Professional Documents
Culture Documents
(J
ve
OOTll YAYINCILIK
2005
ISBN: 978-9944-344-86-9
(
ODT Gelitirme Vakf
Yaynclk ve letiim A.. Yaynlar
ODT Yaynclk
Levent GNL
eviren
Editr
Umut UGUR
Emrullah
1.
Basm Ekim
2009
06531 ANKARA
(312) 210 38 70 - 210 38 73
Faks: (312) 210 15 49
E-posta: odtuyayincilik@odtuyayindlik.com.tr
nternet: www.odtuyayindlik.com.tr
iin J, il
ix
1.
Blm
Siyah Gece
'1.
Blm
Kuzenim Prasa
19
Ben Radyoaktifim
31
3. Blm
4.
Blm
48
5.
Blm
64
6.
Blm
Kelimelerin Gc
84
7.
Blm
Kristaller ve Camlar
108
8.
Blm
124
9.
Blm
Bisikleti ve Kelebek
138
10.
Blm
Dier Elmalar
156
11.
Blm
Piyanolardan Gne'e
1 71
12.
Blm
ngilizce Konuuyorum
188
Neyi Bilmiyorum
202
Notes
211
Dizin
217
- Marie Curie
1. BLM
SYAH GECEI
terimiz ha.la karanlk geiyor, havamz temiz ve mis gibi iek
kokuyor, sadece ekirgeler ve kurbaa lar sessizlii bozuyordu.
On be yl sonra, anne ve babamz bizler iin cennete karlk
gelen bu keyifli mekan terk etti. Aile dostumuz Jean Pierre Ma
ury'nin bize bir teleskop getirdii gnler de aym gnlerdi. Jean
Pierre, ormanlar, astronomiyi, iri Kba purolarn ve popler
bilimi severdi. O yllarda fizik eitmenlii yapt Paris niver
sitesi' nin Jussieu kampusunu dolduran p varillerinden zaman
ierisinde toplad metal bir ereveyi, 25 santimetre apnda
geni bir PVC tpn, bir elektrik motorunu, geni bir almin
yum diski ve tekerlei bir kenara koymu, sonra btn bu
malzemeyi birka para hafif mee kerestesi, bir mikroskoptan
kard mercek ve kendi mutfanda temizleyip parlatt d
bkey bir aynayla, Marais' de bulunan atlyesinde baaryla bir
araya getirerek, uzay gzlemleyebilecei deerli bir alet haline
getirmiti; bu aleti de bize hediye olarak vermiti.
Sz konusu aletle gzlem yaparken, biz de kendimizi kk
Galileo'lar olarak gryorduk.
Teleskopumuzu, iftliin kyden gelen aydnl kesen sedir
ve am aalarnn glgesinde kalan ve eskiden buday tarlas
olarak ekilen tal tarafa kurarak, dnme aksm yere paralel ha
le getirip saysz gzlemler yapmaya baladk.
Geceleri gkyznde yaptm ilk gzlemler olduka basitti
ler; byleyici dolunay, ev yapm teleskopumuzun btn gr
alann dolduruyordu. Ama ben, Ay'n drtte birinin aydnlan
d evrede, yarglge alanlardaki ayrntlarn belirginletii ve
bu alanlar boyunca yaylm kraterlerin glgelerinin net biimde
grlebildii zamanlarda gzlem yapmay daha ok tercih edi
yordum.
Sonra, gkyznde Jpiter'i nasl bulacam kefettim. B
tn yapmanz gereken gneye bakmak ve gnein gn boyunca
getii rotay takip etmekti -dou ynnden balayan, gneye
doru ykselen ve bat ynnde alalan, bycek, dairesel eri
yi. Gezegenler de ayn eriyi takip eder zira hepsi, biz ve Gne
de dahil, aym hareket dzlemi zerindeyizdir. Gnein ve dier
gezegenlerin uzaydaki rotalar, Dnya'nn kendi etrafndaki d3
1. Blm
Siyah Gece
.
"'
...
'
'
'
..
...
'
.,
'
j . BLM
nnden kaynaklanan grntlerinin hareketleriyle, bu cisim
lerin kendi gksel hareketlerinin bir kesimesinden oluur. Gece
gkyznde bu kuan iinde grdm parlak cisim eer Ve
ns deilse, byk bir ihtimalle Jpiter olacaktr.
Bu gezegeni tanmak kolaydr, nk Galileo'nun da 1 61 0 y
lnda varln bildirdii, Jpiter' in etrafndaki ard ardna dizil
mi drt uydu kendilerini gayet net biimde gsterir. Onlarn
isimlerini de renmitim: lo, Europa, Ganymede ve Callisto.
Sonra bu drt parltl noktann gnden gne (ya da daha do
rusu, geceden geceye) yer deitirdiklerini alglamaya baladm.
Elbette byle olmas gerekiyordu, nk onlar da Jpiter' in etra
fnda dnyorlard; bazen ikisini gezegenin bir yannda, dier
ikisini br yannda, bazen de n bir yanda birini dier yan
da vs. grebiliyordum. Eer gkyz tamamen berraksa, Jpiter
atmosferindeki berbat frtnalarn birbirinden ayrd toz halka
larnn karaltlarn bile seebiliyordum. Bu halkalar gezegenin
ekvatoruna paraleldi ve uydularyla ayn dzlemde bulunuyor
lard; yani btn bu sistem ayn dzlemde dnyordu! Vens'e
gelince, onu gnee yakn bir yerde gzlemleyebiliyordum - ya
ni gn batmn mteakip akamst gkyznde bat ynnde
veya gn doumundan hemen nce, sabahn erken saatlerinde
dou ynnde- ve onu saptamak da gayet kolayd; ok parlak
bir gk cismiydi ve hi uydusu yoktu. Gzlemlerim srasnda
Vens' n de Ay gibi, ama daha az belirgin biimde, bir ksmnn
aydnlk dier ksmnnsa karanlk olduu zamanlar olduunu
kefettim.
Arkadalarmla dalga gemeye bile balamtm ve o byk
" yldz" diye grdklerinin hi de yldz olmadn, gezegen ol
duunu syler olmutum! Bu tr nesnelerin kendi klarn
retmediklerini, sadece Gne' ten aldklar yansttklarn
ve nispeten bize daha yakn olduklarn, zira onlarn yuvarlak
ekillerini ve aplarn gzlemleyip syleyebiliyorduk. Kendimi
kk hissediyor, etrafmz saran bu sonsuz gksel byklk
karsnda yaadm ba dnmesiyle baa kmaya alyor
dum. Teleskopumuzun ynn, elektrik motorla alan aksa
mn kartt aksaklklarla uraarak deitirirken, Katolik Kili4
SiYAH GECE I
: J.
BLM
SYAH GECE!
takkesi var nk orada da C02' den meydana gelen bir kar var
ve bu karbon esasl karn rengi de beyaz (ayn burada, Dnya' da
bulunan H20 kar gibi ama biraz daha souk) . O gnlerde, artk
Astronomi Haritasn gazetemin hangi sayfasnda bulacam da
rendiimden -ya da daha iyisi, internet'ten- Satrn' n makul
saatlerde grlp grlemeyeceini ve gk kubbenin neresinde
gzlemlenebileceini biliyordum. Gezegenin, ocukken sayma
ya altm ve yldan yla deitiini gzlemlediim gayet
sembolik halkalarn hemen hatrladm. Hatta bir gn, yine gz
lem yaparken, halkalarnn ortasnda oturmu Satrn' tin bir gz
gibi grdm ve sanki bana bakarm gibi hissettiimi da ha
trladm.
Gerekten de, bilim ve hayal arasnda, ya da hayalle bilim
arasnda sadece bir admlk bir mesafe var .
1 J.
BLM
SiYAH GECE !
ca ulayor: Geceleri karanlk oluyor nk yldzlarn da do
um gnleri var; onlar da srekli bulunduklar yerde deiller.
Bylesi bir sonuca ulamak, zamannda gerek bir devrim
olarak alglanmt. Ancak o gnden bu gne dek Evrenle ilgili
algmz byk gelimeler gsterdi . 1 923 ylnda, yani Ol
berts' den yz yl sonra A merikal Edwin Hubble, Andromeda
Nebulas'nn bizim galaksimizin dnda bir baka galaksi oldu
unu kefetti.4 Daha sonra baka galaksiler de kefetti ve bizden
uzaklklarn hesaplamay baard. Ardndan -bu onun en b
yk kefiydi- btn bu galaksilerin, grnr uzaklklaryla
orantl bir hzla bizden uzaklatklarn grd. Bylece, 1927 y
lnda Georges Lemaitre tarafndan ortaya atlan hipotez 1929 y
lnda, dorulanm oldu ve bu bulu zaman ierisinde bilinen
nl bir bulu haline geldi: Evren, balangcnda meydana gelen
byk bir patlama sonucunda geniliyor olmalyd. Bylesine
etkileyici bir fenomen, belirgin bir adla anlmay hak ediyordu
ve bylece " Big Bang" (Byk Patlama) olarak adlandrld.
Ama Hubble'n, Evren' in Byk Patlama' dan sonra her yne ge
nileyerek sald ynndeki fikri nereden kt? Yldzlarn
hareket hzlarnn llebilmesi ynnde yaplan almalardaki
gelimeler, bu sonucu dorular nitelikteydi.
Kkken, -ocukluk dnemimin benim zerimdeki etkileri
gayet aktr- sk sk hayali yarlar yaptrdm minyatr araba
larm vard. Erken yalarmda sahip olduum hzl araba tut
kum, neyse ki ilerleyen yalarmda beni terk etti ama o zaman
lar, tebeirle izdiim yollarda onlar alabildiine hzla iteleme
min nelere neden olacann bilincinde deildim; azmla sesle
rini de karyordum bir yandan. Ortamda sadece trafik lamba
lar yoktu. nmden sratle geip giden arabalar, eeeeeeeaaaaa000000000 diye bir ses karyorlard. Btn dier arkadalarm
gibi benim de deeneyimlerimle rendiim zere, gerek araba
larn bana doru yaklarken tiz bir sesle geldiini, sonra benim
bulunduum yeri geip daha pes bir sesle uzaklatn duyu
yordum ama bu etkinin, Avusturyal fiziki Johann Doppler'in
1843 ylnda elenceli bir biimde trampetinin birini trene bin
dirip deneyerek ispatlad bir etki olduunu bilmiyordum.
9
1. BLM
Doppler'in, n da ses gibi bir dalga olduunu kefettiinden
de, ayn etkiye sahip olduunu sylediinden de, Fransz astro
nom Armand Fizeau'nun bu yntemi yldzlarn bize gre hzla
rn hesaplamakta kullandndan da haberim yoktu.
Yldzlarda yksek scaklklara ulaan atomlarn her biri, be
lirgin bir yapda k saar: Bu n demetleri, farkl renklerde
k nlarndan oluur (tayf olarak adlandrlr) ve bunlar, yld
zn bnyesinde yer alan elementleri karakterize ederler. Dolay
syla, her bir yldzn masyla ortaya kan bu atom tayflarn
dan, yldzn kimyasal yaps analiz edilebilir. Bu k tayflarnn,
aa yukar tm, giderek dk frekanslara doru kayarlar;
yani, Doppler-Fizeau Etkisi olarak adlandrlan bir etmenle kr
mzya doru yaklarlar. Buradan hareketle, yldzlarn bizden
uzaklatklarn anlarz. Sz konusu kaymay analiz ederek de
(ki bu kayma, kendisine ok uygun biimde "kzla-kayma/ red
shift" olarak adlandrlr) yldzn bizden hangi hzla uzaklat
n hesaplarz. Bazlar ok uzakta ve hzla uzaklamaktadrlar,
bu nedenle de ok krmzdrlar; dierleriyse daha yakndr, bi
ze gre neredeyse hareketsizdirler ve dolaysyla da pek kzar
mazlar. imdi zamanda geri gittiimizi dnn; btn yldz
lar ve yldz dolu galaksilerin, evrenin balang noktasna geri
dndn hayal edin. Hubble bunu hayal etti ve Evren'in bir
balang patlamasyla vcut bulduu ve bu genilemenin halen
de durmad sonucuna ulat. Gnmzde bu gr, halen
kozmolojinin merkezi hipotezi durumunda. Sz konusu teorik
model daha da gelitirilmi ve yaplan hassas lmlerle de des
teklenmitir; bugn Byk Patlama'y 13,7 milyar yl nceye ta
rihleyebiliyoruz. Evren'in ya budur; yani Dnyann ve Gne
Sistemi'nin farkl bir yntemle llen yann kat. Bu lm
konusuna geri dneceim ama evrenin yann, Dnya'nn ya
nn kat olduunu biliyor muydunuz?
Tuhaf bir sorunun, bizi Byk Patlama' ya kadar gtrd
n dnrsek, soru sormay bu noktada kesmek ayp olacaktr.
Dolaysyla bir soru daha soracam:
" Uzay tepemize kecek mi?"
10
SYAH GECEI
Fransa' da bir zamanlar olduu zere, ilkokul tarih kitaplar
hala , buralarda yaam eski Kelt boylarnn saflyla bu soru
yu ilikilendirmeyi srdryor mu bilemiyorum, ancak bu soru,
gnmzde saflk konusu olmas bir yana, belki de modern koz
molojinin en gerek ve ciddi sorularndan biri.
Gne Dnya'y ekiyor ve Dnya da, Newton' dan bugne
herkesin bildii zere, elmay kendine doru ekiyor; bu, evren
sel ktle ekimidir. Yldzlar da birbirlerini ekiyorlar. Sz konu
su ekimin kuvveti de, her bir cismin ktlelerinin birbirine uzak
lna bal ve Evrenin dinamiini salayan en birincil etki de bu
kuvvet. O halde imdi, bir yerlerde ok byk bir ktle youn
lamas, youn bir bulut olduunu dnn; bu ktle zaman
ierisinde nihayet kendi ierisine doru kecektir ve bu bz
me esnasnda da ortaya ylesine byk bir s kacaktr ki, nk
leer reaksiyonlar balayacaktr. Bu durum, birer nkleer frn
olan yldzlarn nasl ortaya kp k satklarnn da aklama
sdr. Sadece bizim galaksimizde bile, dier galaksilere gre ok
da gen olmamasna ramen, ylda bir veya iki tane yldz do
maktadr.
Peki, Evren'in kendisini dnrsek durum ne olur? Eer
Evren fazla younsa, ayn sebepten, btn yldzlarn birbirini
ekmesi ve bzmesi sonucunda o da kendi iine kecektir.
Ve eer bu ekim glyse, balangta genilemeye neden olan
patlama noktasna bir gn tekrar geri dnlemez mi? Bu geni
leme srecinden sonra Evren'in toparlanmas, yldzlarn sahip
olduklar hzlarla geri dnmeleri ve her eyin yeniden bir nokta
ya doru kmesi mmkn mdr? Eer bu benzetme doruy
sa, bir gn birileri (biz deil -zira btn bunlar ok uzun bir za
man alacaktr) bir dier tek olaya ahit olacak ve Byk Patla
ma' nm tersini grecektir ki, fizikiler bu ihtimale de bir isim ver
miler ve "Byk Skma" (Big Crunch) demilerdir. Bir elmay
havaya frlattnzda, bir sre sonra yere dyor. Evren de
kendi zerine mi decek? Uzay tepemize mi kecek?
Endielenmeyin. Astrofizik uzmanlar bu alanda byk ge
limeler gerekletirdiler ve durumun konutuumuzun tam
tersine ilerlediini kefettiler; Evren, giderek daha hzlanarak
11
1.
BLM
SiYAH GECE I
byle bir maddenin var olduu konusunda nasl bu kadar emin
olabiliyoruz? nk tpk gezegenlerde olduu gibi, bunlar da
dorudan yollarla gzlemleyebiliyoruz. Bu madde olmakszn,
baz galaksilerin asal hzlar anlalamaz niteliktedir -eer kt
le ekim yasalar tamamen deiik almyorsa . . . Ama bu ko
nuya girmeyeceim. Dnya fizikilerini en ok megul eden ko
nu, bu anlalmaz karanlk maddenin, Evren' de var olan toplam
maddenin ok byk bir blmn temsil ediyor olmasdr.
imdilerde bu bilmece, aratrma alannda byk platformlar
amaktadr -yle ki, bu bilinmezlik, karanlk maddenin temel
doasndan bile daha derinlere ileyen bir hale gelmektedir.
Byk Skma ihtimali, aslnda Evren'in dier srpriz yn
lerine de baldr. zellikle, Evren'in yamulmu olma ihtimali
vardr. Einstein, Genel Grelilik Kuram'nda ktle ekimini
uzayda yamultarak temsil etmitir. Bunun ne demek olduunu
anlamak iin fizikiler, her ne kadar benzetme biraz basit gibi
grnse de, uzay bir yatakla karlatrma huyu edinmilerdir.
Yumuak bir yataa yatldnda, vcut, yata kendi ekline g
re yamultur ve blgesel yamulmalar yaratr -ukur da diyebili
riz- ve bu ukura yakn btn komu ktleler de onun yanna
doru yuvarlanma eilimi kazanr. Bu analojide uzay iki boyut
lu dnlr; yamulmu bir yzey gibi. Ama Einstein fizii as
lnda drt boyutludur; boyut sradan uzay iin ve bir de za
man iin boyut vardr. Drt boyutlu bir uzayda yamulmay ta
hayyl etmek g olduundan, yatak rnei gayet kullanl ha
le gelir. Her durumda ktle ekimini, o alanda bulunan ktlenin
(yldzlar, galaksiler, vs.) uzay blgesel olarak bkmesiyle gs
teririz.
Bu noktada parantez iinde bir yorum yapmama izin verin.
Belki de Evren'in kendi iindeki ktleler tarafndan bklyor
olmasnn sadece soyut bir fantezi olduuna inanyor olabilirsi
niz. Bunun, tamamen Einstein tarafndan gelitirilmi bir varsa
ym olduunu ve gereki olarak alglanmasnn mmkn olma
dn, en azndan pratik olarak gsterilemeyeceini dnebi
lirsiniz. Ama bu doru deil! Bu etki, Merkr tutulmasnn sre
sini lmek yoluyla ve gkyznde meydana gelen ktle ekim
13
J. BLM
seraplarm gzlemleyerek, (scak asfalta den gne klarnn
yansmasnda gzlemlediiniz optik serap, burada sz geen
sapmann greceli eitidir) uzayn bklmesi nedeniyle n
bir yldzn yaknndan geerken sapmasn izleyerek saptanabi
lir. Genel Grelilik Kuram, saatte grlen zamann ayn zaman
da saatin yksekliine bal olduunu, nk Dnya'nn da bu
lunduu noktada uzay bktn ve bu uzayn geici boyutla
ra sahip olduunu iddia eder. Elbette bu etki son derece zayf bir
etkidir ama zellikle zamann olaanst bir hassasiyetle ll
mesini gerektiren baz uygulamalarda, rnein insan yapm bir
uydunun yrngeye oturtulmasn dzenleyen sistemlerde (de
nizciler veya uzun mesafe yrylerinin kulland GPS sis
temleri gibi) saatlerin dnya zerinde, bir uyduya monte edilen
den daha yava ilerledii hesaba katlmak durumundadr. Yani,
modern fizik biraz tuhaf bir duruma gelmi olsa da, olduka
kullanl bir haldedir. Burada, kara delikler hakknda da abu
cak birka kelime eklemem gerek; zira bu konu da sk sk bilim
sel dergilerin kapak konusu olmasnn yan sra, artk gnmz
de gzlemlenebilir bir gerek halini alm bulunuyor. Madde yo
unlamas ve skmas ok fazla arttnda, uzayn yapsnda
ki deiiklikler deformasyondan te bir hal alr. Sz konusu s
kma tamamen kendi iine ker ve bir eit delik halini alr ki,
buradan k bile dar kaamaz. Galaksimizin merkezinde by
lesine bir kara delik mevcuttur; buradaki ktle, Gne' in 2,6 mil
yar kat byklktedir ve kendisine yakn yldzlar iine ekip
yutar. Bugn, bir kara deliin her alt ayda bir ekilen fotoraf
larna sahibiz ve etrafnda dnen yldzlar, Edgar Allan Poe'nin
girdab gibi, muazzam gl bir anafor yaratarak nasl iine e
kip yuttuunu grebiliyoruz.
Dolaysyla, maddenin bulunduu noktada uzay bkyor
olduu bir gerektir. nsan bir an iin tm uzayn bklm ol
duunu da dnebilir. Bylesine esnek bir zemine braklan
bilyeler, rnein, brakldklar yerde durmayp, merkezdeki u
kurlamaya doru yuvarlanacaklar ve orada bir araya toplana
caklardr. Ama Evren' deki bklmelerin her biri kendi zellikle
rini belirler ve bunlar, dalmann ivmesi veya skma ncesi
14
SiYAH GECE[
olas yavalama hzlarna bal zelliklerdir. 2001 ylnda bu ge
nel bklme, " kozmik mikrodalga arka plan" ad verilen bir a
lmayla, Evren' deki radyasyonun llmesi ile hesapland. Bu
nun ne anlama geldiini daha sonra greceiz ama sz konusu
aratrmann sonularn size hemen vereceim: Genel bklme
yokmu gibi grnyor -yani Evren bklm deil. Bu bilgiyi
ikna edici bulup bulmayacanz bilemiyorum ama bu bilgi
nda meseleye bakmak, tersi olmas durumundan biraz daha
kolay gibi duruyor.
Sz konusu ettiimiz "arka plan radyasyonu" nedir? Byk
Patlama' dan hemen sonra Evren ylesine youn ve scakt ki, bu
koullarda elektronlar iyonlarndan koptular ve btn evren
elektrii ileten metal bir para haline geldi. Yine metal gibi, ef
faf olmayan opak bir yapya sahipti. Scaklk biraz dp, pozi
tif iyonlar elektronlar yakalamaya ve yksz/ ntral atomlar
olumaya baladnda, sadece k Evren' de zgrce sala bili
yordu. Bu durum Byk Patlama' dan sonraki 380 000 yl boyun
ca da devam etti ve Evren aydnland. 1946 Ylnda George Ga
mow, Evren genilerken radyasyonun seyrelmeye balam ol
mas gerektiini ve bylece soumann baladn ancak arka
planda btn bu olup bitenin bir izinin kalm olmas gerektii
ni -yani arka plan radyasyonunun- ve yldzlar arasnda izlene
bilir, souk bir eit k formunda grlebilmesi gerektiini tah
min etmiti. Ve 1965 ylnda da iki Amerikal astronom, Amo
Penzias ve Robert Wilson, bunu kefettiler! Bu keif, gayet ak
biimde, Byk Patlama modelinin geerliliinin bir ispatyd
ama ben bu konuyu daha fazla uzatp, fizikte tahminlerin gc
ve nemi konusunu uzun uzadya srdrmeyeceim. Gn
mzde, uzaya frlatlan uydulara yerletirilen sv helyumla so
utulmu detektrler sayesinde, sz konusu radyasyonun ka
rakteristiklerini lebiliyoruz: Uzayn arka plan scakl 2,73
Kelvin derece (yaklak -270 santigrat derece) olduu srece her
ey olmas gerektii gibi davranyor. Bu arka plan radyasyonu,
bir para kzl demir eriyiinden kan a ok benziyor ancak
demirin bu belirgin, yaklak 0.6 mikron dalgaboyunda, kpkzl
karmas iin 1000 derece scakla sahip olmas gerekiyor;
15
1 l. BLM
oysa uzayn arka plan gayet souk ve yaklak 1 mm dalgabo
yunda, ok zayf bir mikrodalga radyasyonu sayor (kzltesi
ve radyo dalgas aras bir deer) . Evrenin bklmesiyle ilgili l
mler, ite bu arka plan radyasyonunun llmesine ynelik
youn almadan veya daha doru bir deyimle, homojen olma
yan bu deerin incelenmesiyle elde ediliyor. Bugn unu biliyo
ruz ki, Evren' deki toplam bklme, pratik olarak sfr noktasn
da bulunuyor. Bu bulgu, beklenen bir sonu deildi, zellikle de
dier lmlerle balantlandrldnda grlen odur ki, sz
konusu bilgi bizi hi de daha az srprizi olmayan yepyeni bir id
diaya gtrmektedir.
Fizikiler, Evren'in genilemesini etkileyen bir dier kuvve
tin varln daha kefettiler ve bu kuvvetin, " karanlk enerji"
adn verdikleri, " karanlk madde" ile kartrlmamas gereken
bir kaynaktan geldiini buldular. Belki u anda benimle ilgili,
bir fizik profesr olmama ramen, kuvvet ile enerjiyi birbirine
kartrdm ynnde bir izlenime sahipsinizdir. Sizi temin
ederim, kuvvetin enerjiden trediini, dolaysyla bunlarn bir
birleriyle ilintili iki farkl deer olup, ayn ey olmadklarm bili
yorum. Terminolojiyi bir yana brakrsak, nedir bu karanlk
enerji? Bu kuvvet veya daha ziyade, gerilim, daha doru bir de
yimle, yldzlar birbirinden ayr tutmay salayan itme eilimi,
ayn zamanda Evren' in genilemesine de neden olan negatif ge
rilim unsurudur. Negatif bask nosyonuna, kitabn 8. blmn
de, aalarn boylaryla ilgili bir tartmada geri dneceim, zira
bu ieriin profesyonel fizikileri bile rahatsz eden bir konu ol
duunu biliyorum ve kendi yaptm aratrmalardan birinin de
konusu bu olmutur. imdi, bir silindirin iine doldurulmu bir
gaz, piston araclyla sktrdmz dnelim. Bu durum
da, silindirin iindeki gaza pozitif bir bask uyguluyor ve byle
ce maddenin iindeki atomlar ve moleklleri birbirlerine yak
lamaya zorluyoruzdur. Eer bunun tersi bir eylem dnrsek,
yani pistonu bastrmak yerine ekersek, silindirin iindeki gaz
genletirmi ve molekllerin birbirinden uzaklamasn sala
m olurduk. Burada karlaacamz problem, sradan, klasik
bir gaza negatif bask uygulayamayacamzdr; bu imkanszdr.
16
SiYAH GECE I
Basnc normal atmosfer basncndan (+1 bar) daha dk birse
viyeye indirebiliriz ama bu durumda basn azaldka gaz gide
rek seyrelir seyrelir ve sonunda basnc ve younluu sfr olur.
Bu ideal gaz kanunudur; gaz gaz yapan molekl ve atomlarn
birbiriyle giriimi olmazsa, ortamda gaz kalmaz. Dier yandan,
negatif basnc bir kat cisme veya klasik bir svya uygulamak
kolaydr; bunun anlam, cismi sert biimde ekitirmektir. Yk
sek aalarn st ksmlarnda, bitkinin zsuyunu tayan da
marlardaki basncn negatif olduunu grrz. Ama Evren, bir
kat veya svdan ok, ieriinde yldzlar olan bir gaz gibidir ve
molekller arasndaki sk balar onun kurallarn belirler.
Evren'in negatif basn altnda olmas iin, orada klasik ol
mayan bir sebebe ihtiyacmz vardr; aslnda kuantum bir nede
ne ihtiya vardr. Bunu aklamas biraz zor ite ama hi de a
rtc deil; bu durum birok aratrmacnn kar kt bir sap
tamadr. 21. yzyln bandan beri, Evren'i ekitiren karanlk
enerjinin varln biliyoruz; ayn karanlk enerjinin, ister grn
sn ister grnmesin, Evren'in dinamii zerindeki etkisinin,
Evren' de yer alan toplam maddenin etkisinden kat daha yo
un olduunu da biliyoruz. Ve son olarak, sz konusu karanlk
enerji nedeniyle Evren'in hzlanarak genilediini ve bunu 5
milyar yldr srdrdn, aksi takdirde, byle bir etki olma
sayd genilemenin zaman ierisinde yavalamas gerektiini de
biliyoruz. Sadece arka plan radyasyonu zerinden deil, baz
belli yldzlarn patlamas ve ktle ekimi seraplar zerinden
yaplan hesaplamalarn da katksyla, bu sonula tutarl bilgiler
veren hesaplamalar yaplm bulunuyor. Dolaysyla, karanlk
enerji dediimiz olgunun varlndan eminiz ama nereden gel
mi olabilecei konusunu henz bilmiyoruz. Bazlar, "boluun
kuantum dalgalanmalar" adn verdikleri bir nermeyle ne
kyor ama bunun iin, gerei gzlemlemek adna benzeri olma
yan devasa miktarlarda karanlk enerji gerekmekte. Dolaysyla
kaynak baka yerdedir. Acaba Evren'de bilinmeyen bir simetri
mi var? Yoksa genel grelilik ve kuantum mekaniini bir araya
getiren "sper simetri" ad verilen teoriler mi bundan sonraki
keiflere nclk edecek?
17
1 J. BLM
te burada, amz aratrmalarnn nc koluna ulam
bulunuyoruz; fizikilerin bilmediklerini, anlamadklarn itiraf
ettikleri bilgilerin ileri koluna. Bir yzylda Evren'le ilgili birok
ey renmemize ramen imdi sorulan sorular, nceki sorular
dan ok daha gizemli.
Bu blm bitirirken Einstein hakknda bir sz daha edeyim.
u ie bakn ki, yukarda szn ettiim tr gizemli bir kuvvet
le ilgili ilk kez ortaya bir fikir atan da yine Einstein' dir. Bu fikri
1916 ylnda, adna " kozmolojik sabit" dedii bir sabitle ortaya
koymu, Evren'in dinamiini tarif eden bir formlne eklemi
tir. Bunu yapm olmas ok ilgintir nk o tarihte henz B
yk Patlama teorisi ortada yoktu ve Einstein Evren'in duraan
olduunu dnyordu. Fakat yldzlar birbirlerini ektiklerin
den, kurduu modelde Evren' in kendi iine kmesine engel
olan bir kuvvete ihtiya duymutu. Dolaysyla, aslnda Einstein
formlne ekledii sabitle, bugn bizim "karanlk enerji" dedi
imiz unsuru tarif ediyordu. Sonradan, hibir fiziksel dorula
mas olmayan bu sabitin zorlama olduunu ve bylesine bir sa
biti ortaya atmasnn hayatnn hatas ("en byk gaf") olduu
nu hissetti. Bugn, Einstein' n sayesinde (belki de kendisine ra
men), kozmolojik sabit yeniden gn yzne kt.
Bu konuyu d ndmde, hepimizin, Evren'in, doann,
Dnya zerindeki yaamn -hepsinin- duraan ve bonkr oldu
una ve btn bunlarn bize armaan edilmi gzel dengesini
bozmadmz mddete gelecein byk felaketler getirmeye
ceine inanma eilimi tadmz hissiyatndaym. Bu dnce
nin ardnda, Dnya'nn sonsuza dek varln srdrmek zere
yaratlm olmas gerektiine duyulan bir inan olmal. Ancak,
u gerek itiraf edilmek zorundadr ki, bu gr yanltr; Evren
duraan deildir ve Gne ve Dnya zerindeki hayat bir gn
sona erecektir. Bu durum, sz konusu sona daha hzl varmak
iin bir neden deildir ama yaam ve zellikle de insan yaam,
Evren' in uzun hikayesinde sadece ksa bir blmdr.
18
2. Blm
Kuzenim Prasa
21 Ocak 2001,
Dn, ruh hastalklar uzman (nropsikiyatrist) arkadam
Pascale ile len yemeindeydim. Bana Rorschach Testi* konu
sunu anlatyordu. Bir kadn zerine biraz mrekkep koyuyor
sunuz. Kad ikiye katlyorsunuz sonra tekrar ayorsunuz.
Bylece katta simetrik iki mrekkep lekesi elde ediyorsunuz.
Sonra da karnzdakine, bu lekelerin kendisine ne dndrd
n soruyorsunuz.
Arkadamn alt hastanede, bu sonular ve eski test so
nular analizlerini, testi tamamlayan kiiler hakkndaki bilgile
ri ve onlar tekrar nerede bulacaklarna dair detaylar saklyor
larm. Sonradan da, bu insanlarn ne olduu konusunda bilgi
almay umuyor, yllar nce kendileri hakknda yaplan psi
ko-analitik analizler ve tehislerle, o anda iinde bulunduklar
durumu karlatryorlarm.
"Mkemmel bir i!" diye dndm. Bu yntem, insann
iinde kullanabilecei ok gzel bir bilimsel metodoloji rneiy
di ve daha da etkileyici olan yn, bu psikiyatrlarn, ilk analiz*
Rorah Testi: Nrotik eilimleri saptamada kullanlan bir kiilik testi. .N.
19
j2. BLM
KUZENM PIRASA 1
Her ikimiz de birbirimize gerekten gvendiimizden, Pas
cale'ye grnrde kritik u soruyu sorma zgrlm kullan
dm:
"Nasl oluyor da, simetrik mrekkep lekeleriyle gerekten in
sanlarn psikolojilerini test edebiliyoruz?"
Simetri, hepimiz iin tanmsz bir kavram olmaktan ok
uzak. Bedenlerimiz hemen hemen simetrik bir yapya sahip; en
azndan grnrde yle. Aynaya baktmzda, sol yannzn
sa yarmza benzediini aka gryoruz.
Benzemek . . . Ama hepsi bu kadar; sa elimiz ve sol elimiz var
ve birbirinin tam olarak ayns deiller. Gayet iyi biliriz ki, sol el
diveni sa elimize giyemeyiz. Vcudumuz da simetrik iki yar
dan oluur (dzlemsel olarak), sol yar ve sa yar, ama tpatp
ayn deildirler.
Bazlarmz ideal bir uyuma, tamamen simetrik bir vcuda
sahip olmaya zenebilirken, bazlarmz da tam tersine, insan
vcudunun tam olarak simetrik olmayndan keyif alr. Bir di
er psikolojik aratrmaclar grubu da, doru bir yzn yarsn
tamamlayp, dier yarsn bilgisayarda sentezleyip hesaplaya
rak tam simetrii ile birletirerek portreler elde etmiler. Bu m
kemmel sonular biraz tuhaf grnyor. Arka plandaki beyinle
birlikte grntleri analiz eden gzler, simetriden kaynaklanan
en ufak farkllklar tespit edebildii ve bu beceri ayn zamanda
bilinaltnn gcyle de alakal olduundan, btn bu sistem
merak uyandrc ve etkileyici hassasiyete sahip bir makinedir.
Sanrm psikologlar bu tr sorular srekli dnyorlardr . . .
Ama Pascale, bu eit sorunlar nasl zmeyi denedikleri konu
sunda bir ey sylemedi.
O zaman ona baka bir soru sordum:
"Yaayan organizmalardaki simetriyle ilgili byk bir bul
maca olduunu biliyor muydun?"
Bu soruyla nereye varmak istediimi anlamam grnd
nden, ona nasl btn canl organizmalarla kuzen olduumu
zu akladm. Sadece byk bir aile olarak biz insanlarla deil,
fakat prasayla, kpek balyla ve porcini mantaryla veya eer
tercih ederseniz, girolle mantaryla da bamz vardr.
21
12. SLM
Canl orga n iz m ala rd a bulunan molekllerin ou simetrik
deildir. Bununla sylemek isted iim, aynadaki grnt misali,
birbirlerinin tpatp benzeri deildirler. "Chiral", yani sol elimin
aynadaki grntsnn sa elim olmas gibi bir zellie sahip
tirler.
Dolaysyla, solak ve salak molekller vardr. Bunlar ONA
ierirler ve ONA, ok uzun, kendi etrafnda dolanm, kromo
zomlarmz oluturan molekllerdir. ONA kaltsalln temeli
dir ama eer bu konuda konumaya balarsam, sol ve sa mese
lesiyle ilgili yoldan km olacam. Bu konuya ileride dnme
ansmz olacak.
