Professional Documents
Culture Documents
Alexander Moseley
NGLZCEDEN EVREN
Ali S h a
= N t v
A to Z ofTbdoeohy
A le x a n d e r M o f d e r
E m re Erg ven
e v ir e n
Ali Sha
DZELT
Onur Kaya
G RAflK
M ahir Duman
KATKIDA BULUNANLAR
BASKI
ISBN : 978-605-5813-68-0
^nVyaynlar
Dou Grubu letiim Yaynclk ve Ticaret A..
Maslak M ah. G45 Ahi Evran Polaris Cad. Dou Power Center No: 4 Maslak 34398 stanbul
T el: (212) 335 00 00 - Faks: (212) 335 03 48
info@ntvyayinlari.com
www.ntvyayinlari.com
NDEKLER
nsz
ADALET
AKIL
AKNOLU TOMMASO
AMPRZM
ANALTK FELSEFE
ARSTOTELES
AK (sevgi)
AUGUSTNUS
BEN
BENTHAM, JEREMY
BERKELEY, GEORGE
BLM
BLN
CNSELLK
EVRECLK
DESCARTES, REN
DETERMNZM
DL
DN
DALZM
EGOZM (bencillik)
ETM
EPSTEMOLOJ (bilgi teorisi)
9
11
14
16
22
26
28
35
38
42
43
45
49
53
55
58
61
68
69
72
74
76
79
81
ESTETK
ETK
EYLEM
FAYDACILIK
FEMNZM
FENOMENOLOJ
GRECLK (rlativizm)
HAKKAT
HAYVAN HAKLARI
HEDONZM
HEGEL, GEORG WILHELM FRIEDRICH
HEIDEGGER, MARTIN
HOBBES, THOMAS
HUME, DAVID
DEALZM
NAN
KANT, IMMANUEL
KITA AVRUPASI FELSEFES
KIERKEGAARD, SOREN AABYE
KTLK
KUKUCULUK
LEIBNIZ, GOTTFRIED WILHELM
LOCKE, JOHN
MANTIK
MANTIK HATALARI
MARKSZM
MATEMATK
MATERYALZM (maddecilik)
METAFZK
MILL, JOHN STUART
MUTLAK
NEDENSELLK
NIETZSCHE, FRIEDRICH
83
87
91
92
96
101
104
106
109
113
116
123
125
131
136
140
142
148
149
152
155
157
161
168
170
174
178
180
183
186
194
196
198
ONTOLOJ (varlkbilim)
LM
ZGR RADE
PLATON
POPPER, KARL RAIMUND
POST Y APISALCILIK
PRAGMATZM
RASYONALZM
ROUSSEAU, JEAN-JACQUES
RUH
RUSSELL, BERTRAND
SARTRE, JEAN-PAUL
SAVA
SCHOPENHAUER, ARTHUR
SEZG
SYASET FELSEFES
SOKRATES
SPINOZA, BENEDICT DE
STOACILIK
SU ve CEZA
TANRI
TARH
TMELLER
VARLIK
VAROLUULUK
VCDAN
WITTGENSTEIN, LUDWIG
ZAMAN
ZEN
ZHN
203
205
208
211
216
218
220
223
227
234
236
239
243
244
248
250
252
254
258
261
265
269
271
273
276
278
280
287
291
292
leri Okuma
sim Dizini
297
313
I 7 I
NSZ
Altomn al>rcrif iflcm balanmadan mal kontrol etme aocumtutuguna ifaret eden Latince
bir deyim. Daha genel olarak ihtiraz kaytlar iin kullanlr (.n.).
AOALET
ADALET
Adalet kavram siyasi isyan, sava ve daha adi! bir dzeni zle
yen sosyal hareketleri krkler. Doal olarak ok tartmal bir
konudur.
Adil ve ideal bir dzeni, bir toplumda btn insanlarn ze
rinde anlat bir durum olarak dnelim. Bu kulaa ho geli
yor ama toplumun kriterlerinin neler olduunu bilmemiz gere
kir. Bunlarn arasnda mlkiyet haklar olabilir, birbirlerinin e
leriyle iliki kurmak olabilir, toplumsal dzenin alt tabakalarn
da olanlar iin sert cezalar olabilir, giderleri ortak bteden kar
lanan herkese ak enlikler olabilir, servetin eit blm
olabilir, servetin eitsiz blm olabilir, belirli tanrlarn ve
kutsal yerlerin herkese kabul olabilir, hogrnn gereklilii
olabilir, yeniliin yasaklanmas olabilir. Yani ayrntlarda kendi
iine kapal ve zgrlkten uzak bir toplum sz konusu olabilir.
Bn hatrlamak nemlidir, nk adalet konusunda liberal id
dialar genellikle hogry, hak ve zgrlkleri ve bazen de as
gari bir yaam standardn ima eder.
Ravvlsa gre, adaletin liberal* tanm, insanlar adaletin ilke
leri zerinde onun ifadesiyle bir balang pozisyonlundan ha
reketle tartyor olsalar zerinde ortaklaacaklar tanm olurdu.
Toplumun bir szlemeye dayand yolundaki teoriye gnder
me yaparak, insanlarn kendi bireysel nitelikleri ve toplumsal
dzendeki yerleri kendilerinden gizlenmi olsa nasl bir hayat
srdrmeyi dileyeceklerini sorar. Baka ekilde sylenirse, adil
bir toplum konusunda tartrken ve karar verirken ister tepede
olalm ister dipte, ister zengin olalm ister yoksul, her birimiz ay
n ekilde bilgisiz olduumuz iin, Ravvlsa gre genellikle libe Liberal terimi burada A vrup adaki devletin mdahalesinin asgariye indirilmesini ieren
klasik anlam nda dcfciL Am erika Birleik D evletlerindeki devletin gelirin yeniden blm
vc sosyal hizmetlerin salanm as yoluyla m dahaleci bir tutum benimsemesini savunan k o
num anlamnda kullanlm aktadr (.n .).
I > I
AD AL ET
*2
ADALET
13
AKIL
AKIL
Makul ol: sk sk duyduumuz bir rica veya emir. Ne dnd
ryor bu insana? Akla dayal dnmeyi mi neriyor, daha bklebilir olmay m, yoksa insani kaltmmzn paras olan
aklc hayat yaamamz m? Burada temizlenmesi gereken
epeyce ey var.
Akl imanla karlatralm: man, eitli teorileri veya yk
leri, delile yaslanma veya manta uygunluk olmakszn kabul
etmemizi talep eder bizden. rnein, Noel Bahann dnyann
drt bir kesinde bacalardan evlere girii gibi. Buna karlk
akl ne yapard? Olgular kontrol eder, kullanlan mant dik
katle izler, iddiay deneyimle ilikilendirir, teki dorulanm te
oriler nda deerlendirme yapard. Duygularmz kullanma
mz sz konusu olunca, durum daha az berraktr. Duygular, in
sanlar veya durumlar hakknda hzl analizler gerekletirebilir.
Bazen aklla birlikte alr duygular; belki de akl yrtmenin
zerinde ykselebilecei bir temel ta olutururlar. Humeun
I
14 I
AKIL
I u I
AKNOLU TOMMASO
16 |
AKNOLU TOMMASO
AKNOLU TOMMASO
AKNOLU TOMMASO
AKNOLU TOMMASO
AKNOLU TOMMASO
AMPRZM
AMPRZM
Ampirizm doutan gelen bilgimiz olmad konusunda kesin
bir yargya sahiptir: Edindiimiz her trl bilgi duyularmzla alI 22 |
AMPRZM
AMPRZM
AMPRZM
ANALTK FELSEFE
ANALTK FELSEFE
zellikle 20. yzylda Oxford'da alan felsefecilerin, Russelldan balayarak ve Wittgenstein ve Mooreun almalarn
dan geerek felsefeye ilikin benimsedii yaklama verilen ad
analitik felsefe olmutur. Burada nemli olan, konutuumuz
her eyin, daha anlaml olabilmesini salamak ve buradan hare
ketle (umulan o ki) felsefi sorunlar zebilmek amacyla analiz
edilmesidir.
nermelerin ve szcklerin analiz edilmesinin ardndaki saI 26
ANALTK FELSEFE
ARISTOTELES
ARSTOTELES (M 384-322)
Ayn zamanda Platonun en iyi rencisi ve Byk skenderin
delikanllk anda hocas olarak da n kazanan Aristoteles,
Platon ile birlikte, Bat felsefe geleneinin, 13. yzylda Skolastik
dnceye akan ve hl nemini ve cazibesini srdren kaynak
larndan biridir. Mantn babas olan Aristoteles, Platonun fel
sefesine damgasn vuran metafizik dalizmi reddetmi ve Form
lar Teorisini eletirmitir. Platonun felsefeyi evrensellik dzeyi
ne ykseltme arzusuna kart olarak, Aristoteles her disiplinin
kendi kurallarna uygun almas, felsefeye ise kendimizi zgl
disiplinlere adadmzda dn tarzmz ynlendirme iinin
braklmas gerektiini belirtir. 20. yzylda bu yaklamn izle
rini Wittgensteinda grmek mmkndr.
Makedonya kralnn hekiminin olu olan Aristoteles buna
uygun bir eitim grd, Platonun Akademisinde 20 yl aratr
ma yapt. Platon ldnde Aristoteles yollara dt. zel bir
sevgiyle yaklat biyolojiden hareketle btn canllarn bir erek
iin var olduu anlayn gelitirdi: Hareketleriyle bunlar bir ye
re doru gitmektedirler*, yleyse eylerin ereklerini inceleyebiliriz
(teleoloji). Bu akl yrtme bilimsel dnceye 19. yzyla, Darwinin ortaya kna kadar hkim oldu. Biyolojinin ana damar
gnmzde hayatn teleolojik tarzda betimlenmesini reddederek,
bunun yerine hayatta kalma ve reme bakmndan en uygun
olanlarn ykseldii rasgele bir gelimeyi yerletirmitir.
Aristoteles Atinaya dnerek Akademi ile rekabet edecek ye-
I 28 |
ARISTOTELES
ARSTOTELES
ARSTOTELES
ARST OT ELE S
halk tarafndan ilan edilmi bir devlet biimine sahip olan kent
devleti idi. Doa, erkei ve kadn bir aile kurmak zere birbiri
ne yaknlatrr. Ama aile zamansal olarak boylardan ve ardn
dan kylerden nce ortaya km olsa da, bymekte olan bir
topluluun doal olarak kurmaya yneldii devlet mantksal
olarak bireyin varlna nceldir; burada sz konusu olan, me
deni stats bir devletin varlna dayanan uygarlam bireydir.
yleyse devlet, insanlara ikin olan toplulama eiliminden
mantksal olarak treyen ahlaki bir varlktr. Buna karlk, bir
ARSTOTELES
ARISTOTELES
AK
AK (sevgi)
Hepimiz ak nedir diye sormuuzdur ve eer bir gn k olur
sak ak tanyp tanmayacamz merak etmi, kayglanp durmuuzdur. Bu da gsteriyor ki, akn alglanabilen ve belki de
soukkanl biimde incelenebilen bir doas vardr. Ama elbette
kimileri yksek sesle itiraz edecektir: Akn doas falan yoktur.
O vardr ve her neyse odur. Ya ksndr ya da deilsindir. Ama
k olunca mutlaka bilirsin k olduunu. Bu olduka mistik
cevap fkeye kaplmamza yol aabilir, ama buradan berrak d
nmenin ve felsefenin reddedildii sonucuna varmamak gere
kir. Eer ak bir deneyimse, saf bir anlamda znel bir deneyim
olarak grlebilir. Yalnzca ak kendi hayatnda yaam olan
lar scak bir glle Evet, ben de k oldum diyebilirler. Bun
lar hi k olmam insanlar iin yabanc szcklerdir.
Balang olarak, akn doasna dair teori vardr. Bunlar
AK
AK
pe 9de hem eros 9tan hem de filia 9dan unsurlar vardr: Tanr sevgi
si Platonun erotik tutku, huu ve arzu ieren, ama dnyevi kay
g ve engelleri aan Gzellik sevgisinde var olan mutlak adanma
y gerekli klar. Agape 9nin evrenselcilii bakalarna eit dzeyde
sevgi iletmeyi, hatta dmanlarn sevmeyi (Matta 5.44-45) bir
dev haline getirir. Bu tr sevgi, baz insanlarn dierlerinden da
ha ok sevilebilir olduu (ya da olmas gerektii) trnden her
hangi bir mkemmeliyeti veya aristokratik anlayn almas
dr. Ancak, tarafsz bir biimde sevmek, zellikle komu sevilme
yi hak etmiyorsa ciddi etik sorunlar yaratr (yoksa insan neden
kiminle kilisede rahibin nne gidecei konusunda seim yapsn
ki?). Komunuzun neyini seveceksiniz? tnsanln m, hal ve
davrann m? Kant ve Kierkegaard komumuza btn insanla
rn hak ettii onurlu insan muamelesi yapmamz isterdi, ama bu
onun bize ve bakalarna tutumundan ve nasl muamele ettiin-
I *7 I
AUGUSTINUS
AUGUSTNUS (354-430)
Augustinus 354 ylnda, Romallarn Kuzey Afrikay hl kon
trol altnda tuttuu bir dnemde, bugn Cezayir snrlar iinde
bulunan Tagastede dodu; 430da, Alarikin Rom ay yamala
masndan 20 yl sonra, Hippoda bir Vandal kuatmas srasn
da ld. Akinolu gibi Augustinus da felsefeye Hristiyanl sa-
AUGUSTINUS
AUGUSTINUS
AUGUSTINUS
I
BEN
BEN
Ben bizden ayrld zaman ben felsefesi balar, beraberinde
de elence. Ben kimim? Ben neyim? Ben grlebilir miyim?
Ben kayda geebilir miyim, ampirik olarak dorulanabilir mi
yim? Ben hayal gcnn bir rn, bir arac, tanrlarn zalim
bir oyunu muyum? Bene ilikin aklamalar felsefenin ok geni
bir alannda sonular dourur. zellikle etik alannda, nk
eer iyi yaamay amalamam gerekiyorsa, bu ii yapacak ben
nedir?
Kimileri egonun bizden hibir biimde ayrtrlamayacam iddia edebilir. nsann aynada kendisine bakmasna daya
nan en aikr itiraz bu nermeyi karlamaz. James gibileri ego
nun kendi tikel varln aarak hepimizin iinden tredii b
yk tini hissedebileceine dair bir Hindu inancna balanmlar
dr. Buna gre, sahici davran kiinin kendi karn aarak ev
rensel tinin daha byk iyilii iin aba gstermesidir.
ndirgemeci ubuu ele alrsak, felsefi meseleler domaya de
vam edecektir. Bir zihin = beyin olarak benin merkezinde ego
vardr: Btn kiisel deneyimlerin (yani bu tikel birey tarafndan
hissedilmi her eyin) depoland, i dileklerin, fikirlerin, arzu
larn, korkularn, duygularn ve fiillerin olutuu yer. Ama
benin ne olduunu belirlemek, aynen imdiyi zaman iinde
yakalamak gibi, hl insan ileden karacak bir oyun olarak
kalr. Dnk ben ile ayn ben miyim? Beni daha nceki (veya ge
lecekteki) benlerime ne balyor? Sadece nron yollar m? Her
I 42
BENTHAM, JEREMY
BENTHAM. JEftEMY
BERKELEY, GEORGE
BERKELEY, GEORGE
BERKELEY. GEORGE
BERKELEY, GEORGE
BLM
49
BLM
BLM
BLtM
BLN
BLN
Bir canl varlk ne zaman bilin sahibi olur ya da cansz madde
ne zaman bilin kazanr? Bir varlk bilinli olarak grlyorsa,
bu zorunlu olarak bu varln zbilin de tadn gsterir mi
yoksa bilin genellikle evrenin farknda olmak anlamna geldi
ine gre, bir ey bilinli olup kendi hakknda bilince sahip olamayabilir mi?
Bilincin ortaya k alannn, bir dizi kritere yant gerektiren
bilimsel bir mesele olduu ileri srlebilir. u ve u koul yerine
gelirse, o zaman bilin vardr. Ama oyun bu kriterleri tanmla
maya giritiimizde balar.
Kendi bilincimiz bir veri gibi grnr: evremizde var olan
bir dnya ve kendi iimizdeki bir dnya (dler, anlar, yani bir
benlik sahibi olduumuzu kabul edebiliriz) hakknda bir farkndalk sahibi olduumuzu varsayarz. Ancak, bilincimizi bu kita
ba bakmamz sylendii gibi alglamamz istenirse, mantk ba
aa gitmeye balar: Farkndain farknda olunur mu? Belki
yalnzca kendi davranlarmz ieriden seyretmenin z farkndal veya bakalarnn bize verdii tepkiler araclyla.
Bir d dnyann bilincinde olmak ok geni bir canllar ka
tegorisini ierir, nk d dnya hakknda farkndalk birok
I 53
BLN
CNSELLK
NSELLK
Cinsellik zerine dini, dnyevi, dolaysyla felsefi geni bir yelpa
zeye yaylan dnceler mevcuttur. Cinsel faaliyet, ahlaki sy
lemde olduka st sralarda yer alr. Denebilir ki, bunun nedeni
belirli cinsel davranlarn sonular konusunda insanlarn ku
aklar boyunca geleneksel kurallar haline getirdii birtakm ta
bularn ortaya km olmasdr. Felsefenin bu kurallar incele
meye tabi tutmas bunlarn niteliklerini gnyzne karr; bylece cinselliin amac (reme, haz, siyasi kontrol), rzann ya
ve/veya doas, ok sayda insanla cinsel ilikiye girme, ecinsel
lik, erotik veya pornografik sanat veya medya gibi konularda
tartmaya girebiliriz.
