yaar.
C o g t o , B a h a r '95

33

Selim leri

zgrl ylesine grece bir zgrlktr ki, Nigr Hanm, bugnk hayatmzda
ok doal karladmz kadn-erkek arkadalklar iin bile derin huzursuzluklar yaar.
1890 Martnda stanbul'a gelen "veliaht Prens Viktor Emanuel"le grmesi, nce ya
makl, sonra feracesini kararak prensle bir arada oluu Nigr Hanm' din kayglara
srkler:
"rtnmeye, vaktiyle, son derece riayet ettiim halde sonralar bamdan geen fel
ketler beni yeise drd gibi, babam da, ecnebi misafirlerle grmemi mnasip
grdnden, ben buna altm. Bununla beraber, Rabbime ve Resul'ne kar duydu
um derin sevgi ve ballk bu yzden asla sarslmad. Yaratan'ima, ruhumu, iman nu
ru iinde teslim etmek, inallah, bana da nasip olur."
Zaman zaman Avrupa, Msr yolculuklarna kan Nigr Hanm, prensler, ehzade
lerle dostluk etmekte, prensesler, sultanlarla grmekte, ediplerle bulumakta, tart
makta, ama hep ayn yalnzl, ilikisizlii srklemektedir. Abdlhak inasi Hisar, Bo
azii Yallar'nda yer alan esiz bir yazsnda onu ayna karsnda, gzel giysileri iinde,
bandan hotozunu karrken grr ve edebiyatmzn ok etkileyici bir platonik ak
sahnesini kaleme getirir. Burada, orta ya eiindeki Nigr Hanm varlk dnyasndan
yoklua doru, olanca grkemiyle snp gitmektedir...
Dekora baklrsa, dekor da air Nigr lsnde grkemlidir. iekler arasnda ken
disine yer hazrlanm Nigr Hanm, prenslerin, ehzadelerin "Chopin mi? Wagner mi?
Greig mi? Hangisi arzu buyruluyor?" sorusuyla onurlandrlr; sonra ge saat, sarayn
arabasyla evine, uzlek kesine dner.
Yalnzlk dnyasnda ak, btn imknszln serdike, air Nigr iin tant h
kmdarlar saymak kalr geriye: "Tantm beinci hkmdar olarak bu yaz..."
Zaten ok gemeden art arda savalar patlak verecek, ttihat ve Terakki ynetimiyle
madd durumu sarslm Nigr Hanm, teki Osmanl-Trk kadnlarnn pek ou gibi
ak tanmadan, ak kendi istenciyle seemeden, aksz hayatnda bsbtn yoksullua
decektir. Bize bir dnemi armaan ettii -bizimse, yeni yazya geirip aydnlanaca
mz yerde, mze kesinde kaybolmaya, yok olmaya terk ettiimiz- yirmi defterinin so
nuncusunda u son satrlar air Nigr Hanm'n mrn zetler gibidir:
"Gndzn arayanlar olmusa da, her yer ve her ey gibi kapmn ngra da krk
olduu iin iitmedim."
2.

Doutan varlkl Nigr Hanm'n yan banda Bihter... 1900 tarihli Ak- Mem
nunun Bihter'i servet tutkusuyla aktan vazgemi saylabilir.
Boaziili Adnan Bey'in dengi dengine bir evlilik nerisi dnldnde, kendisi
ne deil, bu evlilii annesi Firdevs Hanm'a nermesi beklenirken; Bihter, Adnan Bey'in
yalsnda yaamay, Adnan Bey'le evliliinin en nemli mutluluk nedeni saymtr. Yal
kocas onun gznde "kumalar, dantelalar, renkler, mcevherler, inciler" satn alabile
cek, atafatl hayatlar kurabilecek madd bir aratr. Bihter, evlilik sonrasn dnme
den Adnan Bey yalsna gider.
imdi Halid Ziya Bey iin trajik bir yasak ak izlei belirmitir. Ak- Memnu Bihter'le Adnan Bey'in gen yeeni Behll' kar karya getirecek, bu akta Bihter'in mu
hakkak ki platonik anlamlar da tayan duygu bana cinsel ak'm btn sarsntlarn
ekleyecektir.
"Bu kecikte, u fakir evceizde", ama gzel eyalar, gzel eyleri gre gre yeti
mi, gzel ve pahal her eyin hayalini kurmu Bihter, belki biraz da o yoksul evin ha-

34

C o g t o , B a h a r '95

f Kadn, Ak

dirimlii her trl ihtirasla Behll'n kendisini batan karmasna raz olur. Geri arzu
ttlftl skse dnyasna kavutuktan sonra cinsel duygularn kendi kendini tatminle gi
dermeye almtr ama, imdi gen adam genliinin itkisiyle ak idol sanmakta; NigAr I lanm'nkini andrr bir perhizkrl yazk ki benimseyememektedir.
Yazk ki... Zira Bihter'in o kadar doal eilimi, Tevfik Fikret apnda zgrlk bir
frtlr tarafndan bile derhal sulanmtr. Ak- Memnu daha tefrika edilmekteyken Tevfik
hkvt, romann yazarna adeta uyarda bulunur. -Birka kez alntladm, vurgulamak
Mnliim- u saptaymlar, Tevfik Fikret'in olduu lde, toplumun da gzda veriini
(lle getirir:
"Bir Bihter, btn ihtiyar kocal gen kadnlan arkasndan srklemez; fakat Bihter
karakterinde, onun terbiyesinde, onun ahlknda, yahut ahlkszlnda, onun serbestli
inde, hasl onun durumunda bulunan kadnlara, bunlarm ahlk gszlkleri arasn
da, pek uursuz bir klavuz, pek zehirli bir dme rnei olacanda phe yoktur."
Payitahta sonsuz zgrlk temenni eden "Sis"in airi, Bihter'den btn bireysel ak
zgrlklerini geri alrken, Adnan Bey'in... zengin, rahat yaamal, hayat Boazii'nde
ki yalsnda gemi, kzkardei Bykada'daki kknde oturan Adnan Bey'in gen Bihlor'le evliliini namus ve ahlkn dairesi iinde grebilmektedir. yle grleceini sez
il inden, bildiinden olacak, Halid Ziya da Bihter'i beklenen sona alp gtrr; gen
kadn umutsuz cinsel ak hikyesinden sonra canna kyar.
Yaandnda ak, hele cinsel ak -Bihter rneinde olduu gibi-, bir tabancann,
"zarif oyuncan siyah az"yla "o derin ak yaras"nn szlatt noktay bulmakta ge
cikmeyecektir.

31912 basml Handan, romann mektuplarla anlatlm, mektuplar, duygulanm, sa


yklama yazlar yazm ba kiisi Handan'n ac ak ilikilerine bir at saylamaz m?
I lalide Edib'in genlik verimi bu roman, Nigr Hanm kadar iyi yetitirilmi, Bihter ka
dar umarsz bir kadn, nc kadm dile getirmektedir.
air Nigr Hanm'n yaamay trel deerler asndan dnemeyecei bir reddedi
i Handan, sosyalist Nzm'da gerekletirir. II. Abdlhamid muhalifi Nzm, lks
urunda Handan'la birlikte lmeyi bir yaama biimi grm ve bu yaamay Handan'la paylamak istemitir. Toplumsal savamn uzanda durur grnen Handan,
Nzm'la aka ok yakn bir sevgi bam kurmasna karn, lk birliini geri evirir.
O,
neredeyse aka sylendii gibi, Hsn Paa'da, kendisinden yaa byk koca
snda cinsel ekicilie tutulmay semitir. Akit asndan saygm bu evlilik, yatak odas
asndan bilinmeyen gizlerle donanmtr.
air Nigr'n hayatndaki seyahatler, romandaki Handan'n da hayatnda srp gi
der. Fransz Mektebi'nin ve Fransz edebiyatn yerini, ngiliz kltr ve sisli Londra al
mtr. Bu arada Handan'n evlilii, Hsn Paa'nn hafif kadnlara, hizmeti kzlara
cinsellikler duyuuyla sarslm; Handan sonu humma nbetlerine, lme varacak bir
yasak ak, Hsn Paa'nn yokluunda duyumsamtr. Karde ocuu Neriman'n ko
cas Refik Cemal'e ten aklar kadar, gnl zlemleriyle de balanan Handan, ak bir
duygu btnl iinde yaayabildii anda lecektir.
Onun "tahassr'Terini dile getirdii sayklama yazlan, Nzm'dan Hsn Paa'ya,
Hsn Paa'dan Refik Cemal'e, belki baka kiilere de gelgitlerle dolup taar. Burada
ak, anlara duyulmu isteklerden, yaanmam istein anlar yoluyla hayalde yaanr
klnmasndan, doyuma ulam ihtiraslar sonrasnda kagelen yalnzla ve nihayet ye

o g t o ,

B a h a r '95

35

Selim leri

niden, adeta srgit noktalanmayacak ten ve efkat arzusuna evrilir. Ak bylesine yo


un kavram Handan lmnden sonra onu tanyanlarca sulanacak, kemiklemi ah
lak deerlerince yarglanacaktr.
Handan'da yaanm ak da, yaanmam ak da sulu saylmak iin yeterli sebep
olarak gsterilmitir.
Nigr Hanm'la Bihter'in sentezi denebilecek Handan', stelik, yalnz banaz evre
ler deil, Server gibi Avrupa'da yaayan roman kiisi de tuhaf, irkiltici bulur. Server'in
Hsn Paa'yla sevien oda hizmetisi 'Mod'u tanmlamas yledir: "Bu, Handan gibi
birdenbire adama canl bir facia, bir dram, bir antika para hissi vermiyor."
"Canl bir facia" olmak, belki akla zdetir...

36

C o g t o , B a h a r '95

" A k G e l c e k C m l e E k s k l e r
BTERM.

Biz NYE EKSZ A b ?"(,)


Grkal Aylan

SU B-CU LTU R E ZERNE BR GZELLEME


YK, 14 ubat Sevgililer Gnnn, birbirini seven, ama bazen sevgiye alp, sevmenin ne

mini unutan kiiler iin ufak da olsa bir anmsatma ve paylalacak zel bir gn olduuna inan
yor. tik Sevgililer Gn armaan iek ve kocaman kalpten yaplm bir ikolataym.
CG'ye gre Sevgililer Gn ok anlaml bir gn. Yllar nce kendisine armaan edilen kr
mz bir al ile iei unutamyor. Sevgilisine, pnce prens olmayan cinsten bir kurbaa alaca
n sylyor.
1 . U ZAK LIK LAR

Uykusuzluklar, tedirgin yarm-uykular, sevisizlikler, krgnlklar, gzel heyecan


larla soluk solua yaanmam gecelerde uzun yollara, ssz dabalarna, kimi zaman
pet ieler ve uyuz kedilerle resimlenen varolara yazlan destanlardr. imdi gnein ve
rzgrn, sabah ayaznn ve tozun grnmeyen yamurlaryla, benzinin ve yeni dkl
m ziftin genzi yakan kokularyla ykanyor yorgun gzkapaklar. Yalnzlklarla rlen
gecelerin sonu, yalnzlklarla rlecek gndzlere alyor yine. Tekbamalklarm sar(*) Bir tarihte bir uzun-yol srcsnden duyduum ve Yunus Emre'ye gnderme yapan bu sz beni olduka duygulandrmt.
(G.A.)

o g it o ,

B a h a r '95

37

Grkan Aylan

malnda, kokladka solgunlaan sevda iei, yolu dsel sevgilerden geen bu yaam
gezginlerinin deitirilemez yazgs gibidir.
Yollarn ve gnlerin sonsuzluunda u uca eklenen sigaralar, bir sevgilinin scakl-;
yla sarlman kk kalar, minik avuntulardr.
-

Sensiz yollarn anlam olmaz


Sensiz olmuyor
Sen hep bendesin
Seni kalbime yazdm
Seni getirmiyor bana
Ksa kalyor geceler

NY'ye gre 14 ubat sevginin en gzel biimde ifade edildii bir gn. Ald ilk armaan,
kalp biiminde bir anahtarlkm ve zerinde adnn ba harfi varm.
i
SB "seven insanlar iin bence her gn Sevgililer Gndr" diyor. Yllar nce Ameri
ka'dayken sevgilisi ona bir srpriz yapm ve gzel bir iek gndermi.

2. A d

Yrekte zehir iekleri gibi bytlen, arl, sancl gecelerin, benze ve kahreden
sabahlarn gzyalaryla sulanan sevgiler de neyin nesi ki? Hi merak edip de derinlik- i
lerinden kefetmeye ktn m o ssz aday? Umursadn m hi gizli dnyasn Urfalnn;
dert ettin mi kendine Hopal Engin'i; gelip de rahat uykularna oturdu mu gecenin bir
yerinde, Rizeli Orhan'n yreine bak gibi saplanan yalnzl? Tedirgin edici sinyaller
yollad m sana Seveni Yok Seyfullah'n kasaba istasyonlar kadar tenha yrei? Grebi
liyor musun Halis'in yorgun gzlerindeki sszl?
- Melek yzlm
Urfal sana mecbur
- Sevgiden Rizeli Orhan anlar
- Seni sevmeyen lsn Halis
(ok ilgin: Bu yaz kompresr zerine yazlmt)
- Bir szle baladn beni kendine
Yllardr peinden srkleniyorum
- Hopal Engin
- Seveni yok Seyfullah
"Birbirini seven insanlar iin her gn Sevgililer gndr" diyen , hayatnda bir kez ar
maan alm. O da bir ift kol dmesiymi.
.T. "sevenlerin beraberliklerini kutladklar zel bir gn" tanmlamasn kullanyor. Unu
tamad armaann 1958 ylnda, Amerikadayken alm.
3. z l e m

Kimi zaman uzaklarda duran, uzamlamayan, ulalamayan sevgilinin, kimi zaman


da gece uykularnn addr hasret. Kimi zaman yanaa szlen bir gzya, kimi zaman
kentlerin, kasabalarn sokaklarnda gizli gizli dolaan bir hzndr. Hasret, teki adyla
zlem hep vardr bu yorgun yaamlarda. Gerekte var olmayan bir sevgiliye, soyut bir

38

C o g t o , B a h a r '95

"Ak Gelicek Cmle Eksikler Bitermi. Biz Niye Eksiiz Ahi?

IttKtyi' duyulan zlem midir bu, yoksa ondan, yaam gezgininden yz evirmi, baka
(knllarda giden sevgiliye, somut bir varla duyulan zlem mi?
Adn hasret koydum
( elecein yok senin
liir gece uykularna hasretim
Bir de sana beyaz glm
Ak bana sordular
Seni anlattm
- Sevgiye hasretim
Sevgin ldrmesin
- Gel artk bir tanem
- Bende bir sen var
Oda sen deilsin
74 ubat' birlikteliklerin ve aklarn simgeledii gzel bir gn olarak nitelendiren SS, kolej
yllarnda krmz gelinciklerden yaplm bir buket aldn sylyor. Bu yl sevgilisine krmz
fh/oklu bir ampanya armaan etmeyi dnyor.
D.E, "keke her gn Sevgililer Gn olsa" diyor. Bu gnle ilgili unutamad armaan,
kulp eklindeki bir balon.
4. Y o k t u l a r

"Bir yrek ki yanmaz, yrek denir mi ona,


Sevmek haram, yreinde ate olmayana,
Bir gnn sevgisiz geirdinse yazk
En bo geen gnn o gndr, inan bana."
diyerek akn gzellemesini yapyordu Hayyam, dizelerinde. O, sevgisiz yaanan gn
leri boa harcanm gnler olarak nitelerken, Cemal Sreya da sevimesiz geen geceleri
harcanm sayyordu:
"Yoksuluz gecelerimiz ksa / Drtnala sevimek lazm."
Onlarn, usuz yollarn, ssz ovalarn destann yazan o insanlarn, kocaman yrek
leri vard. Kimbilir, belki de dnyann en naif, en gzel sevgilerini kucaklayacak kadar
kocaman yrekleri... Oysa aklar baka kaplar alyor, onlara drtnala yaanamam
sevgilerin hznlerini brakyordu.
Yaam gezginlerinin, yalnzlk, braklmlk, ihanet, sevisizlik, ksknlk, kimi za
man umut, ama ou zaman umutsuzluk zerine kurulu gnleri, geceleri yine ayn ka
hrlar, ayn tekdzelikler, ayn yaanmamlklar srp gidecekti.
"Ne kadnlar sevdim, zaten yoktular" (Attila lhan)
- Sk gtr yreimden bu sevday
x Ya da yreime yreini ala
- Hastaym, kimse bilmiyor
- Love dedi gzlerim
- Sev yeter
- Herey seninle gzel
- Anlaana seni sevdiimi
- Dnyada her canl bir e arar

o g t o ,

B a h a r '95

39

Grkan Aylan

Tan kalbi yok onu da yosun sarar


- Hlyam geeni tandn m?
- Gl senin olsun
Dikeni benim
Ak senin olsun
ilesi benim
- Sevdik mi tam severiz
Biz fr milletiyiz
- Neden byle Hlyam?
- Taptm Allahsn
Kokladm ieksin
Sen iekten
Daha gzelsin
- Dertlerimle mutluyum
Bir de sevenim olsa
- Sebebimsin
- Anlar yeter
- Yzne glene deil
Kalbiyle sevene bak
- Anlamsz sevgiye
Kader diyorlar
- Seni kim sevdi, syle?
(At arabas)
- Kral burada
Kralie nerede?
- Sen mhimsin
- Do you love me?
(King of the roads)
(- Tanker)
- Yakarm bu ehri
Evlendiin gn liselim
- Anmsanmak deil
Unutulmamak en gzeli
- Sevmek senin neyine
Kyl ocuu

C o g t o , B a h a r '<

N i e t z s c h e v e B a t a il l e ' d a
V a r o l u , A k v e l m
M. Mukadder Yakupolu

Nietzsche'den sz etmek, onun dncelerini yorumlamak, aa karmak bizi,


XX. yzylda yaadmz ve yaamakta olduumuz sorunlarn tam ortasna frlatr.
Nietzsche'nin sorunlarla ve aclarla dolu yaam 1900 ylnda sona erer. zellikle 1880'li
yllardaki yaptlar XX. yzyln felsefik ve dnsel paradigmasn alas bir nseziyle
belirler:
"nk tanrlar da ryorlar! Tanr ld! Tanr l olarak kald! Ve onu ldrdk!
Katillerin katili bizler kendimizi nasl avutabiliriz? Dnyann en kutsal olarak saklad
eyi bakladk: kim kanmz silecek? Hangi suda temizlenebiliriz? Hangi gnah detiri
enlikleri, hangi kutsal oyunlar bulmak zorundayz? Bu eylemin bykl bizim iin
ar byk deil mi? Ona layk olabilmek iin kendimiz tanr haline gelmek zorunda
deil miyiz?
"Hibir zaman byle byk bir eylem olmad ve bizden sonra doacak olanlar -biz
den dolay- bize kadar hibir tarihin hibir zaman olamad kadar yksek bir tarihe ait
olacaklardr."01
Nietzsche, eylemin byklnn neden olduu olgular nce kendi yaam ve bu
radan yola karak kendisinden sonra doacak olanlarn (XX. yzyln insanlar) Tan
r'sz bir dnyada lgnlklarla dolu yksek bir tarihe ait olacaklarm ngrmtr.
Bataille Deneyim'de Nietzsche'nin bu szlerine u yorumu katyor:
"Gerekletirdiimiz bu kurban etme dierlerinden u noktada farkldr: kurban
edenin kendisi vurduu darbeden darbe yemitir, kurban ile birlikte batar, kaybolur.
1) Nietzsche, Gai Savoir, Club Franais du livre

o g t o ,

B a h a r '95

4*

M. Mukadder Yakupolu

Bir kez daha: tanrtanmaz Tanrsz tamamlanm dnyadan honuttur, aksine bu kur
ban eden, korku iinde, kendini yok eden, paralayan, hibir zaman kavranamayan, ta
mamlanmam, tamamlanamaz bir dnyann karsndadr."'21
Tanr-peygamber sa'y armha geren insanlk geri dnlmez bir yola girmitir. Bu
eylemle birlikte bataa srklenmitir. Bataille XX. yzyl insannn bir lm-kalm sa
vamnn iinde olduunu dnmektedir. Bu savam iinde en derinlere kadar batp
yeniden var olmak gereklidir. Nietzsche ve Bataille'daki ak ve lm temalarn ve bun
larn dinamiklerini Tanr'sz dnyadaki varolu savam iinde deerlendirmeliyiz.
Nietzsche, 1870-71 Almanya-Fransa savama hastabakc olarak katlr ve bu sre
iinde ilk kitab olan Trajedinin Douu'm yazar. Henz 26 yandadr. Schopenhauer ve
Wagner'in etkisinde yazd bu yaptnda, (bu olguyu kendisi daha sonra 1886'da yazd
otokritikte belirtiyor) Nietzsche tm felsefesini ynlendiren diyonizyak varoluunun
k noktasn verir. Bu kitap hakknda yazd otokritiinde Diyonizm iin yle bir ta
nmlama getiriyor:
"... O halde, bu sakncal kitapta belirtilen, Hristiyanlk kart ve saf olarak artistik
deerlendirme olan, yaamn ztt bir deerlendirme, yaama taban tabana zt bir doktri
ni oluturan bir igd olan igdmn kar olduu ahlaktr. Bu igd nasl adlandrlmal? Filolog ve sz adam olarak, yrekli bir davranla igdm vaftiz ettim -nk Deccal'n gerek adn kim biliyordu?- bir Yunan tanrsndan yola karak bu ig
dye Diyonizm adn verdim."
Nietzsche'yi bu dnyadaki ve te dnyadaki tm otoritelere kar bakaldrtan bu
diyonizyak igds olmutur. Kendisinden nceki tm felsefeyi, olup-biteni dorula
ma, kabul etme biiminde grp buna iddetle kar kan Nietzsche Diyonizm fikrinde
varoluunun lgn, snrsz ak devinimini bulmutur.
"... nk Yunan igdsnn temel olgusu -onun "yaama istei"- Diyonizm psi
kolojisinde, diyonizyak gizlerde ortaya kmaktadr. Yunan, bu gizlerden hangi gven
ceyi talep etmektedir? Sonsuz yaamn, yaamn sonsuz dnnn gvencesini; ge
mi tarafndan vaad edilen ve kutsallatrlan gelecek; lmn ve deiimin tesinde ya
amn yengin onam; cinselliin gizleri yoluyla insan trnn kollektif yaamnda ger
ekleen gerek yaam."(4)
Hristiyanln yaama dman bir olgu olduunu dnen Nietzsche kendi fikirle
rinin dayanak noktasn eski Yunan trajedisi ve felsefesinde aramtr.
"Diyonizos ismi, yaamn en derin igdsnn, yaamn geleceinin, yaamn son
suzluunun dinsel anlamn -yaama giden yolu, reme eylemini- belirtiyor, bu kutsal
yoldur...
Yaama kar temel hncyla cinsellii pis bir ey haline getiren Hristiyanlktr; yaa
mmzn ncllerine, ilk eylemine amur atmtr."
Nietzsche Diyonizos'u yaamn sonsuzluunu salayan, daha sonraki kitaplarnda
(zellikle Zerdt Byle Buyurdu'da) gelitirecei Sonsuz Dn' gerekletiren temel bir
varolu devinimi olarak grmtr. Ak ve erotizm, sonsuz varolu deviniminin itici
gcdr. Bu diyonizyak coku ve devnimi Henry Miller'in yaamnda ve kitaplarnda
da gryoruz.
Miller'in diyonizyak bir yaam olmasna karn Nietzsche'ninki bir ilekein yaam
olmutur. zgrlnn somut alann bulamayan Nietzsche Diyonizminin hep negatif
2)
3)
4)
5)

Bataille, Deneyim, Yap Kredi Yaynlar


Nietzsche, N aissance de la Tragdie, Gallimard, s. 176
A.g.e., s. 183-184
A.g.e., s. 184

42

C o g t o , B a h a r '95

Nietzsche ve Bataille'da Varolu, Ak ve lm

ynn kullanmak zorunda kalmtr. Depresyonunun karanlk dehlizlerinden tek ba


na haykrlarla km ve coku krizlerinin itici gcyle yazmtr.
stn insan, g istenci, sonsuz dn kavramlar, varoluun tm olumsuzluklar
.arak ulat tepe noktalardr. Bu tepe noktalara ulama durumunda lm bir geiten
baka bir ey deildir. lm varoluun devinimini durdurmamaktadr. Nietzsche'nin
tek bana gerekletirdii bu lgn yaam yolculuu olaand bir felsefik syleme d
nm ve XX. yzyln kyametsel ortam bu felsefik paradigmaya byk bir ekicilik
kazandrmtr.
Bataille Nietzsche'nin fikirlerinin cazibesine kaplan dnrlerden biridir. Bireyin
tm evren karsnda tek bana yaamn ve varoluunu en st noktaya ulatrma aba
snn yceliine inanan Bataille, Nietzsche gibi yaamn felsefik syleme dntrm
tr. Yaamnda olup bitenleri felsefik adan deerlendirmi ve kendi varolusal zengin
liine Nietzsche'sel bir boyut kazandrmaya almtr. Bu almaya Deneyim adn
vermitir.
Bataille'm yaptlarn incelediimizde diyonizyak cokunun ok nemli bir yer tuttu
unu grrz. Bu cokuyu hem erotizmde, hem de gizemcilikte gren Bataille coku
nun lm araclyla sreklilii aradn ileri srmtr. Nietzsche'nin yerlemi tm
ahlak kurallarn yokedi eylemindeki diyonizyak devinim lme ynelir ama bu nem
sizdir nk bu coku lmszln, sonsuz dnn gstergesidir.
Diyonizyak cokuda erotizmin zel bir nemi vardr. Bu cokuya Bataille Erotizm'de
yle deinmektedir: "enlikteki devinim, iki enliinde her trl snr yadsyan ta
kn bir gc ierir. enlik kendi iinde almann dzenledii yaamn snrlarn yads
may tar ama iki enlii tam bir altst oluun belirtisidir. Saturnal'larn iki enlikle
rinde efendinin kleye hizmet ettii, klenin efendinin yatana yatt durumlardaki
sosyal dzenin altst edilmesini rastlantya balayamayz. Bu arlklar anlamn, tensel
zevk ile dinsel kendinden gemenin ilkel uyumundan almaktadr. Sebep olduu karga
alk ne olursa olsun iki enlii erotizmi hayvansal cinselliin tesinde dzenlemi
tir."
Cinsellik insan topluluklarnda hep bir dzenlemeye tabi tutulmu ama belirli du
rumlarda bu yasaklar almtr. Nietzsche ve Bataille'da diyonizyak cokunun somut
lam biimlerinden biri olan erotizm lm aarak sonsuz dn ve sreklilii sala
maktadr.
Erotizm neslin srekliliini salayan bir olgu olmann tesinde lm aan varoluu
aa karmaktadr. Bataille'n nl tanmyla "Erotizm, lme kadar yaamn olumlanmasdr."<7) Erotizm lm iine alp onu olumlayan bir etkinliktir.
Erotizm yaam ile lm arasnda kpr kuran bir devinim olarak varoluun srekli
liinin bir gvencesidir. Nietzsche ve Bataille'da cinsellik, diyonizyak devinimin gerek
leme alanlarndan biridir ve ayr bir blm olarak ele alnp incelenemez. Bilimsel sy
lemin erotizmin gizemine yaklaamamasmn nedeni erotizmi bir bilgi alan olarak gr
mesinden kaynaklanmaktadr. Bataille erotizmin bir bilgilenme alan olmayp varolusal
bir eneyim alan olduunu ileri srer. Erotizm ve temel varolu devinimi olan diyoniz
yak igd i-iedir, bir btndr.
Diyonizos insann zgrlk savamnn simgesidir ve bu sebepten tek tanrl dinle
rin karsnda yeralr. Nietzsche son yapt G stenci'nin son blmnde Diyonizos ve
sa'y kar karya getiriyor:
K TP: DYONZOS VE SA: Tipik din adamnn dn bir biimi olup olmad6) Bataille, Erotizm, s. 123, Bilkamat Yaynlar
7) A.g.e., s. 13

C o g t o , B a h a r '95

43

M. Mukadder Yakupolu

m belirlemek (byk devrimcilerin hepsi hasta ve epileptiklerdir) - Ama din adam tip
lerinden birinin de pagan tipi olduunu unutmayalm. Pagan tip yaamn onaylanmas
nn ve tannmasnn bir biimi deil midir? Bunlarn en gelimiinin yaam vmesi ve
yceltmesi gerekmez mi? Esrime iinde taknlaan bir kafa tipidir pagan! Yaamn so
runlarn ve elikilerini benimseyen ve onlar zen bir kafa tipi! Yunanllarn Diyonizos'unu ben buraya yerletiriyorum: hibir ekilde yadsnmayan ve paralanmayan ya
amn bir btn olarak dinsel onay - (cinsel ilikinin derinlik, gizem, sayg fikirlerini
uyandrmas dikkat ekicidir.)
sa'ya kar Diyonizos: ite kartlk budur: ac ekme asndan aralarnda bir fark
yoktur ama deiik anlamlar tarlar. Srekli olarak, korkun yapsyla ve sonsuz dn
ile yaamn kendisi korkuyu, yok etmeyi, yok etme istencini gerektirir... Kar tarafta
ac, "masum sa" yaama kar bir kant, yaam mahkm etmeye yarayan bir forml ol
maktadr. u olgu ortaya kyor: sorun acya verilen anlam sorunudur: Hristiyansal an
lam ve trajik anlam... Birinci kta bu, kutsal bir varolua gtren yoldur, ikinci kta va
roluun kendisi devasa bir acy dorulamaya yeterli olacak kadar kutsal grnmekte
dir. Trajik insan en korkun acya bile evet der: bunun iin yeteri kadar gl, verimli,
ycelticidir; Hristiyan insan dnya zerindeki en mutlu talihe bile hayr der: yaamn
her biiminde ac ekmek iin yeteri kadar gsz, yoksul, yetkesizdir... armhtaki
Tanr yaamn lanetlenmesi, yaamdan kurtulmann belirtisidir; paralara ayrlm Di
yonizos ise yaamn kahramanldr. Yokolutan geri gelecek ve srekli olarak yeniden
doacaktr."
Nietzsche, tutkularn snrszlnn lme yol atn ama ayn diyonizyak tutku
nun srekli yeniden douu salayacan dnmektedir. Tanrsz evrende lmszl
salayan diyonizyak devinimdir. Bu devinim yaamn srekli onaylanmasna yol aar. stn insan yaratan erotizmin ve g istencinin kayna Diyonizos.
Bataille Erotizm'de yle yazyor:
"Eer iki an birlemesi tutkunun eseri ise, bu birleme lm, intihar ve cinayet
arzusunu artrr. Tutkunun belirttii lmdr. Sreksiz (sonlu) kiinin srekli teca
vze urama arzusuna cevap veren bu iddetin altnda ikili bir egoizm ve alkanlklar
alan balyor."
Erotik tutku, diyonizyak deviniminin grnmlerinden bir tanesidir. Bu tutku l
mn iinden geerek sonsuzlua ulama tutkusudur. Nietzsche ve Bataille diyonizyak
cokuda lm deneyiminin yaandn ve bu deneyimin yaamn srekliliinin onay
lanmasna aldm dnmektedirler.
Nietzsche ve Bataille, yaam varoluun youn devinimini yanstan bir olgu olarak
deerlendirdiler ve bu servenin iine tm cokularyla birlikte atldlar. Yaam ikence
sini onayladlar, lm varolularn iine alp onu bir son olarak grmediler. Tanrtan
mazlklar, onlarn varolularnn devinimini daha u noktalara gtren itici bir g ol
du. Onlarn tanrtanmazlklar yaam onaylamann n kouluydu. Yaam varoluun
hibir zaman yokolmaynn, srekliliinin bir belirtisi olarak deerlendirdiler. Ak ve
lm diyonizyak cokunun iinde birletiler. Bu coku en byk ikenceye evet der. Ba
taille Deneyim'de yaam ikencesini byk bir cokuyla onaylar. Nietzsche trajik insa
nn en korkun acya evet dediini syler. Bataille, yaam ikencesinin ne kadar byk
bir diyonizyak cokuya neden olabileceini Deneyim'de dile getirdii bir ansnda ok
arpc ve mkemmel bir biimde verir:
"Bundan onbe yl nce (belki biraz daha fazla) nereden bilmiyorum, ge saatte eve
8) Nietzsche, Volont de Puissance, 483, M ercure de France, 1918
9) Bataille, Erotizm, s. 24, Bilkamat Yaynlan

44

o g t o ,

B a h a r '95

Nietzsche ve Bataille'da Varolu, Ak ve lm

iMnyordum. Rennes soka botu. Saint-Germain'den gelirken, Four sokan getim.


$**msiyem akt ve o srada yamurun yamadn zannediyorum. (memitim, bunlnn eminim) emsiyem gerekmedii halde akt. (leride bahsedeceim durumun d(finda) O zamanlar ok gen, dank ve bo esrikliklerle doluydum: yersiz, badndrdt ama oktan kayglar ve sertlikle dolu ve ac ektirici bir fikirler halkas dnyordu...
Akln bu batnda, korku, dknlk, geveklik, kt niyetler hepsi yerlerini bulmuli rd: biraz ileride enlik balyordu. Dorusu bu rahatlk ve ayn zamanda kartlklarla
lolu "olanaksz" kafamn iinde patladlar. Gllerle yldzlanan bir alan karmda ka
millik uurumunu oluturdu. Four sokan geite, birdenbire bu yokluun iinde bi
linmez oldum... Beni hapseden bu gri duvarlarn varln reddediyordum, kendimi bir
(,'i^it esrimenin iine attm. Olaanst bir ekilde glyordum: kafama inen emsiye
bi'ii rtyordu (kendimi bu siyah kefenle bilerek rttm). Belki hibir zaman glnenu-dii gibi glyordum, sanki lmm gibi her ey ve saf z aa km olarak a
lyordu.
Sokan ortasnda, taknlm bir emsiyenin altnda gizlerken durup durmadm
ililmiyorum. Belki zpladm (kukusuz aldatcyd): rpnarak aydnlanmtm, koarkon glyordum, hayal kuruyordum."00
Bataille'm bu esrimesine ikencenin iindeki erotik neede de rastlayabiliriz. Akm
dinde ne kadar derin aclara maruz kalrsak o kadar byk bir cokunun iine gireriz.
Akn diyonizyak cokusu tm aclar evetleyen bir cokudur. Dostoyevski'de de (Buda
la, Beyaz Geceler, Karamazof Kardeler) aclar byk bir cokuyla karlayan roman kahra
manlarna rastlarz.
Aclarn, korkularn stne byk bir cokuyla gitmek, varoluun srekliliinin
onaylanmasnn n kouludur. Diyonizyak igd her trl acy bir nee kayna ya
par. Akta yaanan aclar diyonizyak cokuyu azdrr. Erotizm yaam lme kadar g
trr ve lmden yaamn srekliliini ortaya karr. kence ve sevin Diyonizos'un
birbiriyle birleen iki grnmdr.
Nietzsche ve Bataille'daki diyonizyak igdnn Freud'un erotik igdsnden
farkl olduu hemen grlmektedir. Freud insan yneten birbirine kart iki igdnn
varlndan szeder: yaamsal igd ve lm igds (Eros ve Thanatos). Yaamn
belirli bir dneminde ortaya kan lm igds yaamsal igdy yok etmektedir.
Buna karn Nietzsche ve Bataille'daki diyonizyak ve erotik coku lm iine alan, onu
olumlayan, onu aan ve sonsuz dne, sreklilie yol aan bir gddr.
Bataille'm Erotizm adl yaptnda Freud ve psikanalizden hi sz etmemesi, Bataille
ile Freud arasndaki fikir uyumazln aka ortaya koymaktadr. Freud'da hep olumlu-olumsuz, doru-yanl ayrm vardr, hep bir dzene dn eilimi iindedir. Freud'u ynlendiren gdnn, Nietzsche'nin Trajedinin Douu'nda Diyonizos'un karsna
yerletirdii Apollon'yen igd olduunu syleyebiliriz. Psikanaliz bu Apollon'yen i
gdyle yasaklamalar dizgesine dnm, cinsel zgrlk yerine ileke bir yaama
ynlenmitir. Bu eilimi farkeden W. Reich olmutur. Ancak Reich'n yaptlar psikana
liz ile cinsel zgrlk arasndaki elikiyi zmleyememi ve eliik bir yap sergile
mitir. Diyonizyak cokuyu en iyi zmseyen psikanalitik yapt Deleuze ve Guattari'nin
Anti-dip'i olmutur.
Nietzsche ve izleyicileri Bataille, Artaud, Foucault, Deleuze ve Guattari'de mer
kezileen fikirsel devinim, varoluun byk savamnn en gze arpan ve en baarl
felsefik sylemidir.
10) Bataille, Deneyim, Yap Kredi Yaynlar

C o g t o , B a h a r '95

45

Hans Baidung Grien: Kadn ve lm (1515)

L ove T h a t N

ever

T old C a n B e

Hiisrev Hatemi

"Ancak sylenmemi aklar aktr" William Blake'in bu msra ortaokulda iken ba


na arpt. Rahmetli aabeyim Dr. Nadir Hatemi eve bir ngilizce retim dergisi getir
miti. 1950'li yllarn zellii olarak olduka mtevaz, fakat doru drst baslm bu
derginin arka sayfasnda, evirisi ile birlikte William Blake'in bir iiri yer alyordu. stad Blake yle buyurmutu:
Akn anlatmaya yeltenme sakn
Ancak sylenmemi aklar aktr
nk hafif rzgrlar tatl tatl
Sessiz ve grlmez eserler
Anlattm sevdam anlattm akm
Btn yreimi atn ona
yp titreyerek korkular iinde
Ah beni brakp da gitti.
Dorusu bu iir beni fena arpmt. nk 50'li yllar idi. 13-14 yalarndaydm. Benim
iin ak baka, erotizm baka eylerdi. lk tandm byk airlerden biri olan Fuzli
de, benzer eyler sylyordu. 50'li yllar idi. Hl baz anneanneler Kafdamda devle
rin, cinlerin ve perilerin yaadna samimiyetle inanyorlard. 19. yzylda genliklerini
yaam olan Yahya Kemal, bnlemin Mahmut Kemal, Hamdullah Suphi Tanrver ha
yatta idi. Antony Eden k ve uzun paltolu idi. Churchill hayatta, De Gauelle hayatta idi.
C og to , B a h a r '95

47

Hsrev Hatemi

Oturduumuz Feriky semtinin Akn Sinemas'na hl 10 yl ncesinin Yusuf Vehbi,


Tarzan vs. filimleri geliyordu.
nsanlar romantizme eilim gsterirlerdi. zel araba ok byk bir lkst. Gazoz-1
dan baka alkolsz merubat bulunmazd. Otomobil uar gider, talih bizden kaar gi
derdi. nsanlar bugne gre ylesine ocuk ruhlu ve saf idiler ki birgn Beyazt-Sleymaniye arasnda kurulmu bir adrda, ahmeran (Ylanlar Padiah) gsterildiini a
rarak grmtm. Olduka fazla sayda merakl da, kii bana 15 kuru deyerek ad
ra gidiyorlard. Herhalde imdi byle bir adr sadece alay konusu olur.
te William Blake'in bu iiri, byle bir zamanda ve ilk genlik anda olan bir
genci arpabilirdi. Radyolarda "amam aamam syleyemem nk derinden, bir yaresi
var ki kanyor kalb zerinden" arklar duyuluyordu. Ak herkese sylenmezdi. te tu
tulur, hatta bazan verem olunurdu. Trafik polislerinin ad Seyrsefer memuru idi. Seyr
sefer memurlar, o zaman adlar "ecnebi seyyah" olan turistlere "shlet" gsterirlerdi.
Yldzl semalardaki hamet ne gzel eydi. Savclar yeni savc olmulard. Halkn
bir ksm hl savclara mddeiumumi derlerdi. Sorgu hakimi "mustantik" idi.
|
"Ey mustantik, mustantik tabancan ver bana, bir hayrsz yr iin on yl verdiler j
bana" arks da biz yeni yetienlere baka trl bir akn, kanl ve belal aklarn varl- !
m hissettirirdi. Fakat yine de ayrrdk iki trl ak.
Sahaflar arsndan bnlemin geerdi. Refi Cevad Ulunay, akam saatlerinde Ka
dky vapurlarnda olurdu. iir Sultan Yahya Kemal Parkotel'de mukim idi. Nzm
Hikmet, ses alaltlarak anlrd. 70'li yllar gelince Hsrev Hatemi aka yle seslene
cekti.
Ey sevda yaayamazsn, l bari
Al yanna ak, muhabbeti, yari
Git l szckler gmtlne
Tabi 70'li yllarn Hsrev'ini 50'li yllarn Hsrev'i tanmyordu.
Sylenmeyen aklar Divan edebiyatmzda da vardr. Fakat akn gizli tutulamaya
candan bir gn "ayi" olacandan korkulur.
Bu ne srdr, rz- akn dimeden
ben kimseye
ehre dm ben seni sevdim
deyu vzeler.
(Fuzuli)
Akn gizli kalmasn, sylenmemesini daha stn daha deerli saymak gibi bir g
r nereden kaynaklanr?
l a h A k v e S e s s z l k

slam mutasavvflar, ilahi akta gece kelebeinin (pervane) rnek alnmasn ye


lerler. Gle olan akn terek feryad ederek anlatan blbl eletirilir. Cumhuriyet devri
ne kadar edebiyat ve kltrmze etki etmi olan irazl eyh Sa'di blble yle sesle
niyor: "Ak pervaneden ren ey seher kuu! O biare can verdi de, hibir ses duyul
mad. Akta iddia sahibi olanlar, ne istediklerini bile bilmiyorlar. Aka (Tanr'ya) ulaa
rak, ondan haber alan kiiden bir daha biz hibir haber alamadk".

48

o g t o ,

B a h a r '95

Love That Never Told Can Be

Bylece Blake'ten 6 yzyl kadar nce Sa'di de "Love that never told can be" diyor.
Trk Divan iirinde bu grn en gzel rneklerinden biri "Cylar kim vardlar
llpyya ham oldular" Bu msranda air "rmaklar denize varnca susarlar, Tanr'ya
tlsmlarn da artk bu srr yaymamalar susmalar, rmak gibi arldamay brakmalar
m'ickir.
Fakat dikkat edilirse, ilahi aktaki skt, sevilene eritikten sonra gelen skttur.
Arkn hikimseye hatta sevgiliye de sylememek derecesinde olan bir sessizlik demek
dirildir. lahi (Tanrsal) akta sevgiliye ulalnca neden sessiz kalnr? nk ilahi gerl rt mertebede sralanmtr.
bareler, eriatin konusudur ve herkesin anlayaca kural ve szlerdir. aretleri
t\kinler anlar. nce anlamlar (latifeler) tanr dostlar anlar. Gerein en st mertebesini
[irygamberler kavrayabilir. Bu sebeple ince anlamlan (letif) anlayan tanr dostlar, bun
lar olur olmaz herkese amamaldr. Aarlarsa ne olur? eyh Galip bizi uyaryor. "Son
lu Mansur gibi kmak olur dare sakn" Yani Mansur gibi idam edilirsin sonra.
Y e r y z A k l a r in d a S k t

Blake'in bahsettii ak, ilahi ak deil, yeryzne mahsus aktr. Bu akta neden
kt edilir? nk akn sradanlamasndan alkanlk halini almasndan korkulur.
Ahmet Haim, ak henz iki tarafa imzalanmadan, kanun kuvvetinde kararname hali
ni almadan, tasary geri ekmeyi neriyor.
Dnsek mi bu akn afandan,
Gitsek mi ekaalim-i leyale
Bizden daha evvel erienler
Alar bugn evvelki hayale
(Acaba bu akn afandan geri dnerek gece iklimlerine mi gitsek? Bizden daha nce
nk afana erienler daha nceki dlerine alyorlar imdi). Baka bir iirinde Ahmet
I laim biraz korkutucu davranr:
Bodum skun-i kahr ile ak- muhalimin
Vahdet gzn-i kalbim olan yar-i lalini
Am o yerde kin-i beer hblini
Bekler tul-i nahsn ems-i mezlimin
,
(Yreimde duyduum derin yknty, sknet ile rterek, sonuca varmas bir d olan
kmn, kalbimle teklemeyi (btnlemeyi) semi olan dilsiz sevgilisini bodum. O
yerde, insan kini kocaman kanadm am olarak ktlkler gecesinin uursuz douu
nu beklemekteydi).
Bu drtlklerde Haim, korkusunun ipularm vermektedir "nsanlarda naslsa or
taya kacak sevgisizlik ve nefret, akmz karanlk bir geceye evirmeyi beklerken, ben
henz itiraf etmediim ve henz bendeki sevgi ihtiyacndan baka bir ey olmayan dil
siz sevgiliyi bodum".
Bazan Haim, Blake'ten fazla Blake'dir. Osmanl Beylerinin bir ksm utandklar
iin, ok elebi mizal olduklar iin, aklarn anlatmaya mnasip bir frsat ararken
mr gelip geer. "Halimi arzetmeye ol ha bir dem bulmadm" bestesi bu elebi k
larn hazin yksdr.

C o g t o , B a h a r '95

49

Hsrev Hatemi

Bir ksm btn cesaretini toplayarak, sevgiliye akn anlatmak iin onun zel oda
sna girer, fakat onu da zgn ve perian grerek kendi dertlerini unuturlar.
Hbgh-i yre girdim arz iin ahvlimi
Bir perian halini grdm unuttum hlimi
(Yare durumumu anlatmak iin yatt yere kadar girdimse de onun perian halini gre-:
rek kendi halimi unuttum)
Doulu erkek eer klasik edebiyat kltr almsa, aktan biraz korkar. Ak nce,
kolay grnr fakat sonra yle mkller belirir ki..
Nafz- irazi de bizi uyaryor:
"Ki ak sn nmud evvel veli ftd mkilha"
(Ak nce kolay grnd, fakat ardndan yle zorluklar belirdi ki?)
airlerimizi aklarn gizli tutmaya sevkeden sebeplerden birisi de ar bal gr
nmn kaybetmek, ele gne kar gln olmaktr. Yunus Emre diyor ki:

Dervi olan kiiler


Deli olaan olur
Ak neydiin bilmeyen
Ona glegen olur
Glme sakn sen ona
yi deildir sana
Kii neye glerse
Baka gelegen olur

'

Gln olma korkusunun trlerinden biri de aradaki ya farkdr. Bunu anlatan besteler
de vardr. Bu bestelerde boyun bklerek "ah, daha nceleri neredeydiniz?" diye sorulur.
"Sen kendine kendin gibi bir taze bahar se" denerek, Paris'te Son Tango tipi kederli bitecek maceralardan kalr.
Bir demir da delip boynuna almak gibidir.
Her kii ak olurdu eer sn olsa
(Bir demir da delip boynuna takmak gibi ar yktr ak. Eer kolay olsayd, herkes
ak olurdu) diyen aire hak veriyorum.
Zaten dnyamz imdi ok kolay yaanan bir bahe gibi grmeyelim. imdi de es
ki gnler gibi "hatar'Tar var. Kobe depremi kutsal metinlerdeki sahneleri, Tokyo metro
su olay Haan Sabbah fedailerini, eitli harpler Mool ve Hal zulmlerini hatrlatm
yor mu? u halde aktan szettik, hatarlara maruzuz. "Dua-yi hayr klsn bize yaran"
diyelim. Hatar kelimesinde, basit bir tehlikeyi aan rpertici anlamlar ykldr. Bir tari
kat yoluna giren kiiyi eytan'm ve yardmclarnn aldatmasna da "hatar" denir. Mslmanlar eytan'dan pek o kadar korkmazlar. Fakat Budizm ve Hristiyan yolunu be
nimseyen toplumlarn edebiyatlarnda bu tip "hatar'Tar nemli yer tutar. Yunus Emre

50

o g it o ,

B a h a r '95

!1

]
]
;

Love That Never Told Can Be

Gnl usanmadn sen bu seferden


alab'm saklasn seni katardan
diyerek ilahi aktaki hatarlardan szediyor. Yeryz aklarnda da "hatar" oktur. G
nmz mizah yazar ve izenleri en byk hatar olarak "kzn aabeyi"ni grrler. G
nmzde ak yolunun en byk hatarlarndan birisi geim zorluudur. Akn itiraf et
me eyleminin arkasndan evlenme teklifi ve bunun ardndan ekonomik sorunlar gelir
korkusuyla birok gen, akn gizleyebilir. Fakat bu skt, Blake tipi bir skt deildir.
Blake tipinde bir sessizlik bilgeliktir. Cenevre niversitesi profesrlerinden MonU*t, Cezayir'de bir atasz duyarak 1933'de yaynlam. "Ahmak kiinin yrei azndalr. Bilge kiinin ise az yreindedir" Yani ahmak ne hissederse hemen syler. Bilge
Nt yrek dili konuur. Ne dersiniz? Biz de derdimizi arzetmeden yreimizde mi tutNak? Yunus Emre
Sylememek harc sylemenin hasdr.
Sylemeklik harcs gnllerin pasdr.
diyerek Blake tipi davran gstermemizi neriyor. Fakat sylemesek teselli bulacak m
yz? Tefekkre ve medisatyona vakit yok. Her gece evlerin oturma odalarndan, salonla
rndan Zap suyu gibi "zapping" nehri geiyor.
At v ltf kerem sana kald Sultanm
Muradmz ne ise hkipaye sylendi.
dersek, belki hem o dilrbye hle mnasip hikyeyi anlatr, hem de Blake elebiliin
den de fazla uzaklamam oluruz.

o g t o ,

B a h a r '95

51

A k a D r m b l m s e l Y a k l a im
Korkut Yaltkaya

Ak, dirimbilim as dnda kalan baka bir grle aklamak olas gibi deil.
Geni kapsaml bir ilgi duygusu olan sevgiyi aktan soyu tladm da da ak ile cinsel ka
vuma ya da bedensel istekler e anlaml oluyor. Trn remesi iini ise aktan ayrmak
gerekiyor. Ak duyumsamann koulu ise iyi gelimi bir beyin.
Trn bireyleri arasndaki iletiimi arttran, ayrntl duruma getirip eitlendiren
sinirsel balantlar ve dzeneklerdir; sinir sisteminin merkezilemesidir, ksacas beyin
dir. Sinirsel akm devreleri gelitike, d dnyay kaba bir nesnellikten uzaklatrr, yo
rumlayarak aktarr. Ik kontrastlar ekil olarak ve giderek de ekiller ayrntlaryla alg
lanmaa balanr. ember ile elipsin fark anlalr olur. Her ne kadar sinir balantlarn
daki artm nesneleri eitlendiriyor, alglamay karmak duruma getiriyor gibi grnse
de aslnda nesnelerin zelliklerini daha iyi belirleyerek zgnletirir de. Bylece birey
dier bireyi daha iyi ayrmsar, zelliklerini daha iyi alglar ve doal olarak daha iyi se
er. Bylece artan bireyler aras iletiim, (ak) trn remesine yeni fakat benzer bireyle
rin katksn salar. Beyni yeterli olarak gelimi birey; bir bakterinin durumunda olmaz
ve guguk kuunun veya bir rdek yavrusunun tuzana dmez: bakteriler birbirleriyle
rastgele arparak rerler. Hibir bakteri dier bakteriyi beenerek seemez. Beenile
rin oluturduu bir dzenleri yoktur. Bir kr ddr gider. Fizik yasalaryla syle
mee alrsak bakterilerin seks dnyasnda entropi (s-devinimbilimin ikinci yasasn
daki da durumu) hayli dktr. Yavru rdek, iletiim bilgisi kt kazlar; guguk kula
r yavrular da dier trden ku beyinli kular kandrr; bu hayvancklar seip onlarn
yuvalarndan, yiyeceklerinden yararlanr. Beyni gelimi birey ise bu tr yanlglardan
uzak durur; kendisine daha ok benzeyen, uyan bireyi seer. Bu seim ya da ynelite
kaba bir alglama deil (kazn, iki ayayla yryp arkasna takld iin rdek yavru-

52

C o g t o , B a h a r '95

Aka Dirimbilimsel Yaklam

Nunu kendi yavrusu olarak benimsemesi gibi) daha zgne bir yneli vardr ve ayrntl
bir biliim sz konusudur. Olaslklar azalm, karklk durulmutur. zgr enerji
ii/.alm, entropi artmtr. Ak, bu olabilir.
Ak iin beynin varlnn koul olduu eskiden beri bilinir. Aristo'dan bu yana
byle bir gereksinim sezinlenmi ancak aka anlalamamtr. Bugn iin de konunun
tmyle akla kavutuu sylenemez. Aristo, beynin cinsel eylemin etkilerini du
yumsayan ilk organ olduunu belirtir, nk beyin tm bedenin "en souk esidir".
nk scak tohum beyinden karak aaya indii iin beyin sour. ou kez olduu
gibi Hippokrat'm bam ektii ve Galenus'un srdrd bir dnceye gre coitus
venereus'un (eeysel kavuma) saradan bir fark yoktur. Demokrites bu kany geneller:
"bir cinsin birlemesi kk bir saradr".
"Yeniden tomurcuklanma" olarak da tanmlanan cinsel ilikiyi; her ne kadar ben
zese de sara olarak betimlemek pek yerinde bir gzlem deil gibi. En azndan saradaki
bilin yitmesi olay, cinslerin birlemesi srasnda pek grlmez.
Trlerde; ekiller, renkler, kokular, sesler ilkel cinsel ynlendiricilerdir. nsanlarda
beyin ilevlerinin cinslerde farkl oluu ise, dier nemli bir ynlendirici olmaktadr.
Belki de insanlarda dii-erkek beyni fark cinsler aras en nemli ekicilik nedenini olu
turmaktadr. Ancak, erkein geni omuzlarndan ya da kadnn ince belinden beeni ile
sz ederiz de kadnn alglama hznn fazlalndan ya da erkein stn geometri bece
risinden pek sz etmeyiz. Sz etmesek de bu etkilenmemek deildir ve beyinler aras bu
kk ve ekici farklarn doann bir oyunu, hatta tuza olduunu dnebiliriz.
Dii ve erkek beyinleri arasnda baz beceri ve yeteneklerdeki farklar olmasna kar
n bu farklar zeknn (anlak) toplam dzeyi ile ilgili bir deiiklik oluturmaz. rnein
ayn anlak dzeyindeki iki insandan biri szckleri incelik ve ustalkla kullanr, dieri
ise szck kullanmnda o denli baarl olamazken el becerilerinde ok daha iyi olabilir,
uygulanan testlerin sonularna gre erkeklerin kadnlara oranla geometrik ilikileri
bulmakta daha becerikli olduklar saptanmtr. Erkekler, boyutlu bir cisim dnd
rldnde hangi grnmde olacan nceden daha iyi anlarlar. Yine geometrik ili
kileri, ynleri iyi deerlendirdiklerinden olacak bilmedikleri bir kentte gidecekleri yn
daha iyi bulurlar. Bunlara karn kadnlarda alglama sresi daha ksadr. rnein nes
neler arasndaki fark ve benzerlikleri abucak bulurlar. Erkekler matematiksel yol ve
yntemler bakmndan baarl olurken, kadnlar da matematiksel ilevleri yapma bak
mndan daha gvenilirlerdir. Diiler daha abuk olgunlarlar, okul baarlar daha iyi
dir ve kendilerini karsndaki kii yerine koyup o kii gibi duyumsamaya, e duyumlu
olmaa (empati) daha yatkndrlar. Dii ve erkek beyni arasndaki bu farklarn en nem
li nedeni doumdan nceki uterus ii gelime srasnda deiik hormonlarm beyni etki
lemesidir. Erkek beyni zelliklerinin kazanlmasnda en etkili hormon androjen grubuna
giren testesterondur. Testesteron sadece erkek genital organlarn oluturmakla kalmaz,
beyni de erkekletirir. Uterus ii kritik evrede androjen etkisinin az olduu durumlarda
ise beyin, dii beyni zelliklerini tayarak geliir. Acaba biraz taraf tutarsak doal ve
bozulmam beyin dii beynidir, bu beyin testesteron etkisiyle erkekleir diyebilir mi
yiz? Ancak erkekleen beyinler olmasayd belki ak da olmazd.
Bylece, androjenler hem cinsel davranlara, hem de e seimine etkili olmaktadr.
Burada sz konusu olan e seimi ayn veya kar cinsten bireylere cinsel ynelim
ve seimdir. Androjenizasyon, kadnda e semede defeminizasyon oluturup, erkei e
olarak seme olasln azaltr, kadn seme olasln ise arttrr. Burada, dii dlnn
(fts) uterus iinde yksek dzeyde androjenle karlamas sz konusudur. Erkek ho-

C o g t o , B a h a r '95

53

Korkut Yaltkaya

|
moseksellerin beyinleri ise ne masklinize ne de defeminizedir. Bylece dltken biraz ;
fazla miktarda androjenle karlam olan bir kadm; bir baka kadna ak duymay en
doal olay olarak kabul edecek, erkeklere ynelen kadnlarn bu davranna hi mi hi
akl erdiremiyecek hatta bu durumu irkin ve iren olarak tanmlayacaktr. Demek k i ;
ak niteleyen androjenlerdir.
>
Stresin (zorlanma) birincil derecede ilgili olduu organ beyindir. Stres, yine beyin
aracl ile cinsel ilevlere de etkili olur. Laboratuar hayvanlarnda yaplan bir deneyde,
doum ncesi stresin erikinlikteki cinsel davranlar deitirebildiini gstermitir. Bu
deneyde gebe fareler kap korunamayacaklar bir ekilde ok gl kla kar karya :
braklm ve bu farelerden doan erkek yavrularn cinsiyet organlarnn erikin yaa
geldiklerinde daha kk olarak gelitii saptanm. Farkllama sadece ekilsel olarak 1
kalmam, bu erkek farelerin erkeksi cinsel davrantan ok kadns davranlara yatkn
olduu ve az miktarlarda diilik hormonlar verildiinde bu davranlarnn hemen ne
kt grlmtr. Yine bu farelerde, beynin n ksmnn da cinsel organlar gibi iyi
gelimemi olduu grlmtr. Bu olaya neden olan, youn zorlanma altndaki ana fa
relerde stres hormonu da diyebileceimiz steroid hormonlarnn bbrek st bezi tara
fndan bolca salglanmas ve bu steroid hormonlarnn erkek dltte androjen oluumu
nu basklamasdr.
Hayvanlarda, cinsel davranlara etkili olan doum ncesi (prenatal) baka neden
ler de vardr. rnein, ana uterusunu birok erkek kardele paylaan dii farelerin, er
ginliklerinde cinsel yaklam srasnda erkek gibi davranmaa (dier hayvann stne
binmee) eilim gsterdikleri, daha az sayda erkek kardele uterusu paylaanlarda ise
bu tr erkeksi cinsel davranlarn daha az grld saptanmtr. Belki de bu diiler,
kardelerinin testesteronu ile ksmen androjenize olmaktadr.
Cinsel eilimin doum ncesi belirlenmesine karn, erikinin cinsel uyumu kesin
olarak deimez deildir. Prenatal belirlenmeleri ayn olan kiiler (benzer hormonal et
kilerle karlam olanlar) yaamlar boyunca sosyal, dinsel ve ekonomik olarak gd
lenip sonuta birbirinden ok farkl cinsel alkanlklar edinebilirler.
Stres olsun, hormonal etkiler olsun karmza temel etken olarak hep beyin kyor.
Elemden (ac) kap, hazza (holanlan duygulanmlar) ynelimi beyin salar. Salt yn
lendirmez, ksmen oluturur da... Beyinde yle yerler vardr ki bu ksmlarn elektriksel
uyarmlar haz duygusu oluturur. Deney hayvanna, basldnda beyindeki haz alan
larna elektrik akm veren bir pedal kullanma retilirse hayvan bu ii byk bir istek
le yapmaa balar. yle ki saatte bebin kez pedala basarak kendini uyaran ve sonunda
bitkin den hayvanlar grlmtr (mastrbasyonla e deer bir davran). Tersine,
elektrot ac (elem) veren bir alana yerletirildiinde hayvan pedala bir kere bastktan
sonra bir daha basmak istemez. Bu alanlar, beyinde hipotalamus ve limbik lob diye bili
nen yaplar iindedir.
Neredeyse, beynin gl bir haz olan aka sadece ynelim saladn deil ayn
zamanda onu btnyle oluturduunu da ileri sreceiz. Ancak, beynin ak tmyle
oluturmas yani bedensel isteklerden arndrlm bir ak, salt dnceye dnm
bir duygulanm yaratmas olas deil gibi. Her ne kadar bu konuda Platon sevgisinden
(Efltn aktan) trubadur veya valye aklarndan sz etmek alkanlndaysak da;
bu aklarda da bir dereceye kadar bedensel paylarn, yansmalarn olduunu biliyoruz.
Romantik aklarn "erkeklerin kadnlara kar, zihinlerini bo ve imknsz hayallerle
doldurmak iin tezghladklar bir entrika olduunu" sylemek pek de geree aykr
olmasa gerek ("cinslerin birbirlerine kar" denmesi daha uygun olurdu).

54

o g it o ,

B a h a r '95

Aka Dirimbilimsel Yaklam

Beyin ak yaantmza dorudan doruya da etkilidir. Yaklak 1400 gr.'lk bu ormm ok daha kk bir ksmnn (medial preoptik alan-MP) elektriksel uyarm ile er
eklerde iftlemeye benzer davranlar oluur. Tersine, ayn alann yozlatrlmas er
keklerde seksel davrann tmyle yok olmasna yol aar. di edilmi deney hay
vanlarnda beynin bu ksm klmekte, ancak erkeklik hormonu vermekle tekrar b
yyp ilevine kavumaktadr. Yaplan deneylerde, MP alanlar deneysel olarak yozla
tn mi erkek maymunlarn, mastrbasyon yapmay srdrdkleri, dii maymunu kafeNuicn karacak kap mandaln srarla amaya altklar, diinin yaknlndan cinsel
lrnk etkilendiklerini ancak hibir ekilde iftlemee kalkmadklarn ortaya koy
mutur. Bylece MP yozluu, ok incelikli duygulara neden olmakta, platonik maymun
la r oluturmaktadr. Demek ki hadmlatrma, beynin kk bir parasn bozmakla
mmkndr ve daha da garantili gibi grnmektedir.
Beyinin dier baz blmleri de cinsel davranlarla ilgilidir. Salam akak loblar
(temporal loblar), hem kadnda hem de erkekte uygun cinsel nesneye ynelmeyi salar,
jakak loblar yozlatrlm erkek kedilerin, grdkleri her eye (eyalara, oyuncak ay
ya hatta deneyi yapan kiilere) cinsel amal olarak ynelip saldrdklar grlr. Bylev, rgensel kaynakl Kazanova kediler oluturulmu olunur. nsanlarda ise bu alanlarn
yozlamas, cinsel drtlerde azalmaya yol aar. rnein temporal lob kaynakl sara n
betleri olan insanlarda cinsel istek yiter. Fakat, epileptik nbetleri saaltldnda, nor
mal cinsel istekleri geri dner.
Fetiizm, transvestizm ve ocuklara cinsel ilgi duymak (pedofili) gibi cinsel sapma
lara temporal lob yozlamas olan erkeklerde, kadnlara oranla daha ok rastlanmaktalr. Bu sapmalarn erkeklerde daha ok olmasnn temeli biyolojik olabilecei gibi klt
rel nedenlere de bal olabilir.
Kadnlarda, cinsel davranlarda nemli rol oynayan beyin yaps ise hipotalamus'da bulunan bir sinir hcreleri kmesidir. Hipotalamus denilen yap, beynin alt ve
en eski ksmnda bulunmaktadr (eskilikten amalanan bu ksmn en ilkel memeli hay
vanlarda da bulunduudur). Alt oda anlamna da gelen bu yapnn kk bir ksm yoz
latrldnda dii fareler cinsel ilgilerini yitirirler. Bu hayvancklara ne kadar diilik
hormonu verilirse verilsin cinsel ilgi duymazlar. Zaten bu hormonlarn (estradiol-progesteron) etkili olabilmesi iin beynin salam olmas gerekir.
Son zamanlarda hormonlarn yan sra kokain ve morfinle akrabal olan iki kim
yasaln ak ve cinsellikle yakn ilikili olduu bildirilmitir. Kokainimsi (ya da daha
doru ekliyle amfetaminimsi) madde cinselliin en ateli, en tehlikeli evresini, gzn
kararp da sularn ilendii evresini oluturur. Dieri, morfinimsi olan (endorfin) uzun
sreli, sakin (ve belki de mutlu) beraberlikleri oluturmakta, kalp arpntlarn dindir
mektedir. Ne var ki bu iki kimyasaln salglanmasn yine beyin balatmakta ve ayarla
maktadr. Hele endorfin dorudan doruya beyinden salglanr.
Beyin ak konusu olarak bireyin trne ynelmesini, insann insan yelemesini, e
semeyi, cinsel gdlenme, davran ve drtleri salar. Bu ilevini bata hormonlar ol
mak zere bir ok kimyasaln yardmyla gerekletirir. Beden ii iletiimi salayan hor
monlardan baka, kiiden kiiye cinsel iletiim salayan bir baka tzden de sz edilir:
feromonlar. Feromonlar da hormonlar gibi kimyasal tzler. Bir kiiden serbestleen feromonlar dier bireyin fizyolojisine ve davranna dorudan doruya etki ediyor. Yine
fare deneylerinden sz edersek, sadece dii farelerin bulunduu bir kafeste, bir sre
sonra farelerin yumurtlama evrelerinin uzayp, giderek kesildii gzlenmi. Kafese er
kek fare kokusu verildiinde (rnein bir kap iinde idrar konulduunda) dii farelerin

o g t o ,

B a h a r '95

55

Korkut Yaltkaya

yumurtlamaa baladklar saptanm. Sadece kzlarn kald yatl okullarda da benzer


durumlarn olduu, zellikle ayn odada yatp kalkan kzlarn yumurtlamalarnn e za
manl olduu anlalmtr. Feromonlar; tanmlanamayan, hatta anlalamayan bir koku
gibi. Herhalde gndelik ak literatrnde "elektriklenme" denilen durum bu kokunun
arpc etkisi ile oluuyor.
imdiye dek ak tmyle rgensel olarak ele aldk. Acaba salt cinselliin ak olma
mas kadar akn tm salt cinsellik deil midir? Bu duyguyu oluturan ve cinselliin
dnda kalan baka duygulanmlar, cinsellii amalamayan baka ynelimler var m?
nce bu var gibi grnenleri sralayalm: k kendini ve karsndakini idealize eder,
yceltir. Buna bilinalt uzlama da denir. Uzlama; kiinin sivriliklerini, aykrlklarm
trpler, yumuatr. Birey belki de ilk kez bir bakasnn iyilii iin gerek bir kayg
duymaya balar. Bu olduka ilgin bir duygudur, ikili bir bencilliktir ve igdsel doyu
ma da aykrdr. yle ya, igdlerimiz bize nce kendini koru, nce kendini dn ve
gerekirse karndakini yok et demitir.
in bu noktasnda, doaya bu denli aykr olmasna bakarak akn bir hastalk olup
olm ad akla geliverir. H astalkl (m arazi) aklar v ard r (narsisizm 'den, Donjuanism'den ak esaretine dek). in aslna baklrsa elsever olma, temel igdlere aykr
gibi grnse de incelikli bir aamadr ve belki de verdiinden daha ok almaktr. in
pf noktas da buradadr.
Seven ve sevilen insan gerekten de ou kez verdiinden daha fazlasn alr. Bu
alp verme iinde erk (enerji) sakm ya da eitlik ilkesi bozulur; sevgi duygu rettiin
den, salkl bir sevgide hep bir art deer sz konusu olduundan verilenden daha faz
las alnr. Usumuza ilk gelen alnan deerleri yle bir sralarsak bata beenilmi ol
mak gelir. Beenilmi olmak az ey deildir. Onca insann arasndan, seilip yelenmek
onur okayc bir durumdur. zbeenimizi de artrr.
nsan yalnzdr. Sradan beraberliklerde; birey, aklnn bir ksm kaplarn hep ka
pal tutar. Kimseleri sokmak istemez bu gizli derinliklere. Bu kural ak bozar. Bylece,
birey geici de olsa bir sre yalnz deildir artk. Yalnz olmadn bilmek, yere daha bir
salam basmak demektir. Gveni oaltr...
Sevginin verdii bir baka duygu da iyeliktir (sahip kma). Bu biraz egemen olma
enisi tayan ilkel bir duygu olmakla birlikte, nicelii iyi ayarlanrsa saaltcdr da...
Ak, kendileri de karmak olan btn bu duygularn karmdr ve tm bu duy
gular sonuta cinsel edimde odaklamaktadr. Tm bu kargaaln iinden kamayan
birey k olur. k olma, btn bu kargaay zmler gibi gzken kestirme bir yol
dur. Akln ii olmad zaman, ayn inan gibi ak da avutucudur, hatta gzeldir.

Balca Kaynaklar:
Carlson, N.R.: Physiology o f Behavior, Alyn-Bacon, Boston, 1991.
Foucault, M.: Cinselliin Tarihi, cilt, Afa Yaynlan, 1986-1994.
Lewinsohn, R.: A History o f Sexual customs, Harper & Br., New York, 1958.
Oaknin, S., Rodriguez del Castillo A. ve ark.: Change in forebrain Na., K-ATPase activity and serum hormone levels du
ring sexual behavior in male rats, Physiolog. Behavior, 45:707-10,1989.
Restac, R.M.: The brain, The last frontier, W emer books, New York, 1979.
Richmond, G., Clemens, L.: Ventromedial hypothalamic lesions and cholinergic control o f female sexual behavior, Physiol,
Behavior, 42:179-182.1988.

56

o g it o ,

B a h a r '95

A k v e N e f r e t n K k e n l e r '* 1
lan D. Suttie

G r ' t e n ...
Duygularn bilimsel ifadelerimize szabilecei tela iinde, ii onu gzlem alan
mzn tmyle dna itme boyutuna vardrmyor muyuz? Ak gereklerden korkan
gsz bir zihnin bir kurgusu, bir aldatmacas m; eer yle ise sevme yeteneinden
yoksun olduu dnlen zihnimiz ak 'idesini' neden yaratm olsun? Bilim deney ala
nn tmyle kapsar, ama bunu umut ya da korku nyarglarndan arnm olarak yap
maya alr. Bu yzden de, insan esinin izin verdii lde, istek ve amac, bilimsel
'alann' olmasa da bilimsel 'karn' dnda tutmaya alr. Bu anlamda 'saf' ve 'uygu
lamal' bilim arasnda da bir ayrm yapar ve kincisinin kendi 'pratik' amalar ile snrl
olduunu kabul ederiz. Ancak, saf bilim bile ynlendirici bir 'kar' olmadan ilevini ye
rine getiremez, ama bilgiyi genelgeer klabilmek iin 'kar' belirli bir arzu ya da ama
tan soyutlayabilme zelliine sahiptir. fadelerimizin nihai olamayacan kabul etmekle
birlikte felsefi bilim nesnel olmalar gerektiini, duygularn snrlamalarndan, his ve
alkanlklarn arptmalarndan etkilenmemeleri gerektiini vurgular. Bilimin bir ya
am felsefesi olsayd yle ifade edilebilirdi: 'Arzuladmz grmek yerine, grd
mz arzulamalyz.' Gereklie bir yaklam biimi olan bu tutum bilim ve dinin temel
antitezini oluturabilir ama bilimsel tutum da gerekliin bir blmnn inkr deil
midir; 'kar nyarglar' ile birlikte olgular da ieren geni bir bilgi yelpazesini dlad
sylenemez mi?
Bilimsel zihnin de evrim ve kltrn bir rn olduu, kendini kimi kusurlardan
arndrm olsa da bunu kendi alann snrlama pahasna yapt inkr edilemez. Bilim(*) lan D. Suttie, The Origins o f Love and Hate, Pelican Books, 1960, s. 1-5.

o g t o ,

B a h a r '95

57

lan D. Sutte

sel yntemin snrlar iinde bile bu soyutlama ileminin yapld itiraf edilir ve ilkel fi- 1
zilin, maddenin 'ikincil nitelikleri'ni aratrma alannn dnda tutmas bunun kant |
olarak gsterilir. O halde baz bilgilerin bilimsel ynteme aykr olduu, baz zihinsel ]
durumlarn da bilimsel tutum ile badamad kabul edilebilir. Eer bu 'dlanan' du-
rumlardan biri, rnein duygusallk psikolojik bir olgu ise, bilimsel almalarda yer al-
mayacaktr....

;
Bilimin toplumsal btnlk sorunu karsndaki iflas yeni hipotezlerin ortaya atl-;
masna neden olmakta ve maddeci, mekanik bilimin insan ilikileri konusunda yetersiz
kaldm gstermektedir. Daha da ileri giderek, bilimin efkatten arndrlm zihinsel,
bir 'oyun'a ka olduunu, ilk ocukluk yllarnda yitirilen, insann evresi ile kurduu
duygusal ilikileri yeniden kurmaya alan Hristiyan dininin bir antitezi olduunu sa
vunabilirim.
Toplumsal davranlar zerine aratrmalara baladmda altruist (ehvetsiz) ak
kavramn bilimsel bir temele oturtmaya alacam aklma gelmezdi. Biyolojik ve me
todolojik ilkelerle yaklaarak bu zamana kadar geerli klnm 'sr igds' hipotezi
ni reddederek, psikozlarn aslnda toplumsal dzenin dzensizlikleri olduunu ve top
lumsal grup oluturma kuramlarmzn yanlln fark ettim. ocuklarn yetikinlere
oranla ilkel atalarmzdan daha ok farkllatn ve bu balangca dnn, 'sr gds'ne yneliten ok toplumsal alkanla doal bir uyum olduunu grdm. o
cuklarn yetitirilmesinin ve 'toplumsal alkanln' hem birbirleriyle, hem de zeknn
kr igdnn yerini almasyla ilikili olduunu dnmeye baladm.
Mantksal ve biyolojik nedenlerle Freudcu Metapsikoloji'yi reddetmek zorunday
dm; onun seks kuramnn, Oedipus Kompleksi'nin, seks kskanlnn, baba basks ve
hadm edilme korkusunun kltr ve kiiliin belirleyicileri olarak kabul gren grle
rinin sorgulanmas gerektiini anladm. Bastrma duygusunun, korkunun deil akn
bir ilevi olduu, oedipus kompleksi gibi benzer duygulan bastrann da baba deil an
ne olduu sonucuna vardm...
Benim iin akn kayna seks arzusu ya da duygusu deil, yiyecek vs. ihtiyac idi;
ve tabii ki akn (saygmn da olduu gibi) asl nesnesinin de baba deil, anne olduunu
dnyordum. Ancak, hemen ardndan byme iin gerekli ihtiyalarn ocuk zihnin
de yaln organik gereklilikler olarak deil de karlkl ilikide alnan bir zevk; yalnzlk
ve terkedilmilik iinde ise bir sknt olabilecei duygusunun yerleebileceini grdm.
Freudcu kendini ifade kavramnn gerilimi azaltc bir sre ya da duygusal boalma
ieriinin yanl olduunu, ifadenin bir baka kiiye ynelen bir sunu ya da bir uyar ol
duunu, bir karlk beklediini ve akn zaten temelde uyumlu bir karlkllk durumu
olduunu dndm... efkatin kltrmzde ve bilimimizde seksten daha fazla ya
saklandn ve psiko-analitik aratrmalarn ve tutumlarn da bu nyarg tarafndan s
nrlandn grdm....
ocuun kendini koruyabilmek iin isel bir birliktelik ihtiyac olduu varsaymn
dan yola karak bunun aile ya da arkada sevgisine dntn ve bu duyguyu jenital hazdan arnm bir ekilde Freudcu Libido'nun yerine koyduumu, kurammn ana
yaps olarak ilan ettim.
eviren: Zeynep Grata

58

o g t o ,

B a h a r '95

SANATININ BR IK
O l a r a k n t h a r i ?
Halil Gkhan

Sanat dili, slubu adal olan bir sanat, bile isteye lmek, intihar etmek eylemin
de bulunmay gze aldnda, yaklaan lmnde yine bir slup denemesine giriir. Te
ma hibir bakmdan eitli deil, tersine tektir. Tema lmdr. Yatay olarak eksiden ar
tya, art sonsuzdan eksi sonsuza lm. O kadar. Gidilen bir boluk. Eriyecek olan yatay
bir gvde. Bu temay diklemesine kesen doru, slup dorusu (tavr dorusu ya da tav
rn nitelii) sanatnn lmn zamann gemi dzlemine oturtan, saplayan doru
dur. Yani sanatnn ve sanatn geometri uzaynda dikeyi temsil eder bu doru.. lm,
intihar olgusunun derinliidir.
Sanat hangi nedenlerden dolay intihar seer? Konularna gre intiharn eitleri
nelerdir?
Yaamn diklii, sarp elikileri ve uurum aclar yok olmay nerirken gsterdii
eylemci el, sanatnn kendi elidir. Diklik, sarplk ve uurumlarn karsnda, trmanc
ya da hamleci duyu kaslarn, alg kemiklerini, direnme eklemlerini yitirdiini gren sa
nat, o hzla bir d kazanrsa da, decei yerden, metafizik konumdan ok, d
asyla urar. Bu a, verili ya da popler intihar nedenlerinin aortayndan sapma
gsteren allmadk bir durum asdr.
"Herkesin lme bir bak var. lm gelir, senin gzlerinle bakar." (Bu iki cmle,
air intiharlarnn ar toplarndan biri olan Cesare Pavese'nin nl dizelerinden dzya
zya aktarld, kaynak yerine zorunlu olarak bellek kullanlnca) Pavese, lm, insann
dnda bir bak eylemi olarak nitelerken, bir yandan da intihar dncesini lm zle
C

o g t o ,

B a h a r '95

59

Halil Gkhan

mini giderme olarak alglamaktayd. nsann dnda oluan ve insana (canlya) dnk
yok olma yazgsnn zamanca ve uzamca yerlemini ele geirme (kendi lm ann belir
leme - bir tr oto-tenazi) frsat olan ihtihar, yani lm zlemini giderme eylemini bir
otel odasnda gerekletirdiinde artk yazmyordu. te yandan "Benim iin baka bir
kar yol kalmamt" diyerek yoldalara, kardelerine, anacna veda eden Mayakovski, kendini son ve tek kar yoluna teslim ederken intihar da ayr bir denklemin tarafla
rndan biri yapyordu...
Neye denk olursa olsun, hi kimse Sylvia Plath kadar lmek ykleminde kiiyi
edilginlikten bu denli kurtaramad, hem de yine bir-iki dizeyle: "lmek/bir sanattr, her
ey gibi (...)" lm bir kaza anndan ya da hastalk dneminin elinden alan Plath bu
yklemi birinci tekil ahsla ekme eylemini yerine getirmekle yetindi 30 yanda.
Burada duralm. Baka intihar, lm zlemini giderme eylemleri ya da her neyse,
baka birok rnekte, sanat intiharlarnda lm bir mitos olarak bulacaz karmz
da. Sanatnn yaratc nitelii nasl olsa lmn gerisinde, son yapttan bir nce yarat
lan dizeler ya da yazlar brakacaktr. Yaz brakmam da olsa sanatnn yaptlarnda
asgari bir lme bak bulmak her zaman olas. Zira, dnlmemi intihar ancak bir
kaza olabilir.
Burada bir kez daha duralm: Sanatnm ihtihar ancak bir baka sanatnn intiha
rna benzer. airler ressamlardan daha ok intihar etmi; mzisyenler romanclardan
daha az intihara kalkm olabilirler... Ama nereden baklrsa baklsn, sanat intihar,
gerekesinden biimine kadar birok ontolojik bulguyla sarldr. Hatta bu intihan kua
tan felsefe alan az ok varoluudur. lmyle ileyen bir varolu. Babasna kzp ken
dini ldren gen kzla Sylvia Plath'n, Hitler ile Stefan Zweig'n intiharlarn birbirle
rinden ancak varolusal bir uurum ayrabilir.
Son kez: Sanat intihar, at mitos alan ve gsterdii estetik, ilevsel planla var
dr, Topluca genellemenin bilinen znesini kullanrsak, herkes sanat gibi intihar ede
mez. Sanat, vard toplumsal, yaamsal bilgi, yorum ve dlem birikiminin rn
olabilecek bir tema ve tavr iinde lm zlemini giderir (Pavese), ya da yine sanat icra
eder (Plath).
Sevginin zel bir biimi olan akn penesindeki sanatlarn intihar tarihi ya da sa
natlarn bir k olarak intihar tarihi bilinenden daha da yoksul ve eer bu bir tarih kita
bysa sayfalar sanrm ok az. Ulalabilen bir genelleme olmasa da galiba sanatlar,
zellikle intihar eden sanatlar gizli ak intiharlaryla gizli sayfalar amlar bu kitapta.
Ya da ak, karlksz ak, kara sevda, sevgiliye gnn gsterme, terkedilme gibi ne
denlerle yaamna kendi eliyle son veren ve bylelikle lm zlemini gideren air, ya
zar, sanat hemen hemen hi yok gibidir. Neden mi? Belki de elimizdeki "sanatlarn
intihar tarihi", bilinli olarak znel davranyor. Bir anlamda kolluyor sanaty. Zira, genelgeer intiharlarn ounda ak intihar ba eker grnmekte. Yazardan (author) sy
rlp kahramanlarna baktmzda ak intiharlarnn skl dikkat ekici. "Yaratnn ya
rattna yaktrdn genellikle yapmamas durumu" denilebilecek bir olguyla akla
nabilir sanatnn bir k olarak intihan.. Gerekesi bilinmeyen ya da hi anlalmayan in
tiharlarn ardndan, onlarn iimize sald kuku durumunu serinkanllkla karlamak
gerekir. zlenmesi gereken daha ok, mntehiri bu intihara srkleyen kukulardr.
Ak intiharlarnn, bilgi ve deneyimler sonucunda, sanatnn harc olmadna
karar verilebilir.

60

C o g t o , B a h a r '95

ECNSEL AKIN EVRESNDE


Yldrm Trker

ada dnyann, her eyin dile dkld, formle edildii, terimlerle grnr
klnd varolu atmosferi ecinsellik olgusunu teye, daha teye, bizlerden alabildiin
ce raa itiyor. Bu i gcklayc, irkiltici konu, deildike kendimizi konumladmz
dnyann periferisinde soluk bir lekeye dnyor. Bize belli belirsiz gz krpan, yaban
c bir tz. Ecinsellik 'tema'snn hayatmzn her ak alannda yerli yersiz dile gelmesi
ve bizi hl artmaya, elendirmeye, yzmz al al etmeye, dudak srtmaya devam
etmesinin nedenini kendimize ramen biraz belirleyebildiimizde ecinsel ak stne
gerekten, baka bir dilde, baka bir kodlama sisteminin nda sz retebiliriz gibi ge
liyor bana. Bu ura aka baka bir dil, bir sentaks renmeyi art klyor. Snrlar
iinde yaadmz, izebildiimiz snrlarnn elverdii zenginlikte yaayabildiimiz di
lin bir lehesiyle kavrayamayacamz bir dnya sz konusu. Bu noktada ecinsellii,
toplumsal aznlklarmkinden farkl bir varolu olarak gryorum. Empatiyle zmle
nebilecek, alglanp ayrtrlabilecek, bizimmi gibi klnarak yaknlk salanacak bir
dnya deil. Ecinsellii; ecinselliin kstnlmlm, boulduu sular anlamaya al
rken, kendi hayatmzn aynasnda ayn trden bir kstnlmln yanssn arama a
bas, ecinsellii kendi dnyamzn kaytsz artsz dna kilitlememizi salyor. Tala,
sopayla, elektrikle yapmay reddettiimizi hogryle yapyoruz. Hayatmzn meru
gvencesi btn sarslmazlyla bir kez daha, stelik bizi uygar ve demokrat bir kiili
e yazarak tesis ediliyor. Pekiyi hayatmzn hassas dengesinde baka bir dil renmeye
ayrabileceimiz yer/zaman var m? Bu katmanlara paralanm; bizi ilgilendiren kk
bir alan ve ilgilendirmeyen koskoca ktalara blnm dnyada ister ecinsel isterse
dzcinsel olalm, bu yabanc dili renmeye yanaacak myz? Bu yabanc lkeyi ger

o g t o ,

B a h a r '95

61

Yldrm Trker

ekten merak ediyor muyuz? Yoksa tecesssn salyal cazibesiyle yetinecek miyiz? Bu
noktada kendini zorlayan karar, dnyaya yzmz tutu slubunu belirleyecektir. a
mzn nimeti el kitaplarndan her konuda yeterince bilgi edinip politik doru duruu
muzu garanti altna alacak, bizi barbarln dil srmelerinden koruyacak kadaryla ye
tindiimiz takdirde, bu duruun bize sunduu dnyann oraklna da katlanacaz.
Demem u ki, ecinsellik, dzcinsellikten basit bir sapma, o eitli ruhbilimsel, ruhsuzbilimsel adlandrmalarla oklar yazlm kavaktan dosta bir selamla tatl bir kavis
yaparak uzaklaan, ama fazla etrefilli bir gzergh takip etmeyip yine ayn gnee al
nn veren bir yol deil. Kava gren bile olmam. O oklar tarihin, tbb yanma alarak
karanlk bir gecede yazdn dnerek balayamaz myz? Yabanc bir dil renme ko
nusunda gstereceimiz heves, kendi zerk akmz da dzcinsel hegemonyann bask
c tarihine tercme ederek var klma abamz bir kere daha gzden geirme yolunu aa
cak.
Ecinsel bir ak, her ak kadar zel, her ak kadar biricik, dnyaya tutulduunda
her ak kadar kimsesiz ve bu toplumsal koullarda biraz daha savadr. Her ak, gze
aldklarnn toplamdr. Ecinsel ak, bu anlamda balbana bir gze alma, cret etme
hanesine yazlabilir. Bunun dnda aklarmz yalnkat, toplu olarak gzetlenebilir, bir
ka szckle hemen anlalabilir klmay amalayan dzcinselliin hegemonyas zaten
ecinsel olalm, dzcinsel olalm, hepimizi kurutmakta deil mi?
Mitoloji, ancak retildii dile ve tketicisinin hayatna tahvil edilebilir. Bizden uza
a itmeye altmz, evcil bir 'teki'lik yklediimiz ecinsellik de mitlerin bereketli
rgtlenme alanlarndan biridir. Mitolojiyle evcilletirilen btn hayat alanlarnda oldu
u gibi o mitler, o hayatn sakinlerince de kabul ve itibar grr. "Ecinsel Dahiler" adn
da, popler olmaya aday bir kitap ne kadar ecinsellerin toplum iindeki varolularn
merulatrmaya katkda bulunsa da; ecinseller tarafndan gururla kabul grse de uzun
vadede onlarn hayatn ar bir cendere altna sokacak saldrgan bir yaklama zemin
hazrlar. Ecinseller hayatlarn merulatrmak iin dahi olacaklar, yle mi? yok yle
yama! Ecinseller zekidir, duyarldr, ince ruhlu, becerikli, edepsiz, dengesiz, okeli,
alak vb.'dir. Ecinsellerin artlardan eksileri kararak ferahlamalar, dzcinsellerin
kendi dlarndaki bir dnyay amlamann tadn karmalarna kout bir aymazlk.
Grnrlk mcadelesi veren ecinseller bu yzyllarn rn mitolojinin bulutu y
znden ciddi vakit kaybediyor. Dnyann dzcinsel salamasnda "Cinselliin Lo K
eleri", "Akn teki Yz" vb. balklar altnda sze svanan bu hayata giden btn
yollar kesilmi oluyor.
Aydnl kim grm? beriki yz nereye bakyor? teki diyenler kim? Dnyann
dna itilmekten neden bu denli korkuyoruz? Korkuyorsak ecinselleri neden rahat b
rakmyoruz? Hmanist sosyalistlerin "nsani olan hibir ey bana yabanc deil" byklenmesiyle kendilerini en sevecen, en hogrl merci ilan etmelerinde canavarca bir
ey grrken fazla m ileri gidiyorum? Grenin grlen karsmda iktidar stne kuru
lu hiyerarinin tecavz hangi insanl aydnlatabilir?
Ecinsel aka edebiyatn hangi kapsmdan girilir? Mann'n Aschenbach'yla Forster'm M aurice'i ayn tutkuya m yazldlar? Proust'la Rimbaud tanr myd? Burroughs, Tennessee VVilliams'n dnyasna sabilir miydi? Stein ile Woolf o mektuplar bir
birlerine yazarlar myd? Gide ile Genet aslnda ayn ada yaamadlar m? Sait Faik'in
ak Nahid Srr'nn yazsnda karln bulabilir miydi? Bilge Karasu ile Selim leri ay
n iklimin akn m yazdlar? Murathan Mungan kimin akrabas? Kk skender hangi
ecinsellii yazyor? Yazsnda ecinsel aka yer vermi btn yazarlarn dkm ve in

62

o g t o ,

B a h a r '95

Ecinsel Akn evresinde

celenmesi ecinselliin ne tr bir duyarlk olduu konusunda kesin bir sonuca ulama
mz salayacak m? Hayr. Her akn dnyayla ve nesnesiyle ilikilenme biimindeki
biriciklik stne aydnlanrz olsa olsa.
Bir erkek, bir erkei; bir kadn, bir kadn sever. Kuracamz ikinci cmle mutlaka
politik olacaktr.

o g t o ,

B a h a r '95

63

Francis Bacon: Oda

= /(

k a r a n l i k ) (i)

Cem Aka

Eprimi bir metafordan hareketle: k aydnlatr; k aydnlanmamz, bilmemizi


salar, nk karanln saklad eyi, bilinmeyeni gsterir, grnr klar.
Ayn karanlk yz.
"Bir liki Nasl Olmaldr - Birinci Manifesto", Madde 8: Herkesin kendine ait bir
karanl olmas gerektii, tartlmaz bir gerektir.
Herkesin kendine ait bir karanl zaten vardr. Bunun da tesinde, kiinin baz
ynlerinin karanlkta kalmas iyi bireydir - aydnlk, bilindii gibi, ancak karanln var
olmasyla mmkndr. Ak, kiinin karanlk zerinde snrl da olsa denetimi olduunu
varsayar, gizli olann seici bir yaklamla teki'ne sunulmasn ierir - bu sunum sreci
yaknlamay, teki'nin giderek Bir'in paras haline gelmesini, Bir'lemeyi salar.
Ak, paradoksal bir fonksiyon olarak dnlebilir, karanlk balamnda iki ters
drty iermesi nedeniyle. Bunlardan birisi, kiiyi kendisi hakknda olabildiince ok
ey anlatmaya (bilgi aktarmaya), kendisini daha, daha ok paylamaya, teki'ni iyice
iine almaya, kendi karanln azaltmaya yneltir. Karanl azaltmaya ynelik bu
drt varln ksmen, yaamn, ne kadar ok ey ortaya konursa o kadar zenginleme
sine borludur; bu anlamda, bir iliki0 emperyalizminden sz edilebilir belki: bymek,
1) Balktan da anlalaca zere, epeyce souk ve rasyonel bir yaz olacak bu. Ak iinde olanlarn alnmayacan umuyorum.
2) Elbette bu anlatma eylemi, safdil bir aktarmdan ok, kiinin kendisini yeniden kurmas demektir - Ak'a getirdii kimlii ze
rinde, kurma yoluyla bir denetim salama abasndan sz edilebilir.
3) "liki" szcn genie bir anlamda kullanyorum, el ele tutumu, sahilde yryen bir ift gelmesin aklnza illa.

C o g t o , B a h a r '95

65

Cem Aka

birlikte bymek nemlidir. Dier drtyse, baz eylerin karanlkta kalmasnda diretir.
Bu diren, bir yanyla Bir'leme srecinde Tek olarak, farkl, ayr, mstakil ve biimli bir
birim olarak kalmak, kimliini korumak istemenin rndr; bir yanyla da, karanln
ierii kiiye/kltre gre deise de, kategorik olarak, kiinin, kendisini grlmek/ol
mak istediinden farkl gsteren/olduran eyleri sakl tutmak; grlen/gsterilen ba
lamnda tanmlanacak varoluunu, bu tanm zerinde belirleyicilik konumunu koruya
rak, yani neyin karanlkta kalacan kendisi belirleyerek, yaratmak istemesinden kaynaklanr.<4>
Karanl azaltmann pek ok yolu vardr ve szl iletiim bunlardan yalnzca biri
dir. Birlikte var olmann her tr, ayn ilevi fazlasyla grr. "ine almak" deyiminin
tad cinsel yananlam, bu konuya kesinlikle dahildir - "bilmek" fiili, Kutsal Kitap'taki
anlamyla nemli bir boyut kazanr.0
Karanlk, siz azaltmasanz da, sizden bamsz olarak azalr bazen: gsterdiklerini
zin yarara, pek ok ey de grlr nk, bakmakta olan teki tarafndan.
"Manifesto", Madde 29: Dil, iletiim kurmak iin bavurulacak son aralardan biri
olmaldr. Bir eliki gibi grnse de, konumak arttr. Bu, koklamann ve telepatinin
nemini hibir ekilde yadsmaz.
Bir itiraz: "kimlik" derken eyin snrlar ve ekli, evrenin oluturucu/tanmlayc
etkisinden bamsz olarak var olamaz - her kii, ancak balam ierisinde kimlik ve kii
lik sahibidir, balamdan balama deimeden geen tek bir kimlik yoktur, eitli ynleri
bu yzden eliebilir. Dolaysyla "kimliini korumak" bir yanl-sorunsala iaret ediyor
olabilir mi: devinen bir iliki, bireylerin ilikiye getirdikleri kimliklerini ilk andan itiba
ren -v e byk olaslkla daha nce- yourmaya balayacana gre? Bir baka metafora
snyorum: okyanus, ky eridini srekli deitirir; bu, difransiyel bir zaman sresince
belirli bir ky eridinin tanmlanabilir olmasn etkilemez ama; haritaclk pratiini de
ortadan kaldrmaz, ky uzunluunun tam olarak hesaplanmasn epeyce zorlatrsa
da. Yani srekli ve saptamas g bir ekilde deiiyor olsa da kimlikten sz edilebilir
ve -konuya dnecek olursak- kiinin dalgakranlar yapmak suretiyle kendisini koruma
ya ynelebilecei dnlebilir.
Tek odal bir evde yaamaktan, sevgilinle arpmaktan, kendi yerinin olmamasndan nefret
ediyordun, bu yzden onu sulamaktan ve bu daralma duygusunun yaknlnz baltalamasna
izin veriyor olmaktan da nefret ediyordun. Sonunda o ayr bir eve ktnda bir ay gibi ksa bir
srede eski neeli, canl, retken haline dnnce, akn boabilecei olaslna tank olmak seni
rpertti.
Karanln boyutlar ve ierii tmyle kiiseldir: nemi, ou zaman, kii bu ne4) kinci dipnotta bunu daha ekonomik bir ekilde dile getirmi olduumun farkndaym - kulam bir de byle gstermek iste
dim: fikir ok houma gitmi olmal.
5) Cinselliin "m erkezi" nemini yadsmak haddim deil, haa. Kim olduumuzun, kimle neyi nasl, ne adna ve hangi etiket altn
da yaptmzla belirlendii bir devirde yaarken hele. nsan dnyor: cinselliin henz saplant haline gelmedii ve enelere
vurmad devirlerde ne hakknda konuuyorduk biz yahu?
6) Fraktal geometri eksik kalmt... Bu kimlik konusuna burada daha fazla bulamak istemiyorum, ok srar ediyorsanz sonra d
neriz. unu da eklemeden edemeyeceim: tmyle dandan belirlenen kimlik, olduka ciddi sorunlarla uramak zorunda bra
kr bizi: bireyin istencinin ve kendi zerindeki belirleyiciliin sfr olduunu kabul edersek, Platon'dan Judith Butler'a uzanan
izgideki btn toplumsal/siyasal kuramlar pencereden atmamz gerekecek. Sylemedi denmesin.

66

C o g t o , B a h a r '95

Ak = f (karanlk)

mi atfettii iin vardr - varlnn gerei de budur zaten: bakalarnn umarsamayaca


eyleri17* karanlk klmak, kitlenin gznden saklamak, yalnzca karanlk olduu iin de
erli olan bilgiyi, ayrcalkl teki'nin bilmesine izin vermek.
Dolam deeri olmayan bilgiyi genel dolamdan saknarak bireysel apta bir
"sanki-yoksunluk" yaratmak (elbette genel dolam, farenin daa ksmesiyle ilgilenme
yecektir) ve bylece deerlenen bilgiyi, ikili dolam balamna sokarak teki'ne ver
mek: teki'ne deer vermek.
Bilgiyi bir deiim nesnesi olarak kullannca, deneyimsel bilginin buradaki yeri ko
nusunda baz sorularn ortaya kmas kanlmaz: rnek: erkein sevgilisine bir konu
ma srasnda, penisinin saa eik olduunu sylemesiyle, diyelim ki bir sevime srasn
da penisini grnr klmas arasnda nasl bir fark var?19 Gelenein sesi kukuya yer b
rakmyor: yaanmam bilgi kurudur, deneyim kitaba stndr.00 Kibritle oynarsa eli
nin yanacan ocua retmenin en iyi yolu bunu ona sylemek deil, syledikten
sonra oynamasna ve elini yakmasna izin vermektir. Bilginin doruluk derecesi deildir
burada sz konusu olan - daha ok bilginin iletirilmesi asndan nitel bir farkllk n
grlr. te yandan bakmak da her zaman grmek demek deildir, ayrca grlecek
tek birey yoktur: penisin karanlktan kmas, eikliinin farkna varlmasn garantile
mez. "Kitabi" bilgi iin de ayn ey geerlidir: szckler ve metinler, her okuyucu iin
ayn anlam tamaz/kurmaz.
nemli saydn dncelerini, duygularn, yazl olarak iletirdin sevgililerine, ayrntl,
iyice dnlm ve szcklere zenilmi mektuplar yazardn - insanlarn neleri atlayp nelere
takldn grdke, derdini bir trl anlatamadn ve kimi zaman tmyle ters ynde anlal
dn fark ettike, bu mektup iinden soudun; konuulan sze oldum olas gvenmezdin, ke
tumluk sulamalar ayyuka kt.
Paris'te Son Tango: Adam, Kadn ve kendisi iin soyutlanm, yaltlm bir evren
kurar - buraya isimler ve dardaki yaamn szckleri girmeyecektir; iliki kendisini
dars yokmu gibi, bakir szckler ve deneyimlerle kuracaktr, sfrdan. liki yalnzca
burada var olacaktr. Adam Kadna sodomi yoluyla tecavz edecek, Kadnm Adamm
kna parmaklarn sokmasna -trnaklarn kestikten sonra- izin verilecektir, Kadnsa
pikabn Adam arpmasn salayacak ve zevkle izleyecektir. Filmin sonunda bir krlma
yaanr: liki -bu noktada kesif bir tr ak olduu anlalan iliki- darya taar ve o
anda, kamu alanna ait bilgi evrenine girilir, meslek, Paris'te bulunma nedeni, zgemi
vs. aklanr. Kamunun sahip olduu/olabilecei bilginin kamu alannda paylalmas
nn u noktasnda: bir otelin balo salonundaki bir tango yarmasnda, tangonun ar
trd mahrem erotizmin travestisi okunur yarmaclarn sahte danslarnda, bu travestiye kart olarak Adam ve Kadnn dans komik, aptalca ama hakikidir, Adam yal jri
yesine kn gstererek bu sahtelikle alay ettiini gsterir - intiharna az kalmtr.
"Gerek" ak, ancak bu tr bir yaltmla mmkn olabilir - kamunun szckleri, kamu
nun bilgisi yalnzca rtr.1
7) Bu umursamazlk kii yapmm yerle bir edecei iin gereklidir "zel"/ "kam u" ayrm.
8) H om o economicus klliyatna ufak bir katk. Arz-talep dengesinden sonra isizlik-enflasyon dengesini de aklayabilirsem du
rum ciddileebilir.
9) Felsefe ve bilimin miras, neden grmeye ve gze bu kadar bal? "Grem eyen" nsan, nasl b ir felsefe ve bilim yaratrd? Goethe, optik ve renk kuram ile ilgili kitabn, neden iirlerinin toplamndan daha deerli saymt?
10) " ok gezen deil, ok okuyan bilir" atasz, bana her zaman sahtekrlk kokmutur nitekim.
11) Burada da gerek yaknln bedensel/cinsel yaknlk olarak tanm land dikkatimden kamad.

o g t o ,

B a h a r '95

67

Cem Aka

Mahrem, kamunun basks altnda uzun sre yaayamaz.


Herkes hakknda hereyin bilindii bir ortamda ak olanaksz olurdu - birbirlerine
e uzaklktaki bireyler yaknlaamazd.21
Kendi karanl olan bireylerin, aklar etrafnda bir karanlk yaratmalar da ayn
paradoksal fonksiyona bal olarak gerekleir: bir yandan bu akn herkes tarafndan
bilinmesi, btn dnyann gzlerinin nne serilmesi drts vardr, te yandan da
dnyann baklarndan uzak olma, babaa kalma, ilikinin kendisine dair rettii bil
giyi kskanlkla kamudan saklama drts.
Ak balamnda ortaya kan utangalk, bu paradoksun iyice belirginletii du
rumlardan biridir: gsterme-saklama elikisi.
Kaldmz otel odasndaki tuvaletin kaps yoktu. Sevitiimiz yataktan kalkm, odann
iinde sanki birey yapman gerekiyormu da ne olduunu hatrlayamyormusun gibi dnenmi,
sonra ayaklarn neredeyse sryerek tuvalete girmitin. Bacaklarn aarak klozete oturduunda
yznn parlak krmzln, kadehe dklen ampanya gibi ieyiini, yakndan da yakn oldu
umuzu hissettiimi unutmayacam hi. En basit eylerden bile renecei ok ey var akn.
Ak besleyen en nemli etkenlerden biri gvendir: kiinin karanlnn, teki tara
fndan ihlal edilmeyeceine duyulan gven. Bu da saygdan doar: gsterilmesi gerekti
ine inanlan ya da gsterilmesi istenen eyleri gsterilmeden grmeye almayacak
kadar sayg duymak teki'nin karanlna.
zin gerektirecek grme abalarnn nesnesi, kii iin bile fazla nem tamayan bir
bilgi olabilir, ya da ihlalcinin beklediinden ok daha nemsiz, sradan bir bilgi olduu
ortaya kabilir: tuza dntrlmeyi gerektiren su ilenmitir yine de. Baz haklar, an
cak verildiinde alnrlar, baz haklarsa, verildiinde bile alnmamaldr.
zinsiz kefedilen bilgi, ok temel bir neme sahip olabilir te yandan: akn, iliki
nin doasn ve yapsn, teki'nin varoluunu bambaka bir kla aydnlatabilir, bu k
hi de ho eyler gstermeyebilir. Kefeden, grmemesi gereken bireyi grmtr yine,
ama bu kez, saklanm olan, grmeye hakk olduunu dndn kefetmi olmak,
bir anlamda aldatlm olduunu renmek, ona ahlaksal bir stnlk duygusu verir:
evet, saygszlk ettim, ama sonuca bakalm."3
Karanln karanlk yz demek ki: yalan ve drstlk. Bu konuda tekil rnekler
den bamsz, kategorik nermeler oluturmak ok kolay deil; her trl yalan insanlk
onurunun aalanmasdr ve dolaysyla her koul altnda doruyu sylemek en byk
nceliktir, pasif/aktif yalan, beyaz/kara yalan gibi ayrmlar, yalan syleyenin kendisini
daha iyi hissedebilmesine ynelik sahtekrlklardr, trnden toptan bir dayaty fazla
indirgemeci buluyorum,04 bir yanmla takdir etsem de. Ak besleyen en nemli etken12) Burada "ideal" bir durumdan sz ediyorum: bilginin nasl edinildiinin fark etmediini ya da herkesin herkes hakknda ayn e
kilde bilgilendiini varsayyorum.
13) Mektup ve gnlkleri okuyan, telefonlar dinleyen, sokakta takip eden, alveri filerindeki kasa saatlerini ve dkkn adlarn
inceleyen ve bilemediim nice eyler yapan sevgililerden sz ediyorum. Onlar kendilerini biliyor.
14) Yalan syleme hakkn savunmak isterim sanrm - insann karmakl bunu gerektirir diye dnyorum. Herkesin her za
man doruyu syledii bir dnya son tahlilde skc olurdu ve u halimizle deer verdiimiz, nemli bulduumuz pek ok u
ra var olamazd. te yandan, bir ahlak kuralnn iyi/doru/geerli olabilmesi iin herkese uygulanmas gerektii savyla ilgili
ciddi sorunlarm var. Bunlar bir yana, baz konular hakknda hi yalan sylememeyi, baz sorulara her zaman doru yant ver
meyi, baz eyleri teki'ne her zaman her koulda gstermeyi, bir tutum olarak optimuma yakn buluyorum.

68

C o g it o , B a h a r '95

Ak = f (karanlk)

lerden biri gvendir, demitim: teki'nin bilerek aldatmayacana, kandrmayacana,


saklamayacana, karanlkta kalmamas gereken eyleri karanlkta brakmayacana du
yulan gven. Ancak bu gvenin hak edilmesi, edildiinin gsterilmesi gerekebilir belki:
bu drstl herkes kaldramyor. Yine de pragmatik, yararc, "cynic" ve son tahlilde
kendine yontucu bir basky olumluyor deilim - ak tehlikeye drmemek adna,
sylenmesi gerekeni saklamann getirdii ahlaksal ykn srtlanlmas gerekeceini sa
vunmuyorum: ldrmezse, daha gl klacaktr ,<15)
Hereyin sylenmesi/gsterilmesi gerekmez, baz eyleri sylemek/gstermekse
arttr: ilikinin temelini ilgilendiren bilgiler, akn doas, geirdii deiimler, baka
aklar, yaamla ilgili uzun vadeli -dolaysyla teki'nin uzun vadesiyle akabilecekplanlara dair bilgiler, sreen bir ekilde veri olmak durumundaki eylerden bazlardr.
Ne kadar zaman sonra, sylenen, drst olma snrn ap gerei bunca zaman
saklam olma blgesine geer? Kiisel yarg alannda kalan bir karar bu sanrm - ksta
sn aklanmas ve tutarl olunmas dnda, herkesin kendi kuraln getirmesinde -en
azndan burada- itiraz edilecek birey yok .'10
Bir erkek arkadan vard - kmak anlamnda deil, cinsiyeti erkek olan bir arkada anla
mnda. nceleri yalnzca merhabalayordunuz, sonra iyi arkada oldunuz, daha sonra hemen
her gn grmeye, saatlerce konumaya, uzun yrylere kmaya, film lere gitmeye balad
nz. Ben orada deildim henz - telefonda bana, bir yldr birlikte olduun sevgiline, ne harika
bir insan olduunu anlatyordun bu yeni arkadann, konumalarmzda srekli ad geiyordu,
yapt bireyi, syledii bir sz aktaryordun sk sk. aka yollu kurcaladmda glerek yok ca
nm, demitin, yalnzca onu tanm olmak bana mutluluk veriyor.
Sonra ben geldim; tantk. Senin araclnla tandm insanlara yaknlamakta hep zorluk
ekmitim - bu adam sevdim, ilk bata seni memnun etmek iin bana dosta davrandm d
ndm; geen zaman, neredeyse senden ayr var olan bir iliki kurmamz salad aramzda. Sa
na k olduunu gryordum - senin de ona k olduunu anlamadm ama, istemedim. Bu du
rum iki ay srd: bir sabah, geerken sormam olsaydm, onu sevdiini bana syleyecek miydin,
ne zaman syleyecektin, bilmiyorum; o sabah duyduklarmdan sonra ilk tepkim, tas-tara topla
mak ve defolup gitmekti. kinizin birlik olup, gzmn iine baka baka birbirinizin sevgilisi oldu
unuz yerde daha fazla kalmak, sinir, sindirim ve solunum sistemlerimi fazlasyla zorlayacakt.
Birka gn sonra dndm ama - dnmemi ok istediim iin, benim iin ok nemli olduun
iin. Aranzda fiziksel hibir ey olmadn -sanki en nemli derdim buymu gibi, duygularnz
ilk kez o sabahki konumamzdan sonra birbirinize atnz syledin: onunla hibir zaman sev
gili olmamtn, uzaktan sevmitiniz birbirinizi, o da saygsndan dolay daha fazlasn isteme
miti, imdiyse bitmiti btn bunlar - hl arkadatnz ama sen beni seviyordun ve onu kazan
mak uruna beni yitirmek istemiyordun.
Tekleye topallaya toparlanmaya, yara sarmaya baladk. lk kez, sana gvenmemem gereke
bileceini, senin ipinle kuyuya inmenin ok salam bir fikir olmayabileceini dnr oldum:
iimdeki acl srekli kld bu. Benim, bir sre sonra baka bir ehre gidecek ve seni arkadanla
brakacak oluum da pek rahatlatmyordu iimi.
15) Drstl kaldrmak" ksm da, drstlk talebinde bulunanlarn, sorumluluklarn tayabilecek olgunlukta olmalarn iste
mek olarak dnlebilir.
16) Drst olunduu srece hereyin yaplabileceini savunmaksa bencilliin doruu olarak gzkyor bana.

o g t o ,

B a h a r '95

69

Cem Aka

Sonra bir mektup aldm arkadandan: zgn olduunu, arkadalmzn byle, onun bana
ihanet etmesiyle bitmesini istemediini tam bir salak gibi hissettiini anlatan, bana deer verdi
ine inanmam isteyen, abuk-subuk, bir sayfalk bir mektup. Arkasna yazdm cevapta buna
inanmam beklemesini inanlmaz bulduumu, ahlak dzeyi sfrlanm bir srngen olduunu
dnmeyeceim ve adn her duyuumda kusmak istemeyeceim gnn de geleceini bildiimi,
ona vaktiyle iten bir yaknlk duyduumu ama bu saatten sonra herhangi bir arkadalk sylemi
nin sz konusu bile olmadn ilettim. Senin ihanetinin acsn ondan kartyordum sanrm senin bana olan sorumluluunun yannda onunkisinin laf olmazd herhalde.
Hikyenin en ho tarafysa, bana gerei anlattn gn bile yalan sylemi olduunu renmemdi, yzyllar sonra: aranzdaki iliki iddia ettiin gibi "masum" deildi, benimle yzle
menden nce ve onun bana yazmasndan sonra da ayn younlukta srmt; ben sahneden e
kildikten ksa bir sre sonraysa resmen sevgili oldunuz, birlikte yeni bir ev tuttunuz. Anlamad
m iki ey var: beni nasl bu kadar aalayabildin; gittiimde, gitmiken, neden yalvardn, d
neyim diye? Dibini bulamadm ben senin.
Kendini paylamann ak bytmesi, baka bir yoldan daha gerekleir: yumuak
karnn teki'ne gsteren kii, yaralanmay gze alyor demektir bu savunmaszlk k
tye kullanlmadnda, teki'nin yumuak karnyla karlandnda, ciddi bir kpr
dr kurulan.
"Manifesto", Madde 13: Her insann duvarlar vardr. Her duvarn gedikleri vardr.
likide drstlk, insanlarn birbirlerine verdii ve bu gedikleri gsteren haritalarn
doruluk derecesiyle orantldr. Orant sabiti 1.7'dir.
Madde 14: Duvarlara iemeyiniz.
Ancak karanl paylama ediminin bir pozitivist harekat olarak gerekletirileme
yecei, sre iinde ve kendiliinden ortaya kmasnn art olduu ak sanrm:
Size sevgimin bir nianesi olarak, hakkmdaki en intim" bilgileri ieren bu disketi ve iek
leri kabul edin ltfen.
Ak, insanlarn genel anlamda bymesini, derinlemesini salyor, homojen bir
duyusuzlukla rl u uzay-zaman aralnda an'a varlm hissettiriyor: deerli. Ge
lien kiilerin karanlklar da geliiyor, deiiyor, deviniyor: paylalacak/saklanacak
yeni eyler kyor hep, kiinin karanln tmyle yok etmek sanldndan da zor. yi
birey bu: her ak, kefetme ve renme heyecann yaatabildii lde ve srece
yayor.

70

o g t o ,

B a h a r '95

A k v_ e S e v d a
ZERNE ETLEMELER

Tomris Uyar

A IM IZ D A AK NEDR, NE DELDR?
Bir sr kavram toparlarken datyoruz ister istemez. Am a ak konusunda bu tr
tanm lara kalknca iler daha bir sarpa saryor. yle ki gnm zde ak" deyince, gl
m ek geliyor iimizden. N eden? Galiba yllar yl "tek tip" bir ak dndm zden.
A kn m eknn, zam an n, onu y aayanlarn snfsal zellik lerin i hesaba katm adan
"a k " ycelttiimizden. Eski Yunan'da ak, O rtaa'da ak, H ali kysnda ak, Boaz
m ehtabnda ak, kotrada ak, grevde ak... Bu ilikiler ayn ak 'ta birletirilebilir mi?
likiyi yaayanlarn beklentileri de Ak biim lendirm ez mi? Burada, "b irey " sorunu gi
riyor araya.
Toplumum uzda ak'ta bireyin nemi y ok pek. Daha ok etsiz kansz, dsel, kav
ram sal bir sevgili sz konusu. O sevgiliye de el srlmez elbet tbe tbe... Halk hikye
lerim izde, divan iirim izde bu tr ruhlam kiiliklerin "kinatta" birbirinden ayr kal
m soyut iki parann btnlem esi ele alnr. Bakarsnz, seven kalkar, uruna llere
dt sevgiliyi karsnda cism iyle grverdiinde elinin tersiyle iter:
Ben ki canandan dil-i eyd iin km isterem
Sorsa cann bilmezem km- dil-i eyd nedir
(Tabii Karacaolan ya da Nedm gibi dnyevi airleri farkl bir yere koym ak ge
rek.) Geri Bat kaynakl sylencelerle valye romanslarnda da akn, ou kere, birbi-

C o g t o , B a h a r '95

71

Tomris Uyar

rinde erime uruna bir akml gsleme biiminde anlaldn gryoruz. Olgunluk
snavm vermek iin aman aman ne smavlardan gemek gerekiyor, ne zveriler gster
mek! (Burada da Medeia ile ason'un, Guinevere ile Lancelot'nun vb. tutkulu ilikilerini
saygyla ayr tutmak gerek.) Bu rnekleri u yzden sayyorum: bir lkede insanlar,
yzyllar boyunca ak' Tanr'ya varma yolunda ekilmesi gereken bir ile diye yorumla
maya alagelmilerse, sevgilinin dokunulabilir olduu yeni, ada bir topluma ayak uy
durmalar gleecektir. Engel ortadan kalkmtr artk.
Bir ara, bir dizi-yaz hazrlarken nllere ak ve kadm-erkek ilikisi konusundaki
grlerini sormu, Tan Oral'dan ok ilgin bir yant almtm "engel"i tanmlamada.
Akta engel ne kadar bykse, ak da o kadar byk oluyordu. Gnmzde "vahdet-i
vcut" anlay, ekonomik bir boyut kazanyor yeni engellerle. Fabrikatr delikanlyla
ii kzn, kolejli kzla otobs ofrnn aklar, magazin basnnda, filimlerde, fotoro
manlarda, ok-satan kitaplarda hl okuyucu, seyirci buluyor; geleneksel ak izleini
ada birtakm ayrntlarla, yntemlerle ama ayn melodram kalplar iinde hzla eski
tiyor: verem yerine kanser, kara humma yerine izofreni, attan dme yerine uak kaza
s. Ne farkeder? Kiiler, birey olmadktan yalnzca snfsal zellikleriyle sivrilen birtakm
kuklalar katma indirgendikten sonra?
stnde durulmam bir engel daha var. On dokuzuncu yzyl Trk romanlarna
baktmzda, ak'n toplumumuzda hep kapal bir meknda kaamak yaandn gr
yoruz, yalnz o kadar da deil, kapal bir evrede, dar bir aile evresinde. Halit Ziya ro
manlarnda zaman zaman "fcur" kapsamna giren aklar, dar bir evrede yaamann
sonucu, kiinin sevgiliyi en yakndakiler arasndan seme zorunluluunu ak seik ko
yuyor ortaya. Bat romanlarnn ounda da yle ya. Diyeceksiniz ki gnmzde pek
mi deiti koullar? Yok canm. evrenin kabuunu zorlamay gzmz yemiyor pek.
Aktaki serven payn yok sayp gven verici smaklar aryoruz. (Kimbilir belki de
bildiimiz ktlkleri bilmediklerimize yelediimizden.) Belki de o yzden ak' yasal
ve yasak olarak ikiye blmeyi seviyoruz hl. Sfatsz bir ak benimsemiyoruz. Evliler,
devlet denetiminde; evsizler beki denetiminde sevimeye alyorlar. M er ak, kiisel
aka her zaman baskn kyor, toplum yararna, aile yararna belli sevime kalplar ne
srecek kadar kstahlayor. Din basklarnn yansra Dou mazohizmi de bindirmiyor
mu, artk aktan hayr bekleyin. Gnmzde ak, yeni-ileciliin en byk aralarndan
biri. Yalnz arabesk arklarn szlerine bakmayalm, en tutulan gnmz Amerikan
arklarndan biri de yle diyor: "Aklar artk sonsuza kadar birlikte kalamyorsa, son
suzluk neye yarar?" Buyurun aknz, yani ak gvencenizi, hem de mr boyu. Buyu
runuz birlikte ba koyulacak yastnz!
ncelik gstermek zaaf sanlmasa, her ilikinin kendine zg ve benzersiz incelikle
ri kefedilebilirdi azck bir abayla. Bence ak bir yatrm olmamal asla: ne siyasal, ne
yaznsal. (Ak yatrmlatran klardan Sartre ile Beauvoir', Elsa ile Aragon'u sayma
lym) Ak biticidir, o yzden retkendir, hzldr, mutluluk ve zgrlk kazandrcdr.
Bir bedeni kefetmek nemsiz bir keif mi? lle de ansiklopedilere geecek bir keif mi
gerek?
Ne var ki gzmz doymak bilmiyor. Bu eilim de kiisel ak kmseyip ortak,
ortalamal cinsellii abartmaya gtryor bizi, yeni bir blnmeye, yeni bir arpkla.
Hereyin sarkt bir toplumda akn da sarkmas doal tabii. Hele bir yatan sonra, say
d kadnla sevimeyi doru bulmayan, sevitii kadn saymamay ilke haline getiren
erkekler arasnda yayorsanz, iinizdeki ak tohumundan vazgemeyi deneyebiliyor
sunuz. iekleri suluyor, kedileri doyuruyor, kitap okuyorsunuz. Ak almanza ta-

72

C o g t o , B a h a r '95

Ak ve Sevda zerine eitlemeler

yorsunuz. Biraz krk-dkk, biraz ksr bir dnyada yaamay, ilikiyi yozlatryla ki
iye dehet veren, servensiz bir dnyada yaam aya yeliyorsunuz.
Dnyayla flrt ediyorsunuz. "Ki yaamak, hi durmakstzn fl rt etm ek deil midir?" Es
ki ak tanm nn yeni biim ini de tanyorsunuz. Birbirinin benliinde erim ek yerine bir
istencin -b ask n olan isten cin - teki istenci kendinde eritmesi. "B izi aktan koru!" diye
basbas barm yorsunuz, zaten tek vazgeem ediiniz, bu um arsz vazgeem eyi oluyor
yine de. U gnlk sk ve srekli bir uykunun, onarm ayaca yaralarn -bei a
m ad n biliyorsu nu z. (B ir ngiliz, m shil n eriy o r ak sa altm n d a.) Canm ok
sklyor, "A kolsun" diyorsunuz.

C o g t o , B a h a r '95

73

"O aacn altn imdi anyor musun?"

A k in A k in l i i
YA DA
O r t a do u l u B r E r o t o m a n
U z e r n e N o t l a r
Hulki Aktun

"Kasd ediyor tr-i mjer canma


Gzleri en son girecek knma"
Kim dir bu O rtadoulu erotoman?
Kesinlikle bildiim tek ey, kz ya da kadn deil erkek olduu... tesi, belki de be
nim o kii, belki de bu yazy okuyan baylardan biri; belki, hepsi birden; hi biri, belki
de.
Salt Ortadoulu, saf O rtadoulu mu? M m kn m bu? Kartografyann izebildik
leri var, izemedikleri var. nsan ve kltr zerine tartmalar, grece olan ynlerin nasl
katlat tartm alarna dnd birka yzyldr. Kartograflar da, bravo, dnyay en
tehlikeli biimde adlandran siyasi eilim lerin arz ressamlar oldular.
Bilim lerin, dncelerin odaklar, yn ortalar.
Benim rzgrlarm n gl nasl dnerse dnsn, onlarn ortasna bakyor. Esiyor,
uulduyor. Ad nasl konulm u olursa olsun, bizim Ortadoulu, akn nasl "orta"sdr.
Cennet ve Cehenneme gidi gelileri kolay grnen bir Araf. G l ile karanfil arasndaki

C o g t o , B a h a r '95

75

Hulki Aktur

ortay. Av ile iki arasndaki ortay. Dnyaya kt alkanlklarn retti Ortadoulu.


Btn tanrlar, kul ola ola dourdu; lklarn arklara dntrd; arknn "ark"
ve Doulu olduunu bile bilmeye ark syledi. Burada Musikar kuu, rzgra gagasn
dan krk yant verir.
Szgelimi, "Musikacba iin mezmur"larda tanr m anlr, yoksa kalbin bir baka
yn m? Bilinmez. "Yatamda seni andm / Gece nbetlerinde seni derin dnd
m zaman, / lik ve yala doyar gibi canm doyacak; / Azm da sevinli dudaklarla
sana hamdedecek".
Adam, Ortadouludur. Araf tayfasdr. Mekn ak olsun da, Cennet Cehenneme,
Cehennem de Cennete dnsn.
yi tandm bu Ortadoulu adam, bu kez 1940'larda domutur. ocukluunu,
herkes gibi kendisini buluverdii, semedii, seip semeyeceini de bilmedii ortam
larda yaad. Duyduu ilk ses, nebilerin kssalarn anlatyordu. Kedinin, aslann bur
nundan hnk deyip dtn renerek doaya balamt.
* * *

"Nakdne-i cn olsa da kamam bedelinden"


Adam (dem, "adama" ve amur'dur o), Ortadouludur. Araf tayfasdr. Yeniyetmeliinde eitimin dayatt kadaryla, Batl kimi deerlerin yanndan ve ortasndan
sk sk geti. Onlara kapld, hatta olmaz oldurduu, kendisini zaman zaman bir Batl
sayd da bilinir. Ancak, ya yirmilere geldiinde, aklardan da gemitir. O sra, raky
ok sevebileceini, eskiden "miskin" sand musikimiz'in kendisinde ekirdek gibi kal
m birtakm duyarlklar gelitirebileceini, babasnn yaam yolunun hi de btnyle
unutulacak ve gmlecek bir raconlar yn olmadm nce sezdi; sonra, alacakaran
lkta malar oaldka bu sezgisi bilgiye, hatta bilince dnt. nk, arklardaki
gibi de k olacakt.
Kendinde-Ortadoulu ocuk, grd ilk Avrupa kentinde niin hemen Trkiye
zlemine kapldn anlamayan Pseudo-Batl, ve sonra da, tarih, corafya, kltr ve
yaam evresindeki deerlerden kimilerini deneyip snayp kimilerini zmseyebilip
yeniden kendisine zg klan, Kendisi-in-Ortadoulu...sre hemen hemen byleydi.
Orta dnemini (orta?) bir Pseudo-Batl renginde geirmi olmayan Ortadoulu
adamlar ve erotomanlar yok mu? Var. Ama burada Ortadoulu erotomann deil Orta
doulu bir erotomann tarihesinden sz ediliyor.
Kalbiyle gvdesi, aklaryla cinsellii, duyarlyla bilinci birbirinden sk sk kop
mu birisinin tarihesi.
* * *

"Kolay sandm bel-y ak yandm"


Halk hikyelerini duydu, dinledi, okudu. Bu hikyelerde akn mutlakl, yakcl
, ldrcl, ayrln nasl bir yaam yaras olduu anlatlyordu. Ve cinsellik de
bir tek szcn iine sdrlyordu: Vuslat.
ocukken anlayamamt. Erime, kavuma, bir olu, yoksa "ak" denilen o alev
denizinin kys, bitimi miydi?

76

C o g t o , B a h a r '95

Akn Akml ya da Ortadoulu Bir Erotoman zerine Notlar

Yz, ehre anlamndaki ceml, aka drc temel neden gibiydi. Erotoman, y
zn altndaki bedenin nemini de tam anlamyla kavrayamad ocukken. Bir baka a
y, ceml kl'mn aslnda erkekler aras ilikileri kodladn sonra sonra renecekti.
Bir Osmanl dervii ya da airinin Platon azyla konumasna biraz ard: Tanrnn
gzellii, genlerin cemline yansr. O gzelliktir sevilen.
Bizimki, yz gzel ama gvdesi ok sradan bir kz, yz orta halli ama gvdesi
olaanst gzel bir kzdan daha ok sevebilirdi.
Ad Nln (evet, "inleyen" demekti) olan bir kz, ad Fadime olan bir kzdan ok
daha fazla sevebilirdi.
lkokuldayken, Nln'a k olduunu duyumsad. Onu hep izliyor, yzn srek
li seyretmek, seyretmek, bakp ylece dalmak ve yle de kalmak istiyordu. Kzn dnya
dan haberi yoktu. Anlamyordu.
Anlamayacakt da. Ortadouda erkekler aka borlu da, kzlar ve kadnlar deildi.
Erkekler, "mecbur"du; brleri deil. Erkekler pee denlerdi.
Tanpnar'm daha da ileriye gittiini grecekti: "Sevgilinin btn davranlar h
kmdarn davranlardr. Sevmez, bir nevi tabi vergi gibi sevilmeyi kabul eder. sterse
iltifat ve ltfeder. (...) Cevr eder, ikence eder, ldrr. Kskanlr, fakat kskanmaz. (...)
Hlsa saray nasl mutlak ve keyf irade, hatt kapris ise, sevgili de ylece naza giden
hr iradedir. (...) Eski iirimizde ak, sosyal rejimin ferd hayata aksi olan bir kulluktur".
Ak, ite yaam, ite ykler, ite iir, ak, ite grlyor, somut mu somut yaa
nan, yine de sanki olanaksz bir eydi. Var olmuyordu, olamyordu akn. Vuslat, ula
lmazlkt; lm gibi bir eydi. Hem, oraya ulalmasa daha m iyiydi? Mecnun'un eri
tii Leyla, irkin bir kadnd.
Adam, "siz onu bir de bana sorun," demiti. Tek szcklk vuslat binlerce hazla
yaayacan, yaadn dnyordu belki de.
***
"Cnn belsna ddm hev-y peremle"
Grd Yeilam filmlerinin ou, halk hikyelerinin olay yapsn yineliyordu.
Kz ve olan birbirlerini grp aka derler. Kt kiiler (kara allar) bu ak (bu olas
mutluluu, bu vuslat!) engellemek iin ellerinden geleni ardlanna komazlar. Leyla ile
Mecnun'un Karagz'ce ya da Ortaoyunu'cadan gelen Yeilam anlatmnda Arap Bac
(Kayarto) Dursune irin, iko a Necdet Tosun, "hay" Nubar Terziyan Baba da bulu
nacaktr. Ve neresinin "kanl" olduunu Karagz'n "kanl enginar" diye betimledii
kiiler de arz- endam eyler:
Yeilam filmlerinin halk hikyelerinden fark, temaa iinde, rnein bir dans
zn, bir rakkasenin bulunmasyd (dorudan cinsellik balyordu). Sonra, batan karc
kadnlar yzlerini gsterdikleri kadar rahat, bacaklarn, gslerini, kalalarn da gs
teriyorlard. Bu cinsellikte de belirli bir "fatalit" varsa bile, et/ten/gvde artk var olu
yordu.
Ulalabilir olan, kt'yd.
Sevilecek, uruna deli olunacak kzlar bakayd; yatlacak kadnlar (genellikle o
kzlarn dmanlar!) bakayd.
Akn aclar bakas'yla, gvdenin ergenlikle birlikte balayan "behm" istekleri bir
bakas'yla, hatta bakalar yla yaanacakt ve k olunan ile paylaamayacakt.

o g t o ,

B a h a r '95

77

Hulki Aktun

Birincilerle mazohist, kincilerle hadi sadist demeyelim ama mao mu olunurdu?


Hayr. Ama akn akn olanakszl kz da olan da bir tr acsevere dntrrken,
ehvetin kar konulmaz yaptrcl da kiiyi gnahlara, srekli gnahlara ekerdi.
rnein, mastrbasyon kendisini zorlar, kendisini "kldrr" ve sonra da umarsz
bir sululuk duygusu brakr giderdi. Her defasnda, "bir daha yaparsam iki olsun"du o.
Ama, 31 says "el" szcnn ebcediydi ve el de hep var olacakt.
Ya da, d azmas: eytann (o kzn deil de br kadnn) aldatt delikanl, d
lerinde birtakm gvdelerle beraber olmakta ama onlarn yzlerini grememektedir. o
u zaman, ilikiyi istedii kadar srdremez ve boalr. Ensest kokusu mudur o?
Oysa (ve biraz da o yzden), ana-oul ilikisi, baba-kz ilikisine oranla yok dene
cek kadar azdr Ortadou'da.
Ninnilerin yasas srer: "Olum olum hop olum/Her evde de yok olum/Komu kzn kap olum/Evimize ka olum, ninni!"...
***
"Tfl- nzm mecls-i rindne gel
Bde n eyle al cevlne gel"

Adam yavrusu, mahalle dnlerinin, ak hava elentilerinin, yazlk sinemalarda


ki konserlerin ve tulat gsterilerinin izleyicisidir. Gnn birinde bir kekle karlar.
Ad oktandr unutulmu olan bu son Osmanl tarz kek, bir Musevidir: Jak Biai.
Bir erkein niin kadn gibi davrandn merak eder Ortadoulu erotoman yavru
su. Sonra Zeki Mren'i, onun daha mtevaz koullar iin bir yeniden tiplenmesi olan
Adnan Pekak', unutulmaz bir Salacak ("teneir" demektir) sakini olan Bora Dinletir'i
anlamak isteyecektir. Bora Dinletir de, gen yata ldrlm m, kazaya m kurban
gitmiti. Bir Adnan Pekak "ersatz" gibidir.
O
zaman, erotoman, Evliya elebi'de yllar sonra bir yant bulacaktr: "Samurka
Kolu: 200 neferdir. Hepsi Yahudidir. (...) belki Hazret-i Adem dnyaya dtnden be
ri yeryzndeki insanlarn birinin dairesinde byle hanende, sazende grlmemitir."
O
zaman, uras buras izilmi, kaznm, yok edilmi minyatrlerle de karla
caktr:
"Hamse-i At" iin izilip boyanm bir minyatrde, sarholar bir sk ile cinsel
iliki kurmaktadr. Birisi gen olanla birleirken dieri nlerinde ikileri, ellerinde cin
sel organlar sra beklemektedirler. Sk de, bir kz ya da kadnn birkanc elden sureti,
kopyasdr, "ersatz" gibidir.
lgin deil mi? "ibne" diye anlr kekler, edilgin hemcinseller halk dilinde; ve
"ibne" Arapada "kz ocuu" anlamna gelir.
Osmanl airleri, ilgi duyduu gencin sakal by kmaya balad diye hayflanr.
Platon ve Eski Yunanllar da bu "soruna" takmlardr.
Palabykl iki herifin birlikte yatmas d gc dnda kalr adeta.
Akn ak'n glgesi -yoksa m ?- hemcinsel ilikilerin zerine bile gl bir bi
imde dmektedir. Travestilik, transseksellik ve homoseksellik, bu nedenle habire
birbirine kartrlr.
O
glgeye ya da a karlk, hemcinsellik daha "varlr" bir eydir. Divan iirin
de, mumdan gemiyle alev denizinden gemek o kza, o kadna ulamak iindir. Ama
cinsel azgnlk air ile olan arasnda boy gsterir. Mey, meyhane, gnlk vuslat; ve ola
naksz amaya soyunmu sanat.

78

o g t o ,

B a h a r '95

Akn Aknl ya da Ortadoulu Bir Erotoman zerine Notlar

Bin Bir Gece evirm eni Sir R. Burton, belki de bu gnlk yaam grnmleri y
znden O rtadoulu erkein ounlukla biseksel olduunu yazacaktr.
* * *

L eyla'lar M ecnun'lar ile Kaymak Tabaklar arasmda kalyordu Ortadoulu eroto


man. Derken, Dr. Van de V elde'nin o o Soru C insiyet'len bagsterdi ve bahnamelerle
onlarn urda burdaki kalntlarn tmyle silip sprd.
Siyah-beyaz V iyana kartpostallaryla karlat. Sonra, bunlarn yerli rneklerini
grd. 8 mm. filmler furyasn yaad. O sralar Eum ig markal bir oynatc almt. D er
ken, sve dergileri geldi. Bunlar el altndan satan birisi, "rabet ok, nk bunlarda
karlarn yz grnyor," diyecekti. Ve Polaroid fotoraf m akineleri, bu makinelerle
birlikte kitlesel fotografi korkusuzluu geldi. V e sonra Polaroid tam Polavizyon (kendi
liinden banyolanan hareketli grnt) sistem ini yaym aya balarken video kageldi.
im di CD -RO M 'lar geldi.
A k neydi, erotizm neydi, pornografya, sonra da pornografi neydi? Hepsi birbirinde var olup yok olmaya balam t.
Adam , ak seviyordu; ama sevda fetiisti, sevda sevdals deildi. Adam , erotizme
yaam sal bir eilim duyuyordu; ama salt erotizm le yetinemezdi. A dam , pornografiye
m eraklyd; ama ama bunu gnlk yaam iinde pek uzun olm ayan bir sre, rnein
birka fkra anlatmann alabilecei bir sre olarak gryordu.
H epsi birden oldu. A dam , hepsi birden oldu. A k iin yanarken gerekten kl ol
du. Erotom ani, Araft. O rada daha ok durdu. Pornografi, birtakm deerleri sarsm a,
sarsalam a olanayd; oraya ok gitti geldi. Sonunda yine A raf' seti. im di erotizm
odandan akn ak'a ve pornografiye bin bir seferde.

