Professional Documents
Culture Documents
Misbahul Hidaye
ilel Hilafeti vel Velayet
Merhum mam Humeyni (r.a)
stat Seyyid Celaluddin Atiyaninin
nsz ile
eviri:
Kadri ELK
Tatbik:
Mustafa YALIN
Dizgi ve edit:
R. KARAKUM
Yaymlayan
mam Humeyninin (r.a) Eserlerini
Dzenleme ve Yaymlama Kurumu
mam Sadktan (a.s) nakledilen uzun bir hadiste Hak Tealann zat, vcudun
hakikatinden ibaret olan eyun bi hakikati-eyiyye olarak ifade edilmitir. Bu
rivayeti byk arif Kumei erhetmitir. Bu rivayetten anlald zere zat
makamnn bir ismi yoktur.
Kafi kitabut Tevhid, Babul Cebr vel Kader vel Emr Beynel Emreyn, 4.
hadis. Yunus b. Abdurrahman, ebul Hasan Ali b. Musann (a.s) kendisine yle
buyurduunu nakletmitir: Ey Yunus! Kaderiyenin dedii szleri syleme, phesiz
Kaderiye cennet ehlinin, ate ehlinin ve iblisin szlerini sylememektedir. (Zira
Mutezile frkas olan Kaderiye yaratklarn kendi fiillerinde bamsz olduuna
inanmaktadr. Onlar Hakkn irade ve meiyetini eyada etkili grmemektedir. Onlar
fiilde bamszln zatta bamszl gerektirdiini derk etmemilerdir. Ayn
ekilde mmkn varln vcudta vacibul-vcud ile kvam bulduundan gaflet
etmilerdir. Hakkn kayyumiyet ihatasnn btn varlklar kapsad kesin bir
hakikattir. Ve bunu inkar etmek kfrdr.) Yunus, Ali b. Musaya yle arzetti:
Allaha yemin olsun ki ben onlarn dediini sylemiyorum lakin ben yle
diyorum: Allah istemedike hibir ey olmaz. Allah irade eder, kaza buyurur ve
takdir eder. mam (a.s) yle buyurdu: Byle deildir. phesiz Allah dilemedike
hibir ey olmaz. Ama nce irade sonra takdir, sonra da kaza eder. Bazlar mamn
szn tpk Yunusun syledii gibi nakletmilerdir. Oysa baz nshalarda mamn
bizim naklettiimiz gibi buyurduu zikredilmitir. Bu yzden mtercimler veya
erhedenler bu konuda aknla dmlerdir. Oysa bir ka sayfa nce zikredilen
rivayete mracaat etmemilerdir. Kafide Fi ennehu la yekunu eyun fis sema vel
11
soyut zati bir tlak ile aykrlk iindedir. Aratrmaya dayal bir
ifadeyle Allahn idim kelamndaki haber verilen mevcudun
taayyn, tlak ncelikli bir taayyndr. Itlakn veya o hakikatin tlak
ile nitelendirilmesinin anlam her ne kadar o kayt, tlakn kendisi olsa
da mutlak kayt ile kaytlanmamasdr. Zira tlak kaydyla mukayyet
olan bir hakikat vcud-i mnbesit, nefes-i rahman ve bir itibara gre
de feyz-i akdestir. Mufiz, mstefiz ve feyzin birbirinden ayrt edilmesi
ise akl bir tahlil itibaryladr. Hatta esma-i ve sfat tekessr ve esma
taayynler akl ve zihin hasebiyledir. Yoksa hakikatin aslnda harici
kesretler, vacibul vcudun zati besatetine aykrdr.
Kuntu (idim) ifadesi, tlak ncelikli taayyn haber vermektedir.
Zira kuntu ifadesindeki ta harfinin anlam taayyne iaret
etmektedir ve gizli bir hazine olarak ifade edilen zat hakikatinin salt
gizliliini haber vermektedir. Feehbebtu sz ise asl meyle iarettir.
Ve bilahare hub ve ak, asl gizlilik ile taayyn meydanndaki zuhur
arasnda bir rabtadr. Bylece tannmay sevdim cmlesi ise ak
incelik ve ilahi hubbun gizliliinden sonraki zuhura, zat kemal
alanndaki zatn zat iin zuhuruna ve zuhurun bu aamasndaki kemali celasna iarettir.
Bylece tannmak iin mahlkat yarattm ifadesi ise
mukadderatn takdirine, zat cevherleri ve sfat isimlerinin izharna,
ayndaki esma taayynlerin zuhuruna ve tam zuhur veya kemal-i
isticlann zuhuruna iaret etmektedir. Bu da zat isimleri asndan
zatn marufiyetinin hbbne, sfat isimlerinin zuhuru cihetinde zat
isimlerinin vesatetine ve efal isimlerinin sfat isimleri zerindeki
terettbne iarettir. u mlahaza ile ki gayb makamnn kuntu
ifadesinden kaynaklanan taayynden ncelii ve feehbebtu li urife
(tannmak istedim) ifadesinin ve hakeza dier taayynlerin tertip
yoluyla birbirinden sonra gelii, akl rutbe hasebiyle bir sonradan
gelitir; zamansal bir sonradanlk deildir. Ve ayn zamanda
mertebeler arasndaki ak bir yokluun sbutu da deildir. Gaybul
guyub makamndan ilk taayyn ve o salt hakikatin ilk cilvesine
gelince
Ahadiyet ve vahidiyetin kendisinden kaynakland vahdet,
aralarnda kapsaml bir engel olarak zuhur etmitir. Nitekim
muhibbiye ve mahbubiyye de muhabbet hakikatinden ortaya kmtr.
13
15
O hakikatin levazmndan biri de mbarek Ahad ismidir. GaybulGuyub makam isim ve resim kabul etmedii iin Ehl-i Beyt (a.s),
Onun isimleri tabirlerdir diye buyurmutur. sm-i en kabul o zat
zuhuruna ait olan vahdetin makamlarndan biridir. Hakk veya mutlak
vahdet, vahidi taayyn itibariyle klli ve czi isimlerin
msemmasdr. sm-i cami ise Allah ismidir. Bu ismin
makamlarndan biri mbarek es-Samed ismidir. Bu yzden Hakka
es-Seyyidul-Mesmud denmektedir. Allah ismi ile mteayyin olan
zat, btn esma-i hsna ve sfat-i lyann vahdet veya cami ciheti
olduundan ve hakknda bir kemal yokluu dnlmediinden
kapsaml es-Samed ismi ile muttasftr. Mahiyetlerin zatlar, zat
gerei ii botur. Hakkn tecellisi itibariyle mahiyetsel snrla
snrlandrlm varlklarn vcud ve vcud ilerden (vcud, ilim,
kudret ve dier kemal sfatlar asndan) nasibi zilliyet (glgelik)
trndendir. Zira btn kemal sfatlar zat sahasnda zatn ayns
olduklar cihetiyle asla harici tahakkuku kabul etmezler. Oysa zat
sadece ayn vcuda sahip olan eyler zerinde eser ve hkm
sahibidir.
nceki konularda da sylendii gibi vcud hakikati, vcud hakikati
olduu cihetiyle tlak kaydndan mnezzeh ve mteayyin olmayan
mutlak hakikatle muttasf olmamaktadr. Bu hkm hayat, kudret,
ilim, irade, kelam, sem, basar ve dier klli isimlerde caridir. rnein
mteayyin olmayan ve tlak kaydndan mnezzeh mutlak bir ilim,
vcud asl veya zat gibi salt gayb ve mutlak mehuldr. Zat
makamnda, ahadi zatn asl gibi sfatlar hakknda bir ilimden nasib
yoktur. Bu asil asla tevecch etmemek, baz marifet iddiaclarn zati
ilmi inkar etmeye dair korkun bir uuruma yuvarlamtr. Onlar Hakk
Tealann veya vcud hakikatinin ikinci taayyn veya vahidiyet
mertebesi itibariyle ilimle muttasf olduunu sanmlardr. Bazlar ise
zatn ilim kaynaklar olduunu sylemilerdir. Bunlar da gaybulguyub makam ve vcud hakikati aslnn taayynszlk, salt tlak ile
her trl kayttan arnmlk tryle ilim, kudret ve dier sfatlarn
hakikatinin ayns olduuna tevecch etmemilerdir. Btn
kabiliyetlerin asl ve filiyatlarn zuhur menei olan, ahadi ve vahidi
taayynn kendisinden hsl olduu o vahdet, zatn ayns olmakla
birlikte hadis-i nefs, nefs mahallinde ve nefstedir. Gizlilik zirvesinde
zuhurdan haber vermektedir veya zat zuhurunun gereini ve
17
Btn kabiliyetlerin asl olan vahdetten hasl olan ilk tecelli btn
kabili ve faili cihetlerin mebdeinin tam kemalini iermektedir. Zira her
asl, fer, fail ve kabil icmali ilim gizliliiyle bu makamda tahakkuk
etmektedir. Daha nce de sylediimiz gibi bu mertebede tahakkuk
eden ey zati vahdani ve icmali bir vcud ile mevcuttur. Bu yzden,
yani esma hakikatlerin birbirinden imtiyaznn olmamas ve ayan-i
sabit diye adlandrlan bu hakikatlerin suretlerinin birbirinden ayrt
edilmemesi cihetinden tr bu makamda tahakkuk eden eyler
imtiyaz ciheti olmakszn sfat anlamlardr. Bu yzden bu makam
hakikatlerin hakikati olarak adlandrmlardr. Eer gayriyet mlahaza
edilecek olursa, bu sadece akl alanndadr. Zira bu makamda zat;
vahdani cemi, klli, ahadi hakikat olarak tanmlanmtr ve bu
hakikat btn nisbet ve itibarlardan mnezzehtir. Bu yzden onda zati
iler ve nisbetlerin itibar makul deildir.
Bu hakikatin sureti ve bu mertebenin taayyn, btn nisbetlerin ve
ilerin aslnn asl saylmakta ve vahdaniyet olarak
adlandrlmaktadr. Bu mertebede zat, feyz-i akdes ile btn isimlere
ve isimlerin alanlarna zuhur etmektedir. Ayan-i sabit ile mteayyin
olan isimlerin zuhuru olan btn nisbetleri ve bu nisbetler ile ilgili
ileri mahede eder. Bu hud, tafsil sfatyla mcmel bir uhudtur.
tibarn evvelinde Hakkn zat mfassilat icmal, indimac ve vahdet
sfatyla mahede eder. Bu hud tafsil sfatyla mcmelleri uhudu
ile birliktedir. lgin olan da u ki zat kendi sarafetinde baki
kalmaktadr. Faili ve kabili isimlerin kesreti akl itibaryladr; baka
bir eyle deil.
Birinci taayynde isimler ve zatn oran, taayyn yokluu ve zat ile
deiiklik asndan farkl deildir; bundan dolay yle demilerdir:
Bu mertebede tahakkuk eden ey isim ve sfatlarn manalardr. kinci
taayynde ise isimlerin zuhur ve farkll vardr; ancak bu akli
farkllktr ve isimlerin vcud, ayn ve zahirinde ve ayanda birdirler.
kinci taayyn Kabe Kavseyn olarak ifade edilmektedir ve kavs-i
vcub ve imkan arasndaki ayrmn gizli bir eseri henz bakidir. Ama
bu taayynden nceki ilk mertebede bu iki kavs arasnda hibir
temayz ve ayrcalk eseri yoktur. Ev edna ise bu makama iarettir.
Vcub ve imkan kapsayan hakikat-i Muhammediye veya zati vcub
ve zati kdem dnda tm sfatlardan nasiplenen, bu ikisi arasndaki
19
Tekvin kitabnda da zahir, batn had ve matla vardr. FatihatulKitab tefsirinin yazar Sadruddin Konevi dier zor konularda olduu
gibi bu konuda da bilgece ok nemli incelemelerde bulunmutur.
Bunlar lemin hakikati ve tmel dzeni ile Muhammedi kamil insann
cemi nizamnn arasnda yaplacak tatbik esnasnda beyan edilecektir.
lahi kelam ve Kurann yedinci batn ev edna, taayyn-i
evvel ve hakikatl-hakayik (btn failiyat ve kabiliyatlarn asl)
olarak adlandrlmtr. Bu makam Muhammedi insann seyrinin
nihayeti ve tm nbvvet ve velayetlerin asldr. Bu mertebe, bir
itibara gre o hakikatin Kurani oluumu, ilk zuhur ve gaybul
guyubdan doan ilk nurdur. Nitekim yle buyurulmutur: Allahn
yaratt (veya takdir ettii) ilk ey benim nurumdur. Makam-i Farki,
tahlili ykseli ve rahimde yer klncaya kadar tenezzl stne
tenezzl kabullenmek, terkibi ykseliin balangc, ahadiyette gizli
klli isimlere, vahidiyette czi ve klli farki isimlere ve unsuri tam
itidal mizacnn kabiliyetine oranla mazhariyet ve vahidiyete girile
son mertebesine kadar ykseli stne ykselii kabul itibariyle itidal
derecelerinin en ycesiyle muttasf olan btn ilahi kelimelerin camii
olan cemi vcud vasat, berzah ve adalet makamnda sabit olan
Ahmedi, ahadi, taki ve naki kalbe dodu. Nitekim Biz ncekiler ve
sonrakileriz diye buyurmulardr. Bu adan ezellerin ezelinde btn
peygamberlere ve nceki/sonraki mmetlerin velilerine ifazet edilen
ey o ilahi hakikatin istidad kitabna bir defasnda nazil oldu. O
hakikatte ayn-i sabit ve kabiliyet hasebiyle kabiliyatlarn zuhur
meneidir. Fiil alanndaki zuhur makamnda, btn kemallerin
vastasdr. Kabiliyet kitabna yazlm olan eyler tedrici bir zuhurla
halki lemlerde zahir olmutur. inna enzelnahu ifadesi de ilahi
kelamn icmali ilmi ve Kurani makamdaki cemi vcuduna iarettir.
Fi leyletil-Kadr ifadesi ise Ahmedi bnye ve Muhammedi kabe
kavseyn makamna ermi kalbe, kevni ve ilahi mertebenin btn zel
hakikatlerini kapsayan Kuran hakikatin nzulne iarettir. Zira o
hakikatin ahadiyet makamndaki fenas itibariyle nzul ve tenezzl;
sr makamndaki kalb olarak tabir edilen kendine zg zati
makamdan arnmakszn o hakikatler hakikatinin kabe kavseyn
makamna tenezzl dnda mmkn deildir.
nsani nefis, eriat nuruyla nurlanm ve nefsin etkilerinden
arnm, akl mertebesinden geerek kalb makamna ermektedir. te
21
23
25
27
Nakil ve Tahkik
Byk stad Mirza Muhammed Rza Kumeinin 17 deerli
rencilerinden merhum Mir ahabaddin Neyrizi irazi aratrmac
marifet velilerinin ve ariflerin yolunu savunma adna bir takm
aklamalarda bulunmutur ve irfan ehlinin eserlerini anlamann Hakk
ehli olmayanlar iin mmkn olmadn zikretmitir. Neyrizi irazi
yle diyor: Arifleri hemen bo ve elikili konumakla sulama.
Onlar ilerindeki nur ve basiret kuvvetiyle vcuddan gayri bir ey
olduunu iptal etmilerdir. yle ki onlara gre ayan-i sabit vcud
kokusunu bile almamtr. Vcud mahiyete riz olmaktadr. Yani
imkan vcud, vcud hakikatinden ayr bir anlam tamaktadr. Aksi
takdirde imkan vcud olamazd, mutlak vcud olurdu. Bylece
mutlak vcuddan sudur etmesi de mmkn olmazd. Aksi takdirde bir
eyin kendi nefsinden vcuda gelmesi, bir eyin bizzat mteaddid
olmas ve hakikat aslna ramen tekerrr etmi saylmas gerekirdi. Bu
da basit akllar nezdinde bile imkanszdr. Arifler ayn zamanda ayan-i
sabitin ilahi isimlerin sureti olduuna hkmetmitir. smin sureti ise,
ilahi sfat olan kemal bir tecelli ile mtecelli olan vcuttan ibaret
ismin hakikati ile ilgili Hakk Tealann ilmidir. Hakkn ilmi ise
vcududur. Vcudu ise zatnn aynsdr. Ayan-i Sabite isimlerin
suretleri olduu hasebiyle yoklua dnen yokluksal ilerden deildir.
Ayn zamanda sabit olan ve olmayan veya mevcud ve madum (yok)
olan arasnda bir vasta da deildir. Nitekim bazlar byle
sanmlardr. Belki de hikmet ve felsefe ehli kimseden u gerei
17
29
31
33
35
22
37
olamaz. Bylece Hak Teala, mutlak ilim ile, yetilerle kaytl olan
deneyim [zevk] ilmini birbirinden ayrd.
Ve Allah-u Teala, Kendi nefsinin, o kulun yetilerinin ta kendisi
[ayn] olduunu bildirdi: Ben onun iitmesi olurum dedi ki bu,
kula ilikin bir yetidir. Ve dili, eli ve aya olurum dedi ki bunlar,
kulun uzuvlarndandr.
u meseleye dikkat etmek gerekir ki Hakk, birinci ve ikinci
taayyn makamnda btn mmkn mevcutlar cem ve tafsil eklinde
mahede etmektedir. Bu i, insani mazharda ahadet leminde zel
vcud ile zuhur itibariyle hasl olan has ilm-i zevki ile de aykrlk
iinde deildir. Zira bu ilim, ilahi hviyet iin kamil ve zevk ashab
mazharlarnda zevk ve vicdan ile hasl olan ilimdir. O halde zevk ilmi
yetilerle mukayyettir. Zira zevk sahibi bunu sadece ruhani veya
cismani yetilerle tatmakta ve elde etmektedir. Bu mana, nebevi ve
velevi eserlerde olduka ok gze arpmaktadr. Nitekim Allah Resul
yle buyuruyor: Ben Rahmann kokusunu Yemen taraflarndan
alyorum. Yani Hakkn kokusunu mehur ak Veysel Karaniden
(r.a) almaktadr.
Kayserinin erh-i Fususul-Hikem kitabnn nsznde (ki
inaallah bu erh fen statlarnn haiyeleriyle birlikte yaknda
yaynlanacaktr) beda hakikatini incelemeye altk. Orada
zikrettiimiz zere beda hakikati ilm-i mstesere ve mazhar da ayn
zamanda msteser olan has ismine dayanmaktadr. Onun hakkndaki
ilim, mutlak ahadet leminde zuhurdan sonra hasl olmaktadr.
Dolaysyla yce hikmete dalmayanlar, Kuran ayetlerine dikkat
etmeyenler ve aka iradeyi zatn makamlarndan ve gerekte fiilin
menei olarak sayan rivayetleri incelemeyenler, irade sahibi failin
iradesiz olmas mmkn olmad halde iradeyi Hakktan
nefyetmilerdir. Nitekim bazlar da eyalarn vcudundan nceki ilmi
inkar etmilerdir. Bunlar da ne tafsili ve ne de icmali ilme inanrlar.
Hakkn vcud nizam hakkndaki ilminin harici hakikatlerin kendisi
olduunu sylerler. Bu tr kimseler asla bedann hakikatini
onaylayamazlar. Zira beda; iradeye dayaldr. Bu ikisi arasndaki
nisbet, resim ve resim sahibi ile asl ve detay arasndaki fark gibidir.
mam (r.a), eitli misbahlarda velayet ve tarifi nbvvet
hakikatinin taayyn ekli, gayb makamndan o hakikatin zuhur ekli
(ahadiyet ve vahidiyet mertebesi), hud ve gayb mertebelerinde o
39
41
43
Kendisine, Biz bitmi bir i iinde miyiz, yoksa yeni balayan bir
i iinde mi? diye sorulunca yle buyurmutur: Bitmi ve yeni
balayan bir i iinde.30
Baz kimseler zorluklardan kamak iin elestu leminin kader
srrn ve kader hakikatini, madde, ehadet ve teklif yurdunda
eyann tahakkuk ekline uyarlamlardr. Kadir srrna ait soru, ehil
olmayanlar hayret ve aknla drmtr. O soru ise neden bir
grubun saadet, bir grubun da ekavet ehline katld sorusudur. mam
Sadka, teklif ve dnya yurduna gelmeden, kader leminde neden
saadet ve ekavet ehli kimseler birbirinden ayrlm durumdadrlar?
diye sorulunca yle buyurmutur: Allah, dnyaya gelen akinin
ekavet yoluna koyulacan bilmektedir.
Bu konunun ilmi yorumu ise udur ki zatn malumiyet sureti olan
her ayn-i sabit her eyin hakikatini tekil etmektedir. O suret ve
hakikat ise ilahi isimlerden bir ismin mazhardr. Her ismin eseri, o
ismin suret ve taayynnde zahir olmaktadr. O suret ise yaratlm
deildir. Zira ayann zel kabiliyatlar, yce Allahn isimleri
yaratlmakszn yaratlm deildir ve isimler de ilahi mukaddes
hakikat yaratlmakszn yaratlm deildir. Velevi bir hadiste yle yer
almtr: Allahn aki olarak yaratt said ve said olarak yaratt da
aki olmaz. Bu yaratmadan kast takdirdir. Halekehu kelimesi
kadderehu anlamndadr. eyh Ekber Fuss-i Lutiden (FususulHikemde) yle demitir: Dolaysyla, aynnn deimezliindeki
[sbut] yokluk halinde mmin olan bir kimse, varlk halinde de ayn
suret zere zahir olur. Ve Allah-u Teala, onun byle olduunu (yani,
mmin olduunu) ondan (yani, onun bu bilgiyi ona vermesi yoluyla)
bildi. Bundandr ki, Allah hidayet olunanlar bilir [Kasas Suresi,
28/56] buyurdu. Ve yine Allah-u Teala yle buyurdu: Benim
indimde sz deimez.. [Kaf Suresi, 50/29] nk, Benim szm
yaratm olduklarma ilikin ilmimle snrldr. ..Ve Ben kullarma
asla zulmedici deilim [Kaf Suresi, 50/29] yani, Ben onlar aki
klan kfr kendi zerlerine takdir edip de sonradan, onlarn g
yetiremeyecekleri bir eyi kendilerinden istiyor deilim; Biz onlara
ancak (deimez aynlarndaki onlara ilikin) ilmimiz kadarnca
muamele ettik; eer ortada bir zulm sz konusuysa, zalim olanlar
ancak kendileridir.