Felsefe ile cinselliin ilikisi sz konusu olduunda, balan
gta ilk akla gelen etik meselelerdir. Belirli tr cinsel faaliyetle
re kurallar getirilmeli midir, getirilecekse bunun temeli ne olma-
C NS ELL K
CNSELLK
EVRECLK
c biimde tbbilemitir.
Dolaysyla cinsellik felsefesinin bir blm, cinselliin ba
latlmas ve yaanmasndan bunun sonularna kadar uzanr ve
cinsellik ve ocuk dourma konusundaki deiik alanlar biraraya getirir. Doum, cinselliin balatt reme dngsnn ta
mamlanmas olarak grlebilir.
EVRECLK
evrecilik, insanln sorunlar arasnda evrenin nceliini va
zeder. Her ne kadar bu yaklamdan epistemoloji ve metafizik
asndan birtakm iermeler tretilebilirse de, bir felsefe olarak
nemi esas olarak siyasi ve etik felsefe alanlarndadr. evrecilik
insan merkezli bak asnn radikal biimde deitirilmesi ta
raftardr; bu adan, hayvanlara iyi davranmak veya insan onu
ru veya dehet verici sonular tr argmanlarla evreye sayg
duymak trnden hmanist teorilerle bir kartlk tar. evre
ciliin siyaseti ve etii yeryznn her eyden nce gelmesine da
yanr.
evrecilik, ahlaktan balayarak Yahudi-Hristiyan anlay
n ba aa evirir ve insann doa karsnda alakgnll bir
tavr taknmasn talep eder. Yeryzne saygl davranmak yet
mez, doal ortama ve hayvanlara zarar vermekten kopmak ge
rekir. Bu, dinler veya dnyevi etik davranlarmzn evre ze
rindeki etkileri konusunda bilincimizi ykseltmemizi talep etme
milerdir anlamna da gelmez, btn evrecilerin ille de bizim
manevi statmz baka hayvanlardan daha alt bir seviyeye d
rmemizi bekledii anlamna da. Ama evreciliin mantksal
z, evrenin ahlaki, hukuksal ve siyasi ynlerden her eyden
nce gelmesi gerektiidir.
Siyasi bakmdan, evreciler iktidarn evreci amalara ula
mak iin nasl kullanlaca konusunda birbirlerinden farkl d-
EVRECLK
E VREC LK
DESCARTES, REN
dur; oysa felsefeci iin bu daha teye giden bir incelemeyi hakl
gsteren bir bak asdr. Bir da nesnel olarak deerli grl
yorsa, balangta btn insanlarn genel olarak bu deeri kabul
etmelerini beklerdik. Bu olmaynca, baz insanlarn da neden
ikin olarak deerli grmediklerini aklayan mantksal baz ne
denler olmasn beklerdik. Kayaklar yamalarnda dolamak
isteyebilirler; iftiler yetitirilecek bitkileri veya otlaklarn
nemseyebilirler; daclar sarp kayalarna gz dikebilirler; fo
toraflar afak vakti doruktan fotoraf ekmeyi isteyebilirler
vesaire. Btn bu insanlarn dadan yararlanma biiminin yan
l olduunun, dan insanlarn amalar iin hi kullanlmama
s gerektiinin iddia edilmesi, bizi neden bir grubun tekilerin
deerlendirmesini yargladn sormaya sevk eder. Bunun nede
ni, evreci iin deerin insanlktan deil doadan kaynaklanma
sdr. nsanlktan btnyle umudunu kesmemi olanlar iin, in
sanlarn da hayvanlar leminin geri kalan ve kayalar gibi canl
olmayanlarla eit koullarda seme hakk vardr. Baz derin
DESCARTES, REN
62
DESCARTES, REN
DESCARTES. REN
I 64 I
DESCARTES. REN
DE SCARTES, REN
DESCARTES. REN
vardr, uzayda yer tutar, uzay iinde hareket ederken ruh doku
nulmam olarak kalr. Ama zihnin maddi olmad neden apa
k olsun? Sezgiler byle sylyor diye dnyordu Descartes.
Zihin aktr ki yekparedir, bir btndr. Baz ksmlarn yitire
bilecek olan ve bylece ayrtmlabilir olan bedene benzemez.
Ama ruh bedenden ayrdr ve dolaysyla ondan ayrlabilir. Bu
argman Descartesa ruhun lmszl konusunda teolojik
sonulara geri dnme olana yaratr. Ama bunun ardnda yatan
glkleri dnmek zor deildir: Nasl oluyor da bedenim her
hareket ettiinde ruhum bedenimden kayp kmyor? zninizle
Kartezyen bir flrt cmlesi kuraym: Neden u anda bedenim
den kp senin bedeninle btnlemiyorum? Ama konuyla da
ha dorudan balantl olan u: Maddi olmayan benliim mad
di bedenimi nasl harekete geiriyor?
Zihin/bedcn ikilii felsefi bakmdan zengin tartmalara yol
amtr. Descartesm dnceleri epeyce tartlm vc zihin ko
nusunda eitli kamplara blnmenin temelini oluturmutur.
Etkileimciler (Descartesn da pratikte dnd gibi) zihin ile
bedenin birbirinden ayr olduuna ama etkileim iinde olduu
na inanrlar. Blnme konusunda srarl olan kat dalistler iki
si arasnda hibir ba kuramazlar, bu da bir sinirsel drtnn zi
hinde nasl kaydedildii konusunda ilgin sorulara yol aar. M a
teryalistler maddi olmayan zihni reddederler. dealistler zihni
maddi olduu iin reddederler.
Descartes insan bedeni zerinde anatomi almalarn des
tekliyordu. Harveyin kalp zerine almalar onu ok heyecan
landryordu. Ama daha sonralar entelektel ve bilimsel destek
elde edecek bir dizi baka bilimsel teoriyi kmsemitir. Ampi
rik aratrma yerine yeniden skolastik akl yrtmeye geri de
cektir. rnein, vakumun olanaklhn veya atomun varln
reddediyordu (Tanr bizim blnemez olarak dndmz
I 67
DETERMNZM
keleri] , 331)
Bu kayd dtkten sonra ekleyelim: Descartesm almalar
modern felsefe kanonunun kilit bir unsurunu oluturur. Bu, ks
men istemeden yaratt baz iinden klmaz glklerdendir,
ksmen sistematik bir felsefe teorisine katklarndandr, ama hi
kuku yok ki, ayn zamanda Meditasyonlar 9inin slubundandr:
Zihninin bilgiyle nasl urat konusunda kiisel bir servendir
bu.
DETERMNZM
Determinizm her olayn kendinden nce gelen bir nedeni olduu
grdr. Grnrde pek basit grnen bu teori devasa dn
sel sonular yaratr. Bunun anlam gerekleen her olayn, mese
la bir dncenin, ncesinde ortaya kan bir nedensel koula m
bal olmasdr? Bu, insanlarn hibir biimde zgr iradeye sa
hip olamayacaklar, her ne yapyorlarsa bunun nceden bir ne-
OIL
DfiL
Wittgenstein gibi filozoflar iin dil felsefi sorunlarn yreidir.
Szcklerin belirsizlii ve tembelce kullanlmas gayet samimi
duygularla tartlan, ama doru bir biimde irdelense buharla
acak olan nice meselenin ortaya kmasna yol aar. Ancak, her
ne kadar tartmal konular irdelerken daha ak seik bir yaz
biimini savunmay srarla srdrsek de, Wittgensteinin tezi,
ben, zihin, beden, tz ve benzeri konularda felsefi sorunlar or
tadan kaldrm deildir. Benzer tarzda, nermeleri ve argman
lar sembolik manta indirgemeyi hedefleyen yaklamlar da,
I 69 |
OIL
70
DL
DN
DN
Her ne kadar ilk bakta mantksal olarak din felsefesinin mer
kezinde Tanrnn yer ald dnlebilirse de, bu alanda dik
katimizi eken baka boyutlar da mevcuttur. Bunlar tektanrcl (ya da daha gelen olarak tini benimseyerek herhangi bir
T anrnn varln) reddedenlerin de ilgisini ekecek konulardr.
Dinin baka bilgi biimlerine gre stats ne olmaldr? Bi
limci, rnein Richard Dawkins, dinin argmanlarnn analitik,
mantksal ve ampirik biimde ele alnmasndan yanadr: Dolay
syla, eer din, evrenin yaratl teorisini savunuyorsa, bu da ev
renin kkenine ilikin teki rakip teorilerle birlikte test edilmeli
dir*
Tarihsel olarak bakldnda, Batda kiliselerin yzyllar bo
yu sahip olduklar politik denetimden 17. yzyldan itibaren
kurtulmaya balayan modern filozoflar, teolojiyi nemsizletirmeye yneldiler, baz bakmlardan Platonun dine ynelttii in
celikli sorgulamaya geri dnm oldular: eyler, Tanr bize onI 72
DN
DOALZM
DALZM
Dalite (ikilik), grnrde birbiriyle badaamayacak iki alana,
rnein zihin ve beden, iyi ve kt, biim ve ierik, zgrlk ve
determinizm ya da varlk ve olu gibi alanlara blnen bir var
lk veya sorunu anlatan bir terimdir. Bunlarn her birinde, bir ta
rafn tekini dlayacak biimde var olduu sylenir. Bu da her
ikisinin de bamsz bir varolu srdrebileceini ima eder. Bu
na taraf olan dnrler de buna yaslanarak grlerini geliti
rirler.
Dalizm monizme kar kar (zerinde dnmeye deer il
gin bir ikilik!). Monizm, filozoflarn ortaya att btn varlk
ve sorunlarn tek bir betimlemeye indirgenebileceni ileri srer.
rnein iyi ve kt ahlaki nedenlere, varlk ve olu varolua, zi
hin ve beden zihin-bedene indirgenir. Monistler Ockhamn
usturasnn ikincil faktrleri iin iinden kardn ileri srer
ler: Dnceyi gereksiz unsurlarla neden tka basa doldurmak?
Ama birok dnr monizmin anlamaya hizmet etmediini be
lirterek bu yaklam reddeder. Bazen bir meselenin zelliklerini
ve doasn kavrayabilmek iin u bir biimini incelemek anlam
ldr: rnein, kty iyi ile karlatrmak ya da zihni beden-
DAIZM
EGOZM
EGOZM
EGOZM
ETM
ETM
Felsefenin eitim olduunu, dolaysyla eitim felsefesinin m
kerrer olduunu sylemek olanakldr. Felsefe bilgeliin arat
rlmasdr. nsan bunun kendi iinde eitici olduunu ummak is
tiyor. Ne var ki, eitim alannda eitimin ilevi, amac, ruhu,
kapsam, sresi, bilgi ve onun kullanm konusunda varsaymla
r ile ilgili aka bir dizi farkl yaklam mevcuttur. Bunlarn her
biri kendilerini nedeyen felsefi kavraylara baldr.
Sorgulanmam yaam, yaanmaya demez. (Platon'un Sokratesi, Apology, 38a)
Sokrates retmenin iinin bilgiyi rencinin zihninden didikle
yerek karmak olduunu dnr. nk bilgi, deiik hayat
lar arasnda bilinmesi gereken her eyi bilen ruh tarafndan mu
hafaza edilir, ama bir insanda yeniden doduunda beden zih
nin bilmesini engeller. Bunun anlam, retme eyleminin ren-
ETM
E P S T E M O L O J
E P S T E M O L O J
ESTETK
ESTETK
Gzel szc telaffuz edildii veya dnld zaman, peisra bir dizi felsefi sorun gelir. Eer A gzel dersem, sanki
estetik
ESTETK
ESTETK
I 6 I
ETK
ETK
Ne yapmalym? sorusu ne yapyorum?, ne yaptm?, ne
yapacam? sorularndan farkldr. Olgular temelinde snana
bilecek pozitif bir betimleme deil, normatif bir nermedir. Ya
ni, ne yapmakta olduum bir betimleme konusudur: Bir yalan
uydurmaktaym. Benzer biimde, ne yapacam sorusu da bir
betimleme gerektirir: Yalan syleyeceim. Ama bir betimleme
den bir dev karlabilir mi: Yani yalan sylemeli miyim?
Betimleme ile yol gsterme arasndaki ayrm, etik olarak d
nmeye balamann birok yolundan biridir. Bir yalan uydu
rurken, yalan sylemenin doas gerei yanl olup olmadn,
I 87 |
ETK
ETK
ETK
I *> I
EYLEM
EYLEM
Felsefeciler dnyay olaylar ve eylemler olarak ayrrlar. Elence
burada balar. lki evrenin fiziksel srelerinde olan bitendir.
rnein, Shoemaker-Levy 9 kuyruklu yldz 1994te Jpitere
arptnda ortada bir irade yoktu, bu olay ylesine oldu. Tabii
eer her eye kadir bir Tanrnn iradesi olaylar ynetmiyorsa.
Bu durumda bile Tanrnn eylemlerine mantksal olarak olay
denebilir, nk bunlar insann gr alannn dndadr. nsa
nn eylemi, insann bir sonraki hareketini seebileceini ima
eder; yani kendinden nce gelen nedenler tarafmdan belirlenme
mitir, dolaysyla genellikle zgrlk dediimiz eye olanak ta
nr.
Bir kez zgr irade varsayldnda felsefeciler bunun ardn
dan neyin bir eylem (fiil, davran) oluturduunu sorarlar: nsa
nn zgrce hareket etmesi midir bu? zgr burada, rnein son
srat gitmekte olan bir trene bal olmamak trnden bir neden
den zgr anlamnda kullanlmaktadr. Eylemin iine zihinsel
edimler girebilir mi; diyelim atmla bir engel atm hayal etti
imde bu bir eylem midir? Konuma edimlerini, niyetin, iaret
etmenin, taleplerin, dileklerin dile getirilmesini ve dilin bir sr
baka inceliini kapsar m? Bir de kastl olarak hibir ey yap
mamak var: Belirli bir davrantan belirli bir amaca ulamak iin
kanmak, rnein birilerini hor grdmz ifade etmek iin
bir davete katlmama. Bylece, eylemler ikiye ayrlr: yapma ve
kanma. Bu da sorumluluk konusunda etik bir dizi kayg yara
tr. Hankin tarallk kokan partisine gitmeyiim bir bakma
onu adam yerine koymaym gibi grlebilir; bu da beni biraz
ters ve zppe biri gibi gsterebilir. Alternatif olarak, bakalar
nn yarglarna bal olmak zere, bir zevk meselesi gibi de g
rlebilir. Daha ciddi rnekler de bulunabilir: Eer otomobil kul
lanrken bir trafik levhas gzmden kaarsa, dikkatsizliim do
1 91
FAYDACILIK
FAYDACILIK
Nasl davranmalym?: Etik, bu soruyu sorar. Hedonistin ce
vab, elbette hazzn azami dzeye kararak olur. Hristiyann
cevab komun iin yaayaraktr. Faydac ise komunun hazz
FAYDACILIK
FAYDACILIK
gerekir. Peki, Eponine iin Cosscttcten vazgeerse, acaba Eponinein mutluluu, Cossettein kendisini affetmekle birlikte du
yaca hznden ve kendisinin duyaca kasvetten daha m g
l olacaktr? Eer yle olacaksa, o zaman Cossettee srtn evir
melidir.
Peki ama drstlk ve itenlik? Anlalan bunlar faydaclk
iin nemli deildir. Baz faydaclara buradaki aka ters gelebi
lir; faydac ahlak yasalarn yaplndaki tercihler iindir, gnlk
hayatn sradan sorunlar iin deil, diyebilirler. Ne var ki, bu ri
cat yeterli deildir, nk o zaman da sradan sorunlarn hangi
noktada nemli meselelere dntn aklamak zorundadr
faydaclk. Memleket meseleleri iinde birok sradan sorun ol
duu gibi, gnlk hayatta da sonulan ok nemli olabilecek
birtakm kararlar olabilir. Sonularn hesaplanmas insan haya
tnn her boyutundan nce gelmek zorundadr, hayat igal eder.
Burada davranlarn kendi iinde doruluunu veya yanlln
deerlendiren deontolojistin ve byle davranrsam ne tr bir in
san olurum? sorusunu tercih eden erdem teorisyeninin tutum
larna kart bir yaklam sz konusudur.
Benthamn faydaclnn eitlikilii kt bir hrete sahip
tir. Bu, baz davranlarn ikin olarak dierlerinden daha iyi ol
duuna inananlar iin bir endie kaynadr. Bentham bilardo
yu, ayn derecede haz verdii takdirde iire eit deerde gryor
du. Baka baz faydaclar, rnein Mili, bundan pek memnun
deildi. Faydaclk gnmzde davran faydacl ve kural fay
dacl olarak bilinen iki dala blnd. Davran faydacl her
davran haz uyarc yararlar temelinde deerlendirmemiz ge
rektiini sylerken, kural faydacl zaman iinde deneyimin bi
zi belirli davran biimlerinin yararlan konusunda aydnlataca
n, bylece bunlarn kural haline gelmesi gerektiini ileri srer.
Bu tr kurallar yeni kuaklara, ksa vadede pek bir yarar sala
I * I
FAYDACILIK
FEMNZM
FEMNZM
FEMNZM
FEMNZM
FEMNZM
FEN O M EN O LO J
FENOMENOLOJ
Fenomenoloji grnlerin aratrlmasdr. Ama felsefeciler g
rnleri aratryoruz dediklerinde ne kastediyor olabilirler?
Felsefeciler byle aprak sorular sormakla nldr. Bu soru
zellikle tuhaftr. Bilgelik akyla yanp tutuanlarn eylerin
gerek doasn, rnein ak, atlar, biray incelemesi beklen
mez mi? Baz filozoflar grnler ile gereklii birbirinden ayr
may tercih ederler. Bu da grdklerimizin gerekten var olanlar
olmad ya da gzle grlenin, grlenin gereklii olmad
anlamna gelir. Epeyce bir edebiyat yapt ve birok film eyle
rin hi de grndkleri gibi olmad trnden bir dalizmle
oynamlardr. Bu teori, altta yatan ve u ya da bu biimde gn
yzne karlmas gereken bir hakikat olduu anlamna gelir.
