You are on page 1of 17

EL-MIZAN'DA

MUHKEM, MTEABIH VE TEVIL


KAVRAMLARININ
AYRINTILI AIKLAMASI
MUHAMMED HSEYIN TABATABA (RA)

NDEKLER
Muhkem, Mteabih ve Tevil Kavramlarnn Ayrntl
Aklamas...................................................................2
1- Muhkem ve Mteabih..............................................3
2- Muhkem Ayetlerin Kitabn Anas Olmasnn Anlam
Nedir?........................................................................14
3- Tevilin Anlam Nedir?..............................................16
4- Kur'an'n Tevilini Allah'tan Bakas Bilebilir mi?........21

7- Sana kitab indiren O'dur. Ondan bir ksm ayetler muhkemdir ki onlar kitabn anasdr.
Dierleri ise mteabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne karmak ve yorumunu
yapmak iin ondan mteabih olanna uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan bakas bilmez.
limde derinleenler ise: "Biz ona inandk, tm Rabbimizin katndandr" derler. Temiz akl
sahiplerinden bakas t alp-dnmez.
8- Rabbimiz, bizi doru yola ilettikten sonra kalplerimizi kaydrma ve katndan bize bir
rahmet bala. phesiz sen, en ok ba yapansn.
9- Rabbimiz, sen mutlaka insanlar kendisinde asla phe bulunmayan bir gnde
toplayacaksn. Dorusu Allah, vadinden dnmez.

MUHKEM, MTEABIH VE TEVIL KAVRAMLARININ AYRINTILI


AIKLAMASI
Muhkem, mteabih ve tevil kavramlaryla ilgili olarak yaptmz aklamalar, yce Allah'n
kelam zerinde derin dnceden kan sonular ve Ehl-i Beyt mamlarndan (a.s) gelen
rivayetlerden anlalan hususlardr. Biz bu rivayetlere ayetle ilgili rivayetleri ele aldmz
blmde yer vereceiz.
Ancak mfessirler bu hususta ihtilafa dmlerdir. htilaf yaylm ve aralarnda sapma
eilimi byk bir ivme kazanmtr. Aslnda bu ihtilaflarn gemii, slam'n ilk dnemlerine,
sahabe ve tabiin kuana mensup tefsir bilginlerine kadar dayanyor. Bize aktarlanlar
arasnda yukarda sunduumuz aklamaya tamamen uymalar yle dursun, buna yakn
aklamalara bile pek az rastlanr.
Bu geni aptaki ihtilafn sebebi, muhkem ve mteabih konular ile tevil kavramnn anlam
zerine yaplan aratrmalarn birbirlerine kartrlarak gerekletirilmesidir. Bu da artc
bir karkla neden olmutur. Mesele bu yzden girift hale gelmi, aratrmann nitelii
bambaka bir boyut kazanm ve bundan kan sonu da ayn oranda karmak olarak
belirginlik kazanmtr. Bu konularla ilgili ayrntl aklamalar, elimizden geldiince
denilenlerin hangi konuya ilikin olduklarn belirleyerek nelerin sylendiini, bu konuda
nelerin tercih edildiini ve hangisinin gerei yansttklarn birka blmde aklayacaz.

1- MUHKEM VE MTEABIH
"hkam" ve "teabh" szck anlamlar bilinen kelimelerdir. Yce Allah kitabn bu
kavramlarn ikisi ile de nitelemitir: "Ayetleri muhkem klnm bir kitaptr." (Hd, 1)
"Allah... mteabih, ikierli bir kitap halinde indirdi." (Zmer, 23) Kitabn tamam iin
kullanlan bu iki nitelikten ancak kitabn ierdii nazm ve aklama trnn salaml
(muhkem oluu) ve ayetlerin salam nazm ve aklamann en doruk noktasna varma
bakmndan birbirlerine benzemesi (mtea-bih oluu) kastedilmitir.
"Sana kitab indiren O'dur. Ondan bir ksm ayetler muhkemdir ki onlar kitabn anasdr.
Dierleri ise mteabihtir..." ayetinde, tamam muhkem olarak nitelendirilen kitabn
ayetlerinin muhkem ve mteabih olmak zere iki kategoriye ayrldklarna iaret
edilmektedir. Buradan anlyoruz ki, bu ayette iaret edilen muhkemlik ve mteabihlik kitabn
tamamnn nitelii olarak iaret edilen muhkemlik ve mteabihlikten farkldr. Bundan
dolay, ayetleri incelemek suretiyle bu iki kavramn anlamn belirlemek, nesnel karln
tespit etmek gerekiyor. Bu konuyla ilgili olarak ondan fazla gr ileri srlmtr.
1-Muhkemlerden maksat, En'm suresinde yer alan ayettir: "De ki: "Gelin size Rabbimizin
neleri haram kldn okuyaym: O'na hi bir eyi ortak komayn..." (En'm, 151-152153)Mteabihler-den maksat ise, Yahudilerin anlayamad ve baka eylerle kartrd
hususlardr. Bunlar da baz surelerin balarnda yer alan "Elif, lm, mm" "Elif, lm, ra" ve
"Ha, mm"gibi mukattaa (birbirinden kopuk) harflerdir. Yahudiler bunlar harflere rakamlar

verilmek suretiyle yaplan hesaplar esas alarak tevil etmiler ve bundan hareketle bu mmetin
mrnn ne kadar olduunu tespit etmeye almlardr. Dolaysyla bu hususta yanldlar. Bu
gr sahabeden bn-i Abbas'a nispet edilmitir.
Bu yoruma ilikin deerlendirmemiz udur: Bu gr kantsz olarak ileri srlmtr. ayet
doruluu teslim edilse, bu sefer, muhkem ve mteabih ayetlerin srf bunlarn ikisine tahsis
edilmesinin herhangi bir kant yoktur. Ayrca bunun kabul edilmesi, ne muhkem, ne de
mteabih olan bir nc ayetler kategorisinin varln gerektirmektedir. Ayetin zahiri ise,
byle bir ihtimale yer brakmayacak kadar kesindir.
Ancak bu grn bn-i Abbas'a nispet edilmesi gerei yanstmamaktadr. Ondan yaplan
nakil onun sz konusu ayeti muhkem sayd eklindedir. Muhkem ayetler, sadece bu
ayetten ibarettir, eklinde deil.
ed-Drr-l Mensr tefsirinde Said b. Mansur, bn-i Ebu Hatem, sahih diye nitelendirerek
Hakim ve bn-i Mrdeveyh'in Abdullah b. Kays kanalyla aktardklarna gre, o bn-i Abbas'n
"Ondan bir ksm ayetler muhkemdir."ayetiyle ilgili olarak: En'm suresinin "De ki: Geliniz..."
diye balayan ayet ile ondan sonraki iki ayetten oluan son ayet muhkemdir." dediini
duymutur. (c.2, s.4)
Yine ayn eserde ondan nakledilen u rivayet de bu deerlendirmeyi desteklemektedir.
Rivayete gre, bn-i Abbas, muhkem ayetler ile ilgili olarak: "De ki: Geliniz..." diye balayan
ayet ve sonrasndaki iki ayet bu muhkem ayetlerdendir. "Rabbin kendisinden bakasna ibadet
etmemenize hkmetti"diye balayan ayet ile ondan sonra gelen iki ayet de bu muhkem
ayetlerdendir" demitir. Her iki rivayet de onun bu ayetleri muhkem ayetlere rnek olarak
zikretmesini, sadece bu ayetler muhkemdir, demek istemediini desteklemektedir.
2Bu gr yukardaki grn tam tersidir. Buna gre, muhkem ayetlerden maksat, baz
surelerin balarnda yer alan mukattaa yni birbirinden kopuk harfler, mteabih ayetlerden
maksat ise, geriye kalan dier tm ayetlerdir. Ebu Fahite'nin yle dedii rivayet edilir: "Onlar
kitabn anasdr." ifadesi ile surelerin giri ksmlar kastedilmitir. Kur'an bunlardan
karlmtr. rnein: "Elif lm mm. Bu kitap..." ifadesinden Bakara suresi, "Elif lm, mm.
Allah'tr ki, O'ndan baka ilah yoktur. Diridir. Kayyumdur (yaratklarn koruyup yneticidir)"
ifadesinden l-i mrn suresi kmtr."
Yine: "Onlar kitabn anasdr." ifadesi ile ilgili olarak Said b. Cbeyr'in yle dedii rivayet
edilir: "Onlar kitabn asln oluturur. nk bunlar btn kitaplarda yazldr." Bu rivayetler,
her ikisinin de surelerin balangcnda yer alan harflerle bu harflerin lafzlarnn kastedildii
grn savunduklarn gsteriyor. Buna gre, demek istenen udur: "Sizin zerinize
indirilen kitap, u birbirinden kopuk harflerden meydana gelmektedir. Kelimeler ve cmleler
bu harflerden oluur." Nitekim, baz surelerin balarnda yer alan birbirinden kopuk harflerle
ilgili olarak byle bir gr vardr.
Bu yorumla ilgili olarak unu diyoruz: Bu gr, kesinlikle kant olmayan bir
deerlendirmeye yni baz surelerin balarnda yer alan birbirinden kopuk harflerin denilen
ekilde yorumlanmasna dayanmann yan sra, bizzat ayetin kendisi ile badamamaktadr.
nk, byle bir eyin kabul edilmesi ile birlikte, kimi surelerin giri ksmnda yer alan
birbirinden kopuk harflerin dndaki tm Kur'an ayetleri mteabih kategorisine girmi olur.
Oysa yce Allah mteabih ayetlere uymay yermi ve bu davran kalplerin kaymas olarak
nitelendirmitir. te yandan Kur'an'a uymay da vmtr, daha dorusu ykmllklerin en
zorunlusu olarak nitelemitir. Konuyla ilgili olarak yce Allah yle buyuruyor: "Onunla
birlikte indirilen nuru izleyenler..." (Araf, 157) Bunun gibi daha bir ok ayet rnek
gsterilebilir.
3-Mteabih mcmel olarak isimlendirilen ayetler, muhkem de mbeyyen olarak
isimlendirilen ak ve anlalr ayetlerdir.
Bu yorumla ilgili olarak unu diyoruz: Bu ayette muhkem ve mteabih ayetlerle ilgili olarak
iaret edilen nitelikler, mcmel ve mbeyyen kavramlaryla rtmemektedir. Bunu yle

