Professional Documents
Culture Documents
Astroloji/Psikoloji: ll
KEFEDILMEMI BENLIK
C. G.JUNG
lngilizce'"en eviren
Arkaik Insan: Bar llhan
Kefedilmemi Benlik: Canan Ener Slay
THE UNDISCOVERED SELF 1 ARCHAIC MAN
Kapak lllstrasyonu
ltr rcUn
Ofset Hazrlk
Viidan Bizer.
Bask
ISBN 97S-7029-I0-6
KEFEDiLMEMi BENLiK
.
C.G. JUNG
"
.,
ILHAN
OKUYUCUYA NOT:
Bu kitap iki blmden olumaktadr. Birinci blmdeki
-Arkaik lnan aslndaJung'n l933're yaynlanm, Motkrn Man
' Motkrn lman) isimli kitabin Search of a Soul (Ruhunu Arayan
iinde yer alan bir makaledir. Sz edilen kitabn bir ok
!.Il;.tcat:s Trkiye'de Analitik Psikoloji ismi altnda yaynland.
nedenle kitab yaynlayamyoru, ama ok nemli olduu
dndmz ve okunmasn arzuladmz bu makaleyi
ilk basks 1957'de yaplm olan Kegedi/11remi Benlik kitabnn
':'
yaruna ekledik.
BARILHAN
indekiler
Kefedilmemi
ARKAiK NSAN
Arkaik nsan
<
"Arkaik" szc en eski, ilk -orijinal- demektir. B.gnn uygar insan hakknda bir eyler sylemek en zor ve en nankr -i
lerden birisidir, ama arkaik insanla ilgili konumak iin daha
iy.i bir konuma sahibiz. Uygar insanda yetkili ve etkili bir ba' gerekirken, hakknda konumak istedik asna ulamamz
'i:iniz insannkine benzer nyarglarn ve varsaymlarn tuza
na yakalanrz. Oysa arkaik insanda, onun zaman iindeki ko,,
numundan old~ka uzak durucuz ve ussal kapasitemiz onun- '
kinden. da:ha farkldr. u ne<Jenle, kukusuz, onun dnyasn'
v.e bu dnyann onun iin anlamn inceleyebilecei miz avan- ,
,,.tjljl bir noktada durabiliriz. . .
: Bu cmle nnzdeki makalede anlatlacak konuyu snr.' . .
.
a.drmaktadr. Kendimi arkaik insann ruhsal yaamrr,la .snr'
~~andrsam
dahi, onun yapsn bu kadar ksd bir alanda
kap.
.
'
i~ayabilmem ok zor. Yine de tabioyu olduka kapsaml izme.
.'
dnmtr.
-.; '
,mt.
.. Bu
13
gsteren mkemmel bir rnektir. Buna "mantk ncesi" diyoruz, nk byle bir aklama bize btnyle mantksz grnyor.. Ama bunu bu kadar arpc kabul ecmemizin_nedeni ilkel insann varsaymlarndan tamamiyle farkl varsaymlardan
yola kmamzdr. Eer biz de, doal nedenler olarak ,bilinen
eyler yerine, byclerin ve gizemli glerin varlna onun
kadar inansaydk, onun aklamalar bizede son derece mantk
l gelecekti. Aslnda, ilkel insan bizden daha mantkl veya daha mantksz deildir. Onun varsaymlar bizimkilerderi farkl
dr ve onu bizden farkl klan da bu zelliidir. Dnceleri ve
davranlar bizimkilerden deiik cemeller zerine oturur.
Olaann dndaki her ey onu huzursuz eder, korkutur ve o
bunu bizim doast dediimiz eylerle balantlandrr. O
bunlar elbette doast olarak grmemektedir; aksine, bunlar
onun deneyim dnyasna aittirler.
.Bii "bu ev yldrm arpt iin yand" dediimizde, bir
doal olaylar zincirini ifade ettiimizi dnrz. ilke~ insan
da "byc bu evi yakmak iin yldrm kulland" dediinde,
benzer bir duygu iinde, doal bir zinciri izlediini dnmek~
tedir. Btnyle tuhaf ve olaand olmadka, ilkel insann
yaamnda benzer temellere oturtulamayacak hibir ey yoktur.
Olaylar kendi tarznda aklarken l:ize ok benzer; varsaymla
rn sorgulamaz. Nasl ki onun iin hastaln ruhlar veya byler kanalyla gelmesi amaz bir doruysa, bizim iin dehastaln doal nedenlerinin olmas uzun zaman nce kararlat
rlmtr. B.iz nasl .bunu byye balayamazsak, o da doa nedenlere balayamaz. Zihinsel aktivitesi bizimkinden farkl de~ildir. Daha nce dediim gibi, onu .bizden farkl klan sadece
varsaymlardr.
14
..
15
'
bir keif olarak kutlad.
Birok yerlinin sahip olduu, kendi alann ok iyi tanma
duygusu
Balta girmemi or. bir alkanlk ve pratik konusudur.
.
manlarda yollarn bulmak onlar iin bir zorunluluktur. Bir
Avrupal bile, Afrika'da bir sre geirdikten sonra, daha nce
fark e<;lebileceini hayal bile ederneyecei eyleri fark etmeye
~alar; bunu pusulasna ramen, aresiz bir ekilde kaybolma
korkusuyla yapar.
lkel insann bizden kkl bir ekilde farkl dndn,
hissettiini ve alglad gsteren hibir ey yoktur. Ruhsal i
l~yii ayndr -ancak temel varsaymlar deiiktir. Bununla k. yaslad~mzda, bize oranla daha snrl bir bilince sahip olmas, veya sahipmi gibi grnmesi:, veya zihinsel faaliyetlerini
fazla, hatta hi, odaklayamamas greceli ~larak ,daha nemsiz
bir yeridir. Zihinsel adan odaklanamama Avrupallara .ok
a:ayip gelmektedir. rnein, ben asla bir sohbeti iki saatten
.':~zun srdremedim, nk yerliler yonilduklarn belirttiler.
Qk zor olduunu s9ylediler, oysa ben geliigzel biimde ok
. basit sorular soruyordum. Ama ayn yerliler avlan1'ken veya bir
yolcUluk
esnasnda
harika bir odaktanma kapasitesi ve dayank.
.
ll.k. gsteriyorlard. rnein benim mektuplarm rayaQ yerli hi durmadan yetmi be mil koabiliyordu. A-lt aylk hamile bir ~ad.nn srtnda. bebei, aznda uzun piposu, 95 derece
sca!clkta, bir atein evresinde sabaha kadar hi yorulmadan
dans ettiini grdm. Bu nedenle ilkel insanlarn kendilerini
ilgilendiren konulara odaklanma kapasitelerini inkar etmek
mmkn deildir. Eer biz de bizi ilgilendirmeyen konulara
dikkatimizi younlatrmaya urarsak, ne kadar ksa srede
odaktanma .gcmzn azaldn grebiliriz. Onlar gibi, biz
Jc duygusal dip aknplarmza bamlyz.
LlS
'
cuksu olduu dorudur.. Biz bunu kendi iinde ok tuhaf karlamayz. Buna ramen, arkaik insann .dnyasna yaklatka,
tuhaf duygular hissetmeye balarz. Benim analiz edebildiim
kadaryla, bu duygu arkaik insann temel kabullerinin bizim- .
kilerden kkl bir ekilde farkl olduunu -yani bizden wk de. iik bir dnyada yaadn- dnmemizden kaynaklanmaktadr. Varsaymlarn anlayana kadar, o bize zmesi zor bir bilmece gibi gelir, ama eer bunlar bilirsek,- her ey basideir.
B.nu u ekilde de ifade edebiliriz: lkel insann bilmece,si bi:z
.k~:di varsaymlarmz anlamaya baladka zlr.
, Bizim her eyin doal ve aklanabilir bir nedeni olduunu
dnmemiz rasyonel bir varsaymdr. Biz bunu ikna edilmii.zdir. Neden-sonu ilikisi; nedensellik bizim en kutsal doginalarmzdandr. Bizim dnyamzda grlmez, gizli, kiinin
'
grne bal ve doast gler diye bilinen eylerin geerli,b.ir yeri olamaz -tabii modern fiziin atomun, iinde art-
c eylerin gerekletii, kl<: ve gizli dnyasn irdeleme aJinalarn izlemediimiz srece. Ama bu bile srekli izlenen
},loldan olduka 'uzaktadr. Biz gizli ve keyfi gler fikrini kes~nlikle reddederi~, nk ryalar ve hurafelerin korkutucu
l.dnyasndan kaal ve insann en son ve en byk baars olan,
' kendimiz iin kozmosun mantkl bir bilinten oluan remini
izeli ok zaman gememitir. imdi rasyonel kurallara itaat
e<len .bir dnyayla evirili durumdayz. Her eyin nedenini bi
emediimiz dorudur, ama zaman iinde onlar da kefedece:Aiz v.e bu keifler bizjm mantkl beklentilerimizle uyum iinjde::ol~caklar. Biz bunu umut ediyoruz ve bunu ilkel insann
"k~ndi varsayurilarna gvendii kadar garantiye alyor.uz. Ku
kusuz rastlantsal olaylar da var, ama bunlar tam~men k~ara
.
':
l"
'
17
ylanan
bunlarn
IH
olaylar ve
19
rudur. Timsahlar
gerekten rkek.hayvanlardr ve kolay korku.... - - . . - '
~ulurlar. Onlarn saylarn gz nnde bulundurursak, ok az
sayda insan
grrz.
Bir insanl yakalamalim
. . ldrdklerini
. .
.
?kartc ve doal olmayan bir olaydr. Byle bir olayn aklanmas gerekir. Bir timsa! tek bana braklrsa bir insann
cann almaz, O zaman, bu emri kimden almur?
lkel insan yargianna evresindeki dnyann gereklerine
dayanarak ular. Beklenmedik bir olay gerekletiinde hakl
olarak arr ve bunun zel nedenlerini bilmek ister. Bu noktaya kadar ayn bizim gib~ davranr.' Ama o bunun da tesine
gider, bizi geer. Tesadflin denedenemez gc hakknda bir,
veya birden fazla, teorisi vardr. Biz "Tamamen tesadf" deriz.
O "Hesap bir niyet" der. O bilimin beklentisi olan neden-so..
.
nu balantlarn gstermeyen olaylar, yani nedensellik zincirini kran akl kartrc eyleri~ yani olaylarn geri kalan yar
sn olUturan eyleri vurgular. Uzun zaman ne~ genel kural. lara itaat ederken kendisini doaya uydurmUtur; onu asl korkutan eY. iinde gc nedeniyle, denedenemez ve hesaplana.maz bir temsilcinin varln grd beklenmedik rastlant
.di:.
lkel insan burada da hakldr. Olaann dndaki her e,
yin onu korkutmasm anlamak kolaydr. Bir sre kaldm, Elgoil dann gneyindeki blgelerde ok sayda karncayiyen
bullinuyordu. Karncayiyen rkek, gece yaayan, nadiren grlebilen.bir hayvandr. Bunlardan birisini gndz grmek, yerliler iiQ., bizim bir derenin yokU yukar aktn grmemiz
kadar artc ve olaand bir olaydr. Derenin aniden yerekimini yendii bazdurumlar biliyor olsak bile daha az ar
mayz'. Byk miktarda.su ile evrili yayoruz ve suyun yerekimine uymamaya karar verdii zaman neler olabileceini kolayca hayal edebiliriz. te ilkel insan da kendi dnyasndaki
20
'
onlardan birinin
doa kurallarna uy., .rrt ok iyi bilmektedir,
.
.
~
'
21
ti. Ama bu masumane arzusu ona pahalya mal oldu. Bu hi grlmemi, huzursuzluk veren bir daveant ve ksa bir sre
sonra korkun bir frtna ktnda, bundan bayrak direi sorumlu tutuldu. Bu olay misyoere kar genel bir isyan iin yeterliydi. lkel insana kendi dnyasnda gvenlik duygusu veren
ey olaan hadiselerin dzenliliidir. istisnai her durum kefa_reti
. denmesi gereken denetlenemez bir gcn korkutucu gs.
'
terisidir. Sadece olaan dzeni bozan bir ey deil, ayn zamand. dier uursuz olaylarn iaretidir.
Biz bykan:e-babalarmzn ve onlarn byk anne-babalarnn dnya hakknda nasl hissettiklerini unuttuka bu tr
yakl:imlarn sama olduunu daha fazla dnrz. Bir buza iki bal ve be ayakl doar. Komu kyde bir horoz yumurdamtr. Y~l bir kadn bir rya grmtr, gkte bir
kuyruklu yldz belirir, en yakn kasahada byk bir yangn
ba,lar ve sonraki yl bir sava kar. Tarih eski alardan. onse
.kizinci yzyla kadar bu ekilde yazlmtr. Bizim iin ok anlamsz olan, bilgileri byle yanyana koymak ilkel insan iin ok
nemli ve ikna edicidir. Ve btn beklentilerin aksine, o bunu
yapmakta hakldr. Onun gzlem gc ok gvenilirdir. O) ta~
!-ih ncesi deneyimlerden, bu tr balantlarn gerekten ~u lund~unu bilmektedir. Bize tamamiyle anlamsz gelen byle
tek tk, rasgele hadiseler -nk biz olaylar tek tek v~ kendilerine zg nedenlerle ele alrz- ilkel insan iin son derece
mantkl bir kehaneder ve bu kehanederin iaret ettii olaylar
dizisidir. 1<\:endisini istikrarl bir ekilde gsteren eyeans gcn lmcl patlainasdr.
22
23
24
'<
'
diini
gsterir.
