You are on page 1of 8

Yabancılara Türkçe Öğretiminin Tarihsel Gelişimi

Yard.Doç.Dr. Nesrin BAYRAKTAR

Giriş
Bu çalışma, Türkçenin yabancılara öğretimini tarihsel açıdan değerlendirmeyi
amaçlamaktadır. İlk bölümde Türkçenin yabancılara öğretimiyle ilgili kaynaklar ele
alınacaktır. Bu kaynaklar içerdikleri dil sayısına göre iki dilli ve ikiden çok dilli olmak üzere
iki başlık altında incelenecektir. Sonuç bölümünde, kaynakların incelenmesinden elde
edilen sonuçlar değerlendirilecektir.

Burada incelenecek olan kitaplardan biri olan Divân-ı Lugâti‟t-Türk, Kaşgarlı


Mahmut tarafından, Araplara Türkçeyi öğretme amacıyla yazılmış olup Karahanlı Türkçesi
dönemine ait eserlerdendir. Ancak Karahanlı Türkçesi döneminde İslâmiyetin dilinin
Arapça olması nedeniyle Arapça ve ardından Farsça sözcükler hızla yaygınlaşmaya
başlar. Ayrıca İslâm diniyle birlikte Arap alfabesi de benimsenmiştir. Bundan başka, bu
dönemde özellikle Gaznelilerin XI. yüz yıl dolaylarında kendi dillerini bırakıp Farsçayı
yüceltmeleri Türkçe için olumlu bir gelişme sayılmaz.
Harezm Türkçesi, Farsçanın eski ağızlarından bir olan Harezmcenin, Harezm
bölgesinin Türkleşmesinden sonra ortaya çıkmış biçimi olduğundan Harezm-Altınordu
Türkçesi olarak da adlandırılır. Bu dönemden günümüze kalan eserlerin büyük çoğunluğu
dinsel içerikli metinlerdir. Dönemin dil bilgisiyle ilgili tek eseri, Zemahşerî‟nin
Mukaddimetü‟l-Edeb‟idir. Ancak Zemahşerî eserinin ön sözünde, kitabını, dönemin
hükümdarı Atsız‟ın dillerden Arapçayı seçmesi nedeniyle Arapça bilmeyen Türk ve
Farslara Arapça öğretmek için yazdığını belirtir. Eserde geçen Arapça cümlelerin altlarına
Türkçeleri yazılmıştır. Doğu Türkçesi ve Batı Türkçesinin ara dönemi sayılan bu dönemde
Türkçeye önem verildiğini söylemek mümkün değildir.
Çağatayca, Türk dilinin doğu koluna ait özellikler göstermekle birlikte, Arapça ve
özellikle Farsça sözcüklerin yoğunlukta olduğu eserlerin oluşturulduğu bir dönemdir. Bu
dönemde edebiyat dili Farsçadır. Türkçenin Farsçadan üstünlüğünü savunan ve
Muhakemetü‟l-Lugateyn adlı eseriyle geniş yankı uyandıran Ali Şir Nevâyî bile
başlangıçta Farsça şiirler yazmıştır. Çağatay Türkçesi, birçok sözlük ve dil bilgisi kitabının
yazıldığı dönemlerden biridir. Ancak Nevâyî‟nin Muhakemetü‟l-Lugateyn‟i dışında tümü
Çağataycanın ana dili olarak öğretimine ilişkindir ve hepsi Nevâyî‟nin eserinden sonra
yazılmıştır. Nevâyî‟nin uzun yıllar hor görülen Türkçenin Farsçadan üstünlüğünü birçok
örnekle göstermesinden sonra edebî eserlerde de Türkçe sözcükler ağırlıklı olarak
kullanılmaya başlamıştır.
Kıpçak Türkçesi, Türkçenin yabancılara öğretiminin en fazla önem kazandığı ve
Türkçenin saygınlığının dorukta olduğu dönemdir. 1250-1517yılları arasında hüküm süren
Memlûk Devletinde Türk sultanlarının devleti yönetmesi nedeniyle Türk diline karşı ilgi
artmıştır. Bu ilgi Araplara Türkçeyi öğretmeyi amaçlayan kitapların yazılmasına neden
