Professional Documents
Culture Documents
ROV-EV
M att R id ley, K zl
K ra lied e, an tro p olo ji
ve z o o lo jin in
oluturduu arkaplanda
o k zen g in rnek lerle
Evrim T e o risi ne ve
zellikle cin sel evrim e
m
VcesoV
e v u eV-
Y a p K re d i Y a y n la r
V q l l l l f P O fl
U IIV I C III
_
Ak
Say: 4 Bahar, 1995
Fotoraflar:
Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Arivi
H a l il T a d e l e n
Yazma Adresi:
Genel Mdr:
T la y G n g en
Dergi Editr:
A s l ih a n D in
COGTO
G ven T u ra n , M eh m e t U l u se l ,
M u r a t B e l g e , S a m h R f a t ,
I IK M E K
Grafik Tasarm:
F a r u k U l a y , N a h Id e D k e l
Yayn Sekreteri:
G l a y K a n d e m r
Bu
SA Y ID A :
Ak ve lm
47 H sr ev H a t e m Love That Never Told Can Be
52 K o r k u t Y a l tk a y a A ka Dirimbilimsel Yaklam
57 Ia n D. Suttie A k ve Nefretin Kkenleri
59 H a l l G k h a n Sanatnn Bir k Olarak ntihar
61 Y il d ir im T rker Ecinsel Akn evresinde
65 C e m A ka A k = / (Karanlk)
71 T o m r s U ya r A k ve Sevda zerine eitlemeler
75 H u l k A k tu n A kn Akm l ya da Ortadoulu Bir Erotoman
zerine Notlar
81 sk end er Pa l a h M ine'l-Ak
103 Ib r a h m A g h u b u k u Tasavvuf ve Sevgi
113 K a n u n Su l t a n S l e y m a n "Emperyal" Bir A k iiri
i9
I b n H a z m Ak'm H a lle ri
125
130
I h a r a Sa ik a k u Be Ak Kadm'ndan
139
K s e m e n d r a Yosmann El Kitab
147
D e n is d e R o u g e m o n t Ak ve Sava
13
189
L u c i e n F eb v r e N avarra Kraliesi
2 14
S r e n K ie r k e g a a r d Regine'ye Mektuplar
217
225
J r m e -A n t o in e R o n y T u tk u -A k
231
233
Voltaire'den Mektuplar
235
Diderot'dan Mektuplar
238
243
246
248
Mirabeau'dan Sophie'ye
251
S t e n d h a l Ak s t n e
255
P a u l E l u a r d Gala'ya Mektuplar
268
271
279
287
294
298
300
E m m a n u e l L e v in a s E tik v e Sonsu z: Y z
303
G r a r d G e n e t t e Yazmbilim ve Estetik
310
320
327
329
332
Y a z a r l a r H a k k in d a
A k U z e r n e
M a r a z B r D e n e m e D a h a
o g t o ,
B a h a r '95
Enis Batur
una gre: Salk snrm am, o ereveden tam sevgi trne Ak diyorum ben. Karlkl
duygular dengesi bozulmu, zihnin ve gvdenin elektrik yk iyiden iyiye artm, izan erevesi
dalm, iddet trmanmaya koyulmutur. Ak, kiiye varoluunun ularm anmsatr ve lm
gdsn devreye sokar: ift'in tek'i kendisini (Pavese), eini (Carmen), kendisini ve eini (Kleist) yok etme eiine dayanmtr. Eik her zaman almaz belki; eie her zaman dayanlr. >lslnda: Kansz ak yoktur. Akmas gerekmez kann, kaynama noktasna ulamas gerekir bir tek:
Orada, o anda gvdenin kimyasal dengesi hepten deiir ve Zihin srmeye balar: Younlama
lar, taknaklar, mant tersyz eden bir karar politikas egemendir artk. Akn (n) gznn
grmedii doru deildir: Doru olan, onun baka birey grmedii, baka bir noktaya bakmad
dr.
III
ktidar ilikisinin en fazla sivrildii, ypratc yanlarnn en belirgin formlar ald alanla
rn banda gelir Ak. Grnte, bir efendi/kul kutuplamasnda yol alnmaktadr, oysa efendi
nin her an kula, kulun her an efendiye dnebilecei bir eksen zerinde ini-k erisini izer
'kahramanlar'. Partnerlerin rollerine aldanmamak gerekir: Hkmran nerede boyun eer, maz
lum nerede dikilir kimse kestiremez. Uca ekilen, itilen, orada duran ve bekleyen ylesine g ka
zanr ki, istediinde karsndakini bkebilir, hatta eritebilir de. Byk, zorlu ak rneklerinin
hepsinde rollerin bir evreden sonra ters dndne, atein yn deitirerek yakann yand, ya
nann klnden yeniden doduu bir durum yaandna tank olunur: Karlkl ak, her za
man karlkl, bulac, yaylmac bir yangn demeye gelmitir. Tek tarafl ak, zaten ak deildir:
teki'yle tamamlanma arayndan te, kendi kendini bulamama gzerghdr: Bir som yanlg,
bir som yanlsama.
IV
Mutsuz akn tarihi, kald ki, A kn tek tarafllna deil, karlkllnn gereklemesi
nin engellenmesine dayanr hep. Eriememenin, buluamamann, yanyana gelemeyiin binbir e
itlemesi kar karmza: Hayat gelir dmn kurar btn yklerde, biribirine doru yol al
maya kan klarn yrnge tabakalarn krar, sapmalar rgtler ve bir yana ekilip, Calvino'nun deyiiyle apraz yazglarn izler. Efsane her zaman gerilim istemitir. Hikyenin askda
kalmas, kavuma annn ertelenmesi ya da yitmesi iin durmadan yeni denklemler ne srlr,
tki trajik odak belirler bireyin yaam akn: Ak ve lm. kisinin de ayrmas beklenmitir.
alar boyu, Ak'a bakn temel yasas olarak kalmtr bu: Biraraya gelindiinde Ak lmeye
balayacaktr.
Toplumsal dzenler, hangi evrelerine baklrsa baklsn, bu trden bir sonu-yorum ile ku
atmlardr bireyleri. Mutsuz ak, ak olarak yaayp gitme ansn tam; mutlu ak, Ak'n
lmn hazrlamtr.
Onlar ermi muradna - o noktada biter her hikye: Mutlu akn anlatlmaya deer bir yan
bulunamamtr.
Anlatldnda, Ak'n ar ar ya da hzla eriyiinin konu edildiini gryoruz: iftler,
ama birlikte ama ayr ayr, mutlu ak zmlerdir. Shakespeare'de de byledir bu, Balzac'da da.
o g t o ,
B a h a r '95
V
Mutsuz akn destansl, zde, trajik ekirdeiyle balantl biimde ne kar. Gene de,
ayrntlar yabana atmamak gerekir: Hemen hep ayrlk motifi ar bastna gre, aralar etkili
olacaktr: Bekleyi, klsik dnemlerde mektuplamay (Hugo ile Juliette arasndaki yazma yak
lak 20 bin gnderiden oluur), asr zamanlarda telefonu devreye sokar: Mesafe, akn en salam
sigortas olarak grnr.
Cinsellik dzleminde de. Erkek aram, kadn bulunmay beklemitir. Gvde(ler) almaz,
durdurulur. Haz zaman gelecektir. Arada, kzma sreci yaanr: Kskan zihin yanar, tutuur,
an gelir yakar, tututurur: mgelem, dnme dolap gibi hzla merkezinin etrafnda dnmeye koyu
lur. Sonra yorgun der. Burada da mesafe simgeleri iler, k fetilerden medet umar: Sa teli,
mendil, elyazs mknats gibi eker onu: Erotizmin anahtar nesneleri.
VI
Mutsuz akn diyalektii, konuyu kapal bir alana srklemitir. Gvdenin kefi ve fethi
balamnda farkl deildir yorum trleri. Cinsellik oalmayla zdeletirilmi, D inlerin ve Aile'nin oalma arzularnn sonu-edimine indirgenmitir. Ak, erotizmi gsterir: Bir tek teki'!
istemekle yetinme, kendini de iste. Gvdeleraras ilikide temas teet'e ayarlanr bylece: stek,
istek olarak kalabilmek iin doyumdan olabildiince uzak tutulur.
nce keif gelir. Keif, uzun bir hazrlk, zenli bir bak, ar ar gelien bir yaylma hare
kt demeye gelir. Cinselliin hedefi soyuttur, yetkin gvdeyi biimlendirir imgelem haritasnda.
Erotizmin beslendii Ak, arzalan sever, hatta yceltir: Hedefi nesnellikten bsbtn uzakla
mtr.
XX. Seminer'in "Jakobsona balkl seansn bitirirken, bir yl ncesine de gnderme ya
parak, bir kadna yazd mektuptaki yazmsal srme nedeniyle bykaltndan kendisine ecinsel
olduunu im edenlere "geen yl dedikti ya" der Lacan: "nsan sevdi mi, seks szkonusu deil
dir. "
VII
Lacan'n sz, akn cinsellikle kaynatrld perspektiflere skender klc gibi iner. ar
tc bir yan yoktur oysa, bu nermede: Btn klsik ltler gelir szkonusu ayrm dorular.
Yalnzca kavuamamann, buluamamann yol at bir kopu deildir stelik bu; ters kutupta,
kavumann ve bulumann durmadan tekrarland, kefe vakit brakmayan fethin esas oldu
u rneklerde de kopu geerlidir: Ne Casanova ak yaama hakkna sahip olabilmitir, ne de
Don Jan ya da Acquitaine dk Guillaume: teki'/ bulamamann temel gerekesi kendini
gzden kaybetmektir.
Erotizm vakit, sabr, emek isteyen tutku kltr. Musil'in "Niteliksiz Adam"n merkezin
de, Ulrich-Agatha iftinin srad ilikilerinde snrlarna k tuttuu teet mant. Orada ege
men fiiller deiir: Dokunmak, demek, bakmak ince ayar ister. Bir baka denememde deinmi
tim, Musil'in kediler konusundaki gzlemine: iftleme mevsimi gelip getiinde, biribirilerinden hepten uzaklamazlar, gz mesafesinden uzaklamakszn yeni konumlar seerler. Sonra, ge
ne, yaknlaacaklardr.
Klasik ller byle de, adalarnki farkl m? Bat Avrupa'da yaplan bir aratrma, g
nmz insannn Ak' hayvan ve spor tutkusunun, meslek ve serven tutkusunun hizasna koy
duunu gsteriyor. Mellden yorgun modernler Tutku'yu "coku" ve "nee"yle zde sayyor
C
o g t o ,
B a h a r '95
Enis Batur
lar. Ak, artk kan ve gzya ile yorulan bir imge olmaktan kyor. nsanlar onu yaamak isti
yorlar. Onunla yaamak. Hayatn bir olanaksz saymaktan yana deiller Ak'.
Onun olabilirlik pay ne, peki?
Bu olabilirliin ifade edilme pay var m?
VIII
an Ak'a ykledii ehre bsbtn deimi deil elbette: Ak, onu douran nedensiz
heyecana (Sartre bile "by" saymtr heyecan), onu youran tutku gizilgcne bal bir de
imezlik ierir bir yandan. Koullarn, toplumsal balamn, ideolojik rgnn deimesiyle de
iemeyen bir mayas olduu bellidir. "Mutsuz akn tarihi"nin yazlmasnda kesintiye rastlan
mamas bundandr.
kfe Nihal, Domani dalarnda, sevdii adam gen yata yitirmi olaanst gzellik
te, btn erkeklerin etrafnda pervane gibi dnd bir kadnn yksn derlemitir. Hibir ta
libine dnp bakmayacaktr o kadn: "Arslan yatan yere ben kpek balayamam", demitir.
Bir kere daha Aragon'u aracam: Ak, bize g veren tek zgrlk yitimidir".
Binbir rnekten bir bakas: Valyum Dnencesi'di? ( 19 9 1 ) trajik tutkusunu kaleme alan
Patricia Finaly. 1964 te sinema ynetmeni Labarthe'la karlar, yedi yl sren akl ilikileri bit
tiinde, o gn bugn sren karabasan balar: Uyku tedavileri, psikanaliz seanslar, sakinle
tiriciler, hipnoz tedavisi ie yaramaz: "XX. yzylda, hekimler hl ak acsn dindirebilecek bir
hap yaratamadlar, sz yirmi yldr hayalet gibi yaayan ve durmadan Labarthe' takip eden,
herkesi ona telefon etmeye zorlayan, olup bitenlerden hibir pimanlk duymayan Finaly'ye ait.
IX
Bir yandan da, kendisini kuatan btn engellerin iinden geip srekliliini, daha do
rusu sessiz srekliliini kazanmann yolunu arar Ak.
Yeryznde, balam, sonunu getirmi pek ok ak hikyesi yaanm olsa gerektir.
Balam ve bitmi aklar dpedz sradan hikyelerdir aslnda. Kimi zlerek, bozgunla;
kimi zensizlikten, yorularak; kimi de trplenip ehliletirilerek, kurumsal fanuslar iinde silinip
gitmitir.
Zorlu olan: Kii'nin kendi iindeki Ak' yaatmay bilmesidir phesiz.
Daha da zorlu olan: ki kiinin, karlkl, gnden gne ayn Ak' beslemeleri, Tutkuya
yaama hakk vermeleridir.
Toplumbilimci Jean Duvignaud, "Kiisel hayatta olsun, toplumsal hayatta olsun, Tutku,
bir koputur" diyor: "Kltrel, dinsel, siyasal ve toplumsal kodlara diklenen bir krlma, genel
yaplarn uyumunu bozan bir korku kaynadr Tutku - sistemler iin".
nsan, tutkularna gsterdii zen ve ballk orannda kendi kendisini gerekletirme
snrna yaklaabilir, onu geniletebilir.
Daha, diyebilmek ok nemlidir.
Enis Batur
o g t o ,
B a h a r '95
Se v g , Se v g , S e v g
Nermi Uygur
Yaam, lm, bilgi, dostluk, insan, toplum, kltr, evren, zaman, dnce, mutlu
luk gibi en varlksal szcklerimizde topalanan trl trl sorunlarn ana-kavram "sev
gi". Akllara durgunluk veren neminin, belki de, en gzel gerekesi bu.
te bu nedenle sevgiyi, yle azck yakndan bilip renmeye giritiimizde her
yerde: birok nde gelen yaama ve dnme kavramn, iyice anlayp aklamaya giri
mek zorundayz. yle de, bunlar da anlayp aklamaya giriince, sevgi kavramna, bu
kavramda yansyan yansmayan hereyin en ilerine gitmek zorundayz.
X-
Nermi Uygur
*
Sevgi'yi en iyi inceleyen alan: sanattr, bilimdir, felsefedir - ite bu trden kesip at
malara (daha sert bir nitelemeye gerek yok, ne de olsa) bo savlar deyip geme eilimindeyim. ok sayda yanda bulsa da, pek ilgimi ekmiyor byle gevezelikler.
yle ya, "sevgi"yi mi, - hangi "sevgi"yi? "En iyi" mi, - hangi anlamda "en iyi"?
Sanat m, - trl trl sanatlar var, hangisi, nasl, dahas hangi sanat? "Bilim" mi, - Bi
yoloji, Fizyoloji, Psikoloji, Psikiyatri, Sosyoloji gibi bilimlerden hangisi? Felsefe mi, nerde sakl byle bir felsefe?
Savlarn yolat btn bu sorular, hadi giderdik diyelim, - "inceleme" dediimiz
de ne tr bir bilgi, ne tr bir etkenlik? Onu da zmlediimizi varsayalm, - gerekten
gerekli mi sevgiyi incelemek.
*
Bir bakma, koklana koklana solmu bir iek sevgi. Canlanmas iin gerekten se
venlerin, seven sanatlarn, seven dnrlerin, seven bilimadamlarnn, seven yazarla
rn yemyeil katklar gerekiyor.
Mitolojiler ile dinler, hem Tanr okluuna hem Tanr tekliine dayanan inanlar
ve uygulamalar, dnp dolap hep sevgi dorultusunda toplamakta insanlar: sevgi'ler
sunuyorlar yandalarna, sevgi'lerle balyorlar kendilerine.
Din'in Mitoloji'nin, oldumolas varolma-pmar sevgi. Azck yaklamaya gr, ala
y kulaklarnda. ylesine ekici bir g ki sevgi, korkuya dayanan inanlar bile, bir yer
den sonra rtbas edilen tutarszlklara, zorlama yorumlara, isteksiz dzenlemelere bavursalar bile, sevgi'ye dayandrp sevgi'yle pekitirmeye alyorlar varolularn.
*
nermelerinde, anlatmlarnda, akl yrtmelerinde, kuramlarnda sevgiye yer a
mayan felsefeler, bilimler snrl kapsaml bir gereklikten teye uzanamyorlar. Aktan
aa sz edilmese de: metafizikler, ahlak felsefeleri, toplum retileri, psikoloji varsa
ymlar, psikiyatri saaltma tutamaklar, ekonomi ynergeleri, eitimbilim yntemleri, daha nice bilimler, felsefeler, teknikler, mantk-bilgi-uygulama oluumlar, en canalc
yerlerinde, sevgi'den almakta hzn baarsn. Birbirine akraba, birbirine kart d
nrler, bilginler, eylemciler: Platon'lar, Augustinus'lar, Hume'lar, Schopenhauer'ler,
Marx'lar, Freud'lar, Jung'lar, Reich'lar, sevgi'nin kmldatc gcnden derledikleri esin
le rgtlyorlar yaptlarn.
10
o g t o ,
B a h a r '95
Ressam iin resim, heykelci iin heykel, mziki iin mzik nasl gerekteki ve ta
unrmdaki tm yaam doldurursa, seven iin de sevgi gerekteki ve tasarmdaki tm
yaam doldurur.
*
Resim, heykel, iir, mzik, roman, yk, sylence gibi sanatlara dklemeyen sev
giler, kurumaya yztutmu derecikler gibidir.
*
iiri, roman, masal, yks, sahne oyunlaryla, Dou'dan Bat'ya, Kuzey'den Gey'e, her yazn, byk lde, sevgi dolaynda rglenmekte.
nsann zyle zde kld kadn erkek kahramanlar dalga dalga akmakta ge
miten gnmze, imdilerden sonralara dil dil, toplum toplum, kuak kuak, insan in
san. Hangibirisini anacaksn, saymakla tkenesi ey mi sevgi tayclar? Syleilerle,
anlatlar, aklamalar, genellemeler, incelemelerle hep yeniden yaanmakta sevgi; lenhzn, ac-tatl, hep yeniden yaanmakta sevgi.
*
Sevgi'nin en ok artrd: istek ve zlem. Bir insana, bir canlya, bir nesneye,
bir olaya ynelmek; bu ynelii, zvarlk bakmndan deerli ve nemli diye alglayp
yaamak; bu varlksal ilikiyi yitirmemek kaygsyla hibir zveriden geri durmamak
var bu istek ve zlemde.
*
Doarken etimiz kemiimizle sevgi ile, yatknlk dorultusunda bile olsa, sevgi ile
birlikte domasaydk, sonradan sevgi diye donatlm kapsaml ve arlkl bir gereklik
ortaya kabilir miydi?
o g t o ,
B a h a r '95
11
Nermi Uygur
*
Tasarlanabilecek hereyle, ama var ama yok, hereyle sevgi balantlar kurabilir
insan.
Sevenin sevdii baka bir insansa sevgili'dir o. Teniyle canyla bir btn olan insa
nn eriebileceim her yerini (el, bilek, ayak, yz, burun, boyun, bacak, topuk) vcudun
sokulabileceim heryerini, bir bir, ayr ayr sevgi oda yapabilirim. Uzak yakn bildik
yabanc, tm canl cansz, yapma doal nesneler iin geerli bu. Kimi arabasna, kimi
evine, kimi bahesine dkn. Bazan rtbas etse bile, herkes sevdiini yce bellemi,
herkesin sevdii, kendisi iin, geici ya da srekli kutsaldr.
*
Gzard edemeyeceimiz birey var: hep sevgi, sevgi, diyoruz ama, nnde sonun
da hep insan asndan bakyoruz sevgiye. Oysa sevgi: insan-dnyasm sarp sarmalasa
da, tm canllarn da z gereklii. Bitki, hayvan, tm canl kuaklarn tr tr kmlda
tan ba sevgi.
*
Yalnzca dlleme, iftleme, dourma ynnden deil, tr ne olursa olsun, canl
larn, hepsini birarada-tutma ynnden, sevgi olmasayd hibiri varolmazd. Nice tart
malara yolasa da, maddenin iyaps, gkcisimlerinin birbirini ekmesi, tek tek varlk
larn yanyana srp gitmesi, ne yana dnsek, hereyi, ama hereyi batan beri ayakta
tutan sevgi'dir, diyesim geliyor. Gelip geici bir izlenim deil bu; aklmn, gnlmn kmldatc esi bu.
*
Szcn en geni anlamnda sevgi, salt bir doa gereklii olsayd, hibir yapp
etmemize gerek duymadan srdrrd gerekliini: Doa vergisini, doann donatt
yatknl, insan akimn elinin bezemesiyle salanan bir insan baarsdr sevgi. zne z
g gzellii de burda.
*
Canl trlerinin srp gitmesini olanakl klan sevgiyi de katn, pekok sevgi, m
zik gibi bir insan yaratsdr. Olmasa da olurdu, olmadan da olabilirdi belki. yle de, insan-toplum-tarih-kltr evrenimiz mziksiz ne olursa yle olurdu kukusuz.
Mziksiz yaayanlar, szmona yaayanlar, gnl, kulak yoksunlar onlar - aasamayla demiyorum bunu, onlar da sevgilim, onlar adna zldm iin byle deyi
verdim ite. Sevgi yoksunlarna gelince, tm varlk ynnden yoksul mu yoksul onlar.
*
Doay bunca seviyorum, yleyse o da azck beni sevsin, dorultusunda bir akl
yrtmeye, ak-seik dile getirilmese bile, sk sk rastlasam da, bir trl akl erdiremi
yorum.
Doa: kimseyi sevmez, kimseden tiksinmez de. Herkes eittir onda. Hayal edileme
yecek genilikte zamanlar, uzaylar ieren bir sre doa. Hereyin, hereyin bu srece
uygun gnbirlik bir varl var. Sevme, sevmeme bu sre iindeki baz canllara zel
likle insanlara zg duygular, eylemler, atlmlar, cokular, ekinmeler, stnlkler, du
yarszlklar. insanlar kii kii, topluluk topluluk, yaayp gidiyor bu srete.
*
12
C o g t o , B a h a r '95
varsa, epeevre sevgi de, olanca cokulu fkr ile en tatl pekimesini hep cinsel
sevgiden alsa bile, epeevre sevgi cinsel sevgiyle o denli rtebilir.
X-
gdsel kvaml grnen sevgiyi ap sevgi sevgi genileten her sevgi, doada
varsaydmz, o szcn en gzel anlamnda "ilkel" denebilecek sev ^-balanglar
nn, dolaysyla doann pekok tesine gemitir.
X-
Severken yaayan, yaarken seven iin en nemli ey: bakalar ayrdna varmasa
da, dile getirilemeyen kk ayrntlardr. (Ah, ayrntlar!) Hertrl biimsellikten te,
sevgiye, yani yaama z kazandran elerdir ayrntlar.
*
Savalar, acmaszlklar, saldrganlklar alm yrm olsa bile, insann varolduu
heryerde sevgi de gsterir kendini, ama az ama ok.
Sevgi insandan olma, insan sevgiden kopamama. Her ikisinin kkenleri daha de
rinlere gitse de gerek bu.
X-
Kavutuun ey, kii gerekten sevmediin birey, bir kiiyse, ksack bir sre son
ra, olanca anlamn yitirir senin iin.
Kavusan da, bitmek tkenmek bilmez sevdiin ey, sevdiin kii.
*
Sevgiyi nce biriktir, sonra harcarsm, - yok yle ey! Birikir harcanr trden deil
nk. Zorlamal bir yaktrmayla, bylesi trden saysak bile, birikirken biriktirmeden
harcanan, harcanrken harcandka biriken bir gereklik o.
X-
Dzmece sevginin kendine zg yazgs var: ksa srede ya sen onu yer bitirirsin,
ya o seni yer bitirir.
X-
o g it o ,
B a h a r '95
13
Nermi Uygur
*
Sevgisizlik mutsuz klyor, sevgimizle mutlu deiliz.
*
Bir sevgiye ilikin aclar, ancak daha baskn bir sevgi-mutluluu rtebilir.
*
Tam sevginin ne olduunu ne olmadn renir gibi oluyorsun, bir de ne gresin:
sevecek zamann kalmam artk.
*
Bo bir szck, akl kartran bir kavram, skc bir savsata, oyalyc bir kuruntu
olabilir sevgi. Kaldrp at, yleyse. Attk, diyelim. Onun yerine ne koyacaz, peki?
*
Sevgi, gelmi gemi en byk yalan olabilir - ilk yalan, ba yalan. Olsun! yle ya
da byle, onsuz olmuyor, onsuz olmaz.
*
Bir kez ondan yana dndn m yzn, yazgn belli artk: Sevgi, topraks bir hey
kel. Gelip kracaklar o heykeli. Sen de hep yeniden yourup yapacaksn.
Hep sevgi, sevgi, - ak nerde, peki?
14
o g t o ,
B a h a r '95
"Ak" benim iin, hereyden nce, dil'de. Yzyllardan beri dillerde, gnmzde
de ok kiinin dilinde.
Dargn falan deilim ak'a; tam tersine, ak'la anlatlmak istenen pekok eyle be
nim iim; zm zlemim, aklm gnlm orda. Ne var ki, "ak" diye bildirilene "sevgi"
diyorum ben. Seviyorum bu Trke szc. "Ak"tan, bu Arapa kkenli szckten
daha scack dyor iime, daha upuygun yanklanyor orda. Yazmama, konumama
"ak" girmeye grsn, nerdeyse bir yapaylk, yabanclk havasnda buldum buluyorum
kendimi. Ayrcalkl durumlar yok deil gene de. Eski kuaklarn, yani var you "ak"
olan, "sevgi'ye" pek elatmayan zamanlarn ozanlarna, ermilerine, dnrlerine ei
lince, bylesi durumlarla kar karya olduumu anlyorum. Srdkleri yaamda, yaa
ma konuma geleneklerinde "ak" ar basyor. Dil-duygusu benden baka havalardaki
gnldelerimin itenlikli anlatmlarn aktarrken ayrdma varyorum bunun. Hatta,
bazan, ok ok seyrek de olsa, "sevgi" diyeceime "ak" deyiveriyorum. Alnt tesi bir
tutumla, genellikle de tamtamna "sevgi" diyemeyeceim, sevgimsi eylerden szederken; ya da, yerleik dzeniyle "ak"l bir deyimi aktarrken, "sevgi"ye kyamadm iin
olacak, "ak'tan" daha uygun bir deyim bulamyorum.
*
Kukusuz, kim olursa olsun, hikimse dilin gcne toptan kar koyamaz. Dilsel
alkanlklar grmemezlikten gelmek, bir yerden sonra, iyiden iyiye ypratr yazar. Bu
tr glklerle alp vereceim olmasn istemem dorusu. Gene de iten gelen bir akla,
oun "sevgi"den yanaym, "ak"tan deil.
Durup dururken ounluktan ayrlr gibi olduuma gre, azck oyalanmam gere
kiyor "ak"la. Kendimi savunmadan ok (yle eylere zaman m var?) dille bamm, z
de anadilimle bamn, bir-iki izgisini, yani yazgmm temel oylumunu oluturan bir-iki
izgiyi belirtmem gerekiyor imdi burda, - "sevgi" ne denli elverirse o kadar, baz eyle
rin yansmasna elverecek de sanyorum, ne de olsa dil de, dilim de, herkes gibi benim
sevgi yrem, sevgi yurdum.
*
C o g t o , B a h a r '95
15
Nermi Uygur
"klar" unutmayalm. Dil-toplum inceliklerine duyarl-duyarsz bilir-bilmezlerin "saz airi" deyip getii halk "ozanlar". Bu yrede de durum yle: halk ozanlar
arasnda telli saz alan herkese "k" deniyor. Bana kalrsa, her "halk ozan"na "ak"
demek doru deil. Yazn-toplum gerekliine azck dikkatle eilince grlecei gibi:
iinde yaad evrenin hznl lenli olaylarn, byk lde zlemlerini dizelerde
dile getiren gezgin ozanlardr halk ozanlar. Genelde okur-yazardrlar bu ozanlar; hatt,
duru-dingin dnyagrlerinin barnda bazan ho karlamadm, Divan Edebiyat
etkilerine bile aktr bu ozanlar. "klar"a gelince, genelde okumas yazmas yok onla
rn. Kendi halinde, iyi insanlardr; ozanlklar da, ayrcal rnekler biryana, pek gelimi
saylmaz. evreden istek geldiinde neeli-yank tngrdatrlar yanlarndan hi ayrma
dklar sazlarn. Edindiim izlenim u oldu hep: evre duvarlarn pek amaz topladk
lar alklar. lkokula giderken sk sk uradm amcamn ky kahvesinde karlatm
klarn dervi davranlar t iime ilemitir. Ona ne kuku, bu "klar" m yerini tuta
cak ne insan var, ne szck var gnmzde.
*
"Sevgi"ye ilikin yzl bir gzellii anmadan geemeyeceim burada. "Ak"la,
"ak"ta gereklemeyen arml bir gizem tter hep "sevgi"den. "Sevgi"deki o kkl
kkenli "sevecenlik", o tm yaamn gnei "sevin" "ak"ta yok dorusu. Sevecen'li,
sevin'li, sevgi'li Trkenin, duyarl kulaklara bilgece bir sevgi-armaan bu.
l6
C o g t o , B a h a r '95
"Ak" ile "sevgi" arasnda, herzaman heryerde bir rtme ksal, bir uyumaz
lk, bir tutmazlk, bir kartlk var diyemeyiz. Byle bir deme, dilin, dolaysyla da Trkenin daranlayl kurallara meydan okuyan yapsnn hakkn vermemek demektir. Dil
olarak her dil karmak m kark, dolank m dolank, sonsuz katl bir varlk. Deil mi
ki dil, her dil, her anadil, gemiinden geleceine milyonlarca insann yaamn hereyiyle kucaklar. te bunun iindir ki hibir anadile duyarlktan uzak davranlamaz. nsa
nn insan-olma hakkn inemek gibi bir davrantr dile duyarlksz davran. Gece dil
le yatp sabah dille kalkan, gndznyse dille geiren, belki de tuhaf bir yaratk oldu
uma gre, bu tr davranlarla ilgim yok. Yaantlarnn byk blmn Trkeyle
paylaarak tadan, Trkeyle paylamadka yaama-zamannn tam tadna varamyormu izlenimine kaplan biriyim. Dildalarmn pekou, btn bunlarda nesnel bir ba
layclk yok, diye kestirip atsa da, bylesi kestirip atmalara ters den bir sezgiyle, hatt
kanyla, Trkenin durmadan iimi dolduran anlam ve ses kmltlaryla yaayp gidiyo
rum. "Sevgi" de, "ak" ta, ilk bakta gerek deilmi gibi gelen izler srmem hi de ya
drganacak birey olmasa gerek, diye dnyorum.
"Ak"tan "sevgi"ye, "sevgi"den "ak"a nice grnmez anlamlar; yan-anlamlar, an
lam kaymalar gerekleiyor arm arm. Dil-insan-kltr-tarih-toplum tekizgili
bir gelimeye indirgenebilir mi hi?
*
o g t o ,
B a h a r '95
17
Nermi Uygur
rklk ve bulanklktan arman sufiye Tanrsal bir armaandr Tanr ak. Ak'la Tanr'y
isteyen (geleneksel szckle mrid olan) sufi, neleri isteyip neleri istemedii insana hep
gizli ve gizemli kalacak olan Tanr da istiyorsa, gelip geici benliini ldrp isteine
dnr bir gn (geleneksel szckle, murad'ma erer). stedii Tanr olan isteklinin, bu
istei zaten uyandran Tanr da istiyorsa, istediiyle yok-olmasdr Tanr ak.
Tanr'ya gtren bir gelge yolu dnya. Bu dnyann her ak, ancak Tanr aknn
bir yanssysa, sufilerin deyimiyle "eyvallah". Nitekim onlara gre: belirli bir sre
konuu olduumuz bu dnya, Tanr ak'na giden bol snamal bir geit. Ermek: bu
snamalar geride brakp yetkin ak bulmak, bu akta Tanryla bulumak, Tanr aknda
erimek.
Daha selamlamalarndan bellidir baz sufiler: Ak ederim!" diye seslenirler
gnldeine rastlaynca. "Ak ederim!" diyene verilen yantsa: "Ak aldm!" "Ak ol
sun!" Sufi'nin varlk mantnda hem ncl hem vargdr "Tanr ak", hereyin balan
gc ile sonu ordadr. Sufi dorultusu uyarnca: gnlnde azck Tanr ak rperen, hep
daha ok dolmak ister bu akla. Hibir ile dndremez artk onu bu ak yolculuun
dan.
Kukusuz, her insana kendine zg pay der sevgiden. Sufilere den sevgi: Tan
r ak. Kim Sufi'dir, kim deildir, nerden bileceiz. Herkesin kendi zne yaraan sevgi
kaynana ynelmesi kadar doal birey olamaz. Sevgi barndran sonsuz kaynak var,
yeter ki sevgi olsun.
Dilin tesindedir ou sevgilerin zlem zlem sunduu kaynaklar, - kimi yaknlar
da, kimi uzaklarda, ok uzaklarda. Ola ki bu kaynaklarn byk bir blm dile getir
ilemez. Gene de ayrcalksz herkesin payalmasna ak bir sevgi kaynadr dil; dle
yaraan anlay gsterilsin, yeter.
Birok sevgi dilden geer; birok sevgiye ordan gidilir. telerde sanlsa da birok
sevgi dilde kurduu otalarda arlar konuklarn.
Az kiinin nem vermemesine, ok kiinin de nem veriyormu gibi yapmasna
bakma: herkesi kavrayan yaama niteliinin en nemli gstergelerinden biri, hi kuku
yok buna, sevgi.
Sevgi olmasayd neyle, nasl geerdi yaam? Akl, sanat gibi bir-iki gereklikle bir
likte sevgi'yi de kar, bo, bombo yaam.
*
Sis, tutku, karmaa, dalga, deniz, durgun gl, gezi, serven, tatl i, tanrlk ge,
benzersiz gizem, zlem, bilmece, zor varlk, erdem, safsata, genlik atei, yallk hzn,
eriilmez aama, grkemli baar..., - daha nice nice benzetmelerin evresinde dnyor
da dnyor sevgiyi azok kavramaya alanlar, hiten iyidir ama hepsi, hepsi bouna.
*
18
o g t o ,
B a h a r '95
l*ri dindirir gibi grnse de, iler tutar yol-yordam arama sakn yalna indirgemede.
Dpedz gzkamatrr, giderek uyutur. Gzler alnca da olanca karmaklyla,
dolank dolank, amaz amaz karmzda gene sevgi.
Sevgi, sevgi, sevgi... Kendimi tutmasam kezle bile yetinmeyeceim.
imdiye dek kitaplaan yazlarmda "birden-ok-kez'li" denemeler yaadm. Biri:
"Doa! Doa!; br: Shakespeare, Shakespeare, Shakespeare" Yaama Felsefesi ile
Gnele alarmn hep sregiden cokularyd bu ok-kez'ler. Kendi bilinaltma inmi
deilim ama yle sanyorum ki, Doa'nn da, Shakespeare'in de sevgi'yle en iten ili
dl olmasndan kaynaklanyor bu; nitekim bundan itelenmi oldum ben de o ok-kezli
yinelemelere.
Sevgi, sevgi, sevgi - bol bol gereklik ilintilerinin, tadna doyum olmayan dilsel,
bilgimsi, hayalci armlarn t yerde, bir tutamck deinmeden teye geemez
hikimse.
Sevgi bu, n'etsen toparlayamazsm.
o g t o ,
B a h a r '95
19
" A k y d r B a k / D u y u m u n u
A r t i r i r n s a n i n "'*
ETN A
l TAN'LA
SYLE
Ayfer Tun
nsan ilk bakta sanr ki, iirli konulardan ancak iirle sz edilebilir. Mesela ak
byle bir konudur. Sradan bir ortaokul rencisinden aka ilikin bir kompozisyon yaz
masn isterseniz, byk ihtimalle aklna hemen iirli olduunu dnd, "duygula
rn en gzelidir, bir bahar meltemidir, kalbin ateidir" filan gibi cmleler gelecek, ok
bilinen ak iirlerinin sakzlam dizelerini araklayarak, kendine gre ok duygusal bir
metin yazacaktr. Ak iirli ama bir o kadar da utanga bir konudur. Bu yzden olsa ge
rek, hepsi de deli gibi k, ama aklarna tatminkr bir karlk gremeyen liseli kzlarn
hatra veya anket defterlerinde "ak bir sudur, i i kudur" ya da "k olup dnmektense, uyuz olup kanmak daha iyidir" trnden, ak kmseyen "edebi kitsch" r
nekleri pek bol bulunur. Riskli bir konudur ak. Bir ucu fena halde cinsellie dayand
iin ak platonik ya da "bir yere kadar" yaayanlar, azlarndan ak zerine kacak
kelimelerin hayati bir nem tadm bilerek, pek dikkatli olurlar.
Ama ak zerine sohbet ettiiniz insan etin Altan olursa, hisli, iirli, felsefi ve hat
ta melodrama kamaya meyilli bir konu; esprili, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, nevrotik ve hatta antropolojik bir alanda gayet elenceli bir ekilde konuulabilir. nk e
tin Altan' etin Altan yapan konulara bu ok al bakdr. etin Bey'e Osmanldan
bugne toplumun belleinde yer etmi aklar soruyorum. zmlemeci bak asyla
nce bellek zerinde duruyor ve diyor ki, "Ak olay toplumun leklerinden teye gemise
bellekte yer eder. Mesela, pilav yiyecei yerde maymun beyni yiyen bir insan unutamazsnz.
(*) Edip C ansever'in "Buz Gibi" adl iirinin ilk iki dizesi.
20
o g t o ,
B a h a r '95
Halbuki Uzakdou'da en nde gelen yemeklerden biri. Hatrlanan eyler, az olan eylerdir. De
mek ki, ak ilikileri geniledike aklda kalanlar azalr."
Dnyorum da, etin Bey'Ie sohbet etmeye gitmeden nce de epeyce dn
mtm, toplumsal belleimizde yer etmi aklar ne kadar da az. Nedense ilk aklma
gilen Leyla ile Mecnun masal oldu. Benim belleimde bu masum ve cinsel kimliklerin
lu'lirgin olmad ak yer etmi. Pek garip saylmamal. Cinsel boyutu en aza indirgen
mi ve kavuulamadan biten aklar, yzyllar boyunca kabul grm ve dilden dile do
lam. Sanrm akn bellekte yer etmesi iin biraz da kavuulmam olmas gerekiyor.
Mutlu sonla biten ak kim ne yapsn? Peki ya gerek aklar? Dnya zerinde yaam,
varolmu, sahici insanlarn aklar? Gerekten ok az. Nazm'm aklar malum. Birka
yazarn, airin aklarndan haberdarz. Gnmzde ak yaay da deimi. etin Bey
diyor ki, "Bugn Romeo ile Juliet'i bir daha yazarlar m?" Yazyorlar yazmasna, Yeilam
sinemas Romeo Juliet senaryolaryla dolu, ama hibirinin yazar Shakespeare olmuyor.
Bu da yazlamyor anlamna geliyor.
Akn doal bir ey olduu kesin. etin Bey kadn erkek bulumasnn yerekimi
kanuna edeer bir gd olduunu sylyor. "Kadn erkek bulumas insanolu tarafndan
eitli nedenlerle, doaya ramen disipline edilmek istenmitir. Gerek miras hukuku, gerek libido
nun retimsiz para getiren bir konu olmasndan dolay. Ama zaman zaman bunun zgrle ka
vutuu dnemler de olmutur. Bundan 1400 sene evvel Gneydoudaki uygarlklarda, Suri
ye'de falan, gen kzlar tapnaklarda erkeklerle sevime deneyiminden gemeden evlenemezlerdi
ve gen kzlarn byle bir ak servisi vermeleri bir ibadetti."
etin Bey zamanla bunun deitiini, ok tanrl dinlerden tek tanrl dinlere doru
ynelindiinde doaya ait baz gdlerin disiplin altna alndn sylyor ve ekliyor:
"Bu ayn zamanda otoritenin, otorite olmasn ispat etmesiyle ilikilidir. Yerleik dzenlerde ister
istemez insan mrn aan mal mlk kalacaktr. Kime kalacaktr? Evin iinde doana kalacaktr.
Onun iin ister istemez kadn erkek ilikisinin disiplin altna alnmas gerekmitir." Konuya
ok adan bakan etin Bey, ekonomik adan bakmadka baz eylerin aklanmasnn
imknsz olacan, oysa insanolunun bunu ahlaka ya da una buna baladn belirti
yor. Sonra ak ile lm duygusu arasnda bir balant kuruyor.
"Bir rivayete gre her gece rya grdmzde kendimizi hipnotize ediyoruz. Saldrganl
mz keskinletiriyoruz. Doa farknda deil ki, toplu halde kentlerde yaar hale geldiimiz?
Maaralarda yaadmz dnemlerde saldrganlmz diri tutmamz gerekirdi. Bu nedenle ge
celeri saldrganlmz diri tutacak ryalar grdmz iddias var. Bunlar tabii biraz hipotetik
eylerdir. Ak da ldrmenin bir baka lekte gene insana ait doal bir taraf. ldrmek insana
gdsel olarak geliyorsa, yerine bir ey ikame etmek lazm. Sevime bir devamn arac, lm bir
eyin bitimi. O nedenle cenaze trenlerine giden kadnlarn ve erkeklerin birdenbire ilerinde bir
sevime ihtiyac duyduunu yazar kitaplar. Ama tabii bir bilin iinde deil. En 'hayr olmaz' di
yen hanmlarn bile yumuadklar tesbit edildiinden zamparalarn cenaze trenlerine lye ac
dklarndan deil, byle yumuam hanm bulurum midiyle gittikleri yazlmtr. Fena yntem
de deildir hani."
etin Bey'le sohbetin doal bir sonucu. Ak, lm ve kadn-erkek arasnda kurulan
srad bir balant. Bu kadarla kalsa iyi. etin Bey, delikanllarn bir trl yumuama
yan gen kzlar mezarlktan geirmelerinin de bir yntem olduunu etkiliyor. Bu iddi
aya gre mezarlk evresinde oturanlarn ak hayatlarnn daha zengin olduunu syle
menin mmkn olup olmadn soruyorum. "Hayr," diyor. Mezarlk evresinde otura
cak, baka bir yere tanamayacak kadar hareketsiz olanlarn cinsel hayatlarnn da hare
ketli olamayacan sylyor.
o g t o ,
B a h a r '95
21
Ayfer Tun
OsmanlI'dan bugne bize kalan pek ak hikyesi yok. etin Bey Osmanlnn ka
dnsz yaadn sylyor. Belki ok kadnl, ama bir sr teferruat iinde. Peki akn
tarifi? "En iyi tarifi Lamartit yapmtr bence. 'O kii yok ise, btn dnya insansz kalm gibi
dir' diyor. Fena bir tarif deil yani." Acaba bizde kadn erkek ilikileri bask altnda tutul
mu, bu nedenle aklar gizlenmi ve gizli kald iin de toplumsal bellekte yer etmemi
olabilir mi? Bunlardan varsaym olarak sz edilemeyeceini sylyor etin Bey. "Bizde
roman yok. Roman olmaynca bizim toplumumuzun romancnn anlatm iinde bize kadar yan
syan bir blm yok. Araba Sevdas ile balamtr bizde roman. Bizim Umur Talu'nun byk
babas olan Recaizade Mahmut Ekrem. Olu Ercment Ekrem Talu babamn arkadayd, benim
de hocamd." Romancmzn henz ok gen olmas, bizde ak olup olmadn anlama
mz iin bir engel tekil ediyor etin Bey'e gre. "Ak olduu vakit sanata yansr. Bizde ro
man ok yeni. Resim yok, minyatr var, heykel yok. Peki nasl anlayacaz ak var m yok mu?"
Buna karlk etin Bey Osmanlnn seks hayatnn ok zengin olduunu sylyor. Sara
yn hareminde bin civarnda kadn var. "Bizim cumhurbakanlarnn tmnn ak hayat
bir II. Mahmut'un yannda pek zayf kalr. Kyaslanamaz yani. Sadrazamlar da yle. Nur-u Os
maniye'de zamannda kadn pazar vard. Olan da satarlard. Hatta cariyeleri filan biraz eskidi
i zaman gtrp satarlard." etin Bey buna bal olarak kadnlarn da pek bo durduu
nun sylenemeyeceini belirtiyor. 17. yzylda seviciliin mthi yaygn olduunu Ah
met Rasim'in Hamamc lfet adl romann rnek vererek sylyor. Cinsel eitlilik bu
nunla snrl da deil. Topkap Saray'nm koleksiyonunda bulunan 18. yzyl Karagz
arivlerinin pornografinin de tesinde olduunu belirtiyor, kadn-erkek cinsellii deil,
kadn-kadn, erkek-erkek cinsellii. etin Bey divan iirinin byk lde homoseksaliteye ynelik olduunu da vurguluyor. "Ama bunlar pek sylenmez. Keyfe gre bir propa
ganda yapaym derken, iin asl meydana knca ne yapacan arrsn. in asln bildiin va
kit kompleksin olmaz. Sakatl saklayan insan, sakatlnn farknda olarak saklyor demektir ki,
bu sakatl saklamak da bir baka sakatlktr. Bu da bilimsellikle badamaz. Zek gerei arad
kadar ie yarar. Yalan arayana ahmak derler."
Osmanlda byleyiz. Ecinsel eilimler, bol kadnl haremler, sanatsz bir toplum,
pornografik Karagzler, saklanan bir cinsel tarih. Peki cumhuriyete geldiimizde nas
lz? Sihirli bir denek zerimizde dolat da, bizi salkl cinsellik yaayan, dolaysyla
k olan bir toplum yapt m? etin Bey'in esprili bak as cumhuriyet dnemindeki
nfus patlamasn ilgin ve esprili bir ekilde yorumluyor. "imdi cumhuriyet dneminde
nfusun patlad doru. Ama bunun sebebi kadn erkek ilikilerinin serbest kalmas deil. eker
fabrikalar. eker, yani glikoz cinsel istei artrr. O zamana kadar eker ithal ediliyordu, eker
fabrikalar kurulunca eker bollat."
etin Bey buna bal olarak yeri gelmiken, bizi ynetenlerin eker fabrikalar kur
makla pek vndklerini oysa dnyann en basit endstrisinin eker fabrikas olduu
nu sylyor. Ellem uzayda uyduyla urarken bizi ynetenlerin eker fabrikalaryla
vnmelerine hep beraber glyoruz. Ve etin Bey nemsedii aratrma konusuna ge
liyor. Bizde aratrma olmadn, bu yzden herkesin kafadan bir ey attn sylyor.
Peki bizde niye aratrma yok? "nk Trkiye bilimsel bir toplum deil. Bilimsellik kyll
atktan sonra ortaya kar. Tabii nce sanat bunlarn zerinde durur, tesbitini yapar. Arka
sndan bilimsel aratrma gelir. Toplumunu sevmek insann sevmek demektir. Bayran, topra
n sevmek yetmez. Bir insan bayran ne kadar severse sevsin, lnce bayran ok sevdiine
dair belge brakamaz. Ama toplumunu ok seven insan bir aratrma yaparsa, bu ldkten sonra
da kalr."
Kylyz, Osmanlyz, "toprak dedik, ezan dedik, bayrak dedik" ama sevgimizi is-
22
C o g t o , B a h a r '95
pnt etmek iin belge brakmak konusunda haddinden fazla tembeliz. Ak zerine ou
muzun bildii ve bizden birinin syledii ak kmseyen deil, ycelten ve insanca
klan bir iir dizesi bile yok. Bizde ak o kadar rktc ki, akn gz krdr deriz; ak
.latr, dert syletir deriz, sevda geer yalan olur, sonra sokar ylan olur deriz.
Ama yine de gelip gese de, genellikle alatsa da, aksz yaayamayan bir toplu
muz. Her mahallede bir ak hikyesi duyarz. ehirlerimizin delileri hep ak yznden
o hale gelmilerdir. Bir Kerime Nadir, bir Muazzez Tahsin Berkant yetitirmiizdir ki,
Barbara Cartland'a fark atarlar. 900'l hatlarda ak hl sihirli bir szcktr. Gnlk ga
zetelerin gnl postas kelerine mektuplar yazarz. oumuzun kenarlar iek resim
leriyle ssl, zerinde minicik anahtarl bir kilit bulunan, hatta bazlar kokulu, pembe
mavi gizli ak defterleri vardr ve onlara genellikle akrostili ak iirleri yazarz. En az
anlattklarmz krk ak hikyelerimizdir. Ve Behet Necatigil gibi sorarz kendimize o
u zaman.
Daralan gecede
Bo yere aramak sevinci
Beraberken ac yan
Ayrlnca neden byle ekici
C o g t o , B a h a r '95
23
A k a D a r
Artun nsal
Benden aka dair yazmam istedi Enis Batur. Akolsun! Ne de zor i. Ama emek ve
yrek el ele, hi hayr denilebilir mi?
Ak bence ddkl ekerdir -imdilerde pek satlmyor y a- bulununcaya dek binbir trl aba, zerinde son kullanm tarihi yazmaz eker yenir ve ddk tmez olur,
nk ddk ekerden yaplmtr. Abartyor muyum yoksa? Sanmam, her ey tkenir
nk, ak da. Masallardaki gibi, bir varm bir yokmu, dere tepe gidilesi. Masalla ak
birbirine karr, bir ak varm bir ak yokmu. Ak da bir yoldur. Ne yazk! Yaam bi
ter yol bitmez. Aklar balar, bir gn biter, ama ak srer. nk yaam, aktr.
Ak ok zel kiilere, soylulara zg bir duygu mu yalnzca? te nl "Mayerling
Facias"; yasak ak ve ifte intihar. te ngiliz kral VIII. Edwart ile Mrs. Simpson'un ak
yks; kurun yok, uruna terkedilen taht ve ta var. Biri trajedi, teki dram, 36 ksm
tekmili birden... 17-18 yalarndaydm, bir deftere karalamm:
Antonyus ile Kleopatra'nnki ak,
Leyla ile Mecnun'unki ak,
Romeo ile Juliet'inki ak da,
Manav Kzm ile besleme Kezban'nki ak deil mi yani?
Masaldan, trajediden geree doru bir yneli, acemi bir ozandan. Tm liseliler
gibi. Yeni yetme ve hatta safmtrak bir gencin yaama toplumcu, eitliki ve zgrce
bakmak isteyen cokusu var myd bu dizelerde? Ben sradan insanlar hep sevdim; ben
de herhangi biriydim. Onlarn da tutkular, verecek sevgileri ve sevgilileri olmalyd.
24
o g t o ,
B a h a r '95
Aka Dair
C o g t o , B a h a r '95
25
Artun nsal
26
C o g t o , B a h a r '95
Aka Dair
lt'mi. Oysa bende ne gzya, ne kavga, ne dv,, ne delilik, ne de bizi ayran hain el
ler, kem gzler. Ne Boaz Kprs'nden intihar, ne bilek kesme gsterileri, kan revan;
c de yaanm onursuzluklar, irkinlikler, arpklklar, ne de sapmalar, ne de bir baka
larna ka, terkedilmenin teki yz... Ben ak, gkte deil yerde, ussalda, mantkta,
MkCnette, doruda, gzelde, iyide, cmertlikte, doalamada aradm. Ak matematik
le grmedim, kimyada bulamadm, ah "terkibini" bilebilseydim... Bylesine ak denebi
lir miydi? Yorumu siz yapn, ben bilemiyorum. Hi yaanmam, hi yaanamayacak
lklarn semtinden gemedim. Korktum belki de. "Platonik" derler aklar varm. Ne
ho, ama bana ne, "mazoist" deilim ki! Seveyim, sarlaym, sarlsn isterim. Elaz tr
ksnde olduu gibi, o gzel bana desin isterim "Soyun da gir koynuma, terim ilatr
lu'nim". Cmert insan... Ama bana k m, ben k mym ona? Ortada ak var m? Sor
gulamamda felsefe olmayacak, yenik derim yoksa. Ona, kendime, yaama...
Ben ayrlk hicran ekmedim, Kerem ile Asl'ya heves etmedim. Bence, sevdiini
olamamaya, kavuamamaya ak denmez, olsa olsa yenilgi. Ben zaman zaman sevgiye
yenik dtm, aka deil. Hafif atlattm, nk beynim galip geldi. Yalan yok, aclar
lydum kafamda, doal. zldm, sade ben deil, onlar da. Mutlandm da kavruldum
da. Geer, geer. Benim szlarm da geer, yeniden balar. "Delip geene" mi yoksa ak
derler?
Sevilmezken ben, kkremedim, nara da atmadm. Sessizlik, belki de donukluk, ne
derseniz deyin. Severken ben, haykrmadm ne yataa ne sokaa. Ben yalnzca okadm
UNilca sevdiklerimi, onlar da bana dokundular usulca. Kimi zaman elektriklendik. Ka
volttu, anmsamyorum. Ksa devresiz ama. Acaba ben hi k oldum mu, benim akm,
benim am var myd? Aramzda ak olmu muydu ki bitebilsin? Ne kendime ne de
bakalarna sordum. Foto-roman evirmeye kimsenin vakti yoktu zaten. Aktan ok,ete
Nisamtk? O kadar basit deil. Belki ben de aradm ak, korkarak ve Stendhal'in "Kr
mz ve Siyah"nda ilk kez tantm Shakespeare'in o sonesini hi unutmayarak, hem
l kendimi en mutlu sayabileceim anlarda: "Oh bu ak ilkbahar, imdi gnein tm
gzelliklerini gsteren, ve giderek kara bir bulutun her eyi alp gittii bir nisan gn
nn belli belirsiz zaferine benziyor"...
Ben de sevgiliye iirler yazdm, Ronsard'm "Gzel Helene"ine, Eluard'n "Elsa"s
na, Bedri Rahmi'nin "Eren''ine yazd gibi, ama benimkileri yalnz benim gzellerim
okudu nk ben gerek bir ozan deilim. Ben de gzellerimin yanbamda uyurken
resimlerini izdim. Goya'ya, Modigliani'ye, Eref ren'e yknmeden, ama benim iz
diklerimi yalnz benim gzellerim grd, nk ben gerek bir ressam deilim. Ben de
bir gecelik heyecanlarm, sarho kafa, kollarma alp otuz basamak merdivenler trman
dm. Ben de garlarda, havaalanlarnda uzaktan kopup gelen gzellere kavuma heyeca
n ektim, yreim kpr kpr. Ben de mum nda, kaplan postu zerinde ya da du
altnda sevitim. Ben de askerde, talim aralarnda sevgilime kr iekleri topladm, def
ler yapraklar arasnda kurutmacasna, kavutuumuzda ona verdim. Sanrm hl sak
lar, beni teninden silse bile. Tatl anlar atamazsnz ki! lseler bile, bir zamanki sevda
larn en gzel fotoraflar sizinle birliktedir. Benim de am sevgiliyle piti, gmleim
sevgiyle tlendi. Bana da iirler okudular, ben de el ele dolatm, yanak yanaa dansettim gzellerimle. Sayca az, ama duygu youn ilikilerde. Bamdan bulumalar, ayrlk
lar geti, evlenmeler geti, boanmalar da. Hoyratlklar ettim, krdm; yanl anlaldm,
krldm. Ben de byk yalnzlklar, boluklar yaadm, sokaklarda deli danalar gibi dolamacasna ya da kediler gibi marur, bir kede sessiz. Ama ak, gerek ak hi yaa
dm m acaba?
C o g t o , B a h a r '95
27
Artun nsal
28
o g it o ,
B a h a r '95
A k K l e s
Sevin Okyay
Dnyada salkl tek bir iliki vardr: Kle-Efendi ilikisi. Taraflarn net olarak ta
nmland, herkesin hem bu iliki iindeki roln, hem de haddini bildii bir iliki. s
telik (ve acdr ki) bu iliki ille de efendiler tarafndan empoze edilmez, insanlarn artk
sava ve talann kurban olup pazarlarda hara mezat satlmadklar, ya da feodal bir be
ye (genelde) tabi olmadklar amzda, kle-efendi ilikisi, gnll klelerin omuzlan
stnde ykselir.
Eitlik herkesin idealidir, elbette. Ve bir ideal olarak kalmaya da mahkmdur. Eer
tepeden inme bir rejim tarafndan bastrlarak kabul ettirilmediyse (eitlik balarndan
kurtulmaya alan mutsuz kleler arasnda mecbur bir eitlik), kazaen ortaya km
eitlikler, ksa mrl olur. Eitlik, tahamml edilmez bir eydir. Herkes dierinden bi
raz daha eit olmak ister. Sadece eit olanlar kle dzeyine iner, daha eit olanlar da
efendilik mertebesine kar. Ho, belki de bu "inme-kma" ii aslnda tamamen yanlt
cdr. Ve inen efendi, kan kledir. Ancak bu da, belli bir efendi ile belli bir kle arasn
daki znel ilikinin koullarna baldr. Her kle-efendi ilikisi, kendi iinde, kendi un
surlar tarafndan belirlenir ve tanmn kazanr.
likilerin temelinde bu kanlmaz kartln yattn bilmek, her iki taraf iin,
zellikle kle iin fevkalade faydaldr, hatta hayat nem tar. Kleliini peinen kabul
eden kii, huzur iinde bir mr geirir. Yalnz, bu huzurun n koulu, klenin kendi
zel iki kiilik dnyasn (dnyalarn) doru olarak okumasdr. Eer efendisi kendini
efendi olarak grmek istemiyor, bundan hicap duyuyor, bunu kendine yediremiyorsa,
yahut da (rnein, hilkatten depresif yapsna) yaktramyorsa, kleye ilikinin balan
gcndan itibaren ar bir grev der: Kendi kleliini, hatta ortada bir kle-efendi ili
C o g t o , B a h a r '95
29
Sevin Okyay
kisi olduunu saklamak. Efendiye gelince, o zaten iine gelmeyen hibir eyi kabul et
medii, dnmedii, dnlmesine engel olamasa da en azndan syletmemeyi ba
ard iin efendi olmutur.
Btn nsan durumlar iin geerli olan kle-efendi ilikisi, ak durumlarda geer
liliin de tesine geer. Neredeyse kanlmaz hale gelir. ki kiinin varlklarn bir arada
ve sevgi iinde yrtmelerinin tek kar yolu, kle-efendi ilikisidir; yoksa ilk hakik ya
da sahte sarsntda temellerinden sarslacak bir szde eitlik ilikisi deil.
Beni biten aklardan ok, srp giden aklarn dehete drmesinin nedeni de budur belki. Srp giden aklar derken, sorunsuz devam edenlerini kastetmiyorum elbet
te. yle bir ey varsa yani. Beni rperten, her eye ramen devam eden 'ak'lar. ki taraf
birbirini her trl koulu silip atacak kadar sevdii iin deil de, "det olmu bir kere",
"ellem ne der?", "gelen gideni aratr", "adaam sen de" gibi nedenlerle devam eden
aklar.
Status quo'sal bir kaytszlk pompasyla suni teneffs salanan aklar...
Oysa, insan eer hem sadan ilerlemek istiyor, hem de iten ie byle harclem ba
hanelerle kayglarn silmeye alyorsa, veya (daha ar durumlarda) bunlar bile akl
na getirememise, en iyisi, hi deilse ruh huzurunu garantiye almak iin kle roln
peinen kabul etmesidir. Bylece taraflarca itinayla korunur gibi grnen mevcut ak
da, hak ile yeksan edilmiyor madem, sismik heyecanlardan uzak tutulmu olur.
Byle bir ilikinin "ak" tanmna girip girmeyecei ise, ayr bir konu. Ak tanmna
neyin girip girmediini belirleme konusunda aba gsteren kiilere, hemen Allah'tan
kolaylk niyaz ederek, yollarndan ekiliyoruz. Neyse ki benim akn tarifini yapmak gi
bi, haddi ap semalara ulaan iddialarm yok. Ben sadece akn -bence- ou zaman
(hadi, "hep" demeyeyim) ne ekilde tezahr ettii zerinde durmak istiyorum:
ki kii birliktedir. kisi de, ilikinin istikbali asndan, hatta srf saadet daim kalsn
diye, yekdierini ho tutar., deil elbet. O zaman bu, en azndan, kabul edilmi genelgeer haliyle akn ideali gibi bir ey olurdu. Ki, byle bir ideal durumla normal insan
mrnde ka kez karlalaca da, ayr bir merak konusu. Brakn gzkara, tutkulu,
efsanev aklar; efendi, haktanr, kadirinas bir iliki bile, ender-i nadirattan artk. Ama
buna ramen beraberlikler (bazlar), ebediyyen olmasa da devam ediyor. nsanlar, bir
likteliklerinin her trl desteini msrife tketmi gibi grndkleri hallerde bile yekdierinden ayrlmyor. Nasl oluyor, yleyse?
nk taraflardan biri kle, dieri efendi. Bunu, baz hallerde tercihan telaffuz
ederek, ama ou zaman aza bile almayarak srdrlyor iliki. Aslnda kimin kle ki
min efendi olduu da, hayli tartmal bir durum. Saygn bulunan isimlerden alnt yap
may, ya da onlar kendime tankklmay sevmem ama, bu sefer Hegel'e, onun kle-efen
di ilikisine deinmek art gibi. Hegel'e gre, bu ilikide yle bir durum sz konusu:
Kle-efendi ilikisinde, efendi tembel. Kle ise, efendiye baml, onun isteklerini
yerine getiriyor, alyor. Efendi ise, almak zahmetine katlanmyor. Kle asndan
dezavantajm gibi grnen bu durum, aslnda byk bir avantaj. nk klenin gayre
ti, ters ynde bir bamllk dourur. Kle almazsa, efendi yaayamaz. Bu yzden de
aslnda efendi kleye baldr. Yani ikisinden hangisi gldr diye soracak olursanz,
ister istemez "kle" cevabn vermek zorunda kalrsnz. Kle efendiyi bir anlamda yener, ona galebe alar. nk o sebatl ve alkandr, efendi ise aylak.
Akn kelise-efendisinde de her ey, Hegel'in sentezindeki gibi (bu sefer tayin edici
olan, bilinen anlamyla "almak" deil).. Kle, hem ilikiyi devam ettirmek, ak ziyan
zebil etmemek iin stne denleri yapar; hem de aslnda klenin kendisi olmadn
30
o g it o ,
B a h a r '95
Ak Klesi
bildiini saklarsa, gl gibi geinilir. Her trl saadet, melanet, kavga-d, ac, ihanet
serbesttir. evresine gzlemci gzyle bakan kii, nnda bu durumun drt-be rne
iyle karlar. Ama sakn bu kefinizi olayn kahramanlaryla paylamaya kalkma
yn. Taraflara bir kle-efendi ilikisinin varln teyit ettirmeye uramak, beyhude bir
abadr. "Evet" diyecek olsalar bile, aslnda iki taraf da kendini kle olarak grr nk.
Kadnlar zaten "aalanan cinsiyet" iddiasyla, mrlerini birlikte olduklar erkek
in heba ettikleri, ondan kle muamelesi grdkleri grne yatkndrlar. Bunu, iliki
lerinin o sradaki durumuna gre, ya haykrmak, ya da fsltyla ee dosta sylemek su
reliyle belirtirler. Erkekler ise, genelde, tersine dnm bir kle-efendi ilikisinden ik
yetidir. Kadnlarn "ah, sana ne kadar bamlym" diyerek, erkekleri kendilerine ba
kml kldklarn dnrler. Bu, elbette, egemen olmann gayet sinsice ama ok etkin
bir yntemidir. Biri "ben sana muhtacm" dedii zaman, insan (balangta iftihar vesi
lesi olan) bu ihtiyacn karln sunmaya mecbur hisseder kendini. Ne var ki, bu mec
buriyet gittike bir krek makmluuna dnr. Krbac elindeki kle src, sonuta
Kene kendini krbalyor olur. Davulla tempo tutan da, krei eken de odur. Kadn ise,
muti bir edayla, onun dizlerinin dibinde oturur.
Ya da, ikisi de mahkmdur. ki tarafa da byk aclar verdii halde bir trl bitme
yen ilikilerin en "ar" rneini oluturan Tolstoy iftinde olduu gibi. Lev Nikolayevi
Tolstoy, "Kroyer Sonat", bu ortak klelii kabul eden bir cmleyle bitiriyor: "Biz, ayn
zincire balanm iki krek mahkmuyduk." Lev Nikolayevi ile kars Sonya'nn (Sof
ya Andreyevna) hikyeleri, gerekten de ibret alnacak bir hikyedir. bret almak diye
bir ey varsa eer. Evlendiklerinde, Moskoval bir doktorun kz olan Sonya on sekiz,
iistad ise otuz drt yandayd. On ocuklar oldu. Herkes Tolstoy gibi bir dahinin
byle cad, huysuz ve irret bir kadnn elinden neler ektiiyle ilgilenir daha ok. Ama
Sonya da, kocasnn egoizminin, kadnn boyun emesi gerektii yolundaki inannn,
kendi kendine koyduu cinsel yasaklamalarn bahtsz kurban olduunu dnyordu.
Tolstoy, "Kroyer Sonat"ta, Madam Pozdniev ad altnda alenen karsn anlatm, son
ra da evliliklerinin bu zdrapl portresinin bir kopyasn karsm diye, elyazmasm b
yk bir kaytszlkla ona vermiti (Sonya'nn son hamileliiyle birlikte, gm yldnmlerini de henz kutlamlard). Tolstoy sonradan, karsnn bu metinden ok etkilen
diini de syleyecekti.
Lev Nikolayevi, nvanmdan vazgemi, parasn datm, kyllerin zgrleti
rilmesi amacna kendini adam bir adamd. Onlar gibi yaama kararn da bu zgrlk
mcadelesinin bir paras olarak grrd. Onu ykanmaya ikna etmek zor iti. Sonya,
gncesinde "di ekmekten farksz" diyordu. "Pislie ve kt kokuya hi almadm".
kisi de gnce tutard. stelik de her eyi yazarlard, byk bir ak yreklilikle. Sonra
da gncelerini dei-toku eder, yekdierinin yazdklarn okurlard. ok takdire ayan
bir davran gibi grnyor ama bu gnce okuma seanslar sonunda, tahmin edilecei
gibi, onlar mutsuzluk ve fkeye boan gerek bir felaket halini alrd.
Lev Nikolayevi'in cinsel arzular bazen coup tasa da, genellikle cinsel iliki onda
bir sululuk duygusu yaratrd. Bazen de karsyla sevitii iin kendinden irenirdi.
Hatta Madam Sonya'nn daha ileri yllarda kapld isterinin nedeninin, cinsel tatmin
sizlik olduu da zaman zaman beyan edilmitir. Finalde aralarn bozan da, cinsellikten
kaynaklanan bir sulama oldu zaten.
Tolstoy, ahir mrnde edeb ilerinin bana dostu Vladimir ertkov'u getirmiti.
Sonya bu uygulamann kendi gvencesini sarstn dnd. Ayrca, suyun bana ba
ka birinin getirilmesini, bunca "kahrn" ektii adamdan gelen bir ihanet de sayyordu
o g t o ,
B a h a r '95
31
Sevin Okyay
besbelli. O sralar seksen iki yanda olan Lev Nikolayevi'i, yetmiine merdiven daya
m ertkov ile ecinsel bir iliki srdryor olmakla sulad.
Tolstoy, ona "benimle geirdiin onurlu krk sekiz yl" iin teekkr eden bir not
brakarak, evi terk etti. Bir trene bindi, ylesine. Yolda hastaland ve bir istasyon efinin
kulbesinde ld. Daha nce, hi ikna edici olmayan intihar giriimleriyle o demiryolu
nu hayli eskitmi olan Sonya, zel bir trenle kocasnn ardna dt. lm deinde
ondan, kendisini balamasn istedi.
Aslnda stad her eyi, "Kroyer Sonat"n finalinde yazmt: "Biz, ayn zincire
balanm iki krek mahkmuyduk." Ama ayn Tolstoy'un bu ldrc ilikiyi "ak"
diye tanmlad da olmutu. Hatta ben, birok insann bu neredeyse mebbet ikenceyi
"byk bir ak" diye tanmladn da duydum. Belki de ak gerekten byle bir eydir.
Belki de Sonya ile Lev Nikolayevi'in asl sorunlar, ikisinin de klelik rolne raz olma
mas, kaytsz artsz bal kalmamas, boyun ememesiydi. Bu evlilikte zevcenin az
sz dilsiz, her trl meakkati sineye eken bir kle olduu sylenemez (zaten birka
yz yldr, klelik bundan hayli farkl ekilde tezahr ediyor). Zevcin ise, en azndan di
er tarafn gzyle, dediim dedik bir zorba olduu yolundaki iddialar da btn b
tn gzard edemeyiz.
Tolstoy, gln grmeyip dikenlerini hissettii karsndan, ancak onu tedirgin
eden bir alanda, cinsellik konusundaki sulamas nedeniyle ayrlm. Sonya'nn dnyev
kayglar daha baskn olabilir ama; mmkndr ki Tolstoy'a asl ar gelen, kusursuz
bir lah ak, "kula kul"luun iki tarafndan biri olula ikame etmekti. Belki de asl me
sele de budur. Belki de bilir bilmez lah ak arayan kullar, dnyev ak da ancak kul
olan-kul olunan erevesi iine oturtunca rahat ediyordur.
yle ya da byle Tolstoy iftinin birliktelikleri, ok uzun mrl, neredeyse meb
bet ve zdrapl bir ilikiydi. Bazlar buna byk bir ak da diyebilir. Maraz bir alkan
lkt belki de. Ak, alkanlklarndan vazgememek midir? Yoksa bir klelik saplants
m? Genellikle kle roln benimseyen kiidir k olan. Dieri, "aslnda ben de seni se
viyorum" dese de, aslnda hayrhah bir hogr iindedir sadece. Bana dehet veren bir
baka rnekte, Simone de Beauvoir ile Jean-Paul Sartre'da olduu gibi. Bir dahinin m
tevaz yardmcs olmay kabul etmenin, klelikten zerrece fark yok. Simone da bu ili
kide, nc ahslar dahil her eyi kabul ediyordu, yalnzca "bilincinin dnda bir bilin"e tahamml yoktu.
Bir yazar (Goethe miydi?), "oda hizmetisi iin kahraman yoktur" der. Hegel de
bunu hem dorular, hem aklar. Evet, oda hizmetisi iin kahraman yoktur ama, teki,
yani hizmet ettii kii kahraman olmad iin deil. Hizmeti onu giydirip soyduu,
ayaklarn ykad, icabnda plak grd iin. Yani, oda hizmetisi, oda hizmetisi
olduu, ve yerine getirdii hizmetlerin tabiat itibariyle karsndakine de kendinden
farksz, hatta belki de "nks" biri gzyle bakt iin.
Sz geen hizmetkrn klelere gre bir avantaj da var elbette. Klelere ve akla
rndan bzar olsalar da bir trl olay mahallini terk edemeyen klara.Hizmetkr, gnl
istedii zaman, zaten onun gznde bir kahraman olmayan ivereniyle yollarn ayrr.
Gider, kendine nsan zaaflarla mall baka birini bulur.
Gnl isterdi ki, akn modern kleleri de gerektiinde ayn yolu izleyebilsin. Ak
la hibir ilgisi olmayan bahanelerin ardna snmasnlar; klesi olduklar ey ak deil
se eer, bunu kabul etsin, beyan etsin ve aresini bulsunlar. Ki, gerek aka, belki iki ta
rafn da birbirine gnll olarak kul olduu aka yer alsn lemde. Byle bir kulluk in
san yerin yedi kat dibine ekmez, yedi kat semaya ykseltir.
32
o g t o
, B a h a r '95
U K a d in , U A k
Selim leri
.
Ondokuzuncu yzyl sonunun Osmanl-Trk kadn, istedii kadar debdebeli bir ha
yat yayor olsun, sevgi, efkat, ak ve cinsellik asndan tekil kalmaya mahkm gibidir.
Kibar leminin bu yar aristokrat, ya da aristokrat olmaya zlemli-zentili kadn iin,
durumuna yazklanmak dnda, hibir k yolu belirmez.
air Nigr Hanm'n Hayatmn Hikyesi ad verilmi, gncesinden semeler kitap
n okumu olanlar, orada, gitgide cinnet noktasna varan ak tezahrleriyle karla
mlardr. Nigr Hanm bir mr boyu ak sadece zlemitir.
Biyografilerinden Macar Osman Paa'nn kz olduunu rendiimiz, 1856 doum
lu air Nigr iyi renim grm, Fransz Mektebi'nde okumu, Franszca'dan baka,
Almanca, Arapa ve Farsa, Rumca renmi. Ruen Eref btn bu dilleri anadili gibi
konutuunu belirtiyor. Edebiyata, mzie, gzel sanatlara ball, anlald kada
ryla, hayatnn karlk grm aklardr.
nk bunlar salonunda yaanm ve Nigr Hanm'a gnl balarn sylemiler
dir. Her hafta sal gnleri, uzun yllar, air Nigr' n kona konuklara alyormu, ka
dn ve erkek konuklar, iirden syleiyorlar, iirler okunuyor, mzisyenler alglar ba
na geiyorlarm. Beri yanda Nigr Hanm'n frtnal, inili kl izdiva hikyesi, gn
cesi boyunca trajikomik bir ak gsterir.
Bu, az ok aka dayal bir evliliktir. Ne var ki ei, air Nigr' yalnz brakmaktan,
hatta aalamaktan geri kalmaz. Onun 'Konkordiya' salonlarnda dkn mzik ve e
lence geceleri, kumar tutkusu, ak seik dile getirilmemi olmakla birlikte, gen, hoppa
kadnlara eilimi air Nigr'a gz yaartc satrlar yazdrtmtr. Karkoca ka kez ayr
lrlar, birleirler, yine ayrlrlar; ocuklar, evliliin mutluluu iin hibir sebep olutura
maz. Nigr Hanm nihayet yalnz kalr; devrine gre artc bir zgr hayat yaar.
C o g t o , B a h a r '95
33
Selim leri
zgrl ylesine grece bir zgrlktr ki, Nigr Hanm, bugnk hayatmzda
ok doal karladmz kadn-erkek arkadalklar iin bile derin huzursuzluklar yaar.
1890 Martnda stanbul'a gelen "veliaht Prens Viktor Emanuel"le grmesi, nce ya
makl, sonra feracesini kararak prensle bir arada oluu Nigr Hanm' din kayglara
srkler:
"rtnmeye, vaktiyle, son derece riayet ettiim halde sonralar bamdan geen fel
ketler beni yeise drd gibi, babam da, ecnebi misafirlerle grmemi mnasip
grdnden, ben buna altm. Bununla beraber, Rabbime ve Resul'ne kar duydu
um derin sevgi ve ballk bu yzden asla sarslmad. Yaratan'ima, ruhumu, iman nu
ru iinde teslim etmek, inallah, bana da nasip olur."
Zaman zaman Avrupa, Msr yolculuklarna kan Nigr Hanm, prensler, ehzade
lerle dostluk etmekte, prensesler, sultanlarla grmekte, ediplerle bulumakta, tart
makta, ama hep ayn yalnzl, ilikisizlii srklemektedir. Abdlhak inasi Hisar, Bo
azii Yallar'nda yer alan esiz bir yazsnda onu ayna karsnda, gzel giysileri iinde,
bandan hotozunu karrken grr ve edebiyatmzn ok etkileyici bir platonik ak
sahnesini kaleme getirir. Burada, orta ya eiindeki Nigr Hanm varlk dnyasndan
yoklua doru, olanca grkemiyle snp gitmektedir...
Dekora baklrsa, dekor da air Nigr lsnde grkemlidir. iekler arasnda ken
disine yer hazrlanm Nigr Hanm, prenslerin, ehzadelerin "Chopin mi? Wagner mi?
Greig mi? Hangisi arzu buyruluyor?" sorusuyla onurlandrlr; sonra ge saat, sarayn
arabasyla evine, uzlek kesine dner.
Yalnzlk dnyasnda ak, btn imknszln serdike, air Nigr iin tant h
kmdarlar saymak kalr geriye: "Tantm beinci hkmdar olarak bu yaz..."
Zaten ok gemeden art arda savalar patlak verecek, ttihat ve Terakki ynetimiyle
madd durumu sarslm Nigr Hanm, teki Osmanl-Trk kadnlarnn pek ou gibi
ak tanmadan, ak kendi istenciyle seemeden, aksz hayatnda bsbtn yoksullua
decektir. Bize bir dnemi armaan ettii -bizimse, yeni yazya geirip aydnlanaca
mz yerde, mze kesinde kaybolmaya, yok olmaya terk ettiimiz- yirmi defterinin so
nuncusunda u son satrlar air Nigr Hanm'n mrn zetler gibidir:
"Gndzn arayanlar olmusa da, her yer ve her ey gibi kapmn ngra da krk
olduu iin iitmedim."
2.
Doutan varlkl Nigr Hanm'n yan banda Bihter... 1900 tarihli Ak- Mem
nunun Bihter'i servet tutkusuyla aktan vazgemi saylabilir.
Boaziili Adnan Bey'in dengi dengine bir evlilik nerisi dnldnde, kendisi
ne deil, bu evlilii annesi Firdevs Hanm'a nermesi beklenirken; Bihter, Adnan Bey'in
yalsnda yaamay, Adnan Bey'le evliliinin en nemli mutluluk nedeni saymtr. Yal
kocas onun gznde "kumalar, dantelalar, renkler, mcevherler, inciler" satn alabile
cek, atafatl hayatlar kurabilecek madd bir aratr. Bihter, evlilik sonrasn dnme
den Adnan Bey yalsna gider.
imdi Halid Ziya Bey iin trajik bir yasak ak izlei belirmitir. Ak- Memnu Bihter'le Adnan Bey'in gen yeeni Behll' kar karya getirecek, bu akta Bihter'in mu
hakkak ki platonik anlamlar da tayan duygu bana cinsel ak'm btn sarsntlarn
ekleyecektir.
"Bu kecikte, u fakir evceizde", ama gzel eyalar, gzel eyleri gre gre yeti
mi, gzel ve pahal her eyin hayalini kurmu Bihter, belki biraz da o yoksul evin ha-
34
C o g t o , B a h a r '95
f Kadn, Ak
dirimlii her trl ihtirasla Behll'n kendisini batan karmasna raz olur. Geri arzu
ttlftl skse dnyasna kavutuktan sonra cinsel duygularn kendi kendini tatminle gi
dermeye almtr ama, imdi gen adam genliinin itkisiyle ak idol sanmakta; NigAr I lanm'nkini andrr bir perhizkrl yazk ki benimseyememektedir.
Yazk ki... Zira Bihter'in o kadar doal eilimi, Tevfik Fikret apnda zgrlk bir
frtlr tarafndan bile derhal sulanmtr. Ak- Memnu daha tefrika edilmekteyken Tevfik
hkvt, romann yazarna adeta uyarda bulunur. -Birka kez alntladm, vurgulamak
Mnliim- u saptaymlar, Tevfik Fikret'in olduu lde, toplumun da gzda veriini
(lle getirir:
"Bir Bihter, btn ihtiyar kocal gen kadnlan arkasndan srklemez; fakat Bihter
karakterinde, onun terbiyesinde, onun ahlknda, yahut ahlkszlnda, onun serbestli
inde, hasl onun durumunda bulunan kadnlara, bunlarm ahlk gszlkleri arasn
da, pek uursuz bir klavuz, pek zehirli bir dme rnei olacanda phe yoktur."
Payitahta sonsuz zgrlk temenni eden "Sis"in airi, Bihter'den btn bireysel ak
zgrlklerini geri alrken, Adnan Bey'in... zengin, rahat yaamal, hayat Boazii'nde
ki yalsnda gemi, kzkardei Bykada'daki kknde oturan Adnan Bey'in gen Bihlor'le evliliini namus ve ahlkn dairesi iinde grebilmektedir. yle grleceini sez
il inden, bildiinden olacak, Halid Ziya da Bihter'i beklenen sona alp gtrr; gen
kadn umutsuz cinsel ak hikyesinden sonra canna kyar.
Yaandnda ak, hele cinsel ak -Bihter rneinde olduu gibi-, bir tabancann,
"zarif oyuncan siyah az"yla "o derin ak yaras"nn szlatt noktay bulmakta ge
cikmeyecektir.
o g t o ,
B a h a r '95
35
Selim leri
36
C o g t o , B a h a r '95
" A k G e l c e k C m l e E k s k l e r
BTERM.
mini unutan kiiler iin ufak da olsa bir anmsatma ve paylalacak zel bir gn olduuna inan
yor. tik Sevgililer Gn armaan iek ve kocaman kalpten yaplm bir ikolataym.
CG'ye gre Sevgililer Gn ok anlaml bir gn. Yllar nce kendisine armaan edilen kr
mz bir al ile iei unutamyor. Sevgilisine, pnce prens olmayan cinsten bir kurbaa alaca
n sylyor.
1 . U ZAK LIK LAR
o g it o ,
B a h a r '95
37
Grkan Aylan
malnda, kokladka solgunlaan sevda iei, yolu dsel sevgilerden geen bu yaam
gezginlerinin deitirilemez yazgs gibidir.
Yollarn ve gnlerin sonsuzluunda u uca eklenen sigaralar, bir sevgilinin scakl-;
yla sarlman kk kalar, minik avuntulardr.
-
NY'ye gre 14 ubat sevginin en gzel biimde ifade edildii bir gn. Ald ilk armaan,
kalp biiminde bir anahtarlkm ve zerinde adnn ba harfi varm.
i
SB "seven insanlar iin bence her gn Sevgililer Gndr" diyor. Yllar nce Ameri
ka'dayken sevgilisi ona bir srpriz yapm ve gzel bir iek gndermi.
2. A d
Yrekte zehir iekleri gibi bytlen, arl, sancl gecelerin, benze ve kahreden
sabahlarn gzyalaryla sulanan sevgiler de neyin nesi ki? Hi merak edip de derinlik- i
lerinden kefetmeye ktn m o ssz aday? Umursadn m hi gizli dnyasn Urfalnn;
dert ettin mi kendine Hopal Engin'i; gelip de rahat uykularna oturdu mu gecenin bir
yerinde, Rizeli Orhan'n yreine bak gibi saplanan yalnzl? Tedirgin edici sinyaller
yollad m sana Seveni Yok Seyfullah'n kasaba istasyonlar kadar tenha yrei? Grebi
liyor musun Halis'in yorgun gzlerindeki sszl?
- Melek yzlm
Urfal sana mecbur
- Sevgiden Rizeli Orhan anlar
- Seni sevmeyen lsn Halis
(ok ilgin: Bu yaz kompresr zerine yazlmt)
- Bir szle baladn beni kendine
Yllardr peinden srkleniyorum
- Hopal Engin
- Seveni yok Seyfullah
"Birbirini seven insanlar iin her gn Sevgililer gndr" diyen , hayatnda bir kez ar
maan alm. O da bir ift kol dmesiymi.
.T. "sevenlerin beraberliklerini kutladklar zel bir gn" tanmlamasn kullanyor. Unu
tamad armaann 1958 ylnda, Amerikadayken alm.
3. z l e m
38
C o g t o , B a h a r '95
IttKtyi' duyulan zlem midir bu, yoksa ondan, yaam gezgininden yz evirmi, baka
(knllarda giden sevgiliye, somut bir varla duyulan zlem mi?
Adn hasret koydum
( elecein yok senin
liir gece uykularna hasretim
Bir de sana beyaz glm
Ak bana sordular
Seni anlattm
- Sevgiye hasretim
Sevgin ldrmesin
- Gel artk bir tanem
- Bende bir sen var
Oda sen deilsin
74 ubat' birlikteliklerin ve aklarn simgeledii gzel bir gn olarak nitelendiren SS, kolej
yllarnda krmz gelinciklerden yaplm bir buket aldn sylyor. Bu yl sevgilisine krmz
fh/oklu bir ampanya armaan etmeyi dnyor.
D.E, "keke her gn Sevgililer Gn olsa" diyor. Bu gnle ilgili unutamad armaan,
kulp eklindeki bir balon.
4. Y o k t u l a r
o g t o ,
B a h a r '95
39
Grkan Aylan
C o g t o , B a h a r '<
N i e t z s c h e v e B a t a il l e ' d a
V a r o l u , A k v e l m
M. Mukadder Yakupolu
o g t o ,
B a h a r '95
4*
M. Mukadder Yakupolu
Bir kez daha: tanrtanmaz Tanrsz tamamlanm dnyadan honuttur, aksine bu kur
ban eden, korku iinde, kendini yok eden, paralayan, hibir zaman kavranamayan, ta
mamlanmam, tamamlanamaz bir dnyann karsndadr."'21
Tanr-peygamber sa'y armha geren insanlk geri dnlmez bir yola girmitir. Bu
eylemle birlikte bataa srklenmitir. Bataille XX. yzyl insannn bir lm-kalm sa
vamnn iinde olduunu dnmektedir. Bu savam iinde en derinlere kadar batp
yeniden var olmak gereklidir. Nietzsche ve Bataille'daki ak ve lm temalarn ve bun
larn dinamiklerini Tanr'sz dnyadaki varolu savam iinde deerlendirmeliyiz.
Nietzsche, 1870-71 Almanya-Fransa savama hastabakc olarak katlr ve bu sre
iinde ilk kitab olan Trajedinin Douu'm yazar. Henz 26 yandadr. Schopenhauer ve
Wagner'in etkisinde yazd bu yaptnda, (bu olguyu kendisi daha sonra 1886'da yazd
otokritikte belirtiyor) Nietzsche tm felsefesini ynlendiren diyonizyak varoluunun
k noktasn verir. Bu kitap hakknda yazd otokritiinde Diyonizm iin yle bir ta
nmlama getiriyor:
"... O halde, bu sakncal kitapta belirtilen, Hristiyanlk kart ve saf olarak artistik
deerlendirme olan, yaamn ztt bir deerlendirme, yaama taban tabana zt bir doktri
ni oluturan bir igd olan igdmn kar olduu ahlaktr. Bu igd nasl adlandrlmal? Filolog ve sz adam olarak, yrekli bir davranla igdm vaftiz ettim -nk Deccal'n gerek adn kim biliyordu?- bir Yunan tanrsndan yola karak bu ig
dye Diyonizm adn verdim."
Nietzsche'yi bu dnyadaki ve te dnyadaki tm otoritelere kar bakaldrtan bu
diyonizyak igds olmutur. Kendisinden nceki tm felsefeyi, olup-biteni dorula
ma, kabul etme biiminde grp buna iddetle kar kan Nietzsche Diyonizm fikrinde
varoluunun lgn, snrsz ak devinimini bulmutur.
"... nk Yunan igdsnn temel olgusu -onun "yaama istei"- Diyonizm psi
kolojisinde, diyonizyak gizlerde ortaya kmaktadr. Yunan, bu gizlerden hangi gven
ceyi talep etmektedir? Sonsuz yaamn, yaamn sonsuz dnnn gvencesini; ge
mi tarafndan vaad edilen ve kutsallatrlan gelecek; lmn ve deiimin tesinde ya
amn yengin onam; cinselliin gizleri yoluyla insan trnn kollektif yaamnda ger
ekleen gerek yaam."(4)
Hristiyanln yaama dman bir olgu olduunu dnen Nietzsche kendi fikirle
rinin dayanak noktasn eski Yunan trajedisi ve felsefesinde aramtr.
"Diyonizos ismi, yaamn en derin igdsnn, yaamn geleceinin, yaamn son
suzluunun dinsel anlamn -yaama giden yolu, reme eylemini- belirtiyor, bu kutsal
yoldur...
Yaama kar temel hncyla cinsellii pis bir ey haline getiren Hristiyanlktr; yaa
mmzn ncllerine, ilk eylemine amur atmtr."
Nietzsche Diyonizos'u yaamn sonsuzluunu salayan, daha sonraki kitaplarnda
(zellikle Zerdt Byle Buyurdu'da) gelitirecei Sonsuz Dn' gerekletiren temel bir
varolu devinimi olarak grmtr. Ak ve erotizm, sonsuz varolu deviniminin itici
gcdr. Bu diyonizyak coku ve devnimi Henry Miller'in yaamnda ve kitaplarnda
da gryoruz.
Miller'in diyonizyak bir yaam olmasna karn Nietzsche'ninki bir ilekein yaam
olmutur. zgrlnn somut alann bulamayan Nietzsche Diyonizminin hep negatif
2)
3)
4)
5)
42
C o g t o , B a h a r '95
C o g t o , B a h a r '95
43
M. Mukadder Yakupolu
m belirlemek (byk devrimcilerin hepsi hasta ve epileptiklerdir) - Ama din adam tip
lerinden birinin de pagan tipi olduunu unutmayalm. Pagan tip yaamn onaylanmas
nn ve tannmasnn bir biimi deil midir? Bunlarn en gelimiinin yaam vmesi ve
yceltmesi gerekmez mi? Esrime iinde taknlaan bir kafa tipidir pagan! Yaamn so
runlarn ve elikilerini benimseyen ve onlar zen bir kafa tipi! Yunanllarn Diyonizos'unu ben buraya yerletiriyorum: hibir ekilde yadsnmayan ve paralanmayan ya
amn bir btn olarak dinsel onay - (cinsel ilikinin derinlik, gizem, sayg fikirlerini
uyandrmas dikkat ekicidir.)
sa'ya kar Diyonizos: ite kartlk budur: ac ekme asndan aralarnda bir fark
yoktur ama deiik anlamlar tarlar. Srekli olarak, korkun yapsyla ve sonsuz dn
ile yaamn kendisi korkuyu, yok etmeyi, yok etme istencini gerektirir... Kar tarafta
ac, "masum sa" yaama kar bir kant, yaam mahkm etmeye yarayan bir forml ol
maktadr. u olgu ortaya kyor: sorun acya verilen anlam sorunudur: Hristiyansal an
lam ve trajik anlam... Birinci kta bu, kutsal bir varolua gtren yoldur, ikinci kta va
roluun kendisi devasa bir acy dorulamaya yeterli olacak kadar kutsal grnmekte
dir. Trajik insan en korkun acya bile evet der: bunun iin yeteri kadar gl, verimli,
ycelticidir; Hristiyan insan dnya zerindeki en mutlu talihe bile hayr der: yaamn
her biiminde ac ekmek iin yeteri kadar gsz, yoksul, yetkesizdir... armhtaki
Tanr yaamn lanetlenmesi, yaamdan kurtulmann belirtisidir; paralara ayrlm Di
yonizos ise yaamn kahramanldr. Yokolutan geri gelecek ve srekli olarak yeniden
doacaktr."
Nietzsche, tutkularn snrszlnn lme yol atn ama ayn diyonizyak tutku
nun srekli yeniden douu salayacan dnmektedir. Tanrsz evrende lmszl
salayan diyonizyak devinimdir. Bu devinim yaamn srekli onaylanmasna yol aar. stn insan yaratan erotizmin ve g istencinin kayna Diyonizos.
Bataille Erotizm'de yle yazyor:
"Eer iki an birlemesi tutkunun eseri ise, bu birleme lm, intihar ve cinayet
arzusunu artrr. Tutkunun belirttii lmdr. Sreksiz (sonlu) kiinin srekli teca
vze urama arzusuna cevap veren bu iddetin altnda ikili bir egoizm ve alkanlklar
alan balyor."
Erotik tutku, diyonizyak deviniminin grnmlerinden bir tanesidir. Bu tutku l
mn iinden geerek sonsuzlua ulama tutkusudur. Nietzsche ve Bataille diyonizyak
cokuda lm deneyiminin yaandn ve bu deneyimin yaamn srekliliinin onay
lanmasna aldm dnmektedirler.
Nietzsche ve Bataille, yaam varoluun youn devinimini yanstan bir olgu olarak
deerlendirdiler ve bu servenin iine tm cokularyla birlikte atldlar. Yaam ikence
sini onayladlar, lm varolularn iine alp onu bir son olarak grmediler. Tanrtan
mazlklar, onlarn varolularnn devinimini daha u noktalara gtren itici bir g ol
du. Onlarn tanrtanmazlklar yaam onaylamann n kouluydu. Yaam varoluun
hibir zaman yokolmaynn, srekliliinin bir belirtisi olarak deerlendirdiler. Ak ve
lm diyonizyak cokunun iinde birletiler. Bu coku en byk ikenceye evet der. Ba
taille Deneyim'de yaam ikencesini byk bir cokuyla onaylar. Nietzsche trajik insa
nn en korkun acya evet dediini syler. Bataille, yaam ikencesinin ne kadar byk
bir diyonizyak cokuya neden olabileceini Deneyim'de dile getirdii bir ansnda ok
arpc ve mkemmel bir biimde verir:
"Bundan onbe yl nce (belki biraz daha fazla) nereden bilmiyorum, ge saatte eve
8) Nietzsche, Volont de Puissance, 483, M ercure de France, 1918
9) Bataille, Erotizm, s. 24, Bilkamat Yaynlan
44
o g t o ,
B a h a r '95
C o g t o , B a h a r '95
45
L ove T h a t N
ever
T old C a n B e
Hiisrev Hatemi
47
Hsrev Hatemi
48
o g t o ,
B a h a r '95
Bylece Blake'ten 6 yzyl kadar nce Sa'di de "Love that never told can be" diyor.
Trk Divan iirinde bu grn en gzel rneklerinden biri "Cylar kim vardlar
llpyya ham oldular" Bu msranda air "rmaklar denize varnca susarlar, Tanr'ya
tlsmlarn da artk bu srr yaymamalar susmalar, rmak gibi arldamay brakmalar
m'ickir.
Fakat dikkat edilirse, ilahi aktaki skt, sevilene eritikten sonra gelen skttur.
Arkn hikimseye hatta sevgiliye de sylememek derecesinde olan bir sessizlik demek
dirildir. lahi (Tanrsal) akta sevgiliye ulalnca neden sessiz kalnr? nk ilahi gerl rt mertebede sralanmtr.
bareler, eriatin konusudur ve herkesin anlayaca kural ve szlerdir. aretleri
t\kinler anlar. nce anlamlar (latifeler) tanr dostlar anlar. Gerein en st mertebesini
[irygamberler kavrayabilir. Bu sebeple ince anlamlan (letif) anlayan tanr dostlar, bun
lar olur olmaz herkese amamaldr. Aarlarsa ne olur? eyh Galip bizi uyaryor. "Son
lu Mansur gibi kmak olur dare sakn" Yani Mansur gibi idam edilirsin sonra.
Y e r y z A k l a r in d a S k t
Blake'in bahsettii ak, ilahi ak deil, yeryzne mahsus aktr. Bu akta neden
kt edilir? nk akn sradanlamasndan alkanlk halini almasndan korkulur.
Ahmet Haim, ak henz iki tarafa imzalanmadan, kanun kuvvetinde kararname hali
ni almadan, tasary geri ekmeyi neriyor.
Dnsek mi bu akn afandan,
Gitsek mi ekaalim-i leyale
Bizden daha evvel erienler
Alar bugn evvelki hayale
(Acaba bu akn afandan geri dnerek gece iklimlerine mi gitsek? Bizden daha nce
nk afana erienler daha nceki dlerine alyorlar imdi). Baka bir iirinde Ahmet
I laim biraz korkutucu davranr:
Bodum skun-i kahr ile ak- muhalimin
Vahdet gzn-i kalbim olan yar-i lalini
Am o yerde kin-i beer hblini
Bekler tul-i nahsn ems-i mezlimin
,
(Yreimde duyduum derin yknty, sknet ile rterek, sonuca varmas bir d olan
kmn, kalbimle teklemeyi (btnlemeyi) semi olan dilsiz sevgilisini bodum. O
yerde, insan kini kocaman kanadm am olarak ktlkler gecesinin uursuz douu
nu beklemekteydi).
Bu drtlklerde Haim, korkusunun ipularm vermektedir "nsanlarda naslsa or
taya kacak sevgisizlik ve nefret, akmz karanlk bir geceye evirmeyi beklerken, ben
henz itiraf etmediim ve henz bendeki sevgi ihtiyacndan baka bir ey olmayan dil
siz sevgiliyi bodum".
Bazan Haim, Blake'ten fazla Blake'dir. Osmanl Beylerinin bir ksm utandklar
iin, ok elebi mizal olduklar iin, aklarn anlatmaya mnasip bir frsat ararken
mr gelip geer. "Halimi arzetmeye ol ha bir dem bulmadm" bestesi bu elebi k
larn hazin yksdr.
C o g t o , B a h a r '95
49
Hsrev Hatemi
Bir ksm btn cesaretini toplayarak, sevgiliye akn anlatmak iin onun zel oda
sna girer, fakat onu da zgn ve perian grerek kendi dertlerini unuturlar.
Hbgh-i yre girdim arz iin ahvlimi
Bir perian halini grdm unuttum hlimi
(Yare durumumu anlatmak iin yatt yere kadar girdimse de onun perian halini gre-:
rek kendi halimi unuttum)
Doulu erkek eer klasik edebiyat kltr almsa, aktan biraz korkar. Ak nce,
kolay grnr fakat sonra yle mkller belirir ki..
Nafz- irazi de bizi uyaryor:
"Ki ak sn nmud evvel veli ftd mkilha"
(Ak nce kolay grnd, fakat ardndan yle zorluklar belirdi ki?)
airlerimizi aklarn gizli tutmaya sevkeden sebeplerden birisi de ar bal gr
nmn kaybetmek, ele gne kar gln olmaktr. Yunus Emre diyor ki:
'
Gln olma korkusunun trlerinden biri de aradaki ya farkdr. Bunu anlatan besteler
de vardr. Bu bestelerde boyun bklerek "ah, daha nceleri neredeydiniz?" diye sorulur.
"Sen kendine kendin gibi bir taze bahar se" denerek, Paris'te Son Tango tipi kederli bitecek maceralardan kalr.
Bir demir da delip boynuna almak gibidir.
Her kii ak olurdu eer sn olsa
(Bir demir da delip boynuna takmak gibi ar yktr ak. Eer kolay olsayd, herkes
ak olurdu) diyen aire hak veriyorum.
Zaten dnyamz imdi ok kolay yaanan bir bahe gibi grmeyelim. imdi de es
ki gnler gibi "hatar'Tar var. Kobe depremi kutsal metinlerdeki sahneleri, Tokyo metro
su olay Haan Sabbah fedailerini, eitli harpler Mool ve Hal zulmlerini hatrlatm
yor mu? u halde aktan szettik, hatarlara maruzuz. "Dua-yi hayr klsn bize yaran"
diyelim. Hatar kelimesinde, basit bir tehlikeyi aan rpertici anlamlar ykldr. Bir tari
kat yoluna giren kiiyi eytan'm ve yardmclarnn aldatmasna da "hatar" denir. Mslmanlar eytan'dan pek o kadar korkmazlar. Fakat Budizm ve Hristiyan yolunu be
nimseyen toplumlarn edebiyatlarnda bu tip "hatar'Tar nemli yer tutar. Yunus Emre
50
o g it o ,
B a h a r '95
!1
]
]
;
o g t o ,
B a h a r '95
51
A k a D r m b l m s e l Y a k l a im
Korkut Yaltkaya
Ak, dirimbilim as dnda kalan baka bir grle aklamak olas gibi deil.
Geni kapsaml bir ilgi duygusu olan sevgiyi aktan soyu tladm da da ak ile cinsel ka
vuma ya da bedensel istekler e anlaml oluyor. Trn remesi iini ise aktan ayrmak
gerekiyor. Ak duyumsamann koulu ise iyi gelimi bir beyin.
Trn bireyleri arasndaki iletiimi arttran, ayrntl duruma getirip eitlendiren
sinirsel balantlar ve dzeneklerdir; sinir sisteminin merkezilemesidir, ksacas beyin
dir. Sinirsel akm devreleri gelitike, d dnyay kaba bir nesnellikten uzaklatrr, yo
rumlayarak aktarr. Ik kontrastlar ekil olarak ve giderek de ekiller ayrntlaryla alg
lanmaa balanr. ember ile elipsin fark anlalr olur. Her ne kadar sinir balantlarn
daki artm nesneleri eitlendiriyor, alglamay karmak duruma getiriyor gibi grnse
de aslnda nesnelerin zelliklerini daha iyi belirleyerek zgnletirir de. Bylece birey
dier bireyi daha iyi ayrmsar, zelliklerini daha iyi alglar ve doal olarak daha iyi se
er. Bylece artan bireyler aras iletiim, (ak) trn remesine yeni fakat benzer bireyle
rin katksn salar. Beyni yeterli olarak gelimi birey; bir bakterinin durumunda olmaz
ve guguk kuunun veya bir rdek yavrusunun tuzana dmez: bakteriler birbirleriyle
rastgele arparak rerler. Hibir bakteri dier bakteriyi beenerek seemez. Beenile
rin oluturduu bir dzenleri yoktur. Bir kr ddr gider. Fizik yasalaryla syle
mee alrsak bakterilerin seks dnyasnda entropi (s-devinimbilimin ikinci yasasn
daki da durumu) hayli dktr. Yavru rdek, iletiim bilgisi kt kazlar; guguk kula
r yavrular da dier trden ku beyinli kular kandrr; bu hayvancklar seip onlarn
yuvalarndan, yiyeceklerinden yararlanr. Beyni gelimi birey ise bu tr yanlglardan
uzak durur; kendisine daha ok benzeyen, uyan bireyi seer. Bu seim ya da ynelite
kaba bir alglama deil (kazn, iki ayayla yryp arkasna takld iin rdek yavru-
52
C o g t o , B a h a r '95
Nunu kendi yavrusu olarak benimsemesi gibi) daha zgne bir yneli vardr ve ayrntl
bir biliim sz konusudur. Olaslklar azalm, karklk durulmutur. zgr enerji
ii/.alm, entropi artmtr. Ak, bu olabilir.
Ak iin beynin varlnn koul olduu eskiden beri bilinir. Aristo'dan bu yana
byle bir gereksinim sezinlenmi ancak aka anlalamamtr. Bugn iin de konunun
tmyle akla kavutuu sylenemez. Aristo, beynin cinsel eylemin etkilerini du
yumsayan ilk organ olduunu belirtir, nk beyin tm bedenin "en souk esidir".
nk scak tohum beyinden karak aaya indii iin beyin sour. ou kez olduu
gibi Hippokrat'm bam ektii ve Galenus'un srdrd bir dnceye gre coitus
venereus'un (eeysel kavuma) saradan bir fark yoktur. Demokrites bu kany geneller:
"bir cinsin birlemesi kk bir saradr".
"Yeniden tomurcuklanma" olarak da tanmlanan cinsel ilikiyi; her ne kadar ben
zese de sara olarak betimlemek pek yerinde bir gzlem deil gibi. En azndan saradaki
bilin yitmesi olay, cinslerin birlemesi srasnda pek grlmez.
Trlerde; ekiller, renkler, kokular, sesler ilkel cinsel ynlendiricilerdir. nsanlarda
beyin ilevlerinin cinslerde farkl oluu ise, dier nemli bir ynlendirici olmaktadr.
Belki de insanlarda dii-erkek beyni fark cinsler aras en nemli ekicilik nedenini olu
turmaktadr. Ancak, erkein geni omuzlarndan ya da kadnn ince belinden beeni ile
sz ederiz de kadnn alglama hznn fazlalndan ya da erkein stn geometri bece
risinden pek sz etmeyiz. Sz etmesek de bu etkilenmemek deildir ve beyinler aras bu
kk ve ekici farklarn doann bir oyunu, hatta tuza olduunu dnebiliriz.