aklayabiliriz: Bir lafzn mcmel olmas, anlamnn baz ynlerinin, dier baz ynlerine
karm olmas, iinde kaybolmas, kastedilen ynn dierlerinden ayrdedilmez halde
olmasdr. Bu durum muhatabn veya dinleyicinin, kastedilen ynn belirlenmesi noktasnda
aknlk iine girmesine neden olur. nsanlarn geleneinde, bir mesajn verilmesi, bir
anlamn aktarm noktasnda bu tr lafzlara uyulmamas esastr. Bunun iin daha ak ve ayn
zamanda mcmel olan lafz da aklayc zellikte olan dier bir lafzn kullanm tercih edilir.
Bylece, biraz nceki mcmel lafz da aklanm olur. Bundan sonra buna uyulmasnn bir
sakncas da yoktur. Mcmel ifadenin, aklaycs konumundaki bir dier ifade karsndaki
durumu bundan ibarettir. Eer muhkem ve mteabih bizzat mcmel ve mbeyyen
demekseler, ayet mteabih-ler muhkemlere dndrlerek aklanrsa bu durumda tabi
olunan, mteabih ayetler olmu olur, muhkem ayetler deil. [Nitekim mcmel ve mbeyyen
konusunda, maksat belirlendikten sonra uyulan mcmeldir, mbeyyen deil] Byle bir tabi
olmay ise, konuma ve anlama olgularnn doas kaldrmaz. Dilcilerin geleneinde bunun
bir rneine rastlanmaz. Bu noktada kalplerinde kayma olanlarla, ilimde derinleenler
arasnda bir fark yoktur. Ve yine mteabihe uymak yerilmez ve kalplerin kaymasn
gerektiren bir durum olmazd.
4-Mteabihlerden maksat, mensuh (hkmleri yrrlkten kaldrlm) ayetlerdir. nk
hkmleri yrrlkten kaldrlm mensuh ayetlere inanlr; ancak onlarla amel edilmez.
Muhhemlerden maksat da, nasih (kendilerinden nce inen ayetlerin ierdikleri hkmleri
yrrlkten kaldran hkmler ieren) ayetlerdir. Bunlara hem inanlr, hem de direktifleri
dorultusunda amel edilir. Bu gr, bn-i Abbas, bn-i Mesud ve baz sahabelere nispet
edilmitir. Bu nedenle bn-i Abbas Kur'an'n tevilini bildiini sanrd.
Bu grn doru olduu kabul edilse bile, mteabih kavramnn srf mensuh ayetleri
ierdiine ilikin somut bir kant bulmak mmkn deildir. nk yce Allah'n
mteabihlere tabi olmann niteliklerinden biri olarak szn ettii fitne karmay ve tevil
etmeyi amalama durumu mensuh olmayan bir ok ayet iin de geerlidir. Allah'n sfatlar ve
fiilleri ile ilgili ayetleri buna rnek gsterebiliriz. Bir kere bu gr benimsemek, muhkem
ile mteabih arasnda bir aracnn varln kabul etmeyi gerektirmektedir. [rnein Allah'n
sfatlar ve fiilleri ile ilgili ayetler, ne nasih ve ne de mensuhturlar]
bn-i Abbas'tan aktarlan aklamalardan anlald kadaryla, onun muhkem ve mteabih ile
ilgili gr, nasih ve mensuh snrlarn aan genelliktedir. yle anlalyor ki, o bu ikisini
srf rnek olsun diye zikretmitir. rnein ed-Drr-l Mensr adl tefsirde yle deniyor: bn-i
Cerir, bn-i Munzir ve bn-i Ebu Hatem, Ali kanalyla bn-i Abbas'tan yle rivayet ederler:
Muhkemlerden maksat, Kur'an'n nasihi, helali, haram, hadleri, farzlar ve inanlmas gereken
hkmleridir. Mteabihlerden maksat, Kur'an'n mensuhu, mukaddemi (ne alnm),
muahhar (ertelenmii), rnekleri, yeminleri ve inanlan ancak amel edilmeyen ifadeleridir."
5-Muhkemden maksat kant ak ve parlak olan ifadelerdir. Allah'n birlii, kudreti ve
hikmeti ile ilgili kantlar gibi. Mteabihten maksat ise, anlalmas iin dnmeye ve
tefekkr etmeye ihtiya duyulan ifadelerdir.
Eer kantn ak ve parlak ya da dnme ve tefekkre muhta olmasndan maksat, sz
konusu ayetin ieriinin bedihi veya ona yakn bir akl delile sahip olmas ya byle olmamas
ise, bu, hkm ve farzlar ve benzeri konularla ilgili ayetlerin de parlak ve ak bir akl delile
sahip olmadklar iin mteabihler kategorisinde deerlendirilmelerini gerektirmektedir.
Dolaysyla bu tr ayetlere uymak, gerekte vacip olduu halde, yerilmi olur. Yok eer
bundan maksat, sz konusu ayetin kitabn kendisinden kaynaklanan ak ve parlak bir kanta
sahip olmas veya olmamas ise, kitapta yer alan her ayet, ayn konumdadr. Nasl olmasn ki?
O, ikierli mteabih bir kitaptr. Nurdur. Ak ve aklaycdr. Bu tarz bir yaklamn gerei,
tm kitabn muhkem olmas ve bunun kart olan mteabihlik durumunun ortadan
kalkmasdr. Bu ise, hem Kur'an'n nassna, hem de varsayma aykrdr.

6-Muhkemden maksat, belirgin veya rtl bir kant aracl ile bilgi edinmeye imkan
salayan ifadelerdir. Mteabihlikten maksat ise, bilgi edinmeye hi bir ekilde imkan
vermeyen ifadelerdir. Kyametin kopma zaman ve benzeri hususlarn bilinmesi gibi.
Hi kukusuz, muhkemlik ve mteabihlik, kitabn ayeti iin kullanlan birer sfattr. Ayetin
anlam ise, ilahi bilgilerden herhangi birine delalet eden iarettir. Kitabn ayetlerinden birinin
delalet ettii bir eyse, kendisine ulamaya gidecek bir yoldan yoksun olmad gibi,
anlalmas da imkansz deildir. Bu ayet ya kendisinden dolay anlalr ya da baka bir
ayetin aracl ile anlalr. Ayetin lafz ile bir eyin kast edilmesi, sonra da bu lafz aracl
ile bu maksada ulalmamas mmkn mdr? Halbuki, kitabn temel nitelii yol gsterici,
hidayet edici, nur ve ak olmasdr. Bu kitap m'minler yle dursun, kafirlerin de anlamasna
elverili olarak sunulmutur. Nitekim Kur'an'da yle buyuruluyor:
"Bu Kur'an, Rahman ve Rahimden indirilmitir. Bilen bir kavim iin ayetleri aklanm
Arapa okunan bir kitaptr. Mjdeleyici ve bir uyarc olarak (gnderilmitir). Ama ou yz
evirmitir; onlar iitmezler." (Fussilet, 2-3-4) "Onlar Kur'an' iyice dnmyorlar m? Eer
o, Allah'tan bakasnn katndan olsayd, kukusuz iinde birbirini tutmaz bir ok ey
bulurlard." (Nis, 82)
u halde bir hususla ilgili olarak kitapta bir ayet yer almsa, o eyin anlalamamas
imkanszdr. Sz konusu eyi kavramak zere dnmek sonusuz kalmayacaktr. Bu arada
zerinde durup objektif karln tespit etmeye imkan bulunmayan kyametin zaman gibi
gizli gayb perdesinin gerisindeki olgular iin herhangi bir ayetin lafzlar itibariyle aklamak
zere sunulmu olmas sz konusu deildir. Dolaysyla bu adan bu tr ayetleri mteabih
olarak nitelendirmek mmkn deildir.
Bunun yannda, yukarda deerlendirdiimiz grte, mteabih kavram ile ayetin tevili
birbirlerine kartrlmtr.
7-Muhkemlerden maksat, hkmler ieren ayetlerdir. Mteabih-lerden maksat ise,
birbirleriyle uyum ierisinde olmayan dier ayetlerdir. Bu gr Mcahid'e ve bakalarna
nispet edilmitir.
Eer burada iaret edilen uyumsuzluk sznden maksat, zelletirici bir unsur aracl ile
zelletirmek ve kaytlandrc unsur aracl ile ifadeyi kaytl klmak ve zel durumlarda
belirginleen karinelerde olduu gibi lafzdan kastedileni somutlatrmaya yardmc olan
btn durumlar ise, bu durumda, hkmler ieren ayetler de dierleri gibi mteabih olur.
[nk hkmler ieren ayetlerin bazs genel ifadeli, bazs hs ifadelidir. Bazs mutlak,
bazs mukayyettirler] ayet, iaret edilen uyumluluk ve anlarlk sznden, kastedilen nesnel
karla ynelik delaleti zerinde bir kapallk ve birka ihtimal sz konusu olmayan ve
bylece kendisinden kastedilen nesnel karln kendisi aracl ile belirginlemesi ve bunun
aracl ile dier eylerin nesnel karlklarn belirginlemesi durumu [yni mteabihte
uyumsuzluk sznden kastedilen ayetin delaleti zerinde tam bir kapallk olmas, bir ok
ihtimallerin sz konusu olduundan nesnel karlnn bilinmemesi, bylece kendisiyle
kastedilen nesnel karln ne kendisi aracl ile ve ne de nesnel karl olan dier ayetler
aracl ile belirginlememesi durumu] kastedilmi ise, bu durumda hkmler ieren ayetlerin
dndaki tm ayetlerin mteabih olduu grn savunmak, hkmlerin dnda Kur'an'dan
baka bir eyin renilmemesini gerektirir. nk varsayma gre, Kur'an'da mteabih
ayetlerin bavuru kaynan oluturacak ve anlamlarnn belirginlemesine yardmc olacak
muhkem ayetler bulunmamaktadr.
8-Muhkemden maksat, sadece bir anlama yorumlanma ihtimali bulunan ifadelerdir.
Mteabihten maksat ise, bir ok anlama gelme ihtimali bulunan ifadelerdir. Bu gr afii'ye
nispet edilmitir. Bildiim kadaryla burada kastedilen husus udur: Muhkem, anlam ancak
bir ekilde belirginleen ifade demektir. Nass (anlam net ve kesin) ve bir anlamda gl bir
ekilde belirginleen ayetler gibi. Mteabih ise, bunun tam aksidir.