olmuştur. Codex Cumanicus, Kitabü Bulgati‟l-Müştak Fi Lugâti‟t-Türk ve‟l-Kıfçak, Kitâb-ı
Mecmû-i Tercümân-ı Türkî ve Acemî ve Mongolî, EI-Kavaninü‟l-Külliyye Li Zabti‟l- Lügati‟t-
Türkiyye, Et- Tuhfetü‟z-Zekiyye Fi‟l-lugâti‟t- Türkiyye, Kitabü‟l-İdrâk Li-lisânü‟l- Etrak
Kıpçak Türkçesi döneminin yabancılara Türkçe öğretmeyi amaçlayan eserleridir.
Eski Anadolu Türkçesi döneminin dil tarihi açısından en önemli olayı Karamanoğlu
Mehmet Bey‟in 15 Mayıs 1277 Perşembe günü yayımladığı “Bugünden sonra divanda,
topluluklarda, çarşıda, mecliste, meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır”
buyruğudur. Karamanoğullarının aksine Selçuklu ve Osmanlılarda sanatçılar ve devlet
adamlarınca Türkçe horlanmıştır. Bu nedenle de çoğu dinsel içerikli ve edebî olan Eski
Anadolu Türkçesi dönemine ait eserler, Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalarla
doludur. Türklerin Anadolu‟ya göç etmelerinden ve Anadolu‟ya yerleşip uyum
sağlamalarından sonra başlayan Eski Anadolu Türkçesi döneminde Türkçenin ana dili
olarak öğretimi önem kazanmış ve medreselerde ders kitabı olarak okutulmaya yönelik
birçok yapıt yazılmıştır. Ancak burada Türkçenin ana dili olarak öğretimiyle ilgili
yapıtlardan söz edilmeyecektir. Eski Anadolu Türkçesi kapsamına girebilecek yabancılara
Türkçe öğretimiyle ilgili tek eser İbnü Mühennâ Lûgati olarak da bilinen Hilyetü‟l-İnsân ve
Heybetü‟l-Lisân‟dır.
Türkiye Türkçesine gelindiğinde, Mustafa Kemal Atatürk‟ün 1 Kasım 1928‟de
Harf Devrimini başlatması ve 12 Temmuz 1932‟de yine Atatürk‟ün öncülüğünde Türk Dili
Tetkik Cemiyeti‟nin kurulması Türkçe için en önemli olaylardır. 26 Eylül 1932‟de I. Türk Dil
Kurultayı yapılmış, Atatürk‟ün isteğiyle yabancı sözcükler nedeniyle tanınmaz duruma
gelen Türkçenin arılaşması ve özleşmesi için çalışmalara başlanmıştır. 26 Eylül
günümüzde Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır. 1936‟da III. Türk Dil Kurultayı‟nda oldukça
önemli gelişmeler gösteren Cemiyetin adı Türk Dil Kurumu olarak değiştirilmiştir.
Atatürk‟ün kişisel mirasını bıraktığı Türk Dil Kurumu bugün de çalışmalarına devam
etmektedir.
Kısa adıyla TÖMER olarak bilinen Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi,
1984‟te Türkçeyi en iyi biçimde öğretmek amacıyla kurulmuştur. Birçok farklı yabancı dil
öğretim yönteminin bir arada kullanılmasıyla oluşturulan ve TÖMER yöntemi olarak
adlandırılan çalışmalarla yabancılara Türkçe öğretimi ilk kez sistemli bir biçimde
başlamıştır. Günümüzde TÖMER, yabancı dil öğretiminde birçok yöntemin birleşiminden
oluşan seçmeci yöntemi kullanmaktadır.
Yukarıda dil özelliklerine göre ait oldukları dönemler kapsamında sıralanan
Türkçenin yabancılara öğretimiyle ilgili eserler çoğunlukla iki ya da daha çok dilli sözlükler
niteliğinde olmakla birlikte bunların çoğunda aynı zamanda Türkçenin özelliklerinin Arapça
ölçütlere göre ele alındığı dil bilgisi bölümleri de yer almaktadır.
YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ KĠTAPLARININ GENEL ÖZELLĠKLERĠ
Türkçe yazılmış ve yabancılara Türkçe öğretimine yönelik sözlükler bir takım
ayırıcı özellikler gösterir. Bu özelliklerin bir kısmı Kaşgarlı Mahmud‟un Divânü Lugâti‟t
Türk‟ünden beri süregelen özelliklerdir. Sözgelimi: sözcüklerin geçtiği metinlerin
tamamının örnek olarak verilmesi, eklerin görevleriyle birlikte sınıflandırılması ve sözlüğün
yazıldığı Türkçe kolu dışında yakın kollardaki sözcük biçimlerinin de belirtilerek verilmesi
gibi. Bunun dışında tarihsel Türkçe sözlüklerde günümüz sözlükçülüğünde görülmeyen bir
başka özellik de sözcüklerin Arapça dil bilgisi kurallarına göre sınıflandırılarak verilmesi,
Türkçeye özgün kullanımların „istisna‟ başlığıyla gösterilmesidir. Bu sözlükler içeriklerine
göre iki dilli, ikiden çok dilli sözlükler olmak üzere iki ayrı başlıkta gruplandırılabilir. Tüm
sözlükler aynı zamanda örnekli dil bilgisi kitabı özelliği de gösterirler.
1. ĠKĠ DĠLLĠ SÖZLÜKLER
1.1. Divânü Lugâti’t-Türk-Kaşgarlı Mahmud (1072-1074) (Türkçenin Bütün
Sözcükleri)
Karahanlı Türkçesi döneminde yazılan bu ansiklopedik sözlüğün ön sözünde
Kaşgarlı Mahmud eserini 1072-1074 yıllarında Bağdat‟ta tamamladığını ve Abbasi Halifesi
EI-Muktedi‟ye sunduğunu belirtir ve ekler “Tanrı yeryüzündeki erki Türklere vermiştir;
bunların dilini öğrenmekte fayda vardır. Bu kitabı Araplara Türkçe öğretmek için yazdım,
buyurun”. 960 yılında Türklerin Budizm'i bırakıp İslâmiyet‟i seçmeleri nedeniyle Türkçe,
Arapça ve Farsçanın yoğun etkisi altında olduğundan Soğdca gibi yok olma tehlikesi ile
yüz yüzedir. Kaşgarlı da Divânü Lugâti‟t-Türk‟ü Türkçenin de Arapça gibi büyük bir dil
olduğunu kanıtlamak amacıyla yazmıştır. Bir başka yazılış amacı da Türklerin Bağdat‟taki
yönetimi ve halife sarayını ele geçirmesi nedeniyle siyasal işler için Türkçe öğrenmek
isteyen Araplara Türkçe öğretmektir.
Sözlüğün başında ayrıntılı bir ön söz ve Türklerin yerleşim bölgelerini gösteren
bir harita vardır. Sözlükte 7500 Türkçe sözcüğün Arapça karşılığı, örnek cümleler ve
folklorik metinlerde kullanımı vardır. Sosyal yaşamın her alanıyla ilgili sözcükler bulunur.
Sözlük, Arapların kolay anlayabilmesi için Arapça dil bilgisi kategorilerine göre
sınıflandırılmış, sekiz bölüme ayrılmıştır. Bu bölümleme biçim bilgiseldir. Sözcüklerin ve
eklerin çeşitli Türk diyalektlerindeki biçimlerini de gösterdiği göz önünde
bulundurulduğunda diyalektolojik bir sözlük olduğu söylenebilir. Farklı diyalektlerin
söyleyiş özelliklerinin gösterimi sırasında da oldukça fonetik bir gösterim kullanılmıştır.
Uzun ünlüler, /w/ ses birimi ve Arap alfabesinde kullanılmayan bazı harfler de
kullanılmıştır.
Genel olarak biçim bilgisi öğretiminde tümevarım yönetimi uygulanan sözlükte
örneklerden kurala gidilmiş, tek tek kurallar açıklanmamıştır. Yabancı dil öğretim yöntemi