Oysa fenomenolojistler bu tr bir ynelii kmser, karmza
kan grnleri incelemeyi tercih ederler. Duyularmz baka
neyle temas edebilir ki, diye de sorarlar.
Fenomenolojistlerin kansna gre, felsefenin byk blm
I
101 |
FENOMENOIOJ)
102 i
FEN O M E N O LO J
10*
GRECLK
G R E C L K (rlativizm)
Ev ayn, det ayr szn sylediimizde ahlaki grccilie
inandmz dile getirmi oluyoruz. Benzer biimde, Peki, ta
mam, sen byle dnyorsun, ama ben farkl dnyorum
dediimizde de, ortaya yine greci bir teori atm oluyoruz; yal
nz bu kez konusu bilgi. Her iki durumda da, dncenin sonu
cunun kiiye, yere ve/veya zamana gre olduunu varsaym
oluyoruz. Yani iyi veya doru kavramlarnn doas balama ve
ya kiiye bal oluyor, tarafsz ve nesnel deil, dolaysyla bilim
sel ya da mantksal olarak da tretilebilir deil.
Her evde ayr davranmamz gerektii tr bir yaklam ger
ekten de ahlaki kodumuzu evremizdeki insanlarnkine gre
deitirmemizi nermektedir. Bu tavrn anlaml nedenleri de
olabilir. yi bir konukseverliin kar kutbunda iyi bir konuk ol
mak vardr. Bu da gittiiniz evin kurallarn renmeyi ve onla
ra adapte olmay ierir. te yandan, bu kurallar kii asndan
ok byk nem tayan baz deerleri ihlal ediyorsa, bu sefer de
konukseverliin misafiri gzetmesi gerekir: rnein Mslman
bir konuun namaz saatlerine dikkat etmek veya vejetaryen mi
safire et yemei vermemek gibi. Ama kii iin byk nem ta
yan deerler kavram da greci bir koz nitelii tar: Benim
deerlerim bunlardr; bunlarn kutsal kabul edilmesi gerekir;
herkesin bu deerler nnde eilmesi gerekir. Etik burada daha
teye dnmemizi gerektirir. Bu tr deerler gerekten iyi de
erler midir; yani, bir ahlaki ierikleri var mdr; yoksa kiinin
bir kapris gibi tad ve inatla sarld fikirler mi? Sonu ola
rak, erkek olsun kadn olsun, kadnlar hakknda ya da bakala
rnn dini ve siyasi inanlar hakknda ileri geri konumak olaI
l< > 4
GRECLK
105 {
HAKKAT
HAKKAT
Hakikat nedir? Benimki seninkiyle ayn m? Webber ve Ricen Jesus Christ Superstar adl rock operasnda Pontius Pilatus
I
<*
HAKKAT
107 }
HAKKAT
10
HAYVAN HAKLARI
HAYVAN HAKLARI
nsan dncesinin, bilimin, kltrn, mziin ve sanatn en er
ken dnemlerinden beri, hayvanlar, totem, sembol, gelecei n
gren, tanrlarn cisimlemi hali olduu kadar, yrtc hayvan,
haarat ve aile olarak da nemli bir yer tutmulardr. levleri
genellikle yerel olmu, belirli hayvanlarla gelimi ilikileri yan
stmtr. Hayvanlarla iliki, zellikle de edebiyatmzn hayal
gcmze yerletirdii hayvanlarla iliki, zaman zaman hayvan
lar lemi zerine gelien felsefi syleme hkim olan bir kltrel
gtr. Bir bakma, bu, hayvanlar zerine dnmzn n
ceden olumu anlaylarn arptr. Dolaysyla, dncelerimi
zi tikelden (yumuak tylerden) soyuta evirmemiz, yerel olarak
1 109 I
HAYVAN HAKLARI
uo
HAYVAN HAKLARI
HAYVAN KAKLARI
H 2
HEDONZM
HEDONZM
Hedonizm iyinin aray iinde olan bir etik idealdir. yi, hedo
nistler tarafndan hazzn peinde olmak olarak tanmlanr. Haz
esas olarak fiziksel srelerin uyarlmas sonucu ortaya kar.
Ama bazlar buna zihinsel srelerin de haz verebilecei trn
den bir ekleme yapacaktr.
Ye, i, mutlu ol, yarn lebiliriz. (mhotep)
Hedonist asndan insan davrannn iki byk gc, yani iki
insan saiki yaptmz her eye hkimdir: haz ve ac. Hedoniz
min ekicilii iyiyi insanlarn hissedebilecei elle tutulur bir eye
balam olmasdr. Bu, insann lmde her eyin berraklaaca
umuduyla hayatn mahzun biimde tabi klmas gereken seI
"3
HEDONZM
N4
HEDONZM
115 |
116
117 I
M8 |
119 |
120
121
HEIDEGGER. MARTIN
1 2 3
HEIDEGGER. MARTIN
HOB8ES. THOMAS
\2S
HOBBES. THOMAS
H08BES, THOMAS
1 2 7
HOBBES. THOMAS
1 2 8
HOBBES. THOMAS
HOBBES, THOMAS
gibi grlebilir.
Hobbes ayrca yasalarn genel olarak kabul edilebilirlie ve
ncelie sahip olmas gerektiini belirtmitir. Aksi takdirde kral
politik olmayan bir davran iinde olurdu. Hobbes hukuki po
zitivizm doktrinini savunsa da, yani hukukun belirlenmi kanun
koyucu organlardan kaynakland teorisine bal olsa da, teori
si egemen gcn keyfi davranabilecei anlamna gelmez. nk
bu tr davran ou zaman muhalefete ve blnmeye yol aar.
Bunlar da nihai olarak i savan kaynaklardr.
Ne var ki, egemen gcn iktidara ykselmesi ve onu muha
faza etmesi veri alnacak bir ey deildir. Leviathan bu yzden
insanlar kendisinin gerekte olduundan daha da gl olduu
na inandrmaldr. Bylece, kendi kendini gerekletiren bir ke
hanet gibi, o gce gerekten kavuur. Gerekli gc kazandktan
sonra devletin amac bar hem i isyan hem de d saldn kar
snda savunmaktr. Ancak, bunlar devletin yegne hedefleri
deildir. Ayn zamanda, tutumluluk, geni grllk ve meta
net sergilemelidir. Bar aray, bazen Hobbesa atfedildii gibi
temel bir igdsel tutku deildir. lm korkusu gerekten dc
byle bir tutkudur. Ama o vahi doa durumunun almas, akl
c dnce ve basiret gerektirir. Akl, insanlar doa durumunun
herkesi krp geiren savalarndan uzaklatrr.
Hobbes insani meselelerde akln oynayaca role byk bir
nem vermitir. Egemen gcn halka iyi bir eitim salamasnn
nemi de buradan gelir. Fikirler elbette insan yanl yola srk
leyebilir, ama bunlar aikr birtakm nermelere salam biim
de yaslandnda (klid geometrisinin ynteminin politika le
mine uygulanmasnn saiki tam da buydu), salam ve geerli so
nulara ulalmas kanlmazdr. Teori budur. Bu teorinin Hobbesun yaptnda gelitirilmesi baka bir konudur. Ama vizyon
zgn ve caziptir. Hobbes, Leviathann standart siyasi okuma
I
no
HUME, DAVID
131
HUME, DAVID
I u I
HUME, DAVID
se , I.I.vii).
En nemlisi, fikirler yalnzca balangtaki izlenimlerden do
abilir. Her ne kadar insan zihni renmeye yatkn olsa da,
rendii eyler kaynan d dnyadan gelen izlenimlerde, ama
ayn zamanda bize etki yapan tutku ve duygularda bulur. Baka
birine romun tadn veya bebek sahibi olmann nasl bir duygu
olduunu anlatmaya altnz dnn: tzlenimi sadece dene
I
1 3 3
HUME, DAVID
134
HUME, DAVID
135 |
DEALZM
DEALZM
Baz dnrler, dnyann doas zerine dnmeye baladk
larnda, tek var olan eyin dncenin kendisi olduunu, maddi
ve fiziksel olarak elle tutulur gibi grnen eylerin aslnda yal
nzca zihinde yer alan fikirler olduunu ileri srmlerdir.
dealizmin bu mutlak biimi ryalarmz ve kabuslarmz
ssler. Hegel, var olan her eyin baka her eyden bir pay ald
ve zorunlu bir dizi yaknsama sonucunda mutlak tine doru
ykseldii, karmak bir mutlak idealizm biimini ortaya koy
mutur. HegePinki idealizmin yalnzca bir versiyonudur: meta
fizik bir idealizm.
I
136 1
DEALZM
DEALZM
DEALZM
NAN
NAN
Kresel snmaya inanyor musunuz? Bilimcilere ve dnr
lere sk sk sorulan bir sorudur bu. Peki ama inan ile kastedilen
nedir?
Platon bilgi (bilgi olanndr), cehalet (cehalet olma
yanndr) ve inan (inan olann ve olmayanndr) arasnda
ayrm yapar. O takdirde Platonik inan kavram melezdir. Pla
ton inancn da bilgi gibi iyi yantlar sunabileceini syler. Ama
burada bir kayt vardr: nsan inancnda yanlabilir; yani ben var
olmayan bir eye inanabilirim. Augustinus ve Akinolu her ikisi
de inanc, dnsel bir aba gerektiren bir anlama edimi olarak
grmlerdir. Bunun anlam udur: Yalnzca inanca bavurmak
yeterli deildir; inan domadan nce fikirler ve duyulara daya
l veriler karlatrlmaldr. Yine dc inan bilgi ile ayn deildir.
Bilgi ile cehalet arasndaki kpr var olmaya devam etmek
tedir. Felsefeciler bir yanda bilme ile te yanda bilgi ve inancn
temsil etmesi beklenen dnya arasnda ne tr bir iliki kurulabi
leceini (eer byle bir iliki varsa) tartmay srdrmektedir.
Dsalalar hedeflediimiz zihinsel yaplarn d dnyaya gnder
me yaptn ileri srerler. Yani kresel snma ile ilgili bir inan
telaffuz edecek olursam, bunun geeklikle bir tr ba olmas ve
bu ban dorulanabilir olmas gerekir. Yanldm kantlanabi
lir. Elbette, bu denli kapsaml ve karmak bir konuda istatistikI
140
NAN
141
Ka
n t
im m a n u e l
1 4 2
KANT. IMMANUEL
Eletirisi.
Kant, rasyonalizme kar zihnin anlama yetisinin snrl oklu
unu ileri srerken, ampirizme kar da zihnin alglanan eye
kendi yaplarn dayatmas dolaysyla nesnelerin tam olarak bi
linemeyeceini iddia ediyordu. Penceremden bakmakta oldu
um at ele aln. Platon iin bu at, saf Formlar ya da dca'lar le
minde baka bir boyutta var olan deal atn bir rneklemesi
olurdu. Yzyllar boyunca ampiristler bilginin kaynakland
baka lemlerin varln yadsmlardr (bu, kiisel olarak Tanrinn varlna inanmalarna engel deildir). 17. ve 18. yzyllar
da ampirist akl yrtme zihnin alglanan eyi bilmekte pasif ol
duunu ne sryordu. Lockea gre, atn brakt izlenimleri
zihnime pasif olarak yerletiririm ve buradan hareketle fikirler
olutururum. zlenimin nasl edinildiine ilikin byk gl
aabilmek amacyla Berkeley maddeyi reddederek idealist bir
zm nermiti. Kantn zmesi gereken epey bir sorun vard.
Balangta bilginin kaynan apriori (nsel) olarak bilinen
ve sentetik olarak (ya da ampirik olarak) bilinen biiminde iki
ye ayrr. Ardndan, aklmz devreye girer girmez, artk baz bil
gilerin analitik olduu, yani bilinenin sonucu olduu sylenebi
I
H3
KANT, IMMANUEL
KANT. IMMANUEL
145 |
KANT, IMMANUEL
146
KANT. IMMANUEL
leyse bunu nasl nesnel bir statye sahip bir yargya dntre
cektir? Kantn mantna gre, balangta Vens ho bula
biliriz. Bu znel bir eydir ama hayvanlarla paylatmz adi
duygular alanna aittir. Tablo bir eyi temsil etmektedir, dolay
syla benim adi tepkim konuyla ilgisizdir. Bir grntyle seviemem. Bunun yerine, dnce dzeyimi ykseltir, tablonun g
zelliini gz nne almaya balarm ve bir estetik yarg olutu
rurum. Bunu yaparken de genelletirilebilecek bir eyi telaffuz
ederim: Bu tablo gzel. Bu tr bir yarg, benim tablonun ko
nusu hakknda herhangi bir zel eilim beslemeyi terk etmemi
gerektirir; tabloyu, aklyla dnen baka insanlarn da onu g
zel bulacaklar inanc temelinde gzel olarak belirlerim. Zevk
veya zel tepki btnyle zneldir, ama bu Vens tablosu g
zel iddiasyla nesnel bir iddiada bulunmaktaymdr. Tablo hakkndaki deerlendirmemi, bugn ok sk kullanlan trden bu
tablo gzel diye dnyorumun arkasna saklamyorumdur.
Kant bizden daha olumlu nermeyi ortaya atmak amacyla duy
gularmz bir kenara brakmamz isterdi: O zaman bu nerme
incelenebilir bir nerme haline gelir.
Bu adan bakldnda, Kantn nesnel bir estetik oluturma
teorisi ahlaki yasasn artrr. Her ikisi de tmelletirilebilir
olmaldr. Peki yle olmad takdirde ne olacak? Belki biraz
iyimser biimde, dostlarmz tabloya sadece tepki vermek yeri
ne (sevmedim) onun zerinde dnmeye tevik edebiliriz di
ye dnr Kant. O zaman, nmzdeki nesne gerekten gzel
se, onlarn da byle dnmesini entelektel olarak deil ama iz
leyende benzer bir znel tepkiyi antrarak salayabiliriz. Este
tik yargmza karlk veren drt moment vardr: nitelik, nice
lik, iliki ve kip. Vens, karlnda bir ey beklemeyen, tefek
kre dayal bir tarzda gzel bulunmaldr. Gerekten gzelse ge
nel olarak herkese ho gelmelidir. Tabloda bir maksat gdlm
I
147
148 |
dnlr.
Tarihsel olarak bakldnda, 18. ve 19. yzyllarda milliyet
iliin ykselmesinden nceki dnemde, aydnlar tipik olarak
bir lingua franca (ortak dil) olan Latinceyi iyi biliyor, bylece
birbirlerinin almalarn izleyebiliyorlard. Milliyetilik Latincenin ulusal dil lehine arlnn azaltlmasn getirecekti. Bu da
(genellikle geici olarak) yenilikleri ve dnceyi yaltma ynn
de bir etki yaratyordu. Birinci Dnya Savandan sonra, ngi
lizce konuulan dnya ile Kta Avrupas felsefesi arasndaki b
lnme, fenomenoloji ile Sartre ve Heideggcrin yaptlar hakkn
da ilgi yine canlanana kadar derinleti. eviri faaliyeti elbette bu
iki gelenek arasndaki kprlerin tmyle atlmamasn sala
mtr. Herhangi bir topluluk sz konusu olduunda grld
gibi, corafi temelde yaratlan stereotipler mensubiyet asndan
baz gevek hakikatler ierir. Fikirler snr tanmaz. Dolaysyla,
analitik kta Avrupallar olduu gibi, Kta Avrupas felsefecileri
ne de dnyann her tarafnda rastlanabilir. Zamanla, aratrma
clar bu blnmeye, Romanm dnden sonra Yunan metin
lerinin yitirilmesine benzer geici bir felsefi kopukluk olarak ba
kabilirler.
149 I
1 5 1
KTLOK
KTLK
Gzellik gibi ktlk de insann azndan kt zaman zihni
yan anlamlarla ve felsefi iermelerle dolduran bir szcktr.
Kavramn gizli ya da rtl anlamlar iin dc benzer bir analiz
yaplabilir.
Ktlk kavram teolojiyle ve Leibnizin ortaya att teodise
ile derinden ilikilidir: Eer dnyay Tanr yarattysa ve dnya
iyi ise, ktlk nasl var olabilir? alar boyunca verilen ce-
KTLK
153 |
ktlk
154
KUKUCULUK
KUKUCULUK
Kukucular eletirel bir tutum benimserler, ama nereye kadar?
Hayata, baka insanlara, eitli felsefelere ve bilimlere kar ele
tirel bir tavr taknrken kukucunun son tahlilde sayg gster
mesi gereken herhangi bir standart var mdr, yoksa kukuculuk
tartmaya, sevgiye, bilgiye nerecek yararl hibir eyi olmayan,
bir kara deliin iine doru serbest de gemi bir entelekt
el tavr mdr? Oysa kukuculuun savunucular kendi tutumla
rn deiim iin veya daha keskin bir dnme sreci iin olum
lu bir g olarak yaarlar.
Kukuculuk ya ortaya atlan her bir bilgi parasna meydan
okuyan kat bir kukuculuk olarak dnlebilir ya da, daha il
ginci budur, bilgiye kar daha yumuak bir tavr olarak. rne
in, duyularmn gerekten de doru olduundan nasl emin ola
bilirim? New Yorka 2001de yaplan terrist saldr hakknda
kukucularn yapm olduu bir video izliyorum: Benden resmi
yky reddetmem, videoyu yapanlarn daha inanlr bulduu
bir yky kabul etmem isteniyor. Ama zihnimi bir ykden
tekine evirirken elbette kukucu bir tavr benimsemem gereki
yor: 11 Eyll konusunda kukucularn versiyonu daha anlaml
grnyor mu? Hangi aklamann anlaml grndn be
lirlemek iin ne tr kriterler kullanmalym? Eer o teori senin,
bu teori benim aranr durursam, bu arada olgularla bir ba kur
maya almazsam, sonunda adam sen de deyip herhangi bir
hakikat duygusunu yitireceim bellidir.
