You are on page 1of 314

A'dan Z'ye

Alexander Moseley

NGLZCEDEN EVREN

Ali S h a

= N t v

A to Z ofTbdoeohy
A le x a n d e r M o f d e r

Alexander Moseley. 200. Tm hakln sakldr.


1. Basks: Temmuz 2010
YAYINA HAZIRLAYAN

E m re Erg ven

e v ir e n

Ali Sha
DZELT

Onur Kaya
G RAflK

M ahir Duman
KATKIDA BULUNANLAR

Turan Snmez - Berfu Aydoan

BASKI

Mas M atbaaclk A..


Ha midiye Mah. Souksu Cad. N o: 3 Kathane 34408 stanbul
T el: (212) 294 1000

ISBN : 978-605-5813-68-0

^nVyaynlar
Dou Grubu letiim Yaynclk ve Ticaret A..
Maslak M ah. G45 Ahi Evran Polaris Cad. Dou Power Center No: 4 Maslak 34398 stanbul
T el: (212) 335 00 00 - Faks: (212) 335 03 48
info@ntvyayinlari.com

www.ntvyayinlari.com

Sertifika No: 12444

NDEKLER

nsz
ADALET
AKIL
AKNOLU TOMMASO
AMPRZM
ANALTK FELSEFE
ARSTOTELES
AK (sevgi)
AUGUSTNUS
BEN
BENTHAM, JEREMY
BERKELEY, GEORGE
BLM
BLN
CNSELLK
EVRECLK
DESCARTES, REN
DETERMNZM
DL
DN
DALZM
EGOZM (bencillik)
ETM
EPSTEMOLOJ (bilgi teorisi)

9
11
14
16
22
26
28
35
38
42
43
45
49
53
55
58
61
68
69
72
74
76
79
81

ESTETK
ETK
EYLEM
FAYDACILIK
FEMNZM
FENOMENOLOJ
GRECLK (rlativizm)
HAKKAT
HAYVAN HAKLARI
HEDONZM
HEGEL, GEORG WILHELM FRIEDRICH
HEIDEGGER, MARTIN
HOBBES, THOMAS
HUME, DAVID
DEALZM
NAN
KANT, IMMANUEL
KITA AVRUPASI FELSEFES
KIERKEGAARD, SOREN AABYE
KTLK
KUKUCULUK
LEIBNIZ, GOTTFRIED WILHELM
LOCKE, JOHN
MANTIK
MANTIK HATALARI
MARKSZM
MATEMATK
MATERYALZM (maddecilik)
METAFZK
MILL, JOHN STUART
MUTLAK
NEDENSELLK
NIETZSCHE, FRIEDRICH

83
87
91
92
96
101
104
106
109
113
116
123
125
131
136
140
142
148
149
152
155
157
161
168
170
174
178
180
183
186
194
196
198

ONTOLOJ (varlkbilim)
LM
ZGR RADE
PLATON
POPPER, KARL RAIMUND
POST Y APISALCILIK
PRAGMATZM
RASYONALZM
ROUSSEAU, JEAN-JACQUES
RUH
RUSSELL, BERTRAND
SARTRE, JEAN-PAUL
SAVA
SCHOPENHAUER, ARTHUR
SEZG
SYASET FELSEFES
SOKRATES
SPINOZA, BENEDICT DE
STOACILIK
SU ve CEZA
TANRI
TARH
TMELLER
VARLIK
VAROLUULUK
VCDAN
WITTGENSTEIN, LUDWIG
ZAMAN
ZEN
ZHN

203
205
208
211
216
218
220
223
227
234
236
239
243
244
248
250
252
254
258
261
265
269
271
273
276
278
280
287
291
292

leri Okuma
sim Dizini

297
313
I 7 I

NSZ

Felsefe bilgelik akdr. Ama bilgeliin ne anlama geldii insann


neyi dndne veya neye baktna baldr. Bilge olmayan
lar, zihinlerini, duygularn ya da duyularn kapatr, bakmama
y, hissetmemeyi, dnmemeyi tercih ederler. Bir kez dnme
ye baladmzda, bilgeliin, bazlar daha az kullanlm olan
birok deiik yoldan ilerlediini grrz. Bunu sylemek, eit
derecede bilgece olan birden fazla yol olduunu ya da her yolun
ayn Hakikate ktn sylemek deildir. Bu sorunu incelemek
felsefenin grevlerinden biridir! Felsefecinin syleyebilecei, da
ha derin dnme amacyla herhangi bir yola koyulmann ok
byk eyler vaat ettiidir. Ve eer bir var noktasna vasl olduysak, grnrde bir cevap elde edebi diysek, o zaman da bir
baka yola kp kendimizi bu sefer nerede bulacamza bakma
mz gerekir.
Bu alma, okuyanlarn felsefe irahn kabartacan dn
dm bir dizi konuda son derecede seici bir biimde kiisel
dncelerimi sunuyor. ten umudum odur ki, buradaki dene
meler daha ileri bir okuma ve dnme iin bir srama tahtas
olutursun; bir umudum da, burada sunulan dnr ve bak
alarnn geni yelpazesinin, okuyucuyu hayatn ve dncenin
her alannda karlalan otoriteleri, gelenekleri, beklentileri ve
nyarglar sorgulamaya ve analiz etmeye tevik etmesidir.

Caveat emptor*: Farkl dnceler insanlar sarsabilir; bu yz


den bakalarnn felsefelerinin zerine yumuak biimde gidin tabii onlar size kendi felsefelerini dayatmaya kalkmyorsa!
Alexander Mosclcy

Altomn al>rcrif iflcm balanmadan mal kontrol etme aocumtutuguna ifaret eden Latince
bir deyim. Daha genel olarak ihtiraz kaytlar iin kullanlr (.n.).

AOALET

ADALET
Adalet kavram siyasi isyan, sava ve daha adi! bir dzeni zle
yen sosyal hareketleri krkler. Doal olarak ok tartmal bir
konudur.
Adil ve ideal bir dzeni, bir toplumda btn insanlarn ze
rinde anlat bir durum olarak dnelim. Bu kulaa ho geli
yor ama toplumun kriterlerinin neler olduunu bilmemiz gere
kir. Bunlarn arasnda mlkiyet haklar olabilir, birbirlerinin e
leriyle iliki kurmak olabilir, toplumsal dzenin alt tabakalarn
da olanlar iin sert cezalar olabilir, giderleri ortak bteden kar
lanan herkese ak enlikler olabilir, servetin eit blm
olabilir, servetin eitsiz blm olabilir, belirli tanrlarn ve
kutsal yerlerin herkese kabul olabilir, hogrnn gereklilii
olabilir, yeniliin yasaklanmas olabilir. Yani ayrntlarda kendi
iine kapal ve zgrlkten uzak bir toplum sz konusu olabilir.
Bn hatrlamak nemlidir, nk adalet konusunda liberal id
dialar genellikle hogry, hak ve zgrlkleri ve bazen de as
gari bir yaam standardn ima eder.
Ravvlsa gre, adaletin liberal* tanm, insanlar adaletin ilke
leri zerinde onun ifadesiyle bir balang pozisyonlundan ha
reketle tartyor olsalar zerinde ortaklaacaklar tanm olurdu.
Toplumun bir szlemeye dayand yolundaki teoriye gnder
me yaparak, insanlarn kendi bireysel nitelikleri ve toplumsal
dzendeki yerleri kendilerinden gizlenmi olsa nasl bir hayat
srdrmeyi dileyeceklerini sorar. Baka ekilde sylenirse, adil
bir toplum konusunda tartrken ve karar verirken ister tepede
olalm ister dipte, ister zengin olalm ister yoksul, her birimiz ay
n ekilde bilgisiz olduumuz iin, Ravvlsa gre genellikle libe Liberal terimi burada A vrup adaki devletin mdahalesinin asgariye indirilmesini ieren
klasik anlam nda dcfciL Am erika Birleik D evletlerindeki devletin gelirin yeniden blm
vc sosyal hizmetlerin salanm as yoluyla m dahaleci bir tutum benimsemesini savunan k o
num anlamnda kullanlm aktadr (.n .).

I > I

AD AL ET

rai bir ereve zerinde hemfikir olurduk, hogr ve temel hak


larn yansra, devletin en kt drmdakilerin mutlak bir yok
sullama yaamasna engel olmak iin asgari dzeyde de olsa bir
refah devleti olmasm kabul ederdik.
Ravvlsun bu orijinal pozisyonunun avantaj yerel ve bireysel
nyarglardan kanma abas iinde olmasdr. nk bir tar
tmac temsilci olarak siz kim veya ne olduunuzu bilmiyorsu
nuz, dolaysyla bir bakma kendinizi farkl dnmeye zorlan
yorsunuz. Bunu eletirenlerin iaret ettii ilk sorun burada yatar.
Aynen toplumsal szleme teorisinin biroklarnca gereki ol
mamakla eletirildii gibi (anayasalarn oluumu esnasnda hi
bir zaman gerekten demokratik organlar olumamt), Ravvls
da iinde bireyselliin ve kltrn yok sayld, ilgin ama ha
yal rn olan bir senaryo oluturmakla eletirilmitir. nsan,
bedenlerinden ayrlm birtakm benliklerin tartmasn hayal
ediyor; bu senaryo Kartezyen dalizmi artryor, ama muha
lifleri iin tam da bu nedenle gereki deil. Bu teoriye kar
kanlara gre, siyasi tartma kendi hayatlarn ve deneyimlerini,
ayrca kendi kltrel beklentilerini masaya tayan insanlar ara
snda yaplr. Bunlar tartmaya kanlmaz biimde etki yapar.
Sadece bunlarn grmezlikten gelinemeyecei anlamnda deil,
ayn zamanda yerel beklentiler ve normlarn, bir liberale ok ters
gelse bile, bir kenara atlamayaca anlamnda da. Rawlsun
zmn, kendisinin insanlarn teorik olarak zerinde ortaklaa
can ngrd liberalizmden ok uzak olan halklara dayat
mak da ok kabul edilebilir grnmemektedir. Baz bakmlar
dan, bu eletiri hatt ABDnin ya da Batann, demokrasinin n
celiini ve parlamenter hkmet biimini evrensel bir siyasi tarz
olarak dayatan siyasi mdahaleleri iin de kullanlabilir
(Rawlsun teorisi bu tr mdahalelere cevaz verir).

M uhafazakrlar hayal rn karakterlerin Platonik, uhrevi


I

*2

ADALET

dnyasndan hareket etmek yerine, adalet ihtiyacnn evrilmesi


ve tikel koullara adapte olmas gerekliliini vurgularlar. Bu tu
tum, grnrde bir greciliin gelimesine olanak tanyor gibi
grnse de (bir kltrde adil olan baka lkelerin kltrnde
adil olmayabilir), ayn zamanda birbiriyle ilgisiz birtakm kl
trlerin altnda ortak yaplar yattn ve tikel konulardaki fark
llklarn yalnzca dnyann farkl yrelerinde giysi modasnn
farkl olmas gibi olduunu, ama herkesin giysi giydiini ileri s
rebilir. Tamam, herkesin doum, cinsellik, ak ve lme dair ritelleri vardr. Ama bunun adaletle ilikisi nedir? Muhafazakr,
adaletin insanlara kendi tikel kltrleri erevesinde sosyal po
zisyonlarnn gerektirdii kadarn yansttn ileri srmek zo
rundadr, hepsi bu. Uluslararas adalet fikirlerine en iyisinden
kinik ya da kukucu bir tavrla yaklalr.
Haklar teorisyenleri baka bir adan yola karlar: Her bire
yin haklan olduu, bu haklarn ihlal edilemeyecei sylenir. Bu
na gre, adalet bu haklarn korunmasyla ilgilidir. Herhangi bir
insan bunlar ihlal etmeye kalkrsa, bu insann ilenmi sua
orantl olarak cezalandrlmas gerekir, nk adalet durumun
uygun biimde telafisini gerektirir. Bu haklarn snrlarn iz
mek sz konusu olunca karmza felsefi skntlar kar:
Ravvlsun modeli yaratc bir senaryo erevesinde dikkatimizi
bencil karlarla ilgili olan haklarca (bunlara ayrcalklar de
mek daha doru olur) eker. Robert Nozick bunlar sadece var
sayar. Murray Rothbard trnden doal haklar teorisyenleri ise
bunlarn insan doasndan kaynaklandna inanr. Rasyonalist
ler bunlarn kkeninin akl yrtme kapasitemize dayandn
sylerler vesaire.
Haklarn kkenine ya da gerekelendirilmesine ilikin arg
manlar ok byk farkllklar gsterir. Peki, haklarn kendisinin

ne olmas gerektii konusunda bir m utabakat var mdr? Bu,


I

13

AKIL

hakkn nasl tanmlandna bakar. Eer hak, bakalarnn her


hangi bir davranna kar savunulmas gereken bir eyse ve kul
lanlan dil kat bir biimde dakik deilse, gerekten de bulank
bir kavram demektir. Ben ekirdek haklar kavramn tercih
ediyorum nk bu herkes iin genelletirilebilir ve eliik olma
yan haklar anlamna gelir. rnein baka bir insann geliri, za
man veya hayat zerinde bir hak, hak olamaz, nk bu dolay
sz biimde bir eliki yaratr. Bunun anlam, ayn zamanda bir
hakkn eit bir biimde herkese ait olmas gerektiidir. Bu tr
haklar az sayda olabilir ve muazzam sorunlar tayabilir, ama
berrak bir kyaslama, Rawlsunkinin liberaller iin yapt gibi,
ou zaman insann kendi haklar felsefesini gelitirmesi kadar
bakalarnnkini incelemesi asndan da son derecede yararldr.

AKIL
Makul ol: sk sk duyduumuz bir rica veya emir. Ne dnd
ryor bu insana? Akla dayal dnmeyi mi neriyor, daha bklebilir olmay m, yoksa insani kaltmmzn paras olan
aklc hayat yaamamz m? Burada temizlenmesi gereken
epeyce ey var.
Akl imanla karlatralm: man, eitli teorileri veya yk
leri, delile yaslanma veya manta uygunluk olmakszn kabul
etmemizi talep eder bizden. rnein, Noel Bahann dnyann
drt bir kesinde bacalardan evlere girii gibi. Buna karlk
akl ne yapard? Olgular kontrol eder, kullanlan mant dik
katle izler, iddiay deneyimle ilikilendirir, teki dorulanm te
oriler nda deerlendirme yapard. Duygularmz kullanma
mz sz konusu olunca, durum daha az berraktr. Duygular, in
sanlar veya durumlar hakknda hzl analizler gerekletirebilir.
Bazen aklla birlikte alr duygular; belki de akl yrtmenin
zerinde ykselebilecei bir temel ta olutururlar. Humeun
I

14 I

AKIL

akln tutkularn klesi olduu yollu nktesi de buradan kaynak


lanr. Ama dalistler iin akl duygulardan tamamen ayrlabilir,
onlardan bamsz olarak alabilir olmaldr.
Akl yrtme, ncllerden tmdengelim yoluyla argmanlar
tretme ve bunlarn geerliliini salamaya alma anlamna
gelebilir. rnein, u iddiada bulunduumu dnelim: Eer
kar yaarsa, hava sour. Kar yayor, dolaysyla hava souya
cak. Hayatnda hi kar, hatta souk hava grmemi biri bile bu
argmann mantn kabul edebilir. Argmann hakikatle ilgisi
olmayabilir, ama hi olmazsa geerlidir. Akl yrtme ayn za
manda tmevarma da olabilir. Bu, bilimde hkim yntemdir.
Bu muz eri; ikinci muz da eri, ncsii de. Binlerce muzda
ayn ey grlyor. Demek ki btn muzlar eridir. Bir kez da
ha dnrsek, itiraz edebiliriz: Dz muz da yok mu? Ben haya
tmda hi dz muz grm deilim. Ama biyolojik eitlilik hak
knda bildiklerimden karyorum ki, dz bir muza rastlanmas
gayet mmkndr. Bu da bize tmevarmn doas konusunda
biraz daha dnme (akl yrtme) frsat veriyor. Tmdengeli
me dayal geerli bir argman oluturabildiim tarzda tmeva
rma dayal bir geerli argman da oluturabilir miyim? Tme
varma dayal bir argman, tanmlar temelinde almann ve
zaten verilmi olan eylerden hareketle sonulara ulamaya y
nelmenin tesine getiine gre, bu anlamda geerli olamaz. Bu
nun yerine bir ampirik hakikate iaret eder, bu da beraberinde
dorulama, yanllama ve olaslkla ilgili sorunlar getirir. Byk
analitik filozoflarn birou (Russell, Wittgenstein vb.) bunlarn
zerinde almtr.
te yandan, akl, zerinde aklla dnlm argmanlara
gre yaamay ima eder, yani rasyonel olmay. Ama bu ne de
mektir? Anne veya babanz sizden daha makul olmanz istedi
inde, bu sizin onlarn karlarna vc taleplerine boyun emeniz

I u I

AKNOLU TOMMASO

gerektii anlamna m gelir, yoksa Kantn nerdii gibi sonuta


ilkeleri evrensel olarak balayc olan, akl yrtme yoluyla ula
lan bir ahlaki program benimsemeniz anlamna m? Eer siz
den makul olmanz isteniyorsa, rtl nclleri aa karma
nz ama ayn zamanda kiinin makul olma kapasitesini gz n
ne almanz gerekir. Bir bebee makul olmasn sylemek makul
olmayan bir taleptir. Peki, neden makul deildir bu? nk be
beklerin, konuamamalarndan da anlald gibi, akla dayal
argmanlar gelitiremediklerini renmiizdir. Ama bu onlarn
hibir ey anlayamadklar, kendilerini anlatamadklar ve olay
lar ve sonularn birbirine balayamadklar anlamna gelmez.
Bebein davranlarnda ilkel bir akl yrtme biimine mi tank
oluruz? Bebekleri evrimde greli olarak yksek bir aamada
olan hayvanlarla karlatrdmzda, bu ikisinin akl yrtme
kapasiteleri bakmndan ortak yanlar olduunu syleyebilir mi
yiz? Burada karmak bir bataklk sezebiliriz. Ama batan b
yk ksm belirsiz biimde ima edilmi tanmlardan kaynaklanr.
Bunlar ise belirli felsefi (ya da siyasi) programlara uyacak ekil
de kalba dklebilir.
Akl yrtme, baz bakmlardan disiplinler aras bir faaliyeti
ima eder. Hem tmevarm, hem de tmdengelim srelerine
bavururken kestirimleri tahayyl edilmi senaryolarla test eder
ve sonra bazen ortaya, dile getirilebilecek ya da sadece aklmz
da evirip evirebileceimiz bir paket (bir argman veya komut
veya arzu) karr.

AKNOLU TOMMASO (1225-1274)


Soylu bir ailenin ocuu olan Akinolu Tommaso, ailesinin ken
disinden beklentilerine bakaldrarak yoksullara kucak aan
Dominiken tarikatna katlmay seti. Kardeleri onu kararak
bir yl boyunca tuttular, hatta bir kadn araclyla kandrmaya
I

16 |

AKNOLU TOMMASO

altlar. Ama Tommasonun tutkusu bakayd. Paris niversi


tesinde ilim ortamna btnyle yerletikten sonra ok iman
lad (yle grnyor ki Humedan bile imand). Summa Con-

ra Gentilesy Kralltk zerine ve ok hacimli bir yapt olan Sum


ma Theologica adl almalarn yazd. Bu sonuncusu, kendisi
zor savunulacak bir din savunmasdr. 1272de Napoliye tan
d ve bir Dominiken manastrnn kurulmasna destek oldu. ki
yl sonra hayata gzlerini yumdu.
Tommaso gerekten geni kapsaml almalar yapan etkili
bir filozof ve teologdu. almalar, Augustinusun yerini ald ve
Katolik Kilisesinin temel dn tarzn deitirdi. Genel bir
anlamda, Augustinus dalistik Platonik felsefeyi Hristiyanlkla
btnletirirken (Tanrnn Kenti ve Dnyevi Kent), Tomma
sonun getirdii yenilik, geleneksel Augustinusu Hristiyanla
Augustinusta eksik olan Aristotelesi mant ve kavramsal er
eveyi eklemek oldu.
Aslnda Tommaso felsefe ile teoloji arasnda temelli bir b
lnme yaratmtr. Bu, bugn dine ve bilime kendi ayr epistemolojik alanlarn tanyan yaklama kadar uzanan, yani zihin
lerimizde hl bir yer tutan bir felsefi ve kltrel etki dourmu
tur. Bunun sonucu, dnrlere akl dnyaya uygulama konu
sunda bir gereke salamasyd. eitli dnrler dnyevi ala
n inceleme abasna giriiyordu. Kilise ise hibir biimde felsefe
ile teolojiyi btnletiren bir bak sunmuyordu. Tommaso bu
gn bilim diye andmz alma alan iin zamanla ortodoks
kabul edilen ileriye doru bir yol at. Bu arada Aristotelesi y
lesine sorgulanamaz bir felsefi konuma ykseltti ki, herhangi bir
kei bu doktrinden uzaklarsa infazla karlaabilirdi.
Tommaso insan hakknda gereki bir tablo izer: Evrenin
hakikatini ve Tanrnn hakikatini anlama kapasitemizi, zek
mz ve entelektel dnce arayna girme a r/u muz kstlar. Ze

AKNOLU TOMMASO

k baka eydir, eylem baka ey. Dnya hakknda bilgimiz du


yulara baldr (bylece Tommasonun felsefesi onu izleyen bir
ka yzylda canlanan ve biriken, sonunda da bilimsel devrimi
yaratan ampirik aratrmalarn genilemesine olanak tanyor
du). Tanr ve O nun Hakikatleri hakknda bilgi ise vahye bal
dr. stelik Tommaso, Aristotelesi izleyerek bizim rasyonel ya
ratklar olduumuzu ve insan zihninin renme, bilimsel al
ma ve Tanrya ilikin tefekkr konularnda kapasitesi olduu
nu srarla sylemektedir. Aristoteles insan iin en yksek ve en
soylu arayn tefekkr olduunu belirtirken, Tommaso buraya
T an rya ilikin tefekkr kolayca sokuturuvermitir.
nsan zihni, geici olarak bir bedene bal olmakla birlikte,
maddi olmayan ve ayrlmas mmkn bir tz olan ruhtur. nsan
lk, gittike karmaklaan bir hiyerari iinde hayvanlar lemi
nin geri kalanndan daha st bir noktadadr. nsanlarn zerinde
de cismani bir varl olmayan melekler vardr. nsan tefekkre
girdiinde potansiyelini melekler alannn snrlarn zorlayacak
biimde geniletmektedir, ancak meleklerin bir zellii olduu
sylenen saf dnce insandan umutsuzca uzaktr. Tam da Pla
ton ve Sokratesin belirttii gibi, bedenimiz ruhumuzu kstlar.
Akl duyularla iradeyi (renme iradesini) biraraya getirir, ama
bilgiye giden bir baka yol daha vardr. Bu, inan yoludur. nan
zeki insann olduu gibi aptaln da zihnini aydnlatabilir, demek
tedir Akinolu; ama inanmak gnll bir ey olmak zorundadr.
nan (baz acil politik durumlar hari) zorla yaratlamaz.
Meleklerin saf dnce dzeyinin altnda yer alan insanlk
byk miktarda bilgiye ulaabilir. Bizatihi varlmz bilmek
iin yanar tutuur. Tommaso, Filozof olarak and Aristote
les ile her eyin bir erek peinde olduu konusunda hemfikirdir.
Btn varlklar bir eree sahiptir: Yani sadece bir ilevleri yok
tur, ayn zamanda bir eree doru bir yolculuk iindedirler. ey
I

AKNOLU TOMMASO

lerin yneldikleri erekler iyidir. Ama maddi olmayan varlklar


doal olarak kendilerinin yazgs olan erein ne olduunu bilme
mektedirler. Bu yzden, mantksal olarak, onlarn erekleri onlar
adna seilmelidir. Bir teolog asndan bakldnda, seen an
cak Tanr olabilir. Bir son olduu gibi, bir balang da olmal
dr. Dnyann kkeni Tanrda yatar. Burada Tommaso Hristi
yanln yaratl teorisinin mantksal bir uyarlamas iin Aristo
telesin ilk muharrik kavramn devralr. Bu dnyay ne kadar
iyi tanrsak, birincil nedenin, her eyin ilk nedeni olan, kendisi
harekete geirilemeyen bir muharrik ile baladn o kadar da
ha ok kabul ederiz.
Tommaso Tanrnn varl iin be kant sunmutur. Tanr,
Aristotelesi bir fikir olan, harekete geirilemeyen muharriktir.
Geriye doru hareket (byi harekete geiren adr, ay ise c vb.)
sonunda ya sonsuz bir geri gidii kabul etmek zorundayz ya da
harekete geirilemeyen bir muharriki. kincisi, evrenin (ve her
trl hareketin) ilk nedeni Tanr olmaldr nk ne zaman iin
de ne de nedensellikte sonsuz bir geriye gidi olamaz. ncs,
kincisine bal olarak, her eyin bir nihai kkeni olmaldr. Dr
dncs, farkl bir dorultuda, etrafmzdaki dnyada kusurlar
mevcuttur (hep bir eylerden ikyet ederiz), yleyse bunlar an
cak mkemmel bir varlkla karlatrma iinde var olabilirler.
Beincisi, canl cansz her eyin bir erei vardr; bu erek onlara
ancak bir Tanr varsa verilebilir ve ancak o zaman anlam ifade
eder. Kadim dnrlerin iddia ettiinin aksine, Tommaso Tanrnn evreni hilikten yaratabileceini ileri srer. Bu, hilikten
bir eyin doabileceini yadsyan materyalistlere kar teologla
rn elinde kullanl bir argman olarak belirir. Ama her bir du
rumda, Tommaso daha batan doru kabul ettii bir eyi kant
lamaya alyordu: Tanrnn varl. Bu akl yrtme tarznn
ateistleri veya kukucular ok ikna ermeyecei ortadadr.
I

AKNOLU TOMMASO

Hristiyanln ilk gnah ve insanln doutan gelen sapk


l ve kusurlar (Augustinus bunlar vurgulamt) hakkndaki
doktrininin etkisini ve gcn gz nne alrsak, Tommasonun
insann saf, ahlakl bir varlk olamayaca yolundaki genel dok
trini kabul etmesinde artc bir ey yoktur. Bu haslet, giderek
artan bir srayla, meleklere ve nihayet Tanrnn ta kendisine z
gdr. Aristoteles ve Augustinus ile hemfikir olan Tommaso,
mutluluun haz araynda veya maddi servette bulunamayaca
kanaatindedir. Ne de (burada Aristoteles ile ters der) felse
fi tefekkrde bulunabilir mutluluk, nk insann arad haki
katler insan duyularnn eriebildii lemin tesindedir. Sokra tesi hatrlatan bir biimde Tommaso dolaysyla bu hayatta
kimse mutlu deildir der. Bylece, insan doasna uygun biim
de erdemli bir hayat yaasa da, hazdan zevk alsa da, hayatn ak
la gre dzenlese de, hakiki mutluluktan yoksun kalr. Buna en
yaklat nokta dinsel tefekkrn mutlak saadetidir.
Cismani varlklarn aadan yukarya ykselen hiyerarisine
benzer biimde insan kendi benliini ve toplumunu da dzenle

mek zorundadr. Aynen insann kendi iinde, zihnin tutkulara ve


biyolojik ihtiyalara komuta etmesi gerektii gibi, benzer biim
de toplum iinde de:
stn zekllar doal yneticilerdir; buna karlk, daha az
zeki olan ama daha gl bir bedene sahip olanlar doa ta
rafndan hizmet etmek zere yaratlm gibi grnmektedir.
(Akinolu, Summa Contra Gentiles> IH.81)
Aristotelesin aristokratik taarruzu burada yeniden canlandrl
maktadr, ama bu hi de artc deildir. Avrupada hayat, sos
yal statye gre hiyerarik olarak yaplanmt. Ama Tomma
sonun akl yrtmesinde heyecan verici biimde kmldayan ey

AKNOLU TOMMASO

bir sonraki ele ald noktadr: Yalnzca iddete ve tutkuya yas


lanan bir devlet bizi kargaaya srklen nsanlarn ynetiminde
soukkanl bir akl yrtme gereklidir. te filozoflarn devlet
adamlarna yapt, ileri rasyonel biimde yrtme konusunda
ki ezeli ar. Ama Tommasoda buna insanlarn ruhunu kurtar
ma konusundaki dini ar elik eder. Teologlar filozof-krallar
haline gelmeli veya kutsal hayat araynda krallara danmanlk
yapmaldr.
Ne var ki, Tommaso insanln byk blmnn, aynen zi
hinlerini Tanr konusunda tefekkre vermeye yetenekli veya is
tekli olmadklar gibi, siyasi meseleleri de soukkanl biimde ele
almaya yetenekli veya istekli olmadklarn teslim ediyordu. Atinallara benzer biimde, kitleler Tanrnn sisteminin aikr ak
siyomlarn anlama kapasitesinden yoksun olduklar iin (baz
larn anlayabilirler, tekiler daha ok aba gerektirir), ar iler
de alr ve hazza dayanan bir hayat yaarken, zihnini altr
ma kapasitesi olanlar kendilerini dini tefekkre vermeli ve by
lelikle daha dk dzeydeki zihinleri eitmeye, onlara retme
ye uygun bir konuma ykselmeli ve hazza dkn halk onun
kar ve iyilii iin ynetmelidir. Bylece Tommaso, kuatc ni
telikteki ontolojik hiyerarisine bavurarak, aynen bedenin tek
bir zihin tarafndan ynetilmesi gerektii gibi, toplumun da tek
bir ynetim ve hkmdar tarafndan dzene sokulmasnn ge
rekli olduunu ileri srer. Ancak bir tek Hristiyan halk olabilir,
dolaysyla btn inananlar inanlar konusunda hemfikir ol
mak zorundadr. Toplumsal hayatn ise oulcu olabileceini
kabul ediyordu. nsanlar farkl trden dnyevi, yani ksa vadeli
amalarn peindedir. Ama ancak pek az saydaki insan zihnini
daha yksek hakikatleri aramaya vakfedebilecek kapasitede ol
duu iin, genel olarak halka, hayatlarn doann ve Tanrnn
doru kurallarna gre yaama yolunda, yai erdemli hayat koI 21

AMPRZM

nusunda rehberlik yapmas gereken onlardr Ortaam bu ye


ni filozof-teolog krallar. nsann kendisini ereine doru y
neltecek birine ihtiyac vardr (Krallk zerine, 1. Blm). nsa
nn topluma ihtiyac vardr (Aristotelese gre insan sosyal hay
vandr), ama hayat ynetilmek ister. Bylelikle Platonun bir
topluluun grubu doru yne gtrmek zere mutlaka bir yne
ticiye, sosyal geminin kaptanna ihtiyac olduu varsaymna ge
ri dnm oluruz. Ksacas, insann ynetilmesi iin bir yol bulunabilmelidir.
Gerekten de Tomizm iin insanlarn dzeninde klelik do
al olmayan bir durum deildir ve kabul edilebilir bir eydir.
ou filozofun kendine zg yanlan ve ana uygun nyargla
r vardr ve bunlar affedilebilir (ne de olsa onlar bakadr, biz
baka). Ama Tommasonun genel felsefi vizyonu zaman zaman
kendi dinsel dzenini sorgusuz sualsiz kabul etmesinden dolay
bulanklamaktadr. Augustinus gibi o da zihnini kilisenin mih
rab nnde secdeye yatrr, hatta kurban eder. Bylelikle, ken
di dncesinin olanaklarn da snrlam olur: Aristotelesi
mant Augustinusu Hristiyanlkla dahiyane biimde kayna
trrken Tommaso hi kuku yok ki istisnai ve hacimli bir dinsel
savunma retmitir. Ama bu savunma, her ne kadar baz kusur
suz felsefi dorulara yer verse de, niyet olarak ve dolaysyla
znde statkonun bir savunmasdr. te yandan, daha inceltil
mi yaklamlarnda, daha sonra Rnesans dneminde yeere
cek olan, dnyay kefetme konusunda entelektel zgrlk y
nnde birtakm tohumlar bulabiliyoruz. Kukusuz bu, insanla
yapt en kalc katkdr.

AMPRZM
Ampirizm doutan gelen bilgimiz olmad konusunda kesin
bir yargya sahiptir: Edindiimiz her trl bilgi duyularmzla alI 22 |

AMPRZM

gladmz eylerdir. Dolaysyla, bilimsel kestirimler yapt


mzda, hayal gc yksek ykler yarattmzda ve evremizde
olup biteni kavradmzda, zihnimizin zerinde almakta ol
duu eyler, kesin olarak duyulardan elde edilmitir.
Burada derhal baz sorunlar beliriyor: nmdeki bir nesneyi
algladmda, bunun bilgisine sahip duruma geldiimi garanti
eden nedir? Locke, nesnenin kendini izlenimler olarak duyular
mza duyurduunu, nesne konusundaki fikrimin temelinde o iz
lenimin olduunu sylyordu. Ama Berkeleyin iaret ettii gibi,
bu tr bir argman, evrende bamsz birtakm nesnelerin varl
n gerektirmez; yalnzca bir fikirler evreninin varl yeterlidir.
Berkcley, zihinden bamsz nesnelerin varln reddeden, ama
zihnin bildiinin deneyimledii fikirlerden kaynaklandn ka
bul eden, ei benzeri olmayan bir ampiristti. Burada destek Tanrdan geliyordu. Peki, ampirizmi bir grltden kaynaklanan
ses dalgalarnn, ktan gelen fotonlann, herhangi bir gdadan
gelen kimyasallarn sinir sistemimizde yaratt izlenimler teme
linde okumaya kalkarsak? Ama bu izlenimler hakknda bilgi
formle etmeye nasl balayabilirim? alglarn ayrdedilmesiyle ve adlandrlmasyla m balar? Ama o zaman birbirinden
ayrdedilemeyecek izlenimler ne olacak? Zaman zaman ampirist
eilimler gsteren Kant, bu zihin d fiziksel gerekliin baz
ynlerinin (mekn, zaman vb.) kendi bana deneyimlenemeyeceini, yalnzca a priori olarak bilinebileceini ileri sryordu.
Bu, doutan gelen fikirlere doru bir geri ekilme anlamna
gelebilir. Ama zihne mekn ve zaman kavramlatrmalarn for
mle etme olanan tanmak, ampirist gelenei desteklemek
iin evrimci bir hipotezi iin iine sokarak gerekelendirilebilir.
Her ne kadar bize tikel bilgi biimleri verilmemi olsa da (spesi
fik doutan gelen fikirler lehine ileri srlen argmanlar ampi
rik temelde ker, nk hangi bilginin doutan gelme olduu
I t\ |

AMPRZM

konusunda farkl insanlarn farkl teorileri vardr), evremizi al


glama, boyutlu olduunu kavrama, hareketlerimizin zama
nn iinde gerekletiini anlama yetenei, reme yoluyla ileriki
kuaklara aktarlmas byk baar salayacak bir zellik olur
du. U boyutlu bir dnyaya uyarlanmay veya olaylar zamanla
ilikilendirmeyi beceremeyenlerin selektif eleme eiini ama
lar ok dk olaslktr (eim nerede?). Eer zihin bilgi tehi
zatna sahipse, kimileri de zihnin dil renme veya ahlaki dav
ranma (rnein vicdan sahibi olma) bakmndan da benzer bir
tehizata sahip olduunu ikna edici biimde ileri srmtr. Ne
var ki, Locken hayaleti ampiristlere bilgi iin gerekli yaplar
arayn ok ileri gtrmemelerini, bu yaplarn toplumda re
nilen yaplara doru bklebileceini hatrlatmaktadr.
Bulgular iine aldnda zihnim bir resim oluturur. Fikirle
rin birlemesi ve daha yksek dzeyde fikir ve dncelerin kav
ramlar yaratlarak dntrlmesi bu resimleri temel alr. Pla
ton kavramlarn baka bir dnyann varlna iaret ettiine,
kedi kavramnn gerekten de o dier dnyada var olan deal
Kediye gnderme yaptna inanyordu. Aristoteles, hocasnn
karsamasn reddederek birok tikel varln ampirik bulgula
r zerinde odaklayor, her bir tikel kedi baka kedilerle aratr
malarmz sonucunda saptayabileceimiz baz ortak niteliklere
sahip olduu iin, bunlar kedi adm tayan bir zihinsel ara,
bir kavram erevesinde biraraya topladmz belirtiyordu.
Birok adan, bu geni, aratrmaya dayal yaklam tarz mo
dern ampirizmin gerisinde yatar: Olgular duyularmz aracl
yla kontrol etmek ve dorulatmak, sonra verileri kavramlara
gre gruplandrmak. yi bir rnek olarak, Linnaeusun biyoloji
si ve hayvanlarn ve teki canllarn familya ve trler olarak kategorize edilmesi verilebilir.
Bu, ampiristin duyulardan veriler toplanmasnn ardndan

AMPRZM

dnya hakknda teoriler oluturmak iin ne lde tmevarma


yasland konusunda birtakm endieler dourur. Poppern be
lirttii gibi, tmevarm tek bana ie yaramaz: Neyi aratrd
mza ilikin, zerinde allacak bir teorimiz olmadka, bir ol
gular dizisine bakmak, bir dizi olayn olup bitmesini izlemek, bir
test tpnde bir dizi reaksiyonu grmek, uzun bir veri listesini
incelemek bir anlam tamaz. Ama o teori nereden gelecek? Ka
t ampiristler teorinin ancak temel bulgulardan gelebileceini
ileri srer. Teori doutan gelme olamaz: Daha bebeklikten ba
layarak deneyimlerin birikmesi, renme ve bakalarnn yk
leri ile birleince, zihni dnyay anlamak iin daha kapsaml fi
kirler formle etmeye tevik eder (felsefenin balangc!). Daha
yumuak ampiristler, kurduumuz teorik erevelerin doasna
ilikin olarak bir lde doutan gelmeciliin ieri szmasna
izin verebilirler.
iktisat iyi bir rnek oluturur: statistikilerin sunduu veri
lerden hareketle tmevarm yoluyla insani ve ticari davran ko
nularnda teoriler gelitirildii dnlr. Ne var ki, bunlar saf
anlamda tarihsel meselelerdir ve verilere ne kadar bakarsanz
bakn bir teorinin o verilerden birden frlayp kacan bekle
yemezsiniz. Hangi verilere baklacana karar vermek, neyin
nemli olduuna ilikin bir lde dnm olmay gerektirir.
Bunu baka verilerle korelasyon iine sokmak da, benzer biim
de, rtl bir alma hipotezini varsayar vb. Tmevarm teorisyenlerine kart olarak, tmdengelim teorisyenleri iktisadn ta
mamnn basit bir nclden, yani insanlarn durumlarn iyile
tirmeyi arzu ettikleri nclnden (burada durumdan ne kastediliyorsa artk - nk bu kavram zorunlu olarak maddi durumu
iermez) hareketle mantksal olarak gelitirilebileceini ileri s
rer. Hiperenflasyon gibi tekil meseleler dikkatimizi ekebilir, bi
zi daha teye ayrntl analizlere sevk edebilir, ama tmevarmI s I

ANALTK FELSEFE

clarn sergiledii bulgular, teori araclyla anlalmad tak


dirde yararszdr. Bir veri birok deiik adan okunabilir, bylece birok farkl teorik kestirime konu olabilir ve kendi bana
alndnda yanltc olabilir.
Bu ok boyutlu mesele ampirizmin her tr iin ilgin bir so
run oluturur. Bir insann hamburger yemesi ok farkl biimler
de okunabilecek bir olgudur. Nerede kald J. F. Kennedy suikas
t. Dickensn Zor Zamanlar romannda, Gradgrind ocuklara
olgulardan baka hibir ey retilmemesi konusunda srarcdr:
Bu, ampirist gelenee yneltilmi hi de incelikli olmayan bir
alaydr. Nietzsche, olgu yoktur, yorum vardr akac syleyiiy
le ampirizmi reddeder. Ama ampiristler yorumun gerekliliini
reddetmezler. Yorumun olgulara ihtiyac vardr, olgular da yal
nzca deneyimden gelebilir. Farkl yorumlar, zerinde yksel
dikleri olgulara geri dnerek salam bir paya kavuabilir. Poppern eletirel rasyonalizminin temeli budur. Olgularn yoklu
unda yorumlar darmadan olur, ister devlet srr ile ilgili ol
sun, ister teolojik muammalarla. Baz dnce tarihi uzmanlar,
ampirist gelenein, Batnn Ortaanda gzleme dayanan bul
gularn grmezlikten gelinmesine tepki olarak gelitii kansn
dadr.

ANALTK FELSEFE
zellikle 20. yzylda Oxford'da alan felsefecilerin, Russelldan balayarak ve Wittgenstein ve Mooreun almalarn
dan geerek felsefeye ilikin benimsedii yaklama verilen ad
analitik felsefe olmutur. Burada nemli olan, konutuumuz
her eyin, daha anlaml olabilmesini salamak ve buradan hare
ketle (umulan o ki) felsefi sorunlar zebilmek amacyla analiz
edilmesidir.
nermelerin ve szcklerin analiz edilmesinin ardndaki saI 26

ANALTK FELSEFE

ik elbette akla, kavuturma abasdr, ama analitik felsefeci


ler nermelerin ardndaki mantksal yaplar gn yzne kara
bileceklerini ve bylece sorunlu veya ikircikli nermeleri mant
a indirgeyerek zmlere ulaabileceklerini dnyorlard.
Russell ve Whitehead matematii manta indirgeme konusun
da almt. Felsefenin her alannda benzeri ilerlemeler kayde
dilebilecei konusunda iyimserlerdi. Zamanla onlarn matema
tik analizinin mantksal olmayan nermelere baml olduu g
rld (her eyin bir yerden balamas gerekir!). Benzer biimde,
dilin anlamn analiz etme konusundaki heyecanl giriimler, her
ne kadar dnceyi keskinletirse de, baarsz olmutur: Felsefe
zel olarak muammalarla dolu bir alandr ve kolay kolay indir
gemeye tabi tutulamaz.
Ama nermeleri mmkn olduu kadar yaln unsurlara ay
rtrmak ve bylece bunlarn ifade ettikleri dnlen anlam ile
resmettikleri gerek dnyada gnderme yapt eyler arasnda
daha sk balar kurmaktr (dili resim olarak ele alan teori). Bu
analizin ayrc yan, olumsuzluk ekleri, her ey, veya,
ve, eer gibi mantksal terimler kullanarak nermelerin
doruluk deerinin incelenmesidir. Eer nermenin ayrtrld bileenler birbirini tutuyorsa (eer a ise o zaman b), nerme
dorudur. Bu bileenler basit olgulara indirgenebilir olmaldr
(masann zerinde bir kitap var). Bir nerme bu emaya s
myorsa, o takdirde metafizik alana yollanr, yani sama gr
lr. Basit olgularn doruluu meselesi elbette sorunlardan biri
dir: Doruluu belirleyen nedir? Eer kullanlan tanmlarsa, o
zaman mantksal analizin bize fazla bir yardm dokunmaz, sa
dece terimlerin tmdengelimci bir genilemesi sz konusu olur.
Bu tr karsamalar geerli olacaktr, ama bu zorunlu olarak
doru olduklar anlamna gelmez. Eer olgularn dnyaya ilikin
resimler olduu dnlyorsa, bu olgularn nasl dorulanaca-

ARISTOTELES

n (st katta ak braktm) veya yanllanacan (b


tn kargalar siyahtr) bilmemiz gerekir. Ne var ki, bu tr tart
malar, hepimizin yazarken ve konuurken daha disiplinli ve ber
rak dnmemiz gerektii konusundaki talebin gcnden bir
ey eksiltmez.

ARSTOTELES (M 384-322)
Ayn zamanda Platonun en iyi rencisi ve Byk skenderin
delikanllk anda hocas olarak da n kazanan Aristoteles,
Platon ile birlikte, Bat felsefe geleneinin, 13. yzylda Skolastik
dnceye akan ve hl nemini ve cazibesini srdren kaynak
larndan biridir. Mantn babas olan Aristoteles, Platonun fel
sefesine damgasn vuran metafizik dalizmi reddetmi ve Form
lar Teorisini eletirmitir. Platonun felsefeyi evrensellik dzeyi
ne ykseltme arzusuna kart olarak, Aristoteles her disiplinin
kendi kurallarna uygun almas, felsefeye ise kendimizi zgl
disiplinlere adadmzda dn tarzmz ynlendirme iinin
braklmas gerektiini belirtir. 20. yzylda bu yaklamn izle
rini Wittgensteinda grmek mmkndr.
Makedonya kralnn hekiminin olu olan Aristoteles buna
uygun bir eitim grd, Platonun Akademisinde 20 yl aratr
ma yapt. Platon ldnde Aristoteles yollara dt. zel bir
sevgiyle yaklat biyolojiden hareketle btn canllarn bir erek
iin var olduu anlayn gelitirdi: Hareketleriyle bunlar bir ye
re doru gitmektedirler*, yleyse eylerin ereklerini inceleyebiliriz
(teleoloji). Bu akl yrtme bilimsel dnceye 19. yzyla, Darwinin ortaya kna kadar hkim oldu. Biyolojinin ana damar
gnmzde hayatn teleolojik tarzda betimlenmesini reddederek,
bunun yerine hayatta kalma ve reme bakmndan en uygun
olanlarn ykseldii rasgele bir gelimeyi yerletirmitir.
Aristoteles Atinaya dnerek Akademi ile rekabet edecek ye-

I 28 |

ARISTOTELES

ni bir niversite kurdu. Yeni kurumun ad Lykeiondu (Lise).


Gezinti alanna ise Peripatos deniyordu. Bu yzden Aristote
lesin izleyicilerine peripatetikler dendi. Lykeion daha kap
saml ve bilimsel ynelimli bir mfredata sahipti ve aratrmay
tevik ediyordu. Ancak, skenderin 323te lmnden sonra
Atinada Makedon kart duygular gelimesi Aristotelesin ha
yatnn son gnlerini yaayaca Chalcise ekilmesine yol at.
Platonun, evremizdeki eylerin mkemmel Formlarn da
ha silik yansmalar olduunu ileri sren doast Formlar ve
ya dealar dnyasna inanmasna kart olarak Aristoteles, ger
ekliin evremizdeki eylerin iinde karmza ne kyorsa o ol
duunu iddia ediyordu. Bir kadn grdmde, onu kendi iin
de bir tekil varlk olarak var olur biimde alglarm. Onun bir
paras olduu ya da ait olduu sylenebilecek stn bir Form
mevcut deildir. Sadece o vardr. Aynen nmdeki bu masa, bu
kpek, bu fincan, u aa gibi. Platon tepeden aaya doru a
lrken (daha st gruptan her uzaklama tekil varln metafizik
statsnde bir eksilmeyi getirir), Aristoteles aadan yukar
doru alr. stelik, daha st gruplar var olan eyler deildir,
soyutlamalardr. Akln, gzlemlediimiz eyleri ve bunlarn ba
ka eylerle ilikilerini anlamamza yardm etmek iin yaratt
eyler.
Alglama srecinde eyleri birlikte kategorilere/gruplara ay
rrz. Gruplandrma srecinde ise iin iine dolaysz biimde
mantk girer. Aristoteles bu noktada iin iine tasm tr arg
manlar sokar (btn aler bdir; btn bler cdir; yleyse btn
aler cdir ve buna benzer eyler). Bu mantn tamamn tket
mez, ama Aristotelesin btn felsefi meselelerde her zaman en

byk otorite olarak grld gz nne alnrsa, mantk ze


rindeki etkisi byk olmutur. Bu arada, insan Aristotelesi
okurken meselelere nasl kl krk yararak ve dengeli biimde 4
I 29

ARSTOTELES

yaklatn aka grnce, kendisinin bu otorite anlayn red


dedecei izlenimine kaplmadan edemez.
Dnyay anlamak gzlemle balar. Ama buradan Aristote
lesin sadece duyularmzn nndeki eylere bakmamz talep
eden basit bir materyalist olduu sonucunu karmak doru ol
maz. Grdmz eyleri anlamay amalarz. Biz insanlar bak
makta olduumuz eyler konusunda kendimize zg bir merak
sahibiyizdir. Bakmak, gereklikle ilk karlamamza adm at
maktr. Dnmek ise bizi daha ileriye gtrr, yani varln
alanna (ontoloji). Tikel olann alglanmas aklmz birbirine
benzeyen tikeller arasndaki ortaklklar gz nne almaya sevk
edebilir. Gruplandrmay ve daha yksek gruplar oluturmay
hedefleriz. Bylece deneyimimiz bizi doann bildiklerine
ynlendirir. Bizim tarafmzdan daha iyi bilinenden doa tara
fndan daha iyi bilinene doru ilerleriz.
Algladmz her nesne vardr; stelik, bu varolu bizde da
ha da derin ilgiler yaratr. Metafizik balkl kitabnda Aristote
les insana ikin olduunu dnd bir soruyu ortaya atar:
varln doasn soruturmak, varlk olarak varln aratrl
mas. Var olmak ne demektir? Varlk nedir? Varlk, bir nesnenin
z ile yakndan iliki iindedir. z, bir nesnede rastlantsal ola
rak mevcut olan btn nitelikler elendii zaman geriye kalan
eydir. Cilt rengini, sa rengini, boyu, kiloyu, ruh durumunu,
duygusal zellikleri ve baka eyleri bir kenara braktmzda
insan olarak insan ile kar karya kalrz. Peki insan nedir?
Rasyonel bir varlk. Her varlk ayn zamanda doas gerei bir
amaca sahiptir. nsann amac mutluluu bulmaktr. Burada
kartlk Platonun Formlar iledir; bunlar ebedidir, deimez.
Biyolojiye ok nem veren filozof ise canl varlklarn doumbyme-olgunlama-bozulma-lm zincirinden oluan dngs
zerine felsefi olarak dnmeden edemezdi. Deiim gereklidir

ARSTOTELES

ve her nesneye ikindir. Bir metal paras bir heykele dnebi


lir, yani bir insan biimini alabilir. Mzisyen mzikle ilgili bir
insan haline gelir. Her bir nesnenin ve nesne parasnn yerine
getirmesi gereken bir erek vardr: Kalp kan dolamn salar,
kan varln hayatn destekleme amacna sahiptir. Bir eyin po
tansiyeli o eyin ereksel nedenini tanmlar. Ereklilik ya da bir e
yin nereye gitmekte olduu (ya da potansiyel olarak gidecei)
Aristoteles iin nemli bir temayd: mermer heykele, organlar
mz yaam srelerine, insan hayat mutlulua, insan akl tefek
kre.
nsanln rasyonellii bizi hayvanlar leminden ayrr. Hay
vanlarn irrasyonel davranmas anlamnda deil, onlarn zihin
sel yetenekleri arm ve anlar ile snrl iken insan zihnini y
netenin merak ve felsefe yapma olmas anlamnda. Ama Aristo
teles bu adan btn insanlarn eit olmad gzlemini yapar.
nsanlar arasndaki eitsizlik Aristotelesin etik ve politik konu
lardaki dncelerine damgasn vurur: Hegemonyay elinde tu
tan Makedonya saraynn hekiminin olu, baz insanlarn teki
leri ynetmek iin doduunu syler. Klelik doann bir zelli
i olarak kavranr: Baz insanlar kendilerinden stn olanlara
hizmet etmek iin domutur.
Birinin emretmesi, tekinin ise itaat etmesi hem gerekli hem
de mnasiptir. Gerekten de baz eyler daha doutan yle
blnmtr, kimi ynetmek iin, kimi ynetilmek iin.
(Aristoteles, Politika, 1254a)
Peki toplumsal bakmdan stnl belirleyen nedir?
Uygarlk insanlar politik olduunda balar - yani bir polis 'e
ait olduklarnda. Polis , Kadim Yunan genellikle etraf surlar
la evrilmi, merkezinde bir akropolis ve bir tapmak bulunan ve
I ii

ARST OT ELE S

halk tarafndan ilan edilmi bir devlet biimine sahip olan kent
devleti idi. Doa, erkei ve kadn bir aile kurmak zere birbiri
ne yaknlatrr. Ama aile zamansal olarak boylardan ve ardn
dan kylerden nce ortaya km olsa da, bymekte olan bir
topluluun doal olarak kurmaya yneldii devlet mantksal
olarak bireyin varlna nceldir; burada sz konusu olan, me
deni stats bir devletin varlna dayanan uygarlam bireydir.
yleyse devlet, insanlara ikin olan toplulama eiliminden
mantksal olarak treyen ahlaki bir varlktr. Buna karlk, bir

polis dnda yaayan herkes ya bir vahidir ya da kanun kaa


dr. Bu yzden Aristoteles bu insanlar ok kmser. Bu gr
n tarih boyunca birok emperyalist giriimin temelinde yatt
sylenebilir.

Polisin erei yurttalar iin en iyi yaama tarzn salamak


tr: Polis hukukun stnln insanlarn ynetiminin stnde
tutmal, yani rasyonel biimde oluturulmaldr. Ama insanlarn
amalarnn farkl farkl olabileceini kabul ederek bu ifadesini
bir dizi farkl anayasada bulabilir (Aristoteles 150 anayasalk bir
koleksiyona sahipti). Anayasa kendi karlarna hizmet eden ti
ranlarn iktidara ykselmesini engellemeli, polis halk yeterince
eitmelidir. Bir kez halkn gvenliini ve huzurunu gvence alt
na alan uygun bir siyasi ereve yerletiinde, yurttalar dikkat
lerini bir insana en ok yakan hayat tarznn, iyi yaama tarz
nn arayna girmeye younlatrabilirler.
nsana uygun hayat, mutluluk araydr. Bu da ancak zihnin
gelitirilmesi yoluyla ulalabilecek bir eydir. nsann eriebile
cei en yksek faaliyet tefekkrdr. Hayatn en st dzeylerine
herkes eriemez. Soy nemlidir. Platon yetenein ocuun geli
mesiyle ortaya kaca fikrini savunurken, Aristoteles yetenein
en batan var olduunu ileri srmektedir. Buna ramen, potan
siyelin ortaya kmas iin eitime ihtiya vardr, kendiliinden
I 32

ARSTOTELES

ortaya kmaz. Bunun nedeni iyi yaama tarznn erken yatan


itibaren iyi detlerin renilmesini gerektirmesidir. Aristoteles
bilgece bir tarzda bunlarn daha ge yata renilmesinin zor ol
duuna deinir.
Bu tr iyi detler doru davrantan kaynaklanr: arlktan
kanmak, koullara uygun olarak doru davranmak, hazdan zi
yade mutluluk aray iinde olmak, karcla dayal dostluklardansa hakiki dostluklar kurmak, insann kendine duyduu
sevgiden treyen sevgi, kendine benzeyen erdemli insanlara el
uzatmak. Erdemli hayat, baka etik pozisyonlarn iyi yaama
tarz vizyonuyla kartlk iindedir: Deontoloji taraftarlar,
devlerimizi hazdan bamsz olarak yerine getirmemizi talep
eder; hedonist amacmzn haz olmas gerektiini syler; faydac
devimizin komumuzun hazz olmas gerektiini syler. Erdem
teorisyenleri ise a davrannda bulunursak ne tr bir insan ola
camz sorar. yleyse, ahlaken nasl bir insan olduumuz tek
bir fiile deil birok fiile baldr, nk karakterimizi birok fi
il oluturur.
Peki ya ruh? Platon, Pitagoras-Orfik okulun ruhun lm
szl dncesine inanrken, Aristoteles ruhu hayat boyu be
denle balantlandryordu - hepsi buydu. Ruh, canl maddenin
ald biimdi. Canl madde kukusuz inorganik maddeden ayrtrlabilir, nk kendi kendini dzenleme ile, yani hayat ile i ie
gemirir. Ama canly oluturan bu z, bedenin lmyle silinir
gider. Ruhumuz beslenmemizin sorumlusudur (bu, bitkilerle or
tak yanmazdr), alglamamzn sorumlusudur (hayvanlarla ortak
yan), dnmemizin sorumlusudur. Bu sonuncusu bizim insan
olarak doal biimde sahip olduumuz bir kapasitedir! Ama eer
btn canl varlklarn ruhu varsa, her eyden nce ruhun nedeni
nedir? Aristoteles soruyu aman vermeksizin tekrarlar: varz, bir
zihiniz. Peki zihin nereden geliyor? Ancak bir baka akldan geli
I .

ARISTOTELES

yor olabilir. Adm adm geri doru gidersek, btn zihinlerin ne


deninin nihai Zihin, yani Tanr olduu sonucundan kanamayz. Bat Ortaann Hristiyan Kilisesi ile bants yerli yerine
oturuyor: Akinolu, argmanlar teolojik doktrinleri destekleye
cek jilet gibi keskin bir mantky kefettiinde muhtemelen gz
lerine inanamamtr! Oysa Aristoteles kendi Tanrsnn oynad
rol konusunda o kadar ak deildir. Bazen bu tanr bir yara
tan deildir, nk Aristoteles iin evren ezeli ve ebedidir; bazen
tanry bir balatc olarak grr, bazen kendisi hareket etmeyen
bir muharrik, evrende hareketin kayna, ama kendisi kprda
mayan olarak grr: her trl dncenin kayna.
Aristotelesin felsefesi bize rencilerinin tuttuu notlardan
ulamtr. Bu notlar bir aamada birka yzyl boyunca bir
mahzende kilit altnda kalm ve ancak Romal bir kitap kolek
siyoncusunun bunlar satn almasyla gn yzne kmtr! Ne
var ki, kadim dnyann bu byk felsefesi Romallarca hemen
hemen grmezlikten gelindi. Aristotelesin etkisi Ortadouya,
Arap dnyasna g edecek, burada kuaklar boyu Arap limle
ri ve bilimcileri etkileyecekti. Bat kanonunda gerekten yeniden
grlmesi 13. yzyln ortalarnda, yaptlarnn Latince evirisi
dolama girdiinde olacakt. Etkisi, Aristotelesi dn tarz
n Katoliklik ile birletiren Akinolu Aziz Tommasonun sayesin
de byk bir atlm yapt. Her ne kadar Aristotelesin yaptlar
bilimsel incelemeye ve gzleme uygun olsa da, Kilise ve ona ba
l kurulular onu sorgulanamaz yksekliklere yerletirdi. al
malar Kutsal Kitap ile ayn dzeyde dnlyordu. Akinolunun Filozof olarak and Aristotelesi sorgulamak Ortaada sapknlk olarak grlr oldu.
Epeyce kan aktktan, iddet yaandktan ve entelektel sava
verildikten sonra, 17. yzylda bilimsel aratrma nihayet dog
maya kar savanda galip geldi ve Aristotelesin etkisi silindi.
I 34

AK

Yine de bilimciler, Latinistlcr tarafndan tercme edilip dayatl


d biimi altnda Aristotelesi doktrinle ayn fikirde olmak zo
runluluundan bir kez kurtulduktan sonra, yaptlarna yeni bir
gzle bakma frsatna kavuacak ve orada hl zevk duyulacak
ve gz nne alnacak ok ey olduunu kefedeceklerdi. zel
olarak, Aristotelesin etik ve politik teorileri 19. ve 20. yzyllar
da yeniden ykselie geiyordu. ok yakn bir zamanda, etik
alannda erdem teorisi yeniden canlanmtr. Metafizik zeri
ne almalar ise tercmanlar saysz glkle kar karya b
rakmaya devam ediyor. Ortaada yaptlarnn tarafgir bir yan
l okumaya tabi tutulmasna ramen, Aristotelesin hl gn
mz okuruna verebilecek ok eyi vardr.

AK (sevgi)
Hepimiz ak nedir diye sormuuzdur ve eer bir gn k olur
sak ak tanyp tanmayacamz merak etmi, kayglanp durmuuzdur. Bu da gsteriyor ki, akn alglanabilen ve belki de
soukkanl biimde incelenebilen bir doas vardr. Ama elbette
kimileri yksek sesle itiraz edecektir: Akn doas falan yoktur.
O vardr ve her neyse odur. Ya ksndr ya da deilsindir. Ama
k olunca mutlaka bilirsin k olduunu. Bu olduka mistik
cevap fkeye kaplmamza yol aabilir, ama buradan berrak d
nmenin ve felsefenin reddedildii sonucuna varmamak gere
kir. Eer ak bir deneyimse, saf bir anlamda znel bir deneyim
olarak grlebilir. Yalnzca ak kendi hayatnda yaam olan
lar scak bir glle Evet, ben de k oldum diyebilirler. Bun
lar hi k olmam insanlar iin yabanc szcklerdir.
Balang olarak, akn doasna dair teori vardr. Bunlar

eros, filia ve agape fikirleriyle tanmlanr.


Eros bir eye kar hissedilen tutkulu, youn bir arzu ile ilgi
lidir. Bu ounlukla cinsel arzudur. Modern erotik kavram
I .M |

AK

da buradan tremitir. Eer erotik ak ok temel duygulardan


tryorsa, bunu bizim bencil genlerimizin, potansiyel reme a
sndan teki DNA tayclar arasnda ayrm yapmak iin bizi
kkrtmasna indirgeyebilir miyiz? Aka pek klinik bir bak tar
z bu gerekten. Ama ocuksuz iftlerin ve ecinsellerin akn
aklamaya kalkt zaman pek baarya ulaamyor. tekinde
arzulanr bulduumuz ey nedir? ekicilik salt znel midir yok
sa arzulanan tekinin evrensel olarak tanmlanabilir, kltrel ve
kiisel normlar aan bir gzellii mi vardr? Platon byle d
nyordu. Muhteem gzellie sahip insan ideal ya da teki dn
yaya ait olan bir gzellikten pay alyordu, en yce gzellik ney
se ondan bir prlt tayordu. Platonik ak, bir tapnma duygu
sunu ve teki bu aka cevap vermese bile onu sevmeyi ierir. Fi
ziksellii aarak entelektel beeni ve tapnmaya ynelir. Bu
yzden biri ilikisini Platonik olarak nitelediinde bunun anlam
ilikide cinsellik yaanmad ve/veya iki tarafn da birbirini be
endii ya da tekinin karlksz kalm bu erotik badan habe
ri olmad olabilir!
Aristoteles akn temelini dostlukta ve tekinin deerini her
kesten daha yksee koymakta bulur. Filta dostluk, beeni ve
sadakatte karlkllk ima eder ve ak perdesine doru ykselir
ken bakalarm dlayc ve ayrmc olmaya balar. Faydaclk
tan uzaktr, nk sevilen kendisi iin sevilmektedir. Gerek
dostluk zorunlu olarak birbirine benzer biimde erdemli ve ras
yonel insanlar arasnda olur. Ortaya kan ak bir duygu fazlas
oluturur, bu da elbette bir erotik boyut anlamna gelir. Ama
gerek ak salam bir psikolojik temel gerektirir. ehvet dk
nnn aalk arzusu ya da kendilerini gvende hissedebilmek
iin birine balanmay arayanlarn duygusu deildir. nsan k
olabilmek iin nce kendini sevmelidir. Ardnda bir lde ego
izm olmadka, insan bakasna sempati ve sevgi veremez. Bu
I 36 |

AK

tr kendini sevme hedoniste bir duygu deildir; Aristoteles iin


bu o insann soylu ve erdemli olan araynn bir yansmasdr.
Bu aray doruuna, bir insann srdrebilecei en yksek hayat
tarz olan tefekkre dayanan hayatn seiliiyle ular. Aristote
lesin klar yalnzca birbirlerinin gzlerinin iine bakp felsefe
mi tartrlar yoksa sarlp prler mi? yle anlalyor ki,
Aristotelesi yaklam insann sevdiinin yannda olmasndan
hissedilen neenin yansra, fiziksel ve romantik ak da ieren
bir dizi ifade tarzna izin vermektedir.
Aristotelesin insanlar arasnda ayrm yapan akna kart
olarak, akn bir dini versiyonu, yani agape , Tanrnn insan iin
duyduu babaca sevgi ve insann Tanrya duyduu itaatkr sev
gi ile balayp barseverlerin ve Hristiyanlarn yaymaya alt
evrensel sevgi haline dnr. Efendimiz Tanry kalbinin ve
ruhunun en derinliklerinden ve btn gcnle sev (Tesniye 6.5)
ve komunu kendini sevdiin gibi sev (Levililer 19.18) Aga-

pe 9de hem eros 9tan hem de filia 9dan unsurlar vardr: Tanr sevgi
si Platonun erotik tutku, huu ve arzu ieren, ama dnyevi kay
g ve engelleri aan Gzellik sevgisinde var olan mutlak adanma
y gerekli klar. Agape 9nin evrenselcilii bakalarna eit dzeyde
sevgi iletmeyi, hatta dmanlarn sevmeyi (Matta 5.44-45) bir
dev haline getirir. Bu tr sevgi, baz insanlarn dierlerinden da
ha ok sevilebilir olduu (ya da olmas gerektii) trnden her
hangi bir mkemmeliyeti veya aristokratik anlayn almas
dr. Ancak, tarafsz bir biimde sevmek, zellikle komu sevilme
yi hak etmiyorsa ciddi etik sorunlar yaratr (yoksa insan neden
kiminle kilisede rahibin nne gidecei konusunda seim yapsn
ki?). Komunuzun neyini seveceksiniz? tnsanln m, hal ve
davrann m? Kant ve Kierkegaard komumuza btn insanla
rn hak ettii onurlu insan muamelesi yapmamz isterdi, ama bu
onun bize ve bakalarna tutumundan ve nasl muamele ettiin-

I *7 I

AUGUSTINUS

den bamsz mdr? Hristiyan sevgi anlaynn gl bir yan,


affetmek gerektiine ilikin hkmdr. Sevgi tekinin sularnn
ve yanh davranlarnn affedilmesi ile balar. Bu, yolunu ar
mlar yeniden insanclla ve bylece sevilebilir olmann ayrca
lna geri dndren tersine bir psikolojik aratr. Kimileri de ev
rensel sevgi kavramnn, yani herkesi eit derecede sevme anlay
nn, yalnz pratikte uygulanamaz deil, ayn zamanda mantk
sal olarak ii bo olduunu iddia edeceklerdir:
nsan, mkemmel dostluk anlamnda ok sayda insanla
dost olamaz; aynen birok insana birden k olamayaca
gibi (nk ak bir tr duygu fazlasdr ve bunun doasmda
yalnzca bir kiiye kar duyulmas vardr). (Aristoteles, Nic-

bomachean Ethics, VIII.6)


yleyse, seni seviyorum szckleri bir felsefi baraj ykar ge
er: Seni nasl davranrsan davran seviyorum, sen kendi iinde
sevilebilir bir insansn, sen beni sevmesen bile bana aldrma, se
ni hayatta bulabileceim en iyi dostum olarak gryorum; a
km ebedi, geici, genetik, bir kapris, fiziksel, duygusal, kltrel,
kardee, bir ocuun ana babasna olan sevgisi gibi, siyasi, ezik,
erotik, fantezilerle dolu, garibin ak, faydac vesaire vesaire.
Ama gzlerimizi ayn zamanda sevenin zerine evirmeliyiz:
benlie.

AUGUSTNUS (354-430)
Augustinus 354 ylnda, Romallarn Kuzey Afrikay hl kon
trol altnda tuttuu bir dnemde, bugn Cezayir snrlar iinde
bulunan Tagastede dodu; 430da, Alarikin Rom ay yamala
masndan 20 yl sonra, Hippoda bir Vandal kuatmas srasn
da ld. Akinolu gibi Augustinus da felsefeye Hristiyanl sa-

AUGUSTINUS

vunma abas iinde, ortodoks pozisyonu saldrlara kar koru


mak amacyla yaklamtr. Baz felsefeciler bundan dolay onun
felsefeye katklarn kmserler* Ne var ki, Augustinusun d
nce tarihi ve Katolik Kilisesinin doktrini zerindeki etkisi
yadsnamaz. Mektuplar, kitaplar ve sz syleme sanatndaki
ustal sayesinde byk bir n kazand. Bugn de zevkle okuna
cak bir dnrdr. Bize ok modern gibi grnebilecek birta
km argmanlar berrak biimde sunar.
Augustinus gen yanda eitli tarikatlere girip ktktan, en
nemlisi de o blgede popler olan ve felsefesi dnyay birbiriyle hkimiyet mcadelesi iinde olan iki gce, iyiye ve ktye b
len Mecusilikle (Manikeizm) ilgilendikten sonra, erken yata
Hristiyanln resmen tannan damarna katld. Yeniden do
mu bir Hristiyan olarak, daha ileride, kendisi bir sapknlk
haline gelmi olan Mecusilik dncesine kart olarak evrenin
birleik bir nitelik tadn iddia edecekti. Augustinusta yine
Platonun sesini duyarz. teki Dnyay gerekelendirmeye ve
doasn aklamaya alan bu adam, Platonik felsefenin genel
ama kendisine tamamlanmam grnen atlmn, sann l
mnden beri geen yzyl boyunca gelimi olan teolojik mi
ras ile baarl biimde kaynatrmtr. Ama, ayn zamanda, ku
lamza (yine Hristiyan dncesi ve Dounun ebedi selamet
vaadi ile karm biimde) Stoac etiin ruhun arln koruma
adna bu dnyadan neredeyse mutlak biimde feragat etmeye
ynelik geniletilmesi alnr.
Augustinus iin Hristiyanlk, geleneksel okullarn yapama
d bir eyi yapyor, daha yksek bir dinsel dzeye, mutlak saa
det (beatitude) dzeyine erimenin olanan yaratyordu. nsa
nn gnahtan arnm halde doduunu ileri sren Pelagiusa
saldrrken Augustinus hepimizin doutan ilk gnahla dodu
umuzu ve Tanr ile ancak onun inayetiyle {%race) barabileceI 39 |

AUGUSTINUS

imizi vurguluyordu. Ancak, her birimiz Tanrnn inayetini


reddetme konusunda zgr iradeye sahip olduumuz iin ruhu
muzun selamete kavumasna srt evirebiliriz. Bu, Augustinusun, bugn hl hakl bir ilgi konusu olan ktlk (er) teori
si asndan nemli bir argman haline gelir. Ona gre ktlk
kendi bana var olamaz (Mecusiliin grnn reddedilmesi).
Tersine, ktlk Tanrya ve mutlak iyilie srt evirmenin bir
sonucudur. Bylecc, btn gnahlar insann kendi rndr,
dolaysyla bizim kendi seimimizdir. dem ile Havvann gna
hnn kendi iinde barndrd yanlln glgesinde yaayan,
ehvetin ocuu olan, ezelden beri ehvetin ya da bu dnyada
bedenin hazlannn cezbetmi olduu iyi Hristiyan, dk dr
tlere veya duygulara srt evirerek Tanrnn eserlerinin ente
lektel tefekkrne dnerek erdemini koruyabilir. nsan aclar
la doar ve Augustinusun ilk lm adn verdii lm, yani be
denin lmn yaamak iin doar. kinci lm ise ruhun Tanrya srt evirmesidir. Bu, ilkinden ok daha feci bir lmdr.
Azap eken ruh iin ikinci bir ans yoktur.
nemli bir nokta udur: yilii salamak bakmndan niyet
hayati bir rol oynar. Tanrtnm Kenti kitabnda Augustinus bir
kadn tecavze urad takdirde, zihni bir miktar zevke izin vermediyse, ahlaki olarak masum kalabileceini belirtir. Olaya me
safesini korumay ve ilgi duymamay baardysa, ruhu kirlenmemitir. Bu tema cinsellik zerine grlerinde yinelenir: Cinsel
lik zevk iin deil, sadece reme iin olmaldr. Ona gre insan
evlilik grevini, zihnini o fiilin kaba hazzna teslim etmeden ye
rine getirebilmelidir. Kendisinin gen bir erkekken bir kadnla
iliki kurduu ve bunun hazzn (anlalan) yaam olduu ha
trlandnda, bu szler bize biraz ironik grnebilir.
yleyse, insann Tannya srtn evirmesine yol aan en b
yk gnah ehvet olmaktadr. Eer irade saf kalacaksa, ehvetin

AUGUSTINUS

cazibesinden kanmaldr. Augustinusa gre Romann sorunu


buydu. Roma konusundaki dnceleri ikirciklidir. Ama Romadaki iktidarn tahakkm arzusuna teslim olduunu, bunun
da insan soyunu sarstn ve tkettiini beyan eder. Kendisinin
de iinde yaad Romann knn Hristiyanlarn zlme
si gereken bir ey olmadn dnr. Bylece, Augustinusun in
san zihnini imparatorluklarn ykselmesi ve k gibi dnyevi,
geici birtakm kayglardan arndrma arzusu iinde, Stoac baz
unsurlar Kitab- Mukkades ile kaynatrdn dnebiliriz.
Roma mparatorluunun k dneminde yazmakta olan
Augustinus, aka Hristiyan teolojisinin insanlarn hayatlarn
ve ruhlarn kuataca bir yeni dnya dzeni vizyonu sunma a
bas iindeydi. Daha nce yaanm olan her ey, yaratlabilecek
yeni dzene gre kusurluydu. Bylelikle, laik bir imparatorluk
olarak Roma, kyle birlikte yerini insanlarn ruhunun Tanrnn adaletine kopmazcasna baland bir Hristiyan impara
torluuna brakabilirdi. Romallar ve tebalar, diyordu Augusti
nus hararetle, selameti sada bulmaldr. Sonu olarak, ruh iin
nemli olan yalnzca budur. Her ne kadar Augustinusa gre
Roma Gotlarn istilasna ve yamalamasna ramen ayakta ka
lacak ise de, unu anlamak nemlidir:
Dnyevi kent ebediyete kalmayacaktr ... dnyevi kent, be
raberinde lm getiren ya da en iyisinden lme mahkm
olan uyumazlklar, harpler, muharebeler, zafer araylar
temelinde kendi iinde blnmtr. (Augustinus, City o f
God, XV.4)
Sonu olarak, ebedi hayat ile karlatrldnda bir kentin ha
yatnn ne nemi vardr? Bir kent hangi politikalar srdrrse
srdrsn, bunlar yeryzndeki hayatn onsuz kk lekteI 41

I
BEN

ki ksal balamnda dnmek gerekir.


Birok bakmdan, Augustinusun teolojisi Hristiyanlarn zi
hinlerini ge doru evirmelerine yol at. Gelmekte olan Ka
ranlk ada entelektel evrelerin odak noktas, hi kuku yok
ki, dnyevi ve bilimsel olandan teki dnyaya ynelecektir.

BEN
Ben bizden ayrld zaman ben felsefesi balar, beraberinde
de elence. Ben kimim? Ben neyim? Ben grlebilir miyim?
Ben kayda geebilir miyim, ampirik olarak dorulanabilir mi
yim? Ben hayal gcnn bir rn, bir arac, tanrlarn zalim
bir oyunu muyum? Bene ilikin aklamalar felsefenin ok geni
bir alannda sonular dourur. zellikle etik alannda, nk
eer iyi yaamay amalamam gerekiyorsa, bu ii yapacak ben
nedir?
Kimileri egonun bizden hibir biimde ayrtrlamayacam iddia edebilir. nsann aynada kendisine bakmasna daya
nan en aikr itiraz bu nermeyi karlamaz. James gibileri ego
nun kendi tikel varln aarak hepimizin iinden tredii b
yk tini hissedebileceine dair bir Hindu inancna balanmlar
dr. Buna gre, sahici davran kiinin kendi karn aarak ev
rensel tinin daha byk iyilii iin aba gstermesidir.
ndirgemeci ubuu ele alrsak, felsefi meseleler domaya de
vam edecektir. Bir zihin = beyin olarak benin merkezinde ego
vardr: Btn kiisel deneyimlerin (yani bu tikel birey tarafndan
hissedilmi her eyin) depoland, i dileklerin, fikirlerin, arzu
larn, korkularn, duygularn ve fiillerin olutuu yer. Ama
benin ne olduunu belirlemek, aynen imdiyi zaman iinde
yakalamak gibi, hl insan ileden karacak bir oyun olarak
kalr. Dnk ben ile ayn ben miyim? Beni daha nceki (veya ge
lecekteki) benlerime ne balyor? Sadece nron yollar m? Her
I 42

BENTHAM, JEREMY

ne kadar baz beyin nronlar uzun sre yaarsa da, bazlar da


lr ve yeni birtakm nronlar geliir; peki bu durumda bene
ne olur? Kimin bu sorunlarla urat konusunda kayglanmak
tan vazgeip kendimi ne olursa olsun yeniden hayatn kollarna
atmal mym? Ama bu pek de felsefi bir tavr olmazd - dn
meye devam! Peki, dnen kim?!
Hume deimeyen bir benin varln yadsyor, bir kiilie
sahip olduunun sylenebileceini kabul etmekle birlikte, benin
yalnzca srekli ve anlk alglardan oluan bir boha olduu ve
bu alglarn (ayn bedende) birlikteliklerinin beni oluturduu
lde benin aldatc olduunu ileri sryordu. Kimileri bun
dan dolay benin, ^ittgensteinn dilin oynanan zgl oyuna
bal olarak deitiini syledii gibi, balama gre deitiini
dnebilirler: Bu benim akademik benim, bu baba olarak be
nim, bu e olarak benim, bu retmen olarak benim. Ne var ki,
eer ben yalnzca uup giden bir akm ise ve dnden farkl ise,
bugnk beni dnk ben ile birbirine balayan nedir? Za
man iinde kendi varlm, aynen bakalarnn yapt gibi, ka
bul ederim. Peki dlerin zerinde ykseldii bu bencil anakaya
nedir? Baka insanlara, hatta kendime bile gsterdiim tutumu
deitirebilir miyim, bir yerde neeli, bir yerde ciddi, bir yerde
sorgulayan, bir yerde ii kan alayan. Her bir seferinde ilemek
te olan bir ben vardr, duyumlar, fantezileri, dnceleri ve
daha geni deneyimleri biriktiren ve kendisi de bu karmaklk
tarafndan ynetilen. Belki de ben, devasa ve eklektik bir mzik
koleksiyonu gibidir: Hepsi farkl ama hepsi mzik.

BENTHAM, JEREM Y (1748-1832)


Bentham politik ve sosyal alanlarda reformlar uruna alan bi
riydi. Faydac sistemi, hayatra ve politikada yaptmz her eyin
bir fayda-maliyet analizine tabi tutulmasn ngryordu. Bu

BENTHAM. JEftEMY

inanc dzenli olarak yaylm ateine tutulur.


Londrada doan ve Oxfordda hukuk okuyan Bentham, hu
kukuluk yapmak yerine o srada hkim olan muhafazakr hu
kuk geleneine meydan okuyarak hukukun faydaclk olarak ni
teledii yaklam temelinde radikal biimde yeniden dzenlen
mesi iin aba gsterdi. Dncesinin ncl, hepimizin doa
nn gl efendileri olan haz ve acya tabi olduumuz ve doal
olarak ilkini elde etmek, kincisinden ise kanmak iin aba
gsterdiimizdir. Muhafazakr dnce hem hukukun uygulan
masnda ve anayasal meselelerde hem de iyi yaama araynda
gelenein ve buradan hareketle geleneksel bilgeliin roln
nemsiyordu. Daha nceki bir hukuk teorisyeni olan Blackstonea gre, haklar doald ve gemiten gelen ve evrilen yasal bi
imlerde yer alyordu. Haklar karnavalda denekle yryen
samalklardr diye isyan ediyordu Bentham. Ona gre her tr
l hak yasalardan kaynaklanyordu, yani doal olamazd.
Hayatn btn ynlerine iyinin kt ile, hazzn ac ile kar
lkl tartld bir faydac hesap uygulanabilirdi. Daha nceki
birok filozof hareketlerimizin saiki olarak hazzn roln teslim
etmekle birlikte, muhtemelen Benthamm psikolojik varsaym
larnn gzle grlen darln reddederlerdi. nne gelen her
eyi eitleyen Bentham, daha yksek bir iyinin var olabileceini
reddediyordu. Bilardonun, oynayana ayn hazz verdii takdir
de, iir kadar iyi bir ey olduuna dair beyan nldr. Ondan
sonra gelen (daha az eitliki) faydaclar, onun eletirisini daha
yksek araylara daha byk bir arlk vermeyi olanakl k
lacak biimde ayarlamaya yneleceklerdi. Bu da daha ayaklan
yerde bir faydac hesap yntemini tercih edenleri dizginleyecek
ti. Bentham mutluluk aritmetiini insanlarn dndaki hay
vanlar lemine de uyguluyordu:

BERKELEY, GEORGE

Sorulacak soru, akl yrtebilirler mi? veya konuabilir


ler mi? deildir, ac ekebilirler mi?dir (Bentham, Intro

duction to the Principles o f Morals and Legislation)


Benthamin eletirileri Britanyada devletin ve izledii politikala
rn reformlara tabi tutulmasnda ok etkili olmutur. Bentham
hukuku yeniden kodlatrma fikrinden byk heyecan duyuyor,
bunu "kendi bama oynayabileceim kk bir oyun olarak
gryordu. Destekileri onu Britanyada 19. yzyl balarnda
yaplan sosyal ve politik reformlarn kayna gibi grrler, ama
ou zaman olduu gibi, tarih daha karmaktr. Bentham in
sanlarn baka insanlardan korunmas uruna devlet mdahale
sini asgaride tutmay tercih ederken, aralarnda John Stuart
MilPin de olduu izleyicileri, "en yksek sayda insann en b
yk iyilii dsturunu izleyerek aktif mdahale tarafls oldular.
Bu dsturda epeyce sorun sakldr. Filozof sorar: "iyi olan na
sl kararlatrlacaktr, "en yksek say kimlerden oluacaktr?
Mesele insanlarn tercihlerini toplamaktan m ibarettir? Ya bun
lar birbirleriyle kyaslanamaz byklklerse? O zaman kapmz
da hibir yere kmayan bir yol var demektir.
Garip bir biimde, Benthamn muhafaza edilmi kadavras
University Collegeda toplantlar iin beklemektedir.