Dii ve erkek beyinleri arasnda baz beceri ve yeteneklerdeki farklar olmasna kar
n bu farklar zeknn (anlak) toplam dzeyi ile ilgili bir deiiklik oluturmaz. rnein
ayn anlak dzeyindeki iki insandan biri szckleri incelik ve ustalkla kullanr, dieri
ise szck kullanmnda o denli baarl olamazken el becerilerinde ok daha iyi olabilir,
uygulanan testlerin sonularna gre erkeklerin kadnlara oranla geometrik ilikileri
bulmakta daha becerikli olduklar saptanmtr. Erkekler, boyutlu bir cisim dnd
rldnde hangi grnmde olacan nceden daha iyi anlarlar. Yine geometrik ili
kileri, ynleri iyi deerlendirdiklerinden olacak bilmedikleri bir kentte gidecekleri yn
daha iyi bulurlar. Bunlara karn kadnlarda alglama sresi daha ksadr. rnein nes
neler arasndaki fark ve benzerlikleri abucak bulurlar. Erkekler matematiksel yol ve
yntemler bakmndan baarl olurken, kadnlar da matematiksel ilevleri yapma bak
mndan daha gvenilirlerdir. Diiler daha abuk olgunlarlar, okul baarlar daha iyi
dir ve kendilerini karsndaki kii yerine koyup o kii gibi duyumsamaya, e duyumlu
olmaa (empati) daha yatkndrlar. Dii ve erkek beyni arasndaki bu farklarn en nem
li nedeni doumdan nceki uterus ii gelime srasnda deiik hormonlarm beyni etki
lemesidir. Erkek beyni zelliklerinin kazanlmasnda en etkili hormon androjen grubuna
giren testesterondur. Testesteron sadece erkek genital organlarn oluturmakla kalmaz,
beyni de erkekletirir. Uterus ii kritik evrede androjen etkisinin az olduu durumlarda
ise beyin, dii beyni zelliklerini tayarak geliir. Acaba biraz taraf tutarsak doal ve
bozulmam beyin dii beynidir, bu beyin testesteron etkisiyle erkekleir diyebilir mi
yiz? Ancak erkekleen beyinler olmasayd belki ak da olmazd.
Bylece, androjenler hem cinsel davranlara, hem de e seimine etkili olmaktadr.
Burada sz konusu olan e seimi ayn veya kar cinsten bireylere cinsel ynelim
ve seimdir. Androjenizasyon, kadnda e semede defeminizasyon oluturup, erkei e
olarak seme olasln azaltr, kadn seme olasln ise arttrr. Burada, dii dlnn
(fts) uterus iinde yksek dzeyde androjenle karlamas sz konusudur. Erkek ho-
C o g t o , B a h a r '95
53
Korkut Yaltkaya
|
moseksellerin beyinleri ise ne masklinize ne de defeminizedir. Bylece dltken biraz ;
fazla miktarda androjenle karlam olan bir kadm; bir baka kadna ak duymay en
doal olay olarak kabul edecek, erkeklere ynelen kadnlarn bu davranna hi mi hi
akl erdiremiyecek hatta bu durumu irkin ve iren olarak tanmlayacaktr. Demek k i ;
ak niteleyen androjenlerdir.
>
Stresin (zorlanma) birincil derecede ilgili olduu organ beyindir. Stres, yine beyin
aracl ile cinsel ilevlere de etkili olur. Laboratuar hayvanlarnda yaplan bir deneyde,
doum ncesi stresin erikinlikteki cinsel davranlar deitirebildiini gstermitir. Bu
deneyde gebe fareler kap korunamayacaklar bir ekilde ok gl kla kar karya :
braklm ve bu farelerden doan erkek yavrularn cinsiyet organlarnn erikin yaa
geldiklerinde daha kk olarak gelitii saptanm. Farkllama sadece ekilsel olarak 1
kalmam, bu erkek farelerin erkeksi cinsel davrantan ok kadns davranlara yatkn
olduu ve az miktarlarda diilik hormonlar verildiinde bu davranlarnn hemen ne
kt grlmtr. Yine bu farelerde, beynin n ksmnn da cinsel organlar gibi iyi
gelimemi olduu grlmtr. Bu olaya neden olan, youn zorlanma altndaki ana fa
relerde stres hormonu da diyebileceimiz steroid hormonlarnn bbrek st bezi tara
fndan bolca salglanmas ve bu steroid hormonlarnn erkek dltte androjen oluumu
nu basklamasdr.
Hayvanlarda, cinsel davranlara etkili olan doum ncesi (prenatal) baka neden
ler de vardr. rnein, ana uterusunu birok erkek kardele paylaan dii farelerin, er
ginliklerinde cinsel yaklam srasnda erkek gibi davranmaa (dier hayvann stne
binmee) eilim gsterdikleri, daha az sayda erkek kardele uterusu paylaanlarda ise
bu tr erkeksi cinsel davranlarn daha az grld saptanmtr. Belki de bu diiler,
kardelerinin testesteronu ile ksmen androjenize olmaktadr.
Cinsel eilimin doum ncesi belirlenmesine karn, erikinin cinsel uyumu kesin
olarak deimez deildir. Prenatal belirlenmeleri ayn olan kiiler (benzer hormonal et
kilerle karlam olanlar) yaamlar boyunca sosyal, dinsel ve ekonomik olarak gd
lenip sonuta birbirinden ok farkl cinsel alkanlklar edinebilirler.
Stres olsun, hormonal etkiler olsun karmza temel etken olarak hep beyin kyor.
Elemden (ac) kap, hazza (holanlan duygulanmlar) ynelimi beyin salar. Salt yn
lendirmez, ksmen oluturur da... Beyinde yle yerler vardr ki bu ksmlarn elektriksel
uyarmlar haz duygusu oluturur. Deney hayvanna, basldnda beyindeki haz alan
larna elektrik akm veren bir pedal kullanma retilirse hayvan bu ii byk bir istek
le yapmaa balar. yle ki saatte bebin kez pedala basarak kendini uyaran ve sonunda
bitkin den hayvanlar grlmtr (mastrbasyonla e deer bir davran). Tersine,
elektrot ac (elem) veren bir alana yerletirildiinde hayvan pedala bir kere bastktan
sonra bir daha basmak istemez. Bu alanlar, beyinde hipotalamus ve limbik lob diye bili
nen yaplar iindedir.
Neredeyse, beynin gl bir haz olan aka sadece ynelim saladn deil ayn
zamanda onu btnyle oluturduunu da ileri sreceiz. Ancak, beynin ak tmyle
oluturmas yani bedensel isteklerden arndrlm bir ak, salt dnceye dnm
bir duygulanm yaratmas olas deil gibi. Her ne kadar bu konuda Platon sevgisinden
(Efltn aktan) trubadur veya valye aklarndan sz etmek alkanlndaysak da;
bu aklarda da bir dereceye kadar bedensel paylarn, yansmalarn olduunu biliyoruz.
Romantik aklarn "erkeklerin kadnlara kar, zihinlerini bo ve imknsz hayallerle
doldurmak iin tezghladklar bir entrika olduunu" sylemek pek de geree aykr
olmasa gerek ("cinslerin birbirlerine kar" denmesi daha uygun olurdu).
54
o g it o ,
B a h a r '95
Beyin ak yaantmza dorudan doruya da etkilidir. Yaklak 1400 gr.'lk bu ormm ok daha kk bir ksmnn (medial preoptik alan-MP) elektriksel uyarm ile er
eklerde iftlemeye benzer davranlar oluur. Tersine, ayn alann yozlatrlmas er
keklerde seksel davrann tmyle yok olmasna yol aar. di edilmi deney hay
vanlarnda beynin bu ksm klmekte, ancak erkeklik hormonu vermekle tekrar b
yyp ilevine kavumaktadr. Yaplan deneylerde, MP alanlar deneysel olarak yozla
tn mi erkek maymunlarn, mastrbasyon yapmay srdrdkleri, dii maymunu kafeNuicn karacak kap mandaln srarla amaya altklar, diinin yaknlndan cinsel
lrnk etkilendiklerini ancak hibir ekilde iftlemee kalkmadklarn ortaya koy
mutur. Bylece MP yozluu, ok incelikli duygulara neden olmakta, platonik maymun
la r oluturmaktadr. Demek ki hadmlatrma, beynin kk bir parasn bozmakla
mmkndr ve daha da garantili gibi grnmektedir.
Beyinin dier baz blmleri de cinsel davranlarla ilgilidir. Salam akak loblar
(temporal loblar), hem kadnda hem de erkekte uygun cinsel nesneye ynelmeyi salar,
jakak loblar yozlatrlm erkek kedilerin, grdkleri her eye (eyalara, oyuncak ay
ya hatta deneyi yapan kiilere) cinsel amal olarak ynelip saldrdklar grlr. Bylev, rgensel kaynakl Kazanova kediler oluturulmu olunur. nsanlarda ise bu alanlarn
yozlamas, cinsel drtlerde azalmaya yol aar. rnein temporal lob kaynakl sara n
betleri olan insanlarda cinsel istek yiter. Fakat, epileptik nbetleri saaltldnda, nor
mal cinsel istekleri geri dner.
Fetiizm, transvestizm ve ocuklara cinsel ilgi duymak (pedofili) gibi cinsel sapma
lara temporal lob yozlamas olan erkeklerde, kadnlara oranla daha ok rastlanmaktalr. Bu sapmalarn erkeklerde daha ok olmasnn temeli biyolojik olabilecei gibi klt
rel nedenlere de bal olabilir.
Kadnlarda, cinsel davranlarda nemli rol oynayan beyin yaps ise hipotalamus'da bulunan bir sinir hcreleri kmesidir. Hipotalamus denilen yap, beynin alt ve
en eski ksmnda bulunmaktadr (eskilikten amalanan bu ksmn en ilkel memeli hay
vanlarda da bulunduudur). Alt oda anlamna da gelen bu yapnn kk bir ksm yoz
latrldnda dii fareler cinsel ilgilerini yitirirler. Bu hayvancklara ne kadar diilik
hormonu verilirse verilsin cinsel ilgi duymazlar. Zaten bu hormonlarn (estradiol-progesteron) etkili olabilmesi iin beynin salam olmas gerekir.
Son zamanlarda hormonlarn yan sra kokain ve morfinle akrabal olan iki kim
yasaln ak ve cinsellikle yakn ilikili olduu bildirilmitir. Kokainimsi (ya da daha
doru ekliyle amfetaminimsi) madde cinselliin en ateli, en tehlikeli evresini, gzn
kararp da sularn ilendii evresini oluturur. Dieri, morfinimsi olan (endorfin) uzun
sreli, sakin (ve belki de mutlu) beraberlikleri oluturmakta, kalp arpntlarn dindir
mektedir. Ne var ki bu iki kimyasaln salglanmasn yine beyin balatmakta ve ayarla
maktadr. Hele endorfin dorudan doruya beyinden salglanr.
Beyin ak konusu olarak bireyin trne ynelmesini, insann insan yelemesini, e
semeyi, cinsel gdlenme, davran ve drtleri salar. Bu ilevini bata hormonlar ol
mak zere bir ok kimyasaln yardmyla gerekletirir. Beden ii iletiimi salayan hor
monlardan baka, kiiden kiiye cinsel iletiim salayan bir baka tzden de sz edilir:
feromonlar. Feromonlar da hormonlar gibi kimyasal tzler. Bir kiiden serbestleen feromonlar dier bireyin fizyolojisine ve davranna dorudan doruya etki ediyor. Yine
fare deneylerinden sz edersek, sadece dii farelerin bulunduu bir kafeste, bir sre
sonra farelerin yumurtlama evrelerinin uzayp, giderek kesildii gzlenmi. Kafese er
kek fare kokusu verildiinde (rnein bir kap iinde idrar konulduunda) dii farelerin
o g t o ,
B a h a r '95
55
Korkut Yaltkaya
Balca Kaynaklar:
Carlson, N.R.: Physiology o f Behavior, Alyn-Bacon, Boston, 1991.
Foucault, M.: Cinselliin Tarihi, cilt, Afa Yaynlan, 1986-1994.
Lewinsohn, R.: A History o f Sexual customs, Harper & Br., New York, 1958.
Oaknin, S., Rodriguez del Castillo A. ve ark.: Change in forebrain Na., K-ATPase activity and serum hormone levels du
ring sexual behavior in male rats, Physiolog. Behavior, 45:707-10,1989.
Restac, R.M.: The brain, The last frontier, W emer books, New York, 1979.
Richmond, G., Clemens, L.: Ventromedial hypothalamic lesions and cholinergic control o f female sexual behavior, Physiol,
Behavior, 42:179-182.1988.
56
o g it o ,
B a h a r '95
A k v e N e f r e t n K k e n l e r '* 1
lan D. Suttie
G r ' t e n ...
Duygularn bilimsel ifadelerimize szabilecei tela iinde, ii onu gzlem alan
mzn tmyle dna itme boyutuna vardrmyor muyuz? Ak gereklerden korkan
gsz bir zihnin bir kurgusu, bir aldatmacas m; eer yle ise sevme yeteneinden
yoksun olduu dnlen zihnimiz ak 'idesini' neden yaratm olsun? Bilim deney ala
nn tmyle kapsar, ama bunu umut ya da korku nyarglarndan arnm olarak yap
maya alr. Bu yzden de, insan esinin izin verdii lde, istek ve amac, bilimsel
'alann' olmasa da bilimsel 'karn' dnda tutmaya alr. Bu anlamda 'saf' ve 'uygu
lamal' bilim arasnda da bir ayrm yapar ve kincisinin kendi 'pratik' amalar ile snrl
olduunu kabul ederiz. Ancak, saf bilim bile ynlendirici bir 'kar' olmadan ilevini ye
rine getiremez, ama bilgiyi genelgeer klabilmek iin 'kar' belirli bir arzu ya da ama
tan soyutlayabilme zelliine sahiptir. fadelerimizin nihai olamayacan kabul etmekle
birlikte felsefi bilim nesnel olmalar gerektiini, duygularn snrlamalarndan, his ve
alkanlklarn arptmalarndan etkilenmemeleri gerektiini vurgular. Bilimin bir ya
am felsefesi olsayd yle ifade edilebilirdi: 'Arzuladmz grmek yerine, grd
mz arzulamalyz.' Gereklie bir yaklam biimi olan bu tutum bilim ve dinin temel
antitezini oluturabilir ama bilimsel tutum da gerekliin bir blmnn inkr deil
midir; 'kar nyarglar' ile birlikte olgular da ieren geni bir bilgi yelpazesini dlad
sylenemez mi?
Bilimsel zihnin de evrim ve kltrn bir rn olduu, kendini kimi kusurlardan
arndrm olsa da bunu kendi alann snrlama pahasna yapt inkr edilemez. Bilim(*) lan D. Suttie, The Origins o f Love and Hate, Pelican Books, 1960, s. 1-5.
o g t o ,
B a h a r '95
57
lan D. Sutte
sel yntemin snrlar iinde bile bu soyutlama ileminin yapld itiraf edilir ve ilkel fi- 1
zilin, maddenin 'ikincil nitelikleri'ni aratrma alannn dnda tutmas bunun kant |
olarak gsterilir. O halde baz bilgilerin bilimsel ynteme aykr olduu, baz zihinsel ]
durumlarn da bilimsel tutum ile badamad kabul edilebilir. Eer bu 'dlanan' du-
rumlardan biri, rnein duygusallk psikolojik bir olgu ise, bilimsel almalarda yer al-
mayacaktr....
;
Bilimin toplumsal btnlk sorunu karsndaki iflas yeni hipotezlerin ortaya atl-;
masna neden olmakta ve maddeci, mekanik bilimin insan ilikileri konusunda yetersiz
kaldm gstermektedir. Daha da ileri giderek, bilimin efkatten arndrlm zihinsel,
bir 'oyun'a ka olduunu, ilk ocukluk yllarnda yitirilen, insann evresi ile kurduu
duygusal ilikileri yeniden kurmaya alan Hristiyan dininin bir antitezi olduunu sa
vunabilirim.
Toplumsal davranlar zerine aratrmalara baladmda altruist (ehvetsiz) ak
kavramn bilimsel bir temele oturtmaya alacam aklma gelmezdi. Biyolojik ve me
todolojik ilkelerle yaklaarak bu zamana kadar geerli klnm 'sr igds' hipotezi
ni reddederek, psikozlarn aslnda toplumsal dzenin dzensizlikleri olduunu ve top
lumsal grup oluturma kuramlarmzn yanlln fark ettim. ocuklarn yetikinlere
oranla ilkel atalarmzdan daha ok farkllatn ve bu balangca dnn, 'sr gds'ne yneliten ok toplumsal alkanla doal bir uyum olduunu grdm. o
cuklarn yetitirilmesinin ve 'toplumsal alkanln' hem birbirleriyle, hem de zeknn
kr igdnn yerini almasyla ilikili olduunu dnmeye baladm.
Mantksal ve biyolojik nedenlerle Freudcu Metapsikoloji'yi reddetmek zorunday
dm; onun seks kuramnn, Oedipus Kompleksi'nin, seks kskanlnn, baba basks ve
hadm edilme korkusunun kltr ve kiiliin belirleyicileri olarak kabul gren grle
rinin sorgulanmas gerektiini anladm. Bastrma duygusunun, korkunun deil akn
bir ilevi olduu, oedipus kompleksi gibi benzer duygulan bastrann da baba deil an
ne olduu sonucuna vardm...
Benim iin akn kayna seks arzusu ya da duygusu deil, yiyecek vs. ihtiyac idi;
ve tabii ki akn (saygmn da olduu gibi) asl nesnesinin de baba deil, anne olduunu
dnyordum. Ancak, hemen ardndan byme iin gerekli ihtiyalarn ocuk zihnin
de yaln organik gereklilikler olarak deil de karlkl ilikide alnan bir zevk; yalnzlk
ve terkedilmilik iinde ise bir sknt olabilecei duygusunun yerleebileceini grdm.
Freudcu kendini ifade kavramnn gerilimi azaltc bir sre ya da duygusal boalma
ieriinin yanl olduunu, ifadenin bir baka kiiye ynelen bir sunu ya da bir uyar ol
duunu, bir karlk beklediini ve akn zaten temelde uyumlu bir karlkllk durumu
olduunu dndm... efkatin kltrmzde ve bilimimizde seksten daha fazla ya
saklandn ve psiko-analitik aratrmalarn ve tutumlarn da bu nyarg tarafndan s
nrlandn grdm....
ocuun kendini koruyabilmek iin isel bir birliktelik ihtiyac olduu varsaymn
dan yola karak bunun aile ya da arkada sevgisine dntn ve bu duyguyu jenital hazdan arnm bir ekilde Freudcu Libido'nun yerine koyduumu, kurammn ana
yaps olarak ilan ettim.
eviren: Zeynep Grata
58
o g t o ,
B a h a r '95
SANATININ BR IK
O l a r a k n t h a r i ?
Halil Gkhan
Sanat dili, slubu adal olan bir sanat, bile isteye lmek, intihar etmek eylemin
de bulunmay gze aldnda, yaklaan lmnde yine bir slup denemesine giriir. Te
ma hibir bakmdan eitli deil, tersine tektir. Tema lmdr. Yatay olarak eksiden ar
tya, art sonsuzdan eksi sonsuza lm. O kadar. Gidilen bir boluk. Eriyecek olan yatay
bir gvde. Bu temay diklemesine kesen doru, slup dorusu (tavr dorusu ya da tav
rn nitelii) sanatnn lmn zamann gemi dzlemine oturtan, saplayan doru
dur. Yani sanatnn ve sanatn geometri uzaynda dikeyi temsil eder bu doru.. lm,
intihar olgusunun derinliidir.
Sanat hangi nedenlerden dolay intihar seer? Konularna gre intiharn eitleri
nelerdir?
Yaamn diklii, sarp elikileri ve uurum aclar yok olmay nerirken gsterdii
eylemci el, sanatnn kendi elidir. Diklik, sarplk ve uurumlarn karsnda, trmanc
ya da hamleci duyu kaslarn, alg kemiklerini, direnme eklemlerini yitirdiini gren sa
nat, o hzla bir d kazanrsa da, decei yerden, metafizik konumdan ok, d
asyla urar. Bu a, verili ya da popler intihar nedenlerinin aortayndan sapma
gsteren allmadk bir durum asdr.
"Herkesin lme bir bak var. lm gelir, senin gzlerinle bakar." (Bu iki cmle,
air intiharlarnn ar toplarndan biri olan Cesare Pavese'nin nl dizelerinden dzya
zya aktarld, kaynak yerine zorunlu olarak bellek kullanlnca) Pavese, lm, insann
dnda bir bak eylemi olarak nitelerken, bir yandan da intihar dncesini lm zle
C
o g t o ,
B a h a r '95
59
Halil Gkhan
mini giderme olarak alglamaktayd. nsann dnda oluan ve insana (canlya) dnk
yok olma yazgsnn zamanca ve uzamca yerlemini ele geirme (kendi lm ann belir
leme - bir tr oto-tenazi) frsat olan ihtihar, yani lm zlemini giderme eylemini bir
otel odasnda gerekletirdiinde artk yazmyordu. te yandan "Benim iin baka bir
kar yol kalmamt" diyerek yoldalara, kardelerine, anacna veda eden Mayakovski, kendini son ve tek kar yoluna teslim ederken intihar da ayr bir denklemin tarafla
rndan biri yapyordu...
Neye denk olursa olsun, hi kimse Sylvia Plath kadar lmek ykleminde kiiyi
edilginlikten bu denli kurtaramad, hem de yine bir-iki dizeyle: "lmek/bir sanattr, her
ey gibi (...)" lm bir kaza anndan ya da hastalk dneminin elinden alan Plath bu
yklemi birinci tekil ahsla ekme eylemini yerine getirmekle yetindi 30 yanda.
Burada duralm. Baka intihar, lm zlemini giderme eylemleri ya da her neyse,
baka birok rnekte, sanat intiharlarnda lm bir mitos olarak bulacaz karmz
da. Sanatnn yaratc nitelii nasl olsa lmn gerisinde, son yapttan bir nce yarat
lan dizeler ya da yazlar brakacaktr. Yaz brakmam da olsa sanatnn yaptlarnda
asgari bir lme bak bulmak her zaman olas. Zira, dnlmemi intihar ancak bir
kaza olabilir.
Burada bir kez daha duralm: Sanatnm ihtihar ancak bir baka sanatnn intiha
rna benzer. airler ressamlardan daha ok intihar etmi; mzisyenler romanclardan
daha az intihara kalkm olabilirler... Ama nereden baklrsa baklsn, sanat intihar,
gerekesinden biimine kadar birok ontolojik bulguyla sarldr. Hatta bu intihan kua
tan felsefe alan az ok varoluudur. lmyle ileyen bir varolu. Babasna kzp ken
dini ldren gen kzla Sylvia Plath'n, Hitler ile Stefan Zweig'n intiharlarn birbirle
rinden ancak varolusal bir uurum ayrabilir.
Son kez: Sanat intihar, at mitos alan ve gsterdii estetik, ilevsel planla var
dr, Topluca genellemenin bilinen znesini kullanrsak, herkes sanat gibi intihar ede
mez. Sanat, vard toplumsal, yaamsal bilgi, yorum ve dlem birikiminin rn
olabilecek bir tema ve tavr iinde lm zlemini giderir (Pavese), ya da yine sanat icra
eder (Plath).
Sevginin zel bir biimi olan akn penesindeki sanatlarn intihar tarihi ya da sa
natlarn bir k olarak intihar tarihi bilinenden daha da yoksul ve eer bu bir tarih kita
bysa sayfalar sanrm ok az. Ulalabilen bir genelleme olmasa da galiba sanatlar,
zellikle intihar eden sanatlar gizli ak intiharlaryla gizli sayfalar amlar bu kitapta.
Ya da ak, karlksz ak, kara sevda, sevgiliye gnn gsterme, terkedilme gibi ne
denlerle yaamna kendi eliyle son veren ve bylelikle lm zlemini gideren air, ya
zar, sanat hemen hemen hi yok gibidir. Neden mi? Belki de elimizdeki "sanatlarn
intihar tarihi", bilinli olarak znel davranyor. Bir anlamda kolluyor sanaty. Zira, genelgeer intiharlarn ounda ak intihar ba eker grnmekte. Yazardan (author) sy
rlp kahramanlarna baktmzda ak intiharlarnn skl dikkat ekici. "Yaratnn ya
rattna yaktrdn genellikle yapmamas durumu" denilebilecek bir olguyla akla
nabilir sanatnn bir k olarak intihan.. Gerekesi bilinmeyen ya da hi anlalmayan in
tiharlarn ardndan, onlarn iimize sald kuku durumunu serinkanllkla karlamak
gerekir. zlenmesi gereken daha ok, mntehiri bu intihara srkleyen kukulardr.
Ak intiharlarnn, bilgi ve deneyimler sonucunda, sanatnn harc olmadna
karar verilebilir.
60
C o g t o , B a h a r '95
ada dnyann, her eyin dile dkld, formle edildii, terimlerle grnr
klnd varolu atmosferi ecinsellik olgusunu teye, daha teye, bizlerden alabildiin
ce raa itiyor. Bu i gcklayc, irkiltici konu, deildike kendimizi konumladmz
dnyann periferisinde soluk bir lekeye dnyor. Bize belli belirsiz gz krpan, yaban
c bir tz. Ecinsellik 'tema'snn hayatmzn her ak alannda yerli yersiz dile gelmesi
ve bizi hl artmaya, elendirmeye, yzmz al al etmeye, dudak srtmaya devam
etmesinin nedenini kendimize ramen biraz belirleyebildiimizde ecinsel ak stne
gerekten, baka bir dilde, baka bir kodlama sisteminin nda sz retebiliriz gibi ge
liyor bana. Bu ura aka baka bir dil, bir sentaks renmeyi art klyor. Snrlar
iinde yaadmz, izebildiimiz snrlarnn elverdii zenginlikte yaayabildiimiz di
lin bir lehesiyle kavrayamayacamz bir dnya sz konusu. Bu noktada ecinsellii,
toplumsal aznlklarmkinden farkl bir varolu olarak gryorum. Empatiyle zmle
nebilecek, alglanp ayrtrlabilecek, bizimmi gibi klnarak yaknlk salanacak bir
dnya deil. Ecinsellii; ecinselliin kstnlmlm, boulduu sular anlamaya al
rken, kendi hayatmzn aynasnda ayn trden bir kstnlmln yanssn arama a
bas, ecinsellii kendi dnyamzn kaytsz artsz dna kilitlememizi salyor. Tala,
sopayla, elektrikle yapmay reddettiimizi hogryle yapyoruz. Hayatmzn meru
gvencesi btn sarslmazlyla bir kez daha, stelik bizi uygar ve demokrat bir kiili
e yazarak tesis ediliyor. Pekiyi hayatmzn hassas dengesinde baka bir dil renmeye
ayrabileceimiz yer/zaman var m? Bu katmanlara paralanm; bizi ilgilendiren kk
bir alan ve ilgilendirmeyen koskoca ktalara blnm dnyada ister ecinsel isterse
dzcinsel olalm, bu yabanc dili renmeye yanaacak myz? Bu yabanc lkeyi ger
o g t o ,
B a h a r '95
61
Yldrm Trker
ekten merak ediyor muyuz? Yoksa tecesssn salyal cazibesiyle yetinecek miyiz? Bu
noktada kendini zorlayan karar, dnyaya yzmz tutu slubunu belirleyecektir. a
mzn nimeti el kitaplarndan her konuda yeterince bilgi edinip politik doru duruu
muzu garanti altna alacak, bizi barbarln dil srmelerinden koruyacak kadaryla ye
tindiimiz takdirde, bu duruun bize sunduu dnyann oraklna da katlanacaz.
Demem u ki, ecinsellik, dzcinsellikten basit bir sapma, o eitli ruhbilimsel, ruhsuzbilimsel adlandrmalarla oklar yazlm kavaktan dosta bir selamla tatl bir kavis
yaparak uzaklaan, ama fazla etrefilli bir gzergh takip etmeyip yine ayn gnee al
nn veren bir yol deil. Kava gren bile olmam. O oklar tarihin, tbb yanma alarak
karanlk bir gecede yazdn dnerek balayamaz myz? Yabanc bir dil renme ko
nusunda gstereceimiz heves, kendi zerk akmz da dzcinsel hegemonyann bask
c tarihine tercme ederek var klma abamz bir kere daha gzden geirme yolunu aa
cak.
Ecinsel bir ak, her ak kadar zel, her ak kadar biricik, dnyaya tutulduunda
her ak kadar kimsesiz ve bu toplumsal koullarda biraz daha savadr. Her ak, gze
aldklarnn toplamdr. Ecinsel ak, bu anlamda balbana bir gze alma, cret etme
hanesine yazlabilir. Bunun dnda aklarmz yalnkat, toplu olarak gzetlenebilir, bir
ka szckle hemen anlalabilir klmay amalayan dzcinselliin hegemonyas zaten
ecinsel olalm, dzcinsel olalm, hepimizi kurutmakta deil mi?
Mitoloji, ancak retildii dile ve tketicisinin hayatna tahvil edilebilir. Bizden uza
a itmeye altmz, evcil bir 'teki'lik yklediimiz ecinsellik de mitlerin bereketli
rgtlenme alanlarndan biridir. Mitolojiyle evcilletirilen btn hayat alanlarnda oldu
u gibi o mitler, o hayatn sakinlerince de kabul ve itibar grr. "Ecinsel Dahiler" adn
da, popler olmaya aday bir kitap ne kadar ecinsellerin toplum iindeki varolularn
merulatrmaya katkda bulunsa da; ecinseller tarafndan gururla kabul grse de uzun
vadede onlarn hayatn ar bir cendere altna sokacak saldrgan bir yaklama zemin
hazrlar. Ecinseller hayatlarn merulatrmak iin dahi olacaklar, yle mi? yok yle
yama! Ecinseller zekidir, duyarldr, ince ruhlu, becerikli, edepsiz, dengesiz, okeli,
alak vb.'dir. Ecinsellerin artlardan eksileri kararak ferahlamalar, dzcinsellerin
kendi dlarndaki bir dnyay amlamann tadn karmalarna kout bir aymazlk.
Grnrlk mcadelesi veren ecinseller bu yzyllarn rn mitolojinin bulutu y
znden ciddi vakit kaybediyor. Dnyann dzcinsel salamasnda "Cinselliin Lo K
eleri", "Akn teki Yz" vb. balklar altnda sze svanan bu hayata giden btn
yollar kesilmi oluyor.
Aydnl kim grm? beriki yz nereye bakyor? teki diyenler kim? Dnyann
dna itilmekten neden bu denli korkuyoruz? Korkuyorsak ecinselleri neden rahat b
rakmyoruz? Hmanist sosyalistlerin "nsani olan hibir ey bana yabanc deil" byklenmesiyle kendilerini en sevecen, en hogrl merci ilan etmelerinde canavarca bir
ey grrken fazla m ileri gidiyorum? Grenin grlen karsmda iktidar stne kuru
lu hiyerarinin tecavz hangi insanl aydnlatabilir?
Ecinsel aka edebiyatn hangi kapsmdan girilir? Mann'n Aschenbach'yla Forster'm M aurice'i ayn tutkuya m yazldlar? Proust'la Rimbaud tanr myd? Burroughs, Tennessee VVilliams'n dnyasna sabilir miydi? Stein ile Woolf o mektuplar bir
birlerine yazarlar myd? Gide ile Genet aslnda ayn ada yaamadlar m? Sait Faik'in
ak Nahid Srr'nn yazsnda karln bulabilir miydi? Bilge Karasu ile Selim leri ay
n iklimin akn m yazdlar? Murathan Mungan kimin akrabas? Kk skender hangi
ecinsellii yazyor? Yazsnda ecinsel aka yer vermi btn yazarlarn dkm ve in
62
o g t o ,
B a h a r '95
celenmesi ecinselliin ne tr bir duyarlk olduu konusunda kesin bir sonuca ulama
mz salayacak m? Hayr. Her akn dnyayla ve nesnesiyle ilikilenme biimindeki
biriciklik stne aydnlanrz olsa olsa.
Bir erkek, bir erkei; bir kadn, bir kadn sever. Kuracamz ikinci cmle mutlaka
politik olacaktr.
o g t o ,
B a h a r '95
63
= /(
k a r a n l i k ) (i)
Cem Aka
C o g t o , B a h a r '95
65
Cem Aka
birlikte bymek nemlidir. Dier drtyse, baz eylerin karanlkta kalmasnda diretir.
Bu diren, bir yanyla Bir'leme srecinde Tek olarak, farkl, ayr, mstakil ve biimli bir
birim olarak kalmak, kimliini korumak istemenin rndr; bir yanyla da, karanln
ierii kiiye/kltre gre deise de, kategorik olarak, kiinin, kendisini grlmek/ol
mak istediinden farkl gsteren/olduran eyleri sakl tutmak; grlen/gsterilen ba
lamnda tanmlanacak varoluunu, bu tanm zerinde belirleyicilik konumunu koruya
rak, yani neyin karanlkta kalacan kendisi belirleyerek, yaratmak istemesinden kaynaklanr.<4>
Karanl azaltmann pek ok yolu vardr ve szl iletiim bunlardan yalnzca biri
dir. Birlikte var olmann her tr, ayn ilevi fazlasyla grr. "ine almak" deyiminin
tad cinsel yananlam, bu konuya kesinlikle dahildir - "bilmek" fiili, Kutsal Kitap'taki
anlamyla nemli bir boyut kazanr.0
Karanlk, siz azaltmasanz da, sizden bamsz olarak azalr bazen: gsterdiklerini
zin yarara, pek ok ey de grlr nk, bakmakta olan teki tarafndan.
"Manifesto", Madde 29: Dil, iletiim kurmak iin bavurulacak son aralardan biri
olmaldr. Bir eliki gibi grnse de, konumak arttr. Bu, koklamann ve telepatinin
nemini hibir ekilde yadsmaz.
Bir itiraz: "kimlik" derken eyin snrlar ve ekli, evrenin oluturucu/tanmlayc
etkisinden bamsz olarak var olamaz - her kii, ancak balam ierisinde kimlik ve kii
lik sahibidir, balamdan balama deimeden geen tek bir kimlik yoktur, eitli ynleri
bu yzden eliebilir. Dolaysyla "kimliini korumak" bir yanl-sorunsala iaret ediyor
olabilir mi: devinen bir iliki, bireylerin ilikiye getirdikleri kimliklerini ilk andan itiba
ren -v e byk olaslkla daha nce- yourmaya balayacana gre? Bir baka metafora
snyorum: okyanus, ky eridini srekli deitirir; bu, difransiyel bir zaman sresince
belirli bir ky eridinin tanmlanabilir olmasn etkilemez ama; haritaclk pratiini de
ortadan kaldrmaz, ky uzunluunun tam olarak hesaplanmasn epeyce zorlatrsa
da. Yani srekli ve saptamas g bir ekilde deiiyor olsa da kimlikten sz edilebilir
ve -konuya dnecek olursak- kiinin dalgakranlar yapmak suretiyle kendisini koruma
ya ynelebilecei dnlebilir.
Tek odal bir evde yaamaktan, sevgilinle arpmaktan, kendi yerinin olmamasndan nefret
ediyordun, bu yzden onu sulamaktan ve bu daralma duygusunun yaknlnz baltalamasna
izin veriyor olmaktan da nefret ediyordun. Sonunda o ayr bir eve ktnda bir ay gibi ksa bir
srede eski neeli, canl, retken haline dnnce, akn boabilecei olaslna tank olmak seni
rpertti.
Karanln boyutlar ve ierii tmyle kiiseldir: nemi, ou zaman, kii bu ne4) kinci dipnotta bunu daha ekonomik bir ekilde dile getirmi olduumun farkndaym - kulam bir de byle gstermek iste
dim: fikir ok houma gitmi olmal.
5) Cinselliin "m erkezi" nemini yadsmak haddim deil, haa. Kim olduumuzun, kimle neyi nasl, ne adna ve hangi etiket altn
da yaptmzla belirlendii bir devirde yaarken hele. nsan dnyor: cinselliin henz saplant haline gelmedii ve enelere
vurmad devirlerde ne hakknda konuuyorduk biz yahu?
6) Fraktal geometri eksik kalmt... Bu kimlik konusuna burada daha fazla bulamak istemiyorum, ok srar ediyorsanz sonra d
neriz. unu da eklemeden edemeyeceim: tmyle dandan belirlenen kimlik, olduka ciddi sorunlarla uramak zorunda bra
kr bizi: bireyin istencinin ve kendi zerindeki belirleyiciliin sfr olduunu kabul edersek, Platon'dan Judith Butler'a uzanan
izgideki btn toplumsal/siyasal kuramlar pencereden atmamz gerekecek. Sylemedi denmesin.
66
C o g t o , B a h a r '95
Ak = f (karanlk)
o g t o ,
B a h a r '95
67
Cem Aka
68
C o g it o , B a h a r '95
Ak = f (karanlk)
o g t o ,
B a h a r '95
69
Cem Aka
Sonra bir mektup aldm arkadandan: zgn olduunu, arkadalmzn byle, onun bana
ihanet etmesiyle bitmesini istemediini tam bir salak gibi hissettiini anlatan, bana deer verdi
ine inanmam isteyen, abuk-subuk, bir sayfalk bir mektup. Arkasna yazdm cevapta buna
inanmam beklemesini inanlmaz bulduumu, ahlak dzeyi sfrlanm bir srngen olduunu
dnmeyeceim ve adn her duyuumda kusmak istemeyeceim gnn de geleceini bildiimi,
ona vaktiyle iten bir yaknlk duyduumu ama bu saatten sonra herhangi bir arkadalk sylemi
nin sz konusu bile olmadn ilettim. Senin ihanetinin acsn ondan kartyordum sanrm senin bana olan sorumluluunun yannda onunkisinin laf olmazd herhalde.
Hikyenin en ho tarafysa, bana gerei anlattn gn bile yalan sylemi olduunu renmemdi, yzyllar sonra: aranzdaki iliki iddia ettiin gibi "masum" deildi, benimle yzle
menden nce ve onun bana yazmasndan sonra da ayn younlukta srmt; ben sahneden e
kildikten ksa bir sre sonraysa resmen sevgili oldunuz, birlikte yeni bir ev tuttunuz. Anlamad
m iki ey var: beni nasl bu kadar aalayabildin; gittiimde, gitmiken, neden yalvardn, d
neyim diye? Dibini bulamadm ben senin.
Kendini paylamann ak bytmesi, baka bir yoldan daha gerekleir: yumuak
karnn teki'ne gsteren kii, yaralanmay gze alyor demektir bu savunmaszlk k
tye kullanlmadnda, teki'nin yumuak karnyla karlandnda, ciddi bir kpr
dr kurulan.
"Manifesto", Madde 13: Her insann duvarlar vardr. Her duvarn gedikleri vardr.
likide drstlk, insanlarn birbirlerine verdii ve bu gedikleri gsteren haritalarn
doruluk derecesiyle orantldr. Orant sabiti 1.7'dir.
Madde 14: Duvarlara iemeyiniz.
Ancak karanl paylama ediminin bir pozitivist harekat olarak gerekletirileme
yecei, sre iinde ve kendiliinden ortaya kmasnn art olduu ak sanrm:
Size sevgimin bir nianesi olarak, hakkmdaki en intim" bilgileri ieren bu disketi ve iek
leri kabul edin ltfen.
Ak, insanlarn genel anlamda bymesini, derinlemesini salyor, homojen bir
duyusuzlukla rl u uzay-zaman aralnda an'a varlm hissettiriyor: deerli. Ge
lien kiilerin karanlklar da geliiyor, deiiyor, deviniyor: paylalacak/saklanacak
yeni eyler kyor hep, kiinin karanln tmyle yok etmek sanldndan da zor. yi
birey bu: her ak, kefetme ve renme heyecann yaatabildii lde ve srece
yayor.
70
o g t o ,
B a h a r '95
A k v_ e S e v d a
ZERNE ETLEMELER
Tomris Uyar
A IM IZ D A AK NEDR, NE DELDR?
Bir sr kavram toparlarken datyoruz ister istemez. Am a ak konusunda bu tr
tanm lara kalknca iler daha bir sarpa saryor. yle ki gnm zde ak" deyince, gl
m ek geliyor iimizden. N eden? Galiba yllar yl "tek tip" bir ak dndm zden.
A kn m eknn, zam an n, onu y aayanlarn snfsal zellik lerin i hesaba katm adan
"a k " ycelttiimizden. Eski Yunan'da ak, O rtaa'da ak, H ali kysnda ak, Boaz
m ehtabnda ak, kotrada ak, grevde ak... Bu ilikiler ayn ak 'ta birletirilebilir mi?
likiyi yaayanlarn beklentileri de Ak biim lendirm ez mi? Burada, "b irey " sorunu gi
riyor araya.
Toplumum uzda ak'ta bireyin nemi y ok pek. Daha ok etsiz kansz, dsel, kav
ram sal bir sevgili sz konusu. O sevgiliye de el srlmez elbet tbe tbe... Halk hikye
lerim izde, divan iirim izde bu tr ruhlam kiiliklerin "kinatta" birbirinden ayr kal
m soyut iki parann btnlem esi ele alnr. Bakarsnz, seven kalkar, uruna llere
dt sevgiliyi karsnda cism iyle grverdiinde elinin tersiyle iter:
Ben ki canandan dil-i eyd iin km isterem
Sorsa cann bilmezem km- dil-i eyd nedir
(Tabii Karacaolan ya da Nedm gibi dnyevi airleri farkl bir yere koym ak ge
rek.) Geri Bat kaynakl sylencelerle valye romanslarnda da akn, ou kere, birbi-
C o g t o , B a h a r '95
71
Tomris Uyar
rinde erime uruna bir akml gsleme biiminde anlaldn gryoruz. Olgunluk
snavm vermek iin aman aman ne smavlardan gemek gerekiyor, ne zveriler gster
mek! (Burada da Medeia ile ason'un, Guinevere ile Lancelot'nun vb. tutkulu ilikilerini
saygyla ayr tutmak gerek.) Bu rnekleri u yzden sayyorum: bir lkede insanlar,
yzyllar boyunca ak' Tanr'ya varma yolunda ekilmesi gereken bir ile diye yorumla
maya alagelmilerse, sevgilinin dokunulabilir olduu yeni, ada bir topluma ayak uy
durmalar gleecektir. Engel ortadan kalkmtr artk.
Bir ara, bir dizi-yaz hazrlarken nllere ak ve kadm-erkek ilikisi konusundaki
grlerini sormu, Tan Oral'dan ok ilgin bir yant almtm "engel"i tanmlamada.
Akta engel ne kadar bykse, ak da o kadar byk oluyordu. Gnmzde "vahdet-i
vcut" anlay, ekonomik bir boyut kazanyor yeni engellerle. Fabrikatr delikanlyla
ii kzn, kolejli kzla otobs ofrnn aklar, magazin basnnda, filimlerde, fotoro
manlarda, ok-satan kitaplarda hl okuyucu, seyirci buluyor; geleneksel ak izleini
ada birtakm ayrntlarla, yntemlerle ama ayn melodram kalplar iinde hzla eski
tiyor: verem yerine kanser, kara humma yerine izofreni, attan dme yerine uak kaza
s. Ne farkeder? Kiiler, birey olmadktan yalnzca snfsal zellikleriyle sivrilen birtakm
kuklalar katma indirgendikten sonra?
stnde durulmam bir engel daha var. On dokuzuncu yzyl Trk romanlarna
baktmzda, ak'n toplumumuzda hep kapal bir meknda kaamak yaandn gr
yoruz, yalnz o kadar da deil, kapal bir evrede, dar bir aile evresinde. Halit Ziya ro
manlarnda zaman zaman "fcur" kapsamna giren aklar, dar bir evrede yaamann
sonucu, kiinin sevgiliyi en yakndakiler arasndan seme zorunluluunu ak seik ko
yuyor ortaya. Bat romanlarnn ounda da yle ya. Diyeceksiniz ki gnmzde pek
mi deiti koullar? Yok canm. evrenin kabuunu zorlamay gzmz yemiyor pek.
Aktaki serven payn yok sayp gven verici smaklar aryoruz. (Kimbilir belki de
bildiimiz ktlkleri bilmediklerimize yelediimizden.) Belki de o yzden ak' yasal
ve yasak olarak ikiye blmeyi seviyoruz hl. Sfatsz bir ak benimsemiyoruz. Evliler,
devlet denetiminde; evsizler beki denetiminde sevimeye alyorlar. M er ak, kiisel
aka her zaman baskn kyor, toplum yararna, aile yararna belli sevime kalplar ne
srecek kadar kstahlayor. Din basklarnn yansra Dou mazohizmi de bindirmiyor
mu, artk aktan hayr bekleyin. Gnmzde ak, yeni-ileciliin en byk aralarndan
biri. Yalnz arabesk arklarn szlerine bakmayalm, en tutulan gnmz Amerikan
arklarndan biri de yle diyor: "Aklar artk sonsuza kadar birlikte kalamyorsa, son
suzluk neye yarar?" Buyurun aknz, yani ak gvencenizi, hem de mr boyu. Buyu
runuz birlikte ba koyulacak yastnz!
ncelik gstermek zaaf sanlmasa, her ilikinin kendine zg ve benzersiz incelikle
ri kefedilebilirdi azck bir abayla. Bence ak bir yatrm olmamal asla: ne siyasal, ne
yaznsal. (Ak yatrmlatran klardan Sartre ile Beauvoir', Elsa ile Aragon'u sayma
lym) Ak biticidir, o yzden retkendir, hzldr, mutluluk ve zgrlk kazandrcdr.
Bir bedeni kefetmek nemsiz bir keif mi? lle de ansiklopedilere geecek bir keif mi
gerek?
Ne var ki gzmz doymak bilmiyor. Bu eilim de kiisel ak kmseyip ortak,
ortalamal cinsellii abartmaya gtryor bizi, yeni bir blnmeye, yeni bir arpkla.
Hereyin sarkt bir toplumda akn da sarkmas doal tabii. Hele bir yatan sonra, say
d kadnla sevimeyi doru bulmayan, sevitii kadn saymamay ilke haline getiren
erkekler arasnda yayorsanz, iinizdeki ak tohumundan vazgemeyi deneyebiliyor
sunuz. iekleri suluyor, kedileri doyuruyor, kitap okuyorsunuz. Ak almanza ta-
72
C o g t o , B a h a r '95
yorsunuz. Biraz krk-dkk, biraz ksr bir dnyada yaamay, ilikiyi yozlatryla ki
iye dehet veren, servensiz bir dnyada yaam aya yeliyorsunuz.
Dnyayla flrt ediyorsunuz. "Ki yaamak, hi durmakstzn fl rt etm ek deil midir?" Es
ki ak tanm nn yeni biim ini de tanyorsunuz. Birbirinin benliinde erim ek yerine bir
istencin -b ask n olan isten cin - teki istenci kendinde eritmesi. "B izi aktan koru!" diye
basbas barm yorsunuz, zaten tek vazgeem ediiniz, bu um arsz vazgeem eyi oluyor
yine de. U gnlk sk ve srekli bir uykunun, onarm ayaca yaralarn -bei a
m ad n biliyorsu nu z. (B ir ngiliz, m shil n eriy o r ak sa altm n d a.) Canm ok
sklyor, "A kolsun" diyorsunuz.
C o g t o , B a h a r '95
73
A k in A k in l i i
YA DA
O r t a do u l u B r E r o t o m a n
U z e r n e N o t l a r
Hulki Aktun
C o g t o , B a h a r '95
75
Hulki Aktur
76
C o g t o , B a h a r '95
Yz, ehre anlamndaki ceml, aka drc temel neden gibiydi. Erotoman, y
zn altndaki bedenin nemini de tam anlamyla kavrayamad ocukken. Bir baka a
y, ceml kl'mn aslnda erkekler aras ilikileri kodladn sonra sonra renecekti.
Bir Osmanl dervii ya da airinin Platon azyla konumasna biraz ard: Tanrnn
gzellii, genlerin cemline yansr. O gzelliktir sevilen.
Bizimki, yz gzel ama gvdesi ok sradan bir kz, yz orta halli ama gvdesi
olaanst gzel bir kzdan daha ok sevebilirdi.
Ad Nln (evet, "inleyen" demekti) olan bir kz, ad Fadime olan bir kzdan ok
daha fazla sevebilirdi.
lkokuldayken, Nln'a k olduunu duyumsad. Onu hep izliyor, yzn srek
li seyretmek, seyretmek, bakp ylece dalmak ve yle de kalmak istiyordu. Kzn dnya
dan haberi yoktu. Anlamyordu.
Anlamayacakt da. Ortadouda erkekler aka borlu da, kzlar ve kadnlar deildi.
Erkekler, "mecbur"du; brleri deil. Erkekler pee denlerdi.
Tanpnar'm daha da ileriye gittiini grecekti: "Sevgilinin btn davranlar h
kmdarn davranlardr. Sevmez, bir nevi tabi vergi gibi sevilmeyi kabul eder. sterse
iltifat ve ltfeder. (...) Cevr eder, ikence eder, ldrr. Kskanlr, fakat kskanmaz. (...)
Hlsa saray nasl mutlak ve keyf irade, hatt kapris ise, sevgili de ylece naza giden
hr iradedir. (...) Eski iirimizde ak, sosyal rejimin ferd hayata aksi olan bir kulluktur".
Ak, ite yaam, ite ykler, ite iir, ak, ite grlyor, somut mu somut yaa
nan, yine de sanki olanaksz bir eydi. Var olmuyordu, olamyordu akn. Vuslat, ula
lmazlkt; lm gibi bir eydi. Hem, oraya ulalmasa daha m iyiydi? Mecnun'un eri
tii Leyla, irkin bir kadnd.
Adam, "siz onu bir de bana sorun," demiti. Tek szcklk vuslat binlerce hazla
yaayacan, yaadn dnyordu belki de.
***
"Cnn belsna ddm hev-y peremle"
Grd Yeilam filmlerinin ou, halk hikyelerinin olay yapsn yineliyordu.
Kz ve olan birbirlerini grp aka derler. Kt kiiler (kara allar) bu ak (bu olas
mutluluu, bu vuslat!) engellemek iin ellerinden geleni ardlanna komazlar. Leyla ile
Mecnun'un Karagz'ce ya da Ortaoyunu'cadan gelen Yeilam anlatmnda Arap Bac
(Kayarto) Dursune irin, iko a Necdet Tosun, "hay" Nubar Terziyan Baba da bulu
nacaktr. Ve neresinin "kanl" olduunu Karagz'n "kanl enginar" diye betimledii
kiiler de arz- endam eyler:
Yeilam filmlerinin halk hikyelerinden fark, temaa iinde, rnein bir dans
zn, bir rakkasenin bulunmasyd (dorudan cinsellik balyordu). Sonra, batan karc
kadnlar yzlerini gsterdikleri kadar rahat, bacaklarn, gslerini, kalalarn da gs
teriyorlard. Bu cinsellikte de belirli bir "fatalit" varsa bile, et/ten/gvde artk var olu
yordu.
Ulalabilir olan, kt'yd.
Sevilecek, uruna deli olunacak kzlar bakayd; yatlacak kadnlar (genellikle o
kzlarn dmanlar!) bakayd.
Akn aclar bakas'yla, gvdenin ergenlikle birlikte balayan "behm" istekleri bir
bakas'yla, hatta bakalar yla yaanacakt ve k olunan ile paylaamayacakt.
o g t o ,
B a h a r '95
77
Hulki Aktun
78
o g t o ,
B a h a r '95
Bin Bir Gece evirm eni Sir R. Burton, belki de bu gnlk yaam grnmleri y
znden O rtadoulu erkein ounlukla biseksel olduunu yazacaktr.
* * *
C o g t o , B a h a r '95
79
M n e 'l - A
skender Pala
Avn (Fatih)
Eflatun, ak "Doumsuz, lmsz, artmaz, eksilmez bir gzellik" olarak tanmlar.
Bu gzelliin, btn dnya edebiyatlar ve hatta btn zamanlar iinde en uzun
sreyle konu edildii edebiyat gelenei herhalde Divan Edebiyat'dr. Zira Divan
Edebiyat'nn ak terennm, nitelik ynnden bat edebiyatlarndan; nicelik y
nnden de dou edebiyatlarndan ayrlr ve mesafelerce geni armlara zemin
hazrlar.
statistiklere gerek duyulmadan iddia edebiliriz ki, dnyann her yerinde iirin en
nemli tema's aktr. Divan Edebiyat da iir arlkl bir edebiyattr ve tabii ki batan
sona akn beyanyla doludur. O, ak konusunda sylenmemi sz brakmamtr ve biz
bu konuda ne sylesek, szn ardn getiremeyiz. Bir mukayese iin u kadarn belirte
lim ki Divan iirinde "Mecaz yahut stiare yoluyla "Sevgili" kelimesini karlayan
100'den fazla kelime, ifade ve terkip vardr. Bunlara ak, k ve ayarla ilgili olanlar da
ilave ederseniz, neredeyse gnmz orta direinin kelime hzinesine eit bir say ortaya
kar. Bu durum, eskilerin yalnzca akla ilgilendiklerini deil, klasik edebiyatmzn a
ka verdii deeri gsterir. Ak kelimesinin gerek ahenk ve musiki; gerekse mn ve ifa
de ynnden zengin ilhamlara ulaarak her gnlde bir baka kla parlamas ve kendi
sine daima mteri bulmas, Divan airlerinin de onu ba tac edinmelerine yol amtr.
C o g to , B a h a r
'95
81
skender Pala
Nitekim XV. ila XIX. yzyllar arasnda "Ak (Aka ait, akla ilgili, k)" mahlasn kul
lanan airlerin adedi neredeyse onbei bulur.'1
Divan Edebiyat slm bir edebiyattr. Yani byk lde Kur'an ilimlere vabeste
dir. Buna ramen Arapa bir kelime olan "ak" Kur'an- Kerim'de hi anlmamtr.
Onun yerine "hb, mahbb, muhabbet" kelimelerini grrz. Hz. Peygamber'e "Habibullah (Allahn sevgilisi)" denilmesi de zaten slam'n aka verdii nemi gstermeye
yeterlidir. "M ihr" ve "sevda" kelimeleri de ak yerine kullanlr. Farsa "yar" kelimesi
ise "k" ile eanlaml olarak Trke'de kkl bir yer edinir. Btn bu zenginliin sebe
bini "Allah gzeldir, gzeli sever" hadis-i erifinin delalet ettii derin mnya ve Trk
ruhunda akn ve sevginin uyandrd geni yankya balamak mmkndr. Kur'an-
Kerim'de, Yusuf Peygamberin hikyesini anlatan sreye "Ahsenl-Kasas (Hikayelerin
en gzeli)" denilmitir. Mfessirler bu isimlendirmede Yusuf'un Zeliha ile yaad asil
ak macerasnn tesiri olduunu syler. O halde ak gzel gren bir inan ve dnce
sisteminde, airlerin de ak terennmnden daha tabii ne olabilir?01
Divan airlerinin ekil itibariyle belli kalplar iinde hareket etmek zorunda olduk
larn biliyoruz. Bu edebiyatta belirlenmi baz nazm ekilleri vardr ve her nazm ek
linde anlatlmas gereken konular aa yukar tespit edilmi durumdadr. Bunlar iinde
birinci dereceden ak ilgilendiren ve aka konu olan nazm ekli gazeldir. Bunu takiben
musammat trleri ile, arklar, rubailer ve ktalar da ak konularna arlk vermilerdir.
Eer divanlarn dna talrsa, akn tr ve tema olarak bal bana bir sanata dnt
rld mesneviler devreye girecektir. Tarihte nl ark aklarnn ve klarnn hik
yelerini anlatan bu tr eserler (Leyla ile Mecnun, Hsrev irin, Vamk u Azra, Salaman u Absal vb.), akn manzum birer roman olarak karmza karlar. Her birerleri
bazen binlerce beyit tutan bu eserlerde akn tahlil, tasvir ve felsefesi ile, bir nevi aka
tevik gayesi n plandadr. ster tasavvuf (Hsn Ak vb.), isterse alegorik (em' Per
vane, Beng Bade vb.) olsun, bu tr mesnevilerde yine akn hkmranl szkonusudur. Bu mesnevilerin her birerlerinde, yazldklar alarn ak telakkilerini, beer heye
canlarn, mahall ak u alaka temayllerini, kah bir masal tipolojisi erevesinde; kah
bir ulv kelam saygnl ierisinde takip edebilmek mmkndr. En kk kaamaklar
dan en saygn hiss kaplanlara kadar, akn btn bir tarihi, bu mesnevilerde gzler
nne serilmitir. Tabiri caizse bu klasik mesnevilerimiz, akn en teekkll laboratuvarlardr.
Divan airlerinin ak terennmle kullandklar en yaygn nazm eklinin gazel ol
duunu sylemitik. Gazel -klasik tanmyla-, kadn, ak ve iki konularnda yazlan 512 beyitlik manzmeye denir. Her bir beyit bir mn btnlne sahip olacak ekilde
dzenlenir. Beyitlerinin hemen ekserisi de akla alakaldr. Batan sona ak konu edi
nen yek-aheng gazellerinin ise bu babda ayr bir yeri vardr. Kadn ve iki konular, had
dizatnda aktan ayr eyler de deildir. kane bir gazelde bunlarn hepsini i ie bul
mak mmkndr. Akla ilgili her trl ac, sknt, mutluluk, ilgi, yakar vs. ili duygu
larn anlatld gazel nazm ekli, bir Divan airinin en vazgeilmez manzumesi demek
tir ve gelenek de onlar byle davranmaya zorlamaktadr. Bu bakmdan her Divan airi
gazel beyitlerine nakettii ak ilmini iinde her his ve fikrini bir iek edasyla sunar,
klasik bir zevkle yourup ssl bir slpla yazar. Bylece her beyit ak ve sevday, de1) Geni bilgi iin bkz. Pala, skender, Ak ve Divnndan rnekler, vs. VI. vd. A nkara, 1988
2) Kuran- Kerim'deki Yusuf sresinin (12. sre) nc ayetinde "...en gzel kssay sana anlatacaz" buyurulmaktadr. 111 ayetten
oluan bu srede Hz. Yusufun kssas anlatlrken Zeliha ile aralarnda geen ak macerasna da geni biimde yer verilir. Divan
airleri bu hikaye erevesinde Yusuf ve Zeliha adl mesneviler kaleme almlardr. Saylar otuzu bulan bu mesnevilerden en nl
s Akem seddin'in olu Hamdullah Ham di (. 1503) tarafndan kaleme alnm olup lirik slbu ile dikkatleri eker (bkz. Onur,
Naci, Hamdullah Hamdi, Yusuf u Zeliha, Ankara, 1986).
82
o g t o ,
B a h a r '95
r
h Mine'l-Ak
ri ama klasik bir erevede sunar. En mahrem duygulardan en mukadder talih oyunla
rna kadar, ebediyete uzanan btn mevsimler, btn gnler ve gecelerin, hatta geecek
y.nman ile bakalarnn da ortak olacaklar hislerin, yaanm aklarn, sevdalarn hik
yelerini anlatr. Bu beyitlerin mellifleri, kendi alarnn gndelik icaplar yannda, b
tn zamanlara ait sevdalarn da szcs olurlar. Denebilir ki onlar, btn ahsliklerine,
btn kalb rpnlarna ve his dalgalanmalarna ramen birbirleriyle ve hatta her de
virdeki ve her yataki her okuyucuyla biraz akraba, biraz dert ortadr. Btn bu klasik
iik duygulardr ki bazen birbirlerine benzemeyen gnlleri yekdierine yaklatrr; ak
ekseninde insanlar birbirleriyle dost eyler. Hepimiz o anlatlan akta kendi akmzdan
bir para bulur ve bizim yerimize konuan bu airi alklarz. Belki bu yzden gazel be
yitleri arasnda admz, kh hicran ve hasret faslnda okur; kh gzya ve feryad babn
da buluruz. Ama asla mutluluk ve saadet sayfalarn aamayz. Buna mukabil akn en
zge yurdu olan gazeller sayesinde Divan iirinin genel ak anlayn yakndan tanr ve
severiz. Bylece biz, yannda rtbelerin, anlarn ve ereflerin, hatta ehirler dolusu h
zinelerin zebn olduu; korku ve utanc ortadan kaldrp, sevgilinin rzgrlar ile yedi
iklim - drt bucan yklp yakld, ta stnde tan kalmad, tutkunlarn nce hk
ile yeksan edilip sonra btn gzelliklerle yeniden ekillendirildii, pnarlarnda huzur
ve sknun akt, en ac haliyle bile en gzel zevklerin yaand akn en grkemli ek
lini Divan iirinde buhuruz. Orada ne Homeros'un karlkl oturup da birbirine bakan sev
dallarna; ne Kk Prens'in (A. St. Exupery) ayn anda ayn noktaya bakan klarna rast
larz. Orada yalnzca sevgiliye bakan; ne olursa olsun ondan bakasna bakmaya tenez
zl etmeyen bir kn tek tarafl gayretine, karlksz akna ve hazin hikyesine ahit
oluruz. te bunun iindir ki klasik iirlerimizdeki ak, ne nicelik, ne de nitelik ynn
den bir baka edebiyatn akyla kyaslanamaz ve yine bunun iindir ki bu ak, pek asl,
pek erefli bir gnl iidir ve Divan airlerince de, anna en layk biimde anlatlmtr.
Divan Edebiyat'ndaki ak, k ile mak (seven ile sevilen) arasnda daha ok k ilgilendiren bir durumdur. Buna nc kii olarak bazen rakib (ayar) de mdahildir. Ne yazk ki kta haddinden akn olan bu ak, sevgilide hi yok gibidir. O kn
duymayan, grmeyen, bilmeyen bir sevgilidir. Ondan hibir durumda ak sadr olmaz.
Belki mrde bir, iltifat szkonusu edilir; o da kn deil, rakibin nasibine der. n
k sevilen (mak) bir taneciktir; sevenler (uk) ise yzlerce, hatta binlerce... k
bunlardan yalnzca biridir ve bir olan sevgilisine kar bin olan rakipleriyle mcadele et
mekle ykmldr.
Divan iirinde genelde szkonusu edilen ak, tabi (cisman) aktan ruhan aka;
mecaz aktan lah (mutlak) aka, bedensel aktan platonik aka, pek ok yorumlar geti
rilerek aklanm ve anlatlmtr. Hatta bu yzden ak- yr, ak- nigr, ak- dilber,
ak- pk, ak- bak, ak- Hak, Akullah vb. tamlamalar ile de birbirlerinden tefrike a
llr. Ama kim, hangi niyet ve maksatla yazm yahut okumu olursa olsun, Divan
Edebiyat'nda akn belli kstaslar, kurallar, yolu-yordam vardr. Ama ncelikle akn
evveli sabr, ahiri tahammldr. Her ne denli ac olsa da akta ikyet, ah-vah yoktur.
Hani Nef'i'nin (. 1635) dedii gibi:
Zabt- h eylemedir ka evvel re
Ben ise hsz rm edemem h meded
kn yegne aresi, ah-vah etmemektir. Ben ise h etmeden duramyorum; h, me
ded!
C o g t o , B a h a r '95
83
skender Pala
84
C o g t o , B a h a r '95
h Mine'l-Ak
o g t o
, B a h a r '95
85
skender Pala
Peki byle birisi nasl sevilir? te akn can alc noktas budur. Btn bu olumsuz
yanlarna kar o, gnller sultandr. k onu sevmek iin yaratlmtr. Elinden baka
bir ey de gelmez. Zaten sevgilinin pek ok zellii, bir sultann zelliidir. stelik gen
ve gzeldir de. Daima kara sal, hilal kal, nergis gzl, ll dudakl, inci dili, gl ya
nakl, selvi boyludur. Bedeni billurdan yaratlmtr. Aydr, gnetir. Yusuf'tur, Kb
le'dir, melektir, huridir, vs. vs. Ama her hali ka zulmdr. Fatih'in u ifadesi buna bir
rnektir:
Vaslm dileyen evrimi eksin der imi yr
Bu va'desi gy ki deil evrine dhil
Sevgili, "Vuslatm dileyen eziyetime katlanr" diyormu. Sanki bu vaadi eziyet de
ilmi gibi!... (Oysa bu sz de bir zulmdr. ka vuslattan sz ediyor. Buna dayanlr
m hi!...)
IK
k, her eyden nce airin ta kendisidir. Aknda samimidir ve bu akn maddi
yatla ilgisi yok gibidir. Gdas zntdr. mr sevgiliden ltuf beklemekle geer. Her
an sevgilinin hali ile doludur. Sevgiliye ait kk bir sz bile onu kendinden geirtir.
Cann sevgiliye verecek denli cmerttir. Ondan gelen her eziyete katlanr. Sznde sa
dktr. ektii eziyetlerle ak iinde olgunluk kazanr.
Sahip olduu yegne varlk aktr. Bu sebeple ak yolunun btn tehlikelerini can
la bala kabul eder. Sevgilinin rakibler ile ilgilenmesi, onun iin en byk zulmdr. Yi
ne de irade ve takdir sevgilinindir. Ona asla kzamaz.
Sevgiliden baka talih, felek, zaman ve rakipten de zulm grr. Bu zulm ile ba
zen sabahlara dek alar; bazen rindce davranp aldr etmez. Ama mesela uykuyu hi
tadmamtr. Yakasn yrtar, kan yutar; denizler gibi coar, rmaklar gibi alar. Aldatlr,
tuzaa drlr, hastalanr, yaralanr, akln yitirir. Velhasl bana gelenler defter di
vana smaz; batan baa menfi zelliklerle doludur. Syledii iirlerde bu hallerini te
rennmden gayri elinden bir ey gelmez. Buna ramen o daima ak ister. Ahmet Paa'nn (. 1497) dedii gibi:
ol mr kim sensiz geer, ol mr zayi mr imi
Bir cn ki ann cam yok, ol can dah can olmam.
R a k b
k iin ayar; sevgili iin yrdr. Biz onu daima kn gzyle tanrz; bu sebeple
kt, irkin, zararl ve zalimdir. Sevgili ile sk mnasebettedir ve k ondan uzaklat
rr. km sevgiliye tenbihlerde bulunup rakib hakknda onu uyarmas da fayda ver
mez. Hatta sevgili inat olsun diye ktan ok ayara imkn tanr ve onunla beraber
olup ona yz verir. O da bunu bildiinden ka iten ie gler, onunla alay eder. Ks
kan ve dedikoducudur. Sevgilinin bir k da odur ve k ile aralarnda daim bir m
cadele vardr. Sevgilinin yzlerce kndan her biri kendini gerek k, dierlerini ra
kib grd iin her trl kt huy, rakibe rahatlkla yaktrlabilir. Sevgilinin bir k
da odur ve k ile aralarnda daim bir mcadele vardr. Sevgilinin yzlerce kndan
her biri kendini gerek k, dierlerini rakib grd iin her trl kt huy, rakibe ra
hatlkla yaktrlabilir. Sevgilinin mahallesinin kpekleri rakiblerin ta kendileridir. Ca
86
o g t o ,
B a h a r '95
h Mine'l-Ak
hillik, nadanlk, domuzluk, akreplik, yalanclk, pespayelik vs. rakibin en hafif sftlarndandr.
Ak, rakibine o kadar dmandr ki yazd iirde onun adn bile ters (
)
yazar, ban aa getirir. Velhasl geberesinin biridir. Bunu biz deil, Sabit (. 1712) di
yor:
Meydna geldi na'- rakb-i nemme-sz
Kldm huzr- kalb ile mrmde bir namz
Ara bozucu rakibin ls musalla tana geldi de
mrmde gnl huzuru ile bir namaz kldm.
Ak iinde sevgilinin nazna daima niyaz etmekle kalmayp bir de rakibin engelle
meleriyle mcadele veren k, kendi halini bakalarna anlatmakta pek ok glk e
ker. Zira o, gnl sahibidir; dierleriyse akl. Bu atma ak ile ilmi de kar karya ge
tirir. Zira biri gnlle, dieri aklla idrak edebilir. Biri kn, dieri zhidin (kaba sofu,
hogrsz softa) anlay vastasdr. Zhid ile k (akl ile gnl) arasndaki bu kkl
mcdele, asrlar iinde iirden gerek hayata da yansm ve tekke ile medreseyi kar
karya getirmitir. Bu noktada lah akn ve dolaysyla Tanr'mn, ak (gnl) ile mi,
yoksa ilim (akl) ile mi kavranlabilecei tartmalarna zemin hazrlamtr. Divan airi
bu mcadelede akn yanm tutar ve dolaysyla zhidle ba belaya girer.
air, gelenek karsnda sylediklerini ya ispata, ya inkra zorlanr. Bu durumda
ak anlatt iirlerine bir yorum getirmesi gerekmektedir. te bu noktada tasavvuf ve
Eflatun dnce sistemi devreye girer ve ifadelerine mecaz elbiseleri giydirmeye balar.
Medrese tahsilinin getirdii kltr birikimi, din hayatn canl biimde devam ediyor
oluu ve nihayet tasavvuf ekollerinin her yerde grlen ubelerinin (tekeller) her kade
medeki hayat derinden etkiliyor oluu, airi de ister istemez bir takm ulv ak ifadeleri
ne ynlendirir. Artk akn kimlii kaybedilir ve beyitlere isteyen istedii yorumu geti
rir. Divan Edebiyat bu kaosu hemen btn devirlerinde yaamtr. Eer airin alla
gelmi bir slbu (kane, hane, hikemiyane vb.) yok ise, syledii her sz gibi, ak
konulu beyitleri de her okuyucunun zihninde ayr bir arma sebep olabilmektedir. O
kadar ki bir air (Fevri) kp,
Sf mecz anlad yre muhabbetim
lemde kimse bilmedi gitdi hakikatim
(Sofu, sevgiliye olan akm mecaz ak olarak deerlendirdi. Oysa ben gerek
ten km) Yazk ki lemde kimsecikler benim hakikatimi anlayamad, diyerek isyan
edecektir. Mevlna'nn Yusuf ile Zleyha'ya dair u szleri hemen hemen bu durumu
aklar gibidir:
"Zelih o hale gelmiti ki rekotundan daacna kadar, her eyin ad Yusuf'tu
onun iin, Yusuf'un adn baka adlara gizlemiti; mahremlerine bu srr sylemiti.
"Mum ateten yumuad" dese; "Sevgili bize alt, yz verdi" demi olurdu. "Bakn ay
dodu" dese; "St aac yeerdi" dese, (...) "Bam aryor" dese, "Bamn ars ge
ti, iyiyim" dese hep ayr mnlar vard bu szlerin. Birini vse onu verdi; birinden i
kyet etse, onun ayrln sylemi olurdu. Yzbinlerce eyin adn ansa, maksad da
C o g t o , B a h a r '95
87
skender Pala
88
o g t o
, B a h a r '95
h Mine'l-Ak
hazlarn stnde, tasavvufun lh ak ile ok iyi uzlaan ulv bir aktr" nsan zaten
bu ak iin yaratlmtr. Hikmet sahipleri bunu asla inkr etmemelidirler. Nitekim bu
yurur:
A rif ol sevd-y ak inkrn etme ey hakm
Kim vcd- halkdan ancak bu sevdadr garaz
Ey bilge kii! Ak sevdasn inkr etmemekle arif olduunu gster. nk yaratl
varlnn gayesi bu sevdadr.
Ak iinde sevgili n plandadr. Sevenin bu konuda takdir ve iradesi szkonusu
olamaz. Eer ak varsa, mak var demektir. Can ile cann arasndaki seim, akn da
temelini oluturur. kn can, cann iindir. Bu yolda canndan geemeyen aktan da
bahsetmemelidir. Kulak verelim:
Cn kim canan iin sevse cnnn sever
Can iin kim ki cnnn sever cnn sever.
Bu anlaya itiraz edenler bulunabilir. Zhid bunlarn bamdadr. Ama ona aldr
etmemek gerekir. Zira bu dncesi onun gafletindendir. te ifade:
Muhabbet lezzetinden b-haberdir zhid-i gfil
Fuzul ak zevkin zevk-i ak var olandan sor
Fuzul! Gafil softa, akn lezzetinden habersizmi. (Elbette byle olacak. Zira) akn
zevkini, kendisinde ak zevki var olandan sormak lazmdr. Zhide gre kiinin, ak
ile adn ktye karmas ayptr. Fuzul'ye gre ise asl ayp olan, bu nadanca dnce
dir. Tpk u msralarda anlatld gibi:
Der imi zhid ki olmak aybdr rsv-y ak
Bu sz fa etmesin rsv-y lem olmasn
Sofu, "Aktan dolay leme rezil olmak ayptr" diyormu. (Zavall) bu sz bakala
rna syleyip de kendisini leme rezil rsva etmesin.
Bu akta rindliin de nemi vardr. kln raconu rindce davranabilmek ve de
rin bir his kuvvetiyle bunu iire dkebilmektir. Bu konuda Fuzul ark'm en byk
rindlerinden Hfz ile mutabakat halindedir ve onun bir beytini aynen tercme ederek
u iki msra yazar:
Secdedir her kande bir bt grsem yinim benim
Hh m'min hh kfir tut budur dnim benim
ster kafir ister m'min olsun, nerede bir gzel grsem, ona secde etmeyi det edin
miim. Zira benim dinim budur.
Fuzul'nin ak, insana manev haz veren yce bir duygudur. Snrsz ve engin bir
o g t o ,
B a h a r '95
89
skender Pala
90
o g t o ,
B a h a r '95
h Mine'l-Ak
o g t o ,
B a h a r '95
91
skender Pala
Senin mahallende (bulunmakla), beladan baka bir ey elde etmedim. Zaten, aknn
yolunda yok olmaktan gayr da bir emel tamyorum.
nk ak denizine den, can lezzetini unutmaldr (Bahr-i aka dtn ey dil lezzet-i cn unut). Hatta kn binlerce can olsa da her birini sevgili uruna gnbegn fe
da edebilse:
Bin can olayd k men-i dilikestede
Ta her biriyle bir kez olaydm fed sana
(Ey sevgili!) Ben gnl krn keke bin tane canm olsayd da; her birini sana birer
birer feda edebilseydim.
kln hallerini anlatt bir gazelinde sevgilinin selvi boyu iin ah eden, gonca
az iin kan alayan, kvrm zlf iin perian olup misk kokulu kakl iin avare olan,
mahmur gz iin bedenini dalayan Fuzul, gnlne hitaben "Bunca zaman seni besle
diim, sevgili uruna can vermen iindir" deyip haline tam bir hzn tasviri izerek,
Vaiz bize dn dzah vasfetti Fuzul
Ol vasf senin klbe-i ahznn iindir
Fuzul! Vaiz dn bize cehennemi anlatt. Syledikleri, senin hznler (iinde yaad
n) evinden baka bir yer deildi.
Yaad hayatn cehennemden farksz olduunu syler. Bu, onun ender ikyet
beyitlerinden biridir. Belki u beyti de bu dnceler iinde iken sylemitir:
Benim teg h kim zr ve pern olmasn y Rb
Esr-i derd-i ak u d- hicran olmasn y Rb
Tanrm! (lemde) hi kimse bencileyin alayp inleyerek perian olmasn, Rabbim!
(Yine hi kimse) ak derdine ve ayrlk yarasna da esir olmasn.
92
C o g t o , B a h a r '95
h Mine'l-Ak
Zira;
Muharrirler yazanda her kime lemde bir rz
Bana her gn dil-i sad-preden bir pare yazmlar
(Alem yaratlrken) ezel gnnn yazclar, dnyaya gelecek herkesin rzkn yazdk
larnda; bana (ak ile) yz para olmu gnlmden, her gn bir para yazmlar
Mthi bir ifade! Dorusu sylenir sz deil!...
Fuzul'nin gazellerinden baka ak anlatt manzmeleri de vardr. Su kasidesin
de Hz. Peygamber akn ihtiamla dile getirir. Leyla ve Mecnun mesnevisi ise platonik
kn drtba mamur ifadesidir. Bu eserde Mecnun'un Leyla'ya olan madd akn de
rece derece ulviletirir ve yine madd hazlardan uzaklatrr. Sonunda Mecnun noksan
sz bir k olur ve cann Leyla iin feda eder. Bu hikye onun ak anlaynn bir ahe
seridir ve ili ruhunun nak nak aclarn tar.
Konuyu balayalm: Fuzul btn sanat hayatn platonik ak terennme hasretmi
izgi d bir airdir. O, aknda istina sahibidir ve sevgiliye yk olmaz. Ondan ne vus
lat, ne iyilik, ne iltifat bekler. Hele bugnk ak u alaka anlayyla asla kyaslanamaya
cak bir zveri ve dierkmlk gsterir. Almadan verir. Kazanmadan kaybeder. Olum
suzluklarla yaar. Tabiri caizse bu ak, kk eylerdeki byk mutluluklarn, belki de
dertleri zevk edinmenin akdr. Bilgili, kltrl, tecrbeli bir gnl adamnn ideal a
kdr. Son olarak ilmin her eidine vkf bir bilge olan Fuzul'nin u itiraf, Divan airle
rinin platonik ak konusundaki genel dncesini zetlemek bakmndan nemlidir:
llm kesbiyle pye-i r if at
Bir hayl-i muhl imi ancak
Ak imi her ne var lemde
lm bir ktyl kal imi ancak
lim tahsil ederek yksek mevki elde etmek, ancak olmayacak bir hayal imi. Alemde
her varsa ak imi; ilim, sadece kuru laftan ibaretmi.
A f r o d z y a k a k v e N e d i m ( . 1730)
Fuzul'nin akn anlatrken sevgilinin, sahne dnda olduunu sylemitik. Pei
nen ifade edelim ki artk Nedim'in sevgilisi bizzat sahnenin iinderir ve k ile birlikte
vardr.
XVIII. yy. stanbul'unda sosyal hayatn gerek kiileri, Nedim'in sevgililerini olu
turur. k ile sevgili artk eit seviyede ve birbirlerine eit mesafededirler. Bu ak oyu
nunda rakib, pek nadiren rol alr. Artk ten zevki ve cinsel cazibe n plandadr. Yani
onun iirlerinde tam mnsyla olmasa bile byk lde Afrodizyak bir ak ile kar
karya kalrz. Geri daha nceki devirlerde de airlerin bu tr ak konu ettikleri man
zumelere rastlanmaktadr; ancak Nedm bu ak aka syleyen airdir. Bu bakmdan
Divan iirindeki ak anlatlrken Nedmne beyitler incelenmezse konu eksik kalr.
"Fuzul, beer akn znt ve elemlerini; Nedm ise ne'e ve srrn terennm
7) Baz airlerin beer ak duygularn lah akn mecazlarna brndrerek vermeleri, onlarn bu duygular inkr etmeleri deil,
b e lk i k e n d ilerin i istintaktan u z a k tutmaya almalardr. Bununla birlikte " Gzelsiz olmazz duruz etsiz ekmeksiz" diyen Necati'den
(. 1503) balayarak beer ak aka syleyen airler de kmtr. N ev'izde Ata (. 1635) nl mesnevilerinde beer hevesleri
ve ehveti ak sak anlatr. Bir eyhlislm olan Yahya'nn (. 1644) divnndaki pek ok gazelde de beer ak duygulan sami
miyetle ifade edilmitir.
C o g t o , B a h a r '95
93
skender Pala
etmitir, hicran, znt ve elem, Fuzul'nin hislerini ulviletirmi, beer akn stne
karmtr. Akn zevkini ve ne'esini bizzat tatmak ve yaamak arzusu ise, Nedim'i be
er zevkler peinde koan bir k olarak gstermitir. Hatta Nedm, dier airlere
yazd nazirelerinde bile bu h edasn iirine bir kimlik olarak vurmutur. Onun ms
ralarnda ak, iten geldii gibi samimi bir ekilde ve serbeste ifade edilmitir. Madd
akn trl heyecanlar, kaamaklar ve apknlklar, doymak bilmeyen, uar bir k
edasyla anlatlmtr. Fakat btn bunlar anlatrken asla kaba deildir. Sfl taraf var
sa da, bunu zarif bir eda ile syler. Kurnaz ve zekice ortaya koyduu ifadelerinde ince
bir zevk anlay grlr. ok perde brnne syleyileri bile, bayaln uzanda ka
larak anlatr. Ksacas o, en uuk ve hafif-merep ifadelerini bile dilin inceliklerinden
faydalanarak sanata brndrebilmitir.
Kadnn batan karc cisman gzellii her ne kadar daha evvelden baz mecazlar
ve tasavvuf alegorilere (nefs) kattrlm olsa bile, Nedim'in iirlerinde artk stanbul
gzellerinin, yosmalarnn, keklerinin ve mahbblarmn zellikleri aka msraa d
klr. Nedim'in syledii ak, Sadabad'da, Kksu'da, mesirelerde, ehrin sokak ara
larnda, helva sohbetlerinde, hamam elencelerinde, dnlerde ve bayramlarda kar
lalan yamakl, feraceli, emsiyeli, mendilli gzellere yneliktir. arklarnda bunun
geni tasvirlerini bulmak mmkndr. Bir farkla ki, daha ziyade cvnlar, fet; mahbblar yosma; civelekler ise, taze klnda cinsiyet deitirmi olarak arz- endan ederler.
Artk Divan iirinin gzeli, ekseriyetle maka deil bizzat mak'tm. ster gl-endam ol
sun, ister serv-i naz; ister nazn koynunda bysn, ister gll diblardan incinsin, bu
gzel, o asrda yaamaktadr ve ak, beer seyrini icra etmektedir.
Dikkat edilecek bir husus da udur ki Nedm "ak" kelimesini pek kullanmaz.
Ama syledii her beyit ak anlatr. Bizce o, akn felsefesini yapmaktansa bizzat prati
ine eilmeyi tercih ettii iin byle yapmtr.
Nedm, k olaca sevgiliyi nce lp tartar. Onda ilk arad haslet naziklik ve
nezakettir. Btn sevgilileri bu bakmdan tam not alrlar. u ifadeler onundur:
Leblerin mecrh olur dendn- sn-i bseden
La'lin pdrmek bu hletle muhl olmu sana
Dudaklarn, bse kelimesindeki sin (S) harfinin dilerinden bile incinir. Du
rum bu iken, o la'l dudaklarn ptrmek senin iin ne mmkn!..
Buradaki sevgili yle nazik ki, buse kelimesindeki sin harfinin dilerinden incini
yor. Ya una ne demeli;
Gll db giydin amma korkarm zr eder
Nazeninim, sye-i hr- gl-i db seni
Sevdiceim! Gl desenli ipek bir elbise giymisin. Ama korkuyorum ki o ipek elbise
nin zerindeki gl resminin dikeninin glgesi seni incitecek!
Dikkat buyurulsun! Sevgilinin giydii ipek kuma onu incitmiyor, gl veya diken
resmi incitmiyor da dikenin glgesi incitiyor. Pes dorusu!...
Nedim sevgiliden ayr kalmay asla istemez. Daha dorusu sevgilisiz kalmay iste
mez. u sylediine baklrsa bunda hakldr da:
8) Bkz. Mazolu, Hasibe, N edimin Divn iirine Getirdii Yenilik, s. 44-45, Ankara, 1992.
94
o g t o ,
B a h a r '95
h Minel-Ak
o g t o ,
B a h a r '95
- (Ey sevgili!) Tahamml(mn) lkesini yktn. Hlgu Han msn, a kfir... A m an! Dnyay yaktn.
Yakc bir ate misin, a kfir!?.
2- N zn, kzolan naz, sesin de, ehlevend sesi. (Bu
h lin le sen bir tatl) belsn; am a kz msn, olan
msn, bilemedim a kfir!..
3 - O muzundaki o ate renkli atlas ne mnya gelmek
te? A kfir, yoksa sen g zellik ve irinliin canlar
yakan bir lesi misin?!.
4 - A kfir! Bu gizliden gizliye h ekiler, o yaka yrt
m alar da nesi? Acaba sen de o uh sevgili iin inle
yen bir k msn?.
5 - Sana kim isi "cnm"; kim isi "cnnm " diyor. N e
sin sen doru syle; cn m sn, cnn msn, k
fir? !..
6- A te ren k li arabn key fi y z n alevlen dirm i.
Yoksa a kfir, bu halinde sen, m estler (ak sarhola
r) meclisinin (era) msn?
7 - N iin by le sk sk cilal ayn an n karsn a geip
kendini seyretmektesin? M eer sen de kendi gzelli
in e hayran msn, kfir!..
8- u inleyip duran Nedim'i, bir kfir esir etmi, iit
m itim. Yoksa o din celld ve iman dman olan
k f ir sen m isin (k i b e n d e , n e d in b r a k tn , ne
iman)!?.
95
skender Pala
96
C o g t o , B a h a r '95
h Mine'l-Ak
C o g t o , B a h a r '95
97
skender Pala
T a s a v v u f a k v e e y h G l b ( . 1799)
Bu blmde szkonusu edeceimiz ak, tasavvuf muhitinin halk edebiyat gelene
ine uygun olarak tekkelerde nev nema bulan salt tasavvuf iirlerine (lah, devriye,
nefes vb.) konu olan ak deil, Divan Edebiyat iinde kendiliinden yer edinen tasav
vuf aktr. Zira Divan Edebiyat'nn gndemde olduu alarda tasavvuf gelenei b
tn bir hayat derinden etkiler ve ister istemez her airin yolu bir tasavvuf muhitinden
geer olmutur. Tabiri caizse herkesin ad, lakab, meslei gibi bir de belirleyici tasavvu
f gr mevcuttur. Ad ne olursa olsun ou mslmann, hele okumu yazm tak
mnn, mistik bir fikir ve sliki olduu bir tarikat vardr. O dnemlerde gnlk hayatn
belli zamanlarnda tekkeye gitmek bir tr alkanlk, yer yer bir ruh yenilenmesi olarak
grlyordu. Bu da ister istemez tasavvufun tamamen dnda kalabilen insanlar bile
etkiliyor, kltr altyaps tasavvuf dogmalar ile rlyordu. Divan iirindeki tasavvuf
tesiri ite bu kltr muhitinin eseriydi. Pek ok air, koyu sufler olmasalar bile, tasav
vuf imajlar terennm etmeyi airliin bir gerei gibi gryorlar, en azndan ifadelerine
bu yolla zenginlik kattklarn dnyorlard. Bu uygulama, baz tasavvuf terimlerine
belli mecazlar yklemiti (k: Allah'n Ceml ve Cell'ine mtak kii, salik; Mak:
Allah, meyhane: tekke; meyhaneci; eyh; arap: lah ak; kadeh: km kalbi; sak: mrid
vs.) iir yazmaya soyunan hemen her kii, fotokopi ektirir gibi bu mecazlar ezberler,
bilir ve syledii iirde bunlar zengin armlaryla kullanrd. Bazen kavram karga
as yaansa ve mecazlar birbirine kartrlsa bile Divan iirindeki akn en geni mkes
bulduu iirlerde bu imajlar birer birer gururla boy gsterirdi. Bunlarn yarm yamalak
fikirler olarak yer ald baz alt gruptan airlerin manzmeleri bir tarafa braklrsa, ta
savvuf akn stadlar elinde fevkalade bir sanata dntn grrz. Bu bakmdan
biz, eyh Glib'i rnek setik.
Tasavvufa gre kainatn yaratl gayesi aktr. Vcd- mutlak, ayn zamanda Keml-i mutlak (Salt olgunluk) ve Ceml-i mutlak'tr (Salt gzellik). O'nun an kendini iz
har etmektir. te Cenb- Hak da Ak- Zt sebebiyle kendini grmek istedi ve bir ayna
mesabesinde olarak kainat ve insan yaratt. Bir kudsi hadiste, "Ben bir gizli hazine
idim.Bilinmeyi istedim ve lemi yarattm" buyurulur. Allah'n bilinmeyi istemesi aktr ve
bu ak, zn zdr. Teferruat eitli tasavvuf eserlerinde ve devriye ad verilen tasav
vuf iirlerde bulunabilecek bu varolu nazariyesinde ak, her eydir. Evrenin zn ak
oluturur ve btn mevcudattaki ilk cevher aktr. Bu akta Allah asl sevgilidir ve her
eyin zdr. Nasl ki O'nun mutlak gzellii btn gzellii kainata gzellik vermi;
her bir gzellik de O'ndan bir iz tar olmutur. u nl beyitte bu nazariye ifadelendi
rilmi tir:
Kendi hsnn hblar eklinde peyd eyledin
em-i ktan dnp sonra tem eyledin
(Ey yce Tanr!) Kendi gzelliini (birtakm) gzeller (ve gzellikler) eklinde ortaya
koydun da sonra dnp kn gzyle (yine o gzellii) seyre koyuldun.
Dikkat edilirse burada gsteren de, gren de; var olan da, olduran da yalnzca
O'dur. Yani "L mevcde llallah (Allah'tan baka hibir ey yoktur, var olan yalnzca
O'dur.)" Madem ki var olan yalnzca O'dur, o halde O'nun dnda bir ak da yoktur.
Baka bir deyile; sevenle sevilen aslnda birdir; ak da, belirli bir ak objesi tanmayan
gerek aktr. te tasavvuf yolu dediimiz vahdet-i vcd (varln birlii) felsefesi,
98
o g t o
, B a h a r '95
dorudan Allah' bilmeyi ve tanmay gaye edinir. Bunun iin yegne vasta da aktr.
Kiiolu bu yolda gayret gstermekle ykmldr. nsan- Kmil olup Visl-i Hak iin
abalamakla grevlidir. Bunun iin ilk yapaca ey masiva'dan, (Allah'tan gayri her ey
den vaz) gemektir. Bu da nefse hakim olmay ve "ene (ego)"den kurtulmay gerektirir,
liylece insan giderek fenfillah'a erer ve Sevgili'ye kavuur. Kavumann gerekleebil
mesi iin de Sevgili'nin zatnda var olan aka tutulmak gerekir. Zira O'nun srr ve tecel/'nin remzi, bu akta gizlidir.
Tasavvuf ak hakknda her ada pek ok yazlar yazlm, pek eitli yorumlar
yaplmtr. Bunlardan birou ak, mecaz ve hakk ak olarak ikiye ayrrken Muhiddin-i Arabi ak, tabi, ruhan ve lah ak diye e ayrr.01 Mecaz ak, hakik (lah) a
ka giden yolda bir deneyi, belki bir duraktr. Hakik aka erimek iin mecaz ak art
deildir. Ama olursa da kt karlanmaz. te Divan Edebiyat bu ince noktadan hare
ketle mecaz ve lah ak ayn iir potasna koyar. Anlay ve yorum farkllklaryla bir
likte tasavvuf emesinden su imi her Divan airi bunu terennm eder. Yine de Mevlan'nn, "Sen canl bir resimsin ve dnya, insan, yerdeki ve gkteki her ey kendi mah
sl olan bir Ressam'n eserisin. Yaratcm brakp cansz ve mnsz bir resme k ol
man doru mudur? O habersiz ekillerden ne elde edebilirsin?"02 sorusuna kendi i
dnyasnda cevap arayan air idee'ler dnyasnn glgeler dolu maarasndan tamay
gaye edinerek sanatna ynelir. Kur'an- Kerim'de "Sevgi" szne ska rastlanmas ona
geni imknlar tanmtr. "Allah onlar sever, onlar da Allah severler (Maide, 54)" veya
Mminlerin Allah'a kar pek iddetli bir sevgisi vardr (Bakara, 165)" gibi ayetler bu yolda
rehberdir. Keza Hz. Peygamber'in de Allah ve Peygamberi her eyden ok sevmek ge
rektiine dair eitli hadisleri mevcuttur. Bizzat o, "Allah gzeldir, gzel(lik)i sever (Ms
lim, iman, 147)" buyurmutur. O halde ak'ta dinen bir beis yoktur. Bilakis bir tevik
szkonusudur. Tasavvufa gre lah ak gaye edinmek, yeryzndeki en yce idealdir
ve insan bunun iin vardr. Ama bu ne mkil bir haldir; bir bilinebilse!..
Yine Mevlan'nn ifadesiyle "Ak yle bir alevdir ki, bir tututu mu Mak'tan ba
ka her eyi yakar." nki onun cokusu ve ne'esi hibir dnyev zevk ile izah edile
mez. k bu yolda harap vaziyettedir; knanmla aldrmaz. O varlktan ryandr,
dnyas ve maddesi ykktr. Gz yaldr ve bu yalar Sevgili'yi gremeyince dinesi
deildir. Onun derdinin derman, yine aktr ve ondan ikyet en byk isyandr. Ak
yle bir denizdir ki dibi bulunmaz, yle bir srdr ki her gnl kaldrmaz; ehli olmayan
lara anlatlmaz.
Ak, ilimden stndr, onsuz iman ta misali kurudur. Ak ikilikten kurtarr, fani
likten karr, tevhidi gerekletirir. Ak bilineni unutturur, boaltp yeniden doldurur.
klar lesi deildir ve ak edebdir. Menfiyi mspete, kty iyiye eviren yine aktr.
Kuru aac yeerten bir dinamizm kaynadr. Ak menfaatsiz ve uurlu bir kullua y
neltir, gzel ahlak gerekletirir. lah ak gz ile baklnca btn ktler iyi olur; cm
le eksikler biter. Dost'un dostu sevilir; dost olunca en aciz kul iin bile menfaatler terkedilir. Sevgi, gaye edinilir, herkes ve her ey sevilir. Herkesle bark olunur. Her muhta
ca yardm edilir. Velhasl slm'n emrettii her ey yaplr, yasaklad her ey terkedilir. Yani bu nevi ak'ta nce slm, sonra tarikat kaideleri geerlidir.
imdi isterseniz bu sylediklerimizi eyh G lib'in dizelerinden takib edelim ve
onun fikirleriyle tasavvuf ak tanmaya alalm:
Glip Dede tevhd trnde yazd bir terc-i bendinde,
11) Geni bilgi iin bkz. Pala, skender, Ansiklopedik Divan iiri Szl, s. 51 vd., Ankara, 1990.
12) Bkz. A hm et Eflak Dede, Menktbl-rifin (ev.: T. Yazc), C.I., s. 489, stanbul, 1973.
o g t o ,
B a h a r '95
99
skender Pala
Aka mazhar olmay can u gnlden isteyince, yle bir atee dtm ki (artk o ate
le) her yana ve her yne (kendinden gemi olarak) gider oldum.
100
o g t o
, B a h a r '95
h Mine'l-Ak
(kn) vcdu ta ezelde yekpare bir yantan yaratlmtr. Meer drt unsurdan
(toprak, hava, su, ate), kn hissesine ate nasib olmutur.
Yek renkdir zebn- hakikatte hst ak
Batg- hezr ulesidir te-i gln
(iereklerin lisannda gzellik ile ak ayn renktedir. Blbln sesi, gln (ak) ate
hinin yalmdr.
Bu beyitte airin, "Ak odu nce maka, andan ka der" hikmetini terennm ettii
grlr. Zaten tasavvuftaki akn z de Mak'a (Allah'a) aittir. Onun iindir ki tasav
vuf erleri ak yolunda kendilerini iki snfa ayrrlar: steyerek akn peinden koanlar
ve ak teslim almas iin istenenler. Yani ak arayanlar ve akn aradklar. Buna dair Glib bir mseddesinde;
Tedbrini terk eyle takdr Huda'nndr
Sen yoksun o benlikler hep vehm gmnndr
Birdenbire bul ak bu tuhfe bulanndr
Devrn olal devrn erbb- safnndr
kta kader neyler gam halk- cihnndr
Koyma kadehi elden sz pr-i mugnndr.
(Hadislere kar) tedbirler alp durmay brak. Takdir Allah'ndr. Sen yoksun. O
benlikler hep birer vehim ve zandan ibarettir. (Elinden geliyorsa) birdenbire bu ak;
bu armaan (ancak) bulanndr. Devrn, devrn olal, lah ak sahiplerinindir (yani
cihann zevkini onlar srer).
kta kader neyler? Gam, dnyaya deer verenlerindir. (Sen,) elinden (lah ak) ka
dehini brakma ki sz, meyhanecinindir.03
lahi ak, kn kimyasdr. Onunla tutulan toprak altn olur. Glib bu fikri ylece
vezne dkm:
Nigh- dde-i hnbr- ak ktnydtr
Akn kan dolu gzden bak, bir kimyadr.
13) Bu son msradaki meyhane motifi, Divan iirinin genelinde sz konusu edilen meyhane ile ayndr. lla ki burada meyhane bu
dnya; arap feyiz ve sevgi, pir-i mugn (meyhanenin ulu'su, meyhaneci) da mriddr. Eer bu beytin kime ait olduunu bilmi
yor olsaydk alelade bir meyhane tasvirine de hkmedebilirdik. te bunun iindir ki Divan iirinde baz kelimeler deiik yo
rumlara aktr.
o g t o ,
B a h a r '95
skender Pala
Ancak bu kimyaya erimek iin, nce gzn kan anana dnmesi gerektir. Yani
yine eziyet, sknt, ayrlk, strap, ac ve nihayet ahlar, figanlar, feryadlar ve kan ala
yan bir gz. k iin bu yle pek zor bir ey de deildir. Zira daha Ezel'de ruhlar yara
tlrken ona bu nasip verilmitir. te ifadesi:
O zaman ki bezm-i canda blld kle-i km
Bize hisse-i muhabbet dil-i pre pre dd
Can meclisinde, yani Kal Bel'da (herkes nasibini beklerken) istek (ve km alma)
kuma blldnde, sevgi hissesi olarak bize u parampara olmu gnlmz
dt.
eyh Glib akn ksa tanmm veren bir kt'a yazmtr. Burada akn, insan ruhun
daki ztlklarla nasl ekil ve hayat bulduuna deinilir. Kt'a udur:
Kevser-i te-nihdn ad ak
Dzah- cennet-nmnn ad ak
Bir lgat grdm cnn isminde ben
Anda hep cevr cefnn ad ak
Ak dediin ey ate yaratll bir kevserdir. (mek istersin, ama atetir.) Cennet gi
bi grnen cehennemin adn da ak koymular (girmek istersin, ama yanarsn). Ben
"lgnlk" ad verilen bir lgat grdm ki, iinde ne kadar cevr cef (ile ilgili keli
me) varsa, karlarna hep "ak" yazlm.
te btn bir tasavvuf akm zeti bu drt msradadr. steyen istedii gibi yorum
lar; dileyen gnlnce nasibini alr.
eyh Glib'in tasavvuf aka dair balbama bir aheser olan eseri, Hsn Ak
mesnevisidir. "lk bakta beer bir akn hikyesi olarak kabl edilebilecek bir mahiyet
gsteren bu mesnevi, aslnda Hsn ve Ak'n sfiyne gzellik telakkilerini belirten ta
savvuf bir akn hikyesidir.'141 Bu eserin daha adndan balayarak -k i H sn, Hsn-i
Mutlak'; A k da lah ak temsil eder-, bir tasaavvuf nevesiyle kaleme alnd ve ilk
beyitten son msraa kadar, alegorik bir ak erevesinde tasavvufun anlatld apayr
bir konudur.
Sz bitirelim: Divan Edebiyatnda ak bahsi aldnda hibir airin sz bitesi
deildir. Gerekte de bu konuda ne sylense azdr. Hani buyurmu ya stad;
A k imi her ne var lemde.
10 2
C o g t o , B a h a r '95
T a sa v v u f v e Sevg
brahim Agh ubuku
slam'da eitli bilim dallar olumutur. Bu bilim dallan arasnda tefsir, hadis, ke
lam ilmi, fkh, ahlak, felsefe, tarih ve tasavvuf gibi alanlarn nemi byktr.
slam'n balangcnda bu bilim dallar hemen belirlenmemiti. Sorunlar fkh ere
vesinde zmleniyordu. Fkh deyince slm bilim anlalyordu. Ancak zamanla toplumlarn deimesi ve ihtiyalarn domas bilimlerin snflandrlmas sonucunu verdi.
Fkh sadece hukuki sorunlarn kapsamnda dnld. teki bilim dallar yava yava
ayr yerini ald.
Tasavvuf bilim dal slam'n douundan yaklak yzelli yl sonra olumaa ba
lad. Tasavvufun temelinde slam zhd vardr. Tasavvuf bir deruni yaant, bir din de
neyim ya da manevi bir haldir. Bu nedenle her tannm tasavvufu kendine gre onu
tanmlamtr: as-Seriyy as-Sakat (lm. 865) "Tasavvuf iyi bir ahlaktr" demitir. Ebu
Hafs an Nisabur (lm. 883) "Tasavvuf tamamen terbiyedir" ifadesini kullanmtr. Amr
b. Osman al Mekk (lm. 907)tasavvufu "nsann her zaman en iyi olan yapmas" bii
minde tanmlamtr. Semnun b. mer (909) ise "Tasavvufu malik olduun eyin sana
malik olmamasdr" demitir. Ebu Bekr ibl'nin (lm. 945) tarifi yledir: "Tasavvuf
kalbi temizlemek, Allah' yceltmek ve kurallara efkat beslemektir". Ebu Bekr at-Tamastan'ye (lm. 951) gre "Tasavvuf straptr". Ebu Amr smail b. Necid'e (lm. 976)
gre "Tasavvuf emredileni yapmak, haram klnandan saknmak ve sabretmektir". Ebu'l
Abbas an-Nahavendi (lm. 1009) "Tasavvuf insann halini gizlemesi ve mevkiini din
kardei iin terketmesidir" demitir. Gazzal (lm. 1111) yle demitir: "Tasavvuf Al
lah'a kulluk iin nefsi yok etmek ve kalbi yce Rabbe balamaktr".
Sevgili Peygamberimiz zamannda Sahabe'den Ebu Zerr al-Gfar (lm. 652) ve Huzeyfe b. al-Yeman (lm. 656) Zht'te ileri gitmek istemiler ve zamanlarn hep ibadete
vermee almlardr. Ancak Hz. Peygamber onlar ll olmaa ararak dnya g
C o g t o , B a h a r '95
103
revlerini ihmal etmemelerini tavsiye etmitir. Bu konuda "yarn lecekmi gibi ibadet et,
hi lmeyecekmi gibi dnya iine al" hadisi bilinmektedir.
Sekizinci yzyldan sonra tasavvufun olumasnn hzlandn gryoruz. Hz.
Muhammed bir hadisinde slam'da derecenin olduunu bildirmiti: 1. man derecesi.
2. slam derecesi. 3. hsan derecesi. mann artlarna inanan mmin saylr. slam'n
artlarn yerine getiren iyi bir mmindir. hsan derecesi ise insann her zaman kendisini
Allah'n grdn dnerek hareket etmesidir. Doaldr ki bu ihsan derecesine ula
mak isteyen mminler davranlarnda daha dikkatli olmaya gayret etmilerdir. Bunun
usulleri de tasavvuf yolunda izilmitir. Sekizinci ve dokuzuncu yzyln en tannm
mutasavvflar arasmda Ebu Haim al-Kuf, Rabia al-Adeviyye, eyban ar-Ra, brahim
b. Ethem, Davud at-Ta, Fudeyl b. yad, akik al-Belh, Zu'n-Nun al-Msr, Ebu Yezid alBistan, Halla Mansur, as-Seriyy as-Sakati ve al-Cuneyd al-Badad vardr.
Sekizinci yzylda sufilerin zikir meclisleri ve ibadet merkezleri olumaa bala
mtr. Bu toplant yerlerine hengh ya da zaviye diyebiliriz.
slam'n snrlarnn genilemesi, mslmanlarn eitli kltrleri tanmalar, Emevilerin ve Abbasilerin Mevali'ye (Arap olmayan mslmanlara) basklar tasavvuf ak
mnn glenmesine neden oldu. Cezbeden ve vecd haline gelmekten sz eden mutasav
vflar ortaya kt. Yunan, Hint ve Fars kltrnn durumu mslmanlarca renildi.