30
Kabasat, s. 125
Uzeyri, Fussta ise yle diyor: Byle olunca, kader srr, ilimlerin
en stnlerinden ve en byklerinden biridir ve Allah-u Teala bu ilmi
ancak eksiksiz marifete eritirdii kimse iin anlalr klar. Kader
srrn bilmek, onu bilen kimseye hem byk bir rahatlk, hem de
elemli bir azap verir. Dolaysyla kader ilmi, bu ilme sahip olan kiiye
birbiriyle elien iki ey verir.
ia ve Snni frkasnn ihtilafl olduu konulardan biri de beda
konusudur. Birok alimler bu konuda aratrma yapmtr. Bu zor
konuda dikkate deer bilgi veren ok az kimse vardr. Nakli isimlerde
uzman kimseler ise bu konuda hayret verici eyler sylemilerdir.
Oysa bunlarn beda sorunuyla hibir ilgisi yoktur. Baz fazilet sahibi
kimseler ise beda kelimesini ibda (icad, yaratma) eklinde tevil
etmilerdir. Bu da en zayf grlerden biridir. Bu yorum mnakaa
edilecek trden bir yorum deildir. Beda ia ve Snni frkas arasnda
var olan kkl ihtilaflardan biridir.
Hak gaybndan ve tlak makamndan imkan mazharlara zahir olan
eyler gizlilik sonras zuhurun gerek rneidir. Hi kimse bu hakikati
inkar edemez. Bu konudaki zayf grlerden biri de eyh Tusinin
stad Seyyid Murtaza (lemul-Huda) (r.a) tarafndan seilen
grtr. El-Udde kitabndan yle diyor: Beda, hakikatine de
yklenebilir. Yani Bedallah ifadesi, Emir ve yasaklardan zahir
olmayan bir ey Allaha zahir oldu anlamndadr. Zira emir ve
yasaklarn vcudu olmadan zahir ve derk edilir olamaz. phesiz
Allah mstakbelde emretmekte ve nehyetmektedir. Allahn emredici
ve nehyedici olmas da sadece emir ve nehiy vcuda geldikten sonra
bilmesiyle dorudur.31
eyh, lemul-Hdann bu grn naklettikten sonra yle
diyor: Bu, Allahn ayetinde belirttii iki yoldan biriyle
gereklemektedir Sizden cihad edenleri bilmek iin sizi imtihan
ederiz. Bundan maksat ise, Biz cihad vcudundan nce cihadnzn
31
Hakkn ilmi hakkndaki bu tr bir yorum, bn-i Arabinin geen konularda elHabir isminden hasl olan ilmin beyannda sylediklerinden farkldr. phesiz
iinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi
aklayncaya kadar sizi imtihan edeceiz, Ey iman edenler! Allah sizi
ellerinizin ve mzraklarnzn eriecei bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener
ki gizlide (kimsenin grmedii yerde, gerekten) kendisinden kimin korktuu
ortaya ksn ayetleri hakkndaki gerekler Hikmet-i Mtealiye erbabnn
derkinden bile uzaktr; nerede kald ki feri ilimler ehlince derk edilebilsin.
45
47
49
51
53
55
46
Gnden maksat ehlinin de bildii gibi zamansal bir gn deildir. Zira zamann
eitli anlamlar vardr. Burada Onlara Allahn gnlerini hatrlat ayeti kerimesi
nda zamana ve zamann batnna hakim olan isimler eddehr, eddihur ve
eddihar isimleridir. eitli tenezzlleri kabullenen vcud ise gaybi hareket olarak
adlandrlmtr. Elastik hareket olarak adlandrlan kavs-i suuddaki bu hareket,
douun meydana gelii iin basitten terkibe (bileie) balamakta ve zamansal bir
tedric ile insani lemle sonulanmaktadr. nsanda cevheri hareket dnda, deerli
arihin insana teklif olarak sunduu ilineksel hareket de fena fillah makamna kadar
kemale erdirilmi yetkin insann ykselmesine neden olmakta ve Muhammedi
insanlarda veya daha da yaknlat hakikatinde sona ermektedir.
48
Usul-i Kafi, c. 2, s. 318
49
A.g.e. s. 321
50
A.g.e. c. 2, s. 327
57
59
61
tremitir sz etkili bir sfat olduunun delilidir. MefatihulGaybte yle demitir: Tekellm etkili nefsi bir sfattr ve manas
kelam ina etmektir. Faydas ise bildirim ve izhardr. Kelamn
mtekellimin sfat olduunu syleyenler mtekellimlii irade
etmitir. Kelamn mtekellim ile kaim olduunu syleyenler ise fiilin
fail ile kyamn irade etmitir; arazn (ilinein) konuya kyamn
deil. Mtekellimin kelam icat ettiini syleyenin ise kelamdan
maksad mtekellimin nefsi ile kaim olan sz syleyendir. O da
mtekellim olduu hasebiyle mtekellimin iinden kan havadr.
Kitabn katibe ve resmin ressama aykrl iinde deildir. Baz arifler
mmkn varlklarn iittii ilk szn kun (ol) kelimesi olduunu
sylemitir.53 Bu kelime vcud bir kelimedir. lem de kelam ile zahir
olmutur. Hatta lem makamlar hasebiyle rahmann nefesinde yirmi
sekiz kelam trdr.54 Rahman nefes, meiyyet-i sariye, feyz-i
mukaddes ve zill-i memdud olarak ifade edilmektedir. Mmkn
hakikatler bu vcud ve cari feyzin taayyn mertebeleridir. Akli
cevherler, huruf-i aliyat olarak ifade edilmitir. Cismani cevherler
Hakkn daimi tecellilerinin mazhar olan fiili ve ismi bileiklerdir.
Cevherlerin gerekli ilinekleri ise bu kelimelerin binas, ayrlan
ilinekler ise irab konumundadr. Bil ki yce harfler bir itibara gre
vcud gaybnda gizli olan rtl gaybn anahtarlarndan ibarettir. lahi
isimler, esma bir dille zuhuru talep etmitir. Bununla ayan-i sabitte
ve kaderi hakikatlerde zelliklerini izhar etmek istemitir. Hakk Teala
isim ve ayanlarn bu duasn iitmi ve el-Kail ve mtekellim ismiyle
onlara cevap vermitir. phesiz Allah iitici ve icabet edicidir.
Bil ki kelam ksmdr: En ycesi ilk ve bizzat kelamn
kastedildii kelamdr. yle ki ondan daha stn bir maksat yoktur.
Kelamn ortanca ksm ise kelam iin baka bir maksadn olduu
trdr. Ama bunun zerine lzum (gereklilik) zere terettp
etmektedir. Gerek hasebiyle ondan ayrlmas mmkn deildir. Bu
Allahn gkteki meleklere ve yce mdebbir meleklere yapt emir
ve ilahi ibadetler asndan uhrevi bir maksatla yaplan tevik ve
tahriklerdir. phesiz onlar da bu konuda Allaha isyan etmezler ve
53
63
65
filozof girdii ve bu konuda hakk eda ettii iin bu n szde bir takm
nemli konular beyan etmek zorundayz.56 Son dnem alimlerinden
Molla Sadra kendi kitabnda bu yce konuya dikkat etmitir.
Peygamber (s.a.a) nbvvetin ve vahiy eserlerinin kendisindeki
zuhurunun balarnda mutlak misal lemine balanma cihetinden
vahiy hakikatini alglyordu. Bu tr keif suri keif olarak
adlandrlmtr. Bu keif misal leminde be duyu organ vastasyla
gereklemitir. Bu mahede yoluyla gereklemitir. Nitekim
56
Kelam konusu (zatn ayns olan zati kelamdan en son kelam derecesine yani
insanda lafz olarak manalar ifade eden ehadet lemindeki kelama kadar...
varlklarda ve esma-i trsel suretlerde her suretin ve tabiatn zel kelam o eyle
uyum iindedir. Bunlardan biri de kularn kelamdr. ahadet leminde ise
hakikatlerin nefsinin -vcud, had, matla ve yedi batn kelam zahir olmu oldueitli mertebeleri vardr. En stn mertebesi mtekellime eklenen bir ey deildir.)
Kuran ilimlerinden saylmaktadr. Kuran ilimlerin okutulduu ilmi merkezlerde
bamsz bir derstir. Ama rencisinin nasiplendii ey, Suyutinin tkan kitabndan
bir ka sayfadr. Felsefe ve irfan dersleri de insan mitsiz klacak bir elence haline
gelmitir. Sadece ders okuyan, eski ilmi havzalardaki kabiliyetli rencilerin
eitiminin meyvesi bir ok sorunlar olmasna ve ekonomik skntlar iinde
bulunmasna ramen drt yl iinde Esfarn cildi, erh-i Fusus, Eiaatl
Lemaat-i Cami gibi irfan kitaplar, usul ve fkh, yksek dersleri idi. Yani ilmi
havzadaki felsefe dersi ok ksa bir surede lisans, yksek lisans ve doktoradan ka
kat daha fazla eitimi iermekteydi. Bu niversitelerde felsefe dersi yeni baslan
Esfardan yz sayfadr ki elli sayfas da Hekim Sebzevarinin haiyesidir. O elli
sayfa da Allahn emrine kalmtr. rencinin ald tek ey budur. iraz, Horasan,
Sistan ve dier blgelerden haftada iki gn Tahrana gelen bu renciler yorgun bir
beden ve donuk bir ruhla snflara katlmaktadr. Btn dnyada bir ilmi retmek
isteyen kimsenin diplomasnn olmas gerekir. Dolaysyla bu zor felsefi ve irfani
imtihanlardan getikten sonra felsefe dersi verme hakk vardr. Ama bizim
lkemizde ilikiler kurallar ortadan kaldrmaktadr. Kurallardan ilikilere snan bir
millete eyvahlar olsun. Hkmetlerin yklmasnn ve lkelerin blnmesinin sebebi
bu kt adettir. Bu kimi halifelerden ve Beni meyye hkmetinden miras kalm
bir adettir. Bazlar felsefe tarihinin kendi seyrini sona erdirdiini sylemektedir.
Gururlu cahiller buna sevinmektedir. Oysa bunlarn dini de tarihi kabul ettiklerini
bilmiyorlar. Onlara gre bizim asrmz, dinler tarihinin sona erdii bir asrdr.
Bazlarnn inancna gre biz felsefede smrlm durumdayz. Maksatlar Yunan
smrgesidir. Din hakknda da ayn inanca sahiptirler. Bilemiyorum neden biz
srekli olarak bakalarn sulamaktayz. stat Mutahhari de iddetle eletiriliyordu.
u anda da grup eytan, milletimizin byk ahsiyetlerini hedef almlardr.
Hayret edici bir cinnetle aleyhlerinde yazmaktadrlar. Yazdklar her ey smrge
dncesinin rndr. Smrgenin istedii ey, btn hakikatleri hislerde ve duyu
organlarnda gren dnrlerdir. Bunlar korunmak iin mam takip ettiklerini
67
Lemaatn balangc.
69
71
ettikleri vcud gayb ve bunlarn zat ile fark batn ve zahir, gizlilik ve
aklk iledir.63
mam (r.a) nemli konularn birinde ok dakik ve ince nkteler
beyan etmitir. O da udur ki Hakkn hakikati gayb hviyetiyle her
eyle birliktedir. Hakikatlerin hakikati mmkn varlklarda zuhur,
cereyan etme ve gayb ve uhud mazharlarna tenezzl kaydyla salt
gayb ve mutlak mehuldr. O gkte de ilah, yerde de ilah olandr
ayetindeki huve (O) kelimesi mutlak gayb makamna iarettir.
Uluhiyet ile muttasf olan mutlak gaybdr. Esma ve sfati hicaplar
kabillerin kabiliyetlerini tashih etmektedir. Zira zat, salt zat olduu
hasebiyle bir mazhara sahip deildir. Her imkan ayn-i sabit zat
malumiyetinin taayyn ve suretidir.64 Keif ve yakin erbab olanlarn
sz birlii u ki vcud, salt vcud olduu hasebiyle bir esere sahip
deildir. Aksine gizli bir eklentide bulunmak gerekir. Bylece eser
sahibi veya eserin zerine tavakkuf ettii ey o eklenti saylmaktadr.
Zira kevn (olmak) vcud ve mertebe arasnda mahsurdur. Eser vcuda
deil, mertebeye izafe olmaktadr. Sz konusu eserler uluhi mutlak
vcud mertebesine izafe edilmekte ve de eserlerin istinad ettii
isimler olarak adlandrlmaktadr. Hak, uluhi taayyn ve Allah
ismiyle tecelli makamyla mmkn varlklarda etkindir. Hayr ve
bereketler izafe olan ve ayanda tecelli eden isimler yoluyla
almaktadr.65
63
sm-i azam ve dier isimler cemul cem eklinde vcud gaybnda ismi bir
taayyne sahip deildir. Zira bu isimler, ahadiyet ve ilk taayynde tek bir vcudla
tahakkuk etmitir, ama bu makam imkani taayynlerden mnezzeh olduundan ve
imkani taayynlere oranla olumsuzluk artn ierdiinden isimler ve isimlerin
suretleri yani ayan, icmali ilim gizlilii makamnda zat vcuduyla tahakkuk
halindedir. Gaybul guyub ve gayb-i muib makamnda isimler taayynszlk
eklinde her biri bizzat gayb-i muib ve tlak kaydndan arnm mutlak haldedir.
Her isim ve sfat eer tlak kaydndan arnm tlak ekliyle mlahaza edecek
olursak salt ve mutlak gaybtr. Btn taayynler o makamda zati bir gizlilikle
tahakkuk halindedir.
64
Ali (a.s) yle buyurmutur: O dklnde yce ve yceliinde dktr.
Hakkn hakikati mmkn varlklarla irtibat makamnda her ey ile kayyumi bir
birliktelik iindedir. Oysa eya snrl ve Hakk sonsuzdur, ama bu incelik
unutulmamaldr ki O, mutlak ilahi hviyet, kendi nefsinde vcuda sahiptir. Bu
adan btn eya ile tek bir nisbet iindedir. Allah, yaratklara ah damarlarndan
daha yakndr. Ayn zamanda mmknlere izafe olan bir vcuda da sahiptir ki bu
izafe cihetiyle her eyi ayakta tutandr.
73
Sahih-i Mslim, erh-i Nevevi ile, Msr basks, Kitabul Fezail, c.15, s. 141-
142
69
A.g.e, s. 143
75
bir korkuya kaplarak70 yle buyurdu: Masum bir nefsi ksas hakkn
olmakszn ldrdn m? Gerekten yadrganacak bir ey yaptn!
Allah Resul (s.a.a) buraya gelince yle buyurmutur: Allahn
rahmeti, bizim ve Musann zerine olsun. Acele etmemi olsayd,
ilgin eyler grrd. Lakin o arkadan knamaya koyuldu71
Ubeyy b. Kabdan yle nakledilmitir: Allah Resul (s.a.a)
peygamberlerden birini zikredince kendinden balyor ve yle
buyuruyordu: Allahn rahmeti bize ve kardeimin zerine olsun.72
Mezkur kaynakta (147. hadiste) yer aldna gre bn-i Abbas ve
Hrr b. Kays b. Hisnil Fezari, arasnda Musann arkada kim olduu
hususunda tartma kmtr. bn-i Abbas, Musann (a.s) arkadann
Hz. Hzr olduuna inanyordu. Bu esnada Ubeyy b. Kab Ensari,
onlarn yanndan geti. bn-i Abbas ona yle sordu: Sen
Resulullahn onun hakknda ne dediini duydun mu?
Ubeyy yle dedi: Ben Resulullahn yle buyurduunu iittim:
Musa (a.s) srailoullar arasnda iken bir ahs gelerek kendisine
senden daha lim birini biliyor musun? diye sordu. Musa, Hayr
dedi. Bunun zerine Allah ona vahyetti ve Kulumuz Hzr senden
daha bilgilidir dedi.73
Peygamberin, keke Musa skt etseydi ve Hzra itiraz
etmeseydi sznden maksat, Allahn o iki ahsn macerasn
btnyle nakledecei hususuydu.
Sen Allah'n lminden bir ilmi bilmektesin ki, Allah onu sana
retmitir. Onu ben bilmem. Ben de Allah'n ilminden bir ilim
zerindeyim ki, onu bana retmitir. Sen bilmezsin 74 bylece Hzr
insafl davranm oldu.
Ama Hz. Hzrn ayrlmasnn hikmeti ve srr baka bir eydir. Hz.
Hzrn balarnda yer ald Hakk bilenler ve arif kimseler,
Resuln size getirdiini aln, sakndrd eylerden de saknn
ayetinin hitabnn semavi cihetlerine tam tevecch etmektedirler.
Hzrn Musaya bildirimi, ondaki sknty gidermek iindi. yice
bilmediin bir eye nasl sabredebilirsin ki? Diyerek incitmi olduu
Musann gnln ald. Oysa Hzr (a.s) Musann risalet mertebesinin
70
A.g.e. s. 144
A.g.e.
72
A.g.e.
73
A.g.e. s. 147
74
Fususul-Hikem, Fuss-u Musevi
71
A.g.e.
A.g.e.
77
A.g.e
78
Prof. Williamn Nakdun-Nusus zerine yazd notlarnda bu hadisin senedi
mevcut deildir. Talikat s. 346ya mracaat ediniz. Ehl-i Snnet kaynaklarnda ise
76
77
Musa (a.s) ez-Zahir, isminden hsl olan ihsanlardan byk bir paya
sahipti. Allah onun el-Batn isminden hsl olan feyizden ve
hkmlerinden nasiplenmesini de istedi. Bu yolla Musa (a.s) bu iki
isim arasndaki cem makamna merref oldu. Elbette ez-Zahir
isminden nasibi daha oktu.79
Nakil ve Tamamlama
Byk arif Sadruddin Rumi Konevi (r.a) Fekk-u ueybi (Fukuk
kitabndan) blmnde yle demitir: Bil ki phesiz kalbin, be
mertebesi vardr: Manevi mertebe, ruhani mertebe, misali mertebe,
hissi mertebe ve camii mertebe. Her mertebenin ise be mazhar
vardr. O, bu mertebenin hkmlerinin kaynadr. Ondan
kaynaklanan dallarn birletii yerdir. Her kalbin be de yz vardr:
Hak ile arasnda vasta olmakszn, Hakk ile muvacehe olan yz.
Ervah lemiyle mukabelede bulunan ve ruhlar vastasyla kabiliyetinin
gerektii eyleri kendisi cihetiyle rabbinden ald yz, misal lemine
zg yz ehadet lemine nazr olan yz, bu yz ez-Zahir vel-Ahir
isimlerine zgdr. Bu yzlerden misali yz, uayba (a.s) ait idi. Bu
makamdaki yzden dolay hayvani ruha benzer idi. phesiz o insani
ruh ile miza arasnda berzahtr. Zira yalnlk cihetinden hayvani ruh,
insani ruhla uyumludur. Farkl yetileri kapsamas asndan ise
czlerden ve farkl tabiatlardan mteekkil miza ile uyumludur.
Bu yzden irtibat ve yardm mmkn olmaktadr. Byle olmasayd
basit ruh irtibat mmkn olmazd. Bil ki misali tasavvurlar, hissi
zahiri suretleri vcuda getirdii iin Musann terbiyesi uaybn
eliyle gereklemitir.80 Bu yzden Musa ve ayetleri zerinde galib
olan ez-Zahir isminin hkmleridir. Hak Teala onu kendine has
Hadisul kyamet hale arzil umem aleyh (s.a.a) hadisinde nakledilmitir:
Peygamberlerden hi birinin mmeti Musann mmeti kadar ok gzkmez. Ama
hi phesiz hadisin bu blm hakikate uymamaktadr. Aksine en az mmet
Musann mmetidir. Siyonizmden daha byk bir fitne sahibi mmet yoktur. Onlar
ve ou nderleri kfr zeredir.
79
Kabiliyet ve ayn- sabit cihetinden dier ilmi kaderi ayan zerinde bakanl
bulunan ve en kamil dine sahip olan son Peygamber (s.a.a) btn ilahi isimler
zerinde cemiyyet ve en yce adalet sfat ile hakim haldedir. Dier peygamberler
bu ism-i azamn mazhariyetinden bir nasibe sahip deildir. Onlar zahir ve batn
isimlerinin arasn birletiren mutlakiyet makamna ermemilerdir. Baz
peygamberler zahir isimler asndan, baz peygamberler de batn ismi asndan
galib haldedir. Cemaliye ve celaliye isimlerinde de ayn durum geerlidir.
klmak iin kemale erdirmek isteyince Hzra (a.s) gnderdi. Hzr ise
el-Batn isminin mazharyd. Hakka nazir olan kalb yznn sureti,
rade ettik, Rabbin de irade etti ve ona kendi katmzdan ilim
verdik ifadesiyle kssada belirtilen vasta olmakszn nezaret
etmektedir. Musevi itirazlarn tam tersi bir durum sz konusudur.81
Musa ile Hzr arasnda bir cihetten irtibat vastas olmad iin o
iki byk nebinin abas bir fayda vermedi. Resulullahn Musa ve
dier peygamberlerle fark, zahir ve batn isimlerinin tam bir itidal
seviyesinde onda (Resulullahta) hkim olmasdr. Peygamberin
kader srlar hakkndaki ilmi, onun tebli, uyar ve mjde makamyla
elimemekteydi. Sonsuz bir himmete sahipti. Musa ve Hzrn
elikisi ise her ikisinin de camiiyetlerinin olmayyd. Musada
Hzrn sonradan kendisine arz ettii kader srr, davetine aykryd.
