You are on page 1of 20

1.

GİRİŞ
Teknolojik ve endüstriyel gelişmelerin sonucunda enerji ihtiyacı artarak, dünya fosil yakıt
(kömür,petrol ve doğal gaz) rezervlerini her geçen gün azaltmaktadır. Fosil yakıt rezervleri
bazı ülke toprakları altında bulunmakta, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkeler dış
alımla temin ettikleri enerji için büyük harcamalarda bulunmaktadır. Böylece, enerji rezervine
sahip ülkelere, sahip olmayanlar bağımlı kalarak,enerji rezervleri siyasi baskı ve yatırım
unsuru olarak kullanılmaktadır.

Enerjiye olan büyük gereksinim, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının sürekli gündemde
olmasının nedenidir. Alternatif kaynaklar olarak da adlandırılan bu enerji kaynaklarından
biriside rüzgar enerjisidir.
Rüzgar enerjisi, fosil yakıtların tükeneceğinin anlaşıldığı son yıllarda, enerji sorununa çözüm
olarak görülen kaynaklardan birisidir. İlk kullanım örneklerinin bundan 3000 yıl öncesinde
rastlanılmasına rağmen , rüzgar enerjisi son on yıl öncesine kadar yeterince irdelenmemiş ve
değerlendirilmemiştir.
Enerji, dünyanın varolma süresinin referans olarak alındığı bir sınıflandırmaya göre;
tükenebilen ve kendisini dünya varoldukça yenileyebilen, yani tükenmeyen enerji olarak İki
grupta incelenebilmektedir (Tablo 1.1).

Tablo 1.1 Tükenebilirliğine göre enerji türleri, avantaj ve dezavantajları

TÜKENEBİLEN ENERJİ TÜKENMEYEN (YENİLENEBİLİR) ENERJİ

Kömür, Linyit, Petrol, Doğalgaz, Su (Hidrolik), Güneş, Rüzgar, Dalga,


Atom (Uranyum) gibi kaynaklardan Jeotermal, biomas, gelgit olayı gibi
elde edilen enerji kaynaklardan elde edilen enerji

Çevreyi kirletirler ve dünyanın Çevre dostudurlar ve dünya


varolma sürecinde tükenirler varoldukça tükenmezler.

(Yenilenebilir enerji kaynaklan sempozyumu, İZMİR, 2001)


Yenilenebilir enerji kaynaklan da enerjinin ana kaynağına göre; güneş kaynaklı, dünya
kaynaklı ve ay kaynaklı olarak üç gurupta incelenebilmektedir. Tablo (1.2)
Tablo 1.2 Yenilenebilir enerji kaynaklarının sınıflandırılması

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

Birincil Enerji Doğal Enerji Teknik Enerji


Ana Kaynak Kullanım Enerjisi
Kaynaklan Dönüşümü Dönüşümü
Su Güç
Buharlaşma, Tesisleri
Su Elektrik Enerjisi
Yağış (Hidroelektrik
Santralleri)
Atmosferdeki Rüzgar Enerjisi Elektrik ve
Hava Hareketi Tesisleri Mekanik Enerji
Rüzgar
Dalga Enerjisi Elektrik ve
Dalga Hareketi
Tesisleri Mekanik Enerji
Yer ve
Atmosferin Isı Pompası Isı Enerjisi
GÜNEŞ Isınması
Kollektörler Isı Enerjisi
Güneş Işınları
Solar Hücreler
Güneş Işınları
(Güneş Pilleri- Elektrik Enerjisi
Fotovoltaikler)

Isı Güç Isı ve Elektrik


Tesisleri Enerjisi
Biomas Biomas Üretimi
Dönüşüm
Yakıt Enerjisi
Tesisleri

Yer Merkezi Jeotermal Güç Isı ve Elektrik


DÜNYA Jeotermal Enerji
Isısı Tesisleri Enerjisi

Ay Çekimi Gel-Git Güç


AY Gel-Git olayı Elektrik Enerjisi
Gücü Tesisleri
[Yenilenebilir enerji kaynaklan sempozyumu, İZMİR, 2001)
Tablo 1.2 'nin incelenmesinden de anlaşıldığı gibi güneş kaynaklı olan rüzgar enerjisi. Rüzgar
denilen hava akımları,güneşin yer yüzünü ve atmosferi homojen ısıtmamasından kaynaklanan
basınç ve sıcaklık farklarından doğmaktadır. Doğal enerji dönüşümü sonucunda kendisini
atmosferde hava hareketi ve denizlerde dalga hareketi olarak hissettirmektedir. Bu kinetik
enerjide, rüzgar enerjisi ve dalga enerjisi tesislerinde elektrik enerjisine, su pompalama
tesislerinde mekanik enerjiye dönüştürülebilmektedir..
Rüzgar yüzyıllarca teknelerin yelkenlerini şişirmek, tarımsal ürünleri öğütmek ve su
pompalamak gibi amaçlarla kullanılmıştır. Ancak bugün insanoğlu rüzgar enerjisinden
elektrik üretmektedir. İnsanlık, yel değirmenlerinden, modern rüzgar santrallerine uzanan
teknolojik bir süreç yaşamıştır. Yıllar önce kullanılan yel değirmenlerinde, rüzgar estikçe
dönen pek çok kanat bulunmaktaydı, bugünün rüzgar türbinlerinde ise yalnızca iki veya üç
kanat bulunmaktadır. Bu kanatlar, yel değirmenlerinde görüldüğünden çok daha uzun 25
m.'ye kadar olabilmektedir.

