You are on page 1of 234

Atom

(J

ve

OOTll YAYINCILIK

The Atom and the Apple


Sebastien Balibar
Copyright Odile Jacob,

2005

Originally Published by Les Editions Odile Jacob


Atom ve Elma

ISBN: 978-9944-344-86-9

(
ODT Gelitirme Vakf
Yaynclk ve letiim A.. Yaynlar
ODT Yaynclk

Tm yayn haklar ODT Gelitirme Vakf Yaynclk ve letiim A..'nindir.


Yayncnn izni olmakszn, hibir biimde ve hibir yolla, bu kitabn ieriinin
bir blm ya da tm yeniden retilemez ve datlamaz.
Genel Yayn Ynetmeni

Levent GNL
eviren

Editr

Umut UGUR

Prof Dr. Ramazan AYDIN

Sayfa Dzeni ve Kapak Tasarm

Emrullah

1.

Basm Ekim

2009

Aydodu Ofset Matbaaclk ve Ambalaj San. Tic. Ltd. ti.


ODT Gelitirme Vakf Yaynclk ve letiim A..

06531 ANKARA
(312) 210 38 70 - 210 38 73
Faks: (312) 210 15 49

nn Bulvar, ODT Yerlekesi


Tlf.:

E-posta: odtuyayincilik@odtuyayindlik.com.tr
nternet: www.odtuyayindlik.com.tr

iin J, il

Dilerinizi Geirdiiniz Birka Elma

ix

1.

Blm

Siyah Gece

'1.

Blm

Kuzenim Prasa

19

Ben Radyoaktifim

31

3. Blm

4.

Blm

Einstein, Flt ve Kuantum iyi

48

5.

Blm

Masam Kuantum mu?

64

6.

Blm

Kelimelerin Gc

84

7.

Blm

Kristaller ve Camlar

108

8.

Blm

Tanr, Helyum ve Evrensellik

124

9.

Blm

Bisikleti ve Kelebek

138

10.

Blm

Dier Elmalar

156

11.

Blm

Piyanolardan Gne'e

1 71

12.

Blm

ngilizce Konuuyorum

188

Neyi Bilmiyorum

202

Notes

211

Dizin

217

"Ben, bilimin muazzam gzellikte bir ey olduunu dnenler


denim. Bilim insan, sadece laboratuarnda alan bir teknisyen
deildir; o ayn zamanda karsna masallar kan bir ocuk gibi,
doann fenomenleriyle karlatnda bylenen biridir.
" Biz bilim insanlar dier insanlarn bilimsel gelimeleri salt me
kanie, makinelere ve onlarn uzantlarna indirgeyerek inanma
sna meydan vermemeliyiz; kald ki btn bunlarn da kendi i
lerinde bir gzellii vardr.
"Ayrca inancm odur ki, macera ruhu dnyamz zerinden as
la kaybolmayacaktr. Etrafmda hayati neme sahip bir ey gr
dmde hemen merakm cezbetmesi, iimizden skp atmas
mmkn olmayan bu macera ruhu yzndendir .. .
"

- Marie Curie

Yldzlar, elmalar, iekler, sa ve sol eller, bisikletliler ve ke


lebekler, damlacklar, kpkler, camlar ve kristaller, piyanolar,
gneler, kediler, masalar, dnen yzeyler, dalgalar . . .
Btn bu sradan eyler gibi grnenlerin, Evren'in snrla
ryla, atomun ieriiyle, formlarn yaratlyla, kaos teorisiyle
-dier bir deyile, ada bilimin srekli gelien btn bu nc
dnceleriyle- ne alakas var?
Bu ksa kitapla siz okurlarm, etrafmz saran Dnya'ya ve
en geni anlamyla Evren' e dair en derin ve muazzam baz gi
zemleri anlamak iin izlenecek en iyi yntemin, alabildiine
dnyevi ve sradan gibi grnen gereklere daha bir derinleme
sine bakmak olduuna ikna etmeyi umuyorum.
Belki benim de mesleine tutkuyla bal bir dier bilim ada
m olduumu, mantksal nedenlerle veya dahas, fizik kuralla
ryla uyumlu olmayan eylerden holanmay imkansz sayan bi
ri olduumu dnebilirsiniz. Ama burada size yrekten gs
termek istediim, aslnda bir hayalperest olduum, her eyi me
rak ettiim ve byk ve evrensel bilgi yuman zmlemek
midiyle karlatm en basit ipucuna bile yapmaya eilimli
olduumdur. Bu kitab, etrafyla ilgili benzer ilgi ve merak duyix

1. BLM

konusunda tevik edici


Onlarn yardmyla bir
...11; li wdir a ll', hirl... forl..l l'it am aac, fstk aac ve
Avwtmy. ...r.11,.,11111, hirka hlamur aac, akasya ve kavak
. .l. . l ll'lgi.-, hir katalpa aac (Kurtyemez aac), bir
tlv ." , yll l.. r.. .dt'I hadcm aac, on sra ilerinde An
rv v ....di.l dsllrinin trevleri olan Chasselas, Muskat,
c .111. V t v 1 >attir eitleri bulunan araplk zm fidesi dik1111,tl.. 'I >il..itil..' derken, o zamanlar henz on yamda olma
. r.11111111, hahamla birlikte ben de gerekten btn bu ekimler
r-.r..da al;mtm. Ta, toprak ve dikenlerin arasnda, aala
rn:tn tutmas ve bymesi iin, kurak geen sonraki iki k ve
yaz hoyunca bir ksm aalar kaybetsek de, ylmadan, inatla
almtm. Azimli abalarmzn sonucu olarak, diktiimiz bit
kilerin yarsna yakn ksm tutmu, kkleri on yl kadar sonra
yer alt sularnn olduu katmanlara ulam ve birden bire on
misli hzla bymeye balamlard. Blgedeki bitki rts ta
mamen deimiti; dikenli allar yok olmu, talar, toprak, ka
ra yosunlar ve ine eklindeki am yapraklaryla rtlmt
-bu da sonbaharda porcini mantarlarnn yetimesi iin ideal or
tam demekti. Bir keresinde kuzu mantar bile bulmutuk; tava
na denk gelmi, hoopoe kuu grm ve birok eit kelebee
-ki bunlar topluyordum- rastlar olmutuk. Yarattmz bu ye
ni ormanda, gzel manzaral bir de patika yapmtm. Gururla
hemfikir olduumuz nokta, doann dzenlendii zaman vahi
durumundan daha keyifli hale geldii ynndeydi.
Ama sonra blgeye Durance-Ventoux Toprak Ynetimi Pla
n uyarnca ebeke suyu geldi; kyde bulunan Rnesans dne
minden kalma kalenin burlar onarlnca tuhaf, keskin geomet
rik ekiller oluturmaya balad, Madam Francine Coeurdacier
manav dkkann Hediard (pahal bir manav zinciri) irketine
satt, blgeye turistler dolmaya balad ve her yeri yzme ha
vuzlar kaplad. Eskiden geceleri karanlk olan kyn ara sokak
lar sar sokak lambalaryla aydnlatld. Neyse ki bizim orman,
btn bu hezeyanla aramzda bir perde grevi gryor ve geceU dvlt'I 1..nmnn a.;landrma

hr politil... ygl.d1 ht'lirtnwliyim.


.

SYAH GECEI
terimiz ha.la karanlk geiyor, havamz temiz ve mis gibi iek
kokuyor, sadece ekirgeler ve kurbaa lar sessizlii bozuyordu.
On be yl sonra, anne ve babamz bizler iin cennete karlk
gelen bu keyifli mekan terk etti. Aile dostumuz Jean Pierre Ma
ury'nin bize bir teleskop getirdii gnler de aym gnlerdi. Jean
Pierre, ormanlar, astronomiyi, iri Kba purolarn ve popler
bilimi severdi. O yllarda fizik eitmenlii yapt Paris niver
sitesi' nin Jussieu kampusunu dolduran p varillerinden zaman
ierisinde toplad metal bir ereveyi, 25 santimetre apnda
geni bir PVC tpn, bir elektrik motorunu, geni bir almin
yum diski ve tekerlei bir kenara koymu, sonra btn bu
malzemeyi birka para hafif mee kerestesi, bir mikroskoptan
kard mercek ve kendi mutfanda temizleyip parlatt d
bkey bir aynayla, Marais' de bulunan atlyesinde baaryla bir
araya getirerek, uzay gzlemleyebilecei deerli bir alet haline
getirmiti; bu aleti de bize hediye olarak vermiti.
Sz konusu aletle gzlem yaparken, biz de kendimizi kk
Galileo'lar olarak gryorduk.
Teleskopumuzu, iftliin kyden gelen aydnl kesen sedir
ve am aalarnn glgesinde kalan ve eskiden buday tarlas
olarak ekilen tal tarafa kurarak, dnme aksm yere paralel ha
le getirip saysz gzlemler yapmaya baladk.
Geceleri gkyznde yaptm ilk gzlemler olduka basitti
ler; byleyici dolunay, ev yapm teleskopumuzun btn gr
alann dolduruyordu. Ama ben, Ay'n drtte birinin aydnlan
d evrede, yarglge alanlardaki ayrntlarn belirginletii ve
bu alanlar boyunca yaylm kraterlerin glgelerinin net biimde
grlebildii zamanlarda gzlem yapmay daha ok tercih edi
yordum.
Sonra, gkyznde Jpiter'i nasl bulacam kefettim. B
tn yapmanz gereken gneye bakmak ve gnein gn boyunca
getii rotay takip etmekti -dou ynnden balayan, gneye
doru ykselen ve bat ynnde alalan, bycek, dairesel eri
yi. Gezegenler de ayn eriyi takip eder zira hepsi, biz ve Gne
de dahil, aym hareket dzlemi zerindeyizdir. Gnein ve dier
gezegenlerin uzaydaki rotalar, Dnya'nn kendi etrafndaki d3

1 DiLERiNiZi GEIRDl(}INIZ BiRKA ELMA


gusunu paylaan herkes iin yazdm ve burada yer alan birka
sayfada da, bilim insanlarnn etrafmz saran Dnya'yla ilgili
son yllarda ulatklar bulgulara esin kayna olan muhteem
ayrntlar tanmlamak istedim. midim, benimle birlikte bu
yolculua katlp ada aratrmalarn olgun meyvelerinden bi
rer di almanz, bilim denen muazzam aac birlikte takdir et
memiz ve bylece yaayacamz daha derin bilgilenme heye
canlarm da birlikte srdrmemiz. En gelimi anlama durumu,
genellikle ocuklardakine benzer bir merak duygusuyla balar;
en basit ve en samimi sorularn sorulmas, renmek iin bast
rlamaz arzunun aa kmasyla . . . Bu kitaptaki arzum, siz
okurlarm, benim bilim insan olmam salayan benzer itkiler
konusunda cesaretlendirmek ve bylece herkesin doay ve
onun iindeki yerimizi daha kapsaml ve derinlemesine anlaya
bilmesine imkan yaratmaktr.

1. Blm
Siyah Gece
.

"'

...

'

'

'

..

...

'

.,

'

Dokuz yamdaydm. Babam matematik, annemse edebiyat


retmeniydi ve her ikisi de Tours ehrinde farkl liselerde ders
veriyorlard. Savatan hemen sonra tenha bir kentte i bulmu
lard ve bu kentten ok da fazla holanmyorlard. Dolaysyla,
yapabildiklerince sk biimde ehirden kamaya karar vermi
ler, drt ocuklaryla birlikte tatillerini geirebilecekleri bir ev
arayna girmilerdi. Paralar yoktu ama blgedeki gzel bir k
yn yaknlarnda, savata harabeye dnm, bir avluyu evrele
yen on drt odadan oluan eski bir iftlik evi ve evresinde bir
zamanlar kyllerin buday yetitirmeyi denemi olduklar bel
li olan be hektar kadar tal tarla kefetmilerdi. O zamanlar
blgede ebeke suyu akmyor, topraktan fazla verim alnamyor
ve turizm diye bir olgu da bulunmuyordu. Ama buras annem
le babamn gzne mkemmel grnmt. Bu ahane yeri
450 000 eski frank karlnda satn almlard -bu rakam o za
manlar, annemle babamn yaklak birka aylk retmen maa
larnn toplamna karlk geliyordu.
iftliin oturulabilir haldeki birka odasnda kalarak geirdi
imiz ilk k buz gibi olmakla birlikte mit doluydu. Ve ondan
sonra gelen gz dneminde de, geleceimle ilgili kararm ver
mitim; Eaux et Forets1 iin almak istiyordum.
1

j . BLM
nnden kaynaklanan grntlerinin hareketleriyle, bu cisim
lerin kendi gksel hareketlerinin bir kesimesinden oluur. Gece
gkyznde bu kuan iinde grdm parlak cisim eer Ve
ns deilse, byk bir ihtimalle Jpiter olacaktr.
Bu gezegeni tanmak kolaydr, nk Galileo'nun da 1 61 0 y
lnda varln bildirdii, Jpiter' in etrafndaki ard ardna dizil
mi drt uydu kendilerini gayet net biimde gsterir. Onlarn
isimlerini de renmitim: lo, Europa, Ganymede ve Callisto.
Sonra bu drt parltl noktann gnden gne (ya da daha do
rusu, geceden geceye) yer deitirdiklerini alglamaya baladm.
Elbette byle olmas gerekiyordu, nk onlar da Jpiter' in etra
fnda dnyorlard; bazen ikisini gezegenin bir yannda, dier
ikisini br yannda, bazen de n bir yanda birini dier yan
da vs. grebiliyordum. Eer gkyz tamamen berraksa, Jpiter
atmosferindeki berbat frtnalarn birbirinden ayrd toz halka
larnn karaltlarn bile seebiliyordum. Bu halkalar gezegenin
ekvatoruna paraleldi ve uydularyla ayn dzlemde bulunuyor
lard; yani btn bu sistem ayn dzlemde dnyordu! Vens'e
gelince, onu gnee yakn bir yerde gzlemleyebiliyordum - ya
ni gn batmn mteakip akamst gkyznde bat ynnde
veya gn doumundan hemen nce, sabahn erken saatlerinde
dou ynnde- ve onu saptamak da gayet kolayd; ok parlak
bir gk cismiydi ve hi uydusu yoktu. Gzlemlerim srasnda
Vens' n de Ay gibi, ama daha az belirgin biimde, bir ksmnn
aydnlk dier ksmnnsa karanlk olduu zamanlar olduunu
kefettim.
Arkadalarmla dalga gemeye bile balamtm ve o byk
" yldz" diye grdklerinin hi de yldz olmadn, gezegen ol
duunu syler olmutum! Bu tr nesnelerin kendi klarn
retmediklerini, sadece Gne' ten aldklar yansttklarn
ve nispeten bize daha yakn olduklarn, zira onlarn yuvarlak
ekillerini ve aplarn gzlemleyip syleyebiliyorduk. Kendimi
kk hissediyor, etrafmz saran bu sonsuz gksel byklk
karsnda yaadm ba dnmesiyle baa kmaya alyor
dum. Teleskopumuzun ynn, elektrik motorla alan aksa
mn kartt aksaklklarla uraarak deitirirken, Katolik Kili4

SiYAH GECE I

sesi' ne kar bilimi savunup sulu duruma den Galileo'yu d


np duruyordum. O zamanlar, efsanenin anlattna gre,
Galileo'nun mrldanarak, " Ama yine de dnyor," szn as
2
lnda dememi olduunu henz bilmiyordum. Besbelli yarg
lanmasnn sonunda bunu yapacak gc kendisinde bulama
mt; ama ben teleskopumdan yaptm gzlemler sonucunda
grdklerimin, Dnyann Gne etrafndaki dnnden deil,
kendi ekseni etrafndaki hareketinden kaynaklandn alglaya
biliyordum. Dnya' nn Gne etrafnda yl boyunca sren d
n, Jpiter'in grld yerin deimesine neden oluyordu.
Bu deiim dier yldzlarda grlmyordu. Sonra mevsimlerin
deiimini, Dnya'nn kendi etrafnda dnd dikey eksenin
ekvator kua dzlemine gre eimini, bilinen uzun Dnya ta
rihinin buzul alarn ve buzul a sonras dnemlerini dn
meye baladm.
Greceli hareket konusunda kurduum hayallerde Galileo
daimi arkadam olmutu. " Dnya'nn Gne etrafnda dnme
si" ve "Gne'in Dnya etrafnda dnmesi" arasnda ne fark
vard ki? Eer sadece Dnya ve Gne olarak iki gk cismi ol
sayd, bu iki senaryo birbirine tamamen e deerde olurdu. r
nein, Dnya'nn etrafnda dnen Ay m, yoksa Ay'n etrafnda
dnen Dnya m? Genel ben-merkezciliimizin bir gstergesi
olarak, elbette Ay'n Dnya etrafnda dndn syleme eili
mimiz olacaktr: "Biz, yani Dnya, daha gl bir kuvvete sahip
olduundan, kk bir uydu olan Ay bizim etrafmzda dne
cektir." Ama aslna baklrsa her ikisi de birbiri etrafnda dn
mektedirler ve greceli olarak bakldnda Ay, hi de Dn
ya' dan ok daha kk falan deildir.
Gnmzde hi kimse artk Gne' in Dnya etrafnda dn
dn sylemiyordu ama dndmde, bu bilginin kuak
lar boyunca sadece Dnya'nn ve Gne' in greceli hareketleri
ni deil, dier gezegenlerin ve yldzlarn da hareketlerini gz
lemleyen astronomlarn asrlarn aldn idrak ediyordum.
imdi, yldzlar bir yldan dierine uzayda hep ayn yerlerinde,
ayn pozisyonlarnda kalyorlar ancak bu durum gezegenler iin
byle olmuyordu -bir haftadan dierine bile gezegenlerin dier
5

: J.

BLM

yldzlara gre yerlerinin deitii gzlemlenebiliyordu. Koper


nik' in Dnya dahil btn gezegenlerin Gne etrafnda dn
dkleri yargsn aklamasyla, elimize temel bir model gemi
ve gkyznde grdmz nesnelerin yerleriyle ilgili ileriye
dnk tahminler yapabilmemiz mmkn hale gelmiti. Bu mo
delle Dnya ve Gne arlk simetrik olarak ele alnamaz hale
gelmiti. 1915 Ylnda, Urans ve Neptn gezegenlerinin hare
ketlerinde gzlemlenen sapmalardan sonra, Gne sisteminde
bu iki gezegeni etkileyen bir dier gezegenin daha olmas gerek
tii tahmini bile yaplabilmiti. 1930 Ylnda da Plton gezegeni
kefedilmiti. Dolaysyla, bugn Gne'in Dnya etrafnda do
landn ve Dnya'nn da Evrenin sabit merkezi olduunu sy
lemek komik hale gelmitir. Btn bu kiisel dncelerden
sonra, sadece fiziksel evrenin iindeki konumum asndan de
il, bilimsel fikirler evreninde de kendimi giderek daha kk
hissediyordum. Bylece de, astronomi tarihi ve bu tarihin iin
deki bilim insanlaryla ilgili yepyeni bir sayg seviyesi kazanm
tm.
Konudan daha fazla uzaklamadan, cennetin fatihi olmak
zere geri dnyorum. Bir dier parldayan noktaya odaklan
dm; gezegenler kuanda yer alan kk, krmzms bir prl
tya. Mars? Bu krmzms nesnenin grlebilir bir ap olduu
nu gzlemlemek iin dikkatlice bakmak yeterli olmutu -ki ite
bu da bir dier gezegendi. Mars bu rengini, iri kaya paralarn
dan oluan toprandaki youn demir oksit bileeninden alyor
du ve gezegenin zerinde bulunan su havzalar ve buz tutmu
blgeler kefettike, bilim insanlar gnden gne daha ciddi bi
imde burada bir zamanlar yaam olduunu dnyorlar.
Doaya kar duyduum tutku ve babamdan bana miras ka
lan yksek dozlu rasyonalizm sonucunda bir fiziki oldum.
Ama gnn birinde kendime ok gzel bir teleskop alp, ocuk
luumun getii iftlie giderek, kent klarndan ve puslu at
mosferinden uzakta Mars gezegenini kendi gzlerimle grmek
konusunda bir arzum hep olmutu. Grmek istediim, Mars se
zonu sresince gezegenin kuzey tepesindeki beyaz takkenin g
neye doru kaymasyd. Mars'n kutbunda bylesine bir buz
6

SYAH GECE!
takkesi var nk orada da C02' den meydana gelen bir kar var
ve bu karbon esasl karn rengi de beyaz (ayn burada, Dnya' da
bulunan H20 kar gibi ama biraz daha souk) . O gnlerde, artk
Astronomi Haritasn gazetemin hangi sayfasnda bulacam da
rendiimden -ya da daha iyisi, internet'ten- Satrn' n makul
saatlerde grlp grlemeyeceini ve gk kubbenin neresinde
gzlemlenebileceini biliyordum. Gezegenin, ocukken sayma
ya altm ve yldan yla deitiini gzlemlediim gayet
sembolik halkalarn hemen hatrladm. Hatta bir gn, yine gz
lem yaparken, halkalarnn ortasnda oturmu Satrn' tin bir gz
gibi grdm ve sanki bana bakarm gibi hissettiimi da ha
trladm.
Gerekten de, bilim ve hayal arasnda, ya da hayalle bilim
arasnda sadece bir admlk bir mesafe var .

Yakn bir gemite, ilk bakta insan aresiz brakrcasna


safa sorulmu bir soruyla kar karya kaldm:
"Gece neden karanlktr?"
Bir insan byle bir soruyu nasl sorabilir diye dnebilirsi
niz. Gerekteyse, baz aptalca sorular ve zellikle de safa olan
lar, sklkla doadaki en temel yap talarn aydnlatmaya yarar
lar. Bu soruda da kesinlikle ayn zellik var ve evrenin oluumu,
Byk Patlama teorisi ve Mlihazrda kozmolojinin nc gle
riyle dorudan ilikili.
Elbette geceleri Gne Dnya'nn dier yarsn aydnlatmak
tadr. Ama btn dier yldzlarn da birer gne olduklar d
nldnde, neden geceleri de gndz boyunca olduu gibi
etrafmz grebilmemizi salayacak kadar Dnya'mz aydn
latmazlar?
Besbelli, ok uzaklarda olduklar iin; biliyoruz ki n kay
nandan ne kadar uzaklarsak, k bizi o kadar az aydnlata
caktr. ki kilometre temizdeki bir deniz fenerinden, bir kilo
metre temizde olandan aldmzdan drt kat az k alrz.
Ama yine de, gece gkyznde ok fazla sayda yldz var.
7

1 J.

BLM

Eer yldzlar geceleri etrafmz net biimde grebilmemizi sa


layacak kadar k veremiyorlarsa, bunun nedeni, uzayda yeter
li sayda yldz bulunmamas olabilir mi? te bu muazzam ner
me, 1823 ylnda Alman astronom Wilhelm Olbers'i mthi bir
sonu kartmaya ynlendirmiti: Gzlemlenebilir Evren sonsuz
deildir. Binlerce yldr filozoflarn kafasn megul eden evre
nin sonsuzluu meselesinin cevab, bu durumda gnmzde
artk biliniyor demektir. Peki, Olbers hakl myd? Bunu anla
mak iin birka adm geriye gitmemiz gerek.
Uzayda ka tane yldz var? Bu giri sorusuna hemen yant
vermek hi de kolay deil. i basit biimde ele alabilmek iin,
grebildiimiz gkyzndeki yldz younluunun daima sabit
kaldn hayal edelim. 3 imdi de, Dnya' dan belli bir uzaklkta
parldayan yldzlarn hepsini saydnz, sonra da bu mesafeyi
iki katna karp ayn saym tekrar yaptnz dnn; yldz
says drt kat artacaktr ama iki kat daha uzaktan dklar iin
biz o yldzlarn her birinin n drt kat daha az alacazdr.
Toparlarsak, iki kat daha teden gelen toplam k, iki kat daha
yakndan gelen toplam kla ayn iddette olacaktr nk yl
dz saysnn drt kat artyla, mesafeye bal k kayb birbiri
ni gtrecektir. Bir sonraki admda Olbers, uzaydaki en yakn
yldzdan en uzak yldza kadar Dnya'ya den toplam
hesaplamtr. Eer en uzak yldz sonsuz uzaklkta olsayd, bi
zim de ondan sonsuz miktarda k almamz gerekirdi; ama du
rum bu deil. Buradan bir sonu karacak olursak, sonsuz
uzaklktaki bir yldz grmeyiz -belli bir uzaklktan daha te
den gelen almayz. Bu snr kukusuz ok byk bir mesa
feye karlk gelse de, sonsuz uzaklktan kesinlikle olamaz. 01bers bylece, Evrenin bir ufuk izgisi olduunu gsterir. Ama
nasl?
Dnmeye devam edelim. Bildiiniz gibi k, saniyede
300 000 kilometre hzla ilerler ki bu muazzam bir hz olmakla
birlikte sonsuz deildir. Sonsuz uzaklktaki bir kaynaktan ka
cak bir n bu hzla bugn bize ulaabilmesi iin, sonsuz za
man nce yola km olmas gereklidir. Dolaysyla, sonsuz
miktarda k almadmza gre, belki de grnen evren de son
suz yanda deildir! imdi soru daha doru ve hassas bir sonu-

SiYAH GECE !
ca ulayor: Geceleri karanlk oluyor nk yldzlarn da do
um gnleri var; onlar da srekli bulunduklar yerde deiller.
Bylesi bir sonuca ulamak, zamannda gerek bir devrim
olarak alglanmt. Ancak o gnden bu gne dek Evrenle ilgili
algmz byk gelimeler gsterdi . 1 923 ylnda, yani Ol
berts' den yz yl sonra A merikal Edwin Hubble, Andromeda
Nebulas'nn bizim galaksimizin dnda bir baka galaksi oldu
unu kefetti.4 Daha sonra baka galaksiler de kefetti ve bizden
uzaklklarn hesaplamay baard. Ardndan -bu onun en b
yk kefiydi- btn bu galaksilerin, grnr uzaklklaryla
orantl bir hzla bizden uzaklatklarn grd. Bylece, 1927 y
lnda Georges Lemaitre tarafndan ortaya atlan hipotez 1929 y
lnda, dorulanm oldu ve bu bulu zaman ierisinde bilinen
nl bir bulu haline geldi: Evren, balangcnda meydana gelen
byk bir patlama sonucunda geniliyor olmalyd. Bylesine
etkileyici bir fenomen, belirgin bir adla anlmay hak ediyordu
ve bylece " Big Bang" (Byk Patlama) olarak adlandrld.
Ama Hubble'n, Evren' in Byk Patlama' dan sonra her yne ge
nileyerek sald ynndeki fikri nereden kt? Yldzlarn
hareket hzlarnn llebilmesi ynnde yaplan almalardaki
gelimeler, bu sonucu dorular nitelikteydi.
Kkken, -ocukluk dnemimin benim zerimdeki etkileri
gayet aktr- sk sk hayali yarlar yaptrdm minyatr araba
larm vard. Erken yalarmda sahip olduum hzl araba tut
kum, neyse ki ilerleyen yalarmda beni terk etti ama o zaman
lar, tebeirle izdiim yollarda onlar alabildiine hzla iteleme
min nelere neden olacann bilincinde deildim; azmla sesle
rini de karyordum bir yandan. Ortamda sadece trafik lamba
lar yoktu. nmden sratle geip giden arabalar, eeeeeeeaaaaa000000000 diye bir ses karyorlard. Btn dier arkadalarm
gibi benim de deeneyimlerimle rendiim zere, gerek araba
larn bana doru yaklarken tiz bir sesle geldiini, sonra benim
bulunduum yeri geip daha pes bir sesle uzaklatn duyu
yordum ama bu etkinin, Avusturyal fiziki Johann Doppler'in
1843 ylnda elenceli bir biimde trampetinin birini trene bin
dirip deneyerek ispatlad bir etki olduunu bilmiyordum.
9

1. BLM
Doppler'in, n da ses gibi bir dalga olduunu kefettiinden
de, ayn etkiye sahip olduunu sylediinden de, Fransz astro
nom Armand Fizeau'nun bu yntemi yldzlarn bize gre hzla
rn hesaplamakta kullandndan da haberim yoktu.
Yldzlarda yksek scaklklara ulaan atomlarn her biri, be
lirgin bir yapda k saar: Bu n demetleri, farkl renklerde
k nlarndan oluur (tayf olarak adlandrlr) ve bunlar, yld
zn bnyesinde yer alan elementleri karakterize ederler. Dolay
syla, her bir yldzn masyla ortaya kan bu atom tayflarn
dan, yldzn kimyasal yaps analiz edilebilir. Bu k tayflarnn,
aa yukar tm, giderek dk frekanslara doru kayarlar;
yani, Doppler-Fizeau Etkisi olarak adlandrlan bir etmenle kr
mzya doru yaklarlar. Buradan hareketle, yldzlarn bizden
uzaklatklarn anlarz. Sz konusu kaymay analiz ederek de
(ki bu kayma, kendisine ok uygun biimde "kzla-kayma/ red
shift" olarak adlandrlr) yldzn bizden hangi hzla uzaklat
n hesaplarz. Bazlar ok uzakta ve hzla uzaklamaktadrlar,
bu nedenle de ok krmzdrlar; dierleriyse daha yakndr, bi
ze gre neredeyse hareketsizdirler ve dolaysyla da pek kzar
mazlar. imdi zamanda geri gittiimizi dnn; btn yldz
lar ve yldz dolu galaksilerin, evrenin balang noktasna geri
dndn hayal edin. Hubble bunu hayal etti ve Evren'in bir
balang patlamasyla vcut bulduu ve bu genilemenin halen
de durmad sonucuna ulat. Gnmzde bu gr, halen
kozmolojinin merkezi hipotezi durumunda. Sz konusu teorik
model daha da gelitirilmi ve yaplan hassas lmlerle de des
teklenmitir; bugn Byk Patlama'y 13,7 milyar yl nceye ta
rihleyebiliyoruz. Evren'in ya budur; yani Dnyann ve Gne
Sistemi'nin farkl bir yntemle llen yann kat. Bu lm
konusuna geri dneceim ama evrenin yann, Dnya'nn ya
nn kat olduunu biliyor muydunuz?
Tuhaf bir sorunun, bizi Byk Patlama' ya kadar gtrd
n dnrsek, soru sormay bu noktada kesmek ayp olacaktr.
Dolaysyla bir soru daha soracam:
" Uzay tepemize kecek mi?"
10

SYAH GECEI
Fransa' da bir zamanlar olduu zere, ilkokul tarih kitaplar
hala , buralarda yaam eski Kelt boylarnn saflyla bu soru
yu ilikilendirmeyi srdryor mu bilemiyorum, ancak bu soru,
gnmzde saflk konusu olmas bir yana, belki de modern koz
molojinin en gerek ve ciddi sorularndan biri.
Gne Dnya'y ekiyor ve Dnya da, Newton' dan bugne
herkesin bildii zere, elmay kendine doru ekiyor; bu, evren
sel ktle ekimidir. Yldzlar da birbirlerini ekiyorlar. Sz konu
su ekimin kuvveti de, her bir cismin ktlelerinin birbirine uzak
lna bal ve Evrenin dinamiini salayan en birincil etki de bu
kuvvet. O halde imdi, bir yerlerde ok byk bir ktle youn
lamas, youn bir bulut olduunu dnn; bu ktle zaman
ierisinde nihayet kendi ierisine doru kecektir ve bu bz
me esnasnda da ortaya ylesine byk bir s kacaktr ki, nk
leer reaksiyonlar balayacaktr. Bu durum, birer nkleer frn
olan yldzlarn nasl ortaya kp k satklarnn da aklama
sdr. Sadece bizim galaksimizde bile, dier galaksilere gre ok
da gen olmamasna ramen, ylda bir veya iki tane yldz do
maktadr.
Peki, Evren'in kendisini dnrsek durum ne olur? Eer
Evren fazla younsa, ayn sebepten, btn yldzlarn birbirini
ekmesi ve bzmesi sonucunda o da kendi iine kecektir.
Ve eer bu ekim glyse, balangta genilemeye neden olan
patlama noktasna bir gn tekrar geri dnlemez mi? Bu geni
leme srecinden sonra Evren'in toparlanmas, yldzlarn sahip
olduklar hzlarla geri dnmeleri ve her eyin yeniden bir nokta
ya doru kmesi mmkn mdr? Eer bu benzetme doruy
sa, bir gn birileri (biz deil -zira btn bunlar ok uzun bir za
man alacaktr) bir dier tek olaya ahit olacak ve Byk Patla
ma' nm tersini grecektir ki, fizikiler bu ihtimale de bir isim ver
miler ve "Byk Skma" (Big Crunch) demilerdir. Bir elmay
havaya frlattnzda, bir sre sonra yere dyor. Evren de
kendi zerine mi decek? Uzay tepemize mi kecek?
Endielenmeyin. Astrofizik uzmanlar bu alanda byk ge
limeler gerekletirdiler ve durumun konutuumuzun tam
tersine ilerlediini kefettiler; Evren, giderek daha hzlanarak
11

1.

BLM

geniliyor ve uzaklayor. Genilemesi ivmelenerek sryor ve


uzay da kesinlikle tepemize kmeyecek. Peki ama bu gerei
ortaya koymay nasl becerdik? Uzun hikaye.
Btn bunlar zme kavuturmak iin yaplmas gereken
ilk i, Evren' deki madde younluu hakknda bir fikir edinmek
tir. Grnr madde ok seyrektir; bir metre kp hacme tek bir
hidrojen atomu dmektedir. Bu younluk, sregelen genile
meyi tersine evirmeye yetmez. Ama galaksilerin dnleri ve
galaksi kmelerinin hareketleri zerine yaplan almalar, gr
mediimiz birok madde olmas gerektii sonucuna varmamza
neden olmaktadr. Bu grnmez madde neden oluuyor olabi
lir?
Her eyden nce, yldzlarn etrafnda dnen gezegenleri d
nelim. Bunlar kendileri etrafa grnr k samayan gk ci
simleridir. Kendi yldzlar etrafnda dnen bu soluk gezegenle
rin varlklarn dolayl yollardan tespit edebiliyoruz. rnein,
yldzn nnden geerek paral tutulmalara neden olduklarn
da onlar gzleyebiliyoruz; yldzdan gelen k, gezegenleri ken
dileriyle bizim aramza girdiinde bir miktar azalyor. Bu duru
mu, belirli bir yldzn , gezegeninin nnden gemesi sonu
cunda titretii zaman da gzlemleyebiliyoruz; gerekte, bizim
Gne Sistemi' mizdeki baz gezegenlerin kefedilmesi de bu
yolla olmutur. Bir de, yldzlar arasnda bol miktarda gaz ve toz
bulutlar bulunmaktadr. Velhasl, sn veya masn, btn bu
sradan maddeler, Evren' deki toplam maddenin sadece yaklak
%20'sini temsil etmektedir.
Sz konusu kayp % 80 madde iin adaylar arasnda "ntrino
lar" (atom alt paracklar) yer almakta ve Evren' in bu temel par
acklarla dolu olduu bilinmekte, yaplan son aratrmalarla
da, bunlarn ktlelerinin sfr olmad kefedilmi bulunmakta
dr. Bundan baka ktlesi olan ve bilinmeyen dier maddeler de
olabilir. Btn bu, bilinen sradan maddeler gibi proton, ntron
ve elektronlardan olumayan tamamlayc maddelere verilen
genel isim de "karanlk madde" dir (dark matter). Byle anlma
snn tek sebebi, sz konusu maddenin k samamas deil, ne
den olutuunu bilmiyor olmamzdr da ayn zamanda. Peki,
12

SiYAH GECE I
byle bir maddenin var olduu konusunda nasl bu kadar emin
olabiliyoruz? nk tpk gezegenlerde olduu gibi, bunlar da
dorudan yollarla gzlemleyebiliyoruz. Bu madde olmakszn,
baz galaksilerin asal hzlar anlalamaz niteliktedir -eer kt
le ekim yasalar tamamen deiik almyorsa . . . Ama bu ko
nuya girmeyeceim. Dnya fizikilerini en ok megul eden ko
nu, bu anlalmaz karanlk maddenin, Evren' de var olan toplam
maddenin ok byk bir blmn temsil ediyor olmasdr.
imdilerde bu bilmece, aratrma alannda byk platformlar
amaktadr -yle ki, bu bilinmezlik, karanlk maddenin temel
doasndan bile daha derinlere ileyen bir hale gelmektedir.
Byk Skma ihtimali, aslnda Evren'in dier srpriz yn
lerine de baldr. zellikle, Evren'in yamulmu olma ihtimali
vardr. Einstein, Genel Grelilik Kuram'nda ktle ekimini
uzayda yamultarak temsil etmitir. Bunun ne demek olduunu
anlamak iin fizikiler, her ne kadar benzetme biraz basit gibi
grnse de, uzay bir yatakla karlatrma huyu edinmilerdir.
Yumuak bir yataa yatldnda, vcut, yata kendi ekline g
re yamultur ve blgesel yamulmalar yaratr -ukur da diyebili
riz- ve bu ukura yakn btn komu ktleler de onun yanna
doru yuvarlanma eilimi kazanr. Bu analojide uzay iki boyut
lu dnlr; yamulmu bir yzey gibi. Ama Einstein fizii as
lnda drt boyutludur; boyut sradan uzay iin ve bir de za
man iin boyut vardr. Drt boyutlu bir uzayda yamulmay ta
hayyl etmek g olduundan, yatak rnei gayet kullanl ha
le gelir. Her durumda ktle ekimini, o alanda bulunan ktlenin
(yldzlar, galaksiler, vs.) uzay blgesel olarak bkmesiyle gs
teririz.
Bu noktada parantez iinde bir yorum yapmama izin verin.
Belki de Evren'in kendi iindeki ktleler tarafndan bklyor
olmasnn sadece soyut bir fantezi olduuna inanyor olabilirsi
niz. Bunun, tamamen Einstein tarafndan gelitirilmi bir varsa
ym olduunu ve gereki olarak alglanmasnn mmkn olma
dn, en azndan pratik olarak gsterilemeyeceini dnebi
lirsiniz. Ama bu doru deil! Bu etki, Merkr tutulmasnn sre
sini lmek yoluyla ve gkyznde meydana gelen ktle ekim
13

J. BLM
seraplarm gzlemleyerek, (scak asfalta den gne klarnn
yansmasnda gzlemlediiniz optik serap, burada sz geen
sapmann greceli eitidir) uzayn bklmesi nedeniyle n
bir yldzn yaknndan geerken sapmasn izleyerek saptanabi
lir. Genel Grelilik Kuram, saatte grlen zamann ayn zaman
da saatin yksekliine bal olduunu, nk Dnya'nn da bu
lunduu noktada uzay bktn ve bu uzayn geici boyutla
ra sahip olduunu iddia eder. Elbette bu etki son derece zayf bir
etkidir ama zellikle zamann olaanst bir hassasiyetle ll
mesini gerektiren baz uygulamalarda, rnein insan yapm bir
uydunun yrngeye oturtulmasn dzenleyen sistemlerde (de
nizciler veya uzun mesafe yrylerinin kulland GPS sis
temleri gibi) saatlerin dnya zerinde, bir uyduya monte edilen
den daha yava ilerledii hesaba katlmak durumundadr. Yani,
modern fizik biraz tuhaf bir duruma gelmi olsa da, olduka
kullanl bir haldedir. Burada, kara delikler hakknda da abu
cak birka kelime eklemem gerek; zira bu konu da sk sk bilim
sel dergilerin kapak konusu olmasnn yan sra, artk gnmz
de gzlemlenebilir bir gerek halini alm bulunuyor. Madde yo
unlamas ve skmas ok fazla arttnda, uzayn yapsnda
ki deiiklikler deformasyondan te bir hal alr. Sz konusu s
kma tamamen kendi iine ker ve bir eit delik halini alr ki,
buradan k bile dar kaamaz. Galaksimizin merkezinde by
lesine bir kara delik mevcuttur; buradaki ktle, Gne' in 2,6 mil
yar kat byklktedir ve kendisine yakn yldzlar iine ekip
yutar. Bugn, bir kara deliin her alt ayda bir ekilen fotoraf
larna sahibiz ve etrafnda dnen yldzlar, Edgar Allan Poe'nin
girdab gibi, muazzam gl bir anafor yaratarak nasl iine e
kip yuttuunu grebiliyoruz.
Dolaysyla, maddenin bulunduu noktada uzay bkyor
olduu bir gerektir. nsan bir an iin tm uzayn bklm ol
duunu da dnebilir. Bylesine esnek bir zemine braklan
bilyeler, rnein, brakldklar yerde durmayp, merkezdeki u
kurlamaya doru yuvarlanacaklar ve orada bir araya toplana
caklardr. Ama Evren' deki bklmelerin her biri kendi zellikle
rini belirler ve bunlar, dalmann ivmesi veya skma ncesi
14

SiYAH GECE[
olas yavalama hzlarna bal zelliklerdir. 2001 ylnda bu ge
nel bklme, " kozmik mikrodalga arka plan" ad verilen bir a
lmayla, Evren' deki radyasyonun llmesi ile hesapland. Bu
nun ne anlama geldiini daha sonra greceiz ama sz konusu
aratrmann sonularn size hemen vereceim: Genel bklme
yokmu gibi grnyor -yani Evren bklm deil. Bu bilgiyi
ikna edici bulup bulmayacanz bilemiyorum ama bu bilgi
nda meseleye bakmak, tersi olmas durumundan biraz daha
kolay gibi duruyor.
Sz konusu ettiimiz "arka plan radyasyonu" nedir? Byk
Patlama' dan hemen sonra Evren ylesine youn ve scakt ki, bu
koullarda elektronlar iyonlarndan koptular ve btn evren
elektrii ileten metal bir para haline geldi. Yine metal gibi, ef
faf olmayan opak bir yapya sahipti. Scaklk biraz dp, pozi
tif iyonlar elektronlar yakalamaya ve yksz/ ntral atomlar
olumaya baladnda, sadece k Evren' de zgrce sala bili
yordu. Bu durum Byk Patlama' dan sonraki 380 000 yl boyun
ca da devam etti ve Evren aydnland. 1946 Ylnda George Ga
mow, Evren genilerken radyasyonun seyrelmeye balam ol
mas gerektiini ve bylece soumann baladn ancak arka
planda btn bu olup bitenin bir izinin kalm olmas gerektii
ni -yani arka plan radyasyonunun- ve yldzlar arasnda izlene
bilir, souk bir eit k formunda grlebilmesi gerektiini tah
min etmiti. Ve 1965 ylnda da iki Amerikal astronom, Amo
Penzias ve Robert Wilson, bunu kefettiler! Bu keif, gayet ak
biimde, Byk Patlama modelinin geerliliinin bir ispatyd
ama ben bu konuyu daha fazla uzatp, fizikte tahminlerin gc
ve nemi konusunu uzun uzadya srdrmeyeceim. Gn
mzde, uzaya frlatlan uydulara yerletirilen sv helyumla so
utulmu detektrler sayesinde, sz konusu radyasyonun ka
rakteristiklerini lebiliyoruz: Uzayn arka plan scakl 2,73
Kelvin derece (yaklak -270 santigrat derece) olduu srece her
ey olmas gerektii gibi davranyor. Bu arka plan radyasyonu,
bir para kzl demir eriyiinden kan a ok benziyor ancak
demirin bu belirgin, yaklak 0.6 mikron dalgaboyunda, kpkzl
karmas iin 1000 derece scakla sahip olmas gerekiyor;
15

1 l. BLM
oysa uzayn arka plan gayet souk ve yaklak 1 mm dalgabo
yunda, ok zayf bir mikrodalga radyasyonu sayor (kzltesi
ve radyo dalgas aras bir deer) . Evrenin bklmesiyle ilgili l
mler, ite bu arka plan radyasyonunun llmesine ynelik
youn almadan veya daha doru bir deyimle, homojen olma
yan bu deerin incelenmesiyle elde ediliyor. Bugn unu biliyo
ruz ki, Evren' deki toplam bklme, pratik olarak sfr noktasn
da bulunuyor. Bu bulgu, beklenen bir sonu deildi, zellikle de
dier lmlerle balantlandrldnda grlen odur ki, sz
konusu bilgi bizi hi de daha az srprizi olmayan yepyeni bir id
diaya gtrmektedir.
Fizikiler, Evren'in genilemesini etkileyen bir dier kuvve
tin varln daha kefettiler ve bu kuvvetin, " karanlk enerji"
adn verdikleri, " karanlk madde" ile kartrlmamas gereken
bir kaynaktan geldiini buldular. Belki u anda benimle ilgili,
bir fizik profesr olmama ramen, kuvvet ile enerjiyi birbirine
kartrdm ynnde bir izlenime sahipsinizdir. Sizi temin
ederim, kuvvetin enerjiden trediini, dolaysyla bunlarn bir
birleriyle ilintili iki farkl deer olup, ayn ey olmadklarm bili
yorum. Terminolojiyi bir yana brakrsak, nedir bu karanlk
enerji? Bu kuvvet veya daha ziyade, gerilim, daha doru bir de
yimle, yldzlar birbirinden ayr tutmay salayan itme eilimi,
ayn zamanda Evren' in genilemesine de neden olan negatif ge
rilim unsurudur. Negatif bask nosyonuna, kitabn 8. blmn
de, aalarn boylaryla ilgili bir tartmada geri dneceim, zira
bu ieriin profesyonel fizikileri bile rahatsz eden bir konu ol
duunu biliyorum ve kendi yaptm aratrmalardan birinin de
konusu bu olmutur. imdi, bir silindirin iine doldurulmu bir
gaz, piston araclyla sktrdmz dnelim. Bu durum
da, silindirin iindeki gaza pozitif bir bask uyguluyor ve byle
ce maddenin iindeki atomlar ve moleklleri birbirlerine yak
lamaya zorluyoruzdur. Eer bunun tersi bir eylem dnrsek,
yani pistonu bastrmak yerine ekersek, silindirin iindeki gaz
genletirmi ve molekllerin birbirinden uzaklamasn sala
m olurduk. Burada karlaacamz problem, sradan, klasik
bir gaza negatif bask uygulayamayacamzdr; bu imkanszdr.
16

SiYAH GECE I
Basnc normal atmosfer basncndan (+1 bar) daha dk birse
viyeye indirebiliriz ama bu durumda basn azaldka gaz gide
rek seyrelir seyrelir ve sonunda basnc ve younluu sfr olur.
Bu ideal gaz kanunudur; gaz gaz yapan molekl ve atomlarn
birbiriyle giriimi olmazsa, ortamda gaz kalmaz. Dier yandan,
negatif basnc bir kat cisme veya klasik bir svya uygulamak
kolaydr; bunun anlam, cismi sert biimde ekitirmektir. Yk
sek aalarn st ksmlarnda, bitkinin zsuyunu tayan da
marlardaki basncn negatif olduunu grrz. Ama Evren, bir
kat veya svdan ok, ieriinde yldzlar olan bir gaz gibidir ve
molekller arasndaki sk balar onun kurallarn belirler.
Evren'in negatif basn altnda olmas iin, orada klasik ol
mayan bir sebebe ihtiyacmz vardr; aslnda kuantum bir nede
ne ihtiya vardr. Bunu aklamas biraz zor ite ama hi de a
rtc deil; bu durum birok aratrmacnn kar kt bir sap
tamadr. 21. yzyln bandan beri, Evren'i ekitiren karanlk
enerjinin varln biliyoruz; ayn karanlk enerjinin, ister grn
sn ister grnmesin, Evren'in dinamii zerindeki etkisinin,
Evren' de yer alan toplam maddenin etkisinden kat daha yo
un olduunu da biliyoruz. Ve son olarak, sz konusu karanlk
enerji nedeniyle Evren'in hzlanarak genilediini ve bunu 5
milyar yldr srdrdn, aksi takdirde, byle bir etki olma
sayd genilemenin zaman ierisinde yavalamas gerektiini de
biliyoruz. Sadece arka plan radyasyonu zerinden deil, baz
belli yldzlarn patlamas ve ktle ekimi seraplar zerinden
yaplan hesaplamalarn da katksyla, bu sonula tutarl bilgiler
veren hesaplamalar yaplm bulunuyor. Dolaysyla, karanlk
enerji dediimiz olgunun varlndan eminiz ama nereden gel
mi olabilecei konusunu henz bilmiyoruz. Bazlar, "boluun
kuantum dalgalanmalar" adn verdikleri bir nermeyle ne
kyor ama bunun iin, gerei gzlemlemek adna benzeri olma
yan devasa miktarlarda karanlk enerji gerekmekte. Dolaysyla
kaynak baka yerdedir. Acaba Evren'de bilinmeyen bir simetri
mi var? Yoksa genel grelilik ve kuantum mekaniini bir araya
getiren "sper simetri" ad verilen teoriler mi bundan sonraki
keiflere nclk edecek?
17

1 J. BLM
te burada, amz aratrmalarnn nc koluna ulam
bulunuyoruz; fizikilerin bilmediklerini, anlamadklarn itiraf
ettikleri bilgilerin ileri koluna. Bir yzylda Evren'le ilgili birok
ey renmemize ramen imdi sorulan sorular, nceki sorular
dan ok daha gizemli.
Bu blm bitirirken Einstein hakknda bir sz daha edeyim.
u ie bakn ki, yukarda szn ettiim tr gizemli bir kuvvet
le ilgili ilk kez ortaya bir fikir atan da yine Einstein' dir. Bu fikri
1916 ylnda, adna " kozmolojik sabit" dedii bir sabitle ortaya
koymu, Evren'in dinamiini tarif eden bir formlne eklemi
tir. Bunu yapm olmas ok ilgintir nk o tarihte henz B
yk Patlama teorisi ortada yoktu ve Einstein Evren'in duraan
olduunu dnyordu. Fakat yldzlar birbirlerini ektiklerin
den, kurduu modelde Evren' in kendi iine kmesine engel
olan bir kuvvete ihtiya duymutu. Dolaysyla, aslnda Einstein
formlne ekledii sabitle, bugn bizim "karanlk enerji" dedi
imiz unsuru tarif ediyordu. Sonradan, hibir fiziksel dorula
mas olmayan bu sabitin zorlama olduunu ve bylesine bir sa
biti ortaya atmasnn hayatnn hatas ("en byk gaf") olduu
nu hissetti. Bugn, Einstein' n sayesinde (belki de kendisine ra
men), kozmolojik sabit yeniden gn yzne kt.
Bu konuyu d ndmde, hepimizin, Evren'in, doann,
Dnya zerindeki yaamn -hepsinin- duraan ve bonkr oldu
una ve btn bunlarn bize armaan edilmi gzel dengesini
bozmadmz mddete gelecein byk felaketler getirmeye
ceine inanma eilimi tadmz hissiyatndaym. Bu dnce
nin ardnda, Dnya'nn sonsuza dek varln srdrmek zere
yaratlm olmas gerektiine duyulan bir inan olmal. Ancak,
u gerek itiraf edilmek zorundadr ki, bu gr yanltr; Evren
duraan deildir ve Gne ve Dnya zerindeki hayat bir gn
sona erecektir. Bu durum, sz konusu sona daha hzl varmak
iin bir neden deildir ama yaam ve zellikle de insan yaam,
Evren' in uzun hikayesinde sadece ksa bir blmdr.

18

2. Blm
Kuzenim Prasa
21 Ocak 2001,
Dn, ruh hastalklar uzman (nropsikiyatrist) arkadam
Pascale ile len yemeindeydim. Bana Rorschach Testi* konu
sunu anlatyordu. Bir kadn zerine biraz mrekkep koyuyor
sunuz. Kad ikiye katlyorsunuz sonra tekrar ayorsunuz.
Bylece katta simetrik iki mrekkep lekesi elde ediyorsunuz.
Sonra da karnzdakine, bu lekelerin kendisine ne dndrd
n soruyorsunuz.
Arkadamn alt hastanede, bu sonular ve eski test so
nular analizlerini, testi tamamlayan kiiler hakkndaki bilgile
ri ve onlar tekrar nerede bulacaklarna dair detaylar saklyor
larm. Sonradan da, bu insanlarn ne olduu konusunda bilgi
almay umuyor, yllar nce kendileri hakknda yaplan psi
ko-analitik analizler ve tehislerle, o anda iinde bulunduklar
durumu karlatryorlarm.
"Mkemmel bir i!" diye dndm. Bu yntem, insann
iinde kullanabilecei ok gzel bir bilimsel metodoloji rneiy
di ve daha da etkileyici olan yn, bu psikiyatrlarn, ilk analiz*

Rorah Testi: Nrotik eilimleri saptamada kullanlan bir kiilik testi. .N.

19

j2. BLM

Resim 1. Hermann Rorschach'n psikolojik testini hazrlarken yaratt


simetrik mrekkep lekelerinden biri.

leri srasnda yapm olabilecekleri herhangi potansiyel hatala


rn ak delilleriyle yz yze gelme cesaretine sahip olmalaryd!
Bu deneylerin sonucunda ortaya kabilecek etl senaryo
lar zerine konuup gltk. Sz konusu deneylerin insanlarla
ilgili olan yannn tesinde, muhtemelen Rorschach teshnin ola
s zayf ynlerini ortaya karmak ve bu tehis ynteminin gel
mesine katkda bulunmak anlamnda da yararlar vard.
Askerliimi yaparken, zorunlu olarak Rorschach testne gr
diim zaman hatrladm; imdi gerekten merak ediyorum, test
programn yneten o psikiyatr albay benim iin nasl bir tan
koymu olabilir acaba. Bu konuda hi kimse benimle bir daha
konumad ve dolaysyla ben de, testin bana uygulanmasnda
ki amacn tam olarak ne olduu ynndeki merakm yuksek
sesle dillendirmek durumunda kaldm. Acaba askerin pskoloji
sini anlamak amacyla herkese mi yaplyordu? Veya baz sim
ler, bir eit Byk Abi (Big Brother) arivinde dosyalanyor
muydu?
Psikiyatr arkadamla yine birbirimize glmsedk.
20

KUZENM PIRASA 1
Her ikimiz de birbirimize gerekten gvendiimizden, Pas
cale'ye grnrde kritik u soruyu sorma zgrlm kullan
dm:
"Nasl oluyor da, simetrik mrekkep lekeleriyle gerekten in
sanlarn psikolojilerini test edebiliyoruz?"
Simetri, hepimiz iin tanmsz bir kavram olmaktan ok
uzak. Bedenlerimiz hemen hemen simetrik bir yapya sahip; en
azndan grnrde yle. Aynaya baktmzda, sol yannzn
sa yarmza benzediini aka gryoruz.
Benzemek . . . Ama hepsi bu kadar; sa elimiz ve sol elimiz var
ve birbirinin tam olarak ayns deiller. Gayet iyi biliriz ki, sol el
diveni sa elimize giyemeyiz. Vcudumuz da simetrik iki yar
dan oluur (dzlemsel olarak), sol yar ve sa yar, ama tpatp
ayn deildirler.
Bazlarmz ideal bir uyuma, tamamen simetrik bir vcuda
sahip olmaya zenebilirken, bazlarmz da tam tersine, insan
vcudunun tam olarak simetrik olmayndan keyif alr. Bir di
er psikolojik aratrmaclar grubu da, doru bir yzn yarsn
tamamlayp, dier yarsn bilgisayarda sentezleyip hesaplaya
rak tam simetrii ile birletirerek portreler elde etmiler. Bu m
kemmel sonular biraz tuhaf grnyor. Arka plandaki beyinle
birlikte grntleri analiz eden gzler, simetriden kaynaklanan
en ufak farkllklar tespit edebildii ve bu beceri ayn zamanda
bilinaltnn gcyle de alakal olduundan, btn bu sistem
merak uyandrc ve etkileyici hassasiyete sahip bir makinedir.
Sanrm psikologlar bu tr sorular srekli dnyorlardr . . .
Ama Pascale, bu eit sorunlar nasl zmeyi denedikleri konu
sunda bir ey sylemedi.
O zaman ona baka bir soru sordum:
"Yaayan organizmalardaki simetriyle ilgili byk bir bul
maca olduunu biliyor muydun?"
Bu soruyla nereye varmak istediimi anlamam grnd
nden, ona nasl btn canl organizmalarla kuzen olduumu
zu akladm. Sadece byk bir aile olarak biz insanlarla deil,
fakat prasayla, kpek balyla ve porcini mantaryla veya eer
tercih ederseniz, girolle mantaryla da bamz vardr.
21

12. SLM
Canl orga n iz m ala rd a bulunan molekllerin ou simetrik
deildir. Bununla sylemek isted iim, aynadaki grnt misali,
birbirlerinin tpatp benzeri deildirler. "Chiral", yani sol elimin
aynadaki grntsnn sa elim olmas gibi bir zellie sahip
tirler.
Dolaysyla, solak ve salak molekller vardr. Bunlar ONA
ierirler ve ONA, ok uzun, kendi etrafnda dolanm, kromo
zomlarmz oluturan molekllerdir. ONA kaltsalln temeli
dir ama eer bu konuda konumaya balarsam, sol ve sa mese
lesiyle ilgili yoldan km olacam. Bu konuya ileride dnme
ansmz olacak.
Burada beni ilgilendiren, ONA moleklnn kendi etrafnda
dolanan helezonik, ift sarmall gibi iki eritten oluan bir zincir
olmas. Tirbuon da helezoniktir ve bir yn vardr. Mantara so
karken, eer elinizdeki solaklar iin yaplm bir tirbuon deil
se, genelde saa doru evirerek ilerletirsiniz. Ayn salaklar
iin ve solaklar iin ayr tirbuonlar olduu gibi, salak ve solak
helezonlar da vardr. Her durumda ONA salak bir helezondur!
Bu durum sadece insan DNA'lar iin deil, btn canl organiz
malarnkiler iin de dorudur. Buna ilaveten, baka birok 'chi
ral' molekl de vardr; amino asitler gibi. Ancak bunlarn her iki
formunu birden asla bulamazsnz; her bir amino asit veya dier
bir biyomolekln, her canl organizmada ya salak olanlar ya
da solak olanlar bulunur -bu konuda doa herkes iin ayn se
imi yapmtr.
Yaamdaki bu simetri, 1844 ylnda bir Alman kimyager olan
Misterlich tarafndan kefedilmi, sonra Pasteur tarafndan, ka
buklu tortular oluturan kristal yaplar veya arap flarnda
bulunan tartar iin yapt aratrmalarda zerinde titizlikle a
llmtr. Bu tr kristal yaplar ok farkl optik zelliklere sa
hiptirler; k titreimlerini toparlayp saa doru evirirler.
Ama 1848 ylnda Pasteur, tartar kristallerini test tpnn iin
de sentezlerken, tpk aynadaki grnt gibi, hem solak hem de
salak kristaller buldu. Gerekte kimyasal sentezleme esnasnda
salak kristal olduu kadar solak kristal ol duunu bulmak ga
yet normal grnyor nk her iki durumda da atomlar mole22

KUZENM PIRASA 1
kln ierisinde, ister solak olsun ister salak, tamamen ayn
balara sahiptirler.
Ama durum byleyse, neden bu biyomolekller vivolarda
(yaayan organizmalarda) sadece salakken, vitrolarda (test t
pnn ierisinde) hem salak hem de solak olabiliyorlar ki? Bu
sorunun cevabnn, genel olarak Dnya zerindeki yaamn ba
langcyla ilgili olduuna inanlyor.
Dnya zerinde yaam, nerdeyse 4 milyar yl nce, tam ola
rak anlalamam bulunan koullar altnda ortaya kt ama ge
nel inan odur ki, hepimizin ilk atas tek hcreli bir organizmay
d. Eer birok organizma farkl yerlerde ayn zamanda belir
mise, baz organizmalarn salak bazlarnn da solak olmama
s iin hibir neden yok demektir -molekller anlamnda demek
istiyorum. Bu durumda solak organizmalarn salak olanlara
oranla daha fazla yaama ans olmas gibi bir durum da d
nlemez. Dolaysyla birok bilim insan, tm canl organizma
larn ortak bir atadan geldiine inanrlar. Yani, bu tek hcreli ilk
ata, birka milyar yl nce, yaamn srdrmek amacyla kendi
ni oaltmaya balam olmal. Bu aamadan sonra gelimi ol
duunu bildiimiz mutasyonlar da, bitkileriyle, mantarlaryla,
memelileriyle, balklaryla, trl trl bcekleriyle devasa ev
rim aacnn dallarn aklama iini biyologlara brakyorum.
Bu biyologlar sz konusu tek hcreli ataya bir de isim takmlar:
LUCA, " Last Universal Common Ancestor" (Son Evrensel Ortak
Ata) .
Bu bak, Adem' in, ve tabii onun kaburga kemiinden dn
yaya gelen Havva'nn (elbette Adem'i bir varsaym olarak d
nmyorsak bu mmkn) durumundan bambaka bir senar
yo. Bilim insanlarnn ortaya kartt ve dorulamak iin ok
alt gerek ok daha basit ve heyecan verici; bizler prasalar
la, kpek balklaryla, porcinis yabani mantaryla ayn uzak ata
ya sahibiz. Acaba ka kii bunu biliyor ve zerine dnyor?
Korkarm birok kii byk bir ballkla hala Adem ve Havva
efsanesine inanyor ve kendi gerek balangcn merak bile et
miyor.
23

j 2. BLM
Sol ve sa arasndaki eitlik, Dnya zerindeki yaamn ba
langc konusuyla kesintiye urad. Yaam, sa-sol simetrisini
krd.
Bunun fizikle ne alakas var? Canl organizmalarn neden
salak ve solak molekllerden olutuunu (yine basitletiriyo
rum) merak ettiimiz gibi, neden Evren'in maddeden oluup,
maddeye simetrik baka bir eyden, yani kar-maddeden olu
tuunu dnmeyelim ki? Belki biraz bu kar-madde kavram
nn bilim kurgu romanlarndan kma bir fantezi olduunu d
nyorsunuzdur? Veya sadece ktle ihtiva eden eylerin mad
de olduunu? Yirminci yzylda bu inanlarn hepsini gzden
geirmek durumundaydk ve bu gzden geirmenin hikayesi, fi
ziin de bazen srprizler ve hayal temelli sramalarla gelime
kaydedebileceini gsteren, hayretler uyandracak yollar kar
d ortaya.
lk srprizlerden biri, 1928 yl gibi ortaya kt. 1902 ylnda
Bristol' de doan ngiliz fiziki Paul Dirac, ki daha sonra Cam
bridge' de Newton' dan sonra ayn krsnn bana geecekti,
gnmzde kendi adyla anlan eitlii yazd. Grecelilik Kura
m ve kuantum mekanii daha genliklerini yaamaktaydlar.
Einstein, ktle ve enerji arasnda bir iliki kurarak (nl eitlik
E=mc2) uzay ve zaman sradan alglaymz altst etmi ve Ga
lileo ve Newton tarafndan gelitirilen klasik mekanik kanunla
rnn, nesnelerin hz evrensel sabite, yani k hzna yaklatn
da neler olacann dnlerek yeniden yaplandrlmaya ihti
yac olduunu ifade etmiti . (Umarm, bylesine belirleyici bir
bilimsel devrimi bu kadar az kelimeyle zetlemekten dolay af
fedilirim .) Kendi payna kuantum mekanii, paracklarn dav
ranlarn -ki dalga formunda hareket ediyorlard- tanmlama
da -ki bu da kk bir ey saylmazd- kontrol eline almt
ama temel eitlik, yani Schrdinger'in eitlii, sadece parackla
rn hzlar k hzna gre daha dk olduu srece geerliydi.
Ama hidrojen atomunun bnyesindeki elektron hzl hareket
ediyor ve dolaysyla sadece kuantum mekaniiyle deil, gre
lilik ile de aklanmas gerekiyordu . te Dirac, hzla hareket
2 1

KUZENM PIRASA
eden elektronlarn davranlarn tarif edebilmek iin, Schrdin
ger' in eitliinin bir genellemesini yazd.
Eitliinden elde ettii sonular arasnda Dirac, balangta
aradna karlk gelen ikiliyi buldu. Bunlar, mknatslanmalar
(kuantum fiziinde buna elekronlarn "spin"i deniyor) ya aa,
ya da yukar doru ynlenen elektronlard.
Sonra Dirac baka bir ey daha buldu. Yazd eitlik, balan
gta iine koymu olduklarndan daha fazlasn veriyordu.
zmlemelerinde, Dirac'm anlamakta sknt yaad baka bir
tip parack daha beliriyordu . Bu yeni paracklar ya negatif
enerjiye sahipti -ki bunu kavramak zordu-, ya da elektronun
tersi yke -yani pozitif yke- sahipti. Dirac nce bu pozitif yk
l paracklarn protonlar olduklarn dnd ama almalar
zerine Robert Oppenheimer ve Hermann Weyl tarafndan ya
plan baz yorumlardan sonra, 1931 ylnda, bu dier parackla
rn ancak elektronlar kadar ktleye sahip olduklarn (proton
dan yaklak 2000 kat daha kk) ama pozitif ykl olduklar
n ortaya koydu.
Bu durum matematiksel bir fantezi miydi? Teorik bir merak
m? Hi deil! Sadece bir yl sonra, 1932 ylnda, Cari D. Ander
son bu yeni kar-elektron paracklarn deneysel olarak kefet
ti ve adlarm " pozitron" koydu. Bu paracklar, atmosfer st ta
bakada kozmik nlar tarafndan, yani Gne' ten gelen radyas
yonca retiliyorlard. Mamafih, her ktlesi olan eyin madde ol
mas gerekmedii doruydu; kar-madde olabilirdi, yani ters
elektrik ykl bir eit baka madde.
Daha sonra Richard Feynman bu paracklar daha genel bir
ekilde tanmlad ve bu tanmda kar-paracklar (anti) para
ck olarak temsil edildiler -ancak paracklar zaman ierisinde
ileri doru hareket edeceine geriye doru hareket ediyorlard. 5
Fizikiler bizi kar-maddeyi maddenin simetrii olarak d
nmeye zorladktan sonra -elektrik ykleri dnda-, imdi de
normal zamann aynadaki grntsn dnmeye zorluyor
lar; yani geri doru akan zaman dnmeye. Feynman ayn za
manda, madde ve kar-madde birbiriyle bu l u tuunda birbiri
ni nasl yok ettiini ve bu srada bir tr ok y ksek enerjili k
25

