You are on page 1of 44

Cilt: 7 Say: 1 Yl: 2016

ISSN: 1309-6087

ISSN: 1309-6087
Cilt 7, Say 1, Bahar 2016
Volume 7, No 1, Spring 2016
Mardin Artuklu niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Adna Sahibi
Owner on Behalf of Mardin Artuklu University, the Institute of Social Sciences
Prof.Dr. Ahmet AIRAKA
Editr | Editor
Musa ZTRK
Editr Kurulu | Editorial Board*
Ahmet KTK (Mardin Artuklu niv.), Ali KARAKA (Mardin Artuklu niv.), Emrullah YAKUT (Mardin Artuklu
niv.), Evindar YELBA (Mardin Artuklu niv.), Yunus CENGZ (Mardin Artuklu niv.).

Yaz leri Sorumlusu | Administrative Editor


Reyyan KAVAK YRK
Danma Kurulu | Advisory Board*
Prof. Dr. Abdullah EKNC (Harran niv.), Prof. Dr. Adnan DEMRCAN (stanbul niv.), Prof. Dr. Ahmet AIRAKA
(stanbul niv.), Prof. Dr. Ahmet KANKAL (Yldrm Beyazt niv.), Prof. Dr. brahim ZCOAR (Mardin Artuklu
niv.), Prof. Dr. lhami GLER (Ankara niv.), Prof. Dr. lhan KUTLUER (Marmara niv.), Prof. Dr. rfan AYCAN
(Ankara niv.), Prof. Dr. Kadir CANATAN (stanbul Sabahattin Zaim niv.), Prof. Dr. M. Sait ZERVARLI (Yldz
Teknik niv.), Prof. Dr. Mahmut ATAY (Seluk niv.), Masoud Jaafari Dehaghi (University of Tehran), Prof. Dr.
Mehmet Mahfuz SYLEMEZ (stanbul niv.), Prof. Dr. Mehmet ZDEMR (Ankara niv.), Prof. Dr. Melek
GREGENL (Ege niv.), Prof. Dr. Nket ESEN (Boazii niv.), Prof. Dr. mer AYTA (Frat niv.), Prof. Dr. Richard
FOLTZ (Concordia Univ.), Prof. Dr. Sami ENER (Medeniyet niv.), Prof. Dr. inasi GNDZ (stanbul niv.), Prof.
Dr. Turan KARATA (Karamanolu Mehmet Bey niv.), Prof. Dr. Yksel SAYAN (Ege niv.), Do. Dr. rfan YILDIZ
(Dicle niv.), Do. Dr. Oktay ZEL (Bilkent niv.), Do. Dr. mer TRKER (Marmara niv.), Do. Dr. Salih AKIN
(Universit de Rouen), Do. Dr. evket KTEN (Harran niv.), Do. Dr. Vahap ZPOLAT (Mardin Artuklu niv.).
* Ada gre alfabetik sra | In alphabetical order by name
Dil Editr | Language Editor
Trke | Turkish Mehmet YALINKAYA ngilizce | English Abdulkadir ERCAN
* Kapaktaki ifade bn-i Haldunun Mukaddime adl eserinden alnmtr.
* Cover letter is taken from the Ibn Khalduns Muqaddimah.
letiim | Correspondence
Mardin Artuklu niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits
Salk Yksekokulu Binas 5. Kat Diyarbakr Yolu 5. km Mardin Tel: + 90 482 213 4002
Web: www.mukaddime.artuklu.edu.tr, E-posta: mukaddime@artuklu.edu.tr, mukaddimedergisi@gmail.com
Mukaddime, Mardin Artuklu niversitesi Sosyal Bilimler Enstits tarafndan alt ayda bir bahar (Haziran) ve
gz (Aralk) dnemlerinde yaynlanan uluslararas hakemli bir dergidir. Dergide yer alan yazlarn her trl
ierik sorumluluu yazarlarna aittir. Dergideki yazlar izin alnmadan ksmen ya da tamamen baka bir yerde
yaynlanamaz. Mukaddime, ULAKBM DergiPark Akademik, ASOS Sosyal Bilimler ndeksi, SAM ve IdealOnline
veri tabanlarnda yer almaktadr.
Mukaddime is an international biannual peer-reviewed journal which is published in Spring (June) and in Autumn
(December) by Mardin Artuklu Universitys Institute of Social Sciences. The whole responsibility of opinions
expressed in Journal solely belong to their authors. The texts that are published by journal are not allowed to be
published partially or entirely without permission. Mukaddime, is located at the ULAKBM DergiPark Academic,
the ASOS Social Sciences Index, SAM and IdealOnline database.

indekiler | Contents
Takdim

V
Makaleler

Articles

Mustakim Arc
limler Tasnifi Literatrnde Ahlk lmi

Ethics in the Literature of Classification


of Sciences

Mehmet Alc
Osmanl Son Dneminde MslmanHristiyan Tartmalarna Dair Bir
Karlatrma:
emsl-Hakka ve Rfiu-bht yani,
Cevb-i Risle-i emsl-Hakkat

31

A Comparison about the MuslimChristian Discussions in the Last Period


of Ottoman: Semsul-Hakka and RfiusSubuht yani, Cevb-i Risle-i SemslHakkat

M. Nesim Doru
Mevln Celaleddn Rm ve Mely
Cizrnin Dncesinde Varln Kayna
ve Varoluun Srr Olarak Ak

53

Love As the Origin of Existence and


Mystery of Being in Mawlana Jalal Al-Din
Al-Rm and Mullah Al-Jazars Thought

Bedri Gencer
Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

73

From The Community of Counsel to the


Society of Culture

brahim zcoar
Bir Osmanl ehrinde Frenkleenler:
Diyarbekir Katolikleri

115

Those Who Started to be Frank in an


Ottoman City:
Diyarbekir Catholics

mer Ayta
Kent, Yoksulluk ve Sosyal Dzensizlik
Potansiyeli

135

City, Poverty and Potential of Social


Disorder

Celalettin Yank, Mustafa Kara


l Bedenler zerinden Sosyal Kimliin
fasnda Belediyelerin Sanal Mezarlklar

Kitap Tantm

157
-

Municipalities Virtual Cemeteries for the


Revelation of Social Identity of the Dead

Book Review

Will Kymlicka

179

okkltrl Yurttalk

Mahmut nar

185

Tarihte ve Gnmzde Mehdilik

Zygmunt Bauman

191

zgrlk

Mukaddime, 2016, 7(1), 73-113


doi: 10.19059/mukaddime.84091

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine


Bedri GENCERi
z: amzda cemaatin ideolojik ve sosyolojik dnm sreci, Snnet
Cemaatinden Kltr Cemiyetine deyimiyle anlatlabilir. Burada
cemaatten cemiyete gei modernleme, snnetten kltre gei ise
seklerleme srecini zetlemektedir. Bu sre, ev ile cmi ve mahalle
arasndaki irtibat kopararak otantik cemaleme imknn azaltmtr.
Modern dnyada otantik cemalemenin kaybndan doan boluu
cemiyetleme ve sonunda rgtlenme doldurmu; insanlar ynlama ile
rgtlenme ular arasnda ehven-i erreynin tercihi durumunda kalmtr.
Ulus-devletlerinin totalitarizminden bilenen bir mesiyanik siyaset
anlayndan doan rgtlenmeler, devlet karsnda sivil bir konumda
olduklar halde onunla rekabet ve misilleme saikyla mikro bir devlet
tarznda kurulu ve ileyi gstermiler, bylece siyas bir g haline
gelerek cemaatlerin varlk sebebini oluturan teavnn tam aksi bir
istismar ve atmaya yol amlardr.
Anahtar Kelimeler: Modernleme, cemaat, cemiyet, snnet, kltr.

From The Community of Counsel to the Society of Culture

Abstract: The process of the ideological and social transformation of


community in our age can be told by the expression of from the
community of counsel to the society of culture. Here the transition from
community to society summarizes the process of modernization and
from counsel to culture does that of secularization. This process
reduced the possibility of authentic communalization by breaking the
connections between home, quarter and mosque. Association and
eventually organization has filled the space generated by the loss of
authentic communalization in modern world and people came to be
forced to choice the lesser of the two evils between the extremes of
massivization and organization. While holding a civil status vis-{-vis the
state, the organizations spawned by the notion of a messianic polity
exacerbated by the totalitarianism of the nation-states manifested a
constitution and functioning along the way of a micro state by the drive of
the rivalry and retaliation against it, and thus induced, by growing into a
political power, an abuse and clash as just opposed to the cooperation
constituting the rationale of communities.
Keywords: Modernization, community, society, counsel, culture.
i

Prof. Dr., Yldz Teknik niv., Fen Eebiyat Fak., Sosyoloji Blm.

Gnderim Tarihi: 06.03.2016, Kabul Tarihi: 07.04.2016

Bedri Gencer

Sosyolojinin Hermentik Krizi


Modernleme ve seklerleme, Bat sosyolojisinin ana problemi, hatta
varlk sebebi saylabilir. Bu makalede maksadmz, modernleme ve seklerleme
incelemesine teorik bir katk yapmaktr. Bu katknn anlalmas iin de bu
konudaki klasik teorik birikimin zaafna iaret edilmelidir. Max Weber (18641920)in Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu, Norbert Elias (1897-1990)n
Medenileme Sreci gibi aheserleri, sosyolojinin bu ana problemi hakknda bir
aklama modeli gelitirmeye, teoriletirmeye ynelik ana teebbslerdir. Ancak
bu nemli teebbsler, pek fark edilmeyen birbirine bal drt problemden
ekerler.

74

Birincisi, bu gibi seklerleme teorisyenlerinin ounluunun ProtestanYahudi olmas tesadf deildir. Bunlarn modernlemeyi tahlilde esas aldklar
gelenek/modernlik dikotomisi, aslnda evrensel deil, Katolik/Protestan bir
tekiletirmenin ifadesidir. Buradaki gelenekten (tradition) kast, haddizatnda
Katolik Kilise geleneidir. kincisi, bu yzden onlar, seklerlemeyi esasnda
Katolik gelenekten bir uzaklama, kurtulma olarak alrlar. ncs, bu yzden
seklerlemeyi snnet denen otantik gelenekten sapmayla balayan bir sre
yerine zaten bir ekilde balam teleolojik bir sre olarak tahlil ederler.
Drdncs, onlar, modernleme ile seklerlemeyi birbirinden net olarak
ayrarak ilikilendirmede acze derler. Max Weber, temelde modernlemeyi
feoadalizmden kapitalizme, seklerlemeyi Katoliklikten Protestanla bal
akliyete gei sreci olarak tahlil eder.
Marx ile Weberin ortaya koyduu grnte birbirine rakip iki ana
modernleme teorisi, toplumun altyaps/styaps ayrmna dayal dikotomik
nedensel aklamalar ve dolaysyla bir elmann iki yz olarak grlebilir. Farkl
alardan da olsa ikisinin de gayesi, Batda ykselen deizmle birlikte mekan
temelini kayb ederek zamanleen beer amelden, yani zgl olarak
kapitalistikleme denen modernlemeye bal seklerlemeden kabul edilebilir
bir normativite karmakt. Marxn iktisad-tarih yasalar, Weberin aklleme
kavramlar, bu eilimi ifade ediyordu. Mesele, tarifine bal olarak
modernlemenin belirleyicisinin tayini meselesidir. Modernleme, bir toplumun
yaay tarznn nitel deimesidir. Ancak yaay tarznn belirleyicisi, toplumun
altyaps/styaps ayrmna vcut veren kltrn unsurlarndan inan/dn
ile retim/tketim tarzndan hangisidir?
Marx ile Weberin ikisi de modernlemenin belirleyicisi olarak kapitalizm
denen yeni retim tarzn, ekonomiyi alr. Halbuki Yunanca ekonomi kelimesi
bizzat oikos (ev) kelimesinden gelmektedir. Bu demektir ki beer amel,
evlenme deyiminin ifte mns uyarnca ancak mekan esasiyet ve aidiyetle
mn kazanr. Bu yzden Ferdinand Tnnies (1855-1936), analitiklik zaaf
eletirilerine karlk Marxtan ald ilhamla modernlemeyi dorudan
cemaatten cemiyete gei olarak incelemitir. Buna karlk Weber, cemaat ve
cemiyeti kapitalist gelimeye bal ve bu yzden daha analitik

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

kavramsallatrmtr (Albert 2000: 73-74). Weber, modernlii bir kader olarak


kabullenmitir. Komnizmin (communism) bizzat cemaat (community)
kelimesinden itikaknn aka gsterdii gibi, kapitalizmin rn modernleme
giderek derinleen bir evsizleme durumu olarak alndnda sosyalizm yeni bir ev
vaadi olarak grlebilir (Berger 1974: 77, 124, 153).
Ancak slmdaki ehl-i snnet ve cemaat deyiminin de belirttii zere
cemaat, snnetten ayrlmaz; mnl beer amel, ancak snnet ve cemaate
inan/tabiiyet ile aidiyet/mensubiyetten oluan kimlik formlyle mmkndr.
Marx ise bu konuda kef-i kadim yerine vaz- cedide, keif ve ihy yerine
yeni bir snnet ve cemaatin insna yneldi. Dinda ve ada Haham Samson
Raphael Hirsch, XIX. asrda Almanyada balayan modernlemenin getirecei
ahlak yozlama ve kimlik krizine kar Alman edeb (bildung) ile Yahudi tarikat
(derekh) kavramlarn birletirdii snnete dayal bir cemalemeyle mmetini
ahlak dirilie ard (Baader 2006: 89-90). Onun tarifinde snnetin evrenselliini
aka grmek mmkndr. 1
Bu tariften de anlalabilecei gibi, akidenin dhil olduu ilim ile ameli
konu alan eriat=dinde tutulan yol olarak snnetin Hristiyanlkta ortodoksi ve
ortopraksi denen akidev ve amel iki boyutu vardr. Toplum ile birlikte
ortodoksiye tekabl eden ideoloji, sosyoloji ve dnyagr ile ortopraksiye
tekabl eden kltr ve medeniyet kavramlarnn hepsini sekler ve yozlam
olarak mahkum eden Marx (1818-1883), dinda ve ada Hirsch (1808-1888) gibi
mmetini snnet cemaatine dne armak yerine btn insanl ortodoksi
ve ortopraksiye mtekabil bilim ile praksise dayal gelecek komne ard
(Dupr 1959). Bilahare zellikle Gramsci gibi Bat Marksizminin nde gelen
isimleri, Marxn gelitirmeye frsat bulamad praksis kavramn snnete
mtekabil ortopraksiye dntrmeye alt (Nelson 1988: 547-551).
te bu makalede cemiyet (toplum) ve kltr gibi cemaat ve snnet
kavramlarn da evrensel olarak alarak modernleme ve seklerlemeyi
cemaatten cemiyete ve snnetten kltre gei olarak teorik bir aklamaya
kavuturmaya alacaz. Modernleme ile seklerlemeyi ayrmaya yarayan
cemaat/cemiyet ile snnet/kltr kavram iftleri, slmda ehl-i snnet ve
cemaat denen, inan/tabiiyet ile aidiyet/mensubiyetten oluan kimlik formlne
dayanr. Burada snnetten kltre gei olarak seklerleme srecini daha net
izlemek mmknken cemaatten cemiyete gei olarak modernleme srecini
ayn netlikle izlemek mmkn deildir. Zira ontik olarak beer tecrbenin temel
parametresi olan mekn, meknla mnasebetimizi kkten deitirmek imknsz
ve bu yzden gelenekle modernlik arasnda salnmak kanlmazdr. Geleneksel
1

The term Derekh Eretz includes all the situations arising from and dependent upon the circumstance that the
earth is the place where the individual must live, fulfil his destiny and dwell together with others and that he
rnust utilize resources and conditions provided on earth in order to live and to accomplish his purpose.
Accordingly, the term Derekh Eretz is used primarily to refer to ways of earning a living, to the social order that
prevails on earth, as well as to tl1e mores and considerations of courtesy and propriety arising from social living
and also to things pertinent to good breeding and general education (Breuer 1970: 8).

75

Bedri Gencer

topluma has genel bir cemaat kavramsallatrmas yapmak mmknken


tabiatndaki derin elikilerden dolay modern topluma has genel bir cemiyet
kavramsallatrmas yapmak imknszdr. Bu yzden burada makro kltr
cemiyetinden ziyade cemaat ile cemiyet arasnda salnan mikro kltr
cemiyetlerinin yap ve ileyiini ele alacaz. Zira snnetten kltre, cemaatten
cemiyete gei olarak aldmz modernleme ve seklerleme srelerini melez
glo-kalizasyon deyimine benzer bir deyimle cema-cemiyetlerde daha net
izlemek mmkndr.
Bugne kadarki almalarmzda daha ziyade seklerleme denen
snnetten kltre gei ynndeki ideolojik dnm konu almtk. Bunu
modernleme denen cemaatten cemiyete gei ynndeki sosyolojik
dnmn tahliliyle tamamlayarak modernleme ve seklerleme ilikisini daha
iyi gstermeye alacaz. Modernleme ve seklerleme srecinin byle
evrensel bir perspektiften tahlili, ancak hermentik metotla mmkndr.
zellikle son yllarda seklerleme telakkisinin deimesinden, seklerlemenin
dinden uzaklamadan ziyade dindarln dnm olarak grlr hale
gelmesinden kaynaklanan metodolojik tamik ihtiyac, hermentie ilgiyi daha da
arttrd.

76

Hermentikten kasdmz, dinin bnye ve mantna vukufla yaplacak iftynl bir okumadr. Hermentik evrim deyiminin belirttii tekst/konteksti
bir taraftan din/tedeyyn ayrmna tekabl eden olmal/olan, dier taraftan
geleneksel/modern ayrmna tekabl eden asl/arz ayrmna mtekabil
alabiliriz. Din, riin (Allah ve rasl) ne emr ettiine, tedeyyn ise bunun
dindar tarafndan nasl telakki edildiine delalet eder; dinin ne emrettii
anlalmadan insanlarn ne yapt anlalamaz. Max Weberde olduu gibi
tedeyyn incelemesi, derinlemesine bir din ve tarih, teolojik ve sosyolojik
okumay, olmal/olan ile asl/arz ilikisine gre kapsaml bir mukayeseyi
gerektirir. Dolaysyla hermentik asl/arz diyalektiince nce tarih ve felsef bir
perspektiften cemaat kavramn tarife ihtiya vardr. Bilahare cemaat adyla
ortaya kan ada taazzuvlarn asl mnda cemaatin tarifine ne derece
uyduklar ve nasl dntkleri tespit edilebilir.
Gelenekten modernlie, teolojiden sosyolojiye gei srecinde klasik
sosyologlar, geleneksel ile modernin karlatrlmas tarznn ideal rneini
vermilerdir. Bu srete Ferdinand Tnnies (1855-1936), Georg Simmel (18581918) ve Max Weber (1864-1910) gibi sosyologlar, gelenee vukuflar sayesinde
geleneksel ile moderni derinlemesine karlatrmlardr. Ancak bilahare Batl
sosyologlar organik, yerli sosyologlar da mekanik, akltratif seklerleme
srecinin etkisiyle dine yabanclatklar iin dinin yapsna vukufta ve bunun
sonucunda sosyal bilimlerdeki ou kavram gibi muamma haline gelen cemaatin
tarifinde acze dmlerdir. Ahmed Ziyeddn Gmhnev rneinde konuyu
ilerken tecdit hakknda hkm sren kavramsal karkln dinin yapsna vukuf
aczinden kaynaklandnn farkna varmtk (Gencer 2013a).