Bu yzden Hzra itirazdan ibaret olan tebli iinde kusur etmedi.
Hzr da icmali olarak Resuln grevi sadece teblidir hakikatini
biliyordu. Musann sorununu onaylad ve sen bir ilim zere olduun
gibi ben de bir ilim zereyim diyerek itirazn telafi etti. Ama ahadi
ahmedi cemi vcud (s.a.a), grevinin zorluunun srrn biliyordu ve
onu yle aikr kld: Hud suresi ve benzerleri (yani Emrolduun
gibi dosdoru ol diye buyuran ilahi emir) beni yalandrd.
Kfir nezdinde kabul grmeyen, mmin nezdinde kabul gren
davetin, dosdoru olmay emretmesi sebebiyle Allahn emrini kabul
etmemesi kendisine ar geldi. Zira o itaate memur idi. Muhammedi
mereb bunu mahede edince geveklik gstermedi. Hibir
knaycnn knamasndan ekinmedi. Peygamberlerden hi biri byle
deildi.82
Bu bizim zetle anlatmak istediimiz gereklerdi. Bu yzden mam
(r.a) stadnn Musann vazifesi; mahzeri (hazr olunulan yer)
korumakt. Huzur ve mahzer arasnda ise fark vardr.83
80
79
Hakk bakas duyucu ve grc olduu cihetiyle her duyucuyla duyar ve her
grcyle grr. Sfatlarnn ise bir takm mertebeleri ve dereceleri vardr.
Bunlardan biri zati meiyet ve bir dieri ise zati iradedir. Bu ikisi zat makamnda
zati kelam gibi Hakkn aynsdr. Vcud mertebelerinde ikisinin de zuhurlar ve
tenezzlleri vardr. Elbette boalma eklinde deil, sirayet makamnda. lim de ayn
hkme sahiptir ve vcud cihetlerinde etkilidir. Lhut leminin arkcs u ezgiyi
terennm etmektedir: Ey Allahm! Ben senden en etkili ilminle istiyorum ve senin
btn ilmin etkilidir.
85
Vacibin tm hakikati olan ahadiyet makamnda salt tenzih vardr. Nurlu
ayetler, nebevi ve velayeti hadislerden tenzihe delalet eden eyler imkani
taayynlere oranla olumsuzluk artyla ahadiyet makamna yklenmektedir. Bu da
zatn zat iin zuhuru ve Hakkn zatyla ve zatnda zuhuru makam olarak
adlandrlmtr. Hakkn zuhuru ve tecellisi makamnda ayan-i sabite, zatn
malumiyet sureti ve icmali olan eylerin detayl uhudunda tebih kokusu
gelmektedir.
81
Hikmet-i Mtealiyede yce bir makama sahip olan, ameli ve nazari irfanda
sekin ahsiyetlerden biri olan fkh ve usul fkhta byk bir aratrmac saylan bir
alimi bulmak ok az mmkndr. Ama harikulade kabiliyetlere sahip bir kimse, hem
beeri hem ilahi cihete sahip olabilir. Merhum mam (r.a), kendini yetitirmi
biriydi. Esiz bir ilmi ycelie sahipti. Kendine byk bir gveni vard. Fkh, usul,
irfan ve Hikmet-i Mtealiyede herkesi artacak bir uzmanlk sahibiydi. Her ey
yaratld o ey iin myesserdir.
83
A.g.e. s. 367
ia ilim havzasnn neden sadece fkh ve usul derslerine nem verdii, ismet
ve taharet erbabnn kalplerine giren uluhiyet kaynandan km rivayetleri neden
nemsiz grd malum deildir. Usul-i Kafiyi yllar sonra ilk defa erheden Molla
Sadradr. Cahil, gururlu, evhaml ve sorumluluk hissi tamayan birisi onun
hakknda yle demitir: Onu kfr zere ilk erheden Molla Sadradr.
89
85
eyh Araki yle diyor: Muhib ve mahbubu 94 bir daire say ki onu
bir izgi ikiye ayrmtr ve iki yay eklinde zahir olmutur. Vcud
deil, grnm olan bu izgi salikin uhudunda yok olur 95 ve daire tek
gzkr. Bylece kabe kavseyn96 srr ortaya kar.
Eer bu vehmi izgiyi okuyacak olursan,
Hudusu kadimden ayrt edebilirsin.97
kinci Mikatn Misbah'larndan 13. Nur'da da belirtildii gibi ilahi
hitabeler ve hadislerde Hakkn tenzih cihetine riayet edildii hakikati
tekit edilmektedir. Bu yzden mam (r.a) yle buyurmutur: Btn
bu sylediklerimizle birlikte salikin hali iin rububi makama hrmet
87
(yani, bir mucizeyle) zahir olur. Ne var ki, bu durum (Batn isminin
mazhar olan) evliya iin byle deildir. Resul de tasarrufu zahiren
talep etmez.
Meer ki Hakkn emri iktiza etsin ve Resulden meydan okuma
veya baka bir sebepten tr mucize gstermesini istesin. Nitekim
Allah-u Teala Musa hakknda yle buyurmutur: Bir zamanlar
Msa, toplumu iin su istemiti de biz, "Deneinle u taa vur!"
demitik. Tatan hemen oniki gze fkrmt. Hakeza: Biz de
Musa'ya, Asan at! diye vahyettik. Bir de baktlar ki bu, onlarn
uydurduklarn yakalayp yutuyor. Hakeza: Biz Msya yle
vahyettik: Kullarmla geceleyin Msrdan yola k. Asan vurarak
denizde onlara kuru bir yol a! Dier Peygamberler de mucize
gstermitir. Bu da vahy yoluyla Kuranda tahakkuk etmitir. Hz. sa
(a.s) Ruhullah olarak adlandrlmtr. Ruh ise emir lemindendir.
Mucizesi ise lleri diriltmek ve topraktan ku yaratmaktr. Nitekim
Hz. sa (a.s) srailoullarna hitaben yle buyurmutur: Size
amurdan bir ku sureti yapar, ona flerim ve Allah'n izni ile o
ku oluverir. Yine Allah'n izni ile kr ve alacaly iyiletirir,
lleri diriltirim.
eyh-i Ekber, bu nakledilenleri zikrettikten sonra yle yazmtr:
nk resul, kavmine kar merhametlidir. Dolaysyla (ilahi) delilin
onlara apak klnmasnda bu, onlarn helak olmasna neden
olacandan arya gitmeyi istemez. Bylelikle, onlarn helak
nedenleri olan delilin ortaya kmasnda arya gitmek istemeyiiyle,
onlarn yaamlarn srdrmelerini salar.
Resul, mucize bir toplulua apak klndnda baz kimselerin bu
mucizeye inanacaklarn ve baz kimselerin de bildikleri halde bu
mucizeyi inkar edeceklerini; grdkleri mucizeyi, zulm, byklenme
ve ekememezlik nedeniyle aktan aa dorulamayacaklarn ve
(bu inkarclardan) bir ksmnn bu mucizenin sihir ve by olduunu
syleyeceini bilir. Resul, bunu grd ve ancak Allah-u Tealann,
kalbini iman nuruyla aydnlatt kimsenin mmin olduunu ve bir
kimse iman denilen bu nur ile bakmadka, mucizenin bir yarar
salamadn grd iindir ki mucizenin, orada bulunanlarn
kalplerindeki etkisi genel olmadndan himmetini, mucize
gstermekten alkoydu.
89
91
olsa bile hayrl amel hayrdr. Nice aki kimseler bir ok zorlu
ibadetlere ynelmektedirler. Ama imtihan annda metodunu
deitirmekte ve nefsani isteklerine yle bir dalmaktadrlar ki olaya
vakf olmayan kimseleri hayrete sevk etmektedir.100
mam Musa b. Cafer (a.s) Peygamberin (s.a.a) yle buyurduunu
nakletmektedir: aki annesinin karnnda aki olan ve Said de
annesinin karnnda said (saadet ehli) olandr.
Daha sonra yle buyurmutur: aki henz annesinin karnnda
iken ekyann amellerini ileyeceini Allahn bildii kimsedir. Said
ise daha annesinin karnnda iken saadet ehli kimselerin amellerini
ileyeceini Allahn bildii kimsedir.101
eitli kitaplarda nakledildii zere Peygamber (s.a.a) yle
buyurmutur: Kalemler kurudu ve defterler drld. Kyamet gnne
kadar var olacak her insann ateteki yeri yazlmtr Ashab,
Acaba kitaba gvenip ameli terk mi edelim? diye sorduunda
Peygamber (s.a.a) yle buyurdu: Amel ediniz. Herkese yaratld
ey myesserdir. mam Seccadn kaderin amele nisbetinin, ruhun
cesede nisbeti gibi olduunu beyan eden szleri de bu nebevi hadisi
tefsir eder konumdadr.
Hakkn kaderi ilminde kaderi ayan, zati istidad lisanyla vcud
talep etmiler ve Hakk da tekvini ol kelimesiyle onlarn isteine
icabet etmitir. Bir ok tenezzllerden sonra mutlak ehadet leminde
yer aldklarnda terii emir ve ilahi teklifleri bazlar kabul etmi bazs
da reddetmitir. Bu konuda kitaplarda yer alan hadislerde Allahn
saadet ve ekaveti takdir dairesinde karar kldna delalet
etmektedir. Aziz ve celil olan Allah yaratklar yaratmadan nce
saadet ve ekaveti yaratmtr. Bu anlam, ihtiyar ve irade ile de
elimemektedir. Aksine insani nefislerin ekya ve suada (iyilerktler) olarak ikiye ayrld ve takdir edilenin asla deimedii
100
Bazlarnn inancna gre, insan mehul bir varlktr. Hayal, vehim ve akl
kuvvelerinde karmaklklar mevcuttur. Bu yzden adaletini renmek hususunda da
zahir gzelliiyle kanaat edilmesi gerektii sylenmitir. Zira adalet melekesi
hakkyla renilemez. Baz kimselerde zahir gzellii Allah korusun riyadan ortaya
kmaktadr. Nefis muhasebesine dalan, murakabe makamna ulaan bir ok kimse
aldanm olabilir. Bu yzden ulul-azm peygamberleri dahi ismet makamna ulam
kimseleri tanyamaz. Vahiy dnda bir yolla bilinemez. Muhammedi kmil
velilerdeki ismet, ilahi bir batr. Kamil peygamberlerde de ayn durum geerlidir.
101
Tevhid, Nerul-slami basks, babus Saadet ve ekavet, s. 356
93
95
mam (r.a), ikinci mikat, birinci misbah, yirmi birinci nurda yle
diyor: Btn dediklerimiz ve gzlerinden kaldrdmz perdeler
esasnca gzlerin keskin gzlere sahip olduuna gre artk u hakikati
aka grm olmalsn ki ilahi ilimde ayan-i sabitin sbutu, naks
nurlarn tam ve kmil nurlardaki sbutu gibidir.
Sylendii gibi vahidiyet mertebesinde zatn isimlerden ve
isimlerin ayandan ayrlmas akli tahlil hasebiyledir. Vcudun
kendisinde ilahi isimler ve ayan-i sabit birlik iindedir. Bu yzden,
Ayan-i sabitin ilahi ilimdeki sbutu, naks nurlarn tam nurdaki
sbutu gibidir buyurmutur. Belki de bu yzden Kayseri nszde
yle diyor: Ayan-i sabit has vcudlardr. Kesin bilindii gibi
Hakkn tafsili ve icmali ilminde hakiki tekessre yer yoktur. Ama,
fiillerin ayn-i sabite, yani (ilahi isimlere deil de) Muhammedi
hakikate intisab ve Mirza Muhammed Rza Kumeinin szlerinde
grlen ayn- sabitin ve ilahi isimlerin mahiyet ve vcudla kyas u
anlamdadr: lahi isimler esma tecellilerde ilim asndan zatn
hicaplardr. Hakikatte tecelli eden zattr ve isimler zatn hicabdr.
Ama feyiz isimlerin hazineleri yoluyla ayana, ayandan ceberut
lemine, ceberut leminden misal lemine ve hviyet gaybndan
nc arza, misal leminden ehadet lemine tenezzl etmektedir.
Ama ilimde mahiyetler (ayn-i sabit anlamnda) ilahi isimlerin zuhur
ve sureti olduundan ayrcalk cihetleri olmasayd has vcut olurlard.
Vcut feyzi, zat gaybndan isimlere, isimlerden ayana, ayandan
ceberut lemine nazil olmaktadr. Tenezzllerden sonra ehadet
lemine ulamaktadr. Baz irfan erbab her mmknn ayn-i sabitinin
Eflatuni nursal idea mesabesinde olduunu sylemektedir veya harici
trlere oranla ruh mesabesinde olan idealara tebih etmilerdir. Bu
yzden eyh, Fususta yle demitir: lahi isimler, klliyet,
makuliyet ve vahdet cihetinde tahakkuk asndan asla darda
tahakkuk etmemektedir. lahi isimlerin ayn vcudu olan eyde eser ve
hkm vardr. Bu hkm ayanda da caridir. Bu yzden yle
denilmitir: Ayan-i Sabit gaypten ayna intikal etmez, gaybin
glgesinin zahiridir. Vcut kokusunu dahi almad sylenmesinden
maksat harici vcuttur. Ayan Hakkn tafsili ilmi olduu asndan
uzaklama ve ayrlma kabul etmemektedir.
dili vardr.
Bu konuda 21. Nura mracaat ediniz. mam (r.a) genlik dneminde asl
nshadan istinsah ettiim bu risalenin haiyesinde yle yazmtr: Msemmaya
bakmakszn bamsz bir gzle isimlere bakmak kfrdr. Zira hakiki mabudu
isimler ile rtmeye neden olmaktadr. simlere, mabuda baklr ekilde bamsz bir
bak ise irktir. smin zatn ibadetine ayna klnmas ise tevhittir. Bundan daha ince
bir anlam da vardr.
97
Allahn ilminde makul suretleri vardr. Zira Allah zat iin (lizatihi)
zatn, isimlerini ve sfatlarn bilmektedir. Bu ilmi suretler zatn ayns
olduu iin zel bir ekilde ve belli bir nisbette tecelli etmektedir ve
ayan-i sabite olarak adlandrlmaktadr. Klli veya czi olsun fark
etmez. Ehlullah nezdinde klliyat mahiyet ve hakikatler olarak
adlandrlmaktadr. Nazar ehli nezdinde ise cziyyat hviyyat
(hviyetler) olarak adlandrlmaktadr.
Ayan-i sabite Hakkn ilmi suretleridir. Hakkn ilerinin esma
tecelliler cihetinden ayrcalk meneidir. Ayan, ilahi isimlerin
taayyn olduu iin ilahi isimlerden sonra gelmeleri akl tahlili
hasebiyle o ayann zati zelliidir. Hakkn mutlak klli boyutlarla
taayyn ilmi suretlerin ayrcalk meneidir. lmi makamda her
mmkn aynn zuhur menei ilahi isimlerden biridir. Ayn ekilde
imkan ayanlarn zuhur menei, ilahi kapsaml klli isimdir. Taayyn
cihetinden tecelli hakikati mutlak gayb bildiren isimdir. O gaybn
makam taayyn etmemesidir. Her taayyn, o taayynn menei olan
isim cihetinden gayp makamlarndan bir makamdr. lahi kapsaml
isim, btn taayynlerin meneidir.
simden maksat, ismin kendi mefhumu deildir. Esma tecellilerde
zatn hakikatidir ki btn esma makamlarn menei konumundadr.
Yani isim tesmiyesinde klli ve czi elbisesi iinde zatn tenezzlne
baklmaktadr; uluhiyet makamnda zattan elde edilen mefhumlara
deil.
Bu bilgiler nda bilmi oldun ki eserler her ne kadar zat iin olsa
da mutlak gayb hakikat imkan mazharda tecelli etmekten uzaktr. Bu
yzden mmkn ayanlar zat rtlerine istinat edilmektedir. Yani ilahi
isimler Hakkn zatnn ve yznn nurlardr. Eer Hakk vcud
tecelli ile bu nurlar olmakszn zahir olacak olursa, yznn nurlar
yaratklarndan grd her eyi yakar.
Bu esas zere ilahi isimler de fiili tecelli makamnda, ilmi
makamda ayan-i sabitede tecelli yoluyla ayn makamda zahir, cari
veya tecelli etmektedir. Tecelli eden hakikatte zat makamdr, ama
isimler elbisesi iinde. Harici hakikatlerde cereyan eden, ayan-i sabite
elbisesindeki zattr. Elbette gaybul-guyub makamndan zatn
uzaklamas olmakszn. simlerin ayan makamnda vahdet ufkundan
ayrlmas olmakszn. Ayan-i sabite de bizzat ilahi isimlerin glgesi
ve ilahi isimler zatn glgesidir. D ayanlar ilahi isimlerin
99
kinci Matla
doru deildir. Nasl olmasn ki onlar zata zaid sfat ispat etmekte ve
bu zaid sfatn Hakk ile kaim olduunu sylemektedirler. Nisbetlere ve
izafetlere inananlar iin de durum ayndr.110
Uzun yazmann sakncas olduu hasebiyle bazen eyh-i Ekberin
yazlarnda deerli ve deersiz szler bir arada yer almtr. Vahdetten
kesretin sudur edeceine inanmamas ilk hakk hakiki vahit kabul
ettiindendir. Zaid sfat grn de iptal etmektedir. Hatta bu yanl
inanca inanan kimseleri gizli irke bulam kimseler olarak
grmektedir. Hakkn her sfatnda gerek ve harici vcut hasebiyle
btn sfatlarn anlamlar tahakkuk etmitir. Mefhum itibariyle
sfatlarn kesreti ve tahakkuk ve harici vcut itibariyle sfatlarn
vahdeti arasnda byk bir fark vardr.
eyh, Futuhatta Hakkn hakiki vahit olduu hususunda adeta bir
mnakaa iinde olduu gzlemlenmektedir. eyh yle demitir: lk
malulden (sonutan) vahit olsa dahi kesretin vcuda geldiine
inananlar, ondaki ortaya kan itibar sebebiyledir. Bu da onun akl,
nedeni, nefsi ve imkandr. Biz bunlara yle diyoruz: Bu sizleri ilk
illette, yani iindeki itibarlarn varl hakknda sylemeye
zorlamaktadr. O halde neden ondan sadece vahidin sudur olduunu
sylyorsunuz? Eer ilk nedenden kesretin sudur olduunu veya ilk
malulden (sonutan) vahidin sudur ettiini sylyorsanz, o zaman da
siz iki emre inanan kimselerden deilsiniz demektir.111
eyh-i Ekber, salt gayb olduu mlahazasyla zatn hakikatini
kesret mebdei olarak kabul etmemektedir. Zira zat, zati tecelliden,
zatn zata uhudundan hasl olan zuhurundan ve ahadi, vahidi ve uluhi
taayynden sonra rahman nefes ve cereyan eden vahdet ile zuhurun
mebdei olmutur. Baka bir ifadeyle enine ve boyuna zincirlerin zuhur
mebdei akli evvelde tecelli eden Allah ismidir veya Hakkn zuhuru
110
Hayalden maksat gerei ifade etmeyen hayaller deildir. lemden maksat ise
itibari mahiyetler ve mefhumlar deildir. Aksine imkani vcud gaybnn
kemallerinin mazhar olduu cihetinden aktarma dnda bir cihete sahip deildir. Bu
yzden ona glgesel vcud denmitir. Bir eyin glgesi ise onun vcuduna oranla bir
ey deildir. mam Sadka (a.s) glge bir ey midir deil midir? diye sorulunca
yle buyurmutur: Sen glgene bak, o bir eydir ve bir ey deildir.
ezeliyet ve vcub ile muttasf olan vahit bir vcudtur. Bu hakikati bir
daire eklinde farz et ki vehmi bir izgi onu ikiye ayrmtr. Mmkn
hakikatler ykseli ve ini mertebelerinde sirayet eden vahit bir feyizle
tahakkuk etmitir. Bu sirayet eden feyiz, Hakkn sereyan eden
nefsinden baka bir ey deildir. Daha ak bir ifadeyle ortada iki
sereyan yoktur. Vcud-i mnbesitin sereyan Hakkn sereyandr ve
mutlak kayyum vcut ile tekavvm etmenin aynsdr.
Molla Sadra, e-evahidur-Rububiyye vel-Meair ve Esfarn
ilahiyatnda ve bu kitabn irfani fasllarnda irfan erbabna uyarak
yle demitir: Itlak ve takyit kaydna oranla artsz olan vcut
hakikati Haktr. Gaybul-Mugib makam tlak ile mukayyed olsayd
vcud hakikatlerden baka bir hakikate sahip olmazd. Dolaysyla
her taayyn ile veya her mteaayyinde zahir olmazd. Zira
hakikatlerin hakikati, gayb makam zuhur ve tecelliden tahakkuk
eden kaytlara oranla gayr-i mteayyindir. Salt vcutta taayyn
etmemek vcut hakikatinin gayr-i mtenahi oluuyla eittir. Hatta o
hakikatin gayr-i mtenahi oluu o hakikatin tkenmezlii cihetinden
ve o mutlak vcudun gayr-i mtenahi oluu ise vcudunun iddeti
hasebiyledir. Gaybul-guyub makam, hibir hakikatin malumu,
mehudu ve derk ettii bir ey deildir ve hibir salikin tevecch ettii
bir kble olmamtr. Daha ksa bir ifadeyle o yce makamda sadece O
vardr. Ondan baka bir ey yoktur. Vcudun enlem ve boylamnda
tahakkuk eden her ey, Onun cilvelerinden biridir. Buna ramen yce
Allah her eyi ihata etmitir ve her eyi grmektedir.