' 2. BLM
rettiklerini aklad: " gama n fotonlar." Srecin tersindeyse,
yksek enerjili bu k n, toplam ktleyi bir madde parac
ve bir de kar-madde parac kadar artrmaktayd. Ik ve
madde arasndaki fark da bylece ortadan kalkmaktayd.
Maddenin ortaya kp sonra yok olmas, kendini a d
ntrp sonra tekrar geri maddeye dnmesi, bir kez daha
maddenin dndmz ey olmadn kantlad g ibi, defa
larca deneylere konu edilerek dorulanan artc fenomenler
dir. Sz konusu deneylerin yaplabilmesi iin yksek enerji sevi
yelerinde gerekletirilen olaylar zerinde allmas g erekmek
teydi ve bu koullar, 1955 ylnda Stanford niversitesi'nde ba
aryla kurulan bir parack hzlandrc araclyla salanmt.
Gnmzde, bilinen b tn paracklara simetrik olan kar
-paracklar kefedilmi durumdadr. Fotonlar gibi baz para
cklar -k kuantumlar- ayn zamanda kendilerinin kar-par
acklardrlar ama bunlarn dndaki kar-elektronlar, kar
-protonlar vs. aka varlklar kantlanm ktlelerdir. Yakn
bir gemite, hidrojenin kar-atomu da, anti-proton etrafnda
dnen bir pozitron araclyla baaryla tretilmitir ve imdi
merakla grmek istediimiz de, bu anti-atomun Dnya'nn kt
leekim alanna, ayn normal hidrojen atomu gibi bir hzla d
p dmeyeceidir. Bu alandaki gelimeler konusunda daha
fazla konumayacam ama kar-madde kefinin ok yaknda
tetikleyecei baka bir konuya g eeceim.
Kar-madde, velhasl, var olduu bilinen bir gerektir. Ev
ren'in bilinen tarihinin balangcnda, Byk Patlama'dan he
men sonra enerji o kadar yksekti ki, madde ile radyasyonu bir
birinden ayrmak mmkn deildi. Eer durum gerekten by
le idiyse -ki hemen herkes byle olduuna katldn itiraf et
mektedir- maddenin ktan ayrlp ortaya kmas, Evren yete
rince genileyip enerji younluu dnce gereklemi olmal
dr. Ama o zaman, eer madde ile kar-madde arasnda gerek
ten simetri varsa, neden Evren' de madde kadar kar-madde
yok ki? Sonuta, fizikilerin devasa parack hzlandrclarda
gzlemeye altklar da budur; maddeyi yarattklarnda, ayn
miktarda kar-madde de yaratmaktadrlar.
2 ()

KUZENM PIRASA :
Problem u ki, eer Evren' de eit miktarda madde ve kar
-madde olsayd, bunlarn bir araya gelmeleri birbirlerini yok
etmeleri anlam tadndan, ortaya muazzam miktarda enerji
kard. imdi gelin, sz konusu bykl birlikte hesaplaya
lm; burada E=mc2 eitliini kullanma frsat gerekten ok eki
ci. Bir kilogram hidrojenin, yine bir kilogram kar-hidrojenle
birletiini dnelim. Astronomik lekte ok kk ktleler
den sz ediyor olmamza karn, ortaya kan enerji miktar 2mc2
kadardr. Formldeki m=l kg ve c (k hz) =300 000 000 met
re/ saniye olduuna gre, kan sonu 180 katrilyon jl, yani, al
t nkleer santral barndran bir enerji tesisinin bir ylda retece
i toplam enerji miktarna eit olacaktr.
Eer Evren' de byle bir buluma meydana gelseydi ylesine
byk bir k saard ki, bugn bile halii grnyor olurdu. Pe
ki, Evren' de neden madde var da (yani hepimizi meydana geti
ren ey) kar-madde yok? Bu, baarl Dirac eitliinin sonu
cunda ortaya kan can skc bir sorudur ve gerekte hiilii
zmlenebilmi olmasa da, baz cevaplarn hangi yoldan gidile
rek bulunabilecei bilinmektedir.
Evren' in balangcnda ortamda bulunan dalgalanma, Byk
Patlama'nn ilk anlarnda simetriyi bozmu ve bunun sonucun
da da arta kalan az miktarda fazladan kar-maddesiz madde
bugne kadar gelmi olabilir. Bir kurun kalemin ucunu bir ze
mine dayayp serbest braktmda, bu serbest brakma annda
ki tam pozisyonuna bal olarak kalem bir yana doru decek
tir. Bu kalem, ideal bir fiziki tarafndan ideal biimde tasarla
np, en ideal biimde dengelenerek zemine dayansa bile, mo
dern fiziin bize rettii zere her ey dalgalandndan ve bu
durum sz konusu ideal kalemin serbest brakld tam o anda
da geerli olduundan, kalemin bir yana hafife yatk durmad
ndan emin olmamz imkanszdr. Bu hafif dengesizlik sorunla
r veya rasgele simetri bozulmalar, svdan katya gei ve bir
ok dier benzer halde olduu gibi, durum deiimlerini anla
makta fiziin geldii gelime izgisinin tam da merkezindedir.
Ancak Evren'de olduu gibi, madde ve kar-madde arasndaki
simetri ok derin nedenlerin sonucuymu gibi grnmektedir.
27

' 2. BLM
Uzun bir sre fizikiler, Dnya'nn aynadaki grntsn
gzlemlediklerinde btn fizik kanunlarnn yine ayn olacana
inandlar ve bir ayna olmakszn Dnya' nn dorudan gzlemi
nin daha farkl olabileceini akllarndan geirmediler. imdiyse
biliyoruz ki bu dnce yanltr; "P deer eitlii -parite" ola
rak da adlandrlan ayna simetrisi, baz etkileimler iin ayniye
tini korumaz. Elektriksel veya manyetik etkileimlerle ilgilendi
imiz srece veya ktle ekimine bal olanlarda bile (ktleler
arasndaki ekim) problem olmaz. Ama doada iki tane daha et
kileim biimi vardr; bunlardan birincisi, nkleer maddenin
balarndan sorumlu olan " kuvvetli" etkileim ve bir dieri de,
nkleer ayrma ilemlerinde oyuna katlan "zayf" etkileimdir.
1956 Ylnda T. D. Lee ve C. N. Yang, zayf etkileimin ayna si
metrisine sayg gstermeyebildiini iddia etmi ve C. S. Wu da,
radyoaktif kobalttan elektron salnm zerine yapt alma
larla bu simetri bozulmasn aka gstermitir. Velhasl, zayf
etkileimin ayna dnyasnda ayn biimde grlmedii ispat
edilmi bir gerektir; fizikilerin dedii gibi, "pariteyi bozar."
Varolan bilgi seviyemize gre, fiziksel bir sisteme dn
m uygularsak, tam olarak aym kanunlara itaat eder hale gele
ceine inanrz; solak bir 'chiral' nesneyi (sol el gibi) kendi sa
lak ayna yansmasna (sa el gibi) dntren ayna simetrisi P;
zamann ynn tersine eviren dnyevi-geici simetriye kar
lk gelen T ve son olarak da, madde ile kar-madde arasndaki
geii salayan yk simetrisi C'yi iin iine katarsak. Sovyetler
Birliinin sahip olduu hidrojen bombasn icat ettikten sonra,
kahramanca lkesinin rejimine bakaldran ve bu nedenle 1975
yl Nobel Bar dl'n kazanan byk fiziki Andrei Sakha
rov'u biliyor musunuz? 1965-67 yllar arasnda, kendisiyle kar
t grte olan lkenin aydn dehalarn bir araya toplayan Sak
harov, elektrik yklerinin iaretlerinin ve paritenin (benzerlikle
rin) yerlerini deitirmenin (rnein, bir CP dnm uygula
yarak), Evren' de mutlaka bir deiiklie sebep olacan syledi.
Bunun anlam, zamann ilerleme yn tersine dndrldn
de, Evren'i idare eden kanunlarn da deimek zorunda oldu-

KUZENM PIRASA
uydu -en azndan, Evren tarihinin balangcnda yer alan yk
sek enerjilerle ilikili kanunlarn.
Zamann ynyle ilgili u ii biraz daha belirgin hale getire
lim. Boltzmann' dan6 bu yana biliyoruz ki bizim leimizdeki,
yani "makro seviyede bir sistemde" bir cisim iin zaman, gide
rek artan bir biimde akar; oyun kartlarndan bir ev kurar ve ba
nda, ona dokunmadan bir sre beklersem, byk ihtimalle bir
sre sonra kartlar nihayet yere yapacak ve yap bozulacaktr.
Ve eer sonradan bir hava akmnn esmesini ve karttan yaplma
evimi yeniden kurmasn mit edersem, ok beklerim; nk
bunun olasl yoktur. Dolaysyla, akan zaman alglaymz
daki yn konusu, dzen ve istatistiksel olaslk zerine sorular
la belirlenir. Ama uzunca bir zaman, bu durumun paracklar
iin farkl olduunu dndk. ki bilardo topunun arpmas
n izlediimiz bir film seyrederken, aslnda filmi ileri doru mu,
yoksa geri doru mu izliyor olduumuzu tam olarak bilemeyiz.
Ayn biimde, paracklar iin geerli kanunlarn da, zamann
ak ynnden bamsz olduunu dndk. Ama bu yanlt;
oysa imdi, "ntr K mezonlar"* olarak adlandrlan belirli par
acklarn ayrma ilemlerine ainayz ki bu ilemler, zamann
simetrisini bozan ilemlerdir.
Dolaysyla, Evren'in balangcnda baz belli paracklarn
bozunmasnn, kar- maddeden daha fazla madde domasna
neden olmas veya baz paracklarn yaam srelerinin kendi
kar-paracklarnn mrnden farkl olmas mmkndr. Baz
fizikiler aktif olarak bu tr ilemler aryorlar ve onlar buluyor
lar da. 2004 ylnda, "BaBar" olarak adlandrlan bir deney sra
snda, B mezon ad verilen bu tr egzotik paracklarn kendi
kar-paracklarndan daha uzun yaadklar kefedildi. Ev
ren' in balangcnda madde/ kar-madde simetrisini bozan me
kanizmalarn bilindiini iddia etmeye kesinlikle cesaret ede
mem, zira anlald kadaryla bu konuda birok olaslk var.
Yine iddia edemeyeceim bir dier konu da, neden maddenin
younluunun, halihazr Evren' de bizim gzlemlediimiz ekil

Mezon: Elektronla proton arasndaki paracklar. .N.


29

j 2. BLM
de old uu nu anlayabildii m izdir. Esasen bu konu, parack fizi
i asndan yirmi birinci yzyln heyecan verici ynlerinden
biridir. Byk olaslkla fizikiler, halihazrda bilinen parackla
r da aklayan bir " standart model" oluturan davranlara sa
hip dier paracklar da kefedecekler ve giderek bu konuyu ge
litireceklerdir. Ve sonra belki biz de, var oluumuzu salayan
-ve hepsi bizler gibi maddeden yaplma yldzlara, kara delikle
re ve elbette sevgili kuzenlerimiz prasalara var olmalarn sa
layan- asimetrinin gizemli kayna hakknda kafa yarabilmek
iin daha iyi bir fikre sahip olacaz.
Belki de bu nedenle u simetrik mrekkep lekeleri konusun
da bu kadar heyecanlanyoruz ve ortaya kan ekiller insan
bylesine kendini da vurmaya, iimizdeki igdlerle tepki
vermeye itiyor; bir ekilde bize orijinimizi ve Evren' deki dier
her eyle ilikilerimizi hatrlatyorlar.

30

3 . Bl m
Ben Rad y oaktifm
Evet, ben radyoaktifim ve bu balamda bakldnda siz de
radyoaktifsiniz. nsandaki doal radyoaktivite kilo bana yakla
k 1 00 bekerel (100 Bq/ kg) olarak saptanm ve rnein ben 80
kilo olduumdan, benim radyoaktivite toplamm da 8000 Bq.
Eer siz 55 kilo arlnda bir kadnsanz, sizin doal radyoak
tiviteniz de 5500 Bq olacaktr.
8000 Bq radyoaktivite ok mu? "1 bekerel" ne kadar radyoak
tivite demek? Tehlikede miyim?
Bekerel ok kk bir birimdir ve bunun ne kadarnn radyo
aktivite olarak kullanld ve anlalmasnn ne kadar kolay ol
duu herkes tarafndan bilinmelidir. Radyoaktif elementler ka
rarszdrlar ve "nkleer" olarak snflandrlan reaksiyonlar al
tnda tasnif edilirler nk iin iinde elementin ekirdei bulu
nur. Bu rasgele reaksiyonlar srasnda, " radyoaktif" atomlarn
ekirdekleri, belli bir sre sonra gayet rasgele bir ekilde bozu
nurlar. Sz konusu bozunmada madde, rnein helyum ekir
dei ve elektronu, ok yksek enerji mas veya pek ok baka,
daha egzotik eyler ierebilen radyasyon yayar. Bir para mad
denin bekerel miktar, o maddenin saniyede gerekletirdii bo
zunma saysna eittir. Her bir insan vcudu biraz potasyum
31

13. BlM
40 ve karbon 1 4 ieri r.' Bunlar, vcudumuzda srekli radyasyon
saan iki radyoa ktif l'lemcnttir. Karbon 14, basit bir yaklamla,
birer birer elektronla r n sa larak yavaa azot 14'e dnr; po
tasyum 40 da benzer bir yolla ya kalsiyum 40' a ya da argon 40' a
dnr. Dolaysyla ben i m v cudum srekli biimde saniyede
8000 adet nkleer reaksiyonla k saar. Neyse ki ben 50 milyar
milyar milyar atomdan olutuumdan, tam olarak llebilen
8000 reaksiyon, greceli olarak olduka kk bir oran tekil
ediyor.
Btn bu rakamlar ortaya atp durmamn nedeni, ne zaman
bir gazetede bir sr say verilip, bu saylarn dierlerine oran
lar hakknda hibir bilgi olmadn grsem, on Uzerli deerlere
kar duyduum tutku nedeniyle olsa gerek, bir boluk duygu
su iine derim. 2001 ylnn Nisan aynda Le Monde gazetesin
de, CRIIRAD (Bamsz Radyoaktivite Aratrmalar Komisyo
nu), adnda yer alan " bamsz" szcnden de anlalaca
zere, bal hibir kurumla alakas olmayan zel bir komisyon
dur bu- tarafndan ortaya atlan bir takm sulamalarn duyu
rulduu haberde de benzer bir durum vard. 3000 rnek zerin
den yapt aratrmalarla alarm durumu neticelerine ulam
bulunan CRIIRAD'm raporuna gre, Chernobyl' deki Sovyet re
aktrnden ykselen radyoaktif bulut, 1986 ylnda Fransa'ya
kadar ulatnda ciddi bir radyoaktif sezyum 137 kirlilii yarat
m, sz konusu kirlilik 2000 ylna gelindiinde Languedoc ci
varndaki baz blgelerde metrekare bana 5000 bekerel, Mer
cantour' da da 50 000 Bq/ m2 seviyesine ulam bulunuyordu.
imdi, ka insan bu sfrlarla dolu rakamlar karsnda korku
ya kaplmtr, kim bilir? CRIIRAD'n insanlarn kafalarnda ya
ratt bu endieden salamaya alt kazan neydi? Radyum
226'nn bir gramndaki radyoaktiviteyi gsteren (saniyede 37
milyar bozunma) curie (Ci) gibi byk bir birim kullanm olsa
lard, Mercantour'un fazla derin olmayan vadilerinde llen
radyoaktivite, bir curie'nin sadece 1,4 milyonda biri olarak ka
cak ve daha az grlt yaratacakt. Umarm daha fazla gazeteci,
manetlerini atmadan nce fizikilerinkine benzer reflekslere sa32

BEN

RADYOAKTiFiM 1

hip olup, bu tr rakamlar ortaya koyarken on zeri kalk de


erlerden bahsettiklerini dnr.
Languedoc'un baz belli blgelerinde be bin bekerel olarak
elde edilen lmler, modern radyasyon ler Geiger cihazlary
la gayet net biimde okunabilir ve bu deer, lm yapan kii
nin kendi bedeninde doal olarak bulunan radyoaktiviteden da
ha dktr! Ve bir asansre alt kiiyi bir anda bindirdiinizde
oluacak lm2 ierisindeki 50 000 Bq radyoaktivite younluu,
bazlarnn " leopar lekesi" diye adlandrd maksimum alarm
durumunu iaret eden Mercantour'daki seviyeyle ayndr. Aca
ba ka kii, granitin insandan 100 defa daha fazla radyoaktif ol
masndan dolay, 5 kg arlndaki granit akln (bir yry
yolunun sadece birka santimetresini kaplayacak miktardr)
CRIIRAD tarafndan facia seviyesinde olduu sylenen 50 000
Bq radyoaktivite iin yeterli olduunun farkndadr?
Eer CRIIRAD, Fransa'daki kamu grevlilerini Chernobyl
radyoaktif bulutunun8 geiiyle alakal ciddi tehlikeleri hasralt
etmekle suluyorsa, Alp Dalar'na trmann, Britanny Krfe
zi'nde yrnmesinin yan sra, alt kiinin bir asansre binmesi
nin ve granit kaldrm demelerinin de yasaklanmasn talep et
mesi mantkl olacaktr. yle deil mi?
Ben bir nkleer enerji yanls deilim. Tam tersine, eer ener
ji retmek iin gelecekte nkleer g santralleri kullanma zorun
luluundan kanabilirsek, bunu tercih ederim. Ama bu mm
kn mdr? Muhtemelen deil. Bu tartma, gelecekte srdre
ceimiz yaamla ilgili hayati bir neme sahip. Ama belirli bir
grubun veya dierinin propaganda veya basksndan etkilenme
den ve grleri salt slogan atmas haline getirmeden, souk
kanl biimde sz konusu tartmaya katlabilmek iin, her bir
vatandan radyoaktivite hakknda en azndan birka basit nok
tay renmeye ihtiyac vardr.
Gelecein enerji retimi ve Dnya zerindeki tketimle ilgi
li konulara geri dneceim. Ama imdi, biyoloji, arkeoloji ve ta
rih zerine -Dnya ve kz Ay konularnda bilimin gerekliinin
bazen kurgu bilime ta kartr nitelikte olabileceini sizlere gs
termek amacyla- birka kafa karkln gidermeye alaca
m.
33

13. BLM
Zama nnda, 1 ll'n ri Btt q mnI ve Pierre ve Marie Curie'nin

doal radyoa ktivi lly i ktld tii y l larda, bu fenomen yle sra
d grnyordu ki, bazla r, i nsanlar sadece radyasyona tabii
tutarak onlarn btn dtrt ltri n i iyiletirebileceklerini bile d
nmt . Ama Maric Cu rie, gn boyunca radyum elementi ile
bir arada olmas son ucunda byk miktarlarda radyasyona ma
ruz kalmasnn sebep olduu kan kanserinden ld . Ve sonra,
elbette, Amerikallar iki adet atom bombasn Hiroshima ve Na
gasaki'ye attlar. Bunu yapmalarndaki sebep, muhtemelen za
ten kazanlm bir sava tekrar kazanmaktan ziyade, btn
dnyaya bir korku salmakt. Ve bu amac m kemmel bir biim
de baardlar ve insanlk, nkleer silahlarn yok edici muazzam
gcnden gerekten ok korktu. Bir nceki yzyln anlamsz
mitleri ve bugnn panik halindeki korkular arasnda hala,
radyoaktivitenin ne olduu konusunu soukkanl biimde an
latmay ve dnmeyi srdrmeye abalamalyz. Bunu yapar
ken de, her zaman her yerde var olan kk miktarlarn bilinme
si, baz kullanl uygulamalarn hazrda tutulmas (ilalar da
hil), nkleer g santralndan yaylan atklara mdahale etmeyi
baarabilirsek, yedek bir enerji kayna bulundurulmas (ki bu
yntem henz zm olmaktan ok uzak durmaktadr) ve ger
ekten b tn gezegenin infilak etmesini salayabilecek bu mu
azzam byklkteki ykc gcn fiziksel alma prensiplerinin
renilmesi gibi konulara eilmeliyiz.
Ama radyoaktiviteye kar mantkl bir tavr koymak da o ka
dar kolay bir i deil. Genel olarak, bir cismin radyoaktif olup ol
mad bariz biimde grlemez. Bunun da tesinde, hepimiz,
yaammz etkilemeyecek miktarlarda doal radyasyona maruz
kaldmzdan -Brittany gibi granit rezervlerinin olduu bir bl
gede oturuyor olmak, kanser riskine, baka bir yerde yaayan ki
ilerden daha yakn olmak anlamna gelmiyor gibi grnmekte
dir. Buradan riskin gz ard edilebilecei veya gerekten yksek
bir eik olduu anlalmaktadr. Ama byle bir eik gerekten
var mdr? Eer varsa, bu eii tam olarak tanmlayabilir miyiz?
Bu olduka ilgin bir sorudur nk cevabn henz hi kimse
tam olarak veremiyor gibi grnmektedir. Bildiimiz odur ki,
34

BEN RADYOAKTiFiM 1
hcrelerimizde, kromozomlarmz oluturan ONA moleklleri
ni onaran mekanizmalar vardr. Bu mekanizmalar, radyasyon
olmad durumlarda da gereklidir; kopya olutururken ve me
sajlarn tercme edilip iletilmesinde yer yer hatalar olabilmekte
dir. Hcreler, zayf veya gl radyasyona maruz kaldklarnda
ONA'larn onaracak zaman bulabilirler mi? Bunu bilmiyorum.
Herkesin de bunu bilmediini bana dndren ey, legal rad
yasyon eiinin daima, doal radyasyon miktar temel alnarak
hesaplanan bir deer olmasdr; yani, homojen doal radyoaktif
nlamaya maruz kalndnda, tehlikede olunup olunmadna
fizik kanunlar karar verir. Ama radyoaktiviteye maruz kal
mz bariz biimde doal radyoaktivite snrlarnn tesine geer
se, alarm zillerinin alnp alnmayacana yasa koyucular ka
rar vereceklerdir. Radyobiyologlarm hcrelerde ONA molekl
lerinin nasl onarldn daha iyi anlamalarn beklerken, yasa
koyucularn koyaca buna benzer tavrlar bana gayet mantkl
grnyor; radyoaktivite yokmu gibi yaamaya devam edeme
yiz, dolaysyla, buna bir kural getirmeliyiz ve daha fazla bilgi
nin ortaya kmasn beklerken, temkini elden brakmamalyz.
Nkleer enerji kartl konusunda saplantl baz insanlar,
ne trden olursa olsun, btn radyadyon esasl kaynaklarn ya
saklandn grmek istiyorlar ama bu istekleri sama, nk
doal radyasyonu gz ard edemeyiz. Byle syledim diye, iin
duygusal ynn yok varsaydm ve kendimi, duygusal alan
kltme arayyla meseleyi saylara indirgeyip dar bir bilimsel
bakla snrlandrdm dnmyor musunuz? Aslnda ben
de, bilim insanlarnn bu konulardaki tavrlarnn pek rasyonel
olmadnn pekala farkndaym. Sanrm radyumu plak elle
dokunan Marie Curie de (bir gram tam olarak 37 milyar bekerel
ve rneklerdeki radyoaktivite, rue Lhomond'daki laboratuarn
btn gece boyunca aydnlatmaya yetecek enerjiye sahipti,)
kendini bylesine ak biimde radyoaktif yaynma maruz b
rakt deneyleri srasnda salnn kar karya olduu tehli
keden tamamen habersiz olamazd. Fakat onu her eyden ok il
gilendiren, dier insanlarn kanser hastalnda kullanlabilecek
olan radyasyon tedavisiydi.
35

1 3. BLM
Eitim Bakanl bnyesindeki bir organizasyon olan "Milli
Mfredat Konseyi" ierisindeki snrl grevim srasnda, btn
lise rencilerinin radyoaktivite konusunda az da olsa bilgi sa
hibi olmalar gerektiini ne srmtm. Eer 2001 ylndan
sonra Fransa' da "terminal S" kate gorisinde kayt yaptrm bir
lise rencisi iseniz, karbon 14 kefinin arkeoloji dnyasn sars
m bir keif olduunu renmi olmanz gerekir. Bu yk, iki
perdelik, ok gzel bir hikayedir. 1934 ylnda Amerikal fiziki
F. N. F. Kurie, 9 azotu ntron bombardmanna maruz braktn
da, radyoaktif karbon 14C retebildiini fark etti. Ardndan, 1946
ylnda Willard Franck Libby, 14C izotopunun, azot ihtiva eden
Dnya atmosferinin st tabakalarna gelen gne nlarnn or
tamda yaratt nlama sonucunda srekli olarak retildii
fikrini ortaya att. Gne, nkleer fzyon (kaynama) reaksiyon
laryla snan devasa bir gaz topudur ve temel olarak hidrojen
yakar ve helyum retir; bunu yaparken de, e deer devasalkta
baka baka eitlerde "kozmik n" ad verdiimiz radyasyon
lar salar. Brakn bir uzay gemisinde seyahat etmeyi veya Ay y
zeyinde zaman geirmeyi, atmosferin yksek tabakalarnda
uzun sre uu yapmak bile salnz asnda tehlikelidir. At
mosferde yeterince oksijen ve dolaysyla, yaayan organizmala
r Gne'in zararl etkilerinden koruyacak yeterince ozon (bn
yesinde oksijen atomu bulunan bir molekl) birikene kadar
Dnya zerindeki hayat gelimedi.
Atmosfer st katmanlarda baarl reaksiyonlarn oluum
srecinde protonlarn ntronlara dnt ve sonra azot atom
larnn ekirdekleri tarafndan yakaland dorulanmtr; ka
rarl azot 14N, radyoaktif 14C karbon izotopuna dnmektedir.
Bu oluum gerekletiinde de, 14C, ortamdaki oksijen atomla
ryla birleerek, daha sonra atmosferin geri kalan ksmyla kar
acak olan 14C02 karbon dioksit gazn ortaya karmtr. Elbet
te bu karbon dioksit moleklleri ierisinde bulunan 14C izotopla
r ar ar tekrar 14N elementine dnm ve btn bu gelime
srecinin yayld zaman aralnda yeniden den geli ve kararl
bir ortama ulalmtr. Btn atmosfere yaylm olan 14C karar-

BEN

RADYOAKTiFiM 1

l bir haldedir. Bitkiler C02' i sourur ve biz de bitkileri yeriz.


Dolaysyla btn canl organizmalar ayn oranda 14C ierir.
Grdmz gibi, bnyemizdeki radyoaktivitenin nedenlerin
den biri ite budur. Dier yandan, canl organizmalar ldkle
rinde atmosferle aralarndaki alveri biter ve 14C izotopu 14N
haline dntnden, karbon konsantrasyonu kaybolur. Ama
ne kadar?
Her radyoaktif element, nkleer fizik terminolojisinde sy
lendii zere, belli bir " yarmre" sahiptir ve bu mr, elemen
tin yarsnn bozunuma urayaca sredir. 14C iin bu sre 5700
yldr. Bunun anlam, eer bir gram 14C dakikada 13,6 elektron
yaymlyorsa ve 5700 yl sonra radyoaktivitesini ltmzde
yar oranda 14C'nin 14N haline dnm olduunu lyorsak,
bugn (5700 yl sonra) ayn 14C izotopu dakikada 6,8 elektron ya
ymlyordur. O halde, bir testi parasnn veya maarada bulun
mu bir kl ynnn ya da tarih ncesinden kalma herhangi bir
nesnenin yan nasl lyoruz? Yaplmas gereken btn i,
nesneden yaymlanan elektronlar saymak ve nesneyi tartmak
tr. Bu ya bulma metodu Nobel dlne deer nitelikteydi ve
Libby de onu 1960 ylnda kazand (doa biliminin iki disiplini
ni birbiriyle ilikilendirme baarsyla, kimya alannda.) Ya bul
ma konusunun getirileri yle bykt ki, sz konusu metot,
kozmik n aknn zaman ierisinde sabit olup olmad gibi
birok soruya cevap bulabilmek iin olduka gelitirildi. Gn
mzde bu metot nesnelerin yan, 5700 yldan ok fazla gen
{14C konsantrasyonu yeterince deimemi olacandan) veya
ok daha yal (bu durumda da kalan 14C olmamas nedeniyle)
olmamak kouluyla, kayda deer bir hassasiyetle bulmamz
olanakl klyor.
Sonu olarak, sadece doal radyoaktivitenin bir gerek olma
s deil, nesnelerin yalarn bulma konusundaki almalarla ar
keoloji alanna getirilen katklar da, ne yazk ki daha nceleri bi
linmeyen eylerdi. Ve hepsi bu da deil; Dnya zerinde bulu
nan birok baka radyoaktif izotop sayesinde, daha da geni bir
lekte yalar tespit edilebiliyor. imdi artk farkl metotlarla bu37

j 3. BLM
lunan yalar birbirleriy le kyaslanabiliyor ve tm yntemlerle
yan ayn kp kmadna baklarak, hangi radyoaktif ele
mentin kullanldndan bamsz olarak dorulanabiliyor.
rnein, Dnya'nn ka yanda olduunu biliyor musunuz?
Elbette bu eski bir soru. Tevrat'n yorumlanyla ilgili tart
malar hzla gememe izin verin; aa yukar birka bin yllk
bir yanlma payyla, btn bu iyi yrekli insanlar Dnya'nn ya
nn 5000 yl olduu konusunda hemfikir olduklar gibi, ayn
zamanda insanln yann da ayn olduuna inanyorlar. Ma
mafih, sadece 1974 ylnda Etiyopya' da kefedilen insans Lucy
(kadn) yaklak 3 milyon yanda kt ve 2001 ylnda ad' da
bulunan insansnn da (Toumai) yaklak 7 milyon yanda oldu
u saptand ancak en eski atalarmz olduklar dnlen bu her
iki cinsin de, Dnya'nn yayla kyaslandnda gayet gen ol
duklar anlald. Hele Homo Sapiens: Kutsal kitaplardaki insan
lardan olduka yal olmasna karn, Dnya'nn yandan ok
daha gen; yaklak olarak 150 000 yanda. Dnya, Homo Sapi
ens' den otuz bin kat daha yal; 4,5 0,2 milyar yanda. Dolay
syla insan, evrim tarihinin ge dnem blmlerinden biri ve
ada bilimin sonular bizi daha da mtevaz yorumlar yap
maya zorluyor; insan, Dnya'nn oluum srecinde resme yeni
katlan bir canl ve zaten Dnya da Evren'in merkezinde deil.
Gne Sistemi'nin kendisi de, brakn Evren' in merkezinde ol
may, kendi galaksimizin bile merkezinde deil ve aslnda iyi ki
de deil, zira eer orada olsayd, orada bulunan kara delik tara
fndan abucak yutulmu olurdu. Yaz gecelerinde gzlemledii
nizi mit ettiim Galaksimiz Samanyolu, btn gk kubbeyi
kaplayan bir rt gibi olmakla beraber, o da Evren' in merkezin
de deil.
Gemite de birok bilim insan Dnya'nn yan hesaplama
y denemitir. rnein 19. yzylda Lord Kelvin, Dnya'nn bu
gnk scaklna kadar soumas iin ne kadar zaman gemesi
gerektiini hesaplam ve sz konusu srenin 20 milyon ile 400
milyon yl arasnda bir zamana karlk geldiine kanaat getir
miti. Ama o zamanlar Kelvin bulduu lm metoduna, Dn
ya'nn doal radyoaktivite araclyla kaybettii sy dahil ede:m

BEN RADYOAKTFM i
mezdi -en bata, ayamz bastmz hemen her yerde bulunan
uranyumdan yaylan- nk byle bir radyoaktivitenin varl
ndan habersizdi. 1905 Ylnda Ernest Rutheford, Dnya'nn ih
tiva ettii uranyum ve uranyumun bozunmasyla ortaya kan
helyum arasndaki ilikiye bal olarak 140 milyon yl saysn
nerdi. Ama ok hafif bir gaz olan helyumu n srekli olarak
Dnya' dan kat gereini dnmemiti. Fizikte lmleri
yorumlamann kullanlan modele ne kadar bal olduunu g
rrz. Ama ne olursa olsun Rutherford yine de, belli nkleer re
aksiyonlarla darya "alfa" paracklar salan helyum ekirdei
ni incelerken, bir atom ekirdeinin, aslnda atomun kendisin
den ok daha kk olduunu gstermek iin kullanmt. So
nuta, Dnya'nn yan bulmak iin gelitirilecek metodun,
nkleer reaksiyonlar tarafndan ortaya kan elementlerin kon
santrasyonlarn karlatrmak yoluyla, radyoaktiviteyi kulla
narak kacana ynelik bu fikir, iyi bir balangt. 1950' lerde,
kayalarn ihtiva ettii potasyum ve argon elementlerinin yan s
ra, rubidyum ve stronsiyum miktarlarn karlatrarak, Dn
ya' nn ya 3,5 milyar yl olarak tahmin edildi. Giderek, bugn
artk netletirdiimiz geree daha ok yaklayorduk.
1994 ylnda bir gn, Jean Jacques' in Sradan Bir Kimyagerin
tiraftan kitabn okurken, Victor Hugo'nun William Shakespeare
kitabndan yaplm muazzam bir alntyla karlatm. Sanat ve
bilimi karlatran Hugo, " Bilim, gerein asimptotudur. Kesin
tisiz biimde giderek ona daha ok yaklar ama asla dokunmaz.
Buna karn, byk bir ihtiama sahiptir. radenin gc, hassa
siyet, heyecan, cokulu odaklanma, iine ileme becerisi, incelik,
dayankllk, arkasn brakmama sabr, fenomenleri srekli izle
me becerisi, gelime gayreti ve hatta marifet gsterisi dokunuu
hep ondadr," diyordu. Ne byk sayg!
Sonuta, her bir yeni bulula geree biraz daha yaklayo
ruz. Dnya' nm yayla ilgili en son aratrmalar, tektonik levha
larn yapsyla ilgili sorularn ortaya atlmasna odaklanm bu
lunuyor. Levhalarn yaplar teorisi, farkl " levhalarn" srekli
ar ar yer deitirdii yerkabuunun hareketlerini aklyor.
Bu plakalar her yl birbirlerinden en az birka santimetre uzak39

1 3. llLM
la;; yorlar -ki bu hareket fazlasyla yava g rnyor ama mil
yonlarca yldr srekli devam ediyor. Sonuta, ktasal ayrma
adyla anlan hareket, rnein Hindistan yarmadasnn Asya k
tasnn iine doru girmesinden ve balant noktasnda meyda
na gelen skma sonucunda grkemli Himalayalar'n oluma
sndan sorumlu ve bu ilem hala da devam etmekte; zellikle bu
blgede ve dier yerlerde vuku bulan trajik depremler de bu ha
reketliliin birer kant. Peki, bu plakalar neden hareket ediyor?
nk yeryznn altnda, Dnya ekirdeinin etrafndaki ka
buk aslnda hareket halinde akkan, koyu adal bir sv. Dn
ya'nn merkezi, burada bulunan uranyumun bozunmas sonu
cunda srekli olarak bir s aa karsa da, gezeg enin oluu
mundan bu yana yava yava soumasn srdrmekte. Dolay
syla, ieriden darya doru bir s ak var. Ama alttan stlan
bir tenceredeki suya ne olduunu izlemi bulunan herkes, yete
rince youn bir s aknn, snn uyguland svda da bir ha
reket yaratabileceini bilir; scak suyun souk sudan daha d
k younlua sahip olmas sonucunda ykselmesi, sonra yk
selen suyun yzeyde souyarak scak sudan daha youn hale
gelmesi ve tekrar kmesi neticesinde, bir yuvarlanma hareketi
gzlenir. Ayn biimde yerkabuu da, Dnya'nm merkeziyle
yeryz arasnda syla tetiklenen akn neden olduu byk
hareketlerle kprdanr. Hareket, tektonik levhalar boylu bo
yunca eker ve levhalarn birbiri zerine binmesi sonucunda
sklkla byk sarsntlara neden olur. Ya bulma konusunda,
maalesef btn bu sarsntlar Dnya'nn derinlikleriyle yzeyi
arasnda byk miktarda maddenin yer deitirmesine neden
olduundan, yzeyde bulunmas beklenen en eski kaya bloklar
kaybolmulardr. Bundan dolay da, Dnya'nm ya hakkndaki
3,5 milyar yl tahmini biraz afaki kalmtr.
Ve sonra Ay'a ktk ve oradan birka kaya parasn Dn
ya'ya getirdik. Bu kayalarn analizleri sonucunda, Ay'n da yak
lak 4 milyar yanda olduu anlald. Aradaki fark ok fazla
deildi ve bu durumda btn Gne Sistemi'nde bulunan cisim
lerin ayn yaa sahip olduklar yol u n d a bir hipotez kyordu or
taya. Bu fikir, her gn Dnya y zeyi ne d en kk lekli me40

BEN

RADYOAKTFM

teorlarn kendi aralarndaki analizlerinin uzlamasyla da do


ruland. Btn bu tartmalardan sonra sonu rakam biraz daha
yksek olmakla birlikte, artk deimeyecek gibi grnyor; 4,5
milyar yl.
Bu soru konusunda da, dier sorularda olduu gibi, 20. yz
yl fizii muazzam gelimeler gstermi, kltrmz dn
trmtr. Artk bizlerin, zaman ve uzayda ebeveynlerimizin
konumunda olmas mmkn deildir. Dnya'nn ya, Gne' in
ve dier btn gezegenlerin yalaryla ayn. Ama bu sre, Ev
ren'in var olu sresi olan 13,7 milyar yldan biraz daha az. Ma
mafih Gne, greceli olarak gen bir yldz ve bu ngrler
bundan sonra daha fazla deiirse gerekten ok arrm -B
yk Patlama modeli giderek sadeleen bir teori iolarak grn
yor ve artk ciddi olarak sorgulanmyor. Olur ya, bu syledikle
rimde yanlm varsa, fizikiler iin bu gelime ok ilgin olacak
tr; yaplacak ynla i kacaktr! Kafamza ilenmi dogmala
rn tersine bilim, yaayan bir olgudur; bilimsel dorular tart
lacak ve kar grler gelitirilerek sonsuza dek sorgulanacak
tr.
Sz bilimsel dorulardan almken, imdilerde kendini ge
litirmekte olan bir dierinden de bahsedelim; bu alan Ay'n
oluumuyla ilgilidir. Bugn, yldzlarn ktle ekim kuvvetleri
nedeniyle ilerine kerek olutuklarn anlyoruz; yldzlarn
iinde atom bulutlar ve kozmik tozlar arasnda madde madde
yi ekiyor. Ama btn kozmik bulutlar kmediinden ve sis
tem kendi ekseni etrafnda dndnden, yldz, ierisindeki
madde gruplaryla beraber, giderek gezegenlerin kresel biimi
ne benzeyen dnen bir disk eklini alyor. Ayn yoldan, sz ko
nusu diskler (helezonik olarak dnen halkalar) bazen gk cismi
nin yrngesinde kalp, Jpiter ve Satrn' de olduu gibi uydu
lar oluturuyorlar. Yine de bu uydular, etrafnda dndkleri ge
zegenden genel olarak ok daha ufaklar.
Fakat Ay'n bykl ile Dnya'nnki arasnda yukardaki
lere kyasla ok byk fark yok. Acaba Dnya-Ay iftinin, G
ne'in etrafn saran gezegenler sistemi ierisinde ikiz bir olu
um halinde bir ift gezegen olarak bulunuyor olmas mmkn
41

j 3. BLM
mdr? mkfulsz grnyor. Her eyden nce, Ay'n yapsn
daki maddeler Dnya' n n kinden fa rkl; Dnya yzeyi ile Ay y
zeyi benzese de, Ay'n ekirdeinde ar, demir bazl bir kor
bulunmuyor. Bu faktr, Ay'n ap (3476 km.) Dnya apnn
(12 756 km.) bir eyrei kadar olmasna karn, ktlesini Dn
ya'nm ktlesinden 81 kez kk yapyor. Ortaya atlan bir dier
hipotez de, kendi ekseni etrafnda hzla dnen Dnya'nn, bu
dnten dolay snerek yzeyinin bir ksmn kaybetmesiyle
Ay' yaratm olduu ynnde. Fakat, Ay'n dnme hz bu hi
potezle rtyor gibi grnmyor. Bir baka nermede de,
Dnya'nn, yaknndan gemekte olan yabanc bir uzay cismini
yakalayp yrngesinde dner halde tuttuu yolundadr; fakat
bu durumda da, eer bu uzay cismi o srada Gne Sistemi'nin
bir paras idiyse, neden Dnya gibi ekirdeinde metalik bir
kor barndrmyor? Bilgisayarlarn ve karmak hesaplarn ok
gelimi olduu gnmzde, Hartmann ve Davis tarafndan
1975 ylnda ileri srlen fikir kabul edilmi grnmektedir; Ay,
Dnya'nn yeni olutuu dnemlerde Mars byklnde (a
p 6800 km) bir uzay cismiyle devasa byklkte bir arpma
yaamas sonucunda ortaya kmtr. 2004 Ylnda, Boulder'dan
(Colorado) Amerikal bir bilim adam olan Robin Canup tarafn
dan yaplan hesaplamalara gre, eer Dnya ile arpan o geze
gen Dnya'ya tam ortasndan deil de yandan arptysa, yze
yinden byk bir parann krlp uzaklamasna neden olmu
ve sonra da merkezdeki kora yaparak Dnya ile btnlemi
olabilirdi. Ardndan, Dnya'nn etrafnda oluan muazzam b
yklkte ve imdi kolayca yaylan hafif elementler bulutu topar
lanp ya da yava yava katlmlarla bir araya gelip Ay' olutur
mulard. Sz konusu toparlanma srecinin sadece birka yl al
m olabilecei bile tahmin edilebilmektedir! Sonu olarak Ay,
giderek enerjisini kaybetmi ve bylece yavaa Dnya' dan uza
a, bugn olduu noktaya srklenmiti; yaklak olarak Dn
ya'nn apnn 50 kat bir uzakla.
Laf laf at ve ben radyoaktiviteden Dnya tarihine geldim.
Bu noktaya gelmiken de, iki tane daha konu ekleyebilirim; biri
dinozorlar hakknda ve dieri de uzayllar hakknda. nce dino4 ?.

BEN

RADYOAKTiFiM 1

zorlardan balayalm. Btn yirmi birinci yzyl okul ocuklar,


bir zamanlar Dnya zerinde birok tr dinozorun yaadn
ve bugn tmnn nesillerinin tkendiini bilir. Btn bunlar
ne zaman oldu? Bunu da, bir kez daha, ya bulma metotlaryla
renmi bulunuyoruz ve son dinozorun tam 65 milyon yl n
ce ldn, bunun da kinci Zaman'n sonu (mesozoik dne
min sonu) ve nc Zaman'n bana karlk geldiini biliyo
ruz. Peki, bylesine korkun ve vahi bir olay neden yaand?
te size bir dier, ok sayda bilim insann tutarl aklamalar
yapmak iin galeyana getiren, zellikle hareketli bir tartma r
nei daha. Bu konuda, her biri ateli biimde birbirine kar
kan jeofizik ekollerince savunulan iki temel gr atmaktadr.
Gruplardan biri, byk volkanik patlamalar sonucunda devasa
miktarlarda toz ve kln atmosfere yaylarak, belli bir scaklk
dne neden olduunu tahmin etmektedir. Yllarca Dnya
zerinde gece yaanmtr. Eer Dnya' da nkleer bir sava k
sa yaanacak olan "nkleer k" benzeri bir durum gelimitir.
Bugn geleceimizle ilgili kurguladklarmz bir yana, 65 mil
yon yl nce gerekleen kn ardndan bir global snma sreci
yaand kesindir ve gezegenin ekosistemi ylesine altst ol
mutur ki, geni bir skaladaki hayvan eitlerinin nesli tkenir
ken, dier birok yeni eit ortaya kmtr.
kinci hipotez de birinciye benzer, ancak yaanan k felake
tinin sebebi farkldr; bu hipoteze gre sebep, ap en az 10 kilo
metre olan bir meteorun Dnya'ya arpm olmasdr. Sz konu
su arpmada ortaya kan enerji 100 milyon megaton dinami
tin (TNT) yaratacana edeerdir. Bu ikinci hipotez, jeolojik
katmanlarn oluumuyla dinozorlarn ortadan kaybolmasnn e
zamanl olmas ve ortamda sra d biimde bir iridyum kon
santrasyonu gzlemlenmesi gereiyle desteklenir -ki iridyum
nadir rastlanan bir element olup, okulda rendiim zere,
standart metrenin Sevres' deki Breteuil leinde sabit tutulmas
iin kullanlmtr. 10 ridyum konsantrasyonu bir meteorda,
Dnya yzeyinde olduundan 10 000 kat daha fa zladr. Muhte
mel arpma noktas da, Meksika'nn kuzeyindeki Yucatan ya43

3.

BLM

rmadasnda yer alan birka kilometre apnda devasa krater


olarak tespit edilmitir. Velhasl bu bulgular tartmalarn bitme
sine neden olmam, zira volkanik )avlarda bulunan iridyum
miktarnn da Dnya yzeyindekine oranla hayli yksek olduu
kefedilmi ve bilim insanlar Hindistan' da, aktivitesi meteor
arpmasna edeer bir kuvvetle Dnya'y etkileyerek trlerin
ortadan kalmasna neden olabilecek bir volkan tespit etmiler
dir. Dolaysyla, yakn gemite gelitirilen saysal modellerden
elde edilen sonularn ikinci hipotezi birincisine oranla daha ok
destekledii grlyor; bu byk felaketin ispat olarak, sadece,
yalnz bana Hindistan' daki bir volkandan kabilecek iridyum
dan fazlas gerekiyor gibi .
O halde Dnya' daki yaam 65 milyon yl nce neredeyse tam
bir lm noktasna geldi. Byle dnnce akla baka bir soru
geliyor; baka dnyalar var m? Elbette bununla sylemek iste
diim, zerinde yaam olan baka gezegenler var m? Belki bu
noktada bilim kurguya kaydm dnyorsunuzdur ama hi
de yle yapmyorum. 2008 Ylnn ubat aynda, "Gne sistemi
dnda" yer alan 300 gezegene yakn (" eksoplanet" olarak da
adlandrlyorlar) uzay cisminde, bizim Gne sistemimize ben
zer koullar kefedildi. Bu gezegenlerin varlklarn tespit etmek
iin yldzlarn parlaklklarn lmek gibi yntemler kullanyo
ruz. Bir gezegen yldzn nnden geerken, yldzdan bize ge
len n gcnde bir d oluyor ve bu ksmi tutulma sona er
diinde de yldzn yine balangtaki gcne dnyor. He
nz bu yabanc gezegenlerin tam grntlerine sahip deiliz
ama bunu da elde etmemize ok kalmad ! u anda gelitirilmi
bulunan teleskoplarn her biri, giderek daha uzaklar grebilen
devasa bir ift gz gibiler. Dolaysyla, 2025 ylna kadar, sz ko
nusu eksoplanetlerin grntlerini de, zerlerindeki ktalar ve
bulutlar ayrtracak znrlkte elde etmemiz mmkn g
rnyor. Kukusuz 2025 ylnda bilinen eksoplanetlerin says
da kayda deer bir seviyeye ulam olacak. Dolaysyla, en
azndan aralarndan birinin Dnya' ya benzer olma olasl yk
selecek. Orada da yaam olduunu ve hatta uzayllarn yaadk
larn m kefedeceiz?
44

BEN

RADYOAKTFM

Eer mesele, sadece Dnya ile ayn l lere sahip ve Gne'e


benzer bir yldzdan yaklak olarak ay n uzaklkta olan bir ge
zegen bulmaksa, Evren' de baka yaamlarn olasl bir hayli
yksek olacaktr. Ama i bununla bitmiyor; bu koullar yeterli
grnmyor. Balang ol arak sv suda gelimi, Dnya' dakine
benzer kimyasal ierie sahip bir yaam formu aradmz farz
edelim. Bunun iin ortam scaklnn, ayn Dnya' daki gibi,
0C 273 K deerinden ok da uzak olmayan bir deerde olma
s, bylece sv suyun, buzun ve su buharnn, yani suyun te
mel halinin varlk bulabilmesi gerektii genel olarak kabul edil
mitir. Ama bir eyin, bu Dnya-d yaamn buharlama yo
luyla suyunu kaybetmesine engel olmas gerekmekte ve bunun
iin de, Dnya'nn kendi ekseniyle yapt ann kararl olmas
nn nemli olduu anlalmaktadr. Eer Dnya, kendi ekseni
zerindeki 23 derece 27 dakikalk eiklie sahip olmak yerine,
Gnee yatay bir eksende dnyor olsayd, Dnya'nn bir yar
snda alt ay gndz alt ay da gece yaanacak, dier yarsnda
da tersi biimde ayn durum olacakt. Anlalan o ki, bylesi bir
durum, Dnya'nn suyunu kaybetmesi iin yeterli olacaktr.
Dnya ekseni ufak sapmalarla birazck fazla deise bile, ki ba
zen bu u noktaya gelindii de olmaktadr, su hemen buharlaa
caktr. Dnya eksenindeki eim bozulmalar son derece ufak ol
malarna ramen, iklim zerine nemli etkiler yapar. Bu bozul
malar, birka on bin ylda bir grlen, souk dnem olarak ad
landrlan (buzul a) ve onu izleyen snma (buzul alar ara
s dnem) periyotlar yaanmasna neden olmaktadr.
Dolaysyla, bir gezegenin zerindeki su rezervlerini koru
mann, dn ekseninin kararllyla ilikili olduunu ve Dn
ya eksenindeki gibi, Gne'e yatay olmamas gerektiini d
nyoruz. Ama Dnya'nn kendi ekseninin bu denli kararl olma
s da Ay tarafndan salanr; Ay, sadece basit bir uydu deildir
-bykl, Dnya'nn byklne gre kayda deer bir de
ere sahiptir ve gel-git olaylarndan bildiiniz zere, Dnya ve
Ay'n hareketleri birbirlerini dorudan etkiler. Haliyle, bir geze
genin zerinde yaam tespit edebilmek iin d-Ay' olan bir
d-Dnya kefetmemiz gerekiyormu gibi grnyor ve bu
=

45

1 3. BLM
art da ii biraz daha zorlatryor. Az nce grdmz gibi
Ay, oluumlarndan ksa bir sre sonra Mars byklnde bir
gezegenin Dnya'ya ufak bir ayla arpmasnn sonucu ortaya
km olabileceinden, bu olasl hesaba katarsak, bir
d-Dnya/ d-Ay iftinin, yldzlarna benzer uzaklkta benzer
bir arpmayla meydana gelmi olmas ihtimali bir hayli dk
tr. Ama yine de, araylarmz srdrmee deer.
Muhtemelen, Dnya benzeri, zerinde yaamn varlk bula
bilecei bir gezegen bulmak iin dnlmesi gereken unsurlar
dan ilki, ozonun varldr. Suyun altndaki yaam oksijen retir
ve oksijen zamanla sudan kaar ve Gne'ten gelen radyasyo
nun etkimesiyle ksmi olarak tekrar ozona dnr. Bundan
sonra da ozon, yeryzn Gne'in kzltesi radyasyonundan
korur ve yaamn sudan kmasna olanak verir. Ama btn
bunlar zaman alr! Suyun altndaki yaam 3,5 milyar yl nce v
cut bulurken, su dndaki yaam bunun sadece altda biri olan
600 milyon yl nce balamtr. Bizim bildiimize benzer bir ya
am kantlayan izleri bulabilmek iin kefedeceimiz bir exop
lanetin pek de gen olmamas gerekmektedir. Eer kurgu bilim
romanlar sizde, bize radyo mesajlar gnderecek kadar yeterli fi
zik bilgisine sahip gelimi varlklarla tanma arzusu yaratty
sa, ok fazla ey istiyorsunuz demektir. Aslnda Homo Sapiens,
evrimin ok yakn bir gemiinde, 1 00 000 ile 200 000 yl aras bir
zaman nce balayan bir maceradr. Modem insan, sadece iki
buzul a arasnda ve evrimin sudan karalara kmasndan
yzlerce milyon yl sonra, iklim koullarnn uygun hale gelme
siyle geliebilir. Fakat 200 000 yl, jeolojik zaman skalasnda hi
bir ey deildir. nsan trnn, ar petrol tketicilerinin hali
hazrda tetikledikleri iklimsel sapmalar sonucunda meydana
gelmesi olas iklim deiiklerin bir yana brakn, bugnden son
ra 20 000 yl ierisinde muhtemel bir buzul anda bile yaam
n srdrebilecei hi de kesin deildir. Dolaysyla, uzayl dier
insanlar bulmak ve bizimle benzer evrim srecinde bulunan
d-dnyalarn tanmak iin olduka byk rastlantlara ihtiya
cmz olacak. Ksacas, bir zamanlar dnya d canllarla tana
camz olaslna gayet gnlden inanm biri olarak bugn
46

BEN RADYOAKTiFiM 1
ben de, bu konuda tutarl bir karamsar haline gelmi bulunuyo
rum.
Ama yine de aramaya deer. Eer gerekten farkl bir yaam
ekli bulursak, heyecanl olmaz m? Dnya'y alglaymz, do
rusunu isterseniz, biraz sarslacaktr kukusuz. Bu arada, 2025
ylnn ne getireceini bekleyip greceiz ve ona gre gelecei
mizi dzenleyeceiz -tpk radyoaktivite konusunu konumak
iin ipin ucunu ekip, bunca eyi renmenin bir srpriz oldu
u gibi- ve ayn Dnyamz'n, Gne sistemimizin tarihini anla
mak iin aratrmaya devam ettiimizde veya hayli k yl
uzaktaki olas yaamlara ev sahiplii yapan gezegenleri kendi
yuvamz olan Dnya ile karlatrrken olduu gibi, belki de
tekrar tekrar srprizlerle karlamaya devam edeceiz.

47

Cinsfei n . rlt_jf ve Kua nfu m l;iyi


Yl 1 995' di. Einstein tarafndan dnlm zel bir eit yo
unlamayla ilgili bu sinir bozucu iin bir hayal mi, hata m,
yoksa gerek mi olduu zerine aratrmalardan bu yana yetmi
yl gemi bulunuyordu. in iinde, Einstein'in 1 924 ylnda,
gen bir Hintli teorisyen olan Satiendra Nath Bose'nin alma
larn esas alarak ngrm olduu maddenin yeni durumunun
deneysel olarak dorulanmas var. 1 995 ylnda, maraton yar
larnn koularn bitirirken attklar son depar gibi, iki Ameri
kal grup e zamanl olarak, on yllardr Bose-Einstein eitliinin
ngrm olduu sonucun gerekten de doru olduunu ke
fettiler. Fizikiler st perdeden atp tutuyorlard. Bu adamlarn
bilimsel ngrleri, ilk bakta herkese artc grnm olma
sna ve bunca bekleyiten sonra domas muhtemel her trl
kuku ihtimaline inat, doru kmt. Yaptklar bilim, gvenilir
ngr kapasitesine sahip olduundan ok glyd. Ayn
Einstein ve Bose'nin ngrd gibi, Massachusetts' deki sod
yum, Colorado' daki rubidyumla ayn ekilde davranmt. Dn
yann her yanndan binlerce aratrmac bu fenomenle ilgili a
lmaya atlayacak ve kan sonular insafszca eletirmek iin
btn ayrntlarn reneceklerd i. Bylesine bir baar karsn48

EINSTEIN, FLT VE KUANTUM Y 1

Resim 2. Science dergisinin kapandan. 22 Aralk


Keller ve AAAS'nin izinleriyle baslmtr.
49

1 995,

ay 270. Steve

1 4.

BLM

da Stockholm Akademisi, bu uzun mesafe kousunun atleti


ni fizik dalnda paylaacaklar bir altn madalyayla dllendir
mek iin daha fazla beklemeyecekti: 2001 Nobel dl onlara
verilecekti.
Ve sonra, 1995 ylnn Aralk aynda, bu baarl kefin habe
rini yapmak konusunda acilen harekete gemek zorunluluuyla
kar karya gelen Amerikan dergisi Science, kapanda askeri
bir blk edasyla uygun adm yryen mavi atomlar olduu
halde kt. Bu kapakta beni rahatsz eden ey, atomlarn mavi
renkle gsterilmesi deildi. Neden olmasn ki? E tabi, aslnda
sodyum, kendine has sar rengiyle bilinirdi -atee bir imdik
sodyum attnzda kan alevde sz konusu sar prltlar gre
cek ve baz yer alt arlarnda ve metro istasyonlarnda grd
nz avaz avaz baran sar n nereden geldiini anlaya
caksnz. Sodyum gibi bazik bir element olan rubidyum d
nldndeyse -sadece daha ar ve periyodik tabloda daha alt
sralarda yer alan zellikte- krmz renk daha ok akla gelecek
tir ki elementin ismi de 'rubi' kkyle buradan gelmektedir. Bu
kapakta yer alan atomlarda kullanlan gece mavisiyse, hi ku
kusuz bunlarn byk soukluunu sembolize etmekte ve geli
me aamasn yaayan bilimsel bir gereklikle ok uygun d
mekteydi.
Hayr, kapakta beni rahatsz eden ey, atomlarn uygun adm
yryleriydi -askeri birliklerde grlen cinsten. Doru, be
nim de kendi tecrbelerimden, askeri birliklerin yryleriyle
ilgili hatrladm kt anlarm vard. 1968 ylnn Mays ayn
dan nce, Ecole Polytechnique idarecileri, okullarndaki is
yankar rencilerin antikalklarna kar ok snrl bir sabra sa
hiptiler ve benim normalin dndaki davranlarm bana hapis
te geirdiim bir on be gne mal olmu, Champs Elysees' de
okul arkadalarmla bir yrye katldm diye demir parmak
lklarn ardna tklmtm. 11 Ama genlik anlarm ne olursa ol
sun, o atomlarn uygun adm yrylerinde, o gnlerde kefe
dilmi olan " Bose-Einstein" younlamasnn ne olduu zerine
yaplan basit bir yorum hatas grmtm. Gerekte younla
ma kuramnn ortaya kard dzen, bana o magazin kapan50

EINSTEIN, FLT VE KUANTUM iYi 1


da yaplan askeri dzen benzetmesinden radikal biimde farkl
grnyordu.
Science dergisinde bu kapa tasarlayan sanat elbette bu ge
it resmi hayalini kendi bana kartm deildi; bilimsel syle
min halk arasndaki bu asker benzetmesi uzun zamandr ortalk
ta dolanyordu. Hibir ey olmasa, bu n yapm imaj, yaplan
kefin doru anlalmasn arptmak tehdidi ieriyordu. Sz ko
nusu yaklam iddetle eletirmek istedim.
Fizikte imajlarn rolnn artc olduu sylenmek zorun
dadr. Biz fizikiler, sadece doay gzlemlemekle kalmaktan
pek de tatmin olayz; gzlemlediimiz eyin ne olduunu anla
may da talep ederiz. Bunun, bir yandan yapmakta olduumuz
lmleri aklayan eitlikler yazmay ve genel olarak, gelecekte
yaplacak lmlerin nasl sonular kartacaklar zerine ner
meler gelitirmeyi ierdiini dnebilirsiniz -rnein, eer bir
deneyin belli baz koullarn deitirirsek ne olacan hesapla
mak gibi. Ama baz fizikiler tanyorum ki, bu yntemle ner
melerinin salamasn yaparlar. Sanki mkemmel rasyonaliteyi
gstermi olmalar, nihayetinde analoj ilerinin iine kk salm
bulunan bir eit sezgiyi tercih etmelerine MI engel olmaz gibi
dir -bu sezgi, bir yaklakl ierse bile. Ben de, her ne kadar dik
kafallk olarak alglansa da, her trl aklanamaz grnen hu
rafeye, dorulanmam inanca, yukardan aaya ezberletilmi
dogmaya ve eitli banazlklara kar kanmn son damlasna
kadar mcadele edeceimi aka ortaya koymay grev bilirim.
Salt hesaplama sonularna bakarak yle kolayca tatmin olmam;
hayal gcm besleyecek betimlemelere de ihtiya duyarm
-yani nermemi destekleyen kelimeler ve imaj lara. spat ciddi
bir itir, kukuya yer brakmaz ama derin nermeler, gndelik
hayatmda onlarla yapsal bir balant kurmakszn bana ispat
lanm gibi gelmez.
rnein, okulda rendiimiz Ohm Kanunu'nu anlatrken,
bakr bir telin elektrii nasl ilettiini gerekten anladmzdan
emin miyiz? Elektriksel direncin, nasl olup da telin kesitine ve
uzunluuna bal olduunu anlayabiliyor muyuz? Kendimize,
elektrik akmnn bir borudan akan suya benzediini, potansiyel
51

4.