Trklerin yiit ve erdemli olular, Abbasi saraylarnda grev almalar sonucunu dour
du. Abbasi halifesi Memnun'un "Bilgelik Evi" kurmas o zamana kadar tannm yaban
c dildeki eserlerin Arapa'ya evrilmesini salad. slam leminde bir bilim patlamas
ve yeni din yorumlarn gelimesi gerekleti.
Tasavvuf tarihinde as-Seriy Sakat, Badad'da ilk kez ilahi gereklerden ve tevhit
ten sz etti. Yahya b. Muaz ar-Raz ve daha sonra Ebu Hamza al-Badad, halka tasavvufi konferanslar vermee balad. al-Cuneyd al-Badad, ilk kez tasavvufi kavram ve
aklamalar yazl olarak ifade etti.
"Ebu Yezid al-Bistam, kendini Tanr'ya o kadar yakn alglad ki "Cbbemin altn
da Allah'tan baka bir nesne yok" dedi. Zamannda slam'n yaylmasnda pek ok kat
ks olan Halla Mansur "Enelhak" yani ben Hakkm dedi. Bylece evrende tevhit oldu
unu ifadeye alt. Sonra da bu takn sz hayatna mal oldu. Tanr'nm akna kendi
ni kaptrp takn szleri sylemeleri yznden hayatna son verilenler arasmda Suhreverd al-Maktul ve Nesim'yi de sayabiliriz.
Tasavvufun domas ve sevilmesi slam'n hzla Orta Asya ilerine kadar yaylma
sn salad. renciler, erdemli ve bilgili bir kii evresinde toplanmay hzlandrdlar.
Hem bilim, hem ibadetle megul olmaa baladlar. statlarn ar derecede yceltme
yi grev bildiler. Bylece eyh mrit mnasebeti dodu. slam leminde tasavvuf iyice
kurumlat. Zamanla hkmdarlar tasavvuf ehlinden yararlanarak fetihlerde baarlar
elde ettiler.
zellikle onuncu yzylda Trklerin kitle halinde slamlamas tasavvufa yeni bir
renk katt. Daha sonra Ahmet Yesev'nin etkisiyle yetien derviler Anadolu ve Balkan
lar'da etkilerini gsterdiler. Ahmet Yesev, Divan- Hikmet'inde ilahi aktan, erdemden
ve dayanmadan sz etti. 1071 Malazgirt Savandan sonra ve ayrca XIII. yzyl vfool
basklarnn neticesinde Anadolu'ya gelen Alperenler slam tasavvufunu zmsemi yi
it insanlard. Tasavvufun temelini de erdem ve sevgi oluturuyordu.
Esasen slam'da sevgi fkeden daima stn tutulmutur. Ancak slam'daki sevgi
nin zenginlii baz dnemlerde iyi anlatlamamtr. slam'da sevginin nemini belirt
mek iin sevgili Peygamberimiz zamanna dnmekte yarar var.
104
C o g t o , B a h a r '95
Tasavvuf ve Sevgi
Her eyden nce belirtelim ki bir kutsi hadiste yle buyrulmutur: "Benim ac
mam ve sevgim gazabmdan stndr".
Ayrca yce Allah Kur'n'da yle buyurmutur: "Benim sevecenliim, acmam ev
reni kuatmtr" (A'raf suresi, yet: 154) "Size selam verene mmin deilsin deme" (Ni
sa suresi, yet: 94). "man edenlerin Allah'a olan sevgisi salamdr" (Bakara suresi, yet:
165). "A llah onlar, onlar da A llah' severler" (Maide suresi, yet: 54). "Allah tvbe
edenleri ve temizce paklananlar sever" (Bakara suresi, yet: 22). "Biz insana ahdama ndan daha yaknz" (Kaf suresi, yet: 16).
Bu konuda u hadisler de dikkati ekicidir: "Gnahndan tvde eden gnah ile
memi gibidir". "Merhamet etmeyene merhamet edilmez".
Sevgili Peygamberimizin kendini iirle ktleyen K'b, amcas Hz. Hamza'y l
dren Vahi'yi ve Taif'de kendisini tala yaralayanlar affettii bilinmektedir. Hz. Muhammed'in doruluu ve sevecenlii hakknda kitaplarda birok rnekler vardr. Biz
sz uzatmadan slam'n sevgi felsefesine imkn veren bir din olduunu vurgulamakla
yetinelim.
te slam'n bu sevgiye dnk ynn Anadolu'ya gelen ya da orada yetien bir
ok mutasavvf ilemitir.
Bu mutasavvflardan birisi Hac Bekta Veli'dir. Hac Bekta Veli XIII. yzylda
Anadolu'da baz dnrlerle birlikte sevgi tohumunu ekmitir. Vilyetname'de bildi
rildiine gre Hnkr Hac Bekta Veli'nin barn simgesi olan gvercini tercih ettiini
anlatmaktadr. Ayrca o, her din mensubuna sevecen davranmtr. Yine menkibede an
latldna gre Hac Bekta Veli, buday geliri kt olan Hristiyan kylleri iin dua et
mi ve o yldan sonra kyn buday bereketli ve bol olmutur. Yine menkibede anlatl
dna gre bir canavar yavrusuna derviler an takp salvermiler. Hac Bekta Veli,
mana eminde bunu grm. Hayvan yakalayp an karm, onu korkudan ve ezi
yetten kurtarmtr. Hac Bekta Veli u ibretli szleri sylemitir: Benim iyi dostum
vardr. Ben lnce biri evde ve biri yolda kalr. Biri de benimle gelir. Evde kalan malim
dir. Yolda kalan e dosttur. Benimle gelen ise iyiliklerimdir. Elbette iyilik de sevgi dolu
bir kalbin rndr.
Hac Bekta Veli, kadn erkek eitliine nem vermi, resim, mzik, iir ve sema gi
bi estetik sanatlarn gelimesini hogryle karlamtr. Her trl ibadeti ho grm,
evrende birlik felsefesine yumuak bakm ve vicdanlara saygy esas almtr. Onun
izinden gidenler de sevgi felsefesine arlk vermilerdir. Kukusuz insan Allah'a yak
latran davran, insanlara yaplan iyilikten geer. yilik de sevginin rndr. Sevgi
vermektir. G dolu olmak demektir. Sevgi insan retken yapar. Gnl diri tutar. Sevgi
sorumluluk duymak demektir. Sorumlu insan bakalarna yaama sevinci tattrr. So
rumlu insana sayg da duyulur. Sayg bakalarn nitelikleriyle tanmak ve ona gre
davranmaktr. Kur'n'da bildirildii gibi Tanr insan en gzel biimde yaratm ve onu
ereflendirmitir. Bu erefli varl yani insan ancak sevgiyle daha iyi tanrz. Sevgi ileti
imi ruhlar kaynatrr. Hac Bekta Veli'nin olduu sylenen u dizeler sevgiyi dile ge
tirmektedir.
Sevgi muhabbeti kaynar yanar ocamzda
Blbller evkle gelir, gl aar bamzda
Hrslar kinler yok olur akla meydanmzda
Arslanlar Ceylanlar dosttur kucamzda
H. Bekta Veli
C o g t o , B a h a r '95
105
Hac Bekta Veli'nin izinden giden birok tasavvuf airi de sevgiyi ve gnl yap
may vurgulamtr:
A c szlerinle ruhum u skma
Ltfet de u mest-i hday hogr
Gnl bir kbedir gel onu ykma
Kerim ol ettiim hatay ho gr
Bali Baba
Muhabbet kadimdir insan iinde
Canan severiz erkn iinde
Krklar meydannda irfan iinde
Erenler ceminde nardr muhabbet
Kul Hikmet
Alevi-Bektailikte ben sz yoktur. Canlar vardr.
Sre geldim ak meyinden ierek
Her bir ak karasndan seerek
Varlk dalarn delip geerek
Dzde ben bir insan olmaya geldim
Erzurumlu Emrah
Nefesler olmazsa inler mi neyler
Parmaklar olmazsa el yalnz neyler
nsan yan yana tatl dil eler
D il yanmasn Sefil Selimi yansn
Sefil Selimi
Baba Kemal Hucend de u ibretli szleri sylemitir: "Biz pergele benzeriz, bir
ayamz eriatta sabit, teki ayamzn izdii daire iine ise yetmi iki millet dahil
dir".
nemli Bektai airlerden Harab de sevgi ve kardelik iin baknz ne demitir.
106
C o g t o , B a h a r '95
Tasavvuf ve Sevgi
Varlk deryasna dalma ey karda
Kardalkta birlik dirlik isterler
Benlik davasndan ge yava yava
Muhiplikte birlik dirlik isterler
Harabi Kemteri syleten Haktr
Senlik benlik lfz burda yasaktr
Kendini beenmek kmaz sokaktr
Hakerenler birlik dirlik isterler
Harab
Ksacas Hac Bekta Veli, ekolnde sevgi, bar ve dayanmay salk vermitir.
Bektailik retisinde kii kt sze, kine ve ktle kapal olmaldr, insanlara, canla
ra ve doaya muhabbet beslemelidir. Bu nedenle de tasavvuftaki "lmeden nce l
nz" ilkesi bu ekolde ok nemlidir. Bu demektir ki kii lmeden nce nefsini ktlk
lerden arndrmaldr.
Tasavvufta sevgiyi ileyen byk dnrlerden biri de Mevlna Celalettin Ru
m'dir (lm. 1273).
Mevlna, Divan'nda cokun biimde Tanr akn dile getirmee alr, Mesnevi'de de Tanr aknn itici gc aka grlr. O, akn gcne inanr. Gazellerinde ki
mi zaman emseddin Tebriz'den sz eder. Onun, Tanr'nn mauku olduuna inanr.
Kendisi onda Tanr'nn akn grr. Kimi zaman da kendini ems yerine koyar. nsan
Tanr'ya yarar, erdemli bir yol izledike, Tanr'nn sevgisine hak kazanr. Tanr'nn
sevgilisi olma yetenei yalnz insanda vardr. nsan evrendeki yerini deerlendirdike
ve her eyi Allah iin yaptka ycelir. Tanr'y seven ve kendi nefsini eiten insan, Al
lah'n sevgilisi olma onuruna ular. Allah sevgisinin takn anlarnda insan kendini de
unutur. Varlkta birlik grr. Tanr'dan baka her eyin birer glge gibi ya da d gibi
olduunu kavrar. Bu durumda k ve mauk varlkta bir olur. imdi konuya aklk ge
tirmek iin Mevlna'nn kimi deyilerinden rnekler verelim:
"Bende maukun yakt bir gnl var. O yantan cihan harmann gnlm yakt.
Bir mum, bir kulun canna yle bir can verdi ki bu ate hibir atee benzemez..."
"Sevgili ol ve sevgiliyi gr. Gnl ol ve dostu gr. Yryen servilerin ardnca akar
sular, gl bahelerini gr..."
"Evlat Sen cansn, sen basn. Senin yerini tutacak kim var? Syle sen aynasn, ken
dine bak. Senin yerini tutacak kim var sylet Kendi yanan p, kendi kulana sr sy
le. Kendi gzelliini gr, kendi vgn syle. Srrn mecaz deildir, nazn bouna deil
dir. Sr senin kulan iindir. Nazn da yine senin iindir..."
"Ben senin niann yaznca, kalem akndan yarlr. Aklm senin o ac ayrlndan
yolunu kaybeder... Yzm, aktan altn gibidir. Bende senden binlerce eser var. Sevgi
lim Bana doru bak. Canna yemin ederim ki ben byleyim. Sevgilim senin diyarna ge
len ancak senin kokundan gelir. Seni aratrmaya sebep, senin gller samaklndan
baka ne olabilir?
"Ne mutlu o zaman ki, ben ve birlikte avlunun kapsnda otururduk. Ben ve sen iki
nak, iki suret, ama can bir... Ben ve sen, bensiz ve sensiz olarak zevk ynnden birleelim. Bak ki, u ben ve sen, o zaman perian hurafelerden kurtulup ne gzel neeleniriz.
te bylece ben ve sen birlikte gldmz makamda gn dudu kularnn hepsi de
C o g t o , B a h a r '95
107
eker yemee baladlar... Bizim iki ahsiyetimiz vardr: Biri, sretimizle bu toprak ze
rindeyiz. teki, ruhumuzla sonsuz cennette, zevkler ve tatllklar lemindeyiz. Ben ve
sen birlikte"
"l idim dirildim. Gzya idim, tebessm oldum. Ak devleti geldi ve ben son
suz olan devlete eritim".
"lnz...lnz...Bu akta lnz. Bu akta lrseniz gerek ruha sahip olursu
nuz".
"Ak erdemde, bilimde, defterde, ktlarda deildir... Akn dal ncesizde, kk
sonsuzdadr ve bu aacn dayand ne ar, ne toprak vardr, hatta ne de gvdesi".
"Ey klar Ey klar Ben aypl olan bir km. Ak bama dt andan itiba
ren aknlktaym ve deli gibiyim. km, deliyim ve aknlk iinde kalmm. Orada
burada, her yerdeyim. Hem de ne aada, ne yukardaym. Arta ve krsde olan be
nim, asla yanl yapmayan benim. lem benimle aydnland. Yokluk benimle dnl
d. Ben hem bilgi, hem erdemli hem de hkimlerin hkimiyim... Sen gzlerimle grme
gcsn. Beni gzlerimde arasana Ben konuan blblm, kokan glm, sevgilisini
arayanm ve ben gizli eyleri ortaya karmak istiyorum..."
Grlyor ki Mevlna Tanr aknn en itenini ve en cokununu dile getirmitir.
Onun Mesnevi'sini ok beenen Cm "nist peygamber vel dred kitab" demitir. Mevlana iin sylenen bu sz Trkeye evirirsek "peygamber deildir ama kitab var" di
ye ifade ederiz. Mevlna'nn Tanr akn deerlendiren kimi yazarlar, onu velilerin so
nuncusu olarak nitelemilerdir.
Tasavvufda Yunus (lm. 1320) da byk dnrlerdendir. Onun sevgi ve hog
rs ok ycedir. Onun insancl felsefesi ok etkilidir. Ancak onun insancl bir bakm
dan Trk erdemini ve inancn yanstmtr. Trk hogrsn sergilemitir. O yalnz
mslmanlar deil, btn insanlar sever, mutluluun ancak byle salanacana ina
nr. nsan kalbi krmann, ibadetin faydalarn glgeleyeceini syler. Btn inananlar
arasnda kardelik duygularnn gelimesinin yce Tanr'nn emri olduunu aklar. Ba
knz u iirinde insan gnlne ve egoizm'den kanmaya ne kadar deer veriyor:
Sen sana ne sanrsn
Bakasna onu san
Drt kitabn mns
Budur eer vara
Yunus insan sevgisinin, btn inanrlara bir gzle bakmann, gnl kazanmann
insanl ycelteceini iir halinde belirtiyor. O tutucu asla deildir. Dar grlln
kesin biimde karsmdadr. Mezhep kaytlarn aabilmi, her eyden nce manevi de
erleri dile getirmitir ve insana zg yksek zellikleri herkeste glendirmeye al
mtr. Baz iirlerinden vereceimiz rnekler bunu aka gstermektedir:
Gelin tank edelim
in kolayn tutalm
Sevelim sevilelim
Dnya kimseye kalmaz
108
C o g t o , B a h a r '95
Tasavvuf ve Sevgi
nlmtr. Yine bilindii gibi Hz. Muhammed insanlar arasnda sevgi ve saygnn artma
sn ngren eitli hadisler dile getirmitir. Ayrca "merhamet etmeyenin merhamet bu
lamayacan" belirtmitir. Yunus slam Peygamberi'nin amacn iyi kavradn "seve
lim sevilelim" ifadesiyle ne gzel gstermitir. Yunus'un filozofa grlerini yanstan
iirlerinden aada vereceimiz rnekler hmanizm bakmndan ayr deerler tamak
tadr.
Bir kez gnl yktnsa bu kldn namaz deil
Yetmi iki millet dahi elin yzn yumaz deil
Yetmi iki millete bir gz ile bakmayan
erin evliyasysa hakikatte sidir.
Bu iirlerinde Yunus kendi milletinin snrlarn am, evrensel bir tutum gtt
n gstermi, hangi rktan olursa olsun btn insanlara sayg ve sevgi duyulmasn sa
lk vermitir.
Yunus hmanist ynyle Trk dilini, Trk inancn ve Trk trelerini sevdirmitir.
Yunus'un kazandrd kltr bir kuman iki yz gibidir. Bir ynyle insancl, teki
ynyle milli unsurlar yanstr.
Yunus soyu, yeri ve tresi ne olursa olsun btn insanlar sevdii gibi mezhep ve
din bakmndan da geni bir hogr rnei vermitir. Tarihte din kavgalarnn milletler
arasnda ne byk savalara neden olduu ac sayfalar olarak kaytldr. Her dinin ken
di yaps iindeki mezhep kavgalar ise daha ackl sayfalar halinde yine tarih kitaplarn
da yer almtr. rnein slam tarihinde bu kavgalar ve hatta savalar yznden zaman
zaman onbinlerce mslman lmtr. Yunus btn bu gibi ekimelere kar kmtr.
Tanr aknn btn insanlar yumuataca, geree kavuturaca ve tutucu grleri
yok edecei kansna varmtr. te onun bu dncesini gsteren iirlerinden baz r
nekler:
Din diyanet soransan klara din ne hacet
k kii harap olur, harab bilmez din diyanet
A k imandr bize gnl cemaat
Kblemiz dost yz daimdir salat
Biz kimse dinine hilf demeziz
D in tamamen olacak doar muhabbet
Yunus dinlerin amata bir olduunu syleyen ve btn dinlere sayg gsteren Tan
r k Halla Mansur'u da iirlerinde takdirle anmtr. Yunus'un bu grlerinde Ah
met Yesev ekolnn ve Trk inancnn etkileri vardr. Yunus'la Trk hogrs zirvesi
ne kmtr.
Yunus'un Muhyiddin b. Arabi'nin felsefesinden de haberdar olduu anlalmakta
dr. Muhyiddin b. Arab nasl dinlerin amacnn insan mnen dzeltmek ve Tanr'da
yok etmek olduunu anlatt ise Yunus da aa yukar ayn yolu izlemitir. Ancak Yu
nus Tanr sevgisini daha ak ve daha gl ilemitir. Din, mezhep ve hatta bazen iba
det yerine Tanr akn koymutur. Ona gre Tanr'ya k olan kii, hem yoldan, hem
C o g t o , B a h a r '95
109
de btn insanlar sever. Byle bir kii "dinde zorlama yoktur" ve "sen onlara bask ya
pc deilsin; ancak bir hatrlatcsn" ayetlerinin ruhuna da uygun hareket etmi olur.
Grlyor ki Yunus Emre hmanizme nem veren bir dnrdr. O insanlar ara
snda din, dil, soy ve sosyal ayrm gzetmeksizin onlar sevmitir. nsan btn eksikle
riyle tanmaya alm ve nihayet onun Tanr'nn yaratt olduunu belirtmitir. Yu
nus insana kurtulu yolunu da gstermitir. Bu da Tanr sevgisidir, insan sevgisidir ve
doadaki olaylar hakknda derin derin dnmektir.
Yunus Emre'nin Tanr anlay da sevgiyle ilgilidir: slam lahiyatna gre Tanr
birdir. Domamtr. Dourulmamtr. Onun benzeri yoktur. Hibir ey ona denk ola
maz. Her ey ondan gelmi, onun emriyle olmutur. Onun hibir eye ihtiyac yoktur.
Hibir varlk yok iken o vard. O her varln ilk nedenidir. Varl yaratan odur. Balan
gc ve sonu yoktur. Yani ncesiz ve sonsuzdur Diledii ey olmutur. Dilemedii ey
olmamtr.
Tanr'nn zati sfatlar vardr, selbi sfatlar vardr, caiz sfatlar vardr. Onun zati s
fatlar eitli mezhepler arasnda tartma konusu olmutur. Fakat belli bal mezhepler
Tanr'nn evrenden ve dolaysiyle insandan ayr bir varlk olduunu dorulamlardr.
Bir ksm mutasavvflar ise Tanr'y bazen evrenle bir, bazen de insanla ayn ey saym
lardr. Bylece ittihat, itisal, hulul ve vahdet-i vct nazariyeleri domutur. Bunlardan
vahdet-i vct nazariyesi Muhyiddin b. Arabi tarafndan gelitirilmitir. Bizim dn
rmz Yunus'ta da bu nazariyenin izlerini grmekteyiz. u kadar ki Yunus manevi sar
holuk anlarnda syledii iirlerinde vahdet-i vcda varan ifadeler kullanm, baka
iirlerinde ise Tanr'nn insandan ayrln kabul etmitir. Vahdet-i vct nazariyesine
gre evren Tanr'nn tezahrnden ibarettir. nsan Tanr'dan bir paradr ve ondan ayr
deildir. nsan iin en yksek manevi derece Tanr'da yok olmaktadr.
Yunus ak ve ahlak yoluyla Tanr'ya ulalacan ve ondan yok olma derecesine
varlacan ifade etmitir. Byle bir manevi dereceye varan tek kii artk Tanr'nn dilin
den konuur.
O l kadir-i kunfeyekun, lu tf edici Sbhan benem
Kesmeden rzkm veren, cmlelere sultan benem
Nutfeden dem yaratan, yumurtadan ku treden
Kudret dili syleten, zikr eyleten Sbhan benem
Yunus'un yukardaki iirini andran baka ifadeleri de vardr. u kadar var ki, Yunus'a gre fen fillah derecesine ilahi akla ulalr. Bu ak insan kendinde duyduu de
recede nefsi yokluktan ilahi varla ular. O derecede ki artk kendi benliini unutur.
Tanr'nn varlndan baka bir ey grmez ve dnmez. Manevi sarholuk iinde ilahi
sevginin deryasna dalar. Yunus'un Tanr'ya kavutuunu ve onun aknda kendini
unuttuunu gsteren iirlerinden ite baz paralar:
Akn odu cierimi, yaka geldi, yaka gider
Garip bam bu sevday, eke geldi, eke gider
Kr etti firak canma, k oldum ol Sultana
A k zincirin dost boynuma, taka geldi, taka gider
Akn ald benden beni, bana seni gerek seni
Ben yanarm dn- gn, bana seni gerek seni
110
C o g t o , B a h a r '95
Tasavvuf ve Sevgi
N e varla sevinirim, ne yoklua yerinirim
Akn ile avunurum, bana seni gerek seni
o g t o ,
B a h a r '95
111
olmak ve erdemi semekle kazanlr. Nitekim Hz. Muhammed sizin "en sekininiz
ahlak gzel olanlarmzdr" buyurmutur. Baka bir kutsal hadisinde de "yere, ge s
madm, ancak m'min kulumun kalbine sdm" diyerek Allah sevgisinin yerinin kalp
olduunu belirtmitir. Hac Bayram Vel iiriyle tanrsal sevginin gzel bir rneini ser
gilemitir. Onun felsefesini kavramak iin sevgiyle ilgili iirinden baz dizeleri okuya
lm:
N 'oldu bu gnlm, n'oldu bu gnlm
Derd gmnla doldu bu gnlm
Yand bu gnlm, yand bu gnlm
Yanmada derman buldu bu gnlm
Geri ki yand geree yand
Rengine akn cmle boyand
Kendinde buldu, kendinde buldu
Matlabn ho buldu bu gnlm
demitir.
Sevgi ruhu zenginletirdii iin byk mutasavvflar hayat dolu dolu yaamlar
dr. Onlarn grleri Trk sanatnn, Trk felsefesinin ve hogrsnn gelimesini de
salamtr.
112
o g t o ,
B a h a r '95
rrem
S u l t a n 'a G
azel
o g t o ,
B a h a r '95
o u l c u B r A k B e l g e s "
Erzurumlu brahim Hakk Efendi
"Eski" Trk D il Kurumu'nut yayn organ olan Trk D ili dergisi, pek
ok saysnda bir "dosya" konusunu ele almann yansra, iir, A n , Gezi,
Roman, eviri, Trk Romannda Kurtulu Sava... gibi zel saylar da kar
mt. imdi hepsi sahafiye olan ve kitap tutkunlar nezdinde efsaneleen
hu saylardan biri de "M ektup zel Says"yd (Say 274, Temmuz 1974).
Mektup zel Says'ndaki yerli-yabanc pek ok mektup arasnda ak
mektuplarnn yeri farklyd tabii, ilerinde biri zellikle dikkat ekiyordu: 18.
y zy l Osm anl m utasavvf, "ansiklopedisi" Erzurum lu brahim Hakk
Efendi'nin stanbul'dan, Erzurum'da brakt drt karsna yazd mektup.
(Daha nce 1950'de Server skit'in A y lk Ansiklopedi'smin ikinci serisinin
ilk saysnda yaymlanm olan bu mektup, dergiden sonra, A ttila Tokatl'nn
hazrlad kitaplk derleme A k ve S evd a zerine eitlem elerde o
ulcu Bir A k Belgesi" balyla yer ald.)
Erzurumlu brahim Hakk Efendi'nin mektubu Trk D ilin in Mektup
zel Says'nda G ndz Aknc'nn sunuu ve sadeletirmeleriyle yaymlan
mt. Biz de oradan aldk.
C o g i t o , B a h a r '95
E r z u r u m lu b ra h m H a k k i E fe n d
(170 3-178 0 )
brahim Hakk Efendi, 18 Mays 1703'te Hasankale'de dodu; babas Osman Efen
di, burann soylu bir ocandan gelir; annesi Hanife Hanm yakndaki Knd kyndendir. Osman Efendi, yurdunu, varn brakarak Siirt'in Tillo kyndeki eyh smail
Fakirullah'm hizmetine girdi, onun dervilerinden oldu. Kk brahim Hakk da bir
ka yl sonra Tillo'ya gitti ve her ikisinin hizmetine girdi, onlardan medrese ve tasavvuf
bilgileri rendi. Sonra, onlarn lmleri zerine Erzurum'a dnd. Medreselerde ders
ler verdi. I. Mahmut Han dneminde stanbul'a gittiini (1752) biliyoruz; bir sylentiye
gre saraya arlm, padiahn iftarnda bulunmu.
brahim Hakk Efendi'nin Marifetname adl ansiklopedisinden baka on bei akn
yazma yapt ve bir divan vardr.
22 Haziran 1780'de Tillo'da ld, babasyle eyhi Fakirullah'm yannda gmld. (G.A.)
rt
a n im in a
Y a z d i i B r M
ektu p
zzetli, hrmetli, hakikatli, adamlkl, efkatli, hatrl, gnll, asll, usullu, akll,
iz'anl, hnerli, ma'rifetli, sluplu, yakkl, gzel huylu, tatl dilli, uzun boylu, ince bel
li, kl aypsz hatunum, hellim (eim) Firdevs Hatun huzuruna,
Derun-i dilden (gnl iinden) ve can u gnlden selmlar ve dualar edip ol mba
rek nazik hatrn sual ederiz, Huda'nn birliine emanet veririz. Benim nazl yar- gamgsarm (dert ortam), benim enliim, hretim, benim sevdiim, keyfim, benim ca
nm Firdevs'im! Neylersin nilersin, ne keyftesin, ne fikirdesin, ne haldesin, ne demde
sin (durumdasn)? Benim gzelim, garip gnln ne ile elersin? Okur musun, nak m
ilersin, oynar msn, gler misin? Benim gnlm senin hayalinle elenir, sen nicesin?
Keke sizi getirsem, bu vilyetleri seyrettirsem, zira sensiz canm rahat olamyor. Benim
gzel keyfim, senden ayrlmak ne etin ahvalimi bilmezdim. Hak Tal gnl holuuyle bir dahi dnya gzyle grmek myesser eylesin min... Firdevs, Firdevs, o
salarn seveyim, Firdevs, Firdevs, o ban seveyim, o kan seveyim, o gzn seveyim,
o yzn seveyim, aypsz cann seveyim, sakn benden ksmeyesin ki gnlm sklma
sn. Kusurlarm afvet, ahiret hakkn hell eyle. Bu ukuru bana yadigr m verdin, yok
sa bununla beni baladn m? Zira yadigra ne hacet hi hatrmdan kmadn, gzm
nnde durursun. Bylece apayan gnlmdesin. Allah'a emanet olasn. Bin tabaka kt
yazsam seninle szlerim tkenmez. Hele yava, inallahu Tal, ramazan geceleri saba
ha dein sana ok ok grdm, iittiim hikyeler sylerim. Her grdm, iittiim
pk eyleri ve esvaplar size lyk grrm; eer frsatm olursa alrm, yoksa siz sa
olunuz; birer hamayl getiririm. imdilik mektubum bo olmasn iin bir pk brnck
gmlek gndermiim, ma'zur olsun. Sizin hevesinize ermii (kaplcay) yaptrrm; in
allah tamam olanda sizinle bir gece anda imeriz. Gnlnz her ne meyve isterse ehir
den getirtesiniz, meyvesiz kalmayasnz, haftada iki kere aylara, bahelere kasnz,
hapsolmayasmz, rahat olasnz. Allah'n birliine emanet olasnz. mrn uzun olsun,
min ya M u'in (Ey Tanrm).
o g t o ,
B a h a r '95
115
Ve izzetli, hrmetli, muhabbetli, hatrl, gnll, asll, usullu, akll, sabrl, gzel 1
huylu, tatl dilli, hanm yapl, gle yzl, alak gnll derviim, ehlim (karm), hel- 1
lim Fatma hanm huzuruna,
Derun-i dilden ve can u gnlden selmlar ve dualar edip mbarek hatrn sual ve
Huda'nn birliine emanet veririz. Benim yar- grm (can dostum), benim gam-gsarm, benim aklm, fikrim, benim canm, hanm, neylersin, nilersin, ne fikirdesin, ne hal
desin, ne demdesin? Benim ykm eken, benim hatrm sayan, benim ateime ya
nan... Selmet kurtuldun mu? Allah emeklerin zayi etmesin, ben isterdim ki senin bu I
hizmetinde bulunaym; ama takdir byle imi. imdi bir selmet haberin mjdesini bek- |
liyorum... stanbul'un suyu ve havas bana ho geldi; yle ki gayet iman kii oldum. ]
Benim canm hellim, mektubumuz bo olmasn iin imdilik sana bir stanbul gmlei 1
yolladm, ma'zur olsun. Sonra ben gelende grelim ne myesser olur? Hak Talnn ya- 1
nnda aziz olasnz. Ben senden ok razym, Rabbin de senden raz olsun. Cmlemizi |
firdevs-i lya gtrsn, melek huylu, lemin nuru hanm. Allah'n birliine emanet 1
olasnz, min ya Mu'in.
!
Ve izzetli, muhabbetli, hakikatli, efkatli, gayretli, edepli, hellim Belkis Hatun'a,
Selmlar edip mbarek hal ve hatrn sual edip Huda'ya emanet veririz. Benim
yz- hassm (iten dostum), benim pk, ar tavrl yosmam, benim derdimi, belm e
ken emektarm. Keyfin nice, neylersin, ne haldesin, ne demdesin? Baclarnla ho tatl
msn? Hatrmiin cmleye izzet, hizmet eder misin? Glsn Hatun'un (kzlar) keyfin
ce gider misin? Sana gene cefa eder mi? Benim yarim, benim Allahlk ehlim, gurbet elde
seni unutmam. Sen benim gene evvelki yz- hassmsm. Hi gnlne bir gam ve elem
getirme, keyfini a. Allahu Tal mu'inin olsun; sa selmet seni bana balasn. Bir da
hi dnya gzyle grmek myesser eylesin, min. nallahu Tal ramazandan evvel
gelende sizlere birer armaan getiririm; ama, imdilik bir stanbul gmlei gnderilmi
tir; Glsn'e de bir cici mest yollanmtr. Hemen Allahu Tal cmlenize can sal ve
gnl holuu ihsan eylesin, min.
Ve izzetli, hrmetli, muhabbetli, hakikatli, hatrl, gnll, hizmetli, sabrl, ma'rifetli, akll, gayretli, efkatli, gzel yzl, irin szl, melek huylu, elebi kollu, nazik el
li, ince belli, irin yldzl, has odalm, olum annesi, gnlm cannesi, inci danesi, ha
tunum ve hanm kk kadn Zleyha Hanm huzuruna,
Candan selmlar ve gnlden dualar edip ol mlyum hatrn kat kat sual ederiz;
Allah'n birliine emanet veririz. Benim kk kadnm, benim k paam, benim g
zm, benim srdam, benim derviim, benim emektarm, ne keyftesin, ne haldesin, ne
demdesin, neylersin, nilersin, iyi misin, ho musun? Allah, mu'inin (yardmcn) olsun.
Hak Tal canna salk, gnlne holuk versin. Tanr seni bana balasn; bir dahi
dnya gzyle grmek mysser eylesin, min. Aceb cihanda senin gibi var mdr?
Zilhem, Zilhem, o tatl cann seveyim, o tatl baklarn seveyim; hi fikrimden gitmez
sin, bylece ayan gnlmde durursun. Benim nazik km, senin iin yollarda ve stan
bul'da besteler yazyorum ve reniyorum ki inallah gelende seninle ses sese verelim
de trl trl besteler, gzel gzel kitaplar okuyalm. Allahu Talya k olalm, safa
lar edelim.
Bir kk kadn grdm, hemen sana benzettim, selm sabah ettim, sesi dahi sana
benzerdi; senin hatrn iin sokak ortasnda ana yarenlik edip ahvalini sordum. Bir ihti
yar kocas varm zindanda, ana ekmek gtrrm. On kuru borcunu vererek an ha
ls edip sevabn sana baladm. Allahu Tal senden raz olsun, zira ben senden yer
ll6
C o g t o , B a h a r '95
H<>k dolusu razym. Allah eyh Osman' (oullar) bize balasn, min ve cmle kk
kidnlar sana kurban olsun ve byk kadnlar baclarna kurban olsunlar. Benim hak
kmda siz bana dnyalar deersiniz. Hak Tal drdnz bana dnyada balasn ve
ihirette firdevs-i lda dahi sizi bana versin, min ya Erhamrrahimn (ey esirgeyenle
rin en esirgeyeni), dahi ben kimsenin fikrinde ve hayalinde deilim. Bu muhabbetnanu'in bo gelmesin iin her birinize birer brnck gmlek irsal olundu, imdilik ma'zur
olsun. nallah yaknda va'demiz tamamnda aa efendimizden destur alrz ve gelip siy.inle ermikte imeriz; zira, bu ermii sizin hevesinizle yaptrdm. nallah elime aka
girerse camu ermiinde sizin iin bir kk kmbet yaparz. Siz gidende ol kk er
mii yasa edersiz. Tenha safayla imer kar, pk olursuz. Sizinle ol kadar ok szlerim
v.rdr ki bir ay yazsam tkenmez...
Aktaran: Gndz Aknc
Trk D ili, "Mektup zel Says", Say 274, Temmuz 1974.
o g t o ,
B a h a r '95
117
k 'in
G v e r c n G
H aller
e r d a n l i i 'n d a n
bn Hazm
tbn Hazm
A k in MAHYET
ok sevgili dostum, ak gz atrmayan bir derttir. Bu derdin ilc acsyla oranl
olmaldr. Bu yle bir hastalktr ki, hasta zevk alr. yle bir acdr ki dert sahibi arzu
eder. Bu derde kim urarsa artk iyilemek istemez. Ac eken ise, bu acdan kurtulmay
dilemez. Ak insana, vaktiyle irendii eyleri ssl psl gsterir. Kendisine zor gibi
gzken eyleri kolay gsterir. Doutan olan huylar ve doal eilimleri deitirecek
kadar ileri gider.
A K IN B E L R T L E R
unlar da akn belirtileridir, izleridir, grp yakalayabilen iin kukusuz: sevgiliy
le dar bir yerde bulumadan dolay haz duymak; geni ve ak bir yerde bulumadan
dolay can sklmak; her birinin elinde tuttuu nesneye bir dierinin sahip olma yollar
n aramas; gizlice gz krpma; ona dayanarak stne eilmeye almak; konuma sra
snda tekinin eline dokunmaya almak; bardakta sevgilinin brakt art imek ve
dudaklarn bardan, sevgilinin dudaklarnn dedii ucuna dedirmeye uramak...
ek tu pla m a
A raci
...seilecek arac, grevini yerine getirmeye ehil, kurnaz, basit bir iaretle hemen
hereyi anlayan, annda gizliyi aa karmasn bilen ve durumu kendiliinden gzel
letiren, kendisini oraya gnderenin yerine geerek onun unutulmamasn salayan ve
grd her eyi eksiksiz ve kusursuz tekrar ona ulatrp anlatan birisi olmaldr. Sr
saklayan, ll, az sk, sadk, ahdine vefal, alakgnll ve gzel szl olmaldr.
Bu niteliklere sahip olmayan arac, bu niteliklerin eksiklii orannda sahibine zarar ve
rir. Bu konuda bir iir yazdm (Tavl):
120
o g t o ,
B a h a r '95
Ak'n Halleri
"Gnderecein arac elinde tayacan bir kltr; yleyse keskin bir kl se ve iyice par
latmadan onu sallama.
nk entikli kl tayan insann, kendisi de klc gibi kr olur ve can skc durumlar
dourur."
ir
S a k la m a
Akn bir zellii de, az sk olmaktr. Eer kendisine bir soru yneltilirse, k
onu reddeder; byk sabr gsterir; kendini tutar; her tr ak kaygsndan uzakm gibi
durur. Bununla birlikte, ok gizli tuttuu srr, yreinde kor gibi besledii sevgisi,
hareketlerinde ve gzlerinde aa kar; atein kmrde, suyun kuru toprakta yayld
gibi yaylr. Balangta bu tutum, stn kavraytan yoksun kiilerde bir deiiklik
yapabilir. Fakat ak iyiden iyiye gnlde yerleince bu imknsz olur.
t a a t
Biri kalkp da, bir k iin, sevgilisinin kendisine ektirdii kltc ikencelere
sabretmesi bir aalktr demesin. Bu byk bir yanllk olur. Hepimiz biliriz ki, sevgili
aann ne dengi ne de benzeridir; dolaysyla ona kar misillemede bulunmaz ve ezi
yetine katlanr. Sevgilisinin kfrleri, svp saymalar, na kar yapt kabalklar
kesinlikle onur krc deildir; alar boyunca, kuaklarca bir hakaret saylmamtr asla.
Ayrca bu konu gerek halifelerin meclislerinde, gerek byklerin meclislerinde gemez;
byle ar bir hogrllk ve sabr kltc, byle bir boyun eme deer drc
olsun, yok yle birey.
K a v u m
K A IN M A K
Halifelerin hallarn inedim, krallarn toplantlarna katldm. Fakat n sevgi
lisine kar gsterdii korku ile kark saygya denk bir sayg grmedim. Yneticilere
etki edenlerin nfuzunu ltm; vezirlerin kulland yetkileri grdm, devlet adamla
rnn tatt sevinleri bilirim; fakat sevgilisinin kalbini alp, duygularn elde ederek
kendisine meylettireceinden, bylece onun sevgisini kazanacandan emin bir n
talihinden memnun oluundan daha youn, daha diri bir coku ve sevin bilmiyorum.
Sultanlarn huzurunda insanlarn nasl el avu ovuturduklarn grdm; asi dinsizler
o g t o ,
B a h a r '95
121
tbn Hazm
le bir olup byk gnah ileyen sulularn hallerini bilirim. Onlarn hali, fkeden taan, I
kzgnl son snrna varm, kat bir sevgilinin huzurundaki lgn n durumundan 1
daha az gsterisizdir.
1
efa
Bil ki, vefa sevgiliden daha ok k iin kanlmaz bir zorunluluktur. k iin ol
duka nemli bir arttr; nk balanma karar ondan gelmekte; giriimlerde o bulun
makta; sevgiyi o glendirmek istemekte; gerek itenlii o dilemekte. En saf ve en te
miz dostluk balarn kurmak isteyenler arasnda ilk sray o almakta. Ayn ekilde sev
gilisinin yardmlarn kazanarak zevk elde etmede sevgilisini geride brakr k. En sa
lam balarla balad, en sk dizginlerle dizginledii sevginin, kopmaz ipleriyle bala
nan da gene odur. Kendisi bu noktaya gelmek istemeseydi, btn bunlar yapmaya kim
zorlard onu? efkatini, sevgisini rica ettii sevgilisine balanarak vefakr davranyla
oraya en son damgay vurmak istemeseydi, onu k olmaya kim zorlayabilirdi?
h a n e t
hanet daha ok sevgililerin yapt bir i olduundan, onlarda vefal davran ok
seyrek grlr. Bunun iin onlarn gsterecei azck vefa, bakalarnn gsterecei ok
byk vefakrla denk olur. Bu konuda u dizeleri yazdm (Vfir):
"Sevgilinin azck vefas ok saylr; tersine n ok vefas az saylr.
Bir korkan rastgele bir baars, durmadan lmle kar karya savaan cesur kahramann
baarlarndan daha byk grlr."
A y r il ik
Bu dnyada ayrla denk olabilecek baka h ib ir felket yoktur. Sonunda
gzyalar aka aka ruhlar yerinden oynatmasayd, ayrlk, nemsiz, kk birey
saylrd belki. Bilge kiilerden biri "A yrlk lmn kardeidir" diyen bir adama,
"Hayr", dedi, "dorusu lm ayrln kardeidir."
Kanaat
Misk ve anber kokularyla kokulanm, gl sularyla sulanm, temizlenmi, nakl
ipek ya da benzeri kuma paralarna sarlm sa tellerini dei toku yapmayan iki
sevgili grmedim. Bunu ayrlk zamanlarnda bir hatra olarak saklamak iin yaparlar.
nceden inenmi sakzlar ve kullanlm krdanlarn srekli gnderilmesine gelince,
grmeleri yasaklanm olan sevgililer arasnda ska grlr. Bu konuda bir kta iir
yazdm. Ondan bir para (Tavl):
122
o g it o ,
B a h a r '95
Ak'n Halleri
"Onun tkr, kesin olarak inanyorum ki, hayat suyudur; bununla birlikte, ak beni ye
di bitirdi; iimi tketti."
TESELL
Eer sevgili cefa etmede ar gider, taknlk ederse ve eer n birazck soylu ve
gururlu bir nefsi varsa, k teselli olur. Eer bir ara ya da srekli lml ve llyse, ke
sik kesik ama bykse, k buna dayanacaktr ve bu cefay grmezlikten gelecektir, ta
bu cefa iyice artncaya ve devaml oluncaya kadar. O zaman m vefal olmas istene
mez; bu durumda kimi eyleri unuttuu iin kimse onu knayamaz.
Gvercin Gerdanl / Sevgiye ve Sevenlere Dair, bn Hazm,
eviren: Mahmut Kank, insan Yaynlar, 2. Bask, stanbul 1995.
o g t o ,
B a h a r '95
123
rotik sahne.
z a k -D o u
Kltrn n
B r K l a s :
K a m a Su t r a
lhan Gngren
SE V M E K B R SA N A T T IR
Yaz banda Londra'daydm. Zamanmn ounu kitaplarda, kitaplklarda geir
dim. Londra'ya her gidiimde de yle yaparm. Onun iin sanyorum bir kyaslama ya
pabilirim. Bu kez Kama Sutra'mn bir patlama yaptn fark ettim. Birka pahal basks
ve birok Kama Sutra adn tayan video kaseti vard. Bir kaset de ben aldm. Ancak
ieriinin Kama Sutra'yla ilikisini kurmak bir hayli g oldu. u sralarda stanbul sine
malarnda da Kama Sutra adn tayan bir filim oynuyor. Gittim grdm. Yalnzca Ka
ma Sutra'mn adn kullanan ve adndan yararlanan bir film... Kama Sutra'ya kar bu
youn ilgiyi belki de Batlnn Dou'nun cinsellik konusundaki farkl yaklamna ve
binlerce yllk deneyimine duyduu ilgiye balayabiliriz.
Kama Sutra cinsellikle ilgili btn konular sistematik ve ematik olarak ele alan bir
kitap... Yalnz cinsellikle ilgili bilgileri, teknikleri irdelemekle kalmyor, bir yandan da
cinsellikle ilgili davranlar, toplumsal kurallar, deer yarglarn, gelenekleri, rf ve
detleri de ayrntl bir biimde inceliyor. Neyin nasl yaplmas ya da yaplmamasyla
ilgili saduyuya ve engin bir deneyime dayal tler, neriler ieren, "sutra" ad veri
len zamannn bilimsel kitaplarnda kullanlan slpla yazlm bir kitap... Kama Sutra'nn asl nemli yan 1500 yl nceki Hindistan'n cinsellikle ilgili bilgilerini sistematik
olarak biraraya getirmesinden ok, Bat'da bugn bile tam olarak yerine oturmam
nemli bir bildirisi olmas... Bu bildiriyi yle zetleyebiliriz:
C o g t o , B a h a r '95
12 5
lhan Gngren
"Her geri zekl, ocuk yapabilir; ama haz almasn ve haz vermesini bilmek bir bil
geliktir, bir sanattr. Her sanat gibi sevime sanat da eitimi, retimi gerektirir."
Kama Sutra'nn sanatsal bir yan olduunu sylemek g... Bir bilim kitab sadelii
ve ematiiyle yazlm bir kitap. Gene de kitapta betimlenen toplumu ve ortam iirsel
bulmamak da elde deil. Gndzleri tavuskularnm kuyruklarn srdkleri bahe
lerde, horoz dtrerek vakit geiren, geceleri mis kokulu yataklarda sevgilileriyle es
rikliin doruklarnda bir ehvet yolculuu yapan, iyi yiyen, iyi ien, iyi gezen bir mutlu
aznla sesleniyor ve onlara yol gsteriyor bu kitap... Kanmca Kama Sutra'y bugn
okuyanlar cinselliin bir hayli zgrlk iinde yaand, deil bugn, ortaalarda bile
btnyle yok olmu, ilkalarm Hindistan'na zevkli ve elenceli dsel bir gezi yap
m olacaklar.
Kitabn ngiltere'de yaymlanm olduu dnemde Kama Sutra'nn bir ok etkisi
yapm olacan tahmin etmek hi de g deil... Byk bir kltr farklln gzler
nne seriyordu Kama Sutra. Hindistan'da, teki Dou lkelerinin ounda da olduu
gibi tinsellik ve cinsellik ok kez bir arada, birbirlerinden esin ve g alarak, birbirlerini
destekleyip zenginletirerek varlklarn srdryorlar. Oysa Bat'daki genel eilim
bunlarn birbirlerine kart yaklamlar olduu, birbirlerini dladklar yolundadr. Be
densel cinsellik, tinselliin tam karsna oturtulmutur. zellikle 19. yzyl ngiltere'si
iin bu byledir. Bu dnem hep bildiimiz gibi cinsel tutuculuun dorua kt bir d
nemdi. Ama unu biliyoruz; her zaman cinsel tutuculuun arkasndaki gerek, ikiyzl
lktr, cinsellie kar ilginin abartl bir biimde bymesidir. Viktorya dnemi ngilte
re'sinde iyi aile kzlarnn, kadnlarnn ykanrken bile soyunmalarna izin vermeyen, i
amarlarn karmamalarn isteyen bir anlay vard. br yandan o dnem ngilte
re'sinin bir genelevler cenneti olduunu da biliyoruz. Her etki bir tepkiyi douruyor. Bu
bilinen bir gerek... Viktorya dnemi ngiltere'sinin ar tutuculuu da pornografiye ilgi
duyan birka kurald insann yetimesine yol at. Kukusuz bunlarn en banda, ar
kada Foster Fitzgerald Artbuthnot'la birlikte Kama Sutra'y bulup ortaya karan ve
ngiliz diline kazandran nl sinema oyuncusu Richard Burton'un ada Sir Richard
Francis Burton geliyor.
Sir Richard Burton'un (1821-1890) gerekten son derece renkli bir kiilii vard. Bir
gezgin ve kif, bir Doubilimci ve yazar, bir pornografi aratrmacs ve koleksiyoncuy
du. Haarlklar yznden Oxford niversitesi'nden kovulduktan sonra orduya girdi
ve Hindistan'a gitti. Mslmanlarn ounlukta olduu Sind blgesinde uzun yllar ya
ad. Bildii sylenen otuz be dil arasnda Arapa bata olmak zere Sanskrite, Farsa
ve Hindistan'da konuulan birok dil ve lehe vard. Afrika'da Somali, Biafra, Daho
mey, Altn Sahillerinde ve Brezilya'da Santos'ta keif gezileri yapt. Nil nehrinin kayna
n bulmak iin dzenlenen keif gezisine katld. Burton'un yazd ve evirdii elliyi
akn kitap arasnda Binbir Gece Masallar evirisi de var.
Burton da o dnemlerde Hindistan'a giden birok Batl gibi Hindistan'da cinselliin
Bat'dakinden farkl olarak aalanmak yerine kutsal bir edim olarak yceltilmi olma
sndan, Bat'da salt pornografi saylabilecek figrlerin dinsel simgeler olarak sayg gr
mesinden, tapmaklardan bazlarnn sevien insan ya da Tanr ve Tanra motifleriyle
sslenmi olmasndan ve zengin bir erotik edebiyatn varlndan derinlemesine etkilen
di. Sir Richard Burton uzun yllar Bombay'da ngiliz hkmetinin bir st dzey grevli
si olarak alm olan yakn arkada Artbuthnot'la birlikte 1882 ylnda Kama Sastra
derneini kurdu. Kama Sastra farkl bir yaklamn rn olan kitaplarn ngilizceye
evirmek, bylece o devirde egemen olan cinsel tutuculuun yerini daha geni bir gr
12
C o g i t o , B a h a r '95
nsna ve hogrye dntrmek iin olumlu bir adm atmakt. Bu amalarn kitap
lardan birine yazdklar sunu yazsnda yle dile getirmilerdi:
"Eski alarn Hindistan'mn tre ve geleneklerini incelemekten zevk alabilecek n
ciliz toplumunun kk bir blmne sunulmutur."
O dnemlerde Hindistan'da en ok tannan ve okunan, ortaalardan kalma cinsel
bilgi klavuzu, nl air Kalyana Malla'nn "Ananga Ranga" ya da adn "Ak Tanrs
nn Ura Alan" diye evirebileceimiz kitabyd. lk seim olarak Artbuthnot Ananga
Hnga'y evirmeye karar verdi. eviri pandit ad verilen din ve dil bilginlerinin yard
myla yrtlyordu. Bu eviri srasnda Vatsyayana'mn Kama Sutra adnda ilkalar
dan kalma bir seks el kitab olduunu rendiler. Bir dizi aratrmadan sonra Kama Sutr.'nn drt elyazma nshas bulundu. Gene panditlerin yardmyla bu drt nsha birbirk-riyle karlatrlarak bir beinci nsha retildi. te Artbuthnot-Burton evirisi bu be
inci nshadan gerekletirildi ve Kama Sastra derneinin ilk yayn olarak 1883 ylnda
"yalnz yelere mahsustur" ibaresiyle on iki nsha olarak tabasma tekniiyle basld.
Kitap ayn yl bir ikinci bask daha yapt. Dernek 1883-1885 yllar arasnda be kitap ya
ymlad. Bunlar arasnda 16. yzylda Tunus'ta yaam olan eyh Nefzavi'nin "Itrl
Bahe" adl yapt da var... Itrl Bahe evirisi Franszca'da yaplm bir evirinin eviri
iydi. Bu eviride eksiklikler olduunu gren Burton Itrl Bahe'yi ikinci kez Arapa as
lndan evirdi. Itrl Bahe evirisi son yapt oldu. Ne yazk ki bu eviri Burton'un l
mnden sonra koyu katolik olan ei tarafndan pornografi koleksiyonuyla birlikte yok
edildi.
Kama Sutra'nm yazar Vatsyayana'mn kimlii hakknda bizlere ulam bir bilgi ol
mad gibi yaad yzyl da belirlenememitir. Yazar hakknda tek bildiimiz Vatsyayana kabilesinden geldii ve adnn Mallanga olduudur. Yaplan incelemelerden Kama
Sutra'nn kitapta birinci yzylda olmu olaylardan sz edildiine gre, birinci yzyl
dan eski, beinci yzylda yaam Hindistan'n en byk airi Kalidasa bu kitaptan sz
ettiine gre, beinci yzyldan daha yeni olamayaca kansna varlmtr.
urasn da belirtmeliyim Kama Sutra cinsellikle igili retici kitaplarn en eskisi de
deil... Bir in klasii olan Sar mparator'la seks danman Basit Kz Su N arasndaki
konumalardan oluan "Su N Mia Lun"un ok daha eski olduu biliniyor. Hindis
tan'da da en eski kitabn Kama Sutra olmad, Kama Sutra'da sk sk Babravva ve Suvarnanaba adnda iki yazara gndermeler yaplmasndan anlalyor. Gnmze ula
masa da bu yazarlarn kitaplarnn Kama Sutra'ya nclk ettii sonucuna varlabilir.
Her ne olursa olsun Kama Sutra cinsellik konusunda dnyann en eski kitaplarndan bi
ri... Bin be yz yldan beri Hindistan'da sonraki dnemerde kendisinden saygyla sz
ettirmi, ieriinden yararlanlm bir kitap...
Kama Sutra bir ncelik sralamasyla balyor. En nde dinsel grevler geliyor (dharma), onun ardndan para kazanma ve zengin olmann yollarnn renilmesi (artha), on
dan sonra da haz ve zevk iinde yaama yollarnn aranlmas (kama) neriliyor. Ama
kitabn btn ieriinden Vatsyayana'mn ncelii kama'ya verdii anlalmaktadr. Ki
tap evli kadnlarn ve bakirelerin nasl batan karlacandan sz eden tler ve ne
rilerle doludur. Kitabn ahlaksal deer yarglarnn bizim deer yarglarmza uyacan
sanmyorum. rnein evli bir kadn batan karmay hakl gsteren gerekeleri srala
d zaman bu gerekelerin hibir gereke aramamaktan ok daha ahlakszca olduunu
grmek bizi hem gldryor hem dndryor. te birka rnek:
"Kadn benim bir dmanmn karsdr ve kocas zerinde etkilidir, eer benimle
seviirse kocasnn bana olan dmanlndan vazgemesini salayabilir."; ya da, "Ka-
C o g t o , B a h a r '95
127
lhan Gngren
dm beni destekleyen, ama imdilerde benden desteini ekmi olan kocasnn bana za
rar vermesini nleyebilir"; ya da, "Bu kadnla birlikte olarak, arkadamn amacna ula
masn salayabileceim" ;ya da "Bir dmanm mahvetmeyi baarabileceim" veya el
de edilmesi g bir eyi elde edebileceim; ya da, "Bu kadnla arkadalk kurarak koca
sn ldrebileceim ve bylelikle kocasnn byk servetine sahip olacam."; ya da,
"Sevdiim kadn bu kadnn etkisi altnda. Bu kadnla sevierek sevdiim kadn elde
edebileceim."... rnekler bylece uzayp gidiyor.
Kama Sutra'da yedi blm var. Birinci blmde ak sanatnda baarl olmak, kar
cinsin ilgisini ekmek, beenisini kazanmak, arzulanan bir insan olmak iin Kama Sutra'yla birlikte renilmesi gerekli altm drt sanat ve beceriden sz ediliyor. te bunla
ra birka rnek: ark sylemek, dans etmek, mzik aletleri almak en bata gelenler...
Hallar, yataklar sermek, yastklar yerletirmek ve dzenlemek, zerlerine iekler
samak; sihir ve by yapmak; gzel kokular ve parfmler retmek; art arda hzla sy
lenen tekerlemeleri armadan tekrarlamasn becerebilmek...
Soylu bir yurttan gnn nasl geirmesi gerektii; birlikte olabilecei ya da ola
mayaca kadnlar; dostlarda ve habercilerde aranlacak nitelikler bu blmn bir baka
bahsini oluturuyor.
kinci blm cinsel birlemeyle ilgili nerileri ieriyor. Kukusuz kitabn en ilgin
blm de bu... Bu blmde kadnla erkek arasnda tam bir uyum salanmasnn nemi
zerinde duruluyor. Tam bir uyum iin koulun gereklemesi gerektii ileri srl
yor. Birinci koul, cinsel organlarn boyutlar; ikinci koul, elerin isteklilik dereceleri;
nc koul, cinsel birlemenin sresi. Bu koullarda uyum salamak iin eitli n
lemler, neriler sunuluyor. Cinsel organlarn boyutlar bakmndan erkekleri de kadnla
r da gruplara ayryor Vatsyayana: Tavan erkekler, boa erkekler, at erkekler. Buna
karlk geyik kadnlar, ksrak kadnlar ve fil kadnlar... Elbette en yksek uyum tavan
erkekle geyik kadn, boa erkekle ksrak kadn, at erkekle fil kadn arasnda olandr.
Ama cinsel organlar arasndaki boyut uyumsuzluklar zmsz deildir. Duruma gre
vajinay geniletecek ya da daraltacak pozisyonlardan yararlanlarak bu uyumsuzluk gi
derilebilir. Gene cinsel pozisyonlar teki sorunlarda da uyuma katkda bulunabilir. Ka
dn tam olarak isteklendirilmeden kesinlikle cinsel birlemeye balanlmamaldr. Kad
nn isteklendirilmesi ve uyarlml ne kadar artrlrsa kadnn doyuma ulama sresi
o kadar ksaltlm olur. Kitapta pozisyonlarn cinsel hazza ve doyuma katks zerinde
nemle durulmaktadr.
Bu blmde birok sevime pozisyonu betimlenmekte, bu arada erkein birden fazla
kadnla, kadnn birden fazla erkekle gerekletirebilecei sevime trlerinden de sz
edilmektedir. Kadnn erkein grevini stlenecei (kadn stte) pozisyonuna ayr bir
bahiste yer verilmitir. Gene az seksi (auparitaka) ayr bir bahiste ayrntl olarak in
celeniyor. Baz kadnlarn az seksi yaptklar iin, aklarn brakp, kleler ya da fil
srcleri gibi aa dzeydeki kimselere balandklarndan sz ediliyor.
Geri bir Brahman'n bir devlet adamnn ya da iyi hret sahibi soylu bir kimsenin
az seksi yapmamas konusunda srarl gibi grnyor Vatsyayana, ama bahsin sonun
da "byle eyler gizli yaplr. Erkein gnl hercai olduundan gnn birinde ne ya
pacan, nasl yapacan kim bilebilir?" diyerek dolayl bir biimde az seksine onay
vermi olmuyor mu?
Gene bu blmde kucaklama, pme, trnaklama, vurma, srma, ak sesleri kar
ma konularna geni bahislerde yer veriliyor.
nc blm, evlilik ve zifafla ilgili nerileri ieriyor. Bu blmde zifaf konusun-
128
o g t o ,
B a h a r '95
dan ilgin bir neri var... Elerin birbirlerini iyice tanmalar, kadnn erkee gveninin
pekimesi, ve birbirlerine kar istekliliklerinin iyice oalmasn salamak iin zifafn
on gn ertelenmesi neriliyor bu bahiste... Bu konuda yaplacak aceleciliin ve yanl
larn onarlmaz yaralar aaca ve kadnn kocasna gvenmemesine ve sadakatsizliine
neden olabilecei zerinde duruluyor. Kama Sutra'nn bu konudaki uzgrn baka
kltrlerin acelecilii ve zensizliiyle karlatrmakta kukusuz byk yarar var.
Erkein kadn, kadnn erkei kazanmas iin neler yapmas gerektii konusundaki
neriler bu blmn bir baka bahsini oluturuyor.
Drdnc blmde evli kadnlarn durumlar ve davranlaryla, ok karl evlilik
lerde kadnlarn birbirlerine kar izlemeleri gereken tutumlaryla ilgili neriler yer
lyor.
Beinci blmn konusu bakalarnn karlar... Bu kadnlarla hangi koullarda iliki
kurulabilecei konusuna daha nce bir baka balamda deinmitim. Bakalarnn
karlarnn nasl batan karlabilecei, krallarn haremleri, bir kimsenin karsn elden
karmamak iin izlemesi gereken tutum bu blmde yer alan bahisler arasnda.
Altnc blmn konusu fahieler... Fahieler iin pek ok retici neriyi ieriyor bu
blm.
Yedinci ve sonuncu blm ak bylerinden, efsunlardan, cinsel glendiricilerden,
uyarclardan sz ediyor.
Kama Sutra'daki toplum modelinin ataerkil bir toplum olduu aklkla grlyor.
Bu toplumda kadnn yeri daha ok erkein yatandadr. Ama bu yatakta eitlik sa
lanmtr. Vatsyayana'nn gznde kadnn haz almas erkein haz almas kadar nem
lidir. Kama Sutra'dan da anladmz gibi Dou'da seks eitiminin amac haz almak
kadar haz vermesini de bilmek, hazzn iddetini, younluunu artrmak ve sresini
uzatmaktr. Haz almaktan ok hazz paylamaktr.
C o g t o , B a h a r '95
129
B e A k K a d i n i 'n d a n 0
Ihara Saikaku
Blm I
Yln mehtapsz son gn, ayr den iki gencin aklarnn cehennemi oldu.
Kz, dn verilen giysilerin kollarnda iki sevgilinin yanyana isimlerini grd.
Kuzey-dou rzgr iddetle esiyordu ve insanlar, onikinci ayda hzla ilerleyen bu
lutlar kadar, yeni yl hazrlklarnn tela iindeydi. Kimilerinde mochi' 1er dvlyor,
komuda, bambudan yaplm kk bir sprge ile toz almyordu. Altn ile gmn
tartld terazi ibresine vuran kk ekicin sesi geliyordu. Hesaplar, adet olduu ze
re, yl sonu grlyordu. Bir sr kr dilenci dkknlarn nnde yksek sesle dileni
yor, seyyar satclar da baryordu. Bunlar, sadaka koparttktan sonra, tapmaa sun
mak zere muska toplayanlar ya da beyaz aatan drt ayakl sungu tepsisi, kaya tane
cikleri, soyulmu kestane, Kamakura karidesi satanlard. Byk Edo caddesinde pana
yr kurulmutu; barakalarda oyuncaklar, yeni yaplm giysiler, tabi oraplar ve setta
sandaletleri sergileniyordu. Grnm, insanlarn telatan ayaklarnn yere basmadn
anlatan Kaneyoshi'nin yaptlarndan bir pasaj andryordu. Gnmzde devir, yuvas
olanlara rahat vermeyenlerin devri.
Yl sonu yaklamken, yirmi sekizinci gnn gecesinde bir yangn tela yaand;
yanan evlerin nnde, ekilen sandklarn sesi duyuluyordu. Kimileri, srtlarnda bir
denk ya da bir yaz masasnn ekmecesini karyordu. nsanlarn, ipek kuma benzeri
(*) Ihara Saikaku, Cinq amoureuses, Gallimard, 1959, s. 123-156.
130
C o g t o , B a h a r '95
Be Ak Kadn'ndan
eyalarn tktklar bodrumun kapa aldnda, alev bir anda her yan saryor ve her
eyi kl ediyordu.
Yanm vadide yuvasn yitirmi dii slnn yavrularn korumaktan baka bir ey
dnmemesi gibi, herkes karma acnarak, yal anasna hayflanarak bir tandnn
yanma smyordu. Hazin bir manzara idi.
Hongo mahallesinde, ad Yaoya Hachibei olan bir manav vard. Eskiden ailesi, daha
st dzeydeydi. O-Shichi adnda onalt yanda bir kz vard. Ueno'da kiraz dallarnda
ki iekler ya da Sumida'da saf ay kadar gzeldi. Yeryznde bylesi bir gzellik
olabilir miydi? Ne yazk ki onu, eski gnlerdeki gibi, Sumida'da uuan martlar ark
larnda anlatan Narihira'ya gsterememilerdi. O da, kz her gren gibi k olurdu.
Yangn onun evine de yaklatndan, annesiyle birlikte, ailesinin destekledii Kamagome'deki Kichijji tapnana gitti. lk gelenler deillerdi. Daha pek ok kii gelmi
ti. st kattaki yatak odasnda bile, yeni doan bebeklerin sesleri duyuluyordu. Buda ta
pnann nnde, kadn petemallar darmadankt. Kimi, efendisinin stnden atla
yp geiyor, kimi ban bir yaknnn omuzuna yastk gibi dayyordu. Herkes yere seril
miti. Gn aarnca, tapmak zillerini ve gonglarn tas gibi kullanarak ykandlar. Tap
naktaki Tennmoku ay fincanlar, pirin tas yerine kullanld. Felaketin yaratt karga
ay grnce akya bile bunu hogryle karlard. O-Shichi'ye gelince, annesi ona gz
kulak oluyordu; nk gnmz dnyasnda, Buda rahiplerine bile gven olmazd.
O mevsimde olaan olan dondurucu bir rzgr esmee balad. Barahip felaketze
delere acd. Elinde ne kadar yedek giysi varsa, onlara verdi. Bunlar arasnda siyah ipek
ten bir giysi vard, zerinde polovnia iei ile ginko biloba yapra yanyana ilenmiti.
Krmz ipek astar giysinin eteinden gzkyordu, pamukla astarlanm kenarlar, ter
sinden dikilmiti ve bir da yolu kadar kvrmlyd. Bu giysinin de bir yks olmalyd
ve zerindeki koku kmamt. O-Shichi'nin dikkatini ekti: "Acaba bu giysi hangi gen
cindi? Acaba niin onu muhafaza etmeyip, tapmaa, ac bir hatra gibi sunmulard?"
diye dnd. Bu giysiye sahip olmu gen kzn kendi yanda olduunu tahmin edi
yordu. Derin bir acma duygusu ile bu hi grmedii gen kz hakknda yle dn
yordu: "Bu dnya bir dten ibaret. Her ey bo. Bir baka aleme selamet edilmeyi dile
mekten baka are yok." Bu mitsizlik iinde, antasn ap annesinin tespihini kard;
"dilek talarn" elinde tutuyordu. Durmadan Lotus'un "soutra"sm tekrarlayp duru
yordu.
te bu srada, gn n daha iyi grebilmek iin shdji' sini aan kibar bir gen, elin
de gm bir cmbzla, sol parmana batm bir kym kartmaa alyordu. Bece
riksizlii karsnda dayanamayan O-Shichi'nin annesi: "Ben kartaym" dedi ve cmb
z alarak glkle ie koyuldu, ama yal kadnm gzleri tam grmesini engellediin
den, cam skld. Onu izleyen O-Shichi bu ileri daha iyi yapabileceini dnd ama
yaklamaa cesaret edemedi. Mdahale etmesini annesi istedi. Kz ok sevindi, gen
adamn elini tuttu ve onu skntsndan kurtard. Tam olarak ne yaptn bilmeyen gen
adam, kzn elini kuvvetle skt. O an, birbirlerinden ayrlmak istemediler ama ne var ki
anne onlara bakyordu, bu yzden ayrlmak zorunda kaldlar. O-Shichi bile bile cmbz
alakoydu sonra da iade etmek bahanesiyle yanna gitti -aslnda onu tekrar grmek isti
yordu- o da elini skt. Aklar da ite byle balad.
Tutku yava yava O-Shichi'yi sarmaa balad. Tapnan khyasna gen adamn
kim olduunu sorunca, adnn Onogavva Kichisabur olduunu, bir rnin (bir efendiye
bal olmayan samuray) olduunu, soylu, iyi ve drst biri olduunu rendi. Bunu
renmek, O-Shichi'nin duygularn glendirdi ve sevdii adama bir mektup gndere
o g t o ,
B a h a r '95
131
Ihara Saikaku
B l m II
Bcekleri uyandran yln ilk gkgrlts kz korkutmad nk
sevgilisinin petemal onu koruyordu.
Ayn 15'inde ilkbahar yamuru yayordu; st dallarna taklan damlacklar bir
iplie dizilmi incilere benziyordu. Gece yars, Yanagihara'dan geldiini syleyen biri,
tapnan d kapsn hzla vurdu. Grltden uyanan rahipler, eltik tccar Yazaemon'un uzun bir hastalktan sonra ldn haber vermee gelen biri olduunu ve ce
nazesinin bu gece kaldrlacan anladlar. Bu i rahiplerin grevi olduu iin, barahip
btn rahipleri toplad ve hepsi birer emsiye alarak hemen yola ktlar. Artlarnda sa
dece yetmi yalarnda mutfak ilerine bakan bir kadn, oniki yalarnda bir mez ve
alaca renkli bir kpek braktlar. Ama arkada kalan rzgr sesi de, yln ilk gkgrlts
gibi, bcekleri uyandran ses oldu. Hepsi korkmutu. htiyar kadn, yldrm uzaklatr
mak iin, arta kalan kzarm fasulyeleri kartt. Bunlar, yln ilk setsubun'undan itibaren
kt ruhlar kovmaa yaramt. O-Shichi'nin annesi, yorgann altnda sevgiyle kzna
sarld ve gkgrlts ok iddetli olduunda kulaklarm tkamasn syedi, nk
gen kz, btn kadnlar gibi, son derece korkuyordu. Yine de bu geceki frsatlardan ya
rarlanamazsa Kichisabur ile buluamayacam dnyordu. Bu dnceyle, korkma
m grnerek: "nsanlar gkgrltsnden neden korkar ki? nsan, olsa olsa yaamm
yitirir, ben hi korkmuyorum!" dedi. Hizmetileri bile, bir kadnda ho kamayan bu ya
rarsz cesareti eletirmekten geri kalmad.
Gece ilerlemi, herkes yatmt. Horlama sesleriyle sundurmadan damlayan damla
larn ptrts birbirine karmaktayd. Titrek ay , pancurlarn arasndan szyordu.
Herkes uyuyordu. O-Shichi ite bu srada odadan szld. Titreyerek ve nereye bast
n bilmeyerek, serilip yatm ve derin bir uykuya dalm bir adamn beline bast. O ka
dar korktu ki baylacan sand; gs heyecandan skyor, kan beynine hcum edi
yordu. zr dileyemedii iin, iki elini birletirip bir ey olmamas iin dua etti. Hi ses
kmaynca o kadar ard ki, eilip dikkatle bakt ve yerde yatann, pirincini piiren
132
o g t o ,
B a h a r '95
Be Ak Kadn'ndan
Ume olduunu grd. Devam etmek iin zerinden atlayaca srada, kz eteini eke
rek onu durdurdu. O-Shichi'nin kalbi hzla arpmaa balad. Yoksa kz onu durdur
mak m istiyordu? yle deildi, Ume ona bir kutu kt mendil uzatt. Bu houna gitti
ve kendi kendine: "Bu tela arasnda byle dnce sahibi olmak! Akn ne olduunu
bilen bir kz!" diye sylendi. Sonra, Barahibin odasna doru bakmaa gitti ama gen
adam orada gremeyince zld. Mutfaa dndnde yal kadnn uyanmasna ne
den oldu. O da uykusu arasnda sylendi: "u eytan fareler, bu gece de mi ortalarda?"
Bir eliyle erbette pimi mantarlar sakladn grmek pek hotu! Az sonra o da OShichi'yi grd ve omzuna vurarak fsldad: "Bay Kichisabur'nun yatt oda... dur
bakaym... dur bakaym... mezle paylat u hasrl oda." Beklediinin aksine, ite
aktan anlayan biri daha! O-Shichi: "Bir tapmakta almaktan daha fazlasna layk" di
ye dnd. Yal kadn kan sndndan, mor kanokolu kemerini kartp ona verdi.
Sonra ihtiyarn gsterdii yne gitti. Gecenin sekizinci saati (gecenin ikisi) olmalyd,
nk buhurdanln zili birka saniye almt. mez, dua saati geldii ve buhurdan
l doldurup zilin takl olduu ipi asmak gerektii iin ayaa kalkt. Oradan ayrlmak
ta gecikince, O-Shichi huzursuzlanmaa balad. Bir an nce yataa dnmesini istedi
inden, kadnca bir kurnazlk tasarlad, san ban datp korkutucu bir yz takna
rak adam korkutmak istedi. Ama inanl bir Budac olan mez hi de korkmad; kza
baklarn dikerek, yle dedi: "Byle kuaksz dolamakla hayaszlk ediyorsun. abuk
yok ol! Bu tapmakta nikhsz yaamak istiyorsan, rahiplerin dnmesini bekle." Kz, pla
nnn yrmediini grnce meze: "Seninle yatmaa geldim" dedi. Ama mez gl
d: "Belki de Bay Kishisabur iin geldin. Eer onun iin geldinse, bir arada, srt srta,
ayaklarmz birbirine tersinden deerek yatyoruz. te kant" dedi. Giysisinin pamukla
astarlanm kollarn at, buhur kokusu (beyaz kasmpat) ortala yayld. O-Shichi
kendini tutamad, odaya girmee kalkt. mez barmaa balad: "Hey, Bayan OShichi'nin yaptna baknz!" Kz iyice korktu ve meze: "Ne isterseniz vereceim,
ama ltfen susun" dedi. br de u yant verdi; "Seksen para, Matsubaya'dan oyun
kd, Asakusa mahallesindeki bir pastacdan be tane yone-manju. Dnyada btn is
tediim bundan ibaret. Kz, "Salanmas kolay!" diyerek, btn bunlar ertesi gn ver
mei vaad etti. mez rahatlayp uykuya yatt, arasra: "Gece bitince, hediye alaca
m, hediye alacam." diye sayklayp durdu.
O-Shichi artk istedii gibi hareket edebilirdi. Uyuyan Kishisabur'ya yaklat ve
hibir ey demeden ona iyice yasland. Kishisabur ryasndan uyand ve korkudan tit
reyerek, kollu giysisini bana ekti. Kz ellerini itti ve byle yapmakla salarn bozaca
n syledi. Erkek ok rahatszd: "Sadece onalt yandaym" dedi. Kz: "Ben de onalt
yandaym" diye yantlad. Kichisabur diretti: "Barahipten korkuyorum." Kz: "Ben
de ondan korkuyorum" dedi. Bu ilk aklar, sabrszlktan, ilerleme gsteremiyordu. ki
si de alamaa balad, hibir sonu alamadan... Az sonra, gkgrlts yamurun bit
tiini haber verdi. O-Shichi: "Oh! ok korkuyorum" deyip, Kichisabur'ya sarld. Er
kek onu kendine ekti ve "Elleriniz, ayaklarnz ne kadar souk!" dedi. Kz sitem etti:
"yle mektuplar gnderdiinize gre, benden nefret etmiyordunuz, oysa imdi nemle
ri yok, bedenimi soutan kim byle?" Bunu der demez, erkein boynuna sarld. Az
sonra, tutkularn tatmin etmei baardlar. Daha sonra birbirlerine sarlarak gzyalar
n sildiler. mr boyu birbirlerini seveceklerine and itiler.
afak skerken, Yanaka tapnann an hzla almaa balad; sabah rzgr Fukiage'nin itlembiklerini sarsyordu. rtnn altnda biraz daha kalamadklar, birbirleri
ne doymadan ayrlmak zorunda kaldklar iin ok zldler. Dnya byktr; gnn
o g t o ,
B a h a r '95
133
Ihara Saikaku
gece olduu bir lke yok mudur? Acele istenen ama hemen gereklemeyen dilek, zi- m
hinlerini iyice bulandrd. Anne buraya kageldi. Kz, bara ara srkledi. Bir ya- m
murlu gecede kard kadn bir lokmada yiyen canavar gren "eski zamanlarn ada- m
m" gibi, Kichisabur ok zntlyd.
M
meze gelince, gece yaplan vaadi unutmam ve hediye verilmedii takdirde m
olanlar herkese anlatacan barmaa balamt. Bunun zerine anne geri dnd ve l
kznn vaadine kefil olduunu syledi.
Kz hoppa olan her anne gibi, daha derinini aratrp sormadan, genellemeler ze- ;
rinde durdu. Ama belki O-Shichi'den daha dikkatli davrand ve ertesi gn gen me
ze istediklerini gnderdi.
Gece, O-Shichi (verandann sanda) Kichisabur'nun odasna ynelir (resmin solunda). Giriin nnde ocaa buhur
atan mez, nce O-Shichi'nin niyetine kar kar.
Kichisabur ile olan serveninden sonra, O-Shichi annesiyle birlikte tapnaktan ayrlr. Arka planda "toba" (stoupa) biiminde iki mezar grlyor.
B l m III
i
1
Uyankln srmesi gereken bir dnyada, yolculukta tanan para misali, klcn bir j
sarhoa gstermemek gerekir. Hele de kznn yanna ahlaksz bir mezi koymamal... i
O-Shichi'nin ailesi, tapmaktan ayrldktan sonra kzlarn sk gzaltnda tuttu ve sevgili
si ile temas kurmasn engelledi. Ama bir hizmetinin yardm ile ikisi de mektuplap,
duygularn anlatma frsat bulabildiler.
Gnlerden bir gn, tabashi yaknlarnda bir kyden olduu sanlan ve satc olduunu
syleyen gen bir adam, shoro ve tskushi dolusu bir sepet getirdi. O-Shichi'nin ailesi bunlar
dan satn ald. Mevsim ilkbahard ama kar dinmeden yayordu. Delikanl eve dnemeye
ceinden korkuyordu. Evin efendisi ona acd ve fazla uzatmadan "Girite bir kede yat,
gn aarnca evine dn" dedi. Delikanl sevinerek dulavrat otu ve algam kklerini sard
hasrlan bir kenara brakt. Bambu yapraklarndan rlm apkas yzn rtyordu. s
tne beline dolad bir ul rtmt. Skntl bir gece geirecei anlalyordu. Gece rzg
r yastna fledii, yatt yer nemlenmee baladnda, hayat neredeyse tehlikeye gir
miti. Soluu giderek hafifliyor, gzleri bulanyordu. te o srada O-Shichi'nin sesi duyul
du: "Demin gelen gen kyl pek acnacak durumda, hi olmazsa iecek scak su versin
ler." Ume, pirin piiren hizmeti, bir tasa scak su koydu ve onu uak Kyushichi'ye verdi;
o da delikanlya uzatt. Gen adam teekkr etti. Karanlktan yararlanan Kyushichi deli
kanlnn salarn okad. "Edo'da kalsaydn, gzel bir ocuk diye aranr olurdun. Yazk ki
kalmyorsun!" dedi. Delikanl yantlad: "Ben stnkr yetitirildim. entik tarlalarnda
alyorum. Atlara bakyorum. Odun kesiyorum. Bildiim bundan ibaret." Kyushichi, de
likanlnn ayaklarn tuttuktan sonra yle dedi: "yi ki ayaklarn atlamam. Sana kk
bir pck vereceim," dudaklarn uzatt ama delikanlnn, zntl bir biimde, dilerini
sktn ve aladn grd. Kyushichi niyetinden vazgeti: "Nefesim belki soan ya da
sarmsak kokuyordur." dedi. Daha ileri gitmedi, delikanl bu ie ok sevindi.
Yatma saati gelmiti. Hizmetkrlar derme atma bir merdivenden st kata ktlar.
Iklar ksld. Ev sahibi her yann kilitli olup olmadna bakt, kars da atee dikkat
edilmesini syledi. Ayrca, kzn da gzetmek istediinden, arkada dkkna giden ara
kapy kapatt ve bylece ak geitini tkam oldu.
134
C o g t o , B a h a r '95
Be Ak Kadnndan
Gecenin sekizinci saatini haber veren (gecenin ikisi) an ald srada, n kap vu
ruldu; kadn ve erkek sesleri duyuldu: "Hey teyze hanm, hanmmz kurtuldu; ocuk
erkek olduu iin beyimiz ok mutlu." Btn ev grltyle ayakland. Kar ve koca "Ne
mutluluk" diyerek hemen yola koyuldular; yanlarna deniz yosunu ve reglis kk olma
y ihmal etmediler. Partal ayakkablarn aceleyle ayaklarna geirip acele ile yola koyul
dular. O-Shichi'ye d kapy kapatmasn tembihlediler. O-Shichi bunu yapp eve gire
cei srada, gn batannda gelmi olan gen kyly acyarak hatrlad. Elinde amdan
ile gitmekte olan hizmetiyi alakoyarak delikanlnn yzne bakt. Onun derin bir uyku
ya daldn grnce, daha da acd. Hizmeti: "Brakn uyusun" deyince, duymam gi
bi yapt ve yamna sokuldu. Delikanlnn zerindeki torbackta bulunan kybuky tozu
nun kokusu ister istemez merakn ekti. apkasn kartnca, soylu profilini grd. Y
z sakindi, salar dank deildi. Bir sre bu yze bakp durdu, ayn yata bir bakas
n hatrlatyordu. Elini, kolundan ieriye soktu, iindeki giysi, ak mavi habutae ipeindendi. Tuhaf! Delikanly daha dikkatle inceledi. Kichisabur idi.
Duyulacana hi aldrmadan "N asl oluyor da sizi burada, bu klkta gryo
rum?" diye sordu ve ona sarld. Kichisabur ona dnd ve bir sre konuamad. Son
ra: "Bu kla girdim, nk sizi grmek istiyordum, bir an iin bile olsa... akamdan
beri ektiim aclar anlam oldunuz" dedi. Bandan beri neler olduunu anlattn
da kz elini tuttu ve aclarna son vermek iin eve girmesini rica etti. Ancak delikanl
akamdan beri ylece kaslp kaldndan yerinden kalkamad. O-Shichi ile hizmetisi
ellerini aprazlama birletirdiler ve Kichisabur'yu zerine oturtarak gen kzn yatak
odasna gtrdler. Odaya geldiklerinde, delikanly elden geldiince ovdular, her
trl ilac iirdiler ve glmsemee baladn grnce ok sevindiler. Karlkl pi
rin raks itikten sonra, btn gece birbirlerine kalplerini aacaklar umuduyla sevi
nirken, baba geri dnd ve bu da Kishisabur iin yeni bir talihsizlik oldu. O-Shichi
onu dolaba saklad ve hibir ey olmam gibi babasna: "Bu ilk doum, anne ile bebek
iyi mi?" diye sordu. ok sevinli olan babas: "O benim tek yeenim, onun iin endi
eleniyordum. Neyse, iim rahat etti" diye cevap verdi. Son derece neeli bir ekilde,
bebein giysisine nasl bir dekor yakacan incelemee balad. "Hediye olarak b
tn uurlu eyleri vermemize ne dersiniz? Turna ve kaplumbaa, am ve bambu...
bunlarn resimlerini kumaa basmal ve zerlerine altn veya gm yaprak resimleri
pskrtmeli" dedi. Btn hizmetiler bunun ertesi gn sakin bir kafa ile dnlme
sinin iyi olacan sylediler ama o, bu gibi ilerde ne kadar erken davranlrsa o kadar
iyi olacan syledi. Kznn zntsne karn, kt mendilleri bu dekorlara model
olacak biimde kesmee balad. ini bitirdiinde, onu pohpohlaya pohpohlaya yat
maa gnderebildiler.
ki sevgili sohbet etmek istiyordu. Ama yan odayla aralarnda sadece ince bir blme
olduundan seslerinin duyulmasndan korktular. Onun iin de, n altna kt kalem
koydular ve duygularn birbirlerine yazl olarak ilettiler. Btn geceyi yazmayla ge
irdiler, afakta esiz bir akn itiraflarn bitiremeden birbirlerinden ayrldlar. Bu geici
dnya, ok ackl bir dnya.
Sebze satan bir kyl klna giren ve O-Shichi'nin manav babasna mal satma bahanesiyle gelen Kichisabur, karl bir
gecede dkkna varp sevgilisini grmek istedi. Resmin alt ksmnda sada, kylnn ulu, solda getirdii sebzeler grl
yor. (Dulavratou kk, algam, pancar, bir sepet patates.)
O-Shichi ile gizli grmesinin ertesi gn, kyl klndaki Kichisabur, sevgilisinin babas manavn dkknndan
ayrlr. Sada, pancurun altnda, dlavratotu kk grlyor.
o g t o ,
B a h a r '95
135
hara Saikaku
B l m IV
Bu dnyay terk etmeden kiraz aacnn ieklerine bir kez daha bakyor
Sabahtan akama kadar ac eken ve derdini kimseye aamayan bir kadn kalbi pek
zavalldr. O-Shichi'nin Kichisabur'ya rastlama olana pek kalmamt. Gnlerden bir
gn, tan vakti kan gl bir rzgr O-Shichi'ye, daha nce insanlar tapmaa snma
a zorlayan frtnay anmsatt. Ayn koullar tekrarlandnda Kichisabur'yu grebile
ceini dnd. Bu acnacak zlemi ve bahtsz kaderi, O'nu su ilemee itti. Biraz du
man kargaa yaratt. Ama durum garip grnd, iin asl renilmek istendi, ardndan
O-Shichi kt. Sorguya ekildiinde her eyi itiraf etti. Bunun sonucu zc oldu. Ceza
olarak btn kentte dolatrld. Bir baka gn Kanda'da, Kudzure-bashi kprsnde
dolatrlp tehir edildi. Daha sonraki gnler Shiba'da Yotsuya ve Nihom-bashi'de Asakusa halkna tehir edildi. Orada toplananlar, onu grnce zlmekten kendilerini ala
madlar. Bu konuda, ktln yaplmasna izin verilemez ve Tanr suluyu affedemez
diye dnmek gerekir. Ama bu kz, bilerek su ilediine gre, ne hastayd ne de sara
rp solmutu. Gemite olduu gibi her gn, siyah salarn taratyor ve btn gzellii
meydana kyordu. Onaltnc baharnda bu iein solmasna kimse zlmyordu.
Drdnc ayn banda, guguk kular hznl arklaryla mevsimin bittiine alar
ken, kz da yaklamakta olan sonuna aryorlard. Kalbinde hibir deiiklik olmam
t. "Bu dnyadaki yaam rya ve hayalden ibaret" diyordu ve Buda'nm lemine ula
may dokunakl biimde temenni ediyordu. br dnyaya gidecei iin birisi ona ge
am bir kiraz dal sunmu, o da ona bakarak annda u iiri yaratmt:
Ya no aware
Haru fuko kaze ni
Na wo nokoshi
Okuze zakura no
Ky chirishi mi wa.
Bu dnyada, acma.
lkbahar rzgrnn soluunda,
ge am kiraz iekleri gibi
bir isim brakarak
Dtm o gn.
Bu veda arksn duyunca insanlar daha da zldler ve ona ikence yerine kadar
elik ettiler.
nsan mr snrldr. Onunkisi gibi, bir odun ynn dumannda uuverir, Shinagawa'dan az uzakta, inili bir yolun kenarnda, gn bitimini bildiren ann ald saatte.
Zaten insan kaderi, yaamn duman olarak bitmesini nliyememektedir. Ama O-Shichi,
zellikle acnacak bir sona sahip oldu. Bu, dnd. Ertesi sabah oraya bakanlar ne toz ne
kl grebildiler. Sadece Sudzu-gamori'nin am rzgrlar kalmt. Ama O-Shichi'nin
sonunu renen gezginler, idam yerine uramadan edemiyorlard. teki dnyada sela
met bulmas iin ller Duas'n okuyorlard. Ayrca, O-Shichi'nin o uursuz gnde
giydii izgili Gunnai ipeinden yaplma giysisinin paralarn toplamaa alyorlard.
Bu, ok sonralar bu ac yky hatrlatacak bir yadigr olacaktr.
O-Shichi'yi hi tanmam insanlar, lmnden sonraki her yedinci gnde, mezarna
bir badiane dal koyuyorlard. Ona bu kadar itenlikle bal delikanlnn, O-Shichi'nin so
nunu bilmemesini tuhaf buluyorlard.
Oysa tam o sralarda, Kichisabur, ona olan sevdas yznden hastalanm, kendini
bilmez olmutu ve bu sefil dnyay terk etmek zereydi. yileeceini ummuyorlard,
hezeyan halindeydi. Durumundan endie eden yardmclar yle diyorlard "Gerei
136
C o g t o , B a h a r '95
Be Ak Kadn'ndar
renirse, yayamaz. Azndan kard szlerden lmek istedii anlalyor, frsat kol
luyor sadece. Hayat pek anlalmaz bir ey."
Onun iin de, onu yattrmak iin, "Yaknda buraya gelecek. Onu istediiniz kadar
grebileceksiniz." diyorlard. O zaman rahatlyor, verilen ilac almay kabul ediyor, ve
s.yklarcasna: "Onu ne ok seviyorum! Daha gelmedi m i?" diyordu.
O-Shichi'nin lmnn otuzbeinci gnyd. Kichisabur bilmeden, gizlice cenaze
.iyini yapld. Sonra, tapnaa krkdokuz mochi, Buda'ya sunulmak zere mochi-mori'lerin datld krkdokuzuncu gn geldi. O-Shichi'nin annesiyle babas bu amala tap
naa geldiler ve rahiplerden, kzlarnn sevgilisi ile grtrlmelerini istediler. Rahip
ler, onun ne halde olduunu anlattlar ve ileriye pek ok neden srerek onlar dnce
lerinden vazgeirdiler. O-Shichi'nin nasl ldn, zntsn daha ok arttrmamak
iin, anlatmamalarn, ii oluruna brakmalarn sylediler. Aile, Kichisabur'nun, kzla
rnn lmn renecek olursa yaamak istemeyeceini, O-Shichi'nin onun iin sy
ledii son szleri syleyebilecekleri duruma gelinceye kadar ondan gerei saklamak
gerektiini kabul ettiler. Sonra rahipler onlara, aclarn teselli etmesi iin, mezara konu
lacak bir stoupa dal verdiler. Mezarn suland sunak suyu, gzyalarndan akyordu.
Gzyalar ile slanan ta, leni temsil eder gibiydi. Onlar orada kaldlar, kendilerinden
nce ocuklarnn gitmesinin acsn duyuyorlard. stendii kadar hayat edeb deil
denilsin, ya sz konusu olduunda dnya tersine dnmt.
O-Shichi, sevgilisini dnerek, dalgn dalgn iek am aalara bakyor. (Verandann nnde, sada, bir erik aac,
kzn nnde bir kiraz aac.)
B l m V
Koullan grnce, Kishisaburo aniden rahip oluyor
Elimizden uup giden yazgmz kadar ksa ve belirsiz hibir ey hibir ey yoktur.
lm olsayd, Kishisaburo iin ne znt ne ak kalacakt. O-Shichi ldkten yz gn
sonra, ilk kez yatandan kalkt, bastonuna dayanarak usulca tapnan evresini dola
t. Yeni bir stoupa (mezar) dikkatini ekti, zerindeki yazy okuyunca ok ard. "te
bunu bilmiyordum ama insanlar buna inanmayacaklar ve korktuum iin onu iz
lemediimi syleyeceklerdir." Bunu syler sylemez kemerinde sarkan klcna uzand.
Rahipler onu durdurmak iin zerine atldlar ve bir ok ey syleyerek vazgeirdiler.
Ona dediler ki: "Eer yaamnza mutlaka son vermek gerektiini dnyorsanz,
uzun yllar iyiliinizden baka bir ey istememi insanlardan izin istemeniz ve ayrca
Barahipten zr dilemeniz gerek. Aksi halde bamz derde girer nk size bir aabey
gibi bal ve sizi buraya brakm kiiye kar sorumlu oluruz. Bu durumu dikkate alnz
ve ayrca kt bir nam edinmeyiniz."
Bu szlerin ok mantkl olduklarn anlayan Kishisaburo intihar etmekten vazgeti
ama yine de bu dnyada uzun yaamak isteine sahip olmad. Daha sonra, niyetini Ba
rahibe anlattlar. Barahip ok at. Kichisabur'ya "Sizi seven birinin ricas zerine sizi
burada tutuyorum. Bu kii imdi Matsumae'de ve bu sonbahar buraya mutlaka gelecei
haberini gnderdi. Bu ara size bir ey olacak olursa, ba ilk derde giren ben olurum. Ar
kadanz dndkten sonra kendiniz hakknda karar veriniz" dedi. Byle paylandktan
C o g t o , B a h a r '95
137
Ihara Saikaku
138
o g t o ,
B a h a r '95
YOSMANIN E l KTABI0
Ksemendra
M A M A N IN G R E V
dnyay, gkyz, yeryz ve cehennemi yenmi olan, gl soluu ile iekleri
dken Arzu tanrs Kama, selam sana!
Korkun aznn boluunda hereyin hite kaybolduu yaman Kali, sana da selam!
l dnyamz, frtnal denizde babo kk bir sazan bal gibi, belirsiz bir akise
benziyor. Bu yoldan ylesine korkutucu bir sreyi yuttu ki, eskiler bile tahmin edemedi.
Bir bedene sahip olma sknts eken varlklar iin Kali'nin umursamaz ve gl zen
ginlii aldatmacayd.
Satlk gzellerin kullanm iin, elden ele geen ve gizli ilerinde byl bir klavuz
ilevi grecek olan Cokularn El Kitab, Ksemendra tarafndan yaratld.
Ak tanrsnn ehvetli saray, elencelerin ve oyunlarn talihli beldesi, dii cinsini
ynlendiren ehvet dalgalarnn merkezi, nefis bir kent vardr Kemir'de: Pravarapura.
Yeryznn en nl mcevheri, mutluluk ve gzellik tanrasnn buluma ve Ak tan
rsnn snma yeri olan Pravarapura!
te orada, ay ndan daha parlak, sevimli bir kz yaar: Kalavati. Orada arzunun
kibirli tanrs btn kstahl ile boy gsterir. Orada sokak kz yosma, olaanst bir
ekicilikle akn boyunduruunu kabul ettirir.
Yosmal, sert memesinden, parlak gizemli gzlerinden bellidir. Gnn birinde, sa
raynn kafesi arkasndan, yosmalarn guru'sunu klarn koruyucu tanrsn, sokak ber
berini grr. Yz korkun bir sakaln iinden km gibidir. Gz, cam andracak ka
dar donuktur. lkbahar kurbaacklar ile imi kedi kadar tombuldur; peremli iri aln,
(*) Ksemendra, "Le Brviaire de la Courtisane", Le Livre d'Amour de 'Orient, Bibliothque des Curieux, 1920, Paris, s. 31-56.
o g t o ,
B a h a r '95
139
Ksemendra
parlatlm bakr bir kazan ya da daha iyisi kn okad ehvet kupas gibi parlaktr.
Pencerelerden tembul paracklarnn tkrlmesi korkusu ile, burnu havada, ilerle
mektedir. Yosma gzucu ile ona iaret eder. Adam, konumak iin yukar kar.
Karlatklarnda, dilberin kaygl gzlerini yere diktiini grnce, nceden reve
ransn yapmay ihmal etmeksizin, st rtl bir alayn sezinlendii bir sesle sorar:
"Derin dnceli yzn eline dayamsn, sann lleleri zlm sarkyor, bakn
da yalarn prlts kalmam, dudaklarn iini ekmekten bzlm, kln kocas ol
mayan kadnlarnki gibi, bu kadar ani ve bu kadar toptan bir deiiklie nasl ura
dn?
Syle, ey gzel kalal kadn, Ak kral Kama'y ycelten belin niin artk zevk ha
bercisi deil? Ey batan kartc, ylan gibi kvrml bedenli kadn, parlak cildin eskisi gi
bi kfuri kokmuyor? Edindiin kazanlardan asla memnun kalmayan, gz gelecek ta
mahkrlna taklm olan kadn, yoksa zenle baktn herifin tekinin kt niyetle ge
mi hizmetlerini vmesinin etkisinde mi kaldn?
Ya da, bir eceye yakr, ei bulunmaz taklarn kibirlenerek gsterdin de, o geveze
de kent valisinin nnde, bunlar bir yankesiciden edindiini mi syledi?
Sana olan ball yznden seninle cmert olmakla vnen zenginin biri, arkada
larnn verdii tle seni terkedip ona aladn hastala kzarak, bile bile evlendi mi?
Yoksa ey rkek kz, sana bir defasnda kt bir tak verip peini brakmayan ve her
kesin zevkle tatt kayna kskanlkla tutan, kt bir byc gibi evrendeki aklar
karan herifin birine mi kapldn?
Btn servetini yedii iin kmsediini dolayl olarak sakladn pheli bir talih
datcs, yoksa isteklerine boyun ediren byl tozu gelip salarna m fledi?
Yreinde nefret beslediin adam, bir dizi hileyle saflndan yararland iin
onunla bartn m? Sonunda, mutluluun peinden koarken sadece acy m tattn?
Ak yznden elinde oyuncak olan o tccar, gen sevgilinden, altn olsun kuam
olsun bir ey szdramyacama, ihtiyarn da artk ii bitmi olduuna gre, her bakm
dan baarsz bir i olan ve bir saman alevi gibi snvermek iin tutuan bir zaaf uruna
m terkettin?
Btn gc senin bynle yok olan ve ayana hazineler seren, sende evrenin gizini
gren bu adam, bynden kurtulur kurtulmaz, arkadann da itmesiyle, bir bakasna
m gitti?
Yoksa yozlamann eiine mi geldin? O dokunulmaz hzinelerden yoksun mu kal
dn? Gcn m yitirdin? Yaamaktan vaz m getin? Yreindeki sevin mi snd?
Ruhsal tefekkre daldn da, zevkin tadn almaz m oldun? Gzlerin yaama m kapan
d?
Haydi gzelim, tm dnyay dize getiren aldatc ustalna an olsun! Bu ustalktr
ki, kollarndan ayrlp tek bana sokakta kalan a snrsz ykma uratr. Gzel yzl
kz, senden yaylan neenin arkadalarn byledii ekiciliine an olsun!"
Bunlar ve daha nicelerini syledikten sonra, karsndakinin duyduu mutluluun
uup gidecei rkntsnn kendisinde yaratt heyecan iinde, srann kendisine gel
mesini bekler. Kz, iyi ve kt gn dostuna unlar syler:
Yreimi dalayan, karsnda, her gn le gnei altnda solan iek gibi erid
im acy bil!
Dostum, bil ki, akll ve becerikli bir kadn, mterilerinin etkisinde kalmaz. Parasna
canavarlar gibi sahip, akll ve becerikli bykannem Madam Colde-chameau, mteri
lerini duraksamadan ldrmee hazr o alak doktor tarafndan katledildi. Hastalarnn
140
C o g t o , B a h a r '95
Yosmann El Kitab
kasalarna gz diken, yal bir katil olduu halde iyi bir gen roln oynayan o kt
tarafndan.
Ad Morbicole olan bu doktor, bana bir eit sar tohum verdi. Dayanlmaz bir istek
duyan Madam Col-de-Chameau, bu havuumsu eyin te birini iti. Ama bu yaldzl
bitki, yalandan, dolandan irenirmi. Madam Col de chameau ok hastaland ve yery
znde altna doymu olduu halde, yaldzl bir tohuma kurban gitti. Son anlarnda top
rak gzne altn renginde grnd ve yal kadn bana seslenmeyi srdrd: "Sen de i
km; sen de i!"
O ldkten sonra, evim sahipsiz kald. Curcunaya dnt. Her bir k, aklna ne
eserse onu yapyor, her eyi kendinden yana yontuyor. Gl senyr, buraya admn
atmaz oldu, zengin adam beni grmee frsat bulmaz oldu. Bo bir kulbenin serseri ya
tana dnmesi gibi, ben de bu adamlarn seline kapldm. Randevular iin artk kente
gitmek zorunda kalyorum. Bu kargaadan bktm. klarma da, bana aldrmayanlara
da aym davrannca bakalarnn eline nasl bakabilirim?
Dncelerini anlatrken, gzleri doldu. Adam onu sessizce dinlemiti. Onu biraz
sakinletirdikten sonra, iini ekti ve unlar syledi:
C o g t o , B a h a r '95
141
Ksemendra
B l m II
A n a s in in G z Y o sm a
Bunun zerine Kanka, birinci snf bir muhabbet tellalnn yksn anlatmaya, Kalavati de bu yknn layk olduu ilgiyle onu dinlemeye balar:
"Parihasapara'da bir vakitler, ad Bhumika olan bir han ileticisi vard. Birgn, ad
Arghaghaghatika olan bir kz kageldi. rice, gzel yzl kz, evredeki efendiler en
liklerine davet ederek onurlandryor, kz da onlar, kutsal vazolarn alarak dllendi
riyordu. Daha alt yanda olmasna karn, enesi gl kz, para canls anas pazarda
satla kard.
Deniz kabuklaryla bezenmi inci kolyesi, yapma gsckleri ile pcklere, oka
malara aldrmakszn bir sevgili tavlamann yollarn arad. Pazara safran almaya gelen
Parnaka adl gen bir tccar, oradan geiyordu. Yakkl, endaml ve paral bir genti.
Kz, ka gz iaretiyle ilgisini ekmesini becerdi. Erkek, zalim bir drtnn hevesi kz
da bu hevesin merak iinde olduklarndan, pazarlk abuk sonuland, akama bulu
ma ayarland.
Gece erkek arabn itii srada, kz da boynuna sarlp usulca kpelerini ald. Par
maklarndan halkalar, yzkleri ekti, ceplerini boaltt sonra bir hrsz yakalamcasna, vargcyle: "mdat! mdat!" diye barmaya balad. Kendine gelen tccar, bir reza
letten korktuu iin, paltosunu bana ekti ve kamaktan baka are bulamad.
Adm deitiren kz, deerli mcevherler, nefis giysiler ve genliinin verdii zen
ginlik ile Cankarapara'ya yerleti. yi bir haslat yapmaktan baka tasas olmadndan,
kentin apknlarn, gece gndz soluk almadan, yolup durdu. Girip kan, kapsnda
bekleyen k says, sokaklardaki kpek says kadar oktu.
emede, parkta, aevinde, iekide, her yerde hi durmadan sabahtan akama, ak
amdan sabaha durup dinlenmeksizin mterinin emrindeydi. Gece balarken, sarho
un tekini uslu bir ocuk gibi yatana yatrdktan sonra, bir bakasna geiyor, bu da
yorgunluktan derin bir uykuya daldnda ncsn alyordu. Gece biterken, bir k
k kr edinmeyi ihmal etmiyor, hasta bir arkadan grme bahanesiyle, gecikmi bir
ann gnln almann yolunu buluyordu. hmal ettii klar srarc olduklarnda,
sevgililerinin gizli dairelerine saklanmak zorunda kalyordu.
te bylece tapmak bekisi kr bir k, geceleri ona kutsal yerin kaplarn ama ih
tiyatszlnda bulundu. Onun horladn duyan kz, tanrya adanm btn kutsal m
cevherleri cebine indirip kirii krverdi. Bu servenden sonra yeniden adn ve oturdu
u yeri deitirmek zorunda kald. Kendine Nagarika dedirtti ve Paratapapura'da otu
ran bir iftlik aasnn metresi oldu.
Bu sakin, lks ve bolluk iindeki yaam, imanlamasna yol at. Bhimasena Hidimba'y nasl seviyorsa, sevgilisi de onu yle seviyordu.
Adamn servetini ynetmek iin dizginleri ele alnca, ondan bir an nce kurtulmak
iin lmn temenni eder oldu. Kendisine iyice tutulmu olan adamn ailesi ile arasn
amay baard. Gnn birinde onu, babasnn topraklarnda l buldular. Eve iyice yer
lemi kza gelince, sevgilisinin babas Crishima'nn metresi oldu. Adamn baka ocuu
olmad iin, iyi bir yemdi.
Genliinin utuunu hissettii ve dier kadnlar glgede brakmak istedii iin,
byl otlarla yal sevgilisine egemen olmak istedi. stelik, balk suyu, sulu tereya,
st, soan, sarmsak ve cinsel gc artrc dier maddelerle ihtiyarda genlik ateini
uyandrmaya kalkt.
142
o g t o ,
B a h a r '95
Yosmann El Kitab
Ancak, adam kraln fkesinden korkarak bir haner darbesiyle tanr Civa'nn diyar
na gidince, kz da ne kadar paras ve eyas varsa, hepsini alp bir baka kente tand.
Orada, incecik ve bedenine tam oturmu beyaz matem kl, dnceli tavrlar, hoa
giden hznl haliyle beeni yaratt ve Mrigavati adl bir dul rolne girdi. steklerini
red ettii oranda, erkekler onu daha ok istiyorlard.