Kanatlar, buhar türbinlerine çok benzer olarak, elektriği üreten jeneratörü çalıştırır. Kanatların
daha uzun olması ve rüzgar şiddetinin artması türbinin elektrik üretimini artırır. Rüzgar
türbinleri çevredeki engellerin rüzgarı kesemeyeceği yükseklikte bir kule üzerine
yerleştirilirler. Zira rüzgar hızı hem yükseklikle artmakta, hem de daha az değişken
olmaktadır.

Daha çok elektrik üretmek için türbinlerin rüzgar hızının sabit olduğu alanlarda kurulması
uygundur ve bu nedenle de dünyada pek çok yer elverişli değildir. Rüzgar şiddeti 7 sınıfa
ayrılmaktadır. Bunlardan 7. Sınıfdaki rüzgarla son derece kuvvetli, 2. sınıfdakiler ise bir esinti
şeklindedir. Elektrik üreten türbinler için ise 4.sınfdaki rüzgarların (ki bu yıllık ortalama
rüzgar şiddetinin 19.2 km/saat olduğu) uygun olduğu kabul edilmektedir.

1880-1940 yılları arasında Amerika’da,çok sayıda küçük rüzgar türbinlerinin var olduğu
bilinmektedir. Aynı dönende Rusya’da,100 kW’lık bir rüzgar türbin ünitesi üzerinde
çalışmalar yapmaktaydı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra,rüzgar türbinlerine duyulan ihtiyaç
yeniden artmıştır,ancak hızlı bir gelişme görülmemiştir. Benzin ve dizel motorların
yaygınlaşması ve elektrifikasyonda sağlanan aşamalar,rüzgar enerjisini geri plana itmiştir.
Ucuz petrol döneminde güncellik kazanmayan 1973-1974 yılları arasındaki yapay petrol
bunalımının ardından rüzgar enerjisi yeniden gündeme gelmiş ve alternatif enerji kaynağı
olarak önem kazanmıştır.
Uydular aracılığı ile yapılan araştırmalar sonucu ülkemizin 8200 megawatt gücünde bir rüzgar
enerjisine sahip olduğu belirlenmiştir.
Tüm ülkenin enerji ihtiyacı 28000 megawatt... Rüzgardan elde edilecek enerji,bu durunda hiç
de küçümsenmeyecek gibi görünüyor.
Bu çalışmada,hızla çoğalan dünya nüfusuna paralel artmakta olan elektrik enerjisi ihtiyacının
bir bölümünü de rüzgardan karşılayabilmek için dünyada ve Türkiye’de uygulanan rüzgar
enerji projeleri araştırılmıştır. Çok büyük bir hızda tüketilen,tahrip edilen doğal kaynaklar tabi
güzellikler ve beraberinde artan enerji açığı ele alınarak çevreyi kirletmeyen,diğer elektrik
üretim metotları ile (nükleer, termal,hidroelektrik vb.) rekabet edebilecek
“rüzgar”incelenmiştir. Bu potansiyel göz önüne alınarak rüzgar türbinlerinin yapım teknikleri
incelenmiştir.
2. RÜZGAR ENERJİSİ
2. l Rüzgar ve Oluşumu

Gerekli enerjisini güneşten alan bir ısı makinası olarak nitelendirilebilecek atmosferde, ısıl
potansiyel farklara sahip olan hava kütleleri, soğuk ve yüksek basınç alanı olan bir noktadan,
daha sıcak ve alçak basınç alanına hareket ederler. Isı enerjisinin kinetik enerjiye dönüştüğü
bu doğa olayındaki hava kütlesi hareketine, rüzgar adı verilir.

Rüzgarlar, sürekliliklerine göre bütün bir yıl boyunca esen sürekli rüzgarlar ve belli
zamanlarda esen harikeyn, tayfun, tornado ve girdaplar gibi süreksiz rüzgarlar olarak iki
grupta incelenebilir (Tablo 2.1). Alizeler, her mevsim kuzey ve güney yarım kürede 30°
enlem üzerinde bulunan yüksek basınç kuşağından, ekvator üzerindeki alçak basınç kuşağına
doğru eserler. Kontralize rüzgarları ise, atmosferin yükseklerinde alize rüzgarlarının ters
yönünde eserler ve oluşmalarının nedeni, ekvatorda ısınan hava kütlelerinin yükselmesi ve
ekvatordan uzaklaşacak şekilde hareket etmeleridir. Meltem rüzgarları, karaların denizlerden
ve dağların vadilerden daha çabuk ısınıp soğuması sonucu, üzerlerinde bulunan hava
kütlelerini etkilemesi nedeni ile oluşur. Gündüzleri; denizlerden, çabuk ısınan karalara doğru
deniz meltemleri, geceleri de; çabuk soğuyan karalardan, denizlere doğru kara meltemleri
eser. Deniz ve kara meltemleri, sahilden 40 km. içlere kadar etkili olurlar. Aynı şekilde,
gündüzleri, vadilerden çabuk ısınan dağlara doğru vadi meltemleri, geceleri de; çabuk
soğuyan dağlardan vadilere doğru dağ meltemleri eserler. Hareket halindeki bir hava
kütlesinin; yükseldikçe bir dağa çarparak her 100 metrede 0.5 °C soğuyarak yükselmesi, daha
sonrada dağın diğer yamacına her 100 metrede l °C ısınarak inmesine föhn rüzgarları adı
verilir.
Anadolu, kışın Sibirya yüksek basıncının etkisinde bir yüksek basınç alanı, Karadeniz ve
Akdeniz ise bir alçak basınç alanıdır. Bu nedenle; kışın rüzgarların karalardan denizlere doğru
esmesi beklenir. Yazın ise Anadolu güneyden gelen tropikal hava kütlelerinin etkisindedir ve
Kuzeybatı Avrupa üzerinde yerleşen yüksek basınç alanından, Basra alçak basıncına yönelmiş
rüzgarların etkisinde kalır. Yazın; eteziyen adı verilen ve kuzeybatıdan esen rüzgarlar,
Marmara ve Ege'yi etkiler.