Bu yzden sz konusu ayrm asndan bakldnda ou
kukucu daha ziyade yumuak kukuculuu benimser: HakikaI
155
KUKUCULUK
l*
157
58
159
160 |
LO C K E . JOHN
L O C K E , JO H N (1632-1704)
Neredeyse ada olduu Hobbes gibi, Locke da ilgin ve al
kantl bir dnemde domutur. Hayat boyunca Savalar,
Cromvvellin cumhuriyetini, Monarinin Restorasyonunu ve
1685in anl Devrimini yaamtr. Krsal bir centilmenin o
luyken, yetenekleri ve alkanl sayesinde Restorasyonun en
gl politikaclarndan birinin danmanlna ve nihayet sayg
gren bir filozof ve eitimci konumuna ykselmitir. Kkeninde
muhafazakr olmakla birlikte, Locke zamanla birey ve mlkiyet
haklarnn nceliini, minimal devleti ve dinsel hogry savu
nan radikal bir dnr haline gelmitir. Locke ampirizmi gerekelendirmek ve doutan gelen fikirleri reddetmek bakmn
dan gl birtakm argmanlar ne srmtr.
Locke kurulu dzen yanls muhafazakr bir konumdan ra
dikal liberal bir konuma (bu konuma Britanya politik hayatnda
daha sonra Whigler ad verilecektir), Anthony Ashley-Cooper
1 1*1 I
L O C K E . JOH N
(teki adyla Shaftesbury) ile tantktan sonra geecektir. Shaftesburynin safra kanalnn temizlenmesi amacyla yaplan bir
ameliyat yneterek, anlatlana gre bu politikacnn hayatn
kurtarmtr. Locke, ayn zamanda, 17. yzyln en nde gelen
tabibi olan Thomas Sydenhamin yannda alan amatr bir tp
doktoruydu.
Shaftesbury ngilterenin ilk siyasi partisini kurarken Locke
kendini bireysel haklarn daha derinden gerekelendirilmesi u
rama verecekti. ki Risale balkl almasnda Locke her biri
mizin bedenimiz zerinde vazgeilmez bir hakka sahip olduu
muzu belirtiyordu: Ahlaki ve siyasi bir ilke olarak her birimizin
bedenimizin sahibi olduumuzu ileri sryordu. Eer kendi be
denimizin sahibi biz deilsek, kim olacakt? Bununla balantl
olarak, bireyin kendi bedeninin sahibi olduunu yadsyan filo
zoflar insanlarn hayatna byk lde mdahale edilmesine
yatkndr. Locke bu tr mdahaleyi reddetmeye eilimliydi. n
sann kendi kendisinin sahibi olduu fikrini dncesinin bir keta olarak vazetmekle liberter dnrlere ve anaristlere mi
nimal devlet veya devletsizlik konusunda gl bir gereke sun
mu oldu. Locken mant zel mlkiyeti gerekelendirme y
nnde ilerliyordu: Eer emeimizi sahipsiz kaynaklarla birleti
rirsek, bunlar emeimiz sayesinde bizim olacaktr. Bir ktaya ve
ya gezegene ayak basar basmaz onun mlkiyetini talep etmek
samadr, ama bir toprak paras zerinde almsanz, r
nn size ait olmas hakkaniyete uygundur. Tersini sylemek,
kp gelen ve retiminizi kaba bir biimde elinizden alan birileri
uruna almay kabul etmek olur.
Birey kendi kendinin sahibidir ve emei de kendisinindir,
onu istedii gibi kullanma hakkna sahiptir. Ona kar iddet ve
ya hrszlk yoluyla saldran herhangi bir bakas ona sava ilan
etmi demektir ve madur kendini her yoldan savunma hakkna
I
l 2
LO C K E . JO H N
sahiptir.
yleyse, nsan Sava durumuna sokan, iddetin haksz kul
lanmdr... (Locke, Second Treati$eyparagraf 177)
Hrsz amacna ularsa mlkiyetinin yitirilmesi, maduru bir
kle haline getirir. Bu ise insann iinde yaayabilecei cn kr
durumdur. Saldrgan saldry (iddet, hrszlk, dolandrclk)
balatmakla btn haklarm yitirir ve madur onu hakl olarak
ldrebilir veya kleletirebilir. (Locke, kle ticareti konusunda
mkemmelen bilgi sahibi olduu halde, Bat Afrikallarn kleli
ine kar kmyordu, nk ya safdillikten ya da politik davra
narak, klelerin kendilerini kleletirenlere kar saldr sava
balattklar iin koleletirilmeyi hak ettiklerini kabul ediyordu!)
Ancak, kendini savunan kiinin hakl savan saldrgann ailesi
ni de ierecek biimde geniletme hakk yoktur: Yalnzca o tekil
faile saldrmak hakl grlebilir.
nsanlarn devlete neden ihtiya duyaca sorusu birok ba
kmdan sorulabilir. nk Locke entelektel olarak sk sk
anarinin snrlarna kadar uzanr. Ama insanlarn kendilerini
doa durumunun anarisinden kurtarmak iin bir devlet szle
mesi oluturmasn gerekelendirecek birka neden ileri srer.
Doa durumu belirsizliklerle doludur ve insanlar saldr riski al
tnda yaamaktadr; doa durumunda ayn zamanda yerleik,
bilinen ve zerinde anlama salanm yasalar, nceden bilinen,
tarafsz bir yarg ve bu yargca hukuku uygulama yetkisinin ve
rilmesi eksiktir. Anaristler iin bunlar alamaz sorunlar deil
dir, hatta dikkati ana sorundan uzaklatran ayrntlar oldukla
r bile sylenebilir, ama Locke iin bu sorunlar bir devlet kur
mak iin yeterli bir gerekedir. Bir kez devlet kurulduunda in
sanlar demokrasi ya da ounluk ynetimi zerinde anlamal
I
1 6 3
L O C K E . JO H N
1 6 4
LO C K E . JOHN
L O C K E . JOHN
166
LO C K E . JOH N
1 6 7
MANTIK
M A D D E C L K (bkz. MATERYALZM)
M A N T IK
Mantk doru akl yrtmenin incelenmesidir. Dndklerimi
zin ierme, tmdengelim ve tmevarm yoluyla tutarl biimde
birbirine balanmasn salamann incelenmesi. Mantk karsa
ma ve iermeye dayal argmanlar inceleyerek bunlarn isel ge
erliliini deerlendirir (bunlar kapal devre olduu ve gereklik
ten bamsz olarak ele alnabilecekleri iin iseldir); tmdenge
lime dayal argmanlar ise kapsamlarn ve gereklie uygun
luklarn anlamak iin inceler. Yani mantk, argmanlarmz
zerine yerletirdiimiz kurallar btndr.
Mantk, hakikatleri ortaya koymaz. Bu konuda ok yanl
yaplr. Mantn btn yapabilecei, ncllerden hareketle so
nulara ulamaktr. Eer atlan admlar bu ncllerden doru
biimde karsanyorsa, o zaman sonu zorunlu olarak doru
dur. Bu bizim sonucun doru olmamas konusundaki arzumuz
dan veya ncllerin dndaki eyler konusundaki bilgimizden
bamsz olarak byledir. rnein u cmleyi dnelim: Fulfrd Sava Hastings Savaandan nce oldu; Stamford Bridge
Sava ise Fulford Savandan sonra. Burada kabilecek geer
li bir sonu, Stamford Bridgein Fulforddan nce olmaddr.
Ama Stamford Bridgein Hastings Savandan nce olduu so
nucu geersizdir. Bu, tarihte byle olmu olsa bile dorudur. Ve
1 6 8
MANTIK
169
MANTIK HATALARI
M A N T IK H A T A L A R I
Mantkta yaplan bir hatadr. Bir mantk hatasn kefetmek iin
I
170
hi
MANTIK HATALARI
172
MANTIK HATALARI
1 7 3
MARKSZM
M A R K S Z M
Marksizm dnya tarihinde en etkili olmu felsefi sistemlerden
biridir. Taraftarlar, metinler, siyasi yandalar ve akademik sa
vunucular zerinden bir hesaplama yaplsa, Aristotelesilik
muhtemelen ikinci en etkili ekol olurdu: Kadim Yunandan Ara
bistana ve Cizvitlerle birlikte Gney Amerikaya uzanr etkisi.
MARKSZM
175
MARKSZM
bir rnn fiyat tam tamna onun retimi iin harcanm olan
emee bal olarak belirleniyordu.
Emek deer teorisini anlamak, Marksizmin nemli bir yn
n anlamak bakmndan hayati nem tar. Her ne kadar
M arxin felsefesinin emek deer teorisine ihtiyac yoksa da, bu
teori Marksizmin siyasi ynlerine damgasm vurmutur. Smith
ve Ricardoyu okuyan M arxa gre, alan bir ii rettii mal
larda bir mbadele deeri yaratr, ama almayan kapitalist bu
nun belirli bir yzdesini ondan kendi kr iin alr. Bunun anla
m kapitalistin, emeklerinden baka hibir eye sahip olmadkla
r iin kapitalistler hesabna almaktan baka areleri olmayan
iileri (makine ve fabrikalar ise kapitalistlerin elindedir) smr
ddr. Bu ortaya basit bir ikilik karr: Bu ikilik ii snfn
ayaa kalkp retim aralarn ele geirmeye ve bylece deerin
tamamna el koymaya kkrtmak iin kullanlr. Bu yaklamn
ardnda mbadele deerinin nesnel bir ey olduu ve emek tara
fndan retildii anlay yatar. Nesnel deer teorisinin karsn
da deerin kiilerin seimlerinden ve mallan nceliklendirmesinden kaynaklandn ileri sren znel deer teorisi vardr. kti
sat Bhm-Bawerk M arxin teorisindeki sorunlara iaret edi
yordu. Bir sanat dnn: Tablosu zerinde yzlerce saat al
yor ama tablo kimsenin zevkine uymuyor. Bu, almas kar
lnda smrld ve titiz almasnn telafi edilmesi (kim ta
rafndan?) gerektii anlamma m gelir? Ludwig Mises gibileri ise
i ie geen snflar sorununu gndeme getiriyordu. retim ara
lar satn alan ii, kapitalist (ayn zamanda Marksizmin taraf
tarlarnn gznde hain) mi olur? Ya kendi elleriyle alan fab
rika sahibi? Marksist deer teorisinin karlat, belki de ala
mayacak birok sorun vardr. Denebilir ki, Marksizm bu teori
yi bir kenara braksa da epeyce anlam tayabilir. Ama anlalr
biimde Marksizmin destekileri doktrinlerinin bu kadar nl
MARKSZM
177
MATEMATK
M A T E M A T K
Bir say tutun, herhangi bir say. Ne? Evet, ama ne? Tuttuunuz
Say sizden bamsz olarak var m, benim grebileceim bir ey
mi, yoksa evremizdeki nesnelerin hesabn tutmaya yarayan bir
zihinsel kurgu mu? Yoksa tuttuunuz say dnya ile herhangi bir
ilikisi olmas gerekmeyen katksz anlamda bir zihinsel kurgu
mu?
Tohumlarn Platonun atm olduu realizm saylarn ba
msz nesneler olarak var olduunu ileri srer. 3 + 3 = 6 topla
ma ilemini ele alalm. Mantksal olarak, bu ilemin sonucu her
zaman ve her yerde doru olmaldr. Buradan kan anlam bu
saylarn zel bir statye sahip olduklar mdr? Ne de olsa bu
stat ve ilemin geerlilii bizim bunun geerlilii konusundaki
anlaymza, hatta bunu kabul etmemize bal deildir. Bu tr
br argman, A > B > C i s e A > C rneinde olduu gibi, btn
mantksal nermelere uygulanabilir. Bu da realistleri mantksal
nermelerin daha st veya ebedi bir gereklii yansttn syle
meye yneltir. Bu tr felsefi dn tarz, matematik akl y
rtmeyi engelleyici bir etki yapmtr. rnein sfr erken dnem
Bat dnrleri iin bir kbus olmutur: Hibir ey nasl var
olabilirdi? yleyse sfr, eytann sayyd. Gerekten de sfrn
I
178
MATEMATK
M ATERYALZM
M A T E R Y A L Z M (maddecilik)
Materyalistler dnyann tamamnn doasnn maddi ya da fi
ziksel olduuna inanrlar. Baka ekilde sylenirse, ruhlar veya
gayri maddi varlklar ancak bizim hayal gcmzn leminde
var olabilir. Bu lem bile fizikseldir. Bu, evrenin temel doasna
ilikin metafizik bir teoridir. Dalistler, formlarn ya da grn
mez glerin gayri maddi ya da ideal dnyas ile maddenin ya da
fizikselliin dnyasn birbirinden ayrrlar. dealistlerin dnya
nn maddiliini reddettikleri gibi, materyalistler de dnyann
gayri maddiliini yadsrlar. Her ikisi de dnyann iki biiminin
birlikte var olabileceini reddetmi olur.
MATERYALZM
181
M ATERYALZM
1 8 2
M ETAFZK
M E T A F Z K
Aristotelesin Fizik'ten sonra yazd bir kitaptan treyen meta
fizik terimi (meta sonra demektir), tek tek bilimlerin ele ald
spesifik konular yerine gerekliin tamamnn incelenmesi an
lamn kazanmtr. Bir baka anlamda, metafizik temel gerek
liin olanaklln ve doasn konu alr.
Metafizie girmek kolay deildir, nk insan bir noktadan
tuttuu zaman bunun ortaya kard iermeler dorudan spe
sifik bir ekol gndeme getirir.
Her metafizik mesele daima metafizik sorunlarn tamamn
kapsar. (Heidegger, What is Metaphysics?, 93)
rnein, fenomenler dnyas bir yanlsama olarak alnrsa, ar
dnda baka bir eyi gizliyor olmaldr ya da felsefi analizin gn
yzne karabilecei bir alternatif alt katman var demektir. Bu
nun alternatifi, kar karya olduum eyin fiziksel bir gereklik
olduu yolundaki saduyu pozisyonudur: Grmekte olduum
eyler gerekten gerektir. Ama algladm eyler hangi nokta
da gerekten gerek olur? rnein elimi masaya koyduumda
olduu gibi, bedenimin onlarla arpt noktada m? Molekler dzeyde herhangi bir fiziksel karlama olmamakta, yalnz
ca baz moiekler yaplarla baka moiekler yaplar arasnda bir
etkileim olmaktadr. Eer elimle masa arasndaki etkileimi grebilseydik, akc, dinamik bir bileim iinde hzl hzl hareket
eden ve birbirini cezbeden ve iten bir moiekler yaplar ktlesi
grecektik. Cildin yapsn oluturan ey bir atomik frtnalar
karmaasnda kaybolacakt. Ancak atomlar leminden geri e
kildiimizde varlklar fark edilebilir hale gelmektedir. Baka bi
imde sylersek, duyularmz, atalarmza hayatta kalma bak
mndan (hi olmazsa imdilik) bir avantaj kazandran bir tarzda
I 183 |
M ETA FZK
184
M ETAFZK
185
MILL, JO H N STUART
16
M ILL. JO H N STUART
MILL, JO H N STUART
189 |
MILL. JO H N STUART
MILL, JO H N STUAKT
1 9 1
MILL, JO H N STUART
192 I
MILL. JO H N STUART
MUTLAK
M UTLAK
"Mutlak olan hibir ey yoktur fikri yaygn bir mantk hatas
dr: Bu nermenin kendisi bile en azndan bir mutla varsayar.
Bilgilik taslamay bir yana brakrsak, grecilik hakikatlerin
her yerde ve zamanda ayn geerlilie sahip olmadn syler:
"nsan ldrmek yanltr trnden ahlaki mutlaklar evrensel
olarak balayc deildir.
Mantksal oyun alan dnda, "M utlak terimi daha derin ve
gizemli bir anlama sahiptir: Mutlak, Hegel ve Bradley gibi filo
zoflar iin var olan her eyin nihai ruhsal temelidir ya da Sprigge gibileri iin btn deneyimlerin toplam. Mutlak kendi iinde
var olur ve btn baka eylerden ve ilikilerden bamszdr. Bu
niteliiyle, onu her ey veya eylerin tamam gibi grmek mm
kndr. Buradan hareketle, evrenin ne tr bir metafizik vizyo
nuna yatkn olduumuza bal olarak farkl fikirlere geilebilir.
Monizmde bir Mutlaka yer vardr, nk bu yaklama gre ev
renin tek bir doas vardr, btn ynleri buna indirgenebilir.
Bunu dalist vizyonla karlatrabiliriz: Bu grte var olduu
sylenen maddi ve gayri maddi varlklar, mantksal olarak her
eyin altnda yatan tek bir mutlak alt katmana indirgenemez.
I
W4
MUTLAK
195 |
N E D E N S E LL K
N E D E N S E L L K
Bilim eitli nedensellik rnekleri sergiler: nkleer, kimyasal,
mekanik, elektromanyetik, biyolojik. Mantksal adan neden
sellik Amn Bye nasl yol at ile ilgilidir. A, Bye neden olu
yorsa, yaplacak karsama ya A ne zaman olursa B nin de ola
ca ya da A olmad takdirde Bnin de asla olmayacadr. Bu
sonuncunun iermesi de eer B olduysa, o zaman Ann da ol
mu olmas gerektiidir. Ama ne zaman? Ayrca A ile B arasn
daki mekanizma nedir? yle grnyor ki insan zihni bir meka
nizmann varln gerekli grmektedir, bu ister "Tanrnn eli
olsun, ister B zerinde etki yapan bir fiziksel g olsun. Ama bu
nun mantn zmek son derecede gtr.