25
se m, bedensel hareketlecim bask alcnda olabilir; dikkacim kolay dalr; dalgnlanm. Bunun sonucunda, bir eylere arparm, ckezleri:n, bir eyi drrro veya unucurum. Uygar koullar altnda, bunlar nemsiz eylerdir, ama ilkel ormanlarda
lmcl neme sahip olurlar. inde timsah kaynayan bir nehirin zerinde kpr amacyla kullanlan, yosun tutmu bir aa
gvdesinde yanl bir adm atmanz lmnze neden olabilir.
Dnn ki youn odarn arasnda pusulam kaybediyoruro
veya cfeimi doldurmay unucuyortm ve kendimi ormanda
bir gergedan srsnn ortasnda buluyorum. Dncelerimle
ar megul olduum iin, zehirli bir Afrika ylanna basyo
rum. Akamst sivrisinek botlarm zamannda giymeyi unucuyorum ve on bir gn sonra cropikal scmadan lyorum. Y
kanrken azn kaparnay unutmak bile dizanterinin saldrs
na uramak iin yeterli. Bize gre bu olaylarn nedeni dikkacsizlikcir. lkel insana gre bunlar maksach kehanetler veya bydr.
Ama burada dikkatsiziikten fazlas da sz konusu olabilir.
Elgon dann gneyindeki Kitoshi blgesinde, Kabras ormannda bir yolculua katlmcm. Orada, kaln otlarn arasnda,
neredeyse bir ylana basmak zereyken son anda kendimi kenara acabildim. leden sonra bana elik eden arkadam avdao:
dnd. Surac bembeyazd, her yeri titriyordu. Bir beyaz karn
ca cepesinin iinden frlayan ikibuuk metre uzunluundaki
bir mamba ylan tarafndan yumlmak zereymi. Eer son anda hayvan yaralamay baara~n:asayrru lmesi iten deilmi.
Gece saat doku.z da kampmz alktan gz dnm srtlanla
rn saldrsna urad. Bu srtlanlar bir gn nce bir adam rysnda kQrkutup hrpalamlard. Atee ramen, lk ~tarak
itin zerinden adayan, .ahmzn barakasma toplandlar. O
26
~f
geceden sonra yolculuumuzcia bir kazayla karlamadk. Ya~ 'admz o gn Yeriilere dnmek iin malzeme verdi. Bize
...
. gre bunlar sadece pepee gelen kazalard, ama onlara gre
~ , r.vahi dnyaya girdiimiz ilk gn gerekleen bir kehanetin ye .Cine getirilmesiydi. yle oldu ki, gemeye altmz bir
. '
' rlcntnn iine dtk: araba, kpr, her ey. Yanmzdakiler
'birbirlerine "te, iyi bir balang" der gibi baktlar. Zirveyi
. _tamamlamak zere, bir frtna balad, sanki gk yarld. O ka.~ dar slandk ki gnlerce ateli yattm. Arkadann avlanmakt:an son anda kurtulduu o gnn sonunda, biz, beyaz adamlar
'27
ifade edilen inanc hayal edebilmesi gerekir. Burasnn kral insan deil, doadr -hayvanlar, bitkiler ve mikroplar. Mekana
uygun ruh halini dnerek, bllka herhangi bir yerde glmserneye neden olacak eylerden uyandrc bir anlam nasl -
karttmz anlayabilirsiniz. Buras ilkel insann her gn bl!
etmek zorunda olduu deneclenemez ve kaprisli glerin dnyasdr. Olaand olay onun iin bir aka deildir. O bundan
kendi sonularn retir. "Buras iyi bir yer deil" - "Bugn
uursuz" - ve bu tr uyarlara dikkat etmesi sayesinde kana
bildii tehlikeleri kim bilebilir?
"By balta girmemi ormann bilimidir." Bir kehanet, bir
ha~eketinseyir ynn, planlanm bir eyden vazgeilmesipi,
ruhsal tepkinin deiimini etkiler. Tesadfierin gruplar halinde geldiini ve ilkel insann ruhsal nedenselliin bilincinde olmadn dnrseniz tm bunlarn olduka yararl reaksiyonlar olduklarn anlarsnz. Bizim doal nedensellik .denilen
olguyu tek ynl vurgulamamza teekkr borluyuz, bu sayede sbjektif ve ruhsal olan objektif ve "doal" olandan ayr
tumay ~rendik. Oysa, ilkel insan iin ruhsal olan ile objektif
olan d dnyada birleirler. Olaand bir eyin karsnda a
ran ilkel insan. deildir, o ey llrtcdr. O, bynn gcyle. donanm mana'dr. Bizim hayalgc ve telk~n gc diyebileceimiz eyler ilkel insana dardan onunla oynayag_gizli
-o
gler gibi grnrler. Onun lkesinin jeolojik veya politik bir
mevcudiyeti yokrur. Oras onun mitolojisini, onun dinini, btn dncelerini ve duygularn kapsayan yerdir. O, bir dereceye kadar, bu fonksiyonlarn bilincinde deildir. Korkusu "iyi
olmayan" baz yerlerle snrlanmtr. Ayrlanlarn ruhlar u
veya b11 ormanda bulunurlar. u maara .ieri girenleri boazla
yan eytanlart" barndrmaktadr.. Oradaki dada byk ylan
28
<
1
( 'raamaktadr; u tepe 'efsanevi kraln mezardr; bu neliirin ve' ya aacn veya kayann yanna gelen her kadn hamile kalr; u
'
: ..yksek aa baz insanlan aran "bir ses kartr; u s geit
y~lan-eyt~nlarca korunur. lkel insan psikolojik deildir. Ruh, sal eyler onun dnda objektifbir ekilde cereyan ederler. Hat, ..
ta. ryasnda grd eyler bile ona gerek gibi grnrler; sa'
dece. bu nedenle ryalarna
.
. dikkat eder. Elgon'lu hamallarmz
.
asla ryagrmedikleri konusunda ciddiyede srar ettiler.-sade.
. ce byc rya gryordu. Bycye sorduumda, o da Ingi: , lizler lkesine girdikten soqra rya grmeyi brakt.n syle
, di. Sylediine gre eskiden babas "byk" ryalar gryordu
1
f.' v~ srlerin nerede gezindii ni, srtmalarn buzalarn ne', reye gtrdklerini ve ne zaman sava veya salgn olacan bi, . .
'
.
J jyordu. imdi her eyi bilen Blge Korniseriydi ve onlar hibir
ey bilmiyorlard. Byc timsahlarn ngiliz Hkmeti tara. iba getiklerine inanan baz Papuallar gibi boyun emiti.
Yerli bir mahkum otoritelerin elinden kamt ve nehri gerte.ye alrken bir timsah tarafhdan paralanmt. Bu nedenle!' yeriiler de onun bir polis timsah olduu sonucuna varm' .
.
lardi: Tanr imdi ryalar kanalyla Ingilizleele konuuyordu;
Elgon'nun bycsyle konumuyordu, nk gc ngilizler
.
.
' ellerinde
bulunduruyorlard. Rya faaliyeti darya g etmi-
.
.
.
. (i~ Bazen yerlileri n ruhlar da 'g ediyorlard ve byc onlar
1
)rular gibi yakalayp kafeslere koyuyordu; veya garip ruhlar
'k9Y.~ gelip hastalk yayyorlard.
' .L
'
'
'
29
o timsah silahn atelendii anda kylerinde len yal bir kadndr. Timsah besbelli kadnn yaban ruhudur. Bir baka adam
srsn gzleyen bir leopar vurur. O anda komu kyde bir
kadn lr. Kadn ve leopar birdir, ayn eydir.
Uvy-Brhl bu ilgin ilikiler iin participatitm mystique (gizemli ortaklk) deyimini gelitirmitir. Bence "mistik" szc iyi seilmemi. lkel insan bu konularda gizemli hibir ey
grmez, onlar doal kabul eder. Onlar tuhaf bulan biziz, bunun nedeni de bu ruhsal feno~enler hakknda bir ey bilmememizdir. Aslnda bunlar bizde de grlrler, ama biz daha uygar
biimde ifade ederiz. Gnlk yaammda daima dier insanlarn ruhsal srelerinin bizimkiyle ayn olduklarn virsayarz.
Bize ho gelen veya arzuladmz bir eyin dier insanlar iin
de ayn eyi ifade ettiini dnrz . Bize kt gelenin onlar
iin de kt olmas gerekir.~ Nihayec son dnemlerde mahkemelerimiz psikolojik bir ay benimsediler ve hkm verirken
suun greliliini kabul ettiler. Deneyimsiz, acemi insanlar ha" e yakr)
la quod licet ]ovi non licet bovi (Bir kze deil Jpiter'
ilkesini duyduklarnda hnla dolarlar. Kanun nnde eidik .
ilkesi hala insann en byk baarsn temsil eder; henz yerine yenisi konulamamtr. Ve biz hala kendimizde grmek istemediimiz btn ktlkleri ve deersizlikleri "dier insana" atfetmeye devam ederiz. Bu nedenle, onu eletirmemiz ve
ona saldrmamz gerekir. Bu durumda asl gerekleen ey aa
lk bir "ruhun" bir insandan dier insana g ecmesidir. Dnya hala
,. ciksinilen insanlar (betes noires) ve gnah keileriyl~ doludur, ayn eskiden cadlarla ve kurcadamlarla dolu olduu gi-
bi.
Ruhsal yanstma psikolojinin en sk grlen olgularndan
biridir. _Uvy-Brhl'n ilkel insann belirgin bir zellii olarak
30
'
to;_u
'
'31
'
32
.'
,,
''
',air.
i.
Topadayacak olursak, arkaik insann en belirgin zellii,
~Y.kozmik boyutta doal nedenlerden daha nemli bir faktr olaKr.ak grd, tesadfn gvenilmezliine ve deikenliine
, kar taknd tavrdr. Rastlantsal olaylatn iki boyutu var[~ clr; bir yandan, seriler halinde gerekleirler, dier yandan, bi~. i~~d r~hsal faktrlerin -yani participa~ion. mys~ique'in (giz~m
~J ortaklgn)- yansmlmas kanalyla belrgn br amala dona~. blmlardr. Arkaik insan kesinlikle byle bir ayrm yapmaz,
~:nk ruhsal olaylar fiziksel olaylarla btnleecek kadar yan~;" s- tr. Bir kaza ona keyfi ve amal bir hareket -canl bir varln
mdahalesi- olarak grnr, nk olaand olaylarn onu
~cak kendi korkusunun veya aknlnn gcnn etkisi k~
., dar etkilediinin farknda deildir. Evet, burada tehlikeli bir
.alana giriyoruz. Bir ey biz ona gzellii atfettiimiz iin mi
~ :gzeldir? Byk dnrlerin dnyalar aydnlarann parlak
g'ne mi, yoksa gnele iliki nedenjyle insan gz. m oldu'
u:s9rusuyla greciklerini biliyoruz. Arkaik insan bunun g, 'ri~., olduunu, uygar insansa gz olduunu -imdiye kadar, her~. kalde, b.tn yansm ve sanat hastal~na yakalanmad
;.srece- d~nr. Doaya egemen olabilmek i_in onu ruhsal
zelliklerden kurtarmas gerekir; dnyasn objektif grebil. lp.e~i iin btn arkaik yanstmalarn geri almas gerekir.
. ,lkel dnyada her ey ruhsal niteliklere sahiptir. Her ey'
~-;a,clamn psiesinin elemanlaryla donanmtr -veya yle diye'
~ fi'~r- 'insanlk ruhunun, kolektif bilinaltnn elemanlarrla,
~ t~9kii he~z bireysel bir ruhsal yaam yoktur. Bu vesileyle, H" r~s'~iyanln vaftiz treninin insanln ruhsal geliimi iin an' ~'ihlnn ok nemli olduunu unutmayalm. Vaftiz, insanolu
na. esiz bir ruh verir. Elbette bununla vaftiz treninin bir 'ke-
~.-
'
f'.
'
33
)
relik bir gsteriyle hemen erkili byl bir ey olduunu sylemek .istemiyorum. Vaftiz dncesinin insan dnyayla arkaik zdelemenin dna karttn ve onu bunun stnde bir
yerde duran bir varla dntrdn sylyorum. insanl
bu dnce dzeyine ykselten ey en derin anlamyla vaftizdir, nk o doay aan spiricel insann doumu demektir.
Her nisbeten bamsz ruhsal ieriin bir frsat doduu an
canlanaca ; bilinalt incelemelerinde kabul edilen bir gerektir. Bunun en net rneklerini bir delinin sanclarnda ve medyumca ileriimlerde grrz. Bir oconom ruhsal ierik ne zaman ve nereye yansrlrsa grlmez bir ins~n kar ortaya. Bu,
spiritel seanslarn ruhlarn ve ilkel insana grnen hayaletleri. aklamaktadr. Eer nemli bir ruhsal ierik bir insana yanstlrsa', o bir
etkiler yaratma g. mana olur -yani olaand
.
cyle donanr. Bir byc, bir cad, bir kurtadamveya benzeri
bir ey olur. Byc dokrorun gece dolaan ruhlar yakalayp
onlar kular gibi kafeslere kapartna dair ilkel inan arpc
biimde bunu gstermektedir. Ruhsal yanstmalar byc
doktoru mana'yla donatrlar; hayvanlarn, aalarn ve talarn
'
. ,konumalarn salarlar; ruhsal aktivite olduklar iin, insan
kendilerine itaat ermeye zorlarlar. Bu nedenle bir deli umut-
suzca kendi seslerinin insafna kalmtr. Yani yansrlan ey
onun kendi ruhsal .akrivicesidir. Bunu bilmeden, kendi sesleri
kana!yla konuan kendisidir, nasl ki duyan, gren ve itaat
ed~n de ken9-isiyse.
