Professional Documents
Culture Documents
ISSN: 1309-6087
ISSN: 1309-6087
Cilt 7, Say 1, Bahar 2016
Volume 7, No 1, Spring 2016
Mardin Artuklu niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Adna Sahibi
Owner on Behalf of Mardin Artuklu University, the Institute of Social Sciences
Prof.Dr. Ahmet AIRAKA
Editr | Editor
Musa ZTRK
Editr Kurulu | Editorial Board*
Ahmet KTK (Mardin Artuklu niv.), Ali KARAKA (Mardin Artuklu niv.), Emrullah YAKUT (Mardin Artuklu
niv.), Evindar YELBA (Mardin Artuklu niv.), Yunus CENGZ (Mardin Artuklu niv.).
indekiler | Contents
Takdim
V
Makaleler
Articles
Mustakim Arc
limler Tasnifi Literatrnde Ahlk lmi
Mehmet Alc
Osmanl Son Dneminde MslmanHristiyan Tartmalarna Dair Bir
Karlatrma:
emsl-Hakka ve Rfiu-bht yani,
Cevb-i Risle-i emsl-Hakkat
31
M. Nesim Doru
Mevln Celaleddn Rm ve Mely
Cizrnin Dncesinde Varln Kayna
ve Varoluun Srr Olarak Ak
53
Bedri Gencer
Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine
73
brahim zcoar
Bir Osmanl ehrinde Frenkleenler:
Diyarbekir Katolikleri
115
mer Ayta
Kent, Yoksulluk ve Sosyal Dzensizlik
Potansiyeli
135
Kitap Tantm
157
-
Book Review
Will Kymlicka
179
okkltrl Yurttalk
Mahmut nar
185
Zygmunt Bauman
191
zgrlk
Prof. Dr., Yldz Teknik niv., Fen Eebiyat Fak., Sosyoloji Blm.
Bedri Gencer
74
Birincisi, bu gibi seklerleme teorisyenlerinin ounluunun ProtestanYahudi olmas tesadf deildir. Bunlarn modernlemeyi tahlilde esas aldklar
gelenek/modernlik dikotomisi, aslnda evrensel deil, Katolik/Protestan bir
tekiletirmenin ifadesidir. Buradaki gelenekten (tradition) kast, haddizatnda
Katolik Kilise geleneidir. kincisi, bu yzden onlar, seklerlemeyi esasnda
Katolik gelenekten bir uzaklama, kurtulma olarak alrlar. ncs, bu yzden
seklerlemeyi snnet denen otantik gelenekten sapmayla balayan bir sre
yerine zaten bir ekilde balam teleolojik bir sre olarak tahlil ederler.
Drdncs, onlar, modernleme ile seklerlemeyi birbirinden net olarak
ayrarak ilikilendirmede acze derler. Max Weber, temelde modernlemeyi
feoadalizmden kapitalizme, seklerlemeyi Katoliklikten Protestanla bal
akliyete gei sreci olarak tahlil eder.
Marx ile Weberin ortaya koyduu grnte birbirine rakip iki ana
modernleme teorisi, toplumun altyaps/styaps ayrmna dayal dikotomik
nedensel aklamalar ve dolaysyla bir elmann iki yz olarak grlebilir. Farkl
alardan da olsa ikisinin de gayesi, Batda ykselen deizmle birlikte mekan
temelini kayb ederek zamanleen beer amelden, yani zgl olarak
kapitalistikleme denen modernlemeye bal seklerlemeden kabul edilebilir
bir normativite karmakt. Marxn iktisad-tarih yasalar, Weberin aklleme
kavramlar, bu eilimi ifade ediyordu. Mesele, tarifine bal olarak
modernlemenin belirleyicisinin tayini meselesidir. Modernleme, bir toplumun
yaay tarznn nitel deimesidir. Ancak yaay tarznn belirleyicisi, toplumun
altyaps/styaps ayrmna vcut veren kltrn unsurlarndan inan/dn
ile retim/tketim tarzndan hangisidir?
Marx ile Weberin ikisi de modernlemenin belirleyicisi olarak kapitalizm
denen yeni retim tarzn, ekonomiyi alr. Halbuki Yunanca ekonomi kelimesi
bizzat oikos (ev) kelimesinden gelmektedir. Bu demektir ki beer amel,
evlenme deyiminin ifte mns uyarnca ancak mekan esasiyet ve aidiyetle
mn kazanr. Bu yzden Ferdinand Tnnies (1855-1936), analitiklik zaaf
eletirilerine karlk Marxtan ald ilhamla modernlemeyi dorudan
cemaatten cemiyete gei olarak incelemitir. Buna karlk Weber, cemaat ve
cemiyeti kapitalist gelimeye bal ve bu yzden daha analitik
The term Derekh Eretz includes all the situations arising from and dependent upon the circumstance that the
earth is the place where the individual must live, fulfil his destiny and dwell together with others and that he
rnust utilize resources and conditions provided on earth in order to live and to accomplish his purpose.
Accordingly, the term Derekh Eretz is used primarily to refer to ways of earning a living, to the social order that
prevails on earth, as well as to tl1e mores and considerations of courtesy and propriety arising from social living
and also to things pertinent to good breeding and general education (Breuer 1970: 8).
75
Bedri Gencer
76
Hermentikten kasdmz, dinin bnye ve mantna vukufla yaplacak iftynl bir okumadr. Hermentik evrim deyiminin belirttii tekst/konteksti
bir taraftan din/tedeyyn ayrmna tekabl eden olmal/olan, dier taraftan
geleneksel/modern ayrmna tekabl eden asl/arz ayrmna mtekabil
alabiliriz. Din, riin (Allah ve rasl) ne emr ettiine, tedeyyn ise bunun
dindar tarafndan nasl telakki edildiine delalet eder; dinin ne emrettii
anlalmadan insanlarn ne yapt anlalamaz. Max Weberde olduu gibi
tedeyyn incelemesi, derinlemesine bir din ve tarih, teolojik ve sosyolojik
okumay, olmal/olan ile asl/arz ilikisine gre kapsaml bir mukayeseyi
gerektirir. Dolaysyla hermentik asl/arz diyalektiince nce tarih ve felsef bir
perspektiften cemaat kavramn tarife ihtiya vardr. Bilahare cemaat adyla
ortaya kan ada taazzuvlarn asl mnda cemaatin tarifine ne derece
uyduklar ve nasl dntkleri tespit edilebilir.
Gelenekten modernlie, teolojiden sosyolojiye gei srecinde klasik
sosyologlar, geleneksel ile modernin karlatrlmas tarznn ideal rneini
vermilerdir. Bu srete Ferdinand Tnnies (1855-1936), Georg Simmel (18581918) ve Max Weber (1864-1910) gibi sosyologlar, gelenee vukuflar sayesinde
geleneksel ile moderni derinlemesine karlatrmlardr. Ancak bilahare Batl
sosyologlar organik, yerli sosyologlar da mekanik, akltratif seklerleme
srecinin etkisiyle dine yabanclatklar iin dinin yapsna vukufta ve bunun
sonucunda sosyal bilimlerdeki ou kavram gibi muamma haline gelen cemaatin
tarifinde acze dmlerdir. Ahmed Ziyeddn Gmhnev rneinde konuyu
ilerken tecdit hakknda hkm sren kavramsal karkln dinin yapsna vukuf
aczinden kaynaklandnn farkna varmtk (Gencer 2013a).
3
4
The concept of community has been one of the most compelling and attractive themes in modern social science,
and at the same time one of the most elusive to define (Cohen 2001: 7).
Engaging with community is a practice full of ambivalence, but always one full of hope.
OShea (2010). Bu konuda Zygmunt Bauman (2001) yle der: To cut a long story short, community might be as
old as humanity, but the idea of community as a condition sine qua non of humanity could be born only
together with the experience of its crisis. That idea was patched out of the fears emanating from the
disintegration of the earlier self-reproducing social settingscalled subsequently, and retrospectively, the ancien
regimet and recorded in the social-scientific vocabulary under the name of the traditional society. The modern
civilizing process (the only process calling itself by that name) was triggered by the state of uncertainty, for
which the falling apart and impotence of community was one of the suggested explanations ... The nation,
that eminently modern innovation, was visualized in the likeness of community: it was to be a new and bigger
community, community writ large, community projected on the large screen of a newly imagined totality
and a community-by-design, a community made to the measure of the newly extended network of human
interdependencies and exchanges (Donskis 2011: 156).
At least to the extent that mystery, magic and authority have been important for human religiosity (as
Dostoyevskys Grand Inquisitor maintained), the modem rationalization of consciousness has undermined the
plausibility of religious definitions of reality. As a result, the secularizing effect of pluralization has gone hand in
hand with other secularizing forces in modem society. The final consequence of all this can be put very simply
(though the simplicity is deceptive): modem man has suffered from a deepening condition of homelessness. ()
77
Bedri Gencer
78
okunabilir (Dankoff 1991: 56). Bu, Arapann mucizev zelliinden dolay medn
kelimesinin hem dindar=borlu, hem ehir=bor yeri anlamna geldiini gsterir.