Siena piyanoda bir notaya basar. Bu sesin kmasna yol aan
nedir? Dnceler dnceleri izler: tua basmak; kasn bkl
mesi; beyinden gelen bir motor nron sinyali... Peki ama sonra?
Siena cevap verir: "Piyanonun tuuna ben bastm. Peki "ben
kimdir? lk muharrik o mudur, belki bir ey yapma iradesine
odaklam diyebiliriz. Belki nronlarn atelenmesi onun beyni
nin kk bir blmnde bulunabilir. Ayrca, bedenin enerjisi
olmasa Sienann bu grevi yerine getiremeyeceini biliyoruz. O
zaman ald gdaya dneriz, bu gdann arz edildii pazarlara,
gdann retildii yerkreye. Ve uzaktan fotosentez yollayan
Gnete kafamz aydnlanabilir. Yolumuza devam ederek yak
lak 15 x 10* yl nce yaanan Byk Patlamaya ynelebiliriz ve
sonunda diyebiliriz ki: "te! te Sienann tua basmasnn neI
1%
N ED E N SE LLK
1 9 7
N IE T Z S C H E . FRIEDRICH
N IE T Z S C H E , F R IE D R IC H (1844-1900)
Nietzscheyi okumak insanda kitlelerin zerine ykselmek, sra
dan insan srlerinin ahlakn bir kenara atmak, dini reddet
mek, zerinde Tanr ld yazan bir tirt giymek, hayata ka
fa tutmak, eksantrik bir sanat veya bir askeri diktatr olmak,
sada solda koca posbyyla kendini pek nemser, kibirli bir
tavrla dolamak ve Wagneri dinlemek gibi istekler uyandrr.
Ama Nietzschenin kendisi akln karm ve ktrm olmu
bir insan oldu hayatnn sonunda. Franz Schubert gibi yaratc
yeteneini bir tela iinde sat ve her ne kadar kimse Nietzs
chenin frengiden mi, difteriden mi, tifodan m muzdarip oldu
unu bilmiyorsa da, 1889da kt ve hayatnn geri kalan ylla
rn srnerek yaad. Schubertte de olduu gibi, o devasa yap
tnda insan zihninin normal insan kapasitesinin snrlarna ve
belki de tesine doru bir zorlanmas ile kar karya kalyoruz.
Vaktinden nce gelimi ve parlak bir temelden hareketle yuka
r ve dar doru harikulade bir edebi akla yazlan yaptlarnn
takdir edilmesi iin okumaya bir bardak arabn ve opera mzi
inin elik etmesi en iyisidir.
Friedrich Nietzsche Lutherci bir ailenin ocuu olarak do
du, teoloji ve klasik filoloji okudu, babasnn lmnden sonra
ailenin kadnlar ve gittii yatl okul olan Almanyann en pres
tijli okulu Pforta tarafndan yetitirildi. Ya kadnlarn kendisine
ynelttii ilgiden ya da bir Rus feministi olan Lou Salom ile ili
kisinin baarszlndan (ve Cosima Wagnere ynelik karlkI
N IE T Z S C H E . FRIEDRICH
1 9 9
N IE T Z S C H E , PRIRDNICH
lendii bir durumu biraz zor tahayyl ediyor. Wagnerin Siegfried operas hayat, dnglerini, trajedilerini felsefi bir vizyon ile
ele alr. Mkemmel insan bermensch gibi, mkemmel trajedi
de Apollon ve Dionisosta cisimleen Yunan ruhlarndaki ikilik
kaynanca ortaya kar. Apollon akl, bireysellii, dzeni ve
zihni temsil eder. Faal bir kiiliktir, bir kahramandr. Apollonu
benimsersek, yaamn kargaasnn zerine bir al rterek daha
dzenli bir hayat vizyonu sunabiliriz. Dionisos ise ilkel duygula
r, kendiliindeni ii, tensel lie teslimiyeti, bireyselliin toplu bir
sefahat cokusu iinde erimesini temsil eder. Dolaysyla rkt
cdr. Onun ruhunu benimsemek, hayatn derinliklerine ve
dehetine, hatta hilie uzanmak demektir. Her iki vizyon da ge
reklidir. Sanat yoluyla kendimizi dntrebiliriz. Yunanlar ha
yatn tehlikeli ve pamuk ipliine bal olduunu biliyordu (biz
de bilmeliyiz bunu). Ama Dionisos ile Apollonu birletiren bu
tr sanat araclyla kendimizi ortaya koyabiliriz. Sanat metafi
zik kavrayn, dnyay alglamann bir aracdr. Mzik bizi mit
lere gtrr; trajedi hayatn en sonunda lmle ve dalmayla
biteceini anlamamza yardm eder. Bunlar birlikte mkemmel
bir ikili olutururlar: Doru biimde, felsefi bir ynelile yaplr
sa, bize metin olmay retir, Apollonu ve onun biimin ve g
zelliin zihinlerimiz iin bir allama pullama, bir gvenlik sala
ma arac olduu ynndeki srarn anlatarak hiliin dehetini
gsterir.
Nietzscheye gre, Yunan kltr Sokratesin felsefe yapma
ya ve Atmallara fikirlerini yaymaya balamasndan hemen n
ce, Aiskilos ve Sofoklesin trajedilerinde doruuna ulamt.
Ondan sonra Yunan ideali Sokratesin rasyonalizasyonlaryla
yklyordu. Bunun beraberinde hayat dolu tarzlarn ortaya
koymann bir yolu olarak dnyaya estetik biimde bak tarzla
r da geriliyordu. Sokrates her eyi aklc tarzda, bilimsel olarak
| 200
N IE T Z S C H E . FRIED R ICH
201
N IE T Z S C H E . FRIED R ICH
0 N 1 0 I.0 J
O N T O L O J (varlkbilim)
Varln ne olduunu, yani neyin var olduunu sorduumuzda
(Ben neyim? Evren nedir? Ne vardr?) ontolojinin alanna girmi
oluruz. Konuya yaklamann en iyi yolu sorular sormaktr.
Ben var mym? Baka insanlar var m? Algladm sand
m eyler gerekten var m, varsa bunun anlam bunlarn ben
den bamsz olarak var olmalar gerektii mi? Bir ocuk gizlen
mek amacyla gzlerini elleriyle kapattnda dnya yok olur,
ama ocuun bak asndan kendisi de yok olur. Felsefeciler de
byle ocuka dnme tuzana m dyorlar, yoksa ocuun
masum bak daha derinde bir eylere mi iaret ediyor?
Bam dndryorum ve olumu gryorum. Onun yalnzI
2 0 3
O N T O L O J
O l Om
LM
lm gzle grlebilir biimde btn canl yaratklarn nihai
kaderidir. Sk sk bir varln sonu olarak nitelenir. Ama biten
nedir? Filozoflar olayn anlam konusunda farkl fikirlere sahip
tir. Buradaki byk sorun herhangi bir teoriyi destekleyecek
bulgu yokluudur. lm nihai bir son mudur yoksa bir srecin
yalnzca bir paras m - belki ortas, hatta belki yeni bir serve1 205 I
LM
LM
2GR RADE
Z G R R A D E
Seim yapmakta, dncelerimizi ve arzularmz harekete geir
mekte, dolaysyla eylemimizin amacn belirlemekte zgr m
yz? Dar anlamda harekete geme bakmndan zgr olmayabi
lirsiniz (rnein bir sandalyeye balanmsnzdr), ama zihnini
zin iinde, ne dndnz, ne tr niyetleriniz, dleriniz ve
hedefleriniz olduunu belirleyecek btn gemi koullardan
zgr msnz? zgr irade tartmasnn kkrtt sorular
I
2 0 8
ZGR RADE
ZG R RADE
nrsek, ou zaman bireyin iradesine toslarz. O zaman Sarahnn arkadana hediye almasnn nedeninin onun Sarah ol
masna, kendi kendini belirleyen biri olmasna, dolaysyla zora
dayal, tarihsel veya doast etkilerden zgr olmasna bal
olduunu hakl olarak iddia edebiliriz. Bu anlamda Sarah zgr
bir znedir ve nihai nedenler bulma konusunda her aba onun
duyarl, kendi kendini belirleyen bir varlk olarak doasn yad
smak olur. Sarahnn kendi kendini belirlediini kendi kendini
belirlediine dayandrmak, iradenin zgrlnn aksiyomatik
olarak alnmas gerektiini dndrr bize. Bunun ise, Sarahnn neden byle davranmay setiini bilmek isteyenler iin
ok ekici olmad sylenebilir. Liberterler aksiyomun yeterli
olduu itirazn yaparlar. Teoloji evrenin ilk muharriki olarak
T an n nn nceliini ileri srerken, liberterler de bireyin kendi
hareketlerinin ilk muharriki olarak tannmasn talep ederler.
Bir irade oluturma zgrl, Sartre gibi kimilerine gre,
bir fizikinin bir eyleri kefettii tarzda bulunamaz. Bireyin bi
linci tam da bir hilik olduu iin zgrdr; dolaysyla, benliin
kendisi iin kendi zerinde eylemesinin dnda beli denemezdi.
Benlik belirli bir ekilde hareket etmek iin belirlenmi olduu
na inanarak harekete geiyorsa, Sartre elenceli bir tarzda ac
masz davranr: Hareketlerinin belirlenmi olduuna inanan in
sanlar alaktr. Bunun ok yerinde olduuna hi kuku yok, ama
ne demektir bu? nsanlklarn ve bilinlerini ve bylece iradele
rinin zgrln inkr ediyorlar demektir.
Peki ama bir sonraki admm seme konusunda o kadar da
zgr mym? nsanlarn bilinli biimde zgr olduklarn ka
bul edersek, bu, seimin determinizmden ayrt edilebilecei an
lamna gelmez. Bir sonraki aamada setiim ey, gerekten de
seim, deerler, aralar ve amalar konusunda kafamda var olan
fikirler tarafndan belirlenir. Zihnimden akp giden birok olaI
210
PLATON
P L A T O N (M 428-347)
Platon (geni omuzlu) nl Sokratesin rencisiydi. Hocas
nn ba rolde olduu saysz diyalogunda kendi felsefesini sergi
ledi. Platon tarihin belirli dnemlerinde dini hiyerariler tarafn
dan duayen kabul edilmi, 2000 yldan uzun bir sredir eitime
ve politikaya ilikin bir dizi teorinin kaynan oluturmu biri
dir. Hl zevk alnacak ve kendisinden renilecek bir filozoftur.
Platon M 428de, Peleponnes Savann (M 431-404) pat
lak vermesinden hemen sonra, Atinada politik bakmdan nde
gelen bir ailenin ocuu olarak dodu. Aile ona Aristokles adn
vermiti. Atinann Ispartallar tarafndan yenilgiye uratlmas
na tank oldu. Ardndan, Atinann Otuz Oligark dneminde ya
ad altst oluu ve despotizmi grd. Sonra demokrasi yeni
den kuruldu, Sokrates kent devleti tarafndan M 399da idama
mahkm edildi. Platon nce iirle ilgilendi, ama Sokratesle ta
ntktan sonra iiri brakp felsefeye yneldi. Bir lde siyasi
nfuz peinde kotuu bellidir. ki kez, Sirakzde ve Atarneusta danmanlk grevinde bulundu, ama esas etkisini Devlet
PLATON
212
PLATON
belki budur.
Platonun felsefesinin her kesine akln kuatc nemi sin
mitir. Fikirlerin test etme yoluyla incelenmesi iin zihin sonuna
kadar zorlanr. Fikirlerin gerek varlklarla yeterince ilikili ola
mayacan savunur nk varlklarda ciddi eksiklii duyulan
bir ey olduu kanaatindedir: Diyaloglarndaki diyalektik ince
leme, delil olarak ortaya srlen rneklerde her zaman ne oldu
unu bilemediimiz bir eksiklik olduunu gsterir. Bu tr eyler
felsefecileri olsa olsa cesaretlendirir! Platonun akl yrtmesine
gre, karlatmz eyler, rnein uradaki gzel kz veya n
mzdeki oranlar gayet iyi tasarlanm masa, gerekten de birer
rnektir, ama metafizik bakmdan daha yksek ya da doast
bir varln birer rnei: Gzel insanlar veya oranlar gayet iyi
tasarlanm masalar, Platonun varlna inand teki dnyaya
ait Formlar veya dealarda bulunan hakiki kimliklerinin yoksul
birer yansmasdr. Aynen sanatnn gzel kz tasvirinin ikinci
elden kma bir grnt olmas gibi, gzel kzn kendisi de G
zel Kzm dealinin (eidos) ikinci elden bir grntsdr.
Felsefi akl bylece bizi Platonun felsefesinin temel direine,
yani iki dnyann varlna gtrr. Evrenin gerek doasnn ne
olduu sorusunu soran metafizikte Platonun versiyonu iki dn
yann var olduudur: Duyumladmz dnyann kat formu ve
hakknda sessiz sedasz fikir edinebileceimiz ama ancak ld
mz zaman ulalabilir hale gelen dnyann uhrevi formu. Bu, ev
ren konusunda dalist bir teoridir, nk iki alann varln va
zeder. Bu da Platonun ikinci temel felsefi fikrine tar bizi: Ruh
larmz ebedidir ve bu iki dnya arasndaki uurumun zerinde
bir kpr rol oynama kapasitesine sahiptir. Platon, Pitagorasm
ruhun yeniden doumuna, ebedi varlna ve bir bedenden bir
baka bedene g etmesine ilikin retisini benimsemitir.
Fiziksel anlamda hayatta iken bilgimizin yetersizliinden e
I
2 1 3
PLATON
214
PLATON
215
P O P P E R , K A R L R A IM U N D (1902-1994)
Sir Kari Popper Viyanada domu ve eitim grm, mobilyac
olarak yetitikten sonra ngiltereye g ederek London School
of Economicse gitmeye balamtr.
[Kol iisi olma yolunda] son giriimim mobilyac olmak ol
du. Bu bedenen insan zorlayan bir i deildi. Sorun uydu
ki, ilgimi eken baz speklatif fikirler almama engel olu
yordu. (Popper, Unended Questy35)
Popper ilk kez dikkatleri Bilimsel Kefin Manttt balkl kita
byla zerine ekecekti. Bu kitap, ampirizmin, tmevarmn
mant ile ilgili kritik bir meselesine zm aryordu. Tmeva
rm deneylerden ya da deneyimlerden gelen bulgularn (verile-
216
2 1 7
POST YAPISALCILIK
P O S T Y A P I A L C IL EK
Bir postyapsalcy anlamak iin nce bir yapsalcy anlayabil
memiz gerekir. Yapsalclk 1960h yllarda Parisin, varoluu
luu glgede brakan modalarndan biriydi. Bu ksmen yapsal
cln antropoloji, edebiyat aratrmalar ve kltrel aratrma
lar gibi alanlarda daha byk ekicilii olduu iin byleydi. Bu
alanlarda yapsalclara hl rastlamak mmkndr. Buradaki
temel fikir Saussuren dilbilim alannda yapt almalardan
kaynaklanyordu. nan sistemleri ve kltrler, dillerin incelen
dii gibi, yani szcklerin bir cmleyi oluturduunda aralarn
da kurulan ilikilerin incelenmesi yoluyla ele alnabilir. Ben
postyapsalcl anlamyorum cmlesi, szcklerin greli ye
rinden kaynaklanan bir anlam ierir, Anlamak yerine, sev
mek ya da inanmak gibi bir dizi baka szck yerletirilebi
lir. Ama ancak, yat, zerine gibi szckler yerletirile
mez. Dilbilgisi alkanlklar aikrdr. Kyas yoluyla yapsalc
lar insan ilikilerinin de greli yerlerine bal olarak uygunluk ve
anlam ifade edebileceini belirtirler.
rnein, bir Cuma gecesi bir kentte sosyal etkileimi ele alr
sak, gzden geirdiimiz grnrde birbiriyle ilgisiz birtakm
fenomenlerden baz kalp ve yaplara ulamamz mmkndr;
nk ortalktaki canllk ve neenin ardnda, alma, dn t
renleri ve futbol malar gibi baka faaliyetlerle ilikisi olan, in
sanln mitleriyle ve ortak kalplarla ilgili daha derin birtakm
I
2 1 8
POSTYA Pl SALCI Ll K
219
PRAGMATZM
P R A G M A T Z M
Pragmatist, davranlarn ve inanlarn, bunlarn ie yarayp
yaramadna bakarak seen kiidir. Bir edimden sonra baar
domuyorsa, pragmatist o edimi brakr, baka birine ynelir.
Bu ok makul bir ey gibi grnebilir: Her defasnda baarszl
a urayan bir edimi srdryor olsam, buradaki denemeleri
min tarznda hi kukusuz yanl olan bir ey olmaldr. Dnya
nn benim abalarm karsnda eilmesini bekliyorum demek
tir. Eer duruma gre hareket hattm deitiriyorsam bu da
aralar ve amalar arasndaki iliki bakmndan makul gibi g
rnmektedir: Davrann duruma gre deitirilmesi dorudur.
|
220
PRAGMAT2M
2 2 i
PRAGMATZM
RA&YNA2M
R A S Y O N A L Z M
Rasyonalizm bilgi hakknda bir teoridir. eyler hakknda nasl
bilgi edindiimiz ve daha da nemlisi eyler hakknda bilgimizin
kesin olduunu nasl bilebileceimiz hakknda bir teoridir. ster
zihinsel ister zihin d olsun, eyler hakknda bilgi edinmenin en
iyi ynteminin zihnin ve mantk srelerinin kullanm olduu
nu iddia eder.