O andan itibaren, byk bir sebatla, dzenli olarak tanr Kali'ye grevlerini yerine
getirmek zere nehir kysna gidiyor ve her seferinde susam, koku ve lmotu ile bor
cunu dyordu. te orada, balknn balk yakalamas gibi, Bahhurasara adl zengin bir
valye yakalad.
Bakasnn kalbini almada usta olduu iin, valyenin evinde de; dierlerindeki
kadar kolaylkla dizginleri ele ald. Az zamanda ne kadar gelir, ne kadar gider varsa
hepsinin mutlak hakimi haline geldi. Muazzam bir servet sahibi olan bu valye, bir ay
iinde lmek nezaketini gsterdi, bu ite kzn hibir katks yok denemezdi. Kz byk
bir acya brnerek, valyeyi mezarnda izlemek istedi. Sinsi bir niyeti olduu iin bu
isteinde giderek srarc oldu ama, adamn ailesi kar koymak zorunda kald. Bunun
zerine, soylu bir ruha sahip bir kadn gibi, kararl bir biimde unlar syledi: "Yksek
bir ailede dul kalmak sknts, bir kadnn onuruna yaplabilecek saldrlar, btn bu
eziyetler bir odun ateinde bitmi olacak!" lm karsnda, tatanmcasna, srarc, ka
ytsz ve kararl bir biimde konutu. Ama bylesi bir serv ete konmann saklamakta zor
luk ektii sevinci, gerek duygularn aa vuruyordu. Krallk kararyla servet tama
men kendisine kalnca, Kraln adamlarnn kendisinin lm tasarsndan vazgeirmeleri
ne raz oldu ve kendini elenceye, kumara, enliklere kaptrd. te bu srada Saray k
tiplerinden birini kendisine balad ve ykm ve lm samak zere, hayatta kalmaya
devam etti.
Yeni na slk gibi yapan kadn, adam fettanlklar ile kendisine balad. K
tip, gndzlerini efendisini soymakla, gecelerini de Kumbhakarna gibi yiyip itikten
sonra, uykuya dalmakla geiriyordu. Kadn her sabah, usta bir natr gibi adam ykayp
bakyor, riyakrca bir sayg ve ballk gsteriyordu. Adamsa, ikiyle alevlenen kann
suda sndrmeye alyordu.
Kadn artk yaland ve ocuu olmad, ktibin de bir baka kadndan olan o
cuklar byd iin, adam iyice smrmeyi grev edindi ve her eyi paraya evire
rek gizliden gizliye servet toplad. Sonunda oullar isyan etti: aletleri ve dier eyalar
evden yok oluyordu. Yamay durdurmak iin her eye el koydular. Kadn da ii mah
kemeye gtrmede ve hukukulardan birine cilve yapmada gecikmedi. Hukukunun
sayesinde, i lehine sonuland, anlamazlk konusu mal mlk onda kald. Evi abucak
paraya evirdi, btn paray ald ve oullarn hmndan korkarak, bir sr kla gire
rek Sathas manastrlarndan birine snd.
Beyaz salarm siyaha boyayarak, yzne farlar, merhemler srerek tenine yapay bir
tazelik kazandrp kendisine, henz ie yeni balam bir yosma ss vererek oraya yer
leti. Kendisini ticaret hayatnda drst biri diye tantt ve bu yoldan, vcudundan elde
ettiinden daha ok kazan salamay baard. Mteriler, anlattklarnn yanl ya da
doru olduklarna aldrmyor, uydurduklarnn, anlattklarnn keyfine varyorlard. O
da, klarla ak iksiri ie ie ypranm olan dudaklar ve ellerle, ba dndrd gnle
rin keyfini yeniden yaamaya balad. Ne var ki, yankesicilerden alnm eya kabul et
tii iin, uyank uaklar tarafndan yakalanverdi ve inkrcla saptndan, hapisin yo
lunu boylad.
Hapishanede, Bhujanga adndaki gardiyan ile birlikte oldu ve srekli olarak balkla
C o g t o , B a h a r '95
143
Ksemendra
n, rekleri, ballar alarak mutlu bir hayat srmeye balad. Adamla pt bir sra
da, gardiyann sarholuundan yararlanarak, zgrlne kavumak amacyla adamn
dilini kopartmaktan ekinmedi. Adam bayld iin -kald ki baylmasa da barmas
olanakszd- onu kadn klna soktu, kendisi de onun giysileriyle kamay baard. z
grlne kavuunca, gece Vijayevara'ya ulat ve adnn Anupama, kendisinin de
zengin bir tccarn kz olduunu syledi.
Orada, Bhogamitra'nm ak sayesinde, genliindeki olaanst gzelliinden arta
kalan deerlendirmesini bildi. zenle gslerini dikletirip, kafasna ak krmz
uzun bir peruk geirdi, gzlerine abartya kamadan srme srd, yzn burnunun
altna kadar ak bir peeyle rtt ve yine de "Buradaki bu peri de kim?" diye soran saf
lar bylemeye devam etti.
Onlardan biri, onu tek bir kez plak grd iin delice bir istee kapld ama soka
n kesini dnmeye asla cesaret edemedi.
Souk mevsimde buzlu bir geit gibi, gn ortasnda yanan bir sra lamba gibi, sol
mu ieklerden bir elenk gibi, yal bir yosma da ne bir ie ne bir kimseye yarar. Hibir
mteri yemi yutmaynca, o da geceliine ucuz tarife kullanarak, yakalad yabanclar
la yetindi.
Tvbe edip Cikha adn ald ve o da tvbekr Bhadravasoma adnda biriyle yaama
ya balad. Adam, dilencilikten kazandn onunla paylayordu.
Gzlerini ve baklarn canlandran srmesi, boynundaki kristalden gll kolyesi,
bedenine oturmu korsesinden frlayan gsleri ile dilenmeye gittiinde, mihrab hl
yerindeydi ve avanaklarda arzu uyandrabiliyordu. Ama ktlk balam ve dilenerek
geinmek zorlamt. Bunun zerine, bir gece, tvbekr dilenciden, kutsal resimlerdeki
taklar alp ortadan kayboldu.
Tanr tanmazl snrsz olan bu kadn, Krytiacrama'daki Buda tapnana snd.
Vajraghata adyla rahibe oldu ve tefekkre dald. Avucundaki sadaka anana atlan
paray hayr ilerine verdi.
Dzenbaz kadn, geleceklerini renmek merakyla karsna gelen hanmlara, kt
lk, hile ve kokumuluk habercilii yapyordu. Hafifmerep kzlar iin her zaman ak
byleri, tccarlar iin para ekecei tlsmlar, toy ahmaklar iin sihirler tadndan, az
zamanda tannr ve aranr oldu.
Ancak bir Buda rahibinin klesiyle yatp gebe kalnca, bedensel engeli yznden ii
ni yrtemez oldu. Sadaka ile yaamas yasakt; koca karnn oradan oraya tayp duru
yordu. Dourur dourmaz ocuu terk edip, alelacele kente dnd.
Kafasna bir peruk takt ve ilikileri sayesinde, Bakan Mitrasena'nn bir olu oldu
unda, stnine olarak yanma girmeyi baard. Burada, Ardhacskira adn ald ve rahat
durdu. Taburesinin zerinde, bebek kollarnda, btn evi bir lokma gibi yutmann are
lerini dnp durdu. St bozulmasn diye iyi besleniyor, bolluk iinde yzyordu.
Boynunda mercan bir gerdanlk, kulaklarnda gm kpeler, kollarnda ar bilezikler,
kalalarnn zerinden ayak bileklerine kadar inen yn eteklik ile iman stnine eski
gnlerine kavumu gibiydi. Ancak, elinden geldiince bakt halde, sefih yaamnn
sonular bebekte grld, atelendi. Doktor stnineyi perhize soktu ve kadnn bundan
sonraki keyfi, balk orbasyla snrl kald. Doktor: "yi su iin. Ar ve ate yapc yiye
cekler yemeyin. Bir iki gn yalnz ot suyu iin. Bu ocuk yaamal ve onuruna verilecek
nice davete katlma onurunu siz de paylamalsnz" dedi. Doktor byle demiti ama,
kadnn onu dinledii yoktu.
ocuun iyilemediini grnce, ona hibir sevgi duymadndan, bir gece yars
144
C o g t o , B a h a r '95
Yosmann El Kitab
kat, kaarken de bebein taklarn gtrmeyi unutmad. Sonra bilinmez bir lkede
tekrar isim deitirerek kei yetitiriciliine svand. Ne var ki, her eyi yok eden bir fr
tna, hayvandan ibaret servetini yok etti. Srsnden de, zavall bedeninden de geriye
enkaz kalmt. Bunun zerine obann dn verdii yn paltoyu Avanta kentine gidip
satt, parasyla rekler ald ve Tara adn alarak burada satcla balad.
Tanrlara balanan rekleri alp tekrar frna sokarak, sokaklarda satyordu. Pirin
ticaretinde, kadnlarn yksek faizle verdikleri paray kullanyordu. Kadnlar, kr ede
cekleri iin sevinip dururlarken, sonunda anaparalarnn da peinden komak zorunda
kaldlar.
Panjika adyla kumarhanelerin evresinde dolanyor ve hileli zarlarla sahte filer sa
tyordu.
Mukulika adyla, tanrlara adanmak zere iek satyor ama tapnak bekilerinin bu
i iin verdikleri sermayeyi yedii iin, mal da paray da teslim etmeden yok oluveri
yordu.
Hima adyla, ky enliklerinde souk su satyor, sonra sirk danszlerinin bilezikleri
ni alp tyyordu.
Varna adyla yldz falna bakyor, kt byleri kovuyor, alt belaya engel oluyor ve
patanlk yaparak sahte ilikilerle insanlar szde birletirip, szde ayryordu.
Bhavasiddhi adyla engileri gzetmekle ykml olarak, tapmakta genelev ileti
yordu. "Kutsalla ba yapmay unutmaynz" demeyi de ihmal etmiyordu.
Sonra, deli numaras yaparak rlplak dolayor ve Kumbhadevi adyla n salp
tm nlerinin keyfini kartyordu.
Bakan Kuladara onu grmek istemiti, by merakls olduundan ona ok sayg
gsterip sylediklerini ciddiye ald. Ama kadn kutsal vazolara -k i bunlar gmtendiel atp ortadan yok oluverdi.
Dlgerler bayramnda, Kola adyla ortaya kt ve bir dkkn ap gn sreyle
sarho edici ikiler satt. ilekelerden biri bir gece szmken, anlarndan yedisini al
verdi.
Sarho olup kendinden geen gezginlerin neleri var neleri yoksa alp Curapura'ya
kadar kat. Orada bir hamalla eklen evlendi ama adam yorgunluktan bitkin dp uy
kuya daldka, gecelerini bakalaryla geirmek iin kayordu.
Dalarda, dik, kaygan, nemli, karl patikalardan getikten sonra, akam Pancaladhara'ya vard ve orada Bamba adyla saygdeer bir hanmefendi rolne brnd. K or
tasnda, yz giysilerine gmlm, souktan buz tutmu durumda, srtnda yerlere
kadar inen kaim bir rtyle zavall bir ihtiyar andryordu artk.
Sonra, gezgin bir ihtiyar olarak ad Satyavati olan bir brahman rolnde, denizin bir
kemer gibi skt ve adalarn birer mcevher gibi parlad yerleri dolamaya balad.
Burada, Yoga'nn szlerini bildii, baka yerde ilekelik yapt ve oru tuttuu, bir
baka yerde de en nl kutsal nehirlere dalmak zere bir hac seferine ktn iddia etti
i iin kendini ok saygdeer bir insan olarak kabul ettirdi.
Gelecei tahmin etmek iin gnein ve ayn durumunu, rzgrn ynn, yldz pat
lamalarndaki deikenlii saptamakla, kral saraylarnda avanaklarn gvenini kazan
yor ve byk krlar salyordu.
"Dman ordusunu hareketsiz klacam!" Bu szlerle altna konuyor, savan ilk
gnlerine bakanlk ediyor sonra karanlktan yararlanarak gecenin koyuluunda ve sis
te ortadan kayboluyordu.
Kedera'ya hac ziyaretinden, Goya'da adad kurbanlardan, Gange nehrinde ykan
o g t o ,
B a h a r '95
145
Ksemendra
masndan ve daha bir ok hayr iinden vnp bunlardan semere elde ettiini gryor,
iyi kalplilerin parasn szdrmay biliyordu.
Diyordu ki: "zerimden bin yl geti. Simyann en derin srlarn bilirim. Tm son
suzluklar ve karmaklklar ile byl szlere vkfm. lemde istenebilecek ne var
sa, hepsinin zn elimde tutuyorum." Bu vnmelerle ky aalarn, ayaklarn yala
yan kpek durumuna sokuyor, kendisi de olaanst bir kadn olmann kibiri uruna,
gerekten sayg deer olanlar sfra indirgiyordu.
En uzak kylara kadar btn dnyay dolatktan, ak oyunlarnda ender bir kltr
edindikten sonra, lkesine, ypranm bedeninden baka bir serveti olmadan dnd. Ne
denli dm olursa olsun, kim, z bedeni gibi olan vatanndan vazgeebilir?
"stedii kadar km, istedii kadar bozulmu olsun, yalanlarna, palavralarna
ramen onu, alnndaki benden tandm.
Eer bu kadn, savurganln hkm srd bu evde, kasann bandaki canavar
olmay ve sana "ana"lk etmeyi kabul ederse, bil ki gzel kz, byle bir muhabbet tellal
ile ak dnyasnn tm zenginlikleri avucunun iinde olur.
Onun iin de, meslein btn srlarn, btn inceliklerini, btn dzenbazlklarn
bilen bu kadn, muazzam bir servetin kaplarm sana amak zere, gidip bulacam.
Ama daha ok konuup, neden vakit yitirmeli? Bu dnyay zeksyla yenecek tek kii
odur. Baka zm yolu yok!"
t berber byle konutu sonra hzla kp gitti.
eviren: E.T..
146
o g t o ,
B a h a r '95
A k
ve
Sa v a C)
Deni de Rougemont
. B m l e r n K o u t l u u
stekten tutkuyla lme, bat romantizminin izledii yol budur; hepimiz de simge
lerini "courtois"m gizeminin yaratt bir treler ve grenekler btnne -hi kukusuz
bilincinde olmadan- bal olduumuz lde girmiizdir bu yola. Tutku demek de ac
ekme demektir.
Bizim ak anlaymz, bylece, kadn anlaymz da kapsam iine alarak, bat bi
lincinin en gizli yerinde, gizliden gizliye sava eilimini destekleyen ya da yasallatran
verimli ac kavramna balanr.
Belirli bir kadn dncesiyle ayn ynde bir sava dncesi arasndaki bu benzer
siz bant, Bat'da, aktre, eitim, politika asndan derin sonular getirir. Tm ynleri
ni zmlemek iin koca bir kitap fazla gelmez. Bu kitabn yazlmasn dilemeli, ama
iin byk gln de gizlememeli. yle ya, bu ii sonulandrmak iin, nceki say
falarda abucak gzden geirdiimiz gereci iyice tanmak, salam bir askerlik bilgisi bu
lunmak, son olarak cinsel igdyle bants iinde "sava igds" sorunu stne on
dokuzuncu yzyldan beri yaplm ruhbilimsel aratrmalarn tmn bilmek gerekir.
Bunlarn yokluunda, ben birtakm sorunlar ortaya atmakla, zellikle de bunlar syle
nin mantna yerletirmekle yetineceim, gerek konum bu.
Ayrca, bu alanda, biimlerin incelenmesinin nedenlerin aratrlmasndan daha az
aydnlatc olmad, kesinlikle de daha az yanltc olduu dnlebilir. rnein sava
igdsyle cinselliin temelli birbirine bal olduunu saptamak iin Freud'un kuram(*) Deni de Rougemont, LAmour et l'Occident, Librairie Plon, Paris, 1939, s. 227-256.
1) Ortaada sevgiliyi kutsallatran ve soylu evreye zg ak anlay. (eviren)
2) Freud'un yaptlar ve Pierre Bovet'nin L'Instinct combatif ini okurken grmnzdr.
o g t o ,
B a h a r '95
147
Denis de Rougemont
larma bavurmak zorunlu deildir: dilin allm betileri bunu daha byk bir kesinlik
le gsterir. Bu nedenle, igdlerin oluumuna ilikin saysz ve deiken varsaymlar
bir yana brakarak, on ikinci yzyldan gnmze sevme ve savama sanatlar arasnda
birka yaklatrmayla yetineceim. Amacm, birinden birinin ncelii konusunda nyar
gda bulunmadan, sylenin evrimiyle savan evrimi arasnda bir koutluu belirtmek
yalnzca.
2 . A K IN SAVAIL DL.
Daha eskil ada, ozanlar doal akn etkilerini betimlemek iin sava eretilemele
ri kullandlar. Ak tanrs ldrc oklar frlatan bir okudur. Kadn erkee teslim olur, o
da en iyi sava olduu iin kendisini fetheder. Truva savann nedeni bir kadnn iyeli
ine ulamaktr. Ve elimizdeki en eski romanlardan biri, Hdiodore'un Thagne ile Charicle'si (nc yzyl) daha o zamandan "ak kavgalarndan ve "Eros'un kanlmaz
oklar altnda den" kiinin "tatl bozgun"undan szeder.
Plutarkos, spartallar'm cinsel tresinin bu halkn askerlik verimine gre dzen
lendiini gsterir. Likurgos'un soyartmclnn ve elerin ilikilerini dzenleyen titiz
yasalarnn askerlerin saldrganln artrmaktan baka bir amac yoktur.
Btn bunlar cinsel igdyle savama igds arasndaki doal, yani "fizyolo
jik" banty dorulamakta. Ama Eskiller'in taktikiyle ak anlaylar arasnda benzer
likler aramak bouna olur. ki alan birbirinden tmyle ayr, ortak lden yoksun ya
salara bal kalr.
On ikinci ve on nc yzyldan sonra, bizim tarihimizde byle deildir artk. O
zaman ak dilinin artk yalnzca ilkel sava devinilerini belirten deyimlerle deil, ok ke
sin biimde sava sanatndan, dnemin askerlik taktiinden alnm deyimlerle de zen
ginletii grlr. Bundan byle, az ya da ok bulank bir biimde sezinlenen bir ortak
kken deil, inceden inceye bir koutluk sz konusudur.
Ak Hanm'n kuatr. Erdemine tutkun saldrlar gerekletirir. Onu yakndan sk
trr, onu kovalar, ar duygusunun son savunmalarn krmaya, artyla evresini dnmeye
alr; hanm da en sonunda ona teslim olur. Ama, o zaman, "courtoisie"nin kendine z
g bir ilgin evrilimiyle, ak hem ayn zamanda yenen, hem de tutsak olacaktr. Sanki
bozguna urayan kendisiymi gibi, feodal savalarn kuralna gre bu metbunun ba
mls olacaktr 0). Bundan byle yiitliini, vb. gstermek kalacaktr geriye. Btn bun
lar sekin dile giriyor. Asker ve sivil argosu bize ok daha anlaml bir ak- saklkta r
nekler sunar bol bol. Daha sonra, ateli silahlarn k da bir sr ift ynl akaya yol
aacaktr.
Ayrca yazarlar da seve seve yararlanmlardr bu koutluktan. Tkenmez bir sz
sanat kaynadr bu. "Ey ok mutlu komutan, siz ki ordularda ve kentlerde bunca Tanr
dman insanla dvtnz ve ldrdnz, diye yazar Brantme (2). Baka nice saldr
ve yeniden almada ylesine gzel Hanm'la savap yendiiniz yatanzn bayraklar
arasna aldnz iin gene ok mutlusunuz! Gizemci yazarlarn bu sradanlam eretile
meleri alp yukarda betimlenen sre uyarnca tanrsal ak alanna tamalarna da a
mamak gerekir. Francisco de Ossuna (ermi Thrse'in "courtois" sz sanatn en ok
zmlemi hocalarndan biri) Ley de Amor' unda yle yazar: "Ak dvnn korkun
bir savan azgnlk ve gmbrtsnn her iki yan da etkisi altna ald teki arp
malar gibi olduunu dnme, nk ak yalnzca okaylarla savar, tatl szlerden
1) Bozgun, Almancada Niederlage szcyle dile getirilir, bu da, szck anlamyla, yerde bulunann, altta yatann durumunu belir
tir.
2)
Rodomontades espagnoles.
148
o g it o ,
B a h a r '95
Ak ve Sava
o g t o ,
B a h a r '95
149
Denis de Rougemont
caymak iin bahaneler bulma yeteneinden yoksun deildir. "Courtois" kutsal mant
ok gzellerini sunar. Bu kutsal mantk "yalnzca aktreyi ve hukuku ynlendirmez; biem ve biimin temel eyler olduu her alana: trenlere, davran kurallarna, yarma
lara, ava, zellikle de aka uzanr". Hatta daha douunda insanlarn hakk zerinde be
lirli bir etki gstermitir. "Ganimet hakk, saldr hakk - verilen sze ballk yarma ve
av dzenleyen kurallara benzer kurallarla ynlendirilir". Honor Bonet'nin Arbre des
Batailles' sava hakk zerine bir incelemedir, ama burada ncil metinleri ve kilise huku
kuna dayanlarak karmakark bir biim de u tr sorunlarn tartldn grrz:
"dn alnm bir zrh sava kargaasnda yitirilecek olursa, geri vermek zorunlu mu
dur? -Bir bayram gn sava amaya izin var mdr? -Yemekten sonra savamak m da
ha iyidir, a karnna savamak m? -Tutsaklktan hangi koullarda kalabilir?" Bir baka
yaptta, iki komutann nderin nnde bir tutsa tarttklarn grrz: "Onu ilk ola
rak ben kolundan ve sa elinden yakaladm ve eldivenini kardm, der biri. -Ama o bu
eli szyle birlikte bana verdi, der teki."
Ortaada valye anlaynn esinledii siyasal dncelere gelince, Huizinga'ya
gre, temel olarak unlardr: krallarn birlemesi temelinde evrensel bar iin savam,
Kuds'n fethi ve Trkler'in kovulmas. Gereklemeyecek dncelerdir bunlar, ama,
Avrupa'da gereklemi dnmlere ve en ivedi gerek karlara karn, on beinci
yzyla dek prensler zerinde hkmn srdrecektir.
an "kat gerei"yle temelinden elien "courtois" lknn zel nitelii en iyi
burada belirir: ayaklar altna alnm tinsel zlemler iin bir ekim oda oluturur. Bir
romantik ka biimi, ayn zamanda da igdlere bir frendir. Savan zenli biimcili
i feodallerin iddetleriyle kartlar, tpk "troubadour'Tarda n> arlk tutkusunun on
ikinci yzyln cinsel taknlyla kartlat gibi. "Ortaa bilincinde, bir bakma yan
yana, iki yaam anlay oluur: dindar, ileci anlay btn trel duygular kendine e
ker ; eytana braklm olan cinsellik korkun bir biimde alr. Bu eilimlerin birinden
biri egemen oldu mu, ya ermii buluruz, ya gnahkr; ama, genel olarak, terazide b
yk oynamalarla, deiken denge durumunda kalrlar."
4. Y A R IM A L A R , YA DA EDM DURUM UNDA SYLEN.
150
C o g t o , B a h a r '95
Ak ve Sava
mas, zengin ssleri ve sunumuyla dorudan doruya dramn ilevini yerine getirebilir
di" (1).
Bence Roman de Tristan'm d havasn hibir ey ikisi de on beinci yzylda ata
fatl ve valyelik tutkunu Bourgogne dkalnn olayyazar olan Chastellain'in yapt
larndan ve Olivier de la Marche'n Anlar'nda okuyabileceimiz yarma betimlemele
rinden daha iyi canlandramaz.
Ak ve lm burada alabildiine ili bir yapay ve simgesel grnm iinde kayna
r. "Ak nedeniyle kahramanlk - ite her yerde ve her zaman belirmesi gereken roman
s motif. Cinsel istein dolaysz olarak kendini kurban etmeye dnmesidir bu, bu kur
banlk da aktre alanna girer gibi grnr... stein her ikisi de olanaksz grnen anla
tm ve karlanmas daha yksek bir eye: ak nedeniyle giriilmi eyleme dnr. O
zaman lm istein gerekletirilmesi iin tek seenek durumuna gelir, kurtulu da ne
olursa olsun salanm olur."
Yarmalarn sahnelenmesi dncelerini Yuvarlak Masa romanlarndan alr .
Bylece, on beinci yzylda, Fontaine des Pleurs de denilen Pas d'Armes dsel bir ro
mans serven zerine kurulmutur. "eme bu amala yaplmtr. Btn bir yl bo
yunca, her ayn ilk gn, adsz bir valye gelip emenin nne iinde bir hanm otu
ran (elbette bir yontu) bir adr kurar; kadn elinde kalkan tayan bir likorn 01 tutar.
Kalkana dokunan her valye Pas d'Armes'm "blmler"inde betimlenen koullar iin
de bir dve girmeyi stlenir. Kalkanlara at stnde dokunmak gerekir: valyeler her
zaman bu kullanma hazr atlar bulacaklardr." "valye her zaman bilinmedik bir
valyedir; "ak valye"dir, "deeri bilinmedik valye", "pelerinli valye"dir; baz baz
roman kahraman valye olarak belirir ve ad kuulu valyedir, ya da Lancelot'nun,
Tristan'n ya da Palamedes'in silahlarn tar... ou zaman da btn eylemin stne
bir hzn rts serilmitir: Fontaine des Pleurs ad son derece esinleyicidir. Kalkanlar
ak, mor ve karadr, ak gzyalar biiminde serpilmitir; "Gzleri yal Hanm"a acma
nedeniyle dokunulur onlara. ngiltere kraliesi olan kz Marguerite'in yola k nede
niyle kutlanan Dragon elkoymasnda, kral Ren kara koumlu bir at stnde, kara bir
mzrak, kara bir kalkan ve kara bir giysiyle grnr... Charlemagne Aac iin, kalkan
lar kara ve mordur, kara ya da altn rengi gzyaldr."
Yarmann cinsel esi valyenin giyiminde de belirir: zerinde hanmnn bir ba
rtsn ya da giysisinin bir parasn tar; kimi zaman, savatan sonra, kan lekeleri
iinde kendisine geri verir. (Yuvarlak Masa romanlarnda Lancelot byle yapar.)
"Kilise'nin bu spora dmanl, yarmalar evreleyen tutku havasyla aklanr.
1389 yarmalar konusunda Saint-Denis Rahibi'nin, ona dayanarak da Jean Juvnal des
Ursins'in tanklk ettii gibi, bu sporlar zaman zaman patrtl e aldatmalara yol amak
tayd."
*
o g t o ,
B a h a r '95
Denis de Rougemont
"talya hibir zaman 1490 ylma doru olduu kadar bayndr ve sakin olmamt.
llerinde derin bir bar egemendi: dalar ve ovalar eit biimde verimliydi; zengindi,
kalabalkt, yabanc egemenliinden uzakt, Prensler'inin birkann grkeminden, ok
sayda nl kentinin gzelliinden ve Din Merkezi'nin yceliinden yeni bir parlt
karmaktayd. Barnda Bilimler ve Sanatlar gelimekteydi, byk devlet adamlar ve o
dneme gre ok iyi komutanlar vard"
Bu komutanlar condottiere'lerd. Prenslerin ve Papalarn hizmetinde meslekten as
kerler olarak, gelenekleri sava yapmaktan ok, savata insan ldrlmesine engel ol
makt. Bu servenciler her eyden nce uyank birer diplomat, ince birer tecimendi. Bir
askerin deerini bilirlerdi. Taktikleri temelinde tutsak almak ve dman birlikleri dat
makt. Baz baz -en yksek baarlaryd bu- kart gerekten kkl bir biimde yenme
yi baarrlard: ordusunu toptan satn alarak tm glerini yokederlerdi. Bunu baara
madklar zaman, onlarla savamaya boyun emek gerekirdi. Ama, Machiavel'in dedii
gibi, o zamanlar sava hibir tehlike sunmazd: "Her zaman at stnde, silahlarla kapl
olarak ve tutsak alnnca yaama gveni iinde savalrd... Yenilenlerin yaamna he
men her zaman sayg gsterilirdi. Srekli tutsak kalmazlar, kolayca zgrlklerine ka
vuurlard. Bir kent isterse yirmi kez bakaldrsn, hibir zaman yklmazd; kentte otu
ranlar mallarn hep ellerinde tutarlard; btn korktuklar, bir vergi demekti" (2).
Bu sava sanat tasarmmda -o zaman ikincil grlmekteydi- hayranlk verici l
de insansallatrlm bir ekini, derin bir "uygarl", dolaysyla bir "askerselletirme"nin kartn dile getirmekteydi. Burckhardt'n deyimiyle, devlet bir sanat yapt ol
mutu. Savan kendisi de elikinin savunulabilir olduu lde uygarlamt. nder
lerin dellosu ok tutulurdu ve bir sava bitirmeye yeterdi. (Ayrca bir "Tanr yargs"
1) Guichardin, Histoire des Guerres d'Italie, I, s.2.
2) AAnan Fred Berence, Raphal ou la puissance de l'esprit.
152
o g t o ,
B a h a r '95
Ak ve Sava
deildi artk, bir kiiliin utkusuydu.) Ateli silah kullanm bireyin onuruna ters d
yor diye ayplanrd. (Condottiere Paolo Vitelli, top kullanmnn yasalln savundu di
ye kartlarndan birinin gzlerini oydurtmutu.)
Peki, ak nasl anlyorlard? Burckhardt, evliliklerin ok ksa nianllklardan son
ra, dramsz sonulandrldnda ve erkein einin ballna olan hakknn kuzey lke
lerinde kazand saltk nitelie brnmediinde srar ed er(1>. Yksek evre kadnlar er
keklerinki kadar eksiksiz bir eitim grr ve, Fransa ve Almanya'da olup bitenlerin ter
sine, bir trel eitlikten yararlanrd. te yandan, sava yksek evrelerde diplomatik ve
uygulamada parayla alnp satlr olmusa, akta da durum byleydi. Eskil Yunanis
tan'n yosmalar gibi, bu dnemin yosmalar da toplumsal yaamda baz baz nemli bir
rol oynarlard. En nlleri bilgileriyle seilir, dizeler syleyip yazar, bir alg alar, ko
numay gtrrd.
Cinsel yaamn bu paganlamas "courtois" etkilerin gzle grlr bir gerilemesini,
trajik sylenin bir gzden dmesini belli eder. Kk dkalk saraylarnn Bembo'nun
ve Cortigiano syleimlerinde Baldassare Castiglione'nin ok gzel dile getirdikleri platonculuu, ince tmden hazc bir "sekin evrecilie" indirgenmekteydi. "Courtoisie"
acl kibarlk ve uygarlk anlamn alyordu. Yaam mahkm etmek sz konusu deil
di artk. Ve "lm igds" yaltlanma benziyordu.
*
VIII. Charles'n Fransz birlikleri ite bu mutlu, aktreden uzak ve ok barl (2)
talya'nn zerine atlacakt. Otuz alt tun fopTarnn gmbrts yarm adada bir dn
yann sonu rknts yaratt. "Bu prensin talya'dan geii sonsuz dert ve devrimlerin
kayna oldu, der Guichardin. Devletler birden ehre deitirdi, iller yerle bir edildi,
kentler ykld ve tm lke kana bouldu... talya savamann yeni, ama kanl bir ynte
mini rendi... Bu da illerimizin bar ve uyumunu ylesine bulandrd ki, bundan byle
dzeni ve dinginlii yeniden kurmak olanaksz oldu 01.
talyanlar bu tarihe dek top kullanm bilmiyor deillerdi, ama, sylediim gibi,
Ariosto'nun ateli silahlara kar yergilerinin de gsterdii gibi, bunu kmsyorlard.
stelik, Guichardin'in syledii gibi, "Franszlar'n daha hafif toplar vard, paralar
tmden bronzdu... Atlar yle sk ve yle glyd ki, daha nce talya'da ancak bir
ka gnde yaplan ksa srede yapyordu; ksacas bu insansal olmaktan ok cehennemsi
makina Franszlar iin kuatmalarda olduu kadar arpmalarda da yararlyd... "
talya iin baka bir rk nedeni: condottieri ordusunda "savalarn ou ya kyl
ya ayak takmndand, hemen her zaman da kendisi iin savatklar prensten baka bir
prensin uyruuydular", dolaysyla "ne an duygusuna, ne baka bir d nedene" daya
nyorlard, Fransz ordusuysa ulusal bir ordu olarak ortaya kyordu: "Savalarn he
men hepsi Kral'm uyruklar ve beyzadelerdi", bu da "hrs ya da cimrilik nedeniyle efen
di deitirmelerini" nlyordu.
Byle olunca kanlmaz kymlar olaca sezildi. Gerekten de, seferin ta banda,
Rapallo arpmasnda, silah altna alnm 3000 adamdan 100'den fazlas ldrld: "O
dnemde talya'da yaplan sava biimine gre ok yksek bir say", diye belirtir. Ama
bu daha bir balangtan baka bir ey deildir! Burckhardt ksa bir zaman sonra span
yollarn yaptklaryla karlatrlnca, Fransz ykmlarnn pek bir ey olmadn sy1) Die Kultur der Renaissance, VI, s. 1.
2) Ama bu lkede kolaylkla insan ldrldn belirtm ek de yerinde olur. Kya burada bireysel kalyordu. Askersellemi dn
yanda, birey yalnzca toplulua aktarlm olan bu tutkusal olanaktan yoksun olduunu grr. Bkz, Sade, la Dfense du crime, s.
205.
3) A g.y.,1,37-39. Sonraki alntlar da.
o g t o ,
B a h a r '95
153
Denis de Rougemont
1er, spanyollar'da "belki batl olmayan bir kann katks, belki de Engizisyon gsteril
rine alkn olmalar eytanlara yarar igdleri tututurmutu". Toplar ve sivil ky,
m: acl sava balamt. Cokulu ve yce valyeleri disiplinli ve tek biimli birlikle,
re dntrecekti. Gnmzde, makinalara hizmet eden insanlarn, fkeden ve acma ;
dan uzak olarak, az sayda otomatik devinimi gerekletirerek kendileri de birer makina'
olduklar oranda, her trl sava tutkusunun sfra inmesiyle sonulanacak bir evrimdi,
bu.
6. K la s ik s a v a .
On yedinci ve on sekizinci yzyllarda, sava adamlarnn abas, savan insansali
zelliini olabildiince kurtarabilmek iin, mekanik canavara egemen olmak olacaktr.
Teknik bululardan, topuluktan, istihkmdan vazgeilemez. En azndan, nderlerin ak
lnn, "deer"inin grnte arpma etkenleri arasnda ilk sray koruyabilmesi iin, 1
taktik ve strateji kurallar oaltlacaktr.
valyelik igdye bir biim verme yolunda bir abay canlandrmaktayd. Klasik
sava, araya insand etkenlerin girmesine karn bu biemi koruma ve yeniden yarat
ma yolunda bir abadr. Bu yzyln askerlik sanatnn artc biimcilii bundan kay
naklanr (1).
Vauban'la, bir kalenin kuatlmas bir tr kafa ilemi olur, evreleri, sylediimiz gi
bi, klasik tragedyann be perdesi gibi geliir.
"Sava o zaman gerekten bir satran partisine benzer. Kark manevralardan son
ra, kartlardan biri birka para -kent ya da kale- yitirdii ya da kazand zaman, b
yk sava gelir: tm sava alann, tm satran tahtasn gren bir tepenin doruundan,
mareal gzel birliklerini ustaca ilerletir ya da geriletir... ah ve mat, yenilen takmn
toplar: piyonlar kutularna ya da ordular klk kararghlarna yerletirilir, ve herkes ge
lecek oyunu ya da seferi beklerken kk ilerine dalar" <2>.
Savata oyun esinin yeniden belirdii her seferde, toplumun ve ekininin tutku
sylenini yeniden yaratmak, yani anarik gce bir ereve ve tremsel anlatm olanakla
r vermek iin bir aba harcad sonucu karlabilir. On yedinci yzylda dorulanan
da budur: Astre'ye ve klasik tragedyaya ilikin blmlerimize baklabilir.
X-
Foch, on sekizinci yzylda sava konusunda, "Her eye karn canl ve dnen
savalarn davranlarn belirlemek iin, tinselletirilen zdek sz konusudur burada",
diye yazar (3). artc bir szdr bu, von der Goltz da bunu anar, and para da alntlanmaya deer: "Yanllk ("biimci" generallerin yanll) savan amacn kartn
glerinin yok edilmesinde deil de incelikle dzenlenmi manevralarn gerekletirilmeinde grmesiydi. Askerlik dnyas, sava yasalarnn dz ve yaln kavramn brakmaya, nesnelerin doal ynn ve insanlarn kararlar zerinde insan yreinin etkisini bir yana brakarak zdei tinselletirmeye giritii zaman bu yanllara hep dmtr." - "Tinselletirmek" belki de ardr: yalnzca ussallatrmak sz konusuydu. Ama
(horgrl) anlatm daha Fransz Devrimi'nde ortaya kacak ruhbilimin, u ortak ig
dlerin ve ykm getiren tutkularn ilgin bir belirtisidir.
1) G. Ferrero, La Fin des aventures'de, hakl olarak, Otuz Y l Savalan'nn ykmlarndan sonra, "ayn zamanda hem aktrel bir ilke
nin, hem de uygulaymsal bir zorunluun karl olan kurallar ve snrlar" benimsediklerini belirtir. Ar masraflardan kan
mak -adamlar pahalya m al olmaktayd- ve halklar her trl gnll alimini olanaksz klacak kadar rktmemek sz konusuy
du...
2) J. Boulenger, Le Grand Sicle.
3) F. Foch, Les Principes de la Guerre (1903).
154
C o g i t o , B a h a r '95
j
j
i
)
Ak ve Sava
o g t o ,
B a h a r '95
155
Denis de Rougemont
156
o g t o ,
B a h a r '95
!
i
.
I
1
1
j
|
|
j
!
|
\
|
i
i
Ak ve Sava
bakasyla bant ender olarak ak olduunu aklar: hemen her zaman, ilk beliren ve
belirtilen ey kindir. Bu bakasna kin de tutku-akn cokularnda her zaman hazr de
il midir? yleyse yalnzca bir vurgu deiimi sz konusudur. Sonra, ulusal tutku neyi
ister? Ortak gcn yceltilmesi ancak u ikileme gtrebilir: ya emparyalizm utkuya
ular - dnyayla eitleme hrsdr bu- ya da komu buna serte kar kar, o zaman da
sava balar. Ancak bir ulusun ilk tutkusal atlmmda umutsuz bir sava karsnda bile
ender olarak geriledii grlr. Bylece kendine bile sylemeden lm tehlikesini, hatta
lm tutkusunu brakmaya ye tuttuunu ortaya koyar. Dman glerin yirmi kez
stn grnd, zgrlk ve lmn nerdeyse ayn anlam tad bir anda, Jacobin'ler "Ya zgrlk, ya lm!" diye haykryorlard...
Bylece Ulus ve Sava, Ak ve lm gibi birbirine baldr. Bundan byle ulusal
olgu savan egemen etkeni olacaktr. "Strateji ve taktik zerine yaz yazan bir kimsenin
yalnzca ulusal bir strateji ve taktii retmekle yetinmesi gerekir, kendisi iin yazd
ulusa yalnz bunlar yararl olabilir." Clausewitz'in izleyicisi general von der Goltz d
ncesini byle dile getirir, Clausewitz de Prusya sava kuramnn Devrim ve mpara
torluk seferleri deneyimine dayanmas gerektiini syleyip durmutur.
Valmy savan "tam bilim "e kar tutku kazand. Devrim askerleri balalarn
"klasik" ordusunu Yaasn Ulus\ lyla pskrttler. Savam akamnda, Goethe'nin
ne syledii bilinir: "Bu yerden, bu gnden sonra, dnya tarihinde yeni bir a bal
yor." Foch da bu nl tmceyi yle yorumlar: "Yeni bir a almt, iplerini koparm
grnen ulusal savalar a, nk ulusun tm kaynaklarn kavgaya adayacaklard;
nk ama olarak bir hanedann karn deil, fethi ya da felsefel dncelerin yayl
masn... madde d stnlkleri benimseyeceklerdi... nk duygular, tutkular, yani
o zamana dek kullanlmam g elerini ortaya koyacaklard."
*
o g t o ,
B a h a r '95
157
Denis de Rougemont
Daha sonra, rklarn birliini, ulusall fethetmek iin ulusal oldu. 1866, 1870 Prus- i
yallar'mm ve talyanlar'nn savdr bu. Almanya imparatoru olmu Prusya kral bu sav I
adna Avusturya'nn Alman illerini isteyecektir.
|
Ama imdi de (1903) ulusal olduunu, hem de elverili tecim antlamalarndan te- i
cimsel stnlkler salamak iin ulusal olduunu gryoruz.
]
Halklarn ulus olarak dnyada bir yer edinmek iin kullandklar iddetli ara ol- J
duktan, zenginlemek iin uyguladklar ara oluyor."
!
Trade follows the flag, tecim bayran ardndan gelir, der Ingilizler. Smrge dnemi,
Avrupa'nn hakettii son "bart bu. Bu dnemin treler ve yaznlar bakmndan tut
kunun son bir sylenletirilimi giriimi olarak tanmlandn yukarda belirtmitik (ki
tap IV, blm XIX). Ayn toplumsal ilevi yerine getirmesine karn (ama toplumumuzun lnce) valyelikle karlatrmay gze alamayacamz bir tepki. Gerekten
de, "biimler" i ve kurallar esinleyen tinsel bir ilke deildi artk, salam bir toplumun
temellerini salayacak gten yoksun, zel kar ilikileriydi. kide bir glgesine sn
lan Ulus bile romantik saygnln yitirmiti: bayrak sekinlerin tutkularn ya da onu
runu deil, devletin karlarn rtyordu. Devlet artk bir ynetim kurulunun onursal
ilevini gerekletiriyordu yalnzca, bankaclk nedeniyle savaa giriyordu (Madagascar
sava). Smrge sava sonuta kapitalist rekabetin byk irketler iin deilse de lke
iin daha masrafl yollarla srdrlmesinden baka bir ey deildi.
On dokuzuncu yzyln sonuna doru, ak a), kenter snflarnda, garip bir duygu
sallkla gelir ve drahoma yklerinin ok tuhaf bir karm olmutu: bugn de evlenme
ilanlarnda yer almas bitmemitir. Salt cinsellik ancak bu kk hesaplar ve dizinin bu
"gzel duygular"n "bulandrmak" iin giriyordu araya. (Bir damla suyun absenti "bu
landrd gibi, bunun iin de Jarry suyun ar olmadn syler.) Ayn biimde sava ka
muoyunun kkrmalarnn -"" ulusal bir duygusallk deil de nedir?- ve tecimsel ve
mali planlarn bir bileiiydi. Tmden savasal e artk yalnzca kaak olarak buluyor
du yerini. Sava kenterleiyordu. Kan tecimselleiyordu. Asker tipi, gerekilerin gzn
de, imdiden bir anormallik ya da kadnlarn ve merakl aylaklarn gznde koltuk ka
bartc bir kalnt olarak beliriyordu. (Demokrasiler prens evlenmeleri karsnda byle
coarlar.)
Bat'da tutku yzyllarnn yd korkun taknlk ve kanl byklk gcnn
zararszca ortadan kaldrlabilecei sanlmaktayd.
1914 sava sylenin bu yanl bilinmesinin sonularndan biri oldu.
1) Burada belirli bir dnemde akn tipik davurumlarnn ortalamas dediimiz u soyut ve arpc, gerekd, ama anlaml eyden
szediyorum. irkinde olduu kadar gzelde de, on dokuzuncu yzyl sonu iin olduu kadar nl "Byk Yzyl" iin de, ku
sur iin olduu kadar erdem iin de ayn lde gerekd ve anlamldr. Tm a olmayan -her birinde her ey bulunur- ama bir
adan ok bir baka aa balanan "gstergeler" vardr. N e bundan daha eksiini sylyorum, ne daha fazlasn.
158
o g t o ,
B a h a r '95
Ak ve Sava
o . T o p t a n s a v a .
Almanlar'm Gere Sava (Materialschlacht) diye adlandrdklar Verdun'den sonra,
valyeliin akla savan biimleri arasnda kurduu koutluk bozulmu gibi grn
yor.
Kukusuz, savan somut amac silahl gcn yok ederek dman direncini zorla
mak olmutur. (Bir kadnn direncini batan karma yoluyla zorlamak, bartr; "teca
v z ce zorlama, savatr.) Ama bunu yapmakla efendisi olunmak istenen ulus yok edil
miyordu: savunmas krlmakla yetiniliyordu. Profesyonel bir orduya kar dzenli sa
va, kalelerin kuatlmas, balarn tutsak alnmas: bir kesin kurallar dizgesi, yani bir sa
nat, yeneni belirliyordu. Ve bu yenen bir canlya, hl arzulanabilir bir lkeye ya da bir
halka stn geliyordu. Devletin btn glerini kullanan insand bir tekniin araya
girmesi, Verdun'de savan ehresini deitirdi.
nk sava "toptan" -artk yalnzca askersel deil- olur olmaz, silahl direnlerin
ezilmesi dmann canl glerinin: fabrikalarda grevlendirilmi askerlerin, askerleri
douran analarm, ksacas, kii ve nesne, tm "retim aralar" nn yokedilmesi anlam
na gelir. Sava artk bir "tecavz" deil, gzdikilen ve dman nesnenin ldrm, yani
bu nesneyi ele geirecek yerde yokeden, "toptan" bir edimdir. Ayrca Verdun bu yeni
savan ilk belirtisidir, nk yordam sivillerin deil, bir milyon askerin yntemle yoke
dilmesi olmutur. Ama bu Kriegspiel daha sonra Londra ve Berlin gibi daha geni alan
larda gerekletirilebilecek duruma gelecek bir aracn ortaya karlmasn salad; artk
yalnzca topla can stnde deil, toplar reten can stnde gerekletirilecekti, bu da
kukusuz daha etkiliydi.
Byk uzaklktan ldrme teknii tasarlanabilecek hibir ak aktresinde karl
n bulmaz. nk sava insan ve igdy aar; kendisinden doduu tutkuya kar
dner. Dnya tarihinde yeni olan da budur, kymlarn kapsamll deil.
Bu konuda, bantsz olmadklarn greceimiz saptama:
a) Sava krlarda domutur, hatta gnmze dein onun adn tamtr n>. Ama
1914'ten beri kentlemesine tank oluyoruz. Kyl kitlelerinin byk bir blm iin, bi
rinci dnya sava teknik uygarlkla bir ilk karlama oldu. lm endstrisinin ve uy
gulamal sanatlarnn evrensel sergisinin bir tr aklamal gezisiydi, hem de canl rnek
zerinde gnlk kantlamalarla.
b) Makinalam, yokedici aralarn bu ortaklatrlmasnn sonucu, savaanlarn
sava tutkusunu yaltlamak oldu. Sz konusu kan iddeti deildi artk, tutkulu sabuklama devinimleriyle deil de mhendislerin hesap uslaryla birbirinin stne atlm kit
lelerin nicel sertlii sz konusuydu. Bundan byle, insan gerecin uandan baka bir
ey deildir, bireysel tepilerinde insanlktan ne denli uzak olursa o denli daha etkiliydi.
Bylece, propaganda yoluyla giriilen g katmna karn, utku iin sonunda ruhbili
min ngrlerinden ok mekaniin yasalarna baldr. 1914'ten 1918'e, byk uzla
mazlklara elik eden allm cinsellik patlamas, ancak geride, sivil topluluklar arasn
da ortaya kt. Resmi coku abalarna, belirli bir yazna ve halk imgelerine karn, izin
linin dn uzun zaman diiden yoksun kalm erkein atlmna hi mi hi benzemez.
Hekim ve askerlerin saysz tanklklar gere savann gerekte bir "cinsel ykm" a d
ntn kantlamakta <2). Genellemi gszlk, ya da en azndan kronik "mastr
basyon" ve ecinsellik gibi nbelirtileri, siperlerde geen drt yln istatistik sonucu buy
1) Sefer, Franszcada "kr" anlamna gelen "campagne" szcyle belirtilir. (eviren)
2) M agnus Hirschfeld ynetiminde bir dzine Alman ve AvusturyalI uzmanca yaplan ve Sittengeschichte der Weltkriegs (Dnya sa
va srasnda trelerin tarihi) bal altnda yaymlanan soruturmann sonucu.
o g t o ,
B a h a r '95
159
Deni de Rougemont
du. lk kez olarak askerlerin savaa kar genel bir bakaldrsna tank olabilmemiz bun
dan ileri geliyor(1), savam artk bir tutkular savma yolu deil, Avrupa'nn bir tr us
bucaksz idi edilmesi olmasndan.
c)Toptan savam tm uzlam biimlerinin yokedilmesini varsayar. 1920'den sonra,
artk ltimatomun ve sava ilannn "diplomatik yapmacklar" ma uyulmayacaktr. Ant-:
lamalar dmanlklarn gsterili sonu olmayacaktr. Ak ve "mstahkem" kentler, si-;
viller ve askerler, yasal ya da yasak ldrme aralar arasndaki saymaca ayrmlar kalka- ;
aktr. Bunun sonucu olarak da bir lkenin bozgunu artk simgesel, eretilemesel, yani
birtakm uzlalm gstergelerle snrl kalmayacak, somut olarak bu lkenin lm o la -;
aktr. Bir kez daha, kural dncesi braklr braklmaz, sava uluslar dzleminde "teca- j
vz" edimini deil, "sadik" kya edimini, lm bir kurbana sahiboluu, yleyse gerek
sahibolmay dile getirir. Normal cinsel igdy dile getirmez artk, kendisini kullanan
ve akmlatran tutkuyu da dile getirmez, yalnzca "idilik karmaas" dediimiz -baka
yerde grdmz gibi kanlmaz- u tutku sapknln dile getirir yalnzca.
1 1 . POLTKAYA TAINM I TUTKU.
Bu alan bir oyun alannn olmas gerektii gibi kapal olmaktan kt, artk simgelerle ssl bir d alan deil de bir bombardman alan olduu zaman, valyeliin
sava alanndan kovulunca, tutku edim biiminde baka davurum biimleri arad ve
buldu.
Ayrca savan yozlamasyla olduu kadar aktrel ve zel direnlerin gzden dmesiyle de zorunluydu buna. Bir yandan, demokratik lkelerde, treler ylesine yumuad ki, saltk, dolaysyla tutku iin kkrtc engeller sunmuyorlar artk; te yandan, totaliter lkelerde, genlerin devlete yetitirilmesi, zel yaamdan her trl i trajii ve
duygusal sorunsal elemeye yneliyor. Treler anarisi ve yetkeci salk hemen hemen
ayn ynde etki gsteriyor: kaltmsal ya da ekinle kazanlm tutku gereksinimini boa
karyorlar; iten ve kiisel yaylarn gevetiyorlar.
Ak, iki sava arasnda, ilgin bir bunalml dnsellik (kayg ve kenter anarisi
yazn) ve zdeki alayclk karm (Almanlar'm Neue Sachlichkeit'i) oldu. Romantik tut
kunun artk bir sylen oluturacak ey bulamad grld; frtnal ve gizli ballk ha
vasnn ortasnda seilmi direnler bulamad grld. Ateli bir serven isteiyle bir
lemi "bn" srklenmeler ve "yrek aldatmacalar" karsnda hastalkl bir korku, i
te bu dnemin balca romanlarnn iklimi. Bu da aka cinslerin tutkunun gerekletii
ayrcalkl yer olmaktan kt anlamna gelir. Tutku desteinden kopmu grnr. Yeni
bir alan arayan, babo libido'lar ama girdik. Kendini ilk sunan alan da siyasal alan.
1917'den beri uyguland biimiyle kitle politikas, toptan savam baka yollarla
srdrlmesinden baka bir ey deil (Clausewitz'in deyimini bir kez daha tersine evi
rerek alrsak). "Cephe" terimi bunu imdiden belirtiyor. te yandan, totaliter devlet
uzatlan, ya da yeniden yaratlan ve srekli olarak ulus iinde tutulan sava durumun
dan baka bir ey deildir. Ama toptan sava her trl tutku olanan hie indirirken,
politika bireysel tutkular ortak varlk dzeyine aktarmaktan te bir ey yapmaz. Totali
ter eitim, tek tek bireylerden esirgedii her eyi kiilemi Ulus'a tar. Ulus'un (ya da
Parti'nin) tutkular vardr. Bundan byle, coturucu engel, ile ve bilinsizce kahraman
ca, tanrlatrc lme koma eytiimini Ulus (ya da Parti) stlenmektedir.
1) ada asker, toptan savam sava tutkusunun bir yadsnmas olduunu grnce, sama servenlere atlyor, bunlar samalk
lar ve insandlklar iin aryor (Bkz. Ernest Jnger'in La Guerre ntre m ire'i Emst von Salom on'un Les Reprouves'si. Kime kar
olursa olsun, zevk iin, daha dorusu umutsuzlukla savalacaktr.) Tutkunun d krklna urattnn umutsuz ve satlk d
knl. "Sadik" .
l6 o
o g t o ,
B a h a r '95
1
I
I
i
Ak ve Sava
o g t o ,
B a h a r '95
161
Denis de Rougemont
Yeni bir zm zorunluluu ilk olarak sava alannda belirmitir, her trl evrimin
dnsz olduu -oysa yaznda "dnler" vardr- sava alannda. Bu zmn ad totaliter devlettir. lm tutku ve igdsnn tm toplum zerinde duyurduu srekli
tehdide yirminci yzyln savatan domu yantdr bu.
On ikinci yzyln yant "courtois" valyelik, aktresi ve romans sylenleri ol
mutu. On yedinci yzyln yantnn simgesi klasik tragedyadr n). On sekizinci yzyln
yant Don Juan'n ve usuluun alayyd. Ama kendini ok anlaml bir biimde sylenin gececil glerine braknn onu bilinli bir arlkla kertmenin son bir yolu oldu
u benimsenmeyecek olursa - bu da olanakl-, romantizm bir yant olmad. Ne olursa olsun, bu yasak ortal saran byk tehlike karsnda zayft. Sylenin uzun zaman dizginledii yaam kart gler en deiik alanlara yayld, bundan da toplumsal balarn
gevemesi anlamnda bir dalma dodu. lk Avrupa sava biimleri brakabileceini ve
sylenin lmcl "ieriini" anarik bir biim de serbest brakabileceini sanm bir
dnyann yarglanmas oldu.
Bununla birlikte, her trl tutkunun Ulus'la akalanmasnm bir umutsuzluk nle
minden baka bir ey olduunu sanmyorum. Tehdidi annda geri evirmektir bu, ama
bylelikle bloklar biiminde kurulmu halklarn yaam zerine ktrerek daha da
arlatrmaktr. Totaliter devlet yeniden yaratlm bir biimdir kukusuz, ama snrlar
iinde, askerletirilm i bile olsalar, insanlarn karmak yaam nn ilenip rgenlenemeyecei kadar geni, kat ve keli bir biimdir. Polis nlemleri bir ekin oluturmaz, sloganlar bir aktre oluturmaz. Byk devletlerin yapay erevesiyle insanlarn
gnlk yaam arasnda, hl fazla oyun, fazla bunalt ve fazla olaslk var. Hibir ey
gerekten zmlenmedi. Byle olunca:
Ya toptan atom sava, bedensel ve dinsel paralanma olacak ve tutku sorunu ken
disini dourmu olan ekinle birlikte silinecek;
Ya da bar olacak, ve sorun, bizim zgr toplumlarmzda kafamz kartrmay
srdrd gibi, totaliter lkelerde de yeniden doacak.
eviren: Tahsin Ycel
1) Bachofen (Mutterrecht'in yazar), toplulukla sylenin gleri arasnda Auseinandersetzung (tartm a, kavga, aklama) olarak
grlen Yunan tragedyas konusunda benzer bir kuram gelitirir.
162
C o g t o , B a h a r '95
:
;
;
<
J
ij
A k z e rn e P a r a l a r 0
Georg Simmel
nsan bilincine gre, duygusal ayrlklarn ve birlemelerin ilki ben ile sen arasnda
oluur. Bu ilikinin eskilii, onu, fazladan, bir anlamda mutlak bir yap gereci yerine
koymutur, yle ki, kararlarmz ve deiimlerimiz, yaptmz eyin ve bize zorlanan
gerekelerin yasall ya da yasadl buna bal olarak tartlr: bencilikle zgecilik
arasndaki alternatif, deiik saysz olanaklar ve zel koullar, maskelemeler ve etkile
meler arasnda ya biri ya da br n sraya karak sonunda davranlarmzdaki her
tr kast tketir. Hatta, bu kast en ideal amalarla, -ister Platon ya da Thomas d'Aquin,
ister Kant ya da sosyalist dnce olsun-, rlm olsa bile. Az ya da ok aka tanm
lanm olan egoizm, kendi iinde elikili bir ilke olarak grlr, halbuki ivedi somut is
tein - en azndan soyut istein de - ierik olarak karsnda bir "sen", bir kiisel ya da
bireyst bir "sen"i vardr. Oysa, ieriklerin gereksinimini karlad kadaryla, benci
likle zgecilik arasndaki seimin genel bir dnceye gre iledii mutluluku dzeyin,
hibir zaman btn bu kavramlar kapsayacak boyutlar iine almad bir yana brak
lrsa, szkonusu kavramlara tannabilecek azami enginlik bile, en son gerek gdlenmelerimizi tutarl bir biimde dile getiremez. u anda izlediimiz yolun dnda kalan
bir kant analm burada: irademiz, defalarca, ve nesnel bir biimde, varlmza biim
vermeyi amalar, ya da ksacas bir durum, bir olgu, olaylara ilikin bir deer edinmeyi
amalar, hem de bu istein gereklemesi sonrasnda bir sen ya da bir ben'e sahip olma
nn etkileri neler olacaktr sorusunu bir kez bile sormadan. Kesinlikle nesnel olan byle
bir istek, sen'in, ben'in ve bunlarn birlemi olsun olmasn, birlikteliinin tesinde, ben
ce, yadsnmas olanaksz ve stelik son derece de insancl bir gerektir. Bu gerek, nasl
ki bu ikiciliin stndeyse, onun altnda bir baka gerek daha vardr ki, o da katksz
gdsel davrantr. Gdlerimizi koulsuz izleme olaym bencilik olarak nitelediimiz(*) Georg Simmel, Philosophie de l'amour, Petite Bibliothque Rivages, Paris, 1988, s. 111-163.
o g t o ,
B a h a r '95
163
Georg Simmel
de, bu davran kendi z alannn tesinde bir baka alann iine koyarz; eer ona cevap veremezsek bize bencil grnenecektir, bu daha ok kendiliinde olmayan bireydir kukusuz, aynen bir bitkinin bymesi ya da tan yksekten dmesi gibi bir eydir, nk her birinin kendine zg yasas vardr, birinin egoist davranlara sahip olduunu syleyemeyiz. Bencilik, szcn tam anlamyla, ereksel bir ynelim, - ben'in
herhangi bir tepkisine doru -, demektir ve biz benci bir eylemi nitelemek iin, byle bir
ynelim olduu nvarsaymnda bulunuruz, ama yine de, itkinin doas byle bir ynelimin dnda kalabilir: nk, onun kapsam, aka bir sen'in mutluluuna doru, bir
ben'in ykmna doru, ereksel olarak tmyle youn bireylere yneltilebilir. Gerekten
de, itkilerin balbana zneye yararl uyumlar gstermesi, brakn psikolojiyi, fizyolojik
dzeyde bile doru deildir.
Eer, bu yaln durumlardan sonra tutumumuzun yukarda belirtilen alternatife
oranla bamsz olduu iyice anlald ise, bu daha da karmak, ama yine de "akla" tutum taknmann iin iin kaynad keskinlik noktasn azaltabilecek gteki bu ok karmak iliki hakknda akl yrtmeyi baarabiliriz. Bize tamamiyle duyarsz ya da antipatik, hatta dman olan bir kiinin iyilii iin taknlm bir tutumu, salt anlamyla ba
kalarn dnen biri olarak nitelersek, o zaman, yine ayn ekilde tutum taknmay da
akla niteleyemeyiz: saf itki ve doyum, byle bir durumda akn telos'u, sen'in kiiliin
de yer alamayacak kadar smsk bir biimde birbirleriyle iiedir. Bencilik kavram bu
rada yine uygun dmyor, nk, byle bir tutum taknmann maddesel ieriinden
ayrlmaz olan zveriden baka, onun ne soyluluuyla ne de deeriyle uyuur. Sonuta,
byle bir tutum, en derin kaynanda bile, bir tr mekanik bir karm olarak iki tip gdlenmeyi ortaya karamayacak kadar tek ve btndr. Bu durumda, ak gdlenme
sini, allm bir indirgemeye snarak, zel ve ilk gdlenme olarak almaktan baka
zm yoktur. Sorunun burada kt ele alnmasnn nedeni, rasyonalist bir psikolojinin,
pekl hakl bir biimde, akla harekete geme olgusunu bakasn dnme gibi bir s
tun zerine yerletirmesinden ya da onu temelde benci olarak snflandrarak deerini
drmesinden ileri gelmektedir. Buna, ama ile itki arasndaki ilikinin burada ok
zel olduunun eklenmesi gerekir. Eer ben, herhangi bir insann dileklerini yerine geti
riyorsam, bunun nedeni bu dilekleri uygun ve yasal bulmamdandr, zaten benim de son
amacm bu yasalln uygulanmasdr ve bunun gerekletirilmesi benim tek ve kesin
gdlenmem olacaktr. Ben tmyle ayn eyi yapyorsam, bunun nedeni o insan sevmemdir, yani gerekletirilecek durum ortaya kt haliyle pekl benim son amacmdr, ama gerek gdlenmem deildir, nk, telos (erek)'la birleen, hereyden nce a
kmn itkisel enejisidir, - deyim yerindeyse kendiliinden gelen bir eydir bu -. Nerede
olursa olsun, ne zaman ki tutumumuz olumlu bir gsterge olarak aksiyolojik temelini
bulursa, en son gdlenmesinden akn bilmedii belli bir uzaklkta ayrlr. nk aslolan kesin farkllk udur: belli bir eylemin, deyim yerindeyse genel bir gdlemesi sfa
tyla ak, kendi ieriiyle dayanma kurar, onu kendi kanyla sular, hatta gdlenmede
olduundan daha dolaysz bir biimde. (Belki nefret bunun dnda tutulabilir). Bir bak
ma, trel bir duyguyla ya da direnmeden kendi cokunluunu izleyerek, dinsel ynden
ya da toplumsal dayanma yoluyla birisi yararna iyilik yapldnda, eer tm bunlar
sevgiyle yaplyorsa daha fazla yol alnmtr, iyilik derken, ben ile sen arasndaki geri
lim hibir zaman ayn younlukta ortaya kacak zellikte deildir, nk ben, duygu
sal olarak sen'e yaklamtr, onun zyaama istei bu kopukluun tesinde, her tr me
safeyi yok ederek, onu kendisinden ayrd denli birletirecek olan bir kprye gereksi
nim duymakszn tekisine doru akp gider. Bununla birlikte, burada motor grevi g-
164
o g t o ,
B a h a r '95
1
I
|
1
?
?
1
|
|
|
I
j
'
:
Ak zerine Paralar
o g it o ,
B a h a r '95
165
Georg Simmel
Bana birincisi daha mantkl gibi grnyor, nk rnleri bize duygu grnm al- ;
tnda sunulan bu paralanmada, temelde, onlardan farkl bir olayn nceden niin kabul}
edilmesi gerektiini anlayamyorum. Oysa, bu tr bir eyin olumas, pekl olasdr,
hele erotik ilikiyi kendinde ksnl ve kendinde duygusal bir ilikinin sentezi olarak ele
alrsak. O halde, yaantyla edinilen bilin dzeyinde ikisinin birlemesi, bu ilikilerin
aa kard birlii gsterir, yani hibir zaman kendiliinden blmlenmemi ili dl
olmay gndeme getirir, zaten bizim ak diye adlandrdmz ey de budur.
likiler konusunda daha ayrntl aklamalara girimeyeceim, gerekten de be
nim iin nemli olan, dorusu hibiri akla ilgisi olmayan onca etkenden hareketle, ak
bireylerle "biletirme" dncesini rtmekti yalnzca. Ak bir kez kendini gsterdi
mi, ok eitli elerin onunla ve onda bulumas pekl olasdr ve sonuta, bir dizi
karmak olgu onun adyla anlacaktr. Ak, bu biimde blmlenmesi ya da teki ele
rin elbirliiyle aklanmas olanaksz kendiliinde psiik bir edimdir. Dilin ak diye ad
landrd onca edimin bolluu, akn temel birliine ters dmez, tersine, bu birliin
varln dorular. nk, bir ak gerekliinin ortaya kmak iin gereksinim duyduu
ey udur: bir e bir bakasnn geliini bekleyecek, ama byle bir gerekliin, srekli
geliim durumundaki olaylarn sonsuz cmertliinde deimez bir merkez, bir ekirdek
oluturabilmesi pek artn olurdu. Tanr ak, yurt ak, dinsel gelecek ak ya da pra
tik ve rasyonel insanlk lks ak, ite size bir dizi eitlilik; fakat bu aklar yannda,
yaammzdaki lklerimiz ve yaam biimimiz nedeniyle, yalnzca cansz nesnelere
duyduumuz aktan deil, ayn zamanda gncel yaammza giren nesnelere, manzara
lara, sanat yaptlarna duyduumuz aktan da sz etmeye hakkmz var sanyorum.
Eer ben Floransa'nn grnmn "seviyorsam", bu, ne orada gerekten yaamak iste
diim, ne de estetik ynden ona hayran kaldm anlamna gelir. Belki ikisi de olabilir.
Ama, ne kentin grnmnden kaynaklanan znel, deyim yerindeyse pratik mutluluk,
ne de kent hakknda nesnel bir deer yargs, kendine zgl olan bu iten tutumda,
-k i bunu ben ak olarak adlandryorum- iki ey ayn anda ya da ayr ayr szkonusu
olabilir. yle grnyor ki, cinsel erotikliin gizi de burada sanki, nk brnn be
deni de sevilir, onu arzulamak ve estetik ynden seyretmek yetmez. Arzu ve deer verme
bununla bileebilir; yine de, nesneye duyulan erotik davranla karlatrldnda, yal
nzca arzu deil, daha zenle incelendiinde, deer verme de nesnesini "fazlasyla ya
kndan" yakalar. Birincisi bir gc gerekletirmeyi amalarken, kincisi bir gle bir
yargya varmay hedefler. ki tutum da, sonuta, aktan uzaklamtr. Cansz bir nesne
ye duyulan ak da, dorusu, zel bir duruluk derecesinde, znenin nesneyle olan iliki
sini aydnla kavuturamaz. Bu ak, ne ak diye adlandrdmz eyle karlatrlabi
lir, ne de baka bir eyle oluturulabilir. Burada, akn, kuramsal ve uygulamal olan her
eyden, nesnelere bitiimiz tm deer yarglarndan, (nk hibir ey, nesnel adan
tamamyla farkl olan, hatta en ufak deeri bile olmayan eyleri "sevmemizi" engelleye
mez), ayr olarak gryoruz. Biz bu akn, yaamn herhangi bir biimde iyilemesini ya
da bozulmasn hedeflemeden, onun tamamen mantkd derinliklerinden ykseldiini
gryoruz. Biz onu katksz bir durum ya da znenin heyecan olarak gryoruz ve onu
nesnenin nedensel znde var kabul ediyoruz, bir baka deyile, kendi stn benzersiz
liinin gerei olarak, sevilen nesneyi de, bilgi nesnesini de, inan ya da bir yarglama
nesnesini de onunla e srada tutuyoruz. Onu severken, ruh ile dnya arasndaki temel
ilikiye kesin bir biim veriyoruz: ruh, kukusuz kendi merkezine bal kalr, -o bu mer
kez iinde snrlarn belirleyecektir-, ama bununla birlikte, bu ikinlik, onun stn du
ruma getii biimidir, hatta bylece, d dnyann ieriklerini yakalalayabilecek ve on-
166
o g t o ,
B a h a r '95
Ak zerine Paralar
C o g t o , B a h a r '95
167
Georg Simmel
telikleri ya da etkileri iin sevilse bile, aktaki bu "nedenler", yine de akn bizzat oldu
undan ok baka bir dzeyinde yerlerini belirler ve ak gerek bir biimde ortaya kn
ca, duygusal bir biimde onun varlyla tmden birleerek, tmden yeni bir kategorinin
iinde yer alr; eer ak olmasayd, ait olduklar kategoriler iinde kalacakt, her iki du
rumda da, bu nedenler ayn zamanda "inan nesnesi"dirler. Fakat byle bir kantlamaya
hi gereksinim yok. Eckhart, u ya da bu zel niteliinden dolay ya da zel bir vesileyle
Tanry sevmememiz gerektiini aka ilan eder, ama bunun nedeni O tanrdr. Bu da,
hibir anlam belirsizliine olanak tanmakszn, akn birincil kategori olduunu, ken
dinden baka hibir temeli bulunmadn ortaya koyar. Akas yledir de, nk o,
nesnesini, son varlna varncaya kadar, her tr ilk varln yokluu dnda tutarak,
onu u ya da bu biimde yaratarak tanmlar. Nasl ki ben, bir sevgili olarak, ncesinden
baka biri olarak bizzat kendimsem, -nk bu, bana ait olan u ya da bu "zellik", benim
iimdeki seven ey, u ya da bu enerji deil, benim tm varlmdr, bu da benim btn
dier "hareketlerimde" gzle grnr bir deiim olduu anlamna gelmez -, sevilen
nesne de, u ya da bu biimde bir bakasdr, o tannan korkulan kaytsz kalman ya da
nnde diz klen varlktan a priori olarak baka bir varlktr. nk ak, hereyden
nce, mutlak bir biimde nesnesiyle iie girmitir, ona yle balanm deildir yalnzca:
akn nesnesi aktan nce varolamaz, sadece onunla varolabilir. Bu da, aka, akn, sevgilinin her tr davranyla en geni anlamdaki akn-, mutlak biimde birletirici
birey olduunu, nceden varolan elerden hareketle oluturulamayacan gsterir.
O halde, ak, ikincil bir rn, hem de ilkel psiik baka etkenlerin sonucunda orta
ya kan birey olarak ele alma giriimleri tamamen bo giriimlerdir. Bununla birlikte,
o, solunum, beslenme ve hatta cinsel gd gibi eylerle edeer olacak kadar, kronolojik
ve genetik dzleme yerletiremeyecek kadar da insan doasnn cok yksek bir merte
besinde yer alr. Metafiziksel ve zamand bir anlama sahip olduu gerekesiyle, ak
kukusuz deer ve dncelerin ilk, -ya da en utaki-, dzeniyle ilgilidir diyerek, kolay
bir ka yolunu seip iin iinden syrlamayz, ama insanca ya da psikolojik olarak ya
anmas, hayatn srekli gelien uzun ve karmak izgisinde, onu daha te bir aamaya
yerletirir. Onun anlam ve tepkilerinin bu tuhaf karlklaryla yetinemeyiz. Nitekim,
aktaki ikilik sorunu kukusuz bilinmekte ve aka da dile getirilmektedir, ama bu so
run zmlenmi deildir; burada, byle bir sonuta karar klmak, sorunun zlebilirliinden kuku duymak olurdu.
Yeniden ve bir kez daha akn en genel kavramna ve oradan da yalnzca iki insan
arasnda olup biteni ieren cinsel gerekleime deil, ayn zamanda dnyamzdaki olas
btn ierikleriyle ilgili olan eylere dnyorum. Akn ikin bir ileve sahip olduunu
bulgulamak bana ok ok nemli grnyor, ben bunu, d dnyann bir uyarmndan
hareketle gncelleen, ama bu uyarmann tayclar asndan hibir eyi birden belirleyemeyen psiik yaamn oluturucu ilevi diye adlandracam. Bu duygu tamamyla,
belki dierlerinden daha ok yaamn btnletirici birliine baldr. Zevk, ac, ycelt
me ya da kmseme, yaknma ya da kar gibi duygularmzn byk bir blm do
arlar ve znel yaamn akmlarnn birletii, daha dorusu kaynak merkezini bularak
fkrdklar noktadan olduka ok uzakta yaamlarn srdrrler. Cansz bir nesneyi
"sevdiimizde", onu yararl, ho ya da gzel diye nitelemek yerine, bu deiken youn
luktaki merkezi heyecan dnrz, iimizde harekete gesin isteriz, halbuki bu tr de
erlendirmeler daha evrel ve daha sapa tepkilerle ilgilidir. Bence, bir ak, bir kar, bir
duyum, kendilerine zg iten bir biimde stste binien duygularn varl, ruhun
birbirinden farkllam blgeleri diye bir kavramla aklanamaz; ben akn her tr koul
l68
C o g it o , B a h a r '95
Ak zerine Paralar
o g t o ,
B a h a r '95
169
Georg Simmel
hart'in uyarsna ramen, Tanryla olan psiik iliki, kesin bir biimde onun zelliklerine
bal kalr: iyilik ve adalet, babalk ve gllk gibi - yoksa bu uyar yararsz olurdu.
Ama akn zellii, varolan akn iinden, nesnesinin, her zaman greceli olarak genel
kalan arac niteliini karp atmaktr. Sonrasnda ak, niyet olma zelliiyle, dorudan
ve merkezi bir biimde bu nesneye yneltilmi olarak kalr ve gerek, benzersiz doas
n, dou nedeni olan eyini yitirdikten sonra yaamaya devam ettii durumlarda ifa
eder. Eckhart'n formle ettii eyin tutarl olmas, ancak gerekten ar bir ak sz konu
su olduunda olasdr, ama yine de tutarl bir dncedir, nk her tr ak iin geerlidir, nk o arkasnda sevilen nesnenin tm zelliklerini brakmtr. Sevgililerin " sevi
len varlk tm dnyay temsil eder, onun dmda hibir ey yoktur" gibi ve buna benzer
esrik formlleri, yalnzca olumlu olana dnm anlamna gelir, yani akn ayrcal ve
bu gle nesnesine tamamyla ve ivedilikle sarlma olay, grebildiim kadaryla, zne
nin mutlak iletirmesiyle, bu denli btnlk iinde yaamm nesnesinin mutlaklma
doru iten, latince deyile terminus a quo ve terminus ad quema) btnleen, almas ola
naksz kartlklarna ramen, koul tanmakszn tek bir akma yeltenen baka hibir
duygu yoktur, arac hibir yakar da hibir zaman bu duyguya yol aldrtmaz, -balan
gta buna benzer bir yakar, biraz akntya yn gstermi olsa bile, ya da raslant sonu
cu tek ynl bir iletiim kanaln onaryor olsa bile.
Hoppalktan en yksek younlua dek deiik dereceler ieren byle bir toplu par
lay, ister kadm, ister bir nesne, bir dnce ya da bir dost, yurt ya da tanr olsun, ou
kez ayn modele gre yaanr. Eer onu kendi yaps iinde, cinselliin alanna giren en
derin anlamyla aydnlatmak istiyorsak, nce bunu salam bir biimde belirlemek zo
rundayz. ou insann yeltendii bir umarszlkla cinsel gd ve ak birbirine balanr
sa, byle bir umarszlk belki de bu trden oluumlarn en abartl rnei olarak ruhsal
oluumlarda en yanl kprnn kurulmasna neden olacaktr. Bunun yannda, olur da
kendini bilimsel olarak tanmlayan psikolojinin alan iine girdiinde, ou kez bu bili
min kasap olanlarn ellerine dt izlenimi edinilir. Bir dier yandan, uras kesin
ki, bu iliki hep ayn tarzda dlanamaz.
Cinsel cokumuz iki anlam dzeyinde akp gider. Srklenme, ve arzunun, znel
gerekletirim ve tadlan zevkin arkasnda, tm bunlarn bir sonucu olarak insan soyu
nun yeniden canlandrlmas sezinlenir. Filiz veren plazmann uzayp gitmesiyle, yaam
sonsuza doru btn bu aamalardan geerek ya da onlarla bir yerden brne srk
lenerek sonsuza akp gider. ylesine yetersiz, insancl dar bir simgecilie yine ylesine
hapsedilmi olan ama ve olanaklar kavram, yaamn gizemli gereklerinin eliinde,
bizler yine de bu cinsel cokuyu, hayatta insann kendi soyunun sreklilii iin gerekli
bir olanak olarak nitelemeliyiz. Ancak biz burada szkonusu amaca ulamay bir meka
nizmaya bal olarak grmyor, tersine onu psiik dnceye dalmalarla e tutuyoruz.
Akn srekli bir evrim iinde, bunlarn arasndan fkrmas yadsmlamaz. nk, cin
sel itki dnemiyle akn uyannn dnemi arasndaki artc rastlama, sadece basit
bir rastlantnn sonucu olamaz, aksi halde, sevilen varlkla kurulan her tr cinsel iliki
nin tutkuluca reddedilmesinin nedeni anlalamaz (istisnalar bulunsa bile). Burada, bir
letirici basit bir bantdan ok, genetik bir bant olsa gerek. Hazsal olduu kadar cin
sel anlamda da, nce kart cinse doru ynelen itki, dayanaklar kendisini bakalarn
dan ayr gsterinceye dek farkllat lde nesnesinden gittike ayrlm gibidir. tki,
kukusuz o basit bireyselletirme olaynn sonucunda aka dnmez; bireyselletirme
ya ar bir biimde hazcdr ya da en mkemmel ocuklar dourma yetisi olan kart
2) Latince olan bu deyiler "varabildii noktaya kadar" ve "snr noktadan hareketle" anlamlarna gelmektedir (evirenin notu).
170
o g t o ,
B a h a r '95
Ak zerine Paralar
iin ereksel bir gddr. Fakat, her halde, oluturucu bir dzen, deyim yerindeyse a
kn zn oluturan bu ayrcalk iin bir evre yaratr, hatta znesi birok nesneye y
nelmi olsa bile. "Cinsiyetlerin birbirine kar ekimi" olarak adlandrlan olayda, ilk factum'un, daha dorusu akn nbelirtisinin olutuundan hi kukum yok. Yaam da bu
retimle bakalama urar zaten, ve akntsn bu dalgann en ykseine karr, artk o
dalga, doruk noktadan zgrce savrulacaktr. Eer yaamda cereyan eden byle bir ola
y, bu amacn hizmetindeki olanaklarn bir dzenlemesi olarak mutlak biimde ele alr
sak: yaam ve soyun sreklilii iin akn gerek anlam hesaba katlrsa, o zaman ak
da yaamn, onun uruna ve ondan hareketle yklendii olanaklardan biri olacaktr.
Yine de: bu amaca ulaldnda, doal evrim ak olduunda ve ak da doal evrim
olduunda, tablo deiime urayacaktr; ak, insan soyu kavramnn erekbilimsel anla
m iinde yerini almas yine de baka bir eydir, sonuta, sz konusu edilen ey stat
dr. O kukusuz yaamdr, ama ok zel bir biimde; yaamsa, kendi z dinamiiyle,
doal olarak akp giden bir sre olarak bundan byle kendisi iindir; onun bir anlam
ve tmyle bu ereksellie boyun een ve hatta onunla ban koruduu lde bir tan
m olmas, szcn tam anlamyla yolundan dndrecektir: sevgilinin, yaam imdi
akn hizmetinde olmaldr duygusuna sahip oluu, yaamn bir anlamda, ona, soyunu
srdrme gcn vermesini istemesindendir. tkiye dayal yaam kendi iinde doruk
anlar yaratr ve yaamn bir baka dzeniyle ilikiye geer, ama bu iliki annda, doruk
noktalar, deyim yerindeyse elinden alnr ve bundan byle bu doruk noktalar kendi z
yasalar gerei ve z anlamlaryla varln srdrr. Burada Goethe'nin formln uy
gulayabiliriz: kendi z soyunda mkemmellii yakalayan herey, o soyun snrlarn
aar. zellii u ya da bu biimde durmakszn dourmak olan yaam, ayn zamanda
daha fazla can retme, yaamdan da daha fazla olma gibi bir zellie sahiptir. O zaman,
dinsel, estetik, toplumsal, teknik, standart retimler gerekletirir. Bu retimlerin herbiri
bir mantk, aksiyolojik bir sistem oluturarak kendi snrlar iinde zerk alanlara dn
rken, onu zenginletiren ve younlatran ierikler biiminde, kendilerini yaamla ye
niden kar karya brakrlar; fakat bu ayn zamanda, kendi z dalgasnn, ahenginin,
kmazlarnn varp dayand ya da yn deitirdii ve o zaman da kendini lesiye t
kettii eilmezlikler biiminde de cereyan edebilir. elikiye dek varan, (szkonusu e
liki, "dncelerle ilgili" olarak nitelelenmesi gereken bu silsilelerin, hereye karn on
lar kendi bana gerekletiren yaama kar ortaya kard elikidir), btn bu ola
an eylerin en derin sorunsall, ayn silsilelerin eninde sonunda kendi btnlkleri
iinde yaam kl olduu ve yaamn sarp sarmalad silsilelerin sorunsall olduu
anlalr. nk, bizzat yaamn iinden kaynaklanrlar; nk bu onun kendini amak
ve kendinden hareketle artk kendisi olmayan eyi yaratmak, brn yaratc bir bi
imde kendi z aknn ve z yasallnn karsna yerletirmek iin sahip olduu en
derin zdr. Zihnin kendi te dnyasna olan bu aknl, bu ilikisi -retim, temas,
ba, ahenk ya da savam gibi- (yine de isel yaamn tam modelidir ve onu bizzat nes
ne klan znenin yalnzca kendi bilincinin gerekliinde harekete geer), bana, dnce
olduu lde yaamn ilk gereklii gibi, dnce yaam olduu lde de dnce
nin ilk gereklii gibi grnyor. Bu aknlk, yalnzca tinsel ieriklerin dnsel bir
salamlk iinde kristalize olduu anda deil, ayn zamanda, bu birletirici duruma
ulamadan bile yaamn kendi iine smsk kapanarak, ondan hareketle ve onun stn
de yataklar dourabilecei anda ortaya kar ve dalgalar, doann zel durumuna ve
can alc amacna hizmet ederek bu yataklar artk sulamaz. Bence ak, bu yataklardan
birinde ikamet ediyor gibi: yaamn canll ve metafiziksel anlam, onu gerek hava
o g t o ,
B a h a r '95
Georg Simmel
sndan koparmcaya dek psikolojik olarak sarp sarmalar ve bununla birlikte, nasl ki
nesnel mantksal bilgi, psiik gereklie ya da sanat yaptnn aksiyolojik niteliine ve
buna ilikin yaratclna ve mutluluuna elik eden psikolojik cokulara oranla stn
se, o da, kendi niyetlerinde, zel yasalarnda ve kendi z geliiminde, yaama oranla o
denli stndr. Bu salt kendinde varlk olarak akn ieriklerinin, az nce de yaptmz
gibi, yabanc elerden olutuu dncesini reddederek belirlemek, belki de sonusuz
bir aba olur. Cinsel itkiyle srklenen yaamn akp gittii emberden kopu, akn
kendi z emberinden "ksnll" hibir biimde kovmamas kadar zordur. Erotik
olanla ksnl olann birbirine ters dt eklinde yaplan yorumlamalarda hibir
doruluk nedeni bulamyorum. Gerekte birbirine ters gelen ey, ak ve soyutlanm ks
nllktr, nk ksnl zevk kendiliinde bir erek olarak ortaya kar. Bundan dolay,
bir yandan, sevdii lde znenin varlna renk katan birlik paralanr, te yandan
da, her defasnda nesnesini ve yalnzca ona ulaan akn bireysel ynelimi, nesnesinin
yerini ilke gerei herhangi bir baka nesnenin ald tmyle bireysel olmayan zevkin
aleyhine gerileme gsterir; bunun yannda, yerini alabilirlik her zaman bir aracn bizzat
z olduuna gre, nesne de tekbenci bir amaca ulamak iin basit bir arac olarak ken
dini gsterir, -bu da tartmasz bir biimde, akla nesne arasndaki gn gibi aikar olan
kartln bulunduu ssn verebilir. Ve bu eliki, hem sevildii iddia edilen varln
ara olarak kullanlma zelliini gsterir, hem de genel anlamda, ereksel kategorinin a
kn alanna burnunu soktuunun gstergesidir. Geiimli olarak canl kalan, eer deyim
yerindeyse btn bu transvital krallklar zgrdr, ama ve aralarn byle ardarda zincirlenii karsnda, sanki kraln mhr ve kelamyla gvence altna alnm gibi. Schopenhauer'in "sanat her yerde amacna ular" sznn anlam da bundan baka birey
deildir ve bu sz, ak iin de geerlidir. Neyi arzularsa arzulasn ya da can atsn, salt
kendisi olarak kald srece, onu ama ve aralarn teknii iine yerletirmez, yalnzca
kendini aray iinde olan bir ksnllk her zaman onun tutsa olur. Buna karlk, fiz
yolojik belgelerin gsterdii gibi, ksnllk, ar bir yaamn iinde ilk kez kk salan b
tn dier eler gibi, onlarla ayn zamanda gerek akn eiinden geer; ya da, daha
nce ele aldmz erevedeki gibi, birletirici erotik akmn enginliinde ylesine bir
esin akp gider, sonrasnda yaltc bir kavramclkla tekilerden ayrlr, ama yaamn
gereklii iinde kalmasn da bilir. Eer "erotik doay", bir yandan, hani akn bu alan
iinde kendi kendine yeten, ar ve basit yaam aan yaamsal enerjinin bakalama uraynn tmyle sonuland erotik doa olarak tanmlarsak ve bununla birlikte, te
yandan da, bu alann hi durmak bilmeksizin akan yaamn dinamiiyle sulandn d
nrsek, o zaman ksnllkten tmyle arnm, ve onlar kadar da ok ksnl erotik
doa var demektir. Bu fizyolojik ve psikolojik zellik farkllklar, yaamsal kararnn te
mel kimliine dokunmadan, erotiklii bireyselletirmektedir.
Fakat akn elbette btnyle reddettii ey, soyun oalmas iin beslenen kar
dr. Nasl ki seven varlk, u ya da bu sfatla, hazza, bencilie bal her tr ilikiden ken
dini soyutlamsa, ve yine ayn ekilde, trel ve kendini dnrc iliki bu duruma
bal kalabilmise ve bu, ancak bir eyleme geme deil de, bir varolmaysa, soyun hiz3) Akla tre arasndaki iten bir birlemeye dek varacak biimde kurulan iliki, dinle tre arasnda kurulan ba kadar ikincil dere
cede, hatta dayankszdr. Trellik de elbette kendiliinde ama ve salt bir olu biimi olarak, varolusal ilikilerin stnde bir
"dncedir", ama o tm yaam kendi hizmetine koyar. Bu nedenle bile, onunla ayn kategoride bulunan dini, treyle ya da k
incisini birincisiyle yasallatrmaya kalkmak uygun olmaz. - nk, onlan birbirine balama eilimi sonuta yine buna vara
caktr. Eer Kant'a gre "trel yasalar altnda yaayan insan" yalnzca insann ampirik varoluunun son amac deil de, ayn za
manda genelde evrenin son amac ise - ki bu durumda din basit bir eklenti, daha dorusu bir tre aracdr-, bu olsa olsa, kendinde
mutlak ve zerk olan zn, dinin bir arptlmasdr. Bu yalnzca bizim gzmzde yadsnmaz olan psikolojik gereklii tanmamazlk edemez, ayn zamanda olaylarn nesnel durumundan uzaklalmadm gsterir. Gerekten de, temel tepilerin stnde
tutulan trellik dncesi, douu ve uyguland haliyle hayatn heyecanlarna, bireylerin ereklerine ve karlarna dinden daha
172
o g t o ,
B a h a r '95
Ak zerine Paralar
metine konulmu amal bir iliki de ylece ona yabancdr. Bir gei noktasndan ziya
de bir var noktas, daha dorusu, onun varl ve kendiliinden duygusu mutlak bir
biimde her tr gei ya da son ama kavramnn, ister sanat yapt olsun ister dinsel
inancn ierii olsun, bir arac kullanma ya da bir aratan yararlanma gibi her tr doal
eilimin tesindedir; yalnz, bu son durumlarda, bir retime verilen kalc biim, yaa
mn erekselliinden ileri gelen uzakl aktakinden daha aydnlk klar. Bu da belki, her
byk aktan ve her byk sevgiden kaynaklanan trajik havann anlalmasn salar.
zellikle kincisinde, bu o kadar alglanabilir bir durumdadr ki, yaamn rasyonel ak
ndan ak bir biimde kopar, ve akn kendi iine kapand, ve evlilikte olduu gibi,
byle bir aka kart denli de bir o kadar da kanlmazdr. Romeo-Juliette trajedisi,
kahramanlarnn aklar lsnde verilmitir: byle bir akn boyutuna deneysel dn
yada yer yoktur. Fakat, bu dnyadan kaynakland ve onun koullarna bal olarak
gerek evrimini karmakark etmek zorunda kald iin, kendini birden ldrc bir
elikiyle babaa bulur. Artk burada trajik olan ey yalnzca gcn ya da dncelerin,
birbiriyle elien istem ya da gerekliliklerin oku anlamna gelmez, ayn zamanda, ve
daha ok, bir yaam ykan eyin bizzat bu yaamn en u gerekliliinden hareketle ge
litii anlamna, "dnyayla olan trajik eliki", en son anda, bizzat znenin kendi i e
likisidir, -bu durumda, "dnce" krallnn tm yurttalar bu yk tamaktadr.
Dnyann stnde ya da dnyayla kartlk halinde yer alan hereye trajik bir nitelik ve
ren ey, dnyann buna katlanamamas, onunla savaamamas ve hatta onu yok edeme
mesi deil, -bu ok zc ve insan isyan ettiren birey olurdu -, kendisine yer verme
yen bir dnyada, doma ve srekli varolma gcn tketmesindendir.
Yaamn akndan kendisini syrm ar bir erotiklikten ayrlmaz olan bu trajik an
latmn nedeni udur: o, yasas en iten gerekleen bu akmdan domutur, hem de
kendi bana, kendisine yabanc ve hatta birincisine ters den baka bir yasa yaratarak.
Afrodit'in zamand gzellii, zaman ve rzgrn srkledii dalgal denizin kpkleri
stnde karmza kar. Ara vermeksizin douran ve srekli dlleyen yaam, hani cins
lerin birbirlerine olan ekimini, dalgalarnn iki doruk noktasna yerletiren yaam, im
di ekimin aka dnmesiyle bu gl dnm yaar, bir baka deyile, hayata, her
tr dllemeye ya da aracla kaytsz kalan eylerin krallnda, bu ekim gklere kar.
Bunun dnceyle dorulanmas hi nemli deildir. Akn gemi bir ilikiye doru
gerilemesi ve gereklik sfatyla, soyun oalmas iin saptadmz anlama brnmesi
de nemli deildir, - kendi z anlamna gelince, ak her tr kan unutur, znenin s
reklilii olur ve yle kalr, u ya da bu biimde olsun, iini dkmeden bir baka znede
kendini yaar, onun evresinde serpilip geliir ve sonuta, kendi iinde var olan merke
zini bulur; yle soyun geliimi ve srekliliin korunmas iin deil. Ama yine de, soyun
bu yaamndan kmtr o, ve iten bir eliki gibi, bir kendini yokedi gibi, bireylerle,
z varl anlamndan soyutlanarak bu elikiden arnr arnmaz akn evresinde sz
lr. Akn zerine drlen trajik glge aktan kaynaklanmaz, soyunu srdrme anla
yndan kaynaklanr. O, kendine zg gc ve amalanm geliimiyle, en ykseklere
doru, akn serpilip gelimesine doru ykselir. Ama ak tohumdan kt anda, ko
kusunu zgr blgelerde, kk sald yerin ok uzaklarnda hissettirir. Szkonusu olan
elbette ykma ve kanlmaz bir felakete dayal trajedi deil. Ama varolan eliki udur:
yakndr. Onlarn dnsel olarak ayn dzleme konulmas, birinin brnn yerini tutmasn nler. Ama yine de birbirleriyle
karlatrlm ak ve aralarnda ba kurulmak istenirse, trel davrann, dinsel davrana gre, son amala daha smsk iie
girmesinden kaynaklanan bir farkll olduunu gzden karmamak gerekir. Biim asndan olduu kadar, ierik asndan da,
birini brne baml klacak bir ilikiye yeltenmek de yanl olur. Akla tre arasndaki iliki de ayn eydir. Akn, szcn
btn anlamlaryla yabanc olduu ok yksek bir dzeyde etik doalar vardr; trelliin zn ieren ya da iermeyen, ama
kesin bir biimde onun etkisinde kalmayan baka erotik doalar da vardr.
C o g t o , B a h a r '95
173
Georg Simmel
hereyi iine almak isteyen yaamn yannda ve stnde, ona yabanc kalan, onun yara
tc akmndan koparak, kendi z tohumuyla mutlu ya da ac yazgsn eken ve bununla
birlikte, derin bir istenten ya da gereklilikten, belki de daha dorusu bu yaamn bizzat
kendisinin ykledii grevden doan bir eyler vardr, ama byle bir yabanclama u
noktadaki kendi z gizini de barndrmaktadr; yaamn saldrganlktan uzak bu eliki
si, kendiliinden bir elikidir ve o tatl trajik ezgisini akn kaps nnde nlatr. Belki
de ar bir biimde kendi olmak kavram trajik bireyler ierir, nk, taycsnda, duy
gunun ne geilmez iselletirilmesiyle, tekisini iinde eritme, onu sarp sarmalama,
hani onunla iie olma gereksinimi arasnda eliki vardr (bu aslnda sen ile ben sre
cindeki elikidir). Ama burada sz konusu edilen bir baka trajikliktir, yani soyun s
rekliliinden yola kp akn zerini glgeleyen eliki: yaammz akla akn bir zel
lik kazanmtr, kendine zg gcyle ona kar itaatsizlii dourmutur, kozmo-metafiziksel balamda bir alan yaratmtr, nk yaam olduundan fazla yaam klan ey
onun bu anlamdr. Fakat bununla birlikte, yine bu alan iinde, daha fazla bir yaam ol
ma yasasyla ilikisini koparmtr da.
Bireycilikle soyun sreklilii isteminin iie girdii bir akta, ilikiler son derece
karmak, youn ve o kadar da ince dokunurlar. Yalnz, sz konusu karmaklk, hibir
biimde yaamda bizzat yaanan deneyimlerin iinde yer almaz; bunlar daha ok ve o
u kez, tamamen tekrenkli ve acmasz karmaklklardr ve yalnzca dncelerimizin
yetersiz sivri kavramlaryla yaratlr, paralanm elerin birletirilmesiyle oluturulur
ve sonuta, aralarndaki ilikiyi salamak zordur. Kavramlarn zel yaps, bu elerin
paralanmalarna kar byle kendini koruyorsa ve en azndan yaanlan deneyimin bir
liiyle, simgesel de olsa buluan bir kart-imge oluturabilmek iin onlar birbirleriyle
ara vermeksizin birletiriyorsa, -bu en azndan ksmen felsefenin erotik sorunu hesaba
almamasna balanabilir. Sonu olarak, yalnzca yararlanlabilir kavramlar dondurulur,
ve bunlar gerek bir tutum taknmazlar. Diyelim ki bu balamda, akn bireysellemesinde bir kez daha bunun kararl bir biimde belirleniini gryor gibiyim. Bunu Goethe'nin iki sevgilisini zmleyerek aklamaya alacam.
Faust ve Margueritte'in geni lde ideal erotik ift olarak ele alnmas, ak d
ncesinin hangi noktada akn cinsil niteliini ar bir biimde nadiren atn kantlar.
Hi kuku yok ki, Faust'un yaad deneyimi belirleyen ey, byk lde, onun kendi
i yazgsnn benzersiz bireyselliidir, d olaylara gelince, byle bir psiko-metafizik geli
im erevesinde, olsa olsa ar bir simgedir. Ama, bu, akas, sonsuz bir ak iinde
gerekletirebilecei belirgin tek ilevi olmasndan, yani erotik olgu olarak, kendiliinde
tmyle bireysel olmayan bir ze sahip olmasndandr. Margueritte, Faust'u birey sfa
tyla deil, aan ve egemen olan akll insan sfatyla sever. Karmzda bunu anmsata
cak ok rnek vardr: aa tabakadan bir gen kzn, st tabakadan birine olan karanlk,
hatta bilinsiz zlemini dnelim; aslnda evresinde, yksek tabakaya zg hibir k
yoktur. Ama o, bu umutsuz bekleyiinin boluunu doldurmak ve onu gzlerinin hi
almad gnelere kamatrmak uruna st tabakadan bir adamn kurban olur. Zeus
karsnda da yeryz kzlarnn direnmesi olanakszdr, ite bu nedenle, herhangi bir
erkein keyfince batan kard bir (ya da birok ) gen kzn teslim olmas, hibir za
man o erkein zel bireysel yapsndan kaynaklanmaz. Faust'un zel kiiliini Margu
eritte bilmez, bu konuda en kk bir nsezisi de yoktur. Kendisiyle konumalarnda
ondan sz ederken kulland bireysel olmayan artc deyimlerden biri de "yle bir
adam!" deyimidir. Ve eer bu cinsil imge, onun gznde, hissettii eylerin younluu
nu yanstabiliyorsa, bunun nedeni, genelde, kadnlar iin cinsillik kavramnn, - btn
174
C o g t o , B a h a r '9 5
Ak zerine Paralar
l iinde, cinsel yaam, ocuuyla olan ilikisi, ev iinde yapp etmeleri, yani aile ya
am -, kolayca tamamen bireysel bir deneyim oluvermesindendir. Onlarn gerek ya da
grnrdeki en byk duygusal derinlikleri, erkein genel ve tipik bireyler olarak kav
rad eylerin kadnlar tarafndan, kiiselliin u noktasna dek ar bir biimde bireysel
yazg olarak inceletirilmesidir.
Faust'a gre byle bir deneyim basit bir servendir. Doasna uygun biimde, do
ann birlii, dnce ve belli bir heyecanllk gibi birbirine ters den iki eyle olutu
rulmutur, bu birlik derinlik kazannca tuzana da der kukusuz; ama sonuta, bir
servendir bu. Kadnla ilikide, belirgin bir biimde erkeksi olan davran, son anda yal
nzca kendini ya da yalnzca kadn dnmemekten ibarettir, - onun uruna intihar et
mi olsa bile ve zellikle byle bir durumda -, bu davran elbette burada en canl biim
de dorulanyor: yaanlan ey yalnzca bir simgedir, bu uzun yolculuun geri dnl
mez bir aamasdr; fakat bu da hibir eyi deitirmez, olsa olsa Faust'un, Margueritte'i
cinsil dzeyde kendisinin erotik doasyla btnletirmesini kesin klar. Onu Margueritte'e iten ey," tatl tenini arzulamasdr"; byle bir arzu, buradaki beden szc
(Almanca Leib) anatominin snrlarn aan bir anlama brnse de, bireylie yabancdr.
Bu szck onun sahip olduu tutkunun, o ok az szle etkisini gsteren byk kahra
manlnn en derin zelliini hissettiine ilikin en ufak bir ipucu vermez. O erotik he
yecana kapl ve bylenme, sonuta, ikisinden birinin, brnn sahip olduu daha
fazla bireysel eyin kysndan geerken sevdiini ok kt bir biimde gizlemektedir.
Goethe'nin bunu daha sonra farkettiini anmsatarak, kantlanamayan eyi varsaymak
istiyorum: Faust, Margueritte'in yzn deitirmesiyle, ilikilerine akn bir zellik ka
tar, yani bu ilikiyi metafiziksel olarak yasallatrr. Fakat onun balangtaki doas hi
bir zaman deimez, tersine daha da itham edilir. nk o andan itibaren Marguerit
te'in kiiliinde etkin olan ey, ebedi kadnlktr, yani hep ayn biimdeki kadnlk, zamand ve bireyst. likide bu son yceltme onun son kez derinlemesi anlamna gel
mektedir ve olsa olsa onun cinsil doasnn tamamen metafiziksel bir anlatmdr - ke
sinlikle soyun alt-erotik srekliliiyle btnlemeyen, ama gerek ak lkesinde oturma
hakkna sahip gibi ortaya kan doasnn anlatm.
Tm bunlara karn, yine de, mutlak ak olarak adlandrmamza olanak salayacak
birey yok henz elimizde; o sadece soya ilikin -asla ksnl olmayan soydur bu, n
k, Margueritte'in aknda olduu gibi, bu tinsel ve evrensel adan insancl bir anlama
doru eilim gsterebilir,- herey ortadan kalknca bu tanma uygun der, sonuta
duygu, yalnz, yeri doldurulamaz olan kiilie doru gidecektir. Oysa, Faust'la Margu
eritte'in mutlak biimde tersi olan Eduard'la Ottilie'nin ilikilerinde kesin olan ey de
dorusu budur. Margueritte ve Faust'un aklarnn doasna gelince, onlarn kii olarak
yerlerinin doldurulamaz olduunu dnebiliriz, Margueritte, ne denli, soyunu srdr
me amacyla ilgili olan hereyiyle, kadn duygusallnn bireysellemesine uygun bi
imde, tutkularn bir kez kopmazcasna bireysel olmayan kesin temel deerlerin biricik
temsilcisine yneltse bile. Fakat, Eduard ve Ottilie ilikisinde, Goethe, -bu baka hibir
yaptnda raslanmayan bir ak betimlemesidir- yeri doldurulabilirliin her trlsnn
burada a priori olarak szcn tam anlamyla saf d tutulduu izlenimini vermitir,
(bu, kendisinin de belirttii gibi, sekin inceliklerin biraraya gelmesiyle, Charlotte ve
kaptan iin de geerlidir; ama daha kk bir dzeyde, nk Goethe, sevme biimleri
nin, doalarnda kesin olarak ayrlmasndan dolay, her defasnda ok eitli doz ayarla
malarna olanak tandn gstermitir). Elbette tutku, soy yasasna gre, cinsel farkll
nceden varsayacaktr. Eduard ve Ottilie gerektii biimde kadn ve erkek olmak zo-
C o g t o , B a h a r '9 5
175
Georg Simmel
Tundadrlar. Bu mutlak akta, cinsellik bireyin genel rengi asndan etkindir; ne biri ne
de teki tmyle ar nitelii iinde bir kalp vuruu hissetmez. Mutlak bireylik zerinde,
erotik olanda olduu gibi, soy arzusunun kopmaz sreklilii paralanr. Faust iin Margueritte, nce yalnzca bir gen kzdr, yani btn kadnlarn bir rneidir. nk o,
her birinde Helene'i grmektedir. Eduard'n tutkusu ise mutlak Ottilie bireyliinden ya
nadr, bu tamamen kadnlara zg bir bireyliktir, ama onun kiiliinde dnsel farkl
lk izgisi tmden silinmitir, yle ki, bu tutkuyu, rnein cinsil bir temelde, bir baka
zel bireylie doru ynetmek olanakszdr. Onlar yalmzca seviirler, nk bu onlarn
yldzlarnda yazldr, halbuki Faust ve Margueritte yalnzca karlatklar zaman sevi
irler. Hibir ey, onlar birletiren te dnyann bu ie doular kadar farkll daha
iyi simgeleyemez. Margueritte, um poenitentiana'dr, ebedi kadnln bir yansmas, t
myle bireyst bir gizin simgesidir. Edouard ve Ottilie iinse, bu "onlarn yeniden bir
sabah birlikte uyanacaklar mutlu andr". Her sonsuz gelecek ikisiyle ve onlarn birlikte
yaamyla snrldr. Onlar iin bir "yannda", bir "stnde" gibi bireyin ortaya kmas
sz konusu deildir, kald ki bunlarn tanrsal yansmas mutlak bireyliklerinin dn
mlerini yanl yere ynlendirebilirdi.