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

Bu srete modern sosyologlarn birbirine bal iki temel skntsndan sz


edilebilir. Carl Schmitt, Leo Strauss, Erich Voegelin ve Karl Lwith gibi ada
Alman dnrler, hangi kavram kaldrsanz altnda din bir esprinin yattn
grrsnz diye btn modern sosyal dncenin din dnyagrnn
seklerlemi versiyonu olduuna dikkat ektiler. Birincisi modern sosyologlar,
din/gayr-i din ayrmna dayal sekler bir zihniyetle yetitikleri iin ev, otorite,
cemaat gibi sekler sandklar btn kavramlarda din bir esprinin yattn kef
ettiklerinde armlardr. kincisi onlar, amzda gelien kavram tarihi disiplini
sayesinde izlerini srdklerinde bu kavramlarn din/gayr-i din ayrmnn
tannmad kll, hikem bir dnyagrnde temellendiini, bu hikem
dnyagrnde dinnin dnda kalan bir ey olmadn kef edince aknlklar
artmtr.
Modernliin Ev/lenme Krizi
Peter Hamilton, modern sosyal bilimde cemaatin en esasl ve ilgin, ayn
zamanda tarife en zor gelen kavramlardan biri, 2 Jeremy Brent (2009: 261) de
cemaat ile uramann mphemiyet, fakat daima mitvar bir ameliye olduunu
syler.3 Belki lkemizde ad bile bilinmeyen John Macmurray (1891-1976),
amzda cemaatin yeniden kefine kendini adayan bir dnr olarak anlabilir
(Kirkpatrick 2005). Bu konuda bir taraftan sosyal teori perspektifinden Ren
Girard, Charles Taylor, Zygmunt Bauman gibi Hristiyan ve Yahudi arka plan
belirgin Batl dnrlerin almalar, dier taraftan din psikolojisi ve sosyal
psikoloji gibi sosyolojik alanlarda yaplan incelemeler, modern dnyada cemaatin
yeniden kefine olan hayat ihtiyac gsterir.4
Cemaat, modernliin krizini ama arayndan doan postmodern
entelektel teorinin merkez temalarndan biri haline gelmitir. Cemaatin krizini
evsizlik krizine balayan Peter Berger (1974: 77, 124, 153)e gre kapitalizmin
rn modernleme giderek derinleen bir evsizleme durumu olarak alndnda
sosyalizm de yeni bir ev vaadi olarak grlebilir. 5 Hlbuki kriz daha derinde ev
2

3
4

The concept of community has been one of the most compelling and attractive themes in modern social science,
and at the same time one of the most elusive to define (Cohen 2001: 7).
Engaging with community is a practice full of ambivalence, but always one full of hope.
OShea (2010). Bu konuda Zygmunt Bauman (2001) yle der: To cut a long story short, community might be as
old as humanity, but the idea of community as a condition sine qua non of humanity could be born only
together with the experience of its crisis. That idea was patched out of the fears emanating from the
disintegration of the earlier self-reproducing social settingscalled subsequently, and retrospectively, the ancien
regimet and recorded in the social-scientific vocabulary under the name of the traditional society. The modern
civilizing process (the only process calling itself by that name) was triggered by the state of uncertainty, for
which the falling apart and impotence of community was one of the suggested explanations ... The nation,
that eminently modern innovation, was visualized in the likeness of community: it was to be a new and bigger
community, community writ large, community projected on the large screen of a newly imagined totality
and a community-by-design, a community made to the measure of the newly extended network of human
interdependencies and exchanges (Donskis 2011: 156).
At least to the extent that mystery, magic and authority have been important for human religiosity (as
Dostoyevskys Grand Inquisitor maintained), the modem rationalization of consciousness has undermined the
plausibility of religious definitions of reality. As a result, the secularizing effect of pluralization has gone hand in
hand with other secularizing forces in modem society. The final consequence of all this can be put very simply
(though the simplicity is deceptive): modem man has suffered from a deepening condition of homelessness. ()

77

Bedri Gencer

deil, ev/lenme krizidir. Arapa tedeyyn (dindarlama) ile teehhl (evlenme)


kelimelerinin bulutuu semantik erevede bu net olarak grlr. kisinde de
ehl-i snnet ve cemaat tabirinde dile getirilen din beer tecrbenin mekn,
din ve cemaat olarak unsuru yatar. Grace Davie (1994) gibi sosyologlarn
aidiyetsiz inanma tabiriyle anlattklar seklerleme rntsnn belirttii
zere insan, inan/tabiiyet ile aidiyet/mensubiyetin izdivacyla kimlik ve anlama
kavuur. Burada snnet, inan/tabiiyetin, cemaat ise aidiyet/mensubiyetin
kaynana, ehl ise bunlarn gerekleecei mekna iaret eder; zira Arapada ehl
kelimesinden treyen teehhl, Trkede ev/lenme demektir.
Yakndan bakldnda Arapa ed-Dn fil-medn sznde din-dindarehire karlk bor-borlu-bor yeri olarak dinin temel unsurunun yatt
grlr. Arapa deyn=bor kelimesinden gelen din, insann dnya gurbetinden
cennet vatanna, mebdeden meada uzanan ontik seferinde duyduu ihtiyaca
karlk olarak verilen ilah bir bor (harlk, sermaye) olarak dnlebilir.
eyhlislam Ebussud Efendinin de dikkat ektii gibi, medyn=borlu
kelimesinin Arapa doru yazlmas gereken ekli olan medn, ayn zamanda ehir
anlamna gelir.6 Nitekim Evliya elebide grld gibi, Arapa harekesiz
, ikisi de ehir anlamna gelen medn ve medyen olarak
yazldnda

78

okunabilir (Dankoff 1991: 56). Bu, Arapann mucizev zelliinden dolay medn
kelimesinin hem dindar=borlu, hem ehir=bor yeri anlamna geldiini gsterir.
Aslnda ayn espriyi ifade eden Aristonun zoon politikon (nsan taban
medendir) ile Arapa ed-Dn fil-medn (Din ehirdedir) szlerinden anlalaca
zere din, kusurlu insan kemale gtrmek zere ancak toplu yaanr, dindarlk
ancak cemaatle mmkn olur (bni Miskeveyh 2011: 261, 340).
Teehhl kavramnda da beer tecrbenin mekn, din ve cemaat denen
unsuru yatar. Bekr ile ailenin evi, Trkede menzil/ev ayrmna karlk
alabileceimiz ngilizce house/home kelimeleriyle ayrt edilebilir (Smyth 2006:
123). Bekr bir insan evlenerek, aile olarak menzilini eve ve yuvaya dntrr. O
halde bizzat ev=home kelimesinde ev/lenme esprisi yatar. Weber (1978: 452)in
insanlarn madd ve manev, din ve ahlak ihtiyalarn karlamak zere
tevnlerinden doan cemaatin statik bir varlktan ziyade dinamik bir sre
olduunu ifade eden cemaleme (vergemeinschaftung=communalization)

the dichotomization of private and public life is one of the crucial social characteristics of modernity.
Modernization in contemporary Third World societies imposes this same dichotomization, and in most instances
it is felt to be an extremely difficult and often repugnant ordeal, which gives birth to profound threats of anomie.
Socialism presents itself as a solution to this problem. It promises to reintegrate the individual in all-embracing
structures of solidarity. If modernization can be described as a spreading condition of homelessness, then socialism
can be understood as the promise of a new home. Evsizlie alternatifler konusunda, Bouma-Prediger (2008),
Stivers (2011).
Arap dili gramer kurallarnn fetv konusu olduu bir dier husus, fetv kaynaklarnda baz fkh tabirlerin yazlm
biimidir. Nitekim medyn tabirinin ill muktaz olub medn eklinde yazlmas gerekirken, fukah, ktb-i
Fetvda hatay kabul edb cmlesi medyn eklinde yazmtr denilmitir. Bunun sebebi sorulduunda
Ebussud Efendi u cevab vermitir: Medn yazm dah olmasa bu hata deildir. Ben Temm kavlidir. Hata olsa
da fukah katlarnda hata-i mstamel, savb- ndirden hayrldr (Dzenli 2012: 213).

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

kelimesini kullanmas bu yzdendir (Lichtblau 2011). Tnnies (2001: 27) de


ev/lenme esprisince belli bir mekn ve cemaat duygusu edinmeyi cemalemenin
iki temel art sayar.
nsan, hcreden bedene uzanan beden-ontik hiyerari uyarnca
mikrokozmik-beer evden makrokozmik-ilah eve, birincil-tabi cemalemeden
ikincil-din cemalemeye, teehhlden teellhe geerek ancak kendisini
gerekletirir. Ekonomi ve ekmen kelimelerinin ikisinin de Yunanca oikos
kelimesinden gelmesi, aralarnda mahiyet deil, sadece ap fark olduunu
gsterir. Home kelimesinin hem ev, hem yurt anlamna geliinde de geleneksel
kltrlerin paylat bu holistik dnyagrnn esprisini grmek mmkndr.
Mabet/dnya ayrmnn hilafna kulun evi (beytl-abd) ile Allahn evi (beytullh)
denen cmi, beyt=ev kelimesinde birleir. Oryantalist literatrde Seyyidllemn aleyhis-salt ves-selmn yaad meknn ev veya cmi olarak
adlandrlmasndaki ihtilaf, mabet/dnya ayrmna alkn Batl zihniyetin beytin
bu kuatc anlamna yabanclamasndan kaynaklanr (Ayyad 2013).
Teehhl ile teellhn meknlar mikrokozmik-beer ile makrokozmik-ilah
evler arasndaki irtibat, ikisinin sahibi ve topluluu iin kullanlan rubbiyet ile
ehliyet kelimelerinde aka grlr: Rabbl-lemn/rabbl-beyt, ehlullh/ehllbeyt. Babaya ve Allaha nisbetle ehl denen topluluk, anne ve imama nisbetle
mmet/cemaat olarak adlandrlr; Arapa mmet ile mm (anne) ve imam
kelimelerinin ayn e-m-m harflerinden olumas bu yzdendir. Kulun ev halk
ehll-beyt, Allahn evinin halk ise Yahudi ve Hristiyanlar iin olduu gibi
ehlullh (Allahn ehli=the ekklesia of God=the congregation of God) olarak
adlandrlr (Gartner 1965: 6, 32, Kng 2011: 81). Rubbiyet/ubdiyet ilikisi, ilah ile
beer evlerin sahipliini belirten rubbiyet kelimesinde olduu gibi,
ulhiyet/ehliyet, teehhl/teellh kelimelerinin ilikisinde de grlr. Arapa
ulhiyet/ehliyet, teehhl/teellh kelimelerinin tredii ehl ile ilah kelimeleri, ayn
e-l-h harflerinden oluur. Dahas ngilizce household kelimesinin Trkeye ev
halk olarak tercmesi, ilah=hlk ile ehl=halk kavram iftleri arasndaki tekabl
gsterir; buradan ilah=hlk ile teellh=tahalluk kavramlar arasndaki iliki kar.
lah=hlk zdeliine karlk olarak teellhn Allahn ahlakyla ahlaklann
hadisinde geen tahalluk olduu grlr (el-Mttak 2004). Buna gre teellh
(ilahleme), teehhle (evlenme) baldr. slmda namazlarn snnetini evde
ferden, farzlarn cmide cemaaten klma snneti, ev ile cmiyi birbirine
balayarak mabet/dnya ayrmn ortadan kaldrr. Bylece ekmen kelimesinden
anlalaca gibi, niha olarak insanlar, ortak bir ev=yurt olarak dnyay paylaan
cemaat haline gelir.
Tahavvl bata olmak zere tahalluk, teellh, teehhl, teerru, tefakkuh,
tesennn, tasavvuf gibi temel tecrb kavramlarn Arapada sayrret bildiren
tefeuul bbndan gelmesi, Heideggerin dasein teriminin belirttii gibi, beer
tecrbenin kemale ynelik ilah yaratma sreci uyarnca bir tekml sreci
olduunu gsterir. Ortak ibadet ve zikir gibi cema ayinler, fertlerin z-bilinlerini

79

Bedri Gencer

aarak varln daha st katmanlarn tanmalarna imkn veren bir ortak bilinte
bulumalarn, kendilerini gerekletirmelerini salar. Cemaat/cemiyetteki yerini
tam olarak bilemez hale geldiinde bir kiinin endieye dmesi mukadderdir. 7
Ehl-i Snnet ve Cemaatin Anlam
Cemaat kavramnn unsurlar, ehl-i snnet ve cemaat8 deyiminde
meknzdur. Fahr- lem Efendimiz aleyhis-salt ves-selmn dinin drt
boyutunu anlatan eriat szlerim, tarikat fiillerim, marifet srlarm, hakikat
hallerimdir mealindeki hadisine gre hadis eriatn, snnet tarikatn zel addr.
(Dinde
Klasik hadis ve fkh usl kitaplarnda snnet,

tutulan tarikat=yol) olarak tarif edilir (el-Buhr 1991: II/552). Tasavvuf

(Tarikatlarn
hepsi
literatrnde
yaygn

edeplerden=snnetlerden ibarettir) sznde belirtilen tasavvuf ekol anlamnda


tarikat, eriat/tarikat/marifet/hakikat eklindeki dinin drt boyutundan snnete
tekabl eder. Tarikatlarn mekn tekkelere nceleri drus-snne denmesi de
bunun delilidir. Tarikat kelimesinin hem din, hem snnette tutulan yol olarak
ifte mns, Din yolu snnet, snnet yolu tasavvuf olarak formle ettiimiz
dinin ana yapsn gsterir.

80

Din=ilim=eriat=hadis, dindarlk=amel=tarikat=snnette ikin olduundan


din, tek kelimeyle snnet demektir. mam- Mlik ve mam- Rabbn gibi
mmetin imamlar, Mide 3. yetinde geen Rabbimiz tarafndan kemale
erdirilen dini snnet olarak yorumlamlardr (tb 1997: I/33). mam-
Berbehrye gre de slm snnet, snnet te slmdr; biri olmadan dieri kim
olamaz. Onun burada slmdan kasd eriattr; buna gre slm/snnet
btnl, eriat/tarikat btnl demektir. O, snnetin bizzat din olduunu
akladktan sonra cemaatin snnetin gerei olduunu belirtir: u halde kim
cemaatin dna ynelir ve ondan ayrlrsa slm ilmiini boynundan karm ve
sapan ve saptran olmu olur (el-Medhal 1432: 54, 56). Kurn- Kermde geen
mminlerin yolu tabirinde snnet ile cemaat anlamlar birleir: Kim
kendisine doru yol besbelli olduktan sonra peygambere muhalefet eder,
mminlerin yolundan bakasna uyarsa tuttuu yolda kendi haline brakr ve
kendisini cehenneme sokarz. Oras ne kt gidi ve var yeridir (Nis, 4/115).
7

Religion foster social cohesion and a sense of community; afford members a social identity, and a sense of
belongingness, by uniting people around shared understandings; and establish a foundation and outlet for
cathartic ritual. () Human beings have a deep-rooted need for ritual that explains why all intact cultures
throughout history possessed elaborate patterns of ritual that served individual members and the general
community. These rituals offer a means for emotional catharsis in a socially sanctioned context that minimizes
self-consciousness. As self-consciousness is reduced within a supportive environment, the person is able to
transcend the literal and commonsense perspectives of everyday life. () It has been shown that when one
lacks the information to achieve certainty about ones social status and place in the community, anxiety results
(Schumaker 2001: 107, 110, 76).
8
Bu deyimin kullanl tarz, dili doru kullanma ihtimamnn giderek azald lkemizde dille ilgili yaplan saysz
yanla bir rnektir. Ya ehl-i snnet ve cemaat eklinde Farsa veya ehls-snneti vel-cemaati eklinde
Arapa terkip olarak kullanlmas gerektii halde bu deyim, yaygn bir yanllkla ikisinin karm ehl-i snnet velcemaat eklinde kullanlmaktadr.

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

slm tarihinde snnet ve cemaat ehli anlaynn beinci rid halife saylan
mer b. Abdlaziz (-101/-719) ile tebellr ettii grlr (Anjum 2012: 77).
slm/snnet/cemaat btnl, ancak ontik bir yolculuk olarak dinin
mantna vukufla kavranabilir. Din, mebdeden meda, dnyadan ahirete uzanan
ontik bir yolculuktur. Bu yolculuun, yolcu, yol, iz ve pusula olarak drt unsuru
vardr. Yolcudan kast, mmin/ler, yoldan kast, eriat=hadis, izden kast,
tarikat=snnet, pusuladan kast ise kitaptr. Kitap, mminlerin dnyadan ahirete
uzanan yolculuklarnda tutacaklar yolu, ynelecekleri kbleyi, varacaklar adresi
gsterir. Bu pusula (zikir=not), ancak onlarn ak ve geni eriat yolunda nasl
yryeceklerini reten snnet sayesinde iler.
Arapa er-refk, smmet-tark (nce yolda, sonra yol) sznn de
belirttii gibi mmin, ancak bir cemaate katlarak ontik yolculuuna kabilir ve
menziline ulaabilir. Bu sz, insann anlam kayna olan inan ile aidiyetin
birletii kimlik formln ifade eder; ancak yolda=cemaat edindikten sonra
yol=snnet tutabiliriz. Cemaate katlmak, snneti benimsemenin, din yoluna
girmenin gstergesidir. Bunun iin slm limleri, bir kiinin Mslman cemaatle
birlikte ibadet etmesini fiil iman, imannn gstergesi saymlardr.
Modernleme denen hzl itima deime srecinde aralarndaki uyum
bozulunca inan ile aidiyet kanallar ve tarzlar gibi, ncelik sralar ve vurgu
dereceleri de deiir. nsan, inanmak zere yaratlm bir varlktr. Bir ekilde,
doru veya yanl bir eye inanabilir. Hatta felsefede inanszlk paradoksu
denen eye gre Tanrya inanmamak, ateizm de aslnda bir inantr. Buna gre
Avrupa rneinde seklerleme, messesev, Kilisev dindarln zlmesi, yerini
ferd-ruhan dindarln, kltlere balln almas demektir. 1960lardan beri
nisbeten yksek seviyelerde ferd dindarlk devam etse de Avrupa nfusunun
artan ounluu kolektif ibadetlere dzenli katlmaktan kesilmitir. Grace Davie
(1994), Avrupadaki bu durumu aidiyetsiz inan olarak tanmlar.
Buna karlk amzda ateist Yahudi, Hristiyan ve sonunda Mslman
gibi ironik deyimlerin de gsterdii zere, Finlandiya gibi Avrupann en sekler
lkelerindekiler bile kendilerini Hristiyan olarak tanmlamaya devam
etmektedirler. Danile Hervieu-Lger gibi din sosyologlarnn inansz aidiyet
olarak adlandrd Avrupann bu elikili tedeyyn, Hans Raun Iversenin
tabiriyle aidiyete bile inanmadan aidiyete (belonging without even believing in
belonging) kadar varmtr (Mortensen 2010: 180). Ateist Yahudi, Hristiyan,
Mslman (!) veya kltr Mslman deyimlerinde zirveye kan bu eilim,
insann dnyaya anlam vermesinde cemaate aidiyetin, kimliin ncelik
tamasndan kaynaklanr. manlar sarsan sekler amzda insanlar,
snnet=dinden feragat ettii halde cemaatten feragati gze alamamaktadrlar.
u halde insan, drt kiilik asgar yolculuk cemaati rneinde olduu gibi,
ancak yolculuk srecinde bir cemaatle madd ve manev ihtiyalarn karlayabilir
ve gayesine/kurtulua erebilir. Tek kemali, okluk noksan belirtir. Kurn-

81

Bedri Gencer

Kermde belirtildii gibi (Nis, 4/34), btn insanlar Hz. demn tek bir
nefsinden yaratlmtr. demoullarnn cz nefislerinin cemaat sayesinde kll
bir nefiste bulumak suretiyle kemali yakalayabilecekleri anlayn Hegelde de
aile rneinde grmek mmkndr (Stewart 2000: 238, Kirkpatrick 2008: 74-76,
Luther 2009: 158). Allahn rahmeti, cemaat ile birliktedir hadisinin de belirttii
ve namaz rneinde grld gibi, cemaatin ferd kusurlar telafi ederek
rahmeti celb etme zellii vardr (el-Mttak 2004).
nsan toplumu da bir beden gibi cemaatler hiyerarisinden oluan bir
byk cemaattir. Tpk insan bedeninin hcre, doku, organ, sistem, beden
eklinde bir hiyerariden olumas gibi meden beden (body politic) de mikro ve
makro bir cemaatler hiyerarisinden oluur. Aileden cmi cemaatine, oradan
ehir halkna ve oradan hacdaki byk dnya cemaatine byyen sadece biz
(Mslmanlar) hissinin apdr. Bu, cemaatin orijinal, ekirdek, asgar, coraf
ve kll olarak be trnde daha iyi grlecektir. Ehl-i snnet ve cemaat
deyimindeki cemaat, aslnda cminin cemaati demektir. Cmi, el-mescidlcmiu deyimindeki mescidin sfatdr; bilahare mevsfu mahzf sfat olarak
cmi diye bilinen isme dnmtr. Buna gre lfzen cmi, toplayan mescid
(el-mescidl-cmiu), cemaat te mescidde toplanan insanlar demektir.
Toplayan mescid=el-mescidl-cmiu deyimindeki toplama vesilesi, cemaat ve
cmi kelimeleriyle ortak cem kknden treyen Cuma namazdr. Yani cmi,
Cuma namaz klnan mescit demektir.