BERKELEY, GEORGE (1685-1753)


George Berkeley Dublinde Trinity Collegeda okumu ve
1710da dzenlenen trenle Anglikan rahibi olmutur. Esas ola
rak idealizmin, yani duyularn dndaki dnyann var olmad
yolundaki teorinin savunucusu olarak tannr.
Balangta, Yeni Grme Teorisi'tide, Berkcleyin Locken
yaptn gelitirmeye altm gryoruz. rnein, nesneler du
yularmza etki yaptnda aralarndaki mcNufcnin nc olduunu

BERKELEY, GEORGE

nasl bilebiliriz meselesini inceler. Bir Kartezyen argman olan,


mesafenin, nesnelerin konumlanmasnn geometrik analizi yo
luyla (sanki nmzde duran boyutlu bir matriste dizilmiler
gibi) kavranabileceim reddederek nesneler arasndaki gelenek
sel bantlar ve bylece mesafeleri renme yolunu savunur.
Kartezyen teori mesafenin derhal, dolaysz biimde anlalabile
cei fikrini ierir; Berkeley ise bunu btnyle reddeder: Akl,
mesafeleri bir nesnenin mesafesini dierininkiyle ilikilendirerek
deneyim araclyla renir.
Berkeley iin, duyular dnyaya dolaysz biimde erimeyi
salar, ama grme grlen nesneleri kesintili biimde bler.
Uzaktaki kule ona ulatmda dokunduum kuleden farkl bir
fiziksel biime sahiptir. Bu ikisi Berkeley iin farkl nesnelerdir.
Locke kendi ampirizminin bu ekilde gelitirilmesi karsnda
muhtemelen tereddde derdi, nk bu yaklam kendisinin
tedrici biimde ve derece derece rendiimiz konusundaki ilke
sine aykrdr. Yine de, Berkeleyin bu uygulamas grsel yanl
samalarn, odakta iradi biimde yaplan kaymalarla birlikte de
iiklie urayan statik betimlemelerin (Escher*in basklarn
dnn) psikolojisinin temelini oluturur. Uzaktaki nesnelerin
arasndaki ilikiyi allm bir bantnn oluturmas anlalr
bir eydir, ama Berkeleyin nsan Bilgisinin lkeleri zerine adl
kitabndaki bir sonraki adm, her trl duyusal bilgi konusun
daki rtl kukuculuu zihnin dnda var olan maddi nesnele
rin yadsnmasna kadar geniletir.
Berkeley ie nce soyut bilginin olanaklln Locke temel
lerde redderek balar. Ama Locke duyusal deneyimin artan say
da tikele uygulanmasndan hareketle bir soyutlamalar teorisi ge
litirmiken (birka kedi grdkten sonra kedinin bir soyutla
masn retirim), Berkeley alg ile soyutlama arasndaki bu sra
mann mmkn olmadn iddia eder. Tam bu noktada, btn

BERKELEY. GEORGE

szcklerin atf yaplabilecek nesnelere indirgenebilir olmas ge


rektiini ileri sren 20. yzyl mantksal pozitivistlerinin tohum
larn atm olur. Devamla, Berkeley fikirlerin tikellere gndergeler olarak kalmalar gerektiini belirtir (bylece, Locken Denemesinin II. Kitaptan teye gememesi gerektiini ima etmi
olur); yine de tikel fikir (rnein kara tahtaya izilmi bir daire)
insann ele almay istedii herhangi bir tikel daireyi temsil eder
gibi grlebilir (ki bylece zihin belirli trlerin her bir rneine
yeni bir ad vermek zorunda kalmasn ve her bir algya ad koy
mak gibi insan takatten drecek bir gereklilie tutsak olmasn:
rnein bu imen parasnn ad George, bununkinin Gnther,
bununkinin Belinda...). Ama soyutlama iletiim iin gerekli de
ildir, nk eylerin (hatta geometrik nesnelerin) nitelikleri ko
nusunda renilebilecek her ey tikel rneklerden tretilebilir.
Berkeleyin, soyutlama kartlndan zorunlu olarak tretilemeyecek olan bir sonraki argman "var olmak alglanmaktr
ya da Latinceye dknseniz esse est percipi olarak ifade edilebi
lir. Berkeley bir ampirist olarak (yani bilginin duyular aracly
la edinildiine inanan biri), bir idealist olarak (duyularn nesne
leri mutlak olarak zihne bamldr) ve bir maddecilik kart
olarak (maddi hibir tz yoktur) tuhaf bir rnekti. Eer fikirler
bilginin nesneleri ise, bir bilen olmaldr - bu bilen, zihin ya da
tindir. Berkeley zihinlerin fikirlerden bamsz olduunu kabul
eder (buradan ampirist eilimi ortaya kar), ama bir eyin var
olabilmesi iin alglanmas gerekir, aksi takdirde var olamaz (ya
ni bilinemez). Bir ey hem (zihinden bamsz olarak) var olup
hem de bilinmiyor olamaz. Ona gre bu mantksal bakmdan
tutarszdr. Benim maddi olmayan zihnim fikirler olarak var
olan eyi bilmektedir. yleyse, neden saduyunun gerektirecei
ekilde bunlarn zihin d, fiziksel eylerden kaynaklandn
syleyemiyoruz? Berkeley srar eder: Fiziksel eyler yoktur. Bu

BERKELEY, GEORGE

izlenimleri zihnimize kazyan bir faktr vardr. Bu da ancak


Tanr olabilir.
Bu Locken fikirler teorisine bir tepkidir. O eyler evreninde
mantksal olarak var olduu savunulamayacak bir maddi alt
katmann, temelde yatan bir fizikselliin varln varsayar. l
kin, Locken ikincil niteliklerinin (renk, ses, tat vb.) bir eyin bi
rincil niteliklerinden (katlk, kaplam, ekil) bamsz olarak var
olabilecei sylenemez; eer ikincil nitelikler birincil niteliklere
zorunlu olarak bamlysa (kedinin kokusu algladm kedi nes
nesinin ikin olarak bir parasdr), her ikisinin de ayrlmaz bi
imde bir fiziksel alt katmana ait olmas mmkndr. Eer by
le bir alt katman varsa, o zaman materyalizm kabul edilebilir bir
eydir ve o zaman Locke temellerde ilerleyebiliriz. Oysa Ber
keley bu varoluu mantksz olduu gerekesiyle reddeder: nsa
nn alt katman konusunda bir fikir oluturmas mmkn deil
dir (Locke bunu kabul etmitir, Deneme , II, xxiii); yleyse alt
katman fikri olmakszn Lockelar bunun varln gerekelen
dirmeye almak zorundadr. Berkeley ise bunun yaplamaya
can iddia eder:
Ama, maddenin hamilerinin kendileri bile bedenler ile fikir
lerimiz arasnda zorunlu bir bant olduunu iddia edemez
ken, alglayabildiklerimizden hangi neden bizi zihin olmak
szn bedenlerin var olduuna inanmaya yneltebilir? (Ber
keley, Principles o f Human Knowledge, paragraf 18)

Ama maddeye gre en nemli argman, sahip olduumuz hi


bir dnceyi, dolaysyla hibir ses, koku, dokunma, tat veya
grnty alglanmakszn varm gibi dnemeyeceimiz tezi
dir. Lockelar alglama eyleminin zorunlu olarak bir algy (al
glanan bir eyi) varsayd ve Berkeleyin fikirler ile alglanan

BLM

eylerin ayrdedilmesini talep ederken kendilerinden olanaksz


bir mantksal marifet bekledii itiraznda bulunurlar. Dolaysy
la, bunlarn ayr kendindelikler olduu veri olmaldr.
Berkeley, David Humeun Locken felsefesine ilikin bir sa
vunmaya girimesine yol at. Ama ayn zamanda Kant ve Hegelin kiiliinde Alman idealizmini de etkiledi.

BLG TEORS (bkz. EPSTEMOLOJ)


BLM
Bilim, bilgi demektir, yani bilginin anlam, referans ve doruluk
alarndan incelenmesi olan epistemoloji ile yakndan ilgilidir.
Bilim (doa bilimleri) fiziksel dnyay ele alr, kimya, fizik ve bi
yolojiyi kapsar. Sonular asndan bakldnda bilim muaz
zam baarl olmutur. Bundan kuku duyacak biri varsa, biraz
evresine bakmas ve bu kitap dahil gzne arpan rnler ze
rinde birka dakika dnmesi yeterli olacaktr.
Bu adan bakldnda, bilimin epistemolojisi baarl ol
mutur. Bu baarlar doal olarak ilgi ekmitir: Felsefeciler ve
baka trden aydnlar bu yntemleri kendi alanlarnda tekrarla
maya almlardr. Ama bu tr bir yaklam doa bilimlerinin
yntemlerinin uygulama bakmndan evrensel olduunu ima
eder ki bu hi de zorunlu deildir. Bilimsel yntem bir teorinin
deney yapma yoluyla test edilmesine ve bu deneyin tekrarlanma
s ve ayn sonularn alnmasna dayanr. Deneyler byk l
de yapay koullarda yapld iin karlan sonular kesin'deildir. Ne var ki, kontroll ve tekrarlanabilir deneylere yaslanan
muazzam miktardaki alma etkileyici bir yap gibi ykselmek
tedir. Ama bu yap dogmatik temellere dayanmaz. nk bilim
sel yntem bugn kavranm olan eyin yarn gzden geirilme
ye ak olmasn salamak iin salkl bir kukuculuk gerektirir.
!

49

BLM

Bilim felsefesi tmevarm ve tmdengelim, olaylarda neden


selliin stats ve aratrlacak meseleleri kavramada zihnin ve
duyularn rol gibi konular zerinde durur. Bir deney tekrarlan
dnda sonu dorulanmakta mdr, yoksa Poppern belirttii
gibi teori yanllanana kadar ayakta m kalr? Buna bal olarak
bilimde doruluktan sz edebilir miyiz? Neyi kant olarak gre
biliriz ve bunun kriterleri nelerdir?
Bilimi her zaman bilim camiasndan, insanlardan ve kiilik
lerden, laboratuvar asistanlarndan ve yenilikleri yaratanlardan
ayrmak gerekir. nsanlar hata yapmaya, sonular kendi kar
larna veya btelerine uyacak biimde deitirmeye veya bilim
ad altnda bir dogmay savunmaya yatkndr. Ama bilimsel
ynteme sadk kalan bakalar mevcut olduka, yanl ya da zel
amalarla zerinde oynanm sonularn, bilimsel propaganda
nn, sahte bilimsel teorilerin ve bilim d iddialarn maskesi in
dirilebilir. Ancak, bilimin, devletlerin ve byk irketlerin proje
leri (rnein kitlesel alama) fonla mas yoluyla politizasy onu
nun, has niyetlerle alan bilimcilerin abalarn zayflataca ve
yntemi siyasal bakmdan olumlu sonular lehine yozlatraca
konusunda kayglar vardr. Bu, 16. yzyl Avrupasnda kilisenin
uygulad kontroln yaratt tuzaklara yakn bir eydir. kti
darla ilikisi askeri-snai komplekse benzeyen bir tbbi-snai
kompleksin yaratlmas sz konusu olabilecektir. yimserler "so
nunda hakikatin kazanacana inanabilirler, ama bu dnyada
o kadar ok ey insan abasna ve cesaretine ihtiya gsteriyor
ki, bu zorunlu olarak doru olmayabilir.
Kuhn bilimin paradigmalar erevesinde altn ileri s
rer. Bunlar doa ve yntem konusunda bir dizi inanc ierir ve
periyodik olarak bu inanlar yeniliki dnrlerce parampara
edilince yeni bir paradigma ykselir. Bu, popler ama hi test
edilmemi de olmayan bir teoridir: Kuhn sadece bilim camiasn
I so

BLM

da ileyen birtakm sosyolojik faktrler zerinde durmaz; bunu


bilimin kendisini tartmak iin ortaya atar. Bu durumda, bilim
de doru olan, bilimsel fikirlerin kendisine ve bunlarn aklama
ya altklar olgu ve olaylarla kurduu ilikiye deil, toplumsal
paradigmalara baldr . Bir paradigmay oluturan, belirli insan
lardr, bu paradigmay destekleyenlerin saysdr. Bir paradigma,
yeni bir muhalif grup tarafndan devrilene kadar kendi kendini
yeniden retecektir. Sonra, yeni muhalif grubun says kritik bir
ktleye ular. Bir bakma her bilimsel paradigmann sahipleri
tarihi yeniden yazar. te yandan, Popper, bilim konusunda ha
kikatin bizatihi bilim camiasna bal olarak greli olduunu ka
bul etmek yerine, bilim camiasnn geerli ve doru saydklarn
herhangi bir insann sorgulayabilecei eletirel bir bak as ge
litirmitir. Herkes bir teori ileri srebilir, mesele bu teorinin
yanllanmaya, yani test edilmeye ak olmasdr. Yanllanma,
teorinin reddedilmesi iin bir gerekedir. nsanlar dnya hakkndaki grlerini bilimsel camiay oluturan ahsiyetler deitii
iin deil, yeni bir dnce tarz onlar ikna ettii iin deitirir
ler. Kuhn asndan, camia vizyonu konusunda bir snra daya
nr, yeni bir vizyon ve camia gerekli hale gelr. Bunlar, sadece bi
limi neyin oluturduu konusunda deil, ayrca bilimin nasl iler
ledii konusunda da kkl biimde farkl grlerdir.
Bu iki felsefenin nasl kart olduunu, bir bakma, 11 Eyll
olaylar temelinde grebiliriz. Popper iin, ortaya atlan her teo
ri yanllanabilir olmaldr; bir kez yanllandnda da reddedil
melidir. Bilim konusunda Platonik bir bak asna sahip olan
(bilim, insanlar mutlu klmak iin kullanlmaldr) Kuhn iin,
resmi teoriler paradigmay oluturur; yalnzca uzmanlarn sz
hakk olduuna gre, resmi teorileri savunanlarn says yeterin
ce kabark ise, hi kimse orrodoks dnceyi sorgulayamaz.
Popper internet temelli gazeteciliin oulluundan memnuni
I 51

BLtM

yet duyard, nk bu, toplumu daimi bir eletiriye ak klar;


Kuhn ise bunu kontrol altna almaya alrd.
Popper ve Hayek her ikisi birden bilimin, baka konularda
uygun olmayan bir yntem olarak kullanlmas anlamnda suistimaline kar kmlardr. Bilimcilik, btn insan (ve hayvan)
davranlarnn ve olaylarn doa bilimcileri tarafndan kullan
lan bilimsel aratrma yntemine indirgenebileceim ileri sren
teoridir. Tp rnei dnmemizi tevik etmek asndan bize
gl bir rnek sunuyor. Laboratuvar koullarnda bir ilacn bir
hcre kltr zerindeki etkisi, gzlemlenebilir, analiz edilebilir.
Deney farkl aratrmaclar tarafndan benzer koullar altnda
yrtlebilir, Sonular uyuursa bulgularn belirli bir hipotezi
destekledii konusunda mutabakata ulalabilir. imdi bunu bir
ocua uygulamaya gelince, indirgemeci dn tarz ocuk
zerindeki etkilerin ekstrapolasyon yoluyla ngrlebileceini
veya hcre kltr zerindeki etkilerle benzer olacan varsa
yar. Oysa ocuk (brakn ahlaki bakmdan, fiziksel adan bile)
laboratuvar deildir. nk yapay koullarda test edilmi nedensonu ilikisinin yalnln altst edecek saysz baka faktr or
taya kacaktr. ocuk, hcreleri srekli olarak salkl bir evre
yi yeniden oluturmaya ve ocuun evre ile ilikisinin, beslen
menin, hatta tutumunun yardm ile yeniden remeye abalayan
canl ve dinamik bir organizmadr. Bu gsteriyor ki, tbba disip
linler aras bir yaklam bilimsel yntemin bir paras olmaldr.
Tpta bilimsel yntemin kullanlmasn talep edenler genel
likle btncl yaklamlar reddederler. Oysa ayn ilacn iki
farkl insan zerinde kullanlmas ve gzlemlenmesi farkl so
nular douracaktr. nk bunlarn zgl koullar, beslenme
leri ve kafa yaplan sabit tutulamaz. Bu yzden, uygulamal tp,
ilalarn ve tedavilerin performansn istatistik olarak lerek
korelasyonlar kurmaya alr. Bunun anlam, yaln neden-soI 52

BLN

riu ilikilerinin, prosedrlerin ortalamasnn alnmas tarafn


dan gzlerden gizlendiidir.
Bilimsel meselelerin ahlak boyutu, suyun iine flor katmak
tan, kitlesel a programlarndan, genetik mhendislikten, bilim
cilerin ahlaki sorumluluuna ve devletin bilimi ynlendirmesine
ve kontrol etmesine izin verilip verilmeyecei tartmasna kadar
uzanan engin bir alandr. Denebilir ki, devlet byle bir kontrol
uygulam olsayd ben bu satrlar bir dizst bilgisayarnda ya
zyor olmayacaktm!

BLN
Bir canl varlk ne zaman bilin sahibi olur ya da cansz madde
ne zaman bilin kazanr? Bir varlk bilinli olarak grlyorsa,
bu zorunlu olarak bu varln zbilin de tadn gsterir mi
yoksa bilin genellikle evrenin farknda olmak anlamna geldi
ine gre, bir ey bilinli olup kendi hakknda bilince sahip olamayabilir mi?
Bilincin ortaya k alannn, bir dizi kritere yant gerektiren
bilimsel bir mesele olduu ileri srlebilir. u ve u koul yerine
gelirse, o zaman bilin vardr. Ama oyun bu kriterleri tanmla
maya giritiimizde balar.
Kendi bilincimiz bir veri gibi grnr: evremizde var olan
bir dnya ve kendi iimizdeki bir dnya (dler, anlar, yani bir
benlik sahibi olduumuzu kabul edebiliriz) hakknda bir farkndalk sahibi olduumuzu varsayarz. Ancak, bilincimizi bu kita
ba bakmamz sylendii gibi alglamamz istenirse, mantk ba
aa gitmeye balar: Farkndain farknda olunur mu? Belki
yalnzca kendi davranlarmz ieriden seyretmenin z farkndal veya bakalarnn bize verdii tepkiler araclyla.
Bir d dnyann bilincinde olmak ok geni bir canllar ka
tegorisini ierir, nk d dnya hakknda farkndalk birok
I 53

BLN

yaratk iin betimlenebilir: Tek hcreliler bile bu anlamda bi


linlidir, nk evrelerine tepki verirler, beslenme ve igalciler
le baa kma yntemleri insanlara benzer. Bazlarna bir hcre
ye bilinli demek kabul edilemez gibi grnebilir; bunun hare
ketleri kimyasal ve fiziksel srelere indirgenebilir denebilir, her
ne kadar dirimselciler bu itiraza kar ksalar da. Ama eer ha
yatn o byk evrim aacnda, bilinli varlklarn ortaya k
t bir dal varsa, u soru hl sorulmaldr: Neyi yalnzca kim
yasal reaksiyonlar iinde olmaktan bilinli olmaya gei olarak
grmeliyiz? Belirli srelerin birlemesi sonucunda ortaya ilev
den ziyade ama ieren sreler kmas m yoksa iin iine ru
hun girmesi mi? Bu sonuncusu ii daha da kartracaktr.
Hi kuku yok ki hayvanlar daha karmaklatka evreleri
ve gemi balantlar konusunda artan bir bilin sergilerler. At
binicisini tanr, bitki kendine su vereni tanr m (her ne kadar
bitkilerle konumann bymeleri zerinde olumlu bir etki yap
t syleniyorsa da)? lmle birlikte beden kendisine karakter
kazandran ahsiyeti yitirir: yle grnmektedir ki bilin ebedi
yen yok olmutur. rtl olarak, bilincin biricik ve krlgan ol
duunu kabul ederiz ve bylece yalnzken baka canllara doru
bilin iinde bir dayanma halinde ekiliriz. Ama bu, akn bir
ruhun hepimizi birletirdii trnden mistik bir anlamda btn
bilinlerin Tek olduu anlamna m gelir? Mantksal adan bu
sonucun domas gerekmez: Bilinler hl biricik ve bamsz
olabilirler.
Etik adan bakldnda bilin felsefesi baz ok zor alanlara
girmek zorundadr. Etikiler zbilin ufkunu manevi kiiliin
tanmnn temeli yapabilirler: Bir kez zbilin kazanld m, o
varlk ahlaken nemli olmaya balar. Yani bu varlk (yunuslar
veya byk maymunlar) ya manevi ahsiyet ya da onun bir ben
zerini kazanr ve kimilerine gre insanlara verilen ahlaki koruI 54 |

CNSELLK

maya benzer bir davran hak eder. te yandan, yeni domu


bebeklerin zbilince sahip olduklarn sylemek ok zordur. y
leyse onlara ahlaki bakmdan bir tannma salamayacak myz?
Kii bilincini yitirirse, insana genellikle salanan koruma ona ve
rilmeyecek midir? Brakalm lsn m? Hayat destek nitelerini
kapatalm m?
Yakn zamanda (2007) komadaki bir adamn talamusuna ve
rilen elektrik uyarlar araclyla bilinci yeniden uyandrld.
Bu, zihin hakknda materyalist bir bak asnn ya da bilincin
fiziksel olana bamllnn altn izmitir. Ama bilince gele
neksel bilimsel yntemin talep ettii tarafsz adan bakarsak,
ayamz salam basma olanan yitiririz: Bilin bakalarnn
eriemeyecei znel bir vizyona sarl kalr. Yani yalnzca yarasa
olmann ne anlama geldiini hibir zaman renememekle kal
mayz (Nagel), birbirimizin ne olduunu bile asla renemeyiz.

NSELLK
Cinsellik zerine dini, dnyevi, dolaysyla felsefi geni bir yelpa
zeye yaylan dnceler mevcuttur. Cinsel faaliyet, ahlaki sy
lemde olduka st sralarda yer alr. Denebilir ki, bunun nedeni
belirli cinsel davranlarn sonular konusunda insanlarn ku
aklar boyunca geleneksel kurallar haline getirdii birtakm ta
bularn ortaya km olmasdr. Felsefenin bu kurallar incele
meye tabi tutmas bunlarn niteliklerini gnyzne karr; bylece cinselliin amac (reme, haz, siyasi kontrol), rzann ya
ve/veya doas, ok sayda insanla cinsel ilikiye girme, ecinsel
lik, erotik veya pornografik sanat veya medya gibi konularda
tartmaya girebiliriz.
Felsefe ile cinselliin ilikisi sz konusu olduunda, balan
gta ilk akla gelen etik meselelerdir. Belirli tr cinsel faaliyetle
re kurallar getirilmeli midir, getirilecekse bunun temeli ne olma-

C NS ELL K

ldr? Liberterler yetikinlerin iradi fiillerine mdahale edecek


her tr yasak biimini knarlar. Bizi tabular ve yasad kabul
edilen birtakm fiiller zerine dnmeye kkrtrlar, maduru
olmayan sular olarak grdkleri fuhu, ecinsellik ve pornogra
finin yasallamas iin alrlar.
Edebiyat, liberter (hatta sefahate dkn) etiin incelenmesi
iin epeyce iyi bir kaynaktr. rnein, Nabokovun Lolita roma
n yetikinler ile ocuklar arasndaki cinsel ilikilerin nnde var
olan baz engellerin kaldrlm olduu bir dnyay edebi ynden
inceleyen bir yaptken, De Sade cinsel edimler ile din zerine k
krtc dnceler sergiler. Doal olarak, bu pozisyon yetikin
veya iradi kavramlarnn anlam zerinde dnmeyi gerektirir.
Sarho biri davranlarndan sorumlu mudur, bunlardan dolay
sulu grlebilir mi? Veya masum kiiler zerinde doabilecek
etkiler (rnein televizyonda veya reklamlarda) ne lde kstlanabilmelidir? Deiik politik eilimlerden muhafazakrlar cin
sel davranlar konusunda geleneksel treleri vurgularlar, nk
bu tr kurallarn belirli deerleri veya erdemleri ne kardn
veya cinselliin sonular konusunda alar boyu biriken bilge
lii cisimletirdiini dnrler. Baz fiiller mutlak bir anlamda
ahlaka aykr ve yasaklanmalar caiz gibi grlr. nk bunla
rn bu fiilleri gerekletiren insanlar aalad varsaylr. Baz
davranlardan ise kanlmaldr nk bunlarn sz konusu in
sanlar iin ya da etkilenen toplumun btn iin zararl sonu
lar dourduu sylenebilir. rnein, ok sayda insanla cinsel
ilikiye girmenin hastalk getirdii veya duygusal bakmdan den
gesiz ocuklarn domasna yol at belirtilir.
Ama cinsellik felsefesi ayn zamanda davranlarla ilgilenir.
Cinsellik alanna kayan davranlar yelpazesi aktr ki bir dizi
ince noktay ierir ve ok karmaktr, dolaysyla felsefeciye o
u zaman rtl biimlerde var olan eyleri aa karma frsa

CNSELLK

t verir. Bu da hem cinsel davrann hem de siyasi ve estetik bo


yutlar ierir biimde kimliin analizini mmkn klar. plak fi
gr bir cinsellii temsil eder mi, yoksa sadece ona bakan insann
plak figr cinsel bir ey olarak alglamas dolaysyla m o ha
le gelir? Bu tr dncenin eitli biimlerde sergilenmesinin po
litik olarak incelenmesi, bizi ayn zamanda iktidar ile cinselliin
doas zerinde durmaya sevk eder. Kadnlar politik olarak da
ha zayf olduklarndan m cinsel nesne olarak grlrler yoksa
politik zayflk kadn figrnn sistemik kltrel biimde aa
lanmasndan m kaynaklanr?
zgr bir dnyada yetikinler arasnda rzaya dayanan ili
kiler nasl oluturulmaldr? Evlilik veya tekelilik kurumlan an
laml mdr, yoksa kimilerinin dnd gibi (ister heteroseksel ister ecinsel) uzun ilikiler kurma ynnde doal bir biyo
lojik eilim var mdr ve bu tr ilikiler hem bireysel dzeyde,
hem de bunun bir sonucu olarak toplumsal dzeyde salk vc
mutluluk getirdii gibi haz da sunar m? Ve bu insan cinselliini
rasyonalist eletiri temelinde yeniden tanmlama abalarn aan
bir ey midir?
Cinsellik felsefesinde sk grlen bir ey, vurgunun cinsel edi
min balatlmasna veya cinsel arzularn gerekletirilmesine
yerletirilmesidir. Bazen dnce gebelik ve douma yneltilir
ama sklkla, geleneksel almalarda, bu, kadnlarn tedbirsiz
cinsel serbesti ieren davran karsnda bir uyar olarak orta
ya kar. Feministler modern doum kontrol tekniklerinin orta
ya kn kadnlara cinsel faaliyetten erkeklerle eit biimde
zevk alma zgrln getirdiini memnuniyetle belirtirler.
Ama belki burada gebe kadnn gzellii ve doal rol ile ocuk
dourma fiili biraz arka plana dm olmaktadr. Cinsellik Batda laik bireycilik temelinde geliirken, doum ironik biimde
kurumsallam, hatta kamulamtr, ama ayn zamanda arp-

EVRECLK

c biimde tbbilemitir.
Dolaysyla cinsellik felsefesinin bir blm, cinselliin ba
latlmas ve yaanmasndan bunun sonularna kadar uzanr ve
cinsellik ve ocuk dourma konusundaki deiik alanlar biraraya getirir. Doum, cinselliin balatt reme dngsnn ta
mamlanmas olarak grlebilir.

EVRECLK
evrecilik, insanln sorunlar arasnda evrenin nceliini va
zeder. Her ne kadar bu yaklamdan epistemoloji ve metafizik
asndan birtakm iermeler tretilebilirse de, bir felsefe olarak
nemi esas olarak siyasi ve etik felsefe alanlarndadr. evrecilik
insan merkezli bak asnn radikal biimde deitirilmesi ta
raftardr; bu adan, hayvanlara iyi davranmak veya insan onu
ru veya dehet verici sonular tr argmanlarla evreye sayg
duymak trnden hmanist teorilerle bir kartlk tar. evre
ciliin siyaseti ve etii yeryznn her eyden nce gelmesine da
yanr.
evrecilik, ahlaktan balayarak Yahudi-Hristiyan anlay
n ba aa evirir ve insann doa karsnda alakgnll bir
tavr taknmasn talep eder. Yeryzne saygl davranmak yet
mez, doal ortama ve hayvanlara zarar vermekten kopmak ge
rekir. Bu, dinler veya dnyevi etik davranlarmzn evre ze
rindeki etkileri konusunda bilincimizi ykseltmemizi talep etme
milerdir anlamna da gelmez, btn evrecilerin ille de bizim
manevi statmz baka hayvanlardan daha alt bir seviyeye d
rmemizi bekledii anlamna da. Ama evreciliin mantksal
z, evrenin ahlaki, hukuksal ve siyasi ynlerden her eyden
nce gelmesi gerektiidir.
Siyasi bakmdan, evreciler iktidarn evreci amalara ula
mak iin nasl kullanlaca konusunda birbirlerinden farkl d-

EVRECLK

nrler. Bu konuda geleneksel tarzda bir blnme sz konusu


dur: Bir yanda, siyasi iktidarn evreci projeler uruna kullanla
bileceini ve kullanlmas gerektiini ileri srenler; te yanda
devletin bunu yerine getirecek kapasitesi olmadna, hatta uzak
durulmas gereken zararl bir iktidar olduuna inananlar.
Bir doal afeti ele alalm. Hmanistler, insanlarn para top
lamasn ve afetin ardndan ortaya kan durumun ynetilme
si iin zamanlarn ve becerilerini sunmalarn beklerler. Az ya
da ok. Bu tr mdahaleciler kaynak toplama konusundaki g
cnn, etkilenen evreyi ve/veya halk korumak ve idare etmek
iin kullanlmas gerektiini ileri srebilirler. Anaristler hem
yeryznn hem de halkn kendi sorunlarn kendilerinin hallet
mesini talep ederek, mdahale edilmemesini ya bir dev olarak
ya da sonuu bir etik gerei savunurlar (aktif bir yardmn o
u zaman hedeflenen halkn kendini ortaya koyma kapasitesini
ortadan kaldrdn biyolojik, tr ynelili bir bak asyla ile
ri srerler). Ayn ey kaynaklarn ynetilmesi konusunda da gccrlidir: Mdahaleciler, insani ekonomik byme veya faaliyeti
kontrol altnda tutmak iin vergi, dzenleme ve yasaklarla dev
letin gcnn kullanlmasn savunurlar; daha liberter olanlar
ise devletin evre zerindeki etkisini eletirirler, yerel incelikleri
ve ihtiyalar kavrayamayacak kadar byk ve birrnek bir eko
lojik ayak izi olduunu belirtirler. Anarizme yatkn unsurlar ise
devletin zlmesini ve hem devletlerin hem de byk irketle
rin halka daha ilkel bir varolu tarzna geri dnme olanan ta
nmasn isterler. Onlara gre bu ilkel varolu tarz insanln ya
amas gereken tarza daha yakndr, yani doaPdr.
Metafizik adan bakldnda, evreciler geleneksel ahlaki
anlaylarn ve siyaset felsefelerinin ontolojik hiyerarisine mey
dan okur ve evrenin veya gezegenimiz dnyann her eyin stn
de olan deerini vurgularlar. Daha romantik dn tarzlarn
I 59

E VREC LK

da yeryz gaiadr, yani tanrsal bir zellik kazanan, kendi


kendini dzenleyen bir varlk (Gaia, Yunanlarn yeryz tanr
asdr). nsanln konumu bakmndan fikirler farkllar: Ki
mi, insanl yeryznn ve hayatn btncl vizyonunun ayrl
maz bir paras olarak grr; kimi ise varl (ya da daha spesi
fik olarak akl), onun yokluunda mkemmel bir dengeye kavu
acak olan evreni altst eden zararl, ktcl bir afet olarak. Bu
dn tarz insana baz teologlarn Genesisyin Tanrs tarafn
dan insanla dayatlan ilk gnah lanetini hatrlatyor: Cennet
bahesinin peri masaln altst eden erkek ve kadn zdrap eke
cek ve lecektir. Ama efsane insanla doa zerinde bir stn
lk tanrken, evreci mecafizik insann doaya kar, doutan
gelen, dur durak bilmeyen ktln vurgular. Bazlar yle
noktalara ular: Yeryz milyarlarca insandan sava ve hasta
lklar yoluyla intikamn alacaktr. Geriye (tabii ki) sadece bir
avu mbarek sekin evreci kalacak, bunlar yeryzn neo-Paleolitik bir ahenk ve denge felsefesi temelinde yeniden yaanr
bir yer haline getireceklerdir.
Epistemolojik adan ele alndnda, evrecilik bizi alglar
mzn nceliklerini deitirerek dnya hakkndaki dn tar
zmz gzden geirmeye davet eder. Doada kendi yararmza
smrlecek kaynaklar grmek yerine doal ortamn, yani ne
hirlerin, tepelerin, dalarn ve bizimle birlikte yaayan hayvan
larn kendi ikin deerini grmeliyiz. ktisat diliyle sylersek,
evrecilik eylemlerimizin yaratt dsallklan gz nne alma
mz srarla syler. Dolaysyla eylemlerimizi planlarken bu dsallklar da iin iine sokmamz gerekir.
Ne var ki, evreci tartmann nemli bir blm ou za
man nesnel deerlerin geerliliini, yani doal ortamlarn ve
hayvanlarn kendi ilerinde deerli olduklarn varsayar. Bu
gnmzde tartmay bastrmaya ynelen popler bir tutum-

DESCARTES, REN

dur; oysa felsefeci iin bu daha teye giden bir incelemeyi hakl
gsteren bir bak asdr. Bir da nesnel olarak deerli grl
yorsa, balangta btn insanlarn genel olarak bu deeri kabul
etmelerini beklerdik. Bu olmaynca, baz insanlarn da neden
ikin olarak deerli grmediklerini aklayan mantksal baz ne
denler olmasn beklerdik. Kayaklar yamalarnda dolamak
isteyebilirler; iftiler yetitirilecek bitkileri veya otlaklarn
nemseyebilirler; daclar sarp kayalarna gz dikebilirler; fo
toraflar afak vakti doruktan fotoraf ekmeyi isteyebilirler
vesaire. Btn bu insanlarn dadan yararlanma biiminin yan
l olduunun, dan insanlarn amalar iin hi kullanlmama
s gerektiinin iddia edilmesi, bizi neden bir grubun tekilerin
deerlendirmesini yargladn sormaya sevk eder. Bunun nede
ni, evreci iin deerin insanlktan deil doadan kaynaklanma
sdr. nsanlktan btnyle umudunu kesmemi olanlar iin, in
sanlarn da hayvanlar leminin geri kalan ve kayalar gibi canl
olmayanlarla eit koullarda seme hakk vardr. Baz derin

ekolojistler, hayvanlarn ve doal ortam larn kendilerine kim


senin mdahale etmemesi gibi bir hak sahibi olduklarn iddia ederler. Bakalar ise gezegenin btn sakinleri iin nemli ol
duunu sylemekle yetinir, akl talarnn ve bezelyelerin hak
lar meselesinde taklp kalmamay tercih ederler.
Aslnda yaygn medyada sergilenen evreciliin byk ksm
geni bir yelpazeden kaynaklanr: Bu yelpazenin iinde felsefi ve
siyasi tartmadan geilmez. Cesaret, sessizce ormanlara ekilip
yaayanlardansa kent isyanlarnda daha az bulunanlardan kay
naklanr.

DESCARTES, REN (1596-1650)


Ren Descartes Cizvitler tarafndan bytlmt. Askerlii

seti, felsefeyi kefetti, ordudan ayrld, felsefenin bak asn

DESCARTES, REN

deitiren bir dizi mcditasyon yazd. sve Kraliesine sabaha


kadar zel felsefe dersleri vermekten dolay zatrreden ld. Bu
hepimize ders olmal.
Descartes modern felsefenin ardndaki nc dnr olarak
grlr. Tarihiler hep bir balang noktasna sahip olmak is
terler, ama Descartesa gerekten sk sk dneriz. Sadece zerin
de dnd meseleler dolaysyla deil, iine atld felsefi se
rven hakknda bir duygu edinmek iin de. Bu, epistemolojik
kesinlik salama yolunda, yani baka eylerin var olduunu bil
diini syleyebilmek iin iten bir abayd.
Balangta Descartesn aklna hitap eden, matematiin sa

lad kesinlikti. Matematiin mantksal ekiciliini felsefeye y


nelterek ada felsefeyi (kendisine gre) iinde olduu skolastik
bataklktan karmay denedi. kincisi, Kadim Yunan ve Roma
metinlerinin yeniden kefi, kukuculua dn tevik etmiti.
Kukuculuk insan, her trden dogmatiin itici veya kafa kar
trc bulduu nihilist veya solipsist sonulara gtrebilecein
den, ortaya bir tepki kmt. Baz dnrler bu durumla baa
kabilmek iin felsefeyi zerine bina edebilecekleri salam bir
temel yaratmaya alyorlard. ronik biimde, kukuculuu
reddetme tela iinde Descartesn gelitirdii baz argmanlar,
kukucularn akl yrtmelerini en u noktalara tayarak ku
kucularn en sevdii sorular haline gelmitir. Aslnda kukucular
Descartesn sistematik felsefe yapmay gerekelendirecek bir bi
na ina etmediine inanrlar.
Descartesn kuku duyma yntemiyle balayalm. nl bir
kuku duyma argmanlar dizisinde, filozof, imdi benim de
yapmakta olduum gibi minenin yannda otururken, kukucu
tavr zerinde dnmeye kendi duyularnn geerliliinden ku
ku duyarak balar. Etrafn saran odann varlndan kuku du
yarken dikkati kendi bedeninin varl konusundaki kukusuna
I

62

DESCARTES, REN

dner. Duyularn geerliliine yaslanan filozoflara ampirist de


nir. Ama, der Descartes, duyular yanlabilir, yleyse gvenilir
bir klavuz olarak kabul edilemez. yleyse, eer ikna edici bir
temel bulmak istiyorsak, duyulardan kaynaklanan delilleri red
detmeliyiz. Descartesm prosedr her durumda yararl bir ma
nevradr: inde bulunduum ve varln normal olarak varsa
yacam odanm gerekten var olduunu kantlayabileceimi ne
reden biliyorum ? Bu, gerekten ve yadsnamaz biimde apak
bir ey midir? Unutmayn ki, amac kukucu tavr en u nokta
snda snamak ve geriye ne kaldn grmekti. Bu yzden, her

tr kukunun olanakll bilgimizi bir kenara atmak ve en ba


tan balamak iin yeterliydi.
Aslnda, bir deneme mahiyetinde, herhangi bir teorinin man
tksal olarak u noktalarna kadar zorlanmas yararldr, nkii
bir teorinin iermeleri farkl dnrler elinde veya farkl d
nemlerde varolabilecek nihai yorumlarna doru evrilir. Icrilerimiz sayesinde rahatlarz. Descartes da kukucularn tcorM
gelitirilirse bilgiden geriye ne kalacan merak ediyordu. Ba
langta minede yanan atein ve kendi bedeninin varlndan
kuku duymann aptalca bir ey olacan rahatlkla itiraf et
mekle birlikte, yine de sorar: Ya btn bunlar bir rya ise? Ku
kucu bu kestirimc hayatn btnnn bir rya olduu yantn
verebilir miydi? Bu yantlanmas zor bir ey olurdu. Ancak, r

ya grrken insanlar ve nesneleri temsil eden grntlerle kar


larz ve bunlarn kayna ancak gerekliin kendisi olabilir.
Ama bu manevra geride yatan kukucu saldry savamaz, n
k uyank olduumuzdaki gereklik neden bizim varsayd
mz trden bir gereklik olsun da ryann bir baka biimi olma
sn? Bu aamada verilecek bir sr yant vardr, ama Descartes
sormaya devam eder: Ya btn hayat ve btn dnceleri bir
eytann ryasnda geiyorsa (ya da gnmz dncesi ereve
I 63 |

DESCARTES. REN

sinde bir akll yazlmn rn ise, ya biz Sims* isek)? Bu nok


tada bu kukuculuk deneyi boyunca deimez biimde karsna
kan sabit unsurun kendisi olduunu fark eder. Bir dizi ey ta
hayyl etmekte, eyleri en derinine kadar dnmektedir. y
leyse, dnmekte olduuna gre hi olmazsa kendisi var olma
ldr. te felsefenin en nl cmlesinin kayna budur: D
nyorum, yleyse varm.
Ne var ki, cogito olarak anlan bu cmle (cogito Latince d
nyorum demektir) yeterli deildir, nk Descartes, bilgi ve
varlk dnen bene balanrsa yalnzca kendi dnyasnn ka
ntlanabileceini fark eder. Evreni kendisinden baka her eyden
arndracak, bylece kendisini rtl olarak Tanrnn yerine
koyacak (din konularnda ok hassas bir dnemde bu pek iyi bir
adm olmazd) bir solipsist sonutan kanma konusunda da ok
duyarldr. Dolaysyla, dnya konusundaki bilgisinin geerlili
ini gvence altna alabilmek iin Tanrnn varlna iaret eder.
Descartes kendisinin var olduunu fark edebilmitir, ama ayn
zamanda mkemmel bir varln var olmas gerektiini de fark
etmitir: Bu tr bir mkemmel varl hayal edebilmesi olgusu,
filozofa gre, Tanrnn var olduunu kabul etmek iin yeterliydi. nk sadece mkemmel bir varlk onun zihnine, kendisinin
hayal edebileceinden ok daha geni (ya da ideal) bir eyin fik
rini sokmu olabilirdi. Descartes destek mahiyetinde ontolojik
argman da kullanr: Tanr mkemmeliyettir, mkemmeliyet
varl ierir, yleyse Tanrnn var olmas gerekir. Descartesn
sisteminde Tanrnn varlnn kesinlii dncenin geerliliini
vurgulamak iin gerekliydi. Aksi takdirde zafer solipsizmin ola
caktr. Ancak, Descartes Tanrnn varl konusundaki arg
manlarna tayan kendi akl yrtmesidir. Peki, kendi akl y
rtmesinin doru olduundan nasl emin olabilmektedir? Bu,
Gerek hayatn simlc edildii bir hiKsayar oyunu (y.n.).

I 64 I

DESCARTES. REN

Kartezyen dng olarak bilinen eyi yaratr. Dngsel akl y


rtme, koullar ve sonular birbirini izleyen, hibiri dngnn
dndan dorulanamayan bir akl yrtmedir. Epeyce ba dn
drc, zellikle solipsistler iin.
Descartes sorunu skalamaz ve kendini bu dngden kar
mak iin baz temel kavraylar sabitletirmeye alr: Bunlar o
kadar apaktr (ya da aksiyomatiktir) ki reddedilmeleri budala
ca olacaktr. Her ne kadar Kantn zihnin kategorileri teorisinde
bu admn geniletilmesini buluyorsak da, bu yant herkesi tat
min etmemitir. Descartes iin ise, kendi varlnn kesinlii ile
Tanrnn varlnn kesinliinin birlemesi kendisine epistemolojik bakmdan ileri doru yrmesi asndan sezgisel bir ge
rekelendirme salamtr. Dnmeye balamak iin bir ift ke
yif verici ncl (cogito ve Tanr) elde ettiine inanan Descartes,
imdi kar karya kaldmz eyler iin deliller bulmak ama
cyla duyularn geri gelmesine izin verecektir. Ne de olsa, insan
kendine zarar vermek istemiyorsa, zihin dndaki dnyann
gzlemlenmesi son derece yararldr.
Descartesa gre, bilimsel prosedr, gerekelendirilebilir n
cllerden hareket ederken bir yntem erevesinde btnlemelidir: Bu, nicel yntemdir. Btn varlklar ve aralarndaki iliki
ler llebilir ve grafik olarak temsil edilebilir. Nitekim, Descar
tes eksenler temelinde izilen grafii, yatanda yatarken bir si
nein tavandan geiini izledikten sonra icat etmitir. Nicel ana
liz, bilime hl ciddi biimde etkilendii bir ivme kazandrm
tr. Bunun iyi yanlar da vardr, kt yanlar da: Eletirel tavr
taknanlar, Kartezyen indirgemeciliin matematiksel yntemle
rin ve istatistik analizin, zellikle nitel ilikilerin de nemli bir
rol oynad sosyal bilimlerde ve tpta ar kullanmna yol a
m olmasndan ikyet ederler. Buna bal olarak Descartesa, a

priori (nsel) akl yrtmenin bilgiyi ortaya kartmakta en

DE SCARTES, REN

emin yolu oluturduuna inanan kii anlamnda rasyonalist den


mitir. Rasyonalizmi ekici bulanlarn birou iin, matematik
en iyi yntemi sunar. Matematiin bir dizi aksiyomdan hareket
le gittike karmak sonulara ulama prosedr, teki disiplin
ler tarafndan taklit edilmesi gereken bir eydir. Ne var ki, bir
ok felsefeci gibi, Descartesn da kolay etiketlcnemeyecei kay
dedilmelidir. Birok almasnda duyular zerinde saduyu tar
z bir vurgu ok belirgindir.
Yine de, ama bilimleri matematiin yntemini izlemeye in
dirgemektir. Bunun nedeni filozofun u argmanna dayanr:
Btn fiziksel varlklar uzayda boyutlu bir kaplama sahip ol
mak zorundadr ve dolaysyla geometrik olarak haritalanabilirler, ilikileri ve onlarn ilikileri de matematik olarak betimlene
bilir. Ama eer her eyin kaplam varsa (ve bu yzden llebi
lir ve haritalanabilirse), Dcscartes mantksal olarak hiliin var
ln kabul edemezdi. Bunun tek istisnas kendi zihniydi.
Dnme srecinde Descartes kendi varoluunun bedenin
den ayntrlabilecei sonucuna ular. Bu, ayn zamanda Tan
rnn varln ve ruhun lmszlne ilikin Katolik doktrini
ni kabul eden biri iin epeyce yararl bir sonutu. Filozof serbest
tarzda meditasyonlara girimesine ramen, insan ulaaca so
nucun nceden belirlenmi olduundan kuku duyuyor. nk
ruhun maddi olmayan karakterine birdenbire bir sramayla
ulayor. Oysa bu kendi nclleri temelinde bile olduka tart
mal bir sonu. Bu argman Descartesn zihin/beden dalizminin temeli olmutur. Bu ikilik zerine ada felsefede ok ey
sylenmitir, gnmzde bile sylenmektedir.
Kendi dnen benliini deerlendirirken Descartes bu ben
liin kaplam olmadn, maddi bir ey olmadn apak bir
ey olarak grr, ama onun kendi bedeninin fizikselliine bal
olduunu dnmekten de rahatsz olmaz. Beden maddi olarak
I 66 1

DESCARTES. REN

vardr, uzayda yer tutar, uzay iinde hareket ederken ruh doku
nulmam olarak kalr. Ama zihnin maddi olmad neden apa
k olsun? Sezgiler byle sylyor diye dnyordu Descartes.
Zihin aktr ki yekparedir, bir btndr. Baz ksmlarn yitire
bilecek olan ve bylece ayrtmlabilir olan bedene benzemez.
Ama ruh bedenden ayrdr ve dolaysyla ondan ayrlabilir. Bu
argman Descartesa ruhun lmszl konusunda teolojik
sonulara geri dnme olana yaratr. Ama bunun ardnda yatan
glkleri dnmek zor deildir: Nasl oluyor da bedenim her
hareket ettiinde ruhum bedenimden kayp kmyor? zninizle
Kartezyen bir flrt cmlesi kuraym: Neden u anda bedenim
den kp senin bedeninle btnlemiyorum? Ama konuyla da
ha dorudan balantl olan u: Maddi olmayan benliim mad
di bedenimi nasl harekete geiriyor?
Zihin/bedcn ikilii felsefi bakmdan zengin tartmalara yol
amtr. Descartesm dnceleri epeyce tartlm vc zihin ko
nusunda eitli kamplara blnmenin temelini oluturmutur.
Etkileimciler (Descartesn da pratikte dnd gibi) zihin ile
bedenin birbirinden ayr olduuna ama etkileim iinde olduu
na inanrlar. Blnme konusunda srarl olan kat dalistler iki
si arasnda hibir ba kuramazlar, bu da bir sinirsel drtnn zi
hinde nasl kaydedildii konusunda ilgin sorulara yol aar. M a
teryalistler maddi olmayan zihni reddederler. dealistler zihni
maddi olduu iin reddederler.
Descartes insan bedeni zerinde anatomi almalarn des
tekliyordu. Harveyin kalp zerine almalar onu ok heyecan
landryordu. Ama daha sonralar entelektel ve bilimsel destek
elde edecek bir dizi baka bilimsel teoriyi kmsemitir. Ampi
rik aratrma yerine yeniden skolastik akl yrtmeye geri de
cektir. rnein, vakumun olanaklhn veya atomun varln
reddediyordu (Tanr bizim blnemez olarak dndmz
I 67

DETERMNZM

eyi her zaman blebilirdi; bunu reddedersek onun kadir-i mut


lak oluuna bir snrlama getiriyor oluruz). Gn ve yerin ayn
maddeden olutuunu, bundan dolay baka dnyalarn varolamayacan ileri sryordu (nk bu maddenin evrenin tm
n imdiden kaplad varsaylmaktayd, o zaman baka dnya
lara yer kalmyordu). Bu tr argmanlar modern dnrlere
tuhaf gelebilir. Ama Descartesn modern felsefenin kurucusu
olduunu kabul etmekle birlikte, unutmamalyz ki o skolastik
gelenein de boylu boyunca iinde yer alyordu ve bu gelenee
aka referans yapar:
Buna karlk, Aristotelesin ve btn zamanlarn teki b
tn filozoflarnn onaylamad herhangi bir ilkeyi kullan
madm. (Descartes, Principles o f Philosophy [Felsefenin l

keleri] , 331)
Bu kayd dtkten sonra ekleyelim: Descartesm almalar
modern felsefe kanonunun kilit bir unsurunu oluturur. Bu, ks
men istemeden yaratt baz iinden klmaz glklerdendir,
ksmen sistematik bir felsefe teorisine katklarndandr, ama hi
kuku yok ki, ayn zamanda Meditasyonlar 9inin slubundandr:
Zihninin bilgiyle nasl urat konusunda kiisel bir servendir
bu.

DETERMNZM
Determinizm her olayn kendinden nce gelen bir nedeni olduu
grdr. Grnrde pek basit grnen bu teori devasa dn
sel sonular yaratr. Bunun anlam gerekleen her olayn, mese
la bir dncenin, ncesinde ortaya kan bir nedensel koula m
bal olmasdr? Bu, insanlarn hibir biimde zgr iradeye sa
hip olamayacaklar, her ne yapyorlarsa bunun nceden bir ne-

OIL

deni olduu, bu yzden o nedene bal olduklar biiminde


okunmutur. Benzer biimde, gzlemlenen herhangi bir fiziksel
olay, kendinden nce gelen bir nedene ya da nedenler dizisine sa
hip olarak grlmelidir: Ev alevler iindeyse, bunun bir nedeni
olmaldr. u anda bunu okumazlk edemezsiniz. Daha nce ol
mu olan her ey bu davrana girmenizi zorunlu klar, kitab
imdi elinizden braksanz bile.
Felsefede sk sk olduu gibi, zensiz dil, anlama nnde bir
engel olarak ykselebilir. Determinizmin kadercilikten ayrlma
s gerekir. Bu sonuncusu nedensellik mantna, bizi evreleyen
ve bize dayatlan olaylarn geliimi dizisinde insan seiminin hi
bir etkisi olmad fikrini ekler. Determinizm, ayn zamanda, ne
densellii formle ederken iin iine bir de bizim davranlarm
zn ne olaca konusunda belirleyici olan Tanr tr bir zneyi
sokan nceden belirlenmilikten de ayrlmaldr. Determinizm
sk sk zgr irade ile kar karya getirilmitir. Oysa nanslar
ylesine incedir ki, bu ikisi bu kadar basite kart grlemez.
nk determinizm insan seimini kabul ederek bu seimin
olaylar konusundaki byk matrise edimler olarak girmesine
olanak tanyabilir.

DfiL
Wittgenstein gibi filozoflar iin dil felsefi sorunlarn yreidir.
Szcklerin belirsizlii ve tembelce kullanlmas gayet samimi
duygularla tartlan, ama doru bir biimde irdelense buharla
acak olan nice meselenin ortaya kmasna yol aar. Ancak, her
ne kadar tartmal konular irdelerken daha ak seik bir yaz
biimini savunmay srarla srdrsek de, Wittgensteinin tezi,
ben, zihin, beden, tz ve benzeri konularda felsefi sorunlar or
tadan kaldrm deildir. Benzer tarzda, nermeleri ve argman
lar sembolik manta indirgemeyi hedefleyen yaklamlar da,
I 69 |

OIL

byk heyecan yaratm olsalar da felsefeyi dikensiz gl bahesi


haline getirmemilerdir.
Wittgenstein iin dil, kurallarn iinde yaadmz toplum
da rendiimiz bir oyundur. Bu oyun bize dilde neye izin veri
lebileceini, neye verilemeyeceini retir, ama birok oyun t
r vardr ve felsefeciler bir oyunun kural ve anlamlarn baka
bir oyuna tadklarnda sorunlara sebep olurlar. yleyse, kul
landmz dil (aynen tenis oynamann bize tenisi anlamak ve
ondan zevk almak bakmndan bir ara salad gibi) bizim
dnya grmz biimlendirir, nk ancak szckler ve on
larn grnrdeki anlamlan araclyladr ki eyleri anlayabili
riz. Wittgenstein olgun anda yle diyordu: Btn szckle
rin, dmzdaki eylere iaret etmesi gerekmez. Merhaba ve
hoakal gibi szckler neye iaret edebilir ki? Bunlar birbiri
mizi anlama oyununun unsurlardr ve dolaysyla herhangi bir
gndergeden bamsz olarak vardrlar.
Bu gelenek erevesinde, felsefeye kullanlan kelimeler arac
lyla yaklalr, bize berraklama yoluyla aydnlanma vaat edi
lir. Buna bal olarak, bu tr felsefeciler anlam, doruluk,
kullanm, referans ve benzeri szcklere ilgi duyarlar ve
kullandmz szckleri ciddiye almamz talep ederler. Bu fel
sefeciler iin rencilerine Peki ama A ile ne kastediliyor? di
ye sormak sradan bir olaydr. Bunun anlam, renci terimleri
ni tanmlarsa daha iyi bir pozisyonun retilebileceidir - ya da
dilin daha iyi kullanlmasyla sorunun kendisi buharlaacaktr.
Ama te yandan, anlam ve kullanm gibi szckler zerin
de durmamz istenir; oysa gnlk kullanmda bu ikisinin yollar
ayrlr. Bu da ilgi ekici bir eydir, bazen anlam kullanmn pei
ne der, bazen kullanm anlamn.
Anlamlar nemli midir? Buradaki ierme szcklerin bir e
ye iaret ettiidir, ama iaret etmeyle birlikte bir dizi sorun ortaI

70

DL

, ya kar. Kpek uradaki nesneye iaret eder; yleyse bir sz


ck telaffuz ettiimde, zorunlu olarak bir eye iaret mi etmi
oluyorum? Ayrca, szcn bir anlam ifade etmesi iin o eyin
maddi bir varl m olmas gerekiyor? Mantksal pozitivizmin
dil konusundaki tavr buydu, ama bu tavr, Wittgensteinin da
belirttii gibi, ksa srede iflas eder, nk btn szcklerin fi
ziksel ve tehis edilebilir bir stats yoktur. Ar ekiyorum,
ama siz benim arm gremezsiniz, ne de ben onu kendi dma
kararak size dilimi gsterir gibi gsterebilirim. Peki, bu baz
anlamlarn ya da btn anlamlarn yaratcsnn ben olduum
anlamna m geliyor? Eer yleyse, benim dnyam benzersiz ve
ayrcalkldr. Wittgenstein, zihnin mahrem ynleri hakknda bir
eyler telaffuz etmek iin zorunlu olarak bir toplumsal oyuna
katldmz deklare ederek bu tr bir yaklam reddediyordu.
Dil zerine dncelerin, zihin felsefesi ile sk balar iinde
olduu ortaya kyor. Eer zihin bedenden ayrlabilir bir ey gi
bi dnlyorsa, bu, iletiim arac olarak kullandmz dile
nasl bir stat kazandrr? Dil, kullandmz szckler aracl
yla kantlanm olan gayri maddi dnyann temsili bir ksm
mdr, yoksa zihin bedenin ayrt edilebilir ama ayrlamaz bir y
n ise, telaffuz ettiimiz szckler yalnzca yaadmz maddi
. dnyann iaretleri midir ki bundan dolay anlam ve gnderge
bakmndan kat bir analize tabi tutulsunlar? Dil zihinden sz
cklerin ontolojik statsne, metafizik vizyonlara, epistemolojik gerekelendirmelere dner.
Bazen szckler glerin cisimlemesi gibi dnlr. Bura
da mistik inanlara ya da fantezi yaptlarna geri dn zlemi
var gibidir, ama felsefe szcklerin potansiyelini btnyle red
detmez. Szck zerine dnen skolastik felsefeciler szckle
rin (zellikle tmellerin) sz edilen tmele iaret etmek bak
mndan gerek mi (bu Duns Scotusun realist pozisyonu idi),
I 71

DN

yoksa gerek bir anlam olmayan, icat edilmi sesler mi (bu da


Ockhamh Williamen nominalist pozisyonu idi) olduu ko
nusunda blnmlerdi Realist pozisyon, szcklerin kendi
Platonik idealleriyle zorunlu bir iliki iinde olduu, dolaysyla
teki varla iaret ettii anlamna gelir. Kukucular byle bir
pozisyonun modern bilim dnyasnda savunulabilir olup olma
dn sorabilirler, ama bu, szcklerin, Wittgensteinin iaret
ettii oyun kurallaryla birlikte dnlmesi gerektiini ve zer
lerinde bir dizi kltrel anlam tadn unutmak demektir.
Gzelsin demek, szcklerin glerine iaret eden bir dizi so
nu ve beklenti dourur. Bu gler psikolojik, toplumsal ve kiileraras anlamlar zerinde ykselir. ou zaman bu biimsiz
kavramlardr ki felsefecilerin hayatn ya abat eder ya da zehir.

DN
Her ne kadar ilk bakta mantksal olarak din felsefesinin mer
kezinde Tanrnn yer ald dnlebilirse de, bu alanda dik
katimizi eken baka boyutlar da mevcuttur. Bunlar tektanrcl (ya da daha gelen olarak tini benimseyerek herhangi bir
T anrnn varln) reddedenlerin de ilgisini ekecek konulardr.
Dinin baka bilgi biimlerine gre stats ne olmaldr? Bi
limci, rnein Richard Dawkins, dinin argmanlarnn analitik,
mantksal ve ampirik biimde ele alnmasndan yanadr: Dolay
syla, eer din, evrenin yaratl teorisini savunuyorsa, bu da ev
renin kkenine ilikin teki rakip teorilerle birlikte test edilmeli
dir*
Tarihsel olarak bakldnda, Batda kiliselerin yzyllar bo
yu sahip olduklar politik denetimden 17. yzyldan itibaren
kurtulmaya balayan modern filozoflar, teolojiyi nemsizletirmeye yneldiler, baz bakmlardan Platonun dine ynelttii in
celikli sorgulamaya geri dnm oldular: eyler, Tanr bize onI 72

DN

larn iyi olduunu syledii iin mi iyidir, yoksa kendi ilerinde


mi? Bu kkrtc bir sorudur, nk Tanr iyinin doasn kolay
lkla deitirebiliyorsa, bu, Tanrnn neden fikrini deitirdii
konusunda baz ilgin meseleleri gndeme getirmenin yansra,
Tanrnn fikrini deitirdiini nasl bilebileceimiz konusunda
epistemolojik birtakm mlahazalara yol aar.
Kimileri Tanry kiisel olarak tandklar ileri srebilir.
Ama nereden diye sorulduunda, gemite derlenmi ve yeni ku
aklara aktarlm kutsal metinlere dnebilirler. Oysa metinler
kavrama, odaklama, vurgu meseleleri ve eviri sorunlar ile
kar karyadr. Ya da kendi kalplerini veya zihinlerini ne s
rerler; Tanry kendi duygulan araclyla tanmaktadrlar. Bu
tr bilgi ayrcal dini otoriteler tarafndan ok nadiren kabul
edilir. Hristiyan kilisesinin yalnzca daha bireyci eilimdeki
mezhepleri Tanr konusunda kiisel bilgiyi duygular veya yle
sine bilmek temelinde gerekelendirir. Ne var ki, Isa'nn bunu
yoksulluk iinde yaamam emrettiini biliyorum trnden tu
tarsz veya eliik mesajlar, bu tr aklamalarn bilgi deerin
den eksiltir. Olaanst iddialar olaanst gerekeler gerekti
rir, bunlar ise hi grlmez.
Tann'nn, evrenin ve olas bir teki dnyann doas hakkndaki byk meselelerin tesinde, Tanrfnn inayetine {grace)
mazhar olma meselesi vardr. Baz insanlarn Tanr'ya ve Cen
nete eriecei nceden belirlenmi midir yoksa kimin Cennete
gireceini srf ahlaki davran m belirler? Kimileri bir insann
kendi abalaryla Cennete gidip gitmeyeceini belirlemesi olana
m reddeder, kimin testi geecei, kimin reddedilecei konu
sunda btn kontrol Tanrya havale eder. Tann'nn inayeti i
te bu demektir.
Dini dncenin etik alannda iyi ve kt (hayr ve er) anla
y zerinde muazzam bir etkisi olmutur. Gnah, Tann'nn yaI 73

DOALZM

salarn inemek ve O nun ahlaki pozisyonundan sapmak ola


rak grlr. Kimileri iin bu, toplumsal dzeni muhafaza etme
nin elverili bir yntemidir ve bunun teoloji ile balar kesilebi
lir. Kimileri ise, eitli dinlerin kutsal metinlerin yorumu ve ei
tim felsefesi araclyla yayd fikir temelinde, kendi doutan
gelen ktlklerini bir saplant haline getirirler. Bir felsefeci ve
bir baba olarak, ocukta gnah bulmann g olduu kansnda
ym; ama bakalarna gnahkrlklarn hatrlatan ve bu yolla
onlarn itaatini salayanlar iin bunun ne kadar yararl olduu
nu grebiliyorum.

DALZM
Dalite (ikilik), grnrde birbiriyle badaamayacak iki alana,
rnein zihin ve beden, iyi ve kt, biim ve ierik, zgrlk ve
determinizm ya da varlk ve olu gibi alanlara blnen bir var
lk veya sorunu anlatan bir terimdir. Bunlarn her birinde, bir ta
rafn tekini dlayacak biimde var olduu sylenir. Bu da her
ikisinin de bamsz bir varolu srdrebileceini ima eder. Bu
na taraf olan dnrler de buna yaslanarak grlerini geliti
rirler.
Dalizm monizme kar kar (zerinde dnmeye deer il
gin bir ikilik!). Monizm, filozoflarn ortaya att btn varlk
ve sorunlarn tek bir betimlemeye indirgenebileceni ileri srer.
rnein iyi ve kt ahlaki nedenlere, varlk ve olu varolua, zi
hin ve beden zihin-bedene indirgenir. Monistler Ockhamn
usturasnn ikincil faktrleri iin iinden kardn ileri srer
ler: Dnceyi gereksiz unsurlarla neden tka basa doldurmak?
Ama birok dnr monizmin anlamaya hizmet etmediini be
lirterek bu yaklam reddeder. Bazen bir meselenin zelliklerini
ve doasn kavrayabilmek iin u bir biimini incelemek anlam
ldr: rnein, kty iyi ile karlatrmak ya da zihni beden-

DAIZM

den ayrmak gibi. Dalistler ise ayrln yalnzca dnsel


amalarla deil, kendi iinde ontolojik olarak geerli olduunu
ileri srerler. Zihin bedenden kkl olarak farkldr . Denir ki,
zihin dnr, beden dnmez; zihin gayri maddidir, beden
maddidir. Ama o zaman neden ikilikte durmal? oklu bir b
lnmeyi hak eden baz konular da yok mudur?
Zihin ve bedeni ele alalm. Platon, Descartes, Leibniz gibi
dalistler zihnin, ebediyen yaasa da yaamasa da, gayri maddi
bir nesne olduunu vurgularlar. Eer gayri maddi ise, ayn be
dende belirsiz bir sre boyunca kalmak zorunda deildir. Zih
nim bu bedeni tahliye ederek baka bir aratan yararlanabilir:
belki de sizin bedeninizden. Bunun gerekte olmamas daliNli
d krklna uratmaz. Dnce, diye hatrlatr bize, zihinsel
dir. Her ne kadar grnrde beynin fiziksel hallerine bal ise
de, kafamzda hayal ettiimiz 20 metre boyunda bir filin, siz T.
S. Eliotla geni savanalarda piknik yaparken saa sola saldr
maya balamasn alglamak olanakszdr. Sinir sistemi ve beyin
zerine alan bilimciler ne kadar drtscler kaksalar da kafanz
daki bu hayali gn yzne karamazlar. Peki, eer dnce, ka
tl olmayan bir eyse nerede gerekleir? Dalist yle cevap
verir: Gayri maddi bir zihinde, zihin ile beden arasndaki ayrm
da bu yzden yaplyor. Peki ama gayri maddi bir zihin maddi
bir bedeni nasl etkiler? Bu dalistlerin bam skntya sokan bir
sorudur. nk ya materyaliste tavizler vermeye balar ve zih
nin bedenle etkileim iine girdiini syleyen bir teori gelitirir
ler (etkileimciler) ya da kararl biimde dalist kalr, ama b
lnmeyi ama kapasitesini Tanrnn eline havale ederler. Kimi
leri de (epifenomenalistler) herhangi bir etkileimi reddeder ve
zihni yalnzca deneyimlerin depoland bir yer olarak grp be
den hareketlerine yol ama kapasitesinin olmadm belirtirler.
Beden ise kendi kendini ynetir.

EGOZM

Baka bir erevede, Hegel ikiliklerin sahip olduu ikin iv


menin zorunlu olarak alacana inanyordu. Bunlarn birbirle
rine kartlndan bir sentez kar, bundan yeni bir biim doar,
sonunda her ey tek bir varla indirgenir: Mutlak Tin.

EFLATUN (bkz. PLATON)


EGOtZM (bencillik)
Egoizm, insann kendisinin ya gdleyici ahlaki g olduu ya
da ahlaki davrann amac olduu veya olmas gerektii anlam
na gelir. ngilizcede var olan ikinci bir szck {egotism = kendi
ni beenmilik) ile ifade edilen eyden, yani insann kendi ne
mini veya ilerini (milliyetilie benzer biimde) psikolojik ba
kmdan ar deerli grmesinden ayr dnlebilir. Yani ego
izm pozitif ve normatif etik olarak blnebilir. Pozitif etik, ego
izmin olgusal bir betimlemesidir: insanlar gdleyen kendi
kar ve arzulardr. nsanlar baka trl betimlemek olanakl de
ildir. Buna karlk, normatif egoist etik insanlarn u andaki
davranlarnn ardnda ne tr gdler yatyorsa yatsn, aslnda
byle gdlenmesi gerektiini nerir.
Kimileri, insann edimlerinin daha nceki olaylar tarafndan
belirlendiini, bunun seimi bir yanlsama haline getirdiini ile
ri srerek bireyin seim yapt fikrini reddedebilirler. Ne var ki,
byk nedensel drt karsnda bir seim unsuruna izin verilir
se, insann bir sonraki davran zerinde bir lde kontrol sa
hibi olduu ortaya kar. Dolaysyla, bu insann kendine mi,
bakalarna m dnk bir hareket hatt semesi gerektiini aratrabiliriz. Yani kendi karlarnn peinden mi gitmeli yoksa
kendi karn reddederek bakalarnn kar iin mi aba gs
termeli, diye sorabiliriz. Bakalarn dnen davranlar, kendi
ni dnen davranlarla karlatrld zaman ahlaki bakmI 76

EGOZM

dan ne lde merudur ya da alklanmaldr?


lk bakta, psikolojik egoizm felsefi bakmdan pek ileri gide
mez. Btn davranlarmzn kendimize dnk olduunu, ken
dimizle gdlendiimizi ileri srer ki bu doruysa, yalnzca dn
yayla ilgili olarak, aynen yerekiminin saniyede 9,8 metre oldu
u gibi bir olguyu betimliyor olur. zgecil ya da fedakrca ola
rak nitelenen btn davranlarn peesi indirilir ve bunlarn al
tnda kiinin kendisine dnk davranlarnn yatt ortaya ko
nulur. Josh dilenciye sululuk duygularn gidermek iin para
vermitir; Harriet boulmakta olan kk ocuu kurtarmak
iin nehre atlamsa bunun nedeni ocuu kurtarma abas gs
termese idi vicdannn hayat Ijoyu peini brkamayacadr. Ha
yrseverlik ve fedakrlk bylece bencil davranlar olarak sunu
labilmektedir. Ne var ki, insan gdlemesinin bu denli eletirel
veya realist bir betimlemesi ile bile byk teoriler gelitirilebilir:
rnein Hobbes gl bir devleti gerekelendirmek iin bencil
davrann denetim altna alnmas gerektiini bir temel olarak
kullanyordu. Mandeville ve daha da iyi bilinen rneiyle Adam
Smith kendi karlarnn peinde koan davranlarn aslnda
toplumsal fayda yarattn ileri sryordu.
Bu teorinin kartlar teoriyi eletirmek iin kar olgusal bul
gulara bavururlar. Bir dizi bulgu, baz zgecil ya da dev ola
rak stlenilen davranlarn hibir biimde bunlar gerekleti
ren znenin kendi karyla ilikisi olduu iddia edilemeyecek
bir nitelik tadn gstermiyor mu? zellikle bu kii ok de
erli eyler yitiriyor, hatta lyorsa. Ama kar olgusal bulgu
olarak dnlebilecek ey, zmesi zor karmak bir mesele ha
line gelir: O en yce fedakrlk annda, askerin kendini (rnein
namn ya da Yaradanna kavumay) dnmediini nereden
biliyoruz? zel amalar zel kalr. Ortaya kan sorun, herhan
gi bir bulgunun psikolojik egoizmi rtp rtemeyeceidir.

EGOZM

Eer rtmek mmkn deilse, o zaman bu kapal bir teoridir,


bir varsaym statsnde kalr. Ne dorulanabilir, ne de yanlla
nabilir.
Bu noktada, psikolojik egoist mi yoksa psikolojik zgeci mi
olmamz gerektiini anlamak iin yaz-tura m atacaz? Bu po
zisyonlarn birini ya da tekini (ve daha az dalistik seenekleri)
bilimsel olarak deerlendirmek mmkn mdr? Gdlerin tes
pit edilmesi gtr. yleyse mesele davranlara dayal bulgula
rn yansra insanlarn mahrem duygularna ilikin bulgular da
gz nne alma zorunluluu dolaysyla karmaklamaktadr.
Neden yalnzca insanlarn ne yaptna bakmakla yetinmemeli?
Hume psikolojik egoizmi alt noktada rtmeye giriir (onun
kulland deyim bencil hipotezMdir). Bu hipotez, sevgi, dost
luk, merhamet, kran gibi bakalarna ynelik ilgi ve gdlen
me ieren ahlaki duygulara kar kar. Gdlenmeyi tek bir ne
dene indirgemeye alr; bu ise verimsiz bir grevedir - basit

lik ak... felsefede epeyce yanl akl yrtmenin kayna olagel


mitir. Anlald kadaryla hayvanlar birbirlerine iyiliksever
tarzda yaklarlar; hayvanlarn zgecil davranabilecekleri kabul
edilirken, bunun insanlarda inkr edilmesi nasl mmkn olur?
Drdncs, iyilikseverlik kavram anlamsz olamaz, bazen bir
davrann znesinin teki insann bahtndan bir kar yoktur,
ama yine de onun iyiliini isteyebilir. Beincisi, kendi karlar
mz dnmekten de nce gelen baz gdlerimiz vardr: Kibir,
hret ya da intikam, kiinin karlarn btnyle aan eilim
lerdir. Nihayet, psikolojik egoizm hakl olsayd bile, epeyce g
l bir ahlaki davran olasl yaratmaya yetecek birtakm ei
limler mevcuttur; bu da bir insana ktcl, bir bakasna insan
cl sfatlarnn taklmasna olanak verir ki kincisi ilkine tercih
edilmelidir.
nsan doasn tasvir eden bir teorinin tesine getiimizde,

ETM

normatif egoizmin, insann ne yapmas gerektii sorusunun ala


nna gireriz. Normatif egoistler, tabii farkl nedenlerle, insann
kendi karlarn gelitirmeye almasnn doru olduunu sy
lerler. Rand, rasyonel egoizmin gl bir mutlak savunmasn
yapar: Bireyin yaama ve ahlakn seme hakk olmas, onun ras
yonel bir varlk olarak kendi karn yanstmaldr (kaprisli,
duygusal varlk Rande gre rasyonel kafal egoistin antitezidir).
Kimileri de sonuu ilkeler temelinde kendi karlarmz d
nerek davranmamz gerektiini, byle yapmakla teki insanla
ra, onlara yardm etmek iin aha gsterdiimiz bir durumdan
daha ok yardm etmi olacamz (cehenneme giden yol iyi ni
yet talaryla denmitir denir), ekonomi ve tarihin aklama
larnn bu ynde olduunun sylenebileceini ileri srerler.

ETM
Felsefenin eitim olduunu, dolaysyla eitim felsefesinin m
kerrer olduunu sylemek olanakldr. Felsefe bilgeliin arat
rlmasdr. nsan bunun kendi iinde eitici olduunu ummak is
tiyor. Ne var ki, eitim alannda eitimin ilevi, amac, ruhu,
kapsam, sresi, bilgi ve onun kullanm konusunda varsaymla
r ile ilgili aka bir dizi farkl yaklam mevcuttur. Bunlarn her
biri kendilerini nedeyen felsefi kavraylara baldr.
Sorgulanmam yaam, yaanmaya demez. (Platon'un Sokratesi, Apology, 38a)
Sokrates retmenin iinin bilgiyi rencinin zihninden didikle
yerek karmak olduunu dnr. nk bilgi, deiik hayat
lar arasnda bilinmesi gereken her eyi bilen ruh tarafndan mu
hafaza edilir, ama bir insanda yeniden doduunda beden zih
nin bilmesini engeller. Bunun anlam, retme eyleminin ren-

ETM

cide anlamay yeniden canlandracak deneyimler yaratmay ier


diidir. Buna kart olarak, Locke gibi ampiristler doutan ge
len fikirlerin varln yadsr ve her tr bilginin deneyimin sonu
cu olduunu sylerler. Ama kendi iinde bu yeterli grnmez,
nk zihnin alglanan ey hakknda dnmeye balayarak iin
iine girmesi gerekir: Bir eyin var olduunu bilmek, nasl iledi
ini bilmek, onunla ne yaplacan bilmek.
Politik adan, eitim genellikle uysal ve her syleneni kabul
eden bir halk kontrol etmek isteyenlerce kstlanr. Bu yzden
dir ki eitim ayn zamanda farkl amalarla halka politik g ka
zandrmann bir arac gibi de grlmtr. Ne var ki, eitim
hangi amala olursa olsun bir kez politize oldu mu, rencilere
eletirel olmay retmeyi gerekelendirmek veya srdrmek
zorlar, nk eletirel dnce hem ynetim srelerini hem de
devrimci sreleri hedef alabilir. ocuklar hangi amala eitile
cek? Kilisenin veya devletin itaatkr hizmetkrlar olsunlar diye
mi (Luther), iyi yurttalar olsunlar diye mi (Rousseau), erdemli
bireyler olsunlar diye mi (Locke) yoksa mkemmeliyetin peine
dsnler diye mi?
Eitimin ilkeleri ayn zamanda insan doas hakkndaki d
ncelerden de tretilir. Eer yeteneklerin (rnein genetik soyaekim dolaysyla) deimez olduunu varsayarsak, o zaman
eitim erevelenmi olur. Eer yeteneklerin esnek olduunu
varsayarsak, o zaman eitim esnek ve ak ulu hale gelir. Ei
timciler rencinin potansiyelini yneten beklentiler yelpazesini
gz nne alarak onlarla birlikte almaya veya adapte olmala
rn tevik etmeye ynelirler. Bazen, eitimciler rtl olarak
farknda olduklar insani potansiyeli kmseyerek bu beklenti
leri kreltmeye alrlar. ocuk gnahkrdr; renmek ahla
ken veya siyasi olarak tehlikelidir; merak kltrel bakmdan ka
fa kartrcdr. Bunun dnda, kimileri de eitimin ahlaki baI

E P S T E M O L O J

kmdan hayatn hedonistik hazlarndan zevk almaktan daha az


nemli olduunu veya temel birtakm bilgiler dnda her tr en
telektel faaliyetin yararsz veya tehlikeli olduunu ileri srerler.
Doal olarak, eer eitimi kendimizi daha ykseklere kart
mann manivelas olarak gryorsak, bu tr iddialar can skc
dr. Aristoteles zihinsel faaliyetin bir insann eriebilecei en
yksek yaam tarz olduunu ve eitim grmler ile eitim gr
memilerin, aynen canl ile l gibi birbirinden farkl olduunu
belirtiyordu.

EPSTEMOLOJ (bilgi teorisi)


Bilgimizden gurur duyarz: Kendi dmzdaki dnyada, baka
insanlarda ve kendi iimizde ne olup bittiini anlama knpasitcNni verir bize. Ama bazen de alakgnlllmz tutar, cehale
timizden dem vururuz: Her eyi bilmemiz mmkn deildir, ne
zamanmz vardr bunun iin ne de her eyi renme kapasite
miz. Bilim, duyularmzn yelpazesinin ne kadar kstl olduunu
ortaya koymutur. Toplam elektromanyetik spektrumda gr
nrlk kk bir ksmdr; iitme ise var olan frekanslar yelpa
zesinin yalnzca bir blmn yakalayabilmektedir. Ne var ki,
teknisyenler imdiye kadar bizim iin gizli kalan bu frekanslar
(yani k ve ses frekanslarn) dikkatimize sunmulardr. Bylece bunlar daha teye kefedebilir ve bilim ve sanayide kullana
biliriz.
Kesin bilgi, inantan ayrdr: Bahede bir heykel olduuna

inanyor olmam bir heykel olduunu biliyor olmamdan farkl


bir nermedir. Epistemoloji, bilmek, inanmak ve emin olmak
kavramlaryla ne demek istediimizi, baz eyler konusunda
emin olup olamayacamz, olacaksak nasl olabileceimizi ve
bunun dini, bilimsel, psikolojik, sanatsal ve ahlaki fikirler a
sndan sylenip sylenemeyeceini inceler. Hakikat var mdr?

E P S T E M O L O J

Biz bunu nasl bilebiliriz? Bilgimizden emin olabilir miyiz?


Epistemoloji bilimler iin nem tayan sorulara el att gi
bi, temel anlama biimlerimiz hakknda da sorular sorar. Kesin
bilgi aray erevesinde birka ayr geni anlamda felsefi gele
nek ortaya kmtr. Kimileri duyularmzla algladmz ey
lerden emin olabileceimizi syler, kimileri dndmz ey
lerden. Doal olarak, kendilerine sahte bir ikilik gibi grnen
aradaki uurumu bir kpr ile amaya alanlar da vardr, ke
sin bilgi iin bir tanrya bavurmay seenler de.
Tanrya inananlar bakmndan, insann zihninin ve duyula
rnn aikr yetersizlii, onlar bilinen ve bilinecek olan her eyin
garantr olarak Tanrya dnmeye tevik eder. Durum byle
olabilir, ama insanlar Tanrnm kesin bilgilerinden nasl yarar
lanabilirler? Bu grn taraftarlar, geleneksel olarak vahiy
kavramna snmlardr: Tanr kendini seilmi kullarna ak
eder, bunlara ise bu temelde dnyann geri kalann Onun ne
nerdii veya ne gsterdii konusunda aydnlatma grevi der.
ster Tanrya inansnlar, ister inanmasnlar, kukucular Tanrnn kendini insanlara gstermesiyle birlikte, bilgi sorununun
yeniden insanlk lemine devredilmi olduunu hatrlatrlar:
imdi artk bir insanla kar karyayzdr - ama vahiy taraftar
lar, insann ne bildiinden emin olamayacan sylemilerdir.
Rasyonalizm kesin bilginin ancak zihnin ileyiinde, nerme
lerden tretilebilen mantksal bantlarda bulunabileceini sy
ler. Ampirizm buna zihnin balangta bo olduunu, bildiimiz
her eyin duyularn zihin d dnyadaki eylerle karlamasn
dan ve onlar alglamasndan renildiini syleyerek karlk
verir. Her iki pozisyonun da sorunlar vardr. Eer kenar
olan bir nesneyi hi grmediysem, gen fikrini nasl gelitirebi
lirim? Ya da bazen (zellikle yorgun veya hasta olduumda) be
ni yanlttn bildiim halde, duyularma nasl btnyle gveI 2 |

ESTETK

nebilirim? kisini biraraya getirirsek, duyularmdan edindiim


bulgulan mantksal dnle geerli hale getirmem gerektii ya
da mantksal zrvayla uramadmdan emin olabilmek iin
mantksal dnmn duyulara yeniden balanmas gerektii
sylenebilir.
Belki de bilginin kesinlii kavram yersizdir; olasl tercih
ederek yanlmay kabul etmeliyizdir. Bahedeki heykelin varl
konusunda yksek bir olaslk olduunu syleyebilirim. Sisli bir
gecede ne kadar emin olabilirim ki?
Bat felsefesinde kukucu gelenek gl ve yararl bir akm
dr. Bildiimizi sorgulama ynnde etki yapmtr. Ama zorun
lu olarak bilgi konusunda bir nihilizm iermez, nk srekli
olarak bilgi edinmenin daha iyi yollarn aramak bilgiyi reddet
mediimizi gsterir. Buna bal olarak, kimi felsefeciler baz ey
lerden emin olabileceimizi (2 + 2 = 4 veya zar atarken 6 gel
mesi ihtimali altda birdir gibi), baz eyler hakknda sadece
olaslk dzeyinde nermeler yapabileceimizi (mavi bir gk
havann scak olacana iaret eder), baz eyler hakknda ise
hibir kesin bilgimizin olamayacan (Tanr vardr) sylerler.
Eer olaslk temelli nermelere ynelirsem, 0 ile 1 iin, yani bir
eyi kesin olarak bilebilme parametreleri iin kriterler gelitirme
sorunuyla kar karya kahrm. Bunlar ne olabilir? Buradan da
ha ileriye gidemem. Kukuculuk sahte bilimsel nermeleri ve di
ni nermeleri sorgulamakta ok etkili olmutur. Bir olayn ol
mu olduundan ok emin olduumuzu dndmz zaman
bile, hep Humeun havaya kalkm kan hatrlamakta yarar
vardr.

ESTETK
Gzel szc telaffuz edildii veya dnld zaman, peisra bir dizi felsefi sorun gelir. Eer A gzel dersem, sanki

estetik

Ann gzel olduunu, A kp biimindedir veya genitir gibi bir


anlamda sylemi gibi oluyorum; veya A'mn belirli bir estetik
duygu uyandrmak anlamnda bana gzel geldiini sylemi
oluyorum. Alternatif olarak, etrafmdakilerle aramzda burada
toplanm olan bizler, Aya gzel olmas nedeniyle sayg gster
meliyiz trnden bir toplumsal anlama olduunu belirtmi
oluyorum ki bu da gzelliin kltrel ve toplumsal olduu anla
mna gelir.
Yunanlar gzellii iyilikle eitlemilerdi. Filmlerde ve edebi
yatta irkin ve alak karakterlerde ve gzel kahramanlarda hl
bunun izini grrz. Eco gibi kimileri gzelliin tarihsel zellik
lerini vurgulamaya merakldr. Kimileri ise gzelliin ebedi ol
duunu vurgular. Belki de Platon ile gzelliin duyular st bir
deal olduu, duyulara hitap eden btn gzelliklerin bu m
kemmel Formun yalnzca birer yansmas olduu kansn pay
larlar. Kant gzelliin rasyonalist bir betimlemesini yapmtr
(kendi kar olmayan bir kiinin hazz). Bize neyin yce, neyin
gzel olduuna dair tuhaf zetler sunmutur. Santayana ise bize
gzelliin znel duygusal niteliini hatrlatmay seer:
Gzellii hissetmek, bu duyguyu nasl hissettiimizi anlamak
tan daha iyi bir eydir. (Santayana, The Sense o f Beauty, 31)
Yalnz, gzellii hissettiimde, bunu kendimi iin iine hi sok
madan ve tefekkr ynl bir tavrla m yapmalym yoksa doa
bilecek duygulara kendimi brakmal mym? rnein, yaknm
daki bir nesneye bakyorum. Baktm ey seyyar bir at barna
: Tamamen pratik amalar iin yaplm, ahap bir nesne; kp
biiminde, ortas kabark bir ats var, giri kaps ak. Bu nes
nede gze ho gelen herhangi bir ey var m? lk bakta yok.
Ama nesneyi alglama tarzm deitirir ve bu nesnenin bir eski-

ESTETK

zini izeceim, sonra da bir tabio yapacam diye dnrsem,


o zaman gze daha ho grnr hale getirebilirim. Bu anlamda,
konu d, insana zevk vermeyen eyleri karyor muyum, atlar
iin konulmu olan parmakl veya su kovasn grmezlikten
mi geliyorum? lle yle olmas gerekmez. nk onlar zerinde
de ayn ekilde alabilirim, onlar da estetik nesneler olarak g
rebilirim. Peki, burada deimekte olan ey ne? Algm deitirip
bir potansiyel sanat yapt grdme gre, estetik olann, es
tetik olmayan bir baktan estetik olan bir baka doru bir de
iim gerektiren zihinsel bir sre olduunu sylemek ilk akla
gelecek ey olurdu. Aynen bir say dizisine yalnzca bir say dizi
si olarak, yani 2 ,5 ,1 0 ,1 7 ,2 6 ,3 7 ... olarak bakmak ya da bir ma
tematik kalp olarak, n ss 2 + 1 olarak bakmak gibi. te yan
dan, acaba gzden geirmekte olduum nesnelerde aslnda ba
tan beri var olan bir eyler mi var ki bir kez odak noktam dei
tirince, eitimle renilebilecek bir tutum deiikliini benimse
diimde bunu alglayabiliyorum?
Sradan bir sz, gzellik bakann gzndedir, sizin gzel
grdnzn benim gzme irkin grnebileceini hatrlatr
bize. Eer konuma orada sona ererse yazk olur, nk felsefi
bir nokta atlanm olur. Sorabilir miyim, bakmakta olduum bu
nesnede gzel bulduunuz nedir? O nesnede, benim de takdir
edebileceim bir ey var m, yoksa sadece nesneye sanki sizin
gzlerinizden bakyormuum gibi bakmay m reneceim, ya
ni sizin yargnza temel olan kriterleri mi uyguluyor olacam?
Ki sonradan ah ite, arkadam bunu kukusuz gzel bulurdu
diyebileyim. Ama znellik daha da te taleplerde bulunur: Eer
bu alma bana hzn dolu geliyor derseniz, bu cmledeki
ben daha iddial bir nerme yapmak amacyla (bu para h
zn dolu) atlabilir; bu da zel olarak sizin hissettiinizden ok
daha ilgintir. Artk elimizde zerinde allabilecek bir ey var.
I 85 |

ESTETK

Resmin hangi yan hzn dolu hale getiriyor onu?