C o g t o , B a h a r '95

79

M n e 'l - A

( A K IN Z YURDU VE HAS BA H ESN D E B R TEM AA )

skender Pala

Gnl gamn nice safha-i beyna yazam


Kalemden od kuben korkarm ki yna yazam

Avn (Fatih)
Eflatun, ak "Doumsuz, lmsz, artmaz, eksilmez bir gzellik" olarak tanmlar.
Bu gzelliin, btn dnya edebiyatlar ve hatta btn zamanlar iinde en uzun
sreyle konu edildii edebiyat gelenei herhalde Divan Edebiyat'dr. Zira Divan
Edebiyat'nn ak terennm, nitelik ynnden bat edebiyatlarndan; nicelik y
nnden de dou edebiyatlarndan ayrlr ve mesafelerce geni armlara zemin
hazrlar.
statistiklere gerek duyulmadan iddia edebiliriz ki, dnyann her yerinde iirin en
nemli tema's aktr. Divan Edebiyat da iir arlkl bir edebiyattr ve tabii ki batan
sona akn beyanyla doludur. O, ak konusunda sylenmemi sz brakmamtr ve biz
bu konuda ne sylesek, szn ardn getiremeyiz. Bir mukayese iin u kadarn belirte
lim ki Divan iirinde "Mecaz yahut stiare yoluyla "Sevgili" kelimesini karlayan
100'den fazla kelime, ifade ve terkip vardr. Bunlara ak, k ve ayarla ilgili olanlar da
ilave ederseniz, neredeyse gnmz orta direinin kelime hzinesine eit bir say ortaya
kar. Bu durum, eskilerin yalnzca akla ilgilendiklerini deil, klasik edebiyatmzn a
ka verdii deeri gsterir. Ak kelimesinin gerek ahenk ve musiki; gerekse mn ve ifa
de ynnden zengin ilhamlara ulaarak her gnlde bir baka kla parlamas ve kendi
sine daima mteri bulmas, Divan airlerinin de onu ba tac edinmelerine yol amtr.
C o g to , B a h a r

'95

81

skender Pala

Nitekim XV. ila XIX. yzyllar arasnda "Ak (Aka ait, akla ilgili, k)" mahlasn kul
lanan airlerin adedi neredeyse onbei bulur.'1
Divan Edebiyat slm bir edebiyattr. Yani byk lde Kur'an ilimlere vabeste
dir. Buna ramen Arapa bir kelime olan "ak" Kur'an- Kerim'de hi anlmamtr.
Onun yerine "hb, mahbb, muhabbet" kelimelerini grrz. Hz. Peygamber'e "Habibullah (Allahn sevgilisi)" denilmesi de zaten slam'n aka verdii nemi gstermeye
yeterlidir. "M ihr" ve "sevda" kelimeleri de ak yerine kullanlr. Farsa "yar" kelimesi
ise "k" ile eanlaml olarak Trke'de kkl bir yer edinir. Btn bu zenginliin sebe
bini "Allah gzeldir, gzeli sever" hadis-i erifinin delalet ettii derin mnya ve Trk
ruhunda akn ve sevginin uyandrd geni yankya balamak mmkndr. Kur'an-
Kerim'de, Yusuf Peygamberin hikyesini anlatan sreye "Ahsenl-Kasas (Hikayelerin
en gzeli)" denilmitir. Mfessirler bu isimlendirmede Yusuf'un Zeliha ile yaad asil
ak macerasnn tesiri olduunu syler. O halde ak gzel gren bir inan ve dnce
sisteminde, airlerin de ak terennmnden daha tabii ne olabilir?01
Divan airlerinin ekil itibariyle belli kalplar iinde hareket etmek zorunda olduk
larn biliyoruz. Bu edebiyatta belirlenmi baz nazm ekilleri vardr ve her nazm ek
linde anlatlmas gereken konular aa yukar tespit edilmi durumdadr. Bunlar iinde
birinci dereceden ak ilgilendiren ve aka konu olan nazm ekli gazeldir. Bunu takiben
musammat trleri ile, arklar, rubailer ve ktalar da ak konularna arlk vermilerdir.
Eer divanlarn dna talrsa, akn tr ve tema olarak bal bana bir sanata dnt
rld mesneviler devreye girecektir. Tarihte nl ark aklarnn ve klarnn hik
yelerini anlatan bu tr eserler (Leyla ile Mecnun, Hsrev irin, Vamk u Azra, Salaman u Absal vb.), akn manzum birer roman olarak karmza karlar. Her birerleri
bazen binlerce beyit tutan bu eserlerde akn tahlil, tasvir ve felsefesi ile, bir nevi aka
tevik gayesi n plandadr. ster tasavvuf (Hsn Ak vb.), isterse alegorik (em' Per
vane, Beng Bade vb.) olsun, bu tr mesnevilerde yine akn hkmranl szkonusudur. Bu mesnevilerin her birerlerinde, yazldklar alarn ak telakkilerini, beer heye
canlarn, mahall ak u alaka temayllerini, kah bir masal tipolojisi erevesinde; kah
bir ulv kelam saygnl ierisinde takip edebilmek mmkndr. En kk kaamaklar
dan en saygn hiss kaplanlara kadar, akn btn bir tarihi, bu mesnevilerde gzler
nne serilmitir. Tabiri caizse bu klasik mesnevilerimiz, akn en teekkll laboratuvarlardr.
Divan airlerinin ak terennmle kullandklar en yaygn nazm eklinin gazel ol
duunu sylemitik. Gazel -klasik tanmyla-, kadn, ak ve iki konularnda yazlan 512 beyitlik manzmeye denir. Her bir beyit bir mn btnlne sahip olacak ekilde
dzenlenir. Beyitlerinin hemen ekserisi de akla alakaldr. Batan sona ak konu edi
nen yek-aheng gazellerinin ise bu babda ayr bir yeri vardr. Kadn ve iki konular, had
dizatnda aktan ayr eyler de deildir. kane bir gazelde bunlarn hepsini i ie bul
mak mmkndr. Akla ilgili her trl ac, sknt, mutluluk, ilgi, yakar vs. ili duygu
larn anlatld gazel nazm ekli, bir Divan airinin en vazgeilmez manzumesi demek
tir ve gelenek de onlar byle davranmaya zorlamaktadr. Bu bakmdan her Divan airi
gazel beyitlerine nakettii ak ilmini iinde her his ve fikrini bir iek edasyla sunar,
klasik bir zevkle yourup ssl bir slpla yazar. Bylece her beyit ak ve sevday, de1) Geni bilgi iin bkz. Pala, skender, Ak ve Divnndan rnekler, vs. VI. vd. A nkara, 1988
2) Kuran- Kerim'deki Yusuf sresinin (12. sre) nc ayetinde "...en gzel kssay sana anlatacaz" buyurulmaktadr. 111 ayetten
oluan bu srede Hz. Yusufun kssas anlatlrken Zeliha ile aralarnda geen ak macerasna da geni biimde yer verilir. Divan
airleri bu hikaye erevesinde Yusuf ve Zeliha adl mesneviler kaleme almlardr. Saylar otuzu bulan bu mesnevilerden en nl
s Akem seddin'in olu Hamdullah Ham di (. 1503) tarafndan kaleme alnm olup lirik slbu ile dikkatleri eker (bkz. Onur,
Naci, Hamdullah Hamdi, Yusuf u Zeliha, Ankara, 1986).

82

o g t o ,

B a h a r '95

r
h Mine'l-Ak

ri ama klasik bir erevede sunar. En mahrem duygulardan en mukadder talih oyunla
rna kadar, ebediyete uzanan btn mevsimler, btn gnler ve gecelerin, hatta geecek
y.nman ile bakalarnn da ortak olacaklar hislerin, yaanm aklarn, sevdalarn hik
yelerini anlatr. Bu beyitlerin mellifleri, kendi alarnn gndelik icaplar yannda, b
tn zamanlara ait sevdalarn da szcs olurlar. Denebilir ki onlar, btn ahsliklerine,
btn kalb rpnlarna ve his dalgalanmalarna ramen birbirleriyle ve hatta her de
virdeki ve her yataki her okuyucuyla biraz akraba, biraz dert ortadr. Btn bu klasik
iik duygulardr ki bazen birbirlerine benzemeyen gnlleri yekdierine yaklatrr; ak
ekseninde insanlar birbirleriyle dost eyler. Hepimiz o anlatlan akta kendi akmzdan
bir para bulur ve bizim yerimize konuan bu airi alklarz. Belki bu yzden gazel be
yitleri arasnda admz, kh hicran ve hasret faslnda okur; kh gzya ve feryad babn
da buluruz. Ama asla mutluluk ve saadet sayfalarn aamayz. Buna mukabil akn en
zge yurdu olan gazeller sayesinde Divan iirinin genel ak anlayn yakndan tanr ve
severiz. Bylece biz, yannda rtbelerin, anlarn ve ereflerin, hatta ehirler dolusu h
zinelerin zebn olduu; korku ve utanc ortadan kaldrp, sevgilinin rzgrlar ile yedi
iklim - drt bucan yklp yakld, ta stnde tan kalmad, tutkunlarn nce hk
ile yeksan edilip sonra btn gzelliklerle yeniden ekillendirildii, pnarlarnda huzur
ve sknun akt, en ac haliyle bile en gzel zevklerin yaand akn en grkemli ek
lini Divan iirinde buhuruz. Orada ne Homeros'un karlkl oturup da birbirine bakan sev
dallarna; ne Kk Prens'in (A. St. Exupery) ayn anda ayn noktaya bakan klarna rast
larz. Orada yalnzca sevgiliye bakan; ne olursa olsun ondan bakasna bakmaya tenez
zl etmeyen bir kn tek tarafl gayretine, karlksz akna ve hazin hikyesine ahit
oluruz. te bunun iindir ki klasik iirlerimizdeki ak, ne nicelik, ne de nitelik ynn
den bir baka edebiyatn akyla kyaslanamaz ve yine bunun iindir ki bu ak, pek asl,
pek erefli bir gnl iidir ve Divan airlerince de, anna en layk biimde anlatlmtr.
Divan Edebiyat'ndaki ak, k ile mak (seven ile sevilen) arasnda daha ok k ilgilendiren bir durumdur. Buna nc kii olarak bazen rakib (ayar) de mdahildir. Ne yazk ki kta haddinden akn olan bu ak, sevgilide hi yok gibidir. O kn
duymayan, grmeyen, bilmeyen bir sevgilidir. Ondan hibir durumda ak sadr olmaz.
Belki mrde bir, iltifat szkonusu edilir; o da kn deil, rakibin nasibine der. n
k sevilen (mak) bir taneciktir; sevenler (uk) ise yzlerce, hatta binlerce... k
bunlardan yalnzca biridir ve bir olan sevgilisine kar bin olan rakipleriyle mcadele et
mekle ykmldr.
Divan iirinde genelde szkonusu edilen ak, tabi (cisman) aktan ruhan aka;
mecaz aktan lah (mutlak) aka, bedensel aktan platonik aka, pek ok yorumlar geti
rilerek aklanm ve anlatlmtr. Hatta bu yzden ak- yr, ak- nigr, ak- dilber,
ak- pk, ak- bak, ak- Hak, Akullah vb. tamlamalar ile de birbirlerinden tefrike a
llr. Ama kim, hangi niyet ve maksatla yazm yahut okumu olursa olsun, Divan
Edebiyat'nda akn belli kstaslar, kurallar, yolu-yordam vardr. Ama ncelikle akn
evveli sabr, ahiri tahammldr. Her ne denli ac olsa da akta ikyet, ah-vah yoktur.
Hani Nef'i'nin (. 1635) dedii gibi:
Zabt- h eylemedir ka evvel re
Ben ise hsz rm edemem h meded
kn yegne aresi, ah-vah etmemektir. Ben ise h etmeden duramyorum; h, me
ded!

C o g t o , B a h a r '95

83

skender Pala

Bu yolda ba verenler server olur. Yani k, ak ehidi olmann yolunu aramaldr.


Bu yolun ilk dura ise gam ve keder mektebinden geer. Orada Mecnun ile smf arka
da olunup ak ilmi tahsil edilerek hayatn gayesine ulalr. Dnyaya geliin sebebi de
zaten ak deil midir? te Avn (. 1481) bunu terennm ediyor:
Ak derdidir cihanda ka maksd olan
Vasl- dilberdir hemn bu dr- dnydan murd
Cihanda ka gereken ey, ak derdidir. Nitekim bu dnya evinden maksat da dilber
sevmektir. (Sevgiliye vuslat).
Ak sayesindedir ki insan, ebedlik kazanr ve lamekna erer. Ancak bu yol ok e
tindir. Bu yolda ehit olan klarn ad, ciltler doldurur. "Terk-i ser (kelleyi terk)" edebi
len erlerindir bu meydan. Onlarn katnda gzden kanl yalar dkmek, sinede yaralar
amak, kan yutmak vs. en basit tecelllerdir.
Ak, yerine gre yol olur yrnr, yerine gre iman olur uyulur. Bazen ate olup
yakar, bazen deniz olup boar. Sultan olur lke ynetir, arap olur sarho eder. At olup
koar, ku olup uar. Hazine olur viran gnllerde saklanr; kimy olur hakir topraklan
altna dntrr. Sr olur saklanr; gonca olur alr. Gl bahesi olur kokusuyla akla
r mest eder; gne olur klannn mit meyvelerini olgunlatrr.
Onun, engin bir deniz olmasna da kimse mani deildir. Bu hususta Hayret'ye (.
1534) kulak verelim isterseniz:
Ak bir dery-y b-pyndr anda her nefes
Bd- hmdan benim mevc-i melmetler kopar
Ak, her nefeste eylediim "ah!"lar ile oluan rzgrn, binlerce melam et dalan ko
pard usuz bucaksz bir denizdir.

1- Drd-kelik mestlik vrelikdr ad ak


Yklub zr zeber olmak durur bnyd- ak

2- Talar kesdi aktd ri lrn-yr in


Yrdan uurd ey dil akbet Ferhd' ak
3- T- ak Hak hayt byla m suvard kim
Zinde-i cvd eder ldrdgin celld- ak

4- Olmaynca ey gnl benlik ess pyml


bu mihnet-hnede olmaz kii bd- ak
5- Eyledm tekml n fenn-i cnn Akiy
Grdi tahsin eyledi idrkme std- ak

84

- kiyi son damlasna kadar ime (veya eziyet ekme),


mest olup kendinden geme ve vreiiin adn, ak
koymular. (Bu hal ile) yklp yerlerde srnmek ve
yerle bir olmak ise, (gerekte) ak binasn yapmak
saylr.
2- Ey gnl! Ferhad, irin sevgiliye st iletebilmek iin
nce kayalar delmiti. Ak, sonunda onu da yardan
uurdu.
3 - Allah, ak klcn yaratrken o m b- hayat suyu mu
verdi ki, imdi ak celld, ldrd her kiiye ebed
hayat balamakta (yani ak ehitleri ebed hayata
kavumaktalar).
4 - Ey gnl! imizdeki benlik (ego idee'si) binas ykl
madka, ibu eziyet yurdu(olan dnyada), kii ak
ile bd olamaz.
5 - Ey Ak! Cinnet (ve ak lgnl denen) ilmi batan
sona rendim de ak std benim bu kavraym
grp beni verek ferinler syledi.

C o g t o , B a h a r '95

h Mine'l-Ak

Ak olunca gnller birleir, ak olunca kyamet koparcasna hareketlilik olur. Ak


olunca imekler akar, rahmetler yaar. Alemler kyama kalkarsa aktandr. Hastalarn
ifa bulmas aktandr. Ak ile dner gkler, ak ile durur kainat. Ak Mecnun'dan Ley
la'ya bir feryad, Mansur'dan dra bir sr; gzden kalbe bir yoldur. lla ki belalarna kat
lanmak gerek. Talcal Yahy Bey'i (. 1582) dinleyelim:
Sabr etmeyen bellarna akn anmasn
N etmesin arb kaanlar humrdan
Belalarna katlanamayacak olanlar akn adn anmasnlar "Sonunda ba ars var"
deyenler, arab hi imesinler.
Ak ile zerreler gne, katreler ummandr. Rakib iin glzar; k iin zindandr.
Ama k o zindanda yle mutludur ki; denizde balk, fezada ku gibidir.
Velhasl klasik edebiyatmzda ak her eydir, her ey de aktr. Basit ve ekici bir
arzudan, hastalk derecesine varan iptila ve tutkulara kadar her boyutta onu grrz.
Bu ak, ilk bakta cinsellik izlenimi uyandrrsa da platonik bir zevk ve ballk olma te
lakkisi daha kuvvetlidir. M add ve manev ak szkonusu edildiinde arlk, manev
aka ynelir. Buna ramen baz airlerin ak ve klklarnn halkn diline dt, me
lankolik durumlar yaand da tarihin ve tezkirelerin sayfalarnda kaytldr. Bu uur
da nice ba verenler, nice terk-i diyar edenler mevcuttur. Aklarn stne basa basa
syleyen airlerin bir ksm ulv bir ak anlatyorlarsa da dier bir ksm ten zevkini, yi
ne bir bakas lah cezbeyi terennm ediyorlardr. Ancak bir husus vardr ki ak, seven
de haddinden ziyade, hatta belki sonsuzdur. Gnlde tecell eden bu duygu, lmle so
nulanr. Bunu ta batan bilen k, yine de bu aktan kurtulmay istemez. Asla kapan
mayan ak yaralar, gizli tutulan bir zntnn ihtisas sahas olur. k zld nis
pette ak artar. Ak bir denizdir; iine dalmaynca anlalmaz, dalnca da kara grn
mez.
airin ak hakkndaki her sz biraz mbalaal olabilir. Zira ak o denli byk
tr. Her vesile ile aktan sz etmesi de bundandr.
Btn bu saylanlar Divan Edebiyat'na bir ak edebiyat dememiz iin kafidir. A
kn bu has bahesinde her eit ak glleri aabilir. Bu akm sahne iinden aktr k,
sahne dnda mnekkidi rakib, kulisten kmayan ynetmeni ise sevgilidir. imdi ister
seniz bu ak oyununu sahneleyenleri birazck yakndan tanyalm:
SEVGL
En belirgin zellii ka ac ve ztrap vermesidir. Zulm ve eziyette ar snrlar
zorlar, cana kasdeder. Kimse ona hesap soramaz. Gnl tatr, merhamet kelimesini bil
mez. Sz verir ama sznde durmaz. Vuslat yoktur. kn alamas, h u feryd ona
zevk verir. Katnda en makbul k, eziyetine en fazla tahamml gsterendir. Onun iin
daima eziyet eder. Eziyetten vazgemesi, aktan yz evirmesi demektir. Kh kskand
rarak, kh fitneler kopararak kna zulmeder. Nazldr, aiftedir, fettandr, hatta hafif
mereptir. Kolay kolay kendisini gstermez. Bayramlarda ltfedip darya kar da
uzaktan seyredilebilir. kn ancak ryasna girer; elence ve bezm'in vazgeilmez kii
sidir. Zenginlii, ihtiam, paray sever. Ona canlar kurban edilir; urunda rakipler l
drlr. Btn bu huylaryla her ne eit icraat yaparsa yapsn, ona kzlamaz. Hatta
melekler, ona gnah bile yazmazlar.

o g t o

, B a h a r '95

85

skender Pala

Peki byle birisi nasl sevilir? te akn can alc noktas budur. Btn bu olumsuz
yanlarna kar o, gnller sultandr. k onu sevmek iin yaratlmtr. Elinden baka
bir ey de gelmez. Zaten sevgilinin pek ok zellii, bir sultann zelliidir. stelik gen
ve gzeldir de. Daima kara sal, hilal kal, nergis gzl, ll dudakl, inci dili, gl ya
nakl, selvi boyludur. Bedeni billurdan yaratlmtr. Aydr, gnetir. Yusuf'tur, Kb
le'dir, melektir, huridir, vs. vs. Ama her hali ka zulmdr. Fatih'in u ifadesi buna bir
rnektir:
Vaslm dileyen evrimi eksin der imi yr
Bu va'desi gy ki deil evrine dhil
Sevgili, "Vuslatm dileyen eziyetime katlanr" diyormu. Sanki bu vaadi eziyet de
ilmi gibi!... (Oysa bu sz de bir zulmdr. ka vuslattan sz ediyor. Buna dayanlr
m hi!...)
IK
k, her eyden nce airin ta kendisidir. Aknda samimidir ve bu akn maddi
yatla ilgisi yok gibidir. Gdas zntdr. mr sevgiliden ltuf beklemekle geer. Her
an sevgilinin hali ile doludur. Sevgiliye ait kk bir sz bile onu kendinden geirtir.
Cann sevgiliye verecek denli cmerttir. Ondan gelen her eziyete katlanr. Sznde sa
dktr. ektii eziyetlerle ak iinde olgunluk kazanr.
Sahip olduu yegne varlk aktr. Bu sebeple ak yolunun btn tehlikelerini can
la bala kabul eder. Sevgilinin rakibler ile ilgilenmesi, onun iin en byk zulmdr. Yi
ne de irade ve takdir sevgilinindir. Ona asla kzamaz.
Sevgiliden baka talih, felek, zaman ve rakipten de zulm grr. Bu zulm ile ba
zen sabahlara dek alar; bazen rindce davranp aldr etmez. Ama mesela uykuyu hi
tadmamtr. Yakasn yrtar, kan yutar; denizler gibi coar, rmaklar gibi alar. Aldatlr,
tuzaa drlr, hastalanr, yaralanr, akln yitirir. Velhasl bana gelenler defter di
vana smaz; batan baa menfi zelliklerle doludur. Syledii iirlerde bu hallerini te
rennmden gayri elinden bir ey gelmez. Buna ramen o daima ak ister. Ahmet Paa'nn (. 1497) dedii gibi:
ol mr kim sensiz geer, ol mr zayi mr imi
Bir cn ki ann cam yok, ol can dah can olmam.
R a k b
k iin ayar; sevgili iin yrdr. Biz onu daima kn gzyle tanrz; bu sebeple
kt, irkin, zararl ve zalimdir. Sevgili ile sk mnasebettedir ve k ondan uzaklat
rr. km sevgiliye tenbihlerde bulunup rakib hakknda onu uyarmas da fayda ver
mez. Hatta sevgili inat olsun diye ktan ok ayara imkn tanr ve onunla beraber
olup ona yz verir. O da bunu bildiinden ka iten ie gler, onunla alay eder. Ks
kan ve dedikoducudur. Sevgilinin bir k da odur ve k ile aralarnda daim bir m
cadele vardr. Sevgilinin yzlerce kndan her biri kendini gerek k, dierlerini ra
kib grd iin her trl kt huy, rakibe rahatlkla yaktrlabilir. Sevgilinin bir k
da odur ve k ile aralarnda daim bir mcadele vardr. Sevgilinin yzlerce kndan
her biri kendini gerek k, dierlerini rakib grd iin her trl kt huy, rakibe ra
hatlkla yaktrlabilir. Sevgilinin mahallesinin kpekleri rakiblerin ta kendileridir. Ca

86

o g t o ,

B a h a r '95

h Mine'l-Ak

hillik, nadanlk, domuzluk, akreplik, yalanclk, pespayelik vs. rakibin en hafif sftlarndandr.
Ak, rakibine o kadar dmandr ki yazd iirde onun adn bile ters (
)
yazar, ban aa getirir. Velhasl geberesinin biridir. Bunu biz deil, Sabit (. 1712) di
yor:
Meydna geldi na'- rakb-i nemme-sz
Kldm huzr- kalb ile mrmde bir namz
Ara bozucu rakibin ls musalla tana geldi de
mrmde gnl huzuru ile bir namaz kldm.
Ak iinde sevgilinin nazna daima niyaz etmekle kalmayp bir de rakibin engelle
meleriyle mcadele veren k, kendi halini bakalarna anlatmakta pek ok glk e
ker. Zira o, gnl sahibidir; dierleriyse akl. Bu atma ak ile ilmi de kar karya ge
tirir. Zira biri gnlle, dieri aklla idrak edebilir. Biri kn, dieri zhidin (kaba sofu,
hogrsz softa) anlay vastasdr. Zhid ile k (akl ile gnl) arasndaki bu kkl
mcdele, asrlar iinde iirden gerek hayata da yansm ve tekke ile medreseyi kar
karya getirmitir. Bu noktada lah akn ve dolaysyla Tanr'mn, ak (gnl) ile mi,
yoksa ilim (akl) ile mi kavranlabilecei tartmalarna zemin hazrlamtr. Divan airi
bu mcadelede akn yanm tutar ve dolaysyla zhidle ba belaya girer.
air, gelenek karsnda sylediklerini ya ispata, ya inkra zorlanr. Bu durumda
ak anlatt iirlerine bir yorum getirmesi gerekmektedir. te bu noktada tasavvuf ve
Eflatun dnce sistemi devreye girer ve ifadelerine mecaz elbiseleri giydirmeye balar.
Medrese tahsilinin getirdii kltr birikimi, din hayatn canl biimde devam ediyor
oluu ve nihayet tasavvuf ekollerinin her yerde grlen ubelerinin (tekeller) her kade
medeki hayat derinden etkiliyor oluu, airi de ister istemez bir takm ulv ak ifadeleri
ne ynlendirir. Artk akn kimlii kaybedilir ve beyitlere isteyen istedii yorumu geti
rir. Divan Edebiyat bu kaosu hemen btn devirlerinde yaamtr. Eer airin alla
gelmi bir slbu (kane, hane, hikemiyane vb.) yok ise, syledii her sz gibi, ak
konulu beyitleri de her okuyucunun zihninde ayr bir arma sebep olabilmektedir. O
kadar ki bir air (Fevri) kp,
Sf mecz anlad yre muhabbetim
lemde kimse bilmedi gitdi hakikatim
(Sofu, sevgiliye olan akm mecaz ak olarak deerlendirdi. Oysa ben gerek
ten km) Yazk ki lemde kimsecikler benim hakikatimi anlayamad, diyerek isyan
edecektir. Mevlna'nn Yusuf ile Zleyha'ya dair u szleri hemen hemen bu durumu
aklar gibidir:
"Zelih o hale gelmiti ki rekotundan daacna kadar, her eyin ad Yusuf'tu
onun iin, Yusuf'un adn baka adlara gizlemiti; mahremlerine bu srr sylemiti.
"Mum ateten yumuad" dese; "Sevgili bize alt, yz verdi" demi olurdu. "Bakn ay
dodu" dese; "St aac yeerdi" dese, (...) "Bam aryor" dese, "Bamn ars ge
ti, iyiyim" dese hep ayr mnlar vard bu szlerin. Birini vse onu verdi; birinden i
kyet etse, onun ayrln sylemi olurdu. Yzbinlerce eyin adn ansa, maksad da

C o g t o , B a h a r '95

87

skender Pala

Yusuf'tu onun, dilei de."<3)


Btn bunlardan sonra, Divan iirindeki ak bahsine daha bir aklk getirebilmek
iin ayr airin ak anlaylarn burada tahlile alacaz. Her airimiz de ayr va
dilerde yrm, ayr fikir ve felsefelerin adamlardr. Divan Edebiyat'nda her eit yo
ruma ve anlaya ak olan ak telakkisini bylece daha kesin hatlarla birbirinden ayr
mak mmkn olacaktr, bu sebeple setiimiz airlerin hem kane olmalarna; hem sa
hip olduklar misyon itibariyle ar ularda bulunmalarna, hem de yar halindeki Di
van airleri iinde nispeten yar st olmalarna dikkat ettik. imdi bunlar zaman sra
sna gre inceleyelim:
PLATONK AK VE FUZUL (. 1556)
Eflatun, "Sevgi hakl olmakla kalmaz, en ll varlk da olur. ll olmak, her
kese gre zevklerin, arzularn dizginlerini elde tutmaktr. Hibir zevk de sevgiden stn
deildir. Madem daha aa olan zevkler ve arzular sevgiye boyun eer ve madem onla
ra boyun ediren de sevgidir; bunda sevginin ne kadar stn bir ls olduu anlalr "( der Eflatun'un sevgi hakkmdaki bu ve benzer dnceleri, asrlar boyunca baz
insanlarn aktaki araylarna yn vermi ve slm filozoflarn da etkileyerek slm'n
znde zaten var olan ve eitli nasslarla tespit edilmi bulunan "akn ycelii" fikrini
gn yzne karmtr. Asrlar boyunca filozoflar tarafndan tartlan bu fikir, iyiden
iyiye tebellr ederek iire yansdnda, artk akta mutlak gzellii aramak ve ona gre
tavr gelitirmek zorunluluunu ortaya koymutur. "Literatre Platonik (Eflatun) ak
adyla geen bu anlay, geici gzelliklere deil, gzellik ide'sine, salt gzellie duyu
lan akn ifadesidir." Bylece Divan iiriyle ilgili olarak sz edilen ak kavram, Pla
ton'un yaratl ve olu nazariyesi temellerine dayanan bir tr neo-platonizm felsefesine
ynelir. Buna gre evrenin yaratlmasna yol aan ilk sebep aktr. Keml ve Ceml sahi
bi olan Allah, kendi gzelliinin bilinmesf ni istemi ve kainat yaratmtr. O halde gzel
lik, -h er ne eit olursa olsun- bilinmekle, sevilmekle deer kazanr. Bu bilme ve sevme
de asla madd zevkler, sfl duygular, daha ak bir deyile ehvet ve cins cazibe yok
tur. Divan airinin anlad/anlatt ak da ite bu aktr. Terimletirilerek Platonik ak
adn alan bu anlayn Divan iirindeki ahikas Fuzul'dir. Onun bu konuda syledii
her ey, daha sonraki dnemlerde kural ittihaz edilmi ve canla bala benimsenmitir.
Bu nedenle bir k ve air olarak Fuzul'yi tanmak byk lde Platonik ak tanmak
olacaktr.
Fuzul btn mrn ak ve ztrab anlatarak geirmitir. iirinin esasn ak, a
kn elemleri, aclar, feryadlar oluturur. Onun Fuzul kelimesini iki mns ile sanatl
kullanarak syledii u beyit bunun delilidir:
Benden Fuzl isteme e'r- medh zem
Ben kam heme szm kanedir.
Ey Fuzul! Benden (bou bouna) vg ve yergi iirleri isteme. Ben km!(Elbette)
szm de daima kane olacaktr.
"Ondaki akn ve sevginin, beden, sefil hazlarla ilgisi yoktur. Onun ak madd
3) Mevlana Celaleddin-i Rum, Mesnevi, (ev: Veled zbudak) C. VI. b. 4032-4044, stanbul, 1966.
4) Eflatun, len, (ev. A. Erhat- S. Eyubolu), s. 52-53 stanbul, 1961.
5) Bkz. Ayvazolu, Beir, Ak Estetii, 5.6.1, stanbul, 1992
6) Bkz. Mazolu Hasibe, Fuzul ve Trke Divan'ndan Semeler, s. 22, Ankara, 1986

88

o g t o

, B a h a r '95

h Mine'l-Ak

hazlarn stnde, tasavvufun lh ak ile ok iyi uzlaan ulv bir aktr" nsan zaten
bu ak iin yaratlmtr. Hikmet sahipleri bunu asla inkr etmemelidirler. Nitekim bu
yurur:
A rif ol sevd-y ak inkrn etme ey hakm
Kim vcd- halkdan ancak bu sevdadr garaz
Ey bilge kii! Ak sevdasn inkr etmemekle arif olduunu gster. nk yaratl
varlnn gayesi bu sevdadr.
Ak iinde sevgili n plandadr. Sevenin bu konuda takdir ve iradesi szkonusu
olamaz. Eer ak varsa, mak var demektir. Can ile cann arasndaki seim, akn da
temelini oluturur. kn can, cann iindir. Bu yolda canndan geemeyen aktan da
bahsetmemelidir. Kulak verelim:
Cn kim canan iin sevse cnnn sever
Can iin kim ki cnnn sever cnn sever.
Bu anlaya itiraz edenler bulunabilir. Zhid bunlarn bamdadr. Ama ona aldr
etmemek gerekir. Zira bu dncesi onun gafletindendir. te ifade:
Muhabbet lezzetinden b-haberdir zhid-i gfil
Fuzul ak zevkin zevk-i ak var olandan sor
Fuzul! Gafil softa, akn lezzetinden habersizmi. (Elbette byle olacak. Zira) akn
zevkini, kendisinde ak zevki var olandan sormak lazmdr. Zhide gre kiinin, ak
ile adn ktye karmas ayptr. Fuzul'ye gre ise asl ayp olan, bu nadanca dnce
dir. Tpk u msralarda anlatld gibi:
Der imi zhid ki olmak aybdr rsv-y ak
Bu sz fa etmesin rsv-y lem olmasn
Sofu, "Aktan dolay leme rezil olmak ayptr" diyormu. (Zavall) bu sz bakala
rna syleyip de kendisini leme rezil rsva etmesin.
Bu akta rindliin de nemi vardr. kln raconu rindce davranabilmek ve de
rin bir his kuvvetiyle bunu iire dkebilmektir. Bu konuda Fuzul ark'm en byk
rindlerinden Hfz ile mutabakat halindedir ve onun bir beytini aynen tercme ederek
u iki msra yazar:
Secdedir her kande bir bt grsem yinim benim
Hh m'min hh kfir tut budur dnim benim
ster kafir ister m'min olsun, nerede bir gzel grsem, ona secde etmeyi det edin
miim. Zira benim dinim budur.
Fuzul'nin ak, insana manev haz veren yce bir duygudur. Snrsz ve engin bir

o g t o ,

B a h a r '95

89

skender Pala

sevgi halinde tezahr eder. k bu uurda ektiklerine razdr. Hatta ak eziyetlerine


seve seve katlanr. Sevgiliden gelen her belaya "bel!" der. Halinden ikayet etmez, bila
kis memnun olur. Vuslat, ak ateini azaltp sndrebilir. Bu nedenle vuslat istemez.
Ayrlk gecesinde yanp yaklmak, vuslat afana erimekten daha makbldr. Eer
doktor bu derde are verecek olursa, bu onu helak edebilir. Onun iin derman da iste
mez. Srayla grelim.
Cef v cevr ile mu'tdem anlarsz n'olur hlim
Cefsna had evrine pyn olmasn y Rb
Cefa ve eziyetler ile o kadar senli benli oldum ki, onlar olmadan halim nice olur (bi
lemiyorum). Tanrm! (nallah o sevgilinin) cefasna bir snr; eziyetlerine de bir son
olmaz.
em'-i m- firkaten subh- visali neylerem
Bulmuam yanmakda bir hl zge hli neylerem
(Sevgilinin) ayrlk gecesinin mumuyum, (yanyor da yanyorum). Vuslat sabahn ne
yapaym? Yanmakta kendime uygun bir hal bulmuum, baka hal neyleyeyim?
Ak derdiyle hoem el ek ilacmdan tabb
Kma dermn kim helkim zehr-i dermanndadr
Ey tabib! Ak derdiyle houm. Bana ila vermekten elini ek. Bana ila verme ki, be
nim asl helakim, senin verecein ilatadr.
k, akn ve zellikle sevgiliye ait srlar saklamakla ykmldr. Bu uurda ser
verebilirse de, asla sr verilmez.
Rz- akn saklaram elden nihn ey serv-i nz
Gitse bam em teg mmkn deil if-y rz
Ey nazla salnan selvi (boylum)! Aknn srrn bakalarndan gizlemekteyim. (Emin
olabilirsin,) mum gibi bam kesseler, yine de srr ifa edici deilim.
Bu sr, tanmas mkil bir yktr. Bu hususta felek de acmaszdr. Elinden geldi
ince aka yklenir. k btn bu ykler altnda devaml ezilir. Ancak yine de taham
ml arttr. Fuzul bu babda kendini ak lnn dilencisine benzetip halni yle anlat
yor:
Yd benim bama dehr gamn neylesin
Bdiye-i akda ben gibi vre yok
Felek, btn gamn bama yd. Ne yapsn, ak lnde gezen bencileyin (bir ba
ka) avare bulamad.
Ak, klar arasnda bir imtihan ve bir yar saylr. Ayn sevgiliye tutkun yzlerce

90

o g t o ,

B a h a r '95

h Mine'l-Ak

Ak elbette birbirleriyle ekime ve mcadele iinde olacaktr. Bu klardan biri olan a


ir de kendini dierlerinden stn grmeye ve gstermeye gayret eder. Her airin en b
yk iddias, en byk k olduudur. Bunu ispat iin ektii aclar sayp dkmekle kal
maz kendini bakalaryla da mukayese eder. Fuzul "k" redifli bir gazelinde bu tr
vnmeler iinde kn hallerinden bahsettikten sonra szne "Fuzul sanma kim ben
zer sana lemde herk" diyerek son verir. Bu, onun kendini mstesna bir k olarak
grmesindendir. Nitekim pek ok beyitinde Mecnun'u getiini ve ondan stn olduu
nu syler. Bu iddiasna "Levh-i lemden yudum ak ile Mecnn adn (Gzyalar ile
lemden Mecnun adn ykayp sildim)" msrama ilaveten u beyitlerini rnek verebili
riz:
Bende Mecnn'dan fzn aklk isti'dd var
k- sdk benem Mecnn'un ancak ad var
Bende Mecnn'dan daha fazla bir klk istidad var. gerek ak benim. (Ama ne ya
paym ki) Mecnun'un ad km.
Yazanda Vmk u Ferhd u Mecnn vasfn ehl-i derd
Fuzl adn grdm ser-i tomara yazmlar
Dert ehli, (klar anarak) Vamk, Ferhad ve Mecnun'un klklarn yazarken gr
dm ki hepsinin stne Fuzul adn yazmlar.
Grlyor ki o kendini btn efsanev klardan daha stn grmektedir. Bu
uurda en ok and Mecnun'u, kendine rakip grmekteyse de mesela Ferhad' hie
saymaktadr.
ciz olmu ykmaa hyla khu Khken
Neylesin miskin ann ak hem o mikdr imi
Dalar delen Ferhad, ahyla da ykmaktan aciz kalm. Ne yapsn, zavallnn ak
ancak o kadarm. (Ben olsam da delmeye uramaz, bir "ah!" eker, yerle bir ediverirdim).
Zaten pek ok k da onun akn grnce, klk iddiasndan vazgemilerdir:
te ispat:
ok aka heves edeni grdm ki hevsn
Terk etdi senin k- nlnna grge
(Ey Sevgili!) Senin akna heves eden biroklarn grdm. nleyen bir kn olan
beni grnce, ak hevesini terk edip gittiler.
kn en byk arzusu sevgilinin urunda yok olabilmektir. Bunun iin de sevgi
liden tek istedii ey, bela ve derttir. Baknz stad bu konuda ne buyurmu:
Hslm yok ser-i kyunda beldan gayr
Garazm yok reh-i aknda fendan gayr

o g t o ,

B a h a r '95

91

skender Pala

Senin mahallende (bulunmakla), beladan baka bir ey elde etmedim. Zaten, aknn
yolunda yok olmaktan gayr da bir emel tamyorum.
nk ak denizine den, can lezzetini unutmaldr (Bahr-i aka dtn ey dil lezzet-i cn unut). Hatta kn binlerce can olsa da her birini sevgili uruna gnbegn fe
da edebilse:
Bin can olayd k men-i dilikestede
Ta her biriyle bir kez olaydm fed sana
(Ey sevgili!) Ben gnl krn keke bin tane canm olsayd da; her birini sana birer
birer feda edebilseydim.
kln hallerini anlatt bir gazelinde sevgilinin selvi boyu iin ah eden, gonca
az iin kan alayan, kvrm zlf iin perian olup misk kokulu kakl iin avare olan,
mahmur gz iin bedenini dalayan Fuzul, gnlne hitaben "Bunca zaman seni besle
diim, sevgili uruna can vermen iindir" deyip haline tam bir hzn tasviri izerek,
Vaiz bize dn dzah vasfetti Fuzul
Ol vasf senin klbe-i ahznn iindir
Fuzul! Vaiz dn bize cehennemi anlatt. Syledikleri, senin hznler (iinde yaad
n) evinden baka bir yer deildi.
Yaad hayatn cehennemden farksz olduunu syler. Bu, onun ender ikyet
beyitlerinden biridir. Belki u beyti de bu dnceler iinde iken sylemitir:
Benim teg h kim zr ve pern olmasn y Rb
Esr-i derd-i ak u d- hicran olmasn y Rb
Tanrm! (lemde) hi kimse bencileyin alayp inleyerek perian olmasn, Rabbim!
(Yine hi kimse) ak derdine ve ayrlk yarasna da esir olmasn.

1- Hsnn olduka fzn k ehli artuk zr olur


Hsn ne mikdr olursa k ol mikdr olur
2- Cennet in men'iden klar ddrdan
Bilmemi kim cenneti klarun ddr olur
3- Ak derdinden olur k mizc mstakim
kun derdine dermn itseler bm r olur
4- Zhid-i b-hod ne bilsn zevkini k ehlinn
Bir aceb meydr mahabbet kim ien huyr olur

5- Ik sevdasna sarf eyler Fuzl mrini


Bilmezem bu hb- gafletten kaan bdr olur

92

- (Ey sevgili!) Sende gzellik arttka, klar da ala


yp inlemeyi arttrrlar. (Elbette!) Gzellik ne lde
olursa, ak da o derece byk olur.
2- klar, "Cennete gidemezsin ha!" diyerek, sevgili
lerin yzne bakmaktan men eden kii; bilmiyor ki
klarn cenneti, sevgililerin yzdr,
y kn gidit, ektii ak derdi sayesinde doru yo
la girer. (Onun iindir ki) kn derdine derman eyleseler, k (asl o zaman) hasta olur.
4~Kendini (dine verip onun dnda her eyi) inkr eden
kaba sofu, ak ehlinin tatt zevkleri ne bilsin? (Oy
sa) sevgi (denen ey) yle bir araptr ki, ancak onu
ienlerin akl banda saylr.
5 - Fuzul, btn mrn ak sevdasna harcamakta.
(Artk) bu kendini bilmezlik uykusundan ne zaman
uyanr, kestiremiyorum.

C o g t o , B a h a r '95

h Mine'l-Ak

Zira;
Muharrirler yazanda her kime lemde bir rz
Bana her gn dil-i sad-preden bir pare yazmlar
(Alem yaratlrken) ezel gnnn yazclar, dnyaya gelecek herkesin rzkn yazdk
larnda; bana (ak ile) yz para olmu gnlmden, her gn bir para yazmlar
Mthi bir ifade! Dorusu sylenir sz deil!...
Fuzul'nin gazellerinden baka ak anlatt manzmeleri de vardr. Su kasidesin
de Hz. Peygamber akn ihtiamla dile getirir. Leyla ve Mecnun mesnevisi ise platonik
kn drtba mamur ifadesidir. Bu eserde Mecnun'un Leyla'ya olan madd akn de
rece derece ulviletirir ve yine madd hazlardan uzaklatrr. Sonunda Mecnun noksan
sz bir k olur ve cann Leyla iin feda eder. Bu hikye onun ak anlaynn bir ahe
seridir ve ili ruhunun nak nak aclarn tar.
Konuyu balayalm: Fuzul btn sanat hayatn platonik ak terennme hasretmi
izgi d bir airdir. O, aknda istina sahibidir ve sevgiliye yk olmaz. Ondan ne vus
lat, ne iyilik, ne iltifat bekler. Hele bugnk ak u alaka anlayyla asla kyaslanamaya
cak bir zveri ve dierkmlk gsterir. Almadan verir. Kazanmadan kaybeder. Olum
suzluklarla yaar. Tabiri caizse bu ak, kk eylerdeki byk mutluluklarn, belki de
dertleri zevk edinmenin akdr. Bilgili, kltrl, tecrbeli bir gnl adamnn ideal a
kdr. Son olarak ilmin her eidine vkf bir bilge olan Fuzul'nin u itiraf, Divan airle
rinin platonik ak konusundaki genel dncesini zetlemek bakmndan nemlidir:
llm kesbiyle pye-i r if at
Bir hayl-i muhl imi ancak
Ak imi her ne var lemde
lm bir ktyl kal imi ancak
lim tahsil ederek yksek mevki elde etmek, ancak olmayacak bir hayal imi. Alemde
her varsa ak imi; ilim, sadece kuru laftan ibaretmi.
A f r o d z y a k a k v e N e d i m ( . 1730)
Fuzul'nin akn anlatrken sevgilinin, sahne dnda olduunu sylemitik. Pei
nen ifade edelim ki artk Nedim'in sevgilisi bizzat sahnenin iinderir ve k ile birlikte
vardr.
XVIII. yy. stanbul'unda sosyal hayatn gerek kiileri, Nedim'in sevgililerini olu
turur. k ile sevgili artk eit seviyede ve birbirlerine eit mesafededirler. Bu ak oyu
nunda rakib, pek nadiren rol alr. Artk ten zevki ve cinsel cazibe n plandadr. Yani
onun iirlerinde tam mnsyla olmasa bile byk lde Afrodizyak bir ak ile kar
karya kalrz. Geri daha nceki devirlerde de airlerin bu tr ak konu ettikleri man
zumelere rastlanmaktadr; ancak Nedm bu ak aka syleyen airdir. Bu bakmdan
Divan iirindeki ak anlatlrken Nedmne beyitler incelenmezse konu eksik kalr.
"Fuzul, beer akn znt ve elemlerini; Nedm ise ne'e ve srrn terennm
7) Baz airlerin beer ak duygularn lah akn mecazlarna brndrerek vermeleri, onlarn bu duygular inkr etmeleri deil,
b e lk i k e n d ilerin i istintaktan u z a k tutmaya almalardr. Bununla birlikte " Gzelsiz olmazz duruz etsiz ekmeksiz" diyen Necati'den
(. 1503) balayarak beer ak aka syleyen airler de kmtr. N ev'izde Ata (. 1635) nl mesnevilerinde beer hevesleri
ve ehveti ak sak anlatr. Bir eyhlislm olan Yahya'nn (. 1644) divnndaki pek ok gazelde de beer ak duygulan sami
miyetle ifade edilmitir.

C o g t o , B a h a r '95

93

skender Pala

etmitir, hicran, znt ve elem, Fuzul'nin hislerini ulviletirmi, beer akn stne
karmtr. Akn zevkini ve ne'esini bizzat tatmak ve yaamak arzusu ise, Nedim'i be
er zevkler peinde koan bir k olarak gstermitir. Hatta Nedm, dier airlere
yazd nazirelerinde bile bu h edasn iirine bir kimlik olarak vurmutur. Onun ms
ralarnda ak, iten geldii gibi samimi bir ekilde ve serbeste ifade edilmitir. Madd
akn trl heyecanlar, kaamaklar ve apknlklar, doymak bilmeyen, uar bir k
edasyla anlatlmtr. Fakat btn bunlar anlatrken asla kaba deildir. Sfl taraf var
sa da, bunu zarif bir eda ile syler. Kurnaz ve zekice ortaya koyduu ifadelerinde ince
bir zevk anlay grlr. ok perde brnne syleyileri bile, bayaln uzanda ka
larak anlatr. Ksacas o, en uuk ve hafif-merep ifadelerini bile dilin inceliklerinden
faydalanarak sanata brndrebilmitir.
Kadnn batan karc cisman gzellii her ne kadar daha evvelden baz mecazlar
ve tasavvuf alegorilere (nefs) kattrlm olsa bile, Nedim'in iirlerinde artk stanbul
gzellerinin, yosmalarnn, keklerinin ve mahbblarmn zellikleri aka msraa d
klr. Nedim'in syledii ak, Sadabad'da, Kksu'da, mesirelerde, ehrin sokak ara
larnda, helva sohbetlerinde, hamam elencelerinde, dnlerde ve bayramlarda kar
lalan yamakl, feraceli, emsiyeli, mendilli gzellere yneliktir. arklarnda bunun
geni tasvirlerini bulmak mmkndr. Bir farkla ki, daha ziyade cvnlar, fet; mahbblar yosma; civelekler ise, taze klnda cinsiyet deitirmi olarak arz- endan ederler.
Artk Divan iirinin gzeli, ekseriyetle maka deil bizzat mak'tm. ster gl-endam ol
sun, ister serv-i naz; ister nazn koynunda bysn, ister gll diblardan incinsin, bu
gzel, o asrda yaamaktadr ve ak, beer seyrini icra etmektedir.
Dikkat edilecek bir husus da udur ki Nedm "ak" kelimesini pek kullanmaz.
Ama syledii her beyit ak anlatr. Bizce o, akn felsefesini yapmaktansa bizzat prati
ine eilmeyi tercih ettii iin byle yapmtr.
Nedm, k olaca sevgiliyi nce lp tartar. Onda ilk arad haslet naziklik ve
nezakettir. Btn sevgilileri bu bakmdan tam not alrlar. u ifadeler onundur:
Leblerin mecrh olur dendn- sn-i bseden
La'lin pdrmek bu hletle muhl olmu sana
Dudaklarn, bse kelimesindeki sin (S) harfinin dilerinden bile incinir. Du
rum bu iken, o la'l dudaklarn ptrmek senin iin ne mmkn!..
Buradaki sevgili yle nazik ki, buse kelimesindeki sin harfinin dilerinden incini
yor. Ya una ne demeli;
Gll db giydin amma korkarm zr eder
Nazeninim, sye-i hr- gl-i db seni
Sevdiceim! Gl desenli ipek bir elbise giymisin. Ama korkuyorum ki o ipek elbise
nin zerindeki gl resminin dikeninin glgesi seni incitecek!
Dikkat buyurulsun! Sevgilinin giydii ipek kuma onu incitmiyor, gl veya diken
resmi incitmiyor da dikenin glgesi incitiyor. Pes dorusu!...
Nedim sevgiliden ayr kalmay asla istemez. Daha dorusu sevgilisiz kalmay iste
mez. u sylediine baklrsa bunda hakldr da:
8) Bkz. Mazolu, Hasibe, N edimin Divn iirine Getirdii Yenilik, s. 44-45, Ankara, 1992.

94

o g t o ,

B a h a r '95

h Minel-Ak

nki tr-i hecr ile oldun zahmnk ey gnl


ek evir kendin ki bir ka kemn lzm sana
liy gnl' Ayrlk okuyla yaralandna gre imdi sana, kendini ekip evirmen iin
yeni bir yay kal lazmdr.

O, haddizatnda akn safiyetine ve kutsallna inanmaktadr. Ancak ne are ki


nefsindeki arzuyu dizginleyemez:
Mekteb-i sinede bir tfl-i hevydir dil
Kim henz anlamam farkn ak u hevesin
Gnl, barmn mektebinde okuyan heveskr bir ocuktur, ki henz ak ile arzunun
farkn anlayamam.
Hele gekin yata bir tazeye tutulmak, akn en sufl cephesini bile bize gsterebilir.
Nedm byle bir tecrbe geirmi olmal ki yle yaknyor:
Aka dtm cn u dil mft-i cvnn oldu hep
Sabr u takt masraf- k- girbn oldu hep
Aka dnce canm da, gnlm de, genlerin elinde pe paralk oldu. Sabr ve ta
hammlm ise yaka yrtmaya sarfedildi.
Gzel, ne denli iveli olursa olsun Nedim'in olmadktan sonra adn anmaya tenez
zl etmez. Ancak onun olmas iin yalvarmay da elden brakmaz:

1- Tahamml mlkn yktn Hlg Han msn kfir


Aman dnyy yaktn te-i szan msn kfir
2- Kz olan nz nzn eh-levend vz vzn
Belsn ben de bilmem kz msn olan msn kfir
3- Ne m a'n gsterir dundaki ol ten atlas
Ki ya'n u'le-i can-sz- hsn an msn kfir
4- Nedir bu gizli gizli hlar k-i girbnlar
Aceb bir ha sen de k- nln msn kfir
5- Sana kimisi "cnm " kimi "cnmm " dey syler
Nesin sen doru syle can msn cnn msn kfir
6- arb- teinin keyfi ryun u'lelendirmi

Bu hletle er- mecls-i mestan msn kfir


7- Neden sk sk bakarsn byle m ir't- mcellya
Meer sen dahi kendi hsnne hayran msn kfir
8- Nedm-i zr bir kfir esr etmi iitmitim

Sen ol celld- dn ol dmen-i m an msn kfir

o g t o ,

B a h a r '95

- (Ey sevgili!) Tahamml(mn) lkesini yktn. Hlgu Han msn, a kfir... A m an! Dnyay yaktn.
Yakc bir ate misin, a kfir!?.
2- N zn, kzolan naz, sesin de, ehlevend sesi. (Bu
h lin le sen bir tatl) belsn; am a kz msn, olan
msn, bilemedim a kfir!..
3 - O muzundaki o ate renkli atlas ne mnya gelmek
te? A kfir, yoksa sen g zellik ve irinliin canlar
yakan bir lesi misin?!.
4 - A kfir! Bu gizliden gizliye h ekiler, o yaka yrt
m alar da nesi? Acaba sen de o uh sevgili iin inle
yen bir k msn?.
5 - Sana kim isi "cnm"; kim isi "cnnm " diyor. N e
sin sen doru syle; cn m sn, cnn msn, k
fir? !..
6- A te ren k li arabn key fi y z n alevlen dirm i.
Yoksa a kfir, bu halinde sen, m estler (ak sarhola
r) meclisinin (era) msn?
7 - N iin by le sk sk cilal ayn an n karsn a geip
kendini seyretmektesin? M eer sen de kendi gzelli
in e hayran msn, kfir!..
8- u inleyip duran Nedim'i, bir kfir esir etmi, iit
m itim. Yoksa o din celld ve iman dman olan
k f ir sen m isin (k i b e n d e , n e d in b r a k tn , ne
iman)!?.

95

skender Pala

Mhsn mehden gzelsin belki amm neyleyim


h bir eb brc-i umda tbn olmadn
Ay gibisin, b elk i aydan da gzelsin, ama bir gece olsun kucamda domadktan son
ra neye yarar!?..
Dikkat edilirse Nedim'in geceleri, artk eski klarn ayrlk acsyla ah-vah ederek
tkettikleri gecelerden farkldr. Gece olunca sevgilinin hayalini isteyen airler yerine
bizzat sevgiliyi isteyen bir airle kar karyayz. Bu tutum, ister istemez k ile senlibenli olmay dourur. Eskiler sevgilinin adn anmay bile neredeyse edebe aykr sayar
ken, Nedim onu kendisiyle eit tutar. Dahas, yeri gelir ona serzenite bulunur; yeri gelir
ondan ikyet bile eder. Yani artk roller hzla deiir. imdi gelenee aykr da olsa ka ram olan bir sevgiliyi grelim:
Ol per-r ka rm olsa da mn deil
Gndzn olmazsa ahm olsa da mn deil
0 peri yzl, kma teslim olmaya can atsa da zarar yok. Hele bu i gndz deil
de gece olsa, yine ikyet edilmez (hatta kredilir).
Sevgili ile bu yakn temas, senli-benli olu, Nedim'in akna zarar getirmi mi bilin
mez. Ancak ona kavumak iin nelere raz olduu ortadadr:
Dlmee slmee koulmaa Billh
Hep kilim amm ki efendim senin olsam
Ya u intizara ne demeli? Bu gn bile klar sevgililerine byle bedduada bulun
mazlar:
Nedm'mn budur ancak sz ey fet-i devrn
Gzn gibi beni bmr kldn sen de bmr ol
Ey fet-i devrn! Nedim'in son sz udur: "Beni, gzn gibi hasta ettin; sen de hasta
01 inallah!. (air aslnda "Beni mest edip kendimden geirttin, sen de benim gibi ol"
demek istiyor ki arzu dolu iki vcudun skn bulmasna iarettir.)
Nedim'de bu tr Afrodizyak ifadeler pek oktur. ster ak, ister st kapal, he
men hemen pek ok iirinde yapt budur. Dme zmek, yaka yrtmak, sine amak,
yoklamak, ellemek, pmek, kucaklamak...
Fazla edep d olmayan birka rnek vererek geelim:
zlm dmeler k- grbn nfe dek inmi
Buna sabr olunur mu zhid sen k- zr ol
Kd et dmemi prhenim a snemi yokla
Hele gr neylemidir bana imr-i nighn gel

96

C o g t o , B a h a r '95

h Mine'l-Ak

Aceb pistnma benzer mi dikkat zre bir baksam


Sen asan sneni b ire bir ka da enr olsa
Gerdeninden sinesinden buseler etmiti vad
Cmlesinden neyleyim kfir pemn oldu hep
(Baz kelimelerin karlklar: nfe: gbee, prhen: gmlek, imir: haner, nigh: ba
k, pistn: meme, enr: nar, gerden: gerdan)
Hakszlk etmeyelim. Nedm, anlad ak sehl-i mmten denecek kadar kolay,
yaln ve plak syleyilerle ifade eden uh bir airimizdir. Onun beyitlerinde sevgiliye
duyulan zlem, iddetli kavuma arzusu, sevgilinin gsterdii istina, vefaszla serze
ni, samimi yalvarlar vs. ince bir syleyite sevimli, tabi ve klfetsiz bir biimde akta
rlr. arpk eilimleri, aykr dnceleri ve sfl ehvet ifadeleri bir yana braklrsa,
onun aknda bir masumiyet bile bulunabilir. Hi olmazsa o, hissettii gibi sylemi,
hislerini gizlemeye yeltenmemitir. air olup da k olmayan bulunabilir mi? Eskilerin
hepsi ak tatm ve hemen hepsi bunu anlatm. Kh yle, kh byle. Hani yine Ne
dim'in dedii gibi:
Ben irim o kmet-i mevznu dorusu
Sevmem desem de belki yalan sylerim sana
Ama Nedm, ncekiler gibi hasret, bekleyi ve hatrlaylar, bir nimet olarak deil
bir sknt olarak grmekle dierlerinden ayrlr;
Dp mde neler ektiimi ben bilirim
Bel-y kemeke-i intizr benden sor
mdi, sz sanat eseri yapan sanatkrn onu ifade edi eklidir. nce duygular ve
asil dnceler bile sanatkrne bir forma girmedike diyattan saylabilir. Nedm ise
ak sak ve kaytsz ifadelerinde bile bir yksek sanatkr ruhuyla hareket etmitir. Na
mk Kemal, "Nedim'in divn, anadan doma soyunmu bir gzel kz resmine mbihtir. Egeri erbb- mezk bir nazarda letfet-i hsn nna meftn olur, lkin mfsid-i
ahlk olduu iin nedm-i efkr etmek ciz deildir." dese bile o, gelenein en ince ay
rntlarna varasya dek kar kar ve bu hususta frsat bulduka onu bozmaya alr.
Zaten bu yzden dir ki asla stad saylmam, onunanlatt ak da kendinden sonra
yalnzca zevk-perestlik olarak taklid edilmitir.00 Nedm'i beenenlerden biri olan eyh
Glib, onun eserlerinden etkilendii hlde,
Slik-i tavr- Nedm oldun bu dmezdi sana
Hem-zebn olmaz msn Glib shan-glarla sen
diyerek "deta yazd nzireden de pimanln dile getirmitir.
Szmz burada kendiliinden eyh Glib'in lkesine urad. O halde konumuzu
onun lehine deitirelim:
9) Namk Kemal, Edebiyat hakknda baz mlahazat, Makalat- Siyasiyye ve Ebediyye, s. 126, stanbul, 1327.
10) Nedim'den sonra Yeniehirli Bel, Srr, Snblzde Vehb ve Enderunlu Fzl gibi airler onun at bu h vadide at ko
turmular, ama hi biri ondaki zarafeti yakalayamamlardr. Onlarn bu babda yazdklarnn pek ou mstehcen eyler olup
edebiyat kelimesinin edeb kkne de aykr dmtr.

C o g t o , B a h a r '95

97

skender Pala

T a s a v v u f a k v e e y h G l b ( . 1799)
Bu blmde szkonusu edeceimiz ak, tasavvuf muhitinin halk edebiyat gelene
ine uygun olarak tekkelerde nev nema bulan salt tasavvuf iirlerine (lah, devriye,
nefes vb.) konu olan ak deil, Divan Edebiyat iinde kendiliinden yer edinen tasav
vuf aktr. Zira Divan Edebiyat'nn gndemde olduu alarda tasavvuf gelenei b
tn bir hayat derinden etkiler ve ister istemez her airin yolu bir tasavvuf muhitinden
geer olmutur. Tabiri caizse herkesin ad, lakab, meslei gibi bir de belirleyici tasavvu
f gr mevcuttur. Ad ne olursa olsun ou mslmann, hele okumu yazm tak
mnn, mistik bir fikir ve sliki olduu bir tarikat vardr. O dnemlerde gnlk hayatn
belli zamanlarnda tekkeye gitmek bir tr alkanlk, yer yer bir ruh yenilenmesi olarak
grlyordu. Bu da ister istemez tasavvufun tamamen dnda kalabilen insanlar bile
etkiliyor, kltr altyaps tasavvuf dogmalar ile rlyordu. Divan iirindeki tasavvuf
tesiri ite bu kltr muhitinin eseriydi. Pek ok air, koyu sufler olmasalar bile, tasav
vuf imajlar terennm etmeyi airliin bir gerei gibi gryorlar, en azndan ifadelerine
bu yolla zenginlik kattklarn dnyorlard. Bu uygulama, baz tasavvuf terimlerine
belli mecazlar yklemiti (k: Allah'n Ceml ve Cell'ine mtak kii, salik; Mak:
Allah, meyhane: tekke; meyhaneci; eyh; arap: lah ak; kadeh: km kalbi; sak: mrid
vs.) iir yazmaya soyunan hemen her kii, fotokopi ektirir gibi bu mecazlar ezberler,
bilir ve syledii iirde bunlar zengin armlaryla kullanrd. Bazen kavram karga
as yaansa ve mecazlar birbirine kartrlsa bile Divan iirindeki akn en geni mkes
bulduu iirlerde bu imajlar birer birer gururla boy gsterirdi. Bunlarn yarm yamalak
fikirler olarak yer ald baz alt gruptan airlerin manzmeleri bir tarafa braklrsa, ta
savvuf akn stadlar elinde fevkalade bir sanata dntn grrz. Bu bakmdan
biz, eyh Glib'i rnek setik.
Tasavvufa gre kainatn yaratl gayesi aktr. Vcd- mutlak, ayn zamanda Keml-i mutlak (Salt olgunluk) ve Ceml-i mutlak'tr (Salt gzellik). O'nun an kendini iz
har etmektir. te Cenb- Hak da Ak- Zt sebebiyle kendini grmek istedi ve bir ayna
mesabesinde olarak kainat ve insan yaratt. Bir kudsi hadiste, "Ben bir gizli hazine
idim.Bilinmeyi istedim ve lemi yarattm" buyurulur. Allah'n bilinmeyi istemesi aktr ve
bu ak, zn zdr. Teferruat eitli tasavvuf eserlerinde ve devriye ad verilen tasav
vuf iirlerde bulunabilecek bu varolu nazariyesinde ak, her eydir. Evrenin zn ak
oluturur ve btn mevcudattaki ilk cevher aktr. Bu akta Allah asl sevgilidir ve her
eyin zdr. Nasl ki O'nun mutlak gzellii btn gzellii kainata gzellik vermi;
her bir gzellik de O'ndan bir iz tar olmutur. u nl beyitte bu nazariye ifadelendi
rilmi tir:
Kendi hsnn hblar eklinde peyd eyledin
em-i ktan dnp sonra tem eyledin
(Ey yce Tanr!) Kendi gzelliini (birtakm) gzeller (ve gzellikler) eklinde ortaya
koydun da sonra dnp kn gzyle (yine o gzellii) seyre koyuldun.
Dikkat edilirse burada gsteren de, gren de; var olan da, olduran da yalnzca
O'dur. Yani "L mevcde llallah (Allah'tan baka hibir ey yoktur, var olan yalnzca
O'dur.)" Madem ki var olan yalnzca O'dur, o halde O'nun dnda bir ak da yoktur.
Baka bir deyile; sevenle sevilen aslnda birdir; ak da, belirli bir ak objesi tanmayan
gerek aktr. te tasavvuf yolu dediimiz vahdet-i vcd (varln birlii) felsefesi,

98

o g t o

, B a h a r '95

dorudan Allah' bilmeyi ve tanmay gaye edinir. Bunun iin yegne vasta da aktr.
Kiiolu bu yolda gayret gstermekle ykmldr. nsan- Kmil olup Visl-i Hak iin
abalamakla grevlidir. Bunun iin ilk yapaca ey masiva'dan, (Allah'tan gayri her ey
den vaz) gemektir. Bu da nefse hakim olmay ve "ene (ego)"den kurtulmay gerektirir,
liylece insan giderek fenfillah'a erer ve Sevgili'ye kavuur. Kavumann gerekleebil
mesi iin de Sevgili'nin zatnda var olan aka tutulmak gerekir. Zira O'nun srr ve tecel/'nin remzi, bu akta gizlidir.
Tasavvuf ak hakknda her ada pek ok yazlar yazlm, pek eitli yorumlar
yaplmtr. Bunlardan birou ak, mecaz ve hakk ak olarak ikiye ayrrken Muhiddin-i Arabi ak, tabi, ruhan ve lah ak diye e ayrr.01 Mecaz ak, hakik (lah) a
ka giden yolda bir deneyi, belki bir duraktr. Hakik aka erimek iin mecaz ak art
deildir. Ama olursa da kt karlanmaz. te Divan Edebiyat bu ince noktadan hare
ketle mecaz ve lah ak ayn iir potasna koyar. Anlay ve yorum farkllklaryla bir
likte tasavvuf emesinden su imi her Divan airi bunu terennm eder. Yine de Mevlan'nn, "Sen canl bir resimsin ve dnya, insan, yerdeki ve gkteki her ey kendi mah
sl olan bir Ressam'n eserisin. Yaratcm brakp cansz ve mnsz bir resme k ol
man doru mudur? O habersiz ekillerden ne elde edebilirsin?"02 sorusuna kendi i
dnyasnda cevap arayan air idee'ler dnyasnn glgeler dolu maarasndan tamay
gaye edinerek sanatna ynelir. Kur'an- Kerim'de "Sevgi" szne ska rastlanmas ona
geni imknlar tanmtr. "Allah onlar sever, onlar da Allah severler (Maide, 54)" veya
Mminlerin Allah'a kar pek iddetli bir sevgisi vardr (Bakara, 165)" gibi ayetler bu yolda
rehberdir. Keza Hz. Peygamber'in de Allah ve Peygamberi her eyden ok sevmek ge
rektiine dair eitli hadisleri mevcuttur. Bizzat o, "Allah gzeldir, gzel(lik)i sever (Ms
lim, iman, 147)" buyurmutur. O halde ak'ta dinen bir beis yoktur. Bilakis bir tevik
szkonusudur. Tasavvufa gre lah ak gaye edinmek, yeryzndeki en yce idealdir
ve insan bunun iin vardr. Ama bu ne mkil bir haldir; bir bilinebilse!..
Yine Mevlan'nn ifadesiyle "Ak yle bir alevdir ki, bir tututu mu Mak'tan ba
ka her eyi yakar." nki onun cokusu ve ne'esi hibir dnyev zevk ile izah edile
mez. k bu yolda harap vaziyettedir; knanmla aldrmaz. O varlktan ryandr,
dnyas ve maddesi ykktr. Gz yaldr ve bu yalar Sevgili'yi gremeyince dinesi
deildir. Onun derdinin derman, yine aktr ve ondan ikyet en byk isyandr. Ak
yle bir denizdir ki dibi bulunmaz, yle bir srdr ki her gnl kaldrmaz; ehli olmayan
lara anlatlmaz.
Ak, ilimden stndr, onsuz iman ta misali kurudur. Ak ikilikten kurtarr, fani
likten karr, tevhidi gerekletirir. Ak bilineni unutturur, boaltp yeniden doldurur.
klar lesi deildir ve ak edebdir. Menfiyi mspete, kty iyiye eviren yine aktr.
Kuru aac yeerten bir dinamizm kaynadr. Ak menfaatsiz ve uurlu bir kullua y
neltir, gzel ahlak gerekletirir. lah ak gz ile baklnca btn ktler iyi olur; cm
le eksikler biter. Dost'un dostu sevilir; dost olunca en aciz kul iin bile menfaatler terkedilir. Sevgi, gaye edinilir, herkes ve her ey sevilir. Herkesle bark olunur. Her muhta
ca yardm edilir. Velhasl slm'n emrettii her ey yaplr, yasaklad her ey terkedilir. Yani bu nevi ak'ta nce slm, sonra tarikat kaideleri geerlidir.
imdi isterseniz bu sylediklerimizi eyh G lib'in dizelerinden takib edelim ve
onun fikirleriyle tasavvuf ak tanmaya alalm:
Glip Dede tevhd trnde yazd bir terc-i bendinde,
11) Geni bilgi iin bkz. Pala, skender, Ansiklopedik Divan iiri Szl, s. 51 vd., Ankara, 1990.
12) Bkz. A hm et Eflak Dede, Menktbl-rifin (ev.: T. Yazc), C.I., s. 489, stanbul, 1973.

o g t o ,

B a h a r '95

99

skender Pala

Pertev-i envr- Cemlin Set'in


Ak ile verdi d-cihta sebt
( .. . )

Doldu tecelli-i Huda'dan siv


ems-i muhabbet edicek iltift
h mine'l-k ve hltih
Ahraka kalb bi harrtih
(Ey sevgili!) Senin Cemal'inin nurlarnn , iki cihana ak ile varlk verdi. (..) Sev
gi gnei dounca, btn varlk alemi, Allah'n tecellleri ile doldu.... h akn elin
den ve onun hllerinden!... Gnlm hararetiyle yakt yandrd!....
diyerek lah ak hem somut olarak anlatr; hem de akn ortaya koyduu tecelllerden
gnlnn yank olduunu syler. Onun ak tanm ise "Ak bir em-i Ilah'dir benim
pervnesi" msranda veczeleir, ki tam da tasavvuf akn zne taalluk eder. Ak bir
yanan mum; k da onun cezbesiyle, evresinde dnmekten kendini alamayan bir per
vane...
Tasavvufta ak tadan (mrd) ve tattran (Tanr) yannda, buna vesile olan bir
mrid de gereklidir. Galib'in Mevlan'ya kar olan sonsuz ballk ve saygs bunu is
patlar:
Efendimsin, cihanda itibrm varsa endendir
Meyn- knda itihrm varsa endendir
(Ya hazret-i Mevlan!) Efendim sensin. Cihanda bir itibarm varsa endendir. klar
arasnda (klkta) hretim varsa, o da endendir.
Akn en nemli belirtisi strap ve elem iken Glib'in tasavvuf aknn lzm- gayr mufrk (onsuz olunamayan), bunlar karlayan atetir. Glib divann stnkr ta
rarken grdk ki onun en ok kulland iki kelime ak ile atetir. Denilebilir ki bu iki
kelime, onun iirinin anahtar szckleridir. Bunlar birlikte kulland beyitlerde lah
akn en cazip terennmlerini verir. Bir ka rneini sralayalm:
Berk-i htifgibi bu kayd- sivdan gzer et
Erien hr u hasa te-i ak siper et
Tann'dan gayr btn varlklara kar akp-snen, gelip-giden imek gibi geip gi
dici ol. stne srayan er-pe (dnya ilgilerine) kar da, ak ateini siper eyle (on
lar o atele yak).
n oldum cn u dilden mazhar- ak olmaa tlib
Dp bir tee seyreyledim her s v her cnib
f

Aka mazhar olmay can u gnlden isteyince, yle bir atee dtm ki (artk o ate
le) her yana ve her yne (kendinden gemi olarak) gider oldum.

100

o g t o

, B a h a r '95

h Mine'l-Ak

Gl te glbn te glet te cybr te


Semender-tynetn- aka betir llezr te
(...)

Mrekkebdir vcd t ezel yek-pre sziden


Ansradar meer uka olmudur dr te
GUI ate, gl fidan ate, gl bahesi ate, (oradan geen) rmak da ate. Akn semen
der yaratlllan iin lale bahesi olarak ate yeter.
(...)

(kn) vcdu ta ezelde yekpare bir yantan yaratlmtr. Meer drt unsurdan
(toprak, hava, su, ate), kn hissesine ate nasib olmutur.
Yek renkdir zebn- hakikatte hst ak
Batg- hezr ulesidir te-i gln
(iereklerin lisannda gzellik ile ak ayn renktedir. Blbln sesi, gln (ak) ate
hinin yalmdr.
Bu beyitte airin, "Ak odu nce maka, andan ka der" hikmetini terennm ettii
grlr. Zaten tasavvuftaki akn z de Mak'a (Allah'a) aittir. Onun iindir ki tasav
vuf erleri ak yolunda kendilerini iki snfa ayrrlar: steyerek akn peinden koanlar
ve ak teslim almas iin istenenler. Yani ak arayanlar ve akn aradklar. Buna dair Glib bir mseddesinde;
Tedbrini terk eyle takdr Huda'nndr
Sen yoksun o benlikler hep vehm gmnndr
Birdenbire bul ak bu tuhfe bulanndr
Devrn olal devrn erbb- safnndr
kta kader neyler gam halk- cihnndr
Koyma kadehi elden sz pr-i mugnndr.
(Hadislere kar) tedbirler alp durmay brak. Takdir Allah'ndr. Sen yoksun. O
benlikler hep birer vehim ve zandan ibarettir. (Elinden geliyorsa) birdenbire bu ak;
bu armaan (ancak) bulanndr. Devrn, devrn olal, lah ak sahiplerinindir (yani
cihann zevkini onlar srer).
kta kader neyler? Gam, dnyaya deer verenlerindir. (Sen,) elinden (lah ak) ka
dehini brakma ki sz, meyhanecinindir.03
lahi ak, kn kimyasdr. Onunla tutulan toprak altn olur. Glib bu fikri ylece
vezne dkm:
Nigh- dde-i hnbr- ak ktnydtr
Akn kan dolu gzden bak, bir kimyadr.
13) Bu son msradaki meyhane motifi, Divan iirinin genelinde sz konusu edilen meyhane ile ayndr. lla ki burada meyhane bu
dnya; arap feyiz ve sevgi, pir-i mugn (meyhanenin ulu'su, meyhaneci) da mriddr. Eer bu beytin kime ait olduunu bilmi
yor olsaydk alelade bir meyhane tasvirine de hkmedebilirdik. te bunun iindir ki Divan iirinde baz kelimeler deiik yo
rumlara aktr.

o g t o ,

B a h a r '95

skender Pala

Ancak bu kimyaya erimek iin, nce gzn kan anana dnmesi gerektir. Yani
yine eziyet, sknt, ayrlk, strap, ac ve nihayet ahlar, figanlar, feryadlar ve kan ala
yan bir gz. k iin bu yle pek zor bir ey de deildir. Zira daha Ezel'de ruhlar yara
tlrken ona bu nasip verilmitir. te ifadesi:
O zaman ki bezm-i canda blld kle-i km
Bize hisse-i muhabbet dil-i pre pre dd

Can meclisinde, yani Kal Bel'da (herkes nasibini beklerken) istek (ve km alma)
kuma blldnde, sevgi hissesi olarak bize u parampara olmu gnlmz
dt.
eyh Glib akn ksa tanmm veren bir kt'a yazmtr. Burada akn, insan ruhun
daki ztlklarla nasl ekil ve hayat bulduuna deinilir. Kt'a udur:
Kevser-i te-nihdn ad ak
Dzah- cennet-nmnn ad ak
Bir lgat grdm cnn isminde ben
Anda hep cevr cefnn ad ak

Ak dediin ey ate yaratll bir kevserdir. (mek istersin, ama atetir.) Cennet gi
bi grnen cehennemin adn da ak koymular (girmek istersin, ama yanarsn). Ben
"lgnlk" ad verilen bir lgat grdm ki, iinde ne kadar cevr cef (ile ilgili keli
me) varsa, karlarna hep "ak" yazlm.
te btn bir tasavvuf akm zeti bu drt msradadr. steyen istedii gibi yorum
lar; dileyen gnlnce nasibini alr.
eyh Glib'in tasavvuf aka dair balbama bir aheser olan eseri, Hsn Ak
mesnevisidir. "lk bakta beer bir akn hikyesi olarak kabl edilebilecek bir mahiyet
gsteren bu mesnevi, aslnda Hsn ve Ak'n sfiyne gzellik telakkilerini belirten ta
savvuf bir akn hikyesidir.'141 Bu eserin daha adndan balayarak -k i H sn, Hsn-i
Mutlak'; A k da lah ak temsil eder-, bir tasaavvuf nevesiyle kaleme alnd ve ilk
beyitten son msraa kadar, alegorik bir ak erevesinde tasavvufun anlatld apayr
bir konudur.
Sz bitirelim: Divan Edebiyatnda ak bahsi aldnda hibir airin sz bitesi
deildir. Gerekte de bu konuda ne sylense azdr. Hani buyurmu ya stad;
A k imi her ne var lemde.

14) Bkz. Yksel, edit, eyh Giip, s. 97, Ankara, 1963.

10 2

C o g t o , B a h a r '95

T a sa v v u f v e Sevg
brahim Agh ubuku

slam'da eitli bilim dallar olumutur. Bu bilim dallan arasnda tefsir, hadis, ke
lam ilmi, fkh, ahlak, felsefe, tarih ve tasavvuf gibi alanlarn nemi byktr.
slam'n balangcnda bu bilim dallar hemen belirlenmemiti. Sorunlar fkh ere
vesinde zmleniyordu. Fkh deyince slm bilim anlalyordu. Ancak zamanla toplumlarn deimesi ve ihtiyalarn domas bilimlerin snflandrlmas sonucunu verdi.
Fkh sadece hukuki sorunlarn kapsamnda dnld. teki bilim dallar yava yava
ayr yerini ald.
Tasavvuf bilim dal slam'n douundan yaklak yzelli yl sonra olumaa ba
lad. Tasavvufun temelinde slam zhd vardr. Tasavvuf bir deruni yaant, bir din de
neyim ya da manevi bir haldir. Bu nedenle her tannm tasavvufu kendine gre onu
tanmlamtr: as-Seriyy as-Sakat (lm. 865) "Tasavvuf iyi bir ahlaktr" demitir. Ebu
Hafs an Nisabur (lm. 883) "Tasavvuf tamamen terbiyedir" ifadesini kullanmtr. Amr
b. Osman al Mekk (lm. 907)tasavvufu "nsann her zaman en iyi olan yapmas" bii
minde tanmlamtr. Semnun b. mer (909) ise "Tasavvufu malik olduun eyin sana
malik olmamasdr" demitir. Ebu Bekr ibl'nin (lm. 945) tarifi yledir: "Tasavvuf
kalbi temizlemek, Allah' yceltmek ve kurallara efkat beslemektir". Ebu Bekr at-Tamastan'ye (lm. 951) gre "Tasavvuf straptr". Ebu Amr smail b. Necid'e (lm. 976)
gre "Tasavvuf emredileni yapmak, haram klnandan saknmak ve sabretmektir". Ebu'l
Abbas an-Nahavendi (lm. 1009) "Tasavvuf insann halini gizlemesi ve mevkiini din
kardei iin terketmesidir" demitir. Gazzal (lm. 1111) yle demitir: "Tasavvuf Al
lah'a kulluk iin nefsi yok etmek ve kalbi yce Rabbe balamaktr".
Sevgili Peygamberimiz zamannda Sahabe'den Ebu Zerr al-Gfar (lm. 652) ve Huzeyfe b. al-Yeman (lm. 656) Zht'te ileri gitmek istemiler ve zamanlarn hep ibadete
vermee almlardr. Ancak Hz. Peygamber onlar ll olmaa ararak dnya g
C o g t o , B a h a r '95

103

brahim Agh ubuku

revlerini ihmal etmemelerini tavsiye etmitir. Bu konuda "yarn lecekmi gibi ibadet et,
hi lmeyecekmi gibi dnya iine al" hadisi bilinmektedir.
Sekizinci yzyldan sonra tasavvufun olumasnn hzlandn gryoruz. Hz.
Muhammed bir hadisinde slam'da derecenin olduunu bildirmiti: 1. man derecesi.
2. slam derecesi. 3. hsan derecesi. mann artlarna inanan mmin saylr. slam'n
artlarn yerine getiren iyi bir mmindir. hsan derecesi ise insann her zaman kendisini
Allah'n grdn dnerek hareket etmesidir. Doaldr ki bu ihsan derecesine ula
mak isteyen mminler davranlarnda daha dikkatli olmaya gayret etmilerdir. Bunun
usulleri de tasavvuf yolunda izilmitir. Sekizinci ve dokuzuncu yzyln en tannm
mutasavvflar arasmda Ebu Haim al-Kuf, Rabia al-Adeviyye, eyban ar-Ra, brahim
b. Ethem, Davud at-Ta, Fudeyl b. yad, akik al-Belh, Zu'n-Nun al-Msr, Ebu Yezid alBistan, Halla Mansur, as-Seriyy as-Sakati ve al-Cuneyd al-Badad vardr.
Sekizinci yzylda sufilerin zikir meclisleri ve ibadet merkezleri olumaa bala
mtr. Bu toplant yerlerine hengh ya da zaviye diyebiliriz.
slam'n snrlarnn genilemesi, mslmanlarn eitli kltrleri tanmalar, Emevilerin ve Abbasilerin Mevali'ye (Arap olmayan mslmanlara) basklar tasavvuf ak
mnn glenmesine neden oldu. Cezbeden ve vecd haline gelmekten sz eden mutasav
vflar ortaya kt. Yunan, Hint ve Fars kltrnn durumu mslmanlarca renildi.
Trklerin yiit ve erdemli olular, Abbasi saraylarnda grev almalar sonucunu dour
du. Abbasi halifesi Memnun'un "Bilgelik Evi" kurmas o zamana kadar tannm yaban
c dildeki eserlerin Arapa'ya evrilmesini salad. slam leminde bir bilim patlamas
ve yeni din yorumlarn gelimesi gerekleti.
Tasavvuf tarihinde as-Seriy Sakat, Badad'da ilk kez ilahi gereklerden ve tevhit
ten sz etti. Yahya b. Muaz ar-Raz ve daha sonra Ebu Hamza al-Badad, halka tasavvufi konferanslar vermee balad. al-Cuneyd al-Badad, ilk kez tasavvufi kavram ve
aklamalar yazl olarak ifade etti.
"Ebu Yezid al-Bistam, kendini Tanr'ya o kadar yakn alglad ki "Cbbemin altn
da Allah'tan baka bir nesne yok" dedi. Zamannda slam'n yaylmasnda pek ok kat
ks olan Halla Mansur "Enelhak" yani ben Hakkm dedi. Bylece evrende tevhit oldu
unu ifadeye alt. Sonra da bu takn sz hayatna mal oldu. Tanr'nm akna kendi
ni kaptrp takn szleri sylemeleri yznden hayatna son verilenler arasmda Suhreverd al-Maktul ve Nesim'yi de sayabiliriz.
Tasavvufun domas ve sevilmesi slam'n hzla Orta Asya ilerine kadar yaylma
sn salad. renciler, erdemli ve bilgili bir kii evresinde toplanmay hzlandrdlar.
Hem bilim, hem ibadetle megul olmaa baladlar. statlarn ar derecede yceltme
yi grev bildiler. Bylece eyh mrit mnasebeti dodu. slam leminde tasavvuf iyice
kurumlat. Zamanla hkmdarlar tasavvuf ehlinden yararlanarak fetihlerde baarlar
elde ettiler.
zellikle onuncu yzylda Trklerin kitle halinde slamlamas tasavvufa yeni bir
renk katt. Daha sonra Ahmet Yesev'nin etkisiyle yetien derviler Anadolu ve Balkan
lar'da etkilerini gsterdiler. Ahmet Yesev, Divan- Hikmet'inde ilahi aktan, erdemden
ve dayanmadan sz etti. 1071 Malazgirt Savandan sonra ve ayrca XIII. yzyl vfool
basklarnn neticesinde Anadolu'ya gelen Alperenler slam tasavvufunu zmsemi yi
it insanlard. Tasavvufun temelini de erdem ve sevgi oluturuyordu.
Esasen slam'da sevgi fkeden daima stn tutulmutur. Ancak slam'daki sevgi
nin zenginlii baz dnemlerde iyi anlatlamamtr. slam'da sevginin nemini belirt
mek iin sevgili Peygamberimiz zamanna dnmekte yarar var.

104

C o g t o , B a h a r '95

Tasavvuf ve Sevgi

Her eyden nce belirtelim ki bir kutsi hadiste yle buyrulmutur: "Benim ac
mam ve sevgim gazabmdan stndr".
Ayrca yce Allah Kur'n'da yle buyurmutur: "Benim sevecenliim, acmam ev
reni kuatmtr" (A'raf suresi, yet: 154) "Size selam verene mmin deilsin deme" (Ni
sa suresi, yet: 94). "man edenlerin Allah'a olan sevgisi salamdr" (Bakara suresi, yet:
165). "A llah onlar, onlar da A llah' severler" (Maide suresi, yet: 54). "Allah tvbe
edenleri ve temizce paklananlar sever" (Bakara suresi, yet: 22). "Biz insana ahdama ndan daha yaknz" (Kaf suresi, yet: 16).
Bu konuda u hadisler de dikkati ekicidir: "Gnahndan tvde eden gnah ile
memi gibidir". "Merhamet etmeyene merhamet edilmez".
Sevgili Peygamberimizin kendini iirle ktleyen K'b, amcas Hz. Hamza'y l
dren Vahi'yi ve Taif'de kendisini tala yaralayanlar affettii bilinmektedir. Hz. Muhammed'in doruluu ve sevecenlii hakknda kitaplarda birok rnekler vardr. Biz
sz uzatmadan slam'n sevgi felsefesine imkn veren bir din olduunu vurgulamakla
yetinelim.
te slam'n bu sevgiye dnk ynn Anadolu'ya gelen ya da orada yetien bir
ok mutasavvf ilemitir.
Bu mutasavvflardan birisi Hac Bekta Veli'dir. Hac Bekta Veli XIII. yzylda
Anadolu'da baz dnrlerle birlikte sevgi tohumunu ekmitir. Vilyetname'de bildi
rildiine gre Hnkr Hac Bekta Veli'nin barn simgesi olan gvercini tercih ettiini
anlatmaktadr. Ayrca o, her din mensubuna sevecen davranmtr. Yine menkibede an
latldna gre Hac Bekta Veli, buday geliri kt olan Hristiyan kylleri iin dua et
mi ve o yldan sonra kyn buday bereketli ve bol olmutur. Yine menkibede anlatl
dna gre bir canavar yavrusuna derviler an takp salvermiler. Hac Bekta Veli,
mana eminde bunu grm. Hayvan yakalayp an karm, onu korkudan ve ezi
yetten kurtarmtr. Hac Bekta Veli u ibretli szleri sylemitir: Benim iyi dostum
vardr. Ben lnce biri evde ve biri yolda kalr. Biri de benimle gelir. Evde kalan malim
dir. Yolda kalan e dosttur. Benimle gelen ise iyiliklerimdir. Elbette iyilik de sevgi dolu
bir kalbin rndr.
Hac Bekta Veli, kadn erkek eitliine nem vermi, resim, mzik, iir ve sema gi
bi estetik sanatlarn gelimesini hogryle karlamtr. Her trl ibadeti ho grm,
evrende birlik felsefesine yumuak bakm ve vicdanlara saygy esas almtr. Onun
izinden gidenler de sevgi felsefesine arlk vermilerdir. Kukusuz insan Allah'a yak
latran davran, insanlara yaplan iyilikten geer. yilik de sevginin rndr. Sevgi
vermektir. G dolu olmak demektir. Sevgi insan retken yapar. Gnl diri tutar. Sevgi
sorumluluk duymak demektir. Sorumlu insan bakalarna yaama sevinci tattrr. So
rumlu insana sayg da duyulur. Sayg bakalarn nitelikleriyle tanmak ve ona gre
davranmaktr. Kur'n'da bildirildii gibi Tanr insan en gzel biimde yaratm ve onu
ereflendirmitir. Bu erefli varl yani insan ancak sevgiyle daha iyi tanrz. Sevgi ileti
imi ruhlar kaynatrr. Hac Bekta Veli'nin olduu sylenen u dizeler sevgiyi dile ge
tirmektedir.
Sevgi muhabbeti kaynar yanar ocamzda
Blbller evkle gelir, gl aar bamzda
Hrslar kinler yok olur akla meydanmzda
Arslanlar Ceylanlar dosttur kucamzda

H. Bekta Veli
C o g t o , B a h a r '95

105

brahim Agh ubuku

Hac Bekta Veli'nin izinden giden birok tasavvuf airi de sevgiyi ve gnl yap
may vurgulamtr:
A c szlerinle ruhum u skma
Ltfet de u mest-i hday hogr
Gnl bir kbedir gel onu ykma
Kerim ol ettiim hatay ho gr

Bali Baba
Muhabbet kadimdir insan iinde
Canan severiz erkn iinde
Krklar meydannda irfan iinde
Erenler ceminde nardr muhabbet

Kul Hikmet
Alevi-Bektailikte ben sz yoktur. Canlar vardr.
Sre geldim ak meyinden ierek
Her bir ak karasndan seerek
Varlk dalarn delip geerek
Dzde ben bir insan olmaya geldim

smail Nimr Dede


Olmak ister isen muhabbet pezir
Zencir-i hevaya gel olma esir
Eer k isen gel bu bezme gir
Gr bak ki neler var inceden ince

Erzurumlu Emrah
Nefesler olmazsa inler mi neyler
Parmaklar olmazsa el yalnz neyler
nsan yan yana tatl dil eler
D il yanmasn Sefil Selimi yansn

Sefil Selimi
Baba Kemal Hucend de u ibretli szleri sylemitir: "Biz pergele benzeriz, bir
ayamz eriatta sabit, teki ayamzn izdii daire iine ise yetmi iki millet dahil
dir".
nemli Bektai airlerden Harab de sevgi ve kardelik iin baknz ne demitir.

106

C o g t o , B a h a r '95

Tasavvuf ve Sevgi
Varlk deryasna dalma ey karda
Kardalkta birlik dirlik isterler
Benlik davasndan ge yava yava
Muhiplikte birlik dirlik isterler
Harabi Kemteri syleten Haktr
Senlik benlik lfz burda yasaktr
Kendini beenmek kmaz sokaktr
Hakerenler birlik dirlik isterler

Harab
Ksacas Hac Bekta Veli, ekolnde sevgi, bar ve dayanmay salk vermitir.
Bektailik retisinde kii kt sze, kine ve ktle kapal olmaldr, insanlara, canla
ra ve doaya muhabbet beslemelidir. Bu nedenle de tasavvuftaki "lmeden nce l
nz" ilkesi bu ekolde ok nemlidir. Bu demektir ki kii lmeden nce nefsini ktlk
lerden arndrmaldr.
Tasavvufta sevgiyi ileyen byk dnrlerden biri de Mevlna Celalettin Ru
m'dir (lm. 1273).
Mevlna, Divan'nda cokun biimde Tanr akn dile getirmee alr, Mesnevi'de de Tanr aknn itici gc aka grlr. O, akn gcne inanr. Gazellerinde ki
mi zaman emseddin Tebriz'den sz eder. Onun, Tanr'nn mauku olduuna inanr.
Kendisi onda Tanr'nn akn grr. Kimi zaman da kendini ems yerine koyar. nsan
Tanr'ya yarar, erdemli bir yol izledike, Tanr'nn sevgisine hak kazanr. Tanr'nn
sevgilisi olma yetenei yalnz insanda vardr. nsan evrendeki yerini deerlendirdike
ve her eyi Allah iin yaptka ycelir. Tanr'y seven ve kendi nefsini eiten insan, Al
lah'n sevgilisi olma onuruna ular. Allah sevgisinin takn anlarnda insan kendini de
unutur. Varlkta birlik grr. Tanr'dan baka her eyin birer glge gibi ya da d gibi
olduunu kavrar. Bu durumda k ve mauk varlkta bir olur. imdi konuya aklk ge
tirmek iin Mevlna'nn kimi deyilerinden rnekler verelim:
"Bende maukun yakt bir gnl var. O yantan cihan harmann gnlm yakt.
Bir mum, bir kulun canna yle bir can verdi ki bu ate hibir atee benzemez..."
"Sevgili ol ve sevgiliyi gr. Gnl ol ve dostu gr. Yryen servilerin ardnca akar
sular, gl bahelerini gr..."
"Evlat Sen cansn, sen basn. Senin yerini tutacak kim var? Syle sen aynasn, ken
dine bak. Senin yerini tutacak kim var sylet Kendi yanan p, kendi kulana sr sy
le. Kendi gzelliini gr, kendi vgn syle. Srrn mecaz deildir, nazn bouna deil
dir. Sr senin kulan iindir. Nazn da yine senin iindir..."
"Ben senin niann yaznca, kalem akndan yarlr. Aklm senin o ac ayrlndan
yolunu kaybeder... Yzm, aktan altn gibidir. Bende senden binlerce eser var. Sevgi
lim Bana doru bak. Canna yemin ederim ki ben byleyim. Sevgilim senin diyarna ge
len ancak senin kokundan gelir. Seni aratrmaya sebep, senin gller samaklndan
baka ne olabilir?
"Ne mutlu o zaman ki, ben ve birlikte avlunun kapsnda otururduk. Ben ve sen iki
nak, iki suret, ama can bir... Ben ve sen, bensiz ve sensiz olarak zevk ynnden birleelim. Bak ki, u ben ve sen, o zaman perian hurafelerden kurtulup ne gzel neeleniriz.
te bylece ben ve sen birlikte gldmz makamda gn dudu kularnn hepsi de

C o g t o , B a h a r '95

107

brahim Agh ubuku

eker yemee baladlar... Bizim iki ahsiyetimiz vardr: Biri, sretimizle bu toprak ze
rindeyiz. teki, ruhumuzla sonsuz cennette, zevkler ve tatllklar lemindeyiz. Ben ve
sen birlikte"
"l idim dirildim. Gzya idim, tebessm oldum. Ak devleti geldi ve ben son
suz olan devlete eritim".
"lnz...lnz...Bu akta lnz. Bu akta lrseniz gerek ruha sahip olursu
nuz".
"Ak erdemde, bilimde, defterde, ktlarda deildir... Akn dal ncesizde, kk
sonsuzdadr ve bu aacn dayand ne ar, ne toprak vardr, hatta ne de gvdesi".
"Ey klar Ey klar Ben aypl olan bir km. Ak bama dt andan itiba
ren aknlktaym ve deli gibiyim. km, deliyim ve aknlk iinde kalmm. Orada
burada, her yerdeyim. Hem de ne aada, ne yukardaym. Arta ve krsde olan be
nim, asla yanl yapmayan benim. lem benimle aydnland. Yokluk benimle dnl
d. Ben hem bilgi, hem erdemli hem de hkimlerin hkimiyim... Sen gzlerimle grme
gcsn. Beni gzlerimde arasana Ben konuan blblm, kokan glm, sevgilisini
arayanm ve ben gizli eyleri ortaya karmak istiyorum..."
Grlyor ki Mevlna Tanr aknn en itenini ve en cokununu dile getirmitir.
Onun Mesnevi'sini ok beenen Cm "nist peygamber vel dred kitab" demitir. Mevlana iin sylenen bu sz Trkeye evirirsek "peygamber deildir ama kitab var" di
ye ifade ederiz. Mevlna'nn Tanr akn deerlendiren kimi yazarlar, onu velilerin so
nuncusu olarak nitelemilerdir.
Tasavvufda Yunus (lm. 1320) da byk dnrlerdendir. Onun sevgi ve hog
rs ok ycedir. Onun insancl felsefesi ok etkilidir. Ancak onun insancl bir bakm
dan Trk erdemini ve inancn yanstmtr. Trk hogrsn sergilemitir. O yalnz
mslmanlar deil, btn insanlar sever, mutluluun ancak byle salanacana ina
nr. nsan kalbi krmann, ibadetin faydalarn glgeleyeceini syler. Btn inananlar
arasnda kardelik duygularnn gelimesinin yce Tanr'nn emri olduunu aklar. Ba
knz u iirinde insan gnlne ve egoizm'den kanmaya ne kadar deer veriyor:
Sen sana ne sanrsn
Bakasna onu san
Drt kitabn mns
Budur eer vara

Yunus insan sevgisinin, btn inanrlara bir gzle bakmann, gnl kazanmann
insanl ycelteceini iir halinde belirtiyor. O tutucu asla deildir. Dar grlln
kesin biimde karsmdadr. Mezhep kaytlarn aabilmi, her eyden nce manevi de
erleri dile getirmitir ve insana zg yksek zellikleri herkeste glendirmeye al
mtr. Baz iirlerinden vereceimiz rnekler bunu aka gstermektedir:
Gelin tank edelim
in kolayn tutalm
Sevelim sevilelim
Dnya kimseye kalmaz

Bu iirinde Yunus "iin kolayn tutalm" szyle Hz. Muhammed'in "kolaylatr


nz, gletirmeyiniz. Mjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz" hadisine uygun bir ifade kulla

108

C o g t o , B a h a r '95

Tasavvuf ve Sevgi

nlmtr. Yine bilindii gibi Hz. Muhammed insanlar arasnda sevgi ve saygnn artma
sn ngren eitli hadisler dile getirmitir. Ayrca "merhamet etmeyenin merhamet bu
lamayacan" belirtmitir. Yunus slam Peygamberi'nin amacn iyi kavradn "seve
lim sevilelim" ifadesiyle ne gzel gstermitir. Yunus'un filozofa grlerini yanstan
iirlerinden aada vereceimiz rnekler hmanizm bakmndan ayr deerler tamak
tadr.
Bir kez gnl yktnsa bu kldn namaz deil
Yetmi iki millet dahi elin yzn yumaz deil
Yetmi iki millete bir gz ile bakmayan
erin evliyasysa hakikatte sidir.

Bu iirlerinde Yunus kendi milletinin snrlarn am, evrensel bir tutum gtt
n gstermi, hangi rktan olursa olsun btn insanlara sayg ve sevgi duyulmasn sa
lk vermitir.
Yunus hmanist ynyle Trk dilini, Trk inancn ve Trk trelerini sevdirmitir.
Yunus'un kazandrd kltr bir kuman iki yz gibidir. Bir ynyle insancl, teki
ynyle milli unsurlar yanstr.
Yunus soyu, yeri ve tresi ne olursa olsun btn insanlar sevdii gibi mezhep ve
din bakmndan da geni bir hogr rnei vermitir. Tarihte din kavgalarnn milletler
arasnda ne byk savalara neden olduu ac sayfalar olarak kaytldr. Her dinin ken
di yaps iindeki mezhep kavgalar ise daha ackl sayfalar halinde yine tarih kitaplarn
da yer almtr. rnein slam tarihinde bu kavgalar ve hatta savalar yznden zaman
zaman onbinlerce mslman lmtr. Yunus btn bu gibi ekimelere kar kmtr.
Tanr aknn btn insanlar yumuataca, geree kavuturaca ve tutucu grleri
yok edecei kansna varmtr. te onun bu dncesini gsteren iirlerinden baz r
nekler:
Din diyanet soransan klara din ne hacet
k kii harap olur, harab bilmez din diyanet
A k imandr bize gnl cemaat
Kblemiz dost yz daimdir salat
Biz kimse dinine hilf demeziz
D in tamamen olacak doar muhabbet

Yunus dinlerin amata bir olduunu syleyen ve btn dinlere sayg gsteren Tan
r k Halla Mansur'u da iirlerinde takdirle anmtr. Yunus'un bu grlerinde Ah
met Yesev ekolnn ve Trk inancnn etkileri vardr. Yunus'la Trk hogrs zirvesi
ne kmtr.
Yunus'un Muhyiddin b. Arabi'nin felsefesinden de haberdar olduu anlalmakta
dr. Muhyiddin b. Arab nasl dinlerin amacnn insan mnen dzeltmek ve Tanr'da
yok etmek olduunu anlatt ise Yunus da aa yukar ayn yolu izlemitir. Ancak Yu
nus Tanr sevgisini daha ak ve daha gl ilemitir. Din, mezhep ve hatta bazen iba
det yerine Tanr akn koymutur. Ona gre Tanr'ya k olan kii, hem yoldan, hem

C o g t o , B a h a r '95

109

brahim Agh ubuku

de btn insanlar sever. Byle bir kii "dinde zorlama yoktur" ve "sen onlara bask ya
pc deilsin; ancak bir hatrlatcsn" ayetlerinin ruhuna da uygun hareket etmi olur.
Grlyor ki Yunus Emre hmanizme nem veren bir dnrdr. O insanlar ara
snda din, dil, soy ve sosyal ayrm gzetmeksizin onlar sevmitir. nsan btn eksikle
riyle tanmaya alm ve nihayet onun Tanr'nn yaratt olduunu belirtmitir. Yu
nus insana kurtulu yolunu da gstermitir. Bu da Tanr sevgisidir, insan sevgisidir ve
doadaki olaylar hakknda derin derin dnmektir.
Yunus Emre'nin Tanr anlay da sevgiyle ilgilidir: slam lahiyatna gre Tanr
birdir. Domamtr. Dourulmamtr. Onun benzeri yoktur. Hibir ey ona denk ola
maz. Her ey ondan gelmi, onun emriyle olmutur. Onun hibir eye ihtiyac yoktur.
Hibir varlk yok iken o vard. O her varln ilk nedenidir. Varl yaratan odur. Balan
gc ve sonu yoktur. Yani ncesiz ve sonsuzdur Diledii ey olmutur. Dilemedii ey
olmamtr.
Tanr'nn zati sfatlar vardr, selbi sfatlar vardr, caiz sfatlar vardr. Onun zati s
fatlar eitli mezhepler arasnda tartma konusu olmutur. Fakat belli bal mezhepler
Tanr'nn evrenden ve dolaysiyle insandan ayr bir varlk olduunu dorulamlardr.
Bir ksm mutasavvflar ise Tanr'y bazen evrenle bir, bazen de insanla ayn ey saym
lardr. Bylece ittihat, itisal, hulul ve vahdet-i vct nazariyeleri domutur. Bunlardan
vahdet-i vct nazariyesi Muhyiddin b. Arabi tarafndan gelitirilmitir. Bizim dn
rmz Yunus'ta da bu nazariyenin izlerini grmekteyiz. u kadar ki Yunus manevi sar
holuk anlarnda syledii iirlerinde vahdet-i vcda varan ifadeler kullanm, baka
iirlerinde ise Tanr'nn insandan ayrln kabul etmitir. Vahdet-i vct nazariyesine
gre evren Tanr'nn tezahrnden ibarettir. nsan Tanr'dan bir paradr ve ondan ayr
deildir. nsan iin en yksek manevi derece Tanr'da yok olmaktadr.
Yunus ak ve ahlak yoluyla Tanr'ya ulalacan ve ondan yok olma derecesine
varlacan ifade etmitir. Byle bir manevi dereceye varan tek kii artk Tanr'nn dilin
den konuur.
O l kadir-i kunfeyekun, lu tf edici Sbhan benem
Kesmeden rzkm veren, cmlelere sultan benem
Nutfeden dem yaratan, yumurtadan ku treden
Kudret dili syleten, zikr eyleten Sbhan benem

Yunus'un yukardaki iirini andran baka ifadeleri de vardr. u kadar var ki, Yunus'a gre fen fillah derecesine ilahi akla ulalr. Bu ak insan kendinde duyduu de
recede nefsi yokluktan ilahi varla ular. O derecede ki artk kendi benliini unutur.
Tanr'nn varlndan baka bir ey grmez ve dnmez. Manevi sarholuk iinde ilahi
sevginin deryasna dalar. Yunus'un Tanr'ya kavutuunu ve onun aknda kendini
unuttuunu gsteren iirlerinden ite baz paralar:
Akn odu cierimi, yaka geldi, yaka gider
Garip bam bu sevday, eke geldi, eke gider
Kr etti firak canma, k oldum ol Sultana
A k zincirin dost boynuma, taka geldi, taka gider
Akn ald benden beni, bana seni gerek seni
Ben yanarm dn- gn, bana seni gerek seni

110

C o g t o , B a h a r '95

Tasavvuf ve Sevgi
N e varla sevinirim, ne yoklua yerinirim
Akn ile avunurum, bana seni gerek seni

Medrese ehli, mutasavvflar ak felsefeleri yznden knamlardr.


Mutasavvflar da medrese ehlini Tanr akndan yoksun olmakla sulamlar, onla
rn naslarn deruni anlamlarna inemediklerini ileri srmlerdir. Karlkl bu gibi tar
tmalar yzyllarca srm, hl da devam etmektedir. Gerek udur ki her iki tarafn
amac da Tanr'nn rzasna kavumaktr. Ne var ki, bunda gdlen yollar farkldr. Baz
mutasavvflar takn szleri manevi sarholuk annda sylemiler ve fakat normal za
manlarda Tanr ile ayn varlk olduklarn iddia etmemilerdir. Gazzal'nin dedii gibi
belki de mutasavvflar takn szlerde bizim zahiren anladmzdan farkl manalar kas
tetmilerdir. Bizim sz konusu dnrmz Yunus, Tanr'ya son derece saygl, onu
ycelten ve ondan yardm dileyen birok iirler de sylemitir. Bu iirlerdeki ifadeleri
benlik iddiasnda olmadn gstermektedir. Daha dorusu Yunus, benliini unuttuu
ve Tanr aknda eridii anlarda cokun ifadelerde bulunmutur. Normal iirlerinde ise
yine ak, evk ve yardm iin Tanr'ya yalvarmtr.
Zaten Yunus'u koyu bir vahdet-i vcdu saymak gtr. O normal ifadelerinde
Tanr'nn hr bir yaratc olduunu, her eyin onun dilemesiyle meydana geldiini ve
her trl cismiyetten mnezzeh bulunduunu kabul etmitir. Yunus'un bu konuda ba
lca zellii Tanr akn gayet ak ve samimi bir ifadeyle dile getirmesidir. Ona gre
her ey Tanr'dan gelmi, yine her ey ona dnecektir. Her eyin evveli de odur, sonu da
odur. Bu dnya geici bir ryadr. O halde kul kendini kontrol etmeli, ahlaki temizlie
ynelmeli ve bylece Tanr'nn rzasn bulmaya almaldr. Kul bunu yaptka Tanr
ona yaklar, Tanr yaklatka da kulun ona ak artar. Ksacas Yunus tasavvufta Tanr
sevgisinin en deruni ve en yksek rneini vermi bir dnrdr.
Hac Bayram Vel (lm. 1430) de tasavvufta sevgi felsefesini ileyen nemli d
nrlerdendir. Onun retisinde cezbe, tanrsal sr ve sevgi temel ilkelerdendir.
Cezbe, Allah'n kulu kendine ekmesi, yce sevgi ve ltfuna yneltmesi ve psikolo
jik bir manevi sarholua sokmasdr.
Tanrsal sr, izlenen manevi yolun ve ilahi birliin gizlerini saklamak demektir.
Manevi halde elde edilen srlar gereksiz yerlerde aklanrsa, bu durum orak yere to
hum ekmee benzer. Tanrsal srra erenler, kendilerine verilen manevi incirin kymetini
iyi bilmelidirler.
Sevgi ise szlk anlamnda beenmek, ok arzu etmek, k olmak gibi anlamlarla
ilgilidir. Tasavvufi anlamda ise sevgi Allah'la kul arasnda lfet, manevi iliki, kulun sa
dece Allah' istemesi manasmdadr. Yce Allah erdemli kuluna baz manevi haller verir.
Bu hal de Allah'a kar sevgi ve ilgiyle zenginleir. "Allah onlar sever, onlar da Allah'
sever" ayetini (Maide suresi, ayet: 54) bu anlamda kavramak gerekir.
Mutasavvf Kelbaz sevgiyi akln tesinde bir kuvvet olarak tanmlamtr. Gazzal
lah bilginin en yksek noktasnda sevginin bulunduunu belirtmitir. Tm mutasav
vflar sevginin yerinin kalp olduunu ifade etmilerdir.
Hac Bayram Veli'nin anlatt tasavvuf sevgi, Allah sevgisidir. Ayrca tasavvufun
dnda sevgi trleri vardr. Allah'tan baka nesnelere ya da deerlere duyulan sevgiye
mecaz sevgi, yce Allah'a duyulan sevgiye de mutlak sevgi denir. Mecaz sevginin ob
jesi bir gn yok olabilir. Bu tr sevgi srelidir. Yce Allah ise domamtr ve lmeye
cektir. Bu nedenle ona duyulan mutlak sevgi sonsuzlua alr. Geici deildir srekli
dir. Onun iin de byle bir sevgi yce bir duygudur. Bu sevgi de Allah'a kar iyi bir kul

o g t o ,

B a h a r '95

111

brahim Agh ubuku

olmak ve erdemi semekle kazanlr. Nitekim Hz. Muhammed sizin "en sekininiz
ahlak gzel olanlarmzdr" buyurmutur. Baka bir kutsal hadisinde de "yere, ge s
madm, ancak m'min kulumun kalbine sdm" diyerek Allah sevgisinin yerinin kalp
olduunu belirtmitir. Hac Bayram Vel iiriyle tanrsal sevginin gzel bir rneini ser
gilemitir. Onun felsefesini kavramak iin sevgiyle ilgili iirinden baz dizeleri okuya
lm:
N 'oldu bu gnlm, n'oldu bu gnlm
Derd gmnla doldu bu gnlm
Yand bu gnlm, yand bu gnlm
Yanmada derman buldu bu gnlm
Geri ki yand geree yand
Rengine akn cmle boyand
Kendinde buldu, kendinde buldu
Matlabn ho buldu bu gnlm

Sonu olarak tasavvufu dnrler yumuak slam yorumuyla, vicdan zgrl


n savunmayla ve yntem olarak dine sevgiyle yaklamayla hem slamiyetin yayl
masn kolaylatrmlar, hem de gnllerin yaknlamasn salamlardr. Tasavvuf da
sevgi, Yunus'un "yaratlan Yaradandan tr ho gr" ifadesinde olduu gibi Trk in
sancln da gelitirmitir. Yce Allah Kur'n'da insanlar bir nefsten yarattn bildir
mi ve "frka frka olmaynz" buyurmutur. Ayrca "bar hayrldr" ayeti gnlleri fe
rahlatmann nemini vurgulamaktadr. Gnlleri fethetmenin yolu da sevgiden geer.
nsan kendini tandka bakalarn daha iyi tanr. nsann deerini kavrar, sosyal iliki
lerinde erdeme nem verir. Nitekim Yunus:
lim ilim bilmektir
lim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsen
Ya nice okumaktr

demitir.
Sevgi ruhu zenginletirdii iin byk mutasavvflar hayat dolu dolu yaamlar
dr. Onlarn grleri Trk sanatnn, Trk felsefesinin ve hogrsnn gelimesini de
salamtr.

112

o g t o ,

B a h a r '95

" E m p e r y a l " B r A k iiRi


H

rrem

S u l t a n 'a G

azel

Muhibbi (Kanuni Sultan Sleyman)

Cels-i halvetim, vrm, harm-i mh- tabnm


Ensim, mahremim, vrm, gzeller h sultnm
Haytm, hslm, mrm, arb- kevserim, adnim
Bahrm, behcetim, rzum, nigrm, vird-i handnm
Netm, iretim, bezmim, erm, neyyirim, em'im
Turun nr nrencim, benim eb-i ebistmm
Nebtm, skkerim, gencim, cihn iinde b-rencim
Azizim, Ysufum, vrm, gnl Msrndaki hnm
Stnblum, Karamnm, diyar- mlket-i Rmum
Bedehanm ve Kpam ve Badadm, Horasmm
Sa mrm, ka yym, gz pr-fitne bmrm
lrsem boynuna kanm, meded hey n-mselmnm
Kapnda n ki meddhm, seni medhederim dim
Yrek pr-gam, gzm pr-nem, Muhibbyim, ho hlim

o g t o ,

B a h a r '95

o u l c u B r A k B e l g e s "
Erzurumlu brahim Hakk Efendi

"Eski" Trk D il Kurumu'nut yayn organ olan Trk D ili dergisi, pek
ok saysnda bir "dosya" konusunu ele almann yansra, iir, A n , Gezi,
Roman, eviri, Trk Romannda Kurtulu Sava... gibi zel saylar da kar
mt. imdi hepsi sahafiye olan ve kitap tutkunlar nezdinde efsaneleen
hu saylardan biri de "M ektup zel Says"yd (Say 274, Temmuz 1974).
Mektup zel Says'ndaki yerli-yabanc pek ok mektup arasnda ak
mektuplarnn yeri farklyd tabii, ilerinde biri zellikle dikkat ekiyordu: 18.
y zy l Osm anl m utasavvf, "ansiklopedisi" Erzurum lu brahim Hakk
Efendi'nin stanbul'dan, Erzurum'da brakt drt karsna yazd mektup.
(Daha nce 1950'de Server skit'in A y lk Ansiklopedi'smin ikinci serisinin
ilk saysnda yaymlanm olan bu mektup, dergiden sonra, A ttila Tokatl'nn
hazrlad kitaplk derleme A k ve S evd a zerine eitlem elerde o
ulcu Bir A k Belgesi" balyla yer ald.)
Erzurumlu brahim Hakk Efendi'nin mektubu Trk D ilin in Mektup
zel Says'nda G ndz Aknc'nn sunuu ve sadeletirmeleriyle yaymlan
mt. Biz de oradan aldk.

C o g i t o , B a h a r '95

"oulcu Bir Ak Belgesi"

E r z u r u m lu b ra h m H a k k i E fe n d
(170 3-178 0 )
brahim Hakk Efendi, 18 Mays 1703'te Hasankale'de dodu; babas Osman Efen
di, burann soylu bir ocandan gelir; annesi Hanife Hanm yakndaki Knd kyndendir. Osman Efendi, yurdunu, varn brakarak Siirt'in Tillo kyndeki eyh smail
Fakirullah'm hizmetine girdi, onun dervilerinden oldu. Kk brahim Hakk da bir
ka yl sonra Tillo'ya gitti ve her ikisinin hizmetine girdi, onlardan medrese ve tasavvuf
bilgileri rendi. Sonra, onlarn lmleri zerine Erzurum'a dnd. Medreselerde ders
ler verdi. I. Mahmut Han dneminde stanbul'a gittiini (1752) biliyoruz; bir sylentiye
gre saraya arlm, padiahn iftarnda bulunmu.
brahim Hakk Efendi'nin Marifetname adl ansiklopedisinden baka on bei akn
yazma yapt ve bir divan vardr.
22 Haziran 1780'de Tillo'da ld, babasyle eyhi Fakirullah'm yannda gmld. (G.A.)

rt

a n im in a

Y a z d i i B r M

ektu p

zzetli, hrmetli, hakikatli, adamlkl, efkatli, hatrl, gnll, asll, usullu, akll,
iz'anl, hnerli, ma'rifetli, sluplu, yakkl, gzel huylu, tatl dilli, uzun boylu, ince bel
li, kl aypsz hatunum, hellim (eim) Firdevs Hatun huzuruna,
Derun-i dilden (gnl iinden) ve can u gnlden selmlar ve dualar edip ol mba
rek nazik hatrn sual ederiz, Huda'nn birliine emanet veririz. Benim nazl yar- gamgsarm (dert ortam), benim enliim, hretim, benim sevdiim, keyfim, benim ca
nm Firdevs'im! Neylersin nilersin, ne keyftesin, ne fikirdesin, ne haldesin, ne demde
sin (durumdasn)? Benim gzelim, garip gnln ne ile elersin? Okur musun, nak m
ilersin, oynar msn, gler misin? Benim gnlm senin hayalinle elenir, sen nicesin?
Keke sizi getirsem, bu vilyetleri seyrettirsem, zira sensiz canm rahat olamyor. Benim
gzel keyfim, senden ayrlmak ne etin ahvalimi bilmezdim. Hak Tal gnl holuuyle bir dahi dnya gzyle grmek myesser eylesin min... Firdevs, Firdevs, o
salarn seveyim, Firdevs, Firdevs, o ban seveyim, o kan seveyim, o gzn seveyim,
o yzn seveyim, aypsz cann seveyim, sakn benden ksmeyesin ki gnlm sklma
sn. Kusurlarm afvet, ahiret hakkn hell eyle. Bu ukuru bana yadigr m verdin, yok
sa bununla beni baladn m? Zira yadigra ne hacet hi hatrmdan kmadn, gzm
nnde durursun. Bylece apayan gnlmdesin. Allah'a emanet olasn. Bin tabaka kt
yazsam seninle szlerim tkenmez. Hele yava, inallahu Tal, ramazan geceleri saba
ha dein sana ok ok grdm, iittiim hikyeler sylerim. Her grdm, iittiim
pk eyleri ve esvaplar size lyk grrm; eer frsatm olursa alrm, yoksa siz sa
olunuz; birer hamayl getiririm. imdilik mektubum bo olmasn iin bir pk brnck
gmlek gndermiim, ma'zur olsun. Sizin hevesinize ermii (kaplcay) yaptrrm; in
allah tamam olanda sizinle bir gece anda imeriz. Gnlnz her ne meyve isterse ehir
den getirtesiniz, meyvesiz kalmayasnz, haftada iki kere aylara, bahelere kasnz,
hapsolmayasmz, rahat olasnz. Allah'n birliine emanet olasnz. mrn uzun olsun,
min ya M u'in (Ey Tanrm).

o g t o ,

B a h a r '95

115

Erzurumlu brahim Hakk Efendi

Ve izzetli, hrmetli, muhabbetli, hatrl, gnll, asll, usullu, akll, sabrl, gzel 1
huylu, tatl dilli, hanm yapl, gle yzl, alak gnll derviim, ehlim (karm), hel- 1
lim Fatma hanm huzuruna,
Derun-i dilden ve can u gnlden selmlar ve dualar edip mbarek hatrn sual ve
Huda'nn birliine emanet veririz. Benim yar- grm (can dostum), benim gam-gsarm, benim aklm, fikrim, benim canm, hanm, neylersin, nilersin, ne fikirdesin, ne hal
desin, ne demdesin? Benim ykm eken, benim hatrm sayan, benim ateime ya
nan... Selmet kurtuldun mu? Allah emeklerin zayi etmesin, ben isterdim ki senin bu I
hizmetinde bulunaym; ama takdir byle imi. imdi bir selmet haberin mjdesini bek- |
liyorum... stanbul'un suyu ve havas bana ho geldi; yle ki gayet iman kii oldum. ]
Benim canm hellim, mektubumuz bo olmasn iin imdilik sana bir stanbul gmlei 1
yolladm, ma'zur olsun. Sonra ben gelende grelim ne myesser olur? Hak Talnn ya- 1
nnda aziz olasnz. Ben senden ok razym, Rabbin de senden raz olsun. Cmlemizi |
firdevs-i lya gtrsn, melek huylu, lemin nuru hanm. Allah'n birliine emanet 1
olasnz, min ya Mu'in.
!
Ve izzetli, muhabbetli, hakikatli, efkatli, gayretli, edepli, hellim Belkis Hatun'a,
Selmlar edip mbarek hal ve hatrn sual edip Huda'ya emanet veririz. Benim
yz- hassm (iten dostum), benim pk, ar tavrl yosmam, benim derdimi, belm e
ken emektarm. Keyfin nice, neylersin, ne haldesin, ne demdesin? Baclarnla ho tatl
msn? Hatrmiin cmleye izzet, hizmet eder misin? Glsn Hatun'un (kzlar) keyfin
ce gider misin? Sana gene cefa eder mi? Benim yarim, benim Allahlk ehlim, gurbet elde
seni unutmam. Sen benim gene evvelki yz- hassmsm. Hi gnlne bir gam ve elem
getirme, keyfini a. Allahu Tal mu'inin olsun; sa selmet seni bana balasn. Bir da
hi dnya gzyle grmek myesser eylesin, min. nallahu Tal ramazandan evvel
gelende sizlere birer armaan getiririm; ama, imdilik bir stanbul gmlei gnderilmi
tir; Glsn'e de bir cici mest yollanmtr. Hemen Allahu Tal cmlenize can sal ve
gnl holuu ihsan eylesin, min.
Ve izzetli, hrmetli, muhabbetli, hakikatli, hatrl, gnll, hizmetli, sabrl, ma'rifetli, akll, gayretli, efkatli, gzel yzl, irin szl, melek huylu, elebi kollu, nazik el
li, ince belli, irin yldzl, has odalm, olum annesi, gnlm cannesi, inci danesi, ha
tunum ve hanm kk kadn Zleyha Hanm huzuruna,
Candan selmlar ve gnlden dualar edip ol mlyum hatrn kat kat sual ederiz;
Allah'n birliine emanet veririz. Benim kk kadnm, benim k paam, benim g
zm, benim srdam, benim derviim, benim emektarm, ne keyftesin, ne haldesin, ne
demdesin, neylersin, nilersin, iyi misin, ho musun? Allah, mu'inin (yardmcn) olsun.
Hak Tal canna salk, gnlne holuk versin. Tanr seni bana balasn; bir dahi
dnya gzyle grmek mysser eylesin, min. Aceb cihanda senin gibi var mdr?
Zilhem, Zilhem, o tatl cann seveyim, o tatl baklarn seveyim; hi fikrimden gitmez
sin, bylece ayan gnlmde durursun. Benim nazik km, senin iin yollarda ve stan
bul'da besteler yazyorum ve reniyorum ki inallah gelende seninle ses sese verelim
de trl trl besteler, gzel gzel kitaplar okuyalm. Allahu Talya k olalm, safa
lar edelim.
Bir kk kadn grdm, hemen sana benzettim, selm sabah ettim, sesi dahi sana
benzerdi; senin hatrn iin sokak ortasnda ana yarenlik edip ahvalini sordum. Bir ihti
yar kocas varm zindanda, ana ekmek gtrrm. On kuru borcunu vererek an ha
ls edip sevabn sana baladm. Allahu Tal senden raz olsun, zira ben senden yer

ll6

C o g t o , B a h a r '95

"oulcu Bir Ak Belgesi"

H<>k dolusu razym. Allah eyh Osman' (oullar) bize balasn, min ve cmle kk
kidnlar sana kurban olsun ve byk kadnlar baclarna kurban olsunlar. Benim hak
kmda siz bana dnyalar deersiniz. Hak Tal drdnz bana dnyada balasn ve
ihirette firdevs-i lda dahi sizi bana versin, min ya Erhamrrahimn (ey esirgeyenle
rin en esirgeyeni), dahi ben kimsenin fikrinde ve hayalinde deilim. Bu muhabbetnanu'in bo gelmesin iin her birinize birer brnck gmlek irsal olundu, imdilik ma'zur
olsun. nallah yaknda va'demiz tamamnda aa efendimizden destur alrz ve gelip siy.inle ermikte imeriz; zira, bu ermii sizin hevesinizle yaptrdm. nallah elime aka
girerse camu ermiinde sizin iin bir kk kmbet yaparz. Siz gidende ol kk er
mii yasa edersiz. Tenha safayla imer kar, pk olursuz. Sizinle ol kadar ok szlerim
v.rdr ki bir ay yazsam tkenmez...
Aktaran: Gndz Aknc
Trk D ili, "Mektup zel Says", Say 274, Temmuz 1974.

o g t o ,

B a h a r '95

117

"Sen ve ben, ayn eyleri dnrken..."

k 'in

G v e r c n G

H aller
e r d a n l i i 'n d a n

bn Hazm

Endlsl hukuku, edebiyat, metod bilgini, muladdis Oadis derleyici),


soy ve ecere bilgini, dilbilimci ve air tbn Hazm (993-1064), yaklak 1027
ylnda Tavku'l-ham am e fi'l-lfe ve'l-llef (Gvercin G erdanl / Sev
giye ve Sevenlere Dair) adnda bir kitap yazd. Endls'te ve slam dnya
snn bellibal merkezlerinde yaanan byk aklar ve ak zerine gelitiri
len dnceleri anlatan bu kitap, M slm an Dou'da ak konusunda yazl
m kitaplar arasndaki nemini bugne kadar korudu ve hemen hemen btn
dillere evrildi. Kitabn yaps, konusuna uygun olarak, deiik formlar ierir:
ykler, dzyazlar, uzunlu ksal iirlerle okuyucu bazen uzun bir yokuu
trmandrlr, bazen yoku aa srlr. Tpk "k"n gittii yollar gibi.
Tpk akta olduu gibi.
G vercin G erd a n l 'nn baz blmleri M ahm ut Kank tarafndan
evrilmi ve 1979-80 yllarnda Sezai Karako'un Dirili dergisinde yaym
lanmt. Mahm ut Kank daha sonra G vercin Gerdanl 'nn tamamn e
virdi. Kitap, 1986 ylnda nsan Y a ynlar nca Endls edebiyat ve bn
Hazm zerine bir incelemeyle birlikte yaymland. Gvercin Gerdanl 'nn
Ocak 19 9 5'te yine nsan Yaynlar'ndan kan ikinci basksndan setiimiz
paralar sunuyoruz.

tbn Hazm

A k in MAHYET
ok sevgili dostum, ak gz atrmayan bir derttir. Bu derdin ilc acsyla oranl
olmaldr. Bu yle bir hastalktr ki, hasta zevk alr. yle bir acdr ki dert sahibi arzu
eder. Bu derde kim urarsa artk iyilemek istemez. Ac eken ise, bu acdan kurtulmay
dilemez. Ak insana, vaktiyle irendii eyleri ssl psl gsterir. Kendisine zor gibi
gzken eyleri kolay gsterir. Doutan olan huylar ve doal eilimleri deitirecek
kadar ileri gider.

A K IN B E L R T L E R
unlar da akn belirtileridir, izleridir, grp yakalayabilen iin kukusuz: sevgiliy
le dar bir yerde bulumadan dolay haz duymak; geni ve ak bir yerde bulumadan
dolay can sklmak; her birinin elinde tuttuu nesneye bir dierinin sahip olma yollar
n aramas; gizlice gz krpma; ona dayanarak stne eilmeye almak; konuma sra
snda tekinin eline dokunmaya almak; bardakta sevgilinin brakt art imek ve
dudaklarn bardan, sevgilinin dudaklarnn dedii ucuna dedirmeye uramak...

ek tu pla m a

Sonra, sevgililer tek sevgide karar klnca, sk sk mektuplamaya balarlar. Tabi ki


mektuplar birok ykm da peinden srkler. Bu durumda insanlar grdm. Mektup
lar nce yrtyorlar, sonra suyun iine atp yazlar bozuyorlar; bylece arkada hibir iz
brakmyorlar. Gerekten de mektuplar nice skandallara neden olmutur. Bu konuda
unlar yazdm (Tavl):
Mektubunuzu yrtp atmak bana yle zor ki bugn, fakat akmz hibir ey yrtamaz, bu
nu biliyorum.
Sevgimiz kalsn istedim, mrekkep silinsin istedim, nk ayrntlar asl ze tbi olur.
Nice mektuplar lmlerine neden oldu yazanlarnn; hi lm akllarnn ucundan bile ge
mezdi o satrlar yazarken."

A raci
...seilecek arac, grevini yerine getirmeye ehil, kurnaz, basit bir iaretle hemen
hereyi anlayan, annda gizliyi aa karmasn bilen ve durumu kendiliinden gzel
letiren, kendisini oraya gnderenin yerine geerek onun unutulmamasn salayan ve
grd her eyi eksiksiz ve kusursuz tekrar ona ulatrp anlatan birisi olmaldr. Sr
saklayan, ll, az sk, sadk, ahdine vefal, alakgnll ve gzel szl olmaldr.
Bu niteliklere sahip olmayan arac, bu niteliklerin eksiklii orannda sahibine zarar ve
rir. Bu konuda bir iir yazdm (Tavl):

120

o g t o ,

B a h a r '95

Ak'n Halleri

"Gnderecein arac elinde tayacan bir kltr; yleyse keskin bir kl se ve iyice par
latmadan onu sallama.
nk entikli kl tayan insann, kendisi de klc gibi kr olur ve can skc durumlar
dourur."

ir

S a k la m a

Akn bir zellii de, az sk olmaktr. Eer kendisine bir soru yneltilirse, k
onu reddeder; byk sabr gsterir; kendini tutar; her tr ak kaygsndan uzakm gibi
durur. Bununla birlikte, ok gizli tuttuu srr, yreinde kor gibi besledii sevgisi,
hareketlerinde ve gzlerinde aa kar; atein kmrde, suyun kuru toprakta yayld
gibi yaylr. Balangta bu tutum, stn kavraytan yoksun kiilerde bir deiiklik
yapabilir. Fakat ak iyiden iyiye gnlde yerleince bu imknsz olur.

t a a t
Biri kalkp da, bir k iin, sevgilisinin kendisine ektirdii kltc ikencelere
sabretmesi bir aalktr demesin. Bu byk bir yanllk olur. Hepimiz biliriz ki, sevgili
aann ne dengi ne de benzeridir; dolaysyla ona kar misillemede bulunmaz ve ezi
yetine katlanr. Sevgilisinin kfrleri, svp saymalar, na kar yapt kabalklar
kesinlikle onur krc deildir; alar boyunca, kuaklarca bir hakaret saylmamtr asla.
Ayrca bu konu gerek halifelerin meclislerinde, gerek byklerin meclislerinde gemez;
byle ar bir hogrllk ve sabr kltc, byle bir boyun eme deer drc
olsun, yok yle birey.

K a v u m

... Ne yamurdan sonra bitkilerin tr tr byy, ne ilk yazda kara bulutlarn


kaybolmasndan sonra ieklerin parlakl, ne yemyeil bahelerle evrili bembeyaz
saraylarn zerafeti gzel huylu, iyi karakterli, nitelikleri gzellikte hengini bulan bir
sevgiliyle kavumaktan daha gzeldir. En beli lisanlar bu sevinci tasvir etmekten
acizdir; tadn anlatamazlar. O durum gnlleri akna evirir, zeklar durdurur.

K A IN M A K
Halifelerin hallarn inedim, krallarn toplantlarna katldm. Fakat n sevgi
lisine kar gsterdii korku ile kark saygya denk bir sayg grmedim. Yneticilere
etki edenlerin nfuzunu ltm; vezirlerin kulland yetkileri grdm, devlet adamla
rnn tatt sevinleri bilirim; fakat sevgilisinin kalbini alp, duygularn elde ederek
kendisine meylettireceinden, bylece onun sevgisini kazanacandan emin bir n
talihinden memnun oluundan daha youn, daha diri bir coku ve sevin bilmiyorum.
Sultanlarn huzurunda insanlarn nasl el avu ovuturduklarn grdm; asi dinsizler

o g t o ,

B a h a r '95

121

tbn Hazm

le bir olup byk gnah ileyen sulularn hallerini bilirim. Onlarn hali, fkeden taan, I
kzgnl son snrna varm, kat bir sevgilinin huzurundaki lgn n durumundan 1
daha az gsterisizdir.
1

efa

Bil ki, vefa sevgiliden daha ok k iin kanlmaz bir zorunluluktur. k iin ol
duka nemli bir arttr; nk balanma karar ondan gelmekte; giriimlerde o bulun
makta; sevgiyi o glendirmek istemekte; gerek itenlii o dilemekte. En saf ve en te
miz dostluk balarn kurmak isteyenler arasnda ilk sray o almakta. Ayn ekilde sev
gilisinin yardmlarn kazanarak zevk elde etmede sevgilisini geride brakr k. En sa
lam balarla balad, en sk dizginlerle dizginledii sevginin, kopmaz ipleriyle bala
nan da gene odur. Kendisi bu noktaya gelmek istemeseydi, btn bunlar yapmaya kim
zorlard onu? efkatini, sevgisini rica ettii sevgilisine balanarak vefakr davranyla
oraya en son damgay vurmak istemeseydi, onu k olmaya kim zorlayabilirdi?

h a n e t
hanet daha ok sevgililerin yapt bir i olduundan, onlarda vefal davran ok
seyrek grlr. Bunun iin onlarn gsterecei azck vefa, bakalarnn gsterecei ok
byk vefakrla denk olur. Bu konuda u dizeleri yazdm (Vfir):
"Sevgilinin azck vefas ok saylr; tersine n ok vefas az saylr.
Bir korkan rastgele bir baars, durmadan lmle kar karya savaan cesur kahramann
baarlarndan daha byk grlr."

A y r il ik
Bu dnyada ayrla denk olabilecek baka h ib ir felket yoktur. Sonunda
gzyalar aka aka ruhlar yerinden oynatmasayd, ayrlk, nemsiz, kk birey
saylrd belki. Bilge kiilerden biri "A yrlk lmn kardeidir" diyen bir adama,
"Hayr", dedi, "dorusu lm ayrln kardeidir."

Kanaat
Misk ve anber kokularyla kokulanm, gl sularyla sulanm, temizlenmi, nakl
ipek ya da benzeri kuma paralarna sarlm sa tellerini dei toku yapmayan iki
sevgili grmedim. Bunu ayrlk zamanlarnda bir hatra olarak saklamak iin yaparlar.
nceden inenmi sakzlar ve kullanlm krdanlarn srekli gnderilmesine gelince,
grmeleri yasaklanm olan sevgililer arasnda ska grlr. Bu konuda bir kta iir
yazdm. Ondan bir para (Tavl):

122

o g it o ,

B a h a r '95

Ak'n Halleri

"Onun tkr, kesin olarak inanyorum ki, hayat suyudur; bununla birlikte, ak beni ye
di bitirdi; iimi tketti."