82

Cemaatin be trnden birincisi, orijinal nebev cemaattir. mam-


Berbehrye gre ehl-i snnet ve cemaat deyimindeki cemaatten kast, nebev
snnetin ilk tbileri olan sahbe-i kirm rdvnullhi aleyhim ecmandir. SeyyidlKevneyn aleyhis-salt ves-selm Efendimiz, snnetini mmetine beyan,
ashbna izah etmitir ki onlar cemaat ve sevd- azam, sevd- azam da hak ve
ehlidir.9 Bu ekilde cemaatin sahbeye hasr, onlarn Mescid-i Nebnin cemaati
olmasndandr. Yaygn anlaya gre cemaate sahbenin yannda tbin de ilave
edilir: Cemaat-i sahbe ve tbinin mesleklerine mtabaat tarik- nect ve
selmet bilip kader-i ilhiyi mukr olanlara ehl-i snnet dendii gibi ehls-snne
vel-cemaa da tlak olunur (Pakaln 1983: I/511). Buna gre ehl-i snnet ve
cemaat, Peygambere tbi sahbe, tbin ve tebe-i tbini kapsayan selef-i
slihnin yolundan gidenlerdir.
kincisi, ekirdek cemaattir. Mescit, slmn mabedi ve cemaat da aslen
mabet topluluu demektir. Ancak Sahih-i Mslimde geen bir hadise gre
Seyyidl-lemn aleyhis-salt ves-selm, Yeryz benim iin temiz ve mescit
9

el-Medhal 1432: 56, 62. Sahbenin fitne kmadan nceki haline uyan, fitneler ktktan, Mslmanlar frkalara
ayrldktan sonra da, sahbenin ounluunun yolunu benimseyen topluluk, bidat frkalarndan ayrmak iin
ehll-hakk, ehls-snne, ehll-hadis, ehll-hadis ves-snne, ehls-snne vel-istikme, ehll-cema, ehlssnne vel-cema gibi farkl deyimlerle kendilerini tanmlamlardr. Muhammed b. Sirin (-110/-728) ehlssnne, Ebl-Leys Semerkand (-373/-898) ise ehll-hakk vel-cema terimini ilk kullananlardr. Deyim, hicr
ikinci asrn balarndan itibaren ehll-hakk vel-istikme, ehls-snneti ven-nakl, ashbl-hadis ekillerinde
kullanlmtr (Zaman 1997: 49, 54).

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

klnd. O yzden bir insan nerede namaz vakti olursa orada namaz klar
buyurmutur (el-Mttak 2004). Btn yeryznn mabet klnmasyla mabet
cemaati yannda sefer cemaati ortaya kar. Din, bu dnyada ibadet, ahirette
ryet, bu dnyada sefer, ahirette zaferdir. Sefer cemaati, asgar drt kiiden
oluan ekirdek cemaattir.
Fahr- lem aleyhis-salt ves-selm Efendimiz, yalnz yola gitmeyi
yasaklamtr. Arkadan hayrls drt olup hepsinin sz birdir buyurulmutur.
Zira biri hastalanp vasiyet etmek istediinde birisi vasi, ikisi ahit, cemaat ile
namazda birisi imam, biri mezzin, ikisi cemaat olurlar. Biri bir ie gidecei zaman
biri ona yolda olur, ikisi de eyay korur. Ayrca yoldalardan biri bakan tayin
edilip dierleri onun emrinde olmaldr. Nitekim hadis-i erifte Seferde kii
olduunuzda birinizi emir ataynz buyurulmutur. Arkadalar, birbirlerine daima
yardm ve nkteli szlerle kalplerini yumuatma, korku vakitlerinde
cesaretlendirme, unuttuklar eyi hatrlatma ve yolculuk iinde danma ilevi
grrler (Seyyid Hasan Hulsi 1979: 330).
Drt kiilik ekirdek cemaatin bundan baka hikmetleri de vardr.
Cemaatin gayesi muhabbet yoluyla rahmete nail olmaktr. Muhabbet ise zahiren
bir kimseye/eye drt ynden yaklaarak salanabilir. Kurn- Kermde eytan
bunu tersinden u ekilde ifade eder: Beni azdrmana karlk yemin ederim ki
ben de onlar saptrmak iin herhalde senin doru yoluna oturacam, sonra
onlara nlerinden ve arkalarndan, salarndan ve sollarndan sokulacam; sen
de ounu kr eder bulmayacaksn (Arf, 7/16-17). Ayrca ilah bir yolculua
kan lnn tabutu ancak asgar drt kiiyle dengeli bir ekilde tanabilir; Necip
Fazln Alp gtrsn beni tam drt inanm adam dedii gibi.
ncs, krk kiiden oluan asl cemaat olarak asgar cemaattir.
Arapada cemaat ve mmet gibi kelimeler, zt haysiyetiyle ayn, itibar
haysiyetiyle farkl saylr. Arapada 1-39 arasnda deiik sayda insan gruplarna
nefer, usbe, raht gibi farkl adlar verilir. Mesela nefer, 3 ile 9, usbe 10 ile 15,
raht 16 ile 39, mmet ise 40 ile 100 aras kiiden mteekkil insan topluluuna
denir.10 mam- finin Cuma namaznn vcubunu beldenin bykl yerine
mmetin saysna, asgar krk Mslmann varlna bal saymas bu yzdendir.
slmn yayl srecinde Hz. mer radyallh anhn krknc Mslman olarak
ihtidasyla Mslmanlarn mmet olmas anlamldr. Burada Hz. mer ile asgar
krk kiiden oluan mmet, ayn zamanda millettir. Ktb-i Sittede geen bir
hadis de bir Mslmann vefatndan sonra krk kiilik mmetin tezkiyesinin
nemini ifade eder: Bir Mslman lr de cenaze namazn Allaha irk
komam krk kii klarsa, Allah onlarn cenaze hakkndaki dualarn kabul eder
(el-Mttak 2004). Trkedeki Biz krk kiiyiz, birbirimizi tanrz sz de bunun
bir ifadesi saylabilir.

10

el-Imd 2007: III/158. slmda cemaatin itima ve siyas boyutlar ve Kurn- Kermde geen ia, taife, kabil,
hizb, airet gibi cemaat trlerinin tanmlar iin es-Seyyid 1993, ayrca Durmu 2006.

83

Bedri Gencer

Drdncs, coraf cemaattir. Bundan kast, asgar krk kiiden oluan


cmi cemaatinin ayn zamanda coraf dediimiz ky ve mahalle halkn
oluturmasdr. Bu, Batya zg mabette ibadet iin toplanan cemaat olarak
congregation ile mabedin etrafnda konumlanm topluluk olarak community
ayrmn hie sayar. Burada cemaat, hem cmi, hem ky ve mahalle halkn
belirtir. Osmanlda mahalle Ayn mescitte ibadet eden cemaatin aileleriyle
birlikte yerletii ehir ksm olarak tarif edilmitir (Ergen 1984: 69, Kazc 1982,
Ak 2014). yle ki bir mahallede birden fazla cmi bulunduu takdirde fazla
cmilere mahallesiz kayd dlrd (Beydilli 2001: 5-6). Bu yzdendir ki
mahalle adn, cmiden veya yaptran ahsn isminden alrd; Ah elebi Camii
Mahallesi, Akemseddin Mescidi Mahallesi gibi.
Beincisi, kll cemaattir. slmda mezhepler tarihi asndan ehl-i snnet
ve cemaat deyimi, lik karsnda Mslmanlarn ounluunu ifade iin
kullanlr. Ancak mutlak anlamda kullanldnda cemaat ile btn slm mmeti
kasd edilir (Zaman 1997: 54).
Muhafazakrln Asl Anlam

84

Ehl-i snnet ve cemaat deyiminin tahlili ile cemaatin tarifi de ortaya


km olmaktadr. slm cemaati, ancak snnet/tasavvuf ve cemaat/cmi-temelli
olabilir. Nitekim btn slm mmeti/cemaati, Mescid-i Nebden domutur. Bu
noktada snnet ile cemaat ilikisini anlamak iin snnetin itikad boyutunu ifade
eden ve bazen mteradif kullanlan millet kavram hakknda Elmall Hamdi Yazr
(1979: I/483-85)n ehristnden naklen verdii aklamaya bakmakta fayda
vardr: Din, eriat, millet denen eyler haddi zatnda ayn eydirler, fakat itibaren
ve mefhmen her biri bir haysiyetle tefrik olunur. tikad haysiyetle din, amel
haysiyetiyle eriat, itima haysiyetiyle millet denir. Filvki itikad edilen ne ise esas
itibariyle amel edilen odur. Amel edilen ne ise esas itibariyle itim edilen de
odur. Binaenaleyh millet, bir heyet-i itimaiyenin etrafnda topland ve
zerinde yrd, tabir-i harle rh- itimasinin tbi olduu ve cism-i
itimasinin merbt bulunduu mebdi-i hkime ve tarikat-i meslkedir.
Dinin varlk sebebi insan, yani cemaattir; ancak cemaat, snnetle kurulur
ve iler. Buna gre millet/snnet, bir cemaatin ruh ve cisim (kltr ve yap) olarak
sosyal bedeninin bal olduu hkim ilkeler ve izlenen yoldur. Millet dinde
birleilen (mebdi-i hkime), snnet izlenen yoldur (tarikat-i meslke);
Hristiyanlkta ortodoksi denen millet marifetullhn, ortopraksi denen snnet ise
tatullhn kalbdr. Bununla birlikte ehl-i snnet itikad deyiminde olduu gibi,
geni mnda kullanldnda snnet milleti de kapsar (el-Medhal 1432: 54). bni
Haldunun tabiriyle, ehl-i millet=snneti bir arada tutacak asabiye, millet=snnete
ballktan doar. Bu anlamda snnet ve cemaat kavramsallatrmas, slma has
olmaktan ziyade evrenseldir. Mesela ehl-i snnet ve cemaat kavramlarnn kadim
siyim cemaatinde olduu gibi Yahudi, dahas pagan kltrlerde bile kullanld
grlebilir (Schofield 2009: 113).

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

Ancak Batda ortodoksi/millet ile ortopraksi/snnet fiilen kalmad iin


Max Weber, cemaatin normatif esasn izahda zorlanr (Albert 2000: 75). Sekler
sosyolojik cemaat tariflerinde millet, anlam-paylalan deerler, snnet ise
kltr=hayat tarz deyimleriyle karlanr (Mason 2000: 19-26, Cohen 2001: 1920). Gezi Vakasnda olduu gibi insanlar birletiren snnet kavramnn yerini
yeni gelitirilen ereve (frame) kavram alr. Dinin insanlar birletiren normatif
boyutunun bilisel inan yerine snnet mnsnda ereve kavramyla anlatlmas,
dindarln ilim ile amelin birletii kolektif tecrb karakterinden dolaydr.
ereve, bir sosyal harekete vcut veren duygusal ve dank tepkiler rntsn
anlam ve yorum salayan bir ideolojik emaya balar (Benford 2000).
slm geleneinde snnete itisam (yapma) kavramnn belirttii gibi,
z, evrensel anlamda muhafazakrlk, modernizme kar snnet ve cemaatin
mdafaas demektir. Nakibendlik ve ona bal Mceddidiliin nderi mam-
Rabbn, bu anlamda slmda snnet ve cemaat-temelli muhafazakrln
bayraktar saylabilir. Mceddid-i Elf-i Sn (kinci Bin Yln Mceddidi) denen
mam- Rabbn Ahmed Sirhind (1564-1624), kozmopolitanizme kar
komnalizme verdii ncelikle Gazlnin formle ettii eriat-merkezli din
anlayn daha ileriye gtrerek tarikat-, snnet ve cemaat-merkezli bir slm
anlayna dntrm, Mescid-i Nebden doan slm mmetini cmi-merkezli
Mslmanla dnmeye armtr. ada slm dnyas bakmndan Hlid
Badd, Trkiye bakmndan da Ahmed Gmhnev ikinci mam- Rabbn
saylmtr (Gencer 2014b). 1875te on alt odal bir ev ile bir tekke ekleterek vakf
ettii Fatma Sultan Cmiinde balatt irad ve ihy hareketiyle Gmhnev
hazretleri, ada Trkiye ve slm dnyasnda otantik snnet olarak slmn
yaatlmasnda ana ilevi gren Mslman cemaati kurmutur.
Thomas S. Eliot, Batda bu otantik anlamda muhafazakrln bayraktar
saylabilir. Snnet ile cemaati Edmund Burke gibi nc muhafazakrlarn
savunduu gelenek ile devletten net bir ekilde ayran Eliot, ortodoksi kavramyla
ifade ettii snnetin organik bir Hristiyan cemaatte temellendirildii bir ihy
hareketini savunmutur.11 Burke ve Cevdet ile Gmhnev ve Eliot gibi
muhafazakrlar arasndaki bu ihtilafn temelinde meden/siyas perspektif ihtilaf
yatar. Burke ve Cevdet gibi siyas muhafazakrlar, bir siyas topluluk, medine-i
mnevvere olarak grdkleri lkede slh savunurken Gmhnev ve Eliot gibi
hars muhafazakrlar bir meden topluluk, drus-snne olarak grdkleri lkede
11

Through the shared rhetoric of cultural revival, Eliot and other thirties intellectuals (not all of them
conservatives) laid claim to national heritage in the name of a resurgent myth of organic community. But as Louis
Menand notes, Eliots increasing commitment to a religious version of orthodoxy and tradition carries him
beyond the bounds of the Burke-Coleridge organicist lineage, to a point where supernatural stability eclipses
natural growth. It is precisely Eliots central notion of Christian eternity that marks his Englishness as a nativism
rather than a nationalism. Redeemed or nonmechanical temporalities do not correspond to the life of a modern,
pluralist nation, which, as Benedict Anderson and Homi Bhabha have argued, requires the empty homogenous
time of secular modernity. Eliots late writing on temporality provides a crystalline example of the rhetorical
process that Bhabha describes as the teleology of progress tipping over into the timeless discourse of
irrationality. Eliots England, then, is not a nation but a community of belief that displaces nationhood while
claiming its name and its territory (Esty 2003: 126, Asher 1998: 89-92).

85

Bedri Gencer

ihyy savunurlar (Gencer 2011, 2013a, 2015). slm hareket, geleneksel sivil
anlamda tasavvuf ve cmi sayesinde snnet ve cemaate dayal Mslmanl
yaatma, ihy hareketi anlamna geldii halde amzda siyas slm da denen
slmcln pratik boyutu olarak slm devleti kurma mcadelesi eklinde siyas
ideolojik bir anlam kazanmtr.
amzda Thomas Eliotun bir din-hars muhafazakr olarak savunduu
cemaat kavram, Robert Nisbet tarafndan sosyolojik bir ereveye
oturtulmutur. Sosyal teoride Tnniesin gndeme getirdii organik cemaat
perspektifini srdren Nisbet, 1953 ylnda yaynlad The Quest for Community
adl eseriyle Robert Bellah, Peter Berger gibi din sosyologlar tarafndan tasvir
edilen ferdiyetilikle yabanclam modern topluma kar snnette temellenen
organik bir cemaat anlayn savunmu, bylece snnet ve cemaatin mdafaas
olarak muhafazakrl ideolojik bir tavrn tesinde sosyolojik bir temele
oturtmutur (Kirkpatrick 2008: 62-136, Nash 2009: 319-21, Arthur 2002: 25).
Nomisizmden Mesiyanizme

86

Geleneksel cemaatlerin cemaat ad altndaki modern cemiyetlere


dnmesi, din sosyolojisinin ana inceleme konularndan biridir. Dinden kopu,
dindarln terki eklinde bir seklerleme anlay, uzun sre ada din
sosyolojisine hkmetmitir. Ancak aslnda inanszln da bir inan olduunu
anlatan inanszlk paradoksu deyiminin de belirttii gibi beerin tabiat
itibariyle byle bir mutlak kopuun imknszl anlalnca seklerleme sonutan
ziyade sre olarak grlr olmutur. Seklerleme, sre olarak dindarln
dnm, sonu olarak dinden kopu ise, modern cemiyetler, sonu olarak
geleneksel cemaatlerden kopu olsalar da sre olarak onlarn dntrlmesi
olarak belirir.
Cemaatin asl yap ve ilevini gsterdikten sonra ada slm dnyasnda
snnet cemaatinden kltr cemiyetine olarak adlandrdmz ideolojik ve
sosyolojik dnm srecini inceleyebiliriz. Bu incelemede cemaatlerin
dnmn belirleyen tedeyyn, a, lke ve belde olarak drt parametre
esas alnabilir. Tedeyynden kast, eriat veya tarikata vurguya gre deien din
anlaylar, adan kast, seklerletirici ulusal devletler a, lkeden kast,
Trkiye gibi lkelerin slm dnyasndaki zgl konumlar, beldeden kast ise
ky/ehir diyalektiidir. Bunlardan ilk ikisi cemaatlerin ideolojik, dier ikisi ise
sosyolojik dnmnde rol oynayan parametreler saylabilir.
Cemaatlerin snnetten kltre gei dediimiz ideolojik dnmnde
rol oynayan parametreleri belirleyen nomisizmden mesiyanizme gei
dediimiz paradigmatik deiim, Fransz htilali ile gelmitir. Bizim ayrmmza
gre (Gencer 2014a: 618), ercilik anlamna gelen nomisizm, nomos=eriat denen
ilh yasaya dayal bir imtihan diyalektiince kurtulu, mesiyanizm ise hayat
erteleyerek gelecek bir kurtarcnn kuraca adada dini yaama anlayn ifade
eder. 1789 Fransz Devrimi, cemaatin -topik- cennete, bir asr sonra gerekleen