Ne var ki, burada gerekten de kiisel armlar rol oynu
yor olabilir. Baka insanlar bunun nee dolu bir para olduunu
ileri srebilirler. Bu durumda yarg hakl olarak zneldir. rne
in, Ay gzel buluyorum dersem, seimimin arka plannda
yatan evresel, kltrel, psikolojik, rasyonel unsurlara referans
yapyor olabilirim. Bunun anlam gzellii oluturan eylerin
takdir edilebilmesi iin znelliin kritik bir nem tayor oldu
udur. Siz de benimle yeterince benzer bir hayat yaamsanz,
ayn kitaplar okumusanz, benim bakm olduum tablolara,
binalara, heykellere, insanlara bakmsanz, ok genel bir an
lamda siz de benim gibi dneceksinizdir. te yandan, siz be
nimle ayn fikirde deilseniz, u gzellik bakann gzndedir
teorisi uyarnca, bu durum yalnzca sizin kendi tarihenizde ve
halihazrdaki gzellik alglay erevenizin benimkinden farkl
olduunu kabul etmek olarak yorumlanabilir. yleyse, zneler
aras ortak kanlar bilimsel olarak test edilebilirdir. Benzer ge
milerden gelen ve benzer eitime maruz kalm insanlar gzel
lik konusunda benzer beeniler mi ifade ederler? Ama yle olsa
bile, bu, gzelliin nesnel olduunu mu gsterir yoksa toplum
sal etkenlerin etkisinin olduka gl olduunu mu?
Alternatif olarak, acaba A, nesnel olarak tanmlanabilecek
birtakm kendine zg nitelikler (biimi, ekli, simetrisi, rengi,
dengesi, ahengi vs.) dolaysyla m gzeldir? Zihnin, belirli bi
imleri gzellie sahip olarak alglayacak biimde evrilmi oldu
u ileri srlebilir. Bunlarn alglama yoluyla tannmas (mek
nn veya zamann aknn tannmasna benzer biimde), baka
hayvanlarn paylamad bir duygusal tepki yaratabilir. Daha
eski bir gelenek, gzelliin kaynann ilahi olan veya hakikat
veya iyilik olduunu dnrd. Btn teoriler benzer biimde
u sorunu yaratr: Gzel eylerle karlatm zaman, sanki k

I 6 I

ETK

olduumu bilir gibi, bunlarn gzel olduunu hemen anlayacak


mym yoksa asgari bir eitime ve gzlem kapasitemin sradan
gnlk eylerin tesine uzanmasna ihtiyacm olacak m?
Ama ya insan hakiki gzellii grebilecek gzlere sahip ol
sayd - ilahi gzellii kastediyorum, saf ve berrak ve katk
sz gzellik, lmlln kirlenmilii ve insan hayatnn
btn renkleri ve kibriyle lekelenmemi gzellik - hakiki g
zellik, saf ve ilahi bundan ne kadar uzak, ne kadar farkl?
(Platon, Symposium, 211e)
Ama bir kez bir yaptta veya bir manzarada veya bir insanda bu
tr betimlemelere yol aan nedir, bu konuda bir karar vermeye
balarsak, o zaman daha sk almaya balayabiliriz demektir.
O zaman estetiin engin alan nmzde alr: tavr, deer,
temsil, ama, geometri ve simetri, psikolojik tepkiler, bakann
bulunduu mesafe, gzelliin farkl kltrel biimleri ve baka
konular, mzie, sanata, heykele, mimariye, dansa uygulanabi
lir. Ve oradaki gzellik, aynen gece gibi, ba dndrcdr.

ETK
Ne yapmalym? sorusu ne yapyorum?, ne yaptm?, ne
yapacam? sorularndan farkldr. Olgular temelinde snana
bilecek pozitif bir betimleme deil, normatif bir nermedir. Ya
ni, ne yapmakta olduum bir betimleme konusudur: Bir yalan
uydurmaktaym. Benzer biimde, ne yapacam sorusu da bir
betimleme gerektirir: Yalan syleyeceim. Ama bir betimleme
den bir dev karlabilir mi: Yani yalan sylemeli miyim?
Betimleme ile yol gsterme arasndaki ayrm, etik olarak d
nmeye balamann birok yolundan biridir. Bir yalan uydu
rurken, yalan sylemenin doas gerei yanl olup olmadn,
I 87 |

ETK

etik olarak baz koullarda hakl grlp grlemeyeceini d


nyor olabilirim; veya beklenen sonular dolaysyla yalan
sylemenin hakl grlebileceini dnp sonulan kendi
amdan veya bakalarnn asndan birbirinden ayrtrabilirim; ya da kendime yalan sylemeyi seersem ne tr bir insan
olacam sorusunu sorabilirim. Bu sorulan sorduumuzda, de
ontoloji, faydaclk ve erdem teorisi olarak bilinen ana etik te
orisini gndeme getirmi oluyoruz.
Deontoloji taraftarlar, Kantn ahlak felsefesini izleyerek ya
lann hibir zaman hakl grlemeyeceini (davranlar kendi i
lerinde ya ahlakidir ya ahlak ddr), doru olan srf doru ol
duu iin yapmann bir dev olduunu ileri srerler. Kant bize
davranlmasn dileyeceimiz gibi davranmamz gerektiini (C.
S. Lewisin izah ettii gibi, bu etik erken dnem Yahudi-Hristiyan dncesinin izinde pratikte evrenseldir), sz konusu davra
nn, herhangi bir insann yalan sylemesinin doru olup olma
yacan sorabileceimiz biimde tmelletirilmesi gerektiini
syler. Yalan sylemenin ahlaki bir deeri olabileceini vurgulu
biimde yadsr. nl bir rneinde, bir cani evinize girer de kur
bann aramaya giriirse sizin ona kurbann yeri konusunda ya
lan sylemenizin yanl olacan belirtir. Kantlar bu argman
karsnda hep zor durumda kalmlar, durumun arl dolay
syla bunu bir ayarlamaya tabi tutmaya ynelmilerdir (bu da
tmellik hkmnde bir dzeltme yaplmas demektir). Eletir
menleri ise Kantn tmelliinin kendisinin bir davrann sonu
larna yaslandn ve dolaysyla davrann kendisinden ziyade
sonularna bakmamzn daha doru olacan belirtmilerdir.
Sonuular yalann sonular zerinde dnmemiz gerekti
ini ileri srerler. Yalan niye sylenmektedir? Diyelim ki kar
cinsten biriyle yemee ktnz. Partneriniz gzel miyim, diye
sordu. Kant drst bir cevap beklerdi. Hayr, korkun grn
I 8 I

ETK

yorsun derseniz, zc sonular doabilir. Ama Kant diyebilir


ki, partneriniz belki de drstl tercih ederdi, bylece gveni
ni kazanrdnz. Ama sonuu da bunun btn bir geceyi mah
vedebileceim ya da atmosferi bozacan, dolaysyla anti-sosyal, dostane olmayan bir jest olarak grlebileceini syler. Ona
gre, yalan syleyip ilikileri gerginlikten uzak, rahat srdrmek
ok daha iyidir. Burada, ksa vadeli sonuuluk ile uzun vadeli
sonuu]uk arasnda bir ayrm yaplabilir. Uzun vadeli bakan
sonuular, ksa vadede elde edilen yararlarn uzun vadeli yarar
larn lehine olmayabileceini kabul ederler. Bylece, sonuu bir
adan Kantla ayn fikri paylar: imdi drst davranp, ileride
daha byk yararlar getirebilecek uzun vadeli gven ve dostlu
un yerletirilmesi ok daha iyidir.
Bentham'n faydaclk olarak adlandrlan sonuuluu, fay
dalar ve maliyetleri, potansiyel sonular, yaratacaklar etki ve
ka insann etkilenecei asndan lerek karlatrmay hedef
leyen daha dakik bir zemin yaratmaya alyordu. Birok a
dan, Bentham'n projesi, en byk sayda insan iin en byk
mutluluk yaratmay dleyen bir toplumsal mhendisliin alt-*
yapsyd. Ne var ki, Benthatn eletirmenleri az sayda insann
ok sayda insan aleyhine ok daha byk yararlar elde ettii ya
da ok sayda insann tekiler karsnda iyi durumda olduu
pek ho olmayan durumlar zerinde durmulardr. Yemee k
tnz insana yalan sylemeyi dnrken, faydaclar dolaysz
biimde doabilecek sonular (d krkl yaratan bir gece),
dolayl etkileri (gvene dayal bir dostluk) ve feragat edilen fr
satlar (bu alacanz tepkiye baldr!) gz nne almak zorun
dadr.
Erdem teorisi taraftarlar, etiin deontoloji ile sonulan kar
karya getiren ikili bir yapya sktrlmasn reddederler. Bu
nun yerine erdem teorisi yanllar u soruyu sorarlar: Eer yalan
I 89 |

ETK

sylersem ne tr bir insan olurum? Yalanc m, diplomat m? Bu


rada balam hayati bir nem tar. Durumu dnp neyin uy
gun olacana karar vermelisiniz: Partnerinizi zmek ok er
demli bir davran gibi grnmyor. Erdem teorisinin rafine bir
biimi olan adabmuaeret, soruyu diplomatik biimde geitir
menizi gerektirir: Gzelsin [bu akam], ama krmz elbisen da
ha ok yakyor sana [yalandan kanmak iin]. Bylece, biraz
incelik gstererek dostluunuza, gvenilirliinize ve drstl
nze halel getirmemi oluyorsunuz. Erdem teorisinin daha ilgin
bulduu ite bu erdemlerdir (kiilik zellikleridir). Aristoteles,
erdemlerin olumasnn uzun bir sre ald, iyi eyler yapmay
getiren iyi alkanlklar edinilerek gelitii kansndadr. Bu te
melde alan tartma bunun nasl balatlabileceidir: Burada
genlie daha batan doru eitim vermek gereklilii vurgulanr.
Adam Smith gl bir erdem teorisi gelitirir: Buna gre, erdem
ler toplumsal olarak oluur. Bir davrann ahlakl m, ahlak d
m olduunu anlamak iin, yaptmz her eyi tarafsz bir se
yirci olarak izleyen vicdanmzn tepkisine bakmalyz. O bize
ne yapmamz gerektiine ilikin retilenleri, bizden ne tr dav
ranlarn beklendiini ve adalarmzn ne dneceini hep
hatrlatacaktr.
Erdem teorisi Kantn deve bal etiinden (elbisenizin size
yakmadn sylemek benim devimdir) ve sonuuluun be
lirsizliinden ve ak ululuundan (imdi yalan syleyeyim ki,
sonra bir pc hak edeyim) kanmay amalar. Ama onun
da sorunlar vardr: erdemler bazen yanardner, bazen de moda
ya bal olabilir; ou zaman da insann iinde yaad kltre
gre deiir. Bu, herkes iin balayc olacak evrenselci bir etik
peinde olanlarn gznde bunlarn statsn drecektir. Pe
ki, siz ne yapardnz? Neden?

I *> I

EYLEM

EYLEM
Felsefeciler dnyay olaylar ve eylemler olarak ayrrlar. Elence
burada balar. lki evrenin fiziksel srelerinde olan bitendir.
rnein, Shoemaker-Levy 9 kuyruklu yldz 1994te Jpitere
arptnda ortada bir irade yoktu, bu olay ylesine oldu. Tabii
eer her eye kadir bir Tanrnn iradesi olaylar ynetmiyorsa.
Bu durumda bile Tanrnn eylemlerine mantksal olarak olay
denebilir, nk bunlar insann gr alannn dndadr. nsa
nn eylemi, insann bir sonraki hareketini seebileceini ima
eder; yani kendinden nce gelen nedenler tarafmdan belirlenme
mitir, dolaysyla genellikle zgrlk dediimiz eye olanak ta
nr.
Bir kez zgr irade varsayldnda felsefeciler bunun ardn
dan neyin bir eylem (fiil, davran) oluturduunu sorarlar: nsa
nn zgrce hareket etmesi midir bu? zgr burada, rnein son
srat gitmekte olan bir trene bal olmamak trnden bir neden
den zgr anlamnda kullanlmaktadr. Eylemin iine zihinsel
edimler girebilir mi; diyelim atmla bir engel atm hayal etti
imde bu bir eylem midir? Konuma edimlerini, niyetin, iaret
etmenin, taleplerin, dileklerin dile getirilmesini ve dilin bir sr
baka inceliini kapsar m? Bir de kastl olarak hibir ey yap
mamak var: Belirli bir davrantan belirli bir amaca ulamak iin
kanmak, rnein birilerini hor grdmz ifade etmek iin
bir davete katlmama. Bylece, eylemler ikiye ayrlr: yapma ve
kanma. Bu da sorumluluk konusunda etik bir dizi kayg yara
tr. Hankin tarallk kokan partisine gitmeyiim bir bakma
onu adam yerine koymaym gibi grlebilir; bu da beni biraz
ters ve zppe biri gibi gsterebilir. Alternatif olarak, bakalar
nn yarglarna bal olmak zere, bir zevk meselesi gibi de g
rlebilir. Daha ciddi rnekler de bulunabilir: Eer otomobil kul
lanrken bir trafik levhas gzmden kaarsa, dikkatsizliim do
1 91

FAYDACILIK

laysyla hem bakalarn hem de kendimi tehlikeye sokabilirim.


Etik adan bakldnda, setiim davranlar kasta bal gi
bi grnmektedir: Nineme ilalarn vermezsem, bunun anlam
onu hzla lme terk etmektir, ihtiyar cadnn beni ona iyi hiz
met vermediim iin srekli olarak halad gz nne alnrsa,
mahkeme ilalar vermemi olmamn kastl m yoksa ihmalden
mi olduunu soruturmak isteyebilir. Bir de stne stlk bana
miras olarak bir servet kalacaksa, bu nasl yarglanacam konu
sunda bir fark yaratmal mdr?
Davrandmdan farkl davranmam olanakl deilse, davra
nmdan yine de sorumlu tutulabilir miyim? Frankfurter yine de
sorumlu olacam syler, nk seenek yokluu seimimde bir
rol oynamam olabilir.
Ak ki eylem felsefesi geniledike geniliyor. Kast ile eylem
arasndaki iliki nedir? Bir ey yapmak ile bir ey yapmaktan ka
nmak arasndaki etik ve mantksal stat fark nedir? eylem
ler ve konuma eylemlerinin doas hakknda ne demek gerekir?
Davranlarn iddia ettii gibi yalnzca dsal olarak dorulan
m davran m gz nne alnmal? Biz bir oyuncunun perfor
mansn takdirle izlerken o, bizim en ufak bir fikrimiz olmayan
bir ey yaparak bir sonraki alveri gezisini dnyor olabilir.
Kast ve eylem i ie gemitir, nk kast yadsmak eylemin
varsayd psikolojik boyutu yadsmaktr. Buzdolabnda cann
zn ektii bir ey dnn. Bu arzu sizi harekete geirebilir. Ya
da u anda harekete gememeyi seebilirsiniz. Ama okumaya
devam edin.

FAYDACILIK
Nasl davranmalym?: Etik, bu soruyu sorar. Hedonistin ce
vab, elbette hazzn azami dzeye kararak olur. Hristiyann
cevab komun iin yaayaraktr. Faydac ise komunun hazz

FAYDACILIK

iin yaa der. Randn faydacl karikatrize edii iin znden


o kadar da uzaa dmyor: Harekete gemeden nce hareketi
min dnya zerindeki etkisini dnmek zorundaymdr. Peter
Singer gibi baz faydaclar, insan komularmzla da yetinmeyip
hayvanlar lemini, hatta gezegeni bile dnmemiz gerektiini
sylyorlar.
Faydaclk, bir davrann en yksek sayda insan iin en b
yk miktarda iyilii maksimize etmeyi hedeflemesi gerektiini
savunur. Davrann kendisine veya davranta bulunan zneye
deil, davrann sonunda ortaya kan duruma bakt iin sonuu bir felsefedir. Modern faydacl gelitiren, hayata haz ve
acnn damgasn vurduunu ve iyi yaamann haz arayna ve
acnn asgari dzeye indirilmesine dayandn ileri sren Benthamdr. Bu yaklam hedonizme benzetilebilir, ama Bentham
bir yenilik getirmektedir: Ona gre, haz ve ac, mutluluk hesa
b ad verilen bir lme tabi tutulabilir. Buna gre, her hazzn
younluu, sresi, verimlilii (yani baka hazlar uyarma kapa
sitesi), arl, kesinlii ve yaknl llebilir. Burada sorunlar
balar, ama biz faydacln pratikte ne anlama geldiine baka
lm.
Hugonun Sefiller"i konulu bir oyun dnelim: Marius tam
Cossettei pecekken, haz/ac hesabn yapar. Cossettei perse
bundan zevk duyacaktr, onun da zevk duyacan varsayar.
Ama bu varsayma gvenebilir mi? Cossette plmek ister gibi
dir, ama belki de el ele tutumay veya birlikte yemek yemeyi ter
cih ediyordur. Acaba ona sorsa m? Sorarsa onun drste cevap
vereceinden emin olabilir mi? te yandan, yeni bir kii belirir:
Eponinein yz. Marius onu dnnce Cossettci pmesinin
Eponinein kalbini krmak anlamna geleceini fark eder. Dola
ysyla, imdi yeniden bir hesap yapp pmeden gelecek fayda
nn Eponinein acsna ar basp basmayacana karar vermesi

FAYDACILIK

gerekir. Peki, Eponine iin Cosscttcten vazgeerse, acaba Eponinein mutluluu, Cossettein kendisini affetmekle birlikte du
yaca hznden ve kendisinin duyaca kasvetten daha m g
l olacaktr? Eer yle olacaksa, o zaman Cossettee srtn evir
melidir.
Peki ama drstlk ve itenlik? Anlalan bunlar faydaclk
iin nemli deildir. Baz faydaclara buradaki aka ters gelebi
lir; faydac ahlak yasalarn yaplndaki tercihler iindir, gnlk
hayatn sradan sorunlar iin deil, diyebilirler. Ne var ki, bu ri
cat yeterli deildir, nk o zaman da sradan sorunlarn hangi
noktada nemli meselelere dntn aklamak zorundadr
faydaclk. Memleket meseleleri iinde birok sradan sorun ol
duu gibi, gnlk hayatta da sonulan ok nemli olabilecek
birtakm kararlar olabilir. Sonularn hesaplanmas insan haya
tnn her boyutundan nce gelmek zorundadr, hayat igal eder.
Burada davranlarn kendi iinde doruluunu veya yanlln
deerlendiren deontolojistin ve byle davranrsam ne tr bir in
san olurum? sorusunu tercih eden erdem teorisyeninin tutum
larna kart bir yaklam sz konusudur.
Benthamn faydaclnn eitlikilii kt bir hrete sahip
tir. Bu, baz davranlarn ikin olarak dierlerinden daha iyi ol
duuna inananlar iin bir endie kaynadr. Bentham bilardo
yu, ayn derecede haz verdii takdirde iire eit deerde gryor
du. Baka baz faydaclar, rnein Mili, bundan pek memnun
deildi. Faydaclk gnmzde davran faydacl ve kural fay
dacl olarak bilinen iki dala blnd. Davran faydacl her
davran haz uyarc yararlar temelinde deerlendirmemiz ge
rektiini sylerken, kural faydacl zaman iinde deneyimin bi
zi belirli davran biimlerinin yararlan konusunda aydnlataca
n, bylece bunlarn kural haline gelmesi gerektiini ileri srer.
Bu tr kurallar yeni kuaklara, ksa vadede pek bir yarar sala
I * I

FAYDACILIK

myor gibi grnseler de, uzun vadede toplam olarak yarar ge


tirmi kurallar olarak retilebilir. Bu durumda Mariusn Cossette iin duyduu aka sadk kalmas gerektii ortaya kar,
nk deneyim anlk yzeysel bir kl krk yarmann ie yarama
dn, akla dolu yrein sesinin dinlenmesi gerektiini retir.
Benzer biimde, kural faydaclar, hakikati gizlemenin dolaysz
olarak alglanabilir yararl sonular ne olursa olsun drstl
n en iyi politika olduunu da vurgularlar.
Bir davrantan doacak haz ve acy lmenin birey iin g
l yaygn kabul grr. yleyse, faydacln, insanlarn duy
duu mutluluk ve zdrabn aritmetik olarak toplanmas yolun
daki ilkesini ne yapacaz? Marius, iki kadnn kendisine kar
duyduu ak karlatrp bundan hareketle Cossettei pmek
ten elde edilecek kr ve zarar lebilir mi? Faydacln eletiri
cileri, hazzn ok zel bir biimde znel olduunu ve her ne ka
dar sraya dikilebilirse de (ben krmz arab biraya, biray ise
beyaz araba tercih ederim) miktar olarak ifade edilemeyecei
ni, yani Benthamn nerdii gibi (fayda szcnn ngilizce
karl olan utilityden tretilmi) util diye bir birim cinsin
den hesaplanamayacan ileri srerler. Mesela yle bir ey ya
plamaz: krmz arap 40 util, bira 20 util, beyaz arap 5 utiL Ya
ni krmz arab beyaz araptan sekiz kat fazla sevdiim kesin
olarak sylenebilir mi? Peki bir pme? Sevgilime bir pme
nin bana 230 util haz saladn sylesem, onun tepkisi ne olur
du acaba? Eer haz katksz biimde znelse ve eer tercihler yal
nzca sraya dizilebilirse, faydac hesap baarszla urayacak
tr.
kincisi, en yksek sayda insan iin en byk iyilii salama
ilkesi hakknda ne diyebiliriz? Neden en yksek sayda insan?
Eer bu en yksek sayda insan sizi mahvetmek istiyorsa, onla
rn saysnn ok olmas bunu ahlaka uygun klar myd? Mili
I W

FEMNZM

bunun iermelerini kavrayarak aynen 99 insann tek bir kii ze


rinde bir hakka sahip olmad gibi bir kiinin de 99 insan ze
rinde bir hakk olmadna ileri sryordu. Mili, Benthamn pek
pimemi faydac hesabn daha yksek entelektel faaliyetler
den kaynaklanacak zevkli yararlar ycelterek dengelemeye al
yordu, nk ineleyici biimde iaret ettii gibi memnuniyet
siz bir Sokrates olmak memnun bir budala olmaktan evladr.
Yneltilen eletiriler etkisini gstermi ve faydaclara geri
adm attrarak daha geleneksel bir ahlak anlayna dnmelerine
yol amtr. Ancak, Bentham'n faydaclnn bir baka nc
lne de deinmemiz gerekiyor: Hesap yaplrken her insan bir
saylacak, birden fazla hesaplanmayacaktr. Yasama faaliyeti
sz konusu olduunda bu ilke, medeni bir dzende, sesi yksek
kan bir aznln sesinin (ya da grltsnn) sessiz insanlar
ynetmesine izin vermemek anlamna gelir. Bu gerekten de ra
dikal bir taleptir. ou zaman siyaset felsefesi akmlar, bazla
rnn sesinin (sekinler, zenginler, yoksullar, dindarlar, eitimli
ler, ii snf, belirli rksal tiplemeler, erkekler, kadnlar, airet
ler vb.) dierlerine gre daha byk arlk tamas gerekirmi
gibi davranrlar. Bentham izleyen faydac bunu onaylayamaz.
Faydaclk, (kalabala veya tahta kar) bireyin haklar konu
sundaki vurgularyla liberalizme balandnda, faydacln ta
rihteki etkisini ve siyasi ayrcalklar ortadan kaldrma yolunda
ki abasn grrz.
f e m in iz m

Her izm, kk ile ilgili bir ideolojik dnce btnn ima


eder. Ama feminizm szc o kadar usuz bucaksz bir fikir
ler ve politikalar toplamn kapsar ki szck hemen hemen ya
rarszdr. Belki tek yarar, kadn erkee gre vurgulamay ama
layan bir felsefeye giri olarak dnlebilir. Kadn erkee gre
I %

FEMNZM

vurgulamak, mantksal olarak halihazrda var olan bir eitsizlik


durumundan hareketle kadn ile erkein eitlii zerinde dur
mak anlamn tayabilir veya u andaki statlerinden bamsz
olarak kadnn stnln savunmak olabilir veya hatta ka
dnlarn bugnk dk statsn biraz ykseltmek ama yine
de erkein gerisinde, bir eitsizlik iinde tutmak olabilir.
Batda popler olan feminizm daha ziyade cinsiyetler arasn
da eitlik talebine yaslanan ilk taktii ne karmtr. Buna kar
lk, radikal feministler patriyarka dzeni yerine bir matriyarka
dzeni ynnde almaktadr. Geleneksel kat patriyarka rejim
leri altnda yaayan feministler ise kadnn statsn dk bir
noktadan hareketle ykseltmeye almaktadr.
Feministlerin ne srd ey, ekonomik, politik, hukuki ve
manevi stat bakmndan cinsler arasnda var olan eitsizliin
doal olmad, kadnlar zerinde hkimiyetlerini srdrmek
iin erkekler tarafndan tasarlanm bir kltrel tertip olduu
dur. Buradaki iddialar ve bu arada erkek iktidarnn bir tertip ol
duuna ilikin balang nermesi de incelenmelidir. Benzer bi
imde, Marxn Bugne kadar btn toplumlarn tarihi bir s
nf mcadeleleri tarihi olmutur gr gibi, feminist iddia da
ima yoluyla bir evrensellik iermektedir. Oysa bu btn toplumlarda toplumsal cinsiyet ilikileri deneyimini yanstmamaktadr.
Bat zerinde odaklarsak, ilikilerde dzey ve nans asndan
farkllklar vardr, ama patriyarkann genel bir betimlemesi ta
rihsel bakmdan kabul edilebilir bir eydir.
Baz felsefeciler, erkeklerin bilim ve sanat alanlarnda n
planda olmasn ve politikadaki hkimiyetlerini patriyarkann

doallnn ve bylece erkeklerin stnlnn delili olarak


grmlerdir. Ama bu yanltr, nk iktidar elinde bulundur
mak, kiinin doal yeteneklerinin gvencesi deildir, hele hele
iktidar hakknn iareti hi deil. Kadnlarn belirli alanlardan
I 97 |

FEMNZM

genel olarak fiilen dlanm olmas erkeklerin stnl yolun


da bir mantksal argman olamaz. Kadnlar birok meslekten ya
ak yasaklar yoluyla ya da kadnn gveninin veya eitiminin
aleyhine ileyen yerel zellikler tayan bir kltr araclyla
dlanmlardr (ve hl bir lde dlanmaktadrlar). Dolay
syla, kadnlardan esirgenen eitim ve ayrcalklarla donanm
erkeklerle eit artlarda rekabet etmeleri mmkn olamazd.
Feminizm iinde toplumsal cinsiyet farkllklarnn doas ve
kapsam konusunda canl bir tartma yaanmaktadr. ki cinsin
varl bir veridir, ama toplumsal cinsiyet kadnlar ve erkekle
re zg birtakm rolleri ima eder. Toplumsal cinsiyet farklarnn
bir tertip olduunu dnenler bundan dolay bu tr farkllkla
rn ortadan kaldrlmas gerektiini ileri srerler. Ama bu, fark
ll neyin oluturduu sorusuna dnr. Ayn giysileri mi
giymeliyiz yoksa giysilerimizin farkll toplumsal cinsiyetimiz
den ziyade cins olarak doamz m yanstr? Ya da iki cins tama
men ayn biimde mi yetitirilmeli, ayn beklentiler mi alanma
l her ikisine de? Bu sonuncusu daha poplerdir, ama feministler
eitliin herhangi bir aamada salanp salanamayacan, ka
dnn psikolojisinin baz ynlerinin veya doutan gelen baz ei
limlerinin eitlii salamay hedefleyen programlara ramen or
taya kp kmadn ve kyorsa bunun toplumsal cinsiyet
asndan ne gibi iermeleri olacan tartmlardr. Farklla
ma ynnde doal eilimler olsa dahi, bu, bir insann her konu
da daha yetenekli olmasnn tekine efendilik yapmasn gerek
tirmedii gibi, bir cinsin teki zerindeki hkimiyetini gerekli
klmaz. Ricardo ticaret iin sylemiti ama biz her trl etkilei
mi ierecek ekilde geniletebiliriz: Taraflardan biri btn yete
neklerde tekinden ak biimde stn olsa bile ticaretten kar
lkl yarar elde edilebilir. Feminist politik ve ekonomik arg
manlar deerlendirirken bu yararl bir ilkedir. Tartmann b
I 9 I

FEMNZM

yk blmn aar nk atmadan ziyade karlkllk ve i


birliinden elde edilecek yarar zerinde odaklar.
Her iki cins iinde de yetenekler nfusa eitsiz biimde dal
mtr. Baz toplumsal cinsiyet rollerinin baz yeteneklere teki
lere gre arlk verdiini teslim etsek dahi, iin iine sokulan
stereotipler mantksal zorunluluu kantlamaya yeterli deildir.
rnein, kadn = ana, sevgi dolu, efkatli. Aikrdr ki, ocuk
dourmu olduu halde bu sfatlarn hibirine uymayan kadn
lar vardr. Kavgadan holanan kadnlar da vardr, huzur ve s
knu seven erkekler de. Toplumsal cinsiyet kavramlarnn k
knde kolektif betimlemeler yatar. Bunlar antropolojik bakm
dan baz sonulara ulamak amacyla dncemize klavuzluk
eden gevek betimlemeler olarak ie yararlar, ama nihai olarak
bireyle yz yze gelmek zorundayz. Deneyim, bireylerin ok
boyutlu karakterini ortaya koyar ve toplumsal cinsiyet kolektif
letirmesinin gerekesini zayflatr.
Kadnlar tabi bir konumdan zgrletirmenin nnde ak
siyasi ve hukuki engellerin belirgin biimde var olduu kltr
lerde, tartma devrim mi, yoksa tedrici deiim mi dorultu
sunda geliebilir. Devrimciler halihazrdaki eitsizlii, bir kez
devrildiinde kadnlarn erkeklerin arasnda zgrce yaamas
na olanak tanyacak birtakm suni iktidar yaplarndan kaynak
lanr biimde betimleme eilimindedirler. Politikaya yaklamla
rnda genellikle daha muhafazakr olan tedrici deiim taraftar
lar ise deiim adna iddetin serbest braklmasna kar uyar
larda bulunurlar, nk bu muhtemelen geri tepecektir. Bunun
yerine, erkek karsnda kadndan beklenen eyleri sorgulayan
daha derinden kltrel deiiklikler gerekletirmek gerekir.
Oysa devrim muhtemelen insanlarn dncesinin sadece yze
yinde sarsntlar yaratacak, derinlere nfuz edemeyecektir. Bul
gular feminizmin kendisi kadar sis bulutu iindedir. Britanyada

FEMNZM

kadnlarn glenmesi yava yava gerekleti denebilir (ama bu


baz baka kltrlerle karlatrldnda nispeten iyi bir ko
numdan hareketle olmutur). te yandan, yle anlalyor ki
inli kadnlar Mao'nun devrimci komnist politikalar sayesin
de beklentilerinde byk bir ykseli ve hayatn nimetlerine ok
daha fazla erime olanaklarna kavumulardr. Ama bunun
maliyetini de hl hesaplamak gerekiyor.
Pozitif ayrmclk bu ikisinin arasnda yer alr ve isizlik ista
tistiklerinde grlebilen toplumsal cinsiyetler arasndaki denge
sizlikleri gidermeye abalar. Ne var ki, baz feministler asndan
bu programlar belirli snflardan kadnlar baka snflardan (ve
rklardan) kadnlara gre ayrcalkl klan yeni tertipler ierir.
Liberter feministler kadnlarn hayatlar zerinde sosyal mhen
dislik ve gnll ama zararl baz kararlara mdahale bakmn
dan devletin kullanlabilecei konusunda mitsizdir. Ama kendi
tarihinde rafine veya daha az rafine biimlerde ezilme ile bunal
m olanlar, faydac gerekelerle veya imdiki kuan onuru ve
gelecein kadnlar zerinde bir rol modeli olarak pozitif etkile
ri bakmndan hzl bir deiimi gerekletirmek iin bu tr
programlan kullanmaktan kanmazlar.
Feminist hareketin ana damarnn tartmasnn genilii ba
l bana bu konuda ok daha fazla dnmek ve konumak ge
rektiini ortaya koymak bakmndan yeterlidir. Bu damarn te
sinde, patriyarkay matriyarkaya dntrme niyetinde olan ra
dikal feministler vardr. Bunlar erkeklere ileri derecede eletirel
bakarlar. Dnyann ktlklerinin erkek iktidarndan ve klt
rel ve politik stnln suistimalinden ileri geldiini sylerler.
Dnya btnyle kadnlarn ynetimine gese ve erkekler kadn
lara tabi hale gelse, daha iyi bir yer olacaktr. Bu ya erkekler ba
r salamaktan ve evre dostu nlemleri almaktan aciz oldukla
r iin byledir, ya da 3000 yllk patriyarkadan sonra sra kaI

FEN O M EN O LO J

dnlarn olduu iin. Bazlar cinsel iliki de dahil olmak zere


erkeklere btn ilikilerde srtlarn dnmeyi tercih ederler. Bu
nu, lezbiyenliin daha huzurlu olduu veya kadn erkekten z
grletirirken gerekli bir politik adm olduu argmanna dayan
drrlar. Trn remesi az sayda seilmi erkek ve onlarn hazr
bekletilen spermi tarafndan gvence altna alnabilir.
Feminist topyalarn bu tr politik vizyonlar u evreler d
nda insanlara nadiren ekici gelir. Ama u evreler baklmas
hem heyecan verici hem de elendirici ortamlardr. Darda
alan birinin zamanla ana damara katld ve ortodoksiyi
hi beklenmedik biimlerde etkiledii sk sk grlmtr. te
yandan u evrelere izin vermek bizi ana damar daha iyi anla
maya sevk eder, bundan da herkes yararlanabilir.

FENOMENOLOJ
Fenomenoloji grnlerin aratrlmasdr. Ama felsefeciler g
rnleri aratryoruz dediklerinde ne kastediyor olabilirler?
Felsefeciler byle aprak sorular sormakla nldr. Bu soru
zellikle tuhaftr. Bilgelik akyla yanp tutuanlarn eylerin
gerek doasn, rnein ak, atlar, biray incelemesi beklen
mez mi? Baz filozoflar grnler ile gereklii birbirinden ayr
may tercih ederler. Bu da grdklerimizin gerekten var olanlar
olmad ya da gzle grlenin, grlenin gereklii olmad
anlamna gelir. Epeyce bir edebiyat yapt ve birok film eyle
rin hi de grndkleri gibi olmad trnden bir dalizmle
oynamlardr. Bu teori, altta yatan ve u ya da bu biimde gn
yzne karlmas gereken bir hakikat olduu anlamna gelir.
Oysa fenomenolojistler bu tr bir ynelii kmser, karmza
kan grnleri incelemeyi tercih ederler. Duyularmz baka
neyle temas edebilir ki, diye de sorarlar.
Fenomenolojistlerin kansna gre, felsefenin byk blm
I

101 |

FENOMENOIOJ)

bilginin kkeni ve gerekelcndirilmesi sorunuyla kendi ban


derde sokmutur. Ampiristler duyularn geerli olduunu ve al
glanan eylerin gerek olmas gerektiini, buna karlk rasyo
nalistler yalnzca zihnin tmdengelim ilemlerinin anlaml olabi
leceini ileri srmlerdir. Fenonenolojistler bu tartmada ta
raf tutmamay tercih ederler, zihnin almas ile beden arasn
daki ikilii zme kavutururlar, fenomenlerle (grnglerle)
karlamann tutarlln vazederler. eylerin gerekten nasl
olduunu yalnzca alglarmz yoluyla bilemeyiz, nk her a
deiiklii grlen eyin alternatif bir grnmn sunar bize.
Karmdaki sandalyenin zerindeki kahverengi, birrnek bir
renk gibi grnr, ama bir dizi farkl tonu vardr. Buna ramen
kahverengi, zihnimin kahverengiye benzer nesneleri baka
renkteki nesnelerden ayrmak iin kulland tmel bir kavrama
aittir. Yani, duyular genel olarak herkes tarafndan kabul edil
mesi mmkn olan bir gereklii deil, yalnzca kiisel olarak
karlatmz eyleri alglar. Siz meseleyi benden farkl greceksinizdir; kim bilir kpek sandalyeyi nasl alglyorsa, ondan
da. Ama mantksal-tmdengelimci yntemin de bilme eylemi
iin yeterli olmadn kabul etmek gerekiyor.
Bu konuda, daha erken aamada, 18. yzyl bandan 19.
yzyla kadar ileri srlen fikirler ile 20. yzylda sorunu ele
alanlar arasnda bir kanaat farkll ortaya kyor. rnein,
Kant etkilemi olan ve bu szc ilk ortaya atm olan Lamberte gre bu kavram bilincin aratrlmas demektir. Kant ken
din de-eylerin, yani algladmz eylerin zlerinin bilinemeye
ceini, yalnzca olduumuzu bilebileceimizi ileri sryordu.
Hegel iin, fenomenoloji eylerin bize grnd biimde ince
lenmesidir; her eyin altnda yatan hakikat konusunda (bu haki
kat nihai olarak HegePin Mutlak Tin dedii eyin hakikatidir)
bunlar araclyla bir kavraya ulamak sz konusudur. MoI

102 i

FEN O M E N O LO J

dcrn fenomenoloji, HusserPin eyleri bilmek iin yeni bir yn


tem sunma abasyla balar. Burada grdklerimiz, zihnimizin
ele ald grnlerdir. Sonra zihnimizi, alglanan ey hakknda
sahip olduumuz tablodan esasa ilikin olmayan btn unsurla
r elemesi konusunda tevik edersek, o zaman bilincimizde mu
hafaza ettiimiz eyler hakknda eidetik (ideal) bir sezgiyi edine
bilecek bir durumdayz demektir. Bir eyin gerekten ne olduu
nu, kiisel, sezgiye dayal bir kavrayla reniriz. HusserPin
projesi ayn zamanda iin aslyla balantl olmayan her eyi d
arda brakmaktr. Bir ey eer grlmyorsa o zaman zihnin
incelemesinin konusu olamaz. Bu admn iermesi, benzer bi
imde speklatif metafiziin (Tanr neye benziyor?) de zihinde
hi yeri olmadn sylemektir. nk karlatmz eylerden
tretilmemitir.
Baz bakmlardan, HusserPi varlklar hakknda ampirist bir
gr sunan biri olarak grebiliriz. Humeun varlklarn ikincil
faktrleri ieren kavramlatrmalarnn neden-sonu ilikilerini
ierdiine dair anlay konusundaki kukuculuunu geniletir.
Ne var ki, vurgu orada dmzda ne olduundan ziyade bilin
cin ne anlad meselesi zerinedir. Bilin ile kastedilen ise bi
limsel nc tekil ahstansa birinci tekil ahs bak asdr.
Dncelerimizi iimize evirdiimizde, bilincimizin bir nesneye
ynelmi olduunu gryoruz. O nesneye ilikin bir ynelimsellii var. Bylece o eyle bulumamz bilincimiz araclyla olur.
Nesne karlalan bir varlk olabilir veya fke gibi bir psikolo
jik durum olabilir veya bir an olabilir veya bir ey konusunda
arzu olabilir. rnein acnn bilincindeyim demek bilincimi ynelimsel bir biimde ac denen fenomene yneltiyorum demek
tir. Bu da benim byk harfle yazlm Ac ile ilgili olarak bilgi
lenmeme destek oluyor. Bilincin kendisi ise mekn ve zaman bi
linci, benlik, tekiler, kendi hareketimiz, u andaki (rnein klI

10*

GRECLK

trel ve politik) durumumuz konusunda bir farkndak trn


den bir dizi baka deneyimi gerektirir.

G R E C L K (rlativizm)
Ev ayn, det ayr szn sylediimizde ahlaki grccilie
inandmz dile getirmi oluyoruz. Benzer biimde, Peki, ta
mam, sen byle dnyorsun, ama ben farkl dnyorum
dediimizde de, ortaya yine greci bir teori atm oluyoruz; yal
nz bu kez konusu bilgi. Her iki durumda da, dncenin sonu
cunun kiiye, yere ve/veya zamana gre olduunu varsaym
oluyoruz. Yani iyi veya doru kavramlarnn doas balama ve
ya kiiye bal oluyor, tarafsz ve nesnel deil, dolaysyla bilim
sel ya da mantksal olarak da tretilebilir deil.
Her evde ayr davranmamz gerektii tr bir yaklam ger
ekten de ahlaki kodumuzu evremizdeki insanlarnkine gre
deitirmemizi nermektedir. Bu tavrn anlaml nedenleri de
olabilir. yi bir konukseverliin kar kutbunda iyi bir konuk ol
mak vardr. Bu da gittiiniz evin kurallarn renmeyi ve onla
ra adapte olmay ierir. te yandan, bu kurallar kii asndan
ok byk nem tayan baz deerleri ihlal ediyorsa, bu sefer de
konukseverliin misafiri gzetmesi gerekir: rnein Mslman
bir konuun namaz saatlerine dikkat etmek veya vejetaryen mi
safire et yemei vermemek gibi. Ama kii iin byk nem ta
yan deerler kavram da greci bir koz nitelii tar: Benim
deerlerim bunlardr; bunlarn kutsal kabul edilmesi gerekir;
herkesin bu deerler nnde eilmesi gerekir. Etik burada daha
teye dnmemizi gerektirir. Bu tr deerler gerekten iyi de
erler midir; yani, bir ahlaki ierikleri var mdr; yoksa kiinin
bir kapris gibi tad ve inatla sarld fikirler mi? Sonu ola
rak, erkek olsun kadn olsun, kadnlar hakknda ya da bakala
rnn dini ve siyasi inanlar hakknda ileri geri konumak olaI

l< > 4

GRECLK

anm gibi davranan ya da nne verilen yemei yemeyi redde


den bir konuk hakknda rie hissederdik? Toplumsal ilikileri ko
laylatrc bir rol oynayan nezaket kurallarndan oluan adab
muaeret inenmi olduundan evimize bir daha davet etmez
dik onu.
Peki ama, ev ayr ise, insan her zaman kalabalklarn yap
tn m yapmal? Romal byk Stoac Seneca hi de yle d
nmyordu: Kalabalklar rahatsz edici ve tehlikeli etkiler yara
tr; dolaysyla bilge, akl yrtmesinin olumsuz etkilenmesini
engellemek iin onlara kar mesafeli olmaldr. Akl doru ve
yanl konusunda evrensel kodlara erimekte kendisine klavuz
olacaktr. unu sylemek de mmkndr: Greciliin kiisel ah
laki gvenilirlikten uzaklama konusunda kr itaatten aa ka
lr bir yan yoktur. Herkesin gerei kendine sznn, man
tksal olarak da ahlaki olarak da savunulabilir bir taraf yoktur.
nk bu ya ayn kiinin farkl zamanlarda ya da farkl kiilerin
ayn zamanda yaptklar birbiriyle elien eylerin benzer bir de
ere veya kymete sahip olduu anlamna gelir. rnein, sava
ta sivilleri hedef almann hakl grlebilecei bir durum var m
dr? Masum hedeflerin meru hedef haline gelmesi ancak tahay
yl edilen balamn fena halde ekitirilmesi ile mmkn olur.
rnein, hakl sava etikilerinin aina olduu bir sorunu ele
alalm: Kendi balarna meru hedefler olan tanklara sivilleri
balyorsunuz. Tabii byle bir durumda siviller askere alnm
oluyor, bylece savata hedeflenmesi hakl grlebilecek hale
geliyor. lmleri zc olabilir, ama anlalabilir bir nitelik ta
r: Aynen, hakl grlemeyecek, saldrgan bir igal politikasnn
gnlsz askerinin lmnn de olduu gibi. Ama buradaki te
mel deer savaa katlmayan insanlarn hayatnn askeri eylem
ler hakkndaki yarglarda kullanlacak standart olmasdr.
Ayn ey, bilginin her bir bireye veya toplulua zg olduuI

105 {

HAKKAT

nu iddia eden epistemolojik grecilik iin de geerlidir. Bu da ah


laki grecilikle ayn mantksal sorunla kar karyadr, ama
karsnda her trl dogma veya kaprisli dncenin son tahlil
de nnde eilmek zorunda olduu gereklik tarafndan ok da
ha abuk sarslacaktr. Fiziksel dnyann benim istediim bii
me sokulabileceine inanyorsam, ok ksa sre iinde d krk
lna urarm (bu genellikle ocukken olur, ama iktidarda olan
ne kadar ok insann kendilerine, rnein ekonominin yasalar
n veya ykselen kitlesel honutsuzluu grmezlikten gelmeleri
ni salayacak bir mutlak g atfetmek gibi ocuka bir inanca
kapldklarn grmek bazen inanlmazdr). unu sylemek
mmkndr: Tek bir fizik bilimi vardr, Afrika fizii, Japon fi
zii, kadnlara zg bir fizik veya Hristiyanlara zg bir fizik
yoktur. nk bilimsel yaklam kullanlan yntem ve elde edi
len sonularn evrensel olmasn gerektirir. Yani eer bir birey
veya grup bir eyi deneysel bakmdan ilgin bulursa, onun yn
temi tekrarlanabilir olmaldr.
Yine de, grecilik alamaz bir ilkeyi savunur gibidir: Birey
lerin sal veya ruh durumlar sz konusu olduunda tarafsz,
tesadfi tekrarlanabilir deneyler yaplamaz. Her biri, o bireye
zg birtakm belirtiler gsterir, nk birey sz konusu oldu
unda bir dizi tikel gndeme gelir: bireye zg bir fizyoloji, yine
ona zg bir kafa yaps, tedaviye verilen kiisel cevap, yemek
rejimi, hayat tarz vesaire. Ama burada bile evrenselci Tabii ki
byle olacaktr, evrensel adan bakldnda da her bir birey
ona uyacak zgl tarzda tedavi edilmelidir (veya eitim grme
lidir) diyebilir.

HAKKAT
Hakikat nedir? Benimki seninkiyle ayn m? Webber ve Ricen Jesus Christ Superstar adl rock operasnda Pontius Pilatus
I

<*

HAKKAT

byle geiyordu dalgasn. Bu hakikat zerine tartmaya, beyni


kemiren bu tartmaya uygun bir giritir. Pilatusun kastettii
birden fazla hakikat olduu mudur? Herkesin hakikati ayr m
dr? Yoksa hakikatler konusunda inanlar olduunu, hayatta
eriebileceimiz tek eyin bu olduunu, nk hakikatin ebedi
yen eriilemeyecek bir ey olduunu mu sylemek istiyor? te
yandan, genel olarak konuurken sk sk baz hakikatlerin varl
n varsayarz. rnein iskemlenin zerinde bir kpek var: K
pek ya vardr ya yoktur. B, inanlara ilikin bir nermeden
farkldr: skemlenin zerinde bir kpek olduunu sanyorum.
Bu, konuya aklk getirecek grntlere ve konuyla ilgili ner
melere bal olarak dorulanmaya aktr. nancmda yanlyor
olabilirim (sanr yayor olabilirim, sarho olabilirim, miyop
olabilirim ya da alglamamda bir karklk vardr - yalnzca ge
erken gzmn ucuyla grmmdr).
skemlenin zerinde bir kpek olsa bile, bunun felsefi adan
anlam nedir? Azmdan kan szckler yalnzca birer alkan
lktr. Dolaysyla, nermenin hakikate uygunluunu salayan
szcklerin kendisi deildir. Eer dilin yapaylndan kurtulmak
istiyorsak, nerme sembolik olarak p dorudur biiminde,
hatta daha da incelikli bir nerme isteyen olursa p biiminde
yazlacak bir hale getirilebilir.
Doruluk hakknda mantksal tartmalarda bir ok p ve q
grrsnz. Bunun nedeni, bu yazarlarn, felsefenin baz ynle
rini matematie yaklatrma abas iinde, gereksiz ve insann
kafasn kartrabilecek szcklerden kurtularak felsefi sorun
larn en dibine inmeye almalardr. Leibnizin umutlarndan
biri buydu. Basit fikirlerin yansra p karmak ilikileri de iere
bilir. Eer reddedilirse o pek gzel *p haline gelir (yani p deil:
zerinde durmakta olduumuz nerme ki ona ksaca p demiizdir, aslnda yanltr).
I

107 }

HAKKAT

Bir p nermesini dile getirdikten sonra, gerekten de doru


mudur, yanl mdr, bunu hangi argmanla ortaya koyacam
za dair tartma devam eder. Yoksa p benim iin doru mu di
yeceiz? Bu sorunlu bir yaklamdr. Benim iin ilavesinin an
lam ne? Ya kadir-i mutlak olsayd Tannnn yapaca gibi be
nim de hakikati yarattm anlamna gelebilir bu, ya da bence
p doru anlamna. Ama inan ile bir eyin yle olup olmamas
farkl eylerdir. Felsefe bizden daha fazlasn bekler: Eer p ger
ekten doru ise (nermeyi normal anlaymz erevesinde, is
kemlenin zerinde gerekten bir kpek vardr), dorudur nk
iskemlenin zerinde bir kpek olduu konusunda hepimiz mu
tabkzdr. Yoksa bizim mutabk kalmamzdan bamsz olarak
m dorudur p?
Doru olan eylerin ilgili herkes iin doru olduu itiraz ya
plabilir. Pilatusun sbjektivizm kokan alayc sz reddedilme
lidir. Yoksa gerekten de algladm ya da dndm eyler
konusunda sadece ben mi konuabilirim? nanlarm zihinsel
maliknemde uyum iinde olduu srece hakikate uygun mu sa
ylmal? Yani nermemi nereye apalamaya alyorum: Bilinci
min koridorlarna m yoksa zihin d gereklie mi? Eer kinci
sine ise, var olduunu hayal ettiim gerekliin gerekten var ol
duunu nereden biliyorum? Eer hakikat gereklie uygun olan
ise, bunu olgusal bir eyin iareti olarak kabul eder, nesnel ola
rak deerlendirilebileceini dnrz. Bu hakikat konusunda
tekabliyet teorisidir. Kpek amur iinde, sz edilen kpe
in amurlanm olma niteliine sahip olmasna tekabl eder.
Peki, kurmaca edebiyat dorudura ne diyeceiz? Bu kk e
lenceli oyun paradoksaldir, insan derhal artr. Ama kurmaca
olarak yazdm her ey dorudur, nk kafamdaki malzeme
ye tekabl eder (bu malzemenin tek tan da ansl biimde be
nimdir). Kurmacay bir kenara brakrsak, birtakm felsefecileI

10

HAYVAN HAKLARI

rin bol bol ksrmesinden ve tkrkler saarak konumasn


dan sonra, kpek amur iindenin kpein amur iinde ol
duu olgusuna tekabl ettiini sylediimde, nihayet bir yol kat
etmi oluyor gibi grnyoruz -am a bu gerekten byle mi? P
pdir, nk p pdir. Bylece baa, yalnzca pye dnyoruz- peh
peh!
yleyse, felsefecilerin pnin neden gerekten p (veya ^p) ol
duuna dair daha derin aklamalar gelitirmesi gerekir. Bu da
bizi metafizik, ontoloji ve epistemoloji gibi baka alanlara y
neltir. Eer p doru ise, o zaman pnin inantan, espriden, duy
gulardan bamsz olarak bir zellii veya bizim dn tarz
mzn veya szlerimizin pnin doru olmas gerekliine, bu na
sl anlalrsa anlalsn, bir ba olmaldr. Ampiristler aradaki
kanaln duyular olmas iin yalvarrlar; rasyonalistler ise tm
dengelim kapasitemizin kritik nem tadn belirtirler; mistik
ler kendilerini bantlar konusunda bilgilendirme iini baka
doast glere devretmeyi tercih ederler. Her durumda hl
iyi bir pye ihtiyacmz devam etmektedir.

HAYVAN HAKLARI
nsan dncesinin, bilimin, kltrn, mziin ve sanatn en er
ken dnemlerinden beri, hayvanlar, totem, sembol, gelecei n
gren, tanrlarn cisimlemi hali olduu kadar, yrtc hayvan,
haarat ve aile olarak da nemli bir yer tutmulardr. levleri
genellikle yerel olmu, belirli hayvanlarla gelimi ilikileri yan
stmtr. Hayvanlarla iliki, zellikle de edebiyatmzn hayal
gcmze yerletirdii hayvanlarla iliki, zaman zaman hayvan
lar lemi zerine gelien felsefi syleme hkim olan bir kltrel
gtr. Bir bakma, bu, hayvanlar zerine dnmzn n
ceden olumu anlaylarn arptr. Dolaysyla, dncelerimi
zi tikelden (yumuak tylerden) soyuta evirmemiz, yerel olarak
1 109 I

HAYVAN HAKLARI

tanmlanm duygularmz teki hayvanlan da gz nne ala


cak ekilde bir kenara brakmamz yararl olacaktr.
Genellikle trmz ile hayvanlar leminin geri kalan arasn
da bir izgi ekilir. Kimileri iin, akl ilahi olann bir yansmas
dr, bu yzden de insanl ontolojik (veya teolojik) olarak teki
hayvanlardan ayr bir yere yerletirir. Bizim aklmz vardr, on
larn yoktur. Rasyonalist eilimde olanlar asndan akl yrt
menin o inanlmaz ykselii, hibir teolojik argmana gerek b
rakmayan biimde bizi ayrt etmek iin yeterlidir. Her iki kamp
da, hayvanlar leminin geri kalann, irrasyonelitesi dolaysyla
bizim ihtiyalarmza ve gcmze tabi kabul eder, ama farkl
vizyonlarla: ya btnyle tabi ya ksmen. Ancak, rasyonalite z
nenin karlarnn salanmas anlamnda kullanlacak olursa, o
zaman btn canllar rasyonel olurlar. Dolaysyla insan mer
kezci rasyonalistler kavrama ilave baz zellikler eklemek zorun
da kalrlar: rnein zbilin, gelecei hayal edebilme veya dil gi
bi.
Sextus Empiricus akl yrtme kapasitesine sahip bir kpe
in avn izlemesi zerinde durmutur: Kpek mmkn olan
yoldan ikisini kokladktan sonra bir ey bulamaynca derhal
nc yola girmitir. Felsefeciler kpein Eer A ya da B de
ilse, o zaman C trnden bir akl m yrttn, yoksa yal
nzca koku mu alm olduunu tartmlardr. Bu ampirik bir
meseledir, ama zmesi kolay deildir, nk kpeklerin koku
alma duyusu bizimkine gre o kadar daha keskindir ki - acaba
kpek nc denemede basbaya kokuyu ald m? Yine de av
clarn kurnaz kpekler (ve kurnaz tilkiler) zerine anlattklar
baz ykler insana bunlarn nceden bekleme yetenei oldukla
rn dndryor. Ama Descartes btn hayvanlar birer maki
ne olarak betimlemekle, hibir ey dnmediklerini ve hisset
mediklerini sylemekle (bu gr canl hayvanlar zerinde yap
I

uo

HAYVAN HAKLARI

lan testlere gereke olmutur), kpein rasyonalitesini reddetmi


olur. O bu olaanst teoriyi, yalnzca insanlarn bir ruha (uhrevi bir rasyonel melekeye) sahip olduu trnden bir gerekey
le savunmutur. Bu anlay birok nemli din tarafndan payla
lr.
Kimi (kltrel ve felsefi) gelenekler ise insanla en fazlasn
dan primus inter pares (eitler aras birinci) ya da eitler aras bir
eit gibi bakmay tercih eder; kimileri ise insanlar hayvanlar le
minin geri kalanndan daha kt grr. Bu son teori erevesin
de, insanlarn zellikleriyle karlatrldnda baka hayvanlar
daha iyi durumda grlr: Baz hayvanlar hzl koar; bazlar
uar; bazlar daha gldr; bazlar daha derin sularda yzer
vb. Ne var ki, bu popler mantk pek de doru deildir: Farkl
trlerin yeteneklerini ayn zemin zerinde karlatrmak bir
mantk hatasdr. Bunun bir sonucu da, baka hayvanlar konu
amyorlar ya da akl yrtemiyorlar diye kmsemenin de bir
mantk hatas olduudur.
Bentham bu mantktan yararlanarak hayvanlar lemiyle ye
ni bir iliki nermek iin daha derinlere giden bir ortak zemin
aramtr: ac ekmenin ortakl. Ne var ki, gereksiz acya ve
amasz iddete kar belki de insana zg olan bir duygusal tep
kiden hareket eden bu adm da, varsaylan ortaklk gerekten in
sana zg ise sorunlarla karlar: Yrtc hayvanlar (grne
gre) kurbanlarnn ac ekmesine aldrmazlar; ne de bakalar
nn yaralanmas veya lmesi karsnda matem tutarlar, bunlar
kendi trlerinden olsa bile (belki filler bir istisnadr).
Hayvan haklar teorisyenleri haklarn insanlk leminin te
sine doru geniletilmesi gereini gerekelendirmek iin bir dizi
argman gelitirmitir. Kimileri insann insana (bazen) gsterdi
i saygy btn canllarn hak ettiini ileri srer. Buradan hare
ketle hayvanlarn avlanmamas, vurulmamas, kontrol altna

HAYVAN KAKLARI

alnmamas, ynetilmemesi ya da ister zevk ister yemek amacy


la evcilletirilmemesi gerektiine ilikin gerekeler sunarlar. Peter Singer gibi az sayda insan Budizm veya Caynizm dorultu
sunda manevi kiilik kavramnn kapsamnn, mikroskobik le
mi ya da insan hayatna yakm ve ak tehlike oluturduu d
nlen hayvanlan da kapsayacak biimde geniletilmesinden ya
nadr; belki insanlarn, insan saldrganlara olduu gibi hayvan
saldrganlara kar da kendilerini savunma hakkn tanyarak.
Baz trlere ynelik tarafgirlik yine de kabul edilebilir bir
eydir: Hayatta kime k olacamz gayet tarafgir biimde se
iyoruz. Birinin kp herkese eit derecede k olmamz gerek
tiini ileri srmesi dorusu birok nedenle ok zayf bir argman
olurdu. Baz hayvanlarn tekilere gre daha yksek bir statde
grlmesi, tekilerden daha eit olmas anlaml bir admdr. Bu
radaki felsefi problem, ne tr bir statnn tannyor olduudur.
Genellikle bu ilke ahlaki bir ilkedir. Kiilere zarar vermek ah
lak d ya da kt olarak grlr. Kii, manevi bir stats
olan birini betimlemek iin kullanlan bir terimdir. Bunun anla
m, sz konusu felsefenin tercih ettii dile bal olarak, kiinin
sayg, hak veya onur sahibi olmaya layk olmasdr. Ne var ki,
manevi kiilii tanmlamak zorlu bir sretir: Kiilik, kendi t
rmzn zellikleri dnda hangi zeminde ele alnabilir ki? n
san dili ve kavramlar dnda bir ey konumak g bir eydir.
Bunu da teki hayvanlar yapamaz.
Kant, popler bir argman temelinde hayvanlara kar gad
darca davranmaya kar kyordu. Gerekesi de bu tr davra
nlarn bunu yapanlarda gaddarca eilimler douracayd.
Kant iin ironik bir ey ama bu sonuu bir argmandr, yani ey
lemin sonularna bakan bir yaklam. Kant deontolojist olarak
n kazanmtr, yani sonular dnmek yerine doru davran
benimsemeyi savunan biridir. Bu noktay ele alan Nozick, rasI

H 2

HEDONZM

ynel seim yaparken inek tr hayvanlarn faydac dnceyi


deontolojik dnceye tercih edeceini, nk ilkinde daha ok
sayda hayvann daha az say iin yaayacan, kincisinde ise
daha az sayda hayvann daha uzun yaayacan belirtir.
Hayvan haklar teorileri, insan haklarn reddedenler iin ek
sorunlar yaratr. Ama bu tr haklan destekleyenler iin de red
dedenler iin de, hatta evcilletirmeyi, avlanmay hayvan iftlik
leri kurmay, balk avlamay ve haeratla mcadeleyi savunanlar
iin bile, hayvanlarn manevi anlam grmezlikten gelinemez.
Baz hayvanlar iin (bu arada kendi trmz iin) haklar savu
nurken veya hukuki koruma talep ederken baka hayvanlar
grmezlikten gelmek eytann bile zemeyecei glkler yara
tr. Burada tipik rnek memelileri korumak ama bcekleri gr
mezlikten gelmektir ya da byk ve krkl hayvanlar kk ve
dikenli hayvanlara tercih etmektir. Belki bir gn Disney, virsle
rin umutlar ve aklar konusunda bir izgi film yaparsa...

HEDONZM
Hedonizm iyinin aray iinde olan bir etik idealdir. yi, hedo
nistler tarafndan hazzn peinde olmak olarak tanmlanr. Haz
esas olarak fiziksel srelerin uyarlmas sonucu ortaya kar.
Ama bazlar buna zihinsel srelerin de haz verebilecei trn
den bir ekleme yapacaktr.
Ye, i, mutlu ol, yarn lebiliriz. (mhotep)
Hedonist asndan insan davrannn iki byk gc, yani iki
insan saiki yaptmz her eye hkimdir: haz ve ac. Hedoniz
min ekicilii iyiyi insanlarn hissedebilecei elle tutulur bir eye
balam olmasdr. Bu, insann lmde her eyin berraklaaca
umuduyla hayatn mahzun biimde tabi klmas gereken seI

"3

HEDONZM

mavi bir fikir deildir; ne de mutluluk gibi kaygan bir fikrin et


rafnda dner. Aristippusun alar boyunca ok taklit edilmi,
ok alay edilmi felsefesinin karikatr hazzm sadece tensel
zevklerin tatmini anlamna gelebileceini sylemektedir. Bugn
bu bak as hl Robert Nozickin deneyim makinesinin eit
lemeleri zerine yaplan tartmalarda dikkati kendi zerine ek
mektedir. Eer kendinizi haz verecek bir dizi deneyimin akna
brakmanz salayacak ok karmak bir ara olsayd, kendini
zi ona balar mydnz? Balamak msnz?
Modern hedonistler, biyolojik teorilerden hareketle, ac-haz
ilkesinin insan koruyan bir zellie sahip olduunu vurgularlar.
Eer davranlarmz bu temel ilkeye uymayan bir yola girerse, o
zaman en iyisinden sefalet iinde bir hayat geirmemiz, en kt
snden ise kaza ve yaralanma riskiyle ve sonunda tabii ki lm
le karlamamz byk olaslktr. Bu yzden acdan kanrz.
Doa insanl iki egemen efendinin ynetimine devretmi
tir: act ve haz. (Bentham, An introduction, 11)
Sinir sistemi annda acya kuvvetli bir tepki verir ve bizi tatl,
zevkli eylere doru cezbeder, ama yine de uras aktr: Aristo
telesin ok baarl biimde toplumsal hayvanlar olarak nitele
dii biz insanlar, bu tr kaba veya temel drtleri kontrol altna
almalyz. Sokakta dkmz yapmak bizi derhal rahatlatabilir,
ama ihtiyalarmz mahremiyet iinde gidermeyi renmiizdir.
Bunun nedeni ksmen bakalarn rahatsz etmemek olabilir,
ama esas olarak ve muhtemelen balangtaki ilk neden halk
salna zarar vermemektir; bundan da herkes yararlanr. Top
lumsal dayanma ve bunun getirdii yararlar temel igdleri
gemlemekten geer. Kiniklerden Diyojenin herkesin gz nn
de cinsel temasa girmeye ynelik egzibisyonizmi bile baarszl
I

N4

HEDONZM

a uramtr - muhtemelen ok derinlere yerlemi kltrel, bi


yolojik veya psikolojik inhibisyonlara aykr geldii iin. te
yandan basit inhibisyon ve yasaklarn ardndaki gerekeyi kii
ler aras hijyenin ok temel bir dzeyde korunmas iin gelitiril
mi veya evrilmi olmas olarak grsek de, brakn adabmuae
retin zppe kurallarn, ar anlamda kltrel (ve dolaysyla g
reli) tabularn evrensel geerlilii olduunu kabul etmek daha
gtr. Rousseau, yapay adabmuaeret kurallarnn ahlaki de
eri konusunda Diyojenin kukuculuunu artran bir tavra
sahipti, ama hazzn aktif veya pasif olabileceini dnyordu:
lki dar anlamda biyolojik ve kimyasaldr, kincisi ise yneli ve
niyete bal olduu iin iradidir, o yzden de ahlakidir.
Bu yararl bir ayrmdr, nk bizi, haz alnacak faaliyetler
derken neyi kastettiimizi daha derinden dnmeye zorlar.
Oturup fiziksel hazza kendimizi brakmak ebediyen devam ede
bilecek bir ey deildir, nk her ne yapyor olursak olalm, bu
ey azalan marjinal getiri yasasna tabidir. Hazzn ilk saati hari
ka olabilir; ikinci saat de ok gzeldir gerekten; ncs nefis;
drdncs, idare eder; beinci saat geldiinde, acaba baka bir
ey yapsam m? Bunun dndrd, hedonistin en gzel haz
z salayacak eyleri bir diziye veya ncelikler srasna dizmesi
gerektirdiidir. Hedonist, gelecekte daha byk dller elde
edebilmek iin biraz acya veya hazdan uzak durmaya katlanla
bileceini kabul edebilir.
Bentham hazlar younluk, sre, kesinlik, yaknlk, verimli
lik (yani baka zevk veren sonular retmek bakmndan ne getirmekteler) ve arlk temelinde nicel olarak lmek iin bir er
eve gelitirmeye almtr. Bunlara bir de kapsam ekler: Yani
bu hazzm daha sonra ka kiiye getiini (fkra anlatma faaliye
tini dnrseniz, bunu kavramak kolaylar). Sidgwick de bu
nu gelitirmitir. Ama Bentham hazlarn ve aclarn nicel olarak
I

115 |

HEGEL, GEORG WILHELM FRIEDRICH

hesaplanabilecei ne inandnda korkun bir mantksal karma


aya dmtr. Kimileri dnyann bu karmaadan hl kurtu
lamadn ileri srebilir.
Tensel hazlar ile tavrlara bal hazlar birbirlerinden ayr
mak mmkndr. Bu kincisi, bir eyden zevk almay (bir soh
bet, spor yarmalarnda bir zafer, bir tablo vs.) gndeme getir
dii iin felsefi adan daha ilgintir. kisi kanlmaz olarak i
ie geer, ama yalnz bu kincisi olgunlaabilir, eitime veya re
forma konu olabilir. Bir bardak iyi arap iiyorum diyelim. En
iyi arkadamn dnnde bardam onun erefine kaldrd
m iin daha da haz verici bir ey oluyor bu. Burada hedonizm
iin sarlabilecek bir ey gryoruz: Hangi tavrlarn baka hazlardan stn hazla ra yol aabileceini tartmaya baladmz
da, hedonizm de felsefi bakmdan daha anlaml hale gelir. Belki
bu noktada kimileri Sokratesin bilgi olmakszn hazzn hibir
deeri olmad yolundaki szn hatrlayacaktr.

HEGEL, GEORG WILHELM FRIEDRICH (1770-1831)


Stuttgartta doan Georg (esi yok) Wilhelm Friedrich Hegel,
Romantizmin ve Alman idealizminin salam biimde yerleme
si dneminde olgunlam ve idealizmin en etkili szcs ve fel
sefenin en yetenekli, en incelikli dnrlerinden biri haline gel
mitir. Okunmas kukusuz gtr, ama bazen youn bir aba
harcamak gerekse de buna deer.
Hegel Heidelberg ve Berlinde profesr olarak grev alma
dan nce esas olarak zel ders verdi ve Jena niversitesinde a
lt. nce Amerikan Devrimi, ardndan da Fransz Devrimi o
genken patlak verdi; Hegel Jenadayken Napolyon igali geldi.
Fransz Devriminde, birok idealist gen aydn gibi o da anl
bir afak gryordu. Ama daha sonra zgrlk urundaki bu
isyan naho bir olay haline geldiinde ve sonunda Napolyonun

116

HEGEL, GEORG WILHELM FRIEDRICH

imparatorluuna dntnde, dnemin baka ahsiyetleri gi


bi, Hegel de daha nce duyduu heyecan yitirecekti.
HegePin felsefe yapma tarznn karmak doas yaptlarna
yaklamay kolay olmaktan kartr. Bu yzden nereden bala
mak gerektiine karar vermek gtr. Deiik yorumcular (o
u kez kendi ilgi alanlarn yanstan biimde) farkl noktalar en
kolay balang olarak nermilerdi. Bu yzden benim btn
nerebileceim udur: Siz kendiniz nerede en rahat hissediyorsa
nz, oradan daln HegePe. Eer siyaset felsefesine ilgi duyuyorsa
nz, HegePin efendi-kle ilikisi zerine dnceleriyle balayn,
oradan devletin mantksal ve siyasi karakterine ilikin yorumla
rna gein; ya da epistemolojiye ilgi duyuyorsanz, Fenomenolo-

jVye girile balayn ve argmann izleyerek devam edin. Elde


bulunan ikincil kaynaklar paha biilmez deerdedir. HegePin
tuhaf ifadelerle ve ar dozda kullanlm edatlarla dolu apra
k slubu karsnda yolumuzu kaybetmemiz kolaydr. Kendin

de eyler vardr, kendisi iin eyler vardr, insan bazen kendisi


zerine eyler hayal etmeye balayabilir.
Felsefecilerin HegePi incelemeye balamak iin setikleri bir
dizi farkl giri noktas arasndan ben onun Kantn nesneleri
kendinde ey olarak kavramlatrmas karsndaki epistemolojik tepkisi ile balayacam. Kantn kavramlatrmasnn an
lam, esas olarak nesnenin bilinemez olduu, zn kavramann
bizim kapasitemizin tesinde olduudur. Kanta gre dnyay
zihnimizin ileyii araclyla tanrz. Dnyay renmeye veya
bilmeye baladmzda zorunlu olarak aklmz kullanrz. Bu
nemsiz grnebilir, ama zihinlerimiz dnyay mekn, zaman,
tz gibi belirli kategoriler araclyla gzlemlemeye koullan
mtr. Yani zihinsel yaplarmz dnyay nasl grdmz bi
imlendirir; demek ki onlarn tutsayzdr. Dolaysyla eylere
ilikin bilgimiz snrldr. Peki burada duyularn yeri nedir?
I

117 I

HEGEL. GEORG WILHELM FRIEDRICH

Kantn, duyumsanan eylerin bilinmesinde bilginin zihinsel


karakterini vurgulayan argmannn yaratt ikilii, Alman
idealistleri (Reinhold, Fichte, Schelling, Hegel) herhangi bir ka
lnt ikiliin her eyi ierecek tek bir kuatc biim altnda s
nmlenmesini salayacak felsefi sistemler yaratarak amaya a
lmlardr. Karmza ikilikler kar, ama bir sre iinde bun
lar yok olur ve yerlerini organik bir btne brakrlar: Kart
kavramlarn (zihin-beden, biim-tz vb.) arpmas, felsefenin
aklayabilecei daha yksek bir gereklemeyi tevik eden ge
rekli admlardan baka bir ey deildir. dealistler bundan genel
likle ne anlalmas gerektii konusunda birbirlerinden ayrl
yorlard, ama Hegel felsefenin aklamalarnn bir felsefeci se
kinler grubunun av alan olarak kalmamas, herkes tarafndan
anlalabilmesi gerektii konusunda srarlyd. Ancak, aklama
lar, insanl dnyann gerek doas konusunda aydnlatmak
abas iinde olan birinden beklenebilecei kadar berrak deil
dir.
Hegelin bilginin nasl edinildiine ilikin aklamasn izler
sek, hem sistemin btnn ve nasl olutuunu anlamaya bala
yabiliriz, hem de Hegelci br damar dorultusunda alan daha
sonraki filozoflar, Marx, Heideggeri, Sartre ve dierlerini.
Her eyden daha nemli olan ama, dnyayla karlat
mzda yz yze kaldmz ikilii ortadan kaldrmaktr. Bir eyi
alglyorum. nce denklemin alglama taraf zerinde odaklaalm: Algm derinden bilinlidir, zihnimin duyular araclyla zi
hin d dnyaya uzanarak gzlerimin nndeki nesneyle iliki
kurma ynnde almasnn bir parasdr. Zihnim nesne ile
ilikiye geer. Derhal kategoriler ve tmelletirmeye ynelik d
nceler gelitirir, nk bu zihnin doasnda vardr: rnein,
gzme bir kedi arparsa, kedi szcnn kendisi bu kedi
nin ait olduu bir evrensel kavram artrr; bir bakma, bu
I

M8 |

HEGEL, GEORG WILHELM FRIEDRICH

kediyi, kedileri kedi olarak bilme konusundaki nceden d


nlm bir ema iinde erevelemi ve yarglam olurum. Bu
nun iermesi udur: kendinde-eyin asla an biimde alglanmas
sz konusu olamaz, nk alglama pasif olamaz. Ne de nesney
le duyulara dayanan karlamamz grlen eyin gerek doas
n betimleyen bir biimde formle edilebilir. Betimleme konu
sundaki her aba, zihnin kendisinin nesneleri betimlemede kul
land aygta geri dner. Burada ampirist gelenein iinden
kamad dngsel bir gerekelendirme mevcuttur (tabii eer
HegePin argman doruysa). Locke tikellerin kavramlatnlmasnn zihnin gereklikle bann gevemesi sonucunu dour
duunu ileri srmt, ama Hegel gereklik zerindeki hkimi
yetin alglamada bile savunulamaz olduunu sylemektedir.
HegePin burada amac, ampirizmin bir eyi srf algladmz
iin bildiimiz yolundaki iddiasnn geerli olmadn gster
mektir: Alglama bilinli bir eylemi ierir, bilin ise algsn yar
glamak iin yalnzca kendi kendine referans yapan standartlar
retir. Yani sanki gerekelendirme ancak sistemin kendi iinden
gelebilirmi gibi bir durum vardr. Tam da bilimin evrenin iin
de var olduumuz iin dar kap onun doasna en doru bi
imde bakamamaktan dolay yaad aresizlik gibi.
Ne var ki, Hegel yalnzca zihnin dnyay tanyabilecei yo
lundaki solipsist iddiadan uzak durmaya alr. Ama eer var
olan zihin araclyla biliniyorsa ve zihin benim zel bilincime
aitse, bu teorinin solipsizme dmesi kanlmaz deil midir?
Hi de yle deil Hegel imdi de alglanan eye bakmamz
nerir.
Nesnenin kendisi ise bilinmez olarak kalamaz - zihin ile kar
karya gelmitir, dolaysyla byk lde zihnin vizyonunun
bir parasdr. Zihin d olduu lde nesnenin z veya i do
as grnrde bizim kavraymzn tesindedir, nesne hakkn
I

119 |

HEGEL. GEORG WILHELM FRIEDRICH

da duyulardan kaynaklanan bilgimiz zorunlu olarak bilinli ka


tegorilerin filtresinden gemitir. Ama nesnenin kendisi de bilin
ce doru uzanr - duyularmza ve zihinsel bilisel aygtmza di
yebiliriz. Zihnin nesneye ihtiyac olduu kadar nesnenin de zih
ne ihtiyac vardr. Nesne zelliklerini sergiler, zihnimiz bunlar
gruplandrr, ama bu isel zellikler nesnenin kendine zg bir
varoluu olduunu garanti altna alr ve bylece (Hegel bu nok
tadan itibaren bu konularla tank olmayanlara tuhaf grnme
ye balar) baka her eyi: kendisi iin de var olmaktadr ama
kendini de olumsuzlar. Ama olumsuzlama Hegel iin sfra eit
lenme demek deildir. Bunun yerine, iki eksinin bir art etmesi
gibi, olumsuzlama, iinde zne ile nesnenin biraraya gelerek ye
ni bir zne-nesne biimi altnda birletikleri bir deiim ynn
de bir gtr. Artk bu ikisi iki ayr ey deildir, gerekte birdir.
Bu zeki adm elbette sorunsuz deildir; her ey incelikli bir dizi
sramaya baldr, bunlar ise u ya da bu lde kabul edilebi
lir ya da kabul edilemez olabilir.
zetlersek, Hegel her varln kendi kartnn zorunluluu
nu ierdiini ve bunun tersinin de doru olduunu sylemitir.
Bu ikisi ayn madalyonun iki yzdr, Hegele gre her ikisi dc
birbirine iaret eder. yle bir madalyon ki, kendisi de gerekli
in daha yksek bir biimini temsil eder. Hegel buna Mutlak
Tin adn verir.
Hegel iin ikiliklerin kaynamas hem mantksal hem de ta
rihsel bir sretir. Yorumcular onun dncesini berrak biim
de zetlemek iin bir tezin oluumu, onun kart olan antitezin
gndeme gelii ve ardndan ikisinin yeni bir sentezde birlemesi
olarak ele alrlar. l ya da tasm tr akl yrtme HegePin
dncesinin her yanndadr. Bunun anlam, balangta bu sen
tezin oluturulmasna yol aan bir ikilik olduudur. Yaln ger
ekliin dalist bir karakter tayp tamadn sorgulayabiliriz
I

120

HEGEL, GEORG WILHELM FRIEDRICH

neden temel unsurlar ya da daha fazla olmasm (mesela ba


z sicim teorisyenleri 12 boyuttan sz ediyor)? Hegele gre, b
lnme felsefe ihtiyacnn kaynadr ve blnme kendi ivme
siyle birlikte kart varlklarn kendilerini olumsuzlayarak daha
yksek bir dzeye ykselmelerinin mantksal betimlemelerini de
yaratr.
Kiisel ilikilerde iki zne kar karya geldiinde (ben ve
sen), birimiz tekine hkim olmaya alr, kaybeden de felsefi
anlamda kle gibi olur. Hegelin son derece airane yazlm
olan efendi-kle tezi insan bilimlerinde muazzam etkili olmu
(ou zaman M arxn filtresinden geerek de olsa), edebiyat, si
nema, iir ve sanatn toplumsal cinsiyet, rk ve snf temelli ana
lizini tevik etmenin yansra antropolojik betimlemelere de sz
mtr. Balangta ele alnan zne-nesne ikiliine benzer biim
de, zne-zne ikilii de bir eitsizlie yol aar ve bu ikilik her iki
zne de (sen ve ben) her birimizin bamsz bir bilin ve rasyo
nel bir zihin sahibi olduunu kabul ettiinde alr. Balangta
yaanan birbirinden yabanclama, bir tmellie dnr ve
benzer ekilde, benim iradem ile senin iraden, zorunlu olarak
rasyonel olan ve etkileimlerimize dzen vermek zere harekete
geen, bylece hukuku ortaya karan, bir evrensel iradeye tes
lim edilir. Toplumsal adan, aile topluma karttr ama her iki
si de devlet tarafndan alr. Hegel bu adm hem mantksal ola
rak (devletin ortaya knn Aristotelesi bir okunu tarzn iz
leyerek) hem de tarihsel olarak atar. Ardndan, devletler birbir
lerinin karsna kartlar olarak dikilirler ve efendi-kle iliki
sinde olduu gibi, birbirlerinin zerinde hegemonya veya hki
miyet kurma abasna girmek zorunda kalrlar: Dolaysyla, sa
va Hegel iin rasyoneldir, ama ilgin bir biimde bu milliyeti
akl yrtmeyi sonuna kadar gtrp tekil lkeleri bir Dnya
Devletinde senteze ulatrmaya girimez.
I

121

HEGEL. GEORG WILHELM FRIEDRICH

Dalist dncenin ortadan kaldrlmasn baka bir gerek


lik dzeyinin varln gsterir biimde ele almak Hegelin epistemolojik ve metafizik sorunlarla bouan bir filozof olmann
yansra, ayn zamanda teolojik bir dnr olarak ele alnmas
n da inanlr klar. Gerekten de Tanr Mutlak Tindir, her eye
nfuz eder ve grnrdeki her ikilii birletirir. Varlkla balar
sak bunun kart Hiliktir, ama her iki taraf da mantksal ola
rak birbirini ierir - rnein Varl kendine ilitirilmi herhan
gi bir ey olmadan dnrseniz Hilik haline gelir. Bylece yi
ne bir aknlk gerekletirilmi olur, bu kez Olua doru. ki
likler srelere katld iin sonu erek ynldr, yani bunlar
belirli bir eye doru eilimlidir, ama (bu kritik nem tar) Hegelin okuyuunda her eyin rasyonel olmas gerekir, btn iki
liklerin adm adm ller halinde Mutlak Tine doru ykseldi
ini anlamamza rasyonalite yol gsterir.
Mutlak Tin doa araclyla nesneleir. Yani Mutlak Tin
karmzda bulunan nesnel ve znel dnyalar (eyler ve zihinler)
dolaymyla alr. Mutlak Tin nihai gerekliktir, ama bir idea
list olarak Hegel iin bu Tin zbilince sahiptir. O Zihindir ve
(bu kritik nem tar) bu Tin ya da evrenin ve ierdii her eyin
temel doas rasyoneldir. Onun doas hakknda sanat, din ve
felsefe araclyla baz ipular bulabilir, onu bu sayede anlama
ya balayabiliriz, ama o ayt zamanda biz tarih iinde ilerlerken
bizim dolaymmzla da iini yrtr. Tarihin kendisi ise rasyo
nel biimde kendi ereine, yani Mutlak Tine doru yrr.
Marx, Hegelin genel argmanlarn kabul edecek, ama dnyay
idealist bir biimde ele almak yerine materyalist biimde kavra
yacaktr. Bu durumda, hepimizin ynelmekte olduu Marx
erek Komnist Devrim olmaktadr. Hegelciler genellikle tari
hin sonu ideallerine ballklaryla tehis edilebilirler, her ne
kadar Hegelin sanki evrenin tarihsel olarak bittiini mi yoksa

HEIDEGGER. MARTIN

yalnzca mantksal bir son olacan m vazettii pek ak olma


sa da. Bu kincisi bizim dnyada yeni ilikiler kurmaya devam
edeceimiz, kltrlerimizin hep daha yksek dzeylerine veya
mantksal doruklarna kacamz, ondan sonra da yeni antitez
ler temelinde yeni bir sentez oluana kadar devam edeceimiz bi
iminde srekli bir diziyi ima eder.
HegePin felsefesi karikatrletirilmi, arptlm, farkl yn
lerde yoruma tabi tutulmu, aalanm ve yceltilmitir. Yapt
larnn bir ilk tantmnda hakkaniyete tam olarak uymak gtr
ama vurgulanmas gereken udur: Yaptlar benim gibi kendisi
ne geni bir alan tanyanlara zevk verir; Hegel felsefeye evre
mizdeki her eyin hem entelektel hem fiziksel uyumsuzlukla
rn- nasl badatrlabileceini anlamann arac olarak sahip
kmtr. Sanyorum HegePin anlattnn ve tevik ettiinin fel
sefeyi yceltmek olduunu sylemek yanl olmaz.

