You are on page 1of 17

Betl'n beni nasl kar layaca n do rusu merak ediyordum.

Sekreterinin odasnda birka dakika bekletildikten sonra odaya girdi im zaman onu masasnda yaz
yazarken buldum. Onbe sene ncekinden fazla farkl de ildi. Gen kzl ndaki
formunu muhfaza etmi grnyordu. Beni bir dakika kadar ayakta beklettikten
sonra ba n kaldrd. Yzme bgne bir biimde bakt. Kupkuru, so uk ve ruhsuz
bir tavrla: "Ne istiyorsunuz?" diye sordu. lgisizli in tesinde, hi beklemedi im bu
itici ve det hakaretmiz tavr kar snda ok oldum. Beni te his edememi oldu u
zehbyla: "Ben, Vedat Erdemli'yim" dedim. Betl gene o so uk tavryla: "Evet biliyorum. Ne istiyorsunuz?" dedi. Demek ki Betl bu tavrn bilinle uygulamaktayd.
im burkularak: "Sizi grmeye gelmi tim" dedim. Ama geldi ime gelece ime de
oktan pi man olmu tum. "Grdnz i te" dedi. Bu farkl bir tarzda kovulmam demekti. Birden kanmn ekildi ini hissettim. Oda ba mda dnd. Byk bir gayret
sarf ederek: "Evet hanmefendi; maalesef grdm" dedim ve kapya yneldim.
Kapnn tokma n tuttu umda ksa bir tereddd geirdim. Nefsim onun bu nezketsizli ini yzne vurmam telkin etmekteydi. Ama bu neye yarard? Zorla gzellik
olmazd ki. Kapy ap sekreterin odasna getim. Sekreteri selmlayarak stikll
Caddesi'ne kendimi zor attm. Ba m zonkluyor, ellerim titriyor, kalbim hzl hzl atyor, ayaklarm biribirine dolanyordu. Ben bu kza ne yapm tm ki onbe sene sonra byle bir mumeleye mruz kalyordum? Genli imde m terek arkada grubu iinde sene arkada lk etmi oldu um o nzik, o zarif, o ll, o sevecen kza ne
olmu tu?
Bu d ncelerle Intercontinental Oteli'nin altndaki pastahneye kendimi zor attm. stste iti im iki byk fincan espreso kahve aklm biraz olsun ba ma getirdi. 1960'l yllarn ba nda Moda'da 12 ki ilik arkada grubumuzun yelerinden biriydi Betl Bahtiyarzde. Saint Benot Fransz Lisesi'nden ve ktisat Fakltesi'nden
mezundu. Grupta 7 gen kz 5 de delikanl vard. Yazlar hergn Moda Plj'ndan denize girer, atlama kulesinde biz erkekler biribirimizle yar rken kzlar da bizleri seyredip alk laryla cesretlendirirlerdi. Ak amlar Moda Burnu'ndaki falezin stnden,
ya da kirlad mz iki sandala dolu up Marmara'ya alarak Gne 'in bat n seyreder, yemekten sonra da ya gene Moda Burnu'nda bulu ur sohbet eder, gezer ya da
Moda ak hava sinemasnda film seyrederdik.
O zamanlarda geerli olan grg kurallar kz-erkek iki ki ilik gruplar hlinde
ana gruptan ayrlmamza da, kzlara hiss olarak ba lansak bile bunu herkesin nnde ortaya koyacak hareketlerde bulunmamza da mni idi. Her delikanlnn, her gen
kzn yavuklusu gnlnde sr olarak kalrd. Bunu di erlerinin bilmesini istemezdik.
En azndan ben Biyoteknoloji doktoras yapmak zere Cambridge niversitesi'ne gidinceye kadar, erkekler arasnda biz bu konulara hi temas etmedikti.
Ben btn kz arkada larmz arasnda en ok Betl' be enir, onu mstakbel eim olarak grrdm. Niyetim de, e er imkn olursa, onunla evlenerek ngiltere'ye
1

birlikte gitmemizdi. Bunu henz kendisine amak frsatn bulamam tm ki bir gn


bizim gruptan ve Saint Joseph Fransz Lisesi'nden de arkada m olan Mukbil beni ziyrete geldi. Betl ile evlenmek hussunda anla m olduklarn ifde etti. Bunu kimseye if etmememi ve bu karara sayg gstererek ona gre davranmam taleb etti.
Betl hakkndaki d ncelerimi hi kimseye belli etmemi olmama ra men,
Mukbil'in hem Betl'e kar hissiytm sezinlemi ve hem de "pi mi a a su katmamam" ya da "bo una mitlenmemem" hussunda beni bililtizm nzike kaz etmek
zorunlulu unu duymu oldu una inandm. Bu beyn beni byk bir hayal krkl na
u ratt; gruptan so udum. Onlara i tirk etti im ndir zamanlarda da hep iime kapank durdum. Ne emin kam oldu unu Betl de di er arkada lar da hemen te his
edip stme geldiler. Skntmn sebebini renmek istediler. Ama ben sr vermedimdi.
ngiltere'den de yalnzca Mukbil'e mektup yazp tebrik etmek zere Betl ile ne
zaman evleneceklerini bana bildirmesini istedimdi. Fakat yazd m drt mektuba da
cevap gelmeyince ben de bir daha stne d medimdi.
Doktoram tamamladktan sonra on sene kadar zel bir irkette al tm. Bu arada
bir ingiliz kzyla evlendim. Ama bu evlilik, ocu umuz olmadan, e imin kanserden
veft sonucu be senede bitti. Ben de gnlmde gitgide artan yurt hasretine dayanamayp stanbul'a avdet ettim. Burada ilk i im Mukbil'i aramak oldu ama onun adresini kimse bilmiyordu. Eski gruptan ise yalnzca Betl'n adresini zar zor ve ancak bir
takm tesdfler sonucu tesbit edebildim. E yni, ha Betl ha Mukbil demekti. Ben
de hem eski grupla tems kurabilmek hem de, ge de olsa, evlili ini tebrik etmek zere Ziraat Bankas Beyo lu besi mdrl ne kadar ykselmi olan Betl' grme e gitmi tim. Onun beni bu ekilde kar layp da kovmakdan beter edece ini nereden bilebilirdim ki?
Bu durum kar snda btn olanlar unutup kendi i lerimle me gl olmaya karar
verdim. stanbul'da gda sanayiinin nde gelen irketlerinden birinin biyoteknoloji
ara trma-geli tirme blmnn direktrl ne getirilmi tim. Ve i im de ba mdan
a knd.
Bu hdiseden bir, belki de bir buuk ay sonrayd ki bir gece telefonum ald.
Kar mda Betl vard. "Vedat; sana ok ters davrandm. Bundan azab duyuyorum.
Seninle gr mek istiyorum" dedi. Nutkum tutulmu tu. "Bu ne perhiz, bu ne lhana
tur usu!" diyesim geldi ama kendimi zor tuttum. Ksa bir sre cevap veremedim. Betl: "Vedad orada msn?" diye sordu. Toparlandm; so uk bir tavrla: "Evet hanmefendi; buradaym. Davran nzdaki de i iklik bendenizi memnn etti. Sanrm i yerinizden saat 18.00'den nce kamyorsunuz. Yarn ak am Intercontinental Oteli'nin
altndaki pastahnede saat 18.20'de bulu mamz sizce uygun olur mu?" dedim. "Teekkr ederim. Gelece im. Hayrl geceler" dedi ve telefonu kapatt. Bir an Betl telefonumu nasl buldu diye d ndm. Sonra randevu iin ilk mracaatmda telefon
numaram sekreterine yazdrm oldu umu hatrladm.
Betl randevusuna tam zamannda geldi. Elimi skt. Hibir ey olmam gibi
"Naslsn Vedat?" diyerek sandalyeye yerle ti. "Te ekkr ederim, iyiyim. Siz fiyettesinizdir n all h" diye cevap verdim. Tepeden inme bir tarzda: "Beni onbe sene
sonra neden ziyret etme e geldindi?" diye sordu. Yutkundum, " ngiltere'den yeni
dnm tm. Sizi ve Mukbil'i grp tebrik etmek istiyordum; o kadar. Mukbil mek2