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

1840 Sanayi Devrimi ise, cemaatin cemiyete feda edilmesini belirtir. Dolaysyla
ister cennet gibi din, ister cemaat gibi itima deyimlerle anlatlsn, Marxda
zirveye kan, insann kayb ettii yuvasna yeniden kavumaya ynelik bir karmesiyanizm/topizm, yeniden cemaleme zlemi, ulus-devletleri ann
doasnda meknzdur. Derecesi deien mesiyanizm/topizme bal olarak
ada szde-cemaatlerde bir seilmilik ve tekiletirme eilimi grlr. Bu
durumda onlarn shhat ve ilevsellik derecesini bugnle yarn arasndaki gerilim
belirler. Mesele, bugn yaama ile yarn kurma kayglarndan hangisinin ar
bastdr. Bugn yaama kaygsnn ar basmas, otantik cemaleme, yarn
kurma kaygsnn hkimiyeti ise cemalemeyi glgeleyen rgtlenme eilimini
glendirir.
Bugn yaama kaygs, ilm-i hl deyiminin de belirttii gibi insann
yaad halden sorumluluunu ngren geleneksel din uura dayanr. Bu
bakmdan tasavvuf eitim, Dem, bu demdir anlayna dayanr. Seyyidllemn aleyhis-salt ves-selmn garipler hadisinde haber verdii zere
drus-snnenin kaybedildii, snnetin and gurbet anda da otantik
cemaati yaatma midi hep var olacaktr. ada slm dnyasnda Ahmed
Ziyeddn Gmhnevnin at rda otantik Mslman cemaleme, Nakibendlik ve zellik tarafndan srdrlmtr.
ada slm dnyasnn en nemli slm hareketi olan hvn- Mslimn,
benzer ekilde gen yata baland zel tasavvufu ann artlar uyarnca
Suriyedeki Cemleddn Ksm gibi selef tarzda tadil eden Hasan Benn
sayesinde snnet (tasavvuf) ve cemaat (cmi) temelli bir hareket olarak kmtr.
Muhammed brahim irbeyn Sakr (2014)n eseri, Bennnn ahsiyetindeki
tasavvuf dncenin roln mufassalan gsterir. Msrda cmi cemaatine on
dakikay geemeyen samim konumalar bazlarnn tepkisiyle karlanca Benn,
genlerin devam ettii kahvehanelerde irad ve teblie yneldi. Onun dorudan
slm-nebev sivil toplum olarak drus-snneti hedef alan eserlerinde chiliye
veya drul-harb gibi deyimlere dayal radikal bir syleme rastlanmaz. O, hvn-
Mslimnin liderliini ifade eden mrid-i mm (genel mrid) deyiminden de
anlalabilecei gibi, slm dnm srecinde irad ve teblie dayal siviltasavvuf bir metodu esas almt.
Cumhuriyet devrinde stanbul-merkezli ana Nakibend cemaat de
otantik cemaat tanmna uyar. skenderpaa, Erenky ve smailaa cmilerinden
isimlerini alan Nakibend topluluk, snnet (tasavvuf) ve cemaat (cmi)-temelli
otantik cemaatlerdir. Gnmzde tarikat ile cemaat kavramlarnn birbiriyle ska
kartrlmas, tarikatn daha genel olduu, Nakibendlik gibi bir tarikatn
mteaddit cmi-temelli cemaatlere dnebilecei gereinden habersizlikten
kaynaklanr (aha 2011, Gnay 2010). Osmanlda mahallenin Ayn mescitte
ibadet eden cemaatin aileleriyle birlikte yerletii ehir ksm olarak tarifi de bu
sosyolojik gerei ortaya koyar. Bu tanma uymayan oluumlar ise modern
cemiyet/rgt tanmna uyar. Modernleme srecinde snnet ve cmi-temelli

87

Bedri Gencer

otantik bir cemalemeyi baarma aczi, zorunlu olarak bir rgtlenme arayna,
bu ise nce snnetten kltre diyebileceimiz bir ideolojik dnme yol aar.
Snnetten Kltre: Cemaatin deolojik Dnm
Din yolu snnet, snnet yolu tasavvuf olarak ifade ettiimiz nebev
tedeyyn forml uyarnca, Osmanl klasik devrinde Halvetlik, son Osmanl ve
Trkiye devrinde de Nakibendlik, tesennn diyebileceimiz snnliin ana kanal
olmutur. Ancak amzda Trkiyenin de dhil olduu slm dnyasnda ulusdevletleri ynndeki siyas modernlemenin devletin temeli olan eriatn aleyhine
ileyen seyri, eriatlk olarak slmcln douuna, slmclarn eriata vurgusu
ise tabiatyla tarikata tepkiye yol at. Grnte slmclarn tepkisi, dinde
tutulan yol=snnet deil, snnette tutulan yol=tasavvuf ekol mnsnda
tarikata idi. Tasavvufa tepki, Mustafa Sabri, skilipli tf, Ermenekli Saffet, Said
Nurs, Ms Kzm, zmirli smail Hakk gibi II. Mertiyet devri ulemsnn genel
bir tutumuydu (Gencer 2014a: 323).

88

Bu tutumun arkasnda tarikatlarn ok nceden balayan yozlamas kadar


elden gitmek zere olan eriatn ncelii kaygs ve ardndan Cumhuriyet
devrindeki bask gibi makul gerekeler vard. Bu nesil iinde Ahskal Ali Haydar
Efendi gibi nceleri tasavvufa tepki gstedii halde sonradan eyh olanlar bile
vard. Ancak nesli iinde muhtemelen sadece Nurs, Bu zaman tarikat zaman
deil, iman kurtarmak zamandr; Risale-i Nur meslei, tarikat deil, hakikattir,
zaman, cemaat zamandr szleriyle klasik tedeyyn formlnden bir kopuu
haber veriyor, dahas tarikata kar tarikat rn ayordu.12 Abdlhakm
Arvas ile Said Nurs arasnda ahs gibi gsterilen ihtilaf, aslnda bu din
anlaylarnn ihtilafndan kaynaklanyordu.13
12

13

imdi en mhim tekkeler ehli, ehl-i tarkattr. Btn kuvvetleriyle Nur Risalelerini nurlandrmalar ve sahip
kmalar lzm ve elzemdir. imdiye kadar ben yalnz iman hakikatini dnp Tarkat zaman deil, bidalar mni
oluyor. dedim. Fakat imdi, snnet-i Peygamber dairesinde, btn on iki byk tarkatn hulsas olan ve
tarklerin en byk dairesi bulunan Risale-i Nur dairesi iine, her tarkat ehli, kendi tarkat dairesi gibi grp
girmek lzm ve elzem olduunu bu zaman gsterdi (Nurs 2011: 37, 39, 382).
Canl 2010: 436-42. Abdlaziz Bekkinenin deerlendirmesi, Trkiyede ehl-i snnet ve cemaat denen Mslman
kitlenin gvdesini tekil eden Nakibendiliin Said Nursye bakn zetler. 25 ubat 2015 aramba tarihinde
stanbul Fatihteki evinde cihazla kayda alnm grmemizde damad Osman Nuri atakl, genlik yllarnda Said
Nurs hakknda ne dndn sorduu eyhi ve kaynpederi Bekkine hazretleri ile aralarnda u diyalogun
getiini syledi: -Efendim, Said Nurs hoca mdr (yani ulemdan mdr)? Hayr. Evliydan mdr? Hayr. Peki,
yleyse nedir? Kuvvetli bir mantkdr. Nitekim bizzat Nursnin entelektel meslei hakkndaki beyanlar bu
kanaati teyid eder: Krk elli sene evvel Eski Said, ziyade ulm- akliye ve felsefiyede hareket ettii iin, hakikatlhakike kar ehl-i tarkat ve ehl-i hakikat gibi bir meslek arad (...) Eski Said ilm-i hikmet ve ilm-i hakikatin ok derin
meseleleriyle megl olmas ve byk ulemlarla derin meseleler zerinde mnazaras ve medresenin yksek
derslerini gren eski talebelerinin fehimlerinin derecesine gre yazmas ve Eski Saidin de terakkiyt- fikriye ve
kalbiyesinde, yalnz kendisi anlayacak bir surette, gayet ksa cmlelerle ve gayet muhtasar bir ifade ile uzun
hakikatlere ksa kelimelerle iaretler nevinde o mecmuay yazd iin, bir ksmn en mdakkik limler de zorla
anlayabilir (...) Hem Risale-i Nur, hkem ve ulemnn mesleinde gitmeyip, Kurnn bir icz- mnevsiyle, her
eyde bir pencere-i mrifet am; bir senelik ii bir saatte grr gibi Kurna mahsus bir srr anlamtr ki bu
dehetli zamanda hadsiz ehl-i inadn hcumlarna kar malup olmayp galebe etmi (Nurs 2007: 2-3). Ben sof
deilim (...) Mesleimiz tarkat deildir (...) nk ehl-i velyetin amel ve ibadet ve slk ve riyzetle grd
hakikatler ve perdeler arkasnda mhede ettikleri hakik-i imaniye, aynen onlar gibi, Risale-i Nur, ibadet yerinde,
ilim iinde hakikate bir yol am; slk ve evrd yerinde, mantk burhanlarla ilm hccetler iinde hakikatlhakike yol am; ve lm-i Tasavvuf ve tarkat yerinde, dorudan doruya lm-i Kelm iinde ve lm-i Akde ve Usl-

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

Bilindii gibi din, ebvb- erbaa denen eriat, tarikat, marifet, hakikat
olarak drt boyuttan oluur. Bunlar, sanld gibi dinde alternatif deil,
mteselsil kaplardr; yani birinden geilmeden dierinden geilemez. Niha hedef
olan Hakka giden yol hakikat, hakikate giden yol marifet, marifete giden yol
eriat, eriate giden yol ise tarikattr. Din, ancak bu drt ayak zerine oturan veya
drt kapyla girilen muhkem bir bina gibidir. Hatta tarikat, bu yapnn ana
ayadr. Zira Din yolu snnet, snnet yolu tasavvuf olarak formle ettiimiz
gibi, tarikat kelimesinin, hem din, hem snnette tutulan yol olarak ift
mns, bu nemi gsterir. Bu drt boyutlu hiyerarik tedeyyn, niha olarak ilah
hidayet ve vehbe bal uhrev kurtuluun ancak dnyev kesbe bal olduu,
bizim tabirimizle nomisistik (erci) din anlayndan kaynaklanr. Nomisizmin
zdd ise mesiyanik din anlaydr. u halde amzda saysz rnei grld
gibi, tarikatsz bir hakikat anlayna dayanan bir din hareketin mesiyanik bir klte
dnmesi kanlmazdr. Bunlar, grnte snn olsalar bile srekli baka riskli
mesiyanik hareketlerin kayna olarak hizmet grrler.
Dinlerde din/dindar kavram iftinin snnet/cemaat olarak ifade edildiini
belirtmitik. Dolaysyla eriat/tarikat (snnet) ilikisi, mazruf/zarf ilikisine
benzetilebilir; zarf olmadan mazruf korunamayaca gibi, tarikat olmadan da
eriat korunamaz; zellikle snnetin mertebeleri dikkate alndnda. 14
nandklar gibi yaamayanlar yaadklar gibi inanrlar sznn belirttii ve
bilahare bizzat Nurs (2011: 383)nin Hem ehl-i tarkatn en gnahkr dah abuk
dinsizlie giremiyor, kalbi malup olamyor diye itiraf ettii gibi, iman ancak
nebev dindarlk kalb olarak snnetle korunabilir. Berbehrden
Gmhnevye, bni Teymiyeden bni Kemale btn slm limlerinin beyan
ettii, eriatn tecessm ettii din olarak snnetin yolunun tasavvuf olduu
gereini (el-Akl 2001: 23), amzda Osman Bedreddin Erzurum (1858-1924)
yle ifade eder: Zamanmzda tarikat farz- ayn gibidir. Zira insan, tarikat
olmazsa slmiyetini muhafaza edemez. Mesel haram bir Ermeni maln alan
gnahkr olur. Fakat hell diye alrsa kfre girer ve haberi bile olmaz (Kksal
2002: 132).
Burada eriat/tarikat (snnet) ilikisi, Lakatosun bilimsel aratrma
programlar iin yapt deimez kat ekirdek/deiebilir koruyucu kuak
ayrmyla anlalamaz (Taslaman 2011: 69-73). Zira tecdid-i din ile ihy-i
snnet, muhyid-dn ile muhyis-snne deyimlerinin birbirlerinin yerine

14

Din iinde bir velyet-i kbr yolunu am ki, bu asrn hakikat ve tarkat cereyanlarna galebe alan felsef
dalletlere galebe ediyor, meydandadr (Nurs 2011: 13, 100).
Tabinin byklerinden olan Abdullah b. Deylem -Allahn rahmeti zerine olsun- yle demitir: Bana ulatna
gre dinin gitmeye balamas snneti terk etmekle ortaya kar. Yine o yle demitir: Bir halatn tel tel gitmesi
gibi, snnet te birer birer gidecektir. Hasan Basr ve Sfyan Sevr -Allahn rahmeti zerlerine olsun- yce Allahn:
Sonra biz seni dinden bir eriata sahib kldk. Sen de artk ona uy (el-Csiye, 45/18) yetine Snnet zere kldk
diye anlam vermilerdir. Mekhl -Allahn rahmeti zerine olsun- (-113 h.) de yle der: Snnet iki trldr.
Birincisi alnmas farz, terki kfr olan snnet, dieri alnmas fazilet, onu brakp bakasna ynelmek ise harec
(gnah) olan snnettir. bni Teymiye -Allahn rahmeti zerine olsun- yle der: Snnet, eriatn kendisidir.
Snnet Allah ve Raslnn din olmak zere ter ettikleridir (el-Akl 2001: 22-23).

89

Bedri Gencer

kullanlmasndan da anlalabilecei gibi, slmda her iki sfer de bizzat din olarak
adlandrlmtr. Dinin eriat boyutu, Allah-Kul ve Kul-Kul aras ilikileri dzenleyen
amel, millet boyutu ise iman kurtarma tabirinin belirttii akidev hkmleri
ihtiva eder. Ehl-i snnet ve cemaat akidesi tabirinin belirttii gibi, genelde
tarikat denen snnet, her ikisini kapsayan nebev tedeyyn tarz, nebev tedeyyn
tarz ise mmet iin bizzat dindir.
Snnet, eriatn hem hkmler denen hkm boyutunun, ekl gvdesinin,
hem edepler denen hsn boyutunun, ahlak znn tatbik tarzdr. Osman
Erzurum hazretlerinin rneinde eriatn ekl gvdesinin, Abdlaziz Bekkine
(1895-1952) hazretlerinin tutumunda ise eriatn ahlak znn talimi bakmndan
tasavvufun nemi belirtilir. Sevenlerinden birinin ifa bulmas midiyle alkolik bir
adam kendisine getirmek iin izin istemesine Bekkine yle karlk vermitir:
Buraya herkesi getirebilirsiniz, alkolik birini, hatta kfiri de getirebilirsiniz. Ama
sadece kibirliyi getirmeyin, nk kibirli, eytana satlm kii demektir (Erverdi
1992 179). Bu yzden Nakibend eyhlerinden Esad Erbil, genliinde kendisine
intisab eden Nursye tasavvufa dayanmayan bir slm hareketin muvaffak
olamayaca uyarsnda bulunmutu.15

90

Bununla birlikte Abdlhakm Arvas (1865-1943), stanbula geldii 1919


ylnda yzlerce tekkenin bulunduu ehirde yozlamam tek tekke olarak
Gmhnev Derghn grdn syleyecekti. Ayrca daha geen asrda
Kuadal brahim Halvet (1774-1847), tasavvufun yozlam tekke ortam ve
merasiminden kurtarlmas gerektiini savunmutu. Bu sre, tekke, zaviye ve
trbelerin 30 Kasm 1925 tarihinde kapatlmasyla sonuland. Ondan sonra
Gmhnev mektebinden Abdlaziz Bekkine ve Zahid Kotku gibi eyhler, tekke
dnda evlerinde tasavvuf irad srdrmlerdi. Burada gaye, tasavvuf
sayesinde snnete dayal cemaat hayatn srdrmekti; tasavvufun
sivilletirilmesi, icabnda onun tekke formalitesinden kurtarlmas demekti;
snneti retecek tarikat disiplininden deil.
Ancak gurbet anda onlarn abas yetersiz kalm ve modernleme
snnetin, seklerleme de tasavvufun aleyhine ileyerek snnetin yerine kltr,
tasavvufun yerine ruhaniyet anlayna vcut vermitir. amzda Batdan
gelerek reva bulan medeniyet kelimesi lafzen civility=politeness=ehirlilik (db)
anlamnda snnetin paras ahlak bir fazilete delalet eder. Medeniyet, medinelilik
demektir. Sahbe-i kirm rdvnullhi aleyhim hicretten sonra Medine-i
Mnevvereye Drul-Hicre ves-Snne demitir. Bu, medeniyet=medineliliin
snniyet=snnlik, snnete uygun dindarlk demek olduunu gsterir; nebev
tedeyyn kalb olarak bizzat snnet deil. Trkede yanllkla medeniyet

15

Talebelerinden Abdurrahman Cerraholu, Nursden yle nakl eder: Bundan krk yl kadar evvel eyh Esad
Efendi bana geldi: "Kardeim Said, tuttuun bu yolu tarikatla birlikte devam edersen zamann imam veya reisi
olursun' dedi. Cevaben dedim: Kardeim, yle bir zaman gelecek ki, iman det kabilinden sallantda olacak. Biz,tarikat bir tarafa- hepimiz bugnden tezi yok iman hccetlerin gnllerde yerlemesi iin birleirsek o zaman en
faydal, en lzumlu vazifemizi yerine getirmi oluruz (ahiner 1993: 244).

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

(civility) denen medenileme (civilization) ise, modernleme srecinde beer


tedeyynn dinletirilmesi, pratiin normatifletirilmesi, snniyetin snnetin
yerini almas demektir; Bektnin, Ben abdestsiz namaz kldm, oldu demesi
gibi.
Bu noktada medeniyet/kltr ayrm gndeme gelir. Katolik
Hristiyanlkta teoloji ile tradisyon (gelenek), dinin eriat ile tarikat denen
ilm ve amel boyutlarna tekabl eder. Teoloji ile tradisyon, seklerleme
srecinde Fransada ideoloji ve sosyoloji ile medeniyet, Almanyada ise
dnyagr ile kltr kavramlarna dnt. Hatta Hak ile batln mcadelesi
denen din-ii ve din-aras inan mcadelesi, Kulturkampf olarak ifade edildi. Bu
bakmdan medeniyet ile kltr kavramlar, zt ve hiyerarik olarak iki tr iliki
iinde grnrler. Birincisi, bunlar, Katolik ve Protestan dnyada snnetin zt
sekler karlklar olarak domulardr. kincisi, XX. asrda medeniyet kavramnn
evrensel bir hkimiyet kazanmasndan sonra tmel ve genel kltr olarak
medeniyet ile medeniyetin tikel ve manev boyutu, dn tarz olarak kltr
arasnda ast-st ilikisi kurulmutur. Bylece medeniyet/kltr ayrm,
hikmet/snnet ayrmnn sekler alternatifi olarak domutur.
Snnet/tasavvuf ve cemaat/cmi-temelli olamayan ada Mslman
cemaatlerde seklerleme, kltr kavramnn snnetin yerini almasyla kendini
gsterir. man kurtarmann ncelikli hedef olarak alnmas, giderek tesennn
uurunun anmasna, snnet=ftrata uygun yaay tarzndan uzaklamaya yol
aar; imann riske girdii bir zamandayz diye snnetler lks ve formalite
grlmeye balar. Burada snn-tasavvuf dem bu demdir anlay yerine gizli
topyaclk olan hayat erteleme anlaynn izleri grlr. slm/snneti bir gn
hakkyla yaama zlemiyle nikh, sark, sakal gibi slmn iarlarndan saylan
snnetler terk edilir.16 Daha vahimi, bu tr cemaatlerin mensuplar bu konularda
Peygamberin snneti yerine fiilen liderlerinin snnetine tbi olurlar.
parmakla yemek yeme gibi seilen sembolik rneklerle snnete pejoratif bir
anlam yklenir (Taslaman 2011: 148-150). smet zel (2010: 31) ise tam aksine
bunun niteliini Snnlik ile szde-Snnlii (fundamentalizm) birbirinden ayran
bir rnek olarak alr: imdiki fundamentalist Filistin atks sarp molotof kokteyli
atyor, parmakla yemek yemiyor. Bence fundamentalizm parmakla yemek
yemektir, ama bakalarna gerekten keke ben de byle yemek yesem
dedirtecek tarzda yemektir. Zrh olan snnetin terkinin kanlmaz sonucu ise

16

Taslaman 2011: 144-150. slmda nikh yannda erkekler iin sark, kuvvetli snnettir. Kadnlar iin sa, erkekler iin
de sakal, ayn zamanda organ anlamnda ftr bir znet (ss) sayld iin ikisinin kesilmesi de msle (organn
kesilmesi) olarak mmetin icmyla haram saylmtr. Hatta slm limleri, bir kimsenin zorla sakaln kesenin tpk
elini kesmi gibi uzuv diyeti demek zorunda olduuna hkm etmilerdir. Kesmek haram olduu iin eskiden
sakalsz biri, deil lim veya mceddit, adam bile saylmaz, ahitlii kabul edilmez, selam verilmezmi. Trkedeki
Sakalmz yok ki szmz dinlensin sz, genelde espri zannedilir. Hlbuki buradaki sakalszn sznn
dinlenmemesi, ahitliinin kabul edilmemesi anlamndadr. Byk mfessir Zemaher (2012: I/388), el-Kef
isimli tefsirinde Erkekler kadnlar zerine hkimdirler mealindeki Nis 34. yetinin tefsirinde sakal ve sar
(imame) erkeklerin stnlnn gstergesi olarak bildirir.