HEIDEGGER, MARTIN (1889-1976)


Heidegger felsefi varoluuluun kayna olarak sunulmutur,
ama almalar ve felsefesi basit adabmuaeretlerin tesine ta
ar. Dncesi, etkili kitab Varlk ve Zaman'dan (1927) daha
sonraki dil, teknoloji ve iir zerine yazlarna kadar eitli aa
malara ayrlr. Ne var ki, Varlk felsefesine -en yksek felsefi
aratrma konusuna- sk sk geri dnmtr.
Heideggerin Freiburg niversitesi rektr sfatyla NazizmMe 1933te ibirlii yapm olmas ok tartma dourmu
tur. Bu davran Alman dilinin saflna, dolaysyla dncenin
balangcna ve kiplerine yaknlna olan inancyla ilgili olabi
lir. Ama byle bir davran bu kadar geni ufuklu ve derin bir
dnrde en kt trden politik safdillikten baka kelimeyle
anlamaz. Tabii bu, teki filozoflarn hepsi saf ve aziz mertebe
sinde insanlardr ve imparatorluklarla, siyasi partilerle, devrimI

1 2 3

HEIDEGGER. MARTIN

ilerle, uydurma kampanyalarla ibirlii yapmamtr anlamna


gelmiyor.

Varlk ve Zatnan'da, Heidegger Yunanlardan itibaren felse


fenin byk blm tarafndan grmezlikten gelindiini ve He
gel tarafndan yeniden canlandrldn dnd Varlk feno
menini aa karma abas iine girer. Ona gre bu durum mo
dern dnemde Varlka kar yaanan yabanclamann bir yan
smasdr: nsan ilkel atalarmzn zevk duyarak yaad dnya
ile ban yitirmitir. Ama Varl yeniden kefetmek, insann
kendi Dasein konusunda keskin bir zbilin duygusunun geli
tirilmi olmasn gerektirir. Heideggerin kulland Dasein teri
mi belli belirsiz orada olmak veya (dass seindan tretme ile)
yle olduunu gibi kavramlar ima eder. Nerede? Dnyada.
Her birimizin eyler dnyasna uzanan bir bilinci vardr. Yalnz
ca bilinli bir varlk, varl dnmek zere darya uzanabilir.
yleyse Dasein ayn zamanda insana da gnderme yapar.

Dasein araclyla Heidegger ontolojiyi yeniden canlandr


maya abalyordu: Bizler birer fikir deil somut bireyleriz, ama
etrafmzdaki eyler hakknda bilgimizi onlarla Varlm cisimletirdii ilikilerimiz araclyla kazanrz. Ne var ki, her biri
mizin dnyay alglay, zellikle kullandmz dil dolaymyla
yanl anlamaya aktr. Dasein sorgucudur. Dnrken Varl
zmzle ilikilendiririz. Varlk bizim kullanmamz iin dili
ortaya karr:
Dil Varln evidir. Onun evinde insan oturur. (Heidegger,
Basic Writings, 217)
Buna bal olarak Heidegger etimolojinin ve btn dillerin k
kenindeki dillerin (Almanca ve Yunanca) oynayabilecei rol
vurgular. Bu diller ona gre Varln primordiyal kavranm ak-

HOB8ES. THOMAS

tarmak bakmndan daha az bozulmulardr.

Dasein (diyelim orada-olmak-insan) dnyadadr, evresinde


ki eylerle sk bir ekilde i ie gemitir. Dolaysyla, onun var
l ile eyler, veya eylerin bilgisi ve ilikileri (bilim) ile bizim te
mel deneyimlerimiz ve dnyaya ilikin ruh durumlarmz arasn
da hibir ikilik doamaz. Dasein kendi varl ile ilgilenmek (ve
ya ilgilenebilmek) bakmndan da dnyada benzeri olmayan bir
eydir. Benim Dasein*m sizinkinden ayrlamaz - bunu ren
mem veya fark etmem gerekmez, daima sizinleyimdir. Dasein
var olmakla ayn zamanda gnn birinde yok olacan bilir.
yleyse, lme-doru-varlktr ve lmle birlikte o narin ko
lektif doasndan serbest kalarak bireyselleir: Dnya zerinde
yalnzca lmde gerekten yalnzsnzdr. Peki Heidcggcr Nazilere katldnda neredeydi?

HOBBES, THOMAS (1588-1679)


ngilterede Wiltshirede domu olan Thomas Hobbes neredey
se bir yzyl boyunca yaad. Bu, ngilterenin ve Britanyann ta
rihinde insann akln durduracak kadar skntl ve devrimci bir
dnemdi. Bu dnem ngiltere ve skoya Tahtlarnn birlemesi
ni, 1640larda Kraliyete kar Priten Devrimini, Oliver Cromwellin Protektoras altnda 12 yllk bir Cumhuriyeti Commonvvealthi ve sonunda 1660ta Monarinin Restorasyonunu
grd. Cavendish ailesinin zel retmeniydi ve gelecekte II.
Charles olacak kiiye Pariste srgnde iken hocalk yapt. Riva
yete gre Kral zel odasnda hocasnn bir portresine yer vermi
tir. Artk bunu nasl yorumlarsanz yorumlayn.
Hobbesu okurken kazanlacak ey, bu tr zet kitaplarnda
yapt konusunda verilen ksa zetlerden edinilecek izlenimin
tersine onun kolay kolay etiketlenemeyeceini grmektir. D
n tarznda muhteem bir derinlik ve incelik vardr. Bu hi kuI

\2S

HOBBES. THOMAS

kuuz ksmen iinde yaad sarsntl dnemin rndr, ama


ayn zamanda dizginlenmemi bir tefekkr arayyla ve geomet
riden dn alm olduu ok titizlik gerektiren yntemin (ai
kr dsturlardan tmdengelim) kullanlmasyla da ilgilidir.
Hobbes kendisinin 1588de doumunu annesinin spanyolla
rn istilasndan duyduu korkuya balar. Kendisinin korkak ki
iliini ve belki de politikada korkunun rolne yapt felsefi
vurguyu da buna balar. Felsefi kariyeri gerek anlamda 40 ya
nda klidin ilkelerini batan sona incelediinde balamtr.
Tmdengelimci yntem btn yaptm boydan boya sarmalar.
Her trl ilkeye (ahlaki, bilimsel, matematiksel, politik, epistemolojik vs.) tmdengelim yoluyla ulalabileceine inanmtr.
Ancak, tmdengelimcinin akl yrtmesine balayabilmesi iin
bir zemine ihtiyac vardr. Hobbes balang noktas olarak ma
teryalizmi ald. Ona gre dnya btnyle maddi idi, maddi ol
mayan eylere yer yoktu. Geri maddi olmayan eyler ok da
fazla yer tutmazd, ama felsefi adan bakldnda elyazmalar
n kemiren eylere ontolojik olarak kart ruhani veya uhrevi bir
lem yoktu. Her ey maddi olmakla kalmyordu; her ey ayn za
manda hareket halindeydi. eylerin alglanabilmesi iin hareket
etmesi gerekiyordu.
nsanlar lemi sz konusu olduunda Hobbes devletin olma
d durumda hayatn nasl olabileceini sergilemek amacyla
doa durumu diye anlan bir kavram kullanr. nsanlarn
anari durumu karsnda kendilerini korumak iin, lm kor
kusuyla biraraya gelerek bir devlet kurmak zorunda kalacakla
rna inanr. Devlet olmasa hepimiz ayn deerlerin peine der
ve kanlmaz olarak atmaya girerdik: herkesin herkesle sa
va (Hobbes, De Cive, 9). Anari durumu ile ilgilenen ilk filo
zof deildi Hobbes. alar boyunca eitli filozoflar devletsiz
bir toplumun nasl olaca konusunda farkl tablolar izmilerI 126 I

H08BES, THOMAS

dir. Bazlar bu durumu zel olarak cazip buluyordu, ama ou


bunu rktc bir durum olarak gryor ve reddediyordu. Aris
toteles devletsiz yaayan bir halkn uygar olmadn, hukuksuz
olduunu belirtiyordu. Ama anari durumunun Hobbesun mu
hafaza ettii bir boyutu, insann kendi kendini korumas konu
sundaki vazgeilmez hakkdr. ren bir sutan mahkm olmu
olsanz (mesela Britanyada televizyon ruhsat cretinizi deme
mek gibi) ve hapse atlmak zere olsanz bile, firar etmeye al
mak btnyle hakknzdr.
nsan doasn anlatan temel ncllerinden ilke kar: ba
r aray, kendimizi her yoldan savunmak, girdiimiz szle
melere uymak. Bu son ilke devlet kurma asndan ynlendirici
nedendir: Devlet insann teki insanlarla bir szleme iine gir
mesiyle ve ortaya kan toplumsal szlemeye ve bundan doa
cak egemenlie boyun emesiyle kurulur. Mahkm olmu bir
kiinin devletin adaletinden firar etme hakknn dnda, yurtta
lar glerini btnyle devlete devretmelidir. nk ancak bu
ekilde kendi znel deerlerini ve bylece atma nedenlerini
gdlen nesnel olan bir kuruma aktarm olurlar.
Haklardan mutlak bir anlamda vazgeilmesinin iki nedeni
vardr. Hobbesun ou insann muhakeme gcne ok fazla g
veni yoktu (baka insanlara kar aristokratlarda gelenekselle
mi bir kmseme iindedir: nsanlar ok fazla kendi karlar
n dnrler ve uzak grl deillerdir). kinci neden bu ilkin
den trer: Doa durumundan ya da bu duruma tanklk etmeye
en ok yaklatmz i sava durumundan da belli olduu gibi,
politik (ya da dinsel ya da ahlaki) oulculuk insanlarn sefaleti
nin temel nedenidir. sava anarisi bu yzden neredeyse her
trl bedel denerek engellenmesi gereken bir durumdur. y
leyse, o inanlmaz derecede blc g, yani din, devlete bt
nyle tabi olmaldr. Aksi takdirde, hkim inan dna kanlar
I

1 2 7

HOBBES. THOMAS

(rnein Cromwellin tayfas) kargaaya sebebiyet verebilir.


Hobbesa gre, devletin yasalar bizim iin vicdanen balay
c olmaldr. Hukuk, devletin elinde olan iktidar kurumlan ara
clyla korunmal ve uygulanmaldr. Hobbes devletin rn
olan yasalarn doa) hukuku iermesi gerektiini belirtir. Ama
teorisi ou zaman bunun byle olmadn varsayd veya
Hobbesu adaletin btnyle pozitivist olduu biiminde anla
lmtr. Buradaki kavray bu balamda hukuk ile neyin kaste
dildii konusunda bir kategori yanlndan doar. Gerekte ya
salar btn meseleleri ve aralar devletin kontrol eden eline b
rakma konusunda ulalan bir anlamann rndr. Hukuk
yasalar ierebilir ama ayn zamanda ahlaki veya doal hukuku
da ierebilir. Hi kuku yoktur ki Hobbes kimsenin deitireme
yecei doa yasalarnn hkm srdn teslim etmitir.
Yine de Hobbesun devleti, kendisinin sonucu olan btn
medeni yasalarn ve ahlakn kayna olmann yansra, (medeni)
adaletin de tek kayna olmaldr. Bu tr adalet ancak devletin
aralarnca uygulanrsa etkili biimde var olabilir:
Ve szlemeler kl olmakszn kelimelerden ibarettir, insa
n korkutacak gc yoktur. (Hobbes, l^eviathan> L 17)
yleyse saygnln hibir anlam yoktur. Ama kral ya da yne
tici egemen iktidar aktr ki kolayca azledilebilecek bir aznlk
tr. yleyse, diye sorar Hobbes, iktidarnn nihai kayna nedir?
nsanlarn zihinleri zerinde, btn iktidarn monaride youn
lamasndan kaynaklanan bir hkimiyettir. Buna klcn iktida
r, yani dnyevi cezalandrmann yaratt tehdit eklenir.
Hobbesa gre huzurumuzu gvence altna almak iin gc
mz devlete devrederiz ama i burada bitmez. Eer hkmet
bar salama konusundaki birincil grevinde baarszla u
I

1 2 8

HOBBES. THOMAS

rarsa, o takdirde bu hkmet hakl olarak devrilerek yerine ba


r gvence altna alacak bir baka hkmet getirilebilir. Ancak,
isyankr dncelerden ve siyasi oulculuktan bar uruna
uzak durulmaldr. Bu tr devrim kkrtcl ou zaman yal
nzca katliam ve ykma yol aar. Doal olarak, Hobbesun sis
teminin totaliter bir devlet yaratma anlamna geldiini dne
bilirdik, ama bu doru deildir: Hobbes iktidar yeterince gl
olduu zaman barn hkim olacana inanacak zayf bir d
nr deildi. Toplumsal szlemeyi olutururken bireyler ancak
teki insanlarn da ayn anda vazgetii haklarndan vazgeer
ler. yleyse, insanlar zgrlklerini kullanmak amacyla ok az
sayda haklarndan vazgemilerse, doacak Leviathan, mini
malist bir kurum olabilir. Hobbes ayn zamanda devletin muha
liflerine kar yalnzca kaba kuvvete bavurmasnn kendi aley
hine olacan da gryordu:
Doktrinin bastrlmas yalnzca birletirir ve ileden kartr,
yani hem ktl azdrr hem de doktrine zaten inanm
olanlarn gcn arttrr. (Hobbes, Behemoth, 62)
Devlete ar g verilmesi ters tepebilir. Hayati nem tayan
nokta, ynetilenlerin onayn kazanmaktr. Bu nedenden dolay
egemen g, yasalar keyfi biimde hazrlayamaz. Bu da Hob
besun teorisinin politik adan derinlemesine bir tarzda geliti
rilmesidir, nk egemen gcn yetkileri asndan teorik bir s
nrn varln ortaya koymakla kalmaz, ayn zamanda benzer
biimde politik durumu doru okuyamad iin memnuniyet
sizlii arttran 1. Charlesn rtl bir eletirisi de olur. te yan
dan, Hobbes bamsz kanun koyucu organlar olmamas gerek
tiini belirttiine gre, Charlesn uyumazlklarnn Parlamento
ile olmas, oulcu bir anayasadan doan sorunlarn bir kant

HOBBES, THOMAS

gibi grlebilir.
Hobbes ayrca yasalarn genel olarak kabul edilebilirlie ve
ncelie sahip olmas gerektiini belirtmitir. Aksi takdirde kral
politik olmayan bir davran iinde olurdu. Hobbes hukuki po
zitivizm doktrinini savunsa da, yani hukukun belirlenmi kanun
koyucu organlardan kaynakland teorisine bal olsa da, teori
si egemen gcn keyfi davranabilecei anlamna gelmez. nk
bu tr davran ou zaman muhalefete ve blnmeye yol aar.
Bunlar da nihai olarak i savan kaynaklardr.
Ne var ki, egemen gcn iktidara ykselmesi ve onu muha
faza etmesi veri alnacak bir ey deildir. Leviathan bu yzden
insanlar kendisinin gerekte olduundan daha da gl olduu
na inandrmaldr. Bylece, kendi kendini gerekletiren bir ke
hanet gibi, o gce gerekten kavuur. Gerekli gc kazandktan
sonra devletin amac bar hem i isyan hem de d saldn kar
snda savunmaktr. Ancak, bunlar devletin yegne hedefleri
deildir. Ayn zamanda, tutumluluk, geni grllk ve meta
net sergilemelidir. Bar aray, bazen Hobbesa atfedildii gibi
temel bir igdsel tutku deildir. lm korkusu gerekten dc
byle bir tutkudur. Ama o vahi doa durumunun almas, akl
c dnce ve basiret gerektirir. Akl, insanlar doa durumunun
herkesi krp geiren savalarndan uzaklatrr.
Hobbes insani meselelerde akln oynayaca role byk bir
nem vermitir. Egemen gcn halka iyi bir eitim salamasnn
nemi de buradan gelir. Fikirler elbette insan yanl yola srk
leyebilir, ama bunlar aikr birtakm nermelere salam biim
de yaslandnda (klid geometrisinin ynteminin politika le
mine uygulanmasnn saiki tam da buydu), salam ve geerli so
nulara ulalmas kanlmazdr. Teori budur. Bu teorinin Hobbesun yaptnda gelitirilmesi baka bir konudur. Ama vizyon
zgn ve caziptir. Hobbes, Leviathann standart siyasi okuma
I

no

HUME, DAVID

malzemesi olarak kullanlmasna hi de kar deildi.


Gnmzde Hobbcsun siyasi fikirleri gl bir egemen or
gann var olmad bir uluslararas dnyada srp giden anari
nin betimlenmesi asndan poplerdir. Birok yazar, zellikle
realist politika modelini benimseyenler, Hobbesun teorisini bir
aklama arac olarak kullanmakta ve iddet ve sava bir doa
durumunun hkimiyetinden hareketle aklamaktadrlar. Bu ba
kmdan Machiavelli ile arasnda ba kurulur. Ama ben yine, ok
daha incelikli bir dn tarzndan haz almak iin filozofumu
zun daha derinlemesine okunmasn tavsiye ederim.

HUME, DAVID (1711-1776)


David Hume 18. yzylda ngiltere Tarihi balkl iyi satan ve
ok zevkle okunan bir kitap ve bir dizi deneme araclyla ede
bi alanda hret kazanmtr. Felsefi yapt, hemen dikkati ek
memi olsa da (ncelemesinin basmevinde l doduundan
ikyet ediyordu) zamanla ann nde gelen aydnlarn cezbetmeyi baarmtr. Hatta bir sre boyunca Jean-Jacques Ro
usseau ile birlikte anlr olmutur. Ama garip bir kiilik olan Ro
usseau o aamaya gelindiinde artk zulm kuruntusundan
muzdarip durumdayd. Hume, Edinburg niversitesinde bir
felsefe krssne hoca alnrken grmezlikten gelinmitir. Bu
nun nedeni entelektel eilimleri ve belki de dnemin sala ya
rarl felsefi yaptlarndan bir ksmn talep etmi olmasdr
(biraz daha felsefi tarzda bir ey o dnemde pornografik ede
biyat iin kullanlan bir kinaye idi). Hume ayn zamanda bir
Fransz kz ile evlenmenin eiinden dnmt. Bunun nedeni
de belki Didcrotnun dedii gibi zamanla fazlasyla iyi beslenmi
bir kei gibi grnmeye balamasyd. Ama Humeun zeks
keskindi; baz deerlendirmelere gre Britanyann rettii en iyi
filozoftur. Genellikle bir ampirist ve kukucu olarak, politik baI

131

HUME, DAVID

lamdan da bir Whig olarak tanmlanr, ama btn filozoflara


yaplmas gerektii gibi, bu donmu anlaylar bir kenara atp
kendiniz nasl gryorsanz yle grmelisiniz'Humeu da.
Humeun felsefesinin balang noktas nsan Doas Hak

knda Bir nceleme ile ve daha tutarl bir felsefe yaratma ve in


san doasn anlayarak felsefeyi eitli bilimlere ve insani disip
linlere uygulama vizyonuyla balad. nsann doasn anlayabi
lirsek, konumuza nasl yaklamamz gerektiini ve bylece snr
larmzn neler olduunu anlayabiliriz. Bu makul bir ardr.
Gerekten de, Humea gre bu Locke ve tekilerin felsefeyi b
raktklar nokta olmutur, nk onlarn gzlem konusundaki
srar, gzlem becerilerimizin ve alanmzn tam olarak ne oldu
u sorusunu dourmaktadr. yleyse doal fenomenleri incele
diimiz gibi zihni de deneyler araclyla ve farkl durum ve ko
ullarda ortaya kan etkileri gzlemleyerek incelemeliyiz. Bu bi
raz psikolojiye giri gibi durabilir. Tabii bu da olabilir, ama Hu
meun saiki daha kapsamlyd, nk felsefeden renilebilecek
eyleri btn bilimlere uygulamak istiyordu.
te yandan, doal bilimler (bunlar tekrarlanabilir deneylere
yaslanr) ile ahlaki ya da insana dnk bilimler arasnda bir
farkllk olduunu teslim ediyordu. Demirin hangi scaklkta
kaynayacan test etmek istediimizi hayal edin. Bir numune
alr, bunu str ve bir okuma yaparz; sonra deneyi tekrarlar,
bakalarn da bu ynde tevik ederiz, ta ki btn hatalar gr
mezlikten gelinebilsin ve genel olarak kabul edilebilecek bir ra
kam elde edilebilmesi iin teki deikenler iin iinden karta
bilsin. imdi bunu bir ahlaki duruma uygulamaya aln: Bir as
ker bir eve girmi ve yaral bir dman askerini ldrmtr. Sa
va szlemelerini ihlal etmekten sulanmaktadr. Bu askeri ay
n duruma tekrar koyduumuzu farz edelim. Ayn biimde dav
ranacan syleyebilir miyiz? Hu me (askerin kendi dolaysz de

I u I

HUME, DAVID

neyimi, duygulan ve dn tarz dahil olmak zere) koullarn


deiebileceini, bylece doa bilimlerinde geerli olan bilimsel
yntemin bu durumda ie yaramadn belirtir.
Anlamayla ilgili olarak Hume dnyay algladmz ve bu
alglarn ya da izlenimlerin zihnimizde fikirler olarak yer ald
n syler. Lockeun bilgi teorisini izlenimlerle fikirleri ayrdederek ileri tamaya alr. nk hakknda ok olumlu dnd
Berkeley ile birlikte, Locken her ikisi iin de fikir szc
nn ar kullanm sonucunda ikisinin kartn ileri srer.
Bu sylendikten sonra, Hume zihnin nasl alt konusunda
kendi incelemesine dner.
Rzgrn kuzeyden gelen souk ve sert bir esinti olarak y
zme arptn alglyorum. Bu bir izlenimdir, nk kendisini
benim duyularma u anda hissettirmektedir. Daha sonra scack
oturma odamn rahat ortamndaym, rzgr fikrini ve zerimde
brakt etkiyi hatrlyorum. Hume bu fikrin kanlmaz olarak
ilk izlenimin daha zayf bir versiyonu olacan ileri srer. Ben
zer bir biimde yaadm herhangi bir acy veya hazz ilk izle
nimler kadar gl bir biimde zihnime geri a ra mam. Bu, bir
fikrin bir izlenimin gcne ulaamayaca anlamna gelmez,
nk burada sramal bir farkllk deil sreklilie dayanan bir
yelpaze sz konusudur ve daha zayf izlenimler ile daha gl fi
kirler st ste geerler: zlenimler ve fikirler yalnzca gllk
leri ve canllklar bakmndan birbirlerinden ayrlrlar (Treati-

se , I.I.vii).
En nemlisi, fikirler yalnzca balangtaki izlenimlerden do
abilir. Her ne kadar insan zihni renmeye yatkn olsa da,
rendii eyler kaynan d dnyadan gelen izlenimlerde, ama
ayn zamanda bize etki yapan tutku ve duygularda bulur. Baka
birine romun tadn veya bebek sahibi olmann nasl bir duygu
olduunu anlatmaya altnz dnn: tzlenimi sadece dene
I

1 3 3

HUME, DAVID

yim aktarabilir szckler eretilemeler ve kyaslar arasnda


bocalar, yararsz hale gelir. Bazen, zihin daha nce deneyimini
yaamam olduu bir nesne konusunda bir fikir edinebilir. Bu
tedrici geilerin olduu bir durumda mmkndr, rnein
renklerde: Zihnimdeki gzm maniple ederek yeni rengi ha
yal edebilirim. Bunun dnda, kafamda canlandtrabileceim
eylerin byk blm daha nceki izlenimlerin sonucu olacak
tr. Locken belirttii gibi, bu aamada sorunlar doar, nk
farkl fikirleri birbirine baladmda birtakm uydurma eyler
de retebilirim. zlenimlere dayanan fikirler, zihnimizin benzer
lik, bitiiklik ve nesneler ve eyler zerinde ileyen neden sonu
ilikisini kaydetme eiliminden dolay birarada toplanmaya me
yil gsterirler.
Hume en dikkat ekici iddiasn neden sonu ilikisinin doa
s konusunda ileri srmtr. Felsefecilerin (buna bilimciler de
dahildir) aikr olduunu dndkleri bir ey vardr: Eer bir
sonu varsa, ondan nce gelen bir neden olmaldr. Hume mese
leyi baka trl grmtr. Kendi ampirist bak asndan iddia
edebilecei tek ey birbiriyle yakn iliki iinde olan iki nesne
grddr. Diyelim bir top baka bir topa doru yuvarlanyor.
Birinin dierine arptn ve tekinin de yuvarlanmaya balad
n grebiliriz, ama neden ile sonucu grdmz iddia ede
meyiz. Deneyi defalarca tekrarlasak bile, neden ve sonu deney
den dar srayp kendilerini zihinlerimize bir izlenim olarak
sokmazlar. Bizim iki top arasnda neden-sonu ilikisi adn ver
diimiz ey, yalnzca bir zihin alkanldr, toplardan birini
tekine doru yuvarladmzda ona arpt an eletiren bir
anlar dizimi biraraya gelmitir. Bunun iermesi udur: Nedensonu ilikisi kokan herhangi bir ey konusunda btnyle ku
kucu olmamz gerekir. Humea gre ortada bir sonu var diye
bir neden de olmas gerekmez; ne de bir ey hep baka bir eyle
I

134

HUME, DAVID

bant iinde ortaya kt diye, bu gelecek defa da byle olacak


demektir. Bunlarn arasnda alglanan iliki gerekli bir iliki ol
mak yerine yalnzca olumsal olabilir. Btn bunlar bizim eyle
ri nasl gzlemlediimizle ilgilidir: Neden-sonu ilikisi gzlcmlenemez, ama zihinlerimiz ou zaman ya da her zaman birarada olan eyleri birbiriyle ilikiiendirmeye yatkndr. Buradan ha
reketle neden-sonu ilikisine iaret etmemiz savunulamaz,
nk bu zihinsel olarak var olan bir eydir ve biz yanlmaya
azdr.
Humeun nceleme 9sinde sunduu bir baka gl ve etkili
argman, akln tutkunun klesi olduuna ilikin teoridir. Ona
gre ahlakn akl ile, yani nasl davranmamz gerektiini akla
yan rasyonel, soukkanl, mantkl sylem ile hibir ilikisi yok
tur. Ahlak eylemi ve duygular etkiler, yleyse akldan tretilemez - akl btnyle acizdir. Herhangi bir nesneden, insan
dan veya olaydan holanmamz veya holanmamamz bunun
yaratabilecei ac veya haz tarafndan belirlenir: Aklmz veya
deneyimimiz bize Freda Teyze geldiinde veya diinin koltuu
na oturduumuzda veya ngiltereyi dndmzde ne tr
duygularmz olduunu anlatabilir. Balangtaki duyguyu bir
baka tutku bastrabilir ve Fredann ziyaretinden (ne de olsa he
diye getirmitir), di armzn gemesinden veya ngilterenin
gemiinde kalan hazlardan zevk alabiliriz. Eer duygularm bir
kaytszlk yaratyorsa, hibir ey yapmam, ama bir ey yapyor
sam, bu buna uygun bir duygu altnda olduumdandr.
Tamam, duygularm dorultusunda hareket ediyorum ama hi kuku yok ki baz hareketler makul deildir. Hume bu
na kathr: Eer tutkularm var olmayan eylerden kaynaklan
yorsa, rnein merdivenlerden inmekte olan eflatun kaponlu
bir Gotik vampirden korktuysam veya beni harekete geiren
amac izlemek iin benimsediim aralar uygun deilse.
I

135 |

DEALZM

lk rnek glntr, ama insanln var olmayan eylere


inanmaktan hl kurtulamam olduunu hepimiz biliyoruz, de
il mi? Humeun da farknda olduu ve Tarih kitabnda gayet
gzel ortaya koyduu gibi, korku ve bo inan siyasi dncede
hl epeyce yer tutuyor. Kresel snma ya da El Kaide hakkndaki duygular dnn. Bu iki kavram telaffuz edildiinde,
epeyce tartmal olgusal delillere ramen politik bakmdan der
hal harekete geilmesi yolunda taleplerin yamas garantidir.
Kendi dneminde Hume din ve bo inanlar konusunda ileri de
recede eletireldi. Yazlarnda ateizme doru bir eilim sezilir,
ama bunu kamu nnde itiraf etmemitir. Bu son konu, byk
lde amalar ile aralar arasndaki ilikiyi anlamaya baldr.
Hume, neden-sonu ilikisine ilikin bir izlenimin varl konu
sunda gsterdii kukuculua ramen, baz edimlerin amaca
ulamak bakmndan tekilere gre daha uygun olduunu tes
lim eder. renci olarak hepimiz baz alma alkanlklarnn,
zellikle de insann dikkatini datacak ok cazip eylerle i ie
geenlerin, renme bakmndan baka tr yntemlerden daha
az verimli olduunu renmek zorundayz.

DEALZM
Baz dnrler, dnyann doas zerine dnmeye baladk
larnda, tek var olan eyin dncenin kendisi olduunu, maddi
ve fiziksel olarak elle tutulur gibi grnen eylerin aslnda yal
nzca zihinde yer alan fikirler olduunu ileri srmlerdir.
dealizmin bu mutlak biimi ryalarmz ve kabuslarmz
ssler. Hegel, var olan her eyin baka her eyden bir pay ald
ve zorunlu bir dizi yaknsama sonucunda mutlak tine doru
ykseldii, karmak bir mutlak idealizm biimini ortaya koy
mutur. HegePinki idealizmin yalnzca bir versiyonudur: meta
fizik bir idealizm.
I

136 1

DEALZM

Metafizik idealizm, materyalizme (maddecilie), yani grd


mz her eyin fiziksel bir temeli olduu ve her eyin (zihnin,
bedenin, hatta Tanrnm) buna indirgenebilecei grne kar
kar. Yataktan kalkp yerin fizikselliini hissettiimiz her bir
gn varsaydmz eyi bir felsefe nasl yadsr? dealist, kar kar
ya olduumuz dnyann esas doasnn ne olduu sorusunu
sorar. Buna cevab zihinsel olur. dealistler kuantum fiziinin
baz ynlerinin o zor kavranr zelliklerine iaret edebilirler. Bu
zellikler evrenin nihai temelinin gayri maddi olduunu gsteri
yor gibidir: Atom alt paracklar minik bilyelerden ziyade dal
galar gibi grlebilir. Ne var ki, buradaki gler hl baz var
lklar cezbetmekte veya itmektedir; bu varlklar enerji dalgala
rna (belki de sicimlerine) indirgenebilse bile bu, materyalist tezi
geersiz klmaz. Tabii idealist tezi de geersiz klmaz, nk bu
durumda bile idealist kendi metafizik stnlk alanna ekilir ve
her eyin zaten zihinsel olduunu ilan eder. Eimin varln al
glyorsam, bunun anlam, yrmekte olan bir e fikrinin var
olduu, benim onun da bir zihne sahip olduunu, benim nerede
olduumu ve ne yapmakta olduumu anlayabileceini hayal ettiimdir. Bunun iermesi de benim de bir zihnim olduudur. ki
miz de bilin biimleri isek, bir mantksal yol azna geliriz: Bi
linlerimiz, birbirinden ayr olarak var olan, biricik ve bamsz
varlklar mdr, yoksa tek bir daha byk zihnin, belki de dinin
Tanr dedii varln yansmalar m?
Eer her ey zihnimizde olup bitiyorsa, buradan insan iliki
lerine ve gezegenle ilikilerimize dair belirli sonular karlabi
lir. Birbirimiz zerinde de, dnya zerinde de zihnimizde sahip
olduklarmzdan baka hibir etki olmayacaktr. yle grn
yor ki bu, insann btn bilimsel faaliyetlerini dnce egzersizi
haline getirir; bunlar bir rya oyunu olmann tesinde hibir ey
iin nemli deildir. Bir insana saldrmak da hibir nem ta
I 137 I

DEALZM

maz: Eer hepimiz ayn gayri maddi varoluun mensuplar isek,


baka birini ortadan kaldrmak, bir bilgisayar oyununda oyu
nun bir kiisini saf d etmekten farkl olmayacaktr: ahlaki ba
kmdan hibir anlam olmayan bir hareket.
te yandan, epistemolojik idealizm modern ada Lockem,
d dnya ile karlatmzda nesnelerin bizim zerimizde izle
nimler yaratt ve zihnimizde fikirler oluturduu konusunda
syledikleriyle balar. Bcrkeley zeki bir admla fikirlerin zihni
mizde olduuna dair hibir kuku olmadn belirtiyor ama
sonra soruyordu: Zihnin dndaki eylerin varl konusunda ne
gibi bir garantimiz var? Bilebileceimiz tek ey tanm gerei fi
kirlerdir. Bir nesneye, rnein bir piyanoya baktmda zihnim
de bir fikir grm olurum. Buna bir ad da veririm. Ama hem ad
hem de zihindeki nesne birer fikirdir. Fikri douran nedir? Nasl
zihnime fotonlarn girmesi olabilir? Zira bunlar yalnzca sinir
lerimde dalrlar ama ben hl bir fikri muhafaza ederim: dea
list asndan kaynak darda deil, ieridedir. Berkeleye gre
d dnya ile ilgili deneyimler elbette olacakt (o da ampiristti),
ama bu nedenselliin {zihinsel olarak) alglanmas konusunda
bir sorun yaratyordu: Ayak parmam taa arptm zaman
idealist, acnn nedenini nasl aklayabilir? Berkeleye gre sade
ce ta fikri ile benim hissettiim ac fikri arasnda bir byk ara
c olarak davranan Tanr *y gndeme getirerek.
Eer araclk yapacak bir Tanr yoksa, bu tr idealizm hzla
solipsizme kayar. Solipsizm, yalnzca kendi varlmdan emin
olabileceime gre, sizin varlnzdan sz edemeyeceimi, n
k sizin benim zihnimin bir rn olduunuzu ne sren teori
dir. rnein ben bir yerde birinin bu kitab okuyor olduu ko
nusunda ho bir fikre sahip olabilirim. Bu yalnzca benim bir
fikrim olmaktan teye gitmez. Bylece bir d dnya olmad
iin onunla herhangi bir bam olmadan, kendi rnm olan bir
I

DEALZM

dnyada taklm kalmm demektir. Bu yzdendir ki Berkeley


solipsizmi bir kenara brakarak Tanr yoluyla dnyada zihinle
rin okluuna ulamtr. Ama daha zor bir teze yaslanmak zo
runda kalmak filozoflar iin ou zaman ekici deildir. Bilginin
ideal doasn, solipsizme dmeksizin veya Tanrya snmakszn aklayabilir iniyiz? Materyalist, bilginin duyular aracl
yla, zihnimin dndaki nesneleri alglamayla ve bunlarn ken
dilerini benim zihinsel aralarma duyurmalar yoluyla bilgiyi
oluturmalaryla elde edildiini syler. Materyalizm, her eyin
bu maddi izlenimlere indirgenebilir olmasn gerekli grr. de
alist ise d dnya ile zihin arasndaki balar konusunda emin
deildir: Bir izlenim nasl bilgi yaratr? Ense kknzde hassas
bir nokta bulursam, bir izlenim doacandan hibir kukunuz
kalmaz, ama bilgiyi oluturan nedir? dealistler bu durumda al
gladm eyin var olann bir temsili olduunu syleyebilirler.
dealizmin bu daha zayf versiyonu Kant tarafndan nerilmi
tir: Temsil eden eyler, insan zihni tarafndan bilinemeyecek
olan kendinde-eylerden farkldr. Bylece biz ancak fenomen
lerle uraabiliriz. Bu daha zayf biim, materyalist bir teze alan
tanyabilir. Bylece iin mant ve betimlenmesi daha rafine ha
le gelir ve i ie geer. Bu noktada, ense kknzde hassas bir
nokta yakalarsam bir temsilin tesinde bir eyin olmakta oldu
unu hi kukusuz bileceksinizdir. Bu ar boanmasnn yal
nzca zihinsel olduunu sylemek bir eyi bilmek ile bir eyi
birbirine kartrmak demektir.
Modern idealistler dil temelli alarak dnya hakknda bil
diimizin bir dilsel yap olduunu sylerler. Buna ou zaman
sosyal yap da eklenir, nk dil sosyal bir alettir. Yani zih
nimde yarattm dnya konutuum dil ve iinden geldiim
kltr tarafndan erevelenmitir. Burada da sorun yine eyleri
nasl bildiim ile gnlk dilin (ya da aslnda sembolik dilin de)

NAN

gl yanlarnn ve snrlarnn ne olduunun eylerin olup ol


madyla kartrlmasdr. Benim dnya grm gerekten de
szcklerle ve kavramlarla ve bunlarn benim kavraym ve
davranm zerindeki dnsel ve duygusal sonularyla ere
velenmi olabilir. Ama bizatihi dnyann kendisini biz yaratm
yoruz. Biz dnyada yayoruz. Sartren dedii gibi, oraya frla
tlmz.

NAN
Kresel snmaya inanyor musunuz? Bilimcilere ve dnr
lere sk sk sorulan bir sorudur bu. Peki ama inan ile kastedilen
nedir?
Platon bilgi (bilgi olanndr), cehalet (cehalet olma
yanndr) ve inan (inan olann ve olmayanndr) arasnda
ayrm yapar. O takdirde Platonik inan kavram melezdir. Pla
ton inancn da bilgi gibi iyi yantlar sunabileceini syler. Ama
burada bir kayt vardr: nsan inancnda yanlabilir; yani ben var
olmayan bir eye inanabilirim. Augustinus ve Akinolu her ikisi
de inanc, dnsel bir aba gerektiren bir anlama edimi olarak
grmlerdir. Bunun anlam udur: Yalnzca inanca bavurmak
yeterli deildir; inan domadan nce fikirler ve duyulara daya
l veriler karlatrlmaldr. Yine dc inan bilgi ile ayn deildir.
Bilgi ile cehalet arasndaki kpr var olmaya devam etmek
tedir. Felsefeciler bir yanda bilme ile te yanda bilgi ve inancn
temsil etmesi beklenen dnya arasnda ne tr bir iliki kurulabi
leceini (eer byle bir iliki varsa) tartmay srdrmektedir.
Dsalalar hedeflediimiz zihinsel yaplarn d dnyaya gnder
me yaptn ileri srerler. Yani kresel snma ile ilgili bir inan
telaffuz edecek olursam, bunun geeklikle bir tr ba olmas ve
bu ban dorulanabilir olmas gerekir. Yanldm kantlanabi
lir. Elbette, bu denli kapsaml ve karmak bir konuda istatistikI

140

NAN

leri ve teorileri dorulamak oumuz iin zordur; bu yzden de


gvenilebilir bir inan olutururuz. Gvenilirlikilik, oluturdu
um inanan alglayabildiim duyusal verilere ve kendi kafam
kullanarak ulaabildiim sonulara dayanmas demektir. Buna
belki baka insanlarn teorilerinden ve verilerinden anlayabil
diklerimden iin iine katabildiklerimi ekleyebiliriz. Bu argma
na gre inan, Augustinusin belirttii gibi, bir ey hakknda ak
tif biimde dnmeyi gerekli klar; bu iman gc ile hi dn
meden inanmaya kart bir yaklamdr.
Ne var ki, iselciler inancm ile d dnya arasnda bir iliki
kurmamn gerekli olmadn sylerler: Benim kendi dnme
srecimin bu inanc gerekelendirebilmesi yeterlidir. Bu, man
tksal srelerimin geerlilikleri bakmndan incelenmesine
(inancma hangi yoldan ulayorum?) olanak tanr. Kimileri ise
bu srelerin bile incelenmesine gerek olmadn belirtirler. Ya
ni inan gelitirmek iin kendi bilgi edinme yasalarm olutura
bilirim. Bu son yaklam, hi kuku yok ki inanc yeni, dokunul
mazl olan bir znellik lemine yerletirmektedir: Dnyann
snmakta olduunu biliyorum, nk bu konuda dnmlm var. Bu, hibir bulgu veya mantk sunmadan sylenebilir.
Felsefi olarak da bir sr basmakalp filmin arka plann olutu
rur: nan bana, adamm! Bu, 19. yzyl felsefecisi Alexander
Bainin etkili argman ile yakndan ilikilidir: Bain inanc insa
nn eyleme gemesine temel olarak ald ey olarak tanmlyor
du. Hume inancn bir duygusal ballk ima ettiini belirtmiti.
Bu kavray Bainde yanksn buluyordu. Bu ikisinin dncesi
(inanca olan inanlar!), gnmzde tek tek sorunlar etrafnda
odaklaan politik hayata ve duygusal temelde yaplan eylem
arlarna bir anahtar oluturur: Dnyann snmakta olduu
na inanyorum demek bugn Bu konuda bir ey yapmaya ha
zrm demektir. Buradaki sorun udur: nan, ille deil ama,
I

141

Ka

n t

im m a n u e l

gereklikten ok uzaa dyor olabilir. Ayrca, tam olarak ne


yapmal? Ne tr nlemler almal? Aynen filmde Indiana Jonesun uuruma admm atp ardndan yar effaf bir kpryle
karlamas gibi, inan derinde yatan bir inanc yanstyor ola
bilir. Bu adan bir dnn: Sivillerin lmne yol aan bir in
tihar bombacs aralar ve amalar konusunda yanl yola sap
m bir inanca sahip midir, deil midir? Dsalc inanc yalnzca
dnyann gerekliiyle deil, ayn zamanda neyin etkili olup ol
madyla da balantlandrmamz talep edecektir. Gerekten
de daha zorlu bir grev.

KANT, IMMANUEL (1724-1804)


immanuel Kant, Batann felsefi adan en hararetli dnemlerin
den birinin iine dodu: Newtoncu bilim, Voltairein rasyonalist
eletirisi, Locke ampirizm, Berkeleyci idealizm ve Kartezyen
kukuculuk ortal sarmt ve tartmay, risalelerin yazlmas
n ve ayaklanmalar krklyordu. Kantm yaam aral, nere
deyse ada olan Jean-Jacques Rousseau ile akr; ancak on
dan farkl olarak mr, ancien regimein byk altst olular
n, Fransz Devrimini ve Amerikan Ulusunun douunu grme
ye elverir. Napolyon, imparatorluunu Avrupann bir ucundan
brne yayarken lr Kant. Yine de immanuel Kantn yaam,
kasrgann iinde korunakl bir sknet adas gibidir; byk bir
girdabn orta yerinde, doal olmayan bir dinginlik. Kant, a
nn kukuculuuna, tereddtlerine ve iyimserliine yant verme
ve felsefenin kapsamna ve snrlarna, bunun yan ra hayatn
gndelik sorunlarna nasl uygulanabileceine tutarl bir akla
ma getirme araynda olan, fazlasyla metodik bir insan ve d
nr idi.
1724te bir saracn (ve einin) ocuu olarak doan Kant, Pietizm adnda Lutherci bir kilisenin mensubu olarak yetiti. KI

1 4 2

KANT. IMMANUEL

nigsberg niversitesinde okudu, mezun oldu, bir sre zel ders


verdi, sonra tekrar okumaya balad. Bu arada, ald maan
renci saysna gre hesapland bir zel retim grevlilii
statsnde, bir Privatdozent olarak ders vermeye balad. Bu tr
politika, niversitelerimize ebediyen dayatlacak bir ey gibi g
rnyor! Verdii dersler balangta geni bir yelpazeye dal
yordu: Fizik, geometri, antropoloji, mineraloji zerinde youn
layordu. Felsefi adan dolaysz entelektel kayna nce Leibniz ve Wolffken, David Humeu okuduktan sonra entelektel
uykusundan uyand ve felsefeyi kavramaya, metafizii kuku
culuktan kurtarmaya giriti. Sonu, ilk eletirisi idi: Saf Akhn

Eletirisi.
Kant, rasyonalizme kar zihnin anlama yetisinin snrl oklu
unu ileri srerken, ampirizme kar da zihnin alglanan eye
kendi yaplarn dayatmas dolaysyla nesnelerin tam olarak bi
linemeyeceini iddia ediyordu. Penceremden bakmakta oldu
um at ele aln. Platon iin bu at, saf Formlar ya da dca'lar le
minde baka bir boyutta var olan deal atn bir rneklemesi
olurdu. Yzyllar boyunca ampiristler bilginin kaynakland
baka lemlerin varln yadsmlardr (bu, kiisel olarak Tanrinn varlna inanmalarna engel deildir). 17. ve 18. yzyllar
da ampirist akl yrtme zihnin alglanan eyi bilmekte pasif ol
duunu ne sryordu. Lockea gre, atn brakt izlenimleri
zihnime pasif olarak yerletiririm ve buradan hareketle fikirler
olutururum. zlenimin nasl edinildiine ilikin byk gl
aabilmek amacyla Berkeley maddeyi reddederek idealist bir
zm nermiti. Kantn zmesi gereken epey bir sorun vard.
Balangta bilginin kaynan apriori (nsel) olarak bilinen
ve sentetik olarak (ya da ampirik olarak) bilinen biiminde iki
ye ayrr. Ardndan, aklmz devreye girer girmez, artk baz bil
gilerin analitik olduu, yani bilinenin sonucu olduu sylenebi
I

H3

KANT, IMMANUEL

lir. Bu at drt ayakldr ve otuldur dersem, atn tanmnda za


ten rtk olarak mevcut olandan yararlanm olurum. Fakat at
dorudur dersem, dorulanmas gereken olumsal bir gerei sun
mu olurum. Doru olmak ya da belirli bir boyda olmak tanmn
bir paras deildir ve bu yzden sentetik bilgidir. Ancak Kant
dncemizi daha teye gtrmemizi talep eder: Alglamakta
olduumun alg yoluyla kantlanamayacak belirli ynleri vardr
- rnein atn boyutsuz bir ortamda var olduunu dnemem,
bu nedenle mekn bilgisi baka trden bir bilgi olmaldr. Atn
zamann iinde var olmadn da dnemem, dolaysyla ben
zer ekilde bu da baka trl bir bilgi olmaldr. Kant bu trden
bilgileri ua priori sentetik olarak adlandryordu. Bunlar gz
lem yapabilmek iin zaruridir ve zihnin eyleri gzlemleme tar
zna ikindir. Aklmz eylerin zerine mekn ve zaman katego
rilerinin yansra ampirik olarak dorulanamayacak dier baz
kategorileri de yerletirir: gereklik, varolu, zorunluluk, tz, ni
telik, zihin, madde, haller, olgular ve olaylar. Bilgi, nce bir eyi
alglayp sonra onlara akln kategorilerini yklemekten oluan
iki katl bir sreten kaynaklanr. yleyse, d dnya akla ve
onun kategorilerine uymaldr, ama bu Kant iin, eylerin kendi
ilerinde nasl olduklarn deil, sadece d grnlerini bildii
miz anlamna gelir.
Bylece, imdi atn mekn ve zaman iinde var olduunu
grdm konusunda emin olabilirim, ama onun kendi iinde
ne olduunu bilemem. Yani mekn, zaman, varolu, gereklik
vesaire olmakszn nasl olduunu bilemem. Ksaca, Platonik
dealinin ya da Kantn kulland terimle sylersek, noumetfsnn ne olduunu bilemem. Bunu bilememekle birlikte alg
ladm ey kendinde olan eydir. Bu kendinde eyi bilmeme s
nrlamas, Hegeli bir zm bulmak iin Kantn felsefesinin
idealist unsurlarn ne srmeye tevik edecektir.

KANT. IMMANUEL

kinci eletiride, Pratik Akln Eletirisinde, Kant ilk eletiri


de sunulmu olan temeller zerinden argman gelitirerek felse
fenin pratikte nasl ileyebileceini, zellikle (Ahlak Metafizii
almasnda gelitirilen) ahlak konusunda gsterir. Yanl yap
ma zgrlmz vardr, aksi takdirde erdemli bir davrann
ne olduunu bilmezdik. Kant bilinebilir bir ahlaki yasamz oldu
unu, bu yasann zihni gittike artan bir beeni ve yasa teme
linde etkilediini ne srer. Beklenebileceinin tersine, ahlaka
ilikin duygularla bantl bir teori ileri srecei yerde, ahlakn
rasyonel ve genel olduunu vurgulamtr. Davranmn ahlaki
olup olmad, tmelletirilip tmellctirilemeyeceinc baldr:
Eer tmelletirilebiliyorsa, o zaman doru davran benimse
mek devim haline gelir. Bu, etik alannda deontoloji teorisidir.
Bu teori tartma yaratmak ve birok eyin yarglanabilmesi iin
bir standart oluturmak bakmndan muazzam nem tamtr.
Kart, bir davrann iyiliinin, bu davranta bulunmann (so
nulan ne olursa olsun) iyi bir ey olup olmadndan ziyade so
nularna bal olduunu iddia eden faydaclktr.
Ahlaki bir davran gerektiren her bir durumda Kant kendi
kendimize u soruyu sormamz talep ediyordu: [Yapmay d
ndm ey konusundaki] dsturumun ayn zamanda tmel
bir yasa olmasn dileyebilir miyim? Bu soruya yantnz olum
lu ise, bu davranta bulunmanz koulsuz bir buyruktur. Bu
yaklamn davrann sonularn grmezlikten geliyor olmas,
Kantn tereddt etmeden savunduu birtakm ilgin sonulara
yol ayordu. Ne yapmamz gerektii konusunda baz nl r
nekler vermitir. Ar bir depresyon iinde olduunuzu hayal
edin: Sizin iin hayat cehenneme dnmtr, lm cazip bir se
enek haline gelmitir. Doru davran kiisel duygularnz gr
mezlikten gelmek, hayatnz bir ahlaki dev olarak korumaktr.
Ya da bir caninin kurbann sizin evinize kadar kovaladn ve
I

145 |

KANT, IMMANUEL

sizden kurbann nereye saklanm olduunu sylemenizi talep


ettiini dnn. Kant drstln en iyi, devler asndan en
nemli deer olduunu ve caniye doruyu sylemeniz gerektii
ni beyan eder (sonra da ekler: zavall kurbann bu arada kam
olduunu da umarak). Ahlak yasasna uyma devini yerine getirmemektense, bir insann lmesi evladr. Bu konuda pek az
Kant kendisini izlemitir. Genel tercih, koullara uyarlanm
u tr deontolojik argmanlar sunmak olmutur: Caniye sizin
bunu bilmeye hakknz yok demek veya baka bir insann ha
yatn kurtarmann drst olmaya gre ncelikli olduu bir
devler hiyerarisi yaratmak.
Ahlak asndan deer, bir eyi ona kar hibir duygusal
ballk hissetmeden yapmaktan kaynaklanr. Bunun sonucunda
ortaya kan dzen rasyonel ve tmelletirilebilirdir. Bu, Kantn
zihnindeki daha st dzeni yanstyordu: zgr ve zerk bir in
san olma konusunda aklc olmak kilit bir rol oynar. zgrle
memizin arac akldr. Bu tr bir zerklik her birimizin kendi
iinde bir ama olduunu, yani saygy hak ettiini gsterir. y
leyse, baka bir insan asla kendi amacmzn bir arac olarak
kullanmamalyz. te bu Kantn amalar kralladr: Bu dn
yada rasyonel insanlar birbirleriyle karlkl olarak rzaya daya
l ve eit ilikiler kurar, birbirlerini smrme giriiminde bulun
mazlar.
nc eletirisinde, Yarg Yetisinin Eletirisi'nde, Kant es
tetik yarg iin objektivist bir temel bulma eilimindedir. Eer
bir tabloya, rnein bir Vens tablosuna bakyorsam, aklmdan
kadn figrnn seksi olduu ve onunla srf cinsellie dayal bir
ilikiye girebileceim dncesi geebilir. Ama byle bir yarg
ok dangalaka olurdu, nk buradaki grsellik kiisel ve zel
bir arzuyu kkrtyor olurdu (pornografinin temeli de budur).
Ancak tabloya tepkim zneldir. Bunu Kant da teslim eder; y
I

146

KANT. IMMANUEL

leyse bunu nasl nesnel bir statye sahip bir yargya dntre
cektir? Kantn mantna gre, balangta Vens ho bula
biliriz. Bu znel bir eydir ama hayvanlarla paylatmz adi
duygular alanna aittir. Tablo bir eyi temsil etmektedir, dolay
syla benim adi tepkim konuyla ilgisizdir. Bir grntyle seviemem. Bunun yerine, dnce dzeyimi ykseltir, tablonun g
zelliini gz nne almaya balarm ve bir estetik yarg olutu
rurum. Bunu yaparken de genelletirilebilecek bir eyi telaffuz
ederim: Bu tablo gzel. Bu tr bir yarg, benim tablonun ko
nusu hakknda herhangi bir zel eilim beslemeyi terk etmemi
gerektirir; tabloyu, aklyla dnen baka insanlarn da onu g
zel bulacaklar inanc temelinde gzel olarak belirlerim. Zevk
veya zel tepki btnyle zneldir, ama bu Vens tablosu g
zel iddiasyla nesnel bir iddiada bulunmaktaymdr. Tablo hakkndaki deerlendirmemi, bugn ok sk kullanlan trden bu
tablo gzel diye dnyorumun arkasna saklamyorumdur.
Kant bizden daha olumlu nermeyi ortaya atmak amacyla duy
gularmz bir kenara brakmamz isterdi: O zaman bu nerme
incelenebilir bir nerme haline gelir.
Bu adan bakldnda, Kantn nesnel bir estetik oluturma
teorisi ahlaki yasasn artrr. Her ikisi de tmelletirilebilir
olmaldr. Peki yle olmad takdirde ne olacak? Belki biraz
iyimser biimde, dostlarmz tabloya sadece tepki vermek yeri
ne (sevmedim) onun zerinde dnmeye tevik edebiliriz di
ye dnr Kant. O zaman, nmzdeki nesne gerekten gzel
se, onlarn da byle dnmesini entelektel olarak deil ama iz
leyende benzer bir znel tepkiyi antrarak salayabiliriz. Este
tik yargmza karlk veren drt moment vardr: nitelik, nice
lik, iliki ve kip. Vens, karlnda bir ey beklemeyen, tefek
kre dayal bir tarzda gzel bulunmaldr. Gerekten gzelse ge
nel olarak herkese ho gelmelidir. Tabloda bir maksat gdlm
I

147

KITA AVRUPASI FELSEFES

olmas nemlidir - rnein tablonun amacnn cinsel kkrtma


olduu anlamnda deil, zihnin ahengini yanstan temsilde bir
ereksellik, bir ama olduunun hissedilmesi anlamnda. Bu da
Kantn Doann zihinlerimize anlalr olacak biimde olumu
olduu yolundaki metafizik vizyonunu artrr. Sanki Doa
bir Akll Tasarmc tarafndan yaratlmtr (ama byle bir tasa
rmc hibir zaman var olmakszn). Nihayet, bakalarnn da
ayn duyguyu paylaacan varsaymak hepimizin o yetiyi pay
latmz fikrini ierir bu bizatihi mantksal bir yeti deildir,
bir saduyu dur. Eer izleyenlerin bu duyuya sahip olduunu
varsaymasaydm, estetik yarglarm anlamsz olurdu. Bu sonun
cusu kantlanabilir bir ey deildir, aynen doann birliinin am
pirik olarak kantlanabilir olmad, zel bir a priori kavram
olarak ne srlmesi gerektii gibi.
Kantm yaamnn son 23 yl youn bir retkenlikle geti. O
gnden bu yana felsefe zerinde damgasn etkili biimde brak
mtr. Hem pozitif anlamda hem de eletirel bakmdan ada
larna ve kendisinin 1804te lmesinden sonra canlanan Alman
idealizmine ciddi bir ivme kazandrmtr.

KITA AVRUPASI FELSEFES


Kta Avrupas felsefesi, Avrupa ktasndan birok filozofu ay
n entelektel soyktne ve tavra balayan geni bir fra dar
besidir. Genellikle, Hegel ve Marxtan tredii ve fenomenoloji,
varoluuluk, eletirel teori, yapsalclk ve postyapsalcl te
tik ledii dnlen Avrupa dncesini inceleyenlerce kullan
lan bir terimdir. Bu akmlar birbirinden olduka farkl olsa da,
ngilterede RusselPn nclnde gelimi olan analitik d
nceye ynelik bir kukuyu paylatklar, ayrca politika konu
sunda ortak bir vizyonlar olduu, iktisat, kapitalizm, burjuva
kurumlan ve ahlak konularnda ileri derecede eletirel olduklar
I

148 |

KIERKEGAARD. S0REN AABYE

dnlr.
Tarihsel olarak bakldnda, 18. ve 19. yzyllarda milliyet
iliin ykselmesinden nceki dnemde, aydnlar tipik olarak
bir lingua franca (ortak dil) olan Latinceyi iyi biliyor, bylece
birbirlerinin almalarn izleyebiliyorlard. Milliyetilik Latincenin ulusal dil lehine arlnn azaltlmasn getirecekti. Bu da
(genellikle geici olarak) yenilikleri ve dnceyi yaltma ynn
de bir etki yaratyordu. Birinci Dnya Savandan sonra, ngi
lizce konuulan dnya ile Kta Avrupas felsefesi arasndaki b
lnme, fenomenoloji ile Sartre ve Heideggcrin yaptlar hakkn
da ilgi yine canlanana kadar derinleti. eviri faaliyeti elbette bu
iki gelenek arasndaki kprlerin tmyle atlmamasn sala
mtr. Herhangi bir topluluk sz konusu olduunda grld
gibi, corafi temelde yaratlan stereotipler mensubiyet asndan
baz gevek hakikatler ierir. Fikirler snr tanmaz. Dolaysyla,
analitik kta Avrupallar olduu gibi, Kta Avrupas felsefecileri
ne de dnyann her tarafnda rastlanabilir. Zamanla, aratrma
clar bu blnmeye, Romanm dnden sonra Yunan metin
lerinin yitirilmesine benzer geici bir felsefi kopukluk olarak ba
kabilirler.

KIERKEGAARD, S0REN AABYE (1813-1855)


Soren Aabye Kierkegaard, varoluuluun atas olarak grl
mtr. Yzeysel olarak bakldnda, Kierkegaard, kelimenin
dar anlamnda bir filozof olmaktan ok bir teologdur. Ancak,
almalar yeterince felsefidir ve ona ilgi gsterilmesini anlaml
klacak kadar derin bir felsefi etki yaratmtr.
Kierkegaard, genliinde Tanrya kfr ettii iin ailesinin
lanetlenmi olduuna inanan bir babann elinde yetimiti.
Sorenin kardelerinden bei gen yalarnda lmlerdi. Ancak
Martin Kierkegaard kendini okumaya ve aratrmaya adayacak
I

149 I

KIERKEGAARD. S0REN AASYE

kadar para kazanmt. Ayn ey daha sonra oluna da ksmet


olacakt. Soren genliini doya doya yaad, ama bir ilham ann
da dnme ve yazmaya adanm bir hayat srmeye karar verin
ce nianls Regine Olsenden ayrld. almalar, baz bakm
lardan, tam da bu haz aray iindeki, gelecei dnmeyen
gen adamn bir grev adamna ve daha sonra Tanrya adanm
bir insana doru olgunlamasnn yansmas gibidir. Kronolojik
olarak ocuksu olandan tanrsal olana doru bir ykseli iinde
yazlmamtr bunlar. Kierkegaard mstear adlar kullanarak bir
dizi farkl bak asndan romanlar, mektuplar, nszler, kitap
deerlendirmeleri, deinmeler yazm, her birinde zdrapl bir
zihnin yaratabilecei varolu ikilemlerini ve ok eitli bak a
larn farkl eniler olarak yanstan bu mstear ad altnda yazl
m almalara farkl metinlerde yine kendisi cevap vermitir.
Tam biz Kierkegaardn yneliini bir felsefi patikada kefettii
mizi sanrken, o bunu sarsmaya ynelir, bylece insann bedeni
ne ve aklna bal snrlamalarn aarak gerekten tanrsal olma
kapasitesinin ne kadar yoksul olduunu vurgulam olur. Lutherci doktrine gre, insan kendi bana Tanrnn inayetine (grace) kavuamaz buna ancak Tanr kadirdir. Dolaysyla, ruhu
muzu, aklmz, duygularmz ve bedenimizi dinin bize verebile
cei en yksek dzeye doru yceltmek iin yaptmz her ey
bounadr. Yine de, yapabileceimiz ey, dncemizi dolaym
z olann tesine ykseltmek, kalabalktan uzak durmak, insa
ni ve dinsel paradokslarn ierdii derinlii dnmektir.
Kierkegaard renciyken Schellingin Hegel hakkndaki ele
tirel konferanslarn dinlemiti. Hegelden zevk almakla birlikte
onu anladn dnd lde (bunu bir filozoftan duymak
her zaman rahatlatcdr!) dncesinin baz ynlerini reddetmi
tir. Bu zellikle Hegelin grkemli sistemi iin geerliydi; Kierkegaarda gre bu sistem idealist bir evren uruna varoluu gr
I

KIERKEGAARD. SOREN AABYE

mezlikten geliyordu. Kierkegaard iin varolu seimler yoluyla


kendimizi gerekletirmek anlamna geliyordu: Kendini tensel
hazlardan (Kierkegaard bunu estetik hayat tarz olarak anar),
daha sonra kalabalktan ve tmel etiin ortaklndan (buna ise
etik hayat tarz adn takar) kopararak Tanr ile tek bana yz
leen bir birey. Bylelikle Kierkegaard zgr iradeye ve benliin
topluluktan kopmasn vurgulayan bir bireycilie balanm olu
yordu. Tabii bu dnyay, tekileri, etik sistemleri, hatta dini ve
Tanry dahi arka plana atarak insan ne karyordu.
Kierkegaardn odak noktas, bir hayat tarzndan feragat
ederek daha yksek bir hayat tarzn semenin ierdii eydi: Es
tetik hayat tarzndan etik hayat tarzna, oradan da teolojik ha
yat tarzna. Her bir seim, onun ya o ya bu diye adlandrd
bir kararla boumak anlamna gelir. Ya eskisi gibi yaayacam
ya da daha etik bir hayat. Hegelin diyalektik sisteminin ima et
tii gibi, hem o hem o olamaz. Bir hayat tarzndan tekine yk
selme bunlar birbirlerine balayan evreler araclyla tehis edi
lir (confina). Sevgisi erotik ve tensel olan, etii ise greli olarak
gren hedonist estetik dkn iin can sknts kanlmazdr.
Can sknts ise melankoli ve umutsuzluk getirir (Kierkegaardn kendi hayat rnekti) edebi karakter Don Juann cisimletirdii estetik dkn insan son tahlilde mutsuzdur. Melan
koli daha yksek bir hayat tarz olan etik hayat tarzna, evlen
meye, sorumluluklar stlenmeye ve bakalarn Hristiyan agape
etiiyle (erotik aktansa kardee sevgi) sevmeye bir srama
tahtas olur. Kierkegaard bu basama atlamay tercih ediyordu.
nsan zavall Reginay merak etmeden edemiyor-aslnda belki
de Tanrs ile hesaplap duran melankolik bir teologla evlen
mekten ok daha iyisini yapmtr. Her ne hal ise, Don Jan, son
tahlilde trajedisi evrensel etik uruna kendi hayatndan feragat
etmesi olan Sokrates haline gelir. Etik hayat zorlayan bir sonraI

1 5 1

KTLOK

ki confinium ironidir. Kierkegaard yksek lisans tezini ironi ze


rine yazm ve niann tez savunmasna girdikten sonra boz
mutur. Regina herhalde ne ironik! diye dnm olmal. Ki
erkegaard ironinin insann kendisini olaylara daha uzak bir me
safeye yerletirme etkisi yarattn, ama ayn zamanda kendisi
zerinde dnmesini saladn belirtir. Bunun sonucu olarak
ortaya kan balanmamlk duygusu yeni bir sramay gnde
me getirir: Tanrya doru bir srama.
Yalnzca bireyin kendisi hayatn ve deerlerini seebilir. Da
ha st bir etik statye ykselmek benliin tekilerden daha bir
uzaklatrlmas anlamn tar. Hedonist genlikte haz bakala
rndan ve bakalaryla elde edilir, ama yetikinlerin giritii evli
lik tr szlemelerde var olan dev etii kiiye daha yksek bir
bireysellik duygusu dayatr. Ama bu tr bir etik varolu daha
sonra insann ironiye dmesi sonucunda dinsel etik araclyla
alr. Burada erotik ak ile agape arasnda bir Hegelci sentez
gereklemi olur. Tensel ve kardee sevgi araclyla birey
Tanrya ynlendirilmi olur. Ama yeterince deil: Kierkegaard
insann dinsel bir zihniyete sahip olduu durumda inayete ancak
Tanrnn gcyle kavuabileceini kabul ediyordu. Her bir aa
mada da birey harekete gemek ve bir iman sramas gerek
letirmek iin gnll olarak bir seim yapmaldr.

KTLK
Gzellik gibi ktlk de insann azndan kt zaman zihni
yan anlamlarla ve felsefi iermelerle dolduran bir szcktr.
Kavramn gizli ya da rtl anlamlar iin dc benzer bir analiz
yaplabilir.
Ktlk kavram teolojiyle ve Leibnizin ortaya att teodise
ile derinden ilikilidir: Eer dnyay Tanr yarattysa ve dnya
iyi ise, ktlk nasl var olabilir? alar boyunca verilen ce-

KTLK

vaplardan biri, ktln Tanrnm iyi bir dnya yarattn an


lamayanlar veya bu hakikat kendilerine retildii halde bunu
reddedenler tarafndan yaplddr. Tanr zgr iradeyi olanak
l klmtr, insanlar da Tanrya kendi seimleriyle srt dnmek
tedirler. Augustinus, bu tr ktln mkemmel bir tasvirini
yapmtr: Ktlk kendi kendini idame ettirebilen, bamsz bir
varlk (ontolojik bir ktlk) deildir, kendini Tanrya ve iyi
lie kar frlatmaz; tersine, ktlk, iyilikten ve Tanrdan uzak
lamaktr. yleyse ktlk insan tarafndan seilmektedir, insa
nn kendi rndr. Bunun anlam, Tanrdan uzaklaanlann
tespit edilebileceidir. Hatta belki de tespit edilmesi gerekir bun
larn: ktln geriletilmesi veya dnyann ktlkten arnd
rlmas iin bunlarn erdemlilerin yoluna geri dnmesi amacyla.
Ktl farkl bir kta gren hmanistler ise, bu politikann
dinler arasndaki ve dini reddedenlere kar hogrszln ve
iddetin temel nedenlerinden biri olduunu vurgularlar.
Ama Tanr her durumda iyiliksever ise, teologlarn ktl
n bu sisteme, deyim yerindeyse nasl szdm izah etmeleri ge
rekir. rnein, eletirel yaklaanlar, bu grn doal afetler gi
bi grnrde kt olan olaylarn iyi olarak yorumlanmas t
rnden iermelerine hayflanrlar. Belki de Tanrnn sisteminde
bir lokma ktlk gereklidir ki iyinin ne olduunu renelim.
Benzer biimde, deterministler de, eer btn eylemler nceden
belirlenmise, nasl olup da bir insann kendi iradesiyle Tanrya
srtn dndn veya iyilik yaptn aklamak zorundadrlar.
Yoksa bizi iyi davrann ne olduu konusunda aydnlatabilmek
iin Tanr baz insanlar ajan gibi seip bunlarn Onun amala
r uruna ktlk yapmasn m istiyor? Bunun anlam u olur
du: Bu ajanlar (rnein Yeni Ahitte Yehuda) yalnzca birer
aratr, sorumlu zneler deil; dolaysyla insanlarn bunlar
mahkm etmesi yanltr.
I

153 |

ktlk

Sokrates insann bile bile ktlk yapmayacan vurgulu


yordu. nk iyinin ne olduunu bildikten sonra iyilik yapma
mak insann elinde deildir. Bu kolayc argman Aristoteles
reddedecek, bunun yerine iradenin zayflnn zerinde dura
cakt. Belirli bir durumda yaplmas gereken doru eyin ne ol
duunu bilebilirim, ama irade yokluu dolaysyla bunu yapma
yabilirim. Burada bilgi ve irade ayrlmaktadr, ama yine de u
yan anlam kalacaktr: Ktlk bile bile yaplr ve dolaysyla
onu yapan insan teki insanlarca mahkm edilmelidir.
Hmanistler teodiseyi reddederek ktl, insanlk zerin
deki kt sonular veya kt niyetler balamnda anlamaya a
lrlar. rnein, baka bir kiiye kar isteyerek saldr balat
mak kt bir edimde bulunmaktr. Bar, bireyin salkl geli
mesine ve adaptasyonuna uygun bir ortam oluturduuna gre,
sava onun antitezi olarak bir ktlktr. Bu laik teoride ok
ey vardr. lkin, znenin isteyerek davranyor olmas: zne zor
lama altnda veya zihinsel durumunun tam kontrolne sahip de
ilken bir edimde bulunuyorsa ktlk ortadan kalkar veya ha
fifler. kincisi, znenin saldry balatan olmas, yani iddeti zsavunma amacyla ya da belki iddet kullanaca belli olan biri
ne kar nceden engelleme amacyla kullanyor olmamas.
ncs, edimin br kiiyi hedef almas: Bu, insanlar kapsa
yan (ama rnein hayvanlar veya dalar kapsamayan) zgl
bir manevi statnn varl anlamna geliyor.
Laik etikte, tartma ktln kltrel normlardan bam
sz olarak var olup olmayacana ya da ktlk diye bir eyin
var olup olmadna kayar. Eer bamsz olarak var olabiliyorsa, bunun evrensel bir olgu olduu sylenebilir mi? Eer byleyse, ktln ne olduunu nereden biliriz? Ahlaki mutlaklar
belirli eylemleri veya kusurlar doas gerei kt veya ahlaksz
olarak nitelerler. Greciler ise genellikle zgl konularda herkeI

154

KUKUCULUK

sin ayn fikirde olmamasn ktln greliliine delil olarak


gstermilerdir. Belki de insani ve canl olan her eye srt evril
mesi, ktl kavraymzn balangcn oluturmaldr.

KUKUCULUK
Kukucular eletirel bir tutum benimserler, ama nereye kadar?
Hayata, baka insanlara, eitli felsefelere ve bilimlere kar ele
tirel bir tavr taknrken kukucunun son tahlilde sayg gster
mesi gereken herhangi bir standart var mdr, yoksa kukuculuk
tartmaya, sevgiye, bilgiye nerecek yararl hibir eyi olmayan,
bir kara deliin iine doru serbest de gemi bir entelekt
el tavr mdr? Oysa kukuculuun savunucular kendi tutumla
rn deiim iin veya daha keskin bir dnme sreci iin olum
lu bir g olarak yaarlar.
Kukuculuk ya ortaya atlan her bir bilgi parasna meydan
okuyan kat bir kukuculuk olarak dnlebilir ya da, daha il
ginci budur, bilgiye kar daha yumuak bir tavr olarak. rne
in, duyularmn gerekten de doru olduundan nasl emin ola
bilirim? New Yorka 2001de yaplan terrist saldr hakknda
kukucularn yapm olduu bir video izliyorum: Benden resmi
yky reddetmem, videoyu yapanlarn daha inanlr bulduu
bir yky kabul etmem isteniyor. Ama zihnimi bir ykden
tekine evirirken elbette kukucu bir tavr benimsemem gereki
yor: 11 Eyll konusunda kukucularn versiyonu daha anlaml
grnyor mu? Hangi aklamann anlaml grndn be
lirlemek iin ne tr kriterler kullanmalym? Eer o teori senin,
bu teori benim aranr durursam, bu arada olgularla bir ba kur
maya almazsam, sonunda adam sen de deyip herhangi bir
hakikat duygusunu yitireceim bellidir.
Bu yzden sz konusu ayrm asndan bakldnda ou
kukucu daha ziyade yumuak kukuculuu benimser: HakikaI

155

KUKUCULUK

te nihiliste yaklamaktan kanr, eldeki bulgular hakknda bir


yargya ulaabilmek iin bir standart kabul eder. nsann kendi
gzleriyle grmesine ve olgular konusunda kendi yargsn ver
mesine ilikin tavr da buradan kaynaklanr. Ancak, konuya
eletirel yaklaanlar, ok kritik anlarda duyularn hatr saylr
lde aldanabileceine iaret ederler. Burada Wittgenstein ile
Popper arasnda, her trl bilgi zerine tarttklar, bir de iin
iine bir mine demirinin girdii nl karlamay dnn.
Bu noktada, baz felsefeciler bizi algy gerekelendirmekten
inandmz eye olan inanlarmzn oluumuna doru geri e
kerler. Rasyonalizm zihnin i ilemlerinin, zel olarak da belirli
aksiyomlardan hareketle karsama ilemlerinin geerliliini va
zederek yrr: Eer A > B > C ise, demek ki A > C. Ancak ampiristler, Riemannn, klidin matematiksel aksiyomlarn sor
gulad gibi rasyonalistlerin aksiyomlarnn kendilerinin de sor
gulanabilecei, dolaysyla rasyonalist programn kukuculara
kar bir savunma oluturmad itirazn yaparlar. Rasyona
lizm, kendilerinden hareketle belirli karsamalarn yaplabilece
i aksiyomlara yaslanr. Aksiyomlarn gerek dnya ile ilikisi
olmas gerekmez.
Alternatif olarak, btn dnce ve deneyimlerimin akll bir
wi-fi gere tarafndan retildii dnlebilir (bu tr bir gere,
Descartesn kendi varlndan emin olmasn kbus haline geti
ren eytann en son cisimlemi hali olabilir). Ama byle bir y
neli hakl mdr? Aikr olan reddetmenin (grdm eyin
gerekten ne olduunu bilme bakmndan veya kiisel olarak
onun hakknda dndm eyler bakmndan yanlyor olsam
da, bir ey grebiliyorumdur) felsefi bir non sequitur olduu,
doru epistemik ilerlemeyi engelleyen rahatsz edici bir anlam
szlk olduu veya kendi kendini rtt, dngsel olduu iti
razlarn yapabiliriz. Ben dncelerimin balatcsnn kendim
1

l*

LEIBNIZ. GOTTFRIED WILHELM

olduuna inanmyorum, buna kim inanmaz? yleyse varmdr:


Descartesn sarld sonu da buydu. Hegel bunu s bir arg
man bularak reddeder. Ona gre benin bilgisi teki egolarn var
olduunun bilinmesine bamldr; zbilin ancak insann tann
mas erevesinde var olur: Kendinde-varlk ile bakas-iinvarlk tek ve ayn eydir. yleyse, bakalar vardr. Wittgenste
in baka bir yol tutarak yle der: Bilmenin temel aralarna sa

hip olduum konusundaki kesin dnce, kukucular sustur


mak iin yeterlidir. Benzer kesinlikler bir inaat iskelesi olutur
maya balar, bu da bizi bilgiden ziyade bilgiye ykseliimizde
ynlendirir. yleyse, der Wittgenstein, iskelenin kendisi kuku
cu sorgulamaya tabi deildir.
Her eyden te, kukucu bizim kendimize ilikin ve daha da
zel olarak bakalarnn (dinin nde gelenleri, politikaclar,
doktorlar, devlet yetkilileri, ticari pazarlama vb.) ihtimamna
ynelik olarak gelitirdiimiz gnlk gvenin geerliliine mey
dan okuma abas iindedir. Bu meydan okumay sonuna kadar
gtrmek ister: Kukucu iin, hibir ey kutsal kabul edilmeme
lidir. nk ancak ok deer verilen inan ve varsaymlarn sor
gulanmas ve yeniden sorgulanmas yoluyladr ki ilerleme mm
kn hale gelir. Bu ekilde yaratlan ivme, bizi Doru bilgiye ula
trmaktan ziyade daha doru bilgiye doru bir hareketi salar.
Doru bilgi, Popper gibi birok dnr asndan hibir zaman
eriilemeyecek bir ey olabilir. Felsefenin sorularmza ve d
n tarzmza yol gstermesinin nemi de buradan gelir.

LEIBNIZ, GOTTFRIED WILHELM (1646-1716)


Gottfried Wilhelm Leibniz muazzam yeteneklerini saysz disip
linde kulland: felsefe, tarih, dil, jeoloji. Matematikte kalkls
icat etti (Newtondan bamsz olarak, ama fikirlerini daha n
ce yaynlad). Bugn hl onun notasyonunu kullanmaktayz.
I

157

LEIBNIZ. GOTTFRIED WILHELM

1673te Londradaki Kraliyet Akademisine bir hesap makinesi


gsterince dernee ye olarak kabul edildi. Meslei avukatlkt.
Hanover sarayna danman, diplomat ve tarihi olarak hizmet
etti. Hayat sresince Teodise baln tayan tek bir kitap ya
ynlad, ama yaynlanm makaleleri ve yazmalar da ok ha
cimli ve ok etkiliydi.
Erken aamalarda amalarndan biri mant, ilikileri analiz
edebilmek amacyla bir semboller sistemine indirgemekti. Bu tr
formel mantn teki konulara da geniletilebileceini ve byle
ce onlarn ieriine de k tutulabileceini umuyordu. Bu gr
20. yzylda Oxford felsefecilerini, zel olarak da Bertrand Russell heyecanlandrmtr. Katolikleri Protestanlarla birletirme
yi denedi. Bu baarszla uraynca Luthercilerle Calvincileri
birletirmeye alt. Ayn zamanda birleik bir Avrupay hayal
ediyor, birliin prenslerini aralarndaki uyumazlklar gider
mek iin biraraya gelirken hayal ediyordu. 17. yzyln korkun
savalarndan sonra, birka dnr bir nevi pax romana yarat
maya aba gsterecekti (Rousseau*nun kar kt Abbe SaintPierre de bunlarn arasndayd). Bunlar bu giriimleriyle daha
sonra Avrupa Birlii haline gelecek eyin politik tohumlarn at
m oldular. Savalarn planlamakta olan Fransa Kral XIV.
Louis bu fikre hi ilgi duymad. Kendi imparatorluunu genilet
mekle megul olan Rus ar Byk (Deli) Petro da kaytsz kal
d. Ama Leibniz herkes arasnda uyum yaratma abasndan hi
vazgemeyecekti: Hayatnn son yl iinde inin Konfysleriyle Katolikleri birletirmeye alyordu!
Eletirel yaklaanlar Leibnizin felsefesini oluturann ne ol
duu konusunda farkl fikirlere sahiptir. Bunda bu felsefenin
ok geni bir alana yaylmasnn ve tutarl biimde ele alnmas
nn glnn de rol vardr. Burada iki popler fikir zerinde
duracaz: Her eyin, monad ad verilen basit tzlere ayrtrI

58

LEIBNIZ. GOTTFRIED WILHELM

labilir olduu fikri ve Tanrnn dnyay varolabilecek btn


dnyalarn en iyisi olarak ekillendirdii fikri.

Teodise kitabnda ktlk konusunu ele alr. Dnyada kt


lk ieren, korkun olaylarn oluyor olmas, Tanrnm her ba
kmdan iyiliksever olduuna inananlar iin her zaman mantksal
olarak dikenli bir konu olmutur. Kt fiiller bu nermeyle e
liir: Ya Tanrnn her bakmdan iyiliksever olduu fikrini red
detmek ya da kt eylerin kt olarak betimlenmesinden vaz
gemek zorundayizdir. Leibniz ilk yolu seer: Tanr ahlaken m
kemmeldir, o zaman onun evreni de yle olmaldr. Herhangi bir
olayn olabilmesi iin yeterince bir neden olmaldr. Yani hibir
ey baka trl olamyor olmaldr. Evren Tanrya dayamyorken, Tanr da gnlnn diledii evreni yaratabileceine gre,
buradan u kar: Evrende olan her olay, bu olayn olmas iin
yeterli nedeni olan Tanr tarafndan desteklenmektedir. Yani
Tanr dnyay bu zellii olsun diye semitir. yleyse, Tanrnn ahlaki mkemmeliyeti gz nne alnnca bu, mmkn
olan btn dnyalarn en iyisi olmaldr.
Voltairein Candide'de Leibnizin bu grn alaya almas
nldr. Bu gr orada Dr. Pangloss ileri srer. Lizbon dep
reminin ardndan Pangloss aslr, Candidede krbalanr. Bunun
zerine Candide sorar: Eer bu mmkn olan btn dnyala
rn en iyisiyse, tekiler nasl acaba? Leibnizin akl yrtmesi
korkun olaylarn iinde yaayanlara yakksz grnebilir (ve
RusselPa gre Prusya Kraliesine yollanm bir mesajd), ama
onun mant baka trlsn kabul edemezdi: Tanr her ba
kmdan iyilikseverdir, dnyay Tanr biimlendirir, yleyse dn
ya iyidir. Meseleyi bir de tersinden dnn. Eer Leibnizin
Tanrs ktle izin verse, evreni yaratrken rasyonel biimde
hareket etmi olmayacakt. nk rasyonel olmas demek
mmkn olan en iyi dnyay, yani sonsuz alternatifler arasndan
I

159

LEIBNIZ. GOTTFRIED WILHELM

en iyisini yaratmas demekti. Tanr ne yarataca konusunda z


gr iradeye sahiptir, ama bir dnya yaratmaya karar verdiinde
en iyisini semek zorundadr. Ancak, bu, kt olann aslnda iyi
olduu anlamna gelmez. Sadece bu dnyada var olan ktlk
en iyi olmayan alternatifte olabileceinden ok daha azdr.
Bu teori gevek biimde Leibnizin monadlar teorisiyle ba
lantldr (kabalk yok). Leibniz iin kaplam diye bir ey yoktur.
Bedenler bizim onlarn var olduunu farz ederek algladmz
tarzda var olmazlar. Gerekte var olan ruhlardr. Bunlar blne
mez btnlerdir, monadlardr. Monadlar maddi deildir, uzay
da yokturlar, ama kendi kendilerine yeterlidirler. Bunun anlam
udur: Monadlar birbirleri zerinde eyleyemezler. Monadlarn
pencereleri yoktur, Leibnizin nl bir cmlesidir. Monadlar
sonsuz saydadr. Elbette hepsi Tanrntn varlna bal olarak
ortaya kar. Ama bunlarn her biri de ayr ve farkldr, aslnda
birer ruha sahiptir. Neden sonsuz bir sayda olmalar gerekiyor
sorusuna verilecek cevap evrenin bir yerinde hibir eyin bulun
mad gereinden kanmaktr. Bu tr bir boluk birok ayd
n korkutuyordu. Monadlarla dolu bir biimde bir taa bakt
mzda birok monad hayal etmeliyiz:
Maddenin her bir paras bitkilerle dolu bir bahe, balk do
lu bir havuz gibi dnlebilir. (Leibniz, Monadology, 67)
Her ne kadar Leibniz Yunanlarn atom teorisini (bu Dalton ve
tekilerden ncedir), atomlarn blnemez fiziksel paracklar
olarak tanmlanmas dolaysyla reddetse de, kendi monadlar,
evrenin esas doasn onlarla aklamak istediinden benzer
zelliklere sahiptir. Ama Leibniz iin esas paracklar maddi
olamaz. Her bir tekil rnekte benzersiz ve maddi olmayan bir ni
telik tar bunlar. stelik her monadn bir ruhu vardr ve ruhuI

160 |

LO C K E . JOHN

muz (yani kendimizi zdeletirdiimiz o ey) trilyonlarca hc


rede yalnzca hkim bir monaddr. Mtedeyyin okurlarn mut
lu edecek bir biimde, monadlar lmez. Bylece ruhun ebedilii
vaat edilmi olur.
Her monad kendi iinde minik bir evrendir. Bellek kapasite
sine sahip daha yksek birer monad olan her zihin ise bir kk
tanrdr. Btn bunlar Tanrnn kendisiyle ilikilidir. Ama Russelln belirttii gibi bu teoriler kamuya dnk olarak gelitiril
miti. zel filozof Leibniz manta bal kalan ve Tanry iin
iinden karan baka dnce tarzlarnn peindeydi. Kamuya
dnk ve zel zihinlerinin arasnda bir ikiliin var olduu gere
i sadece psikolojik olarak deil felsefi olarak da ilgintir. Bir in
sann fikirlerini saklamak zorunda kalmas onun felsefesi hak
knda bize ne anlatr?