Psikolojik bak asndan, ilkel insann resadfn keyfi gc'nn ruhlarn ve bycleri n maksadarna .hizmet ettiine
inanmas ok doaldr, nk onun grd kadaryla tesadf,
olaylarn unsurlarnn kanlmaz bir sonucudur. Gelin bu ba
lanrda kendimizi yanlrmayalm . Eer bilimsel yaklammz
34
35
zu ona yanstmamzdr ve bu yanstmayla onu eytan yapmamzdr. Bizim hayalgcmzn rn olmayan, kendi zelliklerine dayanarak etkileyici -mana kiilik- olan insanlar vardr. Mana kavramnda d dnyada geni bir alana yaylm, al
lmam btn etkileri yaracan bir g var gibidir. Var olan,
hareket eden her ey, yoksa bu gerek olamazd . Sadece bu gc sayesinde gerek olabiliyor. Varlk bir g alandr. lkel mana kavram, grebildiimiz gibi, enerji teorisinin tasla gibidir.
Buraya kadar bu ilkel dnceyi kolay izleyebiliyoruz. Zorluk onun olas sonularn saptamaya alrken kyor, nk
anlattm ruhsal yanstma srecini tersine eviriyorlar. Bu so-
nular unlardr: bir byc doktoru byc yapan benim hayalgcm veya benim duygum deildir; aksine, o bir byc~
dr ve byl glerini benim zerimde uygulamaktadr. Hayaletler benim zihnimin sanrlar deildirler, bana kendi iradeleriyle grlrler. Bu ifadeler mana fikrinin mantkl trevleri
olmalar;a ramen, onlar kabullenme konusunda tereddt
ederiz ve bize rahatlk veren ruhsal yanstma teorimizi aramaya
bala:z. Buradaki soru udur: Ruhsal olan -yani ruh veya bilind- genellikle bizim iimizde mi belirir; yoksa ruh veya
bilind, bilincin erken dnemlerinde, aslnda bizim dmz
da kendi amalarna sahip denedenemez gler biimindedir
de ruhsal geliim srecinde derece derece bizim iimize mi yerleir? Modern cerimlerimizi kullanrsak , J:>alantsz ruhsal ieriider bireylerin psielerinin paralar mdrlar, yoksa onlar ba
langtan itibaren, ilkel _gre gre hayaletler, atalarmzn ruhu ve benzerleri eklinde kendi biimleriyle var olan ruhsal
varlklar mdrlar? Onlar geliim sresince yava yava insann
iine girip, orada bizim imdi psie dediimiz dnyay m olu-
'
turdular?
Bu dnce bizi tehlikeli ve paradoksal biimde arpyor,
ama yine de bir eyler dnebiliyoruz. Sadece din! retmen
ler deil, pedagoglar da insan ruhuna daha nce orada olmayan
bi~ eyi .yerletirmenin olas olduunu varsayarlar. ikna ve etki
gc bir gerektir; en modern davranlk bile bundan uzun
vadeli sonular beklemektedir. Ruhu ina etmenin karmak
d~ncesi bir ok yaygn inanta ilkel bir dzeyde ifade edilmektedir -rnein sahip olma, atalarn ruhunun bedenlenmesi,
.ruhlarn g etmesi ve dierleri. Birisi haprdnda "Tanr senj kutsasn'' deriz ve bununla "Yeni ruhunun sana rahatszlk
vermemesini dilerim" demek isteriz. ~endi geliimimiz sresince ok ynl elikileri aarak btnleini bir -kiilie ularz, ruhu zorlu bir biimde biraraya getirme deneyimi yaarz .
nsan bedeni bir dizi Mendeki birimlerin miras edinilmesiyle
yaplandna gre, insan ruhu!}un da benzer ekilde biraraya
toplandn dnebiliriz.
..
tajna
ve
38
flkel insann "kolektif simgeleri" gerekten nemli midir, yoksa ' nemli gibi mi grnmektedir? Bu zor soruyu yantlaya
m~m, ama Elgon'un da kabilesindeki bir gzlemimi anlatabilirim. Dinsel dnceler ve trenierin izlerini enine boyuna
aratrm, ama haftalar sonra hibir ey kefedememi tim. Yerliler her eyi grmeme izin vermiler ve bilgilerini zgrce
s.inmulard. Arada tercman engeli olmadan onlarla iletiim
k:irabiliyordum, nk yallarn ou Swahili konuuyorlard.
B~langta gnlszdler, ama buzlar eridike beni itenlikle
ka!:mllendiler. Dini gelenekler hakknda hibir ey bilmiyorlard. Ama ben vazgemedim ve sonunda, uzun mzakerelerimden birini bitirmek zereyken yal bir adam birdenbire konu
c~: "Sabahleyin, gne ykselirken, kulbelerimizden karz,
eller-imize tkrrz ve onlar gnee tutarz." Onlardan bu
merasimi benim iin yapmalarn ve tam olarak gstermelerini
istedim. Ellerini azlarnn nne getirdiler ve kuvvetle t~ krdler veya flediler. Sonra ellerini evirdiler ve avularn
gnee
,, doru tuttular. Onlara yaptklarnn ne anlama geldii. ni -niye ellerine flediklerini veya tkrdklerini- sordum. So, rum beyhudeydi. "Bu her zaman byle olmutur" dediler. Bir
aklama _
a lmak imkanszd ve onlarn sadece ne yaptklarn
bildiklerine, niin yaptklarn bilmediklerine ikna oldum.
Davranhirnda bir anlam grmyorlard. Yeni ay da ayn hareketlerle karlyorlard.
Zrih'te tamamen bir yabanc ol~uumu ve bu ehire bucann geleneklerini aratrmaya geldiimi varsayalm. nce d
blgelerde banliy evlerinin yaknlarna yerieiyorum ve evsaHipleriyle komuluk ilikisi gelitiriyorum. Sonra Bay Mller
uV.f! Bay Meyer'e .yle diyorum:
. "Ltfen bana dinsel adetleriniz'dep. bahsedin." kisi de aryor. Asla kiliseye gitmemiler,
39
hakknda
hibir ey bilmiyorlar ve stne basa basa hibir gelenei uygulamadklarn sylyorlar. Bir sabah Bay Mller'i
ilgin bir faaliyet iinde yakaliyorum. Bahede koturuyor,
renkli yumurtalar saklyor ve zel tavan heykellerini yerleti
riyor. Onu su st yakalam oluyorum. "Bu ilgin treni niin benden saklyorsunuz?" diye soruyorum. "Ne treni?" karln veriyor "Bu nemsiz bir ey. Paskalya zaman herkes yapar." "Ama bu heykellerio ve y~murtalarn anlam ne ve niin
onlar saklyorsunuz?" Bay Milller afallyor. Bilmiyor, zaten
Noel aac hakknda da ok az ey biliyor. B.una ramen bu ey
leri yapyor. Ayn ilkel adam gibi. Elgon'larn atalar ne yaptk
larn biliyorlar myd? ok dk ihtimal. Arkaik insan ne yapyorsa onu yapyor -sadece uygar insan ne yaptn biliyor.
Biraz nce anlattm Elgon treninin anlam nedir? Ak
seik belli ki, bu tren gnee, sadece dou annda, yerliler
iin mungu -yani mana veya kutsal- olan sunmaktr. Eer ellerine tkrrlerse, bu ilkel inanca gre, kiisel mana'y -iyileti
ren, sihirbazlk yapan ve hayat besleyen gc- ieren maddedir. Eer ellerine flerlerse, nefes rzgar ve ruhtur -roho' dur, b
ranicede ruach, Yunancada pneuma. Hareketin anlam: Yaayan
ruhumu Tanrya sunuyorum. Bu, szsz oynanan bir duadr.
yle de diyebilirlerdi: "Tanrm, senin ellerine ruhumu brak
yorum." Bu cesadfen mi byle olmutur, yoksa bu dnce insan varolmadan nce zaten tasarlanm ve amalanm mdr?
Bu soruyu yancsz brakmak zorundaym.
40
KEFEDiLMEMi BENLK
- l
Arkadam
Fowler McCormick'e
''Ya:m
;c
<
'ta,nh.nn lk bn yl
' . . :t '
: .......
;45: .
?
l~mzn
'
'
ol~
-.
r '
47
mezler.
Bu bakmdan, ruh fizyolojik ve anatomik yaps ile or
talama insann aslnda hakknda pek az ey bildii bedeni gibi
davranr. Onun iinde yaad ve onunla birlikte hareket ettii halde, sradan bir insan iin bedeninin byk blm hemen hemen tmyle bilinmeyen bir eydir. Bilinmeyen ama
varolan tm eyler bir yana, insana bedeni hakknda bilinen
eyleri tantmak iin zel bir bilimsel bilgi gerekir.
Sonuta, yaygn olarak "kendini tanmak" denen ey, byk
blm sosyal faktrlere ve insan ruhunda olup bitenlere bal
olan ok snrl bir bilgidir. Dolaysyla, daima flanca veya falanca eyin "kendisine olmayaca" veya "ailesinde" ya da ark~. dalarnda ve tandklarnda grlmedii nyarglaryla kar
arz. te yandan, en az. bunun kadar hayali varsaymlada,
gerek olgular gizlerneye yarayan bir takm niteliklerin b.il~n
duu -iddialarn dinleriz.
-
Bilinli eletiri ve kontrolden muaf olan bu ge!li bilinsizlik kua iinde rm etkilere ve ruhsal enfeksiyonlara -~_k ve
savu~masz durumdayz. Tm tehlikelerde olduu g~bi, ancak
bi'ze saldran eyin ne olduunu, nasl, nerede ve ne zaman bi ze saldracaa,~ bildiimiz zaman psiik enfeksiyon riskine kar kendimizi savunabiliriz. Kendini tanmak bireysel gerekleri bilmek olduuna gre, teoriler bize bu konuda.fazla yardm'
'
c olamazlar. Bir teorinin evrensel geerlilik iddias ne kadar
gl ise, tek tek bireysel 'gereklerin hakkn verme kapasitesi o kadar zayf olur. Deneyime dayanan her teori zorunlu olarak
. istatistikseldir ; yani terazinin her iki ucundaki stismilar
atarak bunlarn yerine oyut bir orral~a koyarak, ideal bir ortalama formle eder. Bu ortalama olduka .dorudu~; ancak ger
ek ,yaamda bunun byle olaca anlamna gelmez. Buna ramen, teoride doruluundan k~ku duyu~ayan tem~l bi~ gt;r'
'
'
'
48
'
.,
ek olarak yer alr. Terazinin her iki ucundaki istisnalar, tqyle gerek olduklar halde, sonu ca gzkmezler, nk bir. ~~irl~r~ni iptal-ederler. rnein ben, eer akl ta dolu bir a_nan iindeki .h er ta tartp ortalama 145 gr. arlk elde ec, '
sem, bu bana akl ealarnn gerek nitelii hakknda ok az
;bilgi verir. Bu hesaba dayanarak eline ald bir akl tann
,1 45 gr. arlnda olacan dnen birisi ciddi bir yanlgya .
~:debilir. Hatta, istedii kadar arasn tam 145 gr. gelen tek bir
akl ta bulamayabilir.
statistiksel yntem gerekleri ideal bir ortalamann al, tnda gsterir, ama onlarn ampirik gereklikleri hakknda bilgi vermez. Gerein tartma gtrmez bir ynn gstermek.
, le birlikte, fiili gerei son derece yan_lrc bir ekilde bozabi' lir. Bu, istatistiklere dayanan teoriler iin zellikle gee-rlidir.
,Oysa, gerek olgularn aync zellikleri onlarn tek olular,
~ireylikleridir. Diyebiliriz ki, gerek tablo sadece kuraln istis-
nalarndan oluur ve sonuta, mutlak gereklik baskn olarak
"
mal
bir birim olarak dnlmelidir. Bu da, insan, tm bireysel zelliklerinin karcld, ortalama bir birim olarak soyut
bir tablo iinde gsteren ve evrensel geerlilik tayan amropoloji veya psikoloji bilimini ortaya kartr. Ama insan anlamak
iin gereken en nemli zellikler bu karclanlardr. Eer bir
bire~i anlamak istiyorsam, orcalama insan hakkndaki tm bilimsel bilgileri bir yana atp, tm teorileri gzard ederek tmyle yeni ve nyargsz bir tavr benimsemk zorundaym.
Anlamak iine ancak cam zgr ve ak bir kafayla yaklaabili
riq., oysa insan bilme veya insan karakterini kavrama abas insanlk hakknda her trl genel bilgiyi nceden varsayar.
imdi~ ister bir baka insan anlamak, ister kendimizi tan
mak sz konusu olsun, her iki durumda da t n] teorik varsaymlar bir kenara brakmak zorundaym. Bilimsel bilgi sadece
evrensel bir saygnla sahip olmakla kalmayp, modern insann gznde tek encelektel ve ruhsal otoriteye de sahip oldu
u iin, bireyi anlama. gayret im beni szn gelii, iese majeste
yapmaya (byk ihanete) ve bilimsel bilgiye arkarn dnmeye
mecbur ediyor. Bu 'h.afife alnabilecek bir fedakarlk deildir,
zira bilimsel tavr tad sorumluluk duygusundan kendini
kolay kolay kurcaramaz. Ve eer sz konusu psikolog, hastas
n sadece bilimsel olarak snflandrmak deil, ayru zamanda
onu bir insan olarak da anlamak isteyen bir tp doktoru ise, birbirine zt ve karlkl olarak birbirini dlayan iki yaklam yani ,bilmek ile anlamak- arasnda mesleki bir eliki yaa:ma
tehlikesiyle kar karyadr. Bu eliki, "ya bunu, ya onu" seersin mant ile deil, ancak iki-ynl bir dnme ile zlebilir, yani birini yaparken, dierini de gz nnde tutmakla.
Prensipte bilginin olumlu avantajlarnn, anlamann aleyhine
alt dnlrse, bu durumdan kartacamz sonu ol-
50
'
J..