Burada beni ilgilendiren, ONA moleklnn kendi etrafnda
dolanan helezonik, ift sarmall gibi iki eritten oluan bir zincir
olmas. Tirbuon da helezoniktir ve bir yn vardr. Mantara so
karken, eer elinizdeki solaklar iin yaplm bir tirbuon deil
se, genelde saa doru evirerek ilerletirsiniz. Ayn salaklar
iin ve solaklar iin ayr tirbuonlar olduu gibi, salak ve solak
helezonlar da vardr. Her durumda ONA salak bir helezondur!
Bu durum sadece insan DNA'lar iin deil, btn canl organiz
malarnkiler iin de dorudur. Buna ilaveten, baka birok 'chi
ral' molekl de vardr; amino asitler gibi. Ancak bunlarn her iki
formunu birden asla bulamazsnz; her bir amino asit veya dier
bir biyomolekln, her canl organizmada ya salak olanlar ya
da solak olanlar bulunur -bu konuda doa herkes iin ayn se
imi yapmtr.
Yaamdaki bu simetri, 1844 ylnda bir Alman kimyager olan
Misterlich tarafndan kefedilmi, sonra Pasteur tarafndan, ka
buklu tortular oluturan kristal yaplar veya arap flarnda
bulunan tartar iin yapt aratrmalarda zerinde titizlikle a
llmtr. Bu tr kristal yaplar ok farkl optik zelliklere sa
hiptirler; k titreimlerini toparlayp saa doru evirirler.
Ama 1848 ylnda Pasteur, tartar kristallerini test tpnn iin
de sentezlerken, tpk aynadaki grnt gibi, hem solak hem de
salak kristaller buldu. Gerekte kimyasal sentezleme esnasnda
salak kristal olduu kadar solak kristal ol duunu bulmak ga
yet normal grnyor nk her iki durumda da atomlar mole22
KUZENM PIRASA 1
kln ierisinde, ister solak olsun ister salak, tamamen ayn
balara sahiptirler.
Ama durum byleyse, neden bu biyomolekller vivolarda
(yaayan organizmalarda) sadece salakken, vitrolarda (test t
pnn ierisinde) hem salak hem de solak olabiliyorlar ki? Bu
sorunun cevabnn, genel olarak Dnya zerindeki yaamn ba
langcyla ilgili olduuna inanlyor.
Dnya zerinde yaam, nerdeyse 4 milyar yl nce, tam ola
rak anlalamam bulunan koullar altnda ortaya kt ama ge
nel inan odur ki, hepimizin ilk atas tek hcreli bir organizmay
d. Eer birok organizma farkl yerlerde ayn zamanda belir
mise, baz organizmalarn salak bazlarnn da solak olmama
s iin hibir neden yok demektir -molekller anlamnda demek
istiyorum. Bu durumda solak organizmalarn salak olanlara
oranla daha fazla yaama ans olmas gibi bir durum da d
nlemez. Dolaysyla birok bilim insan, tm canl organizma
larn ortak bir atadan geldiine inanrlar. Yani, bu tek hcreli ilk
ata, birka milyar yl nce, yaamn srdrmek amacyla kendi
ni oaltmaya balam olmal. Bu aamadan sonra gelimi ol
duunu bildiimiz mutasyonlar da, bitkileriyle, mantarlaryla,
memelileriyle, balklaryla, trl trl bcekleriyle devasa ev
rim aacnn dallarn aklama iini biyologlara brakyorum.
Bu biyologlar sz konusu tek hcreli ataya bir de isim takmlar:
LUCA, " Last Universal Common Ancestor" (Son Evrensel Ortak
Ata) .
Bu bak, Adem' in, ve tabii onun kaburga kemiinden dn
yaya gelen Havva'nn (elbette Adem'i bir varsaym olarak d
nmyorsak bu mmkn) durumundan bambaka bir senar
yo. Bilim insanlarnn ortaya kartt ve dorulamak iin ok
alt gerek ok daha basit ve heyecan verici; bizler prasalar
la, kpek balklaryla, porcinis yabani mantaryla ayn uzak ata
ya sahibiz. Acaba ka kii bunu biliyor ve zerine dnyor?
Korkarm birok kii byk bir ballkla hala Adem ve Havva
efsanesine inanyor ve kendi gerek balangcn merak bile et
miyor.
23
j 2. BLM
Sol ve sa arasndaki eitlik, Dnya zerindeki yaamn ba
langc konusuyla kesintiye urad. Yaam, sa-sol simetrisini
krd.
Bunun fizikle ne alakas var? Canl organizmalarn neden
salak ve solak molekllerden olutuunu (yine basitletiriyo
rum) merak ettiimiz gibi, neden Evren'in maddeden oluup,
maddeye simetrik baka bir eyden, yani kar-maddeden olu
tuunu dnmeyelim ki? Belki biraz bu kar-madde kavram
nn bilim kurgu romanlarndan kma bir fantezi olduunu d
nyorsunuzdur? Veya sadece ktle ihtiva eden eylerin mad
de olduunu? Yirminci yzylda bu inanlarn hepsini gzden
geirmek durumundaydk ve bu gzden geirmenin hikayesi, fi
ziin de bazen srprizler ve hayal temelli sramalarla gelime
kaydedebileceini gsteren, hayretler uyandracak yollar kar
d ortaya.
lk srprizlerden biri, 1928 yl gibi ortaya kt. 1902 ylnda
Bristol' de doan ngiliz fiziki Paul Dirac, ki daha sonra Cam
bridge' de Newton' dan sonra ayn krsnn bana geecekti,
gnmzde kendi adyla anlan eitlii yazd. Grecelilik Kura
m ve kuantum mekanii daha genliklerini yaamaktaydlar.
Einstein, ktle ve enerji arasnda bir iliki kurarak (nl eitlik
E=mc2) uzay ve zaman sradan alglaymz altst etmi ve Ga
lileo ve Newton tarafndan gelitirilen klasik mekanik kanunla
rnn, nesnelerin hz evrensel sabite, yani k hzna yaklatn
da neler olacann dnlerek yeniden yaplandrlmaya ihti
yac olduunu ifade etmiti . (Umarm, bylesine belirleyici bir
bilimsel devrimi bu kadar az kelimeyle zetlemekten dolay af
fedilirim .) Kendi payna kuantum mekanii, paracklarn dav
ranlarn -ki dalga formunda hareket ediyorlard- tanmlama
da -ki bu da kk bir ey saylmazd- kontrol eline almt
ama temel eitlik, yani Schrdinger'in eitlii, sadece parackla
rn hzlar k hzna gre daha dk olduu srece geerliydi.
Ama hidrojen atomunun bnyesindeki elektron hzl hareket
ediyor ve dolaysyla sadece kuantum mekaniiyle deil, gre
lilik ile de aklanmas gerekiyordu . te Dirac, hzla hareket
2 1
KUZENM PIRASA
eden elektronlarn davranlarn tarif edebilmek iin, Schrdin
ger' in eitliinin bir genellemesini yazd.
Eitliinden elde ettii sonular arasnda Dirac, balangta
aradna karlk gelen ikiliyi buldu. Bunlar, mknatslanmalar
(kuantum fiziinde buna elekronlarn "spin"i deniyor) ya aa,
ya da yukar doru ynlenen elektronlard.
Sonra Dirac baka bir ey daha buldu. Yazd eitlik, balan
gta iine koymu olduklarndan daha fazlasn veriyordu.
zmlemelerinde, Dirac'm anlamakta sknt yaad baka bir
tip parack daha beliriyordu . Bu yeni paracklar ya negatif
enerjiye sahipti -ki bunu kavramak zordu-, ya da elektronun
tersi yke -yani pozitif yke- sahipti. Dirac nce bu pozitif yk
l paracklarn protonlar olduklarn dnd ama almalar
zerine Robert Oppenheimer ve Hermann Weyl tarafndan ya
plan baz yorumlardan sonra, 1931 ylnda, bu dier parackla
rn ancak elektronlar kadar ktleye sahip olduklarn (proton
dan yaklak 2000 kat daha kk) ama pozitif ykl olduklar
n ortaya koydu.
Bu durum matematiksel bir fantezi miydi? Teorik bir merak
m? Hi deil! Sadece bir yl sonra, 1932 ylnda, Cari D. Ander
son bu yeni kar-elektron paracklarn deneysel olarak kefet
ti ve adlarm " pozitron" koydu. Bu paracklar, atmosfer st ta
bakada kozmik nlar tarafndan, yani Gne' ten gelen radyas
yonca retiliyorlard. Mamafih, her ktlesi olan eyin madde ol
mas gerekmedii doruydu; kar-madde olabilirdi, yani ters
elektrik ykl bir eit baka madde.
Daha sonra Richard Feynman bu paracklar daha genel bir
ekilde tanmlad ve bu tanmda kar-paracklar (anti) para
ck olarak temsil edildiler -ancak paracklar zaman ierisinde
ileri doru hareket edeceine geriye doru hareket ediyorlard. 5
Fizikiler bizi kar-maddeyi maddenin simetrii olarak d
nmeye zorladktan sonra -elektrik ykleri dnda-, imdi de
normal zamann aynadaki grntsn dnmeye zorluyor
lar; yani geri doru akan zaman dnmeye. Feynman ayn za
manda, madde ve kar-madde birbiriyle bu l u tuunda birbiri
ni nasl yok ettiini ve bu srada bir tr ok y ksek enerjili k
25
' 2. BLM
rettiklerini aklad: " gama n fotonlar." Srecin tersindeyse,
yksek enerjili bu k n, toplam ktleyi bir madde parac
ve bir de kar-madde parac kadar artrmaktayd. Ik ve
madde arasndaki fark da bylece ortadan kalkmaktayd.
Maddenin ortaya kp sonra yok olmas, kendini a d
ntrp sonra tekrar geri maddeye dnmesi, bir kez daha
maddenin dndmz ey olmadn kantlad g ibi, defa
larca deneylere konu edilerek dorulanan artc fenomenler
dir. Sz konusu deneylerin yaplabilmesi iin yksek enerji sevi
yelerinde gerekletirilen olaylar zerinde allmas g erekmek
teydi ve bu koullar, 1955 ylnda Stanford niversitesi'nde ba
aryla kurulan bir parack hzlandrc araclyla salanmt.
Gnmzde, bilinen b tn paracklara simetrik olan kar
-paracklar kefedilmi durumdadr. Fotonlar gibi baz para
cklar -k kuantumlar- ayn zamanda kendilerinin kar-par
acklardrlar ama bunlarn dndaki kar-elektronlar, kar
-protonlar vs. aka varlklar kantlanm ktlelerdir. Yakn
bir gemite, hidrojenin kar-atomu da, anti-proton etrafnda
dnen bir pozitron araclyla baaryla tretilmitir ve imdi
merakla grmek istediimiz de, bu anti-atomun Dnya'nn kt
leekim alanna, ayn normal hidrojen atomu gibi bir hzla d
p dmeyeceidir. Bu alandaki gelimeler konusunda daha
fazla konumayacam ama kar-madde kefinin ok yaknda
tetikleyecei baka bir konuya g eeceim.
Kar-madde, velhasl, var olduu bilinen bir gerektir. Ev
ren'in bilinen tarihinin balangcnda, Byk Patlama'dan he
men sonra enerji o kadar yksekti ki, madde ile radyasyonu bir
birinden ayrmak mmkn deildi. Eer durum gerekten by
le idiyse -ki hemen herkes byle olduuna katldn itiraf et
mektedir- maddenin ktan ayrlp ortaya kmas, Evren yete
rince genileyip enerji younluu dnce gereklemi olmal
dr. Ama o zaman, eer madde ile kar-madde arasnda gerek
ten simetri varsa, neden Evren' de madde kadar kar-madde
yok ki? Sonuta, fizikilerin devasa parack hzlandrclarda
gzlemeye altklar da budur; maddeyi yarattklarnda, ayn
miktarda kar-madde de yaratmaktadrlar.
2 ()
KUZENM PIRASA :
Problem u ki, eer Evren' de eit miktarda madde ve kar
-madde olsayd, bunlarn bir araya gelmeleri birbirlerini yok
etmeleri anlam tadndan, ortaya muazzam miktarda enerji
kard. imdi gelin, sz konusu bykl birlikte hesaplaya
lm; burada E=mc2 eitliini kullanma frsat gerekten ok eki
ci. Bir kilogram hidrojenin, yine bir kilogram kar-hidrojenle
birletiini dnelim. Astronomik lekte ok kk ktleler
den sz ediyor olmamza karn, ortaya kan enerji miktar 2mc2
kadardr. Formldeki m=l kg ve c (k hz) =300 000 000 met
re/ saniye olduuna gre, kan sonu 180 katrilyon jl, yani, al
t nkleer santral barndran bir enerji tesisinin bir ylda retece
i toplam enerji miktarna eit olacaktr.
Eer Evren' de byle bir buluma meydana gelseydi ylesine
byk bir k saard ki, bugn bile halii grnyor olurdu. Pe
ki, Evren' de neden madde var da (yani hepimizi meydana geti
ren ey) kar-madde yok? Bu, baarl Dirac eitliinin sonu
cunda ortaya kan can skc bir sorudur ve gerekte hiilii
zmlenebilmi olmasa da, baz cevaplarn hangi yoldan gidile
rek bulunabilecei bilinmektedir.
Evren' in balangcnda ortamda bulunan dalgalanma, Byk
Patlama'nn ilk anlarnda simetriyi bozmu ve bunun sonucun
da da arta kalan az miktarda fazladan kar-maddesiz madde
bugne kadar gelmi olabilir. Bir kurun kalemin ucunu bir ze
mine dayayp serbest braktmda, bu serbest brakma annda
ki tam pozisyonuna bal olarak kalem bir yana doru decek
tir. Bu kalem, ideal bir fiziki tarafndan ideal biimde tasarla
np, en ideal biimde dengelenerek zemine dayansa bile, mo
dern fiziin bize rettii zere her ey dalgalandndan ve bu
durum sz konusu ideal kalemin serbest brakld tam o anda
da geerli olduundan, kalemin bir yana hafife yatk durmad
ndan emin olmamz imkanszdr. Bu hafif dengesizlik sorunla
r veya rasgele simetri bozulmalar, svdan katya gei ve bir
ok dier benzer halde olduu gibi, durum deiimlerini anla
makta fiziin geldii gelime izgisinin tam da merkezindedir.
Ancak Evren'de olduu gibi, madde ve kar-madde arasndaki
simetri ok derin nedenlerin sonucuymu gibi grnmektedir.
27
' 2. BLM
Uzun bir sre fizikiler, Dnya'nn aynadaki grntsn
gzlemlediklerinde btn fizik kanunlarnn yine ayn olacana
inandlar ve bir ayna olmakszn Dnya' nn dorudan gzlemi
nin daha farkl olabileceini akllarndan geirmediler. imdiyse
biliyoruz ki bu dnce yanltr; "P deer eitlii -parite" ola
rak da adlandrlan ayna simetrisi, baz etkileimler iin ayniye
tini korumaz. Elektriksel veya manyetik etkileimlerle ilgilendi
imiz srece veya ktle ekimine bal olanlarda bile (ktleler
arasndaki ekim) problem olmaz. Ama doada iki tane daha et
kileim biimi vardr; bunlardan birincisi, nkleer maddenin
balarndan sorumlu olan " kuvvetli" etkileim ve bir dieri de,
nkleer ayrma ilemlerinde oyuna katlan "zayf" etkileimdir.
1956 Ylnda T. D. Lee ve C. N. Yang, zayf etkileimin ayna si
metrisine sayg gstermeyebildiini iddia etmi ve C. S. Wu da,
radyoaktif kobalttan elektron salnm zerine yapt alma
larla bu simetri bozulmasn aka gstermitir. Velhasl, zayf
etkileimin ayna dnyasnda ayn biimde grlmedii ispat
edilmi bir gerektir; fizikilerin dedii gibi, "pariteyi bozar."
Varolan bilgi seviyemize gre, fiziksel bir sisteme dn
m uygularsak, tam olarak aym kanunlara itaat eder hale gele
ceine inanrz; solak bir 'chiral' nesneyi (sol el gibi) kendi sa
lak ayna yansmasna (sa el gibi) dntren ayna simetrisi P;
zamann ynn tersine eviren dnyevi-geici simetriye kar
lk gelen T ve son olarak da, madde ile kar-madde arasndaki
geii salayan yk simetrisi C'yi iin iine katarsak. Sovyetler
Birliinin sahip olduu hidrojen bombasn icat ettikten sonra,
kahramanca lkesinin rejimine bakaldran ve bu nedenle 1975
yl Nobel Bar dl'n kazanan byk fiziki Andrei Sakha
rov'u biliyor musunuz? 1965-67 yllar arasnda, kendisiyle kar
t grte olan lkenin aydn dehalarn bir araya toplayan Sak
harov, elektrik yklerinin iaretlerinin ve paritenin (benzerlikle
rin) yerlerini deitirmenin (rnein, bir CP dnm uygula
yarak), Evren' de mutlaka bir deiiklie sebep olacan syledi.
Bunun anlam, zamann ilerleme yn tersine dndrldn
de, Evren'i idare eden kanunlarn da deimek zorunda oldu-
KUZENM PIRASA
uydu -en azndan, Evren tarihinin balangcnda yer alan yk
sek enerjilerle ilikili kanunlarn.
Zamann ynyle ilgili u ii biraz daha belirgin hale getire
lim. Boltzmann' dan6 bu yana biliyoruz ki bizim leimizdeki,
yani "makro seviyede bir sistemde" bir cisim iin zaman, gide
rek artan bir biimde akar; oyun kartlarndan bir ev kurar ve ba
nda, ona dokunmadan bir sre beklersem, byk ihtimalle bir
sre sonra kartlar nihayet yere yapacak ve yap bozulacaktr.
Ve eer sonradan bir hava akmnn esmesini ve karttan yaplma
evimi yeniden kurmasn mit edersem, ok beklerim; nk
bunun olasl yoktur. Dolaysyla, akan zaman alglaymz
daki yn konusu, dzen ve istatistiksel olaslk zerine sorular
la belirlenir. Ama uzunca bir zaman, bu durumun paracklar
iin farkl olduunu dndk. ki bilardo topunun arpmas
n izlediimiz bir film seyrederken, aslnda filmi ileri doru mu,
yoksa geri doru mu izliyor olduumuzu tam olarak bilemeyiz.
Ayn biimde, paracklar iin geerli kanunlarn da, zamann
ak ynnden bamsz olduunu dndk. Ama bu yanlt;
oysa imdi, "ntr K mezonlar"* olarak adlandrlan belirli par
acklarn ayrma ilemlerine ainayz ki bu ilemler, zamann
simetrisini bozan ilemlerdir.
Dolaysyla, Evren'in balangcnda baz belli paracklarn
bozunmasnn, kar- maddeden daha fazla madde domasna
neden olmas veya baz paracklarn yaam srelerinin kendi
kar-paracklarnn mrnden farkl olmas mmkndr. Baz
fizikiler aktif olarak bu tr ilemler aryorlar ve onlar buluyor
lar da. 2004 ylnda, "BaBar" olarak adlandrlan bir deney sra
snda, B mezon ad verilen bu tr egzotik paracklarn kendi
kar-paracklarndan daha uzun yaadklar kefedildi. Ev
ren' in balangcnda madde/ kar-madde simetrisini bozan me
kanizmalarn bilindiini iddia etmeye kesinlikle cesaret ede
mem, zira anlald kadaryla bu konuda birok olaslk var.
Yine iddia edemeyeceim bir dier konu da, neden maddenin
younluunun, halihazr Evren' de bizim gzlemlediimiz ekil
j 2. BLM
de old uu nu anlayabildii m izdir. Esasen bu konu, parack fizi
i asndan yirmi birinci yzyln heyecan verici ynlerinden
biridir. Byk olaslkla fizikiler, halihazrda bilinen parackla
r da aklayan bir " standart model" oluturan davranlara sa
hip dier paracklar da kefedecekler ve giderek bu konuyu ge
litireceklerdir. Ve sonra belki biz de, var oluumuzu salayan
-ve hepsi bizler gibi maddeden yaplma yldzlara, kara delikle
re ve elbette sevgili kuzenlerimiz prasalara var olmalarn sa
layan- asimetrinin gizemli kayna hakknda kafa yarabilmek
iin daha iyi bir fikre sahip olacaz.
Belki de bu nedenle u simetrik mrekkep lekeleri konusun
da bu kadar heyecanlanyoruz ve ortaya kan ekiller insan
bylesine kendini da vurmaya, iimizdeki igdlerle tepki
vermeye itiyor; bir ekilde bize orijinimizi ve Evren' deki dier
her eyle ilikilerimizi hatrlatyorlar.
30
3 . Bl m
Ben Rad y oaktifm
Evet, ben radyoaktifim ve bu balamda bakldnda siz de
radyoaktifsiniz. nsandaki doal radyoaktivite kilo bana yakla
k 1 00 bekerel (100 Bq/ kg) olarak saptanm ve rnein ben 80
kilo olduumdan, benim radyoaktivite toplamm da 8000 Bq.
Eer siz 55 kilo arlnda bir kadnsanz, sizin doal radyoak
tiviteniz de 5500 Bq olacaktr.
8000 Bq radyoaktivite ok mu? "1 bekerel" ne kadar radyoak
tivite demek? Tehlikede miyim?
Bekerel ok kk bir birimdir ve bunun ne kadarnn radyo
aktivite olarak kullanld ve anlalmasnn ne kadar kolay ol
duu herkes tarafndan bilinmelidir. Radyoaktif elementler ka
rarszdrlar ve "nkleer" olarak snflandrlan reaksiyonlar al
tnda tasnif edilirler nk iin iinde elementin ekirdei bulu
nur. Bu rasgele reaksiyonlar srasnda, " radyoaktif" atomlarn
ekirdekleri, belli bir sre sonra gayet rasgele bir ekilde bozu
nurlar. Sz konusu bozunmada madde, rnein helyum ekir
dei ve elektronu, ok yksek enerji mas veya pek ok baka,
daha egzotik eyler ierebilen radyasyon yayar. Bir para mad
denin bekerel miktar, o maddenin saniyede gerekletirdii bo
zunma saysna eittir. Her bir insan vcudu biraz potasyum
31
13. BlM
40 ve karbon 1 4 ieri r.' Bunlar, vcudumuzda srekli radyasyon
saan iki radyoa ktif l'lemcnttir. Karbon 14, basit bir yaklamla,
birer birer elektronla r n sa larak yavaa azot 14'e dnr; po
tasyum 40 da benzer bir yolla ya kalsiyum 40' a ya da argon 40' a
dnr. Dolaysyla ben i m v cudum srekli biimde saniyede
8000 adet nkleer reaksiyonla k saar. Neyse ki ben 50 milyar
milyar milyar atomdan olutuumdan, tam olarak llebilen
8000 reaksiyon, greceli olarak olduka kk bir oran tekil
ediyor.
Btn bu rakamlar ortaya atp durmamn nedeni, ne zaman
bir gazetede bir sr say verilip, bu saylarn dierlerine oran
lar hakknda hibir bilgi olmadn grsem, on Uzerli deerlere
kar duyduum tutku nedeniyle olsa gerek, bir boluk duygu
su iine derim. 2001 ylnn Nisan aynda Le Monde gazetesin
de, CRIIRAD (Bamsz Radyoaktivite Aratrmalar Komisyo
nu), adnda yer alan " bamsz" szcnden de anlalaca
zere, bal hibir kurumla alakas olmayan zel bir komisyon
dur bu- tarafndan ortaya atlan bir takm sulamalarn duyu
rulduu haberde de benzer bir durum vard. 3000 rnek zerin
den yapt aratrmalarla alarm durumu neticelerine ulam
bulunan CRIIRAD'm raporuna gre, Chernobyl' deki Sovyet re
aktrnden ykselen radyoaktif bulut, 1986 ylnda Fransa'ya
kadar ulatnda ciddi bir radyoaktif sezyum 137 kirlilii yarat
m, sz konusu kirlilik 2000 ylna gelindiinde Languedoc ci
varndaki baz blgelerde metrekare bana 5000 bekerel, Mer
cantour' da da 50 000 Bq/ m2 seviyesine ulam bulunuyordu.
imdi, ka insan bu sfrlarla dolu rakamlar karsnda korku
ya kaplmtr, kim bilir? CRIIRAD'n insanlarn kafalarnda ya
ratt bu endieden salamaya alt kazan neydi? Radyum
226'nn bir gramndaki radyoaktiviteyi gsteren (saniyede 37
milyar bozunma) curie (Ci) gibi byk bir birim kullanm olsa
lard, Mercantour'un fazla derin olmayan vadilerinde llen
radyoaktivite, bir curie'nin sadece 1,4 milyonda biri olarak ka
cak ve daha az grlt yaratacakt. Umarm daha fazla gazeteci,
manetlerini atmadan nce fizikilerinkine benzer reflekslere sa32
BEN
RADYOAKTiFiM 1
13. BLM
Zama nnda, 1 ll'n ri Btt q mnI ve Pierre ve Marie Curie'nin
doal radyoa ktivi lly i ktld tii y l larda, bu fenomen yle sra
d grnyordu ki, bazla r, i nsanlar sadece radyasyona tabii
tutarak onlarn btn dtrt ltri n i iyiletirebileceklerini bile d
nmt . Ama Maric Cu rie, gn boyunca radyum elementi ile
bir arada olmas son ucunda byk miktarlarda radyasyona ma
ruz kalmasnn sebep olduu kan kanserinden ld . Ve sonra,
elbette, Amerikallar iki adet atom bombasn Hiroshima ve Na
gasaki'ye attlar. Bunu yapmalarndaki sebep, muhtemelen za
ten kazanlm bir sava tekrar kazanmaktan ziyade, btn
dnyaya bir korku salmakt. Ve bu amac m kemmel bir biim
de baardlar ve insanlk, nkleer silahlarn yok edici muazzam
gcnden gerekten ok korktu. Bir nceki yzyln anlamsz
mitleri ve bugnn panik halindeki korkular arasnda hala,
radyoaktivitenin ne olduu konusunu soukkanl biimde an
latmay ve dnmeyi srdrmeye abalamalyz. Bunu yapar
ken de, her zaman her yerde var olan kk miktarlarn bilinme
si, baz kullanl uygulamalarn hazrda tutulmas (ilalar da
hil), nkleer g santralndan yaylan atklara mdahale etmeyi
baarabilirsek, yedek bir enerji kayna bulundurulmas (ki bu
yntem henz zm olmaktan ok uzak durmaktadr) ve ger
ekten b tn gezegenin infilak etmesini salayabilecek bu mu
azzam byklkteki ykc gcn fiziksel alma prensiplerinin
renilmesi gibi konulara eilmeliyiz.
Ama radyoaktiviteye kar mantkl bir tavr koymak da o ka
dar kolay bir i deil. Genel olarak, bir cismin radyoaktif olup ol
mad bariz biimde grlemez. Bunun da tesinde, hepimiz,
yaammz etkilemeyecek miktarlarda doal radyasyona maruz
kaldmzdan -Brittany gibi granit rezervlerinin olduu bir bl
gede oturuyor olmak, kanser riskine, baka bir yerde yaayan ki
ilerden daha yakn olmak anlamna gelmiyor gibi grnmekte
dir. Buradan riskin gz ard edilebilecei veya gerekten yksek
bir eik olduu anlalmaktadr. Ama byle bir eik gerekten
var mdr? Eer varsa, bu eii tam olarak tanmlayabilir miyiz?
Bu olduka ilgin bir sorudur nk cevabn henz hi kimse
tam olarak veremiyor gibi grnmektedir. Bildiimiz odur ki,
34
BEN RADYOAKTiFiM 1
hcrelerimizde, kromozomlarmz oluturan ONA moleklleri
ni onaran mekanizmalar vardr. Bu mekanizmalar, radyasyon
olmad durumlarda da gereklidir; kopya olutururken ve me
sajlarn tercme edilip iletilmesinde yer yer hatalar olabilmekte
dir. Hcreler, zayf veya gl radyasyona maruz kaldklarnda
ONA'larn onaracak zaman bulabilirler mi? Bunu bilmiyorum.
Herkesin de bunu bilmediini bana dndren ey, legal rad
yasyon eiinin daima, doal radyasyon miktar temel alnarak
hesaplanan bir deer olmasdr; yani, homojen doal radyoaktif
nlamaya maruz kalndnda, tehlikede olunup olunmadna
fizik kanunlar karar verir. Ama radyoaktiviteye maruz kal
mz bariz biimde doal radyoaktivite snrlarnn tesine geer
se, alarm zillerinin alnp alnmayacana yasa koyucular ka
rar vereceklerdir. Radyobiyologlarm hcrelerde ONA molekl
lerinin nasl onarldn daha iyi anlamalarn beklerken, yasa
koyucularn koyaca buna benzer tavrlar bana gayet mantkl
grnyor; radyoaktivite yokmu gibi yaamaya devam edeme
yiz, dolaysyla, buna bir kural getirmeliyiz ve daha fazla bilgi
nin ortaya kmasn beklerken, temkini elden brakmamalyz.
Nkleer enerji kartl konusunda saplantl baz insanlar,
ne trden olursa olsun, btn radyadyon esasl kaynaklarn ya
saklandn grmek istiyorlar ama bu istekleri sama, nk
doal radyasyonu gz ard edemeyiz. Byle syledim diye, iin
duygusal ynn yok varsaydm ve kendimi, duygusal alan
kltme arayyla meseleyi saylara indirgeyip dar bir bilimsel
bakla snrlandrdm dnmyor musunuz? Aslnda ben
de, bilim insanlarnn bu konulardaki tavrlarnn pek rasyonel
olmadnn pekala farkndaym. Sanrm radyumu plak elle
dokunan Marie Curie de (bir gram tam olarak 37 milyar bekerel
ve rneklerdeki radyoaktivite, rue Lhomond'daki laboratuarn
btn gece boyunca aydnlatmaya yetecek enerjiye sahipti,)
kendini bylesine ak biimde radyoaktif yaynma maruz b
rakt deneyleri srasnda salnn kar karya olduu tehli
keden tamamen habersiz olamazd. Fakat onu her eyden ok il
gilendiren, dier insanlarn kanser hastalnda kullanlabilecek
olan radyasyon tedavisiydi.
35
1 3. BLM
Eitim Bakanl bnyesindeki bir organizasyon olan "Milli
Mfredat Konseyi" ierisindeki snrl grevim srasnda, btn
lise rencilerinin radyoaktivite konusunda az da olsa bilgi sa
hibi olmalar gerektiini ne srmtm. Eer 2001 ylndan
sonra Fransa' da "terminal S" kate gorisinde kayt yaptrm bir
lise rencisi iseniz, karbon 14 kefinin arkeoloji dnyasn sars
m bir keif olduunu renmi olmanz gerekir. Bu yk, iki
perdelik, ok gzel bir hikayedir. 1934 ylnda Amerikal fiziki
F. N. F. Kurie, 9 azotu ntron bombardmanna maruz braktn
da, radyoaktif karbon 14C retebildiini fark etti. Ardndan, 1946
ylnda Willard Franck Libby, 14C izotopunun, azot ihtiva eden
Dnya atmosferinin st tabakalarna gelen gne nlarnn or
tamda yaratt nlama sonucunda srekli olarak retildii
fikrini ortaya att. Gne, nkleer fzyon (kaynama) reaksiyon
laryla snan devasa bir gaz topudur ve temel olarak hidrojen
yakar ve helyum retir; bunu yaparken de, e deer devasalkta
baka baka eitlerde "kozmik n" ad verdiimiz radyasyon
lar salar. Brakn bir uzay gemisinde seyahat etmeyi veya Ay y
zeyinde zaman geirmeyi, atmosferin yksek tabakalarnda
uzun sre uu yapmak bile salnz asnda tehlikelidir. At
mosferde yeterince oksijen ve dolaysyla, yaayan organizmala
r Gne'in zararl etkilerinden koruyacak yeterince ozon (bn
yesinde oksijen atomu bulunan bir molekl) birikene kadar
Dnya zerindeki hayat gelimedi.
Atmosfer st katmanlarda baarl reaksiyonlarn oluum
srecinde protonlarn ntronlara dnt ve sonra azot atom
larnn ekirdekleri tarafndan yakaland dorulanmtr; ka
rarl azot 14N, radyoaktif 14C karbon izotopuna dnmektedir.
Bu oluum gerekletiinde de, 14C, ortamdaki oksijen atomla
ryla birleerek, daha sonra atmosferin geri kalan ksmyla kar
acak olan 14C02 karbon dioksit gazn ortaya karmtr. Elbet
te bu karbon dioksit moleklleri ierisinde bulunan 14C izotopla
r ar ar tekrar 14N elementine dnm ve btn bu gelime
srecinin yayld zaman aralnda yeniden den geli ve kararl
bir ortama ulalmtr. Btn atmosfere yaylm olan 14C karar-
BEN
RADYOAKTiFiM 1
j 3. BLM
lunan yalar birbirleriy le kyaslanabiliyor ve tm yntemlerle
yan ayn kp kmadna baklarak, hangi radyoaktif ele
mentin kullanldndan bamsz olarak dorulanabiliyor.
rnein, Dnya'nn ka yanda olduunu biliyor musunuz?
Elbette bu eski bir soru. Tevrat'n yorumlanyla ilgili tart
malar hzla gememe izin verin; aa yukar birka bin yllk
bir yanlma payyla, btn bu iyi yrekli insanlar Dnya'nn ya
nn 5000 yl olduu konusunda hemfikir olduklar gibi, ayn
zamanda insanln yann da ayn olduuna inanyorlar. Ma
mafih, sadece 1974 ylnda Etiyopya' da kefedilen insans Lucy
(kadn) yaklak 3 milyon yanda kt ve 2001 ylnda ad' da
bulunan insansnn da (Toumai) yaklak 7 milyon yanda oldu
u saptand ancak en eski atalarmz olduklar dnlen bu her
iki cinsin de, Dnya'nn yayla kyaslandnda gayet gen ol
duklar anlald. Hele Homo Sapiens: Kutsal kitaplardaki insan
lardan olduka yal olmasna karn, Dnya'nn yandan ok
daha gen; yaklak olarak 150 000 yanda. Dnya, Homo Sapi
ens' den otuz bin kat daha yal; 4,5 0,2 milyar yanda. Dolay
syla insan, evrim tarihinin ge dnem blmlerinden biri ve
ada bilimin sonular bizi daha da mtevaz yorumlar yap
maya zorluyor; insan, Dnya'nn oluum srecinde resme yeni
katlan bir canl ve zaten Dnya da Evren'in merkezinde deil.
Gne Sistemi'nin kendisi de, brakn Evren' in merkezinde ol
may, kendi galaksimizin bile merkezinde deil ve aslnda iyi ki
de deil, zira eer orada olsayd, orada bulunan kara delik tara
fndan abucak yutulmu olurdu. Yaz gecelerinde gzlemledii
nizi mit ettiim Galaksimiz Samanyolu, btn gk kubbeyi
kaplayan bir rt gibi olmakla beraber, o da Evren' in merkezin
de deil.