Bu deerlendirme bir kelime yerine bir baka kelimenin kullanlmasndan baka bir ey
deildir. rnein "muhkem" kelimesinin yerine, "birden fazla anlam olmayan" ifadesi
konulmutur. "Mteabih" ise, bir ok anlama gelebilen eklinde ifade edilmitir. Ayrca bu
yaklamda, tevil kavram tefsir eklinde, yni lafzdan kastedilen ey olarak alglanmtr.
Daha nce bunun yanl olduunu syledik. Eer tevil bizzat tefsir olsayd, tevili bilmek
sadece yce Allah'a ya da yce Allah ile beraber ilimde derinleenlere zg klnmasnn bir
anlam olmazd. nk Kur'an'n bir ksm, dier bir ksmn tefsir etmektedir. Bu konuda,
m'min, kfir, dinde derinleenler ve kalplerinde kayma olanlar arasnda herhangi bir fark
yoktur.
9-Muhkemden maksat, iinde peygamberlerle mmetleri arasnda geen olaylara ilikin
haberlerin ayrntl ve salam klnm olarak sunulduu ifadelerdir. Mteabihten maksat ise,
peygamberlerin kssalarnda, eitli surelerde tekrarlanan ifadelerin iindeki benzer
ifadelerdir. Bu yaklam kabul etmek, ayette iaret edilen ayrm srf kssalarla ilgili ayetlere
zg olmay gerektirmektedir.
Bu yorumun deerlendirmesine gelince; bu tarz bir zg klmann hi bir kant yoktur. Ayrca
yce Allah'n muhkem ve mteabih ayetlerin zellikleri olarak iaret ettii hususlar, rnein
mteabihlere tabi olma balamnda szn ettii fitne karmay amalamak ve tevillerini
yapmay arzulamak gibi hususlar, bununla badamamaktadr. nk yce Allah'n iaret
ettii zelliklere peygamber kssalarn konu edinen ayetlerde rastlanabildii gibi, baka
konularla ilgili ayetlerde de rastlanabilir. Tekrarlanan bir ok kssada rastlanabildii gibi,
-halifelik grevinin yeryzne zg klnmasn anlatan kssa rneinde olduu gibi- bir tek
kssada da rastlanabilir.
10- Mteabih, aklamay gerektiren ifadelerdir. Muhkem ise, aklamaya gerek duymayan
ifadelerdir. Bu yaklam mam Ahmed'e nispet edilmitir.
Bu yaklama gelince; hkmleri ieren ayetler, kesin olarak muhkem olduklar halde, bir ok
kere de iaret ettiimiz gibi, Peygamber Efendimiz (s.a.a) tarafndan aklanmaya
muhtatrlar. Ayrca mensuh ayetler de mteabihtirler ve daha nce de sylediimiz gibi,
bunlarn aklanmaya ihtiyalar yoktur. nk onlar da dier baz hkm ieren ayetler
gibidirler.
11- Muhkemden maksat, inanlan ve amel edilen ifadelerdir. M-teabihten maksat ise,
inanlan, ancak amel edilmeyen ifadelerdir. Bu gr, bn-i Teymiye'ye nispet edilmitir. O,
bu yaklamyla unu kastetmi olsa gerektir: Haber nitelikli ifadeler mteabihtirler. na
ifadeler de muhkemdirler. Nitekim bazlar bu ekilde alglamlardr. Yoksa, bu yaklam
bal bana bir gr olarak deerlendirilmezdi. nk daha nce aklanan bir ok grle
rtr olacakt.
Bu grle ilgili olarak unu diyoruz ki: Bu grn benimsenmesi durumunda, hkm
bildirmeyen tm ayetlerin mteabih kabul edilmesi gerekir. Bunun bir gerei de, hkmler
dnda hi bir ilahi bilginin alglanamamasdr. nk bu alanda bir hkm yoksa herhangi
bir amel de sz konusu olmaz, dier taraftan bilgi edinmek iin mteabihlerin dndrlecei
herhangi bir muhkem ayet de yoktur. Bir dier husus: Mensuh ayetler, inadirler; ancak
kesinlikle muhkem deildirler.
Hi kukusuz, o, "Muhkeme inanlr ve amel edilir. Mteabihe ise, amel etmeden inanlr."
derken ayette yer alan u ifadenin anlamn gz nnde bulundurmutur: "Kalplerinde bir
kayma olanlar, fitne karmak ve yorumunu yapmak iin ondan mteabih olanna uyarlar...
limde derinleenler ise: "Biz ona inandk, tm Rabbimizin katndandr." derler." Ancak bu
iki olgu, yni muhkem olan ayetlere inanmak ve ieriklerine gre amel etmek ile
mteabihlere inanmak ve ieriklerine gre amel etmemek olgular, kitaba inanan herkesin
grevleri olduklarndan, byle bir insann grevini yerine getirmeden nce hem muhkemi,
hem de mteabihi belirlemesi gerekir. Bu durumda da muhkem ve mteabihleri bu olgularla

tanmann, onlarn belirlenmesi ve nesnel karlklarnn tespit edilmesi asndan bu olgularn


yeterli olmayaca aktr.
12- Mteabihler, bir takm zel sfatlar ieren ayetlerdir. ster alim, kadir, hakm ve habir
sfatlar gibi Allah'n sfatlarn ieren ayetler olsun, ister peygamberlerin sfatlar ile ilgili
ifadeleri ieren ayetler olsun. Hz. sa ile ilgili u ifadeyi buna rnek gsterebiliriz: "O'nun
kelimesidir. Onu Meryem'e yneltmitir ve Ondan bir ruhtur." (Nis, 171) Buna benzer ayetler
de bu balamda deerlendirilir. Bu gr de bn-i Teymiye'ye nispet edilmitir.
Sfatlarla ilgili ayetlerin mteabihler kategorisine girdiini kabul etmemize ramen,
mteabihi srf bunlarla snrlandrmak kant olmayan bir iddiadr.
Yukardaki gr ileri sren bn-i Teymiye'den nakledilen uzun aklamalardan anlald
kadaryla, o, muhkem ve mteabih kavramlarn lgavi anlamlarn esas alan bir
deerlendirmeye tabi tutmutur. Buna gre, muhkem, delaleti salam olan, mteabih ise
birbirine benzeyen eitli ihtimalleri ayn anda ieren ifadeler demektir. Bu iki anlam nisp ve
grecelidir. Bir ayetin anlam halkn geneline belirsiz gelebilir. Ama alimler onu aratrp
renirler. Bu husus, sfatlarla ilgili konular ieren ayetlerde daha belirgindir. nk bu tr
ayetlerin anlam, halkn geneli asndan belirsizdir. Baka eylerle kartrlabilir niteliktedir.
Bilindii gibi insanlarn genelinin zihinsel kapasiteleri, maddi alglarn tesine geme,
maddeyi ama bakmndan yetersizdir, Bu yzden yce Allah'n kendi zatyla ilgili olarak sz
konusu ettii ilim, kudret, iitme, grme, rza, gazap, el, gz ve benzeri olgular cismani
eyler veya gerek olmayan anlamlar olarak alglyorlar. Bundan dolay fitne kyor, bidatler
ba gsteriyor, eitli mezhepler ortaya kyor. te muhkem ve mteabihten kastedilen
budur. Bunlarn her ikisi aracl ile bir bilgiye ulamak mmkndr. Kavranmas ve
bilinmesi mmkn olmayan eyse, mteabihlerin gerek anlamlarna tevil edilmeleridir.
Sfatlarla ilgili ayetler gibi ayetlerin ierdii rneklerin iaret ettikleri hususlarn bilinmesidir.
Diyelim ki, biz, "Allah, her eye kadirdir." ve "Allah her eyi bilir" ifadelerinin anlamn
biliyoruz; ama biz, O'nun bilmesinin, kudretinin ve dier sfatlarnn gerek mahiyetlerini ve
O'na zg fiilleri kavrayamayz, bilemeyiz. te Allah'tan baka kimsenin bilmedii
mteabihlerin tevillerinden maksat budur." bn-i Teymiye'nin grleri zetle bundan
ibaretti. Tevil kavramndan sz ederken, inallah, onun bu szleriyle ilgili aklamalarda
bulunacaz.
13- Muhkemden maksat akln kavrayabildii ifadelerdir. Mtea-bihten maksat da bunun
aksidir.
Bu grn herhangi bir kant yoktur. Kur'an ayetleri, akln kavrayabildii ve akln
kavrayamad eklinde iki ksma blnrlerse de, bu, u anda tefsirini sunduumuz ayette
iaret edilen muhkem ve mteabih ifadeleriyle de bu hususlarn kastedildii anlamna
gelmez. Kald ki, ayette iaret edilen muhkem ve mteabihlerin zellikleri bu taksimle tam
olarak badamamaktadr. Ayrca bu l hkm ieren ayetlerle geerliliini kaybeder.
nk bu tr ayetler muhkemdirler ve akln bunlar kavramas mmkn deildir.
14- Muhkemden maksat, ifadenin zahiri kastedilen ayetlerdir. M-teabihten maksat da,
zahirinin aksi kastedilen ayetlerdir. Bu gr bir ok son kuak aratrmaclar tarafndan ileri
srlmtr. Teville ilgili olarak gelitirdikleri kavramsal rg de bu gre dayanyor. Buna
gre tevil, szn zahirine ters den anlam demektir. Sanki u gr savunanlar da bunu
kastetmi gibidirler: "Muhkem ayet, tevili, indirilii demek olan ayettir. Mteabih ise, ancak
teville anlalabilen ayettir."
Bu yaklama gelince: Bu, salt bir stlahtr. Ayette muhkem ve mteabihlerin nitelikleriyle
ilgili olarak iaret edilen hususlar, bununla uyumamaktadr. Mteabihin mteabih olmas,
madlulunun (nesnel karlnn) ve kastedilen anlamn olmasndan ileri gelmektedir. Ve yine
tevil, mteabihle kastedilen anlam demek deildir ki dolaysyla mteabihin tevile sahip
olmak bakmndan muhkemden ayrld eklinde bir sonuca varlsn. Tam tersine ayette iaret