L O C K E , JO H N (1632-1704)
Neredeyse ada olduu Hobbes gibi, Locke da ilgin ve al
kantl bir dnemde domutur. Hayat boyunca Savalar,
Cromvvellin cumhuriyetini, Monarinin Restorasyonunu ve
1685in anl Devrimini yaamtr. Krsal bir centilmenin o
luyken, yetenekleri ve alkanl sayesinde Restorasyonun en
gl politikaclarndan birinin danmanlna ve nihayet sayg
gren bir filozof ve eitimci konumuna ykselmitir. Kkeninde
muhafazakr olmakla birlikte, Locke zamanla birey ve mlkiyet
haklarnn nceliini, minimal devleti ve dinsel hogry savu
nan radikal bir dnr haline gelmitir. Locke ampirizmi gerekelendirmek ve doutan gelen fikirleri reddetmek bakmn
dan gl birtakm argmanlar ne srmtr.
Locke kurulu dzen yanls muhafazakr bir konumdan ra
dikal liberal bir konuma (bu konuma Britanya politik hayatnda
daha sonra Whigler ad verilecektir), Anthony Ashley-Cooper
1 1*1 I

L O C K E . JOH N

(teki adyla Shaftesbury) ile tantktan sonra geecektir. Shaftesburynin safra kanalnn temizlenmesi amacyla yaplan bir
ameliyat yneterek, anlatlana gre bu politikacnn hayatn
kurtarmtr. Locke, ayn zamanda, 17. yzyln en nde gelen
tabibi olan Thomas Sydenhamin yannda alan amatr bir tp
doktoruydu.
Shaftesbury ngilterenin ilk siyasi partisini kurarken Locke
kendini bireysel haklarn daha derinden gerekelendirilmesi u
rama verecekti. ki Risale balkl almasnda Locke her biri
mizin bedenimiz zerinde vazgeilmez bir hakka sahip olduu
muzu belirtiyordu: Ahlaki ve siyasi bir ilke olarak her birimizin
bedenimizin sahibi olduumuzu ileri sryordu. Eer kendi be
denimizin sahibi biz deilsek, kim olacakt? Bununla balantl
olarak, bireyin kendi bedeninin sahibi olduunu yadsyan filo
zoflar insanlarn hayatna byk lde mdahale edilmesine
yatkndr. Locke bu tr mdahaleyi reddetmeye eilimliydi. n
sann kendi kendisinin sahibi olduu fikrini dncesinin bir keta olarak vazetmekle liberter dnrlere ve anaristlere mi
nimal devlet veya devletsizlik konusunda gl bir gereke sun
mu oldu. Locken mant zel mlkiyeti gerekelendirme y
nnde ilerliyordu: Eer emeimizi sahipsiz kaynaklarla birleti
rirsek, bunlar emeimiz sayesinde bizim olacaktr. Bir ktaya ve
ya gezegene ayak basar basmaz onun mlkiyetini talep etmek
samadr, ama bir toprak paras zerinde almsanz, r
nn size ait olmas hakkaniyete uygundur. Tersini sylemek,
kp gelen ve retiminizi kaba bir biimde elinizden alan birileri
uruna almay kabul etmek olur.
Birey kendi kendinin sahibidir ve emei de kendisinindir,
onu istedii gibi kullanma hakkna sahiptir. Ona kar iddet ve
ya hrszlk yoluyla saldran herhangi bir bakas ona sava ilan
etmi demektir ve madur kendini her yoldan savunma hakkna
I

l 2

LO C K E . JO H N

sahiptir.
yleyse, nsan Sava durumuna sokan, iddetin haksz kul
lanmdr... (Locke, Second Treati$eyparagraf 177)
Hrsz amacna ularsa mlkiyetinin yitirilmesi, maduru bir
kle haline getirir. Bu ise insann iinde yaayabilecei cn kr
durumdur. Saldrgan saldry (iddet, hrszlk, dolandrclk)
balatmakla btn haklarm yitirir ve madur onu hakl olarak
ldrebilir veya kleletirebilir. (Locke, kle ticareti konusunda
mkemmelen bilgi sahibi olduu halde, Bat Afrikallarn kleli
ine kar kmyordu, nk ya safdillikten ya da politik davra
narak, klelerin kendilerini kleletirenlere kar saldr sava
balattklar iin koleletirilmeyi hak ettiklerini kabul ediyordu!)
Ancak, kendini savunan kiinin hakl savan saldrgann ailesi
ni de ierecek biimde geniletme hakk yoktur: Yalnzca o tekil
faile saldrmak hakl grlebilir.
nsanlarn devlete neden ihtiya duyaca sorusu birok ba
kmdan sorulabilir. nk Locke entelektel olarak sk sk
anarinin snrlarna kadar uzanr. Ama insanlarn kendilerini
doa durumunun anarisinden kurtarmak iin bir devlet szle
mesi oluturmasn gerekelendirecek birka neden ileri srer.
Doa durumu belirsizliklerle doludur ve insanlar saldr riski al
tnda yaamaktadr; doa durumunda ayn zamanda yerleik,
bilinen ve zerinde anlama salanm yasalar, nceden bilinen,
tarafsz bir yarg ve bu yargca hukuku uygulama yetkisinin ve
rilmesi eksiktir. Anaristler iin bunlar alamaz sorunlar deil
dir, hatta dikkati ana sorundan uzaklatran ayrntlar oldukla
r bile sylenebilir, ama Locke iin bu sorunlar bir devlet kur
mak iin yeterli bir gerekedir. Bir kez devlet kurulduunda in
sanlar demokrasi ya da ounluk ynetimi zerinde anlamal
I

1 6 3

L O C K E . JO H N

dr: Devlet ancak halkn rzas temelinde savunulabilir.


Hogr, rza ve halkn teme) haklarn ihlal eden hkmet
lere kar isyan hakk, 20. yzyla kadar liberal felsefenin ana di
rekleri haline gelmitir (imdi bu yaklama liberter deniyor).
Locke balangta oulluun, srtmenin ve savan kayna
olduu dncesiyle dinin bireylere braklamayaca fikrine ka
tlm olsa da, zamanla bu ilkeyi reddederek dinsel hogry de
savunmutur. Her insan, devletin mdahalesine maruz kalmak
szn dinini kendi istedii gibi yaamaldr. Anglikan Kilise
sinden kopan btn nonconformist gruplar gz nne alnd
nda, Locke din zgrln savunan tek dnr deildir,
ama belagati ve ileri srd gerekeler liberal fikirlerin, hl da
olduu gibi, ok daha geni kitlelere ulamasn olanakl klm
tr.
Byk etki yaratan Eitim zerine Dnceler kitabnda
Locke eitsel ideallerin ilkretim rencilerinin eitimine uy
gulanma tarzn zetler. Okullar ocuu renmeden soutmak
ta ve terbiyesiz renciler yetitirmektedir. Dolaysyla, ideal
olan, eitimin evde yaplmas, gerektiinde zel retmenlerle
desteklenmesidir. Ama baskc, disiplin kuran, skc bir eitim
olmamaldr bu. ocuklar ancak son are olarak okula gnde
rilmelidir. Ama batan doru yetitirildilerse ocuk ana babas
na saygl olacak, centilmen gibi davranacak, saygdeer olacak
ve toplumun her katmanyla iletiim kurabilecektir.
Eitim konusundaki almalar sayesinde mehur olmadan
nce (siyasi konulardaki almalarn, devletin basksndan
korktuu iin lm deine kadar isimsiz olarak yaynlam
tr), nsann Anlama Yetisi zerine Bir Deneme balkl bir al
ma kaleme alm, ampirizmi ve bilimsel yntemi savunmutu.
Onu felsefeye ynelten Descartesn meditasyonlaryd. Descartesn baz argmanlarn reddetmekle birlikte, bilginin izah edi
I

1 6 4

LO C K E . JOHN

lebilecei ve kesin bilginin savunulabilecei yolundaki genel y


neliini benimsiyordu. Descartes kesin bilginin kendi zihninden
(dnyorum, yleyse varm) ve Tanrnn varlndan kaynak
landn beyan etmiken, Locke ie duyularla balamay tercih
ediyordu. Duyular ampirik ynelii reddeden birok filozofun
alay konusudur. Bunlar duyular aldanyor olabilir derler. Bu
doru olabilir elbette, ama zihnimizin tesinde, dmzda olan
biteni anlamak iin baka nereden balamak mmkn?
Locke ie zihni bir kil levha gibi olan yeni domu bir bebek
le balar (kil levha kavram Franszcaya evirmeni ve dostu Pi
erre Coste tarafndan tabula rasa -kabaca bo sayfa- olarak
evrilmitir). Bir bebein bir eyi bildii nasl sylenebilir? Du
yular dnda bebek herhangi bir eyi nasl bilebilir? Filozoflarn
doutan gelen bilgiye delil olarak nerdii eitli nermeleri ele
alan Locke, esas olarak genelletirilemeyecekleri gerekesiyle
her birini teker teker yadsr. Olgusal olann tersinden hareket
eden dn tarz, doutan gelen bilgiyi reddetmek iin yeterlidir. rnein, herkes Tanrya inanmaz ya da btn insanlar
ayn ahlak ve nermeleri benimsemezler. Descartesa kar Loc
ke akln genel olarak bilinen birtakm nermeleri kefetmek iin
kullanlmasnn kmaz yol olduunu vurgular. Hepimizin bil
mesi gerektii dnlen bu eyler neden bilinmez?
Doutan gelen bilgi fikri bir kez reddedildiinde, yzmz
bilginin tek reticisi ve sahibi sfatyla bireye evirmek zorundayzdr. Bu, Locken bireyci ve kukucu felsefesinin altyapsn
hazrlar. Bu noktada filozof insann kendi gzleriyle gzlemle
mesinin ve kendi aklyla dnmesinin nemini vurgular. Buna
karlk, doutan gelen bilgi fikri, bakalarnn insan zihninde
olduuna (veya olmas gerektiine) inand eyleri kabul etme
ye kap aar ve Lockea gre bylece otoritarizm ve kr itaate gi
den yolu der. Oysa bunlar Locken geriletmeye abalad iki
I 165 1

L O C K E . JOHN

ahlaki ve siyasi eilimdir.


Bir insann sahip olduu btn fikirler ancak duyular yoluy
la ortaya kabilir. Ama bir kez bunlar zihnimde varsa, bunlar
birlikte gruplandrp szckler yoluyla kavramlar oluturabili
rim. Szckler fikirlere (yani zihin tarafndan alglanm olan
eylere) atf yapar, kavramlar ise tek bir balk altnda uygun bir
biimde toplanm gruplara. rnein at, saysz at rneinin or
tak addr. Ama Locke uyarr: Filozoflar bu aamada kendi d
nlerinin esiri olabilirler, nk szckler yeniden alglaya
bildiimiz ve saptayabildiimiz eylere balanamazsa, o zaman
anlamsz hale gelirler. Bir buuk yzyl sonra bu argmanlar, bir
nermenin bir anlam ifade edebilmesi iin saptanabilir ve do
rulanabilir terimlerle ifade edilebilir hale getirilebilmesi gerekti
ini iddia eden pozitivistlerce daha ileriye tanacakt. Locke bel
ki de kendi fikrinin bu iermesinin bilincindeydi, ama bir Hris
tiyan olarak, daha sonraki pozitivistlerin yapaca gibi dini,
dorulanamazlk veya dpedz sama olma gerekeleriyle red
detmesi olanakl deildi. Tersine ocuklara, bydklerinde
ateist olmasnlar diye ok erken bir yatan itibaren Tanr inan
cnn telkin edilmesi gerektiini dnyordu (Locke ocuklarn
ateist olarak doduuna inanyordu).
Alglanan (ve zihinde fikir olarak saklanan) izlenimler, birin
cil ve ikincil nitelikler olarak snflandrlabilir: Birincil nitelik
ler, fiziksel bir eyin katl, kaplam, ekli ve hareketliliidir;
ikincil nitelikler ise tat, renk ve sestir. Her ikisi de duyular ze
rinde iz brakr ama bunlar ayrt etmek mmkndr. Yani be
lirli boyutlarda ve biimde bir piyanoyu tespit edebilir, (benim
bak amdan) hareket etmiyor olduunu kaydedebilir ve buna
ayn zamanda belirli bir kokusu olduu, koyu renkte bir ahap
tan yaplm olduu ve cila tad olduu bilgilerini ekleyebilirim.
Bu zellikler kendilerini benim zihnime sokarlar, ben buna engel
I

166

LO C K E . JOH N

olamam: Duyularm bilgiyi almtr. Ne var ki, d dnyaya y


nelik odaklamam deitirebilirim, keskinletirebilirim veya
donuklatrabilirim, dalgnlam olabilirim. te burada zihin
iin iine girer, nk genel olarak d dnyann sinyallerini alr
ken pasif olsam da, i zihnimi kullanmaya gelince pasif deilim
dir ve odaklamasn deitirebildiim de budur. Duyusal an
lamda ortalkta tuhaf bir koku olduunun farknda olabilirim,
ama zihnimin farkndaln bu kokuyu aratrma ve bunu tan
dk baka kokularla (rnein blgenin iftliklerindeki sv a
murla) karlatrma amacyla ykseltmeyebilirim. Ama dn
meye balar balamaz ne dndm konusunda bilgim vardr
ve dolaysyla dndklerimden btnyle sorumluyumdur.
Ne var ki, zihnim bir kez izlenimlerini edindii alglanm ger
eklik zerindeki odaklamasn gevettiinde, zihnimin karma
kark hale gelme ve hibir yere apalanmam birtakm kav
ram ve szckleri saa sola sama olasl ok yksektir. Byle
likle tuhaf nermeler ileri srmeye eilimli hale gelirim (ejder
halar tek boynuzlu atlar yer gibi). Epistemolojik adan bu,
daha nce grlm olan eylere geri dnmenin bir ihtiya oldu
unu ortaya koyar. Locke bunun her tr dnr iin salkl bir
tutum olacan, ama zellikle entelektel fanteziye kama eili
mindeki dnrlere yarayacan sylerdi.
Locken epistemolojik teorileri eitim teorisiyle yakn bir
ba iindedir: ocuk, tikelleri ve referanslar anlamal ve soyut
lamalar, arkalarnda yatan ve temsil ettikleri eylerle ilikilendirmeyi renmelidir. Ayn ey politik teorileri iin de geerlidir.
Birey bir otoritenin veya rahibin yarglarna deil, kendi yargla
rna gvenmelidir. Bireyin entelektel alandaki ncelii, kendi
hayatn belirleme konusundaki politik ve etik haklarnn ne
mini de yanstr.

1 6 7

MANTIK

M A D D E C L K (bkz. MATERYALZM)
M A N T IK
Mantk doru akl yrtmenin incelenmesidir. Dndklerimi
zin ierme, tmdengelim ve tmevarm yoluyla tutarl biimde
birbirine balanmasn salamann incelenmesi. Mantk karsa
ma ve iermeye dayal argmanlar inceleyerek bunlarn isel ge
erliliini deerlendirir (bunlar kapal devre olduu ve gereklik
ten bamsz olarak ele alnabilecekleri iin iseldir); tmdenge
lime dayal argmanlar ise kapsamlarn ve gereklie uygun
luklarn anlamak iin inceler. Yani mantk, argmanlarmz
zerine yerletirdiimiz kurallar btndr.
Mantk, hakikatleri ortaya koymaz. Bu konuda ok yanl
yaplr. Mantn btn yapabilecei, ncllerden hareketle so
nulara ulamaktr. Eer atlan admlar bu ncllerden doru
biimde karsanyorsa, o zaman sonu zorunlu olarak doru
dur. Bu bizim sonucun doru olmamas konusundaki arzumuz
dan veya ncllerin dndaki eyler konusundaki bilgimizden
bamsz olarak byledir. rnein u cmleyi dnelim: Fulfrd Sava Hastings Savaandan nce oldu; Stamford Bridge
Sava ise Fulford Savandan sonra. Burada kabilecek geer
li bir sonu, Stamford Bridgein Fulforddan nce olmaddr.
Ama Stamford Bridgein Hastings Savandan nce olduu so
nucu geersizdir. Bu, tarihte byle olmu olsa bile dorudur. Ve

rilen bilgi temelinde dn bile olmu olabilirdi Stamford Bridge.


Mantksal akl yrtme, genellikle biz bir argmann zn
izlerken enformel biimde ortaya karsa da, formel mantk,
mantksal argmanlar bir dizi sembol haline getirir. Bunlar top
lumsal dillerde bulunabilecek ikirciklilikleri gidermek iin kulla
nlr. Her ikisinin de kullanlabilecei yer ayrdr. Neden imm
noloji alannda kariyer yapmanzn sizin iin iyi olaca konuI

1 6 8

MANTIK

sundaki dncenizi sembolik mant kullanarak anlatmanz


epeyce g olurdu.
Mantn nemi, dnrken ve yazarken daha dakik olma
mza yardm etmesinden gelir. Kullanm, yaptmz her eye
uzanr. Ama kimileri, elenceli bir ekilde, mant reddetmeye
alr: nk, derler, mantksal bir akl yrtmeyle, tmlcngclime dayanan nermeler ayakta duramaz (ama bunun nasl ol
duunun izah edilmesinde alamaz sorunlar vardr) veya tme
varm hibir eyi kantlayamaz. kincisini ok daha fazla ho g
rebiliriz: nk gerekten de tmevarma dayanan bir arg
manda her bir nerme test edilebilir ve insann duyularnn ku
surlu olduu gerekesiyle reddedilebilir. Diyelim ben 5 + 2 = 7
diyorum, biri cevap veriyor: uAncak sen yle sylediin iin y
ledir. Benim yle sylememin nermenin mantksal geerlilii
ile hibir ilikisi yoktur. nermenin her bir unsuru incelenebilir,
salam biimde izlenebilir, baka hibir sonu elde edilemez.
Tmdengelime dayanan mantn reddedilmesi, baz mantk ha
talarnn veya mantksal sramalarn geersiz klabilecei daha
ileri trden argmanlarn reddedilmesinden farkldr. Bunlarn
btn derdi, dzgn bir hale sokulmaktr. Tmdengelime daya
nan mantn reddedilmesi, ayrca, tmevarma dayanan akl
yrtmeyi reddetmekten de farkldr. Bu sonuncusu, en ilgin bi
imde, bir dizi olayn (mantksal biimde) birbirine balanmas
n gerektiren ve bulgularla temellendirilmesi gereken bilimsel so
runlarda veya suu aratrma vakalarnda ortaya kan farkl
meseleleri gndeme getirir. rnein, Dr. Emoto, buz kristalleri
nin oluumunun, bunlarn yaknnda alnan mzikten ve bilim
cinin buza ynelik duygusal niyetlerinden etkilendiini ileri sr
mtr. Bu test edilebilecek bir nermedir. Ama ya sonular be
lirli trden mziklerin belirli trden buz kristallerinin oluumu
na yol atn ve suya seni seviyorum demenin senden tiksiI

169

MANTIK HATALARI

niyorum demeye gre nesnel olarak farkl kristallerin oluma


sna katk yaptn gsterirse? Bazen bir sonu bamsz aratr
malardan tekrar tekrar elde edilebilir, ama durumun tutarl bir
aklamas yaplamaz. Bu olgu belki de halihazrdaki kavray
mzn tesinde kalmaktadr ya da var olan bilginin henz ger
ekletirilememi bir sentezine ihtiya vardr.
Baz insanlar, insan zihninin, zellikle tmevarma dayanan
bir argman boyunca, doru bir akl yrtmeyi gerekletirme
kapasitesi olmadn dnrler. Sen yle sylyorsan yle
dir akas biraz sinir bozucudur, ama bir dnelim, ne demek
tir bu? Sizin mantnzn benimkinden farkl olduu mu syle
niyor? Belki de byledir, nk sizin dnyanz ve dnyaya ba
karken kurduunuz dil benimkinden azck da olsa farkldr.
Ama bamsz bir argmann geerliliini deerlendirmeye giri
eceksek, zerinde anlama salanm baz kurallara gre hare
ket edeceimizi varsaymak gerekir. rnein, 10 > 5 > 2, yley
se 2 < 10 ve benzeri. Bu, eletiride gizli olan sbjektivizmin bir
ksmn ortadan kaldrr. Bu kadar temel karmlar yadsyan
biri hakknda ne dnrdk? Baka bir mantk olduunu. Bu
mmkndr, ama bunun anlam o insann bize o kurallar re
tebilmesi veya mantksz davrandnn saptanmasdr. Bu, ba
kalarn kzdrmaktan baka bir nem tayor mu? u sylenebi
lir: Bu tr bir yaklam bu insanlara, yolda kardan karya ge
erken pek yaramaz, nk benim en ekici bulduum felsefi
pozisyon mantn bize kendi kendimizi ve dnyay daha iyi an
lamakta, safsatay ayklamakta ve inanlarmzn birbirleriyle
tutarl olup olmadn grmemizi salamakta yararl olduu
dur. Eer bunu yaparsak hayatmz daha iyi yaayabiliriz.

M A N T IK H A T A L A R I
Mantkta yaplan bir hatadr. Bir mantk hatasn kefetmek iin
I

170

MANTIK HATAI AKI

kilit mesele udur: Sonu ncller tarafndan ierilmi gibi gr


nr, ama daha titiz bir dnme sreci, akl yrtmede bir

hi

rama, ikircikliliklerin zerinde oynama dolaysyla dilin yanl


kullanm veya arzu edilen sonucu desteklemek iin yeni bir bil*
ginin veya ek ncllerin iin iine sokulmas gibi sorunlar oriiya koyar.
Bu nedenledir ki, Tanr tr eylerin varln kantlayan"
mantksa) argmanlar btnyle baarszlkla sonulanr. Bun
larn tek yapabildii, ncllerinin zorunlu iermelerinin ortaya
dklmesidir. nclleri deitirin, sonucu da deitirmi ola
caksnz. yleyse d dnyadaki varlklar konusunda kesin bilgi
yalnzca mantksal analizden elde edilemez. Belki de Disraelinin

nl nktesini hatrlamal (yalan, kuyruklu yalan, istatistik)


ve unu eklemeliyiz: ve de mantk! Yine de dilin doas ve sz
ckler ile eyler arasnda kurulabilecek felsefi ilikiler dolaysy
la mantklar yanllarn zelliklerini tartrlar. zel olarak da
bunlar akl yrtmede basit hatalarn tesine getiklerinde.
Baz yaygn mantk hatalar unlardr:

Fallacia plurium interrogationum (oklu soru yanl)


Bazen bir soru sorulur, ama ondan nce baka bir sorunun so
rulmu olmas gerekir. Baka ekilde sylenirse, soru ok fazla
eyi varsaymaktadr. Tekrarlanmasna deecek klasik rnek u
dur: Eini dvmeyi braktn m? Bu iki baka soruya olumlu
cevab varsayan, ynlendirici bir sorudur. O iki soru, (1) Evli
misin? ve (2) Eini hi dvdn m?dr. nce bunlar sorul
maldr. Aksi takdirde sank ne cevap versin? Evet mi, hayr m?

Ignoratio elenehi (dalmam orta terim yanl)


Btn evreciler kresel snmann olduuna inanrlar. Profe
sr Qwerty de kresel snmann olduuna inanmaktadr. y

MANTIK HATALARI

leyse, Qwerty evrecidir. Argman, Profesr Qwertynin ger


ekten de evreci lobinin mensubu olduuna dair, bize belirtil
memi olan bir baka ncl varsaymaktadr. Sonu olarak, k
resel snmann olduuna inanan ama evreci grlere katlma
yan baka gruplar da olabilir.

Post hoc ergo propter hoc (bundan sonra, dolaysyla bundan


dolay)
Dnya snyor. Karbondioksit salm bu snmadan nce gel
miti. Dolaysyla, artan karbondioksit salm kresel snmann
nedenidir. lle yle olmak zorunda deil. Bir eyin bir baka
olaydan sonra olmas, ona yol aann o olay olduu anlamna
gelmez. Ben alkladm ve Cindynin sutyeni dt. Benimle hi
ilikisi yok, baym.

Argumentum ad baculum (sopaya dayanan argman)


Benim sylediime katlacaksn, yoksa bedelini ar dersin.
Genellikle bundan daha ince ifade edilir ve dzenleyici komutlar
dan d politika maniplasyonlarna (Ya bizimlesiniz, ya ter
ristlerle - George W. Bush) kadar geni bir alan kapsar. Biraz
tartmal biimde, bu tam olarak bir mantk hatas olmayabilir.
Kimileri, gcn gerekten de geerlilie yol atn iddia edebi
lir. Ama o zaman o ncln aka belirtilmi olmas gerekir.

Argumentum ad hominem (adamna gre argman)


Politikacnn en sevdii numara: Adolf Hitler ktyd, demek
ki vejetaryenizmi de ktyd. Bu argman eitli boylarda ge
lir. Bir partinin, lkenin, rkn ya da dinin, baka konularda yan
l yaptklar dnld iin bu konuda da hatal olmas ge
rektii sylenir. Ama nermeyi kimin ifade ettiinin nermenin
kendisiyle hibir ilikisi yoktur.
i

172

MANTIK HATALARI

Argumentum ad verecundiam (otoriteye bavuran argman)


Buna nllerce desteklenen reklamlarda veya muteber insanlar
bir tartma konusunda fikir beyan etmeye davet edildiklerinde
rastlarz. Srf David Beckham u u marka gzlk takt iin,
der reklam, bu gzlkler cooldur, iyidir, kalitelidir vb. vb. Ya
da farkl bir estetik anlay olanlar iin Mihail Pletnevin Steinway piyanolarn desteklemesi. Ya .da bir profesr uzman
kimliiyle bir argman desteklemek iin arln koymaya
arlr. Bu durumlarn her birinde, belirli bir uzmanlk ve/veya
saygnn kolaylkla baka bir alana aktarlabildii varsaylm
tr. Bu, destekleyenin baka konularda konumak iin yeterli ol
mad anlamna gelmez; sadece nermenin ya da argmann,
kiilikten ya da hretten bamsz olarak kendi ayaklar zerin
de durmas gerektiini belirtmektir.

Argumentum ad ignorantiam (cehalete ynelik argman)


Bir nerme kantlanmadysa, ulat sonucun yanl olduu
sylenir. Kresel snma henz kantlanm deil, yleyse de
mek ki yanl. Hayr, kantlanmamasna kantlanmad, ama
yanllanmad da. Argman gereklie referans atlar, bununla
birlikte bilimsel olarak toplanm veriler temelinde bir doru
lanma olasln da bir kenara brakm olur.
Bir de u rnee bakalm: Eer bir nermenin yanl olduu
kantlanmadysa, sonucu doru olmaldr. Neden byle bir so
nu ksn ki? Yaratllk hl yanllanmad. yleyse doru
olmal. Doru olabilir, ama yanl da olabilir. Poppern zetle
dii gibi, yanllanmann olmay bir eyi doru yapmaz. Bu e
yin btn ortaya koyduu, gerekten de yanl olabilecei iin
srekli sk biimde test etmemiz gereken bir alma hipotezi
miz olduudur.

1 7 3

MARKSZM

Argumentum ad populum (ounlua dayanan argman)


Bu, bugnlerde internette saysz rneini grdmz kamuo
yu yoklamalarnn her birinin yapt yaygn bir yanltr. Ame
rikallarn yalnzca %16s 11 Eyll hakknda hazrlanm olan
resmi rapora inanyor (New York/CBS News yoklamas,
2006). Halkn % 84nn rapordan kuku duymas da, rapora
inananlarn orannn %16 olmas da hakikatin temeli olarak ka
bul edilemez. Hakikat, insanlarn inand eylerden bamsz
bir eydir. sterse halkn ^olOO Aya inansn, B ile ayn fikirde
olsun.

Argumentum ad misericordiam (merhamete dayanan argman)


Her gn bir dizi reklam bizi suya, eitime veya konuta ihtiyac
olan zavall bir yoksula para vermeye aryor. Ama yoksulla
ra hayrseverlik yoluyla para verilmesinin doru olup olmad,
iimizdeki bakalaryla sempati yoluyla ba kurma igdsne
yant vermekten ayrlabilir bir ahlaki sorundur. Daha ayrntl
bir analiz, bu insanlarn siyasi yolsuzluklar ve sava dolaysyla
yoksullatn ve hayrseverliin savan sonularn sbvansi
yon yoluyla hafifleterek yalnzca savan devam etmesine yara
dn ortaya koyabilir. Daha az ykl bir rnek alacak olursak,
ocuklar sk sk annelerine yalvarrlar: Ltfen anne, ltfen!
Burada argman kazanmak iin annenin duygular harekete ge
irilmeye allyor - harika bir mantk hatas.

M A R K S Z M
Marksizm dnya tarihinde en etkili olmu felsefi sistemlerden
biridir. Taraftarlar, metinler, siyasi yandalar ve akademik sa
vunucular zerinden bir hesaplama yaplsa, Aristotelesilik
muhtemelen ikinci en etkili ekol olurdu: Kadim Yunandan Ara
bistana ve Cizvitlerle birlikte Gney Amerikaya uzanr etkisi.

MARKSZM

Ama Marksizm, yalnzca bir yzyl biraz akn bir srede Al


manya ve ngiltereden btn lkelere yaylmtr. Rusya ve in
komnist devrimler yaad. Her ne kadar son yirmi yl iinde her
iki lke de Marksizmden uzaklam olsa da, kltrel ve siyasi
etkiler muazzam olmutur. Gney ve Orta Amerikada ve G
neydou Asyann baz blmlerinde Marksist gerillalar ve ba
ka tr yandalar kzl bayra hl tamaktadr (ngilterede ise
retim yeleri hl krmz orap giyer). Ortaya kan etki sa
dece politik alanda olmamtr. Marksist felsefe tarih, edebiyat,
antropoloji, sanat, mzik, hatta (geici olarak) doa bilimleri
alanlarna yaylmtr. Peki, devrimleri ve deiimi ateleyen,
yeryznn siyasi sistemlerinde etkileyici bir iz brakan bu felse
fe nedir?
Marx, Hegelin rencisiydi. Hegel onun kafasna tarihin,
daha iyi bir yaama doru kanlmaz hareketi fikrini sokmutu.
Ama Marx, Hegelin idealizmini reddederek diyalektik mater
yalizmi gelitiriyordu. Maddi varlklar (en bata ekonomik fak
trler) birbirleriyle atr ve daha sonra i ie geerek daha yk
sek toplumsal dzeyler oluturur. Bu kart gleri snflar ola
rak betimlemekle Marx, en bata hmanist dnce ve aydn
lanma andan kaynaklanan, siyasi ve kltrel olarak ykl bir
tarihi kullanarak snfa ve toplumsal statye saldryordu. nsan
larn toplumsal statlerine ve mesleklerine bal olarak neden
farkl temellerde deerlendirilmesi gerektii sorusu, hmanist
dnrleri kiisel gelimenin nndeki suni kstlamalar ve
kyllk rneinde grld gibi koskoca toplumsal snflara
kstek olan nyargl hukuki ve siyasi sistemleri reddetmeye
sevk ediyordu. M arx buna Smith ve Ricardoyu okuyarak
rendii iktisat teorisi temelinde bir adaletsizlik duygusunu ekli
yordu. Birok dnr znel bir deer teorisine doru kayarken
Smith ve Ricardo emek deer teorisini yenilemiti. Smithe gre
I

175

MARKSZM

bir rnn fiyat tam tamna onun retimi iin harcanm olan
emee bal olarak belirleniyordu.
Emek deer teorisini anlamak, Marksizmin nemli bir yn
n anlamak bakmndan hayati nem tar. Her ne kadar
M arxin felsefesinin emek deer teorisine ihtiyac yoksa da, bu
teori Marksizmin siyasi ynlerine damgasm vurmutur. Smith
ve Ricardoyu okuyan M arxa gre, alan bir ii rettii mal
larda bir mbadele deeri yaratr, ama almayan kapitalist bu
nun belirli bir yzdesini ondan kendi kr iin alr. Bunun anla
m kapitalistin, emeklerinden baka hibir eye sahip olmadkla
r iin kapitalistler hesabna almaktan baka areleri olmayan
iileri (makine ve fabrikalar ise kapitalistlerin elindedir) smr
ddr. Bu ortaya basit bir ikilik karr: Bu ikilik ii snfn
ayaa kalkp retim aralarn ele geirmeye ve bylece deerin
tamamna el koymaya kkrtmak iin kullanlr. Bu yaklamn
ardnda mbadele deerinin nesnel bir ey olduu ve emek tara
fndan retildii anlay yatar. Nesnel deer teorisinin karsn
da deerin kiilerin seimlerinden ve mallan nceliklendirmesinden kaynaklandn ileri sren znel deer teorisi vardr. kti
sat Bhm-Bawerk M arxin teorisindeki sorunlara iaret edi
yordu. Bir sanat dnn: Tablosu zerinde yzlerce saat al
yor ama tablo kimsenin zevkine uymuyor. Bu, almas kar
lnda smrld ve titiz almasnn telafi edilmesi (kim ta
rafndan?) gerektii anlamma m gelir? Ludwig Mises gibileri ise
i ie geen snflar sorununu gndeme getiriyordu. retim ara
lar satn alan ii, kapitalist (ayn zamanda Marksizmin taraf
tarlarnn gznde hain) mi olur? Ya kendi elleriyle alan fab
rika sahibi? Marksist deer teorisinin karlat, belki de ala
mayacak birok sorun vardr. Denebilir ki, Marksizm bu teori
yi bir kenara braksa da epeyce anlam tayabilir. Ama anlalr
biimde Marksizmin destekileri doktrinlerinin bu kadar nl

MARKSZM

bir unsurundan vazgemek istemeyebilirler. nk iilerin ne


den ezildiklerini hissettikleri konusundaki deneme amal ak
lama, hi kuku yok ki insanlar ateleyecek ve kolayca kavrana
bilir bir teoridir.
Marksizmin zerinde ykseldii teki ayak, Hegelin tarih
anlayndan derlenmi bir tarihselci vizyondur. Burada gctccck,
sosyo-ekonomik evrimin doasnca nceden belirlenmitir. Bu
erevede, komnizmin zaferi kanlmazdr. Marx Bugne ka
dar var olan btn toplumlann tarihi snf mcadelesinin tarihi
olmutur iddiasnda bulunur. Tarihte ilerledike, atma ha
linde olan snflarn says Romada ok sayda snftan sanayi
ncesi dnemde e (toprak sahipleri, burjuvazi, kyller) ve sa
nayi dneminde ikiye (iiler ve kapitalistler) iner. Her bir du
rumda, ezilenlerin karsnda yer alan efendilerin says azalr.
Bunu izleyen mantksal adm, efendilerin devrilmesi ve proleter
lerin zaferidir. M arxa gre tarih incelendiinde snflarn says
nn azalmas gzlemlenebiliyordu. Marxin gznde bu hareket
ler kendi hipotezi iin bilimsel deliller getiriyordu. Oysa onun
sistemine kukuyla yaklaanlara gre Marx sadece grmek iste
diklerini grm, kendi fikirlerini destekleyen eyleri abartm,
grlerine ters denleri ise grmezlikten gelmiti. Bir ngr
ye gre, yoksullar hem daha yoksullaacak hem de saylar arta
cakt. Sonunda kritik bir saysal ktleye ulalacakt ve kapita
listler devrilecekti. Aktr ki bu gereklememitir. Gerekleen
komnist devrimler ise iktidarn oportniste ele geirilmesini
aklayan alternatif teorilere yaslanlarak kolayca aklanabilir.
te yandan, M arxin almalarnda tarihselciliinin iki ayr
damarn bulmak mmkndr. Birincisi, gelecek kesin biimde
belirlenmitir. Biz destek veya kstek olmak iin ne yaparsak ya
palm devrim olacaktr. Dolaysyla arkamza yaslanp parma
mz bile kprdatmadan devrimin gereklemesini bekleyebiliI

177

MATEMATK

riz. kincisi (bu, Marksizmin savunucularna ok daha ekici ge


lir) devrim ajitasyon ve proletaryann kaybedecek sadece zincir
leri olduuna dair bilincini ykseltme yoluyla hzlandrlabilir.
lk versiyon akademisyenlere, ikinci versiyon ise sendika liderle
rine ve idealist rencilere ekici gelir. Bu blnme Marksizmi
M arxin yaad dnemde bile ikiye ayrmtr. Anlatldna
gre Kari lm deinde belli belirsiz yle sylemitir: Je ne

suis pas marxiste [Ben Marksist deilim]. Ama hangi trden ol


duunu bilmiyoruz.

M A T E M A T K
Bir say tutun, herhangi bir say. Ne? Evet, ama ne? Tuttuunuz
Say sizden bamsz olarak var m, benim grebileceim bir ey
mi, yoksa evremizdeki nesnelerin hesabn tutmaya yarayan bir
zihinsel kurgu mu? Yoksa tuttuunuz say dnya ile herhangi bir
ilikisi olmas gerekmeyen katksz anlamda bir zihinsel kurgu
mu?
Tohumlarn Platonun atm olduu realizm saylarn ba
msz nesneler olarak var olduunu ileri srer. 3 + 3 = 6 topla
ma ilemini ele alalm. Mantksal olarak, bu ilemin sonucu her
zaman ve her yerde doru olmaldr. Buradan kan anlam bu
saylarn zel bir statye sahip olduklar mdr? Ne de olsa bu
stat ve ilemin geerlilii bizim bunun geerlilii konusundaki
anlaymza, hatta bunu kabul etmemize bal deildir. Bu tr
br argman, A > B > C i s e A > C rneinde olduu gibi, btn
mantksal nermelere uygulanabilir. Bu da realistleri mantksal
nermelerin daha st veya ebedi bir gereklii yansttn syle
meye yneltir. Bu tr felsefi dn tarz, matematik akl y
rtmeyi engelleyici bir etki yapmtr. rnein sfr erken dnem
Bat dnrleri iin bir kbus olmutur: Hibir ey nasl var
olabilirdi? yleyse sfr, eytann sayyd. Gerekten de sfrn
I

178

MATEMATK

zellikleri tuhaftr. Hangi rakam sfrla, arparsanz arpn, o


rakam ortadan kaybolur. Bir milyon arp sfr hl sfrdr. S
fr ve sonsuzluk, modern dnemde Hobbes ve Descartes da da
hil, en byk filozoflarn bazlar tarafndan reddedilmitir.
Bunlar var olmad sylenen bir eyin gerekliini hayal edemi
yorlard. Bu yzden, ayn zamanda boluun olanakl olduunu
da yadsmlard.
Aristotelesi yaklam Platonun realizmini reddederek mate
matii indirgemeci bir tarzda ele alr. Saylar eylerin (madeni
paralar, tarlada koyunlar) birer koleksiyonu olarak vardr, ama
aynen geometricinin kumda izilmi daireleri, zerlerinde mate
matiksel olarak alabilmek iin evreleri arpk olmayacak bi
imde soyutlad gibi, tikellerden soyutlayarak soyutu olutu
ruruz. Yani saylarmz ve ekillerimiz gerek saylara ve ekille
re iaret eder (burada gerek, Platonda olduu gibi fizikselli
i olmakszn bamsz bir varla sahip anlamnda deil, gz
lemlenebilir anlamnda kullanlmaktadr). Bu argmana Locke
ve MilPin ampirizminde bir kez daha rastlarz. Mili ayn zaman
da ocuun nasl alglanan eylerden hareketle saymay rendi
ine iaret etmitir. Bu, temel saymay ve ilemleri aklayabilir.
12 + 13, 25 adet madeni para veya ubuu kullanarak toplaya
bilir, ulatm sonucu kantlayabilirim. Peki ama 6 x 66 arp
mn yapp, sonra da cevabmn doru olduunu nasl bilirim?
zerinde almak zere elime geirebildiim eylerin fiziksellii
ile dorudan alglayamadm (ve dolaysyla yok saymak isteye
bileceim!) eylerin fiziksel olmay arasnda geici bir mantk
sal ba var mdr?
Bunu destekleyenler, matematiin btn nemli ayrntlar
nn doutan geldiine ve tartmasz biimde doru olduuna
inanan rasyonalistlere katlrlar. rnein, Kant saylar apak
varlklar olarak grme eilimindeydi. Zihin hmlan ylesine biI

M ATERYALZM

lir. Ama bu, saylarn evrensel bir statye sahip olduunu d


nenlere ekici gelmeyen bir znellie yer vermektedir. Mantksal
adan, matematik ilemlerinin kesinlii ilgintir. Vl44 = 12dir.
yleyse, saylar ve ilemler saf anlamda mantksal birer kurgu
mudur? nce Fregein, ardndan da RusselPn gstermeye a
lt bu oldu. Matematii mantksal bir temele oturtmaya giri
tiler. Ama bunu baarabildikleri konusunda herkes hemfikir de
il. nk mant kurmak iin baz temel ncller sunulurken,
baz mantksal olmayan fikirler gereklidir. Hilbert tr forma
listler btn matematiksel nermelerin kantlanamayacan,
ama bunlarn yine de yararl olduunu, dolaysyla matematiin
gerek bir temeli olup olmad veya kalklsteki sonsuz kk
gibi kavramlarn gerek olup olmad trnden meselelerle ka
famz yormak yerine matematikilerin yalnzca semboller ve
bunlarn formel ilikileri zerinde almalarnn daha doru
olacan ileri srerler. Ne var ki, Gdel formalizmin kendi sis
temi iindeki geerliliinin garanti edilemeyeceine iaret etmi
tir. Bu da matematik felsefesini matematiin kapsna raptiyele
mek giriimini bir kez daha sonusuz brakmtr.

M A T E R Y A L Z M (maddecilik)
Materyalistler dnyann tamamnn doasnn maddi ya da fi
ziksel olduuna inanrlar. Baka ekilde sylenirse, ruhlar veya
gayri maddi varlklar ancak bizim hayal gcmzn leminde
var olabilir. Bu lem bile fizikseldir. Bu, evrenin temel doasna
ilikin metafizik bir teoridir. Dalistler, formlarn ya da grn
mez glerin gayri maddi ya da ideal dnyas ile maddenin ya da
fizikselliin dnyasn birbirinden ayrrlar. dealistlerin dnya
nn maddiliini reddettikleri gibi, materyalistler de dnyann
gayri maddiliini yadsrlar. Her ikisi de dnyann iki biiminin
birlikte var olabileceini reddetmi olur.

MATERYALZM

lk materyalistler dnyay fiziksel grnler araclyla


izah etmeye alrken drt unsura (toprak, rzgr, ate, su) ve
ya inlilerde be unsura (bunlara tahta eklenir) ayryorlard.
Btn canl ve cansz varlklarn bu temel unsurlarn ya bir bile
imi ile ya da bir tekinden olutuu syleniyordu. Tarihsel ola
rak, evrenin bu temel unsurlar araclyla betimlenmesi dalisrler tarafndan da kabul edilmiti. Ama onlar bir de ruhun ve
Tanrnn iinde yaayabilecei bir gayri maddi dnyann varl
n vazediyorlard. lk bilimciler, dnyann nasl iledii konu
sunda daha fazla ey renme evki iinde, dinsel otoritelerle
kar karya gelmemek iin bu teoriyi genellikle kabul ediyor
lard. zellikle altn, gm ve cva, aynen ate gibi baka bir e
ye indirgenemez grndnden, 17. yzyl teorisyenleri eski ortodoksiye kar unsurlarn saysnn arttrlmasn kabul ettiler.
Bu bak as, baka iyi bilinen bileiklerin znmesi (rnein
havann oksijen ve nitrojene) ile de dorulanyordu.
Ne var ki, materyalist bak asn gerekelendirmek iin
kullanlan evrenin kimyasal aklamas, ayn anda, fiziin g
rnmez glerinin aklanmas dolaysyla bir darbe yiyordu.
Newtonun yerekimi yasas uzak mesafede bulunan bir nesne
zerinde bir ekim gcnn varln olanakl klyordu; Faradayin elektrik zerine yapt alma, yine uzun mesafeler ze
rinden etki yapan elektromanyetik ekimi kullanyordu; daha
yakn dnemde, parack fizikileri bir elektronun yukarda ve
ya aada olabilecei ve, nemli bir mesafeden de olsa, bir ken
di etrafnda dnme inversiyonu uygulandnda, arada grnr
de hibir fiziksel ba olmad halde, teki elektronun eanl ola
rak buna gre uyarland yolundaki Paul i dlama ilkesini ka
ntlamlardr. Nihayet, uzay-zaman fiziksel midir? Einsteinn
teorisi uzay-zamann hem ktle hem de hz tarafndan bklebileceini syler. Peki ama bklen nedir? Uzayda bir matris ha

181

M ATERYALZM

yal edelim. Burada nesneler zaman iinde var olurlar. Einsteinn


teorisi, bir nesnenin kendi dolaysz evresini bklmeye urata
can, bunun da yerekimi dalgalanmalar yaratacan ileri s
ryordu. Uzay-zamann gayri maddilii fiziksel nesneler tarafn
dan etkilenir. Bu da bizi, eer nesneler gerekten maddi ise, ma
teryalist teze geri getirir.
dealist teorisyenler dnyann gayri maddiliini vazederler.
Bu argman, Dr. Samuel Johnsonn nl taa tekme at tara
fndan derhal ama ancak grnrde rtlr. Kuantum fizii
ise bizi inlilerin Wu Li adn verdii eye geri dndrmtr.
Wu Li evrenin ileyiini, yaayan enerji temelinde aklar. Bu
enerji fiziksel olmayan bir eydir ama fiziksellik ifade eder. r
nein, elektronlar o kadar miniciktir ki bazlarna gre kendile
rini fiziksellikten ekerler. Bunlar enerjinin sarmalanm biim
leridir. Fizikiler minicik paracklarn ontolojik statsn tar
tmaktadr. Bazen belirli grler ortodoks gr haline gel
mekte, sonra yeni aklamalarn gcnn etkisiyle yeni Orto
doksluklar domaktadr. Felsefeci, bu tartmalarn gerisinde,

idealistlerin, dalistlerin ve materyalistlerin vizyonlarnn kar


mak gerekliini kendi zgl anlaylarna indirgeme abasn
sezer.
Materyalistler genellikle ateizm imas dolaysyla ate altnda
kalmlardr. Bu sulama rnein Thomas Hobbesa yaplmt.
Ancak, her ne kadar ou teolog Tanrnn ruh olduunu kabul
etme eilimi iinde olsa da, bu zorunlu deildir. Eer evren fizik
selse, bundan Tanrnn da fiziksel olduu sonucu kar. O za
man Tanrnn tehis edilmesi teorik olarak olanakl hale gelir.
Tabii bu nereye bakmal, ne aramal gibi epistemolojik sorulan
dourur. Bu yzdendir ki ou teolog gayri maddi ve dolaysy
la ampirik olarak tehis edilemeyecek bir ilahi varl vazeder.

1 8 2

M ETAFZK

M E T A F Z K
Aristotelesin Fizik'ten sonra yazd bir kitaptan treyen meta
fizik terimi (meta sonra demektir), tek tek bilimlerin ele ald
spesifik konular yerine gerekliin tamamnn incelenmesi an
lamn kazanmtr. Bir baka anlamda, metafizik temel gerek
liin olanaklln ve doasn konu alr.
Metafizie girmek kolay deildir, nk insan bir noktadan
tuttuu zaman bunun ortaya kard iermeler dorudan spe
sifik bir ekol gndeme getirir.
Her metafizik mesele daima metafizik sorunlarn tamamn
kapsar. (Heidegger, What is Metaphysics?, 93)
rnein, fenomenler dnyas bir yanlsama olarak alnrsa, ar
dnda baka bir eyi gizliyor olmaldr ya da felsefi analizin gn
yzne karabilecei bir alternatif alt katman var demektir. Bu
nun alternatifi, kar karya olduum eyin fiziksel bir gereklik
olduu yolundaki saduyu pozisyonudur: Grmekte olduum
eyler gerekten gerektir. Ama algladm eyler hangi nokta
da gerekten gerek olur? rnein elimi masaya koyduumda
olduu gibi, bedenimin onlarla arpt noktada m? Molekler dzeyde herhangi bir fiziksel karlama olmamakta, yalnz
ca baz moiekler yaplarla baka moiekler yaplar arasnda bir
etkileim olmaktadr. Eer elimle masa arasndaki etkileimi grebilseydik, akc, dinamik bir bileim iinde hzl hzl hareket
eden ve birbirini cezbeden ve iten bir moiekler yaplar ktlesi
grecektik. Cildin yapsn oluturan ey bir atomik frtnalar
karmaasnda kaybolacakt. Ancak atomlar leminden geri e
kildiimizde varlklar fark edilebilir hale gelmektedir. Baka bi
imde sylersek, duyularmz, atalarmza hayatta kalma bak
mndan (hi olmazsa imdilik) bir avantaj kazandran bir tarzda
I 183 |

M ETA FZK

gerekliin belirli bir biimini alglayacak ekilde evrilmitir.


Ama acaba bu gereklik gerekten gerek midir? Atomalt d
zeyde (diyelim kuvarklarn tesinde) bilimcilerin kestirimleri fel
sefecilere gittike daha aina hale gelir: Dnya yalnzca enerji
den mi oluur, enerji, varolduu varsaylan ok boyutlu sicim
lerde mi tutulur? Burada matematiksel kestirimler dnda hibir
bulgunun sz gemez. Bu da fizikilere artk belirsiz bir bilim
sel zeminde hareket etmekte olduklarn hatrlatr.
Dnya konusunda saduyuya dayal bir bak asn benimsesek bile, metafizik speklasyonlar bir kenara atmak kolay de
ildir. Duyularn tesine geen bir dnya kavramn reddediyor
olabiliriz, ama dolaysz deneyimimizin tesinde var olan birta
km varlklar hl dnebiliriz: rnein nedensellik, tz, var
lk, zihin, beden, benlik, zaman, hatta mekn. Kant bunlarn in
san zihninin zorunlu kategorileri olduunu ileri srebilir; buna
karlk Hegel gibi bakalar, iinde metafizik fikirlerin kayna
t bir felsefeyi savunabilir. ylesine ki, insan bazen aina oldu
umuz gerek dnya nereye gitti diye merak edebilir. Baz fi
lozoflar metafizie kukucu tarzda yaklarlar. Modern felsefe
de David Hume, metafizik yaptlarnn yaklmas gerektii iddi
asyla bu konuda kukuculuu doruuna ykseltmitir.
Bir fizikinin sorabilecei u soruyu ele alalm: Cvann eri
me noktas nedir? Metafiziki asndan bundan nce bir soru
sorulmu ve cevab varsaylm olmaldr. Bu soru, iinde dene
yin yaplaca evrenin doasna ilikindir. Evren bilgiyi aratran
zihinlerden bamsz mdr, yoksa zihinlerimizin alma tarzna
ve biz insanlarn alglama tarzna baml mdr? Evren anlala
bilir yasalar olan istikrarl bir btn mdr, yoksa iinde bilim
sel yasalarn birer geici yanlsama veya kurmaca olduu, kendi
liinden evrilen ve ngrlemez bir btn m? Bu dnyada bir
ok ey mi vardr, yoksa okluk tek bir nihai alt katmann yan
I

184

M ETAFZK

smalar mdr? ncelediimiz eylerin bizim sahip olduumuz gi


bi zihinleri var mdr, yoksa canl ve cansz dnya, madde ile ruh
arasnda kesin biimde bir ayrm izgisi izebilir miyiz?
Bu tr sorulara bir girdik mi, ok hayati nem tayan mese
lelerle kar karya kalrz: Bu tr sorular mantksal veya ampi
rik adan (veya her iki adan da) kabul edilebilir tarzda gerek
ten yantlanabilir mi? nerilen hedeflerin uhrevi veya hayal g
c ile ilgili veya dilin ikircikliliinden kaynaklanan yanllar ol
duu tarzndaki metafizik yolu btn felsefeciler kabul etmez.
Kimi baka felsefeciler metafizik hakikatlerin gerekten var ol
duunu, zihinlerimizin bu hakikatlere erimek iin gerekli bilgi
veya yntemlerle baa kamayacan dnebilir. Bu argman
bazen Tanrya inanan felsefecilerce kullanlr. Onun doas in
sann deneyim ve akl yrtme kapasitesinin tesindedir, dolay
syla O na inanmaktan baka aremiz yoktur.
Ama neye? diye sorabilir eletiren biri: Eer duyular tesi
bir gerekliin var olduu iddia ediliyorsa, bu, srf ben duyular
tesi terimini kullanabiliyorum diye var olamaz. Aynen tek
boynuzlu at (unicorn) terimini kullanmamn byle bir varln
var oluunu getirmeyecei gibi. Bu tr kukuculuk ardndan
ben, varlk, zaman, gereklik, zihin ve benzeri baka metafizik
alanlara da uygulanabilir. Kukucularn gznde, bir terimin
anlamn daha te bir gereklie referansla aklamaya almak
saysz sorun yaratr. Wittgenstein ve A. J. Ayer gibi pozitivistler, metafizii dilin gevek kullanlmasndan doan bir sorun gi
bi grr ve reddederler. Bir szck, kpek = oradaki u k
pek tarznda aikr bir gndergeye sahip deilse (burada bu
szck arasndaki iliki ve u ile oradakinin gndergeleri
konusunda varsaylan btn kurallar geerlidir), o zaman yal
nzca bir grlt olarak nitelenip reddedilmelidir. rnein,
tanr, meleklerine gk kubbeye dalmalarn syledi cmlesi
I

185

MILL, JO H N STUART

Fasa fiso fasa fisoya fasa fisoda dalmalarn syledi biimin


de okunmaldr. Benzer bir biimde Quine, metafizii fiziksel ol
gularn var olan tek tr olgu olduunu ileri srerek reddeder.
Humeunki keskin bir yanttr, metafizikileri ine stnde tu
tar. Ama daha berrak biimde konusak ve kati biimde gndergesi olan terimler kullansak bile, metafiziki u yant verebilir:
Szckler ve gndergeler, iinde zihinlerin, szcklerin ve imle
rin hepsinin bizlerin arasnda iledii (bu, iletiim hakkmda bir
eyler anlatr bize) veya sk sk sylenenle referans yaplan ara
snda iledii bir ortak ereveyi iaret eder. Metafiziin grevi
ite bu ereveyi anlamaya almaktr.

MILL, JOHN STUART (1806-1873)


John Stuart Mill bize, gnmzde siyasi uygulamalara damgas
n vuran modern liberal atmosferin byk lde temelini olu
turan faydac bir felsefenin kalc ve anlalabilir bir rneini
vermitir. Vaktinden erken gelien bir ocuk olan MilPe babas
ile vaftiz babas Jeremy Bentham retmenlik yapmtr. Mili
yanda Yunancay, sekiz yanda Latinceyi renmiti; on ya
na gelmeden Platonun diyaloglarn okumaya balad. Mthi

okuyordu: tarih, seyahat kitaplar, edebiyat ve iir klasikleri.


Hi de artc olmayan biimde, ocukluu babasnn eitim
abasna adanmt; her tr oyuncak ve oyuna kt baklyordu.
Bu tr boucu bir atmosferin yaratt ar ciddi ve kurallar ka
t atmosfer Mili zerinde, ge dnem yazlarnda gsterie ve
tembellie ynelttii eletirilerde izi grlen kalc bir etki brak
mtr. Ayrca, bu kat eitim uygulamasnn bedeli, sonunda 19
yanda yaad bir ruhsal depresyonla denmitir.
Babam, btn eitim faaliyetlerinde benden sadece yapabi
leceimin en fazlasn deil, hibir biimde yapamayacam
I

16

MILL, JOHN STUART

birok eyi de yapmam istiyordu. (Mill, Autobiography, 7)


Mill, byle olaanst bir eitim sayesinde harikulade bir yaz
slubu ve dzyaz ustal gelitirdi. Bu yetkinlik, bazen, mesele
ye nasl baktnza bal olarak, ya kafa karkl veya farkl
btn konumlarn hakkn teslim etmek olarak yorumlayabile
ceiniz eyleri gizler. Yaad krizden sonra, Mili, yle anlal
yor ki, babasnn demokratik, faydac, laissez-faire dn tar
zn ve iktidar konusundaki kukuculuunu reddetmitir; ama,
yaam yksn yazanlarn iaret ettii gibi, bir miktar karar
szlktan sonra, Mili yava yava babasnn kendisine alad
dncelerin en genel zne geri dnmtr.
Mili entelektel evrelerde de halk nezdinde de nn, 19.
yzyl standartlaryla oksatar olarak anlabilecek bir baar el
de eden Mantk Sistemi kitabyla kazand. Bu kitab yazmas on
yl kadar srmt. Kitapta kat bir Locke ampirizm ile
psikolojik armcl savunuyor, her ikisini de sosyal bilimler
iin, Newtonun tarzn taklit edecek bir bilimsel temele bala
maya alyordu. Dolaysyla sezgilere veya su gtrmez ger
eklere dayanan epistemolojilere ve Aristotelesi tasma hcum
ediyordu. Sezgisel epistemoloji, dnyay anlamada duyular ile
deneyimlerin birikiminden ziyade anahtar roln zihinde olduu
nu syler. Mili kendi yaklamyla tutarl olarak, insann bilgisi
ni zihnin anlama kategorileri temeline yerletirmeye alan
Kantn felsefesini reddediyordu. Ayn zamanda, tasm tr
mantk biimlerinin ise kesinlik salayamayacan sylyordu.
Zaten kesinlik diye bir ey yoktur; yalnzca benzer olaylarn tek
rarlanmas vardr.
Mili ayn zamanda btn nermelerin alglanm olaylara
ayrtrlabileceini dnr: Bilgi yalnzca tmevarma dayanr.
yleyse, 2 + 2 = 4e her rastladmzda, allm bir varsayma
I 187 |

M ILL. JO H N STUART

olan inancmz tazelemi oluruz. Bu yaklam Humeun d


n tarznn, Fregeden balayarak mantklarn kolayca darbe
ler vurduu bir boyutunu artrr (ama Kripke Humeu bun
lara kar savunmutur). 109,u 108 ile arpp 1017elde ettiimizde,
M illin ilkesi 109,u vc dierlerini gerekten nesnelermi gibi dcneyimlediim ya da saydm anlamna gelirdi. Aksi takdirde,
tmdengelimde bir srama yapyor olurum; bu ise onun mant
na smazd. Dilde nermeler, alglanan nesnelerin varln
yanstan "gerek nermeler ile yalnzca kullandmz szck
leri tanmlamaya yarayan "szsel nermeler olarak ikiye ayr
lr. Szsel nermeler ierikten yoksundur ve birikmi insan bilgi
sine bir ilavede bulunmaz: Bilgi ancak alglama ve tmevarm
yoluyla genellemeler yaparak byr.
Mili felsefesini, tmevarm natralizm ile birletirme yoluy
la glendirme amacn gdyordu. Natralizm, bilgimizden
hareketle inceleme ve genelleme yapma konusunda doa bilim
lerinin yntemini benimseyen teoriye verilen addr. Ama kritik
nemde bir nokta vardr: Ampirizm natralizmden kopabilir,
nk baka konularda (rnein psikolojide) bilgiyi farkl pro
sedr ve testler araclyla ele almamz gerekebilir. M illin felse
fi abasna ikisi arasnda bir ba oluturma giriimi damga vu
rur: Bu yzden, sk sk sosyal veya politik konularda bir dn
ce belirttikten sonra hzla fizik zerine bir gzlemde bulunur.
Bu kadar kat bir ampirist yaklam olunca, Mili, "btn in
sanlar lmldr, Sokrates bir insandr, yleyse Sokrates lm
ldr tr geleneksel tasmlardan tretilebilecek herhangi bir
tmdengelime dayal hakikati, ana ncln (btn insanlar
lmldr) aslnda insanlarn lm deneyiminden hareketle
ulatmz bir tmevarma dayal hipotez olduu, dolaysyla (o
nl beyaz karga bir yerlerde var olabilecei gibi) lmsz bir
insann da bir ekilde var olabilecei gerekesiyle reddeder. Da

MILL, JO H N STUART

ha erken aamann Skolastiklerinin kabul ettii, tasmn bir ev


rensel nermeden hareketle bir tikel nermeyi kantlad iddi
asn Mili tersyz eder: Tikel bir olgudan evrensel bir nermeye
ulalabilir. Biliyoruz ki, Sokrates de dahil, tikel insanlar lrler;
btn insanlar lmldr demek aslnda sadece insanlarla de
neyimimizden karttmz bir sonucun hatrlanlmasdr. Bilgi
gittike karmaklatka genellemeler yaparz. Bu genellemele
rin gc bunlarn ardndaki delillere baldr. Bylelikle, genel
lemeleri karlatrdka ve onlar zerine yenilerini ina ettike
giderek daha gl ve daha doru doa yasalarna ulaabiliriz
ta ki hibir istisnas grlmemi birtakm doa yasalar elde edil
sin. Hi artc olmayan bir biimde, Mili Darvvinin trlerin
kkeni zerine gelitirdii tmevarma dayal teoriyi kucakla
mtr: Bu teori, kendisinin tikelden hareketle teorilere ve yasa
lara ykselme ynndeki epistemolojik programna uygun g
rnmtr.
Neden kavramyla ilgili olarak Mili btn olaylarn kendile
rinden nce gelen nedenlere sahip olduunu ve bir olayn neden
lerinin hepsinin gz nne alnmas gerektiini belirtir: Yani
kendisinden nce gelen C 1,C 2,C 3 ,...,C n nedenleri E olaynn or
taya kmasna yol am olabilir. Bu, grnte doru olmakla
birlikte, neden-sonu ilikilerinin aratrlmasn ebediyete ka
dar srecek bir deneyim haline getirebilir. Ancak Mili alkanlk
olarak tekilerden daha fazla etkisi olan ya da elimizdeki mese
leyle daha ilgili grnen nedenlere ilgi gsterdiimizi de teslim
eder. Daha nemlisi, nedensellie ilikin mant iradi davran
lara ilikin baz sinir bozucu sonulara yol aar: Elbette yapt
mz her eyin daha nce olmu nedenleri vardr, ama bu bizi ki
isellikten tamamen arndrlm bir nedensellik denizinde bat
m bir geminin suyun yznde dolaan enkaz paras haline ge
tirmez mi? Gerekten de Mili unlar yazmtr:
I

189 |

MILL. JO H N STUART

Eer felsefecilerin savunduu metafizik serbest irade teorisi


... icat edildiyse, bu, insan davranlarnn zorunlu olduu
yolundaki alternatif teorinin herkesin iindeki igdsel bi
lin ile tutarsz ve insann gururunu inciten ve ahlaki doas
n aalayan bir ey olarak grl meindendi. (Mili, A

System o f Logic, 547)


Zihnimiz ve onun ierdikleri, deneyimlerimizin ve alglarmzn
sonucudur; bunda pasifizdir, yleyse davranlarmz da benzer
biimde daha nce zihnimizde olan bitenin zorunlu bir rn
dr. yleyse, zihnimizde oluan psikolojik armlar nedensel
lik zincirine katlarak bir davrana yol aar. Peki, deitirme
irademize ne olacak? Eer byle bir irade varsa, (daha nceki ne
denler tarafndan harekete geirilen) bir deitirme arzusu orta
ya kt iin vardr; yleyse, Mille gre, kiiliimizi deitirme
konusunda zgrzdr ya da ruhumuzda deime gc ortaya
kt iin bunu yapacak gce sahibiz demektir. Ruhumuzun
gerisinde bizim tikel balammzn yaratt koullar mevcuttur
ve bunlar bizim hayatta ulamak istediimiz eylere destek veya
kstek olabilir.
Mili babasnn armc teorisine (yani zihnimizdeki fikirle
rin fen bilimlerinde birbiri ardsra gelen olaylarn betimlenebi
lecei tarza benzer bir biimde birbirlerine balandna ilikin
teoriye) katlyor ve insanlarn hem ahlaki hem siyasi potansiyel
lerini gerekletirmeleri iin evre koullarn uygun hale getir
menin nemi zerinde duruyordu. Vurgulu olarak belirttii,
eer erken eitim aamalarnda iler dzgn yrrse insanlarn
ilerleyebilecei, ama temeller renmeye ve daha yksek balan
tlar kurmaya msait deilse, insanlarn zorunlu olarak sendeleyeceidir. Bu noktada MilPin teorisinin eitli uzantlar var
dr: Bir yandan liberter bir minimal devlet trnden bir siyaset

MILL, JO H N STUAKT

felsefesine rveti kelam ile yaklarken, bir yandan da ocukla


rn eitiminin kt eitilmi ana babalarn kaprislerine brakla
mayacak kadar nemli bir mesele olduunu, dolaysyla ocuk
yata eitimin yasal bir zorunluluk haline gelmesi gerektiini sa
vunuyordu (ama devletin destekledii okullara karyd). Kadnlar konusunda da Mili toplumsal cinsiyetler arasndaki farklarn
koullara bal olduunu ileri sryordu. Eer yasalar eitlie el
verir biimde deitirilirse, kadnlar ile erkeklerin yetenekleri gi
derek birbirine yaklard.
Btn kadnlar henz erken yatan itibaren ideal kiilikleri
nin erkeklerinkinin tam kart olduu inancyla yetitirilir
ler: kendi iradeleri ya da kendi kendini denetleme yoluyla
ynetme deil, teslim olma ve bakalarnn kontrolne bo
yun eme. (Mill, The Subjection of Women, On Liberty
iinde, s. 487)
Bir kez insan potansiyelini daraltan kstekleyici koullardan
kurtulduunda insan, bakalarna zarar vermedii srece kendi
hayatnn hattn izme zgrlne sahip olmaldr. Millin z-

grlk zerine balkl kitabnda engin bir bilgiye dayandrarak


verdii mesaj budur. ocuklar ve zihinsel kapasitesi yeterli ol
mayanlar (aptallar, barbar kavimler ama Millin bunlarla
hi temas olmamt) asgari dzeyde bir devlet korumasndan
yararlanma hakkna sahip olmaldr, ama bu mdahale belirli
bir snrda durmaldr. Bir kadn kendi kendine zarar verecek bir
davranta bulunmann eiindeyse, onu gayet doal olarak tek
rar tekrar dnmeye tevik ederiz, ama onun kendi korunma
s iin onu durdurma hakkmz yoktur. Mili, himaye ilkesinin
ou zaman politik ve ekonomik durgunlua yol atn, dola
ysyla bunlardan kanmak gerektiini belirtir.
I

1 9 1

MILL, JO H N STUART

Ama kendi liberal nerilerinden belirgin biimde himayeci


bir felsefe rer: Barbar rklar kontrol altna alnmal ve eitilme
lidir, yani uygarlama yolunda yetitirilmelidir. Bu konuda ba
basnn Hindistan Tarihi balkl kitabndan byk lde etki
lenmiti. Bu kitapta James Millin faydac felsefesi uygarln ge
liimi konusunda belli belirsiz tarihselci bir bak asyla i ie
gemiti: Eer bir lkede ahlak yoksa (eer dul kadnlar kocala
rnn cenazesi yaklrken onunla birlikte yanmak zorundaysa du
rum byle olmalyd), o zaman btn toplum ngiltereye atfedi
lebilecek dzeyin altnda kalmaya mahkm demekti. yleyse,
baka entelektel veya estetik geleneklerden bamsz olarak,
Hindistan, aynen ocuklar gibi, uygarlatrc bir denetime tabi
olmak zorundayd.
te yandan, politik adan bakldnda, iyi eitim grm
uygar insanlar iin hayat her yerde iyi olacakt; aslnda bir bak
ma fazla iyi olacakt, nk hepimiz ayn olacaktk. Liberalizm
kapitalizmin faydalarn ve dnce, ifade, inan, dolam ve r
gtlenme zgrlklerini yaymakta baar kazanrsa, herkes bu
lunduu konumda ykselecek ve ayn derecede orta snf ya da
burjuva olacakt. Dolaysyla, diyordu Mili, zaman zaman orta
l kartracak birka eksantrik kiiye ihtiyacmz olacaktr. s
ter ahlaki ister bilimsel olsun, ilerleme tipik olarak ortodoks d
ncelerden uzaklaan ve kalabalklardan kopan bireyden gelir.
Gnmzde birok dnrn yakn hissedecei bir bak a
syla, Mili, kitle kltrnn her yerde hazr ve nazr olmasnn
ve dncelerin ve yaam tarznn homojenliinin, deiimin
umudu olarak kalan bireyci iin bir tehdit olduunu dnmek
tedir: Yerleik dncelerden kopan veya entelektel bakmdan
yetenekli olan insanlar, devleti ele geirerek halk kontrol etme
ye girimemeli, rnek olarak ve gnlk yaamn kurallarnn
tesinde deneylere girimeyi reterek yol gstermelidir. Harika
I

192 I

MILL. JO H N STUART

ocuk Mili, bireyin nemi ve kaderi hakknda gerekten de zel


bir duyarllkla yazmtr. Modern hayata damgasn vuran tak
litilik (halk iinde yaylan yeni birtakm alkanlklar ve Adetle
rin ou insan ayn giysileri giyip kafasnda ayn ii bo dn
celeri tamaya sevk ettii bir hayat tarz) MilPc gre durgunlu
un anlarn almaktadr. (Bir dnp etrafnza baksanza:
Toplumumuz Millvari bir bak asyla nasl grnyor?) Ama
armc ilkelerine sadk kalan Mili, dhinin veya yenilikinin
bir iek gibi olduunu syler: Zararl bir toprakla ve yaban ot
laryla dolu bir tarha yerletirildiinde iek amayacaktr. Bi
reyciliin baarl biimde korunmas iin koullarn iyiletiril
mesi gerektii kanlmaz bir sonu olarak ortaya kyor, ama
ayn zamanda MilPin topik dn tarznn, Victoria a
okullarnda olduu gibi, kendisinin de kendinden kk karde
lerine yapt gibi, eitimlilerin eitimsizlere yol gstermesi an
lay da burada yanksn buluyor. Millden biraz belli belirsiz
bir izi son dnemde Tony Blairin programnda grm bulunu
yoruz: eitim, eitim, eitim.
MilPe gre temsili hkmet, izlenecek politikalar konusunda
akll biimde yorum yapabilecek ve ona gre oy kullanabilecek
insanlar tarafndan seilmelidir (izlenecek politikalarn snr da
zaten asgari dzeyde tutulmaldr). Bylece, okuma yazma bil
meyenler dlanr. Ayrca, (kendisi gibi) daha yksek zihinsel ba
arlar elde eden kiilere birden fazla oy kullanma hakk verilme
lidir. Oylama gizli de olmamaldr ki eitimli insanlar rnek ola
bilsin ve halk byle ynlendirebilsin - yleyse ak oylama savunulmaldr. Nihayet, parlamentoya seilecek insanlar bir poli
tik programa bal olarak almak zorunda olmamaldr. Bura
da da, stn zeks (burada rnek yine M ilPdir- 1865te seime
girmi ve parlamentoya seilmitir), parlamento yesine, kendi
sinden daha dk bir zekya sahip olan semenlerine gre da-

MUTLAK

ha akl banda yarglara ulama kapasitesini ve hakkn kazan


drr.
Millin akc yazlar boyunca uygarln ve sivil kltrn
yksek deerlerinin savunulmasnn gvence altna alnmasna
aba gsteren bir insann vizyonunu grrz: Eitim ve sosyal
koullarn iyiletirilmesinin yansra, sezgici epistemolojinin teh
likeli dogma ve nyarglarn geriletmek iin natralist bir ampi
rizm bu abann gereklemesi bakmndan gereklidir. Felsefe
Mili iin, btn disiplinlere ve hayatmzn her ynne uzand
iin nemliydi. te devrald radikalizm byle bir eydi.

M UTLAK
"Mutlak olan hibir ey yoktur fikri yaygn bir mantk hatas
dr: Bu nermenin kendisi bile en azndan bir mutla varsayar.
Bilgilik taslamay bir yana brakrsak, grecilik hakikatlerin
her yerde ve zamanda ayn geerlilie sahip olmadn syler:
"nsan ldrmek yanltr trnden ahlaki mutlaklar evrensel
olarak balayc deildir.
Mantksal oyun alan dnda, "M utlak terimi daha derin ve
gizemli bir anlama sahiptir: Mutlak, Hegel ve Bradley gibi filo
zoflar iin var olan her eyin nihai ruhsal temelidir ya da Sprigge gibileri iin btn deneyimlerin toplam. Mutlak kendi iinde
var olur ve btn baka eylerden ve ilikilerden bamszdr. Bu
niteliiyle, onu her ey veya eylerin tamam gibi grmek mm
kndr. Buradan hareketle, evrenin ne tr bir metafizik vizyo
nuna yatkn olduumuza bal olarak farkl fikirlere geilebilir.
Monizmde bir Mutlaka yer vardr, nk bu yaklama gre ev
renin tek bir doas vardr, btn ynleri buna indirgenebilir.
Bunu dalist vizyonla karlatrabiliriz: Bu grte var olduu
sylenen maddi ve gayri maddi varlklar, mantksal olarak her
eyin altnda yatan tek bir mutlak alt katmana indirgenemez.
I

W4

MUTLAK

Ama monistler de farkl trlere ayrlrlar: Materyalistler her e


yi maddeye indirgemek isterler, btnyle kapsayc bir Her e
yin Teorisini son derece canl ve heyecanl biimde ararlar;
idealistler iin ise her ey ideal ya da gayri maddidir. Bu sonun
cu monistler Mutlak Zihin veya Tanr olarak sunan teorileri
benimsemeye daha yatkndr. Burada byk harflerin zevkle
kullanm, keiflerinin Sayg grmeye layk olduu duygusunun
altn izer.
Mutlak, belirsiz bir kavramdr. nsann ... her eydir.
Ayern belirttii gibi, deersizlik yayar, nk dorulanabilir
deildir, yleyse hibir nemi yoktur. Ama bu hakl bir itiraz
mdr? Her eyin altnda yatan nihai alt katman gzlemle doru
lanabilir mi? rnein, bilim iin evrenin varln dorulamak
evrenin iinde iken olanakszdr. Ya da belirli varlklarn birbiriyle ilikiler kurduu bir durumu dnelim (rnein Ayn
Dnyann yrngesinde dnmesi). Mutlak iin bunlarn mut
lak olmayan bir stats vardr. Aynen dncelerimin ieriinin
dnen birini gerektirdii gibi, bunlarn da hepsinin varlnn
bal olduu altta yatan bir ortakla ihtiyac vardr. Hi art
c olmayan bir biimde, mutlak idealistler bu ortakl Zihin ola
rak vazederler. Yani btn evreni ve onun tuhaf ve grnrde
var olan maddi varlklarn, sizi ve beni, kontrol eden (yoksa
dleyen mi demek gerek?), her eyi sarp sarmalayan bir zihin
sel varlk. Sizin dnmekte olmanz bile bu Mutlakn bir yan
smasdr. Kimileri doal olarak Mutlak Tanr olarak betimle
meye yatkndr. Kimileri ise baka bakmlardan farkl fikirlere
sahip olduklar teolojik armlardan kanrlar ve Mutlak
kavramn felsefi olarak Tanr kavramndan daha geerli veya
ilgin bulurlar.
lgin bir argman Mutlak iin kendi iinde bizatihi tarih
diye bir ey olmamas, yalnzca Varlkn olmasdr. Bu, zamann
I

195 |

N E D E N S E LL K

ve gemiin, iinde bulunduumuz ann ve gelecein mantyla


ilgili korkun bir sorunu zme kavuturur. Her ey Mutlak
iinde vardr: Orada gemiin byk ve trajik olaylarnn yansra gelecein olaylar da vazedilir - hepsi, imdiki zaman diye bil
diimiz ey ileriye doru koarken ortaya kmaya hazrdr.

N E D E N S E L L K
Bilim eitli nedensellik rnekleri sergiler: nkleer, kimyasal,
mekanik, elektromanyetik, biyolojik. Mantksal adan neden
sellik Amn Bye nasl yol at ile ilgilidir. A, Bye neden olu
yorsa, yaplacak karsama ya A ne zaman olursa B nin de ola
ca ya da A olmad takdirde Bnin de asla olmayacadr. Bu
sonuncunun iermesi de eer B olduysa, o zaman Ann da ol
mu olmas gerektiidir. Ama ne zaman? Ayrca A ile B arasn
daki mekanizma nedir? yle grnyor ki insan zihni bir meka
nizmann varln gerekli grmektedir, bu ister "Tanrnn eli
olsun, ister B zerinde etki yapan bir fiziksel g olsun. Ama bu
nun mantn zmek son derecede gtr.
Siena piyanoda bir notaya basar. Bu sesin kmasna yol aan
nedir? Dnceler dnceleri izler: tua basmak; kasn bkl
mesi; beyinden gelen bir motor nron sinyali... Peki ama sonra?
Siena cevap verir: "Piyanonun tuuna ben bastm. Peki "ben
kimdir? lk muharrik o mudur, belki bir ey yapma iradesine
odaklam diyebiliriz. Belki nronlarn atelenmesi onun beyni
nin kk bir blmnde bulunabilir. Ayrca, bedenin enerjisi
olmasa Sienann bu grevi yerine getiremeyeceini biliyoruz. O
zaman ald gdaya dneriz, bu gdann arz edildii pazarlara,
gdann retildii yerkreye. Ve uzaktan fotosentez yollayan
Gnete kafamz aydnlanabilir. Yolumuza devam ederek yak
lak 15 x 10* yl nce yaanan Byk Patlamaya ynelebiliriz ve
sonunda diyebiliriz ki: "te! te Sienann tua basmasnn neI

1%

N ED E N SE LLK

deni! Byk Patlama olmam olsayd bunun koullan olmaya


cakt.
Ne var ki, byle bir yolculuk, geerli olsa bile, felsefi bakm
dan pek de heyecan verici deildir. Neden bir nota duyduumuz
sorusuna fazla basit bir cevap vermektedir. Unutmayalm ki Siena, Byk Patlama ile nota arasnda bir aracdr! Dolaysyla,
ben zerinde durmay ve onun evrendeki enerjinin fiziksel ak
n nasl kesintiye uratp yeni bir yne doru saptrm olduu
nu vurgulamay tercih edebiliriz. Bizi kendimize getirip daha
dikkatli dnmeye sevk edecek olan budur. Kant, fiziksel deter
minizme dmekten kanarak zihinlerimizin kanlmaz olarak
bir nedensellie bavurduunu belirtir. Bu, evrimin barmza
basabileceimiz yararl bir rndr, ama bizi, evrenin gerek
ten yle olup olmadna bakmakszn onu nceden belirlenmi
grmeye srkler.
Ama Hume bu kavram btnyle reddeder: Nedensellik ar
d ardna gelen olaylara zihnimizin atfettii bir armdr. Ken
di iinde byle bir mekanizma falan yoktur. Yalnzca olaylar
arasnda dzenli bir korelasyon gzlemleyerek tertip ettiimiz
bir iliki vardr A ile B arasnda. Nedeni biz icat ederiz. Bir tua
basldnda bir nota alnr. Ama her zaman deil belirli bir
gcn uygulanm olmas gerekir. Ama bu daha nce yaam
olduumuz deneyimlere bal deil midir? Yarn belki de byle
olmayabilir.
Eer aklamamz ngr de oluturuyorsa bu bizim iin da
ha da iyidir. Ama bu gl bir bilimsel argman salamayabilir.
yle olabilir ki Ezekiel ne zaman yamur duasna ksa yamur
yamaktadr (yaklamakta olan yamurun ok ince iaretlerini
okumakta usta olabilir Ezekiel!). Bu durumda bazlar olaslk
lar temelinde nedensellik grecektir, ama kesinlik de yoktur.
Ama Siena alaca notann sadece bir olaslk olmasndan
I

1 9 7

N IE T Z S C H E . FRIEDRICH

memnun olmayabilir. Bizi yine tua kendi iradesiyle bast ve


ekicin tele vurmasyla piyanodan bir notann ykselecei konu
sundaki kesinlii noktasna geri arr. Misesin belirttii gibi,
insani lemde nedenselliin kendisinde kalmasn ve daha ileri
gitmemesini tercih etmektedir.