olarak dil bilgisi çeviri yönteminin egemen olduğu sözlükte biçim bilgisel ögeler yapısalcı
yaklaşımla ele alınmıştır.
Pratik Türkçe öğretimi yanında edebî Türkçe öğretiminde ve ticaret diline yönelik
Türkçe öğretiminde de kullanılması amaçlandığından özel amaçlı Türkçe öğretimine de
yöneliktir.
Örnek bölüm:
“alp: yiğit, alp yaġıda alçaķ çoġıda „yiğit düşman karşısında,
yumuşak huylu (adam) savaşta (belli olur)’ Şu kesitte de
kullanılmıştır:
Alper Toňa öldi mü
Isız ajun ķaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur (Alper Toňa (Efrasiyap Han öldü mü?
Kötü/kahpe dünya kaldı mı? Kahpe dünya öcünü aldı mı? Şimdi
yürek(ler) parçalanıyor.)
alķadı/begge alķış alķadı: Bey övüldü, alkışlandı. Alķalur, alķamaķ)”
1.2. Kitabü’I-Ġdrak Li Lisânü’I-Etrak –Esirü’d-din Ebû Hayyân (1312) (Türklerin Dilini
Anlama Kitabı)
Sözcük ve ekler konusunu ele alan bir dil bilgisi bölümü ve Arap alfabesine göre
düzenlenmiş alfabetik Kıpçakça-Arapça bir sözlükten oluşan eser, Kahire‟de Gırnatalı
Esirü‟ d-din Ebu Hayyan tarafından yazılmıştır. Dil bilgisi bölümünde Kıpçakçanın ses ve
biçim bilgisi ele alınır. Sözlük, yaklaşık 3500 sözcük içerir.
Eserin öğretim yöntemi tümevarımdır. Yabancı dil öğretim yöntemlerinden dil
bilgisi çeviri yöntemi, yapısalcı yaklaşımla kullanılmıştır.
Pratik Türkçe öğretimini amaçlayan eserde ticarî Türkçenin öğretiminin
hedeflendiği bölümlere de rastlanır.
Örnek bölüm:
“altagu: altı bir arada, bir arada toplu olan altı şey.
Altaġu alķsa altındaķın altuzur
Dördewe düzelse depedekin indürür (Altı kişilik topluluk arasında düşünce farklılığı baş
gösterirse altındakini aldırırlar, dört kişi düşünce birliği ederse tepedekini indirirler)
Bir erni kördüm urulmış ķulı ve kördüm bir erni urulmış ķulı demek câizdir
urulmış ķulı bir erni kördüm ve bir erni urulmış ķulı kördüm câiz değildir.”
1.3. EI-Kavaninü‟I-Külliyye Li Zabti‟l-Lügati‟t- Türkiyye (XV. Yüz yılın ilk yarısı)
(Türk Dilinin Öğrenilmesi İçin Bütün Kurallar)
Diğerleri gibi sözlük içermez, yalnızca dil bilgisi kitabıdır. Araplara Kıpçak
Türkçesi öğretmek amacıyla Türkçeyi çok iyi bilen ancak Türk olmayan biri tarafından
yazılmıştır. Yaklaşık 500sözcük içermektedir.
Öğretim yöntemi olarak tümevarım kullanılmıştır. Yabancı dil öğretim yöntemlerinden dil
bilgisi çeviri yöntemi, yapısalcı yaklaşımla verilmiştir.
Eserde öncelikli olarak pratik amaçlı Türkçe öğretimi amaçlanmıştır. Yer yer ileri
düzey Türkçe öğretimine yönelik bilgilerin verildiği de görülür.
Örnek bölüm:
“bunların hepsi aynı anlama gelir şekilde kullanılabilir:
Seni sevmek üçün keldüm „seni sevdiğimden geldim‟ gibi seni sevmekinden keldüm
demek de câizdir.
Keldüm Ķur‟ân işitmekke Ķur‟ân dinlemeye geldim‟ gibi Ķur‟ân işitmekke keldüm demek
de câizdir
Biye bir at birdüm „beye bir at verdim‟ yerine
Bir at birdüm biye/birdüm biye bir at demek de câizdir”
1.4. Kitabü Bulgati’l-Müştak Fi Lugâti’t-Türk ve’I-Kıfçak- Cemalü’d-din Ebi