Vcudun ikinci mertebesi tlak ile mukayyed olan varlktr ki
Onun baki yz ve fiilidir. Vcudun nc mertebesi mukayyed
varlktr ki baz arifler onu rekaikul-irtibatiye olarak adlandrmtr.
Molla Sadra Esfarn baz yerlerinde ve dier baz eserlerinde arif
ve filozoflarn grlerini cem etmitir. yle ki akl- evvelin
yaratldn syleyenlere gre sirayet eden feyiz ve genel vcud
bala (harfi) anlam konumundadr. Feyiz, emir ve taayynn
kendisidir; feyizlenen ve taayyn eden deil. zetle akl- evvel, feyz-i
mukaddese ariz olan ilk taayyn, feyizlenen ve sudur eden eydir. Ariz
olmadan maksat ise bilinen arazlar trnden deildir. eyh ebesteri,
Ben ve sen vcud zatna ariz olanlarz demitir.118
118
A.g.e. s. 178
rfan erbab, ilk akldan sudur eden btn hakikatleri, yani imkan
nak ve motifte vasta olan melein akldan nazil olduunu kabul
etmektedirler.
Mehur, hatta mstefiz olan Allahn ilk yaratt ey kalemdir.
Allah ona yle buyurdu: Kyamet gnne kadar (baz rivayetlerde
ise ebede kadar) olmu, olan ve olacak her eyin kaderini yaz hadis
de akl yoluyla kainata gayb hazinelerin hakikatlerinin zuhurunu teyid
etmektedir. Ama baz byk sufiler ve arifler kendi eserlerinde u
nemli konuyu da dile getirmilerdir ki vcud gvdesinin banda arif
ve filozoflarn deyimiyle akl- evvelden sadr olmayan bir takm
akllar da tahakkuk etmitir. Bu akllar, akl- evvelin enleminde yer
almtr. Bu ceberuti meleklerin lemini lem-i mheyyimin olarak
adlandrmlardr. Bil ki lem-i mheyyim akl- evvelden herhangi
bir ey istifade etmemektedir. Mheyyim lem zerinde akl- evvelin
bir egemenlii yoktur. Her ikisi de ayn mertebededir. Bizden, kutbun
hkmnden hari olan bireyler gibi. Geri kutub da bireylerden biridir,
lakin ifade (faydalandrma) akl- evvelin zelliklerindendir. Nitekim
tevliye de bireyler arasnda Kutba zgdr.122
Filozoflarn temel ilkelerine gre soyut akllarn enlemine
tahakkuku imkanszdr. Sudur, masdar, sadr, hakiki basit ve bizzat
vacibul-vcud hakknda doru bir tasavvura sahip olan kimse bunun
imkansz olduunu kolayca derk eder. Zira hakiki basitten vastasz
sudur eden eitli sonularn gerei, hakk- evvelde hakiki terkibin
varldr. Bu meselenin muhtar olan ve olmayan ile hibir ilgisi
yoktur.
Baz Snni szde arifler ak bir ekilde halifeler arasnda Hz.
Alinin en stn, kamil ve Resulullaha en yakn olduunu bildii ve
Ey Ali, senin etin benim etim, senin kann benim kanm, seninle
savamak, benimle savamaktr, iman senin etine ve kanna
karmtr hadislerinin bu hakikati teyid ettiini bildikleri iin
Earilere uyarak hsn ve kubh-i akli meselesini red etmilerdir. Ak
bir ekilde yle dediler: Bir ahs fazilet ve ncelik sahibi olmakla
122
Futuhatul-Mekkiye, c. 2, s. 350
adan marifet ehli olan kimselerin dediine gre btn ilahi eriatlar,
mutlak Muhammedi eriatn dallar ve sayfalardr. nceki mmetlerin
peygamberleri, velileri ve Muhammedi velilerin tm vcut leminin
efendisinin gneler gnei nurunun doduu yerdir. Zira o mutlak
hakikat taayyn etmeyen ve hviyet gayb hakikatinden zahir olan ilk
zuhur ve taayyndr. O her eyin kblesidir. Zira o hakikatin ve ism-i
azamn manasdr. Kabili taayyn cihetinden, o btn ayanlar
zerinde hakim durumdadr. Ehl-i marifetin ittifak ettii zere gayb ve
uhut lemlerinin asl, kapsaml klli Allah isminin sureti ve terbiye
ettiidir. Bir itibare gre de Allah isminin mazhar bir zattr ve o
hakikatin mealesinden bu leme feyiz ulamaktadr ve o da ezeli olan
hadis insandr.
Peygamberin nurudur en byk gne,
Bazen Musadan zuhur eden, bazen Ademden.
O makam, vcut leminin ba makamdr, en byk gnetir, vcut
dairesinin merkezidir ve btn peygamberlerin ayannda tecelli
etmitir. Hatta ceberut sakinleri bile onun hakikat gneinin
uydulardr. bn-i Fariz, Taiyye kitabnda yle diyor:
Benden kemal miras almayan nakstr,
Topuklar stne cezaya dnendir,
Basit nur ufkundan parlt gibi,
hata edici deniz yolundan damla gibi,
Vcut icad olmasayd, uhud olmazd,
Ahitler zimmet ile ahdedilmi olmazd.
Peygamberlerden her bir peygamberin sureti ve her velinin
taayyn hakikatte o hakikatin sfatlarndan bir sfatn zuhur
mahallidir. Zira Muhammedi hakikat, yaratl lemini ihata eden bir
dairedir. Her kimin velayet dairesi o ihata edici daireye yaknlarsa,
Onun mmetinin velilerindendir. Onun zel velayetinin sonuncusu
ise ona yaratklardan en yakn olandr. bn-i Arabi, Futuhatta yle
diyor: Son veli (r.a), o her zamanda deil, lemde bir vahittir. Allah,
Muhammedi velayeti onunla sona erdirmitir. Muhammedi veliler
arasnda ondan daha by yoktur. Sonra Allah genel velayeti
Futuhatul-Mekkiyye, c. 2, s. 9
Maddecilie saplanan baz cahiller btn insanlarn idrak asndan eit
olduunu savunmaktadrlar. Onlar lmsz vahiyden alnan ve hi bir beeri
retmenden renilmeyen evliya ve enbiya ilmini inkar etmektedirler. Beeri
retmenlere ihtiya duymayan yetkin nefisleri reddetmektedirler.
128
haber verdii eyi kat kat fazlasyla haber vermitir. Zira sa (a.s) o
yce makamn iyiliklerinden sadece bir iyiliktir. Nitekim Peygamber
(s.a.a) yle buyurmutur: Adem su ile balk arasnda iken ben
peygamber idim Adem ve dierleri kyamet gn benim abamn
altndadr buyurmutur. Hakeza: Biz en sonlar ve en ncleriz. Biz
en ncler ve katlanlarz Ahir evvelin aynsdr. lk ve son sr onun
vcuduyla zahir olmutur. Hz. Ali (a.s) yle buyurmutur: Ben gece
ve gndzn sahibiyim.
Fususul-Hikemde (Fussi-iside) bn-i Arabi yle diyor:
Hatemul-Evliya, veli iken Adem, su ile balk arasnda idi. bn-i
Arabiye gre Hatemul-Evliya, rtbe hasebiyle Hz. Ali, zaman
hasebiyle ise Hz. Mehdidir (a.s).
Byk aratrmac bn-i Fariz (r.a) gerekten de nbvvet ve
velayet hateminin makamlarn ve ilimlerini ok gzel bir ekilde
beyan etmitir. yle ki ondan nce ve sonra hi kimse bu konuyu bu
kadar gzel beyan edememitir. Bu konuda esiz bir makama sahiptirbyk bir edeple bu zor konuda Konevinin stad olan bn-i
Arabiden hi de geri kalr yan olmadn gzler nne sermitir.
Kendi zamannn yce arifi bn-i Arabiden asla etkilenmemitir. Bu
kesin bilinen bir gerektir. bn-i Arabinin rencileri ve Konevi
mektebinin rencileri de bu inan zeredirler. bn-i Farizin eserlerini
toplamakla grevli olan olu veya torunu Taiyye-i Kbray yazd
gnlerde onun hakknda yle demitir: O genellikle byk bir
dehet iindeydi. Gzlerini bir yere dikerek bakyor, kendisiyle
konuan iitmiyordu. Bazen duruyor, bazen oturuyor, bazen yan
zere yatyor, bazen l gibi srt st uzanyordu. Gnlerce bu hal
zere yaad. Bu mddet zarfnda, yemedi, imedi, konumad ve
hareket etmedi.129
129
Bu iki byk ahsiyetin ada el-Makerri, bn-i Arabi ile bn-i Farizin
mlakat ettiklerini ve ondan Taiyye kitabn erh etmek iin izin vermesini istediini
nakletmitir. bn-i Fariz ise ona yle demitir: Senin Futuhat- Mekkiye kitabn
benim Taiyye kitabnn erhidir. Konevinin bylesine nemli bir konudan haberdar
olmamas mmkn deildir. Msr, am ve Konyada Taiyye kitabnn ders olarak
okutulmasna byk nem veren birisi nasl olur da byle bir grmeyi
nakletmekten saknr. Konevinin Taiyye kitabna verdii deer ve bu kitap
hakkndaki dncesi bn-i Farizin, bn-i Arabiden ve Futuhat- Mekkiyeden
istifade etmediini gstermektedir. Taiyyede bir eksiklik yoktu ki erhi de bn-i
Arabinin kitaplarna mracaat gerektirsin. Bizzat Konevi bu deerli kitabn kamil
ve tam bir zevk zere yazldn biliyordu. Hi bir Farsa ve Arapa dz yaz ve iir
Taiyye kitabnn dengi olamaz. Mritlerine bu kitab okumalarn ve korumalarn
tlyordu.
131
Her asrda akllar hayrete dren halete sahip kimseler olmutur. Byk ilahi
zatlardan birisi yle demitir: Onlardan Musann admlar zere ve onlardan
drisin admlar zere olanlar varadr. Ahund Molla Hasan Naini, Ahund Molla Ali
b. Cemid Nurinin rencilerinin ada ve onlardan biri idi. Kendi zamannn
byk ahsiyetlerinden biri saylyordu. Aratrma erbab ve fen statlar onun
tmyle yakar. lahi nur, btn vcudunu kapsar, bylece hakta fenaya
erer. mtiyaz ciheti ortadan kalkar, ama u nkteye de dikkat etmek
gerekir ki:
Burada yanl hayal etme ve tan,
Ki herkim hakta kaybolursa Allah deildir.
nc halet ise stlahi mnazele haletidir. O da udur ki talip ve
metlub arasndaki ince iliki iki tarafn cezbine sebep olur ve ortada
buluma hasl olur ve marifet ehlinin stlahna gre mnazele
tahakkuk eder.
Aklamak istediimiz miracn zeti budur.
mam (r.a), kitabn sonunda, Peygamberin nbvvetini ele
almtr. Konu esnasnda Muhammedi hakikat olarak tabir edilen akl-i
evvel hakikatini beyan etmeye almtr. Bu konu yce ve nemli
irfani konulardan biridir. Bu konuyu derk etmek, ok zordur. Tahkik
ehlinden ok az, bu tr konulara girebilmitir. Akl-i evvelin nzul
yaynda mertebesinden ayrlmakszn tenezzllerinin hakikati ok zor
konulardan biridir. Geen konularda da beyan ettiimiz gibi akl,
ceberuti ve misali lemlerde sereyan ve tenezzller, unsuri basit
varlklar suretinde zuhur cihetinden, basitler (yaln) nahiyesinden,
terkip husul cihetinden, basitlerin terkibe zati sevgi veya meyli,
elastikiyetli hareketin husul, madeni, nebati ve hayvani dereceleri kat
ederek insani makama ulama ve daha sonra da bilfiil akl makamna
ulatktan sonra kendi aslna rcu etmektedir. Bu asln illeti de beyan
edildii zere vcudun akldan balamas ve onunla sonulanmasdr
ki, ahadiyet kapsn ilk alan ey akldr.
Beyan edildii zere son Peygamberin mrebbisi maddedeki
zuhurdan, rahimdeki istikrara ve insani vcutla douma kadar onun
bizzat ayn-i sabitidir. Zira bu ince hakikat, o hakikatin zuhurudur. Her
eyin hakikati o eyin Hakkn ilmindeki taayyn biimidir. Btn
ilahi isimlere oranla Hakkn ilmindeki mteaayyin olan hakikatin
mazhariyeti, zahir ve mazharn ittihad ve Allahn tam mazhariyet
makamna sahip hakikate inayeti babndandr. Bu mazharn tabii
geliimine engel olan engeller ortadan kalktktan sonra kendi aslna
dner ve kendi ayn-i sabitini mahede eder. Sonuta nihayetler,
balanglara dntr babndan vahidi cemi vcud, en geni ve en
Mearikud-Dirari, s. 541
olan ilahi rahmete bir bak. Rahmetim her eyi kapsamtr ifadesi de
bu anlama iaret etmektedir Ehl-i Beytin ve Allahn temizlemeyi
irade ettii kimselerin bereketiyle phesiz Allah siz Ehl-i Beytten
her trl ktl gidermek ister- eleri kendilerine vasiyet ettiimizi
yerine getirmektedirler. Sizi tertemiz klmak ister Ehl-i Beyt eleri
iin muhalefetlere dmekten koruyan bir emandr.134 Bu yzden eer
Muhammedin mmeti ebedi atete kalacak olursa, bu nbvvet
makamnn bir noksanl saylr. Allah-u Teala nbvvet Ehl-i
Beyt'ini dnyada tertemiz kld gibi ahirette de mmetini ateten
kurtararak temizleyecektir. Allah Resulnn kendilerine gnderildii
hibir muvahhit atete baki kalmayacaktr Eer atete baki kalacak
olursa, phesiz ate ona bir esenlik olacaktr. Bu ahirette Ehl-i
Beytin bereketindendir. Ehl-i Beytin dnya ve ahiretteki bereketi ne
de byktr.135
Ehl-i Beyt ve Dostlar
Allah Resul halis bir kul idi. Allah-u Teala onu ve Ehl-i Beytini
tertemiz klm ve her trl ktl onlardan gidermitir. Ayette
geen rics kelimesi, her trl pislii kapsamaktadr. Allah-u Teala
yle buyurmutur: Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden her trl pislii
gidermek ve tertemiz klmak ister. Dolaysyla onlara sadece
tertemiz olanlar izafe edilir. Allah Resul Selman iin de tertemiz
olduunu, ilahi koruma altnda bulunduunu ve ismet sfatna haiz
bulunduunu beyan etmitir. Allah Resul (s.a.a) yle buyurmutur:
Selman biz Ehl-i Beyt'tendir Peygambere ve Ehl-i Beytine sadece
kutsal ve temiz olanlar izafe edilebilir. Ehl-i Beyt hakknda ne
dnyorsun? phesiz tertemiz olanlar onlardr. Onlar temizliin ta
kendisidir. Bu ayet, Ehl-i Beytin de Allah Resulne (s.a.a) Allah,
senin gemi ve gelecek gnahn balar ayetinde ortak olduunu
beyan etmitir.136
Ehl-i Beyt lemin Kutuplardr
Ey dost! Yaratn Allah nezdindeki makam byleyse ve onlara
izafe olanlar da onlarn erafetiyle erefleniyorsa ve bu erefleri kendi
134
A.g.e. s. 232
Bu kitap, nc misbah, 9. Vemiz
Misbahul Hidaye
ilel Hilafeti vel Velayet
Misbah (Meale)
Ey marifet ve yakn admyla yce Allaha doru hicret eden kimse
ki Allah-u Teala bize ve sana bu apak yolda lmeyi nasip etsin ve
bizi ve seni bu yolda yryp hidayete ermi olan kimselerden klsnbil ki ahad gayb hviyet ve hviyet gaybnda sakin olan Anka-i
murib ve nur ve zulmet perdeleri altnda gizli olan hakikat; ma,
batnlar, gayb ve hikmetli zikir lemlerindeki isimlerin gizliliinde
bulunmaktadr. Mlk ve melekut lemindeki mukaddes hakikatinin ise
ne bir resmi ve ne de bir eseri vardr. Ariflerin amelleri bu hakikate
erimekten uzaktr. Slk edenlerin ayaklar celal perdelerinde
kaymakta, kemal ve velayet sahiplerinin kalpleri bu hakikatin kutsal
dergahndan mahrum bulunmaktadr. Enbiya, mrsel resullerden hi
biri iin tannm deildir. badet, slk ve hidayet ehli hi kimse
tarafndan ibadet edilmi deildir. Mkaefe ehlinden ve marifet
sahiplerinden hi kimse tarafndan kastedilmi maksd klnm
deildir. yle ki btn yaratklarn stn olan Peygamber (s.a.a) bile
bu makamda yle demitir: Seni hakkyla tanyamadk ve sana
hakkyla ibadet edemedik. 139
Nitekim Farsa bir iirde yle yer almtr:
Anka kimseye avlanmaz, tuzan topla,
Burada tuzan eline havadan baka bir ey gemez.140
Bu hakikat gnl sahipleri nezdinde de sabit olmutur.141 yle ki
yle demilerdir: Mkaefe ehlinin marifetinin nihayeti, marifetten
aciz olduunu derk etmesidir.
139
Miratul Ukul, c. 8, s. 146 kitabul man vel kufr, babu ukr 6. hadis
Divan-i Hafz, 6. gazal
141
Bu sz ierii ile bir ok ifadelerde yer almtr. Nitekim mam Seccad (a.s)
Mnecaatl Arifin adl duasnda yle buyurmutur: Kullarn iin marifetinden
aciz olduunu bilmeleri dnda seni tanmaya bir yol karar klmadn. Molla Sadra
ise yle demitir: Onu tanmaktan aciz olduunu itiraf etmek farzdr. Bu marifetin
nihayetidir. (el-Mebde vel Mead, s. 38,) bn-i Arabi ise yle demitir:
Marifetinden acizlik dnda marifeti iin bir yol karar klmayan kimse
mnezzehtir. (Futuhat-i Mekkiye, c. 2, s. 255)
140
Misbah
Bu gayb hakikatin melekut lemindeki ruhaniler ile ceberut
lemindeki mukarreb meleklerden gayb ve ehadet lemlerine ne bir
ltuf ve ne de kahr bak vardr. Onlara ne bir rahmet ve ne de bir
gazab tevecchyle tevecch etmitir. O, zat makamnda bir arac
olmakszn isim ve sfatlara bile bakmamaktadr. Hibir suret ve
aynada da tecelli etmez. Zuhurdan korunmu olan bir gayptr.
Yznden nur perdelerinin kalkmad bir ekilde rtldr. O halde o
mutlak batndr ve hibir treve kklk etmeyen bir gayptr.
Misbah
Gayb hakikate isnad ettiimiz batn ve gayb, vahidiyet ve cem
makamnda sfatlardan biri olan zuhur karsndaki batn ve gayb
deildir. Ayn zamanda ilahi isimlerden ve hakiki isimlerin
tecellilerinden olan batn da deildir. Zira kudsi sfatlardan biri olan
batn, sfat makamndaki tecelliden ibarettir. Rububi isimlerden olan
batn ise esma makamndaki tecelliden ibarettir. Bu ikisi gayb
makamdan sonra gelmektedir. Bu makamn bu tr isim ve sfatlarla
ifade edilmesi de kafiye darlndan ve ifade yetersizliindendir. Zira
velilerin kalbinin bile tevecch etmekten mahrum olduu hakikat,
kavramlar kategorisinden olan lafzlarla nasl ifade edilebilir. Arapa
bir iirde ne de gzel ifade edilmitir bu:
Bil ki yirmi yedi harften rlm bir elbise,
Ycelikleri ifadeden acizdir.
Lafz aciz, konumas dilsiz ve dinleyici sar!
Nitekim Farsa bir iirde ise yle denmitir:
Sar olan ben bir rya grdm ve btn lem sar,
Ben, demekten aciz, halk ise onu iitmekten.142
142
Misbah
Bu gayb hakikatin yaratklar ile hibir ilikisi yoktur. Hakikati,
yaratklarn hakikatinden ayrdr. Aralarnda hibir trdelik yoktur.
Aralarnda bir ortak nokta bulunmamaktadr. Eer kamil velilerin
kelimeleri arasnda bu tr bir irtibatn ve ortakln reddedildii ve bu
gayb hakikat ile yaratklar arasnda zat bir ayrln olduunu
bildiren ifadeler iitecek olursan maksat bu iki hakikat arasndaki zat
farkllk ve irtibat yokluudur. Keif ehli ariflerin szlerinde ise bir tr
ortaklk ve irtibattan sz edildiini ve hatta gayriliin ve ikiliin
ortadan kaldrldn grecek olursan, maksatlar bu gayb vahidiyet
mertebesi deildir. nallah bu konu, kendine zg Misbah ta ayrca
ele alnacaktr.
Misbah
Konumaclarn pheleri, kt yanllar, szde filozoflarn
vehimleri ve donuk yalanlar sebebiyle sakn ayaklarn srmesin.