edilen tevilden maksat, Kur'an'n muhkem, mteabih tm ayetlerini kapsayan bir durumdur.
Biz bu hususa daha nce iaret ettik.
Bunun yannda, Kur'an'da, zahiri anlamndan farkl, ona ters den bir anlam kastedilen
herhangi bir ayet yoktur. ayet baz ayetlerde bu tr bir duruma ima eden ifadeler varsa,
bununla, baka muhkem ayetlerin onlara kazandrd anlamlar kastedilmitir. nk
Kur'an'n bir zellii, baz ifadelerinin dier baz ifadeler tarafndan tefsir edilmesidir, kapal
ifadenin dier baz ifadeler aracl ile akla kavuturulmasdr. Bilindii gibi, bitiik veya
ayr karinelerin bir kelimeye kazandrdklar anlam, onun zuhurunun dnda deildirler.
zellikle, konumac tarafndan, bir ksmnn dier bir ksmyla ilintili bir ekilde sylendii,
bir ksmnn dier bir ksmna tanklk ettii, var olduu sanlan tm ihtilaflarn ve tm
elikilerin zerinde dnlmesi durumunda ortadan kalkaca aka ifade edilen bir metin
asndan bu durum ok daha net bir husustur. Yce Allah konuya ilikin olarak yle
buyuruyor: "Onlar hala Kur'an' iyice dnmyorlar m? Eer o, Allah'tan bakasnn
katndan olsayd, kukusuz iinde birbirini tutmaz birok ey bulurlard." (Nis, 82)
15- Asem'den yle bir gr aktarlmtr: Muhkemden maksat, tevili zerinde gr birlii
salanan ayetlerdir. Mteabihten maksat da, tevili hakknda ihtilafa dlen ayetlerdir.
Burada, gr birlii (icma) ve gr ayrl (ihtilaf) ile, ayetin nesnel karl hakknda tm
grlerin ayn noktada toplanmas ile byle olmamas kastedilmi olsa gerektir.
Byle bir deerlendirme, kitabn tamamnn mteabih olmasn gerektirir ki bu, tefsirini
sunduumuz ayetin iaret ettii taksimle badamamaktadr. nk Kur'an'da hi bir ayet
yoktur ki, hakknda herhangi bir ihtilaf olmasn. Ya ayetin lafz ya anlam ya da anlamnn
ak veya rtl olmas asndan mutlaka bir takm ihtilaflar sz konusu olmaktadr. yle ki
bazlar: "Mteabih (benzemeli) bir kitap" (Zmer, 23) ayetine dayanarak Kur'an'n
tamamnn mteabih olduunu sylemilerdir. Bu deerlendirmenin, sz konusu
karsamann, kant olarak sunduklar ayetin muhkem bir ayet olmas esasna dayandn gz
ard etmilerdir. Kant olarak sunduklar ayet savunduklar grle elimektedir. Bir dier
grup da Kur'an ayetlerinin zahirinin kant oluturmadklarn, yni zahiri anlamnn olmadn
ileri srmlerdir.
16- Mteabihten maksat, bakas ile aralarnda benzerlik bulunmasndan dolay, tefsiri
mkl olan ifadelerdir. Bu zorluun, mkln, lafzla veya anlamla ilgili olmas fark etmez.
Bu gr Ragb el-sfahan ileri srmtr. Ragb "el-Mfredat" adl eserinde unlar
sylyor:
Kur'an'n mteabihinden maksat, baka ayetlerle aralarnda benzerlik olmasndan dolay
tefsiri mkl olan ayetlerdir. Bu benzerliin lafz veya anlam asndan sz konusu olmas
fark etmez. Fkh bilginleri demilerdir ki: Mteabih, zahiri maksadn ulatrmayan
ifadelerdir. in asl udur: Ayetler, birbirleri asndan gruba ayrlrlar: Mutlak muhkem,
mutlak mteabih, bir adan muhkem, bir adan da mteabih olan ayetler.
O halde mteabihler genel olarak ksma ayrlrlar:
1- Sadece lafz asndan mteabih olan ayetler.
2- Sadece anlam asndan mteabih olan ayetler.
3- Her iki adan da mteabih olan ayetler.
Sadece lafz asndan mteabih olan ayetler iki ksma ayrlrlar: Bu ksmlardan biri mfred
lafzlarla ilgilidir. Bu da ya kelimenin garip ve allmayan olmas ile ilgilidir. "el-ebb" ve
"yeziffn" kelimeleri gibi ya da "yed" (el) ve "ayn" (gz) kelimelerinde olduu gibi lafz
ortakl eklinde olur (yni bir kelimenin birka anlam olur). Dier ksm ise, mrekkeb
(bileik) szn cmle yapsyla ilgilidir. Bu da ksma ayrlr.
Bir ksm kelamn zet olmasyla ilgilidir. u ayette olduu gibi: "Eer yetim kzlar
konusunda adeleti yerine getiremeyeceinizden korkarsanz, bu durumda, size helal olan
kadnlardan... nikahlayn." (Nis,3)

Bir ksm da ifadenin aklanmas, geniletilmesi ile ilgilidir: "O'nun benzeri gibi hibir ey
yoktur"ifadesinde olduu gibi. nk eer: "Hibir ey O'nun benzeri deildir." denilseydi,
bu dinleyiciler asndan daha ak bir ifade olacakt.
Bir ksm da kelamn dzeni ile ilgilidir: "Kitab kulu zerine indirdi ve onda hi bir arpklk
klmad. Dosdoru bir kitaptr." (Kehf, 1-2) ayetinde olduu gibi. Bu ifadenin takdiri yledir:
"Kitab kulu zerine dosdoru olarak indirdi ve onda hi bir arpklk yoktur."
"Eer m'min erkekler ... olmasayd, eer seilip ayrlm olsalard." (Fetih, 25) ayetini de
buna rnek gsterebiliriz.
Anlam itibariyle mteabihe rnek, yce Allah'n sfatlar ve kyamet gnnn sfatlardr.
nk bu sfatlar bizim kavrayacamz ekilde tasvir edilmemilerdir. Bunun nedeni, bizim
duyu organlaryla alglayamadmz bir eyin suretinin zihnimizde belirginlememesidir. Ya
da bunlarn, bizim duyu organlaryla alglayabildiimiz trden olmamasdr.
Hem anlam hem lafz asndan mteabih, toplam olarak be ksma ayrlr:
Birinci ksm, nicelikle ilgilidir. fadenin genel veya zel bir anlam tamas gibi. "Mriklerle
savan" (Tevbe, 5)ifadesi buna rnek gsterilebilir [Acaba btn mriklerin mi yoksa belirli
mriklerin mi kastedildiini bilmiyoruz].
kincisi, nitelikle ilgilidir. fadenin vacip veya mendup nitelikli bir hkm iermesi gibi.
"Kadnlardan size helal olanlar nikahlayn..." (Nis, 3) ayetini buna rnek verebiliriz.
ncs, zamanla ilgilidir. Nasih ve mensuh ayetler gibi. "Allah'tan gerei gibi korkun."
(l-i mrn, 12)ifadesini buna rnek gsterebiliriz [Dier bir ayette "Gcnz yettii kadar
Allah'tan korkun" (Teabun, 16)diye yer almtr. Hangisinin nasih ve hangisinin mensuh
olduu bilinmemektedir].
Drdncs, mekanla veya ayetlerin indii ortamn objektif koullaryla ilgilidir. "Evlere
arkasndan girmeniz iyilik deildir." (Bakara, 189) ve "Erteleme (nesie) kfrde daha ileri
gitmektir." (Tevbe, 37)ifadeleri buna rnek gsterilebilir. nk Araplarn cahiliye
dnemindeki geleneklerini bilmeyenlerin bu ayetin tefsirini kavramalar zor olur.
Beincisi, bir fiilin sahih, geerli veya fasit, geersiz olmasna neden olan artlarla ilgilidir.
Namazn ve nikahn artlar gibi.
Bu hususlar bir btn olarak tasavvur edildii zaman, tefsir bilginlerinin, mteabih
kavramnn anlam ile ilgili olarak ileri srdkleri tm grlerin yukardaki tasnifin dnda
olmad anlalr.
Mteabihten maksat, "Elif, lm, mm'dir." diyenin gr, Kate-de'nin: Muhkem nasih,
mteabih de mensuhtur, eklindeki gr, Asemm'in: Muhkem, tevili zerinde gr birlii
salanan ifadelerdir, mteabihse, tevili zerinde ihtilaf kan ifadelerdir, eklindeki gr
gibi.
Bundan sonra, btn mteabihler grupta incelenebilir:
Bir grup mteabih ayetin ieriinin mahiyetini akln kavramas, tespit etmesi mmkn
deildir. Kyametin zaman, Dabbet-ul arzn (kyamete yakn bir zamanda ortaya kaca
sylenen eyin) ortaya k ve Dabbet-ul arzn mahiyeti gibi.
Bir grup mteabihin anlamn kavramak ta akl asndan mmkndr. Garip lafzlar, ince ve
dakik hkmler gibi.
Bir grup mteabih de bu iki grup arasnda deiken bir yer igal etmektedir. Bunlarn gerek
anlamlarnn ilimde derinleen insanlar tarafndan bilinmesi, dier insanlarnsa, bunlarn
mahiyetlerini bilmemeleri mmkndr. Bu grup mteabihe, Peygamber Efendimiz Hz. Ali
(a.s) ile ilgili olarak syledii u szlerde iaret etmitir: "Allah'm! Onu dinde derin kavray
sahibi kl" Peygamberimizin bn-i Abbas'la ilgili syledii buna benzer bir szde de buna
iaret edilmitir." (el-Mfredat, Ragp el-sfahani s. 443- 445) Ragb'n szleri burada sona
erdi. Ragb'n bu deerlendirmesi, mteabih ile ilgili aklamalarn en kapsamlsdr.
Yukarda iaret edilen bir ok grn bir araya getirildii grlmektedir.
Ancak bu deerlendirmede iki adan tutarszlk vardr:

Birincisi; onun mteabih kavramn, szel benzerlikleri, lafz gariplik, terkipsel kapallk,
ifadenin genel veya zel oluu gibi lafzla ilgili tereddtleri kapsayacak ekilde
genelletirmesi, tefsirini sunduumuz ayetin zahiri ile badamamaktadr. nk tefsirini
sunduumuz ayet, muhkem ayetleri, mteabih ayetlerin ba vuru kayna gibi
gstermektedir. Bilindii gibi, lafz gariplikler ve benzeri durumlar, muhkem ayetlerin
delaletleriyle ortadan kalkacak hususlar deildir. Bu tr dmler, muhkem ayetlere
bavurularak zlmezler. Bunlarn zm mercii baka bir eydir.
Ayrca, tefsirini sunduumuz ayette, mteabihlerle ilgili olarak, fitne karmak amacyla
onlara uyabileceine iaret ediliyor, bilindii gibi, zelletirici bir unsuru gz nnde
bulundurmakszn genel nitelikli bir ifadeye uyma, kaytlandrc bir unsuru gz nnde
bulundurmakszn mutlak nitelikli bir ifadeye uymak ya da szlk ve lgat kitaplarna ba
vurmakszn garip bir lafzn peine dme her dil ehlinin yntemlerine aykrdr. Hibir dil
ehlinin doasnda byle bir yaklama cevaz verilmez. Doal olarak, dilde bir dayana
olmad iin de byle ifadelere tabi olmak da fitneyi uyandrc bir rol oynamaz.
kincisi; mteabihi, btn insanlar tarafndan anlalabilen, hi kimse tarafndan
anlalmayan ve bir kesim tarafndan anlalabilen, bir kesim tarafndan da anlalamayan
eklinde tasnif etmesi, tevil olgusunu sadece mteabih ifadelere zg kldnn
gstergesidir. Ki biz bunun byle olmadn kantladk.
Muhkem ve mteabih kavramlarnn anlam ve nesnel karlklar ile ilgili olarak sylenenler
bundan ibarettir. Bu tr deerlendirmelerin isabetli olup olmadklarn grdk. Yine tefsirini
sunduumuz ayete baktmzda, ayetin aydnlk nda meseleyi gzlemlediimizde,
gerein btn bu denilenlerden farkl olduunu grm olduk. Aslnda ayetten yola karak
mteabih kavramn yle anlamamz gerekmektedir:
Bir ayetin ayet olmasn koruyarak, yni bir anlam tamann yan sra, pheli ve deiken bir
anlama delalet etmesi demektir. Ancak pheli ve deiken anlam, genel ve mutlak nitelikli
bir ifadenin zel ve kaytl bir ifadeye dndrlerek veya benzeri bir ilem yaplarak
anlamnn belirginletirilmesi gibi dil ehlinin geleneksel yntemleri asndan zme
kavuturulabilen lafzla ilintili olgulardan kaynaklanmamaktadr. Mteabihlik durumu,
anlamnn iinde kuku bulunmayan ve mteabih ayetlerin anlamlarnn belirginlemesine
yardmc olan muhkem bir ayetin anlam ile badamamaktan kaynaklanr.
Bilindii gibi, herhangi bir ayetin bu nitelie sahip olmas, ancak uyulmas istenen anlamn,
insanlarn genelinin zihinleri asndan allm olmas, yaln zihinlerin zorlanmadan tasdik
edebilecei zellikte olmas ya da ayetin kastedilen tevilinin, kavrama gc zayf, akletme
yetenei yetersiz bu tr zihinler tarafndan abuk kabul edilebilir zellikte olmas ile
mmkndr.
Peygamber Efendimizden (s.a.a) sonra, gerek eitli bilgiler ve gerekse pratik hayatn
hkmleri balamnda, slam'n ngrd dosdoru yoldan sapan bidat ve heva ehlini, ykc
mezhepleri ve sapkn gruplar incelediimiz zaman, bir ok dayanaklarnn mteabihlere
uymak, ayetleri yce Allah'n honut olmayaca bir ekilde tevil etmek olduunu grrz.
Bir bakyorsun, bir mezhep, yce Allah'a cisim isnat etmek balamnda, bir takm ayetleri
kendi sapkn dncesine dayanak yapm. Bir dieri, yine Kur'an'dan baz ayetleri ileri
srerek cebri, yce Allah'n insanlar fiilleri ileme noktasnda zorlamas dncesini
savunmu, bir bakas salt tenzih (Allah' noksanlklardan uzak sayma) adna sfatlar inkar
etmi, baka bir grup Allah'n sfatlarnn ayn insanlarn sfatlar gibi olduuna ve sfatlarn
zattan ayrl adna Kur'an'dan ayetler ileri srm v.s. Btn bunlarn ortak zellikleri,
hakimlik ilevini grecek muhkem ayetlere dndrmeksizin mteabih ayetleri esas almaktr.
Bir grup diyor ki: Dini hkmler, insanlarn Allah'a ulamalar iin konulmutur. ayet insan
bu amaca ulatracak daha kestirme bir yol varsa, bu yolu izleyenler asndan kesinlik
kazanan bir yol olur. nk ama, mmkn olan herhangi bir yolla Allah'a ulamaktr. Bir
bakas kp unlar ileri sryor: Dini ykmllkler, insann kemal dzeyine ulamas iin

konulmulardr. Maksada erimek suretiyle kemal dzeyine ulaldktan sonra,


ykmllklerin anlam kalmaz. Kamil insan iin teklif (dini ykmllkler) gereksizdir.
Oysa Resulullah Efendimizin (s.a.a) zamannda, slam'n ngrd btn hkmler, btn
hadler ve dinsel siyasetler egemendi ve uygulanmaktayd. Hi kimse bunlara aykr bir
hareket yapamazd. stisnasz herkes bu hkmlerin ve ilkelerin gereini yapmak
durumundayd. Ne olduysa, Peygamberimizin (s.a.a) vefatndan sonra oldu. slami
hkmetler eliyle her gn bir hkm yrrlkten kaldrld. Gn be gn slam'n pratik hayata
ilikin hkmleri adeta yontuluyordu. Yrrlkten kaldrlan hi bir hkm, uygulanmayan
hi bir had yoktur ki, bunlar yrrlkten kaldranlar, bunlar uygulamayanlar yle bir
mazeret ileri srm olmasnlar: Din, ancak dnyann slah ve insanlarn kar iin
gnderilmitir. Dolaysyla, dinin karsnda bizim ngrdmz hkm veya tavr, Bugn
iin insanlarn karna daha uygundur.
Gide gide bu tr iddialar ve uygulamalar unu deme noktasna gelip dayand: "Dinin tek
amac, dnyann slahdr. Din araclyla dnyann imar edilmesidir. Bugnk dnya
konjonktr, dinsel politikalar sindirecek durumda deildir. Tam tersine, Bugn iin ada
uygarln onaylad kanunlar yapp uygulamak gerekir."
Daha ileri gidilerek yine unu da sylediler: "Dini uygulamalar, dinin ngrd amelleri
yapmak, kalbin arndrlmas, onun yapc bir dnceye ve iradeye yneltilmesi iindir.
Toplumsal eitimden gemi, halka hizmet dncesi ile gelimi nefislerin abdest, gusl,
namaz ve oru gibi dinsel arndrma yntemlerine ihtiyac yoktur."
Saylar saylmayacak kadar ok olan bu ve benzeri dnceler zerinde dndn ve bir
de: "Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne karmak ve yorumunu yapmak iin ondan
mteabih olanna uyarlar."ayetini gz nnde bulundurduun zaman, yukarda yaptmz
deerlendirmenin doruluundan kuku duymadn gibi, slam' ve Mslmanlar can
evinden vuran onca fitne ve mihnetin ancak mteabihlere uymak ve Kur'an' tevil etmekle
mmkn olabildiine karar verirsin.
Kur'an- Kerim'in -dorusunu yce Allah herkesten daha iyi bilir- bu konuda zerinde srarla
durmasnn ve mteabihlere uymay, fitne karmay amalamay, tevile sapmay, baz
ayetleri inkar etmeye gitmeyi ve Allah'n ayetlerini yorumlarken haddi amay, onlar hakknda
bir bilgiye dayanmakszn konumay ve eytann admlarna uymay sk skya
yasaklamasnn nedeni bu olsa gerektir. nk Kur'an- Kerim'in mesajn asl ynnden
saptracak, temellerinden birini ykarak dinin bnyesinin yok olmasna neden olacak
hususlarda dier konulardan farkl bir ekilde sert tepki gstermesi, onun ifade tarznn bir
zelliidir. Kafirleri dost edinmeyi yasaklarken, akrabalar (Peygamberin Ehl-i Beyti'ni)
sevmeyi emrederken, Peygamberimizin hanmlarnn evlerinde oturmalar hakknda baz
aklamalara yer verirken, faizle muamele etmeyi yasaklarken ve din zerinde tek sz halinde
olunmasnn gereini ve benzeri eyleri vurgularken hep bu iddetli tavrn, bu sert sylemini
semitir.
Dnyaya balanmaktan, dnyevi deerlere yapp kalmaktan ve hevese uymaktan
kaynaklanan kalplerdeki kayma eilimi ve fitne karma arzusu, ancak kyamet gnnn
hatrlatlmas ile giderilebilir ve ortadan kaldrlabilir. Nitekim yce Allah bir ayette yle
buyuruyor: "stek ve tutkulara (hevaya) uyma; sonra seni Allah'n yolundan saptrr. phesiz
Allah'n yolundan sapanlara, hesap gnn unutmalarndan dolay iddetli bir azap vardr."
(Sd, 26) Bu yzden Kur'an' Rablerinin honut olmayaca ekilde tevil etmekten kanan
ilimde derinleenlerin szlerinin sonunda buna iaret ettiklerini gryoruz: "Rabbimiz, sen
mutlaka insanlar kendisinde asla phe bulunmayan bir gnde toplayacaksn. Dorusu Allah
vadinden dnmez."