BLM

farknn da su borusunun st seviyesiyle alt seviyesi arasndaki


ykseklik farkna benzediini ve dolaysyla, ykseklik fark da
ha byk ve borunun ap daha geni olduunda su akmnn
da daha youn olacan sylemek kolay deil midir? Ve elek
trik akmnn bir devrenin koluna nasl daldn aklayan
Kirchhoff'un akm kanununu renmek yerine, su her yerde ak
t ve hibir yerde birikmediinden, bir nehirdeki su akmnn,
kendisine dklen kollarn su akmlar toplamna eit olduunu
hayal etmek daha kolay deil midir?
Bazen bu imajlar, benzetmelerin yanl yaplmas nedeniyle
aldatc da olabilir; gerekten de, belirli ok hassas elektrik telle
ri zerine yirminci yzylda yaplan bir alma gstermitir ki,
Ohm Kanunu'ndan ok iyi bildiimiz elektrik direnci, her zaman
kablonun uzunluuyla orantl bir iliki ierisinde deildir. Bu
gerei ortaokul rencilerinden saklamaya devam m etmeli
yiz? Bana hi de kolay cevaplanas grnmeyen bu soru, aslnda
bir pedagoji sorusudur; bilim retirken, verdiimiz bilgileri bi
limin bir avu artl dorularyla snrl m tutmalyz? O zaman,
meseleyi kavratmak iin imajlara ihtiyacmz olduu bir gerek
tir; eitlikler bize yeterli olmayacaktr. Bizler rasyonel bilim in
sanlaryz ve bizim bile hala olaylar tam olarak anlamak iin ha
yal gcne ihtiyacmz var. Cefakar, ancak bir o kadar da hesap
lamalarnn snrlarn onca izimle ispatlama gayreti iindeki
matematiki meslektalarmn, bu yolda ne kadar ilerleme kay
dettiklerini merak ediyorum.
Science dergisi, anlalr biimde iletiim kurabilmek amacy
la, "Einstein-Bose younlamas" ngrsn, fizikiler arasn
da ne anlama geldii ok iyi bilinen bir imajla vermeye alm
t. Peki, bu durumda, bugn bile beni bylesine kzdran sz ko
nusu kapakta yer alan mavi askeri blk ne anlama geliyordu?
Ve ben, Einstein tarafndan kefedilen bu younlamay tarif et
meyi ve aklamay becerebilir miyim? Kuantum fizii arenasn
daki bir kefin doasn ak ve sade bir dille aklamak mm
kn mdr -fiziin, gndelik tecrbelerimizden tamamen ka
rlmasyla nl bir kolunu yani?
Grelim bakalm.
52

EINSTEIN, FLT VE KUANTUM i j


Yaklak yz yl kadar nce, kuantum fizii, atomun yapsn
aklamak ihtiyacndan tr dodu -ki bir sonraki blmde bu
konuya geri dneceim. Bohr, Einstein, Heisenberg, Schrdin
ger, Bose, Permi, Dirac, de Broglie ve birok dier bilim insan,
her eyin hem dalga ve hem de ayn zamanda parack olduu
nu kefederek, maddenin ve dalgann, zellikle de n ne ol
duu konusundaki anlaymz altst ettiler. Kuantum fizii,
sonular annda bariz biimde grlebilir olmadndan ve ben
btn matematiksel formaliteleri anlatmmdan uzak tutma
amac gttmden, sz konusu artc teorinin iindeki para
dokslar ve belirgin elikileri netletirme gayretim beni ben
zetmeler yapma abasna ynlendiriyor. Aslnda, tamamen gn
delik yaamla yaplan karlatrmalar kuantum fiziine son de
rece byleyici bir grnm kazandrdndan, srf bu yzden,
yz yldr baz fizikiler azimle bu teorinin yanl olduunu is
pat etmeye alyor. Batan peinen syleyelim. Bu abalar fena
halde bounadr. Kuantum fizii, kendisine yneltilmi saldr
larn hepsine, gayet tutarl bir erevede organize olduundan,
baaryla direnmi ve Niels Bohr tarafndan dendii gibi, genel
de "Kopenhag yorumu," olarak anlr hale gelmitir.
imdi Bose-Einstein younluu meselesine dnelim. Sz ko
nusu younlama, iy younlamasndan -yani su buharnn bir
k sabah mutfak camlarnda damlack formuna geldii youn
lamadan- tamamen farkldr ki ben bunu "klasik" younlama
olarak adlandryorum. Bizim ilgilendiimiz younlama, atom
larn " tek bir kuantum halinde" bir grup du rumuna gelmesidir.
Peki, kuantum fiziinde " durum" ne anlama gelir?
lk benzetme: Titreen bir tel dnelim; tpk bir kemann
zerinde grebileceimiz trden bir tel gibi. Kemanc yayn bu
telin zerinde gezdirdiinde, telde bir titreim yaratr. Ondan
bir ses karr ve bu ses, belli bir tonu olan kemann gvdesi ta
rafndan bytlr. Sz konusu ton, telin uzunluu ve gerginli
ine baldr. Kemanc, parman enstrmannn sapnda hare
ket ettirerek telin uzunluunu deitirmedike veya kemann
sap ucunda yer alan akort mandallarn evirmek suretiyle telin
gerginliiyle oynamadka, kemandan kan ses daima ayn ses
53

14. BLM

lk harmoni

Temel durum
Resim 3

olacaktr - bu, ayn tonun ses titreimidir veya bilimsel dille sy


2
lersek, ayn " frekanstr." 1
Tel, nce daima ondan kan en dk frekans olan kendi te
mel " durumunda" titreir. Mamafih kemanc, " harmani" olarak
adlandrlan sesleri retmenin, bir parmayla uygun noktadan
tele hafife dokunup onu farkl bir titreim durumuna zorlaya
rak mmkn olduunu gayet iyi bilir. Telin iki ucunda sfr olan
ve bu iki nokta arasnda en youn biimde bulunan -ki bunlar
titreimin iki " dm" ve bir de " karn" noktalar olarak adlan
drlrlar- bir tek titreim yerine, sz konusu araln tam orta
noktasndan tele basarak nc bir dm yaratmak da mm
kndr. Titreimin bu orta dmdeki frekans, temel halin iki
misli olacak ve tel, bir oktav yukardan bir ses retecektir.
t4

EINSTEIN, FLT VE KUANTUM iYi 1


Bir fltteyse titreen, fltn borusun u n iinde bulunan hava
kolonudur; titreim grlemez ama ayn keman teli gibi duyula
bilir. yi bir flt, parmaklarn kprdatmadan, yani titreen
hava kolonunun boyunu deitirmeden, sadece dudaklarnn
pozisyonunda kk deiimler yaparak, frekanslar baaryla
temel frekansn tam katlar olacak ekilde (iki kat, kat, drt
kat vs.) alt yedi farkl nota alabilir. rnein, parmaklaryla
bastrarak fltn zerindeki btn delikleri kapatmken flt,
frekans yaklak 262 Hz olan bir pes C sesi alabilirken, ayn du
rumda frekans iki kat byk olan bir oktav sonraki C'yi ve he
men onun zerindeki G'ye yakn baz baka notalar (frekans
e katlayarak), bir dier C'yi (drt kat) bir E (be kat daha yk
sek), bir dier C (alt kat) ve belki bir de B-flat (yedi kat) bile a
labilir.
Fltn farkl titreim durumlarna karlk gelen ses frekans
lar -fltn iindeki hava kolonunun titreimiyle elde edilen
herhangi frekans deerleri olamazlar. Bir fltn frekans srekli
bir deiken deildir. Bir dier deyile, sz konusu frekans, ay
n kuantum fiziinde olduu gibi, bir niceliin " katsayl" (" qu
antized"} deikenidir. Bunun anlam, sz konusu deiken iin
basit bir ilikiyle birbiriyle ilintili belli deerlerin ngrlebile
ceidir. Bu rnekte, iki, , drt vs. katlarla elde edilen nihai, b
lnmez bir okluk, yani fizikilerin deyimiyle bir "quantum" el
de edilmitir. kan muhtemel deerler, bizim "kesikli" adn
verdiimiz, onu sonsuzluktan ayrt ettiimiz srekli bir seri
meydana getirir.
Pekala! Durum bir kuantum parac iin de ayndr. Kk
bir kutudaki bir elektron, eer klasik bir elektronsa, yani klasik
fiziin kurallarna itaat ediyorsa, herhangi bir hzda hareket ede
bilir ve dolaysyla da her deerde kinetik enerjiye de sahip ola
bilir. Eer squash veya baseball oynuyorsanz, bu oyunlarda
kullanlan topu -ki klasik bir nesnedir- istediiniz hzda (veya
atabildiiniz kadar hzla) frlatabildiinizi gayet iyi bilirsiniz.
Mamafih, bir kuantum elektronu ayn zamanda bir dalgadr ve
eer bir kutuya konursa, ayn ekilde, bir keman telinin iki sabit
nokta arasnda titremesi veya fltteki hava kolonunun titre55

;4.

BLM

mesi gibi o da titreiyor olacaktr. Bu nedenle, kutudaki elektro


nik dalgann titreim frekans, dolaysyla enerjisi, herhangi bir
deerde olamaz. Bu elektron sadece " kuantum halleri" ad veri
len belli titreim hallerine girebilir ve bunlara bal kuantumun
temel frekansnn olas katlarnda enerjilere sahip olabilir. Dola
ysyla, "kuantum kutusundaki" elektronun enerjisi titreen bir
dalga olduundan, "katsayl" (" quantized") olacaktr.
Bir kuku iinde olduunuzu hissediyorum. Ama btn
bunlar, dorulanmam bir teoriden kan soyut fanteziler deil.
Bu tr kutular bugn yapabiliyoruz. Ebatlar da, ierisine enjek
te ettiimiz elektronun dalga boyuna bal olarak, bir metrenin
birka milyonda biri kadar, birka nanometre byklnde
oluyor. Bu kutular imal ettiimizde bir imalat hatas olmamas
na ya da iinde titreen elektronlarn enerjilerini emme ihtimali
yaratabilecek bir apak brakmadmza emin olmaya dikkat
ediyoruz. Elektronlar bir titreim halinden dierine getiinde,
kutunun boyutlaryla sabitlenmi haller arasndaki frekans dei
imine bal olan renkte k salarlar. Sonuta, deneyi yapan ki
i, bu kuantum kutularndan salman n rengini, kendi istei
ne gre ayarlayabilir. Bu kutular ayn zamanda, "tmleik la
zer" olarak adlandrlan, gelecein mikroskobik k kaynaklar
n da temsil ederler.
Tekrar kuantum fiziinin prensiplerine geri gelelim. Para
cklar ayn zamanada dalgadrlar, o halde, kuantum kutusunda
ki eriilebilir halleri katsayl deerlerdir. Ve bir atom da, elbet
te, bir ekirdek ve hapsedilmi elektronlar ihtiva eden bir eit
kuantum kutusudur. Bu nedenle, rnein, her sodyum atomu
ayn sar ve her oksijen atomu da ayn mavi karrlar.
Ama biliyorsunuz, yoksa bilmiyor musunuz, gkyz farkl bir
nedenle mavidir ve bu neden, atmosfer tarafndan salan kla
ilgilidir? Ve bunun da tesinde, gkyznn mavilii her yerde
ayn deildir.
imdi iki, hatta daha fazla elektronu bir kutuya koyduumu
zu dnelim. Ne olacak? Elektronlarn hepsi birden ayn biim
de davranyor olabilir mi veya b u n u n yerine, her biri baka tr
l davranmak m zorundadr? kinci durumda, farkl kuantum
5 '. ).

EINSTEIN, FLT VE KUANTUM iYi 1


hallerini temsil eden her bir kademede elektronlar kendilerini
hep beraber ayn basamaa m konulandracaklardr, yoksa d
zenli bir ekilde kendilerini, her basamakta en fazla bir tane ola
cak ekilde datacaklar mdr?
ki tip kuantum parac olduu gsterilmi bulunmaktadr:
Hepsi ayn davran benimseyebilenler ve bunu yapamayanlar.
Bu konuda yaygn olarak kullanlan benzetme, "bosonlar" ola
rak adlandrlan Bose paracklarnn sr gibi hareket ediyor
olmalarna karn, "fermiyon" olarak adlandrlan Fermi-Dirac
paracklarnn zgn davranlara sahip olduklardr. Elektron
lar fermiyondurlar ve dolaysyla hepsi birden ayn katmana
yerleemezler; dier bir deyile, ayn kuantum halini igal ede
meyecekleri sylenebilir. Sz konusu paracklarn davranlar
na ilikin bilgileri grsel bir dille ortaya koymay deniyor olsam
da, aslnda bu bilgiler hassas istatistiki kanunlarla olduka ihti
maml bir biimde dzenlenmitir. Kuantum parac gruplar
nn gerekten sadece iki tip olas davran m vardr? Bu soru,
yeni kefedilmi bulunan paracklarn veya daha dorusu, kimi
baka parack gruplarnn, yani ne fermiyon ne de boson olma
yan paracklarn -bu paracklarn ne olduklarn basit biimde
aklayabileceimi sanmyorum- davranlarn incelemede fizi
in geldii son noktadr ve dolaysyla bu tr yeni tuhaflklar
gz ard edip, burada srdrdmz tartmada sadece iki tr
davran biimi olduunu kabul ederek devam ediyorum.
Bir kuantum paracn fermiyon veya boson yapan nedir?
Basite aklarsak, bu faktr, parac " spin" dediimiz ve belli
bir kuantumun ya tamsay katlarnca (O, l, 2, 3, . . . ) ya da yar
katlarnca ( 1/z, 3J, %, . ) deerler alarak manyetize olmaya gt
ren isel dn sorunudur. Elektronlar, protonlar ve ntronlar
spin 1f'lik zgn fermiyonlardr. Dier yandan, k kuantalar
olan fotonlar sr davranna sahip bosonlardr. Ama bir ift
fermiyon bir araya geldiinde spinleri de birbirine eklendiin
den, bir boson oluturabilirler (1/2 + 1/ 1) (Fazla basit aklama
lara girdiimi dnyorsanz zr dilerim.) Velhasl, bir pro
ton ve bir de elektron barndran hidrojen atomu bir bosondur;
ayn helyum 4 atomu gibi (iki proton, iki ntron ve iki elektron
. .

57

1 4.

BLM

barndrr), ancak helyumun daha hafif izotopu olan helyum 3


(iki proton, tek bir ntron ve iki elektrondan oluur) bir fermi
yondur. Bu gerekler ilerinde kayda deer oklukta olaslklar
barndrrlar. rnein, bir metal iftinin elektronlar ift ift bir
araya geldiklerinde, sz konusu metal, bir sper-iletken haline
dnr, elektriksel direnci kaybolur ve devasa miktarda elek
trik akm hibir direnle karlamadan akp gidebilir. Bu feno
men sayesinde, bugn hastanelerde kullanlan modern tbbi g
rntleme tekniklerinde ie yarayan manyetik titreim tarayc
larnn ihtiya duyduu youn manyetik alanlar retebiliyoruz.
Bu konuya daha sonra birka kez daha geri dneceim.
Boson veya fermiyon, ayn veya farkl ortak davran -bunlar
soyut meraklar deil fakat dorulanm gerekliklerdir- ve uy
gulamada salmz iin saysz getirileri vardr. Einstein ve Bo
se'nin ngrd younlama meselesine neredeyse ulam
bulunuyoruz. Btn bunlarn iinde, zerinde aklama yapma
dm yegane eksik paralar, snn etkileriyle ilgili birka nokta
dr.
Scaklk, maddenin sahip olduu titreimle ilgili bir lm
dr. Duraan bir gazn scakl, en basit biimiyle, sahip oldu
u kinetik enerjiyle orantldr; yani atomlarnn veya moleklle
rinin hznn karesiyle. Bu basit kanundaki yegane incelik, iin
iindeki snn, genelde evlerde kullanlan sradan termometre
lerin leklendirildii selsiyus derece (0C) birimi yerine, " mut
lak" olarak adlandrdmz ve sembol K ile gsterilen Kelvin
derece birimiyle llen scaklk olmasdr. Ancak K, kolayca bir
biimde C deerine 273,15 eklenerek de tretilebilir. Haliyle, r
nein su, O C 273,15 K'da donar ve 100 C 373,15 K scaklk
ta da kaynar. Elbette Fahrenheit dereceyi Kelvin dereceye dn
drmek biraz daha gtr.
Scaklk ve termal titreim arasndaki ilikiye dair bir fikir
vermek iin, bir rnek vastasyla, yaklak 27 C 300 K scak
la sahip olabilen temmuz ay scaklndaki havada bulunan
oksijen molekllerinin, ortalama 200 m/ saniye 720 km/ saat
hzla hareket ettiini syleyebi l i riz. Bu hz neredeyse bir yolcu
uann hz kadardr. 100 K veya -173 C scaklkta oksijen mo=

58

EINSTEIN, FLT VE KUANTUM iYi i


lekllerinin ortalama hz sadece 1 1 4 n/ saniye, yani Fransz
TGV hzl trenlerinin hzna yakn bir deerde olacak ve bu ok
sijen, sv hale dnmekten ok da fazla uzak olmayacaktr. Ve
nihayetinde eer scaklk " mutlak" sfr dediimiz (O Kelvin ve
ya -273,15 C) noktaya yaklarsa, termal alkant d u racak ve
prensip olarak madde hareket etmez olacaktr. te bu durumda
svlama ve donma gndeme gelir -yani kristalize olma duru
mu grlr (camlar ve sv helyum istisnadr) 1995 ylnda ger
ekletirilen Bose-Einstein younlama deneyini gzlemlemek
iin atomlarn bir mikrokelvinin altnda scaklk deerine kadar
soutulmas ve bylece atomlarn hzlarnn saniyede bir santi
metre hareket edecekleri kadar yavalatlmas gerekliydi.
Bir gazn iindeki atomlar veya molekller, gaz scak oldu
unda klasik, souk olduundaysa kuantumdurlar. Neden? On
lar evreleyen bir ortam olmadnda paracklar ayn zamanda
dalgadrlar ama uzayda dalgalarn genilemesi scakla bal
dr. Aslnda, daha ayrntl bir aklamayla bunlar, Louis de
Broglie tarafndan hesaplanm ve yukarda belirttiim termal
hzla ters orantl olan tipik dalga uzunluklarna sahip dalga pa
ketleridirler. O halde, iki durum sz konusudur. Birinci durum:
Uzantlarnn en az aralarndaki ortalama mesafeye eit olmas
nedeniyle st ste gelen paracklara ait dalgalardr. Byle olun
ca paracklar komularnn dalgasal karakterinden etkilenirler
ve birbirlerinden ayrt edilemez hale gelirler -gaz, paracklar
ister boson, isterse fermiyon olsun, kuantum durumundadr.
kinci durum: Dalga paketlerinin uzamsal izlerinin hafif olmas
dr. Paracklar Broglie dalga uzunluuna kyasla birbirinden
ok uzaktadr, komularnn dalgalarndan etkilenmezler, do
laysyla da birbirlerinden net biimde ayrtrlabilir, tek tek tes
pit edilebilir biimde klasik formdadrlar; kuantum durumda
deillerdir -ve bylece ne boson ne de fermiyondurlar. Wolf
gang Ketterle bu durumu, Bose-Einstein younlamasn akla
mak amacyla kendi nternet sayfalarnda gstermi, bu da ona
Nobel dl'n kazandrmtr.
Dk scaklklarda, iki tip parack arasndaki fark kendini
bariz biimde gsterir. Eer bosonlar soutursanz, hepsi sade59

1 4.

BLM

ce birbirinden ayrt edilebilir duruma gelmekle kalmayp ayn


zamanda ortak bir temel halde toplanp kendilerini grup haline
getireceklerdir; rnein, tm bosonlar benim hayali merdiveni
min ayn basamanda toplanacaklardr -en aada olan basa
makta. Dier yandan, eer fermiyonlar soutacak olursanz, on
lar da birbirinden ayr ayr grlemez biimde, fakat bu kez top
luca, parack saysna eit miktardaki farkl hallerde bulunacak
lardr; yani bir bulut olarak, fermiyon says kadar basaman
zerine yaylacaklardr. " Bose-Einstein younlamas", boson
lara gre ngrlmtr (tahmin edebileceiniz zere). ngr,
scakln yksek orandaki atomun en dk enerji haline d
mesi iin yeterince soutulmas dnlerek gelitirilmitir.
Eer buraya kadar beni izleyebildiyseniz, ortaya konan fenome
nin bir para soyut olduunu dndnz sanyorum. Size
katlyorum. te bu yzden, btn dier fiziki arkadalarm gi
bi, Bose-Einstein ngrsnde neyin younlatn ve bu yo
unlamann nasl grnebileceini -yani atom kmelerinin ay
n halde bulunmasn- nce kendime doru biimde gstermem
gerekiyor.
Acaba, askeri bir birliin tren admyla yrmesi gibi mi g
rnyor? Bylesi bir betimlemeyi benimseyenler, eer btn
atomlar ayn halde bulunuyorlarsa, hep beraber, ayn hzda ha
reket ettiklerini dnyorlar demektir. Yani, hareketlerinin
belli bir dzen iinde gelitiine inanyorlar. Bylesine dzenli
bir davran da, baz insanlara tren admyla yry anmsa
tyor olmal. Ama eer bu doruysa, pozisyon srasyla gelien
bir hareket dzeni temsil ediliyor demektir; atomlarn, hareket
halindeki bir an dm noktalar zerinde ok dzgn bir s
rayla dizildiini gsteriyorlar. Bylesine bir younlama sadece
hareket halindeki bir kristalde grlebilir. Ama gerekte, bu
imaj hi de genel doruyu yanstmyor. Yukarda aklamaya a
ltm zere, sz konusu dzen, atomik dalgalar st ste gel
diinde grlyor. Bu durumda da atomlar, artk birbirlerinden
ayrm biimde seilemiyorlar bile. Eer bylesi bir kompozis
yondaki atomlar paracklar eklinde betimlemekte srar eder
sek, bunlarn srekli yer deitirdikleri anlalacaktr ve bu yo
rumu dalgalara adapte edersek, gerein tersine, gazn yayla60

EINSTEIN, FLT VE KUANTUM iYi l

Resim 4. Wolfgang Ketterle'nin Einstein-Bose younlamasn yorum


lay. Yksek scaklkta gazn atomlar her yne geliigzel hareket
eden titrimli paracklardr. Scaklk derken, ayn atomlarn dalga
benzeri karakterleri aka ortaya kar ve atomlar giderek artan biim
de da doru etki alanlarn genileterek st ste akan dalga paket
lerine dnrler. Sonunda, kritik scaklk TC'nin altna inildiinde, or
tak bir dalga formunda " younlarlar." Mutlak sfr noktasndaki
atomlar, kendilerine has zellikleri kaybedip, bpk bir keman telinin
bal iki ucu arasnda yapt gibi, kutunun iinde byk bir tek mad
de dalgas halinde titreirler. Yukardan aaya doru yksek scaklk
(T>>TC) ve dk scaklk T

T0 T
61

O olarak dnlmtr.

1 4. BLM
bilmesi iin msait btn hacmin yzeysel dalgalar tarafndan
igal edildii sonucuna varlacaktr.
Askeri tren yrylerine katlm olan herhangi biri, eer
bu yolla yannda yryenlerle yer deitirme fikrini kafasna
koyduysa, bu yaptnn tutuklanma riski anlamna geleceini
bilir. Ben olsam hemen grlrm, mesela! nk gayet aktr
ki, bylesine bir yrye katlm olan her bir asker, yanndaki
dier askerlerden ayrdedilebilecei zellikleri kendinde sakl
tutar. kiz kardeler yan yana veya arka arkaya yryor bile ol
salar, sada yrmekte olanla solda yrmekte olan veya nde
ve arkada yrmekte olan, srann ortas, kenar gibi pozisyon
zellikleriyle bir kez tanmlamak mmkn olacaktr. Kuantum
younlamasnda, mamafih, z g n zelliklere sahip atom kal
mam, sadece makroskopik lekteki maddenin byk dalgas
bulunmaktadr. Ketterle'nin izimi, tren ktasnda yryen as
ker atomlardan daha az irin grnmekle birlikte, bilimsel ola
rak kesinlikle ok daha nettir. Science dergisinin kapandaki
imaj, ayn biimde davranmakla dzenli pozisyon almay birbi
rine kartrmtr. Kuantum fiziinin ban belaya sokacak bir
paradoksu gz ard etmitir; yeterince dk bir scaklkta atom
lar, etrafa yaylan ve birbirinin zerine binen dal galara dne
rek, birbirlerinden ayrdedilemez bir ekil alrlar.
1995 ylnda yaplan keif, paracklarn dalga-benzeri karak
terlerinin ilk kez ispatlan olmaktan ok uzakt. Bir yzyldr,
elektronlar kullanarak kesien rntler elde etmeyi biliyoruz
ki bu durum, bir havuzda buluan dalgalar yaratmak iin iki
adet dalga yapc cihaz kullanlarak elde edilen sonuca tam ola
rak benzer. Bu dalgalar eer faz halinde (efazl) iseler birleip
byrler ama faz d iseler birbirlerini yok ederler; yani, eer
dalgann biriyle su ykseliyor ve dieriyle alalyorsa. Bugn,
burada anlatlan yntemle giderek daha byk paracklarn gi
riimleri salanabilmektedir; rnein, 60 adet karbon atomunun
bir eit kresel zgara, futbol topu nun zerindekine benzer
analog bir a formu oluturduu C,,11 moleklleri g ibi. Kuantum
maddesi ve klasik madde arasndaki byklk balamnda s
nrlarn nereye kadar -eer gerekkn bi r snr varsa- genileye(2

EINSTEIN, FLT VE KUANTUM iYi 1


bileceini anlamak iin g iderek daha byk nesnelerin kuantum
zelliklerini ortaya kartmaya alyoruz.
Futbol topundan bahsetmiken, kuantum fizii zerine tar
tmam, matematiksel bir merakla sona erdirmek istiyorum.
Dzeli altgenlerden oluan bir zgara dnn. Bu z garay k
vrp bir silindir ekline sokmak gayet elastik ve kolay olacaktr.
Ama altgenlerden oluan bu zgaray kresel bir forma sokmak
isterseniz, her bir altgeni de emek, bkmek zorunda kalacaks
nzdr. Byk matematiki Euler, alt gen bir zgaray kresel bir
forma kolayca sokabilmek iin, 12 ayn byklkteki alt geni, 12
adet ayn begenle deitirmek gerektiini ispat etmitir. Fulbol
toplar da bu nedenle, ayn C60 moleklleri gibi, belli saydaki al
tgenin arasna sokulmu 12 be genden olumutur. Bu an ii
ne yedigenler de yerletirebiliriz ama bu durumda, Euler teore
mine gre, begenlerin saysndan (NS diyelim), yedigenlerin sa
ysn (N7 diyelim) karttmzda sonu 12'ye eit olduu sre
ce, kremizdeki altgenlerin says her hang i bir say olabilir. Ge
nel olarak futbol toplarnda yedigenler yoktur ve dolaysyla 12
begen vardr ama baz mimarlar (zgara formlarn ska kulla
nan Buckminster Fuller gibi) eer kresel yaplarna yedigenler
de sokmak isterlerse, Euler teoremi ile bal olduklarn gayet iyi
bilirler. Sonu olarak bu teorem, NS-N7 sonucunda kacak sa
ynn, ortaya kmas istenen nihai ekle, yani deliklerin saysna
bal olduunu, bu saynn kre ekli oluturmak iin 12 iken,
silindir veya bisiklet tekerlekleri ve donatlar gibi bir geometrik
ekil olan halka yapmak iin O olduunu geneller. ki delii olan,
Alman tuzlu halka krakerleri biimindeki bir ekil iin ne kul
lanmak gerektiini bulmay size brakyorum.

63

b J Bl m
M

a sa m

ua n u m

mu

Bir ilkbahar sabah, bahe ileri konumak zere beinci kat


ta oturan komularmn evine gittim ama bahe yerine, komu
mun kz fizik zerine konumay tercih etti! Hem gerekli mera
ka hem de doru sezgilere sahip olmasna ramen, onunla biraz
dalga gemeye alp, ayn zamanda da modem fiziin konula
rndan bahsettim. Sonuta geldiimiz nokta uydu:
" . . . Yani, benim bir kuantum masam var, yle mi? Hayr, sen
benimle dalga geiyorsun, Sebastien!"
Elbette, zerinde yemek yenen gndelik bir nesne olarak bir
masann kuantum fiziiyle bir alakas yoktu. Mamafih, farz edin
ki size, masann arlnn ne olduunu sordum. Veya bu so
ruyla ayn kapya kan, masay oluturan kerestenin birim hac
minin ktlesinin ne olduunu -yani ksacas, younluunu
sordum. Kereste suda yzer, dolaysyla kerestenin younluu,
santimetre kp bir gram (1 g/ cm3) gelen suyunkinden biraz
daha dk olmaldr. Aslnda btn masif maddelerin 1 g/ cm3
ile derecelendirilmi bir younluu vardr. Ama neden 1 cm3 ha
cimdeki kat veya sv madde yaklak olarak 1 gramdr ki? Bir
gazn younluu ok dk olabilir nk atomlar birbirinden
ok ayrktr ama kat bir maddl'de atomlar birbirine yapk ve
64

MASAM KUANTUM MU? i


sk sk haldedir. Yani, kat bir cismin younluunu sormak,
bir atomunun igal ettii hacmi sormakla ayn kapya kar. Fa
kat bu soruya verilecek cevabn, kuantum mekanii ile ilgisi ol
mak durumundadr. O halde, atomun hacmi nedir?
Btn kat cisimler benzer younlua sahiptir nk btn
atomlar benzer llerdedirler; hepsinin aplar hemen hemen
0,3 nanometre ierisindedir. 13 Bir milyar atomu yan yana, kolye
de dizili inciler gibi dizmek iin yaklak 30 santimetrelik (ok
ince) bir tele ihtiya vardr. Atomlarn statlerinin sadece hipo
tezlerle akland gnlerden, gerekliklerinin doruland bu
gnlere gelineli uzun bir zaman gemi bulunuyor. 1979 Yln
da, Zrih yaknlarndaki IBM laboratuarlarnda alan iki fizik
i, Gerd Binning ve Heinrich Rohrer, sadece atomlarn tek tek
grntlerini ortaya karmakla veya silikon atomuyla oksijen
atomu arasndaki farkllklar gzlemlemekle kalmayp, sz ko
nusu atomlarn birini bulunduu yerden alp az tede baka bir
noktaya tayarak konumu ile ustaca oynamak ve bylece, bir
ocuun akl talaryla sahilde yaz yazmas gibi, atomlarn yer
leriyle oynayarak yaz bile yazabilen yeni bir tr mikroskop,
" tnel tarama mikroskobunu" kefettiler.
imdi, en basit atom olan hidrojen atomunu dnelim. Bu
atom ayn zamanda en kk ve en hafif atomdur ve younlu
unun 1 g/ cm3' den biraz daha az olduu bilinir. Aslnda, eer
gaz halindeki hidrojeni ar biimde soutursak, 20 Kelvinde
(-253 C) sv hale ve 14 Kelvinde de ( 25 9 C) kat hale geer.
Kat hidrojen 0,08 g/ cm3 younlua sahiptir ama yaklak he
saplamalarda bu younluk da aslnda lg/ cm31 den ok da fazla
farkl saylmaz. Bir hidrojen atomu, merkezindeki ekirdekte bir
proton ihtiva eder ve bunun evresinde de bir elektron dner.
Proton pozitif elektrik ykne sahiptir ve ktlesi olduka b
yktr; elektronsa ayn deerde negatif elektrik ykne sahip
ken, ktlesi protonunkinden yaklak 2000 kez daha kktr.
Bu durum, minyatr bir Gne ve etrafnda dnen bir gezegene
benzetilebilir -ama dikkat! ! ! Bu analoji yzyl nce ortaya atl
m bir grtr (geri hala birok lisedeki fizik derslerinde bu
ekilde anlatlmaktadr). Klasik Newton neka n ii kanunlarna
-

65

5.

BLM

itaat eden her nesne gibi, gezegenin de bir yrngesi vardr; her
hangi bir anda onun nerede bulunduunu ve hzn, tpk yere
dmekte olan bir elmannkini lebildiimiz gibi lebiliriz.
Ancak kuantum paracklarn ele aldmzda, artk bu kanun
lar geerli deildir; kuan tum mekanii yrnge kavramn terk et
mitir ki bu da bizi dosdoru konunun tuhaf ynlerine getirir:
Belirsizlik lkesi. Bu ilke, Heisenberg tarafndan formle edil
mitir ve paracn tam olarak nerede ve hangi hzla hareket et
tii bilgilerinin her ikisinin birden ayn anda bilinemeyecei ko
ulunu getirir; yani sz konusu deerlerden birini iyi biliyorsak,
di erini tam olarak bilemeyiz. Bazlarnn bu prensipten riskli
biimde fizik tesi anlamlar karma eilimi olduundan, u an
kendilerini biraz olsun tatmin etmeleri iin uygun bir zamandr,
zira aklamalar gelitike bu anslarn kaybedeceklerdir!
Gerekte, Belirsizlik lkesi, kuantum fiziinin temel nerme
sini kabul ettikten sonra anlamas ok da zor bir prensip deil
dir. Temel nerme de, paracn ayn zamanda bir dalga oldu
udur. Dalgay bir kutuya yerletirmek de, onun nerde olduu
nu bilmek iindir -kutunun iindedir ite- ama bu ayn zaman
da onun hareketinin ynn ve hzn bilme olaslmz orta
dan kaldrmak anlamna gelir. Tersini dndmzde ise,
dalgann hzn doru drst lmek iin, onun uzayda zgrce
titremesine izin vermemiz gerekir ki, bu durumda da nerede ol
duunu tam olarak tespit edemeyiz. Hidrojen atomunun elek
tronu, atomun kck nanometre kplk hacmi iinde bulu
nur. Bu kk hacimde elektron, heyecanla hemen hemen her
yne hareket eder ve hacim kltldke elektronun heyecan
da artar. Bu durum bir bakma fltn iinde titreen havaya ben
zer; borunun iinde hareket eden hava kolonu ksaldka, ses
dalgalar da iki u arasnda daha sk ileri geri gider, titreimin
frekans artar ve bylelikle ses perdesi ykselir.* Geen blm
de akladm gibi, bugn byle kuantum kutularyla, kutunun
boyutlarn klterek, ierisinden kan yksek k frekansna
ve dolaysyla yksek enerjiye sahip lazerler retiyoruz. Belirsiz* Ses tizleir. N.
(i(i

MASAM KUANTUM MU? 1


lik lkesi, pozisyon ve gl bir hassasiyete sahip hz arasndaki
atmay aklyor; eer bir kuantum paracn snrlar belli
bir hacme hapsedersek, paracn ortalama hz ne kadar yk
sek olursa, doal olarak kinetik enerjisi de o denli yksek olu
yor.
Atomun tipik boyutlar, bir anlamazla bulunmu karlk
l bir uzladr; proton elektronu eker nk bu paracklar zt
elektrik yklerine sahiptirler. Sz konusu elektriksel kuvvet,
elektronun protona doru ekilmesine, bylece atomun elektrik
sel enerjisini minimize etmek amacyla hacminin minimum bo
yutlarna inmesine neden olur. Ama eer bu hacim haddinden
fazla klrse, Heisenberg'in Belirsizlik lkesi'ne gre, elek
tronda meydana gelecek kuantum uyarm da ok yksek ola
caktr. Bu durumda elektronun hz, sonu gelmez biimde her
ynde yksek deerler arasnda dzensizce dalgalanacak, bu da
elektrona yksek bir ortalama kinetik enerji verecektir. Fiziksel
bir sistemin dengede olduu hal, en dk enerjiye sahip oldu
u hal olduundan, elektron, kendini protondan yle bir uzak
lkta bulur ki, bu nokta, proton tarafndan uygulanan elektriksel
ekim ile kuantum uyarm srasnda ortaya kan bir nevi itme
arasndaki uzla noktasdr. Teoride, her iki paracn da kt
leleri olmas nedeniyle, proton ve elektron arasndaki ktle e
kim kuvveti etkileri de hesaba katlmaldr, zira Gne' in kendi
etrafnda dnen gezegenleri ektii gibi, bu iki paracn da ay
n biimde birbirlerini ektiklerini dnebiliriz. Ama ktle e
kiminin yaratt ekim, elektrostatik ekimden (yani protonla
elektron arasndaki ekimden) ok daha zayftr ve bu yzden
de gne sistemlerindeki mesafeler, atomlarda olandan ok ok
daha byktr.
Mamafih, bu noktada yaptm karlatrmalar konusunda
biraz temkinli olmam gerekiyor. Ses dalgas, kendi kendini ya
yan basn ve younluk titreimidir; k benzeri elektromanye
tik dalga ise, elektriksel ve manyetik alanlar titreimidir. Ama
parac temsil eden kuantum dalgas, sadece bir paracn
belli bir yerde bulunmasyla ilgili bir olaslk titreimidir. Syle
diim ey kesinlikle tuhaftr ama buna ok da fazla armayn:
67

I s. sM
Kuantum fizii hakkndaki her ey tuhaftr. 14 Ne olursa olsun, kuan
tum mekaniinin bu olasla dayal karakteri nemli bir sonuca
sahiptir: Atomun ierisindeki elektron, bu kk hacimde etrafa
salm bir dalgadr. Bir gezegen gibi yrngesinde dnmez; bir
bakma, olasla bal doasnca dalm bir eit rasgele ko
nulanm buluttur.
Elektronun vard bu nihai uzlamann tam deerini nasl
bulabiliriz? Sorunun cevab, elektronun kesin elektrik yk dee
ri ve Heisenberg kuantum uyarm genliinin* -ki bu deer
Planck sabitiyle orantldr- hesaba katld baz gerek hesap
lamalar gerektirir; yani i biraz zorlar. Biz yine, az nce basite
verdiim sonu deerini hatrlayalm: Atomun ap 0,3 nano
metredir; hidrojen atomunun, Avagadro says ad verilen ve
1 / ( 6 x 1 023) deerinde olan gram cinsinden ktlesini hesaba kata
rak, younluuyla ilgili doru sonucu alrz. Kat cismin youn
luu, yaklak olarak onu oluturan atomlarnkine eittir ve bu
durum, kuantum fiziinin temel ilkesi olan Heissenberg Belir
sizlik lkesi'nin bir sonucudur. Bilim insanlar, ancak kuantum
fiziinin ortaya kt 1 920'lerden sonra madde ile ilgili en te
mel gerekleri ayrntlaryla anlayabildiler.
imdi, biraz atomlarn rengi zerine ve biraz da atom saatle
ri hakknda konumann zamandr. Flt borusu iindeki hava
blou titreiminin farkl hallerini hatrlarsanz (bundan nceki
blmde), elektronun da hem dk enerjili bir temel hal ieri
sinde olabileceini, hem de ayn zamanda, belki de titreim fre
kansnn daha yksek olduu farkl uyarlm hallerinde bulu
nabileceini de anlayacaksnzdr. Her bir hale karlk gelen,
kuantum mekanii tarafndan sabitlenmi belli bir enerji vardr.
Peki, maddenin rengi nereden gelir? Birka istisna dnda, 1 5 bu
zelliin altnda yatan, elektronun bir halden dierine geerken
ya sourduu ya da sald gereidir. Elektronun iinde
bulunmas olas kuantum halleri, ta mamen ait olduu atomun
doas tarafndan belirlendiinden (ato m u n proton, ntron ve
Genlik: Dalgann en yliksek noktasyla en
ri.

.N.

d n n k no kta s a rasndaki mesafenin dee

fiU

MASAM KUANTUM MU? 1


elektron saylarna gre), tek bir eit maddenin btn atomla
rnda greceimiz renk ayn renktir; yani atomlarn bnyesinde
ki elektronlar bir halden dierine atlamak yoluyla, ayn zellik
te k zerreleri -fotonlar- sourur veya salarlar. Parisli biri ate
e bir tutam tuz attnda alevlerde grecei sar renk, bir Ja
pon'un Kyoto' da ayn eyi yaptnda nndeki alevlerde gre
cei renkle tamamen ayndr; sodyum atomlar Paris'te de, Kyo
to' da da ayn renge sahiptirler (ve bunun nedeni, bu iki kentin
karde kentler ilan edili olmas deildir). Bu durum, br geze
genler de dahil, dier btn her yerde de byledir.
Atomun bu zellii -ki atomlar Evren'in her yerinde birbiri
nin ayndrlar- yksek derecede duyarlla ihtiya duyuldu
unda bir standart oluturmak amacyla atom saati yapm iin
slah edilmitir. Renk, sourulan veya salman n frekans ile
ilikilidir ve atom saatleri, bu frekansn tersine evrilmi halinin
llmesiyle alrlar ki, bu da mutlak zaman gsterir. Sz ko
nusu saatler, ilerinde ayn tip atom kullanld srece, Evren' in
her yerinde ayn zaman gsterirler. Genellikle bu i iin sezyum
kullanlr ve sezyum atomlarnn optik zellikleri, kuantum me
kanii asndan Evren' in her yerinde ayndr. Ve bu yolla, yakn
gemite, Evren' de bulunan byk saydaki gezegen sistemleri
nin gzlemlenmesi sonucunda bu gezegenlerin kendi gneleri
etrafndaki dn periyotlarnn her seferinde farkl olduunu
anlam bulunmaktayz. Bylesi sistemlerin, sz konusu periyot
iinde belli, sabit bir deere sahip olmalar iin de herhangi bir
sebep yoktur, zira bunlar kuantum paracklar deil, klasik nes
nelerdir.
Gen komumla sohbetimiz birden bire baka bir yne dn
d:
" Ama imdi dnnce, eer atom, evresi bir bulutla sarl
m kk bir ekirdekse, bir kolye zerine dizilmi boncuklar
dan veya incilerden tamamen farkldr. Bu durumda, iki atomu
yan yana getirip, bulutlar iyice birb i ri n i sktracak veya birbi
rinin iine girecek biimde ve ekirdekkrin i, atomun bulutlu a
pndan daha ksa mesafede birbirine yaklaacak ekilde skk
bir dzende yan yana dizebilir misiniz?"
69

5.

BLM

lgin bir soru, fakat yant hayr; sz konusu bulutlar ne s


ktrlabilir ne de birbirinin iine sokulabilir. Elektronlarn fer
miyon olduklarn hatrlayn (bir nceki blmden), yani bunlar
kendilerine has davran sergileyen ve ayn kuantum halinde
hep birlikte barnamayan paracklardr. " Pauli Dlama lke
6
si" 1 ad da verilen bu istatistiki zellik, yaptm kolye ben
zetmesini dorulamaktadr. ki elektronun ayn kuantum halini
igal edebilmesi, ancak birbirlerinden yeterince ayrm, farkl
farkl iki atoma ait olduklar srece mmkndr. Eer atomlarn
bulutlar tek bir bulut oluturacak biimde birbirinin zerine r
tmse, iki elektron o andan itibaren artk ayn kuantum ha
linde olamaz. Elbette molekller atomlarn birlemi halleridir
ler ama bu ayr bir hikayedir; imdilik bunu bir yana brakp ge
nel ilkelere bakmaya devam edelim. ki ayn tip atom yakn me
safede birbirini iter nk elektronlar fermiyondurlar ve bulut
lar birbirine karamaz. Yakn mesafede iki ayn tip atom, ortak
tavr olarak birbirinin iine szamaz niteliktedir; yan yana iki
sert kre gibi dururlar.
Burada bir parantez amama izin verin: Dlama lkesi, kim
yaya byk zenginliini kazandran bir faktrdr. Her bir ele
ment farkl sayda elektron ihtiva ettiinden, -hidrojen iin 1,
helyum iin 2, lityum iin 3, karbon iin 6, azot iin 7 elektron ve
benzeri gibi- ve bu elektronlarn atomlar da her bir element iin
farkllklar barndrdndan, doada elektriksel, manyetik ve
kimyasal zellikler asndan kayda deer bir eitliliin ortaya
kmasna neden olurlar. Burada bir benzetme yapalm: Her
atom tr, kendi zgn karakterine sahiptir ve dolaysyla, ili
kiye girmek konusunda da tercih ettii baz belli dier atomlar
vardr (kimya dilinde buna, "afinite" -hsmlk- denir) . Kimya
nn karmakl, elektronlarn bu zgn bireyselliklerinin de bir
sonucudur aslnda. Bu konuya deinmiken unu da ilave ede
lim ki, tpk atomlarn renkleri gibi, kimyann bu eitlilii de
Evren' in her yerinde ayndr -buras ister midenizin ii olsun, is
ter ho bir parfm, isterse de yldzlar aras kozmik bulutlar . . .
"Peki, o zaman masam kuantum mu?"
-Her zaman her yerde var olan kuantum fiziine bavurma
dan, masann da btn zelliklerini aklayamayz- ama bu du-

MASAM KUANTUM MU?

rum baz insanlar iin sakl kalrken, d itr bazlar iin gayet
aktr; zevk meselesi.
" Ama o halde, eer masamla ilgi l i kua ntum bir durum varsa
ve kuantum fizii maddeyle dalgann ayn ey olduunu syl
yorsa, bizim de 'masa-dalgalar' iletiyor olabilmemiz gerekmez
mi?"
" Aha! te imdi duyduun bu heyecan seni biraz daha te
de bir alana tam bulunuyor. Bu soru bana Schrdinger' in ke
d isi hikayesini dndrd ve eer bu hikayeyi sana anlatmay
becerebilirsem, bilimin bir dier halihazr nc geliimini sorgu
layabilecek yeterli kuantum mekanii bilgisine sahip olacaksn."
Kuantum fiziinin bir dier kaifi olan Schrdinger, srekli
olarak kendisinin ve bakalarnn bu konudaki anlaylarn sor
gulad. Schrdinger'in kedisi, ayn anda hem l, hem de ya
yordu. Evet, biliyorum, elbette bu olacak ey deil; aina oldu
umuz hibir ey ayn anda hem bir halde ve hem de onun tam
tersi baka bir halde bulunamaz. Dolaysyla bu l/yaayan ke
di var olamaz. Fakat, sz konusu karm, Erwin Schrdinger ta
rafndan ulalan bir paradokstu ve bir ekilde dnlmeye de
er nitelikteydi.
Bir topa aln. Topac dndrp serbest braktnzda, sola
doru ya da saa doru dnebilir. Ve kedi rneinde olduu gi
bi, topa da ayn anda hem saa hem de sola doru dner vazi
yette olamaz; ama kuantum paracklar olabilirler.
Elektrik yklenmi birok parack, fiilen bir eksenin etrafn
da dnerler ve dnen elektrik ykleri de manyetik alan retirler.
Dolaysyla, birok parack kk bir mknats gibidir ve kutup
ynleri de dnen elektrik yknn ynne baldr. Bu kk
mknats katsayl bir deere sahiptir (quantized): Manyetik ala
nnn yerleim yn 11 spin11 olarak adlandrlr ve yukar doru
(bu durumda parack "yukar spin"e sahiptir deriz) veya aa
doru (buna da parack aa spin" e sahip diyeceiz) ynlen
dirilebilir.
Klasik topa, ayn anda hem saat ynnde hem de saat yn
nn tersinde dnemez; tpk bir pusula okunun ayn anda hem
kuzeyi hem de gneyi gsteremeyecei gibi, ama bir kuantum
11

71

. s.

BLM

parac, ayn anda hem yukar-spin, hem de aa-spin halle


rinde bulunabilir ki bu duruma biz, st ste bindirilmi haller
diyoruz (sper pozisyon) . Hal byleyken, paracn spin dee
rini, yani mknats alannn yerleim ynn -dngsel duru
munu- lersek, belli bir olaslkla "yukar" ve bu olasl ta
mamlayan ihtimalle de tersine halde olduu sonucunu alrz. Bir
kez daha, paracn ayn zamanda dalga olduunu kabul ettii
miz srece, karmza kan bu durumu biraz daha iyi anlayabi
liriz. rnein k, elektromanyetik bir dalgadr; manyetik bir
dalga ve elektriksel bir dalgann kendilerini oaltrken srekli
biimde uzayda salnmaya devam etmeleri sonucunda oluur.
Su dalgasn dnn. Dalga ilerlerken su srekli olarak bir yk
selip bir alalr. Ayn yolla, n ilerledii yndeki elektriksel
alan E ve ona dik yndeki manyetik alan B'yi ieren k da, bu
alanlarn srekli salnmyla ilerler.

, i
E.--

Ik

Resim 5

Ancak bu alanlar birka yolla titreirler. Dikey ynde veya


yatay ynde olduu gibi dalgalanmann deien ynnde de sa
lnabilirler. Dikey salnm, bir yndeki dngsel hareketle, tersi
yndeki dierinin toplam olacaktr. Ve yatay salnm da, birbi
rine ters iki dngsel hareketin bir dier toplamdr. B u radan
kan sonu, bir dalgann ayn anda hem saa hem de sola doru
dnebildiidir -bu bir kutuplama meselesidir ve optikiler, sz
konusu zellii polarize gne gzl camlarnn yapmnda
kullanrlar ve arabalarn zerinden, sudan, ve benzeri yzeyler
den yansyan parlamalarn gze gelilerini azaltmay salarlar.

MASAM KUANTUM MU? 1


Schrdinger, imdi anlatacam deneyi dnmtr. Para
c bir kutuya yerletiriyoruz. Bir detektr, paracn mknats
lanmasn (spinini) lyor. Schrdinger, bu kutunun hemen ya
nna yerletirdii kafeste de bir kedi o lduunu hayal ediyor.
Eer detektr yukar-spin lerse, kediyi ldrecek bir meka
nizmay harekete geiriyor. Dier yandan, tersi bir lm sonu
cu alrsa, yani detektr aa-spin lerse, kedi hayatta kalyor.
Bu durumda Schrdinger yle dnyor: Deneyinde kullan
d parack, iki zt spin halinin bir st ste gelmesi (sper
pozisyon) olduundan, buradan yapt karmla, kedi ayn an
da hem l hem de yaar halde bulunuyor!
Elbette byle bir ey mmkn deil, ama neden? Burada bir
ince eleyip sk dokuma gerekiyor ama zellikle bir noktay net
letirmek ok nemli. Bir fizik sisteminde, bir halin, kart dier
bir halle st ste gelebilmesi iin, bunun dalga olarak da akla
na bilecek bir kuantum sistemi olmas zorunludur. Sz konusu
dalgann, bir kutunun iinde titreen bir dalga m, yoksa zgr
ce uzayda yaylan bir dalga m olduunun hibir nemi yoktur;
nemli olan, anlamsz bir uultu deil, dalga olmasdr (bir fre
kansa ve her bir dngde fiziksel byklnn nerede bulun
duunu anladmz asal bir faza sahip olmas gereklidir.)
imdi, klasik bir sistemle (yani evremizde aina olduumuz
btn nesnelerle) kuantum nesnesi (her eyin bnyesinde, kay
da deer birka istisna ile bulunan paracklar) arasndaki farkn
zne geliyoruz: Tutarl bir uyum nosyonu. Kendi kendime dal
galar aklamak iin, su yzeyinde oluan dalgalar dnmeyi
severim. Suyun iine, dzenli olarak titreen kk bir tetikleyi
ci koysam, suyun yzeyi boyunca yaylan dalgalar oluturacak
tr -dairesel, e merkezli ve belli bir hzla tetikleyicinin bulundu
u kaynaktan uzaklaan dalgalar. Byle yaparak, dairesel ve
ahenkli dalgalar elde etmi olurum. A ma bu nun yerine, suyu
baka baka ynlerden ve rasgele biimde aj i te edip, rnein bir
tencerede kaynatrsam, yzeyi fazla tetiklenecek, ancak ben y
zeyde oluan dalgalar ayr ayr alg laya mayaca k, tetikleme kay
nandan kan nc dalgalarn bel l i ara l klarla yaylmasn g
remeyeceim. Kuantum sistem, klasik ol u p kuantum olmayan
73

s.

BLM

bir sistemin tersine, uyum iindeki bir dalgadr. rnein lazer,


eevreli bir kuantum kaynayken, sradan bir lamba, eev
reli olmayan, klasik bir k kaynad r.
Klasik ve uyumu olmayan bir sisteme karn, kuantum ve
uyumlu bir sistemi birbirinden nasl ayrabiliriz? Giriim rn
tleri oluturarak. zerine iki yark atm bir ekran aydnlat
mak iin lazer kullanrsam, ekrana yolladm n bu yarkla
ra denk gelenleri, her bir yarktan ekrann dier yanna geecek
tir. Dier yana geen k, st ste gelmi akmalar, ya da ba
ka bir deyile, her bir yarktan geen a ait bir toplam olacak
tr. Bu sper pozisyon dzenli olmayp, karanlk ve aydnlk
saaklar eklinde belirir. Belli yerlerde, her bir yarktan gelen
k younluu (salnm genlii) birbirine eklenmi olduundan,
bu bir giriim rnts oluturur (iki elektriksel alan birden, r
nein, yukar doru ynlenir) ve bu srada, dier yerlerde sz
konusu alanlar ters iaretli geldiklerinden, birbirlerini yok et
milerdir. Giriim rntsn suda da yapabilirsiniz: ki tane
dairesel dalga yayan tetikleyiciyi birden altrrsanz, suyun
yzeyinde bu dalgalarn st ste bindii bir alan oluacaktr. Ya
da yle yapabilirsiniz: -Neden olmasn?- Kvette parmaklar
nzla bu dalgalar yaratarak da ayn etkiyi deneyebilirsiniz. ki
kaynaktan gelip kesien dairesel yaylml dalgalarn belli bir ya
ps olduunu, baz blgelerin kprdamaz hale gelirken, bazla
rnn hala hareket ettiini greceksinizdir -ve bunlar, giriim
rnts iindeki karanlk ve aydnlk bantlarn edeerleridir
ler. Ama zerinde ayn iki yarn olduu ekran, lazer yerine s
radan bir lambayla aydnlatrsanz, giriim rnts gremezsi
niz; arka taraftaki k genel bir aydnlanma olarak kalr. Bu yn
temle de, eevreli olan ve olmayan ayrt edebiliriz; esasnda bu
yaptmz, dalgalarn belirgin bir uyum biiminde mi yoksa be
lirsiz mi olduunu sormay ifade eder.
Bo uzayda yaylmn srdren bir parack dnn. Eer
kuantum mekanii doruysa, bu parack, hibir eyle kesime
yen zgr bir dalgadr ve dolaysyl a her i ki yarktan da ayn an
da geerek ekrann ardnda bir giriim saaklar retecektir.
'/4

MASAM KUANTUM MU? 1

iki yarkl
ekran

dzlemsel
dalga

grm
saaklar

Resim 6: zerine iki tane yark alm ekrana arpan dzlemsel bir dal
ga, ekrann dier yanna iki kaynaktan yaylan ve kesien dalgalar ola
rak geer ve birbiri ardna oluan aydnlk ve karanlk saaklar retir.

" Bir dakika! Eer zerinde iki yark bulunan dz bir alana bir
elektron yollarsam, elektron sadaki ve soldaki yarktan ayn
anda m geecek?"
" Evet! Biliyorum, sezgilerin bunun doru olamayacan
sylyor ama bu doru; dorulanm bir gerek. Tpk elektron,
ayn anda hem saa hem de sola doru dnebildii gibi, ayn an
da sadaki ve soldaki yarklardan da geebiliyor. Size inanlmaz gibi
gelse de gelmese de, bu deney artk klasik bir deney halini ald.
Bir elektron demetinin iki yarktan birden geiini saptayabiliyo
ruz; iinde elektron barndran blgelerle, barndrmayan blge
leri, tpk aydnlk ve karanlk blgeleri tespit edebildiimiz gibi
bulabiliyoruz. Belli blgelere elektronlar birer birer bile gnde
rebiliyor ve baka blgelere deil, onlar yol ladmz blgelere
ulatklarn saptayabiliyor, bylece her i ki yarktan birden, tp
k dalgalar gibi -ki onlar da dalga zaten- ayn anda getiklerini
ispatlayabiliyoruz."
75

' S.

BLM

Kuantum fiziinin rahatsz edici paradokslarna daha fazla


girmeden nce, zavall kedinin kaderiyle ilgili karar verelim. Bir
ey ve ayn anda onun tam tersi baka bir ey olabilmek iin, fi
ziksel sistemin eevreli olmas gerekiyor; imdi Schrdinger'in
kutusu eevreli olabilir ama elektron + kedi toplam deil. Bu
nedenle de kedi, ayn anda hem l hem de yayor halde ola
maz. Peki, neden kedi de bir kuantum sistem deil ki? Kuan
tumla klasik sistem arasnda eer gerekten bir snr varsa, nere
de? Bu soru, temel bir sorudur ve gnmz aratrmalarnn d
nm noktasdr; sorunun yant, ayn zamanda potansiyel olarak
devrim niteliindeki uygulamalara da nclk edecektir.
Sorunun yant sanki byklkle ilgiliymi gibi bir intiba ya
rattm galiba; 'paracklar kktrler ve kuantum olabilirler;
kediler ve masalar byktr ve dolaysyla klasiktirler' der gibi
oldum. Anlald kadaryla bu sylem, aslnda geree olduk
a yakn. Biz yine dalgamz dnmeye devam edelim; zgr
ce salnd srece problem yok; su blounun uzay ve zamanda
periyodik biimde alalp ykseldiini net olarak grebiliyoruz.
Eer dalga bir kvetin iinde titreiyorsa, tpk fltn sesi gibi,
duran bir dalga haline geliyor ve hala tanmlanabilir nitelikte
bulunuyor. Kenarlardan yansmas, enerji kayb sz konusu ol
mad srece, dalgann efazl kalmasna zarar vermez. Bu du
rum biraz bilardo topunun durumuna benzer: Balang hareke
ti baz olarak alnarak, topun kenarlardan sekerek yapaca son
raki hareketlerinin neler olabilecei ngrlebilir. Ama kenar
yastklar enerji souruyorsa -eer o noktada parackla (bir dal
ga, bir bilardo topu . . . ) iinde bulunduu ortam arasnda bir
enerji dei tokuu varsa, dalgann eevrelilii kaybolur. Eer
bir lazer n, bir para karabiber tarafndan souruluyor ve
soru a tekrar dar salmyorsa, dalga, ayn dalga olmaktan kar
-rengi bile ayn olmaz (veya frekans) . Bu durumda, evre koul
laryla girilen her iliki dalgann ahengini bozabilir. Sistem ne
kadar byk olursa, etrafndakilerle kesime olasl da o denli
artacak ve ona kontum zellii kaza ndra n ahengi korumak o
kadar az mmkn olacaktr. Masa, sk biimde etrafnda yer
alan dier nesnelerle birlikte var o l a n bir t"isimdir; yere dayanr,
7;

MASAM KUANTUM MU? 1

sourur veya yanshr (yeniden yayar) . Kedi ses kartr,


bylelikle ses ve ayn zamanda s yayar. Toplamda, etraflaryla
ift oluturan makroskopik nesnelerin etkileimleri o denli kuv
vetlidir ki, onlar iin, dnlebilir en ksa zaman biriminde bi
le dalgann uyumunu korumak imkanszdr. Netice olarak, ke
dileri, elmalar veya masalar ayn anda ift yarktan gemeleri
iin gndermeyi denemeyin; bir ie yaramaz ve dier tarafta gi
riim rnts gzlemleyebilmek konusunda da hi umut yok
tur.
Fakat sorumuz hata baki: Klasik dnya ile kuantum dnyas
arasndaki snr nerede? Bu bir zaman, byklk ve balant me
selesidir. Efazn ne kadar uzun srmesini isterseniz, o kadar
daha nesneyle evresi arasndaki etkileim miktarn, dolaysy
la da nesnenin bykln snrlamak gerekecektir. ki yark
tan geirip hayati giriim rnts testi yapma iine geri dner
sek, 2001 ylnda Viyana' da Anton Zeilinger, daha nce deindi
im C60 moleklleriyle -futbol topu grnmndeki 60 karbon
atomlu kresel zgaralar- giriim rntsn lmeyi baard.
Sz konusu deney bir gvde gsterisi niteliindeydi ve ayn de
neyi, C60 molekllerinden daha byk nesnelerle de baaryla
yrtmenin mmkn olup olmadn hala bilmiyoruz. Mama
fih, bu konuda iki kayda deer istisna var ve bunlar, sper-ak
kanlarla sper-iletkenler. Onlar hem kuantum, hem de makros
kopik madde dalgalardr.
Bose younlamas konusunu hatrlyor musunuz? Bir nce
ki blmde, yeterince soutulmu atomlardan oluan bir gazn,
atomlar birbirinden ayrdedilemez duruma gelmi birleik bir
maddenin tek bir dalgas halinde gruplatn grmtk. 1995
Ylnda, Boulder'daki Colorado niversitesi'nden ve Massachu
setts Inst. Tech.' den aratrmaclar, bu kuc:ntum fenomeninin ay
nen Einstein'n yetmi yl nce ngrd gibi olduunu kefet
tiler. Bu keif, gerek bir mihenk ta olma kla birl ikte, ayn feno
menin, hem dk scaklktaki sv helyu mun artc zellikle
rini, hem de birok metalin, yine diiiik scaklklarda "s
per-iletkene" dnmesini salayan fakwr o l d u u konusunda
bilim insanlar uzun sre ikna edilmeyl' a l l mt .
77

5.

BLM

2,17 Kelvin (-271 C) zerindeki scaklklarda sv helyum,


hafif ve normal, klasik bir akkandr; eer bu sv helyumu bir
kaba aktrsanz, bir sre sonra hareket etmeyi tamamen kese
cektir -biraz youn bir sv olduundan, bir sre salnp, kabn
yzeylerine srtndnden, srtnme kuvvetinin etkisiyle gi
derek salnm yavalayacaktr. Ama sz konusu scakln daha
altndaki scaklklarda -ki bu scaklklar gayet souk dereceler
de olsa da, laboratuarlarda salanabilmektedirler- sv helyum,
kvamn kaybeder. Baz deneyler gstermitir ki, yeterince so
utulmu sv helyumu ok ince ama gzenekli cam bir halkann
iinden akttnzda, ak hi bitmemektedir -llebilir bir ya
valama olmakszn ak aylarca srmektedir. Rus fiziki Piotr
Kapitza bu istisnai ak zelliini gzlemlediinde, sz konusu
fenomeni ifade etmek iin, ona "sper-akkan" adn vermiti.
1937 ylnn sonlarnda yaplan bu kefin hikayesi, elinizdeki ki
tabn bir sonraki blmne konu olacaktr. Orada, Kapitza'nn
bu ismi kazara vermediini, fakat benzer bir fenomen olduunu
dnd " sper-iletken" kavramyla ilikilendirdiini de g
receiz.
Sper-iletkenlik, 1911 ylnda Leiden'de, H. Kamerlingh ta
rafndan kefedilmiti. Hollandal aratrmac, dk scaklk
larda kat ve metalik grnm arz eden cva elementinin elek
triksel direncini lm ve yaklak 4 Kelvinin altnda direncin
ortadan kalktn kefetmiti. Metaldeki elektriksel direncin
varl, elektrik yk ihtiva eden paracklarn, genellikle de
elektronlarn akndan meydana gelen elektrik akmnn, enerji
kayb iermesinden ortaya kar; elektron gaz, metalin iyonlar
arasnda hareket eder ve hareket ederken de bu iyonlara srt
nr. Kapitza, belli bir snn altndaki helyumun, konduu kabn
eperlerine srtnmeyi kesmesiyle, elektron gaznn baz metal
lerdeki davrannn tamamen benzer olduunu dnd. Hak
lyd ama bilim insanlarnn olup bitene ikna olmalar ok uzun
zaman ald. Sper-iletken teorisin i n temellendirilmesi, 1954 y
lnda, BCS ksaltmasyla bilinen, john Ba rdeen, Leon Cooper ve
Robert Schrieffer ls tarafndan gerekletirildi ve elbette
kendilerine 1972 Nobel dl' n kaza n d rd . BCS, metaldeki
7'1

MASAM KUANTUM MU? i

elektronlarn bosonlara dnebilmeleri iin ift ift ilikilenme


leri gerektiini ve bylece younlatklarn, yani Einstein'm te
rimleriyle hareket ettiklerini buldu. l ayn zamanda, sz ko
nusu elektron elemesini tevik eden kayna da buldu. Bura
da, nceki blmlerde kullandm benzetmeye dnersem, yu
muak bir yatakta yatan iki insann durumuna bir benzerlik var;
her bir beden (her elektron) yatan zerinde bir ukur olutu
rur (metalin kristalize haldeki a ierisinde oluan ukurlama
lar gibi) ve bu ukurlamann yaratt eim nedeniyle dier be
den de oraya doru yuvarlanma eilimi gsterir. Ancak her e
yi burada aklamam mmkn deil. Velhasl, bilim insanlar
sonunda sv helyumun sper-akkan olmasyla, metallerin s
per-iletken olmalarnn ayn sebepten kaynaklandna ikna ol
du; ha.la. kuku duymakta srar eden birka isyankar zihin dn
da . . . Bose-Einstein younlamas gerekten olumaktadr. Fi
zikileri, bunca zaman bu gerei kabul etmek konusunda geri
durmaya zorlayan etken, bir svnn iindeki atomlarn hep be
raber, sk balarla birbirlerine bal olduklar, buna karn Eins
tein'm hesaplamalarnn ise, sz konusu balarn olmad bir
gaz zerinden yapldyd. Einstein'n sonularn genelleyebil
mek ve ayn fenomenin btn bu anlatlanlara neden olduuna
ikna olabilmek iin ok fazla i yaplmas gerekiyordu. Aslnda
bugn bile, sv helyumun yapsnn tam olarak hesaplanabilme
si olduka g bir i olarak dnlmektedir. Oysa Einstein'n
yaklamnda, younlaan souk atomlara sahip gazda her ey
byk bir hassasiyetle hesaplanabiliyor ve bylece teori, hibir
kukuya yer brakmakszn dorulanabiliyordu.
nemli bir sra d zellii iaret etmek adna, sper-ak
kanlar, sper-iletkenler derken, esas kon u dan epey uzaklatm;
diyordum ki, kuantum nesneleri her zaman mikroskobik olmak
zorunda deillerdir. Bir eyin kuantum m u, klasik mi olduunu
anlamann en iyi yolu, giriim deneyidir demiyor muyduk? Ke
sinlikle! Bir sper-iletken akmnn iki farkl yol dan ilerlemesini
srdrmesi veya sper-akkan hely u m a knn iki yarktan
birden ayn anda akp gemesi yoluyla girii m rntleri gz
lemlemenin mmkn olduu anlalyor. Clrlkten de, yapc
79

s. BLM
ve ykc giriimlerini aka gryoruz -lazer nn karanlk
ve aydnlk bantlarnn edeerleri olarak- ve bu da, elimizdeki
maddenin eevreli bir dalga olduunu kantlyor.
Bu nasl mmkn? Karmak nedenlerden dolay, sz konu
su sper-iletken veya sper-akkan akmlar, evreleriyle her
hangi bir enerji alveriine giremezler. in iinde bulunan b
yk saydaki kendi atomlarna ve byk saydaki komu atom
lara ramen, eevreli durumlar daimidir. Her eyi olduu gibi
anlatabilmek iin bu istisnay da iaret etmek istedim. unu da
sylemem gerekir ki, son yirmi yldr kendi laboratuarmda s
per-akkan helyumu hemen hemen her gn gryorum ve be
ni hala artmaya devam ediyor .