TESELL

Eer sevgili cefa etmede ar gider, taknlk ederse ve eer n birazck soylu ve
gururlu bir nefsi varsa, k teselli olur. Eer bir ara ya da srekli lml ve llyse, ke
sik kesik ama bykse, k buna dayanacaktr ve bu cefay grmezlikten gelecektir, ta
bu cefa iyice artncaya ve devaml oluncaya kadar. O zaman m vefal olmas istene
mez; bu durumda kimi eyleri unuttuu iin kimse onu knayamaz.
Gvercin Gerdanl / Sevgiye ve Sevenlere Dair, bn Hazm,
eviren: Mahmut Kank, insan Yaynlar, 2. Bask, stanbul 1995.

o g t o ,

B a h a r '95

123

rotik sahne.

z a k -D o u

Kltrn n
B r K l a s :
K a m a Su t r a
lhan Gngren

SE V M E K B R SA N A T T IR
Yaz banda Londra'daydm. Zamanmn ounu kitaplarda, kitaplklarda geir
dim. Londra'ya her gidiimde de yle yaparm. Onun iin sanyorum bir kyaslama ya
pabilirim. Bu kez Kama Sutra'mn bir patlama yaptn fark ettim. Birka pahal basks
ve birok Kama Sutra adn tayan video kaseti vard. Bir kaset de ben aldm. Ancak
ieriinin Kama Sutra'yla ilikisini kurmak bir hayli g oldu. u sralarda stanbul sine
malarnda da Kama Sutra adn tayan bir filim oynuyor. Gittim grdm. Yalnzca Ka
ma Sutra'mn adn kullanan ve adndan yararlanan bir film... Kama Sutra'ya kar bu
youn ilgiyi belki de Batlnn Dou'nun cinsellik konusundaki farkl yaklamna ve
binlerce yllk deneyimine duyduu ilgiye balayabiliriz.
Kama Sutra cinsellikle ilgili btn konular sistematik ve ematik olarak ele alan bir
kitap... Yalnz cinsellikle ilgili bilgileri, teknikleri irdelemekle kalmyor, bir yandan da
cinsellikle ilgili davranlar, toplumsal kurallar, deer yarglarn, gelenekleri, rf ve
detleri de ayrntl bir biimde inceliyor. Neyin nasl yaplmas ya da yaplmamasyla
ilgili saduyuya ve engin bir deneyime dayal tler, neriler ieren, "sutra" ad veri
len zamannn bilimsel kitaplarnda kullanlan slpla yazlm bir kitap... Kama Sutra'nn asl nemli yan 1500 yl nceki Hindistan'n cinsellikle ilgili bilgilerini sistematik
olarak biraraya getirmesinden ok, Bat'da bugn bile tam olarak yerine oturmam
nemli bir bildirisi olmas... Bu bildiriyi yle zetleyebiliriz:
C o g t o , B a h a r '95

12 5

lhan Gngren

"Her geri zekl, ocuk yapabilir; ama haz almasn ve haz vermesini bilmek bir bil
geliktir, bir sanattr. Her sanat gibi sevime sanat da eitimi, retimi gerektirir."
Kama Sutra'nn sanatsal bir yan olduunu sylemek g... Bir bilim kitab sadelii
ve ematiiyle yazlm bir kitap. Gene de kitapta betimlenen toplumu ve ortam iirsel
bulmamak da elde deil. Gndzleri tavuskularnm kuyruklarn srdkleri bahe
lerde, horoz dtrerek vakit geiren, geceleri mis kokulu yataklarda sevgilileriyle es
rikliin doruklarnda bir ehvet yolculuu yapan, iyi yiyen, iyi ien, iyi gezen bir mutlu
aznla sesleniyor ve onlara yol gsteriyor bu kitap... Kanmca Kama Sutra'y bugn
okuyanlar cinselliin bir hayli zgrlk iinde yaand, deil bugn, ortaalarda bile
btnyle yok olmu, ilkalarm Hindistan'na zevkli ve elenceli dsel bir gezi yap
m olacaklar.
Kitabn ngiltere'de yaymlanm olduu dnemde Kama Sutra'nn bir ok etkisi
yapm olacan tahmin etmek hi de g deil... Byk bir kltr farklln gzler
nne seriyordu Kama Sutra. Hindistan'da, teki Dou lkelerinin ounda da olduu
gibi tinsellik ve cinsellik ok kez bir arada, birbirlerinden esin ve g alarak, birbirlerini
destekleyip zenginletirerek varlklarn srdryorlar. Oysa Bat'daki genel eilim
bunlarn birbirlerine kart yaklamlar olduu, birbirlerini dladklar yolundadr. Be
densel cinsellik, tinselliin tam karsna oturtulmutur. zellikle 19. yzyl ngiltere'si
iin bu byledir. Bu dnem hep bildiimiz gibi cinsel tutuculuun dorua kt bir d
nemdi. Ama unu biliyoruz; her zaman cinsel tutuculuun arkasndaki gerek, ikiyzl
lktr, cinsellie kar ilginin abartl bir biimde bymesidir. Viktorya dnemi ngilte
re'sinde iyi aile kzlarnn, kadnlarnn ykanrken bile soyunmalarna izin vermeyen, i
amarlarn karmamalarn isteyen bir anlay vard. br yandan o dnem ngilte
re'sinin bir genelevler cenneti olduunu da biliyoruz. Her etki bir tepkiyi douruyor. Bu
bilinen bir gerek... Viktorya dnemi ngiltere'sinin ar tutuculuu da pornografiye ilgi
duyan birka kurald insann yetimesine yol at. Kukusuz bunlarn en banda, ar
kada Foster Fitzgerald Artbuthnot'la birlikte Kama Sutra'y bulup ortaya karan ve
ngiliz diline kazandran nl sinema oyuncusu Richard Burton'un ada Sir Richard
Francis Burton geliyor.
Sir Richard Burton'un (1821-1890) gerekten son derece renkli bir kiilii vard. Bir
gezgin ve kif, bir Doubilimci ve yazar, bir pornografi aratrmacs ve koleksiyoncuy
du. Haarlklar yznden Oxford niversitesi'nden kovulduktan sonra orduya girdi
ve Hindistan'a gitti. Mslmanlarn ounlukta olduu Sind blgesinde uzun yllar ya
ad. Bildii sylenen otuz be dil arasnda Arapa bata olmak zere Sanskrite, Farsa
ve Hindistan'da konuulan birok dil ve lehe vard. Afrika'da Somali, Biafra, Daho
mey, Altn Sahillerinde ve Brezilya'da Santos'ta keif gezileri yapt. Nil nehrinin kayna
n bulmak iin dzenlenen keif gezisine katld. Burton'un yazd ve evirdii elliyi
akn kitap arasnda Binbir Gece Masallar evirisi de var.
Burton da o dnemlerde Hindistan'a giden birok Batl gibi Hindistan'da cinselliin
Bat'dakinden farkl olarak aalanmak yerine kutsal bir edim olarak yceltilmi olma
sndan, Bat'da salt pornografi saylabilecek figrlerin dinsel simgeler olarak sayg gr
mesinden, tapmaklardan bazlarnn sevien insan ya da Tanr ve Tanra motifleriyle
sslenmi olmasndan ve zengin bir erotik edebiyatn varlndan derinlemesine etkilen
di. Sir Richard Burton uzun yllar Bombay'da ngiliz hkmetinin bir st dzey grevli
si olarak alm olan yakn arkada Artbuthnot'la birlikte 1882 ylnda Kama Sastra
derneini kurdu. Kama Sastra farkl bir yaklamn rn olan kitaplarn ngilizceye
evirmek, bylece o devirde egemen olan cinsel tutuculuun yerini daha geni bir gr

12

C o g i t o , B a h a r '95

Uzak-Dou Kltrnn Bir Klasii: Kama Sutra

nsna ve hogrye dntrmek iin olumlu bir adm atmakt. Bu amalarn kitap
lardan birine yazdklar sunu yazsnda yle dile getirmilerdi:
"Eski alarn Hindistan'mn tre ve geleneklerini incelemekten zevk alabilecek n
ciliz toplumunun kk bir blmne sunulmutur."
O dnemlerde Hindistan'da en ok tannan ve okunan, ortaalardan kalma cinsel
bilgi klavuzu, nl air Kalyana Malla'nn "Ananga Ranga" ya da adn "Ak Tanrs
nn Ura Alan" diye evirebileceimiz kitabyd. lk seim olarak Artbuthnot Ananga
Hnga'y evirmeye karar verdi. eviri pandit ad verilen din ve dil bilginlerinin yard
myla yrtlyordu. Bu eviri srasnda Vatsyayana'mn Kama Sutra adnda ilkalar
dan kalma bir seks el kitab olduunu rendiler. Bir dizi aratrmadan sonra Kama Sutr.'nn drt elyazma nshas bulundu. Gene panditlerin yardmyla bu drt nsha birbirk-riyle karlatrlarak bir beinci nsha retildi. te Artbuthnot-Burton evirisi bu be
inci nshadan gerekletirildi ve Kama Sastra derneinin ilk yayn olarak 1883 ylnda
"yalnz yelere mahsustur" ibaresiyle on iki nsha olarak tabasma tekniiyle basld.
Kitap ayn yl bir ikinci bask daha yapt. Dernek 1883-1885 yllar arasnda be kitap ya
ymlad. Bunlar arasnda 16. yzylda Tunus'ta yaam olan eyh Nefzavi'nin "Itrl
Bahe" adl yapt da var... Itrl Bahe evirisi Franszca'da yaplm bir evirinin eviri
iydi. Bu eviride eksiklikler olduunu gren Burton Itrl Bahe'yi ikinci kez Arapa as
lndan evirdi. Itrl Bahe evirisi son yapt oldu. Ne yazk ki bu eviri Burton'un l
mnden sonra koyu katolik olan ei tarafndan pornografi koleksiyonuyla birlikte yok
edildi.
Kama Sutra'nm yazar Vatsyayana'mn kimlii hakknda bizlere ulam bir bilgi ol
mad gibi yaad yzyl da belirlenememitir. Yazar hakknda tek bildiimiz Vatsyayana kabilesinden geldii ve adnn Mallanga olduudur. Yaplan incelemelerden Kama
Sutra'nn kitapta birinci yzylda olmu olaylardan sz edildiine gre, birinci yzyl
dan eski, beinci yzylda yaam Hindistan'n en byk airi Kalidasa bu kitaptan sz
ettiine gre, beinci yzyldan daha yeni olamayaca kansna varlmtr.
urasn da belirtmeliyim Kama Sutra cinsellikle igili retici kitaplarn en eskisi de
deil... Bir in klasii olan Sar mparator'la seks danman Basit Kz Su N arasndaki
konumalardan oluan "Su N Mia Lun"un ok daha eski olduu biliniyor. Hindis
tan'da da en eski kitabn Kama Sutra olmad, Kama Sutra'da sk sk Babravva ve Suvarnanaba adnda iki yazara gndermeler yaplmasndan anlalyor. Gnmze ula
masa da bu yazarlarn kitaplarnn Kama Sutra'ya nclk ettii sonucuna varlabilir.
Her ne olursa olsun Kama Sutra cinsellik konusunda dnyann en eski kitaplarndan bi
ri... Bin be yz yldan beri Hindistan'da sonraki dnemerde kendisinden saygyla sz
ettirmi, ieriinden yararlanlm bir kitap...
Kama Sutra bir ncelik sralamasyla balyor. En nde dinsel grevler geliyor (dharma), onun ardndan para kazanma ve zengin olmann yollarnn renilmesi (artha), on
dan sonra da haz ve zevk iinde yaama yollarnn aranlmas (kama) neriliyor. Ama
kitabn btn ieriinden Vatsyayana'mn ncelii kama'ya verdii anlalmaktadr. Ki
tap evli kadnlarn ve bakirelerin nasl batan karlacandan sz eden tler ve ne
rilerle doludur. Kitabn ahlaksal deer yarglarnn bizim deer yarglarmza uyacan
sanmyorum. rnein evli bir kadn batan karmay hakl gsteren gerekeleri srala
d zaman bu gerekelerin hibir gereke aramamaktan ok daha ahlakszca olduunu
grmek bizi hem gldryor hem dndryor. te birka rnek:
"Kadn benim bir dmanmn karsdr ve kocas zerinde etkilidir, eer benimle
seviirse kocasnn bana olan dmanlndan vazgemesini salayabilir."; ya da, "Ka-

C o g t o , B a h a r '95

127

lhan Gngren

dm beni destekleyen, ama imdilerde benden desteini ekmi olan kocasnn bana za
rar vermesini nleyebilir"; ya da, "Bu kadnla birlikte olarak, arkadamn amacna ula
masn salayabileceim" ;ya da "Bir dmanm mahvetmeyi baarabileceim" veya el
de edilmesi g bir eyi elde edebileceim; ya da, "Bu kadnla arkadalk kurarak koca
sn ldrebileceim ve bylelikle kocasnn byk servetine sahip olacam."; ya da,
"Sevdiim kadn bu kadnn etkisi altnda. Bu kadnla sevierek sevdiim kadn elde
edebileceim."... rnekler bylece uzayp gidiyor.
Kama Sutra'da yedi blm var. Birinci blmde ak sanatnda baarl olmak, kar
cinsin ilgisini ekmek, beenisini kazanmak, arzulanan bir insan olmak iin Kama Sutra'yla birlikte renilmesi gerekli altm drt sanat ve beceriden sz ediliyor. te bunla
ra birka rnek: ark sylemek, dans etmek, mzik aletleri almak en bata gelenler...
Hallar, yataklar sermek, yastklar yerletirmek ve dzenlemek, zerlerine iekler
samak; sihir ve by yapmak; gzel kokular ve parfmler retmek; art arda hzla sy
lenen tekerlemeleri armadan tekrarlamasn becerebilmek...
Soylu bir yurttan gnn nasl geirmesi gerektii; birlikte olabilecei ya da ola
mayaca kadnlar; dostlarda ve habercilerde aranlacak nitelikler bu blmn bir baka
bahsini oluturuyor.
kinci blm cinsel birlemeyle ilgili nerileri ieriyor. Kukusuz kitabn en ilgin
blm de bu... Bu blmde kadnla erkek arasnda tam bir uyum salanmasnn nemi
zerinde duruluyor. Tam bir uyum iin koulun gereklemesi gerektii ileri srl
yor. Birinci koul, cinsel organlarn boyutlar; ikinci koul, elerin isteklilik dereceleri;
nc koul, cinsel birlemenin sresi. Bu koullarda uyum salamak iin eitli n
lemler, neriler sunuluyor. Cinsel organlarn boyutlar bakmndan erkekleri de kadnla
r da gruplara ayryor Vatsyayana: Tavan erkekler, boa erkekler, at erkekler. Buna
karlk geyik kadnlar, ksrak kadnlar ve fil kadnlar... Elbette en yksek uyum tavan
erkekle geyik kadn, boa erkekle ksrak kadn, at erkekle fil kadn arasnda olandr.
Ama cinsel organlar arasndaki boyut uyumsuzluklar zmsz deildir. Duruma gre
vajinay geniletecek ya da daraltacak pozisyonlardan yararlanlarak bu uyumsuzluk gi
derilebilir. Gene cinsel pozisyonlar teki sorunlarda da uyuma katkda bulunabilir. Ka
dn tam olarak isteklendirilmeden kesinlikle cinsel birlemeye balanlmamaldr. Kad
nn isteklendirilmesi ve uyarlml ne kadar artrlrsa kadnn doyuma ulama sresi
o kadar ksaltlm olur. Kitapta pozisyonlarn cinsel hazza ve doyuma katks zerinde
nemle durulmaktadr.
Bu blmde birok sevime pozisyonu betimlenmekte, bu arada erkein birden fazla
kadnla, kadnn birden fazla erkekle gerekletirebilecei sevime trlerinden de sz
edilmektedir. Kadnn erkein grevini stlenecei (kadn stte) pozisyonuna ayr bir
bahiste yer verilmitir. Gene az seksi (auparitaka) ayr bir bahiste ayrntl olarak in
celeniyor. Baz kadnlarn az seksi yaptklar iin, aklarn brakp, kleler ya da fil
srcleri gibi aa dzeydeki kimselere balandklarndan sz ediliyor.
Geri bir Brahman'n bir devlet adamnn ya da iyi hret sahibi soylu bir kimsenin
az seksi yapmamas konusunda srarl gibi grnyor Vatsyayana, ama bahsin sonun
da "byle eyler gizli yaplr. Erkein gnl hercai olduundan gnn birinde ne ya
pacan, nasl yapacan kim bilebilir?" diyerek dolayl bir biimde az seksine onay
vermi olmuyor mu?
Gene bu blmde kucaklama, pme, trnaklama, vurma, srma, ak sesleri kar
ma konularna geni bahislerde yer veriliyor.
nc blm, evlilik ve zifafla ilgili nerileri ieriyor. Bu blmde zifaf konusun-

128

o g t o ,

B a h a r '95

Uzak-Dou Kltrnn Bir Klasii: Kama Sutra

dan ilgin bir neri var... Elerin birbirlerini iyice tanmalar, kadnn erkee gveninin
pekimesi, ve birbirlerine kar istekliliklerinin iyice oalmasn salamak iin zifafn
on gn ertelenmesi neriliyor bu bahiste... Bu konuda yaplacak aceleciliin ve yanl
larn onarlmaz yaralar aaca ve kadnn kocasna gvenmemesine ve sadakatsizliine
neden olabilecei zerinde duruluyor. Kama Sutra'nn bu konudaki uzgrn baka
kltrlerin acelecilii ve zensizliiyle karlatrmakta kukusuz byk yarar var.
Erkein kadn, kadnn erkei kazanmas iin neler yapmas gerektii konusundaki
neriler bu blmn bir baka bahsini oluturuyor.
Drdnc blmde evli kadnlarn durumlar ve davranlaryla, ok karl evlilik
lerde kadnlarn birbirlerine kar izlemeleri gereken tutumlaryla ilgili neriler yer
lyor.
Beinci blmn konusu bakalarnn karlar... Bu kadnlarla hangi koullarda iliki
kurulabilecei konusuna daha nce bir baka balamda deinmitim. Bakalarnn
karlarnn nasl batan karlabilecei, krallarn haremleri, bir kimsenin karsn elden
karmamak iin izlemesi gereken tutum bu blmde yer alan bahisler arasnda.
Altnc blmn konusu fahieler... Fahieler iin pek ok retici neriyi ieriyor bu
blm.
Yedinci ve sonuncu blm ak bylerinden, efsunlardan, cinsel glendiricilerden,
uyarclardan sz ediyor.
Kama Sutra'daki toplum modelinin ataerkil bir toplum olduu aklkla grlyor.
Bu toplumda kadnn yeri daha ok erkein yatandadr. Ama bu yatakta eitlik sa
lanmtr. Vatsyayana'nn gznde kadnn haz almas erkein haz almas kadar nem
lidir. Kama Sutra'dan da anladmz gibi Dou'da seks eitiminin amac haz almak
kadar haz vermesini de bilmek, hazzn iddetini, younluunu artrmak ve sresini
uzatmaktr. Haz almaktan ok hazz paylamaktr.

C o g t o , B a h a r '95

129

B e A k K a d i n i 'n d a n 0

Ihara Saikaku

Blm I

Yln mehtapsz son gn, ayr den iki gencin aklarnn cehennemi oldu.
Kz, dn verilen giysilerin kollarnda iki sevgilinin yanyana isimlerini grd.
Kuzey-dou rzgr iddetle esiyordu ve insanlar, onikinci ayda hzla ilerleyen bu
lutlar kadar, yeni yl hazrlklarnn tela iindeydi. Kimilerinde mochi' 1er dvlyor,
komuda, bambudan yaplm kk bir sprge ile toz almyordu. Altn ile gmn
tartld terazi ibresine vuran kk ekicin sesi geliyordu. Hesaplar, adet olduu ze
re, yl sonu grlyordu. Bir sr kr dilenci dkknlarn nnde yksek sesle dileni
yor, seyyar satclar da baryordu. Bunlar, sadaka koparttktan sonra, tapmaa sun
mak zere muska toplayanlar ya da beyaz aatan drt ayakl sungu tepsisi, kaya tane
cikleri, soyulmu kestane, Kamakura karidesi satanlard. Byk Edo caddesinde pana
yr kurulmutu; barakalarda oyuncaklar, yeni yaplm giysiler, tabi oraplar ve setta
sandaletleri sergileniyordu. Grnm, insanlarn telatan ayaklarnn yere basmadn
anlatan Kaneyoshi'nin yaptlarndan bir pasaj andryordu. Gnmzde devir, yuvas
olanlara rahat vermeyenlerin devri.
Yl sonu yaklamken, yirmi sekizinci gnn gecesinde bir yangn tela yaand;
yanan evlerin nnde, ekilen sandklarn sesi duyuluyordu. Kimileri, srtlarnda bir
denk ya da bir yaz masasnn ekmecesini karyordu. nsanlarn, ipek kuma benzeri
(*) Ihara Saikaku, Cinq amoureuses, Gallimard, 1959, s. 123-156.

130

C o g t o , B a h a r '95

Be Ak Kadn'ndan

eyalarn tktklar bodrumun kapa aldnda, alev bir anda her yan saryor ve her
eyi kl ediyordu.
Yanm vadide yuvasn yitirmi dii slnn yavrularn korumaktan baka bir ey
dnmemesi gibi, herkes karma acnarak, yal anasna hayflanarak bir tandnn
yanma smyordu. Hazin bir manzara idi.
Hongo mahallesinde, ad Yaoya Hachibei olan bir manav vard. Eskiden ailesi, daha
st dzeydeydi. O-Shichi adnda onalt yanda bir kz vard. Ueno'da kiraz dallarnda
ki iekler ya da Sumida'da saf ay kadar gzeldi. Yeryznde bylesi bir gzellik
olabilir miydi? Ne yazk ki onu, eski gnlerdeki gibi, Sumida'da uuan martlar ark
larnda anlatan Narihira'ya gsterememilerdi. O da, kz her gren gibi k olurdu.
Yangn onun evine de yaklatndan, annesiyle birlikte, ailesinin destekledii Kamagome'deki Kichijji tapnana gitti. lk gelenler deillerdi. Daha pek ok kii gelmi
ti. st kattaki yatak odasnda bile, yeni doan bebeklerin sesleri duyuluyordu. Buda ta
pnann nnde, kadn petemallar darmadankt. Kimi, efendisinin stnden atla
yp geiyor, kimi ban bir yaknnn omuzuna yastk gibi dayyordu. Herkes yere seril
miti. Gn aarnca, tapmak zillerini ve gonglarn tas gibi kullanarak ykandlar. Tap
naktaki Tennmoku ay fincanlar, pirin tas yerine kullanld. Felaketin yaratt karga
ay grnce akya bile bunu hogryle karlard. O-Shichi'ye gelince, annesi ona gz
kulak oluyordu; nk gnmz dnyasnda, Buda rahiplerine bile gven olmazd.
O mevsimde olaan olan dondurucu bir rzgr esmee balad. Barahip felaketze
delere acd. Elinde ne kadar yedek giysi varsa, onlara verdi. Bunlar arasnda siyah ipek
ten bir giysi vard, zerinde polovnia iei ile ginko biloba yapra yanyana ilenmiti.
Krmz ipek astar giysinin eteinden gzkyordu, pamukla astarlanm kenarlar, ter
sinden dikilmiti ve bir da yolu kadar kvrmlyd. Bu giysinin de bir yks olmalyd
ve zerindeki koku kmamt. O-Shichi'nin dikkatini ekti: "Acaba bu giysi hangi gen
cindi? Acaba niin onu muhafaza etmeyip, tapmaa, ac bir hatra gibi sunmulard?"
diye dnd. Bu giysiye sahip olmu gen kzn kendi yanda olduunu tahmin edi
yordu. Derin bir acma duygusu ile bu hi grmedii gen kz hakknda yle dn
yordu: "Bu dnya bir dten ibaret. Her ey bo. Bir baka aleme selamet edilmeyi dile
mekten baka are yok." Bu mitsizlik iinde, antasn ap annesinin tespihini kard;
"dilek talarn" elinde tutuyordu. Durmadan Lotus'un "soutra"sm tekrarlayp duru
yordu.
te bu srada, gn n daha iyi grebilmek iin shdji' sini aan kibar bir gen, elin
de gm bir cmbzla, sol parmana batm bir kym kartmaa alyordu. Bece
riksizlii karsnda dayanamayan O-Shichi'nin annesi: "Ben kartaym" dedi ve cmb
z alarak glkle ie koyuldu, ama yal kadnm gzleri tam grmesini engellediin
den, cam skld. Onu izleyen O-Shichi bu ileri daha iyi yapabileceini dnd ama
yaklamaa cesaret edemedi. Mdahale etmesini annesi istedi. Kz ok sevindi, gen
adamn elini tuttu ve onu skntsndan kurtard. Tam olarak ne yaptn bilmeyen gen
adam, kzn elini kuvvetle skt. O an, birbirlerinden ayrlmak istemediler ama ne var ki
anne onlara bakyordu, bu yzden ayrlmak zorunda kaldlar. O-Shichi bile bile cmbz
alakoydu sonra da iade etmek bahanesiyle yanna gitti -aslnda onu tekrar grmek isti
yordu- o da elini skt. Aklar da ite byle balad.
Tutku yava yava O-Shichi'yi sarmaa balad. Tapnan khyasna gen adamn
kim olduunu sorunca, adnn Onogavva Kichisabur olduunu, bir rnin (bir efendiye
bal olmayan samuray) olduunu, soylu, iyi ve drst biri olduunu rendi. Bunu
renmek, O-Shichi'nin duygularn glendirdi ve sevdii adama bir mektup gndere

o g t o ,

B a h a r '95

131

Ihara Saikaku

rek duygularn aklad. O da cevaplarnda duygularn belirtti. Bylece tutkunun gir


dabna kapldlar. te karlkl ak denilen ey buydu. Artk ne olduunu sormadan;
birbirlerine fena halde tutuldular. Karlama frsat kmasn beklerken ac ekiyorlar
d. Onlar iin yln son gn, aklar asndan, gecenin karanlna benzer bir karalkta
geti. Ertesi gn yln ilk gnyd. Kapnn iki yanma, biri erk ek, biri dii iki am di
kildii gn. Yeni takvime baktklarnda iki cins arasndaki ilikilerin hangi gn balaya
cam grdler ve ok sevindiler. Yine de, grmek iin olumlu bir frsat bulamadlar.
Sonunda, bir yasta ba koyamadan, iirin vd yeni bahar bitkilerinin topland
gn geiverdi. Sonra, dokuzuncu, onuncu, onbirinci, onikinci, onnc gn geti ve
kapdaki amlarn alnd ondrdnc gne gelindi. Bo yere beklediler. Ne yazk ki
geriye, adlarnn havaiye kmas kald.
Yangndan sonra O-Shichi ve annesi Kichij-ji tapmana sndlar. Resmin sanda, felaketten kurtarlabilmi eyalar
ve gereler grlyor. Tekerlekler zerinde byk bir sandk, bir sepet, sada bir yaz ekmecesi, blmeli iki kutu, sandn
nnde bir ift yastk. Resmin solunda, O-Shichi yal annesine bakyor, o ise gen Samurayn eline batm kym kart
maa alyor.

B l m II
Bcekleri uyandran yln ilk gkgrlts kz korkutmad nk
sevgilisinin petemal onu koruyordu.
Ayn 15'inde ilkbahar yamuru yayordu; st dallarna taklan damlacklar bir
iplie dizilmi incilere benziyordu. Gece yars, Yanagihara'dan geldiini syleyen biri,
tapnan d kapsn hzla vurdu. Grltden uyanan rahipler, eltik tccar Yazaemon'un uzun bir hastalktan sonra ldn haber vermee gelen biri olduunu ve ce
nazesinin bu gece kaldrlacan anladlar. Bu i rahiplerin grevi olduu iin, barahip
btn rahipleri toplad ve hepsi birer emsiye alarak hemen yola ktlar. Artlarnda sa
dece yetmi yalarnda mutfak ilerine bakan bir kadn, oniki yalarnda bir mez ve
alaca renkli bir kpek braktlar. Ama arkada kalan rzgr sesi de, yln ilk gkgrlts
gibi, bcekleri uyandran ses oldu. Hepsi korkmutu. htiyar kadn, yldrm uzaklatr
mak iin, arta kalan kzarm fasulyeleri kartt. Bunlar, yln ilk setsubun'undan itibaren
kt ruhlar kovmaa yaramt. O-Shichi'nin annesi, yorgann altnda sevgiyle kzna
sarld ve gkgrlts ok iddetli olduunda kulaklarm tkamasn syedi, nk
gen kz, btn kadnlar gibi, son derece korkuyordu. Yine de bu geceki frsatlardan ya
rarlanamazsa Kichisabur ile buluamayacam dnyordu. Bu dnceyle, korkma
m grnerek: "nsanlar gkgrltsnden neden korkar ki? nsan, olsa olsa yaamm
yitirir, ben hi korkmuyorum!" dedi. Hizmetileri bile, bir kadnda ho kamayan bu ya
rarsz cesareti eletirmekten geri kalmad.
Gece ilerlemi, herkes yatmt. Horlama sesleriyle sundurmadan damlayan damla
larn ptrts birbirine karmaktayd. Titrek ay , pancurlarn arasndan szyordu.
Herkes uyuyordu. O-Shichi ite bu srada odadan szld. Titreyerek ve nereye bast
n bilmeyerek, serilip yatm ve derin bir uykuya dalm bir adamn beline bast. O ka
dar korktu ki baylacan sand; gs heyecandan skyor, kan beynine hcum edi
yordu. zr dileyemedii iin, iki elini birletirip bir ey olmamas iin dua etti. Hi ses
kmaynca o kadar ard ki, eilip dikkatle bakt ve yerde yatann, pirincini piiren

132

o g t o ,

B a h a r '95

Be Ak Kadn'ndan

Ume olduunu grd. Devam etmek iin zerinden atlayaca srada, kz eteini eke
rek onu durdurdu. O-Shichi'nin kalbi hzla arpmaa balad. Yoksa kz onu durdur
mak m istiyordu? yle deildi, Ume ona bir kutu kt mendil uzatt. Bu houna gitti
ve kendi kendine: "Bu tela arasnda byle dnce sahibi olmak! Akn ne olduunu
bilen bir kz!" diye sylendi. Sonra, Barahibin odasna doru bakmaa gitti ama gen
adam orada gremeyince zld. Mutfaa dndnde yal kadnn uyanmasna ne
den oldu. O da uykusu arasnda sylendi: "u eytan fareler, bu gece de mi ortalarda?"
Bir eliyle erbette pimi mantarlar sakladn grmek pek hotu! Az sonra o da OShichi'yi grd ve omzuna vurarak fsldad: "Bay Kichisabur'nun yatt oda... dur
bakaym... dur bakaym... mezle paylat u hasrl oda." Beklediinin aksine, ite
aktan anlayan biri daha! O-Shichi: "Bir tapmakta almaktan daha fazlasna layk" di
ye dnd. Yal kadn kan sndndan, mor kanokolu kemerini kartp ona verdi.
Sonra ihtiyarn gsterdii yne gitti. Gecenin sekizinci saati (gecenin ikisi) olmalyd,
nk buhurdanln zili birka saniye almt. mez, dua saati geldii ve buhurdan
l doldurup zilin takl olduu ipi asmak gerektii iin ayaa kalkt. Oradan ayrlmak
ta gecikince, O-Shichi huzursuzlanmaa balad. Bir an nce yataa dnmesini istedi
inden, kadnca bir kurnazlk tasarlad, san ban datp korkutucu bir yz takna
rak adam korkutmak istedi. Ama inanl bir Budac olan mez hi de korkmad; kza
baklarn dikerek, yle dedi: "Byle kuaksz dolamakla hayaszlk ediyorsun. abuk
yok ol! Bu tapmakta nikhsz yaamak istiyorsan, rahiplerin dnmesini bekle." Kz, pla
nnn yrmediini grnce meze: "Seninle yatmaa geldim" dedi. Ama mez gl
d: "Belki de Bay Kishisabur iin geldin. Eer onun iin geldinse, bir arada, srt srta,
ayaklarmz birbirine tersinden deerek yatyoruz. te kant" dedi. Giysisinin pamukla
astarlanm kollarn at, buhur kokusu (beyaz kasmpat) ortala yayld. O-Shichi
kendini tutamad, odaya girmee kalkt. mez barmaa balad: "Hey, Bayan OShichi'nin yaptna baknz!" Kz iyice korktu ve meze: "Ne isterseniz vereceim,
ama ltfen susun" dedi. br de u yant verdi; "Seksen para, Matsubaya'dan oyun
kd, Asakusa mahallesindeki bir pastacdan be tane yone-manju. Dnyada btn is
tediim bundan ibaret. Kz, "Salanmas kolay!" diyerek, btn bunlar ertesi gn ver
mei vaad etti. mez rahatlayp uykuya yatt, arasra: "Gece bitince, hediye alaca
m, hediye alacam." diye sayklayp durdu.
O-Shichi artk istedii gibi hareket edebilirdi. Uyuyan Kishisabur'ya yaklat ve
hibir ey demeden ona iyice yasland. Kishisabur ryasndan uyand ve korkudan tit
reyerek, kollu giysisini bana ekti. Kz ellerini itti ve byle yapmakla salarn bozaca
n syledi. Erkek ok rahatszd: "Sadece onalt yandaym" dedi. Kz: "Ben de onalt
yandaym" diye yantlad. Kichisabur diretti: "Barahipten korkuyorum." Kz: "Ben
de ondan korkuyorum" dedi. Bu ilk aklar, sabrszlktan, ilerleme gsteremiyordu. ki
si de alamaa balad, hibir sonu alamadan... Az sonra, gkgrlts yamurun bit
tiini haber verdi. O-Shichi: "Oh! ok korkuyorum" deyip, Kichisabur'ya sarld. Er
kek onu kendine ekti ve "Elleriniz, ayaklarnz ne kadar souk!" dedi. Kz sitem etti:
"yle mektuplar gnderdiinize gre, benden nefret etmiyordunuz, oysa imdi nemle
ri yok, bedenimi soutan kim byle?" Bunu der demez, erkein boynuna sarld. Az
sonra, tutkularn tatmin etmei baardlar. Daha sonra birbirlerine sarlarak gzyalar
n sildiler. mr boyu birbirlerini seveceklerine and itiler.
afak skerken, Yanaka tapnann an hzla almaa balad; sabah rzgr Fukiage'nin itlembiklerini sarsyordu. rtnn altnda biraz daha kalamadklar, birbirleri
ne doymadan ayrlmak zorunda kaldklar iin ok zldler. Dnya byktr; gnn

o g t o ,

B a h a r '95

133

Ihara Saikaku

gece olduu bir lke yok mudur? Acele istenen ama hemen gereklemeyen dilek, zi- m
hinlerini iyice bulandrd. Anne buraya kageldi. Kz, bara ara srkledi. Bir ya- m
murlu gecede kard kadn bir lokmada yiyen canavar gren "eski zamanlarn ada- m
m" gibi, Kichisabur ok zntlyd.
M
meze gelince, gece yaplan vaadi unutmam ve hediye verilmedii takdirde m
olanlar herkese anlatacan barmaa balamt. Bunun zerine anne geri dnd ve l
kznn vaadine kefil olduunu syledi.
Kz hoppa olan her anne gibi, daha derinini aratrp sormadan, genellemeler ze- ;
rinde durdu. Ama belki O-Shichi'den daha dikkatli davrand ve ertesi gn gen me
ze istediklerini gnderdi.
Gece, O-Shichi (verandann sanda) Kichisabur'nun odasna ynelir (resmin solunda). Giriin nnde ocaa buhur
atan mez, nce O-Shichi'nin niyetine kar kar.
Kichisabur ile olan serveninden sonra, O-Shichi annesiyle birlikte tapnaktan ayrlr. Arka planda "toba" (stoupa) biiminde iki mezar grlyor.

B l m III

i
1
Uyankln srmesi gereken bir dnyada, yolculukta tanan para misali, klcn bir j
sarhoa gstermemek gerekir. Hele de kznn yanna ahlaksz bir mezi koymamal... i
O-Shichi'nin ailesi, tapmaktan ayrldktan sonra kzlarn sk gzaltnda tuttu ve sevgili
si ile temas kurmasn engelledi. Ama bir hizmetinin yardm ile ikisi de mektuplap,
duygularn anlatma frsat bulabildiler.
Gnlerden bir gn, tabashi yaknlarnda bir kyden olduu sanlan ve satc olduunu
syleyen gen bir adam, shoro ve tskushi dolusu bir sepet getirdi. O-Shichi'nin ailesi bunlar
dan satn ald. Mevsim ilkbahard ama kar dinmeden yayordu. Delikanl eve dnemeye
ceinden korkuyordu. Evin efendisi ona acd ve fazla uzatmadan "Girite bir kede yat,
gn aarnca evine dn" dedi. Delikanl sevinerek dulavrat otu ve algam kklerini sard
hasrlan bir kenara brakt. Bambu yapraklarndan rlm apkas yzn rtyordu. s
tne beline dolad bir ul rtmt. Skntl bir gece geirecei anlalyordu. Gece rzg
r yastna fledii, yatt yer nemlenmee baladnda, hayat neredeyse tehlikeye gir
miti. Soluu giderek hafifliyor, gzleri bulanyordu. te o srada O-Shichi'nin sesi duyul
du: "Demin gelen gen kyl pek acnacak durumda, hi olmazsa iecek scak su versin
ler." Ume, pirin piiren hizmeti, bir tasa scak su koydu ve onu uak Kyushichi'ye verdi;
o da delikanlya uzatt. Gen adam teekkr etti. Karanlktan yararlanan Kyushichi deli
kanlnn salarn okad. "Edo'da kalsaydn, gzel bir ocuk diye aranr olurdun. Yazk ki
kalmyorsun!" dedi. Delikanl yantlad: "Ben stnkr yetitirildim. entik tarlalarnda
alyorum. Atlara bakyorum. Odun kesiyorum. Bildiim bundan ibaret." Kyushichi, de
likanlnn ayaklarn tuttuktan sonra yle dedi: "yi ki ayaklarn atlamam. Sana kk
bir pck vereceim," dudaklarn uzatt ama delikanlnn, zntl bir biimde, dilerini
sktn ve aladn grd. Kyushichi niyetinden vazgeti: "Nefesim belki soan ya da
sarmsak kokuyordur." dedi. Daha ileri gitmedi, delikanl bu ie ok sevindi.
Yatma saati gelmiti. Hizmetkrlar derme atma bir merdivenden st kata ktlar.
Iklar ksld. Ev sahibi her yann kilitli olup olmadna bakt, kars da atee dikkat
edilmesini syledi. Ayrca, kzn da gzetmek istediinden, arkada dkkna giden ara
kapy kapatt ve bylece ak geitini tkam oldu.

134

C o g t o , B a h a r '95

Be Ak Kadnndan

Gecenin sekizinci saatini haber veren (gecenin ikisi) an ald srada, n kap vu
ruldu; kadn ve erkek sesleri duyuldu: "Hey teyze hanm, hanmmz kurtuldu; ocuk
erkek olduu iin beyimiz ok mutlu." Btn ev grltyle ayakland. Kar ve koca "Ne
mutluluk" diyerek hemen yola koyuldular; yanlarna deniz yosunu ve reglis kk olma
y ihmal etmediler. Partal ayakkablarn aceleyle ayaklarna geirip acele ile yola koyul
dular. O-Shichi'ye d kapy kapatmasn tembihlediler. O-Shichi bunu yapp eve gire
cei srada, gn batannda gelmi olan gen kyly acyarak hatrlad. Elinde amdan
ile gitmekte olan hizmetiyi alakoyarak delikanlnn yzne bakt. Onun derin bir uyku
ya daldn grnce, daha da acd. Hizmeti: "Brakn uyusun" deyince, duymam gi
bi yapt ve yamna sokuldu. Delikanlnn zerindeki torbackta bulunan kybuky tozu
nun kokusu ister istemez merakn ekti. apkasn kartnca, soylu profilini grd. Y
z sakindi, salar dank deildi. Bir sre bu yze bakp durdu, ayn yata bir bakas
n hatrlatyordu. Elini, kolundan ieriye soktu, iindeki giysi, ak mavi habutae ipeindendi. Tuhaf! Delikanly daha dikkatle inceledi. Kichisabur idi.
Duyulacana hi aldrmadan "N asl oluyor da sizi burada, bu klkta gryo
rum?" diye sordu ve ona sarld. Kichisabur ona dnd ve bir sre konuamad. Son
ra: "Bu kla girdim, nk sizi grmek istiyordum, bir an iin bile olsa... akamdan
beri ektiim aclar anlam oldunuz" dedi. Bandan beri neler olduunu anlattn
da kz elini tuttu ve aclarna son vermek iin eve girmesini rica etti. Ancak delikanl
akamdan beri ylece kaslp kaldndan yerinden kalkamad. O-Shichi ile hizmetisi
ellerini aprazlama birletirdiler ve Kichisabur'yu zerine oturtarak gen kzn yatak
odasna gtrdler. Odaya geldiklerinde, delikanly elden geldiince ovdular, her
trl ilac iirdiler ve glmsemee baladn grnce ok sevindiler. Karlkl pi
rin raks itikten sonra, btn gece birbirlerine kalplerini aacaklar umuduyla sevi
nirken, baba geri dnd ve bu da Kishisabur iin yeni bir talihsizlik oldu. O-Shichi
onu dolaba saklad ve hibir ey olmam gibi babasna: "Bu ilk doum, anne ile bebek
iyi mi?" diye sordu. ok sevinli olan babas: "O benim tek yeenim, onun iin endi
eleniyordum. Neyse, iim rahat etti" diye cevap verdi. Son derece neeli bir ekilde,
bebein giysisine nasl bir dekor yakacan incelemee balad. "Hediye olarak b
tn uurlu eyleri vermemize ne dersiniz? Turna ve kaplumbaa, am ve bambu...
bunlarn resimlerini kumaa basmal ve zerlerine altn veya gm yaprak resimleri
pskrtmeli" dedi. Btn hizmetiler bunun ertesi gn sakin bir kafa ile dnlme
sinin iyi olacan sylediler ama o, bu gibi ilerde ne kadar erken davranlrsa o kadar
iyi olacan syledi. Kznn zntsne karn, kt mendilleri bu dekorlara model
olacak biimde kesmee balad. ini bitirdiinde, onu pohpohlaya pohpohlaya yat
maa gnderebildiler.
ki sevgili sohbet etmek istiyordu. Ama yan odayla aralarnda sadece ince bir blme
olduundan seslerinin duyulmasndan korktular. Onun iin de, n altna kt kalem
koydular ve duygularn birbirlerine yazl olarak ilettiler. Btn geceyi yazmayla ge
irdiler, afakta esiz bir akn itiraflarn bitiremeden birbirlerinden ayrldlar. Bu geici
dnya, ok ackl bir dnya.
Sebze satan bir kyl klna giren ve O-Shichi'nin manav babasna mal satma bahanesiyle gelen Kichisabur, karl bir
gecede dkkna varp sevgilisini grmek istedi. Resmin alt ksmnda sada, kylnn ulu, solda getirdii sebzeler grl
yor. (Dulavratou kk, algam, pancar, bir sepet patates.)
O-Shichi ile gizli grmesinin ertesi gn, kyl klndaki Kichisabur, sevgilisinin babas manavn dkknndan
ayrlr. Sada, pancurun altnda, dlavratotu kk grlyor.

o g t o ,

B a h a r '95

135

hara Saikaku

B l m IV
Bu dnyay terk etmeden kiraz aacnn ieklerine bir kez daha bakyor
Sabahtan akama kadar ac eken ve derdini kimseye aamayan bir kadn kalbi pek
zavalldr. O-Shichi'nin Kichisabur'ya rastlama olana pek kalmamt. Gnlerden bir
gn, tan vakti kan gl bir rzgr O-Shichi'ye, daha nce insanlar tapmaa snma
a zorlayan frtnay anmsatt. Ayn koullar tekrarlandnda Kichisabur'yu grebile
ceini dnd. Bu acnacak zlemi ve bahtsz kaderi, O'nu su ilemee itti. Biraz du
man kargaa yaratt. Ama durum garip grnd, iin asl renilmek istendi, ardndan
O-Shichi kt. Sorguya ekildiinde her eyi itiraf etti. Bunun sonucu zc oldu. Ceza
olarak btn kentte dolatrld. Bir baka gn Kanda'da, Kudzure-bashi kprsnde
dolatrlp tehir edildi. Daha sonraki gnler Shiba'da Yotsuya ve Nihom-bashi'de Asakusa halkna tehir edildi. Orada toplananlar, onu grnce zlmekten kendilerini ala
madlar. Bu konuda, ktln yaplmasna izin verilemez ve Tanr suluyu affedemez
diye dnmek gerekir. Ama bu kz, bilerek su ilediine gre, ne hastayd ne de sara
rp solmutu. Gemite olduu gibi her gn, siyah salarn taratyor ve btn gzellii
meydana kyordu. Onaltnc baharnda bu iein solmasna kimse zlmyordu.
Drdnc ayn banda, guguk kular hznl arklaryla mevsimin bittiine alar
ken, kz da yaklamakta olan sonuna aryorlard. Kalbinde hibir deiiklik olmam
t. "Bu dnyadaki yaam rya ve hayalden ibaret" diyordu ve Buda'nm lemine ula
may dokunakl biimde temenni ediyordu. br dnyaya gidecei iin birisi ona ge
am bir kiraz dal sunmu, o da ona bakarak annda u iiri yaratmt:
Ya no aware
Haru fuko kaze ni
Na wo nokoshi
Okuze zakura no
Ky chirishi mi wa.

Bu dnyada, acma.
lkbahar rzgrnn soluunda,
ge am kiraz iekleri gibi
bir isim brakarak
Dtm o gn.

Bu veda arksn duyunca insanlar daha da zldler ve ona ikence yerine kadar
elik ettiler.
nsan mr snrldr. Onunkisi gibi, bir odun ynn dumannda uuverir, Shinagawa'dan az uzakta, inili bir yolun kenarnda, gn bitimini bildiren ann ald saatte.
Zaten insan kaderi, yaamn duman olarak bitmesini nliyememektedir. Ama O-Shichi,
zellikle acnacak bir sona sahip oldu. Bu, dnd. Ertesi sabah oraya bakanlar ne toz ne
kl grebildiler. Sadece Sudzu-gamori'nin am rzgrlar kalmt. Ama O-Shichi'nin
sonunu renen gezginler, idam yerine uramadan edemiyorlard. teki dnyada sela
met bulmas iin ller Duas'n okuyorlard. Ayrca, O-Shichi'nin o uursuz gnde
giydii izgili Gunnai ipeinden yaplma giysisinin paralarn toplamaa alyorlard.
Bu, ok sonralar bu ac yky hatrlatacak bir yadigr olacaktr.
O-Shichi'yi hi tanmam insanlar, lmnden sonraki her yedinci gnde, mezarna
bir badiane dal koyuyorlard. Ona bu kadar itenlikle bal delikanlnn, O-Shichi'nin so
nunu bilmemesini tuhaf buluyorlard.
Oysa tam o sralarda, Kichisabur, ona olan sevdas yznden hastalanm, kendini
bilmez olmutu ve bu sefil dnyay terk etmek zereydi. yileeceini ummuyorlard,
hezeyan halindeydi. Durumundan endie eden yardmclar yle diyorlard "Gerei

136

C o g t o , B a h a r '95

Be Ak Kadn'ndar

renirse, yayamaz. Azndan kard szlerden lmek istedii anlalyor, frsat kol
luyor sadece. Hayat pek anlalmaz bir ey."
Onun iin de, onu yattrmak iin, "Yaknda buraya gelecek. Onu istediiniz kadar
grebileceksiniz." diyorlard. O zaman rahatlyor, verilen ilac almay kabul ediyor, ve
s.yklarcasna: "Onu ne ok seviyorum! Daha gelmedi m i?" diyordu.
O-Shichi'nin lmnn otuzbeinci gnyd. Kichisabur bilmeden, gizlice cenaze
.iyini yapld. Sonra, tapnaa krkdokuz mochi, Buda'ya sunulmak zere mochi-mori'lerin datld krkdokuzuncu gn geldi. O-Shichi'nin annesiyle babas bu amala tap
naa geldiler ve rahiplerden, kzlarnn sevgilisi ile grtrlmelerini istediler. Rahip
ler, onun ne halde olduunu anlattlar ve ileriye pek ok neden srerek onlar dnce
lerinden vazgeirdiler. O-Shichi'nin nasl ldn, zntsn daha ok arttrmamak
iin, anlatmamalarn, ii oluruna brakmalarn sylediler. Aile, Kichisabur'nun, kzla
rnn lmn renecek olursa yaamak istemeyeceini, O-Shichi'nin onun iin sy
ledii son szleri syleyebilecekleri duruma gelinceye kadar ondan gerei saklamak
gerektiini kabul ettiler. Sonra rahipler onlara, aclarn teselli etmesi iin, mezara konu
lacak bir stoupa dal verdiler. Mezarn suland sunak suyu, gzyalarndan akyordu.
Gzyalar ile slanan ta, leni temsil eder gibiydi. Onlar orada kaldlar, kendilerinden
nce ocuklarnn gitmesinin acsn duyuyorlard. stendii kadar hayat edeb deil
denilsin, ya sz konusu olduunda dnya tersine dnmt.
O-Shichi, sevgilisini dnerek, dalgn dalgn iek am aalara bakyor. (Verandann nnde, sada, bir erik aac,
kzn nnde bir kiraz aac.)

B l m V
Koullan grnce, Kishisaburo aniden rahip oluyor
Elimizden uup giden yazgmz kadar ksa ve belirsiz hibir ey hibir ey yoktur.
lm olsayd, Kishisaburo iin ne znt ne ak kalacakt. O-Shichi ldkten yz gn
sonra, ilk kez yatandan kalkt, bastonuna dayanarak usulca tapnan evresini dola
t. Yeni bir stoupa (mezar) dikkatini ekti, zerindeki yazy okuyunca ok ard. "te
bunu bilmiyordum ama insanlar buna inanmayacaklar ve korktuum iin onu iz
lemediimi syleyeceklerdir." Bunu syler sylemez kemerinde sarkan klcna uzand.
Rahipler onu durdurmak iin zerine atldlar ve bir ok ey syleyerek vazgeirdiler.
Ona dediler ki: "Eer yaamnza mutlaka son vermek gerektiini dnyorsanz,
uzun yllar iyiliinizden baka bir ey istememi insanlardan izin istemeniz ve ayrca
Barahipten zr dilemeniz gerek. Aksi halde bamz derde girer nk size bir aabey
gibi bal ve sizi buraya brakm kiiye kar sorumlu oluruz. Bu durumu dikkate alnz
ve ayrca kt bir nam edinmeyiniz."
Bu szlerin ok mantkl olduklarn anlayan Kishisaburo intihar etmekten vazgeti
ama yine de bu dnyada uzun yaamak isteine sahip olmad. Daha sonra, niyetini Ba
rahibe anlattlar. Barahip ok at. Kichisabur'ya "Sizi seven birinin ricas zerine sizi
burada tutuyorum. Bu kii imdi Matsumae'de ve bu sonbahar buraya mutlaka gelecei
haberini gnderdi. Bu ara size bir ey olacak olursa, ba ilk derde giren ben olurum. Ar
kadanz dndkten sonra kendiniz hakknda karar veriniz" dedi. Byle paylandktan

C o g t o , B a h a r '95

137

Ihara Saikaku

sonra Kichisabur, Barahibin kendisine gsterdii iyilikleri anmsayarak, emirlerine'


kar gelmeyeceine sz verdi. Ama Barahip yine de endieliydi: Kichisabur'nun |
btn keskin aletlerine el koydu ve onu gzetmesi iin bir ok koruyucuyu grevlendir- i
di. Kichisabur'ya odasna ekilmekten baka bir ey kalmad. O zaman: "Bakalarnn
ayplad kii olmaktan utanyorum. Bir mez olacakken (ki kadnlarla iliki kurmas
yasaktr) tesadfn karma kartt bir kz ldrc bir akla sevmekle kalmadm ay
rca kzn ldn haber aldm. Ne ac! Ecinselleri koruyan tanrlar ve Buda'lar, beni
terkettiler. Heyecandan alyordu. "stelik aabey dndnde ne olacak? Yzne
nasl bakacam? En yakn zamanda lebilsem! Ama dilimi srmak ya da kendimi as
mak erkeke deil; hakkmda kt dnlr. Ltfen bana bir kl verin. Yaayp da ne
olacak?"
Onu dinleyenler, zlp gzya dktler. O-Shichi'nin ailesi bu olaylar duydu,
tapmaa gelerek Kishisabur'ya unlar sylediler: "Acnz ok iyi anlyoruz. Ama OShichi son annda unlar syledi: Eer Bay Kichisabur beni itenlikle seviyorsa, ac dolu bu
dnyay terk edip, hangi mezhepten olursa olsun, rahiplii sesin. Bu kadar ac biimde mr
biten kiinin gelecekteki selameti iin dua ederse, iyiliini asla unutmam. Evlilik ba, ikinci bir
hayat iin de geerlidir, yok olmaz!"
Daha sonra, anne ve baba onu niyetinden vazgeirmek iin ellerinden geleni yap
tlar. Ama Kichisabur hibir ey dinlemek istemiyordu ve dilini dileriyle kesmee
karar verdiinden, O-Shichi'nin annesi yanna yaklat ve bir sre kulana bir eyler
fsldad. Ona ne sylediini kimse bilmedi. Ama O, bayla onaylad. "Bu takdirde..."
dedi ve giriimde bulunmaktan vazgeti.
Daha sonra daha yal olan arkada Edo'ya geldi ve Kichisabur'yu ikna etmek iin
en gl savlar ileri srdkten sonra, Kichisabur rahip oldu.
Bandaki salar kestiklerinde, salarn daldklarn gren rahipler o derece zl
dler ki, usturay ellerinden braktlar. Ani bir rzgrla am ieklerin dkldkleri
duygusuna kapldlar. Kichisabur yaamaa devam etti, ama onun yaamm, O-Shichi'nin son an ile kyaslayanlar, Kichisabur'yu ok daha acmacak durumda buldular.
Gemite ve imdi, grlmemi gzellikteki bu gen rahibin yazgsna acmayan yoktu.
Aslnda imann itenlii, din adamlarnn davranlarnda ve din aklarndan an
lalr. Kichisabur'nun arkada, memleketi Matsumae'ye dndkten sonra, siyah rahip
cppesini benimsedi.
Grdnz gibi, bu aklar, deiik aklard. ykleri ackldr, eyalar kadar
sresizdirler. Bunlar d ve hayaldirler.
O-Shichi'nin akna kaplm olmaktan pimanlk duyan Kichisabur, kam n demek iin klcna davranr ama onu
gzeten tapnak rahiplerince engellenir.

Franszca'dan eviren: Esin Talu elikkan

138

o g t o ,

B a h a r '95

YOSMANIN E l KTABI0
Ksemendra

M A M A N IN G R E V
dnyay, gkyz, yeryz ve cehennemi yenmi olan, gl soluu ile iekleri
dken Arzu tanrs Kama, selam sana!
Korkun aznn boluunda hereyin hite kaybolduu yaman Kali, sana da selam!
l dnyamz, frtnal denizde babo kk bir sazan bal gibi, belirsiz bir akise
benziyor. Bu yoldan ylesine korkutucu bir sreyi yuttu ki, eskiler bile tahmin edemedi.
Bir bedene sahip olma sknts eken varlklar iin Kali'nin umursamaz ve gl zen
ginlii aldatmacayd.
Satlk gzellerin kullanm iin, elden ele geen ve gizli ilerinde byl bir klavuz
ilevi grecek olan Cokularn El Kitab, Ksemendra tarafndan yaratld.
Ak tanrsnn ehvetli saray, elencelerin ve oyunlarn talihli beldesi, dii cinsini
ynlendiren ehvet dalgalarnn merkezi, nefis bir kent vardr Kemir'de: Pravarapura.
Yeryznn en nl mcevheri, mutluluk ve gzellik tanrasnn buluma ve Ak tan
rsnn snma yeri olan Pravarapura!
te orada, ay ndan daha parlak, sevimli bir kz yaar: Kalavati. Orada arzunun
kibirli tanrs btn kstahl ile boy gsterir. Orada sokak kz yosma, olaanst bir
ekicilikle akn boyunduruunu kabul ettirir.
Yosmal, sert memesinden, parlak gizemli gzlerinden bellidir. Gnn birinde, sa
raynn kafesi arkasndan, yosmalarn guru'sunu klarn koruyucu tanrsn, sokak ber
berini grr. Yz korkun bir sakaln iinden km gibidir. Gz, cam andracak ka
dar donuktur. lkbahar kurbaacklar ile imi kedi kadar tombuldur; peremli iri aln,
(*) Ksemendra, "Le Brviaire de la Courtisane", Le Livre d'Amour de 'Orient, Bibliothque des Curieux, 1920, Paris, s. 31-56.

o g t o ,

B a h a r '95

139

Ksemendra

parlatlm bakr bir kazan ya da daha iyisi kn okad ehvet kupas gibi parlaktr.
Pencerelerden tembul paracklarnn tkrlmesi korkusu ile, burnu havada, ilerle
mektedir. Yosma gzucu ile ona iaret eder. Adam, konumak iin yukar kar.
Karlatklarnda, dilberin kaygl gzlerini yere diktiini grnce, nceden reve
ransn yapmay ihmal etmeksizin, st rtl bir alayn sezinlendii bir sesle sorar:
"Derin dnceli yzn eline dayamsn, sann lleleri zlm sarkyor, bakn
da yalarn prlts kalmam, dudaklarn iini ekmekten bzlm, kln kocas ol
mayan kadnlarnki gibi, bu kadar ani ve bu kadar toptan bir deiiklie nasl ura
dn?
Syle, ey gzel kalal kadn, Ak kral Kama'y ycelten belin niin artk zevk ha
bercisi deil? Ey batan kartc, ylan gibi kvrml bedenli kadn, parlak cildin eskisi gi
bi kfuri kokmuyor? Edindiin kazanlardan asla memnun kalmayan, gz gelecek ta
mahkrlna taklm olan kadn, yoksa zenle baktn herifin tekinin kt niyetle ge
mi hizmetlerini vmesinin etkisinde mi kaldn?
Ya da, bir eceye yakr, ei bulunmaz taklarn kibirlenerek gsterdin de, o geveze
de kent valisinin nnde, bunlar bir yankesiciden edindiini mi syledi?
Sana olan ball yznden seninle cmert olmakla vnen zenginin biri, arkada
larnn verdii tle seni terkedip ona aladn hastala kzarak, bile bile evlendi mi?
Yoksa ey rkek kz, sana bir defasnda kt bir tak verip peini brakmayan ve her
kesin zevkle tatt kayna kskanlkla tutan, kt bir byc gibi evrendeki aklar
karan herifin birine mi kapldn?
Btn servetini yedii iin kmsediini dolayl olarak sakladn pheli bir talih
datcs, yoksa isteklerine boyun ediren byl tozu gelip salarna m fledi?
Yreinde nefret beslediin adam, bir dizi hileyle saflndan yararland iin
onunla bartn m? Sonunda, mutluluun peinden koarken sadece acy m tattn?
Ak yznden elinde oyuncak olan o tccar, gen sevgilinden, altn olsun kuam
olsun bir ey szdramyacama, ihtiyarn da artk ii bitmi olduuna gre, her bakm
dan baarsz bir i olan ve bir saman alevi gibi snvermek iin tutuan bir zaaf uruna
m terkettin?
Btn gc senin bynle yok olan ve ayana hazineler seren, sende evrenin gizini
gren bu adam, bynden kurtulur kurtulmaz, arkadann da itmesiyle, bir bakasna
m gitti?
Yoksa yozlamann eiine mi geldin? O dokunulmaz hzinelerden yoksun mu kal
dn? Gcn m yitirdin? Yaamaktan vaz m getin? Yreindeki sevin mi snd?
Ruhsal tefekkre daldn da, zevkin tadn almaz m oldun? Gzlerin yaama m kapan
d?
Haydi gzelim, tm dnyay dize getiren aldatc ustalna an olsun! Bu ustalktr
ki, kollarndan ayrlp tek bana sokakta kalan a snrsz ykma uratr. Gzel yzl
kz, senden yaylan neenin arkadalarn byledii ekiciliine an olsun!"
Bunlar ve daha nicelerini syledikten sonra, karsndakinin duyduu mutluluun
uup gidecei rkntsnn kendisinde yaratt heyecan iinde, srann kendisine gel
mesini bekler. Kz, iyi ve kt gn dostuna unlar syler:

Yreimi dalayan, karsnda, her gn le gnei altnda solan iek gibi erid
im acy bil!
Dostum, bil ki, akll ve becerikli bir kadn, mterilerinin etkisinde kalmaz. Parasna
canavarlar gibi sahip, akll ve becerikli bykannem Madam Colde-chameau, mteri
lerini duraksamadan ldrmee hazr o alak doktor tarafndan katledildi. Hastalarnn

140

C o g t o , B a h a r '95

Yosmann El Kitab

kasalarna gz diken, yal bir katil olduu halde iyi bir gen roln oynayan o kt
tarafndan.
Ad Morbicole olan bu doktor, bana bir eit sar tohum verdi. Dayanlmaz bir istek
duyan Madam Col-de-Chameau, bu havuumsu eyin te birini iti. Ama bu yaldzl
bitki, yalandan, dolandan irenirmi. Madam Col de chameau ok hastaland ve yery
znde altna doymu olduu halde, yaldzl bir tohuma kurban gitti. Son anlarnda top
rak gzne altn renginde grnd ve yal kadn bana seslenmeyi srdrd: "Sen de i
km; sen de i!"
O ldkten sonra, evim sahipsiz kald. Curcunaya dnt. Her bir k, aklna ne
eserse onu yapyor, her eyi kendinden yana yontuyor. Gl senyr, buraya admn
atmaz oldu, zengin adam beni grmee frsat bulmaz oldu. Bo bir kulbenin serseri ya
tana dnmesi gibi, ben de bu adamlarn seline kapldm. Randevular iin artk kente
gitmek zorunda kalyorum. Bu kargaadan bktm. klarma da, bana aldrmayanlara
da aym davrannca bakalarnn eline nasl bakabilirim?
Dncelerini anlatrken, gzleri doldu. Adam onu sessizce dinlemiti. Onu biraz
sakinletirdikten sonra, iini ekti ve unlar syledi:

Hanm, a gzllnle, dncesizliinle, o pis kz avcsn, o lanet doktoru evi


ne sokan sensin. Fahielere yarayan bir ila, sayg deer anneni ldrd. O doktorun,
"mamalarn lm" olduunu nasl bilmezsin? Hasta avna ktnda, yosmalarn asa
laklar ve uaklar, yerlere kadar eilip, yle derler: "Adalet kral, mr biici, lm
tanrs selam sana! Mamalarn korkulu ryas! piyle hepsini ldrr!"
Artk acndan syrl, kafan erkeke ilet, evinin bana akl para ilerine eren yeni bir
"ana" oturt. Bekilik edecek, klar bir kaplan gibi gzetleyecek, ne yediklerini bilecek,
itiklerini hesap edecek bir mama olmayan yerde, o heriflerin hepsi kurt kesilirler. Bir
kzn "anas" olmazsa, oradan oraya amasz, plansz srklenir durur ve sabahtan ak
ama dur dinlen bilmez. "Ana"nm olmad bir yosma evinde, kt herifler, kn kedi
nin ocak bana kmesi gibi, oraya rekleniverirler. "Ana"nn olmad bir evde doyu
ma ulam sevgililer, i hesab demee geldiinde, yan izip umursamazcasna slk
almaa balarlar.
Dikensiz bahe, mamasz fahie, vezirsiz saltanat, dalkavuklara ve uaklara yarar.
Mavi gzl kz, artk imdi para toplama sras. Mutluluu ve zenginlii elde etmek iin
belinin inceliinden yararlan!
Kanatlar sr'atli yllar, ah o hnzrlar, bir daha dnmemecesine uuup giderler.
Vaktin ksalndan, ekiciliin dorukta iken yararlan. lk genliin ve ieklerin parlts
bir rya gibi uup gider. Bu yzden henz vakit varken, yaldzl baheden iek topla
mak iin yalanlar kvrabilecek bir baka "ana"nm yardmn salamaya bak.
Gzel kal kz, serpiliinin afanda, baar kazanacan sava alan burasdr. O
lanlarn meslek, kzlarn servet sahibi olduklar yan ilkbaharndasn.
Yetitiinden beri hep gelien sarman aaca dolanmas gibi, gzellere aslan d
ncesiz sefa dknleri iin dayanlmaz bir gcn tlsm olan kadnn, hesap bilirlii
ile kazlar elinde tutmasn bilen kadnn yksn dinle. Onun yksn sadece dinle
mekle, mesleinde paha biilmez kazanlar salayacaksn. Yararlanmasn bilirsen o k
k elinde dnyay tuttun demektir.

C o g t o , B a h a r '95

141

Ksemendra

B l m II
A n a s in in G z Y o sm a
Bunun zerine Kanka, birinci snf bir muhabbet tellalnn yksn anlatmaya, Kalavati de bu yknn layk olduu ilgiyle onu dinlemeye balar:
"Parihasapara'da bir vakitler, ad Bhumika olan bir han ileticisi vard. Birgn, ad
Arghaghaghatika olan bir kz kageldi. rice, gzel yzl kz, evredeki efendiler en
liklerine davet ederek onurlandryor, kz da onlar, kutsal vazolarn alarak dllendi
riyordu. Daha alt yanda olmasna karn, enesi gl kz, para canls anas pazarda
satla kard.
Deniz kabuklaryla bezenmi inci kolyesi, yapma gsckleri ile pcklere, oka
malara aldrmakszn bir sevgili tavlamann yollarn arad. Pazara safran almaya gelen
Parnaka adl gen bir tccar, oradan geiyordu. Yakkl, endaml ve paral bir genti.
Kz, ka gz iaretiyle ilgisini ekmesini becerdi. Erkek, zalim bir drtnn hevesi kz
da bu hevesin merak iinde olduklarndan, pazarlk abuk sonuland, akama bulu
ma ayarland.
Gece erkek arabn itii srada, kz da boynuna sarlp usulca kpelerini ald. Par
maklarndan halkalar, yzkleri ekti, ceplerini boaltt sonra bir hrsz yakalamcasna, vargcyle: "mdat! mdat!" diye barmaya balad. Kendine gelen tccar, bir reza
letten korktuu iin, paltosunu bana ekti ve kamaktan baka are bulamad.
Adm deitiren kz, deerli mcevherler, nefis giysiler ve genliinin verdii zen
ginlik ile Cankarapara'ya yerleti. yi bir haslat yapmaktan baka tasas olmadndan,
kentin apknlarn, gece gndz soluk almadan, yolup durdu. Girip kan, kapsnda
bekleyen k says, sokaklardaki kpek says kadar oktu.
emede, parkta, aevinde, iekide, her yerde hi durmadan sabahtan akama, ak
amdan sabaha durup dinlenmeksizin mterinin emrindeydi. Gece balarken, sarho
un tekini uslu bir ocuk gibi yatana yatrdktan sonra, bir bakasna geiyor, bu da
yorgunluktan derin bir uykuya daldnda ncsn alyordu. Gece biterken, bir k
k kr edinmeyi ihmal etmiyor, hasta bir arkadan grme bahanesiyle, gecikmi bir
ann gnln almann yolunu buluyordu. hmal ettii klar srarc olduklarnda,
sevgililerinin gizli dairelerine saklanmak zorunda kalyordu.
te bylece tapmak bekisi kr bir k, geceleri ona kutsal yerin kaplarn ama ih
tiyatszlnda bulundu. Onun horladn duyan kz, tanrya adanm btn kutsal m
cevherleri cebine indirip kirii krverdi. Bu servenden sonra yeniden adn ve oturdu
u yeri deitirmek zorunda kald. Kendine Nagarika dedirtti ve Paratapapura'da otu
ran bir iftlik aasnn metresi oldu.
Bu sakin, lks ve bolluk iindeki yaam, imanlamasna yol at. Bhimasena Hidimba'y nasl seviyorsa, sevgilisi de onu yle seviyordu.
Adamn servetini ynetmek iin dizginleri ele alnca, ondan bir an nce kurtulmak
iin lmn temenni eder oldu. Kendisine iyice tutulmu olan adamn ailesi ile arasn
amay baard. Gnn birinde onu, babasnn topraklarnda l buldular. Eve iyice yer
lemi kza gelince, sevgilisinin babas Crishima'nn metresi oldu. Adamn baka ocuu
olmad iin, iyi bir yemdi.
Genliinin utuunu hissettii ve dier kadnlar glgede brakmak istedii iin,
byl otlarla yal sevgilisine egemen olmak istedi. stelik, balk suyu, sulu tereya,
st, soan, sarmsak ve cinsel gc artrc dier maddelerle ihtiyarda genlik ateini
uyandrmaya kalkt.

142

o g t o ,

B a h a r '95

Yosmann El Kitab

Ancak, adam kraln fkesinden korkarak bir haner darbesiyle tanr Civa'nn diyar
na gidince, kz da ne kadar paras ve eyas varsa, hepsini alp bir baka kente tand.
Orada, incecik ve bedenine tam oturmu beyaz matem kl, dnceli tavrlar, hoa
giden hznl haliyle beeni yaratt ve Mrigavati adl bir dul rolne girdi. steklerini
red ettii oranda, erkekler onu daha ok istiyorlard.
O andan itibaren, byk bir sebatla, dzenli olarak tanr Kali'ye grevlerini yerine
getirmek zere nehir kysna gidiyor ve her seferinde susam, koku ve lmotu ile bor
cunu dyordu. te orada, balknn balk yakalamas gibi, Bahhurasara adl zengin bir
valye yakalad.
Bakasnn kalbini almada usta olduu iin, valyenin evinde de; dierlerindeki
kadar kolaylkla dizginleri ele ald. Az zamanda ne kadar gelir, ne kadar gider varsa
hepsinin mutlak hakimi haline geldi. Muazzam bir servet sahibi olan bu valye, bir ay
iinde lmek nezaketini gsterdi, bu ite kzn hibir katks yok denemezdi. Kz byk
bir acya brnerek, valyeyi mezarnda izlemek istedi. Sinsi bir niyeti olduu iin bu
isteinde giderek srarc oldu ama, adamn ailesi kar koymak zorunda kald. Bunun
zerine, soylu bir ruha sahip bir kadn gibi, kararl bir biimde unlar syledi: "Yksek
bir ailede dul kalmak sknts, bir kadnn onuruna yaplabilecek saldrlar, btn bu
eziyetler bir odun ateinde bitmi olacak!" lm karsnda, tatanmcasna, srarc, ka
ytsz ve kararl bir biimde konutu. Ama bylesi bir serv ete konmann saklamakta zor
luk ektii sevinci, gerek duygularn aa vuruyordu. Krallk kararyla servet tama
men kendisine kalnca, Kraln adamlarnn kendisinin lm tasarsndan vazgeirmeleri
ne raz oldu ve kendini elenceye, kumara, enliklere kaptrd. te bu srada Saray k
tiplerinden birini kendisine balad ve ykm ve lm samak zere, hayatta kalmaya
devam etti.
Yeni na slk gibi yapan kadn, adam fettanlklar ile kendisine balad. K
tip, gndzlerini efendisini soymakla, gecelerini de Kumbhakarna gibi yiyip itikten
sonra, uykuya dalmakla geiriyordu. Kadn her sabah, usta bir natr gibi adam ykayp
bakyor, riyakrca bir sayg ve ballk gsteriyordu. Adamsa, ikiyle alevlenen kann
suda sndrmeye alyordu.
Kadn artk yaland ve ocuu olmad, ktibin de bir baka kadndan olan o
cuklar byd iin, adam iyice smrmeyi grev edindi ve her eyi paraya evire
rek gizliden gizliye servet toplad. Sonunda oullar isyan etti: aletleri ve dier eyalar
evden yok oluyordu. Yamay durdurmak iin her eye el koydular. Kadn da ii mah
kemeye gtrmede ve hukukulardan birine cilve yapmada gecikmedi. Hukukunun
sayesinde, i lehine sonuland, anlamazlk konusu mal mlk onda kald. Evi abucak
paraya evirdi, btn paray ald ve oullarn hmndan korkarak, bir sr kla gire
rek Sathas manastrlarndan birine snd.
Beyaz salarm siyaha boyayarak, yzne farlar, merhemler srerek tenine yapay bir
tazelik kazandrp kendisine, henz ie yeni balam bir yosma ss vererek oraya yer
leti. Kendisini ticaret hayatnda drst biri diye tantt ve bu yoldan, vcudundan elde
ettiinden daha ok kazan salamay baard. Mteriler, anlattklarnn yanl ya da
doru olduklarna aldrmyor, uydurduklarnn, anlattklarnn keyfine varyorlard. O
da, klarla ak iksiri ie ie ypranm olan dudaklar ve ellerle, ba dndrd gnle
rin keyfini yeniden yaamaya balad. Ne var ki, yankesicilerden alnm eya kabul et
tii iin, uyank uaklar tarafndan yakalanverdi ve inkrcla saptndan, hapisin yo
lunu boylad.
Hapishanede, Bhujanga adndaki gardiyan ile birlikte oldu ve srekli olarak balkla

C o g t o , B a h a r '95

143

Ksemendra

n, rekleri, ballar alarak mutlu bir hayat srmeye balad. Adamla pt bir sra
da, gardiyann sarholuundan yararlanarak, zgrlne kavumak amacyla adamn
dilini kopartmaktan ekinmedi. Adam bayld iin -kald ki baylmasa da barmas
olanakszd- onu kadn klna soktu, kendisi de onun giysileriyle kamay baard. z
grlne kavuunca, gece Vijayevara'ya ulat ve adnn Anupama, kendisinin de
zengin bir tccarn kz olduunu syledi.
Orada, Bhogamitra'nm ak sayesinde, genliindeki olaanst gzelliinden arta
kalan deerlendirmesini bildi. zenle gslerini dikletirip, kafasna ak krmz
uzun bir peruk geirdi, gzlerine abartya kamadan srme srd, yzn burnunun
altna kadar ak bir peeyle rtt ve yine de "Buradaki bu peri de kim?" diye soran saf
lar bylemeye devam etti.
Onlardan biri, onu tek bir kez plak grd iin delice bir istee kapld ama soka
n kesini dnmeye asla cesaret edemedi.
Souk mevsimde buzlu bir geit gibi, gn ortasnda yanan bir sra lamba gibi, sol
mu ieklerden bir elenk gibi, yal bir yosma da ne bir ie ne bir kimseye yarar. Hibir
mteri yemi yutmaynca, o da geceliine ucuz tarife kullanarak, yakalad yabanclar
la yetindi.
Tvbe edip Cikha adn ald ve o da tvbekr Bhadravasoma adnda biriyle yaama
ya balad. Adam, dilencilikten kazandn onunla paylayordu.
Gzlerini ve baklarn canlandran srmesi, boynundaki kristalden gll kolyesi,
bedenine oturmu korsesinden frlayan gsleri ile dilenmeye gittiinde, mihrab hl
yerindeydi ve avanaklarda arzu uyandrabiliyordu. Ama ktlk balam ve dilenerek
geinmek zorlamt. Bunun zerine, bir gece, tvbekr dilenciden, kutsal resimlerdeki
taklar alp ortadan kayboldu.
Tanr tanmazl snrsz olan bu kadn, Krytiacrama'daki Buda tapnana snd.
Vajraghata adyla rahibe oldu ve tefekkre dald. Avucundaki sadaka anana atlan
paray hayr ilerine verdi.
Dzenbaz kadn, geleceklerini renmek merakyla karsna gelen hanmlara, kt
lk, hile ve kokumuluk habercilii yapyordu. Hafifmerep kzlar iin her zaman ak
byleri, tccarlar iin para ekecei tlsmlar, toy ahmaklar iin sihirler tadndan, az
zamanda tannr ve aranr oldu.
Ancak bir Buda rahibinin klesiyle yatp gebe kalnca, bedensel engeli yznden ii
ni yrtemez oldu. Sadaka ile yaamas yasakt; koca karnn oradan oraya tayp duru
yordu. Dourur dourmaz ocuu terk edip, alelacele kente dnd.
Kafasna bir peruk takt ve ilikileri sayesinde, Bakan Mitrasena'nn bir olu oldu
unda, stnine olarak yanma girmeyi baard. Burada, Ardhacskira adn ald ve rahat
durdu. Taburesinin zerinde, bebek kollarnda, btn evi bir lokma gibi yutmann are
lerini dnp durdu. St bozulmasn diye iyi besleniyor, bolluk iinde yzyordu.
Boynunda mercan bir gerdanlk, kulaklarnda gm kpeler, kollarnda ar bilezikler,
kalalarnn zerinden ayak bileklerine kadar inen yn eteklik ile iman stnine eski
gnlerine kavumu gibiydi. Ancak, elinden geldiince bakt halde, sefih yaamnn
sonular bebekte grld, atelendi. Doktor stnineyi perhize soktu ve kadnn bundan
sonraki keyfi, balk orbasyla snrl kald. Doktor: "yi su iin. Ar ve ate yapc yiye
cekler yemeyin. Bir iki gn yalnz ot suyu iin. Bu ocuk yaamal ve onuruna verilecek
nice davete katlma onurunu siz de paylamalsnz" dedi. Doktor byle demiti ama,
kadnn onu dinledii yoktu.
ocuun iyilemediini grnce, ona hibir sevgi duymadndan, bir gece yars

144

C o g t o , B a h a r '95

Yosmann El Kitab

kat, kaarken de bebein taklarn gtrmeyi unutmad. Sonra bilinmez bir lkede
tekrar isim deitirerek kei yetitiriciliine svand. Ne var ki, her eyi yok eden bir fr
tna, hayvandan ibaret servetini yok etti. Srsnden de, zavall bedeninden de geriye
enkaz kalmt. Bunun zerine obann dn verdii yn paltoyu Avanta kentine gidip
satt, parasyla rekler ald ve Tara adn alarak burada satcla balad.
Tanrlara balanan rekleri alp tekrar frna sokarak, sokaklarda satyordu. Pirin
ticaretinde, kadnlarn yksek faizle verdikleri paray kullanyordu. Kadnlar, kr ede
cekleri iin sevinip dururlarken, sonunda anaparalarnn da peinden komak zorunda
kaldlar.
Panjika adyla kumarhanelerin evresinde dolanyor ve hileli zarlarla sahte filer sa
tyordu.
Mukulika adyla, tanrlara adanmak zere iek satyor ama tapnak bekilerinin bu
i iin verdikleri sermayeyi yedii iin, mal da paray da teslim etmeden yok oluveri
yordu.
Hima adyla, ky enliklerinde souk su satyor, sonra sirk danszlerinin bilezikleri
ni alp tyyordu.
Varna adyla yldz falna bakyor, kt byleri kovuyor, alt belaya engel oluyor ve
patanlk yaparak sahte ilikilerle insanlar szde birletirip, szde ayryordu.
Bhavasiddhi adyla engileri gzetmekle ykml olarak, tapmakta genelev ileti
yordu. "Kutsalla ba yapmay unutmaynz" demeyi de ihmal etmiyordu.
Sonra, deli numaras yaparak rlplak dolayor ve Kumbhadevi adyla n salp
tm nlerinin keyfini kartyordu.
Bakan Kuladara onu grmek istemiti, by merakls olduundan ona ok sayg
gsterip sylediklerini ciddiye ald. Ama kadn kutsal vazolara -k i bunlar gmtendiel atp ortadan yok oluverdi.
Dlgerler bayramnda, Kola adyla ortaya kt ve bir dkkn ap gn sreyle
sarho edici ikiler satt. ilekelerden biri bir gece szmken, anlarndan yedisini al
verdi.
Sarho olup kendinden geen gezginlerin neleri var neleri yoksa alp Curapura'ya
kadar kat. Orada bir hamalla eklen evlendi ama adam yorgunluktan bitkin dp uy
kuya daldka, gecelerini bakalaryla geirmek iin kayordu.
Dalarda, dik, kaygan, nemli, karl patikalardan getikten sonra, akam Pancaladhara'ya vard ve orada Bamba adyla saygdeer bir hanmefendi rolne brnd. K or
tasnda, yz giysilerine gmlm, souktan buz tutmu durumda, srtnda yerlere
kadar inen kaim bir rtyle zavall bir ihtiyar andryordu artk.
Sonra, gezgin bir ihtiyar olarak ad Satyavati olan bir brahman rolnde, denizin bir
kemer gibi skt ve adalarn birer mcevher gibi parlad yerleri dolamaya balad.
Burada, Yoga'nn szlerini bildii, baka yerde ilekelik yapt ve oru tuttuu, bir
baka yerde de en nl kutsal nehirlere dalmak zere bir hac seferine ktn iddia etti
i iin kendini ok saygdeer bir insan olarak kabul ettirdi.
Gelecei tahmin etmek iin gnein ve ayn durumunu, rzgrn ynn, yldz pat
lamalarndaki deikenlii saptamakla, kral saraylarnda avanaklarn gvenini kazan
yor ve byk krlar salyordu.
"Dman ordusunu hareketsiz klacam!" Bu szlerle altna konuyor, savan ilk
gnlerine bakanlk ediyor sonra karanlktan yararlanarak gecenin koyuluunda ve sis
te ortadan kayboluyordu.
Kedera'ya hac ziyaretinden, Goya'da adad kurbanlardan, Gange nehrinde ykan

o g t o ,

B a h a r '95

145

Ksemendra

masndan ve daha bir ok hayr iinden vnp bunlardan semere elde ettiini gryor,
iyi kalplilerin parasn szdrmay biliyordu.
Diyordu ki: "zerimden bin yl geti. Simyann en derin srlarn bilirim. Tm son
suzluklar ve karmaklklar ile byl szlere vkfm. lemde istenebilecek ne var
sa, hepsinin zn elimde tutuyorum." Bu vnmelerle ky aalarn, ayaklarn yala
yan kpek durumuna sokuyor, kendisi de olaanst bir kadn olmann kibiri uruna,
gerekten sayg deer olanlar sfra indirgiyordu.
En uzak kylara kadar btn dnyay dolatktan, ak oyunlarnda ender bir kltr
edindikten sonra, lkesine, ypranm bedeninden baka bir serveti olmadan dnd. Ne
denli dm olursa olsun, kim, z bedeni gibi olan vatanndan vazgeebilir?
"stedii kadar km, istedii kadar bozulmu olsun, yalanlarna, palavralarna
ramen onu, alnndaki benden tandm.
Eer bu kadn, savurganln hkm srd bu evde, kasann bandaki canavar
olmay ve sana "ana"lk etmeyi kabul ederse, bil ki gzel kz, byle bir muhabbet tellal
ile ak dnyasnn tm zenginlikleri avucunun iinde olur.
Onun iin de, meslein btn srlarn, btn inceliklerini, btn dzenbazlklarn
bilen bu kadn, muazzam bir servetin kaplarm sana amak zere, gidip bulacam.
Ama daha ok konuup, neden vakit yitirmeli? Bu dnyay zeksyla yenecek tek kii
odur. Baka zm yolu yok!"
t berber byle konutu sonra hzla kp gitti.
eviren: E.T..

146

o g t o ,

B a h a r '95

A k

ve

Sa v a C)

Deni de Rougemont

. B m l e r n K o u t l u u
stekten tutkuyla lme, bat romantizminin izledii yol budur; hepimiz de simge
lerini "courtois"m gizeminin yaratt bir treler ve grenekler btnne -hi kukusuz
bilincinde olmadan- bal olduumuz lde girmiizdir bu yola. Tutku demek de ac
ekme demektir.
Bizim ak anlaymz, bylece, kadn anlaymz da kapsam iine alarak, bat bi
lincinin en gizli yerinde, gizliden gizliye sava eilimini destekleyen ya da yasallatran
verimli ac kavramna balanr.
Belirli bir kadn dncesiyle ayn ynde bir sava dncesi arasndaki bu benzer
siz bant, Bat'da, aktre, eitim, politika asndan derin sonular getirir. Tm ynleri
ni zmlemek iin koca bir kitap fazla gelmez. Bu kitabn yazlmasn dilemeli, ama
iin byk gln de gizlememeli. yle ya, bu ii sonulandrmak iin, nceki say
falarda abucak gzden geirdiimiz gereci iyice tanmak, salam bir askerlik bilgisi bu
lunmak, son olarak cinsel igdyle bants iinde "sava igds" sorunu stne on
dokuzuncu yzyldan beri yaplm ruhbilimsel aratrmalarn tmn bilmek gerekir.
Bunlarn yokluunda, ben birtakm sorunlar ortaya atmakla, zellikle de bunlar syle
nin mantna yerletirmekle yetineceim, gerek konum bu.
Ayrca, bu alanda, biimlerin incelenmesinin nedenlerin aratrlmasndan daha az
aydnlatc olmad, kesinlikle de daha az yanltc olduu dnlebilir. rnein sava
igdsyle cinselliin temelli birbirine bal olduunu saptamak iin Freud'un kuram(*) Deni de Rougemont, LAmour et l'Occident, Librairie Plon, Paris, 1939, s. 227-256.
1) Ortaada sevgiliyi kutsallatran ve soylu evreye zg ak anlay. (eviren)
2) Freud'un yaptlar ve Pierre Bovet'nin L'Instinct combatif ini okurken grmnzdr.

o g t o ,

B a h a r '95

147

Denis de Rougemont

larma bavurmak zorunlu deildir: dilin allm betileri bunu daha byk bir kesinlik
le gsterir. Bu nedenle, igdlerin oluumuna ilikin saysz ve deiken varsaymlar
bir yana brakarak, on ikinci yzyldan gnmze sevme ve savama sanatlar arasnda
birka yaklatrmayla yetineceim. Amacm, birinden birinin ncelii konusunda nyar
gda bulunmadan, sylenin evrimiyle savan evrimi arasnda bir koutluu belirtmek
yalnzca.
2 . A K IN SAVAIL DL.

Daha eskil ada, ozanlar doal akn etkilerini betimlemek iin sava eretilemele
ri kullandlar. Ak tanrs ldrc oklar frlatan bir okudur. Kadn erkee teslim olur, o
da en iyi sava olduu iin kendisini fetheder. Truva savann nedeni bir kadnn iyeli
ine ulamaktr. Ve elimizdeki en eski romanlardan biri, Hdiodore'un Thagne ile Charicle'si (nc yzyl) daha o zamandan "ak kavgalarndan ve "Eros'un kanlmaz
oklar altnda den" kiinin "tatl bozgun"undan szeder.
Plutarkos, spartallar'm cinsel tresinin bu halkn askerlik verimine gre dzen
lendiini gsterir. Likurgos'un soyartmclnn ve elerin ilikilerini dzenleyen titiz
yasalarnn askerlerin saldrganln artrmaktan baka bir amac yoktur.
Btn bunlar cinsel igdyle savama igds arasndaki doal, yani "fizyolo
jik" banty dorulamakta. Ama Eskiller'in taktikiyle ak anlaylar arasnda benzer
likler aramak bouna olur. ki alan birbirinden tmyle ayr, ortak lden yoksun ya
salara bal kalr.
On ikinci ve on nc yzyldan sonra, bizim tarihimizde byle deildir artk. O
zaman ak dilinin artk yalnzca ilkel sava devinilerini belirten deyimlerle deil, ok ke
sin biimde sava sanatndan, dnemin askerlik taktiinden alnm deyimlerle de zen
ginletii grlr. Bundan byle, az ya da ok bulank bir biimde sezinlenen bir ortak
kken deil, inceden inceye bir koutluk sz konusudur.
Ak Hanm'n kuatr. Erdemine tutkun saldrlar gerekletirir. Onu yakndan sk
trr, onu kovalar, ar duygusunun son savunmalarn krmaya, artyla evresini dnmeye
alr; hanm da en sonunda ona teslim olur. Ama, o zaman, "courtoisie"nin kendine z
g bir ilgin evrilimiyle, ak hem ayn zamanda yenen, hem de tutsak olacaktr. Sanki
bozguna urayan kendisiymi gibi, feodal savalarn kuralna gre bu metbunun ba
mls olacaktr 0). Bundan byle yiitliini, vb. gstermek kalacaktr geriye. Btn bun
lar sekin dile giriyor. Asker ve sivil argosu bize ok daha anlaml bir ak- saklkta r
nekler sunar bol bol. Daha sonra, ateli silahlarn k da bir sr ift ynl akaya yol
aacaktr.
Ayrca yazarlar da seve seve yararlanmlardr bu koutluktan. Tkenmez bir sz
sanat kaynadr bu. "Ey ok mutlu komutan, siz ki ordularda ve kentlerde bunca Tanr
dman insanla dvtnz ve ldrdnz, diye yazar Brantme (2). Baka nice saldr
ve yeniden almada ylesine gzel Hanm'la savap yendiiniz yatanzn bayraklar
arasna aldnz iin gene ok mutlusunuz! Gizemci yazarlarn bu sradanlam eretile
meleri alp yukarda betimlenen sre uyarnca tanrsal ak alanna tamalarna da a
mamak gerekir. Francisco de Ossuna (ermi Thrse'in "courtois" sz sanatn en ok
zmlemi hocalarndan biri) Ley de Amor' unda yle yazar: "Ak dvnn korkun
bir savan azgnlk ve gmbrtsnn her iki yan da etkisi altna ald teki arp
malar gibi olduunu dnme, nk ak yalnzca okaylarla savar, tatl szlerden
1) Bozgun, Almancada Niederlage szcyle dile getirilir, bu da, szck anlamyla, yerde bulunann, altta yatann durumunu belir
tir.
2)

Rodomontades espagnoles.

148

o g it o ,

B a h a r '95

Ak ve Sava

baka tehditleri de yoktur. Oklar ve vurular iyilikler ve armaanlardr. Rastlam ok


etkili bir armaandr. ekiler toplarn oluturur. Ele geirii bir tutumadr. ldr
mesi sevilen iin yaam vermedir."
*

"Courtois" sz sanatnn kkeninde Gn ile Gece'nin savamn dile getirdiini


grmtk. lm burada temel bir rol oynar: dnyann bozgunu, kl yaamn yengisi
dir. Ak ve lm ileyle birbirine balanr, istekle savan da birbirine igdyle balan
d gibi. Ama Bat'nn cinselci yaznnda sava deyimlerinin kesin kullanmn belirle
mek iin ne bu dinsel kken yeter, ne de sava ve reme igdlerinin bu fizyolojik su
ortakl. Her eyi aklayan, ortaada sevme sanatyla askerlik sanatnn gerekten
paylat bir kuraln varldr, bu kuraln ad da valyeliktir.
3. VALYELK, AKIN VE SAV AIN YASASI.

"Aka bir biem vermek", J. Huizinga'ya gre, ortaa toplumunun aktrel dz


lemde en byk zlemi budur. "Toplumsal bir zorunluktur bu, treler daha yabanl ol
duu iin daha da zorlayc bir gereksinimdir. Ak bir trem dzeyine ykseltmek ge
rekir, tutkunun takn iddeti byle ister. Heyecanlar biimlerle, kurallarla erevelen
medike, barbarln egemenlii srer. Kilise'nin grevi halkn kabaln ve kuralszl
n bastrmakt, ama buna gc yetmiyordu. Aristokrasinin, din ilkeleri dnda, kendi
ekini vard, bu da "courtoisie''ydi, davran ilkelerini buradan karyordu a>." (Gerek
ten de, "courtoisie"nin, Kilise'ye hibir ey borlu olmamak bir yana, onun aktresiyle
kartlatn da biliyoruz. te bizi ortaa toplumunun tinsel birliine ilikin yarglar
gzden geirmeye kkrtacak bir ey!) Bu "courtois" aktrenin yksek snflarn zel
trelerini deitirmeyi baaramad, sz konusu trelerin "alacak lde sert" kald
doruysa da en azndan gzel grnler yaratan bir lk ilevi gerekletirmitir.
Yazn alannda utkuya ulamtr. te yandan, dnemin en iddetli gereine, yani sa
van gereine kendini kabul ettirtmeyi baarmtr. Bir ars bellandi yaratan tek ars
amandi rnei(2>.
valye lks, yalnzca bireysel sava kurallarnn ayrntsnda duyurmaz eylemi
ni, savalarn ynetiminde de, hatta politikada da duyurur. Askersel biimcilik bu ada
bir dinsel saltklk deeri kazanr. Olaanst lde tuhaf kurallara saygl olma uru
na lmeye boyun eenlere sk rastlanr. "Yldz tarikat valyeleri savata hibir zaman
drt dnmden fazla gerilemeyeceklerine and ierler; yoksa ya lecek, ya teslim olacak
lardr. Froissart'a baklrsa, bu tuhaf kural, daha tarikatn kurulu dneminde, seksen
den fazlasnn yaamna mal olur." Ayn biimde, stratejik zorunluklar "courtois" este
tik ya da onura kurban edilir. "1415'te, ngiltere kral V. Henri, Azincourt savandan
nce Franszlar' karlamaya gider. Akam, yanllkla, valyelerin o geceyi geirmesi
iin saptadklar kyn tesine geer. Ama, az nce, kral "onur kurallarna en ok sayg
gsteren kii olarak", kefe km valyelerin geri dnerken sava giysileriyle gerile
mek zorunda kalmasnlar diye silah stlklerini karmalarn buyurmutur. imdi, sr
tnda silah stlyle geldii yoldan geri dnemez; geceyi bulunduu yerde geirir, ile
ri birlii de bu yeni dzene gre yerletirir. lgnca bir arlkta olan ve en byk tehli
kelere atlmarak gerekletirilmeye allan dileklerin neden olduu kym rnekleri
saymakla bitmez. Kii tehlikeyi kendisi iin arar, nk baka durumlarda sznden
1) J. Huizinga'nn Le Dclin du moyen ge'1. Verdii bilgiler kadar eletirel grlerinin keskinlii ve verimliliiyle de hayranlk verici
olan bu yapt, bizi binlerce yoldan kenterlerin ve soylularn yaamna sokarak ortaa anlaymz yeniler. Bu blmn trnak
iindeki paralar bu yaptn Franszca evirisinden alntlardr. (Paris, 1932.)
2) Latince, "sava sanat" ve "ak sanat" anlamnda.

o g t o ,

B a h a r '95

149

Denis de Rougemont

caymak iin bahaneler bulma yeteneinden yoksun deildir. "Courtois" kutsal mant
ok gzellerini sunar. Bu kutsal mantk "yalnzca aktreyi ve hukuku ynlendirmez; biem ve biimin temel eyler olduu her alana: trenlere, davran kurallarna, yarma
lara, ava, zellikle de aka uzanr". Hatta daha douunda insanlarn hakk zerinde be
lirli bir etki gstermitir. "Ganimet hakk, saldr hakk - verilen sze ballk yarma ve
av dzenleyen kurallara benzer kurallarla ynlendirilir". Honor Bonet'nin Arbre des
Batailles' sava hakk zerine bir incelemedir, ama burada ncil metinleri ve kilise huku
kuna dayanlarak karmakark bir biim de u tr sorunlarn tartldn grrz:
"dn alnm bir zrh sava kargaasnda yitirilecek olursa, geri vermek zorunlu mu
dur? -Bir bayram gn sava amaya izin var mdr? -Yemekten sonra savamak m da
ha iyidir, a karnna savamak m? -Tutsaklktan hangi koullarda kalabilir?" Bir baka
yaptta, iki komutann nderin nnde bir tutsa tarttklarn grrz: "Onu ilk ola
rak ben kolundan ve sa elinden yakaladm ve eldivenini kardm, der biri. -Ama o bu
eli szyle birlikte bana verdi, der teki."
Ortaada valye anlaynn esinledii siyasal dncelere gelince, Huizinga'ya
gre, temel olarak unlardr: krallarn birlemesi temelinde evrensel bar iin savam,
Kuds'n fethi ve Trkler'in kovulmas. Gereklemeyecek dncelerdir bunlar, ama,
Avrupa'da gereklemi dnmlere ve en ivedi gerek karlara karn, on beinci
yzyla dek prensler zerinde hkmn srdrecektir.
an "kat gerei"yle temelinden elien "courtois" lknn zel nitelii en iyi
burada belirir: ayaklar altna alnm tinsel zlemler iin bir ekim oda oluturur. Bir
romantik ka biimi, ayn zamanda da igdlere bir frendir. Savan zenli biimcili
i feodallerin iddetleriyle kartlar, tpk "troubadour'Tarda n> arlk tutkusunun on
ikinci yzyln cinsel taknlyla kartlat gibi. "Ortaa bilincinde, bir bakma yan
yana, iki yaam anlay oluur: dindar, ileci anlay btn trel duygular kendine e
ker ; eytana braklm olan cinsellik korkun bir biimde alr. Bu eilimlerin birinden
biri egemen oldu mu, ya ermii buluruz, ya gnahkr; ama, genel olarak, terazide b
yk oynamalarla, deiken denge durumunda kalrlar."
4. Y A R IM A L A R , YA DA EDM DURUM UNDA SYLEN.

Gene de cinsel ve saval igdlerle lksel "courtois" kuraln nerdeyse kusur


suz bileiminin gerekletii bir alan vardr: yarmalarn yapld iyice belirlenmi
oyun alan.
Burada, kann azgnlklar kaplp koyverilir, ama kutsal nitelikli bir trenin koru
mas altnda ve simgesel erevesi iinde. Tristan'm tanmladmz biimiyle sylensel
ilevinin spordaki karldr: tutkuyu btn gc iinde, ama toplumun yargsnca benimsenebilir klacak biimde, dinsel olarak perdeleyerek. Yarma, fizik olarak syleni
"oynar": -''Romans akn coumlar yalnzca okuma biiminde sunulmamal, zellikle
gsteri biiminde verilmeli. Bu oyun iki biime brnebilir: tiyatro gsterisi ve spor.
kincisi, ortaada, fazlasyla nemlidir. Dram, genellikle, ancak kutsal gereci ele almak
tayd; ak serveni ancak kural d olarak yer alrd. Ortaa sporu, zellikle de yarma
(le tournoi), tersine, en yksek derecede dramatikti, ayrca, nemli bir cinsellik oran ier
mekteydi. Her yerde ve her zaman, spor u iki etmeni, dram ve ak etmenini birlemi
tir; ama acl sporlar nerdeyse Yunan yalnlna dnmken, ortaa sonunun yar1) Ortaada, Gney Fransa'da gezgin halk ozan. (eviren)

150

C o g t o , B a h a r '95

Ak ve Sava

mas, zengin ssleri ve sunumuyla dorudan doruya dramn ilevini yerine getirebilir
di" (1).
Bence Roman de Tristan'm d havasn hibir ey ikisi de on beinci yzylda ata
fatl ve valyelik tutkunu Bourgogne dkalnn olayyazar olan Chastellain'in yapt
larndan ve Olivier de la Marche'n Anlar'nda okuyabileceimiz yarma betimlemele
rinden daha iyi canlandramaz.
Ak ve lm burada alabildiine ili bir yapay ve simgesel grnm iinde kayna
r. "Ak nedeniyle kahramanlk - ite her yerde ve her zaman belirmesi gereken roman
s motif. Cinsel istein dolaysz olarak kendini kurban etmeye dnmesidir bu, bu kur
banlk da aktre alanna girer gibi grnr... stein her ikisi de olanaksz grnen anla
tm ve karlanmas daha yksek bir eye: ak nedeniyle giriilmi eyleme dnr. O
zaman lm istein gerekletirilmesi iin tek seenek durumuna gelir, kurtulu da ne
olursa olsun salanm olur."
Yarmalarn sahnelenmesi dncelerini Yuvarlak Masa romanlarndan alr .
Bylece, on beinci yzylda, Fontaine des Pleurs de denilen Pas d'Armes dsel bir ro
mans serven zerine kurulmutur. "eme bu amala yaplmtr. Btn bir yl bo
yunca, her ayn ilk gn, adsz bir valye gelip emenin nne iinde bir hanm otu
ran (elbette bir yontu) bir adr kurar; kadn elinde kalkan tayan bir likorn 01 tutar.
Kalkana dokunan her valye Pas d'Armes'm "blmler"inde betimlenen koullar iin
de bir dve girmeyi stlenir. Kalkanlara at stnde dokunmak gerekir: valyeler her
zaman bu kullanma hazr atlar bulacaklardr." "valye her zaman bilinmedik bir
valyedir; "ak valye"dir, "deeri bilinmedik valye", "pelerinli valye"dir; baz baz
roman kahraman valye olarak belirir ve ad kuulu valyedir, ya da Lancelot'nun,
Tristan'n ya da Palamedes'in silahlarn tar... ou zaman da btn eylemin stne
bir hzn rts serilmitir: Fontaine des Pleurs ad son derece esinleyicidir. Kalkanlar
ak, mor ve karadr, ak gzyalar biiminde serpilmitir; "Gzleri yal Hanm"a acma
nedeniyle dokunulur onlara. ngiltere kraliesi olan kz Marguerite'in yola k nede
niyle kutlanan Dragon elkoymasnda, kral Ren kara koumlu bir at stnde, kara bir
mzrak, kara bir kalkan ve kara bir giysiyle grnr... Charlemagne Aac iin, kalkan
lar kara ve mordur, kara ya da altn rengi gzyaldr."
Yarmann cinsel esi valyenin giyiminde de belirir: zerinde hanmnn bir ba
rtsn ya da giysisinin bir parasn tar; kimi zaman, savatan sonra, kan lekeleri
iinde kendisine geri verir. (Yuvarlak Masa romanlarnda Lancelot byle yapar.)
"Kilise'nin bu spora dmanl, yarmalar evreleyen tutku havasyla aklanr.
1389 yarmalar konusunda Saint-Denis Rahibi'nin, ona dayanarak da Jean Juvnal des
Ursins'in tanklk ettii gibi, bu sporlar zaman zaman patrtl e aldatmalara yol amak
tayd."
*

Bununla birlikte, byk yarma modas valyeliin bir gerilemesinin belirtisidir.


valyelik on beinci yzyln daha banda (Azincourt sava) gittike daha sert ve da
ha zdeksel gereklerle kar karya gelir, bunlar onu yazna, enliklere, simgesel oyun
lara atar. "Askerlik ilkesi olarak, valyelik yetersiz duruma gelmiti; taktik oktandr
onun kurallarna uymaktan vazgemiti: savalar, on drdnc ve on beinci yzyllar1) Yarmann dramatik ilevinde ada tragedyann kkenlerinden birini grmek bana olduka ekici gelmekte. Bu tragedya ya
rmalarn modasnn getii, sporsal ve tiyatrosal sava elerinin birbirinden ayrld dnemde kt ortaya. Tragedya bylece
yarmann ierdii bedensel tehlikeden yoksun, ama duygusal ve tinsel coku gereksinimini daha da iyi karlayan bir "eylem "
olarak dnlebilir.
2) Brtoniar'm kral A rthur'n sylencelemi yaamna ilikin romanlar dizisi. (eviren)
3) At bedenli, tek boynuzlu m asal hayvan. (eviren)

o g t o ,

B a h a r '95

Denis de Rougemont

da, gizli yaklamalardan, basknlardan ve akmlardan olumaktayd." Bu arada "daha


1400'e doru, tolga tepelikleri ve armalar, bayraklar ve sava lklar arpmalarda ki
isel bir nitelii ve soylu bir spor grnn srdrmekteydi". Ama, on beinci yzyl
da yaya ve takm dzeninde savalmaya balanr. Yzyln sonunda baka bir anlaml
dnm: askerler Dou kkenli davul kullanmm getirirler. "Davul, afallatc ve
uyumsuz etkisiyle, valyelik dnemiyle ada askerlik sanat arasndaki geii simge
ler; savan mekanikletirilmesinin bir esidir." Son olarak da topun bulunmas val
yelie ldrc vuruu indirecektir. "Bourgogne'un u moda gezgin valyelerinin en
iyi rneinin, Jacques de Lalaing'in bir top gllesinden lmesi yazgnn bir alay deil
midir?"
*

Gene de sava ve "courtois" ak kurallar Bat greneklerinde ancak yirminci yz


ylda silinecek bir iz brakmaktan geri kalmamtr.
Dello ve "yiitlik"le yanstlan (yarma, iki nderin sava) bireysel deer, ya da
sava baars dncesi; savalar nerdeyse kutsal bir protokola gre sonulandrma
dncesi; ileci askerlik yaam anlay (silah snavndan nce uzun perhizler); yeneni
belirlemeyi salayan kurallar (rnein geceyi sava alannda geiren kazanr); son olarak
ve zellikle de cinsellik ve askerlik simgelerinin tam uyumu - btn bunlar daha sonra
ki yzyllar savama biimlerini belirlemeye hi ara vermeyecektir. yle ki, askerlik tak
tiinde her deime ak anlaylarnda bir deiiklie, ak anlaylarnda her deiiklik
de askerlik taktiinde bir deiiklie balanabilecektir.
. PA R A LI ASKERLER VE TOPLAR.

"talya hibir zaman 1490 ylma doru olduu kadar bayndr ve sakin olmamt.
llerinde derin bir bar egemendi: dalar ve ovalar eit biimde verimliydi; zengindi,
kalabalkt, yabanc egemenliinden uzakt, Prensler'inin birkann grkeminden, ok
sayda nl kentinin gzelliinden ve Din Merkezi'nin yceliinden yeni bir parlt
karmaktayd. Barnda Bilimler ve Sanatlar gelimekteydi, byk devlet adamlar ve o
dneme gre ok iyi komutanlar vard"
Bu komutanlar condottiere'lerd. Prenslerin ve Papalarn hizmetinde meslekten as
kerler olarak, gelenekleri sava yapmaktan ok, savata insan ldrlmesine engel ol
makt. Bu servenciler her eyden nce uyank birer diplomat, ince birer tecimendi. Bir
askerin deerini bilirlerdi. Taktikleri temelinde tutsak almak ve dman birlikleri dat
makt. Baz baz -en yksek baarlaryd bu- kart gerekten kkl bir biimde yenme
yi baarrlard: ordusunu toptan satn alarak tm glerini yokederlerdi. Bunu baara
madklar zaman, onlarla savamaya boyun emek gerekirdi. Ama, Machiavel'in dedii
gibi, o zamanlar sava hibir tehlike sunmazd: "Her zaman at stnde, silahlarla kapl
olarak ve tutsak alnnca yaama gveni iinde savalrd... Yenilenlerin yaamna he
men her zaman sayg gsterilirdi. Srekli tutsak kalmazlar, kolayca zgrlklerine ka
vuurlard. Bir kent isterse yirmi kez bakaldrsn, hibir zaman yklmazd; kentte otu
ranlar mallarn hep ellerinde tutarlard; btn korktuklar, bir vergi demekti" (2).
Bu sava sanat tasarmmda -o zaman ikincil grlmekteydi- hayranlk verici l
de insansallatrlm bir ekini, derin bir "uygarl", dolaysyla bir "askerselletirme"nin kartn dile getirmekteydi. Burckhardt'n deyimiyle, devlet bir sanat yapt ol
mutu. Savan kendisi de elikinin savunulabilir olduu lde uygarlamt. nder
lerin dellosu ok tutulurdu ve bir sava bitirmeye yeterdi. (Ayrca bir "Tanr yargs"
1) Guichardin, Histoire des Guerres d'Italie, I, s.2.
2) AAnan Fred Berence, Raphal ou la puissance de l'esprit.

152

o g t o ,

B a h a r '95

Ak ve Sava

deildi artk, bir kiiliin utkusuydu.) Ateli silah kullanm bireyin onuruna ters d
yor diye ayplanrd. (Condottiere Paolo Vitelli, top kullanmnn yasalln savundu di
ye kartlarndan birinin gzlerini oydurtmutu.)
Peki, ak nasl anlyorlard? Burckhardt, evliliklerin ok ksa nianllklardan son
ra, dramsz sonulandrldnda ve erkein einin ballna olan hakknn kuzey lke
lerinde kazand saltk nitelie brnmediinde srar ed er(1>. Yksek evre kadnlar er
keklerinki kadar eksiksiz bir eitim grr ve, Fransa ve Almanya'da olup bitenlerin ter
sine, bir trel eitlikten yararlanrd. te yandan, sava yksek evrelerde diplomatik ve
uygulamada parayla alnp satlr olmusa, akta da durum byleydi. Eskil Yunanis
tan'n yosmalar gibi, bu dnemin yosmalar da toplumsal yaamda baz baz nemli bir
rol oynarlard. En nlleri bilgileriyle seilir, dizeler syleyip yazar, bir alg alar, ko
numay gtrrd.
Cinsel yaamn bu paganlamas "courtois" etkilerin gzle grlr bir gerilemesini,
trajik sylenin bir gzden dmesini belli eder. Kk dkalk saraylarnn Bembo'nun
ve Cortigiano syleimlerinde Baldassare Castiglione'nin ok gzel dile getirdikleri platonculuu, ince tmden hazc bir "sekin evrecilie" indirgenmekteydi. "Courtoisie"
acl kibarlk ve uygarlk anlamn alyordu. Yaam mahkm etmek sz konusu deil
di artk. Ve "lm igds" yaltlanma benziyordu.
*

VIII. Charles'n Fransz birlikleri ite bu mutlu, aktreden uzak ve ok barl (2)
talya'nn zerine atlacakt. Otuz alt tun fopTarnn gmbrts yarm adada bir dn
yann sonu rknts yaratt. "Bu prensin talya'dan geii sonsuz dert ve devrimlerin
kayna oldu, der Guichardin. Devletler birden ehre deitirdi, iller yerle bir edildi,
kentler ykld ve tm lke kana bouldu... talya savamann yeni, ama kanl bir ynte
mini rendi... Bu da illerimizin bar ve uyumunu ylesine bulandrd ki, bundan byle
dzeni ve dinginlii yeniden kurmak olanaksz oldu 01.
talyanlar bu tarihe dek top kullanm bilmiyor deillerdi, ama, sylediim gibi,
Ariosto'nun ateli silahlara kar yergilerinin de gsterdii gibi, bunu kmsyorlard.
stelik, Guichardin'in syledii gibi, "Franszlar'n daha hafif toplar vard, paralar
tmden bronzdu... Atlar yle sk ve yle glyd ki, daha nce talya'da ancak bir
ka gnde yaplan ksa srede yapyordu; ksacas bu insansal olmaktan ok cehennemsi
makina Franszlar iin kuatmalarda olduu kadar arpmalarda da yararlyd... "
talya iin baka bir rk nedeni: condottieri ordusunda "savalarn ou ya kyl
ya ayak takmndand, hemen her zaman da kendisi iin savatklar prensten baka bir
prensin uyruuydular", dolaysyla "ne an duygusuna, ne baka bir d nedene" daya
nyorlard, Fransz ordusuysa ulusal bir ordu olarak ortaya kyordu: "Savalarn he
men hepsi Kral'm uyruklar ve beyzadelerdi", bu da "hrs ya da cimrilik nedeniyle efen
di deitirmelerini" nlyordu.
Byle olunca kanlmaz kymlar olaca sezildi. Gerekten de, seferin ta banda,
Rapallo arpmasnda, silah altna alnm 3000 adamdan 100'den fazlas ldrld: "O
dnemde talya'da yaplan sava biimine gre ok yksek bir say", diye belirtir. Ama
bu daha bir balangtan baka bir ey deildir! Burckhardt ksa bir zaman sonra span
yollarn yaptklaryla karlatrlnca, Fransz ykmlarnn pek bir ey olmadn sy1) Die Kultur der Renaissance, VI, s. 1.
2) Ama bu lkede kolaylkla insan ldrldn belirtm ek de yerinde olur. Kya burada bireysel kalyordu. Askersellemi dn
yanda, birey yalnzca toplulua aktarlm olan bu tutkusal olanaktan yoksun olduunu grr. Bkz, Sade, la Dfense du crime, s.
205.
3) A g.y.,1,37-39. Sonraki alntlar da.

o g t o ,

B a h a r '95

153

Denis de Rougemont

1er, spanyollar'da "belki batl olmayan bir kann katks, belki de Engizisyon gsteril
rine alkn olmalar eytanlara yarar igdleri tututurmutu". Toplar ve sivil ky,
m: acl sava balamt. Cokulu ve yce valyeleri disiplinli ve tek biimli birlikle,
re dntrecekti. Gnmzde, makinalara hizmet eden insanlarn, fkeden ve acma ;
dan uzak olarak, az sayda otomatik devinimi gerekletirerek kendileri de birer makina'
olduklar oranda, her trl sava tutkusunun sfra inmesiyle sonulanacak bir evrimdi,
bu.
6. K la s ik s a v a .
On yedinci ve on sekizinci yzyllarda, sava adamlarnn abas, savan insansali
zelliini olabildiince kurtarabilmek iin, mekanik canavara egemen olmak olacaktr.
Teknik bululardan, topuluktan, istihkmdan vazgeilemez. En azndan, nderlerin ak
lnn, "deer"inin grnte arpma etkenleri arasnda ilk sray koruyabilmesi iin, 1
taktik ve strateji kurallar oaltlacaktr.
valyelik igdye bir biim verme yolunda bir abay canlandrmaktayd. Klasik
sava, araya insand etkenlerin girmesine karn bu biemi koruma ve yeniden yarat
ma yolunda bir abadr. Bu yzyln askerlik sanatnn artc biimcilii bundan kay
naklanr (1).
Vauban'la, bir kalenin kuatlmas bir tr kafa ilemi olur, evreleri, sylediimiz gi
bi, klasik tragedyann be perdesi gibi geliir.
"Sava o zaman gerekten bir satran partisine benzer. Kark manevralardan son
ra, kartlardan biri birka para -kent ya da kale- yitirdii ya da kazand zaman, b
yk sava gelir: tm sava alann, tm satran tahtasn gren bir tepenin doruundan,
mareal gzel birliklerini ustaca ilerletir ya da geriletir... ah ve mat, yenilen takmn
toplar: piyonlar kutularna ya da ordular klk kararghlarna yerletirilir, ve herkes ge
lecek oyunu ya da seferi beklerken kk ilerine dalar" <2>.
Savata oyun esinin yeniden belirdii her seferde, toplumun ve ekininin tutku
sylenini yeniden yaratmak, yani anarik gce bir ereve ve tremsel anlatm olanakla
r vermek iin bir aba harcad sonucu karlabilir. On yedinci yzylda dorulanan
da budur: Astre'ye ve klasik tragedyaya ilikin blmlerimize baklabilir.
X-

Foch, on sekizinci yzylda sava konusunda, "Her eye karn canl ve dnen
savalarn davranlarn belirlemek iin, tinselletirilen zdek sz konusudur burada",
diye yazar (3). artc bir szdr bu, von der Goltz da bunu anar, and para da alntlanmaya deer: "Yanllk ("biimci" generallerin yanll) savan amacn kartn
glerinin yok edilmesinde deil de incelikle dzenlenmi manevralarn gerekletirilmeinde grmesiydi. Askerlik dnyas, sava yasalarnn dz ve yaln kavramn brakmaya, nesnelerin doal ynn ve insanlarn kararlar zerinde insan yreinin etkisini bir yana brakarak zdei tinselletirmeye giritii zaman bu yanllara hep dmtr." - "Tinselletirmek" belki de ardr: yalnzca ussallatrmak sz konusuydu. Ama
(horgrl) anlatm daha Fransz Devrimi'nde ortaya kacak ruhbilimin, u ortak ig
dlerin ve ykm getiren tutkularn ilgin bir belirtisidir.
1) G. Ferrero, La Fin des aventures'de, hakl olarak, Otuz Y l Savalan'nn ykmlarndan sonra, "ayn zamanda hem aktrel bir ilke
nin, hem de uygulaymsal bir zorunluun karl olan kurallar ve snrlar" benimsediklerini belirtir. Ar masraflardan kan
mak -adamlar pahalya m al olmaktayd- ve halklar her trl gnll alimini olanaksz klacak kadar rktmemek sz konusuy
du...
2) J. Boulenger, Le Grand Sicle.
3) F. Foch, Les Principes de la Guerre (1903).

154

C o g i t o , B a h a r '95

j
j

i
)

Ak ve Sava

Yeni stratejicilerin XIV. Louis'nin ve XV. Louis'nin generallerinin bana kaktklar


nedir? Sava ellerinden geldiince az insan ldrerek yapmay denemi olmalar. Oysa
lin abas Doa'y, zdei ve kanlmazlklarn insan mantnn ve bireysel karn
y.salarna uydurmaya ynelen bir uygarln utkusuydu bu. Bo bir dt belki, ama o
olmadan da hibir uygarlk, hibir ekin tasarlanamazd.
Racine de, daha nce grdk, kyasz tragedyalar oluturulabileceine inanmaktayl.
Ykmlar gzel bulmaya yanamamak, klasik a ite bununla tanmlanabilir. Hi
kukusuz sava ve tutku nlenmez, hatta gizliden gizliye arzulanan skntlar olarak ka
lr; ama insann bykl bunlarn alann snrlamak, ynlendirmek ve kullanmak,
herdeyse sivillerin sanat olan diplomasiye balamaktr. XIV. Louis hukuksal ve kiisel
nedenlerle sava aar, ulusal gururun bununla hi ilgisi yoktur. Vadedilmi drahoma
konusunda damat ve kaynpeder kavgalar. Evlilik de byle "grlr": kar, dzey
lerin uygunluu, topraksal ve parasal getiriler... Tutku burada en ufak rol oynamaz.
Akn kendisi de bir taktik olacaktr. Dramatik aylasn yitirir.
7. D A N T E L L SAVA.

On sekizinci yzyl akla sava arasndaki koutluu ok daha gzel rneklendirir.


Birka nokta bunu belirtmeye yeter.
Don Juan Tristan'm, sapkn ksnllk lmcl tutkunun yerini alr. Ayn zamanda
sava da kutsallktan uzaklar: Tanr yarglarnn, zrhlar iinde, ileci ve kanl kutsal
valyeliin ardndan kurnaz bir diplomasi, "yaamann tadn" kurtarmaya kararl,
apkn, dantelli saray adamlarnn komutasnda bir ordu alr.
Destans sylenceler ve Yuvarlak Masa romanlar iitilmedik kym yklerini o
alttka oaltr; bir valyenin bir vuruta ldrlm ve kafas kesilmi, en iyisi de
zorlu bir kl vuruuyla batan ayaa ikiye ayrlm kartlarnn saysndan oluur. Bu
yklerin yabanl abarts ortaa insannn gerek tutkusu konusunda hi kuku brak
maz. Kann an! Ama on sekizinci yzyl kuatlm bir kenti ancak her iki yandan
lyle alm olmay anl bir baar saymtr. Bilgin sanattr gzde olan. Maurice de Sa
xe yle yazar: "Ben hi mi hi arpmadan yana deilim, hele bir savan banda. yi
bir generalin tm yaam boyunca buna zorunlu kalmadan btn yaamnca byle yapa
bileceine inanyorum".
Gene de kavgaya girimek gerekirse, bu i en azndan "dzenli" bir savala, "kura
la uygun" bir kuatmayla yaplacak, ve en yce ve en lgn yanyla valye gelenei bu
rada son bir saygnlk bulacaktr. Dman birlikler arasnda gerek bir Astre gibi at oy
natan tulu Cond'ye bakn. Sonra, Fontenoy'da, lm karsndaki son inceliine.
*

Ama ite savan ve kutsal tutkusunun tmden "aalanmas": bunu neren, hi


kukusuz ayrmna varmadan, Condottiere'lerin yntemini yeniden benimseyen, R
gence dnemi maliyecisi Law'dr:
"Utku her zaman son liray elinde tutanndr (diye yazar Yaptlar" mda). Fransa'da
ylda 100 milyona mal olan bir ordu beslenmektedir; bu da yirmi ylda 2 milyar eder.
Her yirmi ylda be yldan fazla savamyoruz, bu sava da ayrca bizi en az 1 milyardan
geri brakyor. te be yl savamak 3 milyara mal oluyor bize. Bunun sonucu ne? n
k baar kesin deil. Byk bir ansla, ate, demir, su, alk, yorgunluk, hastalk yoluy
la 150 000 dmann yok edilebilecei umulabilir. Bylece, bir Alman askerinin dolaysz
ya da dolayl bir biimde yok edilmesi bize 20 000 liraya mal oluyor, kendi nfusumuz

o g t o ,

B a h a r '95

155

Denis de Rougemont

dan yitirdiimiz ve ancak yirmi be ylda yerini doldurabildiimiz kiiler de cabas. Bu


ok pahal, rahatsz ve tehlikeli srekli ordu yerine, bu masraflardan kammak ve frsat
knca dman ordusunu satn almak daha iyi olmaz m? Bir ngiliz bir adama 480 sterling fiyat biiyordu. Bu en yksek deerlendirme; bilindii gibi, hepsi bu denli pahal
deildir; gene de parann yarsn, nfusun da tmn kazanrdk, nk, para karlnda, yeni bir adammz olurdu, oysa, imdiki dzende, ylesine masrafl bir biimde
yokettiimizden yararlanamazken, elimizdekini de yitiriyoruz."
Goncourt kardeler on sekizinci yzylda sava ve ak olgularnn bu kkl zdeliini ok gzel sezmilerdir. Dnemin uyanklarnn "taktiklerini" bakn nasl betimler1er: Yzyl en derin niteliklerini, en gizli kaynaklarn ve Fransz kiiliinin bir tr hi
beklenmedik ift ynllk dehasn belki de bu savata ve bu ak oyununda ortaya kanr. Bir kadn batan karmay dncelerinin amac ve yaamlarnn byk olay durumuna getiren kk insan topluluu iinde ne byk diplomatlar, Dubois'dan daha
becerikli, Bemis'den daha giriken ne byk byk politikaclar vardr... Ne romanc ve
stratejici dzenlemeleri vardr! Bir teki bile u plan denilen eyi yapmadan, geceyi dolap durumu gzden geirmeden saldrmaz bir kadna... Saldr baladktan sonra da sonuna dek u artc oyunculardr, yapmack ve gizli olmayan tek duygunun dile getirilmedii u eski zaman kitaplarna benzerler... "Hibir eyi atlamamak", bunlardan birinin ilkesidir H). Yazk ki, Soubise'lerin sava alannda hi unutmadklar general zde
yii.
8 . D E V R M C SAVA.
Rousseau ile Alman romantizmi, yani sylenin ilk uyan ve frtnal al arasn
da, Fransz Devrimi ve Bonaparte seferleri, yani ykmsal tutku savana dn vardr.
Salt askerlik asndan, Devrim ne getirmekteydi? "Kendisinden nce bilinmeyen
bir tutku boanmas", diye yantlar Foch. Eski okulun sapknl, ona gre, "sava, ty
ler rpertici ve tutkulu dram (Jomini) niteliini bilmezlikten gelerek, bir kesin bilim duru
muna getirmek" istemek olmutu.
te yandan, nasl bir duygusallk patlamasnn Devrim'den, bu szcn kesin an
lamyla siyasal olmaktan ok daha fazla tutkusal olan olaydan nce geldiini ve ona e
lik ettiini biliyoruz <2). Uzun zaman savan klasik biim leri iinde tutulan iddet,
Kral'n ldrlmesinden -ilkel toplumlarda kutsal ve tremsel bir eylem- hem dehet
verici, hem ekici bir ey olur. evresinde yeni topluluun: Ulus'un olutuu tapk ve
kanl gizemdir bu.
Ulus, tutkunun topluluk dzlemine aktarlmasdr. Dorusunu sylemek gerekirse, bu
nu duymak mantksal olarak aklamaktan daha kolaydr. Her tutku, iki varlk gerekti
rir, Ulus'un stlendii tutkunun kime yneldii belli deil, denilebilir. Ancak rnein
ak tutkunun znde sevilen varlkla bir ilikiden ok, an bir narsisizmi, bir z-coumu olduunu biliyoruz. Tristan'n arzulad seul'ye sahibolmaktan ok, ak yangn
dr. nk tutkunun youn ve bitirici yangn onu tanrsallatrr ve, Wagner'in grd
gibi, dnyayla eitletirir. "Hayran gzm kr oluyor... Yapayalnzm - Ben dnya..."
Tutku ben'in herkesten daha byk, Tanr kadar yalnz ve gl olmasn ister. s
ter ki (bilmeden), bu ann tesinde, lm gerekten her eyin sonu olsun.
Ulusu ate de bir z-coum, toplumsal Kendi'nin bir narsissist akdr. Dorudur,
1. E. ve J. de Goncourt, La Femme au dix-huitime sicle.
2. Terr'e elik eden insanc duygusallk konusunda, AA. Monglond'un ok ilgin yaptna bkz. : Le Pr-romantisme franais.

156

o g t o ,

B a h a r '95

!
i
.
I
1

1
j

|
|
j
!

|
\
|
i
i

Ak ve Sava

bakasyla bant ender olarak ak olduunu aklar: hemen her zaman, ilk beliren ve
belirtilen ey kindir. Bu bakasna kin de tutku-akn cokularnda her zaman hazr de
il midir? yleyse yalnzca bir vurgu deiimi sz konusudur. Sonra, ulusal tutku neyi
ister? Ortak gcn yceltilmesi ancak u ikileme gtrebilir: ya emparyalizm utkuya
ular - dnyayla eitleme hrsdr bu- ya da komu buna serte kar kar, o zaman da
sava balar. Ancak bir ulusun ilk tutkusal atlmmda umutsuz bir sava karsnda bile
ender olarak geriledii grlr. Bylece kendine bile sylemeden lm tehlikesini, hatta
lm tutkusunu brakmaya ye tuttuunu ortaya koyar. Dman glerin yirmi kez
stn grnd, zgrlk ve lmn nerdeyse ayn anlam tad bir anda, Jacobin'ler "Ya zgrlk, ya lm!" diye haykryorlard...
Bylece Ulus ve Sava, Ak ve lm gibi birbirine baldr. Bundan byle ulusal
olgu savan egemen etkeni olacaktr. "Strateji ve taktik zerine yaz yazan bir kimsenin
yalnzca ulusal bir strateji ve taktii retmekle yetinmesi gerekir, kendisi iin yazd
ulusa yalnz bunlar yararl olabilir." Clausewitz'in izleyicisi general von der Goltz d
ncesini byle dile getirir, Clausewitz de Prusya sava kuramnn Devrim ve mpara
torluk seferleri deneyimine dayanmas gerektiini syleyip durmutur.
Valmy savan "tam bilim "e kar tutku kazand. Devrim askerleri balalarn
"klasik" ordusunu Yaasn Ulus\ lyla pskrttler. Savam akamnda, Goethe'nin
ne syledii bilinir: "Bu yerden, bu gnden sonra, dnya tarihinde yeni bir a bal
yor." Foch da bu nl tmceyi yle yorumlar: "Yeni bir a almt, iplerini koparm
grnen ulusal savalar a, nk ulusun tm kaynaklarn kavgaya adayacaklard;
nk ama olarak bir hanedann karn deil, fethi ya da felsefel dncelerin yayl
masn... madde d stnlkleri benimseyeceklerdi... nk duygular, tutkular, yani
o zamana dek kullanlmam g elerini ortaya koyacaklard."
*

Bonaparte'n aklaryla bir yandan Napolon, bir yandan talya ve Avusturya se


ferleri arasndaki koutluu belirtmek olduka ilgin olacak. Josphine'in batan karl
masna belirli bir sava tipi denk der - tm glerini belirleyici noktaya ynelten ve
blf yapan aa durumdaki insann gzpeklik atlmdr bu; arides Marie-Louise'le
hanedan evlenmesine bir baka sava tipi denk der - byk klasik oyundur bu, rne
in Wagram'dir, sz sanatna dnm bir bilimle kitlesel, sert baskn birletirir... Waterloo'nun belki de bilim fazlalndan ya da ulusal-devrimsel atlm eksikliinden yiti
rilmi bir sava olduunu belirtmekte de yarar vardr...
Kesin olan bir ey varsa, Napolon'un savalarn ynetiminde tutkusal etkeni gz
nne alan ilk insan olduudur. talya'da yendii generallerden birinin haykr bundan
ileri gelir: "Bu Bonaparte gibi, sava sanatnn en basit kurallarm bilmemek olanaksz."
9. U lu s a l sav a.
Devrimden sonra, "askerlerin yreiyle", yani "yrtc ve trajik" bir biimde dvlecektir (Foch). Belirtmek gerekir: savam yazgsn belirleyecek bir kahraman olarak
grlen her askerin yrei deil, ortak yrek, deyim yerindeyse, Ulus'un tutkusal gc.
Romantik ozanlar Prusya'nn N apolon"a kar giritii kurtulu savalarnda
nemli bir rol oynadlar. rnein bir Fichte ve bir Hegel'in tutkusal z felsefeleri de Al
man ulusuluunun ilk dayanaklar oldu. On dokuzuncu yzyl savalarnn gittike
daha kanl nitelii buradan kaynaklanr. Artk karlar deil, kart "dinler" sz konusu
dur. Dinlerse, karlarn tersine, hi uzlamazlar: kahramanca lm yelerler. (Her a
da din savalar teki savalara gre ok daha iddetli olmutur.)

o g t o ,

B a h a r '95

157

Denis de Rougemont

Bu sylediimiz yzyln ilk eyrei, zellikle de 1848'den 1870'e varan dnem


iin geerlidir. Bundan sonra, geici olarak yatan ulusal tutkular, krk yl sresince k a -1
pitalizm ve tecimin giriimlerine brakacaktr yerlerini. iddet, Ulus adna kendini gs- !
termekten geri durmaz, ama, mareal Foch'un Principes de la guerre'd e ok gzel belirtti
i gibi, yrten karlardr:
|
"Sava balangta halklarn bamszlm fethetmek ve gvenceye almak iin ulu- <
sald: 1792-93 Franszlar', 1804-1814 spanyollar', 1812 Ruslar', 1813 Almanlar', 1814 j
Avrupa's; o zaman halklarn Valmy, Saragosse, Tarancon, Moskova, Leipzig, vb. adn j
tayan anl ve gl tutku belirimlerini tad.

Daha sonra, rklarn birliini, ulusall fethetmek iin ulusal oldu. 1866, 1870 Prus- i
yallar'mm ve talyanlar'nn savdr bu. Almanya imparatoru olmu Prusya kral bu sav I
adna Avusturya'nn Alman illerini isteyecektir.
|
Ama imdi de (1903) ulusal olduunu, hem de elverili tecim antlamalarndan te- i
cimsel stnlkler salamak iin ulusal olduunu gryoruz.
]
Halklarn ulus olarak dnyada bir yer edinmek iin kullandklar iddetli ara ol- J
duktan, zenginlemek iin uyguladklar ara oluyor."
!
Trade follows the flag, tecim bayran ardndan gelir, der Ingilizler. Smrge dnemi,
Avrupa'nn hakettii son "bart bu. Bu dnemin treler ve yaznlar bakmndan tut
kunun son bir sylenletirilimi giriimi olarak tanmlandn yukarda belirtmitik (ki
tap IV, blm XIX). Ayn toplumsal ilevi yerine getirmesine karn (ama toplumumuzun lnce) valyelikle karlatrmay gze alamayacamz bir tepki. Gerekten
de, "biimler" i ve kurallar esinleyen tinsel bir ilke deildi artk, salam bir toplumun
temellerini salayacak gten yoksun, zel kar ilikileriydi. kide bir glgesine sn
lan Ulus bile romantik saygnln yitirmiti: bayrak sekinlerin tutkularn ya da onu
runu deil, devletin karlarn rtyordu. Devlet artk bir ynetim kurulunun onursal
ilevini gerekletiriyordu yalnzca, bankaclk nedeniyle savaa giriyordu (Madagascar
sava). Smrge sava sonuta kapitalist rekabetin byk irketler iin deilse de lke
iin daha masrafl yollarla srdrlmesinden baka bir ey deildi.
On dokuzuncu yzyln sonuna doru, ak a), kenter snflarnda, garip bir duygu
sallkla gelir ve drahoma yklerinin ok tuhaf bir karm olmutu: bugn de evlenme
ilanlarnda yer almas bitmemitir. Salt cinsellik ancak bu kk hesaplar ve dizinin bu
"gzel duygular"n "bulandrmak" iin giriyordu araya. (Bir damla suyun absenti "bu
landrd gibi, bunun iin de Jarry suyun ar olmadn syler.) Ayn biimde sava ka
muoyunun kkrmalarnn -"" ulusal bir duygusallk deil de nedir?- ve tecimsel ve
mali planlarn bir bileiiydi. Tmden savasal e artk yalnzca kaak olarak buluyor
du yerini. Sava kenterleiyordu. Kan tecimselleiyordu. Asker tipi, gerekilerin gzn
de, imdiden bir anormallik ya da kadnlarn ve merakl aylaklarn gznde koltuk ka
bartc bir kalnt olarak beliriyordu. (Demokrasiler prens evlenmeleri karsnda byle
coarlar.)
Bat'da tutku yzyllarnn yd korkun taknlk ve kanl byklk gcnn
zararszca ortadan kaldrlabilecei sanlmaktayd.
1914 sava sylenin bu yanl bilinmesinin sonularndan biri oldu.

1) Burada belirli bir dnemde akn tipik davurumlarnn ortalamas dediimiz u soyut ve arpc, gerekd, ama anlaml eyden
szediyorum. irkinde olduu kadar gzelde de, on dokuzuncu yzyl sonu iin olduu kadar nl "Byk Yzyl" iin de, ku
sur iin olduu kadar erdem iin de ayn lde gerekd ve anlamldr. Tm a olmayan -her birinde her ey bulunur- ama bir
adan ok bir baka aa balanan "gstergeler" vardr. N e bundan daha eksiini sylyorum, ne daha fazlasn.

158

o g t o ,

B a h a r '95

Ak ve Sava

o . T o p t a n s a v a .
Almanlar'm Gere Sava (Materialschlacht) diye adlandrdklar Verdun'den sonra,
valyeliin akla savan biimleri arasnda kurduu koutluk bozulmu gibi grn
yor.
Kukusuz, savan somut amac silahl gcn yok ederek dman direncini zorla
mak olmutur. (Bir kadnn direncini batan karma yoluyla zorlamak, bartr; "teca
v z ce zorlama, savatr.) Ama bunu yapmakla efendisi olunmak istenen ulus yok edil
miyordu: savunmas krlmakla yetiniliyordu. Profesyonel bir orduya kar dzenli sa
va, kalelerin kuatlmas, balarn tutsak alnmas: bir kesin kurallar dizgesi, yani bir sa
nat, yeneni belirliyordu. Ve bu yenen bir canlya, hl arzulanabilir bir lkeye ya da bir
halka stn geliyordu. Devletin btn glerini kullanan insand bir tekniin araya
girmesi, Verdun'de savan ehresini deitirdi.
nk sava "toptan" -artk yalnzca askersel deil- olur olmaz, silahl direnlerin
ezilmesi dmann canl glerinin: fabrikalarda grevlendirilmi askerlerin, askerleri
douran analarm, ksacas, kii ve nesne, tm "retim aralar" nn yokedilmesi anlam
na gelir. Sava artk bir "tecavz" deil, gzdikilen ve dman nesnenin ldrm, yani
bu nesneyi ele geirecek yerde yokeden, "toptan" bir edimdir. Ayrca Verdun bu yeni
savan ilk belirtisidir, nk yordam sivillerin deil, bir milyon askerin yntemle yoke
dilmesi olmutur. Ama bu Kriegspiel daha sonra Londra ve Berlin gibi daha geni alan
larda gerekletirilebilecek duruma gelecek bir aracn ortaya karlmasn salad; artk
yalnzca topla can stnde deil, toplar reten can stnde gerekletirilecekti, bu da
kukusuz daha etkiliydi.
Byk uzaklktan ldrme teknii tasarlanabilecek hibir ak aktresinde karl
n bulmaz. nk sava insan ve igdy aar; kendisinden doduu tutkuya kar
dner. Dnya tarihinde yeni olan da budur, kymlarn kapsamll deil.
Bu konuda, bantsz olmadklarn greceimiz saptama:
a) Sava krlarda domutur, hatta gnmze dein onun adn tamtr n>. Ama
1914'ten beri kentlemesine tank oluyoruz. Kyl kitlelerinin byk bir blm iin, bi
rinci dnya sava teknik uygarlkla bir ilk karlama oldu. lm endstrisinin ve uy
gulamal sanatlarnn evrensel sergisinin bir tr aklamal gezisiydi, hem de canl rnek
zerinde gnlk kantlamalarla.
b) Makinalam, yokedici aralarn bu ortaklatrlmasnn sonucu, savaanlarn
sava tutkusunu yaltlamak oldu. Sz konusu kan iddeti deildi artk, tutkulu sabuklama devinimleriyle deil de mhendislerin hesap uslaryla birbirinin stne atlm kit
lelerin nicel sertlii sz konusuydu. Bundan byle, insan gerecin uandan baka bir
ey deildir, bireysel tepilerinde insanlktan ne denli uzak olursa o denli daha etkiliydi.
Bylece, propaganda yoluyla giriilen g katmna karn, utku iin sonunda ruhbili
min ngrlerinden ok mekaniin yasalarna baldr. 1914'ten 1918'e, byk uzla
mazlklara elik eden allm cinsellik patlamas, ancak geride, sivil topluluklar arasn
da ortaya kt. Resmi coku abalarna, belirli bir yazna ve halk imgelerine karn, izin
linin dn uzun zaman diiden yoksun kalm erkein atlmna hi mi hi benzemez.
Hekim ve askerlerin saysz tanklklar gere savann gerekte bir "cinsel ykm" a d
ntn kantlamakta <2). Genellemi gszlk, ya da en azndan kronik "mastr
basyon" ve ecinsellik gibi nbelirtileri, siperlerde geen drt yln istatistik sonucu buy
1) Sefer, Franszcada "kr" anlamna gelen "campagne" szcyle belirtilir. (eviren)
2) M agnus Hirschfeld ynetiminde bir dzine Alman ve AvusturyalI uzmanca yaplan ve Sittengeschichte der Weltkriegs (Dnya sa
va srasnda trelerin tarihi) bal altnda yaymlanan soruturmann sonucu.

o g t o ,

B a h a r '95

159

Deni de Rougemont

du. lk kez olarak askerlerin savaa kar genel bir bakaldrsna tank olabilmemiz bun
dan ileri geliyor(1), savam artk bir tutkular savma yolu deil, Avrupa'nn bir tr us
bucaksz idi edilmesi olmasndan.
c)Toptan savam tm uzlam biimlerinin yokedilmesini varsayar. 1920'den sonra,
artk ltimatomun ve sava ilannn "diplomatik yapmacklar" ma uyulmayacaktr. Ant-:
lamalar dmanlklarn gsterili sonu olmayacaktr. Ak ve "mstahkem" kentler, si-;
viller ve askerler, yasal ya da yasak ldrme aralar arasndaki saymaca ayrmlar kalka- ;
aktr. Bunun sonucu olarak da bir lkenin bozgunu artk simgesel, eretilemesel, yani
birtakm uzlalm gstergelerle snrl kalmayacak, somut olarak bu lkenin lm o la -;
aktr. Bir kez daha, kural dncesi braklr braklmaz, sava uluslar dzleminde "teca- j
vz" edimini deil, "sadik" kya edimini, lm bir kurbana sahiboluu, yleyse gerek
sahibolmay dile getirir. Normal cinsel igdy dile getirmez artk, kendisini kullanan
ve akmlatran tutkuyu da dile getirmez, yalnzca "idilik karmaas" dediimiz -baka
yerde grdmz gibi kanlmaz- u tutku sapknln dile getirir yalnzca.
1 1 . POLTKAYA TAINM I TUTKU.