N IE T Z S C H E , F R IE D R IC H (1844-1900)
Nietzscheyi okumak insanda kitlelerin zerine ykselmek, sra
dan insan srlerinin ahlakn bir kenara atmak, dini reddet
mek, zerinde Tanr ld yazan bir tirt giymek, hayata ka
fa tutmak, eksantrik bir sanat veya bir askeri diktatr olmak,
sada solda koca posbyyla kendini pek nemser, kibirli bir
tavrla dolamak ve Wagneri dinlemek gibi istekler uyandrr.
Ama Nietzschenin kendisi akln karm ve ktrm olmu
bir insan oldu hayatnn sonunda. Franz Schubert gibi yaratc
yeteneini bir tela iinde sat ve her ne kadar kimse Nietzs
chenin frengiden mi, difteriden mi, tifodan m muzdarip oldu
unu bilmiyorsa da, 1889da kt ve hayatnn geri kalan ylla
rn srnerek yaad. Schubertte de olduu gibi, o devasa yap
tnda insan zihninin normal insan kapasitesinin snrlarna ve
belki de tesine doru bir zorlanmas ile kar karya kalyoruz.
Vaktinden nce gelimi ve parlak bir temelden hareketle yuka
r ve dar doru harikulade bir edebi akla yazlan yaptlarnn
takdir edilmesi iin okumaya bir bardak arabn ve opera mzi
inin elik etmesi en iyisidir.
Friedrich Nietzsche Lutherci bir ailenin ocuu olarak do
du, teoloji ve klasik filoloji okudu, babasnn lmnden sonra
ailenin kadnlar ve gittii yatl okul olan Almanyann en pres
tijli okulu Pforta tarafndan yetitirildi. Ya kadnlarn kendisine
ynelttii ilgiden ya da bir Rus feministi olan Lou Salom ile ili
kisinin baarszlndan (ve Cosima Wagnere ynelik karlkI

N IE T Z S C H E . FRIEDRICH

sz ilgisinden) dolay, ok ciddi ekilde kadn dman oldu. Ka


dnlar kmsyor ve erkeklerin kontrol altnda daha aa
bir konumda tutulmalar gerektiini iddia ediyordu. Peygambe
ri Zerdt, insann kadnlar arasnda dolarken kamsn eksik
etmemesi dn verir.
Baz alardan, filozoflarn kendilerine zg nyarglarn
grmezlikten gelmeyi baarabilmcliyiz. Nietzsche yazarlnda
kadnlara kar ok saldrgan olmakla birlikte, iyi yetitirilmi
biri olarak gnlk hayatnda kibar ve nazikti. Yine de kadnlk
tan umut kesmek Nietzscheci bir etosa maalesef uygun d
yor: Burada dnyay yneten gl irade sahibi aristokrat er
kekler kendi erkekliklerini ve erdemlerini ortaya koymak iin
kitleleri ve kadnlar iner geer, yeni bir ahlak ve yeni bir in
sanlk yaratrlar; bunlar bermensch9tirler, spermendirler, s
tn insandrlar: eli aya tutmayan, hasta bir Neitzschenin asla
eriemeyecei bir konum. Nietzschenin biyografisinden zihni ile
kalemi arasnda harikulade bir blnme sezilir. Sanki sava
oyunlarnda her yeri fetheden acmasz imparatorun arkasnda
kiisel bilgisayarnn dnyasndan ktnda yumuack, alak
sesle konuan bir olan ocuu varm gibi.
Bir harika ocuk gibi 24 yanda profesrlk unvan verilen
Nietzsche ilk yaptn bunun hemen ardndan yaynlayacakt.
Nietzsche, kadim Yunan kltrnden, Schopenhauerden ve
ada ve dostu olan besteci Richard Wagnerden etkileniyor
du. Aslnda uzun yllar boyunca Wagnere hayran kald. Onun
besteleri ve karlkl konumalar Nietzschenin ilk almalar
n etkilemitir. Daha sonra dostluklar bozulduu halde, Nietzs
che ona olan hayranln hi yitirmedi. Nietzscheci ber

mensch Wagnerin Germen kahramanlarna benziyordu. Muh


temelen felsefe tarihinde bir idealin operadan esinlendii ilk r
nektir bu. nsan, gnmz felsefecilerinin Spice Girlsden etki
I

1 9 9

N IE T Z S C H E , PRIRDNICH

lendii bir durumu biraz zor tahayyl ediyor. Wagnerin Siegfried operas hayat, dnglerini, trajedilerini felsefi bir vizyon ile
ele alr. Mkemmel insan bermensch gibi, mkemmel trajedi
de Apollon ve Dionisosta cisimleen Yunan ruhlarndaki ikilik
kaynanca ortaya kar. Apollon akl, bireysellii, dzeni ve
zihni temsil eder. Faal bir kiiliktir, bir kahramandr. Apollonu
benimsersek, yaamn kargaasnn zerine bir al rterek daha
dzenli bir hayat vizyonu sunabiliriz. Dionisos ise ilkel duygula
r, kendiliindeni ii, tensel lie teslimiyeti, bireyselliin toplu bir
sefahat cokusu iinde erimesini temsil eder. Dolaysyla rkt
cdr. Onun ruhunu benimsemek, hayatn derinliklerine ve
dehetine, hatta hilie uzanmak demektir. Her iki vizyon da ge
reklidir. Sanat yoluyla kendimizi dntrebiliriz. Yunanlar ha
yatn tehlikeli ve pamuk ipliine bal olduunu biliyordu (biz
de bilmeliyiz bunu). Ama Dionisos ile Apollonu birletiren bu
tr sanat araclyla kendimizi ortaya koyabiliriz. Sanat metafi
zik kavrayn, dnyay alglamann bir aracdr. Mzik bizi mit
lere gtrr; trajedi hayatn en sonunda lmle ve dalmayla
biteceini anlamamza yardm eder. Bunlar birlikte mkemmel
bir ikili olutururlar: Doru biimde, felsefi bir ynelile yaplr
sa, bize metin olmay retir, Apollonu ve onun biimin ve g
zelliin zihinlerimiz iin bir allama pullama, bir gvenlik sala
ma arac olduu ynndeki srarn anlatarak hiliin dehetini
gsterir.
Nietzscheye gre, Yunan kltr Sokratesin felsefe yapma
ya ve Atmallara fikirlerini yaymaya balamasndan hemen n
ce, Aiskilos ve Sofoklesin trajedilerinde doruuna ulamt.
Ondan sonra Yunan ideali Sokratesin rasyonalizasyonlaryla
yklyordu. Bunun beraberinde hayat dolu tarzlarn ortaya
koymann bir yolu olarak dnyaya estetik biimde bak tarzla
r da geriliyordu. Sokrates her eyi aklc tarzda, bilimsel olarak
| 200

N IE T Z S C H E . FRIED R ICH

aklamak istiyordu. Nietzscheye gre bu Dionisos-Apollot


birlemesinin kilit nem tayan ahengini ve gcn bozuyordu.
Bylelikle Sokrates akln Dionisosvari terk edilmesini vc imnn gzlerini dipsiz uuruma dikmesini reddetmi oluyordu.
gd ve sezgi yerini aklc ve psikolojik analize brakyordu. Bu
andan itibaren, sanat ve insanlk iin nemli ne varsa Sokratik
bir karakter tayacakt. Evet, iyimser ve aklcyd gerekten de;
ama hayati nem tayan Dionisos unsuru ve hakiki trajedi ek
sik kalyordu. Tabii Wagnere kadar. Wagner Helenik dnyann
parlaklnn yeniden douunu temsil ediyordu. Onun operala
rnda hayatn btnyle anlamsz olduu bilinci, mzik aracl
yla bir kez daha Apollonun ferahlatc alyla rtlm biim
de ortaya kar.
Nietzsche Hristiyanl hayat kart olarak gryor, zayf
olanlar yceltmesini ve merhameti bir ahlaki estetik olarak ne
srmesini insanln karsndaki en byk tehlike olarak deer
lendiriyor ve reddediyordu. Bir kez estetik-metafizik dncesi
nin tesine getiimizde, Nietzschenin felsefesine ve nne Dec-

cal (Der Antichrist) balkl almasndaki u sz damga vur


mutur: Tanr ld. Din kitlelere verilen bir sus paydr ve eri
ilebilecek en yksek insanlk biimi olan aristokratik birlik ve
gllk idealini zayflatr. Sokratesin felsefesi de, (entelektel
adan Platonik gelenekten birok ey alan) Hristiyanln felse
fesi de iki ayr dnyann (bu dnya ve br dnya, yani cennet)
varlna dayanan bir sahte metafizik gelitirirler. Bu tr bir me

tafizik insann kafasna aittir. Peki ya insan kafasn kesmek zo


runda kalsa, dnya nasl bir yer olurdu? Var olan tek ey, iinde
bulunduumuz, kar karya olduumuz gerek dnyadr. Ben
zer biimde, devlet ve demokrasi, her ne kadar kitlelerin enerji
sinin ve fkesinin boalmas iin bir kanal oluturuyor ve bylece bermensch9in zerinde ykselebilecei greli olarak salam
I

201

N IE T Z S C H E . FRIED R ICH

bir taban yaratyor olsa da, aristokratik ideal insann ulaabile


cei kltre dmandr.
Yani Tanry terk etmemiz, beylik ve vlger olan her eyi bir
kenara brakmamz, geleneksel ahlaklarn iyisi ve ktsnn
tesine geerek kendi kaderlerini kendileri oluturacak yeni in

sanlar olmamz isteniyor. Byle Buyurdu Zerdt kitabnda, Ni


etzsche dadan inerek iirsel ve eletirel bir slupla modern ha
yat aratran arketip bilge olur. Moderniteyi ii bo ve zayf bu
lur. Nihilizmi, hayata kar bir kaytszlk yaratr. Ahlak, iki
yzl bir tarzda din tarafndan kitleleri glendirmek ve aramz
daki byk adamlarn altn oymak iin krklenen, hayat im
ha edecek bir hn, merhamet ve sululuk temelinde kurulur.
inde ate olanlar bermensch olmaya aba gstermelidir.
Kendilerine gerekten hkim olabilecek bu tr kiiler sayca az
dr. Modern kltr ise bu tr insanlar tevik eden uygun bir ye
time ortam deildir.
Nietzschenin ge dneminde gelitirdii dnceler arasnda
temel bir baka unsur ebedi tekerrrdr: Olan her ey yeniden
ve yeniden olacaktr. Bir bakma bu, dipsiz uuruma bakma ce
saretini gstermemiz gerektii yolundaki talebiyle akrabadr (bu
arada, ama dikkat edin, dipsiz uurum da size bakyor olabilir
diye yazmtr). Bu hayatmz anlamay baardmz ima eder.
Eer yaptmz her ey ebediyen tekerrr edecekse, acaba fark
l dnr, farkl davranr mydk? Nietzsche bunun hayatn g
rnr amaszl karsnda kmektense potansiyelimizi ger
ekletirmek iin yeterince tevik edici bir ey olduunu dn
yordu. bermensch dipsiz uurumu ve ebedi tekerrr kucaklamalyd.
Nietzschenin almalar, kendisinin reddedecei biimde
kendi nihilizmini davet ediyordu. O insanla, ya da onun en iyi
bireylerine, dnyaya kar kendi yaam glerini ortaya koyma| 202

0 N 1 0 I.0 J

lan, Schopcnhauerin dnyevi ktmserliine kendilerini teslim


etmemeleri iin bir yol yaratmaya alyordu. Nihilizm ksmen
hakikat hakknda sylediklerinin iinde okuyucunun da grebi
lecei epistemolojik nihilizmden kaynaklanr: Olgular diye bir
ey yoktur, sadece yorumlar vardr (peki bu cmleyi nasl yo
rumlayacaz?). Benzer biimde, ahlak da sadece fenomenlerin
ahlaki olarak yorumlanmasdr. Eer olgular kabul edilemez
eylerse ve tek ara karlatmz eylerin yorumu ise, o takdir
de o karlamay kucaklamalyz: Sylem araclyla ilikiye
gemeli, belirli bak alar temelinde birbirimize kar galip
gelme abas yerine konuma ve felsefe yapmann oulluun
dan haz almalyz.
Bu ksa gzden geirmede, Nietzschenin dncelerinin ok
byk bir blmn bir kenara brakmak zorunda kaldk. Bun
larn bir srs aforizmalarda dile gelir. Younlatmz nokta
Nietzschenin metafizik iin gelitirdii estetik vizyon oldu. Bu
vizyon opera araclyla bir felsefi vizyon oluturma abas ola
rak benzersizdir.

O N T O L O J (varlkbilim)
Varln ne olduunu, yani neyin var olduunu sorduumuzda
(Ben neyim? Evren nedir? Ne vardr?) ontolojinin alanna girmi
oluruz. Konuya yaklamann en iyi yolu sorular sormaktr.
Ben var mym? Baka insanlar var m? Algladm sand
m eyler gerekten var m, varsa bunun anlam bunlarn ben
den bamsz olarak var olmalar gerektii mi? Bir ocuk gizlen
mek amacyla gzlerini elleriyle kapattnda dnya yok olur,
ama ocuun bak asndan kendisi de yok olur. Felsefeciler de
byle ocuka dnme tuzana m dyorlar, yoksa ocuun
masum bak daha derinde bir eylere mi iaret ediyor?
Bam dndryorum ve olumu gryorum. Onun yalnzI

2 0 3

O N T O L O J

ca benim hayal gcmn bir rn olduu ve odadan ktm


da yok olduu yolunda bir argman savunmak g, nk g
rnrde benim yokluumda benden bamsz bir hayat srdr
yor. Ama kendimi srekli olarak aldatyor veya aldatlyor ola
bilirim: Zihin d nesnelerin bamszlndan btnyle emin
olabilir miyim? Ya da bamsz bir varlk olarak kendimden?
Yoksa ben ve bamsz olarak algladm her ey yalnzca ken
dimize zg (sadece baz elektromanyetik frekanslar alglama
ynnde o kadar rasgele evrilmi olan) duyularmza baka ey
lerden ayrt edilebilir grnen, daimi bir enerji girdab m?
Neyin var olduunu sorduum zaman, bu algladm eyler
hakknda bilgimi nasl edindiimi dnmek zorunda kalrm.
Bu da beni epistemolojiye ynlendirir. Varlk ve bilgi karlkl
bir ba iindedir, nk bir eyin var olmas iin bir o olmas
gerekir, o olmas iin de benim duyularm, zihnim veya her
ikisi araclyla onun varln kabul etmi olmam. Ama ortada
yalnzca bir o mu var, yoksa bir onlar m?
Duyularm etrafmdaki eyler dnyasnda gezdirdiimde ti
kellere ve gruplara ayntrlabilecek olan eyler olduunu syle
yebiliyor muyum yoksa her ey Bir midir? Bu eyler maddeden
mi yaplmtr yoksa gayri maddi midir (yani zihnin rnleri, ya
benim zihnimin ya da Tanrnn Zihninin)? Ve bir pervanenin
atee komas gibi, ben de kanlmaz bir biimde eyler varsa o
zaman Tanrnn da olduu sonucuna ulamak zorunda mym?
Aziz Anselmusun bu Ontolojik Argman ok etkili olmutur:
Eer bir ey varsa, o zaman anlama kapasitem beni btn ey
lerden daha byk bir eyi (mkemmel varl) kabul etmeye
ynlendirir. Hi kuku yoktur ki bir mkemmel varlk yalnzca
benim zihnimde var olamaz nk o zaman mkemmel olamaz
d. yleyse Tanr vardr. Mantksal adan bakldnda arg
man sonucuna ularken sramalar yapmaktadr (bir mkemI 204

O l Om

mel varlk olmak zorunda mdr? Varolu bir yklem midir?). Bu


yzden savunanlar olduu gibi saldranlar da olmutur. Kimi
leri de ontolojik balanma olarak anlan pozisyona ekilmi
tir: Baz eylerin gerek olup olmad sorusundan kaarak be
nim iin (ya da kltrm, lkem vb. iin) bir varla sahip ol
duklarn, dolaysyla davranlarm ynetmek bakmndan bir
gce sahip olduklarn iddia edebilirim.
Bazen kukulu olaylara veya eylere ynelik bir ontolojik
balanmadan etkilenebiliriz (hayaletler, UFOMar, Elvis hl ya
yor iddialar, devlet soruturmalar). Bunlar hayatmz bile et
kiler, ama felsefe burada psikolojinin alanna giren konulardan
zarafetle geri ekilmez. Bu dnceleri kovalayarak varlklarn
doas ve dncenin eylemle olan ilikisi hakknda sorular so
rar. Bu tuhaf m geliyor? Bir hayvan dnn - durun orada.
imdi hayvann var olduunu syleyebilir miyiz? Ya da sizi g
rnmez arkadam Gringo ile tantraym... Eer zihinsel eyler
den, rnein 13 rakamndan veya Tanr dan etkileniyorsam,
o zaman ontolojist, zihinsel olan ama eylemi etkileyen bir eyin
hangi anlamda var olduunun sylenebilecei konusunda daha
fazla dnmemizi talep eder.
Bu aamada felsefecinin o ok karakteristik merak ya d
nceyi bu tr eylere kafa yormaya ynlendirir veya ontolojinin
airlerin ii olduu kansna vararak bu alandan ekilir.

LM
lm gzle grlebilir biimde btn canl yaratklarn nihai
kaderidir. Sk sk bir varln sonu olarak nitelenir. Ama biten
nedir? Filozoflar olayn anlam konusunda farkl fikirlere sahip
tir. Buradaki byk sorun herhangi bir teoriyi destekleyecek
bulgu yokluudur. lm nihai bir son mudur yoksa bir srecin
yalnzca bir paras m - belki ortas, hatta belki yeni bir serve1 205 I

LM

nin balangc olabilir mi? Fizyolojik bak asndan lm be


densel fonksiyonlarn durmasdr. Bunlar artk alamamakta
ve organizmann hayatn srdrememektedirler. Bu yzden be
denin hcreleri ker ve birbirlerini yemeye balar. Tabii bu du
rum yallktan travmaya kadar ok farkl faktrlerin sonucu
olarak ortaya kabilir. Ama hayat bu kadar olaanst bir ey
olduu iindir ki dncelerimiz zaman zaman lmn kendi
mizde canl gibi grdmz her eyin yok olmas anlamna gel
diini kabul etmek istemez. evremizde ve bizden nce ne kadar
ok insan lm olursa olsun, insann kendi yok oluunu hayal
etmesi tuhaf bir duygu yaratr.
lm zerine dnmek hayat zerine dncelerimizi ne
karr. Sevdiimiz birini yitirdiimizde, zihnimiz ona neler olup
bittii zerinde younlar, acaba imdi nerede diye dnrz,
ama ayn zamanda yaamnn anlamn dnrz: Yaad ha
yatn deeri, bizimle ve bakalaryla balan, yapt iler ve ge
ride brakt hret vb. Eer gerekten lm olaslyla kar
karya kalmsak (rnein bir kaza annda veya savata arp
rken), zihin keskin biimde korkuda odaklar veya kaderine
teslim olma duygusunu yaar. Kimi lmler gzel olabilir:
rnein 11 Eyllde Dnya Ticaret Merkezinden bolua d
en adamn lm gibi. Kimi lmler ise kahramanca ya da
trajik ya da (Heideggerin kulland anlamda) sahici olabi
lir. u anlamda: Drste ve kararllkla kanlmaz olarak l
me doru ilerlediimizi kabullenebiliriz (sonu olarak bu durum
inkr da edilebilir). Hayatta kalmak ise, hayatn anlamn ve fel
sefi statsn dnmenin yamsra, insann her eyi yeniden d
nerek deerlerini yeniden dzenlemesini tevik eder.
Bir ly seyrederken sorulsa oumuz daha nce olan bir
eyin artk eksik olduunu sylerdik. Kimilerimiz iin bu belki
bir enerjidir, belki hayatiyettir; ama kimilerimiz iin bedeni terk
| 206 |

LM

ettii veya bedenin fonksiyonlarnn snmesiyle hafifledii var


saylan ruhtur. Materyalist iin beden ve zihin ayn tze sahiptir
(madde) ve birinin lm mantksal olarak tekinin de lm
n gerekli klar: hem bedenin, hem ruhun. Bedeni maddi, zihni
gayri maddi gren dalistler iin ise, birinin lm zorunlu ola
rak tekinin lmyle balantl deildir. Bu karsama genel
likle beden ldnde zihnin/tinin/ruhun yaamaya devam etti
ini ileri srer. Btn dalistler bu fikirde deildir, nk gayri
maddi zihnin kaderinin bir biimde taycsnn bedeniyle ba
lantl olduunu ileri srmek btnyle tutarldr. Bunun nasl
olacann kantlanmas ounlukla zihnin lmnn bedenin
lmyle birlikte olmasn salayan bir ilahi varln araya so
kulmas tr bir mekanizma gerektirir. Ne Yar ki, ruhun bede
nin lmnden sonra da yaamaya devam ettii, gayri maddi bir
leme getii ve kimilerinin tahminine gre hayatta yapt iler
temelinde yarglanaca ya da yeni bir bedene geecei fikri da
ha yaygndr.
Bat tbbnn gelimesi, ayn zamanda hayata ve evrene teolo
jik bir adan bakmaktan uzaklam olan birok insann lm
zerine dn tarzn da deitirmitir. Ateist laik felsefe Me
leklerin ve Tanrnn/Tanrlarn teki dnyasn reddeder ve ha
yatn kimyasal elementlerin DNA kopyalanmas denen yararl
fonksiyon araclyla talihli ama tesadfi bir biimde biraraya
gelerek, hcreler, dokular, uzuvlar, uzuv sistemleri ve organiz
may oluturduunu vurgular. Ama kimi tp felsefecilerinin in
dirgemeci eilimleri kimilerince kabul edilmez. Bu sonuncular
hayatn fiziksel oluumu konusunda tekilerle ayn fikirde ol
makla birlikte, ayn zamanda varl canlandran bir yaam g
c vazederler. Bu g, hayatn peinde koan ve lmden kaan
hayatiyetimizin z asndan biz bilinli canllar iin ok ai
krdr. Bu, mantksal olarak bu olaanst yaayan materyalin
| 207

2GR RADE

gcnn, fiziksel temelinden sonra da yaamaya devam edecek


bir ruhu yaratt fikrini iermez, nk bilincin karmak doa
sna ramen, bedende bulunan trilyonlarca hcrenin iinde tutu
lan enerjinin durmasyla birlikte o da basite sahneden ekilebi
lir.
Kimileri iin elendirici olabilecek bir olaslk lmekte olan
larn beden alverii yoluyla kendilerini arj etmeleridir. Fiziksel
bedeninizin durumu bozulduka zihninizin ierii baka bir be
dene (ya da bilgisayar diskine) yklenmeye balanr. Bu ba
lanm bir beden de olabilir, kendi DNAnzdan yeni kopyalan
m bir beden de. Bu tr bilimkurgu yalnzca hayal gcmz a
sndan deil, hayatn ve lmn doas hakkndaki dnceleri
miz iin de mkemmel bir snanma kaynadr. lmn yoklu
unu kaldrabilir miyiz? Genlik dolu zihin haykrr: Evet!
Ama daha yal zihin bitmek bilmeyen alveri gezilerini, yeni
den ve yeniden oynanan komedileri, arkadalarn evlenmesini ve
ayrlmasn dnr. lme ve yok olmaya korkulacak bir ey
olarak deil, kollarmz ap karlayacamz bir kanlmazlk
olarak bakmaya balar. Anlarnz (ve belki de kendinizi) elek
tronik olarak kaydetme fikri dncelerin yalnzca fiziksel bir
temeli (nronlar) olmakla kalmayp kendilerinin fiziksel olduu
fikrini ima eder. Bu da bizi zihin felsefesine tar.

Z G R R A D E
Seim yapmakta, dncelerimizi ve arzularmz harekete geir
mekte, dolaysyla eylemimizin amacn belirlemekte zgr m
yz? Dar anlamda harekete geme bakmndan zgr olmayabi
lirsiniz (rnein bir sandalyeye balanmsnzdr), ama zihnini
zin iinde, ne dndnz, ne tr niyetleriniz, dleriniz ve
hedefleriniz olduunu belirleyecek btn gemi koullardan
zgr msnz? zgr irade tartmasnn kkrtt sorular
I

2 0 8

ZGR RADE

bunlardr. Zihin kendi amalarn isteme bakmndan zgr m


dr, yoksa baka yaplar ve d etkilere tabi veya onlara bam
l mdr?
Determinizm bir zorlu sorun diker karmza: Her olay veya
eylemin bir nedeni vardr. Yani irade yukarda kastedilen an
lamda zgr olamaz, nk dnlen, dlenen, arzu edilen,
korkulan vesaire her eyin nedeni daha nceki baz olaylardr
(genellikle fiziksel olaylar olarak dnlse de bu zorunlu deil
dir). Bunu kabul etmek mmkn grnyor, ama liberterler
(politik alanda grlenler deil) determinizmin ezelden beri (ya
da bir daire halinde) devam etmekte olan sonsuz bir olaylar regresyonunu gerektirdiini ve bu ak balatm olabilecek her
hangi bir ilk muharrik veya balatcnn vazedilmesinin ya bir
eliki ya da keyfi bir iddia oluturacan (btn olaylar Tanryla ve/veya Byk Patlama ile balad trnden) syleyerek
itiraz ederler. yleyse niin determinizmi bir kenara atp duyar
l bireyin iradesinde daha makul bir etki yaratan bir neden anla
yna dnmyoruz? Yani niin zihnin zgrln tanyan, de
terminizm d bir yaklama olanak tanmyoruz ya da determi
nizme zihin d fiziksel alanda olanak vermekle birlikte, zihinsel
alanda determinizm d bir yaklama sahip bir badatrma te
orisini semiyoruz?
Determinizm konusuna benzer biimde, kavram seimi de
tartmay arpk hale getirebilir. Bu, kimilerinin sorunu seman
tik olduu, dolaysyla da felsefi olmad gerekesiyle nemse
memesine yol amtr. Wittgenstein konunun cadlarn ve sim
yaclarn alanna girdiini, yani felsefi paradigmann bir paras
olmamas gerektiini dnyordu. nsan dncesini binlerce
yldr megul eden bir mesele sz konusu olduunda, bu biraz
aceleci bir yaklam gibi grnyor. Eer geriye doru gidip bir
eylemi bir bireye balarsak ve kafamz daha da zorlayarak d
| 209 |

ZG R RADE

nrsek, ou zaman bireyin iradesine toslarz. O zaman Sarahnn arkadana hediye almasnn nedeninin onun Sarah ol
masna, kendi kendini belirleyen biri olmasna, dolaysyla zora
dayal, tarihsel veya doast etkilerden zgr olmasna bal
olduunu hakl olarak iddia edebiliriz. Bu anlamda Sarah zgr
bir znedir ve nihai nedenler bulma konusunda her aba onun
duyarl, kendi kendini belirleyen bir varlk olarak doasn yad
smak olur. Sarahnn kendi kendini belirlediini kendi kendini
belirlediine dayandrmak, iradenin zgrlnn aksiyomatik
olarak alnmas gerektiini dndrr bize. Bunun ise, Sarahnn neden byle davranmay setiini bilmek isteyenler iin
ok ekici olmad sylenebilir. Liberterler aksiyomun yeterli
olduu itirazn yaparlar. Teoloji evrenin ilk muharriki olarak
T an n nn nceliini ileri srerken, liberterler de bireyin kendi
hareketlerinin ilk muharriki olarak tannmasn talep ederler.
Bir irade oluturma zgrl, Sartre gibi kimilerine gre,
bir fizikinin bir eyleri kefettii tarzda bulunamaz. Bireyin bi
linci tam da bir hilik olduu iin zgrdr; dolaysyla, benliin
kendisi iin kendi zerinde eylemesinin dnda beli denemezdi.
Benlik belirli bir ekilde hareket etmek iin belirlenmi olduu
na inanarak harekete geiyorsa, Sartre elenceli bir tarzda ac
masz davranr: Hareketlerinin belirlenmi olduuna inanan in
sanlar alaktr. Bunun ok yerinde olduuna hi kuku yok, ama
ne demektir bu? nsanlklarn ve bilinlerini ve bylece iradele
rinin zgrln inkr ediyorlar demektir.
Peki ama bir sonraki admm seme konusunda o kadar da
zgr mym? nsanlarn bilinli biimde zgr olduklarn ka
bul edersek, bu, seimin determinizmden ayrt edilebilecei an
lamna gelmez. Bir sonraki aamada setiim ey, gerekten de
seim, deerler, aralar ve amalar konusunda kafamda var olan
fikirler tarafndan belirlenir. Zihnimden akp giden birok olaI

210

PLATON

slktan birini seen irademdir sadece. Ayrca, bu olaslklardan


bazlar ya genetik olarak devralnan (olduka kukulu bir tavr)
ya da bilin altndan nceden edinilmi yaplar tarafndan belir
lenmi olabilir. Freudun psikanalitik yaklam, insan iradesinin
byk blmnn bilinli saiklere deil bilinalt saikiere tabi
olduunu izah ederek iradenin tamam iin byk bir meydan
okuma oluturmutur.
Ne var ki, kararlar konusunda i sorumluluun yerini dei
tirmek liberter argman rtmez. Yalnzca Sarahnn neden
bir hediye almay setii konusunda bir dizi farkl psikolojik
faktrn gz nne alnmasn olanakl klar. Sarahnn hediye
yi alm olmas felsefi bakmdan ilgin olmaya devam eder.

P L A T O N (M 428-347)
Platon (geni omuzlu) nl Sokratesin rencisiydi. Hocas
nn ba rolde olduu saysz diyalogunda kendi felsefesini sergi
ledi. Platon tarihin belirli dnemlerinde dini hiyerariler tarafn
dan duayen kabul edilmi, 2000 yldan uzun bir sredir eitime
ve politikaya ilikin bir dizi teorinin kaynan oluturmu biri
dir. Hl zevk alnacak ve kendisinden renilecek bir filozoftur.
Platon M 428de, Peleponnes Savann (M 431-404) pat
lak vermesinden hemen sonra, Atinada politik bakmdan nde
gelen bir ailenin ocuu olarak dodu. Aile ona Aristokles adn
vermiti. Atinann Ispartallar tarafndan yenilgiye uratlmas
na tank oldu. Ardndan, Atinann Otuz Oligark dneminde ya
ad altst oluu ve despotizmi grd. Sonra demokrasi yeni
den kuruldu, Sokrates kent devleti tarafndan M 399da idama
mahkm edildi. Platon nce iirle ilgilendi, ama Sokratesle ta
ntktan sonra iiri brakp felsefeye yneldi. Bir lde siyasi
nfuz peinde kotuu bellidir. ki kez, Sirakzde ve Atarneusta danmanlk grevinde bulundu, ama esas etkisini Devlet

PLATON

ve Yasalar balkl kitaplarnda sergiledii politik idealizm saye


sinde elde edecekti.
Platon genliinde Helenik dnyay ve Msr dolat. Gney
talyada tant Orfik-Pitagoraslar ona teki dnyay tant
tlar ya da ona ilikin bir inan gelitirmesini tevik ettiler. Ayn
zamanda matematie merak salmasna neden oldular. M
386da Atinaya dnerek ilk niversite olan Akademiyi kurdu.
Akademi, insanlar daha iyi yurttalar ve devlet adamlar olarak
yetitirmek zere tasarlanmt. Her ne kadar Platonun siyasi
nfuzu beklentilerinin gerisinde kalm olsa da, felsefi sisteminin
etkisi hi azalmad.
Platonun yaklam asndan analiz yntemi hayati bir
nem tar: Bu diyalog biiminde yazlm metinlerde, Sokrates
bakalarnn inanlarn inceler, onlar dn tarzlarnn ier
melerini izlemeye davet ederek bir kmaz sokaa tar. Bu nok
tada muhatab ya yenilgiyi kabul eder ya da sylenerek eker gi
der! Mantksal adan buna diyalektik ad verilir: Bir hakikate
apraz sorgulama araclyla adm adm yaklaan bir sretir
bu. Ancak, eletirel yaklaanlarn ileri srebilecei gibi, sre iyi
ilerse, bilimsel veya ampirik olarak doru sonulardan veya a
lma hipotezlerinden ziyade tutarl bir inan veya inanlar dizi
sine ulalr. Bazen de tartlmakta olan eyden btnyle uza
a den birtakm sonulara ya da daha basit bir tarzda bilisel
arptma olarak anlabilecek neticelere ulalabilir: Bugne ka
dar snavlarmdan kaldma gre bundan sonraki snava hazr
lanmaya hi gerek yok, gibi. Yani bu yntem mkemmel biim
de ilenmi, ama gereklikle hibir ilgisi olmayan bir sistem re
tebilir. Platonik dn tarznn, aynen Platonik akta olduu
gibi, zihinle ok i ie olmasna karlk hayatla pek az ba ol
masn, felsefeyi pek yararsz bulan bilimcilerin ba belas mn
zevi aydmlara bu kadar hitap etmesini aklayacak olan da
I

212

PLATON

belki budur.
Platonun felsefesinin her kesine akln kuatc nemi sin
mitir. Fikirlerin test etme yoluyla incelenmesi iin zihin sonuna
kadar zorlanr. Fikirlerin gerek varlklarla yeterince ilikili ola
mayacan savunur nk varlklarda ciddi eksiklii duyulan
bir ey olduu kanaatindedir: Diyaloglarndaki diyalektik ince
leme, delil olarak ortaya srlen rneklerde her zaman ne oldu
unu bilemediimiz bir eksiklik olduunu gsterir. Bu tr eyler
felsefecileri olsa olsa cesaretlendirir! Platonun akl yrtmesine
gre, karlatmz eyler, rnein uradaki gzel kz veya n
mzdeki oranlar gayet iyi tasarlanm masa, gerekten de birer
rnektir, ama metafizik bakmdan daha yksek ya da doast
bir varln birer rnei: Gzel insanlar veya oranlar gayet iyi
tasarlanm masalar, Platonun varlna inand teki dnyaya
ait Formlar veya dealarda bulunan hakiki kimliklerinin yoksul
birer yansmasdr. Aynen sanatnn gzel kz tasvirinin ikinci
elden kma bir grnt olmas gibi, gzel kzn kendisi de G
zel Kzm dealinin (eidos) ikinci elden bir grntsdr.
Felsefi akl bylece bizi Platonun felsefesinin temel direine,
yani iki dnyann varlna gtrr. Evrenin gerek doasnn ne
olduu sorusunu soran metafizikte Platonun versiyonu iki dn
yann var olduudur: Duyumladmz dnyann kat formu ve
hakknda sessiz sedasz fikir edinebileceimiz ama ancak ld
mz zaman ulalabilir hale gelen dnyann uhrevi formu. Bu, ev
ren konusunda dalist bir teoridir, nk iki alann varln va
zeder. Bu da Platonun ikinci temel felsefi fikrine tar bizi: Ruh
larmz ebedidir ve bu iki dnya arasndaki uurumun zerinde
bir kpr rol oynama kapasitesine sahiptir. Platon, Pitagorasm
ruhun yeniden doumuna, ebedi varlna ve bir bedenden bir
baka bedene g etmesine ilikin retisini benimsemitir.
Fiziksel anlamda hayatta iken bilgimizin yetersizliinden e
I

2 1 3

PLATON

keriz, nk yeniden doduumuzda Formlar ve dealar dn


yasnda bildiimiz her eyi (iyi ki) unutmuuzdur. Bir ey ren
diimizde, bu ilk kez renilmiyordur - gemiten hatrlanyordur veya geri arlyordur. Bu fikir eitim felsefesinde ok et
kili olmutur. Gencecik bir renci kendisine bir ey akland
anda, hay Allah, ben bunu biliyordum diye tepki verdiinde
yanklanan budur. Entelektel zayflmz ve duyularn hibir
eyi kesin olarak bilme kapasitesine sahip olmamas, Platona
gre neden hayattan hibir zaman tam bir memnuniyet duyama
dmz aklar. bununla da kalmaz. Platon bir de gemite
kalm bir Asr- Saadet devrine ilikin efsaneleri artran bir
siyasi tarih gelitirir. inde yaadmz toplum, bu dnemin pe
ri masalna benzer mkemmel toplumundan gittike uzakla
maktadr. Kusurlu yaratklar olarak, vasat dn tarzmz ve
duyularmz byk olaslkla bizi grnlerin dnyasnn esiri
klar - yalnzca filozof, karmzdaki grne taklmakszn d
n tarzn daha ykseklere tayabilir ve evrenin hakiki doa
sn kavrayabilir.
Platon ok iyi bilinen bir benzetme yapar: maara alegorisi.
Bir maarada oturmu dipteki duvar seyreden insanlar d
nn. Bu insanlarn arkasnda duran bir projeksiyon aleti, kendi
ardnda hareket eden nesneleri birer glge olarak duvara yanst
maktadr. Bir ate (yani gne) bu nesneleri aydnlatmakta, bu
nesnelerin glgeleri de bu alet tarafndan maarann arka duva
rna glgeler halinde yanstlmaktadr. Filozof odur ki, nce aya
a kalkp projeksiyon aletine bakar, sonra onun arkasna gee
rek grntlerin gerek kaynan kefeder. Aydnlanmann ge
tirdii krlkle maaraya geri dner, eylerin gerek doasnn
ne olduu konusunda anlalmaz szler eder, tekilerse ona a
kn ya da rahatsz gzlerle bakarlar.
Bu alegori ok etkili olmutur. Ama yalnzca grnler hak
I

214

PLATON

knda dnmemiz gerektiini mi sylemektedir, yoksa bilginin


yalnzca filozoflarca edinilebileceini, insanln geri kalan bl
mnn hakikati kendilerine akland zaman dahi anlayama
yacan m? Akl kt olanlarn alt basamaklarda kalarak ente
lektel eilimleri olanlara tabi olaca hiyerarik nitelie sahip
bir dnyay savunan dnrler, kendilerinin kefetmi olabile
cei yksek hakikatlere inanlrlk kazandraca iin alegoriye
doal olarak yakn hissetmilerdir. Bunlar, biz tekilere ya acr
lar ya da bizi ynetmeleri gerektiini sylerler. Platonun gen
lik dnemindeki politik altst olular dnldnde (bu geli
meler Atina demokrasisinin Sokratesi idama mahkm etmesiy
le sonulanmt), filozofun, toplumsal dnyann, doal bir bi
imde, anlayabilenlerle anlayamayanlar arasnda blndn
dnmesi artc deildir. Bu ikisinin arasna, zeks yksek
olanlarn yasalarnm akl ktlar disiplin altnda tutmasn sala
maya yetecek kadar meseleyi anlayan bir grubun eklenmesi de
anlalr bir eydir.
Platonun Devlet balkl almas, hayatn Formlarn ve
dealarn Mkemmel Dnyasnn ikin olarak bozuk bir versi
yonu olduuna inanan biri asndan tutarl bir politik vizyon su
nar. Dnyann dalist bir yaps olduunu ve ruhun ebedi oldu
unu anlayan filozoflar (bunlara rahip de denmektedir), toplumu
ynetmektedir. sparta yaam tarzna ok uygun bir yaklam
dorultusunda, ocuklar erkenden ana babalarndan alnmakta,
eitilmekte, sonra, yetenekleri belirlenmeye baladka, ayrtrlmakta, ya ticaret ve retim, polislik, sosyal denetim (muha
fzlar) iin ya da devlet adaml iin yetitirilmektedir. Devlet
adamlarnn ii topluma en iyi biimi vermektir. Toplumun Asr Saadetten adm adm uzaklamakta olduu hatrlanrsa, bunun
anlam toplumun daha da gerilemesini nlemek iin toplum m
hendisliine bavurmaktr. Adil ya da iyi toplum, filozof-krallaI

215

POPPER. KARL RAIMUND

rn her tr muhalefetin ve deiim kaynanm ortadan kaldrl


mas iin alt bir toplumdur. Buna bir ata ya da devrime
yol aabilecek trden mzik de dahildir. Bu yaklamn bilimsel
deneyler ve ilerleme iin ok da hayrl olmayaca aktr.
Peki, Platon muhafazakr bir dnr mdr? Baz bakm
lardan (rnein politik dncesinde) bu tanma tam tamna uy
duunu gryoruz. Ama ayn zamanda bizim (yani kapasitesi
olanlarn) dn tarzmz radikal bir tarzda ykseltmemizi
talep etmesi onu devrimci klar. Platonun Sokratesi meydan
okur ve bizi de meydan okumaya tevik eder. Devlet adamnn
grevi, bu dnyann kaprislere bal mcadele, ekime ve sa
valara daha da fazla kaymasn engellemek haline gelir. Sadece
akl felsefeye alanlar zihinlerini dnyann gerek doasn an
layabilecek kadar yksee tayabilirler. Bu da kendilerinin m
kemmeliyetten ne kadar uzak olduklarn fark etmelerine yol
aarak onlar alakgnll klar.

P O P P E R , K A R L R A IM U N D (1902-1994)
Sir Kari Popper Viyanada domu ve eitim grm, mobilyac
olarak yetitikten sonra ngiltereye g ederek London School
of Economicse gitmeye balamtr.
[Kol iisi olma yolunda] son giriimim mobilyac olmak ol
du. Bu bedenen insan zorlayan bir i deildi. Sorun uydu
ki, ilgimi eken baz speklatif fikirler almama engel olu
yordu. (Popper, Unended Questy35)
Popper ilk kez dikkatleri Bilimsel Kefin Manttt balkl kita
byla zerine ekecekti. Bu kitap, ampirizmin, tmevarmn
mant ile ilgili kritik bir meselesine zm aryordu. Tmeva
rm deneylerden ya da deneyimlerden gelen bulgularn (verile-

216

POPPER, KARL RAIMUND

rin) iselletirilmesi, ardndan da bu verilerin ima ettii eyle il


gili bir teorinin retilmesidir. Sorun, bir teorinin geerliliini
salamak iin insann ne kadar veri kullanmas gerektiidir.
Poppera gre, tmevanmclar ok kritik bir unsuru gzden ka
rmlard. nsan ne kadar veri toplarsa toplasn, ilkenin doru
luu hibir zaman kesin olamazd, nk, Humeun vurgulad
gibi, bir sonraki veri ilkeyle eliebilirdi. Salkl bir kukuculuk
elbette yararldr, ama tmevarmclk kendini bu basit eletiriye
ak brakyordu. Popper vurguyu deitiriyor ve destekleyici ve
rilerin hibir zaman mantksal olarak kesinlik salayamayaca
n kabul etmekle birlikte, verilerin teoriyi teyit edebileceini ve
teorinin yanllanana kadar doru kabul edilmesi gerektiini be
lirtiyordu. Yani ampirizm dorulanabilirlie deil (burada veri
ler teoriyi dorular), yanllanabilirlie (burada ise veriler teori
yi yadsr) yaslanmalyd. Hep kullanlan bir rnek siyah ve be
yaz kargalar rneidir. Teori btn kargalar siyahtr, der. Veri
ler bunu teyit eder. Ama bu, teoriyi dorulamaz. Bunun yerine
teorinin yanllanmam olduunu syleyebiliriz.
Bu zm Poppera gre verilerin bilimsel olarak incelenmesi ve kontrol edilmesi metodolojisine uyuyordu. Ayn zamanda,
szde bilimsel teorilerin sorgulanmas iin de kullanl bir yn
tem salamaktayd. Poppern hedefinde Marksizm ve Freudun
psikanalizi vard. Her iki teori de var olan veriler temelinde dorulanamyordu: Bu, szde bilimin genel bir sorunudur. Ama da
ha nemlisi, bunlar yanllanamyordu da. Bunun anlam, bun
larn bilimsel birer teori saylamayacayd.
Popper buradan dncesini siyaset felsefesi alanna taya
rak Platon, Hegel ve M arxin felsefi sistemlerinin toplumun ka
panmasna yol aacak bir nitelik tadn, dolaysyla ak
toplumda dman olduklarn ileri sryordu. Bunlarn gelecee
imdiden haritas izilmi bir ey olarak yaklaan tarihselcilikleI

2 1 7

POST YAPISALCILIK

rini reddediyordu: Tarih ak ulu bir ey olmak zorundayd.


Denemeler yapabilmemiz iin de geni bir zgrlkler silsilesin
den yararlanmamz gerekliydi. Benzer biimde, bilimciler bilgi
ve teoriler konusunda her zaman ileri derecede eletirel bir tu
tum taknmak, kabul edilmi olan eyleri devaml sorgulayarak
bilgiyi hakikatlere yaklatrmaldr.

P O S T Y A P I A L C IL EK
Bir postyapsalcy anlamak iin nce bir yapsalcy anlayabil
memiz gerekir. Yapsalclk 1960h yllarda Parisin, varoluu
luu glgede brakan modalarndan biriydi. Bu ksmen yapsal
cln antropoloji, edebiyat aratrmalar ve kltrel aratrma
lar gibi alanlarda daha byk ekicilii olduu iin byleydi. Bu
alanlarda yapsalclara hl rastlamak mmkndr. Buradaki
temel fikir Saussuren dilbilim alannda yapt almalardan
kaynaklanyordu. nan sistemleri ve kltrler, dillerin incelen
dii gibi, yani szcklerin bir cmleyi oluturduunda aralarn
da kurulan ilikilerin incelenmesi yoluyla ele alnabilir. Ben
postyapsalcl anlamyorum cmlesi, szcklerin greli ye
rinden kaynaklanan bir anlam ierir, Anlamak yerine, sev
mek ya da inanmak gibi bir dizi baka szck yerletirilebi
lir. Ama ancak, yat, zerine gibi szckler yerletirile
mez. Dilbilgisi alkanlklar aikrdr. Kyas yoluyla yapsalc
lar insan ilikilerinin de greli yerlerine bal olarak uygunluk ve
anlam ifade edebileceini belirtirler.
rnein, bir Cuma gecesi bir kentte sosyal etkileimi ele alr
sak, gzden geirdiimiz grnrde birbiriyle ilgisiz birtakm
fenomenlerden baz kalp ve yaplara ulamamz mmkndr;
nk ortalktaki canllk ve neenin ardnda, alma, dn t
renleri ve futbol malar gibi baka faaliyetlerle ilikisi olan, in
sanln mitleriyle ve ortak kalplarla ilgili daha derin birtakm
I

2 1 8

POSTYA Pl SALCI Ll K

yasalar yatmaktadr. Yapsalcln ilk temsilcilerinden antropo


log Lvi-Strauss deiik topluluklarn ve alarn birbirinden
farkl kltrel pratiklerinin ardnda var olan birtakm ortak ya
plar gzlemlediini belirtiyor, bir kltrel dilbilgisinin muadili
nin var olduunu ileri sryordu. Mitlerin ve trenlerin ortak i
levleri ise bamsz biimler olmak yerine insan zihninin en te
mel alma biimlerini yanstyor olabilir.
Postyapsalclar etkileimin ardnda yasalarn yatyor olmas
olasln yadsrlar. Onlar iin szckler gereklikle balan ara
clyla deil ilikileri araclyla anlam kazanr; bu ilikileri
kefetme yoluyla insan doas hakknda bilgi edinebileceimizi
de reddederler. Foucault ve Derrida gibi postyapsalclar hem
nesnelliin hem de gereklik ve hakikatin olanaklln yadsr
lar. Her ey zneldir, gevektir, kendiliindendir ve ak halinde
dir. Burada olgu diye bir ey olmadn, yalnzca yorum oldu
unu syleyen Nietzscheden yanklar duyuyoruz.
Postyapsalclar burjuva toplumuyla ve gereklikle yakndan
uzaktan ilgili her eyi eletirmeye giriiyorlard. Bu ekole katlanlar, genellikle Marksist bir evreden gemiler, ama daha son
ra toplumu, sadece ii snf iin deil bir btn olarak yapskmne tabi tutma fikrinde karar klmlard. Szckler iktidar
yaplaryla ykl hale gelir, dolaysyla bunlara isyan etmek ge
rekir. Derrida yar aka metnin dnda hibir ey yoktur di
yordu. Peki bu ne demektir? Duyunca srtmamz gereken muh
teem bir ironi midir bu, yoksa dnyann zerinde, metnin ger
ek olduu ama onun dnda hibir eyin mevcut olmad t
rnden vahim bir elikinin hayaleti mi dolayor? Bu son olas
lk metne allmadk derecede paradoksal bir ontolojik stat ka
zandrr. Ama Dcrridann, yapsalc anlamda evren bir dizi ili
kiden oluan bir metin olduuna gre, evren dnda hibir ey
yoktur, trnden bir ey syledii dnlmektedir; o zaman da
I

219

PRAGMATZM

fazla bir ey sylemiyor elemektir, nermenin bir ironi olduu


yorumunu tercih etmek gerekir. Sorun udur ki, ne kastedildii
ni bilemiyoruz, nk bir eyin kastedildiini varsaymak postyapsalclar asndan bizi onun iine atyor, oraya gidiyoruz,
yaplarn olmad bir durumda yaplar dayatarak. Metinler,
postyapsalclara gre iktidar yaplar ierir, bunlar yapskmne tabi tutmak (tabii yapskm yapan metinleri de) ve bu
harlatrmak gerekir, bunu ilgimizi ekmesi gereken her eye uy
gulamak gerekir. Aslnda, herhangi bir ey dikkatimizi ekecek
olursa, onu yapskmne tabi tutmalyz - buna kendimiz de
dahilizdir. Her ey kurmaca haline gelir (bu son cmle de dahil).
Ama elbette bir ey yapmann yntemi savunulurken, geer
li birtakm giriimlerin yaplabileceini varsayan bir ilke vazedil
mektedir. Sonu olarak, postyapsalcln bizi iine ektii ar
ptlm aynalar dnyasnda bile aynalar vardr. Postyapsalclk
popler olmutur, ama ok farkl dnsel konumlardan hare
ketle ok sert biimde de eletirilmitir. Bunlarn en arpcs, iki
bilimcinin, Sokal ve Bricmontun Son Moda Samalar balkl
kitabdr.

P R A G M A T Z M
Pragmatist, davranlarn ve inanlarn, bunlarn ie yarayp
yaramadna bakarak seen kiidir. Bir edimden sonra baar
domuyorsa, pragmatist o edimi brakr, baka birine ynelir.
Bu ok makul bir ey gibi grnebilir: Her defasnda baarszl
a urayan bir edimi srdryor olsam, buradaki denemeleri
min tarznda hi kukusuz yanl olan bir ey olmaldr. Dnya
nn benim abalarm karsnda eilmesini bekliyorum demek
tir. Eer duruma gre hareket hattm deitiriyorsam bu da
aralar ve amalar arasndaki iliki bakmndan makul gibi g
rnmektedir: Davrann duruma gre deitirilmesi dorudur.
|

220

PRAGMAT2M

Hegelin mantksal l konusunda derin dnceler ifade etmek


bir felsefeci arkadanzla ya da bir rencinizle konuurken uy
gundur, ama seviirken deil (belki de tuhaf bir biimde uygun
olabilir, ama bunu okuyucunun verimli hayal gcne braka
ym).
Ne var ki, pragmatizm btnyle bundan ibaret deildir. Te
rimin mucidi C. S. Peirce unu sylyordu:
Kafamzdaki kavrayn nesnesinin, pratik birtakm sonu
lar olduu da dnlebilecek etkilerinin ne olduunu kafa
mzda nasl canlandrdmz dn[meliyiz]. O zaman bu
etkiler konusundaki kavraymz nesnenin btn hakkndaki kavray mizdir. (C. S. Peirce, Collected Papers , 5:402)
Baka trl syleyecek olursak, bir inancn pratik yarar nedir?
Pragmatizm, bir hareketin baarsnn onun doruluunun
kant olduu anlamna gelir. Yani inan sz konusu zne iin
bir ara olarak ie yaramaldr. Bir hareketin etkili olup olmad
onun doruluk derecesini, evrensel olarak doru anlamnda
doruluk derecesini zorunlu olarak belirlemez; bu yzden prag
matistler doruluk konusunda dnmekten veya doruyu ak
lamaktan kanrlar.
Tannya inanc ele alalm. Pragmatist iin gn yzne ka
rlacak nihai bir hakikat yoktur, belirli sonular olan taknla
cak bir tutum vardr. Diyelim ki ateistsiniz. Hi beklenmedik bir
anda spanyol Engizisyonumdan biri ziyaretinize geliyor ve size
TamTya ilikin inancnz soruyor. Dogmatik biri iseniz, inand
nz eyi drste ortaya koyardnz; pragmatist iseniz yle bir
cevap verirdiniz: Tek bir Katolik Tanrya inanrm, O da o
luna verdii vs

Sonu olarak, pragmatik davranrsanz daha

iyi bir durum doacaktr. Bunun aksinin doru olmas iin,


I

2 2 i

PRAGMATZM

inancnz terk etmenin, hretiniz, namusunuz, erefiniz vs. a


sndan kabul edilemeyecek baz sonular douracana ve din
den kma gerekesiyle ikence grmenin bir ekilde daha iyi
olacana inanmanz gerekir.
Ama bir inancn ie yaradn veya yaramadn syle
mek ne demektir? Bu, zm g bir sorun yaratr, nk tipik
olarak inan baka bir ey hakkndadr ve o baka eyin ie ya
rad veya yaramad sylenebilir. rnein, eski dizst bilgi
sayarmn almadna dair bir inancm var diyelim. in uzma
nna gtryorum ve o bilgisayar altryor. Peki benim inan
cmn bilgisayarn imdi almakta olmasyla ilikisi nedir? Ta
mircinin bilgisayara ne yaptna bal olarak hakl da olabilirim
haksz da. Eer tamirci bilgisayar sadece ap bir diagnostik
program altrp mkemmel almakta olduunu beyan ettiy
se, inancmda yanlyormuum demektir. Ama eer hard diski
deitirmek zorunda kaldysa haklymm demektir. Burada
inan herhangi bir i yapmamaktadr.
Hakikat neyin ie yaradna bal olamaz, nk hakikat
eylerin (edimlerin, olaylarn) gzlem ve deneyim tarafndan
dorulanmasna baldr. Bu, pragmatizmi g bir konuma yer
letirir: Bu konumda kendini ancak doru olan ie yarayandrn alan nesnelere (rnein makinelere) uygulanabilecek
dar bir versiyonunu kabul ederek savunabilir. nsani veya ahla
ki alanlarda, pragmatizm mantksal olarak bencil bir teoriye ia
ret eder: karlarma yarayacak biimde hareket etmeliyim.
Ama burada teoriyi ayrtrarak sz konusu karlarn nitelii
zerine sorular sorabiliriz: Ksa dnemli karlardan m sz edi
yoruz? nk bunlar uzun vadeli karlarmzla her zaman ayn
deildir. Uzun vadeli karlardan sz ediyorsak, bunlarn ne ol
duunu nereden biliyoruz? Bunlar hakknda dor olabilecek
veya olmayabilecek birtakm inanlarmz olabilir. Bir bakma,
I 222

RA&YNA2M

bunu ancak zamanla renebiliriz. Ama bu, yalnzca pragmatist


iin deil, uzun bir yolculua kmakta olan her tr felsefeci a
sndan da bir sorundur.
Peki, kendinizi pragmatist sayyorsanz, inanlarnz konu
sunda ne dersiniz?

R A S Y O N A L Z M
Rasyonalizm bilgi hakknda bir teoridir. eyler hakknda nasl
bilgi edindiimiz ve daha da nemlisi eyler hakknda bilgimizin
kesin olduunu nasl bilebileceimiz hakknda bir teoridir. ster
zihinsel ister zihin d olsun, eyler hakknda bilgi edinmenin en
iyi ynteminin zihnin ve mantk srelerinin kullanm olduu
nu iddia eder.
Modern ada Descartes rasyonalist bak asn ou insa
nn bildii basit bir formlle ifade etmitir: Duyularmn kesinli
inden emin olamayabilirim, onlarn bana anlattklar beni al
datyor olabilir, ama dnmekte olduumdan asla kuku duyamam. Bylece balang ncl zihnin ileyii ilkesi haline gelir:
Dnmekte olduumu bildiime gre, bir rasyonalist olarak
grevim, kullandm terimlere ve onlarn aralarndaki bant
lara hkim bir tavrla mantksal bir dorultuda ilerlemektir. O
zaman bir dnce sistemi tretilebilir. Bu dnce sistemi de,
zihnin ileyi tarz, d dnyann doas, iyinin nitelii, gzellik
sorunu ya da toplumun ve siyasetin olumas gibi eitli felsefi
sorunlara uygulanabilir.
Birok rasyonaliste gre, akla bavurmak, herkeste var olan
bir melekeye bavurmaktr. Btn halklarn akl kulland d
nlr; dolaysyla hepsi belirli ncllerden tretilebilecek olan
sonular konusunda anlaabilmelidir. Bu anlamda rasyonalizm
Stoaclarn, yerel veya tarihsel banazln engellerini am,
kozmopolit bir tek-dnya, tek-halk idealine byk lde yas1 223

RASYONALZM

lanmaktadr. Nc var ki, bunu eletirerek akl kullanmann her


halk asndan ortaklatrlmasna engel olacak biimde kltrel
kalplardan rlm olduunu ileri srenler de vardr. Bunlar
yerellie ncelik vermek isteyen muhafazakr dnrler olabi
lir veya her ulusun kendi mantn veya politik sistemini gele
neklere veya yerel koullara gre belirlemesi gerektiine inanan
milliyetiler olabilir. Akln evrenselliini kabul eden ama rasyo
nalizmin eyler hakknda bilgi edinmemiz ve bu soruna yakla
mmz bakmndan tek yntem olduunu reddedenler de vardr:
Ampiristler bilginin her eyden nce duyulardan edinilebilecei
itirazn yaparlar; badatrclar ise duyuyu bir miktar zihinsel
duyarllk ile kartrmay tercih ederler.
Rasyonalizm potansiyel olarak zihin d dnyann gerekli
inden kopma olasl ve evrenin karmaklklarn mantksal
analize indirgeme abas iinde olma temelinde eletirilir. Oysa
mantn terimleri ve bantlar kltrel ve felsefi bakmdan
ykl olabilir. Mantklar bu sorunu amak iin mantksal
nermeleri, hakkmda herhangi bir anlamazlk veya ikirciklilik
yaratlamayacak matematiksel bir dile indirgemeye giriebilir
ler. Ama felsefede bu tr servenler pek az rnekte insan klt
rnn, dncesinin ve vizyonunun geni ufuklarna ve derin su
larna yaraacak bir ey retebilmitir. Ancak, ikirciklilerin as
gariye indirildii bir durumda rasyonalist, felsefenin, aynen ma
tematik gibi, tmdengelime dayanarak adm adm ilerleyebilece
i cevabn verebilir.
Rasyonalite ile [Avrupa dillerindeki] akl szc ayn Latin
ce kkten gelir: ratio. Aklc biimde davranmak ayn zamanda
makul davranmak anlamna da gelir, ama baz dnrlerin
kullanmnda bir akl yrtmede aklc davran yokluu ima
edilirse baka bir ey ima ediliyordur. Bunun nedeni, aklc dav
ranmann kendi karlar dorultusunda davranma anlamna
I

224

RASYONALZM

da gelebilmesidir. Bu o kadar geni bir davranlar yelpazesini


kapsar ki btn canl varlklarn aklc olduklar sylenebilir.
Nefes almak mitokondrinin karnadr; dolaysyla, nefes al
mak ve oalmak iin kendisine rahat bir ortam yaratacak bir
yol bulmutur: hcre. Birok bitkinin kar bir dinlenme dne
mini gerekli klar, karncalarn koloniler oluturmas onlarn
karna uygundur, oyuk kazmak tavanlarn karnadr. Oysa i
levi, amalanm eylemden ayrmamz gerekir. nk bir ilevi
olmak (rnein bir DNA dizisinin oalmas) zorunlu olarak o
varln karlar olduu anlamma gelmez: Youn yamurdan
sonra bir tepeden yuvarlanmaya balayan bir kayann kendi
karlarnn peinde kotuunu sylemek biraz g olurdu (her nc
kadar bazlar bunun gerekten de byle olduunu ileri srm
olsa da).
Eer aklclk (rasyonalite) iyiletirmelere uygun davranlar
da bulunmak anlamna geliyorsa, bunu, ah, keke durum daha
iyi olsayd demeyi ya da iman gcyle veya ii ansa brakarak
davranmay da ieren akl d (irrasyonel) davranla karlat
rabiliriz. Burada da ilgin nanslar mevcuttur: ansmn gemi
te yaver gittiine veya Tanrnn yanmda durduuna inanarak
davranyorsam bu aklc olabilir - tmevarmc bir akl yrt
meyle sorarsak, gemite ie yaradna gre imdi neden yara
masn? Ancak, dilemek durumun ne olduu ve benim amala
rma ulamak iin neler yapmam gerektii konusunda dnme
yi ksmen veya tamamen reddetmek anlamna gelebilir. Baka
hayvanlar diler mi? Yoksa dilemek yalnzca balant kurmann
trev bir biimi midir? Wittgensteinvari bir soru soralm: Ken
di dnyasnda atm benim gelip onu beslememi heyecanla bekli
yor mudur, mesela gelecek aramba? Onun dnyasnn nasl
bir dnya olduunu vc nasl bir akl yrttn nasl bilebili
rim?
I 225

RA SYO NA I l/M

Baka dnrler, igdlerden kaynaklanan arml veya


davrana ilikin kalplar zerinde durmay yeleyebilirler. Oysa
igdlerin aklc olduklarn dnebiliriz. nk bunlar ger
ekten yerleik igdlerse Darwin tipi evrimin kriterlerini yeri
ne getirdikleri sylenebilir. Dolaysyla, bunlarn olmas, ister
insan olsun ister amip, ikin olarak sahibine yarar getirecei an
lamna gelir. David Hume akln tutkularn klesi olduunu sy
lyordu. Ya bu ikisi bir karlkl dans erevesinde i ie ge
mise? Bunun ima ettii dalizmi reddederek, hesabn iine be
denin homcostatik mekanizmalarn duygusal yantlarmz ve
gdlerimizle lerek evrimci bir bak asndan bunlarn oyna
yabilecei aklc bir rol olabileceini kaydederiz. Ama bu d
n tarzmzla Leibniz ve onun olan biten her eyin olabilecek en
iyisi olduunu (oysa ou zaman byle deildir hi olmazsa
grnrde) ileri sren fikri ile bulumu oluruz. Genetik evrim
teorileri baz igdlerin bir varln davran, eilimleri ve fi
ziksel amalar erevesinde ele alnabileceini teslim eder. Bun
lar artk yararl ilevler tamayabilir, bu yzden de irrasyonel
olarak nitelenebilir. Bunlar sonunda trn kknn kaznmas
na yol aabilir.
Dar anlamda dnldnde, aklc davran insan davra
nnn betimlenmesinde ikincil bir ncl olmaldr. Daha nem
li olan, hareketlerimizin baar m, baarszlk m getirdiini de
erlendirmek iin kullanabildiimiz aratr. Akl melekesi (do
ruyu arama yetenei), her bir dnce ve davrann, amalanan
sonuca ulama yeteneine sahip olmak anlamnda aklc oldu
undan ziyade eylemin (ara ve ama) eletirel biimde deerlen
dirilmeye tabi olduunu ima eder. Burada ya amalarn aklc ol
mas gerektiini vazederiz (bunun anlam doal ihtiyalarmz
zerine dnmektir) ya da amalarn yarglanmasn bir kena
ra brakarak aralar zerinde odaklarz. Bir ie giritiimde haI

2 2 6

ROUSSEAU. J E A N - J A C Q U E S

reketlerimin amacma ulamam iin uygun olup olmad deer


lendirilebilir. Kullandm aralar ceteris paribus (baka eyler
ayn kalmak kouluyla) gerekten amacma erimeme hizmet
ediyorsa aklc olarak davranyorum demektir. Ya da amalarm
farkl bir standarda, genel olarak iyiliime veya toplumumun ve
ya gezegenin iyiliine uygunluk bakmndan yarglanabilir. Ama
burada devreye giren sorun amalarn da gerek bir anlamda
aklc olarak nitelenip nitelenemeyeceidir.
Yalnzca aklclk zerinde odaklamak, insan davranlarn
inceleyenlere kolayca hedef olmak anlamna gelir. rnein,
oyun teorisi kullananlar, genellikle iktisatlarn insanlarn akl
c davrandklar ncln reddetmek amacyla insann aklcl
n yadsma eilimindedir. Ama buradaki akl yrtme yanl
tr, nk ne srlen sei matrisleri (rnein Mahkmun ki
lemi) yalnzca birer oyundur ve hayatn ok boyutlu ara ve
amalarn yanstmazlar. Mahkmun kilemi veya baka oyun
larda, deerler deitirildiinde sonular da deiir. Bu tr oyun
lar, bireylerin (kendi karlarn izleyerek) aklc davrand du
rumlarda btn znelerin zarar greceini gstermeyi amalar.
Bu oyunlar insana makul gelmiyor, sanki ok kritik nemde bir
eyi atlyorlar.

R L A T V tZ M (bkz. GRECLK)
R O U S S E A U , JE A N -JA C Q U E S (1712-1778)
Jean-Jacques Rousseau felsefenin en renkli kiiliklerinden biriy
di. Baz durumlarda ancak aykr olarak anlabilecek bir tutumu
benimseyen Rousseauyu, etkisi syleminin geni yelpazesinden
ve mizah duygusundan kaynaklanan, grnrde btnletirici
bir doktrine bal olmayan yetenekli bir denemeci olarak grr
sek daha iyi anlayabiliriz. Gl ama meruluu pamuk ipliine
| 227

ROUSSEAU, J E A N J A C O U I S

bal monarilerin hkim olduu bir dnemde cumhuriyeti bir


risale kaleme almtr; aydnlar gittike daha ok ateizmi benim
serken acaba Tanrya benden baka inanan kimse kald m diye
merak etmitir; erkek ocuklar iin ideal eitim konusunda son
derece etkili bir risalenin yazar olduu halde, kendi ocuklarn
hayr kurumlanna emanet etmitir; bireyin kendi iradesini hal
kn genel iradesine tabi klmas gerektii fikrini savunurken,
kzdrd otoritelerden hayatn korumak iin firar etmitir. Hi
kuku yok ki, felsefesi deiik noktalarda hayatla atma iine
girmitir. Bu da ya hayat tarz ya da felsefesi hakknda ok ey
sylemektedir.
Rousseau Cenevrelidir ama hayatnn byk blmn
Franszlar arasnda geirmitir. Bir sre boyunca, (gerek veya
muhayyel) dmanlarndan kamak iin Britanyada srgn ya
am ve David Hume ile ahbaplk etmitir. Ama bu aamada
zulm kuruntusu edinmi olmas kendisini Hume ve baka ev
sahipleri asndan itici klmaya balamt. Baskc otoritelerden
uzakta, krsal blgede yaamaktan ok mutlu oluyordu. Tah
min edilebilecei gibi, birok insan iin asla kolay bir konuk ol
mamtr. tiraflar kitabnda grdmz gibi, Rousseau kendi
kiilii hakknda tuhaf grlere sahipti: Zaman zaman kstah
ve bencil olabiliyor, ama ayn zamanda ok alakgnll, ken
dini geri planda tutan bir tavr taknabiliyordu. Ama yine de ka
leminden akan o muhteem nesre ve mizaha bugn bile srt e
virmek gtr.
Eitim ve politika hakkmdaki almalarnda ortak tema,
modasyla, yapmack adabmuaeretiyle kentsel yaamn yapay
gsteriinin reddi ve daha doal, bizi tabiatla i ie tutan bir va/

rolu tarznn benimsenmesidir. Emile adl yapt bize ocuun


kendi eilimlerine gre gelimesi ve bymesi gerektiini re
tir: renmeye hazr olmad eyleri renmeye zorlanmamal| 228

ROUSSEAU. J E A N -J A C Q U E S

dr; ama yine de eitimi ince ince ynlendirilmelidir ki sanki her '
ey kendi seimi imiesine renebilsin. Jean-Jacquesn politi
kaya bak da birok bakmdan buna benziyordu: Birbirimizin
banda nbet beklemezsek ve bakalarnn ayana basmadan
kendi bireyselliimizi ifade edebilirsek hayat ne kadar daha g
zel olur.
nsanlar karnca yuvalarnda kalabalk halde ylmamahlar. Yeryzne yaylarak topra ekmeliler... Btn yaratk
lar arasmda sr halinde yaamaya en az uygun olan insan
dr. (Rousseau, miley26)
Ona gre, krsal hayat insana ok daha uygundur: nsan oldu
u gibi tanmak iin felsefeci kentlere bakmamahdr. Buna ba
l olarak Rousseau bilimsel aydnlanma yoluyla ilerlemeyi red
dediyordu. Tam tersine, ilerleme modern hayatn reddinden ve
asil vahinin yaam tarzna geri dnmekten geiyordu.
Rousseau asil vahilerin nasl olmas gerektii konusunda bir
eyler syleyen ilk yazar deildi. Bu fikir, Avrupal kiflerin Ku
zey Amerikann yerli halklarnn yaam tarz konusunda anlat
tklar yklerden beri ortalkta dolayordu. Bu yaam tarz,
kiflerin gzne Avrupada kent sakinlerinin veya feodal zm
relerin yaadna gre daha saf bir hayat gibi grnyordu. An
cak, Rousseaunun eletirisi entelektel olarak dikkati zerine
ekti ve bir eyden sulu hissedecek kadar zengin olanlarn ken
disini himayesine almasna yol at. Asil vahinin doayla daha
i ie yaad ve modern dnyann tuzaklarna dmedii var
saylr; yleyse daha mutlu olmaldr. Rousseaunun argman
baz bakmlardan bize maddi ilerlemenin zorunlu olarak insan
larn daha mutlu olmas anlamna gelmediini hatrlatmas a
sndan yararldr, lkin kendisi de, konforlu bir hayat iine do| 229 |

ROUSSEAU. JCAN JACQU CS

mu ve yle bytlm insanlar iin hi de uygun olmayan ok


zor bir hayat tarzn romantikletirme tuzana dmektedir.
Ama Rousseaunun yapmak istedii asndan daha da nemli
si, doal insann bu arketipinin mlkiyeti tanmamasdr: Bu pe
ri masal dnyasnda senin ve benim yoktur, aile de yoktur,
ortak dil de, toplumsal herhangi bir ey de. Rousseau, insan
sada solda dolar, kendi iine bakar halde tahayyl eder. Ta ki
biri mlkiyet fikrini ortaya atana kadar. O zaman, insanlar top
raklarn itle kapatmaya balaynca ve mlklerinin zerinde
iradelerini bakalarn dlayacak biimde dayatnca her ey de
iir. O andan itibaren apulculara ve hrszlara kar korunma
ihtiyac doar ve devlet gerekli hale gelir herkesi krp geen sa
valara kaplmak da kanlmaz hale gelir. Rousseauya gre, in
san en zgr dnemini uygarlktan nce, yasalarn ve mlkiye
tin ortaya kmasndan nce yaamtr. Bunlar gelince medeni
yaamn zellikleri olan btn toplumsal dzenlemeler balar:
aile, mlkiyet, binlerce kavgann ve atmann kayna. Mo
dern insann her yerde, yani kendisi iin yaratt uygar yaam
da zgr doduu ama zincire vurulmu olduu konusunda Vicoya yank vererek syledikleri nldr.
Modern insan bir bar ve bireysellik Asr- Saadetinden g
nmz bataklna dmtr. Buna bal olarak Rousseau,
modern kmazlarn yapaylna ve buna bal olarak sava vc
siyasi atmalara kar aydnlanmann bir arac olarak insann
daha ilkel igdlerine ve duygularna, zgl olarak da bakala
rna duygudalk gsterme konusundaki doal yeteneine hitap
eder. Duygudalk ya da merhamet bizi bakalarnn hayatlar
nn ve zor durumlarnn iine eker ve bylece bir toplu yaam
ve sevgi duygusu yaratr. Yeni domu ocuklarna (tabii ger
ekten bu ocuklar kendisininse - Jean-Jacques sz konusu
olunca insan hep kukuya dyor) bakarken kendi bencil
I 2.0 I

ROUSSEAU. J E A N -J A C Q U E S

amalarm bir kenara brakamam olmas ne yazk!


Ona gre merhamet uygarln akl ve felsefeyle boduu
balayc igdsel duygudur (baz istisnai koullarda insann
kendini koruma amacyla davranmas mmkndr). nsann
kendi ahlakndan uzaklamas gereinden fazla akl yrtme,
gereinden fazla tartma ve dnmenin rndr. Her eyi
ok fazla rasyonalize ederek kardei insandan kopan aydn tipi
ni yerer Rousseau. Uygarln tuzaklar insan doutan iinde
tad bakalar iin duyulan merhametten koparr. Bunun so
nucunda, medeni erdemlerin ayak oyunlarndan daha az etkilen
mi olanlar, doal hale daha yaknlardr ve daha merhametli in
sanlardr.
Rousseaunun de ald ilkel varolu farz doa durumu
olarak bilinir. Bu, Hobbes ve Locketa rastladmz bir felsefi
aratr. Hobbes doa durumunun mnzevi, yoksul, naho, hay
vans, ksa bir hayatn yaand tatsz bir lem olduuna inanr.
Locke ise doa durumunun ho bir durum olacan, buradaki
anarinin, birka kt tohum olmasa insanlk iin gayet iyi ola
can dnr. Rousseau, Locketan bir adm teye giderek yal
nz bana yaayan ve sada solda dolaan asil vahilerin anari
sinin ideal bir durum olduuna inanr. Ancak, mlkiyetin ica
dndan ve alannn genilemesinden doan toplumsal basn, in
sanlar toplumsal szleme diye bilinen bir akit temelinde bir
devlet kurmaya tevik eder. Esas olarak Rousseau bu basnc
toplumsal alverite karlklln yokluuna balar. Gemite
rnein Aristoteles tarafndan yaylm olan bir hatay kabul
ederek, bir insann kazanmas iin bir bakasnn kaybetmesinin
gerekli olduuna inanr. Rousseau bu fikri Montesquieude oku
mu olabilir, ama bu, dnceyi hep zora sokmu olan talihsiz
bir teoridir: Bunun alternatifi, ticarette bir insann kazancnn
tekinin yitirmesi anlamna gelmedii, onun da bir kazanc ol
I 231

ROUSSEAU, J E A N . J A C Q U E S

duudur. Aksi takdirde kimse ticaret yapmazd. Gnmzde ik


tisadn yaygn olarak kabul gren bu ilkesi felsefi evrelerde ko
lay kabul grmemitir. Bugn bile birok aydn Rousseaunun
hatasn tekrarlamaktadr. Rousseau eer ticaretin ve gnll gi
rilen ilikilerin karlkl olarak iki tarafa da kazandrdn anlasayd, hl devletin gelimesi yolundaki grn srdrr
myd?
Yine de, devlet bar korumak iin en iyi hesaplanm ve in
sanla en ok uyan eydir (Discourse> 72). deal devletin olu
umu, devlet araclyla zgrlklerini gvence altna almakla
kalmayp manevi haklarn da kullanabileceklerini fark eden b
tn yurttalarn mutabakat ile olmaldr. Ne var ki, yurttalarn
haklar (Locken teorisinde olduu gibi) vazgeilmez kalma
maktadr. Tersine, toplulua devredilmektedir (Hobbcsun te
orisinde ise devlete devredilir bunlar - aslnda Rousseaunun te
orisi poplist bir Leviathan teorisidir). Etik bakmdan, topluluk
iinde birey bir btn olarak topluluk iin, genel irade iin en
iyi olan neyse onu ister. Bylelikle toplumsal var olu iin evren
sel bir kod oluturulmutur. Genel irade zorunlu olarak bir b
tn olarak halkn iyiliini ister. Dolaysyla* birey buna kar
karsa onun zgr olmaya zorlanmas gerekir. Orwellin
1984nn iftekonuunu* hatrlatan bu olduka paradoksal id
dia ayak sryenin kendi hakiki karn bilmedii fikrini ierir,
nk bu hakiki kar aslnda teki yurttalarn karlaryla
kaynam olmaldr. Genel irade devletlerin ulamaya alt
bir ideal olmaldr - bunlarn en iyisi svirenin (zel olarak da
Cenevrenin) ynetildii tarzdr. Burada halk byk kitleler ha
linde oy vermeye gider (Rousseaunun dneminde bu erkeklerle
snrlyd).
Aslnda boyic. Bilindii gibi Onvcll'in orijinal romanndaki kavramlar "doublcthink* ve
newspcak(ir, yani iftedn" vc yenikonu" (.n.).

I 232 |

ROUSSEAU. JE AN JA C Q U E S

Ne var ki, insanlar zgr olmaya zorlamak fikri halkn ira


desini gvence altna alm olduklarn iddia eden, ama aslnda
kendi karlarn veya aznln ideolojisini temsil edenlerce ma
nipule edilebilir. yle anlalyor ki Rousseau bunun farknday
d. Devlet bir zgrlk ryas gibi kar ortaya ama insan kle
haline getirir: Herkes zgrln gvence alma umuduyla ko
a koa zincirlerine yneldi. (Discourse, 99) Devlet bylccc ge
rilim iinde bir g yaratr. Halkn huzur ve zgrln gven
ce alma kapasitesi vardr ama hzla da halka srtn dnebilir.
Hegelin sava halindeki devlet konusundaki teorisinin nc
lnn bir n biimlenmesi olarak Rousseau bir devletin kendisi
ni tanmas iin teki devletlerle karlatrmas gerektiini belir
tir. nsan dinlenir, yemek yer veya uyur, ama devletin srekli
olarak hareket halinde olmas gerekir: Ona gre, hareketsiz bir
devlet lr (L'tat de guerre'\ 192). Devletler gl varlklar
olmak zorundadr; kk devletler byklerinden daha da ok
ihtiya duyar buna. Byk devletlerin bymesinin snrlar var
dr, nk bir sre sonra kendi arlklarnn yk altnda kalr,
hastalanr ve yok olurlar. Ama Rousseaunun Toplumsal Szle

m elinden genel iradenin bar bir kurum olduu sonucunu


karsak da, Sava Hali almasndaki notlar bize baka ey sy1er, nk aktif, gl, hatta saldrgan devletin yneliini belir
leyen genel iradenin ta kendisidir. Eer halkn cesareti ya da kal
bi yoksa, buna mukabil devletin de hayat olmaz. Bunun ierme
si, devletin evriminin devletler arasnda sava tevik edeceidir.
Rousseau bunun btnyle farkndayd, ama yine de bir dnya
devleti teorisyeni olmad. Daha nceki bir dnr olan LAbb
Saint-Pierrein tek bir devlet ynetiminde birleik bir Avrupa
vizyonu zerinde kanaat belirtirken Rousseau bu fikri sama ve
gerekleemez bularak elinin tersiyle itmitir.
Rousseaunun yaptnda huzursuz bir denge mevcuttur: Asil
1 233 |

RUH

vahinin anarik bireyciliinin yerini devletin karakteristik ola


rak getirdii bir kon form zm almtr. Birey, devletin salad
bar elde etmek iin zgrln bir yann terk etmek zorunda
dr. Ama uluslararas alanda, Rousseau dnya devletlerinin ve
ya uluslararas federasyonlarn amalarn kmsemitir. Ulus
lararas ilikilerin anarisinin stesinden gelinemez.
Bugnknden daha basit bir varolu tarz zerine Rousseaunun nispeten daha berrak olan yazlar nemini ve gncellii
ni korumaktadr. Kendisi Fransz Devriminden de (pek uygun
grnmyor), daha sonraki isyanlardan da (daha uygun gr
nyor) sorumlu tutulmutur. Son iki yzylda, Rousseaunun
baz ideallerini izleyen eitli hareketler kmtr ortaya. Bu ha
reketlerin mensuplar, insann baarlarn hedef almak, atalar
nn detlerini hatta dillerini yeniden canlandrmak, insann bil
gili deil bilge olduu bir masumiyet ve saflk Altn an yeni
den yaratmak aray iinde olmulardr. Rousseaunun baz da
marlar aydn veya sanayi dmanlna cevaz verir. Bunlar ev
reci ve anti-kapitalist rgtlerde revatadr.

RUH
nsann ldn fark ettiimizde, lmden sonra bize ne olaca
n merak ederiz. Acaba biz ldkten sonra ebediyen yaaya
cak, Amerikan yerlilerinin inand gibi mutlu av alanlarnda ya
da Yunan mitologyasnda mutluluk blgesi olan Elysiumda ya
ayacak ya da hayatta yaptklarmza gre yarglanarak ya yu
kar, cennete yollanp saadete kavuacak veya aaya, cehenne
me yollanp ahlakszlmzn bedelini deyecek, ruh ad verilen
bir eye sahip miyiz? Kukucular lmszlk arzusunun bizim
iyi dileklerimizden ve bir kez lm geldikten sonra oyunun bite
ceini inkrdan baka bir ey olmadn ileri srerler. Tabii, ru
hun lmszl ve hepimizin gidecei bir baka yerin varl
I

234

RUH

iin herhangi bir kant yoktur. Birini ya da tekini tretmeye a


lan mantksal argmanlar ise su szdrmalaryla ya da dngsel olmalaryla nldr. Bu yzden biroumuz, ldmzde
anlarz demekle yetiniriz.
te yandan, varlmzn bir kiilik sreklilii gsterdii
aktr. Biroklar bunu, irademizin, dncemizin, duygular
mzn tesinde olan bir ey olarak ruh diye tanmlamaktan mut
luluk duyar. Bu bize hayat verir. Genellikle rasyonel ve irrasyo
nel bileenlerimiz olduu sylenir. Aristoteles ruhu byle, canl
eyin (her canlnn) hareket etmesini salayan tz ve enerji ola
rak tanmlar. Ruh gayri maddidir ama bedenle bitiiktir ve on
suz var olamaz. Buna karlk Platon ruhun yalnzca ebedi oldu
unu sylememitir, ayrca yeniden doacan belirtmitir. Bu
muhtemelen Doudan (Hindistandan) kaynaklanan ve erken
Helen dnrleri ve Pitagoraslarn benimsedii mistik bir
inantr. En bata Budistler ve Hindular ruhun tekrar tekrar
doduunu {$am$ara)ybedensel disiplin yoluyla daha yksek bir
aydnlanma biimi elde edildiinde ise ilahi geri dnm prog
ramndan ekilmesine izin verildiini ileri srerler. Hristiyanlk
recnkarnasyonu reddeder ama Platonun ruhun Cennet olarak
anlan baka bir leme salndna dair teorisine gl biimde
yaslanr. Dnyevi fiillerimizin cezalandrld Cehennem daha
sonraki bir ilavedir. Denilebilir ki Hristiyanlara hayat boyu iyi
davranma gereklilii konusunda bir hatrlatmadr.
Aristotelesin dnd gibi teki canllarn da ruhu var
mdr? ou Hristiyan dnr bu anlay reddederek, bitki
lerden balayan, hayvanlardan geerek ruh sahibi insanlar yo
luyla bedensiz meleklere, oradan da Tanrya, yani Mutlak
Ruha balanan bir hayat hiyerarisini benimsemilerdir. Ne var
ki, Descartes, hayvanlarn ve bizim bedenlerimizin srf birer ma
kine olduunu ileri srerek epeyce tartma yaratmtr. Ruh
I 235 |

RUSSELL. BERTRAND

gayri maddi vc ayrlabilir bir tzdr; bunun uzants ruhun be


denden bedene geebilecei ve ebedi bir varlk olmann keyfini
srebileceidir. Hayvanlarn birer makine olarak sunulmas di
rimselcilii, yani btn canllarn bir ekilde cansz varlklardan
belki de bir ruhun var olmas dolaysyla farkllat, ama ruh
ile bedenin tek ve ayrlamaz bir btn oluturduu fikrini savu
nan dnceyi yeniden tetikleyen bir tepkiye yol aacakt. Panruhular, ruhlarn her yerde bulunabileceini dnr. Amipte
ve insanda olduu gibi kayalarda da. Bu tr dnrlerin, her
eyin Bir Tek, engin bir gayri maddi ruh olduunu ileri sren
idealizmi kabul etmeye yatkn olduklar sylenebilir.
Modern an balang evrelerinin filozoflar, toplumsal ve
siyasi basklar veya srf allm endoktrinasyonun etkisi yzn
den ruhun varlna inanma eilimi gsterirken 19. yzyla gelin
diinde ateistler ve kukucular kavram parampara ediyorlard.
Ryle, ruhun yalnzca makinedeki hayalet olduunu, zihnimi
zin gerek hayatta var olmayan yaratc bir rn olduunu ile
ri sryordu.

R U S S E L L , B E R T R A N D (1872-1970)
Bertrand Arthur William Russell, eitim, evlilik, din ve sava da
dahil ok eitli konularda yazan ok verimli bir filozoftu. An
cak, felsefi n matematik ve mantk konusunda yapt ve epis
temoloji ve metafizik alanlarna da taan almalarna baldr.
Russell, felsefe iin olduu kadar idealleri iin de yaad. Uzun
kariyerinde affedilebilir baz deiiklikler ve tutarszlklar kefetsek dahi, genel olarak cesaretini ve rnek tavrn ancak takdir
edebiliriz. Britanyann Birinci Dnya Savana katlmasna
kar km ve bunun iin hapiste yatmay gze almtr. Kadn
lara oy hakkn savunmutur. Nkleer silahszlanma ve ojeni ta
raftar olarak aba gstermitir. Bat Felsefesi Tarihi kitabyla
I

236

RUSSELL, 8ERTRAND

1950de Nobel Edebiyat din kazanmtr.