2- MUHKEM AYETLERIN KITABIN ANASI OLMASININ ANLAMI


NEDIR?
Bir grup insan konuya ilikin olarak yle bir deerlendirme yapmlardr: Muhkem ayetlerin
kitabn anas olmas, kitabn temelini oluturmalar anlamna gelir. Dinin kurallar ve asl
prensipleri bunlara dayanr. Dolaysyla bunlara hem inanlr, hem de bunlara gre amel edilir.
Dinse, inanlar ve ameller sisteminden baka bir ey deildir. Mteabih ayetlere gelince,
bunlarn anlamlar belirgin deildir; ifade ettii anlamda karklk ve benzerlikler sz
konusudur. Bu yzden bu nitelikte olan ayetlere inanlr; ancak ieriklerine gre amel
edilmez.
Mteabih ile ilgili olarak sunduumuz grleri incelediin zaman unu bilirsin: Konuya
ilikin olarak zerinde durulan grler arasnda bir ka tanesinin byle bir sonu, byle bir
yaklam gerektirdii aktr. Onlar, mteabih ayetlere mteabih denmesinin sebebi,
ulalmas ve anlalmas zor olan teviller iermeleri grdr. Ya da lafzla ilgili tereddtleri
ortadan kaldrmada esas alnan akl yntem, lgate ve insanlarn uyduklar prensiplere ba
vurarak mteabihlerin ierdikleri bilgileri tam olarak veya biraz olsun anlamann ve teabh
durumunu ortadan kaldrmann mmkn olduunu savunan grtr.
Baka bir grup ta unu sylemitir: Muhkem ayetlerin kitabn anas olmasnn anlam,
mteabih ayetlerin onlara dndrlmesi gerektiidir. Ancak, bu dndrmenin mahiyeti ve
nitelii ile ilgili grler, bu noktada farkllk arz etmitir. Bu yaklam iinde olan bazlarnn
szlerinden anlalan udur: Dndrmekten maksat, mteabihlerin sadece imanla
snrlandrlmalardr. Fiili amel ise, muhkem ayetlere gre belirlenmelidir. Tpk, mensuh ayet
gibi. Bu tr ayetlere inanlr, ancak amel sz konusu olduundan nasih olan ayetler esas alnr.
Bu gr, hemen ncesindeki grten pek farkl deildir.
Dier bazlarnn eilimi ise, muhkem ayetlerin kitabn anas olmasnn anlam, muhkem
ayetlerin mteabih ayetleri aklamalar, ierdekileri benzeme durumunu ortadan
kaldrmalardr.
Doru olan bu nc grtr. nk "kitabn anas..." ifadesinin iaret ettii analk
kavramnn ifade ettii anlam, fazladan bir zeni kapsamaktadr. Bu da yukarda sunduumuz
grlerin ilkinde, ana kavramnn anlam olarak sunulan "temel" kavramndan daha zel bir
anlam iermektedir. nk 'ana' kelimesinde, zel bir ekilde, dne vurgu yaplmaktadr.
Treyi ve reme anadan kaynaklanan bir durumdur. Bu, anann bir parasdr. Dolaysyla,
bu ifadeden mteabih-lerin muhkemlere dnp dayanan, onlardan bir dal gibi uzanan
anlamlar, medlullar ierdii mesaj verilmektedir. Bu da muhkemlerin mteabihleri
aklayc olduklar sonucunu getirmektedir.
te yandan, mteabihler, maksatlarndaki benzeme ve belirsizlik durumundan dolay
mteabih olarak nitelendirilmilerdir, tevillerinin bulunmasndan dolay deil. nk daha
nce de sylediimiz gibi, tevil olgusu, hem muhkem, hem de mteabih iin geerlidir.
Bilindii gibi, Kur'an'n bir ksm, bir ksmn tefsir eder. Dolaysyla mteabih-lerin de baz
ayetler tarafndan tefsir edilmeleri gerekir. Bu da muhkem ayetlerden bakas deildir. Bunun
rnei yce Allah'n u szdr: "Rabbine bakp-durur." (Kyamet, 23) Bu ayet mteabih bir
ayettir. Bu ayet: "O'nun benzeri olan hi bir ey yoktur." (ura, 11) ayetine ve "Gzler O'nu
idrak edemez." ayetine dndrlmek suretiyle anlamnn yle olduu anlalr: Burada sz
edilen bak ve grten maksat, maddi bak ve gr deildir. Yce Allah bir ayette yle
buyurmutur: "Onun grdn gnl yalanlamad. Yine de siz grd ey zerinde onunla
tartacak msnz? Andolsun, onu bir dier inite grmt... Andolsun, o, Rabbinin en byk
ayetlerinden olan grd." (Necm, 11-18) Burada, kalbe zg bir grme eyleminin varl kesin
olarak ifade ediliyor. Bu 'grme'den maksat dnce de deildir. nk dnce, onaylamak
ve zihinsel bileimle ilintilidir. Grme ise, birer eylerle ilintilidir. Buradan hareketle

anlyoruz ki, bu baktan maksat, kalbin yneliidir ve bu, maddi veya aklla ilgili zihinsel bir
yneli deildir. Dier mteabihler iin de ayn durum geerlidir.

3- TEVILIN ANLAMI NEDIR?


Bazlar tevil kavramn, "bir ifade ile kastedilen ey" anlamna gelen tefsir sz ile aklama
eilimindedirler. Bir ksm ayetten kastedilen hususlar zorunlu olarak bilindiine gre, doal
olarak: "Fitne karmak ve yorumunu (tevilini) yapmak"ifadesinde geen tevilden maksat,
mteabih ayetten kastedilen anlamdr. u halde, bu deerlendirmeye gre, mteabih
ayetlerin anlamlarn Allah'tan baka hi kimse bilmez. Ya da Allah'tan ve ilimde
derinleenlerden baka kimsenin bilmesi mmkn olmaz.
Bir dier grup da u gr ileri srmtr: Tevil kavram ile kastedilen anlam: Kelimenin
zahirinin ifade ettii anlamn tersidir. Lafzn bu anlamda kullanlmas yaygnlam, bu anlam
lafzn ikinci hakiki anlamym gibi alglanr olmutur. Oysa daha nce, lafz, mutlak
dndrme veya merci anlamnda deerlendirilirdi.
Her halukrda, bu anlam, son kuak tefsir bilginleri arasnda yaygnlk kazanmtr. lk anlam
ise ilk kuak mfessirler arasnda alabildiine yaygnd. Bu balamda, tevilin anlamnn
bilinmesini srf Allah'a zg klanlarla, hem Allah'n hem de ilimde derinleenlerin bunlarn
anlamlarn bilebileceini savunanlar arasnda herhangi bir fark yoktur. Nitekim bn-i
Abbas'n yle dedii rivayet edilir: "Ben ilimde derinleenlerden biriyim; ben onun tevilini
bilirim."
Dier bir grubun konuya ilikin gr yledir: Tevil, ayetin ierdii anlamlardan biridir ve
bu anlam Allah'tan veya Allah ve ilimde derinleenlerden baka kimse bilemez. Ayrca bu
anlam lafzn zahiri anlamna ters dmez. Bu durumda karmza yle bir durum kyor:
Mteabih ayetin, birbirinin altnda gizli birden fazla anlam vardr. Bu anlamlarn bazs,
lafzn hemen altndadr, dolaysyla bu tr anlamlar herkes rahatlkla kavrayabilir. Bunlarn
bir ksm, lafzdan olduka uzak derinlerdedir; ancak yce Allah veya O'nunla birlikte ilimde
derinleenler bunlar bilebilirler.
Bu uzak anlamlarn lafzla ilintilerinin mahiyeti erevesinde farkl grler ileri srmlerdir.
nk, bunlarn lafzdan kastedildikleri gz nnde bulundurulduunda, tek bir anlatmla, bir
tek alanda, enlem halinde ve yanyana ifade edilemeyecekleri kesindir. Aksi takdirde, lafzn bir
anlamdan fazlas iin kullanlmas gerekecektir. Bununsa, caiz olmad ilgili ilimde
aklanmtr. Dolaysyla bunlarn bir boylam iinde dizili anlamlar eklinde olmalar bir
zorunluluk olarak ortaya kar. Bu balamda yle sylenmitir: Bunlar, lafzn anlamnn
gerekleridir. Ancak bunlar pepee sralanan gerekler olarak deerlendirilmelidirler. Buna
gre lafzn asl bir anlam vardr. Bu anlamn bir gerei, gerein de bir gerei vardr. Ve bu
zincir bu ekilde devam eder.
Yine denilmitir ki: Bunlar batnn zahirin zerine tertip edilmesi gibi stste anlamlar
eklindedirler. Bilinen, anlalan anlamn irade edilmesi, lafzn anlamnn ve batnnn irade
edilmesi demektir. Batnn irade edilmesi bunun kendisinin irade edilmesinin aynsdr. Tpk:
"Bana su ver" demen gibi. Bu ifade suyu istemenin yan sra, susuzluun giderilmesini ve
varolula ilgili bir ihtiyacn karlanmasn, varolusal bir kemalin gerekletirilmesini
istemenin kendisidir. Burada drt emir ve drt istek sz konusu deildir. Tam tersine bazs
bazsnn iinde olan olgularn ayns olan su imeyle ilgili bir tek istek sz konusudur. Su
ime bunlarla ilintilidir ve onlara dayanmaktadr.
Konuya ilikin olarak ortaya atlan bir drdnc gr de yledir: Tevil, lafz aracl ile
kastedilen anlamlar trnden bir ey deildir. Tersine tevil, sze dayanak oluturan objektif
bir olgudur.
Eer sz, emir ve yasak gibi ina bir hkm niteliinde ise, tevili, hkmn inasn,
konulmasn ve yasalatrlmasn gerektiren maslahattr. Buna gre: Namaz kln." sznn