Bu alan bir oyun alannn olmas gerektii gibi kapal olmaktan kt, artk simgelerle ssl bir d alan deil de bir bombardman alan olduu zaman, valyeliin
sava alanndan kovulunca, tutku edim biiminde baka davurum biimleri arad ve
buldu.
Ayrca savan yozlamasyla olduu kadar aktrel ve zel direnlerin gzden dmesiyle de zorunluydu buna. Bir yandan, demokratik lkelerde, treler ylesine yumuad ki, saltk, dolaysyla tutku iin kkrtc engeller sunmuyorlar artk; te yandan, totaliter lkelerde, genlerin devlete yetitirilmesi, zel yaamdan her trl i trajii ve
duygusal sorunsal elemeye yneliyor. Treler anarisi ve yetkeci salk hemen hemen
ayn ynde etki gsteriyor: kaltmsal ya da ekinle kazanlm tutku gereksinimini boa
karyorlar; iten ve kiisel yaylarn gevetiyorlar.
Ak, iki sava arasnda, ilgin bir bunalml dnsellik (kayg ve kenter anarisi
yazn) ve zdeki alayclk karm (Almanlar'm Neue Sachlichkeit'i) oldu. Romantik tut
kunun artk bir sylen oluturacak ey bulamad grld; frtnal ve gizli ballk ha
vasnn ortasnda seilmi direnler bulamad grld. Ateli bir serven isteiyle bir
lemi "bn" srklenmeler ve "yrek aldatmacalar" karsnda hastalkl bir korku, i
te bu dnemin balca romanlarnn iklimi. Bu da aka cinslerin tutkunun gerekletii
ayrcalkl yer olmaktan kt anlamna gelir. Tutku desteinden kopmu grnr. Yeni
bir alan arayan, babo libido'lar ama girdik. Kendini ilk sunan alan da siyasal alan.
1917'den beri uyguland biimiyle kitle politikas, toptan savam baka yollarla
srdrlmesinden baka bir ey deil (Clausewitz'in deyimini bir kez daha tersine evi
rerek alrsak). "Cephe" terimi bunu imdiden belirtiyor. te yandan, totaliter devlet
uzatlan, ya da yeniden yaratlan ve srekli olarak ulus iinde tutulan sava durumun
dan baka bir ey deildir. Ama toptan sava her trl tutku olanan hie indirirken,
politika bireysel tutkular ortak varlk dzeyine aktarmaktan te bir ey yapmaz. Totali
ter eitim, tek tek bireylerden esirgedii her eyi kiilemi Ulus'a tar. Ulus'un (ya da
Parti'nin) tutkular vardr. Bundan byle, coturucu engel, ile ve bilinsizce kahraman
ca, tanrlatrc lme koma eytiimini Ulus (ya da Parti) stlenmektedir.
1) ada asker, toptan savam sava tutkusunun bir yadsnmas olduunu grnce, sama servenlere atlyor, bunlar samalk
lar ve insandlklar iin aryor (Bkz. Ernest Jnger'in La Guerre ntre m ire'i Emst von Salom on'un Les Reprouves'si. Kime kar
olursa olsun, zevk iin, daha dorusu umutsuzlukla savalacaktr.) Tutkunun d krklna urattnn umutsuz ve satlk d
knl. "Sadik" .

l6 o

o g t o ,

B a h a r '95

1
I
I
i

Ak ve Sava

eride ve temelde, kiisel sorunlar ksrlatrlrken, darda ve tepede tutku gc


Nnden gne gelimektedir. Yurttalar ilgilendiren aktrede soyartmclk utkuya ula|ir: soyartmclk her trl zel servenin mantksal yadsmasdr. Ama bu, Ulus'ta kii
limi irilen btnn gerilimini ancak artrr. 1933'ten 1939'a, Hitler'in Ulus-Devlet'i Aliitlar'a: "reyin!" der -bu da tutkunun bir yadsnmasdr-; ama komu halklara da
"Hiz snrlarmz iinde gereinden fazla kalabalz, yleyse yeni topraklar istiyorum!"
iler - bu da yeni tutkudur. Bylece temelde silinmi tm gerilimler gelip dorua ylr.
Il kar karya gelmi g istemlerinin -daha imdiden birka totaliter devlet var- ger
ekte tutkuyla arpmaktan baka bir ey yapamayacaklar aktr. Birbirleri iin engel
ulurlar. Demek ki, bu totaliter cokularn gerek, suskun, kanlmaz amac savatr, sa
vu da lm demektir. Ve ak tutkusu durumunda grld gibi, ilgililerin bu amac
kesinlikle yoksamalar bir yana, bilin ddr da. Kimse "Sava istiyorum!" demeyi gze
ulamyor; tutku-akta da aklarn "lm istiyorum", demedikleri gibi. Yalnz, tm ya
planlar bu sonu hazrlyor. Ve tm yceltilenler burada gerek anlamn buluyor.
Politikayla tutku arasndaki bu yeni koutluun kantlarn oaltmak kolay. Top
lumsallatrlm ile, devletin ulusal byklk adna benimsettii kstlamalar. valye
onuru, totaliter Uluslarn kaygl alnganldr. Son olarak, olduka arpc bir olgunun
altn izeceim: halklar, belirli bir lkede, diktatre, ayn lkede tpk erkein dilekleri
ne kadnn tepki gsterdii biimde tepki gsteriyor. 1938'de yle yazyordum: "Fransz,
11itler'in Germen kitlesindeki baarsna ayor, ama Almanlar'n houna giden tavrla
ra da bundan daha az amazd. Latinler'de, bir kadna kur yapmak onu vc szlerle
akna evirmektir: politikaclarmz da bir semen topluluuna byle kur yaparlar.
I litler daha serttir: ayn zamanda kzar ve yaknr; inandrmaz, byler; son olarak yaz
gya bavurur ve bu yazgnn kendisi olduunu kesinler... Bylece, halk edimlerinin so
rumluluundan, dolaysyla ruhsal sululuunun ezici duygusundan kurtarr. Onun
kendisini zincirleyip ele geirdii anda o da korkun kurtarcsna boyun eer ve onu
kurtarc diye adlandrr. Unutmayalm ki, Almanya'da evlenme edimini belirten halk
deyimi freien'dir, bu eylem de szck anlamyla "kurtarmak" anlamna gelir... Hitler
belki de bunu biraz fazlaca bilir:
"Halkn byk ounluu ylesine kadns bir eilim ve ruhsal durumda bulunu
yor ki, kanlarn ve edimlerini salt dnceden ok daha fazla duyular zerindeki izle
nimler belirliyor, diye yazar. Kitle soyut dncelere pek eriemez. Buna karlk, duy
gu alannda kolayca avuca alnabilir... Tm zamanlarda, en iddetli devrimleri devinime
getiren g, bilimsel bir dncenin bildirilmesinden ok daha fazla canlandrc bir
banazlkta ve onlar lgnca srkleyen gerek bir isteride yatmtr." (Mein Kampf.)
Evet, "tm zamanlarda" byle olmutur. Ama bizim zamanmzn yenilii, kitleler
zerindeki tutkusal eylem, Hitler'in tanmlad biimiyle, bundan byle bireyler ze
rinde bir ussallatrma eylemiyle tamamlanr. Ayrca, artk bu eylemi herhangi bir eleba
uygulamaz, Ulus'u cisimletiren nder uygular. zelden kitlesele bu aktarmann bir
benzeri daha bulunmayan gc de buradan gelir.
Totaliter olmu tutkunun bu byk ykmm hangi insanst Wagner orkestralayabilecek?
*
Bu kitaba balarken ngrmekten ok uzak olduum bir sonucun eiine getiriyor
bizi. ster Bat'nn tutku syleninin geliimi ister yazn tarihinde izlensin, ister sava
yntemlerinin tarihinde, ayn eri belirir. Ayn biimde amzn bunalmnn bu hi bi
linmeyen ynne gelinir, bu da valyeliin kurduu biimlerin yokolmasdr.

o g t o ,

B a h a r '95

161

Denis de Rougemont

Yeni bir zm zorunluluu ilk olarak sava alannda belirmitir, her trl evrimin
dnsz olduu -oysa yaznda "dnler" vardr- sava alannda. Bu zmn ad totaliter devlettir. lm tutku ve igdsnn tm toplum zerinde duyurduu srekli
tehdide yirminci yzyln savatan domu yantdr bu.
On ikinci yzyln yant "courtois" valyelik, aktresi ve romans sylenleri ol
mutu. On yedinci yzyln yantnn simgesi klasik tragedyadr n). On sekizinci yzyln
yant Don Juan'n ve usuluun alayyd. Ama kendini ok anlaml bir biimde sylenin gececil glerine braknn onu bilinli bir arlkla kertmenin son bir yolu oldu
u benimsenmeyecek olursa - bu da olanakl-, romantizm bir yant olmad. Ne olursa olsun, bu yasak ortal saran byk tehlike karsnda zayft. Sylenin uzun zaman dizginledii yaam kart gler en deiik alanlara yayld, bundan da toplumsal balarn
gevemesi anlamnda bir dalma dodu. lk Avrupa sava biimleri brakabileceini ve
sylenin lmcl "ieriini" anarik bir biim de serbest brakabileceini sanm bir
dnyann yarglanmas oldu.
Bununla birlikte, her trl tutkunun Ulus'la akalanmasnm bir umutsuzluk nle
minden baka bir ey olduunu sanmyorum. Tehdidi annda geri evirmektir bu, ama
bylelikle bloklar biiminde kurulmu halklarn yaam zerine ktrerek daha da
arlatrmaktr. Totaliter devlet yeniden yaratlm bir biimdir kukusuz, ama snrlar
iinde, askerletirilm i bile olsalar, insanlarn karmak yaam nn ilenip rgenlenemeyecei kadar geni, kat ve keli bir biimdir. Polis nlemleri bir ekin oluturmaz, sloganlar bir aktre oluturmaz. Byk devletlerin yapay erevesiyle insanlarn
gnlk yaam arasnda, hl fazla oyun, fazla bunalt ve fazla olaslk var. Hibir ey
gerekten zmlenmedi. Byle olunca:
Ya toptan atom sava, bedensel ve dinsel paralanma olacak ve tutku sorunu ken
disini dourmu olan ekinle birlikte silinecek;
Ya da bar olacak, ve sorun, bizim zgr toplumlarmzda kafamz kartrmay
srdrd gibi, totaliter lkelerde de yeniden doacak.
eviren: Tahsin Ycel

1) Bachofen (Mutterrecht'in yazar), toplulukla sylenin gleri arasnda Auseinandersetzung (tartm a, kavga, aklama) olarak
grlen Yunan tragedyas konusunda benzer bir kuram gelitirir.

162

C o g t o , B a h a r '95

:
;
;

<
J
ij

A k z e rn e P a r a l a r 0
Georg Simmel

nsan bilincine gre, duygusal ayrlklarn ve birlemelerin ilki ben ile sen arasnda
oluur. Bu ilikinin eskilii, onu, fazladan, bir anlamda mutlak bir yap gereci yerine
koymutur, yle ki, kararlarmz ve deiimlerimiz, yaptmz eyin ve bize zorlanan
gerekelerin yasall ya da yasadl buna bal olarak tartlr: bencilikle zgecilik
arasndaki alternatif, deiik saysz olanaklar ve zel koullar, maskelemeler ve etkile
meler arasnda ya biri ya da br n sraya karak sonunda davranlarmzdaki her
tr kast tketir. Hatta, bu kast en ideal amalarla, -ister Platon ya da Thomas d'Aquin,
ister Kant ya da sosyalist dnce olsun-, rlm olsa bile. Az ya da ok aka tanm
lanm olan egoizm, kendi iinde elikili bir ilke olarak grlr, halbuki ivedi somut is
tein - en azndan soyut istein de - ierik olarak karsnda bir "sen", bir kiisel ya da
bireyst bir "sen"i vardr. Oysa, ieriklerin gereksinimini karlad kadaryla, benci
likle zgecilik arasndaki seimin genel bir dnceye gre iledii mutluluku dzeyin,
hibir zaman btn bu kavramlar kapsayacak boyutlar iine almad bir yana brak
lrsa, szkonusu kavramlara tannabilecek azami enginlik bile, en son gerek gdlenmelerimizi tutarl bir biimde dile getiremez. u anda izlediimiz yolun dnda kalan
bir kant analm burada: irademiz, defalarca, ve nesnel bir biimde, varlmza biim
vermeyi amalar, ya da ksacas bir durum, bir olgu, olaylara ilikin bir deer edinmeyi
amalar, hem de bu istein gereklemesi sonrasnda bir sen ya da bir ben'e sahip olma
nn etkileri neler olacaktr sorusunu bir kez bile sormadan. Kesinlikle nesnel olan byle
bir istek, sen'in, ben'in ve bunlarn birlemi olsun olmasn, birlikteliinin tesinde, ben
ce, yadsnmas olanaksz ve stelik son derece de insancl bir gerektir. Bu gerek, nasl
ki bu ikiciliin stndeyse, onun altnda bir baka gerek daha vardr ki, o da katksz
gdsel davrantr. Gdlerimizi koulsuz izleme olaym bencilik olarak nitelediimiz(*) Georg Simmel, Philosophie de l'amour, Petite Bibliothque Rivages, Paris, 1988, s. 111-163.

o g t o ,

B a h a r '95

163

Georg Simmel

de, bu davran kendi z alannn tesinde bir baka alann iine koyarz; eer ona cevap veremezsek bize bencil grnenecektir, bu daha ok kendiliinde olmayan bireydir kukusuz, aynen bir bitkinin bymesi ya da tan yksekten dmesi gibi bir eydir, nk her birinin kendine zg yasas vardr, birinin egoist davranlara sahip olduunu syleyemeyiz. Bencilik, szcn tam anlamyla, ereksel bir ynelim, - ben'in
herhangi bir tepkisine doru -, demektir ve biz benci bir eylemi nitelemek iin, byle bir
ynelim olduu nvarsaymnda bulunuruz, ama yine de, itkinin doas byle bir ynelimin dnda kalabilir: nk, onun kapsam, aka bir sen'in mutluluuna doru, bir
ben'in ykmna doru, ereksel olarak tmyle youn bireylere yneltilebilir. Gerekten
de, itkilerin balbana zneye yararl uyumlar gstermesi, brakn psikolojiyi, fizyolojik
dzeyde bile doru deildir.
Eer, bu yaln durumlardan sonra tutumumuzun yukarda belirtilen alternatife
oranla bamsz olduu iyice anlald ise, bu daha da karmak, ama yine de "akla" tutum taknmann iin iin kaynad keskinlik noktasn azaltabilecek gteki bu ok karmak iliki hakknda akl yrtmeyi baarabiliriz. Bize tamamiyle duyarsz ya da antipatik, hatta dman olan bir kiinin iyilii iin taknlm bir tutumu, salt anlamyla ba
kalarn dnen biri olarak nitelersek, o zaman, yine ayn ekilde tutum taknmay da
akla niteleyemeyiz: saf itki ve doyum, byle bir durumda akn telos'u, sen'in kiiliin
de yer alamayacak kadar smsk bir biimde birbirleriyle iiedir. Bencilik kavram bu
rada yine uygun dmyor, nk, byle bir tutum taknmann maddesel ieriinden
ayrlmaz olan zveriden baka, onun ne soyluluuyla ne de deeriyle uyuur. Sonuta,
byle bir tutum, en derin kaynanda bile, bir tr mekanik bir karm olarak iki tip gdlenmeyi ortaya karamayacak kadar tek ve btndr. Bu durumda, ak gdlenme
sini, allm bir indirgemeye snarak, zel ve ilk gdlenme olarak almaktan baka
zm yoktur. Sorunun burada kt ele alnmasnn nedeni, rasyonalist bir psikolojinin,
pekl hakl bir biimde, akla harekete geme olgusunu bakasn dnme gibi bir s
tun zerine yerletirmesinden ya da onu temelde benci olarak snflandrarak deerini
drmesinden ileri gelmektedir. Buna, ama ile itki arasndaki ilikinin burada ok
zel olduunun eklenmesi gerekir. Eer ben, herhangi bir insann dileklerini yerine geti
riyorsam, bunun nedeni bu dilekleri uygun ve yasal bulmamdandr, zaten benim de son
amacm bu yasalln uygulanmasdr ve bunun gerekletirilmesi benim tek ve kesin
gdlenmem olacaktr. Ben tmyle ayn eyi yapyorsam, bunun nedeni o insan sevmemdir, yani gerekletirilecek durum ortaya kt haliyle pekl benim son amacmdr, ama gerek gdlenmem deildir, nk, telos (erek)'la birleen, hereyden nce a
kmn itkisel enejisidir, - deyim yerindeyse kendiliinden gelen bir eydir bu -. Nerede
olursa olsun, ne zaman ki tutumumuz olumlu bir gsterge olarak aksiyolojik temelini
bulursa, en son gdlenmesinden akn bilmedii belli bir uzaklkta ayrlr. nk aslolan kesin farkllk udur: belli bir eylemin, deyim yerindeyse genel bir gdlemesi sfa
tyla ak, kendi ieriiyle dayanma kurar, onu kendi kanyla sular, hatta gdlenmede
olduundan daha dolaysz bir biimde. (Belki nefret bunun dnda tutulabilir). Bir bak
ma, trel bir duyguyla ya da direnmeden kendi cokunluunu izleyerek, dinsel ynden
ya da toplumsal dayanma yoluyla birisi yararna iyilik yapldnda, eer tm bunlar
sevgiyle yaplyorsa daha fazla yol alnmtr, iyilik derken, ben ile sen arasndaki geri
lim hibir zaman ayn younlukta ortaya kacak zellikte deildir, nk ben, duygu
sal olarak sen'e yaklamtr, onun zyaama istei bu kopukluun tesinde, her tr me
safeyi yok ederek, onu kendisinden ayrd denli birletirecek olan bir kprye gereksi
nim duymakszn tekisine doru akp gider. Bununla birlikte, burada motor grevi g-

164

o g t o ,

B a h a r '95

1
I
|
1
?
?
1
|
|
|
I

j
'
:

Ak zerine Paralar

vn ey, rnein Schopenhauer'in iyilik ve esirgemezliin kaynakland yer olarak gor


il , tm insanlarn metafiziksel btnlnden baka bir eydir. Dorusu, ak muci
zesi de, ne sen'in ne de ben'in kendi iin varln yoketmemesidir, hatta daha akas,
bu mesafenin ortadan kaldrlmasn, yani yaamak istemekte bizzat kendiliinde benci
dn salayacak bir koula dntrmektir. Zaten, allm geerli kategorilerin
mantna boyun een tmyle mantkd bireyler de burada kendini gstermektedir.
Schopenhauer'in, bu mesafenin ortadan kaldrln, varln stn birlii olarak akla
mak istemesinin nedeni, akn zn anlamak iin rasyonalizme bel balamasndandr,
- neden anlayamadn ilerde tartmamz gerekecek zaten-. Sonrasnda, bu kategoriler
den yola kan bir inceleme, akla harekete geme olgusunu, bencilikle zgeciliin ve
ayn zamanda da, itkiyle amalln bants zerinde bltrebilir kukusuz. Ama
onun itenlikli gerek doas, eer sevgiliyle fiziksel birleme arzusu basit bir "cinsel it
ki" dzeyine indirgenirse, o denli de yanl tannm olur.
Szcn tam anlamyla itkisel ve ereksel olamn iie girdii bir baka boyuttan
yola kldnda, ak kavram, ksnllk ve duygusallk gibi iki kayna buluturan,
tam anlamyla erotik ve buna denk den davran anlamnda ele alnmtr. Fakat bu
ikilem de yle ya da byle kesin bir birlii ierebilir; kesin birlik kavram, eer ksnl
lk ve duygusallk akta tmyle bir birlik oluturur biiminde bir dnceyle snrl
kalrsa, gzle grnr biimde bo bir szck olarak kalacaktr. nk, onlar bizzat
kendi kendilerine ya da birini brne balayan gc iyi tanmlamak gerekecektir; ama
o zaman da, akn z, hem iki enin her birinden farkl olan, hem de birinin ya da
brnn bir blmyle mekanik bir biimde oluturulmas zor olan bizzat bu gten
kaynaklanacakt. - Bu tip eilimlerdeki temel yanlg, onlarn mekanik nitelikleridir, ya
ni nceden varolan elerden hareketle, znde tek olan eyi, hayatn iinden doan e
yi tasarlamaya kalkmasdr. te bu nedenle, ksnl etkinliin ve duygusal etkinliin,
hem bu birliin iki ayr sonucu biiminde insan bilincinin yzeyinde doduunu, hem
de doal ve hazr olan birok eyin bulumasndan kaynaklandn varsaymak daha
yerinde olacaktr; kiisel duygu ve dncelerimizle birletirici erotik gereklik zerin
de oluturulan prizma biimindeki paralanmalar buna rnektir. Gerekten de, nasl ki
saysz kere zihnimiz anlayarak bir birlie ulaamyorsa ve byle bir durumda, bir iedou, bir gereksinim ya da nseziden hareketle bu birlii nce birok elere blmek,
sonra da bu eleri birletirerek "sentetik bir birlie" ulamak durumunda kalyorsa, ayn ekilde, duygusal dnyamzn gereklii de ou kez tek ve kendinde btnlk bir
ey olarak ortaya kar, ama bu hemen sonrasnda, gerek yaammzn (szcn tm
anlamlarnda) yzeyine ular ve deiik biimlerde sergilenerek, birok zel duygulara
blnr. Ama yine de, birliiyle yetinirsek, onu bir tr elbirlii, bir tr tmleyici, bu
ayrdedici elerin bir tr stste binimesi olarak ayrmsarz. Szn ettiimiz ey, d
nsel bir zmleme deil, (ne denli ayn zamanda yle olabilirse de), yaanm duy
gusal bir geliimdir. Tanrya olan inantan doan duygularn okluunu, bir sanat yap
tna olan tepkimizi etkileyen ou kez birbirinden farkl duyumlar, bir bulumann ou
kez iimizde uyandrd o acaip duygusal "karm", zbenimizin genel deerlendir
mesine kout olarak, zel cokularmzla duygularmzn stste binimesi, birbirine ka
rmas - ite tm bunlar ikincil belirtiler, tmyle kendinde birletirici ve znel yne
limli bir davrann amlamalar olarak grmek isterim. Sonuta, tm bunlar bir szck
kavgas: duygusal olgu olarak her zaman "bir"dir, "bir" yazg, "bir" heyecana kaplma,
"bir" edim olan bu zel gerei, acaba balbana duygu diye adlandrmak m gerekir,
ya da tanmlanmas zor, bilinaltsal oluum ve davran olarak m ele almak gerekir?

o g it o ,

B a h a r '95

165

Georg Simmel

Bana birincisi daha mantkl gibi grnyor, nk rnleri bize duygu grnm al- ;
tnda sunulan bu paralanmada, temelde, onlardan farkl bir olayn nceden niin kabul}
edilmesi gerektiini anlayamyorum. Oysa, bu tr bir eyin olumas, pekl olasdr,
hele erotik ilikiyi kendinde ksnl ve kendinde duygusal bir ilikinin sentezi olarak ele
alrsak. O halde, yaantyla edinilen bilin dzeyinde ikisinin birlemesi, bu ilikilerin
aa kard birlii gsterir, yani hibir zaman kendiliinden blmlenmemi ili dl
olmay gndeme getirir, zaten bizim ak diye adlandrdmz ey de budur.
likiler konusunda daha ayrntl aklamalara girimeyeceim, gerekten de be
nim iin nemli olan, dorusu hibiri akla ilgisi olmayan onca etkenden hareketle, ak
bireylerle "biletirme" dncesini rtmekti yalnzca. Ak bir kez kendini gsterdi
mi, ok eitli elerin onunla ve onda bulumas pekl olasdr ve sonuta, bir dizi
karmak olgu onun adyla anlacaktr. Ak, bu biimde blmlenmesi ya da teki ele
rin elbirliiyle aklanmas olanaksz kendiliinde psiik bir edimdir. Dilin ak diye ad
landrd onca edimin bolluu, akn temel birliine ters dmez, tersine, bu birliin
varln dorular. nk, bir ak gerekliinin ortaya kmak iin gereksinim duyduu
ey udur: bir e bir bakasnn geliini bekleyecek, ama byle bir gerekliin, srekli
geliim durumundaki olaylarn sonsuz cmertliinde deimez bir merkez, bir ekirdek
oluturabilmesi pek artn olurdu. Tanr ak, yurt ak, dinsel gelecek ak ya da pra
tik ve rasyonel insanlk lks ak, ite size bir dizi eitlilik; fakat bu aklar yannda,
yaammzdaki lklerimiz ve yaam biimimiz nedeniyle, yalnzca cansz nesnelere
duyduumuz aktan deil, ayn zamanda gncel yaammza giren nesnelere, manzara
lara, sanat yaptlarna duyduumuz aktan da sz etmeye hakkmz var sanyorum.
Eer ben Floransa'nn grnmn "seviyorsam", bu, ne orada gerekten yaamak iste
diim, ne de estetik ynden ona hayran kaldm anlamna gelir. Belki ikisi de olabilir.
Ama, ne kentin grnmnden kaynaklanan znel, deyim yerindeyse pratik mutluluk,
ne de kent hakknda nesnel bir deer yargs, kendine zgl olan bu iten tutumda,
-k i bunu ben ak olarak adlandryorum- iki ey ayn anda ya da ayr ayr szkonusu
olabilir. yle grnyor ki, cinsel erotikliin gizi de burada sanki, nk brnn be
deni de sevilir, onu arzulamak ve estetik ynden seyretmek yetmez. Arzu ve deer verme
bununla bileebilir; yine de, nesneye duyulan erotik davranla karlatrldnda, yal
nzca arzu deil, daha zenle incelendiinde, deer verme de nesnesini "fazlasyla ya
kndan" yakalar. Birincisi bir gc gerekletirmeyi amalarken, kincisi bir gle bir
yargya varmay hedefler. ki tutum da, sonuta, aktan uzaklamtr. Cansz bir nesne
ye duyulan ak da, dorusu, zel bir duruluk derecesinde, znenin nesneyle olan iliki
sini aydnla kavuturamaz. Bu ak, ne ak diye adlandrdmz eyle karlatrlabi
lir, ne de baka bir eyle oluturulabilir. Burada, akn, kuramsal ve uygulamal olan her
eyden, nesnelere bitiimiz tm deer yarglarndan, (nk hibir ey, nesnel adan
tamamyla farkl olan, hatta en ufak deeri bile olmayan eyleri "sevmemizi" engelleye
mez), ayr olarak gryoruz. Biz bu akn, yaamn herhangi bir biimde iyilemesini ya
da bozulmasn hedeflemeden, onun tamamen mantkd derinliklerinden ykseldiini
gryoruz. Biz onu katksz bir durum ya da znenin heyecan olarak gryoruz ve onu
nesnenin nedensel znde var kabul ediyoruz, bir baka deyile, kendi stn benzersiz
liinin gerei olarak, sevilen nesneyi de, bilgi nesnesini de, inan ya da bir yarglama
nesnesini de onunla e srada tutuyoruz. Onu severken, ruh ile dnya arasndaki temel
ilikiye kesin bir biim veriyoruz: ruh, kukusuz kendi merkezine bal kalr, -o bu mer
kez iinde snrlarn belirleyecektir-, ama bununla birlikte, bu ikinlik, onun stn du
ruma getii biimidir, hatta bylece, d dnyann ieriklerini yakalalayabilecek ve on-

166

o g t o ,

B a h a r '95

Ak zerine Paralar

Inr kendisiyle btnletirebilecektir. Eer nce kendiliinde olmasayd, bizzat kendinin


dna kamazd; bununla birlikte, kanlmaz bir biimde kronolojik olan bu aklama,
hayatn ayrc bir srekliliinden ok, temelde birletirici bir biimde tanmlann gs
terir. Ama yine de, ak, dnyann trel olarak kavranm en gl bir biimde aa vu
rurken zne/nesne kavramndan yola kar. Gerekten de, deer verme ediminde oldu
u gibi, bilme-renme ediminde de, evremizde bizi zorlayan bireyler varm gibi, ya
lm yanl ya da kmseyici edalarla, kural, l ya da geerlilik diye adlandrdmz,
i ma aslnda znenin ve nesnenin tesinde bulunan bireyler hissederiz iimizde. Fakat,
kendiliinde iin iin bir sevilme niyeti tamayan bir nesneyi zellikle sevdiimiz za
man, korkmadan, kesin bir biimde, znel seimimizde, davranmzda ve yaptmzn
ls asndan birden zgr olmuuzdur. Fakat burada da, znel etkinliimizle biim
lendirdiimiz ey nesnedir; duygunun eylemi bir elips biiminde yol alr: nesne duygu
nun odaklarndan birini igal eder, ama szkonusu biim tamamyle duygunun ikinlii
iinde yer alr. Bylece, nesnenin zanlamnn sfr snra yaklat, hatta ona ulat bu
u noktada, ruhun ve dnyann karlkl dardalm aan, ama ayn zamanda, akn
snr noktasnda bu dardal ruhun evrensel bir ilikisi durumuna dntren sarp
.sarmalayc bireyler hissedilebilir.
Ak, yaayan varla biim veren nemli kategorilerden biridir, ama bu belli psiik
gerekler tarafndan olduu kadar, belli kuramsal gsterim biimleri tarafndan da rt
ldr. Hi kuku yok ki, sevisel duygulanm, nesnesinin nesnel olarak tannan imgesini
defalarca yerinden oynatr, arptr ve yine hi kuku yok ki, genelde bu erevedeki bir
duygulanm kanlmaz biimde "oluturucu" olarak bilinir; fakat bu ayn biime sokul
mu dier tinsel glerle gzle grnr biimde ortak gdml bir ey olarak ortaya
kmaz. Acaba neler olup bitmektedir? Sevilen varln "gerek" (varsaylan) imgesi, ku
ramsal etkenlerle oluturulmutur. Buna, deyim yerindeyse, daha sonraki belli etkenle
rinin arlyla dierlerini eleyerek, hepsine yeni bir renk katan erotik etken eklenir. O
halde, szn ksas, burada deien ey, niteliksel tanmlanyla nceden varolan imge
dir, hem de kuramsal varlk dzeyi terkedilmeden ve kategorisi yeni bir rn yaratlma
dan. Henz varolan akn kesinlie gtrd bu deiimlerin, sevilen varl belli bir
biimde reten balangtaki yaratmla hibir ilikisi yoktur. Benim seyrettiim ve tan
dm, yakndm ya da nnde diz ktm insan, hani sanat yaptnn iledii kii,
her defasnda zel bir rndr, ve eer biz saduyuyla kavranlan kiiyi yalnzca "ger
ekte olduu haliyle" gryor ve dier tm zel koullar, znel bir biimde bu deiti
rilmi gerei de iine kattmz deiik durumlar olarak ele alyorsak, bunun nedeni,
anlksal imgenin yaptmz her eyde byk lde baskn olmasndandr yalnzca. As
lnda, btn bu kategoriler, etkili olduklar an ve koullar ne olursa olsun, anlamlarn
dan dolay ortak gdmldr. Zaten ak da, nesnesini tmyle bir ilk rn gibi yaratt
lde bu kategorilerden biridir. Kronolojik dzenin dnda ve ona uygun olarak, in
sann sevilmeden nce, varoluuna ve tannm olmasna iyice inanmak gerekir. Fakat o
zaman, olup biten eyler, deimemi olan bu varolan varlkla aynen cereyan etmez, ter
sine, znenin benliinde, tmyle yeni temel bir kategori yaratc olmutur. tekisi "be
nim akm" dr, ayn sfatla da "benim tasarmmdr", olas grnlerin iinde yer alan,
daha dorusu sevilmi olma durumunda sz edilebilecek, ya da kendisine fazladan bir
anlamda akn yaratrlaca deimez bir e deildir; bu nceden varolmayan ilk ve
birletirici bir rndr. Dini dnelim yaln bir biimde: sevilen Tanr olmas gerekti
inden baka bir ey bile olabilir, sevilmeseydi yine olmas gerektiinden baka bir ey
olacakt, doal olarak ona yklenilen btn nitelikler kendi iinde hep ayndr. Belli ni

C o g t o , B a h a r '95

167

Georg Simmel

telikleri ya da etkileri iin sevilse bile, aktaki bu "nedenler", yine de akn bizzat oldu
undan ok baka bir dzeyinde yerlerini belirler ve ak gerek bir biimde ortaya kn
ca, duygusal bir biimde onun varlyla tmden birleerek, tmden yeni bir kategorinin
iinde yer alr; eer ak olmasayd, ait olduklar kategoriler iinde kalacakt, her iki du
rumda da, bu nedenler ayn zamanda "inan nesnesi"dirler. Fakat byle bir kantlamaya
hi gereksinim yok. Eckhart, u ya da bu zel niteliinden dolay ya da zel bir vesileyle
Tanry sevmememiz gerektiini aka ilan eder, ama bunun nedeni O tanrdr. Bu da,
hibir anlam belirsizliine olanak tanmakszn, akn birincil kategori olduunu, ken
dinden baka hibir temeli bulunmadn ortaya koyar. Akas yledir de, nk o,
nesnesini, son varlna varncaya kadar, her tr ilk varln yokluu dnda tutarak,
onu u ya da bu biimde yaratarak tanmlar. Nasl ki ben, bir sevgili olarak, ncesinden
baka biri olarak bizzat kendimsem, -nk bu, bana ait olan u ya da bu "zellik", benim
iimdeki seven ey, u ya da bu enerji deil, benim tm varlmdr, bu da benim btn
dier "hareketlerimde" gzle grnr bir deiim olduu anlamna gelmez -, sevilen
nesne de, u ya da bu biimde bir bakasdr, o tannan korkulan kaytsz kalman ya da
nnde diz klen varlktan a priori olarak baka bir varlktr. nk ak, hereyden
nce, mutlak bir biimde nesnesiyle iie girmitir, ona yle balanm deildir yalnzca:
akn nesnesi aktan nce varolamaz, sadece onunla varolabilir. Bu da, aka, akn, sevgilinin her tr davranyla en geni anlamdaki akn-, mutlak biimde birletirici
birey olduunu, nceden varolan elerden hareketle oluturulamayacan gsterir.
O halde, ak, ikincil bir rn, hem de ilkel psiik baka etkenlerin sonucunda orta
ya kan birey olarak ele alma giriimleri tamamen bo giriimlerdir. Bununla birlikte,
o, solunum, beslenme ve hatta cinsel gd gibi eylerle edeer olacak kadar, kronolojik
ve genetik dzleme yerletiremeyecek kadar da insan doasnn cok yksek bir merte
besinde yer alr. Metafiziksel ve zamand bir anlama sahip olduu gerekesiyle, ak
kukusuz deer ve dncelerin ilk, -ya da en utaki-, dzeniyle ilgilidir diyerek, kolay
bir ka yolunu seip iin iinden syrlamayz, ama insanca ya da psikolojik olarak ya
anmas, hayatn srekli gelien uzun ve karmak izgisinde, onu daha te bir aamaya
yerletirir. Onun anlam ve tepkilerinin bu tuhaf karlklaryla yetinemeyiz. Nitekim,
aktaki ikilik sorunu kukusuz bilinmekte ve aka da dile getirilmektedir, ama bu so
run zmlenmi deildir; burada, byle bir sonuta karar klmak, sorunun zlebilirliinden kuku duymak olurdu.
Yeniden ve bir kez daha akn en genel kavramna ve oradan da yalnzca iki insan
arasnda olup biteni ieren cinsel gerekleime deil, ayn zamanda dnyamzdaki olas
btn ierikleriyle ilgili olan eylere dnyorum. Akn ikin bir ileve sahip olduunu
bulgulamak bana ok ok nemli grnyor, ben bunu, d dnyann bir uyarmndan
hareketle gncelleen, ama bu uyarmann tayclar asndan hibir eyi birden belirleyemeyen psiik yaamn oluturucu ilevi diye adlandracam. Bu duygu tamamyla,
belki dierlerinden daha ok yaamn btnletirici birliine baldr. Zevk, ac, ycelt
me ya da kmseme, yaknma ya da kar gibi duygularmzn byk bir blm do
arlar ve znel yaamn akmlarnn birletii, daha dorusu kaynak merkezini bularak
fkrdklar noktadan olduka ok uzakta yaamlarn srdrrler. Cansz bir nesneyi
"sevdiimizde", onu yararl, ho ya da gzel diye nitelemek yerine, bu deiken youn
luktaki merkezi heyecan dnrz, iimizde harekete gesin isteriz, halbuki bu tr de
erlendirmeler daha evrel ve daha sapa tepkilerle ilgilidir. Bence, bir ak, bir kar, bir
duyum, kendilerine zg iten bir biimde stste binien duygularn varl, ruhun
birbirinden farkllam blgeleri diye bir kavramla aklanamaz; ben akn her tr koul

l68

C o g it o , B a h a r '95

Ak zerine Paralar

ve durumda yaamn greceli olarak farkllamam btnlnn bir ilevi olduunu


ve buna benzer durumlarn olsa olsa bu btnln en kk younluk derecesini tem
sil ettiini dnyorum daha ok. Ak her zaman iten bir kendi kendine yetmekten
yola karak doan bir dinamiktir, ve bu dinamik, akn gerek nesnesi tarafndan gizil
durumdan gncel duruma srklenir, ama bu dinamiin nedeni, szcn tam anla
myla akn nesnesi deildir; ruh ona u noktada bir gereklik sfatyla eriir ya da erie
mez, biz onun tesine doru, dtan ya da iten bir hareketlenmeye ,(ki bu bir anlamda,
daha ok onun raslantsal nedeni olurdu), doru yol alamayz. te, hangi yasal sfatla
olursa olsun, onu srarla isteme giriimini tamamiyle anlamndan arndran en derin ne
den de burada yatar. Bunun gncellemesinin her zaman bir nesneye bal olduundan
hi emin deilim, ve eer, arzu ya da sevme ihtiyac denilen ey, - hani zellikle genlik
anda, nesnesine sahip olunmadan, sevilecek herhangi bir eye doru o gz kapal
srkleni -, insann kendi iinde kprdayan akla ilgili bir ey deilse bile, serbest ark
l bir aktr diyebiliriz. Elbette, bir davrana srkleyen itki, o henz yeni ie girimi
davrann duygusal zellii olarak ele alnabilecektir; kendimizi bir eyleme "srkleni
yoruz" biimindeki hissediimiz, iimizde eylemin yeni balad ve bitiinin de bu ilk
sinirsel oluumlarn daha sonraki gelimelerinden baka bir ey olmad anlamna ge
lir; hissedilen srklenie ramen, eyleme geemediimiz anda, ya enerjimiz eylemin
bu ilk kk ilmiklerinin tesine gemek iin yeterli deil, ya da bu enerji kart gler
tarafndan sktrlmaktadr, hatta insan bilincinde oluan bu ilk ilmikler gzle grlr
bir edim biiminde srp gidememektedir. Ayn ekilde, ak denilen bu davran bii
minin gerek olana, a priori frsat, gerektiinde karanlk ve ok rastlanlan bir duygu
yu ortaya karacak ve onu insan bilincine maledecektir, bu onun z gerekliinin ba
lang aamasdr, onu son geree gtrmek iin, belli bir nesne tarafndan uyarlmas
da buna kendiliinden eklenecektir. Nesnesi olmayan bu srkleniin varl, deyim ye
rindeyse, kendiliinde durmakszn katlanan, akn nsezisel gc ve i dnyann saf
rn olan bu srkleni, ak olgusunun en ar znn yararna ileyen en kararl bir
kantdr, ama ou kez ak olmayan bir biimde, akn bir tr heyecana kapl ya da
dtan gelen bir iddet olduu biiminde aklanr, (zaten znel ya da metafziksel dz
lemde ortaya kt biimiyle bile), ve "ak szgecinde" kendine zg en gl simgeye
sahiptir; sanki ak nesnesinden kaynaklanyormu gibi; oysa gerekten ak nesnesine
doru koar.
Bununla birlikte, ierden belirlenen bu canl dinamiin biimi ve ritminin kart ku
tuplar da vardr. yi ve kt, ar heyecanl ve akl banda olmak gibi. Gerekten de,
ak dinsel duygularn dnda, nesnesine en sk ve koulsuz biimde balanan duygu
dur. zneden, znenin younluuyla fkrr, yine znenin younluuna yant verir ve
o younlukla nesnesine ynelir. Burada kesin olan ey, genel nitelikte hibir yalvarma
nn araya girmemesidir. Eer ben birini yceltiyorsam, bu yceltilebilirliin bir anlamda
genel nitelii zerinde dnmemle olur, ve bu yceltme, kendi zel gereklii iinde,
uzun zamandr ycelttiim insann imgesine bal kalr. Ayn ekilde, korktuum insan
da, buna neden olan korkutucu zellik ve motif smsk bir biimde birbirine karr; nef
ret ettiim ayn insan bile, ou durumlarda, benim tasarmda, bu nefretin nedeninden
kopuk deildir - akla nefret arasndaki farkllklardan biri de buradadr zaten.11 Eck1) A k ve nefreti birbirine tam am en kart kavramlar olarak ele alm ak, birini kazanmak iin brn tersi olarak dnm ek
tmyle yanltr; bu yanllk, birinin kendi iindeki uygulamalarndan doan sonularnn, tamamen brnnkilerin tersi gibi
grlmesinden kaynaklanr, ama bu olgu aka kesinlie kavumu da deildir. Ben birine mutluluk, brne acy diliyorum;
birinin varl iimi doldururken, br bana ac veriyor. Fakat ac ve mutluluk, mantksal olarak birbiriyle elimez. Ayn ek
ilde, akn ou kez nefrete dnmesi bu mantksal bant lehinde hibir eyi kantlamaz. Akn kart, akn yokluudur, yani
duyarszlktr. Onun yerini nefretin alabilmesi iin, akla ikincil derecede etkili balar bulunan tmyle yeni olumlu nedenlerin
olmas gerekir. rnein, birbirinin iinde kk salmak, yanlnca ac ekmek, ak mutluluunu yitirme znts gibi.

o g t o ,

B a h a r '95

169

Georg Simmel

hart'in uyarsna ramen, Tanryla olan psiik iliki, kesin bir biimde onun zelliklerine
bal kalr: iyilik ve adalet, babalk ve gllk gibi - yoksa bu uyar yararsz olurdu.
Ama akn zellii, varolan akn iinden, nesnesinin, her zaman greceli olarak genel
kalan arac niteliini karp atmaktr. Sonrasnda ak, niyet olma zelliiyle, dorudan
ve merkezi bir biimde bu nesneye yneltilmi olarak kalr ve gerek, benzersiz doas
n, dou nedeni olan eyini yitirdikten sonra yaamaya devam ettii durumlarda ifa
eder. Eckhart'n formle ettii eyin tutarl olmas, ancak gerekten ar bir ak sz konu
su olduunda olasdr, ama yine de tutarl bir dncedir, nk her tr ak iin geerlidir, nk o arkasnda sevilen nesnenin tm zelliklerini brakmtr. Sevgililerin " sevi
len varlk tm dnyay temsil eder, onun dmda hibir ey yoktur" gibi ve buna benzer
esrik formlleri, yalnzca olumlu olana dnm anlamna gelir, yani akn ayrcal ve
bu gle nesnesine tamamyla ve ivedilikle sarlma olay, grebildiim kadaryla, zne
nin mutlak iletirmesiyle, bu denli btnlk iinde yaamm nesnesinin mutlaklma
doru iten, latince deyile terminus a quo ve terminus ad quema) btnleen, almas ola
naksz kartlklarna ramen, koul tanmakszn tek bir akma yeltenen baka hibir
duygu yoktur, arac hibir yakar da hibir zaman bu duyguya yol aldrtmaz, -balan
gta buna benzer bir yakar, biraz akntya yn gstermi olsa bile, ya da raslant sonu
cu tek ynl bir iletiim kanaln onaryor olsa bile.
Hoppalktan en yksek younlua dek deiik dereceler ieren byle bir toplu par
lay, ister kadm, ister bir nesne, bir dnce ya da bir dost, yurt ya da tanr olsun, ou
kez ayn modele gre yaanr. Eer onu kendi yaps iinde, cinselliin alanna giren en
derin anlamyla aydnlatmak istiyorsak, nce bunu salam bir biimde belirlemek zo
rundayz. ou insann yeltendii bir umarszlkla cinsel gd ve ak birbirine balanr
sa, byle bir umarszlk belki de bu trden oluumlarn en abartl rnei olarak ruhsal
oluumlarda en yanl kprnn kurulmasna neden olacaktr. Bunun yannda, olur da
kendini bilimsel olarak tanmlayan psikolojinin alan iine girdiinde, ou kez bu bili
min kasap olanlarn ellerine dt izlenimi edinilir. Bir dier yandan, uras kesin
ki, bu iliki hep ayn tarzda dlanamaz.
Cinsel cokumuz iki anlam dzeyinde akp gider. Srklenme, ve arzunun, znel
gerekletirim ve tadlan zevkin arkasnda, tm bunlarn bir sonucu olarak insan soyu
nun yeniden canlandrlmas sezinlenir. Filiz veren plazmann uzayp gitmesiyle, yaam
sonsuza doru btn bu aamalardan geerek ya da onlarla bir yerden brne srk
lenerek sonsuza akp gider. ylesine yetersiz, insancl dar bir simgecilie yine ylesine
hapsedilmi olan ama ve olanaklar kavram, yaamn gizemli gereklerinin eliinde,
bizler yine de bu cinsel cokuyu, hayatta insann kendi soyunun sreklilii iin gerekli
bir olanak olarak nitelemeliyiz. Ancak biz burada szkonusu amaca ulamay bir meka
nizmaya bal olarak grmyor, tersine onu psiik dnceye dalmalarla e tutuyoruz.
Akn srekli bir evrim iinde, bunlarn arasndan fkrmas yadsmlamaz. nk, cin
sel itki dnemiyle akn uyannn dnemi arasndaki artc rastlama, sadece basit
bir rastlantnn sonucu olamaz, aksi halde, sevilen varlkla kurulan her tr cinsel iliki
nin tutkuluca reddedilmesinin nedeni anlalamaz (istisnalar bulunsa bile). Burada, bir
letirici basit bir bantdan ok, genetik bir bant olsa gerek. Hazsal olduu kadar cin
sel anlamda da, nce kart cinse doru ynelen itki, dayanaklar kendisini bakalarn
dan ayr gsterinceye dek farkllat lde nesnesinden gittike ayrlm gibidir. tki,
kukusuz o basit bireyselletirme olaynn sonucunda aka dnmez; bireyselletirme
ya ar bir biimde hazcdr ya da en mkemmel ocuklar dourma yetisi olan kart
2) Latince olan bu deyiler "varabildii noktaya kadar" ve "snr noktadan hareketle" anlamlarna gelmektedir (evirenin notu).

170

o g t o ,

B a h a r '95

Ak zerine Paralar

iin ereksel bir gddr. Fakat, her halde, oluturucu bir dzen, deyim yerindeyse a
kn zn oluturan bu ayrcalk iin bir evre yaratr, hatta znesi birok nesneye y
nelmi olsa bile. "Cinsiyetlerin birbirine kar ekimi" olarak adlandrlan olayda, ilk factum'un, daha dorusu akn nbelirtisinin olutuundan hi kukum yok. Yaam da bu
retimle bakalama urar zaten, ve akntsn bu dalgann en ykseine karr, artk o
dalga, doruk noktadan zgrce savrulacaktr. Eer yaamda cereyan eden byle bir ola
y, bu amacn hizmetindeki olanaklarn bir dzenlemesi olarak mutlak biimde ele alr
sak: yaam ve soyun sreklilii iin akn gerek anlam hesaba katlrsa, o zaman ak
da yaamn, onun uruna ve ondan hareketle yklendii olanaklardan biri olacaktr.
Yine de: bu amaca ulaldnda, doal evrim ak olduunda ve ak da doal evrim
olduunda, tablo deiime urayacaktr; ak, insan soyu kavramnn erekbilimsel anla
m iinde yerini almas yine de baka bir eydir, sonuta, sz konusu edilen ey stat
dr. O kukusuz yaamdr, ama ok zel bir biimde; yaamsa, kendi z dinamiiyle,
doal olarak akp giden bir sre olarak bundan byle kendisi iindir; onun bir anlam
ve tmyle bu ereksellie boyun een ve hatta onunla ban koruduu lde bir tan
m olmas, szcn tam anlamyla yolundan dndrecektir: sevgilinin, yaam imdi
akn hizmetinde olmaldr duygusuna sahip oluu, yaamn bir anlamda, ona, soyunu
srdrme gcn vermesini istemesindendir. tkiye dayal yaam kendi iinde doruk
anlar yaratr ve yaamn bir baka dzeniyle ilikiye geer, ama bu iliki annda, doruk
noktalar, deyim yerindeyse elinden alnr ve bundan byle bu doruk noktalar kendi z
yasalar gerei ve z anlamlaryla varln srdrr. Burada Goethe'nin formln uy
gulayabiliriz: kendi z soyunda mkemmellii yakalayan herey, o soyun snrlarn
aar. zellii u ya da bu biimde durmakszn dourmak olan yaam, ayn zamanda
daha fazla can retme, yaamdan da daha fazla olma gibi bir zellie sahiptir. O zaman,
dinsel, estetik, toplumsal, teknik, standart retimler gerekletirir. Bu retimlerin herbiri
bir mantk, aksiyolojik bir sistem oluturarak kendi snrlar iinde zerk alanlara dn
rken, onu zenginletiren ve younlatran ierikler biiminde, kendilerini yaamla ye
niden kar karya brakrlar; fakat bu ayn zamanda, kendi z dalgasnn, ahenginin,
kmazlarnn varp dayand ya da yn deitirdii ve o zaman da kendini lesiye t
kettii eilmezlikler biiminde de cereyan edebilir. elikiye dek varan, (szkonusu e
liki, "dncelerle ilgili" olarak nitelelenmesi gereken bu silsilelerin, hereye karn on
lar kendi bana gerekletiren yaama kar ortaya kard elikidir), btn bu ola
an eylerin en derin sorunsall, ayn silsilelerin eninde sonunda kendi btnlkleri
iinde yaam kl olduu ve yaamn sarp sarmalad silsilelerin sorunsall olduu
anlalr. nk, bizzat yaamn iinden kaynaklanrlar; nk bu onun kendini amak
ve kendinden hareketle artk kendisi olmayan eyi yaratmak, brn yaratc bir bi
imde kendi z aknn ve z yasallnn karsna yerletirmek iin sahip olduu en
derin zdr. Zihnin kendi te dnyasna olan bu aknl, bu ilikisi -retim, temas,
ba, ahenk ya da savam gibi- (yine de isel yaamn tam modelidir ve onu bizzat nes
ne klan znenin yalnzca kendi bilincinin gerekliinde harekete geer), bana, dnce
olduu lde yaamn ilk gereklii gibi, dnce yaam olduu lde de dnce
nin ilk gereklii gibi grnyor. Bu aknlk, yalnzca tinsel ieriklerin dnsel bir
salamlk iinde kristalize olduu anda deil, ayn zamanda, bu birletirici duruma
ulamadan bile yaamn kendi iine smsk kapanarak, ondan hareketle ve onun stn
de yataklar dourabilecei anda ortaya kar ve dalgalar, doann zel durumuna ve
can alc amacna hizmet ederek bu yataklar artk sulamaz. Bence ak, bu yataklardan
birinde ikamet ediyor gibi: yaamn canll ve metafiziksel anlam, onu gerek hava

o g t o ,

B a h a r '95

Georg Simmel

sndan koparmcaya dek psikolojik olarak sarp sarmalar ve bununla birlikte, nasl ki
nesnel mantksal bilgi, psiik gereklie ya da sanat yaptnn aksiyolojik niteliine ve
buna ilikin yaratclna ve mutluluuna elik eden psikolojik cokulara oranla stn
se, o da, kendi niyetlerinde, zel yasalarnda ve kendi z geliiminde, yaama oranla o
denli stndr. Bu salt kendinde varlk olarak akn ieriklerinin, az nce de yaptmz
gibi, yabanc elerden olutuu dncesini reddederek belirlemek, belki de sonusuz
bir aba olur. Cinsel itkiyle srklenen yaamn akp gittii emberden kopu, akn
kendi z emberinden "ksnll" hibir biimde kovmamas kadar zordur. Erotik
olanla ksnl olann birbirine ters dt eklinde yaplan yorumlamalarda hibir
doruluk nedeni bulamyorum. Gerekte birbirine ters gelen ey, ak ve soyutlanm ks
nllktr, nk ksnl zevk kendiliinde bir erek olarak ortaya kar. Bundan dolay,
bir yandan, sevdii lde znenin varlna renk katan birlik paralanr, te yandan
da, her defasnda nesnesini ve yalnzca ona ulaan akn bireysel ynelimi, nesnesinin
yerini ilke gerei herhangi bir baka nesnenin ald tmyle bireysel olmayan zevkin
aleyhine gerileme gsterir; bunun yannda, yerini alabilirlik her zaman bir aracn bizzat
z olduuna gre, nesne de tekbenci bir amaca ulamak iin basit bir arac olarak ken
dini gsterir, -bu da tartmasz bir biimde, akla nesne arasndaki gn gibi aikar olan
kartln bulunduu ssn verebilir. Ve bu eliki, hem sevildii iddia edilen varln
ara olarak kullanlma zelliini gsterir, hem de genel anlamda, ereksel kategorinin a
kn alanna burnunu soktuunun gstergesidir. Geiimli olarak canl kalan, eer deyim
yerindeyse btn bu transvital krallklar zgrdr, ama ve aralarn byle ardarda zincirlenii karsnda, sanki kraln mhr ve kelamyla gvence altna alnm gibi. Schopenhauer'in "sanat her yerde amacna ular" sznn anlam da bundan baka birey
deildir ve bu sz, ak iin de geerlidir. Neyi arzularsa arzulasn ya da can atsn, salt
kendisi olarak kald srece, onu ama ve aralarn teknii iine yerletirmez, yalnzca
kendini aray iinde olan bir ksnllk her zaman onun tutsa olur. Buna karlk, fiz
yolojik belgelerin gsterdii gibi, ksnllk, ar bir yaamn iinde ilk kez kk salan b
tn dier eler gibi, onlarla ayn zamanda gerek akn eiinden geer; ya da, daha
nce ele aldmz erevedeki gibi, birletirici erotik akmn enginliinde ylesine bir
esin akp gider, sonrasnda yaltc bir kavramclkla tekilerden ayrlr, ama yaamn
gereklii iinde kalmasn da bilir. Eer "erotik doay", bir yandan, hani akn bu alan
iinde kendi kendine yeten, ar ve basit yaam aan yaamsal enerjinin bakalama uraynn tmyle sonuland erotik doa olarak tanmlarsak ve bununla birlikte, te
yandan da, bu alann hi durmak bilmeksizin akan yaamn dinamiiyle sulandn d
nrsek, o zaman ksnllkten tmyle arnm, ve onlar kadar da ok ksnl erotik
doa var demektir. Bu fizyolojik ve psikolojik zellik farkllklar, yaamsal kararnn te
mel kimliine dokunmadan, erotiklii bireyselletirmektedir.
Fakat akn elbette btnyle reddettii ey, soyun oalmas iin beslenen kar
dr. Nasl ki seven varlk, u ya da bu sfatla, hazza, bencilie bal her tr ilikiden ken
dini soyutlamsa, ve yine ayn ekilde, trel ve kendini dnrc iliki bu duruma
bal kalabilmise ve bu, ancak bir eyleme geme deil de, bir varolmaysa, soyun hiz3) Akla tre arasndaki iten bir birlemeye dek varacak biimde kurulan iliki, dinle tre arasnda kurulan ba kadar ikincil dere
cede, hatta dayankszdr. Trellik de elbette kendiliinde ama ve salt bir olu biimi olarak, varolusal ilikilerin stnde bir
"dncedir", ama o tm yaam kendi hizmetine koyar. Bu nedenle bile, onunla ayn kategoride bulunan dini, treyle ya da k
incisini birincisiyle yasallatrmaya kalkmak uygun olmaz. - nk, onlan birbirine balama eilimi sonuta yine buna vara
caktr. Eer Kant'a gre "trel yasalar altnda yaayan insan" yalnzca insann ampirik varoluunun son amac deil de, ayn za
manda genelde evrenin son amac ise - ki bu durumda din basit bir eklenti, daha dorusu bir tre aracdr-, bu olsa olsa, kendinde
mutlak ve zerk olan zn, dinin bir arptlmasdr. Bu yalnzca bizim gzmzde yadsnmaz olan psikolojik gereklii tanmamazlk edemez, ayn zamanda olaylarn nesnel durumundan uzaklalmadm gsterir. Gerekten de, temel tepilerin stnde
tutulan trellik dncesi, douu ve uyguland haliyle hayatn heyecanlarna, bireylerin ereklerine ve karlarna dinden daha

172

o g t o ,

B a h a r '95

Ak zerine Paralar

metine konulmu amal bir iliki de ylece ona yabancdr. Bir gei noktasndan ziya
de bir var noktas, daha dorusu, onun varl ve kendiliinden duygusu mutlak bir
biimde her tr gei ya da son ama kavramnn, ister sanat yapt olsun ister dinsel
inancn ierii olsun, bir arac kullanma ya da bir aratan yararlanma gibi her tr doal
eilimin tesindedir; yalnz, bu son durumlarda, bir retime verilen kalc biim, yaa
mn erekselliinden ileri gelen uzakl aktakinden daha aydnlk klar. Bu da belki, her
byk aktan ve her byk sevgiden kaynaklanan trajik havann anlalmasn salar.
zellikle kincisinde, bu o kadar alglanabilir bir durumdadr ki, yaamn rasyonel ak
ndan ak bir biimde kopar, ve akn kendi iine kapand, ve evlilikte olduu gibi,
byle bir aka kart denli de bir o kadar da kanlmazdr. Romeo-Juliette trajedisi,
kahramanlarnn aklar lsnde verilmitir: byle bir akn boyutuna deneysel dn
yada yer yoktur. Fakat, bu dnyadan kaynakland ve onun koullarna bal olarak
gerek evrimini karmakark etmek zorunda kald iin, kendini birden ldrc bir
elikiyle babaa bulur. Artk burada trajik olan ey yalnzca gcn ya da dncelerin,
birbiriyle elien istem ya da gerekliliklerin oku anlamna gelmez, ayn zamanda, ve
daha ok, bir yaam ykan eyin bizzat bu yaamn en u gerekliliinden hareketle ge
litii anlamna, "dnyayla olan trajik eliki", en son anda, bizzat znenin kendi i e
likisidir, -bu durumda, "dnce" krallnn tm yurttalar bu yk tamaktadr.
Dnyann stnde ya da dnyayla kartlk halinde yer alan hereye trajik bir nitelik ve
ren ey, dnyann buna katlanamamas, onunla savaamamas ve hatta onu yok edeme
mesi deil, -bu ok zc ve insan isyan ettiren birey olurdu -, kendisine yer verme
yen bir dnyada, doma ve srekli varolma gcn tketmesindendir.
Yaamn akndan kendisini syrm ar bir erotiklikten ayrlmaz olan bu trajik an
latmn nedeni udur: o, yasas en iten gerekleen bu akmdan domutur, hem de
kendi bana, kendisine yabanc ve hatta birincisine ters den baka bir yasa yaratarak.
Afrodit'in zamand gzellii, zaman ve rzgrn srkledii dalgal denizin kpkleri
stnde karmza kar. Ara vermeksizin douran ve srekli dlleyen yaam, hani cins
lerin birbirlerine olan ekimini, dalgalarnn iki doruk noktasna yerletiren yaam, im
di ekimin aka dnmesiyle bu gl dnm yaar, bir baka deyile, hayata, her
tr dllemeye ya da aracla kaytsz kalan eylerin krallnda, bu ekim gklere kar.
Bunun dnceyle dorulanmas hi nemli deildir. Akn gemi bir ilikiye doru
gerilemesi ve gereklik sfatyla, soyun oalmas iin saptadmz anlama brnmesi
de nemli deildir, - kendi z anlamna gelince, ak her tr kan unutur, znenin s
reklilii olur ve yle kalr, u ya da bu biimde olsun, iini dkmeden bir baka znede
kendini yaar, onun evresinde serpilip geliir ve sonuta, kendi iinde var olan merke
zini bulur; yle soyun geliimi ve srekliliin korunmas iin deil. Ama yine de, soyun
bu yaamndan kmtr o, ve iten bir eliki gibi, bir kendini yokedi gibi, bireylerle,
z varl anlamndan soyutlanarak bu elikiden arnr arnmaz akn evresinde sz
lr. Akn zerine drlen trajik glge aktan kaynaklanmaz, soyunu srdrme anla
yndan kaynaklanr. O, kendine zg gc ve amalanm geliimiyle, en ykseklere
doru, akn serpilip gelimesine doru ykselir. Ama ak tohumdan kt anda, ko
kusunu zgr blgelerde, kk sald yerin ok uzaklarnda hissettirir. Szkonusu olan
elbette ykma ve kanlmaz bir felakete dayal trajedi deil. Ama varolan eliki udur:
yakndr. Onlarn dnsel olarak ayn dzleme konulmas, birinin brnn yerini tutmasn nler. Ama yine de birbirleriyle
karlatrlm ak ve aralarnda ba kurulmak istenirse, trel davrann, dinsel davrana gre, son amala daha smsk iie
girmesinden kaynaklanan bir farkll olduunu gzden karmamak gerekir. Biim asndan olduu kadar, ierik asndan da,
birini brne baml klacak bir ilikiye yeltenmek de yanl olur. Akla tre arasndaki iliki de ayn eydir. Akn, szcn
btn anlamlaryla yabanc olduu ok yksek bir dzeyde etik doalar vardr; trelliin zn ieren ya da iermeyen, ama
kesin bir biimde onun etkisinde kalmayan baka erotik doalar da vardr.

C o g t o , B a h a r '95

173

Georg Simmel

hereyi iine almak isteyen yaamn yannda ve stnde, ona yabanc kalan, onun yara
tc akmndan koparak, kendi z tohumuyla mutlu ya da ac yazgsn eken ve bununla
birlikte, derin bir istenten ya da gereklilikten, belki de daha dorusu bu yaamn bizzat
kendisinin ykledii grevden doan bir eyler vardr, ama byle bir yabanclama u
noktadaki kendi z gizini de barndrmaktadr; yaamn saldrganlktan uzak bu eliki
si, kendiliinden bir elikidir ve o tatl trajik ezgisini akn kaps nnde nlatr. Belki
de ar bir biimde kendi olmak kavram trajik bireyler ierir, nk, taycsnda, duy
gunun ne geilmez iselletirilmesiyle, tekisini iinde eritme, onu sarp sarmalama,
hani onunla iie olma gereksinimi arasnda eliki vardr (bu aslnda sen ile ben sre
cindeki elikidir). Ama burada sz konusu edilen bir baka trajikliktir, yani soyun s
rekliliinden yola kp akn zerini glgeleyen eliki: yaammz akla akn bir zel
lik kazanmtr, kendine zg gcyle ona kar itaatsizlii dourmutur, kozmo-metafiziksel balamda bir alan yaratmtr, nk yaam olduundan fazla yaam klan ey
onun bu anlamdr. Fakat bununla birlikte, yine bu alan iinde, daha fazla bir yaam ol
ma yasasyla ilikisini koparmtr da.
Bireycilikle soyun sreklilii isteminin iie girdii bir akta, ilikiler son derece
karmak, youn ve o kadar da ince dokunurlar. Yalnz, sz konusu karmaklk, hibir
biimde yaamda bizzat yaanan deneyimlerin iinde yer almaz; bunlar daha ok ve o
u kez, tamamen tekrenkli ve acmasz karmaklklardr ve yalnzca dncelerimizin
yetersiz sivri kavramlaryla yaratlr, paralanm elerin birletirilmesiyle oluturulur
ve sonuta, aralarndaki ilikiyi salamak zordur. Kavramlarn zel yaps, bu elerin
paralanmalarna kar byle kendini koruyorsa ve en azndan yaanlan deneyimin bir
liiyle, simgesel de olsa buluan bir kart-imge oluturabilmek iin onlar birbirleriyle
ara vermeksizin birletiriyorsa, -bu en azndan ksmen felsefenin erotik sorunu hesaba
almamasna balanabilir. Sonu olarak, yalnzca yararlanlabilir kavramlar dondurulur,
ve bunlar gerek bir tutum taknmazlar. Diyelim ki bu balamda, akn bireysellemesinde bir kez daha bunun kararl bir biimde belirleniini gryor gibiyim. Bunu Goethe'nin iki sevgilisini zmleyerek aklamaya alacam.
Faust ve Margueritte'in geni lde ideal erotik ift olarak ele alnmas, ak d
ncesinin hangi noktada akn cinsil niteliini ar bir biimde nadiren atn kantlar.
Hi kuku yok ki, Faust'un yaad deneyimi belirleyen ey, byk lde, onun kendi
i yazgsnn benzersiz bireyselliidir, d olaylara gelince, byle bir psiko-metafizik geli
im erevesinde, olsa olsa ar bir simgedir. Ama, bu, akas, sonsuz bir ak iinde
gerekletirebilecei belirgin tek ilevi olmasndan, yani erotik olgu olarak, kendiliinde
tmyle bireysel olmayan bir ze sahip olmasndandr. Margueritte, Faust'u birey sfa
tyla deil, aan ve egemen olan akll insan sfatyla sever. Karmzda bunu anmsata
cak ok rnek vardr: aa tabakadan bir gen kzn, st tabakadan birine olan karanlk,
hatta bilinsiz zlemini dnelim; aslnda evresinde, yksek tabakaya zg hibir k
yoktur. Ama o, bu umutsuz bekleyiinin boluunu doldurmak ve onu gzlerinin hi
almad gnelere kamatrmak uruna st tabakadan bir adamn kurban olur. Zeus
karsnda da yeryz kzlarnn direnmesi olanakszdr, ite bu nedenle, herhangi bir
erkein keyfince batan kard bir (ya da birok ) gen kzn teslim olmas, hibir za
man o erkein zel bireysel yapsndan kaynaklanmaz. Faust'un zel kiiliini Margu
eritte bilmez, bu konuda en kk bir nsezisi de yoktur. Kendisiyle konumalarnda
ondan sz ederken kulland bireysel olmayan artc deyimlerden biri de "yle bir
adam!" deyimidir. Ve eer bu cinsil imge, onun gznde, hissettii eylerin younluu
nu yanstabiliyorsa, bunun nedeni, genelde, kadnlar iin cinsillik kavramnn, - btn

174

C o g t o , B a h a r '9 5

Ak zerine Paralar

l iinde, cinsel yaam, ocuuyla olan ilikisi, ev iinde yapp etmeleri, yani aile ya
am -, kolayca tamamen bireysel bir deneyim oluvermesindendir. Onlarn gerek ya da
grnrdeki en byk duygusal derinlikleri, erkein genel ve tipik bireyler olarak kav
rad eylerin kadnlar tarafndan, kiiselliin u noktasna dek ar bir biimde bireysel
yazg olarak inceletirilmesidir.
Faust'a gre byle bir deneyim basit bir servendir. Doasna uygun biimde, do
ann birlii, dnce ve belli bir heyecanllk gibi birbirine ters den iki eyle olutu
rulmutur, bu birlik derinlik kazannca tuzana da der kukusuz; ama sonuta, bir
servendir bu. Kadnla ilikide, belirgin bir biimde erkeksi olan davran, son anda yal
nzca kendini ya da yalnzca kadn dnmemekten ibarettir, - onun uruna intihar et
mi olsa bile ve zellikle byle bir durumda -, bu davran elbette burada en canl biim
de dorulanyor: yaanlan ey yalnzca bir simgedir, bu uzun yolculuun geri dnl
mez bir aamasdr; fakat bu da hibir eyi deitirmez, olsa olsa Faust'un, Margueritte'i
cinsil dzeyde kendisinin erotik doasyla btnletirmesini kesin klar. Onu Margueritte'e iten ey," tatl tenini arzulamasdr"; byle bir arzu, buradaki beden szc
(Almanca Leib) anatominin snrlarn aan bir anlama brnse de, bireylie yabancdr.
Bu szck onun sahip olduu tutkunun, o ok az szle etkisini gsteren byk kahra
manlnn en derin zelliini hissettiine ilikin en ufak bir ipucu vermez. O erotik he
yecana kapl ve bylenme, sonuta, ikisinden birinin, brnn sahip olduu daha
fazla bireysel eyin kysndan geerken sevdiini ok kt bir biimde gizlemektedir.
Goethe'nin bunu daha sonra farkettiini anmsatarak, kantlanamayan eyi varsaymak
istiyorum: Faust, Margueritte'in yzn deitirmesiyle, ilikilerine akn bir zellik ka
tar, yani bu ilikiyi metafiziksel olarak yasallatrr. Fakat onun balangtaki doas hi
bir zaman deimez, tersine daha da itham edilir. nk o andan itibaren Marguerit
te'in kiiliinde etkin olan ey, ebedi kadnlktr, yani hep ayn biimdeki kadnlk, zamand ve bireyst. likide bu son yceltme onun son kez derinlemesi anlamna gel
mektedir ve olsa olsa onun cinsil doasnn tamamen metafiziksel bir anlatmdr - ke
sinlikle soyun alt-erotik srekliliiyle btnlemeyen, ama gerek ak lkesinde oturma
hakkna sahip gibi ortaya kan doasnn anlatm.
Tm bunlara karn, yine de, mutlak ak olarak adlandrmamza olanak salayacak
birey yok henz elimizde; o sadece soya ilikin -asla ksnl olmayan soydur bu, n
k, Margueritte'in aknda olduu gibi, bu tinsel ve evrensel adan insancl bir anlama
doru eilim gsterebilir,- herey ortadan kalknca bu tanma uygun der, sonuta
duygu, yalnz, yeri doldurulamaz olan kiilie doru gidecektir. Oysa, Faust'la Margu
eritte'in mutlak biimde tersi olan Eduard'la Ottilie'nin ilikilerinde kesin olan ey de
dorusu budur. Margueritte ve Faust'un aklarnn doasna gelince, onlarn kii olarak
yerlerinin doldurulamaz olduunu dnebiliriz, Margueritte, ne denli, soyunu srdr
me amacyla ilgili olan hereyiyle, kadn duygusallnn bireysellemesine uygun bi
imde, tutkularn bir kez kopmazcasna bireysel olmayan kesin temel deerlerin biricik
temsilcisine yneltse bile. Fakat, Eduard ve Ottilie ilikisinde, Goethe, -bu baka hibir
yaptnda raslanmayan bir ak betimlemesidir- yeri doldurulabilirliin her trlsnn
burada a priori olarak szcn tam anlamyla saf d tutulduu izlenimini vermitir,
(bu, kendisinin de belirttii gibi, sekin inceliklerin biraraya gelmesiyle, Charlotte ve
kaptan iin de geerlidir; ama daha kk bir dzeyde, nk Goethe, sevme biimleri
nin, doalarnda kesin olarak ayrlmasndan dolay, her defasnda ok eitli doz ayarla
malarna olanak tandn gstermitir). Elbette tutku, soy yasasna gre, cinsel farkll
nceden varsayacaktr. Eduard ve Ottilie gerektii biimde kadn ve erkek olmak zo-

C o g t o , B a h a r '9 5

175

Georg Simmel

Tundadrlar. Bu mutlak akta, cinsellik bireyin genel rengi asndan etkindir; ne biri ne
de teki tmyle ar nitelii iinde bir kalp vuruu hissetmez. Mutlak bireylik zerinde,
erotik olanda olduu gibi, soy arzusunun kopmaz sreklilii paralanr. Faust iin Margueritte, nce yalnzca bir gen kzdr, yani btn kadnlarn bir rneidir. nk o,
her birinde Helene'i grmektedir. Eduard'n tutkusu ise mutlak Ottilie bireyliinden ya
nadr, bu tamamen kadnlara zg bir bireyliktir, ama onun kiiliinde dnsel farkl
lk izgisi tmden silinmitir, yle ki, bu tutkuyu, rnein cinsil bir temelde, bir baka
zel bireylie doru ynetmek olanakszdr. Onlar yalmzca seviirler, nk bu onlarn
yldzlarnda yazldr, halbuki Faust ve Margueritte yalnzca karlatklar zaman sevi
irler. Hibir ey, onlar birletiren te dnyann bu ie doular kadar farkll daha
iyi simgeleyemez. Margueritte, um poenitentiana'dr, ebedi kadnln bir yansmas, t
myle bireyst bir gizin simgesidir. Edouard ve Ottilie iinse, bu "onlarn yeniden bir
sabah birlikte uyanacaklar mutlu andr". Her sonsuz gelecek ikisiyle ve onlarn birlikte
yaamyla snrldr. Onlar iin bir "yannda", bir "stnde" gibi bireyin ortaya kmas
sz konusu deildir, kald ki bunlarn tanrsal yansmas mutlak bireyliklerinin dn
mlerini yanl yere ynlendirebilirdi.
Bu durumda, mutlak ak, soyun srdrlmesiyle ilgili eylerle bants olmayan
ak, birey tarafndan yeri doldurulabilirlik dncesinin (her iki kavram da olsa olsa ay
n davrann tek bir anlatmdr) a priori olarak tmden dland ak olarak tanmlana
bileceini sanyorum; saf ak kavram, hani bir zneyi tekine srkleyen ve soyun s
reklilii dncesinden kopuk olan eylem, ve byle olmasna karn mutlak bireysel bir
duygu sfatyla ve btnyle znenin iinde yer eden ak kavram, ite burada, hibir
anlam azalmas olmakszn nadiren rastlanlan bir gerekletirme oluyor. Bu nedenle,
sayesinde her tr iletiimi konu d kld gvenceyi a priori olarak niteliyorum. Bu
mutlak ak, seimin gerekletirilmesi sonrasnda oluan ve cinsel iliki olanann t
myle tek bir bireye baland durumlarla kartrmamak gerekiyor, nk bundan
byle yalnzca bir bakas sz konusu edilemez. Burada, tekel hakk aposterioridir, ve
gelecek iin deerdir, halbuki sonralkta, bu hak dnsel olarak gemi iin de geerlidir. Mutlak akn olgusal zelliini sergileyen olaanst gzel aklar da vardr, ama bu
aklarn yalnzca ampirik deeri vardr ve mutlakla oranla, zamann zamandla
oranla sonsuz oluu gibi gerek uygulamada da yarm yamalak kendilerini gstermez
ler.
Nasl ki Eduard ve Ottilie'nin ak cinsiyet ayrln, -bu elbette yalnzca, kendi b
tnsellii iinde, bireylie ve bu akn tek bir zne/nesnesine genel bir renk vermedir,
ama kendiliinde zel bir eyi ancak gerekd bir soyutlama uruna oluturabilir-,
varsayyorsa, en zgn ak da, mutlakla doru ilerledii anda bile kapsn alan ks
nlle ve soyun korunmas iin bunun sonularna kar kendini yle savunur; ksaca
s, kendi z anlamna uygun biimde, soyun srekliliine ve onun nesnel gerekleri olan
amalarna kar, sanki yabanc ve kaytsz bireylere kar davranyormu gibi davra
nr. Az nce, tartlmaz biimde soya bal kalarak douunun bir bakaldr gibi hisse
dilen trajikliini incelemitim; acaba orada, yalnzca dou deil de erotikliin srekli
temellenmesi de mi iin iinde yer alyordu? Nitekim, varln tanmlamaya altm
eliki, bu kktencilii ancak ilkelerde ve dncelerde sergiler; buna benzer tarihsel bir
kesiklie, ne filogenetik gereklikte ne de ontogenetikte hibir zaman rastlanlmad; ama
olgular dnyasnda gerekten ve mutlak bir biimde bu kesiklik var m tartlabilir. Ya
amn bu alannda, daha ok srekli bir ilerlemeyle gerek anlamda transvital olan ak,
soyun yaamasndan ve yaamn soya uygunluundan hareketle doar ve ykselir. Bu

176

C o g t o , B a h a r '9 5

Ak zerine Paralar

bazen basit bir zlem, bazen abuk snen bir ayaklan, bazen biyolojik olanla saf erotik
olann greceli durgun bir karm ya da su ortakl ve bazen de egemen elerin kay
glandrn bir bileimi halinde az ya da ok eksik ya da bitmi haldedir.
yle ya da byle, bu iliki onlarn arasnda oluur olumaz, trajiklik yannda, so
yun yaamas iin gerek bir tehlike anlamna gelir. Sonuta, erotikliin gittike artan
geliimi, salt bireyin, yani merkezi ya eksiksiz znenin yatrmna ve arzusuna olanak
tanr, ama bu esnada, sylediimiz gibi, biyolojik adan soya uygun belirlemeler kesin
likle dta braklmamtr, ama nesnesini soyutlayarak ele alan bir inceleme iin, bir bi
reylii sentetize ediyor gibi grnen onca etkenden biridir ve bu etkenler arasnda yaa
mn ya da soyun, - geici gibi grnse de, ok iyi anlalabilir bir biimde -, ivedi karla
rndan uzaklam olanlar sonuta en ok gze arpanlardr. Ama bu, soyun sreklili
inde, beklenilmedik sonular da ortaya karabilir. Soy kar, varl, bilinci olmasa bi
le, insanlar egemenlii altna aldka, ak, en azndan kadnn ak, olas en gzel ocu
un babas iin gd ya da bu gdnn szcs olarak dnlebilir. Evlilie ynelen
biyolojik akn aklamas da burada yatar zaten, insani yap gereci az ayrdedici birey
olarak grld lde, bu akn ona gereksinimi yoktur. Bu akta, iftin nasl olutu
unu bilmek, soyun nitelii iin olduka az nemlidir. Bu nitelie verilen nem, olsa ol
sa, kiilikler gl bir biimde bireyletiklerinde ve sonu olarak, e seimi mutlak bi
imde yerinde ya da yanl olarak ortaya ktnda, gzle grnr bir biimde, yalnzca
uygulamada kendini gsterir. Diyelim ki, yetke sahibi bir kurum, en elverili rneklerin
srasyla birlemelerini salyor - bu durumda, birbirinden son derece farkl ve bir o ka
dar da karmak varlklar sz konusu olduunda, bu elverililii aka ve biraz da ke
sin olmayan bir biimde ortaya karamayz, zaten hayvan yetitiriciliinde bakcnn
baknn bile hemen yeterli olmas bundandr. Soy amac burada, gerektii gibi temel
lendirilmi bir bilgiyle donanmak yerine, gdye bel balar ve biyolojik adan kendisi
ne elverili olacak eini seerken, bireysel bir erotik eilim grnmnde yine gds
n planda kalr. "Akn ocuklar" gibi zel bir gzellie duyulan halk inanc temelini
ancak urada bulabilir: ak, anne babann bireylikleri birlikte en gzel ocuu dourma
ya hazr olduklar anda doar. Bizim kantlamamza gre, ak, u ya da bu sfatla, kendi
z merkezinde bir zne-varlk olmak iin, soy amacnn temel akmndan kendini kurta
rr, byle olmas durumunda, bu kantlamamz kendi iin ve kendiliinde biiminde ta
nmladmz eyle eliki halinde deildir. nk akn douu bu akm iinde gerek
leiyordu, ve kendiliine ulamak iin durmakszn aknlayordu ve kendisiyle birlikte
tek bana, temel biimleriyle gelimi olan, ama imdi yepyeni bir hava ve merkezletirmeyle, aynen sanat yaptndaki doa anlaynda olduu gibi, yeniden doarak, sonraki
ilk adm ierikleri, renklilikleri, itkileri ve deerleri nne katar gtrr. Fakat, bu znel
merkezlilik, akn anlam kiiliin btn evreninden kaynakland lde ve bu evren
bir yandan eitli elerle daha da zenginletirildii ve br yandan da, daha da bireyletirildii, deyim yerindeyse, daha da istee bal klnd lde kendi iinde bir sap
ma tehlikesi ierir. nk bundan byle, yeni ve gerek bir ak, soy iin temel olan e
lerin dndaki baka elerle beslenecek ve bu baka eler, pekl ynelimlerinde ol
duu kadar niteliklerinde de en glleri olacaktr. Ampirik gereklik bunu kantlyor
gibi. Toplumumuzun, en azndan yksek tabakalarnda, kadnlarn aknn, erkeklerinkinden ok daha kk bir dzeyde, ok kalc bir biimde olmasa da, ein tinsel nitelik
lerine gittike daha ok nem verdii gzlenir. Byle bir ak, biyolojik edin asndan
gdyle daha az dayanma iindedir: bu edin gizlice ie giriir, defalarca engellenir ve
askya alnr; evrimin ortaya kard olaanst deiimlerdir bunlar; ne atl, do

C o g t o , B a h a r '95

177

Georg Simmel

urmalarn biyolojik olarak yerindelii uruna, bizi bireylerden mahrum eder, ak evli
lii sonunda biyolojik deerini yitirir. Bu temel eliki, sonuta, erotik gerekliin trajik
havada boy salmasna olanak salayabilir. Kendi z "amalaryla" kendisini douran
yaama oranla akn zerklemesi, onun desteinin ikinliinde younlamas, biyoloji
st enerjilere doru genilemesi, bireyliliinin iletiimsizliliiyle mutlaklamas, - b
tn bunlar akn, nce ve yalnzca soyun ereklerine kar duyarszlyla birletiinin gs
tergesidir; ve bu da yaamn u formln dorulamaktadr: onun mutlak zel gerekli
ine ve yasalarna bal kalarak, bu yaam yalnzca daha ne, onun kendi dzeyine ka
dar deil, ayn zamanda en yksek boyutuna kadar ulatran yasalara uygun olarak onu
aan eyleri gerekletirmek. Bununla birlikte, ar bir duyarszlk, olumlu bir sevgisizlik
biiminde gelime tehlikesiyle yzyzedir; akn bu tr ynelimleri yava yava onun
anlamn ve zerkliinden hareketle yaama dnnn dln ortadan kaldryor gi
bidir. Eer bu geliim gereklemeye yz tutsayd, yaamn yazgsndan daha ak bir
biimde ortaya kard, bu, onun ardndan, kendi yolunu izlemek iin ina ettii kpr
leri hem kesmek gibi birey olur, hem de bu kesmeyi, en iten bir gereklilik, z-aknlk
yasasnn en u noktadaki gerekletirimi olarak kabul etmek olur.
P la to n c u E r o s v e M o d ern E r o s st n e D n c e l e r
Erotikliin psiik anlamn metafiziksel dzlemde ele alan ve bu amala en u de
rinliklerden bir yant bulmasn bilen tek filozof Platon'dur. Bu izgide yer alan bir ba
ka filozof Schopenhauer, akn zn sorgulamak yerine, cinselliin zn sorgulamay
yelemitir. Platon ise, akta mutlak ve temel bir g grm ve en utaki ideal ve meta
fiziksel glere ulamak iin, bilgi edinme yolunun aktan getiini anlamtr. Bu yolun
dnemeleri elbette modern insann getii yollardan ok farkldr, -onun hareket nokta
s, yani ak duygusunun ivedi znel verisi, benzer deiimi yaamam olsa bile. Platon'un felsefel yorumu, birok paralara blnmesine karn, kendi kiiliinde simgele
en Eski Yunan anlaynn son fikirleriyle, modern anlayn yasalarnca yasaklanan fi
kirler arasnda bir farkllk izer.
Yunan filozofa gre, onun dnyamz temsil edii, varlk dncesine, birletirici
gerek kosmos dncesine uygundur. Dnceleri, kendisini hareketin ve ikiciliin g
receliinin evrensel ilkelerine doru gtrdnde bile, dnyaya tinsel biim verilme
sinde, en son biimi ve arzuyu belirleyen, hep gl, hep srkleyici, kendi kendine ye
ten, sezgisel varlktr. Hristiyanln insan ruhunun anlamn sonsuzlatrmasndan ve
btn varlksal deerleri tek ve bir olan Tanrnn kiiliinde birletirmesinden beri, -yani evreninin gl bayla ilikilerini koparmasndan bu yana, varlk ruh ve Tanr gibi
iki kutup arasnda kalm, ya da daha dorusu, onlarla kendini tketmitir ve ayrca,
tanrsal temsilin yzyllar boyunca, ruhun, deyim yerindeyse yalnz kalmas iin ilk g
cn yitirmesi yetmitir; bu daha sonra en ar anlamn idealizmde bulmu ve ona gre
dnya, kendisini belirleyen bir bilincin ortasnda yalnzca temsil niteliinde varolmaya
balamtr. Ruhun bu ekilde bir ilk retkenlie sahip oluu, Yunan filozofunun kuram
sal bilincinden uzaklamtr, - gereklii sonsuz derecede retken olmasna karn. s
telik, bu dnce, ruhun iinde byyp gelitii kosmosun canl varlna fazlasyla
nem veriyordu, Yunanllar, zneye bamsz bir yaratclk gc bahetmek iin fazla
syla kaytsz koulsuz sezgisel mantklla bavuruyorlard. te, modern etiin kart
olan platoncu etiin geliiminde esas alman temel niteliklerin alt tabakasnda bunlar
vardr.
Bu durumda, bir insani varln gzellii -bu Platon'a gre kesin bireydir- bizi

178

C o g t o , B a h a r '9 5

Ak zerine Paralar

onu sevmeye, nce fiziksel gzelliini sevmeye, sonra da, ekinerek trel gzelliini
bahetmeye yneltiyorsa, bunun nedeni, iimizde, bir zamanlar zerinde seyre dalnm
gzellik dncesinin ansn, genelde gzel olann ilk imgesinin ansn artrmasndandr, nk bu gzellik hakknda, iimizde gemi yaammzla ilgili sonsuz bir z
lem vardr. Gzellik btn dncelerin iinde en gerei olup, dnceyi bizzat yery
zne tayan eydir; ak da, ayn yolu izleyerek, yeryzne ait olan eyi dnceye tar.
te, burada, sanki bir odak noktas varm gibi, bize gre platoncu tinselliin zelliini
oluturuyor gibi grnen btn belirtiler biraraya getirilmi oluyor.
nce dayankl, heykelimsi bir maddeye ynelen bak var. Bize gre, gzel insa
nn nitelii, kendi imgesinin paralar arasndaki ilikileri, belki de kendi duygusal dn
yasnn simgesel bir yansmas, hatta onu seyreden kiinin bilincinde uyandrd tepki
dir. Platon'a gre gzellik, kendi bana nce nesne olmaldr, evrensel bir anlam ve ger
eklii varmasna, sanki bir tzm gibi zerinde seyre dalnlmaldr. Ve o ampirik
varlkta bu ekilde varolmad iin, ruhun, onu bir gzel nce zerinde seyre dalm ol
mas gerekir, hem de kendi z varl iinde, hem plastik, hem kavranabilir deeriyle;
gzel insan olsa olsa onun ansn iinde yaatmak iin ampirik olarak dnceye dalan
insandr. Varolmaya ilikin modern duygunun temel dinamizmi, bu dinamizmin bize bir
tr canlandrma olarak sunuluu, -tm tutarllna ve sadakatine ramen, srekli bir
dalgalan iinde tketilir ve srekli yeniden doan bu ritmi izlemek zorundadr-, tm
bunlar, tze ve onun izgilerinin srekliliine ynelmi olan Yunanllarn duygularyla
eliki halindedir.
Az nce altn izdiimiz, Yunan dncesiyle modern dnce arasndaki farkl
lk, gzle grnr biimde yle bir bant iindedir: Yunan dncesi ruhun retkenli
i gibi bir bilince ok ama ok az sahiptir. Gerekten de ruh, tasarladmz haliyle, s
rekli yaratclk altrmas anlamna gelmektedir. Yunan filozofu, tinsel gcne ve fiili
zerkliine ramen, her zaman bireylere tutunmak zorundadr. Ruhun ierii onun g
znde o varlktan alnm gibidir, yle ruhun zerk yaratclyla ortaya karlm de
ildir. Bu nedenle, ak, ona gre, ruhun serbest bir edimi deildir, nk ruh dardan
durmakszn uyarlr, ve ak, hesaplanmadan, olas skntlarla karlamadan, yalnzca
kendi yetenei ve gcnn znden doar; oysa ak, ar gzellik stne seyre dalm
zorunlu kld bir tr mantksal gerekliliktir, akn varl bir yeryz imgesini ilk g
rte kendini da vurur. Bunun iin, ak douran ey, yaln bir biimde gzellii seyredidir. Yunan filozof da, bunun ok anlaml tersi durumu, hani akn gizinin ok daha
fazla derin bir dzeyde kavrand durumu sezmemitir, ancak u bilinmelidir ki, biz
sevdiimiz varl gzel buluruz, nk bunu, kanlmaz biimde, yalnzca bir ak
duygusunun kendilii, zerk yaratc varl sayesinde dnebiliriz.
Platon'un betimledii biimiyle dile getirilen ak tutkusunun ok iddetli oluu,
dncenin kiiliksizliine (nesnelliine) varr. Sanki dncenin bu yce bir rasyonelli
ini, ( aslnda rasyonel anlaylarmzn kart, ama kavramlar sayesinde eriilebilir ol
mutur), antr, tutkunun irrasyonelliini kantlamak durumundaym gibi. Kesin
olan ve modern hissedi biiminden farkl olan ey, erotik yansmann ara vermeden se
vilen bireyin iini sarmas, ondan da stn bir yerlerde kurulu odak noktasn bulmas
dr. Oysa bize gre ak, olsa olsa iki insan arasnda bir aracdr. Byle bir durumda Pla
ton, araclk etkenini aka baka yerlere yerletirir, onu bireyst ilikiler konumuna
getirir. Son erek, bizzat gzellik stne seyre dalmaktr, ak olsa olsa bir hizmetidir. Bu
nedenle Platon, erotik doann hibir bireysel gzellikle snrlanmadn retir, ama
ilk kiide olduu kadar kincisinde de, ve hatta bakalarnda da ayn gzelliin bulun

C o g t o , B a h a r '95

179

Georg Simmel

duunu kabul eder; bu durumda, bu duygunun tek bir varln gzelliine bal oldu
unu dnmek mantksz ve klece birey olur; o akn "gzelliin ummanna" boal
tr. Bizce, akn en yce kesin tanm buradadr: akn, iletiim kurdurulmas olanaksz
bu tek varla deer oluu, onun gerek bir gzellik karsnda yanp tututuu andaki
durumu, ancak onun bireysel olarak ilenmesi karsnda, her baka bir gzellik erotik
dzlemde iimizi saramayacaktr. Bize gre, bireyliin gzellii ve gzelliin bireylii
birbirinden koparlmas olanaksz bir birlik oluturur, ite, bizi Platon'dan en ok ayran
ey, ona gre bireyliin ve gzelliin birbirleriyle birleir olmasdr, nk onda ak,
bunlar birbirinden ayran bir kesme ilemine dnmtr: o gzellii ele geirmeyi,
bireylii ise darda brakmay amalar.
Bireyliin bu olumsuzluu, Platoncu erosla modern erosu kesin biimde birbirin
den ayrr. Platon'un ak kuramn benimseyen btn nemli zmlemeler, bu olum
suzlua doru yol alr, ayn kurama renklilik katan tm saptamalar da ondan kaynak
lanr. Bunlar iinde ilk sray alan bizi ok artyor: byle bir ak iin, karlkllk, hi
bir zaman belirleyici bir e deildir. Akn gerekte seslendii dnce, karlkl ola
rak sevmeye yabancdr ve yine ayn ekilde, ak, onun yeryz temsilcisi karsnda
ilk molasn vermi durumdadr. Aktan ve karlkl paylalan aktan hareketle kuru
lan deer ilikisi, Platon'un gznde hesaba alnmamaktadr. Yunan erosu, sevilen var
lkta, ideal bir retim ve trel olarak insan yetitiren bir kltrlenme iin, bir dayana
a sahip olmann en soylu anlamnda sahip olmak istemektir. Bu nedenle ak, ona gre
sahip olmakla olmamak arasnda arac bir durumdur; mantksal adan bakldnda,
ak, sahip olmak eylemi sz konusu olur olmaz yitip gitmeliydi. Ama, onun ak byle
snrlandrna sahip olmak ediminden nce, onun gznde sahip olmann eriilmez
ve sonsuz noktada bir ama olduunu sylemeye kalksaydk, kukusuz hata yapm
olacaktk. nk modern aka gre, gerek ak karlkl paylalan aktr, ondan sonra
gelen herey ikincil ve rastlantsaldr, o tekisinde ele geirilmesi olanaksz bireyler
olduunu, bireysel ben'in mutlaklnn bir varlkla tekisi arasnda bir duvar rd
n, bu duvar elerin en tutkulu iradesinin bile ykamayacan ve sonuta, bu duvarn
gerek bir sahip olma dncesiyle, karlkl sevilme bilinci ve sevme gerei olmak
tan ok bir yanlsama olduunu anlamtr, -bu, bilginin sonucunda ortaya kan ey
dir-.
Sonu olarak, ben ile onu aan ey arasndaki zel duyarszlk, Platon'un ak
lmszlk arzusu olarak yorumlaynda kesin bir biimde kendini gsterir. ocukla
rmza olan akmz, soyumuzu lmden sonra da tutkuluca srdrme arzusundan ba
ka birey deildir. Bir baka deyile, stn bir varlk olmas iin severek biimlendirdi
imiz gen adamn "eitim i" de yalnzca buna dayanr, o artk bundan byle, kendimi
zin rettii soyun en derin anlamnda, kendi z varlmzn bir uzants ya da yine ken
dimizin olgunlatrd dourma yetisi olacaktr. Eer Platon, daha nce, gzellii y
celtirken, bu yceltmeyi sonsuz boyutlarna doru, yani gzellii zamand bir dn
ceye doru tamay amalamsa, ite burada da, bir baka boyuta doru, kendi zyaammzn srerliliine, insanlarn stn evrimine doru tamay amalar. nceki sapta
madan biraz daha soyut olarak ayrksanm olan bu nitelik, bu kez, ok kiisel bir yaa
mn akntsyla anszn sulanm olur. Artk, gzel ak bizi srklediinde, kendimizden
kopmak yerine, kendimizle birlikte, zaman iinde snrlanm yaammzn eiinin te
sine doru uarcasna gideriz. Fakat o, bir bireye olan ak ilkel bir olgu olarak ele al
maz; byle bir duygulanm, onun iini saran bireyin gzelliiyle de snrl kalmaz. n
k, birincisi bizim en son zlemimizin yneldii yn gsterir durmakszn, bylece,

l8o

C o g t o , B a h a r '9 5

Ak zerine Paralar

sonsuzluk yolunda meyva toplamak ve bunun dln almak iin glerimizin en l


snn birarada topland bir tr kab grevindedir.
Platon'un erotik anlayyla ilgili olarak gizemlilikten ok sz edildi. Fakat, dnya
daki kendi imgemizin en derin gizemi olan bireylik, -ne zmlenebilen, ne baka hibir
eye indirgenemeyen, ne de stn bir kavram olarak dnlemeyen bu birlik, te yan
dan tamir edilebilen ve alabildiine hesaplanabilir bir dnyanm iinde yer alr ve evren
sel yasalara cevap verir -, bizim gzmzde, akn odak noktasnda yer almakta ve dn
yay kavramamzda en karanlk bir sorunsallk olarak karmza kmaktadr. te Pla
ton'un gremedii ey de budur. nk onun rasyonel dncesine gre bireylik, tzsel olmayan birey, yani uucu birey olarak ortaya kyordu, ve onunla ilgili olan b
tn zel iten olaylar zgrce salnan bir keyfiyet olarak ele alarak, bireyliin aka olan
borcunun tmyle bu alandan kala, bize akas evrensel olarak akn uuculamas
gibi grnen eylerle denebileceini dnyordu. Bununla birlikte, bizler, son anda
onun gdsnn temelini atan eylere kar sadk bile olmamzdr. te, somut birey
lik zerinde younlaan modern ak kavramnn Platon'dan miras ald ey, akta, ba
sit duygusal iliki olmann tesinde, gizemli birey olarak yaanan duygudur. Bizler de,
akta, yle ya da byle zamand bir erevede metafiziksel bir anlam hissediyoruz;
ancak bunu Yunan filozofun plastik-tzc dncesinin yapt bir biimde, ak ivedi
yaamn tesinde bir yerde odaklatrarak yapmyoruz. te burada, modern dnce
nin en nemli sorunu kendini gsteriyor: kendi z anlamnn tesinde, temel olgularn
verilerinin tesine de geen herey, bizzat kendi iinde, ayn zamanda uzamsal olan bir
gereklie gemeden, kendine bir yer bulmaldr. Burada sz konusu olan sonun ve son
suzluun sentezi deil, yaamn doal birliidir. Yaam, yaamdan da ok olan eyi or
taya karr. Bu bireyst zellikte, - bizim yanl tanmadmz - vazgeemediimiz bir
deer, bir soluk alma, bir dayanak noktas vardr. Nasl ki trel alanda, "bireysel bir ya
sa" dncesi olarak, bireysel davrann acmaszca standartlatrlmas gibi bir dn
ceye sahipsek, - ayn ekilde, erotikliin de bireysel yasas gibi bireylerin de olmas ge
rekir; esiz bireyler arasndaki esiz ilikiler tmyle bu ilikiyle snrl ve bununla bir
likte onun yapay olgusalln aan bir anlam ierir, - bu anlam egemenlii altna alan
ya da dorulayan ey, gzellie, deere, ya da aka layk olan eyleri ieren genel bir
dnce deil, bireysel varolua ve bunun tamamlanmasna ilikin tek bir dncedir.
*

Ak kavramnn znenin evrenle olan ilikisi kavramyla nasl stste binitiini


daha nce belirtmitim. En zel anlamnda bile, erotikliin z ak adn tayan duygu
larn varlyla akla kavuur; bu, beklenilmedik bir yanl anlama ya da bir hatadan
kaynaklanmadan da byledir, her tr cinselliin tesinde oluan saysz alanlara el att
nda da byledir. Kuku yok ki, retime dayal yaamn dourduu ak, kendinin salt
bir biimde evrimlemesi srasnda, bu yaama duyarsz kalan yeni bir kategoriye yk
selir gibi bir dnce, ayn kategorideki baka bir ierie ve baka bir kkene sahip olan
br aklarla bulutuu lde inandrcdr. Eer biimsel evrim cinsel evrimle bir ko
utluk gsteriyorsa, bu inan azalmak yerine glenecektir. Burada da, birok durum, il
kel yaamn nedenselliinin ve erekliliinin biyolojik olarak, bencilce, belli bir sosyodinsel adan akn doasna uygun duygusal ilikiler dourduunu gzlememizi sa
lar, ama bu ilikiler, yaamn akna tutsak kalmaz, aksine kuramsal deil de, geni bir
anlamda ideal krallk diye adlandracamz transvital krallkta ykselirler. Bu ykseli
unu andrmaktadr: olay, bir anlamda d bir eylemle sonulanan iermeden yola ka
rak, hemen sonrasnda szcn tam anlamyla yalnzca ak adna yaraan znenin ki

C o g t o , B a h a r

'95

181

Georg Simmel

isel merkezinin yetkisine girer. te burada, evrensel ak ve Hristiyan ak diye adland


racam nemi son derece byk iki olgu karmza kyor.
Evrensel insan ak olarak imgelediimiz eyi zgn bir biimde niteleyen ey u
dur: ak duygusu bireysel olma biiminden dolay bireyi ilgilendirmez. Kukusuz, ero
tik olarak, u ya da bu biimde sevilen eyin zel niteliine bel balamaz; bununla bir
likte, bu tr bir nitelik, insann btnsel imgesini aka erotik nesneye balayan bilinli
bir arac grevini grr. Ama, aktaki bireycilik, bu tr ilikilerin zerine ina edilmeyi
reddederek ne kar; gerekten de, her "nitelik" evrensel bir eydir, says ne olursa ol
sun birok zneye balanabilir: ve bireyin gerek btnsel imgesi, yalnzca btn nite
liklerin tesinde, bunlarn kendi aralarndaki kendileriyle birlikte ortaya kmayan bir
ilikide konumunu bulur ve ak da blnmez bir biimde birletirici olan bu imgeylee
ilgilidir. Oysa burada sz konusu olan ak, bu bireysel biriciklikle snrl kalmaz, insansal olmaya deer herey ona yn verir. O kozmik erostan, oktanrl aktan ya da bir z
neden hareketle, youn bir biimde dnyada yaylan evrensel aktan baka bir aktr,
nk burada a priori olan kiiliin yaamdr ve bu nedenle, bizzat bu yaam kadar s
reklidir: bu ak Tanrya ve yer solucanna, yldzlara ve bitkilere, ksacas gerek olduu
iin gerek olan hereye, yani daha dorusu, znenin nesnesine ynelir. Bkmadan
usanmadan, bazen efkat dolu evrensel bir lirizmle, bazen hereyde kendini dine vere
rek, (nk bu Tanrdan ya da doadan gelir), bazen de yaanlan duygudan ok d
nceye ve istee daha ok nem veren rasyonel bir mantkla kendini davurur - ve do
al olarak, insanlar o snrsz alannn iine alr. Bununla birlikte, evrensel ak farkl bir
ze sahiptir: daha engin ve mutlak bir akm bir blm deildir, ama insanlar arasnda
zel ilikileri salayan bir aktr ve bu zel iliki, kendi eyleyenlerini oktanrc aktan
daha uzakta tutan belirli bir tekel hakk olmadan da gereklemez. uras tartmasz
kabul edilebilir ki, evrensel insan ak genel kurallar iinde, aynen ak ililii gibi, so
uk bireydir. Biraz, XVII. yzyln aksiyolojik kavramlar payesini verdii soyut zellik
teki evrenselcilii andrr: Evrensel nsan Haklar, Kant'm Etiinde geen evrensel trel
yasa, tektanrclkta geen evrensel insan dinleri dncesi gibi. Bu ekliyle evrensel ak,
aslnda, genelde insann olduu gibi abstractum'dur ve somut bireye seslenmek iin do
lambal yollara girerek, cokunluunu o denli yitirmitir ki, homo homiri lupus (4>deyii
nin anlamna hemen hemen yalnzca bir snrlama getiren katkda bulunmutur. Bunun
la birlikte, yumuatlm bu biim altnda, yine de, erotik davurum gibi, ilk temel ar
balamdan kendini syrm olan gerek bir akm gsterisi vardr.
Bence, uras kesin ki, evrensel insan ak, temelini, ou kez akla dolu, kanl
maz bir biimde geni ya da dar ereveli toplumsal yaantlar sonrasnda doan dost
ilikilerinde bulur: kanlmaz biimde diyorum, nk, hayatmzda byle bir balant
salanamaz, kald ki, rasyonel tutumlarn nayak olduu ilikilere, bir de toplumsal
duygular karrsa, yarara dayal deer verme olgusuna, trel kurallara ve d basklara
dayanlarak bu balant hi salanamaz. Eer gerekten homo homini lupus kural olsayd,
-iyimserlikle ve trel ahlakla dlanamayacak bir eydir bu-, ksacas hi kimse, kar
snda yle ya da byle davranmaya hazr insanlarla sk ve srekli ilikiler iinde yaa
may bilinaltsal adan katlanamazd. Nasl ki onun en doal hakk, (uygulamas ken
dine zglk ve kesinlik gerektirse de), iyilik ve yardmseverliin can verdii gnll
trel edimler olmadan, hibir zaman toplumda balantlar kurmay baaramayacaksa,
uzlama anlay ve iyi niyet gibi ulalmas zor ve hak olgusuna bal erdemler, duygu
sal eilimler, ak ve gnl okayclk ortam, (bu olmaynca sevimsiz bir biraradalk,
4) Latince olan bu deyim, "insan, insana gre bir kurttur" anlamna gelir. (evirenin notu).

182

C o g t o , B a h a r '9 5

Ak zerine Paralar

toplumsal bir dar snrllk, bir trl deimeyen karlkl ilikiler ekilmez bir durum
alacaktr), gibi deerlere oranla ikinci sraya konulmamsa, hibir zaman yaayabilir bir
toplum da oluturamayacaktr. Yaknlar arasndaki dostluk duygular, gven, yaygnlk
ve derinlik kazanrken ok az hayal krklklarna urasa bile, yine de, her gurupta te
mel, gerekli bir ba ilevini grrler. Ancak bu ba, olumlu bir girikenlik anlamnda
ele alnrsa, daha az gl bir biimde ortaya kar, zellikle bu saylan deerler olmad
nda, toplumdaki yaam koullan, birbirinden farkl kiilikler iin, kanlmaz biimde
bir cehenneme dnt lde. Nitekim, insanlar arasndaki sevgi ve dostlua ilikin
dnce ve duygu, tam tersine, byle bir ilikiden doar. Ve bu, birlikte yaamaya "al
mak" gibi sama bir bayaln dile getirdii biimde gereklemez, tam tersine, srekli
bir yanyana yaama, daha dorusu yaamaya alma, hayatn ortak yaanlan zorlukla
rna, dalgalanmalarna kar bir tr organik nlem oluturulamazsa baarl olamaya
caktr. Dnce ve duygular da, o zaman yaamda erin verici birey olur. O halde, eer
toplumlarn biimleri ve g izgileri, amalanm bir yaamn uzantsnn gereklilikleri
olarak mutlak bir biimde doarlarsa, ak ve aka ilikin bu duygular da, toplumsal
ereklilik ieren benzer bir olua bal olarak geliir. Nasl ki ilk cinsel itkiler, cinsel yaa
ma ilikin praxis'lerle rlyorsa, bu duygular da toplumsal yaamn praxis'leriyle r
lr. Ve yine nasl ki, bu son duygulanm, duyunun tmden tersine dnmesiyle, zgn
bir akn douuna olanak salyorsa, ayn ekilde, yle grnyor ki, evrensel insan a
k da toplum iin temel yaamsal deerde olan bu duygulara o kadar borludur, - ancak
bu elbette erotiko-bireysel olguyla mekanik bir koutluk iinde deil, ayn temel modele
gre, kanlmaz zel koullarn ve kesin indirgemelerin gznne alnmasyla olur -.
Evrensel insan akn, toplumsal yaamdaki elerin gittike serbest braklmas bii
minde yorumlamak ok baya bir psikolojinin tuzana dmek olurdu. O, en ar gr
nyle, arkasndaki her tr ereklilikle balarn koparm olup, yaamla ilikiye srkleyebilen ve eylemlerle kendini davurabilen bir duygunun iten gelen atlmdr; zne
ye ait, belirleyici bir baka zneye ya da znelere kar duyulan deil de, genelde, birey
de gerekletii her an ve yerde insan soyuna kar duyulan ikin bir duygu ve dn
cedir .1151 Oluuma katkda bulunan ve konumu iyice derinliklerde olan psiik bir ilev
mevcuttur, biz bu ilevi, soyutlama yoluyla, bilincimizdeki bir enerjinin sayg duyulan
nesnenin baz eleri, (dier eler kanlmaz biimde bu elerle bir olarak olgusal bir
birlik oluturur, ama bilincin yansmalar bunlar etkilemez), zerinde younlamas ya
da kanalize edilmesi olarak tanmlayabiliriz; bunlarn farkna varlmamasnn nedeni,
bir olumsallktan deil, olsa olsa psiik enerjinin, yine onlardan hareketle bundan byle
nesnenin btnselliini temsil eden yeni bir olgusal birlik oluturmasn salayacak ilk
eleri brleriyle kaynatrma gcne sahip olmasndandr. Bu ilev, dinsel ya da duy
gusal yceltme ya da yaratc g gibi, zihnin olas btn aygtlaryla etkisini gsterebi
lir. Durum elverirse, burada szn ettiimiz duygunun iinde bile zihinsel bir zellik
arzedebilir, ama o zaman da, duyguda bir abartlk ve bir bozulmuluk ortaya kar;
byle bir duygu, tm arl iinde, bu biimiyle, btnyle sui generis bir retimdir.
Gerek yaamdaki temel uygulamalarn zincirlenmeleri karsnda, onun zgrln
en ak biimde gsteren ey, zel bireylerden ok tm varlklara ynelmi olmasdr.
Toplumsal yaamda, tekilliin de stnde bir zellik kazanan bu duygu, btnyle z
nenin iine dolar ve yine ondan, sanki ilk kaynakmasna darya fkrr, oysa nbelirtileriyle ele alndnda, toplumdaki yaamsal nehirin srekli olarak savurduu bir
5) Bir dnce olarak "nsan" ak, yani insan soyunun ak, btn bireylerin stnde deeri olan birey olduu iin, tmyle farkl
bireydir, ou kez de insanlarn akyla hibir psikolojik ba yoktur. Nietzche, bu anlamda alman ak ok iyi tanm ve ok
tutkuluca da tlemi tir, ama kendi retisinde ve bir olaslkla da kendi z duygulanmnda evrensel insan akn reddetmitir.

C o g t o , B a h a r '95

183

Georg Simmel

dalgadr yalnzca. Ama dalgay tketen yine kendisidir. znenin tmyle iinde yayla
cak olan bu bakalam, toplumsal nbelirtilerden hareketle nadiren ve ge bir biimde
oluur kukusuz, ama bu, kurulan bantya kart den bir kant oluturmaz, hele he
le, bizim ak yorumumuza kar, nk o da, temel cinsel nbelirtisinden hareketle ken
dini salt bir biimde tanmay belki nadiren baarabilir. Erotik akla karlatrldnda,
genelde btn insanlara snk ve havas yokmu gibi grnse bile, yine de benzer bir
dnme urar: toplumsal nbelirtileri bireylere hizmet eder, toplumsal yaamdaki
merkezlilik karsnda basit aralar olarak kalr; ama buna karlk, evrensel insan ak
zgn bir biimde duygunun, varln yetkinliine dayandka, znenin merkezine yer
leir, kendi kendine srklenen kendi kendine yeten bir deer olur, hibir amaca bal
kalmaz, ama kendinden doan tatl parlt ve bir scakl kendi evresine yayar.
Bu evrensel ak duygusuna o soyut nitelii kazandran ey, akn nesnelerindeki
bireysel farkllklarn kural d braklmasdr. Bu ne denli toplumsal ak iin bir lde
geerli olsa da, evrensel insani ak bunun koulsuz uzantsdr; bu ekilde, duygu ya
amla her tr ban eker ve artk, hareket noktasn bireysel gerekliklerde aramaz,
ama, ayn zamanda saf erotik akn zn oluturan ve imdi de darya doru, "evrensellikde", nesnelerinden kopmama zelliinde izdm yaratan znel merkezin ve
dncenin oluturduu zel birlik iinde devinmeye balar.
Hristiyan ak diye adlandrdmz ak, evrensel insan aknn bu soyutlayc
zyle karlatrldnda, buna yakn, ama bununla birlikte, ayn zamanda da kesin
olarak ondan ayr bir olgu oluturduu grlr. zel varlk, btn brleriyle ortak bireyleri olduu iin, yani zel ve kiisel olarak sahip olduu eyleri bir yana ittii iin ya
da evrensel niteliiyle yalnzca kiisel birleme amac gtt iin sevilmez. Hristiyan
ak ise, insan btnyle ele alr. Genelde her insana seslenerek, u ya da bu insann bir
bakasyla ortak bireyleri olmasna duyarsz kalr; onu olduu haliyle tepeden trnaa
sever aslnda. Belki en niteleyici olan ey de evrensel insan aknn ayn zamanda, g
nahkr insan, ama dorusunu sylemek gerekirse, gnahkr olmasna karn ve eninde
sonunda bir insan olduu iin sevmesidir. Hristiyan ak, gnahkr insan bir akla do
natr akas, bu ak normal varlktan daha byk olmasa bile, en azndan yle ya da
byle bu "karn" szc olmadan da. Tarihsel konumundan dolay Hristiyan diye
adlandrmak zorunda kaldmz -bu belirleyici yap ne denli dogma rn ya da ya
znsal imlerden ok sa'nn baz aklamalarnn yorumundan ve onun praxis psikoloji
sinden kaynaklanyor olsa d a - bu akta benzersiz olan ey, bireylik ilkesine verilen
nemde yatar: sanki kendi kiisel doasnn btnlne de deer oluyormu gibi, o
zel varla deerdir, bu zel varlk sfatyla, onun kiiliine kendini kaptrr, halbuki,
ister benzersiz ister benzeri olsun, onun bireylii, yine de hibir biimde onu hakl gs
teren ey deildir. Bu yapnn zellii bireylikle evrensellik arasnda belirleyici bir ge
reke olarak alternatif yetersizliini aa vurmasdr. Evrensellik kavramnn nclk
yapmad btn bireylikleri kucaklayacak temel bir dzenleme sz konusudur burada.
Olay ancak Hristiyan ak kendini dindala snrlandrd anda olumaktadr. Fakat bu
bence, onun en derin anlamyla da uyumuyor gibi. St. Franois kulara, balklara varn
caya dek hereyi sevmise, bu onun kukusuz salt sevme yetisine sahip olmasndandr,
ama bununla birlikte, Hristiyan dzenlemede, bu yeti allm enerjisini ancak derece
derece ya da enginliiyle aar. Hristiyanlkta kesin olan ey, onun ruhu a priori olarak
seven biiminde tanmlamasdr, o, bunu hereyi sevmelidir biiminde aklar -dinamik
lii ou kez, burada da olduu gibi, insan olan hereyin te dnyasna ulaamasa bile.
Elbette, hi kimse, eer bunu bizzat kendisi gerekletirmemise, Hristiyanlktan

184

C o g t o , B a h a r '9 5

Ak zerine Paralar

hareketle erotik bir doa kazanamaz. Farkllk yine vardr, erotik doada da, ilk z ak
olan varlkta da, ak, ritmi ve temel srecin dalgalanmalarm oluturur; ve bylece, s
rekli byyerek ve olas btn ilikilerde, bu belirleyici gce iyice sahip olarak baka
varlklara dek uzanr, bu ilikilerin zde tekbiimli olmasn, yani bireysel doann etkisi
ne kar dorudan bakl olan bir hissedi biimi hedeflemez. Erotik doa, en yetkin
anlamyla, - nk, onun yaps amaca uygun bir yaam gerektirir, nk o yalnzca
kendisine itaat eder ve yalnzca iten gelen eye gre kendisini tanmlar -, gereklerden,
ne denli bizzat kavramlarn kendisi olsa da, kavram sfatyla, kendi iin varolan birlikler
sfatyla, kendini gsterebilen btn glerden edinebilecei her tr tanmlamalar kar
snda, u ya da bu sfatla yaamn zn oluturan, bu anlatm farkllklarn, bu yksek
ve alak vurgulamalar, bu mekanik-stl ve bir anlamda bu nedensizlii gzler
nne serer. Yaam bunlardan birinden tredii anda, bu tr anlar, belli bir tekbiimlilik kazanabilir, eer bu tekbiimlilikle onun kendini ilemedeki doal yetenei karla
trlrsa, bu yetenek bir katkya dnr, ama dzenlilii olmayan kesin bir yasallk ka
zanr. te, Hristiyan akn temel z, temelde insani zellii olan ve hereye eli deen
dier iki aka oranla, bu ekilde aydnla kar: evrensel insan ak, Hristiyan aktan
farkl olarak, yalnzca, insan sfatyla insana zg olan kucaklar ve farkl kiinin btn
selliini dta brakr ya da en azndan ona yalnzca dolambal yollardan ular; erotik
doa ise, uras kesin ki, bu tr bir evrensellie tamamen duyarszdr, Hristiyan doa
gibi, bireylii tamamen kendi alanna eker, ama bunu onca vurgu ve younlukta ger
ekletirir. Gerekten de, onun kkeni dorudan ilkel, yani bireysel yaamdadr, onun
ritmik ve aritmatik akna elik eder, oysa Hristiyan akta, yaam akmlatran bir d
nce egemendir: bu ortak tanrsal soy zinciriyle, Isa'nn buyruklaryla, ya da tanr a
kyla olablir. Bu nedenle, kendi ilkesi gerei, insanlar arasnda yaamn yaratt farkl
lklar yaratamaz, onlar birbirinden farkllatran eyler stne farkl bir ak davran
ina etmeksizin, insan bireyliklerine daha ok bel balar.
Hristiyan aka zg olan bu deimemezlik, iki ayr ynden destek bulmutur. O
insan ruhunun mutlak deeriyle bir olur. Bu mutlak "Tanr katnda eitlik" yorumuna
itiraz edileceini ok iyi tahmin ediyorum: Ne sa, ne de Hristiyan dini uzmanlar, ruh
lar arasndaki ayrlklar, deerlerin etik yaklam asndan iyi bilmemektedirler, ltuf
retisi onlarn metafiziksel deerlerinin eitliini tekzip eder ve sonsuz byk mutlu
lua ulancaya dek, en byk azizlerle en kkleri arasnda varolan hiyerari, byle
bir grecelii kabul etmeyecek olan bu deerin mutlakln ortadan kaldrr. Bununla
birlikte, eminim ki, btn bu farkllklar, olaylarn zne inmez, ama mutlak bir deer
varsaym zerine ina edilebilir. Ltuf da, akas insann kendi her zdeeri karsn
da duyarszl anlamna gelir, o deeri paylatracak olan tanrsal keyfiyeti, greceli ya
da mutlak her deerin stnde tutar, bu nedenle, kesin kant olarak kabul edilemez. te
olumlu bir kant: ebedi cehennemi cezalarn temeli, dinsel ahlak asndan, olsa olsa an
cak mutlak bir deerin olumsuzluu ya da yozlamasna dayanr. Hele hele bu kincisi
nin, niin farkl derecelerle farkl varlklarda kendini gsteremediini anlayamyorum,
nk aksi durumda, cehennemi cezalarn yaygnlklarnn mutlak eitlii iinde farkl
younlua sahip oluu anlalamazd. rnein altn, mutlak ekonomik deeri olan birey olarak gese bile, yine de daha byk ve daha kk, az ya da daha ok alaml al
tn paralar da vardr; bunlarn her biri, birleik bir deer nicelii olarak kendini kabul
ettirir, ama yine de, mutlak deerleri ok eitli bir biimde kertelere ayrlr - aynen ru
hun mutlak deerinin cennetin basamaklarnda kertelere ayrl gibi. Ayrca, eer aksiyolojik derecelenme, en st olumlu dzeyden en aa olumsuz dzeye doru, her yerde

C o g it o , B a h a r '9 5

185

Georg Simmel

varolan mutlak bir deer ekirdeine dokunmasayd, Tanrnn btn insanlara ak em


retmi olmas dnlemezdi. Deerin en yksek derecesini gerekletirmeye dek varan
o basit olanak, kendi ruhsal ileyiiyle gerekletirilmi greceli davurumu ne olursa
olsun, henz bizzat kendisi mutlak olan ruhun metafiziksel bir deeri olduu anlamna
gelir. Eer ykseklik ve alaklk, iyilik ve ktlk, samalk ve telkin, hepsi, Hristiyanl
n olas karlarna oranla duyarsz kalmaktan uzaktr, - hele hele herkese ltfedilmesi
gereken ak sz konusu olduunda, bunlarn hi nemi yoktur. Bu genel ve tekbiimli
gereklilik, eer bu grecelik bir deerler yapsna bavurmak zorunda kalsayd, u ya da
bu sfatla, artc birey olurdu; o, olsa olsa,salt ve yaln bir biimde, ancak kendi iinde
mutlak olan bir ruhun deerine bavurabilir. Ak, burada, elbette en st derecesine ula
mamtr, nk o her zaman kendisi iin bir ratio (dengelem) sokabilir iin iine. Ama
bu dereceye, alaklk, ktlk, samalk gibi eyler, herhangi bir insann, kala kala ken
disine en ufak bir deer kalmamas ve akn yine de yaamna girmemesi duru
munda, kesin zn olutursalard, k bu dereceye ulaabilirdi, - fakat, o zaman temel
en son deer ve onunla birlikte bunu dorulayan her nitelik ortadan kalkabilirdi. Bu du
rumda, kendi bana gerek anlamda causa sui olurdu, bu durumda, yle akn dnda
tutulan herhangi bir nedenle deil, yalnzca ak iin sevilirdi. Hristiyan ak da kendi
ynn aarak kendinin tesinde ilerlerdi. Ama o byle yapmaz, ak eyleminin a priori
sonluu olmas zelliinden dolay, inand ruhun mutlak bir deerine bal kalr, - tp
k varoluta mutlak deere olan inanca benzeyen bu kuku gtrmez derecede dinsel
olan bu inan, dnya ister ktlk, ister sefil ya da inansz olsun, Hristiyan akn
duyarszlna yine de olumlu bir destek verebilir. nk, artk imdi, bu mutlakla
oranla ancak greceli olabilen kiisel farkllklarndan kayg duymayacak biimde tantlanmtr. Bundan dolay, bu ak, kanlmaz biimde doaya ve insanlara tannan dee
rin greceliklerinde ve bunlara deer bimelerinde, ve bu deer bimelere uygun olarak
hissetme ve harekete geme biimlerimizin farkl tepkilerinde akp giden yaamn te
sinde bir konum bulur.
Ayn sonuca ulatran bir nc gsterge, an davran biiminden kaynakla
nr. Bu davran, Kant'n etiinde zellikle vurgulanan tipe uygundur. Kant, trel dn
yann iki nemli bileeni olan zgrlk ve inancn karlkl temel zgnln, hatta
heterojenliini son derece ak bir biimde farketmitir, - ve bunlar, gerek zgrln
aslnda yaamn yerine getirilmesi olduunu aklayarak ayn temele oturtmutur. H
ristiyanlk da, ruhun bireysel kurtuluu ve ak gibi, ynleri aslnda birbirine kout ya da
kart olan iki dinsel gereklilikten yola karak, ayn biimde ie giriir. Akn kurtulua
gtren yol olduunda karar klarak,bunlarn yaratt ikilemden kurtulmay amalar.
Ama, ulalmas gereken eyin kurtulu olduu gerekesi asndan bakldnda, ak
edimindeki nesneler de, kendi nemleri asndan edimlerin farkllamas isteminde bu
lunabilecek farkllklar arzetmez. Hristiyan ak, elbette nesnesinin bireyliine tamamyle nfuz etmesinden ve ona kendisini vermesinden dolay, -her ne kadar bireyin farkl
lamas onu etkilemese d e-, u gerekliin katlanlmaz sonularndan kamaya alr:
nesnenin deer ve ycelii, ak edimi iin, yle ya da byle buna duyarsz kalyorsa,
bu o nesneye kar bir kmseme olmasndandr. te burada, haksz yere yaratlm
varlk da dahil olmak zere, her akn znde olan bu zelliin vurgulannda vaatler
vardr. Karlkl eit olarak paylalan bir akn nnde bile, karlksz hibir kalnts
kalmayan eyler asla hesaplanamaz; nicelik asndan tanmlanmas olanaksz deerler
dendir, bu nedenle ak, kendince "emretmeyen", ama her ortamda, hatta en yksek arz
larn ve kart deerlerin onu zorunlu kld ve ona hak tand durumlarda bile, o,

186

C o g t o , B a h a r '95

Ak zerine Paralar

hep ve sonsuz bir hediye, bir ltuf olarak kalr. Oysa, kiisel bir varln bize hakszca
davranmasndan kaynaklanan herey, ister mutluluk, ister ltuf olsun, bizi u ya da bu
biimde indirgetir; elbette, yalnzca yalvaran onur bu ak kk drc birey olarak
yaar, ama zgrce ve geni ereveli dnen bir insan, byle bir durum karsnda,
iinde alakgnlllk hisseder ve her byk akn anlam mutlaka buna ilikin bir e
ierir. Bununla birlikte, bir "ltfa" bile az ya da ok layk olunabilir. Ve byle bir farkl
lk, ak sfatyla Hristiyan akta raslanlan birey deildir, -ne denli farkll aksiyolojik
dizilerle btnletirme gcne sahip olsa da-, ite, sizi rahata kk drc bir duy
guya srkleyebilecek birey, zellikle hakedilmemilik duygusu bir ltuf bile olamad
, ama tekdze bir biimde btn varlklara ulat zamanlarda bile. Bu duyguyu bi
raz frenleyen tek ey kardr. Hayatn biimine gre yabanclk yine de kiisel gdlen
me, -yani ak araclyla kendi z mutluluuna ulama-, Hristiyan yaama akyla il
kel doal itkiler arasnda ok sk bir benzerlik vardr. nk bu itkiler, dnce ve
normlarn mdahalesine ne kadar az maruz kalrsa, gerek olaylarn basit bir biimde
olu biimine ve kendi ilerinde evrimine de o kadar fazla bal kalr. Ben'in yaam
kendi iinde ne kadar yasal olursa olsun, onun davurumlar temel zelliinin sreklili
i asndan ne kadar tek renkli kalrsa kalsn, kendisini evreleyen dnyayla ilikisi yi
ne de bir anlamda katk niteliinde ok farkl u ya da bu noktay aan bir ilikidir.
Dinsel yaam, genelde, kukusuz ok farkl derecelerde ve ok eitli biimlerde de
olsa, insan iinden geldii biimde aka hazrlar. Bunun nedeni, her tanrsal varla ili
kin her tr dncenin, bireylerin varlksal yansmasnn , zel inanl kiininkiyle ke
sitii bir odak noktasn temsil etmesindendir. Ben, metafiziksel, ritel ya da pratik da
yanma gibi eyleri kapsayan, ok dar bir erevede kalsa bile, zgecilii gereklilik sa
yan bir din tanmyorum: ou kez, bir grubun birliini dile getirse ya da uknum olsa
bile. vedi bir canll ne kadar fazla da vuruyorsa, bunlarn sonulan da kiiler aras
ilikilerde o kadar ak bir biimde gelimeye yz tutar, sanki onlar belirleyen ey ak
m gibi -baka gereklilikler olsa bile- z, hayattaki belli bir davranta younlamak
yerine, daha ok bir dogmaya taklr kalrsa, bu sonu daha kukulu olur. Gerekten de,
din, dogmayla yaamn alanndan koparak, dncenin alanna girer. Fakat Hristiyan
dogma, aka mdahale etmitir, onu bu ikinci alana ykseltmitir, bu durumda, "Hris
tiyan ak" sfatyla, bu zel evrensel yaylmann zel bir biimini aa vurabilir, ama
bizce, yaand biimiyle hayatn kendi ritmine oranla olaandlna ihanet eder.
Hristiyanlk kendine zg dinsellii asndan ele alnd lde, durmakszn, aynen
cinsel yaamn kendi alan iinde yapt gibi, insan akn eiine gtrr; ak bylece,
orada, belirsizlik durumunda, dinsel yaamn evrensel yneliminde bir engebe olarak
kalr. Fakat, Hristiyanlk ekseni tersine evirir: bundan byle akn son merkezi nok
tadr -b u nedenle, aslnda gerekten ak olur- ve hayat dinsel enerjileriyle, onu gerek
letirmeye arlr. Ak, elbette, hayat zerinde etkisini gsterebilecektir ve onun bn
yesinde emilip gidecektir. te bu nedenle, bizzat hayat kkenli deil de, kendi z deeri
olan bir alan kkenli hazr bir ieriktir o. Byle bir durumda, akn nbelirtisi, kukusuz
aynen biyolojik yaamn olduu gibi, dinsel yaamn da bir esi, ya da bir rn ol
masdr; ama gerek anlamda Hristiyan ak olarak ya da dogmann bir paras olarak
bu modus' (biimi) ya da canllk alann aknlatrr; ama ona yakalannca, sekinci ve
bireyci belirlemelere, dinsel yaam da dahil olmak zere, hayatn engellerine, snrlan
drmalarna u ya da bu biimdeki etkilemelerine boyun eerek kendi transvital zel
liine ihanet eder.
eviren : B ahadr G lm ez

C o g t o , B a h a r '9 5

187

Henri Cartier-Bresson, Diderot Bulvar, Paris 1969

N a v a r r a K ra l e s 0
Lucien Febvre

21 Aralk 1549'da, soylu bir bayan olan Navarra Kraliesi Margueritte d'Angoulme, yirmi gn sren bir hastalk sonrasnda, 57 yanda, Tarbes yaknlarndaki Odos a
tosunda hayata gzlerini kapyordu.
Dokuz yl sonra, 1558'de, 200 sayfalk in-quarto baslm bir kitapk Paris'de ya
ynlanyordu. Yazar adnn olmad, ama ekici bir bal olan bir yayndr bu: Talihli
klarn yks; zerinde yalnzca nl Nivernais desi Prenses Margueritte Bourbon'a adanm bir ithaf vardr. te bu ykler, Margueritte de Navarre'n Heptamroriu
diye adlandrdmz yklerdir, - ama dzeltilmi bir Heptamron. Margueritte'in eski
bir oda ua olan Pierre Boaistuau, onu kendince dzenlemi, ksaltm, baz blmleri
karm, yeniden biim vermi ve deitirmiti; ayrca yazarnn adn titizlikle gizle
miti; bu gizli gndermelerden memnun kalan yaync, kitab, Margueritte'in evlenme
sonras yeeni olan ve olduka az sevilen Franois de Clves'in karsna adyordu: Val
Angoulmlilerinin Bourbonlar'a kar zel bir zaaf yoktu nk.
Tepki iin ok beklenilmedi. 7 Nisan 1559'da, 200 sayfalk ikinci bir in-quarto ya
ynlanr. Bu kez, nl ve soylu Valli Prenses, Navarra Kraliesi M argueritte'in Heptamron
ykleri, ilk basksndaki dank blmlerin dzene konulmu haliyle ve esiz erdemli Navarra
Kraliesi Prenses Jeanne de Foix'ya ithaf olunur" adyla Parisli Claude Gruget tarafndan

yaynlanyordu. Claude Gruget de Margueritte'in eski oda uayd. Bu yaynda yeni


den bir ele alma istemi kendini gsteriyordu: el yazmalar gnlere gre dzene koyul
mu ve her biri bir Prologue ieriyordu. (Oysa bu at Boaistuau tarafndan bozulmu,
stelik ykler rasgele yer deitirmiti.); bunun yannda Boaistuau'nun bilinmeyen bir
kadna ithafta bulunurken yapt yanllk, Gruget'nin yklerinde Margueritte'in kz
(*) Lucien Febvre, Autour de l'Hemptamron, Gallimard, 1944, s. 159-202.

C o g t o , B a h a r '95

18 9

Lucien Febvre

ve mirass olan Jeanne d'Albret'ye yaplarak dzeltilmiti; bir olaslkla Jeanne d'Albret yklerin douuna bizzat tank olmu, en azndan kitabn balnda annesinin is
minin bulunmasma zen gstermitir. Acaba Jeanne, Gruget'den Boaistuau'nun yapt
yanllklar dzeltmesini istemi olabilir miydi? gibi bir soru akla gelebilir. Ama yle
ya da byle, onun lm sonrasnda yaynlanmtr kitap. Gruget'nin Boaistuau'ya gre
daha az deiiklik yapt kitap, Heptamron' nun ilk basks gibi zgn bir baskya temel
tekil edemez. lk bask, Heptamron'nun zgn elyazmalar esas alnarak yaynlanm
olsa gerek.0 Byle bir ura, 1858'de Leroux de Liney ve 1873'de Franois Frank adlarn
da iki uzman yaync tarafndan gerekletirilir, - ama lm sonrasnda yaynlanan ki
tap acaba hangi tarihlidir?
Jourda'mn yapt saptamalar yeniden aktarmak yerine, bize mantkl grnen bir
ka noktay anmsatalm:
1540-1542 ncesi, Franszca bir Dcamron'a ilikin bir tasar szkonusu deildir. Bu
esnada, Boccacio'n franszca evirisiyle harekete geirilen ve Antoine Le Maon tarafn
dan tamamlanan kitap, (ancak 1541 ylnda yaynlanmtr. Oysa Le Maon 1531'den be
ri bunu dlemektedir), Navarra Kraliesi'nin, Franszca bir Dcamron yazma tasarsn
oluturur. Ama bu Dcamron, talyanca Dcamron'dan bir rpda ayrlr; uydurulmu
ykler, "gerek yk olabilecek" hibir ey iermez; bunu da bize Heptamron'm m Prologue'unda Parlamente aklar. Bu tasar zaten yalnzca Margueritte'in tasars deildir.
Bu tasar, zaten bunu bize reten de Prologue'dur, Kral Franois, kraln byk olu ve
byk kz tarafndan dnlmtr: "bu szkonusu bayanlar ve efendimiz byk
Prens, herbiri on blm yazmak zere, deer grdkleri bir eyleri yazacak on kiiyi biraraya getirme konusunda birletiler". Yine de, yksek renim grenler ve yazarlara
veto ilan edildi; nk "Byk Prens, retorik gzelliin ksmen de olsa, yknn ger
ekliine ihanet edecei korkusuyla onlarn iin iine girmesini istemiyordu."
Herey ok hzl geliir. Ve sonunda Margueritte, 1542'den 1546'ya dek, ykler'in
nemli bir blmn yalnz bana kaleme alr. 1546'da, Cauterets Kaplcalarna yapt
gezi, kendisine Prologue ve kitabn erevesi hakknda bir fikir verir. Kralie lmne
dek bu byk tasar zerinde alr. XII. yky (Lorenzaccio) olaydan 10 yl sonra
yazdn syler; oysa bu olay 1537'de olmutur; LXVI. yk Jeanne d'Albret'yle Ven
dme Dknn evlendikleri yl bitirilmi gibidir, - bu evlenme tarihi ise 1548 sonlardr.
Baz ykler, rnein XXV. yk 1521, IV. yk 1524; LXIII. yk 1526; XLI. yk
1529 yllar ncesi olaylara gndermelerde bulunsalar bile, 1542 sonrasnda kaleme aln
m olabilirler (olabilirler, ama bu da hibir zaman kesin deildir) Sonuta, Heptamron,
Margueritte'in hayatnn son on ylnda yazlmtr, -b u 40-50 yalarndaki bir kadnn
yaptdr,- ve ancak 1549'da lm buna engel olmu, daha dorusu yarda brakmas
na neden olmutur. Bundan da, Kralienin bize brakm olduu 72 yk, (oysa tasarla
nan 100 ykyd), dramatik ya da komik beklenilmedik olaylardan baka eyler ieri
yorsa; Margueritte'in dnceleri, ahlak anlay ve dinsel duygulan vb. konular hak
knda yararl veriler sunuyorsa, btn bu verilerin, kralienin kim olduuna ilikin, sa
nld gibi yaamnn ilk yllar hakknda deil de, son yllar hakknda, lm ncesin
de, yklerini ve son iirlerini yazd sralardaki yaam hakknda tanklk etmektedir.
*

Biz yle dnyoruz: Eer Heptamron'daki 72 yk eitli deitirmeler dnda


baka eyler ieriyorsa da ve Margueritte'in son on ylndaki dnceleri, duygular
hakknda geerli veriler salasa da, asl eksik olan ey, Heptamronun hibir zaman cid1) Bu konuda Jourda yannda, Heptamron 2'n in Franois basksnn giri blmne bavurulabilir.