Tablo 2.1 Genel olarak rüzgarın sınıflandırılması

Sürekli Rüzgarlar Süreksiz Rüzgarlar

Meltem R.

Kontr-
Alize R. Muson R. Kara ve Dağ ve FöhnR. Siklon R. Antisiklon R
Alize R.
Deniz Vadi
Meltemi Meltemi

(Yenilenebilir enerji kaynaklan sempozyumu, İZMİR, 2001)

2.2 Rüzgar Enerjisinin Kullanımının Tarihçesi

İnsanoğlu yüzyıllar boyunca rüzgardan ve onun gücünden etkilenmiş. İlk kez M.Ö. 2800
yıllarında Mısır’lıların, kürek mahkumlarının gücüne ek olarak rüzgar enerjisini kullandıkları
biliniyor.Mısırlılar metrelerce uzunluktaki yelkenleri şişirip tonlarca ağırlıktaki gemileri
yüzdürmek için rüzgar gücünden yararlanmışlar. M.Ö. 1700'lerin başlarında Babil kralı
Hammurrabi, Mezopotamya'yı sulama konusunda rüzgar enerjisinden faydalanmak için çeşitli
planlar yapmış.

Yazılı belgeli tarihe geçen ilk yel değirmeni M.S. 644 yılına ait İran-Afganistan sınırındaki
Seistan'dadır. Yel değirmenleri, Çin'de M.S. 750-850 yıllarında pirinç tarlalarının
sulanmasında kullanılmıştır. İlk olarak Doğuda kullanılan düşey eksenli yel değirmenleri,
Batılılar tarafından geliştirilmiş ve yatay eksenli hale getirilmiştir. Yatay eksenli ilk yel
değirmeni örneği, 1180 yılında Hormandiya krallığı zamanına aittir.

Yatay eksenli ve mekanik enerji amaçlı yel değirmenlerinin gelişimi, ayaklı yel değirmeni
(Almanya), kule tipi yel değirmeni (Akdeniz Ülkeleri, Alaçatı ), döner çatılı Hollanda tipi yel
değirmeni (Hollanda) ve 1850 yılında Daniel Hallady tarafından rüzgar yönü yönlendiricisi
takılan çok kanatlı Amerikan tipi yel değirmeni olarak sıralanabilir.
1882 yılında NewYork'da elektrik santrali kurulmuş ve daha sonra da elektrik enerjisi
kullanımı yaygınlaşmıştır. İlk rüzgar elektriği de, Danimarkalı Profesör Paul La Cour
tarafından 1891 yılında üretilmiştir. Doğru akım elde eden Paul La Cour, elektroliz yoluyla
hidrojen gazı elde etmiş ve bu şekilde rüzgar enerjisini depolamış. 1918 yılı sonrasında büyük
şehirler elektriğe kavuşmuş ve dizel yakıtların ucuzluğu nedeniyle rüzgar enerjisini
değerlendirme çabalan, bir kenara bırakılmıştır. Rüzgar enerjisinin bu bir kenara itilmişliği,
enerji sıkıntısı nedeniyle 2. Dünya Savaşı'na kadar sürmüştür.
Rüzgar enerjisi kullanımının tarihsel gelişimine; 1942 yılında üretilen 17.5 m. pervane çaplı
ve 50 kW nominal güçlü Smidth rüzgar türbini ve 1957 yılında üretilen 24 m. pervane çaplı
ve 200 kW nominal güçlü Gedser rüzgar türbini verilebilir.
Rüzgarın enerji üretiminde kullanımı, 1970’li yıllardaki petrol krizinden sonra başlamıştır.
1980-1985 yıllarında Amerika’da toplam 1580 MW güce sahip rüzgar çiftlikleri kurulmuştur.
Kurulu güç değeri 1998 sonu itibariyle 1946 MW’a ulaşmıştır. Avrupa’da, Danimarka,
Hollanda ve Almanya’da kurulmaya başlanan rüzgar çiftlikleri hızla gelişmiş, 1991 yılında
yeniden düzenlenen enerji kanunu ile Almanya rüzgar enerjisinde 1. sıraya çıkmıştır.
Dünya’da kurulu gücün %60’ı Avrupa’da, %20’si Amerika’dadır. 1998 yılında eklenen 2100
MW’lık kapasite ile dünyadaki kurulu rüzgar gücü 9.600 MW’a ulaşmıştır.

Özellikle 1980'li yıllardaki gelişmeler sonucunda, seri olarak üretilen ve yaygın olarak
kullanılan rüzgar türbini nominal güçleri 600 kW, 750 kW, l000kW, 1500kW ve 2000kW'dır.
Gelecekte üretilecek rüzgar türbinlerinin nominal güçlerinin daha da artması beklenmelidir
2.2. Rüzgar Enerjisinin Özellikleri
Rüzgar enerjisinin kaynağı Güneştir. Güneşin,yer yüzeyine ve Atmosferi farklı derecede
ısıtmasından “Rüzgar” adı verilen hava akımı oluşur. Dünya yüzeyine ulaşan güneş
enerjisinin yalnızca %1-2’si rüzgar enerjisine dönüşür. Bu enerji miktarı oldukça büyüktür.
Yılda yaklaşık 30 milyon Twh (yani 1075’deki dünya enerji tüketiminin 500 katına eşit bir
değer) dir.