RusselPn 1901de formle ettii bir paradoks hl ilgi konu
sudur. George Cantor imdilerde naif kme teorisi olarak bi
linen, baz ynlerini okulda Venn diyagramlar araclyla
rendiimiz bir teori gelitirmiti. Cambridgede matematik oku
mu olan Russell, Cantorun mantnn baz snflarn kendi
kendilerini iermesi anlamna geldiini bir tahmin olarak ileri
srd. rnein, soyut nesneler kmesinin kendisi de bir soyut
nesnedir, dolaysyla kmenin iinde kendisi de olmaldr. Daha
elenceli rnek RusselPn paradoksunu cisimletiren berberdir.
Bir kyn berberi, yalnzca kendileri tra olmayan adamlar t
ra eder. Buraya kadar bir sorun yoktur. Peki berberi kim tra
eder? Eer kendisi tra oluyorsa, bu durumda kyde kendini t
ra eden bir kiiyi tra ediyor demektir; bu da kmenin kural
nn ihlalidir. Kendini tra etmiyorsa, gidip kendini kendinde t
ra ettirmelidir! Aslnda bu kendi kendine referans yapma para
doksu kadim bir konudur. Eubulides u soruyu sormutu: Bir
adam yalan sylediini sylyor. Bu syledii doru mudur, ya
lan m? Yani yalan sylyor nermesi ancak yanlsa doru
dur, doruysa yanltr.
Paradokslar, doru olduu dnlen argmanlarla retilir;
bunlardan geerli bir sonu tretilir, ama o sonu ya bir eliki
dir ya da sezgisel olarak artc. Eer bir teori bir paradoks do
uruyorsa, bu, sz konusu teoride yanl bir yn var anlamma
gelebilir. Russell, Cantorun mant konusunda byle dn
yordu. Russell bir on yl boyunca Whitehead ile birlikte, her iki
sinin de bu tr paradokslar zeceini umduu bir kitap zerin
de alt: Principia Mathematical Yazarlar kme teorisinin ye
rine, nermeler hakkndaki nermelerin eyler hakkndaki basit
nermelere gre,daha yksek kmelere ait olduu sylenen bir
tipler teorisi yerletirmek istiyorlard. Hiyerarik bir snflandr
|

2 3 7

RUSSELL. UEHTRAND

ma sistemi, kmelerin kmesi konusunda ortaya kan sorunla


r zebilecekti: Her dzey, baka dzeylerden unsurlar kapsa
mayacak biimde olumalyd. Bu yaklam genellikle u tr
nermelerle zetlenir: neklerden oluan kmenin kendisi bir
inek deildir. Yani kendi kendine referans yapan nerme ayn
snf iinde yer alamaz (ama paradokslar hl aklmz elmeye
devam etmektedir: Paradokslarn gerek doas konusunda ge
rekse bunlara nerilen eitli zm abalan konusunda tart
malar devam etmektedir).
1905te Russell Mind dergisinde ksa bir makale yaynlad:
aret Etmek (Notasyon) zerine. Bu yeni bir dnyaya kapla
r am, G. E. Moore tarafndan kullanlan terimle analitik fel
sefenin balangc olmutur. Russell, burada, modern mantn
babas saylan byk mantk Fregenin yaptndan yararlan
yordu. Frege tmdengelime yaslanan kantlama srelerinin sk
olmasn salayabilmek iin, hibir ikirciklilik tamayan sem
bollerden oluan bir formel dil kullanlmas gerektiine inan
yordu. Szcklerden yaygn biimde kaynaklanan ikircikliliklerin ortadan kaldrlmas iin gereken berraklk fikri, Russelln
analitik programnn ardndaki motivasyondu. RusselPa gre,
felsefeciler dil zerine younlasalar ve btn paralara ble
rek kavramlar kurucu elerine indirgeseler kavraymz ilerletilebilirdi. eit iaret etme vardr. Birincisi, imdiki anda var
olan herhangi bir eye gndermeyen iaretler (rnein imdiki
[2010] Birleik Krallk Kral); kincisi imdiki anda var olan bir
eye gnderen iaretler (rnein Amerika Birleik Devletlerinin
halihazrdaki Bakam); nihayet ikirciklilik ieren iaretler: bir
insan herhangi bir insan anlamna gelir burada. Baz semboller
kendi balarna hibir ey ifade etmez, ama bir cmleye yerleti
rildiklerinde (Birleik Kralln imdiki Kraln grdm), bir an
lama kavuur; bu durumda da ya dorudur ya yanl. yleyse,

I IW I

SARTRE, JEAN-PAUL

analitik felsefe, nermelerde bulunabilecek ikircikliliin yerine


alternatif betimleme yntemleri koymaya alr.
Russell ayrntl olarak inceledii Leibniz de dahil olmak ze
re birok mantk gibi, argmanlarmzn batan aa gzden
geirilmesinin sadece kafa karkln azaltmakla kalmayp
dnyann yaplarn daha iyi kavramamza yardmc olacana
inanyordu. Bunu kimyasal elementlerin bilgisinin bileikleri an
lamamz olanakl klmasna benzetmek mmkndr. Mantk
sal atomculuk ad verilen teori, nermeleri bileenlerine ayrtr
dmzda dnyaya ilikin olarak kullanlan temel gndergeleri,
RusselPm kendisinin ifadesiyle, tank olduumuz eyleri kefe
debileceimizi ileri srer.
Russell liberaldi ama politik adan elitistti. Zaman zaman
ojeni, rklk ve sosyal mhendislik gibi akmlarla flrt etti.
Heidegger kibirli bir arla destek veren tek filozof deildi.

S A R T R E , JE A N -P A U L (1905-1980)
Jean-Paul Sartre elenceli biridir. Yer yer onu ciddiye almak ok
zordur, ama hayal gcyle beslenmi, fenomenolojiden etkilen
mi betimlemeleri zaman zaman unutulmaz niteliktedir. Sartre
ok verimli bir yazard. Kahvesiyle uyarc ilalar alyor olmas
sorunu bytyordu. nsan bilimlerinde bilgisi ok geni bir ala
na yaylyordu. Ayn zamanda romanc, oyun yazar, edebiyat
eletirmeni olan, bunlara ek olarak siyasi yazlar da yazan ender
grlen bir filozoftu. HusserPin fenomenolojisinden etkilenmi
ti. Raymond Aron ile birer bardak arap ierken (Aron felsefe
nin bir bardak arap hakknda da olabileceini anlatyordu) bu
ii daha da derinletirme heyecan duyan Sartre varoluuluun
nde gelen szclerinden biri haline geldi. Direni hareketinin
hangi kanadn destekleyeceine karar veremedii iin yazmaya
devam etmeyi seti. 1943te Varlk ve Hilik yi tamamlad. SavaI

239

SARTRE. JE AN PAUL

tan sonra varoluuluu hmanizm ile birletirmeye abalad.


Komnizmle flrt ederken kendi varoluuluunun bireyci vur
gusunu popler komnist ideoloji ile birletirebileceini dne
rek Varoluuluk ve Marksizm 'i yazd.
Sartre balangta fenomenolojiyi (grnlerin incelenmesi)
hayal gcne uygulamak istiyordu. Ancak, hayal gcn gele
neksel anlamda bir fikirler toplam olarak deil, daha radikal bir
tarzda ynelimsel bir bilincin ayrc bir kipi olarak gryordu.
Sartrea gre, bilinci hayal gc dnyasna ynelterek zgrl
mz buluruz. Bilin bu bakmdan kstlamadan zgrdr:
Baka bir ey iin var olmamak ve bir nesne iin yaplabilecei
gibi ampirik olarak dorulanacak bir mevcudiyet olmamak ba
kmndan yalnzca kendi-iindir (pour soi). Bilin ynetimseldir
(HusserPin terimlerinden biri). Bu da daima bir eye doru y
nelmi olduu anlamna gelir. Nane aynn kokusunu bilincim
de alglyorum, ama ayn zamanda bilincimi iime, hayal gc
me doru ynlendirebilirim.
Varl neyin tanmlad konusunda eski bir metafizik soru
nu ele alarak Sartre Varln sadece olduunu ileri srmtr.
Varl, bilinli olan kendi-iin-Varlk ile bilinli olmayan kendinde-Varlk olarak ayrmtr. Ancak, bu ontolojik bir ikilik de
ildir, nk Varlk kendi-iin-Varlk veya bilincin hiliPni
destekler. Dnme srecinde bilin, baka herhangi bir nesne
yi alglar gibi kendi nesnesi haline gelmeye alr, ama bunu ya
parken bilin kendisinin bir hi olduunu fark eder: Bir nesne,
bir kendinde-ey deildir.
Ama Sartre iin bilincin hilii kt bir ey deildir. zgr
l tam da burada bulur. Onun zgrlk kavram, zgrl
insann kendi zn kendiliinden bir tarzda ve baka faktrler
veya insanlar tarafndan belirlenmeksizin tanmlamas kapasite
si olarak gren varoluu bir kavramlatrmadr. Bu, zgr ira
I

240

SARTRE, JE AN -PA UL

de konusunda, zgrln gcn edimde dile gelen bir tarzda


gren dar anlamda liberter bir grtr. Bir sonraki davranm
zerinde tam bir kontrole sahibim. Bylece zm tanmlama
konusunda tam bir kontrol sahibiyim. Sartren bununla kastet
tii, benim zmn (insan doas) nceden tanmlanmam ol
duudur. yle olsayd, karakterimi tanmlar ve belirlerdi. Pour

soi*nn hilii o nihai zgrl gvence altna alr, nk saf


Varlk dnda fiziksel hibir eye bal deildir.
nsanlar zgr olmaya mahkm olmaktan holanmazlar.
Bu insana haddinden fazla sorumluluk ykler. Bu da kimilerini
rktt iin, bunlar determinizm konusunda inanlara sarlr
lar: Yani, kendilerinin gerekte zgr olmad, karakterlerini
belirleyenin toplum, Tanr veya doa olduu dncesine sk s
kya sarlrlar. Sartre byle insanlar kmser. Kt niyet

(mauvaise foi) iinde yaadklar iin alaktr bunlar. Kurtu


lu, insann kendini tanmlama zgrlnn (ve metafizik so
rumluluunun) bilincine varmasndan kaynaklanr. Bunun g
l sonucu, zgrm, ben seiyorumdur.
Kendi zgrlm tanmlarken eyler dnyas ile bir iliki
kurmak zorundaymdr. Daha nceki btn davranlarmla
olan balanty da ieren bu ilikiye Sartre olgusallk (facticite)
adn vermitir. Eer evremizdeki baka eylerin brakt alg
larn dolaysz matrisi (algladmz fenomenler) ile zaman-meknda beni u tikel momente getiren eylem ve olaylar birlikte
dnlrse, bu yararl bir terimdir. Ancak, baka insanlar be
nim ve benim eylerimin (bunlar benim eylerimdir, nk onla
r ben alglarm, dolaysyla metafizik bir anlamda onlarn sahibiyimdir) saf dnyamz bozarlar. Bir kez baka biri sahneye k
t m benim zgrlm engellenmi olur, nk o benim gr
dklerimi alglamaktadr; ben de onun bir baka bilin olduu
nu teslim ettiim iin onun da kendi evresindeki eyleri belirleI 241

SARTAE. J E A N P A U L

mckte olduunu fark ederim. Ama bunlar bir dakika ncesine


kadar benim sahibi olduum eylerle ayn eylerdir. yleyse, bu
teki (metafizik nemi ortaya ksn diye byk harfle yazyo
ruz) tarafndan paralanan rahatm bozulur, dnyam param
para olur.
ki bilin arasndaki iliki bir sava ilikisidir. Sartre bir ili
ki iine girdiimizde birbirimize hkim olmak iin neler yapt
mzn ele alnmasnda HegePin efendi-kle tezini sslemitir. Be
nim kendimi tanmlama zgrlm bu teki tarafndan her an
tehdit edilir; ancak tekinin dlanmasyladr ki, zgrlm
gerek anlamda muhafaza edilebilir.
teki, kendim ile ben arasnda bir arabulucu haline gelir;
bu durumda ben tekine grndm biim altnda kendim
den utanrm (Being and Nothingness (Varlk ve Hilik ), 222).
te bakalarnn bizden bekledikleri dorultusunda yaama teh
likesi buradan doar. Bu kt niyete giden yoldur. Bir kafedeki garson sadece bakalar iin davranr; davranlarn oynar
ken bakalarnn kendisinden bekleyecei eyleri bir ova dn
trr. teki, Bak getirir, bu benim dnyamda bir kargaa ya
ratr, nk o beni metafizik anlamda plak olarak grebilir,
bylece beni yalnzca bir nesne konumuna tenzil edebilir. Dola
ysyla, ben de kendinde-ey olarak kalmamal, yeniden bir po -

ur-soi statsne trmanmaya almalym: ite bilinler arasn


daki kanlmaz mcadele. Bu tr ilikiler Sartren yaptna ta
katar.
Daha ge dnem yazlarnda Sartre varoluuluu (o zaman
lar moda olan) Marksizm ile birletirmeye almtr. Ama ah
lak felsefesinin zaman zaman radikal grnen haline ve ierme
lerine ramen, kendisi bakalarna iyi davranarak onlarn da si
ze iyi davranmasn salamak gibi sade bir etie dnme eilimi
gstermitir.
I 242 |

SAVA

SA V A
Sava insanlk tarihinde grld kadaryla hi eksik olmam
bir deimezdir. Yaratt grlt, iddet ve etkileri dolaysyla
da medyann ilgisine mazhar olur. Sk sk yaanmas dolaysyla
baz filozoflar savan kanlmaz olduu dncesine kaplm
tr. Kimileri ise byle dnmez ve savan sorumluluunun ya
kontrol altna alnabilecek ya da etkileri bakmndan hafifletilebilecek belirli nedensel faktrlere atfedilebileceini belirtir. Hi
kuku yok ki sava felsefi bir sorundur. Tarihilerin veya stratejistlerin tekeline braklamaz. nk felsefeci, savan doas
konusunda ok ilgin baz sorular gndeme getirebilir.
Sava nedir? Tanmlanabilir mi? Tanmlanabilirse nasl? Sa
vaa ne yol aar? nsan doas ile sava arasndaki iliki nedir?
nsan doas sava zorunlu mu klar, yoksa yalnzca insann be
lirli sosyolojik ve evresel koullara tepkisi mi savaa yol aar?
Savan suu insan doasna (gnmzde genlere), teki insan
lar hkimiyet altna alma veya kontrol etme ynndeki ikin
eilimimize, ekonomik koullara, siyasi oluum trlerine veya
ideolojik alanda dine, milliyetilie, totalitarizm biimlerine
yklenmitir.
Etik ve politikaya baktmzda, savan herhangi bir durum
da hakl grlp grlemeyeceini, grlebilecekse hangi temel
de grlebileceini sorabiliriz. Sava kim ilan etmelidir? Kendi
sine saldrda bulunulan birey mi, yoksa savan kolektif doas
onu politik olarak egemen gcn merulatrmasn m gerekti
rir? Ve eer sava ahlaki bakmdan hakl grlebilirse, sava
iinde belirli fiiller temel insan standartlarn ve haklarn ihlal
ettii iin kabul edilemez olarak grlmeli midir? Ahlak savan
alanna admn bile atabilir mi? Hakl sava teorisyenleri bunun
mmkn olduu kansndadr. Yzyllar boyunca karlkl ola
rak zerinde anlalabilecek bir dizi kriter temelinde savan
I 243

SCHOPENHAUER. ARTHUR

kapsamn ve iddetini snrlayacak eitli geleneklerin gelimi


olduunu belirtirler. Kimileri ise savata centilmence veya eref
li davrana yalnzca kltrel olarak benzer gruplar arasnda ya
plan savalarda uyulduu itirazm yaparlar. Ayrca askeri lider
lere uyduu zaman bundan daha moda bir ey olmadn sy
lerler. Savan amalan, kullanlan aralar hakl klar m? Bir
ok saldrgan asndan, bir hal seferi ideolojisinin kutsad
bir atmosferde bu yaklam geerli olmutur. Oysa felsefi adan
bir ideolojinin bir baka ideoloji zerinde stnln hakl
gstermek inanlmaz derecede g bir itir. Neyin deer olduu
sorusunun yamsra bir grup insann bir baka grup insana kendi
hayat tarzn dayatmas trnden ok daha aikr bir sorunu
gndeme getirir. .
Pasifizm savan herhangi bir gerekeyle hakl gsterilmesini
reddeder. Ama teki yanan dnmeyi tercih edenlere iddeti
dayatmann mazeretlerini bulan glere kar ne yaplmas ge
rektii sorusu karsnda bizi ortada brakr. Realizm pasifizmi
olmayacak kadar idealist bularak reddeder, igalcilere kar ken
dini korumak ya da bunu dnmeye dahi cesaret edebilecekle
rin caydrlmas iin hazrlanan bir lkeye destek verilmesini sa
vunurlar. Hatta bar gvence altna almak iin nleyici sava
veya saldn savan dahi kabul edebilirler. Bu ikisinin arasnda
sava u ya da bu lde hakl gsterme konusunda bir sr e
itleme mevcuttur. Burada ne tr bir savan sz konusu olduu
da (silahlar, taktikler, amalar) iin iine girer.

S C H O P E N H A U E R , A R T H U R (1788-1860)
mmanuel Kant dnyay fenomenal bir grnler dnyas ile

noumenal bir kendinde-eyler dnyas olarak blyordu; bu so


nuncular bilmemiz mmkn deildir, bunlar ebediyen bizim
iin mehul kalacaktr. Schopenhauer ise Kantn ikiliini izleyeI 244 |

SCH OPE NHA UER , ARTHUR

rek kendinde-eyi rade olarak aacakt. Bu, filozofun yakn


bir arkada falan deildir; her birimizin iinde olan iradedir, be
yin gcmzn bakomutandr, bizi onun istedii eyleri yap
maya hazrlayan gtr.
Balangta babasnn iine girmesi beklenirken, Arthur daha
verimli yolu, profesyonel felsefeyi seti; ana babasn d krkl
na uratan ne ilk filozoftu ne de sonuncusu. Akinolu da ayn
eyi yapmt.
Schopenhauern ilk yapt rade ve Fikir Olarak Dnya he
men hemen hi satmad. Hegci ve Fichte hakknda srgan fikir
leri, meslektalarnn ona byk bir sempatiyle yaklamasn
salamamt. Schopenhauer renciler zerine bir rekabete bile
giriti HegeMe: Onunla ayn dnemde Berlin niversitesinde
ders vermeye balad. Ama kaybeden o olacakt. Gzden kaybo
lup yeni denemeler yazmaya giriti. Kadnlar zerine deneme
si olduka ovenisttir (annesinin alayc bir insan olduu yadsna
mazd): Kadnlar btn mrleri boyunca ocuk kalrlar, onlar
dan hi iyilik geldii grlmemitir, sknt eken insana kar er
keklerden daha ok acma duyabilirler, ama bu kendilerinin za
yf olmasndan ileri gelir. Bu, Schopenhauerin neden yana g
re ok daha gen kadnlar zerinde avlanmay sevdiini akla
yabilir. Felsefe alannda hret yakalama yolunda mcadele ede
cekti. Bir dizi popler deneme, bakalaryla iyi diyalog ve mizah
duygusu sayesinde hayatnn son on yl iinde hret kazand.
Nitekim, denemelerinde, adabmuaereti bilmenin, kibar giyin
menin ve kendi kafasyla dnmenin (daima iyi bir fikirdir bu)
ne kadar nemli olduunu vurgulayacaktr.
Weimarda tant bir arkiyat olan Friedrich Mayer ona
Hint dncesini tantacaktr, Schopenhauer, Kant igrlerini Hint felsefesi ile birletirmeye ynelir. Birdenbire, Kantn no-

umenal dnyasnn, kendinde-eyler dnyasnn felsefe iin ya


I

245 i

SCHOPENHAUER. ARTHUR

ratt kmaz aabileceini hisseder. Ona gre benliimizin iki


vehesi vardr: Dnyay alglamamz salayan, ait olduumuzu
hissettiimiz, dnyada hareket eden fenomenal benliimiz ile
irademizden oluan noumenal benliimiz. Fenomenal dnya al
glamann lemidir. Oysa felsefi dn, biz dnya benim fikrimdir argmann kavradmz zaman balar. Algladm her
ey yalnzca benim duyularm araclyla gerekletirilmektedir
ve bana fikirler biiminde bilinir klnmtr. Dnyann fikir ol
duu dncesi Berkeleyin ve Hindu Vedanta felsefesinin ze
rinde durduu bir eydi.
Doum ve lm yalnzca irade fenomenine aittir, yleyse ha
yata aittir; ve onun asndan, kendini dnyaya gelen ve lp
giden bireylerde, zaman biiminde grnr olan geici
fenomenler olarak sergilemek hayati nem tar. (Schopen
hauer, The World a$ Willy 355)
Her eyin bir ivmesi vardr; Schopenhauer buna rade demeyi se
er. Her ey bu yaayan harekete tabidir: dnceler, ihtiyalar,
arzular...Akl yrtmemizi, yani eyler hakknda nasl bir d
nce silsilesi oluturduumuzu (umulur ki mantksal olsun) d
nelim: Akl Schopenhauer iin yalnzca radenin bir aracdr,
ihtiyalarmz karlayan bir gere. Akl yalnzca bilgi kazand
zaman alabilir (bir ey vermeden nce almaldr). Bilgi ise
radenin hizmetkrdr. Akl kendi bana eylerin peesinin ar
dnda yatan zemez. Bir sezgi gereklidir, ama bu sezgi nereden
gelecektir? Alglama ve aklla gelir. Sanki ikisinin arasnda dur
maktadr, ikisinin arasnda, duyularmzla kavradmz zgl
tekil varlklarn ardnda yatan kendinde-eyler olduuna ilikin
bir sezgi salamak iin oyun oynamaktadr. Neyi sezgi yoluyla
anlayabiliriz? Sezgi bir eyi aklayan o bir anlk ilham salar:
I

246

SCHOPENHAUER. ARTHUR

her eyin radeye tabi olduu dncesini.


Ne var ki, Schopenhauerin Kanim bilinemez noumena dn
yasna zm yalnzca dirimselciliin (yani yaam yaam ol
mayandan ayran bir ey olduunu syleyen teorinin) bir biimi
deildir. nk Schopenhauer rademi organik olmayan mad
deyi kapsayacak biimde geniletmitir. Bu saysz sorun yaratr.
Maddenin rade gcne sahip olduu nasl sylenebilir? Scho
penhauer sorunun varln kabul ediyordu, ama kavram mu
hafaza etmeyi istiyordu. Oysa, Zukava gre, incede Wu
Linin yaayan enerji anlamnda kullanlmas ve hem canl hem
cansz maddenin her yanna sinmi olmas ilgintir. Thai Chi us
talar organik ile organik olmayan madde arasnda hibir ayrm
yapmamtr.
rade, zavall dostumuz, mutlulua eriemez, hedefi yoktur,
dur durak vermeksizin aray iindedir. Mutluluk aray bir za
man israfdr, bu aray iine gireni kanlmaz baarszlndan
ve can skntsndan kurtaramaz. lm baskn kar ve biz radeyi ancak onu yadsyarak, insan yemeye ve hazlardan zevk al
maya ynelten o i yaama gcn reddederek aabiliriz.
Zaman iinde Schopenhauer giderek ktmserliiyle n sal
d. Dnyada ktln doal olduunu ve dnya nimetlerinden
elini eteini ekmi (tabii eer dnyevi malnz mlknz ver
meye hazrsanz) biimde yaamann bir ihtiya olduunu vurguluyordu.Eer bu tr bir yaam hi de ekici deilse, o zaman
sanata dnebilir insan. Ama bu daha geici olduu iin daha alt
dzey bir yoldur. Sanatn iinde dikkatli olun. Trajedi bize dn
yann hakiki doasn gsteren en yksek sanat biimidir (Scho
penhauer Richard Wagneri, Wagner de Nietzscheyi etkileye
cektir). Kt karakterlerin layn bulduu iirsel adalet, dn
yay yanl bir biimde sunar: Schopenhauerin gerekliinde in
sanlar iin dnya zdrap dnyasdr. Trajedilerde zdrap nihai
I

247

SEZG

doruuna, yani lme ular. lm ise azat olmaktr. Ktmser


liinin ulat sonu, domam olmann daha iyi olacadr.
Kara Gotik kaponumu ve karanlk makyajm gren var m?
Meseleyi biraz daha hafife alrsak, Schopenhauer grltden
rahatsz olma konusunda mkemmel bir ksa deneme yazmtr.
Kamlarn aklamasnn dnme abasn nasl engellediini
anlatr. aklatanlar kendileri kamlanmaldr, nk atlar o
allm aklatmalara itaat etmemektedir, aklatmann tek etki
si insanlar dnmekten alkoymaktr. Bugn olsayd, fkesini
cep telefonlarna ve Muzaka yneltirdi.

S E K S (bkz. CNSELLK)
SEZG
Ben bunu biliyordum! renci, yeni rendii bir ey karsn
da byle der. Saygsz bir cevap diye dnebiliriz, ama bu cevap
Sokratese kadar geri gider. O, ruhumuzun derinlerinde muhafa
za edilen, ama araya bedenimiz girdii iin renemediimiz bil
giye erime konusunda bir kapasitemiz olduu kansndayd. Bu
anlamda sezgi yoluyla rendiimizi syleyebiliriz: zaten var
olan bilgiyi kavrayarak ve haaa, tamam diyerek. Bir eyi der
hal kavrama karsnda herkesin hissedecei iyi duyguyla.
Gzel bir teori gibi grnyor ama Sokrates ebedi olan ruhu
muzun ideal dnyada her eyi bildiini, ama dnyaya geri d
nnce, hatrlatlana kadar her eyi unutmann iine geldiini
varsayyordu. Sezgi, bir zamanlar bilinenin kavranmasdr. Sokratesin teorisi, ister dini olsun, ister laik, dnce hayatnda ok
yaygndr, nk deneyim veya akl yrtmeye dayanan dn
ce olmakszn bilgiye sezgi yoluyla ulaabileceimizi varsaymak
ta, bylece mistik keifler ve vahiylerin, yani baka dnyalardan
edinilen bilginin de bu kapsama girebileceini sylemektedir. Bu
I 248 |

SEZG

tr sezgi zerinde epeyce oynanmtr. rnein, Hristiyanln


erken aamasnda yalnzca meleklerin ve Tanrnn sezgiye sahip
olduu, insanlarn ise akl yrtmesi gerektii dnlrd. Bir
de Tanrnn her bir bireyde ikin olduunu ve en yksek bilgi
biiminin hakikatleri kiisel sezgi yoluyla kavramak olduunu
ileri sren akna gr vard.
Eer felsefede teki dnyaya dayanan gr reddedilecekse,
o zaman sezgi bu dnya ve kendimiz hakknda bilgi edinmenin
bir arac olarak kucamza der. Beklenebilecei gibi, deiik
dnrler bu konuda hemfikir deildir. Locke gibi duyulan
ne karanlar, sezginin, deneyimler (ya da onun kendi ifadesiy
le fikirler) arasndaki ilikilerin kavranmas olduunu syler
ler. Locke, Descartesn sezginin zihinsel ve mantksal olduu ve
deneyime ihtiya gstermedii dncesine tepki veriyordu.
Kant bu iki metodolojiyi birletirmeye alr. Zihin ylesine ya
plandrlmtr ki, anlama yetimizin belirli kavramlarn (rne
in onlarsz dnmemizin mmkn olmad zaman ve mekn)
gereklie dayattn, ama bu temelde eyleri kefetmek iin du
yularmzla aba gsterdiimizi ileri srer. Bu balamda sezgi
yararsz hale gelir, nk zihnin kendine zg yaplarn ksa
devreye getirir.
Sezgi, insan bir nesnenin iine tayan ve orada biricik ve
dolaysyla szcklerle ifade edilemez olanla zdelemesini
salayan entelektel duygudalktr. (Bergson, Introduction

to Metaphysics, 1)
Kimileri de bilginin znellii zerinde durmay tercih ediyordu:
Dnyay sadece ben alglayabilirim; yleyse, sezgi srelerim
nesnelere bakmay ve onlarn, zn bir vizyonu olarak kendi i
lerinde, kendilerini bana sunduklar gibi ne olduklarn anlamaI 249 |

SYASET FELSEFES

y ierir. Husserlin fenomenolojist teorisi budur. Bergson ise her


tr entelektel aygt reddediyor, sezgiyi bir tr igd ya da il
kel bilgi gibi gryordu.
Sezgiyi hayata uyguladmz zaman, matematikiler, bir
nerme indirgenemez bir nitelik tayor ve dolaysz olarak ber
rak ise, onun sezgisel olarak doru olduunu belirtirler. Bu, ilk
bata, sezginin teorilerin zerinde ykseldii ve ou zaman
kendileri dorulanamayacak aksiyom veya ncllerin temel do
asn kavramak iin gerekli olduunu syleyen Aristotelesin
pozisyonu idi. Ahlak alannda, Moore belirli edimlerin ahlaki
mi ahlaksz m olduunun dolaysz biimde sezildiini ileri s
rer. Her ikisi de iddia ederdi ki cevap artk ben bunu biliyordumdan ziyade baka trl olamayacan kavryorum hali
ni alacaktr.

S Y A S E T F E L S E F E S
Siyaset felsefesi birey ile bakalar arasndaki ilikiyi inceler. Bu
felsefeye gre bu iliki zorunlu olarak toplumsaldr. Toplumun
bireye sayg gstermesinin veya bireyin topluma sayg gsterme
sinin gerekli olup olmad, bireyle toplum arasnda (eer varsa)
ne gibi haklar ve sorumluluklarn var olduu sylenebilir, top
lumsal bir varoluu gvence altna alabilmek iin zora dayal ya
plarn gerekli olup olmad, gerekliyse bunlarn ne biim alma
s gerektii gibi sorulara cevap arar.
Bu tr sorular insann ban dndrecek kadar kapsaml ve
engin olabilir. nsan kolaylkla ben, toplumsal cinsiyet ve top
lum konusundaki kavramlatrmalar zerinde duran baka fel
sefe alanlarna kayabilir. Ama hep ayn soruya geri dnlr: Bi
rey bakalaryla nasl ilikilenmelidir? Haklar, grevler ve so
rumluluklar gibi eyler var mdr? Eer varsa bunlar tanmlana
bilir mi, bunlarn bireylere ve/veya gruplara ait olduu syleno-

I 250 |

SYASET FEL SE F ES

bilir mi? G nasl tanmlanrsa tanmlansn, ister haklar asn


dan ister fiziksel kapasite ister zgrlk, bireyler bakalar lehi
ne kendi glerinden feragat etmeli midir? Bakalar zerinde ik
tidar (eer byle bir ey varsa) ne lde hakl gsterilebilir?
Anaristler bireyin dokunulmazln ve her kimle isterse
onunla toplumsal ilikiye girme hakkn yksek sesle savunurlar.
Baka kimsenin onun zerinde gerekelendirilebilir bir ynetim
hakk yoktur, kimse ondan itaat veya hrmet beklememelidir.
Anarist dnce siyaset felsefesinin byk blm karsnda
kukucunun bilgi teorisi alannda oynadna benzer nemli bir
rol oynar. Her aamada bir gerekelendirme talep eder, bireysel
egemenlii ksacak herhangi bir adm yetersiz grerek reddeder.
Genellikle devlet olarak adlandrdmz eye doru admla
r hakl gstermeye alan siyaset teorisyenleri, bunu bir dizi
farkl nedene dayandrr. Hobbesular ya da realistlerin tipik
yaklamnda, insanlar kat yasalar ve zor kullanabilen gvenlik
kurumlan tarafndan kontrol altnda tutulmadklar takdirde,
ksa srede birbirilerinin boazna sarlrlar (her insann baka
her insana Dman olduu yerde [Hobbes, Leviathan, 1.13*62])
ve sava ve yamaya dayal ykc bir ksr dng harekete geer.
yleyse devlet silah!anmal, yalnzca kendisinin yaratabilecei
bar savunmaya hazr olmaldr. Liberterler bazen realistlere
hak verirler, ama devletin iktidarn, bir koruma kuruluu olma
asgarisinin tesine geniletmemesini talep ederler. Muhafaza
krlar da benzer biimde insan doas konusunda karamsar g
rler besleyebilirler, ama liberterlerin devletin ii olmadn
dndkleri iin reddedecekleri bir ahlak dzeninin yerletiril
mesi adna daha gl ve daha mdahaleci bir konumu hakl g
rrler. Adalet talebini genileten sosyalistler, kaynaklarn daha
gc yetenden daha az gc yetene doru yeniden bllmesi
iin devletin gerekli olduunu ileri srerler ve bu sonuca ula-

SOKRATES

mak iin devletin bir dizi mdahalesini hakh grrler. Mdaha


lenin lei arttka, totaliter politikann alanna gireriz: Devle
tin bireyin hayatnn btn ynlerini kontrol etmesi gerektii
anlaydr bu. Totaliter ideolojiler bir dizi farkl biim alr:
(Anarist komnizmden farkl olarak) devleti komnizmden
teokrasiye (siyasi hayat Tanrya hizmet sayan ruhbann yne
timi) ve despotik, faist ve milliyeti biimlere (burada halk po
litik bir ndere veya varla btnyle biat etmelidir).
Siyaset felsefesine baka alardan da baklabilir. Feminizm
geleneksel sylemin zel olarak patriyarkal olduu grnden
hareketle bunu ama aray iindedir. Dolaysyla, yukarda ele
alnan felsefelerin, kadnlarn bak asn, ihtiyalarn veya d
ncelerini hesaba katmak iin ya yeniden yorumlanmas, ya
reddedilmesi, ya da reforma tabi tutulmas gerekir. evrecilik
btn siyasi dnmzn ba aa edilmesi, yeryznn in
sana gre ncelik kazanmas gerektiini ileri srer.
Hangi a benimsenirse benimsensin, siyaset felsefesi u soru
yu sorar: insanlarn arasnda yaayan bir kii iin ne tr hayat
dorudur, iyidir, adildir?

S O K R A T E S (M 469-399)
Sokrates, Bat felsefesine hem karakteri hem de felsefi diyalogla
r ile damga vurmutur. Kendisi yazl hibir ey brakmamtr,
ama Atina yurttalar ile yapt konumalar Platon ve Ksenophanes gibi hem rencisi hem izleyicisi olanlar tarafndan kayde
dilmitir. Sokratesin dncelerinin Platon tarafndan yorum
lanm hali felsefi analizde byk arla sahiptir. Platonun di
yaloglarn okurken, bunlarn hocasnn dncelerini kendi a
sndan anlattm ve bu anlatmn Platonun kendi zihni gelitik
e ve olgunlatka giderek daha az Sokratik, daha ok Platonik
hale geldiini unutmamak gerekir.
I 252 j

SOKRATES

Tknaz ve gl bir bedeni, ucu kalkk bask bir burnu olan


Sokrates, nceleri heykeltrat. Ama arkada Kriton onu felse
fi dncesini gelitirmeye tevik etti. O da Arkhelaos ve Anaksagorastan dersler ald. Ei Xanthippeden erkek ocuu ol
du. Peleponnes savanda arpt. Bar dneminde halk arasn
da tannan biri haline geldi. Hogry ve sofrosine *yi (zdene
tim) savunan, merhametli ve saygdeer biri olarak biliniyor ve
genellikle seviliyordu. Felsefesini pazaryerinde yapyordu. Yani
insani meseleleri, adaleti, ruhu, bilgiyi sokaklarda ve agora "da
dolarken tartyordu. Felsefeyi gkten yere ve sradan insana
indiriyordu. Platon ile Sokratesin teki izleyicileri, ite bu dev
rimci bak asyla felsefeyi hayatla, hayat hakknda bilebilece
imiz eylerle ve ne yapmamz gerektii sorunuyla ilikilendirmitir. Efsaneye gre, Delfi khini Sokrates iin Yunanistann
en bilge insan demiti. Sokrates de bunun neden byle olduu
nu aratrmaya balad ve bilgeliinin cehaletine dayandn
fark etti. Bakalar, bilgi sahibi olduklarn iddia ederken, ste
lik Sokrates bu bilgiyi incelemeye tabi tuttuunda ok sorunlu
olduunu kefederken, kendisi aslnda hibir ey bilmediini ile
ri sryordu.
Anlayabildiimiz kadaryla Sokratesin kendi dncesinden
kaynaklanan gl bir teoriye gre, insan bilerek yanl davra
namaz. Doru olann ne olduunu bilen insan onu yapacaktr;
bundan ka yoktur. Bu tr bir ahlaki determinizm Aristoteles
tarafndan ok safdil olduu gerekesiyle eletirilmitir. Ona g
re, insanlar bilerek yanl davranabilir nk ahlaken zayf ola
bilirler.
Ancak, Sokratesin gnein altnda ne varsa her eyi laf sap
trmadan aratrmas bazlarn ona dman edecekti. Bunlar fi
lozofu, Atina genliini yozlatrmakla, kentin panteonuna yeni
tanrlar katmakla sulamaya baladlar. Dava esnasnda SokraI 253

SPINOZA. BE NEDICT DE

tes gz kamatrc bir yce gnlllk sergileyecekti. Dostlar


nn yardmn reddetti, kendini baaryla savundu. Son tahlilde
hibir ey bilmedii argmanna yaslanan alakgnll savun
mas yarglar rahatsz etmiti. damna karar verildi. nfaz ze
hir iirilerek yaplacakt. Sokrates hkm olduu gibi kabul edi
yor, karlma konusunda yaplan nerileri reddediyordu. n
k, diyordu, hayatn m lmn m daha iyi olduunu ancak
tanrlar bilebilir.
Platonun Phaidon diyalogundan rendiimize gre, Sokra
tes lmden ne renebileceini grmek iin de lm deneyimlemek istemitir. Davann bitiminden 30 gn sonra hayata gz
lerini yumacakt. Bu sre, dostlarna Sokratesle kafa kafaya ve
rerek birok fikri tartma frsatn tand. Sokratesin asil tavr
ve lm Atmallarn verdikleri karardan pimanlk duymasna
yol at (o zamanlar bu Atmallarda sk grlen bir durumdu).
Davann savclar ya Atinadan katlar ya da kendi hayatlarna
son verdiler. Biri de ldrld. Yllar sonra, Atinallar felsefeye
kar bir su daha ilemenin eiindeyken Aristoteles de Ati
nadan kaacakt.

S P IN O Z A , B E N E D IC T D E (1632-1677)
Amsterdaml Benedict (doduunda Baruch) de Spinoza, Descartcsn almalarnn felsefi yan rnlerinden biridir, ama
Descartes takdir etmekle birlikte Spinoza ayn zamanda kendi
ni Kartezyen felsefeden ayrma abasn da gstermitir. Spinoza
zgn ve ilgi alan geni bir dnrd. Yahudilik ortamnda ve
o eitimle yetiti, sonra onu terk ederek gevek biimde laik H
ristiyanlk denebilecek bir nanc tercih etti, genel olarak da Tan
r ve din konusunda ortodoksiye smayan bir bak ileri srd.
Mercek retiyor ve gayet tutumlu yayordu. almalarnn b
yk blm, kendisi veremden ldkten sonra yaynlanacakt.
I 254 I

SPINOZA, BE NEDICT DE

Descartesn metodolojisinin etkisi Spinozann Etik balkl


almasnda hemen grlr. Etik> bir dizi aksiyomdan hareket
le gelitirilen argmanlarn klidci bir tarzda sergilenmesi bii
minde tasarlanmtr. Geometri aydnlar arasnda epeyce pop
lerdi. Hobbes, klidi okurken birden zihninde nemli bir ay
dnlanma olmutu. Tmdengelime dayanan matematik yntem
ler yalnzca doal evreni aklamakla kalmyor (dnem Kopernik ve Galile dnemiydi), insan doasn, etii, politikay da
aklayacak biimde geniletilebilir gibi grnyordu. Aslnda,
felsefede matematik tutkusu Pitagoras ile Platona, bir de evre
nin dnen zihinlerimiz iin bilinebilir olduuna inanan rasyo
nalist filozoflara kadar geri gtrlebilir.
Doaya ne gzellik ne arpklk, ne dzen ne kargaa atfedi
yorum. Ancak bizim muhayyilelerimizle ilikisi iindedir ki
eylere gzel veya irkin, iyi dzenlenmi ya da karmakar
k denilebilir. (Spinoza, Mektuplar, Mektup XV)
Spinoza Etiki Tanr, zihin, beden, duygular, insann klelii ve
zgrl zerine bir dizi argmanla aar. Tekil nermeler bir
dizi tanmdan ve aksiyomdan tretilir. Ama b2 neyin mutlu
ettiini aratrmaktr. Spinoza iin bu, tutkularmz ve duygula
rmz akln kontrolne tabi kldmzda gerekleir. Tmden
gelim yntemi gayet sk bir biimde ilerler, ama tanmlar den
gesiz veya eletiriye ak ise, argmanlar da yalpalayacaktr. Spi
noza (kendi zihniyle balayan) Descartestan ve (eylerin brak
t izlenimlerle balayan) Akinoludan farkl olarak Tanr ile bi
tirmez, Tanr ile balar. Ama ardndan Tanrnn onun felsefe
sinde oynad rol ok farkl iermelere sahip olur. Spinoza mo
nisttir: Her ey hem mantksal hem de nedensel olarak Tanrya
atfedilebilir. Yani kendi iinde olan ve kendi araclyla kavraI 255

SPINOZA. BENEDICT DE

nan. O tek tz ebedi ve sonsuzdur. Sonsuz olmak zorundadr,


nk eer tz sonlu olsayd, baka bir tz onun zerinde eyle
yebilirdi, ama nihai olarak her eyin temelinde yatan tek bir ey
vardr ve o ey Tanrdr, yani mutlak anlamda sonsuz olan bir
varlk.
Tartma burada balar. nk Spinozann Tanr tanm
geleneksel olsa da, Descartes ve ondan ncekiler sonsuzluun
Tanrnn ayn zamanda blnemez olduu anlamna geldiini
anlayamamlardr. Tanr, kaplam olan bir eydir. Sonlu olan
her eyin iine uzanr. Bu, panteistlerin dnyaya bakma ben
zer. Nitekim bazlar Spinozann panteist olduunu sylemitir.
Evrene uzanmakla Tanr aslnda Doa olmaktadr. Gryoruz
ki Tanrnn iki zellii vardr. Bunlar tz bakmndan ayn kal
maktadr (Tanr) ama biz onlar beden ve zihin olarak tanmla
maktayz. Beden ve zihin birbirine kart deildir; farkl dille
Tanrnn evrene uzanmasnn iki ayr zelliini veya tarzn betimier.
Tanrnn Doa olmas ok radikal bir ey gibi grnmeyebi
lir. Doay Tin ile ilikilendiren bir tr New Age tns tamak
tadr (veya Spinozann aina olduu bir Yahudi mistik gelenei
olan Kabala tns). Ama geleneksel olarak limler ve teologlar
asndan Tanrnn evrenin dnda var olduu dnlrd.
Unutmayalm ki, evreni yaratan da Oydu. Spinoza iin, doada
kar karya geldiimiz dnya birleiktir. Bu demektir ki, her
ey belirlenmitir ve iradenin zgrlne hi yer yoktur.
Descartesa kart olarak Spinoza zihnin beden olduunu ile
ri srer: Zihnin beden zerinde nasl eyledii veya tersi bakmn
dan hibir sorun ortaya kmaz. Suyu alglaynca beden onun fi
zikselliinden etkilenir ve bu yzden zihin zerinde bir etki ya
ratr (bugn biz sudan yansyan gne nlarnn gzlerimizin
konisini ve retinasn etkilediini ve sinirler araclyla beyne bir
I 256 I

SPINOZA, BENEDICT DE

sinyal gnderildiini sylerdik). Buna karlk, zihin de beden


zerindeki izlenimi ve alglanan eyin izlenimini depo eder: Bu
yzden duyusal alglama kendi bana dnya hakknda bilgi al
mak iin yetersiz bir aratr; iin iine zihnin sokulmas gerekir.
Aksi takdirde, duyularn brakt izlenimlerin rasgele olmas ih
timali yksektir, yani bilgi edinmek iin ok yeterli olamaz.
nk bunlarda akla dayanan bir dzenin eksiklii sz konusu
dur. Bir kez ortaklklar zihin tarafndan kavrandnda yeterli fi
kirler gelitirilebilir. Bunlardan da bir tanmlar ve nermeler sis
temi karsanabilir. Bu tr fikirler temelinde bunlarn zyle
Tanrnn z arasnda bir iliki sezebiliriz, ama bunun nasl ola
can Spinoza aklamaz.
Spinozamn siyaset teorisi ada Hobbesunkini hatrlatr:
nsanlarn ou kr tutkularnn etkisinde olduundan dzenin
korunmas iin gl bir devlet gerekir; yleyse adalet ancak
devlet ynetiminde var olabilir. Devlet gl olmaldr ama d
nce zgrlne mdahale etmemelidir. Spinoza ruhban, in
sanlar korku ve bo inan yoluyla maniple etmekle suluyor
du. Ruhun lmszln, zgr iradeyi, dolaysyla ahlaki so
rumluluu reddediyordu. Ayn zamanda Kitab- Mukkadesi bir
metin olarak incelemeye balamt. Sinagog, Spinozay aforoz
etti. Ruhbann statkoyu koruyan tavrna kar dnce ve fel
sefe zgrln savunan Teolojik-Politik Risale almas ya
ynlannca Hollanda kendini byk bir tartma iinde buldu.
Ancak, tutkular ve duygulan reddettiimiz srece, Spinoza
insanlara bir lde hayatlarn kontrol altna alma olanan
gstermi olmaktadr. Duygularmz zerinde aklmz aracly
la kurduumuz kontrol ne kadar byk olursa, o kadar daha zgrzdr; eer tutkularmza teslim olursak aslnda klelemiiz
demektir. nk tutkularn ve onlarn etkilerinin gelimesine
tutsazdr. Kontrol uygun fikirlerin renilmesinden kaynaklaI

257

S TO AC IL IK

nr. zellikle tutkularn etkili biimde kontrol edilmesini kavra


yabilmek, insana daha iyi kontrol olana tanyacaktr. zgr
insan kendini tutkularn iktidarndan zgrletirmi olup ken
di hayatn kontrol edebilen insandr. Burada Stoaclktan bir
yank duymak mmkndr. Ama bu, doal yaamay ve ahlaki
gelenekleri terk etmeyi idealize eden Alman romantiklerini ve
idealistlerini heyecanlandracaktr. Bu moda 1960l yllarda ye
niden su yzne kacaknr.

S T O A C IL IK
Doaya uygun yaa!: Stoaclarn dsturu budur. Bunun anla
m, doann hakknda bilgi edinebileceimiz bir ey olduu ve
mantksal bir sonu olarak, dnya hakknda rendiklerimizi
kendi hayatlarmza uygulayabileceimizdir. Stoaclk insan ka
pasitesinin en yksek dzeyde kullanlmasna, ama ayn zaman
da alakgnllle ve kendine gre bir dzeni olan devasa bir
evrende ne kadar zayf bir durumda olduumuzu anlama cesa
retine bir ardr. Stoaclk, Romanm filozof imparatoru Marcus Aureliusu ynlendiren etikti. Bugn dahi bu okulun etkile
rini hissetmekteyiz.
Stoaclk Kbrsl Zenon, Kleanthes ve Khrissippos tarafn
dan gelitirilmitir. Bu sonuncusu, sonradan Roma dnrleri
nezdinde byk reva gren tutarl bir felsefe oluturmutur. Bu
dnrler Stoacln dev ve mevcut dzene itaat konusunda
ki ahlaki vurgusunu Romann askeri ve emperyal deerlerinin
hizmetine koacaklard. Bu felsefenin gelime evresi vardr:
erken, orta ve ge evreler. Bu dnemletirme, okulun Yunanis
tandan mparatorluk Romasna, oradan da ge Roma dnemi
ne yolculuunu anlatr. Erken dnemin metinlerinden ou ka
yptr. Aratrmalar, ikincil yazlar ve daha ge dnem alma
lar zerinde younlar.
| 258 |

S TOACILIK

Stoik felsefe e ayrlr: mantk, etik ve fizik. Bunlar eit de


erde grlr. Ama Stoaclar ideallerimiz zerinde tefekkre
dalmak yerine onlara uygun bir tarzda yaamamz gerektii ko
nusunda srarldr.
Stoaclara gre dnya maddidir ve rasyonel bir dzene sahip
tir: Maddi olmayan hibir ey yoktur. Bunun anlam, ruh ile be
denin iki ayr varlk olmad, tek bir varla sahip olduudur.
Yani dnya tutarl bir birlie sahiptir: Mantksal bir yaps var
dr ve bu yap bilinebilir. Stoac evren ayn zamanda daha yk
sek bir akl tarafndan ilahi bir tarzda dzenlenmitir: Tanr
maddi bir g zerinde etki yaratarak maddeye hava ve ate sa
layan (biz buna belki enerji derdik) rasyonel bir gtr. Birleti
rildiinde madde hayat ve ruhu yaratabilir. Aristotelesi izler
sek, hayatn en st biimi, Tanrnm hayatyla karlatrlmas
sz konusu bile olmamakla birlikte, insan hayatdr, nk in
san hayat rasyoneldir. Evren maddi olmakla kalmaz. Stoaclar
evrenin geliiminin nceden belirlenmi olduunu, yani bir ka
dere bal olduunu ileri srer ve dngler halinde bir gelime
gsterdiini belirtirler: Drt temel unsurdan ate olan Tanr ge
lecekte bir zaman dnyay mahvedecek ve yeniden yaratacaktr.
Eskiden olmu ne varsa hepsi yeniden yaanacaktr. Burada ebe
di tekerrr retisi ile kar karyayz. 19. yzyln sonunda Nietzsehe bu fikir zerinde durmutur. Bu tuhaf, test edilemez bir
retidir, hatta bir efsanedir. Ama bu fikir paralel evren teorile
rinin baz iermelerinde yeniden su yzne kar.
Dnya hakknda bilgilerimizi bo zihinlerimiz zerinde yara
tlan izlenimler araclyla ediniriz (bkz. Locke). Doruluk, bu
izlenimler ile algladmz dnya arasndaki tekabliyettir. Bu
teori ok tartma yaratmtr, nk Platonun ideal biimler
yaklamn da, Descartesn tmdengelime yaslanan yaklam
n da yadsr. Edindiimiz izlenimlerin berrak olmas gerekir ama
I 259 |

S T O A C IL IK

bunlar ayn zamanda zneldir, nk bunlarn temeli d dnya


da hissedilmesi gereken eyler deil, edindiim izlenimler saye
sinde hissettiklerimdir. Burada gzlemci ve gzlenen ey, daha
sonra kuantum fiziinde ortaya kacak ekilde i ie geer.
Stoac epistemoloji ayn zamanda indirgemeci dn tarzn,
yani doann tek bir unsuru (rnein insan gz) zerine youn
laarak bununla iliki iinde olan btn teki unsurlar (rnein
yz, zihin, beden, bak) grmezlikten gelmeyi de reddeder. Do
laysyla, nesnenin kendisinden tretilmi, nesneyi yanlsz bi
imde temsil eden, duyulara salam biimde etki yapan, kuat
c, kavrayc, kataleptik bir izlenimin peindedir.
Dnya rasyonel bir biimde dzenlenmi olduuna ve insan
lar rasyonel varlklar olduuna gre, bundan kan sonu, etik
bakmdan insanla uygun hayatn evrenle ve kendi doamzla
ilikili olarak rolmz kabullenmek olduudur. Bu, aprak
bir durum yaratr: Doa yasalarnn kanlmazln ve hazr ve
nazr olduunu kavramak, kendi hayatmzn da benzer bir bi
imde gelecein geliimini yneten byk yasalara tabi olduu
nu kabul etmek demektir. Demek ki, kendi eylemlerimiz de n
ceden belirlenmitir ve bir kader gibi kanlmazdr. Stoaclar sa
hiciliin, evreni tehlikeye ataca varsaylan zgr iradeye izin
vermektense, bu olguyu kabul etmekten getiini dnyorlar
d. Duygularn bastrlmasna bu yzden nem veriyorlard.
nk duygular, zihni, kendisinin doutan gelen alakgnll
doasn tanmak olan yksek amacndan saptrr!
nsan, doaya boyun emeye ve onun yasalarn renmeye
raz olarak erdemli bir insan haline gelebilir. Erdem deontolojiktir, deve yneliktir ve eitime baldr, nk alakgnll ro
lm kavrayabilmem ve eylerin dzenini kabul edebilmem iin
zihnen olgunlamak zorundaym. Yani mutluluk geici hazlarn
peinden komaktan deil, doaya itaatten kaynaklanr. Bilgelik
I

2 6 0

SU ve C E Z A

ise ancak aklmz doaya uygulama abasndan ve bylelikle


doa iindeki alakgnll konumumuzu teslim etmekten ge
er. Hayatn geici ynleri Stoac iin hibir deer ifade etmez.
Yani o acya, yoksullua, hatta lme kar kaytsz kalacaktr.
Metanet, iyilikseverlik, kaytszlk ve kendine yeterlik Stoac
nn temel zellikleridir. Ama en nemlisi, insan kendi felsefesine
uygun yaamaldr. Nitekim, Epiktetus yaamann dnmek
ten daha nemli olduunu vurgulu biimde belirtmitir.

S U ve C E Z A
Su bir ihlalin yaanm olduunu ima eden bir szcktr.
Ama bunun anlam, ihlal edilecek bir eyin olduudur. yleyse,
referans yaplan eye daha yakndan bakmalyz.
Biri hrszlk yaparsa, hrszln yanl olduu varsaylr.
nk zel mlkiyete ilikin dzenlemeler, insanlarn birbirleri
nin mlkiyetindeki eylerle ilgili yapabileceklerini yasaklar veya
kstlar. Mlkiyet haklarn kaldrn, hrszlk da ortadan kalkar:
Eer her ey herkesinse, hibir ey alnamaz. Hayat ile ilgili ola
rak da ayn ey geerlidir. ldrmek neden yanl bir ey olarak
grlr? Nedenlerden biri, bireyin yaamnn biricik olmas ve
ahlaki bakmdan (ve belki de ekonomik bakmdan) sayg gste
rilmesi ve desteklenmesi gereken bir ey olmasdr. Ama bu, b
yk dinlerde ve laik felsefelerde var olan hmanist unsurlardan
kaynaklanan zgl bir felsefedir. Eer kltrel olarak btny
le bu varsaymn iinde yetimisek, bilinli bir aba ile odam
z deitirip alternatif bak alarn da anlamaya almamz
gerekir.
Kiinin hayatnn bu kadar kutsal ve dokunulmaz olarak g
rlmedii bir dnyay hayal etmeye alalm. Bunu yapmak ok
da zor deil. ster gnmzde, ister insanlk tarihinde olsun, ya
ananlar bu bak asna uygun: Klelikten toplum mhendisliI 261

SU

CEZA

ine ve savaa, insanlar kullanlm, ldrlm, mallar yama


lanm, haklan yenmi, kontrol edilmi, zerlerinde deney yapl
m ve gnll olarak yapmayacaklar eyleri yapmak iin kan
drlmlar. u bile sylenebilir: Hmanist bak as her zaman
bakalarn smrmeyi ve haklarn inemeyi hakl gsteren
ideolojilere gre bir aznlk pozisyonu olarak kalmtr. Eer
kendinizi hmanist gryorsanz, bu tr edimler birer ihlaldir.
Ama neyin ihlali? Hmanist her kiinin yaama hakk olduunu
ileri srer? Ama hak denen ey nedir? Ontolojik ve saptanabilir
bir ey midir yoksa insann mantksal olarak gerekli bir uzants
mdr (yani insan olduuna gre u u haklarn var) yoksa dev
let veya toplum tarafndan tanmlanan koullu bir ey midir?
Eer bir ontolojik haksa, belki de aikr bir kavramsa, o zaman
baka bir insana saldrmak zorunlu olarak bir su gibi grle
cektir. Ama te yandan, koullu bir haksa, koulluluk hakkn
yalnzca bir ayrcalk olduunu ima eder. Oysa ayrcalklar ok
krlgan eylerdir: Kltrel ve toplumsal deiim karsnda da,
yasama faaliyeti sonucunda da ortadan kaldrlabilirler. Dolay
syla dn su olan bugn su deildir.
Eer bir su ilendiyse sulu cezalandrlmaldr. Ama neden?
Ktlk zaten yaplmken faile bir baka iddet biimini uygu
lamak ne gibi bir yarar getirecektir? Neden mazide kalm eyle
re geri dnp bugn de bir iddet uygulamal? Karlkl sava
iinde olan birok topluluk, tarihsel ihlaller yznden daimi ha
le gelen, ksr dng gibi devam eden savalara girmilerdir. Bu
onlara ne getirmitir? Tipik bir yant, sulunun eyleminin bede
lini demesi gerektiidir. Ama neden? nk bir su ilemitir
ve durumu tamir etmesi gerekmektedir. Baka birinin canna ve
ya malna halel geldiyse veya toplumsal olarak ya da devlet a
sndan yanl grlen bir davranta bulunulduysa, bir ceza ve
rilmelidir.
i

2 6 2

SU ve CEZA

Gnmzde Bat dnyasnda bunu yapma yetkisi madur


adna devlete verilmitir. Bu durumu eletirenler bunun hem su
a ynelik davranlar hem de cezay yanl ynlendirdii kan
sndadr. nk madur ekonomik ya da fiziksel olarak yoksul
lam kalmakta, sulu ise zamann, parasn, hatta hayatn
madur olana deil bir nc tarafa vermektedir. Rothbard t
r liberter eletiricilere gre, ceza verme hakk devlete deil
madura (veya yaknlarna veya mensubu olduu toplumsal
gruba) ait olmaldr. Madur suluyu affedebilir, tazminat talep
edebilir ya da sua karlk olarak, orantllk ilkesi uyarnca uy
gunlatrlm bir fiziksel ceza verilmesini dayatabilir.
Ama bu konuda neyin orantl olduuna kim karar verecek?
Eer deerler, bize bir ocuun hayatnn veya bir otomobilin
deerini belirleme olanan tanyacak biimde nesnel varlklar
sa, bir yarg temsilcisi verilen hasara orantl bir para veya hapis
cezasna karar verebilir. Ama eer deerler znel varlklarsa, bu,
karmak sorunlar yaratr: rnein, ocuumun baka biri tara
fndan belirlenecek deeri benim ona verdiim duygusal deer
den ok daha dk olabilir. Bu yzdendir ki kendimize kar i
lenen sular ounlukla bakalarna kar ilenenlerden ok da
ha derinden etkiler bizi. Deerler nesnel olsayd, baka birinin
can veya malna yaplan hasara hepimiz sanki kendimizinmi gi
bi kzardk (nk o durumda hasar bizim olurdu). Ama yle ol
mad iindir ki bakalarnn zdrabn sessiz bir hayflanma ile
kabulleniriz.
Orantsz cezalandrmada (rnein bir paket ikolata alm
bir hrsz lme mahkm etmekte) bir absrtlk vardr. Ama
bu, felsefecilerin orantsz cezalandrmay (eer bu faili ya da
onunla ayn kast tayan bakalarn sutan caydracaksa) ge
rekelendirmesine engel olmamaktadr. Eer sert bir ceza ie ya
ryorsa, faydaclar daha az su ilenen bir dnya yaratmak iin
I 263

SU

CE Z A

orantsz bir hkm verilmesini hakl gsterebilirler.


Ama cezann gerekten caydrc etkisi olduundan emin ola
bilir miyiz? lm cezasna ilikin olarak Mili yle diyordu:
Caydrmadklarnn kimler olduunu ksmen biliyoruz.
Ama caydrdklarnn kimler olduunu ya da ocukluktan
itibaren cinayet fikriyle bunun arasnda o korkun ba kurulmasayd, bydklerinde cani olacak ka insan kurtard
n kim biliyor? (Mili, Speech, 100)
M i11in argman tersine de evrilebilir, nk caydrma abas
nn ie yarad varsaymna yaslanmaktadr. Oysa hibir bulgu
bu teoriyi destekleyemez. lm cezasnn uyguland lkelerde
cinayetler hl olmaktadr. Mili saynn daha yksek olacan
syleyerek itiraz edebilir. Caydrma ilevinin gerekleip gerek
lemedii dorulanamaz; ne de gerek bir anlamda yanllanabi
lir. Kstlayc koruma hkmleri yoksa, faydac felsefe su ilen
mesini caydrmak amacyla masumlarn da cezalandrlmasna
kar deildir. Roma ordusu, herhangi bir mensubu kurallar ih
lal ettiinde on adamndan birini ldrrd. Gruhlar kan is
teklerini masum birinin ldrlmesiyle tatmin edebilirler. Ama
masumiyetin kutsallna inananlar bu tr yaklamlar destek
leyemezler. Bir toplumda huzur ve nizam salamak iin yzde
10 hatta yzde 0,0001 orannda insan feda etme, ldrlen ma
sum insanlar asndan bakldnda yine de yzde 100 bir ihlal
dir.
lm cezasnn ya da bedensel cezann varl ayn zamanda
hayatn kutsall konusundaki duyarll kreltebilir ve baka
insanlarn lm cezas veya bedensel ceza uygulanarak insan ol
maktan karlmas sonucunda suu arttrabilir. Tolstoya gre,
bir bakasnn ldrlmesi hak yerine gelsin diye ya da faydac
I 264 I

TANRI

ilkeler temelinde gerekelendirilebilse bile, o kadar yz kzartc,


insanla kar o kadar saygsz bir eydir k, bundan btnyle
kanarak yerine fiziksel olmayan ceza biimleri (affetmek, su
luyu utandrmak ya da daha iyi bir hayat yaamas iin yeniden
eitmek) yerletirmeliyiz.
Realistler (yani bakalarnn fikirlerini boz bulank idealler
gibi grenler) bu tr amalar anlamsz grerek reddederler. Oy
sa birok toplumda, hem ocuklara hem de yetikinlere, iddete
dayanmayan yntemlerle yaklaldnda birok sulunun talanc zihniyetlerini deitirdiini gsteren arpc bulgular vardr.
Bunun yan ra, Monty Roberts ve benzeri retmenler hayvan
lara bu tr yntemler uygulamlardr.

TANRI
Tanr szc gemite olduu gibi gnmzde de muazzam
potansiyel psikolojik ve sosyolojik etkilere sahiptir. nananlar
dini akidelerine gre yaarlar, ibadet ederler, paralarn, zaman
larn, hatta hayatlarn Tanrlarna feda ederler. Aslnda, Tan
rnn var olup olmadndan bamsz olarak, Tanr szc
nn kendisi binlerce yl boyunca zihinleri, halklar ve kltrleri
ortadan yarmtr. Szck, Tanr adna yaplan ahlakszlk,
uygulanan iddet, gerekletirilen ikiyzl eylemler karsnda
ateistlerin tylerinin diken diken olmas sonucunu dourmu
tur. Ama inananlara hayatiyet, umut, coku, buradalk ve g
venlik iinde olduklar duygusu salamtr.
Felsefeci, Tanr hakknda dnmeye nasl balar? Kukucu
lar analitik yntemi benimseyerek szcn neyi ima ettiini in
celeyebilirler. Kimileri byk bir sayg ve huu iinde yaklaabi
lir konuya. nananlar ise Tanrya ilikin kendi kiisel ve klt
rel deneyimlerinden balayabilirler. Btn bu pozisyonlar, gr
nrde kendine yeten, eletiriye bak karmak sistemleri reI 265

TANRI

tebilir. Ama felsefeci grnrde aksiyomatik temele yerletiril


mi olsa da, sylenenler karsnda tereddde dmemelidir. n
sanlarn Tanrya duyduu sayg analizin terk edilmesine yol a
mamaldr. Kimileri szcn arkasna saklanarak, merakla
bakmak isteyenlerin belirli bir snr gemesini engelleyebilirler.
Tarihsel olarak baktmzda, kukucularn almalarnda bir
takm mcadelelerin izine rastlyoruz. Bunlar Tanry adala
rndan farkl alglyorlar veya dinden uzaklamak istiyorlard.
Zaman zaman, kendi dnceleriyle kilisenin zgr dnce
karsnda bavurduu otoriter kstlamalar arasnda hassas bir
denge kurmak zorunda kaldklar olmutur. Ama zgr dn
ce felsefe iin bir sine qua non 'dur (olmazsa olmazdr). Filozo
fun dnsel geziye kmak bakmndan koulsuz otoritesi ve
zgrl olmaldr. Bir zamanlar, kltrel ve siyasi nedenlerle,
Tanrnn var olmadn ispat yk ateiste derken, bugn,
zellikle Batda ispat yk deimitir. Bu dnyann her yerin
de, hatta Batnn her yresinde geerli deildir. Tarihsel olarak,
ateistin bak as en kkrtc olandr. Kkrtma aina olduu
muz eylerin ekicilii karsnda yararl olacak bir sarsntdr.
Aslnda felsefi adan ateistin pozisyonuyla balamaya kkrtc
demek gtr. Felsefeciler bizden paspasn zerinde oturan bir
kedinin alglanan varln bile gerekelendirmemizi istiyorlar.
Nerede kald her yerde hazr ve nazr bir Tanrnn varl.
Aikr balang noktas, elbette Tanr var mdr? sorusu
dur. Yani, genellikle betimlendii gibi, kadir-i mutlak, her eyi
bilen, her yerde hazr ve nazr, bazen rahim, bazen gazabyla y
kp yakan bir varlk var mdr? Teologlar Tanrnn varl ko
nusunda, bulgularla gerekelendirme ile rasyonel argman te
melinde gerekelendirme arasnda blnmlerdir. Alternatif
olarak, Yaradanclara gre, Tanr evreni harekete geirdikten
sonra yaratln yasalarnn kendi yolunda yrmesi iin oturup
I 266 |

TANRI

izlemeye koyulmutur. Bu yzden bulgulara dayal kant pek de


mmkn olmayabilir.
Tanr iin gelitirilmi olan ampirik argman Onun varl
n algladmz eyler araclyla dorulamaya alr: Ben bi
liyorum ki Tanr var demek, Onun varl hakknda benim
kendi varlmn bir delil olduunu, O nun bana kendisini gs
termi olduu dncesini ierir. Baz insanlar Tanry grm
veya duymu olduklarn iddia ederler. Epistemolojik adan,
Tanry grdn syleyen kiinin iddias, Onun o anda b
tn teki eylerden ayrt edilebilir hale gelmi olduudur; aynen
u anda karmdaki saatin mine rafndan ayrt edilebilir oldu
u gibi.
Tanrnn grnmesini kabul etmek, zihnimizde izlenimler
yaratan fiziksel varlklar ile uhrevi ilahi lem arasnda ontolojik
veya metafizik bir ayrm olduunu ima eder. Bu da ikisinin bu
dnyada hi birlemeyecei anlamna gelir. Tanrnn kendini
gstermeyi setii insanlarn, Onun kudreti sayesinde bir lem
den tekine getii sylenebilir (ya da Tanr dnyevi leme geiyordur). Ama bu btnyle tatmin edici bir aklama deildir,
nk bilgiye gidite iki aykr yola, dnyevi ve ilahi yollara ba
vurmaktadr, oysa biri bizim eriimimize aktr, teki kapal.
stelik, Hume gibi ampiristler baka insanlarn tanklna
(yani Tanrnn onlara grnm olmasna) her zaman kukuy
la yaklalmas gerektiini belirtirler: Stres ve hayal gc, zihin
d hakknda kendilerine zg versiyonlar yaratan farkl bilin
hallerine yol aabilir. baka konulara gelince, insanlar bunla
ra inanmazlar: rnein Elvis Presleyi grdm ya da Beni
uzayllar kard ya da Tanr bana bir manastr kurmam em
retti dendiinde.
Delil yokluu vurgunun inancn nceliine kaymasna yol
aabilir: Tanrya inan! rnein Kierkegaard bize bir iman
I 267 |

TANRI

sramas yapmay neriyordu. Yine de duygusal bir inan (p


nermesine inanyorum, nk doru olduunu hissediyorum)
hakikate ulamann garantisi deildir: Sizin p nermesine (Tann vardr) inandnz doru olabilir, ama bir inanca referans ile
bir nesnel varla referans ayr eylerdir.
Tannnn var olduunu ileri srerken duyularn rol baka
yollara gre geri planda kalr. Byk tek tanrl dinleri savunan
lar Tanrnn varln kantlamak iin alternatif yollar ara
mtr. Eer Tanr bizim algladmz geni varlklar yelpazesi
iinde bulunamyorsa, acaba onlarn ardnda, onlarn ilk mu
harriki olarak var olduu sylenebilir mi? Paley, aynen bir saa
tin bir tasarmcs olduunu kabul ettiimiz gibi, dnyann da
bir tasarmcs olduunu kabul edebileceimizi belirtmitir. Bu
tasarm temelli argman popler bir yaklamdr, ama Humeun belirttii gibi, bir mantk hatas ierir: Buradaki benze
tirme yanltr, nk evrenin nasl yaplm olduu konusunda
bilgiye sahip deiliz; yleyse, evreni Tanrnn yaratm olduu
nu veya byle bir byk tasarmcnn var olduunu varsayanla
yz. Tasarm temelli argmann, olaslk hesabn da ieren ok
eitli versiyonlar vardr: Hayatn oluumu o kadar dk bir
olaslktr ki, bir yapcs olduunu dnmeyi hakl gsterir; do
laysyla Tanr vardr. Ama burada olaslk hesabnn kendisi bir
manevradr: Gerek olaslklar yerine, sadece hayatn ex nihili
(yoktan) ortaya knn ne kadar dk olaslk olduu konu
sundaki inancmz zerinden konuuyoruz, nk evrene ilikin
verilere sahip deiliz.
Kimi teologlar ise Tanrnn varln kantlamak iin mant
a bavurur, zorunlu olarak doru olan matematiksel kantla
malara benzer kantlar bulmaya alrlar. Aziz Anselmusun
nl ontolojik argman, Tanr kadar byk baka hibir ey
dnlemeyeceine ve varlk mkemmeliyetin gerekli bir kouI

2 6 8

TARH

lu olduuna gre (yani var olmama, mkemmeliyeti eksilten bir


ey olurdu!), Tanrnn varlnn gerekli olduunu ileri srer.
Ne var ki, ontolojik argman Tanrnn varln maddi veri
lerle kantlamak yerine tanmlardan medet umar: Tanr mkem
mel varlk olarak tanmlanr, varl da bu tanmn doal sonu
cudur. Bu, klidci (iki boyutlu) bir genin i alarnn 180 de
receye eit olduunu kantlamaya benzer. Kapal bir tanm, ne
kadar kapsayc, zeki veya huu uyandracak olsa dahi, d dn
yadaki grlebilir bir varlkla eit deildir. Bu i zerinde biraz
daha almak gerekiyor.
Tanrnn varl konusunda ampirik veya rasyonel arg
manlarn yetersiz olduu grlyorsa (ou zaman teologlarn
bir blm de bu kandadr), teologlar nasl dnsel teselli bu
lacaktr? Ya kiisel inancn nesnellikten stn olduu dncesi
ne geri ekilecektir ya da Tanrnn var olduu, ama insann gz
lem kapasitesinin ve aklnn Tanrya erimek iin zaten yetersiz
olduu, dolaysyla bir iman sramas yapmak gerektii aksiyo
muna. tnsan akl ve insan deneyimi Tanry bilmek veya akla
mak asndan acnacak derecede yetersiz olabilir: Bu da, tuhaf
bir biimde, dindar zihin iin epeyce teselli ve alakgnlllk
kayna olabilir.

TARH
1914 ylnn Austos aynda bir Srp milliyetisi Avusturya Ari
dk Ferdinanda Saraybosnada bir suikast dzenledi. Bunu iz
leyen olaylar zinciri sonucunda byk imparatorluk kt,
15 milyon insan hayatn kaybetti. Tarihi, olaylar sonuna ka
dar izleyerek baka seimlerle olan ilikilerini deerlendirme ii
ni gnmze kadar getirebilir, ama felsefeci daha ounu ara
trr ve akademik almann gerekelendi rilmesini talep eder.
Bu suikast tarihsel bir zorunluluk muydu, btnyle rastlant
I 269 |

TARH

myd, yoksa ikisinin arasnda bir ey miydi? Kendi doumunu


zu dnr ve bunu Birinci Dnya Sava tarafndan etkilenen
(geen yzylda domu pek az insan bu savatan etkilenmemi
tir) atalarnzn eylemlerine balarsanz, Gavrilo Principin sila
hndan kan kurunlarn, ondan onlarca yl sonra sizin doma
nza neden olduunu sylemek anlaml bir fikir midir? Tarihte
bu tr bir nedensellikten anlaml biimde sz edebilir miyiz?
Tarih gemiin, insanln bandan geen olaylarn ve bun
larn sonularnn aratrlmasdr. Tarihilerin mutlaka gnde
me getirdii tarih felsefesi engin bir alana yaylr: Eylemin ve ni
yetin rol, fiziksel ve evresel olaylarn nemi, kltr ve fikirler
de yaanan deiimler, Birinci Dnya Sava gibi soyutlamala
rn anlamlar, olup bitenin gerekliinin yazl anlatmlarda do
ru biimde yanstlp yans ulamayaca, hakknda yazlacak ey
leri seerken tarihinin yksn neyin ynlendirmesi gerektii,
tarihsel olaylarn gemite ifade ettii anlamdan baka bir anlam
kazanmasnn gerekli olup olmad, gemite yaanan bir ola
yn gnmzn kuaklarnn seimlerini belirlediinin veya er
evelediinin sylenip sylenemeyecei, tarihsel olaylarn ne tr
anlamlar tad, hep bu alann iine girer. Tarih bilgiden mi
(bir olgular koleksiyonundan) ibaret olmaldr, yoksa saygmz
iermeli midir (atalarmzn baarlarn kutlamak veya onlara
tapnmak), yoksa insan doas konusunda daha derinde yatan
bir ilkeyle veya her tr olayn kanlmaz olarak yneldii bir gi
diatla ba var mdr? Tarih felsefesi bunlarla ve baka dn
celerle doludur.
Tarih, dncenin sonularn test edebileceimiz tek Iaboratuvardr. (Etienne Gilsona atfedilen bir sz)
Gibbon yalnzca insanlk tarihini inceleyerek gelecek hakknda
I

270

TMELLER

ngrde bulunabileceimizi ileri srmtr. Vico tarihin orta


ya koyduklarndan hareketle belirleyebildiimiz insan doas te
melinde insan eyleminin ilkelerini aratrmtr. Herder insan
karakterinin tarihsel olarak belirlendiini, yani her an zn
de farkl olduunu ve kendi yasalar ve ilkeleri temelinde ince
lenmesi gerektiini iddia etmitir. Hegel ve zellikle Marx, tari
hin genel bir panoramas temelinde tarihin, yaanan olaylar be
lirledii sylenebilecek yasalarn bulmaya almlardr. Ama
Popper tarihselcilii eletirerek gelecein ak ulu olduunu,
yani bir sonraki admmzn bir dizi belirlenmemi ve rastlant
sal uzantlar olacan ileri srmtr. Mesela sizin yllar nce
domu olmanz gibi.

TMELLER
Tmeller felsefenin ba belasdr. Basit bir ifadeyle, tmeller ti
kel varlk veya olaylar iinden bir grubu tekilerden ayran sz
cklerdir; ama yalnlk, ille de yanl olmamakla birlikte, felse
fenin dikkatini karmaklk kadar eker. rnein, bir kez bir t
mel terim azmzdan ktnda, imdi bir grupta toplad ti
kellerin tesinde bir eyin varlndan m sz ediyoruz? Dalist
dnce buna olanak tanr: Eer insandan sz ediyorsak, gru
ba mensup olan (olmu olan, olacak olan) bireylerin tesinde
var olan bir ey olduu sonucu kar. Platonun felsefesi byle
bir ikilii ierir: Bir yanda tmeller kavramndan devralnm bir
ideal formlar dnyas vardr; bir yanda da etrafmzda grd
mz bir tikeller ve fenomenler dnyas.
Platona gre tmeller kendi lemlerinde var olurken, ren
cisi Aristoteles bu ikilii reddederek tmellerin elbette var oldu
unu, ama tikel varlklarda var olduunu savunan realist bir an
lay benimsiyordu. rnein, kpeim M r. Hobbesu grd
mde, onun, kpein her bir rneinin de sahip olduu bir k1 27i

1
TMELLER

peklik zelliine sahip olduunu biliyorum (bunu alglama veya


bilme kapasitesine sahibim). Platonun teorisi de, Aristotelesin
teorisi de tmellerin var olduunu ve kefedilebileceini syle
mi oluyor. Ama biliyoruz ki bazen snflandrmay yanl bir bi
imde yapabiliriz. Biyologlar zaman zaman bir tr bir katego
riden baka bir kategoriye aktarmak zorunda kalmlardr. Uy
duruk etiketler bir yana, bu, sz konusu bitkinin uzun sre bo
yunca yanl olan bir tmele sahip olduunun kefedilmesi anla
mna m gelir, yoksa onun ait olduunun sylendii tmelin yal
nzca bizim yarattmz bir kategori snf olduu anlamna m?
Tmeller konusunda realist gelenek bu tr eylerin var olduu
nu varsayar; nominalistler ise cevaben etiketlerin yalnzca adlar
dan olutuunu, adlar ise yalnzca geleneksel etiketler olduuna
gre, tmel fikrinde zel hibir ey olmadn belirtirler.
Nominalistler bu eyletirme (bir eyin bir ey haline getiril
mesi, bu durumda soyut bir adn var olan bir ey haline getiril
mesi) karsnda potansiyel bir mantk hatas kaygsna der
ken, Platonik gelenek gerek laik, gerekse daha nemlisi teolojik
dnce alannda destekilerini muhafaza etmektedir. Dine inananlar iin Tanr en belirgin var olan evrensel varlktr: Her
yerde hazr ve nazr, her eyi bilen ve her yanyla iyi. Platonik ar
gman grdmz tikel eylerin tmellerin glgeleri olduunu
syler. Buna karlk bir lde nominalizmden kaynaklanan,
rnein Locke tarafndan esasl biimde gelitirilen ampirik ge
lenek, tmellerin algladmz tikel varlklarn glgeleri olduu
nu ileri srer. Bunlar yalnzca, benzer varlklardan edindiim
kafamdaki izlenimleri gruplandrma yoluyla yaratlm olan so
yut aralardr (rnein bu masa, u masa, oradaki teki masa,
sonunda soyut masay oluturur). Biz yalnzca tikelleri algla
yabiliriz. Ampirik felsefe geniledike ortaya kan sonu, brn
fikirlerimin zorunlu olarak tikellere indirgenebilir olmasdr.
1 272

VARLIK

Bu tr indirgenebilirlik kendi sorunlarn yaratr. Zihin b


tnletirmeye, kalplar bulmaya, eyleri gruplandrmaya doru
bir ynelie sahiptir (bu, Kantn destekilerini, tmellerin zih
nin gereklie zihinsel yaplar empoze eden doutan gelen ka
tegorileri olduunu ileri srmeye tevik eder). Bu kavramsalcla gre, tmeller zihinsel rnlerdir. Ne Platonistlerin dnd
anlamda vardrlar, ne de nominalistlerin veya kat ampiristlerin dnd gibi var olmayan eylerdir tmeller. Kavramsal
aralar olarak vardrlar. Kpek kavram kafamda kpek olan
yaratklar tanmak iin yararl bir ara olarak vardr. Burada si
zin hayvannzn kpek olduunu varsaymakla yanlm olabile
ceim gibi bir ihtimale yer vardr (tikelin bu gruba mensup oldu
u yanlgsn yaammdr). Ayn zamanda, kavramsal snrlar
deitirerek yeni veya imdiye kadar tannmayan yaratklar da
kpek kategorisine dahil edebilirim (mesela shih-tzular?). Bura
da Aristotelesin bir grubun mensuplar arasnda ortaklklar bu
larak bir grup oluturulmas konusundaki mirasndan yararla
nlmaktadr. Bu elbette esnek bir sretir, nk doas gerei
yanlgya aktr. Gruplandrmalar politik, estetik ya da ahlaki
kriterlere gre dzenlenebilir, bylece propagandaya ak hale
gelebilir. Baz halklarn sekinler ya da dmanlar tarafndan
nasl snflandrldn hatrlayn.

VARLIK
Varlk ya da olmak. ngilizcede iki szck ayndr ve olmak n
gilizcede geisiz bir fiildir. O yzden de I am (benim veya
ben varm) tmcesini dilbilgisi bakmndan kendine yeterli bir
tmce olarak kurmak mmkndr. Doal olarak, Shakespearein Hamletine sk sk referans yaplr: Olmak ya da olma
mak, ite btn mesele bu. Hamlet sadece yaamak ile yaama
mak arasnda gezdiriyor fikirlerini; bu aklanmas gerekmeycI

273

VARLIK

cck kadar nl bir pasajdr. Ama felsefeci daha ounu talep


edebilir. Bir ta da vardr. Ama olmas (ya da olmu olmas) bir
gereklilik deildir. Ben varm, ama olmam bir gereklilik deildir.
lebilirim, ama molekllerim bir varlk srdrecektir, ama by
le olmas bir gereklilik deildir. Kendim de dahil bu eylerin hep
si olumsal gibi duruyor, yani gerekli deiller. Ama belki de
olumsal olabilmeleri iin bir gereklilii aryorlar: Bunlarn ge
lip geici bileimleri iin daha derin bir sreklilik oluturan va
rolua ihtiyalar var.
Varlk kavram btn hepsi arasnda en karanlk olan gi
bidir. (Heidegger, Being and Time [Varlk ve Zaman], Intr o d u e tio n , 2)

Varlk baz felsefi zihinler iin kbus olmutur. Kimileri yalnzca


eylerin var olduunu kabul eder, bir sonraki admda bunlarn
neden yaplm olduunu sorar. Yani bunlar maddi midir yoksa
gayri maddi mi? Var olan eyler hakknda nasl bilgi ediniriz? Bu
sonuncular iin eylerin olduunu sorgulamak gereksiz bir ba
arsdr. eyler vardr, haydi imdi onlar hakknda dnmeye
balayalm. Bu, ontolojinin, yani var olan eylerin incelenmesi
nin konusunu oluturur. Bu alann son derece geni ve derin bir
etkisi vardr, nk btn bilimler eyleri aratrr ve onlarla ili
ki kurmak zorundadr. Ontolojik olarak eyler nce tmeller ve
tikeller, soyut ve somut eyler gibi eitlere blnebilir. Burada
sylenenleri kavrayabilmek iin biyolojinin varlklar nasl trle
re, genuslara, familyalara vb. bldn dnn.
eitleri ve aralarndaki ilikileri ele almak bir saduyu ii gi
bi grnebilir, ama varoluun doasnn ne olduunu sorgula
mak ya son derecede doru bir adm gibi grnebilir ya da ta
mamyla gln bir giriim gibi. Ama varln kendisinin analiz
I 274 |

VARLIK

edilmesine ynelik ok eski bir gelenek vardr. Bu Parmenides ile


balar (hibir ey hibir eyden gelmi olamaz). Onun ortaya
att sorunlar Platon tarafndan ele alnm, son dnemde de
Heideggerin, Sartren ve kta Avrupasnn baka filozoflarnn
yaptlarnda yeniden ilgi oda haline gelmitir. Sartre iin iki tr
varlk vardr: eylerin varl (kendinde eyler) ve bilincin varl
(kendi iin eyler). nsan bilinci esas olarak bir hiliktir: le pour -

soi est rien.


Analitik gelenek varln dili zerinde younlar: Mantksal
olarak ve dilbilgisi asndan -dr, -dir (ngilizce is) denince
ne kast edilmektedir? Anselmusun Tanrnn varl konusun
daki ontolojik kantnda varlk, mkemmel varlk iin gerekli
olan bir baka betimlemedir. Ama varlk bir nitelik midir? Bu,
onun (dilbilgisinde) bir ad olduunu, gzlemlenecek ve dorula
nacak bir ey olduunu dndrr. Oysa modern mantklar
byle bir adm genellikle semantik bir kafa karklnn rn
olmakla sularlar ve -dr, -dirin nasl belirli zellikler atfetmek
iin kullanldn izah ederler: Elimizdeki ey bir erittir (cisimletirme); ince, gmi bir erittir (zellik); magnezyumdur
(madde); kimya retmenine aittir (kimlik). Bu rnekte bir ey
vardr, bu zelliklere sahiptir ve bu maddeden yaplmtr, bu
adan baka bir eyle ilikilidir. Bir eyin olabilmesi iin bir
kimliinin olmas gerekir, diye ekler Quine. Yani bir eyle kar
larz, sonra onu elimizden geldiince iyi bir biimde betimle
meye geeriz.
Kta Avrupas gelenei ile Analitik gelenek farkl grnseler
de, burada sadece varln eylere ve her yere yaylm bir eyli
e blnmesine sayg gstermektedirler. Bu, birka kadeh arap
itikten sonra hepimizin kafasn kartran bir eydir.