Onlarn ticaretinin yakin pazarnda hibir krlar yoktur. nclerin
meydannda onlarn metasnn hibir deeri yoktur. Onlar brak
kendi dncelerine dalp kalsnlar143 ve ilahi ayetleri ve isimleri
inkara devam etsinler.144 phesiz hakkul yakinden uzaklk azab
onlar iin hazrlanm ve Allaha yaknlatrlmlardan mahrumiyet
atei onlar beklemektedir. Bu yzden onlarn bazen yaratc ve
yaratklar arasndaki irtibat reddettiini ve varlksal hakikatler
arasnda ihtilafn olduunu sylediini grrsn. Allahn
yaratklardan kenara ekildiini kabullenirler. Onlar bu szlerinin
yce Allahn kudret elini baladndan ve tatile yol atndan
gaflet iindedirler. Kendi elleri balansn ve bu tr szleri sebebiyle
Allahtan uzak dsnler. 145
Bazen de kargaala der ve Hak Tealay yaratklara tebih eder
ve Hakkn tenzih hakikatinden gaflete derler. Ama hakikati
kefeden arif ve ilahi yolda yryen ilahi ahsiyetler her zaman iki
gze sahiptir. Her iki gz de sadr ki biriyle yaratc ve yaratk
arasndaki irtibata, yaratklarn yaratcda yokluuna ve hatta gayrilik
143
Enam suresi, 19
Mmin/63. ayetten iktibas edilmitir.
145
Maide/64
144
Misbah
smet Ehl-i Beytinden nakledilen bir ok rivayetler de bizim bu
dediimiz geree iaret etmektedir. Bu delillerden biri Kafide yer
alan bir rivayettir. Bu rivayette yer aldna gre Abdurrahman b. Atik
Kasir, Abdulmelik b. Ayun vastasyla mam Sadka bir mektup
gnderdi. mam Sadk (a.s) kendisine cevap olarak yazd mektupta
yle buyurdu: Allah sana rahmet etsin, bil ki tevhit hakkndaki
doru gr Kuran'da Allah-u Tealann sfatlar hakknda nazil olan
grtr. O halde yce Allahtan butlan ve tebihi reddetmen gerekir.
Zira ne butlan ve ne tebih Allah hakknda geerli deildir. O
mukaddes zat bir eye tebih etmek mmkn deildir. O mevcud ve
sabit olan Allahtr146 Hakeza Kafide yer alan bir rivayete gre
Hasan b. Said yle diyor: mam Cevada (a.s) yle bir soru
soruldu: Allah hakknda o bir eydir demek caiz midir? mam
(a.s) yle buyurdu: Evet, ama u artla ki onu tatil ve tebih
snrndan karm olsun.147
Misbah
lahi sfat ve isimler de sahip olduklar ilmi kesret hasebiyle bu
gayb makamla hibir irtibat yoktur. Bir eyin aracl olmakszn bu
makamdan bir feyiz elde edemezler. Hatta Allahn en byk ismi bile
iki makamndan bir olan taayyn makam sebebiyle ki bu makamda
btn isimleri kapsar. Camiyeti/kaplamas de klln eczasn
cam/kaplar olmas trndendir. zellikle de ism-i azamn sfatlar ve
isimler aynasnda zuhur makamnda bu makamdan bir feyiz
edinemez. Zira isimler ve sfatlar ile bu gayb makam arasnda nurdan
bir rt vardr. Hibir taayyn olmayan ve hi bir sfatla muttasf
olmayan bu gayb hviyette zatlar makhur ve hviyetleri param
146
147
Misbah
Eer bu gayb hakikatin bilginlerin elinin ulamaktan ve
feyizlenenlerden birinin dahi bu kutsal dergahtan feyizlenmekten daha
yce olduu, sfat ve isimlerden hi birinin taayynleriyle srrnn
mahremi olmad ve hi kimseye bu makama giri izni verilmedii
srrna erdiine gre o zaman bil ki isimlerin zuhuru ve hazine
srlarnn kefi iin ilahi bir halife tayin edilmelidir. Bu ilahi halife
isimlerde bylece sz konusu gayb hakikatin halefi olmal ve o ilahi
halifenin nuru bu aynalara yansmal ki bu vesileyle bereket kaplar
alsn, hayr emeleri aksn, ezel sabah sksn ve balang sona
ilisin. Bu yzden hicab- ekber ve en nurlu feyz-i akdese isimler ve
sfatlar elbisesinde zuhur etmesi ve taayynler elbisesini giymesi iin
gayb bir dille, gayb kaynandan emir kt, o da emre itaat etti ve
grn uygulamaya geirdi.
Misbah
Bu zuhurun asl ve kkeni olan bu gizli kudsi hakikatin ve ilahi
halifenin gayb hviyete bakan gizli bir yz olmal ki o yzyle asla
bir zuhuru sz konusu deildir ve bir de isimler ve sfatlar lemine
bakan bir yz olmal ki bu yzyle de isimler ve sfatlar leminde
tecelli etmekte ve vahidiyet-i cem makamnda bu yzle isimler ve
sfatlar aynasnda zuhur etmektedir.
Misbah
Bu feyiz makamndan ve halife-i kubradan feyizlenen ilk ey ism-i
azam yani ismullah makamdr. Elbette taayyn makamyla ki bu
makamda btn isim ve sfatlar kendinde toplar. Btn mazharlarda
Misbah
sm-i azamn mazharlarndaki ilk zuhuru zat rahmaniyet ve zat
rahimiyet makamdr. Bu iki isim cemal isimlerinden olup btn
isimleri kapsamaktadr. Bu yzden rahmeti gazabn gemitir.148 Bu
ikisinden sonra da dier ilahi celal isimleri sahip olduklar makamlar
sebebiyle zuhur etmitir.
Misbah
Bu hilafet; zuhur, ifaze, isimlerle taayyn ve cemal ve celal
sfatlaryla muttasf olmaktadr. Zira sfat ve esma taayynler, halife
klanda fani olmu ve btn ahsiyetler gayb makamnda yok
olmutur. Hi birinin ne bir hkm ve ne de bir zuhuru vardr.
Misbah
Bu ilahi halifenin btn isimler aynasnda zuhuru vardr. Nuru,
sahip olduklar kabiliyetleri hasebiyle btn isimler aynasna
yansmtr. Bu nuru kabullenme kabiliyetleri miktarnda ondan
istifade etmilerdir. Bu nurun btn aynalara yansmas nefsin, kendi
kuvvelerine sirayeti gibidir. lahi halifenin taayyn ila mteayyin
olmulardr. artsz bir hakikat gibi, sahip olduklar artla taayyn
elde etmektedir. Bu sirayet ve nfuzun keyfiyetinden bu tahakkuk ve
nzuln hakikatinden yce makam sahibi arifler ve kamil veliler
dnda hi kimsenin bir bilgisi ve haberi yoktur. Sadece mutlak feyz-i
mukaddesin nfuzunu imani bir uhud ve irfani bir zevkle derk eden
148
Misbah
Vcud leminde vak olan ilk tekessr (kesret) ilmi ve vahidiyet-i
cem makamnda vaki olan esma ve sfat kesrettir. Bu ilahi halife
esma taayynler suretinde zuhur etti, kesret elbisesini giydi ve sfatlar
elbisesiyle sslendi. Hakikatin kendisinde btn kesretlerin mebdei ve
dnya ve ahirette vcud mertebelerinin farkllnn temel kayna bu
kesret olmutur.
Misbah
Ufku, feyz-i akdesin ufkuna yakn olan her ismin vahdeti daha
kamil, gayb ciheti daha iddetli ve salam, kesret cihetleri ise daha
eksik ve az olacaktr. Bu konunun tersi de byledir. Yani her isim
feyz-i akdetsen daha uzak ve yaknlk (kurb) makamndan daha ok
alkonmu olursa, onda kesret daha zahir ve zuhur cihetleri daha fazla
olur. te bu yzden ii nurlu her arifin kalbine u hakikat kefolmakta
ve slk ehli arif u gerei kefetmektedir ki btn isim ve sfatlarn
camii olan ism-i azam btn kesretleri kapsad ve tm taayynleri
ierdii halde vahdet ufkuna daha yakndr. Bu kesrete amil oluu bir
adan hakiki kesretten mnezzeh oluudur. Hatta hakikati feyz-i
akdes ve zuhur ile kark gayb makamyla birlik iindedir. sm-i
azamn feyz-i akdes ile farkll, itibari bir farkllktr. Meiyyet ve
feyz-i mukaddesin, hkemann stlahnda akl-i evvel olarak
adlandrlan ilk taayyn ile farkll gibidir.
149
Misbah
Sakn ism-i azam mertebesinin, kuds lemine en yakn isimler
mertebesi ve feyz-i akdesin mazharlarndan btn isimler ve sfatlar
kapsad itibaryla ilk mazhar olduu szmzden dier ilahi
isimlerin hakikatlerini kapsamad ve zat cevherlerinde bir noksanlk
bulunduu anlamna geldiini sanma. Bu san ve zan ilahi isimleri
inkar eden ve Allahn dininde ilhada kayan kimselerin zanndr.150 Bu
kfr ve ilhadlar sebebiyle sevgilinin kerim yznn nurundan
mahrum kalmlardr. Bu sze gerek iman, ilahi isimlerden her
birinin btn isimleri kapsadna, btn hakikatleri ierdiine
inanmandr. Nasl byle olmasn ki? Oysa onlarn zat, mukaddes zat
ile birlik iindedir ve hepsi bir birlik halindedir. Bizim Hak Teala'nn
sfatlar zatnn aynsdr ve sfatlardan her birisi de dieriyle ayndr
szmzn gerei de budur. Ama falan isim, celal isimlerinden ve
falan isim de cemal isimlerindendir; bu, rahim ve o isim ise kahhar ve
cebbardr szmz de u itibarladr ki isimlerden her biri kendine
mahsus eylerde zuhur etmitir ve mukabil ismi, o zahir ismin
batndr. O halde rahim isminde rahmet zahirdir gazab ise batn.
Cemal isminde ise cemal zahirdir ve celal ise batn. Celal isminde ise
bunun tam tersi. O halde her ismin zahiri batnnda ve batn ise
zahirinde gizlidir. Evvel ve Ahir de byledir. Evvel Ahirde ve Ahir de
Evvelde gizlidir. Ama isimlerin ve rablerin rabbi olan ilahi ism-i
azam itidal ve istikamet haddindedir ve berzahiyet-i kbra makamna
sahiptir. Ne cemali celaline ve ne de celali cemaline stn
gelmektedir. Ne zahiri batnna ve ne de batn zahirine hakimdir. O
halde o batn olduu halde zahir ve zahir olduu halde batndr. Ahir
oluuyla evvel ve evvel oluuyla ahirdir. Sen ey okuyucu, bu konuyu
iyi ren. Zira bu konu marifeti elde etmek iin ok geni bir kapdr.
Misbah
u anda hak gnei dousundan doduuna ve hakikat gneinin
emesi ufuklarndan parladna gre bil ki taayyn, umuliyet, ihata
etmek ve ihata edilmek gibi ifadeler, tabir darlndan ve iaret
ksalndandr. Sen ey ruhani karde, sen sakn bu elfaz ve ibaretlerin
150
Misbah
O halde sen ey hak yolunun yolcusu, Har suresinin son ayetlerine
bir bak ve bu ayetler zerinde basiret gryle bir dn. Yce Allah
orada yle buyurmaktadr: O Allah ki, O'ndan baka ilah yoktur.
Gayb da, mahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan
O'dur. O Allah ki, O'ndan baka ilah yoktur. Melik'tir;
Kudds'tur; Selam'dr; M'min'dir; Mheymin'dir; Aziz'dir;
Cebbar'dr; Mtekebbir'dir. Allah, (mriklerin) irk komakta
olduklarndan ok ycedir. O Allah ki, yaratandr, (en gzel bir
biimde) kusursuzca var edendir, ekil ve suret verendir. En gzel
isimler O'nundur. Gklerde ve yerde olanlarn tm O'nu tespih
etmektedir. O, Azizdir, Hekimdir.152
Hakikat, yce Allahn dediidir. Makam yce Allahn bu
ayette ilahi makamn bu gayb makamyla birlik iinde olduunu nasl
anlattna iyi bir bak! Zira bu ilahi makam, Onun zatnda fani ve
varlnda yok olmutur. Daha sonra yce Allah dzenli bir ekilde
celal ve cemal sfatlarnn; zat, sfat ve fiil isimlerinin zat- ahadiyet ile
birlik iinde olduuna hkmetmitir. O halde iyi dinleyen ve ahit olan
kimse iin bu ayetlerde,153 bizim nceki dediklerimiz hakknda ok
ince ve latif iaretler bulunmaktadr.
151
Misbah
Kamil arif eyh Kad Said erif Kummi (r.a), 154 Bevarikul
Melekutiye kitabnda yle demitir: Daha kmil bir zevk ve daha
kolay bir yol edinenler nezdinde u hakikat akla kavumutur ki
Allah, btn ilahi isimlerin hakikatini barndran bir isimdir. Bu
szden maksadm Allah isminden baka dier isimlerin btn ilahi
isimleri ihtiva etmedii anlamnda deildir. Zira zevk ehli nezdinde
hi phesiz ilahi isimlerden her biri btn ilahi isimleri
kapsamaktadr. Zira her isim btn sfatlarla muttasftr. Bu makamda
var olan ey ise bir takm mertebelerin varldr. Birincisi hizmeti ve
raiyet mertebesidir, ikincisi erbab ve reisler mertebesidir. ncs
ise melik ve sultan mertebesidir. smullah, bu nc mertebeye
sahiptir. Bu yzden camiiyete (kapsamlla) mahsus klnmtr.155
Misbah
Bu yce arifin dedikleri ile bizim daha nceki Misbahlarda beyan
ettiklerimiz arasnda bir elikinin olduunu sanma. phesiz biz daha
nce de beyan ettik ki baz isimler direkt veya endirekt olarak dier
baz isimlere hkim durumdadr. Ayn ekilde daha nce de
sylediimiz gibi baz isimler ruhani hakikatlerin eitmeni, baz
isimler melekuti hakikatlerin eitmeni ve dier baz isimler de var
olan mlki suretlerin eitmeni konumundadr. Bu byk arif de
(kaddesallah srrehu) bizim yolunu akladmz eye inanmaktadr.
O da u ki cemal isimlerinde celal gizlidir ve celal isimlerinde ise
cemal gizlidir. Ama her isimde zel bir zuhur olduu iin o zuhur
itibariyle o manaya zgdr. Nitekim eyh Muhyiddin 156 de zat, sfat
154
Misbah
Eer phelerden arnm kesin bir ilim ve cehaletten mnezzeh
kmil bir marifetle vahidiyet ve ulhiyet makamnda vaki olan
kesretin esma ve sfatlarn suretinde tecelli eden feyz-i akdesin
tecellilerinden ve sfat ve isimlerin aynasna yansyan nurundan
olduunu bilecek olursan, yine bil ki bu ilahi isimlerin iki yz vardr.
Bir yz kendine ve taayynlerinedir ki kesret ve gayriyet hkmleri
bundan ortaya kmaktadr. leride aklamasnn yaplaca gibi
bunun, ilmi makamda bir takm gerekleri, emr ve yaratl leminde
ise bir takm etkileri sz konusudur. Bir de gayb makamna dnk bir
yz vardr; ama halis bir gayb deildir bu. Aksine zuhur aibesi olan
bir gaybtr. Ahadiyet zatnda fani ve hviyet gaybnda yok olan feyz-i
akdes makamdr. Bu yzle btn isim ve sfatlar zat ynnden fanidir
ve varlklar ahadiyet kibriyas altnda makhurdur/maluptur. Hviyet
ve mahiyetlerinde her hangi bir kesret sz konusu deildir.
anlamaktan aciz kald Fususul Hikem. Fususul Hikem irfan alannda ders kitab
olarak okutulmaktadr. Birok alimler erh ve haiyeler yazmlardr. mam
Humeyni de bu kitaba ok nefis bir haiye yazmtr.
157
Futuhat-i Mekkiye, c. 2, s. 302-303, 177. bab
158
Hz. Aliden naklen Peygamber (s.a.a) yle buyurmutur: Cennet
istenilmeyen eylerle, ate ise ehvetlerle evrilmitir. (Nehcul Belaa, 177. hutbe)
159
lmul Yakin, c. 1, s. 49
Misbah
Eer tertemiz imamlarn (a.s) marifet yerlerinden ve hikmet
madenlerinden birinde, Hak Tealann zat her adan vahittir ve
Onda hibir sfat yoktur diye buyrulduunu grrsen bil ki maksat
tm isim ve sfatlarn nezdinde makhur olduu o gayb ahadi
hviyetin hibir sfatnn olmaddr. Eer yce ve byk Allah
nezdinden inmi olan yce ve hikmet dolu Kuranda ve ayn ekilde
Masum mamlarn (a.s) hadislerinde Hak Tealann zat hakknda bir
sfatn zikredildiini grecek olursan bil ki o sfatlar vahidiyet
makamnda ve cem-i ilahi makamnda feyz-i akdes ile zuhur
hasebiyledir.
Misbah
Ben, ad geen arifin (Kad Said Kummi) szlerine aryorum.
rfanda yce bir makama sahip olduu ve seyr-u sluk yolunda salam
bir ayaa sahip olmakla birlikte neden byk ariflerin tevecch ettii
bu makamdan gaflet etmitir. yle ki Hak Tealann sbuti sfatlarn
nefyetmi ve btn sfatlarn selbi anlamlara geldiini sylemitir.
Hak Tealann sfatlarnn zatnn ayns olduu hususunda h demi
ve nefyetmitir. Bundan da ilgin olan yle demitir: lahi isimler
ile yaratklar ve ayn zamanda Hak Tealann sfatlar ile yaratklarn
sfatlar arasnda lfz bir itirak sz konusudur. Bundan da ilgin
olan Bevarikul Melekutiye kitabnn giriinde takip ettii yoldur ve
orada yle demitir: Bir sfatla nitelendirilen her ey, mecburen bir
surete sahip olmaldr. Zira sfat, mana leminde eyay mahdut klan
en byk bir haddir ve yce lemlerde sfatn ihatasndan daha ak
bir ihata sz konusu deildir.
Ardndan da Allah her hangi bir sfatla nitelendirilemez160
rivayetini de kendi szne ahit olarak gstermitir. Oysa kendisi de
bu kitapta, daha nceki misbahlarda da okuduun gibi isimlerden her
birinin tm isimlerin mertebelerini kapsad inancndadr. O halde
eer isimlerden her biri eer tm hakikatleri kapsyorsa mutlak bir
makama sahip olmaldr. Nitekim ismullah bu makama sahiptir.
Eer isimler bylesine mutlak bir makama sahipse, sfatlar olan
160
Misbah
Kad Said Kummi (r.a), eyh Sedukun (r.a) 161 deerli, nefis ve
kendi alannda esiz bir eser olan Tevhid kitabnn erhinde,
Esmaullah Teala vel Fark Beyne Meaniha ve Beyne Meani Esmail
Mahlukin adl babda yle demektedir: kinci makam bu zat
sfatlarn kendisine dnd ey, yani bu sfatlarn nakizi (eliii)
olan (Allah iin birer noksanlk ve kusur saylan) sfatlar o mukaddes
zattan selb etmek hakkndadr. Biz bu uzak hedef iin iki delil
zikretmekteyiz:
Birinci delil: Daha nce de dediimiz gibi bizim nezdimizde olan
kavramlar vcud ilerdendir ve bunlar iin Hz. Ahadiyetin kutsal
derghna bir yol sz konusu deildir. O halde azameti yce olan
Allah nezdinde var olan bu tr sfatlar, eer Allahtan (c.c) gayrisine
layk olduu anlamnda ise bu durumda onlarn tm vcud iler,
sfatlar trndendir. Sfat ise bir ey kendisiyle birlikte olduu
takdirde baka bir halete sahip olmasndan ibarettir. Byle olan bir ey
ise hi phesiz zaruret hkmnce o eyin kendisi deildir. Mebde-i
evvelden gayri olan ve de vcud ve subuti bir ey olan her ey, yce
Allahn maluldr (sonucudur).
161
Muhammed Ali Hseyin b. Musa Babeveyhin (381) knyesi Ebu Cafer olup
bn-i Babeveyh veya Saduk diye maruftur. mamiye alimlerinden ve byk
fakihlerindendir. Ayn zamanda byk hadis bilginidir. eyh Mufid, bn-i azan,
Gazairi ve dier birok kimseler ondan hadis nakletmitir. Hz. Hccetin (a.s)
duasyla gaybet-i sura dneminde domutur. yzden fazla eseri nesilden nesile
gemitir. nemli eserleri unlardr: Men la yehzuruhul Fakih, kmalud Din ve
tmamun Nimet, el-Hisal, et-Tevhid, Uyunu Ahbarir Riza, Emali, Meanil Ahbar,
lelu erai hepsi de hadis hakkndadr. Fkhta ise el-Mukanna ve el-hidaye
kitaplarn yazmtr. Rey ehrinde vefat etmi, kabri Ehl-i Beyt muhiblerince ziyaret
edilmektedir.
Misbah
Geen misbahlar hi phesiz kalp yznden karanlklar giderdi ve
sana bilmediin eyleri retmi oldu. Zat, sfat ve isimlerin birbirinin
ayns olduunu, Hak Tealann sfatlarnn zatna sonradan eklenen
halet ve belirtiler olmadn bilmi oldun. Sfatlar, feyz-i akdes ile
vahidiyet makamnda tecelli ve isimler ve sfatlar elbisesinde zuhur
etmekten ibarettir. Zatlarnn batnnda isimlerin hakikati ise mutlak
gayb hakikatten ibarettir. nceki misbahlara mracaat edilecek olursa
bu yce arifin szlerinde var olan problem de kendiliinden
halledilmi olacaktr. Zira onun ortaya koyduu delil, lafz ve lgavi
mnakaa mesabesindedir. Bu tr mnakaalar ise lgat ve etimoloji
bilginlerinin grevidir. Kamil ariflerin bu tr tartmalarla ii olmaz.
Bu tr konulara girmesi anna uygun deildir. Bu tr konular
marifetullahn rts ve Allah yolunun hrsz konumundadr.