Rüzgar enerjisinin özellikleri genel olarak şunlardır.

• Atmosferde bol ve serbest olarak bulunur.


• Yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağıdır.
• Enerji hızının küpü ile orantılıdır.
• Yoğunluğu düşüktür.
• Enerjinin depolanması,başka bir enerjiye çevrilmesi ile mümkündür.
• Çevre kirliliği yaratmaz. (EİEİ,1992: 7)
2.3. Rüzgar Enerjisi Meteorolojisi

2.3.1. Rüzgar Verileri

Rüzgar,hız ve yön olmak üzere başlıca iki parametre ile belirlenir. Hızdaki ani dalgalanma ve
değişikliklere “Hamle” adı verilir. Rüzgar hamlesi ve diğer parametreler özel cihazlarla
ölçülür.

2.3.2. Rüzgar Belirtileri

Rüzgar oluşumuna yeryüzündeki farklı sıcaklık dağılımı neden olur.


Enlem,kara,deniz,yükseklik ve mevsimler sıcaklık dağılımını etkiler. Okyanus ve deniz
kıyısına sahip kara parçalarında sıcaklık farkı yüksek olduğu için rüzgar potansiyeli de
yüksektir.

Meteorolojik ve Topografik açıdan rüzgarın olabileceği yerler aşağıda sıralanmıştır.

1. Basınç Gradyanının yüksek olduğu yöreler.


2. Yağışların sürekli esen rüzgara paralel olduğu vadiler.
3. yüksek,engebesiz tepe ve platolar.
4. Yüksek basınç gradyanlı düzlükler ve sürekli rüzgar olan az eğimli vadiler.
5. Güçlü jeostrofik rüzgar alanlarının etkisinde kalan tepe ve zirveler.
6. Jeostrofik rüzgar ve termal gradyan alanına sahip kıyı şeritleri.

2.4. Rüzgar Enerjisi Uygulamaları

Rüzgar makineleri,rüzgarı kinetik enerjisini toparlayıp elektrik,mekanik veya ısı enerjiye


çeviren sistemlerdir. Rüzgar enerjisi uygulamalarını etkileyen en önemli faktörler şunlardır.

A. Uygulama Ortamının Özellikleri


a. Rüzgar Enerjisinden yararlanması öngörülen birimin büyüklüğü
(Konut,Çiftlik,Köy,Enterkonnekte şebeke)
b. Mevcut enerji kaynaklarının ulaşabilirliği (Enterkonnekte şebekenin
uzaklığı,konvansiyonel yakıtların temin olanakları ve maliyeti)
c. Uygulamanın yapılacağı yörenin rüzgar özellikleri.
d. Uygulamada yararlanılması öngörülen tüketicilerin şimdiki ve geleceğe ilişkin enerji
gereksinimlerinin tür ve miktarı.
e. Rüzgarı ikame edebilecek veya rüzgarla birlikte kullanımı mümkün diğer yeni ve
yenilenebilir enerji kaynaklarının durumu.

B. Uygulamada rüzgar enerjisi çevrim sistemini kullanımına ilişkin kısıtlar.


a. Ulusal enerji politikalarının yenilenebilir enerji kaynakları kullanımına ve ilgi araştırma
geliştirme çalışmalarına verdiği önem.
b. Rüzgar enerjisi çevrim sistemlerinin teknolojik gelişkinlik düzeyi.
c. İlgili uygulamanın gerektirdiği teknik bilgi birikimi ve personel mevcudiyeti.
d. uygulamanın maliyeti ve kaynak temini.

Rüzgardan elde edilen enerji üretildiği yerde tüketilmek veya enterkonnekte şebekeye
verilmek zorundadır. Rüzgar enerjisi çevrim sistemlerinin enerji üretimleri rüzgar
özelliklerine doğrudan bağlıdır. Bu nedenle rüzgar türbinleri sadece rüzgarlı yerlere
yerleştirilebilir. Çizelge 1.’de rüzgarlı bölgelerde rüzgar enerjisi üretim seçenekleri
özetlenmiştir. (Yavuzcan,1996: 8)

Sanayi ve tarım ürünleri üretimi


Ülke ekonomisi
olanakları

Türbin
temini m Mekanik
Rüzgarlı Bölgeler Üretim Yerel Tüketim

Elektrik
Elektrik

Enterkonnekte şebeke

a . ) Küçük veya orta büyüklükte rüzgar türbinleri tarafından üretilen enerjinin yerel tabep
fazlası enterkonnekte şebekeye verilir.
Tarım Ürünleri Üretimi
Ülke Ekonomisi
Olanakları
Türbin Temini

Rüzgarlı Bölgeler. Elektrik mekanik


Yerel Tüketim
Isıl Enerji üretimi
b . ) Ufak rüzgar türbinleri veya rüzgar dizel jeneretör sistemleri tarafından üretilen enerji
yerel olarak tüketilir.
c. ) Rüzgar çiftlikleri veya büyük rüzgar türbinleri tarafından üretilen enerji enterkonnekte
şebekeye verilir.
Ülke ekonomisi

olanakları
Türbin temini

Rüzgarlı Bölgeler
Elektrik
Enterkonnekte
şebeke
Çizelge 1: Rüzgarlı bölgeler ve ülke ekonomisi arasında enerji ve ürün akış seçenekleri.