91

Bedri Gencer

umulann tam aksine imann daha da krlgan hale gelmesiyle medeniyet


syleminde tecessm eden seklerizme teslimiyettir.
Snnet ftr bir davran ls iken, kltr ve medeniyet, iine ne atlrsa
alacak estetik bir uval gibidir. Snnette bir dereden bile abdest alrken suyu
tutumlu kullanma eklinde ls verilen adalet gibi deerler kltrde lsn
kaybetmi, insanlar bu soyut deerler peinde glgesini kovalar hale gelmitir.
mann selameti, kardelik uurunun hkimiyeti, insanla hizmet, erdemli bir
toplum tasars vs. gibi her ho ve bo ideal, medeniyet syleminin paras
haline gelir; sevgi, adalet, vakf, kitap medeniyeti gibi medeniyete nispet edilen
bo deyimler birbirini kovalar. Bu durumun farkna varanlar, hakl olarak
medeniyet kavramnn suyunun karlmasndan yaknrlar (Kkkrtl 2014).

92

slmclk ile muhafazakrln dnm tarzna bakldnda snnetten


kltre gei sreci daha iyi grlr. slmclk modernizmin, snn(ci)lik ise
muhafazakrln zel adlardr. Burada snn-lik ise snn-cilik arasnda
gzettiimiz nans sebepsiz deildir. Trkedeki muhafazakrlk kelimesinin
belirttii zere snn-lik, snnete ballk olarak ahs etik bir tutumu ifade
ederken ngilizcedeki conservatism kelimesinin ism/-clk kalbnn belirtii
zere snn-cilik, bid-cilie (modernizm) kar ideolojik bir tutumu ifade eder.
Osmanlda ada olan emseddin Sivs, snnlik, Muhammed Birgiv ise
snncilie temsil rnekler olarak verilebilir. Dahas snnciliin bile etik ve
ideolojik damarlar ayrt edilebilir. Birgiv rneinde olduu gibi snneti savunan
onu hakkyla yayor, snnlik ile snncilik birbirini tamamlyorsa, bu darya kar
ideolojik olsa da znde ahlak, aksi halde saf ideolojik bir tutumdur. Buna gre
ksaca apolojetik denen ilim ile amel, yaama ile savunma arasndaki ahlak ak,
ideolojikliin kriteri olarak alnmaktadr.
amzda slmcln savunduu eriatn yerini ideoloji (olarak slm)
alrken muhafazakrln savunduu snnetin yerini ise kltr almtr.
Medeniyet/kltr, snnetin sekler karl olduuna gre snnetilik otantik
din muhafazakrlk, medeniyetilik ise sekler muhafazakrlk demektir (Gencer
2013b). Batda daha ziyade medeniyet, Katoliklik, kltr ise Protestanln
benimsedii din anlayn ifade eder (Lepenies 2006, Hart 2000). Tanzimatta
Katolik Batnn merkezi Fransa, Cumhuriyet devrinde de Protestan Batnn
merkezi ngiltere ve Amerikadan etkilenerek Batllama yoluna girdii iindir ki
Trkiyede medeniyet ve kltr kavramlarnn her ikisi de snnete alternatif
olarak reva kazanmtr.
Hkim Bat, Protestan Batdr. Dolaysyla snnet yerine Katolik Batnn
rn de olsa medeniyet ile kltr kavramlarnn revac, slmn
Protestanlatrlmas, daha dorusu Protestan slm anlaynn tervici demektir.
Bizim gsterdiimiz gibi slm dnyasnda Protestan slmn bayraktar
Cemleddn Afgn olmutur (Gencer 2014a: 323). slm dnyasnda snnet
cemaatinden kltr cemiyetine geiin ncs olan Afgn, hem snnet yerine
kltr, hem cemaat yerine rgt anlayn getirmitir. Gmhnev yerine

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

Afgnden ilham alan cemaatler de onun yolunu izleyerek snnet ve cemaat


yerine kltr ve rgt anlayna kaymlardr.
Tasavvuftan Ruhaniyete
nsann yaratl gayesi, dinin eriat, tarikat (snnet) ve hakikat boyutlarna
tekabl eden ftvvet, uhuvvet ve mrvvete ulaarak ahlak-manev kemal
srecini baarmak, Allahn ahlakyla ahlaklann hadisinin belirttii zere
tahalluktan tahakkuka geerek kendini gerekletirmektir. Dolaysyla her
din/anlay, insann bu ftr tahalluk ihtiyacna cevap verecek, tahakkuk gayesine
hizmet edecek bir terbiye (eitim) ve irad (rehberlik) kanal salar. Tasavvuf,
insann tahalluku baarmasn salayacak terbiye ile tahakkuku baarmasn
salayacak irad ilevlerini gren otantik kanaldr. Snnet-temelli din anlay
tasavvufu gerektirdii gibi, kltr-temelli din anlay da ruhaniyet (spirituality)
denen sekler terbiye ve irad kanaln gerektirir; snnetin kanal olarak
tasavvufun yerini kltrn kanal olarak ruhaniyet anlay alr.
Tarikat disiplininden ve dolaysyla tasavvuf olmaktan karlm bir
ruhaniyet anlay, mslim veya gayr-i mslim, btn modern cemaatlerde
grlebilir. Weber (1978: 452), congregation (gemeinde) hiss-din bir cemaat
olarak tanmlar. Cemaleme, bir manev-hiss ba, bu da geleneksel tasavvuf,
sekler ada ise ona alternatif kan sekler mistisizm olarak ruhaniyet
tarafndan salanr. Edward R. Canda, dindar veya dinsiz, evrensel anlamda bir
ferdin kendini gerekletirmesine yarayan ruhaniyet ile cemaatin snneti
arasndaki farklla iaret ederken Peter Van der Veer, ruhaniyetin tmel olduu
kadar ulusal kimliklere bal tikel karakterine dikkat eker. 17
Van der Veer, manev ile seklerin XIX. asrda Batl modernlikte kurumsal
dine birbirine bal iki alternatif olarak ktn kayd eder. Yahudilik rneinde de
ruhaniyet/seklerleme ilikisini grmek mmkndr (Cousens 2003).
Seklerleme ile paralanm bir dnyada sosyal almadan eitime, psikolojiden
psikiyatriye deiik alanlarda sekler bir eitim, teselli ve tedavi yolu olarak
ruhaniyetten medet umulmaktadr (Wright 2001, Anderson 2003). Ancak tel
srecinin niha adresi Tanr inancndan ve buna bal bir hayat tarz ve
programdan yoksun olduu iin bu sekler ruhaniyet de kalc bir reete olamaz
17

I conceptualize spirituality as the gestalt of the total process of human life and development, encompassing
biological, mental, social, and spiritual aspects. It is not reducible to any of these components; rather, it is the
wholeness of what it is to be human. This is the most broad meaning of the term. Of course, a persons
spirituality is concerned significantly with the spiritual aspect of experience. In the narrow sense of the term
spirituality, it relates to the spiritual component of an individual or groups experience. The spiritual relates to
the persons search for a sense of meaning and morally fulfilling relationships between oneself, other people, the
encompassing universe, and the ontological ground of existence, whether a person understands this in terms
that are theistic, atheistic, nontheistic, or any combination of these. In this definition, spirituality is distinguished
from religion in that a religion involves patterns of spiritual beliefs and practices formed in social institutions and
traditions that are maintained by a community over time (Canda 2010: 66). The argument of this paper is that
the spiritual and the secular are produced simultaneously as two connected alternatives to institutionalized
religion in Euro-American modernity. The paper also argues that a central contradiction in the concept of
spirituality is that it is at the same time seen as universal and as tied to conceptions of national identity (Van der
Veer 2009: 1097).

93

Bedri Gencer

(Van Ness 1992, 1996). amzda Dou Javadaki bir tasavvuf zikir merasimiyle
karlatrldnda sekler ruhaniyetin kmaz daha net grlr (Zamhari 2010).

94

ada Mslman cemaatlerde de tasavvuf, daha ziyade moral beslenme


vesilesi olarak zikir reetesine indirgenir. Bu yzden bunlar, Gmhnev
hazretlerinin Rmzul-Ehds adl hadis kitab yerine Mecmatl-Ahzb adl dua
kitabn sahiplenirler. slmda Kurn, zikir/beslenme, hadis, ders/retim,
snnet de sohbet/eitim kaynadr. Dolaysyla snnet olarak din anlaynn
reddini tazammun eden kltrn kanal olarak ruhaniyet anlaynn sonucu,
Kurnn hadisin yerine geirilmesidir. Rasl-i Ekrem aleyhis-salt ves-selmn
birok hadisinde hadisin ilim ve din olduu beyan edilir: lim dindir, namaz
dindir; u halde bu ilmi kimden aldnza ve bu namaz nasl kldnza bakn, zira
kyamet gnnde bunlardan sorguya ekileceksiniz () lim, benim ve benden
nceki peygamberlerin mirasdr (el-Mttak 2004: X/58). Klasik slm
literatrnde bazen blm, bazen kitap bal olarak kullanlan Talebl-ilm,
kitabetl-ilm, takyidl-ilm, tahammll-ilm, beynl-ilm, ahzl-ilm, cemul-ilm
deyimlerinin hepsinde ilim, hadis anlamndadr. Bu yzden slmda Kurn,
zikir/beslenme, hadis, ders/retim, snnet de sohbet/eitim kaynadr.
Zamanla medrese, din=hadis retimini stlenen ders kurumu olarak
ihtisaslamsa da, Ahmed Ziyeddn Gmhnevnin Fatma Sultan Cmiinde
yapt gibi yakn zamanlara kadar tekke, zikir, ders ve sohbet ilevlerini
birletiren ana kltr messesesi olmaya devam etmitir. Hadis, bizzat ilim ve din
olduu iin sufler muhaddis olmaya ncelik vermi, htimetl-muhaddisn
(muhaddislerin sonuncusu) lakabnn gsterdii gibi Gmhnev hazretleri de
hadis ilmini ihyya ynelmitir. Onun 1864ten itibaren okutmaya balad
Rmzul-Ehds adl hadis kitab, gnmzde de okunmaya devam etmektedir.
slm cemaat olduklar iddiasndaki ada gruplarn liderleri ise, tek
stadlarnn, rehber ve kaynaklarnn Kurn olduunu, btn yazlarnn Kurnn
aklamas olduunu iddia ederek mminleri Kurna dnmeye, Kurn yolunda
bulumaya davet ederler. Bizim gsterdiimiz gibi (Gencer 2014a: 618), Batda
Lutherin sola scriptura (yalnzca Kitap) deyiminden mlhem Kurna dn
sloganyla ada slm dnyasnda deizm rn aan Cemleddn Afgn idi.
Kz istemede kullanlan popler Allahn emri, peygamberin kavli deyimi,
farknda olmadmz dindeki rububiyet srecinin zn verir. Bu, Emir
Allahtan, hkm raslnden demektir. slmda vahy-i metlvv/vahy-i gayr-i
metlvv ayrmna gre Kitab zikir/fikir, Hadis ise hkm/ilim kaynadr. Bu
yzdendir ki Hz. Ali gibi imamlar, zellikle fikr-siyas konularda Kurn yerine
Snneti delil almlardr.
Hz. Ali, Kim Allahn indirdii ile hkmetmezse ite onlar kfirlerdir...
zlimlerdir... fasklardr gibi yetleri keyf-siyas anlamlar karan Hriclerle
tartmaya gnderirken bni Abbasa Git onlarla tart, ama onlara kar
Kurndan delil getirme, nk Kurn, eitli anlamlara uygun gelecek ifadeler
barndrr (z vuch), onlara kar Snnetten delil getir demitir. Baka bir

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

rivayette ise bni Abbas, Hz. Alinin bu ifadelerine karlk, Ey mminlerin emiri!
Ben Allahn Kitbn onlardan daha iyi bilirim, nitekim Kurn bizim evlerimize
inmitir deyince Hz. Ali, Haklsn, ancak Kurn, eitli anlamlara muhtemeldir,
sen bir ey sylersin, onlar baka bir ey sylerler. Onlarla snnetler zerinden
tart, bu takdirde kaacak yer bulamazlar diye cevap vermitir. Nitekim bni
Abbas, Snnetten delil getirince Hriclerin syleyecek bir sz kalmamtr
(Syt 1415: I/446, al-Jomaih 1988). Afgn rneinde grdmz gibi, Kitab
hkm/ilim kayna olarak Hadisin yerine geirme teebbs, hadisten kopuk bir
Kurna ballk iddias, birbirine bal iki sonu verecekti. Birincisi, deizm
kapsnn almas, ikincisi, slmn bir teoloji/ideolojiye dntrlmesi.
Mridden Spermene
Modern topluluklarda cemaatin dayand snnet anlayna ilikin bu
dnm, cemaat ve liderlik anlayn da etkileyecekti. Bu deiimin ana
dinamii, gerek slm, gerekse Bat dnyasndaki cemaatlerde grlen Allahn
insanlar doru yola hidayet iin kendilerini grevlendirdii inancn ieren
mesiyanik seilmilik anlaydr. Eric Voegelinin tabiriyle hirin ikinletirildii
(immanentization of the eschaton) gnostik felsefe, zellikle Nurculukta grlr. 18
slm iinde hakkn inhisar anlayn tazammun eden seilmilik inanc, yalnzca
kendilerinin yolundan gidenlerin hak zere olduunu ve leceini ngrr. Bu
yzden nceleri tarikat inkr edenlerin bilahare kendi yolunu ana tarikat olarak
sunarak herkesi davet ettii grlr. Bu, mer Ren Dedenin Tasavvuf, terk-i
davdr demiler deyimiyle ifade ettii gibi, geleneksel anlaya tamamen zt bir
yanlsamadr. nk seilmilik inanc, din adna her tr lgnl getirebilir.
Liderden balayan seilmilik anlayyla kmil mrid yerini karizmatik
lidere brakr. Seilmi liderlik inanc, t peygamberden beri nde gelen halife ve
limlerin, Kurn ve Hadisin kendisinin geleceini mjdeledii gibi akla ziyan
iddialara kadar varabilir (Sarkaya 2001). Normalde btn eser sahipleri iin
geerli bir ilah ilham ifade eden Bana yazdrld gibi iddialar, liderin
yazdklarna bir kutsallk atfna, bunlarn ilmin yegne kayna olduu hezeyanna
yol aar. Gmhnevden Bennya Mslman limler, cemaati irad ilevini
ifade eden mrid unvanyla anlmlardr. Mrid-i kmilin pek bilinmeyen anlam
aslnda pedagojiktir. Gnlk hayat kapsayan snnetler drt bin kadar saylmtr.
Tarikatlarn hepsi edeplerdir sznn gsterdii zere mrid-i kmil,
yolculuun db gibi bu snnetler/edeplerin tamamn bilen ve reten kiidir.
Medeniyet anlaynn snnetin yerine gemesiyle sekler mistisizm olarak
ruhaniyetin de tasavvufun yerine getiini belirttik. Tasavvuf tarikatlarn yerini
18

Caringella 2013: 100-10. Bu balamda Abdlhakm Arvas bata olmak zere erafeddin Dastan, Abdlaziz
Bekkine gibi ehl-i snnetin bykleri, Said Nursnin Sikke-i Tasdk-i ayb bata olmak zere eserlerindeki
apokaliptik-mesiyanik iddialarn ehl-i snnete aykr olduunu bildirmiler, hatta rivayete gre Arvas, Sikke-i
Tasdk-i aybyi sobaya atarak yakmtr (Canl 2010: 435-36). Keza Necip Fazl da Said Nurs'nin kendi ahs
eserine Kurndan hkm ve haber karmas, o kadar sevdii ve bal olduu eriate aykrdr der (Ksakrek
1987: 232).

95

Bedri Gencer

kiisel geliim ekolleri de denen NLP gibi ruhan ekollerin almasyla hasb
mrid-i kmilin yerini de hesab yaam kolar alr. Bu ekilde mrid-i kmilin
yerini sekler toplumda yaam kolar, modern cemaatlerde ise spermenler alr.
Karizmatik liderler iin mrid-i kmil yerine zamann harikas, mmetin
sna, kinatn imam, mehd, gavs gibi fantastik lakaplar kullanlr. Onlar,
snnete dayal ftr bir hayat tarzn reten mridler deil, sktnda mridinin
yanbanda beliren, en kritik anda elini uzatarak imann kurtaran, srekli
ryasnda grt peygamberden ald talimatlarla operasyon emri veren
spermenler olarak sunulur (Tafsilat, Bekker 2009). Bylece lisn- hle dayal
iradn yerini telkin, endoktrinasyon alr.