Aslnda ayn espriyi ifade eden Aristonun zoon politikon (nsan taban
medendir) ile Arapa ed-Dn fil-medn (Din ehirdedir) szlerinden anlalaca
zere din, kusurlu insan kemale gtrmek zere ancak toplu yaanr, dindarlk
ancak cemaatle mmkn olur (bni Miskeveyh 2011: 261, 340).
Teehhl kavramnda da beer tecrbenin mekn, din ve cemaat denen
unsuru yatar. Bekr ile ailenin evi, Trkede menzil/ev ayrmna karlk
alabileceimiz ngilizce house/home kelimeleriyle ayrt edilebilir (Smyth 2006:
123). Bekr bir insan evlenerek, aile olarak menzilini eve ve yuvaya dntrr. O
halde bizzat ev=home kelimesinde ev/lenme esprisi yatar. Weber (1978: 452)in
insanlarn madd ve manev, din ve ahlak ihtiyalarn karlamak zere
tevnlerinden doan cemaatin statik bir varlktan ziyade dinamik bir sre
olduunu ifade eden cemaleme (vergemeinschaftung=communalization)
the dichotomization of private and public life is one of the crucial social characteristics of modernity.
Modernization in contemporary Third World societies imposes this same dichotomization, and in most instances
it is felt to be an extremely difficult and often repugnant ordeal, which gives birth to profound threats of anomie.
Socialism presents itself as a solution to this problem. It promises to reintegrate the individual in all-embracing
structures of solidarity. If modernization can be described as a spreading condition of homelessness, then socialism
can be understood as the promise of a new home. Evsizlie alternatifler konusunda, Bouma-Prediger (2008),
Stivers (2011).
Arap dili gramer kurallarnn fetv konusu olduu bir dier husus, fetv kaynaklarnda baz fkh tabirlerin yazlm
biimidir. Nitekim medyn tabirinin ill muktaz olub medn eklinde yazlmas gerekirken, fukah, ktb-i
Fetvda hatay kabul edb cmlesi medyn eklinde yazmtr denilmitir. Bunun sebebi sorulduunda
Ebussud Efendi u cevab vermitir: Medn yazm dah olmasa bu hata deildir. Ben Temm kavlidir. Hata olsa
da fukah katlarnda hata-i mstamel, savb- ndirden hayrldr (Dzenli 2012: 213).
79
Bedri Gencer
aarak varln daha st katmanlarn tanmalarna imkn veren bir ortak bilinte
bulumalarn, kendilerini gerekletirmelerini salar. Cemaat/cemiyetteki yerini
tam olarak bilemez hale geldiinde bir kiinin endieye dmesi mukadderdir. 7
Ehl-i Snnet ve Cemaatin Anlam
Cemaat kavramnn unsurlar, ehl-i snnet ve cemaat8 deyiminde
meknzdur. Fahr- lem Efendimiz aleyhis-salt ves-selmn dinin drt
boyutunu anlatan eriat szlerim, tarikat fiillerim, marifet srlarm, hakikat
hallerimdir mealindeki hadisine gre hadis eriatn, snnet tarikatn zel addr.
(Dinde
Klasik hadis ve fkh usl kitaplarnda snnet,
(Tarikatlarn
hepsi
literatrnde
yaygn
80
Religion foster social cohesion and a sense of community; afford members a social identity, and a sense of
belongingness, by uniting people around shared understandings; and establish a foundation and outlet for
cathartic ritual. () Human beings have a deep-rooted need for ritual that explains why all intact cultures
throughout history possessed elaborate patterns of ritual that served individual members and the general
community. These rituals offer a means for emotional catharsis in a socially sanctioned context that minimizes
self-consciousness. As self-consciousness is reduced within a supportive environment, the person is able to
transcend the literal and commonsense perspectives of everyday life. () It has been shown that when one
lacks the information to achieve certainty about ones social status and place in the community, anxiety results
(Schumaker 2001: 107, 110, 76).
8
Bu deyimin kullanl tarz, dili doru kullanma ihtimamnn giderek azald lkemizde dille ilgili yaplan saysz
yanla bir rnektir. Ya ehl-i snnet ve cemaat eklinde Farsa veya ehls-snneti vel-cemaati eklinde
Arapa terkip olarak kullanlmas gerektii halde bu deyim, yaygn bir yanllkla ikisinin karm ehl-i snnet velcemaat eklinde kullanlmaktadr.
slm tarihinde snnet ve cemaat ehli anlaynn beinci rid halife saylan
mer b. Abdlaziz (-101/-719) ile tebellr ettii grlr (Anjum 2012: 77).
slm/snnet/cemaat btnl, ancak ontik bir yolculuk olarak dinin
mantna vukufla kavranabilir. Din, mebdeden meda, dnyadan ahirete uzanan
ontik bir yolculuktur. Bu yolculuun, yolcu, yol, iz ve pusula olarak drt unsuru
vardr. Yolcudan kast, mmin/ler, yoldan kast, eriat=hadis, izden kast,
tarikat=snnet, pusuladan kast ise kitaptr. Kitap, mminlerin dnyadan ahirete
uzanan yolculuklarnda tutacaklar yolu, ynelecekleri kbleyi, varacaklar adresi
gsterir. Bu pusula (zikir=not), ancak onlarn ak ve geni eriat yolunda nasl
yryeceklerini reten snnet sayesinde iler.
Arapa er-refk, smmet-tark (nce yolda, sonra yol) sznn de
belirttii gibi mmin, ancak bir cemaate katlarak ontik yolculuuna kabilir ve
menziline ulaabilir. Bu sz, insann anlam kayna olan inan ile aidiyetin
birletii kimlik formln ifade eder; ancak yolda=cemaat edindikten sonra
yol=snnet tutabiliriz. Cemaate katlmak, snneti benimsemenin, din yoluna
girmenin gstergesidir. Bunun iin slm limleri, bir kiinin Mslman cemaatle
birlikte ibadet etmesini fiil iman, imannn gstergesi saymlardr.
Modernleme denen hzl itima deime srecinde aralarndaki uyum
bozulunca inan ile aidiyet kanallar ve tarzlar gibi, ncelik sralar ve vurgu
dereceleri de deiir. nsan, inanmak zere yaratlm bir varlktr. Bir ekilde,
doru veya yanl bir eye inanabilir. Hatta felsefede inanszlk paradoksu
denen eye gre Tanrya inanmamak, ateizm de aslnda bir inantr. Buna gre
Avrupa rneinde seklerleme, messesev, Kilisev dindarln zlmesi, yerini
ferd-ruhan dindarln, kltlere balln almas demektir. 1960lardan beri
nisbeten yksek seviyelerde ferd dindarlk devam etse de Avrupa nfusunun
artan ounluu kolektif ibadetlere dzenli katlmaktan kesilmitir. Grace Davie
(1994), Avrupadaki bu durumu aidiyetsiz inan olarak tanmlar.
Buna karlk amzda ateist Yahudi, Hristiyan ve sonunda Mslman
gibi ironik deyimlerin de gsterdii zere, Finlandiya gibi Avrupann en sekler
lkelerindekiler bile kendilerini Hristiyan olarak tanmlamaya devam
etmektedirler. Danile Hervieu-Lger gibi din sosyologlarnn inansz aidiyet
olarak adlandrd Avrupann bu elikili tedeyyn, Hans Raun Iversenin
tabiriyle aidiyete bile inanmadan aidiyete (belonging without even believing in
belonging) kadar varmtr (Mortensen 2010: 180). Ateist Yahudi, Hristiyan,
Mslman (!) veya kltr Mslman deyimlerinde zirveye kan bu eilim,
insann dnyaya anlam vermesinde cemaate aidiyetin, kimliin ncelik
tamasndan kaynaklanr. manlar sarsan sekler amzda insanlar,
snnet=dinden feragat ettii halde cemaatten feragati gze alamamaktadrlar.
u halde insan, drt kiilik asgar yolculuk cemaati rneinde olduu gibi,
ancak yolculuk srecinde bir cemaatle madd ve manev ihtiyalarn karlayabilir
ve gayesine/kurtulua erebilir. Tek kemali, okluk noksan belirtir. Kurn-
81
Bedri Gencer
Kermde belirtildii gibi (Nis, 4/34), btn insanlar Hz. demn tek bir
nefsinden yaratlmtr. demoullarnn cz nefislerinin cemaat sayesinde kll
bir nefiste bulumak suretiyle kemali yakalayabilecekleri anlayn Hegelde de
aile rneinde grmek mmkndr (Stewart 2000: 238, Kirkpatrick 2008: 74-76,
Luther 2009: 158). Allahn rahmeti, cemaat ile birliktedir hadisinin de belirttii
ve namaz rneinde grld gibi, cemaatin ferd kusurlar telafi ederek
rahmeti celb etme zellii vardr (el-Mttak 2004).
nsan toplumu da bir beden gibi cemaatler hiyerarisinden oluan bir
byk cemaattir. Tpk insan bedeninin hcre, doku, organ, sistem, beden
eklinde bir hiyerariden olumas gibi meden beden (body politic) de mikro ve
makro bir cemaatler hiyerarisinden oluur. Aileden cmi cemaatine, oradan
ehir halkna ve oradan hacdaki byk dnya cemaatine byyen sadece biz
(Mslmanlar) hissinin apdr. Bu, cemaatin orijinal, ekirdek, asgar, coraf
ve kll olarak be trnde daha iyi grlecektir. Ehl-i snnet ve cemaat
deyimindeki cemaat, aslnda cminin cemaati demektir. Cmi, el-mescidlcmiu deyimindeki mescidin sfatdr; bilahare mevsfu mahzf sfat olarak
cmi diye bilinen isme dnmtr. Buna gre lfzen cmi, toplayan mescid
(el-mescidl-cmiu), cemaat te mescidde toplanan insanlar demektir.