Bu durumda, mutlak ak, soyun srdrlmesiyle ilgili eylerle bants olmayan
ak, birey tarafndan yeri doldurulabilirlik dncesinin (her iki kavram da olsa olsa ay
n davrann tek bir anlatmdr) a priori olarak tmden dland ak olarak tanmlana
bileceini sanyorum; saf ak kavram, hani bir zneyi tekine srkleyen ve soyun s
reklilii dncesinden kopuk olan eylem, ve byle olmasna karn mutlak bireysel bir
duygu sfatyla ve btnyle znenin iinde yer eden ak kavram, ite burada, hibir
anlam azalmas olmakszn nadiren rastlanlan bir gerekletirme oluyor. Bu nedenle,
sayesinde her tr iletiimi konu d kld gvenceyi a priori olarak niteliyorum. Bu
mutlak ak, seimin gerekletirilmesi sonrasnda oluan ve cinsel iliki olanann t
myle tek bir bireye baland durumlarla kartrmamak gerekiyor, nk bundan
byle yalnzca bir bakas sz konusu edilemez. Burada, tekel hakk aposterioridir, ve
gelecek iin deerdir, halbuki sonralkta, bu hak dnsel olarak gemi iin de geerlidir. Mutlak akn olgusal zelliini sergileyen olaanst gzel aklar da vardr, ama bu
aklarn yalnzca ampirik deeri vardr ve mutlakla oranla, zamann zamandla
oranla sonsuz oluu gibi gerek uygulamada da yarm yamalak kendilerini gstermez
ler.
Nasl ki Eduard ve Ottilie'nin ak cinsiyet ayrln, -bu elbette yalnzca, kendi b
tnsellii iinde, bireylie ve bu akn tek bir zne/nesnesine genel bir renk vermedir,
ama kendiliinde zel bir eyi ancak gerekd bir soyutlama uruna oluturabilir-,
varsayyorsa, en zgn ak da, mutlakla doru ilerledii anda bile kapsn alan ks
nlle ve soyun korunmas iin bunun sonularna kar kendini yle savunur; ksaca
s, kendi z anlamna uygun biimde, soyun srekliliine ve onun nesnel gerekleri olan
amalarna kar, sanki yabanc ve kaytsz bireylere kar davranyormu gibi davra
nr. Az nce, tartlmaz biimde soya bal kalarak douunun bir bakaldr gibi hisse
dilen trajikliini incelemitim; acaba orada, yalnzca dou deil de erotikliin srekli
temellenmesi de mi iin iinde yer alyordu? Nitekim, varln tanmlamaya altm
eliki, bu kktencilii ancak ilkelerde ve dncelerde sergiler; buna benzer tarihsel bir
kesiklie, ne filogenetik gereklikte ne de ontogenetikte hibir zaman rastlanlmad; ama
olgular dnyasnda gerekten ve mutlak bir biimde bu kesiklik var m tartlabilir. Ya
amn bu alannda, daha ok srekli bir ilerlemeyle gerek anlamda transvital olan ak,
soyun yaamasndan ve yaamn soya uygunluundan hareketle doar ve ykselir. Bu
176
C o g t o , B a h a r '9 5
Ak zerine Paralar
bazen basit bir zlem, bazen abuk snen bir ayaklan, bazen biyolojik olanla saf erotik
olann greceli durgun bir karm ya da su ortakl ve bazen de egemen elerin kay
glandrn bir bileimi halinde az ya da ok eksik ya da bitmi haldedir.
yle ya da byle, bu iliki onlarn arasnda oluur olumaz, trajiklik yannda, so
yun yaamas iin gerek bir tehlike anlamna gelir. Sonuta, erotikliin gittike artan
geliimi, salt bireyin, yani merkezi ya eksiksiz znenin yatrmna ve arzusuna olanak
tanr, ama bu esnada, sylediimiz gibi, biyolojik adan soya uygun belirlemeler kesin
likle dta braklmamtr, ama nesnesini soyutlayarak ele alan bir inceleme iin, bir bi
reylii sentetize ediyor gibi grnen onca etkenden biridir ve bu etkenler arasnda yaa
mn ya da soyun, - geici gibi grnse de, ok iyi anlalabilir bir biimde -, ivedi karla
rndan uzaklam olanlar sonuta en ok gze arpanlardr. Ama bu, soyun sreklili
inde, beklenilmedik sonular da ortaya karabilir. Soy kar, varl, bilinci olmasa bi
le, insanlar egemenlii altna aldka, ak, en azndan kadnn ak, olas en gzel ocu
un babas iin gd ya da bu gdnn szcs olarak dnlebilir. Evlilie ynelen
biyolojik akn aklamas da burada yatar zaten, insani yap gereci az ayrdedici birey
olarak grld lde, bu akn ona gereksinimi yoktur. Bu akta, iftin nasl olutu
unu bilmek, soyun nitelii iin olduka az nemlidir. Bu nitelie verilen nem, olsa ol
sa, kiilikler gl bir biimde bireyletiklerinde ve sonu olarak, e seimi mutlak bi
imde yerinde ya da yanl olarak ortaya ktnda, gzle grnr bir biimde, yalnzca
uygulamada kendini gsterir. Diyelim ki, yetke sahibi bir kurum, en elverili rneklerin
srasyla birlemelerini salyor - bu durumda, birbirinden son derece farkl ve bir o ka
dar da karmak varlklar sz konusu olduunda, bu elverililii aka ve biraz da ke
sin olmayan bir biimde ortaya karamayz, zaten hayvan yetitiriciliinde bakcnn
baknn bile hemen yeterli olmas bundandr. Soy amac burada, gerektii gibi temel
lendirilmi bir bilgiyle donanmak yerine, gdye bel balar ve biyolojik adan kendisi
ne elverili olacak eini seerken, bireysel bir erotik eilim grnmnde yine gds
n planda kalr. "Akn ocuklar" gibi zel bir gzellie duyulan halk inanc temelini
ancak urada bulabilir: ak, anne babann bireylikleri birlikte en gzel ocuu dourma
ya hazr olduklar anda doar. Bizim kantlamamza gre, ak, u ya da bu sfatla, kendi
z merkezinde bir zne-varlk olmak iin, soy amacnn temel akmndan kendini kurta
rr, byle olmas durumunda, bu kantlamamz kendi iin ve kendiliinde biiminde ta
nmladmz eyle eliki halinde deildir. nk akn douu bu akm iinde gerek
leiyordu, ve kendiliine ulamak iin durmakszn aknlayordu ve kendisiyle birlikte
tek bana, temel biimleriyle gelimi olan, ama imdi yepyeni bir hava ve merkezletirmeyle, aynen sanat yaptndaki doa anlaynda olduu gibi, yeniden doarak, sonraki
ilk adm ierikleri, renklilikleri, itkileri ve deerleri nne katar gtrr. Fakat, bu znel
merkezlilik, akn anlam kiiliin btn evreninden kaynakland lde ve bu evren
bir yandan eitli elerle daha da zenginletirildii ve br yandan da, daha da bireyletirildii, deyim yerindeyse, daha da istee bal klnd lde kendi iinde bir sap
ma tehlikesi ierir. nk bundan byle, yeni ve gerek bir ak, soy iin temel olan e
lerin dndaki baka elerle beslenecek ve bu baka eler, pekl ynelimlerinde ol
duu kadar niteliklerinde de en glleri olacaktr. Ampirik gereklik bunu kantlyor
gibi. Toplumumuzun, en azndan yksek tabakalarnda, kadnlarn aknn, erkeklerinkinden ok daha kk bir dzeyde, ok kalc bir biimde olmasa da, ein tinsel nitelik
lerine gittike daha ok nem verdii gzlenir. Byle bir ak, biyolojik edin asndan
gdyle daha az dayanma iindedir: bu edin gizlice ie giriir, defalarca engellenir ve
askya alnr; evrimin ortaya kard olaanst deiimlerdir bunlar; ne atl, do
C o g t o , B a h a r '95
177
Georg Simmel
urmalarn biyolojik olarak yerindelii uruna, bizi bireylerden mahrum eder, ak evli
lii sonunda biyolojik deerini yitirir. Bu temel eliki, sonuta, erotik gerekliin trajik
havada boy salmasna olanak salayabilir. Kendi z "amalaryla" kendisini douran
yaama oranla akn zerklemesi, onun desteinin ikinliinde younlamas, biyoloji
st enerjilere doru genilemesi, bireyliliinin iletiimsizliliiyle mutlaklamas, - b
tn bunlar akn, nce ve yalnzca soyun ereklerine kar duyarszlyla birletiinin gs
tergesidir; ve bu da yaamn u formln dorulamaktadr: onun mutlak zel gerekli
ine ve yasalarna bal kalarak, bu yaam yalnzca daha ne, onun kendi dzeyine ka
dar deil, ayn zamanda en yksek boyutuna kadar ulatran yasalara uygun olarak onu
aan eyleri gerekletirmek. Bununla birlikte, ar bir duyarszlk, olumlu bir sevgisizlik
biiminde gelime tehlikesiyle yzyzedir; akn bu tr ynelimleri yava yava onun
anlamn ve zerkliinden hareketle yaama dnnn dln ortadan kaldryor gi
bidir. Eer bu geliim gereklemeye yz tutsayd, yaamn yazgsndan daha ak bir
biimde ortaya kard, bu, onun ardndan, kendi yolunu izlemek iin ina ettii kpr
leri hem kesmek gibi birey olur, hem de bu kesmeyi, en iten bir gereklilik, z-aknlk
yasasnn en u noktadaki gerekletirimi olarak kabul etmek olur.
P la to n c u E r o s v e M o d ern E r o s st n e D n c e l e r
Erotikliin psiik anlamn metafiziksel dzlemde ele alan ve bu amala en u de
rinliklerden bir yant bulmasn bilen tek filozof Platon'dur. Bu izgide yer alan bir ba
ka filozof Schopenhauer, akn zn sorgulamak yerine, cinselliin zn sorgulamay
yelemitir. Platon ise, akta mutlak ve temel bir g grm ve en utaki ideal ve meta
fiziksel glere ulamak iin, bilgi edinme yolunun aktan getiini anlamtr. Bu yolun
dnemeleri elbette modern insann getii yollardan ok farkldr, -onun hareket nokta
s, yani ak duygusunun ivedi znel verisi, benzer deiimi yaamam olsa bile. Platon'un felsefel yorumu, birok paralara blnmesine karn, kendi kiiliinde simgele
en Eski Yunan anlaynn son fikirleriyle, modern anlayn yasalarnca yasaklanan fi
kirler arasnda bir farkllk izer.
Yunan filozofa gre, onun dnyamz temsil edii, varlk dncesine, birletirici
gerek kosmos dncesine uygundur. Dnceleri, kendisini hareketin ve ikiciliin g
receliinin evrensel ilkelerine doru gtrdnde bile, dnyaya tinsel biim verilme
sinde, en son biimi ve arzuyu belirleyen, hep gl, hep srkleyici, kendi kendine ye
ten, sezgisel varlktr. Hristiyanln insan ruhunun anlamn sonsuzlatrmasndan ve
btn varlksal deerleri tek ve bir olan Tanrnn kiiliinde birletirmesinden beri, -yani evreninin gl bayla ilikilerini koparmasndan bu yana, varlk ruh ve Tanr gibi
iki kutup arasnda kalm, ya da daha dorusu, onlarla kendini tketmitir ve ayrca,
tanrsal temsilin yzyllar boyunca, ruhun, deyim yerindeyse yalnz kalmas iin ilk g
cn yitirmesi yetmitir; bu daha sonra en ar anlamn idealizmde bulmu ve ona gre
dnya, kendisini belirleyen bir bilincin ortasnda yalnzca temsil niteliinde varolmaya
balamtr. Ruhun bu ekilde bir ilk retkenlie sahip oluu, Yunan filozofunun kuram
sal bilincinden uzaklamtr, - gereklii sonsuz derecede retken olmasna karn. s
telik, bu dnce, ruhun iinde byyp gelitii kosmosun canl varlna fazlasyla
nem veriyordu, Yunanllar, zneye bamsz bir yaratclk gc bahetmek iin fazla
syla kaytsz koulsuz sezgisel mantklla bavuruyorlard. te, modern etiin kart
olan platoncu etiin geliiminde esas alman temel niteliklerin alt tabakasnda bunlar
vardr.
Bu durumda, bir insani varln gzellii -bu Platon'a gre kesin bireydir- bizi
178
C o g t o , B a h a r '9 5
Ak zerine Paralar
onu sevmeye, nce fiziksel gzelliini sevmeye, sonra da, ekinerek trel gzelliini
bahetmeye yneltiyorsa, bunun nedeni, iimizde, bir zamanlar zerinde seyre dalnm
gzellik dncesinin ansn, genelde gzel olann ilk imgesinin ansn artrmasndandr, nk bu gzellik hakknda, iimizde gemi yaammzla ilgili sonsuz bir z
lem vardr. Gzellik btn dncelerin iinde en gerei olup, dnceyi bizzat yery
zne tayan eydir; ak da, ayn yolu izleyerek, yeryzne ait olan eyi dnceye tar.
te, burada, sanki bir odak noktas varm gibi, bize gre platoncu tinselliin zelliini
oluturuyor gibi grnen btn belirtiler biraraya getirilmi oluyor.
nce dayankl, heykelimsi bir maddeye ynelen bak var. Bize gre, gzel insa
nn nitelii, kendi imgesinin paralar arasndaki ilikileri, belki de kendi duygusal dn
yasnn simgesel bir yansmas, hatta onu seyreden kiinin bilincinde uyandrd tepki
dir. Platon'a gre gzellik, kendi bana nce nesne olmaldr, evrensel bir anlam ve ger
eklii varmasna, sanki bir tzm gibi zerinde seyre dalnlmaldr. Ve o ampirik
varlkta bu ekilde varolmad iin, ruhun, onu bir gzel nce zerinde seyre dalm ol
mas gerekir, hem de kendi z varl iinde, hem plastik, hem kavranabilir deeriyle;
gzel insan olsa olsa onun ansn iinde yaatmak iin ampirik olarak dnceye dalan
insandr. Varolmaya ilikin modern duygunun temel dinamizmi, bu dinamizmin bize bir
tr canlandrma olarak sunuluu, -tm tutarllna ve sadakatine ramen, srekli bir
dalgalan iinde tketilir ve srekli yeniden doan bu ritmi izlemek zorundadr-, tm
bunlar, tze ve onun izgilerinin srekliliine ynelmi olan Yunanllarn duygularyla
eliki halindedir.
Az nce altn izdiimiz, Yunan dncesiyle modern dnce arasndaki farkl
lk, gzle grnr biimde yle bir bant iindedir: Yunan dncesi ruhun retkenli
i gibi bir bilince ok ama ok az sahiptir. Gerekten de ruh, tasarladmz haliyle, s
rekli yaratclk altrmas anlamna gelmektedir. Yunan filozofu, tinsel gcne ve fiili
zerkliine ramen, her zaman bireylere tutunmak zorundadr. Ruhun ierii onun g
znde o varlktan alnm gibidir, yle ruhun zerk yaratclyla ortaya karlm de
ildir. Bu nedenle, ak, ona gre, ruhun serbest bir edimi deildir, nk ruh dardan
durmakszn uyarlr, ve ak, hesaplanmadan, olas skntlarla karlamadan, yalnzca
kendi yetenei ve gcnn znden doar; oysa ak, ar gzellik stne seyre dalm
zorunlu kld bir tr mantksal gerekliliktir, akn varl bir yeryz imgesini ilk g
rte kendini da vurur. Bunun iin, ak douran ey, yaln bir biimde gzellii seyredidir. Yunan filozof da, bunun ok anlaml tersi durumu, hani akn gizinin ok daha
fazla derin bir dzeyde kavrand durumu sezmemitir, ancak u bilinmelidir ki, biz
sevdiimiz varl gzel buluruz, nk bunu, kanlmaz biimde, yalnzca bir ak
duygusunun kendilii, zerk yaratc varl sayesinde dnebiliriz.
Platon'un betimledii biimiyle dile getirilen ak tutkusunun ok iddetli oluu,
dncenin kiiliksizliine (nesnelliine) varr. Sanki dncenin bu yce bir rasyonelli
ini, ( aslnda rasyonel anlaylarmzn kart, ama kavramlar sayesinde eriilebilir ol
mutur), antr, tutkunun irrasyonelliini kantlamak durumundaym gibi. Kesin
olan ve modern hissedi biiminden farkl olan ey, erotik yansmann ara vermeden se
vilen bireyin iini sarmas, ondan da stn bir yerlerde kurulu odak noktasn bulmas
dr. Oysa bize gre ak, olsa olsa iki insan arasnda bir aracdr. Byle bir durumda Pla
ton, araclk etkenini aka baka yerlere yerletirir, onu bireyst ilikiler konumuna
getirir. Son erek, bizzat gzellik stne seyre dalmaktr, ak olsa olsa bir hizmetidir. Bu
nedenle Platon, erotik doann hibir bireysel gzellikle snrlanmadn retir, ama
ilk kiide olduu kadar kincisinde de, ve hatta bakalarnda da ayn gzelliin bulun
C o g t o , B a h a r '95
179
Georg Simmel
duunu kabul eder; bu durumda, bu duygunun tek bir varln gzelliine bal oldu
unu dnmek mantksz ve klece birey olur; o akn "gzelliin ummanna" boal
tr. Bizce, akn en yce kesin tanm buradadr: akn, iletiim kurdurulmas olanaksz
bu tek varla deer oluu, onun gerek bir gzellik karsnda yanp tututuu andaki
durumu, ancak onun bireysel olarak ilenmesi karsnda, her baka bir gzellik erotik
dzlemde iimizi saramayacaktr. Bize gre, bireyliin gzellii ve gzelliin bireylii
birbirinden koparlmas olanaksz bir birlik oluturur, ite, bizi Platon'dan en ok ayran
ey, ona gre bireyliin ve gzelliin birbirleriyle birleir olmasdr, nk onda ak,
bunlar birbirinden ayran bir kesme ilemine dnmtr: o gzellii ele geirmeyi,
bireylii ise darda brakmay amalar.
Bireyliin bu olumsuzluu, Platoncu erosla modern erosu kesin biimde birbirin
den ayrr. Platon'un ak kuramn benimseyen btn nemli zmlemeler, bu olum
suzlua doru yol alr, ayn kurama renklilik katan tm saptamalar da ondan kaynak
lanr. Bunlar iinde ilk sray alan bizi ok artyor: byle bir ak iin, karlkllk, hi
bir zaman belirleyici bir e deildir. Akn gerekte seslendii dnce, karlkl ola
rak sevmeye yabancdr ve yine ayn ekilde, ak, onun yeryz temsilcisi karsnda
ilk molasn vermi durumdadr. Aktan ve karlkl paylalan aktan hareketle kuru
lan deer ilikisi, Platon'un gznde hesaba alnmamaktadr. Yunan erosu, sevilen var
lkta, ideal bir retim ve trel olarak insan yetitiren bir kltrlenme iin, bir dayana
a sahip olmann en soylu anlamnda sahip olmak istemektir. Bu nedenle ak, ona gre
sahip olmakla olmamak arasnda arac bir durumdur; mantksal adan bakldnda,
ak, sahip olmak eylemi sz konusu olur olmaz yitip gitmeliydi. Ama, onun ak byle
snrlandrna sahip olmak ediminden nce, onun gznde sahip olmann eriilmez
ve sonsuz noktada bir ama olduunu sylemeye kalksaydk, kukusuz hata yapm
olacaktk. nk modern aka gre, gerek ak karlkl paylalan aktr, ondan sonra
gelen herey ikincil ve rastlantsaldr, o tekisinde ele geirilmesi olanaksz bireyler
olduunu, bireysel ben'in mutlaklnn bir varlkla tekisi arasnda bir duvar rd
n, bu duvar elerin en tutkulu iradesinin bile ykamayacan ve sonuta, bu duvarn
gerek bir sahip olma dncesiyle, karlkl sevilme bilinci ve sevme gerei olmak
tan ok bir yanlsama olduunu anlamtr, -bu, bilginin sonucunda ortaya kan ey
dir-.
Sonu olarak, ben ile onu aan ey arasndaki zel duyarszlk, Platon'un ak
lmszlk arzusu olarak yorumlaynda kesin bir biimde kendini gsterir. ocukla
rmza olan akmz, soyumuzu lmden sonra da tutkuluca srdrme arzusundan ba
ka birey deildir. Bir baka deyile, stn bir varlk olmas iin severek biimlendirdi
imiz gen adamn "eitim i" de yalnzca buna dayanr, o artk bundan byle, kendimi
zin rettii soyun en derin anlamnda, kendi z varlmzn bir uzants ya da yine ken
dimizin olgunlatrd dourma yetisi olacaktr. Eer Platon, daha nce, gzellii y
celtirken, bu yceltmeyi sonsuz boyutlarna doru, yani gzellii zamand bir dn
ceye doru tamay amalamsa, ite burada da, bir baka boyuta doru, kendi zyaammzn srerliliine, insanlarn stn evrimine doru tamay amalar. nceki sapta
madan biraz daha soyut olarak ayrksanm olan bu nitelik, bu kez, ok kiisel bir yaa
mn akntsyla anszn sulanm olur. Artk, gzel ak bizi srklediinde, kendimizden
kopmak yerine, kendimizle birlikte, zaman iinde snrlanm yaammzn eiinin te
sine doru uarcasna gideriz. Fakat o, bir bireye olan ak ilkel bir olgu olarak ele al
maz; byle bir duygulanm, onun iini saran bireyin gzelliiyle de snrl kalmaz. n
k, birincisi bizim en son zlemimizin yneldii yn gsterir durmakszn, bylece,
l8o
C o g t o , B a h a r '9 5
Ak zerine Paralar
C o g t o , B a h a r
'95
181
Georg Simmel
182
C o g t o , B a h a r '9 5
Ak zerine Paralar
toplumsal bir dar snrllk, bir trl deimeyen karlkl ilikiler ekilmez bir durum
alacaktr), gibi deerlere oranla ikinci sraya konulmamsa, hibir zaman yaayabilir bir
toplum da oluturamayacaktr. Yaknlar arasndaki dostluk duygular, gven, yaygnlk
ve derinlik kazanrken ok az hayal krklklarna urasa bile, yine de, her gurupta te
mel, gerekli bir ba ilevini grrler. Ancak bu ba, olumlu bir girikenlik anlamnda
ele alnrsa, daha az gl bir biimde ortaya kar, zellikle bu saylan deerler olmad
nda, toplumdaki yaam koullan, birbirinden farkl kiilikler iin, kanlmaz biimde
bir cehenneme dnt lde. Nitekim, insanlar arasndaki sevgi ve dostlua ilikin
dnce ve duygu, tam tersine, byle bir ilikiden doar. Ve bu, birlikte yaamaya "al
mak" gibi sama bir bayaln dile getirdii biimde gereklemez, tam tersine, srekli
bir yanyana yaama, daha dorusu yaamaya alma, hayatn ortak yaanlan zorlukla
rna, dalgalanmalarna kar bir tr organik nlem oluturulamazsa baarl olamaya
caktr. Dnce ve duygular da, o zaman yaamda erin verici birey olur. O halde, eer
toplumlarn biimleri ve g izgileri, amalanm bir yaamn uzantsnn gereklilikleri
olarak mutlak bir biimde doarlarsa, ak ve aka ilikin bu duygular da, toplumsal
ereklilik ieren benzer bir olua bal olarak geliir. Nasl ki ilk cinsel itkiler, cinsel yaa
ma ilikin praxis'lerle rlyorsa, bu duygular da toplumsal yaamn praxis'leriyle r
lr. Ve yine nasl ki, bu son duygulanm, duyunun tmden tersine dnmesiyle, zgn
bir akn douuna olanak salyorsa, ayn ekilde, yle grnyor ki, evrensel insan a
k da toplum iin temel yaamsal deerde olan bu duygulara o kadar borludur, - ancak
bu elbette erotiko-bireysel olguyla mekanik bir koutluk iinde deil, ayn temel modele
gre, kanlmaz zel koullarn ve kesin indirgemelerin gznne alnmasyla olur -.
Evrensel insan akn, toplumsal yaamdaki elerin gittike serbest braklmas bii
minde yorumlamak ok baya bir psikolojinin tuzana dmek olurdu. O, en ar gr
nyle, arkasndaki her tr ereklilikle balarn koparm olup, yaamla ilikiye srkleyebilen ve eylemlerle kendini davurabilen bir duygunun iten gelen atlmdr; zne
ye ait, belirleyici bir baka zneye ya da znelere kar duyulan deil de, genelde, birey
de gerekletii her an ve yerde insan soyuna kar duyulan ikin bir duygu ve dn
cedir .1151 Oluuma katkda bulunan ve konumu iyice derinliklerde olan psiik bir ilev
mevcuttur, biz bu ilevi, soyutlama yoluyla, bilincimizdeki bir enerjinin sayg duyulan
nesnenin baz eleri, (dier eler kanlmaz biimde bu elerle bir olarak olgusal bir
birlik oluturur, ama bilincin yansmalar bunlar etkilemez), zerinde younlamas ya
da kanalize edilmesi olarak tanmlayabiliriz; bunlarn farkna varlmamasnn nedeni,
bir olumsallktan deil, olsa olsa psiik enerjinin, yine onlardan hareketle bundan byle
nesnenin btnselliini temsil eden yeni bir olgusal birlik oluturmasn salayacak ilk
eleri brleriyle kaynatrma gcne sahip olmasndandr. Bu ilev, dinsel ya da duy
gusal yceltme ya da yaratc g gibi, zihnin olas btn aygtlaryla etkisini gsterebi
lir. Durum elverirse, burada szn ettiimiz duygunun iinde bile zihinsel bir zellik
arzedebilir, ama o zaman da, duyguda bir abartlk ve bir bozulmuluk ortaya kar;
byle bir duygu, tm arl iinde, bu biimiyle, btnyle sui generis bir retimdir.
Gerek yaamdaki temel uygulamalarn zincirlenmeleri karsnda, onun zgrln
en ak biimde gsteren ey, zel bireylerden ok tm varlklara ynelmi olmasdr.
Toplumsal yaamda, tekilliin de stnde bir zellik kazanan bu duygu, btnyle z
nenin iine dolar ve yine ondan, sanki ilk kaynakmasna darya fkrr, oysa nbelirtileriyle ele alndnda, toplumdaki yaamsal nehirin srekli olarak savurduu bir
5) Bir dnce olarak "nsan" ak, yani insan soyunun ak, btn bireylerin stnde deeri olan birey olduu iin, tmyle farkl
bireydir, ou kez de insanlarn akyla hibir psikolojik ba yoktur. Nietzche, bu anlamda alman ak ok iyi tanm ve ok
tutkuluca da tlemi tir, ama kendi retisinde ve bir olaslkla da kendi z duygulanmnda evrensel insan akn reddetmitir.
C o g t o , B a h a r '95
183
Georg Simmel
dalgadr yalnzca. Ama dalgay tketen yine kendisidir. znenin tmyle iinde yayla
cak olan bu bakalam, toplumsal nbelirtilerden hareketle nadiren ve ge bir biimde
oluur kukusuz, ama bu, kurulan bantya kart den bir kant oluturmaz, hele he
le, bizim ak yorumumuza kar, nk o da, temel cinsel nbelirtisinden hareketle ken
dini salt bir biimde tanmay belki nadiren baarabilir. Erotik akla karlatrldnda,
genelde btn insanlara snk ve havas yokmu gibi grnse bile, yine de benzer bir
dnme urar: toplumsal nbelirtileri bireylere hizmet eder, toplumsal yaamdaki
merkezlilik karsnda basit aralar olarak kalr; ama buna karlk, evrensel insan ak
zgn bir biimde duygunun, varln yetkinliine dayandka, znenin merkezine yer
leir, kendi kendine srklenen kendi kendine yeten bir deer olur, hibir amaca bal
kalmaz, ama kendinden doan tatl parlt ve bir scakl kendi evresine yayar.
Bu evrensel ak duygusuna o soyut nitelii kazandran ey, akn nesnelerindeki
bireysel farkllklarn kural d braklmasdr. Bu ne denli toplumsal ak iin bir lde
geerli olsa da, evrensel insani ak bunun koulsuz uzantsdr; bu ekilde, duygu ya
amla her tr ban eker ve artk, hareket noktasn bireysel gerekliklerde aramaz,
ama, ayn zamanda saf erotik akn zn oluturan ve imdi de darya doru, "evrensellikde", nesnelerinden kopmama zelliinde izdm yaratan znel merkezin ve
dncenin oluturduu zel birlik iinde devinmeye balar.
Hristiyan ak diye adlandrdmz ak, evrensel insan aknn bu soyutlayc
zyle karlatrldnda, buna yakn, ama bununla birlikte, ayn zamanda da kesin
olarak ondan ayr bir olgu oluturduu grlr. zel varlk, btn brleriyle ortak bireyleri olduu iin, yani zel ve kiisel olarak sahip olduu eyleri bir yana ittii iin ya
da evrensel niteliiyle yalnzca kiisel birleme amac gtt iin sevilmez. Hristiyan
ak ise, insan btnyle ele alr. Genelde her insana seslenerek, u ya da bu insann bir
bakasyla ortak bireyleri olmasna duyarsz kalr; onu olduu haliyle tepeden trnaa
sever aslnda. Belki en niteleyici olan ey de evrensel insan aknn ayn zamanda, g
nahkr insan, ama dorusunu sylemek gerekirse, gnahkr olmasna karn ve eninde
sonunda bir insan olduu iin sevmesidir. Hristiyan ak, gnahkr insan bir akla do
natr akas, bu ak normal varlktan daha byk olmasa bile, en azndan yle ya da
byle bu "karn" szc olmadan da. Tarihsel konumundan dolay Hristiyan diye
adlandrmak zorunda kaldmz -bu belirleyici yap ne denli dogma rn ya da ya
znsal imlerden ok sa'nn baz aklamalarnn yorumundan ve onun praxis psikoloji
sinden kaynaklanyor olsa d a - bu akta benzersiz olan ey, bireylik ilkesine verilen
nemde yatar: sanki kendi kiisel doasnn btnlne de deer oluyormu gibi, o
zel varla deerdir, bu zel varlk sfatyla, onun kiiliine kendini kaptrr, halbuki,
ister benzersiz ister benzeri olsun, onun bireylii, yine de hibir biimde onu hakl gs
teren ey deildir. Bu yapnn zellii bireylikle evrensellik arasnda belirleyici bir ge
reke olarak alternatif yetersizliini aa vurmasdr. Evrensellik kavramnn nclk
yapmad btn bireylikleri kucaklayacak temel bir dzenleme sz konusudur burada.
Olay ancak Hristiyan ak kendini dindala snrlandrd anda olumaktadr. Fakat bu
bence, onun en derin anlamyla da uyumuyor gibi. St. Franois kulara, balklara varn
caya dek hereyi sevmise, bu onun kukusuz salt sevme yetisine sahip olmasndandr,
ama bununla birlikte, Hristiyan dzenlemede, bu yeti allm enerjisini ancak derece
derece ya da enginliiyle aar. Hristiyanlkta kesin olan ey, onun ruhu a priori olarak
seven biiminde tanmlamasdr, o, bunu hereyi sevmelidir biiminde aklar -dinamik
lii ou kez, burada da olduu gibi, insan olan hereyin te dnyasna ulaamasa bile.
Elbette, hi kimse, eer bunu bizzat kendisi gerekletirmemise, Hristiyanlktan
184
C o g t o , B a h a r '9 5
Ak zerine Paralar
hareketle erotik bir doa kazanamaz. Farkllk yine vardr, erotik doada da, ilk z ak
olan varlkta da, ak, ritmi ve temel srecin dalgalanmalarm oluturur; ve bylece, s
rekli byyerek ve olas btn ilikilerde, bu belirleyici gce iyice sahip olarak baka
varlklara dek uzanr, bu ilikilerin zde tekbiimli olmasn, yani bireysel doann etkisi
ne kar dorudan bakl olan bir hissedi biimi hedeflemez. Erotik doa, en yetkin
anlamyla, - nk, onun yaps amaca uygun bir yaam gerektirir, nk o yalnzca
kendisine itaat eder ve yalnzca iten gelen eye gre kendisini tanmlar -, gereklerden,
ne denli bizzat kavramlarn kendisi olsa da, kavram sfatyla, kendi iin varolan birlikler
sfatyla, kendini gsterebilen btn glerden edinebilecei her tr tanmlamalar kar
snda, u ya da bu sfatla yaamn zn oluturan, bu anlatm farkllklarn, bu yksek
ve alak vurgulamalar, bu mekanik-stl ve bir anlamda bu nedensizlii gzler
nne serer. Yaam bunlardan birinden tredii anda, bu tr anlar, belli bir tekbiimlilik kazanabilir, eer bu tekbiimlilikle onun kendini ilemedeki doal yetenei karla
trlrsa, bu yetenek bir katkya dnr, ama dzenlilii olmayan kesin bir yasallk ka
zanr. te, Hristiyan akn temel z, temelde insani zellii olan ve hereye eli deen
dier iki aka oranla, bu ekilde aydnla kar: evrensel insan ak, Hristiyan aktan
farkl olarak, yalnzca, insan sfatyla insana zg olan kucaklar ve farkl kiinin btn
selliini dta brakr ya da en azndan ona yalnzca dolambal yollardan ular; erotik
doa ise, uras kesin ki, bu tr bir evrensellie tamamen duyarszdr, Hristiyan doa
gibi, bireylii tamamen kendi alanna eker, ama bunu onca vurgu ve younlukta ger
ekletirir. Gerekten de, onun kkeni dorudan ilkel, yani bireysel yaamdadr, onun
ritmik ve aritmatik akna elik eder, oysa Hristiyan akta, yaam akmlatran bir d
nce egemendir: bu ortak tanrsal soy zinciriyle, Isa'nn buyruklaryla, ya da tanr a
kyla olablir. Bu nedenle, kendi ilkesi gerei, insanlar arasnda yaamn yaratt farkl
lklar yaratamaz, onlar birbirinden farkllatran eyler stne farkl bir ak davran
ina etmeksizin, insan bireyliklerine daha ok bel balar.
Hristiyan aka zg olan bu deimemezlik, iki ayr ynden destek bulmutur. O
insan ruhunun mutlak deeriyle bir olur. Bu mutlak "Tanr katnda eitlik" yorumuna
itiraz edileceini ok iyi tahmin ediyorum: Ne sa, ne de Hristiyan dini uzmanlar, ruh
lar arasndaki ayrlklar, deerlerin etik yaklam asndan iyi bilmemektedirler, ltuf
retisi onlarn metafiziksel deerlerinin eitliini tekzip eder ve sonsuz byk mutlu
lua ulancaya dek, en byk azizlerle en kkleri arasnda varolan hiyerari, byle
bir grecelii kabul etmeyecek olan bu deerin mutlakln ortadan kaldrr. Bununla
birlikte, eminim ki, btn bu farkllklar, olaylarn zne inmez, ama mutlak bir deer
varsaym zerine ina edilebilir. Ltuf da, akas insann kendi her zdeeri karsn
da duyarszl anlamna gelir, o deeri paylatracak olan tanrsal keyfiyeti, greceli ya
da mutlak her deerin stnde tutar, bu nedenle, kesin kant olarak kabul edilemez. te
olumlu bir kant: ebedi cehennemi cezalarn temeli, dinsel ahlak asndan, olsa olsa an
cak mutlak bir deerin olumsuzluu ya da yozlamasna dayanr. Hele hele bu kincisi
nin, niin farkl derecelerle farkl varlklarda kendini gsteremediini anlayamyorum,
nk aksi durumda, cehennemi cezalarn yaygnlklarnn mutlak eitlii iinde farkl
younlua sahip oluu anlalamazd. rnein altn, mutlak ekonomik deeri olan birey olarak gese bile, yine de daha byk ve daha kk, az ya da daha ok alaml al
tn paralar da vardr; bunlarn her biri, birleik bir deer nicelii olarak kendini kabul
ettirir, ama yine de, mutlak deerleri ok eitli bir biimde kertelere ayrlr - aynen ru
hun mutlak deerinin cennetin basamaklarnda kertelere ayrl gibi. Ayrca, eer aksiyolojik derecelenme, en st olumlu dzeyden en aa olumsuz dzeye doru, her yerde
C o g it o , B a h a r '9 5
185
Georg Simmel
186
C o g t o , B a h a r '95
Ak zerine Paralar
hep ve sonsuz bir hediye, bir ltuf olarak kalr. Oysa, kiisel bir varln bize hakszca
davranmasndan kaynaklanan herey, ister mutluluk, ister ltuf olsun, bizi u ya da bu
biimde indirgetir; elbette, yalnzca yalvaran onur bu ak kk drc birey olarak
yaar, ama zgrce ve geni ereveli dnen bir insan, byle bir durum karsnda,
iinde alakgnlllk hisseder ve her byk akn anlam mutlaka buna ilikin bir e
ierir. Bununla birlikte, bir "ltfa" bile az ya da ok layk olunabilir. Ve byle bir farkl
lk, ak sfatyla Hristiyan akta raslanlan birey deildir, -ne denli farkll aksiyolojik
dizilerle btnletirme gcne sahip olsa da-, ite, sizi rahata kk drc bir duy
guya srkleyebilecek birey, zellikle hakedilmemilik duygusu bir ltuf bile olamad
, ama tekdze bir biimde btn varlklara ulat zamanlarda bile. Bu duyguyu bi
raz frenleyen tek ey kardr. Hayatn biimine gre yabanclk yine de kiisel gdlen
me, -yani ak araclyla kendi z mutluluuna ulama-, Hristiyan yaama akyla il
kel doal itkiler arasnda ok sk bir benzerlik vardr. nk bu itkiler, dnce ve
normlarn mdahalesine ne kadar az maruz kalrsa, gerek olaylarn basit bir biimde
olu biimine ve kendi ilerinde evrimine de o kadar fazla bal kalr. Ben'in yaam
kendi iinde ne kadar yasal olursa olsun, onun davurumlar temel zelliinin sreklili
i asndan ne kadar tek renkli kalrsa kalsn, kendisini evreleyen dnyayla ilikisi yi
ne de bir anlamda katk niteliinde ok farkl u ya da bu noktay aan bir ilikidir.
Dinsel yaam, genelde, kukusuz ok farkl derecelerde ve ok eitli biimlerde de
olsa, insan iinden geldii biimde aka hazrlar. Bunun nedeni, her tanrsal varla ili
kin her tr dncenin, bireylerin varlksal yansmasnn , zel inanl kiininkiyle ke
sitii bir odak noktasn temsil etmesindendir. Ben, metafiziksel, ritel ya da pratik da
yanma gibi eyleri kapsayan, ok dar bir erevede kalsa bile, zgecilii gereklilik sa
yan bir din tanmyorum: ou kez, bir grubun birliini dile getirse ya da uknum olsa
bile. vedi bir canll ne kadar fazla da vuruyorsa, bunlarn sonulan da kiiler aras
ilikilerde o kadar ak bir biimde gelimeye yz tutar, sanki onlar belirleyen ey ak
m gibi -baka gereklilikler olsa bile- z, hayattaki belli bir davranta younlamak
yerine, daha ok bir dogmaya taklr kalrsa, bu sonu daha kukulu olur. Gerekten de,
din, dogmayla yaamn alanndan koparak, dncenin alanna girer. Fakat Hristiyan
dogma, aka mdahale etmitir, onu bu ikinci alana ykseltmitir, bu durumda, "Hris
tiyan ak" sfatyla, bu zel evrensel yaylmann zel bir biimini aa vurabilir, ama
bizce, yaand biimiyle hayatn kendi ritmine oranla olaandlna ihanet eder.
Hristiyanlk kendine zg dinsellii asndan ele alnd lde, durmakszn, aynen
cinsel yaamn kendi alan iinde yapt gibi, insan akn eiine gtrr; ak bylece,
orada, belirsizlik durumunda, dinsel yaamn evrensel yneliminde bir engebe olarak
kalr. Fakat, Hristiyanlk ekseni tersine evirir: bundan byle akn son merkezi nok
tadr -b u nedenle, aslnda gerekten ak olur- ve hayat dinsel enerjileriyle, onu gerek
letirmeye arlr. Ak, elbette, hayat zerinde etkisini gsterebilecektir ve onun bn
yesinde emilip gidecektir. te bu nedenle, bizzat hayat kkenli deil de, kendi z deeri
olan bir alan kkenli hazr bir ieriktir o. Byle bir durumda, akn nbelirtisi, kukusuz
aynen biyolojik yaamn olduu gibi, dinsel yaamn da bir esi, ya da bir rn ol
masdr; ama gerek anlamda Hristiyan ak olarak ya da dogmann bir paras olarak
bu modus' (biimi) ya da canllk alann aknlatrr; ama ona yakalannca, sekinci ve
bireyci belirlemelere, dinsel yaam da dahil olmak zere, hayatn engellerine, snrlan
drmalarna u ya da bu biimdeki etkilemelerine boyun eerek kendi transvital zel
liine ihanet eder.
eviren : B ahadr G lm ez
C o g t o , B a h a r '9 5
187
N a v a r r a K ra l e s 0
Lucien Febvre
21 Aralk 1549'da, soylu bir bayan olan Navarra Kraliesi Margueritte d'Angoulme, yirmi gn sren bir hastalk sonrasnda, 57 yanda, Tarbes yaknlarndaki Odos a
tosunda hayata gzlerini kapyordu.
Dokuz yl sonra, 1558'de, 200 sayfalk in-quarto baslm bir kitapk Paris'de ya
ynlanyordu. Yazar adnn olmad, ama ekici bir bal olan bir yayndr bu: Talihli
klarn yks; zerinde yalnzca nl Nivernais desi Prenses Margueritte Bourbon'a adanm bir ithaf vardr. te bu ykler, Margueritte de Navarre'n Heptamroriu
diye adlandrdmz yklerdir, - ama dzeltilmi bir Heptamron. Margueritte'in eski
bir oda ua olan Pierre Boaistuau, onu kendince dzenlemi, ksaltm, baz blmleri
karm, yeniden biim vermi ve deitirmiti; ayrca yazarnn adn titizlikle gizle
miti; bu gizli gndermelerden memnun kalan yaync, kitab, Margueritte'in evlenme
sonras yeeni olan ve olduka az sevilen Franois de Clves'in karsna adyordu: Val
Angoulmlilerinin Bourbonlar'a kar zel bir zaaf yoktu nk.
Tepki iin ok beklenilmedi. 7 Nisan 1559'da, 200 sayfalk ikinci bir in-quarto ya
ynlanr. Bu kez, nl ve soylu Valli Prenses, Navarra Kraliesi M argueritte'in Heptamron
ykleri, ilk basksndaki dank blmlerin dzene konulmu haliyle ve esiz erdemli Navarra
Kraliesi Prenses Jeanne de Foix'ya ithaf olunur" adyla Parisli Claude Gruget tarafndan
C o g t o , B a h a r '95
18 9
Lucien Febvre
ve mirass olan Jeanne d'Albret'ye yaplarak dzeltilmiti; bir olaslkla Jeanne d'Albret yklerin douuna bizzat tank olmu, en azndan kitabn balnda annesinin is
minin bulunmasma zen gstermitir. Acaba Jeanne, Gruget'den Boaistuau'nun yapt
yanllklar dzeltmesini istemi olabilir miydi? gibi bir soru akla gelebilir. Ama yle
ya da byle, onun lm sonrasnda yaynlanmtr kitap. Gruget'nin Boaistuau'ya gre
daha az deiiklik yapt kitap, Heptamron' nun ilk basks gibi zgn bir baskya temel
tekil edemez. lk bask, Heptamron'nun zgn elyazmalar esas alnarak yaynlanm
olsa gerek.0 Byle bir ura, 1858'de Leroux de Liney ve 1873'de Franois Frank adlarn
da iki uzman yaync tarafndan gerekletirilir, - ama lm sonrasnda yaynlanan ki
tap acaba hangi tarihlidir?
Jourda'mn yapt saptamalar yeniden aktarmak yerine, bize mantkl grnen bir
ka noktay anmsatalm:
1540-1542 ncesi, Franszca bir Dcamron'a ilikin bir tasar szkonusu deildir. Bu
esnada, Boccacio'n franszca evirisiyle harekete geirilen ve Antoine Le Maon tarafn
dan tamamlanan kitap, (ancak 1541 ylnda yaynlanmtr. Oysa Le Maon 1531'den be
ri bunu dlemektedir), Navarra Kraliesi'nin, Franszca bir Dcamron yazma tasarsn
oluturur. Ama bu Dcamron, talyanca Dcamron'dan bir rpda ayrlr; uydurulmu
ykler, "gerek yk olabilecek" hibir ey iermez; bunu da bize Heptamron'm m Prologue'unda Parlamente aklar. Bu tasar zaten yalnzca Margueritte'in tasars deildir.
Bu tasar, zaten bunu bize reten de Prologue'dur, Kral Franois, kraln byk olu ve
byk kz tarafndan dnlmtr: "bu szkonusu bayanlar ve efendimiz byk
Prens, herbiri on blm yazmak zere, deer grdkleri bir eyleri yazacak on kiiyi biraraya getirme konusunda birletiler". Yine de, yksek renim grenler ve yazarlara
veto ilan edildi; nk "Byk Prens, retorik gzelliin ksmen de olsa, yknn ger
ekliine ihanet edecei korkusuyla onlarn iin iine girmesini istemiyordu."
Herey ok hzl geliir. Ve sonunda Margueritte, 1542'den 1546'ya dek, ykler'in
nemli bir blmn yalnz bana kaleme alr. 1546'da, Cauterets Kaplcalarna yapt
gezi, kendisine Prologue ve kitabn erevesi hakknda bir fikir verir. Kralie lmne
dek bu byk tasar zerinde alr. XII. yky (Lorenzaccio) olaydan 10 yl sonra
yazdn syler; oysa bu olay 1537'de olmutur; LXVI. yk Jeanne d'Albret'yle Ven
dme Dknn evlendikleri yl bitirilmi gibidir, - bu evlenme tarihi ise 1548 sonlardr.
Baz ykler, rnein XXV. yk 1521, IV. yk 1524; LXIII. yk 1526; XLI. yk
1529 yllar ncesi olaylara gndermelerde bulunsalar bile, 1542 sonrasnda kaleme aln
m olabilirler (olabilirler, ama bu da hibir zaman kesin deildir) Sonuta, Heptamron,
Margueritte'in hayatnn son on ylnda yazlmtr, -b u 40-50 yalarndaki bir kadnn
yaptdr,- ve ancak 1549'da lm buna engel olmu, daha dorusu yarda brakmas
na neden olmutur. Bundan da, Kralienin bize brakm olduu 72 yk, (oysa tasarla
nan 100 ykyd), dramatik ya da komik beklenilmedik olaylardan baka eyler ieri
yorsa; Margueritte'in dnceleri, ahlak anlay ve dinsel duygulan vb. konular hak
knda yararl veriler sunuyorsa, btn bu verilerin, kralienin kim olduuna ilikin, sa
nld gibi yaamnn ilk yllar hakknda deil de, son yllar hakknda, lm ncesin
de, yklerini ve son iirlerini yazd sralardaki yaam hakknda tanklk etmektedir.
*
190
C o g it o , B a h a r '95
Navarra Kraliesi
di ve yntemli bir biimde bu adan sorgulanmam olmasdr. Bununla birlikte Jourda'nm kayda deer yaptn istisna d tutmayalm. Kitabnn ikinci cildinin banda,
Heptamron zerine yapt uzun ve baarl inceleme, bu yaptn yaznsal zelliklerine
ilikin zengin aklamalarla doludur; ama tantma asndan ksa kalmaktadr. Pierre Jourda'dan sz ediyorum ama, genelde, Margueritte'in yaptlarm inceleyen yazarlar da
olduka gln ve skc bir biimde yklerini yle bir geitirirler.
Heptamron, Galya Kitaplar dizilerinin tmnde yer alr ve Italyanlar yle raslant
eseri birka yk evirdilerse, bunun nedeni Classici del Ridere dizilerinin birinde yer al
mas iindir. Onlar hi okumam olanlar, (buna ondan ok sz edenler de dahildir), y
kleri skandal yazlar olarak deerlendirirler, haliyle, bir kralienin, stelik Reform iin
evkatinden kukulanlan bir kralienin bunlar yazmas ve yaymlamas lszce bir
eydi belki. Bu ykleri, o ok nemli devirlerde, biraz abuk okuyanlar, stelik yeni
den okumakszn kmsemeye heveslenmilerdir. Bunlar gelenekidirler ve biz SainteBeuve'in, zenle o 28 ubat 1853 tarihli dizesiyle sslerken dneminin yanlgsndan, es
ki Fransa'nn "hafif ve ekici utkularndan" kurtulamadn gryoruz. Bu dizeler ak
a anakroniktir. Navarra Kraliesini Dolorasa'ya doru ekmek istemeden, onu en onur
lu ve kibar hanmlardan biri yapmak isteyen her tr giriim karsnda, olsa olsa omuz
silkebilirdik. Brantme da zaten bu konuda akac bir yllkdr. Sonu olarak, Kral
Franois'nn kardeini nitelemek iin szck arama nedenimiz yok. Clment Marot
epeyden beri bu ii yklenmitir - Marot, Epigrammes V., Alenon Desi stne'de yle
yazar:
Cesur yrei ne mutlu ne de bedbahttr
Ne ok neeli ne de ok melankolik;
Her eyden nce bir melek esprisine sahiptir o,
Hem de gklerde uan en incesine.
Aslnda, sorun, Margueritte'in zengin bir kiilii olduunu dnerek, ona u ya
da bu nvan atfetmek deil. Sorun, kralienin, elikili en azndan deilse bile ilgin et
kinliklerini birbirine eklemleyen derin ba bulmaktr; bir baka deyile, Fransa ve Torino atolarndaki saray yaam, - ncil hakknda her gnk derin dnceleri; bir tr Ka
mu Yardm Bakanl gibi bir grevi srekli yerine getiren bir kadnn etkileyici iyilikse
verliini; <3) erkek kardeine ya da eine (ikinci) karmak ve gizli uralarnda veklet
etmekte becerikli, doutan diplomat birisinin inceliini; unu da ekleyelim Luther'in
baz yazlarn okuyuunu, Calvin'in gvenliini salayn, baz maneviyat inansz
larla dostluunu, - ve bununla birlikte katolik ayinlere srekli katln, Tussin'de, bir
Angoulme manastrnda ikmet ediini, sylenildiine gre rahibelerle ilhi syleyiini
ve dua ediini; ya da Miroir de l'me Pcheresse boyunca ateli bir biimde Hristiyan
inanc savunuunu,- ve az bilinen ya da az tannan baz metinlerinde ateli bir te dn
ya merakn sergileyiini de belirtmek gerek.
Bylesi zor bir soruna, atalarmz hi aba sarfetmeden iki basit zm yolu bul
mutu.
Birincisi, Margueritte'in Heptamronnun yaratcs olduunu reddetmekti. Charles
2) Bu inceleme yaklak 350 sayfa iermektedir.
3) Kral Franois 13 Ocak 1536'da kz kardei, saraydan prens ve prensesleriyle Lyon'a geldiinde Lyon Kilisesi'nn Yksek Din G
revlileri onun yaptlaryla ilgilenirler ve "en byk iyiliksever N avarra Kraliesi'nin" ilgisini ekmeye alrlar. Ondan "iyilik
prensesi sfatyla" kilisenin davasn savunmasn isterler. Birka yl nce, Jean de Vauzelles Thtre de franaise dsolation' da, lm
deindeki annesi Louise de Savoie iin M argueritte'i u szlerle tesselli etmeye alyordu: "Kutsal kitabmz ncil'in hereyiyle
deer verdii yardmsever M argueritte'e uzun mrler". Bu metin 22 Eyll 1531 tarihlidir.
C o g t o , B a h a r '95
191
Lucien Febvre
Nodier gibi biri, Revue de deux mondes adl dergide/4 bu yaratcln Bonaventure des
Priers'e ait olmas gerektiini yazyordu. Nodier'nin Bonaventure'e kar yle bir sevgi
duyuyordu ki, onun yaamn ve yaptlarn az tanyordu. Bu bir ineleme deil. Ama
u gerek ki, bizler, XVI. yzyl yazarlarn iyi tanmyoruz, hatta, en tannmlarn bile,
-rnein onca almaya ramen Rabelais. Byle olunca, Priers'nin yaam hakknda da
ok az ey bilinecektir. te Nodier'nin nn alamayan da budur. O her eyi biliyordu.
Navarra Kraliesinin suareler dzenlediini,-tpk Arsenal Ktphanesinin memuru gi
bi; bu suarelerde ut alndm. Ve Priers'nin bu iirsel mzik aletini almasn bildii
ni, alarken doalama dizeler okuduunu.... Sonra da ykler anlatldn, - ona gre
yalnzca Des Priers brlerinden farkldr. Btn amdanlar sndrldkten sonra, o,
ertesi gn oturup bireyler kaleme alyordu. Navarra Kraliesinin adnn konduu, ama
Bonaventure des Priers'nin gerek yazar olduu yk byle yazlmt... Zavall Des
Priers! O da Les Joyeux Devis gibi ykler brakt. Ama elinden yaratcl alnarak
Mans'l Claude Pletier'ye verilmek istendi, yazk! Margueritte ykler'i bir dnleme
oyunuyla yazd ve yaratcl Des Priers'ye verilmek istendi. Nodier, Navarra Kralie
sinin suareleri ve kimsenin tanmad Des Priers'nin dehas hakknda bu kadar art
c ve kesin bilgiyi nereden edindiini ne syledi - ne de Brantme'un Vie des Dames Il
lustres adl yaptnda ortaya koyduu u aklamalar kendi yorumlaryla uyuturabildi:
"Navarra Kraliesi bu yklerin ounu kent kent dolarken kralie arabasnda yazd,
nk inzivaya ekilince daha nemli uralar edinmiti kendine. Bu yolculuklarda, ya
nnda yazcs olarak bulunan hanmn, kralienin ykleri nasl ustaca yazdm ve
kendisine nasl dikte ettirdiini bykanneme anlatn iitmitim".
Fakat atalarmz, hristiyan Margueritte ve Galyal Margueritte elikisini yok et
mek iin ikinci bir frsata daha sahiptiler. O da Margueritte'i, Brantme'un yapt gibi,
"sarayl kibar bir bayana" dntrme eilimiydi. Bu konuda ok ey yazldn syle
meyi unuttuk; Margueritte'in byk babalarmzn keyfi iin bilmem kanc Histoires
des Favorites'de, Galanteries des Rois de Franceda ve sefil rahibelerden szedilen Crimes du
Vatican'da nemini koruduunu sylemeyi unuttuk- ylesine ii temiz genler ya da
merakl dkkanclar 1830'larda, karn a siyaset yazarlar tarafndan evrensel tarih ve
kalntlar hakknda bilgilenmeye davet edilmiti. Marot'ya k, ama yenilerde de, Marot'nun, aslnda Margueritte adyla hi ilikisi olmayan, gya Margueritte'in kocasndan
yasad olma, Anne diye Alenonlu bir hanm iin ak iirleri yazmasndan dolay, ken
disi iin eriyip biten Bay de la Harpe' bylemeye balam bir Margueritte roman tretilmesi bundandr. Yine tarihi Varillas' byleyen Bourbon Bakomutana k Mar
gueritte'in roman da bundandr. 1. Franois'nm kzkardei, Navarra Kraliesi Margu
eritte d'Angoulme'in, IV. Henri'nin kars Navarra Kraliesi Margueritte de Valois, ya
ni Kralie Margot'yla kartrlmasnn nedeni de bundandr. Bu nedenle Kral usul on
ca Margueritte elendiricidir. Ve nihayet, en ar olan, Michelet'nin gzndeki, ama en
kt Michelet'nin gzndeki Margueritte'dir, yani erkek kardeine ak, insest Margu
eritte, o byk tarihinin gl ve sapk belleini bir an megul etmitir, -bir Marguerit
te ki, dorusu, bunu yaratan o deildir: bu onuru Gnin'e brakalm, nk Lettres de
Margueritte d'Angoulmei5) adl kitabndaki notlarnda Margueritte'in Bourbon'la, Bonaventure'le, ve zellikle Marot'yla olan aklarn efsanesini bir gzel temizledikten sonra,
bir sonraki ylda 1842'de ikinci kitabnn banda mahsustan koyduu bir ek notta bir
belgeyi "tek, eksik, ama kesin bir belge" gibi dalgalandrmay aklndan geirir: Margu4) 1 Kasm 1839.
5) 1841'de Renouard yaynlarnda Fransa Tarih Vakf'nn katklaryla yaynlanmtr.
19 2
C o g t o , B a h a r '95
Navarra Kraliesi
eritte'in kendi eliyle yazd "gizli antrmalar, bile bile karanlk aklamalarla dolu ve
eer son blm ban anlamay kolaylatrmyorsa ilk blmnn anlalmasnn ok
zor olduu bir mektup". Antrmalar o denli gizli, anlatm o denli karanlktr ki, aslnda
bu mektupta/6 rnein tutkulu bir karde sevgisi ve sadakatinin aa vurulmas dn
da her eyi grmek iin, Genin'in imgelemine ve onunkinden beter Michelet'nin imgele
mine sahip olmak gerekiyor.
Ama bunlar tartmann yarar nedir? Uzun zamandr bu tr samalklarla oyala
nan kimse yok artk. Margueritte, ne kolay aklara hazr soylu bir kadndr, ne de sama
ve iren bir ensest dramn trajik kahramandr. Heptameron'la ilgili sorunlar anlamak
iin, bu ok basit yaklamlar romantik aklllara brakalm. Ve sorunu daha iyi anlamak
iin, - madem ki imdiye dek Margueritte'i daha iyi anlamaya altk-, imdi de Hepta
meron' u anlamaya alalm.
*
"Eyll aynn ilk gn Pireneler'deki kaplcalar canlanmaya baladnda, Cauderes Kaplcalarna Fransa'dan ve Ispanya'dan, bazlar su imek, bazlar banyo almak,
bazlar da rasgele yaamak iin birok kii gelmiti..." Heptameron'un Prologue'u byle
balar. Ama bizi Pireneler'de nce Cauterets'ye, sonra da Margueritte'in, Cauteretlileri
bir dizi romantik servenden sonra yeniden bulutuu yer olarak tasarlad Sarrance'a
srkleyen byle bir ykleme neden acaba? nk, 1525'de dul kalan Alenon desi,
1527'de Navarra Kraliesi,-yani kendisi, Orne kylarndan Pirenelerin yal kayalk
blgelerine gtren Henri d'Albret'nin kars olmutur.
Albretlerin, XVI.yy.banda, zamann kark siyasal konserinde alabilecekleri bir
mzik aleti vard. Onlarn hareket noktas bugnk Landlarda olduka kk bir alan
d, bura kentleri, Albret yannda, (bugn Labrit olmutur), gneyde Tartas ve Garonne
Agen yaknlarndaki Nerac kentleriydi. Ama 1484'de, Albretlerin onbeinci naibi II. Jean
Foix'nm kzyla evlenerek, eyiz olarak Ariege vadisini de ieren Puymorens yannda
Bearn Vicontluunu ve Navarra Kralln da almt. Bu olaanst bir bymeydi.
Bearn, dalarn eteinde kurulmu kentler iinde, Pirenelerden geen bir yola sa
hip (bu yol ayn zamanda blgenin ekonomik verimliliini salyordu) konumu en iyi
ve en canl oland. Bearn ayn zamanda Somport'dan geen spanya yolu zerindeydi.
Bu nedenle, Calagurris, Ebre (Calahorra) zerinden Aragon'a ve Jaca kylarndan uza
np gelen roma yolunun bulutuu noktada Pau Vadisine -buradaki antik Beneharnum'un yerinde Lescar kurulmutu - dek gidilebiliyordu. Buras ayrcalkl bir havzay
d: kylerin okluu, parlak bir gkyz altnda kltrlerin eitlilii, birbirleriyle iie
girmi tarlalar, balar, akarsular, hepsi insan byleyen bir tablo oluturuyordu; ste
lik bu tablonun gneyi karl Pirene dalaryla evriliydi. Kuzeyde ise Pontlong funda
lklar, kn Aspe ve Ossau vadilerinde otlanan srlerin otlak yeriydi. Bylece dalar
ve ovalar birleiyordu. Bearnllar, batda, Vadinin bir blmne el koyarak, ato ina
atnda kullandklar kire tan buldu; Pau ve Oloron vadilerindeki su kavaklarm g
zetlemek amacyla Orthez'i ve daha sonra da Salie-de Bearn tuzlalarn kurdular, - by
lece senyr ynetiminde sava, kk gl bir devlet ortaya kt ve her frsatla, ken
di ynetimindeki senyrlerin katlmyla bamszln korudu. lke gerekten yabanc
6) Bu mektup "Brionnet'nin tarzyla" yazlm, anlalmas g, ssl, ok basit bir mektuptur: M argueritte krala "hibir zaman ek
silmeyen" ve kendisine srekli duyduu "kran borcu ve ball" gvencesini yineleyerek, bir hediye bir gnderdiini yazar
ve yle srdrr; "kralmz da bana sonsuza dek ait olan eylerin kk bir paras olsun". Kral her zam an "onun dncelerin
de yaam ve her zaman da yaayacaktr". Mektubun nakarat "lm den de beter" szlerini tayan bir iirle bitmektedir. Bu da,
M ichelet'in dramatik yorumlamasna ramen, yeni bireyin olmadn gsterir. Byle dnldnde, acaba Brionnet'yi it
ham etm ek gerekmez miydi? nk benzer deyi, Margueritte'in ona gnderdii mektuplarda da kullanlmaktadr; ama uras
kesin ki, onun bir ak krgnl yoktur.
C o g t o , B a h a r '95
193
Luden Febvre
194
C o g t o , B a h a r '9 5
Navarra Kraliesi
II
Sonuta evlilik gerekleti. Az bir zaman sonra, Navarra Kral, karsn yenilerde
kendisine balad Guinne'e; evlilik sonras edindii Armagnac'a (daha nce bykba
bas Alain'e aitti) ve nihayet prensesin dilini anlamad halde iyi karland Barn'a
gezmeye gtrd. Bununla birlikte, gneyde fazla kalmad. Onun gerek yurdu hl
Fransa sarayyd ve Kasm 1528'de krk yanda olan bu kadn, ok zahmetli bir doum
dan sonra, gelecein V. Henri'sinin annesi ve tek ocuk olmas nedeniyle ailenin tm
topraklarnn mirass olan Jeanne d'Albret'yi dnyaya getirdi. Bundan iki yl sonra, 15
Temmuz 1530'da, Margueritte, bir olan ocuu olan Jean' douruyor, ama bebuuk
aylkken de yitiriyordu. Katlanlmas zor bu ac olay, enerjisi ve allm inancyla kat
land; kilisede Te deum kantikleri okuttu, eine destek oldu; kendisini tesselli eden er
kek kardeine, artk hibir eyin neminin kalmadn, bundan byle yalnzca kardei
nin nemli olduunu yazd. Bir zaman sonra Jean du Bellay'e, acsn dindirmeyi baa
ramadn itiraf etmesi de ayr bir gerektir. Bir eyler, analk umudunun gerekleme
sine ihanet ediyor, ilk evliliinden hi ocuk sahibi olamamann eziklii, iin iin kendi
ni gsteriyor ve artk ocuk sahibi olamayaca kaygs egemen oluyordu: henz yeni
yataktan kalkmt ki, hastalkl bir gebelik dnemi daha yaad; bunu baka gebelikler
izledi; tabii arada ac veren doumlar hari, nk iki doum kk yalarda lmle so
nulanmt.
Yine de, evliliinin hemen ertesinde siyasal etkinlikliini yeniden yklenmiti.
Cambrai Antlamasnda, kocas iin Navarra yararna bireyler elde etmek iin abala
m, ama baarsz kalmt. 31 Martta yaplan kutsal ayinlerin hepsinde halkn karsna
kt. Eyll 1531'de, Louise de Savoie'nm o korkun lm haberi gelinceye kadar ok
mutluydu. Louise'in lmyle Margueritte iin ok ac bir yas dnemi daha balamt;
bu yaamnn uzun bir dnemini kaplayacakt. Louise, Trinit'nin ruhuydu; erkek kar
dele kzkarde arasnda uyumu salyordu, onlarn birlikteliine g veriyordu; siyasi
bir evliliin dourabilecei ayrlklara ramen, bu birlikteliin canl kalmasn salyor
du. Acaba bundan sonra Navarra Kraliesiyle Fransa Kral arasndaki ilikiler ne olacak
t? Margueritte'in derin aclarna onca kayg daha eklendi. - Ama yine de, yle ya da
byle gs gerdi. Yan bahane ederek saraydan uzaklamad. Kardeini hi yalnz b
rakmad. Bir bakma annesinin yerini ald. Sarayndan hibir kii ne ziyaretine geldi ne
de minnet duygularn ifade etti. O kocasnn ve onun ailesinin karlarn kmsemi
yordu. 1532 balarnda, Henri de Navarre'n kzkardeleri Anne d'Albret'nin Claude de
C o g t o , B a h a r '95
195
Lucien Febvre
Foix'yla evlenmesi, Isabeau d'Albret'nin nce Macaristan kralyla baarsz kalan evlili
i, sonra Bavyera dkyle evlenmesi ve daha sonra da bir Rohan'la evlenmesi iin aba
lad. Franois'ya Normandiya ve kendi topraklar olan Argentan gezilerinde elik etti.
Din konusunda ciddi kayglar vard aynca. te bu sralarda, Le Miroir de l'me pecheresse
(Gnahkr Ruhun Aynas)'n yaynlad ve Sorbonne'nun iddetli eletiri kampanyasna
hedef oldu, -Placards Olayn burada anmakta yarar var. Tm bunlara karn, Margueritte, sarayda kardeinin yannda kalr. Ona mthi bir ballk gsterir. mparator Provence' istila ettiinde hemen orduya koar; 1536 mektuplar bir tr savama arzusu, in
san artan yurtsever ve askeri bir coku ierir. lke byk kargaalara gebedir.
*
Bir yldan beri gerek yalnz bana, gerekse kz eliinde Pamplona'ya geri dnme
fikriyle dolup taan Henri d'Albret, Charles-Quint'le olduka kukulu ilikilere giri
miti. Margueritte bunu biliyordu: kendisi 1536 yl balarnda imparatorun zel ula
Hannart'la gizli bir grme yapmt. Henri d'Albret ise imparatorun saraynda kendi
sine ajanlk yapan Descurra adnda olduka karanlk bir kiiyle gryordu. Henri ona
I. Franois'y bara zorlamay neriyordu; Charles da ona destek veriyordu. 1536 sonla
rnda, Henri Valloid'e, Charles'm byk vglerle karlad bir ulak gnderdi. 1537
balarnda, Henri, Franois'yla grmeye geldi ve onu ikna etmeye alt. Kral onu hi
dinlemeden Charles-Quint'le bar yapmak istemediini aklad. Fakat hemen sonrasn
da, Henri, Franoisnn Charles-Quint'le grmesi iin gizli grmeciler grevlendir
diini ve Navarra'n sz konusu edilmediini reniyordu.
Margueritte bu kez iyice heyecanlanm ve bu ynteme zlm gibiydi. Kocasyla
grerek, ubat sonlarnda mparatora evlilik nerisi gtren bir grevli gnderdi: Jeanne d'Albret, kraln kk olu Philippe'le evlenecektir artk. Sonra, Henri ve Margu
eritte lkelerine dnmeye karar verirler; kraln postacsndan "geri dnn" emrini aldk
larnda yolda Sully-sur-Loire yaknlarndadrlar. Bir an tereddtten sonra Fransayla ili
kiye geerler. Kral o alldk ani dnleriyle, Henri'ye 17.000 asker, piyade ve topu
kuvvetinden oluan bir askeri yardmda bulunmaktadr. Ama Henri savaa inanmaz.
Navarrallarn da sava istemediini bilmektedir. Charles-Quint'in eninde sonunda Jeanne'n, Philippe'le evliliini kabul ederek ryasn gerekletireceini tahmin etmekte
dir. Tabii drahoma olarak kutsal Navarra ve Pamplona.
Bir yandan kocasyla kardei, br yandan Navarra'nm lke politikasyla Fran
sa'ya ballk arasnda kalan Margueritte, kukusuz kendini zor bir konumda hissedi
yor, bocalyor ve tereddt ediyordu. Dahas kocasyla ayn dnceleri paylamyordu.
Charles-Quint'i yakndan grm, Madrid'deki tutsaklk srasnda onu yarglayabilmiti; ikircikli kiiliinin neler yapabileceini bildiinden, Henri'ye yanl adm attrmasn
dan korkuyordu. unu da bilmek gerekir ki, Henri, szcn tam anlamyla Franois'nn srtndan yayor, kral da kendisine son derece cmert davranyor, 1529'daki sa
va komutanlna bir de Guinne amirallii eklenmiti: veklet Henri'ye 24.000 lira aylk
kazandryordu ve Franois hediye vermeye devam ediyordu. Margueritte, kafas kar
makark bir durumda tereddtler iindeydi. Bu tereddtlerinde acaba bir hesap da var
myd? Navarral ift rolleri paylama benziyordu: Henri, mparatorun dostluunu is
temekte direnen birini, Margueritte ise erkek kardeine yaklamaya alan birini oynu
yordu.
Grmeler 1538 yl boyunca srer, hatta 1539 ylna sarkar. Ayrntlar bizim iin
pek nemli deil. Ama Margueritte'in bu elikiler srerken yaad ruhsal gerginlii
bir dleyelim. Szcn tam anlamyla iki ate arasndayd - bir yanda eine ve kzma
196
C o g t o , B a h a r '95
Navarra Kraliesi
olan borcu, bir yanda da kardeine olan vazgeilmez ball ve sevgisi. stelik bir de
tm bu olup bitenlerin ustabadr. Henri de Navarre bamsz gibi grnyordu ama
aslnda zayfln gizliyordu. Olu IV. Henri iin syleyebileceimizi onun iin de sy
leyebiliriz: kendinden kaan bir kiilie sahipti o da. Ama yine de kars tarafndan y
netilmek istemiyordu, hem de birok konuda ondan stn olmasna ramen. Margueritte'in dinsel tutumunun neden olduu iddetli tartmalar, yapt yaynlar, belli belirsiz
kiilerle ilikileri onu ileden karyordu: Madrid'i kendi lehine eviremez miydi aca
ba? yle ya da byle, tm bu tartmalar onurunu zedeliyordu. Kald ki Margueritte ar
tk gen deildi...1531'de annesi ldnde yasa brnmt ve bu yas hl devam edi
yordu. Yz krm, bedeni kamburlamt. ksryordu. Ard kesilmez inmelerden
yaknyordu. 39 yanda yalanmt. Oysa, Henri 30 yandayd. Gen, gl, kanl canl
idi ve srekli gnl elendiriyordu. Karsna kan gen kadnlar grnce /71 srekli
okuyan, dncelere dalan, bepara etmez insanlarla ilahiyat ya da estetik tartan bu
yal gri sal kadna artk katlanamyordu. iddetli tartmalar evlilii iyice sarsmt.
Ksacas Henri, Margueritte'e kt davranarak, Franois'y da ileden karacakt. Na
varra Kraliesi zor durumdayd.
*
Bununla birlikte baka deneyimler kendisini bekliyordu: hereyden nce Jeanne
d'Albret'nin evlilii. Franois mparatorla mttefik olma aray iindeydi. Hollanda ka
plarna dayanm, kuzeyde Charles iin ok byk bir tehlike arzedecek olan Cleves
dk bu yolda iyi bir frsatt. Dk Franois'yla gl bir birleme yaratmak amacyla Je
anne d'Albret'yle evlenir. Franois Henri'yi artr ve haberi verir. Evlilik szlemesi 16
Temmuz 1541'de imzalanr.
I. Franois roln ok gzel oynamtr. Artk bu evlenme sonrasnda ne spanyay
la evlilik, ne de Charles Quint'le grme sz konusu olabilirdi. Navarrallar boyun e
mie benziyordu. Benziyordu, nk Henri bu kez Margueritte'in haberi olmadan Charles'n Paris'deki elisi Banvalot'yla bulumaya gitmi, ve ona bir kez daha, ispanya evli
lii nermiti, hatta kzn karacandan ve onu Fransa dna gtrebileceinden sz
etmiti: Jeanne ise Margueritte'le Abbeville'de bulunuyordu - Jeanne' Flandra zerin
den karmak mmkn deildi. mparator tereddtlyd, konuyu dnd ve itiraz et
ti. O, Margueritte'den ekiniyordu. Sonuta, olay gereklemedi.
Margueritte ise kznn genliini bahane ederek ayak srtyor, evlilii geciktirmek
istiyor ya da romatizmalar iin Pirenelere gidiyordu. Sonunda Franois kzar ve Henri'nin tutumundan kukulandn yazar. Margueritte iyi ya da kt, olabildiince koca
sn aklamaya alr. Ayn Heptamerori'daki kahramanlar gibi, ilkbahar havasnda kaya
lk katrl yollardan geerek at zerinde Cauteret'ye gider. Huzur ve yalnzla ihtiyac
vardr; bu dalar tm vahiliiyle, yrtc hayvanlaryla, eteleriyle ona bunu verebilirdi.
Fakat Franois, onun hakl noktalarn kabul etse bile, Henri' nin tutumunu kabul edemi
yordu. Henri, iin iinden syrlmak iin Bearnllar kkrtr: onlar da bu evlilie raz ol
madklarn ilan ederler ve prenseslerinin bir fransz prensle evlenmelerini isterler. I.
Franois buna ok fena kzar. Henri bu kez Margueritte'e kzn krala gtrmesini emre
der, oysa kendisi mparatoru ikna edebilmek amacyla baarsz kalacak son bir umut
suz giriimde daha bulunmutur. Cleves Dk saraya geldiinde, Franois onu hemen
Plessis'e gtrr. Ama o zaman da Jeanne d'Albret sahneye kar. Kendisini ilgilendiren
7) H eptamerori daki VIII. ykye baknz, yk d e sz konusu olan tartm ada Longarine Hircan', yani H enri de N avarre' ve Saffredent'i hedef alr:"karlarma bu tr saldrlarda bulunanlar keke cezalandrlabilseydiler..., o zaman Hrcan ve Saffredent iyice
korkarlard! - Karmzn oda hizmetisini kovaladmz nerede grdnz? diye sorar Saffredent -Longarine de yle yantlar:
onun elsrd oda hizmetileri eer gerei syleselerdi, aman bile dileyem eden, kendilerini hemen kapdar bulacaklard."
C o g t o , B a h a r '95
197
Lucien Febvre
sorunu zmek istemektedir. 5 Nisan 1545 Paskalya gn, Plessis Kilisesindeki ayin
knda, Jeanne, Tournon Kardinali'nin, Charles-Quint'in Fransa bykelisi Jean de Saint-Mauris'in, Vienne, Coutances, d'Angouleme ve Mcon piskoposlarnn nne atla
rak, cesurca, kendisine yaplanlar iddetle protesto eder ve yalnzca iddete boyun ee
bileceim ve kraldan ve annesinden korktuunu ilan eder, Annem, der, beni tehdit et
ti, krbalatt, bask yaptrd. Eer dediini yapmazsam ikence greceimi, aile mirasn
dan mahrum braklacam, hatta ldrleceimi syledi". Ama bouna. Mays aynda
btn saray evlenmenin gerekleecei Chatellerault'da toplanmtr.
Margueritte'in duygularn tahmin etmek zor olmasa gerek. Jeanne onun tek ocu
uydu. Onu birazck olsun tanm olsayd keke. Onu hep saklamlard kendisinden.
Ve imdi de elle tutulmas zor, stelik istemedii halde onu evlendirmeye mecbur, en az
onun kadar evlenmesine kar, ele avuca smaz politik bir arat. Erkek kardeinin vaz
geilmez isteminin arln duyuyordu zerinde. - Kendisine onca ballndan sonra,
peki o ne yapmt kzkardei iin? Verdii birka dl, hediye, bir Montmorency'nin
bir Madam d'Etampes'm yannda neydi ki? -Direnmeleri bounayd. 11 Mays sabah,
Bakomutan, kollarnda ii mcevher dolu bir sandk gibi deerli talar taknm, bir
adm bile atamayacak durumdaki Jeanne' nikh memurunun karsna getiriyordu.
Cleves Dk, Franois, Henri, Margueritte'in ve yksek rtbeli subaylarn eliinde
gen kadnn odasna "ayak basyordu yalnzca" ve sonra da bu sembolik tren bitince,
subaylar kocay zifaf odasndan kovalyorlard. Dn devam etti. Sonunda Jeanne bu
byk heyecandan dolay hastaland. Margueritte, Montmorency'nin tadn bile kara
mad. Akl hasta kzndayd.
Bu esnada, Henri mparatorla en yararl grmelerini yapyordu. Ona Guien'yi is
tila plan sunuyordu. Ama durum anszn tersine dnd. Franois Charles-Quint'e sava
ilan etti ve Perpignan'da karargh kurdu. Henri d'Albret de bir anda spanya ile balar
n kopard. Bir gerek ki, Eyll 1542'de kamp datmak gerekti. Margueritte byle bir
dnm beklemiyordu. O sralar Nerac'a gitmiti. Chanles-Quint'in Cleves dkn
bozguna urattn ve onu Fransa mttefikliinden vazgeirmeye zorladn orada
rendi. Hemen kznn evliliine son verme abasna giriti. 15 Kasm 1545'de Papa IlI.Paul bu evlilii iptal ediyordu.
Bununla birlikte, Margueritte ilk kez elli yanda kendi lkesine yerlemeye gel
miti. Artk yal ve clzd. Bu son yllardaki olaylarla tkenmie benziyordu. Hem evli
lik hem de analk sevgisinden yoksundu, Louise'in lmnden beri eksilmeyen hayal
krklklar, ihanetler, skntlar zerine reklenmiti. Tablolaryla, hallaryla, deerli
nesneleriyle, ktphanesiyle bir Rnesans evine dntrlm olan Gaston Phebus'n
konana gitti. Zaman zaman da Nerac'da, gotik grnl, ama ayn zamanda da R
nesans modasna gre yeniden restore edilmi gzel baheli, galerilerle dolu bir atoda
yaad. Buras da hallarla kapl, ktphanesi olan ve orman grnm altna alan bir
atoydu. Orada kendini daha zgr hissediyor, hizmetileriyle, Poitou'nun bakomuta
nnn yal ei ve onun kz Madam de Bourdeville'le, Madam d'Orsonvillers'le, Matma
zel Saint-Pather'le, Matmazel CaumontTa, sekreterleriyle, subaylaryla, yarglaryla
kendi evindeymi gibi hissediyordu. Melankoli vermeyen bir dnyayd bu. Sanki Nerac
saray bir zamanlarn ak sarayn anmsatyordu. te kralienin en verimli ve en kltr
l olduu dnem bu dnemdir. Heptameron'a da bu sralarda balamtr.
*
Heptameron... Margueritte gibi "elit" tabakadan bir kadnn yazd, aslnda okun
mas kolay diye adlandrlan, ama ou kez ar olan bu kitap, bizi uyaryor, dorusunu
198
C o g t o , B a h a r '9 5
Navarra Kraliesi
C o g it o , B a h a r '95
199
Lucien Febvre
PROLOGUE EREVESNDE
Heptameronda bir Prologue var. Ssl bir Prologue. Okurlarna, her biri kendi ken
dine yeten, bazan yazarnn gereklerden uzaklaarak yaamdan bir paray, bazan da
okurun o ar, ikiyzl gereklerden uzaklamasn salayan bir dlem ieren bir dizi
besleyici ykler bulacan haber veren basit bir nszden farkl bir Prologue. Heptameror'mm Prologue'u bir ereve yaratmay, yazarnn biraraya toplad, bununla birlikte
birbirleriyle o denli uyumlu olmayan ykleri belli bir konumda tutmay amalyor. Ya
zarn birinci tekil ahsta dile getirdii "ben" n plana kyor ve bu "ben" ykler ze
rinde bir tr psikolojik ve dnsel denetimi salayacak biimde kendini gsteriyor. Ya
zarn kendi eliyle iledii ereve iinde yer aldn sylemek yapt basitletirmek olur
du. Konumalarna kendi yklerini ve ykleri hakknda dncelerini ekledii kadn,
erkek bir dizi kahraman kendisiyle birlikte srkleyip gtryor. Bu Heptameronnun
yazarnn hereyiyle kendisinin yaratmad yaznsal bir yntem. ncesinde italyanlar
vardr.
*
Prologue'lar iinde en nls kukusuz Decameron'un Prologue'udur.Acaba Margueritte bu "nsanlk Komedisini" ne zaman tanmt? Kukusuz ok erkenden. Decame
ron zamann ilk bask kitabevlerinde raflarda bulunan bir kitapt. Margueritte, Boccacio'nun gzelim elyazmalarn Angouleme'de grme frsat bulmutu; annesi ve babas,
yaz ustas Michel'e yapt yazdrm ve tezhipi Testard'a minyatrlerle ssletmilerdi.
Ayrca, 1531'de, Antoine Le M aon adndaki bir kii, -k i daha sonra Bourgonya'da
nemli bir maliye memuru ve sava muhasebecesi olacaktr- Floransa'daki grevinden
Fransa'ya dnerken Navarra Kraliesinden Decameron yklerini kendisine okuma da
veti almt. Bu ii o denli baaryla yapmt ki, yaptn tmnn evirisini yapma sipa
riiyle ayrlmt. Kendisi toskan konumasna pek o kadar yatkn olmamasna ramen
iin iinden kmay baard ve evirisi 1545'de yaynland. Yapt yaymndan nce tan
m olan Margueritte, Prologue'a ilikin anlarn bu eviriyle yeniden yaad.
Yz yknn Prologue'un izdii erevede yer ald dorudur, - Prologue 1348
ylndaki o mehur veba salgnn betimlemesiyle balar. te bu mehur metin "sonrasn
da ayn yapy benimseyen yaynlarn ilk rnei olmas nedeniyle" Heptameron'un Prologue'unun da ilk rneidir. - 1475'de Reno kylarnda suya giren bir grup kibar beyefen
di ve hanmefendilerin syleilerini anlatan Sabadino degli Arienti'nin Novelle porretane1si, ya da bir kar frtnasna tutularak bir hanmn evine snmak zorunda kalan bir grup arkadan syleilerini ileyen Grazzini'nin "Soupers" gibi. Boccacio'nun kulland
yk dzenini kullanmayan zamann talyan ykcleri - Sacchetti, Sermini ve Poggio
Bracciolini gibi - olduka azdr. Hepsi de bir yknn gerei anmsatan bir erevede
yazlarak btnlk oluturduunu bilmektedir. Zaten bir anlamda, bir yky kendi
kendine yeten bir kk sanat yaptna dntrmek iin ok aba sarf etmek, birbirini
izleyen bir dizi olay en zayf olanna destek verecek ve onlar en mkemmelleriyle bir
birine balayacak bir btnlk iinde ard ardna eklemleme abasndan daha fazla aba
sarf etmek gerekmez mi? Her durumda, erevesi izilmi bir yk, yle kendisine ezi
yet etmeyi ve zellikle gizlemeyi beceremeyen Margueritte'in yeteneklerine uygun geli
yordu. Ayrca okurun eli altnda sylei rnekleri bulundurma kaygs da ne kyor
du.
8) Bu konuda ayrntlar iin Jourda'nn kitabnn II. cildine bavurmak yerinde olacaktr: bu kitapta zellikle Heptameron incelemesi
ok genitir.
200
C o g it o , B a h a r '95
Navarra Kraliesi
Bir baka ey: Margueritte de, Boccacio gibi, yklerini, deikenlik kazandrmak
ve onlar belli snrlar iinde tutmak amacyla olduka belirgin gnlere datr. talyanlar da buna aba gsteriyorlard. Bazlar leden-Sonralarm, bazlar da Akamlar,
bazlar ise Akam Yemeklerini betimlemilerdi. Ama Margueritte plann hazrlarken
Boccacio'yu rnek almt: her biri on gn ieren gnlk yksn anlatan kiiler; top
lam yz yk -bu rakam yalnzca Boccacio'ya aittir: dierleri altm geememitir. Za
ten Margueritte de ancak 72'ye ulamtr ve sekizinci gnn sonunda ykleri bitirir.
Genel izleklere gelince, iindekiler blmnde belirtildii kadaryla, belirsiz kalan
birey yoktur. zleklerin bir dzene ya da snflandrmaya bindirildiini sylemek alay
etmek olurdu: I, oyun sras geldiinde kadnlar tarafndan erkeklere, erkekler tarafn
dan kadnlara kar oynanmtr; II, her birinin fantezisine arabuk uygun gelen eyler
le ilgilidir; IV, hanmlarn sabrl, erkeklerin ise tedbirli oluu, vb. anlatr. Bylesi
zmlere inanmak zordur; lm sonrasnda yazlm eyler olsa gerek... Sorun elbette
burada deil: Margueritte, Prologue'unda bir gereebenzeyebilirlik, en azndan bir ya
nlsama yaratabildi mi acaba? Evet, -nk yapt paralara ayrarak, hem topografik,
hem zyaamsal, hem de gnlk yanlsamalar yaratmay bilmitir.
*
Topografik yanlsama mkemmeldir. Margueritte, bizi, kadn, erkek, Fransz, s
panyol birok kiiyle tantrr, bunlar Eyll aynda tedavi amacyla Cauterets Kaplcala
rna gelmilerdir.
Eyll'n ilk gn olmas bir XVI.yy. gereidir: bu tarihte Cauterets Kaplcalar
mays-haziran ve eyll olmak zere iki elverili tarihte ziyaret edilmektedir. Bu kiiler
iinde, bazlar su imekte, bazlar banyo almakta, bazlar da amur banyosu yapmak
tadr. Hepsi o geleneksel yirmibir gn tedaviyle geirmektedir: "Btn hastalar banyo
larda haftadan fazla kaldlar..." O halde 1 Eyll-21 Eyll tarihleridir sz konusu olan.
21 Eyll bilindii gibi gn-tn eitliinin olduu gndr; bu sel getiren amansz ya
murlar zamandr; bu yamurlarn Cauterets'ye de yamas olasdr; her taraftan sularn
akt, vadilerin tepeliklerinde birleerek oald ve sonra da Lutur, Marcadou Gaube
vadilerinden geerek yolu stndeki kulbeleri, adrlar srkleyip gtrd ve so
nuta banyocularm kamasna neden olduu mevsim. spanyollar dalar aarak kurtu
lurlar. Heyelanlarn dolu olduu vadileri kahramanca aarak spanya kprsne ula
maya alan ve 2.000m. ykseklikteki zor geitleri geerek Aragon Vadisi'nin spanya
yakasna ulamaya alan spanyollara iyi anslar dilemek gerek. Franszlar ise, Pirenelerin eteindeki cennet gibi gzel Argles Vadisi'ne ulamaya ve oradan da Tarbes'a
gemeye alr. Ama Barn seli -biz buna Pau seli diyeceiz-, dalardan inen binbir sel
le birleerek onlar Pierrefitte'de yakalar. Aabilmek iin ne yapsanz bouna: baz ted
birsizler dener, ama hayatlarna malolur. Bu nedenle, grup ska blnr. Bazlar Aragon'a ulamak amacyla Cauterets'ye ya da Gavarnie'ye ynelir. Uzun yol yapmak zo
runda kalrlar. Perthus ya da Barselona zerinden, bata ka bir eyler pahasna AiguesMortes ya da Marsilya'dan Fransa'ya gelirler. Canlarna nem veren bazlar da, aslnda
bunlar blgeyi iyi bilmektedirler, dalarn deiik kollarndan geerek Aspe Vadisi'ne
ularlar.
Yollar tahamml edilecek gibi deildir, blge vahidir. Srekli inmek kmak gere
kir; yatacak bir ahr bulmak bile olanakszdr; atlar byle bir yola tahamml edemeyip
atlarlar; inanlmaz bir abaya girimedir bu yolu katetmek. Ama sonunda, Oysille
adnda yal bir kadn, yanndakileri ve tm hayvanlarn yolda yitirdikten sonra, Sar9) Acaba M argueritte 72'yi am myd? Soru ortadadr. Bu konuda Classiques Garnier'de yaynlanan Heptamron'un Michel Fran
ois tarafndan yazlan giri blmne baknz.
C o g t o , B a h a r '95
201
Lucien Febvre
rance Kilisesine ular ve din grevlileri tarafndan cokuyla karlanr. Sarrance bir efsane deildir. Bir kurtlar lkesi de deildir. Sarrance'da, Oloron piskoposluunun SaintJean-de-Castelle Manastrna bal, Somport yolu zerinde 1632 m. ykseklikte ina
edilmi olan Premontres Manastr vardr. Ispanya'ya satlan Fransz kumalar ve ketenleri, bykba hayvanlar, Bearn tuzu bu yoldan gtrlmektedir. Karlnda da,
zeytinya, yn, meyva ve biraz da spanyol arab getirilmektedir. Bu yol trafii Pirene
vadilerinin sakinleriyle, senyrlerinden bamsz bir politik tutum takman kiiler arasnda yaplan anlamalarla gvence altna alnmtr.
Bu nedenle, bu yk en tutarl, en geree yakn olanlardandr- Yal kadnn Sar
rance Notre-Dame Kilisesine gelii, kkreyen seli geenlerin bouluu kadar gerektir.
Ama bir de ekiyalarn ykleri vardr. Bu yklerden biri bir grup franszn bana gelenle ilgilidir: iki soylu evli ift ve onlara elik edenler, brleri gibi, Cauterets'den inerler . Bir akam haydutlarn basknna urarlar. Evli erkeklerden biri ellerine der, dierleri ise bu belal yerden kaarlar. Akam olunca bir an sesi duyarlar. Saint-Savin
Manastrnn andr bu. Byle bir manastrn gerekten var olduunu sylemek de ya
rarsz. Manastrn an gzel bir XVI.yy. andr ve Xll.yy. dan kalma bir roman kilisesi
ne aittir. Rakm 500 metrelerde olan ho bir yerdir buras. Bylesi servenlerden sonra
nefes alnacak bir yerdir. Bu iki beyefendinin yaknlarda bir yerde, bir ayyla karlaan
ve canlarn zor kurtaran iki hanmefendiyle karlamalar olduka doaldr. Zaten Pierrefitte'Ie Saint-Savin birbirine komudur. Yalnz, Pierrefitte'den Tarbes'a gidilmek is
tendiinde, Pirenelerin selini amak gerekir. Bu da byle bir mevsimde olanakszdr. Ye
ni trajik bir serven, bu yolu denemekte srarl soylu bir kiinin bana gelir ve adamla
rn selde bomay baarr. Kendisi, kyda lmek zereyken, raslant sonucu iyi kalpli
bir din adam tarafndan kurtarlr, nk hac olmak iin mutlaka ordan geen ve ken
disine manastr yolunu tarif eden biri vardr. te, Saint-Savin'e snanlarn oradan da
Sarrance'a gemeyi ummalarnn nedeni budur. Bunlar bir kervan olutururlar, emin
yol rehberleri ya da gerekirse koruyucu bularak, ter ve kan dkerek Sarrance Notre-Dame'na ularlar. Sarrance bylece, yaznsal etkinliin ba kahramanlarnn bulutuu
yerdir.
Margueritte mkemmel bir dsel topografya yaratmaya almtr ve baarmtr
da. Biraz daha ileriye giderek Pirenelerdeki doann betimlemesini yapmaya gerek var
m acaba? Kukusuz hayr. Margueritte anlatclarnn sohbet ettikleri yerleri betimler
ken, bize, "sel yataklar boyunca uzanan yeil bir alan" anlatr, baka bir ey deil. No
velle Poretane'nin yazarnn son derece gzel anlatt Reno kysndaki yeil alanlarn ay
ns deildir bu: hani taze otlarn bulunduu, her eit kokulu ieklerle rtl, amla
rn, sedirlerin, byk mee aalarnn glgesinde Porretta Kaplcas'na gelenlerin hal
kalar halinde yaldzl hallar zerinde oturduu yeil alan deil. Oysa, Margueritte'in
betimledii alanda hi iek yoktur. Onun bitkiler iin zel bir merak da yoktur. nk
prenses Rnesans dneminde yaamyordur. Onun manzaralar, hallarn bulunmad,
elin demedii bir manzaradr. Robin'in ya da Marion'un en ufak izini bulamazsnz.
Sakinler yaln bir biimde, serin imenler zerinde geirilen yaz gnlerinin tadn kar
maktadrlar. Margueritte iin ncelikli manzara budur. Okuyanlara bu yzden gl bir
kompozisyon plan olduu duygusu vermez. Henz zaman gelmemitir. Margueritte
ne Bellevue Otelinde ne de Beausite Otelinde kalmaktadr; onun yksnde yal Cheval Blanc (Beyaz At) ya da Verte Prairie (Yeil Mera) vardr. Onun sarslmaz XVI.yzyil, bu iki kr iiri arasnda konum bulur. O manzaralardan ve doadan ok insanlarla il
gilenmektedir.
202
C o g t o , B a h a r '95
1
1
i
<
;
j
I
I
|
i
!
Navarra Kraliesi
C o g t o , B a h a r '95
203
Lucien Febvre
ret'nin khyal grevini verdii kadndr o. -Margueritte'in emriyle onu Clves dky
le evlenmesi iin srekli korkun bir ekilde cezalandran bu kadn Aime Motier de la
Fayette'dir. Yaamnda olduu gibi Heptamronda da duldur, nk ei Longray seny- j
r Franois de Silly, Pavie'deki savata kahramanca ehit olmutur. Longrayden Lotgari- j
nee gemek iin harflerde bir adm atmak yeter. Dengeli, bilge, neeli, iyiniyetli, ak ac
sna eilimli bir hanmdr Longarine.
Bunlar bir ift izler: Ennasuite ve kocas Simontault. Oysa, Brantme'un babas
Franois de Bourdeilles 1519 dan beri Montauris senyrdr. Montauris'i uzman g
zyle ele aldmzda, Simontaur'u elde ederiz. Oradan da Simontault'yu. Ama Monta
uris senyr, Brantme'un annesi Anne de Vivonne'nun kocasdr ve 1529'dan beri
Marguerittein kadn erknndandr. Anne ya da o zamanlar sylenildii gibi Enne'den
Ennasuite'e gitmek zor deildir. Kitapta kibar beyefendi Simontault, Parlamente kar
snda i eker. Onun yannda bitik klar oynar, ama elinden geldiince Hircan'n sal
drlarn destekleyerek kadnlardan intikam da alr. lke olarak her zaman ve her frsat
ta kadnlar destekleyen kars Ennasuite'den de intikam alr.
Bir dier ift Nomerfide ve Fiedmarcon'dur. Grubun iindeki en deli, edepsiz y
kler uzman, en genci olan Franoise Fiedmarcon gerekten Navarra Kraliesi ve Kral
nn evresinde bulunmutur. Fiedmarcon szcnn ierdii tm harfleri kullanarak
Nomarcfidei elde edebiliriz. Bu da yaklak Nomerfide demektir. Franoise, yzba Jean
de Montpezat'yla evlenmiti. ykde kocasnn ad Saffredent'dir. Peki bu ismi Jean de
Montpezat ismine bal olarak nasl aklayabiliriz? ok aratrmamza ramen bir so
nuca ulaamadk. Ama yine de, Montpezat'mn son harfine, Montferrandm n son harf
lerini ekleyerek gneyde Montpezat'lara ait bir topran adn elde edebiliriz: MontpesatFerrand. Saffredant acaba bu mudur?
Kala kala iki yalnz insan kalyor. Manastr bapapaz Geburen yal sevecen bir be
yin yerini alr. Belki de onun kiiliinde, Margueritte'in dostlarndan biri olan Guienne
komutan Monsieur de Burye'yi bulmak mmkndr. Bun/e'den Yebur ve oradan da Gebur elde edilebilir mi? Dagoucin ise, 1539'da Orne'da Sez piskoposu, 1540'larda Mende
piskoposu ve daha sonra da Navarra Krallnn adalet ileri bakan olan Nicolas Dangu'yu artrmaktadr. Nic. ve Dangunun anagram da Dangucin'i verir.
Btn bunlar bir masal deil. Margueritte'in bu kiileri imgelem gcyle yaad
evrenin kadn ve erkekleri olarak betimlemesi ve onlar gerek ortamlarndan alp kur
gu dnyasna srklemesi ve kendini sergilemeyip annesi ve eiyle birlikte, saraynda
beraber olduu, syleilerinden zevk ald kiiler olarak betimlemesi anlaml olsa ge
rek. Belki unu dnmememiz gerekir: Margueritte, yklerinde kendi dnyasnn etik
deerleriyle -y a da en onurlu ve en sadk kadnlarn davranlaryla- uyumayan olay
lar ve grleri, sylenenlerin aksine, dile getirmemitir.
zgemisel bir benzerlik olabilir. Corafik benzerlik de olasdr. Ama Heptamrondaki kiiler soyut bir topluluk deil, gzlemcinin bizzat tand, gzledii ve ona
yakn olan kiilerdir. Acaba biraz daha ileri gidebilir miyiz? Kimlikleri pekl yle by
le belirlendi. Ama ya tarih koyma olayna ne diyeceiz? "Eyll aynn ilk gn Pireneler
havasn bulmaya balar..." diye yaz. Hangi yln 1 Eylldr bu? Bunun ipucu sonra
ki sayfalardadr: "Laf arasnda, iinizden hibirinizin Boccacio'nun yenilerde talyancadan evrilmi kraln , abimin, kk kzkardeimin, Madame M argueritte'in byk
nem verdii Yz yk'y okuduunuzu sanmyorum". Yz yk yenilerde mi evril
miti acaba? Daha nce syledik, Le Maon'nun evirisi 1545'de yaynlanmtr. Ama bir
olaslkla, basmndan nce Margueritte tarafndan toplantlarda okunmutur. Bocca-
204
C o g t o , B a h a r '95
Navarra Kraliesi
C o g it o , B a h a r '95
205
Lucien Febvre
206
C o g t o , B a h a r '95
Navarra Kraliesi
H e p t a m e r o n 'd a n B r y k
Tm bunlar belirttikten sonra bir yk seelim. - yz yk iinden deil de yetmilki yk iinden. Doal olarak bu yk zenginlii nedeniyle seilmi olsun, ama bu y
knn Margueritte'in bayaptlar iinde ayrcalkl bir yeri olduunu dnmeyelim. X.
yk kitabn niteliini ve yazarnn anlatmn gstermesi asndan iyi bir ykdr.
( Ihiirlerine gre bir bayapt olduu dnlemez. Yanlgya drmeden, ou kez a
mur atlan "Galya yklerinin" gerekte ne olduu hakknda bize bilgi verebilir. Parlamonte'in anlatt blmde, bizzat Margueritte, yksnn gerek olduunu, bu yk
nn en iyi dostlarndan biri tarafndan "dnyada en ok sevdii insana vg olarak" anI.itildiim, kii adlar ve deitirdii topografik ereve hari, her eyin "gerek" oldu
unu belirtmekte zen gsterir.
Margueritte'in olayn getii sahneyi Aragon olarak seer. Bize hemen, einin bir
olan ve bir kz ocuuyla gen yata dul brakt, (bu aslnda bu tr kadnlarn ortak
yazgsdr), gl, yksek kesimden (kraln akrabasdr), son derece zengin, tannm bir
soylu kadn anlatr. Kendini ocuklarna adayan Kontes d'Arande'dr bu kadn; "ocuk
larm bir senyrn ya da bir soylunun sahip olduu erdemle yetitirir" - ve her ey, kra
l grmek iin Saragosse'a gelirken kendisini konuk eden Katalanya kral naibinin k
knde mola verdii gne kadar olaysz geer. Kral naibinin evresindeki soylular ara
snda, 18-19 yalarnda, "son derece gven verici ve saduyulu, onca insan iinde halk
yararna hizmet etmeye layk" bir gen adam vardr. Bu saptamann bir diplomat, bir
ynetici olan, ynetme erdemini en st kata yerletiren ve soyluluu hibir zaman zen
gin bir sava olarak ele almayan Margueritte'in azndan yaplmas ilgintir. Amadour'un yakkl olduunu, ok gzel konutuunu, yiitliinin dillere destan olduunu
da szlerine ekler: ama sadece eklemekle yetinir. Castilla soyundan gelen Amadour,
yaa kk bir olandr ve fazla bir mirasa sahip deildir. Kendisini bekleyen yaam,
ancak kendi kazandyla srebilecei bir yaamdr.
Oysa Amadour, Kontes d'Arande'n kz Floride'in (on iki yandadr bu sralar)
"dncelere daldn" grmemitir. Bu Parlamente'in kulland bir deyim, ama syle
mek istedii udur :yldrm ak. Niin olmasn! Floride 12 yandayken, anlatcnn be
lirttii gibi, ne doum yapabilecek, ne de ak szcklerini anlayacak yatadr.112 in
iinde acaba bir hesap m vardr? yle grnyor ki evet. Ama uzun vadede. Amadour,
imdilik, Floride'in kendisinden apayr soylu bir aileden geldiini iyi bilmektedir. O,
beparasz, kk bir olanla evlendirilecek biri deildir. Ama ne? Braknz. Kurduu
dler rastgele gezinsin. "Zaman ve sabr" denen iki gce gvense mi acaba? Kald ki
Amadour kadnlarla sevimemi biri deildir. Barselonal ve Perpignanl dilberler, sy
lemek istediim en uarlar, bu gzpek, yiit, yrek kabartan gen adama epey incelik
gsterirler. Amadour da yaplmas gerekeni yapacaktr artk. Toplumun zorlad kural
lara uyarak, dlerindeki kadn seerek bir zorunlulua uyacaktr. Olabildiince ykse
i, ama en yksei hedefleyerek kendine olan borcunu deyecektir : yksek kesimden,
ama en yksek kesimden bir hanmla evlenerek, en eriilmez, en "kibar bir hanma sev
giyle balanacaktr". Tamam da, dndrc olan, onun bu dncesinin kendisini bir
kmaza srkleyip srklemeyeceidir. Amadour bizi daha da artmaktadr, nk
tm yaam boyunca sevecei, ama hibir zaman evlenemeyecei zengin kk bir kza
k olmutur.
12) XVI.yy.'da, bu yataki kzlarn ska evlendirildii grlr. Rabelais'nin yakn dostu Andr Tiraqueau 24 yandayken 12 yan
daki M arie Cailler'le evlenmitir.Son derece artc olan bu tr evlilikler karsnda, atalarmzla aram zdaki ahlaksal ve dn
sel uzakl yeniden lmeye alalm. Bu tr birlemeler acaba hemen son buluyor muydu, orasm bilmiyoruz.
C o g t o , B a h a r '9 5
207
Lucien Febvre
'
Bizi artan bu olay onu artmaz! Parlamente, onun bir beylii ynetmee layk,
gl bir saduyuya sahip olduunu syler. Ama kendi hayatn ynetmek iin gl
bir saduyuya sahip deildir. Kral naibinin emrindedir o, Kontes d'Arande'n deil. Floride annesiyle lkesine dndnde, onu bir daha nasl grecektir? Ona nasl kavuaaktr? Bunun iin tek yol vardr: kontesin ya da kznn evresinden biriyle evlenmek.