. 51
konusu deilmi gibi gsterirler. (Bunun bir istisnas, gzlemlenen eyin gzlemciden bamsz olmadn kabul eden modern fziktir.) Demek ki bilim, bu bakmdan d~ gerek insan
ruhunun danda brakld bir dnya grnm sunmaktadr
- yani "beeri bilimlerin" tam antitezi.
Bilimsel varsaymlarn etkisi altnda, sadece insan ruhu deil, bizzat birey ve, kukusuz, tek tek her bir olay tesviye edilip dzeltilmekte ve ortaya, gerein kavramsal bir ortalamaya
dntrld , bulank bir tablo kartlmaktadr. Bu istatistiksel dnya grnmnn psikolojik etkisini azmsamanial
yz, nk bireyi tablodan kartp onun yerine, st ste y
larak kitle formasyonlar oluturan anonim birimleri koymaktadr. Bilim bize, somut birey yerine, rgt isimleri ve en tepede, politik gerein prensibi olarak soyut Devlet fikrini sunmaktadr. Bu durumda bireyin ahlaki sorumluluu kanlmaz
olarak yerini Devlet politikasna brakr. Bireyin ahlaki ve zihinsel farkllamas yerine kamtL refah ve yaam standardnn
ykseltilmesi geer. Bireysel yaamn (ki gerek olan tek yaam
budur) amac ve anlam artk kendi kiisel gelimesine deil,
Devlet politikasnn insafna braklm olur. Devlet politikas
bireye dardan empoze edilen bir gtr ve nihai olarak tm
yaam kendine doru eken soyut bir diincenin tatbik edilmesiyle meydana gelir. Birey kendi hayatn nasl yaayaca
hakknda kendi ahlaki kararlarn verme olanandan giderek
daha fazla yoksun kalr. Sosyal bir nite gibi ynetilir, beslenir,
giydirilir ve eitilir, uygun grlen bir konutea barndrlr ve
kitlelerin hoina giden, zevkine hitap eden standartlarla elen
dirilir. Yneticiler de, aynen ynetilenler gibi, birer sosyal birim olurlar, tek farklar Devlet doktrininin szcln yapmakta uzmanlam olmalardr. Akl yrtme ve yarglama ye52
teneine
micir.
54 -
iliimizin
55
'
'
.,
r,. II
~-
'
Egemen devlet hayalini -bir baka deyile, devleti idare e.denlerin isteklerini- her trl snrlamadan kurtarmak iin., bu' ei
limdeki tm sosyo-politik hareketler amaz biimdedinin altndaki zemini kaydrmaya alrlar. Zira, bireyi Devlet' in bir
fonksiyonu halin~ dnttmek iin, Devlete bamllk dn
daki tm bamllkl~r Qnun elinden alnmak zorundadr. Oysa din, deneyimin mantkd gereklerine baml olmak ve
boyun emek demektir. Sz
konusu gerekler sosyal ve .fiziksel
57
58
teye gidemez.
, Gndelik dnyev~ gereklerle uzlamak demek olan iman
,sistemleri grlerini, doktrinlerini ve adetlerini zaman iinde
, gelien ve deien bir kurallar sistemi altnda toplamak zorun
luluunu hissetmilerdir. Bunu yaparken de o kadar maddile'mi ve cismani hale gelmilerdir ki, zlerinde yatan hakiki din.sel unsuru -yani dnyatesi olan o referans noktas ile aralarndaki canl ilikiyi ve dolaysz yzlemeyi- gerilere itmi. 1
;~lerdir. Mezhepsel gr as , sbjektif dinsel ilikinin deeri,
ni ve nemini geleneksel dokcrinin kstas ile ler ve eer Pro testanlkta olduu gibi bu yaygn bir uygulama deilse, insan
. Tanr'nn iradesi ile yntendirildiini iddia ettii anda, ortalk~
. ta bir sofralk, sekterlik ve eksantriklik tartmas balar. man
resmi Kilise ile birlikte varolan bireydir, ya da sadece gerek
' i:nan sahiplerinin deil, ayn zamanda dinsel konularda "kayt
' sz" diye tanmlanabilecek ve salt alkanlklarn etkisiyle Kiliseye devam eden muazzam sayda insann da ait olduu bir kar
59.
60
maktan koruyan isel ve fiziktesi b~r deneyimin varlna ihtiyac vardr. Kitle insannn aptallatnlmasna ve ahlaki ~o
rumsuzluuna salt encelektel veya hatta ahlaki olarak yaklamak olumsuz bir kabullenme olur ve bireyi atomlara ayrma
yolunda biraz tereddt etmekten baka bir ie yaramaz. Bu
yaklam dini inancn itici gcnden yoksundur, nk t
myle rasyoneldir. Burjuva mantnda diktatr Devletin byk bir avantaj vardr: bireyin yansra dinsel gleri de yutar.
Devlet Tanr'nn yerini almtr. te bu nedenle, sosyalist diktatrlkler din haline gelmi ve Devlet klelii bir ibadet bii
~ mi olmutur. Ancak, dinin ilevi, geerli ege:nen kitle zihniyeti.ile atmalan engellek iin hemen basunlan, gizli kukula
ra yol amadan bu ekilde yerinden sklemez ve yalanlana
maz. Sonuta durum, her seferinde olduu gibi, fanatizm eklinde ar bir yolla telafi edilir ve fanatizm en ufak bir muhalefet kvlcmn bile ezen bir silah olarak kullanlr. 'Amaca
ulamak iin tm yollar, en aa lk olanlar bile, merudur' get. rekesi ile zgr dnce ayaklar altna alnr ve ahlaki yarg
hakk acmaszca bastrlr. Devletin politikas iman mertebesine ykseltilir, lider veya parti bakan konumundaki kii iyi ve
ktnn tesinde bir yan-tann haline gelir ve ona kendini ada. yan insanlar birer kahraman, din ehidi, havari veya misyoner
gibi ereflendirilir. Sadece bir tek gerek vardr, ondan baka
hibir gerek yoktur. Bu gerek ok kutsal ve dokunulmazdr,
eletiri-stdr. Farkl dnen herkes bir zndknr ve, tarihten de bildiimiz gibi, her trl kt akbede karlama tehlikesi iindedir. Sadece politik gc elinde tutan parti bakan
Devlet doktrinini aslna sadk biimde yorumlayabilir. Bunu
da kendine uygun grd bir ekilde, kafasna estiince yal'ar.
61
Kitle kural gereince, birey xxx. sayl bir sosyal birim haline geldiinde ve Devlet en y~ce prensip seviyesine kartld
nda, din fonksiyonunun da bu girdaba yakalanaca dn
lebilinir. Dikkatli bir gzlerole ve gzle grlmeyen, kontrol
edilemeyen baz faktrler hesaba katldnda, din insana zg
igiidiise/ bir trttttmdur ve bunun kendini gsterme biimlerini
' tm insanlk tarihi boyunca izlemek mmkndr. Dinin belirgin amac ruhsal dengeyi muhafaza etmektir. Zira doal insann, bilinli fonksiyonlarnn her an iinden v~ya dardan gelebilecek ve kontrol edilmesi mmkn olmayan olgulada engellenebileceine dair, yine gayet doal bir "bilgisi" vardr. Bu
nedenle, gerek kendisi, gerekse baka insanlar iin nemli sonular deurabilecek zor bir karar alrken, bunu dine dayanan
uygu~ baz nlemlerle gvenli bir hale getirmeye dikkat eder..
Grnmeyen glere adakta pulunur, hayr dualar ettirir, kutsal ayinlere katlr. ~sikolojik igr yeteneinden yoksun rasyonalistler tarafndan sihirli yarar inkar edilen ve by, bo
inan, hurafe diye kar klan trenler (ritesd!entree.et de sortie
= insan yaamnda yeni .bir dnemi belirleyen,ayinler) her yerde ve her zaman yaplage!mitir. Zira, sihir veya bynn nemi azmsanamayacak.byk bir psikolojik etkisi vardr. "Byl" bir performans gerekletirmek, bunu yapan kiiye, karar
n yerine getirmek iin kesinlikle gerekli olan gven duygusunu verir, nk karar almak kanlmaz olarak tek yanl bir eylemdir ve bu nedenle, bir risk olarak hissedilir. Bir diktatr bile, kendi Devlet kanunlarn tehditlerle yerine .g etirmekle kalmaz, bunlarn eitli trenlerle gerekletirilmesini ister. Sandolarn, bayraklarn, flamalarn, trenierin ve kitlesel gsterilerin, kilise cemaati yrylerinden, eytan karmak iin yap
lan eylerden prensipte- hibir fark yoktur. Ancak Devlet'in
62
gibi (onun kart ynnde olsa da), gl bir dinsel evk ve ayrcalk duygusu ile yceltilir.
Gereksiz yere kendimi tekrarlamamak iin, dnyevi ve dnyatesi inanlar arasndaki dier paralellikleri tek tek saymayacam, ancak din fonksiyonu gibi balangtan beri varolmu
.
.
63
Daha nce de. sylediim gibi, diktatr Devlet bireyin haklarn elinden almakla kalmaz, varlnn metafizik temellerinden yoksun brakarak bilfiil ayaklarnn altndaki zemini de
kaydrr. Bireylerin kiisel ahlaki kararlarnn hibir hkm
yoktur -nemli olan kitlelerin kr hareketidir ve yalan politik hareketin etkin bir prensibi haline gelir. Tm haklarndan
yoksun braklm milyonlarca Devlet klesinin varlnn kantlad gibi, Devl~t bu durumdan karl sonular kartr.
Gerek diktatr Devlet, gerekse bir mezhebin ynetiminde
olan dinler topluluk (komiin) fikrine zel bir nem verirler. Bu,
"komnizm" idealinin temelidir ve insanlara o denl~ .grtlakla-
64
r: yani insanlar blen bir gvensizlik duygusuna yol aar. Aylde nemsenen Kilise ise kar tarafta komnal (toplum.,.,.,, bir ideal olarak ortaya kar ve Protestanlkta olduu gibi
Cilisen:in fena halde gsz olduu yerlerde, birleme ve ba
~"u.uK duygusunun yokluu karsnda onun yerini tutan bir
komnal 'tecrbe" midi veya inanc yaratr. Kolaylkla anlaJ.i- ~!ua.caJ~ gibi, "komn" kavram kitleleri rgdemekte vazgel!&~;nrez bir yardmcdr ve dolaysyla iki ucu keskin bir silah tr.
Ka tane sfr ekierseniz ekleyin bir birim elde edemeyeceiniz
I!'.:.~!Su, bir topluluun deeri de onu ol.uturan bireylerin ruhsal
ve ahlaki byklklerine baldr. Bu nedenle topluluktan evre koullarnn etkisini bastracak gl bir etki -yani tek tek
bireylerde, iyi veya kt ynde, herhangi bir kkl deiim beklemek mmkn deildir. Bu tr bir deiim , insann iindeki ze dokunmayan komnal veya Hrstiyan vaftiz trenlerinden deil, ancak i:sann insanla kiisel ilikisinden doabi
.lir. Komnal propagandann ne kadar yzeysel bir etkisi oldu~
unu Dou Avrupa'daki son olaylarda (1956) grdk. Komnal ideal, nnde sonunda kendi hak ve isteklerini dayatacak
li'."'ola.n bireyi gzard ederek, kendi kendine gelin. gvey olur.
65
III
Din Konusunda
Bat Dnyasnn
Tutumu
bu geliimin
karsna Roma hukukundan devrald miras, metafzie dayanan Musevi-H ristiyan ahlak ve vazgeilmez insan haklar
ideali ile kmaktadr. Bat dnyas kayg iinde kendisine u
soruyu sormaktadr: Bu gidiat nasl durdurolabilir veya tersine evrilebilir? Sosyalist diktatrl bir topyadr diyerek
maskara etmenin ve onun ekonomik prensiplerini mantkd
ilan ectenin hibir faydas yoktur, nk her eyden nce Bat d nyas bu durumu eletirirken kendi kendisiyle babaadr,
kar kt fiki rler sadece Demir Perde'nin bu yakasnda duyulmaktadr. Dahas, beendiiniz ekonomik prensipleri ancak
bunlarn zorunlu kld fedakarhklara katlanmaya hazr oldu unuz srece hayata geirebilirsiniz. Eer Stalin'in yapt gibi, milyon kyly ala mahkum edip, bir o kadar iiyi
de cretlerini vermeden emrinize arnade ederseniz, iseediiniz
yirminci
yzylnda
67
'
68
..
Yalan ve despoduu nefretle karlayan, drsde ve geree gnl vermi insanlar her yerde ve her zaman bulunurlar, ancak bunlarn polis rejimi alcndaki kitleler
zerinde belirleyici etkilerinin olup olmadn kestirebilmek
gtr.*
Bu rahatsz durum karsnda Bat'da srekli u soru sorulmaktadr: Dou'dan gelen bu cehdite nasl kar durabiliriz?
Bat dnyasnn hatr saylr endstriyel gcne ve byk askeri savunma potansiyeline ramen, bunlarla yetinmemiz
mmkn deildir, nk biliyoruz ki en ldrc silahlar ve
r
~
,
~
yanl deildir.
;
~
~
~
.
.,
'.
69
sin bir ierii vardr. Ama bu ne kadar ok olursa, bilgi ile anlamsz atma olas lklan o kadar artar. Demek istiyorum ki,
imanlarn bak alan arkaikcir; bunlar etkileyici mitolojik
sembollerle doludurlar ve kelimesi kelimesine alnacak olurlarsa, bilgi ile uzlamaz bir elikiye derler. Ama rnein,
sa'nn lmden dirildii sz kelime karl ile deil de
sembolik anlamnda anla l rsa, bilgi ile atmadan yorumlanabilir ve szn anlam zedelenmez. Bu sz sembolik olarak
-almann .Hristiyanlarn lmszlk umutlarna son verdii
yolundaki itiraz geerli deildir, zira Hristiyanlk domadan
'
ok nce bile insanlk lmden sonra bir yaam olduuna inany_ordu ve lmszl garanti etmesi iin Paskalya yorrusu
gibi bir olaya ihtiyac yoktu. Mitolojiyi salt szck anlamyla
ve Kilise'nin rettii gibi anlamann, onun her ynyle tm-
den reddeditmesine yol aabilecei tehlikesi bugn her zamankinden daha fazladr. Artk Hristiyan micolojisini tamamen silip atmak yerine, bir kez olsun sembolik olarak anlamaya al
mann zaman gelmedi?