Toplayan mescid=el-mescidl-cmiu deyimindeki toplama vesilesi, cemaat ve
cmi kelimeleriyle ortak cem kknden treyen Cuma namazdr. Yani cmi,
Cuma namaz klnan mescit demektir.
82
el-Medhal 1432: 56, 62. Sahbenin fitne kmadan nceki haline uyan, fitneler ktktan, Mslmanlar frkalara
ayrldktan sonra da, sahbenin ounluunun yolunu benimseyen topluluk, bidat frkalarndan ayrmak iin
ehll-hakk, ehls-snne, ehll-hadis, ehll-hadis ves-snne, ehls-snne vel-istikme, ehll-cema, ehlssnne vel-cema gibi farkl deyimlerle kendilerini tanmlamlardr. Muhammed b. Sirin (-110/-728) ehlssnne, Ebl-Leys Semerkand (-373/-898) ise ehll-hakk vel-cema terimini ilk kullananlardr. Deyim, hicr
ikinci asrn balarndan itibaren ehll-hakk vel-istikme, ehls-snneti ven-nakl, ashbl-hadis ekillerinde
kullanlmtr (Zaman 1997: 49, 54).
klnd. O yzden bir insan nerede namaz vakti olursa orada namaz klar
buyurmutur (el-Mttak 2004). Btn yeryznn mabet klnmasyla mabet
cemaati yannda sefer cemaati ortaya kar. Din, bu dnyada ibadet, ahirette
ryet, bu dnyada sefer, ahirette zaferdir. Sefer cemaati, asgar drt kiiden
oluan ekirdek cemaattir.
Fahr- lem aleyhis-salt ves-selm Efendimiz, yalnz yola gitmeyi
yasaklamtr. Arkadan hayrls drt olup hepsinin sz birdir buyurulmutur.
Zira biri hastalanp vasiyet etmek istediinde birisi vasi, ikisi ahit, cemaat ile
namazda birisi imam, biri mezzin, ikisi cemaat olurlar. Biri bir ie gidecei zaman
biri ona yolda olur, ikisi de eyay korur. Ayrca yoldalardan biri bakan tayin
edilip dierleri onun emrinde olmaldr. Nitekim hadis-i erifte Seferde kii
olduunuzda birinizi emir ataynz buyurulmutur. Arkadalar, birbirlerine daima
yardm ve nkteli szlerle kalplerini yumuatma, korku vakitlerinde
cesaretlendirme, unuttuklar eyi hatrlatma ve yolculuk iinde danma ilevi
grrler (Seyyid Hasan Hulsi 1979: 330).
Drt kiilik ekirdek cemaatin bundan baka hikmetleri de vardr.
Cemaatin gayesi muhabbet yoluyla rahmete nail olmaktr. Muhabbet ise zahiren
bir kimseye/eye drt ynden yaklaarak salanabilir. Kurn- Kermde eytan
bunu tersinden u ekilde ifade eder: Beni azdrmana karlk yemin ederim ki
ben de onlar saptrmak iin herhalde senin doru yoluna oturacam, sonra
onlara nlerinden ve arkalarndan, salarndan ve sollarndan sokulacam; sen
de ounu kr eder bulmayacaksn (Arf, 7/16-17). Ayrca ilah bir yolculua
kan lnn tabutu ancak asgar drt kiiyle dengeli bir ekilde tanabilir; Necip
Fazln Alp gtrsn beni tam drt inanm adam dedii gibi.
ncs, krk kiiden oluan asl cemaat olarak asgar cemaattir.
Arapada cemaat ve mmet gibi kelimeler, zt haysiyetiyle ayn, itibar
haysiyetiyle farkl saylr. Arapada 1-39 arasnda deiik sayda insan gruplarna
nefer, usbe, raht gibi farkl adlar verilir. Mesela nefer, 3 ile 9, usbe 10 ile 15,
raht 16 ile 39, mmet ise 40 ile 100 aras kiiden mteekkil insan topluluuna
denir.10 mam- finin Cuma namaznn vcubunu beldenin bykl yerine
mmetin saysna, asgar krk Mslmann varlna bal saymas bu yzdendir.
slmn yayl srecinde Hz. mer radyallh anhn krknc Mslman olarak
ihtidasyla Mslmanlarn mmet olmas anlamldr. Burada Hz. mer ile asgar
krk kiiden oluan mmet, ayn zamanda millettir. Ktb-i Sittede geen bir
hadis de bir Mslmann vefatndan sonra krk kiilik mmetin tezkiyesinin
nemini ifade eder: Bir Mslman lr de cenaze namazn Allaha irk
komam krk kii klarsa, Allah onlarn cenaze hakkndaki dualarn kabul eder
(el-Mttak 2004). Trkedeki Biz krk kiiyiz, birbirimizi tanrz sz de bunun
bir ifadesi saylabilir.
10
el-Imd 2007: III/158. slmda cemaatin itima ve siyas boyutlar ve Kurn- Kermde geen ia, taife, kabil,
hizb, airet gibi cemaat trlerinin tanmlar iin es-Seyyid 1993, ayrca Durmu 2006.
83
Bedri Gencer
84
Through the shared rhetoric of cultural revival, Eliot and other thirties intellectuals (not all of them
conservatives) laid claim to national heritage in the name of a resurgent myth of organic community. But as Louis
Menand notes, Eliots increasing commitment to a religious version of orthodoxy and tradition carries him
beyond the bounds of the Burke-Coleridge organicist lineage, to a point where supernatural stability eclipses
natural growth. It is precisely Eliots central notion of Christian eternity that marks his Englishness as a nativism
rather than a nationalism. Redeemed or nonmechanical temporalities do not correspond to the life of a modern,
pluralist nation, which, as Benedict Anderson and Homi Bhabha have argued, requires the empty homogenous
time of secular modernity. Eliots late writing on temporality provides a crystalline example of the rhetorical
process that Bhabha describes as the teleology of progress tipping over into the timeless discourse of
irrationality. Eliots England, then, is not a nation but a community of belief that displaces nationhood while
claiming its name and its territory (Esty 2003: 126, Asher 1998: 89-92).
85
Bedri Gencer
ihyy savunurlar (Gencer 2011, 2013a, 2015). slm hareket, geleneksel sivil
anlamda tasavvuf ve cmi sayesinde snnet ve cemaate dayal Mslmanl
yaatma, ihy hareketi anlamna geldii halde amzda siyas slm da denen
slmcln pratik boyutu olarak slm devleti kurma mcadelesi eklinde siyas
ideolojik bir anlam kazanmtr.
amzda Thomas Eliotun bir din-hars muhafazakr olarak savunduu
cemaat kavram, Robert Nisbet tarafndan sosyolojik bir ereveye
oturtulmutur. Sosyal teoride Tnniesin gndeme getirdii organik cemaat
perspektifini srdren Nisbet, 1953 ylnda yaynlad The Quest for Community
adl eseriyle Robert Bellah, Peter Berger gibi din sosyologlar tarafndan tasvir
edilen ferdiyetilikle yabanclam modern topluma kar snnette temellenen
organik bir cemaat anlayn savunmu, bylece snnet ve cemaatin mdafaas
olarak muhafazakrl ideolojik bir tavrn tesinde sosyolojik bir temele
oturtmutur (Kirkpatrick 2008: 62-136, Nash 2009: 319-21, Arthur 2002: 25).
Nomisizmden Mesiyanizme
86
1840 Sanayi Devrimi ise, cemaatin cemiyete feda edilmesini belirtir. Dolaysyla
ister cennet gibi din, ister cemaat gibi itima deyimlerle anlatlsn, Marxda
zirveye kan, insann kayb ettii yuvasna yeniden kavumaya ynelik bir karmesiyanizm/topizm, yeniden cemaleme zlemi, ulus-devletleri ann
doasnda meknzdur. Derecesi deien mesiyanizm/topizme bal olarak
ada szde-cemaatlerde bir seilmilik ve tekiletirme eilimi grlr. Bu
durumda onlarn shhat ve ilevsellik derecesini bugnle yarn arasndaki gerilim
belirler. Mesele, bugn yaama ile yarn kurma kayglarndan hangisinin ar
bastdr. Bugn yaama kaygsnn ar basmas, otantik cemaleme, yarn
kurma kaygsnn hkimiyeti ise cemalemeyi glgeleyen rgtlenme eilimini
glendirir.