Modern ada Descartes rasyonalist bak asn ou insa
nn bildii basit bir formlle ifade etmitir: Duyularmn kesinli
inden emin olamayabilirim, onlarn bana anlattklar beni al
datyor olabilir, ama dnmekte olduumdan asla kuku duyamam. Bylece balang ncl zihnin ileyii ilkesi haline gelir:
Dnmekte olduumu bildiime gre, bir rasyonalist olarak
grevim, kullandm terimlere ve onlarn aralarndaki bant
lara hkim bir tavrla mantksal bir dorultuda ilerlemektir. O
zaman bir dnce sistemi tretilebilir. Bu dnce sistemi de,
zihnin ileyi tarz, d dnyann doas, iyinin nitelii, gzellik
sorunu ya da toplumun ve siyasetin olumas gibi eitli felsefi
sorunlara uygulanabilir.
Birok rasyonaliste gre, akla bavurmak, herkeste var olan
bir melekeye bavurmaktr. Btn halklarn akl kulland d
nlr; dolaysyla hepsi belirli ncllerden tretilebilecek olan
sonular konusunda anlaabilmelidir. Bu anlamda rasyonalizm
Stoaclarn, yerel veya tarihsel banazln engellerini am,
kozmopolit bir tek-dnya, tek-halk idealine byk lde yas1 223
RASYONALZM
224
RASYONALZM
RA SYO NA I l/M
2 2 6
ROUSSEAU. J E A N - J A C Q U E S
R L A T V tZ M (bkz. GRECLK)
R O U S S E A U , JE A N -JA C Q U E S (1712-1778)
Jean-Jacques Rousseau felsefenin en renkli kiiliklerinden biriy
di. Baz durumlarda ancak aykr olarak anlabilecek bir tutumu
benimseyen Rousseauyu, etkisi syleminin geni yelpazesinden
ve mizah duygusundan kaynaklanan, grnrde btnletirici
bir doktrine bal olmayan yetenekli bir denemeci olarak grr
sek daha iyi anlayabiliriz. Gl ama meruluu pamuk ipliine
| 227
ROUSSEAU, J E A N J A C O U I S
ROUSSEAU. J E A N -J A C Q U E S
dr; ama yine de eitimi ince ince ynlendirilmelidir ki sanki her '
ey kendi seimi imiesine renebilsin. Jean-Jacquesn politi
kaya bak da birok bakmdan buna benziyordu: Birbirimizin
banda nbet beklemezsek ve bakalarnn ayana basmadan
kendi bireyselliimizi ifade edebilirsek hayat ne kadar daha g
zel olur.
nsanlar karnca yuvalarnda kalabalk halde ylmamahlar. Yeryzne yaylarak topra ekmeliler... Btn yaratk
lar arasmda sr halinde yaamaya en az uygun olan insan
dr. (Rousseau, miley26)
Ona gre, krsal hayat insana ok daha uygundur: nsan oldu
u gibi tanmak iin felsefeci kentlere bakmamahdr. Buna ba
l olarak Rousseau bilimsel aydnlanma yoluyla ilerlemeyi red
dediyordu. Tam tersine, ilerleme modern hayatn reddinden ve
asil vahinin yaam tarzna geri dnmekten geiyordu.
Rousseau asil vahilerin nasl olmas gerektii konusunda bir
eyler syleyen ilk yazar deildi. Bu fikir, Avrupal kiflerin Ku
zey Amerikann yerli halklarnn yaam tarz konusunda anlat
tklar yklerden beri ortalkta dolayordu. Bu yaam tarz,
kiflerin gzne Avrupada kent sakinlerinin veya feodal zm
relerin yaadna gre daha saf bir hayat gibi grnyordu. An
cak, Rousseaunun eletirisi entelektel olarak dikkati zerine
ekti ve bir eyden sulu hissedecek kadar zengin olanlarn ken
disini himayesine almasna yol at. Asil vahinin doayla daha
i ie yaad ve modern dnyann tuzaklarna dmedii var
saylr; yleyse daha mutlu olmaldr. Rousseaunun argman
baz bakmlardan bize maddi ilerlemenin zorunlu olarak insan
larn daha mutlu olmas anlamna gelmediini hatrlatmas a
sndan yararldr, lkin kendisi de, konforlu bir hayat iine do| 229 |
ROUSSEAU. J E A N -J A C Q U E S
ROUSSEAU, J E A N . J A C Q U E S
I 232 |
ROUSSEAU. JE AN JA C Q U E S
RUH
RUH
nsann ldn fark ettiimizde, lmden sonra bize ne olaca
n merak ederiz. Acaba biz ldkten sonra ebediyen yaaya
cak, Amerikan yerlilerinin inand gibi mutlu av alanlarnda ya
da Yunan mitologyasnda mutluluk blgesi olan Elysiumda ya
ayacak ya da hayatta yaptklarmza gre yarglanarak ya yu
kar, cennete yollanp saadete kavuacak veya aaya, cehenne
me yollanp ahlakszlmzn bedelini deyecek, ruh ad verilen
bir eye sahip miyiz? Kukucular lmszlk arzusunun bizim
iyi dileklerimizden ve bir kez lm geldikten sonra oyunun bite
ceini inkrdan baka bir ey olmadn ileri srerler. Tabii, ru
hun lmszl ve hepimizin gidecei bir baka yerin varl
I
234
RUH
RUSSELL. BERTRAND
R U S S E L L , B E R T R A N D (1872-1970)
Bertrand Arthur William Russell, eitim, evlilik, din ve sava da
dahil ok eitli konularda yazan ok verimli bir filozoftu. An
cak, felsefi n matematik ve mantk konusunda yapt ve epis
temoloji ve metafizik alanlarna da taan almalarna baldr.
Russell, felsefe iin olduu kadar idealleri iin de yaad. Uzun
kariyerinde affedilebilir baz deiiklikler ve tutarszlklar kefetsek dahi, genel olarak cesaretini ve rnek tavrn ancak takdir
edebiliriz. Britanyann Birinci Dnya Savana katlmasna
kar km ve bunun iin hapiste yatmay gze almtr. Kadn
lara oy hakkn savunmutur. Nkleer silahszlanma ve ojeni ta
raftar olarak aba gstermitir. Bat Felsefesi Tarihi kitabyla
I
236
RUSSELL, 8ERTRAND
2 3 7
RUSSELL. UEHTRAND
I IW I
SARTRE, JEAN-PAUL
S A R T R E , JE A N -P A U L (1905-1980)
Jean-Paul Sartre elenceli biridir. Yer yer onu ciddiye almak ok
zordur, ama hayal gcyle beslenmi, fenomenolojiden etkilen
mi betimlemeleri zaman zaman unutulmaz niteliktedir. Sartre
ok verimli bir yazard. Kahvesiyle uyarc ilalar alyor olmas
sorunu bytyordu. nsan bilimlerinde bilgisi ok geni bir ala
na yaylyordu. Ayn zamanda romanc, oyun yazar, edebiyat
eletirmeni olan, bunlara ek olarak siyasi yazlar da yazan ender
grlen bir filozoftu. HusserPin fenomenolojisinden etkilenmi
ti. Raymond Aron ile birer bardak arap ierken (Aron felsefe
nin bir bardak arap hakknda da olabileceini anlatyordu) bu
ii daha da derinletirme heyecan duyan Sartre varoluuluun
nde gelen szclerinden biri haline geldi. Direni hareketinin
hangi kanadn destekleyeceine karar veremedii iin yazmaya
devam etmeyi seti. 1943te Varlk ve Hilik yi tamamlad. SavaI
239
SARTRE. JE AN PAUL
240
SARTRE, JE AN -PA UL
SARTAE. J E A N P A U L
SAVA
SA V A
Sava insanlk tarihinde grld kadaryla hi eksik olmam
bir deimezdir. Yaratt grlt, iddet ve etkileri dolaysyla
da medyann ilgisine mazhar olur. Sk sk yaanmas dolaysyla
baz filozoflar savan kanlmaz olduu dncesine kaplm
tr. Kimileri ise byle dnmez ve savan sorumluluunun ya
kontrol altna alnabilecek ya da etkileri bakmndan hafifletilebilecek belirli nedensel faktrlere atfedilebileceini belirtir. Hi
kuku yok ki sava felsefi bir sorundur. Tarihilerin veya stratejistlerin tekeline braklamaz. nk felsefeci, savan doas
konusunda ok ilgin baz sorular gndeme getirebilir.
Sava nedir? Tanmlanabilir mi? Tanmlanabilirse nasl? Sa
vaa ne yol aar? nsan doas ile sava arasndaki iliki nedir?
nsan doas sava zorunlu mu klar, yoksa yalnzca insann be
lirli sosyolojik ve evresel koullara tepkisi mi savaa yol aar?
Savan suu insan doasna (gnmzde genlere), teki insan
lar hkimiyet altna alma veya kontrol etme ynndeki ikin
eilimimize, ekonomik koullara, siyasi oluum trlerine veya
ideolojik alanda dine, milliyetilie, totalitarizm biimlerine
yklenmitir.
Etik ve politikaya baktmzda, savan herhangi bir durum
da hakl grlp grlemeyeceini, grlebilecekse hangi temel
de grlebileceini sorabiliriz. Sava kim ilan etmelidir? Kendi
sine saldrda bulunulan birey mi, yoksa savan kolektif doas
onu politik olarak egemen gcn merulatrmasn m gerekti
rir? Ve eer sava ahlaki bakmdan hakl grlebilirse, sava
iinde belirli fiiller temel insan standartlarn ve haklarn ihlal
ettii iin kabul edilemez olarak grlmeli midir? Ahlak savan
alanna admn bile atabilir mi? Hakl sava teorisyenleri bunun
mmkn olduu kansndadr. Yzyllar boyunca karlkl ola
rak zerinde anlalabilecek bir dizi kriter temelinde savan
I 243
SCHOPENHAUER. ARTHUR
S C H O P E N H A U E R , A R T H U R (1788-1860)
mmanuel Kant dnyay fenomenal bir grnler dnyas ile
245 i
SCHOPENHAUER. ARTHUR
246
SCHOPENHAUER. ARTHUR
247
SEZG
S E K S (bkz. CNSELLK)
SEZG
Ben bunu biliyordum! renci, yeni rendii bir ey karsn
da byle der. Saygsz bir cevap diye dnebiliriz, ama bu cevap
Sokratese kadar geri gider. O, ruhumuzun derinlerinde muhafa
za edilen, ama araya bedenimiz girdii iin renemediimiz bil
giye erime konusunda bir kapasitemiz olduu kansndayd. Bu
anlamda sezgi yoluyla rendiimizi syleyebiliriz: zaten var
olan bilgiyi kavrayarak ve haaa, tamam diyerek. Bir eyi der
hal kavrama karsnda herkesin hissedecei iyi duyguyla.
Gzel bir teori gibi grnyor ama Sokrates ebedi olan ruhu
muzun ideal dnyada her eyi bildiini, ama dnyaya geri d
nnce, hatrlatlana kadar her eyi unutmann iine geldiini
varsayyordu. Sezgi, bir zamanlar bilinenin kavranmasdr. Sokratesin teorisi, ister dini olsun, ister laik, dnce hayatnda ok
yaygndr, nk deneyim veya akl yrtmeye dayanan dn
ce olmakszn bilgiye sezgi yoluyla ulaabileceimizi varsaymak
ta, bylece mistik keifler ve vahiylerin, yani baka dnyalardan
edinilen bilginin de bu kapsama girebileceini sylemektedir. Bu
I 248 |
SEZG
to Metaphysics, 1)
Kimileri de bilginin znellii zerinde durmay tercih ediyordu:
Dnyay sadece ben alglayabilirim; yleyse, sezgi srelerim
nesnelere bakmay ve onlarn, zn bir vizyonu olarak kendi i
lerinde, kendilerini bana sunduklar gibi ne olduklarn anlamaI 249 |
SYASET FELSEFES
S Y A S E T F E L S E F E S
Siyaset felsefesi birey ile bakalar arasndaki ilikiyi inceler. Bu
felsefeye gre bu iliki zorunlu olarak toplumsaldr. Toplumun
bireye sayg gstermesinin veya bireyin topluma sayg gsterme
sinin gerekli olup olmad, bireyle toplum arasnda (eer varsa)
ne gibi haklar ve sorumluluklarn var olduu sylenebilir, top
lumsal bir varoluu gvence altna alabilmek iin zora dayal ya
plarn gerekli olup olmad, gerekliyse bunlarn ne biim alma
s gerektii gibi sorulara cevap arar.
Bu tr sorular insann ban dndrecek kadar kapsaml ve
engin olabilir. nsan kolaylkla ben, toplumsal cinsiyet ve top
lum konusundaki kavramlatrmalar zerinde duran baka fel
sefe alanlarna kayabilir. Ama hep ayn soruya geri dnlr: Bi
rey bakalaryla nasl ilikilenmelidir? Haklar, grevler ve so
rumluluklar gibi eyler var mdr? Eer varsa bunlar tanmlana
bilir mi, bunlarn bireylere ve/veya gruplara ait olduu syleno-
I 250 |
SYASET FEL SE F ES
SOKRATES
S O K R A T E S (M 469-399)
Sokrates, Bat felsefesine hem karakteri hem de felsefi diyalogla
r ile damga vurmutur. Kendisi yazl hibir ey brakmamtr,
ama Atina yurttalar ile yapt konumalar Platon ve Ksenophanes gibi hem rencisi hem izleyicisi olanlar tarafndan kayde
dilmitir. Sokratesin dncelerinin Platon tarafndan yorum
lanm hali felsefi analizde byk arla sahiptir. Platonun di
yaloglarn okurken, bunlarn hocasnn dncelerini kendi a
sndan anlattm ve bu anlatmn Platonun kendi zihni gelitik
e ve olgunlatka giderek daha az Sokratik, daha ok Platonik
hale geldiini unutmamak gerekir.
I 252 j
SOKRATES
SPINOZA. BE NEDICT DE
S P IN O Z A , B E N E D IC T D E (1632-1677)
Amsterdaml Benedict (doduunda Baruch) de Spinoza, Descartcsn almalarnn felsefi yan rnlerinden biridir, ama
Descartes takdir etmekle birlikte Spinoza ayn zamanda kendi
ni Kartezyen felsefeden ayrma abasn da gstermitir. Spinoza
zgn ve ilgi alan geni bir dnrd. Yahudilik ortamnda ve
o eitimle yetiti, sonra onu terk ederek gevek biimde laik H
ristiyanlk denebilecek bir nanc tercih etti, genel olarak da Tan
r ve din konusunda ortodoksiye smayan bir bak ileri srd.
Mercek retiyor ve gayet tutumlu yayordu. almalarnn b
yk blm, kendisi veremden ldkten sonra yaynlanacakt.
I 254 I
SPINOZA, BE NEDICT DE
SPINOZA. BENEDICT DE
SPINOZA, BENEDICT DE
257
S TO AC IL IK
S T O A C IL IK
Doaya uygun yaa!: Stoaclarn dsturu budur. Bunun anla
m, doann hakknda bilgi edinebileceimiz bir ey olduu ve
mantksal bir sonu olarak, dnya hakknda rendiklerimizi
kendi hayatlarmza uygulayabileceimizdir. Stoaclk insan ka
pasitesinin en yksek dzeyde kullanlmasna, ama ayn zaman
da alakgnllle ve kendine gre bir dzeni olan devasa bir
evrende ne kadar zayf bir durumda olduumuzu anlama cesa
retine bir ardr. Stoaclk, Romanm filozof imparatoru Marcus Aureliusu ynlendiren etikti. Bugn dahi bu okulun etkile
rini hissetmekteyiz.
Stoaclk Kbrsl Zenon, Kleanthes ve Khrissippos tarafn
dan gelitirilmitir. Bu sonuncusu, sonradan Roma dnrleri
nezdinde byk reva gren tutarl bir felsefe oluturmutur. Bu
dnrler Stoacln dev ve mevcut dzene itaat konusunda
ki ahlaki vurgusunu Romann askeri ve emperyal deerlerinin
hizmetine koacaklard. Bu felsefenin gelime evresi vardr:
erken, orta ve ge evreler. Bu dnemletirme, okulun Yunanis
tandan mparatorluk Romasna, oradan da ge Roma dnemi
ne yolculuunu anlatr. Erken dnemin metinlerinden ou ka
yptr. Aratrmalar, ikincil yazlar ve daha ge dnem alma
lar zerinde younlar.
| 258 |
S TOACILIK
S T O A C IL IK
2 6 0
SU ve C E Z A
S U ve C E Z A
Su bir ihlalin yaanm olduunu ima eden bir szcktr.
Ama bunun anlam, ihlal edilecek bir eyin olduudur. yleyse,
referans yaplan eye daha yakndan bakmalyz.
Biri hrszlk yaparsa, hrszln yanl olduu varsaylr.
nk zel mlkiyete ilikin dzenlemeler, insanlarn birbirleri
nin mlkiyetindeki eylerle ilgili yapabileceklerini yasaklar veya
kstlar. Mlkiyet haklarn kaldrn, hrszlk da ortadan kalkar:
Eer her ey herkesinse, hibir ey alnamaz. Hayat ile ilgili ola
rak da ayn ey geerlidir. ldrmek neden yanl bir ey olarak
grlr? Nedenlerden biri, bireyin yaamnn biricik olmas ve
ahlaki bakmdan (ve belki de ekonomik bakmdan) sayg gste
rilmesi ve desteklenmesi gereken bir ey olmasdr. Ama bu, b
yk dinlerde ve laik felsefelerde var olan hmanist unsurlardan
kaynaklanan zgl bir felsefedir. Eer kltrel olarak btny
le bu varsaymn iinde yetimisek, bilinli bir aba ile odam
z deitirip alternatif bak alarn da anlamaya almamz
gerekir.