Gemite de birok bilim insan Dnya'nn yan hesaplama
y denemitir. rnein 19. yzylda Lord Kelvin, Dnya'nn bu
gnk scaklna kadar soumas iin ne kadar zaman gemesi
gerektiini hesaplam ve sz konusu srenin 20 milyon ile 400
milyon yl arasnda bir zamana karlk geldiine kanaat getir
miti. Ama o zamanlar Kelvin bulduu lm metoduna, Dn
ya'nn doal radyoaktivite araclyla kaybettii sy dahil ede:m
BEN RADYOAKTFM i
mezdi -en bata, ayamz bastmz hemen her yerde bulunan
uranyumdan yaylan- nk byle bir radyoaktivitenin varl
ndan habersizdi. 1905 Ylnda Ernest Rutheford, Dnya'nn ih
tiva ettii uranyum ve uranyumun bozunmasyla ortaya kan
helyum arasndaki ilikiye bal olarak 140 milyon yl saysn
nerdi. Ama ok hafif bir gaz olan helyumu n srekli olarak
Dnya' dan kat gereini dnmemiti. Fizikte lmleri
yorumlamann kullanlan modele ne kadar bal olduunu g
rrz. Ama ne olursa olsun Rutherford yine de, belli nkleer re
aksiyonlarla darya "alfa" paracklar salan helyum ekirdei
ni incelerken, bir atom ekirdeinin, aslnda atomun kendisin
den ok daha kk olduunu gstermek iin kullanmt. So
nuta, Dnya'nn yan bulmak iin gelitirilecek metodun,
nkleer reaksiyonlar tarafndan ortaya kan elementlerin kon
santrasyonlarn karlatrmak yoluyla, radyoaktiviteyi kulla
narak kacana ynelik bu fikir, iyi bir balangt. 1950' lerde,
kayalarn ihtiva ettii potasyum ve argon elementlerinin yan s
ra, rubidyum ve stronsiyum miktarlarn karlatrarak, Dn
ya' nn ya 3,5 milyar yl olarak tahmin edildi. Giderek, bugn
artk netletirdiimiz geree daha ok yaklayorduk.
1994 ylnda bir gn, Jean Jacques' in Sradan Bir Kimyagerin
tiraftan kitabn okurken, Victor Hugo'nun William Shakespeare
kitabndan yaplm muazzam bir alntyla karlatm. Sanat ve
bilimi karlatran Hugo, " Bilim, gerein asimptotudur. Kesin
tisiz biimde giderek ona daha ok yaklar ama asla dokunmaz.
Buna karn, byk bir ihtiama sahiptir. radenin gc, hassa
siyet, heyecan, cokulu odaklanma, iine ileme becerisi, incelik,
dayankllk, arkasn brakmama sabr, fenomenleri srekli izle
me becerisi, gelime gayreti ve hatta marifet gsterisi dokunuu
hep ondadr," diyordu. Ne byk sayg!
Sonuta, her bir yeni bulula geree biraz daha yaklayo
ruz. Dnya' nm yayla ilgili en son aratrmalar, tektonik levha
larn yapsyla ilgili sorularn ortaya atlmasna odaklanm bu
lunuyor. Levhalarn yaplar teorisi, farkl " levhalarn" srekli
ar ar yer deitirdii yerkabuunun hareketlerini aklyor.
Bu plakalar her yl birbirlerinden en az birka santimetre uzak39
1 3. llLM
la;; yorlar -ki bu hareket fazlasyla yava g rnyor ama mil
yonlarca yldr srekli devam ediyor. Sonuta, ktasal ayrma
adyla anlan hareket, rnein Hindistan yarmadasnn Asya k
tasnn iine doru girmesinden ve balant noktasnda meyda
na gelen skma sonucunda grkemli Himalayalar'n oluma
sndan sorumlu ve bu ilem hala da devam etmekte; zellikle bu
blgede ve dier yerlerde vuku bulan trajik depremler de bu ha
reketliliin birer kant. Peki, bu plakalar neden hareket ediyor?
nk yeryznn altnda, Dnya ekirdeinin etrafndaki ka
buk aslnda hareket halinde akkan, koyu adal bir sv. Dn
ya'nn merkezi, burada bulunan uranyumun bozunmas sonu
cunda srekli olarak bir s aa karsa da, gezeg enin oluu
mundan bu yana yava yava soumasn srdrmekte. Dolay
syla, ieriden darya doru bir s ak var. Ama alttan stlan
bir tenceredeki suya ne olduunu izlemi bulunan herkes, yete
rince youn bir s aknn, snn uyguland svda da bir ha
reket yaratabileceini bilir; scak suyun souk sudan daha d
k younlua sahip olmas sonucunda ykselmesi, sonra yk
selen suyun yzeyde souyarak scak sudan daha youn hale
gelmesi ve tekrar kmesi neticesinde, bir yuvarlanma hareketi
gzlenir. Ayn biimde yerkabuu da, Dnya'nm merkeziyle
yeryz arasnda syla tetiklenen akn neden olduu byk
hareketlerle kprdanr. Hareket, tektonik levhalar boylu bo
yunca eker ve levhalarn birbiri zerine binmesi sonucunda
sklkla byk sarsntlara neden olur. Ya bulma konusunda,
maalesef btn bu sarsntlar Dnya'nn derinlikleriyle yzeyi
arasnda byk miktarda maddenin yer deitirmesine neden
olduundan, yzeyde bulunmas beklenen en eski kaya bloklar
kaybolmulardr. Bundan dolay da, Dnya'nm ya hakkndaki
3,5 milyar yl tahmini biraz afaki kalmtr.
Ve sonra Ay'a ktk ve oradan birka kaya parasn Dn
ya'ya getirdik. Bu kayalarn analizleri sonucunda, Ay'n da yak
lak 4 milyar yanda olduu anlald. Aradaki fark ok fazla
deildi ve bu durumda btn Gne Sistemi'nde bulunan cisim
lerin ayn yaa sahip olduklar yol u n d a bir hipotez kyordu or
taya. Bu fikir, her gn Dnya y zeyi ne d en kk lekli me40
BEN
RADYOAKTFM
j 3. BLM
mdr? mkfulsz grnyor. Her eyden nce, Ay'n yapsn
daki maddeler Dnya' n n kinden fa rkl; Dnya yzeyi ile Ay y
zeyi benzese de, Ay'n ekirdeinde ar, demir bazl bir kor
bulunmuyor. Bu faktr, Ay'n ap (3476 km.) Dnya apnn
(12 756 km.) bir eyrei kadar olmasna karn, ktlesini Dn
ya'nm ktlesinden 81 kez kk yapyor. Ortaya atlan bir dier
hipotez de, kendi ekseni etrafnda hzla dnen Dnya'nn, bu
dnten dolay snerek yzeyinin bir ksmn kaybetmesiyle
Ay' yaratm olduu ynnde. Fakat, Ay'n dnme hz bu hi
potezle rtyor gibi grnmyor. Bir baka nermede de,
Dnya'nn, yaknndan gemekte olan yabanc bir uzay cismini
yakalayp yrngesinde dner halde tuttuu yolundadr; fakat
bu durumda da, eer bu uzay cismi o srada Gne Sistemi'nin
bir paras idiyse, neden Dnya gibi ekirdeinde metalik bir
kor barndrmyor? Bilgisayarlarn ve karmak hesaplarn ok
gelimi olduu gnmzde, Hartmann ve Davis tarafndan
1975 ylnda ileri srlen fikir kabul edilmi grnmektedir; Ay,
Dnya'nn yeni olutuu dnemlerde Mars byklnde (a
p 6800 km) bir uzay cismiyle devasa byklkte bir arpma
yaamas sonucunda ortaya kmtr. 2004 Ylnda, Boulder'dan
(Colorado) Amerikal bir bilim adam olan Robin Canup tarafn
dan yaplan hesaplamalara gre, eer Dnya ile arpan o geze
gen Dnya'ya tam ortasndan deil de yandan arptysa, yze
yinden byk bir parann krlp uzaklamasna neden olmu
ve sonra da merkezdeki kora yaparak Dnya ile btnlemi
olabilirdi. Ardndan, Dnya'nn etrafnda oluan muazzam b
yklkte ve imdi kolayca yaylan hafif elementler bulutu topar
lanp ya da yava yava katlmlarla bir araya gelip Ay' olutur
mulard. Sz konusu toparlanma srecinin sadece birka yl al
m olabilecei bile tahmin edilebilmektedir! Sonu olarak Ay,
giderek enerjisini kaybetmi ve bylece yavaa Dnya' dan uza
a, bugn olduu noktaya srklenmiti; yaklak olarak Dn
ya'nn apnn 50 kat bir uzakla.
Laf laf at ve ben radyoaktiviteden Dnya tarihine geldim.
Bu noktaya gelmiken de, iki tane daha konu ekleyebilirim; biri
dinozorlar hakknda ve dieri de uzayllar hakknda. nce dino4 ?.
BEN
RADYOAKTiFiM 1
3.
BLM
BEN
RADYOAKTFM
45
1 3. BLM
art da ii biraz daha zorlatryor. Az nce grdmz gibi
Ay, oluumlarndan ksa bir sre sonra Mars byklnde bir
gezegenin Dnya'ya ufak bir ayla arpmasnn sonucu ortaya
km olabileceinden, bu olasl hesaba katarsak, bir
d-Dnya/ d-Ay iftinin, yldzlarna benzer uzaklkta benzer
bir arpmayla meydana gelmi olmas ihtimali bir hayli dk
tr. Ama yine de, araylarmz srdrmee deer.
Muhtemelen, Dnya benzeri, zerinde yaamn varlk bula
bilecei bir gezegen bulmak iin dnlmesi gereken unsurlar
dan ilki, ozonun varldr. Suyun altndaki yaam oksijen retir
ve oksijen zamanla sudan kaar ve Gne'ten gelen radyasyo
nun etkimesiyle ksmi olarak tekrar ozona dnr. Bundan
sonra da ozon, yeryzn Gne'in kzltesi radyasyonundan
korur ve yaamn sudan kmasna olanak verir. Ama btn
bunlar zaman alr! Suyun altndaki yaam 3,5 milyar yl nce v
cut bulurken, su dndaki yaam bunun sadece altda biri olan
600 milyon yl nce balamtr. Bizim bildiimize benzer bir ya
am kantlayan izleri bulabilmek iin kefedeceimiz bir exop
lanetin pek de gen olmamas gerekmektedir. Eer kurgu bilim
romanlar sizde, bize radyo mesajlar gnderecek kadar yeterli fi
zik bilgisine sahip gelimi varlklarla tanma arzusu yaratty
sa, ok fazla ey istiyorsunuz demektir. Aslnda Homo Sapiens,
evrimin ok yakn bir gemiinde, 1 00 000 ile 200 000 yl aras bir
zaman nce balayan bir maceradr. Modem insan, sadece iki
buzul a arasnda ve evrimin sudan karalara kmasndan
yzlerce milyon yl sonra, iklim koullarnn uygun hale gelme
siyle geliebilir. Fakat 200 000 yl, jeolojik zaman skalasnda hi
bir ey deildir. nsan trnn, ar petrol tketicilerinin hali
hazrda tetikledikleri iklimsel sapmalar sonucunda meydana
gelmesi olas iklim deiiklerin bir yana brakn, bugnden son
ra 20 000 yl ierisinde muhtemel bir buzul anda bile yaam
n srdrebilecei hi de kesin deildir. Dolaysyla, uzayl dier
insanlar bulmak ve bizimle benzer evrim srecinde bulunan
d-dnyalarn tanmak iin olduka byk rastlantlara ihtiya
cmz olacak. Ksacas, bir zamanlar dnya d canllarla tana
camz olaslna gayet gnlden inanm biri olarak bugn
46
BEN RADYOAKTiFiM 1
ben de, bu konuda tutarl bir karamsar haline gelmi bulunuyo
rum.
Ama yine de aramaya deer. Eer gerekten farkl bir yaam
ekli bulursak, heyecanl olmaz m? Dnya'y alglaymz, do
rusunu isterseniz, biraz sarslacaktr kukusuz. Bu arada, 2025
ylnn ne getireceini bekleyip greceiz ve ona gre gelecei
mizi dzenleyeceiz -tpk radyoaktivite konusunu konumak
iin ipin ucunu ekip, bunca eyi renmenin bir srpriz oldu
u gibi- ve ayn Dnyamz'n, Gne sistemimizin tarihini anla
mak iin aratrmaya devam ettiimizde veya hayli k yl
uzaktaki olas yaamlara ev sahiplii yapan gezegenleri kendi
yuvamz olan Dnya ile karlatrrken olduu gibi, belki de
tekrar tekrar srprizlerle karlamaya devam edeceiz.
47
1 995,
ay 270. Steve
1 4.
BLM
4.
BLM
14. BLM
lk harmoni
Temel durum
Resim 3
;4.
BLM
57
1 4.
BLM
58
1 4.
BLM
T0 T
61
O olarak dnlmtr.
1 4. BLM
bilmesi iin msait btn hacmin yzeysel dalgalar tarafndan
igal edildii sonucuna varlacaktr.
Askeri tren yrylerine katlm olan herhangi biri, eer
bu yolla yannda yryenlerle yer deitirme fikrini kafasna
koyduysa, bu yaptnn tutuklanma riski anlamna geleceini
bilir. Ben olsam hemen grlrm, mesela! nk gayet aktr
ki, bylesine bir yrye katlm olan her bir asker, yanndaki
dier askerlerden ayrdedilebilecei zellikleri kendinde sakl
tutar. kiz kardeler yan yana veya arka arkaya yryor bile ol
salar, sada yrmekte olanla solda yrmekte olan veya nde
ve arkada yrmekte olan, srann ortas, kenar gibi pozisyon
zellikleriyle bir kez tanmlamak mmkn olacaktr. Kuantum
younlamasnda, mamafih, z g n zelliklere sahip atom kal
mam, sadece makroskopik lekteki maddenin byk dalgas
bulunmaktadr. Ketterle'nin izimi, tren ktasnda yryen as
ker atomlardan daha az irin grnmekle birlikte, bilimsel ola
rak kesinlikle ok daha nettir. Science dergisinin kapandaki
imaj, ayn biimde davranmakla dzenli pozisyon almay birbi
rine kartrmtr. Kuantum fiziinin ban belaya sokacak bir
paradoksu gz ard etmitir; yeterince dk bir scaklkta atom
lar, etrafa yaylan ve birbirinin zerine binen dal galara dne
rek, birbirlerinden ayrdedilemez bir ekil alrlar.
1995 ylnda yaplan keif, paracklarn dalga-benzeri karak
terlerinin ilk kez ispatlan olmaktan ok uzakt. Bir yzyldr,
elektronlar kullanarak kesien rntler elde etmeyi biliyoruz
ki bu durum, bir havuzda buluan dalgalar yaratmak iin iki
adet dalga yapc cihaz kullanlarak elde edilen sonuca tam ola
rak benzer. Bu dalgalar eer faz halinde (efazl) iseler birleip
byrler ama faz d iseler birbirlerini yok ederler; yani, eer
dalgann biriyle su ykseliyor ve dieriyle alalyorsa. Bugn,
burada anlatlan yntemle giderek daha byk paracklarn gi
riimleri salanabilmektedir; rnein, 60 adet karbon atomunun
bir eit kresel zgara, futbol topu nun zerindekine benzer
analog bir a formu oluturduu C,,11 moleklleri g ibi. Kuantum
maddesi ve klasik madde arasndaki byklk balamnda s
nrlarn nereye kadar -eer gerekkn bi r snr varsa- genileye(2
63
b J Bl m
M
a sa m
ua n u m
mu
65
5.
BLM
itaat eden her nesne gibi, gezegenin de bir yrngesi vardr; her
hangi bir anda onun nerede bulunduunu ve hzn, tpk yere
dmekte olan bir elmannkini lebildiimiz gibi lebiliriz.
Ancak kuantum paracklarn ele aldmzda, artk bu kanun
lar geerli deildir; kuan tum mekanii yrnge kavramn terk et
mitir ki bu da bizi dosdoru konunun tuhaf ynlerine getirir:
Belirsizlik lkesi. Bu ilke, Heisenberg tarafndan formle edil
mitir ve paracn tam olarak nerede ve hangi hzla hareket et
tii bilgilerinin her ikisinin birden ayn anda bilinemeyecei ko
ulunu getirir; yani sz konusu deerlerden birini iyi biliyorsak,
di erini tam olarak bilemeyiz. Bazlarnn bu prensipten riskli
biimde fizik tesi anlamlar karma eilimi olduundan, u an
kendilerini biraz olsun tatmin etmeleri iin uygun bir zamandr,
zira aklamalar gelitike bu anslarn kaybedeceklerdir!
Gerekte, Belirsizlik lkesi, kuantum fiziinin temel nerme
sini kabul ettikten sonra anlamas ok da zor bir prensip deil
dir. Temel nerme de, paracn ayn zamanda bir dalga oldu
udur. Dalgay bir kutuya yerletirmek de, onun nerde olduu
nu bilmek iindir -kutunun iindedir ite- ama bu ayn zaman
da onun hareketinin ynn ve hzn bilme olaslmz orta
dan kaldrmak anlamna gelir. Tersini dndmzde ise,
dalgann hzn doru drst lmek iin, onun uzayda zgrce
titremesine izin vermemiz gerekir ki, bu durumda da nerede ol
duunu tam olarak tespit edemeyiz. Hidrojen atomunun elek
tronu, atomun kck nanometre kplk hacmi iinde bulu
nur. Bu kk hacimde elektron, heyecanla hemen hemen her
yne hareket eder ve hacim kltldke elektronun heyecan
da artar. Bu durum bir bakma fltn iinde titreen havaya ben
zer; borunun iinde hareket eden hava kolonu ksaldka, ses
dalgalar da iki u arasnda daha sk ileri geri gider, titreimin
frekans artar ve bylelikle ses perdesi ykselir.* Geen blm
de akladm gibi, bugn byle kuantum kutularyla, kutunun
boyutlarn klterek, ierisinden kan yksek k frekansna
ve dolaysyla yksek enerjiye sahip lazerler retiyoruz. Belirsiz* Ses tizleir. N.
(i(i
I s. sM
Kuantum fizii hakkndaki her ey tuhaftr. 14 Ne olursa olsun, kuan
tum mekaniinin bu olasla dayal karakteri nemli bir sonuca
sahiptir: Atomun ierisindeki elektron, bu kk hacimde etrafa
salm bir dalgadr. Bir gezegen gibi yrngesinde dnmez; bir
bakma, olasla bal doasnca dalm bir eit rasgele ko
nulanm buluttur.
Elektronun vard bu nihai uzlamann tam deerini nasl
bulabiliriz? Sorunun cevab, elektronun kesin elektrik yk dee
ri ve Heisenberg kuantum uyarm genliinin* -ki bu deer
Planck sabitiyle orantldr- hesaba katld baz gerek hesap
lamalar gerektirir; yani i biraz zorlar. Biz yine, az nce basite
verdiim sonu deerini hatrlayalm: Atomun ap 0,3 nano
metredir; hidrojen atomunun, Avagadro says ad verilen ve
1 / ( 6 x 1 023) deerinde olan gram cinsinden ktlesini hesaba kata
rak, younluuyla ilgili doru sonucu alrz. Kat cismin youn
luu, yaklak olarak onu oluturan atomlarnkine eittir ve bu
durum, kuantum fiziinin temel ilkesi olan Heissenberg Belir
sizlik lkesi'nin bir sonucudur. Bilim insanlar, ancak kuantum
fiziinin ortaya kt 1 920'lerden sonra madde ile ilgili en te
mel gerekleri ayrntlaryla anlayabildiler.
imdi, biraz atomlarn rengi zerine ve biraz da atom saatle
ri hakknda konumann zamandr. Flt borusu iindeki hava
blou titreiminin farkl hallerini hatrlarsanz (bundan nceki
blmde), elektronun da hem dk enerjili bir temel hal ieri
sinde olabileceini, hem de ayn zamanda, belki de titreim fre
kansnn daha yksek olduu farkl uyarlm hallerinde bulu
nabileceini de anlayacaksnzdr. Her bir hale karlk gelen,
kuantum mekanii tarafndan sabitlenmi belli bir enerji vardr.
Peki, maddenin rengi nereden gelir? Birka istisna dnda, 1 5 bu
zelliin altnda yatan, elektronun bir halden dierine geerken
ya sourduu ya da sald gereidir. Elektronun iinde
bulunmas olas kuantum halleri, ta mamen ait olduu atomun
doas tarafndan belirlendiinden (ato m u n proton, ntron ve
Genlik: Dalgann en yliksek noktasyla en
ri.
.N.
fiU
5.
BLM
rum baz insanlar iin sakl kalrken, d itr bazlar iin gayet
aktr; zevk meselesi.
" Ama o halde, eer masamla ilgi l i kua ntum bir durum varsa
ve kuantum fizii maddeyle dalgann ayn ey olduunu syl
yorsa, bizim de 'masa-dalgalar' iletiyor olabilmemiz gerekmez
mi?"
" Aha! te imdi duyduun bu heyecan seni biraz daha te
de bir alana tam bulunuyor. Bu soru bana Schrdinger' in ke
d isi hikayesini dndrd ve eer bu hikayeyi sana anlatmay
becerebilirsem, bilimin bir dier halihazr nc geliimini sorgu
layabilecek yeterli kuantum mekanii bilgisine sahip olacaksn."
Kuantum fiziinin bir dier kaifi olan Schrdinger, srekli
olarak kendisinin ve bakalarnn bu konudaki anlaylarn sor
gulad. Schrdinger'in kedisi, ayn anda hem l, hem de ya
yordu. Evet, biliyorum, elbette bu olacak ey deil; aina oldu
umuz hibir ey ayn anda hem bir halde ve hem de onun tam
tersi baka bir halde bulunamaz. Dolaysyla bu l/yaayan ke
di var olamaz. Fakat, sz konusu karm, Erwin Schrdinger ta
rafndan ulalan bir paradokstu ve bir ekilde dnlmeye de
er nitelikteydi.
Bir topa aln. Topac dndrp serbest braktnzda, sola
doru ya da saa doru dnebilir. Ve kedi rneinde olduu gi
bi, topa da ayn anda hem saa hem de sola doru dner vazi
yette olamaz; ama kuantum paracklar olabilirler.
Elektrik yklenmi birok parack, fiilen bir eksenin etrafn
da dnerler ve dnen elektrik ykleri de manyetik alan retirler.
Dolaysyla, birok parack kk bir mknats gibidir ve kutup
ynleri de dnen elektrik yknn ynne baldr. Bu kk
mknats katsayl bir deere sahiptir (quantized): Manyetik ala
nnn yerleim yn 11 spin11 olarak adlandrlr ve yukar doru
(bu durumda parack "yukar spin"e sahiptir deriz) veya aa
doru (buna da parack aa spin" e sahip diyeceiz) ynlen
dirilebilir.
Klasik topa, ayn anda hem saat ynnde hem de saat yn
nn tersinde dnemez; tpk bir pusula okunun ayn anda hem
kuzeyi hem de gneyi gsteremeyecei gibi, ama bir kuantum
11
71
. s.
BLM
, i
E.--
Ik
Resim 5
s.
BLM
iki yarkl
ekran
dzlemsel
dalga
grm
saaklar
Resim 6: zerine iki tane yark alm ekrana arpan dzlemsel bir dal
ga, ekrann dier yanna iki kaynaktan yaylan ve kesien dalgalar ola
rak geer ve birbiri ardna oluan aydnlk ve karanlk saaklar retir.
" Bir dakika! Eer zerinde iki yark bulunan dz bir alana bir
elektron yollarsam, elektron sadaki ve soldaki yarktan ayn
anda m geecek?"
" Evet! Biliyorum, sezgilerin bunun doru olamayacan
sylyor ama bu doru; dorulanm bir gerek. Tpk elektron,
ayn anda hem saa hem de sola doru dnebildii gibi, ayn an
da sadaki ve soldaki yarklardan da geebiliyor. Size inanlmaz gibi
gelse de gelmese de, bu deney artk klasik bir deney halini ald.
Bir elektron demetinin iki yarktan birden geiini saptayabiliyo
ruz; iinde elektron barndran blgelerle, barndrmayan blge
leri, tpk aydnlk ve karanlk blgeleri tespit edebildiimiz gibi
bulabiliyoruz. Belli blgelere elektronlar birer birer bile gnde
rebiliyor ve baka blgelere deil, onlar yol ladmz blgelere
ulatklarn saptayabiliyor, bylece her i ki yarktan birden, tp
k dalgalar gibi -ki onlar da dalga zaten- ayn anda getiklerini
ispatlayabiliyoruz."
75
' S.
BLM
5.
BLM
s. BLM
ve ykc giriimlerini aka gryoruz -lazer nn karanlk
ve aydnlk bantlarnn edeerleri olarak- ve bu da, elimizdeki
maddenin eevreli bir dalga olduunu kantlyor.
Bu nasl mmkn? Karmak nedenlerden dolay, sz konu
su sper-iletken veya sper-akkan akmlar, evreleriyle her
hangi bir enerji alveriine giremezler. in iinde bulunan b
yk saydaki kendi atomlarna ve byk saydaki komu atom
lara ramen, eevreli durumlar daimidir. Her eyi olduu gibi
anlatabilmek iin bu istisnay da iaret etmek istedim. unu da
sylemem gerekir ki, son yirmi yldr kendi laboratuarmda s
per-akkan helyumu hemen hemen her gn gryorum ve be
ni hala artmaya devam ediyor .
Kuantum fizii, profesyonel fizikiler iin bile zor bir konu.
Bu blm, son zamanlarda haber programlarnda duymu ola
bileceiniz kuantum bilgisayarlar zerine birka szle bitirmek
istiyorum.
Eer basit bir masada bile kuantum mekaniinin i banda
olduunu kabul ettiyseniz, o zaman bir bilgisayarda kuantum
mekaniinin bolca miktarda sz konusu edilebileceini varsay
mak da sizin iin fazla abartl grnmyor olacaktr. Elbette bu
bir perspektif meselesidir. Bilimi, teknik nesnelerle birbirine ka
rtrmamalyz, zira onlar imal edebilmemizi salayan, bilimin
kendisidir. Bilgisayarlarn iinde birok transistor olduu ve
transistorlarn da kuantum teorisinin bir uygulamas olan ya
r-iletkenlerin kefiyle ortaya kt kesinlikle dorudur. Ancak
bilgisayarn mant aslnda klasiktir. Bununla sylemek istedi
im, bilgisayarlarda yaplan hesaplamalar elektronik devreler
araclyla yaplmakta, hibir belirsizlie meydan verilmemek
tedir. rnein, bilgisayarnzdaki hibir mantksal kap ayn an
da hem ak hem de kapal olamaz. H ibir hafza birimi, O ve 1
deerlerinin her ikisini birden ayn t n d t ihtiva edemez. Ama
imdi baz hesaplamalar, tamamylt deii k biimde alan ku
antum mant ile yaplmaya balan m tr. imdilik daha temel
/{( )
11 5. BOLUM
83
6 .) B l m
Keli meleri n Gc
2003 ylnn Mart aynda bir gn, dekoratif sanatlar okulun
dan iki renci, Aiko Oshima ve Vincent Ciccone, beni grmeye
geldiler. Benden, kendileri iin bir metin yazmam istediler; da
ha ak olarak, iimle ilgili 20 kelime seip, bu kelimelerin an
lamlarn kaleme almam istiyorlard. Bu anlamda birka kiiden
topladklar benzer tanm metinleriyle, sakinleri arasndaki bir
ok aratrma-gelitirme kurumuyla, kimsenin pek fazla haberi
olmasa da, bilimi ve sanat omuz omuza gtren Paris'in bu kal
burst Latin mahallesi la montagne Sainte-Genevieve' de, ya
ratc, katlmc bir yolla hayatn tarifini ortaya kartmay umu
yorlard. Bu iki renci, benim yazacam metni de elleri ndeki
dier metinlerin yanma koyup sergilemeyi planlyorlard. D
ncelerini sevdim. stediklerini yaptm ama yazdklarmn ba
zlar, gerekten bir eyleri tanmlamaktan ziyade, heyecanl bir
merak uyandrmay hedefliyordu. Aa!1daki metin, yaklak
olarak onlar iin yazdklarmla ayn:
Bahe: inde bitkiler bulunan alan . Latin mahallesinde sey
rek grlr. Dekoratif sanatlar y ksl'kokulu, Ecole Normale Su
perieure (ENS) ve Madam Curie Enstit s'nden ayran bahey
se, deney yapmak amal bir bota n i k bahesidir. Bir gn
84
KELMELERN GC 1
ENS'nin fizikileri, yneticileri Edouard Brezin nderliinde bu
bahede baz dzenlemeler yapmak amacyla kollarn svama
ya karar verip, buray, yaz aylarnda piknik yapabileceimiz i
ac bir mekan haline getirdiler.
Ye il: Yaz tahtamn rengi. Dier yaz tahtalar hep beyaz. Bil
diim kadaryla, bu mahallede sadece College de France bnye
sindeki Pierre Gilles de Gennes krmz bir yaz tahtasna sahip.
Helyum: Soy gazlarn en hafif ve basit olan. Fizikte sklkla
zerinde allan bir elementtir nk doal olarak kimyasal et
kinlii yoktur. ocuklar iin balonlarn iine doldurulur ve by
lece, Arimet prensipleri uyarnca, balonlar havaya ykselir.
Helyum, ayn zamanda btn akkanlarn en souk ve saf ola
ndr ki bu ayrcal onu, maddenin zelliinin klasik mi kuan
tum mu olduu zerine yaplan almalarda istisnai bir aday
haline getirir. Scakl mutlak sfr noktasna yaklatrmada da
vazgeilmez bir soutucudur ve tbbi grntleme cihazlar on
suz bugn geldikleri noktaya gelemezlerdi.
Kahve: Moskova'daki Kapitza Enstits'nde, lokal " kahve
kulb" yelerinin her gn fizik alannda en son gelimeler ze
rine bitmek tkenmek bilmeyen fikir alverilerini yapabilmek
iin bir araya geldikleri kk, karanlk bir oda hatrlyorum.
1984 ylnn Haziran aynda ben de bir ruble (sembolik yelik
bedeli) deyip bu kulbe katlmtm. O odada, binann dier
btn odalarnda yapldndan daha fazla bilim yaplyordu.
Sz konusu bina, Kapitza'nn zorla yeniden lkesine iade edil
mesi vesilesiyle, Mendeleev'in yznc doum gn erefine
Stalin tarafndan ina ettirilmiti. Kapitza, Cambridge' deki Rut
herford' da rencilik yapm ve ilerleyen yllarda, sper-ak
kanln kefedilmesine yapt katklardan dolay Nobel dl
almt. Paris' de, Rue Lhomond, No: 24 adresindeki ynetici Al
bert Libchaber de haftalk olaan seminerlerine kahveyi dahil et
meye almtr zira binada gerekten de meslektalarnn ko
layca birbirleriyle karlaabilecekleri bakaca bir yer yoktur.
Ancak bu rnekte, sz konusu alan korunmu olmakla birlikte,
aslnda orada alan insanlarn arasndaki doal ibirliine za
rar vermitir.
85
1 6. BLM
Sezyum, alkali elementler arasnda en ar olan
dr. Periyodik Tablo' da en alt satrn solunda yer alr ki ayn tab
loda Helyum, en st sabrn sandadr. 1991 ylnda Jacques Tre
iner ve Amerikal meslekta, Cheng, Cole ve Saam, bu diya
gonal ayrmn, sv helyumun kat sezyum zerine yaylmasna
engel olduunu kefetmilerdir. Bir dier Jacques da, bizim ta
sarm ofisinin bandadr ve kendini bisiklete adam bir kiidir;
onun da " diyagonal" konusunda birka kredisi vardr; mesela
Brest kentinden Nice kentine giden yol gibi . . .
Bisiklet: Bir ulam aracdr; zellikle de Rue d'Ulm' e ok uy
gundur zira Madam Curie Estits'nden kan ambulanslar,
Lbnan Kilisesi'ndeki cenaze trenleri ve p kamyonu bolluu
nedeniyle ska ara trafiinin birbirine girmesi durumlarnda
olduka kullanldr. Benim yoluma devam etmeme duyduklar
kskanlk nedeniyle, trafik skklnda tkanp kalm src
ler, onlarn yanndan bisikletimle svp geerken bana klakson
alarlar. Bense o srada, solumda dizilmi muhteem nar aa
larn yzyl nce bu yol boyunca diktirmi olan Madam Merie
Curie'yi dnyor olurum.
Souk: Sfr santigrat derecenin (O 0C) altndaki scaklktr ve
dolaysyla rue Lhomond souk bir yerdir. Souk, benim aratr
malarmda hayati bir neme sahiptir ve laboratuarmdaki sey
reltme soutucusu -273 C kadar scakl drebilir. Mutlak
scaklk yelpazesinde sfr noktas (O Kelvin -273,15 C) alamaz
bir snrdr ve bu noktada maddenin scakla bal titreimi du
rur. Ama hala kuantum titreimi vardr ve bu titreim sv hel
yumun donmasna engel olur (basn altna almadnz srece) .
Kozmonotlar: 1968 ylnn Mays aynda, yanl bir boya fr
as darbesinin ortaya kard gzel bir tesadf sayesinde, gs
tericiler rue Lhomond zerindeki rahibe manastrn yeniden
adlandrdlar: "Kutsal Ruhun Misyonerleri" ifadesi, " Bilin Alt
nn Kozmonotlar" eklini ald. NASA'nn bizim misyonumu
zun gk kubbenin zerindeki cennete insan yollamak olduunu
dnp dnmedii bir yana, aslnda insanlar uzaya gnder
mek bir hata. Bir kere ok pahal, son ra tehlikeli ve robotlarn,
oraya gitmeyi deerli klan yegane i o l a n, Dnya'nn ve evreDiyagonal:
86
KELMELERN GC 1
mizi saran kozmosun izlenmesi grevini insanlardan daha iyi
yapabilecekleri de bir gerek.
Vakum: Yirminci yzylda fizikiler, vakumun bo olmad
n rendiler. Vakum, atomlar tarafndan rasgele k yaymna
neden olan dalgalanmalarn yer ald bir hacimdir. Bu geree
ramen, smsk kapanm bir fanusun iindeki havay dar
pompaladnzda, balangta fanusun iinde olan btn atom
lar pratik olarak oradan ayryorsunuzdur ve bu durum, ierde
ki yapnn zelliklerini deitirecektir; zellikle de boaltlan
alandaki s geirgenliini -vakum, iyi bir s izolatrdr.
Sz nt : Dk scaklk fizikilerinin kabusudur. Bo hacim
lerin (ki s izolasyonu olarak kullanlrlar) gazla dolmas sure
tiyle, sznt her trl soutmay imkansz hale getirir. En kt
szntlar -" sper-sznt" olarak da bilinirler- sadece s
per-akkan helyumun szmasna imkan verenlerdir -mutlak s
cakln 2 derece altndaki (-271 C) sper-akkan helyum, yo
unluu olmayan bir kuantum svdr ve en kk delikten bile,
devasa bir ak tneldeymiesine hzla dar frlar.
E-posta : Elektronik bir mesaj. Geniletilmi olarak, iletiim
ann kendisi. Dnyann her yanndan btn aratrmaclar,
gnmzde srekli biimde bilgisayarlar vastasyla birbirleri
ne bal durumdalar. World Wide Web (WWW) zerinden bir
ok bilimsel veri, arkadalk ve bazen daha fazlasn paylayor
lar. Bu a, 1 989 ylnda, Cenevre'deki CERN (Avrupa Nkleer
Aratrma rgt - le Conseil Europeen pour la Recherche
Nucleaire) bnyesinde alan aratrmaclardan Tim Ber
nes-Lee tarafndan kefedildi. Uzun bir sredir bilim insanlar,
dnyann her yanna dalm byk bir aile gibi yayor .