Marksistlerin Devlet dini ile Kilisenin Devlee dini arasnda
ki tehlikeli paralelliin kabul edilmesinin gecirece~i sonular
sylemek iin henz ok erkendir. insanla cemsil edilen muclak ideal Hristiyan Toplmlll iddias, Devletin "kutsall" ile
talihsiz bir benzerlik iindedir ve lgnatius Loyola'nn Kilise'nin otoritesinden kartt ahlaki yarg ("sonu arac kucsal
klar"), yalann son derece tehlikeli bir ekilde politik bir ara
olarak kullanlmasn beraberinde getirir. Her ikisi de inanca
kaytsz artsz boyun eilmesini ister ve bylece kiinin zgrln ksdar.. Bir yandan kiinin Tanr karsndaki zgrln, dier yandan Devlet karsndaki zgrln snrlan
drarak, bireyin mezarn kazm olurlar. Gerek Kilisenin Dev71
lee dini, gerekse Marksisderin Devlet dini, srasyla insana manevi ve maddi idealleri vaat ettikleri halde, her ikisi de bireyin,
yani hayatn esiz taycsn'n, krlgan varln tehdit ederler
- "eldeki bir ku, aataki iki kua bedeldir" atasznn anlatt geree kar kamz uzun sre direnebiliriz ki? Dahas, yukarda .anlattm gibi, her eyi istatistiklere indiegeyen
"bilimsel" ve manck Weltanschaurmg'u (dnya gr) ve materyalist amalar ile Bat dnyas da Dou blokunun Devlet
dini ile ayn deerl~ri paylamaktadr.
O zaman, tm politik ve mezhepsel hiziplemeleri ile Bat
modern insann ihtiyacna karlk ne sunmaktadr? Ne yazk
ki, c.m de Marksist idealden hi fark olmayan bir hedefe
doru giden bir takm yollar sunmaktan baka, hibir ey. Komnist ideolojinin, zamann kendi yannda olduu ve dnyann deime vaktinin yaklat yolundaki kesin inancn nereden edindiini anlamak iin fazla dnmeye gerek yoktur.
Gerekler bu konuda apak bir dille konumaktadrlar. Batda
bizim bu duruma gzlerimizi yummamz ve lmcl krlgan
lmz grmezden gelmemiz faydaszdr. Kolektif bir inanca
kaytsz artsz boyun emeyi, ebedi hakk olan zgrlnden
ve yine ebedi grevi olan bireysel sorumluluundan vazgemeyi bir kez renmi olan insan, bu tutumunu srarla srdreektir ve bir baka, grnte "daha iyi" bir inan, onun szde
idealizmine zorla kabul ettirilmeye alldnda, ayn safdillik ve eletiri yoksuniuu ile aksi yne ark edip o yolda yrmeye balayacaktr. Bakn, ksa zaman nce uygar bir Avrupa
ulusunun bana neler geldi? Almanlar olup bitenleri imdi
den unutnakla suluyoruz, ama gerek u ki, benzer bi'r eyin
baka bir yerde olmayacandan da emin deiliz. Olursa ve bir
baka uygar ulus, bir rnek ve tek ynl bir dncenin. bula72
mikrobuna ye~ilirse, bu bir srpriz olmayacaktr. Bat Avt~~!~~1,., 'nn gerek politik belkemiini oluturan Amerika ak
ijiSQZl u.u......., benimsedii kart-pozisyonundan tr bu konuda
a sahip grnyor, ama gerekte belki Avrupa'dan
~ble 'i:iata nazik bir durumda, zira Amerika'daki eitim sistemi,
J.',''lsttistik.:sel gerekleri ve rakamlar ile bilimsel WeltanschaIF 'iri,UJ dan, yani dnya grnden, en ok etkilenen eitim sistemidir ve Amerika' nn kank nfusu, kelimenin tam aniayla tarihten yoksun bir toprakta, kklerini qerine salmakta
ekmektedir. Bu koullar altnda son derece gerekli olan
. tarihsel -perspektifli ve insancl bir eitim tarz, aksine, bir
Sinderella yaamna yol amaktadr. Avrupa bu gereksinime sahip olmakla birlikte, bunu milliyeti bencillikler ve gten
' dren bir phecilikle kullanarak kendi ykmna neden ol~~ maktadr. Gerek milliyeti bencillik, gerekse phecilik mad" deci ve kolektivist bir ama tar, ama her ikisi de btnlemi
' bir insan ifade eden ve onu etkileyen eyden, yani tam tam.na
sylersek, bireyi her eyin leinde tam ort;ya oturtan o fikir
den yoksundur.
Bu fikir tek bana, her ynde en iddetli kukular ve tep'
kileri ayaklandrmaya yeterlidir. Byk saylarda insanlarla k
yaslandnda bireyin deersiz olduu inancnn, evrensel apta ve oybirlii ile onay grd bile iddia edilebilir. u kesin
ki hepimiz, bu yiyln sradan irisanlarn a olduunu, top. ran, havann ve suyun efendisinin bu sradan insanlar olduu
nu ve uluslarn tarihsel yazglarnn bu alelade insanlarn elinde olduunu sylyoruz. nsanolunun grkemine onurlu bir
bak getiren bu tablo, ne yazk ki sadece bir hayaldir ve bambaka bir gerekle kar karyadr. Gerekte insanolu, tmun
adna; uzay ve zaman fetbeden makinelerin klesi ve kurb~
''
73
olmutur.
74
p
J
'
IV
Bireyin Kendisini
Anlamas
ancak
iliki
76
'
sz,
77
78
..
sayd
79
80
rek hastann , gerekse dokcorun "anlay" arttka, durum giderek daha kiiselleir. Balangta avantaj olan ey, tehlikeli bir
dezavancaja dnebilir. znelletierne (teknik terimiyle,
l:ransferans, yani gemite yaanan duygularn analiste akcarl, mas ve kar-cransferans) evreden soyutlanma, yaniher iki ta~ rafn da a"rzulamad, ancak anlamann ar bast ve artk
,bilginin dengeleyemedii durumlarda kanlmaz olan bir sosyal snrianma yaratr. Anlama derinletike bilgiden uzaklar.
deal bir anlama her iki ea.rafnda dierinin yaad deneyim. leri hi dnmeden birlikte yaayabilmesidir -katksz bir
znellik iinde hibir sosyal sorumluluk eamadan ve hi ele
eiri yapmadan pasifbir anlay durumuna girmektir. Bu derece
ileri dzeyde bir: anlama, kukusuz, mmkn deildir, zira iki
' ayr bireyin birbiriyle bilfiil zdelemelerini gerektirir. iliki
1 er veya ge yle bir noktaya gelir ki, taraflardan biri dierinin
kimliiyle badamak iin kendi bireyiini feda etmeye zorlandn hisseder. Bu kanlmaz sonu anlamay durdurur,
nk anlama her iki kiinin de bireyiikierine sahip kmalar( n gerektirir. Dolaysyla anlamay anlama ile bilginin denge
1' iinde olduu noktaya kadar gcrmekce yarar vardr, zira anlamak nnde sonunda her iki tarafa da zarar verir.
Bu sorun karmak ve bireysel durumlarn bilinmesi ve anlalmas gereken zamanlarda ortaya kar. Psikolojinin zgn
grevi bu bilgi ve anlamay salamaktr. Eer bulunduu konumdan tr, en kritik anda, kendisini ait olduu mezhebin
pein yarglarna dayanan ~ir kstas uygulamak zorunda his~
setmeseydi, insanlarn ruhlarn tedavi etme gayreti iindeki
gnah kartc papazn da yapmas gereken ey bu olurdu. Oysa, bireyin birey gibi varolma hakk kolektif bir nyarg tarafndan engellenmekce, ou kez en can alc yerinden sakatlan81
maktadr.
drlara,
hem de bunlarn bireyin ruhunda yaratt geri tepmelere kar bir savunma avukat grevini stlenmek zorunda hisseder
. kendisini. Gerek iimizde, gerekse dmzda gayet belirgin emniyet klflarnn bulunduu dnlrse , anarik ig' dlerin dizginlerinden kurtulaca korkusu fazlasyla abartlan
bir olaslktr. Her eyden nce, insanlarn ounda, sadece genel ahlaka deil, ayn zamanda uygun kabul edilen eylere ve
ceza kanuniarna kafa rutnay engelleyen doal bir korkaklk
vardr. nsann deil bireyliini zgrce yaayabilmek, bireyliin ilk kprclarm bilincinde harekete geicebilmek iin bile
harcad muazzam abann yannda bu korku hi kalr. Ve bireysel drtlerin fazlasyla aceleci ve dncesizce da vurulduu yerde, doktor bunlar hastasnn are olarak grd kendi dar grll, acmaszl ve alayclndan korumak zorundadr.
83
Yanyana toplanan milyonlarca sfr, maalesef, bir etmez. nnde sonunda her ey bireyin kalitesine baldr, ama, amizn,
uza grememe alkanl sadece byk saylar ve kitle rgderini hesaba katmaktadr. Saqki, iyi disiplinli bir kalabal
n bir tek deli adamn elinde neler yapabileceini tm dnya
yeterince grmemi gibi. Maalesef bu gerek kafalarmda pek
qerine ileyememitir ve bu konudaki k.rlUmz son derece
te~likelidir. nsanlar gayet honut bir ekilde rgtlenmeye devam etmektedirler. En gl rgderin ancak liderlerinin korkun acmaszl ve sloganlarn en ucuzu sayesinde ayakta kald konusunda en ufak bir bilince sahip olmadan, are kitle
hareketinin egemenliinde aranmaktadr:
Kilisderin bile - amac bireysel (yalnz) ruhu kurtarmak
olan o Kiliselecin bile - 'eytan balarndan kovmak iin kendilerini kitle hareketinin hizmetine sunmalar ok cuhaftr.
Onlar da kitle psikolojisinin temeLgereinden, yani kitle iindeyken bireyin ahlaken ve ruhen daha alt dzeyde olacandan
bihaber griinmektedirler. Bu nedenle bireyin ruhunun yenid~n domasna yardm etmek olan asl grevleri ile fazla ura
mamaktadrlar. Maalesef ok aktr ki, birey kendini ruben yeniden yaratamazsa, toplum da yaratamaz, nk toplum kurtuluu arayan bireylerin toplamndan oluur. Dolaysyla,, ben Ki.
liselerin yapmaya. altklar eyi -ki grne baklrsa yapyorlar da- yani bireyi uyuuk ve kafasz bir kitlenin iinden
ekip kartmak ve ona en nemli unsurun kendisi olduunu,
dnyann kurtuluunun bireyin ruhunun kurtuluunda yatt
n anlatmak yerine, onu bir' sosyal rgte katlmaya zorlamalarn ve soqmsuz bir dzeye indirgerneye almalarn byijk
bir yanlsama olarak gryoruin. Kitlesel ~oplantlarn kiiye
byle kurtulu dnceleri sergiledikleri ve kitle telkini yoluy-
84
. la bu fikirleri ona li ladklar dorudur, ancak bu sarho~luk hali getiinde kitle insan kendisini bir blika daha bariz ve
rtkan bir slogana hemen teslim eder. Bireyin Tanr Ue kiisel
' ilikisi bu tehlikeli etkilere kar gl bir kalkandr: sa nridlerini hi kitle toplantlarna arm mdr? Besledii be
bin kiiden bir teki bile, Peter gibi tl! yrekli bir adamn bile
teredqtler iinde kvrand anlarda, "armha gerin!" diye
baran gruhun karsna dikilip "durun" diyebilmi midir?
sa ile havarisi Paul, kamuoyunu gzard ederek, kendi bir~ysel
yollarnda isel deneyimlerine gvenerek, yoluna devam eden
insanlarn prototipieri deil midir?
Bu tartma elbette Kilise'nin kar karya bulunduu durumun gerekliini gzden karmamza neden olmamaldr.
Kilise telkin yoluyla bireyleri birletirerek, ekilsiz bir kitleyi
ve bu organizasyonu bi.inananlar topluluuna dntrmeye
'
rarada tutmaya alrken, yalnzca byk bir sosyal hizmet grmekle kalmaz, ayn zamanda bireye anlam dolu bir yliamn. paha biilmez nimetini sunar. Ancak bunlar belli eilimleri kural gerei teyid eden, ancak onlar deitirmeyen zelliklerdir.
Ne yazk ki deneyimlerimiz kiinin, ne kadar toplulua ye
olursa olsun, iindeki insann hep ayn kaldn gster.n.litir.
evresi ona ancak kendi abas ve acs ile elde edebilecei eyi
bir armaan gibi veremez. Aksine, elverili evre koullar her
eyi dardan bekleme eilimini sadece glendirir -hatta d
gereklerin salayamayaca dnm, yani insann i dnyasnda gerekleen kkl bir dc;iimi bile dardan bekleme
. eilimini arttrr. Oysa bylesi bir dnme, kitle fenomenin
iddetlendii, artan nfusla ilerde daha da iddetlenecei a
mzda her zamankinden daha ?k ihtiya vardr. Kitle rgtlerinde yan yana dizdiimiz eyin ne olduunu ve bireysel insa-
85
nn,
ana efkatinin cennetine, dercsiz, casasz ve sorumsuz bir dnyaya yavaa ve hi ac ekmeden girivermektir. Dnmek ve
hal_lecmek yukardakilerin yapaca ilerdir; her sorunun cevab hazrdr; tm ihtiyalar yerine getirilir. Kitle insannn grd ocukluk dleri o kadar gerekd dr ki, bu cennetin
bedelini kim dyor diye sormak aklna gelmez. Hesap dengesi daha st bir politik veya sosyal otoriteye braklr, o da bu
grevi istekle stlenir, nk gcn daha da arttracaktr.