Ayrca sluk ehli arif, bu tr szler etmekle kand eye
yakalanm olur. Zira bu durumda bir kimse ona yle diyebilir: Ey
arif eyh! Allah sana cennetin en yksek derecelerinde yer klsn, sen
162
erhut Tevhid, c. 3, s. 46
Misbah
Ey ruhani dost, Allah seni raz olduu eylerde muvaffak klsn,
seni ve bizleri esma ve sfatlarn uhud makamna nail klsn. Bil ki
bu hilafet makam, ilahi ilerin en by ve rabbani makamlarn en
ycesidir. Zuhur ve vcud kaplarnn kaps, hud ve gayb
anahtarlarnn anahtarlardr. Bu hilafet makam, Allahtan baka
kimsenin bilmedii gayb hazinelerinin168 anahtarlar olan indiyet
makamdr. Bu hilafet makam vastasyla Hak Tealann isim ve
sfatlar batn olduktan sonra zahir olmu ve sfatlar gayb olduktan
sonra aikar olmutur. Bu, her kk ve byn nezdinde yok
olduu, her fakir ve zenginin nezdinde hi sayld hicab-i azamdr.
Bu makam, arn stnde olan sonsuz fezadr. Oras ne bo ve ne de
doludur. Bu ilahi yzn nurlardr ki eer zerine gerilen nur ve
zulmet perdelerinden biri kenara itilecek olursa akl gznn
grebildii her ey kl olup gider.169 O halde yce Allah mnezzehtir,
kadri ne de yce ve makam ne de ulvidir. Saltanat yce, mnezzeh
ve mukaddestir. simler semasnn rabbi ve halk yerlerin rabbidir. Ne
kadar da ilgin! Yarasa, nurlu gnelerin gneini vmek istemekte
veya kayakeleri nurlu gnei nitelendirmeye kalkmakta, ne tuhaf!
Kalem ve beyan ne kadar ilgin, kalp ve dil ne kadar lal! De ki:
Rabbim szleri iin derya mrekkep olsa ve bir o kadar da ilave
getirsek dahi, Rabbimin szleri bitmeden nce deniz
tkenecektir. 170
Bu ayet-i erife kelimeler hakkndadr; nerde kald ki kelimelerin
mebdei ve ayetlerin kayna! Varlk denizi ve gayb ve uhud kalemleri
cilvelerinden birini dahi nitelendirmekten acizdir. Delili salam ve
saltanat ycedir.
168
Misbah
Bu hilafet, Muhammedi hilafetin ruhu, terbiye edicisi, asl ve
balangcdr. Btn lemlerde hilafet asl ondan balamtr. Hilafet,
halife ve kendisine halife olunan asl konumundadr. Bu hilafet;
Muhammedi mutlak hakikatin rabbi ve ilahi klli hakikatlerin asl
olan Allah azam ismi makamnda zuhurun tmyle zahir olmutur. O
halde ismullahil azam makam, hilafetin asldr ve hilafet Onun
zuhurudur. Hatta ismullah makamnda zahir olan, bu hilafetin
kendisidir. Zira, zahir ve mazhar birlik iindedir. Nitekim, ilahi
vahiyde de bu anlama ince bir iarette bulunulmu ve Biz onu kadir
gecesinde indirdik 171 buyrulmutur.
Nitekim ilahi marifetlerde stadmz olan kamil arif Mirza
Muhammed Ali ah Abadi Isfahaninin172 ki Allah bereketli gnlerini
devaml klsn- huzuruna varp kendisine ilahi vahyin niteliini
sordum, ilk grmemizde yle buyurdu: inna enzelnahu fi leyletil
kadr ayet-i mbarekesindeki hu (o) zamirinde, Muhammedi vcuda
inen o gayb hakikate bir iaret vardr ve leyletl kadrin hakikati,
Muhammedi vcudun hakikatinin ta kendisidir.
171
Kadir/1
Merhum Ayetullah Mirza Muhammed Cevad Hseyin Abadi Isfahaninin
olu, fakih, usuli, arif ve nemli bir filozof olan merhum Ayetullah Mirza
Muhammed Ali Isfahani ahabadi, Hicri 1292 ylnda sfahanda dnyaya geldi.
sfahan ve Tahranda ilm tahsilinin ilk merhalelerini bitirdikten sonra mukaddes
ilm havzalarn bulunduu Necef ve Samerraya gitti, Cevahir kitabnn yazar,
Ahond Horasani ve eriat sfahani gibi byk statlardan ders ald ve ksa srede
itihat derecesine ulat. Merhum ahabadi, fkh, felsefe ve irfan ilimlerinde yce
bir mertebeye ulat, bu ilimlerde ders verdi ve onun ders halkas Samerrann en
gl ders havzas haline geldi. Iraktan dndkten sonra ilk nce Tahrana yerleti,
ardndan Kuma gitti ve yedi yl boyunca mukaddes kum kentinde kald. Kendisinin
Kumda kal sresi iersinde mam Humeyni (r.a), onun ahlak ve irfan dersinden
kapsaml bir ekilde istifade etti. mam Humeyni (r. a) bu kitabn deiik yerlerinde
ve dier kitap ve risalelerde byk bir sayg ve yceltmeyle o byk stattan
bahsetmekte ve onun yetkinliini nakletmektedir. Merhum ahabadi, deiik
ilimlerde ders vermeyle ve deerli renciler yetitirmeyle, birlikte deiik alanlarda
bir ok eser geride brakmtr. O yce ilim ve amel eri, H. K. 1369 ylnda yetmi
yedi yanda Tahranda vefat etti ve Hz. Abdulazim Hasaninin trbesinin yannda,
Merhum eyh Ebu Futuh Razinin makberesinde defnedildi. Allah onu peygamber
ve onun temiz Ehl-i Beytiyle haretsin.
172
Misbah
lahi nurlarla aydnlanan ve ayn zamanda senin kalbini de
aydnlatan nceki misbahlardan ve ruhuna frlen bu ruhani
nefhadan sonra bu halife-i kbrann esma-i hsna ve sfat-i ulya ile
irtibatn bilmi ve bu isim ve sfatlarn o halifeyle irtibatnn, tecelli
ve zuhur irtibat olduunu derk etmi olman gerekir. Zira mutlak gayb
hakikatin, hakikati hasebiyle bir zuhuru yoktur. O halde zuhuru iin
bir ayna olmal ve o aynaya yansmaldr. O halde sfat ve esma
taayynlerin tm o byk nurun yansd aynalar ve zuhur
yerleridir.
Misbah
Hissedilir aynaya yansyan suretler doruluk ve erilik asndan
aynann ekline brnr; aynadaki suretler, aynadaki sar ve krmz ve
dier renkleri kendine alr. Bulankl ve berrakl hasebiyle bu
suretler apak bir farkllk iine girer. Oysa bu ihtilaflar, suret
sahibinde deildir. Aksine aynann kabiliyetiyle balantldr. Ayn
ekilde gayb makamn ve ma hviyetin, sfatlar ve isimler aynasna
yansyan yz de byledir. ma hviyet ve gayb makamn zat
hasebiyle bir taayyn yoktur. Aksine isim ve sfatlarn taayyn ile
taayyn etmi, onlarn rengine brnmtr. Kabiliyetleri hasebiyle
onlarda tecelli etmi ve zahir olmutur. Rahim ile rahimdir, Rahman
ile rahmandr, Kahhar ile kahhardr, Latif ile latiftir ve dier celal ve
cemal isimleriyle de ayn ekilde tecelli etmektedir.
Misbah
Vahidiyet makamnda ilahi isimler ve sfatlar bu gayb hakikatin ve
ilahi halifenin mazhar olduklar ve onlar zuhur makamna eritirdii
halde yine de sahip olduklar derece hasebiyle onun hakikati
hususunda nursal hicaplar konumundadr. O halde o gayb hakikat her
zaman isim ve sfatlar perdelerinin altnda gizlidir. O isimler ve
sfatlarda gizli ve rtl olduu halde, isim ve sfatlarn hudu da o
Misbah
Geen misbahlarda verdiimiz bilgilerden kamil ariflerin
aratrmaya koyulduu ma makamnn hakikati hakknda hkm
verebilirsin. Bu ma makam nebevi hadiste de yer almtr.
Peygambere Rabbimiz lemi yaratmadan nce nerede idi? diye
sorulunca, nakledildiine gre yle cevap verilmitir: mada
idi!174 Alimlerimiz bu ma kelimesi hakknda ihtilafa dmlerdir.
Bazlarna gre ma makamndan maksat, ahadiyet makamdr. Zira
bu makam hakknda hibir marifet elde edilmemekte ve srekli olarak
da celal rtsnde gizli bulunmaktadr. Dier bazlarna gre ise ma
makamndan maksat vahidiyet makam, esma ve sfatlar makamdr.
Zira ma, kelime itibariyle yer ve gk arasnda yer alan ince bulut
tabakas anlamndadr.175 Vahidiyet makam ahadiyet gkleri ile kesret
zemini arasnda bir vastadr. Biz diyoruz ki ma makamnn hakikati,
feyz-i akdes ve halife-i kbra makam olabilir. Zira o makam, sahip
olduu gayb makamyla hi kimse tanyamaz. Ayrca ahadiyet-i gayb
ve zahir olmayan hviyet ile iinde istediin kadar kesret vak olan
vahidiyet makam arasnda vasta da o makamdr.
173
Misbah
sim ve sfatlar leminin zuhuru tamamlannca esma ve sfat
elbisesinde feyz-i akdesin zuhuru vastasyla istediin kadar esma
kesret vaki olunca, ilmi neette ayan-i sabitin yzne ilahi isimlerin
suretlerinin ve vahidiyet makamnda isimlerin levazmnn kaplar
alm oldu. Bylece her sfat bir surette taayyn etti. Her isim, zat
makamnn ltuf, kahr, celal, cemal, besatet, terkip, evleviyet,
ahiriyet, zuhuriyet ve batniyetten iktiza ettii hasebiyle bir lazm
iktiza etti.
Misbah
Bir lazm iktiza eden ilk isim ilmi neette Muhammed ayn-i sabiti
terbiye eden en yce Allah ismiydi. O halde kamil insann ayan-i
sabiti, ayan-i sabite neetindeki ilk zuhur idi. Uluhiyet makamnda var
176
olan hubb-i zati vastasyla kamil insann ayn-i sabiti dier ilahi
hazinelerin ve gizli definelerin ba anahtarlar konumuna geldi.
Misbah
Ayanlar mertebesinde isimlerin dier levazm, insann ayn- sabiti
vastasyla zuhur etti. Nitekim isimlerin levazmnn erbabnn (terbiye
edicilerinin) zuhuru da kamil insann rabbi (terbiye edicisi) olan en
byk Allah ismi vastasyla gereklemitir. O halde bu ayn-
sabitin dier tm ayan zerinde hilafeti vardr ve imamn tm
mertebelerinde etkisi bulunmaktadr. O halde ayan-i sabitenin
suretlerinde zahir olan hakikatinde etkili ve makamlarna nazil olan
insann ayn-i sabitidir. Ayanlarn zuhuru da muhit, muhat evvel ve
ahir olma hususunda her biri sahi olduklar makam hasebiyle insann
ayn-i sabitinin zuhuruna tabidir. hud ve mearif erbab kimseler de
bunu tanma makamna ermilerdir. Ama bunlar kitaplarda
yazlabilecek trden eyler deildir.
Misbah
Bu makam, ilahi kaza ve rububi kader makamdr. Her makam
sahibi burada kendine zg makama ermitir. Kabiliyetler bu
makamda takdir edilmitir. Bu takdir, feyz-i akdesin ayanlar ile var
olan zel boyutu vastasyladr. O halde ilmi makamda zuhur eden
aynann bu zuhuru, d neetteki ayn zuhurunun takdiridir ve vaktin
erimesi ve ayn-i haricideki zuhur artlarnn husul hasebiyle zuhur
etmektedir.
Misbah
imdi Allahn izni ve tevfikinin gzelliiyle Kafide yer alan
hadisin hakikatini anlamann zaman geldi. Bu hadis eyhul
Muhaddisin Sketul slam, Muhammed b. Yakub Kuleyni (r.a) 178
178
Furu, er-Ravza, diye dalda ncekilerin yazdn bir araya toplamtr. Kitabur
Rical ve resailul Eimme diye kitaplar vardr.
179
Usul-i Kafi, c. 1, s. 147
180
Cinn/27
181
Usul-i Kafi, c. 1, s. 256
182
Feyzi Kaani el-Vafi kitabnda c. 1, s. 113
Misbah
Bizim nceki misbahlarda verdiimiz bilgiler ve bu bilgi
neticesinde kalbine kefolan ilimler sayesinde kader srlarndan bir
sr senin iin zahir olmu olur. Zira kader hakknda baz kimseler
uygunsuz laflar etmiler ve ho olmayan yollara sapmlardr. Oysa
ismet Ehl-i Beytinden, onlarn zannna aykr eyler rivayet edilmitir.
Ehl-i Beyt hadisleri onlarn dokuduu eyleri skp atmtr. Nitekim
eyh Sedukun Tevhid adl kitabnda Esba b. Nebateden naklen
yle yer almtr: Mminlerin Emiri (a.s) kader hakknda yle
buyurmutur: Bilin ki kader Allahn srlarndan bir sr ve Allahn
gizlilerinden bir gizlidir. Allahn rts altnda bulunmakta ve
Allahn yaratklarndan rtnm haldedir. Allahn mhryle
mhrlenmi ve Allahn ilminde ncelikli bulunmaktadr. Allah,
kaderi bilme teklifini kullarndan kaldrm, mahede edemeyecekleri
ve akllarnn eremeyecei yce bir makama ykseltmitir. Zira hi
kimse rabbani hakikate, samedi kudrete, nurani azamete ve vahdan
izzete eriemez, zira kader dalgal bir denizdir ve Hakk Tealaya
zgdr. Derinlii yer ve gk aras ve genilii dou ile bat aras
kadardr. Karanlk bir gece gibi siyahtr. Ylanlar ve bir ok balklar
vardr. inde bir ok gel-git olay vaki olmaktadr. Bu deniz ldayan
ve nurlu bir gnetir. Allahtan baka hi kimse onun hakknda bir
bilgi edinemez. Her kim ondan bir haber edinmek isterse Allaha
hkmnde ters dm olur ve saltanatna sava am saylr. Allahn
perdesini am ve onu ifa etmi olur. Bylece ilahi gazaba
uramtr. Yeri cehennemdir ve bu pek de kt yerdir.183
Dostun canna yemin olsun ki bu Allah velisinin buyurduu
dorudur. lim ve marifet kaynaklarndan ortaya kan bu hadiste bir
takm srlar vardr. rfan ehlinin akllar onlardan yzde birine dahi
eriemez; nerde kald ki bizim dar grlerimiz ve i dncelerimiz!
Ama btn bunlara ramen bizim szlerimizin apak doru bir
kantdr. Ne de byk bir kant! Bu bir tek kant bile bize yeterlidir.
Senin iin sylediklerimiz ve syleyeceklerimiz hakknda Allah
tarafndan salam bir delildir. Ne de byk bir delil! Bu bir tek delil
bile bize yeterlidir. O halde basiretle bakmal, ibret almalsn. Biz bu
kitaptaki hedefimizden uzaklam olduk. Ama sz sz at ve
183
Misbah
Bil ki kamil insan ile dier ayanlarn ayan makamndaki oran bir
taraftan vahidiyet makamndaki en byk Allah ismi arasndaki,
baka bir taraftan dier isimler arasndaki oran gibidir. (Bu nisbet her
iki adan da mahfuzdur. Yani hem feyz-i akdes olarak adlandrlan
gayb cihetiyle ve hem de en byk Allah ismi, uluhiyet, vahidiyet
ve cem makam olarak ifade edilen zuhur cihetiyle) O halde ism-i
azamn gayb cihetiyle aynalarda zuhur dnda bir zuhuru olmad
ve hibir taayyn bulunmad gibi dier cihetiyle de esma
mertebelerin tmnde zuhur etmekte ve nur nlar isimlerin
aynalarna yansmaktadr. Dier isimlerin zuhuru da onun zuhuruna
tabidir. Kamil insann ayn- sabiti de cemi makama mntesib icmali
cem cihetiyle ayanlarn suretine zuhur etmemektedir. O halde O, bu
adan gayptir. Ama dier cihetiyle her birinin kabiliyet makamlar,
varlk aynalarnda var olan berraklk ve bulanklklar hasebiyle
ayanlarna zuhur etmektedir.
Misbah
Kayseri,184 Fususul Hikemin nsznde yle diyor: Mahiyetler,
ilmi makamda ilk taayyn ile beliren isimlerin tmel suretleridir. Bu
suretler, feyz-i akdes ve ilk tecelliyle Hak Tealann zat sevgisi
vastasyla Allahtan baka hi kimsenin bilmedii gayb anahtarlarnn
istei zere ortaya km, ilahi zattan bir feyizdir. Bu gayb anahtarlar
sz konusu suretlerin zuhur ve kemalini dilemi ve Allah da ifaze
buyurmutur. Zira, ilahi feyiz iki ksmdr: Feyz-i akdes ve feyz-i
mukaddes. lahi ilimde, ayan-i sabite ve onlarn asl kabiliyetlerinin
vcuda gelmesi, feyz-i akdes vesilesiyledir. Bu ayanlarn d lemde
levazm ve balantlaryla vcuda gelmesi ise feyz-i mukaddes
184
Misbah
nceki misbahlarda renmi oldun ki feyz-i akdesin ilk tecellisi
ayandan henz bir haber bile yokken vahidiyet makamnda yce
Allah isminin zuhurudur. Ama ayan-i sabite feyz-i akdesin ikinci
tecellisi vastasyla vcuda gelmitir. kinci tecelli ise ilmi makamda
uluhiyet ile tecellidir. Allahtan baka hi kimsenin bilmedii gayb
anahtarlar ise bu aamada indiyet makam iin vcuda gelen isim ve
sfatlardr. O halde feyiz, vasta olmakszn ayanda tecelli etmez. Her
ne kadar Onunla birlik iinde olsa da en yce Allah ismi vastasyla
tecelli etmektedir. O halde farkl cihetleri gz nne almak gerekir.
Nitekim hikmet velileri yle demilerdir: Eer haysiyetler ve farkl
cihetler olmazsa, hikmet batl olur.
Ama eyhin, kabullenen sadece ilahi feyz-i akdes nahiyesinden
vcuda gelir sz u itibarladr ki her ey onun nahiyesinden vcuda
gelmektedir.186 Yoksa kabullenenlerin ayan ilk tecelliyle hsl
olmaktadr anlamnda deildir. Her ne kadar Kayserinin sz iin
doru bir yorum yaplabilse de eyhin maksad bizim dediimiz
gerektir.
Misbah
Kamil insann ayn-i sabiti, kapsamllk mertebesiyle zuhurda ve
esma suretlerin ilmi neetteki izharnda en byk ilahi halifedir. Zira
ism-i azam; celal, cemal, zuhur ve butun (batnlar) ierdiinden, cem
makamyla ayanlardan hi birine tecelli edemez. Zira bu aynalar
dardr ve de bulanktr. O halde yle bir ayna olmaldr ki kendisine
yansyan suretlerle uyum iinde olmaldr. Ayn zamanda onun nuru da
aynaya yansyabilmelidir ki ilahi kaza lemi zuhur edebilsin.
Dolaysyla eer insann sabit ayn olmasayd, sabit ayanlardan hi
birisi zuhur etmezdi ve eer insann ayn- zuhur etmeseydi, harici
ayanlardan hibiri zuhur etmezdi ve ilahi rahmet kaplar almazd.
185
186
O halde insann ayn-i sabiti vesilesiyle ilk sona erdi ve son ilk ile
irtibata geti. Bu yzden de insann ayn-i sabiti btn ayanlar ile
kayyum bir birliktelik iindedir.
Misbah
Sen ey deerli okuyucu! Allah seni dnya ve ahirette korusun.
Sakn, sakn sluk ehli ariflerin ve kmil velilerin mteabih ve
anlam ak olmayan szlerine tabi olma! Bu mteabih szlere
uyarak ayan ve esma makamnda bir kesret, deiim, farkllk, bir
mirat (ayna), bir meri (grlen ey), eyadan bir eyin varl,
hakikatlerden bir hakikatin husul, ayanlardan bir aynnn haberi ve
mmknlerde olduu gibi isimlerden bir ismin belirtisi olduunu
sanma. Allah bunlardan ok daha ycedir. Sakn maksatlarnn
hakikati hakknda ciddi bir aratrma yaplmadan ve hedefleri
hakknda kmil bir incelemede bulunmadan onlarn bu mteabih
szlerine uyma. Bu i irat makamna sahip olan ve seni o byklerin
hedeflerine klavuzluk edecek ilahi velilerden bir veli nezdinde
gereklemelidir. Aksi takdirde velilerin mteabih kelimelerinin
peice gitmek, insan evliya ve marifet ehlinin gz nuru olan tevhit
snrndan kmasna ve irfan ve sluk ehli kimselerin kalplerinin
kabesi olan ilahi isimler hakknda inkra dlmesine neden olur.
Misbah
imdi, iman kardelii hkmnce onlarn maksadna ksaca bir
iaret etmek bana farz oldu. O halde bil ki ilahi zat, kmil, hatta
kmilden de stn ve yaln, hatta yalnlktan da stn bir makamda
olduundan icmali yaln bir ekilde akli, vehmi, hayali ve harici
kesretlerden mnezzeh olduu halde tm eydir. O halde o tm eydir
ve eyalardan hi biri deildir. Bu akn hikmet sahibi kimselerin
kitaplarnda yazlan bir kaidedir. lahi felsefede ise delilleriyle ispat
edilmitir. Gnl sahibi ve marifet erbab kimselerce de kefedilmitir.