Dahas Amadour zengin olmad iin, kendisine kim destek verebilir ki? te burada
Barselonal ve Perpignanl hanmlar, bu tr konulara duyarl olduklar iin, kesenin a
zn aarlar: Parlamente, olayn gizlice, ama olduu haliyle duyulmasn salar: hanm
larn yannda, Amadour "kendisine duyulan gvenden" mutluluk duymaktadr. Gven
szcnn anlamn tm anlamlaryla almak gerekir. Barselonal hanmlar iyi yrekli
dirler ama, yine de baz koullar vardr: peki Amadour evlenmezse ne olacaktr? Gen
bilge beyimiz iin yolunu bilmektedir. Araya araya ereine eriir ve o evreden bir
valyenin kzn bulur. Bu gen kzn evlilik fiat 3.000 dkadr. Ayrca soyluluu ve ayrcalkl. in asl ilgin yan, bu kz yalnzca tandk bir ailenin kz deil, ayn zamanda
Floride'in srdadr. "Onun yreinde saklad en ufak eyleri bile bilmektedir. Amadour'un "tanrnn iki byk nimeti Ak ve Servet, kzn elini tutmas iin onlarn hayat
larn birletirmesine karar vermitir".
Kala kala ailesinin onayn almak kalr. Bir de 3.000 dkay bulmak. Amadour ksa
srede Avanturade' -bir oyunla- batan karr, ona evlilik tasarsndan Floride'e sz
etmesini tler.Doal ki Floride, annesi zengin kontes d'Arande'dan yardm isteyecek
tir. Sonuta, Avanturade, Amadour'la Floride'i tantrr, -ama bu esnada herey bekle
nildii gibi gelimez: nk Amadour, gen kzn elini perken, heyecandan baylacak
gibi olur ve tek bir szck bile syleyemez. Buna Floride de arr, nk gen adam,
btn spanya'da en gzel konuanlardan biri olarak nlenmitir. Amadour durumu
Avanturade'a, Floride'in yzndeki o erdemli anlatmdan dolay konuamadm, zihnim
buland diye aklar. - ve nianlsndan iki prensin Floride'le evlenmek iin yartn
renir: bunlardan birincisi kraln 15 yandaki kk oludur ve Floride yldan beri
onun kendisi iin yanp tututuunu farketmi ve ondan holanmaktadr; dieri ise ho
lanmad, ama annesinin istedii Cardonne dkdr. Bu haber, Floride'in duygusuz
olabileceinden korkan Amadour'u rahatlatr.3 Oysa gen kzn yrei onun iin arp
maktadr. Amadour, Avantourade'la evliliini gerekletirir. Onunla sevdii iin deil,
bu birliktelikte "mutlu bir rt" bulduu iin, "aklndan hi kmayacak bir eyle ilgi
lenme" olana bulduu iin, ve doumunun kendisine reddettii eye "erdemle" daha
sonra ulama umudu verdii iin evlenmiti.
Gerekten de, evlenir evlenmez, kontes d'Arande'n kkne aklr - bu da doal
dr, nk kars, bu byk hanma ve kzna hizmet etmektedir: "gzpeklii ve giri
kenliiyle kendini yle bir kantlar ki, artk hi kimse ondan ekinmez". Yirmiiki yan
dadr yalnzca, ama ylesine bilgedir ki, kontes btn ilerini ona danr, olunun da
onun gibi olmasn ister. O ise hibir eyi rastlantya brakmamaktadr. Ama ve duygu
larn Floride'e hissettirmeden, Avanturade sayesinde, onun en gizli srlarn bile ren
mektedir. Gen kzn kraln kk oluna kar olan duygular, " onun gnln kazan
maya alan ve onu srekli dinleyen Amadour'u gitgide yetitirmektedir ve artk bir
bakasnn kiiliine brnerek ona kur yapmaktadr..."
Fakat sava patlak verir. Amadour gitmek zorundadr. Be yl dnmez - ama iyi
kalpli Avanturade'a yazmay da ihmal etmez ve hatta ona Floride iin birka kk g13) Metin ak ve ilgintir. "Amadour. kzn bireyleri sevdiini grnce ok rahatlar ve ilerde, onun kocasnm yerini deil de ua
nn yerini alabileceini umut eder, nk onun sevm ek istememesinden korkmaktadr" .nce bir psikolojik zmleme.
208
C o g it o , B a h a r '95
i
"
i
'
Navarra Kraliesi
rev verir. Floride de, Avanturade'a, masumca sevdii Amadour iin, "sanki zkardeiymi gibi" birka szck yazmasn sylemeyi ihmal etm ez,. Gen adamn sevgisi ise bu
tr bir sevgi deildir. Uzaklarda olmasna ramen, srekli onunla yaar. Bu arada izin
ler de vardr. Karsn grmeye gelince, kendisine byk yardmlar olan kontes d'Arande' ziyaret eder. Kkn btn kaplar kendisine alr; nk yceliine deer verildi
i iin "her eyde kendisine bir aziz, bir melek kadar gvenilmektedir". Btn masumluluuyla Floride "grd her yerde onu brakmaz"; "onun yannda olduunda b
yk bir mutluluk duymaktadr"; ksacas hibir eyden kukulanmaz. Ama buna karn
gen adam, "Floride hi ekinmeden babaa onunla konumaya geldiinde, iini yakp
bitiren yreindeki atei hissetmektedir"ve " yznn renginin deimesine ve gzle
rinde kvlcmlar patlayna engel olamamaktadr".
htiyatll kendisini uyarr: ya gzleri yalan sylerse ne yapacakt? Ama en basi
tinden kendini deiik gsterecek, ya da bir kandrmaya bavuracaktr. "Poline adnda
zengin bir hanmla" bulumaya balar, bu kadn saraylara yakan bir gzellie sahip,
ama ayn zamanda da Amadour'un tutum ve davranlarndan nemli bir giz olduunu
hemencecik koklayan birisidir. Rol yapmaktan bkan gen adam, sonunda ya hep ya hi
diyerek kararn verir. Bir gn Floride'e yanar ve ona "sevgili arkadam, syle bana,
konumak m lmek mi, hangisi daha ehven?" "Konumak" diye yantlandrr Floride.
te o zaman Amadour her eyi anlatr. Ona "genliinin en gzel anda kendisine
balandn"; Avanturade'la kendisi yznden evlendiini;, "asl sevdii kiinin" ken
disi olduunu; eer kontes d'Arande'n gven ve yardmn kazanmsa, bunun nedenin
de kendisi olduunu ve bu "evde bir hizmeti gibi deil de evin ocuu gibi bulundu
unu " aklar. Be yllk bir emein meyvas, ona, bu sevdii kiiyle "tm yaamn ya
amay" msaade etmeyecekti. Amadour tm erdemiyle Floride'den "ne mal mlk ne
de mutluluk istiyordu, onun istedii erdemdi".4 Yine de, onunla evlenemeyeceini iyi
biliyordu. Kraln olunu sevdiini de biliyordu. Acaba onu batan m karmalyd?
Onu erdemden yoksun grmek yerine, lm olmay tercih ederdi. Tm istedii kendi
sinden uzaklamamasyd. Bu da onun kendi onuru ve kendisini etkileyen eyler iin
gereksinim duyduu "bir soylunun yaamyd". Artk bundan sonra "yalnzca onurlu
ve erdemli eyler" yapacak ve bunu da onun ak iin yapacakt!...
Doal ki Floride akna dner, -zaten durumu da ok iyi kavrayamaz. "Sizin ben
den istediiniz eye, siz oktandr sahipsiniz" diye yantlar gen adam. Ama neden bu
denli uzun ve bktrc szler?" Aslnda saduyulu bir itirazdr bu. Ve masumca da.
Amadour, bu z ama gzel szler karsnda, " bunun nedeni Poline, durmakszn dav
ranlarm ineliyor. Gizimin bilinmesi yerine lmeyi yelerim: minnet, ihtiyatl olu
nuz!" diyerek skntsndan kurtulmak ister. Floride ikna olmutur. Deiir de, nk o
andan itibaren, (saptama olduka ince bir dntr) "yreinde ne olduunu bilme
dii bireyleri hissetmeye balar". yle ki birka gn sonra, Poline konusunda Amadour'la kavga etmek iin bahane arar. Bunu, kzgnlklar, ksmeler, uzaklamalar, mektup
lar, geri dnler, ksacas Marivaux usul eyler izler.
*
Burada biraz ara vererek La Bruyre'in kitabnn VIII. blmn aalm: "saray ta
nyan biri, jestlerine, gzlerine ve azna hakim olur; o derin, anlalmaz bir kiidir; kt
grevleri gizler, dmanlarna glmser, mizacn yokua srer, tutkularna klk takar,
kendi gnlyle badamaz, kendi duygularna kar kar; ite bu byk incelik aslnda
bir hatadr, daha dorusu eksikliktir, hatta bazan saraylnn servetinden ok zgrl14) XIII. ykde Saffredent yle sorgular: " biz szmze erdem diyerek baladmzda, acaba hangi kadm bize kulaklarn tkaya
caktr?" - Ama o da yreimizi olduu haliyle grseydi keke!"
C o g t o , B a h a r '95
209
Lucien Febvre
Bu arada, spanya Kral, ordusunu Salses'a sefere gnderir. Gitmeden nce, Ama
dour, onbe yana basan Floride'den bir istekte bulunur (burada kk bir yanlma var
dr, nk Amadour'un cephede be yl kaldn dnrsek, Floride'in ya en az onyedi olmalyd). Floride, bugn yarn evlendirilebilirdi. Amadour onun Avanturade'la
ilikilerini hi koparmamasn ister. Bylece izini hi kaybetmeyecektir. -O da sz verir
ve ayrlrlar. Ama akn erdemli etkilerini hemen hissederler ilerinde. nk Floride,
kendini iyi eyler yapmaya adar, bylece " en mkemmel hanmlar gibi amacna ulaa
caktr". Amadour ise, cephede o kadar byk baarlar gsterir ki efsanevi bir kahra
man olur. Ama bir gn Trkler tarafndan esir alnr ve kle olarak Tunus'a gtrlr.
Bireylerden kukulanan, ama "Amadour'un erdem sahibi olduunu bildii iin bunu
saklayan" kontes d'Arande olay kzna syler. Floride de zavall Avanturade'a haberi
syleyemez, ama teselli etmeyi esirgemez, "tutsan kurtulmas iin ziyaretlerini, duala
rn, orularn" srdrr. - bedbahtlklar srp gider. Amadour hl tutsaktr, Floride
annesinin azndan kendisini iin iin eriten karar renir. Holand prensle deil,
aksine, sevmedii Cardonne dkyle evlendirilecektir. Byle olmasnn nedeni de, kral
ve kraliedir. nk, dk onlar bktra usandra Floride'in kendisiyle evlenmesi iin
yalvarm, kral ve kralie de kontesden rica etmitir. Burada Margueritte'in metni t
myle kiisel bir deer kazanr. "ok gen olan kznn iradesinin ancak kendisine ait ol
duunu dnen " kontes, onu hi tereddt etmeden hkmdarlarn arzularna kurban
eder.- ve "herey karara balandktan sonra, kzma, kendisi iin en gerekli grnen eyi
yaptm" syler. "ler bir kez sonulannca hibir t verilmemesi gerektiini, -bu bir
saray yntemidir -, iyi bilen kz sadece yle yantlar annesini: "krler olsun tanr
ya". Ama annesinin "kendisine kar o denli yabanclatn grerek, kendisine acmak
yerine ona daha ok boyun emeyi yeler". Son bir kt haber onu bitirir. Kraln kk
olu ok ar hastalanp bir daha ayaa kalkamamak zere yataa dmtr. Floride
hibir ey sylemez. "Hibir zaman ne annesinin ne de bakasnn karsnda en ufak bir
tepki vermez". Ama "yreine inen gzyalar burnundan kan olarak gelir ve areyi e
kip gitmekte bulur". Kendini toplamak iin, "bir lye dntrd kiiyle kendi iste
iyle" evlenir. Ve "hi kimse einden holanmadm bilmez".
Giderken, Amadour'a verdii sz tutarak, Avanturade' yannda gtrr. Tek ve
gvenli srda olan ona iini dker, annesinin sert tutumundan yaknr, prensle evlenemediine yanar. " Ama, Amadour iin ne kadar zldn, sadece arkadan teselli
etmek iin syler"...
Floride iin lme benzer bir yaam srer gider. Amadour bunu renir. Nasl m?
Trklerin tutsak ettii kiiler, yle grnyor ki ok kolay mektuplaabiliyorlard ve ha
berleri birbirlerine aktarabiliyorlard. Amadour, prense olan akn bildiinden, onu l
d sanr. - Ama kendisinin sevgisi o denli gldr ki "yaamnn sonuna dek tutsak
kalmak ve Floride'in bir ei olmasn" istemektedir. Tunus Beyi kendisine kaza vurul
makla din deitirmek arasnda seim yapmasn ister, ama Amadour ustaca anlaarak
yksek bir fidye der ve onu bulmaya koar.
Bir gn Barselona'da, Floride'in yannda kalan Avanturade, hani o gzelim kibar
kz -Amadour onunla evliliinde yanlmamt -, bedbaht valyenin geri dndn
210
C o g t o , B a h a r '95
Navarra Kraliesi
C o g t o , B a h a r '9 5
211
Lucien Febvre
Amadour gitmitir. Umutsuz bir biimde mi? Hayr. "Gnl o kadar byktr ki
dnyada byle bir gnl yoktur ve bu yzden de umutsuz deildir. Akll m? Evet:
nk krala varmadan nce, kendisini oluymu gibi barna basan Floride'in annesi f l
kontes d'Arande' grmeye gider.- ona kendisini Floride'in haberlerinden mahrum et-
memesini yalvararak, kzna olan akm itiraf eder. Bu da kontesi hzne boar - Floride
ise son derece umutsuzdur, nk annesine Amadour'un kendisine nasl davrandn
syleyemeyecektir. Yoksa kzgn kontes intikam amacyla valyeyi izlettirirdi. Ama su
sarsa da, annesi kendisine durmakszn Amadour'dan sz edecekti, ona yazmas iin
bask yapacakt. Nitekim yle olur. Neyse ki Amadour uzaklardadr.
Uzaktadr ama duygular deimitir. Ak arzulayan bu devingen ruhta, intikam )
duygusu tez akn yerini alr. Floride'in gnln "kaybolmu varsayar". Ama " her ey i
kendisini cephe aldna gre, nce dmana kar zafer kazanmak" nemlidir. Sonuta,
lm de dahil olmak zere, her tr tehlikeyi gsleyerek kraln yannda nemli bir g
revi yerine getirir -sonra, hemen Kontes d'Arande'n atosuna gider. Vakit gecedir. Ge
leceinden haberli olan ve srrn saklamaya sz vermi olan kontes, Floride'e haber ve
rir ve onu "ardnda hazr olmas iin kocasnn odasna soyunmaya gnderir. Kor
kudan titreyen gen kadn dua yerine gider ve tanrnn yardmna snr, ve rktc
bir ihtiyat gerei, kocaman bir tala suratn yaralar ve yzn bantlatr. Bu arada, gz- :
leri hibir ey grmeyen kontes, ona Amadour'u grmeye gitmesini ve adamlarndan
kurtuluncaya kadar onu megul etmesini emreder.
1
Floride itaat eder; Amadour'un yannda birka kii olacan sanmaktadr, oysa o 1
yalnzdr. "Ardndan kap kapatlnca, Amadour ne kadar memnunsa kendisinin can 1
da o kadar skkndr". Amadour memnundur, nk amacna ulamak zeredir; "arzu- 1
lad eye, sevgiyle ya da zorla sahip olacan biliyordu". ki szckten sonra Flori-
de'in fikrini deitirmediini anlar. Onu ak ve kararl grr. O zaman maskesini de- \
itirerek " Floride, tanr iin, emeimin meyvas sizin kuruntularnzla elimden alna
maz" der. Madem ki sevgi, sabr ve inan hibir ie yaramyor, istediim eyi zorla elde
212
C o g t o , B a h a r '95
Navarra Kraliesi
C og t o , B a h a r '9 5
213
R e g in e 'y e M e k t u p l a r 0
Sren Kierkegaard
Regine'm!
Mektup bekliyordun benden, bugn tam hafta oldu, bense yazmadm. yi ama
bu mektubu kime gvenip emanet edebilirdim ki? "Pnardaki Kemanc"0 iirini anm
sarsn. Byk gzellikler ierir; benim de zellikle houma giden ey airin yalnzca "or
mann evik danslar"na, bala, kua, fareye gveniyor omas. ok iyi biliyorum, b
tn bunlar iirin iinde bulunmuyor ve eer u ya da bu kii, bu satrlar okursa, beni,
sz konusu dizelere, iinde olandan daha fazlasn koymakla sulayacak; olabilir. Ama
bunun benim iin hibir nemi yok, yeter ki sen beni anla ve ilikilerimizin kendi gizleri
olsun. likilerimiz, baka btn herkesin gznde gizemli. Bu da, konumadan yoksun
kiilere gvenilip sylendikleri iin deil de yalnzca senin tarafndan anlalan ve sen
anladnda da benim tarafmdan da anlalm olan bir dilde anlatldklarndan dolay
byle.
Demek ki, haftadr sen benden bir mektup bekliyordun ve bu mektup gelmedi
-bugn, sen benim gelmemi bekliyorsun, yazmam deil- peki ya her ikisini de ayn an
da yapsaydm ne derdin (ne var ki, byk bir olaslkla ancak lende seni Gothersgade'deki halama gtrmeye geleceim). Gerekten de doru bu, geliyorum, yazyorum,
konuuyorum ve baryorum ve i ekiyorum ve odam monologlarmla yanklanyor
* Bu metinler DanimarkalI felsefeci Sren Kierkegaard'n (1813-1855), nianls Regine Olsen'e ve arkada Emil Bsen'e yazd
mektuplan kapsayan ve Franszca'ya Lettres de Franailles (Paris, Falaize, 1956) Nianllk Mektuplar ad altnda evrilmi olan ki
taptan seilerek Trke'ye aktarlmtr.
Kierkegaard ilk olarak 1837'de arkada Peter R oerdam 'n evinde karlat Regine Olsen ile 1840'ta nianland, 1841'de de ani
den nian bozdu. Nianllk dnemine k tutan belgeler niteliindeki "Regine'ya M ektuplar"n pek ounda tarih bulunma
maktadr. (Bkz. Franszca'ya eviren M arguerite Grim ault'nun nsz', a.g.y., s. 7-17.) (.N.)
1) Ch. VVinter'n iiri.
214
C o g t o , B a h a r '95
Regine'ye Mektuplar
ve ben, kh iimde fokurdayan, kh huzur dolu bir cokunluk iinde yitip giden eyi
yalnzca sana, tek srdama amaya cesaret ediyorum - senin bana atn eyi ben yal
nzca sana ayorum. nk, unu bil ki, sen beni ruhunun derinliklerinden sevdiini
bana her yineleyiinde ben bunu ilk kez duyuyormu gibi oluyorum ve nasl ki btn
dnyaya sahip olacak bir insan, onun gz kamatrc parlakln gzleriyle kucakla
mak iin btn mrne ihtiya duyarsa, ayn biimde bana da bir mr gerekecektir sa
nrm senin aknn iinde yatan o btn zenginliin stnde dnmek iin derin de
rin. unu bil ki, sen beni her zaman ayn derecede sevdiine ciddi biimde her inandr
dnda, neeli olduumda da zgn olduumda da ve zellikle zgn olduumda
(nk bilirsin znt gklerin bir zlemidir ve insanda iyi olan ne varsa ac ondan
domutur), sen benim ruhumu araftan kurtaryorsun, ite bunu iyi bil. Katolik Kilisesi,
bilirsin, dindar ruhlarn dualarnn arafta yaayan ruhlar yattrdn retir; biliyo
rum, gerekten de doru bu; ite sen de bana akn sylediin her sefer, zincirlerin
krtsn artk duymaz oluyorum; ite o zaman zgrm ben, tpk gklerde uan bir ku
gibi sonsuza dek zgrm ve zgrlmn iinde zgrm ve nee doluyum ve ken
di neemin tanym, tpk eskiden hem tutuklu hem de kendi kendimin gardiyan ol
duum gibi.
Her zaman Senin S.K.'n
(...)
Sabah 9.30
Regine'm
u anda da seni dnyorum ve eer bazan sana, gizleniyormuum gibi geliyor
sa, bu, seni az seviyor olmamdan deil de artk baz anlarda yalnz kalmam gerektiin
den byle. Ama sen, hi de bu yzden dncelerimin dnda kalm, unutulmu deil
sin; tam tersine senin o capcanl varlnla doluyum ben. Senin o sadk yreini ne za
man dnsem yeniden neeleniyorum, sen evremde gezinip duruyorsun, geri kalan
herey de silinip gidiyor ufkumdan, sonsuza doru uzanan ve artk bir tek snr olan uf
kumdan. (liikteki izilmi olan desen, sana bu konuda bir fikir verecektir.) te o za
man ben sana kavuuyorum ve dalgalanmakta olan dncem huzuru sende buluyor.
Senin S.K.'n
Regine'm
Bu mektup tarih tamyor, tayamaz da, nk ieriinin zn, bende her an var
olan bir duygunun bilinci oluturuyor. (...)
Saint-Martin akam saat sekizdeki yokluum srasnda Fredensborg'daydm. Dn
myd ya da evvelki gn myd syleyemeyeceim, nk bugn diye bir kalk nok
tam yok benim. Arabada beni grenler arp kalmlar. Biliyorsun eskiden hep yalnz
bama giderdim, ama o zaman znt, kayg ve melankoli sadk dostlarmd benim.
imdiyse yolculuk maiyetim daha da klm durumda. Gezintiye ktmda senin
C o g t o , B a h a r '95
215
Sren Kierkegaard
artnlaym, eve dnnce de sana ynelik zlem dolu bir arzuyla birlikteyim. Fredensborg'daysa, u yol arkadalar birbirlerinin boyunlarna atlrlar ve prler. Ben ite
en ok bu an seviyorum, nk, bilirsin, ben Frendensborg'u szle anlatlamaz bir an
iin, yalnzca bir an, ama bana gre paha biilmez bir an iin severim.
Bu mektup tarih tamadna gre ve yleyse, herhangi bir zamanda yazlm ola
bileceine gre, ne zaman olsa okunabilir; ve eer gece herhangi bir kuku iini kemirir
se, o zaman da okuyabilirsin onu; nk aslnda sana "benimsin" diyebileceimden bir
an bile kuku duymadm (bu deyiin iine yerletirdiim hereyi biliyorsun, eer sen
den ayrlmak zorunda kalrsam yaamnn benimle birlikte duracam sen kendin yaz
mtn, bunu biliyorsun. Ah! izin ver de yaamna, birlikteliimiz kadar uzun sre ben
de sakl kalsm, nk biz yalnz o zaman gerekten birlemi oluruz), bir an bile kuku
lanmadm bundan, hayr, bunu ruhumun en derin inancyla yazyorum, ve ben dnya
nn en karanlk, en gizli kesinde bile sana ait olduumdan kuku duymayacam.
Her zaman iin Senin S.K.
Franszcadan eviren: Sema Rifat
2l6
C o g t o , B a h a r '95
A k v e E v l l k :
OALMANIN DNYAPISI
Niklas Luhmann
ngiliz duygusalcl tpk kendini doaya yakn sanan XVIII. yzyl seksoloji gibi
evlenme sorununu ne karr. retim alannda, ekonomiyle aile yaam arasnda alan
fark daha ok kendi alannn snrlarn aan saygm aileleri rahatlatt. XVIII. yzyldan
balayarak st toplumsal tabaka geleneksel "devletin destekisi" olma anlamm yitirdi.
Evlilik antlamalarnn denetimini yapan toplumsal yaplara bal gerekeler geersiz
kald, toplumsal uzlamayla yaplan evliliklerden ak evliliklerine geii artk ne engelleyebilirdi?
Bu buluu karlkl olarak birbirine gnderme yapan ve birbirini glendiren iki
tr bak asna gre iyice belirginletirmek gerekir. Bir yandan da dier ilevsel sistem
lerin fazlasyla farkllamas artk siyasal, dinsel ve ekonomik ilevlerin gerek dayana
olan (evlilikle onaylanm) aile anlamalarndan vazgemeyi salamtr. Bu ilevsel sis1) Bu konuda tarihsel ve blgeler arasnda karlatrmalara ynelik pek ok alma yaplmtr. Bu dnmn nedeni olarak o
unlukla (fazlasyla tek yanl bir biimde) ekonom ik gelime gsterilmektedir. zellikle Darwinci kuramlarn bak am be
nimsemi almalardan ncelikle incelenmesi gerekenler unlardr: Henry T. Finck, Romantic Love and Personal Beauty, Their Deve
lopment, Causal Relations, Historic & National Pecularites, Londra-New York 1887 (zellikle XIX. yzylda Am erika'daki durum ko
nusunda c. II, s. 47 ve devam). Toplumbilimsel yaptlar konusunda bkz. W illiam J. Thomas ve Florian Znaniecki, The Polish Pe
asant in Europa and America, New York 1927, bl. I, c. II, s. 1159; Olga Lang, Chinese Family and Society, New Haven, 1946, s. 120 ve
devam, H iroshi Wagatsuma ve George De Vos, "A ttitudes Towards Arranged Marriage in Rural Japan", Human Organisation, 21
(1962) s. 187-200, "Romanticism and M otivation to Marry in the United States, Singapdre, Burma and Indiana", Soda Forces 44
(1965), s. 17-27; Frank F. Furstenberg, Jr., "Indrustrialisation and the American Family; A Look Backw ard", American Sociological
Review 31 (1966), s. 326-337; Robert O. Blood, Jr. Love-Match and Arranged M arriage: A Tokyo-Detroit Comparison, New York 1967
Promilla Kapur, Love, Marriage and Sexe, Delhi 1973; Greer L. Foxe, "Love M atch and Arranged Marriage in a Modernizing Nati
on: Mate Selection in Ankara Trkiye"; Barbara Lobodzinska, "Love as a Factor in Marital Decisions in Contemporary Poland".
Journal o f Commparative Family Studies 6 (1976), s. 56-73; ]. Allen Williams, Jr., Lynn K. White et Bruno). Ekaidem, "Romantic Love
as a Basis for M arriage", M ark Cook ve G lenn W ilson yay., Love and Attraction: A n International Conference, Oxford 1979, s. 245-350.
C o g t o , B a h a r '95
217
Niklas Luhmann
temler yeterince zerk olup, kendileri iin gereklidirler. Bu nedenle elerin doutan ait a
olduklar deiik soylarn, evlilikleriyle rastlant sonucu balandklar ve bu balantnn
yalnz bu zel evlilikte var olduunu, kendini aan hibir anlam olmad kabul edilebi- 3
lir. Anne babann soyuyla oluan aile emberi simgesel olarak ocuklarn evresinde ka- I
panr. Bu aileler, ocuklarn evliliiyle, yeniden, yeni bir antlamayla balanan bir iliki- i
ye indirgenmi olur.
1
Bu antlama ve uzlama srecinin toplumun sistemin dier makro ilevlerine bal i
olmas, her kuakta yeniden kurulmas gereken ailelerin temsil edilmesini salar, hatta i
buna zorlar. Bu temsilin eski dnemlerde de (zellikle de evlerin ayr olmasna allm
olduu durumlarda) varl tmden yadsnamaz, ama yenilenen bir aile temeli sreci
artk evlilikleri bamsz klm ve aile sistemi iinde evliliklere eski Avrupa ekonomisininkinden daha byk bir anlam yklemitir. Sonuta da (birey ne dnrse dn- i
sn) e seimi kendi iinde meruluunu bulmak zorunda kalmtr. Ak ilikisindeki ,
aracnn gelimesiyle, bu yapsal deiiklie bilmeden hazrlanlm olur. Bir blmyle ;
evlilik d tutkulara (Fransa'da), bir blmyle aile yaamna (ngiltere'de) ve nihayet
bireyin yetitirilmesine ynelik anlam (Almanya'da) oktan hazrd ve artk yerleebilir- I
di.
1
Bundan byle toplumsal denetimden kaan rastlantlar zerine kurulan evlilik ant- ;
lamasm zgrce yapabilme sorunu toplumsal yapdaki deiikliklerle gncelleti ve ar
tk toplumsal yapnn ak ilikisinin daha sonraki aracsnn geliimini ynlendirmesi
gerekmitir; ama o zaman anlamsal bant adna elimizde yalnz yeni izleklerle zen
ginlemeye ak olmasna karn oturmuluk sorunlarn zememi tutku ak kalyor.
Tek olaslk tutku akn lgnln biraz daha abartmak ve doal yaam biimini hibir
ey olmam gibi aklamakt. Gene de bu coku, artk yalnz romana gnderme yap
mayan, bir anlamda, teden beri hi de yeni bir anlam kapsamayan "romantik ak'' ola
rak nitelenen zel bir olay olarak kalmtr.
XVIII.
yzyl sonunda, ak evliliiyle oluan birliin ve eler arasndaki akn ins
nn<4) doal yetkinliinin ilkesi olduu renilmiti. Bu utkunun en nemli yan edinim
leri, bundan byle yalnz evlilik iin ne srlen nedenlerin deil, bununla birlikte ms
takbel elerin birbirlerine verecekleri eylerin birbirinden ayrlmasnn mmkn olmas
dr. Cinsler arasndaki ayrm azalr, bu ayrm da yalnz elerden her birinin kendine z
g gerekelerine deil, evlilik antlamasn yapmak iin bir cinsin dierlerinden bek
lentisine baldr. Elerin beklentisi romantik ak duygusunun o garip zelliiyle en so
nunda uyuma noktasna gelir; bir ak yks dardan baknca ne kadar artc etki
yaparsa, o kadar doal davrantan uzaklar ve aklar ayn gerekelere sahip oldukla2) zleksel bulularn nemi ok az olup, pek arlklar yoktur. Yalnz gruplamalarn dnmleri baka bir biimde dikkati eke
bilir. ok ayrntl bir biimde inceleyerek aka ortaya karmak istediimiz ey tutku ak dizgesidir.
3) Lothar Pikulik'de romantizmin buna uygun bir yorumu bulunmaktadr. Romantik als Ungengen an der Normalitt: am Beispiel Tiecks, Hoffmanns, Eichendorffs, Frankfurt, 1979.
4) rnein Mauvillon, M ann und W eih (1971), s. 342'de yle dnmektedir: das die hchste Wollkommeneit derselben (=der
Ebe) unter den M enschen darin bestehn wrde, w enn Ehestand immer Liebe und Liebe immer Ehestand wre" ["insanlar arasn
daki en yksek yetkinlik durumu olan evlilik hep aka, ak da hep evlilie baldr"].
5) Bu gnmz verileriyle bile kantlanabilir. Bkz. Lobodzinska, "Love as a Factor...", (1975), s. 62.
6) Grgl aratrm alar hep erkeklerle kadnlar arasndaki fark gstermektedirler. Bu anlamda zellikle erkekler - b ir ilikinin
balangcnda- kadnlardan daha ok romantik bir biimde, ak olmaya eilimlidirler. rnein bkz. Charles W. Hobart, "The
Incidence of Rom anticsm During Courtship", Social Forces 36 (1958), s. 362-367; a.g.y., "Dissilusionnement in M arriage and
Romanticism", M arriage and Family Living 20 (1958), s. 156-162; William M. Kephart, "Som e Cerrelates of Romantic Love", Journal
o f Marriage and Family 29 (1967), s. 470-479; David H. Knox et Michael J. Sporakowski, "Attitudes of College Students toward
Lowe", Journal o f M arriage and Family 30 (1968), s. 638-642; Alfred P. Pengler "Rom antic Love in Courtship: Divergent Paths of
Male and Female Students" Journal o f Comparative Family Studies 5 (1974), s. 134-139; Bernard I. Murstein "M ate selection in the
1970s", Journal o f M arriage and Family 42 (1980), s. 777-792 (785). Gene de bu farkn bir karlk olarak ve ne lde bakasnn
nedenlerinin deerlendirilmesini etkiledii sorusu hl aydnlatlm deildir.
218
C o g t o , B a h a r '95
rn varsaymak konusunda birbirlerinden o kadar emin olurlar. Farkllk ve tam bir bir
lik karlkl olarak yeni bir abartma ilikisine varr.
Ama bu durumda birok mutsuz (ya da ksacas pek de mutlu olmayan) evlilikler
sorununu aklamak zorundayz. nk mutsuz evlilikler yalnz mala verilen neme ya
da toplumsal durumu salamlatrmak iin evlenen ocuklar olgusuna balanamaz. So
nuta "romantik ak"n evlilikte mutluluk ve mutsuzluu aklama ilevini yklenmesi
gerekir.
Ama te yandan, romantik aka tannan evlilik zgrl XIX. yzylda olduu
gibi imdi "romantik" olarak grlen ve istenen konusunda seici davranmak zorunda
dr. Ak e seiminin tek temeli durumuna gelmitir; ite bu nedenle dengedeki yaa
m ve lm dlayan varolu iin bir tehdit haline gelen, hatta dengedeki yaam ve
lm dlayan varolu iin bir tehlike olan tutkunun tm bu eleri dikkatle denme
lidir. Geride kalan tutkunun ve cokunun kurumlam bir biimde anlalmas ve evli
lie yatkn olup olmamaya ilikin bir tr snama ve bir tr mutluluk vaadinin sz konu
su olmasdr. Artk aileler her kuakta yeniden kurulmak zorundadr. imdi, bir an
lamda zelliini yitiren "akrabalk", daha ok anlamazlklarn olas kayna olarak ka
bul ediliyor, evlilie gtrecek ve evlilii ynlendirecek bir destek olarak kesinlikle
grlmyor. Anne babalarn hl ocuklarnn iliki kurmaya almasn kolaylatra
cak ya da zorlatracak az ok dolayl olanaklar vardr.'71 (Nesnel) kararszlk ve e se
medeki tehlike galiba belli bir oranda artmtr. Romantik akn anlam bu kararszl
znel kararlla dntrme ilevini stlenmitir. Bu anlam byl bir biimde ng
rnn yerine gemeye yaramtr. Romantik akn anlam karlkl etkilemin kararllk
olarak kabul edilebilecei kararszlk sayesinde betimlenir ve bu gcn etkisiyle de art
mtr. Romantik akn anlam karlkl etkileimin kararllk olarak kabul edilebilece
i kararszlk sayesinde betimlenir ve bu gcn etkisiyle de bu betimleme biimlerinde
toplumsal kabul grerek kesinlik kazanr. Ak iftin bir kenara ekilmesiyle doan so
yutlanma kesinlie dnen bu ilevi yerine getirir. Dnm srecinin gereklemesini
salamak zere akn anlamnn zengin birikimlerinden alnan ve seici etkisini gsteren
toplumsal ve kltrel adan saptanm zgl sorunsallar yeniden iin iine girer.
Deiim konusunda daha ak bir fikir edinmek iin bir ilan- ak incelemek yeterlidir, karndakinin inanmasn kesinlikle salamak iin her zaman bir baka ikna
yolu, fazladan bir ikinci yol yeterlidir. XIX. yzylda bu ilevi "doum bildirimi"'9 yeri
ne getirir; talibin bir prens, ya da n doutan kusursuz bir biimde denk'10 olduu
nun belli olmas ya da aklanmas gerekirdi. XIX. yzylda bunun yerine evlenme niye
tinin bildirilmesi'1 geldi. Bu ek bildirim gemie deil gelecee ilikindir; nk artk ai
le kuaktan kuaa devam etmemekte, her kez yeniden kurulmak zorundayd.
Gelecee ynelik bu yeniden ynlendirme gereklilii zerinde dnlrse, akn
7) Bu konuda Bkz. William J. Good'un (gelimeler nedeniyle gnmzde belki de oktan modas gemi) gzlemleri. "The Theore
tical Importance o f Love", American Sociological Review 24, (1959), s. 38-47 (43 ve devam) ya da Claude Henryon ve Edmond
Lambrecht, Le M anage en Belgique; tude Sociologique, Brksel 1968, s. 129.
8) Belki de "okuyucularn kesinlikle inanmamasn salamak!" demek gerekirdi.
9) Bu ifadeyi Gomberville'in bir romanna gnderme yapan Svo Kevorkian kullanmtr.
10) Madame de Villedieu'nn bir yksnde "Hanmefendi, madem benim doumum hakknda bu kadar ok ey biliyorsunuz, ar
tk size yreimden geenlerden sz etmeyeceim" satrlar okunur. Annales Galantes es. I, Paris 1670, s. 14 ve devam, 1979 Ce
nevre baskna atf yaplmtr.
11) Bkz. Alfred de M usset'nin bir perdelik oyunu. "Bir kap ya ak, ya kapal olm al", uvres Compltes, Paris 1963, s. 415-422. Bkz.
bu soruya uygun olarak ifade edilmi b ir ilan- akn geri evrilmesi, "yi ki Allah size ok zengin bir szck daarc verme
mi. Hani derler ya, hep ayn trky sylyorsunuz... Bu da bizi gldrm ekten, ya da en azndan skntdan kurtaryor"
(s.419) XIX. yzylda ilan- ak ve evlilik yaklamlar arasndaki bantlarn toplumsal adan incelenmesi konusunda bkz.
Henry T. Finch, Romantic Love and Personal Beauty, Their Development, Causal Relations, Historic & National Pecularities, LondraNew York 1887, c. II, s. 1.
C o g it o , B a h a r '95
219
Niklas Luhmann
byk kuram olarak romantizmin tek bana yeterli olmad aka ortaya kar. Ak
bu esrikliin arlnda sradanlktan kopmay baarr, artk verilen zgrlk frsatyla
toplumun olduu kadar ailenin de uygulad basklar aan evliliklerin yaplmasn
salayabilir. Bir evlilie balayan, daha sonra da kendilerini kendilerinin sorumlu bul
duu bir durumda bulanlar gndelik yaamda ak pek koruyamazlar.
Romantik ak da bu yeni soruna tek zm olamaz. Ve gerekten de 1800'den son
raki dnemde, romantik olmayan bir temel zerinde srasyla "ak/cinsellik" kartl
nn ve "evlilik" izlerinin anlamnn birletii, sanki anlam kaba bir dzeye indirgeyen
baka izleksel gelimeler de vardr. Senancour'un ak zerine yazd bu kitap bu konu
da geerli rnekler sunmaktadr.112 Bu kitapta akn akla ayn anda cinsellik temelini a
mas kouluyla cinsellik zerine kurulduu kabul edilmektedir. Cinsellik "elde etmenin
verdii bir rahatlamadr: baka hibir ey deil"/13 ancak ayn zamanda akn sreklili
inin ve derinlemesinin114 de kouludur. Bu durumda birlikte yaama dzeni sistemi
nin ikinliinden gelen ilev tam olarak anlalr. Mutluluu arayan insanlar olarak g
rnen bireyler insanln oalmasn salarlar. Toplumun bu amala en ileri derecede
dzen ve zgrlk zmlerini salayan ak ve evlilik biimlerini bulmak zorundadr.
Bu nedenle de akta ve evlilikte ne ok canl, ne de ok tutkulu bir ortam yaratlmamaldr; eskilerin tutku ak ok gl bir biimde greceli olmu ya da sadece bir yana bra
klmtr;05 yalnz tutku aka dayanarak gerekletirilen evliliin toplumbilimsel eletiri
si bylece ne alnmtr.06 Bir bakasna07 gsterilen titizlii belirleyen kavramlarda h
l yalnz sekinci deerler deil, ayn zamanda da hayatta08 baka hibir eye ulaama
yacak kadar sradan kiilere (demek herkese!) ynelik bir teselli olacak akn grnts
de bulunmaktadr.
Destutt de Tracy09 ve Schopenhauer'in<2t yaptlarna yle bir bakldnda bile
XIX. yzyln ilk on yllarndan beri akn anlamnn artk herhangi bir dayanak, ya da
bir tr bilgi gerektirmedii, tam tersine dzeyli bir buyruk dzeni olarak ak kavramlatran bir kuramn varl grlr. Bu dnemde, yaznsal dzlemde, bireysel duy
gularn oluumunu etkileyen romanlar, (burada anlam olarak adlandrdmz) dnyapn ve egemen betimlemeler saptanr. Bireysel duygularn oluumu bir tr Meditation des
Genius der Gattung (trnn stn yetenei zerine dnceler01) olarak insanlarn cin
sel davranlarn ynlendirir. Tmyle bireysellemi bir seimin ileyii gerei, her
trl zgrlkten yararlanan ve pek belli olmasa da ynlendirilen, oalma ve bunun
sonucu olarak "Zausammensetzung der nchsten Generation" ("gelecek kuaklarn bile
imi"02) konusundaki kararlar belirtilir. Demek kurumlama ve zgrlk birbirine uy12) De l'amour selon les lois premires (1808), 4. bask, Paris 1834. Yazar ve yapt konusunda bkz. Joachim Merlant, Snancour (17701846), Paris 1907, yeni bask: Cenevre 1970; Andr M onglond, Vies prromantiques, Paris 1925.
13) A.g.y., c. 1, s. 56.
14) "Akn en gl zevki gizlice dnlmezse, grnte etkileri ok hafif de olsa, ehvetli duygular domaz ve buna benzer bir
umut olmadka bu duygular srm ez"., a.g.y., c. I, s. 51.
15) rnein bkz. Destutt de Tracy, De amour (lments d idologie'nin bir blmn tasarlam, ancak kendisi hayattayken yayn
lanmamtr). Paris 1926, s. 170 "fke" deil, ancak "tatl ve iyi bir duygu". Ayns Joseph Droz, Essai sur l'art d'tre heureux, 1806,
yeni bask: Amsterdam 1827, s. 108.
16) Bkz. Snancour, a.g.y., c. I, s. 104-153. c. II. s. 29.
17) Bkz. a.g.y., rnein c. I, s. 37 ve devam, 277 ve devam (yaznsal gelenein yardmyla).
18) A.g.y., c. I, s. 148.
19) De Vamour, a.g.y. aile kurumunun bilinli olarak iyiletirilmesini amalayan bir program.
20) Die Welt als Wille und Vorstellung, Viertes Buch, Kap 44 ("M etaphysik der Geschlechtsliebe" W erke'den atf yaplmtr. Darms
tadt 1961, c. II, p. 678 [Fr. ev. A. Burdeau, R. Loos yeniden gzden geirmi ve dzeltmitir, Schopenhauer, Le monde comme vo
lont et comme reprsentation, Paris, IV. kitaba ek XLIV. blm ("Mtaphysique de l'am our"), s. 1285 ve devam].
21) Schopenhauer, a.g.y., s. 702. Alm. metin, s. 1306. Fr. metin.
22) Schopenhauer, a.g.y., s. 682. Alm. metin, s. 1289 Fr. metin.
220
C o g t o , B a h a r '9 5
C o g t o , B a h a r '9 5
221
Niklas Luhmann
mi anlamak kolaydr. Yalnz bir aznln byle yaayabilecei, ama herkesin dlerini
ssleyebilecei de dorudur. Bundan baka pazar ekonomisinin ve rgtlerin izini ta
yan bir toplumda romantizm meslek yaamnn koullarn boydan boya bler ve
bylece ak ve evlilii yalnz kendine ait, hem "hibir ey" i varsaymayan hem de
tmyle bireysellemi olarak kabul eden bir ykselmeye giden ara durumuna geti
rir.
Ama ak byle kolayca bayalatrmak yeterli midir? Garip bir tutumu toplum
sal olarak hakl karmak ve ruhsal adan hazrlamak iin akn yeniden kurumlatrlmas gerekiyorsa, lk ile birey arasndaki koutluk aka bireyin aleyhine dnme
yecek midir? Eer bir sistemin doal olmayan bir durumu doal gsterme zellii var
sa, doallatnda bu sistem zayflamayacak m? Sonuta evlilikte eski uyumazlk so
run olarak yeniden ortaya kar; evliliin zerine kurulduu beklentilerin yitirilmesi gi
bi. Eer Madame de Stal'in tahmini doruysa insanlarn bylesi d krklklaryla
zellikle kar karya kalmalar olas: Kendilerinde eksik olan gnl balarnn imge
lem01 gcyle doldurulmas gibi. Ne olursa olsun, toplumbilim bu anlamda, gerekle
karlaan bu tr bir darbenin bir ak hikyesi02 gibi balayan evlilik iin bir tehlike
oluturduu tartmalarn balatmtr. Bylece romantik ak boanmalar yeni oldu
u kadar tehlikeli bir bak asna oturtmutur. "The world that loves a lover does not lo
ve a divorc... He has got what he wanted and found it was not good fo r him" *lm Dine, ahla
ka, hukuka ve aile siyasasna ilikin engellerin geriye ekilmesi toplumsal yargy bo
ananlarn zerine toplamtr. Ak bir yadsma kesinlikle desteklenmez, ama ister is
temez kiinin kendisi de daha olumsuz bir durumda grnr; kendisini bu duruma
getirenin kendisi olduu bilinir. Bu durumda sorumluluk "romantik ak sonucu dnyapmn ynlendirme hatasna yklenir. Bu varsaym srekli yakn ilikiler iin ye
ni temeller aramaya yol aar. Anmsamasak da (rnein pritenlerde) "hayat arkada
n n eski betimlemesi yeniden companionship, arkadalk adlaryla diriltilmitir. Evli
likte gerek dla varan yceltilmi lksel bir dnya, tutkulu duygularn bir gster
gesi deil, anlay iin bir temel ve bireye gre nemli olan ortak etkinlik iin her ey
aranr.
Bu yzyln birinci yarsndaki zaman geirmeye ynelik yazn ok kk sayda ro30) Gerek bir davran iin Tutku'nun bir sistem olarak ne denli zayf olduu Harry C. Bredmeier ve Jackson Toby tarafndan belir
tilmitir: Social Problems in America: Costs and Causalities in Acquisitive Society, New York 1961, s. 461. Fransa'ya ilikin veriler iin
bkz. Patterns o f Sex and Love: A Study o f The French Woman and H er Morals, New York 1961.
31) Bkz. De l'influence des passions sur le bonheur des individus et des nations, a.y., s. 132. Bu varsaym destekleyen 6. notta sz edilen
grgl verilerin sonularna bkz. Toplumbilimsel adan erkein ve kadnn romantik aka tutulmalar arasnda fark vardr. Er
kein toplumsal durumu evlilikle deimedii iin erkek kendini romantik duygulara daha kolay brakabilir, oysa kadn ayn
zamanda evliliiyle gelecekteki toplumsal konumu hakknda bir karar verir ve stelik bu, evlilie bal olarak romantizm lke
sine yapaca bir kaamaa ilikin dnceleriyle denetleyebilecei bir konudur. Bu konuda bkz. Zick Rubin, Liking and Loving:
An invitation to Social Psychology, New York 1973, s. 205 ve devam.
32) Bkz. Ernst R. M owrer, Family Disorganisation: An Introduction to a Sociologcal Analysis, Chicago 1927, s. 128; Ernest W. Burgess
'T h e Romantic Impulse and Family Disorganisation", Survey 57 (1926), s. 290-294; Francis E. Merili, a.y., s. 23; Paul H. Landis,
"Control of the Romantic Impulse Throught Education", School and Society 44, (1936), s. 212-215. Burada belirleyici olan modern
ailenin ilevsel sorunlarnn kefidir. Eler arasndaki anlay skntlar uygarln zararlarndan kaynaklanmaz, ya da genel ola
rak endstri toplumuna yklenemez. Bu skntlar tam olarak ilevsel alann zerkliinde, hatta bu zerkliin neden olduu
beklentilerin abartlmasnda kk salar.
Ama gene de krk yl sonra bu tr dncelere duyulan ilginin kaybolduunu da belirtmek gerek; artk bu dncelerin siste
matik aratrmalar balatmayan sadece bir "kan" olduklan kabul edilmitir. Bkz. J. Richard Udry, The Social Contexte o f M arri
age, philadelphia, 1966, s. 192; Ernest. Burgess, Harve J. Locke ve M ary Margaret Thom es, The Family: From Traditional to Compani
onship, New York 1971, s. 272. Bu arada kendisine gereke bulan bir kannn mant da ok ak deildir. yice lp bitii ne
denlerle evlenen kii de d krklklarna kar gvencede deildir. Hatta romantik kiiler beklentilerini karlatrdklarnda
d krklklarn saptayabilecek durumdadrlar.
(*) Bir ak boanm birinden holanmaz. Kendisi iin iyi olmayan bulmu, istediini elde etmitir.
33) Willard Waller u aklamalarla boanma izleini sunmaktadr. Bkz. The Old Love and the New Divorce and Readjustment (1930) ye
ni bask, Carbondale, 1967, s. 3.
222
C o g t o , B a h a r '9 5
mantik bir tutumun134 ar farkllama eilimini hl gelitirmeyi, abartmay, basmakalplatrmay srdrrken sistem konusunda daha titiz bir alma oktan bir sarsnty
haber vermektedir. Bundan baka, zaman geirmeye ynelik yazma ve buna gsterilen
ilginin yaratt izlenime karn, grgl veriler ak betimlemelerinde romantik cokunun
ok yaygn olmadm gstermektedir; bu olgular da anlam hafifleterek05 anlam ze
rinde etkisini gsterir. Bu deiimi yaratan nedir? Rastlantsal olarak nerilen bir akla
maya gre, evlilik ncesi06 cinsel ilikiye gsterilen artan hogr ve cinsler aras rol
farkllklarndaki nemli eitlenme romantik ak betimlemeleriyle uyumaktadr; ro
mantik gr ileyi ve tatmin olmann geciktirilmesini varsayar. Olabilir, ancak bu sim
gesel dzeyde genellemi iletiim arac olarak romantik ak07) dnmlerinin tuttuu
yn deil, en ok romantik ak gstergelerinden akla yatknlnn zayfladn gste
rir.
Gelimesi sz konusu olan ili dlln yeni anlam simgesel ieriklerle, hi bu ka
dar iz brakmayan bir etmene, bireysel ve bireysel olmayan ilikiler arasndaki farka dayanmamtr. Bu, kendi grubunun yeleriyle yabanclar arasnda yaplan philos/phila' kar
tlk geleneinden kaynaklanan eski bir ayrm deildir. Bu, bireylerin ya da daha kk
gruplarn iinde en fazla devingenlikle (ayrlarak) yer deitirdikleri nceden olumu,
doal insan gruplamalar deildir. Sorun, artk yazglara ya da bakasnn bireysel
zelliklerine09 gnderme yaptnda, dinsel ve dinsel olmayan akn birbirlerine kar
greceli olarak kaytsz kalabilen (Allah'a gnderme yapan) dinsel ak ile (kanlmaz
bir biimde benmerkezli) dinsel olmayan ak arasnda deildir. Sonuta bylesi bir ka
ytszln getirdii hafifletmeler de geersiz kalmaktadr. Hele romantiklerin imgelemi
nin (fantezisinin), alaynn ve dkrklnm cotuu evlilik ile yalnzlk arasndaki ay
rm hi sz konusu deildir. Biimi veren ayrm imdi daha ok toplumsal ilikilerdedir:
Birey kendi "ben'ini tm varlyla ya da ilikilerde, sadece yeni bir ey yaama gereksi
nimlerinin ounu salar, ve bireye gven verir. Bu koul kendini bilgilendirmeyi, hatta
okul ve i yaam balamnda kendi geliim evrelerini de iine alr. nsan kendisinin
kendi olarak olumas sresince bu toplumsal ve kltrel koullardan zgl bir zellik
alr. Bir baka kendisi olma gereksinimi -bu da bir baka kendisi ve kendine zg bir
bakas olma demektir- bylece iyice kendini belli edecek ve her bireyin kendi kiilii
nin oluumuna da ileyecektir.
Kentsoylu toplumsal snflar lehine yaratt gereklikler bakmndan, XIX. yzyl
d a sanayi devriminin bu sorununun yalnz erkei ilgilendirdii varsaym yaplabilir;
sadece erkein evin dnda alt, yalnz onun dnyasnn skntlaryla boutuu
dnlyordu; yalnz o saygszlk, kaytszlk ve hemcinslerinin kurnazlyla kar
karyayd, kadn ise akyla bu zarar karlyordu. "Akam bitkin gelir. , nesnelerin sk
34) Bkz. R.W. England Jr. "Images of Love and Courtship in Family-Magazine Fiction", Marriage and Family Living 20 (1960), s. 162165. A .B.D.'de 1911-1915 ve 1951-1955 yllar arasnda bir karlatrma yapldnda, yazn rnleri (1) kural olmad iin, eit
koullardaki ilk karlamann rastlantsallyla; (2) tanabilmek (=burada karan hemen veren sadece aktr) iin ksa bir zama
na duyulan gereksinimle; (3) yaamdaki dier tm balantlarn ikinci dereceye gemesiyle; ve (4) st toplum sal tabaka bala
mnda her toplum sal tabakada akn deerinin aktarma biiminde yceltilmesiyle zellikle verimli olmutur.
35) Bkz. Charles B. Spaulding, 'T h e Romantic Love Complexe in American Culture" Sociology and Social Research 55 (1971), s. 82-100.
36) Bu eilim srekli aratrmalar yaplmasna neden olmu ve son yllarda dorulanmtr. B.K. Singh'in bu konudaki makalesi ok
tipiktir, "Trends in Attitudes Toward Premarital Sexual Relations", Journal o f M arriage and the Family 42, (1980) s. 387-393.
37) Francis E. M erill'in gr budur. A.y., s. 52; G. Marion Kinger, "The "M any-splendoured Thing" in Transition or "The Agony
and Ecstasy"nin yeniden gzden geirilmi basks", Mark Cook ve Glenn W ilson (yay.) Love And Attraction: An International
Conference, Oxford yay., 1979, s. 251-254. Bu bak asn destekleyecek grgl b ir inceleme olarak bkz. Joachim Israel ve Rosmari
Eliasson, "Consum ption Society, Sex Roles and Sexual Behavior", Acta Sociologica 14, (1971), s. 68-82.
38) Bkz. Franz Dilmeir, PHILOS und PHILIA im vorhellenischen Griechentum, tez, M nih, 1931.
39) En azndan bu gelenein sonunda aka belirtilm i olduu gibi. Bu konuda Bourdaloue'yu ilgilendiren saptamalar iin bkz.
s.103.
C o g t o , B a h a r '9 5
223
Niklas Luhmanr
cl ve insanlarn ktl onu yorgun drr. Ac ekmi, km, eksilmi bir erkek olarak
dner. Ama evinde sonsuz bir iyilik, tm gn katland ac gereklerden neredeyse kuku duya
ca yle byk bir iyilik bulur ki... te kadnn (bir kuaktan bile ileri) grevi, erkeinin yrei
ni yeniden iyiletirmektir. "(40) Bir toplum kuramna bal olan bu ncle gre erkek ile ka
dn arasndaki insanbilimsel ayrm -daha sonra tamamen bir yana braklmadan- nce
korunacak, hatta glendirilecektir.
Bireysel olan ve olmayan ilikiler arasndaki ayrm bu temel deneyimi toplumsal
tabakalardan ve cinsiyetin nem srasna gre derecelenmesinden bamsz olarak iyice
sradan olur olmaz herkese bireysel ilikilere, insanlarn birbirleriyle kaynamasnn do
yumuna varma istei kalr. Bu ayrm ayn zamanda gereklemedii iin de daha gle
nerek yerleir. Bu nedenle bu ktlk (yardmlama ekonomisi) ve alkan bir yaam ah
lakna yaplan gndermeler hep dikkate alnr. Geleneksel arkadalk, ethosa ilikin bu
etmenler nemini korumaktadr; artk en az koul dzeyine indirilmilerse de yoklukla
rndan sz edilemez. zellikle bu gereklilikler bireysel olmayan ilikiler alanndan gel
diklerinden ve bu alanda da gerekletiklerinden, bireysel ilikilerde bakasndan bekle
nen iin bir hareket noktas oluturmazlar. Ak ve arkadalk lkleri yalnz bireysel
ilikilere dayanarak ycelebilirler; sradanlk fakir kaynaklardan, alkan bir yaamdan,
kendini feda etme eiliminden ve kendi kiiliiyle deme hevesinden olutuunda -daha ne kald k i?- bu lkler ar tutkulardan baka bir ey deildir.
Bireyin tm kiiliine bir temel oluturduu iin, en azndan srekli*4 bir ilikide,
daha gl bir biimde younlaan ilikilerin srekli deitii evlilik ya da evlilik tr
ilikilerde herkese ok karmak bir evre sunan toplum konusunda tahmin yrtmek
ten baka hibir ey yapamyoruz. Deneysel aratrmalar da karmak ve deiik bir ev
reye karan ailelerin, evrede bireysel rollerin salam br kaynama gsterdii aileler
den daha dzensiz bir ili dllkla birbirlerine balanma eiliminde olduunu gster
mektedirler. Ama, gene de ok gl, yani dnleyici bir kardan yola kldnda ili
dl ilikiler konusunda uygun sistemlerin srekli olduu sonucuna pek varlmaz. Ek
sik olan, tamamlanmam olan tamamlamaya altmz umutlar ve beklentiler, yeri
ne getirilmesi olanaksz ya da yerine getirilmesi ok zor ltleri oluturabilirler. Ve b
tn bunlar bak alarnn deerlendirilmesinde ve davrann zgn biimlerinin d
zenlenmesinde bal kalnabilen, toplumsal bakmdan lnlenmi hibir anlam kalma
dnda zellikle dorudur.
eviren: Aye Kran
40) Jules Michelet, L'Amour, Paris 1985, s. 17. Buna benzer bir kavram (kaba bir dnyada bir mutluluk adas olarak ak) daha nce
Droz'da bulunmaktadr. Essai sur 'art d etre heureux a.y., (1806/1827), s. 108. Amerika Birleik Devletleri'nde aileleri ilgilendiren
bu dnyapya uygun bir dnce konusunda "retreat", "conscious design" ve "perfectionism" konularna bkz. Kirk Jeffrey,
"The Family, as Utopian Retreat from the City: The Nineteenth-Century C ontribution", Sallie Teselle (yay.), The Family Commu
nes and Utopian Societies, New York 1972, s. 21-41. Soundings 55, (1972), s. 21-41. XIX. yzyl iin bkz. Neil J. Sm elser "Vicissitudes
of Love and W ork in Analo-American Society" in Neil J. Smelser ve Erik H. Erikson yay., Themes of Work and Love in Adultance, Cambridge Mass, 1980, s. 105-119.
41) Bkz. Warren G. Bennis ve Philip E. Slater, The Temporary Society, New York 1968, s. 88 ve devam -akas gelecee ilikin be
lirsiz bak alaryla.
224
T u tk u - A k 0
Jrme-Antoine Rony
Ak, kiileraras bir ilikidir: yani, sahiplenmede aradmz ey, sahiplenilen kii
nin kendisini vermesidir. Bizim houmuza giden, bu veriteki kiiliktir yoksa verilen
nesne deil. Ten, gzellik, zek verilmedikleri srece aktaki ekiciliklerini yitirirler.
Bunlardan zevk alnabilir ama sevilmez. Bu dncenin bilinmemesi, eskilerin gznde
ak, basit bir kuruntuya, nesnenin yanl deerlendirmesine gtrr. Lucrce bunun
klasik tanmn yapmtr:0
Tutkulu idealletirme, nesnenin btn kusurlarn meziyete dntrmek deildir;
normal ak gibi, tutkulu ak da bu konuda ayn (hatta bazan artan bir) akla sahiptir.
Bu kadn, Kadndr. (Bu, tm meziyetlere sahip olduu anlamna deil, ama benim iin
Kadm' Kadn yapan meziyetlere sahip olduu anlamna gelir.) Mutlaklk arzusu, gre
celiin nasl kartysa, tutku da duygunun kartdr. Tutkulu ancak kiinin belirgin me
ziyetleri ynnde yanlr.
Kiiye yneldiinde ak, sahiplenme arzusu ve nihayet bir eit eitlik iinde birle
me arzusu olabilir. Balzac: "ki ak vardr" der "Hkmeden ak (La Rochefoucauld'nun
"saltanat srme arzusu", "kleletirici ak") ve bir de itaat eden "adayc ak". Bazan
ikisine ayn kiide rastlamak olasdr. Bir de birletirici ak vardr ki, iki kii bir btn
eder. (Saint Augustin, Descartes) Bu btnclk bir kaynama olarak deil, bir katlma
olarak alglanmaldr. iftlerden her biri, dierinin deimez zgrlnn bilincinde(*) Jrme-Antoine Rony, Les Passions, Presses U niversitaires de France, 1961, s. 69-80.
1) "Metresleri siyahi mi, ekici bir esmerdir; pis ve iren mi, taklar kmsyordur; a m, Pallas'n rakibesidir; zayf ve clz m,
Menale'nin ceylandr; ok ksa m, tanralardan biridir; lsz uzun mu, muhteemdir; kekeliyor mu, ho bir kusurdur; ask
yzl m, utangaln gstergesidir; fkeli, kskan, geveze mi, yerinde duramayan bir atetir; zayflktan kurumu mu, hassas
bir bnyedir; ksrkten bitap m, snen bir gzelliktir; korkun iman m, C rs'in ta kendisidir; ksacas ehvet oda olduu
anlalan yass b ir burun ve pc davet eden kaln dudaklar."
C og to , B a h a r '9 5
225
Jrme-Antoine Rony
dir. Birleme aknn kiilik asndan yapsn inceleyen ve inceden inceye tanmlayan
Scheler olmutur. (Sempatinin nitelii ve biimleri)
En saf haliyle ak, iten harekete katlmdr; bu hareketle kardaki kendini doal
olarak, kendini tanmlayan deerlere doru ynelir ve zde ne ise ampirik olarak da
odur.
Bu iliki biiminin her biri, tutkuya dnebilir. Tutku-ak, bedensel (fiziki) ak
tan, zevk-akmdan ya da meraktan (Stendhal) farkl bir ey deildir. Ete ya da ruha sa
hip olma, iftin var oluu, ayr bir kaygnn ve snrsz bir idealletirmenin konusu olabi
lirler. Bununla birlikte, kleletirici ak ile adayc ak da kendi balarna tutkunun
niteliinden biri olan mutlakiyet iddiasna sahiptirler. Gerekten de bir insana yar yar
ya sahip olunmaz; burada sahiplenme ya mutlaktr ya deildir; sahiplik ya da klelik s
nrl deildir; kii blnmezdir, kendini ok kiiye vermesi, kimseye vermemesidir. E
yalar paylalabilir veya el deitirir am a insanlar sa h ip len m e ilikileri diyalektiine gi
rer girmez, toptan bir sadakat gsterirler. Nitekim, kskanlk doal biimde kleletirici
ya da adayc ak izler. Bu gibi aklar, tutku-akm en belirgin biim leri old u klar halde,
tutku-ak ile zdeletirilmi olmalar anlalr bir eydir. (Tutku-ak, yeryznde sevilebilecek tek bir kiiyi ngrr ve sebatszl, sadakatsizlii -b ir saatlik bile o ls a - d
ncede bile kabul etmez." E. Faguet, Ak zerine) Edebiyat ve felsefe, "sahiplenen tut
kulu" ile "sahiplenilmi tutkulu"nun tanmn byk bir hogryle yapmtr. (Faguet)
Nietzsche, kleletiren tutkunun derecelerini tanmlar: "Alak gnll bir insan,
tutkularnda, bir kadm bedenine sahip olmak ve cinsel tatmin bulmakla yetinebilir. Bun
lar, kadna gerekten sahip olduunun yeterli iaretleridir onun iin. Bir bakas, byle
bir sahiplenmedeki belirsizlikleri ve yanlglar grerek, daha ince kantlar ister; sadece
kadnn kendisini verip vermediini deil ama ayn zamanda kendisi iin sevdii eyler
den vazgeip gemediini bilmek ister ve ancak bu yoldan kadn sahiplendiini hisse
der." Sonu olarak, Nietzsche erkei, kendisi iin her eyden vazgemi olan kadnn,
bunu kendi hayaleti iin mi yaptn bilmek isteyen ve bu taktirde gerekten mutlak sa
hip olup olmadn renmek iin en irkin ve en kt haliyle grnmekten ekinme
yen biri olarak grr.
Varlk ve Hilik adl yaptnda Sartre, sahiplenme arzusunu var olma arzusuna da
yandrr; dnyada yalnz deiliz; snrsz bir zgrlk hissettiim halde, bana bakan, be
ni tanmlayan, beni eyaya dntren bir bakas var. Ak, bakas tarafndan bana ya
plan tehdide kar, saldrgan yant biimlerden biridir. Ak bir savatr; sava iin ge
erli olan, ak iin de geerlidir. (Kuatma, manevra, tuzak, saldr...) Tehdit ed ilen var
lk, bakasnn zgrln zgrlk olarak esir almaya, sahiplenmeye kalkr. Ak,
sevilme arzusudur, sevgili sevdii insan, vicdan iin ekici olmaya alr. Doal by
leme yntemi, sevgilinin karsnda mutlak, almaz gcn sembolik biimlerini izmek
tir yani aslnda bir tanr resmi izmektir. Hareketlerimden (sevgilinin) her biri, kendimi
onun (sevilenin) ve dnyann arasnda gerekli ara haline getirsem, ya da eylemlerimle
sonsuza kadar deien g belirtileri (para, iktidar, ilikiler vs.) gstersem de, dnyann
en byk geniliini belirtmeye yneliktir.
Bu tanm zerine, kleletirici akn karsna, zerk bir adayc ak tablosu izmeli
mi? zellikle uzun bir gelenek, ak erkekten ayr tutmamz gerektirmektedir: sahiplen
me arzusu; ak kadndan ayr tutmamz gerektiren de sahiplenilme arzusudur, itaate
hatta klelie raz olu.
Nietzsche'ye gre (Sevinli Bilim), yetime tarz ve yaradl ile hkmetmek zere
belirlenmi erkein iinde, ruhu ve bedeni ile eriyip gitmeyi, kadn ancak hayal edebilir.
226
C o g t o , B a h a r '9 5
Tutku-Ak
E. Rey de, 1910'lara doru ok tutulmu olan yaptnda (Ak zerine) aslnda ka
dnlarn boyun emek istediklerini ve ancak erkein zaaf karsnda amatac olduklar
n ileriye srer. Gl bir sahip karsnda ne kadar gnlden eildikleri, grlecek ey
dir. k kadnlarn sevgililerine baklarnda ne kadar alak gnlllk vardr. Duy
duklar zevk iin ne kadar minnettardrlar. Sevdikleri andan itibaren, kle olmaktan
holanrlar. Hangi erkekleri tercih ederler aslnda? Hkmedebildiklerini mi? Hayr. Kar
larnda hemen yenildiklerini hissettikleri gerek efendileri yelerler."
Bu adan bakldnda, pekok kadns erkek ve erkeksi kadn vardr. Montherlant
ve Lawrence, kadnlarn doymazlna deinmilerdir: kadn kendini verdii iddiasn
dadr (Madam Tolstoy'un bilinen l: "Onun iin onunla yayorum. Ayn eyi ken
dim iin de isterim") Lawrence gibi, gerek kadn erkee tabi olmak iin kendisini feda
etmesini bildiini kantlamaya hazrdr. (Bu, Tyl Ylan'da Kate'in Don Cipriano'ya
kar davrandr.) Ama acaba bu "gerek" kadn, bir mitos deil midir?
Emile Faguet, J. P. Sartre'dan nce, adanm akn, sevgiliyi fethetmek iin elikili
ve nemsiz bir manevra olduunu belirtmitir... "Bir insan, sevilmek iin sever; sevile
nin mutlu olmas, salkl olmas, zengin, kvanl, gzel olmas istenir. Ksacas, size
duyaca ak, harikulade bir sahiplenme olmas iin istenir. "Kadn saltanat srmek iin
klelie raz olmaktadr. Sanki, seni mutlu ettiine gre bana sahip ol, bylece gerekten
sen, sen olursun ve bana ait olacak olan, gerekten sen olursun der gibidir. En alaka
hogr, her eyin feda edildii kiiyi kendine balama eklidir.
Simone de Beauvoir, kinci Cins adl yaptnda, erkekler tarafndan yaratlan ve se
vilen kadnn sahte psikolojisini harekete geiren Kadn mitosuna dikkati ekmektedir.
Aslnda kadn, biyolojik yaps yznden farkl ynlerden erkekle ayn amac gtmekte
dir. Sevgilisine kendisini sunarken, tapt yine kendisidir. Pasif cinsel rol nedeniyle,
doal olarak hkmedilme arzusunu duymas, (Rzgrl Tepeler'de, Catherine Earnshaw:
"Ben Hetcliff'im" diye barmaktadr.) asla kle olma arzusu deildir. Kendini beenen
kadn, aynaya bakar gibi kendini sevgiliye sunmaktadr, yabanc gzlerde kendi resmi
ne byl gzlerle bakabilmek iin. Bu nedenle kadnn doyumsuz zverisinin snr
yoktur, balar zorbacadr. "Bir anlk bir ihmali affetmesi, erkein kendisine daimi ve
mutlak bir akla bal olmas halinde mmkndr." "Sen uyuduun vakit, senden nef
ret ediyorum" der Violette Leduc'un romanlarndan birindeki kadn kahraman.
Ancak erkekler, doa ile erkek arasnda, ikisi aras bir varlk mitosu yaratmlardr.
Hem pasif hem bilinli olan Kadn, iinde bulunduu durumlar, erkekler gibi amak,
yenmekle deil yanstmakla yetinir. Doa bilinsiz bir kledir, erkek asla kle olmayan
bir bilin. Kadn da bilinli bir kle olacaktr ister istemez. Erkek tarafndan, kaprisleri
ne, arzularna, korkularna gre e, anne, kzkarde, sevgili, hizmeti, byc, rahibe
olarak tanmlanan kadn, btn bu kiiliklerin mutlak onaylanmas olmaldr. Kendisine
ancak erkeklerin gzyle bakabilir; erkein kendisine uygun grd imaj ne zgrce
benimseyebilir ne de bu imaj aabilir.
Kadn, kaabilecei, gnmzde daha fazla kaabildii, bu mitosa kendini kaptr
mtr. Nitekim, cinsel birlemede kadn, bir oyuncaktan, erkein uysal bir aletinden iba
ret oluundan honut kald mazoizmden kaarak, "okamalar, huzursuzluklar, ie
nfuzu kendi zevkine evirip kendi zelliini koruyabilir."12
Aslnda, bu tartmada iki nokta vardr: Erkek, kadndan farkl m sever? Burada
ele alamayacamz bir sorudur bu; ve adayc ak, akn zerk bir biimi midir? Bu so2) Byle bir davran, ak ister istemez doal olarak tutkulu bilin rekabeti alannda tutmaktadr, S. de Beauvoir baka bir tanm
vermektedir: "K adn sevgilisiyle birlemeyi ve kendini ona vermeyi isteyebilir, bu kendisini am as d e m e k tir , fer a g a t etm esi
demek deil" Yazar bylece, daha ileride inceleyeceimiz tutkusal ekiciliklere tabii bir ak birlemesi ngrmektedir.
C o g t o , B a h a r '9 5
227
Jrme-Antoine Rony
228
C o g t o , B a h a r '95
Tutku-Ak
zaman, sonu can sknts olacak bir iddetli coku ve znt ritmi balar. Mistik ak bile
bu tehlikelerin dnda deildir; eylemle birletii an dinsel durumu reddederek, kendi
i dnyasna kapanabilir.
Saint Jean de la Croix yle demi: Mistikin, dncenin eyleme gemesi, bakalar
nn hizmetine gemesi gerektiini unuttuu bir ruhsal ehvet, bir ruhsal pintilik, bir
ruhsal oburluk vardr. Oysa, Tanr ile babaa olan mistiklii tehdit eden duyarszlklar,
Tanr'mn sadece beeriyetin selameti iin alanlar desteklediini bildirmek iin var
drlar.
Ne var ki tam birleme mitosunun tehlikesi daha byktr. Byk bir prestiji var
dr ve ok kii iin akn ta kendisidir.
Rougemont'a gre: bu mitos nce edebiyata sonra da "saf mistik"in etkisiyle rf ve
detlere ozan iirlerindeki kutsal olmayan ak biiminde geer. Psikolojik bir geree
dnen mitos, dini olmayan bir biimde, Eflatuncu Eros ve dolays ile Orph'ye ait ku
ramlara zg mistik birleme arzusunu belirler. Eros, birleme ile "birey ile Tanrnn
kaynamasn" ister. "Biz tamamiyle Tanr'ya dnyoruz -U sta Eckhart byle yaz
yor- ekmek ayininde, ekmek nasl sa'nn bedenine dnyorsa, biz de ayn biimde
O'na dnyoruz. Bylece O'na dnyorum nk O beni kendi yapyor. Birleme,
benzeme deil. Yayan Tanr aracl ile, artk hibir ayrm sz konusu deil. "Yine
nl romann kahraman yle diyor: "Hayr, ne solde var ne de Tristan, bizi birbiri
mizden ayran hibir isim yok." Hegel de diyor ki: "Ak yaayan insann duygusudur,
akn birletirdii kiiler artk tek bir varlk olutururlar."
te tutku, bu noktada nemli yaznsal ve felsefesel gelimeler gstermitir. (Tris
tan, Phdre, Hernani, Vadideki Zambak, Dominique, Saten Ayakkab). Simgelerin ve
sembollerin yolu zerine dkl hatiplerin tutkusu haline gelmitir. Tam birleme,
zamann durduu, sevgililerin bedenlerinin utkuya ulat romantik gecedeki gibi, baz
ayrcalkl deneyimlerde grlse bile, yaam ayrlk olduu iin, bu dnyada olanaksz
dr ve acnn arndrc ileyi temsil ettii lmde gerekleecektir. Ak atetir, kordur,
hayranlktr, yaradr, cokudur. Btn tutkular burada olmayaca kadar engelleri, yal
nzl, giz ve lm dknln yceltir.
Rougemont, mitosun edebiyat iindeki yerini, Petrark'dan Wagner'e kadar incele
mitir. Alman edebiyatnda doruk noktasna ulamaktadr. Novalis yle yazmaktadr:
"Yce ak tutkusu hibir zaman yeryznde sonulanmaz." Acdan kanldnda, ar
tk sevmek istenmiyor demektir. Gizemli Eros, Geceye llahiler'e zifaf gecesinin ilelebet
srmesi iin yakarr.
Tam birlemedeki tutkucu niteliin birlemeyle ilgili gerek deneyiminin ayrlma
ya ve benliini bulmaya bal olmas, insanl hor grmesinden kaynaklanr. Zaten mi
tos ok yksekleri hedeflediinden, sezginin yceltilmesinde basit bir edebiyat paravan
olup kar. Tefrika romanlarnda, mistikten ve yksek edebiyattan gelen kinci Napolyon dnemindeki burjuva tiyatro, Birinci Dnya Sava sonras filmlerin st rtl an
lamlarn kaybederek yava yava treleri benimsemitir. Aranlan tam birleme, artk
beeri dnyadaki ayrln tesinde deil ama sezgilere dntedir. Bylece kadn, er
kek vicdannn kaynat ideal varlk deil, erkein sahiplenme duygusunu tatmin
eden diidir. nsanln reddediliinde banazlk ve saldrganlk drts ideal site d
ile hep uyumlu olmutur. Bu siteye ayn dnce ile giden sakinleri birbirlerine nfuz
edecekler ve mutluluklarn yanstacaklardr. (J. de Maistre) Mkemmel site kuramclar
kendi alarnn insanlarnn pekl cellatlar da olabilmektedirler.
C o g t o , B a h a r '9 5
229
ferome-Antoine Rcrny
T u t k u -A k in S o n u l a r i
Yaps bakmndan baarszla mahkm olan tutku-ak, hayale snmad sre
ce devam edemez. Tutku-ak, youn olduu oranda ksa srelidir. Zaten kskanln ve
nefretin etkisindedir. Kskanlk, doal olarak kleletirici ak izleyerek ikinci bir tut
kuya dnr.
Kskanlk, aka yabanc etmenlere bal olabilir. Othello'nun kskanl, yenmee
alt aalk kompleksinden kaynaklanr. Bazan kskanlk, kendini daha fazla sev
dii iin zdeletii sevgili aracl ile savunmasz olarak bakasna teslim edilme kor
kusundan domaktadr. Son olarak, gizli bir sadakatsizlie tank olabilir ve bu takdirde
kskanlk konusu rakiptir ve bylece gizli bir ecinsellii aa karmaktadr.
Ama aka bal kskanlk, madur edilmi sahibin fkesidir. Tanr'mn yalnz ken
disi iin istendii mistik aka bile szabilir. Bu da belirttiimiz zorlanma ve ac ekme
eiliminden kaynaklanabilir.
Kskanlk bazan nefreti dourur: sevdiim kiiyi ve gerek olsun hayali olsun,
sadakatsizlikleri, onda sahiplenmek isteyeceim ynlerini daha fazla grmeme yol a
t iin daha ok sevdiim kii elimden katnda, onu kimsenin sevmemesi ve benim
sevmeye devam etmem iin hem yok etmek, hem muhafaza etmek, hem alaltmak is
tiyorum.
Kleletirici ak kolaylkla, sevilenin hor grlmesine yol aar nk ona sahip
olunduu iin, stnlk duygusu egemendir. Sahiplenilme istei, byk bir alakla
yol aar. Nietzsche yle diyor: "Seven kendini olduu gibi verir, sevdiinin baka sev
gilileri olmasn kabul edecektir, alak olacak, alaklnn zevkini tadacaktr."
Tutku-ak intihara ve cinayete de yol aabilir. ldrme istei, elinden karma kor
kusundan ve yok etme ile sahip olma arasndaki derin benzerlikten kaynaklanr.
Akn tuhaf buluu udur: Her byk ak, bu ak deiim gnah oyunundan
uzak tutmak iin, bu aka konu olan nesneyi yok etme dncesini dourur.
Sonunda, ak ld zaman, yerini nefret alabilir; kaybolan ak, eski sevgilileri
akn ve intikam duygular iinde brakmaktadr.
Sahiplenme duygusu aktan sonra da yaayabilir... Artk yalnz kalm olan sev
gilinin utan verici acs, artk sevilmemekten deil, dierinin daha fazla sevilebileceini
bilmekten doar...
Yaamn srdrmek isteyen her insan, sevdii kiilerin ya ksrlamasn ya da l
mesini temenni eder. (Camus)
eviren: E.T..
230
C o g it o , B a h a r '9 5
H o n o r e d e B a l z a c 't a n
M a d a m d e B e r n y 'y e 0
Villeparisis, Mart (?) 1822
Mutsuzsunuz, biliyorum bunu, oysa ruhunuzda sizin bilmediiniz ve sizi hl ya
ama balayabilecek zenginlikler var.
Karma ktnzda, mutsuzluu yreinden kaynaklanan btn insanlardaki o
ekicilik vard stnzde. Ben ac ekenleri peinen severim, bylece melankoliniz be
nim iin byl bir gzellik, mutsuzluklarnz benim iin bir ekicilik haline geldi; ve
btn dncelerim, ruhunuzun holuklarn gsterdiiniz andan balayarak bendeki
sizinle ilgili tatl anlara balanverdi elimde olmadan.
Size yazsam m, yazmasam m, ite ayrldm zamandan beri dncelerimin tek
deimez sorunu, btn derin dncelerimin konusu buydu; size eer uzun sredir si
zi gzle grmediimi sylersem, genellikle kendini beenmilik duygularyla dopdolu
gen bir ruhun, bir tutkuyu, umudun hzineleriyle gzelletirmeye almak yerine, tasarlayabildiine, koruyabildiine ve besleyebildiine arp kalrsnz. Ama ben byleyim ite ve her zaman da byle kalacam; ar derecede ekingen, taknla varan de
recede ak ve seviyorum demeye cret edemeyecek kadar bkir. Bu bekret iine, bu
utanma iine, red edilmeme yol aan btn korku ve utangalk da girmektedir elbette.
Bu yzden de, hi bama byle bir ey gelmedi, nk hibir zaman kendimi byle bir
tehlikeye atmadm; ama bugn ilk kez hissettiklerimi dile getirme tehlikesini gze alyo
rum. Evet Madam, cret ediyorum buna, ama bunu yaparken de bu mektubun btn
* Honore de Balzac'n ilk akna, asl ad Laure Hinner olan 1821'de tant ve kendisinden 22 ya byk olan madam de Bemy'ye
yazd mektuplar yanmtr; ama aratrmaclarn uzun abalar sonucu msveddelerden hareketle birka mektup yeniden oluturulabilmitir.
Biz burada Balzac'n "la Dilecta" d iy e a d la n d rd M adam de Berny'ye gndermi olduu bir mektuba yer veriyoruz. (Bkz. JeanClaude Carrtere'in hazrlad Lettres d Am our, Paris, J'ai lu, 1962, s. 471-506.)
Balzac'n ileride evlenecei Madam H anska'ya (Yabanc Kadn'a) yazd m ektuplar iinse bkz. Mehmet Rifat'm hazrlad Balzac
Kitab, stanbul, Yap Kredi Yaynlar, 1994, s. 327-344. (.N.)
C o g to , B a h a r '9 5
231
Honor de Balzac
sonularn hesaplamak iin, aklmn kendine ayrm olduu en son blgeye ekilmeyi
de ihmal etmiyorum.
Siz bu mektubu okurken, tabii eer okursanz, aklnzdan geecek olan en kk
dnceyi bilmediimi sanmayn sakm.C..)
Bylece Madam bilin ki bu mektup kesinlikle bir oyun deildir, bu sizinle ayn du
rumda olan gen bir ruhun ak ifadesidir. (...)
zgnsnz ve ounlukla yalnzlk iindesiniz, bu mektubun sizi bir an iin e
lendireceini dnyorum, sizin yerinizde ben olsaydm bu mektuplamada orijinal
bir eyler bulurdum. (...)
Ama ben her eyi hesapladm demitim size, nk eer bana bir yant verme ltfunda bulunursanz, bunun belki de beni tanmaya almanz ve benimle alay etmeniz,
son olarak da bir yolcuyu karanlkta bir an umutlandran, ardndan da onu bir uuru
mun dibine yuvarlayan o hafif parltlar taklit etmeniz iin bir tuzak olabileceini aln
gan karakterim bana oktan telkin etmiti bile.
Yok hayr, bundan korkmama hi gerek yok, nk siz bana yant vermeyeceksi
niz. Binlerce neden var bunda sizi alkoyacak. (...) Ne olursa olsun ben sizi byk zevkle
dnmekten hi bkmayacam. Dnn ki Madam sizden uzakta biri var; ruhu hay
ran olunacak bir ayrcalkla mesafeleri aan, gklerde ideal bir yolu izleyen ve yannz
dan hi ayrlmamak iin sarholukla size koan, yaamnza, duygularnza tank olmak
tan holanan birinin (...), sizin bir dosttan, bir abladan daha tede olduunuz, neredeyse
bir anne olduunuz bir insann bulunduunu dnn, btn bunlardan da tede siz
benim iin bir tanrasnz (...), siz benim iin gerek bir koruyucusunuz hi farknda ol
madan. (...) Her ne olursa olsun sizi her zaman seveceim.
Sizden ne ak bekliyorum, ne aknlk, ne alay, ne kmseme (...), ama ben her
zaman btn kadnlarn yreinde efkat ve dostluk snrlarnda bulunan bir duygunun
var olduundan kukulanmmdr. (...)
Hoakaln Madam, buraya, mektuplar bitiren sradan szler yerine, bu yere, ben
ruhumu koyuyorum btnyle, lekesiz bir ruh, kusursuz bir ruh, kabul edilebilecek en
saf armaanlardan biri olarak size sunmaya cret ettiim bir ruh. Hoakaln.
Franszca'dan eviren: S.R.
232
C o g to , B a h a r '9 5
V o l t a ir e ' d e n M e k t u p l a r
Kasm 1713
Sevgili akm, Bay de M...ile birlikte yedi sekiz gn iinde greve gidebileceimi
rendim; ama ayn zamanda sizin bulunduunuz kentte kalma zevkinin bana gzya
larna mal olacan da! Hareket gnne kadar hibir yere kmamam ya da hemen git
mem gerektiini bana zorla kabul ettirdiler. Akam sizi grmeye gelmek, size ihanet et
mek olur. Size daha iyi hizmet etmek iin yannzda olmak mutluluundan kesinlikle
yoksun kalmam gerekiyor. Ama yine de siz eer mutsuzluklarmz elenceye evirmek
isterseniz, bu yalnzca size kalm bir ey. Lisbeth'i saat sularnda gnderin; iinde er
kek giysileri bulunan bir paket vereceim ona sizin iin. Onun evinde hazrlanrsnz.
Eer, sizi taparcasna seven zavall bir tutsa grmek isteyecek kadar incelik gsterirse
niz, akama doru otele gelmek zahmetinde bulunursunuz. Sizin kleniz olma mutlulu
u bana ...'de tutsak olduumu unutturacaktr. Ama alkanlklarm bildikleri, dolay
syla da sizi tanyabilecekleri iin, stnzdeki jstokor'u** ve yznz rtecek bir pe
lerin gndereceim size.
(*) Franois M arie-Arouet ya da y azm ve dnce alannda tannd adyla Voltaire 1713'te henz ondokuz yandayken elilik ata
esi olarak gittii H ollanda'da Pimpette adyla bilinen Olympe Dunoyer'ye k oldu ve ona pusulular gnderdi. N e var ki kzn
annesi olanlar rendi; doruca Fransz eliliine gitti; Fransz elisi de henz Franois-Marie Arouet olarak tannan Voltaire'i,
kentten ayrlncaya kadar odasna hapsetmeye karar verdi. Ancak iki sevgili yine de gizlice bulumay baardlar. Gen adam
sevgilisine srekli olarak dzyaz ve r karm m ektuplar yazd.
Voltaire Fransa'ya dndkten sonra bu ilk akn ksa srede unuttu. Hareketli bir yaam iine dald, pek ok kadn tand ve sev
di; bu kadnlar arasnda ad en belirgin olanlardan biri Chtelet Markizi br de kendi yeeni krk iki yandaki dul M adam Denis'dir. Altm yama gelmi Voltaire'in skntl gnlerinde kendisine destek olan Madam Denis'ye yazd mektuplardan en
nemlileri 1753-1754 yllar arasna rastlar.
Biz burada Voltaire'in Olympe Dunoyer'ye yazd iki mektup ile Madam Denis'ye yazd bir mektuba yer verdik. (Bkz. JeanClaude Carrire'in hazrlad Lettres d'Am our, Paris, J'ai lu, 1962, s. 210-222.) (.N.)
(**) Jstokor (Franszca justaucorps): zellikle XVII. ve XVIII. yy'larda hem kadnlarn hem de erkeklerin giyebildii, beli sk, etekleri
dizlere kadar inen uzun kollu bir tr giysi. (.N.)
C o g t o , B a h a r '9 5
233
Voltaire
Kasm 1713
Bilmem, size Bay m demeliyim yoksa Kkhanm m? Kornet'li(*) olduunuzda
ok gzelsiniz, ama inan olsun, sevimli bir svarisiniz de, size k olmayan bizim kap
c bile, ok ho bir delikanl sanm sizi. lk geliinizde ok iyi karlayacak. Ama yine de
yznzdeki ifade sevimli olduu kadar rknt de, delikanlln gereklerini yerine
getirmek iin yolda kl falan ekmediniz korkarm. Ne de olsa, delikanl olsanz bile,
bir kz gibi uslusunuzdur siz.
Sonunda, grdm sizi, sevdiim o ho eyi
Svari klnda o gn,
Vens'n ta kendisini grdm sanki
Akn grnm altnda.
Ak ve siz, ayn yatasnz,
Annesi bile o kadar gzel deil;
Ama bu ifte stnle karn,
Hemen anlayverdim gerei.
Olympe ok uslusunuz siz
Bir tanra olamayacak kadar.
Hoakalm sevgili akm; sevin beni her zaman,
ve yaamm sizin iin tehlikeye atmayacama inanmayn sakn.
Arouet
234
C o g to , B a h a r '9 5
D id e r o t ' d a n M e k t u p l a r 0
Paris 7 Haziran 1759
Merhaba sevgilim. Dn sizi hi grmedim. Dostlarna bazen ok garip davranan
Baron akam yemeinde evinde deildi. Palais-Royal'e gittim ve dostumuzun kapcs
na benim iin gelecek bir mektup olursa onu almasn tembih ettim. Akam oraya ura
dm, mektup falan yoktu. Akama doru da sizi gremezsem bugn de yine sizi grme
mi olacam. Hava eer ok frtnal, ok yamurlu, kapkara olsayd bir faytona atlar
gelirdim. Byle bir hava olabilir mi acaba! Sevgilimi grebilecek miyim acaba! Syler
misiniz bana neden ben sizi gnden gne daha sevimli buluyorum. Ya siz benden nite
liklerinizin bir blmn gizliyordunuz, ya da ben onlar farketmiyordum. Evvelki gn
birlikte geirdiimiz ksack sre boyunca stmde braktnz etkiyi size anlatmay be
ceremeyeceim. Akas sanrm siz beni daha ok seviyorsunuz. te u anda Baron'dan aldm pusula ve dn Madam Le Gendre iin alm olduum mektup. Kendisi
ne sayglarm iletin. Siz de Sophie'ciim, benim ne isem o olduuma her zaman inann.
C o g t o , B a h a r '9 5
235
Diderot
hi benim burada olduumu sylemiyor, yle mi? te bakn ilk kez karanlkta yazyo- 1
ram. Bu durumun bana tatl eyler esinlemesi gerekir. Oysa ben yalnz bir tek ey hisse- ;
diyorum, o da buradan kamayacak olmam. Sizi bir an iin grme umudu alkoyuyor
beni, ve sizinle konumaya devam ediyorum, harfleri yazp yazmadm bilmiyorum.
Hibir ey olmayan her yerde, sizi sevdiimi okuyun.
Bugn naslsnz? yi uyudunuz mu? Bazen benim gibi siz de kollarnz ak uyur
musunuz? Baklarnz ne kadar da yumuakt dn! Bir sredir nasl da byleler! Ah!
Sophie siz beni yeterince sevmiyordunuz, eer bugn beni daha ok sevseydiniz... G
naydn, tatl sevgilim. pyorum sizi. Oh! Sizi ok ok pyorum, doru deil mi? Ve
her zaman ayn zevki alyorum...her zaman.
236
C o g t o , B a h a r '9 5
Diderot'dan Mektuplar
de yanan bir ateti, gsm tututurmutu, onlarn da stne yaylyor, onlar da yak
yordu. Odak noktasn benim oluturduum coku dolu bir gece geirdik. Bylesine ho
bir durumdan ayrlrken insan zlmeden edemiyor. Ne var ki, gerekliydi bu; randevu
.saatim beni bekliyordu: Kalkp ben de oraya gittim. D'Alembert'le bir melek gibi konu
tum. Bu konumay size Grandval'de aktarrm. Sizin bulunmadnz Argenson yolun
dan kta Montami'nin evine gittim, benden ayrlrken: "Ah! Sevgili msy, beni ne
kadar da sevindirdiniz" demekten kendini alamad. Ben de, coturduum souk adama
alak sesle u yant verdim: "Ben deil, asl o (kadn) iimde hareket eden, asl o (kadn)
idi." Saat sekizde ondan ayrldm... Hoakaln Sophie'ciim, hoakaln sevgili kadn!
Sizi yeniden grmek arzusuyla yanp tutuuyorum. Yarn saat dokuzda Baron'da olaca
m. Ah! Bir senin yannda olabilseydim, seni daha ne kadar da severdim! Tutkudan ve
arzudan lyorum. Hoakal, hoakal.
30 Ekim 1759
Uluslarn btn bilgeliini grdm de sevgilimin bende uyandrd o tatl lgnl
a demez diye dndm. Yce szlerini duydum da onlarn bana vermedii bir he
yecan, sevgilimin azndan kan bir tek sz ruhuma getirir diye dndm. Bana er
demi betimliyorlard, imgeleri de beni coturuyordu; ama ben, yine sevgilimi grmeyi
yelerdim; ona sessizce bakmay ve eliyle silecei ya da dudaklaryla toplayaca bir
damla gzya dkmeyi yelerdim. Bana ehveti ve onun sarholuunu, geici ve aldat
c olduu iin ktlemeye alyorlard; bense bu ehveti sevgilimin kollar arasnda
bulmaya can atyordum nk ancak o istedii zaman bu ehvet yenilenir orada ve
onun sevgisi drsttr, okamalar da gerektir. Bana yalanacaksn diyorlard; ben de
iimden onun yllar benimkilerle birlikte geecek diye yant veriyordum. kiniz de le
ceksiniz diyorlard; ben de sevgilim benden nce lrse ona alarm ve ona alarken de
mutlu olurum diye ekliyordum. O bugn, benim mutluluumu oluturuyor; yarn da
mutluluumu oluturacak, br gn de, ve her zaman; nk hi deimeyecek o, n
k tanrlar iyi huylu, drstl, duyarll, akyreklilii, erdemi, hi deimeyen
gereklii vermiler ona. Ve ben de filozoflarn sert tlerine kulaklarm kapadm; iyi
de yaptm, deil mi Sophie'ciim?
Franszca'dan eviren: S.R.
C o g t o , B a h a r '9 5
237
N a p o l e o n B o n a p a r t e 't a n
Jo s e p h in e 'e 0
Paris, 28 Ekim 1795
Seninle dopdolu olarak uyanyorum. Yzn ve dn akamn o insan sarho eden
ans duyularm bir an bile rahat brakmad. Tatl ve esiz Josphine, kalbimde ne garip
etki yaratyorsunuz siz! Kzyor musunuz? zgn msnz? Kaygl msnz? Ruhum
zntden yorgun dt ve dostunuz iin artk huzur diye bir ey yok...Ama bana ege
men olan o derin duyguya kendimi teslim ederek dudaklarnzdan, kalbinizden beni ka
vuran bir alevi ekip aldmda benim iin daha da fazlas sz konusu demek ki. Ah!
Yznzn siz olmadn asl bu gece iyice fark ettim. lende gidiyorsun, saat son
ra greceim seni. Beklerken, mio dlce arnor (benim tatl sevgilim), bir milyon pc
kabul et; ama sen bana pck verme sakn, nk kanm kavuruyor pcklerin.
N.B.
238
C o g t o , B a h a r '9 5
dni seni daha abuk yeniden grmektir. Eer gece yars almak iin kalkyorsam, bu
nu, benim tatl sevgilimin geliini belki birka gn ne alr diye yapyorum ama bunun
la birlikte sen 23-26 ventse(*) tarihli mektubunda bana "siz" diyorsun. ensin "siz"!
Ah! Kt kz, nasl yazabildin bu mektubu sen? Ne kadar da souk! Sonra 23'nden
26'sna drt gn var arada: Kocana yazmadna gre ne yaptn o zaman?... Ah! sevgi
lim, bu "siz" ve bu drt gn yok mu, benim o eski aldrmazlm aratyorlar bana. Kim
neden olduysa buna, vay haline! (...)
Siz! Siz! Ah! On be gn iinde neler olacak?... Ruhum zgn: Yreim kle olmu,
ve hayalgcm beni korkutmakta. Beni az seviyorsun, (...) Bir gn gelecek artk beni hi
sevmeyeceksin; syle bunu bana; hi deilse acy hak etmeyi baarrm... Sevdiim, e
kindiim, iimde beni Doa'ya aran tatl duygular, yldrm kadar ateli azgm hare
ketler uyandran, yaammn kadn, acs, mutluluu, umudu ve ruhu, hoakal. Sen
den ne sonsuz ak istiyorum, ne de ballk, ama yalnzca gerek, snrsz akyreklilik
istiyorum senden. "Seni daha az seviyorum" diyecein gn, akmn ya da yaammn
son gn olacak. Eer kalbim sonsuza dek sevmeyecek kadar aalk olsayd, dilerim
le paralardm onu. Josphine, Josphine! Sana ara sra sylediim eyi anmsasana; Do
a benim ruhumu gl ve kararl yaratm. Seni de dantel ve tlden yaratm. Sevmi
yor musun, beni artk? (...) Tmyle seninle megul olan kalbimin beni mutsuz eden
kayglar var... Hoakal! (...)
BONAPARTE
Hmi: (...) Askerlerimin kendini gstermeyen bir gvenleri var bana kar; yalnz
sen zyorsun beni; yalnz sen, yaammn zevki ve acs! ocuklarna da bir pck,
sz etmiyorsun onlardan. Oysa mektuplarnn yar yarya uzamasna neden olurdu bu
(...)
C o g t o , B a h a r '9 5
239
Napoleon Bonaparte
24O
C o g t o , B a h a r '9 5
dm sen onda. Senin dncen btn Doa'nmkinden daha nce yer almt benim ru
humda. Senin kaprisin kutsal bir yasayd benim iin.
Gzelsin, ekicisin. Tatl ve olaanst nitelikli ruhun yznden okunuyor. ende
ki hereyi taparcasna seviyordum ben. Daha saf, daha gen olsaydn seni daha az sev
mi olurdum.
Yaptn yanllarn ve evliliimizden on be gn nceki o zc sahnenin ansna
kadar her ey houma gidiyordu. Benim iin erdem senin yaptn eylerdi. Onur senin
holandn eydi. Srf senin houna gittii ve izzetinefsini okad iin ekicilii vard
kalbimde zaferin. Portren her zaman kalbimin stndeydi. Onu grmeden ve pckle
re bomadan bir tek dnce gemiyordu kafamdan. Oysa sen, benim portremi brak
tn, alt ay boyunca da geri almadn. Hibir ey kamad gzmden. Eer bu ii srdrseydim seven yalnz ben olurdum. Ama ite btn roller arasnda da benimseyemeyeceim tek rol bu benim.
Josphine, sen daha az tuhaf bir adam mutlu klabilirdin, beni ise mutsuz kldn.
Haberin olsun. Ruhumun baland srada, seninki de her an snrsz bir imparatorluu
kazand ve btn duyularm denetim altna alp kleletirdii srada hissettim ben
bunu.
Zalim kadn!!! Neden bana hissetmediin bir duyguyu umut ettirdin ki? Ama si
tem etmek yakmaz bana. Hibir zaman mutlulua inanmadm ben.
lm her gn evremde uuup duruyor... Yaam bu kadar grlt karmaya de
er mi dersin!...
Elveda Josphine, Paris'te kal, artk bir daha yazma bana ve en azndan snama
sayg gster. Binlerce haner kalbimi paralyor. Sen de onlar daha fazla derine batrma.
Elveda, mutluluum, yaamm, yeryznde benim iin var olmu olan her ey.
BONAPARTE
C o g it o , B a h a r '9 5
241
Napoleon Bonaparte
(*) Frimaire: Fransz Devrim takviminin nc ay; 21-22-23 Kasm'dan 20-21 Arahk'a kadar srer. (.N.)
242
C o g to , B a h a r '9 5
G eo r g e Sa n d v e M u sset
M u s s e t ' d e n G eo r g e S a n d 'a
Sevgili George, sama ve gln bir ey syleyeceim size. Bunu o gezintiden d
nerken sylemi olmak yerine nedendir bilmem, yazyorum ite aptalca. Bu akam z
leceim yazdma. Aka alay edeceksiniz benimle, sizinle imdiye kadar olan btn
ilikilerimde, bo konuann biri olarak greceksiniz beni. Kovacaksnz, yalan sylyo
rum sanacaksnz. Size am ben. Evinize ilk geldiim gnden beri am. Sizi bir dost
olarak grrsem kolayca iyileebilirim sanmtm. Sizin karakterinizde ok ey vard be
ni bundan kurtarabilecek. Elimden geldiince kendimi buna inandrmaya altm; ama
sizinle birlikte geirdiim anlar bana ok pahalya mal oluyor. Bunu size sylemeyi ye
liyorum, ok da iyi yaptm, nk bana kapnz kaparsanz imdi bundan kurtulmak
iin ok daha az ac ekerim. Bu gece, size kyde olduumun sylenmesine karar ver
mitim, ama sizden bir eyler gizlemek, ortada bir ey yokken bozumu gibi grnmek
istemiyorum. George, siz imdi her zaman dediiniz gibi "ite canm skacak biri da
ha!" diyeceksiniz; eer sizin iin tam olarak ilk gelen kii deilsem, dn bana baka bi
rinden sz ederken syleyebileceiniz gibi, ne yapmam gerektiini syleyin. Ama lt
fen, eer size yazdm eyden kuku duyduunuzu sylemek isterseniz, bana hi yant
vermeyin daha iyi. Beni ne kadar dndnz biliyorum ve bunu size sylerken de
hibir ey umut etmiyorum. Bir dostumu kaybederim bu ite ancak ve bir de bir aydr
geirdiim ho saatleri yalnzca. Ama siz iyi yreklisinizdir bilirim, sevmi biri olduu
nuzu da, ben size, bir metrese deil de ak yrekli ve sznn eri bir arkadaa aarm
gibi ayorum kalbimi. Kye gitmenizden ve talya yolculuuna kmanzdan nce Pa(*) Fransz yazar Alfred de Musset ile asl ad Aurore Dudevant olan Fransz kadn yazan George Sand, Revue des D eu x M ondes
dergisinin, alanlarna verdii bir akam yemeinde tanrlar. Musset yirmi , George Sand yirmi dokuz yandadr; biri ro
mantizmin gen yzlerinden biri, br sigarasyla, kemerindeki haneriyle Paris yazn evrelerinin en ilgin tiplerinden biri
dir. Yemek boyunca, M usset, konuur, dikkatleri stne eker, alay eder, George Sand da sessiz, onu gzlemler ve dinler. Za
manla bu iki zel kiinin arasnda yazma dayanan bir dostluk kurulur; bir sre sonra Musset, iinde almad bir kprt duy
mu ve bunun adn koymutur: Ak.
Biz burada onun G eorge Sand'a akn ilk ilan ettii m ektubu sunuyoruz. (Bkz. Jean-C laude Carrire'in hazrlad Lettres
d'A m our, Paris, J'ai lu, 1962,408-449.) (.N.)
C o g t o , B a h a r '9 5
243
ris'te bulunacanz ve eer gcm yerinde olsayd gzel geceler geirecek olabilecei
miz sre iinde, sizi grme zevkinden kendimi yoksun braktm iin delinin biriyim
ben George. Ama gerek u ki, ac ekmekteyim ben ve gcm yitirmi durumdaym.
G e o r g e S a n d 'd a n M u s s e t 'y e 0
Umutsuzlua kaplmtm. Neyse, Cenevre'den gnderdiin mektubu aldm. Ah!
Bundan dolay sana ne kadar teekkr ediyorum bilsen, yavrum!'Ne kadar da ho, ne
kadar iyi geldi bana! Hasta olmadn, gl olduun, ac ekmediin doru mu gerek
ten? Sevgiden dolay, salnn iyi olduunu bana abartmandan hep korkarm da. Ah!
Tanr salk versin sana ve hep korusun saln, sevgili km benim. Bundan by
le yaamm iin senin dostluun kadar bu da gerekli bana. Biri ya da br olmadan,
kendim iin tek gzel gn bile umut edemem ben.
Senin akn yitirmi olma dncesiyle mutlu olabileceime inanma, Alfred, inan
ma sakn. ster metresin olmu olaym, ister annen, hi nemli deil. Sana ister ak, ister
dostluk esinlemi olaym; seninle ister mutlu ister mutsuz olaym, btn bunlar ruhu
mun imdiki durumunda hibir deiiklik yapmaz. Seni sevdiimi biliyorum ve hepsi
bu.
...Yazk! Yok hayr, bizim hatamz deildi. Biz yazgmz izliyorduk, ve bakalarnnkinden daha sert, daha yaman olan karakterlerimiz, sradan aklarn yaamn kabul
etmemizi engelliyordu. Ama biz, birbirimizi tanmak ve birbirimizi sevmek iin yaratl
mz, inan buna. Senin genliin, ve bir de gzyalarnn bende yaratt zayflm ol
masayd, bir sabah, abla karde gibi uyanm olurduk. Byle bir eyin bize uygun oldu
unu da biliyorduk. Bamza gelen mutsuzluklar nceden birbirimize haber vermitik.