190

C o g it o , B a h a r '95

Navarra Kraliesi

di ve yntemli bir biimde bu adan sorgulanmam olmasdr. Bununla birlikte Jourda'nm kayda deer yaptn istisna d tutmayalm. Kitabnn ikinci cildinin banda,
Heptamron zerine yapt uzun ve baarl inceleme, bu yaptn yaznsal zelliklerine
ilikin zengin aklamalarla doludur; ama tantma asndan ksa kalmaktadr. Pierre Jourda'dan sz ediyorum ama, genelde, Margueritte'in yaptlarm inceleyen yazarlar da
olduka gln ve skc bir biimde yklerini yle bir geitirirler.
Heptamron, Galya Kitaplar dizilerinin tmnde yer alr ve Italyanlar yle raslant
eseri birka yk evirdilerse, bunun nedeni Classici del Ridere dizilerinin birinde yer al
mas iindir. Onlar hi okumam olanlar, (buna ondan ok sz edenler de dahildir), y
kleri skandal yazlar olarak deerlendirirler, haliyle, bir kralienin, stelik Reform iin
evkatinden kukulanlan bir kralienin bunlar yazmas ve yaymlamas lszce bir
eydi belki. Bu ykleri, o ok nemli devirlerde, biraz abuk okuyanlar, stelik yeni
den okumakszn kmsemeye heveslenmilerdir. Bunlar gelenekidirler ve biz SainteBeuve'in, zenle o 28 ubat 1853 tarihli dizesiyle sslerken dneminin yanlgsndan, es
ki Fransa'nn "hafif ve ekici utkularndan" kurtulamadn gryoruz. Bu dizeler ak
a anakroniktir. Navarra Kraliesini Dolorasa'ya doru ekmek istemeden, onu en onur
lu ve kibar hanmlardan biri yapmak isteyen her tr giriim karsnda, olsa olsa omuz
silkebilirdik. Brantme da zaten bu konuda akac bir yllkdr. Sonu olarak, Kral
Franois'nn kardeini nitelemek iin szck arama nedenimiz yok. Clment Marot
epeyden beri bu ii yklenmitir - Marot, Epigrammes V., Alenon Desi stne'de yle
yazar:
Cesur yrei ne mutlu ne de bedbahttr
Ne ok neeli ne de ok melankolik;
Her eyden nce bir melek esprisine sahiptir o,
Hem de gklerde uan en incesine.
Aslnda, sorun, Margueritte'in zengin bir kiilii olduunu dnerek, ona u ya
da bu nvan atfetmek deil. Sorun, kralienin, elikili en azndan deilse bile ilgin et
kinliklerini birbirine eklemleyen derin ba bulmaktr; bir baka deyile, Fransa ve Torino atolarndaki saray yaam, - ncil hakknda her gnk derin dnceleri; bir tr Ka
mu Yardm Bakanl gibi bir grevi srekli yerine getiren bir kadnn etkileyici iyilikse
verliini; <3) erkek kardeine ya da eine (ikinci) karmak ve gizli uralarnda veklet
etmekte becerikli, doutan diplomat birisinin inceliini; unu da ekleyelim Luther'in
baz yazlarn okuyuunu, Calvin'in gvenliini salayn, baz maneviyat inansz
larla dostluunu, - ve bununla birlikte katolik ayinlere srekli katln, Tussin'de, bir
Angoulme manastrnda ikmet ediini, sylenildiine gre rahibelerle ilhi syleyiini
ve dua ediini; ya da Miroir de l'me Pcheresse boyunca ateli bir biimde Hristiyan
inanc savunuunu,- ve az bilinen ya da az tannan baz metinlerinde ateli bir te dn
ya merakn sergileyiini de belirtmek gerek.
Bylesi zor bir soruna, atalarmz hi aba sarfetmeden iki basit zm yolu bul
mutu.
Birincisi, Margueritte'in Heptamronnun yaratcs olduunu reddetmekti. Charles
2) Bu inceleme yaklak 350 sayfa iermektedir.
3) Kral Franois 13 Ocak 1536'da kz kardei, saraydan prens ve prensesleriyle Lyon'a geldiinde Lyon Kilisesi'nn Yksek Din G
revlileri onun yaptlaryla ilgilenirler ve "en byk iyiliksever N avarra Kraliesi'nin" ilgisini ekmeye alrlar. Ondan "iyilik
prensesi sfatyla" kilisenin davasn savunmasn isterler. Birka yl nce, Jean de Vauzelles Thtre de franaise dsolation' da, lm
deindeki annesi Louise de Savoie iin M argueritte'i u szlerle tesselli etmeye alyordu: "Kutsal kitabmz ncil'in hereyiyle
deer verdii yardmsever M argueritte'e uzun mrler". Bu metin 22 Eyll 1531 tarihlidir.

C o g t o , B a h a r '95

191

Lucien Febvre

Nodier gibi biri, Revue de deux mondes adl dergide/4 bu yaratcln Bonaventure des
Priers'e ait olmas gerektiini yazyordu. Nodier'nin Bonaventure'e kar yle bir sevgi
duyuyordu ki, onun yaamn ve yaptlarn az tanyordu. Bu bir ineleme deil. Ama
u gerek ki, bizler, XVI. yzyl yazarlarn iyi tanmyoruz, hatta, en tannmlarn bile,
-rnein onca almaya ramen Rabelais. Byle olunca, Priers'nin yaam hakknda da
ok az ey bilinecektir. te Nodier'nin nn alamayan da budur. O her eyi biliyordu.
Navarra Kraliesinin suareler dzenlediini,-tpk Arsenal Ktphanesinin memuru gi
bi; bu suarelerde ut alndm. Ve Priers'nin bu iirsel mzik aletini almasn bildii
ni, alarken doalama dizeler okuduunu.... Sonra da ykler anlatldn, - ona gre
yalnzca Des Priers brlerinden farkldr. Btn amdanlar sndrldkten sonra, o,
ertesi gn oturup bireyler kaleme alyordu. Navarra Kraliesinin adnn konduu, ama
Bonaventure des Priers'nin gerek yazar olduu yk byle yazlmt... Zavall Des
Priers! O da Les Joyeux Devis gibi ykler brakt. Ama elinden yaratcl alnarak
Mans'l Claude Pletier'ye verilmek istendi, yazk! Margueritte ykler'i bir dnleme
oyunuyla yazd ve yaratcl Des Priers'ye verilmek istendi. Nodier, Navarra Kralie
sinin suareleri ve kimsenin tanmad Des Priers'nin dehas hakknda bu kadar art
c ve kesin bilgiyi nereden edindiini ne syledi - ne de Brantme'un Vie des Dames Il
lustres adl yaptnda ortaya koyduu u aklamalar kendi yorumlaryla uyuturabildi:
"Navarra Kraliesi bu yklerin ounu kent kent dolarken kralie arabasnda yazd,
nk inzivaya ekilince daha nemli uralar edinmiti kendine. Bu yolculuklarda, ya
nnda yazcs olarak bulunan hanmn, kralienin ykleri nasl ustaca yazdm ve
kendisine nasl dikte ettirdiini bykanneme anlatn iitmitim".
Fakat atalarmz, hristiyan Margueritte ve Galyal Margueritte elikisini yok et
mek iin ikinci bir frsata daha sahiptiler. O da Margueritte'i, Brantme'un yapt gibi,
"sarayl kibar bir bayana" dntrme eilimiydi. Bu konuda ok ey yazldn syle
meyi unuttuk; Margueritte'in byk babalarmzn keyfi iin bilmem kanc Histoires
des Favorites'de, Galanteries des Rois de Franceda ve sefil rahibelerden szedilen Crimes du
Vatican'da nemini koruduunu sylemeyi unuttuk- ylesine ii temiz genler ya da
merakl dkkanclar 1830'larda, karn a siyaset yazarlar tarafndan evrensel tarih ve
kalntlar hakknda bilgilenmeye davet edilmiti. Marot'ya k, ama yenilerde de, Marot'nun, aslnda Margueritte adyla hi ilikisi olmayan, gya Margueritte'in kocasndan
yasad olma, Anne diye Alenonlu bir hanm iin ak iirleri yazmasndan dolay, ken
disi iin eriyip biten Bay de la Harpe' bylemeye balam bir Margueritte roman tretilmesi bundandr. Yine tarihi Varillas' byleyen Bourbon Bakomutana k Mar
gueritte'in roman da bundandr. 1. Franois'nm kzkardei, Navarra Kraliesi Margu
eritte d'Angoulme'in, IV. Henri'nin kars Navarra Kraliesi Margueritte de Valois, ya
ni Kralie Margot'yla kartrlmasnn nedeni de bundandr. Bu nedenle Kral usul on
ca Margueritte elendiricidir. Ve nihayet, en ar olan, Michelet'nin gzndeki, ama en
kt Michelet'nin gzndeki Margueritte'dir, yani erkek kardeine ak, insest Margu
eritte, o byk tarihinin gl ve sapk belleini bir an megul etmitir, -bir Marguerit
te ki, dorusu, bunu yaratan o deildir: bu onuru Gnin'e brakalm, nk Lettres de
Margueritte d'Angoulmei5) adl kitabndaki notlarnda Margueritte'in Bourbon'la, Bonaventure'le, ve zellikle Marot'yla olan aklarn efsanesini bir gzel temizledikten sonra,
bir sonraki ylda 1842'de ikinci kitabnn banda mahsustan koyduu bir ek notta bir
belgeyi "tek, eksik, ama kesin bir belge" gibi dalgalandrmay aklndan geirir: Margu4) 1 Kasm 1839.
5) 1841'de Renouard yaynlarnda Fransa Tarih Vakf'nn katklaryla yaynlanmtr.

19 2

C o g t o , B a h a r '95

Navarra Kraliesi

eritte'in kendi eliyle yazd "gizli antrmalar, bile bile karanlk aklamalarla dolu ve
eer son blm ban anlamay kolaylatrmyorsa ilk blmnn anlalmasnn ok
zor olduu bir mektup". Antrmalar o denli gizli, anlatm o denli karanlktr ki, aslnda
bu mektupta/6 rnein tutkulu bir karde sevgisi ve sadakatinin aa vurulmas dn
da her eyi grmek iin, Genin'in imgelemine ve onunkinden beter Michelet'nin imgele
mine sahip olmak gerekiyor.
Ama bunlar tartmann yarar nedir? Uzun zamandr bu tr samalklarla oyala
nan kimse yok artk. Margueritte, ne kolay aklara hazr soylu bir kadndr, ne de sama
ve iren bir ensest dramn trajik kahramandr. Heptameron'la ilgili sorunlar anlamak
iin, bu ok basit yaklamlar romantik aklllara brakalm. Ve sorunu daha iyi anlamak
iin, - madem ki imdiye dek Margueritte'i daha iyi anlamaya altk-, imdi de Hepta
meron' u anlamaya alalm.
*

"Eyll aynn ilk gn Pireneler'deki kaplcalar canlanmaya baladnda, Cauderes Kaplcalarna Fransa'dan ve Ispanya'dan, bazlar su imek, bazlar banyo almak,
bazlar da rasgele yaamak iin birok kii gelmiti..." Heptameron'un Prologue'u byle
balar. Ama bizi Pireneler'de nce Cauterets'ye, sonra da Margueritte'in, Cauteretlileri
bir dizi romantik servenden sonra yeniden bulutuu yer olarak tasarlad Sarrance'a
srkleyen byle bir ykleme neden acaba? nk, 1525'de dul kalan Alenon desi,
1527'de Navarra Kraliesi,-yani kendisi, Orne kylarndan Pirenelerin yal kayalk
blgelerine gtren Henri d'Albret'nin kars olmutur.
Albretlerin, XVI.yy.banda, zamann kark siyasal konserinde alabilecekleri bir
mzik aleti vard. Onlarn hareket noktas bugnk Landlarda olduka kk bir alan
d, bura kentleri, Albret yannda, (bugn Labrit olmutur), gneyde Tartas ve Garonne
Agen yaknlarndaki Nerac kentleriydi. Ama 1484'de, Albretlerin onbeinci naibi II. Jean
Foix'nm kzyla evlenerek, eyiz olarak Ariege vadisini de ieren Puymorens yannda
Bearn Vicontluunu ve Navarra Kralln da almt. Bu olaanst bir bymeydi.
Bearn, dalarn eteinde kurulmu kentler iinde, Pirenelerden geen bir yola sa
hip (bu yol ayn zamanda blgenin ekonomik verimliliini salyordu) konumu en iyi
ve en canl oland. Bearn ayn zamanda Somport'dan geen spanya yolu zerindeydi.
Bu nedenle, Calagurris, Ebre (Calahorra) zerinden Aragon'a ve Jaca kylarndan uza
np gelen roma yolunun bulutuu noktada Pau Vadisine -buradaki antik Beneharnum'un yerinde Lescar kurulmutu - dek gidilebiliyordu. Buras ayrcalkl bir havzay
d: kylerin okluu, parlak bir gkyz altnda kltrlerin eitlilii, birbirleriyle iie
girmi tarlalar, balar, akarsular, hepsi insan byleyen bir tablo oluturuyordu; ste
lik bu tablonun gneyi karl Pirene dalaryla evriliydi. Kuzeyde ise Pontlong funda
lklar, kn Aspe ve Ossau vadilerinde otlanan srlerin otlak yeriydi. Bylece dalar
ve ovalar birleiyordu. Bearnllar, batda, Vadinin bir blmne el koyarak, ato ina
atnda kullandklar kire tan buldu; Pau ve Oloron vadilerindeki su kavaklarm g
zetlemek amacyla Orthez'i ve daha sonra da Salie-de Bearn tuzlalarn kurdular, - by
lece senyr ynetiminde sava, kk gl bir devlet ortaya kt ve her frsatla, ken
di ynetimindeki senyrlerin katlmyla bamszln korudu. lke gerekten yabanc
6) Bu mektup "Brionnet'nin tarzyla" yazlm, anlalmas g, ssl, ok basit bir mektuptur: M argueritte krala "hibir zaman ek
silmeyen" ve kendisine srekli duyduu "kran borcu ve ball" gvencesini yineleyerek, bir hediye bir gnderdiini yazar
ve yle srdrr; "kralmz da bana sonsuza dek ait olan eylerin kk bir paras olsun". Kral her zam an "onun dncelerin
de yaam ve her zaman da yaayacaktr". Mektubun nakarat "lm den de beter" szlerini tayan bir iirle bitmektedir. Bu da,
M ichelet'in dramatik yorumlamasna ramen, yeni bireyin olmadn gsterir. Byle dnldnde, acaba Brionnet'yi it
ham etm ek gerekmez miydi? nk benzer deyi, Margueritte'in ona gnderdii mektuplarda da kullanlmaktadr; ama uras
kesin ki, onun bir ak krgnl yoktur.

C o g t o , B a h a r '95

193

Luden Febvre

hibir boyunduruu kabullenmiyordu. XI. Louis 1462'de Orthez'e geldiinde, kald


srece, lkesinin dnda bulunduu gerekesiyle hibir resmi belgeye imza atmad - himayesindekilere Fransa sancan eik tutma buyruunu verdi.
Peki ya Navarra? -Pirenelerde Ebre'ye dek uzanan topraklarda Charlemagne'm
Araplardan ald kentlerden oluan kk bir Devlet vard ve bir kralln adn ta- i
yordu; bunlardan ortadaki Pamplona idi. Pirenelerin Fransa yakasndan denize doru
uzanp giden bir lkeydi buras, nk Aa Navarra'y da iine alyordu ve bakenti
Saint-Jean-Pied-de-Port idi. te bu devletin merkezi olarak Roncevaux Geidinin esas
alnmas bundandr., -bu geit uzun zaman Compostelle hac atanlarnn yolu olmutur.
1234'deki bir evlenme bu lkenin, Franszlarn- Champagne Kral IV. Thibaut ile - elleri- ;
ne gemesini salyordu. 1273'deki bir baka evlenme, lkenin, ilk Navarra Kral nva-
mm kazanan Gzel Philippe'e verilmesini salyordu. Daha sonra babas IV. Charles ve- j
fat ettiinde, Gzel Philippe'in ve Fransa taht dnda braklan Jeanne de Navarra'm ;
kk kzkardei Jeanne, Navarra'y kocas Philippe d'Evreux'ye kazandryordu; Kral-
lk, Evreuxler'den Aragonlara, sonra Foix'lara ve son olarak da 1484'de Albret'lere geti.
te bu yllarda, Albretler, Bat Pirenelerin en nemli bekisi, Roncevaux ve Som- :
port geitlerinin sahibi, douda Aragon'nun, gneyde Castilla'nn, batda Biscaye ve
Bask lkesinin yakn komularyd. Byle olmas ok gzel olduu denli tahrik ediciydi !
de akas. Ferdinand d'Alenon, 1512 ylnn gzel bir gnnde btn Yukar-Navar- I
ra'y hem de ok basit bir biimde igal ederek bunu kantlamtr, - yani Pirenelerin g- 1
neyindeki en nemli topraklar igal etmitir.

Bu ac olay cereyan ederken, Margueritte'in gelecekteki ei, Tartas vicontu Jean'n j


olu Henri d'Albret henz on yandayd. Navarra'da, dalk blgede domutu ve ;
Gaskonyal bir aileden geliyordu. Annesi Barnli Catherine de Foix idi. lk yllarn Ara- .
gon ve Ebre kylarndaki Navarra Krall kklerinde geirmiti. Yaam orada kolayd .
ve neeli, espirili, kltrl, liberal ve sevilen bir kii olan Jean'n saray, ayn zamanda
atafatlyd da. Ferdinand'n ordular bu mutlu yaama son verdi: bu Henri'nin hibir
zaman unutamad trajik bir olaydr. Tm yaam boyunca, tek bir dncesi olmutur:
Pamplona'ya dnmek. Bu amala, Barn vicontluu'na yerleerek, ya Fransa Kralnn
yardmyla spanyol Navarra'y ele geirmek, ya da politik hizmetlerinin karl olarak
katolik kraldan imtiyaz elde etmek istiyordu.
Bununla birlikte, Aragonlulardan kaan gen Henri, nce Casteljaloux'ya ve byk
babasnn bulunduu Nrac'a, sonra da 1515'de Fransz sarayna gelmiti. Kral Franois
onu dost kabul etmi ve annesi vicontluu ynetirken, Albretlerin mirass Trs Chrtien'in yannda depdebeli rahat bir yaam sryordu. Trs Chrtien, her tr sportif etkin
likte usta, yarlarda nde, ata binmede becerikli iyi kalpli bir yiitti. Henri, I. Frano
is'yla talya seferine gitti. Pavie'de onunla esir kald. ato'da tutsak iken, Alenon dk
kurtulmu, kendisi ise sknt iinde adamlarnn kefaletini demeleri iin ellerini ceple
rine atmasn bekliyordu, - gnn birinde gardiyanlarnn drst olduu anlaldnda,
Navarra Kral olan o, zindandan bir ip sarktarak kat, Lyon'a gelerek orada Louise ve
Margueritte'le bulutu -. lkesinin dizginlerini ele almak iin acele etmeyip Sane ky
larnda vakit geirdi ve Franois serbest brakldnda, hemen ziyaretine kotu. Arala
rnda bir birlik tasars geliti, ama bunu hazrlayacak koullar, ilgili taraflarn kafasnda
ok bakayd. Margueritte'den sz etmeden gemeyeceiz elbette. Henri'den 12 ya b
yk olan Margueritte, fizii Bay Alenon'nunkini hi anmsatmayan parlak bir svariyle
evlenmeyi reddedemezdi; ama sz konusu olan Margueritte'in duygular deildi. in
iinde rol oynayan tek kii Franois'yd ve Franois, bir gn Gaskonya'y spanyollarn

194

C o g t o , B a h a r '9 5

Navarra Kraliesi

kralna teslim etme fikrine sahip birisinin Margueritte'le evlenmesinden memnunluk


duyabilirdi. Bu arada, Franois'mn Madrid'den dndn de belirtelim. Henri'ye ge
lince, o kraln byk kzkardei Margueritte'le evlenerek, gney ve gney-bat kentleri
nin genel bir vekletini tahayyl ediyordu; sonra da Languedoc'un ve Gaskonya'nn sa
hibi olacak ve belki de Fransa kralna Navarra'da mdahalede bulunmas iin bask ya
pacakt. Anlama Ocak 1527'de Saint Germain-en-Laye'de sonuca baland. Margueritte
kocasna drahoma olarak Rodez Kontluunu, Alenon Desliinden yararlanma hakk
n, Berry Desliini, Franois'mn Madrid dnnde kendisine verdii dokunulmazlk
haklarn ve son olarak da Armagnac Konutunun topraklarn ve mallarn veriyordu.
Sonuta, tm bunlar, bir tac olmasa bile, en azndan bir krall olan bir kralck iin g
zel bir dd.

II
Sonuta evlilik gerekleti. Az bir zaman sonra, Navarra Kral, karsn yenilerde
kendisine balad Guinne'e; evlilik sonras edindii Armagnac'a (daha nce bykba
bas Alain'e aitti) ve nihayet prensesin dilini anlamad halde iyi karland Barn'a
gezmeye gtrd. Bununla birlikte, gneyde fazla kalmad. Onun gerek yurdu hl
Fransa sarayyd ve Kasm 1528'de krk yanda olan bu kadn, ok zahmetli bir doum
dan sonra, gelecein V. Henri'sinin annesi ve tek ocuk olmas nedeniyle ailenin tm
topraklarnn mirass olan Jeanne d'Albret'yi dnyaya getirdi. Bundan iki yl sonra, 15
Temmuz 1530'da, Margueritte, bir olan ocuu olan Jean' douruyor, ama bebuuk
aylkken de yitiriyordu. Katlanlmas zor bu ac olay, enerjisi ve allm inancyla kat
land; kilisede Te deum kantikleri okuttu, eine destek oldu; kendisini tesselli eden er
kek kardeine, artk hibir eyin neminin kalmadn, bundan byle yalnzca kardei
nin nemli olduunu yazd. Bir zaman sonra Jean du Bellay'e, acsn dindirmeyi baa
ramadn itiraf etmesi de ayr bir gerektir. Bir eyler, analk umudunun gerekleme
sine ihanet ediyor, ilk evliliinden hi ocuk sahibi olamamann eziklii, iin iin kendi
ni gsteriyor ve artk ocuk sahibi olamayaca kaygs egemen oluyordu: henz yeni
yataktan kalkmt ki, hastalkl bir gebelik dnemi daha yaad; bunu baka gebelikler
izledi; tabii arada ac veren doumlar hari, nk iki doum kk yalarda lmle so
nulanmt.
Yine de, evliliinin hemen ertesinde siyasal etkinlikliini yeniden yklenmiti.
Cambrai Antlamasnda, kocas iin Navarra yararna bireyler elde etmek iin abala
m, ama baarsz kalmt. 31 Martta yaplan kutsal ayinlerin hepsinde halkn karsna
kt. Eyll 1531'de, Louise de Savoie'nm o korkun lm haberi gelinceye kadar ok
mutluydu. Louise'in lmyle Margueritte iin ok ac bir yas dnemi daha balamt;
bu yaamnn uzun bir dnemini kaplayacakt. Louise, Trinit'nin ruhuydu; erkek kar
dele kzkarde arasnda uyumu salyordu, onlarn birlikteliine g veriyordu; siyasi
bir evliliin dourabilecei ayrlklara ramen, bu birlikteliin canl kalmasn salyor
du. Acaba bundan sonra Navarra Kraliesiyle Fransa Kral arasndaki ilikiler ne olacak
t? Margueritte'in derin aclarna onca kayg daha eklendi. - Ama yine de, yle ya da
byle gs gerdi. Yan bahane ederek saraydan uzaklamad. Kardeini hi yalnz b
rakmad. Bir bakma annesinin yerini ald. Sarayndan hibir kii ne ziyaretine geldi ne
de minnet duygularn ifade etti. O kocasnn ve onun ailesinin karlarn kmsemi
yordu. 1532 balarnda, Henri de Navarre'n kzkardeleri Anne d'Albret'nin Claude de

C o g t o , B a h a r '95

195

Lucien Febvre

Foix'yla evlenmesi, Isabeau d'Albret'nin nce Macaristan kralyla baarsz kalan evlili
i, sonra Bavyera dkyle evlenmesi ve daha sonra da bir Rohan'la evlenmesi iin aba
lad. Franois'ya Normandiya ve kendi topraklar olan Argentan gezilerinde elik etti.
Din konusunda ciddi kayglar vard aynca. te bu sralarda, Le Miroir de l'me pecheresse
(Gnahkr Ruhun Aynas)'n yaynlad ve Sorbonne'nun iddetli eletiri kampanyasna
hedef oldu, -Placards Olayn burada anmakta yarar var. Tm bunlara karn, Margueritte, sarayda kardeinin yannda kalr. Ona mthi bir ballk gsterir. mparator Provence' istila ettiinde hemen orduya koar; 1536 mektuplar bir tr savama arzusu, in
san artan yurtsever ve askeri bir coku ierir. lke byk kargaalara gebedir.
*

Bir yldan beri gerek yalnz bana, gerekse kz eliinde Pamplona'ya geri dnme
fikriyle dolup taan Henri d'Albret, Charles-Quint'le olduka kukulu ilikilere giri
miti. Margueritte bunu biliyordu: kendisi 1536 yl balarnda imparatorun zel ula
Hannart'la gizli bir grme yapmt. Henri d'Albret ise imparatorun saraynda kendi
sine ajanlk yapan Descurra adnda olduka karanlk bir kiiyle gryordu. Henri ona
I. Franois'y bara zorlamay neriyordu; Charles da ona destek veriyordu. 1536 sonla
rnda, Henri Valloid'e, Charles'm byk vglerle karlad bir ulak gnderdi. 1537
balarnda, Henri, Franois'yla grmeye geldi ve onu ikna etmeye alt. Kral onu hi
dinlemeden Charles-Quint'le bar yapmak istemediini aklad. Fakat hemen sonrasn
da, Henri, Franoisnn Charles-Quint'le grmesi iin gizli grmeciler grevlendir
diini ve Navarra'n sz konusu edilmediini reniyordu.
Margueritte bu kez iyice heyecanlanm ve bu ynteme zlm gibiydi. Kocasyla
grerek, ubat sonlarnda mparatora evlilik nerisi gtren bir grevli gnderdi: Jeanne d'Albret, kraln kk olu Philippe'le evlenecektir artk. Sonra, Henri ve Margu
eritte lkelerine dnmeye karar verirler; kraln postacsndan "geri dnn" emrini aldk
larnda yolda Sully-sur-Loire yaknlarndadrlar. Bir an tereddtten sonra Fransayla ili
kiye geerler. Kral o alldk ani dnleriyle, Henri'ye 17.000 asker, piyade ve topu
kuvvetinden oluan bir askeri yardmda bulunmaktadr. Ama Henri savaa inanmaz.
Navarrallarn da sava istemediini bilmektedir. Charles-Quint'in eninde sonunda Jeanne'n, Philippe'le evliliini kabul ederek ryasn gerekletireceini tahmin etmekte
dir. Tabii drahoma olarak kutsal Navarra ve Pamplona.
Bir yandan kocasyla kardei, br yandan Navarra'nm lke politikasyla Fran
sa'ya ballk arasnda kalan Margueritte, kukusuz kendini zor bir konumda hissedi
yor, bocalyor ve tereddt ediyordu. Dahas kocasyla ayn dnceleri paylamyordu.
Charles-Quint'i yakndan grm, Madrid'deki tutsaklk srasnda onu yarglayabilmiti; ikircikli kiiliinin neler yapabileceini bildiinden, Henri'ye yanl adm attrmasn
dan korkuyordu. unu da bilmek gerekir ki, Henri, szcn tam anlamyla Franois'nn srtndan yayor, kral da kendisine son derece cmert davranyor, 1529'daki sa
va komutanlna bir de Guinne amirallii eklenmiti: veklet Henri'ye 24.000 lira aylk
kazandryordu ve Franois hediye vermeye devam ediyordu. Margueritte, kafas kar
makark bir durumda tereddtler iindeydi. Bu tereddtlerinde acaba bir hesap da var
myd? Navarral ift rolleri paylama benziyordu: Henri, mparatorun dostluunu is
temekte direnen birini, Margueritte ise erkek kardeine yaklamaya alan birini oynu
yordu.
Grmeler 1538 yl boyunca srer, hatta 1539 ylna sarkar. Ayrntlar bizim iin
pek nemli deil. Ama Margueritte'in bu elikiler srerken yaad ruhsal gerginlii
bir dleyelim. Szcn tam anlamyla iki ate arasndayd - bir yanda eine ve kzma

196

C o g t o , B a h a r '95

Navarra Kraliesi

olan borcu, bir yanda da kardeine olan vazgeilmez ball ve sevgisi. stelik bir de
tm bu olup bitenlerin ustabadr. Henri de Navarre bamsz gibi grnyordu ama
aslnda zayfln gizliyordu. Olu IV. Henri iin syleyebileceimizi onun iin de sy
leyebiliriz: kendinden kaan bir kiilie sahipti o da. Ama yine de kars tarafndan y
netilmek istemiyordu, hem de birok konuda ondan stn olmasna ramen. Margueritte'in dinsel tutumunun neden olduu iddetli tartmalar, yapt yaynlar, belli belirsiz
kiilerle ilikileri onu ileden karyordu: Madrid'i kendi lehine eviremez miydi aca
ba? yle ya da byle, tm bu tartmalar onurunu zedeliyordu. Kald ki Margueritte ar
tk gen deildi...1531'de annesi ldnde yasa brnmt ve bu yas hl devam edi
yordu. Yz krm, bedeni kamburlamt. ksryordu. Ard kesilmez inmelerden
yaknyordu. 39 yanda yalanmt. Oysa, Henri 30 yandayd. Gen, gl, kanl canl
idi ve srekli gnl elendiriyordu. Karsna kan gen kadnlar grnce /71 srekli
okuyan, dncelere dalan, bepara etmez insanlarla ilahiyat ya da estetik tartan bu
yal gri sal kadna artk katlanamyordu. iddetli tartmalar evlilii iyice sarsmt.
Ksacas Henri, Margueritte'e kt davranarak, Franois'y da ileden karacakt. Na
varra Kraliesi zor durumdayd.
*
Bununla birlikte baka deneyimler kendisini bekliyordu: hereyden nce Jeanne
d'Albret'nin evlilii. Franois mparatorla mttefik olma aray iindeydi. Hollanda ka
plarna dayanm, kuzeyde Charles iin ok byk bir tehlike arzedecek olan Cleves
dk bu yolda iyi bir frsatt. Dk Franois'yla gl bir birleme yaratmak amacyla Je
anne d'Albret'yle evlenir. Franois Henri'yi artr ve haberi verir. Evlilik szlemesi 16
Temmuz 1541'de imzalanr.
I. Franois roln ok gzel oynamtr. Artk bu evlenme sonrasnda ne spanyay
la evlilik, ne de Charles Quint'le grme sz konusu olabilirdi. Navarrallar boyun e
mie benziyordu. Benziyordu, nk Henri bu kez Margueritte'in haberi olmadan Charles'n Paris'deki elisi Banvalot'yla bulumaya gitmi, ve ona bir kez daha, ispanya evli
lii nermiti, hatta kzn karacandan ve onu Fransa dna gtrebileceinden sz
etmiti: Jeanne ise Margueritte'le Abbeville'de bulunuyordu - Jeanne' Flandra zerin
den karmak mmkn deildi. mparator tereddtlyd, konuyu dnd ve itiraz et
ti. O, Margueritte'den ekiniyordu. Sonuta, olay gereklemedi.
Margueritte ise kznn genliini bahane ederek ayak srtyor, evlilii geciktirmek
istiyor ya da romatizmalar iin Pirenelere gidiyordu. Sonunda Franois kzar ve Henri'nin tutumundan kukulandn yazar. Margueritte iyi ya da kt, olabildiince koca
sn aklamaya alr. Ayn Heptamerori'daki kahramanlar gibi, ilkbahar havasnda kaya
lk katrl yollardan geerek at zerinde Cauteret'ye gider. Huzur ve yalnzla ihtiyac
vardr; bu dalar tm vahiliiyle, yrtc hayvanlaryla, eteleriyle ona bunu verebilirdi.
Fakat Franois, onun hakl noktalarn kabul etse bile, Henri' nin tutumunu kabul edemi
yordu. Henri, iin iinden syrlmak iin Bearnllar kkrtr: onlar da bu evlilie raz ol
madklarn ilan ederler ve prenseslerinin bir fransz prensle evlenmelerini isterler. I.
Franois buna ok fena kzar. Henri bu kez Margueritte'e kzn krala gtrmesini emre
der, oysa kendisi mparatoru ikna edebilmek amacyla baarsz kalacak son bir umut
suz giriimde daha bulunmutur. Cleves Dk saraya geldiinde, Franois onu hemen
Plessis'e gtrr. Ama o zaman da Jeanne d'Albret sahneye kar. Kendisini ilgilendiren
7) H eptamerori daki VIII. ykye baknz, yk d e sz konusu olan tartm ada Longarine Hircan', yani H enri de N avarre' ve Saffredent'i hedef alr:"karlarma bu tr saldrlarda bulunanlar keke cezalandrlabilseydiler..., o zaman Hrcan ve Saffredent iyice
korkarlard! - Karmzn oda hizmetisini kovaladmz nerede grdnz? diye sorar Saffredent -Longarine de yle yantlar:
onun elsrd oda hizmetileri eer gerei syleselerdi, aman bile dileyem eden, kendilerini hemen kapdar bulacaklard."

C o g t o , B a h a r '95

197

Lucien Febvre

sorunu zmek istemektedir. 5 Nisan 1545 Paskalya gn, Plessis Kilisesindeki ayin
knda, Jeanne, Tournon Kardinali'nin, Charles-Quint'in Fransa bykelisi Jean de Saint-Mauris'in, Vienne, Coutances, d'Angouleme ve Mcon piskoposlarnn nne atla
rak, cesurca, kendisine yaplanlar iddetle protesto eder ve yalnzca iddete boyun ee
bileceim ve kraldan ve annesinden korktuunu ilan eder, Annem, der, beni tehdit et
ti, krbalatt, bask yaptrd. Eer dediini yapmazsam ikence greceimi, aile mirasn
dan mahrum braklacam, hatta ldrleceimi syledi". Ama bouna. Mays aynda
btn saray evlenmenin gerekleecei Chatellerault'da toplanmtr.
Margueritte'in duygularn tahmin etmek zor olmasa gerek. Jeanne onun tek ocu
uydu. Onu birazck olsun tanm olsayd keke. Onu hep saklamlard kendisinden.
Ve imdi de elle tutulmas zor, stelik istemedii halde onu evlendirmeye mecbur, en az
onun kadar evlenmesine kar, ele avuca smaz politik bir arat. Erkek kardeinin vaz
geilmez isteminin arln duyuyordu zerinde. - Kendisine onca ballndan sonra,
peki o ne yapmt kzkardei iin? Verdii birka dl, hediye, bir Montmorency'nin
bir Madam d'Etampes'm yannda neydi ki? -Direnmeleri bounayd. 11 Mays sabah,
Bakomutan, kollarnda ii mcevher dolu bir sandk gibi deerli talar taknm, bir
adm bile atamayacak durumdaki Jeanne' nikh memurunun karsna getiriyordu.
Cleves Dk, Franois, Henri, Margueritte'in ve yksek rtbeli subaylarn eliinde
gen kadnn odasna "ayak basyordu yalnzca" ve sonra da bu sembolik tren bitince,
subaylar kocay zifaf odasndan kovalyorlard. Dn devam etti. Sonunda Jeanne bu
byk heyecandan dolay hastaland. Margueritte, Montmorency'nin tadn bile kara
mad. Akl hasta kzndayd.
Bu esnada, Henri mparatorla en yararl grmelerini yapyordu. Ona Guien'yi is
tila plan sunuyordu. Ama durum anszn tersine dnd. Franois Charles-Quint'e sava
ilan etti ve Perpignan'da karargh kurdu. Henri d'Albret de bir anda spanya ile balar
n kopard. Bir gerek ki, Eyll 1542'de kamp datmak gerekti. Margueritte byle bir
dnm beklemiyordu. O sralar Nerac'a gitmiti. Chanles-Quint'in Cleves dkn
bozguna urattn ve onu Fransa mttefikliinden vazgeirmeye zorladn orada
rendi. Hemen kznn evliliine son verme abasna giriti. 15 Kasm 1545'de Papa IlI.Paul bu evlilii iptal ediyordu.
Bununla birlikte, Margueritte ilk kez elli yanda kendi lkesine yerlemeye gel
miti. Artk yal ve clzd. Bu son yllardaki olaylarla tkenmie benziyordu. Hem evli
lik hem de analk sevgisinden yoksundu, Louise'in lmnden beri eksilmeyen hayal
krklklar, ihanetler, skntlar zerine reklenmiti. Tablolaryla, hallaryla, deerli
nesneleriyle, ktphanesiyle bir Rnesans evine dntrlm olan Gaston Phebus'n
konana gitti. Zaman zaman da Nerac'da, gotik grnl, ama ayn zamanda da R
nesans modasna gre yeniden restore edilmi gzel baheli, galerilerle dolu bir atoda
yaad. Buras da hallarla kapl, ktphanesi olan ve orman grnm altna alan bir
atoydu. Orada kendini daha zgr hissediyor, hizmetileriyle, Poitou'nun bakomuta
nnn yal ei ve onun kz Madam de Bourdeville'le, Madam d'Orsonvillers'le, Matma
zel Saint-Pather'le, Matmazel CaumontTa, sekreterleriyle, subaylaryla, yarglaryla
kendi evindeymi gibi hissediyordu. Melankoli vermeyen bir dnyayd bu. Sanki Nerac
saray bir zamanlarn ak sarayn anmsatyordu. te kralienin en verimli ve en kltr
l olduu dnem bu dnemdir. Heptameron'a da bu sralarda balamtr.
*

Heptameron... Margueritte gibi "elit" tabakadan bir kadnn yazd, aslnda okun
mas kolay diye adlandrlan, ama ou kez ar olan bu kitap, bizi uyaryor, dorusunu

198

C o g t o , B a h a r '9 5

Navarra Kraliesi

sylemek gerekirse, yazk ki hibir Galya ktphanesinde yer almyor. Margueritte'i


dleyerek yle diyeceim: "ciddi ve titiz insanlar, ciddiyetinizi biraz lmlatrn, kay
glarnz kahramans bir glmsemeye dntrn..." Bunlar sylerken, kukusuz yu
karda szn ettiimiz ylesine gen, din sorunlaryla ylesine yakndan ilgili, yall
nda analn en ar meakkatine maruz kalm, i paralayan aclara katlanm Margui'ritte'i dnmek istemezdim. Hani bizi kendisini annesiyle karlatrmaya srkleyen
kraln kzkardei Navarral kadn, liberal bir kadnla sevgiden yoksun bir despotluu
kar karya getiren kadn. Ayn Margueritte'in sevimli ykler yazn, insanlar "e
lendirmek iin" en alt katmanlara seslenen isli ykler yazn dnmek istemezdim.
Dnmek istemezdim derken, bu kipin bir kant tekil ettiini de sanmyorum.
yleyse, bu kural olan, salam ve dogmatik bir kant m acaba? Btn bunlar bir yana
brakalm. Biz dorudan metne inelim. Heptameron'dan, en anlaml, en konukan bir y
k seelim. Bu yk merkez olsun ve bu merkezden, yani onun metninden, tznden,
yava yava yol aldka en ili sorunlar dosun. Ama nce Prologue yardmyla, bir kez
de olsa temel sorunlar saptayalm.

C o g it o , B a h a r '95

199

Lucien Febvre

PROLOGUE EREVESNDE
Heptameronda bir Prologue var. Ssl bir Prologue. Okurlarna, her biri kendi ken
dine yeten, bazan yazarnn gereklerden uzaklaarak yaamdan bir paray, bazan da
okurun o ar, ikiyzl gereklerden uzaklamasn salayan bir dlem ieren bir dizi
besleyici ykler bulacan haber veren basit bir nszden farkl bir Prologue. Heptameror'mm Prologue'u bir ereve yaratmay, yazarnn biraraya toplad, bununla birlikte
birbirleriyle o denli uyumlu olmayan ykleri belli bir konumda tutmay amalyor. Ya
zarn birinci tekil ahsta dile getirdii "ben" n plana kyor ve bu "ben" ykler ze
rinde bir tr psikolojik ve dnsel denetimi salayacak biimde kendini gsteriyor. Ya
zarn kendi eliyle iledii ereve iinde yer aldn sylemek yapt basitletirmek olur
du. Konumalarna kendi yklerini ve ykleri hakknda dncelerini ekledii kadn,
erkek bir dizi kahraman kendisiyle birlikte srkleyip gtryor. Bu Heptameronnun
yazarnn hereyiyle kendisinin yaratmad yaznsal bir yntem. ncesinde italyanlar
vardr.
*

Prologue'lar iinde en nls kukusuz Decameron'un Prologue'udur.Acaba Margueritte bu "nsanlk Komedisini" ne zaman tanmt? Kukusuz ok erkenden. Decame
ron zamann ilk bask kitabevlerinde raflarda bulunan bir kitapt. Margueritte, Boccacio'nun gzelim elyazmalarn Angouleme'de grme frsat bulmutu; annesi ve babas,
yaz ustas Michel'e yapt yazdrm ve tezhipi Testard'a minyatrlerle ssletmilerdi.
Ayrca, 1531'de, Antoine Le M aon adndaki bir kii, -k i daha sonra Bourgonya'da
nemli bir maliye memuru ve sava muhasebecesi olacaktr- Floransa'daki grevinden
Fransa'ya dnerken Navarra Kraliesinden Decameron yklerini kendisine okuma da
veti almt. Bu ii o denli baaryla yapmt ki, yaptn tmnn evirisini yapma sipa
riiyle ayrlmt. Kendisi toskan konumasna pek o kadar yatkn olmamasna ramen
iin iinden kmay baard ve evirisi 1545'de yaynland. Yapt yaymndan nce tan
m olan Margueritte, Prologue'a ilikin anlarn bu eviriyle yeniden yaad.
Yz yknn Prologue'un izdii erevede yer ald dorudur, - Prologue 1348
ylndaki o mehur veba salgnn betimlemesiyle balar. te bu mehur metin "sonrasn
da ayn yapy benimseyen yaynlarn ilk rnei olmas nedeniyle" Heptameron'un Prologue'unun da ilk rneidir. - 1475'de Reno kylarnda suya giren bir grup kibar beyefen
di ve hanmefendilerin syleilerini anlatan Sabadino degli Arienti'nin Novelle porretane1si, ya da bir kar frtnasna tutularak bir hanmn evine snmak zorunda kalan bir grup arkadan syleilerini ileyen Grazzini'nin "Soupers" gibi. Boccacio'nun kulland
yk dzenini kullanmayan zamann talyan ykcleri - Sacchetti, Sermini ve Poggio
Bracciolini gibi - olduka azdr. Hepsi de bir yknn gerei anmsatan bir erevede
yazlarak btnlk oluturduunu bilmektedir. Zaten bir anlamda, bir yky kendi
kendine yeten bir kk sanat yaptna dntrmek iin ok aba sarf etmek, birbirini
izleyen bir dizi olay en zayf olanna destek verecek ve onlar en mkemmelleriyle bir
birine balayacak bir btnlk iinde ard ardna eklemleme abasndan daha fazla aba
sarf etmek gerekmez mi? Her durumda, erevesi izilmi bir yk, yle kendisine ezi
yet etmeyi ve zellikle gizlemeyi beceremeyen Margueritte'in yeteneklerine uygun geli
yordu. Ayrca okurun eli altnda sylei rnekleri bulundurma kaygs da ne kyor
du.
8) Bu konuda ayrntlar iin Jourda'nn kitabnn II. cildine bavurmak yerinde olacaktr: bu kitapta zellikle Heptameron incelemesi
ok genitir.

200

C o g it o , B a h a r '95

Navarra Kraliesi

Bir baka ey: Margueritte de, Boccacio gibi, yklerini, deikenlik kazandrmak
ve onlar belli snrlar iinde tutmak amacyla olduka belirgin gnlere datr. talyanlar da buna aba gsteriyorlard. Bazlar leden-Sonralarm, bazlar da Akamlar,
bazlar ise Akam Yemeklerini betimlemilerdi. Ama Margueritte plann hazrlarken
Boccacio'yu rnek almt: her biri on gn ieren gnlk yksn anlatan kiiler; top
lam yz yk -bu rakam yalnzca Boccacio'ya aittir: dierleri altm geememitir. Za
ten Margueritte de ancak 72'ye ulamtr ve sekizinci gnn sonunda ykleri bitirir.
Genel izleklere gelince, iindekiler blmnde belirtildii kadaryla, belirsiz kalan
birey yoktur. zleklerin bir dzene ya da snflandrmaya bindirildiini sylemek alay
etmek olurdu: I, oyun sras geldiinde kadnlar tarafndan erkeklere, erkekler tarafn
dan kadnlara kar oynanmtr; II, her birinin fantezisine arabuk uygun gelen eyler
le ilgilidir; IV, hanmlarn sabrl, erkeklerin ise tedbirli oluu, vb. anlatr. Bylesi
zmlere inanmak zordur; lm sonrasnda yazlm eyler olsa gerek... Sorun elbette
burada deil: Margueritte, Prologue'unda bir gereebenzeyebilirlik, en azndan bir ya
nlsama yaratabildi mi acaba? Evet, -nk yapt paralara ayrarak, hem topografik,
hem zyaamsal, hem de gnlk yanlsamalar yaratmay bilmitir.
*
Topografik yanlsama mkemmeldir. Margueritte, bizi, kadn, erkek, Fransz, s
panyol birok kiiyle tantrr, bunlar Eyll aynda tedavi amacyla Cauterets Kaplcala
rna gelmilerdir.
Eyll'n ilk gn olmas bir XVI.yy. gereidir: bu tarihte Cauterets Kaplcalar
mays-haziran ve eyll olmak zere iki elverili tarihte ziyaret edilmektedir. Bu kiiler
iinde, bazlar su imekte, bazlar banyo almakta, bazlar da amur banyosu yapmak
tadr. Hepsi o geleneksel yirmibir gn tedaviyle geirmektedir: "Btn hastalar banyo
larda haftadan fazla kaldlar..." O halde 1 Eyll-21 Eyll tarihleridir sz konusu olan.
21 Eyll bilindii gibi gn-tn eitliinin olduu gndr; bu sel getiren amansz ya
murlar zamandr; bu yamurlarn Cauterets'ye de yamas olasdr; her taraftan sularn
akt, vadilerin tepeliklerinde birleerek oald ve sonra da Lutur, Marcadou Gaube
vadilerinden geerek yolu stndeki kulbeleri, adrlar srkleyip gtrd ve so
nuta banyocularm kamasna neden olduu mevsim. spanyollar dalar aarak kurtu
lurlar. Heyelanlarn dolu olduu vadileri kahramanca aarak spanya kprsne ula
maya alan ve 2.000m. ykseklikteki zor geitleri geerek Aragon Vadisi'nin spanya
yakasna ulamaya alan spanyollara iyi anslar dilemek gerek. Franszlar ise, Pirenelerin eteindeki cennet gibi gzel Argles Vadisi'ne ulamaya ve oradan da Tarbes'a
gemeye alr. Ama Barn seli -biz buna Pau seli diyeceiz-, dalardan inen binbir sel
le birleerek onlar Pierrefitte'de yakalar. Aabilmek iin ne yapsanz bouna: baz ted
birsizler dener, ama hayatlarna malolur. Bu nedenle, grup ska blnr. Bazlar Aragon'a ulamak amacyla Cauterets'ye ya da Gavarnie'ye ynelir. Uzun yol yapmak zo
runda kalrlar. Perthus ya da Barselona zerinden, bata ka bir eyler pahasna AiguesMortes ya da Marsilya'dan Fransa'ya gelirler. Canlarna nem veren bazlar da, aslnda
bunlar blgeyi iyi bilmektedirler, dalarn deiik kollarndan geerek Aspe Vadisi'ne
ularlar.
Yollar tahamml edilecek gibi deildir, blge vahidir. Srekli inmek kmak gere
kir; yatacak bir ahr bulmak bile olanakszdr; atlar byle bir yola tahamml edemeyip
atlarlar; inanlmaz bir abaya girimedir bu yolu katetmek. Ama sonunda, Oysille
adnda yal bir kadn, yanndakileri ve tm hayvanlarn yolda yitirdikten sonra, Sar9) Acaba M argueritte 72'yi am myd? Soru ortadadr. Bu konuda Classiques Garnier'de yaynlanan Heptamron'un Michel Fran
ois tarafndan yazlan giri blmne baknz.

C o g t o , B a h a r '95

201

Lucien Febvre

rance Kilisesine ular ve din grevlileri tarafndan cokuyla karlanr. Sarrance bir efsane deildir. Bir kurtlar lkesi de deildir. Sarrance'da, Oloron piskoposluunun SaintJean-de-Castelle Manastrna bal, Somport yolu zerinde 1632 m. ykseklikte ina
edilmi olan Premontres Manastr vardr. Ispanya'ya satlan Fransz kumalar ve ketenleri, bykba hayvanlar, Bearn tuzu bu yoldan gtrlmektedir. Karlnda da,
zeytinya, yn, meyva ve biraz da spanyol arab getirilmektedir. Bu yol trafii Pirene
vadilerinin sakinleriyle, senyrlerinden bamsz bir politik tutum takman kiiler arasnda yaplan anlamalarla gvence altna alnmtr.
Bu nedenle, bu yk en tutarl, en geree yakn olanlardandr- Yal kadnn Sar
rance Notre-Dame Kilisesine gelii, kkreyen seli geenlerin bouluu kadar gerektir.
Ama bir de ekiyalarn ykleri vardr. Bu yklerden biri bir grup franszn bana gelenle ilgilidir: iki soylu evli ift ve onlara elik edenler, brleri gibi, Cauterets'den inerler . Bir akam haydutlarn basknna urarlar. Evli erkeklerden biri ellerine der, dierleri ise bu belal yerden kaarlar. Akam olunca bir an sesi duyarlar. Saint-Savin
Manastrnn andr bu. Byle bir manastrn gerekten var olduunu sylemek de ya
rarsz. Manastrn an gzel bir XVI.yy. andr ve Xll.yy. dan kalma bir roman kilisesi
ne aittir. Rakm 500 metrelerde olan ho bir yerdir buras. Bylesi servenlerden sonra
nefes alnacak bir yerdir. Bu iki beyefendinin yaknlarda bir yerde, bir ayyla karlaan
ve canlarn zor kurtaran iki hanmefendiyle karlamalar olduka doaldr. Zaten Pierrefitte'Ie Saint-Savin birbirine komudur. Yalnz, Pierrefitte'den Tarbes'a gidilmek is
tendiinde, Pirenelerin selini amak gerekir. Bu da byle bir mevsimde olanakszdr. Ye
ni trajik bir serven, bu yolu denemekte srarl soylu bir kiinin bana gelir ve adamla
rn selde bomay baarr. Kendisi, kyda lmek zereyken, raslant sonucu iyi kalpli
bir din adam tarafndan kurtarlr, nk hac olmak iin mutlaka ordan geen ve ken
disine manastr yolunu tarif eden biri vardr. te, Saint-Savin'e snanlarn oradan da
Sarrance'a gemeyi ummalarnn nedeni budur. Bunlar bir kervan olutururlar, emin
yol rehberleri ya da gerekirse koruyucu bularak, ter ve kan dkerek Sarrance Notre-Dame'na ularlar. Sarrance bylece, yaznsal etkinliin ba kahramanlarnn bulutuu
yerdir.
Margueritte mkemmel bir dsel topografya yaratmaya almtr ve baarmtr
da. Biraz daha ileriye giderek Pirenelerdeki doann betimlemesini yapmaya gerek var
m acaba? Kukusuz hayr. Margueritte anlatclarnn sohbet ettikleri yerleri betimler
ken, bize, "sel yataklar boyunca uzanan yeil bir alan" anlatr, baka bir ey deil. No
velle Poretane'nin yazarnn son derece gzel anlatt Reno kysndaki yeil alanlarn ay
ns deildir bu: hani taze otlarn bulunduu, her eit kokulu ieklerle rtl, amla
rn, sedirlerin, byk mee aalarnn glgesinde Porretta Kaplcas'na gelenlerin hal
kalar halinde yaldzl hallar zerinde oturduu yeil alan deil. Oysa, Margueritte'in
betimledii alanda hi iek yoktur. Onun bitkiler iin zel bir merak da yoktur. nk
prenses Rnesans dneminde yaamyordur. Onun manzaralar, hallarn bulunmad,
elin demedii bir manzaradr. Robin'in ya da Marion'un en ufak izini bulamazsnz.
Sakinler yaln bir biimde, serin imenler zerinde geirilen yaz gnlerinin tadn kar
maktadrlar. Margueritte iin ncelikli manzara budur. Okuyanlara bu yzden gl bir
kompozisyon plan olduu duygusu vermez. Henz zaman gelmemitir. Margueritte
ne Bellevue Otelinde ne de Beausite Otelinde kalmaktadr; onun yksnde yal Cheval Blanc (Beyaz At) ya da Verte Prairie (Yeil Mera) vardr. Onun sarslmaz XVI.yzyil, bu iki kr iiri arasnda konum bulur. O manzaralardan ve doadan ok insanlarla il
gilenmektedir.

202

C o g t o , B a h a r '95

1
1
i
<
;
j

I
I
|
i
!

Navarra Kraliesi

nsanlar ve yk kahramanlar stne baarl bir topografi yanlsamas yaratmay


bilen Margueritte, ayn zamanda baarl bir zgemi yanlsamas da yaratabilmi mi
dir acaba? yle grnyor ki evet. nk, o, kaplca gezginlerine zel isimler vererek,
unlar ete ve kemie brndrm ve kiilik kazandrmtr. Erkekler ve kadnlar onun
l. ni olduu kiilerdir.
yle ciddi bir neden olmakszn, Nomerfide, Saffredent ya da Longarine diye ad
verilmez elbette. Ama Margueritte'in byle bir nedeni vardr, o da anagramdr.Kendiizi XVI.yy. mant olan bir insan yerine koyalm ve bu bilmeceyi zmeye alalm.
Hu tr bilmecelerin kolaylar da vardr.
Sarrance'a ilk gelen ve sayg gerei trajik servenlerin dnda tutulan yal kadn
( )ysille'dir. - Bu baz elyazmalarnda grld gibi Oysille ya da Osyle'dir. Osyle'in
.nagram Loyce'dur. Bu Madam Louise, yani "uzun sre dul kalan" iyi kalpli hanmdr
- Louise de Savoie'mn ansna onun byle adlandrldn anlamak ok zor deildir. Ge
lenler iinde Madam unvann tayan tek hanmdr o.
Parlamente Oysille'i izler - Anlaml bir isim olan Parlamente, grubun sevgili vaftiz
.mas ve szcs, ayn zamanda da Hircan'm eidir. Burada, harfleri kartrarak Hanric'i bulmak zor deildir. Hanric, Henri'nin Bearncasdr. O halde Henri d'Albret, - y
klerde herkesin ak yreklilikten ok sayg gstererek konutuu Hircan - Prologue'dan itibaren yle konuur: "Emretmeniz doru, nk oyunda hepimiz eitiz".
Madem ki Parlamente Hircan'm karsdr, bu durumda onun kiiliinde Margueritte'i
mi bulmalyz? Hibir ey buna engel deildir. yle ki Hircan, hi kuku gtrmeksizin
IV. Henri'nin onun kadar yiit olan, onun kadar renkli olan, kadnlarn her zaman k
k olduunu ve erkekler karsnda, olsa olsa susmalar gerektiini, onlarn erdeminin
ancak bir komedi olduunu ilan etmekte ge kalmayan byk babasdr. O btn bu ta
hamml edilmez eyleri Bearn dilinde syler, hem de glerek geitirilen bir IV. Henri
edasyla. Sonuta, ne akll ne de aptal olan bu kocaman ocuk (aslnda zayf kiilikli, tiz
sesli ve elenceye dkn biridir) itici deildir.
Oysille - deneyimli, hogrl bir kadndr, nk ok yaamtr, son derece iyi
likseverdir, ama onun yardmseverlii ncil'den gelmektedir. Kesinlikle sofu deildir,
gerektiinde kilise ve manastr kartdr da. Ayrca, erdemli geinmeye merak yoktur,
hogrl, ama biraz kukucu, neeli ve ayn zamanda da itiyatl yal kibar bir duldur.
Louise de Savoie yle midir? Evet, hem de iirletirilmiidir. Hele hele dikkatli, erdemli,
insanlarn yanlg ve hatalarm grmezlikten gelen bir gen kzn gzyle bakldnda.
Parlamente'e gelince, -o bige, iyilik eden, yardmsever, alkan bir kadndr. zel
likle evlilik ve sadakatsizliin szkonusu olduu blmde ok ciddidir: Hircan onun bu
zelliini bilmektedir. Ar erdemli geinen biri midir Parlamente? Hayr elbette. Ama
onurlu, bakml, ciddi, temizdir. Bu ynyle Madam Oysille'den biraz farkldr. Konu
malarnda biraz anlalmaz kalan, biraz hznl, ciddiyetinden dolay biraz bitik bir
Margueritte mi? yle ya da byle, o kendini fazla yceltmez, ama annesini, gzel ve iyi
olarak betimler...
Ya dierleri? Rol nemli olmayanlar sylemeyelim hemen. Onlar da, yklerdeki
tartmalarda hemen hemen brleri kadar yer tutarlar. Hatta fazla bile. Hepsinin belir
gin zellikleri, iyice sahip ktklar dnceleri vardr. Onlarn nasl olduklarn, en
azndan kendilerini nasl gsterdiklerini bilmemezlik edemeyiz.
Silahl bir saldrda eini yitiren gen dul Longarine pekl M argueritte'in en
nemli srlarn syledii srda olabilir. Navarra Kraliesi kendisine Jeanne d'Alb-

C o g t o , B a h a r '95

203

Lucien Febvre

ret'nin khyal grevini verdii kadndr o. -Margueritte'in emriyle onu Clves dky
le evlenmesi iin srekli korkun bir ekilde cezalandran bu kadn Aime Motier de la
Fayette'dir. Yaamnda olduu gibi Heptamronda da duldur, nk ei Longray seny- j
r Franois de Silly, Pavie'deki savata kahramanca ehit olmutur. Longrayden Lotgari- j
nee gemek iin harflerde bir adm atmak yeter. Dengeli, bilge, neeli, iyiniyetli, ak ac
sna eilimli bir hanmdr Longarine.
Bunlar bir ift izler: Ennasuite ve kocas Simontault. Oysa, Brantme'un babas
Franois de Bourdeilles 1519 dan beri Montauris senyrdr. Montauris'i uzman g
zyle ele aldmzda, Simontaur'u elde ederiz. Oradan da Simontault'yu. Ama Monta
uris senyr, Brantme'un annesi Anne de Vivonne'nun kocasdr ve 1529'dan beri
Marguerittein kadn erknndandr. Anne ya da o zamanlar sylenildii gibi Enne'den
Ennasuite'e gitmek zor deildir. Kitapta kibar beyefendi Simontault, Parlamente kar
snda i eker. Onun yannda bitik klar oynar, ama elinden geldiince Hircan'n sal
drlarn destekleyerek kadnlardan intikam da alr. lke olarak her zaman ve her frsat
ta kadnlar destekleyen kars Ennasuite'den de intikam alr.
Bir dier ift Nomerfide ve Fiedmarcon'dur. Grubun iindeki en deli, edepsiz y
kler uzman, en genci olan Franoise Fiedmarcon gerekten Navarra Kraliesi ve Kral
nn evresinde bulunmutur. Fiedmarcon szcnn ierdii tm harfleri kullanarak
Nomarcfidei elde edebiliriz. Bu da yaklak Nomerfide demektir. Franoise, yzba Jean
de Montpezat'yla evlenmiti. ykde kocasnn ad Saffredent'dir. Peki bu ismi Jean de
Montpezat ismine bal olarak nasl aklayabiliriz? ok aratrmamza ramen bir so
nuca ulaamadk. Ama yine de, Montpezat'mn son harfine, Montferrandm n son harf
lerini ekleyerek gneyde Montpezat'lara ait bir topran adn elde edebiliriz: MontpesatFerrand. Saffredant acaba bu mudur?
Kala kala iki yalnz insan kalyor. Manastr bapapaz Geburen yal sevecen bir be
yin yerini alr. Belki de onun kiiliinde, Margueritte'in dostlarndan biri olan Guienne
komutan Monsieur de Burye'yi bulmak mmkndr. Bun/e'den Yebur ve oradan da Gebur elde edilebilir mi? Dagoucin ise, 1539'da Orne'da Sez piskoposu, 1540'larda Mende
piskoposu ve daha sonra da Navarra Krallnn adalet ileri bakan olan Nicolas Dangu'yu artrmaktadr. Nic. ve Dangunun anagram da Dangucin'i verir.
Btn bunlar bir masal deil. Margueritte'in bu kiileri imgelem gcyle yaad
evrenin kadn ve erkekleri olarak betimlemesi ve onlar gerek ortamlarndan alp kur
gu dnyasna srklemesi ve kendini sergilemeyip annesi ve eiyle birlikte, saraynda
beraber olduu, syleilerinden zevk ald kiiler olarak betimlemesi anlaml olsa ge
rek. Belki unu dnmememiz gerekir: Margueritte, yklerinde kendi dnyasnn etik
deerleriyle -y a da en onurlu ve en sadk kadnlarn davranlaryla- uyumayan olay
lar ve grleri, sylenenlerin aksine, dile getirmemitir.
zgemisel bir benzerlik olabilir. Corafik benzerlik de olasdr. Ama Heptamrondaki kiiler soyut bir topluluk deil, gzlemcinin bizzat tand, gzledii ve ona
yakn olan kiilerdir. Acaba biraz daha ileri gidebilir miyiz? Kimlikleri pekl yle by
le belirlendi. Ama ya tarih koyma olayna ne diyeceiz? "Eyll aynn ilk gn Pireneler
havasn bulmaya balar..." diye yaz. Hangi yln 1 Eylldr bu? Bunun ipucu sonra
ki sayfalardadr: "Laf arasnda, iinizden hibirinizin Boccacio'nun yenilerde talyancadan evrilmi kraln , abimin, kk kzkardeimin, Madame M argueritte'in byk
nem verdii Yz yk'y okuduunuzu sanmyorum". Yz yk yenilerde mi evril
miti acaba? Daha nce syledik, Le Maon'nun evirisi 1545'de yaynlanmtr. Ama bir
olaslkla, basmndan nce Margueritte tarafndan toplantlarda okunmutur. Bocca-

204

C o g t o , B a h a r '95

Navarra Kraliesi

i'io'yla boy lme dncesi de bu toplantlarda ortaya kmtr. Oysa Margueritte,


bize, bu dncenin, kk kzkardein domas, I. Franois'yla VIII. Henri arasndaki
hiir antlamas gibi, sarayda yaanan nemli olaylardan dolay ertelendiini sylemek
ledir. Prologue yazld sralarda kral Franois hayattayd zaten. Oysa onun lm 31
( )cak 1547'dir. Bu durumda, Prologue, Ardres Anlamasnn tarihi olan 7 Haziran 1546
ile kraln lm tarihi olan 31 Ocak 1547 tarihleri arasnda yazlm olmaldr. Bu nedenle
sozkonusu 1 Eyll, 1546 ylnn 1 Eylldr.
Daha dorusu, Margueritte, ubat 1546'da ei Henri'yle, kral Franois'nn Jeanne
l'Albret'yi Cleves Dkyle deil de, Antoine de Bourbon'la evlendirmek istemesinden
dolay umutsuz kald bir srada Bearn'a gitmitir. Kendi topraklarnda kalarak genli
inin etkinliklerine geri dner, Tarbes'daki Fransiskenlerin reform hareketlerini gzet
ler. Daha sonra Cauterets'ye geer. Margueritte bylece Prologue tasarsn ve Heptamenm'un erevesini Eyll 1546'daki kaplca tedavisi srasnda izmitir. Ama yine de bir
ka yknn bu tarihten nce yazlma olasl da vardr. Ne var ki bunun hibir kant
yoktur. O halda Margueritte, kitabnn biimini 1546'da tasarlar, ykleri zelliklerine
gre sraya koyar, Prologue'u yazar, kiiler arasndaki diyaloglarla ykleri birbirine
balar. 1548'de bile zerinde almtr, nk 66. yk kznn Henri de Bourbon'la ev
lilii sonrasnda yazlmtr. 1549'da vefat ettiinde bu alma yarda kalr.
*
Topografik geree benzerlik, zgemisel geree benzerlik, acaba hepsi bu mu?
Sanyorum, bir de anektodik geree benzerlikten sz edebiliriz.
lk okumada Prologue'da anlatlan olaylar bizi biraz rahatsz eder. Yal Oysille
sonbahar sellerinden kurtularak yle fazla belaya tutulmadan Sarrance'a ular; yolunu
kaybetmez, sadece adamlarn ve atlarn kaybeder, biraz da sal bozulur. Endielene
cei baka bir ey yoktur. Ama haydutlarn saldrsyla soylu bir kiinin ldrl, kz
gn bir aynn nlerine kverii ve iki hanmn himayesindeki tm hizmetlilerin ldr
l ve hanmlarn atlarna binerek kalar; hele hele mintanl erkein haydutun
elinden canhra ka; hizmetileri selde boulup len Simontault'nun boulma tehli
kesi geirii... Ve bunun gibi oncas. Bunlar Margueritte'in sevimli gnahlar, nk pe
kl blmlere ayrabilir, kesebilir, araya serpitirebilir ve daha tasarruflu davranabilir
di. rnein iki ya trajik biten olayla yetinebilirdi. Gerekten ok fazladr bu blmler,
ama XVI. yy. okurlar iin tm bunlar olmas olas eylerdir. Sel sularnda boulmak, ge
celeyin hanlarda haydutlarn saldrsna uramak, aylarn, kurtlarn dadan inii, da
kyleri insanlarnn ekmek paras, ksacas btn bunlar 1550'lerde dalarda seyahat
edenlerin balarna gelebilecek eylerdir. Bu olaylar, yal peder Bayard'm leceini his
sederek ocuklarn yanma ard ve onlara ne istediklerini sorduu ada cereyan
eden olaylardr.0 Pederin byk olu Georges yle yantlar babasnn sorusunu: baba
evinizi bana veriniz. "Peki, der babas, ama aylarla savamak iin burada oturacaksn
hep". Pireneler, Forez, Massif-Centraller ve zellikle Juralar, Le Moyen de parvetir adl
yaptta "tuzlu ay etinin yendii" yerlerdir ve bu hayvanlardan en sonuncusu 1840'l yl
larda ldrlmtr. Belki fazla yk vardr byle, ama bunlar inanlmayacak ykler
deildir. En inandrc olanlar da haydut ykleridir. Prologue'da yalnzca bu tr yk
ler yoktur. Kaplca gezginleri, anlatcnn zeniyle Sarrance'da toplannca onlarla me
gul olacak birilerinin de olmas gerekir. Can skntlarn gidermek ve ho vakit geirt
mek. te burada, Margueritte'in yaratt son bir geree benzerlii buluyoruz. Daha
dorusu bu bir geree benzerlik deil, psikolojik bir gerek.
10) Bkz. H istoire du Gentil Seigneur de Bayard, Roman Yay., 1878.

C o g it o , B a h a r '95

205

Lucien Febvre

Zaman geirmek, can skntsn atmak aslnda an sorunudur. Zaman, bu adafl


almann o acmasz yasasn aamayan kadnlar ve erkekler iin yine de rastgele akjfl
gitmektedir. Erkekler ava gitmedii zamanlarda, kat oyunlar oynamadklarnda, y a l
da silah talimi yapmadklarnda hep canlan sklmaktadr. Sknt, sknt... Onlar ylel
iyi birer okur deildir. Sohbet zevkleri de burdan kaynaklanmaktadr zaten. Olur da a -j
toya ya da manastra bir konuk gelirse, mutlulukla konuk edilir hemen. Masaya oturtu-l
lur, sorular sorulur. Syleiyi sevenler, yabanc kentlerden gelenlerle gzel saatler gei-ri
rirler. Eer bu yzylda insanlar uzak ve tehlikeli bir yerlere gitmekten zevk duymular-'
sa, bunun nedeni "zaman geirmektir", baka bir ey aramayalm. Bunu anlatan yazar-!
larn yaptlarn da adlandralm hemen: ho vakit geirici yaptlar. nce syleiler de za
mann edebiyat anlayna zg kk bir sanattr.
Bu tr grup syleilerinin edebiyata dklmesi, talyanlarn buluu olduu syle
nir. Olabilir. Ama Erasmus'un Collocjuesu da acaba syleiler midir? Hem de incesi? s
telik kibar latincelerinde? Yalnzca erkekler arasnda yaplan syleiler, iin dorusu i
her eye ramen ukalacadr. Bir saray hanmefendisi olan Margueritte'in, Erasmus'u iz- i
leme niyeti yoktur. O, ho toplumsal bir oyun yaratmak iin, kadn ve erkek gerektiini i
bilmektedir. Bu konuda Boccaciocudur: Floransal hanmlarn, ilerinden en bilge olan
Madame Philomene diye birinin, Decameronun Prologue'unda, "kr evine ksz gidil
mez" deyiini, cokuyla, masum bir teselliyle karladklarn anmsayalm. Margueritte
ise, "Sarrance Syleileri"ni yazarken, yle bo kuramlarn iinde boulmadan Matma
zel de Scudery'nin modas gemi romanlarndan yararlanarak onun on sylei kitabn
geride brakyordu. Bunda olduu gibi dier eylerde de zamannn kadm olan Navarra Kraliesi, Erasmus tarafndan dile getirilmi bir lky Heptameron'da gerekletiri
yordu: bu lk Theleme Tekkesinin "erkekler olmasayd kadnlar ne olurdu?"; "erkek
lerle kadnlar arasnda yle bir sempati vardr ki, her gn benzer sslerle giyiniyorlar
d"; "erkeklerle kadnlar arasnda zorlayc kurallar, yazl bir disiplin ynetmelii olma
dan, gzel bir uyum hkm sryordu"; "eer bir kadn ya da bir erkek 'ielim!' dedi
inde, hepsi iiyordu, 'elenelim!' dediinde hepsi eleniyordu"; "krlarda lgnca ko
alm dediinde, hepsi birlikte gidiyorlard" gibi cmlelerinde dile getirilen lkyd.
Bilindii gibi Marot'nun iirlerinde bunun yanklar vardr:
Kendimizi huzur zevk iinde yaamaya brakalm imdiki zamanda
zgrce nasl yaamak gerekiyorsa yle
Saraylar, kkler gerekmez bize
atafatlaryla, armalaryla, sancaklaryla
Ne de zengin evleri
Ama lo galerilerde, salonlarda
Kitaplarla, syleerek gezinerek
Kadnlarla ve kaplcalarla vaktimizi geirerek
Zihinlerimizi, emeklerimizi ho tutalm
Ama btn bunlar yalnzca dinsel dilekler, yarm kalm arzulardr. te Marguerit
te bunlar gerekletirir. O, kadn ve erkekleri, Ennasuite'in dileine uygun bir biimde,
"zaman geirmek iin birka elenceli oyun" bulmutur. Elenceli ve onurlu. Anlam
ok zengin olan bu iki szc tm anlamlarnda kullanyorum. Bu son geree benzer
lik de bylece dierlerine eklenmi oluyor.
11) Marot, Epigrammes Rabelais.

206

C o g t o , B a h a r '95

Navarra Kraliesi

H e p t a m e r o n 'd a n B r y k
Tm bunlar belirttikten sonra bir yk seelim. - yz yk iinden deil de yetmilki yk iinden. Doal olarak bu yk zenginlii nedeniyle seilmi olsun, ama bu y
knn Margueritte'in bayaptlar iinde ayrcalkl bir yeri olduunu dnmeyelim. X.
yk kitabn niteliini ve yazarnn anlatmn gstermesi asndan iyi bir ykdr.
( Ihiirlerine gre bir bayapt olduu dnlemez. Yanlgya drmeden, ou kez a
mur atlan "Galya yklerinin" gerekte ne olduu hakknda bize bilgi verebilir. Parlamonte'in anlatt blmde, bizzat Margueritte, yksnn gerek olduunu, bu yk
nn en iyi dostlarndan biri tarafndan "dnyada en ok sevdii insana vg olarak" anI.itildiim, kii adlar ve deitirdii topografik ereve hari, her eyin "gerek" oldu
unu belirtmekte zen gsterir.
Margueritte'in olayn getii sahneyi Aragon olarak seer. Bize hemen, einin bir
olan ve bir kz ocuuyla gen yata dul brakt, (bu aslnda bu tr kadnlarn ortak
yazgsdr), gl, yksek kesimden (kraln akrabasdr), son derece zengin, tannm bir
soylu kadn anlatr. Kendini ocuklarna adayan Kontes d'Arande'dr bu kadn; "ocuk
larm bir senyrn ya da bir soylunun sahip olduu erdemle yetitirir" - ve her ey, kra
l grmek iin Saragosse'a gelirken kendisini konuk eden Katalanya kral naibinin k
knde mola verdii gne kadar olaysz geer. Kral naibinin evresindeki soylular ara
snda, 18-19 yalarnda, "son derece gven verici ve saduyulu, onca insan iinde halk
yararna hizmet etmeye layk" bir gen adam vardr. Bu saptamann bir diplomat, bir
ynetici olan, ynetme erdemini en st kata yerletiren ve soyluluu hibir zaman zen
gin bir sava olarak ele almayan Margueritte'in azndan yaplmas ilgintir. Amadour'un yakkl olduunu, ok gzel konutuunu, yiitliinin dillere destan olduunu
da szlerine ekler: ama sadece eklemekle yetinir. Castilla soyundan gelen Amadour,
yaa kk bir olandr ve fazla bir mirasa sahip deildir. Kendisini bekleyen yaam,
ancak kendi kazandyla srebilecei bir yaamdr.
Oysa Amadour, Kontes d'Arande'n kz Floride'in (on iki yandadr bu sralar)
"dncelere daldn" grmemitir. Bu Parlamente'in kulland bir deyim, ama syle
mek istedii udur :yldrm ak. Niin olmasn! Floride 12 yandayken, anlatcnn be
lirttii gibi, ne doum yapabilecek, ne de ak szcklerini anlayacak yatadr.112 in
iinde acaba bir hesap m vardr? yle grnyor ki evet. Ama uzun vadede. Amadour,
imdilik, Floride'in kendisinden apayr soylu bir aileden geldiini iyi bilmektedir. O,
beparasz, kk bir olanla evlendirilecek biri deildir. Ama ne? Braknz. Kurduu
dler rastgele gezinsin. "Zaman ve sabr" denen iki gce gvense mi acaba? Kald ki
Amadour kadnlarla sevimemi biri deildir. Barselonal ve Perpignanl dilberler, sy
lemek istediim en uarlar, bu gzpek, yiit, yrek kabartan gen adama epey incelik
gsterirler. Amadour da yaplmas gerekeni yapacaktr artk. Toplumun zorlad kural
lara uyarak, dlerindeki kadn seerek bir zorunlulua uyacaktr. Olabildiince ykse
i, ama en yksei hedefleyerek kendine olan borcunu deyecektir : yksek kesimden,
ama en yksek kesimden bir hanmla evlenerek, en eriilmez, en "kibar bir hanma sev
giyle balanacaktr". Tamam da, dndrc olan, onun bu dncesinin kendisini bir
kmaza srkleyip srklemeyeceidir. Amadour bizi daha da artmaktadr, nk
tm yaam boyunca sevecei, ama hibir zaman evlenemeyecei zengin kk bir kza
k olmutur.
12) XVI.yy.'da, bu yataki kzlarn ska evlendirildii grlr. Rabelais'nin yakn dostu Andr Tiraqueau 24 yandayken 12 yan
daki M arie Cailler'le evlenmitir.Son derece artc olan bu tr evlilikler karsnda, atalarmzla aram zdaki ahlaksal ve dn
sel uzakl yeniden lmeye alalm. Bu tr birlemeler acaba hemen son buluyor muydu, orasm bilmiyoruz.

C o g t o , B a h a r '9 5

207

Lucien Febvre

'

Bizi artan bu olay onu artmaz! Parlamente, onun bir beylii ynetmee layk,
gl bir saduyuya sahip olduunu syler. Ama kendi hayatn ynetmek iin gl
bir saduyuya sahip deildir. Kral naibinin emrindedir o, Kontes d'Arande'n deil. Floride annesiyle lkesine dndnde, onu bir daha nasl grecektir? Ona nasl kavuaaktr? Bunun iin tek yol vardr: kontesin ya da kznn evresinden biriyle evlenmek.
Dahas Amadour zengin olmad iin, kendisine kim destek verebilir ki? te burada
Barselonal ve Perpignanl hanmlar, bu tr konulara duyarl olduklar iin, kesenin a
zn aarlar: Parlamente, olayn gizlice, ama olduu haliyle duyulmasn salar: hanm
larn yannda, Amadour "kendisine duyulan gvenden" mutluluk duymaktadr. Gven
szcnn anlamn tm anlamlaryla almak gerekir. Barselonal hanmlar iyi yrekli
dirler ama, yine de baz koullar vardr: peki Amadour evlenmezse ne olacaktr? Gen
bilge beyimiz iin yolunu bilmektedir. Araya araya ereine eriir ve o evreden bir
valyenin kzn bulur. Bu gen kzn evlilik fiat 3.000 dkadr. Ayrca soyluluu ve ayrcalkl. in asl ilgin yan, bu kz yalnzca tandk bir ailenin kz deil, ayn zamanda
Floride'in srdadr. "Onun yreinde saklad en ufak eyleri bile bilmektedir. Amadour'un "tanrnn iki byk nimeti Ak ve Servet, kzn elini tutmas iin onlarn hayat
larn birletirmesine karar vermitir".
Kala kala ailesinin onayn almak kalr. Bir de 3.000 dkay bulmak. Amadour ksa
srede Avanturade' -bir oyunla- batan karr, ona evlilik tasarsndan Floride'e sz
etmesini tler.Doal ki Floride, annesi zengin kontes d'Arande'dan yardm isteyecek
tir. Sonuta, Avanturade, Amadour'la Floride'i tantrr, -ama bu esnada herey bekle
nildii gibi gelimez: nk Amadour, gen kzn elini perken, heyecandan baylacak
gibi olur ve tek bir szck bile syleyemez. Buna Floride de arr, nk gen adam,
btn spanya'da en gzel konuanlardan biri olarak nlenmitir. Amadour durumu
Avanturade'a, Floride'in yzndeki o erdemli anlatmdan dolay konuamadm, zihnim
buland diye aklar. - ve nianlsndan iki prensin Floride'le evlenmek iin yartn
renir: bunlardan birincisi kraln 15 yandaki kk oludur ve Floride yldan beri
onun kendisi iin yanp tututuunu farketmi ve ondan holanmaktadr; dieri ise ho
lanmad, ama annesinin istedii Cardonne dkdr. Bu haber, Floride'in duygusuz
olabileceinden korkan Amadour'u rahatlatr.3 Oysa gen kzn yrei onun iin arp
maktadr. Amadour, Avantourade'la evliliini gerekletirir. Onunla sevdii iin deil,
bu birliktelikte "mutlu bir rt" bulduu iin, "aklndan hi kmayacak bir eyle ilgi
lenme" olana bulduu iin, ve doumunun kendisine reddettii eye "erdemle" daha
sonra ulama umudu verdii iin evlenmiti.
Gerekten de, evlenir evlenmez, kontes d'Arande'n kkne aklr - bu da doal
dr, nk kars, bu byk hanma ve kzna hizmet etmektedir: "gzpeklii ve giri
kenliiyle kendini yle bir kantlar ki, artk hi kimse ondan ekinmez". Yirmiiki yan
dadr yalnzca, ama ylesine bilgedir ki, kontes btn ilerini ona danr, olunun da
onun gibi olmasn ister. O ise hibir eyi rastlantya brakmamaktadr. Ama ve duygu
larn Floride'e hissettirmeden, Avanturade sayesinde, onun en gizli srlarn bile ren
mektedir. Gen kzn kraln kk oluna kar olan duygular, " onun gnln kazan
maya alan ve onu srekli dinleyen Amadour'u gitgide yetitirmektedir ve artk bir
bakasnn kiiliine brnerek ona kur yapmaktadr..."
Fakat sava patlak verir. Amadour gitmek zorundadr. Be yl dnmez - ama iyi
kalpli Avanturade'a yazmay da ihmal etmez ve hatta ona Floride iin birka kk g13) Metin ak ve ilgintir. "Amadour. kzn bireyleri sevdiini grnce ok rahatlar ve ilerde, onun kocasnm yerini deil de ua
nn yerini alabileceini umut eder, nk onun sevm ek istememesinden korkmaktadr" .nce bir psikolojik zmleme.

208

C o g it o , B a h a r '95

i
"
i
'

Navarra Kraliesi

rev verir. Floride de, Avanturade'a, masumca sevdii Amadour iin, "sanki zkardeiymi gibi" birka szck yazmasn sylemeyi ihmal etm ez,. Gen adamn sevgisi ise bu
tr bir sevgi deildir. Uzaklarda olmasna ramen, srekli onunla yaar. Bu arada izin
ler de vardr. Karsn grmeye gelince, kendisine byk yardmlar olan kontes d'Arande' ziyaret eder. Kkn btn kaplar kendisine alr; nk yceliine deer verildi
i iin "her eyde kendisine bir aziz, bir melek kadar gvenilmektedir". Btn masumluluuyla Floride "grd her yerde onu brakmaz"; "onun yannda olduunda b
yk bir mutluluk duymaktadr"; ksacas hibir eyden kukulanmaz. Ama buna karn
gen adam, "Floride hi ekinmeden babaa onunla konumaya geldiinde, iini yakp
bitiren yreindeki atei hissetmektedir"ve " yznn renginin deimesine ve gzle
rinde kvlcmlar patlayna engel olamamaktadr".
htiyatll kendisini uyarr: ya gzleri yalan sylerse ne yapacakt? Ama en basi
tinden kendini deiik gsterecek, ya da bir kandrmaya bavuracaktr. "Poline adnda
zengin bir hanmla" bulumaya balar, bu kadn saraylara yakan bir gzellie sahip,
ama ayn zamanda da Amadour'un tutum ve davranlarndan nemli bir giz olduunu
hemencecik koklayan birisidir. Rol yapmaktan bkan gen adam, sonunda ya hep ya hi
diyerek kararn verir. Bir gn Floride'e yanar ve ona "sevgili arkadam, syle bana,
konumak m lmek mi, hangisi daha ehven?" "Konumak" diye yantlandrr Floride.
te o zaman Amadour her eyi anlatr. Ona "genliinin en gzel anda kendisine
balandn"; Avanturade'la kendisi yznden evlendiini;, "asl sevdii kiinin" ken
disi olduunu; eer kontes d'Arande'n gven ve yardmn kazanmsa, bunun nedenin
de kendisi olduunu ve bu "evde bir hizmeti gibi deil de evin ocuu gibi bulundu
unu " aklar. Be yllk bir emein meyvas, ona, bu sevdii kiiyle "tm yaamn ya
amay" msaade etmeyecekti. Amadour tm erdemiyle Floride'den "ne mal mlk ne
de mutluluk istiyordu, onun istedii erdemdi".4 Yine de, onunla evlenemeyeceini iyi
biliyordu. Kraln olunu sevdiini de biliyordu. Acaba onu batan m karmalyd?
Onu erdemden yoksun grmek yerine, lm olmay tercih ederdi. Tm istedii kendi
sinden uzaklamamasyd. Bu da onun kendi onuru ve kendisini etkileyen eyler iin
gereksinim duyduu "bir soylunun yaamyd". Artk bundan sonra "yalnzca onurlu
ve erdemli eyler" yapacak ve bunu da onun ak iin yapacakt!...
Doal ki Floride akna dner, -zaten durumu da ok iyi kavrayamaz. "Sizin ben
den istediiniz eye, siz oktandr sahipsiniz" diye yantlar gen adam. Ama neden bu
denli uzun ve bktrc szler?" Aslnda saduyulu bir itirazdr bu. Ve masumca da.
Amadour, bu z ama gzel szler karsnda, " bunun nedeni Poline, durmakszn dav
ranlarm ineliyor. Gizimin bilinmesi yerine lmeyi yelerim: minnet, ihtiyatl olu
nuz!" diyerek skntsndan kurtulmak ister. Floride ikna olmutur. Deiir de, nk o
andan itibaren, (saptama olduka ince bir dntr) "yreinde ne olduunu bilme
dii bireyleri hissetmeye balar". yle ki birka gn sonra, Poline konusunda Amadour'la kavga etmek iin bahane arar. Bunu, kzgnlklar, ksmeler, uzaklamalar, mektup
lar, geri dnler, ksacas Marivaux usul eyler izler.
*

Burada biraz ara vererek La Bruyre'in kitabnn VIII. blmn aalm: "saray ta
nyan biri, jestlerine, gzlerine ve azna hakim olur; o derin, anlalmaz bir kiidir; kt
grevleri gizler, dmanlarna glmser, mizacn yokua srer, tutkularna klk takar,
kendi gnlyle badamaz, kendi duygularna kar kar; ite bu byk incelik aslnda
bir hatadr, daha dorusu eksikliktir, hatta bazan saraylnn servetinden ok zgrl14) XIII. ykde Saffredent yle sorgular: " biz szmze erdem diyerek baladmzda, acaba hangi kadm bize kulaklarn tkaya
caktr?" - Ama o da yreimizi olduu haliyle grseydi keke!"

C o g t o , B a h a r '95

209

Lucien Febvre

ne zarar verir; aslolan itenlik ve erdemdir". Buradan u sonu karlabilir: Versaille Sa


ray ina edilmeden nce de saray tanyan insanlar vard. Amadour Lauzun'den hibir
ders almamt, La Bruyere'e gelince, yalnzca eksiklikten ve yanlgdan sz eder o. Ama
gryoruz ki, Parlamente u ana dek yalnzca erdemden, vgden ve onurdan sz etti.
*

Bu arada, spanya Kral, ordusunu Salses'a sefere gnderir. Gitmeden nce, Ama
dour, onbe yana basan Floride'den bir istekte bulunur (burada kk bir yanlma var
dr, nk Amadour'un cephede be yl kaldn dnrsek, Floride'in ya en az onyedi olmalyd). Floride, bugn yarn evlendirilebilirdi. Amadour onun Avanturade'la
ilikilerini hi koparmamasn ister. Bylece izini hi kaybetmeyecektir. -O da sz verir
ve ayrlrlar. Ama akn erdemli etkilerini hemen hissederler ilerinde. nk Floride,
kendini iyi eyler yapmaya adar, bylece " en mkemmel hanmlar gibi amacna ulaa
caktr". Amadour ise, cephede o kadar byk baarlar gsterir ki efsanevi bir kahra
man olur. Ama bir gn Trkler tarafndan esir alnr ve kle olarak Tunus'a gtrlr.
Bireylerden kukulanan, ama "Amadour'un erdem sahibi olduunu bildii iin bunu
saklayan" kontes d'Arande olay kzna syler. Floride de zavall Avanturade'a haberi
syleyemez, ama teselli etmeyi esirgemez, "tutsan kurtulmas iin ziyaretlerini, duala
rn, orularn" srdrr. - bedbahtlklar srp gider. Amadour hl tutsaktr, Floride
annesinin azndan kendisini iin iin eriten karar renir. Holand prensle deil,
aksine, sevmedii Cardonne dkyle evlendirilecektir. Byle olmasnn nedeni de, kral
ve kraliedir. nk, dk onlar bktra usandra Floride'in kendisiyle evlenmesi iin
yalvarm, kral ve kralie de kontesden rica etmitir. Burada Margueritte'in metni t
myle kiisel bir deer kazanr. "ok gen olan kznn iradesinin ancak kendisine ait ol
duunu dnen " kontes, onu hi tereddt etmeden hkmdarlarn arzularna kurban
eder.- ve "herey karara balandktan sonra, kzma, kendisi iin en gerekli grnen eyi
yaptm" syler. "ler bir kez sonulannca hibir t verilmemesi gerektiini, -bu bir
saray yntemidir -, iyi bilen kz sadece yle yantlar annesini: "krler olsun tanr
ya". Ama annesinin "kendisine kar o denli yabanclatn grerek, kendisine acmak
yerine ona daha ok boyun emeyi yeler". Son bir kt haber onu bitirir. Kraln kk
olu ok ar hastalanp bir daha ayaa kalkamamak zere yataa dmtr. Floride
hibir ey sylemez. "Hibir zaman ne annesinin ne de bakasnn karsnda en ufak bir
tepki vermez". Ama "yreine inen gzyalar burnundan kan olarak gelir ve areyi e
kip gitmekte bulur". Kendini toplamak iin, "bir lye dntrd kiiyle kendi iste
iyle" evlenir. Ve "hi kimse einden holanmadm bilmez".
Giderken, Amadour'a verdii sz tutarak, Avanturade' yannda gtrr. Tek ve
gvenli srda olan ona iini dker, annesinin sert tutumundan yaknr, prensle evlenemediine yanar. " Ama, Amadour iin ne kadar zldn, sadece arkadan teselli
etmek iin syler"...
Floride iin lme benzer bir yaam srer gider. Amadour bunu renir. Nasl m?
Trklerin tutsak ettii kiiler, yle grnyor ki ok kolay mektuplaabiliyorlard ve ha
berleri birbirlerine aktarabiliyorlard. Amadour, prense olan akn bildiinden, onu l
d sanr. - Ama kendisinin sevgisi o denli gldr ki "yaamnn sonuna dek tutsak
kalmak ve Floride'in bir ei olmasn" istemektedir. Tunus Beyi kendisine kaza vurul
makla din deitirmek arasnda seim yapmasn ister, ama Amadour ustaca anlaarak
yksek bir fidye der ve onu bulmaya koar.
Bir gn Barselona'da, Floride'in yannda kalan Avanturade, hani o gzelim kibar
kz -Amadour onunla evliliinde yanlmamt -, bedbaht valyenin geri dndn

210

C o g t o , B a h a r '95

Navarra Kraliesi

grr. Floride "onun dnn, uzaktan pencereden seyreder ve hemen, kimsenin y


znn rengini farketmemesi iin lo bir merdivenden iner. Amadour'a sarlarak onu n
ce odasna gtrr, sonra da kaynvalidesiyle tantrr", ve sonra da uzun itiraflar tabii.
Gen kadn "tesellisini aknda bulmaya karar vermi ve Amadour'a duyduu gvenle,
hani bir zamanlar sylemeye cesaret edemedii -ama Amadour'un kukusuz iyi bildii kendisine olan byk akn ivedilikle itiraf eder"... Onu "hizmetli olarak deil, mkem
mel bir dost olarak yanna almaya karar vermitir bile". - Dost szcnn XVI.yy.'daki
anlamn biliyoruz -. Bu arada, beklenilmedik bir olay olur ve kral alelacele, nemli bir i
iin Amadour'u yanna arr. Zavall Avanturade bylesine bir zntden baylr. ok
yksek bir yerden der ve ar yaralanarak lr. ifte bir felakettir bu: bir yanda Ama
dour, bundan byle Floride'i hi gremeyecektir - bir yanda da Floride, srdam yitirdi
i iin tm tesellisini de yitirmitir. Zavall gen kadn hibir erdemli kadnn alamad
biimde gzyalar dker. Bu esnada kral Amadour'u beklemektedir. Onun gitmesi
arttr. Amadour, ylesine bir umutsuzluk iindedir ki saduyusunu yitirdiini sanr.
Floride onu teselli etmeye alarak "kendisinin perian oluunu" anlatr, tekrar gre
bilmeleri iin birok frsat yarataca gvencesini verir. Ama hibir ey Amadour'un
umutsuzluunu yattramaz. Sonuta, ertesi sabah gitmek zorundadr. Yatanda gece
leyin kendisini ok zayf hisseder ve umutsuz bir karar alr: ya hep ya hi, ya kazanacak
ya da yitirecektir; "bir saat iinde layk olduunu dnd eyin karln alacak ya
da olanla yetinecektir".
Floride'e, geceleyin, tm ato uykudayken, vedalamak amacyla odasna gelmesi
iin yalvarr. Floride," kocasnn istei" zerine gider. Floride, onu onurunun elverdii
lde sevecei gvencesini vererek teselli etmek istemektedir. Yatann baucundaki
bir sandalyeye oturur - ve "onunla birlikte hznlenerek destek vermeye alr". Ama
dour bu tr hznleri smrecek biri deildir hibir zaman. Ayaa kalkar - Floride'in
nnde diz ker ve kendini ok zayf hissediyor grnts vererek, kendini Floride'in
kollarna brakr. Floride ise heyecanlanarak, destek vererek, teselli ederek, sarlarak onu
kollarna alr. Amadour yz kzarm bir biimde onu pmeye, sarmaya alr. Floride
bunu anlar anlamaz barr. Hemen bir bey gelir, durumu anlar gibi ve ivedilikle sirke
aramaya koar. Aralarnda dramatik bir diyalog balar: "Amadour, Amadour, kafanzn
iinde ykselen bu delilik de ne oluyor? Bana yeminle szn verdiiniz onur nerede?
Sizin onurunuz bu mu? Ama Amadour da yle yantlar: "siz evlenmeden nce kalbimi
yendim ben! imdi evlisiniz ve onurunuz rtl. Bana ait olan bir eyi sizden istemekle
size hakszlk m ediyorum? nk ben size akmn gcyle ulatm" der. Sonra da ha
yaszca: "ilk kalbinize giren prens, sizi kazanmak iin ne yapt ki, sonunda layk olduu
yere gitti" "Bedeninize sahip olan dk, kalbinizi sahip olmaya layk deil hibir zaman.
nk kalbe sahip olunmadan bedene sahip olunamaz" Oysa ben, ben Madam, be alt
yl boyunca, sizin bilmediiniz, yalnzca benim bedenime ve kalbime ait olan onca zah
metlere ve aclara sizin iin katlandm, - bu nedenle onlar unuttum. Eer bilincinizle
kendinizi savunduunuzu sanyorsanz, hi kukunuz olmasm ki, eer ak bedeni ve
kalbi zorluyorsa, bunun gnah sonsuza dek bakasnn zerinedir. Ar bir fkeden
dolay intihar edenler, ne yaparlarsa yapsnlar gnah ilemezler - nk tutkunun yeri
ni akl alamaz. Ve ak tutkusu tutkularn en ycesidir. Kendisini byle nlenemez bir
gcn kollarna teslim etmi birisine hangi gnah atfedeceksiniz?"
Dorusu belirsiz bir vicdani durum sz konusudur ortada. lgna dnen, ama er
demini yitirmeyen Floride ak konuur: Bana ylesine sk sylediiniz erdemli szler
bunlar m? Bana ylesine sk tlediiniz onur ve bilin bu mu? Ben bir hayal kurmu

C o g t o , B a h a r '9 5

211

Lucien Febvre

tum: bu dostluu, sizin kiiliinizde tandm ve defalarca bana rettiiniz erdeaj^fl


zerine kurarak, gnlm sizi sevmeye adamak, onuru ve bilinci insan yaamndan frH
tn tutmak istiyordum. "Byle bir onur tantna dayanarak, bu onurun gl bir tem eiyM
ni oluturmak iin buraya gelmitim". ok ksa bir an iinde, bunu bana g s te rd in iz *
Amadour, byle bir yapnn gven verici temeli nasl kurulabilir ki?: "temiz ve sa lam iS
ta" yerine "ince kum ve rezil bir amur". - O halde Amadour, her ey bitti. Bundan s o n * S
ra deieceimi sanmaynz. "Size Allahsmarladk diyorum, ama sonsuza dek".
Aslnda, Amadour mcadeleyi brakmaz. ykde onun gittike iflah olmaz an b g f l
an dnn betimlenmesi kadar dramatik baka bir blm yoktur: bu kaybettiininfM
farkna varan ve an kapatmak iin her defasnda daha da bocalayan bir yanrm^H
d gibidir. - nce yalan syler. Madame, der yapmackl bir sesle, Madame, s i z i f l
denemek istedim ", erdeminizi snamak, sevildiiniz kadar deer verilmeye de layk J
olup olmadnz bilmek istedim... Ama bu haddinden fazla abartmal bir kurnazlktr: U
Floride "erkeklerin kt niyetlerini onun sayesinde renmeye balamtr". Ayaa kal- f l
kar. kp gider. Alayacaktr: nk mant kararn dorulamakta, kalbi ise buna H
inanmamaktadr. "Akn byle bir yanlgdan doduunu bildii iin" - ak ki ona k a rijB
hibir silah yoktur insann elinde - sonunda Amadour'u tm benleiyle sevdiinde k a * B
rar klar, ama bunu ne ona ne de bakalarna hissettirmeyecektir. Hem akn hem d e f l
onurunu bu ekilde tatmin edecektir.
H

Amadour gitmitir. Umutsuz bir biimde mi? Hayr. "Gnl o kadar byktr ki
dnyada byle bir gnl yoktur ve bu yzden de umutsuz deildir. Akll m? Evet:
nk krala varmadan nce, kendisini oluymu gibi barna basan Floride'in annesi f l
kontes d'Arande' grmeye gider.- ona kendisini Floride'in haberlerinden mahrum et-
memesini yalvararak, kzna olan akm itiraf eder. Bu da kontesi hzne boar - Floride
ise son derece umutsuzdur, nk annesine Amadour'un kendisine nasl davrandn
syleyemeyecektir. Yoksa kzgn kontes intikam amacyla valyeyi izlettirirdi. Ama su
sarsa da, annesi kendisine durmakszn Amadour'dan sz edecekti, ona yazmas iin
bask yapacakt. Nitekim yle olur. Neyse ki Amadour uzaklardadr.
Uzaktadr ama duygular deimitir. Ak arzulayan bu devingen ruhta, intikam )
duygusu tez akn yerini alr. Floride'in gnln "kaybolmu varsayar". Ama " her ey i
kendisini cephe aldna gre, nce dmana kar zafer kazanmak" nemlidir. Sonuta,
lm de dahil olmak zere, her tr tehlikeyi gsleyerek kraln yannda nemli bir g
revi yerine getirir -sonra, hemen Kontes d'Arande'n atosuna gider. Vakit gecedir. Ge
leceinden haberli olan ve srrn saklamaya sz vermi olan kontes, Floride'e haber ve
rir ve onu "ardnda hazr olmas iin kocasnn odasna soyunmaya gnderir. Kor
kudan titreyen gen kadn dua yerine gider ve tanrnn yardmna snr, ve rktc
bir ihtiyat gerei, kocaman bir tala suratn yaralar ve yzn bantlatr. Bu arada, gz- :
leri hibir ey grmeyen kontes, ona Amadour'u grmeye gitmesini ve adamlarndan
kurtuluncaya kadar onu megul etmesini emreder.
1
Floride itaat eder; Amadour'un yannda birka kii olacan sanmaktadr, oysa o 1
yalnzdr. "Ardndan kap kapatlnca, Amadour ne kadar memnunsa kendisinin can 1
da o kadar skkndr". Amadour memnundur, nk amacna ulamak zeredir; "arzu- 1
lad eye, sevgiyle ya da zorla sahip olacan biliyordu". ki szckten sonra Flori-
de'in fikrini deitirmediini anlar. Onu ak ve kararl grr. O zaman maskesini de- \
itirerek " Floride, tanr iin, emeimin meyvas sizin kuruntularnzla elimden alna
maz" der. Madem ki sevgi, sabr ve inan hibir ie yaramyor, istediim eyi zorla elde

212

C o g t o , B a h a r '95

Navarra Kraliesi

tmek iin gcm esirgemeyeceim. Kaybetmekten korkmayacam"der. akna d


nen Floride, yz hatlarnn deitiini grr, dnyanm en gzel krmz teni, imdi ate
Kbi, en tatl bak da ileden km gibidir: gl kollaryla Floride'in zarif ellerini tulir... Gen kadn son bir defa daha yalvarr: "brak huzur ve onur iinde yaayaym".
Yoksa her eyi annesine anlatacaktr... Bouna: lmek gerekiyorsa lrm diye dnr
Amadour! "kendi isteinizle yaptnz yznzdeki yara, benim de kendimi yaralama
m engellemez; nk isteseydim, sizin yalnzca kemiklerinize bile raz olurdum!" O za
man Floride avaznn kt kadar annesini arr. Yal kontes hemen koar gelir, "l
me bu kadar hazr olmayan Amadour" hemen Floride'den uzaklar. Ve ikiyzl bir
Nesle, gen kadnn elini pmek istediini, ama Floride'in bu masum istei reddettiini;
onun lk attn, o zaman da, elini zorla tutmakla haksz davrandn syler... Ama
o kadar gzel bir biimde syler ki, kontes ne yapacan bilemez: Floride'e, doru mu,
d iye sorar. lgna dnen Floride, sadece "korkmutum" diye yantlar. O zaman kontes,
kznn deli olduunu dnerek, Amadour'a sonsuz bir nefretle bakar, ona kar srek
li bir sava ilan eder ve yedi yl onunla hi konumaz, kzna da fkeyle kzar. Btn bu
olup bitenlerde, kocasnn hibir zaman sznn edilmemesi anlamldr. Bununla birlik
le, Cardonne dk henz lm de deildir. Ama Parlamente, evli kz yalnzca an
nesinin iktidar altnda gsterir...
Sonunda, Floride kurnazla bavurarak Amadour'a Lorette adnda bir kadnn
kendisine k olduunu haber verir. Bununla vnen Amadour, Lorette'le seviir.
Bunu farkeden yal kontes kzn bir daha zmemeye balar. Bylece yk anlamsz bir
sona doru yol alr. Mariplilere kar sava yeniden balar. Amadour btn gcyle
kendini savaa verir ve ylesine baarlar gsterir ki, bunlar bir yiitlikten ok umutsuz
luk eylemleridir. Sonuta, Maripliler Cardonne dkn ldrrler, Floride'in erkek
kardei Kont d'Arande' da ar bir biimde yaralarlar; umutsuz valyemiz Maripliler
tarafndan kuatlnca klcnn han per ve kendini ldrr. Floride haberi duyar.
K ocasna k a r son g rev in i g e rek letirm ek iin Jsu s M a n a strn a g elir ve
"Amadour'un kendisine olan akndan daha iddetli bir akla balanan Kiiyi koca ve
dost olarak kabul eder", -gnlerini orada geirir ve sonra ruhunu tannya teslim eder,
hem de "yle bir mutlulukla ki, kadn eini grmeye gidiyordur".
te H eptamrorimm onuncu yks byle beklenilmedik bir biimde son bulur.
eviren: B.G.

C og t o , B a h a r '9 5

213

R e g in e 'y e M e k t u p l a r 0
Sren Kierkegaard

Regine'm!
Mektup bekliyordun benden, bugn tam hafta oldu, bense yazmadm. yi ama
bu mektubu kime gvenip emanet edebilirdim ki? "Pnardaki Kemanc"0 iirini anm
sarsn. Byk gzellikler ierir; benim de zellikle houma giden ey airin yalnzca "or
mann evik danslar"na, bala, kua, fareye gveniyor omas. ok iyi biliyorum, b
tn bunlar iirin iinde bulunmuyor ve eer u ya da bu kii, bu satrlar okursa, beni,
sz konusu dizelere, iinde olandan daha fazlasn koymakla sulayacak; olabilir. Ama
bunun benim iin hibir nemi yok, yeter ki sen beni anla ve ilikilerimizin kendi gizleri
olsun. likilerimiz, baka btn herkesin gznde gizemli. Bu da, konumadan yoksun
kiilere gvenilip sylendikleri iin deil de yalnzca senin tarafndan anlalan ve sen
anladnda da benim tarafmdan da anlalm olan bir dilde anlatldklarndan dolay
byle.
Demek ki, haftadr sen benden bir mektup bekliyordun ve bu mektup gelmedi
-bugn, sen benim gelmemi bekliyorsun, yazmam deil- peki ya her ikisini de ayn an
da yapsaydm ne derdin (ne var ki, byk bir olaslkla ancak lende seni Gothersgade'deki halama gtrmeye geleceim). Gerekten de doru bu, geliyorum, yazyorum,
konuuyorum ve baryorum ve i ekiyorum ve odam monologlarmla yanklanyor
* Bu metinler DanimarkalI felsefeci Sren Kierkegaard'n (1813-1855), nianls Regine Olsen'e ve arkada Emil Bsen'e yazd
mektuplan kapsayan ve Franszca'ya Lettres de Franailles (Paris, Falaize, 1956) Nianllk Mektuplar ad altnda evrilmi olan ki
taptan seilerek Trke'ye aktarlmtr.
Kierkegaard ilk olarak 1837'de arkada Peter R oerdam 'n evinde karlat Regine Olsen ile 1840'ta nianland, 1841'de de ani
den nian bozdu. Nianllk dnemine k tutan belgeler niteliindeki "Regine'ya M ektuplar"n pek ounda tarih bulunma
maktadr. (Bkz. Franszca'ya eviren M arguerite Grim ault'nun nsz', a.g.y., s. 7-17.) (.N.)
1) Ch. VVinter'n iiri.

214

C o g t o , B a h a r '95

Regine'ye Mektuplar

ve ben, kh iimde fokurdayan, kh huzur dolu bir cokunluk iinde yitip giden eyi
yalnzca sana, tek srdama amaya cesaret ediyorum - senin bana atn eyi ben yal
nzca sana ayorum. nk, unu bil ki, sen beni ruhunun derinliklerinden sevdiini
bana her yineleyiinde ben bunu ilk kez duyuyormu gibi oluyorum ve nasl ki btn
dnyaya sahip olacak bir insan, onun gz kamatrc parlakln gzleriyle kucakla
mak iin btn mrne ihtiya duyarsa, ayn biimde bana da bir mr gerekecektir sa
nrm senin aknn iinde yatan o btn zenginliin stnde dnmek iin derin de
rin. unu bil ki, sen beni her zaman ayn derecede sevdiine ciddi biimde her inandr
dnda, neeli olduumda da zgn olduumda da ve zellikle zgn olduumda
(nk bilirsin znt gklerin bir zlemidir ve insanda iyi olan ne varsa ac ondan
domutur), sen benim ruhumu araftan kurtaryorsun, ite bunu iyi bil. Katolik Kilisesi,
bilirsin, dindar ruhlarn dualarnn arafta yaayan ruhlar yattrdn retir; biliyo
rum, gerekten de doru bu; ite sen de bana akn sylediin her sefer, zincirlerin
krtsn artk duymaz oluyorum; ite o zaman zgrm ben, tpk gklerde uan bir ku
gibi sonsuza dek zgrm ve zgrlmn iinde zgrm ve nee doluyum ve ken
di neemin tanym, tpk eskiden hem tutuklu hem de kendi kendimin gardiyan ol
duum gibi.
Her zaman Senin S.K.'n

(...)

Sabah 9.30
Regine'm
u anda da seni dnyorum ve eer bazan sana, gizleniyormuum gibi geliyor
sa, bu, seni az seviyor olmamdan deil de artk baz anlarda yalnz kalmam gerektiin
den byle. Ama sen, hi de bu yzden dncelerimin dnda kalm, unutulmu deil
sin; tam tersine senin o capcanl varlnla doluyum ben. Senin o sadk yreini ne za
man dnsem yeniden neeleniyorum, sen evremde gezinip duruyorsun, geri kalan
herey de silinip gidiyor ufkumdan, sonsuza doru uzanan ve artk bir tek snr olan uf
kumdan. (liikteki izilmi olan desen, sana bu konuda bir fikir verecektir.) te o za
man ben sana kavuuyorum ve dalgalanmakta olan dncem huzuru sende buluyor.
Senin S.K.'n

Regine'm
Bu mektup tarih tamyor, tayamaz da, nk ieriinin zn, bende her an var
olan bir duygunun bilinci oluturuyor. (...)
Saint-Martin akam saat sekizdeki yokluum srasnda Fredensborg'daydm. Dn
myd ya da evvelki gn myd syleyemeyeceim, nk bugn diye bir kalk nok
tam yok benim. Arabada beni grenler arp kalmlar. Biliyorsun eskiden hep yalnz
bama giderdim, ama o zaman znt, kayg ve melankoli sadk dostlarmd benim.
imdiyse yolculuk maiyetim daha da klm durumda. Gezintiye ktmda senin

C o g t o , B a h a r '95

215

Sren Kierkegaard

artnlaym, eve dnnce de sana ynelik zlem dolu bir arzuyla birlikteyim. Fredensborg'daysa, u yol arkadalar birbirlerinin boyunlarna atlrlar ve prler. Ben ite
en ok bu an seviyorum, nk, bilirsin, ben Frendensborg'u szle anlatlamaz bir an
iin, yalnzca bir an, ama bana gre paha biilmez bir an iin severim.
Bu mektup tarih tamadna gre ve yleyse, herhangi bir zamanda yazlm ola
bileceine gre, ne zaman olsa okunabilir; ve eer gece herhangi bir kuku iini kemirir
se, o zaman da okuyabilirsin onu; nk aslnda sana "benimsin" diyebileceimden bir
an bile kuku duymadm (bu deyiin iine yerletirdiim hereyi biliyorsun, eer sen
den ayrlmak zorunda kalrsam yaamnn benimle birlikte duracam sen kendin yaz
mtn, bunu biliyorsun. Ah! izin ver de yaamna, birlikteliimiz kadar uzun sre ben
de sakl kalsm, nk biz yalnz o zaman gerekten birlemi oluruz), bir an bile kuku
lanmadm bundan, hayr, bunu ruhumun en derin inancyla yazyorum, ve ben dnya
nn en karanlk, en gizli kesinde bile sana ait olduumdan kuku duymayacam.
Her zaman iin Senin S.K.
Franszcadan eviren: Sema Rifat

2l6

C o g t o , B a h a r '95

A k v e E v l l k :
OALMANIN DNYAPISI
Niklas Luhmann

ngiliz duygusalcl tpk kendini doaya yakn sanan XVIII. yzyl seksoloji gibi
evlenme sorununu ne karr. retim alannda, ekonomiyle aile yaam arasnda alan
fark daha ok kendi alannn snrlarn aan saygm aileleri rahatlatt. XVIII. yzyldan
balayarak st toplumsal tabaka geleneksel "devletin destekisi" olma anlamm yitirdi.
Evlilik antlamalarnn denetimini yapan toplumsal yaplara bal gerekeler geersiz
kald, toplumsal uzlamayla yaplan evliliklerden ak evliliklerine geii artk ne engelleyebilirdi?
Bu buluu karlkl olarak birbirine gnderme yapan ve birbirini glendiren iki
tr bak asna gre iyice belirginletirmek gerekir. Bir yandan da dier ilevsel sistem
lerin fazlasyla farkllamas artk siyasal, dinsel ve ekonomik ilevlerin gerek dayana
olan (evlilikle onaylanm) aile anlamalarndan vazgemeyi salamtr. Bu ilevsel sis1) Bu konuda tarihsel ve blgeler arasnda karlatrmalara ynelik pek ok alma yaplmtr. Bu dnmn nedeni olarak o
unlukla (fazlasyla tek yanl bir biimde) ekonom ik gelime gsterilmektedir. zellikle Darwinci kuramlarn bak am be
nimsemi almalardan ncelikle incelenmesi gerekenler unlardr: Henry T. Finck, Romantic Love and Personal Beauty, Their Deve
lopment, Causal Relations, Historic & National Pecularites, Londra-New York 1887 (zellikle XIX. yzylda Am erika'daki durum ko
nusunda c. II, s. 47 ve devam). Toplumbilimsel yaptlar konusunda bkz. W illiam J. Thomas ve Florian Znaniecki, The Polish Pe
asant in Europa and America, New York 1927, bl. I, c. II, s. 1159; Olga Lang, Chinese Family and Society, New Haven, 1946, s. 120 ve
devam, H iroshi Wagatsuma ve George De Vos, "A ttitudes Towards Arranged Marriage in Rural Japan", Human Organisation, 21
(1962) s. 187-200, "Romanticism and M otivation to Marry in the United States, Singapdre, Burma and Indiana", Soda Forces 44
(1965), s. 17-27; Frank F. Furstenberg, Jr., "Indrustrialisation and the American Family; A Look Backw ard", American Sociological
Review 31 (1966), s. 326-337; Robert O. Blood, Jr. Love-Match and Arranged M arriage: A Tokyo-Detroit Comparison, New York 1967
Promilla Kapur, Love, Marriage and Sexe, Delhi 1973; Greer L. Foxe, "Love M atch and Arranged Marriage in a Modernizing Nati
on: Mate Selection in Ankara Trkiye"; Barbara Lobodzinska, "Love as a Factor in Marital Decisions in Contemporary Poland".
Journal o f Commparative Family Studies 6 (1976), s. 56-73; ]. Allen Williams, Jr., Lynn K. White et Bruno). Ekaidem, "Romantic Love
as a Basis for M arriage", M ark Cook ve G lenn W ilson yay., Love and Attraction: A n International Conference, Oxford 1979, s. 245-350.

C o g t o , B a h a r '95

217

Niklas Luhmann

temler yeterince zerk olup, kendileri iin gereklidirler. Bu nedenle elerin doutan ait a
olduklar deiik soylarn, evlilikleriyle rastlant sonucu balandklar ve bu balantnn
yalnz bu zel evlilikte var olduunu, kendini aan hibir anlam olmad kabul edilebi- 3
lir. Anne babann soyuyla oluan aile emberi simgesel olarak ocuklarn evresinde ka- I
panr. Bu aileler, ocuklarn evliliiyle, yeniden, yeni bir antlamayla balanan bir iliki- i
ye indirgenmi olur.
1
Bu antlama ve uzlama srecinin toplumun sistemin dier makro ilevlerine bal i
olmas, her kuakta yeniden kurulmas gereken ailelerin temsil edilmesini salar, hatta i
buna zorlar. Bu temsilin eski dnemlerde de (zellikle de evlerin ayr olmasna allm
olduu durumlarda) varl tmden yadsnamaz, ama yenilenen bir aile temeli sreci
artk evlilikleri bamsz klm ve aile sistemi iinde evliliklere eski Avrupa ekonomisininkinden daha byk bir anlam yklemitir. Sonuta da (birey ne dnrse dn- i
sn) e seimi kendi iinde meruluunu bulmak zorunda kalmtr. Ak ilikisindeki ,
aracnn gelimesiyle, bu yapsal deiiklie bilmeden hazrlanlm olur. Bir blmyle ;
evlilik d tutkulara (Fransa'da), bir blmyle aile yaamna (ngiltere'de) ve nihayet
bireyin yetitirilmesine ynelik anlam (Almanya'da) oktan hazrd ve artk yerleebilir- I
di.
1
Bundan byle toplumsal denetimden kaan rastlantlar zerine kurulan evlilik ant- ;
lamasm zgrce yapabilme sorunu toplumsal yapdaki deiikliklerle gncelleti ve ar
tk toplumsal yapnn ak ilikisinin daha sonraki aracsnn geliimini ynlendirmesi
gerekmitir; ama o zaman anlamsal bant adna elimizde yalnz yeni izleklerle zen
ginlemeye ak olmasna karn oturmuluk sorunlarn zememi tutku ak kalyor.
Tek olaslk tutku akn lgnln biraz daha abartmak ve doal yaam biimini hibir
ey olmam gibi aklamakt. Gene de bu coku, artk yalnz romana gnderme yap
mayan, bir anlamda, teden beri hi de yeni bir anlam kapsamayan "romantik ak'' ola
rak nitelenen zel bir olay olarak kalmtr.
XVIII.
yzyl sonunda, ak evliliiyle oluan birliin ve eler arasndaki akn ins
nn<4) doal yetkinliinin ilkesi olduu renilmiti. Bu utkunun en nemli yan edinim
leri, bundan byle yalnz evlilik iin ne srlen nedenlerin deil, bununla birlikte ms
takbel elerin birbirlerine verecekleri eylerin birbirinden ayrlmasnn mmkn olmas
dr. Cinsler arasndaki ayrm azalr, bu ayrm da yalnz elerden her birinin kendine z
g gerekelerine deil, evlilik antlamasn yapmak iin bir cinsin dierlerinden bek
lentisine baldr. Elerin beklentisi romantik ak duygusunun o garip zelliiyle en so
nunda uyuma noktasna gelir; bir ak yks dardan baknca ne kadar artc etki
yaparsa, o kadar doal davrantan uzaklar ve aklar ayn gerekelere sahip oldukla2) zleksel bulularn nemi ok az olup, pek arlklar yoktur. Yalnz gruplamalarn dnmleri baka bir biimde dikkati eke
bilir. ok ayrntl bir biimde inceleyerek aka ortaya karmak istediimiz ey tutku ak dizgesidir.
3) Lothar Pikulik'de romantizmin buna uygun bir yorumu bulunmaktadr. Romantik als Ungengen an der Normalitt: am Beispiel Tiecks, Hoffmanns, Eichendorffs, Frankfurt, 1979.
4) rnein Mauvillon, M ann und W eih (1971), s. 342'de yle dnmektedir: das die hchste Wollkommeneit derselben (=der
Ebe) unter den M enschen darin bestehn wrde, w enn Ehestand immer Liebe und Liebe immer Ehestand wre" ["insanlar arasn
daki en yksek yetkinlik durumu olan evlilik hep aka, ak da hep evlilie baldr"].
5) Bu gnmz verileriyle bile kantlanabilir. Bkz. Lobodzinska, "Love as a Factor...", (1975), s. 62.
6) Grgl aratrm alar hep erkeklerle kadnlar arasndaki fark gstermektedirler. Bu anlamda zellikle erkekler - b ir ilikinin
balangcnda- kadnlardan daha ok romantik bir biimde, ak olmaya eilimlidirler. rnein bkz. Charles W. Hobart, "The
Incidence of Rom anticsm During Courtship", Social Forces 36 (1958), s. 362-367; a.g.y., "Dissilusionnement in M arriage and
Romanticism", M arriage and Family Living 20 (1958), s. 156-162; William M. Kephart, "Som e Cerrelates of Romantic Love", Journal
o f Marriage and Family 29 (1967), s. 470-479; David H. Knox et Michael J. Sporakowski, "Attitudes of College Students toward
Lowe", Journal o f M arriage and Family 30 (1968), s. 638-642; Alfred P. Pengler "Rom antic Love in Courtship: Divergent Paths of
Male and Female Students" Journal o f Comparative Family Studies 5 (1974), s. 134-139; Bernard I. Murstein "M ate selection in the
1970s", Journal o f M arriage and Family 42 (1980), s. 777-792 (785). Gene de bu farkn bir karlk olarak ve ne lde bakasnn
nedenlerinin deerlendirilmesini etkiledii sorusu hl aydnlatlm deildir.

218

C o g t o , B a h a r '95

Ak ve Evlilik: oalmann Dnyaps

rn varsaymak konusunda birbirlerinden o kadar emin olurlar. Farkllk ve tam bir bir
lik karlkl olarak yeni bir abartma ilikisine varr.
Ama bu durumda birok mutsuz (ya da ksacas pek de mutlu olmayan) evlilikler
sorununu aklamak zorundayz. nk mutsuz evlilikler yalnz mala verilen neme ya
da toplumsal durumu salamlatrmak iin evlenen ocuklar olgusuna balanamaz. So
nuta "romantik ak"n evlilikte mutluluk ve mutsuzluu aklama ilevini yklenmesi
gerekir.
Ama te yandan, romantik aka tannan evlilik zgrl XIX. yzylda olduu
gibi imdi "romantik" olarak grlen ve istenen konusunda seici davranmak zorunda
dr. Ak e seiminin tek temeli durumuna gelmitir; ite bu nedenle dengedeki yaa
m ve lm dlayan varolu iin bir tehdit haline gelen, hatta dengedeki yaam ve
lm dlayan varolu iin bir tehlike olan tutkunun tm bu eleri dikkatle denme
lidir. Geride kalan tutkunun ve cokunun kurumlam bir biimde anlalmas ve evli
lie yatkn olup olmamaya ilikin bir tr snama ve bir tr mutluluk vaadinin sz konu
su olmasdr. Artk aileler her kuakta yeniden kurulmak zorundadr. imdi, bir an
lamda zelliini yitiren "akrabalk", daha ok anlamazlklarn olas kayna olarak ka
bul ediliyor, evlilie gtrecek ve evlilii ynlendirecek bir destek olarak kesinlikle
grlmyor. Anne babalarn hl ocuklarnn iliki kurmaya almasn kolaylatra
cak ya da zorlatracak az ok dolayl olanaklar vardr.'71 (Nesnel) kararszlk ve e se
medeki tehlike galiba belli bir oranda artmtr. Romantik akn anlam bu kararszl
znel kararlla dntrme ilevini stlenmitir. Bu anlam byl bir biimde ng
rnn yerine gemeye yaramtr. Romantik akn anlam karlkl etkilemin kararllk
olarak kabul edilebilecei kararszlk sayesinde betimlenir ve bu gcn etkisiyle de art
mtr. Romantik akn anlam karlkl etkileimin kararllk olarak kabul edilebilece
i kararszlk sayesinde betimlenir ve bu gcn etkisiyle de bu betimleme biimlerinde
toplumsal kabul grerek kesinlik kazanr. Ak iftin bir kenara ekilmesiyle doan so
yutlanma kesinlie dnen bu ilevi yerine getirir. Dnm srecinin gereklemesini
salamak zere akn anlamnn zengin birikimlerinden alnan ve seici etkisini gsteren
toplumsal ve kltrel adan saptanm zgl sorunsallar yeniden iin iine girer.
Deiim konusunda daha ak bir fikir edinmek iin bir ilan- ak incelemek yeterlidir, karndakinin inanmasn kesinlikle salamak iin her zaman bir baka ikna
yolu, fazladan bir ikinci yol yeterlidir. XIX. yzylda bu ilevi "doum bildirimi"'9 yeri
ne getirir; talibin bir prens, ya da n doutan kusursuz bir biimde denk'10 olduu
nun belli olmas ya da aklanmas gerekirdi. XIX. yzylda bunun yerine evlenme niye
tinin bildirilmesi'1 geldi. Bu ek bildirim gemie deil gelecee ilikindir; nk artk ai
le kuaktan kuaa devam etmemekte, her kez yeniden kurulmak zorundayd.
Gelecee ynelik bu yeniden ynlendirme gereklilii zerinde dnlrse, akn
7) Bu konuda Bkz. William J. Good'un (gelimeler nedeniyle gnmzde belki de oktan modas gemi) gzlemleri. "The Theore
tical Importance o f Love", American Sociological Review 24, (1959), s. 38-47 (43 ve devam) ya da Claude Henryon ve Edmond
Lambrecht, Le M anage en Belgique; tude Sociologique, Brksel 1968, s. 129.
8) Belki de "okuyucularn kesinlikle inanmamasn salamak!" demek gerekirdi.
9) Bu ifadeyi Gomberville'in bir romanna gnderme yapan Svo Kevorkian kullanmtr.
10) Madame de Villedieu'nn bir yksnde "Hanmefendi, madem benim doumum hakknda bu kadar ok ey biliyorsunuz, ar
tk size yreimden geenlerden sz etmeyeceim" satrlar okunur. Annales Galantes es. I, Paris 1670, s. 14 ve devam, 1979 Ce
nevre baskna atf yaplmtr.
11) Bkz. Alfred de M usset'nin bir perdelik oyunu. "Bir kap ya ak, ya kapal olm al", uvres Compltes, Paris 1963, s. 415-422. Bkz.
bu soruya uygun olarak ifade edilmi b ir ilan- akn geri evrilmesi, "yi ki Allah size ok zengin bir szck daarc verme
mi. Hani derler ya, hep ayn trky sylyorsunuz... Bu da bizi gldrm ekten, ya da en azndan skntdan kurtaryor"
(s.419) XIX. yzylda ilan- ak ve evlilik yaklamlar arasndaki bantlarn toplumsal adan incelenmesi konusunda bkz.
Henry T. Finch, Romantic Love and Personal Beauty, Their Development, Causal Relations, Historic & National Pecularities, LondraNew York 1887, c. II, s. 1.

C o g it o , B a h a r '95

219

Niklas Luhmann

byk kuram olarak romantizmin tek bana yeterli olmad aka ortaya kar. Ak
bu esrikliin arlnda sradanlktan kopmay baarr, artk verilen zgrlk frsatyla
toplumun olduu kadar ailenin de uygulad basklar aan evliliklerin yaplmasn
salayabilir. Bir evlilie balayan, daha sonra da kendilerini kendilerinin sorumlu bul
duu bir durumda bulanlar gndelik yaamda ak pek koruyamazlar.
Romantik ak da bu yeni soruna tek zm olamaz. Ve gerekten de 1800'den son
raki dnemde, romantik olmayan bir temel zerinde srasyla "ak/cinsellik" kartl
nn ve "evlilik" izlerinin anlamnn birletii, sanki anlam kaba bir dzeye indirgeyen
baka izleksel gelimeler de vardr. Senancour'un ak zerine yazd bu kitap bu konu
da geerli rnekler sunmaktadr.112 Bu kitapta akn akla ayn anda cinsellik temelini a
mas kouluyla cinsellik zerine kurulduu kabul edilmektedir. Cinsellik "elde etmenin
verdii bir rahatlamadr: baka hibir ey deil"/13 ancak ayn zamanda akn sreklili
inin ve derinlemesinin114 de kouludur. Bu durumda birlikte yaama dzeni sistemi
nin ikinliinden gelen ilev tam olarak anlalr. Mutluluu arayan insanlar olarak g
rnen bireyler insanln oalmasn salarlar. Toplumun bu amala en ileri derecede
dzen ve zgrlk zmlerini salayan ak ve evlilik biimlerini bulmak zorundadr.
Bu nedenle de akta ve evlilikte ne ok canl, ne de ok tutkulu bir ortam yaratlmamaldr; eskilerin tutku ak ok gl bir biimde greceli olmu ya da sadece bir yana bra
klmtr;05 yalnz tutku aka dayanarak gerekletirilen evliliin toplumbilimsel eletiri
si bylece ne alnmtr.06 Bir bakasna07 gsterilen titizlii belirleyen kavramlarda h
l yalnz sekinci deerler deil, ayn zamanda da hayatta08 baka hibir eye ulaama
yacak kadar sradan kiilere (demek herkese!) ynelik bir teselli olacak akn grnts
de bulunmaktadr.
Destutt de Tracy09 ve Schopenhauer'in<2t yaptlarna yle bir bakldnda bile
XIX. yzyln ilk on yllarndan beri akn anlamnn artk herhangi bir dayanak, ya da
bir tr bilgi gerektirmedii, tam tersine dzeyli bir buyruk dzeni olarak ak kavramlatran bir kuramn varl grlr. Bu dnemde, yaznsal dzlemde, bireysel duy
gularn oluumunu etkileyen romanlar, (burada anlam olarak adlandrdmz) dnyapn ve egemen betimlemeler saptanr. Bireysel duygularn oluumu bir tr Meditation des
Genius der Gattung (trnn stn yetenei zerine dnceler01) olarak insanlarn cin
sel davranlarn ynlendirir. Tmyle bireysellemi bir seimin ileyii gerei, her
trl zgrlkten yararlanan ve pek belli olmasa da ynlendirilen, oalma ve bunun
sonucu olarak "Zausammensetzung der nchsten Generation" ("gelecek kuaklarn bile
imi"02) konusundaki kararlar belirtilir. Demek kurumlama ve zgrlk birbirine uy12) De l'amour selon les lois premires (1808), 4. bask, Paris 1834. Yazar ve yapt konusunda bkz. Joachim Merlant, Snancour (17701846), Paris 1907, yeni bask: Cenevre 1970; Andr M onglond, Vies prromantiques, Paris 1925.
13) A.g.y., c. 1, s. 56.
14) "Akn en gl zevki gizlice dnlmezse, grnte etkileri ok hafif de olsa, ehvetli duygular domaz ve buna benzer bir
umut olmadka bu duygular srm ez"., a.g.y., c. I, s. 51.
15) rnein bkz. Destutt de Tracy, De amour (lments d idologie'nin bir blmn tasarlam, ancak kendisi hayattayken yayn
lanmamtr). Paris 1926, s. 170 "fke" deil, ancak "tatl ve iyi bir duygu". Ayns Joseph Droz, Essai sur l'art d'tre heureux, 1806,
yeni bask: Amsterdam 1827, s. 108.
16) Bkz. Snancour, a.g.y., c. I, s. 104-153. c. II. s. 29.
17) Bkz. a.g.y., rnein c. I, s. 37 ve devam, 277 ve devam (yaznsal gelenein yardmyla).
18) A.g.y., c. I, s. 148.
19) De Vamour, a.g.y. aile kurumunun bilinli olarak iyiletirilmesini amalayan bir program.
20) Die Welt als Wille und Vorstellung, Viertes Buch, Kap 44 ("M etaphysik der Geschlechtsliebe" W erke'den atf yaplmtr. Darms
tadt 1961, c. II, p. 678 [Fr. ev. A. Burdeau, R. Loos yeniden gzden geirmi ve dzeltmitir, Schopenhauer, Le monde comme vo
lont et comme reprsentation, Paris, IV. kitaba ek XLIV. blm ("Mtaphysique de l'am our"), s. 1285 ve devam].
21) Schopenhauer, a.g.y., s. 702. Alm. metin, s. 1306. Fr. metin.
22) Schopenhauer, a.g.y., s. 682. Alm. metin, s. 1289 Fr. metin.

220

C o g t o , B a h a r '9 5

Ak ve Evlilik: oalmann Dnyaps

gundur.(23) Aklarn romanlara uygun olarak yarattklar tasarmlar kendiliklerinden de


il de bu ilevde amacna ular. Uygulamada ne denli elikili, ne denli denetimsiz, ger
ekletirilebilmesi olasl, ne denli az olsa da gene de tasarmlar insan trnn uyum
lu verimliliini (kombinotorische Zchtung) amalayan e seimini bireyselletirir. Tek
bana bu ilev tm sevinleri ve skntlar, bunalm ve aclar, tek bir szckle, akn
tm arlklarnn anlalmasn salar.04
Bu "dnyap" balamnda XVIII. yzyl Doa kavram geersiz kalmtr. Ak
a ortada olan bu g yerine artk elimizde bilimsel bululara ak ve uygarln sis
temletirdii bir madde vardr. Birka on yl sonra bu deiiklie Prudhon'un pek
ak olmayan, ama arpc aklamalar getirdii bir tr biyolojik duygusallk yant vere
cektir. Burada ak ve evlilik birliinin madde ve biim birliiyle edeerli olduu ka
bul edilmektedir; insanln oalmas, lklerin katksyla ulalmas salanan bu uz
lamann ilevsel amacdr: "lknn etkisi insan nesilleri iin gerekliydi" ve "demek ak...
evliliin maddesidir"w yleyse egemen farklln bir ad var: biim ve madde, hatta lk
ve gereklik. Bu farkllkta kendimizi terimlerden birinden birine gre belirleyemediimiz iin, farkllk daha nceki tm biimsel farkllklar ortadan kaldrarak, cinsel temelli
ak ve evlilik birliini aklamay salar. XIX. yzyln ikinci yarsndaki doac ve ev
rimci eilimlerin ardndan, tm kkl basksn yitirmek pahasna, ne olduu hemen or
taya kan, grnte ciddi, bir aldatmaca biimine karn, romantizm hl yaamakta
dr.
yleyse romantizm, ak basitletirme eilimine ve evrensel bir biimde eriilir ol
maya kar son bir isyan srayndan baka bir ey deil midir? Ya da "byk ak" a
olan sarslmaz balln garip bir kararllkla07 denmesi ve zellikle byk yaznsal bi
imlerin oluturduu destei yitirmekten baka bir ey deil midir? Kukusuz ekirdek
ailelerin ar farkllamas nedeniyle her zaman olas yenilikleri08 semeyi salayan akla
yatknln temellerinin deitii grlr. Zaten uzun zamandr bilinen aklarn evlilie
ynelmesi (romanlar da evlilikle sonulanr) gerekesi artk gerekten de gncel olmu
tur. Artk, ak ve evliliin uyumazln kesinleyen eski sav rtmek sz konusudur.
nk romann sonu yaamn sonu deildir. Tehdit iareti veren tm bu eleri orta
dan kaldrmak demek, romantik akn anlamn snrlamaya almaktadr. yknme
gereksinimiyle kendi varln abartma olana yalnz Don Kiot, Emma Bovary ya da
Julien Sorel gibi roman kahramanlarna deil, herkese zgdr. Bylece icabnda bir ki
tabn ve bir filmin, "one of the few bright spots in a life normally bounded by the kitc
hen, the office and the grave"*09 tketimine yetecek bir tr sradan insanlar romantizmi
yaratlm olur. Dnsel ve verimsiz savlardan yoksun, dlerde gerekleen romantiz
23) Ve zellikle Destutt de Tracy de.
24) Bu durumda Darw in'e gre bu zmleme kesinlikle bilime uygun bir biimde evrim kuram asndan hemen yinelenebilir ve
yeniden ifade edilebilir. Bkz. Max Nordau, Paradoxe, Leipzig 1885, s. 273 ya da Gaston Danville, La psychologie de l'amour, Paris
1849; -"C in se l arzunun tekelci ve bilinli olarak sistemletirilmesi" anlam nda- oalma srecinde evrimsel farkllnn son bi
imi anlamnda ak.
25) Pierre Josephe Proudhon'un "Amour et M ariage", De la justice dans la Rvolution et dans l'glise, :X. ve XI. blm. 2. bask Brksel
Leipzig, tarihsiz (1869). X. blmde srayla s. 11 ve 10. Bkz. yanl bir yol tutan ve evlilii bozan lkletirilmi akn eletirisi,
a.y., s. 48.
26) Dipnotun yeri kaynak metinde belirtilmemit. (.n.)
27) Flaubert'in Gnl Eitimi (ducation Sentimentale) balkl romannda Frdric Moreau'nun eyleme gemekteki becereksizlii bu
anlamda yorumlanabilir. Daha ileri giden bir yoruma gre (kii geliiminin) -rom anda gereklemeyen- eitimin, ak ve para
ilikisi yoluyla yaplmas gerektii ve para bu durumda (her zaman olduu gibi) gerek olmayan durumlar simgelediine gre,
bu koulun eitimi olanaksz hale getirdii sylenebilir.
28) Bkz. Niklas Luhmann, "Gesellschaftliche Struktur und semantiche Tradition", Gesellschaftsstruktur und Semantik, a.y., c. I, s. 9-71
(s. 49 ve devam)
29) Francis M erili, Courtship and Marriage: A study in Social Relationships, New Y ork 1949, s. 25.
(*) Doal olarak mutfaa baml bir yaamda birka parlak k saan yerlerden biri i yeri, dieri mezardr. (.N.)