Kuran ayetleriyle glendirilmi ve Ehl-i Beytten nakledilen
hadislerde de teyit edilmitir.
Dolaysyla kmil arifler bu anlam zevkleriyle uhud ettiinden ve
uhutlaryla da derk ettiklerinden dolay bu uhutlar iin bir takm
Misbah
Makam, deer ve mevkisini iittiin bu hilafet, velayet
hakikatinden ibarettir. Zira velayet, ya yaknlk ya mahbubiyet ya
tasarruf, ya rububiyet veya veklet anlamndadr. Btn bu anlamlar
bu hakikatin birer gereini ifade etmektedir. Dier vcud mertebeleri,
bu hakikatin glgesi konumundadr. Bu velayet, Alevi velayetin
rabbidir. Alevi velayet emir ve yaratl leminde Muhammedi hilafet
hakikatiyle birlik iindedir. Bunun aklamas inallah yaknda
gelecektir.
1.
Misbah
Hilafet ve velayet hakikatinin sahip olduu gayb makamda hibir
taayyn ile belirginlii yoktur ve hibir sfatla nitelendirilmemektedir.
Hibir aynaya zuhur etmemektedir. Bu makamda hibir ruhani heyete
Misbah
Fen stad filozof Aristonun188 szlerinde yle yer almtr: Yaln
hakikatler phesiz hakiki bir daire heyeti zerindedir. Yce arif, Kad
Said Kummi (r.a) bu konuyu delillendirmi ve el-Bevarikul
Melekutiyye adl kitabnda yle buyurmutur: Yaln hakikatler, ister
akli olsun ister gayr-i akli, zatlar hakiki bir daireyi iktiza etmektedir.
187
Misbah
phesiz mutlak hakiki nbvvet, vahidiyet makamnda gaybul
guyubda (gayplerin gaybinde) var olan eyleri, mazharlarn
kabiliyetleri hasebiyle sahip olduu hakiki talim ve zati bilin ile
izhar etmesidir. O halde nbvvet, velayet ve hilafetin zuhurudur.
Hilafet ve velayet, nbvvetin batndr.
Misbah
Bu zati bildirim ve eitimin varlk neetleri ve gayb ve uhud
makamlar hasebiyle farkl mertebeleri vardr. Zira her topluluun
kendine zg bir dili vardr. Her resul kendi kavminin diliyle
gnderilmitir.190 O halde bildirmek ve eitmek makamnn farkl
mertebeleri vardr ki hepsi de bu bildirim ve eitimin hakikatinde
toplanmaktadr.
Bu mertebelerden biri, tabiat zindannda mahpus ve tabiat leminin
karanlk mezarlnda gml olan kimselere aittir. Bir mertebesi ise
sr ehli olanlara, ruhanilere ve meleklere aittir ki inallah bunun
aklamas ileride gelecektir. Rivayette ise yle yer almtr. Biz
tesbih ettik, melekler de bizim tesbihimizle tesbih ettiler. Biz la ilahe
189
190
Misbah
zetle velilerin (a.s) iaretlerinden ve ariflerin (r.a) kelimelerden u
anlam elde ettin mi ki lafzlar manalarn ruhu ve hakikati iin karar
klnmtr? Acaba bu konu zerinde hi dndn m? Canma
andolsun ki bu konu zere dnmek hakknda yle buyurulan
tefekkrn bir rneidir: Bir saat tefekkr etmek altm yllk
ibadetten daha stndr.191 Zira bu konu marifet anahtarlarnn
anahtar ve Kuran srlarn anlama temellerinin temelidir. Bu
tefekkrn sonularndan biri neet ve lemlerde talim ve bildirim
hakikatinin kefidir. Ruhaniler, isimler ve sfatlar lemindeki talim ve
eitimin hakikati, biz zindanlar, kaytlar tabiat cehennemi sakinleri ve
varlk srlarndan mahrum kimselerin bildii eyler deildir.
O halde sen ey daha mcahede etmeyen, dergahtan kovulan,
uzakla maruz kalan ve inatlaan yazar! Kendini bu karanlk
zindandan kurtar, bu korkun mezarlktan k ve yce Allahn
dergahna yle yakar: Ey lleri mezarlarndan karan ve kyamet
gn insanlar emriyle dirilten Allahm! Kalplerimizi bu ykk
mezarlktan kar ve bizi bu zalim beldeden uzaklatr ki kalbi neette
marifet nurlarn mahede edelim ve kalplerimiz senin
peygamberinin mesajlarna kulak versin. Bylece nbvvetten
nasibimiz sadece kelime-i ehadet getirerek kan ve mallarmzn
korunmas olmasn. Hkmleriyle amel etmekten maksadmz sadece
fkhi kaideler ve zevahiri kurtarmak olmasn. Kuran okumaktan
191
Misbah
Acaba nefsinin kitabn okudun mu? Bu byk ilahi niane
zerinde hi dndn m? Bu yle bir nianedir ki Allah-u Teala bu
nianeyi tanmay, kendisini, isim ve sfatlar tanma merdiveni karar
klmtr. O halde bir bak da akl-i basitinde, icmali ve yaln ilm-i
huzuriyle gayb hakikatin hakknda neler gryorsun? Tafsili aklnda,
tafsili ve huzuri bir ilimle kendi melekutunda misali tecelli ve
melekuti cilve hakknda neler mahede ediyorsun? Zemini melekler
vastasyla baka bir ifadeyle ceberutunun melekut leminde ve
melekutunun mlk lemindeki zuhuruyla ilahi emir, mlk lemine
inerek mlki ve zahiri neette ses ve lafz eklinde zahir olduktan
sonra ne gryorsun, acaba bu neetler, merhaleler lemler ve
menzillerde haber verme ve izhar etme hakikati ayn mdr ve tek bir
yolla m vaki olmutur?
Misbah
Nefis kitabn okuduktan ve gerekli tefekkrde bulunduktan sonra
bir adm daha yukar k, irfan ehlinin mahedesine ve iman
sahiplerinin menziline ulamaya al. Bylece bizim de szn
ettiimiz isimler lemindeki nbvvet ve bildirimin hakikatini elde
etmi olursun. O halde bil ki o makamda nbvvet, gayb hviyette
gizli olan hakikatlerin, kabiliyetleri hasebiyle gayb leminden
kendisine nazil olan ve feyz-i akdes vastasyla kendisinde zuhur eden
192
Misbah
Vahidiyet makamnda ilahi isimlerin her biri kendisinde ve
msemmasnda gizli olan zati kemalini mutlak olarak izhar etmeyi
gerektiriyordu. Bu mutlaklk, zati kemalini izhar etme gereklilii
anlamndadr. Hatta eer kendi zuhuru sayesinde dier isimlerin
gerekliliklerini rtl klsa bile. rnein Hak Tealann cemali,
mutlak cemalin zuhurunu gerektirmektedir. Bu mutlakln anlam ise
udur ki Hak Tealann celali, cemaline mahkum olmakta, onda
gizlenmektedir. Hak Tealann celali ise cemalini batnnda tutmay ve
sultas altna almay gerektirmektedir. Dier ilahi isimler de byledir.
te yandan ilahi hkmler de aralarnda adaletle hkmedilmesini
gerektirmektedir. Onlardan her biri adalet zere zuhur etmelidir. O
halde mutlak hkmete sahip olan ve tm isimlerin mutlak hakimi
saylan en byk Allah ismi, iki hakim ve adil ismiyle tecelli etti.
simler arasnda adaletle hkmetti. Bylece, ilahi emir adaleti icra etti,
iinde deiikliin olmad iki ilahi snnet cari oldu. bitti, kaza
geerli oldu ve imzaland. Bu adalet hkmdr. Baz ariflerin dilinde
cari olan mele-i aladaki kavga ve ihtisam da budur ite. Bunu inallah
yeri gelince beyan edeceiz.
Misbah
Senin iin akla kavumu oldu ki peygamberin her neet ve
lemlerdeki an ve makam ilahi hududlar korumas, ilahi hadden
kmalarna izin vermemesi, o hududlarn tabiatnn gereklerini
nlemesidir. Bu mutlak surette nlemesi, tabii gereklerinin zuhur
etmesini nlemesi anlamnda deildir. Sadece onlarn mutlak
Misbah
Kemaluddin Abdurrazzak Kaani,198 bn-i Farizin kasidesi
hakknda yazd erhin nsznde yle diyor:
Nbvvet, haber vermek ve bildirmek anlamndadr. Nebi,
Allahn zat, sfatlar, isimleri, hkmleri ve hedeflerini bildiren
kimse demektir. lk ve zati bildirimde bulunmak, sadece Allahn
nce, klli nefis iin, sonra da czi nefisler iin kendilerini akli bir dil
ile ahadiyet zat, ezeli sfatlar, ilahi isimler, kadim hkmler ve hissi
maksatlar hususunda haberdar etmek amacyla gnderdii en byk
ruha zgdr.199
195
Usul-i Kafi, c. 1, s. 85
Tevhid, s. 285
197
mam Humeyni, Kitabul Erbainde 37. hadisin erhinde bu konuyu ele
almtr. Bir ok Kafi ve Tevhid kitabnn arihleri de bunu erh etmilerdir. Molla
Sadra, erh-u Usuli Kafi, s. 232, Allame Meclisi, Miratul Ukul, c. 1, s. 294-299,
Biharul Envar, c. 3, s. 274
198
Abdurrazzak b. Cemaluddin shak Kaani Semerkandi (730 veya 735) Ebil
enaim knyesine ve Kemaluddin lakabna sahiptir. Mehur ariflerden biridir. Fusus
kitabn erhetmitir. stilahatus Suffiye, Tevilul Ayat, erh-i Fususul Hikem ve
erh-u Menazilus Sairin adl kitaplar vardr.
196
Misbah
Bu, bunlarn nbvvetin hakikati ve hatta hilafet ve velayetin
hakikati hususunda eritikleri eyin nihayetidir. Bu, onlardan
nakledilen eylere mracaat etmek ve yazdklar eyleri dikkatle
okumakla ortaya kan gerektir. Artk Allaha hamd ve Onun verdii
baar gzellii sayesinde, kalbin nursal kandillerle aydnlandktan ve
iin imani hakikatlerle klandktan sonra hilafet ve velayet hakikati
kalbinde tecelli eder de gayb ve ruhani baygnlkla kendinden geer,
ebedi hayatla dirilirsin. Bylece bu ve benzeri yce arife artk yle
dersin: Ey marifet yolunun yolcusu! Senin ilk, zati ve hakiki
nbvvet olarak nitelendirdiin bu nbvvet, nbvvetin hakikati
deildir. Ayan makamnda var olan nbvvetin glgesidir. O
makamda nbvvet, vahidiyet, yani ismullahil azam makamndaki
hakiki nbvvetin glgesidir. Bu ismullahil azam ise vahidiyet
neetinde isimlere gnderilmi zati tekellm ve ilahi lisanla gayb
ahadiyet makamndan haber vermektedir. Peygamberimizin (s.a.a)
nbvvetinin batn, o nbvvetin yani ismullahil azamn
mazhardr. Nbvvetin zahiri meneleri ise nbvvet batnlarnn
mazharlardr. nallah bunun aklamas ileride gelecektir. Ama o
arifin En byk ruh, klli nefse ve czi nefislere gnderilmitir ki
onlar akli bir dil ile ahadiyet zatndan haberdar klsn. sznden
maksadnn ne olduu tam anlamyla belli deildir. Ama bu bizim
ifreli bir ekilde iaret ettiimiz gerek aratrmayla da uyumlu
olabilir. O gerek de uydu ki hviyet gayb, her eyle hibir arac
olmakszn irtibat halinde bulunmaktadr. Bu konunun gizli kalmas
daha evla ve bu tr hakikatler hakknda sz sylememek daha
uygundur. O halde grmezlikten gelelim ve Allahn baars ve gzel
teyidi ile baka bir ekilde sze balayalm.
199
23
kinci Mikat
Bu mikat ise ayn neetteki, emir ve yaratl lemindeki nbvvet,
velayet ve hilafet hakkndaki baz srlar hakkndadr. Bu srlar, ifreli
bir ekilde gnl sahibi dostlarn zevk ve akl sahibi saliklerin diliyle
ifade edilmektedir. Bu mikatta ilahi nurlar, gayb misbahlardan nur
samaktadr. aret yoluyla rububi srlar beyan etmektedir.
Misbah
Bu birinci misbah, rahman nefisten esen ve gnlleri aydnlatan
emir lemindeki nesimlere iaret hakkndadr. Bu nesimler, hidayet ve
marifetin dertsiz arabn velayet kadehinden ien, sahiplerinin izniyle
ilim ve marifet ehrine ayak basanlarn zevkiyle uyum iindedir.200 Bu
misbahta bir takm srlara iaret eden nurlar vardr.
Nur
lk mikattan parlayan ve nurlanan kalbin nurani olsa gerek ki en
byk Allah ismi; celal, cemal, ltuf ve kahr isimlerinin
hakikatinin ahadiyet-i ceminden ibarettir. sm-i azam ile gayb
makam ve en yakn nur arasnda hibir farkllk yoktur. Sadece u fark
vardr ki bu zahir, o ise batndr. Bu aktr, o ise gizli. O vahdet-i cemi
ve ahadiyet yalnlyla btn isimlerdir. Ama her kesretten mnezzeh,
itibar ve cihetlerden mukaddestir. Ayn ekilde melekuti nurlar
sebebiyle kalbin u anlamn nuruna ermi olmas gerekir ki gayb
hviyet, lemlerin hi birinde perdesiz zahir olamaz ve aynalarn hi
birinde rtsz tecelli edemez. Onun zuhur ve yansmas her zaman
perde ve rt gerisinde olmutur.
200
Nur
Diyoruz ki basiret ehli nezdinde ispat edildii zere lemlerin
tmnde faillerden herhangi biri zat gerei ve kendiliinden bir
eserin menei olamaz ve hibir lemde zuhur edemez. Zira o failin
zat, zat hasebiyle sfatlar hicabnda mahcub ve isimler ve melekler
gaybnda gaiptir. Her failin zat sadece perde arkasndan zuhur
etmekte ve etkileri ise esma taayynler nahiyesindedir; zat hasebiyle
deil. Bu szn perde arkasnda bir sr vardr ki izhar etme gcne
sahip deilim. Uygun olan da perdelerinin altnda gizli kalmasdr.
Nur
Zati hubb (ak, sevgi), zatn sfatlar aynasnda mahade etmek
isteyince sfatlar lemini zahir kld ve zati tecellilerle vahidiyet
makamnda tecelli etti. nce kapsaml aynada, sonra da dier
aynalarda istihkaklar tertibiyle tecelli etti. Elbette genilik ve darlk
cihetiyle orantl olarak. Aynann genilii oaldka iinde tecelli
istihkak da artm oldu. Daha sonra hbb-i zati kendi zatn aynda
mahade etmek istedi. Bu yzden esma perdelerinin gerisinde halk
(yaratsal) aynalara tecelli etti. Bu tecelli sayesinde lemler zel bir
dzen iinde varlk aynalarnda tecelli etti. nce en kamil ve en byk
aynada ism-i azam ile tecelli etti. Daha sonra gl ve mukarreb
201
Nur
lk etapta ezel afan sken, birbiri ardnca tecellisini balatan ve
ilk rtleri yrtan ey, bazen feyz-i mukaddes olarak da adlandrlan
mutlak meiyyet ve gayr-i mteayyin zuhurdan ibaretti. Zira feyz-i
mukaddes, imkan ve ilaveleri ile kesret ve sonularndan mukaddestir.
Bu bazen de canlar semasnn heykellerine ve tenler zeminine
yayld cihetiyle vcud-i mnbesit olarak anlmaktadr. Bazen de
nefes-i rahman ve rububi nesim olarak adlandrlmaktadr. Bazen de
rahmaniyet makam, rahimiyet makam, kayyumi makam, ama
makam, hicab-i ekreb, heyula-i evvel, berzahiyet-i kbra, tedella
makam ve ev edna makam olarak da ifade edilmektedir. Geri bize
gre ev edna makam, meiyyet makamndan ayrdr ve hatta
aslnda bir makam saylmamaktadr. Bazen makam-i Muhammedi ve
makam-i Alevi olarak da tabir edilmektedir. Bu tabirlerden her biri
makam ve cihet hasebiyle ifade edilmektedir.
baretlerimiz farkl gzelliin ise tek,
Hepsi de bu cemale iaret ediyor.
Mertebeler ve makamlar hasebiyle daha birok ifadeler ve
kavramlar beyan edilmektedir.
Nur
Mutlak meiyyetin iki makam vardr. Birinci makam
taayynszlk, vahdet ve vahdetle zuhur etmeme makamdr. kincisi
ise kesret ve yaratl ve emir suretinde taayyn makamdr. Bu
meiyyet ilk makamyla feyz-i akdes makam olan gayb makam ile
ilgilidir. Bu makam itibariyle hibir zuhuru yoktur. kinci makam
itibariyle de tm eyann zuhurundan ibarettir. Hatta bu makamda
meiyyet evvel ahir, zahir ve batnda tm eyadan ibarettir.
Nur
Meiyyet makam, cem makamnn zuhuru olduu iin ahadiyet-i
cem ile btn isim ve sfatlar kapsamaktadr. Bu makam zuhur ve ayn
neetinde ilmi tecelli makamndan ibarettir. Bu makamda yer ve gkte
bulunan hibir zerre onun ilminden dar deildir.202
O halde btn vcud mertebeleri, ilim, kudret, irade ve dier isim
ve sfatlar makamdr. Hatta btn vcud mertebeleri bizzat Hak
Tealann isimleridir. Hak Teala sahip olduu takadds ile, btn
eyada zahirdir. Zuhuru olduu halde btn eyadan mukaddestir. O
halde tm lem Hak Tealann zuhur meclisidir ve bu mecliste hazr
olanlar ise btn varlklardr.
Nur
Kamil arif eyhimiz ahabadi (Allah glgesini bamzdan eksik
etmesin) yle buyurdu: Hz. Musa (a.s) Hzra soru sormamaya dair
sz verdii halde 203 soru sordu: Bu sorular Allahn huzuruna
riayet etmek iin sormutu. Zira gnah Hakk Tealann huzuruna
saygszlktr, peygamberler ise Allahn huzuruna yaplan saygszl
nlemekle grevlidir. Bu yzden Musa (a.s) Hzrn zahir hasebiyle
Allahn huzuruna saygszlk saylan bir takm iler yapnca ahdini
unuttu ve itiraz etmeye balad. Ama Hzrn (a.s) velayet makam ve
sluku daha gl olduu iin Musann grmedii bir takm eyleri
gryordu. Bu yzden Musa (a.s) Allahn dergahna ve huzuruna
saygy korumaya alt. Hzr ise meclisin sahibine ve hazr olana
kar saygy korudu. Yce marifet makamna sahip olan kimseler iin
bu iki i orannda apak bir fark vardr.
Nur
Mutlak meiyyet makam zat- ahadiyette fani, uluhiyet
makamnda ve rububiyet nuru sebebiyle yok olduu iin kendiliinden
hibir hkme sahip deildir. Aslnda kendiliinden bir eye sahip
deildir. Zira mutlak meiyyet ahadi zatn, istihkaklar orannda
202
203
Nur
Sana beyan ettiimiz gerekler ve basiret gzlerinden kaldrdmz
perdeler sayesinde Allaha krler olsun ki keif ve zevk marifet
ashabnn szleri ile, hikmet ve burhan ehlinin szleri arasnda bir
denge ve uyum salayabilirsin. Bil ki bunlarn szleri hakikatte bir
ihtilaf iermemektedir. Geri bu szleri syleyenlerin her biri bir yolu
tutturmu ve dierinin yolunu takip etmemitir. Zira yaratklarn
nefesleri saysnca205 Allaha doru yol bulunmaktadr. Zira hepsinin
de maksad ve hedefi yce Allahtr. Bu iki grubun szlerinin uyum ve
204
Nur/35
Nur
Daha uygun olan, ilmi slk olan akl sahibi kimselerin diliyle
hakikatlerin yzne rtlm olan perdeleri bir kenara itmektedir. Zira
212
Nur
Asl konumuza geri dnelim. Bu kitap bu tr konular inceleme ve
bu yce makamlar beyan etmek yeri deildir. Kardeler bu konuda
213
Nur
lmi makamda ayan-i sabitenin lemi bir vcudu yoktur. Sadece
sbuti bir varla sahiptir. Ayn ekilde onlarn hakikatleri de zati
zuhur, esma ve sfati tecelliye engel deildir. O halde Allah,
yaratklar ile arasnda hibir engel olmakszn btn aynalara tecelli
etmitir. Nitekim yce Allah da yle buyurmutur. O evveldir,
ahirdir, batndr ve zahirdir. O halde huve (O) kelimesiyle esma ve
216
217
Zmer/69
Nisa/79
Nur
Btn bu sylediklerimizle birlikte rububi makama hrmet ve
ubudiyet makamn korumak, bu takadds ve tenzihe daha fazla dikkat
ve tevecch etmeyi gerektirir. Hatta salikin haline mnasib olan da
budur. Ayn zamanda tehlikelerden de uzaktr. O halde her kim salam
ilmi bir admla marifet yolunu kat etmek ve hakikat ehrine girmek
isterse, her halinde Hakk Tealay tenzih ile megul olmal ve tm
makamlarda Allah takdis ve tesbihe koyulmaldr. lahi veliler de bu
yzden srekli olarak Allah takdis ve tenzih ile uramlardr. Bu
makama eriince iaret ve kinayeyi bir kenara brakm ve tam ak bir
beyanla konumulardr. Oysa vahiy sahiplerinin szlerinde tebih ve
teksir makamna daha az rastlanmaktadr. Sz oraya gelince sembolik
ve ifreli kelimeler ifade edilmi, ak beyan bir kenara itilmitir. Baz
mkaefe, sluk ve riyazet ehli kimseler athiyata bulamlarsa bu
onlarn sluklarnda var olan noksanlktan kaynaklanmtr.