tevili, namaz klan insann kendisi ile kaim olan zihin d nuran bir durumdur. Onu irkin
hayszlklardan ve mnkerden alkoyar.
ayet haber nitelikli bir sz ise ve bu sz de gemi olaylardan haber veriyorsa, bu szn
tevili, gemi zaman zarfnda meydana gelmi bulunan olayn kendisidir. Gemi
Peygamberlerin ve toplumlarn bandan geen olaylar ieren ayetler gibi. Bu tr ayetlerin
tevili, gemite meydana gelen olaylarn kendisidir.
ayet haber nitelikli sz, imdiki zamanda meydana gelen veya gelecekte meydana gelecek
olan bir olaydan sz ediyorsa, bu iki ayr ekilde olabilir:
a) Haber verilen olgu duyularla alglanan ve akl araclyla kavranan bir ey olur. Bu
durumda tevili, objeler dnyasnda yaanan olayn kendisidir. u ayetler buna rnek
gsterilebilir: "inizde onlara haber tayanlar vardr." (Tevbe, 47) "Rum ordular yenilgiye
urad. Yakn bir yerde. Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Bir ka yl iinde."
(Rum, 2-4)

b) Haber verilen olgu, kyamet gn, kyametin kopaca an, llerin toplanmas, insanlarn
hesaba ekilmesi, amel defterlerinin datlmas gibi dnyevi duyularmz tarafndan
alglanamayan ve akllarmz araclyla kavranamayan gelecein perdesinin gerisindeki
gaybi bir mesele olur, ya yce Allah'n sfatlarnn ve fiillerinin mahiyeti gibi zamandan ve
akllarn kavrama alanlarndan akn bir husus olur. Bunlarn tevili de onlarn objektif
hakikatlerinin kendisidir.
Bu ksm ile, yni Allah'n sfatlarnn ve fiillerinin durumunu ve bunlarla ilintili olup kyamet
ve benzeri hususlarn mahiyetini aklayan ile dier ksmlar arasndaki fark, dier ksma
giren ayetlerin tevillerini bilmenin mmkn olmasdr. Bunlarn tevilini bilmekse mmkn
deildir. Bunlarn gerek mahiyetlerini ancak yce Allah bilir. Hi kukusuz, ilimde
derinleenler, yce Allah'n retmesi sonucu, akllarnn alabilecei kadaryla bunlarn
tevillerini bir lde kavrayabilirler. Tevilin gerek anlamda bilinmesine gelince, yce Allah
bu alan kendine zg klmtr.
Buraya kadar drt ana balk altnda sunulanlar tevil kavramnn anlam ile ilgili olarak tefsir
bilginlerinin yaklam tarznn zetidir.
Konuyla ilgili olarak baka deerlendirmeler yaplmtr; ancak bunlar, savunucular kabul
etmeseler de ilk grn ayrntlar niteliindedir.
rnein bunlardan birine gre, tefsir tevilden daha genel bir anlam ifade etmektedir. Tefsir
genellikle lafzlar ve mfretlerle ile ilgili olarak kullanlr. Tevil ise daha ok anlamlar ve
cmleler hakknda kullanlr. Tevil kavram genellikle ilahi kitaplarla ilgili olarak
kullanlrken, tefsir ifadesi hem onlarla, hem de baka kitaplarla ilgili olarak kullanlmaktadr.
Yine bu tr ayrnt nitelikli grlerden birine gre, tefsir, sadece bir ynde aklanma ihtimali
bulunan lafzn anlamnn aklanmas anlamnda kullanlan bir kavramdr. Tevil ise, karsama
yntemiyle birden ok ihtimaller arasnda birinin belirlenmesi anlamnda kullanlan bir
kavramdr.
Bir dier deerlendirmede ise, yle sylenmektedir: Tefsir lafzdan kesin olarak anlalmas
gereken anlamn belirlenmesi, tevil ise, lafzdan kesin olarak anlalmayan muhtemel
anlamlardan birinin tercih edilmesi anlamnda bir abadr. Bu gr bundan ncekine
yakndr.
Bir dier gre gre, tefsir, lafzdan kastedilen anlamn kantnn aklanmas, tevil ise,
lafzdan kastedilen anlamn gerek boyutlarnn belirlenmesidir. rnein yce Allah bir ayette
yle buyurmaktadr: "phesiz senin Rabbin gzetleme yerindedir." (Fecr, 14) Bu ifadenin
tefsiri yledir: Bu ifadede geen "mirsad" kelimesi, "rasede-yersudu" fiilinin "mif'al"
kalbna uyarlanm eklidir ve denetlemek anlamna gelir. Bu ifadenin tevili ise yledir:
"Allah'n emirlerini hafife almaktan ve onlardan gafil olmaktan kanmak gerekir."
Baka bir gre gre, tefsir, lafzn zahiri anlamnn aklanmas, tevil ise, lafzn iinden
klmaz dzeydeki zor anlalr anlamnn aklanmas demektir.

Bir baka grte ise, yle sylenmektedir: Tefsir rivayetle ilintili bir kavram, [ayetin
anlamn rivayet araclyla anlamaya almak] tevil ise, dirayetle ilintili bir kavramdr.
[Ayetin anlamn tefekkr ve dnceyle aklamaya ynelik abadr.]
leri srlen bu grlerden birinde esas olan fikir yle ifade edilmektedir: Tefsir, tabi
olmaya ve iitsel anlamlarla ilgilidir. Tevil ise, mantksal karsamalar ve gr
belirlemeklerle ilintilidir.
Buraya kadar iaret ettiimiz bu yedi gr, aslnda, daha nce naklettiimiz ana grlerden
ilkinin birer ayrntsndan baka bir ey deildirler. Daha nce iaret ettiimiz bu ana grle
ilgili olarak eletirel anlamda sylediklerimiz bunlar iin de geerlidir. Her halukrda bu drt
ana grle bunlarn ayrnts saylan dier grlere dayanp itibar etmemek gerekir.
Eletirimizi toparlayacak olursak: imdiye kadar yaptmz aklamalardan unu renmi
bulunuyorsun: Bir ayetin tevili, zahirine uygun ve aykr olarak ayetin iaret ettii
anlamlardan herhangi biri deildir.
Aksine, tevil, zihin d obje tr bir olgudur. Ama her zihin d obje de deil. Dolaysyla
herhangi bir haberin zihin d nesnel karl onun tevili olmaz. Tersine, burada zihin d
zel bir olgu sz konusudur. Bu olgunun ifadeyle ilintisi, rnek verilenin rnekle, batnn
zahirle ilintisi gibidir.
Meseleyi daha ayrntl bir ekilde ele alacak olursak: Yukarda sunulan ana grlerden
ilkiyle ilgili olarak unu syleyebiliriz: Bu gr en azndan, Kur'an'daki baz ayetlerin
tevillerinin, yni tefsirlerinin, yni lafz medlullerinden kastedilen anlamlarn genel anlaylar
tarafndan kavranamamasn gerektirir. Oysa Kur'an'da bu durumda olan bir tek ayet yoktur.
Bizzat Kur'an kendisinin tm anlaylar tarafndan kavranmak zere gnderildiini ifade
etmektedir. Dolaysyla bu gr savunan insanlarn, mteabih ayetlerin, baz surelerin
banda bulunan birbirinden kopuk harfler olduunu esas alan gr benimsemekten baka
areleri yoktur. nk sadece, bunlarn anlamlarn genel anlay kavrayamaz. Bu yaklam
esas alp savunmalar durumunda da yine u eletiri yaplabilir: yle bir yaklama hi bir
kant yoktur. Srf tevil kelimesi, dn anlamn ieriyor ve tefsir kelimesi de dn
anlamndan tamamen soyut deildir diye, tevilin tefsir olmas gerekmez. Nitekim ana
evlatlarnn bir anlamda merciidir, ama tevili deil. Bakan, banda bulunduu kimselerin
merciidir, tevili deil.
Kald ki fitne karmay istemek ayette, mteabihliin bamsz bir zellii olarak n plana
karlmtr. Bu ise, baz surelerin balarndaki birbirinden kopuk harflerin dndaki
ifadelerde rastlanlan bir zelliktir. nk, slam dnyasnda ortaya kan fitnelerin byk bir
ksm hkmlerin illetlerine ve sfat ve benzeri ayetlere tabi olmann sonucu meydana
gelmilerdir.
kinci grle ilgili olarak unu syleyebiliriz: Bu gr benimsememiz durumunda
Kur'an'da zahirine aykr anlamlar murad edilen baz ayetlerin yer aldn ve bu ayetlerin
muhkem ayetlerle elierek dinde fitneye yol aacaklarn kabul etmemizi gerektirir. Bu
deerlendirmenin varaca sonu udur: Kur'an ayetleri arasnda ihtilaf vardr ve bu ihtilaf
ancak baz ayetlerin zahiri anlamlarnn tersine yorumlanmalaryla ortadan kalkar, insanlarn
byk ounluu da sz konusu ayetlerin zahiri anlamlaryla badamayan bu batini
anlamlarn da bilemezler. Bu ise, yce Allah'n u ayette vurgulad gerekle
badamamaktadr: "Onlar hala Kur'an' iyice dnmyorlar m? Eer o, Allah'tan bakasnn
katndan olsayd, kukusuz iinde birbirini tutmaz bir ok ey (ihtilaflar) bulurlard" (Nis, 82)
nk, ayet bir ayetin dier bir ayetle oluturduu varsaylan eliki: "Bu ayetlerin birisiyle
veya ikisiyle zahiri ifadelerin iaret ettii anlamn dndaki bir husus kastedilmitir. Ya da
kendi deyimleriyle Allah'tan baka kimsenin bilemeyecei tevili bir anlam n grlmtr."
demek suretiyle ortadan kalkacak olsayd, ayetin sunduu kant doru olmazd. nk
-onlarn deyimiyle- ihtilafn teville ortadan kaldrlmas, tm ifadelerde, hatta Allah'a ait
olmayan szlerde bile mmkn bir eydir. nk ihtilafn tevil yoluyla ortadan kaldrlmas,