C o g t o , B a h a r '9 5

221

Niklas Luhmann

mi anlamak kolaydr. Yalnz bir aznln byle yaayabilecei, ama herkesin dlerini
ssleyebilecei de dorudur. Bundan baka pazar ekonomisinin ve rgtlerin izini ta
yan bir toplumda romantizm meslek yaamnn koullarn boydan boya bler ve
bylece ak ve evlilii yalnz kendine ait, hem "hibir ey" i varsaymayan hem de
tmyle bireysellemi olarak kabul eden bir ykselmeye giden ara durumuna geti
rir.
Ama ak byle kolayca bayalatrmak yeterli midir? Garip bir tutumu toplum
sal olarak hakl karmak ve ruhsal adan hazrlamak iin akn yeniden kurumlatrlmas gerekiyorsa, lk ile birey arasndaki koutluk aka bireyin aleyhine dnme
yecek midir? Eer bir sistemin doal olmayan bir durumu doal gsterme zellii var
sa, doallatnda bu sistem zayflamayacak m? Sonuta evlilikte eski uyumazlk so
run olarak yeniden ortaya kar; evliliin zerine kurulduu beklentilerin yitirilmesi gi
bi. Eer Madame de Stal'in tahmini doruysa insanlarn bylesi d krklklaryla
zellikle kar karya kalmalar olas: Kendilerinde eksik olan gnl balarnn imge
lem01 gcyle doldurulmas gibi. Ne olursa olsun, toplumbilim bu anlamda, gerekle
karlaan bu tr bir darbenin bir ak hikyesi02 gibi balayan evlilik iin bir tehlike
oluturduu tartmalarn balatmtr. Bylece romantik ak boanmalar yeni oldu
u kadar tehlikeli bir bak asna oturtmutur. "The world that loves a lover does not lo
ve a divorc... He has got what he wanted and found it was not good fo r him" *lm Dine, ahla
ka, hukuka ve aile siyasasna ilikin engellerin geriye ekilmesi toplumsal yargy bo
ananlarn zerine toplamtr. Ak bir yadsma kesinlikle desteklenmez, ama ister is
temez kiinin kendisi de daha olumsuz bir durumda grnr; kendisini bu duruma
getirenin kendisi olduu bilinir. Bu durumda sorumluluk "romantik ak sonucu dnyapmn ynlendirme hatasna yklenir. Bu varsaym srekli yakn ilikiler iin ye
ni temeller aramaya yol aar. Anmsamasak da (rnein pritenlerde) "hayat arkada
n n eski betimlemesi yeniden companionship, arkadalk adlaryla diriltilmitir. Evli
likte gerek dla varan yceltilmi lksel bir dnya, tutkulu duygularn bir gster
gesi deil, anlay iin bir temel ve bireye gre nemli olan ortak etkinlik iin her ey
aranr.
Bu yzyln birinci yarsndaki zaman geirmeye ynelik yazn ok kk sayda ro30) Gerek bir davran iin Tutku'nun bir sistem olarak ne denli zayf olduu Harry C. Bredmeier ve Jackson Toby tarafndan belir
tilmitir: Social Problems in America: Costs and Causalities in Acquisitive Society, New York 1961, s. 461. Fransa'ya ilikin veriler iin
bkz. Patterns o f Sex and Love: A Study o f The French Woman and H er Morals, New York 1961.
31) Bkz. De l'influence des passions sur le bonheur des individus et des nations, a.y., s. 132. Bu varsaym destekleyen 6. notta sz edilen
grgl verilerin sonularna bkz. Toplumbilimsel adan erkein ve kadnn romantik aka tutulmalar arasnda fark vardr. Er
kein toplumsal durumu evlilikle deimedii iin erkek kendini romantik duygulara daha kolay brakabilir, oysa kadn ayn
zamanda evliliiyle gelecekteki toplumsal konumu hakknda bir karar verir ve stelik bu, evlilie bal olarak romantizm lke
sine yapaca bir kaamaa ilikin dnceleriyle denetleyebilecei bir konudur. Bu konuda bkz. Zick Rubin, Liking and Loving:
An invitation to Social Psychology, New York 1973, s. 205 ve devam.
32) Bkz. Ernst R. M owrer, Family Disorganisation: An Introduction to a Sociologcal Analysis, Chicago 1927, s. 128; Ernest W. Burgess
'T h e Romantic Impulse and Family Disorganisation", Survey 57 (1926), s. 290-294; Francis E. Merili, a.y., s. 23; Paul H. Landis,
"Control of the Romantic Impulse Throught Education", School and Society 44, (1936), s. 212-215. Burada belirleyici olan modern
ailenin ilevsel sorunlarnn kefidir. Eler arasndaki anlay skntlar uygarln zararlarndan kaynaklanmaz, ya da genel ola
rak endstri toplumuna yklenemez. Bu skntlar tam olarak ilevsel alann zerkliinde, hatta bu zerkliin neden olduu
beklentilerin abartlmasnda kk salar.
Ama gene de krk yl sonra bu tr dncelere duyulan ilginin kaybolduunu da belirtmek gerek; artk bu dncelerin siste
matik aratrmalar balatmayan sadece bir "kan" olduklan kabul edilmitir. Bkz. J. Richard Udry, The Social Contexte o f M arri
age, philadelphia, 1966, s. 192; Ernest. Burgess, Harve J. Locke ve M ary Margaret Thom es, The Family: From Traditional to Compani
onship, New York 1971, s. 272. Bu arada kendisine gereke bulan bir kannn mant da ok ak deildir. yice lp bitii ne
denlerle evlenen kii de d krklklarna kar gvencede deildir. Hatta romantik kiiler beklentilerini karlatrdklarnda
d krklklarn saptayabilecek durumdadrlar.
(*) Bir ak boanm birinden holanmaz. Kendisi iin iyi olmayan bulmu, istediini elde etmitir.
33) Willard Waller u aklamalarla boanma izleini sunmaktadr. Bkz. The Old Love and the New Divorce and Readjustment (1930) ye
ni bask, Carbondale, 1967, s. 3.

222

C o g t o , B a h a r '9 5

Ak ve Evlilik: oalmann Dnyapts

mantik bir tutumun134 ar farkllama eilimini hl gelitirmeyi, abartmay, basmakalplatrmay srdrrken sistem konusunda daha titiz bir alma oktan bir sarsnty
haber vermektedir. Bundan baka, zaman geirmeye ynelik yazma ve buna gsterilen
ilginin yaratt izlenime karn, grgl veriler ak betimlemelerinde romantik cokunun
ok yaygn olmadm gstermektedir; bu olgular da anlam hafifleterek05 anlam ze
rinde etkisini gsterir. Bu deiimi yaratan nedir? Rastlantsal olarak nerilen bir akla
maya gre, evlilik ncesi06 cinsel ilikiye gsterilen artan hogr ve cinsler aras rol
farkllklarndaki nemli eitlenme romantik ak betimlemeleriyle uyumaktadr; ro
mantik gr ileyi ve tatmin olmann geciktirilmesini varsayar. Olabilir, ancak bu sim
gesel dzeyde genellemi iletiim arac olarak romantik ak07) dnmlerinin tuttuu
yn deil, en ok romantik ak gstergelerinden akla yatknlnn zayfladn gste
rir.
Gelimesi sz konusu olan ili dlln yeni anlam simgesel ieriklerle, hi bu ka
dar iz brakmayan bir etmene, bireysel ve bireysel olmayan ilikiler arasndaki farka dayanmamtr. Bu, kendi grubunun yeleriyle yabanclar arasnda yaplan philos/phila' kar
tlk geleneinden kaynaklanan eski bir ayrm deildir. Bu, bireylerin ya da daha kk
gruplarn iinde en fazla devingenlikle (ayrlarak) yer deitirdikleri nceden olumu,
doal insan gruplamalar deildir. Sorun, artk yazglara ya da bakasnn bireysel
zelliklerine09 gnderme yaptnda, dinsel ve dinsel olmayan akn birbirlerine kar
greceli olarak kaytsz kalabilen (Allah'a gnderme yapan) dinsel ak ile (kanlmaz
bir biimde benmerkezli) dinsel olmayan ak arasnda deildir. Sonuta bylesi bir ka
ytszln getirdii hafifletmeler de geersiz kalmaktadr. Hele romantiklerin imgelemi
nin (fantezisinin), alaynn ve dkrklnm cotuu evlilik ile yalnzlk arasndaki ay
rm hi sz konusu deildir. Biimi veren ayrm imdi daha ok toplumsal ilikilerdedir:
Birey kendi "ben'ini tm varlyla ya da ilikilerde, sadece yeni bir ey yaama gereksi
nimlerinin ounu salar, ve bireye gven verir. Bu koul kendini bilgilendirmeyi, hatta
okul ve i yaam balamnda kendi geliim evrelerini de iine alr. nsan kendisinin
kendi olarak olumas sresince bu toplumsal ve kltrel koullardan zgl bir zellik
alr. Bir baka kendisi olma gereksinimi -bu da bir baka kendisi ve kendine zg bir
bakas olma demektir- bylece iyice kendini belli edecek ve her bireyin kendi kiilii
nin oluumuna da ileyecektir.
Kentsoylu toplumsal snflar lehine yaratt gereklikler bakmndan, XIX. yzyl
d a sanayi devriminin bu sorununun yalnz erkei ilgilendirdii varsaym yaplabilir;
sadece erkein evin dnda alt, yalnz onun dnyasnn skntlaryla boutuu
dnlyordu; yalnz o saygszlk, kaytszlk ve hemcinslerinin kurnazlyla kar
karyayd, kadn ise akyla bu zarar karlyordu. "Akam bitkin gelir. , nesnelerin sk
34) Bkz. R.W. England Jr. "Images of Love and Courtship in Family-Magazine Fiction", Marriage and Family Living 20 (1960), s. 162165. A .B.D.'de 1911-1915 ve 1951-1955 yllar arasnda bir karlatrma yapldnda, yazn rnleri (1) kural olmad iin, eit
koullardaki ilk karlamann rastlantsallyla; (2) tanabilmek (=burada karan hemen veren sadece aktr) iin ksa bir zama
na duyulan gereksinimle; (3) yaamdaki dier tm balantlarn ikinci dereceye gemesiyle; ve (4) st toplum sal tabaka bala
mnda her toplum sal tabakada akn deerinin aktarma biiminde yceltilmesiyle zellikle verimli olmutur.
35) Bkz. Charles B. Spaulding, 'T h e Romantic Love Complexe in American Culture" Sociology and Social Research 55 (1971), s. 82-100.
36) Bu eilim srekli aratrmalar yaplmasna neden olmu ve son yllarda dorulanmtr. B.K. Singh'in bu konudaki makalesi ok
tipiktir, "Trends in Attitudes Toward Premarital Sexual Relations", Journal o f M arriage and the Family 42, (1980) s. 387-393.
37) Francis E. M erill'in gr budur. A.y., s. 52; G. Marion Kinger, "The "M any-splendoured Thing" in Transition or "The Agony
and Ecstasy"nin yeniden gzden geirilmi basks", Mark Cook ve Glenn W ilson (yay.) Love And Attraction: An International
Conference, Oxford yay., 1979, s. 251-254. Bu bak asn destekleyecek grgl b ir inceleme olarak bkz. Joachim Israel ve Rosmari
Eliasson, "Consum ption Society, Sex Roles and Sexual Behavior", Acta Sociologica 14, (1971), s. 68-82.
38) Bkz. Franz Dilmeir, PHILOS und PHILIA im vorhellenischen Griechentum, tez, M nih, 1931.
39) En azndan bu gelenein sonunda aka belirtilm i olduu gibi. Bu konuda Bourdaloue'yu ilgilendiren saptamalar iin bkz.
s.103.

C o g t o , B a h a r '9 5

223

Niklas Luhmanr

cl ve insanlarn ktl onu yorgun drr. Ac ekmi, km, eksilmi bir erkek olarak
dner. Ama evinde sonsuz bir iyilik, tm gn katland ac gereklerden neredeyse kuku duya
ca yle byk bir iyilik bulur ki... te kadnn (bir kuaktan bile ileri) grevi, erkeinin yrei
ni yeniden iyiletirmektir. "(40) Bir toplum kuramna bal olan bu ncle gre erkek ile ka
dn arasndaki insanbilimsel ayrm -daha sonra tamamen bir yana braklmadan- nce
korunacak, hatta glendirilecektir.
Bireysel olan ve olmayan ilikiler arasndaki ayrm bu temel deneyimi toplumsal
tabakalardan ve cinsiyetin nem srasna gre derecelenmesinden bamsz olarak iyice
sradan olur olmaz herkese bireysel ilikilere, insanlarn birbirleriyle kaynamasnn do
yumuna varma istei kalr. Bu ayrm ayn zamanda gereklemedii iin de daha gle
nerek yerleir. Bu nedenle bu ktlk (yardmlama ekonomisi) ve alkan bir yaam ah
lakna yaplan gndermeler hep dikkate alnr. Geleneksel arkadalk, ethosa ilikin bu
etmenler nemini korumaktadr; artk en az koul dzeyine indirilmilerse de yoklukla
rndan sz edilemez. zellikle bu gereklilikler bireysel olmayan ilikiler alanndan gel
diklerinden ve bu alanda da gerekletiklerinden, bireysel ilikilerde bakasndan bekle
nen iin bir hareket noktas oluturmazlar. Ak ve arkadalk lkleri yalnz bireysel
ilikilere dayanarak ycelebilirler; sradanlk fakir kaynaklardan, alkan bir yaamdan,
kendini feda etme eiliminden ve kendi kiiliiyle deme hevesinden olutuunda -daha ne kald k i?- bu lkler ar tutkulardan baka bir ey deildir.
Bireyin tm kiiliine bir temel oluturduu iin, en azndan srekli*4 bir ilikide,
daha gl bir biimde younlaan ilikilerin srekli deitii evlilik ya da evlilik tr
ilikilerde herkese ok karmak bir evre sunan toplum konusunda tahmin yrtmek
ten baka hibir ey yapamyoruz. Deneysel aratrmalar da karmak ve deiik bir ev
reye karan ailelerin, evrede bireysel rollerin salam br kaynama gsterdii aileler
den daha dzensiz bir ili dllkla birbirlerine balanma eiliminde olduunu gster
mektedirler. Ama, gene de ok gl, yani dnleyici bir kardan yola kldnda ili
dl ilikiler konusunda uygun sistemlerin srekli olduu sonucuna pek varlmaz. Ek
sik olan, tamamlanmam olan tamamlamaya altmz umutlar ve beklentiler, yeri
ne getirilmesi olanaksz ya da yerine getirilmesi ok zor ltleri oluturabilirler. Ve b
tn bunlar bak alarnn deerlendirilmesinde ve davrann zgn biimlerinin d
zenlenmesinde bal kalnabilen, toplumsal bakmdan lnlenmi hibir anlam kalma
dnda zellikle dorudur.
eviren: Aye Kran

40) Jules Michelet, L'Amour, Paris 1985, s. 17. Buna benzer bir kavram (kaba bir dnyada bir mutluluk adas olarak ak) daha nce
Droz'da bulunmaktadr. Essai sur 'art d etre heureux a.y., (1806/1827), s. 108. Amerika Birleik Devletleri'nde aileleri ilgilendiren
bu dnyapya uygun bir dnce konusunda "retreat", "conscious design" ve "perfectionism" konularna bkz. Kirk Jeffrey,
"The Family, as Utopian Retreat from the City: The Nineteenth-Century C ontribution", Sallie Teselle (yay.), The Family Commu
nes and Utopian Societies, New York 1972, s. 21-41. Soundings 55, (1972), s. 21-41. XIX. yzyl iin bkz. Neil J. Sm elser "Vicissitudes
of Love and W ork in Analo-American Society" in Neil J. Smelser ve Erik H. Erikson yay., Themes of Work and Love in Adultance, Cambridge Mass, 1980, s. 105-119.
41) Bkz. Warren G. Bennis ve Philip E. Slater, The Temporary Society, New York 1968, s. 88 ve devam -akas gelecee ilikin be
lirsiz bak alaryla.

224

COGTO, BAHAK '95

T u tk u - A k 0
Jrme-Antoine Rony

Ak, kiileraras bir ilikidir: yani, sahiplenmede aradmz ey, sahiplenilen kii
nin kendisini vermesidir. Bizim houmuza giden, bu veriteki kiiliktir yoksa verilen
nesne deil. Ten, gzellik, zek verilmedikleri srece aktaki ekiciliklerini yitirirler.
Bunlardan zevk alnabilir ama sevilmez. Bu dncenin bilinmemesi, eskilerin gznde
ak, basit bir kuruntuya, nesnenin yanl deerlendirmesine gtrr. Lucrce bunun
klasik tanmn yapmtr:0
Tutkulu idealletirme, nesnenin btn kusurlarn meziyete dntrmek deildir;
normal ak gibi, tutkulu ak da bu konuda ayn (hatta bazan artan bir) akla sahiptir.
Bu kadn, Kadndr. (Bu, tm meziyetlere sahip olduu anlamna deil, ama benim iin
Kadm' Kadn yapan meziyetlere sahip olduu anlamna gelir.) Mutlaklk arzusu, gre
celiin nasl kartysa, tutku da duygunun kartdr. Tutkulu ancak kiinin belirgin me
ziyetleri ynnde yanlr.
Kiiye yneldiinde ak, sahiplenme arzusu ve nihayet bir eit eitlik iinde birle
me arzusu olabilir. Balzac: "ki ak vardr" der "Hkmeden ak (La Rochefoucauld'nun
"saltanat srme arzusu", "kleletirici ak") ve bir de itaat eden "adayc ak". Bazan
ikisine ayn kiide rastlamak olasdr. Bir de birletirici ak vardr ki, iki kii bir btn
eder. (Saint Augustin, Descartes) Bu btnclk bir kaynama olarak deil, bir katlma
olarak alglanmaldr. iftlerden her biri, dierinin deimez zgrlnn bilincinde(*) Jrme-Antoine Rony, Les Passions, Presses U niversitaires de France, 1961, s. 69-80.
1) "Metresleri siyahi mi, ekici bir esmerdir; pis ve iren mi, taklar kmsyordur; a m, Pallas'n rakibesidir; zayf ve clz m,
Menale'nin ceylandr; ok ksa m, tanralardan biridir; lsz uzun mu, muhteemdir; kekeliyor mu, ho bir kusurdur; ask
yzl m, utangaln gstergesidir; fkeli, kskan, geveze mi, yerinde duramayan bir atetir; zayflktan kurumu mu, hassas
bir bnyedir; ksrkten bitap m, snen bir gzelliktir; korkun iman m, C rs'in ta kendisidir; ksacas ehvet oda olduu
anlalan yass b ir burun ve pc davet eden kaln dudaklar."

C og to , B a h a r '9 5

225

Jrme-Antoine Rony

dir. Birleme aknn kiilik asndan yapsn inceleyen ve inceden inceye tanmlayan
Scheler olmutur. (Sempatinin nitelii ve biimleri)
En saf haliyle ak, iten harekete katlmdr; bu hareketle kardaki kendini doal
olarak, kendini tanmlayan deerlere doru ynelir ve zde ne ise ampirik olarak da
odur.
Bu iliki biiminin her biri, tutkuya dnebilir. Tutku-ak, bedensel (fiziki) ak
tan, zevk-akmdan ya da meraktan (Stendhal) farkl bir ey deildir. Ete ya da ruha sa
hip olma, iftin var oluu, ayr bir kaygnn ve snrsz bir idealletirmenin konusu olabi
lirler. Bununla birlikte, kleletirici ak ile adayc ak da kendi balarna tutkunun
niteliinden biri olan mutlakiyet iddiasna sahiptirler. Gerekten de bir insana yar yar
ya sahip olunmaz; burada sahiplenme ya mutlaktr ya deildir; sahiplik ya da klelik s
nrl deildir; kii blnmezdir, kendini ok kiiye vermesi, kimseye vermemesidir. E
yalar paylalabilir veya el deitirir am a insanlar sa h ip len m e ilikileri diyalektiine gi
rer girmez, toptan bir sadakat gsterirler. Nitekim, kskanlk doal biimde kleletirici
ya da adayc ak izler. Bu gibi aklar, tutku-akm en belirgin biim leri old u klar halde,
tutku-ak ile zdeletirilmi olmalar anlalr bir eydir. (Tutku-ak, yeryznde sevilebilecek tek bir kiiyi ngrr ve sebatszl, sadakatsizlii -b ir saatlik bile o ls a - d
ncede bile kabul etmez." E. Faguet, Ak zerine) Edebiyat ve felsefe, "sahiplenen tut
kulu" ile "sahiplenilmi tutkulu"nun tanmn byk bir hogryle yapmtr. (Faguet)
Nietzsche, kleletiren tutkunun derecelerini tanmlar: "Alak gnll bir insan,
tutkularnda, bir kadm bedenine sahip olmak ve cinsel tatmin bulmakla yetinebilir. Bun
lar, kadna gerekten sahip olduunun yeterli iaretleridir onun iin. Bir bakas, byle
bir sahiplenmedeki belirsizlikleri ve yanlglar grerek, daha ince kantlar ister; sadece
kadnn kendisini verip vermediini deil ama ayn zamanda kendisi iin sevdii eyler
den vazgeip gemediini bilmek ister ve ancak bu yoldan kadn sahiplendiini hisse
der." Sonu olarak, Nietzsche erkei, kendisi iin her eyden vazgemi olan kadnn,
bunu kendi hayaleti iin mi yaptn bilmek isteyen ve bu taktirde gerekten mutlak sa
hip olup olmadn renmek iin en irkin ve en kt haliyle grnmekten ekinme
yen biri olarak grr.
Varlk ve Hilik adl yaptnda Sartre, sahiplenme arzusunu var olma arzusuna da
yandrr; dnyada yalnz deiliz; snrsz bir zgrlk hissettiim halde, bana bakan, be
ni tanmlayan, beni eyaya dntren bir bakas var. Ak, bakas tarafndan bana ya
plan tehdide kar, saldrgan yant biimlerden biridir. Ak bir savatr; sava iin ge
erli olan, ak iin de geerlidir. (Kuatma, manevra, tuzak, saldr...) Tehdit ed ilen var
lk, bakasnn zgrln zgrlk olarak esir almaya, sahiplenmeye kalkr. Ak,
sevilme arzusudur, sevgili sevdii insan, vicdan iin ekici olmaya alr. Doal by
leme yntemi, sevgilinin karsnda mutlak, almaz gcn sembolik biimlerini izmek
tir yani aslnda bir tanr resmi izmektir. Hareketlerimden (sevgilinin) her biri, kendimi
onun (sevilenin) ve dnyann arasnda gerekli ara haline getirsem, ya da eylemlerimle
sonsuza kadar deien g belirtileri (para, iktidar, ilikiler vs.) gstersem de, dnyann
en byk geniliini belirtmeye yneliktir.
Bu tanm zerine, kleletirici akn karsna, zerk bir adayc ak tablosu izmeli
mi? zellikle uzun bir gelenek, ak erkekten ayr tutmamz gerektirmektedir: sahiplen
me arzusu; ak kadndan ayr tutmamz gerektiren de sahiplenilme arzusudur, itaate
hatta klelie raz olu.
Nietzsche'ye gre (Sevinli Bilim), yetime tarz ve yaradl ile hkmetmek zere
belirlenmi erkein iinde, ruhu ve bedeni ile eriyip gitmeyi, kadn ancak hayal edebilir.

226

C o g t o , B a h a r '9 5

Tutku-Ak

E. Rey de, 1910'lara doru ok tutulmu olan yaptnda (Ak zerine) aslnda ka
dnlarn boyun emek istediklerini ve ancak erkein zaaf karsnda amatac olduklar
n ileriye srer. Gl bir sahip karsnda ne kadar gnlden eildikleri, grlecek ey
dir. k kadnlarn sevgililerine baklarnda ne kadar alak gnlllk vardr. Duy
duklar zevk iin ne kadar minnettardrlar. Sevdikleri andan itibaren, kle olmaktan
holanrlar. Hangi erkekleri tercih ederler aslnda? Hkmedebildiklerini mi? Hayr. Kar
larnda hemen yenildiklerini hissettikleri gerek efendileri yelerler."
Bu adan bakldnda, pekok kadns erkek ve erkeksi kadn vardr. Montherlant
ve Lawrence, kadnlarn doymazlna deinmilerdir: kadn kendini verdii iddiasn
dadr (Madam Tolstoy'un bilinen l: "Onun iin onunla yayorum. Ayn eyi ken
dim iin de isterim") Lawrence gibi, gerek kadn erkee tabi olmak iin kendisini feda
etmesini bildiini kantlamaya hazrdr. (Bu, Tyl Ylan'da Kate'in Don Cipriano'ya
kar davrandr.) Ama acaba bu "gerek" kadn, bir mitos deil midir?
Emile Faguet, J. P. Sartre'dan nce, adanm akn, sevgiliyi fethetmek iin elikili
ve nemsiz bir manevra olduunu belirtmitir... "Bir insan, sevilmek iin sever; sevile
nin mutlu olmas, salkl olmas, zengin, kvanl, gzel olmas istenir. Ksacas, size
duyaca ak, harikulade bir sahiplenme olmas iin istenir. "Kadn saltanat srmek iin
klelie raz olmaktadr. Sanki, seni mutlu ettiine gre bana sahip ol, bylece gerekten
sen, sen olursun ve bana ait olacak olan, gerekten sen olursun der gibidir. En alaka
hogr, her eyin feda edildii kiiyi kendine balama eklidir.
Simone de Beauvoir, kinci Cins adl yaptnda, erkekler tarafndan yaratlan ve se
vilen kadnn sahte psikolojisini harekete geiren Kadn mitosuna dikkati ekmektedir.
Aslnda kadn, biyolojik yaps yznden farkl ynlerden erkekle ayn amac gtmekte
dir. Sevgilisine kendisini sunarken, tapt yine kendisidir. Pasif cinsel rol nedeniyle,
doal olarak hkmedilme arzusunu duymas, (Rzgrl Tepeler'de, Catherine Earnshaw:
"Ben Hetcliff'im" diye barmaktadr.) asla kle olma arzusu deildir. Kendini beenen
kadn, aynaya bakar gibi kendini sevgiliye sunmaktadr, yabanc gzlerde kendi resmi
ne byl gzlerle bakabilmek iin. Bu nedenle kadnn doyumsuz zverisinin snr
yoktur, balar zorbacadr. "Bir anlk bir ihmali affetmesi, erkein kendisine daimi ve
mutlak bir akla bal olmas halinde mmkndr." "Sen uyuduun vakit, senden nef
ret ediyorum" der Violette Leduc'un romanlarndan birindeki kadn kahraman.
Ancak erkekler, doa ile erkek arasnda, ikisi aras bir varlk mitosu yaratmlardr.
Hem pasif hem bilinli olan Kadn, iinde bulunduu durumlar, erkekler gibi amak,
yenmekle deil yanstmakla yetinir. Doa bilinsiz bir kledir, erkek asla kle olmayan
bir bilin. Kadn da bilinli bir kle olacaktr ister istemez. Erkek tarafndan, kaprisleri
ne, arzularna, korkularna gre e, anne, kzkarde, sevgili, hizmeti, byc, rahibe
olarak tanmlanan kadn, btn bu kiiliklerin mutlak onaylanmas olmaldr. Kendisine
ancak erkeklerin gzyle bakabilir; erkein kendisine uygun grd imaj ne zgrce
benimseyebilir ne de bu imaj aabilir.
Kadn, kaabilecei, gnmzde daha fazla kaabildii, bu mitosa kendini kaptr
mtr. Nitekim, cinsel birlemede kadn, bir oyuncaktan, erkein uysal bir aletinden iba
ret oluundan honut kald mazoizmden kaarak, "okamalar, huzursuzluklar, ie
nfuzu kendi zevkine evirip kendi zelliini koruyabilir."12
Aslnda, bu tartmada iki nokta vardr: Erkek, kadndan farkl m sever? Burada
ele alamayacamz bir sorudur bu; ve adayc ak, akn zerk bir biimi midir? Bu so2) Byle bir davran, ak ister istemez doal olarak tutkulu bilin rekabeti alannda tutmaktadr, S. de Beauvoir baka bir tanm
vermektedir: "K adn sevgilisiyle birlemeyi ve kendini ona vermeyi isteyebilir, bu kendisini am as d e m e k tir , fer a g a t etm esi
demek deil" Yazar bylece, daha ileride inceleyeceimiz tutkusal ekiciliklere tabii bir ak birlemesi ngrmektedir.

C o g t o , B a h a r '9 5

227

Jrme-Antoine Rony

nuncu konuda, sahiplenilme arzusunu, bilinli ya da bilinsiz bir hesapla kleletirici


bir aka indirgemek zordur. Kendim tamamiyle brakma olgusuna genellikle elik eden
mitsizlik ve utan duygusu, bu varsaymla zor badamaktadr.
Gerekten de iki k, sahiplenme bencilliinin ok farkl iki biimidir: biri, bakas
nn can skc varln yok etmeyi, dieri kendine tamamen hkim olmay hedefler.
Adayc ak, bakasnn gzleri nnde, zgrlk duygusunu yok etmek ve byle bilin
cine soktuu kendi kendine olan mesafeden kurtulmak iin, kendini nesne haline getir
mektedir. Her biri dierinin baarszlm rterek, ayn fon zerinde birbirini izleyebi
lir.
Zaten, sahiplenmeye dorudan yneltilmi olarak, radikal bir baarszla mah
kmdurlar. Sartre bunu, kleletirici ak iin belirtmitir: insanolu, sahip olduu z
grlk ile eyalardan farkldr. zgrle, zgrlk olarak sahip olmak, tabiatiyle eli
ik bir tasardr; erkein zafer am, sevilenin yenildiini itiraf ettii an, ayn zamanda da
baarszlk andr nk bunu ancak, kendini, itiraf aacak gte hissettii zaman itiraf
edebilir.
Proust bir neden daha gstermektedir: "Sanyoruz ki akn konusu, bir bedene ka
patlm, nmzde yatan bir varlktr. Ne yazk ki, bu, varln zaman ve mekn iinde
igal ettii ve edecei her noktann uzantsdr. u yer ile, u saatte temasn salaya
mazsak, ona sahip olamayz; oysa her noktasna dokunamyoruz."
Adayc ak iin de ayn nedenler geerlidir.
Tutkulunun kendisi iin az ok duyarllk tayan bu baarszlk karsnda -a k gi
riimindeki umutsuz ve karanlk giriim de, mazoizme ve sadizme fkeyle dn de
bu yzdendir- tutsak alamadm zgrl yok etmek iin kendime veya bakasna
kurban muamelesi yapyorum.'4
Birleme ak, tutku olduu takdirde, yine de dardan giren bir zarafet snadr;
kurt meyvede deildir.
Ama cinsel adan byle bir ak, hem arzu hem sayg olduundan ve edep gerek
tirdiinden, zorbaln tuzaklarna kaplmam olur. S. de Beauvoir bunu ok gzel ta
nmlamtr: "Erkek ve kadn erotizmi arasndaki bakmszlk, cinsler aras kavga var ol
duu srece, zmlenmez sorunlar yaratmaktadr. Kadn, erkekte arzunun yan sra
saygy da hissederse, zgrlne sayg duyarak cinsiyetine gz diktiini anlarsa, nesneletii an gerekli olduunu, rzas ile baedii an zgr olduunu bilir. O zaman sev
gililerden her biri, kendine gre ortak bir zevk tadar; zevk, her sevgili tarafndan kendi
zevki olarak tadlrken, kaynan da dierinde bulur. Almak ve vermek szckleri, du
rumlarm takas etmekte, sevin minnete, zevk efkate dnmektedir. Benim ve Dieri
nin en keskin bilincinde, Benim ve Dierinin karlkl olarak tannmas en somut ve en
cinsel biimde yerine gelmektedir. (kinci Cins)
Ancak, daha az dolaysz ve daha az gsterili olmak iin tutkusal eilim, ak da
tehdit etmektedir. ki biimde: ift (yalnz biz ikimiz diyerek) daha byk bir bencillikle
iine kapanabilir ve organlar katlmay kmseyerek toptan duygusal kaynama vertigosuna yenilebilir. Birinci halde, karlkl tapnma topluluu, ift blnerek (Villiers de
Adams'n Cinayette Ak) bakasnn -ocuk olsun, akraba olsun- varln reddeder. O
3) Martin du Gard, Les Thibault adl yaptnda, Judith'i, sevdii Antoine'nm kollarndan alp, onu byleyen ve korkutan Hirsch'in
kollarna atan kark tutkuyu tanmlamaktadr.
4) Edebi yazlar olsalar da olaylarla da kantlanm Tehlikeli likiler'de)d u lk: "Ah, teslim olsun ama savasn; yenme gc ol
masa bile direnme gc olsun; zaaf duygusunun tadn karsn ve yenilgisini itiraf etmek zorunda kalsn. Brakalm kaak avc,
yakalad geyii ldrsn; gerek avc onu zorlamal..." Ya da: "Benim tasarm, benim iin yapaca tm fedakrlklarn deerini
ve bykln hissetmesidir; pimanln onu izleyemeyecek kadar hzla onu srklememesidir; iffetini ar ar ldrmektir;
onu durmadan b u hazin durumla kar karya brakmaktr."

228

C o g t o , B a h a r '95

Tutku-Ak

zaman, sonu can sknts olacak bir iddetli coku ve znt ritmi balar. Mistik ak bile
bu tehlikelerin dnda deildir; eylemle birletii an dinsel durumu reddederek, kendi
i dnyasna kapanabilir.
Saint Jean de la Croix yle demi: Mistikin, dncenin eyleme gemesi, bakalar
nn hizmetine gemesi gerektiini unuttuu bir ruhsal ehvet, bir ruhsal pintilik, bir
ruhsal oburluk vardr. Oysa, Tanr ile babaa olan mistiklii tehdit eden duyarszlklar,
Tanr'mn sadece beeriyetin selameti iin alanlar desteklediini bildirmek iin var
drlar.
Ne var ki tam birleme mitosunun tehlikesi daha byktr. Byk bir prestiji var
dr ve ok kii iin akn ta kendisidir.
Rougemont'a gre: bu mitos nce edebiyata sonra da "saf mistik"in etkisiyle rf ve
detlere ozan iirlerindeki kutsal olmayan ak biiminde geer. Psikolojik bir geree
dnen mitos, dini olmayan bir biimde, Eflatuncu Eros ve dolays ile Orph'ye ait ku
ramlara zg mistik birleme arzusunu belirler. Eros, birleme ile "birey ile Tanrnn
kaynamasn" ister. "Biz tamamiyle Tanr'ya dnyoruz -U sta Eckhart byle yaz
yor- ekmek ayininde, ekmek nasl sa'nn bedenine dnyorsa, biz de ayn biimde
O'na dnyoruz. Bylece O'na dnyorum nk O beni kendi yapyor. Birleme,
benzeme deil. Yayan Tanr aracl ile, artk hibir ayrm sz konusu deil. "Yine
nl romann kahraman yle diyor: "Hayr, ne solde var ne de Tristan, bizi birbiri
mizden ayran hibir isim yok." Hegel de diyor ki: "Ak yaayan insann duygusudur,
akn birletirdii kiiler artk tek bir varlk olutururlar."
te tutku, bu noktada nemli yaznsal ve felsefesel gelimeler gstermitir. (Tris
tan, Phdre, Hernani, Vadideki Zambak, Dominique, Saten Ayakkab). Simgelerin ve
sembollerin yolu zerine dkl hatiplerin tutkusu haline gelmitir. Tam birleme,
zamann durduu, sevgililerin bedenlerinin utkuya ulat romantik gecedeki gibi, baz
ayrcalkl deneyimlerde grlse bile, yaam ayrlk olduu iin, bu dnyada olanaksz
dr ve acnn arndrc ileyi temsil ettii lmde gerekleecektir. Ak atetir, kordur,
hayranlktr, yaradr, cokudur. Btn tutkular burada olmayaca kadar engelleri, yal
nzl, giz ve lm dknln yceltir.
Rougemont, mitosun edebiyat iindeki yerini, Petrark'dan Wagner'e kadar incele
mitir. Alman edebiyatnda doruk noktasna ulamaktadr. Novalis yle yazmaktadr:
"Yce ak tutkusu hibir zaman yeryznde sonulanmaz." Acdan kanldnda, ar
tk sevmek istenmiyor demektir. Gizemli Eros, Geceye llahiler'e zifaf gecesinin ilelebet
srmesi iin yakarr.
Tam birlemedeki tutkucu niteliin birlemeyle ilgili gerek deneyiminin ayrlma
ya ve benliini bulmaya bal olmas, insanl hor grmesinden kaynaklanr. Zaten mi
tos ok yksekleri hedeflediinden, sezginin yceltilmesinde basit bir edebiyat paravan
olup kar. Tefrika romanlarnda, mistikten ve yksek edebiyattan gelen kinci Napolyon dnemindeki burjuva tiyatro, Birinci Dnya Sava sonras filmlerin st rtl an
lamlarn kaybederek yava yava treleri benimsemitir. Aranlan tam birleme, artk
beeri dnyadaki ayrln tesinde deil ama sezgilere dntedir. Bylece kadn, er
kek vicdannn kaynat ideal varlk deil, erkein sahiplenme duygusunu tatmin
eden diidir. nsanln reddediliinde banazlk ve saldrganlk drts ideal site d
ile hep uyumlu olmutur. Bu siteye ayn dnce ile giden sakinleri birbirlerine nfuz
edecekler ve mutluluklarn yanstacaklardr. (J. de Maistre) Mkemmel site kuramclar
kendi alarnn insanlarnn pekl cellatlar da olabilmektedirler.

C o g t o , B a h a r '9 5

229

ferome-Antoine Rcrny

T u t k u -A k in S o n u l a r i
Yaps bakmndan baarszla mahkm olan tutku-ak, hayale snmad sre
ce devam edemez. Tutku-ak, youn olduu oranda ksa srelidir. Zaten kskanln ve
nefretin etkisindedir. Kskanlk, doal olarak kleletirici ak izleyerek ikinci bir tut
kuya dnr.
Kskanlk, aka yabanc etmenlere bal olabilir. Othello'nun kskanl, yenmee
alt aalk kompleksinden kaynaklanr. Bazan kskanlk, kendini daha fazla sev
dii iin zdeletii sevgili aracl ile savunmasz olarak bakasna teslim edilme kor
kusundan domaktadr. Son olarak, gizli bir sadakatsizlie tank olabilir ve bu takdirde
kskanlk konusu rakiptir ve bylece gizli bir ecinsellii aa karmaktadr.
Ama aka bal kskanlk, madur edilmi sahibin fkesidir. Tanr'mn yalnz ken
disi iin istendii mistik aka bile szabilir. Bu da belirttiimiz zorlanma ve ac ekme
eiliminden kaynaklanabilir.
Kskanlk bazan nefreti dourur: sevdiim kiiyi ve gerek olsun hayali olsun,
sadakatsizlikleri, onda sahiplenmek isteyeceim ynlerini daha fazla grmeme yol a
t iin daha ok sevdiim kii elimden katnda, onu kimsenin sevmemesi ve benim
sevmeye devam etmem iin hem yok etmek, hem muhafaza etmek, hem alaltmak is
tiyorum.
Kleletirici ak kolaylkla, sevilenin hor grlmesine yol aar nk ona sahip
olunduu iin, stnlk duygusu egemendir. Sahiplenilme istei, byk bir alakla
yol aar. Nietzsche yle diyor: "Seven kendini olduu gibi verir, sevdiinin baka sev
gilileri olmasn kabul edecektir, alak olacak, alaklnn zevkini tadacaktr."
Tutku-ak intihara ve cinayete de yol aabilir. ldrme istei, elinden karma kor
kusundan ve yok etme ile sahip olma arasndaki derin benzerlikten kaynaklanr.
Akn tuhaf buluu udur: Her byk ak, bu ak deiim gnah oyunundan
uzak tutmak iin, bu aka konu olan nesneyi yok etme dncesini dourur.
Sonunda, ak ld zaman, yerini nefret alabilir; kaybolan ak, eski sevgilileri
akn ve intikam duygular iinde brakmaktadr.
Sahiplenme duygusu aktan sonra da yaayabilir... Artk yalnz kalm olan sev
gilinin utan verici acs, artk sevilmemekten deil, dierinin daha fazla sevilebileceini
bilmekten doar...
Yaamn srdrmek isteyen her insan, sevdii kiilerin ya ksrlamasn ya da l
mesini temenni eder. (Camus)
eviren: E.T..

230

C o g it o , B a h a r '9 5

H o n o r e d e B a l z a c 't a n
M a d a m d e B e r n y 'y e 0
Villeparisis, Mart (?) 1822
Mutsuzsunuz, biliyorum bunu, oysa ruhunuzda sizin bilmediiniz ve sizi hl ya
ama balayabilecek zenginlikler var.
Karma ktnzda, mutsuzluu yreinden kaynaklanan btn insanlardaki o
ekicilik vard stnzde. Ben ac ekenleri peinen severim, bylece melankoliniz be
nim iin byl bir gzellik, mutsuzluklarnz benim iin bir ekicilik haline geldi; ve
btn dncelerim, ruhunuzun holuklarn gsterdiiniz andan balayarak bendeki
sizinle ilgili tatl anlara balanverdi elimde olmadan.
Size yazsam m, yazmasam m, ite ayrldm zamandan beri dncelerimin tek
deimez sorunu, btn derin dncelerimin konusu buydu; size eer uzun sredir si
zi gzle grmediimi sylersem, genellikle kendini beenmilik duygularyla dopdolu
gen bir ruhun, bir tutkuyu, umudun hzineleriyle gzelletirmeye almak yerine, tasarlayabildiine, koruyabildiine ve besleyebildiine arp kalrsnz. Ama ben byleyim ite ve her zaman da byle kalacam; ar derecede ekingen, taknla varan de
recede ak ve seviyorum demeye cret edemeyecek kadar bkir. Bu bekret iine, bu
utanma iine, red edilmeme yol aan btn korku ve utangalk da girmektedir elbette.
Bu yzden de, hi bama byle bir ey gelmedi, nk hibir zaman kendimi byle bir
tehlikeye atmadm; ama bugn ilk kez hissettiklerimi dile getirme tehlikesini gze alyo
rum. Evet Madam, cret ediyorum buna, ama bunu yaparken de bu mektubun btn
* Honore de Balzac'n ilk akna, asl ad Laure Hinner olan 1821'de tant ve kendisinden 22 ya byk olan madam de Bemy'ye
yazd mektuplar yanmtr; ama aratrmaclarn uzun abalar sonucu msveddelerden hareketle birka mektup yeniden oluturulabilmitir.
Biz burada Balzac'n "la Dilecta" d iy e a d la n d rd M adam de Berny'ye gndermi olduu bir mektuba yer veriyoruz. (Bkz. JeanClaude Carrtere'in hazrlad Lettres d Am our, Paris, J'ai lu, 1962, s. 471-506.)
Balzac'n ileride evlenecei Madam H anska'ya (Yabanc Kadn'a) yazd m ektuplar iinse bkz. Mehmet Rifat'm hazrlad Balzac
Kitab, stanbul, Yap Kredi Yaynlar, 1994, s. 327-344. (.N.)

C o g to , B a h a r '9 5

231

Honor de Balzac

sonularn hesaplamak iin, aklmn kendine ayrm olduu en son blgeye ekilmeyi
de ihmal etmiyorum.
Siz bu mektubu okurken, tabii eer okursanz, aklnzdan geecek olan en kk
dnceyi bilmediimi sanmayn sakm.C..)
Bylece Madam bilin ki bu mektup kesinlikle bir oyun deildir, bu sizinle ayn du
rumda olan gen bir ruhun ak ifadesidir. (...)
zgnsnz ve ounlukla yalnzlk iindesiniz, bu mektubun sizi bir an iin e
lendireceini dnyorum, sizin yerinizde ben olsaydm bu mektuplamada orijinal
bir eyler bulurdum. (...)
Ama ben her eyi hesapladm demitim size, nk eer bana bir yant verme ltfunda bulunursanz, bunun belki de beni tanmaya almanz ve benimle alay etmeniz,
son olarak da bir yolcuyu karanlkta bir an umutlandran, ardndan da onu bir uuru
mun dibine yuvarlayan o hafif parltlar taklit etmeniz iin bir tuzak olabileceini aln
gan karakterim bana oktan telkin etmiti bile.
Yok hayr, bundan korkmama hi gerek yok, nk siz bana yant vermeyeceksi
niz. Binlerce neden var bunda sizi alkoyacak. (...) Ne olursa olsun ben sizi byk zevkle
dnmekten hi bkmayacam. Dnn ki Madam sizden uzakta biri var; ruhu hay
ran olunacak bir ayrcalkla mesafeleri aan, gklerde ideal bir yolu izleyen ve yannz
dan hi ayrlmamak iin sarholukla size koan, yaamnza, duygularnza tank olmak
tan holanan birinin (...), sizin bir dosttan, bir abladan daha tede olduunuz, neredeyse
bir anne olduunuz bir insann bulunduunu dnn, btn bunlardan da tede siz
benim iin bir tanrasnz (...), siz benim iin gerek bir koruyucusunuz hi farknda ol
madan. (...) Her ne olursa olsun sizi her zaman seveceim.
Sizden ne ak bekliyorum, ne aknlk, ne alay, ne kmseme (...), ama ben her
zaman btn kadnlarn yreinde efkat ve dostluk snrlarnda bulunan bir duygunun
var olduundan kukulanmmdr. (...)
Hoakaln Madam, buraya, mektuplar bitiren sradan szler yerine, bu yere, ben
ruhumu koyuyorum btnyle, lekesiz bir ruh, kusursuz bir ruh, kabul edilebilecek en
saf armaanlardan biri olarak size sunmaya cret ettiim bir ruh. Hoakaln.
Franszca'dan eviren: S.R.

232

C o g to , B a h a r '9 5

V o l t a ir e ' d e n M e k t u p l a r
Kasm 1713
Sevgili akm, Bay de M...ile birlikte yedi sekiz gn iinde greve gidebileceimi
rendim; ama ayn zamanda sizin bulunduunuz kentte kalma zevkinin bana gzya
larna mal olacan da! Hareket gnne kadar hibir yere kmamam ya da hemen git
mem gerektiini bana zorla kabul ettirdiler. Akam sizi grmeye gelmek, size ihanet et
mek olur. Size daha iyi hizmet etmek iin yannzda olmak mutluluundan kesinlikle
yoksun kalmam gerekiyor. Ama yine de siz eer mutsuzluklarmz elenceye evirmek
isterseniz, bu yalnzca size kalm bir ey. Lisbeth'i saat sularnda gnderin; iinde er
kek giysileri bulunan bir paket vereceim ona sizin iin. Onun evinde hazrlanrsnz.
Eer, sizi taparcasna seven zavall bir tutsa grmek isteyecek kadar incelik gsterirse
niz, akama doru otele gelmek zahmetinde bulunursunuz. Sizin kleniz olma mutlulu
u bana ...'de tutsak olduumu unutturacaktr. Ama alkanlklarm bildikleri, dolay
syla da sizi tanyabilecekleri iin, stnzdeki jstokor'u** ve yznz rtecek bir pe
lerin gndereceim size.

(*) Franois M arie-Arouet ya da y azm ve dnce alannda tannd adyla Voltaire 1713'te henz ondokuz yandayken elilik ata
esi olarak gittii H ollanda'da Pimpette adyla bilinen Olympe Dunoyer'ye k oldu ve ona pusulular gnderdi. N e var ki kzn
annesi olanlar rendi; doruca Fransz eliliine gitti; Fransz elisi de henz Franois-Marie Arouet olarak tannan Voltaire'i,
kentten ayrlncaya kadar odasna hapsetmeye karar verdi. Ancak iki sevgili yine de gizlice bulumay baardlar. Gen adam
sevgilisine srekli olarak dzyaz ve r karm m ektuplar yazd.
Voltaire Fransa'ya dndkten sonra bu ilk akn ksa srede unuttu. Hareketli bir yaam iine dald, pek ok kadn tand ve sev
di; bu kadnlar arasnda ad en belirgin olanlardan biri Chtelet Markizi br de kendi yeeni krk iki yandaki dul M adam Denis'dir. Altm yama gelmi Voltaire'in skntl gnlerinde kendisine destek olan Madam Denis'ye yazd mektuplardan en
nemlileri 1753-1754 yllar arasna rastlar.
Biz burada Voltaire'in Olympe Dunoyer'ye yazd iki mektup ile Madam Denis'ye yazd bir mektuba yer verdik. (Bkz. JeanClaude Carrire'in hazrlad Lettres d'Am our, Paris, J'ai lu, 1962, s. 210-222.) (.N.)
(**) Jstokor (Franszca justaucorps): zellikle XVII. ve XVIII. yy'larda hem kadnlarn hem de erkeklerin giyebildii, beli sk, etekleri
dizlere kadar inen uzun kollu bir tr giysi. (.N.)

C o g t o , B a h a r '9 5

233

Voltaire

Kasm 1713
Bilmem, size Bay m demeliyim yoksa Kkhanm m? Kornet'li(*) olduunuzda
ok gzelsiniz, ama inan olsun, sevimli bir svarisiniz de, size k olmayan bizim kap
c bile, ok ho bir delikanl sanm sizi. lk geliinizde ok iyi karlayacak. Ama yine de
yznzdeki ifade sevimli olduu kadar rknt de, delikanlln gereklerini yerine
getirmek iin yolda kl falan ekmediniz korkarm. Ne de olsa, delikanl olsanz bile,
bir kz gibi uslusunuzdur siz.
Sonunda, grdm sizi, sevdiim o ho eyi
Svari klnda o gn,
Vens'n ta kendisini grdm sanki
Akn grnm altnda.
Ak ve siz, ayn yatasnz,
Annesi bile o kadar gzel deil;
Ama bu ifte stnle karn,
Hemen anlayverdim gerei.
Olympe ok uslusunuz siz
Bir tanra olamayacak kadar.
Hoakalm sevgili akm; sevin beni her zaman,
ve yaamm sizin iin tehlikeye atmayacama inanmayn sakn.
Arouet

Senones'da, Lorraine, 12 Haziran


Sevgili ocuum, sizin beni dnyaya, ya da daha dorusu size (nk dnya umu
rumda bile deil benim) kavuturmanz beklerken ben Benedikten oldum. ok byk
bir kitaplkta tarih ile ilgileniyorum. Keiler bana kendilerinden istediim sayfalar, sa
trlar, alntlar aryorlar. (...) Manastrmda sizden haber bekliyorum. te u anda size
her zamankinden daha ok hayr duas verecek durumdaym, ama eer sizi bir an nce
grmezsem lanetli biri gibi davranacam.
O'nun "Hereyi satp savn ve beni izleyin" dedii gibi ben de size, benimle birlikte
filozof olun diyeceim. (...)
Sevgi zorlanrsa, bu zorlama insan abuk bktrr; ve gzel bir iin zaferi, sonunda
dourduu tiksintiye boyun emek durumunda kalr. Ama felsefe sevgiyle birleirse,
bu ift temel, ruha destek olur ve onun i kntsne uramasn engeller. Sevmeyi ve
bir eylerle oyalanmay bilen kii hereyin stndedir. Her iki cinsten filozoflarn, dn
yann geiciliklerini, nyarglarn zrvalklarm, bo inanlarn samalklarn yadsdk
tan, sevgi ve huzur and itikten sonra kabul edilecekleri manastrlarn hayal edilmi ol
mamasna zgnm dorusu. Hoakal benim sevgili Heloise'im, Abelard, Lorraine'de
Ravon yaknndaki Senones manastrnda sizden haberler beklemekte. Ravon postanesi,
Colmar postanesi kadar dzenli almyor; ama neyse, sizden bir mektup alrm ve ken
dimi grlerinize, duygularnza gre ayarlarm. Hoakalm. Sizi yrekten ballkla
kucaklyorum.
KE V.
Franszca'dan eviren: S.R.
(*) Kornet (Franszca com ette): Eskiden kadnlarn kullandklar bir tr balk. (.N.)

234

C o g to , B a h a r '9 5

D id e r o t ' d a n M e k t u p l a r 0
Paris 7 Haziran 1759
Merhaba sevgilim. Dn sizi hi grmedim. Dostlarna bazen ok garip davranan
Baron akam yemeinde evinde deildi. Palais-Royal'e gittim ve dostumuzun kapcs
na benim iin gelecek bir mektup olursa onu almasn tembih ettim. Akam oraya ura
dm, mektup falan yoktu. Akama doru da sizi gremezsem bugn de yine sizi grme
mi olacam. Hava eer ok frtnal, ok yamurlu, kapkara olsayd bir faytona atlar
gelirdim. Byle bir hava olabilir mi acaba! Sevgilimi grebilecek miyim acaba! Syler
misiniz bana neden ben sizi gnden gne daha sevimli buluyorum. Ya siz benden nite
liklerinizin bir blmn gizliyordunuz, ya da ben onlar farketmiyordum. Evvelki gn
birlikte geirdiimiz ksack sre boyunca stmde braktnz etkiyi size anlatmay be
ceremeyeceim. Akas sanrm siz beni daha ok seviyorsunuz. te u anda Baron'dan aldm pusula ve dn Madam Le Gendre iin alm olduum mektup. Kendisi
ne sayglarm iletin. Siz de Sophie'ciim, benim ne isem o olduuma her zaman inann.

Paris 10 Haziran 1759


Grmeden yazyorum. Geldim. Elinizi pp geri dnmek istiyordum. Eer size, si
zi ne kadar sevdiimi gsterdiysem bu dl almadan dnerim. Saat dokuz. Sizi sevdi
imi yazyorum size, en azndan size bunu yazmak istiyorum, ama bilmem, kalemim
benim bu arzuma katlr m? Bir gelseniz de size bunu syleyip savuuversem, yoksa hi
gelmeyecek misiniz? Hoakalm, Sophie'ciim, iyi akamlar. Demek ki yreiniz size
(*) Fransz yazar ve filozofu Deni Diderot krk iki yandayken, iyi renim grm, felsefe sorunlaryla ilgili otuz dokuz yanda
bir kadn olan Sophie Volland'a rastlad. Kt bir evlilik yapm, almalar ve m al skntlar iinde boulmakta olan, Enycydopedie'nin kurucusu, Sophie Volland'da hem bir sevgili hem de ideal bir mektup arkada buldu.
Yazarn miraslar onun mektuplarndan byk bir blmn yok etmi olduklar iin, bu uzun srm tutkunun (yaklak otuz
yl) balangcn yanstan ancak birka mektup bugne kadar gelebilmitir. zellikle son alt yla ait mektuplar da kaybolmutur.
Biz burada Diderot'nun, Sophie Volland'a 1759'da yazm olduu alt m ektuba yer verdik. (Bkz. Jean-Claude Carri^re'in hazrla
d Lettres d'A m our, J'a i lu, 1962, s. 223-234.) (.N.)

C o g t o , B a h a r '9 5

235

Diderot

hi benim burada olduumu sylemiyor, yle mi? te bakn ilk kez karanlkta yazyo- 1
ram. Bu durumun bana tatl eyler esinlemesi gerekir. Oysa ben yalnz bir tek ey hisse- ;
diyorum, o da buradan kamayacak olmam. Sizi bir an iin grme umudu alkoyuyor
beni, ve sizinle konumaya devam ediyorum, harfleri yazp yazmadm bilmiyorum.
Hibir ey olmayan her yerde, sizi sevdiimi okuyun.

Paris 15 Temmuz 1759

Bugn naslsnz? yi uyudunuz mu? Bazen benim gibi siz de kollarnz ak uyur
musunuz? Baklarnz ne kadar da yumuakt dn! Bir sredir nasl da byleler! Ah!
Sophie siz beni yeterince sevmiyordunuz, eer bugn beni daha ok sevseydiniz... G
naydn, tatl sevgilim. pyorum sizi. Oh! Sizi ok ok pyorum, doru deil mi? Ve
her zaman ayn zevki alyorum...her zaman.

Paris 23 Temmuz 1759


Size iki sz sylemeden buradan bir yere kprdamayacam. Evet sevgilim, demek
ki bana ok gveniyorsunuz, yle mi? Mutluluunuz, yaamnz demek ki benim seve
cenliimin sresine bal! Hi kayglanmayn Sophie'ciim. Bu sevgi srecek ve siz ya
ayacaksnz, mutlu yaayacaksnz. Henz hi su ilemedim ben, ilemeye de balama
yacam; ben sizin iin hereyim, siz de benim iin hereysiniz; kaderin cannn isteyip
bize gnderecei skntlara birlikte katlanacaz. Siz benimkileri hafifleteceksiniz, ben
de sizinkileri. Sizi her zaman, u birka aydr olduu gibi grebilecek miyim! Bana gre
benim ilk gnk gibi olduumu kabul etmek zorunda kalacaksnz: Bu bende bulunan
bir yetenek deil de size tandm bir hak. Gerek niteliklerin etkisi, kendini gnden
gne daha ok hissettirmektir. (...) ok sevimli olduunuz doru deil mi Sophie'ciim?
Ruhunuzun derinliklerine bir bakn. Kendinizi iyi grn, grn bakn sevilmeye ne ka
dar layksnz, ve sizi ne kadar sevdiimi grn. Benim duygularmn deimez ls
de ite burada yatyor.
yi akamlar Sophie'ciim, bir erkein hissedebilecei en tatl ve en saf neeyle
dopdolu olarak gidiyorum. Seviliyorum hem de kadnlarn en saygdeeri tarafndan.
Onun ayaklarna kapanmm; benim yerim buras ve onlar pyorum.

Paris 10 Ekim 1759


Dostumun evindeyim ve sevdiim kadna yazyorum. Ey siz, sevgili kadn, siz na
sl da benim mutluluumu oluturuyorsunuz grdnz m? Size hangi balarla ba
landm grdnz m sonunda? Duygularmn yaamm kadar uzun srmeyecein
den kukulanyor musunuz? Konuklarmz arasna ktm zaman bende uyandrd
nz sevgiyle dopdoluydum; gzlerimin iinde parldyordu bu sevgi; konumam cotu
ruyordu; hareketlerime sahip kyordu; her eyde kendini gsteriyordu. Konuklara tu
haf, gizemli bir esin altnda kalm, olaanst biri gibi grnyordum. Grimm bana
bakmaktan bkmyor, beni dinlemekten usanmyordu; arp kalmt hepsi de; ben bile
size anlatamayacam bir sevin duyuyordum iimde. Bu sanki ruhumun derinliklerin

236

C o g t o , B a h a r '9 5

Diderot'dan Mektuplar

de yanan bir ateti, gsm tututurmutu, onlarn da stne yaylyor, onlar da yak
yordu. Odak noktasn benim oluturduum coku dolu bir gece geirdik. Bylesine ho
bir durumdan ayrlrken insan zlmeden edemiyor. Ne var ki, gerekliydi bu; randevu
.saatim beni bekliyordu: Kalkp ben de oraya gittim. D'Alembert'le bir melek gibi konu
tum. Bu konumay size Grandval'de aktarrm. Sizin bulunmadnz Argenson yolun
dan kta Montami'nin evine gittim, benden ayrlrken: "Ah! Sevgili msy, beni ne
kadar da sevindirdiniz" demekten kendini alamad. Ben de, coturduum souk adama
alak sesle u yant verdim: "Ben deil, asl o (kadn) iimde hareket eden, asl o (kadn)
idi." Saat sekizde ondan ayrldm... Hoakaln Sophie'ciim, hoakaln sevgili kadn!
Sizi yeniden grmek arzusuyla yanp tutuuyorum. Yarn saat dokuzda Baron'da olaca
m. Ah! Bir senin yannda olabilseydim, seni daha ne kadar da severdim! Tutkudan ve
arzudan lyorum. Hoakal, hoakal.

30 Ekim 1759
Uluslarn btn bilgeliini grdm de sevgilimin bende uyandrd o tatl lgnl
a demez diye dndm. Yce szlerini duydum da onlarn bana vermedii bir he
yecan, sevgilimin azndan kan bir tek sz ruhuma getirir diye dndm. Bana er
demi betimliyorlard, imgeleri de beni coturuyordu; ama ben, yine sevgilimi grmeyi
yelerdim; ona sessizce bakmay ve eliyle silecei ya da dudaklaryla toplayaca bir
damla gzya dkmeyi yelerdim. Bana ehveti ve onun sarholuunu, geici ve aldat
c olduu iin ktlemeye alyorlard; bense bu ehveti sevgilimin kollar arasnda
bulmaya can atyordum nk ancak o istedii zaman bu ehvet yenilenir orada ve
onun sevgisi drsttr, okamalar da gerektir. Bana yalanacaksn diyorlard; ben de
iimden onun yllar benimkilerle birlikte geecek diye yant veriyordum. kiniz de le
ceksiniz diyorlard; ben de sevgilim benden nce lrse ona alarm ve ona alarken de
mutlu olurum diye ekliyordum. O bugn, benim mutluluumu oluturuyor; yarn da
mutluluumu oluturacak, br gn de, ve her zaman; nk hi deimeyecek o, n
k tanrlar iyi huylu, drstl, duyarll, akyreklilii, erdemi, hi deimeyen
gereklii vermiler ona. Ve ben de filozoflarn sert tlerine kulaklarm kapadm; iyi
de yaptm, deil mi Sophie'ciim?
Franszca'dan eviren: S.R.

C o g t o , B a h a r '9 5

237

N a p o l e o n B o n a p a r t e 't a n
Jo s e p h in e 'e 0
Paris, 28 Ekim 1795
Seninle dopdolu olarak uyanyorum. Yzn ve dn akamn o insan sarho eden
ans duyularm bir an bile rahat brakmad. Tatl ve esiz Josphine, kalbimde ne garip
etki yaratyorsunuz siz! Kzyor musunuz? zgn msnz? Kaygl msnz? Ruhum
zntden yorgun dt ve dostunuz iin artk huzur diye bir ey yok...Ama bana ege
men olan o derin duyguya kendimi teslim ederek dudaklarnzdan, kalbinizden beni ka
vuran bir alevi ekip aldmda benim iin daha da fazlas sz konusu demek ki. Ah!
Yznzn siz olmadn asl bu gece iyice fark ettim. lende gidiyorsun, saat son
ra greceim seni. Beklerken, mio dlce arnor (benim tatl sevgilim), bir milyon pc
kabul et; ama sen bana pck verme sakn, nk kanm kavuruyor pcklerin.
N.B.

Nice, 10 germinaK**), yl IV (30 Mart 1794)


Seni sevmeden bir tek gn bile geirmedim, bir tek gecem bile gemedi seni kolla
rmla sarmadan; yaammn ruhundan beni uzak tutan zafer ve tutkuya lanet etmeden
bir tek fincan ay bile imedim. lerin arasnda, ordularn banda, sava alanlarn aar
ken benim taplas Josphine'im hep kalbimde tek bana oturuyor, zihnimi megul edi
yor, dncemi alp gtryor. Senden, Rhne'un sel sular kadar hzla ayrlmamn ne(*) Fransa imparatoru N apolon Bonaparte (Napolyon Bonapart) yirmi yedi yandayken birka aylk tutkulu iliki sonucu 1796'da
kendisinden drt ya b y k olan Josphine de B eau h arn ais ile evlenm itir. Biz burada N apolon'un evlenm ed en nce
Josphine'e gnderdii mektuplardan biri ile evlendikten sonra sava alanlarndan karsna yazd ve sevgisini, kukularn
dile getiren birka mektubuna yer verdik. (Bkz. Jean-Claude Carrire'in hazrlad Lettres d.'Am our, Paris, J'ai lu, 1962, s. 314334.) (.N.)
(**) Germinal: Fransz Devrim takviminin yedinci ay; 21 ya da 22 M art'tan 18 ya da 19 N isan'a kadar srer. (.N.)

238

C o g t o , B a h a r '9 5

Napolon Bonaparte'tan Josphine'e

dni seni daha abuk yeniden grmektir. Eer gece yars almak iin kalkyorsam, bu
nu, benim tatl sevgilimin geliini belki birka gn ne alr diye yapyorum ama bunun
la birlikte sen 23-26 ventse(*) tarihli mektubunda bana "siz" diyorsun. ensin "siz"!
Ah! Kt kz, nasl yazabildin bu mektubu sen? Ne kadar da souk! Sonra 23'nden
26'sna drt gn var arada: Kocana yazmadna gre ne yaptn o zaman?... Ah! sevgi
lim, bu "siz" ve bu drt gn yok mu, benim o eski aldrmazlm aratyorlar bana. Kim
neden olduysa buna, vay haline! (...)
Siz! Siz! Ah! On be gn iinde neler olacak?... Ruhum zgn: Yreim kle olmu,
ve hayalgcm beni korkutmakta. Beni az seviyorsun, (...) Bir gn gelecek artk beni hi
sevmeyeceksin; syle bunu bana; hi deilse acy hak etmeyi baarrm... Sevdiim, e
kindiim, iimde beni Doa'ya aran tatl duygular, yldrm kadar ateli azgm hare
ketler uyandran, yaammn kadn, acs, mutluluu, umudu ve ruhu, hoakal. Sen
den ne sonsuz ak istiyorum, ne de ballk, ama yalnzca gerek, snrsz akyreklilik
istiyorum senden. "Seni daha az seviyorum" diyecein gn, akmn ya da yaammn
son gn olacak. Eer kalbim sonsuza dek sevmeyecek kadar aalk olsayd, dilerim
le paralardm onu. Josphine, Josphine! Sana ara sra sylediim eyi anmsasana; Do
a benim ruhumu gl ve kararl yaratm. Seni de dantel ve tlden yaratm. Sevmi
yor musun, beni artk? (...) Tmyle seninle megul olan kalbimin beni mutsuz eden
kayglar var... Hoakal! (...)
BONAPARTE
Hmi: (...) Askerlerimin kendini gstermeyen bir gvenleri var bana kar; yalnz
sen zyorsun beni; yalnz sen, yaammn zevki ve acs! ocuklarna da bir pck,
sz etmiyorsun onlardan. Oysa mektuplarnn yar yarya uzamasna neden olurdu bu
(...)

Dalbengo, 5 Nisan 1796


Saat gecenin l'i. Bir mektup getiriyorlar bana. Hzn dolu. Ruhum etkilendi bun
dan. Chauvet lm. (...) Sevgilim, teselli edilmeye ihtiyacm var. (...)
Gelecek nedir? Gemi nedir? Biz neyiz? Hangi byl ve akc ey bizi evrele
mekte ve bizim iin renilmesi en nemli eyleri bizden gizlemekte? Byl bir lemin
ortasndayz, gelip geiyoruz, yayoruz, lyoruz. Mneccimlerin, arlatanlarn dn
celerimizi alp gtrmek ve onlar kendi tutkularna gre ynetmek iin bu eilimden,
bu tuhaf durumdan yararlanm olmalar artc mdr, dersin?
Chauvet ld. Bana balyd o. (...) Glgesini gryorum. Dairede dolayor. Islk
alyor. Ruhu bulutlarda. (...)
Varlmn ruhu, yaz bana, gelen her postadan mektubun ksn. Baka trl yaa
yamam yoksa. Burada megulum. (...)
Hoakal, hoakal, hoakal. Uyuyacam, nk uyku beni teselli ediyor. Seni ya
nma getiriyor, ben de kollarmn arasna alyorum. Ama uyanmca, ne yazk ki, senden
uzakta buluyorum kendimi zntyle. (...)
BONAPARTE
(*) Ventse: Fransz Devrim takviminin altnc ay; 19 ubat'tan 20 M art'a kadar srer. (.N.)

C o g t o , B a h a r '9 5

239

Napoleon Bonaparte

Lodi, 13 Mays 1796


Demek doru hamile olduun. Murat yazm bunu bana. Ama bu durumun seni
hasta ettiini sylyor ve bu kadar uzun bir yolculuu gze alman ihtiyatl bir davran
olarak grmyor. Demek ki seni kollarmla sarma mutluluundan yine mahrum kalaca
m.! Demek yine btn sevdiim eylerden aylarca uzak kalacam!
ok deitiini yazyorsun bana. Mektubun ksack, hznl ve titrek bir yazyla
kaleme alnm. Neyin var senin canm sevgilim? Ne kayglandrabilir ki seni? Ah! Ky
de kalma sakn. Kentte ol. Elenmeye al. Ruhum iin, senin keyifsiz ve zntl ol
duunu dnmekten daha gerek aclar bulunmadna inan. Kskan olduumu san
yordum, ama yemin ederim byle bir ey sz konusu deil. Senin zntl olduunu
bilmektense, sanrm ben kendi elimle sana bir sevgili bulurdum.
Neelen, memnun ol ve benim mutluluumun seninkine bal olduunu bil. Eer
Josphine mutlu deilse, eer ruhunu hzne, bezginlie terk ediyorsa, demek ki beni
sevmiyor. ok yaknda, seni benim kadar sevecek baka bir varla yaam vereceksin.
(...) ocuklarn ve ben, sana hizmet edeceimize, seni seveceimize inandrmak iin s
rekli evrende dolap duracaz. Huysuzluk yapmayacaksn deil mi? Hum demek
yok... (...)
18 tarihli mektubun (...) beni ok zd. Yoksa mutlu deil misin sevgili Josphine'im? Mutluluunu glgeleyen bir ey mi var yoksa? Senin btn yaptklarn, btn
sylediklerini, grtn kiileri, giydiin elbiseleri ok ayrntl biimde renebil
mek iin Murat'y sabrszlkla bekliyorum. Benim taplas sevgilimi ilgilendiren her ey,
onu renmekte acele eden kalbim iin deerli.
Burada iler iyi gidiyor, ama kalbim, anlatlmas olanaksz bir kayg iinde. Sen
hastasn, benden uzaktasn. Neelen ve kendine ok iyi bak sen, sen, kalbimde btn
dnyadan daha ok deer verdiim sen. Yazk! Hasta olman dncesi ok zyor beni.
(...)

Milano, 8 Haziran 1796


Josphine, ayn 5'inde Paris'ten gidecektin. Ayn ll'in d e gidecektin. 12'sinde git
memisin...
Ruhum sevin bekleyii iindeydi. zntyle doldu. Postadan mektuplarn km
yor... Bana iki satrla yazdnda da slup hi de derin bir duyguyu yanstmyor. Sen be
ni hafif bir kapristen dolay sevdin. (...)
Bana yle geliyor ki sen seimini yaptn ve benim yerime koymak iin kime bavu
racan biliyorsun. Sana mutluluklar diliyorum, elbette vefaszlk mutlulua ulaabilir
se... hanet demiyorum...
Sen asla sevmedin beni...
Harekatlarm hzlandrmtm. Senin 13'nde Milano'da olacan hesaplyordum,
oysa sen hl Paris'tesin. Ruhumun iine yeniden giriyorum. Bana yakmayan bir duy
guyu gizliyorum. Ve eer zafer, benim mutluluum iin yeterli olmuyorsa, o zaman
lmszln lm esini salyor...
Benim mutsuzluum seni az tanm olmak. Seninki de beni, evrendeki erkekler
den biri olarak yarglam olmak. Kalbim hibir zaman sradan bir ey hissetmedi be
nim... Aktan korumutu kendini. Snrsz bir tutku, onu alaltan bir sarholuk uyandr-

24O

C o g t o , B a h a r '9 5

Napolon Bonaparte'tan Josphine'e

dm sen onda. Senin dncen btn Doa'nmkinden daha nce yer almt benim ru
humda. Senin kaprisin kutsal bir yasayd benim iin.
Gzelsin, ekicisin. Tatl ve olaanst nitelikli ruhun yznden okunuyor. ende
ki hereyi taparcasna seviyordum ben. Daha saf, daha gen olsaydn seni daha az sev
mi olurdum.
Yaptn yanllarn ve evliliimizden on be gn nceki o zc sahnenin ansna
kadar her ey houma gidiyordu. Benim iin erdem senin yaptn eylerdi. Onur senin
holandn eydi. Srf senin houna gittii ve izzetinefsini okad iin ekicilii vard
kalbimde zaferin. Portren her zaman kalbimin stndeydi. Onu grmeden ve pckle
re bomadan bir tek dnce gemiyordu kafamdan. Oysa sen, benim portremi brak
tn, alt ay boyunca da geri almadn. Hibir ey kamad gzmden. Eer bu ii srdrseydim seven yalnz ben olurdum. Ama ite btn roller arasnda da benimseyemeyeceim tek rol bu benim.
Josphine, sen daha az tuhaf bir adam mutlu klabilirdin, beni ise mutsuz kldn.
Haberin olsun. Ruhumun baland srada, seninki de her an snrsz bir imparatorluu
kazand ve btn duyularm denetim altna alp kleletirdii srada hissettim ben
bunu.
Zalim kadn!!! Neden bana hissetmediin bir duyguyu umut ettirdin ki? Ama si
tem etmek yakmaz bana. Hibir zaman mutlulua inanmadm ben.
lm her gn evremde uuup duruyor... Yaam bu kadar grlt karmaya de
er mi dersin!...
Elveda Josphine, Paris'te kal, artk bir daha yazma bana ve en azndan snama
sayg gster. Binlerce haner kalbimi paralyor. Sen de onlar daha fazla derine batrma.
Elveda, mutluluum, yaamm, yeryznde benim iin var olmu olan her ey.
BONAPARTE

Modena, 17 Ekim 1796


Evvelki gn, manevradaydm, gn boyu. Dn yataktan kmadm. Ate ve iddetli
bir ba ars; canm sevgilime yazmam engelledi ite btn bunlar. Ama onun mektup
larn aldm. Onlar gsme, dudaklarma bastrdm ve yokluun acs, yz millik
uzaklk ortadan siliniverdi. O anda seni yanmda grdm, kaprisli ve fkeli halinle de
il de tatl, yumuak halinle (...) Bir d bu (...)
Mektuplarn souk, tpk insann elli ya gibi. On be yllk evlilie benziyorlar.
Dostluk var ve bir de yaamn o k mevsimindeki duygular var. Ah! Josphine!... ok
kat yrekli, ok kt, ok hainsiniz. Daha elinizde ne kald ki beni iyice acnacak duru
ma drmek iin? Beni sevmemek mi? Eh! Zaten bunu yaptnz! Benden holanmamak
m? Eh, bunu da ben dilerim. Herey kk drr insan, tiksinme dnda (...)
Binlerce, binlerce pck, sevecenlik dolu, tpk kalbim gibi.
Biraz daha iyiceyim. Yarn hareket ediyorum. ngilizler Akdeniz'i boaltyorlar.
Korsika bizim artk: Fransa ve ordu iin bu iyi bir haber.

C o g it o , B a h a r '9 5

241

Napoleon Bonaparte

Verona, 19 Kasm 1796


Canm Josphine'im , nihayet, yeniden douyorum ben. lm artk gzlerimin
nnden gitti, zafer ve onur da hl kalbimde. Dman Arcole'de ezdik. Yarn da, Rivoli'yi terkeden Vaubois'nn hatasn dzeltiriz. Mantova bir hafta iinde bizim olacak
ve bylece ben de ksa sre sonra kollarnn arasnda sana, kocann ateli akn binlerce
kez kantlayabileceim. Frsat bulur bulmaz Milano'ya geleceim. Biraz yorgunum im
di. (...)
Hoakal, canm Josphine'im. Beni sk sk dn. Eer u senin x'i (okunmayan bir
szck: yayncnn notu) sevmekten vazgeseydin ya da eer kalbin ona kar soumu
olsayd, ok berbat, ok adaletsiz olurdun, ama senin her zaman benim sevgilim olarak
kalacandan eminim, tpk benim de her zaman senin sevecen dostun olacam gibi.
lm, yalnzca lm, sempati, ak ve duygunun oluturduu birlii bozabilir.
(...)

Binlerce ve binlerce tatl ve ak dolu pck.

Bayan Bonaparte'a, Milano


Verona 1 frimaire * yl V (21 Kasm 1796)
Gidip yatacam, Josphine'iim, kalbim senin o taplas grntnle dolu ve sen
den bu kadar uzun sre uzakta kalm olmaktan dolay krk bir halde. Ama birka gn
iinde daha mutlu olacam ve senin bende uyandrm olduun ateli ak sana gnlmce kantlayabileceimi umuyorum.
Bana yazmyorsun artk; dostunu dnmyorsun artk, acmasz kadn! Sen ol
mazsan, kalbin olmazsa, akn olmazsa kocan iin m utluluun da yaam n da ol
madn bilmiyor musun? Ah Tanrm! O sevimli sslenmen srasnda ah! bir hazr
bulunabilsem... kck omuzlar, beyaz oynak dipdiri ufak gsler; bunun stnde
de, kreol tipi rtsyle tr tr yenecek kadar gzel minik bir yz. Kk ziyaretleri
unutmadm ok iyi bilirsin; kk kara orman ok iyi bilirsin. Onu binlerce kez
pyorum ve orada olacam an sabrszlkla bekliyorum. Her ey senin iin, yaam,
mutluluk, zevk senin yarattklarndan baka bir ey deil.
Bir Josphine'de yaamak, Elyse'de yaamaktr. Azn pyorum; gzlerini,
omuzunu, gsn her yerini, her yerini.
Franszca'dan eviren: S.R.

(*) Frimaire: Fransz Devrim takviminin nc ay; 21-22-23 Kasm'dan 20-21 Arahk'a kadar srer. (.N.)

242

C o g to , B a h a r '9 5

G eo r g e Sa n d v e M u sset

M u s s e t ' d e n G eo r g e S a n d 'a
Sevgili George, sama ve gln bir ey syleyeceim size. Bunu o gezintiden d
nerken sylemi olmak yerine nedendir bilmem, yazyorum ite aptalca. Bu akam z
leceim yazdma. Aka alay edeceksiniz benimle, sizinle imdiye kadar olan btn
ilikilerimde, bo konuann biri olarak greceksiniz beni. Kovacaksnz, yalan sylyo
rum sanacaksnz. Size am ben. Evinize ilk geldiim gnden beri am. Sizi bir dost
olarak grrsem kolayca iyileebilirim sanmtm. Sizin karakterinizde ok ey vard be
ni bundan kurtarabilecek. Elimden geldiince kendimi buna inandrmaya altm; ama
sizinle birlikte geirdiim anlar bana ok pahalya mal oluyor. Bunu size sylemeyi ye
liyorum, ok da iyi yaptm, nk bana kapnz kaparsanz imdi bundan kurtulmak
iin ok daha az ac ekerim. Bu gece, size kyde olduumun sylenmesine karar ver
mitim, ama sizden bir eyler gizlemek, ortada bir ey yokken bozumu gibi grnmek
istemiyorum. George, siz imdi her zaman dediiniz gibi "ite canm skacak biri da
ha!" diyeceksiniz; eer sizin iin tam olarak ilk gelen kii deilsem, dn bana baka bi
rinden sz ederken syleyebileceiniz gibi, ne yapmam gerektiini syleyin. Ama lt
fen, eer size yazdm eyden kuku duyduunuzu sylemek isterseniz, bana hi yant
vermeyin daha iyi. Beni ne kadar dndnz biliyorum ve bunu size sylerken de
hibir ey umut etmiyorum. Bir dostumu kaybederim bu ite ancak ve bir de bir aydr
geirdiim ho saatleri yalnzca. Ama siz iyi yreklisinizdir bilirim, sevmi biri olduu
nuzu da, ben size, bir metrese deil de ak yrekli ve sznn eri bir arkadaa aarm
gibi ayorum kalbimi. Kye gitmenizden ve talya yolculuuna kmanzdan nce Pa(*) Fransz yazar Alfred de Musset ile asl ad Aurore Dudevant olan Fransz kadn yazan George Sand, Revue des D eu x M ondes
dergisinin, alanlarna verdii bir akam yemeinde tanrlar. Musset yirmi , George Sand yirmi dokuz yandadr; biri ro
mantizmin gen yzlerinden biri, br sigarasyla, kemerindeki haneriyle Paris yazn evrelerinin en ilgin tiplerinden biri
dir. Yemek boyunca, M usset, konuur, dikkatleri stne eker, alay eder, George Sand da sessiz, onu gzlemler ve dinler. Za
manla bu iki zel kiinin arasnda yazma dayanan bir dostluk kurulur; bir sre sonra Musset, iinde almad bir kprt duy
mu ve bunun adn koymutur: Ak.
Biz burada onun G eorge Sand'a akn ilk ilan ettii m ektubu sunuyoruz. (Bkz. Jean-C laude Carrire'in hazrlad Lettres
d'A m our, Paris, J'ai lu, 1962,408-449.) (.N.)

C o g t o , B a h a r '9 5

243

Musset / George Sand

ris'te bulunacanz ve eer gcm yerinde olsayd gzel geceler geirecek olabilecei
miz sre iinde, sizi grme zevkinden kendimi yoksun braktm iin delinin biriyim
ben George. Ama gerek u ki, ac ekmekteyim ben ve gcm yitirmi durumdaym.
G e o r g e S a n d 'd a n M u s s e t 'y e 0
Umutsuzlua kaplmtm. Neyse, Cenevre'den gnderdiin mektubu aldm. Ah!
Bundan dolay sana ne kadar teekkr ediyorum bilsen, yavrum!'Ne kadar da ho, ne
kadar iyi geldi bana! Hasta olmadn, gl olduun, ac ekmediin doru mu gerek
ten? Sevgiden dolay, salnn iyi olduunu bana abartmandan hep korkarm da. Ah!
Tanr salk versin sana ve hep korusun saln, sevgili km benim. Bundan by
le yaamm iin senin dostluun kadar bu da gerekli bana. Biri ya da br olmadan,
kendim iin tek gzel gn bile umut edemem ben.
Senin akn yitirmi olma dncesiyle mutlu olabileceime inanma, Alfred, inan
ma sakn. ster metresin olmu olaym, ister annen, hi nemli deil. Sana ister ak, ister
dostluk esinlemi olaym; seninle ister mutlu ister mutsuz olaym, btn bunlar ruhu
mun imdiki durumunda hibir deiiklik yapmaz. Seni sevdiimi biliyorum ve hepsi
bu.
...Yazk! Yok hayr, bizim hatamz deildi. Biz yazgmz izliyorduk, ve bakalarnnkinden daha sert, daha yaman olan karakterlerimiz, sradan aklarn yaamn kabul
etmemizi engelliyordu. Ama biz, birbirimizi tanmak ve birbirimizi sevmek iin yaratl
mz, inan buna. Senin genliin, ve bir de gzyalarnn bende yaratt zayflm ol
masayd, bir sabah, abla karde gibi uyanm olurduk. Byle bir eyin bize uygun oldu
unu da biliyorduk. Bamza gelen mutsuzluklar nceden birbirimize haber vermitik.
Peki, bunca eyden sonra bunun ne nemi var ki? etin bir yoldan getik biz, ama bir
likte dinleneceimiz ykseklie ulatk. Birbirimizin sevgilisi olduk, ruhlarmzn ta de
rinliklerine kadar tanyoruz birbirimizi. yi oldu! Bizi birbirimizden tiksindirebilecek ne
kefettik ki biz birbirimizde? Ah! fkeli olduumuz bir gnde, birbirimizi anlamadan,
birbirimize aklama yapmadan ayrlm olsaydk kt olurdu! te o zaman dayanlmaz
bir dnce btn yaammz zehirlemi olurdu; ite o zaman hibir eye inanmazdk
asla. Ama bu biimde ayrlm olabilir miydik? Bunu birok kez bouna denememi
miydik? Her yalnz kalmzda, gurur ve hnla alev alev yanan kalplerimiz, ac ve pi
manlkla krlmyor muydu? Yok hayr, byle bir ey olamazd. Olanaksz hale gelmi
olan ilikilerden vazgeerek, sonsuza dek birbirimize bal kalmalydk biz. Haklsn bi
zim kucaklamamz bir yasak akt, ama biz bilmiyorduk bunu. Birbirimizin koynuna
masumca ve itenlikle giriyorduk. Peki, hi bu kucaklamalarn lekesiz ve kutsal olma
yan bir tek ans var m bizde acaba? Sen, ateli olduun ve saykladn bir gn, sana
akn zevklerini vermeyi hibir zaman beceremediimden dolay sitem etmitin bana. O
zaman alamtm buna ben, imdiyse bu sitemin iinde gerek olan bir eyin bulunma
masndan honutum. Bu zevklerin, senin baka yerde yeniden bulacaklarndan daha sa
de, daha donuk olmu olmalarndan honutum. En azndan, baka kadnlarn kollarndayken beni anmsamayacaksn. Ama yalnz kaldnda, dua etmeye ve alamaya ihti* Musset'nin ilk ak ilan m ektubundan sonra, George Sand, ondan sevgisini dile getiren ikinci bir mektup daha alr. Bu kez de ken
disi Sainte-Beuve'e gnderdii bir mektupta "Bu sefer ok ciddi biimde tutuldum, Alfred de M usset'ye" diye itirafta bulunur.
Ak George Sand'dan karlk gren Musset onun evine yerleir; mutludur, ancak sal yerinde deildir; birlikte talya'ya gi
derler, Musset Venedik'te hastalanr, George Sand doktor arr, doktor yirmi gn boyunca Musset'ye bakar, air iyileir ancak,
sevgilisi doktorun m etresi olmutur. George Sand gen adama ilikisini itiraf eder, bunun stne Musset Venedik'ten ayrlr, Pa
ris'e gider. Ve ite asl yazmalar da bu tarihten sonra balar.
Biz burada M usset'nin yazm olduu bir mektuba yant olarak, George Sand'm hem romanc olarak hem de kadn duyarlyla
aklarnn yksn anlatmaya, bu akn baarszla uramasmdaki nedenleri sorgulamaya giritii mektuba yer veriyoruz.
(Bkz. Jean-Claude Carri&re'in hazrlad Lettres d'A m our, Paris, J'a i lu, s. 408-449). (.N.)

244

C o g t o , B a h a r '9 5

George Sand ve Musset

yacn olduunda, George'unu, senin gerek arkadan, hastabakcn, dostunu, btn


bunlardan daha iyi bir eyi dneceksin. nk, bizi birletiren duygu, hibir eyle
karlatrlamayacak bir yn eyden olumutu, insanlar, hibir zaman bunu fark ede
meyecekler. Daha iyi. Biz birbirimizi seveceiz ve onlarla alay edeceiz.
Franszca'dan eviren: S.R.

C o g t o , B a h a r '9 5

245

L is z t ' t e n M a r i e d 'A g o u l t ' y a 0


Dn, akam duas olarak syleyecek hibir eyim yoktu. Henz birbirimizden ayrl
mamz gibi geliyordu bana. Bakn parlak ve grkemli biimde ldyordu Gky
znde. Soluun hl dudaklarmdayd, gzkapaklarmda geziniyordu; kalbinin atlar
aralksz olarak benimkinde yanklanyor ve senin bana gsterdiin, bizim birbirimize
gsterdiimiz bu ikili yaam alabildiince uzatyorlard; gn boyunca, saysz melek ve
gzel hayal (dnya ile ilgili olarak, szle anlatlamaz bir ac ve bir acma izini korumu
lard yalnzca) topluluklarnn ortasnda (...) hem yeni hem de sonsuz bilmem hangi gi
zemli enlie katldm sanyordum...
Orada artk ne mekn vard ne zaman, ne de szckler... ama Sonsuzluk vard ora
da... Ak... Unutma... Holanma... Tanr sevgisi!! son olarak da Tanr vard!!! Ruhumun
arad biimdeki Tanr... Umutsuzluk ve ar acnn kimi zaman sunduu biimdeki
Tanr... Mutlak Seven ve Mutlak Gce Sahip Tanr.
Burada iyi ve mutlu olmam gerekir. Madam d'Haineville ile kz bana kar dosta
ilgiyle dolular; kendisiyle sabahtan akama kadar, bazen de akamdan sabaha kadar tar
ttm 30 yandaki eski bir denizci olan olu beni gerekten seviyor, ben de ona kar
dostluk besliyorum -o kadar iyi, o kadar esiz biri k i!- btn zamanm renmeyle ve
okumayla geiyor -evre ok ho- odam, Croissy'de oturduum odaya ok benziyor,
mine ve yatam ayn biimde yerletirilmi... Ah! Niye alayamyorum, niye dizleri
nize kapanp alayamyorum ki... Bam cayr cayr yanyor... eliniz gezinmeli orada alnmda, salarmn arasnda... Artk aalar da, geen, gidip gelen insanlar da gkyz
n de duymuyorum, hissetmiyorum, grmyorum... Gkyz!., duru ve bulutsuz! G
ln! Umutsuzluk! Anlalmazlk!... Hi yaayamayacaz demek ki! ... lmenin ne de
mek olduunu da bilmiyoruz!
(*) Franz Liszt ile Agoult kontunun kars Agoult kontesi M arie de Flavigny 1833'te Paris'te tantlar. Kontes iki yllk kararszlktan
sonra kontrol edemedii bir tutkunun etkisiyle hereyi yzst brakarak Liszt ile Cenevre'ye kat. Gen ve nl mziki ile
dneminin nllerini salonunda konuk eden ve Daniel Stern takma adyla eitli kitaplar yaymlayan kontesin aklar 1844'te
sona erdi.
Burada yer verdiimiz, Liszt'in Marie d'Agoult'ya yazd mektuplar, Jean-Claude Carrre'in hazrlad Lettres d'A m our 'dan
(Paris, J'ai lu, 1962, s. 450-470) seilerek Trke'ye aktarlmtr. (.N.)

246

C og t o , B a h a r '9 5

Liszt'ten Marie d'Agoult'ya

Susalm
ve taparcasna sevelim
ve susalm yine!
Perembe akam saat 111/2
Biliyorsunuz sylemek ya da yazmak olanaksz benim iin. Bu sabah birlikte elime
ulaan iki mektubunuzu okurken aladm -sonra bahede yrmeye koyuldum- kendi
mi canlanm, btnyle akla comu, sonsuz akla comu hissediyordum... gne,
nlarn uzun salarma mzrak gibi saplyordu... ruhum sizinkinin yanndayd... ko
numuyordum... glmyordum... anmsyordum, hani sanki oradaydnz siz... belli belir
siz ve gizli bir umut kprdanyordu gsmde yavaa... Tanr bize acsn ve bizi kutsa
sn; stmze de yznn vursun (...)

Perembe sabah
(...)

Marie! Marie! Ah! Brakn da yz kere, bin kere tekrarlyaym bu ad ne olur; bakm
gndr iimde yaamakta, bunaltyor beni, kor gibi yakyor iimi. Size yazmyorum,
hayr hayr yannzdaym sizin. Sizi gryorum, sizi duyuyorum... Sonsuzluk sizin kol
larnzda... Cennet, Cehennem herey, herey sizde, yine sizde... Ah! Brakn da ldra
ym, kan biri olup kaym... Baya, uslu, snrl gereklik yetmez oldu artk bana,
btn yaammzla, btn akmzla, btn mutsuzluklarmzla yaamalyz biz! ... (...)
Madem ki siz benim iin hibir ey, hibir ey yapamyorsunuz brakn o halde beni de
ldraym, kan biri olup kaym. Bunu size imdi sylemek iyi oldu benim iin.
This is to be! to be!!!
Marie, btn ruhunuzla, btn kalbinizle, btn yreinizle btn gnlnzle ba
na "Franz, gemite eksik kalm, znt verici ve belki de deersiz ne varsa silip ata
lm, unutalm, ho grelim sonsuza dek; birbirimizle btn olalm, nk bu saatte sizi
sevdiim kadar sizi anlyor ve ho gryorum." diyebileceiniz gn,
ite o gn (bir an nce gelse) insanlardan uzaklara kaarz, yaarz, severiz ve
lrz tek bamza!
Franszca'dan eviren: S.R.

C o g t o , B a h a r '9 5

247

M i r a b e a u 'd a n S o p h ie 'y e 0
...Ah! Ne olurdu ona bir dokunabilseydim, kalbine, seni bunalttnda; hemen daha
ok almaya balard. Hzl hzl vurular bunaltc olmaktan kard artk; dudaklarm
ve kalbim huzuru ve yaam getirirdi bir anda oraya. ou kez, senin bana anlattn
belirtileri duyuyordum iimde, mektuplarn elime gemeden nce, hatta bugn bile
mutsuzluklarmz uzun uzun dndmde ya da ayrlmz ve onun zc koul
larn anmsadmda ayn eyleri duyuyorum. Kalbim bir skyor, bir geniliyor, sanki
patlayacakm ya da dar frlayacakm gibi oluyor, bu durum balamadan nce de,
her yanm dnce hzyla batan aaya bir souk kaplyor, uyuma derecesine varn
caya kadar beynimi kapsyor; o anda eer gzlerimden yalar akmasa, lrm herhalde.
...Deimek mi? Ah! Yok hayr, bunun mmkn olabileceini kabul etmezsin sen;
(...) Seni seviyorum, nk yayorum ben. Ak, soluum benim. Seni artk taparcasna
sevmemek dncesi, kan damarlarma datacak kalpten, soluk alp verecek cierden
yoksun halde yaamak dncesi kadar sama bir varsaym gibi geliyor bana. Emin ol
Sophie'iim, benim seni sevmem, rmaklarn akmas, atein yanmas kadar normal bir
ey; Tabiatm bu benim, yaradlm bu. lgisizlik ya da ak, vefa ya da vefaszlk arasn
da seim yapmakta zgr olduumda seni taparcasna severim kukusuz, ama zgr
deilim ki bu konuda; ve elimden baka bir ey gelmedii iin seni seviyorum... Sen de
beni sev ayn biimde, mmknse elbette; ama bunu minnettarlktan dolay yapma sa
kn, nk ben hi byle bir eyi hak etmiyorum.
Gven, tek bana efkat, bir tutkunun gerek belirtileri gibi gelir bana: benim ken
di tutkumun belirtileri bunlar. (...) Evet Sophie'iim, ben inanyorum buna, kalbimin
derinliklerinden inanyorum buna; yalnz birbirleri iin yaratlm yreklerimiz; yalnz
sen beni vefal klabilirdin, hatta k edebilirdin; nk, sevgilim, senden nce ak ta(*) Asl ad Honor Gabriel Riqueti olan Fransz siyaseti kont de Mirabeau (1749-1791) ile M sy de Monnier'nin gen kans M arieThrse arasnda yldrm ak doar. Sevgililer Hollanda'ya kaarlar. Ancak Fransa'da yarglanan Mirabeau'nun, iledii sular
dan dolay kafasnn kesilm esine karar verilir, ayrca ar para cezalarna da arptrlr. Hollanda hkmeti tarafndan lkesine
geri verilince Vincennes atosuna hapsedilir, Marie-Thrse de bir manastra kapatlr; hamiledir. Mirabeau, Sophie olarak adlan
drd M arie-Thrse'e yazd nl mektuplar ite bu Vincennes atosundan ve bir polis mdrnn yardmyla gndermitir.
Mirabeau, Sophie dnda baka kadnlara da yazmtr, bir burada onun Sophie'ye yazdklarndan bir kesit sunuyoruz. (Bkz. Jean-Claude Carrire'in hazrlad Lettres d'A m our, Paris, J'a i lu, 1962, s. 252-277.) (.N.)

248

C o g t o , B a h a r '9 5

Mirabeau'dan Sophie'ye

ramam olduuma inanacak deilsin herhalde. Duyularmdaki atein, senin bende


uyandrdn esriklikle fazla bir ilikisi yok, senin ile senin ein olmadan nce sayglar
m sunduum kadnlar arasnda bir karlatrma yapmak sz konusu bile deil. Yz
kere syledim bunu sana: Dilin, o gzel kokulu dilin, dudaklarnn stnde gezindiin
de, bir baka kadnn kollarndayken zevkin en son derecesinde ulatm heyecandan
bin kat daha fazla heyecanlandryor beni. Bu senin hibir zaman kestiremeyecein bir
baar sevgilim; beni ise teselli ediyor bu baar; bu kadar uzun sre baka gzellikleri
vm olmamdan dolay teselli ediyor, bunu da doann arzularyla akn arzular ara
snda ne gibi bir ayrm olduunu ve dolaysyla da senden baka hi kimseyi sevmedii
mi bana kamtlayarak yapyor. Sen benim zevk konusundaki nemsiz apknlklarm bi
lirsin sevgilim. Eskiden benim yapmn sertlii, hazlarm olarak adlandrdm eylerin
okluk ve eitliliiyle kendini gsteriyordu; ama hibir zaman bir tek kadna birok kez
ynelmek sz konusu olmad. (...) Sana gelinceye kadar, yaammn geri kalan blm
n br erkeklerinkinden baka trl olmad. Ama o kadar erefle kazanm olduumu
sandm bu baarlar, ah, ne kadar da mantkszmm! Ak nasl da glge drd st
lerine! Birka tutam otun yerine iekten yaplm ne kadar ok ta yerletirdi! Sen beni
hangi cokunluklara daldrmadn ki? Koynunda ne inanlmaz zaferler kazanmadm ki
ben? Ah, Sophie, Gzel Sophie! Bilsen bunlar dnmek ne kadar zevk veriyor bana!
Arzularma gre gcm ne kadar da azd o zaman! Ama, duyularmn atelilii, senden
baka hi kimseyi sevmediimin en iyi kant deil, bizim sevgimize damgasn vuran,
ruhlarmzn birlemesidir, asl: Btn evrenin bizim gzmzde bir atomdan baka bir
ey olmamasn salayan bu snrsz ve esiz ballktr. (...) Ey benim sevgilim! Sana b
tn yazm olduum en tatl, en iddetli, en scak eyleri oku yeniden ve anmsa, onlar
dan bir tek tablo olutur; yreini onlarla besle, belleini onlarla doldur; bir taslaktan,
seninle en az megul gibi grnd anlarda, sevgilinin hissettiklerinin zayf bir tasla
ndan baka bir ey deil bu! - Ah! Syle bana, byle sevdiin gibi hibir zaman sev
memi olduunu, benim, senin byle sevebilecein tek kii olduumu sk sk syle ba
na! Syle ki buna inanmaya alaym, ah canm sevgilim!
Mektuplarm aldmdan beri dlerim daha mutlu, ounlukla da son derece bo;
ama eskiden de dlerim olmutu, hele bir tanesi yataktan frlayp kamama yol amt.
(...) Oysa imdi artk, artk geceler bana akmzla ilgili gemite yaadklarmzn bazla
rn anmsatyor; ou kez hayal ylesine gl oluyor ki, seni iitiyorum, seni gryo
rum, sana dokunuyorum. gn nce de Barband'nun evindeydim hani o senin beni
mutlu etmeye raz olduun gndeydim. Her ey yeniden iziliverdi gzlerimin nnde
ya da daha dorusu, her ey en ince ayrntsna kadar yinelendi - Aman tanrm! Hl
ak ve ehvetten rperiyorum, bunlar dndmde. Bam kollarma yaslanm... o
gzel boynun, o bembeyaz ve ta gibi ggslerin... Benim ateli arzularma teslim olmu
durumda: Elim, benim o mutlu elim, yol deitirme cesaretini gsteriyor. Beni her za
man zenle uzaklatrdn o siperleri kaldryorum... O gzelim gzlerin kapanyor...
rpnyorsun, titriyorsun... Sophie... Cret edebilecek miyim? Ah, sevgilim! Mutlu ede
cek misin beni? - Hibir yant vermiyorsun... Yzn gsme gizliyorsun... ehvet se
ni sarho ediyor, utanmaysa iini kemiriyor. Arzularm eritip bitiriyor beni... lyo
rum... Yeniden douyorum... Seni kollarmn arasna alp kaldryorum... Bouna aba
lar!... Parke ayaklarmn altndan kayyor... gzelliini yiyip yutuyorum da, bunun tad
n karamyorum... Ak o zaman zaferi daha g klyordu, bedelini artrmak iin. Ah!
O engellerin hi mi hi yarar yoktu... (...) Ne an'lard o an'lar! Ne byk zevkti onlar!
Ne ekingenlikti onlar! Bastrlm ne taknlklard onlar! Ne yarm kalm zevklerdi o

C o g t o , B a h a r '9 5

249

Mirabeau

duyulanlar! - Ve ite sevgilim, btn bunlar yeniden duydum iimde; seni o yataa
yaslyordum, o yatak da o tarihten bu yana benim zaferim ve byk mutluluumun ta
n oldu. (...) Sonunda arpntyla ve heyecan iinde uyandm ve taknlmn nereye
vardn fark ettim... Mutlu oluyor musun kimi kez canm sevgilim? Dlerinde akm
gerekleir gibi oluyor mu? Okamalarm hissediyor musun, sen de okamalarn ben
den esirgemiyorsun ya? (...) Ah, yavrucuum, bana d grdn sylyorsun da d
nde kimi grdn sylemiyorsun! Gndzlerinle olduun kadar gecelerinle de il
gili aklama yapmak zorunda deil misin bana sen? Ah, evet, evet, hi kukusuz. (...)
Hayallerini anlat bana ah, canm karm! Ayrl aldat; kucakla sevgilini; senin kalbine
sahip olduu kadar hayal gcne de sahip olduunu gster ona. Ah! Ruhun o kadar
ateli ki! Duyularn buz gibi olabilir mi dersin? Yok hayr elbette olamaz! Doa sana b
tn duyarlklar bahetmi. (...) Hoakal, canm benim ve esiz sevgilim. Hoakal, gn
lmn kadn, Gabriel'in sevgilisi. Onun hereyi, tanras, ruhu, yaam, evreni, hoa
kal. Bana vermek isteyecein btn pckleri ben sana yolluyorum, kabul et.
Franszcadan eviren: S.R.

250

C og to , B a h a r '9 5

A k s t n e 0
Stendhal

Btn ciddi gelimelerinde bir gzellik bulunan u tutkuyu anlamaya alyorum.


Drt deiik ak vardr:
1. Tutku ak: Portekizli rahibeninki, Heloise'in Abelard'a olan ak (...)
2. Zevk ak: Paris'te 1760'a doru grlen ve o dnemin anlarnda ve romanlarn
da, Crebillon'da, Lauzun'de, Duclos'da, Marmontel'de, Chamfort'da, Madam D'Epinay'de, vb., vb., rastlanan ak.
Bu yle bir tablodur ki, glgelere kadar iindeki herey pembe olmaldr, hibir ba
haneyle tatsz bir ey girmemelidir buraya, yoksa grg, kibarlk ve zariflikten, vb. yok
sun olmakla cezalandrlma tehlikesi vardr. yi aileden bir erkek, bu akn eitli evrele
rinde uygulayaca ve karlaaca btn usulleri nceden bilir; (...) Carraci'lerin bir
tablosuyla karlatrlan souk bir minyatrdr bu.(...)
3. Fiziksel ak: Ava kldnda, ormana kaan gzel ve taze bir kyl kz bulu
nur. Bu trden zevkler stne kurulu ak herkes bilir; ne kadar kuru ve nemsiz olsa
da bu aka on alt yanda giriilir.
4. vnme ak: Erkeklerin byk blm, zellikle Fransa'da modaya uygun bir
kadn arzular ve byle birine de sahiptir, tpk insann gzel bir at olmas gibi, tpk
gen bir erkein lks iin gerekli bir ey gibi. (...) Kimi zaman fiziksel ak sz konusu
dur, ama her zaman da deil; ou kez fiziksel zevk bile yoktur.
(...)

Bu yavan ilikinin en mutlu durumu, fiziksel zevkin alkanlk yoluyla artm oldu
u durumdur. O zaman da, anlar biraz aka benzetir onu. (...)
(*) Bu metin, Stendhal'in D e 'amour (Ak stne, Gallimard, 1969) adl yaptnn Birinci Kitap'mda yer alan ve yine "D e L'am our"
baln tayan birinci blmden alnarak Trke'ye aktarlmtr. (.N.)

C o g t o , B a h a r '9 5

251

Stendhal

M a t i l d e 'e M e k t u p la r 0
i

4 Ekim 1818
...ok mutsuzum, galiba gn getike sizi daha ok seviyorum, sizse artk bana es
kiden gsterdiiniz en basit dostluu bile gstermiyorsunuz.
Akmn son derece arpc bir kant var, bu da sizinle birlikteyken iine dt
m, kendi kendime kzmama neden olan, ama bir trl stesinden gelemediim sakar
lk. Salonunuza gelene kadar cesaretim yerinde, ama sizi grr grmez titremeye bal
yorum. Sizi temin ederim ki, baka hibir kadn uzun sredir bu duyguyu uyandrmad
bende. ylesine mutsuz ediyor ki beni, neredeyse artk sizi grmemek zorunda kalmay
ister oldum, ve aldm kararlara karn, her gn sizin evde bulunmamak iin ihtiyatl
olmay dnmeye ihtiyacm var (...)
Yarn gidiyorum, sizi unutmaya alacam, eer elimden gelirse, ama pek baara
myorum, nk yine bu akam da sizi grme isteine kar koyamadm.
Bugn, btn gn en byk iim, ihtiyat elden brakmadan sizi grebilme yollar
n aramak oldu.
Sizi, yanmzdayken deil de sizden uzaktayken daha ok seviyorum. Sizden uzak
tayken bana kar hogrl ve iyi olduunuzu dnyorum, oysa yanmzdayken var
lnz bu tatl hayalleri yok ediyor.(...)

Varese, 16 Kasm 1818


Madam,
Size elenceli bir mektup yazmak isterdim, ama yaamm, gn boyu buday fiyat
laryla, atlarnn salyla, metresleriyle, gazinolaryla uraan saf burjuvalar arasmda
geiyor.(...)
Bugnk en byk zevkim bu mektuba tarih atmak oldu; sanrm, bir ay iinde sizi
grme mutluluuna ererim. Ama u otuz gn boyunca ne yapmal acaba? Umarm bu
gnler de, geride kalan o uzun mu uzun dokuz gn gibi geiverir. Ne zaman bir elen
ce, topluca yaplan bir gezinti sona erse, ben dnp dolap yine kendimle kalyorum ve
korkun bir bolukla karlayorum. Sizi grme mutluluuna eritiim son gnlerde
sylemi olduunuz en kk eyleri binlerce kez yorumladm, bunlar bin kez daha
dinleme zevkini tattrdm kendime. Yorgun dm olan hayalgcm, o korkun yoklu
unuz dncesine bundan byle sk skya balanan hayalleri, artk reddetmeye bal
yor ve ben de her gn yreimin daha da hznlendiini hissediyorum.
(*) Bu metinler Stendhal'in M atilde'e 1818-1821 yllar arasmda yazd mektuplar ieren D e l'amour (Ak stne, Gallimard, 1969)
adl kitabndan seilerek dilimize aktarlmtr.
Henri Beyle ya da yazn alannda tannd adyla Stendhal, 1818'de Madam Dembrowski'yle tant ve PolonyalI kocasndan ay
rlan bu Milanolu kadna yani Matilde Viscontini'ye tutkulu bir akla baland. M atilde de bu aktan etkilendi; her ne kadar, de
dikodu yznden kendisine souk davranmak zorunda kaldysa da evinin kapsn Stendhal'e kapamad. Ancak 1819'da anssz
bir olay Stendhal'in btn umutlarn yok etti: M atilde, ocuklarn grmeye Volterra'ya (Toscana) gitmiti; ondan uzun sre
uzak kalma dncesine katlanamayan Stendhal de srf sevdii kadnla ayn kentte yaayabilmek, onunla ayn havay soluyabil
mek iin M atilde'den habersiz Volterra'ya gitti. Tannmamak iin eitli nlemler alm olmasna karn Volterra'ya adm atar at
maz ilk karlat kii Matilde oldu. Bu olaya son derece fkelenen Matilde yazarn kald yere yle bir pusula gnderdi:
"Msy, hi bu kadar nezaket ve kibarlktan yoksun olacanz ve saygnlma glge drmeye alacanz dnmezdim.
Tutumunuz erefli bir erkee hi yakmyor..." (Bkz. a.g.y., V. del Litto'nun nsz', s. 7-16) (.N.)

252

C o g to , B a h a r '9 5

Ak stne

Madonna del Monte Kilisesi'nde teselli buldum biraz; eskiden orada dinlemi ol
duum mzii anmsadm. Bugnlerde Milano'ya gidiyorum, mektuplarnzdan birini
bulmaya, nk sizin iin iziktirilmesi son derece nemsiz, ama umutsuzlua dm
bir yrek iin o kadar deerli, o kadar teselli edici olan birka satr benden esirgemeye
ceinize inanmak iin iyiliinize olduka gveniyorum ben. (...)
Neyse! Sizi grmeye ihtiyacm var, susamm buna. Sizinle, on be dakikalna en
nemsiz eylerden sz edebilmek iin, sanrm yaammn geri kalan blmn verir
dim.
Hoakaln ayrlyorum sizden, sizinle daha ok birlikte olmak iin, tm yzst
braklmlkla, beni yiyip bitiren tutkunun tm enerjisiyle sizinle konumaya cesaret et
mek iin.
Henri

Floransa, 20 Temmuz 1819


Madam,
Belki de iinde bulunduum gzden dmlk durumunda, size yazmaya cesaret
etmemi pek yerinde bulmayabilirsiniz. Eer sizin gznzde bu derece dayanlmaz biri
haline gelmisem, en azndan, mutsuzluumu daha fazla hak etmemeye almak iste
rim ve sizden, daha ileri gitmeden mektubumu yrtmanz rica ederim.
Yok eer tersine bana mutsuz bir dostmuum gibi davranmak isterseniz, ve bana
haber gndermeye tenezzl ederseniz, ltfen, gitmek zorunda olduum Bologna'ya Al
Signor Beyle, nella locanda dell'Aquila Nera(*) adresine yazn. Gerekten salnz en
dielendiriyor beni. Hasta olduysanz, bunu bana iki satrla bildirmeyecek kadar acma
sz biri olabilir misiniz? Ama her eye hazrlkl olmalym ben. Gsz bir lambann sa
kin, ihtiyatl, hi deimeyen yla tutuan yree ne mutlu! Onunla ilgili olarak, se
viyor, kendisine de bakalarna da zarar verecek mnasebetsizlikler yapmyor denir.
Ama bir volkann alevleriyle tutumu olan yrek, taparcasna sevdii tarafndan bee
nilmez, lgnlklar yapar, incelikten yoksundur ve kendi kendini tketir. ok mut
suzum.
Henri
Franszca'dan eviren: S.R.

* "Bay Beyle'e, Aquila N era O teli" anlamndaki talyanca tmce. (.N.)

C o g t o , B a h a r '9 5

253

Escuela De Miguel Angel: Venus ve Cupido

G a l a 'y a M e k t u p la r 0

Paul Eluard

(Eaubonne?) 29 Mays (sonunda) (1927)


Gzelim, taparcasna sevdiim, zlyorum seni lesiye. Herey bombo, elbisele
rin var yalnz sarlabileceim. Bedenini, gzlerini, azn, btn varln zlyorum se
nin. Biriciksin sen, ok eskilerden beri seviyorum seni. ektiim tm skntlarn hibir
nemi yok. Akm, akmz onlar yakyor. Geri geldiinde seni yle bir ssleyeceim ki.
pijamalarnn lsn ver bana (!!!). Edinilebilecek her eyi, var olan en gzel eyleri is
tiyorum senin iin. Olabildiince ksa srsn yokluun. abuk dn. Sensiz bir hiim
ben. Btn br arzular dmde yaama geiriyorum. Sana kar duyduum istei
gerekliin iinde yaama geiriyorum.(...)
Gala, dorogoy'um,(**) hep sevdiim hep seveceim bir tanem benim, olabildiince
abuk dn. Hibir ey bizim byle birbirimizden ayr dmemize demez. Burada her
ey yolunda, zntl olmama karn.
(...)
(*) Bu mektuplar, Paul Eluard'm Gala'ya 1924-1948 yllan arasmda gnderdii mektuplar ieren Lettres Gala (Galaya Mektuplar,
Gallimard, 1984) adl kitaptan seilerek dilimize aktanlmtr. Paul-Eugne Grindel ya da br adyla Paul Eluard, 1912'de, he
nz 17 yandayken Da vos yaknlarndaki Clavadel sanatoryumunda 17 yamdaki H elena Dmitrievna Diakonova'ya rastlad ve
ona k oldu. 1917'de evlendii bu Rus kzna Fransz airi, Gala adn verdi. 1918'de kzlan Ccile dodu. 1929'da Gala ile Sal
vador Da'nin karlamas birlikteliklerinin sona ermesine yol at. 1932'de de birbirlerinden kesin olarak ayrldlar. Ancak ak
lar yllarca srd, yaam lann bakalanyla paylam olsalar bile. Gala her zaman Eluard iin bir esin kayna oldu. Birbirlerini
sk sk grdler. Ve yaztlar. Gala, Eluard'm ardndan otuz yl yaad. Onun kendisine yazm olduu mektuplan, ektii telg
raftan, gnderdii kartpostallan zenle saklad. Sonra da bunlan kz Ccile'e aktard. (Bkz. Jean-Claude Carrire'in nsz,
a.g.y., s. 3-9) (.N.)
(**) Moy dorogoy: "A zizim ", "Sevgilim " anlamnda Rusa deyi. Eluard mektuplarnda G ala'ya kimi kez dorogaya, maya daragaya kimi

kez de eril biim olan moy dorogoy diye hitap eder. (bkz. a.g.y., s. 405, Mektup 3, not 1) (.N.)

C o g to , B a h a r

'95

255

Paul Eluard

Breton'la ben bir manifesto yazdk, yaymland: Lautramont envers et contre tout,
Soupault'ya kar (...). Dndnde okurum sana.
ok gzel 2 Pueblo bebeim var. Dnyann en gzel eyleri bunlar. Senin odana
koyacam, orada sana verebileceim btn armaanlar bulacaksn.
Max'a yazma sakn. Marie-Berthe senin aleyhinde konumutu. Dvtk. Bar
mamak zere darldk birbirimize. Ama sen sakin ol. Ben imdi tamamiyle yattm.
Hibir ey olmaz artk. Yemin ederim sana. Unutalm onun varln. Bundan byle her
kes ondan nefret edecek. Tapyorum sana, biliyorsun. Sen tatl ve gzel kk kzmsn
benim, her yerini pyorum.
Paul

Eaubonne, Haziran 1927


Zavall kk kzm benim, en sonunda adresini veriyorsun bana. Sana ok sk yaz
dm, ama korkarm adresini yanl yazdm.
Evet mmknse 5'inde dn. lesiye zlyorum seni. lgnca bir sabrszlkla bek
liyorum seni. Korkun derecede seviyorum seni. abuk dnmelisin.
Dndnde seni dnyann en gzel eyleriyle sslemeye param olacak sanrm.
Am Zoo oteline yaz da, sana gndereceim mektubu saklasnlar.(...)
Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum. Yalnz seni sevi
yorum. Gr bak seni nasl martacam, seni seviyorum. Her yerini pyorum.
Paul
Max'a yazma - Aramz iyice ald - Anlatrm sana.

Eaubonne, Nisan 1928


Pazartesi, saat 4
Canm sevgilim, tatl akm, bugn hl yatyorum. Harika bir d grdm, hani u
gndz grlenlerden. (...) Bir yataa uzanmm, yanmda kim olduundan emin ola
madm bir adam var; uysal biri ama, hep dalgn ve hep yle kalacak, sessiz de. Srtm
dnyorum ona. Sen de gelip hemen yanma uzanyorsun, sevdalsn, hafife dudakla
rmdan pyorsun, ok hafif, ben de elbisenin altndan, elimden kayan senin o dipdiri
gslerini okuyorum. Elin, yavaa stmden br adam aryor ve gidip organna
konuyor. Bunu senin yava yava, giderek daha ok bulanklaan gzlerinden okuyo
rum. pn daha scak, daha slak bir hal alyor, gzlerin de giderek daha ok alyor.
br adamn can sana geiyor ve az sonra sen sanki bir ly tahrik eder gibisin. Uya
nyorum, hafife kendimden gemiim, bu zevke hayr diyemeyecek bir durumdaym.
Arosa'ya dnmenin bana zc gelmediini, zaten bunun Arosa'ya bir dn de
il de sana, dolaysyla da akma bir dn olduunu sylemeliyim. Buna gre benim
bir tek isteim var: O da seni grmek, sana dokunmak, seni pmek, seninle konumak,
seni hayranlkla seyretmek, seni okamak, sana tapmak, sana bakmak, seni seviyorum,
yalnz seni seviyorum seni, en gzeli ve btn kadnlarda yalnz seni buluyorum: Btn
Kadn', o kadar byk, o kadar yaln olan akm.
(...)

Paul

256

C o g t o , B a h a r '9 5

Gala'ya Mektuplar

Paris, Htel Radio


Montlignon, Mart 1929
Pazartesi, 1.30
Sevgili gzelim, "o ho kadnn stne" yazm olduun iki uzun mektubun, be
ni gerekten mutlu etti. Dn ve bu sabah Montlignon'da kfl khne ve sradan bir
ortamda geirdim, ama uzun sre uyudum. Aileden, Albert vard yorgunluktan yar
bitkin, sonra Clmence ve brlerinden daha az kt durumda olan Ren. Bir de an
nem, sinirliydi biraz, ama ben ona iyi davrandm! Ccile ok gzel ve son derece kibar,
benimle de ok duygusal. Daha nceki geceler huzursuz gemiti; ama yanmda sen ol
maynca, dnyay bana renkli gsteren gzlklerimden, zmrt ve ate rengi camlarm
dan, ak gzlklerimden yoksun oluyorum ben; btn bunlardan da bana yalnzca ina
nlmaz bir d krkl kald geriye, insan ldrecek bir ac. (...) Ak olmaynca her ey
her zaman iin bo, bo, bombo, iren, glklerle, yavan ve iren zehirlerle dolu.
Yaam yok, ak var yalnzca. Berlin'e gitmeyi deneyeceim, kendisiyle neredeyse ancak
konuabileceim o kadn greceim. Kimbilir belki de beni yeniden canlandrr, kendi
sini bir kukladan, bir heykelden daha baka trl grme gcn verir bana. Sonradan,
bir karara varm olmak iin, bundan byle artk hi yanlgya dmemek iin, yalnzca
senden mi, senin akndan, hatta aklarndan, sevinlerinden, aclarndan m heyecan
duyabiliyorum, onu renmek iin giriiyorum bu ie. Kk Gala'm benim, o kadar
ok seviyorum ki seni. Yaama inanmyorum ben, yalnzca sana inanyorum. Kendime
ait olan ve lmn iine karan bu evren, oraya ancak seninle birlikte girebilir. Ben asl
senin kollarnn arasndayken varm. Asl senin gzlerinin, senin gslerinin, senin ba
caklarnn arasna arlym ben, asl orada hi tkenmeyeceim. Gerisiyse yitip git
mekten baka birey dlemeyen koskoca bir mutsuzluk (...) Korkun derecede zg
nm, arm haldeyim. Bu akam gzellik, zariflik, genlik ve sve'in bana verdikleri
randevuya gitmeyeceim! Ak Arosa'da. Berlin'e srf sen aklara inanyorsun diye gide
ceim. Yalan sylemek istemiyorum, ben akmda ou kez, geici hevesler buldum,
ama bu giderek glenmekte. imdi yaama ne kadar az da olsa kendi payn verebile
cek miyim hala? Berlin'e srf bunu renmek iin gidiyorum. Herey de buna yardmc
oluyor, ama ya eer buradaki gibiyse!!! Yalnz hzn ve gizem ayartyor beni. Eer d
krklna urarsam, sana, SANA, reteceim, senden yapman isteyeceim ok ey
olur. Ama, ne olursa olsun, eer Berlin'e gitmemde bir saknca gryorsan bunu bana
ekspres mektupla bildirirsin ya da telgraf ekersin (daha iyi olur). Perembe gn gide
ceim, Berlin treni lende daha iyi oluyor. G biri olmaktan ekinme. Ne olursa ol
sun, bu yolculuktan korkuyorum ben. Hem umutluyum hem kayglym. zellikle de,
kendimi zihinsel olarak ok yal hissedeceimden, cokusuz kalacamdan korkuyo
rum. Hayat fazlasyla tkettim ben. Seni pek ok seviyorum (bunu da cokuyla, inan
la, dten de sylyorum, seninle ilgili olarak, ben evren deitirdim, senin evrenine
getim. Kendine bir bak aynada, o sevdiim gzlerini, sevdiim gslerini, o sevdiim
oran, o gzelim ellerini gr, dinle konuurken kendini, ne sylediini iyi anla, biricik
sevgilim benim, niin ben yalnz senin dilini anlyorum, neden seni zgr brakyorum,
senin duyduun haz ne tr bir haz veriyor bana, neden senin cretkr ve gl (...) ol
man istiyorum).
(...)

Buradaki yaam korkun derecede yorucu. Neyse, bugn iyice dinlendim. Ama ya
asn Arosa! Enghien glnde hala patenle kaylyor. Ama bak ite yamur yayor. G
ryor musun!
C o g t o , B a h a r '9 5

257

Paul Eluard

Yarn vizemi almaya gideceim. Biletimi ancak son anda alacam, eer senden fik
rini deitirmediini gsteren bir emir gelmemise. Bana bu zgrl verdiin iin,
Berlin'e gitmemi bu kadar nazike tlediin iin minnettarm sana. Ama ben de ne
yapacam bilmiyorum dorusu. Bana Arosa'da seninle birka gn nce bulumaktan
ok gizem mi ekici gelecek acaba? Zahmetine deecek bir maceram olacak m, olabile
cek mi hala?
Tapyorum sana her yerini pyorum.
Paul

Kartpostal: Mnih'ten grnm.


Damga: Mnih 27 Mart 1929 .
Gidecei Yer: Madam Gala Grindel
Parksanatorium, Arosa, (svire).
Ak yoketmenin olanakszln tantlayan ey, en sade, ihtiamdan en yoksun an
larn ansdr her zaman.
Paul

Mnih (Mart'n son gnleri 1929)


Perembe
Taptm gzel kk kzm benim, Ohlstadt'a gidiyoruz, umarm bana oraya ya
zarsn. Seni dnyorum, telalanma sakm.Seni dnmek beni akna evirebilir yal
nz. Seni dlyorum. Sen hep oradasn, ak lkesinin hain ve tatl ecesi. Ne olursa ol
sun seni hayal ediyorum.
Bakalar tarafndan bu kadar kolay uyarlabildiin iin ne kadar da anslsn. Herkesinki farkl oluyor. Bana da, bana da, ensin gerekli olan, yar beline kadar soyunmu
olarak, aadan yukarya ve de yukardan aaya.
Bakalar, anlyor musun, bakalar! - oysa, istek deil bende eksik olan. Ama o
bakalar, o kadnlar bizim blgemize giremezler. Yeterince zgr deiller ki, kendileri
ne aktan szedilsin isterler, oysa bu konuda ne konumasn bilirler ne de konuabilir
ler.
Tapyorum sana!
mzasz

Ohlstadt, (30 Mart'a doru 1929)


Cumartesi
u son gnlerde bana Arosa'da sylediklerin houma gitmiyor, alamyorum bun
lara: senin anlarn yokmu, olmasn istemiyormusun. Btn yaamm sana olan ak
ma baladm ben, btn yaamm bizim yaammza baladm. Yoksa yaayamam l
drrm kendimi. Bizim iin hibir ey balamyor. Her ey imdiki an bizim iin, herey imdiki an olmal bizim iin ve ben de u anda, seninle Clavadel'de, Versailles'da,
Bray'de, Eaubonne'da ve Arosa'da olduum kadar burada, var olmayan sen ile birlikteyim,

258

C o g t o , B a h a r '9 5

Gala'ya Mektuplar

sana duyduum o byk zlemimle birlikteyim. Eer bir gemi, bir imdi, bir gelecek
tasarlamam gerekirse ldrrm kendimi.(...)
Canm varlm, ben ciddi olarak yalnz seninle konuabilirim, nk seni seviyo
rum, nk yalnz seni seviyorum. Keyifsizliklerimizden dolay bana kzmamak gere
kir. Gerekte seni nasl da gnele ve akla donanm grmek, ne kadar da mutlu gr
mek isterim bilsen. Ben sana, baka hi kimsenin veremeyecei bu zgrl vermek is
tedim. Mmkn olan btn zevki, kendi kendini tmyle istediin gibi kullanma yetki
sini sana brakyorum, ama bir an iin bile olsa beni gznn nnden kaybedecein
den ylesine korkuyorum ki. Ne kadar ok arzu etsem de bakalar tarafndan alt st
edilemeyeceimden dolay sen vnmelisin. Arzularm yalnz sende cokunluklar do
uruyor, yalnz sende akm ak iinde yzyor. Ama akm senin o salt akndan ge
meli. Yoksa ldrrm kendimi. Bunu sylediim iin bala beni, ancak, imdi artk
bu, senin ilgisizliinin, geici de olsa, sonucu bence. Burada ok sakin bir yaammz var
bizim, lende kalkyor, yemeimizi hazrlyoruz, gramofon alyoruz, flrt ediyoruz,
drt olan ve iki kz: Mops ve onun arkada Apfel. Bu kzlarn ikisi de benimle Paris'e
gelecek. (...) La Pomme ok gzel, ama biraz fazla kolay. Ateli de deil. Btn bu insan
lar bana kar son derece nazikler, hepsi de k bana. Ne olursa olsun sevgili yavrum,
tek varlm, seni hibir ey kayglandrmasn. Bakalar vz gelir bana. Senin burada ol
duunu dlyorum. Buras gerek anlamda ky. stne neredeyse hibir ey giyme
den dolaabilirsin burada, hem de kaygszca, ve de beni sevebilirsin. Bakalarnn sahip
olduu gibi, hi ben de sahip olamayacak mym sana!?! Mutsuzum, mutsuz. Akm be
nim iin fazla byk.
(...)

Paul
Ah! Ne kadar isterdim - burada - seninle birlikte kalmay, ve Locarno'da ve Pa
ris'te Hotel Radio'da. Nasl da seviirdim seninle. Yalnz seninle sevimek istiyorum.
brleri elence, srf heves.

Adresim: Terrass Hotel, Maistre soka (Caulaircourt sokann kesi) Paris (18 )
Paris, Pazartesi 15 (Nisan) 192(9)
Gzel kk kzm benim, aziz km benim, 30'u bana gerekten de ok uzak
grnyor (...) Daha yaplacak ok iim var, ama dndm gibi sanrm 20'sine do
ru bitiririm. Paris houma gitmiyor, genellikle yorgundan da te bir durumdaym ve de
lice bir arzuyla seni yeniden grmek, sana sahip olmak istiyorum, bu kadar uzun sre
birbirimizden ayr kalmamalydk biz. Maceraya atlmak isterim elbette, isterim ama
senden, akn yetkinliinden, kadnn yetkinliinden bu derece yoksun kalmak da iste
mem. La Pomme ok nazik biri, tapyor bana, ok gzel bir kz ve ak dleriyle dolu,
ama senden ayr kalrsam, nefret edebilirim ondan. Ben de tpk senin gibiyim, ve bu
alanda yapabileceim herey, her zaman ancak senin yararna, sana sahip olmay arzulatabilir ancak bana. zlemle aryorum seni srekli olarak. Yaptm hereyde sen var
sn. Senin varln bana egemen.
(...)

Dn Max ve Marie Berthe ile birlikte arabayla gezdim (...). Bizimle birlikte Martinique'e gelmek istiyorlar. Bu yaz Arcachon dolaylarna gidiyorlar ve kendileriyle birlikte

C o g t o , B a h a r '9 5

259

Paul Eluard

ev tutmamz istiyorlar. Max geenlerde grltl bir macera yaad (bir kadm kard), a
Ortalk alkaland.
m

(...)

Her yerini pyorum ve her yerimi senin tarafndan plmeye brakyorum.

9
Paul :

Paris, Temmuz 1929 ;


Gzelim, her zaman iin benim Gala'm,
pek pahal olm ayan ve ok gzel bir daire ile ilgili yant bekliyorum, M ont- j
martre'da, ok aydnlk, ahane Paris grnml, stelik de byk. Alr almaz (zor ola
cak ya) sana telgraf ekerim. O zaman hereyimizi bir odaya koyar, sonra da istediin
yere gelir seni bulurum. Gzel bir odan olacak. Nereye gideriz? Hangi scack lkeye? i
ok scak da olmasn ama.
Burada da hava olduka souk. stelik de yorucu. Adresini yalnz bana ver. An
nem seni hep gneyde biliyor.
imdilik, param snrl. ok ey satn aldm, daire iin de (kira ve yerleme) bir y
n para lazm. Balangta masraf yapmamak zorunda kalacam.
Eer bu i yrrse, yeni ber evde, sakin ve tozsuz bir sokakta gnee kar oturaca
z-

Buraya uzun sredir ceplerimden birinde unutulmu bir mektubu da ekliyorum.


Seni korkun derecede seviyorum? Sanrm en ge 20'sine doru biraraya geliriz,
Ya da istersen daha nce, ama ben daireyi hazrlamalym, bu da pek yle kolay deil.
Eer 20'sinde olamayacan dnyorsan syle bana. Kzmam, ama kye gitmem gerekecek, o zaman da yalnz kalmamak iin La P.'u da alkoyann.
Ccile ile nereye gideceimizi dn. Breton Bretagne'da. Goemans, Cadaqus'te
harika bir film yapm olan spanyollarla spanya'ya gidiyor. Bize de ok ucuz bir yer
gerekecek. Crevel svire'ye gidecek: Leysin'e ya da Arosa'ya. Ameliyat oldu. imdi da
ha iyice ama gsz. Tapyorum sana. Korkun derecede yoksun kaldm senden.
Sk sk yazarm sana. Daha nce adresinden emin deildim.
(...)

mzasz
Gzel kk kzm benim, salnn iyi gittiine gerekten ok memnun oldum.
Seni yeniden gl, sakin ve k grmek istiyorum. Mektubun sanki seni 1 Austos'tan
nce gremeyeceimi anlatyor. Ben de ne yapacam pek bilmiyorum. Hl daireyle il
gili olarak yneticinin yantn bekliyorum. Paris dayanlmaz hal alyor. u sralar hava
ok scak. Her ne olursa olsun, 14 Temmuz'daki 3 gnlk bayramda bir yerlere gidece
im. Ama sen Terrass Htel'e yazabilirsin. Umarm B. iyileiyordur. Aman ok dikkat
et. Hastalanmandan hep korkuyorum. Sana ksa ksa ama her gn yazarm. Adresimi
iyice belirtirim.
Belki nce Evian'a gidebiliriz. Mideye ok iyi. Leman gl kysna da. Ne dersin?
Ve ardndan belki de spanya'ya. Ya da deniz kysna.
Gnleri sayyorum. Eer daha nce benimle gelmek istersen yaz ya da telgraf ek.
Tapyorum sana sana yalnz.
Paul

260

C o g t o , B a h a r '9 5

Galaya Mektuplar

Paris, Temmuz 1929


aramba, saat sabahn 8'i.
Gala, canm sevgilim,
ite Arosa'ya sonuncu mektubum. Byk bir olaslkla pazartesi ya da sal gn
Ccile ile birlikte Evian'da olacaz. imdi en iyisi senin hemen gitmen, gittiin otelin
adn da telgrafla bana bildirmen. Telgraf en ge pazartesi sabah erkenden Terrass Htel
12, Maistre soka adresinde elime gemeli.
(...)

Seni yeniden grmek iin can atyorum. Sen btn bedenler arasnda en arzulanan,
btn gzler arasnda en derin bakl olan, btn bacak aralarnn en sca, btn tut
kularn en lgn, btn kadnlarn en gzeli, en cretlisi, en zgrsn.
Dn, dekoratr Mareux'yle evi grmeye gittim. Gerekten ho bir daire. Senin
odan hafife yuvarlak, pencerenden de btn Paris grnyor. Oraya kocaman bir do
lap koymak keyfimi karyor. Hi koymasak daha iyi.
(...)

Neyse, herey yerleince, bu bize birka feti ile bir byk Chirico'ya mal olacak.
Buna da deer dorusu. Daha ok zevk alacaz. Ben de yle ok ey satn almm ki!
Eh.(...)
Senin bir eye ihtiyacn var m? Evet, merkez stma, banyo, hizmeti ya da arka
dalar iin tuvalet, vb. var... Sonra byk byk pencereler, karda kk bir park,
Sacr-Cur'n an, sokaktan tek bir araba gemiyor.Yepyeni bir ev bu. Ben de harika
biimde dzenletiyorum. Greceksin. Telefonumuz da olacak. Bir de gzel gramofonu
muz.
Belki de nce Leysin'e gitsek daha kolay olur. Birbirimizi daha kolay buluruz. San
rm bylesi daha iyi. Neyse, en ksa zamanda karar ver ve adresini hemen telgrafla bil
dir bana. (...)
Tapyorum sana, biliyorsun. Seni yeniden grmek, sana yeniden kavumak dn
cesi mahvetti beni. Her yann, her yann pyorum.
mzasz

Paris, Eyll 1929


Gala, canm benim, sevdiim kadn, sevgilim, mektuplarn byk haz veriyor ba
na. Sonra, seni seviyorum ve sen tek ve en byk gizemsin benim iin. O gzelim, o
gencecik, o bedenime sokulan ehvetli ve her zaman kendini bana sunan bedeninin, ha
rika gzlerinin gizemi. Seni seviyorum, yalnz seni seviyorum. Emin olabilirsin bundan,
kesinlikle emin olabilirsin.
Senin geri dnmeni ok isterim. Ama otelde fazla kalman da istemem, Paris'ten
nefret etmene yol aabilir. Daire, 4 ya da 5 Ekimden nce hazr olamaz. Barcelona'ya gi
dip de ne yapacaksn? Yorulursun. Orada kimleri bulacaksn? Neyse, gzel sevgilim,
nasl istiyorsan yle yap. Benim tek istediim senin zevk alman, yalmzca senin zgrl
n.
Ama sana ne syleyeceimi bilmiyorum. Hereyin stnde seni grmek ve sana
sahip olmak isterdim. Evet geri gel. Gel, gel, yalnz seni seviyorum, yalnz seni arzulu
yorum, yalnz seni anlyorum. stediim sensin benim. Gel, gel, gel, ne olur, gzeller g
zelim benim, tek varlm benim, Gala, Galoka.
C o g t o , B a h a r '9 5

261

Paul Eluard
(...)

Seni seviyorum, pyorum her yann iddetle.


Paul

Zarf:
Damga: Paris 3 ubat 1930.
Altct: Madam Grindel, Htel du Chteau, Carry-le-Rouet (Bouches-du-Rhne).
Var damgas: Carry-le-Rouet, 4 ubat 1930.