VARLIKBLM (bkz. ON TOLOJ)


i 275

VAROI U J U I U K

VAROLUULUK
Varoluuluk, Kicrkegaard ile Rus romancs Fyodor Dostoycvskiyin yaptlarndan kaynaklanan, bireysel seimin metafi
zik yk zerindeki vurgusu daha sonra Gabriel Marcel, Martin
Hcidcgger ve (bu felsefeyi oyunlarna ve romanlarna da uygula
maktan zevk duyan) Jean-Paul Sartren almalarnda verimli
bir toprak bulan greli olarak modern bir felsefedir. Varoluu
luun baz kkleri Stoacla, Ortaa Skolastik dncesine ve
bir lde Descartesn felsefesine geri gtrlebilir.
Kierkegaard, HcgePin Mutlak Tinin byk emasnda uzlatriabiiir bir varlk, sanki nihai bilin olarak dnlm
olan bilin kavrayn reddediyordu. Ona gre, bilin uzlamaz
biimde bireysel ve yalnz kalmalyd. Kierkegaard gibi Hristi
yan olan Marcel, hayatnn (Tanr tarafndan) verilmi olduu
nu, ama her an lebilir olduunu, lmle her zaman yz yze ol
duunu, dolaysyla psikolojik olarak tek kan teki dnyaya
iman getirmeye dayanan teolojik yol olduunu ileri sryordu.
Ateist varoluular iin bu bir seenek deildir: lm insann
varlnn ortadan kalkmasdr. Dolaysyla lm burada daha
da ciddi sonular ierir.
Varoluu iin seim br absrtlk yaratr: Diyelim bir bar
dak bira smarlamak zereyim, ama bir sonraki davranmda
zorunlu olan hibir ey yoktur. Servisi yapan kadna dans etme
sini syleyebilirim veya ayaa kalkp Marsellaise'i syleyerek
oradan kabilirim. Kim olduum, baka filozoflarn insan do
as dedii ey tarafndan tanmlanmamtr. yleyse, seimin
absrtlnden de derin olan ey, varlk zden nce gelir n
cldr. Gemi hi kuku yok ki daha nce yapm olduum
seimleri ve eylemlerimi ve beni bira smarlamaya kadar getiren
btn olumsallklar ierir. Ama bir an sonra kim olacam se
me konusunda zgrmdr. Her birimiz her an nmzde
I 276 |

VAROLUULUK

uzanmakta olan geleceimiz tarafndan tanmlanan doamz


semekte zgrzdr.
zgrsnz. Bu etkileyici nerme, eylemlerinizi seme konu
sundaki sorumluluu gerisin geriye size ve hayatnza frlatr.
Yalnzca siz seebilirsiniz, der Sartre. zgrlkteki g, kendini
bu seimler dnyasna frlatlm hisseden varoluu iin ba
dndrcdr. Sonu olarak, kimse domay talep etmi deil
dir, ama imdi eylemleriniz araclyla kiiliinizi tanmlamak
zorunda kalyorsunuz. Yk tamamen size aittir. Bu, dnyadan
ve bir sonraki eyleminizden dnzn kopmasna yol aabilir.
nk bir tanr gibi semekte zgrsnzdr. Varoluu, dn
yann doasnn dnyann varlndan nce geldiini ima eden,
zn varlktan nce geldiine dair Skolastik doktrini ba aa
evirir.
Baz bakmlardan, varoluuluk zgr iradenin varl yo
lundaki liberter grn gl bir versiyonudur (bu balamda
liberterlik zgr irade teorisini ierir). Bu yaklama karakter ve
ya eilimlerin doutan geldiini ileri sren baz itirazlar getiri
lebilir. rnein, bir insann kolay kolay kzmamas daha dou
tan beri karakterinin bir parasdr; dnceli bir insan olmak
ise daha ziyade yetitirilme tarzmn bir rndr. Ama Sartre
yukardaki ilk nermeyi reddederdi: Ona gre, ikence altnda
bile haykrmak veya susmak arasnda bir seim yapma konusun
da zgrdr insan.
Olaslklara bakarsanz bu mmkndr. Sartren bir mesele
yi kendi seimlerinin sonucu olarak grmeyip, doalarn sula
yan insanlar sahici olmayan bir biimde yaadklar gerekesiy
le mahkm etmesi ou zaman fazla ahlak bir tavr gibi gr
lebilir. Hele hele insanlar u ve zorlayc birtakm koullar altn
da ise. Stoaclar buna ksmen katlrlard: inde bulunduum
sandaln tonlarca suyun altnda kalacan grnce umutsuzlukI 277 j

VCDAN

Ja haykryorsam bu aklmn bir an iin ilemediini gsterir,


ama duygularm gemleyerek kendi zerimde kontrolm yeni
den kazanabilir ve bylece tehlikeyi stoik tarzda karlayabili
rim. nsann vc evrenin kaderinin sabit olduunu dnen Sto
aclardan farkl olarak, varoluular determinizmi reddediyor
du.
Varoluu, Kartezyen bir ruh durumu iinde, evrenizde gr
dklerinize ilikin kafanz kartrabilir: inde bulunduunuz
oda baka bir renk olabilir; masa bir zrafa, lamba bir ylan, ya
tak bir Ferrari olabilir. Bunlarn her ne iseler o olmalar evrenin
zorunlu mantksal gelimesine bal deil, yalnzca birer olum
sallktr. Burada da metafizik oyunbazdr, insann ban dnd

rebilir* Sanat alannda, srrealizmde varoluu temalara rastla


rz: nsan rahatsz edecek trden peyzajlar ve arplm insan fi
grleri, tiyatro oyunlarnda ise Kafkann olaanst karanlk
romanlarnda olduu gibi, abartma vc absrtlk buluruz.

VCDAN
Dostoyevskiyin Su ve Cezasnda Raskolnikov ok iyi planlan
m bir cinayet iler, ama sonra vicdan peini brakmaz. Neden?
Artk mazi olmu ve bir baka uzay-zamana ait olan bir ey ze
rinde bu kadar durmann ne tr bir nedeni olabilir? Aziz Augus
tinus bizi iimizden geldii gibi davranmaya tevik ediyordu. O
zaman neden ne yaptmz hatrlamak, hareketlerimizin ze
rinde dnmek ve pimanlk duymak zorunda olalm ki?
Ah, kader ona biraz pimanlk balasa, yrei trmklayan,
uykuyu karan yakc bir pimanlk, insanlar ryalarnda
celladn ipini veya denizin derinliklerinin sknetini grme
ikencesiyle kar karya brakan o pimanlk! Ah, bunu o
kadar byk bir memnuniyetle kucaklard ki! Gzyalar ve
| 278 |

VfCDAN

zdrap - sonu olarak bunlar da yaamaktr. Ama suu iin


hibir pimanlk duymuyordu. (Dostoyevskiy, Crime and

Punishmenty 520)
Joseph Butler vicdan insann kendisi zerine yarg veren ... ba
z davranlarn kendi ilerinde hakl, doru, iyi olduunu telaf
fuz eden ... stn bir tefekkr ilkesi (Five Sermons, II.8) olarak
tanmlamtr. Raskolnikov kendini yarglamaktan kaamaz.
Ama bastrlm ihtiyac zincirlerinden boandrarak kendi ze
rine evirip bir boalma ve gnahlarndan arnma yaayamaz,
nk gnahlarndan arnmas olanakszdr. Butler iin vicda
nn ierii evrenseldir ve adaleti, drstl, ortak karlara
gsterilen zeni kucaklar. Ama Butlerdan daha erken bir aa
mada yazmakta olan Locke, vicdan konusunda evrensel olarak
kabul edilecek davran ilkelerinin doutan gelebilecei fikrini
sorguluyordu. Bu argman Adam Smith tarafndan devrahnacakt. Smith vicdan psikolojik olarak iimizde var olan tarafsz
bir seyirci olarak tanmlyordu. Bu seyirci, kiinin tarihesi iin
de yetiiyor ve insann kendi davranlar hakknda yarg veri
yordu. Bu durumda, hem olumlama hem de mahkm etme yerel
birtakm renkler tayacakt.
Zihinde doan i ekime, buna elik eden duygusal sknt,
insan hasta bile edebilen bu durum, gerekten de tuhaf bir det
tir. Bu, vicdan szlayanlar bunun nereden kaynaklandn sor
maya iter. Ayn zamanda, benzer aclar ekmeyenlerin u ya da
bu nedenle vicdansz olduu, dolaysyla da insandan daha aa
dzeyde bir varlk olduu dncesini kkrtr. Eer Butler
hakl ise, teologlar Tanrnn her birimizin iine bir vicdan yer
letirmi olduunu ileri srebilirler. yilik yapmamz ve kt
lkten kanmamz buyuran emirler kalbimizin duvarlarna b
yk harflerle kaznmtr. Bunlara kar gnah ilediimizde vic| 279 j

WITTGENSTEIN, LUDWIG

danmz zdrap ile dolacaktr. Bu ikna edici bir teoridir ve dini


inana ciddi biimde destek olur. Laikler Tanrmn yerine Do
a

koymutur. Doa ahlaki bilgiyi, trmzde binlerce yl

zerinden evrilmi ve ortaya km eilimler olarak iimize yer


letirmitir.
Ne var ki, Locken tezi vicdann nesnellii fikrini ciddi bi
imde rtr: Ayn vicdan eilimine sahip kimi insann ka
naca eyi, kimi uygular. (Essay, I.iii.8) Ama, ieriinden ba
msz olarak, vicdani muhasebe konusunda ortak bir eilim
olabilir mi? Ancak, baz insanlarn sanki vicdan yoktur: Cina
yet ileyen veya cinayete azmettiren ama hi nedamet duymayan
insanlar. Gerekten pimanlk duymamann lei hakknda
psikolojik bir aratrma konusu haline gelir bu. Ancak, vicdan
yokluu gerekten sz konusuysa (mutlak biimde mi?) o zaman
bu yokluun patolojik olduu, Shaftesburynin dedii gibi bir
isel sakatlk yaratan nadir bir hastalk oluturduu sylene
bilir. Belki de bu kii, genetik bakmdan bir gerilemeyi temsil
ediyordur.
Ne var ki, Locken teorisi esnektir. Sizin davanz uruna k
k parmam bile kprdatmamam baka davalar konusunda
da vicdansz olduum anlamna gelmez. Sizin davanza ilgi duy
madm iin sulanmamaiym. Vicdann doutan gelen bir ey
olduunu ve ieriinin evrensel olduunu dnenler iin, bu ne
denle sulanmam en doal ey olurdu.

WITTGENSTEIN, LUDWIG (1889-1951)


Ludwig Wittgenstein 20. yzyl felsefesine kral plak diye
haykran ocuun tavryla girmitir. Felsefeye tesadfen girmi,
mhendislik kariyerinden koptuktan sonra sessiz sedasz bir
devrim yapmtr: Felsefi sorun diye bir eyin olmad, yalnzca
dilsel sorunlarn var olduu yolundaki beyan, o zamandan beri
| 280 |

WITTGENSTEIN. LUDWIG

gl yanklar yaratmtr. Nietzschenin Tanr lds kadar


gl deildir bu yanklar. Felsefenin lm bazlarmz iin al
tndan zor kalklr bir ey olsa da insan Wittgenstein okumadan
ve daha sonra berraklk ve igr iin ona yeniden dnmeden
felsefe renemez. Bu arada, yle anlalyor ki kk Ludwig

Realschule'ye Adolf Hitler ile birlikte gitmi. Ayn zamanda


kovboy filmlerini seyredip gevemeyi ok severmi.
Wittgensteinin felsefesinin iki dnemi vardr: Erken dnem

Tractatus Logico-Philosophicus't a, ge dnem ise Felsefi


Soruturmalarda cisimleir. Erken dnem pozisyonu yedi cm
lenin almasdr. Her bir cmle, bir eyi kalem kalem sayan ka
taloglarda olduu gibi, daha derin anlamn ortaya koymak ve
aklanmak zere alr. Her bir satr dikkatimizi en yksek de
receye ykseltmemizi gerektirir. Burada iyi bir polisiyenin adm
adm gelimesi gibi zevk alabileceimiz yava yava ina edilen
bir felsefi vizyondan sz edemeyiz. Wittgenstein daha batan
ykmaya balar. Tractatus'un okunmas da kolay deildir. Kii
sel olarak ben bu kitabn en iyi banyoda okunabileceini d
nyorum. Bu da olmazsa duta.
Dnya hakknda nasl bilgi ediniriz? Wittgensteina gre yal
nzca dil araclyla. Duyularmza hitap eden her ey, deyim ye
rindeyse dilselleir. Bu da dilin bize dnyay temsil etme olana
n nasl yaratt yolundaki alternatif perspektifi getirir. Tracfcztastaki tez, dilin dnyay ok sadk biimde temsil etmesi ge
rektiidir. Gnderi yaplan eye balanan bir cmlenin bileen
leridir bunlar. stisnalar arasnda mantksal balalar (ve, veya)
vardr. Bunlar yalnzca dilin ileyebilmesi iin ie yararlar. Telaf
fuz edilen mantksal olarak tutarl olmaldr ama ayn zamanda
dnyann bir resmini de izmelidir (resim dil teorisi). Bir kaza
nn modelinin o kazay nasl temsil edebildiini grp etkilenen
Wittgenstein, dilin de bir resim veya model gibi i yapabilecei
| 281

WITTGENSTEIN, LUDWIG

ne ve gereklii temsil edebileceine inanr. retebilecei resim


ler dnda (bunlar grlm eylerle eitlenmelidir), hibir bili
sel anlam mevcut olamaz. Doru bir biimde ina edildiinde bir
nerme doru ya da yanltr. Ne sylyorsa onu gsterir.
Doruysa bir durumu doru bir tarzda betimliyor demektir.
Odada bir kpek var dediimde durumun odada bir kpek ol
duu bir durum olduunu belirtmi oluyorum. yleyse, bir
nermenin z durum byle olarak zetlenebilir.
Dilimin snrlar dnyamn snrlar anlamna gelir. (Witt
genstein, Tractatus, 5.6)
Wittgenstein iin zorunluluk mantksaldr; yani eylerin niin ol
mas gerektiinin nedenine gnderme yapmaz. Zorunluluu yal
nzca szckler arasndaki iliki yaratr. Ama totolojiler (yani zo
runlu olarak doru olan eyler) gerekte hibir ey sylememek
tedir ve bu anlamda manaszdr. Benzer biimde elikiler de
dnya hakknda hibir ey sylemez. Bunlarn doruluk koulla
r eliiktir. te yandan, zellikle varlk, ben, olgu vb.
kavramlar tanmlama sz konusu olduunda bir sz hibir ey
le ilikili deilse ortaya kan samalktr. Metafizik bir konu
dnyann neresinde bulunur? Metafizik nermeler ileri sren
birine insan nermelerinde baz imlere anlam kazandrmad
cevabn vermelidir. Felsefenin ii budur, nk Hakknda
konuamadmz eyleri sessizce bir kenara brakmalyz.

Tractatus'u (Birinci Dnya Savanda Avusturya ordusunda


grev yaparken) tamamladktan sonra Wittgenstein felsefenin
sorunlarn zdne inanarak birka yl boyunca krsal bir y
redeki bir okulda kk ocuklara retmenlik yapmak zere
formel felsefeden ekildi. Tekrar felsefeye dnmeye ikna olmas,
kendisinin yapt almann baz temalarn gelitirmekte olan
(

2 8 2

WITTGENSTEIN, LUDWIG

Viyanah Mantksal Pozitivistlerle tantktan sonra oldu. Felse


fede daha yaplacak iler olduunu kabul ederek bunu izleyen
birka yl boyunca genel bak asnn zerine yeniden dn
meye balad ve 1945te Felsefi Soruturmalar ortaya kartt.
Daha nce, Wittgensteinin misyonu felsefenin sorunlarn
zme yolunda rasyonalist bir abann btn tuzaklaryla kar
karyayd. Bu aba byk lde Tanrnn varln yalnzca
mantk ve dil araclyla kantlamaya almak gibiydi. Sonu
soyuttu, daha sonra kendisinin dilin gnlk hayatta kullanm
olarak grecei eyden kopuktu. Tractatus*un sonundaki enfes
ironiye ramen: Bir kez meseleyi anladnz m, ona ihtiyacnz
kalmaz. Dolaysyla, bir manzaraya erimek amacyla trman
mak iin kullandnz merdiveni yukar varnca tekmeleyip ata
bilirsiniz. Wittgenstein da Tractatus'taki baz tezlerini (rnein
szcklerin eyleri temsil ettii tezini) bir kenara atacakt, ama

Soruturmalar'daki kayg ayn kalacaktr: Dili ve zihni incele


mek, felsefenin snrlarn aa karmak ve insann kendisini
mmkn olduunca berrak biimde ifade edebilmesi amac yo
lunda ura vermek. Neden? Bilgiyi gvence altna alabilmek
iin. Ama bu gvence kullandm dile baldr. Konuurken ve
yazarken katldm dil oyununun kurallar, benim dnya hakkndaki vizyonumu yaratr ve bu oyun ve onun kurallar aracl
yla kendimi anlalr klmak zorundaymdr. Ama birden fazla
oyun vardr. Bunlarn her birinin kendi kurallar vardr, birbir
lerine ancak bir aile benzerlii gibi bir eyle baldrlar. Bir
fkra anlatma oyunu vardr, bir yemek smarlama, bir olay be
timleme, bir soru sorma vesaire. Wittgensteinin ge dneminde
kullanmdan soyutlanm dili deil kullanm halindeki dili vur
gulamas bu yzdendir. Bir szc bir semboller kmesi olarak
grebiliriz. Mesela kz szcn alalm. Buradaki harfler k
mesi, parmamla iaret edip ite bunu kastediyorum diyebi
I

2 8 3

WI TTGENSTEIN. LUDWIG

leceimiz bir kzn gerek varlyla nasl bir iliki iindedir? Yal
nzca kullanm yoluyla: Szck kullanlmazsa hibir ey ile ili
ki iinde olamaz.
Wittgenstein ayn zamanda solipsizmi felsefeden karmaya
almtr. Solipsist, yalnzca kendisinin var olduuna inanan
dr: Geri kalan herkes onun haya! gcnn rndr. Bu sonu
tan kanma abas felsefede birok argmann gelitirilmesine
yol amtr. Wittgenstein da kendi akl yrtmesini ortaya ko
yar. Solipsist, zorunlu olarak kamusal, toplumsal bir dil oyunu
na katlr, nk kendisi kendine ait bir zel dil ya da, hi olmaz
sa, herhangi bir anlam olan bir dil retemez. Wittgenstein dilin
zel olabileceini reddeder. Ben ar ekiyorum aklamasn
da yanlyor olmak sama grnmektedir. yleyse, birinci ahs,
solipsist, ayrcalkl gr sallantdadr. Bir duyu alglamann
vazgeilmez bir mahremiyet rnei saladn dnebiliriz.
Ama imdiki zamanda algladm (ve kendime sakladm) du
yunun dn algladm (ve kendime sakladm) duyuyla ayn ol
duundan nasl emin olabilirim? Bu duyuyu D harfiyle not
ederim. Ama bunun neye yarar olur ki? D ile D2yi karlatr
maya kalksam, btn Dleri ayn trden duyular olarak birbiri
ne balamama olanak tanyacak hangi doruluk kriterim var?
rnein yle bir duyu (ar) alglyorum cmlesinde olduu
gibi duyu terimini ortaya atarak, kanlmaz biimde herkesin
bildii bir szck kullanyorum, onsuz edemiyorum. yleyse,
solipsistin grnrde tamamlad mantksal dngnn ii bo
kar: Var olduumu biliyorum fikrini ifade etmek btn bir
toplum tarafndan tretilmi bir dizi szc ve onlarn imgele
rini ortaya atmak demektir. Yaadm herhangi bir zel dene
yim (rnein bir eyin bana yaslanyor olduu izlenimi), ne yap
makta veya hissetmekte olduumu anlamann aralarn bize su
nan bir paylalm kamusal dnyay varsayar.
I

2 8 4

WITTGENSTEIN. LUDWIG

Baka insanlarn benim ar ekiyor olup olmadmdan


kukulandn sylemek anlaml olabilir; ama benim ku
kulandm sylemek anlaml deildir. (Wittgenstein, Philo
sophical Investigations [Felsefi Soruturm alar ], I. 246)

Dil kullanldna gre, kavramlar kendi wevlerine iade etmek


bizim iin kritik nem tar. Dolaysyla, metafizik nermeleri
bunlarn dorulanamayacan syleyerek yadsmak (Tanr
vardr anlamsz bir cmledir nk Tanr dorulanamaz,
yleyse ayn geerlilikle Vup vardr da diyebilirsiniz) yerine,
Wittgenstein bilgi, varlk, nesne, ben, nerme ve
benzeri szcklerle yaratlabilecek samalklar ortadan kaldra
rak bunlarn zerinde durduu dil zeminini temizlememizi
(P h ilosop h ical In v estig ation s , 1.118) tercih etmektedir. Peki, bil

gi nerede balar? Bir eyi kesinlikle syleyebilir miyiz? Ampiristler kesin kany duyu alglarmzla edindiimizi ileri srerler
(atein scakln hissediyorum), idealistler ise zihnimizin i aikrlndan (en azndan dndm biliyorum). Ama her iki
iddia da Wittgenstein iin yetersizdir, nk her ikisi de zihnin
kendi i ieriinin kesinliine yaslanr. Bu ise nihai olarak savunulamayacak olan, Wittgensteinin zel dil kavramn rterek
ele alm olduu solipsizmi retir.
Peki kesinlik nereden gelecek? Byle bir ey herhangi bir bi
imde mmkn mdr? Tersinden kukuyu ele alalm. Witt
genstein ellerimden kuku duyduum halde onlar kullanmaya
devam edersem, aslnda onlardan kuku duymuyorumdur der.
Daha da nemlisi (nk Descartes buna teorik olarak kuku
duymak diyorum diye cevap verebilirdi), kukular kuku duy
mak iin bir zemini gerekli klar: Yani varsaylm olan dil oyu
nuna hkim olmay gerekli klar. Bir kere insann eli olmak ne
demektir bilmeden ellerinin olduundan kuku duymas mm
I 285 |

WITTGENSTEIN. LUDWIG

kn deildir. Hakknda yanlmamz olanakl olmayan baz ey


lerden, rnein dmzda nesnelerin varlndan hibir biimde
kuku duyulamaz. Tespit ettiim eyler konusunda yanl yarg
lara ulaabilirim, ama bu yarglarn dzeltilmesi mmkndr.
Bu ise zerinde dzeltmelerin yaplabilecei bir zemini varsayar.
Kesinlik, dnmek veya alglamak fiillerinden daha derin bir
dzeyden kaynaklanr: Ampirik veya dnsel aratrmann
rn deildir; aratrmalarmzn bizatihi temelidir. Yaptmz
nermeler onlar yaamaktan edinilmitir. Bunlar renilmemitir, deneyimle grlmemitir, miras alnmtr, sanki yutulmutur - elbette gzlem ve retim yoluyla ama Wittgenstein
renilmi szcn kullanmamay tercih eder. Sanki tek
tek nermelerin her birini ayr ayr reniyoruz gibi deildir du
rum. Sistemin btnnn, kullanlmakta olan dil oyununun ge
nel bir tablosunu ediniyoruzdur. Dolaysyla, ben oraya koun
dediimde, benim komutumla ne demek istendiini daha nce
anlam olduklarnzdan hareketle hangi oyunu oynadmz ko
nusunda bir kabul yoluyla kavrarsnz. Peki bataki anlama ne
reden gelir? Bakalarnn eylemlerini gzlemlemekten ve izle
mekten.
Bir bakma, btn deerlendirmelerde deil ama bazlarnda
belirtildii gibi, ge dnemin Wittgenstein^ davran olarak
anlabilecek bir zihin teorisine yaklamaktadr. Zihnimiz hak
knda bilinebilecek olan, yalnzca davranlarmz (kural izleme
miz) araclyla anlalabilir. Peki ama kurallar nasl reniriz?
Kurallardan koparsak bunu fark etmemizin bir yolu var mdr?
Hayatn iine katlarak, kurallarmzn altnda yatan detler ve
kltr biimlerine katlarak. Bunlar anlam ve niyet araclyla
st ste gelir ve btnleir. rnein, sizin evde, aydanlk s
cak m? diye sorulmas gen kardeinizin kendini yakmamas
iin aydanln scak olup olmadnn kontrol edilmesi yolunI

2 8 6

ZAMAN

da bir kural ima edebilir. Ama arkadanzn evinde ayn soru


ay demle anlamna gelen bir kural ima edebilir. Ben bir konuk
olarak bu evlerin her birinde ne denmekte olduunu nasl bilebi
lirim? Yalnzca o evlerde oturarak ve kuraln anlamn zmse
yerek. Telaffuz edilen eyin anlamn ancak, bu telaffuz edilen
eyin arka plannda yaran varsaymlarn balam araclyla anlamlandrabiliriz. Elbette, kuraln deitirilmesine katkm olabi
lir. rnein arkadamzn evinde kural reddederek yksek ses
le evet, aydanlk gerekten de scak diye seslenebilirim ki so
runun ne niyetle sorulduu tekrar edilsin.

Tractatus'ta ulalan sonulardan insan doal olarak ok da


ha sakin (ve huzurlu) bir dnya bekliyor, ama hepimiz azmz
kapatp aslnda neyin sylenebileceini dnmeden nce, dn
ya hakknda ok ey renmemize yardm edebilecek olan m
zik ve iiri hatrlamalyz. Bir bakma, Soruturmalar bizi tand
mz bir blgeye geri getirmektedir: nsanlarn dnya grleri,
bu grlerin anlaml m olduu yoksa sadece baz eyleri yap
mann biimleri mi. Felsefe elbette Wittgenstein ile birlikte l

medi. Etik, politika, estetik, din, zihin, dil, matematik ve benze


ri alanlarda bouulacak sorunlar mevcut. Aslnda bunlar felse
fenin sorunlardr ve bunlar kovmaya almak bizi felsefenin
kendisinin sorunlarna geri gtrr.

ZAMAN
Zaman nedir? diye sorar felsefeci. Deiimin ya da srenin l
m, diye cevaplamtr ounluk. Ama kim iin? diye itiraz
eder Einstein. Grelilik teorisi klasik mutlak zaman anlayn
parampara etti, zaman genilemesi kavramn ortaya kard.
Ama fizik hl zaman konusundaki en eski sorunlar berrakla
kavuturabilmi deil. Zamann bir balangc vard; bu doruy
sa, ondan nce ne oluyordu? Sonu olarak, bir balangcn olI

287

ZAMAN

mas, imdi farknda olduumuz gibi, zaman reten daha nce


ki bir olayn veya nedenin varlna iaret eder.
Felsefe bu tr meseleleri dikkatli biimde ele almamz gerek
tirir, nk bunlar bizi kolaylkla elikilere srkleyebilir. r
nein, gnlk dnmzde zamann nesnel ve kamusal ola
rak llebileceini ve imdiden geerek yalnzca tek ynl ola
rak aktn ok iddial nermelerle ileri sreriz. Ne var ki, im
di kavram kendini biimsiz bir mantksal karmaklk olarak
sunar. imdi nmzde (ya da kimilerinin syleyecei gibi ii
mizde) devaml kaybolmaktadr.
Zamana btnyle yanl bir biimde bakyor olabiliriz. Za
man ylesine vardr ve biz onun iinde (kendi greli referans er
evelerimiz dahilinde) ilerleriz. Zamanla bu ilerlememizin fark
na varmzdr, sanki devaml olarak bir uzay-zaman patikasn
da yrmekteyizdir. Eer bu doruysa, neden grnrde hepi
miz zaman iinde ilerlemekteyiz? Neden dnp teki yne
doru yryemiyor ya da sadece duramyoruz? Yoksa bu mese
le insan dilinin tartlamaz bir karsamas mdr? Yine de Einsteinn grelilik teorisi yalnzca zamann arpk olduu anlamna
gelmez, ayn zamanda kendi zerine katlanabileccini syler.
Bylece zaman iinde yolculuk mmkn hale gelir. Bu da felse
feciyi susturmaz: Zaman iinde yolculuu nasl ele almamz ge
rektii olduka elencelidir.
Peki yleyse zam an ned ir? K im se b an a so rm a d k a b iliy o ru m ;
am a biri b an a so rarsa ve b en a k la m a y a a lrsa m , o zam an
b ilm iy oru m . (Aziz A u gu stin u s, Confessions , K ita p 11)

Zaman tanmlamak, zaman tanmlamak iin kullanacamz


arka plan tanmlarn, dngse! tanmlara dmeksizin tanmla
mak demektir. rnein, zaman deiimdir ve zaman iinde
j

2 8 8

ZAMAN

olan deiimdir. Wittgenstein dili eletirir. Zamanla ilgili hibir


sorun yoktur, der. Yalnzca szsel baz sorunlar vardr, bunlar
da alabilir. Fizik alanndan Edward Wittenin M teorisi mekn
ve zamann sonsuz kk, ama temel bir dzeyde var olmayabi
leceini ima eder. kisi de herkesi tatmin etmez. Aristoteles iin
zaman yalnz deiimi gzlemlerken saydmz bir ey deil,
saymamz olanakl klan deiim iindeki bir eydir. Bu, do
a bilimleri alannda kullanlan fiziksel zaman anlaylarnn te
melidir. Isaac Newton zamann deiimden, hatta evrenden ba
msz olduunu ileri srerken, Einstein zamann ilerlemesinin
gzlemciye greli olduunu izah ediyordu. Bunun anlam udur:
Saatin tik taklar saatin kendisinin ne kadar hzl hareket ettii
ne baldr. Saati takm olan kii ne kadar hzl gidiyorsa, za
man teki gzlemcilere gre daha yava ilerlemektedir.
Grelilik teorisini kavram olsa bile felsefeci zaman anlaya
bilmek iin hl deiim alglar zerinde durduumuzu kayde
der. Bu, deiimin yokluunun zamann yokluu anlamna gel
diini mi gsterir? Zaman alglamas yoksa zaman hl var ol
maya devam etmekte midir? Bradley hayr der: Zaman tanmla
nabilir ve gerek deildir. Augustinus zaman yalnzca zihinsel
ve psikolojik olarak grrken (deneyimler gerekten de silinemez bir i saatimiz olduunu gsteriyor), Kant zamann bilin
cin zorunlu bir deneyimi olduunu, bu kategoriyi dnyann ze
rine bizim yerletirdiimizi belirtir. Her ikisi de zamann nesnel
olmaktansa psikolojik olduunda hemfikirdir: Zaman parma
mzla iaret edip ite zaman diyebileceimiz bir eyden ziyade
bir i deneyimdir. Bergsona gre biz zamann geii karsnda
pasif nesneler olmadmz, zaman iinde yaadmz, bunun
da la dure *nin (srenin) fenomenolojik biimde incelenmesini
gndeme getirdiini syler. Elbette deiim bilincimiz, zaman
anlay tarzmzla balantldr. Bu yzden bazen baka zaman
1 289 j

ZAMAN

lara gre zaman daha hzl akyor gibi grnr. Ama ardndan
bir eyin gemekte olduunu fark ederiz, Bu da bizi bilimcilerin
fiziksel zamanna geri gtrr. Bunun araclyla hem yry
mz hem de baka eylerin zaman iinde deiimini lebili
riz.
Gemi ve gelecek gerek midir? Kimilerine gre yalnzca
imdiki an gerektir, nk sadece onu deneyimlemekteyiz. Bu,
ya gemiin ve gelecein anlaml bir biimde var olmadn ve
dolaysyla onlar hakknda fazla konuacak bir eyimiz olmad
n gsterir, ya da gemiin ayr bir kategori olarak bir zaman
lar gerek olduunu, gelecein ise gerek olmay beklediini.
Her ikisinin de anlam gemi ve gelecein gerek olmaddr.
Bu ortaya baz ilgin sorunlar karr: Gelecein, sanki duyular
mz devaml dven kanlmaz ilerleyiinin hep farkndayizdir.
Peki bu gelecein, daha den eyimlenmeden nce hep anlk olarak
ya da kendiliinden mi biimlendiini gsterir? Bunun anlam
udur: Diyelim gelecee insansz bir uzay arac yolladk, bu hi
bir ey bulamazd (dolaysyla gelecee yollanamazd). Bu
epeyce kukulu grnyor. nk olmu bitmi olann kolay
lkla gemite yaanm olarak tanmlanmas mmkndr (ve
var olmu olduu fiziksel olarak da tespit edilebilir). yleyse ge
lecek neden imdiki anda var olamyor? Whitehead gelecein
gerek olduunu, ama imdiki ann gncel olduunu ileri sr
mtr. Gerek olan yaratc bir sre araclyla gncelleir.
Bu kukusuz semantik bir ayrm salyor, ama eletirel yakla
anlar iin pek de tatmin edici deildir.
Zaman zerinde daha fazla dnmek iin yapmanz gere
ken kahve, imdiki anda var m? Semantik adan, var olacam
ve var olmu olacan biliyoruz, ama felsefi adan gelecekteki
eylerin ne tr bir varl sz konusu? Bunlar gemiteki ve im
diki andaki eylerle ayn mdr, yoksa ebediyen gerek ama hi| 290 |

ZEN

bir zaman gncel deil midir? Peki benim kahve yapma tercihi
me ne diyeceiz, ne zaman ortaya kt? Her zaman mevcut muy
du, gemiin derinliklerinde, onu sahiplenmemi mi bekliyordu?
Zaman dnmek, drt boyutlu bir nesneyi kafamzda canlan
drmak gibidir: z itibariyle kaygan bir sre.

ZEN
Adan Z ye Felsefe balkl bir kitapta Z harfinde de bir madde
olmas gerekirdi.* Epeyce bir savatan sonra Zen kazand. Son
madde olarak gayet uygun. Zen ile yaranlar, Zenonun para
dokslar (Akilleus ve Kaplumbaa), Zhuangzi ve Sfrd (ngiliz
cesi Zero).
Zenin ilk szcs, iddiaya gre dokuz yln bir duvara ba
karak geiren Bodhidharma idi (acaba yemeini kim veriyordu
ve ihtiyalarn ne zaman gideriyordu?). Zen, Budizmin meditasyonun (zezen) nemini vurgulayan bir koludur. Dnyevi ar
zunun bir kenara braklmas yoluyla insan dnyay gzel gr
meyi ve benliin hakiki doasn kavramay olanakl klan bir
vizyon kazanr. Budistler iin arzu (bizi bir eylerin peine d
ren tutkular) acnn nedenidir. Arzuyu aabilirsek benliimizi yi
tiririz. Sartren bilinci hilik olarak grmesi gibi, Budizm mad
di benliin bir yanlsama olduuna inanr. Benzer biimde, ger
eklik de fenomenaldir. Hakikatlerden ziyade grnleri gr
rz. Bu yzden herhangi bir bak as tekiler kadar geerlidir.
Aslnda Budist dn tarznn Batda gl yansmalarnn
son dnemde Schopenhauer, eski alarda ise muhtemelen Herakleitos ve Pitagoras araclyla geldiini gryoruz. Herakleitosun memleketi Efes, dou yollarna ak olan kozmopolit bir
ticaret liman idi. Herakleitos kendini dalara srgn ederek do
al yaama dnd, sonunda da geri dnerek bir gbre yn zeKitabn ngilizce orijinalinde Z harfiyle balayan baka madde yoktur (.n.).

291

ZHN

rinde oturmay {ve orada lmeyi) seti.


Meditasyon, zihnin hi zerinde odaklamas yoluyla bir
aydmlanma haline eriilebileceini ima eder. Din ynelii olan
lar iin bu Buday veya Tanry tanmaya giden yol olabilir.
Ancak, bu derin duygularla ykl psikolojik durumlarda neyin
bilinebilecei uygulamaclar arasnda farkllatndan felsefe ve
mantksal temelde bilgi araynn, cokunun ilgin sonularn
dan szlerek gelmesi dlanmaz. Dindar olmayanlar asndan,
meditasyon zihni sakinletirmek, modern hayatn grlt ve
stresini azaltmak, zihin le beden arasndaki dengeyi yeniden
kurmak ya da sadece dinlenmek iin yararldr. Bazen felsefi p
rltlar da elde edilebilir.
Yani Zen temelli meditasyon kendi iinde salkl olarak da
grlebilir, seilmi bir amaca hizmet eden bir ara olarak da.
Aslnda insan Aristotelesi meditasyon araclyla tefekkr es
nasnda hayal edebiliyor. Belki de yapmtr. Bu gzel bir Philip
Glass operas konusu olurdu.

ZHN
Bir dnce olutuunda, nerede oluur? Bir nesne alglandn
da, nerede alglanr? Bir eylem gerekletiinde, nereden balar?
Yant genellikle zihinde diye dnlr, ama soru sormay se
ven felsefeciler bununla ne kastedildiini sorarlar. Bunu bulutla
ra uzanma abas gibi grmemek gerekir, nk insan zihnini
nasl grdmz, bir dizi konuda ve hayat hakknda dn
dklerimiz zerinde kapsaml ve gl bir etkiye sahiptir.
Zihin felsefesi insan zihninin nasl bir doas olduu, beden
le ve zihin d dnya ile nasl bir iliki iinde olduu {eer byle
bir iliki varsa) ve benim zihnimin biricik ve ayr m, yoksa ba
kalarnn zihninden ayrlamaz m olduu sorularn sorar.
Bir materyalist iin maddi dnya ile zihin arasnda hibir
| 292 |

ZHN

fark yoktur. Yani tad btn dncelerle, imgelerle, ar


mlarla, akl yrtme ilemleriyle ve bellekle zihin beyindir, be
yin de zihin. Monistin teki tr iin (monist, dnyay tek bir
doaya sahip olarak alglar), yani gayri maddiciler iin, zihin
gayri maddi dnyadan hi farkl deildir, nk her ey zihindir
- sizin zihninizin de, benimkinin de ayrlmaz bir paras olduu
ve bireysel ayrmn olmad bir evrensel zihin. Benim dn
cem, sizin dncenizden ayr deildir. Bunu kendi iinde sa
vunmak biraz g grnyor, ama bir benzetme yapacak olur
sak, benim radyom sizinkiyle ayn istasyona ayarlanabildiine
gre, neden dncelerimizin ayn evrensel dnceden beslen
dii olasln reddetmeli? Hegel evrenin yaayan bir ruh oldu
una inanyordu. Hegelin bu fikri, canl ve cansz madde arasn
daki fark aklayabilmek iin mistikler tarafndan da, feylesof
lar tarafndan da okunmutur. Yaam, bir ynlendirici g tara
fndan ynetilir; yleyse, benim zihnim de sizinki de ancak g
rnrde birbirinden ayr lemlerdir, nk btn canl (ya da
belki duyarl) varlklar birbirine balayan ortak bir payday
paylarlar.
Monistlerin karsnda dalistler vardr. Bunlar evrenin iki
tr tze ayrldn sylerler: maddi ve gayri maddi. Dalistler
buna bal olarak zihni gayri maddi olarak grrler (bu, dn
cenin gzle grlr boyutlara sahip olmamasn aklar), gerek
dnyay ise maddi olarak (bu da zihin d dnyann, yani duyu
larmzn kar karya olduu dnyann gzle grlr fizikselli
ini aklar).
Dalist pozisyon birok eyi aklar gibi grnmektedir. r
nein materyaliste Yeil dncesi nerededir? sorusu sorulabi
lir. Bir beyin taramas belli bir davrann ya da alglarn beynin
belirli bir blgesini ve ilgili nronlar atelemesine yol atn
gsterse bile, buradan hl yeilin, yeili dnen dnda her
I 293 |

ZHN

hangi biri iin gze grnr olduu kmaz. Diyelim ki birinin


bir fabrika boyutlarnda bytlm beyninin iine girdik, diye
yazmt Leibniz 1714te, algy izah edebilecek hibir ey gr
mezdik (Monadology> 17).
Dnce dnda nerede varm? diye sorarak devam eder
dalist. Burada, Descartesm Bohemya Prensesi Elisabethe be
lirttii gibi, ok belirgin bir sorun doar: Gayri maddi bir zihin
maddi bir bedenin harekete gemesine nasl yol aar? Bugnn
anatomi bilgisiyle dahi kas hareketini tetikleyen motor nronla
rn harekete geirenin ne olduunu dndmz zaman orta
ya bir uurum kmaktadr. Beyin lobundan gelen bir sinyalden
kolun kaldrlmasna kadar her eyi izleyebiliyoruz, ama sinyali
balatan nedir? Benlik, zihin, ruh, psike - cevap olarak btn
bunlar nerilmitir, ama bu gayri maddi varlk bir maddi varlk
zerinde nasl etki yaratyor? Descartes aznda hipofiz bezi ile
ilgili bir eyler geveleyecekti ama bunun kimseye fazla anlaml
gelmedii ortada. nk kpr nereye kurulursa kurulsun,
maddi olanla gayri maddi olan arasndaki uurum hl durmak
tadr. Gayri maddi kpr bir noktada maddilie doru uzanma
ldr. Gilbert Ryle, Makinedeki Hayalet nerede, diye soruyor
du.
Epifenomenalistler, zihnin girdiler alan ama fiziksel beden
zerinde eyleyemeyen bir edimler deposu, bir tr duman oldu
unu nererek nedensellik sorunundan kurtulmaktadrlar. Ar
duyuyor gibiyizdir, ama bu aslnda yalnzca bedenin tehlikeli bir
drtye tepki vermesi ve sempatik sinir sisteminin bir yantn
harekete geirmesidir. Zihin fiziksel eylemden ayrlabilir. Bu be
deni fizikse] hayatn akna balar; sanki onun dalgalar zerin
de srklenmektedir. Buna karlk zihin melek gibi oturmakta,
olaylar kaydetmekte ama hibir hareket balatmamaktadr.
Son dnemde Descartes n zihin-beden ikiliini bir kenara b
I 294 |

ZHN

rakmay hedefleyen iki teori gelimitir: mantksal davranlk


ve ilevselcilik. Mantksal davranlk zihinsel olan davran
sal olana indirger. Dndm zaman davranyorumdur, bu
da herkesin grebilecei hareketler anlamna gelir. Psikolojik di
lin tamam davran konusunda nermelere indirgenebilir olma
ldr. Aksi takdirde safsatadr. Zihinsel olan hakkndaki bu kat
bak derhal itirazlar dourur: Dnyor olabilirim ama ne
hakknda? Bunu kim anlayabilir? Ya da dnyor gibi grne
bilirim {odaklam younlam dnce srecinde olduu gibi)
ama aslnda hayal grmekteyimdir.
levselcilik de benzer bir biimde materyalist bir ncle yas
lanma eilimindedir, ama zihnin ne olduunu deil ne iin oldu
unu sorar. Bu teoriye gre, bir zihinsel hal iinde olmak bir i
levsel hal iinde olmaktr. levselciler zihinsel hallerin nedenleri
olabileceini, bunlarn birbirlerini etkileyebileceini, davrana
yol atklarn kabul ederler. Onlara gre, zihinsel ve maddi
dnyalar arasndaki blnme mantksal, kategorik bir hatadr,
sadece zihinsel bir icat olduu halde birok entelektel sorun ve
uzant dourmutur. Eer zihnin bedenden ayrlabileceine ina
nyorsam, o zaman hi kuku yok ki zihnim, madde gibi sradan
herhangi bir ey tarafndan kstlanmakszn, onu ieride tutan
bu gze arpan bklmden havada yzerek kurtulabilir ve bir
bakasnn zihnine uabilirdi.
Tam tamna byle, der dalistler. Bu yzdendir ki biz cenne
te ve Platonik Formlar dnyasna inanyoruz. Sama, diye ce
vap verir ilevselci. Zihin yalnzca maddi dnya ile ayn kuma
tan bir alan varlktr. Bedeni altran yazlmdr. Ve burada
yaplan beden-zihin ayrm yalnzca aklama amaldr.

I 295

LER OKUMA

Kapsaml olm ayan ve belki de so n derece kendine zg bir ileri okuma listesi - istediiniz yerden b alayn .

ADALET
Nozick, R o b ert, Anarchy , State and Utopia (New Y ork: Basic Books, 1974)
Rawls, Jo h n , A Theory o f Justice (O xford : O xford University Press, 1988)
Rothbard, M u rray, The Ethics o f Liberty (Londra: New Y ork University
Press, 2002)

AKIL
Mises, Ludwig v on , Human Action (Londra: W illiam Hodge C C o ., 1949)
Rand, Ayn, Philosophy: W ho Needs It? (N ew Y ork: Bobbs- M errill, 1988)

AKNOLU TOMMASO (1225-1274)


Aquinas, T h o m a s, Selected Philosophical Writings, cv. Tim othy M cD er
m ott (O x fo rd : O x fo rd U niversity Press, 1998)
- Summa against the G en tiles, On Ethics and Politics iinde, ev. Paul E.
Sigmund (N ew Y o rk : W '.W . N o rto n 6c C o ., 1988)

A M P R Z M
Popper, Karl R ., Conjectures and Refutations (Londra: Routledge and Kcgan Paul, 1963)
Priest, Stephen, British Empiricists (Londra: Penguin, 1990)

ANALTK FELSEFE
Kr. Russell, W ittgenstein

ARSTOTELES
Aristotle, The Com plete W orks o f Aristotle, ed. Jo n ath an Barnes, iki cilt
(Princeton, N J: Princeton University Press, 1995)
^ Politics, A New Aristotle Reader iinde, ed. J . L. A krill, ev. T . A. Sinc
lair ve T . J . Saunders (O x fo rd : C larendon Press, 1992)

A K (sevgi)
Kr. Aristoteles, Platon
Brandcn, N athaniel, Psychology o f Romantic Love (New Y o rk : Bantam ,
1985)

297

HE R OKUMA

AUGUSTINUS
Augustine, Saint, City o f G od, ev. Henry Bettenson W ithan (Londra: Pen
guin, 1984)

BEN
Beauvoir, Simone de, The Second Sex , ev. H. M . Parshley (New Y ork:
Vintage, 1952)
D escartes, R en, Key Philosophical Writings, ev. Elizabeth S. H aldane
(W are, Herts: W ordsw orth Editions, 1997)
G aard cr, Jo stein , Sophie's World , ev. Paulette M oller (Londra: Phoenix,
1994)
H um e, David, Hume's Treatise , ed. L. A. Selby-Bigge ve P. H. Nidditch
(O xford: O xford University Press, 1978)
Ja m e s, W illiam , The Varieties o f Religious Experience (Londra: Long
mans, 1902)

BENTHAM, JEREMY (1748-1832)


Bcntham , Jerem y, Introduction to the Principles o f Morals and Legislation
(New Y ork: D over, 2007)
C lark , G . K itson, The Making o f Victorian England (Cam bridge, M A :
Harvard University Press, 1962)
M a ck , M . P., Jeremy Bentham: An Odyssey o f Ideas (New Y o rk : Colum
bia University Press, 1963)
R oth b ard , M urray, Classical Economics (Cheltenham: Edward Elgar,
1995)

BERKELEY, GEORGE (1685-1753)


Berkeley, G eorge, The Principles o f Human Knowledge (Londra: W illiam
Collins Sons and C o ., 1972)

BLM
Kr. Popper
W illiam s, Roger J , , Biochemical Individuality (New C anaan, C N : Keats
Publishing, 1998)

BLN
D ennett, D aniel, Consciousness Explained (Londra: Penguin, 1991)
H op kin, M ichael, Implant Boosts Activity in Injured Brain*, Nature, 448
(1 Austos 2007) 522
N agel, T h om as, W hat Is It Like to Be a Bat? in Mortal Questions (Cam -

| 298

LER OKUMA

bridge: Cam bridge University Press, 1979)


Priest, Stephen, Theories o f the Mind (Londra: H oughton M ifflin, 1991)

CNSELLK
Sade, M arquis de, Philosophy o f the Boudoir , ev. Jo ach im Neugroschcl
(Londra: Penguin, 2007)
Posner, Richard A ., Sex and Reason (Cam bridge, M A : Harvard University
Press, 1997)
Scruton, Roger, Sexual Desire: A Philosophical Investigation (Londra:
Continuum , 2006)
V annoy, Russell, Sex without Love (New Y ork : Prom etheus, 1980)

EVRECLK
Pepper, David, Modern Environmentalism: An introduction (New Y ork:
Routledge, 1996)

DESCARTES, REN (1596-1650)


D escartes, Ren, Key Philosophical Writings, ev. Elizabeth S. H aldane ve
G . R . T . Ross (W are, Herts: W ordsw orth Editions, 1997)

DL
Kr. W ittgenstein
M cG inn, C olin, M akin g o f a Philosopher (Londra: Simon cSchuster,

2002)

DN
D aw kins, R ichard, The C od Delusion (Londra: B lack Sw an, 2007)
Lewis, C. S., Mere Christianity (Londra: Fount, 1997)

EGOZM
H obbes, T hom as, leviathan (ed.) Richard T u ck {Cam bridge: Cam bridge
University Press, 1996)
Hum e, David, Enquiry Concerning the Principles o f Morals (Indianapolis,
IN : H ackett Publishing, 1983)
M andeville, Bernard, fa b le o f the Bees, iki cilt (Indianapolis, IN : Liberty
Classics, 1988)
R and, Ayn, Virtue o f Selfishness (New Y o rk : Signet, 1964)
Sm ith, Adam, Theory o f Moral Sentiments (Indianapolis, IN : Liberty C las
sics, 1982)

299

LER OKUMA

ETM
Palm er, Jo y A ., Fifty Major Thinkers on Education (Londra: R out ledge,

2001)
P lato, The Trial and Death o f Socrates, ev. G . M . A. G rube (Indianapo
lis: H ackett Publishing, 2000)
W inch, Cristopher and Jo h n Gingell, Key Concepts in the Philosophy o f

Education (Londra: Routledge, 2005)

EPSTEMOLOJ
H um e, David, Hume's Treatise , ed. L. A. Selby-Bigge ve P.H . Nidditch
(O xford: O xford University Press, 1978)
Russell, Bertrand, The Problems o f Philosophy (O xford: O xford Univer
sity Press, 1980)

ESTETK
E c o , U m berto, On Beauty: A History o f a Western Idea , ev. Alastair M cE
wen (Londra: Seeker and W arburg, 2004)
K ant, Immanuel, The Critique o f Judgement, ev. J . C. M eredith (O xford:
O xford University Press, 1964)
- Observations on The Feeling o f the Beautiful and Sublime, ev. Jo h n T .
G oldthw ait (Londra: Unmiversity o f C alifornia Press, 1964)
Plato, Symposium and Phaedrus, ev. Benjam in Jo w ett (New Y ork: Dover,
1993)

Santayana , George, The Sense o f Beauty: Being the Outline o f Aesthetic


Theory (New Y ork: D over, 1955)
Scruton, Roger, Art and Imagination (Londra: M ethuen, 1974)
T o lsto y , Leo, What Is Art? (Indianapolis, IN: B obbs-M errill, 1960)

ETK
A ristotle, Nichomachean Ethics, ev. Sir David R oss (O xford: O xford Uni
versity Press, 1992)
Bentham , Jerem y, Introduction to the Principles o f Morals and Legislation
(New Y ork: Dover, 2007)
Lew is, C . S. The Abolition o f Man (Londra: Fount, 1979)
Sm ith, Adam, Theory o f Moral Sentiments (Indianapolis, IN: Liberty C las
sics, 1982)

EYLEM
Davidson, D onald, Essays on Actions and Events (O xford: O xfo rd Univer-

I 300 I

LER OKUMA

sity Press, 1980)


M ele, Alfred (ed.), The Philosophy o f Action (O xford: O xford University
Press, 1997)
T hom son, Judith Jarv is, Acts and Other Events (Cornell: Cornell Univer
sity Press, 1977)

FAYDACILIK
Bentham , Jerem y, Introduction to the Principles and Morals o f legislation
(O xford: C larendon, 1996)
M ill, Jo h n Stuart, Utilitarianism and Representative Government (Londra:
J . M . Dent & Sons, 1929)
Singer, Peter, The Expanding Circle: Ethics and Sociobiology (O xford:
Clarendon Press, 1981)
Sm art, J . J . C ., ve Bernard W illiam s, Utilitarianism: For and Against (C am
bridge: Cam bridge University Press, 1987)

FEMNZM
W alters, M argaret, Feminism: A Very Short Introduction (O xford: O xford
University Press, 2005)

FENOMENOLOJI
Kr. Kta Avrupas felsefesi
Scruton, Roger, Modern Philosophy: An Introduction and Survey (Londra:
Sinclair-Stevenson, 1994)
Thenevaz, Pierre, What is Phenomenology?, cd. Ja m es M . Edie (Chicago:
Quadrangle, 1962)

GRECLK
N agel, T h om as, The View from Nowhere (O xford : O xford University
Press, 1986)
W ong, David, 'Relativism' in A Companion to Ethics, ed. Peter Singer (O x
ford: Blackw ell, 1997)

HAKKAT
H ospers, Jo h n , An Introduction to Philosophical Analysis, 2. Basm (Lon
dra: Routlcdge and Kegan Paul, 1967)

HAYVAN HAKLARI
N ozick, R ob ert, Anarchy , State, and Utopia (N ew Y ork : Basic Books,
1974)

LER OKUMA

Scruto, Roger, On Hunting (Londra: Yellow Jersey Press,1999)


Singer, Peter, The Expanding Circle (O xford: O xford University Press,
1981)

HEDONZM
Bentham , Jerem y, An Introduction to the Principles o f Morals and Legis

lation (O xford: C larendon, 1996)


- Introduction to the Principles o f Morals and Legislation (N ew Y ork: D o
ver, 2007)
C arson, T hom as L. ve Paul K. M oser, Morality and the G ood Life (O x
ford: O xford University Press, 1997)
Feldm an, Fred, Pleasure and the G ood Life: Concerning the Nature, Vari

eties and Plausibility o f Hedonism (O xford: Clarendon, 2004)


N ozick, R ob ert, Anarchy, State, and Utopia (New Y o rk : Basic Books,
1974)
Sidgw ick, Henry, The Method o f Ethics (Londra: M acM illan & C o ., 1911)

HEGEL, GEORG WILHELM FRIEDRICH (1770-1831)


Hegel, G . W . F ., Hegel's Phenomenology o f Spirit, ev. A. V . M iller (O x
ford: O xford University Press, 1977)

- T h e Philosophy o f History, ev. J . Sibree (New Y ork: Prometheus Books,


1991)
- The Philosophy o f Rights, ev. S. W. Dyde (New Y ork: Prometheus Bo

oks, 1996)
H orstm ann, R olf-Peter, 'Hegel*, The Shorter Routledge Encyclopedia o f

Philosophy iinde, ev. Ja n e M ichael-Rushm cr (Londra: Routledge,


2005)
H oulgate, Stephen (ed.), The Hegel Reader (O xford: Blackw ell, 1998)
N orm an, R ichard, Hegel's Phenomenology (Londra: Sussex University
Press, 1977)
Plant, Raym ond, Hegel (Londra: Phoenix, 1990)
Singer, Peter, Hegel (O xford: O xford University Press, 1983)

HEIDEGGER, MARTIN (1889-1976)


Heidegger, M artin, Heidegger: Basic Writings, ed. David Farrell Krell
(New Y ork : Harper Collins, 1993)

HOBBES, THOMAS (1588-1679)


H obbes, T h om as, Behemoth or the Long Parliament (Londra: University

I 302 |

HE R OKUMA

o f Chicago Press, 1990)


- De Cive (M ontana: Kessinger Publishing, 2004)
- Leviathan , ed. R ichard T u ck (Cambridge: Cam bridge University Press,
1996)
M artinich, A. P., H obbes: A Biography (Cam bridge: Cambridge University
Press, 1999)

HUME, DAVID (1711-1776)


Hum e, David, Enquiry Concerning the Principles o f Morals (Indianapolis,
IN : H ackett Publishing, 1983)
- Hume's Treatise, ed. L . A. Selby-Bigge ve P. H . Nidditch (O xford: O x
ford University Press, 1978)

NAN
Kr. H um e, K ant, Akinolu T om m aso
G riffiths, A. Phillips (ed.), Knowledge and Beliefs (O xford: O xford Univer
sity Press, 1967)

KANT, IMMANUEL <1724-1804)


K ant, Immanuel, Critique o f Judgement, ev. J . C . M eredith (O xford: O x
ford University Press, 2007)
- Critique o f Practical Reasons , ev. W erner S. Pluhar (Indianapolis, IN:
H ackett Publishing, 2002)
- Critique o f Pure Reason , ev. N orm an Kemp Sm ith (Londra: M acm illan,
1970)
- The Moral Lawyev. H. J . Paton (Londra: H utchinson, 1972)

KITA AVRUPASI FELSEFES


Bkz. Sartre, Heidegger, Hegel.

KIERKEGAARD, S0REN AABYE (1813-1855)


Kierkegaard, Soren A abye, Either!Or, ev. A lastair Hannay (Londra: Pen
guin, 2004)
- Fear and Trembling and the Book on Adler, ev. W alter Low rie (Londra:
Everymans Library, 1994)

KTLK
A ristotle, Nichomachean Ethics, ev. Sir David R oss (O xford: O xford Uni
versity Press, 1992)
Augustine, Saint, City o f God , ev. Henry Bettenson W ithan (Penguin:
London, 1984)

I 303

LER OKUMA

Leibniz, G ottfried W ilhelm , Theodicy (Chicago: Open C ou rt Publishing,


1988)
Locke, Jo h n , (1690) Two Treatises on Government, ed. Peter Laslett
(Cambridge: Cam bridge University Press, 2000)
N ietzsche, Friedrich, Genealogy o f Morals, ev. Douglas Sm ith (O xford:
O xford University Press, 2000)
R an d , Ayn, Virtue o f Selfishness (New Y ork : Signet, 1964)

KUKUCULUK
K r. Descartes, H um e, Popper, W ittgenstein
Fuller, Steve, Kuhn versus Popper (Cam bridge: Icon, 2003)

LEIBNIZ, GOTTFRIED WILHELM

(1646-1716)

Leibniz, G ottfried W ilhelm , Philosophical Writings, ev. M ary M orris ve


G . H . R . Parkinson (Londra: J . M . D ent & Sons Ltd, 1973)
- Theod icy: Essays on the goodness o f God, etc., ev. E. M . Huggard (Lon
dra: Routledge, 1951)
V oltaire, Candide (New Y ork : M odern Library, 1915)

LOCKE, JOHN

(1632-1704)

L ocke, Jo h n , An Essay Concerning Human Understanding (Londra: Pen


guin, 1997)
- A Letter Concerning on Toleration (Indianapolis, IN : H ackett Publis
hing, 1983)
- Political Essays, cd. M ark G oldie (Cambridge: Cam bridge University
Press, 2002)
- Some Thoughts Concerning Education, ed. W . Jo h n ve Je a n S. Yolton
(O xford: Clarendon Press, 1986)
- Tw o Treatises o f Government, ed. Peter Laslett (Cam bridge: Cambridge
University Press, 1963)
M oseley, A lexander, John Locke (Londra: Continuum , 2007)

MANTIK
H odges, W ilfrid, Logic (H arm ondsw orth: Penguin, 1977)
K ncalc, W illiam ve M arth a, The Development o f Logic (O xford: C laren
don Press, 1984)
Priest, G raham , Logic: A Very Short Introduction (O xford: O xford Uni
versity Press, 2001)
Straw son, P. F. (ed.), Philosophical Logic (O xford: O xford University
Press, 1967)

! 304 I

LER OKUMA

MARKSZM
Bohm -Baw erk, Eugen, Karl Marx and the Close o f His System (Londra:
M erlin Press, 1949)
M arx , Karl ve Friedrich Engels, The Communist Manifesto (O xford: O x
ford W orld C lassics, 1998)
- A Handbook o f Marxism (Londra: V ictor G ollancz, 1935)

m a t e m a t ik
Beckm ann, Petr, A History o fir (p i) (New Y o rk : St. M artins Press, 1971)
Seife, Charles, Zero: The Biography o f a Dangerous Idea (Londra: Souve
nir Press, 2000)

m a t e r y a l iz m

(maddecilik)

Kr. H obbes
Ball, Philop,

The Elements: A Very Short Introduction

(O xford: O xford

University Press, 2002)

m e t a f iz ik
Ayer, A. J . , Language, Truth and Logic (Londra: G ollanz, 1955)
Hegel, G . W . F ., Hegel's Phenomenology o f Spirits, ev. A. V . M iller (O x
ford: O xford University Press, 1977)

MILL, JOHN STUART (1806-1873)


M ill, Jo h n Stuart, Autobiography (New Y ork: C olum bia University Press,
1944)
- On Liberty (Londra: Longm ans, Green and C o ., 1884)
- A System o f Logic , etc. (Londra: Longm ans, G reen and C o ., 1884)
R othbard , M urray, Classical Economics (Cheltenham : Edward Elgar Pub
lishing, 1999)
T h om as, W illiam ,

Mill (O xford:

O xford University Press, 1985)

MUTLAK
Ayer, A. J., language, Truth and Logic (Londra: Gollanz, 1955)
Sprigge, T . L. S., The Vindication o f Absolute Idealism ( Edinburgh: Edin
burgh University Press, 1983)

NEDENSELLK
M ises, Ludwig von, Theory and History (Auburn, AL: Ludwig von M iscs
Institute, 1985)

1 305

LER OKUMA

NIETZSCHE, FRIEDRICH

(1844-1900)

N ietzsche, Friedrich, Beyond G ood and Evil, ev. R obert C . H olub (O x


ford: O xford University Press, 1998)
- The Birth o f Tragedy and the Genealogy o f Morals, ev. Francis G olffing
(New Y ork: Doubleday, 1956)
- Thus Spake Zarathustra, ev. Thom as Com m on (New Y o rk : M odern
Library, tarihsiz)

ONTOLOJ (varlkbilim)
Kr. Heidegger
G rossm an, R ., The Existence o f the World: An Introduction to Ontology
(Londra: Routledge, 1992)

ZGR RADE
K ane, R obert, The Significance o f Free Will (O xford: O xford University
Press: 1996)
Pink, T hom as, Free Will: A Very Short Introduction (O xford: O xford Uni
versity Press, 2004)

PLATON
Plato, Plato: Complete Works, ed. Jo h n M . Cooper (Indianapolis, IN:
H ackett Publishing, 1997)

POPPER, KARL RAIMUND (1902-1994)


Popper, Karl R., The Open Society and Its Enemies, iki cilt (Londra: Routledge, 1990)

- The Poverty o f Historicism (Londra: Routledge and Kegan Paul, 1976)


- Unended Quest: An Intellectual Biography (Glasgow: Fontana, 1976)

POSTY APISALCILIK
Bclsey, Catherine, Poststructuralism: A Very Short Introduction (O xford:
O xford University Press, 2002)
So k al, Alan ve Je an Bricm ont, Intellectual Impostures (Londra: Profile B o
oks, 1999)

PRAGMATZM
M urphy, J . P., Pragmatism: From Pierce to Davidson (Boulder, C O : W estview Press, 1990)
Peirce, Charles Sanders, Collected Papers o f Charles Sanders Peirce, sekiz
cilt, cd. Charles H artshorne, Paul Weiss ve Arthur W. Burks (Cambrid-

LER OKUMA

ge, M A : H arvard University Press, 1931-1958)

RASYONALZM
Kr. Descartes
H ayek, Friedrich, The Counter-Revolution o f Science (Indianapolis, IN:
Liberty Press, 1979)

ROUSSEAU, JEAN-JACQUES (1712-1778)


Rousseau, Jcan -Jacq u es, Confessions, ev. anonim , ed. P. N. Fur bank
(Londra: Everym an, 1992)
- Emile, ev. Barbara Foxley (Londra: Everym an, 1969)
- Social Contract and Discourses, ev. G . D . H . Cole (Londra: Everyman,
1993)

RUH
Kr. Platon, Aristoteles, Akinolu Tom m aso
Ryle, G ilbert, The Concept o f Mind (New Y o rk : Barnes & N oble, 1970)
Z ukav, G ary, The Dancing Wu Li Masters (New Y ork: W illiam M orrow
and C o.: 1979)

RUSSELL, BERTRAND (1872-1970)


Russell, Bertrand, The Impact o f Science on Society (Londra: Routledge,
1976)
- The Problems o f Philosophy (O xford: O xford University Press, 1980)
- Unpopular Essays

(Londra: George Allen & Unwin, 1950)

SARTRE, JEAN-PAUL (1905-1980)


Sartre, Jean-Paul, Being and Nothingness, ev. Hazel E. Barnes (N ort
hampton: Jo h n Dickens 8c C o ., 1972)

SAVA
Clausewitz, Karl, On War, ev. Colonel J . J . G raham (Londra: Routledge
and Kegan Paul, 1968)
M oseley, A lexander, A Philosophy o f War (New Y ork: Algora, 2003)
R obinson, Paul, Military Honour and the Conduct o f War (Londra: R ou t
ledge, 2006)
W alzer, M ichael, Just and Unjust Wars (New Y o rk : Basic Books, 1977)

SCHOPENHAUER, ARTHUR (1788-1860)


Schopenhauer, A rthur, Essays and Aphorisms (Londra: Penguin, 1970)
- The World as Will and Idea , ev. R . B. H aldane ve J . Kemp (Londra: Ke-

I 307

LER OKUMA

gan Paul, T rcn ch , T riibn er 8c C o ., 1910)

SEZG
Bergson, Henri, Introduction to Metaphysics, ev. T . E. Hulme (Indiana
polis, IN: H ackett Publishing, 1999)
M oore, G. E., Principia Ethica (Cambridge: Cambridge University Press,
1959)

SYASET FELSEFES
K ym licka, W ill, Contemporary Political Philosophy (O xford: O xford Uni
versity Press, 2002)
M oseley, Alexander, Introduction to Political Philosophy (Londra: Conti
nuum, 2007)

SOKRATES (M 469-399)
Kr. Platon, Aristoteles, eitli felsefe tarihleri

SPINOZA, BENEDICT DE (1632-1677)


Spinoza, Benedict de, On the Improvement o f the Understanding; The Et

hics; Correspondence, ev. R. H . M . Elwes (New Y ork: Dover, 1955)


- Spinoza's Ethics and 'De Intellectus Emendatione' (Londra: Everyman,
1910)
- Tractatus Theologico-Politicus; Tractatus Politicus, ev. R . H. M . Elwes
(Londra: George Routledge and Sons, tarih yok)

STOACILIK
Inward, Brad (ed.), The Cambridge Companion to the Stoics (Cambridge:
Cambridge University Press, 2003)
Sellars, Jo h n , Stoicism (Chesham: Acumen, 2006)
Seneca, tetters from a Stoic, ev. Robin Campbell (Harmondsworth: Pen
guin, 1982)

SU VE CEZA
M ill, Jo h n Stuart, Speech in Favour o f Capital Punishment in Applied Et

hics, cd. Peter Singer (O xford: O xford University Press, 1988)


R othbard, M urray, Ethics o f Liberty (Londra: New Y ork University Press,

2002 )
T o lsto y , Leo, The Kingdom o f God Is Within You , ev. C onstance G arnett
(New York: Cassel, 1894)

| 308 |

LER OKUMA

TANRI
Kr. Augustinus, Akinolu Tom m aso
Hume, David, Hume on Human Nature and the Understanding ed. An
tony Flew (New Y ork: Collier Books, 1962)
Palcy, Rev. W illiam , The Works o f William Paley> D. D ., be cilt (London:
William Baynes and Son, 1825)

TARH
Collingwood, R . G ., The Idea o f History (O xford: O xford University
Press, 1946)
Gardiner, P. L., Theories o f History (New Y ork: Free Press, 1959)
M arx, Karl, The 18th Brumaire o f Louis Bonaparte (New Y ork: Interna
tional, 1963)
Popper, Karl R ., The Poverty o f Historicism (Londra: Routledge and Kc-

gan Paul, 1976)

TMELLER
Kr. H akikat, Aristoteles, Wittgenstein

VARLIK
Barnes, Jo n ath an , Early Greek Philosophy (Harmondsworth: Penguin,
1987)
Heidegger, M artin, Being and Time , ev. J . Stam baugh in Martin Heideg

ger: Basic WritingSy ed. David Farrell Krell ( New Y ork: Harper C ol
lins, 1993)
.

Plato, Parmenides' in Plato: Complete Worksy ed. John M . Cooper, ev.

M ary Louise Gill ve Paul Ryan (Indianapolis, IN: H ackett Publishing,


1997)
Sartre, Jean-Paul, Being and Nothingness, ev. Hazel E. Barnes (N ort
hampton: Jo h n Dickens &c C o., 1972)

VAROLUULUK
Kr. Heidegger, Sartre
Sprigge, T . L, S., Theories o f Existence (Harmondsworth: Penguin, 1985)

VCDAN
Butler, Joseph, Five Sermons (Indianapolis, IN: H ackett Publishing, 1983)
Dostoyevsky, Fyodor, Crime and Punishment, ev. Jessie Coulson (O x
ford: O xford University Press, 1980)

I 309 I
L

LER OKUMA

L ockc, Jo h n , Art Essay on Human Understanding (Londra: Everyman,


1993)
Shaftesbury, A. A. C ., Characteristics o f Men, Manners, Opinions, Times
(Cambridge: Cam bridge University Press,1997)
Sm ith, Adam, Theory o f Moral Sentiments (Indianapolis, IN : Liberty C las
sics, 1982)

WITTGENSTEIN, LUDWIG (1889-1951)


W ittgenstein, Ludwig, On Certainty , ev. G . E. M . Anscom be ve Denis Pa
ul (Londra: H arper T o rch b o o k s, 1972)
- Philosophical Investigations, ev. G. E. M . Anscombe (O xford: Basil
Blackw ell, 1978)
- Tractatus Logico-Philosophicus , ev. D . F. Pears ve B. F. M cGuinness
(Londra: Routledge, 1999)

ZAMAN
Augustine, The Confessions , ev. Philip Burton (Londra: Everyman's Lib
rary, 2001), s. 271
Callender, Craig ve Ralph Edney, Introducing Time (Royston: Icon Books,

2002)
M erm in, N. David, It's About Time: Understanding Einstein's Relativity
(O xford: Princeton University Press, 2005)

ZEN
Sekida, Katsuki ve A. V. G rim stone, Zen Training: Methods and Philo

sophy (New Y ork: W eathcrhill, 1975)

ZlHtN
Priest, Stephen, Theories o f the Mind (New Y ork: H oughton M ifflin,
1991)

Balang kitab olarak ya da farkl bir bak as edinmek iin bahsedilmeye deer dier kaynaklar unlardr:
The Internet Encyclopedia o f Philosophy, www.iep.utm.edu
The Oxford Companion to Philosophy , ed. Ted Hondcrich (O xford: O x
ford University Press, 1995)

The Oxford Dictionary o f Philosophy, Simon Blackburn (O xford: O xford


University Press, 2005)

The Pan Dictionary o f Philosophy, Anthony Flew (Londra: Pan, 1984)

I 310 |

LER OKUMA

The Shorter Rout ledge Encyclopedia o f Philosophy , ed. Edward C raig


(Abingdon: Routledge, 2005)

Benzer ekilde felsefe tarihleri de paha biilmezdir:


Copleston, Frederick, History o f Philosophy, 1-7. ciltler (New Y ork: Im a
ge, 1985)
Kenny, Anthony, A Neu/ History o f Western Philosophy , 1-4. ciltler (O x
ford: O xford University Press, 2007)
Russell, Bertrand, History o f Western Philosophy (Londra: Philosophy,
G eorge Allen and Unwin Ltd, 1947)
Scruton, R oger, Modern Philosophy: An Introduction and Survey (Londra:
Sinclair-Stevenson, 1994)

311

SM DZN

Aron, Raymond (1905-1983) - filozo f, sosyolog, clerirmcn; Jcan-Paul


Sarrre arkada (s. 239)
Anaksagoras (M 5 0 0 -4 2 8 ) - So k ra tes ncesi filozof (s. 253)
Ansclmus, Aziz (1033-1109) - te o lo g (s. 2 0 4 ,2 6 8 , 275)
Aristippus (M 4 3 5 -3 6 0 ) S o k ra te sin daha hovardaca bir hayat tarz
olan rencisi (s. 114)
Arkhclaos (M 5 . yzyl) - m u htem elen Sokratesin hocas (s. 253)
Aurelius, M arcu s (1 2 1 -1 8 0 ) - R o m a im paratoru, Stoac filozof (s, 258)
Ayer, A. J . (1910-1989) - m an tk sal pozitivist filozof (s. 185, 195)
Bain, Alexander (1 8 1 3 -1 9 0 3 ) - filo z o f, psikolog (s. 141)
Beckham, David (1 9 7 5 - ) fu tb o lcu (s. 173)
Bergson, H enri (1 8 5 9 -1 9 4 1 ) - filo z o f, dirim selciliin savunucusu (s. 249,
2 5 0 ,2 8 9 )
Blackstonc, W illiam (1 7 2 3 -1 7 8 0 ) - H u ku ku, rf ve det hukuku
geleneinin savunu cusu (s. 4 4 )
Blair, T o n y (1 9 5 3 - ) B rita n y a b a b a k a n (1997-2007) (s. 193)
Bodhidharma (5 .-6 . yzyl) - B d izm i V e tayan rahip (s. 291)
Bhm -Baw erk, E u gen

von (1851-1914) -

iktisat

(s. 176)

Bradley, F. H . (1 8 4 6 -1 9 2 4 ) - id e a list filo z o f (s. 194, 294)


Bush, G eorge W . (1 9 4 6 - ) - A m e rik a Birleik D ev letlerin in 43. Bakan (s.
172)

Butler, Joseph (1692-1752) piskopos, teolog (s. 279)


Byk skend er

(M 3 5 6 -3 2 3 ) - A risto telesin rencisi, Pers

m p arato rlu u nu yen ilg iy e u ratan askeri deha (s. 2 8 ,2 9 )

Byk Petro (Deli Petro) (1672-1725) - Rus imparatoru (s. 158)


Cantor, George (1845-1918) - matematiki (s. 237)
Coste, Pierre (1668-1747)

evirmen, John

L o c k c n

dostu (s. 165)

SIM OIZI Ml

D alton, Jo h n (1766-1844) - atom teorisinin ncs (s. 160)


D arw in, Charles (1809-1892) evrimci biyolojinin kurucularndan biri (s.
2 8 ,1 8 9 ,2 2 6 )
D aw kins, Richard (1941- ) evrimci biyolog, ateist (s. 72)
Derrida, Jacqu es (1930-1004) - yapskmc filozof (s. 219)

Dickens, Charles (1812-1870) - yazar (s. 26)


Diderot, Denis (1713-1784) materyalist filozof (s. 131)
D israeli, Benjam in (1804-1881) - Britanya Babakan (s. 171)
D iyojcn (M 412-323) - kinik filozof (s. 11 4 ,1 1 5 )
Dostoyevskiy, Fyodor (18 2 1 -1 8 8 1 )etkisi byk Rus rom anc;
varoluuluu etkilem itir (s. 2 7 6 ,2 7 8 ,2 7 9 )
Duns Scotus (1266-1308) - teolog ve m antk (s. 71)
E co , Um berto (1932- ) - filozof ve gstcrgebilimci (s. 84)
Einstein, Albert (1879-1955) fiziki, grelilik teorisinin kurucusu (s. 181,
182,287-289)
E lio t, T . S. (1888-1965) - air (s. 75)
Elisabeth, Bohemya Prensesi (3618-1680) - Descartes ile felsefi konularda
yazmtr (s. 294)
E m oto , M asuro (1943- ) - dnce gcyle buz kristallerinin estetiini
deitirme deneyleri yapar (s. 169)
Epiktetus (55-135) - Stoac filozo f (s. 261)
Escher, M . C (1898-1972) - geom etrik yanlsam alar yaratm akta
uzmanlaan sanat (s. 46)
Eubulides (M 4. yzyl) - bir dizi paradoksu ortaya atan filo zo f (s. 237)
Faraday, M ichael (1791-1867) - bilimci (s. 181)
Ferdinand, Franz (1863-1914) - Avusturya-M acaristan Aridk; Princip
rarafmdan bir suikastte ldrld (s. 269)
Fichte, Johann G ottlieb (1762-1814) - idealist filozof (s. 118, 245)
Pitagoras (M 580-490) - filozof, matem atiki (s. 213, 2 5 5 ,2 9 1 )
Foucault, M ichel (1926-1984) - filozof, sosyolog (s. 219)
Frankfurter, H arry (1929- ) - filozof (s. 92)

314 j

SM DZN

Frege, G ottlob (1848-1925) - filozof, m atem atiki (s. 1 8 0 ,1 8 8 ,2 3 8 )


G ibbon, Edward (1737-1794) - tarihi (s. 270)
G ilson, Etienne (1884-1978) - filozof (s. 270)
Glass, Philip (1837- ) - minimalist besteci (s. 292)
Gdel, Kurt (1906-1978) - m atem atik felsefecisi (s. 180)
Harvey, W illiam (1575-1657) - fiziki, sistemik dolam zerine alt (s.
67)
Hayek, Friedrich von (1899-1992) - iiktisat, filozo f (s. 52)
H erakleitos (M 535-475) - Sokrares ncesi dnem filozofu (s. 291)
Herder, Joh an n G ottfried von (1744-1803) - edebiyat eletirmeni, tarihi,
etkisi byk rom antik (s. 271)
H ilbert, David (1862-1943) - m atem atiki (s. 180)
Husserl, Edmund (1859-1938) - fenom enolojist filozof (s. 1 0 3 ,2 3 9 ,2 4 0 ,
250)
mhotcp (M 27. yzyl) - kadim M srl d ok tor, mimar, rahip (s. 113)
Jam es, W illiam (1842-1910) - psikolog, filozof (s. 42)
Joh n son , Samuel (1709-1784) - nl szlk ve mizah (s. 182)
K afka, Franz (1883-1924) - yazar (s. 278)
Kennedy, J . F. (191 7-1963) - suikasta uram A BD Bakan (s. 26)
Khrissippos (M 280-207) - Stoac filozof (s. 258)
Kbrsl Zenon (M ~490-430) - filozof, m antk (s. 258, 291)
Kleanthes (M 3. yzyl) - Stoac filozof (s. 258)
Kripke, Saul (1940- ) - filozof ve m antk (s. 188)
Ksenophanes (M 431-355) - tarihi (s. 252)
Kriton (M 5. yzyl) - PJatonun Kriton diyalogunda Sokratesin dostu
(s. 253)
Kuhn, Thom as (1922-1996) - filozof ve bilim tarihisi (s. 50-52)
Lam bert, Joh an n H einrich (1728-1777) - m atem atiki filozof; nin akn
olduunu kantlam ve K ant etkilem itir (s. 102)
Lvy-Strauss, Claude {(1908- ) - antropolog (s. 219)
Lewis, C. S. (1898-1963) - bilgin, Narnia rom anlarnn yazar (s. 88)

I 315

ISIM DZN

Linnaeus, Carl (1707-1778) ikitcrimli bitki adlarn tikel trleri


gruplandrmann bir yntemi olarak kullanmtr (s. 24)
X IV . Louis (1638-1715) - m utlakyeti Fransa kral (s. 158)
Luthcr, M artin (1483-1546) teolog, reform cu (s. 80)
M achiavelli, N iccol (1469-1527) - realist siyaset felsefecisi (s. 131)
M andeville, Bernard (1670-1733) - hicivci ve filozof (s. 77)
M a o , Zedong (1893-1976) - in in askeri ve siyasi lideri (s. 100)
M arcel, Gabriel (1889-1973) - varoluu filozof (s. 276)
M ili, Jam es (1773-1836) - filozof, Jo h n Stuart M illin babas (s. 1 8 6 ,1 9 2 )
M ises, Ludwig von (1881-1973) - iktisat, filozof (s. 176, 198)
M ontesquieu, Charles-Louis Secondat (1689-1755) siyaset felsefecisi (s.
231)

Moore, G. E. (1873-1958) - filozof (s. 26,238,250)


N abokov, Vladim ir (1899-1977) - yazar (s. 56)
Nagel, T hom as (1 9 3 7 -) - filozof (s. 55)
N ew ton, Isaac (1643-1727) - bilim ci, matem atiki (s. 1 5 7 ,1 8 1 ,1 8 7 ,2 8 9 )
N ozick, R obert (1938-2002) filozo f (s. 1 3 ,1 1 2 ,1 1 4 )
O c k h a m l W illiam (1288-1347) - teolog, filozof (s. 72)
O rw ell, George (1903-1950) - yazar (s. 232)
klid (M 4. yzyl sonlar) matem atiki (s. 1 2 6 ,1 3 0 ,1 5 6 ,2 5 5 )
Paley, William (1743-1805) - teolog, filozof (s. 268)
Parmenides (M 5. yzyl) - Sok rates ncesi dnem filozofu (s. 275)
Pauli, W olfgang Ernst (1900-1958) - fiziki (s. 181)
Pelagius (354-420/40) - kei, teolog (s. 39)
Pierce, C. S. (1839-1914) - filozof, mantk (s. 306)
Plernev, M ihail (1 9 5 7 -) - piyanist (s. 173)
Princip, G avrilo (1894-1918) - Aridk Ferdinandn suikasts (s. 270)
Q uine, W illard van O rm an (1908-2000) - filozof, m atem atiki (s. 186,
275)
R an d , Ayn (1905-1982) - filozof romanc (s. 7 9 ,9 3 ,2 9 7 )

1 316 1

SM DZN

Raw ls, Joh n (1921-2002) - filozof (s. 11-1 4 ,2 9 7 )


Reinhold, Kurt Leonard ((1757-1823) - filozof (s. 118)
Ricardo, David (1772-1823) - iktisat; eitsiz ticaretin karlkl
yararlarn kantlam akla nldr (s. 9 8 ,1 7 5 ,1 7 6 )
Riem ann, Bernhard (1826-1866) - m atem atiki, klidci olmayan

geometrilerin kurucusu (s. 156)


Roberts, M onty (1 9 3 5 -) - barl, psikolojik yntem ler kullanan at
yetitiricisi (s. 265)
Rothbard, M urray (1926-1995) - siyaset felsefecisi, iktisat (s. 13, 263,
297)
Ryle, Gilbert (1900-1976) - filozof (s. 2 3 6 ,2 9 4 ,3 0 7 )
Sade, Donatien Atphonsc-Franois de (1740-1814) - liberter filozof (s. 56,
299)
Saint-Pierre, Abbe (1658-1743) - yazar (s. 158, 233)
Santayana, G eorge (1863-1952) - filozof, denem e yazan (s. 8 4 ,3 0 0 )
Saussure, Ferdinand de (1857-1913) dilbilim ci (s. 218)
Schelling, F. W . G . (1775-1854) - idealist filo zo f (s. 1 1 8 ,1 5 0 )
Schubert, Franz (1797-1828) besteci (s. 198)
Seneca (4-65) - Stoac filozof (s. 1 0 5 ,3 0 8 )
Sextus Empiricus (S 2.-3. yzyl) kukucu filozof, hekim (s. 110)
Shaftesbury, A nthony Ashley-Cooper, 2nd Earl o f (1621-1681) politikac, Jo h n Locken arkada (s. 162)
Shaftesbury, Anthony Ashley-Cooper, 3rd Earl o f (1671-1713) - ahlak
felsefecisi (s. 280)
Sidgwick, Henry (1838-1900) - faydac filozof (s. 1 1 5,302)
Singer, Peter (1 9 4 6 -) - faydac filozof, hayvan haklar savunucusu (s. 93,
11 2,301)
Sm ith, Adam (1723-1790) - iktisat ve ahlak (s. 77, 9 0 ,1 7 5 ,1 7 6 ,2 7 9 ,
299)
Sprigge, Tim othy (1932-2007) - idealist filozof (s. 1 9 4 ,3 0 5 )
Sydenham, T h om as (1624-1689) - hekim (s. 162)
T olstoy, Lev (1828-1910) - yazar, Hristiyan pasifisti (s. 264)

I 317 1

S M DZN

Vico, Giovanni Battista (1668-1744) - filozof, tarihi (s. 230,271)


Voltaire, Franois-Marie Arouer (1694-1778) filozof, denemeci (s. 142,
159)
Wagner, Cosima (1837-1930) - Franz Liszrin kz; Richard Wagner ile
evlenmitir; Bayreuth Festivali yneticisi (s. 198)
Wagner, Richard (1813-1883) - besteci (s. 199-201,247)
Whitehead, A. N. (1861-1947) - filozof, matematiki (s. 27, 237, 290)
Witten, Edward (1951- ) - fiziki; spersicim teorisyeni (s. 289)
Wolff, Christian (1679-1754) - filozof (s. 143)
Xanthippe (M 5. yzyl) - Sokratesin ei; anlatldna gre eini ok
azarlarm (s. 253)
Zhuangzi (M 4. yzyl) - filozof (s. 291)

You might also like