Kiinin hayatnn bu kadar kutsal ve dokunulmaz olarak g
rlmedii bir dnyay hayal etmeye alalm. Bunu yapmak ok
da zor deil. ster gnmzde, ister insanlk tarihinde olsun, ya
ananlar bu bak asna uygun: Klelikten toplum mhendisliI 261
SU
CEZA
2 6 2
SU ve CEZA
SU
CE Z A
TANRI
TANRI
Tanr szc gemite olduu gibi gnmzde de muazzam
potansiyel psikolojik ve sosyolojik etkilere sahiptir. nananlar
dini akidelerine gre yaarlar, ibadet ederler, paralarn, zaman
larn, hatta hayatlarn Tanrlarna feda ederler. Aslnda, Tan
rnn var olup olmadndan bamsz olarak, Tanr szc
nn kendisi binlerce yl boyunca zihinleri, halklar ve kltrleri
ortadan yarmtr. Szck, Tanr adna yaplan ahlakszlk,
uygulanan iddet, gerekletirilen ikiyzl eylemler karsnda
ateistlerin tylerinin diken diken olmas sonucunu dourmu
tur. Ama inananlara hayatiyet, umut, coku, buradalk ve g
venlik iinde olduklar duygusu salamtr.
Felsefeci, Tanr hakknda dnmeye nasl balar? Kukucu
lar analitik yntemi benimseyerek szcn neyi ima ettiini in
celeyebilirler. Kimileri byk bir sayg ve huu iinde yaklaabi
lir konuya. nananlar ise Tanrya ilikin kendi kiisel ve klt
rel deneyimlerinden balayabilirler. Btn bu pozisyonlar, gr
nrde kendine yeten, eletiriye bak karmak sistemleri reI 265
TANRI
TANRI
TANRI
2 6 8
TARH
TARH
1914 ylnn Austos aynda bir Srp milliyetisi Avusturya Ari
dk Ferdinanda Saraybosnada bir suikast dzenledi. Bunu iz
leyen olaylar zinciri sonucunda byk imparatorluk kt,
15 milyon insan hayatn kaybetti. Tarihi, olaylar sonuna ka
dar izleyerek baka seimlerle olan ilikilerini deerlendirme ii
ni gnmze kadar getirebilir, ama felsefeci daha ounu ara
trr ve akademik almann gerekelendi rilmesini talep eder.
Bu suikast tarihsel bir zorunluluk muydu, btnyle rastlant
I 269 |
TARH
270
TMELLER
TMELLER
Tmeller felsefenin ba belasdr. Basit bir ifadeyle, tmeller ti
kel varlk veya olaylar iinden bir grubu tekilerden ayran sz
cklerdir; ama yalnlk, ille de yanl olmamakla birlikte, felse
fenin dikkatini karmaklk kadar eker. rnein, bir kez bir t
mel terim azmzdan ktnda, imdi bir grupta toplad ti
kellerin tesinde bir eyin varlndan m sz ediyoruz? Dalist
dnce buna olanak tanr: Eer insandan sz ediyorsak, gru
ba mensup olan (olmu olan, olacak olan) bireylerin tesinde
var olan bir ey olduu sonucu kar. Platonun felsefesi byle
bir ikilii ierir: Bir yanda tmeller kavramndan devralnm bir
ideal formlar dnyas vardr; bir yanda da etrafmzda grd
mz bir tikeller ve fenomenler dnyas.
Platona gre tmeller kendi lemlerinde var olurken, ren
cisi Aristoteles bu ikilii reddederek tmellerin elbette var oldu
unu, ama tikel varlklarda var olduunu savunan realist bir an
lay benimsiyordu. rnein, kpeim M r. Hobbesu grd
mde, onun, kpein her bir rneinin de sahip olduu bir k1 27i
1
TMELLER
VARLIK
VARLIK
Varlk ya da olmak. ngilizcede iki szck ayndr ve olmak n
gilizcede geisiz bir fiildir. O yzden de I am (benim veya
ben varm) tmcesini dilbilgisi bakmndan kendine yeterli bir
tmce olarak kurmak mmkndr. Doal olarak, Shakespearein Hamletine sk sk referans yaplr: Olmak ya da olma
mak, ite btn mesele bu. Hamlet sadece yaamak ile yaama
mak arasnda gezdiriyor fikirlerini; bu aklanmas gerekmeycI
273
VARLIK
VARLIK
VAROI U J U I U K
VAROLUULUK
Varoluuluk, Kicrkegaard ile Rus romancs Fyodor Dostoycvskiyin yaptlarndan kaynaklanan, bireysel seimin metafi
zik yk zerindeki vurgusu daha sonra Gabriel Marcel, Martin
Hcidcgger ve (bu felsefeyi oyunlarna ve romanlarna da uygula
maktan zevk duyan) Jean-Paul Sartren almalarnda verimli
bir toprak bulan greli olarak modern bir felsefedir. Varoluu
luun baz kkleri Stoacla, Ortaa Skolastik dncesine ve
bir lde Descartesn felsefesine geri gtrlebilir.
Kierkegaard, HcgePin Mutlak Tinin byk emasnda uzlatriabiiir bir varlk, sanki nihai bilin olarak dnlm
olan bilin kavrayn reddediyordu. Ona gre, bilin uzlamaz
biimde bireysel ve yalnz kalmalyd. Kierkegaard gibi Hristi
yan olan Marcel, hayatnn (Tanr tarafndan) verilmi olduu
nu, ama her an lebilir olduunu, lmle her zaman yz yze ol
duunu, dolaysyla psikolojik olarak tek kan teki dnyaya
iman getirmeye dayanan teolojik yol olduunu ileri sryordu.
Ateist varoluular iin bu bir seenek deildir: lm insann
varlnn ortadan kalkmasdr. Dolaysyla lm burada daha
da ciddi sonular ierir.
Varoluu iin seim br absrtlk yaratr: Diyelim bir bar
dak bira smarlamak zereyim, ama bir sonraki davranmda
zorunlu olan hibir ey yoktur. Servisi yapan kadna dans etme
sini syleyebilirim veya ayaa kalkp Marsellaise'i syleyerek
oradan kabilirim. Kim olduum, baka filozoflarn insan do
as dedii ey tarafndan tanmlanmamtr. yleyse, seimin
absrtlnden de derin olan ey, varlk zden nce gelir n
cldr. Gemi hi kuku yok ki daha nce yapm olduum
seimleri ve eylemlerimi ve beni bira smarlamaya kadar getiren
btn olumsallklar ierir. Ama bir an sonra kim olacam se
me konusunda zgrmdr. Her birimiz her an nmzde
I 276 |
VAROLUULUK
VCDAN
VCDAN
Dostoyevskiyin Su ve Cezasnda Raskolnikov ok iyi planlan
m bir cinayet iler, ama sonra vicdan peini brakmaz. Neden?
Artk mazi olmu ve bir baka uzay-zamana ait olan bir ey ze
rinde bu kadar durmann ne tr bir nedeni olabilir? Aziz Augus
tinus bizi iimizden geldii gibi davranmaya tevik ediyordu. O
zaman neden ne yaptmz hatrlamak, hareketlerimizin ze
rinde dnmek ve pimanlk duymak zorunda olalm ki?
Ah, kader ona biraz pimanlk balasa, yrei trmklayan,
uykuyu karan yakc bir pimanlk, insanlar ryalarnda
celladn ipini veya denizin derinliklerinin sknetini grme
ikencesiyle kar karya brakan o pimanlk! Ah, bunu o
kadar byk bir memnuniyetle kucaklard ki! Gzyalar ve
| 278 |
VfCDAN
Punishmenty 520)
Joseph Butler vicdan insann kendisi zerine yarg veren ... ba
z davranlarn kendi ilerinde hakl, doru, iyi olduunu telaf
fuz eden ... stn bir tefekkr ilkesi (Five Sermons, II.8) olarak
tanmlamtr. Raskolnikov kendini yarglamaktan kaamaz.
Ama bastrlm ihtiyac zincirlerinden boandrarak kendi ze
rine evirip bir boalma ve gnahlarndan arnma yaayamaz,
nk gnahlarndan arnmas olanakszdr. Butler iin vicda
nn ierii evrenseldir ve adaleti, drstl, ortak karlara
gsterilen zeni kucaklar. Ama Butlerdan daha erken bir aa
mada yazmakta olan Locke, vicdan konusunda evrensel olarak
kabul edilecek davran ilkelerinin doutan gelebilecei fikrini
sorguluyordu. Bu argman Adam Smith tarafndan devrahnacakt. Smith vicdan psikolojik olarak iimizde var olan tarafsz
bir seyirci olarak tanmlyordu. Bu seyirci, kiinin tarihesi iin
de yetiiyor ve insann kendi davranlar hakknda yarg veri
yordu. Bu durumda, hem olumlama hem de mahkm etme yerel
birtakm renkler tayacakt.
Zihinde doan i ekime, buna elik eden duygusal sknt,
insan hasta bile edebilen bu durum, gerekten de tuhaf bir det
tir. Bu, vicdan szlayanlar bunun nereden kaynaklandn sor
maya iter. Ayn zamanda, benzer aclar ekmeyenlerin u ya da
bu nedenle vicdansz olduu, dolaysyla da insandan daha aa
dzeyde bir varlk olduu dncesini kkrtr. Eer Butler
hakl ise, teologlar Tanrnn her birimizin iine bir vicdan yer
letirmi olduunu ileri srebilirler. yilik yapmamz ve kt
lkten kanmamz buyuran emirler kalbimizin duvarlarna b
yk harflerle kaznmtr. Bunlara kar gnah ilediimizde vic| 279 j
WITTGENSTEIN, LUDWIG
WITTGENSTEIN. LUDWIG
WITTGENSTEIN, LUDWIG
2 8 2
WITTGENSTEIN, LUDWIG
2 8 3
WI TTGENSTEIN. LUDWIG
leceimiz bir kzn gerek varlyla nasl bir iliki iindedir? Yal
nzca kullanm yoluyla: Szck kullanlmazsa hibir ey ile ili
ki iinde olamaz.
Wittgenstein ayn zamanda solipsizmi felsefeden karmaya
almtr. Solipsist, yalnzca kendisinin var olduuna inanan
dr: Geri kalan herkes onun haya! gcnn rndr. Bu sonu
tan kanma abas felsefede birok argmann gelitirilmesine
yol amtr. Wittgenstein da kendi akl yrtmesini ortaya ko
yar. Solipsist, zorunlu olarak kamusal, toplumsal bir dil oyunu
na katlr, nk kendisi kendine ait bir zel dil ya da, hi olmaz
sa, herhangi bir anlam olan bir dil retemez. Wittgenstein dilin
zel olabileceini reddeder. Ben ar ekiyorum aklamasn
da yanlyor olmak sama grnmektedir. yleyse, birinci ahs,
solipsist, ayrcalkl gr sallantdadr. Bir duyu alglamann
vazgeilmez bir mahremiyet rnei saladn dnebiliriz.
Ama imdiki zamanda algladm (ve kendime sakladm) du
yunun dn algladm (ve kendime sakladm) duyuyla ayn ol
duundan nasl emin olabilirim? Bu duyuyu D harfiyle not
ederim. Ama bunun neye yarar olur ki? D ile D2yi karlatr
maya kalksam, btn Dleri ayn trden duyular olarak birbiri
ne balamama olanak tanyacak hangi doruluk kriterim var?
rnein yle bir duyu (ar) alglyorum cmlesinde olduu
gibi duyu terimini ortaya atarak, kanlmaz biimde herkesin
bildii bir szck kullanyorum, onsuz edemiyorum. yleyse,
solipsistin grnrde tamamlad mantksal dngnn ii bo
kar: Var olduumu biliyorum fikrini ifade etmek btn bir
toplum tarafndan tretilmi bir dizi szc ve onlarn imgele
rini ortaya atmak demektir. Yaadm herhangi bir zel dene
yim (rnein bir eyin bana yaslanyor olduu izlenimi), ne yap
makta veya hissetmekte olduumu anlamann aralarn bize su
nan bir paylalm kamusal dnyay varsayar.
I
2 8 4
WITTGENSTEIN. LUDWIG
gi nerede balar? Bir eyi kesinlikle syleyebilir miyiz? Ampiristler kesin kany duyu alglarmzla edindiimizi ileri srerler
(atein scakln hissediyorum), idealistler ise zihnimizin i aikrlndan (en azndan dndm biliyorum). Ama her iki
iddia da Wittgenstein iin yetersizdir, nk her ikisi de zihnin
kendi i ieriinin kesinliine yaslanr. Bu ise nihai olarak savunulamayacak olan, Wittgensteinin zel dil kavramn rterek
ele alm olduu solipsizmi retir.
Peki kesinlik nereden gelecek? Byle bir ey herhangi bir bi
imde mmkn mdr? Tersinden kukuyu ele alalm. Witt
genstein ellerimden kuku duyduum halde onlar kullanmaya
devam edersem, aslnda onlardan kuku duymuyorumdur der.
Daha da nemlisi (nk Descartes buna teorik olarak kuku
duymak diyorum diye cevap verebilirdi), kukular kuku duy
mak iin bir zemini gerekli klar: Yani varsaylm olan dil oyu
nuna hkim olmay gerekli klar. Bir kere insann eli olmak ne
demektir bilmeden ellerinin olduundan kuku duymas mm
I 285 |
WITTGENSTEIN. LUDWIG
2 8 6
ZAMAN
ZAMAN
Zaman nedir? diye sorar felsefeci. Deiimin ya da srenin l
m, diye cevaplamtr ounluk. Ama kim iin? diye itiraz
eder Einstein. Grelilik teorisi klasik mutlak zaman anlayn
parampara etti, zaman genilemesi kavramn ortaya kard.
Ama fizik hl zaman konusundaki en eski sorunlar berrakla
kavuturabilmi deil. Zamann bir balangc vard; bu doruy
sa, ondan nce ne oluyordu? Sonu olarak, bir balangcn olI
287
ZAMAN
2 8 8
ZAMAN
ZAMAN
lara gre zaman daha hzl akyor gibi grnr. Ama ardndan
bir eyin gemekte olduunu fark ederiz, Bu da bizi bilimcilerin
fiziksel zamanna geri gtrr. Bunun araclyla hem yry
mz hem de baka eylerin zaman iinde deiimini lebili
riz.
Gemi ve gelecek gerek midir? Kimilerine gre yalnzca
imdiki an gerektir, nk sadece onu deneyimlemekteyiz. Bu,
ya gemiin ve gelecein anlaml bir biimde var olmadn ve
dolaysyla onlar hakknda fazla konuacak bir eyimiz olmad
n gsterir, ya da gemiin ayr bir kategori olarak bir zaman
lar gerek olduunu, gelecein ise gerek olmay beklediini.
Her ikisinin de anlam gemi ve gelecein gerek olmaddr.
Bu ortaya baz ilgin sorunlar karr: Gelecein, sanki duyular
mz devaml dven kanlmaz ilerleyiinin hep farkndayizdir.
Peki bu gelecein, daha den eyimlenmeden nce hep anlk olarak
ya da kendiliinden mi biimlendiini gsterir? Bunun anlam
udur: Diyelim gelecee insansz bir uzay arac yolladk, bu hi
bir ey bulamazd (dolaysyla gelecee yollanamazd). Bu
epeyce kukulu grnyor. nk olmu bitmi olann kolay
lkla gemite yaanm olarak tanmlanmas mmkndr (ve
var olmu olduu fiziksel olarak da tespit edilebilir). yleyse ge
lecek neden imdiki anda var olamyor? Whitehead gelecein
gerek olduunu, ama imdiki ann gncel olduunu ileri sr
mtr. Gerek olan yaratc bir sre araclyla gncelleir.
Bu kukusuz semantik bir ayrm salyor, ama eletirel yakla
anlar iin pek de tatmin edici deildir.
Zaman zerinde daha fazla dnmek iin yapmanz gere
ken kahve, imdiki anda var m? Semantik adan, var olacam
ve var olmu olacan biliyoruz, ama felsefi adan gelecekteki
eylerin ne tr bir varl sz konusu? Bunlar gemiteki ve im
diki andaki eylerle ayn mdr, yoksa ebediyen gerek ama hi| 290 |
ZEN
bir zaman gncel deil midir? Peki benim kahve yapma tercihi
me ne diyeceiz, ne zaman ortaya kt? Her zaman mevcut muy
du, gemiin derinliklerinde, onu sahiplenmemi mi bekliyordu?
Zaman dnmek, drt boyutlu bir nesneyi kafamzda canlan
drmak gibidir: z itibariyle kaygan bir sre.
ZEN
Adan Z ye Felsefe balkl bir kitapta Z harfinde de bir madde
olmas gerekirdi.* Epeyce bir savatan sonra Zen kazand. Son
madde olarak gayet uygun. Zen ile yaranlar, Zenonun para
dokslar (Akilleus ve Kaplumbaa), Zhuangzi ve Sfrd (ngiliz
cesi Zero).
Zenin ilk szcs, iddiaya gre dokuz yln bir duvara ba
karak geiren Bodhidharma idi (acaba yemeini kim veriyordu
ve ihtiyalarn ne zaman gideriyordu?). Zen, Budizmin meditasyonun (zezen) nemini vurgulayan bir koludur. Dnyevi ar
zunun bir kenara braklmas yoluyla insan dnyay gzel gr
meyi ve benliin hakiki doasn kavramay olanakl klan bir
vizyon kazanr. Budistler iin arzu (bizi bir eylerin peine d
ren tutkular) acnn nedenidir. Arzuyu aabilirsek benliimizi yi
tiririz. Sartren bilinci hilik olarak grmesi gibi, Budizm mad
di benliin bir yanlsama olduuna inanr. Benzer biimde, ger
eklik de fenomenaldir. Hakikatlerden ziyade grnleri gr
rz. Bu yzden herhangi bir bak as tekiler kadar geerlidir.