tuplarmn hibirine cevap vermemi ti" dedim. Ka larn kaldrarak hayretle bana
bakt: "Bizi neye tebrik edecektin ki?" dedi. Bu sefer hayret sras bendeydi: "Siz evli
de il misiniz ki? Evlili inizi tebrik edecektim" dedim. Betl'n yz kpkrmz kesildi. Hiddetle: "Bu samal da nereden kardn All h a kna?" diye sordu. "Ben
ngiltere'ye hareket etmezden drt ay nce ikinizin evlenmeye karar vermi oldu unuzu, bu konu hakknda siz dhil kimseyle konu mamam Mukbil benden taleb etmi ti. Ben de evlili inizi tebrik etmek iin kendisine muhtelif aralklarla drt mektup
atmama ra men hibir cevap alamaynca mnkesir olup bir daha da yazmadmd"
dedim.
Betl byk bir hiddet ve de nefretle sa yumru unu sol avucunun iine vurdu:
"Vay hergele Mukbil vay!" dedi. Bu fke beni a rtt gibi bu n mizac de i ikliinin de neye dellet etti ini anlayamadm. Betl ise birdenbire skinle mi , gzleri
dalm t. D nceli bir tavrla kahvesinden iki yudum iti. Sonra, bana dnerek,
onbe sene nceki uysall ve sevecenli iyle: "Ben Mukbil'i yalnzca bir arkada olarak telkki ettim. Onunla evlenmeyi haylimden bile geirmi de ilim. Nitekim senin ngiltere'ye hareketinden hemen sonra bana evlenme teklif etti ve srarc da davrand ama ben kendisini her seferinde reddettim. Sonunda o da midini kesip gitti,
zmir'e yerle ti.Vedat, All h a kna bana do ruyu syle! ngiltere'ye hareketinden
birka ay nce sen birdenbire iine kapandn ve gruptan da det koptundu. zerine
o kadar gitmemize ra men bu de i ikli in sebebini bize aklamadnd. Yoksa buna
sebeb Mukbil'in o szleri miydi?" diye sordu. K eye sk m tm. Ba m nme
e dim. Vakit kazanmak iin ben de kahvemden birka yudum aldm.
"Betl hanm" diye lfa ba layacak oldum. Gene n bir mizac de i ikli iyle
szm keserek, asab bir ekilde: "Vedat; All h a kna u sizli, bizli, hanml konu may brak! Onbe sene nceki Vedat ol!" dedi. Buna, zntm ve inkisr- haylimi iyice belli eden krk bir ed ile: "Emin ol! Ben de seni bronda ziyret ettiimdenberi o onbe sene nceki Betl' hasretle aryorum" diye cevap verdim. Betl
bu cevabm duymazlktan geldi; efkatle elini elimin stne koydu ve: "All h a kna
Vedat; sordu um soruya ltfen cevap ver!" diye det inledi. Ben: "Evet Betl, zntmn ve grupla ili kimin zayflamasnn tek sebebi Mukbil'in o beynyd" dedim.
Betl'n yz birdenbire aydnland, bak mnisle ti, elimi iki elinin arasna hapsetti: "Bu demektir ki sen beni gizliden gizliye seviyordun. ine kapanman da
Mukbil'in beynyla u rad n hayal krkl nn eseriydi. Do ru mu bu, Vedat?" diye
fsldad. Ben de ayn tonda: "Evet" dedim. "Pekiyi ama bunu bana niye aklamadnd a mubrek ocuk?" diye trizkr ama ok muhabbetli bir tarzda yzme bakt".
"Tam sana evlenme teklif edecektim ki Mukbil'in mdhalesi buna engel oldu. Pi mi a a su katamazdm" dedim. "Ah aptal adam, ah! Bylesine yce ahlk shibi olmann ikimize nelere mal oldu unu biliyor musun sen? Hlbuki ben de seni, yalnzca
seni seviyordum" dedi.
Onbe sene sonra gelen bu itiraf kar snda nutkum tutuldu; gz ya larm tutamadm. zntyle: "Pekiyi ama sen bunu bana tlatm olsan olmaz myd?
Mukbil'in yalan da benim nm kesmezdi" dedim. "Ne yapaym; benim de o zamanki ekingenli im buna mni olduydu" dedi ve arkasndan hemen ekledi: "Onbe
senedir sen hi de i memi sin Vedat. Gene o zarif, kibar, di ergm, ho una gitmeyen hareketleri asl bir tavrla hazmeden ya da bilmezlikden gelen eski Vedat'sn. Pe3

kiyi sen beni nasl buldun?". Yzne dikkatle baktm: "Seni zse bile sana kar drst olaca m Betl. Sen skin, cidd, vakur, muhabbetli ve de ok gzel bir kzdn.
Hl eski gzelli ini muhfaza ediyorsun ama maalesef asab, mtehakkim, mizac
srekli de i en bir ki ilik kazanm sn. Bunu m hede etmi olmak bana zdrab veriyor" dedim.
Betl'n o bu day tenine ok yak an iri ye il gzlerinde iki damla ya tomurcukland; sesine yansyan byk bir kederle: "Kimseye itiraf edemedi i byk bir a kla
sevmekte oldu u delikanlnn birdenbire me'yus ve mkedder bir suskunlu a brnd n ve sonra da ekip ngiltere'ye gitti ini gren, kendisinden onbe sene hi haber alamam olmasna ra men onun sevgisine maraz bir ekilde ba l kalan, btn
arkada lar evlenip oluk ocuk shibi olurken, krkna merdiven dayam , ve artk
oluk ocuk shibi olma midi de kalmam bir kz kurusunun btn bunlara tahamml edip g s germesinin onun moralini ve ki ili ini ne denli tahrb edebilece ini
hi d ndn m sen?" dedi.
Birden iim hn oldu: "Haklsn Betl. Senin hesabna da kendi hesabma da ok
ama ok zgnm. Ama bunda ne senin ve ne de benim suum var. Mukbil bu hnzrl yapmam olsayd belki de urada ocuklarmzla birlikte oturuyor olabilirdik"
dedim. Bunun zerine Betl: "Sana gstermi oldu um fke bana lyk grd n
vehmetti im davran na kar bir reaksiyondu. Ltfen beni affet!" dedi. "Sen benim
iin hibir zaman unutamayaca m ok azz bir varlksn. Bu yzden de reaksiyonun
beni ok rencde ettiydi; ama neyse artk mesele anla ld. Bir daha bu konuya dnmeyelim" dedim. Betl hi mid etmeyece im bir ekilde sessizce a lamaya ba lad.
Bir mddet sonra kendisini toparlad, mendiliyle gzlerini sildi: "Vedat; bugnlk bu
kadar yeter! Ben seni tekrar ararm. Ho a kal!" diyerek pastahneden frtna gibi kp gitti. Karar verme hakknn yalnzca kendisinde oldu unu izhr eden o mtehakkim mizac gene a r basm t ama bu hareketinde hislerini bana daha fazla gstermek istememesinin de bir dahli var gibime geldi.
Bu bulu madan birka gn sonra al t m irket beni bir meseleyi halletmek
zere Frankfurt-am-Main'a gnderdiydi. Yakla k hafta kadar sonra stanbul'a avdet etti im gnn gecesi Betl telefon etti: "Vedat; hep senden bir telefon bekledim.
Bir aydr neredeydin?" diye trizde bulundu. "Bir i iin apar topar Almanya'ya gnderdiler. stanbul'a daha bugn dndm. Gndzleri ba m ka yacak vaktim yoktu.
Sen de ev telefonunu vermemi oldu un iin, ok zlemi olmama ra men, ak amlar da seni arayamadm" dedim. Bunun zerine Betl, zr dileyerek, evinin telefon
numarasn verdi ve: "Bak! Sana ne diyece im. Yarn ak am seni Abdull h Efendi
Lokantas'nda birlikte yemek yeme e dvet ediyorum. Beni saat 19.00'da Atatrk
Kltr Merkezi'nin nnde bekle! Arabamla gelip seni alaca m. Olur mu?" dedi.
"Tabi, ok memnn olurum" diye cevap verdim. Sevincini belli ederek: "Haydi yleyse, gzlerinden perim" dedi ama "Ben de senin gzlerinden perim" dememe frsat brakmadan telefonu kapad. O sert ve kaba zrhnn ardndaki eski gnlerin samim Betl', hayl meyl de olsa, nihyet kendisini gsterme e ba lam t. Bundan
mutluluk duydum.
Emirgn srtlarndaki lokantaya gidinceye kadar Betl ile hep eski arkada larn
bugnk ya antlarndan konu tuk. Arabay skin ve temkinli sr dikkatimi ekti.
Lokanta'da yemeklerimizi smarladktan sonra aramzda yle bir konu ma geti:
4