Muhammed Abdullahi’t- Türkî (15. yüz yılın ilk yarısı) (Türk ve Kıpçak Sözcüklerinin
Türevlerinin Kitabı)
İlk bölümü adlar, ikinci bölümü eylemlerden oluşan Arapça Türkçe sözlüktür.
Yazar 1500 sözcüğü Kıpçakça ve Türkmence olarak ayırarak ele almış ve
örneklendirmiştir. Kitabın bir başka ilginç yönü de yazıların alt alta üç baklava dilimi
biçiminde yazılmış olmasıdır.
Tümevarım yöntemiyle yazılmış eser, günlük konuşma Türkçesini öğretmeyi
amaçlamaktadır. Yabancı dil öğretim yöntemlerinden dil bilgisi çeviri yöntemi
karşılaştırmalı dil bilim ilkeleri çerçevesinde kullanılmıştır. Dil bilgisi kurallarının Arapça
yapılardan yola çıkılarak açıklanıp örneklendirildiği bölümlerde yapısa1cı yaklaşım
hakimdir.
Örnek bölüm:
“alur-men: alırım Türkmencedir.
Sayılar: bir, ikki, üç, tört, biş, on, yigirmi, otuz, ķırķ, elli, alţmış, yetmiş, seksen.. toķsan,
yüz dür.
Assı eylemek: yarar sağlamak
Yarı eylemek: yardım etmek”
1.5. Et-Tuhfetü‟z-Zekiyye Fi‟l-lugâti‟t- Türkiyye (XV. yüz yılın ilk yarısı) (Yeni ve Arı
Türkçenin Sözlüğü)
Arap alfabesine göre düzenlenmiş bir sözlük ve dil bilgisi bölümünden oluşan
eserin yazarı belli değildir. Anonim bir kitap olduğu ve XV. yüz yılın ilk yarısında, Mısır‟da
yazıldığı sanılmaktadır. Başlıca iki bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde alfabetik
sırayla ayrı alt bölümler biçiminde Kıpçakça adlar ve eylemler, ikinci bölümde ise biçim
bilgisi ele alınmıştır. Yaklaşık 2000sözcük içerir.
Tümevarım yöntemiyle yazılan eserde yer alan sözcükler günlük yaşam Türkçesinden
olmakla birlikte dil bilgisi açısından başlangıç düzeyinde değildir. Bu nedenle ileri düzey
ve akademik amaçlı Türkçe öğretimine yönelik olduğu söylenebilir. Türkçe öğretim
yöntemi olarak dil bilgisi çeviri yöntemi kullanılmıştır.
Örnek bölüm:
“Bilesin ki Türk dilinde şekil (hareke sistemi) yoktur. Şeklin yokluğu dolayısıyla bir takım
benzerlikler oluşur. Bu yüzden ad, eylem, ilgeç gibi şeylerin; benzemeden ve karışmadan
okunabilmeleri için bir kural koymuşlardır. Bu, üstün harekeliden sonra ‫ ﺁ‬elif‟, esre
harekeliden sonra ‫„ ﯼ‬ye‟, ötre harekeliden sonra ‫„ ‟ﻭ‬vav‟ konmasıdır.
Hevâ anlamına yel
Sene anlamına yıl
Târık anlamına yol gibi.
Ķaçan bolduňuz biler „nasıl bildiniz‟ ve biler ķaçan bolduňuz ve ķaçan biler bolduňuz
demek dahi olur.
Bir ķırnaķ satun al yoķsa bir ķul „bir cariye ya da köle satın al‟”
1.6. Muhakemetü‟I-Lugateyn- Ali Şir Nevâyî (1498)
(İki Dilin Karşılaştırması)
Ses bilgisel ve biçim bilgisel olarak Farsça ve Türkçeyi karşılaştıran eserde
Arapçanın yazım özellikleriyle ilgili saptamalar da yer alır. 100kadar Türkçe sözcük
Farsça karşılıkları açısından değerlendirilir. Türkçenin söyleyiş ve anlatım zenginliğini
örneklendirerek dil özelliklerini betimler. Zarfların çeşitliliği ve dereceleri, cinasa elverişli
eş sesli sözcükler, eylem çatıları, yapım ekleri, ses özellikleri gibi bir çok Türkçeye ilişkin
özellik yer almaktadır.