Tüketicilerin gereksindiği enerji tür (elektrik ,mekanik,ısıl) ve miktarı ile yörenin rüzgar
özellikleri kullanılacak rüzgar enerjisi tipi (tasarım hız ve gücü) ve sayısını belirleyecektir. Bu
kapsamda enerjinin mümkün olan en yüksek verim ile eldesi bu enerjinin kullanılabileceği
alanların en yaygın bir biçimde tespiti önem kazanmaktadır
3. DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE RÜZGAR ENERJİSİ

3.1 Dünya rüzgar enerjisi potansiyeli


Rüzgar enerjisi yenilenebilir enerjiler arasındaki en gelişmiş ve ticari açıdan en elverişli enerji
türüdür. Tamamıyla doğa ile uyumlu olup hem çevreye zarar vermeyen hem de tükenme
ihtimali olmayan bir enerji kaynağıdır. Çevresel avantajları açısından da pek çok ülke, resmi
teşviklerle rüzgar enerjisini desteklemektedirler. Tüm bunların amacı, pazan harekete
geçirmek, maliyetleri düşürmek ve resmi teşviklerle şu an fosil yakıtların sahip olduğu haksız
üstünlüğü ortadan kaldırmaktır. Çeşitli ülkelerde pazaRI harekete geçirmeye yönelik farklı
politikalar izlenilmektedir. Rüzgar teknolojisinin araştırma ve geliştirme girişimlerine
verilecek destek bu teknolojinin elektrik enerjisi pazarında adil olarak rekabet edebilmesi ve
son yıllardaki başarısını sürdürmesi için son derece önemlidir.
Dünyada rüzgar santrallerinin kurulu gücü hızlı bir artış göstermektedir. 1995-2001 yıllan
arasında rüzgar türbini satışlarında yıllık %40'lık bir büyüme gerçekleşmiştir. 1990 yılında
dünyanın kurulu gücü 2160 MW iken 1994 yılında 3488 MW'a, 1995 yılında 4778 MW'a,
1996 yılında 6070 MW'a, 1997 yılında 7636 MW'a, 1998 yılında 10153 MW'a, 1999 yılında
13932 MW'a ve 2000 yılında 18449 MW'a çıkmıştır. (Tablo 3.1).
Dünya rüzgar enerjisinin toplam kurulu gücünün yaklaşık %74'ü Avrupa kıtasında, %15'i
Amerika kıtasında, %9'u Asya kıtasında ve kalan yüzdelik dilimde diğer kıtalarda bulunan
dünya ülkelerindedir (Tablo 3.2).
Avrupa'da en büyük kurulu güç Almanya'da olup, onu İspanya, Danimarka, Hollanda,
İngiltere, İtalya, Yunanistan ve İsveç izlemektedir (Tablo 3.3). Amerika kıtasında en büyük
kurulu güç Amerika Birleşik Devletleri'nde olup onu çok geriden Kanada takip etmektedir
(Tablo 3.4). Asya'da Hindistan, Çin ve Japonya rüzgar santrallerine önem vermektedir (Tablo
3.5).

Son on beş yıldır Amerika'da yeni bir rüzgar endüstrisi doğmuştur. 1982-1992 yılları arası
California'da yaklaşık 15000 rüzgar türbini kurulmuştur. 370 MW gücündeki Kenetech
Rüzgar Çiftliği dünyanın en büyük rüzgar santralidir. 8160 hektar alan kaplayan bu çiftlikte
100 kW 'lik 3500 adet ve 300-400 kW 'lık 40 adet türbin bulunmaktadır.Ancak kısa zaman da
bu türbinlerden daha modernleri geliştirilmiştir. Avrupa'da rüzgar teknolojisi hızla
gelişmektedir 1995 yılında yeni türbinler 600 kW güçte iken bugün geliştirilen türbinlerin
gücü 2 MW' tır. Almanya yaptığı atakla 1998 sonunda rüzgar kurulu gücünü 2875 MW'a
çıkarmış, kurulu gücü 1820 MW 'ta kalan ABD yi geçmiş ve birinciliği elde etmiştir.

Avrupa'da şu anda 12 MW 'lık deniz üstü rüzgar santrali çalışır durumdadır ve deniz üstü
kurulu gücün kısa zamanda 180 MW ‘a cıkarılması planlanmıştır. 2030 yılında rüzgar kurulu
gücünün deniz üstü payının % 25’den az olmayacağı beklenmektedir.

Teknolojik gelişimle rüzgar türbinlerinin ünite güçleri arttırılırken son beş yıl içerisinde
fiyatları düşürülmüştür. Karada kurulan türbinlerin birim fiyatları 1600-1800 dolar/kW'a
kadar çıkabilmekte ise de ABD iç piyasasında 750 dolar/kW düzeyine inildiği
belirtilmektedir.

Tablo 3.1 1994-2000 Yıllan Arası Dünya Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücü
YILLARA GÖRE ARTIŞ
YIL KURULU GÜÇ (MW)
MİKTARI (%)
1994 3488 -

1995 4778 37

1996 6070 27

1997 7636 26

1998 10153 33
1999 13932 37

2000 18449 32

(Rüzgar enerjisi sempozyumu , 2001)


Tablo 3.2 Dünya Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücünün Kıtalara Göre Dağılımı
KURULU GÜÇ (MW)
ARTIŞ MİKTARI
KITALAR
1999 2000 (%)
AMERİKA 2667 2847 6,7

AVRUPA 9737 13630 40

ASYA 1376 1728 25,6

OECD-ASYA 50 70 40

AFRİKA 64 137 140,6

DİĞER 37 37 0

TOPLAM 13932 18449 32,4

(Rüzgar enerjisi sempozyumu,2001)