96

Seilmilik inanc, Mslmanlar arasnda keskin bir tekiletirme eilimine,


biz/onlar ayrmna yol aar. Dier Mslmanlar, ihvn- mslimnden ziyade
mellefe-i kulb, kazanlacak potansiyel bir kitle olarak grlr. Bylece ehl-i
bidat frkalarnn propaganda yntemini ifade eden davet, tebliin yerini alr.
halbuki Nakibendlik gibi snn tarikatlarn eyhleri, hep Davetimiz tarikata
deil, eriata, snnetedir anlayn savunurlar. nk adam yetitirmeden gaye,
nefer deil, Kurnn tabiriyle mttakilere imam (Furkn, 25/74) olacak salih ve
muslih insan yetitirmektir. Bu dorultuda Nakibendlik, amzda Necip Fazl,
Nurettin Topu, Esad Coan gibi topluma yn veren vizyoner aydnlar
yetitirebilmitir. Buna karlk nefer yetitirmeyi gaye edinen cemaatlerde byle
bir ey grlmez.
Cemaatten Cemiyete: Cemaatin Sosyolojik Dnm
Modernleme srecinde snnet ve cmi-temelli otantik bir cemalemeyi
baarma aczinin snnetten kltre dediimiz bir ideolojik dnme yol
atn grdkten sonra bu dnmn cemaatten cemiyet/ler/e gei olarak
gerekleen sosyolojik boyutuna bakabiliriz. Burada kritik nokta, cemaat ile
cemiyetin makro ve mikro trleri arasndaki ilikidir. Malum, yeryzndeki ilk aile,
ilk cemaatti. Bu ilikiden de anlalabilecei gibi, makro cemaat, mikro
cemaatlerden, makro cemiyet de mikro cemiyetlerden oluur. Yani makro
cemaat/cemiyet ile mikro cemaatler/cemiyetler arasnda nitelik deil, ap,
mahiyet deil, derece fark vardr. Dolaysyla burada ilgimiz, makro kltr
cemiyetinden ziyade cemaat ile cemiyet arasnda salnan mikro kltr
cemiyetlerinin yap ve ileyiidir. Mesele, modern cemiyette otantik bir cemaatin
imkn derecesidir. Eer bu mmkn deilse modern toplumda cemaat ad
altnda ortaya kan oluumlarn mikro cemiyetler olarak trleri ve zellikleri
nelerdir? Burada cemaatten sivil toplum kuruluuna, bir kar rgtnden su
rgtne kadar uzanan alternatifler dizisi sz konusudur.
Bat ile Trkiye gibi lkelerin dhil olduu Dou dnyas arasndaki
akltrasyon ilikisinden dolay burada bizi iki temel i bekler. Birincisi, Batda
cemaatten cemiyete dediimiz ekilde cemaatin cemiyete dnmesi, ikincisi,
bu gelimenin Trkiye gibi Doulu lkelere yansmas srecinin sebep ve
sonularnn tespitidir. Cemaatin ideolojik ve sosyolojik dnmne vukuf iin

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

hermentik asl/arz ayrm yaplmaldr; zira ancak cemaatin asl yaps ve ilevine
vukuf ile bundan sapmay ifade eden arz kavranabilir. Din/gayr-i din ayrmna
vcut veren seklerleme srecinin sonucunda cemaatin kll yaps ve ilevi de
unutulmutur. Bundan kast, cemaatin din/gayr-i din, meden/siyas ayrmna
gelmeyen, insanlarn tabi yardmlama (tevn) ihtiyacndan doan bir ana
birincil grup olduudur.
slm limleri, cemaat (cemiyet) ve devletin kurulu dinamiklerini tevn
(yardmlama) ve temnu (nleme) kelimeleriyle zetlerler (e-ehristn 1998:
I/51). nsanlar, ncelikle yardmlama yoluyla ortak ihtiyalarn karlamak iin
cemaati, bilahare aralarnda menfaat atmasndan kaynaklanabilecek erden
korunmak iin devleti kurarlar. Ksaca toplum refah, devlet adalet ihtiyacndan
doar. Burada cemaatin kuruluu tabiri bile yanl bulunabilir. nk
Aristonun nsan taban medendir dedii gibi, insanlarda cemaleme tabi bir
temayldr. Ancak temnu iin bir akde istinaden devletin kuruluundan sz
edilebilir.
Cemalemenin dinamiini oluturan tevn, insann iki boyutlu muhta
tabiat uyarnca iki boyutludur. Allah, insan madd ve manev ihtiyalardan
mrekkep bir varlk olarak yaratmtr. nsan, refah diyebileceimiz acil madd
ihtiyacn karlayarak afiyet durumuna ulatktan sonra ancak birr
diyebileceimiz manev ihtiyacn karlamaya geebilir; Alk sofuluu bozar
atasznn anlatt gibi. Trkeye ortak refah veya refah cemaati olarak
evrilebilecek ngilizce commonwealth kelimesi, cemalemenin asl dinamii
olarak tevnn terfih denen iktisad-itima; Ey iman edenler! Sizi Mescid-i
Harma girmekten alkoydular diye bir toplulua beslediiniz kin ve fke sizi
tecavze sevk etmesin; birr ve takva zerine yardmlan (teven); gnah ve
(haklara) tecavz zerinde yardmlamayn (Mide, 5/48) yeti de din-ahlak
boyutunu anlatr.
Dinin tevn kavramnda toplanan ahlak ve itima ilevlerinin izdivac,
Ahlik rneinde olduu gibi, dinin zel ad hikmet, onun zel ad tasavvuf, onun
zel ad ftvvet, onun zel ad uhuvvet ve onun da zel ad mrvvette grlr.
obanolu Ftvvetnmesinde olduu gibi sufler, Trke kaynaklarda yiitlik,
ahlik, eyhlik kavramlaryla anlatlan ftvvet, uhuvvet, mrvvet
kavramlarn dinin boyutunu oluturan eriat, tarikat, hakikate karlk alr:
Yiitlik, heves eylemektir. Ahlik, balamaktr. eyhlik, tamam eylemektir.
Yiitlik, sakal gelmektir. Ahlik, sakala ak dmektir. eyhlik, tamam pir olmaktr.
Yiitlik, mminler yolun almaktr ve ahlik evliya yolun almaktr ve eyhlik,
Peygamber dirliin dirlemektir. Ve dah yiitlik eriattr ve ahlik tarikattr ve
eyhlik hakikattir (Anadol 1991: 71). Bat literatrnde tarikatlarn bazen order,
bazen brotherhood (uhuvvet) terimiyle anlatlmas bunun iindir.
Bu bakmdan cemaatlerin yardmlama yoluyla mensuplarna salayaca
madd ve manev kazanc i ve kimlik deyimleriyle zetleyebiliriz. Bu, cemaatin
din/gayr-i din, meden/siyas ayrmna gelmeyen, insanlarn tabi yardmlama

97

Bedri Gencer

(tevn) ihtiyacndan doan bir ana birincil grup olduunu gsterir. Amerikal
sosyolog Charles H. Cooley (1864-1929)in Human Nature and the Social Order
(1909) adl eserinde yapt tanma gre, aile, komuluk ve arkadalk, balca
birincil gruplardr. Bir organizma olarak cemaat, birincil grubun genel ad
saylabilir (Tnnies 1988: 14; 2001: 28-29, Kirkpatrick 2008: 75, Gottlieb 1979). Max
Weber (1978: 452), congregation (gemeinde) iin communityi de ieren, slm
dnyasnda Ahlik rneinde olduu gibi, din ile itimanin birletii sosyolojik bir
tarif verir.19

98

Onun yapt bu hiss-din cemaat tanm, birincil grup tanmna uyar. Ancak
blnme ile temayz eden modernleme srecinde ana birincil grup olarak
cemaat, din/gayr-i din (gemeinde/gemeinschaft, congregation/community)
olarak ayrlmtr. Talcott Parsonsda grld gibi bu ayrm, kendi kullanmnn
aksine Weberin klliyat iin de yaplmtr (Swedberg 2005: 51).
Congregation/community ayrm, nce kll bir cemaat kavramyla ifade edilen
mabet/mabet-d (extra-/intra-temple) topluluu ayrmak iin kullanlm
grnr. John Ogilvienin The Imperial Dictionary of the English Language adl
esasl ngilizce szlnde geleneksel Webergil tarzda congregationn hem
cmide olduu gibi ibadet ve ilim amacyla toplanan cemaati, hem ona bal
tarikat kapsayan kll bir tarifi verilir. 20 Basite congregation, mabette ibadet iin
toplanan, community ise kendini mabedin etrafnda konumlanm sayan cemaati
ifade eder.
Zamanla congregation/community, mabet/dnya ayrmna dayanan
sekler bir ayrma dnmtr. Seklerlemenin rn bu ayrm, aslnda
modernleme srecinin rn zel/kamusal, kutsal/profan, birincil/ikincil
19

A congregation arises in connection with a prophetic movement as a result of routinization (Veralltglichung),


i.e., as a result of the process whereby either the prophet himself or his disciples secure the pennanence of his
preaching and the congregations distribution of grace, hence insuring also the economic existence of the
enterprise and those who man it, and thereby monopolizing as well the privileges reserved for those charged
with religious functions.
20
Congregation 1. The act of congregating; the act of bringing together or assembling. By congregation of
homogeneal parts. Bacon. 2. A collection or assemblage of separate things. A foul and pestilent congregation
of vapours. Shak.3. An assembly of persona; especially an assembly of persons met, or in the habit of meeting
in the same place, for the worship of God and for religious instruction; and in a still more specific sense, an
assembly of people organized as a body for the purpose of holding religious services in common.
Wherever God erects a house of prayer,
The devil always builds a chapel there;
And twill be found, upon examination,
The latter has the largest congregation.
Defoe.
He (Bunyan) rode every year to London and preached there to large and attentive congregations.
Macaulay.
4. Used in various specific senses; as, (a) in Scrip. An assembly of rulers among the Jews. Num. xxxv. 12. (6) An
assembly of ecclesiastics or cardinals appointed by the pope, to which is intrusted the management of some
important branch of the affairs of tire church; as, the congregation of the holy office, which takes cognizance of
heretics; the congregation of the index, which examines books and decides on their fitness for general use, &c.
(c) A fraternity of religious persons forming a subdivision of a monastic order, &c. (d) At Oxford and Cambridge,
the assembly of masters and doctors in which the giving of degrees, &c., is transacted. (e) In Scotland, an
appellation assumed by the adherents of the reformed faith about the middle of the sixteenth century. Those
noblemen who directed their proceedings were called Lords of the Congregation (Ogilvie 1882: I/554).

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

ayrmlarnn trevidir. Congregation basite din amalarla yerel toplanmalar


olarak tanmlayan Margaret Harris, daha mufassal bir tarif verir. 21 Mabet cemaati
olarak congregation mahede edilebilirse de community nadiren tam olarak
grlebilir (Nye 2013: 184). Batl literatrde cemaatin din boyutu iman
cemaati (community of faith), itima boyutu da refah cemaati (community of
wealth) deyimiyle anlatlr.
Derinden bakldnda congregation/community ayrm, cemaleme
srecinin sebep ve sonular arasnda yaplan ayrmn ifadesi olarak da
grlebilir. Cemaleme srecinin sebebi itima (congregation, toplanma),
sonucu itirak (community, katlma)tir. Bat dillerinde Kilise kelimesinin tredii
Yunanca ecclesia, cmi/cemaat ilikisinde olduu gibi Allahn evinde toplanma
(congregation, toplanma) anlam tar (Kng 2011: 81-84). Roberto Esposito
(2009)nun sofistike etimolojik ve semantik analizinin de gsterdii gibi,
community ise, toplanan insanlarn ortak ilere katlmas anlamna gelir.
Kentsel Aidiyet Aray
Trkiyede cemaatlerin sosyolojik dnmnn ana dinamii itima
deiimdir. Bu dnmn t temelinde ev/lenme problemi yatar. Dolaysyla
cemaatlerin sosyolojik dnmnn ana dinamii olarak beliren itima
deiimden kast, kentsel deiimdir. Trkiyede 1950lerden itibaren kentlerde
sanayilemenin balamas, nfusun kylerden kentlere akmasna yol amtr.
1960l yllarda sanayileme ile birlikte kentsellemenin hzlanmas lkemizin
demografik portresini deitirmi, kentli nfus kyl nfusu gemeye
balamtr. nsanlarn refah seviyelerini ykseltme midiyle kentlere gmesi,
kimlik ve aidiyet problemini de beraberinde getirmitir. Muhtemel kimlik ve
aidiyet krizini gidermenin drt belli bal yolu ayrt edilebilir; cmi-mahalle,
hemerilik, sanal cemaat ve rgt mensubiyeti.
Cemalemenin kayna evin kayb, Batl lkelerde grlmedik ekilde
Trkiyede ky ve ehir dindarln andran arpk ve dengesiz kentsellemeden
kaynaklanr. Din, kyde det, ehirde snnet olarak yaanr. Trkiyede giderek,
zellikle 2000li yllarda hzlanan arpk ve dengesiz kentselleme sonucunda
kyler otantik kimliini kaybettii, ky olmaktan kt gibi de ehirler de ehir
olmaktan km ve kaotik metropollere dnmlerdir. Bunun sonucunda
insanlar, kylerde det olarak dini renme imknn kaybettikleri gibi ehirde
tekkelerde snnet olarak renme imknn da kaybetmiler, daha da kts
dindarln kayna cmiler de ilevlerini yitirmilerdir. Arlkl olarak Krtlerin

21

Congregations can be defined most simply as local gatherings for religious purposes (). t can be defined as
a local organization in which people regularly gather for what they f54eel to be religious purposes and as a
group that possesses a special name and recognized members who assemble regularly to celebrate a more
universally practiced worship but who communicate with each other sufficiently to develop intrinsic patterns of
conduct, outlook and story (Harris 1998: 602, 616. Ayrca, Christensen 2003: 329-334, Tirrito 2003: 25,
Ammerman 1997).

99

Bedri Gencer

yaad Trkiyenin Dou blgesinde tarikatlarn toplumsal olarak daha ilevsel


olmas, bu sosyolojik gerekten kaynaklanr (Yanm 2015).
Yeni kentlilerin ky yerine cmi-mahalle aidiyetini bulamadklar iin
dtkleri kimlik krizini telafinin bir yolu olarak hemerilik a devreye girer.
Ancak hemeriliin Trkiyenin tm blgeleri iin eit derecede asabiyet salad
sylenemez; bu, daha ziyade Karadeniz ve Dou blgesine mensup nfus iin bir
dayanma ba salar. Onun dndaki blgelerin yeni kentli insanlar kimlik
krizini telafi iin sanal bir aidiyet arayna girebilir. Sanal cemaleme, kresel bir
kye dnen internet anda hayli yaygnlaan bir cemaleme trdr nsanftr bir ihtiyac gayr-i insan/gayr-i ftr bir tarzda karlama arayn belirten sanal
cemaleme, ok-disiplinli bir perspektiften incelemeyi gerektiren karmak bir
olgudur (Renninger 2002).

100

Geleneksel olarak cemaatlere iman cemaatleri (communities of faith)


denirken bunlara daha ziyade renme cemaatleri (communities of learning)
denir.22 nk insan kelimesi, bir rivayete gre nisyan, bir rivayete gre nsiyet
kelimesinden geldii iin insan ftraten iletiim ihtiyacndadr. Ancak sanal
(virtual) kelimesinin delaletince bu ihtiyacn karlanmas, gayr-i insan/gayr-i ftr
bir tarzda tecelli eder. Gzler kalbin aynasdr sznn de belirttii zere
iletiimin z gz temasdr. Gz gzden utanr sz, insan saygl davranmaya
sevk eden hay duygusunun korunmasnda gz temas yoluyla sosyal kontroln
etkisini belirtir. Ancak bizzat gzn gzden utanmad sanal bir ortamda
uuraltndaki hayvan gdler boalabilir ve sanal sivilleme yerini tam aksine
vahilemeye brakabilir. Yabanclamay ama umuduyla girilen sanal cemaatler,
fertleri gerek dnyada cemaleme arayndan alkoyarak aslnda daha ok
yabanclamaya yol aar.
Cemaatten Cemiyete
Bunlarn dnda kentsel aidiyet krizini telafinin asl yaygn yolu
cemiyetlemedir. Trkiye gibi Doulu lkelerde cemaatlerin dnm tarzna
vukuf iin nce cemiyet kavramnn Batda kazand anlama bakmak gerekir.
Batda feodalizmden kapitalizme geile sonulanan modernleme srecinde bir
taraftan cemaat/cemiyet ve din/gayr-i din cemaat ayrm ortaya karken dier
taraftan da cemaat/devlet ayrm sivil/siyas toplum ayrmna dnmtr. Buna
gre Trkede cemiyet denen society kavramnn ztlarna gre deien
semantik mertebesi ayrt edilebilir. Ferdinand Tnnies (1988, 2001)in
Gemeinschaft/Gesellschaft balkl eserinde cemiyet anlamna gelen gesellschaft
kavram, baz ngilizce tercmelerde dorudan toplum, bazlarnda da sivil
toplum olarak evrilmitir. Bu ihtilaf, onun muhtelif ayrmlara gre anlamnn
22

a virtual community is defined as a group of people who interact with each other, learn from each others
work, and provide knowledge and information resources to the group related to certain agreed-upon topics of
shared interest. A defining characteristic of a virtual community in this sense is that a person or institution must
be a contributor to the evolving knowledge base of the group and not just a recipient or consumer of the
groups services or knowledge base (Renninger 2002: 96).

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

deimesinden
kaynaklanr.
Birincisi,
cemaat/cemiyet
(gemeinschaft/gesellschaft=community/society) ayrmna gre genel birincil grup
olarak cemaatin zdd genel ikincil grup, ikincisi, gene bu ayrma gre gerek kii
olarak cemaatin zdd tzel bir kii olarak dernek, ncs, cemiyet/devlet
ayrmna gre siyas toplumun zdd sivil toplum olarak cemiyettir.
Michael Haas (1992: 25)n orijinal eserinin gsterdii gibi cemaat/cemiyet
ayrm, sosyal bilimleri ortak bir teorik zeminde buluturabilecek temel
kavramsal ayrmlarn yaplmasna yarayan bereketli bir kavram iftidir. Bu ayrm,
stat/szleme (Henry S. Maine), birincil/ikincil grup (Charles H. Cooley),
gerek/tzel kii, zel/kamusal ayrmlarna karlk olarak alnabilir. Tmel birincil
grup olarak cemaat, feodalizm, tmel ikincil grup olarak cemiyet kapitalizm
ana zgdr. Geleneksel feodal ada ailenin trevi tikel cemaatler, tmel
cemaati oluturur; aralarnda mahiyet deil, derece fark vardr. Keza modern
kapitalizm anda da dernein trevi tikel cemiyetler, tmel cemiyeti oluturur
(Mason 2000: 25-27).
Bunlarn tikel ve tmel ekilleri arasndaki iliki, Bat dillerinde society
kelimesinin dernek ve toplum olarak ift anlamnda aka grlr. Society
kavram, sanayi devrimiyle ortaya km, ehir gibi beer tecrbenin
gerekletii mekn temelden yoksun kurgusal (fiktif) bir beer varla delalet
eder. Bat dillerinde ayn zamanda bir tzel kii olarak dernek anlamna gelmesi,
society=toplum kavramnn kurgusalln gsterir. Bu yzden modernlemeye
paralel olarak gerekleen bilimin seklerlemesi srecinde cemaat/ler,
antropolojinin, cemiyet/ler ise hukuk ve sosyolojinin, tikel anlamda dernek olarak
cemiyet=society hukukun, tmel anlamda toplum olarak cemiyet=society ise
sosyolojinin ilgi alanna havale edilmitir.
Tnnies, kapitalizm ile gesellschaftn douunu hayflanlacak bir yozlama
olarak grrken Durkheim tam aksine gesellschaft iblmne dayal organik
dayanma sayesinde zlenen uyumu salayacak sivil toplum olarak grr. Onun
iin nemli olan, ister feodalizm, ister kapitalizm anda olsun, toplumun
ilevselliidir (Cohen 2001: 22). ki sosyoloun cemaat anlaylar, sosyal teoride
organik/ilevsel cemaat modelleri bal altnda karlatrlabilir (Kirkpatrick
2008: 62-136). Dier taraftan Durkheim, Tocqueville gibi, sivil toplum kurulular
denen ikincil birliklerin sanayi kapitalizmi anda fert ile tzel devlet arasnda
grecekleri araclk ileviyle hrriyeti salayacaklarn ngrmt (Alexander
2006: 97). Burada Durkheimn societyyi cemaat/cemiyet ayrmna gre dernek,
cemiyet/devlet ayrmna gre sivil toplum olarak ald sylenebilir. elikili
olarak grlebilecek bu anlay, radikal modernleme srecinin toplumu ulara
srkleyiine zm arayndan kaynaklanr.
Toplum, eski ballk ve ilikileri zen kapitalistikleme ynndeki
modernlemenin dourduu paralanma ve ynlamaya kar rgtlenme ve
cemiyetleme arayna girer. Gnmzde yn ile cemiyet arasnda salnan
birok topluluk trne cemaat adnn verilmesi bu yzdendir (Christensen 2003:

101

Bedri Gencer

236). Bu, Bat rneinde insanln belli bir cemiyet kltr gelitirirken ftr bir
ihtiya olarak cemaleme arayndan da kesilmediini gsterir. Trkiye gibi
akltrasyonn etkisiyle modernlemeyi daha ziyade Batya benzer ekilde
kentsel yaay tarznn deimesi olarak alan lkelerde ise problem daha da
karmaklar.
Cemaatten Frkaya