Bugn yaama kaygs, ilm-i hl deyiminin de belirttii gibi insann
yaad halden sorumluluunu ngren geleneksel din uura dayanr. Bu
bakmdan tasavvuf eitim, Dem, bu demdir anlayna dayanr. Seyyidllemn aleyhis-salt ves-selmn garipler hadisinde haber verdii zere
drus-snnenin kaybedildii, snnetin and gurbet anda da otantik
cemaati yaatma midi hep var olacaktr. ada slm dnyasnda Ahmed
Ziyeddn Gmhnevnin at rda otantik Mslman cemaleme, Nakibendlik ve zellik tarafndan srdrlmtr.
ada slm dnyasnn en nemli slm hareketi olan hvn- Mslimn,
benzer ekilde gen yata baland zel tasavvufu ann artlar uyarnca
Suriyedeki Cemleddn Ksm gibi selef tarzda tadil eden Hasan Benn
sayesinde snnet (tasavvuf) ve cemaat (cmi) temelli bir hareket olarak kmtr.
Muhammed brahim irbeyn Sakr (2014)n eseri, Bennnn ahsiyetindeki
tasavvuf dncenin roln mufassalan gsterir. Msrda cmi cemaatine on
dakikay geemeyen samim konumalar bazlarnn tepkisiyle karlanca Benn,
genlerin devam ettii kahvehanelerde irad ve teblie yneldi. Onun dorudan
slm-nebev sivil toplum olarak drus-snneti hedef alan eserlerinde chiliye
veya drul-harb gibi deyimlere dayal radikal bir syleme rastlanmaz. O, hvn-
Mslimnin liderliini ifade eden mrid-i mm (genel mrid) deyiminden de
anlalabilecei gibi, slm dnm srecinde irad ve teblie dayal siviltasavvuf bir metodu esas almt.
Cumhuriyet devrinde stanbul-merkezli ana Nakibend cemaat de
otantik cemaat tanmna uyar. skenderpaa, Erenky ve smailaa cmilerinden
isimlerini alan Nakibend topluluk, snnet (tasavvuf) ve cemaat (cmi)-temelli
otantik cemaatlerdir. Gnmzde tarikat ile cemaat kavramlarnn birbiriyle ska
kartrlmas, tarikatn daha genel olduu, Nakibendlik gibi bir tarikatn
mteaddit cmi-temelli cemaatlere dnebilecei gereinden habersizlikten
kaynaklanr (aha 2011, Gnay 2010). Osmanlda mahallenin Ayn mescitte
ibadet eden cemaatin aileleriyle birlikte yerletii ehir ksm olarak tarifi de bu
sosyolojik gerei ortaya koyar. Bu tanma uymayan oluumlar ise modern
cemiyet/rgt tanmna uyar. Modernleme srecinde snnet ve cmi-temelli
87
Bedri Gencer
otantik bir cemalemeyi baarma aczi, zorunlu olarak bir rgtlenme arayna,
bu ise nce snnetten kltre diyebileceimiz bir ideolojik dnme yol aar.
Snnetten Kltre: Cemaatin deolojik Dnm
Din yolu snnet, snnet yolu tasavvuf olarak ifade ettiimiz nebev
tedeyyn forml uyarnca, Osmanl klasik devrinde Halvetlik, son Osmanl ve
Trkiye devrinde de Nakibendlik, tesennn diyebileceimiz snnliin ana kanal
olmutur. Ancak amzda Trkiyenin de dhil olduu slm dnyasnda ulusdevletleri ynndeki siyas modernlemenin devletin temeli olan eriatn aleyhine
ileyen seyri, eriatlk olarak slmcln douuna, slmclarn eriata vurgusu
ise tabiatyla tarikata tepkiye yol at. Grnte slmclarn tepkisi, dinde
tutulan yol=snnet deil, snnette tutulan yol=tasavvuf ekol mnsnda
tarikata idi. Tasavvufa tepki, Mustafa Sabri, skilipli tf, Ermenekli Saffet, Said
Nurs, Ms Kzm, zmirli smail Hakk gibi II. Mertiyet devri ulemsnn genel
bir tutumuydu (Gencer 2014a: 323).
88
13
imdi en mhim tekkeler ehli, ehl-i tarkattr. Btn kuvvetleriyle Nur Risalelerini nurlandrmalar ve sahip
kmalar lzm ve elzemdir. imdiye kadar ben yalnz iman hakikatini dnp Tarkat zaman deil, bidalar mni
oluyor. dedim. Fakat imdi, snnet-i Peygamber dairesinde, btn on iki byk tarkatn hulsas olan ve
tarklerin en byk dairesi bulunan Risale-i Nur dairesi iine, her tarkat ehli, kendi tarkat dairesi gibi grp
girmek lzm ve elzem olduunu bu zaman gsterdi (Nurs 2011: 37, 39, 382).
Canl 2010: 436-42. Abdlaziz Bekkinenin deerlendirmesi, Trkiyede ehl-i snnet ve cemaat denen Mslman
kitlenin gvdesini tekil eden Nakibendiliin Said Nursye bakn zetler. 25 ubat 2015 aramba tarihinde
stanbul Fatihteki evinde cihazla kayda alnm grmemizde damad Osman Nuri atakl, genlik yllarnda Said
Nurs hakknda ne dndn sorduu eyhi ve kaynpederi Bekkine hazretleri ile aralarnda u diyalogun
getiini syledi: -Efendim, Said Nurs hoca mdr (yani ulemdan mdr)? Hayr. Evliydan mdr? Hayr. Peki,
yleyse nedir? Kuvvetli bir mantkdr. Nitekim bizzat Nursnin entelektel meslei hakkndaki beyanlar bu
kanaati teyid eder: Krk elli sene evvel Eski Said, ziyade ulm- akliye ve felsefiyede hareket ettii iin, hakikatlhakike kar ehl-i tarkat ve ehl-i hakikat gibi bir meslek arad (...) Eski Said ilm-i hikmet ve ilm-i hakikatin ok derin
meseleleriyle megl olmas ve byk ulemlarla derin meseleler zerinde mnazaras ve medresenin yksek
derslerini gren eski talebelerinin fehimlerinin derecesine gre yazmas ve Eski Saidin de terakkiyt- fikriye ve
kalbiyesinde, yalnz kendisi anlayacak bir surette, gayet ksa cmlelerle ve gayet muhtasar bir ifade ile uzun
hakikatlere ksa kelimelerle iaretler nevinde o mecmuay yazd iin, bir ksmn en mdakkik limler de zorla
anlayabilir (...) Hem Risale-i Nur, hkem ve ulemnn mesleinde gitmeyip, Kurnn bir icz- mnevsiyle, her
eyde bir pencere-i mrifet am; bir senelik ii bir saatte grr gibi Kurna mahsus bir srr anlamtr ki bu
dehetli zamanda hadsiz ehl-i inadn hcumlarna kar malup olmayp galebe etmi (Nurs 2007: 2-3). Ben sof
deilim (...) Mesleimiz tarkat deildir (...) nk ehl-i velyetin amel ve ibadet ve slk ve riyzetle grd
hakikatler ve perdeler arkasnda mhede ettikleri hakik-i imaniye, aynen onlar gibi, Risale-i Nur, ibadet yerinde,
ilim iinde hakikate bir yol am; slk ve evrd yerinde, mantk burhanlarla ilm hccetler iinde hakikatlhakike yol am; ve lm-i Tasavvuf ve tarkat yerinde, dorudan doruya lm-i Kelm iinde ve lm-i Akde ve Usl-
Bilindii gibi din, ebvb- erbaa denen eriat, tarikat, marifet, hakikat
olarak drt boyuttan oluur. Bunlar, sanld gibi dinde alternatif deil,
mteselsil kaplardr; yani birinden geilmeden dierinden geilemez. Niha hedef
olan Hakka giden yol hakikat, hakikate giden yol marifet, marifete giden yol
eriat, eriate giden yol ise tarikattr. Din, ancak bu drt ayak zerine oturan veya
drt kapyla girilen muhkem bir bina gibidir. Hatta tarikat, bu yapnn ana
ayadr. Zira Din yolu snnet, snnet yolu tasavvuf olarak formle ettiimiz
gibi, tarikat kelimesinin, hem din, hem snnette tutulan yol olarak ift
mns, bu nemi gsterir. Bu drt boyutlu hiyerarik tedeyyn, niha olarak ilah
hidayet ve vehbe bal uhrev kurtuluun ancak dnyev kesbe bal olduu,
bizim tabirimizle nomisistik (erci) din anlayndan kaynaklanr. Nomisizmin
zdd ise mesiyanik din anlaydr. u halde amzda saysz rnei grld
gibi, tarikatsz bir hakikat anlayna dayanan bir din hareketin mesiyanik bir klte
dnmesi kanlmazdr. Bunlar, grnte snn olsalar bile srekli baka riskli
mesiyanik hareketlerin kayna olarak hizmet grrler.