;
;

Cumartesi :
Kk sevgilim, nihayet senden bir mektup. Ve hemen ben de iinde bulunduum
nevrasteni durumdan, derin yalnzlmdan kurtuluyorum. Bugn, yataktaym, cesaretim krlm ve hep "kusmak istiyorum". Eh pekl! kalkp dar kacam. Biliyorsun,
sana inanyorum! inanyorum sana! SANA NANIYORUM! Hibir ey mahvolmad,
Mektubun iyiletiriyor beni. Btn bu gnlerde, senin yokluun olan o dipsiz kuyu tarafndan yutulmu olduum iin kzma bana. Eer bu boyutlara ulamsa, seni sevdiimdendir. Hem de nasl!
Ve bir de sama ve korkun migrenler!
Ama senin mektubun, mektubun, mektubun................. Gala.
Gala eer aramzdaki hereyin bitebilecei dncesine kaplrsam, gerekten de lme
mahkum biri gibi olurum, hem de ne lme.
Kk kzm benim, ne zaman geri geleceksin? Ben imdi iyiyim. Ama sen yaz ba
na. Her yerini pyorum.
Paul

Nice, Mart 1930


Cuma
Taptm Gala'm benim, nihayet adresin elime geti. Korkun derecede meraklan
dm. Meraktan, mutsuzluktan aladm. Bu yzden salarm beyazlat. Ama bu mektup
iime biraz su serpti. Adresini vermeden nasl olur da benden haber beklersin ki. Neyse!
zellikle u cierdeki suyu kurutmak gerek. Biliyorsun benim bama neler at. ok
dikkat et.
Seni gelip Barcelona'da grmek istiyordum! Seni sevdiimden, senin istediin hereyi istediimden emin ol. Srekli, her dakika seni dnyorum. iir yazdm, ikisi se
nin iin, gnderirim.
Avignon'a Htel Regina'ya gidiyorum. Yarn sabah mz* Suzanne'n ihanetine
urayan (beklenmedik bir eydi bu) Breton'un yanna gidiyoruz.
Bu mektubu hemen gtrmek ve sana telgraf ekmek istiyorum.
Ben olduka iyiyim. Char son derece nazik. Ona ayn adrese yaz. Seni ok seviyor.
Dali'ye dosta selamlar. Tapyorum sana. in rahat olsun her zaman.
Paul

(*) Paul Eluard, Ren Char ve Alice Apfel (bkz. a.g.y., 421, Mektup 71, not 4). (.N.)

262

C o g t o , B a h a r '9 5

:
j
!

Galaya Mektuplar

Paris 27 Nisan 1930


Pazar
Gala'm benim, nk eer sen benim olmasaydn yaayamazdm. Srekli seni d
nyorum, seni o kadar ok zledim ki, param olsayd gidip otelde kalrdm. Bilmiyor
sun, senin iin gerekten istemi olduum, seninse ok az ve kn oturduun o dairenin
atmosferini olsa olsa tahmin edebilirsin sen.
(...)

Herey skc, herey korkun. lm dncesi benim iin giderek ak dncesine


karmakta. Seni yitirmiim sanyorum. Neden bu kadar uzaklardasn. Onyedi yldr se
viyorum seni (...) Mutsuzluk dncesi sana olan akla dodu bugn, kurtulu yok. Se
ni alkoymam iin, sana sahip olmam iin, senin beni tmyle sevmen iin ne yapmak
gerektiini eskisinden daha fazla lp bimeyi bilmiyorum. Neden bu kadar uzaklar
dasn? Be gndr, senden istemi olduum telgraf alamamaktan dolay korkun dere
cede altst oldum. Dn akamki telgraf almca da arp kaldm, hibir ey getireme
miti ki bana. Btn mutsuzluumu brakyordu geriye, btn aptalca skntm.
Seni ne kadar grmek istediimi bir bilseydin, geen yl Cannes'da sana sahip ol
duum gibi benimle olman ne kadar da isterdim. Seni yanmda alkoyamayacam ok
iyi biliyorum (...), ama bana yle geliyor ki sana yllardan beri sahip deildim. Yaama
zevkini yitirdim ben, gezintilerin, gnein, kadnlarn tadm yitirdim. Geriye yalnzca
akn o ac ve korkun tad kald bana.
Ama sen, sakn mutsuz olma. Anlyorsun ya sana btn bunlar sylemem gereki
yordu. Ktmser iki mektup yazmtm sana daha nce, ama gndermedim. Ancak ar
tk susmamalym yoksa aresizlik iinde mahvolurum.
(...)

Seni kollarmn arasnda bir tutabilseydim, baz anlarda senin iin eskiden oldu
um kii olurdum yeniden. Tapyorum sana, oldum olas sen varsn yalmz. Mayakovski, Polonyal bir diplomatla evlenen bir kadna kar duyduu akn acs yznden
kendini ldrmt. Ancak, brakt mektupta bu kadndan tek sz etmiyordu, ama
karsna, Ella'nn kzkardeine "Lili, sev beni" diyordu. Btn bunlar okurken aladm
ben. Biliyorsun.
(...)

Kk gzel Gala'm, sevgilim, maya dorogoya, yavrum, akm, sensizlikten lyo


rum.
Paul

Paris 5 Mays 1930


Pazartesi
Gala, sevgilim, ite sonunda, bir hafta nceki uzun mektubuma yantn elimde.
Dn btn gn Ccile ve annemle birlikteydim. Galiba Ccile'i svire'ye, Montana'ya
gtreceim, bunun parasn da yine annem deyecek. Ccile imdi daha iyice. Yarn bir
uzmana grnecek. svire'de 4 ya da 5 ay kalmas ona ok iyi gelecek kukusuz, ora
dan, hastalnn meydana kmasndan nceki durumundan daha da gl olarak d
necek. Bu adan kayglanma sen. ocuklarda bu gibi eylere zamannda mdahale edi
lirse ilerde hibir iz kalmaz, ne var ki, renimini kesinlikle durdurmas gerekiyor.(...)

C o g t o , B a h a r '9 5

263

Paul Eluard

O daireyi sana almak benim iin olanaksz olacak. Bundan bana hi sz etmiyor
sun. Neden bana ne dndn tam olarak sylemiyorsun ki. Bir hafta nceki uzun
mektubumu, bana uzun uzun yant vermek iin yeniden eline al. Mektubumun en b
yk blm bizim ortak durumumuzdan sz ediyordu sana. Sense buna kesin olarak
belirsiz ve klasik aklamalarla karlk veriyorsun yalnzca: "Kesinlikle iin rahat etsin",
"kesinlikle senin", vb...
Brak da hastalnn ciddiyetinden ve buraya gelmeni engelleyen o nedenden ku
kulanaym. Bana yle geliyor ki, sen, baka yerde yaamay benimle birlikte olmaktan
daha ok seviyorsun, iyi anla beni, yavrucuum, bundan dolay seni knyor deilim ve
her eyin stnde, senin keyfince yaaman, mutlu olman istiyorum. Ama niin kar
lkl olarak kuruntuya kaplalm ki? Ben bir hafta nce sana btn gerei syleme kara
rn aldm, bunun, benim iin bu iten pek fazla zarar grmeden en iyi kurtulu yolu ol
duuna inanmtm. Ak syliyeyim, senin beni yle iddetle grmeyi arzuladna da
inanmyorum. svire'ye 15 gnden fazla bir sre iin gitmek istemediini bana syle
men ok iyi de, asl kt olan, u lanet olas dairede, ne Cannes'da ne de baka bir yerde
benimle birlikte 15 gnden daha uzun sre kalmak istemediini aka sylemen. Bana
gelinceyse, benim iin tamamiyle olanaksz olacak. Benim ktmser mektubuma gelen
bugnk yant gerekten yetersiz. Seninle byle konumaya hakkm olduunu gz
nnde tut, nk pratikteki btn berbat skntlarn yan sra senin kadar zgr olsam
hi elde tutmayacam bir evin, seninle doldurduum ve srekli olarak lmeyi, brakp
kamay dlememe yol aan ve kaplm olduum btn skntlar sana brakmamak
iin kamadm bir evin skntlarna katlanyorum ben. Benden bakalarn da gerekten
sevdiini daha nce bana aklam olduunu da bir dn. Kuruntuya kaplmadm
da bil. Ve, saygl davranarak, drste davranarak ak konu benimle, korkmadan.
Ekimden bu yana burada ne kadar sre yaadn ki sen? Bu yl buraya birka kez
urayacan syleyerek beni avutmaya alyorsun. Gala'm, bu koullarda, sradan
bir otel odasnda oturmann ve yanma yalnzca gerekli birka kitaptan baka hibir ey
almamann benim iin ok daha az g olacan (daha ne olsun) anlayla karla. Geri
kalan btn hereyi sana veririm. Ben de alrm. Her ne olursa olsun, ben azla yetini
rim. Rollerin tersine dndrlebileceini de bir dn. Seni grdm zaman imdikin
den ne ok ne de az severiz birbirimizi. Yoksa bu iin sonu kt olur, hem de ok kt,
gndelik yaamn btn o hergelelikleri arasnda berbat biimde biter. Byle olsun ister
misin? Ben mektubun yantn alana kadar daha bir hafta, bir trl gemek bilmeyen bir
hafta var, onu da dn. Eer durumumuzu iyi anlamak istiyorsan ve ne istediini iyi
biliyorsan, hl herey dzlebilir. yilik yapacam diye de rpnp durma - sonu ku
kusuz kt olur.
eninim, yalnz senin.
Paul
Gerekirse telgraf ek, ekinme sakn.
(...)

21 Ek(im) 1930 Sal sabah


Gala, bu gece, saat sabahn 3'ne kadar seni dndm. Sonra da seni dmde
grmek zere uykuya daldm.
Kendimi ok yalnz hissediyorum, bununla birlikte srekli olarak umut etmek iin

264

C o g t o , B a h a r '9 5

Gala'ya Mektuplar

kendime nedenler aradm o gnler nerede kald? Tam boanmaya karar verdiimiz
bir srada Nusch'un yanmda olmas, iine deceim yalnzln farkna varmam en
gelledi. nk hi kimseyle yaayabileceimi sanmyorum, ne Nusch ne de bir bakas.
Seni seviyorum Gala ok uzun zamandr, seninle ok uzun sre birlikte yaadm, sen ne
dnrsen dn, ben ok, ok uzun sredir hereyi senin arzularna, dlerine, doa'na uydurdum.
Gerek duyduun sevgi, arzu, iyimserlik, lmsz ak serabn sanrm senin iin
koruyabilirim - ve ne yazk ki beni de altrdn buna sen. Evime (..) sevdiim hereyi al
mak isteme fikrine hafife glmsyorum. Dil srmesi bu Gala'm, her zaman iin be
nim Gala'm, yaama nedenim benim, yle demek istiyordum aslnda: Sevdiim hereyi
senin evinde brakmak. (...) Gelir grrdm seni, sevdiim herey olan seni, yalnz sen
varsn diye sevdiim eylerle evrili olan seni.
Paul
Eluard-Grindel, Htel Regina, Avignon Vaucluse.

Damga: Paris, 17 Eyll 1933


Alc: Madam Grindel-Dali, Port Lligat, Cadaqus (Gerona), spanya.
Var damgas: Cadaqus (Gerona), 19 Eyll 1933.
Her zaman iin benim Gala'm,
hayr, Cadaqus'e gitmeyeceim. u srada Ccile ile birlikte Montlignon'daym.
(...)

ltifatlar dnyada beni duygulandran tek varlk sensin (...). Bu gnlerde ilgin ba
z durumlardan dolay, birka yl nce seninle birlikteyken iinde olduum duruma
dndm - dler, yaam, zlem. Bahelerin. Ben de seni son derece seviyorum yavrucuum.
(...) Sonsuza dek srgndeyim ben. Beynimin yurdusun sen. nanmalsn bana: Sa
na olan ballm sarslmaz nitelikte, btn d grnlere karn. ldrecek beni bu.
Yaptm hereyin gerisinde, sen varsn, hep SEN olmu olacaksn.
Bu erken dne ok seviniyorum. Yararlanrz bundan. Ccile de ok memnun
olacak.
Seni seviyorum dorogoy'um benim. Her yann pyorum.
Her zaman senin.
Paul

Paris, Ekim ba, 1933


Dn pazard, Montlignon'a gittim. Ccile ile birlikte uzun uzun (...) senin, bizim,
ondaki btn fotoraflarmza baktm durdum. Senin iin gemiin deersiz olduunu
biliyorum. Benim iin de yle, ama bizim gemiimiz dnda. Korkun bir nevralji du
rumu bu. imdiki an o kadar az ki. Yeniden hissetmediim eyleri sana yaratmaya a
lmadma iyice inan, ama unu da iyi bil ki eer sen benim iin yok olursan, bu da be
nim yaammn, tm yaammn sonu olur. Tm yaamm boyunca ben hep sana bal
kaldm. Yaptm hibir ey senden ayr deil. Sen benim tm, tm yaammsn.
Evet gidip bir doktora grneceim. Nasl, niin yayorum ki ben? Yalnzca, senin

C o g t o , B a h a r '9 5

265

Paul Eluard

varlnn capcanl dncesine sahip oldum, hep sahibim de ondan. Kamm gizlice bu
dncenin peinden srklyorum gzel kk Gala'm benim. ok melankolik biri
yim. K saati. Hava bir saat erken kararyor.
Sakn beni tiksinilecek kadar duygusal grme.
Seni seviyorum.
Paul

Paris, Mart 1935


aramba, saat sabahn 10'u
Yavrum, Gala'm, gerekten de eve dndmden bu yana, abuk yorulmuum,
hem de olduka. zellikle de bir damla arap ya da alkoln benim iin ne kadar tehlike
li olduunu grdm. Ama neyse, iyiletim artk. zellikle moralim yerinde. Her ey g
zme daha az hznl grnyor (...)
Burada havann gzel olduunu sylemeliyim sana. lkbahar her zaman iin benim
stmde ok iyi bir etki yapar.
(...)

Ne zaman geri geliyorsun? Senin varlnn, tlerinin bana ok deerli yardmla


r dokunur. Seni yalnz gururla dnyorum. yi yaadk biz, korkusuzca.
Ve biliyorsun ben seni deliler gibi sevdim ve sana kt bir yaam vermedim. Ak
mz, kendi kendimizin bilincine varmamz, delilerde grlen o ocuksuluumuzu, o
masumluumuzu bastrmamz salad.
imdi seni huzur iinde seviyorum. Seni artk zmeyeceimden, senin mutlu olaca
ndan kesinlikle eminim. Gala, gzel Gala'm, kk kz, huzur iinde leceim ben.
(...)

Nusch, senin kendisine gsterdiin dostluktan son derece memnun. Dali senin iin
ne ise o da benim iin yle, sevgiyle dopdolu ve yrekten bal bir varlk, mkemmel bi
ri. (...)
Dali'ye kendisini ok sevdiimi syle.
Her zaman iin senin.
Paul

Paris, Nisan 1937


Cuma
Galoka, dorogoya,
(...)

Cumartesi sabah
(...)

Mektubumu yeniden ayorum nk korkun bir d grdm. Tatilimizi birlikte


geiriyorduk. Sana hi bylesine mutlu olmadm sylyordum. Btn krlarda bayr
larda, yollarda, aalarda iekler amt.

266

C o g t o , B a h a r '9 5

Gala'ya Mektuplar

Bir da yoluna giriyoruz. Yolun yaknna bir satran oyunu gmlm.


Dam hemen yanmda kk bir yol var. Sen geebilirsin. Sana baryorum, sana
emrediyorum: Geri ekil, geri ekil, nk topran yanldm, yolun ktn gr
yorum.
Sen geiyorsun, arkandan da yol uuruma kayp yuvarlanyor. imdi ben "Gala,
neden, neden?" diye baryorum. Sen geiyorsun, ama anszn yol ile birlikte sen de ka
yyorsun, haykryorsun, toprak seni eziyor, delirdiimi hissediyorum. Ve birden, akl
ma bir fikir geliyor, koarak aaya kadar ineceim. Seni alacam ya da seninle birlikte
gmleceim. Uyanyorum, bam korkun derecede aryor. Ateim 37.8. Dn akam
da bile bile yemek yemedim. Yataktan kmayacam ve aspirin alacam, bu da benim
hi yapmadm bir ey.
Franszca'dan eviren: S.R.

C o g t o , B a h a r '9 5

267

P a u l E l u a r d 'a M e k t u p l a r 0
Gala

[Paris 17 Kasm 1916]


Zavall kk olum, ok sevdiim dorogoy'um benim.
Dnk, bugnk mektuplarn yrek karartc: Hep benden kukulanyorsun.
Korkun eyler dnyorsun: Bana olan sevginden dolay deil de aka olan sev
ginden dolay "Bana Balsn Sen". Kimi zaman "yosmaca" niteliklerimden sz ediyor
sam da inan doru deil bu, hi yle biri deilim (...). Seni tanmadan nce hibir zaman
bir bakasyla seninle olduum gibi olmadm. Hibir erkei pmedim, hibirini nemse
miyordum, gz szp uysal davranmak istediklerinde alay ediyordum onlarla. Elimi,
tutmalar iin uzattmdaysa tpk ocuk eli tutar gibiydim ya da beni rahat brakmalar
iin byle yapyordum, bunu hepsi de ok iyi biliyordu. (...)
Sana bir kez daha ve de sonuncu kez yineliyorum, sana kar kesinlikle ak yrek
liyim, sana iten davranyorum, hibir art dncem yok. "Alaklktan" dolay deildi,
korkacak hibir eyim yok benim, benim gerek duygumdu bu, iyiydim ben, uysaldm
ve senin de uysallna ihtiyacm vard. Hepsi bu. Eer sen bunda bir ktlk gryor
san o zaman bala beni. (...) u iki yl iinde akmla ilgili ok ey rendim, ok ho
ve harika eyler. Syleme ltfen, ok ar, iren eyler syleme. Ya da byle dnd
nden, buna inandndan iyice emin olduunda, ikna olduunda bir kerelik syle
bunlar. Ama kukulanma. Beni ne kadar zyorsun bir bilsen.
Bundan baka hibir ey syleyemem, seni seviyorum yalnzca, seni, hibir eyim
(*) Bu mektuplar, Paul Eluard'n G ala'ya gndermi olduu mektuplar ieren Letlres Gala (Gala'ya Mektuplar, Gallimard, 1984)
adl kitapta yer alan "Lettres de Gala el Paul Eluard " ("Gala'nm Paul Eluard'a M ektuplar"; Kasm-Aralk 1916) balkl blmden
seilerek dilimize aktarlmtr. (.N.)

268

C o g t o , B a h a r '9 5

Paul Eluard'a Mektuplar

yok benim; ne yeteneim, ne aklm, ne isteim var, hi, hi, hibir eyim yok, akm var.
Korkun bir ey. Ve ite bu yzden, eer seni kaybedecek olursam kendimi de kaybede
rim ben, bu yzden, Gala da olmam, binlercesi gibi zavall bir kadn olur karm.
Seni tanmasaydm yitip gitmezdim, nk hi kimseye kendimi tmyle vermez
dim. Yani hi kimseyi sevmiyordum, rastladklarm arasndan hi kimseyi sevemezdim,
kendime ait olarak kalrdm, her zaman bamsz. Ama sana rastlam olmaktan dolay
mutluyum, yaamn kutsuyorum senin. (...) Ve eer sen, beni seviyorsan yaamnn
zerine titrersin, nk sen olmaynca ben ii bo bir zarfa benzerim. Benim yaamm
senin srtnda. Eer beni seviyorsan korursun onu, yok eer benden nefret ediyorsan
atarsn olur biter ya da serte, hoyrata ypratrsn onu. Yapabilirsin, hakkn var nk
sana ait bu.
(...)

Her yerini ve ellerini pyorum. Her zaman iin senin karn.


Gala
Sana her gn yazyorum. Annenin babanla ilgili olarak syleyeceklerini yap. Endi
elendiriyor bu durum beni. Kendi salndan sz et.

[Paris] 19 Ar[alk 1916]


Sevgili kocam, canm ocuum, benimle sen diye konu. Daha samimi oluyor. Be
nim de olabildiince samimi olmaya ihtiyacm var, seninle mutlak samimiyet iinde ol
mak istiyorum. Yan yana geldiimizde sana sen demeyiimin nedeni, okamalarmda
seninle ok zgr hareket etmem; yoksa duygusal ilikilerimde son derece ekingenimdir. Ben sokakta, tramvayda ve metroda senin yanndayken ve seninle szckleri telaf
fuz etmeden konuurken seninle iimden konuuyorum ve sana her zaman sen diyo
rum.
Mektuplarndan bana "siz" diye yazdnda korkuyorum, rktyor bu beni, ac
veriyor, benden uzaklayorsun gibi geliyor.
(...)

Sevgilim, moy dorogoy malik, solniko moye dorogoy, seni ne kadar sevdiimi
bir bilsen ve ne kadar ac ektiimi, sana ne kadar ihtiyacm olduunu bir bilsen.
(...)

Akam - Dorogoy, dorogoy, dorogoy ok garip eyler oluyor: Sen de benimle ayn
duygular, ayn dnceleri yayorsun - Pazar gnk mektubunu alyorum, bir de ba
kyorum benim bugnk mektubumun ayns, ayn gnl ba. Gerekten biz birbirimi
ze karmz: Sen bensin, ben de enim.
(...)

Tmyle sana baml olduumu gryorum, ve sensiz yaayamyorum. Senin iin


de ayn.
(...)

Btn bedenini pyorum. yi geceler, kk kardeim, dorogoy malikim benim.


[mzasz]

C o g t o , B a h a r '9 5

269

Gala

[Paris, 20 Kasm'a doru, 1916]


Sevgili kk olum,
bugn "bizim" oday bir uzman gibi topladm. Ev ii yapmay hi sevmem ama bu
ii ok iyi yapacam sanyorum (annen de yle sylyor). Ama hibir zaman ev kadn
gibi olmayacam, k bir kadn olacam (...) ve ok ok okuyacam. Desen alacam
ya da eviri yapacam. Her eyi yapacam ama elini hibir eye srmeyen bir kadn
havasnda olacam hep. (...) Hibir zaman bir ey yapmam ben, kendim iin bile. Ve
ben, senin iin ev ii yapacam. Greceksin, bak yuvamz ok iyi, tertemiz olacak. Ama
hi kimse benim i yaptm grmeyecek, sen bile.(...)
(...)

Gerekten "dnm geiriyorum", babam ya da annem beni senin kazan ona


rrken bir grse. aknlklarn grmek isterdim. (...)
Franszcaya eskisinden daha ok alyorum.
(...)

Babu de Montparrasse' NE KADAR ok okumak STERDM. Btn Fransz "nesircileri" (eletirmenlerden ya da airlerden szetmiyorum) arasnda en ok Ch(arles) L(ouis) Ph(ilippe)'i seviyorum. Franszlar arasnda konular ele alp gelitirme ile ilgili ok
deiik dnceleri ve uygulama biim leri var; tpk Ruslarda, zellikle de Dostoyev(ski)'de rastland gibi.
(...)

Sevgilim, tatl ocuum, taptm kocam, azn ve her yerini pyorum. Her za
man iin senin karn, senin Gala'n.
Franszca'dan eviren: Sema Rifat

270

C o g t o , B a h a r '9 5

E r KSAN SNEMASINDA AKIN


Tutku O la r a k Teza h r
Mehmet Atak

Erksan sinemasnda ak var mdr? Ak nasl tanmladnza bal. Eer melek


bir gl sevgiyse anladnz, phesiz krntlarm bulabilirsiniz, ama genellikle filmin
ilk dakikalarnda. Kaderin alar kahramanlarmzn zerine dmeden nce filmin ilk
dakikalarnda. Eer aktan anladnz eytani bir gl sevgiyse, bunun baz hallerini
de rahatlkla Erksan filmlerinde tespit edip, 'Erksan'da ak vardr' diyebilirsiniz. Her ne
kadar erif Mardin, bu corafyada slamiyet sonras eytani olandan uzak durulduu
iin edebiyatta dramatik ve trajik olana varlamadn iddia etse de. Ki kuramsal olarak
hakldr da, nk slamiyet teslimiyeti ngrr, yani atmamay. atmann olmad
yerde de ne kar gelmeler ve elikilerle bir eride ykselen eylemden, ne de mutlak
yenilginin ac sonundan bahsedilebilir. Amma velakin kazn aya tam da yle deildir.
Teslimiyet bir ide olarak vardr ve ok zor eriilen bir kademedir. nk mutlak teslimi
yet iin nefsin tmden yok edilmesi gerekir. Ki bu terbiye sreci tam manasyla bir at
madr: Nefs ve ruhun dellosu.
Erksan'daki eytani aka gemeden nce Erksan hakknda birka maddi bilgi vere
lim. Zat- muhterem 1929'un ilk gn anakkale'de domu. Her ne kadar, kaleme ald
biyografisinde pederine de Erksan soyismini mnasip grm olsa da, kendi seme
dii ismi, smail Metin Karamanbey'dir. Merhum pederleri imenlik (anakkale) Kalesi
Kumandan, binanaleyh ttihak ve Terakki Partisi anakkale mebusuymu. Yedi ya b
yk biraderi etin Karamanbey 1944'de bir film irketi kurmu, 1948'de de ynetmenli
e balamtr. Tm eitimini stanbul'da gren Erksan'm sinemaya ynelmesinde p
C o g t o , B a h a r '9 5

271

Mehmet Atak

hesiz byk aabeyinin bu sektre yerlemesinin rol vardr. 1947'de Dnya Gazetesi'nde film eletirileri yazmaya balam. Mahlas 'Kamera'. Bu arada I.U. Edebiyat Fa
kltesi Sanat Tarihi ve Estetik blmnde rencidir. Ernst Diez, Philipp Schvveinfurth,
Kurt Erdmann, Albert Gabriel gibi sanat tarihilerinin ve Hilmi Ziya lken ile Tanpnar'n rencisi olmutur. 1950'de Yusuf Ziya Orta'n "Binnaz"m Atlas Film iin senaryolatrm. "Binnaz", ancak dokuz yl sonra Mmtaz Ener tarafndan ekildi. Bir
yandan byk biraderine asistanlk yaparken, bir yandan da, Reat Enis, Reat Nuri,
Halide Edip, Hseyin Rahmi vd'den uyarlayarak daha sonra kendi ekecei ikisi hari
cinde hibiri film haline getirilmeyen 18 adet senaryo yazm, Atlas Film iin. "Karanlk
Dnya-Ak Veysel'in Hayat"n ynetmesi, sadece bir frsat deerlendirmeymi. Nedim
Otyam filmi ynetmek istemeyince, Erksan'a neride bulunulmu. Bu arada, bizce sebe,
bi mehul bir vaka olan soyismini Erksan'a deitirmesi de aa be yukar bu d
nemlere denk geliyor. Baka birinin senaryosunu ekmesi sinema serveninde vaka-i
adiyeden saylmayan Erksan, ilk filminde bu konuda bir mklt karmam olsa da,
gene de senarist Bedri Rahmi'yi (Eypolu) memnun edememi. lk filmin vukuat bini
bir para. ki ba oyuncusu Alan Saylgan ile Kemal Bekir, daha film bitmeden Kom
nist Parti kurmaktan tutuklanm.
Sonra bu corafyada ilk sansr edilen film olmasa da, uzun srm sansr gelene
inin ve dahi Erksan filmografisinin sansr edilme geleneinin mihenk ta, "Karanlk
Dnya" geliyor. Reddedilen film, bir sene sonra, Erksan bertaraf edilerek ve Amerikan
propaganda filmlerinden devirme grbz buday baaklaryla semirtilip, pembe gz
lk taklm bir spikerin haneresinden fkran "karayd da ak oldu" teranesiyle, d ses
takviyeli gayet eklektik bir fibrit olarak 'perde' demi. "Karanlk Dnya" haliyle tipik
bir Erksan filmi deildir. Geri halk ozannn hi grmedii insana, doaya, dnyaya
olan sevgisi bir ak trevidir kukusuz ama Erksanvari deil. Filmden aklda kalan tek
sahne-i ak, kapal ehevi bir sahnedir. Gencecik bir Ayfer Feray'n oynad k Vey
sel'in karsyla, birka sahne sonra kaaca yabancnn karlkl zm yeme sahnesi.
nc filmi "Yol Palas Cinayeti", 'evli bir kadnn baka bir erkekle iliki kurmas' ge
rekesiyle sansr tarafndan reddedilir. Ama bu kez Erksan epey ansldr. Bir defa, fil
min menei bire bir milli (!) kadn yazarmz Halide Edip'in romandr. stelik Halide
Edip okuldan Erksan'n hocasdr. "Dokuz Dan Efesi", Erksan'n tiklerinin aa k
maya balad filmdir. Kahramanda intikam kaynakl, kk 'hrs' olan ihtiras'n oluu
mu. ntikam hrsnn bir tutkuya giderek takntya dnmesi. Babasn ldren Haan
avu'tan cn almak iin hkmete bakaldrp daa kan akc Mehmet Efe'nin
hikyesidir "Dokuz Dan Efesi". Erksan'n Efe'si, hamasi, milli ya da toplumsal hislerle
daa kan, bireysel zaaf tamayan kahraman efe stereotipinden hayli farkllk gsterir.
Daha ok sonradan gelitirecei ihtilt duygu ve eyleminin etken ve edilgen hallerinin
birbirine dnen ikilemi iinde bocalayan, ihtiras-tutku-taknt seyri daiminin aknts
na kaplm grotesk kahraman anti-kahramanlarnn prototipidir. Erksan stereotiplerindeki ehevilikle-intikam hrsnn birbirine karmas, 'sadik' olgusuna da ilk kez bu film
deki akc'nn Ekberolu'nun kzyla sevime sahnesinde rastlarz (Tabii bu saptamala
r deerlendirirken Erksan kahramanlarnn Hristiyan doktriniyle oluup-belirlenmi
bireyler olmadn ve de ilenilerinde u ya da bu lde Yeilam ablonlarnn da et
ken olduunu gzard etmemekte fayda var.)
Erksan sinemasnn asl balangc kabul edilmesi gereken film ise sinema tarihi
aratrmalarnda hep gzard edilmi bir melodram, "Hicran Yaras" dr. Sokak arkcs
- veremli kz - zengin kadn triogamisinde, bir nceki filminde belirmeye balayan, daha

272

C o g t o , B a h a r '9 5

Erksan Sinemasnda Akn Tutku Olarak Tezahr

sonraki filmlerinde belirleyici olacak tm unsurlar resmi geit yapar. Erksan kahraman
larna yanl olarak atfedilen kara sevdallk (melankoliklik) zelliini filmin byk bir
ksmnda en ok tayan kahraman, Sadri Alk'n oymad sokak arkcsdr, ki o bile
tam anlamyla melankolik deildir. Erksan kahramanlar, umutsuz aklarnn zerlerine
rd kederle d dnyadan kopup ilerine kapanmazlar. Aksine ,gdmlendikleri ta
kntlaryla handiyse hiper-aktiftirler. D dnyadan fiil olmayan kopukluklar, kendile
rini tmden evrelemi takntlarnn, alg ve akabinde duyguyu yaamalarna izin ver
memesinden ibarettir. Melankoliye ise sadece sessiz birka karede, anlam btnl
oluturan bir ifade olarak rastlarz, o kadar.
Trk sinemasnda toplumsal gerekliin ilk rnei kabul edilen "Gecelerin tesi",
"At Gzlkl " Lukacs ve "Ezgiler Cehennemi Gardiyan" Lunaarski'nin asla ve kat'a
tasvip etmeyecekleri bir 'yiti' hikyesidir znde. Ayn mahallede oturan, (mekn birli
i), ayn yalardaki (kuak birlii), tm ezik, kstrlm ve gvencesiz (duygu birlii)
bir avu gencin, ok farkl hedeflerde de olsa kurtulular iin (ama birlii) bir soygun
yapmalarnn (eylem birlii) hikyesidir. Tek kahramann yediye blnmesi ilk anda
Erksan tiklerini zayflataca intiban getirse de, sonu yle deildir. Aksine bir anlam
da dier filmlerde tek ferdin hastalkl yaplar olarak alglanabilecek tiklerin, yedi ayr
insana baz asgari mterekler tmnde muhafaza edilerek bltrlmesiyle toplumsallatrlmasdr. Ki Erksan'n zihniyeti gz nne alndnda unsurlarn tek bir fertte
topland filmlerde de, o fert bu psikolojik unsurlarla bezenmi Batl anlamda bir birey
deil, bir simgedir.
Fakir Baykurt'un romanndan uyarlad "Ylanlarn c", baka bir hazr yap
tarafndan belirlenmesine ramen Erksan'n kendi zelliklerini youn biimde yanst
maktan kendini alkoyamaz. ana kahraman, Irazca, Haceli ve Kara Bayram da, hem
hrs, hem hiraset (korunma) kknden gelen bir ihtirasla kuatlmlardr. Daha sonra
mesela "Susuz Yaz''n ilk blmnde daha da belirginleecek olan 'insann yalnzl ve
bu yalnzlk salamsa bunun kiinin asl gc olduu' bu filmde iyice netlemitir. Me
sela Kara Bayram'n Haceli'nin kars Fatma'yla temel ukurunda yatmas, sradan ehvi
bir drtnn zerinde, evinin nne ev yapmaya kalkan toplumsal erkiyle kendisinden
gl cinsel erkiyle intikam alma hrsn da tar. Tpk Dokuz Dan Efesi'nde akc'nn Ekberolu'yla yatmas gibi. Yani bu sahne ehevi bir doyumdan ziyade, zerinde
ki cinsel olmayan tahakkmden, 'dzme' boyutunda ve asl doyumu cinsel olmayan
cinsel bir erk elde etmeyle intikam alma boyutu tar. Geleneksel deerler dorultusun
da atmaya giren yal ky kadn Irazca'nn olunun hasmnm karsn dzmesini
desteklemesi de kahramanlara yaylm eytani ihtirasn bir parasdr. Ama tabii iinde
ekicilii ve irenlii deien yzler olarak barndran; kutsanan ya da lanetlenen demonic kahramanlarla alakas yoktur Irazca, Haceli ya da Kara Bayram'n.
"Ac Hayat" Trk sinemasna daha sonra yzlerce sakil rnekte tekrarlanacak bir
forml hediye eden, Erksan sinemasnn kronolojik izgide "H icran Yaras"ndan
sonraki en ahs rneidir. Filmin banda melek bir ak vardr, tersane iisi Mehmet'le
manikrc Nermin, kendilerini kuatan dnyann irkinliklerini gzard etmi, 'erdem'
olarak tezahr eden gelenein 'gzel yz'yle desteklenmi, art niyetsiz bir kadn, er
kek ilikisi yaamaktadrlar. Nianldrlar, yani sosyal konumlar dolaysyla zaman ve
meknn greceliindeki ahlaki deerlerle uyum iindedirler. Ve bunun bir st aamas
olan evliliin yolundadrlar. lk atma esi; Nermin'de gz olan zengin ocuk Ender'in kyla balar. Ender'in Nermin'i ifalinin akabinde Mehmet tipik bir Erksan
kahramanna dnr. Bir gn eit bir erke sahip olacak ve dnp intikamn alacaktr.

C o g t o , B a h a r '9 5

273

Mehmet Atak

Olaya ak adan baktmzda, Mehmet'in tutkusu giderek takntsnn objesi deildir


artk. Bu takntnn k noktas Mehmet'in yaad edilgen bir ihtilttr ve intikamn
iinde de etken bir ihtilt olacaktr. Bu arada "Ac Hayat"ta intikamn bir arac duru
mundaki sahip olma ihtiras da, Erksan sinemasnn belirgin tematik unsurlarndan bi
ridir. "Ylanlarn c"nde Haceli'nin sahip olma ihtiras grecelii iinde iktidarna
ulamaktr. Irazca ve Kara Bayram'm hiraset kkenli ihtiraslarna da zaman zaman hrs
kkenli sahip olma ihtiras bular. "Ac Hayat"a dnelim, Mehmet'e piyangodan para
kar ve yllar sonra bambaka bir sosyal statde dner. lk ii Ender'in kzkardei Filiz'i
ifal etmek olur. Nermin Mehmet'e dnebilmek iin rpnr; ama nce de belirttiimiz
gibi, k sebebi de olsa Mehmet'in taknt-ak'nm objesi o deil, soyut bir kavram olan
intikamdr. Mehmet intikam takntsn trl yollardan eylem iinde katarsis ederken,
Nerm in de kendi seim i olmasa bile, hem kendisi iin artk ebedi bir 'hasret' olan
Mehmet, hem de ona olan ve byk lde melekliini muhafaza etmi ak sebebiyle
intihar eder."
"Susuz Yaz"n ilk yarsnda Hasan'n 'su' konusundaki hem hiraset, hem hrs k
kenli ihtiras ile, yalnzlna gvendii lde, gl insan temalar hakimdir. kinci ya
rnn kahraman ise, Erol Ta'n oynad Hasan'n kardei Osman'dr. Osman, Hasan'a
ait olan her eye: bahe, su, yengesi Bahar, tek bana sahip olma, daha genelleyerek g
rece iktidar ihtiras iindedir. Erol Ta'n "Ylanlarn c''ndeki Haceli rol de ok ben
zer bir simgedir. Filmin sonunda lah adalete kurban gitse de, eytan akn sonuna
kadar yaar. "Susuz Yaz" Erksan sinemasnda feti objelerin belirlenmeye balamas a
sndan da nemlidir: Kocas hapisteki Bahar'n korkulua sarlmas gibi. Osman'n aa
taki yengesinin bacaklarn rntgenlemesi, gene Osman'n ylan sokma vesilesiyle su ka
nalnda yengesinin bacan emmesi ve yengesine tecavz etmesi, ehev ak adna akl
da kalan sahnelerdir.
Erksan'n da "O dnem iin biimini en ok sevdiim film" dedii "Sulular Ara
mzda", "Sevmek Zaman"yla birlikte plastik deer asndan en nemli iki filminden
biridir. Babadan zengin bir iadam olan Mmtaz, soyut objesi bizzat kendisi olan hrs
kkenli ihtirasn penesinde bir doyumsuzdur. Bu rolde, "Ac Hayat"ta benzer bir roln
daha az gelikinim oynayan Ekrem Bora vardr. Gldrmeye ynelik olmayan bir vod
vil rgsndeki filmde, Erksan srrealist ve pop art etkileri tayan plastik sahnelerleri
sunarken; bir yandan da, bu kez kahraman intikamdan mahrum brakld iin tutkusu
iktidar ihtirasdr. Mmtaz'n salonu boalttrp toplant masasnn zerinde ayaklarnn
dibinde bir kuru kafa duran sekreterinin jartiyerli bacaklarn pmesi, ve bir dnya hari
tasna dayayp onunla sevimesi, 60'larn banda Trk sinemasnda darkl akse
suarlaryla bir manada Demokrat Parti zihniyetinin idesinin gstergesi olsa da Yeilam'da dnemin haleti ruhiyesi iinde Kuzey Kutbuna g etmi papaan muamelesi
gren Leyla Sayar'n olduu sahneler (Filmde Mmtaz'n metresi rolndedir): Mmtaz'n metresinin vcudunu banknotlarla kaplam as,..... metresinin tablolar vs. dolu ya
takta zenci jigolosuyla sevimesi gibi sahneler, filmden aklda kalanlar oldu. "Sulular
aramzda", "Susuz Yaz"n ikinci yarsn 'bireysel' bulup eletiren devrin sol aydnla
rndan balanamaz 'tu kaka' bir burjuva melodram yaftas yedi. Ama ayn film 1965
Milano Film Festivali'nde 'En iyi sosyal konulu film' dln ald. Yani ya biz kara b
ykl Trklerde bir ey vard, ya da Latin horozu talyanlarda.
"Sevmek Zaman" phesiz Erksan filmogrofisinin ba eseridir. Zamannda kadri
kymeti bilinmemi bu film iin Halit Refi 1972'de "Tasavvuf yoluyla har neir oldu
umuz platonik dncenin dnya sinemasnda vard en st nokta" yazm. Halil Us

274

C o g it o , B a h a r '9 5

Erksan Sinemasnda Akn Tutku Olarak Tezahr

ta, sezon dnda Byk Ada'da bir villann boya ilerini yapan iednk bir adamdr.
Villann duvarndaki gen kz fotorafna k olmutur. Erksan sinemasnda 'kara
sevda' motifinden sz etmek gerekirse, gerek manada sadece bu filmi iin geerlidir.
Derken fotoraftaki kz -evin kz- bir hafta sonu boyutlu olarak geliverir. Ve Halil
Usta'nn suretiyle yaad isel akn iine eder. Mfik Kenter'in oynad Halil Usta
iin isel ak, araya giren somut ve bir m anada arsz sureti sebebiyle bir hasrete
dnr. Halil Usta'nn aknn, ehevilii, aknl, kimilerince tmden dnyevilii akmlk olarak alnp, "Sevmek zaman" na tm zamanlarn en 'tasavvuf filmi nvan ve
rilmesine sebep olmusa da, burada biraz zorlama vardr. Tasavvufiden ziyade Eflatun
bir ak belki de daha doru bir benzetirme olabilir. Filmin zellikle Halil'in gelinlikli
manken ve fotorafla sandalla alma sahnesi unutulmazdr. Bu arada ilerici sa -nat eit
tir toplumcu gerekilik banazlyla bakan dnemin sol aydnlar "Sevmek Zaman"n
'soyut' bulup lanetlemilerdi. Ama filmi Kartaca Film Festivali'nde gren George Sadoul, Ntre Franaise'de "Son derece byk bir snf atmasn gsteren bir film" yaz
mt.
"lmeyen Ak" Emily Bronte'nin "Uultulu Tepeler"inin bir uyarlamasdr. "Ac
Hayat" formlnn parafndan getii iin, hayli serbest bir uyarlama. Ki tpk "Ac Ha
yat" taki kahraman gibi "lmeyen Ak"n kahramannn ismi de Ali'dir. Khya'nn olu
Ali'nin ak da bata melekdir. Ama gelien olaylarla sosyal konumundan dolay ezilip
aalanma, edilgen ihtilt, ve intikamla ekillenmi ihtiras, tutku, taknt silsilesini takip
eder. Geride kalan sevgilisi Yldz ise "Ac Hayat"n Nermin'i gibi hasrete gark olmu
tur, lkin onun hasreti Nermin'inkinden ok daha katastrofiktir. E, ne de olsa kkeninde
barok bir roman yatar; ve bu barok, Erksan'm groteskiyle birleince ortaya nadirattan
bir ATD gotii kar. "lmeyen Ak"n Ali'sinin sahip olma tutkusuyla birleen inti
kama dnm ak taknts, "Ac Hayat"m Ali'sininkinden ok daha tahripkrdr. Y
kar, yakar, ldrr... Adeta ruhunu huzura kavuturmasnn tek yolu zamannda ondan
esirgenenleri ve esirgeyenleri ortadan silmektir. Unuttuumuz bir husus, bu Ali de nce
gider ve dier Ali gibi piyango zengini olarak, erkle dner. Ali filmin sonunda can eki
en Yldz' rzgrl (ya da uultulu) tepenin doruuna srkler. Ve yldz son nefesini
verir. Yapmc Ertem Eilmez tarafndan filmden karlan gerek "Erksan'n sonu"nda
ise, Ali ihtiras iinde l sabk sevgilisinin zerinde tepiniyormu. Son, hem len Yldz,
hem de onca yl zenle bytt takntsnn en nemli somut objesini, akn (!) kay
beden Ali iin trajiktir. Zaten rg iinde baz trajedi katmanlarn yaayan Erksan kah
ramanlar, genellikle tam bir trajedi kahraman gibi veda ederler. "Susuz Yaz"m cesedi
arkta yzen Osman', "Sulular Aramzda'nn zpknla vurulan Mmtaz', bir kuyuda
zerine atlan talarla ezilen "Kuyu"nun Osman', ya da vurduu sevgilisinin cesedini
kollar arasna alan "Sensiz Yaayamam"n kanserli Ayfer'i gibi.
Konusu gerek bir olaydan alnan "Kuyu" da, Erksan filmografisinin nadide stereotiplerinden biridir. Ve "Kuyu"nun kahramann ad da pek ok adan artrd
"Susuz Yaz"n kahramannn ismi gibi Osman'dr.
Osman Fatma'ya gz koymutur, ama Fatma'nn onda gnl yoktur. Kz karr,
yakalanp tutuklanr, knca bir kez daha karr, gene yakalanr, ve nc kez karr.
Osman srar ettike Fatma'nn reddetmedeki inad daha da katmerlenmekte, Fatma red
dettike Osman'n Fatma'ya ak, tutkuya giderek kr bir takntya dnmektedir. Di
er Erksan kahramanlarnn aksine, Osman'n taknts asl objesini brakp soyut bir
kavrama dnmemitir. Takntnn tek bir objesi vardr: sapna kadar somut Fatma. Ve
bu Osman'n sahip olma ihtiras da dall budakl, ucunda grece bir iktidarm durduu

C o g t o , B a h a r '9 5

275

Mehmet Atak

bir ihtiras deildir. Kukusuz bu Osman'n da bir iktidar ihtiras vardr: Fatma'ya sahip
olma ve bu noktann greceliinde iktidar olma. Osman 'Nuh' deyip 'Peygamber' de
meyen Fatma'y bir urganla balayp da bayr, dere tepe srkler. Sonunda rlplak
bir aaca balayp rzna da geer ama, yine sahip olamamtr, Fatma 'peygamber' de
memekte inat etmektedir. Tam bir kr dv. Ve sonuta Osman Fatma'ya su doldur
mak iin indii kuyuda, Fatma'nn infial halinde, kuyuya doldurasya att talarn al
tnda kalarak can verir, Fatma'nn sonu da ondan trajik deildir. Fatma Erksan'm hep
partner konumunda kalan kadn kahramanlar iinde "Kadn Hamlet" i bir tarafa bra
krsak, en ar cismi eziyete urayan olsa da, en glsdr.
"Kuyu"dan sonra bir orta metraj olan, ve Nevzat Pesen'in orta metraj "ki Gnah
sz Kz"la eklektik bir birliktelik oluturulup vizyona kabilen "Yln Kadn Deil"den
sonra plastik erdemlerini bile byk lde bir kenara brakp piyasa filmlerine ynel
mitir. Bunlarn ilklerinden, henz plastik kayglarn sorduu ve dolaysyla devasa
portre fotoraflarla bezedii "Dalar Kz Reyhan" ar yeilam parafndan geme ar
kl, yani 'melo' "Ac Hayat" - "lmeyen Ak" krmasdr. Batan sona Filiz Akn'n y
zn bir plastik malzeme olarak kulland filmdeki "Satn alnmayacak namus yoktur,
yeter ki deeri doru biilsin" sz sansr tarafndan karttrlmtr. Forml ayndr
da, Yeilam'n her trl mank snrlarn zorlayan ablonlar "Reyhan"a ciddi bir sa
killik kazandrr. Reyhan dnp dnmeyeceine dair hibir ipucu olmayan A li'sini
(Evet, bu da Ali) resm kocasna trnana dokundurtmadan bekler; Ali ok zengin d
ner, kendisine ihtilt ettiini sand Reyhan'dan intikamn almak iin kocasnn ilerini
bozup kendisine muhta duruma getirir, vey kzn batan karr ama bu Ali ifal et
mez. Ve "The End" bu sefer "Happy End"dir, stelik Reyhan'n olunun babasnn Ali
olduu anlalr. El insaf, trnana dokundurtmad gazinocu rolndeki Metin Serezli'den olacak deil ya.
Erksan be sene zarfnda ounluu Emel Sayn'la en adalsndan 10 Yeilam
melosu ektikten sonra TRT yapm be hikyeyle aslna rcu eder. Ama kastettiimiz
eski asl deil, 1974'deki Erksan'n asldr. Sait Faik (Mthi Bir Tren), Kenan Hulusi
(Sazlk) Samet Aaolu (Bir ntihar), Sabahattin Ali (Hanende Melek) ve Tanpmar'dan
(Eski Zaman Elbiseleri) uyarlad filmlerin hikyelerindeki kahramanlar Erksan'm ara
d zelliklerin pek ounu tar. Ama artk ynetmen takntda kahramanlarna be
basar duruma gelmitir. Bitmek tkenmek bilmez travelingler, uzadka uzayan sahne
ler, deforme objektiflerle bezedii plastik takntsnn kahramanlarn taknts kaybolma
dysa da geri planda kalmtr.
M cCarthy cad kazanna atlan H ollyw ood 10'larndan Lester Cole'un Daily
W orld'a "Kadn Hamlet", 1977 Moskova Film Festivali'nin en ayrk ve zgn filmiydi"
yazd "Kadn Hamlet", plastik zellikleri hayli n planda, Trk sinemasnda 'uzam'
kullanmann en 'sekin' rneklerinden biri olan bir Shakespeare uyarlamasdr. Mavi
gzl, uzun siyah sal ve cinsi latif olan Hamlet (Dier kahramanlardan sadece Ofelya
bebek yzl bir delikanl olmu, geri kalan cinsiyetlerini muhafaza etmitir), orjinal
Hamlet'in psikolojik giriftliini ve seyircide srekli gerekten "delirdi, deliriyor mu?
"yoksa "deliyi mi oynuyor" ikilemi oluturmaya paye vermemi. Babasnn intikamn
alabilmek iin sadece deliyi oynayan grotesk bir 'erkek Fatma' pardon 'erkek gibi kz"
hviyeti kazanm. Filmin plastik zelliklerine aldanmamakta faide var, nk Erksan'n dii Hamlet'i tm groteskliiyle tam da bu corafyann Hamlet'i olmu. Ama
Erksan Shakespeare'in ayn zamanda 'iir' olduunu es gemi, o korkun diyaloglar
yerine bir de bu corafyann iirini yazsa, ya da yazdrabilseydi.

276

C o g t o , B a h a r '9 5

Erksat Sinemasnda Akn Tutku Olarak Tezahr

Erksan'n halihazrdaki son sinema filmi Sensiz Yaayamam" da ilk filmi gibi ken
di yazmad bir senaryo. Ve de Erksan'n ektii ilk, bir kadnn yazd senaryo. Ayfer
baarl bir i kadndr, bir gn kanser olduunu ve ok az mr kaldn renir. Hem
gelecek aclardan korkmakta, hem de kendisini 'zayf' grmek istememektedir. Kendisi
ni ldrmesi iin bir kiralk katil tutar. Bombo bir Kbrs Oteli'nde mstakbel katiliyle
babaadr. Ama kader baclar da alarn rnekten geri durmazlar. Av ve avc birbirle
rine k olurlar. Ve av tam bir kaosa dner kim kimin, ne neyin avdr/avcsdr? Dram
rldke bir trajediye dayanr. Ama Erksan'n eski trajedilerine nazaran ok daha ithal
bir trajedi.
Son yllarda Reha Erdem (A Ay), Kutlu Ataman (Karanlk Sular) gibi umut kvl
cmlar aksa da, Erksan Trk sinemasnn halihazrdaki yegne plastik slubu olan y
netmenidir. Plastik erdemleriyle ahs (en gelimi) namnhasr ynetmenimiz Erksan'm ayrt edici bir zellii de (piyasa filmleri dnda) tematik btnlktr. Hatta ok
ayr konseptteki hikyeleri ele aldnda bile onlar bir yanlarndan kendi tematiine
ekmeyi becerir. Deli-dahi'nin sinemasnn en byk zaaf ise korkun diyaloglardr.
Trke bilmeyen biri iin Erksan sinemasn seyretmek, Trke bilene nazaran ok daha
derin estetik haz verir. eytan ayrntda gizli...

C o g t o , Ba h a r '9 5

277

Hazzr cokusundayken lmn dokunduu gen bir ift


(Hans Sebald Beham'm gravr, 1529, Albertina'da, Viyana)

T r is t a n v e Iso ld e
YA DA

l m c l E ros
Mehmet Ergven

lrm benimle yaamak istermi yle mi?


Susuzken lm sevginin dlym ona yle mi?
Ovidius, Dnmler

1.
Balangcndan bu yana lmn glgesiyle beslenen eros, insanolunun kanl
m az sonuna kar at gizli ve o lde trajik bir savatr aslnda. Tarihncesi m aara
duvarlarnda tank olduum uz resimleri anmsayalm: Cinsel organ uyarlm durum
daki erkek, lme meydan okumaktadr bylece. lml olduunun bilincine vard
andan itibaren animal synbolicum iin cinsel etkinlik ile igd arasndaki ba giderek
kopm aya yz tutmutur; bundan byle, fantezilerin devreye girdii bir tutku sz konu
sudur artk. Baka bir deyile, remeye ynelik cinsel yaknlamada, neslin devamn
ngren doa yasas alm olup, bambaka kayglar (saplant?) gndemdedir imdi.
N e var ki, erotik etkinliin eytani (diabolisch) olanla ayn payday blmesi,
znde Hristiyanln armaandr bize. Buna gre te-dnyada korku ve deheti tem
sil eden eytan ile erosun birlikte ele alnmas yolundaki yaygn inan, sonuta cinsel
tutkuyu bir tr lmle hesaplamaya evirmitir - eros, lme meydan okumadr. Bu
balamda faniyyet, homo sapiens'ten gnmze kadar kadn erkek ilikisini ynlendiren
bir kavram olarak karmza kar. Her orgazm , hazzm doruuna ulaan insan iin, va-

C o g t o , B a h a r '9 5

279

Mehmet Ergven

roluunu borlu olduu etkinlikte, kendisini oaltarak, lm/n tehdit etmenin do


layl bir yoludur esasen. Georges Bataille, bunu zl biimde formle eder: "Erotizm
lme, lm de bireysel yaama sresinin reddedilmesi olgusuna yol aar."
Hans Sebald Beham'm Gen ift (1529) adl gravr, Eros ile Thanatos'un ayrlmaz
bir btn olduunu gstermektedir bize; lm, tutkunun sonu deil, br yzdr bu
rada; sreksizlilii temsil eden lm metaforu, erosun kaybolduu eyde var olma zle
mini adm adm izlemektedir. Buna gre, gen iftin verdii poza biraz dikkatli baknca,
balamnda en kk bir deiiklik yaplmas halinde, kolayca pornografinin ilgi alan
iine girdiini gryoruz. lm, Sade'm ngrd anlamda olmasa bile, ahlakn snr
larn zorlayan bir sahneye elik etmektedir sanki. Nitekim, iki cinsin yaknlamasnda,
gvdelerinin masumane tehirinden ok, cretkr bir kkrtcln izlerine tank oluyo
ruz bu rnekte. Eller, karlkl olarak, edep yerlerini rtmek yerine, okamaya araclk
ediyor - erkek, iaret parman hafife vulvaya sokup, gen kadn tahrik etmeye al
rken, kadn da onun cinsel organ ile erbezini avuluyor usulca. Hemen arkalarnda,
resmin sanda iki defa temsil ediliyor gelecekleri; biri lm (sreksizlik), dieri ise or
taklaa rnleri olan ocukta devam eden (sreklilik) bedenleri; imdinin gelecee mey
dan okuyan cokusuna nihai son elik etmektedir hep - hals, insann varln tehdit
eden eyi geleceinin gvencesine eviren erosta sakldr. Cinsel edim, evcilletirilmi
lmdr bir bakma. Orgazm, ecele teet geip -itiyakla kvranan bedenin boalma
(ejaculation) anndaki esrimesini anmsayalm- kanlmaz sonu makul hale getirmenin
en emin yoludur. Genlik ve canlln zirvesine iaret eden cinsel itah, yaam hak et
menin temel gstergesidir.
Ne var ki, bu yaln geree ramen, eros ile lm birlikte tasarlarken, yine de
epey i der bize; en azndan birbirine bu denli uzakta olan iki eyin i ieliini hayal
gcne bavurmakszn salt ratio ile kavrayp kabullenmekte enikonu zorlanrz. Bu ne
denle sezgi, ounlukla kendiliinden devreye girer; ak ve lme ilikin tanmlarn or
tak paydas hep quasi'dir nk; dolaysyla bunlarn hibir doyurucu aklamas yok
tur. Varln saysz cinsel fanteziye borlu olan eros, znde bir bilinmeyendir bizim
iin - eytann hkmettii terra incognita; tpk lm gibi. Ak, herkesin "kendi beni"nde
kt gizemli bir yolculuktur esasen; kendimizde bilinmeyene kement atp, sonucunu
kestiremediimiz bir sondaj srdrrz. Eros, gerek yaamda fiiliyata dntnde
olduu gibi, duygular evreninde de karanl sever; cinsel tutku, varln borlu olduu
eyi (nesne) her defasnda yeniden reterek ayakta durur; erotik fantezi, daima kendisi
nin hem nedeni, hem de sonucunu hazrlamakla ykmldr. Bu nedenle karanlk, bi
linmeyenin gvencesi olarak, erosun en rahat serpildii yerdir; hibir ey, aklanmaya
elverili olmak denli akn doasna ters dmez. Bu balamda Schopenhauer, tutku ile
bireysel kimlii ayn potaya koyar: "Bir kimsenin sadece kendisinde ortaya kan birey
selliini aklamak ne kadar gse, iki n, zel ve bireysel ak tutkularn aklamak
da o kadar gtr." Bilinmeyen (karanlk) blgenin asl sahibi ehvani olandr; eytani
olan ok daha sonra gelir. te yandan, karanln cinsel tutkuda te-dnyay imlemesi
kanlmaz bir olgudur; nk erotik yaanty lme yazgl klan, z gerei hayatn
doruk noktasn tekil etmesidir; bu da, sonsuzun snrna dayand yerde daha fazla
ilerleme ans kalmayan yaam iin tkenmeyle eanlamldr - zirve, sonun balangc
dr. Her defa yeniden fethedilen zirve, orgazm sonrasn yeni bir fetih iin beklentiye in
dirger; beklentinin sendelemeye balad noktada lm eiimizdedir; kendini oalt
ma yetisini yitiren, yok olmaya mahkmdur.
Hibir ey, mekanik bir ileri-geri hareketiyle snrl cinsel etkinlik kadar erosa ters
dmez. Uygarlk tarihi boyunca sanat yaptlarnda karlatmz byk aklarn he

280

C o g t o , B a h a r '9 5

Tristan ve Isolde ya da lmcl Eros

men hepsinde bu kartla ilikin snr izgisinin kesin bir biimde belirlenmi olduu
nu grrz. Bu balam da Tristan, Romeo ve Mecnun gibi klarn sonu, "kk
lm'Te (orgazm) yetinmeyen erotik yaantnn grkemli servenidir; petit mort, nihai
sona meydan okuyan bir tutku karsnda biyolojik yaamn dar kalplarn ap, evren
sel (tinsel) bir boyut kazanmtr bu rneklerde - eros, kanlmaz son karsndaki ayr
l sonsuz birliktelie evirmek zere lm kendisine katk etmitir; son, bitmeyen bir
balangca dnmtr bylelikle. Erosla gelen lm, Maurice Blanchot'nun son saatle
ilgili olarak vurgulad paradoksu anmsatr bize; son nefesiyle yalnz dnyay deil,
lm de terkeder insanolu - te-dnya, nihai sonun iptal edildii yerdir. lmek, a
kn lmszln gvenceye almann yegne zmdr; byk klar, tutkularna
sonsuzluu bahetmek iin bu dnyaya veda ederler. lmle gelecek son, tehdit unsuru
olmaktan kp, "sonrasz imdi"nin hizmetine girmitir usulca; bu ise, lml bedene
kar, tutkunun sreklilii adna kazanlm zaferden baka bir ey deildir.

2.
Ben seni beklerken lmem ki..
Beklersem.
zdemir Asaf
Sabahattin Eyubolu, en beendii ak tanmn Hasanolan kynde bir vatan
datan duyar: "Sevdiine kavuamazsn ak olur." Acya dnen bekleme, lmcl
erosun nkouludur; beklemek, lmle sonsuzlua ulaacak tutkulu birliktelie yeryzndeki katkdr burada. Bu nedenle gen klar iin vuslat bir topyadr oun; nk
erotik yaanty lm deil, yaarken kavuma bozar. Kavuamamak, te-dnyay tem
sil eden lmn yaamdaki rneidir. Bu anlamda beklemek (acya tahamml), lm
saatini bilmeyle eanlamldr, vice versa. Bir baka deyile, lm, son nefesin verilecei
an' bilip bekleme ve ac, tarihe mal olan byk ak yklerinin deimez sacayan
oluturur daima. Son saate ilikin bu bilin, yazgsna egemen olan an lmsz (tan
rsal) bir gce sahip olduunu gstermektedir bize; Tristan, solde'ye kavuuncaya dek
lme direnmeye alr: "Carhaix'de Tristan gnden gne kuvvetten dyordu. Hep
seut'y bekliyor, baka hibir eyle avunmuyordu. lmemesinin sebebi de onu beklediindendir. (...) Ah dostum, siz ldm haber alnca lrsnz eminim. Akmz y
le bir ak ki, ne siz bensiz lebilirsiniz, ne de siz yanmda olmadka ben lebilirim."
Ayn izlek, farkl bir biimde Leyl ile Mecnun'un yksnde de karmza kar; ak,
sonu lmle biten umarsz bir bekleyitir; seven kii iin "yaarken mezarna kendisi bir
ta olur" diyen Mecnun, gerek ak kavuma ncesi yaar:
Gerek seven akna zleminde kavuur
Gece gndz dleyip yok olan var sayar
lmcl akta tenin tenle bulutuu yegne yer mezardr; nk asl ve kalc olan
ruh birliktelii gkyzndedir. Bu yzden, Leyl'nn lm haberini alan Mecnun iin
tek kar yol "lmszlk lkesi"dir:
Yolun benim de yolum lmszlk lkesi
rnek olarak senin aka can veriinden
Ancak Tristan, tpk Gawain veya Kral Ban gibi, bir noktada Mecnun'dan ayrlr; o,

C o g t o , B a h a r '9 5

281

Mehmet E rgven

Philippe Aries'in de vurgulad zere, aynen eski romanslardaki valyelere yarar bi


imde -Tristan'm ncelikle bir vassal olduunu unutmayalm- lnceye kadar zaman
olmadan son nefesini vermeyen biridir; bu kiiler, istisnai bir durum sz konusu olma
dka, lme asla habersiz yakalanmazlar. Ayn ey solde iin de geerlidir; yle ki, so
nunun yaklatn hissettii andan itibaren hazrlk yapmay bile unutmaz: "solde,
Tristan' l olarak bulunca, kendinin de lmek istediini anlamtr. Bunun zerine
onun yanna, yere yatm ve douya doru dnmtr." Byk aklarn te-dnyaya
geiinde hep trensel bir nitelik vardr; bekleme gibi, bu gei de yaylp uzadka, yer
ve gkyz arasndaki ayrm, giderek silinmeye balar sanki.
Gerek anlamda tutkuyla sevenler iin lm bir ceza deil, ayrcalktr; son nefesini
veren k, Tanr ile birlikte usulca yazgsna ortak olmutur handiyse. Bu balamda ge
rek Tristan ve Mecnun, gerek solde ve Leyl gibi erotizmi mutlak biimde tutkuya evi
renler iin son yolculua k dpedz bir armaandr; lm, acyla btnleen gksel
mutluluun sonucudur burada. Oysa, Don Juan ve Casanova'da grld zere, salt
cinselliin belirleyici olduu ilikilerde karlatmz lm, ya zorunlu olarak denen
bir bedel, ya da yeryzne sradan bir vedadr.
Tristan, tutkuya dnm bir akla balanr sevdiine; burada her trl toplum
sal baskya meydan okuyan doruk noktasndaki haz, mistik ve dayanlmaz bir tensel ar
zuyu imlemektedir. Nitekim, Eilhard vor Oberges'in Tristant und solde'sinden Berol ve
Thomas'm fragman halindeki metinlerine kadar bu konuyla ilgili tm yazm rnlerinde
hep ayn laytmotifin geerli olduunu grrz: Ak, her eye kadir, yce bir gtr. Lo
Duca, mitoloji kahramanlar ile bu nl klar arasnda kurduu bantda, Tristan'n
Dionysos ile ayn payday bltn syler; buna gre Don Juan' Pan, Casanova'y
da Priapos sembolize etmektedir. Tristan ne denli tutkuyla severse, brleri o denli ya
bancdr buna - Don Juan tutku nedir bilmez; Casanova ise btnyle ehvani esrimeye
teslim olmutur. lmcl erosta ne kadn, ne de erkek birbirini avlamaya alr; kanl
maz birliktelikleri bir almyazs, daha dorusu mukadderatn oyunudur sadece; stlen
dikleri rol, iradelerini oktan amtr. Duca bu tip arasndaki farkll olaanst
arpc bir biimde formle eder: "Tristan bir kadn, Don Juan kadn', Casanova da tm
kadnlar sevmektedir."
Hi kukusuz, erotizmin bu mitoloji kahraman ile temsil edilen yks, hl
k tutmaktadr bize; ancak, gnmzde erotik yaantya ilikin deerlendirmeleri bir
btn olarak ele aldmz zaman, her eye ramen ak ile ac arasndaki ilikinin gitgi
de nem kazand grlmektedir; lmcl tutkuyla btnleen ac, hazdan daha sahi
cidir; en azndan, ac sz konusu olduunda, ifade olanaklarnn (malzemeyle hesapla
ma?) muhatab olan yaant ierii, haz ile mukayese edilemeyecek denli geni imknlar
sunmaktadr. Bu balamda Schlegel'den Nietzsche'ye kadar nice dnrn kendini
tahrip etme gdsnde tanrsal bir yaratclktan izler bulmas rastlant deildir. Daha
deiik bir anlamda olsa bile, Sade'n da dolayl yoldan ayn geree iaret ettiini gr
rz: "Beden, acy hissetmek iin var olan bir aygttr."
Ak ve acnn birlikteliini ycelten bir baka gereke de yaratcln kendiliin
den bunlarla btnlemesidir. Oysa salt haz veya mutluluk, ayrca tamamlanmaya (sa
natsal mdahale) gerek duymayan hazr bir uyumdur son tahlilde; dolaysyla burada
bir sanat yapt olarak ak tehdit eden ey, kendine yeterli olan bir btnn, yaratcla
ynelik itici gc peinen ksrlatran duralldr. Sanat yaptnn bize verdii mutlu
luk ile mutluluun dile getirilmesini birbirinden ayrmak gerekir: Sanat yapt aracl
ile onaylanan (tekrar?) mutluluk, her an kitsch'e dnme olasln sakl tutarken, mut
suzluu, yaratcs ve bizim iin katlanlabilir hale getirmeye ynelik sanatsal kayg, her

282

C o g t o , B a h a r '9 5

Tristan ve solde ya da lmcl Eros

zaman daha tutarl ve salam bir varolu gerekesine sahiptir. Mutluluun ayrca ta
mamlanmaya ihtiyac yoktur; mutsuzluk ise doldurulmay bekleyen bir boluktur zn
de - katharsis'in dntrmek zere hesaplat nesnesi (muhatap) acz'dan baka bir ey
deildir. Sanatn bys, lm mutlu son ile zdeletiren gcnde yatar; bu yzden,
lmcl erosun en inandrc olduu yer, gidimsiz dildeki snadr. Hibir eyin asl,
lmcl eros kadar temsiline yenik dmez; te-dnyadaki mutlu birliktelii inandrc
klan, klarn bunu hak edecek denli snrsz bir tutkuyla birbirlerini sevmi olmalar
deil, bu tutkunun gidimsiz dille ifade edilebilmi olmasdr sadece; nk bizim iin
belirleyici olan, onlarn gkyzndeki yeni yaam deil, yine Maurice Blanchot'nun de
yiiyle, "lmde varln srdren hayat olarak dil"in gerekliidir.
3.
Kimse baaramaz dlerde glmeyi, gelgelelim
lmeyi de, bak, ite bunca yakndr glmek, lme
Hermann Broch
Richard Wagner, 1854 ylnda Franz Liszt'e yazd bir mektupta ilk kez Tristan'la
ilgili projesinden sz ederken, en byk mutluluk olan ak hayat boyunca tadamam
olmaktan yaknr - "dlerin en gzeli" olan ak, ona gre sonu gelmeyen bir zlemdir;
nk amacna ulaan her zlem, sonuta en byk haz kayna olan lmle noktalan
maya mahkm yeni bir zlemin balangcdr sadece. Ak, insan "imknsz olan"la he
saplamak zorunda brakt srece soylu ve byktr. Ayn sorun, Wagner'in iki yl
sonra -Tristan iyice biimlenmeye balamtr artk- bir baka dostuna yazd mektupta
yine gndeme gelir: "Ahlaki bir davran, fergat kavramndan farkl bir ey olarak d
nebilir misin?" Byle bir durumda gnah, akn gereksindii acya zemin hazrlamas
bakmndan, bir engel deil, "imknsz olan"m gvencesidir. Mutlu son, znelerini (mu
hatap) aramzdan birine indirgeme yoluyla, en soylu tutkuyu bile sonuta sradanla
mahkm eder - snrsz tutku, ancak lmle dzle kan bir amazdr.
Aslnda kin, zina ve tutku zerine kurulu bir ak yks, btnyle kiilerin i
dnyasnda olup bitenlere ynelmedii srece, her an Yeilam melodramna dnme
sakncasn getirmektedir beraberinde. Bu nedenle lm sezgisi, dile getirilemeyen bir
ey olarak, Tristanda hep n plandadr; bylece varlk gerekesini pekitiren mzik, yal
nz kendisinin aracl ile aktarlabilen zorunlu bir ifade aracna dnmtr. Cosima'nn 11 Aralk 1978 tarihinde gnlne dt not, bu balamda ilgin bir ipucu
dur; Wagner, Cosima'ya tek cmleyle Tristan'daki temel sorunsal zetlemitir sanki:
"Gnahn ateiyle yanp kavrulan bir ift; itiraf etmeseler de, tek k yolunun lm ol
duunu hissediyorlar." te yandan, zlemin fanilie mahkmiyeti, daha uvertrden iti
baren, mziin baat zelliini tedirgin ve her eyin bolukta yzd bir atmosferle s
nrlandrm gibidir. Harmoni Bilgisi (1911) adl kitabnda bu konuya deinen Arnold
Schnberg, uvertrdeki la minr tonunun, tnlarda sz konusu olan kesime noktasn
hayali ve sahicilikten yoksun klarak, Tristan'm gereksindii belirsizlii (gerek
le/e/ meyen zlem) mkemmelen yansttn sylemitir.
Btn bunlar, giderek szl iletiimin anlamsz hale gelmesine zemin hazrlar so
nuta; iki an arasndaki diyalogun yerini monolog almtr - konuurlar, ama hibir
szcn anlamsz ses yn olmaktan te ans yoktur artk. lm sezgisine kaytsz
teslimiyetin yol at edilginlik, bir tr kader birliidir burada. Tristan iin opera tan
mna kar kp, eylem' i (Handlung) ngren Wagner, bir bakma bu geree k tut
maktadr; sz diliyle bile anlama olanann yitirilip, gndelik edimlerin nerdeyse si

C o g t o , B a h a r '9 5

283

Mehmet Ergven

linmeye yz tuttuu noktada, kiilerin i dnyasndaki kprtlar ok daha nemli ol


mutur. Dietmar Holland, olaylarn (Handlung) harici dnya ile kiilerin tinsel yaant
s arasnda ikiye blnmesi sonucu ortaya kan bu ift tabanl dramaturjik yapda, za
mann da deiime uradn vurgular: "Wagner, belli bir an'n yaylmas olarak znel
zaman, sahnelerin (tablo) bitimi veya ikinci perdenin sonunda grld zere, ans
zn patlak veren olaylardaki nesnel zamandan ayrr." Mzik, lmcl erosun tutsa
olan klarn yaant ieriine yneldiinde, zorunlu olarak, "temsil edilen zaman",
"temsil zaman"na feda etmitir bylece; bu da, mziin, varlk gerekesine her defa
snda yeniden sahip kldn gsterir bize. Buna gre, eylemi souran daln, konu
may srarla i monoloa srklemesi nedeniyle, her eye glgesi den lmn yan s
ra, Rilke'nin deyiiyle, "dillerin tkendii yerdeki dil" olarak mziin de inandrc ol
masna nemli bir katkda bulunmutur son tahlilde. Nitekim, yine Cosima'nn gnl
nden rendiimize gre, Tristan' btnyle senfoni arlkl bir eser eklinde tasar
lamtr Wagner: "Bir defa da tamamen senfonik ifadeye ynelmek istiyordu; ve bu,
Tristana. yol at." Bir baka yerde ise Wagner'in azndan unu aktaryor: "Sanki bir
senfoni besteliyormuum gibi, kendimi sonuna kadar mzikle ifade etmek ihtiyac iin
deydim." Bu nedenle, Tristan'm konusunu bir ka satrla zetleyen Wagner, son perde
yi bile unutur; nemsiz olduu iin deil, her eyin ikinci perdede itiraf edilen akla do
ruk noktasna ulam olmasndan tr byledir bu. Nitekim, bundan sonra an, eref,
iktidar vb. dnyevi olan beklentilerin anlamn yitirmesi sonucu, bitimsiz ve srekli
kendini yenileyen bir zlem sz konusudur artk - te-dnya zlemi. Tristan, z itiba
riyle tek kurtulu (hals) yolunun lm olduu sayrl hasret ve iddetli arzunun yk
sdr.
ikinci perdede Tristan ve Isolde'nin karlat bu sahne, hi phe yok ki, Wagner
iin en zorlu blmlerden biridir; o gne dek rendiklerini son noktasna kadar sna
yp, ustaln kantlamas gereken bir sahne; zira bir tr euphorie1ye varan yaam coku
sunun lm zlemiyle noktaland yerdir buras. Wagner, tutkunun lm arzusuna
dnmesini sadece kendisine ait olan bir "mziksel biimin srr"yla zmlediini
aklarken, sonutan son derece mutlu olduunu gizlemez; her ayrnt, o gne kadar hi
kimsenin tasavvur edemedii kadar baarl bir biimde ilenmitir.
Cari Dahlhaus, burada karlatmz mzik biimlerini, duygulanmlara iaret
eden mzik motiflerinin, senfonik bir eserde olduu gibi, kesintisiz biimde i ie geip,
organik akyla aklamann yetersiz olacan syledikten sonra, ksa bir ema ile bunu
(mziksel biimin araclk ilevi) anlatmaya alr: "Balang, ok ak bir ekilde A1 B
A2 (18, 12 ve 12 l) emasna gre blml bir biimdir. Tekrar olarak A2 ise -
blml bir devrenin sonu ve ayn zamanda X1- iki blml ikinci devre olup, bentli (14
ve 11 l) X1 ve X2 dir. kinci devredeki motiflerin ('Begehrt, Herrin, was ihr wnscht')
dzenlemesi ise grnrde artcdr:
Motifler:
abacd/bed
l Saylar: 2 2 3 4 3
254
X1 ve X2 nin ortaklaa motifleri sadece b ve d'dir. Ancak, burada karlatmz, b,
a b motif kompleksinin blnmesinden baka bir ey olmayp, balanglar arasndaki
benzerlii duymamak mmkn deildir.
X1, a ve c motifleri ile ikinci bentteki X2den ayrlr. te yandan, A 1 in tekrar olarak
A2 nin ilevini stlenen X 1 ise zellikle a ve c ile bu niteliini kazanmtr. Buna gre,
devreleri, yani A1 B A2 ve X1 X2 yi, A1 b A2 A3 eklinde tek bir emaya balamak doru
deildir; geri A2 ve X1 in zdelii ile bunlar birbirine baldrlar, ama dier taraftan da
hem A2 hem X1 in ift-anlaml kesimi olarak, birbirinden bamsz, farkl unsurlar sz

284

C o g it o , B a h a r '9 5

Tristan ve Isolde ya da lmcl Eros

konusudur. (Bir baka deyile, A1ve X2 nin ortak bir yan olmayp, A1 ve A3 olarak ifrelenemezler.)
Bu balamda hem 'kapal', hem de 'ak'tr biim; 'kapal'dr, nk iki ve b
lml ema, biim aktarmnn temel modelini oluturur (A1B A2 ve X1 X2); 'ak'tr, n
k yan yana olmayan kesimler birbirinin iine girerek, snrlar belirsizlie srklemi
tir. ift-anlaml ksmda (A2 ve X1) c motifi A2 nin sonunu olutururken (A1 in benzeri),
ayn durum d motifinde de X1 iin (X2 ye edeer olan) geerlidir. Para iki defa sona
erer; birinde, stlendii ilevi yerine getirir, dierinde ise bundan farkldr. Bu durum
da, biim paralarnn ift-anlaml yahut birbirinin iine girmesi sonucu, eer dikkatli
dinlenmiyorsa, -tiyatroda kanlmaz bir eydir b u - biimden yoksun bir yap izlenimi
uyanr bizde. Ancak, burada sz konusu olan 'biimsizlik' alabildiine ayrmlam bi
imden baka bir ey deildir."
Dahlhaus'un ikinci perdedeki "byk sahne"yle ilgili bu zmlemesi bir dizi ipu
cu veriyor bize. Aslmda son derece kat bir biim disipliniyle ilenmi olmasna karm
amorph izlenimi brakan yap -VVagner'in "mziksel biimdeki g izem "i- kartn ieren
kavramla ya da duygularn ancak saydam (biim siz/lik) bir d o k u aracl ile aktarlabildiini ortaya koymaktadr; yeryz/gkyz, haz/ac, diyalog/monolog vb. btn
bu kavram iftleri, kartlar arasndaki seenein ou kez brnden mutlak fedakrlk
pahasna gerekleip, bunun da tek ynlle (tkzlk) mahkm edilen iletiyi peinen
geersiz kldn gstermektedir. lmcl erosun temsili, zddiyyetin giderilmesinden
ok, bir eyin kartyla kabul (onay) ilkesi zerine kuruludur. Buna gre boalma (or
gazm), son nefes ile douu birlikte ifade ettii srece lmcl erostan payma deni
alr. Philippe Aries, Bernini'nin Azize Theresa'yla ilgili resminden sz ederken, bu para
doksal an'a ilikin somut bir rnek verir. Bernini, Theresa ile Tanr'nn mistik birleme
sini konu alan bu sahnede, lm esnasndaki sarslmay orgazmla yaanan kaslmaya
balayp, bunlarn ayrld noktay usulca iptal etmitir. Hazzn doruk noktas ile l
mn birlikte yaand tutku, yalnz partnere deil, ilikinin kendisine de gizemli ve
tanrsal bir g baheder. Bu anlamda lm, erotik tutkunun sonu deil, sonsuzluun
gvenceye alnd yerdeki balangtr; kendi ykmn hazrlayp, ona ulama yolunda
ki snrsz arzu, btnyle yaant ieriinin ilgi alanna giren bir varolu biimidir bu
rada.
Biimsizliin eiine gelinceye dek ilenen kusursuz biim, giderek lmcl erosun
kahramanlar arasndaki ilikide ben ile sen ayrmn geersiz hale getirmitir. Bu neden
le Tristan ile solde'nin diyalounda bir eyler sylenir, ama kimin ne syledii nemini
yitirmi olup, hi kimse azndan kan szn mutlak sahibi deildir - birinin syledii
pekala tekine de ait olabilir, ve sonuta hibir ey deimez. VVagner'in biimi dolayl
yoldan ilga eden mkemmeliyet tutkusu -Tristan'da biim ieriktir, vice versa- sonuta
szcklerin de anlamdan yoksun bir ses ynna dnmesine yol amtr. Byle bir
durumda canllar iin tehdit unsuru olmaktan kan lm, tzdnm bile deildir
nerdeyse - sevgililerin lmle gidecekleri bir yer yoktur; nk onlar hibir yerdedir
zaten. lmcl erosun mziindeki paradoks, suskunluun sesini araytr; ne var ki,
hibir ey mziin varlk gerekesi iin bundan daha inandrc deildir; nk szn
tkenmedii yerde mzik fazladr.
Tristan, lmcl erosun temsilinde en fazla kulaa ihtiyacmz olduunu gsteriyor
bize.
1995

C o g i t o , B a h a r '9 5

285

A u s c h w it z B r K u r u m m u ?

Uur Kkden

Yeniden ilkyaz geldi.


Erikler, elma ve vine aalar beyaz ieklerini at. Erguvanlar, doay pembeye
boyad. evredeki gr yeilin tonu bir kat daha koyulat.
Am a, kular Auschwitz'e geri dndler mi acaba? Elli yl gemesine karn, geri
dnmeyi baarabildiler mi? Doa kendini yenileyebildi mi? Yaralar tam anlamyla sarl
d m? Toprak uyanacak m, bir kez daha?
Sanld gibi deil elbet! Orman alanlarnn yok edilmesi, yeni yollarn almas,
artan motor grlts, youn beton yaplanma ya da evre kirlilii deil, onlar Auschitz'den uzaklatran. Hayr, hayr!.. Polonyal kular, insan rn frn bacalarnn yay
d ar koku ve bulank dum an nedeniyle blgeyi terketmilerdi.
N e var ki, yeniden dou mevsimi, her zam an zel bir ayrcalk tamaz Auschw itz'de: "Orada insanlar kn ldrlmyordu, diyor bir grg tan; ilkyazda, zaman
kularn arklarna elik ederken gaz odalar alyordu. O insanlar d mevsimin
de,olaanst gzellikteki gkyznn altnda ldrldler."
Dolaysyla, geen zam ana karn yaralar yeniden kanayabilir. Oysa, Auschwitz
topranda dikilen aalar byd. Grnt deiti, btnyle kapand bir bakma.
Gbre olarak dklen kllerin bile etkisi azald toprakta, insandan retilmi sabunun
kp snd.
Siyah-beyaz, kukusuz gereklii ok daha iyi yanstyor.
Uzaktan uzaa, onurlu ve saygdeer bir ses duyulmakta: Handel'in Messiah's. Et
kileyici, gl, stelik Alm an! O deilse, M otarz'm Requiem'i olabilir. Ya da, Bach'n
M ass' i...

C o g t o , B a h a r '95

287

UurKkden

Ilk ilkyaz esintisinin altnda, her eye karn tohum atlyor; yreimdeki nisan
topra kabaryor sanki. Gnele birlikte, gllerin stne oturan pus katman dalmak
ta. Ge bakyorum: uzakln, sonsuzluun rengi maviyle kapl. Ayn zamanda rahatl
n, dinginliin.
Bununla birlikte kulamda sert bir ses: "Auschwitz'e geri dnmek mi, asla!" Ya
rm yzyl sonra bile, oray grmeye dayanamyor insanlar. Kamptan sa kmay baa
ranlar...
* * *

Bir oda.
Plaszov'da, belki Oranienburg (Kuzey Berlin)'da ya da Dachau yaknlarnda bir
oda. Gece. Kar ve rzgrn gc!
Be kollu bir yahudi amdan yanyor, masann stnde. Odaya gece ve sessizlik
egemen. Gece, Almanya'nn stne reklenmi. Tm Avrupa'ya gece egemen. Gecenin
o yadsnamaz gc! Avrupa'nn karanlk, souk, rktc yeni "Ortaa"! nsann "in
san"! arad zor zaman dilimi!
Bir sre sonra mum bitiyor. Snen mumun isi tavana doru ykselmekte. Ayn sa
atlerde, Avrupa'nn birbirinden deiik ve birbirinden uzak nice yresinden kalkan bir
dizi kmrl tren, ofluya puflaya Polonya'ya -Auschw itz'e- doru yol almakta. Gece
nin iine buhar ve duman kusarak, ddyle sessizlii krbalayarak ve her kilometre
de belli bir umudu tketerek var noktasna biraz daha yaklayor.
Ayn zamanda yolcularn alabildiine hrpalayarak, tketerek: ncelikle ok yal
lar, ok genler ve ok zayflar...
Kar yayor. Karanlkta uzayan, uzaklarda birbirine karan raylar kar altnda. Kar
iinde orman. Ormann sessizlii rktc.
Youn lokomotifin iki zayf n , kar tanelerini aydnlatyor ve onlara yeni ge
ometriler kazandryor. Biraz ilerde ldaklar, gzetleme kuleleri, Tasmal kpekler. f
keli, sinirli hrldaylarla havlayan kpekler. Gslerinde aprazlama asl mitralyzleriyle yeil giysili Alman askerleri. Hepsi de hareketli. Oraya buraya kouturuyorlar,
kar altndaki geni alanda.
Ve, dikkati eken biimde azlarm mendille kapatan subaylar. Yakalarnda l
kafas iareti bulunan SS subaylar. Havada tiksindirici, tuhaf bir duman! Uzaktan uza
a, havaya bu duman pskrten kare kesitli, kt frn bacalar!
Yank et kokusuna hayvanlar bile dayanamyor. Kamp bekisi SS subaylar da. Bu
nun iin azlarn rtyorlar.
zellikle akamlan tuhaf bir koku duyuluyor, yok etme kamplarnn evresinde. O
"belirleyici" koku! Rzgr hep ayn ynden estii zaman, zellikle. Gl olaslkla, do
ann ilk seslenilerinin duyulduu ilkyaz akamlarnda. Kimi zaman youn ve kapkara
bir duman, kimi zaman hafif ve klrengi...
Kamp girilerinde, demir harflerle kapnn stnde yazlm nl uyar: "almak
zgrlktr!" Ama, onun da stnde yer alan Hitler kartallar! Hitit kartallarnn yz
yllar sonraki gln ve ad bir kopyas!
K afanda, farety rengi kstl kta, kamp orkestras kendi Wagner mziini
alarken, tutuklulardan oluan takmlar, yani "alma komandolar", kampn ana yo
lundan karak gnlk iyerlerine doru yryorlar. Kouya yaklaan hzl bir yry
bu! Alalm, aalanm bir insan malzemesinin, herhangi, sradan bir gn, balayan
gn!..

288

C o g t o , B a h a r '9 5

Auschwitz Bir Kurum mu?

Kendi kurallar, ilkeleri, zel aamal dzeni, stnl, dknl, gc, korku
su, rml, yayd dehet, hizmet ve gvenlik kadrolar, benimseyip kulland
kendine zg szckle, gerek yaamn uzanda bir toplum. Auschwitz!
iinde, siyasal tutuklulardan rksal tutuklulara dek her eit insann yer ald zel
bir alt-toplum. Alt-rk. Onlar yaptklar eyler iin olduu lde, olduklar eyler iin
de sulular.
***
Ve, duman!
Sinagogda yaklan mumun snmesiyle tavana doru kan duman; yok etme
kamplarna gelen trenlerin salverdii kara duman ve ge ykselen, uursuz yksek
baca duman -kamp tutuklularnn beden ve ruh olarak zgrle ulaabildii son k
noktas.
Bunlarn hepsi de geceye boalmakta; istenmeyen varlklaryla evreye, d gr
nme glge vurmakta. Aslnda, zamana dm byk bir glge! nsann tortusu, bir
bakma!..
Auschwitz'in Kamp Komutan Amon Goethe, karsndaki uzun boylu, gl g
rnml, iyi giyimli Hristiyan Almanla konumakta. kisi arasnda "g" stne bir
tartma sryor. ldrme gc ya da balama gc stne.
ekoslovak asll sivil Almann parmaklar elmas yzklerle dolu. Yakasnda altn
dan bir parti rozeti seiliyor. Kendini kabul ettiren tavr iinde, zgvenini zellikle da
vurmay baaran bir kiilik sergilemekte. "Diplomat" olduu lde gzpek ve atlgan.
Hem boluklar gren, frsatlar zamannda ve iyi deerlendiren bir grmeci, hem de
yerinde sesini ykseltmeyi baarabiliyor. stnden, evreye, bir arada szan ttn ve
parfm kokular gibi.
Ardndan, Komutan Goethe'n konumay deerlendiren ve noktalayan son szle
ri: "Keke, ben de sizin kadar zgr olabilsem!.."
te yandan, Komutan'm oda hizmetisiyle olan konumas da ilgi ekici. Tutuldu
lar arasndan rastgele setii bu gen kadna, Helene Hirst'e yaklamay denerken, ona,
"Yalnzlna dokunmak istiyorum, der; burada ikimiz de yalnnz!" Ardndan, dayakla
hrpalanan bir kadn.
Yalnzlk ve dayak! Roma Tanrs Janus gibi, ite Komutan'm iki ayr yz!
Kukusuz bu ya da benzeri szler, Kamp Komutan'nn -bu insans hayvann vah
iliini, acmaszln- gnlk tavrn deitirmiyor; tersine, pekitiriyor. Daha bir kat
ortaya karyor.
* * *

Yllar sonra, zgr ve Nazi gereiyle hi karlam am bir insan kimliiyle


Auschwitz'i yerinde tanmaya alrken bile, yansz kalamyordum. Kampn akll i
yollarnda yryor ve mezartalar kullanarak tutuklulara ina ettirilen bu yollar d
nyordum. Kk bir geveme ann bile balamayp oturduu dairenin balkonundan
yol inaatnda alanlara ate aan Komutan'm "yalnzl"n.
Ayamn altnda akllar trdyor, eziliyor, tadm karanlk yk daha bir kat
arlayordu. Acaba gvdemin mi, yoksa balamayan bilincin mi ykyd bu?
Bellein lo bir kesinde, Paul luard'm dizeleri vzldamakta: "Eer onlarn sesle
rinin yanks zayflarsa, biz de yok oluruz!"

C o g t o , B a h a r '95

289

Limbourg dolaylarnda bir ormanda hibir sra ve bilgi olmadan st ste ylm ve muambalara sarl bulunmu onbinlerce i

Auschwitz Bir Kurum mu?

Dorusu, ayaklarm dolayor. Sulu gibi duyumsuyorum kendimi. Aslna baklr


sa, bir dnme zaman tanmaya alyorum kendi kendime. Bir eit z varlmla bo
umaya benziyor bu durum: kavrama, sorgu, gereksinim duyulan yerde savunma, su
orta aray...
Gereklikle iie bir dnme zaman!
Ama, olas m?
denmesi gereken belli bir faturas var, tanklk gereinin. Elbet, bunu gze al
mak gerek. Bu ar tarihsel deneyimin ykne katlanmak!
te, istemesem bile, tuladan ina edilmi, karanlk yzl 11. Bloun nnden ge
iyorum. On bir numaral lm Blou! tede, alt-halklar stnde gerekletirilen tp
deneylerinin merkezi, 10. Blok! Yannda, kuruna dizme duvar! 1945'te su kantlar ve
izleri ortadan kaldrlmaya allrken yktrlm olan duvar, sonradan onarlarak tarih
sel ehresine kavuturulmu.
Benzer biimde saysz idamn gerekletirildii, kamp mutfa yanndaki sabit da
raac. Ayrca, ordan oraya taman, ivedi amalarn arac, hareketli asma direi ve en
geli.
Daha tede, stten beton tavanla ykseklii snrlandrlm, zel ikence merdive
ni. Tutuklu hem ayakta duracak, hem yeterli ykseklie sahip deil, bu ceza merdive
ninde.
Sonra kurbann ibkey ubukta zel bir masaya yatrld kam ikencesi. Toplu
ykanma yerleri, gerek isimleriyle gaz odalar. Ayrca, gezici gaz hcreleri; yani, kapal
blmesine dorudan egzos gaz knn baland kamyonlar. Sonra kk ve byk
kapasiteli frnlar. Sonra, bacalar...
Hepsinin ardndan, bu "cehennem delii"ni kuatan ift sra, elektrik verilmi telrgler. Ondan sonra da, d yolla kamp ayran yksek beton duvar. Yolun tesindey
se, insan klyle beslenen -am a, hibir yeil rtye sahip olmayan- bombo, klrengi
Lehistan topra.
Kampn iinde rkek ve kk admlarla dolarken ya da baka insan kalabalkla
rndan kopmamaya alrken, evremde, sanki SS'lerin hayaletlerini grr gibi oluyo
rum. Glleri, akalamalar, ykses sesle konumalar arpyor kulama. Wagner
mziine, iyi cins kpeklere ve salkl yaama dkn, Nazi ynetiminin "gnahkr
beki melekleri."
Duygusuzluklaryla, vahetleriyle, kana/topraa ballklaryla tannm, kat, ac
masz, bedence de en yetkin dzeyde seme kurunaskerler. Hem kendilerinin hem ba
kalarnn yaamn hor grecek biimde eitilmi insan-makinalar!
Auschwitz, bir karabasan m yoksa somut bir gereklik mi? Gzlerimi kapayp a
yorum.
Eer o bir gerekse, srad/rastlantsal bir uygulamayla m kar karyaym? Ge
lenei srecek bir "kurum" la m?
***
Yirminci yzyln kendisiyle vnecei bir bulu, insan depolama ve eritme siste
mi. Baka bir deyile alma kamplar ve yok etme kamplar. Birincisi yava yava, erte
leyerek lm gerekletirmek; ya da, bir anlamda lm kkrtarak: alkla, hastalkla,
insanst almayla, insanlk d uygulamalarla abuklatrlm bir lm. br, r
gtl -h em en - yokedi. Dzenli, sistemli ve srekli bir biimde gnlk yok etme olgu
su.
C o g t o , B a h a r '95

291

UurKkden

Auschwitz'de, imdi, u anda bile, scaktan /yaamdan gelmi birisi iin, lm bir
bakma "imdiki zaman" hali. Yani gzler nnde. Somut, elle tutulmakta. Bir eit
"lm kombinas" bu kamplar, ilevsel olarak.
Gemite, Krupp A.G.'n mhendislik birimlerince tasarmlanan/projelendirilen
toplama kamplar, temelde, nesnel ve bilinli bir yaklamn rn. Aklc, matematiksel
ve soukkanl bir seim. Zaten ilk kamplarn ilk tutuklulara ina ettirilmesi de, bu gere
i vurgulamyor mu?
Otuzlu yllarn banda ve sonunda kuruluu ngrlen bu kamplarn iki amaca
hizmet ettii, gnmzde artk iyi biliniyor: bunlardan biri, Alman sava ekonomisi iin
(el konulan mallardan altn di ve yze dek her eit geri kazanmla birlikte) etkin ve
ucuz igc salanmas; dolaysyla, hedef kitle ou kez yabanclar. yle ki, igal altn
daki lkelerde srdrlen, Almanya'da almak zere szmona gnll ii toplama
kampanyalar, bu yaklamn en ak ve canl rnei.
kinci, asl uursuz amaca gelince, o da, istenmeyen ya da siyasal/ideolojik anlam
da gereksiz kiilerin yok edilmesi; yani, "sfr zm" olarak tanmlanabilir. Unutulma
mal ki, bu ikinci ama gnmzde de, ama deiik biimlerde, varln gene srdr
mekte. Kimi yar smrge ya da az gelimi lkelerde szgelimi, kimi askeri diktatoryalarda, igal altndaki topraklarda (Filistin'de, Bosna-Hersek'te) ve rk ayrm siyasasnn
kendini ar lde duyurduu lkelerde; ya da, kabileleraras ilkel -am a, ayn zaman
da kkrtlm- bir ikymm yaand "modern" Afrika'da.
Hitler ynetimini balangta gizliden gizliye, daha sonra kaytsz koulsuz destek
leyen Krupp A.G.'m projeleri, ozalit kopya biiminde, tam boy ve tm ayrntlaryla, bu
gn Auschwitz'de sergileniyor.
Benzer ekilde, Bayer-Leverkusen Konsorsiyomu'nun ila deneyimleri belgeleri de.
ift alev iaretli SS'lerin ba Himmler'le kampa ka kez gelen bamhendis Faust
-o da ruhunu Hitler'e satmt, Mefisto yerine- kolay kolay unutulabilir mi? Bellekler
unutsa bile, belgeler/fotoraflar unutur mu? Balar m?
Tm bu yaayan -ve, yazk ki sregiden- gemie bakarak toplama kamp gerei
ni anlamak; bir anlna bile olsa, younlatrlm bir zaman diliminde bu ac veren ger
ei duymak, alglamak; -souk bir rperi iinde- bir eit yeniden yaamak olas.
* * *

Kukusuz, Auschwitz, yzylmz iin bir utan uygulamas. Bir bilin karas. Bat
uygarlnn "eksileri"ne eklenecek son olumsuz notlarndan biri de o! Yani, Bat'nm be
lirli bir alkanlnn davurumu.
Ne var ki, Auschwitz, belli bir zaman diliminde, belli bir corafyada, belli bir rka
kar giriilmi, yalnz onun ortadan kaldrlmasna ynelik toplu bir yok etme uygula
mas deildi. Grnen, gsterilen, anlatlan "bu" olmakla birlikte, asl "gerek"in o ol
madn ge de olsa rendi insanlk.
Oysa, asl sorun, rk, din, kltr, uygarlk emberi olarak birbirinden ayr topluluk
larn birbirine uygulad acmasz yok etme siyasas. Zaman amna uramayan insan
lk suu, asl bu! Kzlderili kym, yzyllardr kanayan zenci sorunu, deiik biimler
de varolagelen klelik, Filistin'in yaad -deiebilir, deiecek- yazg, Bosna ve Kaf
kasya'daki son din savalar, btn bunlar hep ayn gerein deiik yzleri deil mi?
Bu nedenle, Auschwitz, Avrupa anakarasndaki en byk Nazi kamp olmakla bir
likte, gnmzde artk bir anlayn/uygulamann cins ismine dnm durumda. n
sanln uzun ve sancl tarihinde nice yerde, ne ok "Auschwitzler" olagelmi! Gney

292

C o g t o , B a h a r '9 5

Auschwitz Bir Kurum mu?

Afrika Cumhuriyeti corafyas, szgelimi, ok yakn bir zaman nceye dek, usuz bu
caksz ve telrgsz bir "Auschwitz" deil miydi?
Aslnda, gncelliini hep koruyor grnen biricik yakc soru u: nsanlk iin
"Auschwitz"lerin sonu geldi mi? Byle aypl bir sayfann kapandn sylemek, yazk
ki, ok zor! Dahas, kurbanlar, kolayca zalimlerin yerine geebiliyor. Dnn "Yahudiler"i, bugnn SS mangalar! Hitler kartallarnn yerini de, beyazl-mavili bayrak stn
deki alt keli Davut yldz alm durumda.
Acl bellei srekli besleyen dehet srp duruyor, yal gezegenimizde. Yalnz
isim, yalnz corafya deiik. Biraz da kapsam, belki. O da, bar zaman koullarnn
zorunlu sonucu olmal.
yle ya, Auschwitz ordaysa Filistin ve Bosna kamplar burada! Trkiye'ye gelince,
son iki merkezden eit uzaklktaki noktalarn geometrik yeri stnde.
Gemite, evredeki yakn ky ya da kasabalarla kamplar bir "btn" oluturmak
tayd. Biri brnn varln anlayla karlyor, birbirlerine katlanyorlard. Gerekte,
"toplama kamp" reten bir toplum iin, kampn ii ve d diye bir ayrm zaten yapla
maz. Eer bir ayrm olumusa, o zaman ikisinden biri -yani, yerleim merkezi- hemen
ortadan kalkar. Tpk, Auschwitz kampnn yanndaki Osviecim kentinin (Polonya) ba
tan aa yklmas, yokedilmesi gibi. Ya da, kamp dumannn tttn gren, kokusu
na dayanan Dachau ve Buchenwald (Almanya) kylerinin varln, balln -dolay
syla, suskunluunu d a- srdrmesi gibi.
Savan bitiminde, Polonya Yksek Mahkemesi'nin Varova'da sren durumalar
srasnda, birden ok kamp komutan, Ekonomi Brosu (tutuklu ii altran sanayi ke
siminin planlama grubu) sorumlular, SS komutanlar ve teki silahl kamp kadrolar,
gardiyanlar, hepsi de, "Emir almtk!" diyerek dnemin Nazi siyasasn ve st dzey
ynetimini sulamlard. Savunmann en nemli dayana, silahl, bu szcklerdi:
"Emir aldk!" Yani, kiisel sululuun reddi.
Yllar sonra, bugn, srail Mahkemesi'ndeki sanklar da benzer bir savunma yap
yorlar. Halil kentindeki brahim Camii toplukymnm sanklar da. O halde ne deiti?

C o g t o , B a h a r '95

293

F e l s e f e " o c u k O y u n c a i"
Olm ali
kr Argn

Geenlerde Cumhuriyet gazetesinde, "adamn kpei srmas" tarznda son derece


ilgin bir haber yaynland.1 "Bu ocuklar Yaam Sorguluyor" balkl haberde, Kasm
paa ve Kkyal yuvalarnda "ocuklar iin felsefe dersleri" yapld; Trkiye Felsefe
Kurumu, ocuklar in Felsefe Birimi Bakan Nuran Direk tarafndan dzenlenen bu
derslerde, yalar 9 ile 13 arasnda deien gen beyinlerin tarttklar, "neden" leri ara
dklar, hem de bunu 1,5 saat gibi uzun bir sre boyunca ilgiyle srdrdkleri bildirili
yordu.
Bu haber, aslnda sadece felsefenin, felsefi dncenin neredeyse yok sayld bir
toplumda hi beklenmeyen bir durumu ifade etmesi bakmndan deil, daha ok uyan
drd, uyandrabilecei dnceler nedeniyle ilgin geldi bana. Gerekten de, ocuklar
ile felsefenin bu son derece beklenmedik, ancak bir o kadar da olaan bulumas, yeti
kin insanlar olarak bizleri, felsefeye bylesine uzak duruumuz zerinde dnmeye,
bu soukluun nedenlerini sorgulmaya zorlamyor mu? yle ya, ocuklarn "bile" ilgi
sini eken konular neden biz yetikinlerin bylesi gndemi dna dyor acaba? Belki
de asl unu sormalyz kendimize: Nasl bir kltrel ortam iinde "yeti(tiril)iyoruz da
felsefeden, felsefi dnceden bylesine uzak dyoruz oumuz?
Baka lkelerde farkl uygulamalar olup olmadn bilmiyorum, ama bildiim ka
daryla lkemizde felsefe dersleri ancak lise dzeyindeki rencilere uygun bulunuyor,
sanrm-tabii ki balang iin. Grnen o ki, Milli Eitim Bakanl bu dersin belli bir
1) Cumhuriyet, 7 A ralk 1994.

294

C o g t o , B a h a r '95

"olgunluk" dzeyine erimi rencilere verilebileceini dnmektedir. Eer burada


sz konusu edilen "olgunlama" nn sadece "zihinsel olgunlama" dan ibaret olmad
gznne alnrsa, ilk bakta akla yatkn grnen bu uygulamann, aslnda son derece
akl d olduu, deifre edilmesi gereken bir art niyete dayand aa kacaktr. yle
ya, szkonusu olan sadece "zihinsel olgunlama" olamaz, yoksa matematii de ilkokul
lardan kaldrp, ileri dzeylere ertelememiz gerekirdi. O zaman soru u: Neden Milli
Eitim ocuun felsefeyle bulumasn "olgunlama" sonrasma erteler? Ve bu nasl bir
olgunlamadr?
Kukusuz, bu erteleyici yaklam byk lde felsefenin "zararl", "tehlikeli" bir
ey olarak alglanmasndan kaynaklanyor. Gerekten de, bu yaklama gre, felsefe, bi
reyin olgunlama srecinde deil de, ancak olgunla(trl)dktan sonra karlamasna
tahamml edilebilecek bir "tehlike" dir; o halde, bireyin felsefeyle bulumasn mmkn
olduunca ertelemekten daha akla yatkn bir ey olamaz. Oysa bu iin pratii iinde ya
ayan insanlar ok iyi bilirler ki, renci bu arzulanan "olgunlama" dzeyine geldiin
de, zaten oktan, artk felsefeye ihtiya duymayacak, onun sesine kulak veremeyecek
kadar ondan uzaklam olmaktadr. Dolaysyla, diyebiliriz ki, lkemizde felsefe, hem
eitenler hem de eitilenler tarafndan olgunlamak iin "kavuulmas" gereken deil,
olsa olsa olgunlatktan sonra "savuturulmas" gereken bir ey olarak alglanmaktadr.
Acaba bu, sadece bizim ya da bize benzer toplumlarn yaad bir durum mu? Ya
da yle soralm: Acaba yetikinler ile felsefe arasndaki bu uzaklk, sadece belli bir kl
tre, rnein bizim kltrmze ait zel bir sorun mu, yoksa kkleri kltrler-st ala
na yaylan daha genel bir sorun mu? Kukusuz iinde yaadmz kltrn felsefeye
kar zel, kendine zg bir soukluu var. Bunun nedenleri zerinde ok duruldu, el
bette daha da durulmaya deer. Ancak ben bu ksa denemede, bunun tesine geip, sz
konusu sorunu daha genel bir perspektif iine yerletirmek; baka bir deyile, yetikin
ler ile felsefe arasndaki uzakln, soukluun kklerini, kk harfle yazlm kltrle
rin deil, byk harfle yazlm Kltr'n yetitirme tarznda aramak istiyorum.
yleyse yantlanmas gereken soru u: Trk ya da talyan, Fransz ya da ngiliz (her
ne isek), Kltr iinde "bir yerlere" yetitirilirken neleri geride brakyoruz acaba? Ant
ropologlarn "kltrlenm e", sosyologlarn "toplum sallam a" dedikleri srece, hep
"ulatmz", "elde ettiimiz" eyler asndan deil de, birazck da "yitirdiimiz", "eli
mizden kardmz" eyler asndan bakmamz gerekmiyor mu?
Kltrlenme ya da toplumsallama denilen yeti(tiril)me srecine ynelik bylesi bir
"negatif bak"n, yetikinler ile felsefe arasndaki uzakln nedenlerini yakalama bak
mndan iimize yarayacan dnyorum. yle ya, eer toplumsallama denilen s
re, insann iindeki ocuu toplum adna ldrme, hadi daha yumuak bir ifadeyle
syleyelim, bastrma sreciyse, o zaman ocuklarn felsefeye, felsefi dnceye "doal"
yaknlklar ile yetikinlerin "toplumsal" uzaklklar arasnda anlaml bir iliki(sizlik),
kltrn dokuduu bir kopukluk olduu anlamna gelmez mi bu?
Toplumsallama denilen sre, eer yeteri kadar biimlendirememise bizi, hepimiz
hatrlayabiliriz, sanyorum: Her ocuk kk bir "filozof'tur aslnda. Bu bakmdan, ye
tikinlerin oundan daha "byk"tr ocuk. Felsefe, eer "soru sorma", hem de evren,
yaam, insan hakknda ierikli sorular sorma sanatysa, kim bunu ocuklardan daha sk
ve daha iyi yaptn iddia edebilir ki? "Soru sorma", eer dnya zerinde merakl, hu
zursuz, kaygl bir durutan kaynaklanyorsa, kim bu dnyada, "bann zerindeki yl
dzl gkyz" ile "iindeki ahlak yasas" arasnda merakla kvranan filozof Kant'a o
cuklardan yakn durduunu iddia edebilir ki?

kr Argn

Sakn btn bu szlerden, felsefeyi "ocuklarn bile anlayp, uraabilecei" basit bir
etkinlik olarak grdm sonucu karlmasn. Kukusuz, felsefenin son derece karma
k bir dnce etkinlii, sk bir bilgi birikimine ve yaam deneyimine sahip olmay ge
rektiren, son derece disiplinli bir dnce alan olduunun farkndaym. Sylemek iste
diim, sadece ve sadece, felsefenin ciddiyetinin ancak ocuksu bir ruh haliyle uyuabil
dii ve yetikinleri felsefeden uzaklatran eyin de, her eyden nce bu ruh halinin yiti
rilmesi olduudur. Bu nedenle, yetikinler olarak bizlerle felsefe arasndaki uzaklk, ba
na, bir bakma kendimizle ocukluumuz arasndaki mesafeyle llebilirmi gibi gr
nyor. yleyse bu yaznn bandan beri kendimize sorduumuz sorunun yantn, o o
cuksu ruh halinin zelliklerinde, hatta bunlardan sadece birinde arayabiliriz, sanyo
rum.
"ocuksu ruh hali" dediim eyin bu temel zellii, sanrm ksaca "merak" olarak
tanmlanabilir. Gerekten de, ocuu felsefeyle buluturan ey, aslnda bir tr "arma"
duygusudur. Baka bir deyile, ocuu kendi apnda bir filozof klan, grd eylere
hayretle bakmas, hemen her yer ve her durumda kendisiyle nesneler, olaylar arasna
kanlmaz bir soru iareti koyma eiliminde olmasdr, diyebiliriz. Yetikinlik ise, insa
nn iinde yaad dnyaya "alma" s, bu dnyay ve bu dnya iinde bana gelenleri
"kanksama"s srecidir, bir bakma. Bir bakma, "soru sormaya", "armaya", "merak
la kvranmaya" yazgl bir varln kendini unutuudur bu. "Ay havadayken nasl olup
da dmyor?", diye soran ocua glp geiimizi dnn bir kez, burada asl neye
"glp" neyi "getiimiz" zerinde dnmemiz gerekmiyor mu?
Ksacas, yetikinlik, ocuklukta kafamz kurcalayan sorularn yantn bulmak bir
yana, tam da bu sorular unutmay renmektir aslnda. Baka bir deyile, yetikinlik,
insann, iinde merakla kvranan; hayat ve lm, ldkten sonra insana ne olduunu,
ayn havadayken nasl olup da dmediini, gnein neden hep ayn yerden doduu
nu merak eden ocuu, yani kendi iindeki kk filozofu sorularyla birlikte ldrme
sidir aslnda. Zaten filozof da, her naslsa kendi iindeki "ocuu" koruyabilmi bir ye
tikin deil mi?
Bir yerde Tolga Yarman yazmt: "ocuun konumaya balamasyla beraber, hat
ta daha nce evresini ve doay alglamasna dair verdii iaretler, aknlk yaratacak
derecede 'mantkl' olmaktadr." stelik Yarman, burada trnak iine ald mantkllk
niteliinin "bilim ltlerimiz"e uygunluk anlamn tadn bile iddia eder. Yani ocu
un evren iindeki ve karsndaki duruu, sadece merakl bir tavr iermesi bakmndan
deil, gerek anlamda sorgulayc bir kaygy ve tavr iermesi bakmndan da filozofunkine benzemektedir. Bu, bana yllar nce okumu olduum, imdi kaynan anmsayamadm bir makalede dile getirilen grleri artrd. Bu makalede, mantk ilkeleri
nin doutan m geldii, yoksa sonradan m edinildii sorunu tartlyordu. Yazarn, bu
klasik soruna yaklam, hatrlayabildiim kadaryla son derece arpcyd. O, "zde
lik", "elimezlik" ve "nc halin imknszl" gibi klasik mantk ilkelerinin akln a
priori donanmlar olduunu; yani bunlarn renme sonucu gelien zihin yetileri ol
madn, tam tersine doutan getirildiklerini savunuyordu. Daha da ilginci, yazara
gre, toplumsal hayat iinde ocuklara mantk ilkeleri deil, tam tersine bu ilkelerin
hangi koullarda ve nasl inenecei retiliyordu. Ksacas, geni anlamda eitim, as
lnda ocuklarda zaten varolan mantkl dnme yetilerini unutturma srecinden ba
ka bir ey deildi, yazara gre.
Btn bunlardan benim karabildiim sonu u: Felsefe, renilmesi gereken deil,
2) D oay A lgla y m z d a ki G elim e: Bilim Eitimi ve Sorunlar, ktisat dergisi, Nisan 1987, Say: 269, s. 34-44.

296

C o g t o , B a h a r '9 5

Felsefe "ocuk Oyunca" Olmal

unutulmamas gereken bir eydir; ya da yle diyelim: Bir "meslek" deil, "yazg"dr
aslnda felsefe. Varln kendi kendini unutuuna kar bir tr direnitir. Toplumun r
gtledii bir gndelik hayat illzyonu iinde kaybolmama, uucu ayna oyunlarnn
artmacalarna almama, onlar kanksamama, etrafna ve kendine ocuksu bir merak
ve aknlkla bakabilme yeteneini asla kaybetmemedir. Kesinlikle bir "meslek" deil,
zira gndelik olann hrgr iinde bir felsefe profesr de, tpk dier yetikinler gibi
felsefeyi unutabilir. Kesinlikle bir "yazg" bu; toplumsallama denilen srecin u ya da
bu ekilde baarsz olduu anlarda yzmze glmseyen, inatla soru sormaya devam
eden ocuun, o kk filozofun ayak direttii bir "yazg".
yleyse, felsefe gerek "sahiplerine", yani ocuklara geri verilmeli. Yetikinler iin
felsefe dersleri dzenlenmeli, ama ilk derste bir tr Sokratik "maieutike" yntemiyle on
lara ocukluk hatrlatlmal. Yaznn banda szn ettiim haber bu adan son derece
sevindirici. Umarm Milli Eitim duymaz ve mdahale etmez. Bu tartan, soru soran,
"neden"leri arayan ocuklar bizim gemiimiz, umarm biz onlarn gelecei olmayz.

C o g t o , B a h a r '95

297

E m m a n u e l L e v in a s U z e r n e
Ahmet Soysal

Emmanuel Levinas'n dncesi uzun sre bir yar gizlilik iinde kaldktan sonra
1970'lerin sonundan balayarak gitgide tannd. Oysa Levinas, kinci Dnya Sava n
cesi Husserl'in fenomenolojisini ve Heidegger'in dncesini Fransa'da tantanlarn ba
nda gelmiti. rnein Sartre, bu gndermelere ynelimini Levinas'n abalarna borlu
olduunu sylemitir (bkz. Situations IV, Merleau-Ponty vivant).
Ge tannmasnn nedenlerinden biri, ilk temel yapt Btnlk ve Sonsuz'un ancak
1961'de ve Hollanda'da (Husserliananm yayncs Martinus Nijhoff'da) yaynlan olsa
gerek. Dier bir neden ise Levinas'n kinci Dnya Sava sonras niversite kurumunun
uzun sre dnda kalmas (1964'e kadar) saylabilir. Belki de bir neden daha, Levinas'n
dncelerinin zellikle 60'l ve 70'li yllarda egemen ve moda olan yapsalcln, ve Fo
ucault, Althusser gibi filozoflarn dncelerinin glgesinde kalmasdr.
Levinas'a etkin biimde ilk deinenlerin arasnda Maurice Blanchot (bkz. L'Entre
tien infini) ve Jacques Derrida (bkz. L'criture et la differenceda, Volence et mtaphysique)
saylabilir.
Husserl ve Heidegger'i sadk biimde tantan ilk metinlerinden sonra, Varolutan
Varolana yaptndan balayarak kendine zg tema'lar sergilemitir Levinas. Elbette
bu tema'larn ayrntsna burada girmemiz olanakszdr. Ama Levinas'n dncesinin
doruk noktasn belirtebiliriz: znenin bakas iin sorumluluk olarak betimlenii. Levi
nas iin etik, ontoloji'ye -varl hedef alan dnceye- gre birincildir. Bylece Levi
nas, Heidegger'in ama belki de btn Bat dncesinin -ya da Yunan kkenli olarak
Felsefenin- karsnda yer alr: nk Felsefe "Varlk nedir?" sorusuyla balayp, Ego,
Btnlk, Doru, Bilgi, Ayn gibi kavramlara ayrcalk tanyarak, insan znesinin bun

298

C o g it o , B a h a r '95

Emmanuel Levinas zerine

lardan koptuu, her eye -rnein bakasnn lm ne- ve zamana maruz kald, ama
en bata baka insana kar edilgin olduu durumlar yadsr ya da grmezlikten gelir.
Bakasna kar bu edilginlik (ki benim onun yerine gememdir, onun tutsa olmam du
rumudur), Levinas iin Varln "bencil" ve "sava" gereklikleriyle aklanamaz. Bu,
bakasnn yznden bana emir verip beni ben klan -krlgan bir b en - ve hibir kavrama
smayan bir aknlkla, ya da sonsuzla (ya da yi'yle, ya da Mutlak'la - Tanryla) anlatlabilir. Bakasyla -ve onda emir veren Tanryla- bu iliki, Husserl'in dnyann kuru
luunu anlatmak iin ne kard mutlak zne ile nesnelerin verili kipleri arasndaki
ynelimsel (intentional) badan ayr bir ilikidir.
Levinas'a gre Varln dzeni, daha ncel bir durumu belirten etik'den ilerigelir.
Bylece ilk soru "Varlk" ya da " z" deil, Bakas'dr. Husserl ve Heidegger'in syledik
leri yalnzca Varlk sorusu iin geerlidir, ama Baka'ya yeterince yant vermedii iin
eksiktir. Heidegger, Varln n anlayna sahip Varoluun (Dasein'm) zamansalln
ve sonluluunu byk bir yetkinlikle ortaya karmtr, ama etik boyutun birincil nite
liini grememitir (ki Nazizmi benimsemesinin bu krle yabanc olmad dn
lebilir - bu noktada Levinas'm Yahudilii ve Litvanya'daki ailesini kinci Dnya Sava
srasnda toptan kaybedii anmsanmaldr; ayrca bu anmsatma, Levinas'm genliinde
hayranlk duyduu Heidegger'le zor ilikisine k tutacak niteliktedir). Husserl ise, Le
vinas'm Franszcaya evirmi olduu Descartes' Meditasyonlar'm 5.sinde (1929), Bakas
deneyiminin dnyann kuruluundaki temel niteliine etraflca deinmitir, ama ayrn
tl ve karmak betimlemeleri etik boyutu gz ard etmitir: Bakasyla iliki, ayrcalkl
bir intentional iliki olmakla kalmtr. Husserl'de Bakasnn esunumunda (ya da eksunumunda - Apprasentation) Ben'in etkinlii ve sahibolu edimi vurgulanmaktadr.
Levinas'm dnceleriyle, gnmz Fransz dnrlerinden Paul Ricoeur (bkz.
Soi-mme comme un autre, 1990), Michel Henry (bkz. L'Essence de la manifestation,
1963) ve Jean-Luc Marion'un (bkz. Dieu sans ltre) dnceleri arasnda yaknlklar sap
tanabilir. Ama Levinas'm gnmz dnce dnyasnda byk bir nemi olduunu
belirtmek gerekir. Etik kavramnn gndeme gelmesinde Levinas'm etkisinin olmad
sylenemez.

C o g t o , B a h a r '95

299

E t k v e S o n s u z : Y z 0
Emmanuel Levinas

Ph.N. Btnlk ve Sonsuz'da uzun uzun yzden szediyorsunuz. Bu sizin sk sk ele


aldnz temalardan biri. Neden oluuyor ve neye yaryor bu yz fenomenolojisi, yani
ben bakasna yz yze baktmda olup bitenin bu analizi?
E.L. Bilmem, yzn "fenomenoloji" sinden sz edilebilir mi, nk fenomenoloji
belireni betimler, ayn ekilde, acaba yze dnk bir baktan sz edilebilir mi diye soru
yorum kendi kendime, nk bak bilgidir, algdr. Bir burun, gzler, bir aln, bir ene
grdnzde ve onlar betimleyebildiinizdedir ki bakasna bir nesneye dnyormu
gibi dnyorsunuzdur. Bakasyla en iyi karlamak biimi gzlerinin rengini bile
farketmemitir. Gzlerin rengine bakldnda bakasyla toplumsal ilikide olunmuyordur. Yz ile iliki algnn egemenliinde olabilir, ama zgl olarak yz olan, buna indirgenmeyendir.
lk nce yzn doruluu, onun doru, savunmasz sergilenii vardr. Yzn deri
si en plak kalandr, en yoksun. En plak, oysa uygun bir plakl olan. En yoksun da;
yzde zsel bir yoksulluk vardr; bunun kant bu yoksulluun pozlar vererek, bir tavr
gstererek maskelenmeye allmasdr. Yz, darya kar serilmitir, tehdit altndadr,
sanki bizi bir iddet eylemine arr. Ayn zamanda, yz bize ldrmeyi yasaklayandr.
Ph.N. Sava anlatlar gerekten size yz yze bakan birini ldrmenin zor olduu
nu sylemektedirler.
E.L. Yz, anlamdr, ve bamsz anlam. Bakas, yznn doruluunda, bir ba
lam iinde bir kii deildir demek istiyorum. Olaan olarak, bir "kii"yizdir. Sorbonne'da profesr, dantay bakan yardmcs, birinin olu, pasaportta, giyinme, kendini ta
ntma tarznda ne varsa. Ve her anlam, teriminin allm anlamnda, byle bir balama
(*) Bu eviri Beyaz dergisinin 14. saysnda (1989) yaynlanan metnin dzeltilmi eklidir.

300

C o g it o , B a h a r '95

Etik ve Sonsuz: Yz

gredir: bir eyin anlam, baka bir eyle ilikisindedir. Burda, tersine, yz kendi bama
anlamdr. Sen, sensindir. Bu anlamda, yzn "grlmedii" sylenebilir. O, dnce
nizin kuataca, bir ierik durumuna gelemeyecek olandr; ierilemeyendir o, teye
gtrr sizi. Bylelikledir ki yzn anlam onu, bir bilginin balla (corrlatif) olarak
varlktan karmaktadr. Bunun tersine, gr tam bir upuygunluun aratrmasdr: o
en stn derecede varl iine alandr. Ama yz ile iliki hemen etiktir. Yz ldrlemeyendir, ya da hi deilse anlam: "hi ldrmeyeceksin" demekten oluandr. ldrme,
dorusu, allm bir olgudur: bakasn ldrebiliriz; etik gereklik, ontolojik bir zorun
luluk deildir. ldrmenin yasaklanmas ldrmeyi olanaksz klmamaktadr, yasan
otoritesi gerekletirilen kt'nn vicdan azabnda kendini korusa da - kt'nn ktl
. ldrme yasaklamas Kutsal Yazlar'da da ortaya kyor, ki insann insanl onlara
kar serilmitir, dnya iine katld kadar. Ama dorusunu sylemek gerekirse, varlk
iinde, bu "etik gariplikler"in belirmesi -insann insanl- varln bir kopuudur. An
lamldr, varlk yeniden balanp kendini toparlarsa da.
Ph.N. Bakas yzdr; ama bakas bana konuur da, ve ben ona konuurum. nsan
sz de "btnlk" dediinizle ilikiyi koparmann bir biimi deil midir?
E.L. Kesinlikle. Yz ve sz birbirine baldr. Yz konuur. Konuur, her sz ola
nakl kld ve balad anlamda. Az nce bakasyla gerek ilikiyi betimlemek iin g
r kavramn reddettim; szdr, ve daha dorusu yant ya da sorumluluktur bu gerek
ilikiyi oluturan.
Ph.N. Ama etik iliki bilginin tesinde ise ve dier yandan sz tarafndan gerek
olarak stlenilmi ise, bu demek olmuyor mudur ki szn kendisi bilgi snfndan bir
ey deildir?
E.L. Gerekten, ben szde sylemek ile sylenen'i hep ayrmmdr. Sylemenin bir
syleneni olmas, yasalarla, kurumlar ve toplumsal ilikilerle bir toplumu dayatan zorun
lulukla ayn snftan bir zorunluluktur. Ama sylemek, yzn karsnda yalnzca onu
seyretmekle kalmaym, ona yant veriim olgusudur. Sylemek, bakasn bir selam
lama biimidir, ama bakasn selamlamak imdiden ona kefil olmaktr. Birin yannda
susmak zordur; bu zorluun temeli, sylemenin bu z anlamndadr, sylenen ne olursa
olsun. Bir eyden konumak gerekmektedir, yamurdan ve gzel havadan, ne olursa,
ama konumak, ona yant vermek ve imdiden ona kefil olmak gerekmektedir.
Ph.N. Bakasnn yznde, bir "ykselti", bir "ykseklik" var diyorsunuz. Bakas
benden daha yksek. Bundan ne anlyorsunuz?
E.L. "ldrmeyeceksin", yzn ilk szdr. Bu bir emirdir. Yzn belirmesinde
bir emir vardr, sanki bir efendi bana konuuyormu gibi. Oysa, bakasnn yz yoksun
dur; o, kendisi iin her eyi yapabileceim ve kendisine her eyi vermem gereken yoksul
dur. Ve ben, kim olursam olaym, ama "birinci ahs" olarak, arya yant vermek iin
kendinde kaynaklar bulanmdr.
Ph.N. Size yle demek akla geliyor: evet, baz durumlarda... Ama baka durumlar
da, tersine, bakasyla karlama iddet, kin ve hor grme kipinde oluyor.
E.L. Elbet. Ama bu devriklemeyi (inversion) aklayan gereke ne olursa olsun, im
di ortaya koymu olduum yzn analizi, -bakasnn egemenlii ve yoksulluu, benim
boyun eiim ve zenginliim ile- ncedir diye dnyorum. Btn insan ilikilerinin
varsayddr. O olmasayd, ak bir kapnn nnde: "Sizden sonra, beyefendi" bile de
mezdik. Ben kksel bir "Sizden sonra beyefendi"yi betimlemeye altm.
Kin tutkusundan sz ettiniz. ok daha ar bir itirazn gelmesinden korkuyordum:
cezalandrma ve bastrma nasl olabilir? Nasl adalet olabilir? nsanlarn okluudur, ba
kasnn yannda bir nc kiinin olmasdr diyorum, yasalar koullandran ve adaleti
C o g t o , B a h a r '95

301

Emmanuel Levinas

koyan. Eer bakasyla yalnzsam, ona her eyi borluyum; ama nc kii vardr. Bili
yor muyum yaknmda olann nc kiiye gre ne olduunu? Biliyor muyum nc
kii onunla hemfikir mi ya da onun kurban m? Kimdir benim yaknm? Dolaysyla
tartmak, dnmek, yarglamak gerekmektedir, karlatrlmaz olan karlatrarak.
Bakasyla kurduum kiileraras ilikiyi dier insanlarla da kurmam gerekir; yleyse
bakasnn bu ayrcaln lmlatrmak gerei vardr; bundan ileri gelir adalet. Bu, ku
rumlar -k i kanlmazdrlar- tarafndan uygulanr, ve hep balangtaki kiileraras ili
ki tarafndan denetlenmelidir.
Ph.N. Bylece, metafiziinizdeki kesin deney ortaya kyor: Ntr ontolojisi, ahlak
olmayan ontoloji olarak Heidegger'in ontolojisinden kmamz salayan. Bu etik deney
den yola karak m bir "etik" kuruyorsunuz? nk, sonradan, etik, kurallardan olu
mutur; bu kurallar koymak gerekmektedir, deil mi?
E.L. Benim iim etii kurmak deildir; yalnzca onun anlamn aratrmaya al
yorum. nk gerekte her felsefenin programatik olmas gerektiine inanmyorum.
Husserl'dir en ok, felsefenin bir program olmas dncesini ne sren. Sylediimi
hesaba katarak bir etik kurulabilir, kukusuz, ama bu benim z 'tema'm deildir.
Ph.N. Etiin bu yzden kefinin, ne anlamda btnlk felsefeleriyle ba kopard
n ayrntl bir biimde belirtebilir misiniz?
E.L. Mutlak bilgi, felsefenin aratrd, sz verdii ya da salk verdii biimde, bir
Eit dncesidir. Doruda, varlk sarlmtr. Doru, hi son bulmayan bir ey olarak
grlse de, daha tamam ve uygun bir dorunun vaadi vardr. Kukusuz, olduumuz
sonlu varlk, sonuta, bilgi iini sonuna getiremez; ama gerekletii snrda, bu i, Baka'nn Ayn durumuna gelm esini salamaktan olumaktadr. Buna karlk, Sonsuz
Fikri (ide), bir Eit olmayan dncesi (pense) getirmektedir. Ben Descartes' sonsuz
fikrinden yola kyorum, onda ki bu fikrin ideatum'u, yani bu fikrin hedef ald ey,
onu dndmz edimden sonsuzca daha byktr. Edim ile edimin ulatrd ara
snda oranszlk bulunmaktadr. Descartes'a gre, bu Tanr'mn varlnn kantlarndan
biridir: dnce, kendisini aan bir eyi retmi olamaz; bu eyin bizim iimize konul
mu olmas gerekmekteydi. yleyse, Sonsuz Fikrini bizim iimize koymu olan sonsuz
bir Tanr'y kabul etmek gerekir. Ama Descartes'n aratrd kant deildir beni burada
ilgilendiren. Ben burada, aknlk iinde, Tanr fikrinin onun deyimiyle "nesnel gerek
lii" ile "biimsel gereklii" arasndaki bu oranszl dnyorum, benim iime "ko
nulan" bir fikrin paradoksunu -ylesine anti-Grek bir paradoks- dnyorum, oysa ki
Sokrates bize, onu daha nce orada bulmadan bir fikri bir dnceye koymann olanaksz
olduunu retmitir.
Oysa yzde, yaklamn betimlediim biimde, edimin, vardrd ey tarafndan
ayn almas meydana geliyor. Yze ulamada, kukusuz Tanr fikrine de bir ulama
vardr. Descartes'da Sonsuz fikri teoretik bir fikir olarak kalyor, bir seyredi, bir bilgi
olarak. Bense, Sonsuz ile ilikinin bir bilgi deil, bir Arzu olduunu dnyorum. Ar
zu ile ihtiya arasndaki fark, Arzunun doyurulamaz olmas olgusuyla betimlemeye
altm; Arzu, bir bakma, kendi alklaryla beslenir ve doyumuyla artar; Arzu dn
dnden daha ok dnen ya da dnd eyden daha ok dnen bir dnce
gibidir. Paradoksal bir yap, kukusuz, ama sonlu bir edimde Sonsuzun bu varlndan
daha ok deil.
eviren: Ahmet Soysal

302

C o g t o , B a h a r '95

Y a ZINBLM VE ESTETK
Grard Genette
Sylei: Yvan Leclerc

Grard Genette'in bir kitabnn k kuramlar dnyasnda her zaman bir olay ol
mu, nemli yanklar uyandrmtr. Bilinir ki, hangi zel alana el atm olursa olsun,
onda sonra yaznsal ya da sanatsal bir konu, ayn kategoriler iinde dnlmeyecek,
kesinlikle ayn terimlerle belirlenmeyecektir.
70'li yllarda, edebiyat rencileri ktphaneyi, okunmas gerekli statla kefet
tiler. Bu isim, bizim metinleri alglama ve anlatma biimimizi kesin biimde belirle
mitir: Roland Barthes daha ok ie dnk bir yaznn tadyd; Jean-Pierre Richard, her
zaman grsellie dnk bir yapnn bulac ehveti olmutur. Grard Genette'se, yarat
c kesinlii, yapsal imgelemi temsil eder.
Kitaplar, zellikle de gnmz rencilerinin kk bilgi daarc Figures III kla
siklemitir artk. "Anlatnn Sylemi" bir anlatbilim kuram yani anlatnn genel kate
gorileri (nasl bir dzenleme? hangi sre ve hangi skla gre? nasl bir younlatrma?
konuan kim olmal?) stne bir almadr.
Genette'in konusu, anlalaca gibi herhangi bir yapt ya da yazar (Proust'tan, Ja
mes'den, Borges'den, Valry'den sz etmesine karn) deil, yaznsal biimlerin genel
kuram olan yazmbilimdir. Kitaptan kitaba ilerlerken, bir metni ak ya da gizli biimde
br metinlerle ilikiye sokan her ey olarak tanmlad metnin metinsel aknl kav
ramn ilemitir.
imdi, Grard Genette U Oeuvre de Yart (Sanatn Yapt) adl bir dizinin ilk cildini ya
ymlyor (Ed.Seuil). Genette bu yaptnda yaznbilimin alann daha geni bir estetik alaC o g t o , B a h a r '95

303

Grard Genette

na yayarak, enine ve yukar doru geniletiyor. Onun, bizim Aristoteles'imiz olduu


sylenmitir; ve ite imdi ayn zamanda bizim Kant'mz ve bizim Hegel'imiz olmakta
dr.
Yvan Leclerc. L'Oeuvre de l'art sizin onuncu kitabnz. Bu kitab, ncekilerle kar
latrldnda, nereye koyuyorsunuz? Kitabn ilk sayfalarnda bir "st kata k"tan sz ediyor
sunuz. Yaznbilimsel bir ykseliin son kat mdr sz konusu olan?
Grard Genette. Oeuvre de l'art 'la st kata gemenin (mantksal olarak) anla
m yalnzca, yaznn da teki sanatlar gibi bir sanat olduunu dnerek kapsayc bir
snfa gemektir yalnzca. ki kitaptan oluacak olan bu btnn birinci cildi sanat yapt
larnn yaam biimlerine ayrlmtr ve iin nispeten kolay olan yandr(okumas deil
belki ama retmesi); kincisi sanat yaptlarnn estetik ilikisine ayrlmtr ve ok sayda
kuramsal sorunu ele almaktadr.
Kitabnzn karmaklm anlatmak iin basit bir gzlemden hareket edilebilir: Tek bir
rnei olan sanat eyas (La Giaconda) ve ok sayda rnei olan sanat eyalar vardr. Sizin ki
tabnz sanat yaptnn biimleri ve dzenleri dediiniz eyler arasndaki bir ayrm stnde olu
maktadr.
ki biim ayrdediyorum: ikinlik ve aknlk. kinlik bir yaptn hangi tr nes
neden olutuudur: szgelimi La Giaconda Parma M anastryla ayn tr nesneden ya
plmamtr. Nesne trlerini belirlemek sonsuz sayda snflandrmalar yapma olana
verebilir: aa nesneler, demir nesneler, kat stne ya da kuma stne nesneler vb.
En temel ayrm, ki bunu ilk kez kefeden ben deilim, maddi ve ideal nesneleri kar
karya getiren ayrmdr. Bu adan bakldnda sanatlarn ayrm olduka ak seik
tir: resim gibi, heykel gibi, yaptlar temelde maddi olan sanatlar (bu durumda otografik dzen sz konusudur) ve edebiyat gibi, mzik gibi, yaptlar temelde ideal olan ya
ptlar ( allegrafik dzendir bu) vardr. Mimarlk'sa, Goodman'n(1) arac, ya da geii
salayan diye niteledii sanat daldr. Dolaysyla ikinlik u soruyla tanmlanr: bir
sanat yapt, maddi ya da ideal ne tr bir nesneden olumutur? Ama bu tanmlama
yeterli deildir nk yaptlar bir nesneden ibaret olmakla kalmazlar, onu aar, ora
dan taarlar, nesnenin yokluunda ya da dolayl yoldan etkili olma anlamnda nes
neyle oynarlar; nesne yapt deimeden deiebilir ve yapt da nesne deimeden de
iebilir. kinliin temel yaps ortaya konduktan sonra, sra aknlk denen eyi, yani
bir yaptla ikinlik nesnesi arasnda kurulmu bir tr oyun olan btn biim leri irdele
meye geliyor; evet Parma Manastr bir metinden ibarettir ama Parma Manastr bu me
tinden taar nk yapt bu metnin yokluunda ya da szgelimi bu metnin Norveeye evirisi gibi dolayl biimler altnda yaamn srdrmeye ve etkili olmaya devam
eder. Goodman'm dedii gibi metin alfabetik olarak yoktur artk, ayn metin deildir;
ama Parma Manastr belli bir biimde ve hi kukusuz ksmen, bir eviride ya da bir
sinema uyarlamasnda veya bir operada etkili olmaya devam etmektedir. te bu aknlktr.
Sizi doru anlyorsam eer Parma Manastr hem aknlk hem de allografik ikinlik
alanna m giriyor?
Parma Manastn, metni olan ideal bir nesnenin iindedir, ve bu metni etkili ola
bildii btn biimlerle amaktadr; bu metinden bamsz olarak deil, ondan hareket
ederek, oradan taarak ve bir anlamda onu arkada brakarak... Bir ressam, Allah gster
mesin, Fabrice'i, Cllia Conti'nin kollarnda gsteren bir tablo yaparsa, Parma Manast1) 1906 doumlu N elson Goodman analitik gelenein filozofudur. Harvard'da ders vermitir. Estetik sorununu ileyen franszcaya
evrilmi baz yaptlar unlardr: Langages de l'art (Sanatn Dilleri;1968), Jacquelin Chambon yay. 1990; Esthtique et Connaissance
(Estetik ve Bilgi), Eclat yay. 1990, Reconceptions en philosophie (Felsefede yeni anlaylar; C. Elgin'le birlikte, PUF,1994)

304

C o g t o , B a h a r '95

Yaznbilim ve Estetik

r'mn dolayl ve dolaysyla da akn bir ifadesini buluruz karmzda; Parma Manastr
burada tablo olan otografik dzenli bir yapt biimindedir.
Goodman'a nazaran sizin btn kuramsal abanz adclktan kopmak ve ideal nesneleri
belirlemek...
Ben Goodman'dan birok ynden ayrlyorum. Her eyden nce ben aknla
nem veriyorum ve aknln Goodman'n adcl iin hibir anlam yok kesinlikle.
Yntembilimsel olarak ben Goodman'dan felsefi bir kategoriyi kabul ederek ayrlyo
rum. Goodman'n adc onuru yznden reddettii bu kategori fiziksel ya da maddi nes
neyle ideal nesne arasndaki kartlktr. Nesneleri belirtmenin baka bir biimidir bu
yalnzca: onun allegrofik dediine ben ideal diyorum, onun otografik dediine ben
maddi nesne diyorum. O adc kesinlik adna hem son derece metafizik kategoriler hem
de maddi ve ideal kartl konusunda kesin tavr almamaya zen gsteriyor. Ama esas
asndan, yani iki tr nesnenin eitlii asndan ayn eydir bu. Bunu kabul ettikten
sonra, adc tabular bana ters gelse de, onun uygun bulduum terimlerini de kullanmak
taym. Goodman'la aramzdaki temel gr ayrl bu alanda deil, aknlk kavramndadr; bu kavram onu hi ilgilendirmiyor ya da daha dorusu, benim aknlk kendini
gsteriyor diye adlandrdm ey ne zaman ortaya ksa reddediyor onu. Baka gr
ayrlklar da var ama bunlar baka bir kitapta ele alacam.
Genel ileyiini grdmz bu kitabn okunmas baz kuramsal sorular getiriyor. ou
zaman kullanma, uzlamaya, kltrel geleneklere gnderme yapyorsunuz. Daha sistemletirici
olarak tandk sizi...
Eskiden szgelimi anlat gibi, kltrel bir uygulamann i nesneleriyle ilgilendim.
Yaznsal buyruun iindeydim, ve anlatnn ileyiiyle olduka biimsel bir biimde ura
yordum. Darda, kullanmda, bu uygulamay oluturacak olan eylere pek bakmyor
dum. imdi bulunduum st katta, kullanmla gelen bu belirlemelerle daha ok ilgiliyim.
Ve sanyorum Seuils' yazdm srada da epey ilgilendim bunlarla. Burada kullanmn,
uzlamamn, ve birok bakmdan, szgelimi bir yaptn ikinlik dzeninin belirlenmesinin
bir kullanm olay olmas bakmndan gelenein arlyla kar karyaym. Bize metinle
re ulamamz iin kitaplardan gememiz gerektiini syleyen kullanmdr. Baka bir uy
garlkta bir metnin yazl grntsnden ayr olmadn dnmek mmkn olabilirdi.
Bu adan kullanm deimektedir. Yazmsal metinlerin szl ve yazl belirtilerinin dal
mnn, bugn bildiimizden farkl olduu bir dnem yaanmtr, ve bu durum teknolojik
nedenlerden dolay gene de deiebilir kesinlikle: kitaplar kasete, plaa vb. almabilir. Kul
lanm zerinde durmamn birinci nedeni bunlarm varlkbilimsel durumlar, eskiden beri
varolan zler olmadklarn, gelitiklerini ve genel bir consensus'e bal bulunduklarn
gstermek, ikinci nedeni de bu tr sorularda ok gl bir yntemsel gerekliliin sz ko
nusu olduunu belirtmektir: kullanm gz nnde bulunduran, kullanma sadk olmas
gereken, kullanmdan sapmayan kuramlar nermek gerekir. Goodman "baka bir ses per
desine gemi bir mzik yaptnn artk ayn yapt olmadn, evrilmi bir yaptn da ay
n yapt olmad"n sylerken, karsnda kullanm bulmaktadr. Kullanmn srekli bi
imde yineledii udur: Sava ve Bar' okudum, oysa bu romann bir evirisidir sz konu
su olan. O halde kullanmla eliki iinde olan kuramsal tanmlar getirmeme gereklilii
vardr. Ses perdesinin deitii bahanesiyle bir mzik nesnesinin ayniyetini tanmamak
kullanmla gerek bir elikidir. Ses perdelerinin deimesinin deiiklik olmadn sylemiyorun tabii ki ama nihayet Au dair de la lune' size do'dan da sylesem, fa'dan da sy
lesem siz bunun hep Au dair de la lune adl ark olduunu karrsnz. Bu durumda ses
perdesini deitirdiimde, yapt da deitirdim demek ciddi deildir.