Peki, bunca eyden sonra bunun ne nemi var ki? etin bir yoldan getik biz, ama bir
likte dinleneceimiz ykseklie ulatk. Birbirimizin sevgilisi olduk, ruhlarmzn ta de
rinliklerine kadar tanyoruz birbirimizi. yi oldu! Bizi birbirimizden tiksindirebilecek ne
kefettik ki biz birbirimizde? Ah! fkeli olduumuz bir gnde, birbirimizi anlamadan,
birbirimize aklama yapmadan ayrlm olsaydk kt olurdu! te o zaman dayanlmaz
bir dnce btn yaammz zehirlemi olurdu; ite o zaman hibir eye inanmazdk
asla. Ama bu biimde ayrlm olabilir miydik? Bunu birok kez bouna denememi
miydik? Her yalnz kalmzda, gurur ve hnla alev alev yanan kalplerimiz, ac ve pi
manlkla krlmyor muydu? Yok hayr, byle bir ey olamazd. Olanaksz hale gelmi
olan ilikilerden vazgeerek, sonsuza dek birbirimize bal kalmalydk biz. Haklsn bi
zim kucaklamamz bir yasak akt, ama biz bilmiyorduk bunu. Birbirimizin koynuna
masumca ve itenlikle giriyorduk. Peki, hi bu kucaklamalarn lekesiz ve kutsal olma
yan bir tek ans var m bizde acaba? Sen, ateli olduun ve saykladn bir gn, sana
akn zevklerini vermeyi hibir zaman beceremediimden dolay sitem etmitin bana. O
zaman alamtm buna ben, imdiyse bu sitemin iinde gerek olan bir eyin bulunma
masndan honutum. Bu zevklerin, senin baka yerde yeniden bulacaklarndan daha sa
de, daha donuk olmu olmalarndan honutum. En azndan, baka kadnlarn kollarndayken beni anmsamayacaksn. Ama yalnz kaldnda, dua etmeye ve alamaya ihti* Musset'nin ilk ak ilan m ektubundan sonra, George Sand, ondan sevgisini dile getiren ikinci bir mektup daha alr. Bu kez de ken
disi Sainte-Beuve'e gnderdii bir mektupta "Bu sefer ok ciddi biimde tutuldum, Alfred de M usset'ye" diye itirafta bulunur.
Ak George Sand'dan karlk gren Musset onun evine yerleir; mutludur, ancak sal yerinde deildir; birlikte talya'ya gi
derler, Musset Venedik'te hastalanr, George Sand doktor arr, doktor yirmi gn boyunca Musset'ye bakar, air iyileir ancak,
sevgilisi doktorun m etresi olmutur. George Sand gen adama ilikisini itiraf eder, bunun stne Musset Venedik'ten ayrlr, Pa
ris'e gider. Ve ite asl yazmalar da bu tarihten sonra balar.
Biz burada M usset'nin yazm olduu bir mektuba yant olarak, George Sand'm hem romanc olarak hem de kadn duyarlyla
aklarnn yksn anlatmaya, bu akn baarszla uramasmdaki nedenleri sorgulamaya giritii mektuba yer veriyoruz.
(Bkz. Jean-Claude Carri&re'in hazrlad Lettres d'A m our, Paris, J'a i lu, s. 408-449). (.N.)
244
C o g t o , B a h a r '9 5
C o g t o , B a h a r '9 5
245
246
C og t o , B a h a r '9 5
Susalm
ve taparcasna sevelim
ve susalm yine!
Perembe akam saat 111/2
Biliyorsunuz sylemek ya da yazmak olanaksz benim iin. Bu sabah birlikte elime
ulaan iki mektubunuzu okurken aladm -sonra bahede yrmeye koyuldum- kendi
mi canlanm, btnyle akla comu, sonsuz akla comu hissediyordum... gne,
nlarn uzun salarma mzrak gibi saplyordu... ruhum sizinkinin yanndayd... ko
numuyordum... glmyordum... anmsyordum, hani sanki oradaydnz siz... belli belir
siz ve gizli bir umut kprdanyordu gsmde yavaa... Tanr bize acsn ve bizi kutsa
sn; stmze de yznn vursun (...)
Perembe sabah
(...)
Marie! Marie! Ah! Brakn da yz kere, bin kere tekrarlyaym bu ad ne olur; bakm
gndr iimde yaamakta, bunaltyor beni, kor gibi yakyor iimi. Size yazmyorum,
hayr hayr yannzdaym sizin. Sizi gryorum, sizi duyuyorum... Sonsuzluk sizin kol
larnzda... Cennet, Cehennem herey, herey sizde, yine sizde... Ah! Brakn da ldra
ym, kan biri olup kaym... Baya, uslu, snrl gereklik yetmez oldu artk bana,
btn yaammzla, btn akmzla, btn mutsuzluklarmzla yaamalyz biz! ... (...)
Madem ki siz benim iin hibir ey, hibir ey yapamyorsunuz brakn o halde beni de
ldraym, kan biri olup kaym. Bunu size imdi sylemek iyi oldu benim iin.
This is to be! to be!!!
Marie, btn ruhunuzla, btn kalbinizle, btn yreinizle btn gnlnzle ba
na "Franz, gemite eksik kalm, znt verici ve belki de deersiz ne varsa silip ata
lm, unutalm, ho grelim sonsuza dek; birbirimizle btn olalm, nk bu saatte sizi
sevdiim kadar sizi anlyor ve ho gryorum." diyebileceiniz gn,
ite o gn (bir an nce gelse) insanlardan uzaklara kaarz, yaarz, severiz ve
lrz tek bamza!
Franszca'dan eviren: S.R.
C o g t o , B a h a r '9 5
247
M i r a b e a u 'd a n S o p h ie 'y e 0
...Ah! Ne olurdu ona bir dokunabilseydim, kalbine, seni bunalttnda; hemen daha
ok almaya balard. Hzl hzl vurular bunaltc olmaktan kard artk; dudaklarm
ve kalbim huzuru ve yaam getirirdi bir anda oraya. ou kez, senin bana anlattn
belirtileri duyuyordum iimde, mektuplarn elime gemeden nce, hatta bugn bile
mutsuzluklarmz uzun uzun dndmde ya da ayrlmz ve onun zc koul
larn anmsadmda ayn eyleri duyuyorum. Kalbim bir skyor, bir geniliyor, sanki
patlayacakm ya da dar frlayacakm gibi oluyor, bu durum balamadan nce de,
her yanm dnce hzyla batan aaya bir souk kaplyor, uyuma derecesine varn
caya kadar beynimi kapsyor; o anda eer gzlerimden yalar akmasa, lrm herhalde.
...Deimek mi? Ah! Yok hayr, bunun mmkn olabileceini kabul etmezsin sen;
(...) Seni seviyorum, nk yayorum ben. Ak, soluum benim. Seni artk taparcasna
sevmemek dncesi, kan damarlarma datacak kalpten, soluk alp verecek cierden
yoksun halde yaamak dncesi kadar sama bir varsaym gibi geliyor bana. Emin ol
Sophie'iim, benim seni sevmem, rmaklarn akmas, atein yanmas kadar normal bir
ey; Tabiatm bu benim, yaradlm bu. lgisizlik ya da ak, vefa ya da vefaszlk arasn
da seim yapmakta zgr olduumda seni taparcasna severim kukusuz, ama zgr
deilim ki bu konuda; ve elimden baka bir ey gelmedii iin seni seviyorum... Sen de
beni sev ayn biimde, mmknse elbette; ama bunu minnettarlktan dolay yapma sa
kn, nk ben hi byle bir eyi hak etmiyorum.
Gven, tek bana efkat, bir tutkunun gerek belirtileri gibi gelir bana: benim ken
di tutkumun belirtileri bunlar. (...) Evet Sophie'iim, ben inanyorum buna, kalbimin
derinliklerinden inanyorum buna; yalnz birbirleri iin yaratlm yreklerimiz; yalnz
sen beni vefal klabilirdin, hatta k edebilirdin; nk, sevgilim, senden nce ak ta(*) Asl ad Honor Gabriel Riqueti olan Fransz siyaseti kont de Mirabeau (1749-1791) ile M sy de Monnier'nin gen kans M arieThrse arasnda yldrm ak doar. Sevgililer Hollanda'ya kaarlar. Ancak Fransa'da yarglanan Mirabeau'nun, iledii sular
dan dolay kafasnn kesilm esine karar verilir, ayrca ar para cezalarna da arptrlr. Hollanda hkmeti tarafndan lkesine
geri verilince Vincennes atosuna hapsedilir, Marie-Thrse de bir manastra kapatlr; hamiledir. Mirabeau, Sophie olarak adlan
drd M arie-Thrse'e yazd nl mektuplar ite bu Vincennes atosundan ve bir polis mdrnn yardmyla gndermitir.
Mirabeau, Sophie dnda baka kadnlara da yazmtr, bir burada onun Sophie'ye yazdklarndan bir kesit sunuyoruz. (Bkz. Jean-Claude Carrire'in hazrlad Lettres d'A m our, Paris, J'a i lu, 1962, s. 252-277.) (.N.)
248
C o g t o , B a h a r '9 5
Mirabeau'dan Sophie'ye
C o g t o , B a h a r '9 5
249
Mirabeau
duyulanlar! - Ve ite sevgilim, btn bunlar yeniden duydum iimde; seni o yataa
yaslyordum, o yatak da o tarihten bu yana benim zaferim ve byk mutluluumun ta
n oldu. (...) Sonunda arpntyla ve heyecan iinde uyandm ve taknlmn nereye
vardn fark ettim... Mutlu oluyor musun kimi kez canm sevgilim? Dlerinde akm
gerekleir gibi oluyor mu? Okamalarm hissediyor musun, sen de okamalarn ben
den esirgemiyorsun ya? (...) Ah, yavrucuum, bana d grdn sylyorsun da d
nde kimi grdn sylemiyorsun! Gndzlerinle olduun kadar gecelerinle de il
gili aklama yapmak zorunda deil misin bana sen? Ah, evet, evet, hi kukusuz. (...)
Hayallerini anlat bana ah, canm karm! Ayrl aldat; kucakla sevgilini; senin kalbine
sahip olduu kadar hayal gcne de sahip olduunu gster ona. Ah! Ruhun o kadar
ateli ki! Duyularn buz gibi olabilir mi dersin? Yok hayr elbette olamaz! Doa sana b
tn duyarlklar bahetmi. (...) Hoakal, canm benim ve esiz sevgilim. Hoakal, gn
lmn kadn, Gabriel'in sevgilisi. Onun hereyi, tanras, ruhu, yaam, evreni, hoa
kal. Bana vermek isteyecein btn pckleri ben sana yolluyorum, kabul et.
Franszcadan eviren: S.R.
250
C og to , B a h a r '9 5
A k s t n e 0
Stendhal
Bu yavan ilikinin en mutlu durumu, fiziksel zevkin alkanlk yoluyla artm oldu
u durumdur. O zaman da, anlar biraz aka benzetir onu. (...)
(*) Bu metin, Stendhal'in D e 'amour (Ak stne, Gallimard, 1969) adl yaptnn Birinci Kitap'mda yer alan ve yine "D e L'am our"
baln tayan birinci blmden alnarak Trke'ye aktarlmtr. (.N.)
C o g t o , B a h a r '9 5
251
Stendhal
M a t i l d e 'e M e k t u p la r 0
i
4 Ekim 1818
...ok mutsuzum, galiba gn getike sizi daha ok seviyorum, sizse artk bana es
kiden gsterdiiniz en basit dostluu bile gstermiyorsunuz.
Akmn son derece arpc bir kant var, bu da sizinle birlikteyken iine dt
m, kendi kendime kzmama neden olan, ama bir trl stesinden gelemediim sakar
lk. Salonunuza gelene kadar cesaretim yerinde, ama sizi grr grmez titremeye bal
yorum. Sizi temin ederim ki, baka hibir kadn uzun sredir bu duyguyu uyandrmad
bende. ylesine mutsuz ediyor ki beni, neredeyse artk sizi grmemek zorunda kalmay
ister oldum, ve aldm kararlara karn, her gn sizin evde bulunmamak iin ihtiyatl
olmay dnmeye ihtiyacm var (...)
Yarn gidiyorum, sizi unutmaya alacam, eer elimden gelirse, ama pek baara
myorum, nk yine bu akam da sizi grme isteine kar koyamadm.
Bugn, btn gn en byk iim, ihtiyat elden brakmadan sizi grebilme yollar
n aramak oldu.
Sizi, yanmzdayken deil de sizden uzaktayken daha ok seviyorum. Sizden uzak
tayken bana kar hogrl ve iyi olduunuzu dnyorum, oysa yanmzdayken var
lnz bu tatl hayalleri yok ediyor.(...)
252
C o g to , B a h a r '9 5
Ak stne
Madonna del Monte Kilisesi'nde teselli buldum biraz; eskiden orada dinlemi ol
duum mzii anmsadm. Bugnlerde Milano'ya gidiyorum, mektuplarnzdan birini
bulmaya, nk sizin iin iziktirilmesi son derece nemsiz, ama umutsuzlua dm
bir yrek iin o kadar deerli, o kadar teselli edici olan birka satr benden esirgemeye
ceinize inanmak iin iyiliinize olduka gveniyorum ben. (...)
Neyse! Sizi grmeye ihtiyacm var, susamm buna. Sizinle, on be dakikalna en
nemsiz eylerden sz edebilmek iin, sanrm yaammn geri kalan blmn verir
dim.
Hoakaln ayrlyorum sizden, sizinle daha ok birlikte olmak iin, tm yzst
braklmlkla, beni yiyip bitiren tutkunun tm enerjisiyle sizinle konumaya cesaret et
mek iin.
Henri
C o g t o , B a h a r '9 5
253
G a l a 'y a M e k t u p la r 0
Paul Eluard
kez de eril biim olan moy dorogoy diye hitap eder. (bkz. a.g.y., s. 405, Mektup 3, not 1) (.N.)
C o g to , B a h a r
'95
255
Paul Eluard
Breton'la ben bir manifesto yazdk, yaymland: Lautramont envers et contre tout,
Soupault'ya kar (...). Dndnde okurum sana.
ok gzel 2 Pueblo bebeim var. Dnyann en gzel eyleri bunlar. Senin odana
koyacam, orada sana verebileceim btn armaanlar bulacaksn.
Max'a yazma sakn. Marie-Berthe senin aleyhinde konumutu. Dvtk. Bar
mamak zere darldk birbirimize. Ama sen sakin ol. Ben imdi tamamiyle yattm.
Hibir ey olmaz artk. Yemin ederim sana. Unutalm onun varln. Bundan byle her
kes ondan nefret edecek. Tapyorum sana, biliyorsun. Sen tatl ve gzel kk kzmsn
benim, her yerini pyorum.
Paul
Paul
256
C o g t o , B a h a r '9 5
Gala'ya Mektuplar
Buradaki yaam korkun derecede yorucu. Neyse, bugn iyice dinlendim. Ama ya
asn Arosa! Enghien glnde hala patenle kaylyor. Ama bak ite yamur yayor. G
ryor musun!
C o g t o , B a h a r '9 5
257
Paul Eluard
Yarn vizemi almaya gideceim. Biletimi ancak son anda alacam, eer senden fik
rini deitirmediini gsteren bir emir gelmemise. Bana bu zgrl verdiin iin,
Berlin'e gitmemi bu kadar nazike tlediin iin minnettarm sana. Ama ben de ne
yapacam bilmiyorum dorusu. Bana Arosa'da seninle birka gn nce bulumaktan
ok gizem mi ekici gelecek acaba? Zahmetine deecek bir maceram olacak m, olabile
cek mi hala?
Tapyorum sana her yerini pyorum.
Paul
258
C o g t o , B a h a r '9 5
Gala'ya Mektuplar
sana duyduum o byk zlemimle birlikteyim. Eer bir gemi, bir imdi, bir gelecek
tasarlamam gerekirse ldrrm kendimi.(...)
Canm varlm, ben ciddi olarak yalnz seninle konuabilirim, nk seni seviyo
rum, nk yalnz seni seviyorum. Keyifsizliklerimizden dolay bana kzmamak gere
kir. Gerekte seni nasl da gnele ve akla donanm grmek, ne kadar da mutlu gr
mek isterim bilsen. Ben sana, baka hi kimsenin veremeyecei bu zgrl vermek is
tedim. Mmkn olan btn zevki, kendi kendini tmyle istediin gibi kullanma yetki
sini sana brakyorum, ama bir an iin bile olsa beni gznn nnden kaybedecein
den ylesine korkuyorum ki. Ne kadar ok arzu etsem de bakalar tarafndan alt st
edilemeyeceimden dolay sen vnmelisin. Arzularm yalnz sende cokunluklar do
uruyor, yalnz sende akm ak iinde yzyor. Ama akm senin o salt akndan ge
meli. Yoksa ldrrm kendimi. Bunu sylediim iin bala beni, ancak, imdi artk
bu, senin ilgisizliinin, geici de olsa, sonucu bence. Burada ok sakin bir yaammz var
bizim, lende kalkyor, yemeimizi hazrlyoruz, gramofon alyoruz, flrt ediyoruz,
drt olan ve iki kz: Mops ve onun arkada Apfel. Bu kzlarn ikisi de benimle Paris'e
gelecek. (...) La Pomme ok gzel, ama biraz fazla kolay. Ateli de deil. Btn bu insan
lar bana kar son derece nazikler, hepsi de k bana. Ne olursa olsun sevgili yavrum,
tek varlm, seni hibir ey kayglandrmasn. Bakalar vz gelir bana. Senin burada ol
duunu dlyorum. Buras gerek anlamda ky. stne neredeyse hibir ey giyme
den dolaabilirsin burada, hem de kaygszca, ve de beni sevebilirsin. Bakalarnn sahip
olduu gibi, hi ben de sahip olamayacak mym sana!?! Mutsuzum, mutsuz. Akm be
nim iin fazla byk.
(...)
Paul
Ah! Ne kadar isterdim - burada - seninle birlikte kalmay, ve Locarno'da ve Pa
ris'te Hotel Radio'da. Nasl da seviirdim seninle. Yalnz seninle sevimek istiyorum.
brleri elence, srf heves.
Adresim: Terrass Hotel, Maistre soka (Caulaircourt sokann kesi) Paris (18 )
Paris, Pazartesi 15 (Nisan) 192(9)
Gzel kk kzm benim, aziz km benim, 30'u bana gerekten de ok uzak
grnyor (...) Daha yaplacak ok iim var, ama dndm gibi sanrm 20'sine do
ru bitiririm. Paris houma gitmiyor, genellikle yorgundan da te bir durumdaym ve de
lice bir arzuyla seni yeniden grmek, sana sahip olmak istiyorum, bu kadar uzun sre
birbirimizden ayr kalmamalydk biz. Maceraya atlmak isterim elbette, isterim ama
senden, akn yetkinliinden, kadnn yetkinliinden bu derece yoksun kalmak da iste
mem. La Pomme ok nazik biri, tapyor bana, ok gzel bir kz ve ak dleriyle dolu,
ama senden ayr kalrsam, nefret edebilirim ondan. Ben de tpk senin gibiyim, ve bu
alanda yapabileceim herey, her zaman ancak senin yararna, sana sahip olmay arzulatabilir ancak bana. zlemle aryorum seni srekli olarak. Yaptm hereyde sen var
sn. Senin varln bana egemen.
(...)
Dn Max ve Marie Berthe ile birlikte arabayla gezdim (...). Bizimle birlikte Martinique'e gelmek istiyorlar. Bu yaz Arcachon dolaylarna gidiyorlar ve kendileriyle birlikte
C o g t o , B a h a r '9 5
259
Paul Eluard
ev tutmamz istiyorlar. Max geenlerde grltl bir macera yaad (bir kadm kard), a
Ortalk alkaland.
m
(...)
9
Paul :
mzasz
Gzel kk kzm benim, salnn iyi gittiine gerekten ok memnun oldum.
Seni yeniden gl, sakin ve k grmek istiyorum. Mektubun sanki seni 1 Austos'tan
nce gremeyeceimi anlatyor. Ben de ne yapacam pek bilmiyorum. Hl daireyle il
gili olarak yneticinin yantn bekliyorum. Paris dayanlmaz hal alyor. u sralar hava
ok scak. Her ne olursa olsun, 14 Temmuz'daki 3 gnlk bayramda bir yerlere gidece
im. Ama sen Terrass Htel'e yazabilirsin. Umarm B. iyileiyordur. Aman ok dikkat
et. Hastalanmandan hep korkuyorum. Sana ksa ksa ama her gn yazarm. Adresimi
iyice belirtirim.
Belki nce Evian'a gidebiliriz. Mideye ok iyi. Leman gl kysna da. Ne dersin?
Ve ardndan belki de spanya'ya. Ya da deniz kysna.
Gnleri sayyorum. Eer daha nce benimle gelmek istersen yaz ya da telgraf ek.
Tapyorum sana sana yalnz.
Paul
260
C o g t o , B a h a r '9 5
Galaya Mektuplar
Seni yeniden grmek iin can atyorum. Sen btn bedenler arasnda en arzulanan,
btn gzler arasnda en derin bakl olan, btn bacak aralarnn en sca, btn tut
kularn en lgn, btn kadnlarn en gzeli, en cretlisi, en zgrsn.
Dn, dekoratr Mareux'yle evi grmeye gittim. Gerekten ho bir daire. Senin
odan hafife yuvarlak, pencerenden de btn Paris grnyor. Oraya kocaman bir do
lap koymak keyfimi karyor. Hi koymasak daha iyi.
(...)
Neyse, herey yerleince, bu bize birka feti ile bir byk Chirico'ya mal olacak.
Buna da deer dorusu. Daha ok zevk alacaz. Ben de yle ok ey satn almm ki!
Eh.(...)
Senin bir eye ihtiyacn var m? Evet, merkez stma, banyo, hizmeti ya da arka
dalar iin tuvalet, vb. var... Sonra byk byk pencereler, karda kk bir park,
Sacr-Cur'n an, sokaktan tek bir araba gemiyor.Yepyeni bir ev bu. Ben de harika
biimde dzenletiyorum. Greceksin. Telefonumuz da olacak. Bir de gzel gramofonu
muz.
Belki de nce Leysin'e gitsek daha kolay olur. Birbirimizi daha kolay buluruz. San
rm bylesi daha iyi. Neyse, en ksa zamanda karar ver ve adresini hemen telgrafla bil
dir bana. (...)
Tapyorum sana, biliyorsun. Seni yeniden grmek, sana yeniden kavumak dn
cesi mahvetti beni. Her yann, her yann pyorum.
mzasz
261
Paul Eluard
(...)
Zarf:
Damga: Paris 3 ubat 1930.
Altct: Madam Grindel, Htel du Chteau, Carry-le-Rouet (Bouches-du-Rhne).
Var damgas: Carry-le-Rouet, 4 ubat 1930.
;
;
Cumartesi :
Kk sevgilim, nihayet senden bir mektup. Ve hemen ben de iinde bulunduum
nevrasteni durumdan, derin yalnzlmdan kurtuluyorum. Bugn, yataktaym, cesaretim krlm ve hep "kusmak istiyorum". Eh pekl! kalkp dar kacam. Biliyorsun,
sana inanyorum! inanyorum sana! SANA NANIYORUM! Hibir ey mahvolmad,
Mektubun iyiletiriyor beni. Btn bu gnlerde, senin yokluun olan o dipsiz kuyu tarafndan yutulmu olduum iin kzma bana. Eer bu boyutlara ulamsa, seni sevdiimdendir. Hem de nasl!
Ve bir de sama ve korkun migrenler!
Ama senin mektubun, mektubun, mektubun................. Gala.
Gala eer aramzdaki hereyin bitebilecei dncesine kaplrsam, gerekten de lme
mahkum biri gibi olurum, hem de ne lme.
Kk kzm benim, ne zaman geri geleceksin? Ben imdi iyiyim. Ama sen yaz ba
na. Her yerini pyorum.
Paul
(*) Paul Eluard, Ren Char ve Alice Apfel (bkz. a.g.y., 421, Mektup 71, not 4). (.N.)
262
C o g t o , B a h a r '9 5
:
j
!
Galaya Mektuplar
Seni kollarmn arasnda bir tutabilseydim, baz anlarda senin iin eskiden oldu
um kii olurdum yeniden. Tapyorum sana, oldum olas sen varsn yalmz. Mayakovski, Polonyal bir diplomatla evlenen bir kadna kar duyduu akn acs yznden
kendini ldrmt. Ancak, brakt mektupta bu kadndan tek sz etmiyordu, ama
karsna, Ella'nn kzkardeine "Lili, sev beni" diyordu. Btn bunlar okurken aladm
ben. Biliyorsun.
(...)
C o g t o , B a h a r '9 5
263
Paul Eluard
O daireyi sana almak benim iin olanaksz olacak. Bundan bana hi sz etmiyor
sun. Neden bana ne dndn tam olarak sylemiyorsun ki. Bir hafta nceki uzun
mektubumu, bana uzun uzun yant vermek iin yeniden eline al. Mektubumun en b
yk blm bizim ortak durumumuzdan sz ediyordu sana. Sense buna kesin olarak
belirsiz ve klasik aklamalarla karlk veriyorsun yalnzca: "Kesinlikle iin rahat etsin",
"kesinlikle senin", vb...
Brak da hastalnn ciddiyetinden ve buraya gelmeni engelleyen o nedenden ku
kulanaym. Bana yle geliyor ki, sen, baka yerde yaamay benimle birlikte olmaktan
daha ok seviyorsun, iyi anla beni, yavrucuum, bundan dolay seni knyor deilim ve
her eyin stnde, senin keyfince yaaman, mutlu olman istiyorum. Ama niin kar
lkl olarak kuruntuya kaplalm ki? Ben bir hafta nce sana btn gerei syleme kara
rn aldm, bunun, benim iin bu iten pek fazla zarar grmeden en iyi kurtulu yolu ol
duuna inanmtm. Ak syliyeyim, senin beni yle iddetle grmeyi arzuladna da
inanmyorum. svire'ye 15 gnden fazla bir sre iin gitmek istemediini bana syle
men ok iyi de, asl kt olan, u lanet olas dairede, ne Cannes'da ne de baka bir yerde
benimle birlikte 15 gnden daha uzun sre kalmak istemediini aka sylemen. Bana
gelinceyse, benim iin tamamiyle olanaksz olacak. Benim ktmser mektubuma gelen
bugnk yant gerekten yetersiz. Seninle byle konumaya hakkm olduunu gz
nnde tut, nk pratikteki btn berbat skntlarn yan sra senin kadar zgr olsam
hi elde tutmayacam bir evin, seninle doldurduum ve srekli olarak lmeyi, brakp
kamay dlememe yol aan ve kaplm olduum btn skntlar sana brakmamak
iin kamadm bir evin skntlarna katlanyorum ben. Benden bakalarn da gerekten
sevdiini daha nce bana aklam olduunu da bir dn. Kuruntuya kaplmadm
da bil. Ve, saygl davranarak, drste davranarak ak konu benimle, korkmadan.
Ekimden bu yana burada ne kadar sre yaadn ki sen? Bu yl buraya birka kez
urayacan syleyerek beni avutmaya alyorsun. Gala'm, bu koullarda, sradan
bir otel odasnda oturmann ve yanma yalnzca gerekli birka kitaptan baka hibir ey
almamann benim iin ok daha az g olacan (daha ne olsun) anlayla karla. Geri
kalan btn hereyi sana veririm. Ben de alrm. Her ne olursa olsun, ben azla yetini
rim. Rollerin tersine dndrlebileceini de bir dn. Seni grdm zaman imdikin
den ne ok ne de az severiz birbirimizi. Yoksa bu iin sonu kt olur, hem de ok kt,
gndelik yaamn btn o hergelelikleri arasnda berbat biimde biter. Byle olsun ister
misin? Ben mektubun yantn alana kadar daha bir hafta, bir trl gemek bilmeyen bir
hafta var, onu da dn. Eer durumumuzu iyi anlamak istiyorsan ve ne istediini iyi
biliyorsan, hl herey dzlebilir. yilik yapacam diye de rpnp durma - sonu ku
kusuz kt olur.
eninim, yalnz senin.
Paul
Gerekirse telgraf ek, ekinme sakn.
(...)
264
C o g t o , B a h a r '9 5
Gala'ya Mektuplar
kendime nedenler aradm o gnler nerede kald? Tam boanmaya karar verdiimiz
bir srada Nusch'un yanmda olmas, iine deceim yalnzln farkna varmam en
gelledi. nk hi kimseyle yaayabileceimi sanmyorum, ne Nusch ne de bir bakas.
Seni seviyorum Gala ok uzun zamandr, seninle ok uzun sre birlikte yaadm, sen ne
dnrsen dn, ben ok, ok uzun sredir hereyi senin arzularna, dlerine, doa'na uydurdum.
Gerek duyduun sevgi, arzu, iyimserlik, lmsz ak serabn sanrm senin iin
koruyabilirim - ve ne yazk ki beni de altrdn buna sen. Evime (..) sevdiim hereyi al
mak isteme fikrine hafife glmsyorum. Dil srmesi bu Gala'm, her zaman iin be
nim Gala'm, yaama nedenim benim, yle demek istiyordum aslnda: Sevdiim hereyi
senin evinde brakmak. (...) Gelir grrdm seni, sevdiim herey olan seni, yalnz sen
varsn diye sevdiim eylerle evrili olan seni.
Paul
Eluard-Grindel, Htel Regina, Avignon Vaucluse.
ltifatlar dnyada beni duygulandran tek varlk sensin (...). Bu gnlerde ilgin ba
z durumlardan dolay, birka yl nce seninle birlikteyken iinde olduum duruma
dndm - dler, yaam, zlem. Bahelerin. Ben de seni son derece seviyorum yavrucuum.
(...) Sonsuza dek srgndeyim ben. Beynimin yurdusun sen. nanmalsn bana: Sa
na olan ballm sarslmaz nitelikte, btn d grnlere karn. ldrecek beni bu.
Yaptm hereyin gerisinde, sen varsn, hep SEN olmu olacaksn.
Bu erken dne ok seviniyorum. Yararlanrz bundan. Ccile de ok memnun
olacak.
Seni seviyorum dorogoy'um benim. Her yann pyorum.
Her zaman senin.
Paul
C o g t o , B a h a r '9 5
265
Paul Eluard
varlnn capcanl dncesine sahip oldum, hep sahibim de ondan. Kamm gizlice bu
dncenin peinden srklyorum gzel kk Gala'm benim. ok melankolik biri
yim. K saati. Hava bir saat erken kararyor.
Sakn beni tiksinilecek kadar duygusal grme.
Seni seviyorum.
Paul
Nusch, senin kendisine gsterdiin dostluktan son derece memnun. Dali senin iin
ne ise o da benim iin yle, sevgiyle dopdolu ve yrekten bal bir varlk, mkemmel bi
ri. (...)
Dali'ye kendisini ok sevdiimi syle.
Her zaman iin senin.
Paul
Cumartesi sabah
(...)
266
C o g t o , B a h a r '9 5
Gala'ya Mektuplar
C o g t o , B a h a r '9 5
267
P a u l E l u a r d 'a M e k t u p l a r 0
Gala
268
C o g t o , B a h a r '9 5
yok benim; ne yeteneim, ne aklm, ne isteim var, hi, hi, hibir eyim yok, akm var.
Korkun bir ey. Ve ite bu yzden, eer seni kaybedecek olursam kendimi de kaybede
rim ben, bu yzden, Gala da olmam, binlercesi gibi zavall bir kadn olur karm.
Seni tanmasaydm yitip gitmezdim, nk hi kimseye kendimi tmyle vermez
dim. Yani hi kimseyi sevmiyordum, rastladklarm arasndan hi kimseyi sevemezdim,
kendime ait olarak kalrdm, her zaman bamsz. Ama sana rastlam olmaktan dolay
mutluyum, yaamn kutsuyorum senin. (...) Ve eer sen, beni seviyorsan yaamnn
zerine titrersin, nk sen olmaynca ben ii bo bir zarfa benzerim. Benim yaamm
senin srtnda. Eer beni seviyorsan korursun onu, yok eer benden nefret ediyorsan
atarsn olur biter ya da serte, hoyrata ypratrsn onu. Yapabilirsin, hakkn var nk
sana ait bu.
(...)
Sevgilim, moy dorogoy malik, solniko moye dorogoy, seni ne kadar sevdiimi
bir bilsen ve ne kadar ac ektiimi, sana ne kadar ihtiyacm olduunu bir bilsen.
(...)
Akam - Dorogoy, dorogoy, dorogoy ok garip eyler oluyor: Sen de benimle ayn
duygular, ayn dnceleri yayorsun - Pazar gnk mektubunu alyorum, bir de ba
kyorum benim bugnk mektubumun ayns, ayn gnl ba. Gerekten biz birbirimi
ze karmz: Sen bensin, ben de enim.
(...)
C o g t o , B a h a r '9 5
269
Gala
Babu de Montparrasse' NE KADAR ok okumak STERDM. Btn Fransz "nesircileri" (eletirmenlerden ya da airlerden szetmiyorum) arasnda en ok Ch(arles) L(ouis) Ph(ilippe)'i seviyorum. Franszlar arasnda konular ele alp gelitirme ile ilgili ok
deiik dnceleri ve uygulama biim leri var; tpk Ruslarda, zellikle de Dostoyev(ski)'de rastland gibi.
(...)
Sevgilim, tatl ocuum, taptm kocam, azn ve her yerini pyorum. Her za
man iin senin karn, senin Gala'n.
Franszca'dan eviren: Sema Rifat
270
C o g t o , B a h a r '9 5
271
Mehmet Atak
hesiz byk aabeyinin bu sektre yerlemesinin rol vardr. 1947'de Dnya Gazetesi'nde film eletirileri yazmaya balam. Mahlas 'Kamera'. Bu arada I.U. Edebiyat Fa
kltesi Sanat Tarihi ve Estetik blmnde rencidir. Ernst Diez, Philipp Schvveinfurth,
Kurt Erdmann, Albert Gabriel gibi sanat tarihilerinin ve Hilmi Ziya lken ile Tanpnar'n rencisi olmutur. 1950'de Yusuf Ziya Orta'n "Binnaz"m Atlas Film iin senaryolatrm. "Binnaz", ancak dokuz yl sonra Mmtaz Ener tarafndan ekildi. Bir
yandan byk biraderine asistanlk yaparken, bir yandan da, Reat Enis, Reat Nuri,
Halide Edip, Hseyin Rahmi vd'den uyarlayarak daha sonra kendi ekecei ikisi hari
cinde hibiri film haline getirilmeyen 18 adet senaryo yazm, Atlas Film iin. "Karanlk
Dnya-Ak Veysel'in Hayat"n ynetmesi, sadece bir frsat deerlendirmeymi. Nedim
Otyam filmi ynetmek istemeyince, Erksan'a neride bulunulmu. Bu arada, bizce sebe,
bi mehul bir vaka olan soyismini Erksan'a deitirmesi de aa be yukar bu d
nemlere denk geliyor. Baka birinin senaryosunu ekmesi sinema serveninde vaka-i
adiyeden saylmayan Erksan, ilk filminde bu konuda bir mklt karmam olsa da,
gene de senarist Bedri Rahmi'yi (Eypolu) memnun edememi. lk filmin vukuat bini
bir para. ki ba oyuncusu Alan Saylgan ile Kemal Bekir, daha film bitmeden Kom
nist Parti kurmaktan tutuklanm.
Sonra bu corafyada ilk sansr edilen film olmasa da, uzun srm sansr gelene
inin ve dahi Erksan filmografisinin sansr edilme geleneinin mihenk ta, "Karanlk
Dnya" geliyor. Reddedilen film, bir sene sonra, Erksan bertaraf edilerek ve Amerikan
propaganda filmlerinden devirme grbz buday baaklaryla semirtilip, pembe gz
lk taklm bir spikerin haneresinden fkran "karayd da ak oldu" teranesiyle, d ses
takviyeli gayet eklektik bir fibrit olarak 'perde' demi. "Karanlk Dnya" haliyle tipik
bir Erksan filmi deildir. Geri halk ozannn hi grmedii insana, doaya, dnyaya
olan sevgisi bir ak trevidir kukusuz ama Erksanvari deil. Filmden aklda kalan tek
sahne-i ak, kapal ehevi bir sahnedir. Gencecik bir Ayfer Feray'n oynad k Vey
sel'in karsyla, birka sahne sonra kaaca yabancnn karlkl zm yeme sahnesi.
nc filmi "Yol Palas Cinayeti", 'evli bir kadnn baka bir erkekle iliki kurmas' ge
rekesiyle sansr tarafndan reddedilir. Ama bu kez Erksan epey ansldr. Bir defa, fil
min menei bire bir milli (!) kadn yazarmz Halide Edip'in romandr. stelik Halide
Edip okuldan Erksan'n hocasdr. "Dokuz Dan Efesi", Erksan'n tiklerinin aa k
maya balad filmdir. Kahramanda intikam kaynakl, kk 'hrs' olan ihtiras'n oluu
mu. ntikam hrsnn bir tutkuya giderek takntya dnmesi. Babasn ldren Haan
avu'tan cn almak iin hkmete bakaldrp daa kan akc Mehmet Efe'nin
hikyesidir "Dokuz Dan Efesi". Erksan'n Efe'si, hamasi, milli ya da toplumsal hislerle
daa kan, bireysel zaaf tamayan kahraman efe stereotipinden hayli farkllk gsterir.
Daha ok sonradan gelitirecei ihtilt duygu ve eyleminin etken ve edilgen hallerinin
birbirine dnen ikilemi iinde bocalayan, ihtiras-tutku-taknt seyri daiminin aknts
na kaplm grotesk kahraman anti-kahramanlarnn prototipidir. Erksan stereotiplerindeki ehevilikle-intikam hrsnn birbirine karmas, 'sadik' olgusuna da ilk kez bu film
deki akc'nn Ekberolu'nun kzyla sevime sahnesinde rastlarz (Tabii bu saptamala
r deerlendirirken Erksan kahramanlarnn Hristiyan doktriniyle oluup-belirlenmi
bireyler olmadn ve de ilenilerinde u ya da bu lde Yeilam ablonlarnn da et
ken olduunu gzard etmemekte fayda var.)
Erksan sinemasnn asl balangc kabul edilmesi gereken film ise sinema tarihi
aratrmalarnda hep gzard edilmi bir melodram, "Hicran Yaras" dr. Sokak arkcs
- veremli kz - zengin kadn triogamisinde, bir nceki filminde belirmeye balayan, daha
272
C o g t o , B a h a r '9 5
sonraki filmlerinde belirleyici olacak tm unsurlar resmi geit yapar. Erksan kahraman
larna yanl olarak atfedilen kara sevdallk (melankoliklik) zelliini filmin byk bir
ksmnda en ok tayan kahraman, Sadri Alk'n oymad sokak arkcsdr, ki o bile
tam anlamyla melankolik deildir. Erksan kahramanlar, umutsuz aklarnn zerlerine
rd kederle d dnyadan kopup ilerine kapanmazlar. Aksine ,gdmlendikleri ta
kntlaryla handiyse hiper-aktiftirler. D dnyadan fiil olmayan kopukluklar, kendile
rini tmden evrelemi takntlarnn, alg ve akabinde duyguyu yaamalarna izin ver
memesinden ibarettir. Melankoliye ise sadece sessiz birka karede, anlam btnl
oluturan bir ifade olarak rastlarz, o kadar.
Trk sinemasnda toplumsal gerekliin ilk rnei kabul edilen "Gecelerin tesi",
"At Gzlkl " Lukacs ve "Ezgiler Cehennemi Gardiyan" Lunaarski'nin asla ve kat'a
tasvip etmeyecekleri bir 'yiti' hikyesidir znde. Ayn mahallede oturan, (mekn birli
i), ayn yalardaki (kuak birlii), tm ezik, kstrlm ve gvencesiz (duygu birlii)
bir avu gencin, ok farkl hedeflerde de olsa kurtulular iin (ama birlii) bir soygun
yapmalarnn (eylem birlii) hikyesidir. Tek kahramann yediye blnmesi ilk anda
Erksan tiklerini zayflataca intiban getirse de, sonu yle deildir. Aksine bir anlam
da dier filmlerde tek ferdin hastalkl yaplar olarak alglanabilecek tiklerin, yedi ayr
insana baz asgari mterekler tmnde muhafaza edilerek bltrlmesiyle toplumsallatrlmasdr. Ki Erksan'n zihniyeti gz nne alndnda unsurlarn tek bir fertte
topland filmlerde de, o fert bu psikolojik unsurlarla bezenmi Batl anlamda bir birey
deil, bir simgedir.
Fakir Baykurt'un romanndan uyarlad "Ylanlarn c", baka bir hazr yap
tarafndan belirlenmesine ramen Erksan'n kendi zelliklerini youn biimde yanst
maktan kendini alkoyamaz. ana kahraman, Irazca, Haceli ve Kara Bayram da, hem
hrs, hem hiraset (korunma) kknden gelen bir ihtirasla kuatlmlardr. Daha sonra
mesela "Susuz Yaz''n ilk blmnde daha da belirginleecek olan 'insann yalnzl ve
bu yalnzlk salamsa bunun kiinin asl gc olduu' bu filmde iyice netlemitir. Me
sela Kara Bayram'n Haceli'nin kars Fatma'yla temel ukurunda yatmas, sradan ehvi
bir drtnn zerinde, evinin nne ev yapmaya kalkan toplumsal erkiyle kendisinden
gl cinsel erkiyle intikam alma hrsn da tar. Tpk Dokuz Dan Efesi'nde akc'nn Ekberolu'yla yatmas gibi. Yani bu sahne ehevi bir doyumdan ziyade, zerinde
ki cinsel olmayan tahakkmden, 'dzme' boyutunda ve asl doyumu cinsel olmayan
cinsel bir erk elde etmeyle intikam alma boyutu tar. Geleneksel deerler dorultusun
da atmaya giren yal ky kadn Irazca'nn olunun hasmnm karsn dzmesini
desteklemesi de kahramanlara yaylm eytani ihtirasn bir parasdr. Ama tabii iinde
ekicilii ve irenlii deien yzler olarak barndran; kutsanan ya da lanetlenen demonic kahramanlarla alakas yoktur Irazca, Haceli ya da Kara Bayram'n.
"Ac Hayat" Trk sinemasna daha sonra yzlerce sakil rnekte tekrarlanacak bir
forml hediye eden, Erksan sinemasnn kronolojik izgide "H icran Yaras"ndan
sonraki en ahs rneidir. Filmin banda melek bir ak vardr, tersane iisi Mehmet'le
manikrc Nermin, kendilerini kuatan dnyann irkinliklerini gzard etmi, 'erdem'
olarak tezahr eden gelenein 'gzel yz'yle desteklenmi, art niyetsiz bir kadn, er
kek ilikisi yaamaktadrlar. Nianldrlar, yani sosyal konumlar dolaysyla zaman ve
meknn greceliindeki ahlaki deerlerle uyum iindedirler. Ve bunun bir st aamas
olan evliliin yolundadrlar. lk atma esi; Nermin'de gz olan zengin ocuk Ender'in kyla balar. Ender'in Nermin'i ifalinin akabinde Mehmet tipik bir Erksan
kahramanna dnr. Bir gn eit bir erke sahip olacak ve dnp intikamn alacaktr.
C o g t o , B a h a r '9 5
273
Mehmet Atak
274
C o g it o , B a h a r '9 5
ta, sezon dnda Byk Ada'da bir villann boya ilerini yapan iednk bir adamdr.
Villann duvarndaki gen kz fotorafna k olmutur. Erksan sinemasnda 'kara
sevda' motifinden sz etmek gerekirse, gerek manada sadece bu filmi iin geerlidir.
Derken fotoraftaki kz -evin kz- bir hafta sonu boyutlu olarak geliverir. Ve Halil
Usta'nn suretiyle yaad isel akn iine eder. Mfik Kenter'in oynad Halil Usta
iin isel ak, araya giren somut ve bir m anada arsz sureti sebebiyle bir hasrete
dnr. Halil Usta'nn aknn, ehevilii, aknl, kimilerince tmden dnyevilii akmlk olarak alnp, "Sevmek zaman" na tm zamanlarn en 'tasavvuf filmi nvan ve
rilmesine sebep olmusa da, burada biraz zorlama vardr. Tasavvufiden ziyade Eflatun
bir ak belki de daha doru bir benzetirme olabilir. Filmin zellikle Halil'in gelinlikli
manken ve fotorafla sandalla alma sahnesi unutulmazdr. Bu arada ilerici sa -nat eit
tir toplumcu gerekilik banazlyla bakan dnemin sol aydnlar "Sevmek Zaman"n
'soyut' bulup lanetlemilerdi. Ama filmi Kartaca Film Festivali'nde gren George Sadoul, Ntre Franaise'de "Son derece byk bir snf atmasn gsteren bir film" yaz
mt.
"lmeyen Ak" Emily Bronte'nin "Uultulu Tepeler"inin bir uyarlamasdr. "Ac
Hayat" formlnn parafndan getii iin, hayli serbest bir uyarlama. Ki tpk "Ac Ha
yat" taki kahraman gibi "lmeyen Ak"n kahramannn ismi de Ali'dir. Khya'nn olu
Ali'nin ak da bata melekdir. Ama gelien olaylarla sosyal konumundan dolay ezilip
aalanma, edilgen ihtilt, ve intikamla ekillenmi ihtiras, tutku, taknt silsilesini takip
eder. Geride kalan sevgilisi Yldz ise "Ac Hayat"n Nermin'i gibi hasrete gark olmu
tur, lkin onun hasreti Nermin'inkinden ok daha katastrofiktir. E, ne de olsa kkeninde
barok bir roman yatar; ve bu barok, Erksan'm groteskiyle birleince ortaya nadirattan
bir ATD gotii kar. "lmeyen Ak"n Ali'sinin sahip olma tutkusuyla birleen inti
kama dnm ak taknts, "Ac Hayat"m Ali'sininkinden ok daha tahripkrdr. Y
kar, yakar, ldrr... Adeta ruhunu huzura kavuturmasnn tek yolu zamannda ondan
esirgenenleri ve esirgeyenleri ortadan silmektir. Unuttuumuz bir husus, bu Ali de nce
gider ve dier Ali gibi piyango zengini olarak, erkle dner. Ali filmin sonunda can eki
en Yldz' rzgrl (ya da uultulu) tepenin doruuna srkler. Ve yldz son nefesini
verir. Yapmc Ertem Eilmez tarafndan filmden karlan gerek "Erksan'n sonu"nda
ise, Ali ihtiras iinde l sabk sevgilisinin zerinde tepiniyormu. Son, hem len Yldz,
hem de onca yl zenle bytt takntsnn en nemli somut objesini, akn (!) kay
beden Ali iin trajiktir. Zaten rg iinde baz trajedi katmanlarn yaayan Erksan kah
ramanlar, genellikle tam bir trajedi kahraman gibi veda ederler. "Susuz Yaz"m cesedi
arkta yzen Osman', "Sulular Aramzda'nn zpknla vurulan Mmtaz', bir kuyuda
zerine atlan talarla ezilen "Kuyu"nun Osman', ya da vurduu sevgilisinin cesedini
kollar arasna alan "Sensiz Yaayamam"n kanserli Ayfer'i gibi.
Konusu gerek bir olaydan alnan "Kuyu" da, Erksan filmografisinin nadide stereotiplerinden biridir. Ve "Kuyu"nun kahramann ad da pek ok adan artrd
"Susuz Yaz"n kahramannn ismi gibi Osman'dr.
Osman Fatma'ya gz koymutur, ama Fatma'nn onda gnl yoktur. Kz karr,
yakalanp tutuklanr, knca bir kez daha karr, gene yakalanr, ve nc kez karr.
Osman srar ettike Fatma'nn reddetmedeki inad daha da katmerlenmekte, Fatma red
dettike Osman'n Fatma'ya ak, tutkuya giderek kr bir takntya dnmektedir. Di
er Erksan kahramanlarnn aksine, Osman'n taknts asl objesini brakp soyut bir
kavrama dnmemitir. Takntnn tek bir objesi vardr: sapna kadar somut Fatma. Ve
bu Osman'n sahip olma ihtiras da dall budakl, ucunda grece bir iktidarm durduu
C o g t o , B a h a r '9 5
275
Mehmet Atak
bir ihtiras deildir. Kukusuz bu Osman'n da bir iktidar ihtiras vardr: Fatma'ya sahip
olma ve bu noktann greceliinde iktidar olma. Osman 'Nuh' deyip 'Peygamber' de
meyen Fatma'y bir urganla balayp da bayr, dere tepe srkler. Sonunda rlplak
bir aaca balayp rzna da geer ama, yine sahip olamamtr, Fatma 'peygamber' de
memekte inat etmektedir. Tam bir kr dv. Ve sonuta Osman Fatma'ya su doldur
mak iin indii kuyuda, Fatma'nn infial halinde, kuyuya doldurasya att talarn al
tnda kalarak can verir, Fatma'nn sonu da ondan trajik deildir. Fatma Erksan'm hep
partner konumunda kalan kadn kahramanlar iinde "Kadn Hamlet" i bir tarafa bra
krsak, en ar cismi eziyete urayan olsa da, en glsdr.
"Kuyu"dan sonra bir orta metraj olan, ve Nevzat Pesen'in orta metraj "ki Gnah
sz Kz"la eklektik bir birliktelik oluturulup vizyona kabilen "Yln Kadn Deil"den
sonra plastik erdemlerini bile byk lde bir kenara brakp piyasa filmlerine ynel
mitir. Bunlarn ilklerinden, henz plastik kayglarn sorduu ve dolaysyla devasa
portre fotoraflarla bezedii "Dalar Kz Reyhan" ar yeilam parafndan geme ar
kl, yani 'melo' "Ac Hayat" - "lmeyen Ak" krmasdr. Batan sona Filiz Akn'n y
zn bir plastik malzeme olarak kulland filmdeki "Satn alnmayacak namus yoktur,
yeter ki deeri doru biilsin" sz sansr tarafndan karttrlmtr. Forml ayndr
da, Yeilam'n her trl mank snrlarn zorlayan ablonlar "Reyhan"a ciddi bir sa
killik kazandrr. Reyhan dnp dnmeyeceine dair hibir ipucu olmayan A li'sini
(Evet, bu da Ali) resm kocasna trnana dokundurtmadan bekler; Ali ok zengin d
ner, kendisine ihtilt ettiini sand Reyhan'dan intikamn almak iin kocasnn ilerini
bozup kendisine muhta duruma getirir, vey kzn batan karr ama bu Ali ifal et
mez. Ve "The End" bu sefer "Happy End"dir, stelik Reyhan'n olunun babasnn Ali
olduu anlalr. El insaf, trnana dokundurtmad gazinocu rolndeki Metin Serezli'den olacak deil ya.
Erksan be sene zarfnda ounluu Emel Sayn'la en adalsndan 10 Yeilam
melosu ektikten sonra TRT yapm be hikyeyle aslna rcu eder. Ama kastettiimiz
eski asl deil, 1974'deki Erksan'n asldr. Sait Faik (Mthi Bir Tren), Kenan Hulusi
(Sazlk) Samet Aaolu (Bir ntihar), Sabahattin Ali (Hanende Melek) ve Tanpmar'dan
(Eski Zaman Elbiseleri) uyarlad filmlerin hikyelerindeki kahramanlar Erksan'm ara
d zelliklerin pek ounu tar. Ama artk ynetmen takntda kahramanlarna be
basar duruma gelmitir. Bitmek tkenmek bilmez travelingler, uzadka uzayan sahne
ler, deforme objektiflerle bezedii plastik takntsnn kahramanlarn taknts kaybolma
dysa da geri planda kalmtr.
M cCarthy cad kazanna atlan H ollyw ood 10'larndan Lester Cole'un Daily
W orld'a "Kadn Hamlet", 1977 Moskova Film Festivali'nin en ayrk ve zgn filmiydi"
yazd "Kadn Hamlet", plastik zellikleri hayli n planda, Trk sinemasnda 'uzam'
kullanmann en 'sekin' rneklerinden biri olan bir Shakespeare uyarlamasdr. Mavi
gzl, uzun siyah sal ve cinsi latif olan Hamlet (Dier kahramanlardan sadece Ofelya
bebek yzl bir delikanl olmu, geri kalan cinsiyetlerini muhafaza etmitir), orjinal
Hamlet'in psikolojik giriftliini ve seyircide srekli gerekten "delirdi, deliriyor mu?
"yoksa "deliyi mi oynuyor" ikilemi oluturmaya paye vermemi. Babasnn intikamn
alabilmek iin sadece deliyi oynayan grotesk bir 'erkek Fatma' pardon 'erkek gibi kz"
hviyeti kazanm. Filmin plastik zelliklerine aldanmamakta faide var, nk Erksan'n dii Hamlet'i tm groteskliiyle tam da bu corafyann Hamlet'i olmu. Ama
Erksan Shakespeare'in ayn zamanda 'iir' olduunu es gemi, o korkun diyaloglar
yerine bir de bu corafyann iirini yazsa, ya da yazdrabilseydi.
276
C o g t o , B a h a r '9 5
Erksan'n halihazrdaki son sinema filmi Sensiz Yaayamam" da ilk filmi gibi ken
di yazmad bir senaryo. Ve de Erksan'n ektii ilk, bir kadnn yazd senaryo. Ayfer
baarl bir i kadndr, bir gn kanser olduunu ve ok az mr kaldn renir. Hem
gelecek aclardan korkmakta, hem de kendisini 'zayf' grmek istememektedir. Kendisi
ni ldrmesi iin bir kiralk katil tutar. Bombo bir Kbrs Oteli'nde mstakbel katiliyle
babaadr. Ama kader baclar da alarn rnekten geri durmazlar. Av ve avc birbirle
rine k olurlar. Ve av tam bir kaosa dner kim kimin, ne neyin avdr/avcsdr? Dram
rldke bir trajediye dayanr. Ama Erksan'n eski trajedilerine nazaran ok daha ithal
bir trajedi.
Son yllarda Reha Erdem (A Ay), Kutlu Ataman (Karanlk Sular) gibi umut kvl
cmlar aksa da, Erksan Trk sinemasnn halihazrdaki yegne plastik slubu olan y
netmenidir. Plastik erdemleriyle ahs (en gelimi) namnhasr ynetmenimiz Erksan'm ayrt edici bir zellii de (piyasa filmleri dnda) tematik btnlktr. Hatta ok
ayr konseptteki hikyeleri ele aldnda bile onlar bir yanlarndan kendi tematiine
ekmeyi becerir. Deli-dahi'nin sinemasnn en byk zaaf ise korkun diyaloglardr.
Trke bilmeyen biri iin Erksan sinemasn seyretmek, Trke bilene nazaran ok daha
derin estetik haz verir. eytan ayrntda gizli...
C o g t o , Ba h a r '9 5
277
T r is t a n v e Iso ld e
YA DA
l m c l E ros
Mehmet Ergven
1.
Balangcndan bu yana lmn glgesiyle beslenen eros, insanolunun kanl
m az sonuna kar at gizli ve o lde trajik bir savatr aslnda. Tarihncesi m aara
duvarlarnda tank olduum uz resimleri anmsayalm: Cinsel organ uyarlm durum
daki erkek, lme meydan okumaktadr bylece. lml olduunun bilincine vard
andan itibaren animal synbolicum iin cinsel etkinlik ile igd arasndaki ba giderek
kopm aya yz tutmutur; bundan byle, fantezilerin devreye girdii bir tutku sz konu
sudur artk. Baka bir deyile, remeye ynelik cinsel yaknlamada, neslin devamn
ngren doa yasas alm olup, bambaka kayglar (saplant?) gndemdedir imdi.
N e var ki, erotik etkinliin eytani (diabolisch) olanla ayn payday blmesi,
znde Hristiyanln armaandr bize. Buna gre te-dnyada korku ve deheti tem
sil eden eytan ile erosun birlikte ele alnmas yolundaki yaygn inan, sonuta cinsel
tutkuyu bir tr lmle hesaplamaya evirmitir - eros, lme meydan okumadr. Bu
balamda faniyyet, homo sapiens'ten gnmze kadar kadn erkek ilikisini ynlendiren
bir kavram olarak karmza kar. Her orgazm , hazzm doruuna ulaan insan iin, va-
C o g t o , B a h a r '9 5
279
Mehmet Ergven
280
C o g t o , B a h a r '9 5
men hepsinde bu kartla ilikin snr izgisinin kesin bir biimde belirlenmi olduu
nu grrz. Bu balam da Tristan, Romeo ve Mecnun gibi klarn sonu, "kk
lm'Te (orgazm) yetinmeyen erotik yaantnn grkemli servenidir; petit mort, nihai
sona meydan okuyan bir tutku karsnda biyolojik yaamn dar kalplarn ap, evren
sel (tinsel) bir boyut kazanmtr bu rneklerde - eros, kanlmaz son karsndaki ayr
l sonsuz birliktelie evirmek zere lm kendisine katk etmitir; son, bitmeyen bir
balangca dnmtr bylelikle. Erosla gelen lm, Maurice Blanchot'nun son saatle
ilgili olarak vurgulad paradoksu anmsatr bize; son nefesiyle yalnz dnyay deil,
lm de terkeder insanolu - te-dnya, nihai sonun iptal edildii yerdir. lmek, a
kn lmszln gvenceye almann yegne zmdr; byk klar, tutkularna
sonsuzluu bahetmek iin bu dnyaya veda ederler. lmle gelecek son, tehdit unsuru
olmaktan kp, "sonrasz imdi"nin hizmetine girmitir usulca; bu ise, lml bedene
kar, tutkunun sreklilii adna kazanlm zaferden baka bir ey deildir.
2.
Ben seni beklerken lmem ki..
Beklersem.
zdemir Asaf
Sabahattin Eyubolu, en beendii ak tanmn Hasanolan kynde bir vatan
datan duyar: "Sevdiine kavuamazsn ak olur." Acya dnen bekleme, lmcl
erosun nkouludur; beklemek, lmle sonsuzlua ulaacak tutkulu birliktelie yeryzndeki katkdr burada. Bu nedenle gen klar iin vuslat bir topyadr oun; nk
erotik yaanty lm deil, yaarken kavuma bozar. Kavuamamak, te-dnyay tem
sil eden lmn yaamdaki rneidir. Bu anlamda beklemek (acya tahamml), lm
saatini bilmeyle eanlamldr, vice versa. Bir baka deyile, lm, son nefesin verilecei
an' bilip bekleme ve ac, tarihe mal olan byk ak yklerinin deimez sacayan
oluturur daima. Son saate ilikin bu bilin, yazgsna egemen olan an lmsz (tan
rsal) bir gce sahip olduunu gstermektedir bize; Tristan, solde'ye kavuuncaya dek
lme direnmeye alr: "Carhaix'de Tristan gnden gne kuvvetten dyordu. Hep
seut'y bekliyor, baka hibir eyle avunmuyordu. lmemesinin sebebi de onu beklediindendir. (...) Ah dostum, siz ldm haber alnca lrsnz eminim. Akmz y
le bir ak ki, ne siz bensiz lebilirsiniz, ne de siz yanmda olmadka ben lebilirim."
Ayn izlek, farkl bir biimde Leyl ile Mecnun'un yksnde de karmza kar; ak,
sonu lmle biten umarsz bir bekleyitir; seven kii iin "yaarken mezarna kendisi bir
ta olur" diyen Mecnun, gerek ak kavuma ncesi yaar:
Gerek seven akna zleminde kavuur
Gece gndz dleyip yok olan var sayar
lmcl akta tenin tenle bulutuu yegne yer mezardr; nk asl ve kalc olan
ruh birliktelii gkyzndedir. Bu yzden, Leyl'nn lm haberini alan Mecnun iin
tek kar yol "lmszlk lkesi"dir:
Yolun benim de yolum lmszlk lkesi
rnek olarak senin aka can veriinden
Ancak Tristan, tpk Gawain veya Kral Ban gibi, bir noktada Mecnun'dan ayrlr; o,
C o g t o , B a h a r '9 5
281
Mehmet E rgven
282
C o g t o , B a h a r '9 5
zaman daha tutarl ve salam bir varolu gerekesine sahiptir. Mutluluun ayrca ta
mamlanmaya ihtiyac yoktur; mutsuzluk ise doldurulmay bekleyen bir boluktur zn
de - katharsis'in dntrmek zere hesaplat nesnesi (muhatap) acz'dan baka bir ey
deildir. Sanatn bys, lm mutlu son ile zdeletiren gcnde yatar; bu yzden,
lmcl erosun en inandrc olduu yer, gidimsiz dildeki snadr. Hibir eyin asl,
lmcl eros kadar temsiline yenik dmez; te-dnyadaki mutlu birliktelii inandrc
klan, klarn bunu hak edecek denli snrsz bir tutkuyla birbirlerini sevmi olmalar
deil, bu tutkunun gidimsiz dille ifade edilebilmi olmasdr sadece; nk bizim iin
belirleyici olan, onlarn gkyzndeki yeni yaam deil, yine Maurice Blanchot'nun de
yiiyle, "lmde varln srdren hayat olarak dil"in gerekliidir.
3.
Kimse baaramaz dlerde glmeyi, gelgelelim
lmeyi de, bak, ite bunca yakndr glmek, lme
Hermann Broch
Richard Wagner, 1854 ylnda Franz Liszt'e yazd bir mektupta ilk kez Tristan'la
ilgili projesinden sz ederken, en byk mutluluk olan ak hayat boyunca tadamam
olmaktan yaknr - "dlerin en gzeli" olan ak, ona gre sonu gelmeyen bir zlemdir;
nk amacna ulaan her zlem, sonuta en byk haz kayna olan lmle noktalan
maya mahkm yeni bir zlemin balangcdr sadece. Ak, insan "imknsz olan"la he
saplamak zorunda brakt srece soylu ve byktr. Ayn sorun, Wagner'in iki yl
sonra -Tristan iyice biimlenmeye balamtr artk- bir baka dostuna yazd mektupta
yine gndeme gelir: "Ahlaki bir davran, fergat kavramndan farkl bir ey olarak d
nebilir misin?" Byle bir durumda gnah, akn gereksindii acya zemin hazrlamas
bakmndan, bir engel deil, "imknsz olan"m gvencesidir. Mutlu son, znelerini (mu
hatap) aramzdan birine indirgeme yoluyla, en soylu tutkuyu bile sonuta sradanla
mahkm eder - snrsz tutku, ancak lmle dzle kan bir amazdr.
Aslnda kin, zina ve tutku zerine kurulu bir ak yks, btnyle kiilerin i
dnyasnda olup bitenlere ynelmedii srece, her an Yeilam melodramna dnme
sakncasn getirmektedir beraberinde. Bu nedenle lm sezgisi, dile getirilemeyen bir
ey olarak, Tristanda hep n plandadr; bylece varlk gerekesini pekitiren mzik, yal
nz kendisinin aracl ile aktarlabilen zorunlu bir ifade aracna dnmtr. Cosima'nn 11 Aralk 1978 tarihinde gnlne dt not, bu balamda ilgin bir ipucu
dur; Wagner, Cosima'ya tek cmleyle Tristan'daki temel sorunsal zetlemitir sanki:
"Gnahn ateiyle yanp kavrulan bir ift; itiraf etmeseler de, tek k yolunun lm ol
duunu hissediyorlar." te yandan, zlemin fanilie mahkmiyeti, daha uvertrden iti
baren, mziin baat zelliini tedirgin ve her eyin bolukta yzd bir atmosferle s
nrlandrm gibidir. Harmoni Bilgisi (1911) adl kitabnda bu konuya deinen Arnold
Schnberg, uvertrdeki la minr tonunun, tnlarda sz konusu olan kesime noktasn
hayali ve sahicilikten yoksun klarak, Tristan'm gereksindii belirsizlii (gerek
le/e/ meyen zlem) mkemmelen yansttn sylemitir.
Btn bunlar, giderek szl iletiimin anlamsz hale gelmesine zemin hazrlar so
nuta; iki an arasndaki diyalogun yerini monolog almtr - konuurlar, ama hibir
szcn anlamsz ses yn olmaktan te ans yoktur artk. lm sezgisine kaytsz
teslimiyetin yol at edilginlik, bir tr kader birliidir burada. Tristan iin opera tan
mna kar kp, eylem' i (Handlung) ngren Wagner, bir bakma bu geree k tut
maktadr; sz diliyle bile anlama olanann yitirilip, gndelik edimlerin nerdeyse si
C o g t o , B a h a r '9 5
283
Mehmet Ergven
284
C o g it o , B a h a r '9 5
konusudur. (Bir baka deyile, A1ve X2 nin ortak bir yan olmayp, A1 ve A3 olarak ifrelenemezler.)
Bu balamda hem 'kapal', hem de 'ak'tr biim; 'kapal'dr, nk iki ve b
lml ema, biim aktarmnn temel modelini oluturur (A1B A2 ve X1 X2); 'ak'tr, n
k yan yana olmayan kesimler birbirinin iine girerek, snrlar belirsizlie srklemi
tir. ift-anlaml ksmda (A2 ve X1) c motifi A2 nin sonunu olutururken (A1 in benzeri),
ayn durum d motifinde de X1 iin (X2 ye edeer olan) geerlidir. Para iki defa sona
erer; birinde, stlendii ilevi yerine getirir, dierinde ise bundan farkldr. Bu durum
da, biim paralarnn ift-anlaml yahut birbirinin iine girmesi sonucu, eer dikkatli
dinlenmiyorsa, -tiyatroda kanlmaz bir eydir b u - biimden yoksun bir yap izlenimi
uyanr bizde. Ancak, burada sz konusu olan 'biimsizlik' alabildiine ayrmlam bi
imden baka bir ey deildir."
Dahlhaus'un ikinci perdedeki "byk sahne"yle ilgili bu zmlemesi bir dizi ipu
cu veriyor bize. Aslmda son derece kat bir biim disipliniyle ilenmi olmasna karm
amorph izlenimi brakan yap -VVagner'in "mziksel biimdeki g izem "i- kartn ieren
kavramla ya da duygularn ancak saydam (biim siz/lik) bir d o k u aracl ile aktarlabildiini ortaya koymaktadr; yeryz/gkyz, haz/ac, diyalog/monolog vb. btn
bu kavram iftleri, kartlar arasndaki seenein ou kez brnden mutlak fedakrlk
pahasna gerekleip, bunun da tek ynlle (tkzlk) mahkm edilen iletiyi peinen
geersiz kldn gstermektedir. lmcl erosun temsili, zddiyyetin giderilmesinden
ok, bir eyin kartyla kabul (onay) ilkesi zerine kuruludur. Buna gre boalma (or
gazm), son nefes ile douu birlikte ifade ettii srece lmcl erostan payma deni
alr. Philippe Aries, Bernini'nin Azize Theresa'yla ilgili resminden sz ederken, bu para
doksal an'a ilikin somut bir rnek verir. Bernini, Theresa ile Tanr'nn mistik birleme
sini konu alan bu sahnede, lm esnasndaki sarslmay orgazmla yaanan kaslmaya
balayp, bunlarn ayrld noktay usulca iptal etmitir. Hazzn doruk noktas ile l
mn birlikte yaand tutku, yalnz partnere deil, ilikinin kendisine de gizemli ve
tanrsal bir g baheder. Bu anlamda lm, erotik tutkunun sonu deil, sonsuzluun
gvenceye alnd yerdeki balangtr; kendi ykmn hazrlayp, ona ulama yolunda
ki snrsz arzu, btnyle yaant ieriinin ilgi alanna giren bir varolu biimidir bu
rada.
Biimsizliin eiine gelinceye dek ilenen kusursuz biim, giderek lmcl erosun
kahramanlar arasndaki ilikide ben ile sen ayrmn geersiz hale getirmitir. Bu neden
le Tristan ile solde'nin diyalounda bir eyler sylenir, ama kimin ne syledii nemini
yitirmi olup, hi kimse azndan kan szn mutlak sahibi deildir - birinin syledii
pekala tekine de ait olabilir, ve sonuta hibir ey deimez. VVagner'in biimi dolayl
yoldan ilga eden mkemmeliyet tutkusu -Tristan'da biim ieriktir, vice versa- sonuta
szcklerin de anlamdan yoksun bir ses ynna dnmesine yol amtr. Byle bir
durumda canllar iin tehdit unsuru olmaktan kan lm, tzdnm bile deildir
nerdeyse - sevgililerin lmle gidecekleri bir yer yoktur; nk onlar hibir yerdedir
zaten. lmcl erosun mziindeki paradoks, suskunluun sesini araytr; ne var ki,
hibir ey mziin varlk gerekesi iin bundan daha inandrc deildir; nk szn
tkenmedii yerde mzik fazladr.
Tristan, lmcl erosun temsilinde en fazla kulaa ihtiyacmz olduunu gsteriyor
bize.
1995
C o g i t o , B a h a r '9 5
285
A u s c h w it z B r K u r u m m u ?
Uur Kkden
C o g t o , B a h a r '95
287
UurKkden
Ilk ilkyaz esintisinin altnda, her eye karn tohum atlyor; yreimdeki nisan
topra kabaryor sanki. Gnele birlikte, gllerin stne oturan pus katman dalmak
ta. Ge bakyorum: uzakln, sonsuzluun rengi maviyle kapl. Ayn zamanda rahatl
n, dinginliin.
Bununla birlikte kulamda sert bir ses: "Auschwitz'e geri dnmek mi, asla!" Ya
rm yzyl sonra bile, oray grmeye dayanamyor insanlar. Kamptan sa kmay baa
ranlar...
* * *
Bir oda.
Plaszov'da, belki Oranienburg (Kuzey Berlin)'da ya da Dachau yaknlarnda bir
oda. Gece. Kar ve rzgrn gc!
Be kollu bir yahudi amdan yanyor, masann stnde. Odaya gece ve sessizlik
egemen. Gece, Almanya'nn stne reklenmi. Tm Avrupa'ya gece egemen. Gecenin
o yadsnamaz gc! Avrupa'nn karanlk, souk, rktc yeni "Ortaa"! nsann "in
san"! arad zor zaman dilimi!
Bir sre sonra mum bitiyor. Snen mumun isi tavana doru ykselmekte. Ayn sa
atlerde, Avrupa'nn birbirinden deiik ve birbirinden uzak nice yresinden kalkan bir
dizi kmrl tren, ofluya puflaya Polonya'ya -Auschw itz'e- doru yol almakta. Gece
nin iine buhar ve duman kusarak, ddyle sessizlii krbalayarak ve her kilometre
de belli bir umudu tketerek var noktasna biraz daha yaklayor.
Ayn zamanda yolcularn alabildiine hrpalayarak, tketerek: ncelikle ok yal
lar, ok genler ve ok zayflar...
Kar yayor. Karanlkta uzayan, uzaklarda birbirine karan raylar kar altnda. Kar
iinde orman. Ormann sessizlii rktc.
Youn lokomotifin iki zayf n , kar tanelerini aydnlatyor ve onlara yeni ge
ometriler kazandryor. Biraz ilerde ldaklar, gzetleme kuleleri, Tasmal kpekler. f
keli, sinirli hrldaylarla havlayan kpekler. Gslerinde aprazlama asl mitralyzleriyle yeil giysili Alman askerleri. Hepsi de hareketli. Oraya buraya kouturuyorlar,
kar altndaki geni alanda.
Ve, dikkati eken biimde azlarm mendille kapatan subaylar. Yakalarnda l
kafas iareti bulunan SS subaylar. Havada tiksindirici, tuhaf bir duman! Uzaktan uza
a, havaya bu duman pskrten kare kesitli, kt frn bacalar!
Yank et kokusuna hayvanlar bile dayanamyor. Kamp bekisi SS subaylar da. Bu
nun iin azlarn rtyorlar.
zellikle akamlan tuhaf bir koku duyuluyor, yok etme kamplarnn evresinde. O
"belirleyici" koku! Rzgr hep ayn ynden estii zaman, zellikle. Gl olaslkla, do
ann ilk seslenilerinin duyulduu ilkyaz akamlarnda. Kimi zaman youn ve kapkara
bir duman, kimi zaman hafif ve klrengi...
Kamp girilerinde, demir harflerle kapnn stnde yazlm nl uyar: "almak
zgrlktr!" Ama, onun da stnde yer alan Hitler kartallar! Hitit kartallarnn yz
yllar sonraki gln ve ad bir kopyas!
K afanda, farety rengi kstl kta, kamp orkestras kendi Wagner mziini
alarken, tutuklulardan oluan takmlar, yani "alma komandolar", kampn ana yo
lundan karak gnlk iyerlerine doru yryorlar. Kouya yaklaan hzl bir yry
bu! Alalm, aalanm bir insan malzemesinin, herhangi, sradan bir gn, balayan
gn!..
288
C o g t o , B a h a r '9 5
Kendi kurallar, ilkeleri, zel aamal dzeni, stnl, dknl, gc, korku
su, rml, yayd dehet, hizmet ve gvenlik kadrolar, benimseyip kulland
kendine zg szckle, gerek yaamn uzanda bir toplum. Auschwitz!
iinde, siyasal tutuklulardan rksal tutuklulara dek her eit insann yer ald zel
bir alt-toplum. Alt-rk. Onlar yaptklar eyler iin olduu lde, olduklar eyler iin
de sulular.
***
Ve, duman!
Sinagogda yaklan mumun snmesiyle tavana doru kan duman; yok etme
kamplarna gelen trenlerin salverdii kara duman ve ge ykselen, uursuz yksek
baca duman -kamp tutuklularnn beden ve ruh olarak zgrle ulaabildii son k
noktas.
Bunlarn hepsi de geceye boalmakta; istenmeyen varlklaryla evreye, d gr
nme glge vurmakta. Aslnda, zamana dm byk bir glge! nsann tortusu, bir
bakma!..
Auschwitz'in Kamp Komutan Amon Goethe, karsndaki uzun boylu, gl g
rnml, iyi giyimli Hristiyan Almanla konumakta. kisi arasnda "g" stne bir
tartma sryor. ldrme gc ya da balama gc stne.
ekoslovak asll sivil Almann parmaklar elmas yzklerle dolu. Yakasnda altn
dan bir parti rozeti seiliyor. Kendini kabul ettiren tavr iinde, zgvenini zellikle da
vurmay baaran bir kiilik sergilemekte. "Diplomat" olduu lde gzpek ve atlgan.
Hem boluklar gren, frsatlar zamannda ve iyi deerlendiren bir grmeci, hem de
yerinde sesini ykseltmeyi baarabiliyor. stnden, evreye, bir arada szan ttn ve
parfm kokular gibi.
Ardndan, Komutan Goethe'n konumay deerlendiren ve noktalayan son szle
ri: "Keke, ben de sizin kadar zgr olabilsem!.."
te yandan, Komutan'm oda hizmetisiyle olan konumas da ilgi ekici. Tutuldu
lar arasndan rastgele setii bu gen kadna, Helene Hirst'e yaklamay denerken, ona,
"Yalnzlna dokunmak istiyorum, der; burada ikimiz de yalnnz!" Ardndan, dayakla
hrpalanan bir kadn.
Yalnzlk ve dayak! Roma Tanrs Janus gibi, ite Komutan'm iki ayr yz!
Kukusuz bu ya da benzeri szler, Kamp Komutan'nn -bu insans hayvann vah
iliini, acmaszln- gnlk tavrn deitirmiyor; tersine, pekitiriyor. Daha bir kat
ortaya karyor.
* * *
C o g t o , B a h a r '95
289
Limbourg dolaylarnda bir ormanda hibir sra ve bilgi olmadan st ste ylm ve muambalara sarl bulunmu onbinlerce i
291
UurKkden
Auschwitz'de, imdi, u anda bile, scaktan /yaamdan gelmi birisi iin, lm bir
bakma "imdiki zaman" hali. Yani gzler nnde. Somut, elle tutulmakta. Bir eit
"lm kombinas" bu kamplar, ilevsel olarak.
Gemite, Krupp A.G.'n mhendislik birimlerince tasarmlanan/projelendirilen
toplama kamplar, temelde, nesnel ve bilinli bir yaklamn rn. Aklc, matematiksel
ve soukkanl bir seim. Zaten ilk kamplarn ilk tutuklulara ina ettirilmesi de, bu gere
i vurgulamyor mu?
Otuzlu yllarn banda ve sonunda kuruluu ngrlen bu kamplarn iki amaca
hizmet ettii, gnmzde artk iyi biliniyor: bunlardan biri, Alman sava ekonomisi iin
(el konulan mallardan altn di ve yze dek her eit geri kazanmla birlikte) etkin ve
ucuz igc salanmas; dolaysyla, hedef kitle ou kez yabanclar. yle ki, igal altn
daki lkelerde srdrlen, Almanya'da almak zere szmona gnll ii toplama
kampanyalar, bu yaklamn en ak ve canl rnei.
kinci, asl uursuz amaca gelince, o da, istenmeyen ya da siyasal/ideolojik anlam
da gereksiz kiilerin yok edilmesi; yani, "sfr zm" olarak tanmlanabilir. Unutulma
mal ki, bu ikinci ama gnmzde de, ama deiik biimlerde, varln gene srdr
mekte. Kimi yar smrge ya da az gelimi lkelerde szgelimi, kimi askeri diktatoryalarda, igal altndaki topraklarda (Filistin'de, Bosna-Hersek'te) ve rk ayrm siyasasnn
kendini ar lde duyurduu lkelerde; ya da, kabileleraras ilkel -am a, ayn zaman
da kkrtlm- bir ikymm yaand "modern" Afrika'da.
Hitler ynetimini balangta gizliden gizliye, daha sonra kaytsz koulsuz destek
leyen Krupp A.G.'m projeleri, ozalit kopya biiminde, tam boy ve tm ayrntlaryla, bu
gn Auschwitz'de sergileniyor.
Benzer ekilde, Bayer-Leverkusen Konsorsiyomu'nun ila deneyimleri belgeleri de.
ift alev iaretli SS'lerin ba Himmler'le kampa ka kez gelen bamhendis Faust
-o da ruhunu Hitler'e satmt, Mefisto yerine- kolay kolay unutulabilir mi? Bellekler
unutsa bile, belgeler/fotoraflar unutur mu? Balar m?
Tm bu yaayan -ve, yazk ki sregiden- gemie bakarak toplama kamp gerei
ni anlamak; bir anlna bile olsa, younlatrlm bir zaman diliminde bu ac veren ger
ei duymak, alglamak; -souk bir rperi iinde- bir eit yeniden yaamak olas.
* * *
Kukusuz, Auschwitz, yzylmz iin bir utan uygulamas. Bir bilin karas. Bat
uygarlnn "eksileri"ne eklenecek son olumsuz notlarndan biri de o! Yani, Bat'nm be
lirli bir alkanlnn davurumu.
Ne var ki, Auschwitz, belli bir zaman diliminde, belli bir corafyada, belli bir rka
kar giriilmi, yalnz onun ortadan kaldrlmasna ynelik toplu bir yok etme uygula
mas deildi. Grnen, gsterilen, anlatlan "bu" olmakla birlikte, asl "gerek"in o ol
madn ge de olsa rendi insanlk.
Oysa, asl sorun, rk, din, kltr, uygarlk emberi olarak birbirinden ayr topluluk
larn birbirine uygulad acmasz yok etme siyasas. Zaman amna uramayan insan
lk suu, asl bu! Kzlderili kym, yzyllardr kanayan zenci sorunu, deiik biimler
de varolagelen klelik, Filistin'in yaad -deiebilir, deiecek- yazg, Bosna ve Kaf
kasya'daki son din savalar, btn bunlar hep ayn gerein deiik yzleri deil mi?
Bu nedenle, Auschwitz, Avrupa anakarasndaki en byk Nazi kamp olmakla bir
likte, gnmzde artk bir anlayn/uygulamann cins ismine dnm durumda. n
sanln uzun ve sancl tarihinde nice yerde, ne ok "Auschwitzler" olagelmi! Gney
292
C o g t o , B a h a r '9 5
Afrika Cumhuriyeti corafyas, szgelimi, ok yakn bir zaman nceye dek, usuz bu
caksz ve telrgsz bir "Auschwitz" deil miydi?
Aslnda, gncelliini hep koruyor grnen biricik yakc soru u: nsanlk iin
"Auschwitz"lerin sonu geldi mi? Byle aypl bir sayfann kapandn sylemek, yazk
ki, ok zor! Dahas, kurbanlar, kolayca zalimlerin yerine geebiliyor. Dnn "Yahudiler"i, bugnn SS mangalar! Hitler kartallarnn yerini de, beyazl-mavili bayrak stn
deki alt keli Davut yldz alm durumda.
Acl bellei srekli besleyen dehet srp duruyor, yal gezegenimizde. Yalnz
isim, yalnz corafya deiik. Biraz da kapsam, belki. O da, bar zaman koullarnn
zorunlu sonucu olmal.
yle ya, Auschwitz ordaysa Filistin ve Bosna kamplar burada! Trkiye'ye gelince,
son iki merkezden eit uzaklktaki noktalarn geometrik yeri stnde.
Gemite, evredeki yakn ky ya da kasabalarla kamplar bir "btn" oluturmak
tayd. Biri brnn varln anlayla karlyor, birbirlerine katlanyorlard. Gerekte,
"toplama kamp" reten bir toplum iin, kampn ii ve d diye bir ayrm zaten yapla
maz. Eer bir ayrm olumusa, o zaman ikisinden biri -yani, yerleim merkezi- hemen
ortadan kalkar. Tpk, Auschwitz kampnn yanndaki Osviecim kentinin (Polonya) ba
tan aa yklmas, yokedilmesi gibi. Ya da, kamp dumannn tttn gren, kokusu
na dayanan Dachau ve Buchenwald (Almanya) kylerinin varln, balln -dolay
syla, suskunluunu d a- srdrmesi gibi.
Savan bitiminde, Polonya Yksek Mahkemesi'nin Varova'da sren durumalar
srasnda, birden ok kamp komutan, Ekonomi Brosu (tutuklu ii altran sanayi ke
siminin planlama grubu) sorumlular, SS komutanlar ve teki silahl kamp kadrolar,
gardiyanlar, hepsi de, "Emir almtk!" diyerek dnemin Nazi siyasasn ve st dzey
ynetimini sulamlard. Savunmann en nemli dayana, silahl, bu szcklerdi:
"Emir aldk!" Yani, kiisel sululuun reddi.
Yllar sonra, bugn, srail Mahkemesi'ndeki sanklar da benzer bir savunma yap
yorlar. Halil kentindeki brahim Camii toplukymnm sanklar da. O halde ne deiti?
C o g t o , B a h a r '95
293
F e l s e f e " o c u k O y u n c a i"
Olm ali
kr Argn
294
C o g t o , B a h a r '95
kr Argn
Sakn btn bu szlerden, felsefeyi "ocuklarn bile anlayp, uraabilecei" basit bir
etkinlik olarak grdm sonucu karlmasn. Kukusuz, felsefenin son derece karma
k bir dnce etkinlii, sk bir bilgi birikimine ve yaam deneyimine sahip olmay ge
rektiren, son derece disiplinli bir dnce alan olduunun farkndaym. Sylemek iste
diim, sadece ve sadece, felsefenin ciddiyetinin ancak ocuksu bir ruh haliyle uyuabil
dii ve yetikinleri felsefeden uzaklatran eyin de, her eyden nce bu ruh halinin yiti
rilmesi olduudur. Bu nedenle, yetikinler olarak bizlerle felsefe arasndaki uzaklk, ba
na, bir bakma kendimizle ocukluumuz arasndaki mesafeyle llebilirmi gibi gr
nyor. yleyse bu yaznn bandan beri kendimize sorduumuz sorunun yantn, o o
cuksu ruh halinin zelliklerinde, hatta bunlardan sadece birinde arayabiliriz, sanyo
rum.
"ocuksu ruh hali" dediim eyin bu temel zellii, sanrm ksaca "merak" olarak
tanmlanabilir. Gerekten de, ocuu felsefeyle buluturan ey, aslnda bir tr "arma"
duygusudur. Baka bir deyile, ocuu kendi apnda bir filozof klan, grd eylere
hayretle bakmas, hemen her yer ve her durumda kendisiyle nesneler, olaylar arasna
kanlmaz bir soru iareti koyma eiliminde olmasdr, diyebiliriz. Yetikinlik ise, insa
nn iinde yaad dnyaya "alma" s, bu dnyay ve bu dnya iinde bana gelenleri
"kanksama"s srecidir, bir bakma. Bir bakma, "soru sormaya", "armaya", "merak
la kvranmaya" yazgl bir varln kendini unutuudur bu. "Ay havadayken nasl olup
da dmyor?", diye soran ocua glp geiimizi dnn bir kez, burada asl neye
"glp" neyi "getiimiz" zerinde dnmemiz gerekmiyor mu?
Ksacas, yetikinlik, ocuklukta kafamz kurcalayan sorularn yantn bulmak bir
yana, tam da bu sorular unutmay renmektir aslnda. Baka bir deyile, yetikinlik,
insann, iinde merakla kvranan; hayat ve lm, ldkten sonra insana ne olduunu,
ayn havadayken nasl olup da dmediini, gnein neden hep ayn yerden doduu
nu merak eden ocuu, yani kendi iindeki kk filozofu sorularyla birlikte ldrme
sidir aslnda. Zaten filozof da, her naslsa kendi iindeki "ocuu" koruyabilmi bir ye
tikin deil mi?
Bir yerde Tolga Yarman yazmt: "ocuun konumaya balamasyla beraber, hat
ta daha nce evresini ve doay alglamasna dair verdii iaretler, aknlk yaratacak
derecede 'mantkl' olmaktadr." stelik Yarman, burada trnak iine ald mantkllk
niteliinin "bilim ltlerimiz"e uygunluk anlamn tadn bile iddia eder. Yani ocu
un evren iindeki ve karsndaki duruu, sadece merakl bir tavr iermesi bakmndan
deil, gerek anlamda sorgulayc bir kaygy ve tavr iermesi bakmndan da filozofunkine benzemektedir. Bu, bana yllar nce okumu olduum, imdi kaynan anmsayamadm bir makalede dile getirilen grleri artrd. Bu makalede, mantk ilkeleri
nin doutan m geldii, yoksa sonradan m edinildii sorunu tartlyordu. Yazarn, bu
klasik soruna yaklam, hatrlayabildiim kadaryla son derece arpcyd. O, "zde
lik", "elimezlik" ve "nc halin imknszl" gibi klasik mantk ilkelerinin akln a
priori donanmlar olduunu; yani bunlarn renme sonucu gelien zihin yetileri ol
madn, tam tersine doutan getirildiklerini savunuyordu. Daha da ilginci, yazara
gre, toplumsal hayat iinde ocuklara mantk ilkeleri deil, tam tersine bu ilkelerin
hangi koullarda ve nasl inenecei retiliyordu. Ksacas, geni anlamda eitim, as
lnda ocuklarda zaten varolan mantkl dnme yetilerini unutturma srecinden ba
ka bir ey deildi, yazara gre.
Btn bunlardan benim karabildiim sonu u: Felsefe, renilmesi gereken deil,
2) D oay A lgla y m z d a ki G elim e: Bilim Eitimi ve Sorunlar, ktisat dergisi, Nisan 1987, Say: 269, s. 34-44.
296
C o g t o , B a h a r '9 5
unutulmamas gereken bir eydir; ya da yle diyelim: Bir "meslek" deil, "yazg"dr
aslnda felsefe. Varln kendi kendini unutuuna kar bir tr direnitir. Toplumun r
gtledii bir gndelik hayat illzyonu iinde kaybolmama, uucu ayna oyunlarnn
artmacalarna almama, onlar kanksamama, etrafna ve kendine ocuksu bir merak
ve aknlkla bakabilme yeteneini asla kaybetmemedir. Kesinlikle bir "meslek" deil,
zira gndelik olann hrgr iinde bir felsefe profesr de, tpk dier yetikinler gibi
felsefeyi unutabilir. Kesinlikle bir "yazg" bu; toplumsallama denilen srecin u ya da
bu ekilde baarsz olduu anlarda yzmze glmseyen, inatla soru sormaya devam
eden ocuun, o kk filozofun ayak direttii bir "yazg".
yleyse, felsefe gerek "sahiplerine", yani ocuklara geri verilmeli. Yetikinler iin
felsefe dersleri dzenlenmeli, ama ilk derste bir tr Sokratik "maieutike" yntemiyle on
lara ocukluk hatrlatlmal. Yaznn banda szn ettiim haber bu adan son derece
sevindirici. Umarm Milli Eitim duymaz ve mdahale etmez. Bu tartan, soru soran,
"neden"leri arayan ocuklar bizim gemiimiz, umarm biz onlarn gelecei olmayz.
C o g t o , B a h a r '95
297
E m m a n u e l L e v in a s U z e r n e
Ahmet Soysal
Emmanuel Levinas'n dncesi uzun sre bir yar gizlilik iinde kaldktan sonra
1970'lerin sonundan balayarak gitgide tannd. Oysa Levinas, kinci Dnya Sava n
cesi Husserl'in fenomenolojisini ve Heidegger'in dncesini Fransa'da tantanlarn ba
nda gelmiti. rnein Sartre, bu gndermelere ynelimini Levinas'n abalarna borlu
olduunu sylemitir (bkz. Situations IV, Merleau-Ponty vivant).
Ge tannmasnn nedenlerinden biri, ilk temel yapt Btnlk ve Sonsuz'un ancak
1961'de ve Hollanda'da (Husserliananm yayncs Martinus Nijhoff'da) yaynlan olsa
gerek. Dier bir neden ise Levinas'n kinci Dnya Sava sonras niversite kurumunun
uzun sre dnda kalmas (1964'e kadar) saylabilir. Belki de bir neden daha, Levinas'n
dncelerinin zellikle 60'l ve 70'li yllarda egemen ve moda olan yapsalcln, ve Fo
ucault, Althusser gibi filozoflarn dncelerinin glgesinde kalmasdr.
Levinas'a etkin biimde ilk deinenlerin arasnda Maurice Blanchot (bkz. L'Entre
tien infini) ve Jacques Derrida (bkz. L'criture et la differenceda, Volence et mtaphysique)
saylabilir.
Husserl ve Heidegger'i sadk biimde tantan ilk metinlerinden sonra, Varolutan
Varolana yaptndan balayarak kendine zg tema'lar sergilemitir Levinas. Elbette
bu tema'larn ayrntsna burada girmemiz olanakszdr. Ama Levinas'n dncesinin
doruk noktasn belirtebiliriz: znenin bakas iin sorumluluk olarak betimlenii. Levi
nas iin etik, ontoloji'ye -varl hedef alan dnceye- gre birincildir. Bylece Levi
nas, Heidegger'in ama belki de btn Bat dncesinin -ya da Yunan kkenli olarak
Felsefenin- karsnda yer alr: nk Felsefe "Varlk nedir?" sorusuyla balayp, Ego,
Btnlk, Doru, Bilgi, Ayn gibi kavramlara ayrcalk tanyarak, insan znesinin bun
298
C o g it o , B a h a r '95
lardan koptuu, her eye -rnein bakasnn lm ne- ve zamana maruz kald, ama
en bata baka insana kar edilgin olduu durumlar yadsr ya da grmezlikten gelir.
Bakasna kar bu edilginlik (ki benim onun yerine gememdir, onun tutsa olmam du
rumudur), Levinas iin Varln "bencil" ve "sava" gereklikleriyle aklanamaz. Bu,
bakasnn yznden bana emir verip beni ben klan -krlgan bir b en - ve hibir kavrama
smayan bir aknlkla, ya da sonsuzla (ya da yi'yle, ya da Mutlak'la - Tanryla) anlatlabilir. Bakasyla -ve onda emir veren Tanryla- bu iliki, Husserl'in dnyann kuru
luunu anlatmak iin ne kard mutlak zne ile nesnelerin verili kipleri arasndaki
ynelimsel (intentional) badan ayr bir ilikidir.
Levinas'a gre Varln dzeni, daha ncel bir durumu belirten etik'den ilerigelir.
Bylece ilk soru "Varlk" ya da " z" deil, Bakas'dr. Husserl ve Heidegger'in syledik
leri yalnzca Varlk sorusu iin geerlidir, ama Baka'ya yeterince yant vermedii iin
eksiktir. Heidegger, Varln n anlayna sahip Varoluun (Dasein'm) zamansalln
ve sonluluunu byk bir yetkinlikle ortaya karmtr, ama etik boyutun birincil nite
liini grememitir (ki Nazizmi benimsemesinin bu krle yabanc olmad dn
lebilir - bu noktada Levinas'm Yahudilii ve Litvanya'daki ailesini kinci Dnya Sava
srasnda toptan kaybedii anmsanmaldr; ayrca bu anmsatma, Levinas'm genliinde
hayranlk duyduu Heidegger'le zor ilikisine k tutacak niteliktedir). Husserl ise, Le
vinas'm Franszcaya evirmi olduu Descartes' Meditasyonlar'm 5.sinde (1929), Bakas
deneyiminin dnyann kuruluundaki temel niteliine etraflca deinmitir, ama ayrn
tl ve karmak betimlemeleri etik boyutu gz ard etmitir: Bakasyla iliki, ayrcalkl
bir intentional iliki olmakla kalmtr. Husserl'de Bakasnn esunumunda (ya da eksunumunda - Apprasentation) Ben'in etkinlii ve sahibolu edimi vurgulanmaktadr.
Levinas'm dnceleriyle, gnmz Fransz dnrlerinden Paul Ricoeur (bkz.
Soi-mme comme un autre, 1990), Michel Henry (bkz. L'Essence de la manifestation,
1963) ve Jean-Luc Marion'un (bkz. Dieu sans ltre) dnceleri arasnda yaknlklar sap
tanabilir. Ama Levinas'm gnmz dnce dnyasnda byk bir nemi olduunu
belirtmek gerekir. Etik kavramnn gndeme gelmesinde Levinas'm etkisinin olmad
sylenemez.
C o g t o , B a h a r '95
299
E t k v e S o n s u z : Y z 0
Emmanuel Levinas
300
C o g it o , B a h a r '95
Etik ve Sonsuz: Yz
gredir: bir eyin anlam, baka bir eyle ilikisindedir. Burda, tersine, yz kendi bama
anlamdr. Sen, sensindir. Bu anlamda, yzn "grlmedii" sylenebilir. O, dnce
nizin kuataca, bir ierik durumuna gelemeyecek olandr; ierilemeyendir o, teye
gtrr sizi. Bylelikledir ki yzn anlam onu, bir bilginin balla (corrlatif) olarak
varlktan karmaktadr. Bunun tersine, gr tam bir upuygunluun aratrmasdr: o
en stn derecede varl iine alandr. Ama yz ile iliki hemen etiktir. Yz ldrlemeyendir, ya da hi deilse anlam: "hi ldrmeyeceksin" demekten oluandr. ldrme,
dorusu, allm bir olgudur: bakasn ldrebiliriz; etik gereklik, ontolojik bir zorun
luluk deildir. ldrmenin yasaklanmas ldrmeyi olanaksz klmamaktadr, yasan
otoritesi gerekletirilen kt'nn vicdan azabnda kendini korusa da - kt'nn ktl
. ldrme yasaklamas Kutsal Yazlar'da da ortaya kyor, ki insann insanl onlara
kar serilmitir, dnya iine katld kadar. Ama dorusunu sylemek gerekirse, varlk
iinde, bu "etik gariplikler"in belirmesi -insann insanl- varln bir kopuudur. An
lamldr, varlk yeniden balanp kendini toparlarsa da.
Ph.N. Bakas yzdr; ama bakas bana konuur da, ve ben ona konuurum. nsan
sz de "btnlk" dediinizle ilikiyi koparmann bir biimi deil midir?
E.L. Kesinlikle. Yz ve sz birbirine baldr. Yz konuur. Konuur, her sz ola
nakl kld ve balad anlamda. Az nce bakasyla gerek ilikiyi betimlemek iin g
r kavramn reddettim; szdr, ve daha dorusu yant ya da sorumluluktur bu gerek
ilikiyi oluturan.
Ph.N. Ama etik iliki bilginin tesinde ise ve dier yandan sz tarafndan gerek
olarak stlenilmi ise, bu demek olmuyor mudur ki szn kendisi bilgi snfndan bir
ey deildir?
E.L. Gerekten, ben szde sylemek ile sylenen'i hep ayrmmdr. Sylemenin bir
syleneni olmas, yasalarla, kurumlar ve toplumsal ilikilerle bir toplumu dayatan zorun
lulukla ayn snftan bir zorunluluktur. Ama sylemek, yzn karsnda yalnzca onu
seyretmekle kalmaym, ona yant veriim olgusudur. Sylemek, bakasn bir selam
lama biimidir, ama bakasn selamlamak imdiden ona kefil olmaktr. Birin yannda
susmak zordur; bu zorluun temeli, sylemenin bu z anlamndadr, sylenen ne olursa
olsun. Bir eyden konumak gerekmektedir, yamurdan ve gzel havadan, ne olursa,
ama konumak, ona yant vermek ve imdiden ona kefil olmak gerekmektedir.
Ph.N. Bakasnn yznde, bir "ykselti", bir "ykseklik" var diyorsunuz. Bakas
benden daha yksek. Bundan ne anlyorsunuz?
E.L. "ldrmeyeceksin", yzn ilk szdr. Bu bir emirdir. Yzn belirmesinde
bir emir vardr, sanki bir efendi bana konuuyormu gibi. Oysa, bakasnn yz yoksun
dur; o, kendisi iin her eyi yapabileceim ve kendisine her eyi vermem gereken yoksul
dur. Ve ben, kim olursam olaym, ama "birinci ahs" olarak, arya yant vermek iin
kendinde kaynaklar bulanmdr.
Ph.N. Size yle demek akla geliyor: evet, baz durumlarda... Ama baka durumlar
da, tersine, bakasyla karlama iddet, kin ve hor grme kipinde oluyor.
E.L. Elbet. Ama bu devriklemeyi (inversion) aklayan gereke ne olursa olsun, im
di ortaya koymu olduum yzn analizi, -bakasnn egemenlii ve yoksulluu, benim
boyun eiim ve zenginliim ile- ncedir diye dnyorum. Btn insan ilikilerinin
varsayddr. O olmasayd, ak bir kapnn nnde: "Sizden sonra, beyefendi" bile de
mezdik. Ben kksel bir "Sizden sonra beyefendi"yi betimlemeye altm.
Kin tutkusundan sz ettiniz. ok daha ar bir itirazn gelmesinden korkuyordum:
cezalandrma ve bastrma nasl olabilir? Nasl adalet olabilir? nsanlarn okluudur, ba
kasnn yannda bir nc kiinin olmasdr diyorum, yasalar koullandran ve adaleti
C o g t o , B a h a r '95
301
Emmanuel Levinas
koyan. Eer bakasyla yalnzsam, ona her eyi borluyum; ama nc kii vardr. Bili
yor muyum yaknmda olann nc kiiye gre ne olduunu? Biliyor muyum nc
kii onunla hemfikir mi ya da onun kurban m? Kimdir benim yaknm? Dolaysyla
tartmak, dnmek, yarglamak gerekmektedir, karlatrlmaz olan karlatrarak.
Bakasyla kurduum kiileraras ilikiyi dier insanlarla da kurmam gerekir; yleyse
bakasnn bu ayrcaln lmlatrmak gerei vardr; bundan ileri gelir adalet. Bu, ku
rumlar -k i kanlmazdrlar- tarafndan uygulanr, ve hep balangtaki kiileraras ili
ki tarafndan denetlenmelidir.
Ph.N. Bylece, metafiziinizdeki kesin deney ortaya kyor: Ntr ontolojisi, ahlak
olmayan ontoloji olarak Heidegger'in ontolojisinden kmamz salayan. Bu etik deney
den yola karak m bir "etik" kuruyorsunuz? nk, sonradan, etik, kurallardan olu
mutur; bu kurallar koymak gerekmektedir, deil mi?
E.L. Benim iim etii kurmak deildir; yalnzca onun anlamn aratrmaya al
yorum. nk gerekte her felsefenin programatik olmas gerektiine inanmyorum.
Husserl'dir en ok, felsefenin bir program olmas dncesini ne sren. Sylediimi
hesaba katarak bir etik kurulabilir, kukusuz, ama bu benim z 'tema'm deildir.
Ph.N. Etiin bu yzden kefinin, ne anlamda btnlk felsefeleriyle ba kopard
n ayrntl bir biimde belirtebilir misiniz?
E.L. Mutlak bilgi, felsefenin aratrd, sz verdii ya da salk verdii biimde, bir
Eit dncesidir. Doruda, varlk sarlmtr. Doru, hi son bulmayan bir ey olarak
grlse de, daha tamam ve uygun bir dorunun vaadi vardr. Kukusuz, olduumuz
sonlu varlk, sonuta, bilgi iini sonuna getiremez; ama gerekletii snrda, bu i, Baka'nn Ayn durumuna gelm esini salamaktan olumaktadr. Buna karlk, Sonsuz
Fikri (ide), bir Eit olmayan dncesi (pense) getirmektedir. Ben Descartes' sonsuz
fikrinden yola kyorum, onda ki bu fikrin ideatum'u, yani bu fikrin hedef ald ey,
onu dndmz edimden sonsuzca daha byktr. Edim ile edimin ulatrd ara
snda oranszlk bulunmaktadr. Descartes'a gre, bu Tanr'mn varlnn kantlarndan
biridir: dnce, kendisini aan bir eyi retmi olamaz; bu eyin bizim iimize konul
mu olmas gerekmekteydi. yleyse, Sonsuz Fikrini bizim iimize koymu olan sonsuz
bir Tanr'y kabul etmek gerekir. Ama Descartes'n aratrd kant deildir beni burada
ilgilendiren. Ben burada, aknlk iinde, Tanr fikrinin onun deyimiyle "nesnel gerek
lii" ile "biimsel gereklii" arasndaki bu oranszl dnyorum, benim iime "ko
nulan" bir fikrin paradoksunu -ylesine anti-Grek bir paradoks- dnyorum, oysa ki
Sokrates bize, onu daha nce orada bulmadan bir fikri bir dnceye koymann olanaksz
olduunu retmitir.
Oysa yzde, yaklamn betimlediim biimde, edimin, vardrd ey tarafndan
ayn almas meydana geliyor. Yze ulamada, kukusuz Tanr fikrine de bir ulama
vardr. Descartes'da Sonsuz fikri teoretik bir fikir olarak kalyor, bir seyredi, bir bilgi
olarak. Bense, Sonsuz ile ilikinin bir bilgi deil, bir Arzu olduunu dnyorum. Ar
zu ile ihtiya arasndaki fark, Arzunun doyurulamaz olmas olgusuyla betimlemeye
altm; Arzu, bir bakma, kendi alklaryla beslenir ve doyumuyla artar; Arzu dn
dnden daha ok dnen ya da dnd eyden daha ok dnen bir dnce
gibidir. Paradoksal bir yap, kukusuz, ama sonlu bir edimde Sonsuzun bu varlndan
daha ok deil.
eviren: Ahmet Soysal
302
C o g t o , B a h a r '95
Y a ZINBLM VE ESTETK
Grard Genette
Sylei: Yvan Leclerc
Grard Genette'in bir kitabnn k kuramlar dnyasnda her zaman bir olay ol
mu, nemli yanklar uyandrmtr. Bilinir ki, hangi zel alana el atm olursa olsun,
onda sonra yaznsal ya da sanatsal bir konu, ayn kategoriler iinde dnlmeyecek,
kesinlikle ayn terimlerle belirlenmeyecektir.
70'li yllarda, edebiyat rencileri ktphaneyi, okunmas gerekli statla kefet
tiler. Bu isim, bizim metinleri alglama ve anlatma biimimizi kesin biimde belirle
mitir: Roland Barthes daha ok ie dnk bir yaznn tadyd; Jean-Pierre Richard, her
zaman grsellie dnk bir yapnn bulac ehveti olmutur. Grard Genette'se, yarat
c kesinlii, yapsal imgelemi temsil eder.
Kitaplar, zellikle de gnmz rencilerinin kk bilgi daarc Figures III kla
siklemitir artk. "Anlatnn Sylemi" bir anlatbilim kuram yani anlatnn genel kate
gorileri (nasl bir dzenleme? hangi sre ve hangi skla gre? nasl bir younlatrma?
konuan kim olmal?) stne bir almadr.