Dinlerde din/dindar kavram iftinin snnet/cemaat olarak ifade edildiini
belirtmitik. Dolaysyla eriat/tarikat (snnet) ilikisi, mazruf/zarf ilikisine
benzetilebilir; zarf olmadan mazruf korunamayaca gibi, tarikat olmadan da
eriat korunamaz; zellikle snnetin mertebeleri dikkate alndnda. 14
nandklar gibi yaamayanlar yaadklar gibi inanrlar sznn belirttii ve
bilahare bizzat Nurs (2011: 383)nin Hem ehl-i tarkatn en gnahkr dah abuk
dinsizlie giremiyor, kalbi malup olamyor diye itiraf ettii gibi, iman ancak
nebev dindarlk kalb olarak snnetle korunabilir. Berbehrden
Gmhnevye, bni Teymiyeden bni Kemale btn slm limlerinin beyan
ettii, eriatn tecessm ettii din olarak snnetin yolunun tasavvuf olduu
gereini (el-Akl 2001: 23), amzda Osman Bedreddin Erzurum (1858-1924)
yle ifade eder: Zamanmzda tarikat farz- ayn gibidir. Zira insan, tarikat
olmazsa slmiyetini muhafaza edemez. Mesel haram bir Ermeni maln alan
gnahkr olur. Fakat hell diye alrsa kfre girer ve haberi bile olmaz (Kksal
2002: 132).
Burada eriat/tarikat (snnet) ilikisi, Lakatosun bilimsel aratrma
programlar iin yapt deimez kat ekirdek/deiebilir koruyucu kuak
ayrmyla anlalamaz (Taslaman 2011: 69-73). Zira tecdid-i din ile ihy-i
snnet, muhyid-dn ile muhyis-snne deyimlerinin birbirlerinin yerine
14
Din iinde bir velyet-i kbr yolunu am ki, bu asrn hakikat ve tarkat cereyanlarna galebe alan felsef
dalletlere galebe ediyor, meydandadr (Nurs 2011: 13, 100).
Tabinin byklerinden olan Abdullah b. Deylem -Allahn rahmeti zerine olsun- yle demitir: Bana ulatna
gre dinin gitmeye balamas snneti terk etmekle ortaya kar. Yine o yle demitir: Bir halatn tel tel gitmesi
gibi, snnet te birer birer gidecektir. Hasan Basr ve Sfyan Sevr -Allahn rahmeti zerlerine olsun- yce Allahn:
Sonra biz seni dinden bir eriata sahib kldk. Sen de artk ona uy (el-Csiye, 45/18) yetine Snnet zere kldk
diye anlam vermilerdir. Mekhl -Allahn rahmeti zerine olsun- (-113 h.) de yle der: Snnet iki trldr.
Birincisi alnmas farz, terki kfr olan snnet, dieri alnmas fazilet, onu brakp bakasna ynelmek ise harec
(gnah) olan snnettir. bni Teymiye -Allahn rahmeti zerine olsun- yle der: Snnet, eriatn kendisidir.
Snnet Allah ve Raslnn din olmak zere ter ettikleridir (el-Akl 2001: 22-23).
89
Bedri Gencer
kullanlmasndan da anlalabilecei gibi, slmda her iki sfer de bizzat din olarak
adlandrlmtr. Dinin eriat boyutu, Allah-Kul ve Kul-Kul aras ilikileri dzenleyen
amel, millet boyutu ise iman kurtarma tabirinin belirttii akidev hkmleri
ihtiva eder. Ehl-i snnet ve cemaat akidesi tabirinin belirttii gibi, genelde
tarikat denen snnet, her ikisini kapsayan nebev tedeyyn tarz, nebev tedeyyn
tarz ise mmet iin bizzat dindir.
Snnet, eriatn hem hkmler denen hkm boyutunun, ekl gvdesinin,
hem edepler denen hsn boyutunun, ahlak znn tatbik tarzdr. Osman
Erzurum hazretlerinin rneinde eriatn ekl gvdesinin, Abdlaziz Bekkine
(1895-1952) hazretlerinin tutumunda ise eriatn ahlak znn talimi bakmndan
tasavvufun nemi belirtilir. Sevenlerinden birinin ifa bulmas midiyle alkolik bir
adam kendisine getirmek iin izin istemesine Bekkine yle karlk vermitir:
Buraya herkesi getirebilirsiniz, alkolik birini, hatta kfiri de getirebilirsiniz. Ama
sadece kibirliyi getirmeyin, nk kibirli, eytana satlm kii demektir (Erverdi
1992 179). Bu yzden Nakibend eyhlerinden Esad Erbil, genliinde kendisine
intisab eden Nursye tasavvufa dayanmayan bir slm hareketin muvaffak
olamayaca uyarsnda bulunmutu.15
90
15
Talebelerinden Abdurrahman Cerraholu, Nursden yle nakl eder: Bundan krk yl kadar evvel eyh Esad
Efendi bana geldi: "Kardeim Said, tuttuun bu yolu tarikatla birlikte devam edersen zamann imam veya reisi
olursun' dedi. Cevaben dedim: Kardeim, yle bir zaman gelecek ki, iman det kabilinden sallantda olacak. Biz,tarikat bir tarafa- hepimiz bugnden tezi yok iman hccetlerin gnllerde yerlemesi iin birleirsek o zaman en
faydal, en lzumlu vazifemizi yerine getirmi oluruz (ahiner 1993: 244).
16
Taslaman 2011: 144-150. slmda nikh yannda erkekler iin sark, kuvvetli snnettir. Kadnlar iin sa, erkekler iin
de sakal, ayn zamanda organ anlamnda ftr bir znet (ss) sayld iin ikisinin kesilmesi de msle (organn
kesilmesi) olarak mmetin icmyla haram saylmtr. Hatta slm limleri, bir kimsenin zorla sakaln kesenin tpk
elini kesmi gibi uzuv diyeti demek zorunda olduuna hkm etmilerdir. Kesmek haram olduu iin eskiden
sakalsz biri, deil lim veya mceddit, adam bile saylmaz, ahitlii kabul edilmez, selam verilmezmi. Trkedeki
Sakalmz yok ki szmz dinlensin sz, genelde espri zannedilir. Hlbuki buradaki sakalszn sznn
dinlenmemesi, ahitliinin kabul edilmemesi anlamndadr. Byk mfessir Zemaher (2012: I/388), el-Kef
isimli tefsirinde Erkekler kadnlar zerine hkimdirler mealindeki Nis 34. yetinin tefsirinde sakal ve sar
(imame) erkeklerin stnlnn gstergesi olarak bildirir.
91
Bedri Gencer
92
I conceptualize spirituality as the gestalt of the total process of human life and development, encompassing
biological, mental, social, and spiritual aspects. It is not reducible to any of these components; rather, it is the
wholeness of what it is to be human. This is the most broad meaning of the term. Of course, a persons
spirituality is concerned significantly with the spiritual aspect of experience. In the narrow sense of the term
spirituality, it relates to the spiritual component of an individual or groups experience. The spiritual relates to
the persons search for a sense of meaning and morally fulfilling relationships between oneself, other people, the
encompassing universe, and the ontological ground of existence, whether a person understands this in terms
that are theistic, atheistic, nontheistic, or any combination of these. In this definition, spirituality is distinguished
from religion in that a religion involves patterns of spiritual beliefs and practices formed in social institutions and
traditions that are maintained by a community over time (Canda 2010: 66). The argument of this paper is that
the spiritual and the secular are produced simultaneously as two connected alternatives to institutionalized
religion in Euro-American modernity. The paper also argues that a central contradiction in the concept of
spirituality is that it is at the same time seen as universal and as tied to conceptions of national identity (Van der
Veer 2009: 1097).
93
Bedri Gencer
(Van Ness 1992, 1996). amzda Dou Javadaki bir tasavvuf zikir merasimiyle
karlatrldnda sekler ruhaniyetin kmaz daha net grlr (Zamhari 2010).
94
rivayette ise bni Abbas, Hz. Alinin bu ifadelerine karlk, Ey mminlerin emiri!
Ben Allahn Kitbn onlardan daha iyi bilirim, nitekim Kurn bizim evlerimize
inmitir deyince Hz. Ali, Haklsn, ancak Kurn, eitli anlamlara muhtemeldir,
sen bir ey sylersin, onlar baka bir ey sylerler. Onlarla snnetler zerinden
tart, bu takdirde kaacak yer bulamazlar diye cevap vermitir. Nitekim bni
Abbas, Snnetten delil getirince Hriclerin syleyecek bir sz kalmamtr
(Syt 1415: I/446, al-Jomaih 1988). Afgn rneinde grdmz gibi, Kitab
hkm/ilim kayna olarak Hadisin yerine geirme teebbs, hadisten kopuk bir
Kurna ballk iddias, birbirine bal iki sonu verecekti. Birincisi, deizm
kapsnn almas, ikincisi, slmn bir teoloji/ideolojiye dntrlmesi.