Eserde, dil bilgisi çeviri yöntemi kullanılarak tümevarım ve karşılaştırmalı dil bilimi
ilkeleriyle akademik amaçlı Türkçe öğretimi amaçlanmıştır. Dil bilgisi çeviri yönteminde
edebî Türkçe öğretimi vardır, Nevâyî burada edebî Türkçe öğretimini akademik amaçlı
kullanmıştır .
Örnek bölüm:
“ve cân-varlarnıň ünidin bir at kişnemekige şîhe at ķoyupturlar.
Tive buzlamaġıġa ve uy müňiremegige ve işek ıňramagıga ve it tigişmaġıġa ve ulumaġıġa
lafż yoķtur. ((Farslar) Hayvan
seslerinden yalnızca, at kişnemesine şîhe adını koymuşlardır. Devenin yavrusunu çağırma
sesi, sığır böğürmesi, köpek
dövüşmesi ve uluması için söz yoktur.)”
2. ĠKĠDEN ÇOK DĠLLĠ SÖZLÜKLER
2.1. Codex Cumanicus ( XIII. yüz yılın sonu ya da XIV. yüz yılın başı)
(Kuman Kitabı)
Kitabın en önemli özelliği Latin-Gotik harfleriyle yazılmasıdır. İlk 55 yaprak İtalyanlarca,
sonraki 26 yaprak Almanlarca yazılmıştır. İçerik olarak Latince-Farsça-Kıpçak Türkçesi
sözlüktür. Ticaretle ve günlük yaşamla ilgili 2500 Türkçe sözcük içeren sözlükte ayrıca
İncil‟den çeviriler, bazı Katolik ilahilerinin çevirileri, Kıpçakça dil bilgisi kuralları ve 47
atasözü vardır. Kitap misyoner Fransiskan rahiplerinin Kıpçaklara Hıristiyanlığı
yaymalarını kolaylaştırmak amacıyla yazılmıştır.
Eserin İtalyanca Codex (İtalyan Kitabı) denen ilk 55 yapraklık bölümü Latin
alfabesine göre dizilmiş 1560 sözcük içeren, Latince-Farsça-Kıpçak Türkçesi sözlükle
başlar. Ardından sözcüklerin anlamlarına göre öbeklere ayrıldığı 1220 sözcük içeren ikinci
bir sözlük yer alır. Buradaki 2680 sözcükten 200'ünün Farsça ve Kıpçakça karşılıkları
verilmemiştir.
Eserin Almanca Codex (Alman Kitabı) denen ikinci bölümü Kıpçakça-Almanca
sözlükle başlar. Daha sonra Kıpçakça-Almanca ve Kıpçakça-Latince dizinler verilir. Bu
dizinlerde bazı sözcüklere örnek cümleler de verilmiştir. Ardından Kıpçakçaya çevrilmiş
dualar, ilahiler, 47 Kıpçak bilmecesi ve Kıpçakça eklere ilişkin bazı dil bilgisi kuralları yer
alır.
Eserin genelinde tümevarım yöntemi hakim olmakla birlikte Almanca Codex‟te
yer yer tümdengelim yöntemi de kullanılmıştır. İtalyanca Codex‟te bazı cümlelerin Latince,
Farsça ve Kıpçakça karşılıklarının verildiği bölümde dil bilgisi çeviri yöntemi kullanılmıştır.
Codex Cumanicus, birçok farklı amaçta Türkçe öğretiminde kullanılabilecek bir
eser olarak yazılmıştır. Eserde yer alan Hıristiyanlıkla ilgili metinler din eğitimi amaçlı
Türkçe öğretimine, ticaretle ilgili bölümler ticarî Türkçe öğretimine, günlük yaşamla ilgili
sözcüklerin yer aldığı bölümler pratik Türkçe öğretimine örnek sayılabilecek niteliktedir.
Bu bağlamda kitabın özel amaçlı Türkçe öğretimine yönelik olduğu söylenebilir.
Örnek bölümler
“Kökteki hanlıkta baralmaz-biz Teňri kattında (gökteki krallıkta Tanrı katına varamayız.)
Sözlük bölümünden
agıngıç: merdiven
kıskaç: kıskaç
olturguç: oturulacak yer, sıra, koltuk
açkuç: anahtar
yülügüç/yülüngüç: tıraş bıçağı
yapkıç: kapak, örtü”