Kuantum fizii, profesyonel fizikiler iin bile zor bir konu.
Bu blm, son zamanlarda haber programlarnda duymu ola
bileceiniz kuantum bilgisayarlar zerine birka szle bitirmek
istiyorum.
Eer basit bir masada bile kuantum mekaniinin i banda
olduunu kabul ettiyseniz, o zaman bir bilgisayarda kuantum
mekaniinin bolca miktarda sz konusu edilebileceini varsay
mak da sizin iin fazla abartl grnmyor olacaktr. Elbette bu
bir perspektif meselesidir. Bilimi, teknik nesnelerle birbirine ka
rtrmamalyz, zira onlar imal edebilmemizi salayan, bilimin
kendisidir. Bilgisayarlarn iinde birok transistor olduu ve
transistorlarn da kuantum teorisinin bir uygulamas olan ya
r-iletkenlerin kefiyle ortaya kt kesinlikle dorudur. Ancak
bilgisayarn mant aslnda klasiktir. Bununla sylemek istedi
im, bilgisayarlarda yaplan hesaplamalar elektronik devreler
araclyla yaplmakta, hibir belirsizlie meydan verilmemek
tedir. rnein, bilgisayarnzdaki hibir mantksal kap ayn an
da hem ak hem de kapal olamaz. H ibir hafza birimi, O ve 1
deerlerinin her ikisini birden ayn t n d t ihtiva edemez. Ama
imdi baz hesaplamalar, tamamylt deii k biimde alan ku
antum mant ile yaplmaya balan m tr. imdilik daha temel
/{( )

MASAM KUANTUM MU?


aamalar zlmekle birlikte, yaknda ilerletilecek g ibi grn
mektedir. Bu mantkla yaplan hesaplamalar, hallerin bir st s
te konumlandrlmas olarak dnlmekte, birka elementin
ayn anda, birbirine paralel biimde ele alnmas yolu kullanl
maktadr. Bunun ne faydas vardr? Burada beslenen mit, " kar
mak" olarak adlandrlan birok dier konuyla birlikte, gizli
mesajlarn deifre edilmesi alannda devrim niteliinde bir dizi
problemin ok daha hzl zme ulatrlmasdr.
Ortak dildeki "karmaklk" kelimesi, hele de birok bilim in
san arasnda ska kullanld dnlrse, aslnda pek akla
yc bir tanm olmayan bir terimdir. Bir problemin karmak ola
rak adlandrlmas, sklkla, o problemin kolayca nasl zlece
inin bilinmemesi sonucunda ortaya kar. Kimi zaman, baz
belli durumlarda karmaklk gerek bir matematiksel tanma
sahip olur ve bu tanm son derece net ve anlalmas hi de zor
olmayan bir hal alr.
Karmak bir problem, matematik uygulamalar asndan ba
kldnda, durmadan seyahat eden bir satcnn problemine
benziyor; bu kii belli sayda (N) ehri ziyaret etmek zorunda ol
duundan, hepsine urayabilecei en ksa gzergah bulmay is
ter. Elbette, eer ziyaret edilecek iki tane ehir varsa, bu bir prob
lem olmaz. Eer N=3 ise, zm hala basittir; tm ehirlerden
geen olas ok fazla gzergah yoktur ve satc en ksa gzergah
kolayca bulacaktr. Ama eer N ok byk bir say ise, olas g
zergahlarn says da kayda deer biimde artacaktr; dahas,
olur ya, bir gzergaha karar verip yola ktktan sonra, ok daha
ksa bir gzergaha tesadf edersek ve bu gzergah balangta
saptadmzdan ok daha ksa olsa bile tamamen deiikse ve
sonradan ufak sapmalarla balangtakine dnmek de imkansz
hale gelirse . . . Modem satc bu problemini bilgisayarnda zer
ve grr ki, hesaplamalarn yaplp sonularn karlmas orada
bile belli bir zaman alr. Sz konusu zaman, ehir saysna bal
bir fonksiyonla nasl deiir acaba? Acaba bu zaman, ehir say
s N ile doru orantl mdr? ehir saysnn karesi (N2) veya k
p (N3) gibi mi deiir? Aslnda bu tr bir problemi zmek iin
gereken zamann, N, N2, N3 vs. gibi polinom fonksiyonlarndan
81

11 5. BOLUM

daha hzl biimde, gitgide hzlanarak artan bir deere sahip ol


duu grlmtr. Bu art gerekten ok hzldr ve eer ziya
ret edilecek ehir says hakikaten fazlaysa, hepsini ziyaret et
mek amacyla bulunacak doru gzergahn hesaplanmas iin
gereken zaman, Evren' in yana eit veya ondan byk bile ola
bilir. Velhasl, bu durumda matematikiler, sz konusu proble
min "polinom olmayan-karmak" nitelikte olduunu sylerler
ki, bunun anlam da, parametre saysnn ok fazla olmasndan
dolay problemin zlemeyeceidir.
Karmak problemlere bir dier rnek de, ok basamakl de
vasa bir rakam asal arpanlarna ayrmakla ilgili problemdir.
Basamak says kk olduu srece bu problemi ksa zamanda
zmek gayet kolaylar. rnein, 1 5'in 3 x 5'e eit olduunu,
hatta 210'un 2 x 3 x 5 x 72'ye eit olduunu bulmak, ne sizin iin,
ne de bilgisayar iin byk bir problem tekil etmez. Mamafih,
eer say 15 basamaklysa, sayy btn asal saylara ard ardna
blmek gerekecektir ki, bu da kayda deer bir zaman alacaktr.
Gizli mesajlarn zmlenmesi iin de yine asal saylara ayrma
benzeri bir yntem kullanrz ama say o kadar byktr ki, bil
gisayarn doru harfleri bulmas bir insan mrn geebilir.
Btn bunlarn kuantum bilgisayarlaryla ne ilgisi var? Ger
ekte karmaklk, bir problemin esas sorunu deildir. Her ey
bilgisayarn zm iin benimsedii hareket tarzna baldr.
Dolaysyla bu konu, problemin ve bilgisayarn birlikte ele alna
cak bir zelliidir. Eer devrim niteliinde, u anda var olan bil
gisayarlardan daha verimli biimde hesap yapabilen bir bilgisa
yar kefedersek, belli karmak problemlerin zlmeleri daha
kolay olacaktr. Bu hedef, gnmzde kuantum hesaplamala
ryla uraan aratrmaclarn ounu motive eden bir faktr
dr. Teoride, byk miktarda kuantumsal olarak elemi ele
menti (uzmanlar bunlara girift-" entangled" diyorlar) ayn anda
hepsinin zerinde birok hesaplama yaparak kullanmann
mmkn olduu ve bylece hesaplama iin gereken zamann da
kayda deer biimde decei ngrlyor.
Hemen yarn, kuantum bilgisayarlar iin iine girecekler mi?
Kuantum bilgisayarlar bir gn klasi k bi lgisayarlarn yerini ala82

MASAM KUANTUM MU?

cak ve bylece hesaplamada bir devrim gerekleerek, bugn


karlatmz problemlerin karmaklklar azalacak m? in
iindeki teknik zorluklar cesaret krc nitelikte. Bunlarn ban
da gelen zorluk, Schrdinger'in kedisi meselesindekine benzi
yor: Bilgisayar byk bir makroskopik nesne. ki veya ift ku
antum parac zerinde paralel olarak hesaplama yapmak
mmkn ve bu zaten yaplm durumda; baz aratrmaclar
muzaffer bir edayla lS'in, 3 arp 5 olduunu baaryla hesapla
dklarn duyurmu bulunuyor. Dierleri de glmsyor. Yeni
hesaplama ilkeleri her ne kadar ilgin grnseler de, bu sistemi
bugn hayata geirmek hala ulalmas zor bir nokta gibi duru
yor. Eletirilmesi gereken kuantum elementlerinin says arttk
a, gerekli kuantum uyumunun evreye kar diren gsterme
de ald zaman ksalyor ve bilim insanlar, benim bildiim ka
daryla, u anda bu temel zorlukla nasl ba edeceklerini bilemi
yorlar. Ama ilerleme kaydedebilecekleri bir yol aryorlar. Ve bil
gi teorisi ile kuantum mekanii arasndaki kesimenin verimli
bir aratrma alan olduu da ok ak; en azndan kat zerin
de. Belki de aratrmaclar u anda aradklarndan baka bir ey
bulacaklar; bu da sk sk olan bir durumdur. Her durumda, ku
antum fizii bir yzyldr bizi srekli artyor ve muhtemelen
heybesinden daha nice srprizler kacaktr.

83

6 .) B l m
Keli meleri n Gc
2003 ylnn Mart aynda bir gn, dekoratif sanatlar okulun
dan iki renci, Aiko Oshima ve Vincent Ciccone, beni grmeye
geldiler. Benden, kendileri iin bir metin yazmam istediler; da
ha ak olarak, iimle ilgili 20 kelime seip, bu kelimelerin an
lamlarn kaleme almam istiyorlard. Bu anlamda birka kiiden
topladklar benzer tanm metinleriyle, sakinleri arasndaki bir
ok aratrma-gelitirme kurumuyla, kimsenin pek fazla haberi
olmasa da, bilimi ve sanat omuz omuza gtren Paris'in bu kal
burst Latin mahallesi la montagne Sainte-Genevieve' de, ya
ratc, katlmc bir yolla hayatn tarifini ortaya kartmay umu
yorlard. Bu iki renci, benim yazacam metni de elleri ndeki
dier metinlerin yanma koyup sergilemeyi planlyorlard. D
ncelerini sevdim. stediklerini yaptm ama yazdklarmn ba
zlar, gerekten bir eyleri tanmlamaktan ziyade, heyecanl bir
merak uyandrmay hedefliyordu. Aa!1daki metin, yaklak
olarak onlar iin yazdklarmla ayn:
Bahe: inde bitkiler bulunan alan . Latin mahallesinde sey
rek grlr. Dekoratif sanatlar y ksl'kokulu, Ecole Normale Su
perieure (ENS) ve Madam Curie Enstit s'nden ayran bahey
se, deney yapmak amal bir bota n i k bahesidir. Bir gn
84

KELMELERN GC 1
ENS'nin fizikileri, yneticileri Edouard Brezin nderliinde bu
bahede baz dzenlemeler yapmak amacyla kollarn svama
ya karar verip, buray, yaz aylarnda piknik yapabileceimiz i
ac bir mekan haline getirdiler.
Ye il: Yaz tahtamn rengi. Dier yaz tahtalar hep beyaz. Bil
diim kadaryla, bu mahallede sadece College de France bnye
sindeki Pierre Gilles de Gennes krmz bir yaz tahtasna sahip.
Helyum: Soy gazlarn en hafif ve basit olan. Fizikte sklkla
zerinde allan bir elementtir nk doal olarak kimyasal et
kinlii yoktur. ocuklar iin balonlarn iine doldurulur ve by
lece, Arimet prensipleri uyarnca, balonlar havaya ykselir.
Helyum, ayn zamanda btn akkanlarn en souk ve saf ola
ndr ki bu ayrcal onu, maddenin zelliinin klasik mi kuan
tum mu olduu zerine yaplan almalarda istisnai bir aday
haline getirir. Scakl mutlak sfr noktasna yaklatrmada da
vazgeilmez bir soutucudur ve tbbi grntleme cihazlar on
suz bugn geldikleri noktaya gelemezlerdi.
Kahve: Moskova'daki Kapitza Enstits'nde, lokal " kahve
kulb" yelerinin her gn fizik alannda en son gelimeler ze
rine bitmek tkenmek bilmeyen fikir alverilerini yapabilmek
iin bir araya geldikleri kk, karanlk bir oda hatrlyorum.
1984 ylnn Haziran aynda ben de bir ruble (sembolik yelik
bedeli) deyip bu kulbe katlmtm. O odada, binann dier
btn odalarnda yapldndan daha fazla bilim yaplyordu.
Sz konusu bina, Kapitza'nn zorla yeniden lkesine iade edil
mesi vesilesiyle, Mendeleev'in yznc doum gn erefine
Stalin tarafndan ina ettirilmiti. Kapitza, Cambridge' deki Rut
herford' da rencilik yapm ve ilerleyen yllarda, sper-ak
kanln kefedilmesine yapt katklardan dolay Nobel dl
almt. Paris' de, Rue Lhomond, No: 24 adresindeki ynetici Al
bert Libchaber de haftalk olaan seminerlerine kahveyi dahil et
meye almtr zira binada gerekten de meslektalarnn ko
layca birbirleriyle karlaabilecekleri bakaca bir yer yoktur.
Ancak bu rnekte, sz konusu alan korunmu olmakla birlikte,
aslnda orada alan insanlarn arasndaki doal ibirliine za
rar vermitir.
85

1 6. BLM
Sezyum, alkali elementler arasnda en ar olan
dr. Periyodik Tablo' da en alt satrn solunda yer alr ki ayn tab
loda Helyum, en st sabrn sandadr. 1991 ylnda Jacques Tre
iner ve Amerikal meslekta, Cheng, Cole ve Saam, bu diya
gonal ayrmn, sv helyumun kat sezyum zerine yaylmasna
engel olduunu kefetmilerdir. Bir dier Jacques da, bizim ta
sarm ofisinin bandadr ve kendini bisiklete adam bir kiidir;
onun da " diyagonal" konusunda birka kredisi vardr; mesela
Brest kentinden Nice kentine giden yol gibi . . .
Bisiklet: Bir ulam aracdr; zellikle de Rue d'Ulm' e ok uy
gundur zira Madam Curie Estits'nden kan ambulanslar,
Lbnan Kilisesi'ndeki cenaze trenleri ve p kamyonu bolluu
nedeniyle ska ara trafiinin birbirine girmesi durumlarnda
olduka kullanldr. Benim yoluma devam etmeme duyduklar
kskanlk nedeniyle, trafik skklnda tkanp kalm src
ler, onlarn yanndan bisikletimle svp geerken bana klakson
alarlar. Bense o srada, solumda dizilmi muhteem nar aa
larn yzyl nce bu yol boyunca diktirmi olan Madam Merie
Curie'yi dnyor olurum.
Souk: Sfr santigrat derecenin (O 0C) altndaki scaklktr ve
dolaysyla rue Lhomond souk bir yerdir. Souk, benim aratr
malarmda hayati bir neme sahiptir ve laboratuarmdaki sey
reltme soutucusu -273 C kadar scakl drebilir. Mutlak
scaklk yelpazesinde sfr noktas (O Kelvin -273,15 C) alamaz
bir snrdr ve bu noktada maddenin scakla bal titreimi du
rur. Ama hala kuantum titreimi vardr ve bu titreim sv hel
yumun donmasna engel olur (basn altna almadnz srece) .
Kozmonotlar: 1968 ylnn Mays aynda, yanl bir boya fr
as darbesinin ortaya kard gzel bir tesadf sayesinde, gs
tericiler rue Lhomond zerindeki rahibe manastrn yeniden
adlandrdlar: "Kutsal Ruhun Misyonerleri" ifadesi, " Bilin Alt
nn Kozmonotlar" eklini ald. NASA'nn bizim misyonumu
zun gk kubbenin zerindeki cennete insan yollamak olduunu
dnp dnmedii bir yana, aslnda insanlar uzaya gnder
mek bir hata. Bir kere ok pahal, son ra tehlikeli ve robotlarn,
oraya gitmeyi deerli klan yegane i o l a n, Dnya'nn ve evreDiyagonal:

86

KELMELERN GC 1
mizi saran kozmosun izlenmesi grevini insanlardan daha iyi
yapabilecekleri de bir gerek.
Vakum: Yirminci yzylda fizikiler, vakumun bo olmad
n rendiler. Vakum, atomlar tarafndan rasgele k yaymna
neden olan dalgalanmalarn yer ald bir hacimdir. Bu geree
ramen, smsk kapanm bir fanusun iindeki havay dar
pompaladnzda, balangta fanusun iinde olan btn atom
lar pratik olarak oradan ayryorsunuzdur ve bu durum, ierde
ki yapnn zelliklerini deitirecektir; zellikle de boaltlan
alandaki s geirgenliini -vakum, iyi bir s izolatrdr.
Sz nt : Dk scaklk fizikilerinin kabusudur. Bo hacim
lerin (ki s izolasyonu olarak kullanlrlar) gazla dolmas sure
tiyle, sznt her trl soutmay imkansz hale getirir. En kt
szntlar -" sper-sznt" olarak da bilinirler- sadece s
per-akkan helyumun szmasna imkan verenlerdir -mutlak s
cakln 2 derece altndaki (-271 C) sper-akkan helyum, yo
unluu olmayan bir kuantum svdr ve en kk delikten bile,
devasa bir ak tneldeymiesine hzla dar frlar.
E-posta : Elektronik bir mesaj. Geniletilmi olarak, iletiim
ann kendisi. Dnyann her yanndan btn aratrmaclar,
gnmzde srekli biimde bilgisayarlar vastasyla birbirleri
ne bal durumdalar. World Wide Web (WWW) zerinden bir
ok bilimsel veri, arkadalk ve bazen daha fazlasn paylayor
lar. Bu a, 1 989 ylnda, Cenevre'deki CERN (Avrupa Nkleer
Aratrma rgt - le Conseil Europeen pour la Recherche
Nucleaire) bnyesinde alan aratrmaclardan Tim Ber
nes-Lee tarafndan kefedildi. Uzun bir sredir bilim insanlar,
dnyann her yanna dalm byk bir aile gibi yayor .


Setiim bu kelimelerin, gen hemerilerime gndelik haya
tmn belli almlarn baaryla yanstacak gce sahip oldukla
rn umuyorum. Eer temel paracklar zerine alyor olsay
dm, muhtemelen bilimsel terminolojideki baz kelimelerin me
taforik gcn daha iyi kullanm olurdum; rnein, paracn
87

1 6. BLM
"ekicilii" ok isabetli bir ierik ol ur ve sadece atletik vcutlu
olmak anlamna gelmeyebilirdi. Bu konu da, anlatlan konuyu
metaforlar kullanarak sunan bilim insanlarna hibir itirazm ol
maz. Mamafih, baz paracklarn ayn biimde davranma eili
mini tadn ifade etmek iin onlardan "sokulgan bosonlar"
diye bahsedilebilir. Ama, Jacques Lacan veya Julia Kristeva gibi
baz psikanalistlerin, kuantum fiziine veya matematiksel man
ta dair kelimeleri, kendilerini bu konularda sahte otoriteler
olarak ilan etmek amacyla yanl kullanmalarn, Alan Soka! ve
Jean Bricmont ile birlikte ben de protesto ediyorum. 11
Her durumda szckler, sadece konular birbiriyle ilikilen
dirmenin gcne sahip olmakla kalmazlar. Ayn zamanda, d
ncenin de temelini olutururlar. Ama bir bilim insannn orta
ya att her sz ayn zamanda bir ierik midir? Bilim insan se
tii basit bir kelimeyle, sadece bir fikri iletmeyi kolaylatrmaya
alyor olamaz m? Keifle ilgili btn krediyi, doru szck
leri bulan ya da daha dorusu, iletiim konusunda dierlerin
den daha iyi olan bilim insanlarna m vermeliyiz? Bu soru, bi
zimki gibi rekabetin yksek olduu, aratrmaclarn dzenli
olarak denetlendii ve eitli dllerle onurlandrld -konfe
ranslara davet edilmeler, lke apnda ve uluslar aras dller
vermeler gibi- konularn aklanmasnda ska karmza kar.
Kendi yarattmz kk dnyalarda, gnmzde birok r
nekte olduu gibi, gerekte bir grubun baars olan keifler san
ki tek kiinin buluuymu gibi, sunumu yapan bireyleri dllen
diririz. Aratrma camias bu tr dllere kar ok duyarldr ve
hakldr da. Ama sadece dl kazananlar hatrlamak gibi de bir
eilim vardr ve dl kazanan biri anons edildiinde, btn j
rinin bir araya gelip seimini yapmasnda -zellikle de Nobel
dlleri'nde- yaanan tereddtlere ramen, bazen katlmclar
hakkndaki yargmza da biraz ince ayar eklememiz gerekir.
Bence sper-akkanlk konusundaki durum da byledir. Bu
rnei ele almamn bir nedeni, bizzat kendimin de bir kuantum
zellii olan sper-akkanlk meselesi zerine alyor olmam
dr. lgim, belki bu konunun bendeki zel yeriyle alakal grle
bilir ama kayda deer bir dier nl'dl'n dl', bu alanda 1937-38 yl88

KELMELERN GC !
larnda yaplan bulularn tarihine bakl dnda grlen birka
zellik ve bunlarn gerekletii sorunl u dneme k tutulma
syla beraber, sper-akkanlk teriminin ortaya atlmasnn ya
ratt etkilerdir.
"Sper-akkanlk", baz belli akkanlarn, belirli scaklk
deerlerinin altndaki scaklklarda srtnmesiz olarak akma
zelliidir -yani, sanki younluklar sfrm gibi davranmalar
dr. Deneyler srasnda ortaya km bu bulu, 1978 ylnda No
bel dl kazanm olan Piotr Kapitza'ya ve sz konusu bulu
un deerlendirilmesi de, Sovyet teorik fizik arenasnn byk
simas ve bulutan 16 yl nce, 1962 ylnda Nobel dl sahibi
olan Lev Landau'dur. Bu iki atf konusunda, Jou rnal o/ Low Tem
perature Physics- Dk Scaklk Fizii dergisinde tartma a
maya ciiret ettiimden, camiada birka dman bile edindim
(bazlar arkadalarm arasndan) . 18 imdi geri dnp, bu olayn
karmak yksne bir bakalm.
8 Ocak 1938 tarihinde ngiliz Na ture (Doa) dergisi yan yana
iki makale yaynlam. Derginin 74. sayfasnda yaynlanan birin
ci makale, Moskova Fizik Problemleri Enstits'nden P. Kapitza
tarafndan 3 Aralk 1937 tarihinde gnderilmi: " Lambda-nok
tas altndaki sv helyumun younluu." 75. Sayfadaki ikinci
makaleyse, Cambridge'deki Kraliyet Mond Laboratuvar'ndan
J.F Allen ve A.D. Misener tarafndan 22 Aralk 1937 tarihinde,
yani birinci makaleden on dokuz gn sonra yollanm: "Sv hel
yum Il'nin ak" .
"Lambda noktas", 1927 ylnda Amsterdam yaknlarndaki
Leiden' de Willem Keesom tarafndan, ok soutulmu svnn fi
ziindeki normal d davrann kefi srasnda tespit ettii bir
scaklk deerine (T,_ = 2,1 7 Kelvin derece = -271 C) karlk gel
mektedir. Sz konusu scakla helyumu getirmek zellikle zor
bir itir. Fizikilerin helyumun "zel scakl" dedikleri bu nok
ta, olabilecek en souk noktadr. Miktar scakln bir fonksiyo
nu olarak gsteren an erisinin formu, Yunan alfabesindeki
lambda harfine benzediinden, Keesom ona bu ismi vermiti.
Sonra da, Te zerindeki svy "helyum l" ve T,. altndaki svy
da "helyum il " olarak isimlendirmiti. Bu srada da, zerinde
89

j 6. BLM
uramakta olduu svnn kimyasal reaksiyon zellikleri bu
lunmayan, minik, yuvarlak atomlardan olumasna karn, iki
farkl akkanlk hali gsterdiini anlamt -bu gayet hayret
uyandrc bir keifti.
1937 Ylnn Nisan aynda, J.F. Ailen, R. Peierls ve M .Z. Ud
din' in, helyum Il'nin sy mkemmel bir biimde iletiyor oldu
unu bulmasyla, Cambridge' de gelien olaylar hzlanm. Bu s
rada, Moskova' daki rakipleri Kapitza, derhal bu davrann ne
denlerini bulma abalarna balam. Eer younluk dkse, s
vnn iindeki hareketler de zellikle daha rahat olacandan, s
y bylesine mkemmel iletmesine katkda bulunuyor olabilir
mi? Denemi. Yzeyleri parlatlm iki diski, aralarnda bir mik
rondan az mesafe kalacak ekilde birbirine iyice yaklatrarak,
svnn bu ince aralktan geii zerine alp, younluunu l
m. T, zerindeki helyum I'in sz konusu ince aralktan ge
mekte zorlanrken, Te altndaki helyum Il'nin kolayca aktn
grm. Na ture dergisinde kan makalesinde, lmlerinin hi
bir saysal sonucunu vermemi, sadece svnn ince araln giri
indeki ve kndaki basn farknn, ak hznn karesiyle do
ru orantl olduunu beyan etmi ve buradan kan sonucu, ak
bir trblans tr eklinde aklam. Szlerini srdrrken de (ba
na epey bir kafas karm gibi geldi), eer ak trblans olmasay
d, yani dzgn olsayd, sv nn younluu yine de ok fazla dm
9
olacakt -bir poise'nin milyonda birinden daha az, ki bu da su
yun younluundan on milyon kez az olmas anlamn tayor
diye belirtmi. Sonuta, Kapitza'nn bu saptamas ve ardndan
syledikleri bir dnm noktas niteliinde olmu: "Sper-ilet
kenlerle bir analoji yaplmak suretiyle, lambda noktasnn altn
daki helyum zel bir hale girer ki bu da sper-akkan olarak
adlandrlabilir." 'Sper-akkan' szn Kapitza icat etmitir.
Bir nceki blmde zet olarak deindiim zere, elektron
lar srtnme olmakszn aktnda, metalin elektriksel direnci
kaybolur ve sper-iletken hale dnr. Sv helyum da srtn
mesiz aka bir dier rnek tekil eder ve her ne kadar aralarn
daki iliki onlarca yl sonra net biimde a n lalacak olsa da, Ka
pitza bu iki fenomeni birbiriyle kyasla makta hakldr.
. o

KELMELERN GCU 1
Toparlarsak, Kapitza'nn makalesi artc bir incelie sahip
ve ksmen yanltr ama nihayetinde dahice edilmi iki nerme
ierir. imdi, bu makalenin hemen yannda yaynlanm olan di
er makaleyle bir karlatrma yapal m .
ngiliz bilim adamlarnca yazlm olan b u makale syle ba
lyor: "Sv helyum Il'nin eitli zellikleri zerine yaplan bir
aratrma, bize bu elementin viskozitesi zerine daha dikkatli
almalar yapmak gerektiini gstermitir. imizden biri yakn
zaman nce, helyum il viskozitesinin, titretirilen silindirden
szmek yoluyla lldnde, st snrnn 10-5 cgs olduu so
nucuna varmt. Biz de Kapitza'nn yukardaki makalesinde
vard sonucun aynsna ulam bulunuyoruz; yani, iin iine
yksek Reynolds saylar girdiinden, lmler muhtemelen
dzgn olmayan bir ak gstermektedir . " 3 Aralk ile 22 Aralk
1937 tarihleri arasnda Allen ve Misener, rakipleri Kapitza'nn
makalesinin dergiye ulatn renmilerdi. Bunun nasl oldu
unu buldum. Ama nce, Allen ve Kapitza'nn kendi trblans
niteliindeki tarihi karlamalarn ortaya koyalm.
Kapitza doktorasn, Cambridge niversitesi'nde -ki bu ni
versite Newton ve onun gibi birounun da okuluydu- Maxwell
tarafndan Rutherford program kapsamnda kurulmu Caven
dish Laboratuarlar'nda yapm bir Sovyet aratrmacsyd.
Ludwig Mond'un cmert bursu sayesinde Kraliyet Camias,
onun adn tayan Mond Laboratuvar'n kurmutu. Orada Ka
pitza, yeni bir helyum svlatrcs kefedip, bu sistemi kurmu
tu. Ayn zamanda ok yksek manyetik alanlar yaratarak, tehli
keli deneylere de girimiti; laboratuar, binann dier ucunda
konulandrlm olan yneticileri, olas herhangi bir patlama
dan korumak amacyla uzunlamasna kurulmutu.
Kapitza her yaz Moskova'ya giderek ailesini grmeyi zaten
alkanlk haline getirmi olmakla birlikte, 1934 ylnda Lenin
grad' da Mendeleev'in yznc doum gn kutlamalar yap
laca aklannca, lkesine gitmek iin iki nedeni olmutu. te
bu gidiinde Stalin, onun bir daha lke dna kmasna izin
vermemiti. Byk diktatr, endstri atlmnda gerekli oksijeni
imal etmek iin yaplan almalara ve daha sonra da Sovyet
91

i 6. BLM
bombalarnn retimine -ki bu alan Kapitza'y utan iinde b
rakmt- yardmc olacak byk bilim insanlarna ihtiya duyu
yordu. 1 934 Ylnda Stalin, zorla lkede tuttuu bu bilim adam
n ie komak istedi. Onun iin Moskova' da, parkn iinde by
cek bir ev grntsndeki, imdilerde ad Kapitza Enstits
olan Fizik Problemleri Enstits'n kurdu. Zorla lkede tutul
ma hikayesinin duyulmasyla birlikte Rutherford devreye gire
rek, Kapitza'ya geride brakt ekipmanlarn iki artla gnder
meyi teklif etti: Birincisi, Sovyetler Birlii bu ekipman satn ala
cakt ve ikincisi de, Cambridge Kapitza'nn orada kurduu de
erli helyum svlatrcsn elinde tutmaya devam edecekti.
unu netletirmeliyim ki, o yllarda helyum, modern fizikte
ki zel yerini almaya balyordu. Kuantum fizii fenomenleri
makroskopik seviyede kendilerini ortaya karmadan nce bile,
bilim insanlar helyumun dk scaklk salamak iin kanl
maz bir ihtiya olduunu anlamlard. Mutlak sfra yakn
(O Kelvin derece) scaklklarda, maddenin iindeki scakla ba
l hareketin durduunu ve maddeyi oluturan bileenler arasn
daki hassas ilikilerin llebilir hale geldiini, durumun, tpk
sis kalktnda manzarann netlemesi gibi olduunu da biliyor
lard.
Ama sv helyumun nasl elde edileceini bilen laboratuarla
rn says bir elin parmaklar kadard: Leiden, Toronto, Oxford,
Cambridge ve Kharkov. Bir dier svlatrc kurmak ve bilim
sel almalarna balamak iin Kapitza, Cambridge' de kendisi
ne yardm eden iki teknisyen Laurman ve Pearson ile birlikte,
rencilerinden birini yllna Moskova'ya getirmeyi de be
cerdi -David Schnberg, sonradan Mond Laboratuvar'nn y
neticisi olacakt. Buradan da, Stalin'in Kapitza'ya ne kadar ihti
yac olduunu anlyoruz; o kadar ki, Sovyetler Birlii'nde rasge
le tutuklamalar ayyuka ktnda, Kapitza Fok adnda gen bir
teorisyenle birlikte, Landau'nun da serbest braklmasn sala
yabilmiti. Sovyetler Birlii'ndeki teorik fizik alannn gelecekte
ki liderlerinden biri olan Landau, M oskova' da Kapitza ile birlik
te almak zere davet edilmeden nce, doktorasn Lenin
grad' da, doentliini Kopenhag' da N iels Bohr ile yapm, Khar92

KELiMELERiN GC 1
kov' daki (Ukrayna) ilk iinde almaya balamt. Ama 1938
ylnn Mart aynda, bu kstah gen deha, rejime kar gelmek
ten dolay tutuklanm ve hapse atlmt . Kapitza onu hapisten
kartmak iin Molotov'a, Landau'ya karlk teminat olarak
kendi zgrln teklif etmi, buna ramen istediini elde et
mesi bir yln almt (1939 Ylnn Nisan ay) . Kapitza, burada
sz konusu ettiim makalesini Na t u re dergisine, Stalin ve Molo
tov' a kar bakaldrs balamadan hemen nce (Hi de cesaret
yoksunu deildi!) yollamt.
Btn bilimsel aratrmaclar iin yaynlarn nemi azmsa
namaz. O yllarda bilimsel bir dergide yazs yaynlanmak de
mek, bir bilgi parasnn retildiinin yegane ispatyd. Uzun
sre en iyi dergiler uluslar aras nitelikte olanlard ve her birinin
bir 'editrden duyuru kesi' olur, orada bariz sebeplerden do
lay belli bir ncelik sistemi oturtmak amacyla, makalelerin der
giye ulat tarihler verilir ve makaleler, eletirmenlerin deer
lendirebilmesi iin gereken zaman sresince gizli tutulurdu. Bu
aamada, yaznn ieriinin tutarl olup olmadna, net ve anla
lr bir dille yazlp yazlmadna ve ad sakl iki hakemin ele
tirilerine cevap verip vermediine baklrd. Bu denetim meka
nizmas nemli ve ok hassas bir konuydu ve hepimiz buna za
man zaman kendi aramzda kabilen tartmalar ne kadar ar
olursa olsun, drste sayg duyardk. Eletirisiyle birlikte yaz
mzn uluslar aras bir dergide yaynlanmasnn kabul edilmesi,
iimizin bilimsel kalitesi ynnden ilk donanma sahip olmaya
karlk geliyor ve bulduumuz sonularla gerein ilk karla
mas ansn veriyordu. Ve elbette, kimin buluu nce yaynla
nrsa, kaif de o oluyordu; ondan sonra ayn konuda yazanlar,
birincinin sonularyla konuyu yemden ele alm saylyorlard.
stne stlk, prensipte her bir yayn, bir baka aratrmacnn
konuyu sorgulayabilmek amacyla teoriyi yeniden kurgulaya
bilmesi iin gerekli btn detaylar da ortaya sermeliydi. ster
lm yoluyla yaplm olsun, isterse eitliklerin zlmesiyle,
bu bir kuraldr. Bilimsel sonu, yeniden retilebilir nitelikte ol
maldr. Nitekim, kendi aratrmasn aa yukar bakasnn
kiyle ayn zamanda bitiren birinin, nce biten ii yeniden ret93

i 6. BLM
mekle sulanmas mmkn mdr? te bu, biz bilim insanlar
nn karlah problemlerden biridir.
Kapitza, makalesini Nature dergisine gndermiti . 1937 Yln
da Moskova'yla ngiltere arasndaki iletiim zorluklarn, Kapit
za'mn sabrszln ve biran nce yazsnn yaynlanmasn ar
zuluyor olmasn tahmin edebiliyoruz. Bu nedenle de, Ruther
ford emsiyesi altnda alrken tand meslekta John Cock
croft' dan, yazsndaki ispat dzeltmelerini kendisi yerine yap
masn rica etmi. Cockcroft, Kapitza ayrldktan sonra Mond
Laboratuvar'nn yneticisi olmutu. Ayrca 1951 ylnda, Einste
in'n mehur eitlii E=mc2 formln ilk kez dorulam kii
olarak Nobel dl alacakt! Kendi ynettii laboratuarda al
an Allen ve Misener'in bulduu sonularn aynlarn Kapit
za'nn da yaynlamak niyetinde olduunu grnce Cockcroft,
kendi adamlarndan bulduklar sonular biran nce yaynlana
bilecek hale getirmelerini istemi. unu da ilave etmem gereki
yor ki, bu konulardaki rekabet, olmas gerektii zere, gerekten
ok skdr; Jack Allen, Cambridge tarafndan Kapitza'nn yerine
alnan iki gen bilim adamndan biriydi. Dieri de, kuantum
maddesi zerine yapt ile mehur olan teorisyen Rudolf Pei
erls idi. Sonu olarak, Jack Allen Cambridge' e gelmeden nce
Toronto' da alm olduundan, gelirken yannda bir de ren
cisini getirmiti; Don Misener. Toparlarsak, her ikisi de Cam
bridge' de Kanadal gmen olan Allen ve Misener, orada kendi
lerinden nce alm bir baka gmen olan (SSCB gmeni)
profesrleri ve rakipleri Kapitza'nn Stalin tarafndan alkonma
s sonucunda, ardnda brakt materyaller sayesinde arahr
mal arn srdryorlard.
imdi o gnk tartmaya dnelim. Sovyet fizikisi Androni
kashvili, kitabnda, Kapitza'run Allen' e gre ncelii olduunu
nk makalesini on dokuz gn nce teslim ettiini sylyor.
Ama bu sama; Allen dorudan Kapitza'nn yapt ii yeniden
retmemiti ki! Misener'le birlikte yazdklar makale, sv helyu
mun, sa kl inceliinde "klcal" olarak adlandrlan bir tp bo
yunca akyla ilgili gayet isabetli ve detaylandrlm deerler
ieren bir iti. On dokuz gnde yap l abilecek olandan ok daha
94

KELMELERN G0C 0 1
fazla kayda deer miktarda i vard ortada. Hatrlarsanz, her bir
deney, dier her eyi soutacak olan sv helyumun retilmesiy
le balyordu! Dolaysyla Allen kanad Kapitza'y entelektel
drstle aykr davranmakla sulayarak, yaptklar lmler
den kardklar artc sonucu ortaya koydu:
(1) Helyum il, helyum I' den ok daha hzl akar. Scaklktaki
kk bir deiiklik, akkann davrannn tamamen
deimesi iin yeterlidir.
(2) Helyum II'nin ak hz, kesinlikle klcal borularn ula
rndaki basntan bamszdr; imenleri sularken hortu
mun ucundan kan su, musluun ne kadar ak olduu
na baldr -mamafih, helyum il bundan ok deiik
davranmaktadr.
(3) Bu ak hz ayn zamanda, binin katlarnca deitirilerek
denenmi klcal borunun apndan da bamsz grn
mektedir. Klasik bir tpte, sulama iin kullanlyor da ol
sa, ak hz, tpn kesit alanyla doru orantldr -bu
hz en byk klcal boruda en kne oranla 1000 kez
daha byk olmalyd.
Helyum II'nin davran her hangi bir klasik kanuna karlk
gelmediinden, aratrmaclar bu durumda bir younluk dee
rine karar vermenin imkansz olduunu belirtiyorlard. Bu so
nu gayet net, ak ve isabetliydi. Helyum II'nin bilinmeyen ka
nunlara uyar biimde davrandnn ilk ispatn, yeni bir tr
akkanla uratklarn ileri srerek yaptlar. Kald ki, Kapit
za'nn hassas deerler olmakszn ileri srd ikinci dereceden
bir denklemle ortaya koyduu kanun, tam olarak akn bir tr
blans olduunu dorulamyor ve ispat etmiyordu. Allen ve
Misener' in makalesindeki bilimsel deerler gayet net biimde
Kapitza'nnkilerden daha iyiydiler ama nasl oldu da Nobel
dl'n Jack Allen deil de Kapitza ald?
Bunun nedeni sadece psikolojik ya da politik meseleler deil
dir. Burada enteresan bir bilimsel problem vardr: Sper-ak
kanlk ve drdnc blmde konutuumuz Bose-Einstein yo95

1 6. BLM

Resim 7. Fskiye olay, fotoraf: J.F. Ailen ve J.M.G. Armitage, 1971 . J.F.
Allen' in sonradan profesr olduu St. Andrews niversitesi, Fizik ve
Astronomi Okulu arivinden.

unlamas arasndaki teorik balant. Dolaysyla, bu noktada


hikayeye bilimin tane daha byk ismini sokmam gerekiyor:
Fritz London, Laszlo Tisza ve Lev Landau . Buyurun size bir m
nakaa daha!
Olaylarn akn deerlendirelim. 5 u bat 1938 gn, yani 4
hafta sonra Jack Allen Na tu re dergisindl' bu kez Harry Jones ile
birlikte ikinci bir makale yaynlad. Si.i pt-r-akkan helyumun
iinde olduu klcal boruyu bir ucundan sttnda, lokal basn
cn arttn ve bylece helyum stviytsin i n ykseldiini, hatta
96

KELiMELERiN GC 1
dier utan fkrarak ktn kefetmiti. Bu yeni kefini "fski
ye etkisi" olarak da adlandrmt. Yaplan deneyin kurulumuna
bakldnda, eer buradaki akkan klasik bir akkan olsayd,
stlan utaki sv seviyesinin dyor olmas gerekirdi. Bunun
tam tersini gzlemlemeleri, Ailen ve Jones'un sz konusu sv
nn doasyla ilgili tuhaf bir hipotez ileri srmelerine neden ol
du . Bu kez teorisyenlerin baka seenei kalmamt; maddenin
bu yeni halindeki davranlar zerine radikal olarak deiik bir
yoruma ihtiyalar vard.
Fritz London'un Nature dergisine " Lambda fenomeni ve Bo
se-Einstein dejenerasyonu" balkl makalesini gndermesi iin
sadece bir ay yetmiti ve 9 Nisan saysnda yaz kt. 1900 Yln
da Brelau'da (gnmz Polonya'snda Wraclaw ehri) doan
Fritz London, Ervin Schrdinger ile alt ve Walter Heitler ile
birlikte kuantum kimyas teorisini kurduu Nazi Almanya' sn
dan kayordu. Paul Langevin, Jean Perin ve Edmond Bauer,
Fransa' nn en solcu hareketi olan sivil direniin glendii o
gnlerde, London'u sevinerek Henri Poincare Enstits'ne ka
bul ettiler. Kendisi 1939 ylma dek Paris'te kaldktan sonra, Bir
leik Devletler' deki Duke niversitesi'nden profesrlk unvan
ald. London, lambda noktasndaki scakln (2,2 K), Einstein ta
rafndan ortaya atlan kuantum younlamasnn tahmin edilen
scaklna (3,3 K) yakn olduunu fark etmiti. Ayrca, sv hel
yum atomlarnn dk ktleleri nedeniyle yksek kuantum
alkants ihtimaline yakn maddelerden olduunu da anlamt.
Sonu olarak, svnn belli slardaki scaklk deiimlerinin -ki
Keesom bu deiim grafiinin Yunan harfi lambdaya benzedii
ni dnmt- Einstein tarafndan kuantum younlamas fe
nomeninde tahmin edilen deiimlere benzedii dikkatini ek
miti.
London, svnn bu davranlarnn nedenini doru anlamt
ama o zamanlarda ok az sayda insan, " Bose-Einstein youn
lamas" diye bilinen ngrye inanyordu . Einstein' n kendisi,
2
" Bu teori sevimli bir teori ama iinde hi gerek var m?" 0 diye
yazmam myd? Maddenin hal deiimleri teorisi henz erken
bir evresindeydi. rnein, Hollandal fiziki George Uhlenbeck,
97

] 6. BLM
dengelendiklerini gzlemlemek imkansz ise, nasl olup da iki
akkan halin var olabildiini anlamad. Buzu bir bardak suyun
iine koyarsanz ve scaklk da O Santigrat dereceyse, buz ve su
birbiriyle dengede olacaktr. Ama byle bir denge, klasik bir
gazla, ayn gazn Einstein' a gre younlam hali arasnda
mmkn deildir. Bu problem zerine, 1937 ylnda, Van der
Waals'n yznc doum gn kutlamalar kapsamnda yap
lan konferansta, Einstein, Ehrenfest ve Kramers arasndaki g
rmelerden sonra baz gelimeler kaydedilmiti. Landon, ku
antum gazlar teorisinin sv maddenin yeni halini aklyor ol
masnn bir eit saplant biiminde grldne dair ciddi ku
kular tasa da, eer gerekse, bunun yapsal bir devrim olduu
nu dnerek konferansa katld. lerde greceimiz zere, Lan
dau inatla bu gre inanmay reddetti. Ama bu konuya girme
den nce, hikayenin bir dier bklme noktas var.
Fritz Landon, Paris' e kaan yegane yabanc deildi. Kendi
siyle birlikte gelmesi iin 1907 ylnda Budapete'de domu
olan Laszlo Tisza'nn da akln elmiti. Gttingen'de Max
Born'un eski rencisi olan Tisza, Leipzig' de Heisenberg'in y
netimi altnda Teller ile birlikte alm ama sonra Macar Nazi
hkmeti tarafndan dnce sulusu olarak tutuklanmt. On
drt ay hapis yattktan sonra, snma midiyle Krakov' daki do
entlik kadrosunda yer almak zere Landau ile birlikte oraya
gitmiti. Paul Langevin onu, "Yabanc Bilim nsanlarn Koruma
ve Bulma Komitesi" yardmyla Paris'teki College de France
okuluna getirmiti. College de France' den, Henri Poincare Ens
tits' ne gitmek sadece Place du Pantheon caddesini gemekten
ibaret olduundan, Tisza iin Fritz London'la almak son dere
ce kolay olmutu. Jacqueline Hadamart da o gnlerde Paul Lan
gevin' in laboratuarnda alyordu ve Tisza'nn, ynetimin ken
disine Birleik Devletler snma vizesi almay baard 1941 y
lna kadar Fransa' da kalmasna yardmc olmutu. Sonunda, an
ti-semitik zulmden kamay baararak gemiye binmeyi bece
ren Tisza, Massachusetts Inst. Tech . ' i n kend isine teklif ettii po
zisyonda almaya balamt.

98

KELiMELERiN GC 1

E-posta gerekten mkemmel bir icat. 2001 Ylnn balarn
da Tisza'nn 94 yanda emekli bir profesr olarak hala aktif ol
duunu rendikten sonra, e-posta adresini arayp bulmak ok
kolay oldu. Ardndan, muziplik olsun diye, kendisinin Massac
husetts Inst. Tech.' deki e-posta adresine bir mesaj yolladm ki
bu yaptmn aslnda ie iine mesaj yazp denize atmak gibi
olduunu dnyordum. O zamanlarn bunalml politik orta
mnda nasl olup da onca bilinmezi ortaya karan youn bilim
sel faaliyetler yrtldn daha iyi anlamak istiyordum. Tis
za sadece bu muzip e-postama cevap vermekle kalmad gibi,
aramzda geen birka mesajlamay takiben, kendisini s
per-akkanlarla ilgili bir seminer vermek zere Ecole Normale
Superieure'ye davet bile edebildim. Benim laboratuarm, Henri
Poincare Enstits'ne iki yz metre uzaklkta ve bu binann
nnden onunla birlikte yryp getik. Tisza yava yava y
ryordu ve rue Pierre et Marie Ctirie Caddesi zerindeki iri kr
mz tulal binann nnde bir an durduumuzda, ona destek
olmak amacyla koluma girmesini teklif ettim. 1938 ylnn b
tn hatras gznn nne gelmiti. London'la birlikte yry
yapmay severlermi ve bu yrylerden birinde Landon ona
dncesini am: Sper-akkanln, her ne kadar bir svyla
ilgili olsa da, Einstein'n gazlar iin ngrd kuantum youn
lamasyla ayn tr bir durum olduuna inandn sylemi.
Buna karlk Tesza, London'un hipotezlerini temel alan ve du
rumu izah edebilmeyi salayan, sper-akkan helyumun bili
nen btn zelliklerine dair bir dizi muhteem fikre sahipmi ve
baz ilave tahminlerde bulunmu. Yine Natu re dergisinin 21 Ma
ys 1938 saysnda "iki sv modeli" baln verdii, r aan
bir baka makalesi yaynlanmt. Anlalaca zere sz konusu
bu model, sv helyumun birbirinden ayrlamaz iki akkann ka
rm olduu, ancak birbirinden bamsz hareket ettikleri y
nnde, devrim niteliinde bir gr ortaya atyordu. Nasl olur
da ayn svnn bir paras, dier paralar olmakszn hareket
edebilirdi ki? Suyla alkol birbirine kartrn, sonra da alkol
99

1 6. BLM
oynatmadan suyu hareket ettirmeyi deneyin! Ama Tisza, bu ina
nlmaz olasln Bose-Einstein younlamasyla ilgili olduunu
anlad. Sz konusu olaslk Landon' a bile imkansz grnyor
du ama sonunda Tisza'nn hakl olduu ortaya kt .
Bu karmak hikaye, tereddtlerin ve anlamazlklarn hep
birlikte bilimsel disiplinlerin iinde yumak haline geldiini ve
bylesine youn rekabetin yaand bir ortamda olaylarn geli
im hzn gsteriyor; btn bu makaleler ve hatta Kharkov ve
Oxford' da alan ekipler tarafndan ortaya kartlan dier ba
ka sonular da -ki burada hepsim aklayarak daha fazla vakti
nizi almayacam- Nature dergisinin Ocak ve Mays aylar ara
snda kan saylarnda yaynlanmt. Kapitza, Landau'yu Sta
lin' in hapishanelerinden kurtardktan sonra yeniden iin iine
soktu. ngiltere' de yaplan deneysel aratrmalar ksa bir sre
sonra sava nedeniyle durmak zorunda kald Sonra Landau da
dahil herkes yeniden almalarna balayacakt. 1941 Ylnda
SSCB 'de Fizik adl dergide, "Helyum Il'nin sper-akkanl te
orisi" 21 adnda bir makale yaynlad. Bu makalede Landau, s
per-akkanlk teorisinin hala baz ald Tisza'nn modellerin
den bile daha net kantlarla, iki sv modeli daha gelitiriyordu.
Makale, bir kuantum svy tarif etmek iin quasi-parack" ie
riini ortaya atmak asndan gerekten byk bir takdiri hak
ediyordu. Hem sper-akkan helyumun nasl aktn ve hem
de termodinamik zelliklerini (nasl sndn, mesela) akl
yordu. Sz konusu makale, fiziin byk bir alan iin temel ni
teliklere sahip olsa da, dier yandan aikar biimde Jack Ailen,
Laszlo Tisza ve dierlerine kar adaletsizlik yapyor, Fritz Lon
don'un adn bile anmyordu. Burada psikoloji, politika ve bilim
zerine birka sz daha etrnee deer dorusu .
Landau'nun makalesi yle balyor: "Sv helyum tuhaf
zellikler gelitiriyor olmakla biliniyor. Bunlarn arasnda en
nemlisi, Kapitza tarafndan kefedilen sper-akkanlk zellii."
Landau hayatn Kapitza'ya borluydu, bu kesin, ama Kapit
za'nn kendisi bile bu kefin salt kendisine ait olduu yalann
bylesine ortaya atmamt. Landau, sper-akkanlkla Bo
se-Einstein younlamas arasnda b;la nt olduu yolundaki
11

1 00

KELMELERN GC 1
" neriler" konusunda da Tisza'ya atfta bulunup, bu fikrin esas
sahibi olan London' dan hi bahsetmeden devam ediyor. Sonra
yle yazyor: " Bu konuda Tisza tarafndan gelitirilen akla
malar, sadece nerilerin mesnetsizce ortaya atlmasyla kalm
yor, asl dnceleriyle de dorudan elikiler barndryor."
te bu noktada eski doentine kar gerekten acmasz oluyor.
Sekiz yl sonra, kendi teorisindeki kk bir hatay dzeltmek
iin yazd bir makalede de, Tisza hakkndaki grn netle
tiriyor:
"Tisza'ya kar manevi borcumu aklamaktan asla gocun
mam, aksine mutluluk duyarm. 1938 Ylnda, Helyum II'yi iki
ye ayrp, her bir paraya ayr hzlar vererek bana gsteren odur.
Tisza'nn detayl bir makalesi, [Journal du physique et du radi
um 1 :165 ve 350 (1940)] o tarihlerde sava nedeniyle SSCB'ne
ulamamt ve daha nce yazd dier iki mektup da, maalesef
gzmden kam [Comptes rendus de l' Akademie des sciences
(Paris) 207:1035 ve 1186 (1938)] . Yine de, tm deerlere dayal
teorileri (mikroskobik ve termo- ve hidro-dinamik), bence top
yekt1n yanltr."
Buradan iki ey renmi bulunuyoruz. Birincisi, Lan
dau'nun eski doentinin ilerini kmsemeye devam ettii;
ikincisi de, Landau'nun Nature dergisine yazd ksa mektup
tan hemen sonra Tisza'nn ayn dergide kan makalesini oku
mam olduunu. Bu ikinci noktada merak ettiim ey, benim
uluslar aras yaynlarla ilgili endielerimle (bkz. 12. Blm) ayn
zamana rastlayan sz konusu Tisza makalesinin, sadece Fransz
ca olarak yaynlanmas myd? Ama bana, 1962 ylnda kazand
Nobel dl' n kiisel olarak alamamasna neden olan ciddi
bir trafik kazas sonrasnda komaya girdii ve bilinci yeniden
geri geldiinde de Landau'nun ilk olarak Franszca birka sz
etmi olduu sylenmiti. Buradaki kafa kartrc sorunun ce
vabn tam olarak anlamak amacyla, Landau'nn eski bir ren
cisiyle temasa getim; Sovyet rejimi ktkten sonra Birleik
Devletler'e g eden ve orada sper-akkanlk zerine alma
larna devam eden nl bir fiziki, Alexei Abrikosov ile. Abriko
sov, SSCB'de fizik alannda bir idol olarak grlen Landau'nun
101

\ 6. BLM
Franszca bildiinden kuku duymam karsnda oke olmu g
rnd. 15 Ocak 2001 tarihinde Abrikosov'dan gelen cevabi
e-posta iletisi yleydi:
"Sayn Dr. Balibar,
Landau yabanc diller kon usunda ok yetenekli biriydi. Al
manca, ngilizce, Franszca ve Felemenke dillerini bilirdi. Do
laysyla, Tisza 'nn Franszca yazlarn da okuyabilirdi. Ama
gazeteleri sk sk, kendisi okumak yerine on un okumasn istedi
i Lifshitz Franszca bilmezdi. kinci sorunuzla ilgili konuda da
kukularm var, zira zellikle bilincinin geri geldii gnlerde
s rekli orada, has tanede kendisinin yanndaydm (ilk sarf ettii
sz de benim admd ayrca) ama Franszca tek bir sz ettiini
bile duymadm (Ben im Franszcam iyi olmaktan ok uzakt r
ama Franszcay ngilizceden ay rt edebilecek kadar bilgim de
vard r.)
Sayglarmla,
Alex Abrikosov

retmenine kar bylesine hayranlkla dolu bir renci


grmek duygulandrc; o retmen ki, her ne kadar hakl olsa
da, manyetik alann bir sper-iletkenin iine giriimi zerine
rencisinin teorisini yerle bir etmeye alm ve buna ramen
rencisi Abrikosov 2003 Nobel dl' n almt. Ama Abriko
sov, Landau'nun neden Tisza'nn helyum il zerine yazsndan
haberdar olmad konusunda bana alklanacak bir aklama
getirmiti: Kendisi, bilimsel literatre dair konular okumada
Lifshitz' den servis alyordu. E.M. Lifshitz, Landau'nun yazd
ve btn dnyadaki fizikilerin bugn bile hala kulland bir
seri fizik kitabnn yazar asistan olacakt. Lifshitz, Tisza'nn de
tayl almasn ustasna nakletmeyi unutmu olabilir miydi?
Hi phe yok ki, Landau'nun etkisi ok gl hale gelmiti; bir
eyi Landau sylediyse, o ey doru olmak durumundayd. S
per-akkanlk Kapitza'nn tek bana ya pm olduu bir keifti
ve bu teoriye Tisza'nn herhangi bi r ka t ks da yoktu.

KELMELERN GC
Tisza'nn olmad gibi, London'un da katks yoktu. Ama
Landau, London'un btn ilerinden haberdard. London'la bir
ka yl nce tanmt. Fritz London'u n bir de yaynlarn birlik
te kardklar kardei vard, Heinz. Landau, fskiye etkisini tarif
eden matematik formln karttnda bu kardee gnderme
yapmt: "6.1 ve 6.4 formlleri, Tisza'nn fikirlerinden balana
rak, H. London tarafndan zaten karlmt (Kraliyet Cemaati
Tutanaklar, 1939)"
Demek ki Landau kastl olarak Fritz London' u bilmezden
geliyordu.
Bu nasl olabilirdi ki?
Landau, London'un Bose-Einstein younlamasyla ilgili de
inmelerini ona kar delil olarak kulland. Bu konudaki kendi
ileri araclyla Landau, sistemli biimde London' a gnderme
yapmaktan uzak durdu. Uzun bir sre Landau'nun mkemmel
bir gazn zelliklerinin bir svya da uygulanabileceine ynelik
Einstein tarafndan ngrlm bu fikri irdelemeye kar diren
diini dndm. Mkemmel bir gazda, tanm olarak atomlar
birbirinden tamamen bamszdrlar ve kendi aralarnda her
hangi bir ilikiye girmezler. Bunun tersine, youn bir svda
atomlar birbirlerine ok yakndrlar ve dolaysyla srekli bir
iliki halindedirler. Kald ki, bir gaza Bose younlamas dn
cesi uygulanmasnn ilk uzants (atomlar aras ilikinin zayf ol
mas durumunda) 1947 ylna dek tamamlanmam bir teoriydi
(dier bir Rus, Bogoliubov tarafndan gelitirildi) ve bunun bir
svya uyarlannn Penrose ve Onsager tarafndan genelletiril
mesi de bir dier on yl daha ald. Aslnda, Tony Leggett' in de
dii gibi, (o da 2003 ylnda, Abrikosov'la ayn zamanda Nobel
dl almtr), bir svdaki Bose-Einstein younlamasndan
bir gazdakine geiin kolayca ve abucak mmkn olup olmad
da net deildir. (Gazdaki Bose-Einstein younlamas 1995 y
lnda tam olarak kefedilmi ve ispatlanmtr.) Sper-akkan
lk ve Bose-Einstein younlamas arasndaki iliki, aslnda hala
tamamyla tartmaya kapanm bir kon u da deildir; rnein,
meslektam Yves Pomeau hala bunlarn birbiriyle alakal olma
s zorunlu olmayan iki farkl fenomen olduklarn dnmekte
22
dir.
1 03

1 6. BLM
O zamanlar, Landau tarafndan Landon' a yaplan hakszln
kkeninde, her ne kadar Landau'nun grlerini fizik camiasna
aktarrken vicdanszca eletiren kiilii dillere destan olsa da,
aralarndaki bir takm bilimsel anlamazlklardan kaynaklanan
srtmelere bal olmas gerektiini dnmtm. Oysa sebe
bin gerekten bilimsel olduu kadar, benim dndmden
biraz daha farkl ynleri bulunduunu Lev Pitaevskii' den
rendiimde ok ardm. Lev Pitaevskii, Landau'nun 25. ren
cisiydi; Landau rencilerini zor bir snavdan geirerek kabul
eder ve isimlerini byk bir deftere alt alta yazarm. Buradan
bakarak, Evgueny Lifshitz 2 numara, Tisza 5 numara, Abrikosov
12 numara, Pitaevskii 25 numara ve helyum kristalleri zerine
on be yl boyunca polemik yaadm Sahsa Andreev de 32 nu
maraydlar.
Lifshitz gibi, Lev Pitaevskii de yirminci yzyl fiziini etkin
biimde ekillendiren seri kitaplarn yazlmasnda byk rol oy
nad. Pitaevskii ayn zamanda, Landau'nun 1941 ylnda yayn
lanan makalesini evre koullarna gre tarth ok ilgin bir
de makale yazd. 23
Sovyetler Birlii ktnde Abrikosov Birleik Devlet
ler' deki Argonne'ye gt ama Pitaevskii talya'da Trento'ya
gitmeyi tercih etti. Dolaysyla, Trento' da organize edilen konfe
ransta aklmdaki muammaya netlik getirmek iin bir ansa sa
hip oldum; Pitaevskii'ye, ona gre neden Landau'nun s
per-akkanlkla Bose-Einstein younlamas arasnda herhangi
bir iliki olduunu srarla reddettiini ve dolaysyla da Lan
don' a hi kredi vermediini sordum. Pitaevskii, bilim insanlar
nn gerekten sper-iletkenlii bile tam anlamadklar zamanla
r dnmemi salad. Ona gre Landau, sper-akkanlk ve
sper iletkenliin temel olarak ayn fenomen olduklarna inan
yordu . Neden? Nasl? Bu bir sr, ama Einstein'm nedensellii
"boson" olarak adlandrlan parackl ara uyarken (nk onla
rn istatistiki zellikleri Bose'nin kanunlaryla bulunabiliyordu),
elektronlar dier gruba, yani " fermiyonlara" (bunlar da Fer
mi-Dirac istatistii ile bulunabiliyordu) dahildiler. Landau'ya
gre, helyum ve sper-iletkenler, farkl istatistik kanunlarna
104

KELiMELERiN GC

uyan paracklar tarafndan olumu olsalar da, ayn zellii


gsterdikleri iin, her ikisinin de kuantum istatistiine bal so
runlar olarak ele alnmamas gerekiyordu. Dolaysyla, Landau
fazlasyla aceleciydi! London'un ilerini temel alan sper-ilet
kenlikle ilgili bir teoriye sahip deildi. 1957 Ylnda, hepsi de
Nobel dll Bardeen, Cooper ve Schrieffer, elbette elektronla
rn iftler haline gelerek basanlara dntklerini ve bylelikle
de Bose-Einstein younlamas kapsamna girdiklerini buldu
lar.
Bu durum, neden London'un yandalaryla Landau'nunkile
rin, hafif helyumun izotopu olan helyum 3' n sper-akkan
olup olmad sorusuna odaklandklarn anlamamza da yar
dmc oluyor. Gerekte, helyum 3 atomu helyum 4 atomundan
bir ntron eksiktir ve bu nedenle de bir fermiyondur. Eer Lan
don hakl idiyse, sv helyum 3, bir sper-akkan olmamalyd;
en azndan karlatrlabilir scaklklarda. Bu durum, gerekten
de 1 949 ylnda Argonne Milli Laboratuvarlar'nda D.W. Osbor
ne, B. Weinstock ve B. Abraham'n yksek miktarda helyum 3
ile gerekletirdikleri deneyler sonucunda kefettikleriyle rt
yordu (helyum 3, hidrojen bombas imal etmek amacyla trit
yum elementi zerinde yaplan almalarn bir yan rnyd) .
Landon ve Tisza bu konudaki heyecanlarn saklamamlard.
Daha sonra, 1973 ylnda David Lee, Douglas Osheroff ve Bob
Richardson, helyum 3 atomlarnn da, tpk sper-iletkenlerin
elektronlar gibi, Bose'nin istatistik kanunlar uyarnca iftlee
bildiklerini, bylece helyum 3'n de bir sper-akkan haline
gelebildiini ama bu dnmn 1 .000 kez daha souk bir s
caklkta gerekleebildiini kefettiler. Landau'ya dnersek, bu
lular onu da hakl kartyordu ama sper-iletkenliin dier
alanlarnda; rnein, sper-akkann akabilecei maksimum
ak hz aklamasnda veya sfrdan farkl scaklklardaki "qu
asi-paracklar" ihtiva eden bir sper-akkann termodinami
inin tanmlanmas konusunda.
1 954 Ylnda Landon, geirdii bir kalp krizi sonucunda gen
yanda ld. Adn tayan bir dl organize edildi ve 1 960 y
lnda sz konusu dln seici jrisi, dl kazanan kiiyi ak1 05

1 6. BLM
lad . . . Landau. Bunu rendiimde dorusu biraz ard m : 1
Bu iki adam ciddi biimde birbirlerine kar km, btn fikir
leri ve kiilik davranlaryla atmlard. Ama imdi dnd
mde, Landau'nun amansz rakibine kar biraz olsun sayg
duymay rendiine inanyorum. Basit biimde, kendisinin ka
bul etmedii bir k noktasndan hareket eden birinin iinden
bahsetmek bile istemedi. Eer London bylesine gen yanda
lmeseydi, Nobel dl' n Landau ile paylayor olabilirdi, zi
ra Einstein'n bizzat kendisi London'u en byk dl iin aday
gstermiti. London, muhtemelen kimya dalnda da bir Nobel
dl hak etmiti. Jack Ailen iin de durum farkl deildi ve
inanyorum ki o da irkin bir bariz hakszln kurban oldu;
Landau'nun prestiji yle kuvvetliydi ki, bir sz syledi mi, o sz
doru addediliyordu; dolaysyla sper-akkanlk, ona gre bu
deyimi bulan kii tarafndan kefedildi -Kapitza. Macar Fizik
Topluluu'nun 1991 ylnda yznc kurulu yldnm nede
niyle dzenlenen kutlamalar kapsamnda yaplan bir konuma
nn sonunda Tisza'nn yazdklar yle: " Eer tarihten renile
cek bir ders varsa, o da, 'kazanan her eye sahip olur' tavrnn ne
kadar birbirimize kar toleranssz davranmaktan uzak durma
ya alsak da insan deiik geleneklerin en iyi miraslarndan
biri olma zevkinden yoksun braktdr." Sonuta, London ve
Ailen, bilim dnyasnn byk, tarihi mcadelelerinde tek bir
muzafferin hatrlanmas genel eilimi yznden ac ektiler. Tis
za, kendini sper-akkanlk konusundaki bu iki yaklam ara
snda -ki nihayetinde uzlama on yllar ald- skp kalm bul
du.
te bilim byle ilerledi -kavramsal frenler, terimlerin bulun
mas, birden fazla yazar ve yer yer polemiklerle. Fakat bu ar
alma tarihi, sv helyuma uygulanm haliyle sonunda bizi ne
reye getirdi? Dier birok eyin arasnda, sv helyum gnmz
de nkleer manyetik titreim teknolojisi kullanan btn tbbi
grntleme cihazlarnda (hastanelerdeki MRI tarayclar) so
utucu olarak kullanlyor ve CERN projeleri nden birinde 27 ki
lometrelik dev bir sper-akka n hel y u m halkas ina edilip ii
ne daldrlan mknatslar arac l yla ytn i bir parack hzland10'i

KELMELERN GC 1
rc imal edilmi bulunuyor. Belki de bu hzlandrc, fizikilere
parack fizii alannda standart bir model yaratmada yardmc
olan kilit bir rol oynayacak ve yaknda kefedilmeyi bekleyen gi
zemli paracklar tanmlamak iin bulunmu yeni terimler re
neceiz.

107

7. Bl m
Krista l ler ve Ca m lar
' ' '

' ' ' ' ' ' ' ' '

' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' '

" Daha etkileyici bir eyler bekliyordum !"


Bu szler, gen bir aratrma yneticisi olduumda (yardm
c profesre eit bir pozisyon), laboratuarma getirdiim baba
mn gsterdii ilk tepkiydi.
Akam saatleriydi ve kapy atmda hemen dnp tavan
daki neon lambalarn yakmaya enmitim. Optik tablasnda
oturan sabit dk scaklk kabnn delikli kapandan dar
krmz lazer nlar szyordu; kontrol panelinde turuncu gs
tergeler ve yeil dmeler parldyor, bir kameradan TV ekran
na, dnyann en mkemmel kristali ya da en azndan en souu
ve en saf olduunu dndm -altgen helyum kristallerin
den oluan- bir imaj dryordu. Pompalar uulduyor ve def
terlerim, srdrdm youn almann birer kant olarak, bu
ok renkli ylba aac sslemesini andran grntnn nnde
etrafa yaylm duruyordu. Sabit dk scaklk kabmn tepe
sinden bile souk buhar kyordu. Ama sanyorum gerek g
rnt, oluna duyduu sevginin ar cokusuyla bir babann
beklentilerine uyacak lde dei l d i .
1986 ylnn Kasm aynda, Amerika n Fizik Enstits' nn ay
lk dergisi Physics Today (Gn m z Fizii) yaynnn sonradan
1 08

KRSTALLER

VE CAMLAR

kapanda kullanaca fotoraflardan birini alp, arkasna, " Bu


fotoraf, hayatmdan on yln muhtemel bir semboldr," yaz
mtm. O fotoraf, tahtta oturur gibi babamn minesinin s
tndeki rafta bir on yl kadar durdu. Ama ben ne diye bu kadar
uzun zaman kristallere klelik ettim ki?

Resim
Bouet

8:

Sv helyumun transferi, rue Lhomond, 2004. Fotoraf

1 09

Th .

7.

BLM

Resim
1987,

9: Plysics Today

dergisinin izniyle yeniden baslmtr. (Vol. 40),


Amerikan Fizik Enstits.