Mridden Spermene
Modern topluluklarda cemaatin dayand snnet anlayna ilikin bu
dnm, cemaat ve liderlik anlayn da etkileyecekti. Bu deiimin ana
dinamii, gerek slm, gerekse Bat dnyasndaki cemaatlerde grlen Allahn
insanlar doru yola hidayet iin kendilerini grevlendirdii inancn ieren
mesiyanik seilmilik anlaydr. Eric Voegelinin tabiriyle hirin ikinletirildii
(immanentization of the eschaton) gnostik felsefe, zellikle Nurculukta grlr. 18
slm iinde hakkn inhisar anlayn tazammun eden seilmilik inanc, yalnzca
kendilerinin yolundan gidenlerin hak zere olduunu ve leceini ngrr. Bu
yzden nceleri tarikat inkr edenlerin bilahare kendi yolunu ana tarikat olarak
sunarak herkesi davet ettii grlr. Bu, mer Ren Dedenin Tasavvuf, terk-i
davdr demiler deyimiyle ifade ettii gibi, geleneksel anlaya tamamen zt bir
yanlsamadr. nk seilmilik inanc, din adna her tr lgnl getirebilir.
Liderden balayan seilmilik anlayyla kmil mrid yerini karizmatik
lidere brakr. Seilmi liderlik inanc, t peygamberden beri nde gelen halife ve
limlerin, Kurn ve Hadisin kendisinin geleceini mjdeledii gibi akla ziyan
iddialara kadar varabilir (Sarkaya 2001). Normalde btn eser sahipleri iin
geerli bir ilah ilham ifade eden Bana yazdrld gibi iddialar, liderin
yazdklarna bir kutsallk atfna, bunlarn ilmin yegne kayna olduu hezeyanna
yol aar. Gmhnevden Bennya Mslman limler, cemaati irad ilevini
ifade eden mrid unvanyla anlmlardr. Mrid-i kmilin pek bilinmeyen anlam
aslnda pedagojiktir. Gnlk hayat kapsayan snnetler drt bin kadar saylmtr.
Tarikatlarn hepsi edeplerdir sznn gsterdii zere mrid-i kmil,
yolculuun db gibi bu snnetler/edeplerin tamamn bilen ve reten kiidir.
Medeniyet anlaynn snnetin yerine gemesiyle sekler mistisizm olarak
ruhaniyetin de tasavvufun yerine getiini belirttik. Tasavvuf tarikatlarn yerini
18
Caringella 2013: 100-10. Bu balamda Abdlhakm Arvas bata olmak zere erafeddin Dastan, Abdlaziz
Bekkine gibi ehl-i snnetin bykleri, Said Nursnin Sikke-i Tasdk-i ayb bata olmak zere eserlerindeki
apokaliptik-mesiyanik iddialarn ehl-i snnete aykr olduunu bildirmiler, hatta rivayete gre Arvas, Sikke-i
Tasdk-i aybyi sobaya atarak yakmtr (Canl 2010: 435-36). Keza Necip Fazl da Said Nurs'nin kendi ahs
eserine Kurndan hkm ve haber karmas, o kadar sevdii ve bal olduu eriate aykrdr der (Ksakrek
1987: 232).
95
Bedri Gencer
kiisel geliim ekolleri de denen NLP gibi ruhan ekollerin almasyla hasb
mrid-i kmilin yerini de hesab yaam kolar alr. Bu ekilde mrid-i kmilin
yerini sekler toplumda yaam kolar, modern cemaatlerde ise spermenler alr.
Karizmatik liderler iin mrid-i kmil yerine zamann harikas, mmetin
sna, kinatn imam, mehd, gavs gibi fantastik lakaplar kullanlr. Onlar,
snnete dayal ftr bir hayat tarzn reten mridler deil, sktnda mridinin
yanbanda beliren, en kritik anda elini uzatarak imann kurtaran, srekli
ryasnda grt peygamberden ald talimatlarla operasyon emri veren
spermenler olarak sunulur (Tafsilat, Bekker 2009). Bylece lisn- hle dayal
iradn yerini telkin, endoktrinasyon alr.
96
hermentik asl/arz ayrm yaplmaldr; zira ancak cemaatin asl yaps ve ilevine
vukuf ile bundan sapmay ifade eden arz kavranabilir. Din/gayr-i din ayrmna
vcut veren seklerleme srecinin sonucunda cemaatin kll yaps ve ilevi de
unutulmutur. Bundan kast, cemaatin din/gayr-i din, meden/siyas ayrmna
gelmeyen, insanlarn tabi yardmlama (tevn) ihtiyacndan doan bir ana
birincil grup olduudur.
slm limleri, cemaat (cemiyet) ve devletin kurulu dinamiklerini tevn
(yardmlama) ve temnu (nleme) kelimeleriyle zetlerler (e-ehristn 1998:
I/51). nsanlar, ncelikle yardmlama yoluyla ortak ihtiyalarn karlamak iin
cemaati, bilahare aralarnda menfaat atmasndan kaynaklanabilecek erden
korunmak iin devleti kurarlar. Ksaca toplum refah, devlet adalet ihtiyacndan
doar. Burada cemaatin kuruluu tabiri bile yanl bulunabilir. nk
Aristonun nsan taban medendir dedii gibi, insanlarda cemaleme tabi bir
temayldr. Ancak temnu iin bir akde istinaden devletin kuruluundan sz
edilebilir.
Cemalemenin dinamiini oluturan tevn, insann iki boyutlu muhta
tabiat uyarnca iki boyutludur. Allah, insan madd ve manev ihtiyalardan
mrekkep bir varlk olarak yaratmtr. nsan, refah diyebileceimiz acil madd
ihtiyacn karlayarak afiyet durumuna ulatktan sonra ancak birr
diyebileceimiz manev ihtiyacn karlamaya geebilir; Alk sofuluu bozar
atasznn anlatt gibi. Trkeye ortak refah veya refah cemaati olarak
evrilebilecek ngilizce commonwealth kelimesi, cemalemenin asl dinamii
olarak tevnn terfih denen iktisad-itima; Ey iman edenler! Sizi Mescid-i
Harma girmekten alkoydular diye bir toplulua beslediiniz kin ve fke sizi
tecavze sevk etmesin; birr ve takva zerine yardmlan (teven); gnah ve
(haklara) tecavz zerinde yardmlamayn (Mide, 5/48) yeti de din-ahlak
boyutunu anlatr.
Dinin tevn kavramnda toplanan ahlak ve itima ilevlerinin izdivac,
Ahlik rneinde olduu gibi, dinin zel ad hikmet, onun zel ad tasavvuf, onun
zel ad ftvvet, onun zel ad uhuvvet ve onun da zel ad mrvvette grlr.
obanolu Ftvvetnmesinde olduu gibi sufler, Trke kaynaklarda yiitlik,
ahlik, eyhlik kavramlaryla anlatlan ftvvet, uhuvvet, mrvvet
kavramlarn dinin boyutunu oluturan eriat, tarikat, hakikate karlk alr:
Yiitlik, heves eylemektir. Ahlik, balamaktr. eyhlik, tamam eylemektir.
Yiitlik, sakal gelmektir. Ahlik, sakala ak dmektir. eyhlik, tamam pir olmaktr.
Yiitlik, mminler yolun almaktr ve ahlik evliya yolun almaktr ve eyhlik,
Peygamber dirliin dirlemektir. Ve dah yiitlik eriattr ve ahlik tarikattr ve
eyhlik hakikattir (Anadol 1991: 71). Bat literatrnde tarikatlarn bazen order,
bazen brotherhood (uhuvvet) terimiyle anlatlmas bunun iindir.
Bu bakmdan cemaatlerin yardmlama yoluyla mensuplarna salayaca
madd ve manev kazanc i ve kimlik deyimleriyle zetleyebiliriz. Bu, cemaatin
din/gayr-i din, meden/siyas ayrmna gelmeyen, insanlarn tabi yardmlama
97
Bedri Gencer
(tevn) ihtiyacndan doan bir ana birincil grup olduunu gsterir. Amerikal
sosyolog Charles H. Cooley (1864-1929)in Human Nature and the Social Order
(1909) adl eserinde yapt tanma gre, aile, komuluk ve arkadalk, balca
birincil gruplardr. Bir organizma olarak cemaat, birincil grubun genel ad
saylabilir (Tnnies 1988: 14; 2001: 28-29, Kirkpatrick 2008: 75, Gottlieb 1979). Max
Weber (1978: 452), congregation (gemeinde) iin communityi de ieren, slm
dnyasnda Ahlik rneinde olduu gibi, din ile itimanin birletii sosyolojik bir
tarif verir.19
98
Onun yapt bu hiss-din cemaat tanm, birincil grup tanmna uyar. Ancak
blnme ile temayz eden modernleme srecinde ana birincil grup olarak
cemaat, din/gayr-i din (gemeinde/gemeinschaft, congregation/community)
olarak ayrlmtr. Talcott Parsonsda grld gibi bu ayrm, kendi kullanmnn
aksine Weberin klliyat iin de yaplmtr (Swedberg 2005: 51).
Congregation/community ayrm, nce kll bir cemaat kavramyla ifade edilen
mabet/mabet-d (extra-/intra-temple) topluluu ayrmak iin kullanlm
grnr. John Ogilvienin The Imperial Dictionary of the English Language adl
esasl ngilizce szlnde geleneksel Webergil tarzda congregationn hem
cmide olduu gibi ibadet ve ilim amacyla toplanan cemaati, hem ona bal
tarikat kapsayan kll bir tarifi verilir. 20 Basite congregation, mabette ibadet iin
toplanan, community ise kendini mabedin etrafnda konumlanm sayan cemaati
ifade eder.