Alman codexinden

Kıpçak Türkçesi Türkiye Türkçesi

Sağınsa men bahasız ķanını Düşünsem paha biçilmez kanını


Kim Xristoz töktü söüp ķulunı Ki Hz. İsa döktü sevip kullarını
Tıyalman yaşınını. (Bu nedenle) engelleyemem gözyaşımı
Kim unutġay munça yigitlikni Kim unutabilir bunca iyiliği
Kim içip tatlı çoķaķ suunı Ki içip kaynak suyunu
Toydırıldı canını Doyurdu canını

Yesus tatlı eç yamansız egeç Hz. İsa (sen) tatlı ve kötülüksüz iken
Ne ķıynar sen eç yazıķsız egeç Niye azap çektirirsin hiç günahsız iken
Öz nezik boyuñnı Kendi nazik bedenine

2.2. Kitâb-ı Mecmû-i Tercümân-ı Türkî ve Acemî ve Mongolî (XIV. yüz yılın ilk
yarısı)
(Türkçe, Farsça ve Moğolcanın Bütün Çevirmenlerinin Kitabı)
14. yüzyılın ilk yarısında yazıldığı tahmin edilen eser; ilki Arapça-Türkçe, ikincisi
Moğolca-Farsça olmak üzere iki bölümden oluşur. Adı bilinmeyen Arap bir dilci tarafından
yazılmıştır. Sözlükte; renkler, giysiler, yükseklik ve onurla ilgili adlar, insanın dış ve iç
unsurları gibi çeşitli ana başlıklar vardır. Sözcükler; bu ana başlıklar altında büyükten
küçüğe doğru sıralanan madde başları biçiminde verilmiştir. Yaklaşık 2000sözcük içerir.
Her sözcüğün diğer dildeki karşılığı verilmiştir. Sözcüklerin Türkçesi kırmızı mürekkeple
yazılmıştır. Sözlükte ayrıca biçim bilgisel olarak Arapça karşılıklar da verilmiştir. Türkçe
olmayan sözcüklerin Arapça ve Farsça olanlarının kökenleri karşılıkları verildikten sonra
belirtilmiştir. Sözlüğün ardından biçim bilgisi ve söz dizimi konusu çekimlerle ele
alınmıştır.
Sözlükte, tümevarım yöntemi egemen olmakla birlikte dil bilgisi çeviri yöntemi
kullanılarak dil öğretimi hedeflenmiştir.
Günlük konuşma Türkçesini öğretmeyi amaçlamakla birlikte çok sayıda ticaretle
ilgili sözcük içerdiği için aynı zamanda özel amaçlı Türkçe öğretimine yönelik olduğu da
söylenebilir.
Örnek bölüm
“ķop-ķıl: toz kopar. Toz koptuğu zaman doz ķobtı denir. Mafsal yerinden çıktığında ķoptı
denir. İnsan ayağa kalktığında da böyle denir.
-lu/-lü: Türkçe olan bu ek, Arapça ‫( ذى‬zi)‟nin yerine geçer
aţlu „atlı‟, teve-lü „develi‟, mâl-lu „mallı‟, sķal-lu „sakallı‟ bu ek bu biçimde hemen her
sözcüğün sonuna getirilir.”
2.3. Hilyetü’I-Ġnsân ve Heybetü’I-Lisân- Cemâlü’d-dîn Ġbni Mühennâ (XIII. .
yüz yılın sonu ya da XIV. yüz yılın başı)
(İnsanın Güzel Sıfatları ve Dilin Büyüklüğü)
Farsça, Türkçe ve Moğolca sözcükleri içeren üç bölümden oluşan eserde ayrıca
Karahanlıca, Azerice ve Türkmenceye ilişkin özellikler de yer alır. Eserde Azericeden
„bizim Türkçe‟ olarak söz edilir ve 100‟den çok Azerice sanat ve tarım terimi verilir. Dil
bilgisi bölümü ve günlük yaşamla ilgili sözcüklerin yer aldığı bölümler de vardır.
Sözlükte tümevarım yöntemi kullanılmıştır. Sözlük, günlük yaşamla ilgili
sözcükleri içermesi açısından pratik amaçlı Türkçe öğretimini amaçlamakla birlikte birçok
sanat terimin içermesiyle de edebî Türkçe öğretimine yöneliktir. Dil öğretim yöntemi olarak
dil bilgisi çeviri yöntemi ağırlıklı olarak göze çarpmaktadır.
Eserde, günümüz Türkçesinde Türkçe karşılığı bulunmayan birçok sözcüğe
ilginç örnekler verilmiştir:
“yapıgçı: mimar
ķopızçı: saz âşığı, ozan
saķşçı: muhasebeci
yarmaķçı: para basan etçi: kasap
ağaç yonġıçı: dülger
yolġuç: cımbız
yonġüç: rende
yer yaġı: petrol”
Türkçenin yabancılara öğretimiyle ilgili sözlükleri ayrıca yazarlarına göre
sınıflandırmak da mümkündür.