Genette'in konusu, anlalaca gibi herhangi bir yapt ya da yazar (Proust'tan, Ja
mes'den, Borges'den, Valry'den sz etmesine karn) deil, yaznsal biimlerin genel
kuram olan yazmbilimdir. Kitaptan kitaba ilerlerken, bir metni ak ya da gizli biimde
br metinlerle ilikiye sokan her ey olarak tanmlad metnin metinsel aknl kav
ramn ilemitir.
imdi, Grard Genette U Oeuvre de Yart (Sanatn Yapt) adl bir dizinin ilk cildini ya
ymlyor (Ed.Seuil). Genette bu yaptnda yaznbilimin alann daha geni bir estetik alaC o g t o , B a h a r '95
303
Grard Genette
304
C o g t o , B a h a r '95
Yaznbilim ve Estetik
r'mn dolayl ve dolaysyla da akn bir ifadesini buluruz karmzda; Parma Manastr
burada tablo olan otografik dzenli bir yapt biimindedir.
Goodman'a nazaran sizin btn kuramsal abanz adclktan kopmak ve ideal nesneleri
belirlemek...
Ben Goodman'dan birok ynden ayrlyorum. Her eyden nce ben aknla
nem veriyorum ve aknln Goodman'n adcl iin hibir anlam yok kesinlikle.
Yntembilimsel olarak ben Goodman'dan felsefi bir kategoriyi kabul ederek ayrlyo
rum. Goodman'n adc onuru yznden reddettii bu kategori fiziksel ya da maddi nes
neyle ideal nesne arasndaki kartlktr. Nesneleri belirtmenin baka bir biimidir bu
yalnzca: onun allegrofik dediine ben ideal diyorum, onun otografik dediine ben
maddi nesne diyorum. O adc kesinlik adna hem son derece metafizik kategoriler hem
de maddi ve ideal kartl konusunda kesin tavr almamaya zen gsteriyor. Ama esas
asndan, yani iki tr nesnenin eitlii asndan ayn eydir bu. Bunu kabul ettikten
sonra, adc tabular bana ters gelse de, onun uygun bulduum terimlerini de kullanmak
taym. Goodman'la aramzdaki temel gr ayrl bu alanda deil, aknlk kavramndadr; bu kavram onu hi ilgilendirmiyor ya da daha dorusu, benim aknlk kendini
gsteriyor diye adlandrdm ey ne zaman ortaya ksa reddediyor onu. Baka gr
ayrlklar da var ama bunlar baka bir kitapta ele alacam.
Genel ileyiini grdmz bu kitabn okunmas baz kuramsal sorular getiriyor. ou
zaman kullanma, uzlamaya, kltrel geleneklere gnderme yapyorsunuz. Daha sistemletirici
olarak tandk sizi...
Eskiden szgelimi anlat gibi, kltrel bir uygulamann i nesneleriyle ilgilendim.
Yaznsal buyruun iindeydim, ve anlatnn ileyiiyle olduka biimsel bir biimde ura
yordum. Darda, kullanmda, bu uygulamay oluturacak olan eylere pek bakmyor
dum. imdi bulunduum st katta, kullanmla gelen bu belirlemelerle daha ok ilgiliyim.
Ve sanyorum Seuils' yazdm srada da epey ilgilendim bunlarla. Burada kullanmn,
uzlamamn, ve birok bakmdan, szgelimi bir yaptn ikinlik dzeninin belirlenmesinin
bir kullanm olay olmas bakmndan gelenein arlyla kar karyaym. Bize metinle
re ulamamz iin kitaplardan gememiz gerektiini syleyen kullanmdr. Baka bir uy
garlkta bir metnin yazl grntsnden ayr olmadn dnmek mmkn olabilirdi.
Bu adan kullanm deimektedir. Yazmsal metinlerin szl ve yazl belirtilerinin dal
mnn, bugn bildiimizden farkl olduu bir dnem yaanmtr, ve bu durum teknolojik
nedenlerden dolay gene de deiebilir kesinlikle: kitaplar kasete, plaa vb. almabilir. Kul
lanm zerinde durmamn birinci nedeni bunlarm varlkbilimsel durumlar, eskiden beri
varolan zler olmadklarn, gelitiklerini ve genel bir consensus'e bal bulunduklarn
gstermek, ikinci nedeni de bu tr sorularda ok gl bir yntemsel gerekliliin sz ko
nusu olduunu belirtmektir: kullanm gz nnde bulunduran, kullanma sadk olmas
gereken, kullanmdan sapmayan kuramlar nermek gerekir. Goodman "baka bir ses per
desine gemi bir mzik yaptnn artk ayn yapt olmadn, evrilmi bir yaptn da ay
n yapt olmad"n sylerken, karsnda kullanm bulmaktadr. Kullanmn srekli bi
imde yineledii udur: Sava ve Bar' okudum, oysa bu romann bir evirisidir sz konu
su olan. O halde kullanmla eliki iinde olan kuramsal tanmlar getirmeme gereklilii
vardr. Ses perdesinin deitii bahanesiyle bir mzik nesnesinin ayniyetini tanmamak
kullanmla gerek bir elikidir. Ses perdelerinin deimesinin deiiklik olmadn sylemiyorun tabii ki ama nihayet Au dair de la lune' size do'dan da sylesem, fa'dan da sy
lesem siz bunun hep Au dair de la lune adl ark olduunu karrsnz. Bu durumda ses
perdesini deitirdiimde, yapt da deitirdim demek ciddi deildir.
C o g t o , B a h a r '9 5
305
Grard Gerette
Bir baka sorun yazarn amalan konusunda kendini gsteriyor. zellikle (yazarlar iin)
gerek ikinlik nesneleri oluturmayan ayn metnin farkl oluma durumlar konusuna eitli ve
silelerle gndermeler yapyorsunuz. Bunlar bu biimde grmek yaptn durumunu belirleyen ke
sin ama karsnda ak bir arlk ya da g gsterisidir. Yazarn amac konusuyla eski bir psi
kolojik kavram yeniden ortaya karmaktan korkmuyor musunuz?
Kitabn ikinci cildinde daha dorudan ele alacam bir konudur bu. Bu kitapta,
yazarn amacnn dikkate alnmasnn anlaml olduu kabul edildiinde ya da bu ama
cn dikkate alnmad durumlarda yer yer yaklayorum konuya. Yani kendi kendimi
ze yazarn gsterme amacnda olup olmadn sorabildiimiz karalamalar yaynlad
mz varsaydmz durumlarda. Yaptlarn bilinli amalar tayan bir yapya sahip ol
duu gerei bana mutlak bir kesinlik gibi gzkyor. Yazarn amacnn yaptlarn yo
rumlanmasnda her halkrda ynlendirici olmas gerektii dncesi ayr bir konu
dur. Alclarn dikkati yazarn amac karsnda zgrdr, ama benim kabul etmedi
im, bir zamanlar renmi olduumuz ve yazarn amacn basit bir ekilde yoksayan
o karikatr gibi bir ey olan yapsalc dncedir. Ciddi deildir bu. En azndan bunun
alp almadnn bilinmesinin gerekli olduu durumlar vardr. Bir yazarn hizmeti
sinden yok etmesini istedii karalamalarn yaynladmzda ne yaptmz bilmemiz
gerekir. Picasso, Velasquez ya da Delacroix'nm bir yapt stne uygunsuz birtakm e
itlemeler yapabilir, hakk vardr buna, ama Velasquez ya da Delacroix'yla oynadn
da bilmek zorundadr. Bunu bilmezse yapt i anlamn yitirirdi. Ayn biimde, yaza
rn amacndan saptmzda, yaptmz i bu konuda hibir ey bilmeden yaptmz
eyin ayns olmayacak zel bir anlam kazanr. Yaptlarn kesin amalara ynelmilii
sorunu yalnzca bu ilk cilt erevesinde ele alamayacam kadar nemli bir sorundur;
kitabn banda yer verdiim sanat yaptnn geici tanm, "amaca ynelik estetik nesne"
kavram erevesinde bakldnda ok kstldr. Estetik bir ama yoksa, benim iin, sa
nat yapt yoktur, hi kukusuz estetik bir ilikiye girebilen bir nesne vardr: bir rsn
karsnda estetik duygular hissedebilirim, en temel hakkmdr bu benim, ama rsn
reticisine, kendisinin kesinlikle aklndan geirmemi olduu estetik bir ama atfet
mekten baka bir eydir bu. Benim iin amaca ynelmilik sanat yaptnn oluturucu
sudur, nk estetik ama olmadka, estetik nesne bulunabilir tabii ki ama bir sanat
yapt yoktur.
Esthtique et Potique (Estetik ve Yaznbilim)0 derlemesinin giriinin sonunda g
zel bir forml gelitirmisiniz: "yapt ancak bir ama ve bir ilginin etkin bulumasyla var olabi
lir. kinci cildin konusu mu olacak bu..
Evet, tamamen yle.
...Kavramsal yapt konusuyla ilgili olarak ele alm olduunuz alglama konusu. Son de
rece inandrc bir zmlemesini yaptnz bu konunun.
Uzmanlara gre ok fazla geleneki mi oldu bilemiyorum: bir sanat yapt, ola
bildiince uygun bir biimde estetik alglamaya adaydr. Bir sanat yapt bylelikle gcl olarak tanmlanr ama gclden edimsele gemek iin, bir algnn da olmas gerekir.
Sanat nerir, toplum yararlanr. Yapt okuyucusuyla bulumazsa, onda etkinlik yok
tur. Sanat yapt, sanat yaptysa eer, yaptn etkinlii ancak sonuca ulamas kouluyla
var olabilir. Varlkbilimsel alanda hibir eyi deitirmez bu: okuyucular olup olmama
s bir metni, metin olmas asndan deitirmez hibir biimde, ama onun estetik etkin2) Esthtique ve Potique dilbilimci, analitik felsefeci, yaznbilimci sekiz kiinin (George Dickie, Timothy Binkley, Nelson Goodman,
Kendall W alton, Luis J. Prieto, Charles L. Stevenson, Margaret Macdonald, Michal Glowunski) "Sanat nedir?", ya da daha do
rusu "N e zam an sanat vardr?" sorusuna yant aradklar sekiz yazy kapsar. Metinler yayma Grard G enette tarafndan hazr
lanmtr, Seuil yay. 1992
306
C o g t o , B a h a r '95
Yaznbilim ve Estetik
lii asndan her eyi deitirir. Grlen bir tablo ya da grlmeyen bir tablo varlkbilimsel adan ayn durumdadrlar, ama ilevsel adan ayn durumda deildirler.
Potique, bir derginin ad<3>, ayn zamanda da sizin Seuils yaynlarnda ynettiiniz bir
dizinin ad. Yaptnz dizinin 7 1 . kitab yanlmyorsam eer. Aristoteles'ten Zumthora kadar, Ja
kobson, Lajeune, Richard, Riffatterre, Todorov'larla son derece prestijli bir eletiri dizisi bu..
Entelektel niteliklerine ramen, ya da daha dorusu entelektel nitelikleri y
znden ticari adan ok fazla rantabilitesi olmayan bir dizi. nceleri ylda drt kitap
karrken, imdi ylda iki kitap karabiliyoruz. Eletiriden ok yaznsal kuram dizisi bu.
Ben isterdim ki Seuil'de Potique dizisi yannda bir de imdi artk kmayan Pierres Vives
gibi bir eletirel inceleme dizisi de olsun. Potique'i genel estetik sorunlar alanna doru
amak istiyorum. Dizinin adn deitirmek istemiyorum, ama bundan byle "Potique
et esthtique" adyla anlabilecektir nk yalnzca Arthur Danto'nun kitaplar, JeanMarie Schaeffer'in L'Image prcaire'i, ve benimkiler olsa da, ilke olarak temelde eletiri ve
zellikle de yaznsal kuram alann aan yaptlar yaymlyoruz. Bir yer deitirme diye
mem ama en azndan bir sapma yapyoruz. Kendim iin yapm olduum gibi dizi iin
de bir genileme istedim.
Magazine Littraire'/ "Yaznsal Eletirinin Yz Yl" (Say 192, ubat 1983) adl
saysna katkda bulundunuz. Yaznz "Transtextualits" (metnin metinsel aknlklar) ba
lm tayordu. Beni burada ilgilendiren ilk cmleniz : "Gnmz eletirisinde kendimi nereye
koyacam bilemiyorum (byle bir soru sorulmu olsayd eer)" Farzedin ki bugn soruyorum
bu soruyu ben: gnmz eletirisinde yeriniz neresidir?
Ben "kendimi nereye koyacam bilemiyorum" diye yazdmda, kendimi g
nmz eletirisinin dnda hissettiimi sylemek istiyordum. Aradan on yl getikten
sonra bugn daha bir zorluk iindeyim bu konuda nk daha da dardaym o gnlere
gre. Dndaydm iin nk gerek eletiri yapmyordum, yaznbilimle ilgileniyor
dum, bugnse zaten genel estetikle urayorum. Alann kanlmaz olarak genilemesi
yaznsal eletiri uygulamalarnn daha da dna gtryor beni. Yirmi yl nce iin iin
deydim, imdi dardan bakyorum artk bu dnyaya. inde soluk aldm usuz bu
caksz imparatorluun kantonlarndan biri olarak grdm sanat kuramndan ya da
genel estetik alanndan ulaabildiim kadar ilgileniyorum eletiriyle. Gnmz edebi
yatndaki eletiri uygulamalarn yarglama ya da basite yle bir tanmlama konusuna
gelince, sanyorum imdi eski dneme gre ok daha byk glklerle kar karyaym nk o dnyaya dardan bakmak bir yana, kendimi kesinlikle bir yere koyamam
burada, ayrca yle sanyorum ki Fransa'da eletiri belirgin zelliklerinden, on ya da yir
mi yl ncesinin kendisini tanmlayan kategorilerinden ok ey yitirmitir. O dnemde
olduka ileri, birbirlerinden farkl hatta birbirlerine kart eletiri uygulamalar ve ekol
leri vard. Bir yanda tematik eletiri, te yanda yazn tarihinin Lanson'cu gelenei vard.
Yapsal, formalist eletiri bir ok bakmdan ayrlyordu tematik eletiriden vb. Fransa'da
bir eletiri etkinlii haritas vard. Bu haritann bozulmu olduunu teslim etmek dedi
kodu yapmak demek deildir. Birok yntem devrini tamamlam, ilevlerini yerine ge
tirmi ve kaybolup gitmitir. yle ki fransz eletirisi bugn eskiye gre o kadar nemli
deildir ve zgllnden yitirmitir. Bugn eletiriyi herkes biraz kendisi iin, kendi
ne gre, yntemsel belirleme, ekol zgll kayglar olmadan yapyor. snrlar silin
mitir biraz. Buna karlk on yl ncesinde pek dnlmeyen, yirmi yl ncesindeyse
hi akla getirilmeyen baz disiplinler ortaya km ve pek retken olmulardr: hi ku
kusuz olu eletirisini (critique gntique) dnyorum. Byk bir yeniliktir bu. Ama
3) U ayda bir kan Potique dergisi yayn hayatna 1970'de balamtr. eyrek yzylda biimler kuram alanna giren tm yazlan
yaynlam, geen yln kasm aynda 100. saysnn kn kutlamtr.
C o g t o , B a h a r '95
307
Grard Genette
btn alan doldurmaya yeterli olduu kesinlikle sylenemez. Bu noktaya gelmi olsay
dk durum zc olurdu. Olu eletirisi hi kukusuz eletiri alannn tmn kapsama
eilimi iinde deildir. Ama bu eletiri alan iinde nasl bir yer bulabilirim kendime?
Btn syleyebileceim, beni ilgilendirdii ve benim bu kitapta biraz deindiim soru
lar sormu olmasdr. Bu sorular edebiyat alannda sormutur, mzik alannda sorma
ya balamaktadr, ve doal olarak da btn sanat dallaryla ilgili olarak sorabilecektir
nk taslak ve deneme incelemeleri ayn snrlamalarla resimde de vardr: resimde de
edebiyatta da XIX. yzyln gerilerine gidildiinde gere eksilir biraz. Ama gene de Beet
hoven'in taslaklar gibi belgeler vardr.
Sizi uzun sre okuyunca, entelektel gln stne soru sorma istei duyuluyor. Sizi
okurken bazen katla katla glebiliyoruz ve bu tr yaptlarda pek rastlanmayan bir durumdur
bu. Sordum kendi kendime...
Mahsus mu yapyorum bunu?
Mizah genelin iine ilgin olan sokarak soyutlamay dengeler mi? Ve bu gln unsur
lar sizin ilk kitaplarnzda grlmyor. Figures III' de grlyor bunlar.
Yalandka kendimi biraz kurtarmak zorunda kaldm. lk yazlarmda koca bir
st-ben vard omuzlarmda, ve kendimi aka yapacak kadar zgr hissetmiyordum.
Ama insann kendi mizahi yanndan sz etmesi her zaman biraz gln kaar.
Mizah yaznbilimin bir oyun taraf olmasyla da ilgili deil midir?
Evet. Benim iin yaznbilim eletiriden daha fazla oyunla ilgili bir uygulamadr
nk bo haneler, tamamlanmam olanaklar vb. dzeyinde belli bir kavramsal bulua
frsat verir, oysa eletiri yorumunda, metinle kstlanmsnzdr biraz. Kuram alannda
oyun alanyla ilgili zelliklerin belli bir biimini hissediyorum ve bu, eletiride kendini
gsterebilecek olann ayns deildir.
308
C o g t o , B a h a r '95
Yaznbilim ve Estetik
Kesinlikle. Biraz nce eletiri ve yaznbilim arasndaki fark konusunda size vere
ceim yant buydu. Eletiri pek bir ball kalmadnda bile, sanatsal geree baml
dr; kuram aslnda olanaklara bamldr. Aristoteles hikye ve iir arasndaki fark ko
nusunda buna benzen bir ey yazmtr.
Nerede olduunu bulamadm, yle yazyorsunuz bir yerde: edebiyat yeteri kadar ak
land, bundan sonra yaplmas gereken onu deitirmektir.
ok eski bir cmle bu. imdi o zaman kafamda olanlar, Marx'in bu parodisiyle
yeniden canlandrmam mmkn olabilecekse yle bir eydi bu: deiim istei, kuram
biraz nce sz edilen nedenler dolaysyla dntrc olduundan eletiriden kura
ma dnm simgeliyordu. Kafamdan hi kukusuz yazlardaki oyunlar incelediim
Palim pestes'dekinden daha ilgin uygulamalar geiyordu. Geip gitmi olan bir istekti
bu, ama temel sorun burada deildi. Gerek olandan olanaa bir gei anlamndaki ele
tiriden kuramsal olana geiteydi sorun.
ou zaman ktphanenizin Homeros'tan Robbe-Grillet'ye kadar geldiini sylyorsu
nuz ...
Evet, ve Aristoteles'ten Zumthor'a
Homeros'tan daha gerilere gitmek zor, ama Robbe-Grillet'den sonra sizin gibi yaznsal
biimler kuram uzmann ilgilendiren ada yazarlar var mdr?
Hayr. Deerlendirmelere olanak salayabilen tek gr olmayan bu gr a
sndan bakldnda, Labyrinthe'in Robbe-Grillet'sinden sonra belli bir biimsel yenile
me evresi durmutur, nk tkenmitir, diye dnyorum. O zamandan beri RobbeGrillet, daha klasik bir otobiyografi alanna geldii son kitabyla yer deitirdi; bun
lar hi kukusuz kendi slubuyla yazd otobiyogragiler ama sonuta otobiyografi hep
si de. Yeni Roman'n, o zamandan beri yerine hibir eyin gemedii biimsel gelime
iinde bir var noktas olduunu dnyorum. Bu adan bakldnda, gnmzn
Fransa'snda ya da baka bir lkesinde (bu oyunu oynam olanlar daha ziyade franszlardr, bu demek deildir ki en iyi ada edebiyat franszlarn edebiyatdr, ama bu a
dan en yaratcyd) yaznsal retimde yeni bir ey gremiyorum. Fransa'da geriye gidil
di. Darda Hawkes, Boyd, rving ve birka baka stn nitelikli yazarla byk roman
gelenei yoluna devam edildi. Gzel yaptlar retiyorlar ama hibir eyi kartrmyor
lar. Kartrmak tabii ki ilgilenmeye deer tek sanatsal etkinlik deildir. Ama ada
kurgu edebiyat bugn beni dnyada en ok ilgilendiren ey deildir.
Magazine Littraire
eviren: smail Yerguz
Kaynaka
Grard Genette'in btn yaptlar Seuil yaynlarndan kmtr:
Figures I (1966,1976)
Figures II (1969,1979)
Figures III (1972)
Mimologiques (1976)
introduction Varchitexte (1979)
Palimpestes (1982,1992)
Nouveau discours du rcit (1983)
Seuils (1987)
Fiction et Diction (1991)
L'Oeuvre de lArt. immanence et transcendance (1994)
Syleide anlan iki kurgu metninin referans: "Jules Lemaitre, Le Secret de Charles Bovary"in Gustave Flaubert I, Re
vue des Lettres Modernes, Minard, 1984. "Hommage Canaletto", Furor No 9, Mays 1983
C o g t o , B a h a r '95
309
F r i e d r i c h II
VE
M slm an K lt r 0
Francesco Gabrieli
310
C o g t o , B a h a r '95
C o g t o , B a h a r '95
311
Francesco Gabrieli
vrla yenik dm kiiye saldran ve klcn saplayarak yaralayan Friedrich daha sonra
onu ve ocuklarn lme terketmitir. Gene bu kitaptan rendiimize gre Sicilyal
Mslman bir kaak (byk olaslkla daha nceki haberler nedeniyle kamt) Mezo
potamya'da Harran'da Meliklkmil'in sarayna ular ve talya'da imparatorun adada
kalm Mslmanlara kar uygulad kleletirme ve srgne gnderme siyasetine
kar eyyubi sultanndan yardm ister. 1230 ylndayz, Friedrich'in hal seferinden d
nnden ksa sre Meliklkmil'le temiz dinsel sevgiler iinde olduu dnem btn
hzyla srmektedir. Meliklkmil, kaan ricasyla imparatora bir mektup yazarak,
kendisinden Sicilya Mslmanlarn rahat brakmasn ve onlara hi deilse Msr'a s
nma hakk tanmasn ister. Ama bu giriimin arkasndan etkin nlemlerin alnm ol
duunu sylemek mmkn olmamtr.
Arapsever ve slamsever hkmdarla, Arapl ve slaml talya'daki en nemli
merkezinden atmak isteyen gz dnm zalim elikisini zmlemek iin Friedrich'in dnce ve eylemlerindeki kltrel ve siyasal yararlar arasndaki ok belirgin
ayrm gzden karmamak grekir. Ayr trlerdeki bu iki kayg kimi zaman ok geni
anlamda kendi eylemleriyle ve daha sonra da Baybars'n elisinin tam bir kesinlik iin
de belirttii gibi Manfredi'nin eylemleriyle akabilmitir. Ama son Sicilya Mslman
larnn ak ve kesin siyasal ve kltrel durumlaryla hi akmyordu ve imparator
mutlak ncelii her zaman siyasal duruma tanyordu. Arapla, zellikle de Sicilya
Araplna kar ne kadar entelektel ve duygusal sempati iinde olursa olsun sz ko
nusu Araplk artk yalnzca kalntlardan ibaret kalmt; son Mslmanlarn, impara
torluk otoritesine boyun emekten, toprak mlkiyetinin, feodalite, smrge, ve Hristi
yan din adamlar snf lehine, norman yzyl boyunca yava yava btnyle kamu
latrlmas oldu bittisini kabul etmekten duyduklar utan; ayn zamanda imparatorlu
un kat brokrasisinin mali ve idari yasalarna uyum salamaktan gelen utan. Ayrca
Mslman kalntlarn sosyal ve kltrel deerine de yle bir bakacak olursak, kesin
likle pek birey ifade ettii de yoktu bunun; Arap-Sicilya entelektel eliti toplumsal bir
g olarak, Norman istilalarnn daha ilk dnemlerinde Kuzey Afrika, Msr ve Msl
man spanya'ya doru ynelmi bir g dalgas halinde kaybolmutu uzun zamandan
beri. 1154 ve 1189'da Mslmanlara kar yaplan bakaldr hareketleri bu g daha
da hzlandrmt. XIII. yzyl banda yerlerinde kalm olanlarn ou ok aalarda
ki bir toplumsal snfa mensup unsurlardan baka bir ey deildiler artk, Amari'nin ta
nmlad gibi " lkenin artk yabanclar ve dmanlarydlar": nemli yollardaki talanclar ve hrszlar. Aralarnda bulunan ve Tark Mansuri 'de bize anlatld ekliyle
yksek bir entelektl ve ahlaksal dzeye sahip bu bni Abbad (ve kendisi zaten adaya
Tunus' tan gelip snm bir Sicilyal deildi) bir istisna olmalyd. Sicilya iin toplum
sal alkant ve ekonomik zararlarn kayna ayaklanmaclar olarak grlen bu insanla
ra kar Friedrich hibir biimde hogr gsteremezdi; ayn biimde zgr dnceli
ve hatta-dmanlarmn sulamalarna gre- "sapkn" hkmdarn hukuku, sapknlk,
imparatorluk otoritesine kar bir tehdit ve meydan okuma oluturduunda onun bas
trlmasnda ok sert olmalyd; bu adan bakldnda Schvvaben'li imparator "ortaa
n en hogrsz imparatoru" olarak adlandrlabilmitir. Bu bakaldr odann k
knn kazlmas da ok sert ve acmasz oldu; ama artk devlet kar diye bir ey sz
konusu olmadnda, imparatorun slamsever ve dousever sempatisi Sicilya slaml
nn kalntlar olan bu srgnlere doru ynelerek ortaya kt. Ve Jato ve Entella ayak
lanmaclar ya da ocuklar Lucera kolonlar olduunda, sevgili Tavoliere'de ortaa
talya'snn son dzenli ve sadk Mslman cemaatinin yeniden kurulduu grld:
312
C o g t o , B a h a r '9 5
Schwaben slalesinin talya'daki gcnn dramatik afanda daha sonra "yal muha
fz" olacaktr bu cemaat.
Lucera Sarazenlerinin entelektel yaamyla ilgili hemen hemen hibir ey bilmiyo
ruz; ama kesinlikle inanmamz gereken udur ki Sicilya Araplnn, ktaya son geiin
den nce en nemli glerinden yoksun olduu grn kantlayan byle bir yaam
ya hi olmamtr ya da ok mtevaz bir biimde gstermitir kendini.
*
Bu sre iinde, yaklak yirmi yl aralksz devam eden i gler srasnda Friedrich
hal seferleri sayesinde kendi dou servenini yaad ve dou Arap-slam dnyasyla
bu dorudan ilikiye Sicilya ortamnda kazand itenlii getirdi. Friedrich'in, papann,
yalnzca, kiliseyle yeniden bir modus vivendi kurmak ve sa'nn kurtarclna balanan
prestijiyle yce Hristiyan monark durumunu glendirmekten ibaret olan siyasal ama
cyla onu afaroz etmesi sonucunda bu sefere ne kadar isteksizce km olduunu biliyo
ruz. Kendisini oraya itmi olan nedenler samimi bir dinsel aba ve uzak lkeler ak de
ildir ama, genliinde, hal seferinin zlecei, savasal olmaktan ok diplomatik
olan byk oyun srasnda alm olduu Dou eitiminden mkemmel biimde yaranlanmasm bilmitir. Bu dnemi, ok ksa da olsa anlatmak niyetinde deiliz; yalnzca
Friedrich'in, bat Hristiyan dnyasndaki durumunu yeniden glendirmek iin kendi
sine her zamankinden daha ok gerekli olan saygnl elde etmek amacyla (bunlar do
ulular tarafndan derlenmi olen kendi szleridir) nasl, byk bir maharetle, Eyyubi
siyasetinin iine, Salahaddin'in ardllarnn atma ve kukularnn karmak yaps ii
ne girmeyi baardn anmsayalm. Meliklkmil'den, kyya ulatran bir koridorla
Kuds'n ksmi-ve geici-mlkiyetini hi kan dkmeden nasl alm olduu bilinir. Bu,
ta giymek ve dostlar ve dmanlar karsnda "grn kurtarmak" iin yeterli ola
cakt ona. Ve douda birka ay geirdikten sonra (1228 sonbaharndan 1229 ilkbaharna
kadar) kendisine kkl karlarn ve grevlerini hatrlatan talya'ya dnyordu. Onun
dounun siyaset sahnesinden geii bir meteorun geii gibi oldu, ve gerek Mslman
Dou'yu da tand bylelikle. unu da sorabiliriz kendi kendimize: bu Dou'da kendi
kendisi hakknda ne karar verdi ve nceki deneyimlerini daha iyi zmsemek ya da
glendirmek iin ne gibi izlenimler edinmitir orada.
teki hal hkmdarlarndan, o zamana kadar bilinmeyen saf Batl hkmdarlar
dan ok farkl olan yeni dost-dmann kiiliinin tuhafl ve artcl Doulularn
gznden kamad. Byk olaslkla dillerini konuan, evresindekilerin byk blm
Mslman olan, kendisini geleneksel slam bilimine yakn gsteren-daha sonra grece
imiz gibi-, hem diplomatik pazarlklarla hem de Meliklkmil'in daha sonra, zp
kendilerine getirmeleri amacyla, sarayndaki uzmanlara verecei mantk, matematik, fi
zik ve metafizik problemleriyle ilgilenen bu adam Mslmanlarn merakn ve hayal g
cn kamlamadan edemezdi. Meliklkmil'in onunla dorudan ilikisi ok az oldu,
diplomatik oyunun tm yanndaki yksek grevlilerden birinin, sorunlar saysz gidi
gelilerle, kolokyumlarla ve eliliklerle oaltarak ele alan Fahreddin'in araclyla ger
ekleti. Bu Eyyubi diplomatnn grmelerin mutlu sonla noktalanmasndan sonra
kendisini valye yapacak olan muhteem ve samimi partneriyle ilgili ak ve kesin d
ncelerini bilmek isterdik kesinlikle. Daha mtevaz ama dorudan olduu sylenebi
lecek bir kaynaktan baz izlenimler ulamtr bize gene de: Kuds'te Mslmanlarn
"Kutsal Ta"nm (mer Camisi denilen cami) bekilerinden ve el deitiren ama impa
ratorun ziyaret etme izni ald slamln teki kutsal yerlerinden. Tarihi bnlcevzi'nin olaylarn getii yerde toplad bu anekdotlar bize bu mtevaz ama zeki gz
C o g t o , B a h a r '95
313
Francesco Gabrieli
314
C o g t o , B a h a r '95
nn, imparatorun iktidar gcyle atan bir ayrcal gstermek iin maddi silahlarla
srekli uyuabilen manevi silahn bulunmad mutlu douda, imparatorluun yzyl
lardan beri sregelen teki dman papalk da yoktu. Hi kukusuz- bir bakma Bat'daki Papalk'la karlatrlabilecek-bir kurum vard; halifelik denen balangtaki ni
teliiyle yce slam monarisi olan (ama daha ok ortaa Hristiyan mparatorluuna
yakn olan) bu kurum sonunda dekoratif bir kalmt durumuna getirilmi, geleneki slamn birliinin manevi bir simgesi olarak kalmtr. Ama Friedrich ksa dou ziyareti s
rasnda, gl bir Devletin, bu can ekien kurumdan korkmas iin hibir neden bulun
madn sezmiti. Ve hatta-kaynan bulamadm bir dou anekdotu doruysa eerkendisine Peygamber'in soyuna dayanan ( aslnda Moollar tarafndan neredeyse tamamiyle yok edilen son Badat Abbasileri'ydi sz konusu olan) ve artk zararsz olan bu
"Dou Papal" m ven Mslman konuklarna Schwaben imparatoru verdii cevapta
miras yoluyla geen byle bir stnln, doutan ok niteliksiz ve aa bir insannseim yoluyla- elde edebilecei Roma papalndan daha mantkl ve daha saygdeer
gibi gzktn sylemitir. Dante'nin II Convivio adl yaptnda " canzone" de Friedrich'e malettii kan soyluluunun aristokratik retisi bundan baka bir ey deildir.
Mslmanl daha iyi tanm olsayd, maddi ve manevi gcn biricik mistik temsilcisi
olarak snni halife yerine ii imamdan yana tavr alrd hi kukusuz. Ve sahip olduu
eksiksiz siyasi sempatisi ve mkemmel hkmdar niteliiyle, akn frank elilerinin
nnde kendisine inanm fanatikleri bir iaretle uuruma attran Hahailerin byk
nderi, o korkun "Dan Eskisi" gibi grlmediini kim bilebilir onun.
mparatorun Filistin'e gitmeden nceki ve gittikten sonraki dnemde benimsedii
dou geleneklerinin ok ak ama ok da temel yanlar stnde uzun uzadya durmaya
caz. Sicilya Arap-Norman uygarlyla hibir zaman kopmayan srekli ba Friedrich'in saraynn Douya zg en renkli zelliklerinin aklanmas iin kendi bana yeterlidir belki: inan, dil ve giyim kuam asndan Mslman olan ve imparatorluk do
kuma atlyelerine (Sicilya'da kurulmu olduu kukulu ama Akdeniz sarazen sarayla
rnda kesinlikle bulunan Arap forozlarnn miras) bal saray olanlar (Arapa glman,
fityan), lenleri ve hamamlar, yrtc hayvanlarn kafeslerini neelendirmekle grevli
kadn arkclar. Bu tr bir egzotizmin-hal seferleri deneyimiyle, yaratlm olmaktan
ok her ynyle glendirilmi olan- Friedrich'i, kesin biimde Mslmanl kabul et
mi olmakla, Doulularn sefih yaamn ve bu gibi alkanlklarn benimsemi olmakla
sulayan papalk yanllarnn savlarna gl kantlar saladndan kukulanlmaktadr. mparator bu sulamalara kar kendini koruyor ve tm kuku eken unsurlara kar
masum bir aklama getiriyordu (haremdeki kleler basit el sanatlaryd; arkclarsa
btnyle estetik bir zevkin kaynaklar vb). Bunlar muhtemelen gerein beri yannda
kalan aklamalard, tpk onu karalayanlarn hayal glerinin ve hnlarnn gerein
te tarafna gitmesi gibi. Dounun maddi uygarlnn, dnemin Bat uygarlndan ok
daha zengin ve ince olmasnn Friedrich tarafndan zmlenmesi gerekli bir deer gibi
anlalm olduu hi kuku gtrmez; ve bu konuda, karmak kiiliinin baat unsur
larndan biri olarak kalan, dinsel sorunlar karsndaki konformist olmayan tavr yar
dmc olmutur kendisine. Ama gene uras da kesindir ki dinsel konulardaki konfor
mist olmayan karakteri, dou uygarl ve geleneklerine kar duyduu sempatiyi slam
dini inancna entelektel ya da duygusal bir katlmaya dntrmemitir hibir zaman.
nk onun "materyalist" dnya grne Hristiyanlkta olduu gibi Mslmanlkta
da ters gelen zellikler vard. Bu konuda Mslmanlarn kendi izlenimlerinin neler ol
duunu grdk. Bu "Sicilya Sultan"nn slam uygarl iindeki ortodoksluu kukulu
C o g t o , B a h a r '95
315
Francesco Gabrieli
dur; basit siyasi nedenlerden olsun, daha derin manevi gerekliliklerden olsun, Castel Fiorentina'daki Hristiyanlnn sonuna kadar, hibir zaman btnyle kopmak isteme
dii Hristiyan inanc iinde olma durumu ne kadar kukuluysa o da o kadar kukulu
dur.
*
imdi temel ilgin unsuru am bulunuyoruz ve Friedrich'in en kesin bilimsel ve
entelektel zellikleriyle Mslman kltryle olan ilikilerine gz atabiliriz. mparato
run Mslman kltrne kar ilgisi-bize kadar ulam tanklklar araclyla kafamz
da yeniden canlandrabildiimiz kadaryla-esas olarak iki alan kucaklamaktadr: teknik
alan ve Arap kltr araclyla kendisi ve antik dnemin felsefi ve bilimsel dncesi
arasnda gei ilevi gren alan. Bu ikili ilgi olaanst bir durum oluturmuyordu n
k Bat dnyasyla (bunlarn banda sanyorum spanya geliyordu) entelektel bir iliki
kurabildii her yerde dneminin en aydn kafalarnda ortak bir zellik olarak gsteri
yordu kendisini. Bununla birlikte Schwaben prensi zeksnn canllyla, kendi kiisel
etkileriyle ve kiiliinin gcyle bu kltre ok ilgin bir zellik kazandrd. Kendisini
en fazla ilgilendirmi olan dou teknii doanclk olmu, bir yandan da kpekli ava
kar byk bir tutku beslemitir; bilindii gibi bu etkinlii kendi iinde incelemi ve za
manmza kadar gelmi bilimsel yazlaryla da zenginletirmitir (De arte venandi cum
avibus). Friedrich bu alandaki almalar iin doudan ara gere getirtmitir; Msl
man doancs Muamin'in Theodoros tarafndan Arapadan latinceye evrilen alma
sn Faenza'daki konutunda gzden geirmi ve gerekli dzeltmeleri yapmtr. Dou
kpekli avna getirdii teki katklar kendi yapt almann nsznde aka gr
lr. Kpekli av sanatndan asl bilim dallarna geecek olursak (astronomi ve astroloji,
optik, matematik ve metafizik), Friedrich'in iki dnya arasnda, dou ve bat arasnda
araclk yapm olan ve Haskins ve De Stefano tarafndan zellikle incelenen temsilcileri
ve muhabirleri kar karmza. Grubun en nemli kiisi Michael Scot, Friedrich'in ev
resini, bir yzyl nce Cremona'l Gerardi ve antik Arap bilimini Bat iin yorumlayan
teki byk dilmalarn yeteneklerini sergiledikleri Toledo eviri merkezine balayan
bir halkadr. Michael 1217'den 1220'ye kadar Alpetragio'nun evirisine alt Toledo'dan Bologna'ya geer ve, 1227'den 1235'deki lmne kadar Friedrich'in sarayna
baldr ve ona, Arapadan bni Rd'n yorumlad, ya da (hayvanbilimle ilgili b
lmleri iin) bni Sina'nn hazrlad Aristotelesi yazlar evirir. Sarayn br filozofu
ve astrologu Theodoros dou kkenlidir kesinlikle. 1236'da Friedrich'e Msrl el-Kmil
tarafndan gnderilmitir, yalnzca ila ve urup satcs deil, dou ileri iin evirmen,
sekreter ve aktif bir eli olmutur. mparatorun evresinde evirmen ve sekreter olarak
baka isimler de grlmtr: Palermo'lu Giovanni, Palermo'lu Musa; kltrel deiim
lerin tayclar doutan nitelikli ya da iyi eitimli Arap kkenliler ya da Sicilya yahudileri. Bununla birlikte imparatorun evresinde toplandn grdmz kimseler yal
nzca doubulimciler ya da yar yarya dou bilimciler deildir, yalnzca MslmanArap bilimiyle uraan bilginler olan katksz doulular da vardr bunlar arasnda; Fri
edrich kendileriyle dorudan grmeler yaparak ya da mesaj alverii ve anket yoluy
la, matematik, fizik, felsefe stne teknik sorunlar tartmtr. El-Kmil'in matematiki
si Alaeddin el-Hanefi Friedrich tarafndan ortaya atlan bilimsel problemlerin Suriye'de
ki uzmanyd. mparatorun Mslman bilginlerine sorduu br optik problemleri ko
nusunda (bunun da hal seferi srasnda olup olmadn bilmiyoruz) baz izleri de XIII.
yzylda Msr'da yaam bir bilginin yaynlanmam bir kitabnda buluyoruz. Fried
rich H'nin anlaryla ilgili en nl yaz spanyol filozof ve mistii bn Sab'in'in (1217-
316
C o g t o , B a h a r '9 5
1271) kozmoloji, psikoloji ve metafizik stne "Sicilya sorulan"dr. Ibn Sab'in hkm
dar muvahhidi halifesi Raid'in istei zerine, belli bir skolastik incelii olan ve doulu
bilginlere dnyann sonsuzluunun aristotelesi retisi, metafiziin amac ve a priori
'leri, kategoriler, ruhun zellii ve hatta Kuran'n baz antropomorfik ifadeleri stne
drt (ya da be) soru sormu olan inansz "Romallarn Kral" na seslenen ironik zellik
ler tayan bu kompozisyonu yazd. Arap filozofonun yant slam mistisizmiyle (sufilik)
sslenmi, slmlatrlm aristotelesi retilerin ayrntl bir biimde sergilenmesiydi;
ve bu sorularn kuramsal olarak imparatorun gerekten ilgisini ekmi olduunu kabul
ederek yaznn Friedrich'e ulap ulamadn, onun iin evrilip evrilmediini (zgn
metni dorudan anlayabilmi olacan sanmyoruz), bu yazdan gerekten ne gibi ya
rarlar salyabilmi olduunu bilmiyoruz. nk bu sorularn ou zaman ivedi ente
lektel gereksinimleri doyurmaktan ok, bilim gsterisinde bulunmak ve muhataplar
nn kafalarn kartrmak iin formle edildiini biliyoruz.
Friedrich'in ok yakndan ilgilendii bu Arap kltr ve bilimine yle btncl bir
bak atarsak, zellikle ortaa sonunda, sonra Rnesans dneminde Bat'nn dikkatini
ekmi olan dallarla ilgilenmi olduunu gryoruz: doa bilimleri olsun, ruh bilimleri
olsun, bunlarn hibiri dou dncesinin z rn deildir, Dou Mslmanlnn
entelektel etkinliinin en verimli yzyllarnda derleyip gelitirmi olduu antik, klasik
bir mirasn ou zaman zgn bir biimde ilenmesidir. Bylesine eski bir kltrel mi
ras da, ar biimiyle, zgn metinler halinde ve en nemli statlarn yaptlarm eskiciler
den ayrarak, dncenin ve antik bilimin byk isimlerini tarihsel perspektifleri iine
yerletirmi olan gerek bir deerler hiyerarisi iinde gememitir Dou'ya: her iki ala
nn iine giren metinler Dou'ya, daha ok kark biimde ve ge dnem antikitesinin
bulaclyla birlikte gelmitir. Orada Platon, Aristoteles ve Plotinos'la, gerek Aristo
teles, yeniplatoncu yorumcularyla, gerek Hippokrates, Euklides ve Ptolemaios da ken
dilerine maledilmi olan bir yn sahte yazyla kartrlmtr. slami Dou, bu kalt ka
bul ederken, daha sonra kendi dinsel anlamalaryla uygun hale getirmek iin elden ge
irmek zorunda kalmtr: ama kimi zaman da -fizik, matematik ve doa bilimleri ala
nnda byledir durum- ok ileri deneysel aratrmalarla dou giysilerinin altnda antiki
teye oranla gerekten ileri doru bir adm atlm olduunu grebiliyordunuz. Eski Yu
nanistan'n dehasn gsteren bylesi bir bilimsel-felsefi kalt latin Bats'nn, Toledo'lu
evirmenler bilge Alfonso'dan, bizim bilgemiz, Apulia ve Sicilya'nn dahi ocuu Hohenstaufen'e kadar en soylu kafalarn bylemitir. Yalnz, nclleri ve adalan spanya'y esas olarak iki uygarln potas gibi dnrken ve bu potadan bu ekilde
grdkleri Dou kltrne girmeye altklar srada Friedrich Yunan-Arap biliminin
merakllarnn belki birincisi, ve hi kukusuz en nemli kiisi olmutur; onun yaamn
daki olaylar, olanaklar ve eylem alan, bu kalt dorudan doruya Dou kaynaklarn
dan elde etmesine olanak salamtr: nce Sicilya'nn kendisi, sonra Suriye ve Filistin,
ve daha sonra da -edindii dostluklarla- Msr ve Afrika. Astronomi, matematik, fizik,
zooloji ve tp alanndaki Yunan ve Mslman otantik deneysel biliminin deerli unsur
lar onun yaamna bu yollarla girmitir; ve gene bunlarla birlikte bilimin direngen st
yaps(doal olarak bugnk gibi olduunu sandmz ama dnemine gre otantik ol
mad sylenemeyecek olan bilim): Friedrich'in dmanlarnn, afaroz edilmi impara
torun zellikle dinsizliini grdklerini sandklar astroloji, simya ve by. Modern bili
mi, kendi kahramanlar ve kendi kurbanlar olan yzyllk bir alma sreciyle ortaya
kabilmi Kantorowicz'in ok gzel tanmlad gibi "Dou'nun etkisine ak, Akdeniz'e
zg son antikite dnyas".
C o g it o , B a h a r '95
317
Francesco Gabrieli
318
C o g t o , B a h a r '9 5
not bile yoktur) ya da spanyol ve Dou iirini dorudan tanmtr. te yandan Friedrich-hangi lde ve nasl olduunu belirliyemiyoruz- Dou'da XIII. yzyl sonundan
itibaren Harun Reid'in Badat'taki saz airi Abbas bn el-Ahnaf'la balayan ve Dou'da
ve Bat'da bir Arap iir gelenei olarak sren ve ak klelik, bamllk, adanma olarak
gren bir anlaya dayal lsz klasik Arap ak iiri konusunda baz dorudan dene
yimlere sahip olmu ta olabilir. Ama XIII. yzyl banda Alpler'i aarak Kuzey tal
ya'nn entelektel ve toplumsal yaamn etkilemi olan saz airlerinin iirindeki halk
dilinde sicilya iirinin dorudan bir gemiini grme konusunda ok temkinlidir; bura
da ele almaya altmz Friedrich'in "Arap" aratrmalar aslnda bize onun baka et
kilere de ak olduunu, okynl kiiliinin Dou egzotizmine kar duyduu sevgiyle
kstlanamayacan unutturmamaldr. Bu arada Provence'llarn da ksmen Pireneler'in
te tarafndan gelmi biim ve ierikleri yarmadann kuzeyinde ve hatta gneyinde
domakta olan talyan iirine aktarm olmalar olasl dnlebilir. Arap dili ve ede
biyat uzmanlar bu olasl kesinlikle dlama eiliminde deildirler ama bu dnceyi
genelleyecek ve kesinleyecek durumda da deildirler. Bu olaslk her halkrda Dou
ve bizim iirimizin ilk sesleri arasnda dolayl bir etkiyi yanstmaktadr.
Bu incelemede byk Schwaben'n siyasal ve entelektel yaamnn bir unsurunu
belki biraz yapay bir biimde dladmzn farkndayz. Sayg uyandran, gizli kapakl
yanlar da olan ve romantik vakanvisler inanmak istemese de dneminin yavanlkla
rndan pek de syrlamam kiilii kendi dnemi ve ncelemeleriyle bir ym ilgi, tutku
ve ba iinde yaylr; bu kiilik, evresinde oluan ve 1950'de lmnden yedi yz yl
sonra yaplan anma trenleri dolaysyla younlaan dzenli tarih almalar eksiksiz
biimde dorulanmtr. Kendilerini duyuran saysz yetkili ses iinde bizim mtevaz
abamz Friedrich'in yaamnda, beikten mezara kadar yer tutmu olan (kesinlikle sy
leyebiliriz bunu) Dou uygarlnn rolyle dorulanmtr. nk yabanc Mslman
Kheiron Palermo krallk saraynda ocua, Sicilya'da antik Palermo camisinde- imdi
katedral olmutur- yzyl boyunca egemen olan Mslman inan ve kltrn ak
lad ve, yolculuunun sonunda onu, zerine belirgin biimde dou hkmdar nvanlar ilenmi deerli Arap kumalarna sarlm halde kabul etti. Mezara konurken ken
disine giydirilen ilemeli giysiye Arap harfleriyle yazlm olduu gibi Dou Araplarnn el-Imbratur'vL, birok Batl dost ve dmann sultan' yedi yzyldr burada yatyor.
Despota atafat, kaprisler ve kabalyla ve zel yaamndaki dzensizliklerle sultan;
ama Badat'l Memun ya da Kurtuba'l Abdurrahman gibi doymak bilmez bir bilme is
teiyle, sanat koruyuculuuyla, kaygl entelektel merakyla da sultan. Son verto di
Soave'de bu niteliklerini reddetmi romantik vakanvisin dncelerini gzden geir
mesi gerekmez, ona olan hayranlk ve sempatimizi belirtmemiz iin bunlar yeterlidir ve
baka hibir eye gerek yoktur.
Francesco Gabrieli
(Roma)
talyanca'dan eviren: Gabrielle Cabrini
Franszca'dan eviren: l.Y.
C o g it o , B a h a r '9 5
319
Sa r i K i r m i z i
Sy a h B e y a z
Cneyt Akaln
Balk size artc gelebilir, onun iin hemen vurgulamak istiyorum; bu bir Galata
saray yazsdr; ancak bu Galatasaray yazsn bir Robert Kolejliye, mer Madra'ya bor
lu olduumuzu da hemen eklemeliyim. Ondan gelen bir talep olmasayd, binlerce kez
aramzda konutuumuz fikirler yine lafta kalacak, havaya savrulup gidecek, kt ze
rine dklemeyecekti.
Arredamento Dekorasyon adl mimari tasarm dergisinin editrln yapan arkada
m mer Madra, bir gn durup dururken "Galatasaray'la ilgili bir yaz yazar msn"
diye bir soru sordu, sonra da her zaman yapt gibi glmseyerek tasarsn ayrntla
ryla amaya koyuldu. 130. Kurulu Yldnm nedeniyle geni kapsaml bir Robert
Kolej yazs yazmt. Yaznn aratrmas srasnda ok ilgin malzemeler de bulup
karmt. Robert Kolej'in tarihi binalarnn mimari zelliklerini belirleyen ayrntl plan
larn yansra, telgrafn mucidi nl Samuel Morse'un Robert Kolej'in ilk mdr Cyrus
Hamlin'e "icad ettii telgraf aletinden k bir takm" bir mektup eliinde armaan edi
inin belgelerini de bulduunu syledi. (Bu ok keyifli yazyla ilgilenenler Arredamento
Dekorasyon'un 1993/12. saysna bakabilirler). Yani beni kkrtmak iin elinden geleni
yapt. Ancak daha yola kmadan, derginin bir mimari tasarm dergisi olduunu hatr
latt ve Galatasaray'n Beyolu'ndaki tarihi binasnn plann, mimari zelliklerini de is
tediini vurgulad.
Madra'nn Arredamentodaki yazsna yle bir gz attm; "19. yzyln sonlarnda
balayan eitim-retim izgisinin gelenee dnerek bugn gelip dayand nokta"
320
C o g t o , B a h a r '9 5
irdeleniyordu. Buna Galatasaray cephesinden bir o kadar keyifli bir cevap yollamak ge
rekiyordu. Hemen o anda yazy kafamda tasarladm. Bir iki arkadamn, konuya ilgi
duyan bir iki aabeyin kapsn alacak, yardm isteyecektim. Sonra da oturup yazacak
tm. Kolej'in ve Madra'nn Hamlin'leri, Morse'lar varsa, Galatasaray'n mzesinde kimbilir kimler vard!
Kollar svadm ve ie koyuldum. lk bir iki giriim umut verici olmad. Aldm
yantlar ounlukla "sen en iyisi Ahmet'i, Mehmet'i ara" eklindeydi. Bir iki aabey zi
yaretinden de eli bo dndm.
Baktm olacak gibi deil, Liseye gidip oradaki kaytlar taramaya karar verdim.
Plan orada da yoktu.
ler umduum gibi gelimiyordu.
ansm denemek iin okulun eski mdr muavinlerinden emekli hocamz Fehruzat Bey'i evinde ziyaret etmeye karar verdim. Geri corafyac hocann mimari tasarm
la ne ilgisi olabilecei sorusu hemen akla taklyordu ama Fehruzat Bey7in belleinin g
c herkese biliniyordu. stelik yllarca mze ile uramt.Yardmc olabilirdi.
Fehruzat Hoca'nm bellei hl berrakt ama ancak yaadklarn anmsyordu. Bi
nann ne zaman ve kim tarafndan yapld konusunda bir fikri yoktu. "1907 de byk
bir yangn olmu, ahap merdivenler yanm, mermer merdiven basamaklar o zaman
yaplm." Fehruzat Hoca da bir iki tahminde bulundu, bir miktar akl yrtt ama ite
o kadar... Hayal krklna uradmn o da farkna vard. "Sen en iyisi bunu Ziyad
Ebzziya'ya sor" dedi. Ziyad bey o sralarda ar hastayd, misafir kabul edemeyecek
durumdayd; nasl yapaym da ziyaretine gideyim derken rahmetlik oldu. Bir kap daha
yzme kapand.
Hayal krkl fkeyi besliyordu. bir mimari dergisine yazlmas tasarlanan bir
yaz olmaktan km, gerekle yzyze gelen birinin isyanna dnmt. Koskoca
Galatasaray bu kadar kaytsz kuyutsuz muydu?
inada binmiti. Camiada kimse bilmese de, bu kentte yaayan birok sanat tarih
isi, mimari tarihi vb. vard. Onlardan renebilirdim. Bu amala kapsn aldm bir
ka hocadan da eli bo dndm.
Sonunda Pars Tulac'nn Balyan Ailesi kitabnda ksmi de olsa kimi bilgilere ula
tm.
"1848/49 da bir kez daha yanan eski ahap binann yerine kargir olarak yaplmas
na Sultan Abdlmecid dneminde balanan bina, padiahn lmnden sonra kardei
sultan Abdlaziz tarafndan Garabet Balyan ve kuyumcuba Boos Bey'e tamamlattrlmtr (1862). Abdlaziz tarafndan babas II. Mahmud'un "Adli" mahlasna balayarak,
"Adliye Klas" olarak adlandrlan ve bir kla olarak tasarlanan Galatasaray Klas,
1868'de Sultan Abdlaziz'in emriyle ve Mekteb-i Sultani adyla ada bir okul haline
getirilmitir. 1908 ylnda bir yangn daha geiren Galatasaray Lisesi esasl bir onarmla
bugnk grnmn almtr." (Tulac, s.164).
stelik o sralarda yani Beyolu'ndaki Lise binas ile uratm srada, 120 ksur
yllk ilim-irfan ocana bir kocaman halka daha eklenmi ve Galatasaray niversitesi'nin kuruluu tamamlanmt. Ortaky'de yllardr ilkokul blmnn kulland bina
da niversite'ye tahsis edilmiti. Bu binayla ilgili olarak da sorunlar vard. Binann bir
Osmanl Saray olduu biliniyordu " XIX. yzyln ortalarnda yaplm bir Feriye Sara
y" cmlesi herkesin aznda dolayordu ama ite hepsi bu kadard.
Pars Tulac'nn Balyan Ailesi kitabnda Galatasaray Lisesi'nin Beyolu'ndaki binas
hakknda bulduum bilgileri, Ortaky'deki eski Saray binas hakknda bulamadm,
C o g t o , B a h a r '95
321
Cneyt Akaln
sadece Tulac da deil baka herhangi bir kaynakta da Ortaky'deki tarihi bina hakkn
da anlaml bir bilgiye rastlamadm burada zlerek belirtmek zorundaym.
H aya lla rden G ereklere
Olay bir anda mahiyet deitirmi , Arredamento'mn sayfalarnda bir dostla nostal
jik sylei d, yerini karamsarla brakmt. Nasl olur da Trkiye'nin batllama
hareketinin temel ta, yce Fikret'in deyii ile "Bat'ya alan pencere"si, tarihte (sadece
bizim deil kimi Balkan lkelerinin bile tarihinde) iz brakm bir okul hakknda, stan
bul'un merkezi Beyolu'nda bulunan ve stanbul'un siluetinde kocaman bir yer kapla
yan yz ksur yllk ta bina hakknda en temel bilgilerden bile yoksun olurduk?
Ne yazk ki, gerek buydu. Yazy yazamayacam utana skla Madra'ya bildir
dim; sonra da bir vicdan muhasebesine giritim kendi iimde. Biz yllar yl camia olarak
birbirine bal, feyz aldmz kuruma bal, alkan, iyi yetimi insanlar olarak tann
mtk bu lkede. Bununla vnmtk. Ama madalyonun bir de teki yz vard.
K o l K i r i l i p Y e n n d e m K a l m a l i?
Btn camialar, cemaatler gibi Galatasaray camias da tutucudur. Kolay kolay de
imez, onu deitirmek iin sa solu ekitirenlerden de holanmaz. vlmek, ycel
tilmek, szedilmek, bahse konu olmak keyiflidir ama eletiri yle mi? Hele bu eletiri d
ardan geliyorsa ya da herkesi nnde yaplan ak bir eletiriyse...Ancak anlalmas
olas olan bu eilim, her trl eletiriyi dlad anda ada olmayan bir nitelie br
nr.
Vicdan muhasebesi beni saydamlk ynnde zorlad. Birok dostun, arkadan k
zacan sanmama, kestirmeme ramen, camiann cok ciddi bulduum bu eksiklerini
kamuoyu nnde tartmaya karar verdim. Bunun hepimiz iin kamlayc bir etkisi
olacan dndm.
Kararmn doruluunu yanlln zaman gsterecek.
Sonra da yaznn bu blmne "sar-krmznn karas" adn vermenin uygun ola
can dndm..
* * *
Enis Batur'un giriimiyle Yap Kredi Sermet ifter Ktphanesi'nde " Sal Toplan
tlar" kapsamnda dzenlenen "Trkiye'yi Yneten Okullar" dizisi, son derece yararl
ve bir o kadar da zamanl oldu. Cumhuriyet'in ciddi saldrlarla kar kara bulundu
u bir dnemde, bizleri Cumhuriyet'in kimi temel kurumlan hakknda kafa yormaya
zorlad iin Enis Batur'a teekkr borluyuz.
Bir Galatasaray'l olarak ben de bir sredir "Mektebi Sultani" nin zerinde kafa yo
ruyordum. Kimi neo-liberallerle birlikte slamclarn estirdii rzgr tozu dumana kat
mt. "Artk eskidi! Dinozor!" edebiyat ile Cumhuriyet'in kimi kurumlannn kellesi is
teniyordu galiba. Bunlarn arasnda Galatasaray da var myd? Bu rzgrn dinmesini
mi beklemeliydik?
Rzgr dinmek bilmedi, yer yer frtnaya dnt. Bir ok aydn nne katarak
srkledi. lkenin nitelikli insan ihtiyac ne id belirsiz bir "prensler" politikas ile
karlanmak istendi. 200 yllk batllama kavgasn bir izgide silip yok etmek isteyen
ler, adalamann tm temel eitim kurumlarma dudak bktler, Galatasaray'n yan
sra stanbul Teknik niversitesi'ni, Harbiye'yi, Tbbiye'yi, Darafaka'y vb. bir yana
322
C o g t o , B a h a r '95
Sra geldi yaznn esasna, ana fikrin ana fikrine. Yani, binann mimari plann, ay
rntl izimlerini, btn statik hesaplarn bulsaydm bile, Madra'ya Galatasaray'dan
postalamaktan keyif duyacam malzemeye. Madra'nn deyiiyle "eitim-retim izgi
sinin gelenee dnmesi"nin sar krmz renkler tayanna.
Sevgili Madra, sylem isin bana Trkiye'nin "adalama kavgas" iinde nemli
C o g t o , B a h a r '9 5
323
Cneyt Akaln
roller oynayan bu iki byk eitim kurumundan yani Galatarasay'la Robert Kolej'den
hangisi daha ok gericilerin saldrsna urad?
Neyi kefettim biliyor musun? "Eitim-retim izgisinin gelenee dnmesi" s
recinin ilk aylar, buna ilk yllar da diyebiliriz, Galatasaray'da ok sancl olmu; pek
ok mcadele yaanm; galiba Galatasaray'n gcnn srr burda yatyor.
Gnmzde zaman zaman slamclar urayor Galatasaray'la ama ilgintir kuru
lu aamasnda yani 1968 de tepki baka banazlardan, kimi Musevi ve Katolik din
adamlarndan ve yabanc politikaclardan geliyor. Galatasaray'n kuruluunda byk
emei geen ve stanbul'daki grevinden sonra Fransa'nn Cezayir Eitim Mdrl
ne atanan Lisenin ilk mdr M. De Salve ( Lisenin Tevfik Fikret Salonu'nda Sultan Abdzaziz'in, Ali ve Fuat paalarn resimleri bulunur, M. de Salve'inkini de asmak kadir
bilirliin gerei olmaz m?) o zor gnleri bak yle anlatyor:
"Katolikler memlekette mnteir (yaygn) bilumum edyana (dinlere) mensup ana
sr (unsurlar) yanyana toplayan ve hepsine ayn himayeyi baheden bu messeseye
mzaharetten (yardmc olmak) imtina ediyorlard (kanyorlard). Mektebi Sultani'nin
kadndan (al) evvel Papa tarafndan ittihaz edilen (alman) bir karar Katoliklerin
ocuklarn bu mektebe yazdrmaktan menediyor ve aksi halde Kilisenin himayesine
hazhar olmayacaklarn ilan eyliyordu. Bu memnuiyet(yasaklama) birka ay sonra tecdit
(yenilenme) edilmi ve umuma ilan olunmutu. Katolikler muhtelif rklarn birarada bu
lunmasnn gya Katolik ocuklarnn ahlakna tesir icra edeceinden korkuyordu. Hal
buki mektebin ilk iki senesinde sui (kt) hareketlerinden dolay tardedilen (cezaland
rlan) Katolik talebenin adedi, dier dinlere mensup talebenin miktarndan be defa da
ha fazla idi ( Ergin, c. 2, s. 604).
Madra, bu satrlar byk bir olaslkla Katolik kkenli ama hi kukusuz bir aydmlanmac olan bir byk eitimciye ait.
P a pa ve H a h a m la r
Banazlkta Katolikler tek balarna deiller. Kimi Yahudi din adamlar da onlarla
ayn tepkileri gsterirler. M. de Salve bunlar da yle anlatyor:
"Yahudiler... ocuklarnn hristiyanlarn idaresine tevdi edilmi olan bu slam mek
tebine gndermeye karar veremiyorlard. Bunlardan en az mutaassp (banaz) olanlar
mezheptalar iin branilerin dini evarimine (emirler) tevfikan (uygun olarak) ayr ye
meklerin ihzar (hazrlama) edilmesini talep etmilerdir ki bu hal esas itibaryla mektebe
ithal edilmesi (getirilmesi) matlup olan (istenen) vahdeti anasr (unsurlarn birlii) fikri
ni ihlal edecekti" (Ergin, c. 2, s. 604)
Dahas var: Rum patrii retimde fennin ana dili olan Yunancaya yeterince yer
verilmediini ne srerek Rumlarn okula girmesini yasaklayan bir karar alr. Rus sefiri
gnatiev ise Rus dili ile eitim yapacak bir okulun almas iin Trk hkmetine srarla
baskda bulunur ama sonu alamaz.
stanbul'daki Ermeni-Katolik patrii de kendi cemaatinden ocuklarn Mekteb-i
Sultani'ye gnderilmesini yasaklar. Osmanl eyhlislam da Mslman ve Hristiyan
genlerin bir arada okumalarnn dine aykr olduunu ileri srer.
Ama hibir ey hayatn yasalarna galebe alamaz. Bir yl iinde Rum Ortodoks,
Musevi, Katolik, Mslman, Bulgar, Ermeni btn renciler etle trnak gibi kaynar
lar. Banazlarn fetvalar fos kar.
te "Tanzimat aydnnn simgesi" olduu sylenen Galatasaray byle bir ortamda,
banazla kar mcadele iinde doar ve geliir. Laik-dnyevi eitimin lkemizde
324
C o g t o , B a h a r '9 5
C o g t o , B a h a r '9 5
325
E r g d er Y o ld a : B r P o rtre
D enem es
Merve Erol
Ergder Yolda'm k '60 'lara rastlar. Altn MikrofonTu devrin nemli kompozi
trlerinden biri olmasna ramen, biraz da devrin mzik tutumundan, popler mziin
(ya da Trk Hafif Mzii'nin) ayaklarnn daha yere basmyor oluundan dolay, asl Er
gder Yolda meydanda deildir. En nemli baarlarndan biri mer Aysan'a Altn
Mikrofon Msabakas'nda "Kara Kuzu"yla nclk kazandrmasdr ki, bu, onun "
raklk" dnemidir.
"Kalfalk" dnemi, ' 70'ler. zellikle Paul Mauriat orkestrasnn etkisiyle. Trki
ye'de de enstrmantal mzik yapan gruplar kurulmaya balanr. Yolda'la ayn kalplar
iinde incelenebilecek Timur Seluk'un da benzer bir orkestra kurup enstrmantal plak
lar doldurduu yllarda, Yolda da "Ergder Yolda Hafif Trk Mzii Oda Orkestra
s" n kurar ve plak yapmaya balar ("Anadolu Rzgr", "Aynalar" vs.) ileride en yetkin
rneklerini verecei mziinin ipular bu plaklarda yatar: Anadolu rock arklarnn pi
yasay ele geirdii dnemde, kk Anadolu olan zgn bestelerini batl sazlara uygula
maktadr. Yine ' 70'lerde, Trkiye'nin nde gelen mzisyen kadrosunu iinde barndran
stanbul Geliim Orkestras'nn kurulmasna nayak olmu ve eitli sanatlar iin (Ay
la Algan vs.) arajmanlara devam etmitir.
1980'lere gelindiinde Ergder Yolda'm "ustalk" dnemi balar, Attil lhan'la ta
nmasna kout olarak. Devir, arabeskin btn kaplar krd sarsntl 12 Eyll devri
dir ve iyi mziin neredeyse hi duyulmad ya da kk bir elit tabaka iinde skp
kald o dnemde, Ergder Yolda, "Sultan- Yegh" gibi ok salam bir para yapar
ve ayn ad tayan albmle ustaln ispat eder.
C o g t o , B a h a r '95
327
M erve Erol
"Sultan- Yegh"tan sonra yine bir lhan-Yolda ibirlii geldi: "Elde Var Hzn".
Albm Nev' ve Bk'den derlenen "Handan"la alyordu, bu ark, albmden kan ilk
(belki de tek) hit oluyor ancak "Sultan- Yegh"m baarsna ulaamyordu. Sadece intro'suyla bile bal bana bir inceleme konusu olabilecek "Elde Var Hzn" ise mzikalitesi ok yksek ama poplerleemeyen bir ark olarak zihinlerde kalyordu.
Albmde Yahya Kemal, Cahit Stk ve Net'den de yararlanlmt ve orkestra, yi
ne stanbul Geliim Orkestras'yd. Mzikal anlamda ergder Yolda'n grafiinin gitgi
de ykseldiini mjdeleyen albmn yeterince ilgi grmemesinin tek sebebi; kukusuz,
"Sultan- Yegh" ya da "Mihrimh" gibi kolay aklda kalabilen ezgilerden yoksun olmasyd."Elde Var Hzn"den sonra Nur ve Ergder Yolda'n yollar ayrlr. Ergder Yol
da televizyon dizileri iin mzik hazrlamaya balar. Son nemli almas da Esin Af
ar iin yapt "Mevlna" besteleridir.
Elbette, Ergder Yolda'n tm almalar iki albmle snrl deil, her ne kadar o
iki albmle dehasnn doruuna ulam olsa da. Efsane nitelii kazanan Bach zerine
3000 analizi ve klasik eserleri, oratoryolar da var Yolda'n ancak piyasaya kmadklar
ve gizliliklerini koruduklar iin yazmza konu olamyorlar.
zetlersek, Ergder Yolda, hem klasik bat mziiyle hem klasik Trk musiksiyle
ainaln mziine ada kalplar iinde, kendine zg yntemlerle aktarabilmi, m
met dneminin kltrel mirasndan ulusal bir kltr yaratmada azmsanamayacak sen
tezler retmi ve bunu halk katmanlarna yayabilmi ok nemli bir sanat ve mzii
mizde es geilemeyecek bir byk ustadr. Sanrz, onun sonraki kuaklar zerindeki en
byk etkisi, sahip olduu tarih bilincini sanatna aksettirmesindeki dehas olacaktr.
Bu kk Ergder Yolda incelemesinde ksa da olsa lhan/Yolda ilikisine dein
mekte yarar var. Attil lhan, yllarca, "Ulusal Kltr Sentezi" adn verdii bileim ze
rinde alt ve bu dorultuda eserler verdi. ok zetle, sorun, gemiinden faydalanma
sn bilen ve onun zerinde ykselen ama ona saplanp kalmayan ada bir ulusal kl
tr yaratabilmekti. Yolda bu metodun rneklerini '70'lerde verebilmiti; ancak, Attil
lhan'la tanmas, onun, bu kavram erevesinde ok daha kaliteli eserler verebilmesine
yol at.
Denebilir ki, Attil lhan'n edebiyatta yaptn Ergder Yolda da mzikte yapayor ve ar klasik musikden yararlanarak yeni araylara giriyordu.
1981 ylnda piyasaya kan "Sultan- Yegh" albm genelde tabann divan ede
biyat ve musiksinden alan, halk edebiyatna da Pir Sultan Abdal'n "Km r Gzlm"yle dayanan bir albmd. Bestelenen iki iir Attil lhan'a aitti ("Sultan- Ye
gh" ve "Mahr"). Nedm, Abdlhak Hamit, Seyit Nesim gibi airlerin iirleri de Erg
der Yolda'n iirlerinin yannda bestelenmiti. Kapaktaki minyatr albmn yaps ve
karakteri konusunda yeterli ipucu verebiliyordu. Devrin nemli mzik akmlarndan
-bugnk techno'yla zdeletirilebilecek- "disco", arklarn altyapsn oluturuyordu
("Disco Segh") ve styapsal enstrmanlar stanbul Geliim Orkestras'nm nde gelen
isimleri tarafndan alnyordu (Garo Mafyan, Seluk ve Uur Baar vs.)
Albmn tutulmasnda en nemli paylardan biri, phesiz, Nur Yolda'a aitti. Kla
sik Trk mziinde fazla canl kaabilecek ses rengi ve yorumu, Ergder Yolda'n ar
klar iin biimi kaftand. arklar "lk la" sylyordu ama hem arklarn
zn verebiliyordu, hem de gerekli gerilimi salayabiliyordu.
328
C o g t o , B a h a r '9 5
E r g d er Y o ld a 'i
" K u r t a r m a k t a n " V a z g e t l e r (,)
mit Bayazolu
C og t o , B a h a r '9 5
329
mit Bayazolu
yle ise elbirlii ile Ergder Yolda' kurtarmak lazm. Ama kurtarmadan nce ona
imdiki halini mazur gsterecek, rating'i topuundan, tiraj gznden vuracak efkati
mize layk bir biyografi yazmak gerekiyordu. Gemii tarand, imdiki lgn seiminin
ipular yllar ncesinde arand. Bulundu da, zaten o, o kadar uuk biriydi ki, vaktiyle
bir sabah, iki rak iesinden birine tuz, dierine eker koyup sulandrdktan sonra, bir iple bala
yp boynuna asm, bir eline kk patates, dier eline de sar bakkal defterini ald gibi Laleli
yokuunu bir aa bir yukar yalnayak halde komu, Aynal hamamn orda kere etrafnda
dndkten sonra, 'Brechtvari bir deneme' yaptn sylemiti.
1970'te bir trafik kazasnda kaybettii annesinin lmn Afrika'da haber almt, ce
nazesinde bulunamad iin byk bir sululuk duygusuyla kvranyordu. 1958'de konser
vatuar terkedip Avni Dilligil'in tiyatrosuna girmi, bir turne srasnda otobs Asi neh
rine umu, skenderun'da bir ay hastanede tedavi grmt. Ayn yl ona iki evlat ve
ren ilk eiyle, 16 yl srecek evliini yapt. Bestelerine uygun bir ses ararken, kader nne
Nur Yolda' karmt. Onunla evlenebilmek iin yuvasn ykt, hayatnn on yln adad
bu kadndan bir olu oldu. 1983 ylnda gittikleri Izmir Fuar'nda Nur Yolda, Remzi Baba
Restoran'da ark sylerken, Remzi Bahann oluna k olunca, boandlar. Artk sk sk seya
hat ediyordu, hibir yere ait olmama duygusu depremiti. Ar alkol sonucu depresyona girerek,
zmir Amatem'e yatt. Sonra iki kez apa Tp Fakltesi Hastanesi'nde ve 1991'de de Ba
krky Amatem'de tedavi grmt.
Bu biyografi ok tuttu. Ergder Yolda bulmaktan te, adeta 'kefeden' ne kadar
paparazzi varsa, soluu yannda ald. (Halbuki o 1991'den beri adada, bu halde yayor
du ve bu da 1993'ten beri yaygn olarak biliniyordu. Ama toplum vicdanna tercman
olduuna vehmeden medya, ona, burnunu biraz daha srtmesi iin iki yl opsiyon ver
miti.)
Artk akl bana gelmitir kanaatiyle Ergder Yolda'm stne ullandlar. Gider
ken yanlarna, yllar nce terkettii ocuklarn, kzkardeini, iyiletikten sonra hret ya
paca, Nur Yolda rolnde eski rencilerinden birini, ayrca i ve para teklifleriyle iki
de polis aldlar. Onu Kurun Burnu'nda defne yapraklarnn am kokular arasnda uutu
u bir ortamda, dalgalarla syleir, martlarla yarenlik ederken buldular. En byk istei, Orhan
Veli'nin iirindeki zgrln kendisinden esirgenmemesiydi: 'Gn olur alr bam giderim/
Denizden yeni km alarn kokusundan/ u ada senin, bu ada benim yelkovan kularnn pei
sra' iirinde olduu gibi. Ergder Yolda, allar arasna saklad barnanda mutluydu. An
cak onu sevenler sefalet iinde aclar ekerek saklanna raz olamazd.
Dr. Muzaffer Kuhan derhal adaya hareket etti. Polonezky'deki grkemli Salk
Merkezi'nde onunla birlikte olmaya karar vermiti. nce sanat biraz ztlat, karsndaki kim
dir bilmiyordu ki! Kuhan Salk Tesisleri, salkta 'arla' kam 'besili hastalara' hizmet ve
ren bir messeseydi. Vcutlarndaki ya hcreleri, 'full time' alan, 'etine dolgun' konuklar bu
rada yiyip imelerini disiplin altna alyorlar, bylece fazla kilolara elveda diyerek, tesisten ayrl
yorlard. Ergder Yolda, zayflayarak salna kavuma ura verenlere lenleri 'yemek m
zii', akamlar 'dans mzii' alacakt. Bu ok cazip bir teklifti. nk tabaklarnda marul,
maydanoz gibi ottan baka yiyecek bulunmayan insanlarn hi olmazsa, mziiyle ruhlarn tkabasa doyuracakt.
Onu normal hayata ardlar. Uukluunda bir snr vardra ikna ettiler. Ayrca
onu dnyadan da haberdar ettiler: Yolda, bir kadn babakanmz olduunu ay nce, Re
fah Partisi'nden Recep Tayyip Erdoan'n, stanbul Bykehir Belediye Bakan seildiini ise
paparazzilerden rendi.
330
C o g t o , B a h a r '9 5
Kurtarma operasyonu 20 Ocak Cuma gn, soluk kesen, frtnal, ayaz bir gnde
gerekletirildi. Rating avclar Bykada'ya helikopter kaldrdlar. Normal yaamn or
tak nabznn yakaland and bu. Kalar dalbudaklanarak gk yzne ynelmi, sala
r yapa gibi savrulan, baklar ksk mavi, rkek, alm, yz kr kr, gzlerinin altn
da torbacklar, (sa akanda bir izik mi var, bir darp izi mi yoksa, kan oturmu), du
danda snm sigarayla ban krp helikoptere binii, yavalatlm ekimlerle gs
terildi televizyonlarda.
Sonra ykadlar pakladlar, Bakrky Ruh ve Sinir Hastalklar Hastanesi'ne yatrdlar. Ka
muoyuna yansyan haberlerde, 'tedaviyi kabul ettii' akland. Paparazziler bu defa hasta
neye hcum ettiler. Onu hastane pijamasyla, kouunda, ranzasna uzanm halde,
hemirenin uzatt ilacn uslu uslu ierken veya grup terapi srasnda fotorafn eke
ceklerdi. Ancak ok artc bir ey oldu: Doktor aklamasna gre, Ergder Bey'in teda
viyi gerektirecek hibir sorunu bulunmuyordu. O tamamen bilinli olarak imdiki yaam bii
mini semi, genel bir salk taramasndan sonra hemen taburcu edilmiti.
Paparazzilere bu defa Polonezky'n yollar gzkt. Onu, be yldzl Kuhan
Salk Tesislerinde, billur sesli rencisiyle piyano banda grmek istiyorlard. Fazlasn
grdler: Ergder Yolda drt yllk sakaln gn nce kesmiti. Tam deklanre basacaklar
ken, 'durun tra olaym, yle ekin' dedi. gnlk sakal Yolda' rahatsz ediyordu. Bu deii
min nedeni sorduk. 'On yllk rencim yznden, hocam urasn biraz keselim, burasn biraz
dzeltelim deyip duruyordu. Ben de toptan kestim, kurtuldum.' Yz, gz meydana kmt,
meer cam gibi mavi gzleriyle ne kadar yakkl bir adamm.
Yolda ile billur sesli rencisinin daha imdiden birok kaset ve klip teklifi aldn
da rendikten sonra, paparazziler en vurucu soru geliyor: Yolda'a dnyoruz, burada m
yoksa adada m daha mutlu olduunu soruyoruz. alyorum, retiyorum. Elbette burada daha
mutluyum' diyor. Drt yllk ada kaama, krk yllk mzisyenin prltl gemiini perdeleyecek
deil ya!
Ergder Yolda Polonezky'de anlan tesiste ve Tnel'e giderken Garibaldi adl bir
barda ksa bir sre altktan sonra tekrar adaya dnd. Ancak dn haberi ne medya
da ne de kamuoyunda hi ilgi grmedi. Artk peini braktlar, kurtarmaktan vazgeti
ler. O imdi duvarn rd, atsn rtt tek odalk evinin, Sivriadaya bakan n
cephesindeki ince ilerle megul. Bizimle beraber yaamak istemeyen birine 'bakmak' is
terseniz, adann btn faytoncular, yerini biliyor, ama onlarla mutlaka pazarlk edin ve
600 bin liradan kuru fazlasn kabul etmeyin. Bisikletle de gidebilirsiniz, yorucu olur
ama yryerek de, tabelas var, "Ergder Yolda'n yerine gider" diye.
C o g ito , B a h a r '9 5
331
Y a z a r l a r H a k k in d a
Y A Z I SIR A SIY L A
N erm U ygur
1925'te stanbul'da dodu. Galatasaray Lisesi, Latince blmn bitirdikten sonra,
stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi'nin Felsefe blmnde ve Kln niversite
si'nde renim grd. Wuppertal niversitesi ve stanbul niversitesi'nde retim ye
liinde bulundu. 1992 ylnda stanbul niversitesi'nde emekli olan Uygur, halen Mar
mara niversitesi Gzel Sanatlar Fakltesi'nde doktora dersleri vermektedir. Trke,
Franszca, ngilizce ve Almanca etkinlikleriyle yurt ii ve dnda n kazanan dn
rn, eviri ve ksa incelemeleri dnda Trke'de yaymlanm on drt kitab bulun
maktadr.
e t in A l t a n
1926'da stanbul'da dodu. Galatasaray Lisesi'ni ve Ankara Hukuk Fakltesi'ni
bitirdi. 1965-1969 dneminde stanbul milletvekillii yapt. air, gazeteci, roman ve
oyun yazardr. Byk Gzalt adl kitabyla 1973 Orhan Kemal ve Bir Yumak nsan adl
kitabyla 1978 TDK Deneme dllerini kazanan Altan'n yaymlanm rnlerinden
yapt semeler 1992'de Semeler adyla kitaplatrld.
A yfer T u n
1964 ylnda Adapazar'nda dodu. Erenky Kz Lisesi'ni ve stanbul niversitesi
Siyasal bilgiler Fakltesi'ni bitirdi. 1989 ylnda Cumhuriyet gazetesinin dzenledii
Yunus Nadi Armaam'nda "Sakl" adl yksyle birincilik dln ald. Sokak dergisi
ve Gne gazetesinde gazeteci olarak, eitli televizyonlarda senarist olarak alt. Halen
Yeni Yzyl gazetesinde alyor.
332
C o g t o , B a h a r '9 5
Yazarlar Hakknda
A r tu n n sa l
1942'de stanbul'da dodu. Ankara Koleji'nden (1961) sonra, Paris niversitesi
Hukuk Fakltesi (1966) ve Siyasal ncelemeler Enstits'nde (Sciences-Po) (1967) okudu.
Paris Hukuk Fakltesi'nde Siyasal Bilim sel Devlet Doktorasn tam am lad (1970).
Hacettepe niversitesi (1970-1973), Ankara niversitesi SBF'de alt (1975-1982).
ODT'de ders verdi. 1982 sonunda akademik kariyerinden istifa etti ve Hrriyet gazete
sine girdi, ardndan ayn gazetenin Paris temsilciliini yapt (1986-1992). Ekim 1994'de
Galatasaray niversitesi'nde retim yeliine atand. Boazii niversitesi'nde de
ders veren nsal'm, Siyasal ve Anayasa Mahkemesi (1980), Kent ve Siyasal iddet (Ruen
Kele ile birlikte) (1982), ayrca Fransa'da yaymlanan Chronique d'une Famille Anatolienne
(1989; Trkesi Meryem ile Kmil'e Dair, AF A Yaynlar, 1991), La Vendetta (1990), stanbul
la M agnifique (Beyhan nsal ile birlikte) (1991) gibi almalar bulunm aktadr. Bir
dnem (1972-1986) Le Monde ve Journal de Genve gazetelerinin Trkiye temsilciliini
yapt.
S e v n O k ya y
1942'de stanbul'da dodu. Arnavutky Amerikan Kz Koleji'ni bitirdi. 1963'ten
beri evirmenlik, 1976'dan beri gazetecilik yapyor. zellikle -ve tercihan- sinema, caz
ve spor zerine yazyor.
S e l m Il e r
1949'da stanbul'da dodu. stanbul Atatrk Lisesi'nde ve Hukuk Fakltesi'nde
eitim grd. yklerini ok gen yata dergilerde yaymlamaya balad. Senaryo
yazarl ve film ynetmenlii yapt. Son yllarda daha ok roman trne arlk verdi.
G r k a l A ylan
Yksek renimine stanbul niversitesi ngiliz Dili ve Edebiyat'nda balayan
Aylan, Basn Yayn Yksek Okulu'nu bitirdi. Bir sre Kk Sahne ve Endonezya Basn
Brosu'nda altktan sonra profesyonel reklamcla balad. eitli ajanslarda reklam
yazarl, mteri temsilcilii ve yneticilik yapt. Halen bir reklam ajansnda Kreatif
Direktrlk yapmaktadr.
M eh m et M u k a d d er Y akupo lu
1951'de Giresun'da dodu. Galatasaray Lisesi'ni ve Hukuk Fakltesi'ni bitirdi.
E ntelektel alm alarn felsefi alanda younlatran M. M ukadder Yakupolu
dncesini Varoluun Anlam adl yaptnda ortaya koymutur. Bu yapt yaknda
piyasaya kacaktr. Ayrca Fransz dnr Georges Bataille'n Erotizm ve Deneyim'i
ile Albert Jacquard-Abb Pierre'in Mutlak adl yaptn Trkeye evirmitir.
H . H sr ev H tem
1939'da stanbul'da dodu. Beyolu Atatrk Lisesi'ni ve stanbul Tp Fakltesi'ni
bitirdi (1962). 1988-1991 arasnda yaymlad deneme, iir ve bir inceleme kitab
vardr. Halen Cerrahpaa Tp Fakltesi'nde Hastalklar profesrdr.
C o g t o , B a h a r '9 5
333
Yazarlar Hakknda
K orkut Y altkaya
1938'de stanbul'da dodu. Ankara Tp Fakltesi'ni bitirdi ve ayn fakltede sinir
hastalklar uzman oldu. Danimarka'da klinik nrofizyoloji zerine alt. 1971'de
doent, 1979'da profesr oldu. Halen Akdeniz niversitesi'nde retim yesidir. ok
sayda bilimsel yazs ve yaymlanm drt kitab vardr. 1991'den beri Cumhuriyet Bilim
Teknik dergisine popler tp yazlar yazyor.
I a n D . S u t t e
lan Dichard Suttie 1889 ylnda Glasgow'da dodu ama ocukluu O rkney'de
geti. Tp eitimi iin Glasgow'a geri dnd ve 1914 ylnda tp eitimini tamamlad.
Birinci Dnya Sava boyunca Fransa, Mezopotamya ve Hindistan'da doktor olarak
grev yapt. Sava sonras Glasgow'a geri dndkten sonra 1920 ylnda psikiyatri
hekimlii konusunda uzmanlat. Londra'ya yerletikten sonra Tavistock Klinii yesi
oldu. 1935 ylnda The Origins ofLove and Hate adl kitab baslmadan hemen nce ld.
H a l l G k h a n
1967 ylnda Tarsus'ta dodu. A Robbe Grillet, Exupery, Blanc ve Levy'den kitaplar
evirdi. Reverdy ve Cocteau bata olm ak zere ada Fransz iirinden rnekleri
Trkeye aktard.
Y IL D IR IM T R K E R
Ankara doumlu. 1981'den beri stanbul'da yayor. ehir Tiyatrolar'nda dramaturgluk yapt. Yeilam'a senaryo yazyor. Oyun evirileri ve bir iir kitab var.
C em A ka
1968'de Mannheim'da dodu. 1974'te Trkiye'ye geldi. Robert Koleji ve B Kimya
Mhendislii'ni bitirdi. 1991'de B'de Siyaset Bilimi ve Uluslararas likiler master'na
balad. Halen Columbia niversitesi'nde Siyaset Teorisi konusunda doktora yapyor.
T o m r s U y a r
1941'de stanbul'da dodu. Amerikan Kz Koleji'ni ve Gazetecilik Enstits'n
bitirdi (1963). ngilizceden eviriler yapt. Hikye, denem e ve eletirilerini eitli
dergilerde yaymlad. Hikyelerini 1971-1992 arasnda yaymlad kitaplarnda toplad.
TDK 1975 eviri d l 'n (Turgu t U y ar'la b irlik te) ve 1987 Sait Faik H ikye
Armaam'n kazand.
H ulk A ktu n
1949'da stanbul'da dodu. lk hikyesini 1969'da yaymlad. 1977'de TDK Hikye,
1980'de Abdi peki Roman d llerini ald. 1989-1992 aralnda drt iir kitab
yaymlad ve 1990'da bir szlk almas yapt.
s k e n d e r P a l a
1958'de Uak'ta dodu. stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi'ni bitirdi. (1979)
Deniz Kuvvetleri'ne girdi. Divan Edebiyat dalnda 1983'te doktor, 1993'te doent oldu.
334
C o g t o , B a h a r '9 5
Yazarlar Hakknda
Halen Dz. K .K .'l'nd a deniz tarihiyle ilgili alm alar ve yaynlar yapm aktadr.
Edebiyatla ilgili kitaplarndan birka unlardr: A k ve Divanndan rnekler (1988),
Hayriye-i Nab (1989), Ansiklopedik Divan iiri Szl (nc bask, 194), Namk Kemal'in
Tarih Biyografileri (1989), Hilye-i Hakan (1991), Ata Szleri Szl (1992), Divan Edebiyat
(1992), Trke Kltr (1994), Divan Edebiyatnda Mstesna Gzeller (1995).
b r a h m A g h u bu k u
1928'de Adana'da dodu. A lahiyat Fakltesini bitirdi. 1963'de doent, 1969'da
profesr oldu. 1963-1980 yllar arasnda A lahiyat Fakltesi'nde slam Felsefesi
Krss bakanl, daha sonra Kelm ve slam Felsefesi Blm bakanl yapt. A
lahiyat Fakltesi'nde Felsefe ve Din Bilimleri Blm Bakanl'n yrtt srada
(1994) Trkiye Byk M illet M eclisi tarafndan Radyo ve Televizyon st Kurulu
yeliine seildi.
l h a n G n g r en
Uzak dou kltr ve dinleri zerine yazd kitaplar ve evirilerle tannan
Gngren, yaynclkla urayor. Zen Budizm, Suzuki'den Seme Yazlar adl evirisi 1980
Trk Dil Kurumu eviri dln kazanm, gene Zen Budizmi Sevgi ve Seks, zgrlk
adl evirileri ilgi toplamtr. Tai Chi Chuan ve iatsu uygulaycsdr.
Ih a r a S a k a ku
Japon edebiyatlarnn en iyileri arasnda yer alan Saikaku (1647-1693), bu onurlu
konumunu birok aclar aarak kazand. Zamannn ak alkanlklarn, ahlakdna
varacak lde kat bir dille anlatt. Yazlaryla lkesinde yeni bir slup yaratt.
K sem en d r a
11. y zy ld a yaam , San sk rit yazar. A bhinavagou p ta'nn ren cisi oldu.
Yaratclktan ok uyarlayc ynyle tannd. Dinsel, satirik ve bilgece rleri ve iir ile
politika stne eitli yaptlar vardr.
D en s d e R o u g em o n t
Fransz asll svireli yazar (1906-1985). Avrupa uygarlnn bileenlerinin analistliini yapt; L'Amouret l'O ccident adl kitabnda (1934) Avrupa federalizm inin
savunucusu.
G e o r g S im m e l
(1858-1918). Sosyoloji'de metodolojiye ilikin almalaryla nlenen Alman sosyalog ve yeni Kant dnr. Berlin ve Strassburg niversitelerinde felsefe dersleri verdi.
Son yllarda zellikle metafizik ve estetik ile ilgilendi. Simmel'in sosyolojik yaklamlar
zellikle A B D 'li sosyologlardan A .W. Sm all'un ev irileri ve yorum lar ile etkili
olmutur.
L u c ie n F e b v r e
Fransz tarihi, (1878-1956). Problme de l'lnconoyonce au XVI. sicle (16. Yzylda
nanszlk Sorunu); La Religion du Rabelais (Rabelais'nin Dini, 1942). Marc Bloch'la bir
C o g t o , B a h a r '95
335
Yazarlar Hakknda
likte Annales d'Histoire Economique et socil'in (Ekonomik ve Sosyal Tarih Yll) kuru
cusu.
S r e n K ie r k e g a a r d (A a b y e )
(1813-1855). V aro lu u lu u n ku ru cu su kabul e d ile n D anim arkalI filo z o f.
Kierkegaard Kopenhag niversitesi'nde ilahiyat okumaya balad ama sonra felsefeye
yneldi. Her bireyin yaamn sunduu seenekler arasndan tmyle bilinli, sorumlu
bir seim yapma zorunluluuna duyduu inan, varoluuluun temel ilkesi haline
geldi. Hristiyanl, zgr iradeyi varsayan ve zgr iradenin olmamas durumunda
her eyin anlamszlaaca bir varolu biimi olarak dile getirdi. ada varoluuluun
temel talar olacak ilkeleriyle, Hegel'in Sistemi adyla and felsefesinin yara almasna
hem de felsefi sistemlere duyulan gvenin sarslmasna yol amtr.
N ik l a s L u h m a n n
Bielefeld niversitesi'nde sosyoloji dersleri veriyor. zgn ve zengin aratrcl
ve yntemiyle hem Almanya'da hem de Anglosakson lkelerde etkili oldu.
H o n o r d e B alzac
(1799-1850.) Comdie humanie (nsanlk Komedisi) bal altnda toplad roman ve
ykleriyle tannan Fransz yazar. 20. yzyln balarnda bile Balzac, zellikle romanda
Gerekilikle Doalcln yaratcs olarak grlmtr. Yaamnn gerek ve kt yn
lerini saplant haline getiren, burjuva yaamm btn ynleriyle kavrayabilen, ama aris
tokrasiyi anlayam ayan Balzac, san at ve bohem ev relerin canl grntsn,
kylln ise irkinliini yanstan, parann gcn de saplant haline getiren biri
olarak kabul edilmitir.
V o l t a ir e
Asl ad Franois-Marie Arouet (1694-1778) olan, Aydnlanma ann nclerinden
byk Fransz yazar. Zorbalk ve yobazlkla ylmadan mcadele etmi, eletiri yetenei
ve keskin zeks ve yergileriyle devrim ann hemen ncesinde Avrupa uygarlnn
geliimini etkilemitir. Voltaire, 18. yy. Fransa'snda "filozoflar" olarak anlan ve usun
stnlne inanan dnrlerden biriydi. Felsefe Mektuplar (1734), Gelenekler zerine
Deneme (1756), eserlerinden yalnzca ikisi. Toplu yaptlar 1968'de, belgelerle birlikte 51
ciltte toplanmtr.
D e n is D id e r o t
(1713-1784) Fransz edebiyat ve filozof. 1745'ten 1772'ye kadar, Aydnlanmann
tem el y ap tlarn d an E n cyclopdie'n in y ay m cl n y ap t. Sophie V o lla n d 'a ve
bakalarna yazd mektuplar D iderot'un kiiliini, heyecanlarn ve dncelerini
yanstan en byleyici belgelerdir. Felsefi ve bilimsel eserlerinin yan sra ok sayda
oyun, deneme ve roman da yazm olan Diderot'nun son sznn, "felsefeye doru
atlan ilk adm, phedir" olduu yolunda bir sylenti vardr.
N a po leo n B o n apa rte
(1769-1821) Fransz komutan, birinci konsl ve imparator. Fransz D evrim i'ni
bomaya alan Avrupa m onarilerinin koalisyonuna kar mcadele biim inde
336
C o g to , B a h a r '95
Yazarlar Hakknda
C o g t o , B a h a r '9 5
337
Yazarlar Hakknda
Paul Eluard
Asl ad Eugne Grindel (1895-1952), Fransz air; gerekstclk akmnn kuru
cularndan ve 20. yzyln nde gelen lirik airlerinden. Andr Breton, P. Soupault ve
Louis Aragon gibi gerekstclerle ayn dnemi paylat.
G A L A (H e l e n a D i m i t r i e v n a D i a k o n a v a )
Paul Eluard ile Aralk 1912'de her ikisi de, 17 yalarndayken, tberkloz tedavisi
grdkleri bir svire sanatoryumunda tantlar. ubat 1917'de evlendiler; 1918'de
kzlar Cecil dodu; 1929'da ayrldlar. Mektuplamalar P. Eluard'n lmnden drt
yl ncesine (1948) kadar srd.
M eh m et A tak
1960'da Balkesir'de dodu. Maarif Koleji ve Dokuz Eyll niversitesi Grnt
Sanatlar Blm'n bitirdi. eitli dergilere, eletiri, inceleme-aratrma, rportaj,
makale, deneme, portre ve iir yazd. Ayrca tiyatro ve sinemada oyuncu, dramaturg,
senarist, ynetmen yardm cs olarak alt. Halen Evrensel gazetesi Kltr-Sanat
servisinde grev yapmaktadr.
M eh m et E rgven
1947'de dodu. Mnih Devlet Akademisi'nde nce an, sonra da opera rejisrl
konusunda eitim grdkten sonra (1969-1977) Trkiye'ye dnd. eitli yayn organ
larnda edebiyat, resim, mzik arlkl deneme, inceleme ve evirileriyle ne kan
Ergven 1982'de Gsteri Deneme dln kazand. Bu yl (1991), en iyi tiyatro ynet
meni dl alan yazarn ilk kitab resim ve mzik yazlarn toplad Sesle Renk
Arasnda (1990), ikinci kitab Mavi Sakal Hakl ve Yoruma Doru'dur.
U ur K rden
1934'te orum'da dodu. T naat Fakltesi'ni bitirdi (1958). 1961-1966 yllar
arasnda Paris'te proje mhendisi olarak grev yapt. 1975-1978 aralnda Politika
gazetesine yazd d politika yorumlarn 1979'da bir kitapta, denemelerini 1985-1995
arasnda yaymlad be kitapta toplad. Bunlardan biri Seslerin Resmi adyla YKY'da
yaymland. Yaklak iki yldr Cumhuriyet gazetesinde haftalk ke yazlar yazmak
tadr.
K R A R G IN
1961 ylnda dodu. Ege niversitesi Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm'n bitir
di. Halen Kltrel Sosyoloji alannda almalar yapyor.
A h m et S o y sa l
1957'de dodu. Ulusal ve uluslararas kurumd felsefe almalarna katklar olan
aratrmaclarmzdandr. Uluslararas fenomenoloji dergisi Alter'in ilk iki saysnda
Husserl, Heidegger ve Levinas' konu alan yazlar yaymland. 1982'den bu yana Beyaz
adl derginin yayn kurulu yesi. Bu dergide, felsefe yazlar ve ada dnrlerden
evirileri yaymland.
338
C o g t o , B a h a r '9 5
Yazarlar Hakknda
E m m a n u e l L e v in a s
1906'da Kaunas'ta (Litvanya) dodu. Orta renimini Litvanya ve Rusya'da grd.
1923'den 1930'a kadar Strasbourg'da felsefe okudu. 1928-1929 aras, Freiburg'da Husserl
ve Heidegger'in derslerini izledi. 1930'da Fransz vatanda oldu. Poitiers'de (1964), Paris-Nanterre'de (1967), Sorbonne'da (1973) profesrlk yapt. Balca yaptlar: Thorie de
l'intuition dans la Phnomnologie de Husserl (1930) (Husserl'in Fenomenolojinde Sezgi
Kuram), De l'Existence lExistant (1947) Varolutan Varolana); En dcouvrant l'existence
avec Husserl et Heidegger (1949) (Husserl ve Heidegger ile Varoluu Tanrken), Totalit et
Infini. Essai sur l'extriorit (1961) (Btnlk ve Sonsuz. Dsallk zerine nceleme), Aut
rement Qu'tre, ou Au-del de VEssence (1974) (Drt Talmud Okumas), De Dieu qui vient
l'ide (1982) (Fikre Gelen Tanrya Dair); Hors Sujet (1987) (zne-d).
G ra rd G en ette
Fransz yazar ve eitimci. 1930'da Paris'te dodu. Ecole Normale Suprieure'de
renim grd. Edebiyat doenti olduktan sonra 1956'dan 1963'e kadar Mans'de dersler
verdi. Potique adl derginin yayn kurulunda bulundu; Tzvetan Todorov ile ayn adl
yayn dizisini ynetti. 1966-1987 dneminde yaymlanm yedi alan aratrmas vardr.
F r a n c e s c o G a b r ie l i
talyan bilimadam. 1904'te dodu. Roma niversitesi'nde Arap Dili ve Edebiyat
profesr olarak alt. Aratrmalarn slam dini, siyaset tarihi, sanatsal deerler
erevesinde, Arap ve ran Edebiyat zerinde younlatrd. II Califfatodi Hishom (1935),
Storia e Civilit Musulmana (1947), Storia della Letteratura arabo (1952), Del Mondo dell'lslam
(1953), Storici arabi delle crociate (1957) nemli aratrmalar arasnda yer alr.
C N E Y T A K A L IN
1961'de stanbul'da dodu. Galatasaray Lisesi'ni ve A Siyasal Bilgiler Fakltesi'ni
bitirdi. Yaync, gazeteci, evirmen olarak alt. ngilizce ve Franszcadan 10 kadar
kitab Trkeye kazandrd.
M erve E rol
27 Kasm 1975'de zm it'te dodu. Orta ve lise renimini zm it'te tamamlad.
Halen Marmara niversitesi Gazetecilik Blm'nde okuyor, radyo programlarn
srdyor ve haftalk Express dergisinde yazyor.
M T B a YAZOLU
1953'te dodu. Gazeteci. Halen Express dergisinde alyor.
C o g t o , B a h a r '9 5
339
, M e W * ' R,al
evren-
r e t i m se r v e n i n d e k i
d e n e y i m l e r i n e deiniyor, z e r i n d e d n c e r e tti i
m e ta f iz ik , p sik a n a liz ,
y o r u m b i l im , e t ik , laiklik,
v a ro lu ve l m g i b i k on ular
y e n i d e n y o r u m lu y o r .
eviren : M e h m et Rifat
264 sayfa, 17 T L
/ a p K r e d i Y a y n la r
<^>YapKredi
K ltr Sanat Yaync
PIERR
P ie rre A n c e t ,
U cube Bedenlerin
F enom enolojisi'nde, o n
d o k u z u n c u y z y l n
bilim s el t e r a t o l o j i
d eneylerinden
u c u b e le r in
n e s n e l e ti r i l e r e k m e ra k l
g z l e r e su nu ld u u
panayrlara k a d a r , g e e n
y z y l la rd a u c u b e n i n
nasl a l g la n d n a
d e i n iy o r P si k a n a l iz ve
f e n o m e n o l o j i n i n n d a,
g n m z d e i e r i k d e i tire n
bu a lg n n z m l e n m e s i n e
o d a k la n y o r.
eviren : Ersel T o p ra k te p e
180 sayfa,
12 T L
^ v s e ^ 0 ^ 3^
evU0-
cogito
Enis B atur Ak ze rin e M araz Bir D enem e Daha
N erm i U ygur
A y fe r T u n /
etin A lta n 'la Sylei
A rtu n nsal
Sevin Okyay
Selim ile ri
G rkal A ylan
M . M u k a d d e r Y akup o lu
H srev H atem i
K o rk u t Y altkaya
lan D. S u ttie
H a lil G khan
Y ld rm Trker
Cem Aka
Tom ris Uyar
H u lki A k tu n
skender Pala
b ra h im A gh ubuku
K anuni S u lta n Sleym an
Erzurum lu b ra h im Hakk Efendi
ibn Hazm
ilh a n G ngren
Ihara Saikaku
Ksemendra
Denis de R ougem ont
Georg Sim m el
Lucien Febvre
Sren Kierkegaard
N ikla s Luhm ann
J r m e -A n to in e Rony
IS S N 1 3 0 0 - 2 8 8 0 - 0 4
Stendhal
Paul Eluard
Gala
M e h m e t A ta k
M e h m e t Ergven
U ur Kkden
kr A rg n
A h m e t Soysal
Em m anuel Levinas
G rard G enette
Aka D air
A k Klesi
K adn, Ak
"Ak G elicek C m le Eksikler B ite rm i . Biz Niye Eksiiz Abi?"
N ie tzsch e ve B ataille'da V a ro lu , A k ve lm
Love T h a t N ever Told Can Be
Aka D irim b ilim s e l Yaklam
A k ve N e fre tin K kenleri
S an a tn n B ir k O larak in tih a n
Ecinsel Akn evresinde
Ak = f (K aranlk)
A k ve Sevda zerine e itle m ele r
A kn A kn l ya da O rta d o u lu B ir E rotom an zerine N o tla r
h M in e 'l-A k
T a s a v v u f ve Sevgi
E m p e ryal" Bir Ak iiri
" o u lcu Bir Ak Belgesi"
A k'n H alleri
U za k -D o u K lt r n n B ir K la si i: Kama Sutra
Be A k K adm 'ndan
Y o s m a n n El Kitab
A k ve Sava
A k ze rin e Paralar
N a va rra K raliesi
R egine'ye M e k tu p la r
A k ve E vlilik: o alm ann D nyaps
T u tk u -A k
H o n o r de B alzac'tan M ad a m de B erny'ye
V o lta ire 'd e n M e k tu p la r
D id e ro t'd a n M e k tu p la r
N a p o l o n B o n a p a rte 'ta n J o s e p h in e e
G eorge Sand ve M usset
L is zt'te n M arie d 'A g o u lt'y a
M ira b e a u dan S ophie'ye
A k st n e
G ala'ya M e k tu p la r
Paul E luard'a M e k tu p la r
Erksan S inem asnda Akn T u tku O larak Tezahr
T rista n ve Isolde ya da l m c l Eros
Fiyat: 15 TL