Zamanla congregation/community, mabet/dnya ayrmna dayanan
sekler bir ayrma dnmtr. Seklerlemenin rn bu ayrm, aslnda
modernleme srecinin rn zel/kamusal, kutsal/profan, birincil/ikincil
19
21
Congregations can be defined most simply as local gatherings for religious purposes (). t can be defined as
a local organization in which people regularly gather for what they f54eel to be religious purposes and as a
group that possesses a special name and recognized members who assemble regularly to celebrate a more
universally practiced worship but who communicate with each other sufficiently to develop intrinsic patterns of
conduct, outlook and story (Harris 1998: 602, 616. Ayrca, Christensen 2003: 329-334, Tirrito 2003: 25,
Ammerman 1997).
99
Bedri Gencer
100
a virtual community is defined as a group of people who interact with each other, learn from each others
work, and provide knowledge and information resources to the group related to certain agreed-upon topics of
shared interest. A defining characteristic of a virtual community in this sense is that a person or institution must
be a contributor to the evolving knowledge base of the group and not just a recipient or consumer of the
groups services or knowledge base (Renninger 2002: 96).
deimesinden
kaynaklanr.
Birincisi,
cemaat/cemiyet
(gemeinschaft/gesellschaft=community/society) ayrmna gre genel birincil grup
olarak cemaatin zdd genel ikincil grup, ikincisi, gene bu ayrma gre gerek kii
olarak cemaatin zdd tzel bir kii olarak dernek, ncs, cemiyet/devlet
ayrmna gre siyas toplumun zdd sivil toplum olarak cemiyettir.
Michael Haas (1992: 25)n orijinal eserinin gsterdii gibi cemaat/cemiyet
ayrm, sosyal bilimleri ortak bir teorik zeminde buluturabilecek temel
kavramsal ayrmlarn yaplmasna yarayan bereketli bir kavram iftidir. Bu ayrm,
stat/szleme (Henry S. Maine), birincil/ikincil grup (Charles H. Cooley),
gerek/tzel kii, zel/kamusal ayrmlarna karlk olarak alnabilir. Tmel birincil
grup olarak cemaat, feodalizm, tmel ikincil grup olarak cemiyet kapitalizm
ana zgdr. Geleneksel feodal ada ailenin trevi tikel cemaatler, tmel
cemaati oluturur; aralarnda mahiyet deil, derece fark vardr. Keza modern
kapitalizm anda da dernein trevi tikel cemiyetler, tmel cemiyeti oluturur
(Mason 2000: 25-27).
Bunlarn tikel ve tmel ekilleri arasndaki iliki, Bat dillerinde society
kelimesinin dernek ve toplum olarak ift anlamnda aka grlr. Society
kavram, sanayi devrimiyle ortaya km, ehir gibi beer tecrbenin
gerekletii mekn temelden yoksun kurgusal (fiktif) bir beer varla delalet
eder. Bat dillerinde ayn zamanda bir tzel kii olarak dernek anlamna gelmesi,
society=toplum kavramnn kurgusalln gsterir. Bu yzden modernlemeye
paralel olarak gerekleen bilimin seklerlemesi srecinde cemaat/ler,
antropolojinin, cemiyet/ler ise hukuk ve sosyolojinin, tikel anlamda dernek olarak
cemiyet=society hukukun, tmel anlamda toplum olarak cemiyet=society ise
sosyolojinin ilgi alanna havale edilmitir.
Tnnies, kapitalizm ile gesellschaftn douunu hayflanlacak bir yozlama
olarak grrken Durkheim tam aksine gesellschaft iblmne dayal organik
dayanma sayesinde zlenen uyumu salayacak sivil toplum olarak grr. Onun
iin nemli olan, ister feodalizm, ister kapitalizm anda olsun, toplumun
ilevselliidir (Cohen 2001: 22). ki sosyoloun cemaat anlaylar, sosyal teoride
organik/ilevsel cemaat modelleri bal altnda karlatrlabilir (Kirkpatrick
2008: 62-136). Dier taraftan Durkheim, Tocqueville gibi, sivil toplum kurulular
denen ikincil birliklerin sanayi kapitalizmi anda fert ile tzel devlet arasnda
grecekleri araclk ileviyle hrriyeti salayacaklarn ngrmt (Alexander
2006: 97). Burada Durkheimn societyyi cemaat/cemiyet ayrmna gre dernek,
cemiyet/devlet ayrmna gre sivil toplum olarak ald sylenebilir. elikili
olarak grlebilecek bu anlay, radikal modernleme srecinin toplumu ulara
srkleyiine zm arayndan kaynaklanr.
Toplum, eski ballk ve ilikileri zen kapitalistikleme ynndeki
modernlemenin dourduu paralanma ve ynlamaya kar rgtlenme ve
cemiyetleme arayna girer. Gnmzde yn ile cemiyet arasnda salnan
birok topluluk trne cemaat adnn verilmesi bu yzdendir (Christensen 2003:
101
Bedri Gencer
236). Bu, Bat rneinde insanln belli bir cemiyet kltr gelitirirken ftr bir
ihtiya olarak cemaleme arayndan da kesilmediini gsterir. Trkiye gibi
akltrasyonn etkisiyle modernlemeyi daha ziyade Batya benzer ekilde
kentsel yaay tarznn deimesi olarak alan lkelerde ise problem daha da
karmaklar.
Cemaatten Frkaya
102
103
Bedri Gencer
104
tutulma olarak grlebilecek, insan bir ehven-i erreyn tercihine zorlayan bir
durumdur. Trkede rgt kelimesinin sarih objektif mn ile zmn pejoratif
hm olarak iki tarzda kullanld grlr. Burada daha ziyade rgtten
kasdmz, Masonn d cemaat dedii eyin de tesinde cemaat ile cemiyet
arasnda salnan bir taazzuvdur. Bu tr bir rgtlenme inisiyatifi, ulusdevletlerinin totalitarizminden bilenen bir mesiyanik siyaset anlayndan gelir.
Geleneksel cemaatlerin tam anlamyla sivil anlay, amzda Abdlaziz
Bekkinenin temsil ettii Nakibendlik rneinde grlebilir. Bekkine, 1950li
yllarn banda rahmetli Necmettin Erbakann Mslmanlarn partilemesi
zamannn gelip gelmedii sorusuna yle cevap vermiti: Bak olum, slm ve
slm cemaatini politikann dnda ve stnde tutmak gerekir. Dini ayakta
tutacak olan hareket, dini politikann dnda tutmak, batracak hareket de
politikann iine sokmaktr ve siyaseti dine bulatrmaktr. slm, ne bir parti
politikas iine girer, ne de iktidar mcadelelerine karr. Politika, hamam tasna
benzer. Bu tas, cnp olann da olmayann da eline geebilir (Kara 2009: 307).
Buna karlk modern ada seilmilik inancndan gdlenen cemaat
liderleri, mesiyanik siyaset dorultusunda bir rgtlenmeye giriirler. Szde
siyasetten Allaha snan, meleklerin partisine bile oy vermeyeceklerini syleyen
cemaatlerin rutin siyasetin tesinde yerel ve kresel apta yrtlen bir
yksek siyasete giritikleri, Carbonari-vr yntemlerle devletleri ele geirmeye
altklar grlr. Burada S. N. Eisenstadt gibi sosyal bilimcilerin tabiriyle bir
merkez brokratik imparatorluk bakiyesi Trkiye gibi sekler ulus-devletlerinin
doasnda meknz totalitarizmden bilenen bir mesiyanik siyas rgtlenme sz
konusudur.
Bu, geleneksel arasal emperyal ile modern mesiyanik ulusal siyaset
anlaylarnn mukayesesiyle daha iyi anlalr. Osmanlnn dhil olduu
geleneksel emperyal rejimler, tek kelimeyle commonwealthdir. Modern
cemaat/devlet, sivil/siyas toplum ayrm, aslnda cemaatin din ve itima
boyutlarn anlatan iman cemaati/refah cemaati ayrmna karlk alnabilir.
Devlete vcut veren emperyal siyasetin gayesi, farkl iman cemaatleri veya
kltrel topluluklara refahta tecessm eden adaleti salayarak birbirlerine
tecavz nlemekten ibarettir. Yani feodal devlet tarafndan temnu, cemaat
arasnda tevn aan bir terfihe, refah siyasetine baldr. Bu yzden dilimizdeki
Siyaset ederim, Dilerim Sultan Selime vezir olasn gibi deyimlerden de
anlalabilecei emperyal devlette siyaset sakndrlan, ulusal devlette ise
misilleme yapmak zere dayatlan ve ambivalance kabilinden zendirilen bir
eydir.