Setiim bu kelimelerin, gen hemerilerime gndelik haya
tmn belli almlarn baaryla yanstacak gce sahip oldukla
rn umuyorum. Eer temel paracklar zerine alyor olsay
dm, muhtemelen bilimsel terminolojideki baz kelimelerin me
taforik gcn daha iyi kullanm olurdum; rnein, paracn
87
1 6. BLM
"ekicilii" ok isabetli bir ierik ol ur ve sadece atletik vcutlu
olmak anlamna gelmeyebilirdi. Bu konu da, anlatlan konuyu
metaforlar kullanarak sunan bilim insanlarna hibir itirazm ol
maz. Mamafih, baz paracklarn ayn biimde davranma eili
mini tadn ifade etmek iin onlardan "sokulgan bosonlar"
diye bahsedilebilir. Ama, Jacques Lacan veya Julia Kristeva gibi
baz psikanalistlerin, kuantum fiziine veya matematiksel man
ta dair kelimeleri, kendilerini bu konularda sahte otoriteler
olarak ilan etmek amacyla yanl kullanmalarn, Alan Soka! ve
Jean Bricmont ile birlikte ben de protesto ediyorum. 11
Her durumda szckler, sadece konular birbiriyle ilikilen
dirmenin gcne sahip olmakla kalmazlar. Ayn zamanda, d
ncenin de temelini olutururlar. Ama bir bilim insannn orta
ya att her sz ayn zamanda bir ierik midir? Bilim insan se
tii basit bir kelimeyle, sadece bir fikri iletmeyi kolaylatrmaya
alyor olamaz m? Keifle ilgili btn krediyi, doru szck
leri bulan ya da daha dorusu, iletiim konusunda dierlerin
den daha iyi olan bilim insanlarna m vermeliyiz? Bu soru, bi
zimki gibi rekabetin yksek olduu, aratrmaclarn dzenli
olarak denetlendii ve eitli dllerle onurlandrld -konfe
ranslara davet edilmeler, lke apnda ve uluslar aras dller
vermeler gibi- konularn aklanmasnda ska karmza kar.
Kendi yarattmz kk dnyalarda, gnmzde birok r
nekte olduu gibi, gerekte bir grubun baars olan keifler san
ki tek kiinin buluuymu gibi, sunumu yapan bireyleri dllen
diririz. Aratrma camias bu tr dllere kar ok duyarldr ve
hakldr da. Ama sadece dl kazananlar hatrlamak gibi de bir
eilim vardr ve dl kazanan biri anons edildiinde, btn j
rinin bir araya gelip seimini yapmasnda -zellikle de Nobel
dlleri'nde- yaanan tereddtlere ramen, bazen katlmclar
hakkndaki yargmza da biraz ince ayar eklememiz gerekir.
Bence sper-akkanlk konusundaki durum da byledir. Bu
rnei ele almamn bir nedeni, bizzat kendimin de bir kuantum
zellii olan sper-akkanlk meselesi zerine alyor olmam
dr. lgim, belki bu konunun bendeki zel yeriyle alakal grle
bilir ama kayda deer bir dier nl'dl'n dl', bu alanda 1937-38 yl88
KELMELERN GC !
larnda yaplan bulularn tarihine bakl dnda grlen birka
zellik ve bunlarn gerekletii sorunl u dneme k tutulma
syla beraber, sper-akkanlk teriminin ortaya atlmasnn ya
ratt etkilerdir.
"Sper-akkanlk", baz belli akkanlarn, belirli scaklk
deerlerinin altndaki scaklklarda srtnmesiz olarak akma
zelliidir -yani, sanki younluklar sfrm gibi davranmalar
dr. Deneyler srasnda ortaya km bu bulu, 1978 ylnda No
bel dl kazanm olan Piotr Kapitza'ya ve sz konusu bulu
un deerlendirilmesi de, Sovyet teorik fizik arenasnn byk
simas ve bulutan 16 yl nce, 1962 ylnda Nobel dl sahibi
olan Lev Landau'dur. Bu iki atf konusunda, Jou rnal o/ Low Tem
perature Physics- Dk Scaklk Fizii dergisinde tartma a
maya ciiret ettiimden, camiada birka dman bile edindim
(bazlar arkadalarm arasndan) . 18 imdi geri dnp, bu olayn
karmak yksne bir bakalm.
8 Ocak 1938 tarihinde ngiliz Na ture (Doa) dergisi yan yana
iki makale yaynlam. Derginin 74. sayfasnda yaynlanan birin
ci makale, Moskova Fizik Problemleri Enstits'nden P. Kapitza
tarafndan 3 Aralk 1937 tarihinde gnderilmi: " Lambda-nok
tas altndaki sv helyumun younluu." 75. Sayfadaki ikinci
makaleyse, Cambridge'deki Kraliyet Mond Laboratuvar'ndan
J.F Allen ve A.D. Misener tarafndan 22 Aralk 1937 tarihinde,
yani birinci makaleden on dokuz gn sonra yollanm: "Sv hel
yum Il'nin ak" .
"Lambda noktas", 1927 ylnda Amsterdam yaknlarndaki
Leiden' de Willem Keesom tarafndan, ok soutulmu svnn fi
ziindeki normal d davrann kefi srasnda tespit ettii bir
scaklk deerine (T,_ = 2,1 7 Kelvin derece = -271 C) karlk gel
mektedir. Sz konusu scakla helyumu getirmek zellikle zor
bir itir. Fizikilerin helyumun "zel scakl" dedikleri bu nok
ta, olabilecek en souk noktadr. Miktar scakln bir fonksiyo
nu olarak gsteren an erisinin formu, Yunan alfabesindeki
lambda harfine benzediinden, Keesom ona bu ismi vermiti.
Sonra da, Te zerindeki svy "helyum l" ve T,. altndaki svy
da "helyum il " olarak isimlendirmiti. Bu srada da, zerinde
89
j 6. BLM
uramakta olduu svnn kimyasal reaksiyon zellikleri bu
lunmayan, minik, yuvarlak atomlardan olumasna karn, iki
farkl akkanlk hali gsterdiini anlamt -bu gayet hayret
uyandrc bir keifti.
1937 Ylnn Nisan aynda, J.F. Ailen, R. Peierls ve M .Z. Ud
din' in, helyum Il'nin sy mkemmel bir biimde iletiyor oldu
unu bulmasyla, Cambridge' de gelien olaylar hzlanm. Bu s
rada, Moskova' daki rakipleri Kapitza, derhal bu davrann ne
denlerini bulma abalarna balam. Eer younluk dkse, s
vnn iindeki hareketler de zellikle daha rahat olacandan, s
y bylesine mkemmel iletmesine katkda bulunuyor olabilir
mi? Denemi. Yzeyleri parlatlm iki diski, aralarnda bir mik
rondan az mesafe kalacak ekilde birbirine iyice yaklatrarak,
svnn bu ince aralktan geii zerine alp, younluunu l
m. T, zerindeki helyum I'in sz konusu ince aralktan ge
mekte zorlanrken, Te altndaki helyum Il'nin kolayca aktn
grm. Na ture dergisinde kan makalesinde, lmlerinin hi
bir saysal sonucunu vermemi, sadece svnn ince araln giri
indeki ve kndaki basn farknn, ak hznn karesiyle do
ru orantl olduunu beyan etmi ve buradan kan sonucu, ak
bir trblans tr eklinde aklam. Szlerini srdrrken de (ba
na epey bir kafas karm gibi geldi), eer ak trblans olmasay
d, yani dzgn olsayd, sv nn younluu yine de ok fazla dm
9
olacakt -bir poise'nin milyonda birinden daha az, ki bu da su
yun younluundan on milyon kez az olmas anlamn tayor
diye belirtmi. Sonuta, Kapitza'nn bu saptamas ve ardndan
syledikleri bir dnm noktas niteliinde olmu: "Sper-ilet
kenlerle bir analoji yaplmak suretiyle, lambda noktasnn altn
daki helyum zel bir hale girer ki bu da sper-akkan olarak
adlandrlabilir." 'Sper-akkan' szn Kapitza icat etmitir.
Bir nceki blmde zet olarak deindiim zere, elektron
lar srtnme olmakszn aktnda, metalin elektriksel direnci
kaybolur ve sper-iletken hale dnr. Sv helyum da srtn
mesiz aka bir dier rnek tekil eder ve her ne kadar aralarn
daki iliki onlarca yl sonra net biimde a n lalacak olsa da, Ka
pitza bu iki fenomeni birbiriyle kyasla makta hakldr.
. o
KELMELERN GCU 1
Toparlarsak, Kapitza'nn makalesi artc bir incelie sahip
ve ksmen yanltr ama nihayetinde dahice edilmi iki nerme
ierir. imdi, bu makalenin hemen yannda yaynlanm olan di
er makaleyle bir karlatrma yapal m .
ngiliz bilim adamlarnca yazlm olan b u makale syle ba
lyor: "Sv helyum Il'nin eitli zellikleri zerine yaplan bir
aratrma, bize bu elementin viskozitesi zerine daha dikkatli
almalar yapmak gerektiini gstermitir. imizden biri yakn
zaman nce, helyum il viskozitesinin, titretirilen silindirden
szmek yoluyla lldnde, st snrnn 10-5 cgs olduu so
nucuna varmt. Biz de Kapitza'nn yukardaki makalesinde
vard sonucun aynsna ulam bulunuyoruz; yani, iin iine
yksek Reynolds saylar girdiinden, lmler muhtemelen
dzgn olmayan bir ak gstermektedir . " 3 Aralk ile 22 Aralk
1937 tarihleri arasnda Allen ve Misener, rakipleri Kapitza'nn
makalesinin dergiye ulatn renmilerdi. Bunun nasl oldu
unu buldum. Ama nce, Allen ve Kapitza'nn kendi trblans
niteliindeki tarihi karlamalarn ortaya koyalm.
Kapitza doktorasn, Cambridge niversitesi'nde -ki bu ni
versite Newton ve onun gibi birounun da okuluydu- Maxwell
tarafndan Rutherford program kapsamnda kurulmu Caven
dish Laboratuarlar'nda yapm bir Sovyet aratrmacsyd.
Ludwig Mond'un cmert bursu sayesinde Kraliyet Camias,
onun adn tayan Mond Laboratuvar'n kurmutu. Orada Ka
pitza, yeni bir helyum svlatrcs kefedip, bu sistemi kurmu
tu. Ayn zamanda ok yksek manyetik alanlar yaratarak, tehli
keli deneylere de girimiti; laboratuar, binann dier ucunda
konulandrlm olan yneticileri, olas herhangi bir patlama
dan korumak amacyla uzunlamasna kurulmutu.
Kapitza her yaz Moskova'ya giderek ailesini grmeyi zaten
alkanlk haline getirmi olmakla birlikte, 1934 ylnda Lenin
grad' da Mendeleev'in yznc doum gn kutlamalar yap
laca aklannca, lkesine gitmek iin iki nedeni olmutu. te
bu gidiinde Stalin, onun bir daha lke dna kmasna izin
vermemiti. Byk diktatr, endstri atlmnda gerekli oksijeni
imal etmek iin yaplan almalara ve daha sonra da Sovyet
91
i 6. BLM
bombalarnn retimine -ki bu alan Kapitza'y utan iinde b
rakmt- yardmc olacak byk bilim insanlarna ihtiya duyu
yordu. 1 934 Ylnda Stalin, zorla lkede tuttuu bu bilim adam
n ie komak istedi. Onun iin Moskova' da, parkn iinde by
cek bir ev grntsndeki, imdilerde ad Kapitza Enstits
olan Fizik Problemleri Enstits'n kurdu. Zorla lkede tutul
ma hikayesinin duyulmasyla birlikte Rutherford devreye gire
rek, Kapitza'ya geride brakt ekipmanlarn iki artla gnder
meyi teklif etti: Birincisi, Sovyetler Birlii bu ekipman satn ala
cakt ve ikincisi de, Cambridge Kapitza'nn orada kurduu de
erli helyum svlatrcsn elinde tutmaya devam edecekti.
unu netletirmeliyim ki, o yllarda helyum, modern fizikte
ki zel yerini almaya balyordu. Kuantum fizii fenomenleri
makroskopik seviyede kendilerini ortaya karmadan nce bile,
bilim insanlar helyumun dk scaklk salamak iin kanl
maz bir ihtiya olduunu anlamlard. Mutlak sfra yakn
(O Kelvin derece) scaklklarda, maddenin iindeki scakla ba
l hareketin durduunu ve maddeyi oluturan bileenler arasn
daki hassas ilikilerin llebilir hale geldiini, durumun, tpk
sis kalktnda manzarann netlemesi gibi olduunu da biliyor
lard.
Ama sv helyumun nasl elde edileceini bilen laboratuarla
rn says bir elin parmaklar kadard: Leiden, Toronto, Oxford,
Cambridge ve Kharkov. Bir dier svlatrc kurmak ve bilim
sel almalarna balamak iin Kapitza, Cambridge' de kendisi
ne yardm eden iki teknisyen Laurman ve Pearson ile birlikte,
rencilerinden birini yllna Moskova'ya getirmeyi de be
cerdi -David Schnberg, sonradan Mond Laboratuvar'nn y
neticisi olacakt. Buradan da, Stalin'in Kapitza'ya ne kadar ihti
yac olduunu anlyoruz; o kadar ki, Sovyetler Birlii'nde rasge
le tutuklamalar ayyuka ktnda, Kapitza Fok adnda gen bir
teorisyenle birlikte, Landau'nun da serbest braklmasn sala
yabilmiti. Sovyetler Birlii'ndeki teorik fizik alannn gelecekte
ki liderlerinden biri olan Landau, M oskova' da Kapitza ile birlik
te almak zere davet edilmeden nce, doktorasn Lenin
grad' da, doentliini Kopenhag' da N iels Bohr ile yapm, Khar92
KELiMELERiN GC 1
kov' daki (Ukrayna) ilk iinde almaya balamt. Ama 1938
ylnn Mart aynda, bu kstah gen deha, rejime kar gelmek
ten dolay tutuklanm ve hapse atlmt . Kapitza onu hapisten
kartmak iin Molotov'a, Landau'ya karlk teminat olarak
kendi zgrln teklif etmi, buna ramen istediini elde et
mesi bir yln almt (1939 Ylnn Nisan ay) . Kapitza, burada
sz konusu ettiim makalesini Na t u re dergisine, Stalin ve Molo
tov' a kar bakaldrs balamadan hemen nce (Hi de cesaret
yoksunu deildi!) yollamt.
Btn bilimsel aratrmaclar iin yaynlarn nemi azmsa
namaz. O yllarda bilimsel bir dergide yazs yaynlanmak de
mek, bir bilgi parasnn retildiinin yegane ispatyd. Uzun
sre en iyi dergiler uluslar aras nitelikte olanlard ve her birinin
bir 'editrden duyuru kesi' olur, orada bariz sebeplerden do
lay belli bir ncelik sistemi oturtmak amacyla, makalelerin der
giye ulat tarihler verilir ve makaleler, eletirmenlerin deer
lendirebilmesi iin gereken zaman sresince gizli tutulurdu. Bu
aamada, yaznn ieriinin tutarl olup olmadna, net ve anla
lr bir dille yazlp yazlmadna ve ad sakl iki hakemin ele
tirilerine cevap verip vermediine baklrd. Bu denetim meka
nizmas nemli ve ok hassas bir konuydu ve hepimiz buna za
man zaman kendi aramzda kabilen tartmalar ne kadar ar
olursa olsun, drste sayg duyardk. Eletirisiyle birlikte yaz
mzn uluslar aras bir dergide yaynlanmasnn kabul edilmesi,
iimizin bilimsel kalitesi ynnden ilk donanma sahip olmaya
karlk geliyor ve bulduumuz sonularla gerein ilk karla
mas ansn veriyordu. Ve elbette, kimin buluu nce yaynla
nrsa, kaif de o oluyordu; ondan sonra ayn konuda yazanlar,
birincinin sonularyla konuyu yemden ele alm saylyorlard.
stne stlk, prensipte her bir yayn, bir baka aratrmacnn
konuyu sorgulayabilmek amacyla teoriyi yeniden kurgulaya
bilmesi iin gerekli btn detaylar da ortaya sermeliydi. ster
lm yoluyla yaplm olsun, isterse eitliklerin zlmesiyle,
bu bir kuraldr. Bilimsel sonu, yeniden retilebilir nitelikte ol
maldr. Nitekim, kendi aratrmasn aa yukar bakasnn
kiyle ayn zamanda bitiren birinin, nce biten ii yeniden ret93
i 6. BLM
mekle sulanmas mmkn mdr? te bu, biz bilim insanlar
nn karlah problemlerden biridir.
Kapitza, makalesini Nature dergisine gndermiti . 1937 Yln
da Moskova'yla ngiltere arasndaki iletiim zorluklarn, Kapit
za'mn sabrszln ve biran nce yazsnn yaynlanmasn ar
zuluyor olmasn tahmin edebiliyoruz. Bu nedenle de, Ruther
ford emsiyesi altnda alrken tand meslekta John Cock
croft' dan, yazsndaki ispat dzeltmelerini kendisi yerine yap
masn rica etmi. Cockcroft, Kapitza ayrldktan sonra Mond
Laboratuvar'nn yneticisi olmutu. Ayrca 1951 ylnda, Einste
in'n mehur eitlii E=mc2 formln ilk kez dorulam kii
olarak Nobel dl alacakt! Kendi ynettii laboratuarda al
an Allen ve Misener'in bulduu sonularn aynlarn Kapit
za'nn da yaynlamak niyetinde olduunu grnce Cockcroft,
kendi adamlarndan bulduklar sonular biran nce yaynlana
bilecek hale getirmelerini istemi. unu da ilave etmem gereki
yor ki, bu konulardaki rekabet, olmas gerektii zere, gerekten
ok skdr; Jack Allen, Cambridge tarafndan Kapitza'nn yerine
alnan iki gen bilim adamndan biriydi. Dieri de, kuantum
maddesi zerine yapt ile mehur olan teorisyen Rudolf Pei
erls idi. Sonu olarak, Jack Allen Cambridge' e gelmeden nce
Toronto' da alm olduundan, gelirken yannda bir de ren
cisini getirmiti; Don Misener. Toparlarsak, her ikisi de Cam
bridge' de Kanadal gmen olan Allen ve Misener, orada kendi
lerinden nce alm bir baka gmen olan (SSCB gmeni)
profesrleri ve rakipleri Kapitza'nn Stalin tarafndan alkonma
s sonucunda, ardnda brakt materyaller sayesinde arahr
mal arn srdryorlard.
imdi o gnk tartmaya dnelim. Sovyet fizikisi Androni
kashvili, kitabnda, Kapitza'run Allen' e gre ncelii olduunu
nk makalesini on dokuz gn nce teslim ettiini sylyor.
Ama bu sama; Allen dorudan Kapitza'nn yapt ii yeniden
retmemiti ki! Misener'le birlikte yazdklar makale, sv helyu
mun, sa kl inceliinde "klcal" olarak adlandrlan bir tp bo
yunca akyla ilgili gayet isabetli ve detaylandrlm deerler
ieren bir iti. On dokuz gnde yap l abilecek olandan ok daha
94
KELMELERN G0C 0 1
fazla kayda deer miktarda i vard ortada. Hatrlarsanz, her bir
deney, dier her eyi soutacak olan sv helyumun retilmesiy
le balyordu! Dolaysyla Allen kanad Kapitza'y entelektel
drstle aykr davranmakla sulayarak, yaptklar lmler
den kardklar artc sonucu ortaya koydu:
(1) Helyum il, helyum I' den ok daha hzl akar. Scaklktaki
kk bir deiiklik, akkann davrannn tamamen
deimesi iin yeterlidir.
(2) Helyum II'nin ak hz, kesinlikle klcal borularn ula
rndaki basntan bamszdr; imenleri sularken hortu
mun ucundan kan su, musluun ne kadar ak olduu
na baldr -mamafih, helyum il bundan ok deiik
davranmaktadr.
(3) Bu ak hz ayn zamanda, binin katlarnca deitirilerek
denenmi klcal borunun apndan da bamsz grn
mektedir. Klasik bir tpte, sulama iin kullanlyor da ol
sa, ak hz, tpn kesit alanyla doru orantldr -bu
hz en byk klcal boruda en kne oranla 1000 kez
daha byk olmalyd.
Helyum II'nin davran her hangi bir klasik kanuna karlk
gelmediinden, aratrmaclar bu durumda bir younluk dee
rine karar vermenin imkansz olduunu belirtiyorlard. Bu so
nu gayet net, ak ve isabetliydi. Helyum II'nin bilinmeyen ka
nunlara uyar biimde davrandnn ilk ispatn, yeni bir tr
akkanla uratklarn ileri srerek yaptlar. Kald ki, Kapit
za'nn hassas deerler olmakszn ileri srd ikinci dereceden
bir denklemle ortaya koyduu kanun, tam olarak akn bir tr
blans olduunu dorulamyor ve ispat etmiyordu. Allen ve
Misener' in makalesindeki bilimsel deerler gayet net biimde
Kapitza'nnkilerden daha iyiydiler ama nasl oldu da Nobel
dl'n Jack Allen deil de Kapitza ald?
Bunun nedeni sadece psikolojik ya da politik meseleler deil
dir. Burada enteresan bir bilimsel problem vardr: Sper-ak
kanlk ve drdnc blmde konutuumuz Bose-Einstein yo95
1 6. BLM
Resim 7. Fskiye olay, fotoraf: J.F. Ailen ve J.M.G. Armitage, 1971 . J.F.
Allen' in sonradan profesr olduu St. Andrews niversitesi, Fizik ve
Astronomi Okulu arivinden.
KELiMELERiN GC 1
dier utan fkrarak ktn kefetmiti. Bu yeni kefini "fski
ye etkisi" olarak da adlandrmt. Yaplan deneyin kurulumuna
bakldnda, eer buradaki akkan klasik bir akkan olsayd,
stlan utaki sv seviyesinin dyor olmas gerekirdi. Bunun
tam tersini gzlemlemeleri, Ailen ve Jones'un sz konusu sv
nn doasyla ilgili tuhaf bir hipotez ileri srmelerine neden ol
du . Bu kez teorisyenlerin baka seenei kalmamt; maddenin
bu yeni halindeki davranlar zerine radikal olarak deiik bir
yoruma ihtiyalar vard.
Fritz London'un Nature dergisine " Lambda fenomeni ve Bo
se-Einstein dejenerasyonu" balkl makalesini gndermesi iin
sadece bir ay yetmiti ve 9 Nisan saysnda yaz kt. 1900 Yln
da Brelau'da (gnmz Polonya'snda Wraclaw ehri) doan
Fritz London, Ervin Schrdinger ile alt ve Walter Heitler ile
birlikte kuantum kimyas teorisini kurduu Nazi Almanya' sn
dan kayordu. Paul Langevin, Jean Perin ve Edmond Bauer,
Fransa' nn en solcu hareketi olan sivil direniin glendii o
gnlerde, London'u sevinerek Henri Poincare Enstits'ne ka
bul ettiler. Kendisi 1939 ylma dek Paris'te kaldktan sonra, Bir
leik Devletler' deki Duke niversitesi'nden profesrlk unvan
ald. London, lambda noktasndaki scakln (2,2 K), Einstein ta
rafndan ortaya atlan kuantum younlamasnn tahmin edilen
scaklna (3,3 K) yakn olduunu fark etmiti. Ayrca, sv hel
yum atomlarnn dk ktleleri nedeniyle yksek kuantum
alkants ihtimaline yakn maddelerden olduunu da anlamt.
Sonu olarak, svnn belli slardaki scaklk deiimlerinin -ki
Keesom bu deiim grafiinin Yunan harfi lambdaya benzedii
ni dnmt- Einstein tarafndan kuantum younlamas fe
nomeninde tahmin edilen deiimlere benzedii dikkatini ek
miti.
London, svnn bu davranlarnn nedenini doru anlamt
ama o zamanlarda ok az sayda insan, " Bose-Einstein youn
lamas" diye bilinen ngrye inanyordu . Einstein' n kendisi,
2
" Bu teori sevimli bir teori ama iinde hi gerek var m?" 0 diye
yazmam myd? Maddenin hal deiimleri teorisi henz erken
bir evresindeydi. rnein, Hollandal fiziki George Uhlenbeck,
97
] 6. BLM
dengelendiklerini gzlemlemek imkansz ise, nasl olup da iki
akkan halin var olabildiini anlamad. Buzu bir bardak suyun
iine koyarsanz ve scaklk da O Santigrat dereceyse, buz ve su
birbiriyle dengede olacaktr. Ama byle bir denge, klasik bir
gazla, ayn gazn Einstein' a gre younlam hali arasnda
mmkn deildir. Bu problem zerine, 1937 ylnda, Van der
Waals'n yznc doum gn kutlamalar kapsamnda yap
lan konferansta, Einstein, Ehrenfest ve Kramers arasndaki g
rmelerden sonra baz gelimeler kaydedilmiti. Landon, ku
antum gazlar teorisinin sv maddenin yeni halini aklyor ol
masnn bir eit saplant biiminde grldne dair ciddi ku
kular tasa da, eer gerekse, bunun yapsal bir devrim olduu
nu dnerek konferansa katld. lerde greceimiz zere, Lan
dau inatla bu gre inanmay reddetti. Ama bu konuya girme
den nce, hikayenin bir dier bklme noktas var.
Fritz Landon, Paris' e kaan yegane yabanc deildi. Kendi
siyle birlikte gelmesi iin 1907 ylnda Budapete'de domu
olan Laszlo Tisza'nn da akln elmiti. Gttingen'de Max
Born'un eski rencisi olan Tisza, Leipzig' de Heisenberg'in y
netimi altnda Teller ile birlikte alm ama sonra Macar Nazi
hkmeti tarafndan dnce sulusu olarak tutuklanmt. On
drt ay hapis yattktan sonra, snma midiyle Krakov' daki do
entlik kadrosunda yer almak zere Landau ile birlikte oraya
gitmiti. Paul Langevin onu, "Yabanc Bilim nsanlarn Koruma
ve Bulma Komitesi" yardmyla Paris'teki College de France
okuluna getirmiti. College de France' den, Henri Poincare Ens
tits' ne gitmek sadece Place du Pantheon caddesini gemekten
ibaret olduundan, Tisza iin Fritz London'la almak son dere
ce kolay olmutu. Jacqueline Hadamart da o gnlerde Paul Lan
gevin' in laboratuarnda alyordu ve Tisza'nn, ynetimin ken
disine Birleik Devletler snma vizesi almay baard 1941 y
lna kadar Fransa' da kalmasna yardmc olmutu. Sonunda, an
ti-semitik zulmden kamay baararak gemiye binmeyi bece
ren Tisza, Massachusetts Inst. Tech . ' i n kend isine teklif ettii po
zisyonda almaya balamt.
98
KELiMELERiN GC 1
E-posta gerekten mkemmel bir icat. 2001 Ylnn balarn
da Tisza'nn 94 yanda emekli bir profesr olarak hala aktif ol
duunu rendikten sonra, e-posta adresini arayp bulmak ok
kolay oldu. Ardndan, muziplik olsun diye, kendisinin Massac
husetts Inst. Tech.' deki e-posta adresine bir mesaj yolladm ki
bu yaptmn aslnda ie iine mesaj yazp denize atmak gibi
olduunu dnyordum. O zamanlarn bunalml politik orta
mnda nasl olup da onca bilinmezi ortaya karan youn bilim
sel faaliyetler yrtldn daha iyi anlamak istiyordum. Tis
za sadece bu muzip e-postama cevap vermekle kalmad gibi,
aramzda geen birka mesajlamay takiben, kendisini s
per-akkanlarla ilgili bir seminer vermek zere Ecole Normale
Superieure'ye davet bile edebildim. Benim laboratuarm, Henri
Poincare Enstits'ne iki yz metre uzaklkta ve bu binann
nnden onunla birlikte yryp getik. Tisza yava yava y
ryordu ve rue Pierre et Marie Ctirie Caddesi zerindeki iri kr
mz tulal binann nnde bir an durduumuzda, ona destek
olmak amacyla koluma girmesini teklif ettim. 1938 ylnn b
tn hatras gznn nne gelmiti. London'la birlikte yry
yapmay severlermi ve bu yrylerden birinde Landon ona
dncesini am: Sper-akkanln, her ne kadar bir svyla
ilgili olsa da, Einstein'n gazlar iin ngrd kuantum youn
lamasyla ayn tr bir durum olduuna inandn sylemi.
Buna karlk Tesza, London'un hipotezlerini temel alan ve du
rumu izah edebilmeyi salayan, sper-akkan helyumun bili
nen btn zelliklerine dair bir dizi muhteem fikre sahipmi ve
baz ilave tahminlerde bulunmu. Yine Natu re dergisinin 21 Ma
ys 1938 saysnda "iki sv modeli" baln verdii, r aan
bir baka makalesi yaynlanmt. Anlalaca zere sz konusu
bu model, sv helyumun birbirinden ayrlamaz iki akkann ka
rm olduu, ancak birbirinden bamsz hareket ettikleri y
nnde, devrim niteliinde bir gr ortaya atyordu. Nasl olur
da ayn svnn bir paras, dier paralar olmakszn hareket
edebilirdi ki? Suyla alkol birbirine kartrn, sonra da alkol
99
1 6. BLM
oynatmadan suyu hareket ettirmeyi deneyin! Ama Tisza, bu ina
nlmaz olasln Bose-Einstein younlamasyla ilgili olduunu
anlad. Sz konusu olaslk Landon' a bile imkansz grnyor
du ama sonunda Tisza'nn hakl olduu ortaya kt .
Bu karmak hikaye, tereddtlerin ve anlamazlklarn hep
birlikte bilimsel disiplinlerin iinde yumak haline geldiini ve
bylesine youn rekabetin yaand bir ortamda olaylarn geli
im hzn gsteriyor; btn bu makaleler ve hatta Kharkov ve
Oxford' da alan ekipler tarafndan ortaya kartlan dier ba
ka sonular da -ki burada hepsim aklayarak daha fazla vakti
nizi almayacam- Nature dergisinin Ocak ve Mays aylar ara
snda kan saylarnda yaynlanmt. Kapitza, Landau'yu Sta
lin' in hapishanelerinden kurtardktan sonra yeniden iin iine
soktu. ngiltere' de yaplan deneysel aratrmalar ksa bir sre
sonra sava nedeniyle durmak zorunda kald Sonra Landau da
dahil herkes yeniden almalarna balayacakt. 1941 Ylnda
SSCB 'de Fizik adl dergide, "Helyum Il'nin sper-akkanl te
orisi" 21 adnda bir makale yaynlad. Bu makalede Landau, s
per-akkanlk teorisinin hala baz ald Tisza'nn modellerin
den bile daha net kantlarla, iki sv modeli daha gelitiriyordu.
Makale, bir kuantum svy tarif etmek iin quasi-parack" ie
riini ortaya atmak asndan gerekten byk bir takdiri hak
ediyordu. Hem sper-akkan helyumun nasl aktn ve hem
de termodinamik zelliklerini (nasl sndn, mesela) akl
yordu. Sz konusu makale, fiziin byk bir alan iin temel ni
teliklere sahip olsa da, dier yandan aikar biimde Jack Ailen,
Laszlo Tisza ve dierlerine kar adaletsizlik yapyor, Fritz Lon
don'un adn bile anmyordu. Burada psikoloji, politika ve bilim
zerine birka sz daha etrnee deer dorusu .
Landau'nun makalesi yle balyor: "Sv helyum tuhaf
zellikler gelitiriyor olmakla biliniyor. Bunlarn arasnda en
nemlisi, Kapitza tarafndan kefedilen sper-akkanlk zellii."
Landau hayatn Kapitza'ya borluydu, bu kesin, ama Kapit
za'nn kendisi bile bu kefin salt kendisine ait olduu yalann
bylesine ortaya atmamt. Landau, sper-akkanlkla Bo
se-Einstein younlamas arasnda b;la nt olduu yolundaki
11
1 00
KELMELERN GC 1
" neriler" konusunda da Tisza'ya atfta bulunup, bu fikrin esas
sahibi olan London' dan hi bahsetmeden devam ediyor. Sonra
yle yazyor: " Bu konuda Tisza tarafndan gelitirilen akla
malar, sadece nerilerin mesnetsizce ortaya atlmasyla kalm
yor, asl dnceleriyle de dorudan elikiler barndryor."
te bu noktada eski doentine kar gerekten acmasz oluyor.
Sekiz yl sonra, kendi teorisindeki kk bir hatay dzeltmek
iin yazd bir makalede de, Tisza hakkndaki grn netle
tiriyor:
"Tisza'ya kar manevi borcumu aklamaktan asla gocun
mam, aksine mutluluk duyarm. 1938 Ylnda, Helyum II'yi iki
ye ayrp, her bir paraya ayr hzlar vererek bana gsteren odur.
Tisza'nn detayl bir makalesi, [Journal du physique et du radi
um 1 :165 ve 350 (1940)] o tarihlerde sava nedeniyle SSCB'ne
ulamamt ve daha nce yazd dier iki mektup da, maalesef
gzmden kam [Comptes rendus de l' Akademie des sciences
(Paris) 207:1035 ve 1186 (1938)] . Yine de, tm deerlere dayal
teorileri (mikroskobik ve termo- ve hidro-dinamik), bence top
yekt1n yanltr."
Buradan iki ey renmi bulunuyoruz. Birincisi, Lan
dau'nun eski doentinin ilerini kmsemeye devam ettii;
ikincisi de, Landau'nun Nature dergisine yazd ksa mektup
tan hemen sonra Tisza'nn ayn dergide kan makalesini oku
mam olduunu. Bu ikinci noktada merak ettiim ey, benim
uluslar aras yaynlarla ilgili endielerimle (bkz. 12. Blm) ayn
zamana rastlayan sz konusu Tisza makalesinin, sadece Fransz
ca olarak yaynlanmas myd? Ama bana, 1962 ylnda kazand
Nobel dl' n kiisel olarak alamamasna neden olan ciddi
bir trafik kazas sonrasnda komaya girdii ve bilinci yeniden
geri geldiinde de Landau'nun ilk olarak Franszca birka sz
etmi olduu sylenmiti. Buradaki kafa kartrc sorunun ce
vabn tam olarak anlamak amacyla, Landau'nn eski bir ren
cisiyle temasa getim; Sovyet rejimi ktkten sonra Birleik
Devletler'e g eden ve orada sper-akkanlk zerine alma
larna devam eden nl bir fiziki, Alexei Abrikosov ile. Abriko
sov, SSCB'de fizik alannda bir idol olarak grlen Landau'nun
101
\ 6. BLM
Franszca bildiinden kuku duymam karsnda oke olmu g
rnd. 15 Ocak 2001 tarihinde Abrikosov'dan gelen cevabi
e-posta iletisi yleydi:
"Sayn Dr. Balibar,
Landau yabanc diller kon usunda ok yetenekli biriydi. Al
manca, ngilizce, Franszca ve Felemenke dillerini bilirdi. Do
laysyla, Tisza 'nn Franszca yazlarn da okuyabilirdi. Ama
gazeteleri sk sk, kendisi okumak yerine on un okumasn istedi
i Lifshitz Franszca bilmezdi. kinci sorunuzla ilgili konuda da
kukularm var, zira zellikle bilincinin geri geldii gnlerde
s rekli orada, has tanede kendisinin yanndaydm (ilk sarf ettii
sz de benim admd ayrca) ama Franszca tek bir sz ettiini
bile duymadm (Ben im Franszcam iyi olmaktan ok uzakt r
ama Franszcay ngilizceden ay rt edebilecek kadar bilgim de
vard r.)
Sayglarmla,
Alex Abrikosov
KELMELERN GC
Tisza'nn olmad gibi, London'un da katks yoktu. Ama
Landau, London'un btn ilerinden haberdard. London'la bir
ka yl nce tanmt. Fritz London'u n bir de yaynlarn birlik
te kardklar kardei vard, Heinz. Landau, fskiye etkisini tarif
eden matematik formln karttnda bu kardee gnderme
yapmt: "6.1 ve 6.4 formlleri, Tisza'nn fikirlerinden balana
rak, H. London tarafndan zaten karlmt (Kraliyet Cemaati
Tutanaklar, 1939)"
Demek ki Landau kastl olarak Fritz London' u bilmezden
geliyordu.