Dile kolay, Vedat. Tam onbe sene ayr kaldk. Anlat bakalm! Bu sre zarfnda sen neler yaptn?
Cambridge'de Biyoteknoloji zerine bir doktora yaptm. Be sene srd.
Sonra ayn konuyla ilgili bir irketin lboratuvarnda al maya ba ladm.
Birka sene sonra bu lboratuvarn ef yardmcl na ykseltildim. al malarmda elde etti im sonular syesinde irkete be de patent hakk kazandrdm; ve bunun mkfat olarak hem irket bana dolgun bir ikrmiye
verdi ve hem de o lboratuvarn efi oldum. O sralarda ayn lboratuvarda
al an, Oxford'dan doktoral Elizabet ile evlendim.
Neee? Sen evli misin?
Hayr Betl'm, dulum. Biz evlendikten sene sonra karm lenf kanseri
oldu. ki sene ona baktm. Ama btn ihtimamlara ra men kurtarlamad ve
maalesef veft etti.
zldm Vedat. Ama sen dinine pek ba l bir insandn. Nasl oldu da bir
hristiyanla evlenebildin? Ve nasl oldu da onunla anla abildin? Do rusu
pek merak ediyorum.
Elizabet ok farkl, ok meddeb ve ok m fik bir kadnd Betl. Pekok
ynleriyle seni andryordu. Beni ona ba layan da herhlde bu benzerlikler
oldu. Bir kere "nitaryen Mezhebi" mensbuydu. Bu mezhebin mensblar
slm'a ok yakndrlar. Hz s'ya ulhiyet atfetmezler; O'nu Allah'n o lu
olarak de il, bir peygamber olarak kabl ederler. Katolikler gibi bir takm
btl tikatlar da yoktur. Elizabet katolik olan ilk e iyle anla amad iin
iki yllk bir evlilikten sonra bo anm t. ok skin ve muhabbetli bir evliliimiz oldu. M fik ve dikkatli bir e , iyi de bir bilim kadnyd. Veftndan
nce de slm' kabl etmi ti; ve tam bir m'mine mslman olarak veft etti. Onu Cambridge'de atalarnn mezarl na gmdm. Onun veftndan sonra ngiltere bana dar geldi. Ben de stanbul'a avdet ettim.
Yni artk ngiltere ile hibir ili kin kalmad m?
Pek saylmaz. Elizabet'ten miras olarak bana Cambridge'de iki katl, drt
odal, ufack bir bahesi olan, ingilizlerin "cottage" dedikleri cinsten irin
bir ev kald.
Bu evi ne yapmay d nyorsun? Satacak msn?
Hayr; bunu d nmyorum. Yllk izinlerimi Cambridge'de geirmeyi
plnlyorum. Oras skin ve irin bir niversite ehri. Evimle ehir merkezi
bisikletle yirmi dakika bile tutmuyor. Ayrca trenle Londra'ya kadar da bir
saatten az bir zamanda gidilebiliyor.
Hi araban olmad m?
Hayr. Zr Cambridge'de her yere bisikletle rahata gidebiliyorduk. Ayrca
civr ehirlere de her gn pekok sayda tren vard. stelik hepsi de olduka
konforluydu. Onun iin araba satn almak bana fuzl bir israf imi gibi geldi. Pekiyi; sen bu onbe sene zarfnda ne yaptn?
Ben bankaclk sektrn setim ve yava yava ilerleyerek imdiki konumuma geldim. imdi beni arada srada bir beyi tefti e de gnderiyorlar.
5

Yaknda asl mfetti li e terfiimi bekliyorum. Babam ne yazk ki gen yanda kalpden veft etti. Erkek karde im de kk oldu undan ailenin ykn ben yklendim. Neyse erkek karde im tahsilini bitirdi, ticret hayatna
atld, imdi bir gmlek atlyesi var. Evlendi; iki de ocu u oldu. Kz kardeim ise liseyi bitirdikten sonra okumak istemedi. Gen kzl ndanberi gnlnde olan delikanl ile evlendi. Onun da imdi iki ocu u var. Kocas da
babasnn i ini devr ald. Per embepazar'nda elik levha ve makine aksm
satyor. Ben ise annemle oturuyorum.
Pekiyi, senin hi ksmetin kmad m?
kmaz olur mu? Ama ben hepsini geri evirdim. Seni bekledim.
Ah benim sdk dostum, ah!
Ben syleyece imi syledim Vedat. imdi sen konu !
Betl'm, iki gzmn nru. Ben ne diyebilirim ki? Benimle evlenir misin?
lhi Vedat! Onbe sene seni bo una m bekledim sanyorsun? Tabi ki evlenirim. Ama tiraf etmem gerekir ki beni gnlerdir tedirgin eden bir huss
var.
Hayrdr n all h! Nedir o?
Ltfen bu syleyeceklerimin bir ksmn sana empoze etmek istedi im artlar olarak kabl etme. Bunlar yalnzca zerinde uzun uzun d nd m bir
takm end eler ya da kuruntular. O kadar.
Sen gene de syle Bir Tnem!
kimiz de krkna merdiven dayam kimseleriz. Bir kadnn bu ya dan sonra
ocuk do urmas imknsz olmasa bile ok zordur. Benim hmile kalmaya
da bu ya tan sonra ocuk bytmeye de maalesef cesretim yok. te yandan biz biribirimizden onbe yl uzak ve, daha da nemlisi, biribirimizle
hibir irtibtmz olmadan ya adk. Bu zaman zarfnda sende de bende de
bir takm davran biimleri, kolay kolay vaz gememiz mmkn olmayan
al kanlklar ve hatt bir takm "mani"ler de muhakkak ki teesss etmi tir.
En azndan bunlardan birkan sen bende m hede etmi ve bu yzden teessrn de beyn etmi bulunmaktasn. Bu sivriliklerimizle ka yapalm
derken gz de karabilir, biribirimizi tmiri mmkn olmayan bir biimde
yaralayabiliriz de. Bu uyumsuzluklar birdenbire zuhur etmeseler bile zaman
iinde de ortaya kabilirler.
Benim iin mhim olan seni onbe sene sadkatle beklemi olmamn bir
kymeti olup olmad idi. Hamd olsun ki sen de beni sevmi sin ve sen de
onbe sene sonra bile evlenmemizi arzuluyorsun. Bunun beni nasl rahatlatm oldu unu ve bunca yllk zdrbm nasl dindirmi oldunu sana trif
edemem. All h senden rz olsun Vedat'm! Ancak bu muhabbetin u ya da
bu ekilde senin iin ya da benim iin, yhut da her ikimiz iin bir yeni
zdrba dn mesini de asl istemem. Bundan dolay ben derim ki evlenmekte acele etmeyelim! Biribirimizi yeniden tanyncaya ve kalp huzuru ile
evlili e hazr oluncaya kadar iki eski, sdk ve muhabbetli dost olarak kalalm! Olur mu?
6