Zira ulusal devlet, iktisad olarak bakldnda feodalizmden kapitalizme,
ancak itima olarak bakldnda cemaatten cemiyete deil, feodal
cemaatlemeden kapitalistik cemaatlemeye geen devlettir. Yani uluslama, bir
byk cemaatletirme projesi, tikel cemaatlerin tasfiyesiyle btn bir toplumun
cemaatletirilmesi sreci demektir (Erdoan 2010). Ulus-devletinin bu iktisad ve
105
Bedri Gencer
106
107
Bedri Gencer
108
Kaynaka
Ak, T. (2014). Mahalle ve Camii: Osmanl mparatorluunda Mahalle Tipleri
Hakknda Trabzon zerinden Bir Deerlendirme, Osmanl Tarihi Aratrma
ve Uygulama Merkezi (OTAM) Dergisi 35 (Bahar): 1-39.
el-Akl, Nasr b. Abdlkerim. (2001). Snnet ve Cemaat Kavram. M. Beir Eryarsoy
(trc.), stanbul: Guraba.
Albert, Mathias-Brock, Lothar-Wolf, Klaus Dieter (eds.) (2000) Civilizing World
Politics: Society and Community beyond the State. Lanham, MD: Rowman and
Littlefield.
Alexander, J. C. (2006). The Civil Sphere. Oxford: Oxford UP.
Ammerman, N. T., Farnsley, A. E. (1997). Congregation and Community. New
Brunswick: Rutgers UP.
Anadol, C. (1991). Trk-slam Medeniyetinde Ahlik Kltr ve Ftvvetnameler.
Ankara: Kltr Bakanl.
Anderson, R. S. (2003). Spiritual Caregiving as Secular Sacrament: A Practical
Theology For Professional Caregivers. London: J. Kingsley.
Anjum, O. (2012). Politics, Law and Community in Islamic Thought: The Taymiyyan
Moment. Cambridge: Cambridge UP.
Arthur, J., Bailey, R. (2002). Schools and Community: The Communitarian Agenda
in Education. London and New York: Routledge.
Asher, K. (1998). T. S. Eliot and Ideology. Cambridge: Cambridge UP.
Ayyad, E. S. (2013). The House of the Prophet or the Mosque of the
Prophet?, Journal of Islamic Studies 24 (September): 273-334.
Baader, Benjamin Maria (2006) Gender, Judaism, and Bourgeois Culture in
Germany, 18001870. Bloomington and Indianapolis: Indiana UP.
Baaran, B. (2014). Selim III, Social Control and Policing in Istanbul at the End of the
Eighteenth Century: Between Crisis and Order. Leiden: Brill.
Bauman, Z. (2001). Community: Seeking Safety in an Insecure World. Cambridge:
Polity.
Bekker, C. J. (2009). Towards a Theoretical Model of Christian Leadership
Journal of Biblical Perspectives in Leadership 2/2: 14252.
Bender, T. (1978). Community and Social Change in America. New Brunswick:
Rutgers UP.
Benford, Robert D.-Snow, David A. (2000) Framing Processes and Social
Movements: An Overview and Assessment, Annual Review of Sociology 26
(August): 61139.
Berger, P., Berger, B., Kellner, H. (1974). The Homeless Mind: Modernization and
Consciousness. Harmondsworth: Penguin.
Beydilli, K. (2001). Osmanl Dneminde mamlar ve Bir mamn Gnl. stanbul:
Tarih ve Tabiat Vakf.
Bouma-Prediger, Steven-Walsh, Brian J. (2008). Beyond Homelessness: Christian
Faith in a Culture of Displacement. Grand Rapids: Eerdmans.
Brent, J. (2009). Searching for Community: Representation, Power and Action on
an Urban Estate. Bristol: Policy.
Breuer, Mordechai (1970) The Torah-Im-Derekh-Eretz of Samson Raphael Hirsch.
Jerusalem and New York: Feldheim.
el-Buhr, Abdlazz (1991). Kefl-Esrr an Uslil-Pezdev, I-IV. Muhammed elMutasm billh el-Badd (yay.), Beyrt: Drul-Kitbil-Arab.
aha, ., Aktay, Y., Yelken, R., Kentel, F. (2011). Trk Toplumunda Cemaat Algs
Aratrmas,
andy-ar.com/wp-content/uploads/2011/01/Cemaat-raporutumu.doc, Mart 2011.
Canda, E. R., Furman, L. D. (2010). Spiritual Diversity in Social Work Practice: The
Heart of Helping. Oxford: Oxford UP.
Canl, C., Beyslen, Y. K. (2010). Zaman inde Bedizzaman. stanbul: letiim.
Caringella, P., Cristaudo, W., Hughes, G. (eds.) (2013). Revolutions: Finished and
Unfinished, from Primal to Final. Newcastle: Cambridge Scholars.
Christensen, K., Levinson, D. (eds.) (2003). Encyclopedia of Community: From the
Village to the Virtual World. Thousand Oaks: Sage.
Cohen, A. P. (2001). The Symbolic Construction of Community. London:
Routledge.
Cousens, M. B. (ed.) (2003). Secular Spirituality: Passionate Journey to a Rational
Judaism. Farmington Hills: Milan.
Dankoff, R. (1991). Evliya elebi Lgati: Seyahat-namedeki Yabanc Kelimeler,
Mahall fadeler. Cambridge: Harvard niversitesi, Yakndou Dilleri ve
Medeniyetleri Blm.
Davie, G. (1994). Religion in Britain since 1945: Believing without Belonging.
Oxford: Wiley-Blackwell.
Donskis, L. (2011). Modernity in Crisis: A Dialogue on the Culture of Belonging. New
York: Palgrave Macmillan.
Dunn, C. W. (ed.) (2007). The Future of Conservatism: Conflict and Consensus in
the Post-Reagan Era. Wilmington: ISI.
Dupr, Louis. (1959). Marxs Social Critique of Culture. New Haven: Yale UP.
Durmu, Z. (2006). Kurn- Kermde Ulus ve Uluslararas likiler. stanbul:
Gkkubbe.
Dzenli, P. (2012). eyhlislam Ebussud Efendi ve Fetvalar. stanbul: Osmanl
Aratrmalar Vakf.
Erdoan, M. (2010). Cemaat, Cemiyet ve Ulus Devlet, Demokrasi Platformu 623/1 (Yaz): 1-14.
Ergen, . (1984). Osmanl ehrindeki Mahallenin lev ve Nitelikleri zerine,
Osmanl Aratrmalar 4: 69-78.
109
Bedri Gencer
110
111
Bedri Gencer
112
Ogilvie, J., Annandale, C. (1882). The Imperial Dictionary of the English Language, IIV. London: Blackie and Son.
zcan, M. (1998). Risale-i Nur ve hvan- Mslimin: ki Mektep, Kpr 63 (Yaz):
34-46.
zel, . (2010). Kaln Trk. stanbul: le.
Pakaln, M. Z. (1983). Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl, I-III. stanbul:
Mill Eitim Basmevi.
Renninger, K. A., Shumar, W. (eds.) (2002). Building Virtual Communities:
Learning and Change in Cyberspace. Cambridge: Cambridge UP.
Sakr, M. . e-irbeyn. (2014). el-Fikrut-Tasavvuf ndel-mm el-Benn. stanbul:
Nida.
Sarkaya, M. S. (2001). Din Zihniyetimizin Oluumunda Din Tarikat ve
Cemaatlerin Olumsuz zdmleri, Araylar nsanlk Bilimleri Aratrmalar
Dergisi 3/5-6.
Schofield, A. (2009). From Qumran to the Yahad: A New Paradigm of Textual
Development for the Community Rule. Leiden: Brill.
Schumaker, J. F. (2001). The Age of Insanity: Modernity and Mental Health.
Westport: Praeger.
Seyyid H. H., Sofuzade. (1979). Mecmaul-db. stanbul: Salh Bilici.
es-Seyyid, R. (1993). Mefhml-Cemt fil-slm. Beyrt: Drul-MntahabilArab.
Smyth, G., Croft, J. (eds.) (2006). Our House: The Representation of Domestic
Space in Modern Culture. Amsterdam: Rodopi.
Son, T. D. (2014). Ritual Practice for Congregational Identity Formation. Lanham:
Lexington.
Stewart, J. (2000). The Unity of Hegels Phenomenology of Spirit: A Systematic
Interpretation. Evanston: Northwestern UP.
Stivers, L. (2011). Disrupting Homelessness: Alternative Christian Approaches.
Minneapolis: Fortress.
es-Suyt, C. A. b. K. (1415). el-tkn f Ulmil-Kurn, I-II. Dmek: Drul-Ulmilnsniyye.
Swedberg, R., Agevall, O. (2005). The Max Weber Dictionary: Key Words and
Central Concepts. Stanford: Stanford UP.
ahiner, Necmeddin (1993) Son ahitler Bedizzaman Said Nursi'yi Anlatyor 1.
stanbul: Yeni Asya.
e-tb, Eb shk . (1997). el-tism. Mahmd Tame Haleb (yay.), Beyrt:
Drul-Marife.
e-ehristn, Ebul-Feth M. b. A. (1998). el-Milel ven-Nihal, I-II. Beyrt: DrulMarife.
Taslaman, C. (2011). Kreselleme Srecinde Trkiyede slam. stanbul: stanbul
Tirrito, T., Cascio, T. (eds.) (2003). Religious Organizations in Community Services:
A Social Work Perspective. New York: Springer.
Tnnies, F. (1988). Community and Society. Charles P. Loomis (trs. and ed.), New
Brunswick: Transaction.
113