Tablo 3.3 Avrupa Kıtası Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücü Dağılımı

KURULU GÜÇ (MW)


ÜKLELER
1999 2000

AVUSTURYA 34 69

BELÇİKA 11 19

DANİMARKA 1738 2341

FİNLANDİYA 39 39

FRANSA 25 63

ALMANYA 4442 6107

YUNANİSTAN 158 274

İRLANDA 74 122

İTALYA 277 424

LÜKSEMBURG 6 6

HOLLANDA 433 473

NORVEÇ 13 13

PORTEKİZ 61 111

İSPANYA 1812 2836


İSVEÇ 220 265

İSVİÇRE 3 3

TÜRKİYE 9 19

İNGİLTERE 362 425

DİĞER 20,9 21,6

TOPLAM 9737 13630

(Rüzgar enerjisi sempozyumu, 2001)

Tablo 3.4 Amerika Kıtası Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücü Dağılımı

KURULU GÜÇ (MW)


ÜLKELER 1999 2000

ARJANTİN Ϊ5 16

BREZİLYA 22 22

KANADA 126 139

KOSTARİKA 50 51

MEKSİKA 2 2

AMERİKA 2445 2610

DİĞER 7 7

TOPLAM 2667 2847

(Rüzgar enerjisi sempozyumu, 2001)


Tablo 3.5 Asya Kıtası Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücü Dağılımı

KURULU GÜÇ (MW)


ÜLKELER
1999 2000

ÇİN 262 352

HİNDİSTAN 1035 1220

JAPONYA 68 142
DİĞER 11 14

TOLPAM 1376 1728

(Rüzgar enerjisi sempozyumu, 2001)

Tablo 3.6 OECD-Asya Kıtası Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücü Dağılımı

KURULU GÜÇ (MW)


ÜLKELER
1999 2000

AVUSTURALYA 10 30

YENİ ZELLANDA 35 35

PASİFİK ADALARI 5 5

TOPLAM 50 70

(Rüzgar enerjisi sempozyumu, 2001)

Tablo 3.7 Afrika Kıtası Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücü Dağılımı

KURULU GÜÇ (MW)


ÜLKELER
1999 2000

MISIR 36 69

MOROCCO 13 54

TUNUS 11 11

DİĞER 4 4

TOPLAM 64 138

(Rüzgar enerjisi sempozyumu, 2001)


Tablo 3.8 Dünya Rüzgar Enerjisi 2000-2005 Kurulu Gücü Tahminleri

KURULU GÜÇ (MW)


KITALAR
2000 2001 2002 2003 2004 2005

AMERİKA 2847 4287 5237 6437 7537 8737

AVRUPA 13630 17380 22215 27525 33525 40575

ASYA 1728 2088 2618 3298 4128 5208

DİĞER 244 364 634 1059 1609 2409

TOPLAM 18449 24119 30704 38319 46799 56929

(Rüzgar enerjisi sempozyumu, 2001)


• Ana Sayfa

• Kurumsal
o Hakkımızda
o Kurumsal
o Misyonumuz
o Vizyonumuz
o Tarihçe
o Yönetim Kurulu
o Tüsem
o Aram
o İnsan Kaynakları / Danışmanlık
o Faaliyet Raporları

• Haberler
o Tütev'den Haberler
o Şubelerden Haberler

• Eğitimler
o Teknik Eğitimler
 3D Studio Max
 Ansys
 Autocad
 Catia
 Hakediş, Metraj Ve Keşif
 Java
 Mapinfo
 Netcad
 PHP
 Probina Orion
 PLC
 SAP2000
 SolidWorks
 WEB Programlama
 WEB Tasarım
 X-Steel
o PCM
o Genel İngilizce
o KPDS - ÜDS
o Conversation Clup
o Rusça
o Ney
o Gitar
o Diksiyon
o Mud Logging

• AB Projeleri

• Sektörler
o Bilişim
 Çalıştaylar
 Haberleri
 Faaliyetler
o Yapı
 Haberleri
 Çalıştaylar
 Faaliyetleri
o Enerji
 Seminer
 Çalıştaylar
 Haberleri
 Faaliyetler
 Tütev Enerji Bülteni
o Tarım
 Haberleri
 Çalıştaylar
 Faaliyetler

• Yayınlarımız
o Tütev Teknik Dergisi
o Kitaplarımız

• Makale ve Paneller
o Makaleler
o Paneller

• İletişim
o Genel Merkez
o Tütev Şubeleri Listesi
o Web Sitesi Olan Şubelerimiz
o Afyon Tütev
o Çorum Tütev
o Denizli Tütev
o İzmir Tütev
o Samsun Tütev
o Ostim Tütev
o Kayseri Tütev

Rüzgar Enerjisi Santralleri

Derleyen : Asiye GÜNAL, Proje Mühendisi, Tütev Enerji Üyesi


İnsanlığın en önemli vazgeçilmez gereksinimlerinden birisi enerjidir. Bugün kişi başına enerji tüketimi
kalkınmışlığın ölçüsü olarak kullanılmaktadır. Bilindiği gibi yeryüzünde mevcut bütün enerji kaynaklarının
kullanılarak elektrik enerjisine dönüştürülmesi o kaynağın kendine özgü niteliği, zenginliği ve cinsine göre
değişmektedir. Bu kaynakların kimine ulaşmak için çok büyük masrafları göz önüne almak gerektiği gibi hiçbir
maliyet gerekmeden ulaşılabilen kaynaklar da mevcuttur, ancak bu kaynakların her birini işlemek için ayrı bir
yol ve her bir yolun da ayrı bir maliyeti mevcuttur.