Aslnda Budist dn tarznn Batda gl yansmalarnn
son dnemde Schopenhauer, eski alarda ise muhtemelen Herakleitos ve Pitagoras araclyla geldiini gryoruz. Herakleitosun memleketi Efes, dou yollarna ak olan kozmopolit bir
ticaret liman idi. Herakleitos kendini dalara srgn ederek do
al yaama dnd, sonunda da geri dnerek bir gbre yn zeKitabn ngilizce orijinalinde Z harfiyle balayan baka madde yoktur (.n.).
291
ZHN
ZHN
Bir dnce olutuunda, nerede oluur? Bir nesne alglandn
da, nerede alglanr? Bir eylem gerekletiinde, nereden balar?
Yant genellikle zihinde diye dnlr, ama soru sormay se
ven felsefeciler bununla ne kastedildiini sorarlar. Bunu bulutla
ra uzanma abas gibi grmemek gerekir, nk insan zihnini
nasl grdmz, bir dizi konuda ve hayat hakknda dn
dklerimiz zerinde kapsaml ve gl bir etkiye sahiptir.
Zihin felsefesi insan zihninin nasl bir doas olduu, beden
le ve zihin d dnya ile nasl bir iliki iinde olduu {eer byle
bir iliki varsa) ve benim zihnimin biricik ve ayr m, yoksa ba
kalarnn zihninden ayrlamaz m olduu sorularn sorar.
Bir materyalist iin maddi dnya ile zihin arasnda hibir
| 292 |
ZHN
ZHN
ZHN
I 295
LER OKUMA
Kapsaml olm ayan ve belki de so n derece kendine zg bir ileri okuma listesi - istediiniz yerden b alayn .
ADALET
Nozick, R o b ert, Anarchy , State and Utopia (New Y ork: Basic Books, 1974)
Rawls, Jo h n , A Theory o f Justice (O xford : O xford University Press, 1988)
Rothbard, M u rray, The Ethics o f Liberty (Londra: New Y ork University
Press, 2002)
AKIL
Mises, Ludwig v on , Human Action (Londra: W illiam Hodge C C o ., 1949)
Rand, Ayn, Philosophy: W ho Needs It? (N ew Y ork: Bobbs- M errill, 1988)
A M P R Z M
Popper, Karl R ., Conjectures and Refutations (Londra: Routledge and Kcgan Paul, 1963)
Priest, Stephen, British Empiricists (Londra: Penguin, 1990)
ANALTK FELSEFE
Kr. Russell, W ittgenstein
ARSTOTELES
Aristotle, The Com plete W orks o f Aristotle, ed. Jo n ath an Barnes, iki cilt
(Princeton, N J: Princeton University Press, 1995)
^ Politics, A New Aristotle Reader iinde, ed. J . L. A krill, ev. T . A. Sinc
lair ve T . J . Saunders (O x fo rd : C larendon Press, 1992)
A K (sevgi)
Kr. Aristoteles, Platon
Brandcn, N athaniel, Psychology o f Romantic Love (New Y o rk : Bantam ,
1985)
297
HE R OKUMA
AUGUSTINUS
Augustine, Saint, City o f G od, ev. Henry Bettenson W ithan (Londra: Pen
guin, 1984)
BEN
Beauvoir, Simone de, The Second Sex , ev. H. M . Parshley (New Y ork:
Vintage, 1952)
D escartes, R en, Key Philosophical Writings, ev. Elizabeth S. H aldane
(W are, Herts: W ordsw orth Editions, 1997)
G aard cr, Jo stein , Sophie's World , ev. Paulette M oller (Londra: Phoenix,
1994)
H um e, David, Hume's Treatise , ed. L. A. Selby-Bigge ve P. H. Nidditch
(O xford: O xford University Press, 1978)
Ja m e s, W illiam , The Varieties o f Religious Experience (Londra: Long
mans, 1902)
BLM
Kr. Popper
W illiam s, Roger J , , Biochemical Individuality (New C anaan, C N : Keats
Publishing, 1998)
BLN
D ennett, D aniel, Consciousness Explained (Londra: Penguin, 1991)
H op kin, M ichael, Implant Boosts Activity in Injured Brain*, Nature, 448
(1 Austos 2007) 522
N agel, T h om as, W hat Is It Like to Be a Bat? in Mortal Questions (Cam -
| 298
LER OKUMA
CNSELLK
Sade, M arquis de, Philosophy o f the Boudoir , ev. Jo ach im Neugroschcl
(Londra: Penguin, 2007)
Posner, Richard A ., Sex and Reason (Cam bridge, M A : Harvard University
Press, 1997)
Scruton, Roger, Sexual Desire: A Philosophical Investigation (Londra:
Continuum , 2006)
V annoy, Russell, Sex without Love (New Y ork : Prom etheus, 1980)
EVRECLK
Pepper, David, Modern Environmentalism: An introduction (New Y ork:
Routledge, 1996)
DL
Kr. W ittgenstein
M cG inn, C olin, M akin g o f a Philosopher (Londra: Simon cSchuster,
2002)
DN
D aw kins, R ichard, The C od Delusion (Londra: B lack Sw an, 2007)
Lewis, C. S., Mere Christianity (Londra: Fount, 1997)
EGOZM
H obbes, T hom as, leviathan (ed.) Richard T u ck {Cam bridge: Cam bridge
University Press, 1996)
Hum e, David, Enquiry Concerning the Principles o f Morals (Indianapolis,
IN : H ackett Publishing, 1983)
M andeville, Bernard, fa b le o f the Bees, iki cilt (Indianapolis, IN : Liberty
Classics, 1988)
R and, Ayn, Virtue o f Selfishness (New Y o rk : Signet, 1964)
Sm ith, Adam, Theory o f Moral Sentiments (Indianapolis, IN : Liberty C las
sics, 1982)
299
LER OKUMA
ETM
Palm er, Jo y A ., Fifty Major Thinkers on Education (Londra: R out ledge,
2001)
P lato, The Trial and Death o f Socrates, ev. G . M . A. G rube (Indianapo
lis: H ackett Publishing, 2000)
W inch, Cristopher and Jo h n Gingell, Key Concepts in the Philosophy o f
EPSTEMOLOJ
H um e, David, Hume's Treatise , ed. L. A. Selby-Bigge ve P.H . Nidditch
(O xford: O xford University Press, 1978)
Russell, Bertrand, The Problems o f Philosophy (O xford: O xford Univer
sity Press, 1980)
ESTETK
E c o , U m berto, On Beauty: A History o f a Western Idea , ev. Alastair M cE
wen (Londra: Seeker and W arburg, 2004)
K ant, Immanuel, The Critique o f Judgement, ev. J . C. M eredith (O xford:
O xford University Press, 1964)
- Observations on The Feeling o f the Beautiful and Sublime, ev. Jo h n T .
G oldthw ait (Londra: Unmiversity o f C alifornia Press, 1964)
Plato, Symposium and Phaedrus, ev. Benjam in Jo w ett (New Y ork: Dover,
1993)
ETK
A ristotle, Nichomachean Ethics, ev. Sir David R oss (O xford: O xford Uni
versity Press, 1992)
Bentham , Jerem y, Introduction to the Principles o f Morals and Legislation
(New Y ork: Dover, 2007)
Lew is, C . S. The Abolition o f Man (Londra: Fount, 1979)
Sm ith, Adam, Theory o f Moral Sentiments (Indianapolis, IN: Liberty C las
sics, 1982)
EYLEM
Davidson, D onald, Essays on Actions and Events (O xford: O xfo rd Univer-
I 300 I
LER OKUMA
FAYDACILIK
Bentham , Jerem y, Introduction to the Principles and Morals o f legislation
(O xford: C larendon, 1996)
M ill, Jo h n Stuart, Utilitarianism and Representative Government (Londra:
J . M . Dent & Sons, 1929)
Singer, Peter, The Expanding Circle: Ethics and Sociobiology (O xford:
Clarendon Press, 1981)
Sm art, J . J . C ., ve Bernard W illiam s, Utilitarianism: For and Against (C am
bridge: Cam bridge University Press, 1987)
FEMNZM
W alters, M argaret, Feminism: A Very Short Introduction (O xford: O xford
University Press, 2005)
FENOMENOLOJI
Kr. Kta Avrupas felsefesi
Scruton, Roger, Modern Philosophy: An Introduction and Survey (Londra:
Sinclair-Stevenson, 1994)
Thenevaz, Pierre, What is Phenomenology?, cd. Ja m es M . Edie (Chicago:
Quadrangle, 1962)
GRECLK
N agel, T h om as, The View from Nowhere (O xford : O xford University
Press, 1986)
W ong, David, 'Relativism' in A Companion to Ethics, ed. Peter Singer (O x
ford: Blackw ell, 1997)
HAKKAT
H ospers, Jo h n , An Introduction to Philosophical Analysis, 2. Basm (Lon
dra: Routlcdge and Kegan Paul, 1967)
HAYVAN HAKLARI
N ozick, R ob ert, Anarchy , State, and Utopia (N ew Y ork : Basic Books,
1974)
LER OKUMA
HEDONZM
Bentham , Jerem y, An Introduction to the Principles o f Morals and Legis
oks, 1996)
H orstm ann, R olf-Peter, 'Hegel*, The Shorter Routledge Encyclopedia o f
I 302 |
HE R OKUMA
NAN
Kr. H um e, K ant, Akinolu T om m aso
G riffiths, A. Phillips (ed.), Knowledge and Beliefs (O xford: O xford Univer
sity Press, 1967)
KTLK
A ristotle, Nichomachean Ethics, ev. Sir David R oss (O xford: O xford Uni
versity Press, 1992)
Augustine, Saint, City o f God , ev. Henry Bettenson W ithan (Penguin:
London, 1984)
I 303
LER OKUMA
KUKUCULUK
K r. Descartes, H um e, Popper, W ittgenstein
Fuller, Steve, Kuhn versus Popper (Cam bridge: Icon, 2003)
(1646-1716)
LOCKE, JOHN
(1632-1704)
MANTIK
H odges, W ilfrid, Logic (H arm ondsw orth: Penguin, 1977)
K ncalc, W illiam ve M arth a, The Development o f Logic (O xford: C laren
don Press, 1984)
Priest, G raham , Logic: A Very Short Introduction (O xford: O xford Uni
versity Press, 2001)
Straw son, P. F. (ed.), Philosophical Logic (O xford: O xford University
Press, 1967)
! 304 I
LER OKUMA
MARKSZM
Bohm -Baw erk, Eugen, Karl Marx and the Close o f His System (Londra:
M erlin Press, 1949)
M arx , Karl ve Friedrich Engels, The Communist Manifesto (O xford: O x
ford W orld C lassics, 1998)
- A Handbook o f Marxism (Londra: V ictor G ollancz, 1935)
m a t e m a t ik
Beckm ann, Petr, A History o fir (p i) (New Y o rk : St. M artins Press, 1971)
Seife, Charles, Zero: The Biography o f a Dangerous Idea (Londra: Souve
nir Press, 2000)
m a t e r y a l iz m
(maddecilik)
Kr. H obbes
Ball, Philop,
(O xford: O xford
m e t a f iz ik
Ayer, A. J . , Language, Truth and Logic (Londra: G ollanz, 1955)
Hegel, G . W . F ., Hegel's Phenomenology o f Spirits, ev. A. V . M iller (O x
ford: O xford University Press, 1977)
Mill (O xford:
MUTLAK
Ayer, A. J., language, Truth and Logic (Londra: Gollanz, 1955)
Sprigge, T . L. S., The Vindication o f Absolute Idealism ( Edinburgh: Edin
burgh University Press, 1983)
NEDENSELLK
M ises, Ludwig von, Theory and History (Auburn, AL: Ludwig von M iscs
Institute, 1985)
1 305
LER OKUMA
NIETZSCHE, FRIEDRICH
(1844-1900)
ONTOLOJ (varlkbilim)
Kr. Heidegger
G rossm an, R ., The Existence o f the World: An Introduction to Ontology
(Londra: Routledge, 1992)
ZGR RADE
K ane, R obert, The Significance o f Free Will (O xford: O xford University
Press: 1996)
Pink, T hom as, Free Will: A Very Short Introduction (O xford: O xford Uni
versity Press, 2004)
PLATON
Plato, Plato: Complete Works, ed. Jo h n M . Cooper (Indianapolis, IN:
H ackett Publishing, 1997)
POSTY APISALCILIK
Bclsey, Catherine, Poststructuralism: A Very Short Introduction (O xford:
O xford University Press, 2002)
So k al, Alan ve Je an Bricm ont, Intellectual Impostures (Londra: Profile B o
oks, 1999)
PRAGMATZM
M urphy, J . P., Pragmatism: From Pierce to Davidson (Boulder, C O : W estview Press, 1990)
Peirce, Charles Sanders, Collected Papers o f Charles Sanders Peirce, sekiz
cilt, cd. Charles H artshorne, Paul Weiss ve Arthur W. Burks (Cambrid-
LER OKUMA
RASYONALZM
Kr. Descartes
H ayek, Friedrich, The Counter-Revolution o f Science (Indianapolis, IN:
Liberty Press, 1979)
RUH
Kr. Platon, Aristoteles, Akinolu Tom m aso
Ryle, G ilbert, The Concept o f Mind (New Y o rk : Barnes & N oble, 1970)
Z ukav, G ary, The Dancing Wu Li Masters (New Y ork: W illiam M orrow
and C o.: 1979)
SAVA
Clausewitz, Karl, On War, ev. Colonel J . J . G raham (Londra: Routledge
and Kegan Paul, 1968)
M oseley, A lexander, A Philosophy o f War (New Y ork: Algora, 2003)
R obinson, Paul, Military Honour and the Conduct o f War (Londra: R ou t
ledge, 2006)
W alzer, M ichael, Just and Unjust Wars (New Y o rk : Basic Books, 1977)
I 307
LER OKUMA
SEZG
Bergson, Henri, Introduction to Metaphysics, ev. T . E. Hulme (Indiana
polis, IN: H ackett Publishing, 1999)
M oore, G. E., Principia Ethica (Cambridge: Cambridge University Press,
1959)
SYASET FELSEFES
K ym licka, W ill, Contemporary Political Philosophy (O xford: O xford Uni
versity Press, 2002)
M oseley, Alexander, Introduction to Political Philosophy (Londra: Conti
nuum, 2007)
SOKRATES (M 469-399)
Kr. Platon, Aristoteles, eitli felsefe tarihleri
STOACILIK
Inward, Brad (ed.), The Cambridge Companion to the Stoics (Cambridge:
Cambridge University Press, 2003)
Sellars, Jo h n , Stoicism (Chesham: Acumen, 2006)
Seneca, tetters from a Stoic, ev. Robin Campbell (Harmondsworth: Pen
guin, 1982)
SU VE CEZA
M ill, Jo h n Stuart, Speech in Favour o f Capital Punishment in Applied Et
2002 )
T o lsto y , Leo, The Kingdom o f God Is Within You , ev. C onstance G arnett
(New York: Cassel, 1894)
| 308 |
LER OKUMA
TANRI
Kr. Augustinus, Akinolu Tom m aso
Hume, David, Hume on Human Nature and the Understanding ed. An
tony Flew (New Y ork: Collier Books, 1962)
Palcy, Rev. W illiam , The Works o f William Paley> D. D ., be cilt (London:
William Baynes and Son, 1825)
TARH
Collingwood, R . G ., The Idea o f History (O xford: O xford University
Press, 1946)
Gardiner, P. L., Theories o f History (New Y ork: Free Press, 1959)
M arx, Karl, The 18th Brumaire o f Louis Bonaparte (New Y ork: Interna
tional, 1963)
Popper, Karl R ., The Poverty o f Historicism (Londra: Routledge and Kc-
TMELLER
Kr. H akikat, Aristoteles, Wittgenstein
VARLIK
Barnes, Jo n ath an , Early Greek Philosophy (Harmondsworth: Penguin,
1987)
Heidegger, M artin, Being and Time , ev. J . Stam baugh in Martin Heideg
ger: Basic WritingSy ed. David Farrell Krell ( New Y ork: Harper C ol
lins, 1993)
.
VAROLUULUK
Kr. Heidegger, Sartre
Sprigge, T . L, S., Theories o f Existence (Harmondsworth: Penguin, 1985)
VCDAN
Butler, Joseph, Five Sermons (Indianapolis, IN: H ackett Publishing, 1983)
Dostoyevsky, Fyodor, Crime and Punishment, ev. Jessie Coulson (O x
ford: O xford University Press, 1980)
I 309 I
L
LER OKUMA
ZAMAN
Augustine, The Confessions , ev. Philip Burton (Londra: Everyman's Lib
rary, 2001), s. 271
Callender, Craig ve Ralph Edney, Introducing Time (Royston: Icon Books,
2002)
M erm in, N. David, It's About Time: Understanding Einstein's Relativity
(O xford: Princeton University Press, 2005)
ZEN
Sekida, Katsuki ve A. V. G rim stone, Zen Training: Methods and Philo
ZlHtN
Priest, Stephen, Theories o f the Mind (New Y ork: H oughton M ifflin,
1991)
Balang kitab olarak ya da farkl bir bak as edinmek iin bahsedilmeye deer dier kaynaklar unlardr:
The Internet Encyclopedia o f Philosophy, www.iep.utm.edu
The Oxford Companion to Philosophy , ed. Ted Hondcrich (O xford: O x
ford University Press, 1995)
I 310 |
LER OKUMA
311
SM DZN
von (1851-1914) -
iktisat
(s. 176)
evirmen, John
L o c k c n
SIM OIZI Ml
314 j
SM DZN
I 315
ISIM DZN
1 316 1
SM DZN
I 317 1
S M DZN