Bu nasl olabilirdi ki?
Landau, London'un Bose-Einstein younlamasyla ilgili de
inmelerini ona kar delil olarak kulland. Bu konudaki kendi
ileri araclyla Landau, sistemli biimde London' a gnderme
yapmaktan uzak durdu. Uzun bir sre Landau'nun mkemmel
bir gazn zelliklerinin bir svya da uygulanabileceine ynelik
Einstein tarafndan ngrlm bu fikri irdelemeye kar diren
diini dndm. Mkemmel bir gazda, tanm olarak atomlar
birbirinden tamamen bamszdrlar ve kendi aralarnda her
hangi bir ilikiye girmezler. Bunun tersine, youn bir svda
atomlar birbirlerine ok yakndrlar ve dolaysyla srekli bir
iliki halindedirler. Kald ki, bir gaza Bose younlamas dn
cesi uygulanmasnn ilk uzants (atomlar aras ilikinin zayf ol
mas durumunda) 1947 ylna dek tamamlanmam bir teoriydi
(dier bir Rus, Bogoliubov tarafndan gelitirildi) ve bunun bir
svya uyarlannn Penrose ve Onsager tarafndan genelletiril
mesi de bir dier on yl daha ald. Aslnda, Tony Leggett' in de
dii gibi, (o da 2003 ylnda, Abrikosov'la ayn zamanda Nobel
dl almtr), bir svdaki Bose-Einstein younlamasndan
bir gazdakine geiin kolayca ve abucak mmkn olup olmad
da net deildir. (Gazdaki Bose-Einstein younlamas 1995 y
lnda tam olarak kefedilmi ve ispatlanmtr.) Sper-akkan
lk ve Bose-Einstein younlamas arasndaki iliki, aslnda hala
tamamyla tartmaya kapanm bir kon u da deildir; rnein,
meslektam Yves Pomeau hala bunlarn birbiriyle alakal olma
s zorunlu olmayan iki farkl fenomen olduklarn dnmekte
22
dir.
1 03
1 6. BLM
O zamanlar, Landau tarafndan Landon' a yaplan hakszln
kkeninde, her ne kadar Landau'nun grlerini fizik camiasna
aktarrken vicdanszca eletiren kiilii dillere destan olsa da,
aralarndaki bir takm bilimsel anlamazlklardan kaynaklanan
srtmelere bal olmas gerektiini dnmtm. Oysa sebe
bin gerekten bilimsel olduu kadar, benim dndmden
biraz daha farkl ynleri bulunduunu Lev Pitaevskii' den
rendiimde ok ardm. Lev Pitaevskii, Landau'nun 25. ren
cisiydi; Landau rencilerini zor bir snavdan geirerek kabul
eder ve isimlerini byk bir deftere alt alta yazarm. Buradan
bakarak, Evgueny Lifshitz 2 numara, Tisza 5 numara, Abrikosov
12 numara, Pitaevskii 25 numara ve helyum kristalleri zerine
on be yl boyunca polemik yaadm Sahsa Andreev de 32 nu
maraydlar.
Lifshitz gibi, Lev Pitaevskii de yirminci yzyl fiziini etkin
biimde ekillendiren seri kitaplarn yazlmasnda byk rol oy
nad. Pitaevskii ayn zamanda, Landau'nun 1941 ylnda yayn
lanan makalesini evre koullarna gre tarth ok ilgin bir
de makale yazd. 23
Sovyetler Birlii ktnde Abrikosov Birleik Devlet
ler' deki Argonne'ye gt ama Pitaevskii talya'da Trento'ya
gitmeyi tercih etti. Dolaysyla, Trento' da organize edilen konfe
ransta aklmdaki muammaya netlik getirmek iin bir ansa sa
hip oldum; Pitaevskii'ye, ona gre neden Landau'nun s
per-akkanlkla Bose-Einstein younlamas arasnda herhangi
bir iliki olduunu srarla reddettiini ve dolaysyla da Lan
don' a hi kredi vermediini sordum. Pitaevskii, bilim insanlar
nn gerekten sper-iletkenlii bile tam anlamadklar zamanla
r dnmemi salad. Ona gre Landau, sper-akkanlk ve
sper iletkenliin temel olarak ayn fenomen olduklarna inan
yordu . Neden? Nasl? Bu bir sr, ama Einstein'm nedensellii
"boson" olarak adlandrlan parackl ara uyarken (nk onla
rn istatistiki zellikleri Bose'nin kanunlaryla bulunabiliyordu),
elektronlar dier gruba, yani " fermiyonlara" (bunlar da Fer
mi-Dirac istatistii ile bulunabiliyordu) dahildiler. Landau'ya
gre, helyum ve sper-iletkenler, farkl istatistik kanunlarna
104
KELiMELERiN GC
1 6. BLM
lad . . . Landau. Bunu rendiimde dorusu biraz ard m : 1
Bu iki adam ciddi biimde birbirlerine kar km, btn fikir
leri ve kiilik davranlaryla atmlard. Ama imdi dnd
mde, Landau'nun amansz rakibine kar biraz olsun sayg
duymay rendiine inanyorum. Basit biimde, kendisinin ka
bul etmedii bir k noktasndan hareket eden birinin iinden
bahsetmek bile istemedi. Eer London bylesine gen yanda
lmeseydi, Nobel dl' n Landau ile paylayor olabilirdi, zi
ra Einstein'n bizzat kendisi London'u en byk dl iin aday
gstermiti. London, muhtemelen kimya dalnda da bir Nobel
dl hak etmiti. Jack Ailen iin de durum farkl deildi ve
inanyorum ki o da irkin bir bariz hakszln kurban oldu;
Landau'nun prestiji yle kuvvetliydi ki, bir sz syledi mi, o sz
doru addediliyordu; dolaysyla sper-akkanlk, ona gre bu
deyimi bulan kii tarafndan kefedildi -Kapitza. Macar Fizik
Topluluu'nun 1991 ylnda yznc kurulu yldnm nede
niyle dzenlenen kutlamalar kapsamnda yaplan bir konuma
nn sonunda Tisza'nn yazdklar yle: " Eer tarihten renile
cek bir ders varsa, o da, 'kazanan her eye sahip olur' tavrnn ne
kadar birbirimize kar toleranssz davranmaktan uzak durma
ya alsak da insan deiik geleneklerin en iyi miraslarndan
biri olma zevkinden yoksun braktdr." Sonuta, London ve
Ailen, bilim dnyasnn byk, tarihi mcadelelerinde tek bir
muzafferin hatrlanmas genel eilimi yznden ac ektiler. Tis
za, kendini sper-akkanlk konusundaki bu iki yaklam ara
snda -ki nihayetinde uzlama on yllar ald- skp kalm bul
du.
te bilim byle ilerledi -kavramsal frenler, terimlerin bulun
mas, birden fazla yazar ve yer yer polemiklerle. Fakat bu ar
alma tarihi, sv helyuma uygulanm haliyle sonunda bizi ne
reye getirdi? Dier birok eyin arasnda, sv helyum gnmz
de nkleer manyetik titreim teknolojisi kullanan btn tbbi
grntleme cihazlarnda (hastanelerdeki MRI tarayclar) so
utucu olarak kullanlyor ve CERN projeleri nden birinde 27 ki
lometrelik dev bir sper-akka n hel y u m halkas ina edilip ii
ne daldrlan mknatslar arac l yla ytn i bir parack hzland10'i
KELMELERN GC 1
rc imal edilmi bulunuyor. Belki de bu hzlandrc, fizikilere
parack fizii alannda standart bir model yaratmada yardmc
olan kilit bir rol oynayacak ve yaknda kefedilmeyi bekleyen gi
zemli paracklar tanmlamak iin bulunmu yeni terimler re
neceiz.
107
7. Bl m
Krista l ler ve Ca m lar
' ' '
' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' '
KRSTALLER
VE CAMLAR
Resim
Bouet
8:
1 09
Th .
7.
BLM
Resim
1987,
9: Plysics Today
KRSTALLER VE CAMLAR
Tuza bir mercekle bakn; kk kristallerinin kbik oldukla
rn greceksiniz. ekerlemelerin yapmnda kullanlan eker de,
dzenli, ok yzeyli ve kk simetrik yzeylerin birbirine ba
land ekillerdedirler. Kuvars kristalleri iinse, kuyumcu
dkkanlarnda onlara yakndan bakabilir veya daha iyisi, Jussi
eu No: 6' daki Paris niversitesi' ne gidip, oradaki muazzam mi
neral koleksiyonunu ziyaret edebilirsiniz! Kuvars kristalleri ok
yzl, ine benzeri nesnelerdir ve ularyla gvdeleri altgendir.
Olaanst biimdeki bu simetriler -tuz iin kbik, kuvars iin
altgen- kristalin iyapsn ortaya karr; molekller yle bir bi
imde dzenlenmitir ki, ayn simetrileri, nce Barahip Hay,
sonra Auguste Bravais ve son olarak da on dokuzuncu yzyl
ierisinde Pierre Curie tarafndan akland zere, maddenin
btn formunda da grmek mmkndr. 25 Simetrinin bu kar
lkll ylesine hassastr ki, silika moleklleri dediimiz, tam
olarak altgen olmayan bir simetriyle dzenlenmi olan kuvars
kristalleri, yzeyleri erli iki grup halinde bir araya gelmi ve
yine tam anlamyla altgen olmayan bir ekle sahiptirler.
Bu yzler, kristalize yzeyde ylesine ak biimde grlr
ki, varlklar sk sk kristalize halin kendisinin tanm olarak ele
alnr. Ve baz kristallerin formlar -doal, ilenmemi, silinme
mi, olutuklar gibi duran kristalleri kastediyorum- onlar olu
turan atomlarn gerekten dzenli biimde organize olmu bir
an balant noktalarnda bulunmalar ve bylelikle basit bir
desenin srekli tekrar olarak vcut bulmalar sayesinde, tam
anlamyla btn ynlerde ayn yuvarlakla sahiptirler (ve bu
da kristalin doru tanmdr) . 1 980 Ylnda bizim kefettiimiz
de budur: Helyum kristallerimiz scaklklar yksekken yuvar
lak durmaktaysa da, soutulduka yzeyleri yuvarlaktan dz
sathlara doru deimektedir -yani "fasat" olarak adlandrlan
hale gelmektedirler. Ve biz, bunun neden byle olduunu anla
mak istedik.
Ayn biimde, btn kat maddeltr kristalize bir yapya m
sahiptirler? Hayr. Bir svda olduu gibi, kat bir cisimde de, yo
unluu ok yksek ve gaz gibi ok seyrek ol mayan tm mad
deler buna rnek tekil edebilirler. A m a ka l m a d d eler ve svlar
111
1 1. BLM
farkl mekanik zelliklere sahiptirler. Gerekte kah maddeler,
iddetli bask uygulamalarna kar direnlidirler; eer bir kat
nesnenin st ksmn sa tarafa doru iterken, alt ksmn da sol
tarafa ekersem, ondaki deformasyon fazla olmuyor ve dahas,
bu uygulamay kestiimde, elastik olarak orijinal ekline de d
nebiliyor. Diyelim demir gibi, oda scaklnda sert duran kat ci
simler olduu zere, yumuak kat cisimler de vardr; -bu rnek
sizi biraz artacak ama derhal dediimi netletireceim- jle
veya sabun kp gibi.
Youn bir sabun kp konsantrasyonuna flediinizde
onun elastik olduunu greceksinizdir; jleyi hafife sallad
nzda da ayn etkiyi gzlemleyeceksiniz. Dier yandan, svya
gl bir bask uygularsanz akar. ki plakann arasna biraz ya
koyun ve sonra plakalardan birini dierine gre hareket ettirin.
Ya akacak ve plakalar serbest braktnzda balangtaki ori
jinal durumlarna geri dnmeyeceklerdir. Ama dikkat! Kat bir
cisme ok fazla bask uygularsanz -sabun kp ve jle rnek
lerinde bunun iin ok da ileri gitmenize gerek kalmaz- madde
" plastik" dediimiz bir duruma gelir; yani bu cisim, geri dne
meyecei kadar deforme olur ve bask kaldrldnda balang
taki orijinal haline dnmez. Dolaysyla, bir cismin ka t veya sv
karakter ta mas, on u n zne dair bir zellik deildir; daha ziyade
uygulanan kuvvete baldr. Dahas, sabun kp ve jleden
baka birok eyi de akar hale getirmenin kolay olduunu bili
yoruz. Metal de eritmeden akar hale getirilebilir; demir telleri,
metali ince bir oluktan gemeye zorlayarak bu ekilde yapyo
ruz (" presliyoruz") .
imdi sorumuza dnelim: Btn kat maddeler kristalize bir
yapya m sahiptir? Sabun kp ve jleden bahsederek, soru
nun cevabn zaten vermi olduk; hayr, deildir. Her neden ya
plm olurlarsa olsunlar, sabun kp ve j le dzenli ve peri
yodik bir dizilime sahip deild ir. Cam da bu kristalize yapya
sahip olmayan kat cisimlerin arasna dahil etsek iyi olur ama
cam, biraz daha fazla aklama gerekti ri r. lf cam levhay bker
sem, uyguladm kuvvete kar ka t madde gibi diren gsterir
ve sonunda krlr ama bir sv g i b i a k maz. Mamafih, cam bir
1 12
KRiSTALLER VE CAMLAR 1
kristal deildir; bilim insanlarnn adlandrd biimiyle cam,
atomlar veya moleklleri bir alanda dzensiz biimde dalm,
tpk trafik skklnda olduu gibi hareket etmeleri engellen
mi, " skm" bir svdr. }ellere veya yourda benzer ancak
bunlardan daha serttir.
imdi, " cam" kelimesiyle " kristal" kelimesi iki farkl ar
ma sahiptir; biri ortak dilde kullanlrken dieri bilimseldir, do
laysyla burada yolu kaybetmek gayet mmkndr. Cam, hem
eya yapmnda kullanlan bir nesne ve hem de benim doasn
daki dzensizlikle ilgilendiim bir malzemedir.
Bu bana, gnn birinde ocuklar iin bir dergi olan Astra
pi' de alan bir gazeteciden gelen telefonu hatrlatt. Gazeteci
nin, gndelik hayatmzdaki farkl seslerle ilgili sorular vard ve
kendisini bana, Bilimle letiim adl dernek ynlendirmiti.
" Neden kristal bardaklar sradan dier bardaklardan daha
farkl bir ses kartr?" diye sordu.
Bu tr sorular ciddi bir hassasiyete sahip olabilirler ve ben de
takdire ayan hzda bir cevap vermi olmaktan dolay mutlu
olurum. Sorunun konusu titreim meselesiyle alakalyd ve
kan sesin tonu, madde ne kadar katysa o kadar yksek olacak
t. Kadeh kaldrdmzda, cam bardan birinin dierine arp
mas, bardan tm bnyesinde titreen bir salnma neden olur;
ki bardan st ksm daireseldir, arpma srasnda hafife es
ner, sonra tekrar dzleir ve ardndan yeniden esner ve bu by
le srer. Hzl ekim ayar olan bir kamerayla yapacamz e
kimlerde bu hareketin detaylarn inceleyebiliriz. Eer cam bar
da bir tutma ubuu ile tutuyorsak, yukar ksmnda balayan
titreim durmayacak, ses daha gzel kacak ve titreimi durdu
ran bir faktr olmadndan daha uzun sre devam edecektir.
" Kristal" bardaklarn yapld malzeme daha serttir ve dolay
syla yaylan sesin tonu da daha yksek olur; tpk bir keman te
linin gerilerek daha az esner hale getiri ldike daha ince ses kar
mas gibi.
" Peki, kristal bardaklar camdan m, kristalden mi yaplyor?"
" Kristal" olarak adlandrdmz barda klar gerekten de
camdan yaplmlardr, yani bu dzensiz ka t malzemeden. Sra1 13
1 7. BLM
dan bir anlayla "kristal", malzemeyi daha youn ve sk hale
getiren kurun oksit yklenmi camdr; ses, sradan camn iin
de yayldndan daha hzl yaylr ve dolaysyla daha yksek
kar. Bir fiziki olarak bana gre "kristal cam" deyimi gayet ai
na olduum bir sylemdir ama aslnda eliik bir terimdir.-6 Da
has, " kaya kristali" olarak bilinen madde de kuvarsbr ve ya
r-kymetli maden olarak kabul edilir. Neyse ki durumun byle
olmas, viskimi bu kadehlerden birine doldurup imeme engel
deil. Bardam dibindeki youn blmden tuttuumda kan
sesin sresi, aldm yudumun lezzetinin azmda yaylmas bo
yunca devam eder. 27
Bilimsel ynden baknca, camlarn fizii, benim alma di
siplinimdeki en etkin alandr -daha genel bir deyile, dejenere
olmu alanlar. Bu noktada uzun bir konudan sapma iyi olacak
sanki. Sonra tekrar kristallere dneceiz.
Konuyu basite anlatabilmek iin, camn bir sv olduunu ve
ok hzl souduu iin kristallemeye vakit bulamadn syle
yebiliriz. Pencere camlarn, erimi silikay -ki sv haldeki sili
kon oksittir- aniden soutarak yaparz. Eer bu soutma sra
snda cama biraz daha zaman verecek olsak, kuvars olarak kris
talize hale dnecektir. Ama erimi malzemeyi souk suyun
hzla akh bir kvete dkerek, aina olduumuz cam elde edi
yoruz.
Silika neden kristallemiyor? Kristalizasyon iin, moleklle
rin kendilerini verilen hacimde dzene sokabilecekleri belli bir
zamana ihtiyalar vardr ve bu zaman, birlikte giden iki neden
den tr uzun olabilir. Bir yandan, elimizdeki svnn younlu
u ok yksek olabilir, dier yandan da, olumas beklenen pe
riyodik konfigrasyon, dikkate deer biimde, dier hallerden
daha sk ve kararl olmayabilir. Bu durumda cam, sanki hava
artlarna kar tereddde dm gibi veya periyodik bir kon
figrasyona girmemi gibi davranr ki bu da enerjisini iyi kul
lanmad ynnde bir grnt verir. Sz konusu ihtimal zel
likle ok ilgintir, zira bir madde elikili kuvvetlerin ortasnda
kaldnda ne oluyorsa, cam da onun gibi buluruz. Benzetme
lerden holanan fizikiler burada, g ndelik hayattaki atmala
ra zemin hazrlayan "bunalm" szc n kullanrlar.
1 1 '1
KRiSTALLER VE CAMLAR 1
ki farkl renkte bir grup insan dnelim; yars krmz ya
rs mavi olsun. Varsayalm ki kendilerini yeniden organize et
mek istiyorlar ama her bir birey de dier renkten biriyle yan ya
na olmay tercih ediyor; baka bir deyile, burada sz konusu et
tiimiz grup, kadn ve erkeklerden oluan ve herkesin kar
cinsten biriyle yan yana olmak istedii bir kalabalk olarak da
dnlebilir. imdi, bu insanlardan, herkesin drtl gruplar
halinde kare masalarn etrafna gemesini istediimizi dne
lim; buna kolayca bir zm bulacaklar, bylece de herkes tat
min olacak, her masada iki mavi iki de krmz insan bulunacak
tr. Bylelikle durumu, iki ayn rengin yan yana gelmedii kare
lerden olumu byk bir aa genelleyebiliriz ki satran tahtas
grm herkes, farkl renkte komuluk ilikisi ierisindeki kare
lerin nasl dizildiini biliyor olacaktr. Fakat bir de altgenlerden
oluan krmz ve mavi renklerdeki bir a denediinizde -ar
petekleri gibi-, burada ayn renklerin yan yana gelmesine engel
olacak altgenleri dizmenin imkanszln greceksinizdir. Do
laysyla, insanlarla yapacamz bu deneyde bazlarn mutsuz
edeceimiz kesindir ve bu da belli seviyede genel bir bunalma
yol aacaktr. Grup deiik olaslklarn konfigrasyonlarn de
neyecek ancak hi birisi tam anlamyla tatmin edici bir sonu
vermeyecektir. atan gerilimlerin yol at olas konfigras
yonlarn eitlilii ve dier biroundan daha iyi bir konfigras
yonu bulmadaki byk zorluklar, camlarn oluumundaki ka
rakteristiklerdir.
Dahas, bu durumun oluturduu ok ilgin bir sonu da var:
Camn ya-sral kristallerin byle bir zellii yokken, camlarn
bir gemileri vardr. eliik gerilimler ieren svy souttuu
nuzda, genelde en dk enerji seviyesinde bulunmayan bir hal
de sonlanarak, cam formunda donar ve dolaysyla dengeli ve
kararl bir halde olmaz. Bunu yaptnda scakl hala sfr de
ildir ve termal hareketlilii srmektedir, dolaysyla da ilem
srecini devam ettirir, mamafih yavaa, kararl ve dengeli ola
bilecei, bylece de enerjisini en opti m u m ekil de kullanabilece
i halin araym srdrr. sel hareket l i l ii nedeniyle cam, hi
bir zaman deiimini durdurmaz. B u n u n tersine, kristaller mad1 15
1 1. BLM
denin dengeli ve kararl konfigrasyonuna sahip olduklarndan,
daha kararl bir yapya kavumak iin sreci devam ettirmeye
ihtiya duymazlar -bu hale zaten ulamlardr. sel hareketli
lik her ne kadar yava olsa da, burada aklamak istediim, ca
mn sz konusu hareketlilikten dolay ektii eziyettir. Velhasl
cam, ona ksa bir sre zarfnda bakarsanz bir kat madde, ama
uzun sre gzlerseniz de bir svdr. Demek ki kat maddeyle s
v madde arasndaki fark da, sadece zerlerine uygulanan kuv
vete bal olmayp, bu maddeleri gzleme sresine de baldr.
Karmak bir mesele olmakla birlikte gayet artc ve dolaysy
la da ilgintir.
Baz fizikiler, burada rneklediimiz bunalm metaforunu
biraz daha teye gtrp, Tolstoy'un u sylemine atfta bulu
nurlar: " Mutlu insanlarn tarihi yoktur." Dier bir deyile, bu
nalm camn tarihi vardr. Bu yaklam meseleyi gayet gzel
aklyor ve ben kendim de, elikilerden kaynaklanan isel ha
reketlilik meselesini dier mecralara yayarak geniletmenin e
kiciliine yer yer kaplyorum. rnein, ressam Franois Rouan,
oke edici bir sylemle "iren gzellik" deyimini kullanrken,
resim sanatnda elikinin -veya sanatnn dedii gibi "arp
mann" - duygusal bir tepki gelitirdii ve yaplan ie dnyevi
bir boyut katt yolundaki duygularn aa vuruyor. Bir res
min yapsal erevesi iinde bir tek unsura dikkatle bakarsak,
kart bir unsura baktmzdan baka bir ey grrz. Bakmaya
devam ettiimizde de grme biimimiz geliir ama deien e
yin resmin kendisi olduu etkisine kaplabiliriz. Aslnda, eer
aratrmaclk yapmay retmenlikten daha zevkli buluyorsam,
bunun bir sebebi de, aratrmacnn bilinmeyene bodoslama da
larken ve dnceleri onu harekete gemeye zorlarken, ret
menin, kendisini oturmu, tutarl ve dolaysyla sabit gibi gr
nenlerle snrlandrma eilimine sahip olmasdr. (Yine de,
retmenin bu tavr hayata geirmesinin ard nda, doru pedagojik
sebepler olduunun da farkndaym.)
Uzun bir aradan sonra imdi u bl'n i m kristallere geri dne
lim. Camlarn tersine, kristaller dzl'n l i pPriyodik sistemlere sa
hiptirler. Bizim laboratuarda, ok y zl'y l i d zgn yzlerden
1 1 fi
117
\ 7. BLM
h . l t'
KRSTALLER VE CAMLAR 1
Kat helyumu kefedenler bizler deiliz; bu kefi 1 926 ylnda
Hollanda' nn Leiden kentinde alan Willem Keesom yapt . S
v helyumun kristalize olma noktasn aratrrken termodina
mik deerlerini de lm ancak hibir ey gremeyip, " [ . . . ] G
rlecek tuhaf bir durum yoktur," d iye yazmt . Helyum kristal
leri zellikle effaf olduklarndan plak gzle yzeylerini ayrt
etmek, saf suyun iinde yzeye km buz kpn fark etmek
kadar imknsz olduu dorudur. Etienne Rolley, Claude Guth
mann ve ben, renkli olarak bu resimleri ekmeyi becerdiimiz
de, Keesom' dan biraz d aha iyi bir i yaptmz hissetmitik
dorusu ama bu ii ondan altm yl sonra baardmzdan,
beklenen bir baaryd elbette. Aslnda, biz d aha ziyade resimle
ri ekmekte kullandmz metodun baars karsnda ok etki
lenmitik. Metodumuz, kristallerimizi bir prizmadan dalan
kla aydnlatmay-gkkua gibi- ve kk bir siyah panelle,
kullandmz mercein odaklanma noktasnda deiik perdele
meler yaparak kameraya grntleri almay ieriyordu. Her bir
yzey ifti kk birer helyum prizmasndan oluuyor ve farkl
renkte grnyordu . Ama bu metodu da kendimiz dnme
mitik; emekliliini Bristol' deki garaj nda su damlacklarnn
dnn fotoraflayarak geiren bir mhendis olan Pierre-Gil
les de Gennes'in arkada Leonard Tanner'in nerisiydi. Sanyo
rum karttmz iin baars, bu fotoraflarn mkemmellii
kadar, ortaya karttmz gl bilimsel ierikti de ayn za
manda.
Sonu olarak, helyum kristallerinin deiken sayda yzleri
olduunu kefettik ama bunu bulan sadece bizler deildik. Ay
n konuda rakibimiz olan en az iki grup daha vard: Moskova' da
Konstantin Keshishev ve Alexandr Pa rshin ve Haifa' d a Judd
Landau ve Steve Lipson. Her bir grup kendine zg deney me
totlarna ve teorilere sahipti. 1978' den 1 994 ylna kadar olan d
nem, bir anlamyla, her konferansn biw k i min aratrmalarnn
d aha hzl ilerlediini grebilmek, dil'r y a n d a n da ayn fenome
ni gzlemleyip gzlemlemediimizi test edebi l mek ve gzlemle
rimizi benzer biimde yorumlayp yo r u m l a m a dmz irdele
mek anlamnda ans tandndan, gayl' l ca n l b i r periyot idi.
119
1 7. BLM
2004 Ylna gel diimizde, Rus meslektalarmla benim aramdaki
rekabet, kendi ara gerelerimizden ok daha gl makinelerin
banda toplanma ve almalarmz srdrme ans bulduu
muz Finlandiyallar sayesinde bir eit ibirliine dnt . Ale
xandr Parshin ile dostluk ilikimizi, birlikte yazmz uzun bir
28
dergi makalesiyle perinledik .
Balangta karlatmz en zor sorulardan biri, kristal yz
lerinin grnmlerinin termal hareketlilikle dorudan balant
l olup olmad veya bu ite helyumun kuantum zelliklerinin
rol oynayp oynamad ile alakalyd. Bu konu, elinizdeki kitap
ta detaylaryla irdelemek iin fazla geni bir konu ama neden
termal hareketliliin kristallerin ekilleriyle ilikili olduu y
nnde bir fikir e dinmek de zor deil.
Kristalize olmu bir yze tnel mikroskobuyla baktnzda
-Zrih' de Gerd Binning ve Heinrich Rohrer tarafndan icad edil
mi ve kendilerine 1 986 Nobel dl'n kazandrm kk bir
mucizevi alet-, sz konusu yzeyin, atomlarn birbiri ardna d
zenli olarak sraland biimde dz oldu unu grrsnz.
Kristal, zerinde atomlarn dizi li olduu katmanlarn dzenli
biimde birbiri zerine binmesiyle olu mutu r ve grnen yz,
en stteki katmandr. Eminim herkes herhangi bir zamanda bir
meyve tezgah grmtr. Satclar, rnein portakallar, genel
likle dzenli tepecikler halinde, en azndan bu dizilime olanak
salayacak benzer byklkte olan portakallar kullanarak dizip
sergilerler ve bizim rneimizde de, ayn cins atomlar kesinlikle
ayn byklktedirler. Daha byk bir lekte dnd mz
deyse, portakal tepecikleri kristal gibi grlebilir ve tepeciin
st yzeyinde bulunan portakal katman da son katmandr. Sa
bahlar ilk mteri gelmeden nce portakal tepeciinin en st
katman doludur v e satc genelde bu katmandan portakal sat
mamaya alr nk tepeciin sz konusu st katman, sergi
leme iin belli bir ayla biraz eimli olarak dizilmi ve neredey
se dz hale getirilmitir.
Fakat scaklk deiimi neden yzeyin dzeniyle ilgili her
hangi bir durumu deitirsin ki? Madde, snn bir lt olduu
dalgalanma ile hareketlenir. Gv d e ne kadar lksa, isel hareket1 2 rJ
KRSTALLER VE CAMLAR 1
lenme de o kadar byktr. Bir kristalin scakl dk olduu
srece, en st atom katman da dzdr. Ama isel hareketlilik
ykselirse, tpk portakal tepeciini sallamaya baladnzda
yzeyinde oluacak deformasyon gibi, kristal yzlerinde de bo
zulmalar olur. Tepeciin st srasnda yer alan baz portakallar
bir noktadan dierine zplamaya, yzeyde ukurlar, kntlar
olumaya, balangta ayarlam olduumuz btn o gzelim
dzen bozulmaya balayacaktr. Kristalin yzeyi, scaklk yk
sel dike dzenli yapsn kaybeder; artk kristalize a bir dzlem
deildir ve yzler, eklin iinden kaybolu rlar. Fizikiler yzeyin
bu dzensiz durumuna "kaba" derler; tpk sert rzgarda deni
zin yzeyinin geldii duruma dedikleri gibi. Kristalize hallerin
fizii konusuna, deniz metaforuyla yaklamay daima sevmi
imdir.
Peki, neden sadece helyuma odaklanp, btn bunlar onun
zerinde deniyoruz? Mutlak sfr noktasnda almann keyfin
den mi, yoksa kristalleri, her bir ek yeri her an szntya meyilli
oklu pencerelerden gzlemenin gzelliinden mi etkileniyo
ruz? Btn bir yl boyunca el arabalaryla saysz miktarda ar
azot tpn ve sv helyu mu oradan oraya tamay m ok sevi
yoruz? Bir Kelvin' den dk scakla ulamak ve onu o nokta
da tutmak, bu arada optik, elektronik ve criyoj enik (soutma)
unsurlar bir araya getirmek, sisteme s ilave etmeden lmle
ri d ikkatle yapmak ve binann yaknlarndan geen kamyonlarn
yaratt titreimleri ok fazla almamak iin altmz yeri ta
mamen dardan tecrit edilmi bir maaraya evirmek hi de
kolay eyler deil. Btn bunlar kusursuz biimde gerekletir
mek birka ylmz ald. Helyumu sememin nedeni, karma
kard bunca sorunla boumay sevmemden deil, maddenin
genel zellikleri zerine alma yapmak iin ideal durumu sa
ladmdandr.
Helyu m en kk asal gaz olduundan, atomlar dier ele
mentlerin hepsinden daha az birbirini etkiler. Bu neredeyse yok
luk seviyesindeki etkileimin anlam, eer he lyum atomlarn
iinde bulunduklar dank gaz hal inden ka rp, brakn kat
121
1 1. BLM
formda, sv formd a dzenlemek b i le istesek, sz konusu atom
lar hayli dklkteki scaklklarda sou tmamz gerekecektir.
Bylelikle de maddenin iindeki termal hareketlilii neredeyse
tamamen durdurmu oluruz . Yani, sv helyumu saflatrmak
iin btn yapmamz gereken, onu soutma filtresinden geir
mektir; dier btn maddeler bu scaklklarda donmu olacak
ve dolaysyla kolayca helyumun iinden ayrtrlabileceklerdir.
Elementlerin en saf, en duraan ve en basiti olmas helyumun
ana karakterleridir ve onu model bir sistem haline getirir. B tn
kristallerin yzleri vardr ama helyumda bu yzlerin bal oldu
u parametreleri daha iyi kontrol edebiliriz. laveten, son birka
on yl iinde dk scaklk fizii ve zellikle de mutlak sfr ci
varnda duyarl ileri lm tekniklerindeki hzl gelimeler -ter
mometreler ve basnlerler gibi- iimizi biraz daha kolayla
trmtr.
Btn bu ilerden sonra, helyumdan rendiklerimizi dier
btn kristalize maddelere de genelleyebiliyoruz. rnein, hel
yumla silikonu -modem elektroniin kristal malzemesi- kar
latrabiliyoruz. Karmak zelikler gsteren yzeyler iin -ki
bunlar eilmi atomik basamaklar gibi grnyorlar- benzer
davranlar saptad k. Ve laf basamaklardan almken, Pawel
Pieranski Orsay da baz sv kristaller kefederek -saat gsterge
lerinde kullanlanlar deil fakat sabun gibi zarlardan oluan mu
azzam alara sahip dier kbik kristaller-, oda scaklnda
60
KRiSTALLER VE CAMLAR 1
Buna karlk, beni ok etkileyen bilimsel kitaplardan biri
olan Primo Levi'nin Periyodik Tablo adl eserinde helyuma hi
yer verilmemitir. Kitap yle balar:
" Argon. Soluduumuz havada asal gazlar ad verilen gazlar
bulunur. Bunlarn merak uyandrc, alimane arml, antik
Yunanca isimleri vardr ve 'Yeni olan,' 'Gizli olan,' ' Aktif olma
yan,' ve 'Yabanc olan' gibi anlamlar tarlar. Gerekten de yle
sine sraddrlar ki, durumlarndan fazlasyla memnun olsalar
gerek, hibir kimyasal reaksiyona karmaz, baka elementlerle
bir araya gelmez ve muhtemelen bu nedenle de, yzyllardr tes
pit bile edilmezler.
1962
To m Thu mb)
gibi, maddenin
123
a n r . nel u u m ve
,
[ vrensel l i k
' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' '
1 999 ylnda, bir keresinde Luc Ferry ile biraz tuhaf bir gr
memizi hatrlyorum.
l a. BLM
sl dalgalandn anlamak, her eyin teo risi denen fikrin ampi
yonlarn bir keye sktrp, birletiri l mi temel etkileimler
araclyla zmelerini isteyeceim rnek soru olurdu . Ha
yr; bir grup parack, bu zgn paracklarn ve hatta sz konu
su paracklarn ift ift olmu zellikleri baznda kolayca anla
lamayacak niteliklere sahip olabilir. Bir insan grubu da, sz ge
limi, iinde barndrd zgn kiiliklerde olmayan bir toplu
zellie sahip olabilir. Tek tek atomlarn zeliklerini anlamak,
elmalar anlamak iin yeterli deildir.
Pascal unlar sylerken gayet incelikli dnmtr: " n
k her ey . . . birbirini doal balarla var ettiinden, . . . paralar
anlamann btn anlamadan, ya da btn anlamadan zellik
le de paralar anlamann imk.nsz olduunu savunuyorum."
Bence karmakln tek bir teorisi yoktur, her ne kadar bazen d
ncenin balnda bunun olduunu okuyor olsanz da . . . Tr
blans gibi baz fenomenler iin olduu gibi, onlar anlamak zor
olsa da (bir sonraki blme baknz), ne fenomendeki karmak
ln ayrmna varmann onunla ilgili bir teori oturtmaya yar
dmc olacan, ne de temel paracklarn doasn ve etkileim
lerini anlamann, bir kayn srklenmesini veya frtnay ne
yin tetiklediini hesaplamamza yardmc olacan sanmyo
rum.