Her zaman basit sorular sevmiimdir. Bu blmdeki soru


u: Neden kristallerin yzleri vardr? Ve eer bu soruyu yantla
mak, birka mkemmel rencimin de yardmlarna ramen be
nim on ylm aldysa, phesiz bunu n zor bir soru olmasndan
dr.
1 10

KRSTALLER VE CAMLAR
Tuza bir mercekle bakn; kk kristallerinin kbik oldukla
rn greceksiniz. ekerlemelerin yapmnda kullanlan eker de,
dzenli, ok yzeyli ve kk simetrik yzeylerin birbirine ba
land ekillerdedirler. Kuvars kristalleri iinse, kuyumcu
dkkanlarnda onlara yakndan bakabilir veya daha iyisi, Jussi
eu No: 6' daki Paris niversitesi' ne gidip, oradaki muazzam mi
neral koleksiyonunu ziyaret edebilirsiniz! Kuvars kristalleri ok
yzl, ine benzeri nesnelerdir ve ularyla gvdeleri altgendir.
Olaanst biimdeki bu simetriler -tuz iin kbik, kuvars iin
altgen- kristalin iyapsn ortaya karr; molekller yle bir bi
imde dzenlenmitir ki, ayn simetrileri, nce Barahip Hay,
sonra Auguste Bravais ve son olarak da on dokuzuncu yzyl
ierisinde Pierre Curie tarafndan akland zere, maddenin
btn formunda da grmek mmkndr. 25 Simetrinin bu kar
lkll ylesine hassastr ki, silika moleklleri dediimiz, tam
olarak altgen olmayan bir simetriyle dzenlenmi olan kuvars
kristalleri, yzeyleri erli iki grup halinde bir araya gelmi ve
yine tam anlamyla altgen olmayan bir ekle sahiptirler.
Bu yzler, kristalize yzeyde ylesine ak biimde grlr
ki, varlklar sk sk kristalize halin kendisinin tanm olarak ele
alnr. Ve baz kristallerin formlar -doal, ilenmemi, silinme
mi, olutuklar gibi duran kristalleri kastediyorum- onlar olu
turan atomlarn gerekten dzenli biimde organize olmu bir
an balant noktalarnda bulunmalar ve bylelikle basit bir
desenin srekli tekrar olarak vcut bulmalar sayesinde, tam
anlamyla btn ynlerde ayn yuvarlakla sahiptirler (ve bu
da kristalin doru tanmdr) . 1 980 Ylnda bizim kefettiimiz
de budur: Helyum kristallerimiz scaklklar yksekken yuvar
lak durmaktaysa da, soutulduka yzeyleri yuvarlaktan dz
sathlara doru deimektedir -yani "fasat" olarak adlandrlan
hale gelmektedirler. Ve biz, bunun neden byle olduunu anla
mak istedik.
Ayn biimde, btn kat maddeltr kristalize bir yapya m
sahiptirler? Hayr. Bir svda olduu gibi, kat bir cisimde de, yo
unluu ok yksek ve gaz gibi ok seyrek ol mayan tm mad
deler buna rnek tekil edebilirler. A m a ka l m a d d eler ve svlar
111

1 1. BLM
farkl mekanik zelliklere sahiptirler. Gerekte kah maddeler,
iddetli bask uygulamalarna kar direnlidirler; eer bir kat
nesnenin st ksmn sa tarafa doru iterken, alt ksmn da sol
tarafa ekersem, ondaki deformasyon fazla olmuyor ve dahas,
bu uygulamay kestiimde, elastik olarak orijinal ekline de d
nebiliyor. Diyelim demir gibi, oda scaklnda sert duran kat ci
simler olduu zere, yumuak kat cisimler de vardr; -bu rnek
sizi biraz artacak ama derhal dediimi netletireceim- jle
veya sabun kp gibi.
Youn bir sabun kp konsantrasyonuna flediinizde
onun elastik olduunu greceksinizdir; jleyi hafife sallad
nzda da ayn etkiyi gzlemleyeceksiniz. Dier yandan, svya
gl bir bask uygularsanz akar. ki plakann arasna biraz ya
koyun ve sonra plakalardan birini dierine gre hareket ettirin.
Ya akacak ve plakalar serbest braktnzda balangtaki ori
jinal durumlarna geri dnmeyeceklerdir. Ama dikkat! Kat bir
cisme ok fazla bask uygularsanz -sabun kp ve jle rnek
lerinde bunun iin ok da ileri gitmenize gerek kalmaz- madde
" plastik" dediimiz bir duruma gelir; yani bu cisim, geri dne
meyecei kadar deforme olur ve bask kaldrldnda balang
taki orijinal haline dnmez. Dolaysyla, bir cismin ka t veya sv
karakter ta mas, on u n zne dair bir zellik deildir; daha ziyade
uygulanan kuvvete baldr. Dahas, sabun kp ve jleden
baka birok eyi de akar hale getirmenin kolay olduunu bili
yoruz. Metal de eritmeden akar hale getirilebilir; demir telleri,
metali ince bir oluktan gemeye zorlayarak bu ekilde yapyo
ruz (" presliyoruz") .
imdi sorumuza dnelim: Btn kat maddeler kristalize bir
yapya m sahiptir? Sabun kp ve jleden bahsederek, soru
nun cevabn zaten vermi olduk; hayr, deildir. Her neden ya
plm olurlarsa olsunlar, sabun kp ve j le dzenli ve peri
yodik bir dizilime sahip deild ir. Cam da bu kristalize yapya
sahip olmayan kat cisimlerin arasna dahil etsek iyi olur ama
cam, biraz daha fazla aklama gerekti ri r. lf cam levhay bker
sem, uyguladm kuvvete kar ka t madde gibi diren gsterir
ve sonunda krlr ama bir sv g i b i a k maz. Mamafih, cam bir
1 12

KRiSTALLER VE CAMLAR 1
kristal deildir; bilim insanlarnn adlandrd biimiyle cam,
atomlar veya moleklleri bir alanda dzensiz biimde dalm,
tpk trafik skklnda olduu gibi hareket etmeleri engellen
mi, " skm" bir svdr. }ellere veya yourda benzer ancak
bunlardan daha serttir.
imdi, " cam" kelimesiyle " kristal" kelimesi iki farkl ar
ma sahiptir; biri ortak dilde kullanlrken dieri bilimseldir, do
laysyla burada yolu kaybetmek gayet mmkndr. Cam, hem
eya yapmnda kullanlan bir nesne ve hem de benim doasn
daki dzensizlikle ilgilendiim bir malzemedir.
Bu bana, gnn birinde ocuklar iin bir dergi olan Astra
pi' de alan bir gazeteciden gelen telefonu hatrlatt. Gazeteci
nin, gndelik hayatmzdaki farkl seslerle ilgili sorular vard ve
kendisini bana, Bilimle letiim adl dernek ynlendirmiti.
" Neden kristal bardaklar sradan dier bardaklardan daha
farkl bir ses kartr?" diye sordu.
Bu tr sorular ciddi bir hassasiyete sahip olabilirler ve ben de
takdire ayan hzda bir cevap vermi olmaktan dolay mutlu
olurum. Sorunun konusu titreim meselesiyle alakalyd ve
kan sesin tonu, madde ne kadar katysa o kadar yksek olacak
t. Kadeh kaldrdmzda, cam bardan birinin dierine arp
mas, bardan tm bnyesinde titreen bir salnma neden olur;
ki bardan st ksm daireseldir, arpma srasnda hafife es
ner, sonra tekrar dzleir ve ardndan yeniden esner ve bu by
le srer. Hzl ekim ayar olan bir kamerayla yapacamz e
kimlerde bu hareketin detaylarn inceleyebiliriz. Eer cam bar
da bir tutma ubuu ile tutuyorsak, yukar ksmnda balayan
titreim durmayacak, ses daha gzel kacak ve titreimi durdu
ran bir faktr olmadndan daha uzun sre devam edecektir.
" Kristal" bardaklarn yapld malzeme daha serttir ve dolay
syla yaylan sesin tonu da daha yksek olur; tpk bir keman te
linin gerilerek daha az esner hale getiri ldike daha ince ses kar
mas gibi.
" Peki, kristal bardaklar camdan m, kristalden mi yaplyor?"
" Kristal" olarak adlandrdmz barda klar gerekten de
camdan yaplmlardr, yani bu dzensiz ka t malzemeden. Sra1 13

1 7. BLM
dan bir anlayla "kristal", malzemeyi daha youn ve sk hale
getiren kurun oksit yklenmi camdr; ses, sradan camn iin
de yayldndan daha hzl yaylr ve dolaysyla daha yksek
kar. Bir fiziki olarak bana gre "kristal cam" deyimi gayet ai
na olduum bir sylemdir ama aslnda eliik bir terimdir.-6 Da
has, " kaya kristali" olarak bilinen madde de kuvarsbr ve ya
r-kymetli maden olarak kabul edilir. Neyse ki durumun byle
olmas, viskimi bu kadehlerden birine doldurup imeme engel
deil. Bardam dibindeki youn blmden tuttuumda kan
sesin sresi, aldm yudumun lezzetinin azmda yaylmas bo
yunca devam eder. 27
Bilimsel ynden baknca, camlarn fizii, benim alma di
siplinimdeki en etkin alandr -daha genel bir deyile, dejenere
olmu alanlar. Bu noktada uzun bir konudan sapma iyi olacak
sanki. Sonra tekrar kristallere dneceiz.
Konuyu basite anlatabilmek iin, camn bir sv olduunu ve
ok hzl souduu iin kristallemeye vakit bulamadn syle
yebiliriz. Pencere camlarn, erimi silikay -ki sv haldeki sili
kon oksittir- aniden soutarak yaparz. Eer bu soutma sra
snda cama biraz daha zaman verecek olsak, kuvars olarak kris
talize hale dnecektir. Ama erimi malzemeyi souk suyun
hzla akh bir kvete dkerek, aina olduumuz cam elde edi
yoruz.
Silika neden kristallemiyor? Kristalizasyon iin, moleklle
rin kendilerini verilen hacimde dzene sokabilecekleri belli bir
zamana ihtiyalar vardr ve bu zaman, birlikte giden iki neden
den tr uzun olabilir. Bir yandan, elimizdeki svnn younlu
u ok yksek olabilir, dier yandan da, olumas beklenen pe
riyodik konfigrasyon, dikkate deer biimde, dier hallerden
daha sk ve kararl olmayabilir. Bu durumda cam, sanki hava
artlarna kar tereddde dm gibi veya periyodik bir kon
figrasyona girmemi gibi davranr ki bu da enerjisini iyi kul
lanmad ynnde bir grnt verir. Sz konusu ihtimal zel
likle ok ilgintir, zira bir madde elikili kuvvetlerin ortasnda
kaldnda ne oluyorsa, cam da onun gibi buluruz. Benzetme
lerden holanan fizikiler burada, g ndelik hayattaki atmala
ra zemin hazrlayan "bunalm" szc n kullanrlar.
1 1 '1

KRiSTALLER VE CAMLAR 1
ki farkl renkte bir grup insan dnelim; yars krmz ya
rs mavi olsun. Varsayalm ki kendilerini yeniden organize et
mek istiyorlar ama her bir birey de dier renkten biriyle yan ya
na olmay tercih ediyor; baka bir deyile, burada sz konusu et
tiimiz grup, kadn ve erkeklerden oluan ve herkesin kar
cinsten biriyle yan yana olmak istedii bir kalabalk olarak da
dnlebilir. imdi, bu insanlardan, herkesin drtl gruplar
halinde kare masalarn etrafna gemesini istediimizi dne
lim; buna kolayca bir zm bulacaklar, bylece de herkes tat
min olacak, her masada iki mavi iki de krmz insan bulunacak
tr. Bylelikle durumu, iki ayn rengin yan yana gelmedii kare
lerden olumu byk bir aa genelleyebiliriz ki satran tahtas
grm herkes, farkl renkte komuluk ilikisi ierisindeki kare
lerin nasl dizildiini biliyor olacaktr. Fakat bir de altgenlerden
oluan krmz ve mavi renklerdeki bir a denediinizde -ar
petekleri gibi-, burada ayn renklerin yan yana gelmesine engel
olacak altgenleri dizmenin imkanszln greceksinizdir. Do
laysyla, insanlarla yapacamz bu deneyde bazlarn mutsuz
edeceimiz kesindir ve bu da belli seviyede genel bir bunalma
yol aacaktr. Grup deiik olaslklarn konfigrasyonlarn de
neyecek ancak hi birisi tam anlamyla tatmin edici bir sonu
vermeyecektir. atan gerilimlerin yol at olas konfigras
yonlarn eitlilii ve dier biroundan daha iyi bir konfigras
yonu bulmadaki byk zorluklar, camlarn oluumundaki ka
rakteristiklerdir.
Dahas, bu durumun oluturduu ok ilgin bir sonu da var:
Camn ya-sral kristallerin byle bir zellii yokken, camlarn
bir gemileri vardr. eliik gerilimler ieren svy souttuu
nuzda, genelde en dk enerji seviyesinde bulunmayan bir hal
de sonlanarak, cam formunda donar ve dolaysyla dengeli ve
kararl bir halde olmaz. Bunu yaptnda scakl hala sfr de
ildir ve termal hareketlilii srmektedir, dolaysyla da ilem
srecini devam ettirir, mamafih yavaa, kararl ve dengeli ola
bilecei, bylece de enerjisini en opti m u m ekil de kullanabilece
i halin araym srdrr. sel hareket l i l ii nedeniyle cam, hi
bir zaman deiimini durdurmaz. B u n u n tersine, kristaller mad1 15

1 1. BLM
denin dengeli ve kararl konfigrasyonuna sahip olduklarndan,
daha kararl bir yapya kavumak iin sreci devam ettirmeye
ihtiya duymazlar -bu hale zaten ulamlardr. sel hareketli
lik her ne kadar yava olsa da, burada aklamak istediim, ca
mn sz konusu hareketlilikten dolay ektii eziyettir. Velhasl
cam, ona ksa bir sre zarfnda bakarsanz bir kat madde, ama
uzun sre gzlerseniz de bir svdr. Demek ki kat maddeyle s
v madde arasndaki fark da, sadece zerlerine uygulanan kuv
vete bal olmayp, bu maddeleri gzleme sresine de baldr.
Karmak bir mesele olmakla birlikte gayet artc ve dolaysy
la da ilgintir.
Baz fizikiler, burada rneklediimiz bunalm metaforunu
biraz daha teye gtrp, Tolstoy'un u sylemine atfta bulu
nurlar: " Mutlu insanlarn tarihi yoktur." Dier bir deyile, bu
nalm camn tarihi vardr. Bu yaklam meseleyi gayet gzel
aklyor ve ben kendim de, elikilerden kaynaklanan isel ha
reketlilik meselesini dier mecralara yayarak geniletmenin e
kiciliine yer yer kaplyorum. rnein, ressam Franois Rouan,
oke edici bir sylemle "iren gzellik" deyimini kullanrken,
resim sanatnda elikinin -veya sanatnn dedii gibi "arp
mann" - duygusal bir tepki gelitirdii ve yaplan ie dnyevi
bir boyut katt yolundaki duygularn aa vuruyor. Bir res
min yapsal erevesi iinde bir tek unsura dikkatle bakarsak,
kart bir unsura baktmzdan baka bir ey grrz. Bakmaya
devam ettiimizde de grme biimimiz geliir ama deien e
yin resmin kendisi olduu etkisine kaplabiliriz. Aslnda, eer
aratrmaclk yapmay retmenlikten daha zevkli buluyorsam,
bunun bir sebebi de, aratrmacnn bilinmeyene bodoslama da
larken ve dnceleri onu harekete gemeye zorlarken, ret
menin, kendisini oturmu, tutarl ve dolaysyla sabit gibi gr
nenlerle snrlandrma eilimine sahip olmasdr. (Yine de,
retmenin bu tavr hayata geirmesinin ard nda, doru pedagojik
sebepler olduunun da farkndaym.)
Uzun bir aradan sonra imdi u bl'n i m kristallere geri dne
lim. Camlarn tersine, kristaller dzl'n l i pPriyodik sistemlere sa
hiptirler. Bizim laboratuarda, ok y zl'y l i d zgn yzlerden
1 1 fi

KRiSTALLER VE CAM LAR 1


oluan ekillerinin, sz konusu dzenin sonucu olduunu ve s
caklktaki deiimlerin ekildeki deiimlerle beraber yrd
n, nk eklin maddenin isel hareketliliine bal olduu
nu gstermi bulunuyoruz. Kristallerimiz yeterince scak olduk
larnda, ekilleri de tpk bir sv damlas gibi tam anlamyla yu
varlak olmaktadr.
Burada szn ettiim ekil, hala kristallerin doal olarak
oluturduklar ham ekildir; rnein, bir kapta tuzlu suyu kay
natp suyunu buharlatrdmzda elde ettiimiz tuz kristalleri
nin veya doada bulduumuz minerallerin ekilleri; yoksa i
lemden gemi ve parlatlm olanlarnkiler deil (yani mcev
here dntrlm deerli talarn eklileri gibi) . Bir kristalin
ekli, yzeyinde dzenli biimde yerlemi dzgn kegen
yzlerden oluur ve scaklk dtke kristalde de daha fazla
kegen yz meydana gelir, yani kristalin yzeyi, giderek artan
eitlilikte ve ynde konulanm, daha fazla, kk, dz alan
larla kaplanr.
Yukardaki drt fotoraf, giderek den scaklktaki helyum
kristallerini gsteriyor; yukardan aaya ilk fotorafta 1,4
Kelvin, sonra 1 Kelvin, 0,4 Kelvin ve 0,1 Kelvin. Kelvin skalas
nn scaklk iin mutlak skala olduunu ve bu skalann Santigrat
skalasmdan 273,15 derece dk hesaplandn hatrlayn
(O K -273,15 C) . 1 Kelvin gayet souk bir scaklktr ama hel
yum atomlar da ancak bu scaklkta birbirlerine kar ekim
glerini yitirirler; bu scaklkta birbirleriyle giriim enerjileri
ok zayflar. Bir sonu olarak, 1 K civarndaki scaklkta bile hel
yumun zellikleri hal scakla baldr; Dnya tarafndan ok
zayf biimde ekilen hafif bir nesne gibidir; en ufak bir nefes bi
le onu hareket ettirmek iin yeterlidir. Dolaysyla, en stteki fo
toraf tamamen yuvarlak bir kristali gsteriyor; grseniz, bunun
bir sv damlas olduunu dneceksinizdir. Fakat biliyoruz ki
atomlarnn altgen yerleimiyle bu bir helyum kristalidir; biraz
daha souttuumuzda, eklinin st ksmdan balayarak dz
letiini, sonra yan yana gelmi alt dzg n yzle altgen bir
prizmaya dntn ve son olarak da, nceden olumu priz
malarla yaklak 60 derecelik a yapa n a l t tane daha dzgn
yzn ortaya ktn gzlemliyoruz.
=

117

\ 7. BLM

Resim 10: Souduka, helyum kristallerinin yzleri daha belirgin


geliyor.
1W

h . l t'

KRSTALLER VE CAMLAR 1
Kat helyumu kefedenler bizler deiliz; bu kefi 1 926 ylnda
Hollanda' nn Leiden kentinde alan Willem Keesom yapt . S
v helyumun kristalize olma noktasn aratrrken termodina
mik deerlerini de lm ancak hibir ey gremeyip, " [ . . . ] G
rlecek tuhaf bir durum yoktur," d iye yazmt . Helyum kristal
leri zellikle effaf olduklarndan plak gzle yzeylerini ayrt
etmek, saf suyun iinde yzeye km buz kpn fark etmek
kadar imknsz olduu dorudur. Etienne Rolley, Claude Guth
mann ve ben, renkli olarak bu resimleri ekmeyi becerdiimiz
de, Keesom' dan biraz d aha iyi bir i yaptmz hissetmitik
dorusu ama bu ii ondan altm yl sonra baardmzdan,
beklenen bir baaryd elbette. Aslnda, biz d aha ziyade resimle
ri ekmekte kullandmz metodun baars karsnda ok etki
lenmitik. Metodumuz, kristallerimizi bir prizmadan dalan
kla aydnlatmay-gkkua gibi- ve kk bir siyah panelle,
kullandmz mercein odaklanma noktasnda deiik perdele
meler yaparak kameraya grntleri almay ieriyordu. Her bir
yzey ifti kk birer helyum prizmasndan oluuyor ve farkl
renkte grnyordu . Ama bu metodu da kendimiz dnme
mitik; emekliliini Bristol' deki garaj nda su damlacklarnn
dnn fotoraflayarak geiren bir mhendis olan Pierre-Gil
les de Gennes'in arkada Leonard Tanner'in nerisiydi. Sanyo
rum karttmz iin baars, bu fotoraflarn mkemmellii
kadar, ortaya karttmz gl bilimsel ierikti de ayn za
manda.
Sonu olarak, helyum kristallerinin deiken sayda yzleri
olduunu kefettik ama bunu bulan sadece bizler deildik. Ay
n konuda rakibimiz olan en az iki grup daha vard: Moskova' da
Konstantin Keshishev ve Alexandr Pa rshin ve Haifa' d a Judd
Landau ve Steve Lipson. Her bir grup kendine zg deney me
totlarna ve teorilere sahipti. 1978' den 1 994 ylna kadar olan d
nem, bir anlamyla, her konferansn biw k i min aratrmalarnn
d aha hzl ilerlediini grebilmek, dil'r y a n d a n da ayn fenome
ni gzlemleyip gzlemlemediimizi test edebi l mek ve gzlemle
rimizi benzer biimde yorumlayp yo r u m l a m a dmz irdele
mek anlamnda ans tandndan, gayl' l ca n l b i r periyot idi.
119

1 7. BLM
2004 Ylna gel diimizde, Rus meslektalarmla benim aramdaki
rekabet, kendi ara gerelerimizden ok daha gl makinelerin
banda toplanma ve almalarmz srdrme ans bulduu
muz Finlandiyallar sayesinde bir eit ibirliine dnt . Ale
xandr Parshin ile dostluk ilikimizi, birlikte yazmz uzun bir
28
dergi makalesiyle perinledik .
Balangta karlatmz en zor sorulardan biri, kristal yz
lerinin grnmlerinin termal hareketlilikle dorudan balant
l olup olmad veya bu ite helyumun kuantum zelliklerinin
rol oynayp oynamad ile alakalyd. Bu konu, elinizdeki kitap
ta detaylaryla irdelemek iin fazla geni bir konu ama neden
termal hareketliliin kristallerin ekilleriyle ilikili olduu y
nnde bir fikir e dinmek de zor deil.
Kristalize olmu bir yze tnel mikroskobuyla baktnzda
-Zrih' de Gerd Binning ve Heinrich Rohrer tarafndan icad edil
mi ve kendilerine 1 986 Nobel dl'n kazandrm kk bir
mucizevi alet-, sz konusu yzeyin, atomlarn birbiri ardna d
zenli olarak sraland biimde dz oldu unu grrsnz.
Kristal, zerinde atomlarn dizi li olduu katmanlarn dzenli
biimde birbiri zerine binmesiyle olu mutu r ve grnen yz,
en stteki katmandr. Eminim herkes herhangi bir zamanda bir
meyve tezgah grmtr. Satclar, rnein portakallar, genel
likle dzenli tepecikler halinde, en azndan bu dizilime olanak
salayacak benzer byklkte olan portakallar kullanarak dizip
sergilerler ve bizim rneimizde de, ayn cins atomlar kesinlikle
ayn byklktedirler. Daha byk bir lekte dnd mz
deyse, portakal tepecikleri kristal gibi grlebilir ve tepeciin
st yzeyinde bulunan portakal katman da son katmandr. Sa
bahlar ilk mteri gelmeden nce portakal tepeciinin en st
katman doludur v e satc genelde bu katmandan portakal sat
mamaya alr nk tepeciin sz konusu st katman, sergi
leme iin belli bir ayla biraz eimli olarak dizilmi ve neredey
se dz hale getirilmitir.
Fakat scaklk deiimi neden yzeyin dzeniyle ilgili her
hangi bir durumu deitirsin ki? Madde, snn bir lt olduu
dalgalanma ile hareketlenir. Gv d e ne kadar lksa, isel hareket1 2 rJ

KRSTALLER VE CAMLAR 1
lenme de o kadar byktr. Bir kristalin scakl dk olduu
srece, en st atom katman da dzdr. Ama isel hareketlilik
ykselirse, tpk portakal tepeciini sallamaya baladnzda
yzeyinde oluacak deformasyon gibi, kristal yzlerinde de bo
zulmalar olur. Tepeciin st srasnda yer alan baz portakallar
bir noktadan dierine zplamaya, yzeyde ukurlar, kntlar
olumaya, balangta ayarlam olduumuz btn o gzelim
dzen bozulmaya balayacaktr. Kristalin yzeyi, scaklk yk
sel dike dzenli yapsn kaybeder; artk kristalize a bir dzlem
deildir ve yzler, eklin iinden kaybolu rlar. Fizikiler yzeyin
bu dzensiz durumuna "kaba" derler; tpk sert rzgarda deni
zin yzeyinin geldii duruma dedikleri gibi. Kristalize hallerin
fizii konusuna, deniz metaforuyla yaklamay daima sevmi
imdir.
Peki, neden sadece helyuma odaklanp, btn bunlar onun
zerinde deniyoruz? Mutlak sfr noktasnda almann keyfin
den mi, yoksa kristalleri, her bir ek yeri her an szntya meyilli
oklu pencerelerden gzlemenin gzelliinden mi etkileniyo
ruz? Btn bir yl boyunca el arabalaryla saysz miktarda ar
azot tpn ve sv helyu mu oradan oraya tamay m ok sevi
yoruz? Bir Kelvin' den dk scakla ulamak ve onu o nokta
da tutmak, bu arada optik, elektronik ve criyoj enik (soutma)
unsurlar bir araya getirmek, sisteme s ilave etmeden lmle
ri d ikkatle yapmak ve binann yaknlarndan geen kamyonlarn
yaratt titreimleri ok fazla almamak iin altmz yeri ta
mamen dardan tecrit edilmi bir maaraya evirmek hi de
kolay eyler deil. Btn bunlar kusursuz biimde gerekletir
mek birka ylmz ald. Helyumu sememin nedeni, karma
kard bunca sorunla boumay sevmemden deil, maddenin
genel zellikleri zerine alma yapmak iin ideal durumu sa
ladmdandr.
Helyu m en kk asal gaz olduundan, atomlar dier ele
mentlerin hepsinden daha az birbirini etkiler. Bu neredeyse yok
luk seviyesindeki etkileimin anlam, eer he lyum atomlarn
iinde bulunduklar dank gaz hal inden ka rp, brakn kat
121

1 1. BLM
formda, sv formd a dzenlemek b i le istesek, sz konusu atom
lar hayli dklkteki scaklklarda sou tmamz gerekecektir.
Bylelikle de maddenin iindeki termal hareketlilii neredeyse
tamamen durdurmu oluruz . Yani, sv helyumu saflatrmak
iin btn yapmamz gereken, onu soutma filtresinden geir
mektir; dier btn maddeler bu scaklklarda donmu olacak
ve dolaysyla kolayca helyumun iinden ayrtrlabileceklerdir.
Elementlerin en saf, en duraan ve en basiti olmas helyumun
ana karakterleridir ve onu model bir sistem haline getirir. B tn
kristallerin yzleri vardr ama helyumda bu yzlerin bal oldu
u parametreleri daha iyi kontrol edebiliriz. laveten, son birka
on yl iinde dk scaklk fizii ve zellikle de mutlak sfr ci
varnda duyarl ileri lm tekniklerindeki hzl gelimeler -ter
mometreler ve basnlerler gibi- iimizi biraz daha kolayla
trmtr.
Btn bu ilerden sonra, helyumdan rendiklerimizi dier
btn kristalize maddelere de genelleyebiliyoruz. rnein, hel
yumla silikonu -modem elektroniin kristal malzemesi- kar
latrabiliyoruz. Karmak zelikler gsteren yzeyler iin -ki
bunlar eilmi atomik basamaklar gibi grnyorlar- benzer
davranlar saptad k. Ve laf basamaklardan almken, Pawel
Pieranski Orsay da baz sv kristaller kefederek -saat gsterge
lerinde kullanlanlar deil fakat sabun gibi zarlardan oluan mu
azzam alara sahip dier kbik kristaller-, oda scaklnda

60

deiik tipte kristal yz sergilediinde, Philippe Nozieres ile


birlikte helyum kullanarak gelitirdiimiz fikirlerin hepsini tek
rar gzden geirdik. Birka ay sren tartmalardan sonra, bu s
v kristallerin neden " eytan merdiveni" eklinde -yzlerden
oluan bu merdiven sonsuz sayda basamak barndrabiliyor ve
ykseldike darald iin de trmanmas giderek gletiinden
byle bir metaforla anlyor- gruplanm yzler gsterd iklerini
zdk.
Bence helyum fizikte zel bir rol oynuyor. Kald ki, nce k
pklerin davrann ve sv helyum i i n deki oyuklar anlamak
iin kullandmz akustik metod u m kcm melletirmeseydik,
suyun isel balar zerine almaya da balam olamazd k.

KRiSTALLER VE CAMLAR 1
Buna karlk, beni ok etkileyen bilimsel kitaplardan biri
olan Primo Levi'nin Periyodik Tablo adl eserinde helyuma hi
yer verilmemitir. Kitap yle balar:
" Argon. Soluduumuz havada asal gazlar ad verilen gazlar
bulunur. Bunlarn merak uyandrc, alimane arml, antik
Yunanca isimleri vardr ve 'Yeni olan,' 'Gizli olan,' ' Aktif olma
yan,' ve 'Yabanc olan' gibi anlamlar tarlar. Gerekten de yle
sine sraddrlar ki, durumlarndan fazlasyla memnun olsalar
gerek, hibir kimyasal reaksiyona karmaz, baka elementlerle
bir araya gelmez ve muhtemelen bu nedenle de, yzyllardr tes
pit bile edilmezler.

1962

yl gibi ge bir dnemde, gayretli bir

kimyagerin uzun ve dahiyane abalar, 'Yabanc olan' (ksenon)


gazn, herkesle birlemeye can atan, hayat dolu flor elementi ile
abucak bir birlemeye zorlamay baard ve bu kahramanca i
insanlara yle srad grnd ki, kendisine Nobel dl veril
di. Bu gazlara asil gazlar da denir -ve burada tartmak iin bir
alan daha oluur: Btn asil gazlar gerekten asal ve btn asal
gazlar da asil midir? Son olarak, bu gazlara bir de nadir gazlar
deniyor; her ne kadar bunlardan biri, argon (aktif olmayan), ha
vada dikkate deer miktarda, yani yzde bir orannda bulunsa
ve bu oran, o olmakszn bu gezegen zerindeki hayattan hibir
iz kalmayaca kesin olan karbondioksitten yirmi ya da otuz kez
daha bol bir miktara karlk gelse de . . " 29
.

Levi, kitabnda bir kimyager olarak kendini tantmadan n


ce, anti-Semitizm tarafnd an Piedmont nfusundan ayr d
m olan ailesini tantyor ve baka bir yerde tarif ettii korkun
Auschwitz gnlerini de, b u rada tek bir szle bile anmyor. Ve yi
ne ayn Levi, btn dier asal gazlar anarken, en basitleri olan
helyumdan hi bahsetmiyor. Kukusuz b u nun nedeni, helyu
mun etimoloj ik olarak daha az iirsel bir karl nn olmas:
Helyum, onun bu dnyadaki varln bizim rend iimiz za
manlardan ok nceleri antik Y u nan'da, a d n gneten alyor

(helios) (yani, uranyumun ayrmas so n u cu srekli olarak retil


dii yerden) . Benim iinse helyum, tpk Pcrra u l t' un masallarn
daki minik Petit Poucet (ya da

To m Thu mb)

gibi, maddenin

zellikleri ormanlarnda bize yol gstcrl'n k k b i r element.

123

a n r . nel u u m ve
,

[ vrensel l i k

' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' '

' ' '

' ' ' ' ' '

1 999 ylnda, bir keresinde Luc Ferry ile biraz tuhaf bir gr
memizi hatrlyorum.

zamanlar hala Eitim Bakanl Mfre

dat Konseyi'nin (Conseil national des Programmes) bakany d.


Benden de, orada fizik camiasn temsil etmem istenmi ve o s
rada Ferry' nin konseyimizden btn bilimlerin bilgisini ieren
" tek bir klavuz" (veya ders kitab) derlemesi istemi olduunu
renmitim. Bu fikir, ortaokul ve l iselerdeki rencilerin anla
yabilecekleri bir formda, btn bilginin bir araya getirilip sunul
masndan baka bir ey deildi. Ve konsey, gayet hakl olarak,
byle bir almann " anlaml" olmas gerektii fikriyle alma
sna devam ediyordu . Bizden, sktrlm ve iyi organize edil
mi formda, elbette hem rencileri hem de retmenlerini ok
mutlu edecek, " bilginin temelleri" esasl bir derleme sunabilme

200 sayfa olmas isteniyordu. Tabii


200 sayfalk bir klavuza sktrmak kolay bir i

miz bekleniyordu. Ve bunun


ki! Btn bilgiyi
olmalyd!

Neye uradm arm biim dt (o sra larda ie yeni ba


lanm, benim de katkda bulunma m btkl eniyordu), ate psk
rerek uzun bir tartmaya girdi m Vt' nn l i k l t, daha kendi ba
na fizik konusunda bile bylesint' b i r b i r l ttirme yokken, nasl
1 24

TANRI, HELYUM VE EVRENSELLK


olup da btn bilimlerin bilgilerini bir araya getireceimizi an
lamadm akladm. Sekiz tane felsefecinin nnde, btn bil
ginin bir araya getirilebilirlii zerine itirazlarm ortaya dkme
cesareti gsterdim. Byle bir varsaym, bana gerekte raz gel
meyi reddedeceim bir inancn zerine oturtulmu gibi grn
yordu; bylesine bir btn bilginin birletirilmesi ilkesi, tanrnn
ken disinden baka bir ey olabilir miydi?
Tabi ki bu byk giriim yerle bir oldu. Yine de, ben bu bir
letirme problemini soukkanl bir biimde tartmaktan, eer
srseydi byk zevk alacaktm . Zira bylesine bir giriim bana,

eorenselliin fiziksel ieriini dndrecekti.


Yalnzca doann drt temel kuvvetinden n global bir
teoride birletirmi bulunduumuzu fark eden tek kii kesinlik
le ben deilim. Etkileimlerin " standart modeli" diye bir giriim
var. On dokuzuncu yzylda Maxwell ve dierleri, elektrik ve
manyetizmay biletirdiler. Yirminci yzylda da bilim insanlar
gerekten elektromanyetizm a konusunu birletirmeyi veya da
ha isabetli deyimiyle, kuantum elektrodinamizmini, yani elek
trik ykne sahip maddeyle k arasndaki etkileimi kuantum
teorisi altnda birletirdiler; ekirdein bantsndan sorumlu
olan kuvvetli etkileim ve belli nkleer bozunmalarada rol oy
nayan zayf etkileim vastasyla. Fakat bu aklayc teoriye, el
mann yere dmesine neden olan kuvvet, yani en ok aina ol
duumuz ktle ekim etkisi dahil deildi. Btn kuvvetlerin
birletirilmesi gerekten de yirminci yzyln byk bir mcade
lesiydi ve yirmi birinci yzyla kald.
imdilerde baz teorisyen meslektalarm eer mad denin
drt temel etkileim teorisini birletirmeyi baarrsak bir eit
" her eyin teorisi" fikrini ina edebileceimizi iddia ediyorlar.
Bu id dia, tartlabilir trden bir entelektel emperyalizm olarak
her zaman dndm bir ey olagelmitir; gerekten de do
ay anlamay, temel paracklar tan maya ve aralarndaki etki
leimleri kestirmeye indirgeyen bir model bu .
Elbette byle bir eyin doru olduunu sanmyorum.
Suyun nasl donduunu, bask uygu l ayarak bir para demi
rin eklinin nasl deitiini veya trb lansl bir atmosferin na125

l a. BLM
sl dalgalandn anlamak, her eyin teo risi denen fikrin ampi
yonlarn bir keye sktrp, birletiri l mi temel etkileimler
araclyla zmelerini isteyeceim rnek soru olurdu . Ha
yr; bir grup parack, bu zgn paracklarn ve hatta sz konu
su paracklarn ift ift olmu zellikleri baznda kolayca anla
lamayacak niteliklere sahip olabilir. Bir insan grubu da, sz ge
limi, iinde barndrd zgn kiiliklerde olmayan bir toplu
zellie sahip olabilir. Tek tek atomlarn zeliklerini anlamak,
elmalar anlamak iin yeterli deildir.
Pascal unlar sylerken gayet incelikli dnmtr: " n
k her ey . . . birbirini doal balarla var ettiinden, . . . paralar
anlamann btn anlamadan, ya da btn anlamadan zellik
le de paralar anlamann imk.nsz olduunu savunuyorum."
Bence karmakln tek bir teorisi yoktur, her ne kadar bazen d
ncenin balnda bunun olduunu okuyor olsanz da . . . Tr
blans gibi baz fenomenler iin olduu gibi, onlar anlamak zor
olsa da (bir sonraki blme baknz), ne fenomendeki karmak
ln ayrmna varmann onunla ilgili bir teori oturtmaya yar
dmc olacan, ne de temel paracklarn doasn ve etkileim
lerini anlamann, bir kayn srklenmesini veya frtnay ne
yin tetiklediini hesaplamamza yardmc olacan sanmyo
rum.
Dolaysyla, fizik, birletirilebilir olmaktan ok uzaktr.
Fakat tamamen farkl yapda bilgi paralar yn da deil
dir. Birincisi, gcn, btn uygulayclar iin ortak olan net bi
limsel metotlardan alr ve genel kan olarak Galileo tarafndan
kefedilmitir; her ne kadar Arap dnyasndan habercileri olsa
da . . . Gzlemleriz, teorik bir model gelitiririz, yeni gzlemlerle
bu modeli kar karya getiririz, gerekiyorsa modeli yeni du
rumlara gre uyarlarz vb. ngrlerin bu aamas, gzlem,
modelleme ve dorulama, btn bilimimizin erevesidir.
30
Hepsinden te, Jacques Treiner' in dedii gibi, btn fiziki
ler iin ortak prosedr, "eitlilik iinde benzer olanlar aratr
mak yoluyla bir eyi basitletirmek, ya da Jean Perin'in syle
miyle, karmak olan gr n r n ard1 11d11ki grn mez basitlii ara tr
maktr. Ve onu bulmaktr. " Genellemt k r i bi r l etirmek ve eitli12fi

TANRI, HELYUM VE EVRENSELLiK j


lik arz eden fenomenleri tarif eden tek bir kavramsal ereve
bulmak iin yaplan aratrma, zihni gelitirmek iin verimli bir
davrantr. Mexwell' den Eistein' e fizik tarihi dolu dolu bunu
kantlar. Gerekten de, aslnda ben kristaller zerine, doadaki
hal deiimlerini evrensel kanunlarla tanmlamak peinde oldu
um iin bylesine uzun sre altm.
Marcel Grossmann' a gnderdii 1 901 yl tarihli mektupta
Eistein yle yazyor: " Anlk alglamayla tamamen birbirinden
ayr eyler gibi grnen bir fenomenler topluluunu kavramak
harika bir duygu ." Bunu yazdnda yirmi iki yanda. Fizii
birletirmek iin o kadar ok almas srf zevk iin miydi yani?
Einstein'in n kuantizasyonunu kefi, gerekten de bylesine
bir yaklamn sonucuydu. 1 905 Ylnda be teorik tebliden olu
an bir dizi gr yaynlad ki bunlar, yirminci yzyl zerinde
byk etki yarattlar. Bu teblilerden birinde, " fotonlar" olarak
da adlandrlan " n kuantas" kavramn tantyordu (Anna
Ien der Physik 1 7 : 1 32 [1 905] ) . Burada Einstein, fizikilerin dalga
lar ve maddeleri ele al biimlerine yaklamndaki fark belirti
yordu: " Halihazr fizikilerin kavramlarna gre tartlabilir kt
lenin enerjisi atomlara ve elektronlara kadar uzanan bir toplam
olarak tarif edilirken, Maxwell' in teorisine gre enerji, btn salt
elektromanyetik fenomenler -ve buradan kan sonula, k da
srekli bir fonksiyonun alm olarak dnlyor. Tartlabilir
bir ktlenin enerj isi, keyfi oklukta, keyfi kk paraya blne
mez, ama Maxwell'in teorisine gre bu . . . bir k kaynandan
kan ve dzenli olarak ykselen bir k nnn yayd enerji
dir . " Einstein, genellikle gaz paracklar iin kullanlan ve so
nunda bir sayya ulalan hesaplamay, k dalgalarna uygula
d. Bu say, frekans ve Planck sabitine blnm radyasyon
enerjisiydi. Sonra bu ilikiyi kuanta says olarak yorumlad -bu
nu k zerrelerinin says olarak da dnebilirsiniz. Vard so
nu, nihayet, zerinde allmas gereken konunun, fotoelektrik
etkinin (bir metalin elektron yaylmn n n anlk radyasyo
nundan etkilenmesi etkisi), sz konusu k k u a ntalarnn varl
n dorulamak iin kullanlmas neris iyd i . B u alanda yaplan
testler dorulayc sonular verdiler
127

ve

fo t o n l a r n varlklar ke-

s. BLM
sinlikle kabul edildi. Mamafih, dalgalarn s rekliliine karn,
maddenin srekli olmamasn birleti rme araynda Einstein,
adalarndan daha genel bir teorik ereve gelitirdi ve foto
elektrik etki gibi yeni fenomenle ri (ve bunun tesinde daha bir
ok dierim) aklad.
Einstein'in motivasyonu tamamen estetik miydi? Olabilir,
ama ben bundan biraz kukuluyum. Bana yle geliyor ki, fizik
te yaplan genellemeler srtmeyi gerektirir - yani kart teori
ler arasndaki atmay . . . Baz gzlemlere gre, rnein k, bir
dalga gibi grnmekte ama baka koullar altnda da bir para
cklar kmelenmesi olarak alglanmaktayd. Ksaca itiraf etmek
gerekilirse k, basit ve tek bir fiziksel fenomen deil, ayn anda
her iki gr de iinde barndran teorik bir genellemeydi. Do
laysyla, dalga teorisiyle, karsndaki parack teorisi arasnda
ki srtme, Einstein' in teorisine yol gsterdi . Bu srtme ol
makszn, neden bir genelleme yaplmaya ihtiya duyulsundu ki
zaten? Bazlar Einstein' in nicelemesini, fotoelektrik etkisini
aklamak iin yaptna inanr, oysa o, nce nicelemi ve
sonra bu fenomenin fotoelektrik etkisini kefetmiti.
imdi konudan biraz ayrlp kuantum buharlamasna gz
atmak iin iyi bir zaman . Doentlik tezini

1977 ylnda veren Ad

rian Wyatt, sz konusu olay isimlendirmek iin iyi bir fikre sa


hipti. Ama olayn kendisini ondan birka yl nce bitirdiim
doktora tezinde ilk olarak kefeden benim. Helyumun iinde ya
ylan kk bir s taknnn, atomlar darya doru itip ak
yzeye ulatrdktan sonra, bir bakma, elementi buharlatrma
eiliminde olduunu fark etmitim . Sonra, yeterince dk s
caklklarda bu atomlarn dikkate deer bir

79 m/ s ortalama mi
31
nimum hzla dar doru hareketlendiklerini kefettim. Ve bu
32
bulduumu, aslnda Phil Anderson 1 969 ylnda yapt deney
ler srasnda, helyumdaki scakln " rotonlar" olarak -ki Lan
dau bu paracklar sper-akkan helyu m u n termodinamiini
aklamak iin icat etmiti- enteresa n b i i mde ayrmas kar
snda ngrm bulunuyordu . Foto-l'kktrik etkide, metalik bir
yzeye ynlendirilen n kua n l u m u (foton), metalin bir el ek
tronunu aa salyor ve bu elekt ro n u n k i ll'tik enerjisi de, foto12'1

TANRI, HELYUM VE EVRENSELLK

nun enerj isiyle elektronu metale balayan ba enerjisi arasnda


ki fark kadar oluyordu . Benim durumumdaysa, " rotonlar"
atomlar belli bir kinetik enerjiyle aa salyor, bu kinetik ener
j i de, anlk paracn enerjisi ve ba enerj isi arasndaki ayn te
mel farka eit oluyor, 79 m/ s deeri de gayet pratik bir hesapla
mayla ortaya kyordu. Dolaysyla benim s taknn gayet ta
nmlanm bir paracklar paketi olarak (Landau bunlara " qu
asi-paracklar" diyor) gayet tanml bir enerj iye sahipti. phe
siz bu bulu, Einstein' den yetmi yl sonra fizikiler iin daha az
artcyd ama ne olursa olsun benim iin bir gurur kaynay
d zira snn da nicelletirilebileceini dorudan gstermi bu
lunuyordum.
Gene bilimlerin birletirilmesi konusuna geri dnelim. Bildi
im kadaryla fizik ve biyoloji arasnda herhangi bir srtme
yok ve dolaysyla ayn anda hem fizii hem de biyoloj iyi yaka
l ayan daha fazla teoriye de ihtiya yok. Elbette bu, sz konusu
iki bilim dalnn, diyelim biyoloj ik molekllerin mikromekanii
veya kaslarmzn kaslmas ya da hcrelerimizin blnmeyi
srdrmesi sayesinde alan molekler motorlarn ileyii alan
larnda iki bilimin birbirini desteklemesine engel de deildir. Ne
de fizikilerle biyologlarn arkadaa birbirleriyle dalga geme
sine . . .
Bilimleri birletirme konusundaki birka giriimin verimli
sonular vermesi, bilimin bazen kar l at zorluklar zerek
geliimini srd rd nn bir kant da olabilir. Mamafih, bilim
her zaman bu yolla gelimez.
u konuda yanl anlalmamalym ki, fizik biliminin gelii
mini iaret eden asl nokta, baar l bir genellemenin nihai sonu
cudur. Bu genellemeler, bizim disip l i n i m izdeki bilimsel gere
in geliimini gsterir. Teori bir kez ka bul ed i l di mi, sonradan
teorinin yanl olduunun ilan edil mtsi ptk rastlanan bir durum
deildir; dier bir deyile, ender o l a ra k g1.trsiz klnr. U m u mi
yetle genellemeler, teorinin erken dll' m k r i n i de barndran ve
doay anlaymzda bize bir adm da ha i l l'ri g i tme olana ta
nyan formda yaplr -yani, gelitirme s i i rl'ci n d t ortaya kan
ilave fenomenlerin yorumlar, doay ta r i f l'd i i m i zi daha da
129

s. BLM
zenginletir. Aslnda Maxwell' i n teorisi kayda deer bir genelle
meydi ve bilgi bilimciler (epistemo loglar) bilimin geliimini tarif
ederken, Einstein' in Genel Greli l i k Teorisi' nden ok daha sk
biimde bu teoriye gnderme yaparl ar. Bu olay da, konudan bi
raz darya kmaya gerekten deer.
Einstein' den otuz yl nce, sko bilim adam James Clerk
Maxwell, elektrik i l e manyetizmay birletirme iine girimiti .
Bunu yapmak iin de, rnein sarlm bir teldeki elektrik akm
tarafndan indklenen manyetik alann ne olduunu hesaplaya
bilmemize veya bunun tersine, mknats etki alannda hareket
ettirdiimiz bir sarmda meydana gelen elektrik akmnn ne ol
duunu bu labilmemize imkAn veren formller gibi, drt eitlik
ten oluan bir grup denklem yazd. Gnmz aratrmaclar,

1873

ylnda, yani Maxwell' in Cambri dge' deki nl Cavendish

Laboratu ar'nn bana getikten iki yl sonra bu eitlikleri yayn


lam olduu gereini takdir edeceklerdir; o zamanlarda by k
laboratuarlarn ynetilmesi ii, kiinin etkin biimde kendi ara
trmalaryla uramasna engel tekil ediyordu!
HiUyenin en can alc blm ise, Maxwell eitliklerinin,
kendisinin bile dndnden daha fazlasn ieriyor olmasy
d. O muazzam ve henz kimsenin dnmemi olduu elektro
manyetik dalgalar fenomeniyle ilgili sz konusu denklem
zmlerinin arasnda, elektriksel alan ve ona dik bir manyetik
alann vakum da dahil her ortamda titreim retme olasl da
vard. Maxwell denklemleri, Heinrich Hertz' in ondan ksa bir
sre sonra,

1887

ylnda kefettii k ve radyo dalgalarnn ya

ylmn da ngryord u . Ama gerek Maxwell'in teorisi ve ge


rekse ondan daha gl olan Einstein'in kuantum teorisinin or
taya k, ne mutlu ki bizi, Maxwell teorisine ihtiya duymayan
Descartes'in optik kanunlarn kullanmaktan geri brakmad.
Optiin (veya k nnn) geometrisinin kendi uygu lama alan
lar var ve b tn bu gelimelere ramen de ilerliini koruyup
srdryor.
Daha sonralar ayn laboratuarda D i rac, elektronun greceli
ve kuantum karakterlerinin her i kisi n i birden tanmlayan bir
eitlik kurdu ve bu eitlik, kar- m a d d l' n i n kefedilmesine nc-

TANRI, HELYUM VE EVRENSELLiK I


lk etti . Fakat neyse ki sz konusu keif, kimseyi Schrdinger'in
daha basit form l n kullanmaktan etmedi; bu forml, hzlar
k hzndan d k olan kuantum paracklarnn evrimini ta
nmlyord u .
Kendi aratrmamn seviyesi beni hibir zaman sz geen
devlerin mertebesine getirmedi ama fizikte evrensel ierii hesa
ba katarak, merak ettiklerimle ilgili ilk elden bilgi edinmenin
keyfini daima yaadm. Sonuta, almalarmda beni en fazla il
gilendiren konu kristallerin ekilleri old u . Bu konuda birka sz
edeceim ve bu, ayn zaman da devamllk ve devamll olma
yan arasndaki fark hatrlamak asndan da iyi bir frsat olacak;
fakat Einstein' in nicelletirmesinden ok farkl bir gr
asyla . . .
Sz konusu evrensellik, maddenin bizim daha aina olduu
muz deiimlerinin tersine s rekli olarak adlandrlan belli hal
deiiklikleriyle ilgilidir; sz gelimi kristalleme veya bir svnn
kaynamas s reklilii olmayan deiimlerdir. rnein, sv halde
ki su buhara dntnde younluu bir sv iin yksek bir
deerden bir gaz iin dk bir deere srar ve bu deiim, ara
da bir takm ara deerler olmakszn gerekletiinden devaml
l olmayan olarak nitelendirilir. Sz konusu devamll olma
yan deiimler ayn zamanda ilgin problemler de karr ama
nce benim kristallerin devaml ekil deiimleri meselesini biti
relim.
Ben ve en yakn alma arkadalarm ve bu uzun macerada
grev alan renciler -Etienne Wolf, Franois Gallet, David Ed
wards, Etienne Rollet, Claude Gu thmann ve Franois Graner
sa dece bilimsel gnlkleri ssleyen ahane fotoraflar ekmenin
keyfini yaamadk. lmler de yaptk ve yaptmz bu lm
leri, ayn konuda bir matematiksel teori gelitirerek ngrlerde
bulunmu olan Philippe Nozieres' in sonularyla karlatrdk.
Philippe'nin hesaplamalar olduka karmakt ve korkusuzca
bu ie girimi olmaktan dolay mutluydu m . O ise, deneyler iin
gerekli olan ve bir hayli u ratran sou tma teknoloj isiyle bizle
rin ilgileniyor olmamzdan dolay halinden ok memnundu.
Modelle gerei birbirleriyle karlatrab i l mek iin belli bir bl131

! a. BLM
gede yzleri belirmeye balayan krista l lerin saysyla, artan s
caklk a rasnda bir an erisi kartacak eki lde lmler yapar
ken, ayn zamanda yuvarlak ekilleri n dz sathlara dnm
nn nasl bir hzla arttn, yuvarlak yzlerin aplarn n, scak
ln " atlayarak dnm" seviyesine geldiinde nasl sfr nok
tasna kadar bztn ve yzlerin nasl kaybolduunu gz
lemledik. Ve burada formlleri gstermeden aklamas zor olan
dier birok zellii de ltk. Teori, maddenin hal deiimle
riyle ilgili fizik biliminde gereklemi son dnem gelimeleri de
kapsyordu; rnein, " yeniden-normall eme" tezini -ki bu bu
lu, Amerikal Ken Wilson'a 1982 Nobel dl'n kazandrm
t. Sz konusu teori, kristallerimizde oluan ekil deiiklikleri
nin, doada birok dier hal deiimleriyle benzer bir biimde
meydana geldiini sylyordu . Kristalize olmu yzeylerin ma
tematiksel model, zerinde oluan katmanlarn pozisyonlar iki
koordinat deeriyle tanmlanabilecek incelikteki yzey nedeniy
le bizi, " iki boyutlu" diye adlandrlan birka baka sistemde de
ayn eitlie yneltiyord u .
Teorinin estetii konusunda da olduka duyarlymdr; yani
genel bir temay, zel d urumlardan balayarak a ratrmann
mmkn olmas gerekir. Ayn davranlar gsterdiklerini n
grdmz bu iki boyutlu sistemleri hala muhteem buluyo
rum; muazzam bir eitlilii aklar. nce bir katmann soutul
duunda manyetize hale dnmesi, pozitif ve negatif elektrik
yklerinden oluan gruplamann iletken hale dnmesi, kris
tallemekte olan veya sper-akkana dnen ok ince bir film
halindeki svdaki d nm vb. Mamafih, rnein bizim kristal
lerin oluumunu gsteren grafik eriyle, manyetik katmanlarn
manyetize oluunu gsteren eri, ayn karekk esasna gre
kyordu. Bu ngr bize ylesine artc grnd ki, dorusu
btn bir yl sren tm abalarmza dedi ve gerekten de yap
tmz deneyle sz konusu teoriyi dorulam olduk. Yirminci
yzyl istatistiki fiziinin en byk baarlarndan biri de, doa
daki btn devaml hal deiimler i n i b irka basit kritere bal
fonksiyonla snflamasyd. rnein, de i i min meydana geldii
alann boyutlar ne? boyutlu bir hacim mi? Yoksa iki boyutl u

TANRI, HELYUM VE EVRENSELLK

bir katman m? Nasl bir sralama oluuyor? Her ne kadar bu sis


temler birbirinden tamamen farkl grnyorsa da, evrensel ka
nunlarla ynetildiklerini gsterdik ve doruladk. Bylelikle de
fiziin kk bir kesindeki birletirme/ btnletirmeye bir
katkda bulunduk.
imdi, helyum kristallerinin ekilleriyle ilgili almamza
baladktan sonra ele aldmz kristalleme ve suyun kaynama
sna geri dnelim. Suyu kaynattmda, younluu yksek bir
deerden dk bir deere sryor ve bu durum s reklilii olma
yan hal deiimine tipik bir rnek tekil ediyor. Ayn yolla, suyu

soutursam da donacak ve devamll olmayan bir biimde, s


v halden (yani molekllerinin dzensiz olduu halden), krista
lize hale (molekllerinin dzenli biimde dizildii bir hale) d
necek ve uzayda kaplad hacim anlamnda d a simetrileri, s
v haldeki suyun simetrilerinden farkl yerleecektir. Su, dzen
siz sv halden dzenli kristalize hale geerken herhangi baka
ara bir halden gemez.
Fiziksel bir sistem nasl olup da bir halden dierine atlar? He
pimiz ilkokulda O santigrat derecenin

(O 0C) " buzun erime scak

l" olduunu renmiizdir. Aslnda, suyu soutmaya bala


dmzda genel scakl dmeye balar ama bir kez buz kp
leri ortaya ktktan sonra sv haldeki su tamamen bitene kadar
suyun scakl sfr santigrat derecede sabit kalr. Burada, suyun
iki hali arasnda bir d enge kurulmutur ve her iki hal de ortam
da var olduklar srece scaklk sabit kalacaktr:

0C. Fakat s

caklk sfra ulatnda ilk buz kp de ortaya kar m? Hayr,


kmaz ! ok temiz bir kap iinde, gayet saf bir suyla bu deneyi
gerekletirirsek, buzlanmay grmek iin sfrn birka derece
altna inmemiz gerektiini anlayabiliriz. lk buzlanmann gr
lebilmesinden nce belli bir miktarda " sper-soutma" gerekli
dir. Bulutlarn iindeki su hibir duvara demeden askda kal
m su damlacklar halindedirler ve bu durumda yaklak

-20

0C'ye kadar sv halde kalabilirler; burada ki scaklk deeri ha


vadaki kirlilie baldr.

0C' nin altndaki su " sper-soutul

mu" ad verilen bir haldedir ve fazla rahatsz edi lmedii sre


ce dengeded ir (dolaysyla biz buna " yar- ka rar l " hal deriz) . Ba1 33

8.

BLM

z insanlar dalk blgelerdeki gl s u la r n n sfr santigrat dere


ce scaklktan olduka aa deerlerde llmesinin, suyun ger
ekten temiz ve saf olduunun bir ka n t gibi gryorlar. Su, sz
konusu scaklkta ok krlgan bir dengededir; tpk bir kurun
kalemin, ucu yukar doru bakacak ekilde dengede durmas ve
en ufak bir nefes etkisiyle bile devrilebilecek olmas gibi -belki
bu dengedeki suya sokulan bir ayak parma deilse de, iine
atlacak bir buz ktlesi kesinlikle dengeyi bozacaktr.
Dolaysyla suyun sv ve kristalize halleri bir kutunun iinde
bariyerle birbirinden ayrlm iki blm gibidir. Bir blmden
dierine gemek iin, yani bir fiziksel halden dierine gemek
iin, suyun sz konusu bariyeri gemesi gerekir. Denge scakl
(O 0C) iki blmdeki suyun da ayn ykseklikte olduu duruma
karlk gelir. Sfrn altndaki scaklkta kutunun biraz eildii
ni varsayarsak, bu durumda blmlerden biri daha aada ola
cak ve o blmdeki su da daha kararl bir halde olacaktr. Eer
kutuyu biraz daha eersem (ki bu durumu, suyu sfrn daha al
tnda bir sya doru soutursam diye okuyun), yksekte kalan
blmedeki su bariyeri ap alaktaki blmeye geecek, hele bu
nu kutuyu biraz da alkalayarak ya parsam gei daha da arta
cak (aslnda termal hareketlilii yaratan baka bir etmen olsa be
nim ie karmama gerek bile kalmayacaktr) ve donmann gide
rek hzland bir an gelecektir. Sz konusu durum suda tam
olarak ka derecede meydana gelir? Suyun sper-soutulmas
konusu, fizikilerin uzun sredir ilgilendii bir konudur ama
grnen o ki, -40 C altndaki scaklkta suyun buza dnmesi
nin nne gemek imkanszdr. Bu olduka dk scaklk, bari
yerin bir tarafndan dier tarafna geen suya artk direnemedi
i bir nokta mdr? Mmkndr ama kesin deil. Bu tr zellik
ler, karmakl gayet iyi bilinen sv haldeki suyun yapsna
baldr (buz daha az karmaktr) . Ve fizik teorilerinin etkileyi
ci bir gelimilie erdii yirmi birinci yzyln banda hala su
yun yapsn tam olarak bilmiyoruz. Sz konusu alanda aratr
ma yapmaya bizi eken de ite bu .
Eer suyun yaps hakkndaki l:ilgi n iz, onu donmaktan da
ha ne kadar uzak tutabileceimiz y n n d t. ngrlerde bulun'

TANRI, HELYUM VE EVRENSELLK !


mak iin yeterli deilse, kaynamasyla ilgili de ayn zorluklarla
karlamay beklemeliyiz. Birok gvenlik nlemi alarak, su
yun normal koullarda

+100 C olan kaynama noktasn ap,


+200 C scakla kadar kaynamasnn

bundan ok daha yksek,

nne geebiliyoruz. Bu konuyla ilgili bir olay da, ukurlama


(cavitation) ile ilgilidir. Scaklk ve basn, saf maddenin hal de
iimlerinin bal olduu iki fiziksel zelliktir. Eer suyu nor
mal hava basnc altnda stmak yerine (bir atmosfer, yani yak
lak

bar), oda scaklnda basnc drrsek, yine suyun

iindeki kabarcklar grebiliriz ve sv haldeki su gaz haline d


nr. Bu olay kaynama ile ayndr ama deiik bir ismi vardr;
biz buna "ukurlama" deriz ve rnein hidrolik sistemlerde
ok nemli bir yere sahiptir. Bir teknenin pervanesi altnda olu
an anafor etkileri, basncn dt yerleri gsterir. Bunlar ka
srgalarn gzlerine benzerler. Aslnda, bulunduunuz blgede
atmosfer basnc dtnde ve hava durumu servisleri size bu
nu bildirdiinde, zerinizden gemekte olan dev bir atmosferik
anaforun ortasndasnz demektir.
Bunlarn hepsi, " Bemoulli Kanunu" ad verilen ve hidrodina
mik ierisindeki enerjinin korunumunu tarif eden konuyla ilgili
33
dir. Kralie I. Catherine tarafndan Saint Petersburg sarayn
onurlandrmas iin d avet edilmi sveli fiziki Daniel Bemoul
34
li tarafndan gelitirilmitir. Pervane tarafndan yaratlan ana
forlarn merkezleri kpkler oluturur. Bu kpkler, eperlerde
ki suyu merkeze doru kertir ve kk boluklar oluturarak
pervanenin verimini drr ve d urum giderek artan biimde
ktye gider. Doktorlarn ultrason makineleri araclyla hasta
larn bbrek talarndan kurtarmasn salayan da bu kpkle
rin ykc kapasitesidir. Sonuta, b i tki biyoloj isiyle ilgili baz
aratrmaclar, aalarn belli bir yksekl i i n zerinde byye
memesinin nedeninin, yere dik olarak y kselen gvde kolonu
nun iindeki zsuyun btn arlyla st k s mlardaki zsuyu
aaya doru ektiini ve bylece aac n kendi bnyelerinde

uku rlama etkisi yaratarak hcrelerin i i m h a l'tt i i n i dnrler.


yle ki, dikkatli dinlenirse, bu olayn Sl'sin i n de duyulabildii
sylenir.
1 35

s. BLM
O

halde ukurlama nemli bir olayd r. Sradan suda ukur

lama kolayca meydana gelebilir. Tekrar aalar dnn. Aa


cn gvde kolonunda ykseldike, yu kar doru olan basn d
ecektir . Suya daldnzda da ayn fenomen grlr ama bu kez
tam tersine bir etkiyle kendini gsterir; derine indike basncn
ykseldiini hissedersiniz. Her 10 metrede 1 bar basn art
olur ve bunun muhtemel nedenini tahmin ediyorsunuzdur; st
ksmnzda kalan btn suyun arl zerinize binmektedir.
Alternatif olarak, aacn zsu tayan damarlarnda gvde bo
y unca aa yukar gidip gelebild iinizi dnn; bu durumda
yer hizasndayken basn 1 bar (atmosfer basnc) olacak ve as
lnda zsu sizi yukar doru ekecektir. 1 0 metre ykseldiiniz
deyse basn

O bara (20 metrede -1

bar, 30 metrede -2 bar ve ben

zeri) decektir . Negatif basntan sz etmem size artc gele


bilir ama bunun pozitif gerilimden bir fark yoktur -negatif ba
sn bir gerilimdir. Bir dala kuvvetle yeterince gerilim uygulaya
cak biimde aslrsanz, daln krlaca hepimizin bildii bir du
rumdur. Ayn kural svlar iin de geerlidir. Fakat asldmz
dalda kk atlamalar varsa daha krlgan olaca da bilinen
dier bir gerektir. Ayn biimde, sradan suyun bnyesinde bir
ok d eformasyon barndrd da gayet iyi bilinir -zellikle de
mikro seviyede hava kabarcklar. Bu d a, hafif bir negatif basn
l a ortaya kan ukurlama etkisi sonucunda suyun krlmasna
neden olur; pervanenin ardnda kalan deniz suyu iin bu snr -1
bar ve en yksek aacn gvdesindeki zsu iin de yaklak -10
bar d eerindedir. Aslnda gvdedeki ak da bu ite rol oynar,
zellikle de kuraklk zamanlarnda yapraklar araclyla byk
miktard a buharlama yaandnda. Dolaysyla aalar, ukur
lamaya kar ok daha fazla nega tif bas n karsnda d iren
gsterebilirler.
Sonu olarak, ok saf bir svnn iinde ne hava, ne de baka
tr gaz karmlar olmaz ve bylelikle ukurlama, sadece mo
leklleri birbirind en ayracak gte geri l i m uygulanrsa meyda
na gelir ki bunu becerebilecek nega tif basncn da gerekten b
yk olmas gerekir. Bizim zerinde a l ma yaptmza benzer
ok saf suda ukurlama limiti, anca k b i z i m nasl retildiini bil1 :/{i

TANRI, HELYUM VE EVRENSELLK

diimiz ok g l ultrason yoluyla sa lanabilen


yesinde ngr l mektedir (yani,

15

-1 .500 bar sevi

kilometre ykseklikteki bir

aacn yaratabilecei negatif basn) . Ama aslnda tam olarak


suyun yapsn veya molekllerinin arasndaki kuvvetleri neyin
harekete geirip ilk isel balantlar ortaya karttn anlaya
madmzdan, gerekten saf suyun krlma limitini de bilmiyo
ruz. Yaam iin bu denli hayati neme haiz bu svnn yapsn
bilmiyor olmak, gerekten de fena halde sinir bozucu . Bu sinir
bozukluudur ki, beni v e Frederic Caupin'i de zerinde alt
mz yeni maceraya sokmutur.
Yirminci yzyln bitimi, devamllk arz eden hal d eiimleri
probleminin sonucunu grd ama hala maddenin baz devaml
l olmayan hal deiimlerini tam olarak anlam deiliz -ve
zellikle de suyun bilinmezleri listenin band a geliyor. Eer bu
yap-bozun paralarndan birini de biz yerletirebilirsek, biyolog
meslektalarmzla birlikte daha fazla iler yapabilmemizi de
mmkn klm olacaz. Biyologlar, yirminci yzyln bilimsel
krallarnn fizikiler olduunu kabul ediyor ve fakat yaknda
taht onlardan alacaklarna inandklarn sylyorlar.