Elektrik enerjisi, sanayileşme, nüfus artışı ve tüketim malzemelerinin çeşitlenmesi neticesinde tüketimi hızla
artan, en önemli enerji kaynaklarından biridir. Ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacı, ekonomik büyüme, nüfus
artışı gibi nedenlerden dolayı artmaktadır.

2000 yılı için 134 Milyar kWh olan Türkiye Elektrik Enerjisi Brüt Talebinin,

2005 yılı için 200 Milyar kWh,

2010 yılı için 290 Milyar kWh,

2020 yılı için 547 Milyar kWh'a yükseleceği tahmin edilmektedir.

Türkiye'nin elektrik enerjisi üretebilmesi için gerekli yakıt kaynakları az, kalite seviyesi dünya standartlarının
altındadır. Hidroelektrik enerji belirli bir kullanılabilir potansiyel oluşturmakta, fakat yatırım süresi uzun
olduğundan hemen devreye alınamamaktadır.

Türkiye'de elektrik enerjisi tüketiminin yılda sadece ortalama % 8 oranında artması durumunda, talebin
karşılanabilmesi için 2010 yılındaki kurulu gücün 65000 MW olması gerekmektedir. Türkiye'nin Kurulu gücü
2007 sonu itibariyle 41000 MW olup, bu durum 24000 MW seviyesinde yeni yatırım ihtiyacı doğurmaktadır.

Bu durumda petrol ithalatı:

2000 yılında 60 Milyon ton

2005 yılında 89 Milyon ton

2010 yılında 122 Milyon ton'a ulaşmaktadır.

Dünya'daki petrol rezervlerinin yaklaşık 40 yıllık ömrü olduğu hesaplanmakta, böylece ilerleyen yıllarda fiyat
artışına paralel olarak daha fazla kaynak ayrılması gerekmektedir.

Türkiye'nin, hızla artmaya devam eden elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayabilmesi ekonomik, ithal yakıt
bağımlılığını azaltan, kısa sürede devreye alınabilen, çevreye en az zarar veren, temiz enerji üretimine
yönelebilmesi için önünde önemli stratejik imkânlar bulunmaktadır.

Rüzgâr enerjisinin kaynağı Güneş'tir. Güneş Dünya'ya saatte 100.000.000.000.000 kWh enerji göndermekte,
bunun sadece %1-2'si Rüzgâr enerjisine dönüşmektedir. Dünya'da Rüzgâr enerjisindeki teknolojik gelişim,
üretim maliyetlerini hızla aşağıya çekmektedir. Bugün Rüzgâr rejiminin iyi olduğu santraller termik ve nükleer
enerji santralleri ile üretim maliyeti yönünden rekabet edebilir düzeydedir.

Öte yandan konvansiyonel ve nükleer enerji tesislerinin çevrede yarattığı tahribatların bertaraf edilebilmesi
için gerekli yatırımlar dikkate alındığında, ortalama 5 cent/kWh'lık bir "harici maliyetin" dikkate alınması gerekli
olmaktadır. Harici maliyet, halk sağlığına ve doğaya verilen zararın telafi edilebilmesi için gereken teknolojik
yatırım tutarıdır.

Rüzgâr enerjisi ile elektrik üretimi metodu;

- Asit yağmurlarına yol açmayan

- Atmosferik ısınmaya yol açmayan

- CO2 emisyonunu azaltan

- Fosil yakıt tasarrufu sağlayan

- Radyoaktif etkisi olmayan

- Hammadde sıkıntısı olamayan

- Sürekli ve sonsuz bir enerji kaynağı

- Ekonomik üretimi sağlayan, teknolojik gelişimi hızlı


- Döviz kazandırıcı, dışa bağımlılığı olmayan

- Kısa sürede devreye alınabilen ve tevsi edilebilen

yönleri ile ülkemize önemli katkısı olabilecek yüksek teknoloji ürünü bir güç kaynağı durumundadır.

Önemli bir bölümünün dünyanın düzenli ve etkin Rüzgârlar alan bir bölgesinde bulunması nedeniyle
Türkiye'nin kendi kendisini yenileyebilen ve çevre dostu bir enerji olan Rüzgâr enerjisi kullanımını
yaygınlaştırması, ekonomik ve çevresel açılardan ülkemize avantajlı bir ortam yaratacaktır. Ülkemizin coğrafi
özellikleri, kıyı şeritleri, dağ, vadi yapıları, ayrıca EİE İdaresi ve Devlet Meteoroloji İşletmeleri Genel Müdürlüğü
tarafından yapılan Rüzgâr ölçümleri sonuçları, Türkiye'de Rüzgâr enerjisinin önemle dikkate alınması gereken
bir kaynak olduğunu göstermektedir.

Başta Almanya olmak üzere Danimarka, Hollanda, İspanya gibi belli başlı Avrupa ülkelerinin temiz enerji
kaynağı olan Rüzgâr Enerjisinden daha fazla faydalanılması maksadıyla yatırımları ve araştırma geliştirme
faaliyetlerini destekledikleri ve Rüzgâr Enerjisi Santrallerinin de en çok bu ülkelerde tesis edildiği görülmektedir.
En temiz enerji kaynaklarından biri olan Rüzgâr enerji santralleri ile ilgili bazı fotoğraflar, Şekil 1.'de, Türkiye
Rüzgâr Atlası Şekil 2.'de, Türkiye geneli Rüzgâr enerjisi potansiyeli Tablo 1.'de verilmiştir.