Dolaysyla, fizik, birletirilebilir olmaktan ok uzaktr.
Fakat tamamen farkl yapda bilgi paralar yn da deil
dir. Birincisi, gcn, btn uygulayclar iin ortak olan net bi
limsel metotlardan alr ve genel kan olarak Galileo tarafndan
kefedilmitir; her ne kadar Arap dnyasndan habercileri olsa
da . . . Gzlemleriz, teorik bir model gelitiririz, yeni gzlemlerle
bu modeli kar karya getiririz, gerekiyorsa modeli yeni du
rumlara gre uyarlarz vb. ngrlerin bu aamas, gzlem,
modelleme ve dorulama, btn bilimimizin erevesidir.
30
Hepsinden te, Jacques Treiner' in dedii gibi, btn fiziki
ler iin ortak prosedr, "eitlilik iinde benzer olanlar aratr
mak yoluyla bir eyi basitletirmek, ya da Jean Perin'in syle
miyle, karmak olan gr n r n ard1 11d11ki grn mez basitlii ara tr
maktr. Ve onu bulmaktr. " Genellemt k r i bi r l etirmek ve eitli12fi
ve
fo t o n l a r n varlklar ke-
s. BLM
sinlikle kabul edildi. Mamafih, dalgalarn s rekliliine karn,
maddenin srekli olmamasn birleti rme araynda Einstein,
adalarndan daha genel bir teorik ereve gelitirdi ve foto
elektrik etki gibi yeni fenomenle ri (ve bunun tesinde daha bir
ok dierim) aklad.
Einstein'in motivasyonu tamamen estetik miydi? Olabilir,
ama ben bundan biraz kukuluyum. Bana yle geliyor ki, fizik
te yaplan genellemeler srtmeyi gerektirir - yani kart teori
ler arasndaki atmay . . . Baz gzlemlere gre, rnein k, bir
dalga gibi grnmekte ama baka koullar altnda da bir para
cklar kmelenmesi olarak alglanmaktayd. Ksaca itiraf etmek
gerekilirse k, basit ve tek bir fiziksel fenomen deil, ayn anda
her iki gr de iinde barndran teorik bir genellemeydi. Do
laysyla, dalga teorisiyle, karsndaki parack teorisi arasnda
ki srtme, Einstein' in teorisine yol gsterdi . Bu srtme ol
makszn, neden bir genelleme yaplmaya ihtiya duyulsundu ki
zaten? Bazlar Einstein' in nicelemesini, fotoelektrik etkisini
aklamak iin yaptna inanr, oysa o, nce nicelemi ve
sonra bu fenomenin fotoelektrik etkisini kefetmiti.
imdi konudan biraz ayrlp kuantum buharlamasna gz
atmak iin iyi bir zaman . Doentlik tezini
79 m/ s ortalama mi
31
nimum hzla dar doru hareketlendiklerini kefettim. Ve bu
32
bulduumu, aslnda Phil Anderson 1 969 ylnda yapt deney
ler srasnda, helyumdaki scakln " rotonlar" olarak -ki Lan
dau bu paracklar sper-akkan helyu m u n termodinamiini
aklamak iin icat etmiti- enteresa n b i i mde ayrmas kar
snda ngrm bulunuyordu . Foto-l'kktrik etkide, metalik bir
yzeye ynlendirilen n kua n l u m u (foton), metalin bir el ek
tronunu aa salyor ve bu elekt ro n u n k i ll'tik enerjisi de, foto12'1
s. BLM
zenginletir. Aslnda Maxwell' i n teorisi kayda deer bir genelle
meydi ve bilgi bilimciler (epistemo loglar) bilimin geliimini tarif
ederken, Einstein' in Genel Greli l i k Teorisi' nden ok daha sk
biimde bu teoriye gnderme yaparl ar. Bu olay da, konudan bi
raz darya kmaya gerekten deer.
Einstein' den otuz yl nce, sko bilim adam James Clerk
Maxwell, elektrik i l e manyetizmay birletirme iine girimiti .
Bunu yapmak iin de, rnein sarlm bir teldeki elektrik akm
tarafndan indklenen manyetik alann ne olduunu hesaplaya
bilmemize veya bunun tersine, mknats etki alannda hareket
ettirdiimiz bir sarmda meydana gelen elektrik akmnn ne ol
duunu bu labilmemize imkAn veren formller gibi, drt eitlik
ten oluan bir grup denklem yazd. Gnmz aratrmaclar,
1873
1887
! a. BLM
gede yzleri belirmeye balayan krista l lerin saysyla, artan s
caklk a rasnda bir an erisi kartacak eki lde lmler yapar
ken, ayn zamanda yuvarlak ekilleri n dz sathlara dnm
nn nasl bir hzla arttn, yuvarlak yzlerin aplarn n, scak
ln " atlayarak dnm" seviyesine geldiinde nasl sfr nok
tasna kadar bztn ve yzlerin nasl kaybolduunu gz
lemledik. Ve burada formlleri gstermeden aklamas zor olan
dier birok zellii de ltk. Teori, maddenin hal deiimle
riyle ilgili fizik biliminde gereklemi son dnem gelimeleri de
kapsyordu; rnein, " yeniden-normall eme" tezini -ki bu bu
lu, Amerikal Ken Wilson'a 1982 Nobel dl'n kazandrm
t. Sz konusu teori, kristallerimizde oluan ekil deiiklikleri
nin, doada birok dier hal deiimleriyle benzer bir biimde
meydana geldiini sylyordu . Kristalize olmu yzeylerin ma
tematiksel model, zerinde oluan katmanlarn pozisyonlar iki
koordinat deeriyle tanmlanabilecek incelikteki yzey nedeniy
le bizi, " iki boyutlu" diye adlandrlan birka baka sistemde de
ayn eitlie yneltiyord u .
Teorinin estetii konusunda da olduka duyarlymdr; yani
genel bir temay, zel d urumlardan balayarak a ratrmann
mmkn olmas gerekir. Ayn davranlar gsterdiklerini n
grdmz bu iki boyutlu sistemleri hala muhteem buluyo
rum; muazzam bir eitlilii aklar. nce bir katmann soutul
duunda manyetize hale dnmesi, pozitif ve negatif elektrik
yklerinden oluan gruplamann iletken hale dnmesi, kris
tallemekte olan veya sper-akkana dnen ok ince bir film
halindeki svdaki d nm vb. Mamafih, rnein bizim kristal
lerin oluumunu gsteren grafik eriyle, manyetik katmanlarn
manyetize oluunu gsteren eri, ayn karekk esasna gre
kyordu. Bu ngr bize ylesine artc grnd ki, dorusu
btn bir yl sren tm abalarmza dedi ve gerekten de yap
tmz deneyle sz konusu teoriyi dorulam olduk. Yirminci
yzyl istatistiki fiziinin en byk baarlarndan biri de, doa
daki btn devaml hal deiimler i n i b irka basit kritere bal
fonksiyonla snflamasyd. rnein, de i i min meydana geldii
alann boyutlar ne? boyutlu bir hacim mi? Yoksa iki boyutl u
0C. Fakat s
-20
8.
BLM
s. BLM
O
15
137
9 . Bl m
Bisi kleti ve Kelebek
Chevreuse Vadisi'nde rzgar genelde batdan eser v e dolay
syla her pazar sabah Ramboillet ormanna gitmek zere bisik
letlerimizle yola ktmzda rzgara kar ilerliyor oluruz. D
nteyse rzgar arkamza aldmzdan daha az zorlanrz ve
bylesi daha iyidir. Rzgar bisikletinin dmandr; dzlkler
de, pratik olarak btn enerjimizi rzgarn direnciyle mcadele
etmekte kullanrz.
Yerekiminin
80
BSKLET VE KELEBEK ,
40
1 9.
BLM
B i S i KLETi VE KELEBEK
arabann maksimum hz
neyi bildi
ilerisi iin ha
9. BLM
Resim 1 1 . Yuvarlak bir engelin ardnda akan bir sv, bir yandan dieri
ne deiken formda anaforlar yaratr. Bu olay, teknelerdeki yelken iple
rinde rzgarn kartt sl da meydana getiren olaydr. ONERA
BSKLET VE KELEBEK
1980
j 9. BLM
kolaylkla svnn s iletkenlii uyarnca kpn dibinden tepesi
ne kadar ykseliyor ve sv helyum hareketsiz olarak duruyor
du. Is gc daha ykselince, sv helyum hareket etmeye balar;
bu " syaym" hareketi kpn altndan stne kadar devam
eden iletkenlii giderek arttrr ve bunun kayna da Arimet
prensiplerinden baka bir ey deildir. Genel olarak bir svy
stmak, aslnda bir genleme yaratr ve Dnya' nn ekimi altn
da daha hafif hale gelen scak sv ykselir, iinde bulunduu
kabn tavanyla ilikiye geince de sour, younlar ve tekrar
aaya doru kmeye balar. Yzeyde kalma, yani yzme
zelliiyle balantl olarak, termal genleme svy dengesiz ha
le getirir ve syaym topaklar oluturur. Bu topaklarn ekilleri
kutunun ekline baldr; eer kutu keli bir kp eklindeyse,
sadece bir tek topak oluur ve herhangi bir ynde dner. Eer
kutu, eni boyunun yaklak iki kat olan bir dikdrtgen prizma
s eklindeyse, bu kez orta ksm ykselen svda iki topak olu
ur ve kenarlara doru dalrlar. Son olarak, eer kutunun eni
boyundan ok daha genise, birden fazla uzun topaklar oluur,
birbirlerine paralel olarak dizilebilir ya da altgen hcrelerden
oluan bir a oluturabilirler. Bylesine bir topak yaplanmasn
bir tavaya koyduunuz ince ya tabakasn starak gzlemleye
bilirsiniz. Daha nce de deinmi olduum gibi (3. blmde) sz
konusu termal syaym Dnya' nm alt katmanlarnda da al
makta, yer kabuu plakalarn yerlerinden oynatmakta ve dep
remlere neden olmaktadr.
Libchaber ve Maurer ayn tip syaym olayn, aslnda gayet
iyi bilinen bylesi bir fenomeni retmi olduklar kpte bir kez
daha gzlemlediler. Fakat s gcnn daha da fazla arttrlma
syla, scakln zaman ierisinde titremeye baladn gzlem
lediler. Scaklk titreiyordu nk svnn bu topak biimindeki
hareketinin kendisi de titreiyordu. Artrmaya devam ettikleri
syla ortaya kan iki kat titreimi grnce balangta ard
lar. Sonra sy daha da artrnca bir kez daha titreimin ikiye kat
landn, sonra tekrar katlandn, tekrar ve tekrar katlana kat
lana arttn ve sonunda, topaklarn periyodik hareketinin kao
tik bir devinime dntn grd ler. Periyodun ikiye katlan1 44
BSKLET VE KELEBEK ,
mas, frekansn yarya inmesi anlamndayd ve eer Libchaber
ve Maurer yaptklar kutuyu dinleyebilselcrdi, duyduklar sesin
giderek, her defasnda bir oktav kadar derek daha da derinle
tiini ve sonunda ekilsiz bir grltye dntn fark ede
ceklerdi. Daha som a akustik aratrmaclar sz konusu fenome
ni tekrar yaratarak, sistemin kurucusu Mitchell Feigenbaum'un
tarifiyle, " katlanarak artan periyot alayann" etkin biimde
duydular. Albert iinse, " kaosa giden yollardan" biriyle ilgili bu
deneysel keif, ryalarndan birini gerekletirmesine yol am,
Amerika' da bir kariyer edinmesini salamt. Bu tr titreen s
yaym, o gnden bu yana birok dier alanda da (elektronik, op
tik, kimya) kefedilmi geni anlamda yaygn bir fenomendir.
phesiz sizin de dikkatinizi ekmi olaca zere, kaosla il
gili oul "yollar" kelimesini kullanyorum. nk gerekten
bu anlamda baka yollar da var. 1971 Ylnda, yani koridorun
br ucunda alan komularmn gerekletirdii deneylerin
yaplmasndan on yl nce David Ruelle ve Floris Takens dina
mik bir sistemin kaotik hale gelmesi iin farkl tarzda, her bi
ri kendini katlar biimde titreen sistemler olmas gerektiini
gstermilerdi. David Ruelle bu konuda kayda deer bir kitap
da yazd (Hasard et chaos [Odile, 1991 ); Deiim ve Kaos [Prin
ceton niversitesi Yaynlar, 1993)) . Bu konu beni tara geceleri
min gezegenlerine geri gtrd. Eer Dnya Gne etrafnda
dnen yegane gezegen olsayd, Dnya-Gne ifti dzenli peri
yotlarla (bir yl) alan bir titreim birimi oluturacak ve gelecek
mkemmel biimde tahmin edilebilir nitelik kazanacakt. p
hesiz bu varsaym doru olmamakla kalmayp, dier gezegenle
rin varlklarndan bamsz bir fikirdir. Dorusu, her bir gezege
nin kendi periyodunda dnn srdrd ve btn hare
ketleri kendi aralarndaki ktle ekim kuvvetlerinin etkisi nede
niyle iftler halinde yaptklardr. Bir gezegenin dierine yakn
bir noktadan geii, her ikisinin de yrngelerini az da olsa ye
niden dzenler ve bu yeniden dzenlemeleri byten de za
mandr. Ruelle ve Takens' e gre -ki hakllardr- genelde hareke
tin kaotik olabilmesi iin bylesine bir iftler haline geliin ge
zegen iermesi yeterlidir. Jacques Laskar'm da aklad gibi,
1 4b
1 9. BLM
yz milyon yllk bir skala iinde, Gne sistemindeki gezegen
lerin hareketleri tahmin edilemez niteliktedir.
Yirminci yzyln son 30 ylnda bilim insanlar, byk Lev
Landau'nun bir svnn trblansnda grnen kaosun nedenini
g iderek artan biimde daha geni sayda, her biri baka frekans
ta titreimin ilerleyen ayrmalar eklindeki tarifinin yanl ol
duunu gstermi bulunuyor. yeterli; ya da sadece kendi
iinde blnebilen bir tek tane bile. En byk fizikiler bile ba
zen yanlabilir.
Ama imdi tahmin edilebilirlik nosyonuna geri dnelim. Fi
ziksel bir sistemin hafzasna bakalm. Saatteki hareketler o den
li dzenlidir ki, eer hareketin bir andaki halini biliyorsanz,
herhangi bir sonraki zamanda o hali yeniden tahmin edebilirsi
niz. Saat, gemiiyle ilgili mkemmel bir hafzaya sahiptir; gele
cekteki hali, tamamen gemiteki hali tarafndan belirlenir. Di
er yandan kaotik bir sistem belli bir sre sonra btn hafzas
n kaybeder ve bu nedenledir ki hava durumunu tahmin etmek
bu kadar zordur. Bu zorluk ve hafza kayb bazen " kelebek etki
si" olarak da adlandrlan ve aklanmay gerekten hak eden bir
etkiden gelir.
Kelebek etkisi, adn 1972 ylnda meteorolo g Edward Lo
renz'in Washington'da yapt bir konumadan alr: "Tahmin
edilebilirlik: Bir kelebein Brezilya' daki kanat rp Teksas' da
ki tayfunu balatabilir mi?" Burada alt izilen nokta, bir kelebe
in herhangi bir yerde kanat rpmasnn, btn atmosferde ta
kip eden evrimsel geliimi tamamen deitirmeye aa yukar
yeterli olacadr; yani, balang koul larna yaplan hassas etki
bylesine byktr.
Kaotik bir sistemin hassasiyetinin balang koullarna ba
l oluunu, merkezinde yuvarlak bir blok bulunan bilardo masa
sn dleyerek anlayabiliriz. Bu bl o a d oru bir top yuvarlad
mzda, bloa arpan top, bloun sol ta rafna veya sa tarafna
apmasna bal olarak masann ya bi r tarafna, ya da dierine
doru sekecektir. Sonra ayn top, masa n n kenarndan da seke
cek ve belli bir rotay takip ederek u h a ze r i n de hareketini sr
drecektir. Eer topu ikinci kez y u v a rl ay a rak aym rotada hare14f
BSKLET VE KELEBEK
ket etmesini salamay deneyecek olursak ok ok dikkatli dav
ranmamz gerekecektir. Zira ilk arpmann asnda yapaca
mz en ufak bir deiiklik, bu arpmadan sonraki ynde mey
dana gelecek bir farka sebep olacak, bylece top farkl bir nokta
dan masann kenarna arpacak ve takip eden btn hareketle
rin ynlerinde de sapmalar olacandan, nihayetinde bambaka
bir noktada hareketini sonlayacaktr. Dolaysyla, ortadaki bloa
arpan topun iki atta da ayn rotay izlemesini, ilk atn hassa
siyetini sonsuz deerde ayn uygulamadmz srece salaya
madmzdan, ortasnda yuvarlak bir blok olan bilardo masas
kaotik bir sistemdir. Bu kaotik bilardo masalarnn eitli konfi
grasyonlar, bugn Princeton'da alan matematiki Yakov Si
nai tarafndan, baz masalarn ortasndaki blok olmasa da, orta
snda dz ve iki ucunda yarm daireden oluan paralarla stad
yuma benzer tipteki masalarda denenmitir.
Kaotik say serileri de oluturabiliriz. O ve 1 arasndaki say
lardan balayalm; 0,33 diyelim. Sonra bunu ikiye katlayalm:
0,66; ve tekrar ikiye katlayalm: 1,32. Sonu l'in zerindeki k
tnda saynn tam say ksmn atarak onu tekrar O ve 1 aral
na sokarz; bu durumda l,32'nin sonucu 0,32'ye karlk gelecek
tir. Ve devam edelim; 0,64 sonra 0,28 ardndan 0,56 ve akabinde
0,12 vs. vs. imdi komu saylarla yeniden balayalm; rnein
0,34 ile. lk serimiz aadaki gibiyken,
0,66 - 0,32 - 0,64 - 0,28 - 0,56 - 0,12 - 0,24 ve 0,48
0,34 ile baladmz yeni serimiz,
0,34 - 0,36 - 0,72 - 0,44 - 0,88 - 0,76 - 0,52 ve 0,04 olacaktr.
Bu iki say serisinin birbirinden hzla ayrldn ve tamamy
la farkllatn gryoruz. Sz konusu farkllk, gerilimin kom
binasyonundan ve bu saylara uyguladmz ikiye katlama ve
sonra sayy O ve 1 aralna indirmekten geliyor. Ayn yolla,
kaotik bilardo masamn zerindeki blok, topun rotalarn birbi
rinden ayrmakta, kenar yastklar da topu tekrar masann ze
rinde tutacak ekilde ieriye doru sekti rmektedir. Trblansl
akta, akm izgileri de gerilir ve anaforlar tarafndan katlanr.
Matematikiler, bu " esneme- katlanma" kombinasyonuna
metaforik bir isim vererek, " Baker Dn m" diyorlar ve ne147
1 9.
BLM
BSKLET VE KELEBEK 1
tuzlu ve scaktr ve bu fark devasa okyanus akntlarna neden
olur. Dnya'nn kendi ekseni etrafndaki dn yn de bunda
rol oynar ve bu nedenledir ki mehur Gulf aknts Atlantik Ok
yanusu'nun kuzeyinde bat ynnde lk akarken, Amerika sa
hilleri boyunca dou ynnde ok souk bir akntyla geri d
ner. Dnya dev boyutlarda bir termal makinedir ve solar rad
yasyon enerjisini temel olarak rzgarlara ve akntlara, bunun
yan sra bitkiler iin bilinen srasyla yamur ve kara dnt
rr.
Yirminci yzyln ortalarna kadar, dnyann eitli blgele
rindeki veya daha uzun bir zaman aralnda belirleyici iklim
zelliklerine sahip yerlerin hava durumlarn gzlemleyip anlat
maktan ok memnunduk. Hava durumunu tahmin edebilmek
iin nceki yllarn ortalamasn alp tahmin diye verecek kadar
dmtk. Peki, nasl olup da bu ii bugn daha iyi yapyoruz
ve en azndan gelen birka gn net olarak tahmin edebiliyo
ruz? Bunun temel nedeni var: Birincisi, btn Dnya'y gz
lemlememizi salayan uydular; elbette hala daha fazla gelitiril
meleri mmkn ama uydular araclyla rzgarlar, basnc, s
cakl, nem orann ve hangi tr bulutlarn nerede olduklarn
her zaman biliyoruz. kincisi, bunca veriyi ilemek iin yeterin
ce gl bilgisayarlarmz var ve bunlar, sz konusu bilgileri
balang koullar olarak alp, okyanus ve atmosferdeki geli
melerin nasl gelieceklerin hzla hesaplayabiliyorlar. Bu hesap
lamalar yapmak iin de bilgisayarlar gayet iyi bilinen hidrodi
namik kanunlarn kullanyor. Son olarak da, elimizde orada bu
rada oluabilen karaszlklar tanmlayan birok model var; bu
lutlarn formasyonlar ve blgesel scaklk deerleri, gneten
gelen radyasyonun yansmalar vb. gibi yaa neden olan kel
meleri etkileyen koullara ilikin modeller. yi meteorolojik mo
deller srekli geliiyor ama tahminlere gvenilirlik konusunda
phesiz herkesin kendine gre bir gr var. Benim kiisel
dncem, yln baz zamanlar veya havann zellikle dengesiz
olduu baz belli blgeler dnda, yirmi drt saatlik hava tah
minlerinin greceli olarak gvenilir oldu klar ynnde. Fakat
btn bildiimiz, sadece birka gn tesinden fazla bir srede149
1 9. BLM
ki hava duru mu tahminlerine gvenilemeyecei. Hibir kuru
lu, nceden bir haftadan daha uzun bir sreyi kapsayan hava
durumu tahmini konusunda ciddi bir giriimde bulunmuyor
-ve bu belirsizliin temel nedeni de, kaotik sistemin balang
koullarna kar olan duyarll. Bir gn atmosfer koullarn
her bir kilometre yerine her metrede bir yapabilen uydulara sa
hip olacamz hayal edebiliriz ama bu kez de uzaydaki evrimin
kaotik olmas gereiyle karlaacaz. Belki birka gn daha
uzun sreli hava durumunu daha gvenilir biimde tahmin et
meyi baarabiliriz ama asla iki haftadan fazlasn deil. Yrn
gede dolanan ahin gzl uydular orman srekli biimde bir i
ekten dierine uuurken blgesel hava koullarn her ne ka
dar ok az etkileseler de btn kelebeklerin pozisyonlarn kay
dediyor ve bilgisayarlar bu muazzam byklkteki veriyi yirmi
drt saat iinde ileyebiliyor bile olsalar hava durumu tahminle
rini iki haftadan teye gtremeyiz. Dnyann dier bir yaka
snda oluan frtnalar karan makine, bazlarnn Lorenz'in
dncesini arptarak yorumladklar zere kelebekler deil,
Gne' in ta kendisidir. Kelebein bir yerlerde kanat rpmas da
ondan ok uzaklarda nceden ya da sonradan veya btn bun
lardan daha deiik kompozisyonlarda frtnalar kmasna ne
den olabilir ve bu durum tamamen tahmin edilemez niteliktedir.
Velhasl, meteorologlarn ie yaramaz olduklarn dnme
meliyiz -hi de yle deiller. Bir defa, tekrar ediyorum, ksa d
nemli tahminleri gayet isabetli ve srekli daha iyiye gitmekte;
ikincisi de, atmosfer ve okyanuslar, tanmlanm ve meteorolog
larn tahminlerine temel tekil eden daha byk yaplara bal
fenomenlere sadece sahne olurlar. Bu konuda en iyi bilinen r
nek, El Nino Kasrgas' dr. Bazen Pasifik Okyanusu'nun batsn
dan dousuna geen devasa hacimdeki snm su, Gney Ame
rika sahillerini stmaya gelir ve bu durum blgedeki karidesle
rin ve dier canllarn hzla oalmasna neden olur. Her ne ka
dar sz konusu deikenlik rasgele nitelikteyse de, bu durumu
alt ay nceden tahmin etmemiz mmkndr. Dahas, iklim bi
limciler daha uzun dnemli hareketl iliklerin ortalamalarn
kardklarnda ve iklimin kendi ii ndeki evrimini gzlediklerinEO
BiSiKLETi VE KELEBEK j
de, tahmin edilmesi g hareketlilikler konusunda rahatlayarak,
tahminlerini ok daha tutarl hale getirebilmektedirler. Bu ger
ek, krler olsun, genel durumun giderek ktye gitmesi so
nucunda arlk gazetelerin ba sayfalarna kadar ulayor. klim
modelleri, insanlarn etkinlikleri nedeniyle global bir snmaya
doru kayyor (zira her geen gn daha ve daha fazla karbondi
oksit salyoruz). Bilim insanlar u anda global snmada sadece
3 veya 6 santigrat derece ykselme tahmini yapmak konusunda
tereddt ediyorlar ve bu teredddn nedeni de, okyanus ve at
mosferin evrimindeki belirsizlikler deil, nfusun nasl bir arh
gsterecei, artan nfusun nasl bir enerji tketimi srdrecei
ve "sera gazlar" retip retmeyeceini gerekten bilemedikle
rinden kaynaklanyor.
Btn bu bilimsel problemler zerine dnrken, Daniel
Cohen'in radyoda, artk ekonomistlerin tahmin yapmasndan zi
yade, tahmin meselesini meteorologlara brakmamz gerektii
yolunda kinayeli bir yorumunu duydum! Bu byk ekonomist
-Babakanlk ekonomik analiz konseyi yesi, Ecole Normale Su
perieure' de profesr ve birok uluslar aras dln sahibi- bana,
sorumluluklarn biraz hafife alrm gibi grnd. Ekonomistle
rin tahminlerinin ne denli kt olduu hesaba katlarak, bu kii
ler tahmin yapmaktan af m ediliyorlar yani? Bu muhterem iin,
ekonomistlerle, gerekten de tahmin yapan ama burada tartt
mz onca etmeni gz nnde bulundurarak tahminlerini yr
ten meteorologlar karlatrmak biraz fazla ileri gitmek olmu
yor mu? Cohen'in bizim laboratuarda 2005 yl Ocak aynda ver
dii bir seminerde syledikleriyle ne kastettiini imdi daha iyi
anladm hissediyorum.
Dnyann ekonomik durumu, dnyadaki karklklarn bir
da vurumu ve bir bakma da ortaya kan kaosun sorumlusu
fenomenlere bal; gerekten de atmosferdeki fenomenlerle kar
latrlabilir nitelikteler. rnein, ekonomistler de blgesel
halk arasnda kii bana den gelirin evrimiyle ilgilenirler.
phesiz meseleyi basitletirmek arzusuyla ncelikle bunu ser
best pazar ekonomisi ierisinde ele alrlar; yani her bir birey ken
di ekonomik karlar dorultusunda bir aray iinde olacak,
151
1 9. BLM
dolaysyla bu bireyin kazanc, yapabi l ecekleri konusunda ona
belli imkanlar sunacaktr. Eer herkes her yerde ayn seme fr
satlarna sahip olsa, globalizasyon gerei, btn gezegende ho
mojen bir gelir dzeyi yakalanacaktr. Ama byle olmuyor. Eer
siz, emeini pamuk tarlalarnda satan bir Afrika kylsnden
on kat daha zenginseniz, yatrm yapabilir ve her defasnda bu
kylnn kazandndan on kat daha fazla para kazanabilirsi
niz. Gelirleriniz arasndaki fark her defasnda geri dn olma
yan bir biimde byr. George Soros, finans dnyasnda mil
yar-milyon dolar mertebelerinde oynadnda bekledii kar,
kk yatrmclarn beklentileriyle karlatrlamaz oranlarda
dr; tek bana para kurlarn etkisi altna alabilecek gce sahip
tir. Dolaysyla ekonomi dorusal olmayan" ad verilen kanun
larla yrtlr, zira etkiler amalarla orantl deildir. Ve doru
sal olmayan etmenler kaosun en ba ieriidirler. Eer hidrodi
namiin kanunlar dorusal olmayan zellikler tamasayd, bir
ka hareketi birbirini etkilemeden st ste getirebilirdik.
Bir sistemin kaotik olup olmadn nasl tahmin edeceimizi
tam olarak bildiimizden emin deilim ama sz konusu siste
min birok parametresi olduunda ve dorusal olmayan kanun
larla ynetildiinde muhtemelen kaotik olduu sylenebilir. Ve
bu hal, bir btn olarak sadece dnya ekonomisinin durumu
iin deil baka alanlar iin de dorudur; eer hisse senetleri
dnyasnda ve temel ihtiya maddelerinin fiyatlarndaki dalga
lanmalara bakacak olursanz, zerinize atlayan rasgele bir g
rltye benzediklerini, genel eilimlere veya dnme dayal
bir st katmanla asla st ste gelmediklerini fark edeceksinizdir.
Finans dnyasndaki bu dalgalanmalar, hidrodinamik trb
Iansla baka bir ortak yne daha sahiptirler; her ikisi de, dzen
siz duraklama" ad verilen bir zellie sahiptir. Ekonomide de
iiklik yapmak zar atmak kadar kolay deildir. Hepimiz gayet
iyi biliyoruz ki, baz dnemlerde ciddi krizler yaanyor ve bor
salar kyor. Fakat tpk frtnalar ve depremler gibi bu byk
lekli olaylar da eer basite rasgele fenomenler olsalar ok da
ha ender grleceklerdir. u bir s nd i r devam eden huzur bo/1
/1
BSKLET VE KELEBEK
zucu pazar kargaas gibi ciddi krizler, tpk depremler ve frt
nalar gibi uzun erimli art etkiler brakmaktalar.
Velhasl, ekonomik deikenlerin evrimi, tpk atmosferde ol
duu gibi, muhtemelen kaotik bir sistem, yani balang koul
larna hassas ve dolaysyla tahmin edilemez nitelikte. Ama Ge
rard Jordan,36 ekonomiyle ilgili balang koullarnn llmesi
nin kur deerlerinin srekli dalgalanmas nedeniyle ok zor ol
duunu belirtmekte hakl. Dahas, en azndan unu biliyoruz ki,
ekonomiyle ilgili verilen herhangi bir balang noktasndan,
onun geliimini hesaplamamza imkan tanyacak gvenilir, glo
bal bir matematiksel modele de sahip deiliz. Haliyle, u ekono
mistlerin gerekten deikenlerinin evrimini hesaplayabilecek
lerini sanmyorum. Bunun anlam, ekonominin belli bir bilimsel
ierie sahip olamayaca deildir; en azndan ekonomistlerin
kendi teorilerini eletirdii k zamanlarndaki yaklamlar
na bakarak.
Daniel Cohen'e, "Eer tahmin yrtmezseniz, Babakan si
zin fikrinizi sorduunda ona nasl karlk vereceksiniz?" diye
sordum. Cevap olarak, ekonomistlerin tavsiyelerini etkiler hak
kndaki tecrbelerine dayal bilgilerini esas alarak verdiklerini,
sz konusu etkilerin de benzer koullardaki u u politik karar
larla retilebildiini syledi. Velhasl benim anladm, ekono
mistlerin 1950 ncesi meteorologlarla bir eit benzer durumda
olduklar, nceki yllarn ayn dnemlerindeki deerlerin ortala
malar zerinden tahminlerde bulunmaktan daha iyisini yapa
madklar oldu. Kukusuz baka seenekleri yok. Fakat hala, d
ndkleri benzer koullarn yeterince benzer olup olmadn
bilmeleri gerekiyor.
Nitekim bu noktada bir dier soru kyor: Eer ekonomist
ler, ekonomi hakknda matematiksel bir modele sahip olsalard,
gvenilir tahminlerde bulunabilirler miydi? Her ey ekonomi
deki kaosun derecesine bal olurdu.
Atmosfer sadece trblansa girmi akkan deildir. Atmos
ferdeki kaosun, yzlerce milyon yl leindeki Gne Siste
mi' ne bal gezegenlerle de ilgili olduuna deinmitim. Daha
1 53
1 9. BLM
genel uzaydaki manyetik gelimeleri de hesaba katabiliriz. As
lnda hepimiz, pusulalarn daima ve sonsuza dek ayn ynde
Kuzey istikametini gsterdiklerine ve bundan sonra da aynsn
yapmaya devam edeceklerine inanmak eilimindeyiz. Fakat
uzayn rnanyetizrnasnn Dnya ile ilikisi, Dnya' mzn merke
zine doru 2900 km ve 5150 km derinlikler arasnda bulunan s
v demir korunun syayrn hareketine baldr. Tpk btn
elektrik akmlar gibi, ergimi metalin hareketi de bir manyetik
alan dourur. 2007 Ylnda bu etki, Stephen Fauve ve Fransz
meslektalar tarafndan laboratuar ortamnda yeniden retilmi
ve Dnya'nn kor tabakasndaki trblansn, gezegenin manye
tik alannn anlk grntsnde asli bir etkiye sahip olduu
onaylanmtr.
Sonu olarak Dnya'nn bu isel trblans kayda deer bir
sonuca neden olur ve bu bilgi de dorulanmtr. Manyetik ala
nmz, jeolojik zamanlar perspektifinden ele alndnda, hi de
sabit ve dengeli deildir. Rasgele biimde, son birka milyon yl
ierisinde yaklak 20 kez, sanki devasa miktardaki sv demir
koru aknts aniden ak ynn deitirrniesine kendim ter
sine evirmitir. Ama iinizi ferah tutun, insan mr skalasnda
pusulanz muhtemelen ynn deitirmeyecek ve Grnland' a
gitmeye alrken sizi Antarktika'ya gndermeyecektir.
O halde, zerinde allan kaotik sisteme bal olarak, siste
min davrannn tahmin edilemez olduu zaman lei bir haf
tayla (atmosfer iin) bir milyon yl (Dnya'nn kor tabakas) ve
hatta 1 00 milyon yl (btn Gne sistemi) arasnda eitlilik
gsterir.
Eer ekonomik durumun, ister milli isterse global lekte ol
sun, kaotik zellik tadn anladysak, doal olarak onun tah
min edilemez nitelikte olduunu da anlamz dernektir; ama
hangi zaman leinde? Bu bana ok i lgin grnen bir soru ve
ekonomistlerin bu soruya cevap verebi leceklerinden kukulu
yum. Ama kim bilir? Belki de bu alanda byk gelimeler yol
dadr. Eer yleyse, ekonomiyle rnl'tlornloji arasndaki benzet
me ok daha isabetli hale gelebilir.
1! 4
BiSiKLETi VE KELEBEK 1
Sonu olarak, yeni binyln balangcnda kaosun dzenli ola
rak bilimsel yaynlarn kapak konusu olmasyla radyolarda po
litik frtnalar kopar ve gnlk gazeteler ar nfus art
hikayeleri ve yorumlaryla dolar taarsa, hassas snrlarn tesin
de laf syleme talepleri de ayyuka kar tabi; tekil bir rastlant
dr, o kadar.
1 55
1 0 . Bl n
.- .