137

9 . Bl m
Bisi kleti ve Kelebek
Chevreuse Vadisi'nde rzgar genelde batdan eser v e dolay
syla her pazar sabah Ramboillet ormanna gitmek zere bisik
letlerimizle yola ktmzda rzgara kar ilerliyor oluruz. D
nteyse rzgar arkamza aldmzdan daha az zorlanrz ve
bylesi daha iyidir. Rzgar bisikletinin dmandr; dzlkler
de, pratik olarak btn enerjimizi rzgarn direnciyle mcadele
etmekte kullanrz.
Yerekiminin

80

kiloluk ktlemi aaya ektiini hissedece

im ve Paul'n yine beni geeceini bildiim -ve tabi benden


daha hafif olan Michael' in de kolayca beni arkada brakp gide
cei- bir sonraki yoku iin biraz enerji saklamaya abalarm.
nmde ilerleyen geni csseli birinin arkasna mmkn oldu
unca sokulup ilerlemek iin kendimi sktrrm; rnein o
lum Lucien gibi; ya da Rino, hatta Remy ama Sophie deil, Mark
da deil Benjamin de . . . Bu son saydklarm benim arkamda ka
lp kendilerini rzgarn etkisinden ben im vastamla korumay
tercih edeceklerdir; neyse ki bylece hib i r zaman en arkada kal
mam. Ama daima rzgarn ynn hi ssetmem gereklidir nk
onun hzyla bisikletinin hz bir ara y a ge lecektir. Fazla bir aba
gstermeden pedallar eviriyor o l a b i l ccc im, sanki ileri doru
1 38

BSKLET VE KELEBEK ,

ekiliyormuum gibi hissedebileceim hassas bir pozisyon var;


bu korunakl pozisyon ya rzgar tam kardan estii srece
nmdeki bisikletinin hemen arkasnda olmak, ya da hzmz
ciddi bir farkla rzgarnkinden fazlaysa kendini hissettirecektir.
Eski halimizde, kk l ider grubumuz tek sra halinde uzar gi
derdi. Genelde rzgar biraz yandan gelir ve ondan doru drst
korunmak iin de, n tekerleimi neredeyse nmdeki kiinin
arka tekerleinin dibine kadar yanatrmam gerekir. Bir ynde
veya dierinde, nmdeki bisiklete be santimetrelik bir farkla
bile yanam olsam, rzgar beni yine etkileyecek ve sanki onun
nndeymiim gibi yorulacam. Baka bir bisikletlinin arkasn
da aerodinamik koullar deerlendirip kolayca dinlenme pozis
yonu bulmak binlerce kilometrelik eitim gerektiriyor ve

40

km/ saat hzla ilerleyen benim gibi bir amatr, tekerleinin n


deki bisiklete dokunmas sonucunda meydana gelebilecek tehli
keli bir kaza ihtimali karsnda ok dikkatli olmak zorunda.
Herkes ok fazla risk almakszn enerjisini verimli olarak kulla
nabilmek adna elinden geleni yapar ve ben de bu anlamda,
akkanlar mekanii bilgimden olduka yararlanrm .
Antony'li b i r kasabn kocaman Mercedes'iyle krmz kta
geip bana arpmas sonucunda yzmden yaralandm gn
den beri bisiklet kullanrken balk takarm. Balmn, kenarla
rndan aa doru kulaklarmn yanndan geip enemin altn
dan birbirine balanan kaylar var ve bu kaylar rzgarda yol
alan yelkenlilerin halatlar gibi slk alarlar. Duyduum bu slk
bana otuzlu yalarmdayken giritiim flt alma denemelerim
srasnda Yamaha' mm azlndaki kesik ksma nefesimi doru
d rst ayarlayp fleyemediimde bn korkun sesleri hatrla
tr. Bu yzden, sz konusu flt heves i d l' v azgeip tekrar piya
noya dnmtm fakat ayn zamanda bu tecrbeyle, rzgarn
kartt sln bir engel etrafnda dol< < n hava akmnn ka
rarszlndan kaynaklandn ret i l i ; b u engel, yelken ip
leri, balk kay veya azlktaki ei m o l < l i l i rd i . Sz konusu
hava akm sabit bir rotada akamad d a , li< la z i y ade engelin
bir yanyla dieri arasnda gidip gelere k s. l < g i re r ve dei
ken bir girdap yaratr. Hava akm t<m f l . i t i l i p geniletilen
1 39

1 9.

BLM

ve bir " yolun" kenarlarndaki da l gc l a n nalar olarak ortaya kan


'
bu girdaplar, Theodor von Kar m a n tarafndan analiz edilmi
ok ho fotoraflarda gsterilir. Sz konusu deiken girdaplar
yaratan frekans, engelin etrafn daki hava akmnn ortalama h
z tarafn dan ykseltilir; bylece hava daha hzl hareket ediyor
sa slk da daha yksek sesle kar. Benim durumumdaysa, Lu
cien'in arkasna doru drst sndmda daha az rzgar ald
mdan, doru pozisyonu bulmak iin k u llandm bir yntem
vardr: Balmn kaylarnda von Karman " yollarnn" sesini
dinlerim . Sol tarafa biraz fazla kaydmda kulaklarmdaki
rzgar sl ykselir. Saa doru fazla yanarsam da ayns
olur. Ve sonunda doru yerde ses der. Elbette bir yandan da
yol almam zorlanca yanmaya balayan bacak kaslarm ve o bi
teviye giden korkun hzda doru noktaya kendimi konuland
ramadmda panie kaplan kalbimin ritmini de dinlerim. Bu
iaretlerin hibiri annda bilgi vermez ve rzgar srekli deiir,
yol dner ve benim srekli yeni d urumlara uygun pozisyon bul
mam gerekir. Profesyoneller btn bunlar igdsel olarak ya
pabilirler; ben fizik bilgimle yapma frsatn kullanyorum.
Rzgar karmzdan estiinde ve bizler srayla birbirimizi bu
yntemlerle dnml olarak rahatlatrken, yaban kazlarn
dnrm. Havada daha geni bir a lana sahip olduklar ve
kardan gelen trafik gibi bir sorunlar bulunmadndan, toplu
ca V eklinde bir formda uarlar. Akkanlar mekanii eitimi
almam olduklar sylense de bu muazzam kular hava trb
lanslarn da takm arkadalarnn dmen suyundan hissediyor
larm . Tpk bizim bisiklet kullanrken yaptmz gibi, onlar da
birbirlerini dnml olarak rahatlatyor ve grup halinde, tek
tek old uklarndan ok daha hzl ilerleyebiliyorlar. Balklar da
okullarda kendilerini dmanlarndan korumak iin uygulama
l hidrodinamik pratikleri gelitiriyor olmallar. Mamafih karn
calar, onlar bu denli motive eden her ne ise, akraba ve komu
larnn izini takip etmek iin sanyorum, daha ziyade kimya bi
limini kullanyorlar.
Kuantum mekanii ve greli l i k aratrmalarnn bilimsel der
gi kapaklarn tekeline almasn dan bi r yzyl sonra trblans
1 40

B i S i KLETi VE KELEBEK

konusundaki almalar yeniden g n d l n w gl' l i yor. Aslnda bi


lim insanlar bu konuyu anlama d k l a r n , ya da e n azndan yete
rince anlama dklarn idrak ediyo r l , r . 1 h ha s, trblans aklar
istisnai olmaktan daha ok genel b i r k u ra l gibi: Bir yldzn at
mosferinde, Dnya'nnkinde de, okya n u s l a rda, araba ve tekne
lerin arkalarnda, motorun iinde, k i myasal bir reaktrde mey
dana gelen btn aklar aslnda birer trblanstr. Dolaysyla
trblans konusunu dnmek,

neyi bildiimiz ve neyi henz bil

mediimiz (rnein, bir teknenin veya

arabann maksimum hz

n snrlayan eki gcn nasl hesaplayacamz) ile

imiz ve neyi asla bilemeyeceimiz (iki haftadan daha

neyi bildi

ilerisi iin ha

va durumunu nasl tahmini edeceimizi, mesela) arasndaki ay


rm idrak etmemiz anlamnda bir frsat salyor. Trblans ol
mayan aklar " d zgn [laminar]" olarak adlandrlyor; uzay
ve zamanda d uraan olan aklar yani. Bir nesnenin etrafnda
dolanan hava veya su akmlarnn iine mrekkep enjekte ede
rek bu aklarn hareketlerini grnr hale getirebilir ve eer
ak yeterince yavasa veya yeterince kk boyutlarda ise ya da
gzlediimiz sv ok youn bir svysa, bu aklarn dzgn ve
duraan bir forma sahip olduklarn gzlemleyebiliriz. Bal veya
gliserini akttnzda genellikle dzgn bir ak elde edersiniz.
Tabi eer sonradan pe atmaya kyabilirseniz, sz konusu ak
n dzgn d urumunu tam olarak dorulamak iin iine biraz
mrekkep enjekte edebilir ve bir ka kla kartrabilirsiniz. Bu
nun tersine, sabunlu bir suyu parmanzla veya kahvenizi ka
kla kartrdnzda, svnn iine sokmu olduunuz parma
nz ya da kan etrafnda anafor olutuunu greceksinizdir
-buradaki ak dzensizdir, yani trblans zellii tar.
Hasl, eitli derecelerde trblanslar vardr. Greceli olarak
dk hzlardaki ak periyodik biimde de salna bilir; yelken
iplerindeki rzgarda olan budur ve aa yukar a zla alnan
slk veya insan sesiyle taklit edilebilecek, gayet tanml frekans
larda sesler kabilir. Ama ok yksek hzlarda byk nesnele
rin etrafnda rzgar hi de tannabilir tonlarda sesler kartmaz;
ak o kadar byk anaforlar yaratr ki, sadece kaotik sesler du
yulabilir.
141

9. BLM

Resim 1 1 . Yuvarlak bir engelin ardnda akan bir sv, bir yandan dieri
ne deiken formda anaforlar yaratr. Bu olay, teknelerdeki yelken iple
rinde rzgarn kartt sl da meydana getiren olaydr. ONERA

Bir para musiki akustik bilgisi, buradaki kaosun ieriini


anlamamza yardmc olacaktr ki bu konu, sadece trblansn
fizii iin deil, genel olarak ada fizik iin ok nemlidir. Net
ve tanmlanabilir temiz bir ses, rnein ucuz elektronik aletler
den bile karlabilecek hava basncnn basit bir periyodik titre
imidir. Muzikal ses, kulamzn tonunu ayrtrabildii bir bi
imde her zaman periyodiktir ve bu sesin armonisi de temel fre
kans salnmnn iki kat, kat, drt kat ve benzeri biimde
katlardr. Btn bunlar, enstrmann yapld malzemeyi de
belirleyen oranlara baldr; velhasl bir obuann sesini bir fl
tnkinden kolayca ayrt edebiliriz zira birinci enstr mann sesi
armonik olarak ikincisinden ok daha zengindir.
Elbette akor, ayn anda birka notay birden almak gerekti
inde kullanlacak bir birimdir ve asl nda birka sesin ayn anda
st ste alnmas durumudur; dolay s yla, daima sonlu, tanla
nabilir frekanslarn titreim saylar toplamdr. Akorlar vokal
1 4 /.

BSKLET VE KELEBEK

olarak kartmak her zaman kolay i deildir ama baz arkclar


bunu baarabilirler -Sardunya' dakiler mesela. Fransz Bilimler
Akademisi'nde alan ve kayda deer bir mzisyen olup, hem
ark syleyip, hem de ayn anda slk alabilen birini de tanyo
rum; bylelikle Bach'n iki blml fglerini hibir enstrman
kullanmadan icra edebiliyor. Fakat nemli olan ve burada bizi
ilgilendiren konu, bir sesin st ste gelmi farkl frekanslarda
sonsuz sayda titreimden meydana geldii ve fizikilerin deyi
miyle, spektrumunun " srekli" olduudur. Periyodik ve her za
man tekrar edilebilen, ayn zamanda da mkemmel biimde ne
olduu tahmin edilebilen bir sesten farkl olarak, grlt olarak
nitelenebilecek " kaotik" bir sesin tonunun ne olduu tahmin de
edilemez . Byle bir grlty bir noktaya kadar kaydetseniz bi
le rasgele bir doas olduundan o noktadan sonra nasl devam
edeceini tahmin edemezsiniz. Kuvvetli bir trblans ak da
kaotiktir; hem uzayda hem de zamanda nasl devam edecei
tahmin edilemez.
Getiimiz yzyln sonunda hakknda birok gelime kay
dedilen bir soru da, balangcnda dk hzlara sahip dzenli
bir akn da farkl yollarla hz ykseldike kaotik bir biime d
nyor olmasdr. Birka tane " kaosa giden yol" vardr ve ben
bunlardan birinin nasl kefedildiini yakndan grdm.

1980

yllarnda, neden kristallerin yzleri olduunu merak

etmeye baladmda, Albert Libchaber sv kplerini dk de


receden stmaya balyordu. Albert, bir yandan da benim tezi
min danmanln yapyordu, dolaysyla ona iki kat borlu
yum; merakm gelitirmemde beni gerekten cesaretlendiren
biriydi ve kendi aratrma konumu tanmlamam konusunda be
ni ok desteklemiti. zellikle sekin bir mhendis olan Jean
Maurer'in odasnn hemen yanndaki odada alyordu. Mau
rer, kk, plastik bir kutu yapm ve kutuya sv helyum dol
durmak iin d e iine minik bir tp yerletirmiti. Genel sorular
mzn cevaplarn bulduumuz bu sevimli model svy hepimiz
ok takdirle karlamtk. Maurer' in kk kutusu, altna yer
letirilmi stc bir rezistans teli, stnde bir s sbab ve bir de
mikro-termometreyle donatlmt. Dk s gcnde scaklk
143

j 9. BLM
kolaylkla svnn s iletkenlii uyarnca kpn dibinden tepesi
ne kadar ykseliyor ve sv helyum hareketsiz olarak duruyor
du. Is gc daha ykselince, sv helyum hareket etmeye balar;
bu " syaym" hareketi kpn altndan stne kadar devam
eden iletkenlii giderek arttrr ve bunun kayna da Arimet
prensiplerinden baka bir ey deildir. Genel olarak bir svy
stmak, aslnda bir genleme yaratr ve Dnya' nn ekimi altn
da daha hafif hale gelen scak sv ykselir, iinde bulunduu
kabn tavanyla ilikiye geince de sour, younlar ve tekrar
aaya doru kmeye balar. Yzeyde kalma, yani yzme
zelliiyle balantl olarak, termal genleme svy dengesiz ha
le getirir ve syaym topaklar oluturur. Bu topaklarn ekilleri
kutunun ekline baldr; eer kutu keli bir kp eklindeyse,
sadece bir tek topak oluur ve herhangi bir ynde dner. Eer
kutu, eni boyunun yaklak iki kat olan bir dikdrtgen prizma
s eklindeyse, bu kez orta ksm ykselen svda iki topak olu
ur ve kenarlara doru dalrlar. Son olarak, eer kutunun eni
boyundan ok daha genise, birden fazla uzun topaklar oluur,
birbirlerine paralel olarak dizilebilir ya da altgen hcrelerden
oluan bir a oluturabilirler. Bylesine bir topak yaplanmasn
bir tavaya koyduunuz ince ya tabakasn starak gzlemleye
bilirsiniz. Daha nce de deinmi olduum gibi (3. blmde) sz
konusu termal syaym Dnya' nm alt katmanlarnda da al
makta, yer kabuu plakalarn yerlerinden oynatmakta ve dep
remlere neden olmaktadr.
Libchaber ve Maurer ayn tip syaym olayn, aslnda gayet
iyi bilinen bylesi bir fenomeni retmi olduklar kpte bir kez
daha gzlemlediler. Fakat s gcnn daha da fazla arttrlma
syla, scakln zaman ierisinde titremeye baladn gzlem
lediler. Scaklk titreiyordu nk svnn bu topak biimindeki
hareketinin kendisi de titreiyordu. Artrmaya devam ettikleri
syla ortaya kan iki kat titreimi grnce balangta ard
lar. Sonra sy daha da artrnca bir kez daha titreimin ikiye kat
landn, sonra tekrar katlandn, tekrar ve tekrar katlana kat
lana arttn ve sonunda, topaklarn periyodik hareketinin kao
tik bir devinime dntn grd ler. Periyodun ikiye katlan1 44

BSKLET VE KELEBEK ,
mas, frekansn yarya inmesi anlamndayd ve eer Libchaber
ve Maurer yaptklar kutuyu dinleyebilselcrdi, duyduklar sesin
giderek, her defasnda bir oktav kadar derek daha da derinle
tiini ve sonunda ekilsiz bir grltye dntn fark ede
ceklerdi. Daha som a akustik aratrmaclar sz konusu fenome
ni tekrar yaratarak, sistemin kurucusu Mitchell Feigenbaum'un
tarifiyle, " katlanarak artan periyot alayann" etkin biimde
duydular. Albert iinse, " kaosa giden yollardan" biriyle ilgili bu
deneysel keif, ryalarndan birini gerekletirmesine yol am,
Amerika' da bir kariyer edinmesini salamt. Bu tr titreen s
yaym, o gnden bu yana birok dier alanda da (elektronik, op
tik, kimya) kefedilmi geni anlamda yaygn bir fenomendir.
phesiz sizin de dikkatinizi ekmi olaca zere, kaosla il
gili oul "yollar" kelimesini kullanyorum. nk gerekten
bu anlamda baka yollar da var. 1971 Ylnda, yani koridorun
br ucunda alan komularmn gerekletirdii deneylerin
yaplmasndan on yl nce David Ruelle ve Floris Takens dina
mik bir sistemin kaotik hale gelmesi iin farkl tarzda, her bi
ri kendini katlar biimde titreen sistemler olmas gerektiini
gstermilerdi. David Ruelle bu konuda kayda deer bir kitap
da yazd (Hasard et chaos [Odile, 1991 ); Deiim ve Kaos [Prin
ceton niversitesi Yaynlar, 1993)) . Bu konu beni tara geceleri
min gezegenlerine geri gtrd. Eer Dnya Gne etrafnda
dnen yegane gezegen olsayd, Dnya-Gne ifti dzenli peri
yotlarla (bir yl) alan bir titreim birimi oluturacak ve gelecek
mkemmel biimde tahmin edilebilir nitelik kazanacakt. p
hesiz bu varsaym doru olmamakla kalmayp, dier gezegenle
rin varlklarndan bamsz bir fikirdir. Dorusu, her bir gezege
nin kendi periyodunda dnn srdrd ve btn hare
ketleri kendi aralarndaki ktle ekim kuvvetlerinin etkisi nede
niyle iftler halinde yaptklardr. Bir gezegenin dierine yakn
bir noktadan geii, her ikisinin de yrngelerini az da olsa ye
niden dzenler ve bu yeniden dzenlemeleri byten de za
mandr. Ruelle ve Takens' e gre -ki hakllardr- genelde hareke
tin kaotik olabilmesi iin bylesine bir iftler haline geliin ge
zegen iermesi yeterlidir. Jacques Laskar'm da aklad gibi,
1 4b

1 9. BLM
yz milyon yllk bir skala iinde, Gne sistemindeki gezegen
lerin hareketleri tahmin edilemez niteliktedir.
Yirminci yzyln son 30 ylnda bilim insanlar, byk Lev
Landau'nun bir svnn trblansnda grnen kaosun nedenini
g iderek artan biimde daha geni sayda, her biri baka frekans
ta titreimin ilerleyen ayrmalar eklindeki tarifinin yanl ol
duunu gstermi bulunuyor. yeterli; ya da sadece kendi
iinde blnebilen bir tek tane bile. En byk fizikiler bile ba
zen yanlabilir.
Ama imdi tahmin edilebilirlik nosyonuna geri dnelim. Fi
ziksel bir sistemin hafzasna bakalm. Saatteki hareketler o den
li dzenlidir ki, eer hareketin bir andaki halini biliyorsanz,
herhangi bir sonraki zamanda o hali yeniden tahmin edebilirsi
niz. Saat, gemiiyle ilgili mkemmel bir hafzaya sahiptir; gele
cekteki hali, tamamen gemiteki hali tarafndan belirlenir. Di
er yandan kaotik bir sistem belli bir sre sonra btn hafzas
n kaybeder ve bu nedenledir ki hava durumunu tahmin etmek
bu kadar zordur. Bu zorluk ve hafza kayb bazen " kelebek etki
si" olarak da adlandrlan ve aklanmay gerekten hak eden bir
etkiden gelir.
Kelebek etkisi, adn 1972 ylnda meteorolo g Edward Lo
renz'in Washington'da yapt bir konumadan alr: "Tahmin
edilebilirlik: Bir kelebein Brezilya' daki kanat rp Teksas' da
ki tayfunu balatabilir mi?" Burada alt izilen nokta, bir kelebe
in herhangi bir yerde kanat rpmasnn, btn atmosferde ta
kip eden evrimsel geliimi tamamen deitirmeye aa yukar
yeterli olacadr; yani, balang koul larna yaplan hassas etki
bylesine byktr.
Kaotik bir sistemin hassasiyetinin balang koullarna ba
l oluunu, merkezinde yuvarlak bir blok bulunan bilardo masa
sn dleyerek anlayabiliriz. Bu bl o a d oru bir top yuvarlad
mzda, bloa arpan top, bloun sol ta rafna veya sa tarafna
apmasna bal olarak masann ya bi r tarafna, ya da dierine
doru sekecektir. Sonra ayn top, masa n n kenarndan da seke
cek ve belli bir rotay takip ederek u h a ze r i n de hareketini sr
drecektir. Eer topu ikinci kez y u v a rl ay a rak aym rotada hare14f

BSKLET VE KELEBEK
ket etmesini salamay deneyecek olursak ok ok dikkatli dav
ranmamz gerekecektir. Zira ilk arpmann asnda yapaca
mz en ufak bir deiiklik, bu arpmadan sonraki ynde mey
dana gelecek bir farka sebep olacak, bylece top farkl bir nokta
dan masann kenarna arpacak ve takip eden btn hareketle
rin ynlerinde de sapmalar olacandan, nihayetinde bambaka
bir noktada hareketini sonlayacaktr. Dolaysyla, ortadaki bloa
arpan topun iki atta da ayn rotay izlemesini, ilk atn hassa
siyetini sonsuz deerde ayn uygulamadmz srece salaya
madmzdan, ortasnda yuvarlak bir blok olan bilardo masas
kaotik bir sistemdir. Bu kaotik bilardo masalarnn eitli konfi
grasyonlar, bugn Princeton'da alan matematiki Yakov Si
nai tarafndan, baz masalarn ortasndaki blok olmasa da, orta
snda dz ve iki ucunda yarm daireden oluan paralarla stad
yuma benzer tipteki masalarda denenmitir.
Kaotik say serileri de oluturabiliriz. O ve 1 arasndaki say
lardan balayalm; 0,33 diyelim. Sonra bunu ikiye katlayalm:
0,66; ve tekrar ikiye katlayalm: 1,32. Sonu l'in zerindeki k
tnda saynn tam say ksmn atarak onu tekrar O ve 1 aral
na sokarz; bu durumda l,32'nin sonucu 0,32'ye karlk gelecek
tir. Ve devam edelim; 0,64 sonra 0,28 ardndan 0,56 ve akabinde
0,12 vs. vs. imdi komu saylarla yeniden balayalm; rnein
0,34 ile. lk serimiz aadaki gibiyken,
0,66 - 0,32 - 0,64 - 0,28 - 0,56 - 0,12 - 0,24 ve 0,48
0,34 ile baladmz yeni serimiz,
0,34 - 0,36 - 0,72 - 0,44 - 0,88 - 0,76 - 0,52 ve 0,04 olacaktr.
Bu iki say serisinin birbirinden hzla ayrldn ve tamamy
la farkllatn gryoruz. Sz konusu farkllk, gerilimin kom
binasyonundan ve bu saylara uyguladmz ikiye katlama ve
sonra sayy O ve 1 aralna indirmekten geliyor. Ayn yolla,
kaotik bilardo masamn zerindeki blok, topun rotalarn birbi
rinden ayrmakta, kenar yastklar da topu tekrar masann ze
rinde tutacak ekilde ieriye doru sekti rmektedir. Trblansl
akta, akm izgileri de gerilir ve anaforlar tarafndan katlanr.
Matematikiler, bu " esneme- katlanma" kombinasyonuna
metaforik bir isim vererek, " Baker Dn m" diyorlar ve ne147

1 9.

BLM

mini kabul ediyorlar. Hi kat kat puf brei yaptnz m? Ben


ahsen, frnc Lenotre'nin "hzl" metod unu takip ederim. Bir
yufka hamurunu, eni boyunun kat olacak biimde uzunla
masna tezgaha yayarm ve te ikilik blmn tereyalarn.
Bu ilemi yapmak iin de, iki para yal kadn arasna tereya
paralarn uzunlamasna dizip oklavayla dzledikten sonra
bu " sandvii" be dakika buzdolabna koyarak yal kat ara
snda dzlemi tereyan kolayca karp kullanmanz neri
rim. Ardndan, hamuru uzunlamasna e katlayp (yasz te
birlik para ortada kalacak ekilde), 90 derece evirerek oklavay
la yeniden aarm. Tekrar ayn ilemi yaparak nce e katlar ve
yine dndrp aarm vb. Bu ilemi birka defa tekrarladktan
sonra, her bir tereya paras ilk bata sahip olduu komuluk
lardan ok uzaklam olur; yani tereya kaotik biimde eitli
katmanlar arasnda dalr.
zet olarak, aritmetik ve hamurun ortaklaa sahip olduklar
ey, her ikisinin de, aslnda gayet basit, ne karmak ne de olas
lk hesaplarna dayal, net kurallar olan ve gayet kolay anlaya
bileceimiz ilemlerin tekrar sonucunda kaotik davran gster
mesidir. Meteorolojiye dnersek, bir haftadan daha uzun bir pe
riyottaki hava durumunu zar zor tahmin edebiliyor olmamzn
sebebi, atmosferdeki ve okyanuslardaki hareketlerin kaotik ol
masndandr. Burada nemle aklda tutulmas gereken, hidrodi
namii yneten temel Navier-Stokes denklemlerinin mkem
mel kararlldr. Tpk, gezegenlerin hareketlerini yneten yer
ekimi kanunu gibi . . .
Atmosferi hareket ettiren nedir? Gnein ss. Yeryzne
yaklatka havann scakl st katmanlarda olduundan daha
yksektir ve ekvatora yaklatka da scaklk kutuplardakinden
daha yksektir, dolaysyla Maurer'in deneyinde olduu gibi,
bu scaklk farklar devasa syaym hareketlerini tetikler. Daha
s, Dnya kendi ekseni etrafnda dnd nden, meydana gelen
anaforlarn da eilimli olduklar bir yn vardr ki bu nedenle
Fransa'y etkisi altna alan rzgarlar n byk blm batdan
gelir. Okyanuslar iin de durum aa yukar ayndr; ekvatora
yakn blgelerdeki deniz suyu k u t u plarda olduundan daha
1 4.'I

BSKLET VE KELEBEK 1
tuzlu ve scaktr ve bu fark devasa okyanus akntlarna neden
olur. Dnya'nn kendi ekseni etrafndaki dn yn de bunda
rol oynar ve bu nedenledir ki mehur Gulf aknts Atlantik Ok
yanusu'nun kuzeyinde bat ynnde lk akarken, Amerika sa
hilleri boyunca dou ynnde ok souk bir akntyla geri d
ner. Dnya dev boyutlarda bir termal makinedir ve solar rad
yasyon enerjisini temel olarak rzgarlara ve akntlara, bunun
yan sra bitkiler iin bilinen srasyla yamur ve kara dnt
rr.
Yirminci yzyln ortalarna kadar, dnyann eitli blgele
rindeki veya daha uzun bir zaman aralnda belirleyici iklim
zelliklerine sahip yerlerin hava durumlarn gzlemleyip anlat
maktan ok memnunduk. Hava durumunu tahmin edebilmek
iin nceki yllarn ortalamasn alp tahmin diye verecek kadar
dmtk. Peki, nasl olup da bu ii bugn daha iyi yapyoruz
ve en azndan gelen birka gn net olarak tahmin edebiliyo
ruz? Bunun temel nedeni var: Birincisi, btn Dnya'y gz
lemlememizi salayan uydular; elbette hala daha fazla gelitiril
meleri mmkn ama uydular araclyla rzgarlar, basnc, s
cakl, nem orann ve hangi tr bulutlarn nerede olduklarn
her zaman biliyoruz. kincisi, bunca veriyi ilemek iin yeterin
ce gl bilgisayarlarmz var ve bunlar, sz konusu bilgileri
balang koullar olarak alp, okyanus ve atmosferdeki geli
melerin nasl gelieceklerin hzla hesaplayabiliyorlar. Bu hesap
lamalar yapmak iin de bilgisayarlar gayet iyi bilinen hidrodi
namik kanunlarn kullanyor. Son olarak da, elimizde orada bu
rada oluabilen karaszlklar tanmlayan birok model var; bu
lutlarn formasyonlar ve blgesel scaklk deerleri, gneten
gelen radyasyonun yansmalar vb. gibi yaa neden olan kel
meleri etkileyen koullara ilikin modeller. yi meteorolojik mo
deller srekli geliiyor ama tahminlere gvenilirlik konusunda
phesiz herkesin kendine gre bir gr var. Benim kiisel
dncem, yln baz zamanlar veya havann zellikle dengesiz
olduu baz belli blgeler dnda, yirmi drt saatlik hava tah
minlerinin greceli olarak gvenilir oldu klar ynnde. Fakat
btn bildiimiz, sadece birka gn tesinden fazla bir srede149

1 9. BLM
ki hava duru mu tahminlerine gvenilemeyecei. Hibir kuru
lu, nceden bir haftadan daha uzun bir sreyi kapsayan hava
durumu tahmini konusunda ciddi bir giriimde bulunmuyor
-ve bu belirsizliin temel nedeni de, kaotik sistemin balang
koullarna kar olan duyarll. Bir gn atmosfer koullarn
her bir kilometre yerine her metrede bir yapabilen uydulara sa
hip olacamz hayal edebiliriz ama bu kez de uzaydaki evrimin
kaotik olmas gereiyle karlaacaz. Belki birka gn daha
uzun sreli hava durumunu daha gvenilir biimde tahmin et
meyi baarabiliriz ama asla iki haftadan fazlasn deil. Yrn
gede dolanan ahin gzl uydular orman srekli biimde bir i
ekten dierine uuurken blgesel hava koullarn her ne ka
dar ok az etkileseler de btn kelebeklerin pozisyonlarn kay
dediyor ve bilgisayarlar bu muazzam byklkteki veriyi yirmi
drt saat iinde ileyebiliyor bile olsalar hava durumu tahminle
rini iki haftadan teye gtremeyiz. Dnyann dier bir yaka
snda oluan frtnalar karan makine, bazlarnn Lorenz'in
dncesini arptarak yorumladklar zere kelebekler deil,
Gne' in ta kendisidir. Kelebein bir yerlerde kanat rpmas da
ondan ok uzaklarda nceden ya da sonradan veya btn bun
lardan daha deiik kompozisyonlarda frtnalar kmasna ne
den olabilir ve bu durum tamamen tahmin edilemez niteliktedir.
Velhasl, meteorologlarn ie yaramaz olduklarn dnme
meliyiz -hi de yle deiller. Bir defa, tekrar ediyorum, ksa d
nemli tahminleri gayet isabetli ve srekli daha iyiye gitmekte;
ikincisi de, atmosfer ve okyanuslar, tanmlanm ve meteorolog
larn tahminlerine temel tekil eden daha byk yaplara bal
fenomenlere sadece sahne olurlar. Bu konuda en iyi bilinen r
nek, El Nino Kasrgas' dr. Bazen Pasifik Okyanusu'nun batsn
dan dousuna geen devasa hacimdeki snm su, Gney Ame
rika sahillerini stmaya gelir ve bu durum blgedeki karidesle
rin ve dier canllarn hzla oalmasna neden olur. Her ne ka
dar sz konusu deikenlik rasgele nitelikteyse de, bu durumu
alt ay nceden tahmin etmemiz mmkndr. Dahas, iklim bi
limciler daha uzun dnemli hareketl iliklerin ortalamalarn
kardklarnda ve iklimin kendi ii ndeki evrimini gzlediklerinEO

BiSiKLETi VE KELEBEK j
de, tahmin edilmesi g hareketlilikler konusunda rahatlayarak,
tahminlerini ok daha tutarl hale getirebilmektedirler. Bu ger
ek, krler olsun, genel durumun giderek ktye gitmesi so
nucunda arlk gazetelerin ba sayfalarna kadar ulayor. klim
modelleri, insanlarn etkinlikleri nedeniyle global bir snmaya
doru kayyor (zira her geen gn daha ve daha fazla karbondi
oksit salyoruz). Bilim insanlar u anda global snmada sadece
3 veya 6 santigrat derece ykselme tahmini yapmak konusunda
tereddt ediyorlar ve bu teredddn nedeni de, okyanus ve at
mosferin evrimindeki belirsizlikler deil, nfusun nasl bir arh
gsterecei, artan nfusun nasl bir enerji tketimi srdrecei
ve "sera gazlar" retip retmeyeceini gerekten bilemedikle
rinden kaynaklanyor.
Btn bu bilimsel problemler zerine dnrken, Daniel
Cohen'in radyoda, artk ekonomistlerin tahmin yapmasndan zi
yade, tahmin meselesini meteorologlara brakmamz gerektii
yolunda kinayeli bir yorumunu duydum! Bu byk ekonomist
-Babakanlk ekonomik analiz konseyi yesi, Ecole Normale Su
perieure' de profesr ve birok uluslar aras dln sahibi- bana,
sorumluluklarn biraz hafife alrm gibi grnd. Ekonomistle
rin tahminlerinin ne denli kt olduu hesaba katlarak, bu kii
ler tahmin yapmaktan af m ediliyorlar yani? Bu muhterem iin,
ekonomistlerle, gerekten de tahmin yapan ama burada tartt
mz onca etmeni gz nnde bulundurarak tahminlerini yr
ten meteorologlar karlatrmak biraz fazla ileri gitmek olmu
yor mu? Cohen'in bizim laboratuarda 2005 yl Ocak aynda ver
dii bir seminerde syledikleriyle ne kastettiini imdi daha iyi
anladm hissediyorum.
Dnyann ekonomik durumu, dnyadaki karklklarn bir
da vurumu ve bir bakma da ortaya kan kaosun sorumlusu
fenomenlere bal; gerekten de atmosferdeki fenomenlerle kar
latrlabilir nitelikteler. rnein, ekonomistler de blgesel
halk arasnda kii bana den gelirin evrimiyle ilgilenirler.
phesiz meseleyi basitletirmek arzusuyla ncelikle bunu ser
best pazar ekonomisi ierisinde ele alrlar; yani her bir birey ken
di ekonomik karlar dorultusunda bir aray iinde olacak,
151

1 9. BLM
dolaysyla bu bireyin kazanc, yapabi l ecekleri konusunda ona
belli imkanlar sunacaktr. Eer herkes her yerde ayn seme fr
satlarna sahip olsa, globalizasyon gerei, btn gezegende ho
mojen bir gelir dzeyi yakalanacaktr. Ama byle olmuyor. Eer
siz, emeini pamuk tarlalarnda satan bir Afrika kylsnden
on kat daha zenginseniz, yatrm yapabilir ve her defasnda bu
kylnn kazandndan on kat daha fazla para kazanabilirsi
niz. Gelirleriniz arasndaki fark her defasnda geri dn olma
yan bir biimde byr. George Soros, finans dnyasnda mil
yar-milyon dolar mertebelerinde oynadnda bekledii kar,
kk yatrmclarn beklentileriyle karlatrlamaz oranlarda
dr; tek bana para kurlarn etkisi altna alabilecek gce sahip
tir. Dolaysyla ekonomi dorusal olmayan" ad verilen kanun
larla yrtlr, zira etkiler amalarla orantl deildir. Ve doru
sal olmayan etmenler kaosun en ba ieriidirler. Eer hidrodi
namiin kanunlar dorusal olmayan zellikler tamasayd, bir
ka hareketi birbirini etkilemeden st ste getirebilirdik.
Bir sistemin kaotik olup olmadn nasl tahmin edeceimizi
tam olarak bildiimizden emin deilim ama sz konusu siste
min birok parametresi olduunda ve dorusal olmayan kanun
larla ynetildiinde muhtemelen kaotik olduu sylenebilir. Ve
bu hal, bir btn olarak sadece dnya ekonomisinin durumu
iin deil baka alanlar iin de dorudur; eer hisse senetleri
dnyasnda ve temel ihtiya maddelerinin fiyatlarndaki dalga
lanmalara bakacak olursanz, zerinize atlayan rasgele bir g
rltye benzediklerini, genel eilimlere veya dnme dayal
bir st katmanla asla st ste gelmediklerini fark edeceksinizdir.
Finans dnyasndaki bu dalgalanmalar, hidrodinamik trb
Iansla baka bir ortak yne daha sahiptirler; her ikisi de, dzen
siz duraklama" ad verilen bir zellie sahiptir. Ekonomide de
iiklik yapmak zar atmak kadar kolay deildir. Hepimiz gayet
iyi biliyoruz ki, baz dnemlerde ciddi krizler yaanyor ve bor
salar kyor. Fakat tpk frtnalar ve depremler gibi bu byk
lekli olaylar da eer basite rasgele fenomenler olsalar ok da
ha ender grleceklerdir. u bir s nd i r devam eden huzur bo/1

/1

BSKLET VE KELEBEK
zucu pazar kargaas gibi ciddi krizler, tpk depremler ve frt
nalar gibi uzun erimli art etkiler brakmaktalar.
Velhasl, ekonomik deikenlerin evrimi, tpk atmosferde ol
duu gibi, muhtemelen kaotik bir sistem, yani balang koul
larna hassas ve dolaysyla tahmin edilemez nitelikte. Ama Ge
rard Jordan,36 ekonomiyle ilgili balang koullarnn llmesi
nin kur deerlerinin srekli dalgalanmas nedeniyle ok zor ol
duunu belirtmekte hakl. Dahas, en azndan unu biliyoruz ki,
ekonomiyle ilgili verilen herhangi bir balang noktasndan,
onun geliimini hesaplamamza imkan tanyacak gvenilir, glo
bal bir matematiksel modele de sahip deiliz. Haliyle, u ekono
mistlerin gerekten deikenlerinin evrimini hesaplayabilecek
lerini sanmyorum. Bunun anlam, ekonominin belli bir bilimsel
ierie sahip olamayaca deildir; en azndan ekonomistlerin
kendi teorilerini eletirdii k zamanlarndaki yaklamlar
na bakarak.
Daniel Cohen'e, "Eer tahmin yrtmezseniz, Babakan si
zin fikrinizi sorduunda ona nasl karlk vereceksiniz?" diye
sordum. Cevap olarak, ekonomistlerin tavsiyelerini etkiler hak
kndaki tecrbelerine dayal bilgilerini esas alarak verdiklerini,
sz konusu etkilerin de benzer koullardaki u u politik karar
larla retilebildiini syledi. Velhasl benim anladm, ekono
mistlerin 1950 ncesi meteorologlarla bir eit benzer durumda
olduklar, nceki yllarn ayn dnemlerindeki deerlerin ortala
malar zerinden tahminlerde bulunmaktan daha iyisini yapa
madklar oldu. Kukusuz baka seenekleri yok. Fakat hala, d
ndkleri benzer koullarn yeterince benzer olup olmadn
bilmeleri gerekiyor.
Nitekim bu noktada bir dier soru kyor: Eer ekonomist
ler, ekonomi hakknda matematiksel bir modele sahip olsalard,
gvenilir tahminlerde bulunabilirler miydi? Her ey ekonomi
deki kaosun derecesine bal olurdu.
Atmosfer sadece trblansa girmi akkan deildir. Atmos
ferdeki kaosun, yzlerce milyon yl leindeki Gne Siste
mi' ne bal gezegenlerle de ilgili olduuna deinmitim. Daha
1 53

1 9. BLM
genel uzaydaki manyetik gelimeleri de hesaba katabiliriz. As
lnda hepimiz, pusulalarn daima ve sonsuza dek ayn ynde
Kuzey istikametini gsterdiklerine ve bundan sonra da aynsn
yapmaya devam edeceklerine inanmak eilimindeyiz. Fakat
uzayn rnanyetizrnasnn Dnya ile ilikisi, Dnya' mzn merke
zine doru 2900 km ve 5150 km derinlikler arasnda bulunan s
v demir korunun syayrn hareketine baldr. Tpk btn
elektrik akmlar gibi, ergimi metalin hareketi de bir manyetik
alan dourur. 2007 Ylnda bu etki, Stephen Fauve ve Fransz
meslektalar tarafndan laboratuar ortamnda yeniden retilmi
ve Dnya'nn kor tabakasndaki trblansn, gezegenin manye
tik alannn anlk grntsnde asli bir etkiye sahip olduu
onaylanmtr.
Sonu olarak Dnya'nn bu isel trblans kayda deer bir
sonuca neden olur ve bu bilgi de dorulanmtr. Manyetik ala
nmz, jeolojik zamanlar perspektifinden ele alndnda, hi de
sabit ve dengeli deildir. Rasgele biimde, son birka milyon yl
ierisinde yaklak 20 kez, sanki devasa miktardaki sv demir
koru aknts aniden ak ynn deitirrniesine kendim ter
sine evirmitir. Ama iinizi ferah tutun, insan mr skalasnda
pusulanz muhtemelen ynn deitirmeyecek ve Grnland' a
gitmeye alrken sizi Antarktika'ya gndermeyecektir.
O halde, zerinde allan kaotik sisteme bal olarak, siste
min davrannn tahmin edilemez olduu zaman lei bir haf
tayla (atmosfer iin) bir milyon yl (Dnya'nn kor tabakas) ve
hatta 1 00 milyon yl (btn Gne sistemi) arasnda eitlilik
gsterir.
Eer ekonomik durumun, ister milli isterse global lekte ol
sun, kaotik zellik tadn anladysak, doal olarak onun tah
min edilemez nitelikte olduunu da anlamz dernektir; ama
hangi zaman leinde? Bu bana ok i lgin grnen bir soru ve
ekonomistlerin bu soruya cevap verebi leceklerinden kukulu
yum. Ama kim bilir? Belki de bu alanda byk gelimeler yol
dadr. Eer yleyse, ekonomiyle rnl'tlornloji arasndaki benzet
me ok daha isabetli hale gelebilir.
1! 4

BiSiKLETi VE KELEBEK 1
Sonu olarak, yeni binyln balangcnda kaosun dzenli ola
rak bilimsel yaynlarn kapak konusu olmasyla radyolarda po
litik frtnalar kopar ve gnlk gazeteler ar nfus art
hikayeleri ve yorumlaryla dolar taarsa, hassas snrlarn tesin
de laf syleme talepleri de ayyuka kar tabi; tekil bir rastlant
dr, o kadar.

1 55

1 0 . Bl n
.- .

Uitjer C l ma l a r
Kutsal kitabn iirsel bir metin olduu ve orada yazlanlarn
aynen yazld ekliyle alglanmasnn beklenmedii konusun
da kendimi olabildiince ikna etmeye alsam da, Tevrat'n Ya
radl ksmn iddetli tepkiler vermeden okumakta gerekten
ok zorlandm. Bu metin hem Yahudiler hem de Hristiyanlar ta
rafndan kutsal saylyor:
Ve RA B Tan n adama buyurdu, Bahede istediin aacn meyvesi
ni yiyebilirsin; ama iyiyle kty bilme aacndan yeme: nk ondan
yediin gn kesinlikle lrsn . [ . . . ] Ve kadn aacn meyvesin in ye
mek iin uygun, gze gzel grnen ve bilgelik kazanmak iin ekici ol
duun u grd, sonra meyveyi kopard ve yedi [. . . ]
Ve bahede yryen RAB Tan n 'n n sesini duydular [ . . . ]
Ve RA B Tan n kadna sordu, Nedir bu yaptn ? [ . . . ]
Kadna dedi ki, ocuk douru rken ektiKin aclan katlayacam;
an ekerek doum yapacaks n; [ . . . ] Ve RAB Tan n Adem 'e dedi ki,
Ka nnn sesini duyduun ve sana meyves i i yeme dediim aatan ye
diin iin, toprak senin yznden la111'llendi;

/. . ./

Topraa dnnceye dek ekmeini al 11 teri liikcrek yiyeceksin; n


k sen topraktan alndn . . .

37

1 56

DGER ELMALAR 1
Ksacas, Havva meraklyd. yiyle kty, bilgelik kazanmak
iin bilmek istedi. Otoriter Tanr ise Havva'y dinledii iin
Adem' i sulad, Havva ki onun kaburga kemiinden, "onunla
buluturulmak iin" yaratlmt . . .
yi ama, merak harika bir zellik deil mi?
Pek ok insan bu metni kendini snrlayan bir hissiyatla, iyi
olan saflkla ve kt olan da cinsellikle bir tutarak yorumluyor;
Havva'nn dilerini elmaya geirmesi fikrinden yola karak, ya
ni arzusuyla ilgili duyduu merakla Adem' i de ikna ederek ilk
gnah Havva'nn ilediine inanlyor. Bu denli basit bir yoru
mu anlamakla birlikte, sert ve gereki olmayan bu ahlaki anla
ya ba kaldrdm itiraf ediyorum. Sevgi dolu bir ilikide, di
erinin zevk aldklarna ilgi duymaktan daha meru, daha say
gl ne var? Duyarllklarmz ve mutluluumuzu paylamm
z m gelitirmeliyiz, yoksa kendimize kahredip ac ekerek ve
dolaysyla etrafmzdakilere de ac ektirerek mi yaamalyz?
Fakat bu metindeki " iyiyle kty bilme aac", genel olarak
bilgiden bahsetmenin bir yolu. Havva, dncenin zerklii iin
talebinin snrlarn iziyor -neyin iyi neyin kt olduu konu
sunda kendini anlama hakkn sakl tutuyor. Ve her neyse, me
tin bilgelikten bahsediyor -her eyi anlamaktan. Tabulara mey
dan okumak adna Havva, dnmek konusundaki bencil arzu
larn da vuruyor ve dolaysyla anlyor; balang olarak iyiy
le kty ve sonra da gerisini. Fakat Yahova bu hakk sadece
kendi elinde tutmak istiyor.
Havva kutsal kural takip etmekten mutluluk duymalyd
ama o kendi aratrmasn yapmak istedi ve bu durum Yaho
va'nn keyfini kard !
Eer gnah buysa, ben gn<1hta n yanay m .
Dnya'mn nasl olutuunu, yaa m n on un bir kesinde na
sl ortaya km olabileceini ve doa n n nas l davrandn an
lamak, benim salkl merak duygu m u n kon u lar ve bu kitabn
dilerinizi geirmeniz iin size su n d u u d m a l a r da bunlar. Ve
ben sizi bilgi elmalarnn lezzetini Lwn i m lt pay lamaya davet
ediyorum, zira ada bilim bu elma l a r n la:r.t, ytni ve heyecan
verici olanlarn hala buluyor.
1 57

l o. BLM

Resim 1 2

Elmalardan bahsederken ve baz aratrmaclarn doada


formlarn nasl ortaya kt gizemiyle gnmzde kar kar
ya geli biimi zerine zellikle houma giden bir kaynak da,
Stephane Douady ve Yves Couder'in almasdr.
Douady ve Couder benimle ayn fizik laboratuarnda, kori
dorun dier ucundaki odada alyorlar. 1990' 1arn balarnda
bilimsel aratrma yapmann fantezi ya da estetik zevklerle ala
kasnn pek kurulamad bu laboratuarda onlar am kozalakla
rn incelemeye balamlard. 38
Spiral sarmal eklinde dizilmi gibi grnen kozalak pullar
bir merkeze doru trmanyordu. Gzlerimiz bu spiral sarmalla
r, her bir pulun komularyla ilikisi sayesinde gryordu ama
bu ii iki farkl ynde de yapabiliyord u k; spiralleri saa doru
veya sola doru izlememize bal olcrnk.
imdi bu spiralleri Douady ve Co uddin yapt gibi saya
lm. Resim 12' de, bir ynde 8 tane, d lrinde de 13 tane spiral sa1 58

DiGER ELMALAR 1

Resim 13

yacaksmz. Eer sedir aacnn daha ufak ve pullar daha sk ko


zalamdaki spiralleri sayacak olursanz, bir ynde S'li bir spiral,
dier yndeyse 8'li bir spiral greceksinizdir. am kozala ise,
3/5 ailesine dahildir. Tuhaf saylar, yle deil mi?
Yine Douady ve Couder'in yapt zere, ayieini ele ala
lm; gzelce am ve olgunlam, byrken bir kazaya urayp
darbe almam bir ayieini. . .
Bir ynde 21 ekirdek barndran bir spira l ve dier ynde
34'l spiral ya da 34' l ve SS'li, veya SS' l i w 89' 1 u ve hatta, eer
ayiei gerekten iriyse 89'lu ve 144' 1 spi ra l ltr grmeniz ge
rek. Ender olarak baka saylarda spira l l i il'kl l'rl' de rastlayabi1 59

l 10. BLM
lirsiniz. Kesinlikle ok tuhaf! Ayiekleri say saymasn, bir yn
de 8 ve dierinde 13 pul barndran spirallere sahip ananaslar
dan ve palmiye aalarnn gvdelerinden ya da Japon gllerin
den daha m iyi rendiler?
Belki fark etmi bulunuyorsunuzdur, bu saylar "Fibonacci
serisi" ierisine dahil saylardr. 1202 ylnda matematiki Fibo
nacci reyen tavanlarn nfusunu, tek bir iftten balayarak
saym. Her bir saynn, bir ncekilerin toplam olan bu seriyi
bulmu: 1 ile balam, ardndan gelen yine 1 olmu, sonra ger
ekten 1+1=2, som a 1 +2=3, 2+3=5, 3+5=8, 5+8=13, ve ardndan
21, 34, 55, 89, 144 vs.
Fakat doa nasl oluyor da her defasnda bu zel saylar bu
luyor ki? Bylesi bir matematii 13. yzylda veya ne zaman
olursa olsun, tahayyl etmesi gayet g ve bu bilgi bitkilerin
kromozomlarnda bir yerde kaytl olmal. Ama o zaman, yaa
yan organizmalarn formlar tamamyla genetik bir oluum de
il mi? Matematik, biyolojiyle mi karyor? Fibonnaci serisinin
baz dinamik sistemlerin evriminde, ki bitkiler sadece rnekler
den biri, nasl ortaya ktn aklayarak Douady ve Couder,
doadaki fiziksel geliimleriyle canl organizmalarn nasl basit
bir form seimi kayna olduunu gsterdiler. Bu keif 1992 y
lnda yapld ve bilim insanlarn bir buuk yzyl uratran
problemin zmnn hi de kolay olmadn gsterdi. Kiisel
olarak byle bir eree sahip olmak, bunu daha da fazla anlama
ya almay benim iin bir zevk haline getiriyor. Szn burasn
da, bilim tarihinden bir hikayeyle sizi biraz rahatlataym.
Leonardo Fibonacci'nin kariyeri sradan bir kariyer deildi.
1170 Ylnda Piza' da dnyaya gelmi ve 1250 ylnda da yine
orada lmt. Pizal tccarlarn Kuzey Afrika elisi Guglielmo
Bonacci'nin oluydu ve Fibonacci onun takma isimlerinden bi
riydi. Kendisinde i adaml yetenei olmadn kefettiin
den, Leonardo Bigollo Pisano'nun yanndan ayrlmyordu. ("e
yaramaz Pizal" diye anlyordu) . Bay Bonacci, hayta olunun
hi deilse muhasebe ilerinde kendisine yararl olmasn d
nerek, onu Araplardan matematik renmesi iin itekledi. Fibo
nacci otuz yana kadar, imdilerde Cezayir'in Bejaia ehri olan
1 6()

DiGER ELMALAR

yerde, zamann en iyi matematikileriyle bir arada kald. Orada


ondalk saylarn ve Araplarn Hindistan' dan ald hesaplama
tekniklerinin meziyetlerini rendi.
O sralarda Badat'tan Kuzey Afrika'ya uzanan topraklarda
hkmranlk sren byk Arap alimleri cebiri, yani eski hesap
lama tekniklerini ve birok dier konuyu kefediyorlard; termi
nolojilerinin hepsinin Arapadan tretildii algoritma, alembic
[imbik, damtma], alchemy [simya] gibi btn alanlarda byk
bululara imza atyorlard. Fibonacci Piza'ya dndnde Ceza
yir' de rendii Hint-Arap rakamlarn ve ondalk hesaplama
tekniklerini Avrupa'ya tantt ve bu bilgiler annda uygulamaya
geti; bu ekilde, Roma rakamlarnn kullanmna da son verdi.
Bu bir devrimdi. Tpk Arap hocalar gibi Fibonacci de Euclid'in
ileri zerine alt ve Avrupa'nn her yannda kendi eserleriy
le nl oldu. Hatta o tarihlerde Hal Seferleri sayesinde (zira al
tncs yaplmt) uzak diyarlar Sicilya ve Kuds'n de kral
olan Alman imparatoru II. Frederick' den maa almaya bile ba
lad.
Fibonacci serisine duyulan i lgi drt yzyl sonra, Kepler bu
seri ile Euclid'in Altn Oran teorisini ilikilendirdiinde yeniden
dirildi ki, Fibonacci'nin kendisi bu ilintiyi fark etmemiti. Altn
Oran, Leonardo da Vinci' den Le Corbusier' e kadar eitli res
samlar ve mimarlar tarafndan ideal olduu dnlen bir oran
dr ve Msr piramitlerinde, Atina' daki Parthenon' da ve tabi in
san vcudu gibi birok alanda varl kefedilmitir.
Milattan nce 325' den 265' e kadar skenderiye' de yaam
olabilecei dnlen veya ayn yllarda bir grup matematiki
nin kendilerine verdikleri rumuz olabileceine inanlan Euclid, 39
bu oran bir btn paralara ayrmaktaki ahenkli uyumu arar
ken buldu. A ve B arasndaki doruyu iki paraya ayrmak iin,
(bkz. Resim 14) aralarnda bir C noktas seebiliriz ve nokta y
le bir yerde olur ki, AC/ AB=BC/ AC eitliini salar. Oran ko
nusundaki soru, daha nce de Pythagoras' (M.. 569 ylnda
Trkiye' ye yakn bir Yunan adas olan Samos' da dnyaya gel
mi ve M.. 475 ylnda da lmtr) megul etmi gibi grn
yor ama sonuta bu orann ( 5 - 1) / 2 0,618 olduunu kefe=

1 61

l o. BLM

'

Resim 14

den Euclid olmutur. Sonra bu orann, ayn zamanda sradan bir


dbkey begenin kenarlar ve diyagonalleri arasndaki iliki
olduu dikkatini ekmitir (bkz. Resim 15, EF / EG). Begen ie
rinde kollar ve bacaklar ak biimde izilmi ve "Vitruvius
man" (nsan oranlar) olarak tescillenmi iziminde Leonardo da
Vinci, btn uyumuyla insan vcudunun ideal oranlara sahip
olduunu gsterir. Ancak Fibonacci serisinde yer alan rakam
iftleri arasndaki ilikinin (3/5, sonra 5/8 ardndan 8/13 vb.)
seriyi devam ettirdiimiz srece Altn Oran ile uyumlu olduu
nu kefeden Kepler oldu .
Daha sonra bu say, yirmi be yzyl boyunca bir eit tutar
llk ve gzellik sembol halini ald.
Eminim ki Douady ve Couder btn bunlar biliyordu ve a
lmalarna ncelikle Bravais kardelerin ilerini okumakla ba
ladlar. Auguste Bravis bir fizikiydi ve kristalleri tasnif etme ko
nusundaki nn kazanmadan on yl kadar nce bitkilerle ilgi
lenmeye balamt. Kukusuz bunun nedeni kardei Louis'in
bir botanik uzman olmasndand . Dolaysyla, 1837 ylnda kar
deiyle birlikte Altn Orann bitkilerin ekillerinde de (phyllota
xis-yapraklarn dalda dizilii) grndn kefettiler. Douady
ve Couder'in bilgelii, Fibonacci serisi ve Altn Orann yaprak
larn dallardaki diziliindeki varlnn, bitki hcrelerinin gelii
mindeki fiziksel artlarn bir sonucu old u unu aklam olma
larndayd.
Btn bitkilerde olduu zere iekler "apex" ad verilen bir
nokta etrafndaki hcre oalmas yoluyla byrler. Apex'in he
men yannda ondan belli bir uzakl kta mstakbel yapran, ta
yaprann veya pulun (am kozala nda olduu gibi) ya da ay
iei ekirdeinin ncs olan filiz bel i rir. Byme srerken
apex filizi ardnda brakarak ne ka r. Fa kat her bir yeni filizin
1 62

DiGER ELMALAR 1

Res i m l'i

apexin yaknnda oluabilmek iin belli bir alana ihtiyac vardr;


bu da, yakn mesafedeki komusunu itekleyerek yaratlr. Eer
oluan filizlerin kma skl ok yava ilerliyorsa, her bir yeni
filiz bir dierini itekleyerek kacaktr -ki bu itilen filiz yeni filiz
den bir nce meydana gelen olur- nk byme o zamana ka
dar dier filizleri alp gtrmtr bile. Dolaysyla, apex etra
fndan yeni kan iki filizin arasndaki a 180 derecedir: Yeterin
ce yava byyen bitkilerin saplarnda kan yapraklar birbirine
kart ynde olurlar. Ama filizlerin ortaya kma hz biraz daha
yksekse, her bir yeni filiz kendinden nce km birka filizin
kendisini istemediini ve geri ittiini hisseder ve karlkl ola
rak belirme konfigrasyonu da bu durumda ideal ekilde mey
dana gelmez; filizler, kendilerini dierlerinden olabildiince
1 63

l o. BLM
uzak kalacak ekilde birbirleri zerinde kaydrarak karlar. Bu
durumda iki yeni filiz arasndaki a 180 dereceden kk olur.
Filizler arasndaki ay, yeni filiz khnda bir nceki ay not
ettiimiz srece srekli farkl olarak lebiliriz. Bravais karde
ler, sz konusu ann 137,5 dereceye yakn olduunu, yani 360
arp 1 eksi Altn Oran deerine karlk geldiini kefettiler ve
buna Altn A veya Seksiyon dediler. Sonra byme srer ve fi
lizler giderek merkezi apexden uzaklarlar fakat birbirleriyle
aralarndaki a ayn kalr.
Douady ve Couder, szn ettiimiz "Altn spirallere" nasl
basit byme kurallarnn nclk ettiine bakmak iin ilk nce
bir fizik deneyi yaptlar. Bu deney, iinde biraz ya bulunan bir
kabn ortasna yamur eklinde damlayan bir manyetik sv akt
may ieriyordu . Bir d manyetik alan nedeniyle damlacklar
birbirlerini itiyor ve kabn d eperlerine doru ekiliyorlar,
bylece de yava yava merkezden uzaklayorlard. Deneydeki
bu damlacklar, yeni kan filizlere edeerdiler ve yal yzey
de merkezden da doru yava hareketleri de, filizlerin bitkinin
bymesi srasndaki yer deitirmelerine karlk geliyordu .
Manyetik damlacklarn birer birer ok yava biimde damla
masn devam ettiren Douady ve Couder, gerekten de her bir
damlacn bir ncekiyle ters yne gittiini buldular. Fakat dam
lalarn d skln giderek hzlandrdklarnda, damlackla
rn kendilerini aprazlama spiraller eklinde dzenlediklerini
grdler; ilk olarak 3'l ve 5'li spiral, sonra 5'li ve 8'li, ardndan
8'li ve 13'l ve benzeri. Damlalarn dme skl ykseldike,
her bir yeni damlann kendinden nceki damlayla arasndaki a
giderek ortadan kayboluyordu ve damlalar zaman iinde tama
men bir araya toparlanp, artarak gelen dier damlacklar tara
fndan topluca itilmeye balyorlard .
Bu durum, yan yzeyinde biriktn damlack grubunu b
lnmeye zorluyordu ki Douady ve Co u d e r sz konusu bln
meleri, 3 ve 5, 5 ve 8, 8 ve 13 vb. spi ra l ieren rntler arasn
daki btnl koruyan baar l n ln l l amlar olarak deerlen
dirdi. Alan kaplamakla ilgili b nodtI tl'nel iki fizik kuraln
1 64

DiGER ELMALAR 1

"

1 80

Resim 16

esas alarak baladndan -damlacklar aras bir itme ve d e


perlere doru yavaa ayrma- olup biteni bir bilgisayar prog
ramyla simle etmek gayet kolayd. Dolaysyla, sonsuz hzda
yamurlamaya kadar her trl veriyle sonucu grebildikleri di
jital bir deney daha yaptlar. Seilen formun oluumundaki asl
etkenin, sonuta den damlacklarn skl olduunu gsterdi
ler; bu deneyde ayrca Fibonacci serisinin dier rakamlaryla da
sonsuza kadar devam edebildiler ve nihayetinde, iki damlann
arasndaki ann Altn A'y, yani 360 * (1 - 0,618) 137,5 dere
ceyi tutturma eiliminde olduunu buldular.
1995 Ylnda yaynlanan bu sonular zerine bir deerlendir
0
me yazsnda lan Stewart,4 bana ilgin grnen bir yorum yap
t, zira bu yorum deneylerin sonunda neden Altn Oran kt
n daha da netletiriyordu. Eer filizler birbirine zt taraflara
doru ortaya ksa ve aralarndaki a 180 derece olsa, grecei
miz rnt ortasndan ayrlm iki yarm olacakt.
Eer a 360 derecenin bilinen basit oranlarndan biri kadar
olsa, rnein 1/3' kadar olsa ki bu da '1 20 derece demektir, fi
lizler kollu yldzlar gibi dizilecektir. 360 * (3/8) 135 derece
lik bir ayla olsa, bu defa tam sayda fi l ize u lamamz iin on
be kollu bir yldz kacaktr. Aslnda, i k i tam saynn oranna
eit herhangi bir ada, merkezden yctcri nn u za kl am dzen
li bir yldz elde ederiz ama bu form yctlri nn t a m o lmayacaktr;
merkezden uzaklatka filizler arasnda bol u kl a r o l u acaktr.
=

1f5

i JO.