Aslnda ayn end eler beni de rahatsz etmekteydi. Betl bunlar dile getirmese
ben dile getirecektim ama o bunca yl boyunca kendisinde teesss etmi olan acelecili inden tr beni bu ykten kurtarm t. Benim iin bu kadar sknt ekmi bir kza
da ne deyebilirdim ki? "ocuk shibi olmak hakkndaki end elerine ben de katlyorum. Seni asl bu konuda zmek istemiyorum. Di er teklifin ise fevkalde mantk.
Buna ra men e er "Hemen yarn evlenelim!" dersen, yarn derhl yldrm nikhyla
evleniriz. Ama "Bekleyelim!" diyorsan, o da ba m stne. Betl'm; mhim olan
genli imizdeki sfiyetimizi yeniden ke fetmemiz" dedim ve sa elini alarak parmaklarndan ptm. Bana hayretle bakt. Gz pnarlarndan ya lar szlmedi, f krd. Bana: "Vedat'm sen ne yaptn?" dedi. "Sevdi im hanmefendiye duydu um derin
muhabbeti yalnzca sde bir jestle ifde ettim" dedim. "Ah Vedat ah! Bunu onbe sene nce neden yapmadn?" dedi. Ba m ne e erek: "Mieux vaut tard que jamais
(Hi olmamaktansa ge olmak daha iyidir) Bir Tnem" dedim. Gzleri dald, sonra:
"Evet canmn ii. Hakkn var: Mieux vaut tard que jamais" dedi.
O gnden sonra ikimizin de hayat de i ti. Ak amlar hemen hemen her gn bulu uyor, birlikte yemek yiyor, bir sinemaya ya da bir konsere gitmeyeceksek kolkola
uzun yry ler yapyorduk. Fakat 1978 senesi Trkiye ve bilhassa stanbul iin sol
terrn kol gezdi i, militanlarn banka basp adam ldrdkleri ac bir dnemdi. Onun iin bu gezintilerimizde de gnlk hayatmzda da hep bir end e iindeydik. Betl'n bankasnn her katnda resm niformal olmak zere bir ve sivil olmak zere
de iki silhl koruma grevlisi bulunduruluyordu.
O yaz Uluslararas stanbul Festivali'nin hemen hemen her klsik konserine katldk. Betl de benim gibi hem klsik Trk Msksi ve hem de klsik Bat Mzi i meraklsyd.
Gn getike Betl'n o sinirlili inin, o acelecili inin ve o dominant karakterinin
yerini yava yava bir yumu aklk, bir sabr ve huzurlu bir teslimiyet alm t. Bir gn
bana: "All h a kna Vedat; bana ne oldu byle? Biliyor musun ki geen gn sekreterim bile bana: "Betl hanm birka aydanberi o kadar de i tiniz, o kadar huzur dolu
bir insan oldunuz ki sizi tanyamyorum" dediydi. All h senden rz olsun! Verdi in
huzurla ve muhabbetinle beni nasl da de i tirdin!" dedi.
Betl bir gn bana kald m kir evini grmek istedi ini syledi. Onu bir ak am
evde yeme e dvet ettim. Memnniyetle kabl etti ve kendisine ne ikrm edece imi
sordu. Bunun bir srpriz oldu unu, eve geldi inde grece ini syledim.
Kararla trd mz ak am Betl 18.30'da evime geldi i zaman bir salon, bir oda,
bir mutfak ve bir banyodan olu an 45 metrekarelik evimi grnce evin kkl ne
de, fevkalde bakml ve hem al ma, hem oturma, hem misfir ve hem de yemek
odas olarak kullanmakta oldu um salonun tertipli olmasna da a rd; bunun srrn
sordu. Ben de ona ngiltere'de kald m onbe senenin on senesinde bundan daha kk, stdyo tbir edilen 35 metrekarelik bir dairede yalnz ya am oldu umu; e imin
hastal srasnda da onun evinde gene evin btn i lerini benim yapm oldu umu,
bundan tr de oturdu um evi temiz ve tertipli tutmamn artk bende bir hayat tarz
hline gelmi oldu unu syledim. Fakat sofraya oturup da bizzt pi irmi oldu um
yemekleri servis yapmaya ba laynca a knl bsbtn artt. Mnde: sebze orbas, iftlik kebab, zeytinya l al fasulyas, salata ve krem karamel vard. Betl btn

bunlar benim pi irdi ime inanamad. A l m ve yemeklerin lezzetini medhetti


durdu. O da benim gibi ne sigara ve ne de alkoll iki iiyordu.
O gece iki amdann aydnlatt yemek masasnda ve bir uzunalardan kan
Montavani Orkestras'nn huzur verici melodilerinin e li inde muhabbet dolu bir
sohbete kendimizi kaptrarak yemek yedik. Kahve faslna gelince Betl: "Vedat seni
zahmete soktu um iin ok utandm. Do rusu, ben senin arkteriden hazr bir eyler
alaca n d nm tm. Bu bana byk bir srpriz oldu. Me er sen baya iyi bir a ym sn! Do rusu yemek konusundaki mrifetlerinle iftihr ettim. ok farkl bir insansn. Seni bekledi ime de di. Fakat bana msaade et de bu ak am, hi de ilse,
kahveyi ben yapaym" dedi. Kahvelerle salona dnd nde bana: "Vedat senin btn
elektrikli letlerinin fi leri bir acyip. O neye o yle?" diye sordu. Betl'e elektrikli
letlerimin hepsini ngiltere'den getirmi oldu umu, orada elektrik fi lerin standardnn bizimkinden ok farkl olmalar hasebiyle btn fi lerin ucuna bizim prizlere uygun adaptrler takmak zorunda kalm oldu umu izah ettim.
O gece stanbul yakasnda oturmama ra men Betl'e Kadky if'daki evine kadar refkat ettim. Kaplarnda, ayrlrken: "Bizimkiler de seni ok merak ediyorlar.
Bir gn seni bizim eve yeme e dvet edece im. Hem bizimkilerle tan rsn ve hem
de benim yemeklerimi kendininkilerinle muk yese edersin" dedi.
Bunu tkip eden gnlerde Betl bankann Adana besine tefti iin gnderildi.
On gn kadar Adana'da kaldktan sonra stanbul'a avdet eder etmez beni bir ak am
yeme i iin evlerine dvet etti. O ak am elimde ukulata kutusu ve biri beyaz onu
krmz gl demetiyle kaplarn ald mda beni kzkarde i kar lad. Bir yan yemek
odas olarak tefri edilmi salona kabl edildi imde nce annesinin elini ptm. Gler yzl tabi tavrl bir stanbul hanmefendisiydi. Karde leri ve e leri de beni samimiyetle kar ladlar. Betl ortalkta yoktu. Annesi: "Vedat bey o lum; Betl sanrm kapnn zilini duymad. Mutfakta son hazrlklar yapyor" dedi. Bu arada
kzkarde i de herhlde ona haber vermek zere ortadan kaybolmu tu. Biraz sonra
Betl ne eyle ieri girdi. "Saf geldin Vedat" diyerek elimi sktktan sonra hi beklemedi im bir jestle beni yanaklarmdan pt. Tabi ben de muk bele etmek mecbriyetinde kaldm ama yzm kpkrmz kesilmi ti ki erkek karde i: "Abla; Vedat'
mahcb ettin. Bak! ocu un yz kzard" diye takld.
Yemekte ocuklarla birlikte onbir ki iydik. Hepsi de ok samim insanlard.
Kendimi ok rahat hissettim. ok rahat, esprili ve huzur verici bir sohbete daldk.
Betl: balk orbas, garnitrl koyun kolu sarmas, zeytinya l enginar, subre i,
zel soslu bir salata ve ukulatal sufleden olu an bir mn hazrlam t. Koyun sarmasnn iindeki tne karabiberler, eski ka ar ve tarnl ha lanm havucun bah ettii lezzet muhte emdi. Yemek hemen hemen saat srm t. Betl'e: "Ellerine sa lk Betl. mrmde hi bu kadar leziz bir mn grmedim" dedim. "Cidden mi?" diye sordu. " "Kesinlikle" diye cevap verdim. "Ama sen de baya iyi bir a ym sn
Vedat. Do rusu beni ok a rttnd" dedi.
Bizim ne eli sohbetimiz ocuklar yattktan sonra da devam ettiydi. Vakit gece
yarsn geince Betl'n erkek karde i: "Eyvah Vedat! Soka a kma yasa saati
girdi. stanbul'a nasl gideceksin sen?" deyince bende afak att. Vaktin nasl geti ine hi kimse dikkat etmemi ti. Bu saatten sonra sabah 05.00'e kadar soka a kma