Uitjer C l ma l a r
Kutsal kitabn iirsel bir metin olduu ve orada yazlanlarn
aynen yazld ekliyle alglanmasnn beklenmedii konusun
da kendimi olabildiince ikna etmeye alsam da, Tevrat'n Ya
radl ksmn iddetli tepkiler vermeden okumakta gerekten
ok zorlandm. Bu metin hem Yahudiler hem de Hristiyanlar ta
rafndan kutsal saylyor:
Ve RA B Tan n adama buyurdu, Bahede istediin aacn meyvesi
ni yiyebilirsin; ama iyiyle kty bilme aacndan yeme: nk ondan
yediin gn kesinlikle lrsn . [ . . . ] Ve kadn aacn meyvesin in ye
mek iin uygun, gze gzel grnen ve bilgelik kazanmak iin ekici ol
duun u grd, sonra meyveyi kopard ve yedi [. . . ]
Ve bahede yryen RAB Tan n 'n n sesini duydular [ . . . ]
Ve RA B Tan n kadna sordu, Nedir bu yaptn ? [ . . . ]
Kadna dedi ki, ocuk douru rken ektiKin aclan katlayacam;
an ekerek doum yapacaks n; [ . . . ] Ve RAB Tan n Adem 'e dedi ki,
Ka nnn sesini duyduun ve sana meyves i i yeme dediim aatan ye
diin iin, toprak senin yznden la111'llendi;
/. . ./
37
1 56
DGER ELMALAR 1
Ksacas, Havva meraklyd. yiyle kty, bilgelik kazanmak
iin bilmek istedi. Otoriter Tanr ise Havva'y dinledii iin
Adem' i sulad, Havva ki onun kaburga kemiinden, "onunla
buluturulmak iin" yaratlmt . . .
yi ama, merak harika bir zellik deil mi?
Pek ok insan bu metni kendini snrlayan bir hissiyatla, iyi
olan saflkla ve kt olan da cinsellikle bir tutarak yorumluyor;
Havva'nn dilerini elmaya geirmesi fikrinden yola karak, ya
ni arzusuyla ilgili duyduu merakla Adem' i de ikna ederek ilk
gnah Havva'nn ilediine inanlyor. Bu denli basit bir yoru
mu anlamakla birlikte, sert ve gereki olmayan bu ahlaki anla
ya ba kaldrdm itiraf ediyorum. Sevgi dolu bir ilikide, di
erinin zevk aldklarna ilgi duymaktan daha meru, daha say
gl ne var? Duyarllklarmz ve mutluluumuzu paylamm
z m gelitirmeliyiz, yoksa kendimize kahredip ac ekerek ve
dolaysyla etrafmzdakilere de ac ektirerek mi yaamalyz?
Fakat bu metindeki " iyiyle kty bilme aac", genel olarak
bilgiden bahsetmenin bir yolu. Havva, dncenin zerklii iin
talebinin snrlarn iziyor -neyin iyi neyin kt olduu konu
sunda kendini anlama hakkn sakl tutuyor. Ve her neyse, me
tin bilgelikten bahsediyor -her eyi anlamaktan. Tabulara mey
dan okumak adna Havva, dnmek konusundaki bencil arzu
larn da vuruyor ve dolaysyla anlyor; balang olarak iyiy
le kty ve sonra da gerisini. Fakat Yahova bu hakk sadece
kendi elinde tutmak istiyor.
Havva kutsal kural takip etmekten mutluluk duymalyd
ama o kendi aratrmasn yapmak istedi ve bu durum Yaho
va'nn keyfini kard !
Eer gnah buysa, ben gn<1hta n yanay m .
Dnya'mn nasl olutuunu, yaa m n on un bir kesinde na
sl ortaya km olabileceini ve doa n n nas l davrandn an
lamak, benim salkl merak duygu m u n kon u lar ve bu kitabn
dilerinizi geirmeniz iin size su n d u u d m a l a r da bunlar. Ve
ben sizi bilgi elmalarnn lezzetini Lwn i m lt pay lamaya davet
ediyorum, zira ada bilim bu elma l a r n la:r.t, ytni ve heyecan
verici olanlarn hala buluyor.
1 57
l o. BLM
Resim 1 2
DiGER ELMALAR 1
Resim 13
l 10. BLM
lirsiniz. Kesinlikle ok tuhaf! Ayiekleri say saymasn, bir yn
de 8 ve dierinde 13 pul barndran spirallere sahip ananaslar
dan ve palmiye aalarnn gvdelerinden ya da Japon gllerin
den daha m iyi rendiler?
Belki fark etmi bulunuyorsunuzdur, bu saylar "Fibonacci
serisi" ierisine dahil saylardr. 1202 ylnda matematiki Fibo
nacci reyen tavanlarn nfusunu, tek bir iftten balayarak
saym. Her bir saynn, bir ncekilerin toplam olan bu seriyi
bulmu: 1 ile balam, ardndan gelen yine 1 olmu, sonra ger
ekten 1+1=2, som a 1 +2=3, 2+3=5, 3+5=8, 5+8=13, ve ardndan
21, 34, 55, 89, 144 vs.
Fakat doa nasl oluyor da her defasnda bu zel saylar bu
luyor ki? Bylesi bir matematii 13. yzylda veya ne zaman
olursa olsun, tahayyl etmesi gayet g ve bu bilgi bitkilerin
kromozomlarnda bir yerde kaytl olmal. Ama o zaman, yaa
yan organizmalarn formlar tamamyla genetik bir oluum de
il mi? Matematik, biyolojiyle mi karyor? Fibonnaci serisinin
baz dinamik sistemlerin evriminde, ki bitkiler sadece rnekler
den biri, nasl ortaya ktn aklayarak Douady ve Couder,
doadaki fiziksel geliimleriyle canl organizmalarn nasl basit
bir form seimi kayna olduunu gsterdiler. Bu keif 1992 y
lnda yapld ve bilim insanlarn bir buuk yzyl uratran
problemin zmnn hi de kolay olmadn gsterdi. Kiisel
olarak byle bir eree sahip olmak, bunu daha da fazla anlama
ya almay benim iin bir zevk haline getiriyor. Szn burasn
da, bilim tarihinden bir hikayeyle sizi biraz rahatlataym.
Leonardo Fibonacci'nin kariyeri sradan bir kariyer deildi.
1170 Ylnda Piza' da dnyaya gelmi ve 1250 ylnda da yine
orada lmt. Pizal tccarlarn Kuzey Afrika elisi Guglielmo
Bonacci'nin oluydu ve Fibonacci onun takma isimlerinden bi
riydi. Kendisinde i adaml yetenei olmadn kefettiin
den, Leonardo Bigollo Pisano'nun yanndan ayrlmyordu. ("e
yaramaz Pizal" diye anlyordu) . Bay Bonacci, hayta olunun
hi deilse muhasebe ilerinde kendisine yararl olmasn d
nerek, onu Araplardan matematik renmesi iin itekledi. Fibo
nacci otuz yana kadar, imdilerde Cezayir'in Bejaia ehri olan
1 6()
DiGER ELMALAR
1 61
l o. BLM
'
Resim 14
DiGER ELMALAR 1
Res i m l'i
l o. BLM
uzak kalacak ekilde birbirleri zerinde kaydrarak karlar. Bu
durumda iki yeni filiz arasndaki a 180 dereceden kk olur.
Filizler arasndaki ay, yeni filiz khnda bir nceki ay not
ettiimiz srece srekli farkl olarak lebiliriz. Bravais karde
ler, sz konusu ann 137,5 dereceye yakn olduunu, yani 360
arp 1 eksi Altn Oran deerine karlk geldiini kefettiler ve
buna Altn A veya Seksiyon dediler. Sonra byme srer ve fi
lizler giderek merkezi apexden uzaklarlar fakat birbirleriyle
aralarndaki a ayn kalr.
Douady ve Couder, szn ettiimiz "Altn spirallere" nasl
basit byme kurallarnn nclk ettiine bakmak iin ilk nce
bir fizik deneyi yaptlar. Bu deney, iinde biraz ya bulunan bir
kabn ortasna yamur eklinde damlayan bir manyetik sv akt
may ieriyordu . Bir d manyetik alan nedeniyle damlacklar
birbirlerini itiyor ve kabn d eperlerine doru ekiliyorlar,
bylece de yava yava merkezden uzaklayorlard. Deneydeki
bu damlacklar, yeni kan filizlere edeerdiler ve yal yzey
de merkezden da doru yava hareketleri de, filizlerin bitkinin
bymesi srasndaki yer deitirmelerine karlk geliyordu .
Manyetik damlacklarn birer birer ok yava biimde damla
masn devam ettiren Douady ve Couder, gerekten de her bir
damlacn bir ncekiyle ters yne gittiini buldular. Fakat dam
lalarn d skln giderek hzlandrdklarnda, damlackla
rn kendilerini aprazlama spiraller eklinde dzenlediklerini
grdler; ilk olarak 3'l ve 5'li spiral, sonra 5'li ve 8'li, ardndan
8'li ve 13'l ve benzeri. Damlalarn dme skl ykseldike,
her bir yeni damlann kendinden nceki damlayla arasndaki a
giderek ortadan kayboluyordu ve damlalar zaman iinde tama
men bir araya toparlanp, artarak gelen dier damlacklar tara
fndan topluca itilmeye balyorlard .
Bu durum, yan yzeyinde biriktn damlack grubunu b
lnmeye zorluyordu ki Douady ve Co u d e r sz konusu bln
meleri, 3 ve 5, 5 ve 8, 8 ve 13 vb. spi ra l ieren rntler arasn
daki btnl koruyan baar l n ln l l amlar olarak deerlen
dirdi. Alan kaplamakla ilgili b nodtI tl'nel iki fizik kuraln
1 64
DiGER ELMALAR 1
"
1 80
Resim 16
1f5
i JO.
BLM
e
e 1 2 0
9,
-- - - -
Resim
17
DiGER ELMALAR [
1 35
Resim 1 8
l o. BLM
1 3 7.5
Resim 1 9
DiGER ELMALAR i
nd. Tring aslnda bitki spirallerini dnyordu ama ayn
zamanda zebralarn izgilerini ya da leoparlarn lekelerini de . . .
Kimyasal reaksiyonlardaki spirallerin formasyonu 1990 ylnda
V. Castets ve Bordeaux'da alan ekibi tarafndan kefedilecek
ti. Bu keif, en az drt disiplinin kesime noktasndaki bir ara
trma konusu zerineydi: Biyoloji, kimya, fizik ve matematik.
Sz konusu alma, bana gre yakn gemite yaplan, gerek
ten disiplinler aras bir zellie sahip, yani birka bilim daln
birden ayn anda ilgilendiren bilimsel bir gelimeye en iyi r
nektir. Byle aratrmalar gnmzde giderek daha byk he
veslerle yaplyor.
Baz fizikiler, bir protein veya uzun bir ONA moleklnn
kendini nasl olup da uzayda bkerek belli bir boyutlu ekle
soktuunu, X veya Y eklinde rntlenerek dolandn merak
ediyor; zellikle de sz konusu eklin gen kontroln ifade et
mesi bakmndan. Deli dana hastalnn nedenlerinin aratrl
d alma biyolojik bir molekln bu eklinin deimesinin
hastalk yapc bir durum yarattn gsterdi. Sz konusu form
larn anlalmasnda hzl bir gelime gsteriyoruz; rnein, ar
tk ONA zincirindeki zayf balantlar, dier balantlardan da
ha kolay eildikleri iin tanyabiliyoruz ve yaknda hcrelerimi
zin iinde bulunan btn ONA moleklnn nasl doal eklini
aldn anlamay umuyoruz.
Bir embriyonun nasl gelitiini de merak ediyoruz. Neler ka
ytl, neler deil? Geliiminin erken evrelerindeki bir sinek em
briyosuna hafife bir bask uyguladmzda, bir yerine iki mide
nin gelimesine neden olabiliyoruz; dolaysyla bir kez daha her
eyin de kaytl olmadn anlyoruz. Normal geliim srasnda
gvdenin (gvdenin bir n, bir ba, bir srt ve bir de kuyruu
vardr) ve belli sayda ift ayak veya bcekler iin halka gibi b
lmlerin grnrdeki yerleimini ynlendiren nedir? Yine kim
yasal ieriklerin dalma ve reaksiyon probleminin ayns mdr?
Bunlar ucu ak ve halihazrda cevab aratrlan sorulardr.
Ben de kendi yolumda kristallerin yzleri zerine alarak,
yukarda deindiim baz formlardan ok daha basit gibi gr
nen formlar hakkndaki sorularn cevaplarn bulmaya urayo1 69
l 1 0. BLM
rum. Kristal yzlerini incelemek, yzeylerin fizii, hareketlilii
ve termal kaynamasyla ilikili nedenlerden tr olduka g
ve enteresandr. Dndmde, eitli formlar anlamann pe
ine derek, basit, genel ve tahmin edilebilir bir model arad
mdan, meseleye bir fiziki olarak nedensellikler buluyorum;
ama gnn sonunda, ayn zamanda doadaki formlarn eitli
liinin balang noktasn akla kavuturmay da deniyorum
-yani gizemli olann yerine basit fizik kanunlar gelitirmeye u
rayorum.
Embriyonun basit bir hcreden, bayla, kollaryla, fizikle il
gilenebilirliiyle veya bisiklet zerinde dengede kalabilirliiyle
bir insana dnmesine olanak veren admlarn hemen yarn ta
mamen anlalacan kesinlikle sylemiyorum -buna daha ok
var. Fakat bilim bu alanda hzla geliiyor ve bugn hibir bilim
insan doal formlar yaradln iine szlamaz ve anlalamaz
gizemleri olarak alglamyor.
1 70
1 1 ) Bl n1
Piya nola rda n G ne ' e
Enrico Fermi (1901 -1954) almalarna Pisa'da balad. Ken
disi sadece kuantum istatistiki fizii ve yapay radyoaktivite ko
nularnn byk teorisyenlerinden biri deil, ayn zamanda nk
leer fizik alannda deneyler yapmakta da ok yetenekli biriydi.
1938 ylnda Nobel dl aldnda (ki 37 yandayd!), kars
Yahudi olduundan kendileri iin tehlikeli hale gelen talya'ya
geri dnmemeye karar verdi. Birleik Devletler' e snd ve 1 939
ylnda New York' daki Columbia niversitesi'nde profesr ol
du. Sonra, radyoaktivite zerine aratrmalarn Chicago' da sr
drerek, birok Amerikal fiziki gibi o da, Hiroshima ve Naga
saki'ye atlan bombalarn gelitirilmesi srecinde Manhattan
Projesinde yer ald.
Fermi, rencilerinin dnme blx-eri (erini, "Chicago' da ka
tane piyano akortusu vardr?" gibi soru larla test etmeyi sevi
yordu. Bu soru kesinlikle bugn Fra nsa' da bi rka lise rencisi
ni akna evirecek niteliktedir.
" Bu soru mfredatta yok!"
"Bu konuda hibir bilgim yok!"
O kadar zor bir soru mu? Bir d w l i ! 1 'J10' l a r n sonlarn
da Chicago'da ka kii yayordu? Diyl' l i , : \ i lyon? Peki han1 71
l . BLM
gi oranda insan piyano sahibi olabi l i rdi? Tamam, % 1 . Bu du
rumda, o yllarda Chicago' da 30 000 piyano olacaktr; mantkl
grnyor. Ve bu piyanolarn ylda bir kez akort edildii d
nlrse, ylda 30 000 akort yaplyor demek olacaktr. Bir piyano
akortusu doru drst yaayabilmek iin ylda ka piyano
akort etmelidir? imdi durumu gnmze getirelim: Eer bir
akortlama yaklak 50 euro getiriyorsa, akortunun ylda 2000
euro kazanabilmesi iin ayda 40 piyano akort etmesi gerekecek
tir; diyelim ylda 500 akortlama? Dolaysyla, sonuta byle bir
ehirde piyano akortlama pazar, 30 000 bl 500, yani yaklak
60 piyano akortusunun yaamasna imkan salamaldr.
Bu hesap elbette ki son derece kabaca. Yine de, kan sonu
hi de gerek sonutan fazla uzak deil. Birka mantkl hipotez
yardmyla, 10 saysnn katlarndan biri olan bir sayya ulatk.
Byklk kertesi adn verdiimiz bu aralk st limiti alt limitin
den on kat fazla olan bir aralktr. Nitekim, iddiaya girerim ki
Chicago ehrindeki piyano akortularnn says 20 ile 200 ara
snda olmaldr. Kltrel nedenlerden tr, maalesef bu say
Fermi'nin zamanndan bu gne muhtemelen dmtr.
Eer bir piyano akortusunun her bir piyano iin, ulam s
resi de dahil 3 saat harcadn, haftada 36 saat ve ylda 50 hafta
altn varsaym olsaydk, ylda akortu bana 600 piyano
decek ve dolaysyla Chica go'da 30 000/ 600 50 akortu ola
cakt.
tiraz: Konser piyanolar da var. Chicago' da her akam piya
no kullanlan ka konser gerekleiyor? ki? Bu say, toplama yl
da 700 akort daha ilave edecektir ki balang deerimiz olan
30 000 saysyla karlatrldnda bylesine bir dzeltme ufak
saylacaktr. Her akam akort edilecek 4 konser piyanosu oldu
unu bile varsaysak, bu say da bizi y lda 1400 akort fazlaya g
trecektir. Bu da greceli olarak u fak bir d eiiklik karacaktr
- % 5 gibi. tiraz reddedildi.
Bu yaklam, bir fizikinin olay lar nas l nedenselletirdiinin
rneidir. Fiziki, ilgilendii olayla i l gi l i ncelikle bir byklk
kertesi bularak ie balar. Sonra bu l d uu sonucu eletiri konusu
yapar. Yaklamlarnn doru lan p doru la nmadn kontrol
=
1 72
PiYANOLARDAN GNE'E j
eder. Nedenselletirmesini deneysel sonularla kar karya ge
tirir. rnein, bir telefon fihristi alarak snrl saydaki sayfalar
da gerekten ka tane piyano akortusu bulabildiini grp bu
tr sayfalarn toplam saysn bularak bir orant hesabyla yakla
k deerler elde etmeyi dener.
Elbette piyano konusundaki bu problem gayet basit bir me
seledir. Burada yaptmz yegane i, bir saynn byklne
dair yaklak bir deer elde etmektir; bir teoriyi test etmek deil.
Ancak bu, sz konusu yaklamn yararsz olduu anlamn
tamaz. Tam tersine. rnein: Rzgar deirmenleri, gezegeni
mizin snmasna neden olan petroln veya ne yapacamz bil
mediimiz tehlikeli atklar yaratan nkleer enerjinin yerine g
venle kullanabileceimiz enerji kaynaklar mdrlar? Bunu Fer
mi' nin yoluyla dnelim ve rnek olarak da en iyi bildiim yer
olduundan Fransa'y alalm.
Devasa bir deirmenin pervanesi yaklak 100 metre apnda
olabilir. Byle bir deirmen maksimum 2 milyon watt (2 MW)
g retir. Mamafih, bunun olabilmesi iin rzgar n hafif
esmemesi gerekir yoksa deirmen dnmez. Rzgar ok sert de
olmamaldr zira deirmeni krar. Dahas, rzgar kesin t i l i olara k
frtna eklinde esip, srekli bir kuvvet salamaz. O ha ldl'
varsayalm ki, iyi seilmi bir blge sayesinde -muhtemelen
Fransa'nn bat sahillerinde, zira burada bol rzgar olup, grece
li olarak da dzenli bir gce sahiptir-, en verimli koullar top
lam zamann drtte birlik blmnde elde ediliyor. Bu durum
da Brittany' deki her bir deirmen 0,5 MW g salayacaktr.
Ancak Fransa' da her biri bir GW (gigawatt, bir milyar watt
demektir) g reten altm adet nkleer santral var. Ve Fransz
nkleer g santralleri yaklak olarak toplam 63 GW g ret
mekte, bu da lke elektriinin % 78'i anlamna gelmektedir.
Btn bu enerji santrallerini deirmenlerle deitirebilmek iin
en azndan 63 GW / 0,5 MW 1 26 000 adet deirmene ihtiyac
mz olacaktr.
Vay be! 100 metre apa sahip deirmenlerden 126 000 adetini
yan yana skk dzen dizdiimizde, 12 600 kilometrelik bir hat
ta ihtiya oluyor! Bunu bir yana brakp, sadece 1 260 kilometre
=
1 73
. 1.
BLM
PYANOlARDAN GNE'E
z insanlarn byle bir problemi nmzdeki birka on yl iin
de zmemiz gerektii konusunda hibir fikri bile yokken, di
erleri fena halde sabit grlere sahipler. Bazlar alternatif
enerj iler hakknda konuuyor, bazlar nkleer enerjiden yana,
bazlarysa buna ok kar. Zorlu bir bilimsel ve teknik problem
le kar karya olduumuz bu tartmalarda fizikilerin grevi,
halk bilgilendirmek ve zm arayna yardmc olmaktr. El
deki birka veriyle konuyu byk lde anlam bulunuyoruz.
Dnyann enerji tketimi srekli artyor. 2000 ylnda bu ra
kam 6 milyar nfus iin 14 000 GW ya da dier bir deyile kii
bana 2 kilowatt -fakir lkelerde kii bana den bu miktar el
bette azalyor ve zengin lkelerde ykseliyor (rnein, Fran
sa' da kii bana 5 kW, Birleik Devletler' de 11 kW iken, geli
memi lkelerde lkW olabiliyor) . Btn bu enerjiyi nereden al
yoruz? Bunun yaklak % 32'si petrolden, % 26's kmrden ve
% 19'u gazdan geliyor ve bu kalemlerin toplamnda, enerjinin
% 77' sinin yenilenebilir olmayan fosil yaktlardan geldii anla
lyor. Geri kalan oransa, %5 nkleer kaynaklar, %6 hidroelektrik
(barajlar), % 10 biyoyakt denen kaynaklar (ounlukla odun) ve
sadece % 1 veya %2 gne ve rzgar gibi yenilenebilir dier kay
naklar arasnda dalyor. 42 Ama fosil yakt kullanmnn atmos
ferdeki nemli gaz karmlarn deitirmesi nedeniyle Dn
ya'nm ssn fark edilir biimde arttrdndan artk kimsenin
phesi kalmam durumda. Toplam tketilen enerjinin
% 38'inin nkleer santrallerden geldii (tketilen toplam elektri
in % 78'i) ve bu anlamda Dnya ortalamalarndan farkl deer
lere sahip Fransa' da bile kresel snma konusu acilen ilgilenil
mesi gereken bir problem. Srekli olarak Dnya'y gzetleyen
birka uydu sayesinde onu nelerle kar karya braktmz k
resel snma ve nedenleri kesinlikle biliniyor.
Kresel snma, "sera etkisi" nedeniyle ya da daha isabetli bir
tanmlamayla sera etkisinin artmasyla ortaya kyor. Bitkileri
sera ortamna koymamzn nedeni onlar scak tutmaktr. Gne
in grlebilen radyasyonu sera camlarndan (veya saydam
plastik panellerden) ieriye kolayca girer ama dar kmakta
zorlanr. nk serann iindeki bitkiler, insa nlar, yer ve dier
1 75
1.
BLM
PYANOLARDAN GNE'E
insan eliyle nmzdeki birka on yl ierisinde -ki bu sre je
olojik geliimin zaman skalasmda hibir ey deildir- babo
kalacaktr.
Gelecek krk yl ierisinde fazla petrol kaynamz kalmaya
ca ve dolaysyla C02 salmnn decei varsaym dorudur.
Uzun zamandr yeni petrol alanlar kefediyor ve dnya kay
naklarnn srekli bir art kaydettiini gzlemliyorduk. Ama u
son birka seneye kadar petrol karlabilecek btn blgelere
baktk ve kaynaklarn giderek azalmakta olduunu net bir ekil
de biliyoruz. Bu tketim hzmzla 2040 ylma kadar ancak yete
cek petrolmz var; ou da Orta Dou' da, Irak, Suudi Arabis
tan ve Kveyt snrlar dahilinde. nsan, son yllardaki en byk
askeri atmalarn bu blgelerde balam olmasnrt altnda bu
konunun yattn dnmeden edemiyor. Petrol azaldka da
ha da pahal hale gelecek ve phesiz savalar da durumu daha
kt edecek. Sonrasnda biraz daha gaz ve kmr kalacak ama
kresel snma acilen zerinde durulmas gereken bir konu; eer
derhal fosil yaktlar tketmekten vazgemezsek, atmosferdeki
C02 miktar dramatik biimde ykselmeye devam edecek ve so
nular rktc boyutlara ulaacak.
Bir fizikinin nkleer enerjiden yana olmas beklenebilir.
Ama bu doru deil. Ne dediimi aklamadan nce bu konuda
ki grm ortaya koyaym: Nkleer g kullanmadan ileri
mizi halledebiliyorsak bunun bizim iin daha iyi olacan d
nyorum ama bunu nasl yapacamz da bilmiyorum.
Bu hususta gvenlik problemleri beni fazla endielendirmi
yor. rnein 1979 ylnda Birleik Devletler' in Three Mile Ada
s'ndaki nkleer reaktrnn hasara uramas sonucunda etra
fa hi radyoaktif madde salmad. Sadece iki kii radyasyona
maruz kald ki, grdkleri miktar da hayati tehlikeye yol aacak
dozlarda deildi. Bugne kadar grlen kazalar arasnda sade
ce bir tane ciddi vaka oldu; Kiev yakn larndaki Chernobyl' de
olan kaza. Reaktrn gvenliiyle i l gi l i, zellikle tasarmdan
kaynakl bir dizi insan hatas neticesinde ortaya korkun sonu
lar kt. Radyoaktif sznt sonucunda yaa nan faciada yaknlar
da bulunan birka dzine insann lmesinin ya n sra yaklak
1 77
PiYANOLARDAN GNE'E I
lan geici olarak ok derindeki kil tabakalarna gmme metodu
zerinde almaktadrlar. B tipi atklar da zamanla Dnya ze
rindeki doal radyoaktivite seviyesine gelmektedirler.
Btn bunlarn tersine, C tipi atklar ok uzun sre olduka
aktif halde kalmaktadrlar. zellikle plutonyum 239 ierirler ki
yar mr 24 000 yldr. Bu atklarn bir baka muameleden daha
gemesi gerekir. Bunu yapmak iin sz konusu plutonyum'un
bir ksmn yeniden nkleer yakt olarak MOX ad verilen tutu
turucu formunda kullanmak mmkndr -ama tmn deil
ve bu nedenle de depolanan atk plutonyum miktar giderek art
maktadr. Uzun vadede btn bu plutonyumun depolanmas
iin bilim insanlarnn onlarca bin yl dayanacak hazneler ve
alanlar imal edebilecekleri teknolojiler zerinde ustalamalar
gerekecektir. Bu yntem bylece ekonomik bir hal alabilecektir
ancak henz hedefe tam olarak ulalm deildir.
Sz konusu zorluklara karn acaba C tipi atklar yeniden
kullanma sokulup sabit bir miktardaki plutonyum zerinde po
tansiyel enerji rezervi ykseltme anlamnda ilave avantaj sa
lanmas amacyla bir alma yaplabilir mi? Bu soru, hzl-li rl'
ten bir reaktr olarak tasarlanan Superphenix nkleer santra l i
nin cevaplayabilecei sorulardan biriydi ama politik neden ll'rll'
sz konusu reaktr kapatld. Atklarn yeniden kullanm ayn
zamanda geri dnm olduundan b u maddeleri atk olmak
tan karp yakt haline getirecek ve bylelikle de soruna bir
zm retilecektir. Yeni yaplan reaktrler arasnda "drdnc
kuak reaktr" ad verilen teknolojiler kendi ar atklarn da
yakabilecek kapasiteye sahiptirler. Bunlarn zerindeki alma
lar ha.la. devam etmekte, 2050 ylna kadar hizmete sokulmas
beklenmektedir. Bu reaktrler bize onlarca bin yl yetecek elek
trii retebileceklerdir.
Hereye ramen, burada iddia ettiim drdnc kuak reak
trlerin bize hi problem karmayacaklar deildir. En azndan
iki tane problemi hemen grebiliyorum. Bu problemlerin ilki,
btn plutonyum 239'u geri dnme sokabilme iin hzl nt
ronlara ihtiya olaca, dolaysyla ilk elde bu tarz istasyonlara
ok zel soutma sistemleri gelitirilmesi gl'rekeceidir. Sperp1 79
1 1.
BLM
PiYANOLARDAN GNE'E I
imkansz grnyor. Ama yine de baka yollar dnmeye de
vam edelim.
nsanlar sk sk termonkleer kaynamadan bahsediyor ki te
miz ve zararsz bir enerji kaynadr. Cadarache' de* Rusya, in,
Kuzey Kore destekli ve Avrupa meneyli deneysel iTER reakt
ryle ilgili iddiasyla zamann Fransa babakan Jean-Pierre Raf
fa rin, Birleik Devletler ve Japonya'nn srarla sz konusu reak
trn Japonya'nn Rokkasho blgesine yaplmasn istemesine
karn, Fransa' da kurdurmay baard. 17 Kasm 2003 tarihli ko
numasnda Raffarin, " Bu proje bize suyun iinde bol miktarda
bulunan hidrojen sayesinde bitimsiz ve hibir belirgin hasar ol
mayan gelecein enerjisini getirecektir," diyordu. Mamafih,
"Yldzlarn enerji kaynan zmek" yoluyla yaplacak bu ter
monkleer kaynama santrali problemimizi gerekten zecek
gibidir. Babakann szleri, bulunan zmn dostumuz Gne
kadar iyi bir zm olduunu telkin ediyordu.
Ama maalesef olay o kadar basit deil. Hayali bu "kayna
ma" reaktrnde oluacak nkleer reaksiyonlar sonucunda ayn
klasik " ntron bombardman" reaktrlerinin ar elementleri
nin paralanmas sonucunda olduu gibi (uranyum, pluton
yum, thoryum), hidrojenden de atk olarak helyum reyecek.
Helyum gerekten de zararsz bir gaz ama bu reaktrde yakt
olarak kullanlacak olan hidrojen, yle suda bol miktarda bulu
nan sradan hidrojen olmayacak. Kendi ar izotoplar olan deu
teryum ve zellikle de trityumla karm halde bulunacak ki bu
izotoplar gerekli devasa miktarlarda retmek basit bir i olma
nn ok tesinde. Termonkleer kaynamay gelecekte kullan
makla ilgili problemler ok g problemler ve henz zlm
de deiller.
Kolayca hayal edebileceimiz zere, izole edilmi bir kutu
nun iine kk bir gne veya hidrojen bombas paras koy*
1.
BLM
PYANOLARDAN GNE'E
Velhasl, kaynama hemen yan bamzdaki bir zm deil;
en fazla, 2050 ylnda gelecein modeli olup olmayacan re
neceiz. Baz insanlar u anda deneysel iTER reaktrnn ku
rulmasnn tamamen fuzuli bir masraf olduuna (5 milyar euro
kuruluuna gidiyor, bir o kadar da altrlmasna), zira bu de
neyin plazmalar konusunda alan birka fizikinin ilgi alanna
girdiine ve u anda ticari enerji retimi konusunda hibir ekil
de olgunlamam grndne inanyor.
Birok spanyol, Amerikal ve Japon meslektamz, bu deney
yeri iin kendi lkelerinin seilmemi olmasndan dolay ok
memnunlar! Bu devasa makinenin yapm baz teknoloji uzma
nnn paylat bir fikir olan "Byk gzeldir," sylemi uyarn
ca uzun bir belirsizliklerle verilmi kararlar listesini takip ederek
sryor. Kiisel olarak bu projeyi tamamen ie yaramaz bir giri
im olan Uluslar Aras Uzay stasyonu projesiyle (100 milyar do
lar!) karlatryorum. Bilimsel aratrmalardan sorumlu eski
bakanmz Mme Claudie Haignere de bu projenin civarnda bi
raz durup ksaca bir sre geirmiti. Robotlar daha dengeli ve
hareketli olduklarndan dnyay veya blgesel evrenimizdeki
eitli dier nesneleri izlemekte makineleri bozan, yiyecek ihti
yac, hareket ihtiyac olan, kalkp uzaya gnderilmesi sonra ge
riye getirilmesi gereken ve uzaya gittikleri iin balarna gelebi
lecek bir sr tehlikeden korunmaya ihtiyac olan astronotlar
dan ok daha iyiler. Aslnda pratik olarak btn deneyler iin
uzaya gnderilen astronotlar yaptklar deneyden ok kendi sa
lklaryla ilgileniyorlar. Fakat uzayn tehlikeleri iinde (radyas
yon, yerekimsizlik) astronotlarn salklaryla ilgili alma
yapmann ve onlar bylesine kou l lara bundan baka bir ama
olmakszn gndermenin ne anlam va r? Benzer biimde, bir
deuteryum-trityum plazmasnn 200 m i lyon derece scaklktaki
kararll zerine, sonuta burada dl'lll'lll'n fenomeni izole edi
lebilir bir kutunun iine koyup nas l ellklri k rl'teceimizi de
bilmiyorsak, alma yapmak niye? By ll' koca man projeler iyi
aratrma politikalarnn bir paras ol mayabi l i yorlar.
Petrol ve nkleer g zerine bti.i n b prohll'm llri sraladk
tan sonra, neden baka enerji kaynak l a r ar<nm yor? 1 l a l i hazr1/- 3
1.
BLM
PYANOLARDAN GNE'E
ne enerjisini toplayabilse, btn enerji t ketimini karlayabilir.
Maalesef, zellikle gne enerjisini elektrik enerjisine evirmek
istediinizde ok fazla kayp oluyor. Bir de, genellikle bu enerji
yi kullanabilmek iin onu nce depolamak zorunda olmanz
gerei var ve halihazr akler bu ii yapmak iin yeterince iyi
deiller. Gne enerjisini, suyu siyah borular iinden geirerek
stmak iin kullanmak ok kolay ve bylesi bir termal enerji her
yerde her an gelitirilebilir durumda fakat elektrik enerjisine d
ntrmek biraz daha g.
Bir silikon gne toplayc hcreden teorik olarak alnabilen
kt % 25 orannda. u ana kadar monokristalize silikondan ya
plan en iyi toplayclar pahal, retimi g ve kt oran sadece
% 1 2 verim salayanlar. Polykristalize silikon toplayclar daha
ucuz ve kt oranlar da % 10 civarnda . Gelecek, inaat malze
melerinin iine girmi yar iletken, ince levhalarda m (film) ya
tyor? Bunlar gnmzde piyasalarda bulunabiliyor ve fiyatlar
da, eer byk miktarlarda retilmeye balanrlarsa, doal ola
rak giderek decek. Ama bu malzemenin kt oran %5. Ve sz
konusu malzemenin retimi iin harcanan enerjinin maliyetiw
dikkat! 30 GW, yani Fransa' da tketilen toplam gcn % 1 0'u ka
dar elektrik gc retmek iin, bu tip toplayclarla kaplamak
zorunda olduunuz alan 4000 km2 - neredeyse lke yzlm
nn %1'i veya birey bana 60 m2 Bu rakam, Fransa'daki btn
atlarn yzey alanlarndan daha geni bir alana karlk geldi
i gibi, ihtiyacmzn da sadece %10'unu karlayabiliyor. Fakat
Gne enerjisinin sklkla ve akllca kullanm, dier enerji kay
naklarnn yannda, zellikle de eer gne toplayclar ve ak
lerde daha ok gelime kaydedebilirsek, gayet kullanl bir kat
k salayabilir.
Birka sz de biyo-yaktlar zerine edelim; yani odun ve e
itli tarmsal alkoller zerine. Bunlar ancak kullandka yeniden
ektiimiz srece yenilenebilir enerji kaynaklar olarak kullanla
bilirler. Yeni bitki byrken, eskisinin yanmasyla ortaya kan
karbondioksitin karbonunu yakalar. Dahas, odun, saklamas
kolay bir malzemedir. Maalesef unu belirtmeliyiz ki yaktmz
bitkilerden, odun veya dierlerinden kan enerj i aslnda yine
1 85
; 1 1.