BLM

e
e 1 2 0
9,

-- - - -

Resim

17

Elde olan alan en iyi biimde doldurmak iin oluum as


nn rasyonel say dediimiz, yani iki tam saynn oranna kar
lk gelen bir deer olmamas tercih edilir. Altn say bunu sala
maktadr ve olabilecek en irrasyonel saydr -yani bir rasyonel
saydan en farkl olan saydr. 2, 5, n ve benzeri btn irras
yonel saylar, ardk rasyonel saylarn bir snr olarak elde edi
lebilirken, Altn Say iin ona abucak yaklama eiliminde olan
bir dizi tamsay oran bulamyoruz. Fibonacci serisinde yer alan
saylarn pe pee oranlar ona yaklayor ama yava olarak. Ve
lan Stewart, Altn A yoluyla baarlan rntnn, zellikle s
radan yldz eklinden farkl olduunu ve d olaysyla da en tam
lak rntye karlk geldiini ak l yor. ekil 18, ard ardna
filiz oluumlar as Altn A'ya eit olarak yaplandrlm r
nei ve aka alan en sk biimde d o l d u ran bir i ie gemi spi1 6/i

DiGER ELMALAR [

1 35

Resim 1 8

raller birikimini gsteriyor. ekil 1 7' de grlen 135 dcrcccl i k


oluum asyla aralarnda ok kk bir fark olmakla birlikte,
bu farkn nasl bir sonu verdii de bu iki resim karlatrlarak
anlalabiliyor.
Velhasl, burada grlebilen yaradl harikasnn kafa kar
hrc gizemi, gerekte iki tane kk, basit fizik kuralnn iletil
mesi ve zel bir say olan Altn Orann varl neticesinde mey
dana geliyor. Peki, bu durumda biyolojinin bu ilerde hi mi bir
rol yok? Durumun byle olduuna yegane kant, deneyde kul
lanlan prensiplerin biyolojiyle alakal olmamas m? Douady ve
Couder'in damlalarnda kromozomlarn olmamas gereinin
tesinde, eer apexin zerinde bir yark aarsak, normalde kar
lkl yapraklar aarak byyen bir bitkiyi spiraller halinde ape
xin etrafnda dolanarak bymeye ynlendirebiliyoruz. Dolay1 67

l o. BLM
1 3 7.5

Resim 1 9

syla, btn amlar 3'l ve S'li spiraller yaparken, hibir ayie


i bunu yapmadna gre, biyoloji burada bir rol oynuyor ol
mal. Douady ve Couder' e gre biyoloji, sadece byme hzna
ve filizler arasndaki itimeye karar veriyor ki her iki bilgi de
kromozomlar iindeki kimyasal ifrelemede bulunuyor. Bu iki
bilim adamnn byk baars, bitki spiralleri problemini gn
mz fiziinin ok etkin bir alan olan dinamik sistemlerin genel
erevesi ierisinde yeniden ele alm olmalardr.
Aslnda, uzay ve zamandaki evri mi basit kanunlara itaat
eden dinamik sistemin rasgele organizasyonu, bilim insanlarn
yarm yzyldr megul eden bir problem. rnein, 1 952 yl gi
bi yakn bir zamanda Alan Tring, 41 her ikisi de birbiri iinde
dalan ve birbirine tepki veren ki myasal rnleri kartrd
nzda, rasgele rntlerin meydana gl'l nesi zerine ilk kez d1 68

DiGER ELMALAR i
nd. Tring aslnda bitki spirallerini dnyordu ama ayn
zamanda zebralarn izgilerini ya da leoparlarn lekelerini de . . .
Kimyasal reaksiyonlardaki spirallerin formasyonu 1990 ylnda
V. Castets ve Bordeaux'da alan ekibi tarafndan kefedilecek
ti. Bu keif, en az drt disiplinin kesime noktasndaki bir ara
trma konusu zerineydi: Biyoloji, kimya, fizik ve matematik.
Sz konusu alma, bana gre yakn gemite yaplan, gerek
ten disiplinler aras bir zellie sahip, yani birka bilim daln
birden ayn anda ilgilendiren bilimsel bir gelimeye en iyi r
nektir. Byle aratrmalar gnmzde giderek daha byk he
veslerle yaplyor.
Baz fizikiler, bir protein veya uzun bir ONA moleklnn
kendini nasl olup da uzayda bkerek belli bir boyutlu ekle
soktuunu, X veya Y eklinde rntlenerek dolandn merak
ediyor; zellikle de sz konusu eklin gen kontroln ifade et
mesi bakmndan. Deli dana hastalnn nedenlerinin aratrl
d alma biyolojik bir molekln bu eklinin deimesinin
hastalk yapc bir durum yarattn gsterdi. Sz konusu form
larn anlalmasnda hzl bir gelime gsteriyoruz; rnein, ar
tk ONA zincirindeki zayf balantlar, dier balantlardan da
ha kolay eildikleri iin tanyabiliyoruz ve yaknda hcrelerimi
zin iinde bulunan btn ONA moleklnn nasl doal eklini
aldn anlamay umuyoruz.
Bir embriyonun nasl gelitiini de merak ediyoruz. Neler ka
ytl, neler deil? Geliiminin erken evrelerindeki bir sinek em
briyosuna hafife bir bask uyguladmzda, bir yerine iki mide
nin gelimesine neden olabiliyoruz; dolaysyla bir kez daha her
eyin de kaytl olmadn anlyoruz. Normal geliim srasnda
gvdenin (gvdenin bir n, bir ba, bir srt ve bir de kuyruu
vardr) ve belli sayda ift ayak veya bcekler iin halka gibi b
lmlerin grnrdeki yerleimini ynlendiren nedir? Yine kim
yasal ieriklerin dalma ve reaksiyon probleminin ayns mdr?
Bunlar ucu ak ve halihazrda cevab aratrlan sorulardr.
Ben de kendi yolumda kristallerin yzleri zerine alarak,
yukarda deindiim baz formlardan ok daha basit gibi gr
nen formlar hakkndaki sorularn cevaplarn bulmaya urayo1 69

l 1 0. BLM
rum. Kristal yzlerini incelemek, yzeylerin fizii, hareketlilii
ve termal kaynamasyla ilikili nedenlerden tr olduka g
ve enteresandr. Dndmde, eitli formlar anlamann pe
ine derek, basit, genel ve tahmin edilebilir bir model arad
mdan, meseleye bir fiziki olarak nedensellikler buluyorum;
ama gnn sonunda, ayn zamanda doadaki formlarn eitli
liinin balang noktasn akla kavuturmay da deniyorum
-yani gizemli olann yerine basit fizik kanunlar gelitirmeye u
rayorum.
Embriyonun basit bir hcreden, bayla, kollaryla, fizikle il
gilenebilirliiyle veya bisiklet zerinde dengede kalabilirliiyle
bir insana dnmesine olanak veren admlarn hemen yarn ta
mamen anlalacan kesinlikle sylemiyorum -buna daha ok
var. Fakat bilim bu alanda hzla geliiyor ve bugn hibir bilim
insan doal formlar yaradln iine szlamaz ve anlalamaz
gizemleri olarak alglamyor.

1 70

1 1 ) Bl n1
Piya nola rda n G ne ' e
Enrico Fermi (1901 -1954) almalarna Pisa'da balad. Ken
disi sadece kuantum istatistiki fizii ve yapay radyoaktivite ko
nularnn byk teorisyenlerinden biri deil, ayn zamanda nk
leer fizik alannda deneyler yapmakta da ok yetenekli biriydi.
1938 ylnda Nobel dl aldnda (ki 37 yandayd!), kars
Yahudi olduundan kendileri iin tehlikeli hale gelen talya'ya
geri dnmemeye karar verdi. Birleik Devletler' e snd ve 1 939
ylnda New York' daki Columbia niversitesi'nde profesr ol
du. Sonra, radyoaktivite zerine aratrmalarn Chicago' da sr
drerek, birok Amerikal fiziki gibi o da, Hiroshima ve Naga
saki'ye atlan bombalarn gelitirilmesi srecinde Manhattan
Projesinde yer ald.
Fermi, rencilerinin dnme blx-eri (erini, "Chicago' da ka
tane piyano akortusu vardr?" gibi soru larla test etmeyi sevi
yordu. Bu soru kesinlikle bugn Fra nsa' da bi rka lise rencisi
ni akna evirecek niteliktedir.
" Bu soru mfredatta yok!"
"Bu konuda hibir bilgim yok!"
O kadar zor bir soru mu? Bir d w l i ! 1 'J10' l a r n sonlarn
da Chicago'da ka kii yayordu? Diyl' l i , : \ i lyon? Peki han1 71

l . BLM
gi oranda insan piyano sahibi olabi l i rdi? Tamam, % 1 . Bu du
rumda, o yllarda Chicago' da 30 000 piyano olacaktr; mantkl
grnyor. Ve bu piyanolarn ylda bir kez akort edildii d
nlrse, ylda 30 000 akort yaplyor demek olacaktr. Bir piyano
akortusu doru drst yaayabilmek iin ylda ka piyano
akort etmelidir? imdi durumu gnmze getirelim: Eer bir
akortlama yaklak 50 euro getiriyorsa, akortunun ylda 2000
euro kazanabilmesi iin ayda 40 piyano akort etmesi gerekecek
tir; diyelim ylda 500 akortlama? Dolaysyla, sonuta byle bir
ehirde piyano akortlama pazar, 30 000 bl 500, yani yaklak
60 piyano akortusunun yaamasna imkan salamaldr.
Bu hesap elbette ki son derece kabaca. Yine de, kan sonu
hi de gerek sonutan fazla uzak deil. Birka mantkl hipotez
yardmyla, 10 saysnn katlarndan biri olan bir sayya ulatk.
Byklk kertesi adn verdiimiz bu aralk st limiti alt limitin
den on kat fazla olan bir aralktr. Nitekim, iddiaya girerim ki
Chicago ehrindeki piyano akortularnn says 20 ile 200 ara
snda olmaldr. Kltrel nedenlerden tr, maalesef bu say
Fermi'nin zamanndan bu gne muhtemelen dmtr.
Eer bir piyano akortusunun her bir piyano iin, ulam s
resi de dahil 3 saat harcadn, haftada 36 saat ve ylda 50 hafta
altn varsaym olsaydk, ylda akortu bana 600 piyano
decek ve dolaysyla Chica go'da 30 000/ 600 50 akortu ola
cakt.
tiraz: Konser piyanolar da var. Chicago' da her akam piya
no kullanlan ka konser gerekleiyor? ki? Bu say, toplama yl
da 700 akort daha ilave edecektir ki balang deerimiz olan
30 000 saysyla karlatrldnda bylesine bir dzeltme ufak
saylacaktr. Her akam akort edilecek 4 konser piyanosu oldu
unu bile varsaysak, bu say da bizi y lda 1400 akort fazlaya g
trecektir. Bu da greceli olarak u fak bir d eiiklik karacaktr
- % 5 gibi. tiraz reddedildi.
Bu yaklam, bir fizikinin olay lar nas l nedenselletirdiinin
rneidir. Fiziki, ilgilendii olayla i l gi l i ncelikle bir byklk
kertesi bularak ie balar. Sonra bu l d uu sonucu eletiri konusu
yapar. Yaklamlarnn doru lan p doru la nmadn kontrol
=

1 72

PiYANOLARDAN GNE'E j
eder. Nedenselletirmesini deneysel sonularla kar karya ge
tirir. rnein, bir telefon fihristi alarak snrl saydaki sayfalar
da gerekten ka tane piyano akortusu bulabildiini grp bu
tr sayfalarn toplam saysn bularak bir orant hesabyla yakla
k deerler elde etmeyi dener.
Elbette piyano konusundaki bu problem gayet basit bir me
seledir. Burada yaptmz yegane i, bir saynn byklne
dair yaklak bir deer elde etmektir; bir teoriyi test etmek deil.
Ancak bu, sz konusu yaklamn yararsz olduu anlamn
tamaz. Tam tersine. rnein: Rzgar deirmenleri, gezegeni
mizin snmasna neden olan petroln veya ne yapacamz bil
mediimiz tehlikeli atklar yaratan nkleer enerjinin yerine g
venle kullanabileceimiz enerji kaynaklar mdrlar? Bunu Fer
mi' nin yoluyla dnelim ve rnek olarak da en iyi bildiim yer
olduundan Fransa'y alalm.
Devasa bir deirmenin pervanesi yaklak 100 metre apnda
olabilir. Byle bir deirmen maksimum 2 milyon watt (2 MW)
g retir. Mamafih, bunun olabilmesi iin rzgar n hafif
esmemesi gerekir yoksa deirmen dnmez. Rzgar ok sert de
olmamaldr zira deirmeni krar. Dahas, rzgar kesin t i l i olara k
frtna eklinde esip, srekli bir kuvvet salamaz. O ha ldl'
varsayalm ki, iyi seilmi bir blge sayesinde -muhtemelen
Fransa'nn bat sahillerinde, zira burada bol rzgar olup, grece
li olarak da dzenli bir gce sahiptir-, en verimli koullar top
lam zamann drtte birlik blmnde elde ediliyor. Bu durum
da Brittany' deki her bir deirmen 0,5 MW g salayacaktr.
Ancak Fransa' da her biri bir GW (gigawatt, bir milyar watt
demektir) g reten altm adet nkleer santral var. Ve Fransz
nkleer g santralleri yaklak olarak toplam 63 GW g ret
mekte, bu da lke elektriinin % 78'i anlamna gelmektedir.
Btn bu enerji santrallerini deirmenlerle deitirebilmek iin
en azndan 63 GW / 0,5 MW 1 26 000 adet deirmene ihtiyac
mz olacaktr.
Vay be! 100 metre apa sahip deirmenlerden 126 000 adetini
yan yana skk dzen dizdiimizde, 12 600 kilometrelik bir hat
ta ihtiya oluyor! Bunu bir yana brakp, sadece 1 260 kilometre
=

1 73

. 1.

BLM

boyunca devasa deirmenler kursak (10' da biri kadar yani), b


rakn bu yntemin daha ucuza mal olmasn, Fransa' daki nkle
er enerji santrallerinin salad gcn onda birini bile salaya
myor olacaktr. Aslnda deirmenlerden alnacak verimi en
yksek seviyede tutabilmemiz iin her bir deirmenin bir die
riyle arasnda 400 metre mesafe olmas gerekiyor ki bu durum
da lkenin toplam elektrik giderinin % 8'ini karlayan 6 nkleer
enerji santrali yerine geecek deirmenler sras iin ihtiyacmz
olan mesafe 5000 kilometreye kyor. Belki sonularn grmek
amacyla birka tane yaplabilir ama ben bu yntemin tek ba
na nemli bir enerji kayna olabileceini sanmyorum.
RzgArn kendisi yeterince gl deil.
Byklk kertesini hesaplamak birok durumda vazgeil
mez bir ihtiyatr. Keke politikaclar ve evre eylemcileri de ne
denselliklerini bu yolla oluturmay alkanlk haline getirseler.
Ve bu basit olarak bir haleti ruhiye sorunu da deildir. Gezege
nimizdeki enerjinin gelecei karmak bir problemdir ve en ba
tan ayrntl biimde dnlmesi gerekmektedir (benim deir
men rneim gibi) . Asl problemin ne olduunun saptanmas
yolunda politik ve bilimsel cesarete sahip olunmal, problemi
nasl zebileceimiz grlmeli ve her ne kadar herkesin bu ko
nuda syleyecek bir fikri olsa da, fazla nyargl davranlmama
ldr. Belki de u an, bu konuda biraz bir eyler sylemek iin uy
gun zaman ve uygun noktadr.
nsan kendini, tpk Ulysses* gibi, Scylla ve Charybdis'in ara
snda hissediyor. Bu iki tehlikeden hangisini semeliyiz? Petrol,
gaz ve kmr gibi, iklim koullarmz bozan fosil yaktlar m
yakmaya devam etmeliyiz, yoksa her ne kadar tam olarak atk
larn ne yapacamz bilmiyorsak da, daha fazla nkleer enerji
santrali mi ina etmeliyiz? Toplumumuzun yirmi birinci yzyl
banda kar karya kald ikilem buymu gibi grnyor. Ba*

Ulysses: rlandal yazar James Joyce' nin nl roman; Scylla: Ho


mer' in Odiseus'undaki alh bal canavar; Cha rybdis: Ayn eserde yer
alan girdap karakteri; Joyce'nin roma nndaki kahraman Stephen, ayn
Odiseus gibi, bylesine iki felaketin arasnda ka l p birini semek duru
mundadr. .N.
1 7'1

PYANOlARDAN GNE'E
z insanlarn byle bir problemi nmzdeki birka on yl iin
de zmemiz gerektii konusunda hibir fikri bile yokken, di
erleri fena halde sabit grlere sahipler. Bazlar alternatif
enerj iler hakknda konuuyor, bazlar nkleer enerjiden yana,
bazlarysa buna ok kar. Zorlu bir bilimsel ve teknik problem
le kar karya olduumuz bu tartmalarda fizikilerin grevi,
halk bilgilendirmek ve zm arayna yardmc olmaktr. El
deki birka veriyle konuyu byk lde anlam bulunuyoruz.
Dnyann enerji tketimi srekli artyor. 2000 ylnda bu ra
kam 6 milyar nfus iin 14 000 GW ya da dier bir deyile kii
bana 2 kilowatt -fakir lkelerde kii bana den bu miktar el
bette azalyor ve zengin lkelerde ykseliyor (rnein, Fran
sa' da kii bana 5 kW, Birleik Devletler' de 11 kW iken, geli
memi lkelerde lkW olabiliyor) . Btn bu enerjiyi nereden al
yoruz? Bunun yaklak % 32'si petrolden, % 26's kmrden ve
% 19'u gazdan geliyor ve bu kalemlerin toplamnda, enerjinin
% 77' sinin yenilenebilir olmayan fosil yaktlardan geldii anla
lyor. Geri kalan oransa, %5 nkleer kaynaklar, %6 hidroelektrik
(barajlar), % 10 biyoyakt denen kaynaklar (ounlukla odun) ve
sadece % 1 veya %2 gne ve rzgar gibi yenilenebilir dier kay
naklar arasnda dalyor. 42 Ama fosil yakt kullanmnn atmos
ferdeki nemli gaz karmlarn deitirmesi nedeniyle Dn
ya'nm ssn fark edilir biimde arttrdndan artk kimsenin
phesi kalmam durumda. Toplam tketilen enerjinin
% 38'inin nkleer santrallerden geldii (tketilen toplam elektri
in % 78'i) ve bu anlamda Dnya ortalamalarndan farkl deer
lere sahip Fransa' da bile kresel snma konusu acilen ilgilenil
mesi gereken bir problem. Srekli olarak Dnya'y gzetleyen
birka uydu sayesinde onu nelerle kar karya braktmz k
resel snma ve nedenleri kesinlikle biliniyor.
Kresel snma, "sera etkisi" nedeniyle ya da daha isabetli bir
tanmlamayla sera etkisinin artmasyla ortaya kyor. Bitkileri
sera ortamna koymamzn nedeni onlar scak tutmaktr. Gne
in grlebilen radyasyonu sera camlarndan (veya saydam
plastik panellerden) ieriye kolayca girer ama dar kmakta
zorlanr. nk serann iindeki bitkiler, insa nlar, yer ve dier
1 75

1.

BLM

nesneler g ne nlarn emer ve sonra kzl tesi nlar olarak


dnm enerjiyi tekrar dar salar. Ancak bu grnmez k
camlardan geemez nk camlar, spektrumun sz konusu
ucundaki k nlar iin saydam deildir. Ayn biimde atmos
fer de gnein grlebilir nlarnn yeryzne ulamasna izin
verirken, kzl tesi nlar, atmosferde bulunan su buhar, kar
bondioksit (C02), metan (CH4) vb. gazlar nedeniyle dar kart
maz. Bunlara sera gazlar ad verilir.
Sera etkisi Dnya zerindeki yaam iin ok ie yarar; o ol
masayd Dnya yzeyi olduka souk bir yer olabilirdi. Ancak
buradaki den ge ok hassastr; biraz daha fazla C02 snn artma
sna neden olur. Ve bizler her gun byk miktarlarda C02 re
tecek kadar giderek daha fazla kmr, gaz ve petrol yakyoruz.
Atmosferdeki CO:a.. miktar 400 000 yl boyunca greceli olarak
dengeli bir orandayken sadece son 50 ylda iki katna km du
rumda. Sonu olarak gezegenin scaklnda fark edilir bir sn
ma meydana geldi; 2000 ylnda 0,6 santi grat derece art vard.
Sz konusu snma sanki kk bir miktarm gibi grlebilir
ama bu artn ivmeli biimde ykselecei ve 2100 ylnda, eer
dikkate deer biimde C02 salmn drecek nlemler alnrsa
3 santigrat dereceye ulaaca, bu nlemleri ksa srede almay
beceremezsek 6 santi grat dereceye kaca hesaplanmtr.
Ve 6 santi grat derece olduka fazla bir arttr. 20 000 yl n
ce yaanan son Buzul a ncesinde Dnya'nn scakl bu
gnknden 5 veya 6 derece daha dkt ve Avrupa ile Ameri
ka'nn kuzey kesimleri tamamyla 2-3 kilometre kalnlnda
buzullarla kaplyd! (Bunun C02 ile bir alakas yoktu ve sadece
Dnya'nn Gne etrafndaki hareketiyle il giliydi.) Deniz sevi
yesi bugnk seviyesinden 120 metre daha alakt! Elbette bu
durum Fransa' dan ngiltere' ye yryerek geme imkan veri
yordu ama tersi bir durumda, 6 C'lik bir snmayla nelerin de
ieceini hayal edebiliriz; buzlarn erimesi, ekvatorla kutuplar
arasndaki akntya dahil sularn artmas, bunun sonucunda u
noktada yaanan frtnalarn iddetlerinin ve sklklarnn oal
mas, okyanus akntlarnn deimesi ve deniz seviyesinin yk
selmesi. Belirleyici iklimsel fenomen leri nin byle bir derlemesi
1 7 'i

PYANOLARDAN GNE'E
insan eliyle nmzdeki birka on yl ierisinde -ki bu sre je
olojik geliimin zaman skalasmda hibir ey deildir- babo
kalacaktr.
Gelecek krk yl ierisinde fazla petrol kaynamz kalmaya
ca ve dolaysyla C02 salmnn decei varsaym dorudur.
Uzun zamandr yeni petrol alanlar kefediyor ve dnya kay
naklarnn srekli bir art kaydettiini gzlemliyorduk. Ama u
son birka seneye kadar petrol karlabilecek btn blgelere
baktk ve kaynaklarn giderek azalmakta olduunu net bir ekil
de biliyoruz. Bu tketim hzmzla 2040 ylma kadar ancak yete
cek petrolmz var; ou da Orta Dou' da, Irak, Suudi Arabis
tan ve Kveyt snrlar dahilinde. nsan, son yllardaki en byk
askeri atmalarn bu blgelerde balam olmasnrt altnda bu
konunun yattn dnmeden edemiyor. Petrol azaldka da
ha da pahal hale gelecek ve phesiz savalar da durumu daha
kt edecek. Sonrasnda biraz daha gaz ve kmr kalacak ama
kresel snma acilen zerinde durulmas gereken bir konu; eer
derhal fosil yaktlar tketmekten vazgemezsek, atmosferdeki
C02 miktar dramatik biimde ykselmeye devam edecek ve so
nular rktc boyutlara ulaacak.
Bir fizikinin nkleer enerjiden yana olmas beklenebilir.
Ama bu doru deil. Ne dediimi aklamadan nce bu konuda
ki grm ortaya koyaym: Nkleer g kullanmadan ileri
mizi halledebiliyorsak bunun bizim iin daha iyi olacan d
nyorum ama bunu nasl yapacamz da bilmiyorum.
Bu hususta gvenlik problemleri beni fazla endielendirmi
yor. rnein 1979 ylnda Birleik Devletler' in Three Mile Ada
s'ndaki nkleer reaktrnn hasara uramas sonucunda etra
fa hi radyoaktif madde salmad. Sadece iki kii radyasyona
maruz kald ki, grdkleri miktar da hayati tehlikeye yol aacak
dozlarda deildi. Bugne kadar grlen kazalar arasnda sade
ce bir tane ciddi vaka oldu; Kiev yakn larndaki Chernobyl' de
olan kaza. Reaktrn gvenliiyle i l gi l i, zellikle tasarmdan
kaynakl bir dizi insan hatas neticesinde ortaya korkun sonu
lar kt. Radyoaktif sznt sonucunda yaa nan faciada yaknlar
da bulunan birka dzine insann lmesinin ya n sra yaklak
1 77

2000 kii kansere yakaland ve bunlardanyzlercesi de kanser


hastal sonucunda erken yalarnda hayata veda etti. Sz ko
nusu kazada radyasyonun gerekten tehlikeli biimde etkiledii
alandaki nfus aka bilinemediinden bu olaya dayal kanser
vakalarnn ka tane olduunu tam olarak tespit etmek de ok
zor. Eldeki rakamlar tedavi iin bavurmu kazazedelerin say
larndan elde ediliyor. Bazlar Ukrayna' daki potansiyel kanser
vakalarn 20 000 olarak ngryorsa da bu rakam biraz abartl
grnyor. Olup bitenler her ne kadar trajik olsa da eldeki zarar
gren insan says her yl kmr ocaklarnda len madencilerin,
baraj taknlarnda yaamn kaybedenlerin ve kimya fabrikala
rnda meydana gelen patlamalarda zarar grenlerin (Hindistan
Bhopal' deki kimya fabrikas kazasnda lenlerin says 5000 ki
iydi) saylaryla karlatrlmaldr. Nkleer enerji santrallerin
deki gvenlik problemleri her gn daha zenle ve dikkatle hesa
ba katlmakta, nasl ileyecekleri ve nasl tasarlanacaklar byk
bir titizlikle irdelenmektedir. Dahas, santrallerin yapmyla ilgi
li bilgilerin tamamen effaf biimde halka ak hale getirilmesiy
le ilgili hakl mcadele de kazanlmtr. Dolaysyla, gvenlik
konusunun bu alandaki en ciddi mesele olduunu dnmyo
rum.
Esas problem atk meselesi. Atklarn arasnda baz maddeler
dk radyoaktiviteye veya ksa sreli yan-mre sahipler. Bu
maddelerin iinde, rnein, operasyonlarda kullanlm ve yk
sek radyasyona maruz kalm eldivenler, filtreler ve eitli mal
zemeler var. Bu tr maddelerin zerindeki radyoaktivite nispe
ten hzla kayboluyor ve 300 yl ierisinde doal seviyeye dn
yor. Bunlar A tipi atk eidini oluturuyor. Btn yaplmas ge
reken, bu tr malzemelerin bir yerlere kaldrlp kendi kendile
rine zararsz hale gelmelerini beklemek.
B tipi atklar, ortalama radyoaktiviteye sahip maddelerdir ve
Fransa' da bugne kadar retilen toplam radyoaktivitenin
%3'n olutururlar. Reaktr bana ylda 20 m3 bu tip atk k
t dnldnde, 2004 ylnda B t i pi atk miktar 40 000 m3
hacmini bulmutur. Bu atklarn topl a m radyoaktivitesi yksek
tir ancak ok az bir s yaymaktadrlar w bilim insanlar bu atk1 78

PiYANOLARDAN GNE'E I
lan geici olarak ok derindeki kil tabakalarna gmme metodu
zerinde almaktadrlar. B tipi atklar da zamanla Dnya ze
rindeki doal radyoaktivite seviyesine gelmektedirler.
Btn bunlarn tersine, C tipi atklar ok uzun sre olduka
aktif halde kalmaktadrlar. zellikle plutonyum 239 ierirler ki
yar mr 24 000 yldr. Bu atklarn bir baka muameleden daha
gemesi gerekir. Bunu yapmak iin sz konusu plutonyum'un
bir ksmn yeniden nkleer yakt olarak MOX ad verilen tutu
turucu formunda kullanmak mmkndr -ama tmn deil
ve bu nedenle de depolanan atk plutonyum miktar giderek art
maktadr. Uzun vadede btn bu plutonyumun depolanmas
iin bilim insanlarnn onlarca bin yl dayanacak hazneler ve
alanlar imal edebilecekleri teknolojiler zerinde ustalamalar
gerekecektir. Bu yntem bylece ekonomik bir hal alabilecektir
ancak henz hedefe tam olarak ulalm deildir.
Sz konusu zorluklara karn acaba C tipi atklar yeniden
kullanma sokulup sabit bir miktardaki plutonyum zerinde po
tansiyel enerji rezervi ykseltme anlamnda ilave avantaj sa
lanmas amacyla bir alma yaplabilir mi? Bu soru, hzl-li rl'
ten bir reaktr olarak tasarlanan Superphenix nkleer santra l i
nin cevaplayabilecei sorulardan biriydi ama politik neden ll'rll'
sz konusu reaktr kapatld. Atklarn yeniden kullanm ayn
zamanda geri dnm olduundan b u maddeleri atk olmak
tan karp yakt haline getirecek ve bylelikle de soruna bir
zm retilecektir. Yeni yaplan reaktrler arasnda "drdnc
kuak reaktr" ad verilen teknolojiler kendi ar atklarn da
yakabilecek kapasiteye sahiptirler. Bunlarn zerindeki alma
lar ha.la. devam etmekte, 2050 ylna kadar hizmete sokulmas
beklenmektedir. Bu reaktrler bize onlarca bin yl yetecek elek
trii retebileceklerdir.
Hereye ramen, burada iddia ettiim drdnc kuak reak
trlerin bize hi problem karmayacaklar deildir. En azndan
iki tane problemi hemen grebiliyorum. Bu problemlerin ilki,
btn plutonyum 239'u geri dnme sokabilme iin hzl nt
ronlara ihtiya olaca, dolaysyla ilk elde bu tarz istasyonlara
ok zel soutma sistemleri gelitirilmesi gl'rekeceidir. Sperp1 79

1 1.

BLM

henix reaktr de suyla deil sv sodyu mla soutuluyordu. S


v sodyum andrma zellii yksek bir metal ve bu yzden
kontrol altnda tutmas zor bir malzeme. Bazlar bu i iin sv
kurun kullanmay neriyor ama bu da baka problemlere ne
den oluyor. Btn bunlar gsteriyor ki sz konusu alanda daha
ok aratrma yaplmas gerekiyor. Bir dier problem de, sz ko
nusu plutonyumun miktar. 1 GW elektrik retmek iin hz
l-reten bir reaktrn ihtiyac olan plutonyum miktar yaklak
12 ton. Byk bir miktar. Bunun anlam, Fransa'daki 60 reakt
rn bu tehlikeli maddeden 720 tona ihtiya gsterecei ki, sz
konusu miktar, bugne kadar atk olarak retilmi miktarn 6
katna karlk geliyor. Dier bir eit drdnc kuak reaktr
modeli de uranyum 235 yerine Dnya' da bol miktarda bulunan
toryum 232 kullanan reaktrler olarak dnlyor. Bunlar plu
tonyum aa karmayp daha az yaktla alyorlar ve o kadar
yksek hzda ve enerjide ntron da gerektirmiyorlar. Gelecein
reaktrleri belki de btn bu reaktrlerin bir karmasndan olu
acak ve eer nkleer enerjide bir gelecek grlyorsa, bunun
zm de bylesi bir yaklamn altnda yatyor olacaktr.
Elbette, drdnc kuak reaktrlerin ntron bombardman
konusundaki aratrmalara hz verilmesinin nemli olduunu
dnyorum nk bu alann, gerek iklim ve gerekse atklar
konusunda gerekten temiz enerji kaynana giden yol olduu
nu biliyorum. Yaktn optimum dzeyde kullanm, daha uzun
dnemli elektrik salayaca gibi, aslnda bir anlamda kanl
maz da grnmektedir. Neden kanlmaz? Enerjiyi idareli kul
lanmak konusunda ne kadar urasak da, zellikle baz lkele
rin gelime konusundaki hakl talepleri gz nne alndnda,
Dnya' daki tketim hzn durdurmann ok zor olduu grl
mektedir. yimser senaryolar uyarnca, Dnya'nn enerji tketi
minin 2050 ylna dek bugnknn iki katna kaca beklen
mektedir. Eer C02 salmn yarya indirmek istiyorsak, fosil ya
ktlarn toplam enerji tketimi iindeki halihazr % 77'lik orann
drtte birine, yani % 20'ye ekmemiz gerekecektir. Bylesine bir
d nkleer enerji kullanmadan baarmak bana olduka
1 80

PiYANOLARDAN GNE'E I
imkansz grnyor. Ama yine de baka yollar dnmeye de
vam edelim.
nsanlar sk sk termonkleer kaynamadan bahsediyor ki te
miz ve zararsz bir enerji kaynadr. Cadarache' de* Rusya, in,
Kuzey Kore destekli ve Avrupa meneyli deneysel iTER reakt
ryle ilgili iddiasyla zamann Fransa babakan Jean-Pierre Raf
fa rin, Birleik Devletler ve Japonya'nn srarla sz konusu reak
trn Japonya'nn Rokkasho blgesine yaplmasn istemesine
karn, Fransa' da kurdurmay baard. 17 Kasm 2003 tarihli ko
numasnda Raffarin, " Bu proje bize suyun iinde bol miktarda
bulunan hidrojen sayesinde bitimsiz ve hibir belirgin hasar ol
mayan gelecein enerjisini getirecektir," diyordu. Mamafih,
"Yldzlarn enerji kaynan zmek" yoluyla yaplacak bu ter
monkleer kaynama santrali problemimizi gerekten zecek
gibidir. Babakann szleri, bulunan zmn dostumuz Gne
kadar iyi bir zm olduunu telkin ediyordu.
Ama maalesef olay o kadar basit deil. Hayali bu "kayna
ma" reaktrnde oluacak nkleer reaksiyonlar sonucunda ayn
klasik " ntron bombardman" reaktrlerinin ar elementleri
nin paralanmas sonucunda olduu gibi (uranyum, pluton
yum, thoryum), hidrojenden de atk olarak helyum reyecek.
Helyum gerekten de zararsz bir gaz ama bu reaktrde yakt
olarak kullanlacak olan hidrojen, yle suda bol miktarda bulu
nan sradan hidrojen olmayacak. Kendi ar izotoplar olan deu
teryum ve zellikle de trityumla karm halde bulunacak ki bu
izotoplar gerekli devasa miktarlarda retmek basit bir i olma
nn ok tesinde. Termonkleer kaynamay gelecekte kullan
makla ilgili problemler ok g problemler ve henz zlm
de deiller.
Kolayca hayal edebileceimiz zere, izole edilmi bir kutu
nun iine kk bir gne veya hidrojen bombas paras koy*

Fransa'nn Alpes-Cte d' Azur blgesindl bulunan, Fransa Atom


Enerjisi Kurumu tarafndan kurulmu bir arnt rma merkezi. 28 Hazi
ran 2005 tarihinde ilgili kurumlarn Moskova'd. a l d karar uyarnca
Cadarache, Avrupa Birlii'nin nderliinde glrlkkt i r i lecek Uluslara
ras Termonkleer Deneysel Reaktr iTER' in ya p m ylri olacak. .N.
181

1.

BLM

mak iTER projesinin bandakilerin pek zerinde konumadk


lar basit bir tesisat problemi deildir. Kaynama reaksiyonu
muazzam byklkte enerjilere sahip ntronlar aa karr -14
milyon elektron volt (14 MeV)- ki hzl-retim reaktrnde bile
ntronlarn ortalama enerjisi en fazla 1 MeV olmaktadr. 14 MeV
aknda ntronlarla buluacak olan elik duvarlar ciddi bir yo
rulmayla kar karya kalacaklardr. Aslnda kaynama reakt
rnn i duvarlarnda bulunan atomlar sadece onca arpma
dan strap ekmekle kalmayacak, be yl ierisinde her bir ato
mun normalden yz kez daha fazla sayda arpma geirmesi
sonucunda eliin imesine sebep olacak, bunca hoyrat bir ha
reketliliin sonunda da izolasyonun yerli yerinde kalmas pek
mmkn olmayacaktr. Bu hareketliliin elikte yaratt rad
yasyon "alfa" paracklar retecektir ki bunlar helyum ekir
dekleridirler. Eer helyum dar salmmazsa sz konusu etki asl
kaynamaya nclk edecektir. Pekala, nasl bir malzeme icat
edilecektir ki hem geirgen olup helyumun dar kamasna
izin verecek ve hem de iindeki ok yksek vakumda 200 mil
yon dereceye kadar stlm deuteryum ve trityum karmn
kesinlikle dar szdrmayacaktr? Bildiim kadaryla bu konu
da bir fikri olan kimse yok.
Trityuma gelince, bu bir gazdr ve bugne kadar ok kk
miktarlarda hidrojen bombalarnn yapmnda kullanlmak ze
re retilmitir. Lityumdan retilen trityumun burada gerekecek
olan ciddi miktarlarda retilebilmesi iin zerinde ok allma
s gerekmektedir. Planlanan yntemde lityum radyasyona tabi
tutulmakta ve dary bu radyasyondan korumak iin de ift
duvarl bir hacimde dndrlmektedir. Ancak deneysel iTER
reaktr lityum retimini test etmeyecek; bu proje sadece gaz
haline getirilmi iyonize deuteryum ile trityum karmnn de
vasa yuvarlak bir mknats emberinin iinde -ki buna " scak
plazmann manyetik sktrmas" ad veriliyor- byk bir da
iresel kvlcmla akn test edecek. Dolaysyla deney gelecein
ticari enerji kayna olarak kaynama ttkniine dair n koullar
la ilgili sorulara yant vermeyecekti r.
1 E: 2

PYANOLARDAN GNE'E
Velhasl, kaynama hemen yan bamzdaki bir zm deil;
en fazla, 2050 ylnda gelecein modeli olup olmayacan re
neceiz. Baz insanlar u anda deneysel iTER reaktrnn ku
rulmasnn tamamen fuzuli bir masraf olduuna (5 milyar euro
kuruluuna gidiyor, bir o kadar da altrlmasna), zira bu de
neyin plazmalar konusunda alan birka fizikinin ilgi alanna
girdiine ve u anda ticari enerji retimi konusunda hibir ekil
de olgunlamam grndne inanyor.
Birok spanyol, Amerikal ve Japon meslektamz, bu deney
yeri iin kendi lkelerinin seilmemi olmasndan dolay ok
memnunlar! Bu devasa makinenin yapm baz teknoloji uzma
nnn paylat bir fikir olan "Byk gzeldir," sylemi uyarn
ca uzun bir belirsizliklerle verilmi kararlar listesini takip ederek
sryor. Kiisel olarak bu projeyi tamamen ie yaramaz bir giri
im olan Uluslar Aras Uzay stasyonu projesiyle (100 milyar do
lar!) karlatryorum. Bilimsel aratrmalardan sorumlu eski
bakanmz Mme Claudie Haignere de bu projenin civarnda bi
raz durup ksaca bir sre geirmiti. Robotlar daha dengeli ve
hareketli olduklarndan dnyay veya blgesel evrenimizdeki
eitli dier nesneleri izlemekte makineleri bozan, yiyecek ihti
yac, hareket ihtiyac olan, kalkp uzaya gnderilmesi sonra ge
riye getirilmesi gereken ve uzaya gittikleri iin balarna gelebi
lecek bir sr tehlikeden korunmaya ihtiyac olan astronotlar
dan ok daha iyiler. Aslnda pratik olarak btn deneyler iin
uzaya gnderilen astronotlar yaptklar deneyden ok kendi sa
lklaryla ilgileniyorlar. Fakat uzayn tehlikeleri iinde (radyas
yon, yerekimsizlik) astronotlarn salklaryla ilgili alma
yapmann ve onlar bylesine kou l lara bundan baka bir ama
olmakszn gndermenin ne anlam va r? Benzer biimde, bir
deuteryum-trityum plazmasnn 200 m i lyon derece scaklktaki
kararll zerine, sonuta burada dl'lll'lll'n fenomeni izole edi
lebilir bir kutunun iine koyup nas l ellklri k rl'teceimizi de
bilmiyorsak, alma yapmak niye? By ll' koca man projeler iyi
aratrma politikalarnn bir paras ol mayabi l i yorlar.
Petrol ve nkleer g zerine bti.i n b prohll'm llri sraladk
tan sonra, neden baka enerji kaynak l a r ar<nm yor? 1 l a l i hazr1/- 3

1.

BLM

da elimizde bulunan bir kaynak da negatif bir kaynak ve gayet


nemli; stelik para biriktirmemizi de salayan bir kaynak. Bu
alandaki potansiyel geliim gerek ayd nlanma, gerek s yalhm,
ara kullanm veya endstriyel retim anlamnda gerekten d
nmeye deer. 500 metre teye gitmek iin araba kullanmay
veya bir su birikintisine atlayp serinlemek iin uaa binmeyi
keselim! Kullanp atlan her trl rn hayatmzdan karalm
zira bunlarn reticileri muazzam miktarda enerji tketiyor! Ev
lerimizi iyice izole edelim ve kn snmak, yazn da klimalarla
serinlemek konusunda tasarruf yapalm! Sezon d turfanda i
lek yemeye son verelim! Bu konu global lekte ahlaki bir konu
dur. Ancak unu da unutmayalm ki, zengin lkeler enerji isra
fna bir son verebilecek lkse sahiptir ve vermek de zorundadr
lar ancak fakir lkelerin daha ok enerji kullanmas da gayet
meru dur. 2007 ylna kadar in' deki toplam C02 salm Birleik
Devletler seviyesi ile karlatrlabilir noktaya geldi. Elinizdeki
kitab yazarken, in' deki karbondioksit salmnn sermayeye
oran Birleik Devletler' dekinin drtte biri kadard. Demek ki
problem sadece teknik bir problem deil; politik, insana dair ve
kresel bir problem. Gezegenin toplam tketiminde dikkate de
er bir d becerebileceimiz pek olas deil gibi. Ama eer
iklimin hepten bozulmasnn nne gemek istiyorsak sera gaz
lar salmn en azndan yarya drmeye ihtiyacmz var; hem
de hemen.
Yeldeirmenleri (rzgar trbini) konusunda aratrma yap
may ve dier kaynaklarn yannda destek olma ihtimalini rafa
kaldrrsak yanl yapm oluruz ama zmn orada olmad
ak. zm ok da kolay deil!
Gne enerjisi kullanmnn bu konuda belli bir potansiyeli
olduuna inanyorum. Yine Fransa' daki rakamlara bir bakalm.
Blgenin bulunduu enleme gn metn kareye gneten ortala
ma 100 ile 200 watt arasnda enerj i alyoruz. Bu rakam, atmosfe
rin emii, gece ve gndz aras n d a ki deiimler, iyi ve k
t hava koullar vs. gibi etmenkr d t hesaba katlarak bulunmu
bir ortalama. Hala olduka ykstk; nwtrtkarede 100 ile 200 watt
aras. Fransa' da yaayan her bir bi ny :m metre kare alandaki g1 1 1 1

PYANOLARDAN GNE'E
ne enerjisini toplayabilse, btn enerji t ketimini karlayabilir.
Maalesef, zellikle gne enerjisini elektrik enerjisine evirmek
istediinizde ok fazla kayp oluyor. Bir de, genellikle bu enerji
yi kullanabilmek iin onu nce depolamak zorunda olmanz
gerei var ve halihazr akler bu ii yapmak iin yeterince iyi
deiller. Gne enerjisini, suyu siyah borular iinden geirerek
stmak iin kullanmak ok kolay ve bylesi bir termal enerji her
yerde her an gelitirilebilir durumda fakat elektrik enerjisine d
ntrmek biraz daha g.
Bir silikon gne toplayc hcreden teorik olarak alnabilen
kt % 25 orannda. u ana kadar monokristalize silikondan ya
plan en iyi toplayclar pahal, retimi g ve kt oran sadece
% 1 2 verim salayanlar. Polykristalize silikon toplayclar daha
ucuz ve kt oranlar da % 10 civarnda . Gelecek, inaat malze
melerinin iine girmi yar iletken, ince levhalarda m (film) ya
tyor? Bunlar gnmzde piyasalarda bulunabiliyor ve fiyatlar
da, eer byk miktarlarda retilmeye balanrlarsa, doal ola
rak giderek decek. Ama bu malzemenin kt oran %5. Ve sz
konusu malzemenin retimi iin harcanan enerjinin maliyetiw
dikkat! 30 GW, yani Fransa' da tketilen toplam gcn % 1 0'u ka
dar elektrik gc retmek iin, bu tip toplayclarla kaplamak
zorunda olduunuz alan 4000 km2 - neredeyse lke yzlm
nn %1'i veya birey bana 60 m2 Bu rakam, Fransa'daki btn
atlarn yzey alanlarndan daha geni bir alana karlk geldi
i gibi, ihtiyacmzn da sadece %10'unu karlayabiliyor. Fakat
Gne enerjisinin sklkla ve akllca kullanm, dier enerji kay
naklarnn yannda, zellikle de eer gne toplayclar ve ak
lerde daha ok gelime kaydedebilirsek, gayet kullanl bir kat
k salayabilir.
Birka sz de biyo-yaktlar zerine edelim; yani odun ve e
itli tarmsal alkoller zerine. Bunlar ancak kullandka yeniden
ektiimiz srece yenilenebilir enerji kaynaklar olarak kullanla
bilirler. Yeni bitki byrken, eskisinin yanmasyla ortaya kan
karbondioksitin karbonunu yakalar. Dahas, odun, saklamas
kolay bir malzemedir. Maalesef unu belirtmeliyiz ki yaktmz
bitkilerden, odun veya dierlerinden kan enerj i aslnda yine
1 85

; 1 1.

BLM

Gne' ten gelmektedir; solar radyasyon fotosentez ilemini sa


lar ve bu da enerjinin odun formuna dnmesi ve saklanmas
na nclk eder ve sonra biz bunu yakarz. Ancak fotosentez so
nucu elde edilen kt ok dktr; %0,5' den bile kk. Bunun
anlam, gne nlarndan alnan 1 watt deerindeki gten bir
tarlann ancak 5 miliwatt depolayabiliyor olmasdr. Doa bu
konuda her nedense pek etkileyici deildir. eker ziraatnda bi
le alnan enerji sadece 0,6 W / m2 seviyesindedir. Dolaysyla, ge
zegenin enerji ihtiyacna katkda bulunabilmek iin halihazrda
tarmsal amalarla ekilen alanlarn 20 ile 100 kat byklnde
yzey alanlarn biyo-yakt yetitirme amacna adamamz gere
kecektir. Dahas, tarmsal aralarn yakt tketimlerini de hesaba
katmamz gerekmektedir! Dolaysyla, biyo-yakt, toplam enerji
ihtiyacna katk olmaktan te bir zm deildir. Bir de byle bir
alan oluturulduunda byk lekte metan gaz, yani karbon
dioksitten ok daha etkileyici zelliklere sahip bir sera gaz sal
m veya suyun kalitesini etkileyecek kadar byk miktarlarda
gbre kullanm riski alnm olacaktr -ki bu konu da geze genin
dier bir halihazr problemidir.
O halde enerji problemi ciddi, zorlu ve acil bir problemdir.
Eer sadece esir gcne dayal zamanlara geri dnmeyi arzula
myorsak, enerji retmek hayati bir neme haizdir -geri esirler
de zar zor 100 Watt' dan fazla retmiyordu (bir ampul yakma
ya yetecek kadar yani) ! Ayrca problem enerjiyi retebilmekle
bitmiyor; onu depolayabilmemiz ve iletebilmemiz de gerekiyor.
phesiz petroln baars, her ne kadar tutuabilir nitelikte de
olsa, kolayca tanabilir bir enerji kayna olmas gereinden
kaynaklanyor. Petrol-sonras (ki imdi balayan dnemdir),
"yakt hcreleri" ad verilen malzemenin yay gn kullanmna
bakyoruz. Bir elektrik telinin iki ucunu suya sokup tele bir akm
verirseniz bir tarafta hidrojen dier tarafta da oksijen aa ka
cak, suyu elektrolize etmi olacaksnzdr. Yakt hcresi bunun
tersini yapar; hidrojeni tketir ve buna ka r l k su ve elektrik a
a karr. Bylesine hcreler uzay a ralarnn elektrik ihtiyacn
karlamak amacyla kefedilmitir w gi.i n m zde birka eidi
bulunmaktadr. Ufak olanlar Cl' P tl' ll'fo n l arnn g ihtiyacna
1 <'11 >

PYANOLARDAN GNE 'E

ynelik kullanlmakta, daha byk olanlar arabalara taklmak


ta ve daha da byk olanlar bile bulunmaktadr (10 MW gce
kadar) . Gerekten sadece hidrojenle alanlar -ki alkolle al
anlar da vardr ve bu kapsama girmezler- hi karbondioksit
retmezler. Velhasl, nkleer veya solar enerji yoluyla hidrojen
yapabilir ve belki bu hidrojeni gelecein arabalar, otobsleri ve
uaklarna ykleyebiliriz ama hidrojeni depolamak hi de kolay
i deildir. Biyo-yaktlar hidrojene ederek (hidrojenle birletire
rek), enerji potansiyellerini byk lde artrarak da kullanabi
lir olmalyz. Yakt hcreleri nmzdeki birka on yl ierisin
de nakliye ihtiyalarmza cevap verecek hale gelebilir. Bu du
rum petrol retiminin maliyetindeki kanlmaz ykselmeye ve
acilen C02 salmn azaltmak amacyla imzalanmas gereken
uluslar aras anlamalara bal olacaktr. Birleik Devletler' in ik
limi korumak amacyla kar karya olduumuz zorlu yolun sa
dece bir balang basama olan Kyoto Anlamas'n imzalaya
rak, Avrupallar, Ruslar ve Japonlarla ibirlii yapmay kabul et
mesi hayati hale gelmektedir.
Enerjinin tketimi ve retimi, depolanmas ve datm ana
problemi tekil etmektedir. zm sadece ksmi olarak bilin
mekte ve hatr saylr miktarda bilimsel ve teknik aratrmalar
gerektirmektedir. Konu, ayn zamanda mmkn olduunca so
ukkanl bir tavrla kamuoyu tartmasna alma ihtiyac gs
termektedir. Permi stili nedenselletirme ve hesaplamalarla bu
lunacak byklk kerteleri teknik problemleri zmlemekte
yetersiz kalacaktr. Fakat bu byklk kerteleri, inan eylemi te
melli oluumlarn, ekonomik ve politi k bask gruplarnn gz
korkutmalarnn ve acmasz demagoglar n gerekten enteresan
mcadele alanlarn tanmlamak anlamndaki vazgeilmezlikle
riyle hala beni etkiliyorlar.

1 87

"Dzmece aratrmaclarn d ncelerini ngilizce ifade et


tiklerinde kendilerini daha ilgin kldklarna inanmalar kna
nacak bir d u rumdur!"
Parlamentoda Moselle vekili olarak bulunan muhafazakar
Mr. Jean-Louis Masson, Fransz Ulusal Meclisi'nde 4 Mays 1994
gn yapt konumada byle sylyordu. Bir zamanlar ayn
snfta beraber ders aldmz ne kadar hatrlar bilemem -belki
de ben yanlyorumdur- ama kiisel olarak beni kastettiini san
myorum. Her ne olursa olsun, bu nasl bir anlayszlktr!
Ekim 1957' de altnc snfa getiimde, ailem ilk yabanc dil
olarak bana Almancay setirmiti. Bu fikir acaba, ibirliki po
lisle birlik olan fanatik bir aznln 1942 ylnda bykbabam
nce Velodrome d'Hiver' den Drancy'ye ve oradan da Ausc
hwits'deki gaz odalarna srkleyerek gtrd kleri o lkeyle
bir bar yapmann temeli olarak m dnlmt? Okul ylla
rnn bitiminde Almancam geliti rmem iin North Rhine-West
phalia' da beni geici olarak arlayacak bir aile bulunmutu . Da
ha on bir yamda bile olmad m ve a l malarm srdrd
m bu dnemde kendimi bulduum bu ev i n sahibi Herr B . bir
retmendi ve snfnda iddl'tl' daya l cezalar uyguluyordu.
1 88

NGLZCE KONUUYORUM
Elindeki denl'i hala hahrlarm. Byk bir onur ve duygu do
lu edayla bana ok gzel bir fotoraf albm gstermiti. Al
bm, sava srasnda bal olduu Wehrmacht blyle Brit
tany igalindeki anlaryla doluydu . Herr B. bana ailemi de sor
mu, rnein bykbabamn hala hayatta olup olmadn
renmek istemiti .
Ailem beni Yahudilerin toptan yok edilmesi ve bu konunun
benim ailemle ilgisi konusundan neredeyse tamamen habersiz
biimde yetitirmiti. phesiz bunu bizleri korumak iin yap
mlard. Belki de bu yndeki hatralar dayanlr gibi deildi.
Babamn babasnn lm olduunu biliyordum ama bunun na
sl olduunu bilmiyordum. Baba tarafmn Kiev yaknlarndan
olduunu ve bunun bykbabamn Fransz vatandal alama
masna neden tekil ederek byk hayal krklna neden olma
s sonucunda memleketine geri dnmek istediini de biliyor
dum. Hafife tereddt ederek byk babamn Fransa'yla mem
leketi Rusya arasnda bir yerde ldn sylemitim. Doruy
du da; Auschwitz gerekten o arada bir yerdeydi.
Herr B'nin baba tarafmn arka plan hususunu ne kadar za
man sonra tam olarak anladn hala merak ederim. Koullarn
bu durumuna ramen orada gayet mutluydum ve o zamanlar
hibir eyden haberim de yoktu. Her gn Almancam biraz da
ha gelitiriyordum. Alt hafta sonra akc bii mde konumaya
baladm.
Ertesi yl bir st snfa getiimde Alma nca dersinden fena
halde sklmtm. Snfta baka hibir ocuk A l manya'ya gitme
miti ve ok az iki laf bir araya getirip doru drst bir cmle
kurabiliyordu . retmene gelince, i stlr i na n n i stl'r inanmayn,
bize Nazi Mar dinletiyordu. Snfn orta yl'r i ndl' 1 Iorst Wessel
Lied !* Ben adamn ismini atlar, syleml'zd i m . y ll' ok sklyor
dum ki, bir ylda, 6 haftada rend ii m A l m a nca' y tamamen
unuttum. Lisedeyken yine bir Almanya Sl'ya l a t i yaparak Al
manca'y yeniden renmek zorunda ka ld m VL' son ra pratik
*

1930

ylnda ldr len s.a yesi Horst Wl'SSl'I i : i y . p l nasyonal

sosya list bir mar.

.N.

1 89

1 2.

BLM

yapmadm iin tekrar tamamy la u n u ttum. Ondan sonra da


bir daha hi yle akc konuamadm. Hala Fransz-Alman dost
luunu desteklemeye ynelik bir arzum vardr. Piyanoda elik
yaptm bir arkadam Shumann'n Dic/ter/iebe'sini sylediin
de Almanca bilgimin Heine'nin iirini anlayabilecek yeterlilikte
olduunu fark eder, piyanoyu alm iirin bende uyandrd
gemi aklarn hatrasna adapte ettiimi syleyebilirim.
Lisede grdm Almanca eitimi genelde berbatt. Lise ha
zrlk snfnda Rusa renmeye kalktmda da ayn nedenler
ayn etkileri yaratt. Pushkin ve Gogol' orijinallerinden oku
mak byk keyifti ama hibir zaman kendimi o dilde kolayca
anlatamadm ve sonradan btn bildiklerim tpk ncekiler gibi
buharlap gitti. Alfabeyi hala bilirim; sonraki yllarda bana
Moskova' da yol bulmamda ok faydas oldu. Hi yoktan iyidir
diye dnyorum.
Bugn bilimsel aratrmalarm anlatmak iin sk sk btn
dnyay bir utan dierine dolayorum ve farkl milletlerden
bilim insanlarnn Ingilizce anlatmlarn duyduka ortalama
olarak Franszlar'n yabanc dil renmek konusunda gayet k
t olduklar sonucuna varyorum. Bence sadece Ruslar ve Japon
lar bizden daha ktler. Ve gereki olalm, bilimsel bir ii glo
bal lekte kolayca anlalr klan bir yolla sunmadka tezinizin
tannma ve kabul edilme ans yok. Eer kimse renmeyecekse
bilgiyi ilerletmek iin btn o dklen terin ve sk almann
anlam ne? Dahas, bir aratrmacnn rakiplerinin yapt ileri
kolayca anlayamad srece iinde bulundu u sk rekabet or
tamndan kaybetmi olarak kaca da kesindir. O halde neden
Franszlar ngilizce dilinde Almanlar ya da Hollandallardan
ok daha ktler ki? Mfredat Konseyinde altm ksa sre
zarfnda da ayn soruyu sorduk. Bu sorunla ilgili aadaki he
saplamay yaptm.
Ortaokul yandaki bir renci, renmek iin setii yaban
c dili ylda ka saat konuma ans bu l uyor? Diyelim bu yaban
c dil ngilizce olsun ve haftada drt ders saati ngilizce dersi ya
plsn. Bu durumda bir ylda 35 ha fta ei t i m yapldna gre, bu
rencinin yl boyunca 140 saati ng i l izce derslerinde geecek
1 90

NGLZCE KONUUYORUM

demektir. Bir snf yaklak 35 renci eit koullarda payla


yorsa ve ilaveten ders saatlerinin bir ksmn da yazl snavlar ve
retmenin konumas alrsa, rencilerin konutuu ksm sa
dece toplam srenin drtte biri kadar olacaktr. Sonuta her
renci ylda toplam yalnzca 140/ (4x35) 1 saat konuma ans
na sahip olacaktr! Ylda 1 saat! Ortaokul ve lisenin toplam 7 yl
srd dnldnde de btn bu yllar boyunca sz ko
nusu toplam yabanc dil konuma ans bulma sresi bir gnden
azdr.
artc, yle deil mi?
Fakat gen Hollandal renci de ayn durumda deil mi? El
bette yle. Baz insanlar eer ngilizce eitimine ilkokulda ba
larsak gen Fransz rencilerinin yabanc dillerinin daha iyi
olacan sylyor. Her ne kadar hepimiz sekiz yandaki bir
beynin on iki yandakinden daha alc olduunu kabul etsek de,
yukarda gsterdiim hesaplama ayn olacandan, bylesi bir
aba yine anlamsz kalacaktr; bir ocuk ylda 1 saat ngilizce ko
numa ans bularak gerekten bir gelime kaydedemez. Sonun
da Hollandal bir meslektama onlarn ngilizceyi nasl ren
diklerini sordum; erken yata m balyorlard (hayr, balam
yorlard) ve okulda ka saat ngilizce dersi gryorlard (Hemen
hemen Fransa'dakinin aynsyd)?
" Ama Hollanda' daki ocuklar okulda ngilizce renmeye
balamadan nce zaten ngilizce biliyorlar! Bunun iin btn
yapmalar gereken de televizyon seyretmek!"
te grnen gerei byle rendim: Eer biz de televizyon
daki yabanc filmlere seslendirme yapmak yerine onlar alt yaz
l verirsek, sadece yaplan iin ynetmenine saygl davranm
olmakla kalmayp, ocuklarmza da yabanc dil retmi olu
ruz. Hollandal ocuklar ngilizce dilinin temelleri hakknda bil
gi sahibi olarak gittikleri okullarda eitim yoluyla bu bilgilerini
mkemmelletirip sz konusu lisann edebiyatna girer hale ge
liyorlar. Bunu yapmak iin de sekiz yanda okullarda dil ren
meye balamyorlar. Basit, yle deil mi? Tu nuslu yeenim tal
yancay byle rendi ve imdi akc bii mde drt dil konuu
yor.
=

1 91

1 12. BLM
Biraz Almanca ve biraz da Rusa i le kendimi yirmi iki yam
da sekin Amerikan fizik dergisi l'lysical Review makaleleriyle
kar karya buldum. On be sayfa dolu dolu bilimsel ngilizce.
O zamanlar zekamla ilgili hala baz hlyalar iindeydim ve bu
sayfalar acmaszca bende eksik olan mtevazl salad. Ksa
bir makalenin bile ne dediini anlamak kayda deer uzunlukta
zamanm alyordu . Elbette ada fiziin btn terimlerini ken
di kendime yeniden kefedemezdim; bir szlk kapp, sessizce
ac ektim.
Be yl ierisinde olabildii kadaryla bu engelimi atm, dok
toram tamamladm kadar srede yani, ve sonra da hi vakit
kaybetmeden ngiltere'ye gittim. Aratrmalarm kuantum bu
harlamas zerine ilerletmek istiyordum ve bunu yaparken de
ngilizcemi gelitirebileceim bir yerde olmay setim. Robin
Hood ve Lord Byron' un lkesinde meseleye daln tam ve et
kili oldu. Dinleyerek ve insanlarn bana sylediklerini tekrar
ederek birka hafta iinde sradan grmelerle artk baa kar
oldum ve temel bilimsel ngilizce benim iin problem olmaktan
kt. O seyahat beni kurtard ve sonrasnda da ngilizce kullan
may kesmediimden -phesiz baz gramer ukurlar alm
olsa da-, bilimsel sylemlerimde kendimi ac ekmeden akla
yabilmenin ve meslektalarmn, ister bilimsel anlamda ister
gndelik hayata dair btn sylediklerini anlayabilmenin b
yk tatminini yaadm.
Artk bundan sonra uluslar aras iletiim aracm ngilizce ol
madan yaayamam. Onu hibir ey iin brakmam; bu bir zgr
lk meselesi ve ben zgrlklerimden taviz vermeyi hi iste
mem. Velhasl, acaba Mr. Masson, bilim insanlarnn nasl al
tklarn dnyor? Kendini hi en az on deiik lkeden kat
lmclarn bir araya geldii bir konferansta buldu mu? Eer bul
duysa ne yapt? Bilimsel aratrma alan uzun zamandr globali
ze olmu bulunuyor. letiim alannda uydu haberlemesi ve
elektronik patlama gezegenimizi olduka kltt .
Dolaysyla rekabet de hi olmad kadar canland ve bu du
rumda dierlerinin ne kefettiini anlamamak veya kendi bul
duklarn dierlerine aktarmada geri kalmak, bilimsel olarak in192

iNGiLiZCE KONUUYORUM j
tihar etmeye edeer nitelikte olacaktr. Dnya'nn daha byk
grnd gemi zamanlarda bile uluslar aras iletiimi sala
mak iin bir dile her zaman ihtiya olmutur. Zamana ve blge
ye gre bu dil ince, Yunanca, branice, Arapa, Latince veya
Franszca olagelmise de, bugn ngilizcedir. Amerikan hege
monyasndan korkmak veya Franszcay korumak adna lk
lar atmak bu durumu zerre kadar deitirmeyecektir.
1994 ylnn balarnda Kltr ve Fransz Dili Bakan Jacques
Toubon, aratrmaclarn profesyonel faaliyet alanlarndaki e
itli durumlarla ilgili Franszca yazp konumalarn istediinde
akna dnmtm. Mr. Masson'un konumas da, Toubon ka
nunlarnn 43 tartmalar srasndayd. ok tartmal grmeler
oldu. Sonunda karara balanp geen yasa yle diyordu:
Madde 6

Fransa' da organize edilen bir sunum veya konferansta, do


al olarak veya sonradan ilhak etmi Fransz vatanda btn
katlmc kiiler kendilerini Franszca ifade etme hakkna sahip
tir. Toplantdan nce veya toplant srasnda katlmclara da
tlan program ierikli dokmanlar Franszca yazlmak zorunda
dr ve ilerinde bir veya birka yabanc dile eviri de ierebilir.
Bir sunum, konuma veya konferans, katlmclarna dat
lacak yabanc dilde yazlm bir n hazrlk veya i dokman
veya kanun ve tzklerle ilgili yayn, eitli metin veya sunum
lar ierdiinde, yannda en azndan Franszca bir zet eviriyle
beraber verilmek zorundadr. Bu dzenlemeler, sadece yabanc
lar ilgilendiren ya da Fransa dna ynelik ticari tevik amal
tantmlarla ilgili sunum, konuma veya konferanslar iin geer
li deildir. Kamu hukuku iindeki kurumsal kiilikler veya zel
hukuk iindeki kurumsal kiilikler kamu hizmeti misyonuyla
grevlendirilerek bu maddede belirtilen trde sunumlarda bu
lunduunda, eviri hizmetleriyle ilgili bir mekanizma altrl
mak zorundadr.
Madde 7

Fransa' da datlan ve kamu hukuku iindeki kurumsal kii


likler, kamu hizmeti ifa eden zel kiiler veya kamu yardmla1 93

1 12. BLM
rndan kar salayan zel kiiler kaynakl yaynlar, bltenler ve
iletiim amal bild iriler yabanc bir d ilde yazlm old uunda,
yannda Franszca olarak ieriin en azndan bir zeti buluna
caktr.
Eitmenlik veya ara h nna ileri iin avrlan yardmlardan soru m
lu bir kam u personelinin verecei hibe onay, hibeyi alan tarafndan ya
placak ilerle ilgili yayn veya datm ma teryalinin, aratrmalardan
soru mlu bakan tarafndan istisnai durum a t/edilmedi ise, Franszca di
linde olaca veya yabanc dilde yay nlanyorsa Franszcaya evrilece
i yn nde verilecek garantiye baldr.

Neyse ki, Madde 7'nin italik olan son paragraf Anayasa


Konseyi tarafndan oradan kartld. Eer karlmasayd, ara
trma sonularmz ngilizce yaynlamak, Franszcasru da ya
ynlamadmz srece bizim iin imkansz hale gelecekti. Hibir
yabanc meslektamz veya rakibimiz tarafndan okunmayaca
mz konusunda mutabakat salanmasayd, aratrma sonula
rmz iki kez yazmak zorunda kalacaktk; bir Franszca versiyon
ve bir de uluslar aras versiyon. Aratrma dnyasndaki acma
sz rekabeti hesaba kattmzda bu handikap Fransa' daki ara
trma sektrn ldrecekti. Mamafih, Anayasa Konseyi'nin ka
rarnda aratrma sektrn korumakla ilgili bir yarg bulunma
s beklenmese de, kanunlarn tutarll asndan sz konusu
paragraf kabul grmemiti. Zira bylesine bir zorlama, nsan
Haklar Beyannamesinde ve Anayasamzn giri blmnde yer
alan Vatandalk Haklar bal altnda gayet net bir biimde ta
nmlanan ifade zgrlne getirilen bir kstlamay temsil etti
inden, Konsey, Toubon kanunun yedinci maddesinin son pa
ragrafn kabul etmedi. Geri kalan ksmlar aynen geti ve bugn
teoride uygulanyor.
Btn bunlar pratik anlamda ne manaya geliyor? Gnmz
de birok seviyede yayn var ve bunlar srmekte olan aratrma
larn orijinal sonularn verenler -ki biz bunlara "temel yaynla
rmz" diyoruz- veya gr bildiren makaleler, eitim amal ki
taplar ya da uzman meslektalarmzdan ziyade daha geni kit
lelere ynelik makaleler barndran yaynlar olarak tasnif edile1 94

NGLZCE KONUUYORUM

bilirler. Temel yaynlarmz dnecek olursak, prensip olarak


bir Fransz dergisi, iinde ngilizce yaynlanan her bir makalenin
yannda Franszca zetini vermedii srece kamu yardm alma
hakkna sahip deil. 44 Eer bu yasa uygulanm olsayd, bylesi
ne bir engelleme ok ksa bir srede yabanc aratrmaclar
Fransa' da bir yaz yaynlamaktan caydracakt. Aslna baklacak
olursa, yazlarn kendi dillerinde yollayan meslektalarmz
Franszca renmedikleri srece evirilerin aslna uygunluunu
nasl dorulayacaklard? (Yani bu eviriler kim tarafndan yap
lacakt?) Bu koullarda makalelerini baka yerde yaynlamalar
nn daha kolay olacan dnmeyecekler miydi? Konunun uz
manlam Fransz dergileri hzla piyasadan kalkacaklard. Ma
kalenin yazarndan okdilli bir zet isteyen bildiim hibir ulus
lar aras fizik dergisi yok.
Aslnda tarih, baz zamanlarda Ulusal Meclis' in ilerinden
daha hzl ilerliyor ve hi problem kmyor. Avrupa Birlii'nin
ilerlemesiyle beraber farkl uluslarn dergilerini daha geni kap
saml Avrupa dergilerinde bir araya getirme ihtiyac ve avantaj
lar hemen kendini hissettirdi. En azndan fizik alannda Fran
szlar, Almanlar ve talyanlar kendi dergilerini birletirmeye
hzla karar verip, Toubon kanunlaryla ilikisi olmayan Avrupa
l bir hale getirdiler. 45
Mamafih, konferanslarla ilgili makale sansrlenmedi. Fran
sa' da uluslar aras konferanslarn yaplmasna konan resmi en
gel de bylece efsane oldu. Aslnda bu konferanslarn masrafla
rn karlarken devletten en ufak bir yardm aldmzda konfe
rans kapsamndaki btn dokmanlarn ya da byk bir ksm
nn okdilli olmas zorunlu olacakt. Konferansn duyurusu,
program, konferansn banda, ounlukla yaklak bin katlm
cy bir araya getiren farkl mekanlara ayrlarak karlkl konu
malarla ilerleyen atlye almalarnda kimin ne hakknda konu
aca zerine dattmz zetler, hepsi okdilli olacakt. Byle
bir zorlamann yarataca kat masrafnysa unutun. Bir de bin
lerce giri metni evirisinin Fransz organizatrlerin bana aa
ca kayda deer miktardaki ilave i ykn dnelim. Eer
metnin yazar Franszca bilmiyorsa metnin kendisine ait oldu195

l 1 2. BLM
unu gsteren imzasyla Franszca evirisini yaynlayamazsnz;
byle bir ayrntnn farkna vardmz iin de mutlu olun. Son
olarak, tartmalarn kendileri de, teoride tabi, "eviri mekaniz
malar" ile donatlmak zorundaym. Bunun ne demek olduu
nu anlamak iin en iyisi Ulusal Meclis'in tartma tutanaklarna
bir gz atalm.
Daha nce de deindiim gibi bu yasann karld oturum
da hararetli tartmalar olmu ama arada, aada alntladm
zere, birka akl banda(!) an da yaanmt:
Eer Fransa' da yaplan btn konferanslarda Fran
szca konuulmasn talep ederseniz, hibir yabanc sunucu
gelmeyecektir! Ve eer Mr. Brunhes'in nerdii gibi konu
maclar hangi dili isterlerse onu kullanabilirlerse de, konfe
ranslar Babil Kulesi haline gelir.