102

Gmhnev hareketinde tipik olarak grld gibi otantik sivil bir


cemaat, tevn ve irad denen ana ahlak gaye dorultusunda optimal apta ve
vakf-temelli kurulandr. Ahmed Ziyeddn Gmhnev hazretleri, halifelerinden
Kastamonulu Hasan Hilmi Efendinin gayretleriyle metrk vaziyetteki Fatma
Sultan Cmiini ibadete aarak ihy ettikten sonra 1292/1875te on alt odal bir ev
ile bir tekke ekleterek vakf ettii Cmiyi Gmhneli Dergh- erifi diye
anlan tekkeye dntrmtr (Gencer 2013a: 57). Mehur lim Byk Ali
Haydar Efendinin tasars uyarnca Osmanl sonras Bulgaristanda yaayan
Mslman nfusun hayatn dzenleme teebbs, cmi, mahalle ve vakf-temelli
bir cemaleme modelinin mkemmel misali saylabilir (Gnay 2006). Trkedeki
Biz krk kiiyiz, birbirimizi tanrz sznden ve mmet kelimesinin 40 ile 100
aras kiiye delaletinden anlalabilecei gibi, kk-apl ve vasfl bir nfusun bu
tarzda otantik cemalemesi daha kolaydr. 1985 ylnda vefat eden Bayrampaa
Muradiye Cmii mam-Hatibi Ahmet Sarolu (1940-1985), yrtt ihlasl irad
faaliyetiyle modern kentte otantik mtevaz cemalemenin ender gzel
rneklerinden birini vermiti.
Bu rnekler, ada Trkiyedeki cemaatlerin yaad krizin kaynan
gsterir. slmda 40 kiilik mescid cemaatini oluturan sokak=mahalle halk
mikro mmet, 4000 kiilik cmi cemaatini oluturan ehir halk ise makro
mmettir; aralarnda mahiyet deil, ap fark vardr. Ehl-i snnet ve cemaat
deyiminin anlatt zere, bir dinin mmeti anlamna gelen cemaat, cmiden kar
ve cmide temellenir. Yani cmi cemaati, makro cemaatin ekirdei olduu gibi,
mikro cemaat olarak onun paras olur. Dolaysyla mikro cemaatler cmi-temelli
ve salam olduu nisbette makro cemaat salam olabilir. Keza Trkiyede
hukuken cemaat kavram, sadece gayri mslim mmetler iin kullanlabilir; Rum,
Ermeni, Yahudi cemaati gibi.
Dolaysyla bugn cmi-temelli olmayan mikro din cemaatler, makro
Mslman cemaate nisbetle frka hkmndedirler. Bunlar, makro cemaatin
ekirdei olmadklar gibi, onun paras da olamazlar. Dahas seilmilik inancna
dayal cemaate kar cemaat anlayyla frka, Mslmanlarn tamamn
kapsayan cemaatin yerine geirilmeye allr. Bu anlay, bazen cmide kendini
ele verir. Cemaat, aslnda cmi cemaati demektir ve fkhen bir cmide ayn anda
iki cemaat olmaz. Buna ramen sadece kendilerini hak ehli gren baz frka
mensuplarnn cmide resm imama uyan cemaatten ayr toplu namaz kldklar
grlr. Bunlar, makro modeli itibariyle cemaat ruhundan ziyade devlet
kltrn benimserler ve din bakmdan iman cemaatinden (community of

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

faith) ziyade itima bakmdan refah cemaati (community of wealth) olarak


belirirler. Yozlama mnsna gelen cemaatin bu dnmn anlatmak iin
d/ahlak cemaat gibi yeni kavramsallatrmalar yaplmtr. Buna gre
patronlarn ilettii, klelerin altrd bir fabrika rneinde olduu gibi bir
grup, birbirlerini sistematik olarak istismar ederken ortak deerler ve hayat
tarzn paylaabilir, grupla ve pratikleriyle ayniyet kurabilir ve birbirlerini ye
olarak kabul edebilirler. Bu, ahlak (moralized) deil d (ordinary) anlamda bir
cemaattir (Mason 2000: 30-31).
Bu adan bakldnda cemaatler arasnda asl ayrm, din/gayr-i din,
sivil/siyas olmaktan ziyade geleneksel/modern ayrmdr. Farkl dinlerden
cemaatler geleneksel dnyada nasl arpc bir ortaklk gsterirlerse ayn ekilde
modern dnyada da gsterirler. Dindarln tarz ve sembollerinin dnmesi
olarak seklerleme tanm uyarnca deien z ve ierikten ziyade adlar ve
sembollerdir. Trkiyede gya biat kltrne kar karak tarikat ve cemaatleri
sivil toplum kuruluu saymayan sekler sekinler, sivil saydklar kurulularn da
aslnda klk deitirmi bir biat, dahas tekris kltryle ilediklerini gzden
karrlar. Nitekim Trkiyede Cemaat Algs adl aratrmada gr
sorulanlarn yzde 27si mason, lions, rotary kulpleri ile Atatrk Dnce
Dernei veya ada Yaam Destekleme Dernei gibi sekler karakterli
kurulularn da -Masonn ayrmyla d cemaat, rgt anlamnda- cemaat
olarak grldn ortaya koymutur (aha 2011). Buna gre lhan Seluk gibi
isimler, ulusalclarn Ergenekon gibi adlarla anlan cemaatinin eyhi olarak belirir.
Bu tr sekler tarikat/cemaatlerin de belli bir eyhi, kitab, evrd, mevlidi,
merasimi vardr.
Cemaatten STKya
arpk kentselleme sreci, Allahn ve kulun evi denen iki evi de felce
uratr. Problemin birincisi, hiyerarik cemalemenin eksenleri olan iki ev, kulun
evi (beytl-abd) ile Allahn evinin (beytullh) anlam ve ilevlerinin, ikincisi, buna
bal olarak ikisi arasnda snnet ve farz namazla kurulan irtibatn, dolaysyla
otantik cemaleme imknnn kaybdr. arpk kentselleme sreci, hem evleri,
hem cmileri boarak ilevsiz hale getirmitir. stanbul gibi anormal bir hzla
gelien arpk metropollerde cmiler, kemmiyet olarak yetersiz kald gibi
keyfiyet olarak da ilevlerini yitirmilerdir. Bu kayp, Arapada cmi ile
namazgha karlk olarak kullanlan mescid ve musall kelimelerinin ikisinin
esprisinden de uzaklamada grlr. Mescid, kulun varlk sebebi marifetullh ve
tatullhn z olan secde yapt yer, musall da hem namazgh, hem niyazgh
demektir. slmda namazlarn snnetini evde ferden, farzlarn cmide cemaaten
klma snneti, ev ile cmiyi birbirine balayarak mabet/dnya ayrmn ortadan
kaldrr. Bugn ise evlerimizi yatakhane, cmilerimizi de namazgh haline
getirmi, namazlarn tamamn ya evde, ya cmide klarak ikisi arasndaki
balanty koparm durumdayz.

103

Bedri Gencer

Gnmzde arpk kentselleme sonucunda ev ile cmi arasnda olduu


gibi, cmi ile mahalle arasndaki irtibat ta kopmu durumdadr. Sosyolojik olarak
cemaat, aslnda cmide ibadet iin toplanan ky ve mahalle halk; mahalle
komusu, cmi cemaatinden din kardei demekti. O halde Turan Ak (2014: 3, 10,
19-21)n iaret ettii gibi, mahalle basks deyimindeki mahalleden kast cmi
cemaati, baskdan kast ta sosyal kontroldr (Ayrca, Baaran 2014). Dolaysyla
mahallenin itima murakabe ilevi, cemalemeye baldr. Cemaleme, Biz krk
kiiyiz, birbirimizi tanrz sznn belirttii zere, bir komusunu, kardeini
cenazesinde tezkiye edebilecek kadar tanmak demektir. Bugn ise cmilere
devam edenler, giderek cemaatten ok bir toplu tama aracnda bir araya
gelen insanlardan oluan yna dnmektedirler. lke halknn ekirdeini
oluturan cmi ve mahalle-eksenli bir cemaleme aczi, Robert Putnamn tervi
ettii deyimle, itima sermayeyi de yok eder. Bu ekilde tabi bir itima
murakabe imknn kayb eden bir lke, teknolojik murakabeden medet umarak
her yeri kameralarla donatmak zorunda kalr.

104

Modern arpk kentsel hayatn etkisiyle topluluklar, cmi-temelli otantik


bir cemalemeyi baaramaynca paralanma ve ynlama tehlikesine kar
mikro bir devlet olarak cemiyetleme eilimine girerler. Hatta cmi-temelli
olarak kurulan baz cemaatlerin bile zamanla bu otantik temelden uzaklatklar
iin kanlmaz olarak yozlaarak cemiyet/rgtlere dntkleri grlr. Bylece
ynlama ile cemiyetleme ular arasnda skan, ayn apartmanda, sokakta,
mahallede oturduklar halde birbirini tanmayan insanlar, ok uzaklarda
oturanlarla cemaat denen bir grubun gyab yesi olabilirler. Ahmet
Sarolunun mirasn yaatmak isteyenlerin, slamclk, STKlara dnmekle
ivme kaybetti demesi, gnmzde slm kurulular tarafndan yrtlen birok
sivil akademik faaliyete karlk umulan bereketin bir trl yakalanamamas, bu
yzdendir (Karaolu 2013).
Bu verimsizlik, aslnda Mslmanlarn arafta kalmasndan kaynaklanr.
Snnete dayal otantik cemaleme imknn kaybeden halkn Batl-tarzda bir
gnll birlik (voluntary association), sivil toplum (civil society) kltrn
gelitirmeyi baarabildii de sylenemez. Cemaatlerde Osmanlda olduu gibi
otantik vakf tanmna uygun yaplanma ender grlm, cmi, mahalle ve vakftemelli bir otantik cemaleme tam olarak baarlamamtr. Dier taraftan
Trkiyede yerli Mslman halkn cemiyetlemesi, hemeri dernekleri rneinde
olduu gibi daha ziyade belde halknn derneklemesi eklinde olmu, 1980li
yllarda kurulan MSAD gibi kurumsallam dernekler istisna olarak kalmtr.
d Frkadan Mesiyanik rgte
Tabiat boluk kaldrmaz; modern dnyada otantik cemalemenin
kaybndan doan boluu ya cemiyetleme, daha ilerisinde rgtlenme doldurur.
Snnet/tasavvuf ve cemaat/cmi-temelli olmayan bir cemaleme giriimi,
tabiatyla rgtlenme kapsamna girer. Bu, yamurdan kaarken doluya
tutulma tabirine benzer ekilde ynlamadan kaarken rgtlenmeye

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

tutulma olarak grlebilecek, insan bir ehven-i erreyn tercihine zorlayan bir
durumdur. Trkede rgt kelimesinin sarih objektif mn ile zmn pejoratif
hm olarak iki tarzda kullanld grlr. Burada daha ziyade rgtten
kasdmz, Masonn d cemaat dedii eyin de tesinde cemaat ile cemiyet
arasnda salnan bir taazzuvdur. Bu tr bir rgtlenme inisiyatifi, ulusdevletlerinin totalitarizminden bilenen bir mesiyanik siyaset anlayndan gelir.
Geleneksel cemaatlerin tam anlamyla sivil anlay, amzda Abdlaziz
Bekkinenin temsil ettii Nakibendlik rneinde grlebilir. Bekkine, 1950li
yllarn banda rahmetli Necmettin Erbakann Mslmanlarn partilemesi
zamannn gelip gelmedii sorusuna yle cevap vermiti: Bak olum, slm ve
slm cemaatini politikann dnda ve stnde tutmak gerekir. Dini ayakta
tutacak olan hareket, dini politikann dnda tutmak, batracak hareket de
politikann iine sokmaktr ve siyaseti dine bulatrmaktr. slm, ne bir parti
politikas iine girer, ne de iktidar mcadelelerine karr. Politika, hamam tasna
benzer. Bu tas, cnp olann da olmayann da eline geebilir (Kara 2009: 307).
Buna karlk modern ada seilmilik inancndan gdlenen cemaat
liderleri, mesiyanik siyaset dorultusunda bir rgtlenmeye giriirler. Szde
siyasetten Allaha snan, meleklerin partisine bile oy vermeyeceklerini syleyen
cemaatlerin rutin siyasetin tesinde yerel ve kresel apta yrtlen bir
yksek siyasete giritikleri, Carbonari-vr yntemlerle devletleri ele geirmeye
altklar grlr. Burada S. N. Eisenstadt gibi sosyal bilimcilerin tabiriyle bir
merkez brokratik imparatorluk bakiyesi Trkiye gibi sekler ulus-devletlerinin
doasnda meknz totalitarizmden bilenen bir mesiyanik siyas rgtlenme sz
konusudur.
Bu, geleneksel arasal emperyal ile modern mesiyanik ulusal siyaset
anlaylarnn mukayesesiyle daha iyi anlalr. Osmanlnn dhil olduu
geleneksel emperyal rejimler, tek kelimeyle commonwealthdir. Modern
cemaat/devlet, sivil/siyas toplum ayrm, aslnda cemaatin din ve itima
boyutlarn anlatan iman cemaati/refah cemaati ayrmna karlk alnabilir.
Devlete vcut veren emperyal siyasetin gayesi, farkl iman cemaatleri veya
kltrel topluluklara refahta tecessm eden adaleti salayarak birbirlerine
tecavz nlemekten ibarettir. Yani feodal devlet tarafndan temnu, cemaat
arasnda tevn aan bir terfihe, refah siyasetine baldr. Bu yzden dilimizdeki
Siyaset ederim, Dilerim Sultan Selime vezir olasn gibi deyimlerden de
anlalabilecei emperyal devlette siyaset sakndrlan, ulusal devlette ise
misilleme yapmak zere dayatlan ve ambivalance kabilinden zendirilen bir
eydir.
Zira ulusal devlet, iktisad olarak bakldnda feodalizmden kapitalizme,
ancak itima olarak bakldnda cemaatten cemiyete deil, feodal
cemaatlemeden kapitalistik cemaatlemeye geen devlettir. Yani uluslama, bir
byk cemaatletirme projesi, tikel cemaatlerin tasfiyesiyle btn bir toplumun
cemaatletirilmesi sreci demektir (Erdoan 2010). Ulus-devletinin bu iktisad ve

105

Bedri Gencer

itima geliiminin sonucu, iman ve refah cemaatlerinin tasfiyesiyle madd-manev


tevn yok etme, bunun sonucu da etki/tepki mantnca Allah tarafndan
seilmi liderlere ulus-devletinin mesiyanik siyasetine misillemeye sevk eden bir
byk kar-cemaatletirme projesini ilhamdr. Bu bakmdan emperyal siyaset,
tabu kabilinden taklit edilemez, zenilemez (inimitable, unemulatable) iken ulusal
siyaset, ambivalance kabilinden taklit edilen, zenilen (imitable, emulatable) bir
eydir.
Bu tr bir totaliteryen mesiyanik cemaleme vizyonu, amzda deiik
slm lkelerinde grlr. Hilafet sayesinde slam birliinin kaybolduu fetret
devirlerinde kendilerini devletin yerine koyan baz cemaatler, tek bir cemaatin
atsnn meriyetini savunarak dierlerini gayr-i mer saymlardr. 1970li
yllarda Msrda kendisine Cemaatl-Mslimn adn veren, kamuoyunda ise Hicre
ve Tekfir grubu diye bilinen kr Mustafann grubu buna rnektir. Buna karlk
hvn- Mslimnin nde gelen limlerinden Yusuf Kardav, fetret devirlerinde
cemaatlerin taadddn caiz grmtr (zcan 1998: 35). Bu tr bir byk karcemaatleme giriimi olarak mesiyanik rgtlenmeler, devlet karsndaki
konumlar ile kurulu ve ileyi tarzlar arasndaki ihtilaftan dolay sivillik/siyasilik
ayrmnn eksenini de deitirirler.

106

Cemaat ad altndaki bu tr rgtler, resm devlete kar sivil bir konumu


igal ederken mikro bir devlet olarak rgtleni ve ileyi tarzlaryla sivil topluma
kar tehlikeli bir siyas gc temsil ederler. Sivil toplum kurulular, gerektiinde
siyas yollarla devlete kar ferdin haklarn koruma gayesinden doarlar. Bu tr
rgtlenmelerde hedef ise yeni bir toplum oluturmak zere devlete szmaya
dnr. Gce dayal bir rekabet hissinin etkisiyle sivillik anlay, devletten
ayrlktan devlete karlk anlayna dnr. Devlete kar zmn rekabet
hissi, Ben onu ele geirmezsem o beni ele geirir eklinde sfr-toplaml bir
oyun olarak grmeye kadar varabilecek bir ambivalansa yol aabilir.
Bu tr rgtlenmelerde devletle rekabet hissi, onu model alarak mukabele
tutumunu ifade eden misillemeye, devlet tarznda bir rgtleni ve ileyie yol
aar. Bunlarda ulus-devletinde olduu gibi otokratik bir liderlie bal sofistike bir
rgtlenme grlr. Cmide olduu gibi cemaleme, eitliki veya imam/cemaat
eklinde basit bir hiyerariye dayanr. Bu tr szde-cemaatlerdeki yaplanma ise
ev ve mahalle sorumlularndan kinat imamna kadar uzanan masonik tarzda
sofistike bir hiyerarik rgtlenmeye kadar varabilir. Kadim Kudsteki Sicarii
(Hanerliler), ortaa ranndaki Hahailer ve XIX. asr talyasndaki Carbonari
gibi tekilatlar, bu tr oluumlara ilham kaynaklar olur. Hepsinde baskn olan,
seilmilik ve adanmlk ruhu, adanm ruhlar deviren seilmi liderliktir.
Bunlarn aynen devlette olduu gibi otokratik bir lideri ve derin kadrosu,
brokrasisi, hazinesi, resm bir ideolojisi, buna gre potansiyel bir ortodoks ve
heterodoks kitlesi, istihbarat, yaptrm ve tasfiye meknizmas vardr.
slm dnyasnda bu tr rgtlenmeler, sosyolojik bakmdan spontane
hareketler olarak aklanabilecei gibi, komplo teorileri bakmndan gdml

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

hareketler olarak da aklanabilir. Ancak bu bile bilimin alanndan gazetecilik ve


istihbaratn alanna girdiimiz anlamna gelmez. Zira Avrupada sol konumdan
sa konuma geen Yahudi-Protestan cephenin rn modernliin felsef
ideolojisi seklerizm, beynelmilel siyas ideolojisi siyonizmdir. Sultan
Abdlhamidin Hangi ta kaldrsam altndan ngiliz parma kyor dedii gibi,
slm lkelerindeki btn ykc hareketlerin arkasndan siyonizmin kmas
tesadf deildir.
Bu tr gnostik rgtlenmeler, cemaatin iinde olduu kadar dndaki
fertlerin hrriyetine de tehdit arz ederler. Ne birincil grup anlamnda geleneksel
bir cemaat, ne ikincil grup anlamnda modern bir cemiyet olabilen bu rgtlerde
fertlere belli bir hrriyet salayan geleneksel cemaatin kolektif masumiyeti
kalmad gibi modern cemiyetin tzel kiilii de bulunmaz. Bunu grmenin en
net yolu, aileden itibaren topluluk trlerine giri tarzlarn karlatrmaktr. Aileye
doum, cmiye iman, tarikata biat, cemiyete kayt, rgte ise tekris yoluyla girilir.
Trkiyede bu tr rgtlere girerken kiilere ayrld veya ihanet ettii takdirde
sonsuza kadar eini boayaca yolunda yemin verdirilmesi, tekrisle giriin bir
rnei saylabilir.
Cemaatlerin yardmlama yoluyla mensuplarna salayaca madd ve
manev kazancn i ve kimlik deyimleriyle zetlenebileceini, ulus-devletinin,
iman ve refah cemaatlerinin salad bu madd ve manev kazanc bir byk
kapitalistik cemaatleme hedefine feda ettiini belirtmitik. Ayn ac gerek, ulusdevletine misilleme gdsnden doan bu mesiyanik rgtler iin de geerlidir.
Bunlar iktisad adan ksmen bir dayanma kanal salarlarsa da Mason (2000:
30-31)un d/ahlak cemaat ayrmna gre giderek byyerek bir iktidar
aygtna dnnce mensuplar da mevhm bir hizmete koulmu gnll kleler
haline gelir. Bunlar, kimlik asndan da umulann tersine btnletirme yerine
attrma sonucunu verirler.
Genel birincil grup olarak cemaat, hiyerarik bir yap ve ileve sahiptir.
Cemaat trlerinin kimlik salamak iin yapt tekiletirme, mutlak-antagonistik
deil, diyalektik-hiyerariktir. Beytten beyte, aileden cmiye uzanan srete
grld gibi, bu diyalektik-hiyerarik tekiletirmenin ilevi kendi iinde biz
duygusu oluturarak bu kademeli biz hislerini ehl-i kble denen niha bize
ulamak zere daha st bize entegre etmektir. Ancak bu gnostik rgtler,
liderlerinin megalomanik seilmilik hissine dayal hakikatin inhisar anlaynn
sonucu olarak kendi dinleri iinde Dier Mslmanlar deil, hakik Mslman
biziz eklinde diyalektik-hiyerarik yerine mutlak-antagonistik bir tekiletirme
yaparlar.
Bunlar, Hicre ve Tekfir grubunda olduu gibi zmnen yalnzca kendilerini
Mslman grrler. Bylece teki Mslmanlar mutlak teki haline gelir;
zdeletirme iin tekiletirme diyalektik sreci, ehl-i snnet ve cemaat
deyiminin ifade ettii daha st bize katlma yerine, btn insanlar bizden
yapma gnostik hedefine dnr. Bunun sonucu hogr maskesi altnda

107

Bedri Gencer

korkun bir hogrszlktr. Bu, umulann tersine insanlarla kaynama yerine


atma, Mslmanlar btnletirme yerine paralama sonucunu verir. Bu
suretle rgt ballarnn deil tek bir cemaat olarak Mslmanlarla birlemesi,
sapk grd kendi ailesinin, slalesinin fertleriyle bile vahim bir atmaya
girmesi kanlmaz olur.