BLM
1 87
NGLZCE KONUUYORUM
Elindeki denl'i hala hahrlarm. Byk bir onur ve duygu do
lu edayla bana ok gzel bir fotoraf albm gstermiti. Al
bm, sava srasnda bal olduu Wehrmacht blyle Brit
tany igalindeki anlaryla doluydu . Herr B. bana ailemi de sor
mu, rnein bykbabamn hala hayatta olup olmadn
renmek istemiti .
Ailem beni Yahudilerin toptan yok edilmesi ve bu konunun
benim ailemle ilgisi konusundan neredeyse tamamen habersiz
biimde yetitirmiti. phesiz bunu bizleri korumak iin yap
mlard. Belki de bu yndeki hatralar dayanlr gibi deildi.
Babamn babasnn lm olduunu biliyordum ama bunun na
sl olduunu bilmiyordum. Baba tarafmn Kiev yaknlarndan
olduunu ve bunun bykbabamn Fransz vatandal alama
masna neden tekil ederek byk hayal krklna neden olma
s sonucunda memleketine geri dnmek istediini de biliyor
dum. Hafife tereddt ederek byk babamn Fransa'yla mem
leketi Rusya arasnda bir yerde ldn sylemitim. Doruy
du da; Auschwitz gerekten o arada bir yerdeydi.
Herr B'nin baba tarafmn arka plan hususunu ne kadar za
man sonra tam olarak anladn hala merak ederim. Koullarn
bu durumuna ramen orada gayet mutluydum ve o zamanlar
hibir eyden haberim de yoktu. Her gn Almancam biraz da
ha gelitiriyordum. Alt hafta sonra akc bii mde konumaya
baladm.
Ertesi yl bir st snfa getiimde Alma nca dersinden fena
halde sklmtm. Snfta baka hibir ocuk A l manya'ya gitme
miti ve ok az iki laf bir araya getirip doru drst bir cmle
kurabiliyordu . retmene gelince, i stlr i na n n i stl'r inanmayn,
bize Nazi Mar dinletiyordu. Snfn orta yl'r i ndl' 1 Iorst Wessel
Lied !* Ben adamn ismini atlar, syleml'zd i m . y ll' ok sklyor
dum ki, bir ylda, 6 haftada rend ii m A l m a nca' y tamamen
unuttum. Lisedeyken yine bir Almanya Sl'ya l a t i yaparak Al
manca'y yeniden renmek zorunda ka ld m VL' son ra pratik
*
1930
.N.
1 89
1 2.
BLM
NGLZCE KONUUYORUM
1 91
1 12. BLM
Biraz Almanca ve biraz da Rusa i le kendimi yirmi iki yam
da sekin Amerikan fizik dergisi l'lysical Review makaleleriyle
kar karya buldum. On be sayfa dolu dolu bilimsel ngilizce.
O zamanlar zekamla ilgili hala baz hlyalar iindeydim ve bu
sayfalar acmaszca bende eksik olan mtevazl salad. Ksa
bir makalenin bile ne dediini anlamak kayda deer uzunlukta
zamanm alyordu . Elbette ada fiziin btn terimlerini ken
di kendime yeniden kefedemezdim; bir szlk kapp, sessizce
ac ektim.
Be yl ierisinde olabildii kadaryla bu engelimi atm, dok
toram tamamladm kadar srede yani, ve sonra da hi vakit
kaybetmeden ngiltere'ye gittim. Aratrmalarm kuantum bu
harlamas zerine ilerletmek istiyordum ve bunu yaparken de
ngilizcemi gelitirebileceim bir yerde olmay setim. Robin
Hood ve Lord Byron' un lkesinde meseleye daln tam ve et
kili oldu. Dinleyerek ve insanlarn bana sylediklerini tekrar
ederek birka hafta iinde sradan grmelerle artk baa kar
oldum ve temel bilimsel ngilizce benim iin problem olmaktan
kt. O seyahat beni kurtard ve sonrasnda da ngilizce kullan
may kesmediimden -phesiz baz gramer ukurlar alm
olsa da-, bilimsel sylemlerimde kendimi ac ekmeden akla
yabilmenin ve meslektalarmn, ister bilimsel anlamda ister
gndelik hayata dair btn sylediklerini anlayabilmenin b
yk tatminini yaadm.
Artk bundan sonra uluslar aras iletiim aracm ngilizce ol
madan yaayamam. Onu hibir ey iin brakmam; bu bir zgr
lk meselesi ve ben zgrlklerimden taviz vermeyi hi iste
mem. Velhasl, acaba Mr. Masson, bilim insanlarnn nasl al
tklarn dnyor? Kendini hi en az on deiik lkeden kat
lmclarn bir araya geldii bir konferansta buldu mu? Eer bul
duysa ne yapt? Bilimsel aratrma alan uzun zamandr globali
ze olmu bulunuyor. letiim alannda uydu haberlemesi ve
elektronik patlama gezegenimizi olduka kltt .
Dolaysyla rekabet de hi olmad kadar canland ve bu du
rumda dierlerinin ne kefettiini anlamamak veya kendi bul
duklarn dierlerine aktarmada geri kalmak, bilimsel olarak in192
iNGiLiZCE KONUUYORUM j
tihar etmeye edeer nitelikte olacaktr. Dnya'nn daha byk
grnd gemi zamanlarda bile uluslar aras iletiimi sala
mak iin bir dile her zaman ihtiya olmutur. Zamana ve blge
ye gre bu dil ince, Yunanca, branice, Arapa, Latince veya
Franszca olagelmise de, bugn ngilizcedir. Amerikan hege
monyasndan korkmak veya Franszcay korumak adna lk
lar atmak bu durumu zerre kadar deitirmeyecektir.
1994 ylnn balarnda Kltr ve Fransz Dili Bakan Jacques
Toubon, aratrmaclarn profesyonel faaliyet alanlarndaki e
itli durumlarla ilgili Franszca yazp konumalarn istediinde
akna dnmtm. Mr. Masson'un konumas da, Toubon ka
nunlarnn 43 tartmalar srasndayd. ok tartmal grmeler
oldu. Sonunda karara balanp geen yasa yle diyordu:
Madde 6
1 12. BLM
rndan kar salayan zel kiiler kaynakl yaynlar, bltenler ve
iletiim amal bild iriler yabanc bir d ilde yazlm old uunda,
yannda Franszca olarak ieriin en azndan bir zeti buluna
caktr.
Eitmenlik veya ara h nna ileri iin avrlan yardmlardan soru m
lu bir kam u personelinin verecei hibe onay, hibeyi alan tarafndan ya
placak ilerle ilgili yayn veya datm ma teryalinin, aratrmalardan
soru mlu bakan tarafndan istisnai durum a t/edilmedi ise, Franszca di
linde olaca veya yabanc dilde yay nlanyorsa Franszcaya evrilece
i yn nde verilecek garantiye baldr.
NGLZCE KONUUYORUM
l 1 2. BLM
unu gsteren imzasyla Franszca evirisini yaynlayamazsnz;
byle bir ayrntnn farkna vardmz iin de mutlu olun. Son
olarak, tartmalarn kendileri de, teoride tabi, "eviri mekaniz
malar" ile donatlmak zorundaym. Bunun ne demek olduu
nu anlamak iin en iyisi Ulusal Meclis'in tartma tutanaklarna
bir gz atalm.
Daha nce de deindiim gibi bu yasann karld oturum
da hararetli tartmalar olmu ama arada, aada alntladm
zere, birka akl banda(!) an da yaanmt:
Eer Fransa' da yaplan btn konferanslarda Fran
szca konuulmasn talep ederseniz, hibir yabanc sunucu
gelmeyecektir! Ve eer Mr. Brunhes'in nerdii gibi konu
maclar hangi dili isterlerse onu kullanabilirlerse de, konfe
ranslar Babil Kulesi haline gelir.
Mr. Bardet:
INGILIZCE KONUUYORUM
l 1 2. BLM
lk" yanda kurum,47 tarafndan m kovuturmaya urayacak
tk? Konferansta krsye braklan bir cep szl, "eviri hiz
metleriyle ilgili bir mekanizma" yerine geecek miydi? Acaba
uluslar aras konferanslar dzenlenirken paymza den ileri
yapmaktan vazgeip lkemizdeki baz yasa koyucularn bizlerin
mesleklerimizi nasl icra ettiimizden hi haberleri olmad z
rn ileri srmek durumunda m kalacaktk?
Tylerimiz diken diken olmu bekliyorduk ve gelimeler so
nucunda Mr. Mathus ironik biimde hakl kmt: Bilimsel
aratrma camiasnda bu kanun " tamamen uygulanamaz" ve
" grotesk/ abartl" bulunmu, meclis gerekten de "Gene hibir
manas olmayan bir yasa" yapmt. Elbette bunu Fransa' da ya
placak btn konferanslara simltane tercman salanmas zo
runluluunu onaylamak adna sylemiyorum. Toubon kanunun
asla uygulamaya konmam olmasndan dolay mutluyum ve
herkes de bu olayn unutulmas ynnde fikrini belirtmi du
rumda. Umarm kitapta konuyu am olmam bu lm konu
nun tekrar karmza getirilmesine hizmet etmez.
Btn bunlar Franszca dilini korumakla ilgilenmediim an
lamna m gelir? Kesinlikle gelmez. Zamannda yazdm gibi,48
Fransz bilim insanlar ngilizce renerek dnyadaki konumla
rn korumak anlamnda gleneceklerdir. Yabanc insanlar
Fransa'ya ekebilmek iin dememiz gereken bedel budur ve
gelenler bir kez buraya ulat m, phesiz Franszca renip ko
numaktan, Fransz kltrn incelemekten ve kim bilir, birka
hafta tamamen iine daldktan sonra bilimsel dncelerini de
Franszca olarak ilerletmekten byk bir keyif alacaklardr. Vel
hasl, burada teklif ettiim ey yeni bir Majina Savunma Hatt*
oluturma dncesinin tam tersine, Fransa'y btn snrlar ve
bilimsel kltryle Dnya'ya amaktr. Sovyet mparatorluu
demir perdesini kurdu, bilim insanlarn Rusa yayn yapmaya
zorlad ve dardan gelip giden her ey zerinde sk bir kontrol
uygulad. Sonu, grnr biimde bir facia oldu. Sovyet bilim
*
.N.
1 9 '3
NGLZCE KONUUYORUM
insanlar da lkedeki dier btn yaplarla beraber kt ve en
iyileri 1989 devrimi balad anda Bat'ya gt. Bilimsel konu
larla ilgili uzmanlk terimlerini bilmeyen, evirileri kanlmaz
olarak kabul edilemez hatalarla dolu olacak evirmenlere para
demek yerine, yksek kalitedeki ilerimiz sayesinde Fransa'ya
ekeceimiz btn yabanclara dilimizin kullanm ile ilgili bil
giler vererek daha iyi bir yol tutturabiliriz. Bu da Franszca dili
ni farkl bir yoldan korumak anlamna gelecektir -hem de ok
daha iyi bir biimde. Hereye ramen bunun da fazla verimli
olacan sanmyorum.
Tpk adaptasyon olaslklarndan yararlanmak iin doada
trlerin eitliliini korumaya ihtiyacmz olduu gibi, bilimde
okdillilii korumann da olaslklar zenginletirecei grn
deyim. Kullandmz diller arasnda gei yaptmzda kiilii
mizin biraz deitii hepimizin dikkatini ekmiyor mu? ngiliz
ce dili daha kapsaml ve kvrak grnyor ve belki de bu zelli
i onun uluslar aras iletiim dili olma statsn kazanmasnda
byk lde katkda bulundu; elbette Birleik Devletler'in
dnya zerindeki politik ve ekonomik belirleyicilii halihazr
ortak dilin stats konusunda da net biimde ok daha bariz bir
sebep.
Fakat, Franszca dilinin de oynayaca belli kartlar var. Baz
diller retorik sanatna dierlerinden daha m uygun acaba? Bir
konumasnda benim grlerime benzer bak asn ortaya
koyan Roger Balian,49 Franszcadaki balalara ve bylesi ba
lalarn ngilizcede olmadna iaret ediyor. u da bir gerek ki,
eksiksiz biimde okdilli olan bilim insanlarna olduka ender
rastlanlyor ve Fransz bilim insanlar iin kendilerini ngilizce
olarak aklamak Franszca aklamaktan net biimde ok daha
zor oluyor. Velhasl, ben fizik zerine Franszca dnmeye de
vam ediyorum ama bu hi de kolay olmuyor.
Bir dilde dnmek kelime daarc yetersiz olduu srece
kesinlikle imkanszdr. Ancak yeni kapsamlar ortaya kt ve
teoriler rafine edildii ve hatta baz metaforlarn bile bu gelime
lere gre ekillendii gnmzde bilim durmadan kelime reti
yor ve baz kalplar belli kullanmlara adyor. Eer hepimiz n199
i 12.
BLM
iNGiLiZCE KONUUYORUM 1
Btn Fransz rencilerinin yabanc dil olarak sadece ulus
lararas iletiim dili olan ngilizceyi deil, ilave olarak dier ya
banc dilleri de renmeleri gerektii nerisi hi de o kadar hrs
l ve gerekilikten uzak deil. Bu noktada gayet anlalabilir ne
denlerle benim nerim, rencinin haftalk ders program ieri
sinde sadece bir saat pratikle ngilizce renmesini beklemek
yerine, yabanc dilin salam oturmas iin okullarda pratie ay
rlan srenin geniletilmesidir. Bir de, yabanc filmleri ve tele
vizyon gsterilerini seslendirmeyle vermek yerine alt yaz kulla
nmn neriyorum. Diller arasnda gndelik geiler yaamak,
zellikle entelektel idman yapmay salyor. Tandmz ok
dilli renciler sklkla en parlak renciler olmuyorlar m? Bey
nimiz de tpk kaslarmz gibi gnlk eksersize ihtiya duymaz
m? Ve okdillilik pratii, yabanc dmanlna (xenopho
bia-zenofobi) kar bilinen en iyi are deil mi? Tabi, Toubon,
Masson, Sarre, Freville ve Loroy gibi msylerin entelektel mi
raslar uygarlmz aaya ekmezlerse!
201
Ney i B m i y orum
Annem, Franszca dilinin dokuzuncu yzylda Charlemag
ne' nin torunu imparatorluun canna okurken douu ve bu
olaylardan ok da sonraya kalmam olan Fransz edebiyatnn
kyla ilgilenirdi. Annemin yazd ve Presses Universitaires
de France tarafndan yaynlanan "Ne Biliyorum?" serisinden iki
0
kitab vard. 5 imdi ben soruyu biraz deitirip, " Neyi bilmiyo
rum?" diye sorarak, annemle belli bir bilgi tadn paylatm
gstermek istiyorum ama bir farkla: Aslnda ben aratrma yap
mann belirsizliklerini, retilen bilimin kesinliklerine tercih
ediyorum.
Beni yanl anlamayn; alnan eitimin keyfini gz ard etme
min nedeni, sadece daha fazlasn istiyor olmam. Bilimin n saf
larnda ilerlemekle daha ok ilgileniyorum. Sanki bilim karma
aya dm de gelime kaydetmiyormu gibi, btn bilginin
geici fikirler haline indirgendiini dnmediimin altn iz
mek isterim. Hayr, bilim amanszca ilerliyor ve ben daima onun
bu derinlemesine anlalma periyotlarnn hemen akabinde frla
yp koparak ilerleyiini muazzam buluyorum. Bilimin evrimi ve
bil ginin ncl ile ilgili zevkimi ortaya koyarak annemin mi
rasna sadk kalyorum; onun entelektiiel etkinlii zengindi ve
202
NEY BLA._1_'!_C!Rl!M? 1
bunu hi saklamad. Dier kitaplarnda da zl'rindc alt ko
nuyu sarsacak gte fikirler ileri srmekten geri d u rmad.
Belli bir lde gz ard ettiim konular itiraf ederek, asln
da bazlarnz benim samimiyetimden kukuya drme riski
ni de gze alm oluyorum. Dorusu, zerinde gerekten hibir
bilgim olmayan sorular gz ard ettiimi itiraf etmeye de kalk
mam. Aldrmazlm ortaya serdiim alanlar, tam tersine, bun
lar hakknda aldrmaz olann sadece ben olmadm bilecek ka
dar haberdar olduum alanlardr -hatta bu aldrmazlar arasn
da, sz konusu alanlar konusunda uzman olduunu iddia eden
ler bile vardr. Bir fiziki olarak kendi perspektifimden konu
mam ve fizikte neyi anlamadm ak etmem, belli bir seviye
deki bilginin var olduu, aksi takdirde alay konusu olunaca n
kabul zerine oturmutur. Elinizdeki kitapta, szn ettiim
altyapy grmediiniz bir blm oldu mu? Zaman her eyi gs
terecek ama benim iin asl en nemli olan bu deil.
En ok istediim ey, biliyormu gibi yapmak, herhangi bir
gc veya pozisyonu zorla ele geirmek, bilimin dil uzatlamaz
kutsal bir yap olduunu ve tepesinde oturan biz bilim insanla
rnn da gerei ilgisiz kitlelerin nne serdiimizi, onlarn da
kendilerine verileni kabul etmeleri gerektiini iddia etmek deil.
Ben de btn dier insanlar gibi baz konulara ilgisizim ite! Bu
ilgisizlik, Dnya'nn daha birka yl ncesine kadar bildiimiz
Dnya olmad gereini kendi kendime renmenin heyecan
n okurlarmla paylamak istememle deimeyecektir.
Gerekten de Dnya, 1950' de onun olduuna inandmz gi
bi deil. Einstein bile o zamanlarda Evren'in kararsz olduunu
anlamamt. Onun bu kararszlk durumuyla ilgili aldrmazl,
nne ya da mutlak zekann bir sembol olma statsne hi gl
ge drd m?
Bilimsel doru, geliimini srdryor. Gerek u ki, bilimin
kendini sorgulamas, bilimsel dorunun bir deeri olmad an
lamna gelmiyor; tam da bunu tersi anlama geliyor. Tanm ola
rak bir aratrmac her gn hatal olup olmadn sorgular ve i
te bu, benim grme gre, sz konusu meslei hem ok zor,
hem de byk bir i haline getirir. Bilimsel aratrmac srekli
203
NEY
BLMYORUM?
N E Y BLMYORUM ?
1 NE) I BiLMiYORUM ?
Burada " elektrodinamik" gibi hai bir szc kullanan
Houellebecq, fiziki olmayan herhangi bir okurda nasl bir ede
bi etki yaratmann peinden gidiyor?
Ve 125. sayfada, "Btn ekonomik ve sosyal sistemler arasn
da kapitalizm, sorgulanamayacak biimde en doal olandr. Bu
zellii, en kt sistem olduunu gstermek asndan zaten ye
terlidir. Byle bir sonu karldnda da bize, iinde allabi
lir ve nceden karara balanm yarglarn pekitirilmesi yoluy
la mekanik eylemlerinin yrmesine izin verilen, tutarl bir ie
rik seti gelitirmek kalyor; yani grafit ubuklarn bir nkleer re
aktrn yapsn pekitirmesinde olduu gibi."
Hadi canm -burada bahsettii grafit, aslnda ntronlar ya
valatmak iin kullanlyor, yapy desteklemek iin deil! Ho
uellebecq bir eyler renilecek birisi deil; o retmeni oynu
yor ve kitaplarnn baarsna baklacak olursa bunu yapmakta
da ok iyi. Dierleri gibi o da genel olarak kabul edilmi Evren
kanunlarnn gizemli olduu fikrinin avantajlarn kullanyor ki
eer bu kanunlarda bir gizem olmasayd, insan ve Tanr arasn
da bir fark kalmazd. Velhasl yazar, sz konusu kanunlar alg
lamak iin sra d bir ynteme sahip; okumas zor bir biimde,
ya da daha doru bir tanmla, tamamyla kavranamaz bir slup
la yazyor. Ve sahtekc\rlk yapmas bir yana, bu tarz davran
korkun bir bilim imajnn yaygnlamasna neden oluyor!
Bu bana, farkl bir damardan, 1999 ylnn sonbaharnda, be
nim de orada ortak bir sevday paylatm gnlerde Har
vard' da okuyan binlerce rencinin st ste ylm Stephen
Hawking'in konumasn dinleyilerini hatrlatt. Harvard'n fi
zik blm her yl be prestijli konumac davet edip, Loeb
Dersleri adnda bir dizi seminer dzenler. Bu konumaclardan
biri olmak bana da nasip oldu ama kt ans, Hawking' den he
men sonra konuacak olmamd. Hawking, Cambridge' de New
ton' un saygn koltuunda oturuyordu. Kara deliklerle ilgili te
orisi ve zellikle ok satan, ilerinden biri Zamann Ksa Tarihi
adn tayan popler bir dizi kitabyla ok nl olmu bir fizik
iydi. laveten, yirmi yandayken tedavisi olmayan motor n
ron hastalna yakalanm, bu nedenle tekerlekli sandalyeyle
20 ;
YI Hl MIYORUM? I
.N.
N Y BLMYORUM?
209
Notlar>
' ' ' ' ' ' ' '
' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' ' '
: NO TLAR
Ne >rLARj
'
. ,
213
! NOTLAR
19. Poise, adn bir Fransz doktor ve fizi kisi olan ve on dokuzuncu
yzyln banda kann ak zerine almalar yapan Jean-Louis
Marie Poiseuille'den alm bir younlu k bi rimdir. Dier yandan su
yun younluu, poise cinsinden yzde bir deerindedir.
20. " Die Theorie ist hbsch, aber ob auch etwas wahres dran ist?" Paul
Ehrenfest'e mektubu. 29 Kasm 1 924.
21. L. D. Landau, "The Theory of the superfluidity of helium il." Jour
nal of Physics (SSCB) 5:71 (1941).
22. Bu konudaki karlkl mektuplarmz iin bkz. Bulletin de la Societe
Franaise de physics, 129: 18, 2001 . Bu mektuplar ayn zamanda bi
limsel tartmalarn arkadalklar ykmak zorunda olmadn da
gstermektedir.
23. Lev Pitaevskii, "Landau'nun sper-akkanlk teorisinin elli yl,"
Journal of Low Temperature Physics, 87:127 (1992).
24. Bu prestijli dl daha sonra John Bardeen ve hatta Abrikosov, Lag
gett ve birok dier Nobel dl kazananlarn yan sra, daha az
nl fiziki tarafndan da alnd -ben de, tam bu elinizdeki kitab bi
tirmek zereyken bunlara dahil oldum. John Bardeen, Nobel dl
leri'nden birini taransistr kefederek, sonra bir dierini de s
per-iletkenlik teorisini gelitirerek ald. Bu ikinci dlde, kendisinin
London'a ne kadar borlu olduunu yad ederek, dlden elde etti
i kazancn bir blmn bu vakfa hibe etti ve bylece bugn bile
London dl' n kazananlar, ilaveten bir ek daha alyorlar. im
di benim de bu dl kazanm olmam, dl jrisinin seimleri ko
nusunda bildiklerimden dolay, sevincime elbette glge dryor.
2005 ylnda Laszlo Tisza' dan aldm bir e-postada bana, Lan
dau'yu London dl'ne kendisinin aday gsterdiini bildirmiti.
Bu byk insan, gerekten de kin tutmay bilmeyen biriymi besbel
li.
25. Pierre Curie, simetri ilkesini, " Belli sebepler belli etkileri rettiin
de, sebeplerdeki simetrik unsurlar, etkilerdekilerin yaplanmasnda
da grlr. [ . ] Belli etkiler belli asimetrileri da vuruyorsa, bu asi
metri, onun ortaya kmasndaki sebepler arasnda da bulunmak
durumundadr," gryle ortaya kartmtr. Journal de Physi
que, 3.seri, 2 (1894).
26. " Kristal" kelimesi Yunanca'da buz paras anlamna gelen krustallos
kelimesinden gelmektedir. (soutma teknolojilerine verilen " kriyo
jenik" sz de ayn kk paylamaktadr.
. .
214
NOTLAR
27. Akusti k fltlerle ilgili bir makalemde (La Recherche 1 88: 36 [1981))
fltten kan sesin, yapld malzemeye deil, borusunun ekline
bal old uunu yazarak birka flty oke ettiimi hat rl yorum.
Byk Jean-Pierre Rampa!, kitabnda barok fltlerin tahtasn duya
bildiinizi yazar; alhn fltn sesi elbette gm fltn sesinden da
ha iyidir. Ama barok fltlerin ekilleri, modern metal fl l lerinkin
den tamamyla farkldr. Dahas, flt iki elini birden enstr man
nn zeri nde tutar ve bu nedenle de aslnda titreen ierilkki hava
dr, fltn gvdesi deil.
28. S. Balibar, H. Alles ve A. Ya. Parshin, Helyum kristal lerinin yzeyi,
Review of Modern Physics, 77:317 (2005).
29. Il Sistema Periodico, ngilizce evirisi 1984, Schocken Books, ine.
30. Liseler iin fizik programlar reformuna ynelik giri metni, 1 .J99.
31 . S. Balibar, J. Buechner, B. Castaing, C. Laroche, A. Libchaber, "S
per-akkan 4He buharlamas zerine deneyler," Plysicl l<'iew
B., 18:3096 (1978) .
32. Dier bir Nobel dll bilim adam; bu dl de 1 977 ylnda veril
di.
33. 18 yanda Ruslar'a esir dm olan Litvanyal bir kyl ailesinin
kzdr ve 1 712 ylnda, nceleri cariyesi olduu ar Byk Pcter ile
evlenmitir. arn lmnden sonra (1725) ksa bir sre Rusya tah
tna oturmu ve lmeden nce de Saint Petersburg Akademisi' ni
kurmutur. 1 762-1 796 yllar arasnda Rusya tahtna oturan ve Vol
taire ve Diderot ile vakit geirmekten ok holanan iL Catheri ne
(Byk) ile kartrlmamaldr.
34. Daniel Bernoul l i ve kardei Nicholas, Bale' de dnyaya gel di; tpk
arkadalar Leonhard Euler gibi onlar da, Leibniz'in arkada ve b
yk babalar Jacques Bernoulli'nin rencisi olan kendi babalar Je
an Bernoulli'den matematik rendiler. Leonhard Euler' in babas
Paul Euler de Jacques Bernoulli ile matematik almalar yapmt .
Ne aile ama . . .
35. 1881 ylnda Budapete' de doan Theodor von Karman, nceleri
Aache n'da al tktan sonra California'ya gm ve burada
1 930'dan 1 960'a kadar akkanlar mekanii ve zellikle de uak ya
pmndaki uygulamalar alannda nemli bir rol oynamt.
36. Gerard Jordan, Les paradoxes du capital (Paris: Odile Jacob, 1 995) .
37. Kutsal i ndi, King James versiyonu.
38. S. Douad ry ve Y. Couder, Fizie Dair Gr Mektuplar, 68:2098
(1992) .
215
! NOTLAR
39. Zira, Nicolas Bourbaki liderliinde alan bir grup Fransz mate
matikisi, onun nerisiyle ayn eyi yapt.
40. "Matematiksel tepkiler", Scientific American, Ocak 1995, 76.
41 . Tring her eyden te kendi icat ettii "Tring Makinesi" ile me
hur olacakt ki, bu icad bir bilgisayar ieriine sahipti.
42. Rakamlar iin klim Deiiklikleri Hkmetler Aras Paneli
(http:/ / www.ipcc.ch) 2007 raporuna baklabilir.
43. Kanun 4 Austos 1994 gn resmileti.
44. Elbette bu kanun yabanc yazarlarn karlkl haklarna kadar uzan
myor; Almanlar mesela, Almanca zet koymak durumunda deil.
45. Dier disiplinlerde de globalizasyonun farkl formlar aldnn veya
evrimin yle hzla ilerlemediinin de gayet farkndaym. rnein
Fransz tarihi uzmanlan kendilerini Franszca bilmeyen kitlelere
aklamaya daha az ihtiya duyuyorlar. Matematik alan da ska
ngilizcelemek kapsamnda anlyor. Belki bunun nedeni eitlikle
rin aslnda btn dillerde ayn biimde yazlyor olmas (aa yu
kar) .
46. Btn bunlar olurken durumdan habersiz okurlar iin bir aklama
yapmak gerekirse, 2005 ylnda bir euro yaklak 6 franka karlk
geliyordu. Bu cezalarn asgari yaama giderlerine indeksli olup ol
madn bilemiyorum.
47. Claude Allegre, "La de de l'anglais," Le Point, 21 Mays 1994 .
48. " L' anglais pour defendre la langua franaise," La Recherche, Eyll
1992; " Les chercheurs franaise face a la loi Toubon," La Recherche,
Kasm 1994.
49. R. Balian, " Le physicien franais et ses languages de communicati
on," "Bilimde Franszca," konulu konferanstaki sunumu, Quebec
Fransz Konsolosluu, 19 Mart 1996.
50. Renee Balibar, Le Colinguisme, "Que sais-je?" serisi (Paris: PUF,
1993); Histoire de la lirerature franaise, " Que sais-je?" serisi (Paris:
PUF, 1 993) .
51. Orijinal ad Les Particules Elementaires (Temel Paracklar), Flama
rion 1999. ngilizceye Frank Wynne evirisi (New York: Vintage,
2001) ngiltere' de William Heinemann), p. 356.
52. Orijinal ad Extension du domaine de la lutte, (Alan ekimesi
Uzants), (Maurice Nadeau 1994) . ngilizceye Paul Hammond evi
risi Whatever, (Londra: Serpent's Tail, 1 998).
216
Dizi n
Abraham, B.; 1 05
A vagadro says; 68
ayna simetrisi; 28
Allen,
1 00, 106
Alp Dalar; 33
B mezon; 29
Altn A; 164-166
BaBar; 29
Baker Dn m ; 1 47
Balian, l{ogcr; 1 99
Bardeen, John; 78, 21 4
Bauer, Edmond; 97
110
Becquerel, Henri; 34
Amsterdam; 8 9
Anderson, Cari D.; 25
Bekerel; 31 -33, 35
Anderson, Phil; 25
Andromeda Nebulas; 9
Andronikashvili; 94
105
199
biyoyakt; 1 75
atom saati; 69
21 7
DZN
Bose, Sa tiendra Nath; 48
Bravis, Auguste; 1 62
Brezilya; 146
Bricmont, Jean; 88, 204
Dalga boyu; 56
Bristol; 24, 1 1 9
Davis; 42
Britanny Krfezi; 33
buzul a; 5, 45-46, 1 76
1 30
Dlama lkesi; 70
9-1 1 , 1 5, 1 8, 26-27, 41
Doppler, Johann; 9
Doppler-Fizeau Etkisi; 1 0
13
1 67-1 68
Dnya; ok sayda
Callisto; 4
d zlemsel dalga; 75
206
Cambridge niversitesi; 91
Eaux et Forets; 1
Canup, Robin; 42
151
Champs Elysees; 50
seyi; 1 24
Chicago; 1 71 - 1 72
Cockcroft, John; 94
213
El Nino kasrgas; 1 50
elektrodinamik; 205-206
Colorado niversitesi; 77
Columbia niversitesi; 1 71
Euclid; 1 61-1 62
Cooper, Leon; 78
Europa; 4
1 67-1 68, 21 5
CRIIRAD (Bamsz Radyoaktivi
Fauve, Stephen; 1 54
te Aratrmalar Komisyonu);
Feigenbaum, Mitchell; 1 45
32, 33
1 71-173, 187
218
ltlN I
1 43- 1 4 4 , I H I
1 11
Fibonacci, Lecnardo; 1 60
""
11 1
Hertz, 1 ll i rid , 1
Fizeau, Armand; 1 0
92
Hlh- I H7
.'il
H i n d is l a ; 1 1 1, l I , l t l
200
H ono Sa pi . l .
146
Fuller, Buckminster; 63
.'l l '
Hugo, V id u .
lo; 4, 4 1
Ganymede; 4
I ra k; 1 77
k; 4, h H, 1 1 1 I .'
1 1 1 ,
32, 4 7, ., , , 11'/ ,
""
.' I
.'
1 il
153
Giriim rntleri; 74, 79
1 1
giriim saaklar; 74
k fnk.rnu,
k kua l 1 1 1 1 1 l1 1
kind Zil l n , I
gi lizn l l .
Jr
Gu thmann, Claude; 1 1 9, 1 31
Gne; ix, 3-7, 1 1 , 14, 18, 25, 36,
iridyu m; 4 1 H
181, 186
irrasyoI " v . 1 1 .
Jacqucs, J,1 1 1 .
Japonya; I H I
Hartmann; 42
Jones, 1 1 .rry;
111 .
Journ. l o l 1
uw
Jpiter; 3-5, 4 1
Kam,rlinKh. 1 1
.'r
kaos; ix, 1 4 11
Kaotik sa y l
219
DiZiN
1 02, 106
kara delik; 14, 30, 38, 206
Le Corbusier; 161
Le Monde; 32
1 2-13, 1 6
Karman, Theodor von; 21 5
Katolik Kilisesi; 4
Lemaitre, Georges; 9
Levi, Primo; 1 23
Kelebek etkisi; 1 46
Kepler; 1 61 -1 62
Kharkov; 92, 1 00
lityu m; 70, 1 82
Kirchhoff; 52
Lord Kelvin; 38
Kopenhag yorumu; 53
Kopernik; 6
Luc Ferry; 1 24
kozmik m ikrodalga; 15
kozmolojik sabit; 1 8
Lucy; 38
1 27
Kristeva, Julia; 88
Mars; 6, 42, 46
204, 213
Meksika; 43
Mendeleev; 85, 91
83
Kurie, F.N.F.; 36
Mercantour; 32-33
Merkr; 13
Kveyt; 177
Misterlich; 22
Molotov; 93
Lacan, Jacques; 88
1 90
M ( JX; 1 79
220
DZN .
Na gasaki; 34, 1 71
nanometre; 56, 65-66, 68, 213
rasyonel say; 1 66
99-101
Neptn; 6
Rolley, Etienne; 1 1 9
ntrino; 1 2, 212
Rouan, Franois; 1 1 6
ntr K mezonlar; 29
Ruelle, David; 1 45
1 77-178, 1 80
Rutheford, Ernest; 39
nkleer k; 43
n kleer reaksiyon; 1 1 , 32, 39, 181
Olbers, Wilhelm; 8
Satrn; 7, 41
Oppenheimer, Robert; 25
Schrieffer, Robert; 78
Orta Dou; 1 77
Osborne, D.W.; 1 05
Science; 49-52, 62
Oxford; 92, 1 00
Ozon; 36, 46
Paris niversitesi; 3, 1 1 1
parite; 28
214
Pasifik Okyanusu; 1 50
Pasteur; 22
Penzias, Arno; 1 5
SSCB' de Fizik; 1 00
Stanford niversitesi; 26
Stockholm A kademisi; 50
Planck sabiti; 1 27
Suudi Arabistan; 1 77
plutonyum; 1 79-181
sper simetri; 1 7
Plton; 6
21 3-21 5
185
104-1 05, 21 4
Pomeau, Yves; 1 03
22 1
Takens, Floris; 1 45
Urans; 6
Tayf; 1 0
Teksas; 146
teleskop; 3, 6, 44
nc Zaman; 43
termal alkant; 59
termonkleer kaynama; 181
Vens; 4
thoryum; 181
Vitruvius man; 1 62
TNT; 43
Toronto; 92, 94
Washington; 1 46
Toubon kanunlar; 1 93
Weinstock, B.; 1 05
Weyl, Hermann; 25
Wilson, Robert; 15
Wu, C.S.; 28
Tilring, Alan; 1 68
Yahova; 157
Uddin, M.Z.; 90
Ukrayna; 93, 1 78
Yang, C.N.; 28
1 83
Ulysses; 1 74
Zeilinger, Anton; 77