Mr. Bardet:

ounlukta olan milliyeti bak as aadakine benzer yo


rumlarn da duyulabildii tartmalarn ardndan gnn kaza
nan taraf oldu:
Bilim insanlar dilimizi savunan ilk kiiler olmal. Eer
onlar bunu yapmyorlarsa, bunun nedeni tamamen kariyer
peinde kouyor olmalarndandr. Ne kadar ok ngilizce
makaleleri yaynlanrsa kariyerleri de o kadar iyi oluyor.
Mr. Masson : Kamu fonlarndan para alan bir Fransz aratrma
csnn kendisini Franszca dnda bir dilde ifade etmek zo
runda olmas dnlemez.
Mr. ]ean-Louis Beaumont: Haklsnz!
Mr. Weber: Cezai hkmler getirmeden buna nasl engel olabili
riz ki?
Mr. Freville ve Mr. Leroy: Doru bir nokta!
Mr. Tou bon: Cezai hkm 13. fkrada mevcut; devlet yardmnn
kesilmesi.
Mr. Sa rre:

Toubon kanununa dair kararname bavurusu 6 Eyll 1995


gn yaynlandnda yaptrmlarn tehditkar slubu da alenen
196

INGILIZCE KONUUYORUM

ortaya kt. Yasalarnn 1 7. fkrasnda ihlal bana 5000 franka


kadar para cezas ngrlyor, 46 organizasyonu yapanlara da
25 000 frank ceza kesiliyordu. Ve eer birileri kalkp da yasaya
aykr davran rapor edenlere kar karsa ceza 50 000 franka
kadar kyor, yannda bir de 6 ay hapis cezas ekleniyordu! s
tne stlk, Franszca dilini korumakla ykml be kuruma
kanuna uygunsuz davranmaktan mahkeme nnde bize kar
savc rol oynama yetkisi veriliyordu (19. Fkra) .
"eviri mekanizmas" ayarlanmas zerine tartma bakann
kendi kendine elme takt elikileri gsterecekti. Mr. Jacques
Brunhes simltane tercmanlk hizmeti talep etti. Byle bir hiz
metin bedeli, kendisinin ngrsyle, merkezi sistemde dil ba
na gnde 8000 frank, kiisel tercmanlk hizmet bedeli olarak
da 3000 frank tutuyordu ve bu rakamlar aslnda kendisine hi de
"caydrc" grnmyorlard. Acaba bizim altmz bteler
hakknda en ufak bir fikri var m? Mr. Mathus srarla, " Hemen o
anda eviri yapmann ne anlam var? Gene hibir manas olma
yan bir yasa m yapacaz? Kanuna ne diye uygulanamaz meka
nizmalar sokmak zorundayz ki?" diyordu.
Mr. Toubon " hemen o anda" eviri fikrini savunmaya alt
ki kendisine gre bu "annda eviri" olacak, evirmenler zama
nn Fransa devlet bakan Mitterand ve Rusya devlet bakan
Yeltsin arasndaki grme model alnarak, yer yer tartmann
iine dalp eviri yapacaklard. Sonunda meclis Mr. Fanton'un
sunduu nergeyi onaylad: "eviri hizmetleriyle ilgili bir me
kanizma altrlmak zorundadr."
Laboratuarda "potansiyel redox" deyiminin, kukusuz kim
yadaki oksidasyon/ azalm reaksiyonu konusunda bilgisi olma
ma olasl yksek baz evirmenler tarafndan "potansiyel red
ox"* olarak evrilme ihtimalini aka konusu etmi olmamza
karn, durum gerekten ok ciddiydi. Her ne kadar kanun belli
derecede belirsizliklerle formle edilmi olsa da endieliydik.
Yabanc bir konumacy konusunun zetini Franszca yazmaya
nasl zorlayabilirdik ki? Eer eviriyi yapmazsak bir "edebi saf*

Redox: reduction/ oxidation; red ox: krmz kz. .N.


197

l 1 2. BLM
lk" yanda kurum,47 tarafndan m kovuturmaya urayacak
tk? Konferansta krsye braklan bir cep szl, "eviri hiz
metleriyle ilgili bir mekanizma" yerine geecek miydi? Acaba
uluslar aras konferanslar dzenlenirken paymza den ileri
yapmaktan vazgeip lkemizdeki baz yasa koyucularn bizlerin
mesleklerimizi nasl icra ettiimizden hi haberleri olmad z
rn ileri srmek durumunda m kalacaktk?
Tylerimiz diken diken olmu bekliyorduk ve gelimeler so
nucunda Mr. Mathus ironik biimde hakl kmt: Bilimsel
aratrma camiasnda bu kanun " tamamen uygulanamaz" ve
" grotesk/ abartl" bulunmu, meclis gerekten de "Gene hibir
manas olmayan bir yasa" yapmt. Elbette bunu Fransa' da ya
placak btn konferanslara simltane tercman salanmas zo
runluluunu onaylamak adna sylemiyorum. Toubon kanunun
asla uygulamaya konmam olmasndan dolay mutluyum ve
herkes de bu olayn unutulmas ynnde fikrini belirtmi du
rumda. Umarm kitapta konuyu am olmam bu lm konu
nun tekrar karmza getirilmesine hizmet etmez.
Btn bunlar Franszca dilini korumakla ilgilenmediim an
lamna m gelir? Kesinlikle gelmez. Zamannda yazdm gibi,48
Fransz bilim insanlar ngilizce renerek dnyadaki konumla
rn korumak anlamnda gleneceklerdir. Yabanc insanlar
Fransa'ya ekebilmek iin dememiz gereken bedel budur ve
gelenler bir kez buraya ulat m, phesiz Franszca renip ko
numaktan, Fransz kltrn incelemekten ve kim bilir, birka
hafta tamamen iine daldktan sonra bilimsel dncelerini de
Franszca olarak ilerletmekten byk bir keyif alacaklardr. Vel
hasl, burada teklif ettiim ey yeni bir Majina Savunma Hatt*
oluturma dncesinin tam tersine, Fransa'y btn snrlar ve
bilimsel kltryle Dnya'ya amaktr. Sovyet mparatorluu
demir perdesini kurdu, bilim insanlarn Rusa yayn yapmaya
zorlad ve dardan gelip giden her ey zerinde sk bir kontrol
uygulad. Sonu, grnr biimde bir facia oldu. Sovyet bilim
*

Maginot: Birinci Dnya Sava' ndan nce Fransa' nn Almanya'ya kar

kurduu savunma hatt.

.N.
1 9 '3

NGLZCE KONUUYORUM
insanlar da lkedeki dier btn yaplarla beraber kt ve en
iyileri 1989 devrimi balad anda Bat'ya gt. Bilimsel konu
larla ilgili uzmanlk terimlerini bilmeyen, evirileri kanlmaz
olarak kabul edilemez hatalarla dolu olacak evirmenlere para
demek yerine, yksek kalitedeki ilerimiz sayesinde Fransa'ya
ekeceimiz btn yabanclara dilimizin kullanm ile ilgili bil
giler vererek daha iyi bir yol tutturabiliriz. Bu da Franszca dili
ni farkl bir yoldan korumak anlamna gelecektir -hem de ok
daha iyi bir biimde. Hereye ramen bunun da fazla verimli
olacan sanmyorum.
Tpk adaptasyon olaslklarndan yararlanmak iin doada
trlerin eitliliini korumaya ihtiyacmz olduu gibi, bilimde
okdillilii korumann da olaslklar zenginletirecei grn
deyim. Kullandmz diller arasnda gei yaptmzda kiilii
mizin biraz deitii hepimizin dikkatini ekmiyor mu? ngiliz
ce dili daha kapsaml ve kvrak grnyor ve belki de bu zelli
i onun uluslar aras iletiim dili olma statsn kazanmasnda
byk lde katkda bulundu; elbette Birleik Devletler'in
dnya zerindeki politik ve ekonomik belirleyicilii halihazr
ortak dilin stats konusunda da net biimde ok daha bariz bir
sebep.
Fakat, Franszca dilinin de oynayaca belli kartlar var. Baz
diller retorik sanatna dierlerinden daha m uygun acaba? Bir
konumasnda benim grlerime benzer bak asn ortaya
koyan Roger Balian,49 Franszcadaki balalara ve bylesi ba
lalarn ngilizcede olmadna iaret ediyor. u da bir gerek ki,
eksiksiz biimde okdilli olan bilim insanlarna olduka ender
rastlanlyor ve Fransz bilim insanlar iin kendilerini ngilizce
olarak aklamak Franszca aklamaktan net biimde ok daha
zor oluyor. Velhasl, ben fizik zerine Franszca dnmeye de
vam ediyorum ama bu hi de kolay olmuyor.
Bir dilde dnmek kelime daarc yetersiz olduu srece
kesinlikle imkanszdr. Ancak yeni kapsamlar ortaya kt ve
teoriler rafine edildii ve hatta baz metaforlarn bile bu gelime
lere gre ekillendii gnmzde bilim durmadan kelime reti
yor ve baz kalplar belli kullanmlara adyor. Eer hepimiz n199

i 12.

BLM

gilizcenin bu linguistik evrimi konusunda memnuniyet duyar


sak, bilimsel Franszca gerekten l bir dil haline gelir. Dolay
syla, sz konusu yeni terimleri evirmek ve kalplar adapte et
mek bilimsel Franszcay yaatmak iin hayati bir neme sahip
tir. Bunu nasl yapmalyz?
Temel ders kitaplarnn Franszcaya evrilmesinde bizlere
yardmc olmak iyi bir giriimdir. Bylece Franszca eitim ver
meye devam edebiliriz. En ok aina olduum, talya, Finlandi
ya ve Hollanda gibi lkelerde yksek renimin byk bir b
lm ngilizce eitime dnm grnyor; ama bu durumu
Fransa iin kabul etmeye ahsen hazr deilim. eviri yaparak
kendi kelimelerimizin anlamlarnn daha isabetli hale gelmesi
ynnde bir zorunluluk yaayacaz. Franszca dili geliecek ve
bizler ana dilimizin uluslar aras iletiim dili olmamas handika
pn bir avantaj haline getireceiz.
Kazanmamz gereken bir dier alanlk da bilimsel konular
Franszca olarak popler klan ve uzman olmayanlarn da anla
yabilecei biimde gazete makaleleri ve kitaplar halinde ortaya
kartmaktr. Fizik konusunda Franszca anlatm yoluyla bir
para ifade kvrakln yeniden kazanmak benim iin okdilli
bir seyirci nnde kendimi ngilizce olarak anlalr klmak ka
dar byk bir keyif. Ve bunu yaparken de kelimelerin esas ma
nalarna olduu kadar armlar ve ilikilenmelerinin gcy
le isabetli anlatmlar yakalamaya dikkat edilmesini ok salkl
buluyorum.
Son olarak, gnmzde artk her ne kadar azalyorsa da, M.lii
kendi aramzdaki tartmalarmzn uzmanlk seviyesinde geli
tii yerlerde hi ngilizceye ihtiya duymadmz zamanlar da
yok deil; yurt ii seminerlerinde, Franszlarla veya ikili i g
rmelerinde, snav panellerinde veya yaptklarmzn deerlen
dirme toplantlarnda olduu gibi. Neden azalyor diyorum?
nk laboratuarlarmzdaki gelimeler gnden gne daha faz
la sayda uluslar aras jri taraf n d a n dl'netleniyor da ondan.
Ayrca, ulusal aptaki en ufak bi r i topl a n ts bile, kibarlk icab,
karlarnda kendimizi doru ifadl' l'd i p a n lalmamz gereken
yabanclarn ilgisini ve katlmn Cl':t.p l'dl'r durumda.

iNGiLiZCE KONUUYORUM 1
Btn Fransz rencilerinin yabanc dil olarak sadece ulus
lararas iletiim dili olan ngilizceyi deil, ilave olarak dier ya
banc dilleri de renmeleri gerektii nerisi hi de o kadar hrs
l ve gerekilikten uzak deil. Bu noktada gayet anlalabilir ne
denlerle benim nerim, rencinin haftalk ders program ieri
sinde sadece bir saat pratikle ngilizce renmesini beklemek
yerine, yabanc dilin salam oturmas iin okullarda pratie ay
rlan srenin geniletilmesidir. Bir de, yabanc filmleri ve tele
vizyon gsterilerini seslendirmeyle vermek yerine alt yaz kulla
nmn neriyorum. Diller arasnda gndelik geiler yaamak,
zellikle entelektel idman yapmay salyor. Tandmz ok
dilli renciler sklkla en parlak renciler olmuyorlar m? Bey
nimiz de tpk kaslarmz gibi gnlk eksersize ihtiya duymaz
m? Ve okdillilik pratii, yabanc dmanlna (xenopho
bia-zenofobi) kar bilinen en iyi are deil mi? Tabi, Toubon,
Masson, Sarre, Freville ve Loroy gibi msylerin entelektel mi
raslar uygarlmz aaya ekmezlerse!

201

Ney i B m i y orum
Annem, Franszca dilinin dokuzuncu yzylda Charlemag
ne' nin torunu imparatorluun canna okurken douu ve bu
olaylardan ok da sonraya kalmam olan Fransz edebiyatnn
kyla ilgilenirdi. Annemin yazd ve Presses Universitaires
de France tarafndan yaynlanan "Ne Biliyorum?" serisinden iki
0
kitab vard. 5 imdi ben soruyu biraz deitirip, " Neyi bilmiyo
rum?" diye sorarak, annemle belli bir bilgi tadn paylatm
gstermek istiyorum ama bir farkla: Aslnda ben aratrma yap
mann belirsizliklerini, retilen bilimin kesinliklerine tercih
ediyorum.
Beni yanl anlamayn; alnan eitimin keyfini gz ard etme
min nedeni, sadece daha fazlasn istiyor olmam. Bilimin n saf
larnda ilerlemekle daha ok ilgileniyorum. Sanki bilim karma
aya dm de gelime kaydetmiyormu gibi, btn bilginin
geici fikirler haline indirgendiini dnmediimin altn iz
mek isterim. Hayr, bilim amanszca ilerliyor ve ben daima onun
bu derinlemesine anlalma periyotlarnn hemen akabinde frla
yp koparak ilerleyiini muazzam buluyorum. Bilimin evrimi ve
bil ginin ncl ile ilgili zevkimi ortaya koyarak annemin mi
rasna sadk kalyorum; onun entelektiiel etkinlii zengindi ve
202

NEY BLA._1_'!_C!Rl!M? 1
bunu hi saklamad. Dier kitaplarnda da zl'rindc alt ko
nuyu sarsacak gte fikirler ileri srmekten geri d u rmad.
Belli bir lde gz ard ettiim konular itiraf ederek, asln
da bazlarnz benim samimiyetimden kukuya drme riski
ni de gze alm oluyorum. Dorusu, zerinde gerekten hibir
bilgim olmayan sorular gz ard ettiimi itiraf etmeye de kalk
mam. Aldrmazlm ortaya serdiim alanlar, tam tersine, bun
lar hakknda aldrmaz olann sadece ben olmadm bilecek ka
dar haberdar olduum alanlardr -hatta bu aldrmazlar arasn
da, sz konusu alanlar konusunda uzman olduunu iddia eden
ler bile vardr. Bir fiziki olarak kendi perspektifimden konu
mam ve fizikte neyi anlamadm ak etmem, belli bir seviye
deki bilginin var olduu, aksi takdirde alay konusu olunaca n
kabul zerine oturmutur. Elinizdeki kitapta, szn ettiim
altyapy grmediiniz bir blm oldu mu? Zaman her eyi gs
terecek ama benim iin asl en nemli olan bu deil.
En ok istediim ey, biliyormu gibi yapmak, herhangi bir
gc veya pozisyonu zorla ele geirmek, bilimin dil uzatlamaz
kutsal bir yap olduunu ve tepesinde oturan biz bilim insanla
rnn da gerei ilgisiz kitlelerin nne serdiimizi, onlarn da
kendilerine verileni kabul etmeleri gerektiini iddia etmek deil.
Ben de btn dier insanlar gibi baz konulara ilgisizim ite! Bu
ilgisizlik, Dnya'nn daha birka yl ncesine kadar bildiimiz
Dnya olmad gereini kendi kendime renmenin heyecan
n okurlarmla paylamak istememle deimeyecektir.
Gerekten de Dnya, 1950' de onun olduuna inandmz gi
bi deil. Einstein bile o zamanlarda Evren'in kararsz olduunu
anlamamt. Onun bu kararszlk durumuyla ilgili aldrmazl,
nne ya da mutlak zekann bir sembol olma statsne hi gl
ge drd m?
Bilimsel doru, geliimini srdryor. Gerek u ki, bilimin
kendini sorgulamas, bilimsel dorunun bir deeri olmad an
lamna gelmiyor; tam da bunu tersi anlama geliyor. Tanm ola
rak bir aratrmac her gn hatal olup olmadn sorgular ve i
te bu, benim grme gre, sz konusu meslei hem ok zor,
hem de byk bir i haline getirir. Bilimsel aratrmac srekli
203

NEY

BLMYORUM?

olarak mtevazla aran gl bir metodun salamlna


yaslanp tezlerine dierlerini de ikna etmeyi becerebiliyor olma
ldr; asla zorla herhang i bir nermesini dayatmak durumunda
kalmamaldr. Korkutarak deil sadece nedenselletirmenin g
cyle hareket etmelidir!
Velhasl ben bilime "taplmas" iin mcadele eden bir bilim
insanym. Maalesef dnmek iin her zaman vakit ayrmayan
bir toplumda bilim insanlar sklkla genel kamuoyu zerinde
bir ei t otorite olduklarn ileri srmeye meyil ediyorlar ve bu
nu, terimlerini ounluun bilmedii bir dilin ustas haline gel
meleri zerine kuruyorlar. Herhan gi bir alanda (bu durumda bi
limsel alan oluyor) arzulanan otoriteyi dier bir alana genilet
mek gerekten hak mdr? Kuantum fizii veya istatistik! fizik
gibi zorlu teorik bir bilgi btnnn tm detaylar zerine uz
manlam olmak bize genetik olarak mdahale edilmi bitkiler,
bilimin etii veya endstriyel geliimin ahlak gibi konularda da
gerekleri bildiimizi iddia etme hakk kazandrr m? Eer ya
plan sadece zenli bir dnme metodunu mtevaz biimde
hakknda az ey bildiimiz bir alana uyarlamak meselesiyse sz
konusu iddia makul karlanabilir. Bunu yaphmzda da tem
kinli olmalyz.
Ayn zamanda, bilim insan olmayan birinin de, rnein ezo
terik kelime haznesinin geniliini gstermeye merakl olmasn
ya da bilge grnmek abasyla konumalarn bilimsel terimler
le sslemesini rahatszlk verici bulduumu itiraf etmeliyim;
bunlar benim kar durmaya altm bilimin arpk imajna
katkda bulunuyorlar. Bunu yaparak insanlarn bamsz d
nceyle me gul olmaktan duyduu heyecan ykseltmek veya
seyircilerinin eletirel farkndaln gelitirmek yerine, iddiala
rn onlara kakalayp, beyinlerini ykayp, jargon kullanma bece
rileri araclyla kurduklar gc istismar ediyorlar. Bu, benim
yapmaya altmn kesin olarak tam tersi bir tavr.
Baz Fransz felsefecileri veya psikoanalistleri bu tarz sapkn
lklar konusunda pek retkenler. Sz konusu tarzn yazl rnek
leri hakknda zellikle aydnlatc bir analiz iin, Alan Sokal ve
Jean Bricmont'un Son Moda Samalar adl eserini okumanz tav204

N E Y BLMYORUM ?

siye ederim. Bu mkemmel kitapta ok sayda hibir deiiklik


yaplmam alnt var ve szde-bilimin maskesi drlyor.
unu da eklemeliyim ki, Sokal ve Bricmont samaln kendisi
ne saldryor, satclarna deil.
Son dnem Fransz edebiyatndaki en arpc rneklerden bi
ri olan baarl yazar Michel Houellebecq, edebiyat dnyasna
girmeden nce btn fizik ve matematik konularnda ustala
m olduundan, kendisini alenen bir dahi olarak sunuyor. Ya
zarn entelektel gemii konusunda samimi olduuna inan
makta ok zorlandm. Bu yaptnn, ticari baarsn artrmak
iin elindeki reete uyarnca oynad bir oyun olduunu d
ndm. Yazdklar, en azndan gerek bilim insanlarnn yapt
ileri anlalr klmak iin olduu kadar, bilimi popler hale
getirme konusundaki ak yreklilii asndan da okumaya de
er nitelikte.
Atomized 51 adl romannda, rnein, kitabn kahraman
Djerzinski tarafndan yazlp yaynlanan bir makale hakknda
blm var: "2004 Ylnda yaynlanan Hilbert Spaces' de Topoloji
zerine tahmin oke ediciydi. Bazlar bunu 'srekli dinamik'
dncesine bir reaksiyon olarak ya da formlar iin yeniden bir
cebir kurgusu giriimi -tuhaf biimde platonik titreimler- diye
deerlendirdi."
Bir arkadamn New York'da karlatrmal edebiyat oku
yan kz, modem fizikten anlamas gerektiini dnd biri
olarak bana bunun ne anlama geldiini sorduunda nasl ar
dm tahayyl edin. Bu tr abuk sabuk szlerle yaratlan de
rinlik illzyonu o kadar iyi alyor ki, Amerikan niversitele
rinde bunlarn olas anlamlarn inceliyorlar!
Daha evvel yazd Whatever (Her neyse) 52 adl romannday
sa Houellebecq 91 . sayfada yle yazyor: "13 Ya civarnda, e
kicilik gcne sahip aygtlar serbest kalr ve ondan sonra da ka
demeli olarak ya kaybolurlar, ya da daha dorusu, davran ka
lplar iinde zlrler ki bu kalplar nihayetinde sadece suni
basklardr. Balang patlamasnn iddeti, atmann ktsnn
yllar boyunca belirsiz bir halde kalaca anlamna gelir; buna
elektrodinamikte sreksiz rejim denir."
205

1 NE) I BiLMiYORUM ?
Burada " elektrodinamik" gibi hai bir szc kullanan
Houellebecq, fiziki olmayan herhangi bir okurda nasl bir ede
bi etki yaratmann peinden gidiyor?
Ve 125. sayfada, "Btn ekonomik ve sosyal sistemler arasn
da kapitalizm, sorgulanamayacak biimde en doal olandr. Bu
zellii, en kt sistem olduunu gstermek asndan zaten ye
terlidir. Byle bir sonu karldnda da bize, iinde allabi
lir ve nceden karara balanm yarglarn pekitirilmesi yoluy
la mekanik eylemlerinin yrmesine izin verilen, tutarl bir ie
rik seti gelitirmek kalyor; yani grafit ubuklarn bir nkleer re
aktrn yapsn pekitirmesinde olduu gibi."
Hadi canm -burada bahsettii grafit, aslnda ntronlar ya
valatmak iin kullanlyor, yapy desteklemek iin deil! Ho
uellebecq bir eyler renilecek birisi deil; o retmeni oynu
yor ve kitaplarnn baarsna baklacak olursa bunu yapmakta
da ok iyi. Dierleri gibi o da genel olarak kabul edilmi Evren
kanunlarnn gizemli olduu fikrinin avantajlarn kullanyor ki
eer bu kanunlarda bir gizem olmasayd, insan ve Tanr arasn
da bir fark kalmazd. Velhasl yazar, sz konusu kanunlar alg
lamak iin sra d bir ynteme sahip; okumas zor bir biimde,
ya da daha doru bir tanmla, tamamyla kavranamaz bir slup
la yazyor. Ve sahtekc\rlk yapmas bir yana, bu tarz davran
korkun bir bilim imajnn yaygnlamasna neden oluyor!
Bu bana, farkl bir damardan, 1999 ylnn sonbaharnda, be
nim de orada ortak bir sevday paylatm gnlerde Har
vard' da okuyan binlerce rencinin st ste ylm Stephen
Hawking'in konumasn dinleyilerini hatrlatt. Harvard'n fi
zik blm her yl be prestijli konumac davet edip, Loeb
Dersleri adnda bir dizi seminer dzenler. Bu konumaclardan
biri olmak bana da nasip oldu ama kt ans, Hawking' den he
men sonra konuacak olmamd. Hawking, Cambridge' de New
ton' un saygn koltuunda oturuyordu. Kara deliklerle ilgili te
orisi ve zellikle ok satan, ilerinden biri Zamann Ksa Tarihi
adn tayan popler bir dizi kitabyla ok nl olmu bir fizik
iydi. laveten, yirmi yandayken tedavisi olmayan motor n
ron hastalna yakalanm, bu nedenle tekerlekli sandalyeyle
20 ;

YI Hl MIYORUM? I

yaamaya yazgl hale gelmi, kaslar na l l l k l ' l k k n s nda


ok kstl, zor bir hayat srmekteyd i . Sa d t l i r l t k p. n a n
oynatabiliyor v e bununla da b i r insa n st si s i n t i s. y r . (sts ay
rtrcsma) komut yollayabiliyordu . V l l . s l , g l l l l l st u y i Vl'
muazzam yaama sevincini da v u r m a y l . . n y r , o n l . k i i
sel olarak konumak, dorudan H aw k i ng' i l y i y l t l.. w ; ;
yormusunuz hissi uyandrdnda n, 1 1 1 1 1 . 1 1.1.. 1 1 1 1 l i r l ' l !.. i y . r. t
yordu.
aresiz hastalna ramen Haw k i n g y . . . k v l l rt ' l w k
iin savayor. Gndelik yaamnda k l d i s i t y . n l l ' l w l n i
iin iki hemireyi ie alm, evresi a l . l . r . y . n l n o l
mak iin mtemadiyen etrafn saran rl l'i l r l t d l y d . 1 1 . r
vard'a gelii de bir olayd. Btn disip l i n l l rd t l i n l t n l\n l'
iin bu garip zelliklere sahip sra d ada m Evr ' i g i zt l t ri
ni aklamaya gelmiti. 3000 kiinin oturab i l lni l l i Vt"rsi l t i
en byk amfisi tklm tklm doluydu. danl' i l l r, sO:r. k s
seminerin videodan ayn anda izlenebilmesi i i n l i r d i r od .
daha amak zorunda kalmlard. Seminer saati gl l d i i d l t -,
elektrikle alan bir tekerlekli sandalye kendisini ta k i p t d l i
spot nn altnda sahneye geldi. V e Hawking ba l a d . B i :t.,
neden Evrenin sonlu ve snrl olduunu aklama k i stiy rd
E n bandan balayp, " de Siter"* uzayndaki " d-kat wr l t r "
(d-branes) topolojisi gibi sra d ve karmak gelimelere g i
Sonradan rendiime gre, " d-katmerler", d'nin veya drt
ten byk olduuna ainalmz bulunan uzaysal boyutta k i
d-boyutlu perdeler iin kullanlan bir genellemeydi. Konuma
srasnda beni zellikle artan, dinleyici kalabaln anlatlan
konular giderek daha kavranamaz biime dntke ykselen
heyecann gzlemlemek oldu.
Bir sonraki seansta da bu coku hi snmedi. unu da ilave
etmeliyim ki, Hawking ayn zamanda iyi bir komedyen oldu
undan, konumasn komik elerle ustaca sslyordu. Her on
be dakikada bir ya da sylediklerinin anlalma zorluu retorik
,

de Siter uzay: Birinci kategoriden uzay; hibir yerde youn olmayan

kmelerin saylabilir bileimine eit olan bir topolojik uzay .


20 7

.N.

; NEY BLMYORUM '

bir dnme ihtiya gsterdii her anda duraksyor, bize, ken


disinin Tanryla bulutuunu gsteren bir karikatr gsteriyor
ve karikatrde Tanrya, "Evet, ben buraya kadar gelebildim.
imdi unu denememe ne dersin?" gibi konuma balonlar bulu
nuyordu.
ngilizce dilinde, ikinci tekil ahslara hitap ederken resmi ve
gayr resmi zne kullanm fark bulunmadndan -yani herke
se "sen" diye hitap edildiinden- Hawking'in Tanryla gr
mesi srasnda ne kadar yzgz olduklarn bilemiyorum ama
bu karakterletirmeyle ok akllca oynad bir gerekti. Gerek
ten de Tanryla bulumu, Evren' in yapsndaki gizemin balan
g noktasn Onunla yapt grmeler sonunda anlayabilmi
gibi grnyordu. Acaba ektii onca fiziksel skntlara ramen
yaamay srdrmesini salayan da bu muydu? Sonunda, sa
londaki kalabalk daha fazlasn istediini belirtti ve Harvard da
ilave bir ders daha organize etti. Bu kez giri paralyd ve kentin
en byk salonu kiralanmt; hafzam beni yanltmyorsa, 5000
kiilik bir mekan. Giri olduka pahalyd ve salon tamamyla
doluydu.
ki hafta sonra sra bendeydi. Kendimi, "Kristalizasyon ve
ekirdeklenme (nukleation)" konulu bir seminerin duyurusuy
la nasl bylesine byk bir etkiyle benzer ibirlii iine koya
caktm? Neyse ki, yapacam konuma iin idare sadece fizik
amfisini ayrmt ve orada yz kii kadar olacaktk. Sahne kor
kumun bir sonucu olarak benim iin mmkn grnen yegane
tavr sergilemeye karar verdim; basit ve pedagojik esaslara gre
davranacak, btn szlerimin, iddialarmn, tarif ettiim feno
menlerin herkes tarafndan btn detaylaryla anlalmasn
salayacaktm. Ve zme kavuturduum her bir soruyla bir
likte, konuyla ilgili zlmemi yeni bir soru getirecektim. Fizik
le ilgisi olmayan hibir renciyi dersime ekemedim ama ora
da bulunan kk grup gayet katlmcyd. Yaknlarda olan
Massachusetts Institude of Technology' den (MiT) gelen baz
gen aratrmaclar olmutu ve bana hala o gnk semineri ne
kadar balayc biimde verdiimi sylerler.
20 'J

N Y BLMYORUM?

Hawking, benim ilk dersimi izleyen gnlerde verilen gala ye


meine de davet edilmi ve oradayd. Yemekten sonra yaplan
kahve servisi srasnda kendisiyle karlatk ve bana syledii
-en azndan kendisi glmserken bilgisayarna sylettii- dersi
me katlamad iin duyduu znt oldu. Elbette ben de, bu
nun bir sorun olmadn, baka bir yerlerde megul oluunu an
layabildiimi syleyerek karlk verdim. Hawking byk bir
bilim adam. Yaamn srdrmesi iin gereken harcamalarn
bykln ve kamuoyuna mal olmu bir kiilik olarak ihti
yalarn eksiksiz karlayabilmek iin para kazanmas gerektii
ni kesinlikle anlyorum. (Hi Houellebecq'in durumu gibi deil
- zellikle de Hawking'in tartt bilimi her eyiyle anlad
dnldnde.) Dilerim btn bilim insanlar, uzmanlk
alanlarnda alma yaptklar nilerinden ve birlikte altklar
topluluklardan ayrlp bir konuma yapmaya gittiklerinde, ola
bilecek en byk insan kitlesi tarafndan anlalmaya allrlar.
Bu yolla bilim, olmas gerektii hale gelir; bir anlatm kayna,
g enstrman deil.
Eer bilimin, zellikle de ada bilimin kavranamaz oldu
unu dnyorsanz -spesifik olarak da fizik alannda anlatl a
n anlamadnz zaman komik duruma dmekten korkuyorsa
nz; hala okul yllarndaki dogmatik bir retmenin size not ver
mek biimiyle inesini ensenizde hissediyorsanz ve bir eyin ya
doru ya da yanl olduunu dnyorsanz- ve bunun sonsu
za dek byle devam edeceine inanyorsanz; basit sorular sor
maya cesaret edemiyorsanz; "bilimselcilik" olarak adlandrlan
entelektel terrizmin bir kurbanysanz, bu kitab, neden bilim
sel aratrmann benim tutkum olduunu anlayabilmenizi
amalayan birka anekdot ilavesiyle, sizler iin ve sizleri bilimin
n saflarna ekmek iin yazdm -belki biraz da paylamak
iin . . .

209

Notlar>
' ' ' ' ' ' ' '

' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' '

1 . Tarm ve Ky leri Bakanl' na benzer bir Fransz devlet kurumu.


2. Burada, Galileo'nun byk kzndan ald mektuplar zerinden,
Dava Sobel tarafndan ustaca yazlm muazzam bir biyografik eser
olan Galileo 'n u n Kz (Walker & Co., 1999) kitabn okumanz tavsiye
etmek isterim.
3. Canis takmyldzlar iindeki Sirius Yldznn Dnya'ya uzakl
yaklak 10 k yldr, yani yz trilyon kilometre; ama ortalamaya
bakldnda her 10 k yl uzakla bir yldzdan az sayda yldz
dmektedir. Bunun nedeni, galaksiler arasnda byk uzay boluk
larnn olmasdr. stne stlk, uzaydaki yldz younluu her za
man sabit deildir ancak burada yldz dalmnn deiimini tarif
etmek hem fazlasyla detaya girmek anlamna gelecek hem de izah
etmeye altm noktaya bir faydas olmayacaktr. Konunun uz
manlar undan emin olabilirler: Burada Evrenin "fractal" olarak ad
landrabileceimiz yldz kmelenmeleri olduu gereini gz ard
etmiyorum.
4 . Bizim galaksimiz, grdmz gkyznde Kuzeydoudan G
neybatya uzanan muazzam okluktaki yldz kmelerini barndran
Samanyolu (Milky Way) galaksisidir ve onu bu ekilde gzlemleme
mizin nedeni de, iinde bulunduumuz galaksinin tam ortasnda yer
almyor olmamzdr. Galaksimiz, kendi merkezi etrafnda eliptik bir
yrngede dnen ve disk eklinde bir rota izleyen y ldzlardan olu21 1

: NO TLAR

mutur ve biz onu bizim zerinde olduumuz dzlemden grrz.


Eer Gney yarmkreden gzlem yaparsanz, galaksimiz Samanyo
lu' nun ortasndaki merkezini bile gzlemleyebilirsiniz; buras siyah
bir alan olarak grlr nk o blgedeki kozmik tozlar merkeze ya
kn yldzlarn klarn emmektedirler.
5. Richard Feynman, ksa bir sre sonra, tarif ettii paracklarn da ay
nadaki yansmalarna dnmeye ihtiya duyduklarn onaylam
tr; bunun anlam, sola doru dnen (spin) paracklarn, saa doru
dnen kar-paracklarla yer deitirmeye ihtiya duyduklaryd.
Yani, yine "chiral" durum vard.
6. Avusturyal fiziki ve felsefeci Ludwig Boltzmann "1844 ylnda Vi
yana' da dodu ve gazlarn kinetik teorisinden doru gelerek, istatis
tiki fizik kuramn kurdu. 1880 Ylndan balayarak ok fena eletiril
di ve hasta derek, 1906 ylnda Trieste'de intihar etti.
7. zotopun ardndan gelen say, proton saysn ifade eden Z deeri ve
ntron saysn ifade eden N deerinin toplamdr. Elementin ad,
iindeki proton miktarn belli eder ama her element de farkl izotop
formlarnda bulunur ve bu izotoplar da farkl sayda ntronlara sa
hip olduklarn gsterir. Basit bir biimde, sradan karbonun iinde
olduu gibi, eer Z says N saysna eit gibiyse -karbon 12 (Z=N=6)
veya karbon 13 (N=7)- izotop kararl demektir. Ama eer N ok b
yk veya ok kkse, izotopun kararsz ve radyoaktif olduu anla
lr. Mamafih, karbon 14 bir elektron ve bir de "ntrino" olarak ad
landrlan bir parack salarak azot 14'e bozunur.
8. Sz konusu bulutun Fransa zerinden geiiyle ilgili yanl bilgilen
d irmeyi onarmak pratik olarak imkansz olacaktr. O zamanlar Pro
fesr Pelerin tarafndan ynetilen resmi "yonize olan Radyasyona
Kar Korunma Servisi Merkezi", halkla bir iletiim kurmu ve 2 Ma
ys gn Fransa' da "hafif lekte bir radyasyon art" saptamas
yapmt. svire' de de bir grup hamile kadn, 1986 ylnn Haziran
aynda, alarma neden olan mesajlar sonucunda korkuya kaplp kr
taj yaptrmaya karar vermiti. Fransa' da ise tam tersine, hi byle bir
panik yaanmamt. Strasbourg ve Kehl arasndaki Avrupa Kpr
s' nn Fransz yneticileri ile yaplan bir grmenin sonunda, bir
gazeteci durumu yle zetlemiti: "yle grnyor ki, radyoaktif
bulut Rhine nehrin gememi bulunuyor." Bir mit domutu. Baz
kt niyetli insanlar bu durumu, " Chernobyl bulutu Rhine nehrini
gemedi," eklinde, Profesr Pellerin'in azndan km szler gibi
gstererek onu komik duruma drmeye almlard. Bu konuda
ki iftiralar onarmak genelde imkanszdr.
212

Ne >rLARj

9. Soyadnn Kurie olmas ve radyoaktiv itt U . n u , l . 1 1 1 . 1 1 1 l l l


rum bana, kristalize olmu yzeyler ve i s l . l N l k l 1 1 l 1 1 1 1 1 l . l
malaryla muazzam bir teorisyen olan vt soy . l l 1 1 1 . . . \ 1 1 1 1 " 1 .. .
l meslektam hatrlatyor; ama ad, Eins l t i n l . v I l :\ l l
deildi. Ona, cesaret edip de kendisin i bu suy . l l . l l 1 1 1 1 1 1 1 1 1
kemmel olmaya yazgl hissedip hissetmtd i i i 111 1 1 1 1 . 1 1 1 1 1 1 1 1 1
10. B u gayet aktif mecrada gayretlerini yrltn l i , ' " ' ' l . l
zikte kullanlan birimlerin, rnein, platindn y . p l l . l 1 . , 1 , ,
hassas olan yeni metrenin birim uzunluu n u n N l . 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 , , l
dikkatle alyorlar.
1 1 . Ecole Polytechnique, ordu tarafndan idare l'd i l n l l l ,
dolaysyla rencileri askeri geit trenleri n d t n n . l l , I ' " ' .
alrlar. rnein 14 Temmuz'da gerekletiriltn U. N l l l l ' l l l . .
olduu gibi.
12. Umarm mziin akustii ile ilgili uzmanlar, tn v . l . .
hm arasndaki meselelere burnumu soktuum i i n l c . l l l l
Burada beni ilgilendiren konu bu deil v e eer hr v y \ 1 l
anlatmaya kalkrsam tamamen kayboluruz. Ve yim 1 1 1 1 1 . 1 1 l
ni, her ne kadar ilgin olsalar da, enstrmanlarn a korl l 'd l l I \ .
alakal sorunlara girdiim iin de affederler.
''
13. Bir nanometre (lnm) bir metrenin milyarda birine (1!1 ) l l l l
nsan sa yaklak bin nanometredir.
14. Kuantum elektrodinamii alannda yapt almalar wd n i y l l
zik dalnda 1965 yl Nobel dl'n kazanan Richard l ' y
bir keresinde, hi kimsenin aslnda kuantum fiziini anla n a d p,
itiraf etmitir.
15. rnein, kelebek kanatlarnda veya sabun kpndeki rt n k dAi
iminin nedeni farkl k akmalardr.
16. Wolfgang Pauli, 1900 ylnda Viyana' da dodu ve Zrih' de profts r
olarak ie balamadan nce, Max Bom v e Niels Bohr i l e birl ikt a
lt. Ardndan birka yln Princeton' da geirdi ve savatan sonra
nihayet yine Zrih' e dnd.
1 7. A. Soka! ve J. Bricmont. Impostures intellectuelles. Paris, Odile Ja
cob, 1997 [ngilizce basks - Fachionable Nonsense (Picador, 1999) )
Trkesi: Son Moda Samalar - evirenler: Memet Baydur, ONGUN
ONARAN - letiim Yaynlar, 2005.
18. S. Balibar, "Sper-akkanln kefi", fournal of Low Temperatu re
Plysics 146:144 (2007).
.

'

. ,

213

! NOTLAR
19. Poise, adn bir Fransz doktor ve fizi kisi olan ve on dokuzuncu
yzyln banda kann ak zerine almalar yapan Jean-Louis
Marie Poiseuille'den alm bir younlu k bi rimdir. Dier yandan su
yun younluu, poise cinsinden yzde bir deerindedir.
20. " Die Theorie ist hbsch, aber ob auch etwas wahres dran ist?" Paul
Ehrenfest'e mektubu. 29 Kasm 1 924.
21. L. D. Landau, "The Theory of the superfluidity of helium il." Jour
nal of Physics (SSCB) 5:71 (1941).
22. Bu konudaki karlkl mektuplarmz iin bkz. Bulletin de la Societe
Franaise de physics, 129: 18, 2001 . Bu mektuplar ayn zamanda bi
limsel tartmalarn arkadalklar ykmak zorunda olmadn da
gstermektedir.
23. Lev Pitaevskii, "Landau'nun sper-akkanlk teorisinin elli yl,"
Journal of Low Temperature Physics, 87:127 (1992).
24. Bu prestijli dl daha sonra John Bardeen ve hatta Abrikosov, Lag
gett ve birok dier Nobel dl kazananlarn yan sra, daha az
nl fiziki tarafndan da alnd -ben de, tam bu elinizdeki kitab bi
tirmek zereyken bunlara dahil oldum. John Bardeen, Nobel dl
leri'nden birini taransistr kefederek, sonra bir dierini de s
per-iletkenlik teorisini gelitirerek ald. Bu ikinci dlde, kendisinin
London'a ne kadar borlu olduunu yad ederek, dlden elde etti
i kazancn bir blmn bu vakfa hibe etti ve bylece bugn bile
London dl' n kazananlar, ilaveten bir ek daha alyorlar. im
di benim de bu dl kazanm olmam, dl jrisinin seimleri ko
nusunda bildiklerimden dolay, sevincime elbette glge dryor.
2005 ylnda Laszlo Tisza' dan aldm bir e-postada bana, Lan
dau'yu London dl'ne kendisinin aday gsterdiini bildirmiti.
Bu byk insan, gerekten de kin tutmay bilmeyen biriymi besbel
li.
25. Pierre Curie, simetri ilkesini, " Belli sebepler belli etkileri rettiin
de, sebeplerdeki simetrik unsurlar, etkilerdekilerin yaplanmasnda
da grlr. [ . ] Belli etkiler belli asimetrileri da vuruyorsa, bu asi
metri, onun ortaya kmasndaki sebepler arasnda da bulunmak
durumundadr," gryle ortaya kartmtr. Journal de Physi
que, 3.seri, 2 (1894).
26. " Kristal" kelimesi Yunanca'da buz paras anlamna gelen krustallos
kelimesinden gelmektedir. (soutma teknolojilerine verilen " kriyo
jenik" sz de ayn kk paylamaktadr.
. .

214

NOTLAR
27. Akusti k fltlerle ilgili bir makalemde (La Recherche 1 88: 36 [1981))
fltten kan sesin, yapld malzemeye deil, borusunun ekline
bal old uunu yazarak birka flty oke ettiimi hat rl yorum.
Byk Jean-Pierre Rampa!, kitabnda barok fltlerin tahtasn duya
bildiinizi yazar; alhn fltn sesi elbette gm fltn sesinden da
ha iyidir. Ama barok fltlerin ekilleri, modern metal fl l lerinkin
den tamamyla farkldr. Dahas, flt iki elini birden enstr man
nn zeri nde tutar ve bu nedenle de aslnda titreen ierilkki hava
dr, fltn gvdesi deil.
28. S. Balibar, H. Alles ve A. Ya. Parshin, Helyum kristal lerinin yzeyi,
Review of Modern Physics, 77:317 (2005).
29. Il Sistema Periodico, ngilizce evirisi 1984, Schocken Books, ine.
30. Liseler iin fizik programlar reformuna ynelik giri metni, 1 .J99.
31 . S. Balibar, J. Buechner, B. Castaing, C. Laroche, A. Libchaber, "S
per-akkan 4He buharlamas zerine deneyler," Plysicl l<'iew
B., 18:3096 (1978) .
32. Dier bir Nobel dll bilim adam; bu dl de 1 977 ylnda veril
di.
33. 18 yanda Ruslar'a esir dm olan Litvanyal bir kyl ailesinin
kzdr ve 1 712 ylnda, nceleri cariyesi olduu ar Byk Pcter ile
evlenmitir. arn lmnden sonra (1725) ksa bir sre Rusya tah
tna oturmu ve lmeden nce de Saint Petersburg Akademisi' ni
kurmutur. 1 762-1 796 yllar arasnda Rusya tahtna oturan ve Vol
taire ve Diderot ile vakit geirmekten ok holanan iL Catheri ne
(Byk) ile kartrlmamaldr.
34. Daniel Bernoul l i ve kardei Nicholas, Bale' de dnyaya gel di; tpk
arkadalar Leonhard Euler gibi onlar da, Leibniz'in arkada ve b
yk babalar Jacques Bernoulli'nin rencisi olan kendi babalar Je
an Bernoulli'den matematik rendiler. Leonhard Euler' in babas
Paul Euler de Jacques Bernoulli ile matematik almalar yapmt .
Ne aile ama . . .
35. 1881 ylnda Budapete' de doan Theodor von Karman, nceleri
Aache n'da al tktan sonra California'ya gm ve burada
1 930'dan 1 960'a kadar akkanlar mekanii ve zellikle de uak ya
pmndaki uygulamalar alannda nemli bir rol oynamt.
36. Gerard Jordan, Les paradoxes du capital (Paris: Odile Jacob, 1 995) .
37. Kutsal i ndi, King James versiyonu.
38. S. Douad ry ve Y. Couder, Fizie Dair Gr Mektuplar, 68:2098
(1992) .
215

! NOTLAR
39. Zira, Nicolas Bourbaki liderliinde alan bir grup Fransz mate
matikisi, onun nerisiyle ayn eyi yapt.
40. "Matematiksel tepkiler", Scientific American, Ocak 1995, 76.
41 . Tring her eyden te kendi icat ettii "Tring Makinesi" ile me
hur olacakt ki, bu icad bir bilgisayar ieriine sahipti.
42. Rakamlar iin klim Deiiklikleri Hkmetler Aras Paneli
(http:/ / www.ipcc.ch) 2007 raporuna baklabilir.
43. Kanun 4 Austos 1994 gn resmileti.
44. Elbette bu kanun yabanc yazarlarn karlkl haklarna kadar uzan
myor; Almanlar mesela, Almanca zet koymak durumunda deil.
45. Dier disiplinlerde de globalizasyonun farkl formlar aldnn veya
evrimin yle hzla ilerlemediinin de gayet farkndaym. rnein
Fransz tarihi uzmanlan kendilerini Franszca bilmeyen kitlelere
aklamaya daha az ihtiya duyuyorlar. Matematik alan da ska
ngilizcelemek kapsamnda anlyor. Belki bunun nedeni eitlikle
rin aslnda btn dillerde ayn biimde yazlyor olmas (aa yu
kar) .
46. Btn bunlar olurken durumdan habersiz okurlar iin bir aklama
yapmak gerekirse, 2005 ylnda bir euro yaklak 6 franka karlk
geliyordu. Bu cezalarn asgari yaama giderlerine indeksli olup ol
madn bilemiyorum.
47. Claude Allegre, "La de de l'anglais," Le Point, 21 Mays 1994 .
48. " L' anglais pour defendre la langua franaise," La Recherche, Eyll
1992; " Les chercheurs franaise face a la loi Toubon," La Recherche,
Kasm 1994.
49. R. Balian, " Le physicien franais et ses languages de communicati
on," "Bilimde Franszca," konulu konferanstaki sunumu, Quebec
Fransz Konsolosluu, 19 Mart 1996.
50. Renee Balibar, Le Colinguisme, "Que sais-je?" serisi (Paris: PUF,
1993); Histoire de la lirerature franaise, " Que sais-je?" serisi (Paris:
PUF, 1 993) .
51. Orijinal ad Les Particules Elementaires (Temel Paracklar), Flama
rion 1999. ngilizceye Frank Wynne evirisi (New York: Vintage,
2001) ngiltere' de William Heinemann), p. 356.
52. Orijinal ad Extension du domaine de la lutte, (Alan ekimesi
Uzants), (Maurice Nadeau 1994) . ngilizceye Paul Hammond evi
risi Whatever, (Londra: Serpent's Tail, 1 998).

216


Dizi n
Abraham, B.; 1 05

A vagadro says; 68

Abrikosov, Alexei; 101-104, 214

ayna simetrisi; 28

Adem; 23, 156-157

azot; 32, 36, 70, 121, 21 2

Allen,

].F.; 89-91, 94-97,

1 00, 106

Alp Dalar; 33

B mezon; 29

Altn A; 164-166

BaBar; 29

Altn Oran; 1 61-162, 164-165, 1 67

Baker Dn m ; 1 47

Altn Say; 166

Balian, l{ogcr; 1 99
Bardeen, John; 78, 21 4

Amerikan Fizik Enstits; 1 08,

Bauer, Edmond; 97

110

Becquerel, Henri; 34

Amsterdam; 8 9
Anderson, Cari D.; 25

Bekerel; 31 -33, 35

Anderson, Phil; 25

Belirsizlik lkesi; 66-68

Andromeda Nebulas; 9

Bernoulli Kanunu; 135

Andronikashvili; 94

Bernoulli, Daniel; 1 35, 215


Binning, Gerd; 65, 120

Argonne Milli Laboratuvarlar;

Birleik Devletler; 97-98, 101, 1 04,

105

1 71, 1 75, 1 77, 181, 1 84, 1 8 7,

arka plan radyasyonu; 15-17


asal gaz; 1 21, 1 23

199

asil gazlar; 123

biyoyakt; 1 75

Atlantik Okyanusu; 149

Bohr, Niels; 53, 92, 213

atom alt parack; 12

Boltzmann, Ludwig; 29, 212

atom saati; 69

Bose; 48, 50, 52-53, 57-61 , 77, 79,

A uschwitz; 1 23, 189

95, 97, 100, 1 03-1 05

21 7

DZN
Bose, Sa tiendra Nath; 48

in; 1 20, 144, 181, 184, 193

bosonlar; 57, 60, 88

okdi l l ilik; 201

Bravis, Auguste; 1 62

ukurla ma; 1 4, 79, 1 35-136

Brezilya; 146
Bricmont, Jean; 88, 204

Dalga boyu; 56

Bristol; 24, 1 1 9

Davis; 42

Britanny Krfezi; 33

de Siter uzay; 207

Broglie, Louis de; 53, 59

Dirac, Paul; 24-25, 27, 53, 57, 1 04,

buzul a; 5, 45-46, 1 76

1 30

Byk Pa tlama (Big Bang); 7,

Dlama lkesi; 70

9-1 1 , 1 5, 1 8, 26-27, 41

DNA; 22, 35, 1 69

Byk Patlama teorisi; 7, 1 8

Doppler, Johann; 9

Byk Skma (Big Crunch); 1 1 ,

Doppler-Fizeau Etkisi; 1 0

13

Douady, ; 1 58-1 60, 162, 164,

byklk kertesi; 1 72, 1 74

1 67-1 68
Dnya; ok sayda

Callisto; 4

Dnya'nn ya; 1 0, 38, 39, 40, 41

Cambridge; 24, 85, 89-92, 94, 1 30,

d zlemsel dalga; 75

206
Cambridge niversitesi; 91

Eaux et Forets; 1

Canup, Robin; 42

Ecole Normale Superieure; 84, 99,

Caupin, Frederic; 137

151

Cavendish Laboratuar; 91, 1 30

Ecole Polytechnique; 50, 213

CERN; 87, 106

Eitim Bakanl Mfredat Kon

Champs Elysees; 50

seyi; 1 24

Chernobyl; 32-33, 1 77, 212

Einstein, A lbert; 1 3, 1 8, 24, 48, 50,

Chicago; 1 71 - 1 72

52-53, 58-61 , 77, 79, 94-95,

Cockcroft, John; 94

213

chiral; 22, 28, 212

97-100, 1 03-1 06, 1 27-1 31, 203,


eksoplanet; 44

Cohen, Daniel; 151, 153


College de France; 85, 98

El Nino kasrgas; 1 50

Colorado; 42, 48, 77

elektrodinamik; 205-206

Colorado niversitesi; 77

enerji problemi; 186

Columbia niversitesi; 1 71

Euclid; 1 61-1 62

Cooper, Leon; 78

Eu ler, Leonhard; 63, 215

Couder, Yves; 1 58-160, 1 62, 1 64,

Europa; 4

1 67-1 68, 21 5
CRIIRAD (Bamsz Radyoaktivi

Fauve, Stephen; 1 54

te Aratrmalar Komisyonu);

Feigenbaum, Mitchell; 1 45

32, 33

Fcr ni, En rico; 53, 57, 1 04,

Curie, Marie; 34, 35, 99

1 71-173, 187

Curie, Pierre; 1 1 1 , 214

fcr miyon; 57-60, 70, 1 04-1 05

218

ltlN I

1 1 7- 1 1 1>, 1 :1 1 l .'-1, l.'11

Feynman, Richard; 25, 212-21 3

1 43- 1 4 4 , I H I

Fibonacci serisi; 1 60-162, 1 65

1 11

I H .' . .' I '\

Hcnri l 'o i m , n l l ' l l l .. 1 1

Fibonacci, Lecnardo; 1 60

""

11 1

Hertz, 1 ll i rid , 1

Fizeau, Armand; 1 0

hidrcll' llk rik; l '/ '

Fizik Problemleri Enstits; 89,

hid roj,n; 1 2, .'ol . J1 ,/il

92

65-6'1, tH , 'll l. 1 C l ' 1 11 1 1 11 .'

fosil yaktlar; 1 74, 1 77

Hlh- I H7

foton; 26, 57, 69, 127, 1 28

.'il

H i n d is l a ; 1 1 1, l I , l t l

Fransa; 1 1 , 32-33, 36, 97-98, 1 48,

Hiros h i . ; . \.1, l '/ I

1 71 , 1 73-176, 1 78, 1 80-1 81,

Holli m l a ; 7K, . l ' t l ' I

184-185, 1 89, 1 91, 1 93-200, 212


Franszca d ili; 197-200, 202

200

H ono Sa pi . l .

frekans; 1 0, 54-56, 1 27, 140-143,

Houd ll'l c '< ' I il.I l l . .


Hublh., l '. l w . ' '

146
Fuller, Buckminster; 63

.'l l '

Hugo, V id u .

Galileo; 3-5, 24, 1 26, 211


Gamo\oV, George; 1 5

lo; 4, 4 1

Ganymede; 4

I ra k; 1 77

k; 4, h H, 1 1 1 I .'

Genel Grelilik Kuram; 1 3-14

Gezegenler; 3, 5-6, 1 3, 41, 44, 69,

1 1 1 ,

32, 4 7, ., , , 11'/ ,

""

'I J'J, 1 7h, J I 1

.' I

.'

,,,, .' .'

1 il

H'J, 1 1 11, 1 .''. I .' ' 1 : 1 11 1 1 1 1

153
Giriim rntleri; 74, 79

1 1

giriim saaklar; 74

k fnk.rnu,

Grossmann, Marcel; 127

k kua l 1 1 1 1 1 l1 1

41, 45-46, 65, 67, 69, 72, 1 23,

kind Zil l n , I

1 45-146, 149-150, 1 71, 1 75-176,

gi lizn l l .

Jr

iTER; 711, l l :l, 1 11 1 1 11 1

Gu thmann, Claude; 1 1 9, 1 31
Gne; ix, 3-7, 1 1 , 14, 18, 25, 36,

iridyu m; 4 1 H

181, 186

irrasyoI " v . 1 1 .

Gne enerjisi; 1 84-1 85

Gne Sistemi; 1 0, 1 2, 38, 40, 42,

44, 47, 1 53-154

Jacqucs, J,1 1 1 .
Japonya; I H I

Hartmann; 42

Jones, 1 1 .rry;

111 .

Jordan, < ;,. , l . I '\

Havva; 23, 157

Journ. l o l 1

Ha\ol/king, Stephen; 206

uw

J>hysiN; H 1 .' 1 1 '

Heisenberg, Wemer; 53, 66-68, 98

Jpiter; 3-5, 4 1

Helyum, Helyum I, Helyum il;

Kam,rlinKh. 1 1

1 5, 31, 36, 39, 57, 58-59, 70,

.'r

78-79, 85-87, 89, 90-92, 95-97,

kaos; ix, 1 4 11

1 00-102, 1 04-1 06, 1 08, 1 1 1 ,

Kaotik sa y l

219

' "' " "

DiZiN

Kapi tza Enstits; 85, 92

Langevin, Paul; 97-98

Kapitza, Piotr; 78, 85, 89-95, 100,

Laskar, Jacques; 145

lazer; 56, 66, 74, 76, 80, 108

1 02, 106
kara delik; 14, 30, 38, 206

Le Corbusier; 161

karanlk enerj i; 1 6-18

Le Monde; 32

karanlk madde (dark matter);

Lee, T.D.; 28, 105


Leggett, Tony; 103

1 2-13, 1 6
Karman, Theodor von; 21 5

Leiden; 78, 89, 92, 1 19

Katolik Kilisesi; 4

Lemaitre, Georges; 9

Keesom, Wi llem; 89, 1 1 9

Levi, Primo; 1 23

Kelebek etkisi; 1 46

Libby, Willard Franck; 36

Kepler; 1 61 -1 62

Libchaber, Albert; 85, 143-145, 215

Ketterle, Wolfgang; 59, 61 -62

Lifshitz, E.M.; 102, 104

Kharkov; 92, 1 00

lityu m; 70, 1 82

Kiev; 1 77, 189

London, Fritz; 96-98, 1 00, 1 03

Kirchhoff; 52

Lord Kelvin; 38

Kopenhag yorumu; 53

Lorenz, Edward; 146

Kopernik; 6

Luc Ferry; 1 24

kozmik m ikrodalga; 15

LUCA (Last Universal Common


Ancestor); 23, 60, 140, 1 64

kozmolojik sabit; 1 8

Kralie I . Catherine; 135

Lucy; 38

kristaller; ix, 22, 108, 1 1 5-1 1 6, 1 22,


Madam Curie Enstits; 84

1 27
Kristeva, Julia; 88

Mars; 6, 42, 46

kuantu m fizii; 52-53, 56, 62-63,

Massachusetts; 48, 208

66, 68, 70-71, 76, 80, 83, 88, 92,

Massachusetts Inst. Tech.; 77, 98-99

204, 213

Maurer, Jean; 1 43-145, 148

kuantum hali; 57, 70

Maury, Jean Pierre; 3

kuantum mekanii; 1 7, 24, 65-66,

Maxwell, James Clerk; 91, 1 25,


1 27, 130

68-69, 71 , 74, 80, 83, 140


kuantum parac; 55, 57, 67, 71 ,

Meksika; 43
Mendeleev; 85, 91

83
Kurie, F.N.F.; 36

Mercantour; 32-33

Kuzey Kore; 181

Merkr; 13

Kresel snma; 1 75, 1 77

M isener, A.D.; 89, 91 , 94-95

Kveyt; 177

Misterlich; 22

Kyoto Anlamas; 187

Molotov; 93

Lacan, Jacques; 88

Mond, Ludw ig; 91

Lambda noktas; 89-90

Moskova; 85, 89-92, 94, 1 1 9, 181,

Mond Laboratuvar; 89, 91 -92, 94

1 90

Landau, Lev; 89, 92-93, 96, 98,

M ( JX; 1 79

100-106, 1 19, 1 28-1 29, 146, 214

220

DZN .

Na gasaki; 34, 1 71
nanometre; 56, 65-66, 68, 213

radyoaktivite; 31, 32-39, 42, 47,

Nature; 89-90, 93-94, %-97,

rasyonel say; 1 66

1 71, 1 78-1 79, 213

99-101

Richardson, Bob; 105

Neptn; 6

Rohrer, Heinrich; 65, 1 20

New York; 1 71, 205, 216

Rolley, Etienne; 1 1 9

Newton; 11, 24, 65, 91 , 206

Rorschach testi; 1 9-20

ntrino; 1 2, 212

Rouan, Franois; 1 1 6

ntr K mezonlar; 29

r u e Lhomond; 35, 85-86, 109

nkleer enerji; 33, 35, 1 73-1 75,

Ruelle, David; 1 45

1 77-178, 1 80

Rusya; 181, 1 89, 1 97, 215

nkleer enerji santrali; 1 74

Rutheford, Ernest; 39

nkleer k; 43
n kleer reaksiyon; 1 1 , 32, 39, 181

salak ve solak molekller; 24


Sakharov, Andrei; 28

Ohm Kanunu; 51 -52

Samanyolu; 38, 21 1 -21 2

Olbers, Wilhelm; 8

Satrn; 7, 41

Oppenheimer, Robert; 25

Schrieffer, Robert; 78

Orsay, Pawel Pieranski; 1 22

Schrdinger, Erwin; 24-25, 53, 71,

Orta Dou; 1 77

73, 76, 83, 97, 131

Osborne, D.W.; 1 05

Science; 49-52, 62

Osheroff, Douglas; 105

sera etkisi; 1 75-1 76

Oxford; 92, 1 00
Ozon; 36, 46

sera gazla r; 151, 1 76, 184


scak plazma; 1 82

Paris niversitesi; 3, 1 1 1

silikon g ne toplayc; 185


simetri; 1 7, 21-22, 24-29, 1 1 1 , 1 33,

parite; 28

214

Pasifik Okyanusu; 1 50

Soka!, Alan; 88, 204

Pasteur; 22

Soros, George; 152

Peierls, Rudolf; 90, 94

spin; 25, 57, 71-73, 212

Penzias, Arno; 1 5

SSCB' de Fizik; 1 00

Perin, Jean; 97, 1 26

Stalin; 85, 91-94, 100

Periyodik Tablo; 50, 86, 123

Stanford niversitesi; 26

Physical Review; 1 92, 215

Stewart, lan; 1 65-166

Physics Today; 1 08, 110


Pitaevskii, Lev; 1 04, 214

Stockholm A kademisi; 50

Planck sabiti; 1 27

Suudi Arabistan; 1 77

plutonyum; 1 79-181

sper simetri; 1 7

Plton; 6

s per-akkan; 77-80, 85,


87-90, 95-96, 99-106, 1 28,

poise; 90, 214

21 3-21 5

Polykristalize silikon toplayclar;

Sper-iletkt.>n; 58, 77-80, 90,

185

104-1 05, 21 4

Pomeau, Yves; 1 03

22 1

Takens, Floris; 1 45

Urans; 6

Tayf; 1 0

uranyum; 39, 180-181

Teksas; 146
teleskop; 3, 6, 44

nc Zaman; 43

termal alkant; 59
termonkleer kaynama; 181

vakum; 87, 1 30, 182

Tevrat; 38, 156

Vens; 4

thoryum; 181

Vinci, Leonardo da; 161 -162

Tisza, Laszlo; 96, 98-106, 214

Vitruvius man; 1 62

TNT; 43
Toronto; 92, 94

Washington; 1 46

Toubon kanunlar; 1 93

Weinstock, B.; 1 05

Toubon, Jacques; 193

Weyl, Hermann; 25

Treiner, Jacques; 86, 126

Wilson, Ken; 132

Trityum; 1 05, 181-183

Wilson, Robert; 15

tilrbillans; 90-91, 95, 1 25-126,

World Wide Web; 87

1 40-141, 143, 147, 152

Wu, C.S.; 28

Tilring, Alan; 1 68
Yahova; 157
Uddin, M.Z.; 90

yakt hcreleri; 186-187

Ukrayna; 93, 1 78

Yang, C.N.; 28

Uluslar Aras Uzay stasyonu;

Yaradl; 156, 167

1 83
Ulysses; 1 74

Zeilinger, Anton; 77

You might also like