Kur'an'n beer sz olmadna ve Allah'n kelam olduuna kant oluturamaz. nk her


sz, hatta yalan ve abes olduu kesin olan bir sz bile, zahiri gz ard edilerek tevil yoluyla
doru ve hak olarak yanstlabilir. Dolaysyla bu anlama ihtilafn bir kelam mecmuasndan
ortadan kaldrlmas o szn durumlarn farkllndan, grlerin elimesinden, yanlmadan,
unutmadan, yanllk yapmadan ve zamann gemesiyle birlikte kusurlarn grp
gidermekten mnezzeh olan yce Allah'n sz olduuna delalet etmez. Nitekim ayette
sunulan kant buna yneliktir. nk ayet ak bir kant olarak Kur'an'n herkesin anlamasna
sunulduunu, aratrmaya, dnmeye ve ett etmeye ak olduunu vurgulamaktadr.
Kur'an'da Arap dilinin zahirine ters den bir anlam kastedilen herhangi bir ayet yoktur.
Kur'an'da bilmece ve gz balamaca yoktur.
nc grle ilgili olarak unu syleyebiliriz: Kur'an'da ayetlerin, bazs bazsnn stnde
ve bazs da bazsnn altnda olacak ekilde sralanm anlamlar kapsamas, dnme, ett
etme nimetinden yoksun olanlardan baka hi kimsenin inkar edemeyecei bir olgudur.
Ancak, bu anlamlarn tm -zellikle bunlarn asl anlamn gerekleri olduunu sylerseklafzn iaret ettii farkl medlullerdir. Bu da dinleyicinin anlay, zeks ve kavrayna gre
deiir. Bu ise yce Allah'n tevilin niteliiyle ilgili olarak iaret ettii u hususla
badamamaktadr: "Onun tevilini Allah'tan bakas bilmez." nk yce bilgiler ve ince
meseleler hakknda zihinler takva ve nefsin temizlii balamnda farkllk arzetmezler. Ancak
burada stn zeknn olup olmamas farklla sebep olabilir. Geri takva ve nefsin temizlii
tertemiz ilahi marifetin anlalmas hususunda yardmc ve etkilidir; ancak bu, dolam
(srekli) ve nedensellik trnde bir etki saylmaz. Nitekim: "Onun tevilini Allah'tan bakas
bilmez." ifadesinin zahiri de bunu pekitirmektedir.
Drdnc grle ilgili deerlendirmemiz de yledir: Bu gr, bir adan isabetli olmakla
beraber, bir baka adan yanltr. Tevilin srf mteabih ifadelerle snrl olmad bilakis
Kur'an'n tmnn bir tevilinin bulunduunu ve tevilin lafzn nesnel karl trnden bir ey
olmad, tersine szn syleniine dayanak oluturan zihin d bir olgu olduunu belirtmesi
asndan isabetlidir; ancak gemite yaanan ve gelecekte yaanacak olan olaylarla ilgili
haberlerin somut karlklarna varncaya kadar szn kapsamyla ilintili tm zihin d
olgularn szn tevili olarak nitelendirilmesi asndan yanlgya dlmtr. Bir yanlg da
tevilini yce Allah'tan baka kimsenin bilemedii mteabih niteliinin sfatlardan ve
kyametten sz eden ayetlerle snrlandrlmasdr.
Aklamasna gelince: Bu durumda: "Yorumunu yapmak iin." ifadesinde geen tevil
kavramndan maksat ya zamirin kitaba dndrlmesi suretiyle Kur'an'n tevilidir. Ki bu
durumda: "Onun tevilini Allah'tan bakas bilmez..."ifadesi yerini bulamam olur, nk
kssalar, hkmler ve ahlakla ilgili bir ok ayetin tevilini Allah'tan ve dinde derinleen
kimselerden bakalar da bilmektedir. Hatta kalplerinde kayma olanlar bile baz ifadelerin
tevilini bilebilirler. nk kssalardan sz eden ayetlerin iaret ettikleri olaylar btn insanlar
kavrayabilirler ve bu noktada herhangi bir ayrcalk sz konusu deildir. Yaratlla ilgili
gerekler, ibadet, muamelat ve dier er emirlere ilikin hkmlerle amel etmenin insanlara
kazandrdklar maslahatlar iin de ayn durum geerlidir.
Eer tevil kavramndan maksat sadece mteabih ayetlerin tevili ise, bu durumda: "Onun
tevilini Allah'tan bakas bilmez..." ifadesindeki zg klma yerini bulmu olur. Demek olur
ki: Yce Allah'tan ve ilimde derinleenlerden bakas mteabihleri tevil etmeye
kalkmamas gerekir. nk bu, insanlarn sapmasna ve fitnenin kmasna yol amaktadr.
Ancak tevili bilinmeyen mteabihleri srf sfatlardan ve kyametten sz eden ayetlere zg
klmann bir sebebi kalmaz. nk fitne ve sapma bu tr ayetlerin teviliyle ilgili olarak
gndeme gelebildii gibi hkm ve kssa ieren ayetlerle ilgili olarak da gndeme gelebilir.
Mteabih ayetlerin gnlk yaantdan silinmesini savunmak birilerinin demek istedikleri
(demektedirler de) u sze benzer: Hkmlerin yasalatrlmasndan maksat insanlk aleminin
karna uygun bir ekilde durumunun slah edilmesidir. ayet, toplumun slah

yasalatrlmam bir hkmde olduu veya konulan hkmn an maslahatna uygun


olmad varsaylrsa, yasaya balanm dini hkm ila edip (yrrlkten kaldrp) an
maslahatna uygun olana tabi olmak gerekir.
Bu gr savunmak birilerinin demek istedii (demektedirler de) u sze benzer: Kur'an-
Kerim'de sz edilen peygamberlerin kerametlerinden maksat normal gelimelerdir. Bunlar
zahiri normale ters den ifadelerle anlatlmlardr. Ama insanlarn genelinin kalplerini ilahi
mesaja yneltmek, ruhlarn cezb etmek ve kalplerini olaan st ve doa yasalarnn dnda
olduunu dndkleri eylere boyun edirmektir.
Gnmzde Mslmanlar arasnda yaylan eitli mezheplerin mensuplarnn dillerinde bu tr
szler dolamaktadr. Bunlarn tm hi kukusuz fitne kartmak amacyla Kur'an' tevil
etmenin somut rnekleridir. u halde mteabih niteliinin srf ilahi sfatlardan ve kyametten
sz eden ayetlere zg klnmasnn hi bir nedeni yoktur.
Eer yukardaki aklamalar anladysan unu da renmisindir: Tevil kavramnn
aklamasyla ilgili gerek udur: Tevil, pratik bir gerektir. Hkm, t ve hikmet gibi
Kur'an'n aklamalar bu pratik gereklie dayanr ve bu olgu muhkem, mteabih tm
Kur'an ayetleri iin geerlidir. Tevil, lafzlarn delalet ettii anlamlar kategorisine girmez.
Bilakis tevilden maksat lafzlarla rl ifadelerin kuatamayaca akn objektif olgulardr.
Yce Allah, bunlar lafz kaytlaryla snrlandrmtr ki bir para zihnimize yaklaabilsinler.
Tpk maksatlar daha yakn olsun ve anlamlar dinleyicinin pozisyonuna gre akla
kavusun diye baz rneklerin verilmesi gibi. Nitekim yce Allah, bir ayette yle buyuruyor:
"Apak kitaba andolsun; gerekten biz onu, belki aklnz kullanrsnz diye Arapa bir
Kur'an kldk. phesiz o, bizim katmzda olan ana kitaptadr; ok ycedir, hikmet doludur."
(Zuhruf, 2-4) Kur'an'da bu anlam pekitiren bir ok aklamalar ve dolayl iaretler vardr.
Ayrca imdiye kadar yaptmz aklamalardan anlald gibi Kur'an- Kerim tevil
kavramn on alt yerde ve bizim iaret ettiimiz anlamda kullanmtr.

4- KUR'AN'IN TEVILINI ALLAH'TAN BAKASI BILEBILIR MI?


Bu konu da tefsir bilginleri arasnda youn tartmalara neden olmutur. Tartmann ve
ihtilafn nedeni, u ifadeye ynelik anlaylarn farklldr: "Ve ilimde derinleenler: Biz ona
inandk, tm Rabbi-mizin katndandr."Bu ifadenin orijinalinin bandaki "vav" harfinin atf
edat m, yoksa istinaf (yeni bir hususa gei) edat m olduu noktasnda farkl grler ileri
srlmtr. Baz ilk kuak mfessirler, afiiler ve ia mezhebine mensup mfessirlerin
byk bir ksm, "vav" harfinin atf edat olduu ve ilimde derinleenlerin Kur'an'da yer alan
mteabih ifadelerin tevillerini bildikleri ynnde gr belirtm

You might also like