yasa yrrlkte idi. Betl'n annesi: "Vedat bey o lum; zmeyin kendinizi! Konakta herkese yer var. Rahmetlinin pijamalar da tertemiz duruyor" dedi.
Bundan sonra benim nerede yataca m konusunda bir belirsizlik zuhur etti; nk herkes kendi yata n bana ikrm etme e kalk maktayd. Ben salondaki geni
kanapeyi i ret ederek: "Yllarm yata a giremeden hep kanapede uyuyarak geti.
Ltfen bana msaade edin de bu geceyi de bana gz krpmakta olan u rahat
kanapede geireyim" diyerek meseleye son noktay koydum. Betl: "Vedat benim
saat 07.40 vapuruna yeti mem gerek" dedi. Ben de: " n all h beraber gideriz Betl"
dedim. O geceyi huzur iinde geirdim. Her zamanki gibi sabah eznyla birlikte ayaktaydm. Namazdan sonra baktm Betl de kalkm . Di erleri uyurken, ba ba a
yapt mz muhabbetli bir kahvaltdan sonra kolkola vapura yeti ip Karaky'e geerek orada ayrldk.
O gnden sonra Betl'lerin evine sk sk gitmeye ba ladm. Bu ziyretlerimden
birinde annesi beni bir kenara ekerek: "O lum; All h senden rz olsun! Syende
Betl o kadar de i ti, o kadar huzurlu oldu ki! Neye artk bir an nce evlenmiyorsunuz? Bri bir yzk takn" dedi. "Efendim; bunun zamannn tyinini bendeniz, arzusu zerine, Betl'e braktm. Ama muhabbetimiz ve biribirimizi tanmamz iyi gidiyor; n all h yaknda evleniriz. Aramzda bir yzk takmay biz de d nyorduk" dedim.
Bir hafta sonra Betl'lerin evinde, aile arasnda icr olunan bir ni an mersimiyle
Betl'n days yzklerimizi takt. Ben Betl'e alyansdan ba ka bir de 1,5 karatlk
bir prlanta yzk hediye ettim. O da bana bir srpriz yaparak altn kaplama Omega
marka hassas bir kol saati hediye etti. Artk ni anl olmamz Betl'n zerinde mid
edemeyece im kadar msbet bir tesir yapt. Muhabbetimizi biribirimize rahata izhr
edebilmemizi sa lad.
1978-1979 k hep bu minvl zere huzur ve muhabbetle dolu olarak geti. Bu
arada nihyet Ekim'de evlenmeye de karar verdik. Betl bankasnn fransz Socit
Gnrale bankas ile srncemede kalm ml portesi yksek olan bir meseleyi halletmek zere Haziran'da Paris'e gnderilecekti. Kendisine Paris'deki i i bitince yllk
iznini almasn ve benimle ngiltere'de bir ttil yapmasn teklif ettim. Sevinle kabl
etti. Bu arada evlilikle ilgili hazrlklarmza da yava yava ba lam tk. Annesi, evlerinin bykl n ne srerek, bizim kendisiyle birlikte oturmamz arzu ediyordu.
Fakat Betl ba msz ama annesine yakn bir eve ta nmamzn uygun olaca n dnyordu. Gene if'da buldu umuz ve Temmuz ba nda bo alacak olan bir apartman dairesi iin pey vererek daireyi Temmuz'dan tibren kiralam olduk.
Haziran'da Paris'e gitti imde Betl, Luxembourg Park'nn kar snda Gay-Lussac
Soka 'nda kald yldzl Htel Elysa'da bana da bir oda ayrttrm t. O da ben
de Paris'i ok kere ziyret etmi oldu umuzdan vaktimizi, bidelerin ve mzelerin
ziyretiyle geirmek yerine, biribirlerine muhabbet etmekten ba ka i i gc olmayan
iki sevgili gibi Paris'de vre vre dola maya hasrettikti. Sabah otelde kahvalt ettikten sonra kolkola gezme e ba lyor, biraz yorulunca da yolumuzun stndeki ilk
kahvehnenin kaldrmdaki bir masasnda birer kahve ierek yorgunlu umuzu gideriyor ve tekrar yola koyuluyorduk. Eski ziyretlerimizin aksine o da ben de, iki ayamz bir paputa, Paris'de ko u turup durmann cenderesinden ilk defa kurtulmu
bulunmaktaydk. Aman Y Rabbi! nsann muhabbet etti i, anla t bir kimse ile, ve
9

de zaman end esi olmadan, Paris'de vre vre dola mas me er ne kadar da gzelmi !
Cit'de, le Saint Louis'de, Seine Nehri'nin rhtmlarnda, Quartier du Maras'de,
Canal Saint Martin boyunca, Champs Elyses'de, Rue de Rivoli'de, Rue Saint Antoine'da ve civrnda, Montmartre'da, Buttes de Chaumont'da, Quartier Latin'de,
Montagne Sainte Genevive ve civrnda, Rue Mouffetard'da, Avenue Gnral
Leclerc'de, Caf Procope'da, Rue du Bac'da, Rue de Seine'de, Rue Bonaparte'da,
Boulevard Saint Germain'de, Byk Bulvarlar'da ve ilh zamann da muhabbetimizin de tadn kararak tam bir hafta boyunca dola tk durduk.
Paris'e iyice doyduktan sonra bir ar amba sabah uakla Londra'ya getik.
King's Cross stasyonu'ndan trene binip tam 58 dakika sonra 50 mil kadar kuzeydeki
Cambridge'e vsl olduk. Betl ngiltere'ye ilk defa geliyordu. Trenin geti i yerlerdeki manzaraya ve ye ile hayrn oldu. stasyondan bir taksiye binerek 10-12 dakika
kadar sonra Tramptington semtindeki evime geldik. Uaktan indi imiz andan eve vsl oluncaya kadar defa ya mur ya m defa da hava am t. Betl byle bir
garbetle ilk defa kar la yordu. Daha sonraki gnlerde bir gnde 8-10 defa ya mur
ya masna ve bir o kadar da havann amasna hit olacakt.
Betl irin ve tertipli evime hayran oldu. O gnmz uzun zamandanberi kapal
kalm olan evi temizlemekle geti. Ak am zeri yakndaki markete gidip bir haftalk
nevlemizi dzdk. Ben gene evin tertibiyle u ra rken o da mutfa a girip yemek piirme e koyuldu. Yeme i epeyi ge bir vakitte yedik. O gece yorgunlukdan oturup
konu amadk da. Betl'e merdivenden knca sa daki byk karyolal oday hazrlam tm. Ben de onun altndaki televizyonlu oturma odasnda ek-yat tipi kanapede
yatacaktm. Saat 23.00 sularnda her ikimiz de uykudaydk.
Mutdm vechile, sabahleyin Gne do madan uyandm. Namazm kldktan
sonra evin arkasnda al ma odasnn nndeki baheye kp iki saat kadar da orasn tanzim ettim. Otlar ve di er bitkiler ufak baheyi ormana evirmi ti. Sonra bir
du yapp sabah kahvaltsn hazrladm. Akabinde st kata kp Betl'n oda kapsn tklatarak kahvaltnn hazr oldu unu bildirdim. Yirmi dakika kadar sonra a a
inen Betl' zeytin, peynir, tereya , yumurta, fme somon, domates, hyar, biber,
kzarm ekmek ve aydan olu an bir kahvalt bekliyordu. Kahvaltmz sohbet ederek muhabbetle olabildi ince uzattk. Ni anl de il de sanki yeni evlenmi de biribirine hayran bir ift gibiydik.
Fakat kahvaltnn sonuna do ru Betl'n gzleri dald, d nceli ve gaml bir havaya brnd. Ve aramzda yle bir konu ma geti:
- Vedat; bu ya adklarmz, pekok arkada mda m hede etmi oldu um, canm-cicim aylar ya antsna ok benziyor. Bu aylar getikten sonra e ler arasnda anla mazlklar, yanl anlamalar, vehimler, surat asmalar, ithamlar, kzgnlklar, horlamalar ve hatt fkeler olabiliyor. Evlendikten sonra acab biz
de mi byle bir geli meye tbi' olaca z?
- Bu end ende yerden g e kadar haklsn Betl'c m.
- Neee? Ben senden benim end elerimi bastrman beklerken sen, All h a kna, yangna krkle mi gidiyorsun?