TÜRKLERCE YAZILANLAR YABANCILARCA YAZILANLAR

Divânü Lugâti‟t- Türk - Kaşgarlı Mahmud Codex Cumanicus


(1072-1074)

Muhakemetü‟I-Lugateyn - Ali Şir Nevâyî Kitâb-ı Mecmû-i Tercümân-ı Türkî ve Acemî


veMonġolî (XIV.yüz yılın ilk yarısı)
(1498)

Kitabü Bulgati‟I-Müştak Fi Lugâti‟t-Türk ve‟I- EI-Kavaninü‟I-Külliyye Li Zabti‟I-Lügati‟t-


Kıfçak-Cemalü‟d-din Ebi Muhammed
Türkiyye (XV. Yüz yılın ilk yarısı)
Abdu1lahi‟t-Türkî (15. yüz yılın ilk yarısı)
(Türk ve Kıpçak Sözcüklerinin TürevIerinin
Kitabı)

Kitabü‟I-İdrak Li Lisânü‟I-Etrak –Esirü‟d-din Et- Tuhfetü‟z-Zekiyye Fi‟l-lugâti‟t- Türkiyye


Ebû Hayyân (1312) (Türklerin Dilini Anlama (XV. yüz yılın ilk yarısı)
Kitabı (Yeni ve Arı Türkçenin Sözlüğü)

Hilyetü‟I-İnsân ve Heybetü‟I-Lisân- Cemâlü‟


d-dîn İbni Mühennâ (XIII. yüz yılın sonu ya da
XIV. yüz yılın başı) (İnsanın Güzel Sıfatları ve
Dilin Büyüklüğü)

Sonuç
Türkçenin yabancılara öğretimiyle ilgili bilinen kaynaklara bakıldığında bunların genelde
sözlük çalışmalarından oluştuğu, çoğunun dil bilgisi de içerdiği görülür. Ancak bu
kaynakların günümüzde kabul gören türde sistematik dil öğretim kitapları olmadığı, bu
kitaplardaki yöntemlerin de günümüzde kullanılan yöntemlerle tam olarak örtüşmediği
görülmektedir.
Bu sözlük ve dil bilgisi kitapları içerik açısından incelendiğinde özel amaçlı
Türkçe öğretimini hedefleyen genelde ticarî, dinî ve edebî amaçlı metinlerin
anlaşılabilmesi için yaygın olarak kullanılan dil bilgisi çeviri yönteminin ağırlıklı olduğu
görülmektedir. Pratik amaçlı Türkçe öğretimi için de dil bilgisi çeviri yöntemi seçilmiştir. Bu
eserlerden bazılarında birden çok amaçlı Türkçe öğretimi de göze çarpar.
Bu çalışmada incelenen dokuz eserde genellikle tümevarım yöntemi
kullanılmıştır. Eserlerin sözlük bölümlerinde sözcükler metinlerle ya da cümlelerle
örneklendirilmiştir. Tümünde yabancı dil öğretim yöntemi olarak dil bilgisi çeviri yöntemi
kullanılmıştır. Sözlüklerin dil bilgisi bölümlerinde yapısalcı yaklaşım egemendir.
Türkçenin yabancılara öğretimiyle ilgili sözlükler aynı zamanda birer dil bilgisi
kitabı olmakla birlikte bazıları yalnızca iki dilliyken bazıları da ikiden çok dillidir. Bunlardan
yalnızca EI-Kavaninü‟I-Külliyye Li Zabti‟I-Lügati‟t-Türkiyye sözlük bölümü olmayan bir dil
bilgisi kitabıdır.

You might also like