108

Kaynaka
Ak, T. (2014). Mahalle ve Camii: Osmanl mparatorluunda Mahalle Tipleri
Hakknda Trabzon zerinden Bir Deerlendirme, Osmanl Tarihi Aratrma
ve Uygulama Merkezi (OTAM) Dergisi 35 (Bahar): 1-39.
el-Akl, Nasr b. Abdlkerim. (2001). Snnet ve Cemaat Kavram. M. Beir Eryarsoy
(trc.), stanbul: Guraba.
Albert, Mathias-Brock, Lothar-Wolf, Klaus Dieter (eds.) (2000) Civilizing World
Politics: Society and Community beyond the State. Lanham, MD: Rowman and
Littlefield.
Alexander, J. C. (2006). The Civil Sphere. Oxford: Oxford UP.
Ammerman, N. T., Farnsley, A. E. (1997). Congregation and Community. New
Brunswick: Rutgers UP.
Anadol, C. (1991). Trk-slam Medeniyetinde Ahlik Kltr ve Ftvvetnameler.
Ankara: Kltr Bakanl.
Anderson, R. S. (2003). Spiritual Caregiving as Secular Sacrament: A Practical
Theology For Professional Caregivers. London: J. Kingsley.
Anjum, O. (2012). Politics, Law and Community in Islamic Thought: The Taymiyyan
Moment. Cambridge: Cambridge UP.
Arthur, J., Bailey, R. (2002). Schools and Community: The Communitarian Agenda
in Education. London and New York: Routledge.
Asher, K. (1998). T. S. Eliot and Ideology. Cambridge: Cambridge UP.
Ayyad, E. S. (2013). The House of the Prophet or the Mosque of the
Prophet?, Journal of Islamic Studies 24 (September): 273-334.
Baader, Benjamin Maria (2006) Gender, Judaism, and Bourgeois Culture in
Germany, 18001870. Bloomington and Indianapolis: Indiana UP.
Baaran, B. (2014). Selim III, Social Control and Policing in Istanbul at the End of the
Eighteenth Century: Between Crisis and Order. Leiden: Brill.
Bauman, Z. (2001). Community: Seeking Safety in an Insecure World. Cambridge:
Polity.
Bekker, C. J. (2009). Towards a Theoretical Model of Christian Leadership
Journal of Biblical Perspectives in Leadership 2/2: 14252.
Bender, T. (1978). Community and Social Change in America. New Brunswick:
Rutgers UP.
Benford, Robert D.-Snow, David A. (2000) Framing Processes and Social
Movements: An Overview and Assessment, Annual Review of Sociology 26
(August): 61139.

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

Berger, P., Berger, B., Kellner, H. (1974). The Homeless Mind: Modernization and
Consciousness. Harmondsworth: Penguin.
Beydilli, K. (2001). Osmanl Dneminde mamlar ve Bir mamn Gnl. stanbul:
Tarih ve Tabiat Vakf.
Bouma-Prediger, Steven-Walsh, Brian J. (2008). Beyond Homelessness: Christian
Faith in a Culture of Displacement. Grand Rapids: Eerdmans.
Brent, J. (2009). Searching for Community: Representation, Power and Action on
an Urban Estate. Bristol: Policy.
Breuer, Mordechai (1970) The Torah-Im-Derekh-Eretz of Samson Raphael Hirsch.
Jerusalem and New York: Feldheim.
el-Buhr, Abdlazz (1991). Kefl-Esrr an Uslil-Pezdev, I-IV. Muhammed elMutasm billh el-Badd (yay.), Beyrt: Drul-Kitbil-Arab.
aha, ., Aktay, Y., Yelken, R., Kentel, F. (2011). Trk Toplumunda Cemaat Algs
Aratrmas,
andy-ar.com/wp-content/uploads/2011/01/Cemaat-raporutumu.doc, Mart 2011.
Canda, E. R., Furman, L. D. (2010). Spiritual Diversity in Social Work Practice: The
Heart of Helping. Oxford: Oxford UP.
Canl, C., Beyslen, Y. K. (2010). Zaman inde Bedizzaman. stanbul: letiim.
Caringella, P., Cristaudo, W., Hughes, G. (eds.) (2013). Revolutions: Finished and
Unfinished, from Primal to Final. Newcastle: Cambridge Scholars.
Christensen, K., Levinson, D. (eds.) (2003). Encyclopedia of Community: From the
Village to the Virtual World. Thousand Oaks: Sage.
Cohen, A. P. (2001). The Symbolic Construction of Community. London:
Routledge.
Cousens, M. B. (ed.) (2003). Secular Spirituality: Passionate Journey to a Rational
Judaism. Farmington Hills: Milan.
Dankoff, R. (1991). Evliya elebi Lgati: Seyahat-namedeki Yabanc Kelimeler,
Mahall fadeler. Cambridge: Harvard niversitesi, Yakndou Dilleri ve
Medeniyetleri Blm.
Davie, G. (1994). Religion in Britain since 1945: Believing without Belonging.
Oxford: Wiley-Blackwell.
Donskis, L. (2011). Modernity in Crisis: A Dialogue on the Culture of Belonging. New
York: Palgrave Macmillan.
Dunn, C. W. (ed.) (2007). The Future of Conservatism: Conflict and Consensus in
the Post-Reagan Era. Wilmington: ISI.
Dupr, Louis. (1959). Marxs Social Critique of Culture. New Haven: Yale UP.
Durmu, Z. (2006). Kurn- Kermde Ulus ve Uluslararas likiler. stanbul:
Gkkubbe.
Dzenli, P. (2012). eyhlislam Ebussud Efendi ve Fetvalar. stanbul: Osmanl
Aratrmalar Vakf.
Erdoan, M. (2010). Cemaat, Cemiyet ve Ulus Devlet, Demokrasi Platformu 623/1 (Yaz): 1-14.
Ergen, . (1984). Osmanl ehrindeki Mahallenin lev ve Nitelikleri zerine,
Osmanl Aratrmalar 4: 69-78.

109

Bedri Gencer

110

Erverdi, E. (yay.) (1992). Nurettin Topuya Armaan. stanbul: Dergh.


Esposito, R. (2009). Communitas: The Origin and Destiny of Community. Timothy
Campbell (trs.), Stanford: Stanford UP.
Esty, J. (2003). A Shrinking Island: Modernism and National Culture in England.
Princeton: Princeton UP.
Gartner, B. E. (1965). The Temple and the Community in Qumran and the New
Testament. Cambridge: Cambridge UP.
Gencer, B. (2011). Hikmet Kavanda Edmund Burke ile Ahmed Cevdet. stanbul:
Kap.
(2013a). Bir Mceddid Olarak Ahmed Ziyeddn Gmhnev,
Doumunun 200. Yl Hatrasna Uluslararas Gmhnev Sempozyumu, Hr
Mahmut Ycer (yay.), 46-77, stanbul: Baclar Belediyesi.
(2013b). eriatlktan Medeniyetilie slmclk: Bir slmclk Tipolojisine
Doru, Trkiyede slmclk Dncesi ve Hareketi, smail Kara-Asm z
(yay.), 69-98, stanbul: Zeytinburnu Belediyesi.
(2014a). slmda Modernleme, 1839-1939. Ankara: Dou Bat.
(2014b). slmcln Snnet kmaz, Umran 244 (Aralk): 74-79.
(2015). slmcln Usl kmaz, Umran 246 (ubat): 44-52.
Gottlieb, B. H. (1979). The Primary Group as Supportive Milieu: Applications to
Community Psychology, American Journal of Community Psychology 7/5
(October): 469-480.
Grossberg, Lawrence-Nelson, Cary (eds.) (1988) Marxism and the Interpretation
of Culture. Urbana: University of Illinois.
Gnay, H. M. (2006). Osmanl Sonras Bulgaristan Trklerinin Din Ynetimi ve zel
Yarg Tekilat. stanbul: Rumeli Trkleri Vakf Rumeli Aratrmalar Merkezi.
Gnay, . (2010). Gruplar Sosyolojisi ve Gnmz Trkiyesinde Dini Gruplar,
Toplum Bilimleri Dergisi 4/7 (Ocak-Haziran): 7-52.
Haas, M. (1992). Philosophical Underpinnings of Social Science Paradigms. New
York: Praeger.
Harris, M. (1998). A Special Case of Voluntary Associations? Towards a Theory
of Congregational Organization, The British Journal of Sociology 49/4
(December): 602-618.
Hart, W. D. (2000). Edward Said and the Religious Effects of Culture. Cambridge:
Cambridge UP.
el-Imd, Slih b. Abdillah b. Haydar el-Kettm. (2007). Bstnl-Fukar ve
Nzhetl-Kurr. es-Seyyid Yusuf Ahmed (yay.), Beyrt: Drul-KtbilIlmiyyye.
bni Miskeveyh. (2011). Tehzbl-Ahlk. Imd el-Hill (yay.), Beyrt: MenrtlCemel.
al-Jomaih, I. A. (1988). The Use of the Quran in Political Argument: A Study of
Early Islamic Parties (35-86 A.H./656-705 A.D.) (Doctoral Dissertation,
University of California, Los Angeles).
Kara, . (2009). Cumhuriyet Trkiyesinde Bir Mesele Olarak slam. stanbul:
Dergh.

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

Karaolu, . (2013). slamclk, STKlara Dnmekle vme Kaybetti,


(http://www.on5yirmi5.com/haber/guncel/stklar/121781/islamcilik-stklaradonusmekle-ivme-kaybetti.html) 13 Mart 2013.
Kazc, Z. (1982). Osmanllarda Mahalle mamlarnn Baz Grevleri, slam
Medeniyeti Dergisi V/3: 29-35.
Ksakrek, N. F. (1987). Son Devrin Din Mazlumlar. stanbul: Byk Dou.
Kirkpatrick, F. G. (2005). John Macmurray: Community Beyond Political Philosophy.
Lanham: Rowman and Littlefield.
(2008). Community: A Trinity of Models. Eugene: Wipf and Stock.
Kksal, . (2002). mam Efendi (. 1924)nin Fkh Yn ve Baz Grlerinin
Tedkiki, Tasavvuf 9: 129-145.
Kkkrtl, M. R. (2014). Medeniyet Kelimesinin Suyunu kardlar,
http://www.edebifikir.com/buz-gibi-ofsayt/medeniyet-kelimesinin-suyunucikardilar.html, 19 Eyll 2014.
Kng, H. (2001). The Church. London and New York: Continuum.
Lepenies, W. (2006). The Seduction of Culture in German History. Princeton:
Princeton UP.
Lichtblau, K. (2011). Vergemeinschaftung and Vergesellschaftung in Max Weber:
A Reconstruction of His Linguistic Usage, History of European Ideas 37/4
(December): 454-465.
Luther, T. C. (2009). Hegels Critique of Modernity: Reconciling Individual Freedom
and the Community. Lanham: Lexington.
Mason, A. (2000). Community, Solidarity and Belonging: Levels of Community and.
Their Normative Significance. Cambridge: Cambridge UP.
el-Medhal, Reb b. Hd Umeyr. (1432). Avnl-Br Beyn M Tezammeneh
erhus-Snneti lil-mmil-Berbehr. Cezir: Drul-Muhsin.
Mortensen, Viggo-Nielsen, Andreas Osterund (eds.) (2010) Walk Humbly with the
Lord: Church and Mission Engaging Plurality. Grand Rapids: William B.
Eerdmans.
el-Mttak, Aleddn Al. (2004). Kenzl-Umml f Snenil-Akvli vel-Ahvl, I
XVIII. Beyrt: Drul-Ktbil-Ilmiyyye.
Nash, G. H. (2009). Reappraising the Right: The Past and Future of American
Conservatism. Wilmington: ISI.
Nelson, Cary-Grossberg, Lawrence (eds.) (1988) Marxism and the Interpretation
of Culture. Basingstoke: Macmillan.
Nisbet, R. A. (1962). Community and Power (First Published in 1953 under the
title; The Quest for Community: A Study in the Ethics of Order and Freedom).
Oxford and New York: Oxford UP.
Nurs, Said. (2007). Mesnev-i Nriye. stanbul: ahdamar.
Nurs, Said. (2011). Emirda Lhikas. stanbul: ahdamar.
Nye, M. (2013). A Place for Our Gods: The Construction of an Edinburgh Hindu
Temple Community. London and New York: Routledge.
OShea, A. (2010). Selfhood and Sacrifice: Ren Girard and Charles Taylor on the
Crisis of Modernity. New York and London: Continuum.

111

Bedri Gencer

112

Ogilvie, J., Annandale, C. (1882). The Imperial Dictionary of the English Language, IIV. London: Blackie and Son.
zcan, M. (1998). Risale-i Nur ve hvan- Mslimin: ki Mektep, Kpr 63 (Yaz):
34-46.
zel, . (2010). Kaln Trk. stanbul: le.
Pakaln, M. Z. (1983). Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl, I-III. stanbul:
Mill Eitim Basmevi.
Renninger, K. A., Shumar, W. (eds.) (2002). Building Virtual Communities:
Learning and Change in Cyberspace. Cambridge: Cambridge UP.
Sakr, M. . e-irbeyn. (2014). el-Fikrut-Tasavvuf ndel-mm el-Benn. stanbul:
Nida.
Sarkaya, M. S. (2001). Din Zihniyetimizin Oluumunda Din Tarikat ve
Cemaatlerin Olumsuz zdmleri, Araylar nsanlk Bilimleri Aratrmalar
Dergisi 3/5-6.
Schofield, A. (2009). From Qumran to the Yahad: A New Paradigm of Textual
Development for the Community Rule. Leiden: Brill.
Schumaker, J. F. (2001). The Age of Insanity: Modernity and Mental Health.
Westport: Praeger.
Seyyid H. H., Sofuzade. (1979). Mecmaul-db. stanbul: Salh Bilici.
es-Seyyid, R. (1993). Mefhml-Cemt fil-slm. Beyrt: Drul-MntahabilArab.
Smyth, G., Croft, J. (eds.) (2006). Our House: The Representation of Domestic
Space in Modern Culture. Amsterdam: Rodopi.
Son, T. D. (2014). Ritual Practice for Congregational Identity Formation. Lanham:
Lexington.
Stewart, J. (2000). The Unity of Hegels Phenomenology of Spirit: A Systematic
Interpretation. Evanston: Northwestern UP.
Stivers, L. (2011). Disrupting Homelessness: Alternative Christian Approaches.
Minneapolis: Fortress.
es-Suyt, C. A. b. K. (1415). el-tkn f Ulmil-Kurn, I-II. Dmek: Drul-Ulmilnsniyye.
Swedberg, R., Agevall, O. (2005). The Max Weber Dictionary: Key Words and
Central Concepts. Stanford: Stanford UP.
ahiner, Necmeddin (1993) Son ahitler Bedizzaman Said Nursi'yi Anlatyor 1.
stanbul: Yeni Asya.
e-tb, Eb shk . (1997). el-tism. Mahmd Tame Haleb (yay.), Beyrt:
Drul-Marife.
e-ehristn, Ebul-Feth M. b. A. (1998). el-Milel ven-Nihal, I-II. Beyrt: DrulMarife.
Taslaman, C. (2011). Kreselleme Srecinde Trkiyede slam. stanbul: stanbul
Tirrito, T., Cascio, T. (eds.) (2003). Religious Organizations in Community Services:
A Social Work Perspective. New York: Springer.
Tnnies, F. (1988). Community and Society. Charles P. Loomis (trs. and ed.), New
Brunswick: Transaction.

Snnet Cemaatinden Kltr Cemiyetine

(2001). Community and Civil Society. Jose Harris-Margaret Hollis (trs.),


Cambridge: Cambridge UP.
Van der Veer, P. (2009). Spirituality in Modern Society, Social Research: An
International Quarterly 76/4 (Winter): 1097-1120.
Van Ness, P. H. (1992). Spirituality, Diversion, and Decadence: The Contemporary
Predicament. Albany: State University of New York Press.
(ed.) (1996). Spirituality and the Secular Quest. New York: Crossroad.
Weber, M. (1978). Economy and Society: An Outline of Interpretive Sociology.
Guenther Roth-Claus Wittich (trs.), Berkeley: University of California Press.
Wright, A. (2001). Spirituality and Education. London and New York: Routledge.
Yanm, M., Akta, A. (2015). Diyarbakr Sultan eyhmuse Ezzuli Dergah
rneinde Tarikatlarn Toplumsal levleri, International Journal of Turkish
Studies 1/1 (Ocak): 1-25.
Yazr, E. H. (1979). Hak Dini Kuran Dili, I-X. stanbul: Eser.
Yelken, R. (1999). Cemaatin Dnm: Ge Modern Dnemde Cemaat Sosyolojisi.
Ankara: Vadi.
Zaman, M. Q. (1997). Religion and Politics Under the Early Abbsids: The
Emergence of the Proto-Sunn Elite. Leiden: Brill.
Zamhari, A. (2010). Rituals of Islamic Spirituality: A Study of Majlis Dhikr Groups in
East Java. Canberra: The Australian National UP.
ez-Zemaher, Mahmd b. . (2012). el-Kef an Hakikit-Tenzl ve Uynil-Ekvl
f Vchit-Tevl, III. Beyrt: Drul-Kitbil-Arab.

113

You might also like