10

Betl; sen de ben de dnk ocuklar de iliz. Ayrca benim srtmda be senelik bir evlilik tecrbesi de var. ki ayr cinsten; ayr ailelere mensb; ne kadar
uyumlu da olsalar farkl dny gr ne, farkl hlet-i rhiyelere, farkl
mizaclara ship iki insann evlenip de bu evlili i srdrmesi zten ba l ba na bir mcizedir. Elbette ki bir evlili in ini leri ve k lar, huzur, sknt ve
hatt kriz dnemleri vardr. Bizim evlili imizde ise senin benden en byk
ikyetin, herhlde, benim madd olsun mnev olsun skntlarm dile getirmeyen kendi dernuma dnk bir mizaca shib olmam olacaktr. Benim bu
kabu umu kramad n zamanlar kendini d arlanm gibi de hissedebilirsin.
Hatt bunun bir vehim hline dn mesiyle sende srekli bir huzursuzluk da
teesss edebilir. Ayrca dnynn en skin en sevecen kadn bile menopoz
dneminde evham ve sinir kumkumas kesilebilir. Bu durumda da kocann
merhametli ve sabrl davranmas karsnn bu hlet-i rhiyesini gdklamamas gerekir.
- Vedat; neler sylyorsun sen, All h a kna? Beni korkutuyorsun.
- Ne mnsebet, Bir Tnem! Seni sdece uyaryorum.
- Pekiyi ama biz bu durumlar nasl izle edebiliriz?
- ok basit. Bu durumlar ancak ve ancak, tavr ve zhir grn ler ne trl olurlarsa olsunlar, e lerin biribirlerinin muhabbetlerinden asl phe etmemeleriyle izle olunurlar. E er byle bir phe teesss ederse bunun stesinden
gelebilmek maalesef ok zordur. Bununla beraber evlilik ilerledike btn bu
ya anm m terek skntlar bile evlili in sa l na ve sa laml na katkda
bulunurlar. Ayrca e ler, e itli sebeplerden tr, her zaman biribirlerine
bekledikleri kadar muhabbet izhrnda da bulunamayabilirler. Bu durumda da
sabr gerekir. Her hlkrda e ler vehimlerini iyi niyetleri ile yenmek zorundadrlar.
- Pekiyi, benim bu durumda ne yapmam gerekir?
- Vehmini izle et! Gelece e glmseyerek ve mitle bak! E inin muhabbetinden phe etme! Bu kf. Sknt zuhur ederse bunu gene ikimiz ama daima
iyi niyet izhr ederek ve biribirimizin ba na kakarak de il, aksine, ba ba a
vererek zece iz. Hadi artk imdi pisipisine evhamlanmann yeri yok. Bak
kahvaltn hazrladm; ama bula klar benim ykamam bekliyorsan, hava alrsn Bir Tnem. Ruh kum salli! Kalk! Baksana saat 11.30'u etmi iz! Yarm
saate kadar evden kyoruz. Sana Cambridge'i gezdirece im.
- Tamam Vedat'm, tamam! Fakat dn ak amdanberi aklmda, yata nda yatm oldu um rahmetli Elizabet var. Bugn birlikte onun kabrini ziyret edebilir miyiz? Bir de bana onun resimlerini gsterir misin?
- Kalp kalbe kar ym . Ben de senden ayn eyi ric edecektim. n all h nce
onun kabrini ziyret edece iz. Elizabet'in resmini grmek istiyorsan e er, tam
arkanda ktphnenin stnde birlikte bir resmimiz var. Ona bak!
Betl arkasn dnd. Veftndan iki sene nce Elizabet ile ektirmi oldu umuz
byke resme uzun uzun ve dikkatle bakt. "Vedat'm; rahmetli hem alml bir hanmm ve hem de, hayret, pek nrn bir yze shipmi " dedi. Betl'n, masay top11

larken, dudaklarnn belli belirsiz oynamasndan Elizabet'in rhuna bir Ftiha okumakta oldu unu anladm.
Hazrlanp soka a karken Betl'e bisiklete binip binemeyece ini sordum.
"Gen kzl mdanberi binmedim, Vedat. Cesretim yok" deyince hemen telefonla
bir taksi a rdm. O gn nce rahmetli Elizabet'in mezarna gidip dua ettik. Sonra
Betl'e niversiteyi ve ehrin merkezini gezdirdim. Ak am yeme ini niversitenin
lokantasnda yedik. Gece 22.30'da gene taksiyle eve dndk. Betl gzel bir
Darjeeling ay demledi. Gece ge vakte kadar oturduk; muhabbetle sohbet edip televizyon seyrettik.
O gn ald m gazetede, nmzdeki pazar ak am, Londra'da Covent Garden'da
mezzo soprno Anne Sofie von Otter'in, Bengt Forsberg'in piyanosu e li inde, Ccile
Chaminade'n arklarndan mrekkep bir resital verece ini okumu tum. Betl'e pazar gn Londra'ya inmeyi, ak am bu resitale gitmeyi ve geceyi de Hyde Park'n gneyinde Knightsbridge metro istasyonuna yakn k bir otel olan Basil Street Hotel'de
geirdikten sonra pazartesi gn de Londra'nn Harrod's, Selfridge's ve Marks and
Spencer gibi gibi byk ma azalarn gezmeyi ve o ak am evimize dnmeyi teklif ettim. Betl bu teklifimi memnniyetle kabl etti.
Ertesi sabah, nce pazar ak am iin telefonla Basil Street Hotel'de iki oda ve
sonra da Covent Garden'da resital iin iki yer ayrttm. Cuma ve cumartesi gnlerimiz de ayn minvl zere, Cambridge'i Betl'e tantarak geti. Pazar leye do ru
Londra'ya inip otelimize yerle tik. le yeme ini otelde yedikten sonra pazar gnnn tenhal nda Londra'y gezme e ktk. Hyde Park, Picadilly Circus, Westminster Abbey, Parliament, Big Ben, Oxford Street, Regent Street, ilh derken ayaklarmza kara sular indi. Nihyer Trafalgar Meydan yaknndaki Covent
Garden'n gi esinden biletlerimizi alrken Betl: "Bu Ccile Chaminade'n ismini ben
ilk defa i itiyorum. Sen neyin nesi oldu unu biliyor musun Vedat?" diye sordu.
"Ccile Chaminade diye birinin varl ndan ben de ilk defa Paris'de Salle Pleyel'de
mezzo soprno Frederica von Stade'nin bir resitalinde sylemi oldu u iki ark dolaysyla heberdar oldumdu. Ccile Chaminade 1857-1944 arasnda ya am hem
bestekr hem de iyi bir konser piyanisti olarak temyz etmi olan bir fransz hanm.
Son yllarda yeniden tannmaya ba lad. Ak, rahat, melodik ama biraz da melnkolik bir stile ship. Be enece ini mid ediyorum. in ilgin yan kendisinin ngiltere
Kraliesi Viktorya'nn konu u olarak Windsor atosu'nda bir sre kalm ve, daha da
ilginci, bu asrn ba nda kt konser turnelerinden birinde stanbul'da da birka
konser vermi olmas" dedim.
O ak am, civrdaki bir trk lokantasnta yemek yedikten sonra, gerekten de nefis bir resital dinledik. Anne Sofie von Otter hrika bir mezzo soprnoydu; mthi bir
dramatik uslba ve sahne hkimiyetine shipti. Ccile Chaminade'n arklaryla da
herkesi mest etti. Ne eli bir gnn sonunda yorgun argn dnd mz otelimizde
gece yarsndan sonraya kadar sohbet ettikten sonra gnn yorgunlu una yenilerek
Betl, odasna bile gidemeden, benim yata mda ben de kanapede szp kalm z.
Ertesi gn byk ma azalar iyice dola tk. Betl'e bir srpriz yaparak ona
Hymarket'teki me hr Burberry ma azasndan lciverd ve koyu ye ilin hkim oldu u
ekose bir dpiyes takm satn aldm. ok yak t. Betl pek memnn oldu: "Vedat'm;
beni utandrdn. ok da para verdin. ok te ekkr ederim" dedi. Gene bir hayli yo12