C o g t o , B a h a r '9 5

305

Grard Gerette

Bir baka sorun yazarn amalan konusunda kendini gsteriyor. zellikle (yazarlar iin)
gerek ikinlik nesneleri oluturmayan ayn metnin farkl oluma durumlar konusuna eitli ve
silelerle gndermeler yapyorsunuz. Bunlar bu biimde grmek yaptn durumunu belirleyen ke
sin ama karsnda ak bir arlk ya da g gsterisidir. Yazarn amac konusuyla eski bir psi
kolojik kavram yeniden ortaya karmaktan korkmuyor musunuz?
Kitabn ikinci cildinde daha dorudan ele alacam bir konudur bu. Bu kitapta,
yazarn amacnn dikkate alnmasnn anlaml olduu kabul edildiinde ya da bu ama
cn dikkate alnmad durumlarda yer yer yaklayorum konuya. Yani kendi kendimi
ze yazarn gsterme amacnda olup olmadn sorabildiimiz karalamalar yaynlad
mz varsaydmz durumlarda. Yaptlarn bilinli amalar tayan bir yapya sahip ol
duu gerei bana mutlak bir kesinlik gibi gzkyor. Yazarn amacnn yaptlarn yo
rumlanmasnda her halkrda ynlendirici olmas gerektii dncesi ayr bir konu
dur. Alclarn dikkati yazarn amac karsnda zgrdr, ama benim kabul etmedi
im, bir zamanlar renmi olduumuz ve yazarn amacn basit bir ekilde yoksayan
o karikatr gibi bir ey olan yapsalc dncedir. Ciddi deildir bu. En azndan bunun
alp almadnn bilinmesinin gerekli olduu durumlar vardr. Bir yazarn hizmeti
sinden yok etmesini istedii karalamalarn yaynladmzda ne yaptmz bilmemiz
gerekir. Picasso, Velasquez ya da Delacroix'nm bir yapt stne uygunsuz birtakm e
itlemeler yapabilir, hakk vardr buna, ama Velasquez ya da Delacroix'yla oynadn
da bilmek zorundadr. Bunu bilmezse yapt i anlamn yitirirdi. Ayn biimde, yaza
rn amacndan saptmzda, yaptmz i bu konuda hibir ey bilmeden yaptmz
eyin ayns olmayacak zel bir anlam kazanr. Yaptlarn kesin amalara ynelmilii
sorunu yalnzca bu ilk cilt erevesinde ele alamayacam kadar nemli bir sorundur;
kitabn banda yer verdiim sanat yaptnn geici tanm, "amaca ynelik estetik nesne"
kavram erevesinde bakldnda ok kstldr. Estetik bir ama yoksa, benim iin, sa
nat yapt yoktur, hi kukusuz estetik bir ilikiye girebilen bir nesne vardr: bir rsn
karsnda estetik duygular hissedebilirim, en temel hakkmdr bu benim, ama rsn
reticisine, kendisinin kesinlikle aklndan geirmemi olduu estetik bir ama atfet
mekten baka bir eydir bu. Benim iin amaca ynelmilik sanat yaptnn oluturucu
sudur, nk estetik ama olmadka, estetik nesne bulunabilir tabii ki ama bir sanat
yapt yoktur.
Esthtique et Potique (Estetik ve Yaznbilim)0 derlemesinin giriinin sonunda g
zel bir forml gelitirmisiniz: "yapt ancak bir ama ve bir ilginin etkin bulumasyla var olabi
lir. kinci cildin konusu mu olacak bu..
Evet, tamamen yle.
...Kavramsal yapt konusuyla ilgili olarak ele alm olduunuz alglama konusu. Son de
rece inandrc bir zmlemesini yaptnz bu konunun.
Uzmanlara gre ok fazla geleneki mi oldu bilemiyorum: bir sanat yapt, ola
bildiince uygun bir biimde estetik alglamaya adaydr. Bir sanat yapt bylelikle gcl olarak tanmlanr ama gclden edimsele gemek iin, bir algnn da olmas gerekir.
Sanat nerir, toplum yararlanr. Yapt okuyucusuyla bulumazsa, onda etkinlik yok
tur. Sanat yapt, sanat yaptysa eer, yaptn etkinlii ancak sonuca ulamas kouluyla
var olabilir. Varlkbilimsel alanda hibir eyi deitirmez bu: okuyucular olup olmama
s bir metni, metin olmas asndan deitirmez hibir biimde, ama onun estetik etkin2) Esthtique ve Potique dilbilimci, analitik felsefeci, yaznbilimci sekiz kiinin (George Dickie, Timothy Binkley, Nelson Goodman,
Kendall W alton, Luis J. Prieto, Charles L. Stevenson, Margaret Macdonald, Michal Glowunski) "Sanat nedir?", ya da daha do
rusu "N e zam an sanat vardr?" sorusuna yant aradklar sekiz yazy kapsar. Metinler yayma Grard G enette tarafndan hazr
lanmtr, Seuil yay. 1992

306

C o g t o , B a h a r '95

Yaznbilim ve Estetik

lii asndan her eyi deitirir. Grlen bir tablo ya da grlmeyen bir tablo varlkbilimsel adan ayn durumdadrlar, ama ilevsel adan ayn durumda deildirler.
Potique, bir derginin ad<3>, ayn zamanda da sizin Seuils yaynlarnda ynettiiniz bir
dizinin ad. Yaptnz dizinin 7 1 . kitab yanlmyorsam eer. Aristoteles'ten Zumthora kadar, Ja
kobson, Lajeune, Richard, Riffatterre, Todorov'larla son derece prestijli bir eletiri dizisi bu..
Entelektel niteliklerine ramen, ya da daha dorusu entelektel nitelikleri y
znden ticari adan ok fazla rantabilitesi olmayan bir dizi. nceleri ylda drt kitap
karrken, imdi ylda iki kitap karabiliyoruz. Eletiriden ok yaznsal kuram dizisi bu.
Ben isterdim ki Seuil'de Potique dizisi yannda bir de imdi artk kmayan Pierres Vives
gibi bir eletirel inceleme dizisi de olsun. Potique'i genel estetik sorunlar alanna doru
amak istiyorum. Dizinin adn deitirmek istemiyorum, ama bundan byle "Potique
et esthtique" adyla anlabilecektir nk yalnzca Arthur Danto'nun kitaplar, JeanMarie Schaeffer'in L'Image prcaire'i, ve benimkiler olsa da, ilke olarak temelde eletiri ve
zellikle de yaznsal kuram alann aan yaptlar yaymlyoruz. Bir yer deitirme diye
mem ama en azndan bir sapma yapyoruz. Kendim iin yapm olduum gibi dizi iin
de bir genileme istedim.
Magazine Littraire'/ "Yaznsal Eletirinin Yz Yl" (Say 192, ubat 1983) adl
saysna katkda bulundunuz. Yaznz "Transtextualits" (metnin metinsel aknlklar) ba
lm tayordu. Beni burada ilgilendiren ilk cmleniz : "Gnmz eletirisinde kendimi nereye
koyacam bilemiyorum (byle bir soru sorulmu olsayd eer)" Farzedin ki bugn soruyorum
bu soruyu ben: gnmz eletirisinde yeriniz neresidir?
Ben "kendimi nereye koyacam bilemiyorum" diye yazdmda, kendimi g
nmz eletirisinin dnda hissettiimi sylemek istiyordum. Aradan on yl getikten
sonra bugn daha bir zorluk iindeyim bu konuda nk daha da dardaym o gnlere
gre. Dndaydm iin nk gerek eletiri yapmyordum, yaznbilimle ilgileniyor
dum, bugnse zaten genel estetikle urayorum. Alann kanlmaz olarak genilemesi
yaznsal eletiri uygulamalarnn daha da dna gtryor beni. Yirmi yl nce iin iin
deydim, imdi dardan bakyorum artk bu dnyaya. inde soluk aldm usuz bu
caksz imparatorluun kantonlarndan biri olarak grdm sanat kuramndan ya da
genel estetik alanndan ulaabildiim kadar ilgileniyorum eletiriyle. Gnmz edebi
yatndaki eletiri uygulamalarn yarglama ya da basite yle bir tanmlama konusuna
gelince, sanyorum imdi eski dneme gre ok daha byk glklerle kar karyaym nk o dnyaya dardan bakmak bir yana, kendimi kesinlikle bir yere koyamam
burada, ayrca yle sanyorum ki Fransa'da eletiri belirgin zelliklerinden, on ya da yir
mi yl ncesinin kendisini tanmlayan kategorilerinden ok ey yitirmitir. O dnemde
olduka ileri, birbirlerinden farkl hatta birbirlerine kart eletiri uygulamalar ve ekol
leri vard. Bir yanda tematik eletiri, te yanda yazn tarihinin Lanson'cu gelenei vard.
Yapsal, formalist eletiri bir ok bakmdan ayrlyordu tematik eletiriden vb. Fransa'da
bir eletiri etkinlii haritas vard. Bu haritann bozulmu olduunu teslim etmek dedi
kodu yapmak demek deildir. Birok yntem devrini tamamlam, ilevlerini yerine ge
tirmi ve kaybolup gitmitir. yle ki fransz eletirisi bugn eskiye gre o kadar nemli
deildir ve zgllnden yitirmitir. Bugn eletiriyi herkes biraz kendisi iin, kendi
ne gre, yntemsel belirleme, ekol zgll kayglar olmadan yapyor. snrlar silin
mitir biraz. Buna karlk on yl ncesinde pek dnlmeyen, yirmi yl ncesindeyse
hi akla getirilmeyen baz disiplinler ortaya km ve pek retken olmulardr: hi ku
kusuz olu eletirisini (critique gntique) dnyorum. Byk bir yeniliktir bu. Ama
3) U ayda bir kan Potique dergisi yayn hayatna 1970'de balamtr. eyrek yzylda biimler kuram alanna giren tm yazlan
yaynlam, geen yln kasm aynda 100. saysnn kn kutlamtr.

C o g t o , B a h a r '95

307

Grard Genette

btn alan doldurmaya yeterli olduu kesinlikle sylenemez. Bu noktaya gelmi olsay
dk durum zc olurdu. Olu eletirisi hi kukusuz eletiri alannn tmn kapsama
eilimi iinde deildir. Ama bu eletiri alan iinde nasl bir yer bulabilirim kendime?
Btn syleyebileceim, beni ilgilendirdii ve benim bu kitapta biraz deindiim soru
lar sormu olmasdr. Bu sorular edebiyat alannda sormutur, mzik alannda sorma
ya balamaktadr, ve doal olarak da btn sanat dallaryla ilgili olarak sorabilecektir
nk taslak ve deneme incelemeleri ayn snrlamalarla resimde de vardr: resimde de
edebiyatta da XIX. yzyln gerilerine gidildiinde gere eksilir biraz. Ama gene de Beet
hoven'in taslaklar gibi belgeler vardr.
Sizi uzun sre okuyunca, entelektel gln stne soru sorma istei duyuluyor. Sizi
okurken bazen katla katla glebiliyoruz ve bu tr yaptlarda pek rastlanmayan bir durumdur
bu. Sordum kendi kendime...
Mahsus mu yapyorum bunu?
Mizah genelin iine ilgin olan sokarak soyutlamay dengeler mi? Ve bu gln unsur
lar sizin ilk kitaplarnzda grlmyor. Figures III' de grlyor bunlar.
Yalandka kendimi biraz kurtarmak zorunda kaldm. lk yazlarmda koca bir
st-ben vard omuzlarmda, ve kendimi aka yapacak kadar zgr hissetmiyordum.
Ama insann kendi mizahi yanndan sz etmesi her zaman biraz gln kaar.
Mizah yaznbilimin bir oyun taraf olmasyla da ilgili deil midir?
Evet. Benim iin yaznbilim eletiriden daha fazla oyunla ilgili bir uygulamadr
nk bo haneler, tamamlanmam olanaklar vb. dzeyinde belli bir kavramsal bulua
frsat verir, oysa eletiri yorumunda, metinle kstlanmsnzdr biraz. Kuram alannda
oyun alanyla ilgili zelliklerin belli bir biimini hissediyorum ve bu, eletiride kendini
gsterebilecek olann ayns deildir.

Olanaklar tablosunun bo hanelerini ou zaman kurgularn kurgusu diyebileceim


eyle dolduruyorsunuz. Szgelimi Nouveau discours du rcit'de (Anlatnn yeni sylemi)
Gerald Prince tarafndan verilmi henz uygulamaya gememi bir anlat trnden sz ediyor
sunuz : "nc ahs azyla anlatlm, gnlk biiminde, gelecek zamanla yazlm ve olaylar
kronolojik olmayan bir srayla sunan bir roman. " Ve devam ediyorsunuz : meydan okuma diyo
rum ben buna ite, eer vaktim olsayd... Size sonu gelmeyen yazar ve eletirmen arasndaki
ilikiler sorusunu sormak istemiyorum (Figures ll'nin bandaki Salt Eletirinin Akllar'nda
deiniyorsunuz bu konuya zaten ), ama yazm olduunuz, bildiim kadaryla iki kurgusal met
ninden sz etmek isterdim : "Charles Bovarynin gizi" adl Flaubert'i taklit eden bir Jules Lemaitre naziresi ve ayrca bir tane de bir ressam stne...
Bu "Canaletto'ya Sayg" adl bir Robbe-Grillet naziresidir. Canaletto'nun bir tab
losuna girdiim kurgusal bir metindir bu.
Kurgu burada kurama ok yakn. Bu metinleri Palimpestes erevesi iinde mi yazdnz?
Evet, benim iin, gereklik ve kullanm asndan baz sorumluluklar olan ku
ramsal etkinlik kendi nesnelerini rettii lde eletirel etkinlikten daha kurgusaldr.
Bu nedenle de Barthes'n lmnden nce yapm olduu gibi bir roman yazarak lmek
niyetinde deilim (gene de yapabilirim belki byle bir ey). Kurgu konusunda, kuram
sal etkinlik bana byk lde yetiyor.
Kuramsal etkinlik aslnda kurgutesidir.
Kurguya dayandnda, evet.
Kurgutesiyle kastettiim udur: kurgusal olanaklarn btnnn ele geirildii kuram
sal bir dzeye yerleildiinde kurgu yazmaya gerek yoktur. Valry gibi, bu olanaklarla, onlar
gerekletirmeden de tatmin olunulabilir.

308

C o g t o , B a h a r '95

Yaznbilim ve Estetik

Kesinlikle. Biraz nce eletiri ve yaznbilim arasndaki fark konusunda size vere
ceim yant buydu. Eletiri pek bir ball kalmadnda bile, sanatsal geree baml
dr; kuram aslnda olanaklara bamldr. Aristoteles hikye ve iir arasndaki fark ko
nusunda buna benzen bir ey yazmtr.
Nerede olduunu bulamadm, yle yazyorsunuz bir yerde: edebiyat yeteri kadar ak
land, bundan sonra yaplmas gereken onu deitirmektir.
ok eski bir cmle bu. imdi o zaman kafamda olanlar, Marx'in bu parodisiyle
yeniden canlandrmam mmkn olabilecekse yle bir eydi bu: deiim istei, kuram
biraz nce sz edilen nedenler dolaysyla dntrc olduundan eletiriden kura
ma dnm simgeliyordu. Kafamdan hi kukusuz yazlardaki oyunlar incelediim
Palim pestes'dekinden daha ilgin uygulamalar geiyordu. Geip gitmi olan bir istekti
bu, ama temel sorun burada deildi. Gerek olandan olanaa bir gei anlamndaki ele
tiriden kuramsal olana geiteydi sorun.
ou zaman ktphanenizin Homeros'tan Robbe-Grillet'ye kadar geldiini sylyorsu
nuz ...
Evet, ve Aristoteles'ten Zumthor'a
Homeros'tan daha gerilere gitmek zor, ama Robbe-Grillet'den sonra sizin gibi yaznsal
biimler kuram uzmann ilgilendiren ada yazarlar var mdr?
Hayr. Deerlendirmelere olanak salayabilen tek gr olmayan bu gr a
sndan bakldnda, Labyrinthe'in Robbe-Grillet'sinden sonra belli bir biimsel yenile
me evresi durmutur, nk tkenmitir, diye dnyorum. O zamandan beri RobbeGrillet, daha klasik bir otobiyografi alanna geldii son kitabyla yer deitirdi; bun
lar hi kukusuz kendi slubuyla yazd otobiyogragiler ama sonuta otobiyografi hep
si de. Yeni Roman'n, o zamandan beri yerine hibir eyin gemedii biimsel gelime
iinde bir var noktas olduunu dnyorum. Bu adan bakldnda, gnmzn
Fransa'snda ya da baka bir lkesinde (bu oyunu oynam olanlar daha ziyade franszlardr, bu demek deildir ki en iyi ada edebiyat franszlarn edebiyatdr, ama bu a
dan en yaratcyd) yaznsal retimde yeni bir ey gremiyorum. Fransa'da geriye gidil
di. Darda Hawkes, Boyd, rving ve birka baka stn nitelikli yazarla byk roman
gelenei yoluna devam edildi. Gzel yaptlar retiyorlar ama hibir eyi kartrmyor
lar. Kartrmak tabii ki ilgilenmeye deer tek sanatsal etkinlik deildir. Ama ada
kurgu edebiyat bugn beni dnyada en ok ilgilendiren ey deildir.
Magazine Littraire
eviren: smail Yerguz
Kaynaka
Grard Genette'in btn yaptlar Seuil yaynlarndan kmtr:
Figures I (1966,1976)
Figures II (1969,1979)
Figures III (1972)
Mimologiques (1976)
introduction Varchitexte (1979)
Palimpestes (1982,1992)
Nouveau discours du rcit (1983)
Seuils (1987)
Fiction et Diction (1991)
L'Oeuvre de lArt. immanence et transcendance (1994)
Syleide anlan iki kurgu metninin referans: "Jules Lemaitre, Le Secret de Charles Bovary"in Gustave Flaubert I, Re
vue des Lettres Modernes, Minard, 1984. "Hommage Canaletto", Furor No 9, Mays 1983

C o g t o , B a h a r '95

309

F r i e d r i c h II
VE

M slm an K lt r 0
Francesco Gabrieli

Friedrich Il'nin Schwaben ve Arap-slam kltryle ilgili metinlerinin incelenmesi


nin k noktas hi kukusuz kendisini, ocukluk yllarn, delikanlln byk kralie
Constanza'ya balayan Mslman-Arap Sicilyas'nda aranmaldr. Friedrich bir rastlan
t sonucu M arche'da dnyaya gelmise ve yetikinliinde ok bilenen bir tercih onu
Puglia'ya atmsa ve gene Puglia ovalarnda lmeyi yelemise de, kiilii Sicilya'da
olumutur onun. Entelektel kiiliinin ve kltrnn ilk unsurlar orada olumutur.Ite bu noktada bir sorunla kar karyayz: XII. yzyln son yllaryla XIII. yzyln
ilk yllar arasnda Sicilya'da Arap kltrnden ne kalmt geriye; nk bu yllarda
Mslman siyasal egemenlii yaklak yz yldr etkisini yitirmi, siyasal, dinsel ve top
lumsal bunalmlar son Norman krallarnn elinde bulunan adadaki Mslman kalntla
rn yava yava saf d etmiti. 1185'de bni Cbeyr'in Messina'dan Trapani'ye kadar
bulmu olduu Arap dil, kltr, inan ve kltr kalntlarn bilmeyen yoktur: ama drt
ya da be yl sonra aydn Normanlar tarafndan hogrlen hatta korunan bu direngen
etnik ve kltrel kalntlar iflah olmaz bir ykma uramt. 1190 yllarnda Mslman
kent kolonileri, zellikle de Palermo kolonileri dalm ve dalara snmak zorunda
kalmlard; Friedrich'in yetim geirdii ocukluk yllarnda spanyol haclar Paler
mo'dan gene geebildilerse de O, orada kendisini, Martorana Noel ayininde Mslman
arkadalaryla birlikte Sicilyal gzel kzlar seyrettii sradaki kadar rahat hissetmedi.
(*) Diogne, Gallimard, 24/1958, s. 3-19.

310

C o g t o , B a h a r '95

Friedrich II ve Mslman Kltr

Bununla birlikte kollektif toplumsal unsur olarak kentlerin Araplatrlmas etkinliinin


tasfiye edilmesi soyutlanm bireylerde rkm ya da kltrn btnyle ortadan kaldrl
mas anlamna gelmiyordu hibir zaman. Ve, bu alanda belli baz adlarla merakmz
doyuramasak da genlerin eitiminde Arap-Mslman unsurlara yer verilmi olmas
mmkn olmakla kalmam, dou ve bat kaynaklar tarafndan onaylanmtr da. Kantorowicz, Palermo'nun bu yalnz delikanlsnn Kheiron'u, bilge bir imam myd acaba
diye sormutur kendi kendine. Bu soruya Amari'nin adn bilmedii bir XIII. yzyl
Mslman tarihisinin kesin olumlamas karlk verir; buna gre o, bakentte rgtle
nen Mslman cemaatinin dalmasndan sonra da saray evresinde kalm olan bir
Mslman din bilgini, Mslmanlarn kads tarafndan yetitirilmitir". Ve Kutsal
Topraklar'a yaplan hal seferleri srasnda, yerli Mslmanlar ezan sesiyle birlikte Fri
edrichen evresindeki birden ok saray delikanlsnn namaza durduunu gryorlar
m: "kendisinden mantk rendii, Sicilya kkenli hocas" belki o ayn Kheiron ya da
Palermolu Aristoteles onu eskiden adann sahipleri olan atalarnn diline ve kltrne
altrm olan kii de bunlarn arasndayd muhtemelen. Birok bat kaynandan
rendiimize gre ok dil bilen Friedrich Arapay anlyor ve konuuyordu (ilgintir hi
bir dou kayna-bildiim kadaryla-szetmemitir bundan). Kltre gelince, bundan
ne anlamak gerektiini daha ilerde greceiz. Buna karlk saysz Arap kayna, kesin
likle Sicilyal kkenine bal olan Schwaben'li Friedrich'in slamsever karakterde bir in
san olduunu ileri srmektedirler. Bu kaynaklarn en nemlisi Hamat'l byk afii ka
d Cemaleddin Muhammed bin Salim'in, Ebu'l-Feda tarafndan derlenen tankldr.
Cemaleddin Muhammed bin Salim 1260'da Memluk sultan Baybars'n "Uzun Yurt"taki
(o dnemde dou corafyaclar talya yarmadasna bu ad vermilerdi) kral Manfredi
nezdinde elisi olmutu ve bu dorudan iliki sayesinde son Schwaben'lerin slamseverliine ak seik inancn getirdi ve yazyla da onaylad bunu; son derece ak olgulara
tek yanl bir bakla, onlar papaya kar mcadelelerinde merkez olarak grme duygu
sudur bu.
Bylece kimi abartl dou kaynaklarna gre Mslmanlarn arasnda domu
olan gen imparator Friedrich yadsnmaz bir biimde Mslmanlarn dostu oluyordu.
Bununla birlikte Araplk ve Mslmanlkla ilk siyasal ilikisi hi de dosta olmad. n
k Friedrich hi tartmasz, baz yansmalar Dou'ya kadar ulaan bir sertlikle, son ka
lntlar da kknden sklen Sicilya Mslmanlnn kesin tasfiyecisi olmutur. Val di
Mazara'da ve zellikle de Jato ve Entella tepelerinde son Mslman guruplarn da yok
etmeye ynelik gerilla hareketi Sicilya'da imparatorun etkinliklerinin belirgin dnemle
rinden birini oluturur. Gerilla hareketi 1222-1223 yllarnda bn Abbad ve ona acyan
Provence'l Levi'nn bir yazsyla kendisi hakknda bilgi aldmz boyun emeyen kz
nn direniiyle doruuna ulat; daha sonraki yirmi yl iinde yer yer alevlendi ve Lucera'daki son ayaklanmaclarn srgne gnderilmesiyle 1243-1246 yllarnda son defa
parlayp snd. Sicilya Araplnn bu karanlk koma dnemi konusunda, batl tarihi
lerin kuru ifadelerine, Amari'nin Biblioteca Arabo- Sicula'nm ikinci eki iin zetleyerek
evirdii ama Storia dei Musulmani di Sicilia'snda (Sicilya'daki Mslmanlar Tarihi) kul
lanma frsatn bulamad birinci elden ilgin ayrntlarla bir dou kaynan ekleyebili
riz: sz konusu yapt, bu olaylarn getii dnemde yaam ve yalnzca Schwaben im
paratorunun hal seferini ok iyi bilmekle kalmayan, baz Mslman snmaclarn an
lattklar sayesinde Sicilya olaylarn da ok iyi bilen Suriyeli karanlk bir Eyyubi tarihi
sinin hikyesi olan Tark Mansuri'dir. 1223'de bn Abbad'm Friedrich'e dramatik bir bi
imde teslim oluunu Tark Mansuri'den reniyoruz; hi de valyece olmayan bir ta

C o g t o , B a h a r '95

311

Francesco Gabrieli

vrla yenik dm kiiye saldran ve klcn saplayarak yaralayan Friedrich daha sonra
onu ve ocuklarn lme terketmitir. Gene bu kitaptan rendiimize gre Sicilyal
Mslman bir kaak (byk olaslkla daha nceki haberler nedeniyle kamt) Mezo
potamya'da Harran'da Meliklkmil'in sarayna ular ve talya'da imparatorun adada
kalm Mslmanlara kar uygulad kleletirme ve srgne gnderme siyasetine
kar eyyubi sultanndan yardm ister. 1230 ylndayz, Friedrich'in hal seferinden d
nnden ksa sre Meliklkmil'le temiz dinsel sevgiler iinde olduu dnem btn
hzyla srmektedir. Meliklkmil, kaan ricasyla imparatora bir mektup yazarak,
kendisinden Sicilya Mslmanlarn rahat brakmasn ve onlara hi deilse Msr'a s
nma hakk tanmasn ister. Ama bu giriimin arkasndan etkin nlemlerin alnm ol
duunu sylemek mmkn olmamtr.
Arapsever ve slamsever hkmdarla, Arapl ve slaml talya'daki en nemli
merkezinden atmak isteyen gz dnm zalim elikisini zmlemek iin Friedrich'in dnce ve eylemlerindeki kltrel ve siyasal yararlar arasndaki ok belirgin
ayrm gzden karmamak grekir. Ayr trlerdeki bu iki kayg kimi zaman ok geni
anlamda kendi eylemleriyle ve daha sonra da Baybars'n elisinin tam bir kesinlik iin
de belirttii gibi Manfredi'nin eylemleriyle akabilmitir. Ama son Sicilya Mslman
larnn ak ve kesin siyasal ve kltrel durumlaryla hi akmyordu ve imparator
mutlak ncelii her zaman siyasal duruma tanyordu. Arapla, zellikle de Sicilya
Araplna kar ne kadar entelektel ve duygusal sempati iinde olursa olsun sz ko
nusu Araplk artk yalnzca kalntlardan ibaret kalmt; son Mslmanlarn, impara
torluk otoritesine boyun emekten, toprak mlkiyetinin, feodalite, smrge, ve Hristi
yan din adamlar snf lehine, norman yzyl boyunca yava yava btnyle kamu
latrlmas oldu bittisini kabul etmekten duyduklar utan; ayn zamanda imparatorlu
un kat brokrasisinin mali ve idari yasalarna uyum salamaktan gelen utan. Ayrca
Mslman kalntlarn sosyal ve kltrel deerine de yle bir bakacak olursak, kesin
likle pek birey ifade ettii de yoktu bunun; Arap-Sicilya entelektel eliti toplumsal bir
g olarak, Norman istilalarnn daha ilk dnemlerinde Kuzey Afrika, Msr ve Msl
man spanya'ya doru ynelmi bir g dalgas halinde kaybolmutu uzun zamandan
beri. 1154 ve 1189'da Mslmanlara kar yaplan bakaldr hareketleri bu g daha
da hzlandrmt. XIII. yzyl banda yerlerinde kalm olanlarn ou ok aalarda
ki bir toplumsal snfa mensup unsurlardan baka bir ey deildiler artk, Amari'nin ta
nmlad gibi " lkenin artk yabanclar ve dmanlarydlar": nemli yollardaki talanclar ve hrszlar. Aralarnda bulunan ve Tark Mansuri 'de bize anlatld ekliyle
yksek bir entelektl ve ahlaksal dzeye sahip bu bni Abbad (ve kendisi zaten adaya
Tunus' tan gelip snm bir Sicilyal deildi) bir istisna olmalyd. Sicilya iin toplum
sal alkant ve ekonomik zararlarn kayna ayaklanmaclar olarak grlen bu insanla
ra kar Friedrich hibir biimde hogr gsteremezdi; ayn biimde zgr dnceli
ve hatta-dmanlarmn sulamalarna gre- "sapkn" hkmdarn hukuku, sapknlk,
imparatorluk otoritesine kar bir tehdit ve meydan okuma oluturduunda onun bas
trlmasnda ok sert olmalyd; bu adan bakldnda Schvvaben'li imparator "ortaa
n en hogrsz imparatoru" olarak adlandrlabilmitir. Bu bakaldr odann k
knn kazlmas da ok sert ve acmasz oldu; ama artk devlet kar diye bir ey sz
konusu olmadnda, imparatorun slamsever ve dousever sempatisi Sicilya slaml
nn kalntlar olan bu srgnlere doru ynelerek ortaya kt. Ve Jato ve Entella ayak
lanmaclar ya da ocuklar Lucera kolonlar olduunda, sevgili Tavoliere'de ortaa
talya'snn son dzenli ve sadk Mslman cemaatinin yeniden kurulduu grld:

312

C o g t o , B a h a r '9 5

Friedrich II ve Mslman Kltr

Schwaben slalesinin talya'daki gcnn dramatik afanda daha sonra "yal muha
fz" olacaktr bu cemaat.
Lucera Sarazenlerinin entelektel yaamyla ilgili hemen hemen hibir ey bilmiyo
ruz; ama kesinlikle inanmamz gereken udur ki Sicilya Araplnn, ktaya son geiin
den nce en nemli glerinden yoksun olduu grn kantlayan byle bir yaam
ya hi olmamtr ya da ok mtevaz bir biimde gstermitir kendini.
*

Bu sre iinde, yaklak yirmi yl aralksz devam eden i gler srasnda Friedrich
hal seferleri sayesinde kendi dou servenini yaad ve dou Arap-slam dnyasyla
bu dorudan ilikiye Sicilya ortamnda kazand itenlii getirdi. Friedrich'in, papann,
yalnzca, kiliseyle yeniden bir modus vivendi kurmak ve sa'nn kurtarclna balanan
prestijiyle yce Hristiyan monark durumunu glendirmekten ibaret olan siyasal ama
cyla onu afaroz etmesi sonucunda bu sefere ne kadar isteksizce km olduunu biliyo
ruz. Kendisini oraya itmi olan nedenler samimi bir dinsel aba ve uzak lkeler ak de
ildir ama, genliinde, hal seferinin zlecei, savasal olmaktan ok diplomatik
olan byk oyun srasnda alm olduu Dou eitiminden mkemmel biimde yaranlanmasm bilmitir. Bu dnemi, ok ksa da olsa anlatmak niyetinde deiliz; yalnzca
Friedrich'in, bat Hristiyan dnyasndaki durumunu yeniden glendirmek iin kendi
sine her zamankinden daha ok gerekli olan saygnl elde etmek amacyla (bunlar do
ulular tarafndan derlenmi olen kendi szleridir) nasl, byk bir maharetle, Eyyubi
siyasetinin iine, Salahaddin'in ardllarnn atma ve kukularnn karmak yaps ii
ne girmeyi baardn anmsayalm. Meliklkmil'den, kyya ulatran bir koridorla
Kuds'n ksmi-ve geici-mlkiyetini hi kan dkmeden nasl alm olduu bilinir. Bu,
ta giymek ve dostlar ve dmanlar karsnda "grn kurtarmak" iin yeterli ola
cakt ona. Ve douda birka ay geirdikten sonra (1228 sonbaharndan 1229 ilkbaharna
kadar) kendisine kkl karlarn ve grevlerini hatrlatan talya'ya dnyordu. Onun
dounun siyaset sahnesinden geii bir meteorun geii gibi oldu, ve gerek Mslman
Dou'yu da tand bylelikle. unu da sorabiliriz kendi kendimize: bu Dou'da kendi
kendisi hakknda ne karar verdi ve nceki deneyimlerini daha iyi zmsemek ya da
glendirmek iin ne gibi izlenimler edinmitir orada.
teki hal hkmdarlarndan, o zamana kadar bilinmeyen saf Batl hkmdarlar
dan ok farkl olan yeni dost-dmann kiiliinin tuhafl ve artcl Doulularn
gznden kamad. Byk olaslkla dillerini konuan, evresindekilerin byk blm
Mslman olan, kendisini geleneksel slam bilimine yakn gsteren-daha sonra grece
imiz gibi-, hem diplomatik pazarlklarla hem de Meliklkmil'in daha sonra, zp
kendilerine getirmeleri amacyla, sarayndaki uzmanlara verecei mantk, matematik, fi
zik ve metafizik problemleriyle ilgilenen bu adam Mslmanlarn merakn ve hayal g
cn kamlamadan edemezdi. Meliklkmil'in onunla dorudan ilikisi ok az oldu,
diplomatik oyunun tm yanndaki yksek grevlilerden birinin, sorunlar saysz gidi
gelilerle, kolokyumlarla ve eliliklerle oaltarak ele alan Fahreddin'in araclyla ger
ekleti. Bu Eyyubi diplomatnn grmelerin mutlu sonla noktalanmasndan sonra
kendisini valye yapacak olan muhteem ve samimi partneriyle ilgili ak ve kesin d
ncelerini bilmek isterdik kesinlikle. Daha mtevaz ama dorudan olduu sylenebi
lecek bir kaynaktan baz izlenimler ulamtr bize gene de: Kuds'te Mslmanlarn
"Kutsal Ta"nm (mer Camisi denilen cami) bekilerinden ve el deitiren ama impa
ratorun ziyaret etme izni ald slamln teki kutsal yerlerinden. Tarihi bnlcevzi'nin olaylarn getii yerde toplad bu anekdotlar bize bu mtevaz ama zeki gz

C o g t o , B a h a r '95

313

Francesco Gabrieli

lemciler sayesinde ulamtr- bu anekdotlar son derece anlamldr, nk doallklar


iinde, kukucu, alayc, ve deyim yerindeyse mezhep ve din sorunlarna eytanca bakan
bir Friedrich'in bat efsanesiyle akrlar. Tuhaf konuk "kzl sakall, kel ve miyoptu; k
le olsa iki yz dirhem etmezdi!" te onun bize Doulular tarafndan braklan, pek ro
mantik olmayan ve Dante'nin Manfredi'yle ilgili yargsndan ok farkl ("sarn ve yak
klyd, soylu bir grnm vard") ve bizim iin hep biraz ouldan babaya srayan
portresi. nce bu kutsal yere yardm toplamak ya da Hristiyanlk propogandas yap
mak iin gizlice giren bir Hristiyan papazn son derece sert davranarak kovdu; bunun
la birlikte kibarln ya da siyasetin ince bir biimi olarak grlmtr belki bu tavr.
Ama daha sonra rehberlerine sorduu sorulardan ve verdikleri yantlara getirdii yo
rumlardan Mslman bekiler u sonucu kardlar: "Konuma biiminden Hristiyanl
yalnzca bir oyun gibi gren bir materyalist olduu anlalyordu." Papa Gregorius ve
papa Innocentius'a ya da papaz Salimbene'ye byk keyif veren bir yargyd bu ve eer
Ibnlcevzi'den yararlanmay bilselerdi, imparatora kar mcadelelerini daha gl bir
biimde srdrebilirlerdi. Friedrich H'nin bu ziyaretinin daha sonraki bir evresi Mslmanlara kar kurnazca kibar tutumunu kantlyor ama Amari'nin de sand gibi tal
ya'da Mslmanlarn ibadet zgrlne bir antrma deildir. mparator, ezan oku
maya bir sre ara verilmesini-sultann, onun ziyareti srasnda kibarlk gsterme ama
cyla ald bir nlem-redderek yle konuur (Biblioteca Arabo-Sicula'daki zgn metin
den alman pasajdr): "Siz benim lkeme gelmi olsaydnz, ben sizin iin an alnmasn
yasaklamazdm". Amari'nin anladn sand gibi "orada Mslmanlarn da sizin gibi
ibadet ettiklerini grrdnz" dememitir. te yandan da bu durum, ezan sesinin ger
ekten de tm XIII. yzyl boyunca nce Sicilya, daha sonra da Lucera'da gerekten n
lam olduu gereini hem Doulularn hem Bathlarn kabul ettiini dlamaz.
Friedrich nisan 1229'da Akra'dan talya'ya dnmek zere yola ktnda, arkasnda,
yle bir siyasi durum brakyordu ki, bu konuda hi hayalci olmayacaklarn banda ken
disi geliyordu. Ama bir ba brakyordu ve bu ba geici olmaktan ok kalcyd Yapm
olduu anlama Kuds'n gnmzdeki paylam mcadelelerini akla getirmektedir:
kendisiyle Eyyubi konuklar arasndaki dou serveni srasnda ortaya kan sayg ve sev
gi ilikileri yaamnn sonuna kadar srecekti. talya'ya dnnden hemen sonra dostu
Fahreddin'e gnderdii ssl Arapayla yazlm iki mektup (Tank Mansuri'de bulunan
ilgin belgeler) hem Dou retoriinin hem de taze bir ayrln ho ve gzel tanklklar
dr; btnyle duygusal bir dostluu yanstrlar. Ama Meliklkmil'le dostluk ilikileri
gerekten uzun srmtr; Meliklkmil 1238'de lmne kadar srdrd dostluu,
daha sonra da olu ve ardlyla srdrmtr. Doululular Friedrich'in ahsnda Ku
ds'n sofu imamlarn artan bir "maddeci" lik bulup, onun bu niteliini takdir etmek
le kalmamlar, onu ayn zamanda Dou uygarlnn gerek hayran, bir bilim ve kltr
adam, gerek bir valye ve iten bir hkmdar olarak grmlerdir.
Kutsal topraklarda bulunduu srada ok daha dorudan ilikilerle tand bu uy
garln, imparatorun kafasnda gl bir biimde yer etmi unsurlarn belirlemek zor
deildir. Hepsinden nemlisi de, bize en az ak olan ama Friedrich'in kafasnda ve ka
rakterinde ok ak olan ve onun imrenilecek eyler gibi gzken zelliklerini belirle
mek gerekir: Dou mutlakl, hkmdarn uyruklar stndeki aydn gc, Msr ve
Suriye sultanlarnn ayrcalk ve yerel zerklik kayglar olmadan uyguladklarn sand
ynetim biimi. mparatorluk mutlaklnn brndeki bu diken, o dnemde Nureddin ve Salahaddin gibi hkmdarlarn enerjik kiiliinde frenlenebilen askeri feodal
bir sistem iinde yaayan dou dnyasnda tannmyordu. Ve, rgtl kilisenin, papa

314

C o g t o , B a h a r '95

Friedrich II ve Mslman Kltr

nn, imparatorun iktidar gcyle atan bir ayrcal gstermek iin maddi silahlarla
srekli uyuabilen manevi silahn bulunmad mutlu douda, imparatorluun yzyl
lardan beri sregelen teki dman papalk da yoktu. Hi kukusuz- bir bakma Bat'daki Papalk'la karlatrlabilecek-bir kurum vard; halifelik denen balangtaki ni
teliiyle yce slam monarisi olan (ama daha ok ortaa Hristiyan mparatorluuna
yakn olan) bu kurum sonunda dekoratif bir kalmt durumuna getirilmi, geleneki slamn birliinin manevi bir simgesi olarak kalmtr. Ama Friedrich ksa dou ziyareti s
rasnda, gl bir Devletin, bu can ekien kurumdan korkmas iin hibir neden bulun
madn sezmiti. Ve hatta-kaynan bulamadm bir dou anekdotu doruysa eerkendisine Peygamber'in soyuna dayanan ( aslnda Moollar tarafndan neredeyse tamamiyle yok edilen son Badat Abbasileri'ydi sz konusu olan) ve artk zararsz olan bu
"Dou Papal" m ven Mslman konuklarna Schwaben imparatoru verdii cevapta
miras yoluyla geen byle bir stnln, doutan ok niteliksiz ve aa bir insannseim yoluyla- elde edebilecei Roma papalndan daha mantkl ve daha saygdeer
gibi gzktn sylemitir. Dante'nin II Convivio adl yaptnda " canzone" de Friedrich'e malettii kan soyluluunun aristokratik retisi bundan baka bir ey deildir.
Mslmanl daha iyi tanm olsayd, maddi ve manevi gcn biricik mistik temsilcisi
olarak snni halife yerine ii imamdan yana tavr alrd hi kukusuz. Ve sahip olduu
eksiksiz siyasi sempatisi ve mkemmel hkmdar niteliiyle, akn frank elilerinin
nnde kendisine inanm fanatikleri bir iaretle uuruma attran Hahailerin byk
nderi, o korkun "Dan Eskisi" gibi grlmediini kim bilebilir onun.
mparatorun Filistin'e gitmeden nceki ve gittikten sonraki dnemde benimsedii
dou geleneklerinin ok ak ama ok da temel yanlar stnde uzun uzadya durmaya
caz. Sicilya Arap-Norman uygarlyla hibir zaman kopmayan srekli ba Friedrich'in saraynn Douya zg en renkli zelliklerinin aklanmas iin kendi bana yeterlidir belki: inan, dil ve giyim kuam asndan Mslman olan ve imparatorluk do
kuma atlyelerine (Sicilya'da kurulmu olduu kukulu ama Akdeniz sarazen sarayla
rnda kesinlikle bulunan Arap forozlarnn miras) bal saray olanlar (Arapa glman,
fityan), lenleri ve hamamlar, yrtc hayvanlarn kafeslerini neelendirmekle grevli
kadn arkclar. Bu tr bir egzotizmin-hal seferleri deneyimiyle, yaratlm olmaktan
ok her ynyle glendirilmi olan- Friedrich'i, kesin biimde Mslmanl kabul et
mi olmakla, Doulularn sefih yaamn ve bu gibi alkanlklarn benimsemi olmakla
sulayan papalk yanllarnn savlarna gl kantlar saladndan kukulanlmaktadr. mparator bu sulamalara kar kendini koruyor ve tm kuku eken unsurlara kar
masum bir aklama getiriyordu (haremdeki kleler basit el sanatlaryd; arkclarsa
btnyle estetik bir zevkin kaynaklar vb). Bunlar muhtemelen gerein beri yannda
kalan aklamalard, tpk onu karalayanlarn hayal glerinin ve hnlarnn gerein
te tarafna gitmesi gibi. Dounun maddi uygarlnn, dnemin Bat uygarlndan ok
daha zengin ve ince olmasnn Friedrich tarafndan zmlenmesi gerekli bir deer gibi
anlalm olduu hi kuku gtrmez; ve bu konuda, karmak kiiliinin baat unsur
larndan biri olarak kalan, dinsel sorunlar karsndaki konformist olmayan tavr yar
dmc olmutur kendisine. Ama gene uras da kesindir ki dinsel konulardaki konfor
mist olmayan karakteri, dou uygarl ve geleneklerine kar duyduu sempatiyi slam
dini inancna entelektel ya da duygusal bir katlmaya dntrmemitir hibir zaman.
nk onun "materyalist" dnya grne Hristiyanlkta olduu gibi Mslmanlkta
da ters gelen zellikler vard. Bu konuda Mslmanlarn kendi izlenimlerinin neler ol
duunu grdk. Bu "Sicilya Sultan"nn slam uygarl iindeki ortodoksluu kukulu

C o g t o , B a h a r '95

315

Francesco Gabrieli

dur; basit siyasi nedenlerden olsun, daha derin manevi gerekliliklerden olsun, Castel Fiorentina'daki Hristiyanlnn sonuna kadar, hibir zaman btnyle kopmak isteme
dii Hristiyan inanc iinde olma durumu ne kadar kukuluysa o da o kadar kukulu
dur.
*
imdi temel ilgin unsuru am bulunuyoruz ve Friedrich'in en kesin bilimsel ve
entelektel zellikleriyle Mslman kltryle olan ilikilerine gz atabiliriz. mparato
run Mslman kltrne kar ilgisi-bize kadar ulam tanklklar araclyla kafamz
da yeniden canlandrabildiimiz kadaryla-esas olarak iki alan kucaklamaktadr: teknik
alan ve Arap kltr araclyla kendisi ve antik dnemin felsefi ve bilimsel dncesi
arasnda gei ilevi gren alan. Bu ikili ilgi olaanst bir durum oluturmuyordu n
k Bat dnyasyla (bunlarn banda sanyorum spanya geliyordu) entelektel bir iliki
kurabildii her yerde dneminin en aydn kafalarnda ortak bir zellik olarak gsteri
yordu kendisini. Bununla birlikte Schwaben prensi zeksnn canllyla, kendi kiisel
etkileriyle ve kiiliinin gcyle bu kltre ok ilgin bir zellik kazandrd. Kendisini
en fazla ilgilendirmi olan dou teknii doanclk olmu, bir yandan da kpekli ava
kar byk bir tutku beslemitir; bilindii gibi bu etkinlii kendi iinde incelemi ve za
manmza kadar gelmi bilimsel yazlaryla da zenginletirmitir (De arte venandi cum
avibus). Friedrich bu alandaki almalar iin doudan ara gere getirtmitir; Msl
man doancs Muamin'in Theodoros tarafndan Arapadan latinceye evrilen alma
sn Faenza'daki konutunda gzden geirmi ve gerekli dzeltmeleri yapmtr. Dou
kpekli avna getirdii teki katklar kendi yapt almann nsznde aka gr
lr. Kpekli av sanatndan asl bilim dallarna geecek olursak (astronomi ve astroloji,
optik, matematik ve metafizik), Friedrich'in iki dnya arasnda, dou ve bat arasnda
araclk yapm olan ve Haskins ve De Stefano tarafndan zellikle incelenen temsilcileri
ve muhabirleri kar karmza. Grubun en nemli kiisi Michael Scot, Friedrich'in ev
resini, bir yzyl nce Cremona'l Gerardi ve antik Arap bilimini Bat iin yorumlayan
teki byk dilmalarn yeteneklerini sergiledikleri Toledo eviri merkezine balayan
bir halkadr. Michael 1217'den 1220'ye kadar Alpetragio'nun evirisine alt Toledo'dan Bologna'ya geer ve, 1227'den 1235'deki lmne kadar Friedrich'in sarayna
baldr ve ona, Arapadan bni Rd'n yorumlad, ya da (hayvanbilimle ilgili b
lmleri iin) bni Sina'nn hazrlad Aristotelesi yazlar evirir. Sarayn br filozofu
ve astrologu Theodoros dou kkenlidir kesinlikle. 1236'da Friedrich'e Msrl el-Kmil
tarafndan gnderilmitir, yalnzca ila ve urup satcs deil, dou ileri iin evirmen,
sekreter ve aktif bir eli olmutur. mparatorun evresinde evirmen ve sekreter olarak
baka isimler de grlmtr: Palermo'lu Giovanni, Palermo'lu Musa; kltrel deiim
lerin tayclar doutan nitelikli ya da iyi eitimli Arap kkenliler ya da Sicilya yahudileri. Bununla birlikte imparatorun evresinde toplandn grdmz kimseler yal
nzca doubulimciler ya da yar yarya dou bilimciler deildir, yalnzca MslmanArap bilimiyle uraan bilginler olan katksz doulular da vardr bunlar arasnda; Fri
edrich kendileriyle dorudan grmeler yaparak ya da mesaj alverii ve anket yoluy
la, matematik, fizik, felsefe stne teknik sorunlar tartmtr. El-Kmil'in matematiki
si Alaeddin el-Hanefi Friedrich tarafndan ortaya atlan bilimsel problemlerin Suriye'de
ki uzmanyd. mparatorun Mslman bilginlerine sorduu br optik problemleri ko
nusunda (bunun da hal seferi srasnda olup olmadn bilmiyoruz) baz izleri de XIII.
yzylda Msr'da yaam bir bilginin yaynlanmam bir kitabnda buluyoruz. Fried
rich H'nin anlaryla ilgili en nl yaz spanyol filozof ve mistii bn Sab'in'in (1217-

316

C o g t o , B a h a r '9 5

Friedrich II ve Mslman Kltr

1271) kozmoloji, psikoloji ve metafizik stne "Sicilya sorulan"dr. Ibn Sab'in hkm
dar muvahhidi halifesi Raid'in istei zerine, belli bir skolastik incelii olan ve doulu
bilginlere dnyann sonsuzluunun aristotelesi retisi, metafiziin amac ve a priori
'leri, kategoriler, ruhun zellii ve hatta Kuran'n baz antropomorfik ifadeleri stne
drt (ya da be) soru sormu olan inansz "Romallarn Kral" na seslenen ironik zellik
ler tayan bu kompozisyonu yazd. Arap filozofonun yant slam mistisizmiyle (sufilik)
sslenmi, slmlatrlm aristotelesi retilerin ayrntl bir biimde sergilenmesiydi;
ve bu sorularn kuramsal olarak imparatorun gerekten ilgisini ekmi olduunu kabul
ederek yaznn Friedrich'e ulap ulamadn, onun iin evrilip evrilmediini (zgn
metni dorudan anlayabilmi olacan sanmyoruz), bu yazdan gerekten ne gibi ya
rarlar salyabilmi olduunu bilmiyoruz. nk bu sorularn ou zaman ivedi ente
lektel gereksinimleri doyurmaktan ok, bilim gsterisinde bulunmak ve muhataplar
nn kafalarn kartrmak iin formle edildiini biliyoruz.
Friedrich'in ok yakndan ilgilendii bu Arap kltr ve bilimine yle btncl bir
bak atarsak, zellikle ortaa sonunda, sonra Rnesans dneminde Bat'nn dikkatini
ekmi olan dallarla ilgilenmi olduunu gryoruz: doa bilimleri olsun, ruh bilimleri
olsun, bunlarn hibiri dou dncesinin z rn deildir, Dou Mslmanlnn
entelektel etkinliinin en verimli yzyllarnda derleyip gelitirmi olduu antik, klasik
bir mirasn ou zaman zgn bir biimde ilenmesidir. Bylesine eski bir kltrel mi
ras da, ar biimiyle, zgn metinler halinde ve en nemli statlarn yaptlarm eskiciler
den ayrarak, dncenin ve antik bilimin byk isimlerini tarihsel perspektifleri iine
yerletirmi olan gerek bir deerler hiyerarisi iinde gememitir Dou'ya: her iki ala
nn iine giren metinler Dou'ya, daha ok kark biimde ve ge dnem antikitesinin
bulaclyla birlikte gelmitir. Orada Platon, Aristoteles ve Plotinos'la, gerek Aristo
teles, yeniplatoncu yorumcularyla, gerek Hippokrates, Euklides ve Ptolemaios da ken
dilerine maledilmi olan bir yn sahte yazyla kartrlmtr. slami Dou, bu kalt ka
bul ederken, daha sonra kendi dinsel anlamalaryla uygun hale getirmek iin elden ge
irmek zorunda kalmtr: ama kimi zaman da -fizik, matematik ve doa bilimleri ala
nnda byledir durum- ok ileri deneysel aratrmalarla dou giysilerinin altnda antiki
teye oranla gerekten ileri doru bir adm atlm olduunu grebiliyordunuz. Eski Yu
nanistan'n dehasn gsteren bylesi bir bilimsel-felsefi kalt latin Bats'nn, Toledo'lu
evirmenler bilge Alfonso'dan, bizim bilgemiz, Apulia ve Sicilya'nn dahi ocuu Hohenstaufen'e kadar en soylu kafalarn bylemitir. Yalnz, nclleri ve adalan spanya'y esas olarak iki uygarln potas gibi dnrken ve bu potadan bu ekilde
grdkleri Dou kltrne girmeye altklar srada Friedrich Yunan-Arap biliminin
merakllarnn belki birincisi, ve hi kukusuz en nemli kiisi olmutur; onun yaamn
daki olaylar, olanaklar ve eylem alan, bu kalt dorudan doruya Dou kaynaklarn
dan elde etmesine olanak salamtr: nce Sicilya'nn kendisi, sonra Suriye ve Filistin,
ve daha sonra da -edindii dostluklarla- Msr ve Afrika. Astronomi, matematik, fizik,
zooloji ve tp alanndaki Yunan ve Mslman otantik deneysel biliminin deerli unsur
lar onun yaamna bu yollarla girmitir; ve gene bunlarla birlikte bilimin direngen st
yaps(doal olarak bugnk gibi olduunu sandmz ama dnemine gre otantik ol
mad sylenemeyecek olan bilim): Friedrich'in dmanlarnn, afaroz edilmi impara
torun zellikle dinsizliini grdklerini sandklar astroloji, simya ve by. Modern bili
mi, kendi kahramanlar ve kendi kurbanlar olan yzyllk bir alma sreciyle ortaya
kabilmi Kantorowicz'in ok gzel tanmlad gibi "Dou'nun etkisine ak, Akdeniz'e
zg son antikite dnyas".

C o g it o , B a h a r '95

317

Francesco Gabrieli

Dou demek ki Schwaben imparatoruna iyi ve kt olarak kendisinde bulunan en


canl eyleri, uygarlnn en retici evresinin en iyi, en azndan en karakteristik meyve
lerini vermitir. Aslnda bu retici evre XIII. yzylda kapanmaktayd, ve daha nceki
drt yzyln byk Arap bilimi ve slam dnyasnn tm manevi yaam srekli bir
narkozun etkisiyle katlamaktayd ve bunlar ancak modern Avrupa'yla ilikiler saye
sinde kendilerine gelebilirlerdi. Dou uyumadan nce mealeyi Bat'ya geirdi; ve Fri
edrich bu uygarlk mealesinin geiriliinde en etkili atletlerden biri gibi grlebilmitir
gerekten.
*
Buraya kadar Mslman-Arap kuramlarndan, dininden, biliminden sz ettik. Ki
mileri belki bizim gibi, Friedrich'in Arap iirini tanyp tanmadn ve bilim alannda
daha ok yabanclarn mirasn ilediini grdmz Arap kltrnn bu son derece
zgn ve yerli biimini ne kadar bildiini merak ediyordur. Byle bir aratrmann kar
maklklar ve belirsizliklerle dolu olduunu saklamyoruz. Kendisi de air olan birinin,
halk dilinde ilk uyaklar karan ve evresinde bu uyaklarn fkrdn gren birinin
Arap iiriyle muhtemel ilikileri...ite olaanst ilgin bir konu. Bununla birlikte unu
da itiraf etmemiz gerekir ki, olgularn bugnk durumuna baktmzda, bize yalnzca
varsaymlar ulaabilmitir. Friedrich'in Arap iirini tanma olasl her eyden nce
Arap diline olan dorudan hakimiyeti lsnde deerlendirilmelidir, nk bugn eli
mizde bu alanda en kk bir eviri rnei bile yoktur. Ana izgiler ve hatta belki de
konuulan Arapann yaygm kullanm sz konusu olduunda, imparatorun, yetkinli
inden kukulanlmamas gereken dil bilgisinin, gelimi klasik iirin inceliklerini anla
yabilecei ve tadn karabilecei kadar gelimi olduunu dnecek kadar abartma
mak gerekir ii sanyoruz. Emir Fahreddin'e yazm olduu, adal ve ssl bir slubu
olan ve El-Mutanabbi'yle baka klasik airlerden alntlarla dolu iki Arapa mektupsa
kesinlikle doulu bir sekreterin elinden kmtr. mparatorun kendi elinden km ol
duunu bildiimiz doanclk kitabnn versiyonunun dzeltilmesi konusundaysa z
gn metnin ne derecede sadk bir evirisini hedeflemi olduunu bilemiyoruz ve konu
nun daha ok teknik anlamda doruluuna nem verdiini sanyoruz. te yandan u
noktaya da dikkat etmemiz gerekiyor: Sicilya Arap iirinin son sesleri kral Ruggeri d
nemiyle birlikte son bulmutu ve bu son dou sesleriyle Sicilya iir okulu arasnda nere
deyse yzyllk bir boluk oldu; dolaysyla bir dilin bilinmesi ve yerinde taklit edilmesi
varsaymnn karsnda geree uygunluk konumaktadr.
En azndan kesin biimde Friedrich'e mal edilebilecek olan iki yaz, ve Sicilya regale
solium'u evresinde ortaya kan en eski lirik retimin tm ya da hemen hemen tm
kesin biimde Provence iirinin biimlerine ve ieriklerine balanr. Bylece Ribera,
Nykl, Menendez Pidal'in, Arap iirinin Pirenelerin br tarafnda domakta olan iir
zerinde hem anlam hem de biim asndan ifte bir etki yaptn iddia eden "Arap te
zi" ni btnyle kabul edebilirsek, Dou'nun dolayl bir biimde yeniden ortaya kt
n greceiz. Sorun yeniden tartlabilir belki de. Yazarn eitli vesilelerle aklam ol
duu kiisel gr lbilim etkileri konusunda dorudur (spanya halk Arapasmn
zagial 'inden saz airlerinin lirik iirlerinin llerine, ar ve dokunakl ezgi gallega'dan
Jacopone da Todi'nin sabah duas'na) ama soylu ak anlaynn akland yksek d
zeyde Arapa iirin roman lkesinde daha dorudan tannmasn gerektirecek anlay
etkileri konusunda daha kukucudur. Biz konumuza dnecek olursak, Friedrich hi
kukusuz halk iirinin Arap-Sicilya lleriyle yazlm baz krntlarn (u da bir ger
ek ki bu iirden bize hibir ey kalmamtr, byle bir iirin varln belirten kk bir

318

C o g t o , B a h a r '9 5

Friedrich II ve Mslman Kltr

not bile yoktur) ya da spanyol ve Dou iirini dorudan tanmtr. te yandan Friedrich-hangi lde ve nasl olduunu belirliyemiyoruz- Dou'da XIII. yzyl sonundan
itibaren Harun Reid'in Badat'taki saz airi Abbas bn el-Ahnaf'la balayan ve Dou'da
ve Bat'da bir Arap iir gelenei olarak sren ve ak klelik, bamllk, adanma olarak
gren bir anlaya dayal lsz klasik Arap ak iiri konusunda baz dorudan dene
yimlere sahip olmu ta olabilir. Ama XIII. yzyl banda Alpler'i aarak Kuzey tal
ya'nn entelektel ve toplumsal yaamn etkilemi olan saz airlerinin iirindeki halk
dilinde sicilya iirinin dorudan bir gemiini grme konusunda ok temkinlidir; bura
da ele almaya altmz Friedrich'in "Arap" aratrmalar aslnda bize onun baka et
kilere de ak olduunu, okynl kiiliinin Dou egzotizmine kar duyduu sevgiyle
kstlanamayacan unutturmamaldr. Bu arada Provence'llarn da ksmen Pireneler'in
te tarafndan gelmi biim ve ierikleri yarmadann kuzeyinde ve hatta gneyinde
domakta olan talyan iirine aktarm olmalar olasl dnlebilir. Arap dili ve ede
biyat uzmanlar bu olasl kesinlikle dlama eiliminde deildirler ama bu dnceyi
genelleyecek ve kesinleyecek durumda da deildirler. Bu olaslk her halkrda Dou
ve bizim iirimizin ilk sesleri arasnda dolayl bir etkiyi yanstmaktadr.
Bu incelemede byk Schwaben'n siyasal ve entelektel yaamnn bir unsurunu
belki biraz yapay bir biimde dladmzn farkndayz. Sayg uyandran, gizli kapakl
yanlar da olan ve romantik vakanvisler inanmak istemese de dneminin yavanlkla
rndan pek de syrlamam kiilii kendi dnemi ve ncelemeleriyle bir ym ilgi, tutku
ve ba iinde yaylr; bu kiilik, evresinde oluan ve 1950'de lmnden yedi yz yl
sonra yaplan anma trenleri dolaysyla younlaan dzenli tarih almalar eksiksiz
biimde dorulanmtr. Kendilerini duyuran saysz yetkili ses iinde bizim mtevaz
abamz Friedrich'in yaamnda, beikten mezara kadar yer tutmu olan (kesinlikle sy
leyebiliriz bunu) Dou uygarlnn rolyle dorulanmtr. nk yabanc Mslman
Kheiron Palermo krallk saraynda ocua, Sicilya'da antik Palermo camisinde- imdi
katedral olmutur- yzyl boyunca egemen olan Mslman inan ve kltrn ak
lad ve, yolculuunun sonunda onu, zerine belirgin biimde dou hkmdar nvanlar ilenmi deerli Arap kumalarna sarlm halde kabul etti. Mezara konurken ken
disine giydirilen ilemeli giysiye Arap harfleriyle yazlm olduu gibi Dou Araplarnn el-Imbratur'vL, birok Batl dost ve dmann sultan' yedi yzyldr burada yatyor.
Despota atafat, kaprisler ve kabalyla ve zel yaamndaki dzensizliklerle sultan;
ama Badat'l Memun ya da Kurtuba'l Abdurrahman gibi doymak bilmez bir bilme is
teiyle, sanat koruyuculuuyla, kaygl entelektel merakyla da sultan. Son verto di
Soave'de bu niteliklerini reddetmi romantik vakanvisin dncelerini gzden geir
mesi gerekmez, ona olan hayranlk ve sempatimizi belirtmemiz iin bunlar yeterlidir ve
baka hibir eye gerek yoktur.
Francesco Gabrieli
(Roma)
talyanca'dan eviren: Gabrielle Cabrini
Franszca'dan eviren: l.Y.

C o g it o , B a h a r '9 5

319

Sa r i K i r m i z i
Sy a h B e y a z
Cneyt Akaln

Balk size artc gelebilir, onun iin hemen vurgulamak istiyorum; bu bir Galata
saray yazsdr; ancak bu Galatasaray yazsn bir Robert Kolejliye, mer Madra'ya bor
lu olduumuzu da hemen eklemeliyim. Ondan gelen bir talep olmasayd, binlerce kez
aramzda konutuumuz fikirler yine lafta kalacak, havaya savrulup gidecek, kt ze
rine dklemeyecekti.
Arredamento Dekorasyon adl mimari tasarm dergisinin editrln yapan arkada
m mer Madra, bir gn durup dururken "Galatasaray'la ilgili bir yaz yazar msn"
diye bir soru sordu, sonra da her zaman yapt gibi glmseyerek tasarsn ayrntla
ryla amaya koyuldu. 130. Kurulu Yldnm nedeniyle geni kapsaml bir Robert
Kolej yazs yazmt. Yaznn aratrmas srasnda ok ilgin malzemeler de bulup
karmt. Robert Kolej'in tarihi binalarnn mimari zelliklerini belirleyen ayrntl plan
larn yansra, telgrafn mucidi nl Samuel Morse'un Robert Kolej'in ilk mdr Cyrus
Hamlin'e "icad ettii telgraf aletinden k bir takm" bir mektup eliinde armaan edi
inin belgelerini de bulduunu syledi. (Bu ok keyifli yazyla ilgilenenler Arredamento
Dekorasyon'un 1993/12. saysna bakabilirler). Yani beni kkrtmak iin elinden geleni
yapt. Ancak daha yola kmadan, derginin bir mimari tasarm dergisi olduunu hatr
latt ve Galatasaray'n Beyolu'ndaki tarihi binasnn plann, mimari zelliklerini de is
tediini vurgulad.
Madra'nn Arredamentodaki yazsna yle bir gz attm; "19. yzyln sonlarnda
balayan eitim-retim izgisinin gelenee dnerek bugn gelip dayand nokta"

320

C o g t o , B a h a r '9 5

Sar Krmz Siyah Beyaz

irdeleniyordu. Buna Galatasaray cephesinden bir o kadar keyifli bir cevap yollamak ge
rekiyordu. Hemen o anda yazy kafamda tasarladm. Bir iki arkadamn, konuya ilgi
duyan bir iki aabeyin kapsn alacak, yardm isteyecektim. Sonra da oturup yazacak
tm. Kolej'in ve Madra'nn Hamlin'leri, Morse'lar varsa, Galatasaray'n mzesinde kimbilir kimler vard!
Kollar svadm ve ie koyuldum. lk bir iki giriim umut verici olmad. Aldm
yantlar ounlukla "sen en iyisi Ahmet'i, Mehmet'i ara" eklindeydi. Bir iki aabey zi
yaretinden de eli bo dndm.
Baktm olacak gibi deil, Liseye gidip oradaki kaytlar taramaya karar verdim.
Plan orada da yoktu.
ler umduum gibi gelimiyordu.
ansm denemek iin okulun eski mdr muavinlerinden emekli hocamz Fehruzat Bey'i evinde ziyaret etmeye karar verdim. Geri corafyac hocann mimari tasarm
la ne ilgisi olabilecei sorusu hemen akla taklyordu ama Fehruzat Bey7in belleinin g
c herkese biliniyordu. stelik yllarca mze ile uramt.Yardmc olabilirdi.
Fehruzat Hoca'nm bellei hl berrakt ama ancak yaadklarn anmsyordu. Bi
nann ne zaman ve kim tarafndan yapld konusunda bir fikri yoktu. "1907 de byk
bir yangn olmu, ahap merdivenler yanm, mermer merdiven basamaklar o zaman
yaplm." Fehruzat Hoca da bir iki tahminde bulundu, bir miktar akl yrtt ama ite
o kadar... Hayal krklna uradmn o da farkna vard. "Sen en iyisi bunu Ziyad
Ebzziya'ya sor" dedi. Ziyad bey o sralarda ar hastayd, misafir kabul edemeyecek
durumdayd; nasl yapaym da ziyaretine gideyim derken rahmetlik oldu. Bir kap daha
yzme kapand.
Hayal krkl fkeyi besliyordu. bir mimari dergisine yazlmas tasarlanan bir
yaz olmaktan km, gerekle yzyze gelen birinin isyanna dnmt. Koskoca
Galatasaray bu kadar kaytsz kuyutsuz muydu?
inada binmiti. Camiada kimse bilmese de, bu kentte yaayan birok sanat tarih
isi, mimari tarihi vb. vard. Onlardan renebilirdim. Bu amala kapsn aldm bir
ka hocadan da eli bo dndm.
Sonunda Pars Tulac'nn Balyan Ailesi kitabnda ksmi de olsa kimi bilgilere ula
tm.
"1848/49 da bir kez daha yanan eski ahap binann yerine kargir olarak yaplmas
na Sultan Abdlmecid dneminde balanan bina, padiahn lmnden sonra kardei
sultan Abdlaziz tarafndan Garabet Balyan ve kuyumcuba Boos Bey'e tamamlattrlmtr (1862). Abdlaziz tarafndan babas II. Mahmud'un "Adli" mahlasna balayarak,
"Adliye Klas" olarak adlandrlan ve bir kla olarak tasarlanan Galatasaray Klas,
1868'de Sultan Abdlaziz'in emriyle ve Mekteb-i Sultani adyla ada bir okul haline
getirilmitir. 1908 ylnda bir yangn daha geiren Galatasaray Lisesi esasl bir onarmla
bugnk grnmn almtr." (Tulac, s.164).
stelik o sralarda yani Beyolu'ndaki Lise binas ile uratm srada, 120 ksur
yllk ilim-irfan ocana bir kocaman halka daha eklenmi ve Galatasaray niversitesi'nin kuruluu tamamlanmt. Ortaky'de yllardr ilkokul blmnn kulland bina
da niversite'ye tahsis edilmiti. Bu binayla ilgili olarak da sorunlar vard. Binann bir
Osmanl Saray olduu biliniyordu " XIX. yzyln ortalarnda yaplm bir Feriye Sara
y" cmlesi herkesin aznda dolayordu ama ite hepsi bu kadard.
Pars Tulac'nn Balyan Ailesi kitabnda Galatasaray Lisesi'nin Beyolu'ndaki binas
hakknda bulduum bilgileri, Ortaky'deki eski Saray binas hakknda bulamadm,

C o g t o , B a h a r '95

321

Cneyt Akaln

sadece Tulac da deil baka herhangi bir kaynakta da Ortaky'deki tarihi bina hakkn
da anlaml bir bilgiye rastlamadm burada zlerek belirtmek zorundaym.
H aya lla rden G ereklere
Olay bir anda mahiyet deitirmi , Arredamento'mn sayfalarnda bir dostla nostal
jik sylei d, yerini karamsarla brakmt. Nasl olur da Trkiye'nin batllama
hareketinin temel ta, yce Fikret'in deyii ile "Bat'ya alan pencere"si, tarihte (sadece
bizim deil kimi Balkan lkelerinin bile tarihinde) iz brakm bir okul hakknda, stan
bul'un merkezi Beyolu'nda bulunan ve stanbul'un siluetinde kocaman bir yer kapla
yan yz ksur yllk ta bina hakknda en temel bilgilerden bile yoksun olurduk?
Ne yazk ki, gerek buydu. Yazy yazamayacam utana skla Madra'ya bildir
dim; sonra da bir vicdan muhasebesine giritim kendi iimde. Biz yllar yl camia olarak
birbirine bal, feyz aldmz kuruma bal, alkan, iyi yetimi insanlar olarak tann
mtk bu lkede. Bununla vnmtk. Ama madalyonun bir de teki yz vard.
K o l K i r i l i p Y e n n d e m K a l m a l i?
Btn camialar, cemaatler gibi Galatasaray camias da tutucudur. Kolay kolay de
imez, onu deitirmek iin sa solu ekitirenlerden de holanmaz. vlmek, ycel
tilmek, szedilmek, bahse konu olmak keyiflidir ama eletiri yle mi? Hele bu eletiri d
ardan geliyorsa ya da herkesi nnde yaplan ak bir eletiriyse...Ancak anlalmas
olas olan bu eilim, her trl eletiriyi dlad anda ada olmayan bir nitelie br
nr.
Vicdan muhasebesi beni saydamlk ynnde zorlad. Birok dostun, arkadan k
zacan sanmama, kestirmeme ramen, camiann cok ciddi bulduum bu eksiklerini
kamuoyu nnde tartmaya karar verdim. Bunun hepimiz iin kamlayc bir etkisi
olacan dndm.
Kararmn doruluunu yanlln zaman gsterecek.
Sonra da yaznn bu blmne "sar-krmznn karas" adn vermenin uygun ola
can dndm..
* * *

Enis Batur'un giriimiyle Yap Kredi Sermet ifter Ktphanesi'nde " Sal Toplan
tlar" kapsamnda dzenlenen "Trkiye'yi Yneten Okullar" dizisi, son derece yararl
ve bir o kadar da zamanl oldu. Cumhuriyet'in ciddi saldrlarla kar kara bulundu
u bir dnemde, bizleri Cumhuriyet'in kimi temel kurumlan hakknda kafa yormaya
zorlad iin Enis Batur'a teekkr borluyuz.
Bir Galatasaray'l olarak ben de bir sredir "Mektebi Sultani" nin zerinde kafa yo
ruyordum. Kimi neo-liberallerle birlikte slamclarn estirdii rzgr tozu dumana kat
mt. "Artk eskidi! Dinozor!" edebiyat ile Cumhuriyet'in kimi kurumlannn kellesi is
teniyordu galiba. Bunlarn arasnda Galatasaray da var myd? Bu rzgrn dinmesini
mi beklemeliydik?
Rzgr dinmek bilmedi, yer yer frtnaya dnt. Bir ok aydn nne katarak
srkledi. lkenin nitelikli insan ihtiyac ne id belirsiz bir "prensler" politikas ile
karlanmak istendi. 200 yllk batllama kavgasn bir izgide silip yok etmek isteyen
ler, adalamann tm temel eitim kurumlarma dudak bktler, Galatasaray'n yan
sra stanbul Teknik niversitesi'ni, Harbiye'yi, Tbbiye'yi, Darafaka'y vb. bir yana

322

C o g t o , B a h a r '95

San Krmz Siyah Beyaz

itmeye altlar. Cumhuriyeti cumhuriyet yapan tm kurumlar iin "erken emeklilik",


uygun tasfiye yntemi olarak benimsendi kimilerince. imdi gn, Bilkent ya da Ko
niversitesi'nin gnyd.
Gerek yle miydi acaba? Ka yz yllk Harvard, Yale, Oxford, Cambridge, Sorbonne moda rzgrlara gs geriyordu da, bizim Galatasaray'la, binlerce mhendisin
rahle-yi tedrisinden getii yllarn T's m eskiyordu? Osmanl Bankas eskimiyordu
da, Mlkiye mi eskiyordu?
G e n l e r l e B r l k t e G e l e c e e Y r m e k
95in bir bahar sabah le saatlerinde Beyolu'ndan geerken Galatasaray Lisesi'ne
uradm. Kapnn giriindeki camekana kk bir not ilitirilmiti. "Avrupa Birlii ve
Trkiye", konumac: nan Kra, yer: Aktalite merkezi.
lgimi ekti, izin istedim ve toplantya katldm. Toplantya 14-17 yalar arasnda
yirmi-otuz renci katlmt.
Trkiye'nin en byk i gurubunun yneticisi olan Galatasaray Vakf Bakan nan
Kra, yannda Ko grubunun TV'den tandm ama adn kartamadm bir baka y
neticisi ve lise mdr Prof. Dr. Erdoan Tezi olduu halde tam zamannda salona gir
di. Prof. Tezi nan Kra' rencilere "aabeyiniz" diye tantt. Krsye gelen nan K
ra, rencilere Avrupa Birlii'ni ve Trkiye'nin Gmrk Birlii'ne girince karlaaca
sorunlar basit bir dile anlatt. Tipik bir aabey tavr iinde genlere srarla "kendilerini
ok iyi yetitirmelerini" tledi. Toplantnn sonunda cin gibi iki ortaokullu renci so
rular sorarak Kra' sktrmaya alt. Birine gre Hristiyan Avrupa biz Mslman
Trklerden holanmyordu, bu i zordu, teki ise Avrupa'ya giri karlnda Kbrs'ta
dn vermemiz olasl kafasna taklmt. Buna yant istiyordu.
Olay gerekten etkileyici, bir o kadar da duygulandrcyd. i bandan akn bir
iadam olan nan Kra, bir le tatilinde ortaokul rencilerine "Avrupa Birlii" ni an
latmaya gelmiti. zel bir TV kanalna deil, otuz kadar gencin karsna kmay yele
miti. Aslnda bu ii onun yerine yapabilecek yzlerce yardmcs olduu tahmin edile
bilirdi. Ama o da bir iddia iindeydi. Bir camiay yaatmak, glendirmek iin ura
yordu. Sultan Abdlaziz'in Ali ve Fuat paalarn kurduklar ve lkenin adalamasn
da nemli bir yeri olan bir byk kurumu, Madra'nn deyii ile bir byk "gelenei"
srdrmek iin abalyordu.
te o anda Galatasaray adl camiann, btn eksikliklerine, btn yetersizliklerine
ramen, aslnda ne kadar gl, ne kadar kkl olduu gereini kavradm; stelik ko
ullar arlatka camiann direnme gc de o lde artyordu. nan Kra da, tpk
Enis Batur gibi, tpk Cumhuriyet'i ve bu lkenin "Bat'ya alan pencere'Terini ciddiye
alan tm aydnlar gibi kollar svam, bu mcadelede yer almt.
Yazmn bu blmne de, sizlerin de duygularna tercman olduuma inanarak,
"sar krmznn ak" adn vermeyi dndm.
* * *

Sra geldi yaznn esasna, ana fikrin ana fikrine. Yani, binann mimari plann, ay
rntl izimlerini, btn statik hesaplarn bulsaydm bile, Madra'ya Galatasaray'dan
postalamaktan keyif duyacam malzemeye. Madra'nn deyiiyle "eitim-retim izgi
sinin gelenee dnmesi"nin sar krmz renkler tayanna.
Sevgili Madra, sylem isin bana Trkiye'nin "adalama kavgas" iinde nemli

C o g t o , B a h a r '9 5

323

Cneyt Akaln

roller oynayan bu iki byk eitim kurumundan yani Galatarasay'la Robert Kolej'den
hangisi daha ok gericilerin saldrsna urad?
Neyi kefettim biliyor musun? "Eitim-retim izgisinin gelenee dnmesi" s
recinin ilk aylar, buna ilk yllar da diyebiliriz, Galatasaray'da ok sancl olmu; pek
ok mcadele yaanm; galiba Galatasaray'n gcnn srr burda yatyor.
Gnmzde zaman zaman slamclar urayor Galatasaray'la ama ilgintir kuru
lu aamasnda yani 1968 de tepki baka banazlardan, kimi Musevi ve Katolik din
adamlarndan ve yabanc politikaclardan geliyor. Galatasaray'n kuruluunda byk
emei geen ve stanbul'daki grevinden sonra Fransa'nn Cezayir Eitim Mdrl
ne atanan Lisenin ilk mdr M. De Salve ( Lisenin Tevfik Fikret Salonu'nda Sultan Abdzaziz'in, Ali ve Fuat paalarn resimleri bulunur, M. de Salve'inkini de asmak kadir
bilirliin gerei olmaz m?) o zor gnleri bak yle anlatyor:
"Katolikler memlekette mnteir (yaygn) bilumum edyana (dinlere) mensup ana
sr (unsurlar) yanyana toplayan ve hepsine ayn himayeyi baheden bu messeseye
mzaharetten (yardmc olmak) imtina ediyorlard (kanyorlard). Mektebi Sultani'nin
kadndan (al) evvel Papa tarafndan ittihaz edilen (alman) bir karar Katoliklerin
ocuklarn bu mektebe yazdrmaktan menediyor ve aksi halde Kilisenin himayesine
hazhar olmayacaklarn ilan eyliyordu. Bu memnuiyet(yasaklama) birka ay sonra tecdit
(yenilenme) edilmi ve umuma ilan olunmutu. Katolikler muhtelif rklarn birarada bu
lunmasnn gya Katolik ocuklarnn ahlakna tesir icra edeceinden korkuyordu. Hal
buki mektebin ilk iki senesinde sui (kt) hareketlerinden dolay tardedilen (cezaland
rlan) Katolik talebenin adedi, dier dinlere mensup talebenin miktarndan be defa da
ha fazla idi ( Ergin, c. 2, s. 604).
Madra, bu satrlar byk bir olaslkla Katolik kkenli ama hi kukusuz bir aydmlanmac olan bir byk eitimciye ait.
P a pa ve H a h a m la r
Banazlkta Katolikler tek balarna deiller. Kimi Yahudi din adamlar da onlarla
ayn tepkileri gsterirler. M. de Salve bunlar da yle anlatyor:
"Yahudiler... ocuklarnn hristiyanlarn idaresine tevdi edilmi olan bu slam mek
tebine gndermeye karar veremiyorlard. Bunlardan en az mutaassp (banaz) olanlar
mezheptalar iin branilerin dini evarimine (emirler) tevfikan (uygun olarak) ayr ye
meklerin ihzar (hazrlama) edilmesini talep etmilerdir ki bu hal esas itibaryla mektebe
ithal edilmesi (getirilmesi) matlup olan (istenen) vahdeti anasr (unsurlarn birlii) fikri
ni ihlal edecekti" (Ergin, c. 2, s. 604)
Dahas var: Rum patrii retimde fennin ana dili olan Yunancaya yeterince yer
verilmediini ne srerek Rumlarn okula girmesini yasaklayan bir karar alr. Rus sefiri
gnatiev ise Rus dili ile eitim yapacak bir okulun almas iin Trk hkmetine srarla
baskda bulunur ama sonu alamaz.
stanbul'daki Ermeni-Katolik patrii de kendi cemaatinden ocuklarn Mekteb-i
Sultani'ye gnderilmesini yasaklar. Osmanl eyhlislam da Mslman ve Hristiyan
genlerin bir arada okumalarnn dine aykr olduunu ileri srer.
Ama hibir ey hayatn yasalarna galebe alamaz. Bir yl iinde Rum Ortodoks,
Musevi, Katolik, Mslman, Bulgar, Ermeni btn renciler etle trnak gibi kaynar
lar. Banazlarn fetvalar fos kar.
te "Tanzimat aydnnn simgesi" olduu sylenen Galatasaray byle bir ortamda,
banazla kar mcadele iinde doar ve geliir. Laik-dnyevi eitimin lkemizde

324

C o g t o , B a h a r '9 5

San Krmz Siyah Beyaz

yaygnlamasnda bir dnm noktas olur. Hristiyan, Mslman, Musevi, tm renci


lerini kucaklar, onlara "adam olma"nm yollarm retmeye abalar. nsanolunun ula
t evrensel uygarln deerlerini genlere verir.
Trkiye uzman Amerikal bilim adam Bernard Lewis "Modern Trkiye'nin yk
seliinde Galatasaray Lisesi'nin etkisi ok byk oldu. Modem Trkiye'nin zaferlerin
den birou onun snflarnda kazanld" derken, ite bunu kasteder.
Varsn kimi neo-liberallerle kimi slamclar Galatasaray' beenmesin. Onlarn da
can saolsun.
Sevgili mer, binalardan yola ktk ama nereye geldik deil mi? Ama biraz nce
de belirttim, bu noktaya gelmemiz kanlmazd bence. Galatasaray' da Robert Kolej'i
de yaratan esas unsur, ada dnyann evrensel deerleri deil mi? Binalar, mimari i
zimler ancak bu byk amaca hizmet ettikleri lde anlam tarlar bence.
Biliyormusun, yine de Galatasaray'n kuruluunun tarihi olarak Robert Kolej'den
daha nemli olduunu dnyorum. Aslnda byle bir kyaslamann sama olduu
nun farkndaym ama bir hususu vurgulamak istiyorum: Robert Kolej balarda Msl
man ocuklarn kaydetmemesi bir eksiklikti; Galatasaray ise esas olarak Mslman o
cuklarnn eitimine ynelik bir kurum olarak tasarlanmt. Bu husus ok nemli deil
mi sence?
te byle sevgili Madra, izninle bu yazy burada bitiriyorum; hogrne de s
narak, bu blme "sar-krmz" adn veriyorum.
Kaynaka:
Osman Nuri Ergin, Trkiye M aarif Tarihi, I-V, stanbul 1939-1945.
mer Madra, "ISO Ylda Robert Kolej", Arredamento Dekorasyon, s. 12, stanbul, 1993.
Fethi sfendiyarolu, Galatasaray Tarihi, stanbul, 1952.
M. Sandkolu-F.Tura-R.Semenderolu, Galatasaray Lisesi (Mekteb-i Sultani) 1868-1968, stanbul, 1974.
hsan Sungu, "Galatasaray Lisesinin Kuruluu", Belleten, s.2 8 ,1943.
Pars Tulac, Osmanl Mimarlnda Batllama Dnemi ve Balyan Ailesi, stanbul.

C o g t o , B a h a r '9 5

325

E r g d er Y o ld a : B r P o rtre
D enem es

Merve Erol

Ergder Yolda'm k '60 'lara rastlar. Altn MikrofonTu devrin nemli kompozi
trlerinden biri olmasna ramen, biraz da devrin mzik tutumundan, popler mziin
(ya da Trk Hafif Mzii'nin) ayaklarnn daha yere basmyor oluundan dolay, asl Er
gder Yolda meydanda deildir. En nemli baarlarndan biri mer Aysan'a Altn
Mikrofon Msabakas'nda "Kara Kuzu"yla nclk kazandrmasdr ki, bu, onun "
raklk" dnemidir.
"Kalfalk" dnemi, ' 70'ler. zellikle Paul Mauriat orkestrasnn etkisiyle. Trki
ye'de de enstrmantal mzik yapan gruplar kurulmaya balanr. Yolda'la ayn kalplar
iinde incelenebilecek Timur Seluk'un da benzer bir orkestra kurup enstrmantal plak
lar doldurduu yllarda, Yolda da "Ergder Yolda Hafif Trk Mzii Oda Orkestra
s" n kurar ve plak yapmaya balar ("Anadolu Rzgr", "Aynalar" vs.) ileride en yetkin
rneklerini verecei mziinin ipular bu plaklarda yatar: Anadolu rock arklarnn pi
yasay ele geirdii dnemde, kk Anadolu olan zgn bestelerini batl sazlara uygula
maktadr. Yine ' 70'lerde, Trkiye'nin nde gelen mzisyen kadrosunu iinde barndran
stanbul Geliim Orkestras'nn kurulmasna nayak olmu ve eitli sanatlar iin (Ay
la Algan vs.) arajmanlara devam etmitir.
1980'lere gelindiinde Ergder Yolda'm "ustalk" dnemi balar, Attil lhan'la ta
nmasna kout olarak. Devir, arabeskin btn kaplar krd sarsntl 12 Eyll devri
dir ve iyi mziin neredeyse hi duyulmad ya da kk bir elit tabaka iinde skp
kald o dnemde, Ergder Yolda, "Sultan- Yegh" gibi ok salam bir para yapar
ve ayn ad tayan albmle ustaln ispat eder.
C o g t o , B a h a r '95

327

M erve Erol

"Sultan- Yegh"tan sonra yine bir lhan-Yolda ibirlii geldi: "Elde Var Hzn".
Albm Nev' ve Bk'den derlenen "Handan"la alyordu, bu ark, albmden kan ilk
(belki de tek) hit oluyor ancak "Sultan- Yegh"m baarsna ulaamyordu. Sadece intro'suyla bile bal bana bir inceleme konusu olabilecek "Elde Var Hzn" ise mzikalitesi ok yksek ama poplerleemeyen bir ark olarak zihinlerde kalyordu.
Albmde Yahya Kemal, Cahit Stk ve Net'den de yararlanlmt ve orkestra, yi
ne stanbul Geliim Orkestras'yd. Mzikal anlamda ergder Yolda'n grafiinin gitgi
de ykseldiini mjdeleyen albmn yeterince ilgi grmemesinin tek sebebi; kukusuz,
"Sultan- Yegh" ya da "Mihrimh" gibi kolay aklda kalabilen ezgilerden yoksun olmasyd."Elde Var Hzn"den sonra Nur ve Ergder Yolda'n yollar ayrlr. Ergder Yol
da televizyon dizileri iin mzik hazrlamaya balar. Son nemli almas da Esin Af
ar iin yapt "Mevlna" besteleridir.
Elbette, Ergder Yolda'n tm almalar iki albmle snrl deil, her ne kadar o
iki albmle dehasnn doruuna ulam olsa da. Efsane nitelii kazanan Bach zerine
3000 analizi ve klasik eserleri, oratoryolar da var Yolda'n ancak piyasaya kmadklar
ve gizliliklerini koruduklar iin yazmza konu olamyorlar.
zetlersek, Ergder Yolda, hem klasik bat mziiyle hem klasik Trk musiksiyle
ainaln mziine ada kalplar iinde, kendine zg yntemlerle aktarabilmi, m
met dneminin kltrel mirasndan ulusal bir kltr yaratmada azmsanamayacak sen
tezler retmi ve bunu halk katmanlarna yayabilmi ok nemli bir sanat ve mzii
mizde es geilemeyecek bir byk ustadr. Sanrz, onun sonraki kuaklar zerindeki en
byk etkisi, sahip olduu tarih bilincini sanatna aksettirmesindeki dehas olacaktr.
Bu kk Ergder Yolda incelemesinde ksa da olsa lhan/Yolda ilikisine dein
mekte yarar var. Attil lhan, yllarca, "Ulusal Kltr Sentezi" adn verdii bileim ze
rinde alt ve bu dorultuda eserler verdi. ok zetle, sorun, gemiinden faydalanma
sn bilen ve onun zerinde ykselen ama ona saplanp kalmayan ada bir ulusal kl
tr yaratabilmekti. Yolda bu metodun rneklerini '70'lerde verebilmiti; ancak, Attil
lhan'la tanmas, onun, bu kavram erevesinde ok daha kaliteli eserler verebilmesine
yol at.
Denebilir ki, Attil lhan'n edebiyatta yaptn Ergder Yolda da mzikte yapayor ve ar klasik musikden yararlanarak yeni araylara giriyordu.
1981 ylnda piyasaya kan "Sultan- Yegh" albm genelde tabann divan ede
biyat ve musiksinden alan, halk edebiyatna da Pir Sultan Abdal'n "Km r Gzlm"yle dayanan bir albmd. Bestelenen iki iir Attil lhan'a aitti ("Sultan- Ye
gh" ve "Mahr"). Nedm, Abdlhak Hamit, Seyit Nesim gibi airlerin iirleri de Erg
der Yolda'n iirlerinin yannda bestelenmiti. Kapaktaki minyatr albmn yaps ve
karakteri konusunda yeterli ipucu verebiliyordu. Devrin nemli mzik akmlarndan
-bugnk techno'yla zdeletirilebilecek- "disco", arklarn altyapsn oluturuyordu
("Disco Segh") ve styapsal enstrmanlar stanbul Geliim Orkestras'nm nde gelen
isimleri tarafndan alnyordu (Garo Mafyan, Seluk ve Uur Baar vs.)
Albmn tutulmasnda en nemli paylardan biri, phesiz, Nur Yolda'a aitti. Kla
sik Trk mziinde fazla canl kaabilecek ses rengi ve yorumu, Ergder Yolda'n ar
klar iin biimi kaftand. arklar "lk la" sylyordu ama hem arklarn
zn verebiliyordu, hem de gerekli gerilimi salayabiliyordu.

328

C o g t o , B a h a r '9 5

E r g d er Y o ld a 'i
" K u r t a r m a k t a n " V a z g e t l e r (,)
mit Bayazolu

Bundan drt yl nce toplum yaamndan her anlamyla vazgeerek Bykada'nn


arkasnda sapa bir yerde, plastik ve ambalaj kutularndan derme atma bir kulbede tek
bana yaamaya balayan mzisyen Ergder Yolda'i, hafzamzdan artk tamamen sil
miken, birdenbire TV ekranlarnda Cuma'sz bir Robinson klnda grnce, pek ok
kimsenin, bir an iin bile olsa midesi buland, ba dnd, yutkunma, stne bir yudum
su ime ihtiyacyla, en azndan durduk yerde bacak deitirdiinden emin olabilirsiniz.
te toplu yaamn ortak nabznn yakaland an!
Dudanda kl epey uzam bir sigara, kalar dalbudaklanarak gkyzne ynel
mi, salar yapa eklinde, baklar ksk mavi, rkek, alm, yz kr kr, gzlerinin
altnda torbacklar, (sa akanda bir izik mi var, darp izi mi yoksa, kan oturmu).
Evet, hayat bir seimdir ama, bu kadar da olmazki! Doaya, gemiine ve belki de ge
lecee meydan okuyor! O, her tr iktidara kar duruu, reddedii temsil ediyor. Medya
ya, iktidar sahiplerine, iktidar taliplerine gre ise bu bir d. Acz iindeki bu adam
eer Ergder Yolda olmasa sorun yok. (Onlardan o kadar ok ki, stmze yklyorlar,
kaldrmlarda ayaklarmza dolayor da, buna ramen bize kk bir tiksinticikten te
fazla bir rahatszlk vermiyorlar). Ama bu kii bir "sanat" ise durum farkl. stelik o,
mzik dehasnn yansra modern matematik, fizik, mantk, estetik, marksizm ve epik tiyatro
konularnda engin bilgiye sahipse byle sama sapan bir eyi yapamaz. Aksi halde o bir ka
yptr, sanat olduuna gre herkes iin bir kayptr.
(*) Metin iinde italik olarak geen cmleler, 14 ubat 1993 tarihli Nokta dergisinden, 30 Ocak, 24 M art 1995 tarihli M illiyet
gazetesinden, 2 ubat 95 tarihli Aktel dergisinden, 20 ubat 95 tarihli Hrriyet gazetesinden alntdr.

C og t o , B a h a r '9 5

329

mit Bayazolu

yle ise elbirlii ile Ergder Yolda' kurtarmak lazm. Ama kurtarmadan nce ona
imdiki halini mazur gsterecek, rating'i topuundan, tiraj gznden vuracak efkati
mize layk bir biyografi yazmak gerekiyordu. Gemii tarand, imdiki lgn seiminin
ipular yllar ncesinde arand. Bulundu da, zaten o, o kadar uuk biriydi ki, vaktiyle
bir sabah, iki rak iesinden birine tuz, dierine eker koyup sulandrdktan sonra, bir iple bala
yp boynuna asm, bir eline kk patates, dier eline de sar bakkal defterini ald gibi Laleli
yokuunu bir aa bir yukar yalnayak halde komu, Aynal hamamn orda kere etrafnda
dndkten sonra, 'Brechtvari bir deneme' yaptn sylemiti.
1970'te bir trafik kazasnda kaybettii annesinin lmn Afrika'da haber almt, ce
nazesinde bulunamad iin byk bir sululuk duygusuyla kvranyordu. 1958'de konser
vatuar terkedip Avni Dilligil'in tiyatrosuna girmi, bir turne srasnda otobs Asi neh
rine umu, skenderun'da bir ay hastanede tedavi grmt. Ayn yl ona iki evlat ve
ren ilk eiyle, 16 yl srecek evliini yapt. Bestelerine uygun bir ses ararken, kader nne
Nur Yolda' karmt. Onunla evlenebilmek iin yuvasn ykt, hayatnn on yln adad
bu kadndan bir olu oldu. 1983 ylnda gittikleri Izmir Fuar'nda Nur Yolda, Remzi Baba
Restoran'da ark sylerken, Remzi Bahann oluna k olunca, boandlar. Artk sk sk seya
hat ediyordu, hibir yere ait olmama duygusu depremiti. Ar alkol sonucu depresyona girerek,
zmir Amatem'e yatt. Sonra iki kez apa Tp Fakltesi Hastanesi'nde ve 1991'de de Ba
krky Amatem'de tedavi grmt.
Bu biyografi ok tuttu. Ergder Yolda bulmaktan te, adeta 'kefeden' ne kadar
paparazzi varsa, soluu yannda ald. (Halbuki o 1991'den beri adada, bu halde yayor
du ve bu da 1993'ten beri yaygn olarak biliniyordu. Ama toplum vicdanna tercman
olduuna vehmeden medya, ona, burnunu biraz daha srtmesi iin iki yl opsiyon ver
miti.)
Artk akl bana gelmitir kanaatiyle Ergder Yolda'm stne ullandlar. Gider
ken yanlarna, yllar nce terkettii ocuklarn, kzkardeini, iyiletikten sonra hret ya
paca, Nur Yolda rolnde eski rencilerinden birini, ayrca i ve para teklifleriyle iki
de polis aldlar. Onu Kurun Burnu'nda defne yapraklarnn am kokular arasnda uutu
u bir ortamda, dalgalarla syleir, martlarla yarenlik ederken buldular. En byk istei, Orhan
Veli'nin iirindeki zgrln kendisinden esirgenmemesiydi: 'Gn olur alr bam giderim/
Denizden yeni km alarn kokusundan/ u ada senin, bu ada benim yelkovan kularnn pei
sra' iirinde olduu gibi. Ergder Yolda, allar arasna saklad barnanda mutluydu. An
cak onu sevenler sefalet iinde aclar ekerek saklanna raz olamazd.
Dr. Muzaffer Kuhan derhal adaya hareket etti. Polonezky'deki grkemli Salk
Merkezi'nde onunla birlikte olmaya karar vermiti. nce sanat biraz ztlat, karsndaki kim
dir bilmiyordu ki! Kuhan Salk Tesisleri, salkta 'arla' kam 'besili hastalara' hizmet ve
ren bir messeseydi. Vcutlarndaki ya hcreleri, 'full time' alan, 'etine dolgun' konuklar bu
rada yiyip imelerini disiplin altna alyorlar, bylece fazla kilolara elveda diyerek, tesisten ayrl
yorlard. Ergder Yolda, zayflayarak salna kavuma ura verenlere lenleri 'yemek m
zii', akamlar 'dans mzii' alacakt. Bu ok cazip bir teklifti. nk tabaklarnda marul,
maydanoz gibi ottan baka yiyecek bulunmayan insanlarn hi olmazsa, mziiyle ruhlarn tkabasa doyuracakt.
Onu normal hayata ardlar. Uukluunda bir snr vardra ikna ettiler. Ayrca
onu dnyadan da haberdar ettiler: Yolda, bir kadn babakanmz olduunu ay nce, Re
fah Partisi'nden Recep Tayyip Erdoan'n, stanbul Bykehir Belediye Bakan seildiini ise
paparazzilerden rendi.

330

C o g t o , B a h a r '9 5

Ergder Yolda' "Kurtarmaktan" Vazgetiler

Kurtarma operasyonu 20 Ocak Cuma gn, soluk kesen, frtnal, ayaz bir gnde
gerekletirildi. Rating avclar Bykada'ya helikopter kaldrdlar. Normal yaamn or
tak nabznn yakaland and bu. Kalar dalbudaklanarak gk yzne ynelmi, sala
r yapa gibi savrulan, baklar ksk mavi, rkek, alm, yz kr kr, gzlerinin altn
da torbacklar, (sa akanda bir izik mi var, bir darp izi mi yoksa, kan oturmu), du
danda snm sigarayla ban krp helikoptere binii, yavalatlm ekimlerle gs
terildi televizyonlarda.
Sonra ykadlar pakladlar, Bakrky Ruh ve Sinir Hastalklar Hastanesi'ne yatrdlar. Ka
muoyuna yansyan haberlerde, 'tedaviyi kabul ettii' akland. Paparazziler bu defa hasta
neye hcum ettiler. Onu hastane pijamasyla, kouunda, ranzasna uzanm halde,
hemirenin uzatt ilacn uslu uslu ierken veya grup terapi srasnda fotorafn eke
ceklerdi. Ancak ok artc bir ey oldu: Doktor aklamasna gre, Ergder Bey'in teda
viyi gerektirecek hibir sorunu bulunmuyordu. O tamamen bilinli olarak imdiki yaam bii
mini semi, genel bir salk taramasndan sonra hemen taburcu edilmiti.
Paparazzilere bu defa Polonezky'n yollar gzkt. Onu, be yldzl Kuhan
Salk Tesislerinde, billur sesli rencisiyle piyano banda grmek istiyorlard. Fazlasn
grdler: Ergder Yolda drt yllk sakaln gn nce kesmiti. Tam deklanre basacaklar
ken, 'durun tra olaym, yle ekin' dedi. gnlk sakal Yolda' rahatsz ediyordu. Bu deii
min nedeni sorduk. 'On yllk rencim yznden, hocam urasn biraz keselim, burasn biraz
dzeltelim deyip duruyordu. Ben de toptan kestim, kurtuldum.' Yz, gz meydana kmt,
meer cam gibi mavi gzleriyle ne kadar yakkl bir adamm.
Yolda ile billur sesli rencisinin daha imdiden birok kaset ve klip teklifi aldn
da rendikten sonra, paparazziler en vurucu soru geliyor: Yolda'a dnyoruz, burada m
yoksa adada m daha mutlu olduunu soruyoruz. alyorum, retiyorum. Elbette burada daha
mutluyum' diyor. Drt yllk ada kaama, krk yllk mzisyenin prltl gemiini perdeleyecek
deil ya!
Ergder Yolda Polonezky'de anlan tesiste ve Tnel'e giderken Garibaldi adl bir
barda ksa bir sre altktan sonra tekrar adaya dnd. Ancak dn haberi ne medya
da ne de kamuoyunda hi ilgi grmedi. Artk peini braktlar, kurtarmaktan vazgeti
ler. O imdi duvarn rd, atsn rtt tek odalk evinin, Sivriadaya bakan n
cephesindeki ince ilerle megul. Bizimle beraber yaamak istemeyen birine 'bakmak' is
terseniz, adann btn faytoncular, yerini biliyor, ama onlarla mutlaka pazarlk edin ve
600 bin liradan kuru fazlasn kabul etmeyin. Bisikletle de gidebilirsiniz, yorucu olur
ama yryerek de, tabelas var, "Ergder Yolda'n yerine gider" diye.

C o g ito , B a h a r '9 5

331

Y a z a r l a r H a k k in d a
Y A Z I SIR A SIY L A

N erm U ygur
1925'te stanbul'da dodu. Galatasaray Lisesi, Latince blmn bitirdikten sonra,
stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi'nin Felsefe blmnde ve Kln niversite
si'nde renim grd. Wuppertal niversitesi ve stanbul niversitesi'nde retim ye
liinde bulundu. 1992 ylnda stanbul niversitesi'nde emekli olan Uygur, halen Mar
mara niversitesi Gzel Sanatlar Fakltesi'nde doktora dersleri vermektedir. Trke,
Franszca, ngilizce ve Almanca etkinlikleriyle yurt ii ve dnda n kazanan dn
rn, eviri ve ksa incelemeleri dnda Trke'de yaymlanm on drt kitab bulun
maktadr.
e t in A l t a n
1926'da stanbul'da dodu. Galatasaray Lisesi'ni ve Ankara Hukuk Fakltesi'ni
bitirdi. 1965-1969 dneminde stanbul milletvekillii yapt. air, gazeteci, roman ve
oyun yazardr. Byk Gzalt adl kitabyla 1973 Orhan Kemal ve Bir Yumak nsan adl
kitabyla 1978 TDK Deneme dllerini kazanan Altan'n yaymlanm rnlerinden
yapt semeler 1992'de Semeler adyla kitaplatrld.
A yfer T u n
1964 ylnda Adapazar'nda dodu. Erenky Kz Lisesi'ni ve stanbul niversitesi
Siyasal bilgiler Fakltesi'ni bitirdi. 1989 ylnda Cumhuriyet gazetesinin dzenledii
Yunus Nadi Armaam'nda "Sakl" adl yksyle birincilik dln ald. Sokak dergisi
ve Gne gazetesinde gazeteci olarak, eitli televizyonlarda senarist olarak alt. Halen
Yeni Yzyl gazetesinde alyor.

332

C o g t o , B a h a r '9 5

Yazarlar Hakknda

A r tu n n sa l
1942'de stanbul'da dodu. Ankara Koleji'nden (1961) sonra, Paris niversitesi
Hukuk Fakltesi (1966) ve Siyasal ncelemeler Enstits'nde (Sciences-Po) (1967) okudu.
Paris Hukuk Fakltesi'nde Siyasal Bilim sel Devlet Doktorasn tam am lad (1970).
Hacettepe niversitesi (1970-1973), Ankara niversitesi SBF'de alt (1975-1982).
ODT'de ders verdi. 1982 sonunda akademik kariyerinden istifa etti ve Hrriyet gazete
sine girdi, ardndan ayn gazetenin Paris temsilciliini yapt (1986-1992). Ekim 1994'de
Galatasaray niversitesi'nde retim yeliine atand. Boazii niversitesi'nde de
ders veren nsal'm, Siyasal ve Anayasa Mahkemesi (1980), Kent ve Siyasal iddet (Ruen
Kele ile birlikte) (1982), ayrca Fransa'da yaymlanan Chronique d'une Famille Anatolienne
(1989; Trkesi Meryem ile Kmil'e Dair, AF A Yaynlar, 1991), La Vendetta (1990), stanbul
la M agnifique (Beyhan nsal ile birlikte) (1991) gibi almalar bulunm aktadr. Bir
dnem (1972-1986) Le Monde ve Journal de Genve gazetelerinin Trkiye temsilciliini
yapt.
S e v n O k ya y
1942'de stanbul'da dodu. Arnavutky Amerikan Kz Koleji'ni bitirdi. 1963'ten
beri evirmenlik, 1976'dan beri gazetecilik yapyor. zellikle -ve tercihan- sinema, caz
ve spor zerine yazyor.
S e l m Il e r
1949'da stanbul'da dodu. stanbul Atatrk Lisesi'nde ve Hukuk Fakltesi'nde
eitim grd. yklerini ok gen yata dergilerde yaymlamaya balad. Senaryo
yazarl ve film ynetmenlii yapt. Son yllarda daha ok roman trne arlk verdi.
G r k a l A ylan
Yksek renimine stanbul niversitesi ngiliz Dili ve Edebiyat'nda balayan
Aylan, Basn Yayn Yksek Okulu'nu bitirdi. Bir sre Kk Sahne ve Endonezya Basn
Brosu'nda altktan sonra profesyonel reklamcla balad. eitli ajanslarda reklam
yazarl, mteri temsilcilii ve yneticilik yapt. Halen bir reklam ajansnda Kreatif
Direktrlk yapmaktadr.
M eh m et M u k a d d er Y akupo lu
1951'de Giresun'da dodu. Galatasaray Lisesi'ni ve Hukuk Fakltesi'ni bitirdi.
E ntelektel alm alarn felsefi alanda younlatran M. M ukadder Yakupolu
dncesini Varoluun Anlam adl yaptnda ortaya koymutur. Bu yapt yaknda
piyasaya kacaktr. Ayrca Fransz dnr Georges Bataille'n Erotizm ve Deneyim'i
ile Albert Jacquard-Abb Pierre'in Mutlak adl yaptn Trkeye evirmitir.
H . H sr ev H tem
1939'da stanbul'da dodu. Beyolu Atatrk Lisesi'ni ve stanbul Tp Fakltesi'ni
bitirdi (1962). 1988-1991 arasnda yaymlad deneme, iir ve bir inceleme kitab
vardr. Halen Cerrahpaa Tp Fakltesi'nde Hastalklar profesrdr.

C o g t o , B a h a r '9 5

333

Yazarlar Hakknda

K orkut Y altkaya
1938'de stanbul'da dodu. Ankara Tp Fakltesi'ni bitirdi ve ayn fakltede sinir
hastalklar uzman oldu. Danimarka'da klinik nrofizyoloji zerine alt. 1971'de
doent, 1979'da profesr oldu. Halen Akdeniz niversitesi'nde retim yesidir. ok
sayda bilimsel yazs ve yaymlanm drt kitab vardr. 1991'den beri Cumhuriyet Bilim
Teknik dergisine popler tp yazlar yazyor.
I a n D . S u t t e
lan Dichard Suttie 1889 ylnda Glasgow'da dodu ama ocukluu O rkney'de
geti. Tp eitimi iin Glasgow'a geri dnd ve 1914 ylnda tp eitimini tamamlad.
Birinci Dnya Sava boyunca Fransa, Mezopotamya ve Hindistan'da doktor olarak
grev yapt. Sava sonras Glasgow'a geri dndkten sonra 1920 ylnda psikiyatri
hekimlii konusunda uzmanlat. Londra'ya yerletikten sonra Tavistock Klinii yesi
oldu. 1935 ylnda The Origins ofLove and Hate adl kitab baslmadan hemen nce ld.
H a l l G k h a n
1967 ylnda Tarsus'ta dodu. A Robbe Grillet, Exupery, Blanc ve Levy'den kitaplar
evirdi. Reverdy ve Cocteau bata olm ak zere ada Fransz iirinden rnekleri
Trkeye aktard.
Y IL D IR IM T R K E R
Ankara doumlu. 1981'den beri stanbul'da yayor. ehir Tiyatrolar'nda dramaturgluk yapt. Yeilam'a senaryo yazyor. Oyun evirileri ve bir iir kitab var.
C em A ka
1968'de Mannheim'da dodu. 1974'te Trkiye'ye geldi. Robert Koleji ve B Kimya
Mhendislii'ni bitirdi. 1991'de B'de Siyaset Bilimi ve Uluslararas likiler master'na
balad. Halen Columbia niversitesi'nde Siyaset Teorisi konusunda doktora yapyor.
T o m r s U y a r
1941'de stanbul'da dodu. Amerikan Kz Koleji'ni ve Gazetecilik Enstits'n
bitirdi (1963). ngilizceden eviriler yapt. Hikye, denem e ve eletirilerini eitli
dergilerde yaymlad. Hikyelerini 1971-1992 arasnda yaymlad kitaplarnda toplad.
TDK 1975 eviri d l 'n (Turgu t U y ar'la b irlik te) ve 1987 Sait Faik H ikye
Armaam'n kazand.
H ulk A ktu n
1949'da stanbul'da dodu. lk hikyesini 1969'da yaymlad. 1977'de TDK Hikye,
1980'de Abdi peki Roman d llerini ald. 1989-1992 aralnda drt iir kitab
yaymlad ve 1990'da bir szlk almas yapt.
s k e n d e r P a l a
1958'de Uak'ta dodu. stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi'ni bitirdi. (1979)
Deniz Kuvvetleri'ne girdi. Divan Edebiyat dalnda 1983'te doktor, 1993'te doent oldu.

334

C o g t o , B a h a r '9 5

Yazarlar Hakknda

Halen Dz. K .K .'l'nd a deniz tarihiyle ilgili alm alar ve yaynlar yapm aktadr.
Edebiyatla ilgili kitaplarndan birka unlardr: A k ve Divanndan rnekler (1988),
Hayriye-i Nab (1989), Ansiklopedik Divan iiri Szl (nc bask, 194), Namk Kemal'in
Tarih Biyografileri (1989), Hilye-i Hakan (1991), Ata Szleri Szl (1992), Divan Edebiyat
(1992), Trke Kltr (1994), Divan Edebiyatnda Mstesna Gzeller (1995).
b r a h m A g h u bu k u
1928'de Adana'da dodu. A lahiyat Fakltesini bitirdi. 1963'de doent, 1969'da
profesr oldu. 1963-1980 yllar arasnda A lahiyat Fakltesi'nde slam Felsefesi
Krss bakanl, daha sonra Kelm ve slam Felsefesi Blm bakanl yapt. A
lahiyat Fakltesi'nde Felsefe ve Din Bilimleri Blm Bakanl'n yrtt srada
(1994) Trkiye Byk M illet M eclisi tarafndan Radyo ve Televizyon st Kurulu
yeliine seildi.
l h a n G n g r en
Uzak dou kltr ve dinleri zerine yazd kitaplar ve evirilerle tannan
Gngren, yaynclkla urayor. Zen Budizm, Suzuki'den Seme Yazlar adl evirisi 1980
Trk Dil Kurumu eviri dln kazanm, gene Zen Budizmi Sevgi ve Seks, zgrlk
adl evirileri ilgi toplamtr. Tai Chi Chuan ve iatsu uygulaycsdr.
Ih a r a S a k a ku
Japon edebiyatlarnn en iyileri arasnda yer alan Saikaku (1647-1693), bu onurlu
konumunu birok aclar aarak kazand. Zamannn ak alkanlklarn, ahlakdna
varacak lde kat bir dille anlatt. Yazlaryla lkesinde yeni bir slup yaratt.
K sem en d r a
11. y zy ld a yaam , San sk rit yazar. A bhinavagou p ta'nn ren cisi oldu.
Yaratclktan ok uyarlayc ynyle tannd. Dinsel, satirik ve bilgece rleri ve iir ile
politika stne eitli yaptlar vardr.
D en s d e R o u g em o n t
Fransz asll svireli yazar (1906-1985). Avrupa uygarlnn bileenlerinin analistliini yapt; L'Amouret l'O ccident adl kitabnda (1934) Avrupa federalizm inin
savunucusu.
G e o r g S im m e l
(1858-1918). Sosyoloji'de metodolojiye ilikin almalaryla nlenen Alman sosyalog ve yeni Kant dnr. Berlin ve Strassburg niversitelerinde felsefe dersleri verdi.
Son yllarda zellikle metafizik ve estetik ile ilgilendi. Simmel'in sosyolojik yaklamlar
zellikle A B D 'li sosyologlardan A .W. Sm all'un ev irileri ve yorum lar ile etkili
olmutur.
L u c ie n F e b v r e
Fransz tarihi, (1878-1956). Problme de l'lnconoyonce au XVI. sicle (16. Yzylda
nanszlk Sorunu); La Religion du Rabelais (Rabelais'nin Dini, 1942). Marc Bloch'la bir

C o g t o , B a h a r '95

335

Yazarlar Hakknda

likte Annales d'Histoire Economique et socil'in (Ekonomik ve Sosyal Tarih Yll) kuru
cusu.
S r e n K ie r k e g a a r d (A a b y e )
(1813-1855). V aro lu u lu u n ku ru cu su kabul e d ile n D anim arkalI filo z o f.
Kierkegaard Kopenhag niversitesi'nde ilahiyat okumaya balad ama sonra felsefeye
yneldi. Her bireyin yaamn sunduu seenekler arasndan tmyle bilinli, sorumlu
bir seim yapma zorunluluuna duyduu inan, varoluuluun temel ilkesi haline
geldi. Hristiyanl, zgr iradeyi varsayan ve zgr iradenin olmamas durumunda
her eyin anlamszlaaca bir varolu biimi olarak dile getirdi. ada varoluuluun
temel talar olacak ilkeleriyle, Hegel'in Sistemi adyla and felsefesinin yara almasna
hem de felsefi sistemlere duyulan gvenin sarslmasna yol amtr.
N ik l a s L u h m a n n
Bielefeld niversitesi'nde sosyoloji dersleri veriyor. zgn ve zengin aratrcl
ve yntemiyle hem Almanya'da hem de Anglosakson lkelerde etkili oldu.
H o n o r d e B alzac
(1799-1850.) Comdie humanie (nsanlk Komedisi) bal altnda toplad roman ve
ykleriyle tannan Fransz yazar. 20. yzyln balarnda bile Balzac, zellikle romanda
Gerekilikle Doalcln yaratcs olarak grlmtr. Yaamnn gerek ve kt yn
lerini saplant haline getiren, burjuva yaamm btn ynleriyle kavrayabilen, ama aris
tokrasiyi anlayam ayan Balzac, san at ve bohem ev relerin canl grntsn,
kylln ise irkinliini yanstan, parann gcn de saplant haline getiren biri
olarak kabul edilmitir.
V o l t a ir e
Asl ad Franois-Marie Arouet (1694-1778) olan, Aydnlanma ann nclerinden
byk Fransz yazar. Zorbalk ve yobazlkla ylmadan mcadele etmi, eletiri yetenei
ve keskin zeks ve yergileriyle devrim ann hemen ncesinde Avrupa uygarlnn
geliimini etkilemitir. Voltaire, 18. yy. Fransa'snda "filozoflar" olarak anlan ve usun
stnlne inanan dnrlerden biriydi. Felsefe Mektuplar (1734), Gelenekler zerine
Deneme (1756), eserlerinden yalnzca ikisi. Toplu yaptlar 1968'de, belgelerle birlikte 51
ciltte toplanmtr.
D e n is D id e r o t
(1713-1784) Fransz edebiyat ve filozof. 1745'ten 1772'ye kadar, Aydnlanmann
tem el y ap tlarn d an E n cyclopdie'n in y ay m cl n y ap t. Sophie V o lla n d 'a ve
bakalarna yazd mektuplar D iderot'un kiiliini, heyecanlarn ve dncelerini
yanstan en byleyici belgelerdir. Felsefi ve bilimsel eserlerinin yan sra ok sayda
oyun, deneme ve roman da yazm olan Diderot'nun son sznn, "felsefeye doru
atlan ilk adm, phedir" olduu yolunda bir sylenti vardr.
N a po leo n B o n apa rte
(1769-1821) Fransz komutan, birinci konsl ve imparator. Fransz D evrim i'ni
bomaya alan Avrupa m onarilerinin koalisyonuna kar mcadele biim inde

336

C o g to , B a h a r '95

Yazarlar Hakknda

balatt yaylm a savalar b aarl bir ykseliin ardndan ar bir yenilgiyle


sonulanmtr. Buna karn eitim, idare, hukuk alanndaki reformlar ile byk etkiler
brakmtr. stn askeri ve siyasal yetenekleriyle, Avrupa tarihinin en nl kiilik
lerinden biri kabul edilir. 1821'de srgndeyken lmtr.
G eo rge Sand
Fransz edebiyat (1804-1876). Romanlar duygusal (lndiata 1832, Llia 1833),
sosyal (le Compagnon du tour de France [1840; Fransa Seyahatinde Arkadalk], Consuleo
1842-43) ve obanldr (la Mare au diable [1846; eytanl Gl], Franois le Champi 1847-48,
La Petite Fadette [1849; Kk Fadette 1849]).
A lfr ed de M u sset
Fransz yazar 1810-1857 yllar arasnda yaad. Contes d'Espagnola et d'Italie (1830;
talyan spanyol ykleri) ile tannd. Oyunlar Caprices de Marianne (1933; Marianne'm
Dleri), Fantasio, On ne badine pas avec lamour (Akla aka Yaplmaz), Lorenzaccio
(1834) Le Chandeliee (1835; amdanc); iirleri les Nuits (1835-37; Geceler) otobiyografik
bir roman da la Lonfession d'un enfant du sicle (1836; Bir a ocuunun tiraf) adyla
yaymlanmtr.
F r a n z L is z t
(1811-1886) Macar piyano virtz ve besteci. nemli kompozisyonlar arasnda 13
senfonik iir, 2 piyano konertosu, dinsel koro yaptlar, Macar rapsodileri ve eitli solo
piyano paralar yer alr. Sekiz yanda beste yapmaya balam ve dokuz yandayken
konser piyanisti olarak sahneye kmtr. Zamannn en byk piyano virtz olan
Liszt piyano alma tekniinde devrim yapm, bugn bilinen biimiyle "piyano resi
ta lin i yaratmtr.
M ir a b e a u (K o n t u )
Asl ad Honor-Gabriel Riqueti (1749-1791); Fransz siyaseti ve hatip. Fransz
Devrimi'nin balarnda lkeyi yneten Ulusal Meclis'in en etkili yelerinden biri olarak
anayasal monariyi savunmutur.
Sevgilisi "Sophie" Monier markizi M arie-Thrse-Richard'la Hollanda'ya kat.
Zina ve kadn karma sularndan lme mahkum edildiyse de bu m ahkumiyeti
gereklemedi. Vincennes atosu'nda Lettres Sophie (Sophie'ye Mektuplar) ve Des let
tres de cachet et de prisons d'tat (Lettres de Cachet'ler ve Hapishaneleri) adl yaptlarn
yazd. br iki yapt, Prusya monarisi ve Berlir Saray'nn tarihi zerinedir.
Sten dh al
Asl ad Marie-Henri Beyle (1783-1842) 18. yzyln nde gelen romanclarndan.
Krmz ve Siyah, Parma Manastr gibi nl romanlarn yazar. Hep geleneksel bir mutlu
luk peinde olan Stendhal buna bir trl ulaamad. Duygusal adan ailesinden,
dnsel adan da burjuvaziden kopan ve lkeden lkeye, otelden otele dolap srekli
yeni takma adlarla yazan Stendhal'in ruhsal arayn belki de en iyi tanmlayan,
Baudelaire'in kulland anlamdaki dandysme'dir.

C o g t o , B a h a r '9 5

337

Yazarlar Hakknda

Paul Eluard
Asl ad Eugne Grindel (1895-1952), Fransz air; gerekstclk akmnn kuru
cularndan ve 20. yzyln nde gelen lirik airlerinden. Andr Breton, P. Soupault ve
Louis Aragon gibi gerekstclerle ayn dnemi paylat.
G A L A (H e l e n a D i m i t r i e v n a D i a k o n a v a )

Paul Eluard ile Aralk 1912'de her ikisi de, 17 yalarndayken, tberkloz tedavisi
grdkleri bir svire sanatoryumunda tantlar. ubat 1917'de evlendiler; 1918'de
kzlar Cecil dodu; 1929'da ayrldlar. Mektuplamalar P. Eluard'n lmnden drt
yl ncesine (1948) kadar srd.
M eh m et A tak
1960'da Balkesir'de dodu. Maarif Koleji ve Dokuz Eyll niversitesi Grnt
Sanatlar Blm'n bitirdi. eitli dergilere, eletiri, inceleme-aratrma, rportaj,
makale, deneme, portre ve iir yazd. Ayrca tiyatro ve sinemada oyuncu, dramaturg,
senarist, ynetmen yardm cs olarak alt. Halen Evrensel gazetesi Kltr-Sanat
servisinde grev yapmaktadr.
M eh m et E rgven
1947'de dodu. Mnih Devlet Akademisi'nde nce an, sonra da opera rejisrl
konusunda eitim grdkten sonra (1969-1977) Trkiye'ye dnd. eitli yayn organ
larnda edebiyat, resim, mzik arlkl deneme, inceleme ve evirileriyle ne kan
Ergven 1982'de Gsteri Deneme dln kazand. Bu yl (1991), en iyi tiyatro ynet
meni dl alan yazarn ilk kitab resim ve mzik yazlarn toplad Sesle Renk
Arasnda (1990), ikinci kitab Mavi Sakal Hakl ve Yoruma Doru'dur.
U ur K rden
1934'te orum'da dodu. T naat Fakltesi'ni bitirdi (1958). 1961-1966 yllar
arasnda Paris'te proje mhendisi olarak grev yapt. 1975-1978 aralnda Politika
gazetesine yazd d politika yorumlarn 1979'da bir kitapta, denemelerini 1985-1995
arasnda yaymlad be kitapta toplad. Bunlardan biri Seslerin Resmi adyla YKY'da
yaymland. Yaklak iki yldr Cumhuriyet gazetesinde haftalk ke yazlar yazmak
tadr.
K R A R G IN
1961 ylnda dodu. Ege niversitesi Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm'n bitir
di. Halen Kltrel Sosyoloji alannda almalar yapyor.
A h m et S o y sa l
1957'de dodu. Ulusal ve uluslararas kurumd felsefe almalarna katklar olan
aratrmaclarmzdandr. Uluslararas fenomenoloji dergisi Alter'in ilk iki saysnda
Husserl, Heidegger ve Levinas' konu alan yazlar yaymland. 1982'den bu yana Beyaz
adl derginin yayn kurulu yesi. Bu dergide, felsefe yazlar ve ada dnrlerden
evirileri yaymland.
338

C o g t o , B a h a r '9 5

Yazarlar Hakknda

E m m a n u e l L e v in a s
1906'da Kaunas'ta (Litvanya) dodu. Orta renimini Litvanya ve Rusya'da grd.
1923'den 1930'a kadar Strasbourg'da felsefe okudu. 1928-1929 aras, Freiburg'da Husserl
ve Heidegger'in derslerini izledi. 1930'da Fransz vatanda oldu. Poitiers'de (1964), Paris-Nanterre'de (1967), Sorbonne'da (1973) profesrlk yapt. Balca yaptlar: Thorie de
l'intuition dans la Phnomnologie de Husserl (1930) (Husserl'in Fenomenolojinde Sezgi
Kuram), De l'Existence lExistant (1947) Varolutan Varolana); En dcouvrant l'existence
avec Husserl et Heidegger (1949) (Husserl ve Heidegger ile Varoluu Tanrken), Totalit et
Infini. Essai sur l'extriorit (1961) (Btnlk ve Sonsuz. Dsallk zerine nceleme), Aut
rement Qu'tre, ou Au-del de VEssence (1974) (Drt Talmud Okumas), De Dieu qui vient
l'ide (1982) (Fikre Gelen Tanrya Dair); Hors Sujet (1987) (zne-d).
G ra rd G en ette
Fransz yazar ve eitimci. 1930'da Paris'te dodu. Ecole Normale Suprieure'de
renim grd. Edebiyat doenti olduktan sonra 1956'dan 1963'e kadar Mans'de dersler
verdi. Potique adl derginin yayn kurulunda bulundu; Tzvetan Todorov ile ayn adl
yayn dizisini ynetti. 1966-1987 dneminde yaymlanm yedi alan aratrmas vardr.
F r a n c e s c o G a b r ie l i
talyan bilimadam. 1904'te dodu. Roma niversitesi'nde Arap Dili ve Edebiyat
profesr olarak alt. Aratrmalarn slam dini, siyaset tarihi, sanatsal deerler
erevesinde, Arap ve ran Edebiyat zerinde younlatrd. II Califfatodi Hishom (1935),
Storia e Civilit Musulmana (1947), Storia della Letteratura arabo (1952), Del Mondo dell'lslam
(1953), Storici arabi delle crociate (1957) nemli aratrmalar arasnda yer alr.
C N E Y T A K A L IN
1961'de stanbul'da dodu. Galatasaray Lisesi'ni ve A Siyasal Bilgiler Fakltesi'ni
bitirdi. Yaync, gazeteci, evirmen olarak alt. ngilizce ve Franszcadan 10 kadar
kitab Trkeye kazandrd.
M erve E rol
27 Kasm 1975'de zm it'te dodu. Orta ve lise renimini zm it'te tamamlad.
Halen Marmara niversitesi Gazetecilik Blm'nde okuyor, radyo programlarn
srdyor ve haftalk Express dergisinde yazyor.
M T B a YAZOLU
1953'te dodu. Gazeteci. Halen Express dergisinde alyor.

C o g t o , B a h a r '9 5

339

Yap Kredi Yaynlar'ndan


Bir entelektelin yaamna bak...

Paul Ricoeur, Eletiri


ve n a n ta , kiisel v e
e n te l e k t e l y a a m n
a r p c y a n la ry la
s u n u y o r o k u rla rn a:
z e l y a a m n , aile sin i,
e sir k a m p la r n d a
g e i rd i i yllar
a n la ty o r , F ran sa'd a n
A B D 'y e u z a n a n

, M e W * ' R,al

evren-

r e t i m se r v e n i n d e k i
d e n e y i m l e r i n e deiniyor, z e r i n d e d n c e r e tti i
m e ta f iz ik , p sik a n a liz ,
y o r u m b i l im , e t ik , laiklik,
v a ro lu ve l m g i b i k on ular
y e n i d e n y o r u m lu y o r .
eviren : M e h m et Rifat

264 sayfa, 17 T L

/ a p K r e d i Y a y n la r

Y A P I K R E D Y A Y IN L A R I K T A B E V L E R S T A N B U L : Galatasaray 212 252 47 00 / 502 Kadky 216 337 72 04

ZMR: 232 441 82 90 A N KAR A: 312 435 85 94 E -P O S T A ykykultur@ykykultur.com.tr


W E B S T E S www.ykykultur.com.tr - http://twitter.com/YkyHaber N T E R N E T S A T I http://alisveris.yapikredi.com.tr
YAPI KRED KLTR S AN A T YAYINCILIK T C . VE SAN. A.. 212 252 47 00

<^>YapKredi
K ltr Sanat Yaync

Yap Kredi Yaynlar'ndar


Ucubeleri nasl bilirsiniz?

PIERR

P ie rre A n c e t ,
U cube Bedenlerin
F enom enolojisi'nde, o n
d o k u z u n c u y z y l n
bilim s el t e r a t o l o j i
d eneylerinden
u c u b e le r in
n e s n e l e ti r i l e r e k m e ra k l
g z l e r e su nu ld u u
panayrlara k a d a r , g e e n
y z y l la rd a u c u b e n i n
nasl a l g la n d n a
d e i n iy o r P si k a n a l iz ve
f e n o m e n o l o j i n i n n d a,
g n m z d e i e r i k d e i tire n
bu a lg n n z m l e n m e s i n e
o d a k la n y o r.
eviren : Ersel T o p ra k te p e

180 sayfa,

12 T L

^ v s e ^ 0 ^ 3^
evU0-

cogito
Enis B atur Ak ze rin e M araz Bir D enem e Daha
N erm i U ygur
A y fe r T u n /
etin A lta n 'la Sylei
A rtu n nsal
Sevin Okyay
Selim ile ri
G rkal A ylan
M . M u k a d d e r Y akup o lu
H srev H atem i
K o rk u t Y altkaya
lan D. S u ttie
H a lil G khan
Y ld rm Trker
Cem Aka
Tom ris Uyar
H u lki A k tu n
skender Pala
b ra h im A gh ubuku
K anuni S u lta n Sleym an
Erzurum lu b ra h im Hakk Efendi
ibn Hazm
ilh a n G ngren
Ihara Saikaku
Ksemendra
Denis de R ougem ont
Georg Sim m el
Lucien Febvre
Sren Kierkegaard
N ikla s Luhm ann
J r m e -A n to in e Rony

IS S N 1 3 0 0 - 2 8 8 0 - 0 4

Sevgi, Sevgi, Sevgi


Ak iy id ir Bak / D u yu m u n u A rtrr insann

Stendhal
Paul Eluard
Gala
M e h m e t A ta k
M e h m e t Ergven

U ur Kkden
kr A rg n
A h m e t Soysal
Em m anuel Levinas
G rard G enette

Aka D air
A k Klesi
K adn, Ak
"Ak G elicek C m le Eksikler B ite rm i . Biz Niye Eksiiz Abi?"
N ie tzsch e ve B ataille'da V a ro lu , A k ve lm
Love T h a t N ever Told Can Be
Aka D irim b ilim s e l Yaklam
A k ve N e fre tin K kenleri
S an a tn n B ir k O larak in tih a n
Ecinsel Akn evresinde
Ak = f (K aranlk)
A k ve Sevda zerine e itle m ele r
A kn A kn l ya da O rta d o u lu B ir E rotom an zerine N o tla r
h M in e 'l-A k
T a s a v v u f ve Sevgi
E m p e ryal" Bir Ak iiri
" o u lcu Bir Ak Belgesi"
A k'n H alleri
U za k -D o u K lt r n n B ir K la si i: Kama Sutra
Be A k K adm 'ndan
Y o s m a n n El Kitab
A k ve Sava
A k ze rin e Paralar
N a va rra K raliesi
R egine'ye M e k tu p la r
A k ve E vlilik: o alm ann D nyaps
T u tk u -A k
H o n o r de B alzac'tan M ad a m de B erny'ye
V o lta ire 'd e n M e k tu p la r
D id e ro t'd a n M e k tu p la r
N a p o l o n B o n a p a rte 'ta n J o s e p h in e e
G eorge Sand ve M usset
L is zt'te n M arie d 'A g o u lt'y a
M ira b e a u dan S ophie'ye
A k st n e
G ala'ya M e k tu p la r
Paul E luard'a M e k tu p la r
Erksan S inem asnda Akn T u tku O larak Tezahr
T rista n ve Isolde ya da l m c l Eros

A u s c h w itz Bir K urum m u?


Felsefe ocuk O yunca" O lm al
E m m a n ue l Levinas zerine
E tik ve S onsuz: Yz
Y a z n b ilim ve E stetik
Francesco G abrieli Friedrich II ve M s l m a n K lt r
C neyt A kaln Sar Krm z Siyah Beyaz
M erve Erol E rg d e r Y olda: Bir P ortre D enem esi
m it Bayazolu E rg d e r Yolda' "K u rta rm a k ta n V a zg e tile r

Fiyat: 15 TL

You might also like