Otoritenin gc ne kadar artarsa birey o kadar zayflar ve aresizleir.
86
lk neredeyse zorunluluktan tr yaylr. Enfeksiyon tehlike. si, tm Bac dnyasnda olduu gibi, byk say lara ve istatistiklere belirleyici nem verilen ye_rlerde daha da ciddidir. Kitlelerin boucu gc u veya bu ekilde her gn gazeteler yoluyla gzlerimizin nnde resmi geit yapar ve bireyin nemsizlii yle kuvvetle alanr ki insan kendi sesini duyurabilme
midini tmden kaybeder. O eskimi /iberte, ega/ite, fra.ternite
(zgrlk, eitlik, kardelik) fkirle;fi bireye yardmc olamaz,
nk isteklerini yneltebilecei tek insanlar onun cellatlar,
yani kitlelerin szcleridir.
Orgiit/ii kitleye direnebilmek, ancak ve ancak, insann bireyfiini
o "rgiitiin organizasyonu kadar iyi organize etmesi ile mibnkndiir.
Bu nerimin gnmzn insanna hemen hi anlalmaz geleceinin farkndaym. Bu konuda yardmc olabilecek olan insa
nn bir mikrokozmos olduu, byk kozmosun minyatr bir
yansmas olduu yolundaki ortaa gr ok uzun zaman
nce insan brakmtr. Ne var ki onun dnyay kucaklayan ve
koullanciran bir ruhu olduu gerei dimdik ayaktadr. Makrokozmosun imgesi sadece ruhsal bir varlk olarak insanda izlerini braknakla kalmamtr, insan da bu imgeyi giderek genileyen lde bizzat yaratmaktadr. Birey bir yandan bu kozmik "haberlemeyi" yanstc bilinci sayesinde kendi iinde yrtmekte, te yandan, igdlerinin kalrmsal ve arketipsel
zellii sayesinde d na tamakta ve evresiyle balar kurmaktadr. Ama igdleri onu makrokozmosa sadece bala
maz, bir bakma makrokozmostan kopartr da, nk arzul~r
onu dei ik ynlere eker. Bu ekilde kendisiyle srekli bir eliki yaar ve yaamna blnmez bir ama -doasnn dier
ynlerini bastrmak zorunda kalaca iin b~delini ok ar
deyecei bir ama- verebilmeyi nadiren baarr. insann byle
87
88
yanln
89
u,
90
da, tpk nevrotik gibi, komusunda ya da o byk perdenin arkasndaki insanda kendi glgesini hissetmektedir. Hatta bir tarafn kapitalizmi, dier tarafn da komnizmi eycann ta kendisi gibi gstermesi politik ve sosyal bir grev haline gelmitir,
bylece darya bakan gzler bylenip insann iindeki yaama bakmas engellenmi olur. Ama nasl nevrotik insan, karanlk yznn bilincinde olmasa bile, ruhsal durumunda her e
yin yolunda g itmediini belli belirsiz sezerse, Batl insan da
ruhuna ve "psikolojiye" kar igdsel bir ilgi gelitirmekte
dir.
te bu noktada doktor ister istemez dnya sahnesine a
rlm ve kendisine bireyin en mahrem ve gizli yaamyl~ ilgili, ama son kertede Zeitgeist'in ("ada Zamann Ruhu"nun)
direkt sonularn yanstan sorular yneltilmitir. Kiisel nitelikli belirtilerinden tr bu malzeme genellikle "nevrotik"
olarak grlr ve bu dprudur, nk bir yetikinin psiesinin
ierii ile uyumayan, dolaysyla eer bilin dzeyine kacak
olursa ahlaki yarglarmzla bastracamz, ocuksu fantezilerden oluan bir malzemedir b.i. Bu tr fantezilerin ou, doal
olarak, ocuksu biimleriyle bilin dzeyine gelmezler. Hatta
bunlarn bilin dzeyine kabildiklerini ve bilinli olarak bastrldklarn sylemek de ok gtr. Daha ziyade, bunlarn
her zaman varolduklarn, ya da her koulda bilindnda gelitiklerini ve psikoloun devreye girmesi ile bilin eiine ulancayakadar bu durumda varlklarn srdrdklerini syleyebiliriz: Bilind fantezilerin faaliyete gemesi bilincin kendisini kritik bir durumda hissettii zaman gerekleen bir ilem
dir. yle olmasayd, fanteziler normal bir ekilde retilir ve arkasndan her zamanki nevrotik rahatszlklar ba gsterirdi.
Oysa gerekte, bu tr fanteziler ocukluk dnyasna aittirler ve
91
Bir ocuun normal fantezileri aslnda igdsel drclerden doan hayalgCnden baka bir ey olmad ve _bu yzden
gelecekteki bilinli faaliyetlerin bir n altrmas saylabilece
i iin, bir nevrotiin fantezileri, her ne kadar patolojik olarak
ekil deitirmi ve belki de enerjinin basmlmas ile yolundan
sapm ise de, znde normal igdler tar. Bunun iareti de
koullara ve evreye uyum salama yeteneidir. Nevrotik bir
hastalk daima uyum salanamayan bir deime gsterir, oor-
92
~- n:al etkinlik ve buna uygun "hayalgc" bozulur. Oysa, ig, dler etkinlik ve form asndan son derece eski ve bir hayli tu. cucudurlar. Zihinde tasarland zaman bu ekil (form), ig-
~ dsel drty grsel ve somut olarak, tpk bir resim gibi gs- .
te'ren bir imge olarak bel iri~. rnein, eer bir yucca gvesinin*
psiesini inceleyebilseydik, iinde gizemli ve hayret verici bir
dnce modeli bulunduunu grebilirdik Bu model gveyi
dllenme ve gbreleme faaliyetini yucca bitkisi zerinde yap~- maya mecbur ettii gibi, durumun btnn de "fark etmesine" yardmc ~!urdu . gd kesinlikle kr ve belirsiz bir drt deildir, nk belli bir d etki karsnda kendini ayarlar
ve uyum salar. Bu durum ona belirli ve indirgenemez.bir form
verir. gd orijinal ve kalrmsal olduu iin, formu da ok
eski, yani arketipseldir. Bedenin formundan bile daha yal ve
tutucudur.
Bu biyolojik gerekler tabii ki, bilin, irade ve akl sahibi
olduu halde hala genel biyoloji kapsam iinde bulunan Homo sapiens iin de geerlidir. Bilinli akcivitemizin znde igdye dayand, dinamizmini ve dnce biiminin temel
1 zelliklerini igdden ald gerei hayvanlar dnyas iin
1 de, insan psikolojisi iin de ayn nemi tar. nsann bilgisi, aslnda bize apridri (nsel) olarak verilen ezeli dnce modellerine srekli olarak uyum salama abasndan oluur. Bu dn
celeri belli lde deitirmek gerekir, nk zgn ekilleriy
le arkaik ~ir yaam tarzna uygundurlar ve ank ok deimi
bir evrenin gereksinimlerine karlk veremezler. Eer yaan
tmza igdsel bir dinamizm ak salamak. istiyorsak, ki va-
* Yucca gvesi, b&ek ile bitki s~mbiyozunun (ona k yaamnn) 'kla' sik bir rneidir.
,.
ik
'
93
roluumuz
iin bu ok gereklidir, o zaman bu arketipsel formlar gnmzn meydan okumalarna uygun ve yeterli fikirler
olarak yeniden biimlendir.lllemiz zorunludur.
94
V
Yaama
Felsefi ve Psikolojik
Yaklam
Fikirlerimiz, ne yazk ki, genel durumdaki deiimlerio gerisinde kalmak eilimindeler. Baka trl de olamazd, nk
dnyada hibir ey deinedii srece, dncelerimiz de
aa be yukar buna uyum salamlar ve baaryla ilev gryorlar. Bu durumda deimelerinin ve yeniden uyum salama
larnn inand;c bir nedeni yok. Ancak koullar ok iddetli ve
kesin bir ekilde deitii ve d durum ile artk khnemi olan
9ncelerimiz arasnda dayanlmaz bir atlak olutuu zaman,
Weltanschammg (dnya gr) veya yaam felsefesi sorunu ortaya kar. Ve bu sorunla birlikte, igdsel enerjinin akn
salayan ezel1 imgelerin nasl yeniden-ynlendirilecekleri veya
yeniden-adapte edilecekleri sorusu gndeme gelir. Bunlar atp
yerlerine yeni bir manck dzenini yerletiremeyiz, nk bu,
d koullarn kalbna fazlasyla uyan, insann biyolojik ihtiyalarn yeterince dikkate almayan bir dzen olur. Dahas, ilk
.
95
(orijinal) insana uzanan bir kpr kuramaz, aksine ona yaklanay tmyle engeller. Bu, Tanr gibi insan bir kalba dkmeyi ama bunu Devler adna yapmay amalayan Marksist eitim
sistemiyle uyum iindedir. Gnmzde temel dnce ve
inanlarmz giderek daha mantk oluyorlar. Felsefemiz artk,
antik ada olduu gibi bir yaam biimi felsefesi deildir; salt
encelektel ve akademik bir ura haline gelmitir. Arkaik t. renleri ve kavramlar ile mezhepsel dinlerimiz -kendi ilerinde savunulabilinir olmakla birlikte- Orta ada ciddi bir zorlua yol amayan, ama g.nmzn insanna acayip ve anlal
maz gelen bir dnya gr sunmaktadrlar. Modern bilimsel
dnya gr ile elikisine ramen, insann iindeki derin bir
gd onu baz fikirlere -kelime karlyla alnacak olsa, son
beyz yldan beri kaydedilen zihinsel gelimeleri hi hesaba
katmayan dncelere- hala sahip kmaya yneltmektedir.
Bunun bariz amac insann kendisini anlamszln ve umutsuzluuq uurumuna dmekten kl1rtarmasdr. Rasyonalist
insanlar olarak amzn dinini kr krne inan bekleyen,
dar kafal ve khnemi bir din olarak eletirebiliriz. Ancak asla
unutmamalyz ki imanlar, arketipsel karakterinden tr kendi iinde bir yaam tayan se~bollere (bu sembolterin yorumu
tartlabilir olsa da) sahip bir dekerin ileri srerler. Sonu olarak, entelektel kavray her koulda vazgeilmez bir ey deil
dir. Sadece hissetme ve sezme yoluyla deerlendirme yapmann
~eterli olmad durumlarda, yani akl en gl inan vasras
sayan insanlar karsnda gereklidir.
Bu bakmdan inan ile bilgi arasnda alan uurumdan daha
karakteristik ve sempromatik hibir ey yoktur. Bunlarn arasndaki kardk o denli bymtr ki, artk insan bu iki kategorinin ve bunlarn dnyaya bak alarnn birbirleriyle k-
96
'
i, yaslanrriasnn imkansz olduunu
sylemeye zorlanmaktadr.
; , Oysa, ikisi de iinde "yaadmz ayn ampirik dnya ile ilgi!' lenmektedir, zira teoloji (dinbilim) bile inancn, kendi bildii
~ .miz dnyamzda alglayabileceimiz tarihi gereklerle destek~ lendiini sylemektedir. rnein, sa gerek bir insandr, bir ok mucize gerekletirmi, kaderine katlanm, Pontius Pilate dneminde lm ve lmnden sonra dirilmitir. Teoloji
' Hristiyanln
en eski kaytlarnda yer alan ifadelerin yazl ef,
saneler olarak kabul edilmesi ve dolaysyla bunlar sembolik
olarak anlama eilimini reddeder. Hatta bir sre nce, -hi
kukusuz "bilgiye" teslim olma eilimi ile- bizzat Hristiyan
dinbilimciler inanlarnn nesnesini "efsanelerden arndrma"
giriiminde bulunmulardr. Bunu yaparken de, en nemli
noktalarda izgiyi keyfi olarak ekmeyi ihmal etmemilerdir.
Oysa, eletirel bir akln ak seik bildii gibi, efsaneler dinl;:
rin ayrlmaz paralardrlar ve inanc zedelemeden onlar dla
mak mmkn deildir.
nan ile bilgi arasndaki kopukluk, gnmzdeki zihinsel
kargaann ok belirgin zellii olan b"lnmJ bilincin bir belit\ tis'idir. Sanki iki ayr insan, ayn konu zerinde, ikisi de kendi
bak asndan, iki ayr dnceyi ileri srmektedir. Ya da ayn insan yaad eyi iki farkl kafa yapsyla resmetmektedir.
"nsan" yerine "modern toplumu" koyarsak, ikincisiQin de zihinsel bir ayrma, yani nevrotik bir sarsnt geirdiini kolayca grebiliriz. Bu durumda, bir tarafn inatla Saa, dier tarafn Sola eki~tirmesi ileri hi kolaylatrmamaktadr. Her nevrocik psie yakasnda, kiinin kendisine de byk ac veren durum ite budur. Ve bu derin ac yznden hasta doktora gider.
Yukarda ksaca, ama okuyucu.n un kafasn kartrmamak
!in bp; pratik ayrntlar da ekleyerek anlattm gibi, doktor
97
98
Sonuta, ilk zgn amac tm insanlarn birliini ilan etmek ve onlarn birliini bir yce nsan figrnde dnmek
olan kelam, gnmzde herkesi birbirinden
kukulandran bir .