rulmu tuk. Otele kendimizi dar attk. Lobide ingiliz usl "five o'clock tea"mizi (saat
be aymz) itik. Betl: "Vedat'm bu ingilizlerin ay imamn abdest suyu gibi bir
ey. Aman, ziyde olsun! Ben sana ak ama evimizde gene burun kan gibi bir
Darjeeling ay demlerim" dedi. 19.05 treniyle de Cambridge'e avdet ettik. Ak am
yeme inde son iki gnmzn muhsebesini yaptktan sonra aylarmz ierken aramzda yle bir konu ma geti:
- Betl'm; memnn musun?
- All h rz olsun Vedat'm! Nasl memnn olmam? Sen hrikulde ince dnceli ve drst bir dostsun. Senin yannda kendimi hem emniyette hem de
huzurlu hissediyorum.
- n all h hep byle olursun, Bir Tnem. u ya da bu ekilde kocalarn devaml tenkid ve ithm eden, zhiren kendilerini huzursuz gsteren yle kadnlar vardr ki bo andklarnda ya da kocalar ld nde aslnda onca yl kocalarnn kendileri iin nasl bir emniyet ve huzur deste i sa lam olduklarn
birdenbire idrk ederler. Ama i i ten gemi olur. o u sefer, ho gr ve tahammlle kar lamalar gereken ve sebeplerini tahll edemedikleri ya da vehimlerinin gzlerinde bytt birka huss yznden kendilerine de kocalarna da dnyy zehir etmi olmakla kalrlar.
- Aman Rabb'im beni bu kabil nankrlklerden muhfaza etsin Vedat'm!
- Bu davran biimlerini ille nankrlk diye vasflandrmak da do ru olmaz.
Bu, hastalklarn tevld etti i mizac de i ikliklerinden de, menopozdan da,
fakat en nemlisi ki inin Ezel Hkm'n idrk etmesindeki zaafndan da kaynaklanabilir.
- Vedat'm; bir kimsenin Ezel Hkm'n idrkindeki zaaf nedir?
- "ment"de Kader'e inand mz, hayrn da errin de Yce All h'dan geldiini lf olarak beyn ediyoruz da bunu ahvl ve etvr ile te'yid edebileni hi
grdn m sen? Alm, Hlk ve Hakm olan All h Ezel'de bu ehdet leminde ne vuku bulacaksa hepsini de Hikmeti'yle hkme ba lam ve bunu da
Levh-i Mahfz denilen bir yerde Kendisi'ne lyk grd Hafz isminin
hrmetine muhfaza altna alm tr. Cenb- Hakk K dir'dir ama dil olmas
bakmndan bu hkmlerin hi birini de i tirmez. nsanlar da ne yaparlarsa
yapsnlar bu hkmleri de i tiremezler. nsann Cenb- Hakk'n Kader hkmne teslim olup rz gstermesi onun kemline, tam anlamyla mslman
oldu una i rettir. Bunun iindir ki Hz Peygamber: El hayru f m vaka' yni
"Vuku bulanda hayr vardr" demi tir.
All h'a yalvarp yakarmamz erat'n bize yklemi oldu u bir sorumluluktur. Bundan kanmak aptallktr. Bu dualar bizim All h'a olan hrmetimizi
ve nsiyetimizi arttrr; ama herhangi bir ey hakknda Kader'deki hkmnn
aksinin vuku bulmas iin yaplan dualarn, alnan tedbirlerin, yaklan ttslerin, atlan bylerin, soyunulan riyzetlerin ve kesilen kurbanlarn bu Kader
hkmn de i tirmek hussunda en ufak bir etkisi yoktur. Aslnda insann
Kader'in hkm hakkndaki izhr etti i idrk zaaf da gene Kader'de kendisi
hakkndaki hkme uygundur.

13

Vedat'm; do rusu sylediklerin beynime bir balyoz gibi indi. Ben bu Kader
konusunu hi bu adan d nmemi tim. Ama bunu bir anda gere i gibi idrk
etmem de hazmetmem de mmkn de il. Bana, ileride, mislleriyle bu konuyu tekrar aarsan memnn olurum.
- Dedi in do rudur Betl'm. nsann Kader'e ve Kaz'ya mnn mhiyetini
anlamas kolay bir i de ildir. Ancak pek az ki i bunu ile ekmeden fehm
edebilir. Genellikle bu idrk, byk ilelerden sonra vuku bulan bir tefekkr
dneminin ardndan kemle eri ir. Rabb'im senin, bu kabil ilelere mruz kalmadan, bu idrke eri meni nasb etsin!
- min, Vedat'm!
Cambridge'deki gnlerimiz bu minvl zere srd. Bu arada birka kere Londra'ya inip iki konsere ve Bernard Shaw'n Pygmalion ba lkl eserinden mlhem olarak
sahneye konmu olan My Fair Lady operetine gittik. Ayrca ba ta British Museum
olmak zere mzeleri ve Saint Paul Katedralini de gezdik. ki gece de Brighton'da
deniz kenrnda sde bir otelde kaldk. ngiltere'ye bir dahaki geli imizde Betl'e
skoya'y ve rlanda'y da ziyret edece imizi vaad ettim.
Ttilimizin sonuna gelmi tik. Bir btn gnmz evi temizleyip toplamaya hasrettik. Sonra uakla Paris'e ve oradan da Trk Hava Yollar'na aktarma yapp huzur
ve muhabbet dolu bir yolculuktan sonra stanbul'a avdet ettik.
Betl' stanbul'da bir srpriz bekliyordu. Banka o na kadar gstermi oldu u
diryetli tutumunu ve zellikle de Socit Gnrale ile aralarnda yllardr zlememi olan ml portesi yksek bir meseleyi bankann lehine sonulandrm olmasn taltfen Betl' asl mfetti li e terfi ettirmi ve maa n da arttrm t. Mak m
odas eski brosunun bir kat stnde daha iyi tefri edilmi bir broydu.
A ustos ay Betl'n stanbul'da, Bursa'da ve anakkale'deki baz beleri tefti
etmesiyle ve benim de evimizin eksikliklerini gidermemle geti. Nikhmz iin Kadky Evlendirme Memurlu u'ndan 19 Ekim 1979 Cuma iin gn aldk. Balaymz
ise 21- 30 Ekim arasnda Kuzey Kbrs Trk Cumhriyeti'nde Girne'deki Dome Oteli'nde geirme e karar verip yerlerimizi ayrttk.
Eyll sonuna do ru Betl' tefti iin bir haftal na Erzurum'a gnderdiler. i
bir cuma gn bitmi olacakt. Cumartesi sabah benim de Erzurum'a gitmemi ve Pazar ak am da birlikte stanbul'a avdetimizi kararla trdkt. Betl bankann lojmannda kalmak istememi ti. Onu her ak am kald otelden arayp konu uyordum. Cuma
ak am arad mda henz otele dnmemi oldu unu sylediler. Bu bana normal gzkt. nk her gitti i yerde, mtad zere, son gece mfetti e bir ved yeme i veriliyor ve bu yemek ge vakte kadar srebiliyordu.
Cumartesi sabah trafikteki izdiham dolaysyla ua a zor yeti ebildim. Havaalanna geldi imde kaplar neredeyse kapanmak zereydi. Bir gazete almaya dah frsat
bulamadm; ama, nasl olsa uakta gazete da trlar diye d ndm. Nitekim uak
havalandktan bir mddet sonra da tlan gazetelerden birini alp da ilk sayfasna
bakt mda, Kader'in hkmne tam teslim olmasn bilenlerin dah bzen ne azm bir
imtihandan getiklerini bir anda idrk ettim.
Gazetenin man etinde byk puntoyla: "Terr gene can ald" yazyordu. Haberin
aklamasnda ise:" Dn ak am st Erzurum Ziraat Bankas'n basan 2 terrist 5
14