Şekil 1. Rüzgâr Enerji Santrallerinden Görünüm


Şekil 2. Türkiye Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli Atlası (Rüzgâr Hızı Haritası)

Rüzgâr Hızı Rüzgâr Güç Toplam Alan Rüzgârlı Arazi Toplam


(m/s) Yoğunluğu (km²) Yüzdesi Kurulabilecek Güç
(W/m²) Miktarı (MW)
6,5 - 7,0 300 - 400 16 781,39 2,27 83 906,96
7,0 - 7,5 400 - 500 5851,87 0,79 29 259,36
7,5 - 8,0 500 - 600 2598,86 0,35 12 994,32
8,0 - 9,0 600 - 800 1079,98 0,15 5 399,92
≥ 9,0 ≥ 800 39,17 0,01 194,84
Toplam 26 351,28 3,57 131 756,40

Tablo 1. Türkiye Geneli Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli

Rüzgâr Atlası çalışmaları ülkemizin, Ege Denizi kıyılarının, Avrupa kıtası kuzey sahilleri ve İngiltere adalarının
Rüzgâr enerjisi potansiyeline yakın düzeylerde mükemmel Rüzgâr olduğunu göstermektedir.

Son yıllarda enerji talebinin her yıl % 8 olarak arttığı ülkemizde enerji açığını kapatmak için senelik 2500
MW yatırıma ihtiyaç vardır. Hidroelektrik santraller 4-5 senede, nükleer santraller ise 6-7 senede devreye
girebilmektedir. Doğal gaz santralı 1,5-2 yılda devreye alınabilmekte, fakat bu sefer de hammadde temininde
problem olabilmektedir. Ancak Rüzgâr Santralleri kapasitelerine bağlı olarak yaklaşık 1 yıl gibi kısa sürelerde
devreye alınabilmektedir.

Rüzgâr enerjisi uygulamaları yaygınlaştıkça 5-6 yıl gibi çok kısa sayılabilecek bir sürede Türkiye'nin enerji
ihtiyacının yaklaşık %15' ini karşılanabilecektir. Elektrik üretiminde

Rüzgâr enerjisi:

• - Kendisini yenileyebilme özelliğinin ve temiz bir enerji kaynağı olmasının ötesinde,

• - Gerekli tesislerin kısa sürede devreye alınabilmesi,

• - Hammadde gereksinimi olmaması,

• - Kolaylıkla kapasite artırımı sağlanabilmesi,

• - Yüksek teknoloji transferi sağlaması

gibi sebeplerle, dünya'da en hızlı gelişen enerji üretim sektörü durumuna gelmiştir.

Yüksek hızda çalışmanın nedenlerini ise şu şekilde sıralamak mümkündür:

• 1. Eşit çaptaki yüksek hızlı bir Rüzgâr türbini, düşük hızlı türbinden daha hafif olması dolayısıyla daha
ucuzdur.
2. Dönme hızları yüksek olduğu için gerekli çevrim oranı daha düşüktür. Bu nedenle dişli kutusu daha
hafiftir.

3. Elektrik jeneratörlerinin çalışmaya geçmesi için gerekli başlangıç torku küçüktür. Hızlı bir Rüzgâr
rotorunun başlatma torku çok küçük de olsa, jeneratörü kolaylıkla harekete geçirir. Dolayısıyla yüksek hızlı
Rüzgâr türbinleri bu kullanım için son derece uygundur.

Sistemde kullanılan türbin kanatları değişken açılı olacaktır. Bazı tasarımlarda rotor frenlendiğinde açıyı
artıran özel bir regülatör kullanılarak başlatma kolaylaştırılır.

Rüzgâr rotoru kuleye up-wind (Rüzgârı önden alan) veya down-wind (Rüzgârı arkadan alan) olarak yerleştirilir.
Birinci durumun avantajı kalkış etkisinden kaçınılması, ikinci durumun avantajı ise başlangıç torku düşük olduğu
için yön bulma motorunun gücünün azalmasıdır.

Rüzgâr-elektrik sisteminin temel bileşenleri Şekil 3.'de gösterilmiştir. Hareketli havadan mekanik enerji
şeklinde elde edilen enerji, uygun bir kaplin ve dişli kutusu içeren mekanik aktarıcı yoluyla elektrik jeneratörüne
aktarılır. Jeneratörden elektrik çıkışı, uygulamaya göre bir yüke ya da güç şebekesine bağlanır.

Şekil 3. Rüzgâr Elektrik Sisteminin Bileşenleri

Bu tür sistemde kullanılan kontrol cihazı, bir ya da daha fazla noktada Rüzgâr hızı ve yönü, mil hızları ve
torkları (döndürme momenti), çıkış gücü ve gerekliyse jeneratör sıcaklığını algılayarak kanat açısı kontrolü, yön
kontrolü (sadece yatay eksenli makinelerde) yapar ve Rüzgâr enerji girişi ile elektrik çıkışını eşlemek amacıyla
jeneratör kontrolü için uygun sinyalleri üretir. Ayrıca kuvvetli Rüzgâr sonucunda oluşan aşırı koşullardan,
elektriksel arızalardan, jeneratör aşırı yüklenmesi gibi koşullardan sistemi korur. Rüzgâr-elektrik sistemlerinde
Rüzgârdan alınabilen güçten elektriksel güç çıkışına kadar olan tüm dönüşüm verimi %25-35 aralığındadır.

Tipik Türbin Yapısı Şekil 4.'de verilmiştir.


Şekil 4. Tipik Türbin Yapısı

Copyright © 2009 ---.


All rights reserved.

Joomla template created with Artisteer by Ahmet KOYLU.

You might also like