.
gvensizlik kayna haline gelmitir. Kolay inanrlk en aman-
sz dmanlarmzdan biridir, ama nevrotik insann kafasnda
ki kukular bastrmak veya varolmann klfecinden kamak
iin snd geici nlem de bu safdilliktir. nsanlar bir insan doru yola sokmak iin ne yapmas "gerektiini" "sylemenin" yeterli olduunu dnrler. Ancak onun bunu yapp yapamayaca veya yapmak isteyip istemedii apayr bir konudur. Psikolog sylemekle, ikna etmekle, t vermekle, akl
retmekle hibir eyin elde edilemeyeceini bilir. Hastasnn
ruhsal en-vanteri hakknda gerek bilgilere sahip olmak ve detaylar yakndan tanmak zorundadr. Ac eken hastasnn bireylii ile dorudan, kiisel bir iliki kurmas onun kafasln
iindekileri ke bucak hissetmesi ve bu u~n bir retme
nin veya hatta bir spiritel direktifrn kapasitesinden ok teye
gtrmesi gereklidir. Doktorun hibir eyi dlamayan bilimsel objektiflii hastasn sadece bir insan olarak grmesini deil, ayn zan:anda sanki bedenine yapm bir alt-varlk, bir
hayvan gibi, hissetmesini salar. Bilimin ilerlemesi, doktorun
99
(ya da kendini kab..1 ettirme) drtsnn egemen olduu bilind' igd dnyasna evirmesine yol amtr. Cinsellik ve
g durtleri $aint Augustine'in ikiz ahlak kavramiarna concupiscentia ve superbia tekabl ederler. Bu iki temel igd (trlerin devamn salama ve kendini koruma) arasndaki atma
birok elikinin kaynadr. Dolaysyla, amac bu igdsel
atmay mmkn olduunca nlemek olan ahlaki yargnn da
temel konusudur.
Yukarda a_kladm gibi, igdnn iki temel a,s vardr. Biri dinamizm, drt ya da srklenmedir, dieri ise, belli .bir anlam ve maksattr. nsann tm ruhsal fonks.iyonlarnn,
hayvanlarda kesinlikle olduu gibi, igdsel bir cemeli olmas hayli muhtemeldir. Hayvanlarda igdnn onlarn tm
davranlarnn temel bir zellii olduunu hemen gryoruz.
Bu gzlem, renme yetenei gelimeye balaynca kesinliini
kaybediyor, rnein daha gelimi maymunlarda ve insanlarda.
Hayvanlarda, renme kapasicelerinin sonucuna gre, igd
eitli deiimlere ve farkllamalaca uruyor. Uygar insanda
ise igdler o denli blnm ki, yalnzca birka herhangi bir
kesinlikle orijinal haliyle cannabilir durumda. En nemlileri,
yukarda sz ettiimiz iki temel igd ve bunlarn trevleridir ve bugne kadar tbbi psikolojinin zel ilgi alann olutur
mulardr. Ancak, igdlerin trevlerini aratran bilim
adamlar, iki gruba da kesin bir gvenle sokamadklar baz
konfigrasyonlarla karlamlardr. Bir rnek vermek gerekirse: g igdsn kefeden aratrmac, cinsellik igdsnn tartma gtrmez bir belireisi gibi grnen eyin aslnda
:gcn dzenlenmesi" eklinde aklanmasnn daha doru
olup olmayacana karar verememi tir. Ve Freud en baskn ko>
'
100
nurndaki cinsellik igdsne ilaveten baka "ego igdlerinin" de bulunduunu bizzat kabul ederek, Adler'in yaklam
na aka katlmtr. Bu tr belirsizliklerden tr, birok durumda nevrotik sempromlarn, hemen hibir ekimeye yol amadan, her iki teorinin farkl terimleri ile izah edilmesine a
mamak gerekir. Bu kargaa, birinin veya dierinin, ya da her
ikisinin de yanl olduu anlamna gelmez. Daha ziyade, her
ikisi de grece geerlidir ve, baz tekynl ve dogmatik tercihierin aksine, baka igdlerin varlklarna ve rekabet etmelerine imkan tanrlar. Dediim gibi, insan igds konusu asla
liasit bir mesele olmamakla birlikte, renme kapasitesinin,
hemen hemen yalnzca insana zg olan bu zelliin, hayvanlarda bulunan taklit etme igdsne dayandn sylemek
herhalde yanl olmaz. Baka igdsel faaliyederi bozmak ve
sonunda deitirmek bu igdnn doasnda vardr. rnein,
kularn baka metodileri benimseyip arklarn deitirmele
ri gibi.
nsan davran kalplarn ileri doru dntren gerek bir
drt olan renme kapasitesinden baka hibir ey insan igdlerinin temel planndan bu kadar uzaklacrarnaz. Varoluumuzun deien koullarndan ve uygarln getirdii yeni
uyum ihtiyacndan en ok o sorumludur. Ayn zamanda, insann igdsel temeline yabanclamasndan doan eidi psiik
rahatszlklarn ve zorluklarn, yani k"klerinden kopmasnn ve
kendisi hakkndaki bilinli bilgisi ile zdelemesinin ve bilindn zedeleme pahasna bilinle bu kadar ilgilenmesinin kayna da odur. Sonu olarak, modern insan ancak kendisinin bilincinde olabildii lde tanyabilmektedir kendisini. Bu da
byk lde evresel koullara, bilgi edinme drtsne ve zgn igdsel eilimlerini bir lde deitirerek kontrol alt101
'
na almasna bal olan.bir yetenektir. Dolaysyla insann bilinci evresindeki dnyay gzlemlerneye ve aratrmaya ynelir
ve ruhsal ve teknik kaynaklarn bu dnyann zelliklerine
uyarlamaya alr. Bu i o denli zorlayc ve yerine getirildiin
de o denli karl bir itir ki, insan bu sre .iinde kendini unutur. gdsel doas ile ilikisini kaybeder ve gerek benlii
nin yerine kendi hakkndaki fikrini koyar. Ve hi farkna varmadan bilinli faaliyetinin rnlerinin gerein yerine getii,
tamamen kavramsal bir dnyann iine ~ayar.
gdsel doasndan kopmas insan kanlmaz olarak bilin ile bilind , ruh ile doa, bilgi ile inan arasnda eliki
ye sokar. Bu blnme insann bilincinin artk igdsel ynn grmezden gelemedii veya bastramad noktada patolojik hale dnr. Bu k::itik aamaya girmi bireylerin oalarak
birikmesi, ezilenlerin savunmasn sdendiini iddia eden bir
kitle hareketini balatr. Tm ktlklerin kaynan d dnyada arama eiliminde olan bilin uyarnca, politik ve sosyal
deiim isteyen sesler ykselir. Bu deiimlerin, ok daha de.
rinierde yatan blnm kiilik problemini otomatik olarak
zecei zannedilir. Perken bu istekler yerine getirildii zaman, ayn ktlkleri biraz deimi bir biimde geri getiren
politik ve sosyal koullar ortaya kar. O zaman basit bir tersine .dn yaanr: alttakiler ste kar v~ glge n yerine geer ve glge daima anari ve kargaa getirdii iin, "kurtarl
m"larn zgrl gaddarca elinden alnr. Tm bunlar ka
nlmazdr, nk ktln kklerine hi dokunulmamtr,
sadece kart bir pozisyon aydnla kmtr.
Komnist devrim, insan demokratik kolektif psikolojinin
yaptndan ok daha fazla alaltmtr, nk sadece sosyal anlamda deil, ahlaki ve ruhsal adan da insann zgrln
102
'
r.
mutlak efendisi olmad fikrine almm. En sonunda kendisinin deil, Tanr'nn karar vereceine inanr. Ama aramzdan
ka Tanr iradesinin kararlarna izin verme yrekliliini gsterebilir? Hangimiz kararlarn Tanr'dan geldiini sylemekten
ucanmayz?
VI
Kendini
Tanmak
..
107
Dindar insan amzn banda Demokles'in klc gibi dikilen o can alc soruyu yantlamakta byk bir stnle sahiptir: kiisel (znel) varlnn temelinin "Tanr " ile ilikisine
dayandn gayet net bir ekilde bilir. Burada etkinliinin ve
sembolizminin bilind psie ortamnda filtre edildii antropomorfk (insan biimci) bir dnceyle uratmz iin Tanr szcn trnak iine alyorum. Tanrya inansn veya inanmasn, her insan eer isterse bu tr deneyimlerin kaynana, en
azndan, yaklaabilir. Bu yaklam olmadan, ancak nadir durumlarda Paul'un am deneyiminin prototipini oluturduu
trden mucizevi dnmlere tank olabiliriz.. Bu dinsel deneyimlerin gerekten yaandna kant gstermeye artk gerek
yoktur. Ancak, metafziin ve teolojinin Tanr ve tanrlar diye
adlandrd eyin, bu deneyimlerin gerek cemelini oluturup
oluturmadndan hibir zaman emin olamay z. Bu aslnda
beyhude bir sorudur ve deneyimin ok gizemli kiisellii ile
kendini aklamaktad r. Bunu yaayan insan onun tarafndan ele
geprilir1 dolaysyla faydasz metafiziksel veya kuramsal speklasyonlar yapmak durumunda kalmaz. Mutlak kesinlik kendi
kantn getirir ve baka antropomorfk kantiara ihtiyac yoktur.
Psikoloji alanndaki genel cahillik ve psikoloji aleyhindeki
nyarglar dnlrse, bireysel varoluun anlamna deinen o
tek deneyimin kkeninin herkesin nyargsna maruz-kalan bir
ortamdan kaynaklanmas byk bir talihsizliktir. tirazlar bir
kez daha ykselecekcir: "Nazareth'den ne fayda gelir ki?" Eer
bilind tamamen bilinli akln altndaki bir eit p sepeti
gibi grlmyorsa, yine de "yalnJ-zca hayvansal yapya" sahip
kabul edilmektedir. Oysa gerekte, tanm gerei bi lindnn
belirsiz bir kapsam ve bileimi vardr. Bu nedenle, ona gere-'
108
inden
fazla veya az deer verildii yolundaki iddialar dayanakszdr ve nyarg olarak bir kenara atlabilir. Her koulda,
Efendilerinin bir alrn samanlnda, evcil hayvanlarn arasn
da do~mu olduunu dndmzde, Hristiyanlarn azn
dan byle yarglar duymak tuhaf kamaktadr. Eer sa kendisini bir tapnakta dnyaya getirtseydi, byk ounluun zevkini daha ok okard. Ayn ekilde, dnyevi zihniyetli kitle insan bylesi sayg ve huu uyandran bir deneyimi kitle toplantlarnda aramaktadr, zira yle ortamlar bireyin kendi ruhundan ok daha grkemli bir zemin salarlar. Kilise Hristiyanla
r bile bu tehlikeli yan~gy paylamaktadrlar.
Psikolojinin dinsel deneyimde bilind srelerin nemini
srarla vurgulamas son derece kar klan bir tutumdur. Politik Sa ile Sol'un birbirlerine kar. ktklar kadar iddetle
kar klr. Sa iin belirleyici unsur'insana dardan gelen tarihi bir vahiyd!r. Sol iinse bu tam bir samalktr. nsann parti doktrinine inanmaktan baka hibir dini fonksiyonu yoktur
ve bu fonksiyonunu youn bir ballkla yerine getirmesi istenir. stne stlk, deiik imanlar farkl eyleri ne srerler ve
her biri mutlak geree kendisinin sahip olduunu iddia eder.
Oysa gnmzde uzaklklarn haftalar ve aylarca deil, saatler
iinde katedildii btnleik bir dnyada yayoruz. Egzotik
rklar artk etnoloji mzelerinde camekanlarn ardnda seyredilmiyor. Onlar artk komularmz oldu ve eskiden sadece etnologlarn yetki alan olan konular bugn politik, SQsyal ve psikolojik problemlerdir. imdiden ideolojik alanlar birbirlerine
demeye ve birbirlerinin iine girmeye balamtr. Karlkl
anlay sorununun daha da iddetle hissedilecei gnler uzakta
deild1r. Bir tarafn kar taraftakinin gr asn kapsaml e
kilde anlamadan kendisini anlatabilmesi elbette olanakszdr.
109
Bunun iin gerekli kavray her iki tarafta da yanklarn bulacaktr. Kendi geleneimizdeki kkl ve iyi olan eylere skca
sarlmak her ne kadar arzulanan v:e psikolojik adan gerekli bir
ey olsa da, bu kanlmaz gelimeye direnmeyi i haline getir-
mi insanlar tarih sayfalannda yer alamayacaklardr." Tm farkllklara ramen insanln birlemesine direnilemez. Marksist
dokcrin tm yaamn bu karta oynamtr, Bat ise teknoloji ve
ekonomik yardmla durumu kurtarmay mit etmektedir. Komnizm ideolojik unsurun byk nemini ve temel prensiplecin evrenselliini gzden karmamaktadr. Uzak Dou uluslar bizim ideolojik zayflm1Z1 paylamaktadrlar ve bizim kadar kmlgan durumdadrlar.