milyar liray alp bir memureyi, banka mdrn ve mfetti i kala nikofla taradlar.
lk ikisi vaka yerinde hayatlarn kaybetti; banka mfetti i Betl Bahtiyrzde yo un
bakmda" denilmekteydi. Gzlerimden ya lar f krd. Kendi kendime: " lh y
Rabbi! Hikmet'inden sual olunmaz. Sen ltf u kereminle btn bunlar hayra tebdil,
sabrm da tezyid et!" diye dua ettim. Yanmdaki koltukta oturan hanmefendi gizleyemedi im tel ve zdrbm grerek: "Beyefendi; iyi misiniz? Kt bir haber mi
aldnz?" diye sordu. "Maalesef Efendim; terristler ni anlm vurmu lar. Yo un bakmdaym " deyip gazeteyi kendisine uzattm. Nasl oldu unu anlayamad m bir biimde haber btn ua a yayld. Birden herkesin dikkatinin oda hline geldim.
Pekok ki i ve bu arada hostesler ve kaptan pilot dah gelip "Cesret Efendim;
All h'dan mid kesilmez. n all h hanmefendi hi grmemi e dner" diye
zdrbma ortak oldular.
Erzurum Havaalan'na iner inmez bir taksiyle Devlet Hastahnesi'ne gidip Ba hekimle gr tm. Ni anlm grmek istedi imi ifde ettim. Ba hekim gn grm ,
emniyet telkin eden, babacan bir ztt. "Beyefendi o lum; ni anlnz grmenize imdilik msaade edemeyece imi anlay la kar layaca nz mid ederim. Sekiz saat
sren bir ameliyattan yeni kt saylr. Yo un bakmda. Kur unlardan biri sol kolunu
krm , di eri kaln ba rsa n paralayp arkadan km . Neyse ki hayt bir organa
rastlamam . kanamalar durdurduk. Kaln ba rsa n tmir ettik. Bunun iin bir
blmn rezeke edip bir anastomoz ve sonra da karn nhiyesinde bir kolostomi,
yni yapay bir ans yaptk. All h ltfederse birka ay sonra bu yapay ans kapatrz. Defekasyon gene tabi yoldan olur" dedi.
u aklama dah Betl'n ne kadar kritik bir durumda oldu unu anlatmaya yetiyordu. "Yo un bakmda ne kadar kalr, Efendim?" soruma ise Ba hekim: " u anda
maalesef derin bir komada. Bu komadan kmas iin ne gerekiyorsa o yaplyor.
Ama Tb, hanmefendinin bu komadan kp kmayaca n da, karsa ka gn sonra
kaca n da maalesef bilmiyor. Biz komadan kmasn mid ediyoruz. Cesr olmak lzm. Bizler dua ediyoruz. Siz de dua ediniz, Efendim! Ameliyata ald mzda
parma ndaki alyansn kardkt. Onu size vereyim" diye cevap verdi.
Bu durumda yapabilece im bir ey yoktu. Ba hekime te ekkr edip ayrldm. Gidip Betl'n oteldeki odasna yerle tim. lk i im Betl'n annesine telefon etmek oldu. Btn aile byk bir panik ve deh etli bir znt iinde evde toplanm lard.
Hastahneyi defalarca aram olmalarna ra men sadre if bir bilgi alamam olmalar zerine Betl'n karde i ile eni tesi ertesi gn Erzurum'a gitmeye karar vermi ler. Ben bunun gerekli olmad n, Erzurum'da Betl'n ba nda oldu umu, iyile inceye kadar da burada kalaca m, Betl' grd m, ameliyatnn ba arl gemi
oldu unu, her ak am telefonla bilgi verece imi bildirdim.
Sonra, al t m irketin Genel Mdr'ne telefon edip durumu bildirdim. Bana
Betl iyile inceye kadar izinli oldu umu sylediler. Daha sonra, Ziraat Bankas Genel Mdrl 'ne telefon edip durumu bildirdim. Bu messif olay iin Erzurum'a
hemen iki mfetti gnderdiklerini, Betl'n iyile mesi iin gerekirse zel uakla stanbul'daki bir hastahneye kaldracaklarn, benim Erzurum'da istedi im kadar kalmam iin de bankann lojmanlarndan birinin bana tahss edilmi oldu unu bildirdiler.

15

Betl derin komadan ancak sekizinci gn kt. Yo un bakmdan tek ki ilik bir
odaya aldlar. Ona, geceleri yannda kalmas iin, tecrbeli bir hasta bakc tuttum.
Hastahnede hafta kadar kaldktan sonra binbir ihtimamla uakla stanbul'a evlerine gtrdm. ok zayflam , kaddi km t. yi bir bakma aldk. Ama daha nmzde bir ameliyat daha vard. te yandan aldaki kolu dolaysyla da hareketleri
kstlyd. Ben de bu arada, sanki igveysi imi im gibi, onlarn evine ta nmak zorunda kalm tm. Gndzleri gene zel olarak tuttu um bir hastabakc Betl'e tuvaletinde yardm ediyor, yemeklerini yediriyor ve evin iinde bir nebze dola tryordu.
Geceleri ise onun yannda ben kalyordum. Bunun iin odasndaki geni kanapede
tav an uykusuyla uyumak bana yetiyordu. Bankann doktorlar da haftada iki kere
gelip gelip durumu kontrol ediyor, gd rejimini ve ald illar dzenliyorlard.
Betl'e oyalansn diye her gn birka gazete ve Beyo lu'ndaki Hachette Kitabevi'nden de franszca Paris-Match, Jours de France, L'Express, Les Femmes d'Aujourd'hui gibi mecmualar ve kitaplar alyordum. Ak amlar uzun uzun sohbet ediyor,
televizyon seyrediyorduk. Aile de Betl'n sa l nn gitgide dzeldi ini grdke
eski huzuruna kavu mu tu. Artk ak am yemeklerini de hep birlikte yiyebiliyorduk.
Bir ak am uykuya ekilmeden nce Betl: "Biliyor musun Vedat'm? Bu ba ma
gelenlerden sonra, senin tbirinle, dernuma dndm ve ok tefekkr ettim. Vuku
bulanda gerekten de bir hayr varm . Yeter ki insan bu hayr idrk etmek iin bir
gayret sarfetsin. Ben, hamd olsun, bunu idrk ettim. Bu hdiseler senin o mstesn
dostlu unun, merhametinin ve fedkrl nn ortaya kmasna vesiyle oldu. yice anladm ki gerekten de Kader Hkm'n de i tirmek mmkn de il. Cenb- Hakk
olaylar Ezel'de nasl takdr etmi se o yle vuku bulacaktr. Bu idrke kavu mu oldu um iin de ok huzurlu ve ok bahtiyrm. Bundan tr Rabb'imden rz oldum.
n all h o da benden rz olur" dedi. Onun bu idrke vsl olmas bana da byk bir
huzur verdi. Heyecanla kalkp ni anlma sarldm. Onu ba rma basarak uzun uzun
koklayp ptm. Betl Kader ve Kaz'ya mnn srrn bu azm ilesinden sonra
kendi ba na zm t.
Kasm ba nda als skld nde Betl o me um hdiseden nceki kilosuna eri mi ti. Kolostominin kapanp defekasyonun normal makat yoluyla yaplmasn sa layacak olan ameliyat ise Aralk sonunda Amerikan Hastahnesi'nde yaplacakt. Bu
arada Kadky Evlendirme Memurlu u'na mracaat ederek nikhmz 11 ubat 1980
Pazartesi gnne ve balaymz geirece imiz Dome Oteli'ndeki rezervasyonumuzu
da 14-22 ubat 1980 arasna kaydrm tm. Kasm'n ortalarndan i'tibren artk
kolkola Moda'da gezebiliyorduk.
Aralk sonundaki ameliyat ba arl geti ve Betl yeni yln ba ndan i'tibren eski shhatine kavu tu. Nikh iin Betl'e ok gzel bir gelinlik aldm. "Vedat'm; krkna merdiven dayam biri olarak gelinlik giymekten utanyorum" dedi. "Bunda utanacak ne var Bir Tnem? Rahmetli ilk e im de benimle ikinci evlili ini yaparken ona
bile bir gelinlik alm tm" dedim. "Vedat'm sen bana da aileme de All h'n ne byk
bir ltfusun!" dedi. Gldm: "Betl'm; bu gibi szlerle martlmaya ihtiycm var.
Ltfen beni pohpohlamakdan vaz geme!" dedim.
Nikhmzda byk bir kalabalk vard. ok kr, her ey bizleri zmeyecek ekilde geli ti. Ak am odamza ekildi imizde Betl: "Vedat senden bir istirhmm olacak. Nihyet sana kavu mu olmakdan dolay Cenb- Hakk'a byk kr borcum
16

var. Parasn ben verece im. Vekletini de imdi sana veriyorum. Ltfen yarn benim
adma bir kr kurban kestirir misin?" dedi. Muhabbetle ona sarldm: "Elbette Bir
Tnem. Zten ben de yarn biri Cenb- Hakk'n seni bizlere ba lamasnn, di eri
de evlenmemizin krn ed etmek zere iki kr kurban kestirecektim. Bylece
kurban oldu" dedim. Betl: "Pekiyi etleri nereye vermeyi d nyorsun?" diye
sordu. Dar afaka'ya verece im" dedim. "All h senden rz olsun Vedat'm. Sanki
kalbimi okudun. Ben de oraya verelim diye d nyordum" dedi.
gn sonra Girne'de Dome Oteli'nin denize bakan bir odasna yerle mi bulunuyorduk. O ak am tpk genli imizde Moda Burnu'ndan seyretmi olduklarmza
benzeyen hne bir Gne bat na hit olduk. Ufuk da bulutlar da kzln her nansn ihti amla ortaya koymaktayd. Havann serinli ine ra men, odamzn balkonundan bu teshir edici manzaray seyrederken Betl bana kuvvetle sarld; bir sr tevdi
ediyormu gibi, kula ma: "Vedat'm, canmn ii; El hayru f m vaka'. All h'n ltf
u keremiyle iki ocu umuz olmasn arzu ediyorum" dedi.

***

17

You might also like