Hafife alnan psikolojik faktr byk olaslkla intikamn
alacaktr. Bu nedenle artk aklmz bamza almann zaman.
dr. imdilik bu bir dilekten teye gidemiyor, nk kendini
tanmak hi sevilmeyen bir ey olduu gibi, rahatsz elecek lde idealist, ahlak kokan ve psikolojik glgemizle fazla har neir olan bir ama olarak grlyor. Bilindii gibi psikolojik glgemiz normalde daima inkar edilmekte veya en azndan
aza alnrnamaktadr. te imdi karmza dikilen bu grev
neredeyse baa klmaz lde zor bir itir. Bizden ei yksek
dzeyde sorumluluk talep etmektedir. Dnyamzn iinde bulunduu durumu aniayacak zekay~ sahip yol gsterici ve nfuz
sahibi insanlara seslenmektedir. Bylesi kiilerin vicdaniarna
bavuracaklar beklenebilir. Ancak, bu yalnzca encelektel anlay konusu deil, ayn zamanda ahlaki' yarg sorunu olduu
iin, ne yazk ki, fazla iyimser olmamz mmkn deildir. Bildiiniz gibi Tabiat, yksek bir zekaya ayn zamanda ruh yetenei de verecek kadar cmert deildir. Kural olarak, birinin olduu yerde dieri bulunmaz ve bir yetenek kusursuz biimde
o
En iyi koullarda birbirinin nne kan akl ile duygu arasndaki ztlk , insan psiesinin tarihinde ac dolu bir sayfadr.
amzn bize dayatt bu grevi ahlaki bir talep olarak
formle etmenin bir manas. yoktur. En iyi olaslkla, dnyann
psikolojik durumunu miyoplarn bile grebilecei bir netlikte
gsterebilir, iitme zdlerin bile duyabilecei szleri ve fikirleri dile geeicebiliriz ancak. Anlayan insanlarn, iyi niyetli
insanlarn oalacani mit edebiliriz ve bu nedenle bkp
usanmadan ihtiyacmz olan dnceleri ve anlay tekrarlamalyz. nnde sonunda, sadece popler yalanlar deil, gerekler bile dalga dalga yaylabilirler.
Bu szlerle okuyucunun dikkatini karlaaca en temel
zorlua ekmek istiyorum. Son diktatr Devletlerin insanl
mz zerinde }'aram dehet, atalarmzn fazla uzak olmayan
gemite ya pc ktlklerin ve mezalimin toplamndan daha
az deildi r. Avrupa'nn tarihi boyunca Hristiyan uluslarn birbirlerine y<tpr klar barbarlklar ve yarattklar kan glleri bir
yana, Avrupah insan smrgeletirme dneminde kara derili
insanhra kar iledii sularn da hesabn vermek zorundadr.
Bu a1dan beyaz insan kukusuz ok byk bir ykn "altnda
dr. nsano~lunun ortak glgesinin sergilendii tablo bundan
daha karanlk renklere boyanamazd. nsanclan ortaya kan ve
kukusuz onun iinde yaamaya devam eden ktlk ylesi dev
boyutlardadr ki, bunun yannda Kilisenin ilk gnahtan bahsetmesi ve bunu Adem ile Havva'nn iledikleri grece masumane sua balamas neredeyse bir rtmecedir. Durum ok daha ciddidir, fakat tehlikeli biimde hafife alnmaktadr.
nsann sadece bilincinin kendisi hakknda bildikleri kadar
olduuna evrensel apta inanld iin, kii kendini zararsz
lll
rr.
113
/
olarak topu eycana atmasdr. Gnmzdeki ktln, insanla ac ektiren gelmi gemi en byk ktlkleri bile
glgede brakt dnlrse, adaletin datlmasnda, tpta
ve teknolojide kaydettiimiz bunca ilerlemeye, insan yaamna
ve salna gsterdiimiz bunca ilgiye ramen, insanl yeryznden kolaylkla silebilecek o canavarca imha makinelerini
nasl olup da icat ettiimizi insan kendisine sormak zorundadr.
eden atom fizikilerinin bir grup sulu olduklarn kimse kabul etmez. Nkleer fiziin gelitirilmesine harcanan muazzam
ldeki enedektel alma, kendilerini mmkn olan en byk gayret ve zveriyle grevlerine adayan ve manevi baar
duygusunu insanlk iin yararl baka bir ey icat ederek kol.y
lkla elde edebilecek adamlar tarafndan gerekletirilmitir.
ok ciddi bir icada giden yolda,aclan ilk adm bilinli bir kararn rn olsa bile, burada yine, her zaman olduu gibi,
spontan dnce -ie dou veya nsezi- nemli bir rol oynamaktadr. Bir baka deyile, bilind burada ibirlii yapmakta ve belirleyici kararlara katkda bulunmaktadr. Demek
ki, neticeden sorumlu olan yalnzca bilinli aba deildir; bir
yerlerde, zorlukla farkedilebilen amalar ve niyetleri ile bilind da devreyegirmektedir. Eer avucunuza bir silah koyuyorsa, amac u veya bu ekilde iddet yaratmaktr. Gerein bilgisine ulamak bilimin en bataki amacdr ve eer ararken, muazzam bir tehlikeye taklp tkezliyorsak, nceden tasarlanm bir dncenin deil, da~a ziyade kaderin etkisi olduunu hissederiz. Gn~z insan ilkel veya antik a insanindan daha fazla ktlk yapma k:pasitesine sahip deildir.
Sadece, ktle eilimini harekete geirmek iin eskisiyle k-
114
Teoride, nkleer paralanma gibi cehennem leindeki deney leri yapmaktan, srf tehlikesi yznden de olsa, vazgemek
akln gc dahilindedir. Ancak, insann kendi barnda deil
de daima bakalarnn bar.nda grd ktlkten korkmas
her seferinde mantna engel olmaktadr, yoksa insan bu silah kullanmann canl yaamn dnya yznden sileceini zaten
biliyor. Evrensel ykm korkusu bizi bu en kt felaketten koruyabilir, ama, dnya apndaki ruhsal ve politik blnmeyi
ortadan kaldracak bir kpr -hidrojen bombasnn varl kadar etkili bir kpr- bulunmadka, bu tehlike kara bir bulut
gibi tepemizde :sl kalacaktr. Tm bli,inmelerin ve tm d
manlklarn ruhun iindeki kartlarn blnmelerinden kaynakland gerei tm dnyann bilincine yerleirse, o zaman
gerekten nereye saldrmam~ gerektiini anlayal;>iliriz. Ama
eer ruhumuzdaki -kendi bana h!nemli olmayan- en kk
ve en kiisel kprdanmalar bile, imdiye dek olduu gibi bilindnda fark edilmeden kalrlarsa, birikmeye devam edecekler ve akln gcyle denetlenemeyen, yararl bir sonuca kanalize edilemeyen kitle gruplamalarna ve kitle hareketlerine yol
aacaklardr. Bu hareketleri faydal bir yne evirmek iin gsterilen tm dolays'z abalar glge .boksu yapmaktan baka bir
ey deildir. .Bu glge oyununun en tutkun sevdallar da dvlerin kendileridir.
Burada belirleyici faktr, ikiliine bir are bulamayan bireyin kendisidir. Yzyllar boyunca tek Tanr'nn insan kendi
grntsnde, kk bir birim olarak yaratt yolundaki hu-
115
lerini karlkl olarak anlamalarn tevik etmek gibi bir niyeci yoktur; o daha ziyade insan atomlarna ayrmann ve bireyi
ruhsal olarak soyudamann peindedir. Bireyler birbirlerinden
ne kadar kopuk olurlarsa, Devletin gc o kadar p~kiir, veya
.
cam ters.
Kukusuz demokrasilerde de insanla insan arasndaki mesa'
fe gerek kamu refah, gerekse ruhsal ihtiyalarmz iin gerekli
olandan ok daha fazladr. Evet, gze batacak kadar keskin sosyal tezadar dzelernek iin insanlarn idealizmine, evkine ve
vicdanna seslenen her trl giriimde bulunuluyor, ama karakteristik zelliinden tr, insan gerekli zeletiriyi ve u
sorularn cevabn vermeyi unutuyor: Bu idealist talepce kim
bu/rmrtyor? Glgesinin zerinden atlayp, kendisini ona iyi bir
mazeret sunan idealist bir programa teslim eden biri olmasn?
ok farkl ve karanlk bir i dnyay aldatc renkler ile gizlemek ne kadar saygn ve ahlakl? nsan ideallerden sz eden kiinin her eyden n~e kendisinin de ideal olduundan emin olmak ister, ancak o zaman szleri ve ileri griindiik/erinden daha
fazla olur. deal olmak imkanszdr, dolaysyla hibir zaman
gereklemeyen bir nerme olarak kalr. Bu bakmdan genellikle iyi koku alan bir burnumuz olduu iin, bize vaaz edilen
ve nmzde resmi geit yapan idealizmlerin ou bo ve sahte gelir, ve ancak kart olan eylere de akca izin verildii zaman kabul edilebilir olurlar. Bu dengeleyici arlk olmazsa,
ideal denen ey bizim insan! kapasitemizi aar, sevimsizliin
den tr inandrclni yitirir ve, ne kadar iyi niyetli de olsa, bir blf durumuna der. Blf insanlara hkmeernenin ve
onlar bastrmarun gayri meru bir yoludur ve hibir fayda ge-
trmez.
Dier
117
mz
'
119
1
~1
, .. ,
1 '" .,
'
. ,.. .
"
'
'
VII
Kendini
Tanmann Anlam
amzn
'
psikol0gdur. Byk titizlik ve enerji gerektiren bu i iin psikoloin sonsuz bir sabra ihtiyac vardr; tm abay karsm
dakine brakp, danmanlk ve t vericilik gibi kolay bir rol
stlenerek, "olmal" ve "olsa gerekir" gibi geleneksel fikirlere
yaslanamaz. Herkes arzulanan eyler hakknda vaaz vermenin
ne kadar faydasz olduunu bilir, yine de bu durumda genel aresizlik o kadar byk ve ihtiya o kadar acil ki, insan kiisel
ve znel bir sorun hakknda beynini zorlamak yerine bu eski
hatay tekrarlamay tercih eder. Ayrca, sorun on binlerce kii
yi deil, bir bireyi tedavi etmektir. Mmkn olsayd belki on
bin kiiden alnan sonu daha etkileyici olurdu, ama biliyoruz
ki birey cek bana deimedike hibir ey deimez.
nsann gerekletiini grmek istedii ey, yani tm bireylerin stndeki etki daha yzyllarca grlmeyebilir. nsanl
n ruhsal dnm bir nesil iinde meyvelerini verem ez,
yzyllarn agr ilerleyiini takip eder ve hibir bir aklc sre
ile ne hzlandrlabilir, ne de yavalatlabilir. Bizim gcmzn
yetecei ey, yakn evrelerinde benzer zihniyetli insanlar etkileme olanana sahip, veya bu olana yaratabilecek, insanlarda
bir deiim salamaktr. Bunun zorlayarak, ikna ederek veya
vaaz vererek yaplacan sylemiyorum. Daha ziyade, kendi
davranlar hakknda igr sahibi olan ve dolaysyla bilindna eriim imkan bulmu bireyl~rin, ister istemez evre zerinde de etkili olacaklar genel kabulnden sz ediyorum. n
san bilincinin derinlemesi ve genilemesi, llkel kavimlerin
"mana" dedikleri trden bir etki yaratr. Bakalarnn bilind
zerinde kastl olmadan yaratlan bir etki, bir eit bilind
prestijdir bu, ve tesiri ancak bilinli niyetlerle bozulmad~
srece devam edet".
Kendini tanma abas sosyal gelime umudundan da tama-
122
sembollerin deiimi, iin tam zaman dedikleri bir ada yayoruz. Zamarumzn kendine zg taraf, ki kukusuz bu kendi bilinli seimimiz deildir, deimekte olan iimizdeki bilind insan dile getirmektir. Yetimekce olan nesiller, eer
insanolu yaratt teknoloji ve bilimin gcyle kendi kendini
yok etmek istemiyorsa, bu ok nemli dnm ciddiye almak zorundadr.
Hristiyanlk ann balarnda olduu gibi bugn de bilimsel, teknik ve sosyal gelimelere ayak uyduramayan bir ahlaki gerilik problemi ile kar karyayz. Tehlike alcnda olan
ve modern insann psikolojik yapsna bal olan o kadar ok
ey var ki. Bireyin, gcn dnyay acee vermek iin kullanmaya kkrtan drcye direnecek kapasicesi var m? izledii
yolun bilincinde mi? Dnyann u andaki durumundan ve kendi ruhsal durumundan karemas gereken sonular neler? H
ristiyanln ona miras brakt, hayat kurtaran "iimizdeki
insan" miciq.i kayherrnek zere olduunun farknda m? Eer
bu felaket gerekleirse bana neler gelebileceini biliyor mu?
Hatta bunun bir felaket olduunu aniayabilme yeteneine sahip mi? Ve son olarak, terazi yi dengeleyen o kk, ekstra ar
ln kendisi olduunu biliyor mu?
Mutluluk ve honutluk, ruhun huzuru ve yaamn anlam
-bunlar Devlet deil ancak birey deneyimleyebilir. Devlet
bir yandan, bamsz bireylerin oluturduu bir dzenden ba
ka birey deildir, te yanda ise, bireyi srekli bastrma ve fel
etme tehditi altnda tutmaktadr. Sosyal alanlan saylamayacak
kadar farkl biimlerde etkileyen insan ruhunun salk koulla
-rn en iyi bilenlerden biri psikiatristlerdir. Zamann sosyal ve
politik koullar kukusuz byk nem tar, ama bunlarn cek
belirleyici faktr olarak birey zerinde, iyi veya kt, etkisi faz124
lasyla abartlmaktadr.
l25
Astroloji/Psikoloji
KEFEDILMEMi BENLiK: Cari Jung'un toplumsal kri~ler ve bunlarn bireysel Insan ruhuyla ilikisi zerine aratrmas. Birey lek bana deimedike toplum
da hibir eyin deimeye<eini anlatyor.
"Saysz ya~ar,
.Philip Wylie
"Jung'un gentt okur i9n bu kadar nemli ve deerli bir kitap daha yazdndan
kukuluyu
m:
1.8. Pritsffty
"Bugune kadar Jung'un herhangi bir kitabn
balang salayan deerli bir kitap."
okumam
Dtnver Post
" Kefedilmemi Benlik sorgulayan bir kitap. Onu okurl<en, kendinizi dnya.
nn en byk psiklatristlerlnden birinin yannda oturuyor ve 1nsann en nemli s<>nnlanndan birisi zerine syleisini dinliyor gibi oluyorsunuz. l<onuma tannda ya
zlm,
bu edenle
anlalmas
-Washington Post