218
Hadid/3
kbalul Amal, s. 339
220
Divan-i Hafz, 196. gazel
219
Nur
te bu yzden peygamberler, resuller ve ilahi raid veliler (a.s)
mucizeler ve kerametler gstermekten saknyorlard. Zira mucize ve
keramet izhar, rububiyet izharna, kudret, saltanat ve alak ve yce
lemlerde velayet izharna dayanmaktadr. Bu yzden maslahat olan
yerler dnda byle bir izharda bulunmaktan saknyorlard. zhar
ettii yerlerde de kalplerini Allaha balyor, rabbul erbaba tevecch
ediyor, zillet, yoksulluk ve kulluk izharnda bulunuyorlard.
Enaniyetlerini bir kenara itiyor, ii yaratclarna havale ediyorlard.
Kudret kaynandan byle bir mucize izharnda bulunmasn
istiyorlard. Bu onlarn eliyle zahir olan rububiyet, yce Allahn
rububiyeti idi. Onlar buna ramen bu kadaryla da izharda
bulunmaktan saknyor, Hakkn rububiyetinin kendi elleriyle zahir
olmasndan dahi ictinab ediyorlard.
221
Nur
Eer kendini bu yce zirveye ulatrabilirsen, ruh kuunu bu
hakikatin nurani doruuna eritirebilirsen ve aklam olduumuz zati
zuhurun hakikatini derk edecek olursan baz hakikatleri derk
edebilirsin ve baz srlar ve incelikler kaps yzne alabilir.
Bunlardan biri de nceki hikmet ve felsefe sahiplerinin szlerinin
srrdr. Onlar yle diyorlar: Yce Allah cziyat, tmel olarak
bilmektedir.223 Zira her hakikatin yce boyutu mutlaklk, salt fiiliyet ve
salt klliyettir. Grlen bu teahhsler ve belli olan taayynler dk
yaratsal boyuttan kaynaklanmaktadr. Fark lemindendir; cem
leminden deil.
Bu srlardan biri de ayn lemde kaderin srrdr. Akllar bu konuda
aknlk iindedir. Filozoflar bu hususta farkl grlere sahiptir. Ama
kader, ilmi aamada nceden de bildiin gibi ayan-i sabite
dnmektedir.
Bu srlardan biri de byk hikmet sahiplerinden biri olan
Ferfurnusun,224 yce Allahn ilmi hakknda syledikleridir. Ona gre
Allahn ilminin ls malumat ile birlik iinde olmasdr. 225
222
Tevbe/49
Esfar-i Erbaa, c. 6, s. 181-182
224
Ferfuryus Eflatunun rencilerindendir.
225
Esfar-i Erbaa, c. 6, s.181-182
223
Nur
Bu yce makamda nbvvet, gayb hakikatin ilmi neette bildirimi
gibi ilahi hakikatlerin, rububi isim ve sfatlarn ayn lemde izhar
edilmesidir. Bu makamda herkese layk olduunu verdiler. Kabiliyet
sahiplerini kemaline eritirdiler ve kabullenme yetisine sahip olanlar
layk olduklar ve bekledikleri kemale ulatrdlar. Zira rahmaniyet
makam vcudun genileme makamdr. Vcudun kemalinin
genileme makam olan rahimiyet makam da bu makamdandr. Bu
makam rahmaniyet ve rahimiyetin ahadiyet-i cem makamdr. Bu
yzden rahman ve rahim isimleri bismillahirrahmanirrahim sznde
yer alm ve Allah isminden hemen sonra beyan edilmitir.
eyh Arabi Futuhat adl eserinde yle diyor: Btn lem
bismillahirrahmanirrahim vesilesiyle vcuda gelmitir. 228 phesiz bu
makamda gayb ve ehadet lemi sakinlerinin elisi odur. Mlk ve
melekut lemi sakinlerine cem makamndan haber getiren hak szl
biridir.
Nur
Bu gayb resule ve hakiki veliye iman eden ilk kimse ceberut lemi
sakinleri idi. Yani nursal kahir nurlar ve ilahi yce kalemler. Bu feyz
genilemesinin ilk zuhuruydu. Nitekim peygamber (s.a.a) yle
226
Nur
Gk, yer ve dalara sunulan, zalim ve cahil insan232 dnda hi
kimsenin kabullenmedii emanet de bu mutlak makam olsa gerek.
Zira gkler, yerler ve ilerinde bulunan her ey mahdud ve mukayyet
varlklardr. Hatta klli ruhlar bile byledir. Mahdud ve mukayyet
varlklar, mutlak hakikati kabullenmekten saknan varlklardr. Belki
emanet de mutlak zillullah (Allahn glgesi) idi. Mutlak olann
glgesi (ve feyzi) de mutlaktr. Taayyn eden her ey o ilahi glgeyi
kabullenmekten saknr. Onu yklenemez. Ama tm snrlar
inemek, btn taayynleri amak ve makamszlk makamna
ulamaktan ibaret olan zalimlik -bir gre gre Ey Yesrib (Medine)
229
Nur
Bil ki Allah seni hak yola hidayet etsin- bu nbvvet makamyla
ayn neette zuhur ve ilmi ve ayan-i sabit neetindeki ilahi isimlerin
suretleri esasnca ilahi isimlerin ve gayb hakikatlerin izhar kamil
insann nbvvetinden ibarettir. Yani ikinci ve hatta nc makamda
Muhammedi hakikattir. Zira zahir ve mazhar birlik halindedir.
zellikle mutlak isim mazharnn hibir varlksal taayyn yoktur. O
halde ilk makam; vahidiyet makamnda isimlerin gaybul guyub
(gayplerin gayb) dilinden isimlerin ahadiyet-i cem makam olan ism-i
azam ve hakikat-i cem ile haber vermesidir. O halde ikinci makam
ise en kamil mazhar olan insanln ayn-i sabiti ile hakikat-i cemi olan
ism-i azam ve hatta gayb lisanndan haber vermektir. Zira ilahi
isimlerin suretlerinin, yani ayan-i sabitin hibir rts ve hicab
yoktur.
Konumuz olan nc makam ise ayn neette en kamil mazhar
vesilesiyle ilmi hakikatin haber verilmesidir. Yani emir leminde ayn-
sabit dilinden insanln hakikatinin vesilesiyle haber verilmesidir.
Hatta ism-i azam ve gayb makam tarafndan vesilesiyle haber
verilmesidir, bildirilmesidir. Zira daha nce de bildiin gibi bu
makamda bir rt bulunmamaktadr.
233
Ahzab/13
Necm/9
235
Mecalisul Mminin, c. 2, s. 11
234
Nur
eyhlerimizin eyhi Muhammed Rza Kumei (k.s) 236 Fususul
Hikemin erhinin nsznn haiyesinde ilahi isimlerde ayan-i sabiti
mahiyet ve vcutla kyas etmektedir. Mahiyet vcudun taayynnden
ibarettir. Eya mahiyete isnat edilmektedir, vcuda deil. Zira her ey
taayyn ile faildir. Ayan ise isimlerin taayynnden ibarettir. Ve
lem kamil insann ayn- sabitine mensuptur. Muhammed Rza
Kumei yle diyor: Ayan-i sabit ilahi isimlerin taayynlerinden
ibarettir. Taayyn d makamda mteayyin ile birdir. Akl makamnda
ise ondan gayridir. Nitekim mahiyet de d lemde vcudun aynsdr.
Ama akl nezdinde ondan bakadr. yleyse ayan-i sabit, ilahi
isimlerin aynsdr. Bir itibara gre Allah isminin tecellileridir. Baka
bir itibara gre Allah isminin eczasdr. Bu iki itibar Allah isminin
sfat itibariyle zat ismi olmasndan veya sfatla birlikte zat ismi
olmasndan ibarettir.
O halde ayan-i sabit tecelliler itibariyle insanln hakikatidir ve
bir itibarla da o hakikatin czleridir. Zira insanln hakikati,
taayynn mteayyin ile birlii delili esasnca o ismin kendisidir. O
halde insanln hakikati ve Muhammedi hakikatin kendisi olan
Ahmed ayn- sabit, esma leminde isimler suretinde ve ayan-i sabit
leminde ayanlar suretinde mtecellidir. Allah dndaki her ey
anlamndaki lem, esmann sureti ve mazharndan ibarettir.
O halde lem, insanlk hakikatinin sureti ve bu hakikatin
mazhardr. Zira daha nce de belirttiimiz gibi isimler ve ayan o
hakikatin tecellileri itibaryladr. Baka bir itibarla o hakikatin
czleridir. Suretleri o hakikatin suretidir, o hakikatin mazharlardr. O
halde lem suretinde tecelli eden ey Muhammedi hakikattir.
lemdeki kk byk her ey tmyle o hakikatin zuhur ve
tecellisidir. imdi u soru sorulabilir: Eer Allah ismi ve Muhammedi
236
ayn- sabit aynda bir iseler, o halde neden lem o ayna istinad
edilmektedir; o isme deil.
Bunun cevab udur ki ayn- sabit, o ismin taayyndr. Yani o hak
ve aikar olan eydir.
Nur
Btn dediklerimiz ve gzlerinden kaldrdmz perdeler esasnca
gzlerin keskin gzlere sahip olduuna gre artk u hakikati aka
grm olmalsn ki ilahi ilimde ayan-i sabitin sbutu, naks nurlarn
tam ve kamil nurlardaki sbutu gibidir. Hakeza tafsili akln icmali
yaln akldaki sbutu gibidir. Ayan ve esmada herhangi bir hicab
olmad iin ayn- sabite isnad edilen her ey zat- mukaddese, ilahi
isim ve sfatlara da mensup olmaktadr. O halde tecelliler, isimler,
sfatlar ve ayan elbisesinde olduu halde zati tecellilerdir. O halde bu
anlamn mahiyet ve vcud ile kyas, ilgisiz bir kyas olmakla birlikte
gr, zevk ve sluk ehli kimselerin grne gre mukisun aleyh
(ilahi isimlerdeki ayan-i sabite) hakkndaki husus Merhum
Kumeinin buyurduu gibi deildir. Zira eserlerin mahiyete intisab
ya kesrette vahdet gr esasncadr ve vcud taayynden mnezzeh
olduu halde onlarda zuhur etmektedir ve bu gr esasnca vcud
tm eya demektir ya da filozoflarn gr esasncadr ki lem, yani
klli-i tabii d lemde mevcuttur. rfan ekolu grnce deildir. Zira
zgr insanlarn grne gre btn bir lem hayal iinde hayaldir.
zetle eer bir eyin failiyeti, o eyin taayyn iledir sznden
maksat, bir eyin zatnn ismi ve sfati taayyn olmakszn ve ayan
elbisesine brnmeksizin kendi zatyla hibir failiyet trne sahip
olmad ise bu konu dorudur. Bunun incelemesini de bilmi oldun.
Ama bu anlam fiilin mteayyine intibasn red etmemizi gerektirmez.
Aksine fiil hakikaten mteayyine mensuptur, taayyne deil. Yok,
eer maksat taayynn fail olduu ise, bu konunun doru bir yorumu
olamaz. Eer maksat taayynn, mteayyinin aleti olduu ve
mteayyinin taayyn ile failiyeti bulunduu ise bu konu aratrmalara
aykr olmakla birlikte fiilin mteayyine intisabn da ortadan
kaldrmamaktadr.
O halde aratrmalarn gerei olan ve hakkyla tasdik edilmesi
gereken ey, nceki ilahi nurlarda aklanan eydir. Bu nurlar
Misbah
Bu blm senin iin kefolunacak ilahi akl nurlar ve gayb
neetinde velayet, nbvvet ve hilafetin srr hakkndadr. Bunda
nurani ufuklardan doan iman gerekler bulunmaktadr. Bu nurlar
vastasyla insani kemaller derecelerine nail olman umulur.
Matla238
Bil ki Allah seni hakk- yakine hidayet buyursun ve seni ruhaniler
zmresinde karar klsn- kamil filozoflarn akl burhanlar esasnca akl
salam ve detayl delillerle ispat ettii, gemi ilahi ahsiyetlerin
sembolik bir dille beyan ettii, ilahi kitaplar ve semavi sahifelerin
iaret ettii, nbvvet ve velayet makamndan nakledilen rivayetlerin
ortaya koyduklar akl hakikat ahadiyet-i cem ile irtibatn bildiin
mutlak meiyyet makamnn ilk taayynnden ibarettir. Bu konunun
delili ise detayl felsefe kitaplarnda yer alan bilgilerin yan sra hibir
237
238
Matla
Vahiy ve tenzil sahiplerinden ruhlarnn yaratllar hakknda bir
takm rivayetler nakledilmitir. Bu rivayetlere gre Allah Resulnn,
filozoflarndan biridir. Molla Sadra Hikmet-i Mtealiyenin (Akn Hikmetin)
kurucularndandr. Felsefe ilminde ok gzel grlere sahiptir. Sadrul
Mteellihinin felsefi ekol dier felsefi ekollere stn gelmitir. Ondan sonraki bir
ok slam filozoflar bu ekole tabi olmutur. En nemli eseri olan Esfar-i Erbaa,
onun felsefi grlerini detaylca ele alan bir kitaptr. Dier eserleri ise unlardr:
Tefsir-i Kuranil Kerim, erh-i Usul-i Kafi, Mebde ve Mead, Mefatihul Gayb,
evahidur-Rububiye, Esrarul Ayat, Haiye ber ifa. Molla Sadra, Muhakkk
Damad, Mir Fendereski ve eyh Bahainin rencilerindendir. Molla Muhsin Feyz
ve Abdurrezzak Lahici (Feyyaz) da onun mehur rencilerindendir.
240
241
Esfar-i Erbaa, c. 8, s. 12
Araf /29
yokken Allah var idi sz, belki de Allahn varlklar zerinde hakiki
bir takaddm olduuna iarettir. u anda da durum ayndr. Nitekim
Cneyd-i Badadi246 phesiz hibir varlk yokken Allah var idi
szn duyunca uanda da ayn durumdadr247 diye buyurmutur.
Tevhid-i Sadukta ise yle yer almtr: Allah-u Teala zaman ve
mekan olmakszn her zaman var idi. uanda da olduu gibidir.248
Hadis-i erifte Allah kevn ve mekan yaratt. Nurlarn nurland
nurul envar yaratt sz de aadan yukarya vcudun asli
mertebelerinin tertibine iarettir. Zira kevn ve mekan, tabii ve tabiat
leminde mekana ihtiya duyan varlklardan ve semavi ve zemini
cisimlerden ibarettir. Veya tabiat leminde zahir olan ve karanlk
heyula denizinden ortaya kan mutlak eylerden ibarettir. Bu tabirin
sebebi ise kevn ve mekann nefsi de iermesidir. Bu nefis, kendi
zatnda nurlar lemindendir. Ama madde ufuklarnda domu ve
aalk kainatta zuhur etmitir. Nurlar ise kk byk btn bir akl
lemine veya her ikisinin de hakikati nurdan olduu cihetiyle akl ve
nefis lemine iarettir. Nurul envar ise akl ve dier hakikatlerin
balangc, aalk ve yce lemlerin mebdei olan mutlak vcud ve
mnbesit feyize iarettir. Vcudun tm mertebeleri ondan olduu
halde nurlarn zellikle zikredilmesi de aralarndaki mnasebet
dolaysyladr. Veya akln, mutlak meiyyetin ilk zuhuru olmas
hasebiyledir. Veya nurlarn, nurul envardan yaratldn beyan
ettikten sonra artk kainatn da nurul envardan yaratldn
sylemeye ihtiya duyulmadndandr. Zira eer nurlar bir eyden
yaratlmsa, vcud silsilesinin tertibi ve nzul ve suud kavsi (yay)
hasebiyle nurlarn dndakiler de o eyden yaratlm olmaldr.
Onda cari kld cmlesindeki mecrur zamir (fihi) ya envara
dnmektedir ki bu durumda nurlardan ibaret olan mukayyet
varlklarn, nurul envardan ibaret olan o mutlakn kendisi olduuna
iarettir. Belki de bu zamir, nurul envara dnmektedir. Buna gre
nurul envardan maksat ilk soyut akldr. Nurlardan maksat ise klli
nefisler ve klli nefislerle birlikte ilk akl dndaki dier akllardr.
246
Matla
nceki (Aristo gibi) filozoflarn ve ariflerin, eyann ilk mebdeden
nasl sudur ettii ve mebdeden sudur eden ilk eyin ne olduu
hususundaki ihtilaf iittin mi?
Aristo Usolocya kitabnn onuncu Meymerinde yle diyor: Eer
Hibir kesret hviyet ve ciheti bulunmayan tek ve basit bir varlktan
btn bu lem nasl vcuda geldi diye soracak olursa yle deriz:
Salt tek ve basit olduu ve kendisinde hibir ey olmad cihetinden
btn bu eya vcuda gelmitir. Zira onun bir hviyeti yoktur, hviyet
ondan kaynaklanmtr. Ben zetle diyorum ki hibir ey olmad iin
tm eya Ondan grld. Her ey Ondan kaynakland halde ilk
hviyet (maksadm akl hviyetidir) vastasz olarak Ondan
kaynaklanan ilk eydi. Daha sonra aa ve yukar lemde olan her ey
akl hviyeti ve akli lem vastasyla ortaya kt.249
Aristo daha sonra bu hususta nakletme ihtiyac duymadmz bir
de delil zikretmitir.
bn-i Sinann ifa250 ve dier kitaplarndaki szleri, eyh rak251
ve dier filozoflarn252 aklamas da Aristonun bu aklamalarna
dayanmaktadr.
Baka bir grup yle diyor: Allahtan sudur eden ve cem
makamndan zuhur eden ilk ey btn varlklarn heykellerine yaylan
249
Usulocya, s. 293
Hseyin b. Abdullah b. Sina (H. K. 370-427 veya 428) Ebu Ali Sina diye
mehurdur. bn-i Sina, slami tp bilginlerinden ve nl filozoflardan biridir. Dier
ilimlerde de gr sahibi biriydi. En byk zellikleri fevkalade bir kabiliyete ve
gl bir hafzaya sahip olmasyd. Ksa bir srede eitimini tamamlam ve farkl
ilim dallarnda birok eserler yazmtr. Kitaplarndan bazs unlardr: Mantk,
Tabiiyyat ve ilahiyat blmlerinden oluan el-arat vet Tembihat. Bu kitabn bir
ok erhi vardr. En tannm erhleri ise erh-i Fahr-u Razi ve erh-i Hace Nasr
Tusidir. bn-i Sinann dier bir kitab ise Mantk, Riyaziyat, Tabiiyyat ve lahiyat
blmlerinden oluan ifa kitabdr ve detayl bilgilere sahiptir. Hakeza en-Necat
kitab ise felsefi bir kitaptr. el-Mebde vel Mead, tp ilminde Kanun, Kaside-i
Ayniye ve Talikat kitaplar da bn-i Sinann mehur kitaplarndandr.
251
lahiyat-i ifa, s. 402
252
erh-i Hikmeti rak, s. 342
250
kuatc varlk idi. Yce Allahn, Bizim emrimiz bir tek szden
baka bir ey deildir.253
Ve hakeza Nereye dnerseniz Allahn yz (zat) oradadr 254
diye buyurduu ayetler de bu anlama iaret etmektedir.
eyh Muhyiddinin halifesi eyh Sadruddin Konevi, Nusus adl
kitabnda yle diyor: Allah bir olduu iin Ondan sadece tek bir
ey sudur etmitir. Zira bir olan bir eyden, bir olduu cihetiyle tek bir
eyden bakas zahir olamaz. Ama icad olan o tek ey bize gre
varlklarn ayanna ifaze edilen genel vcuddur. Vcuda gelen veya
Hz. Hakkn ilminin znesi olan vcuda gelmeyen her eye bu genel
vcud ifaze edilmitir. Bu vcud ilk varlk olan en yce kalem ve ilk
akl ile dier varlklar arasnda ortaktr. Filozoflarn bu konuda
dedikleri doru deildir.255
Bu szn bir benzerini Miftahul Gayb vel Vcud 256 adl kitabnda
da beyan etmitir. Kemaluddin Abdurrezzak Kaani Istlahnda yle
diyor: uhudi tecelli ad nur olan vcudun zuhurundan ibarettir. Bu
da Hakk Tealann lemlerdeki ilimlerinin suretlerine, yani o
isimlerinin mazharna zuhur etmesidir. Bu zuhur her eyin varlk
nedeni olan Nefesur Rahmandan ibarettir.
Matla
imdi artk ayn ilim ve irfan mektebine mensub olduumuz imani
kardelerimize zerimize den eyleri eda etmenin zaman geldi.
Maksadmz ortaya koymalyz ki aradaki ihtilaf ortadan kalksn ve
iki grup arasnda bar salansn. Zira ariflerin metodu akln derkinden
ok daha yce olmakla birlikte apak akl ve burhana da aykr
deildir. Zevki mahadeler haa burhana muhalif olamaz. Akli
burhanlar da irfan ashabnn uhuduna aykr deildir.
O halde diyoruz ki ey deerli karde! Bil ki yce hikmet ve felsefe
ehli kimseler kesrete tevecch ettiklerinden ve gayb ve uhud lemi,
neden ve sonularn tertibi ve aa- yukar lemlerden ibaret olan
vcudun mertebelerini korumalar gerektiinden sudur eden ilk eyin
253
Kamer/50
Bakara/115
255
Risaletun Nusus, s. 74
256
Mefatihul Gayb vel Vcud, s. 69
254
Matl
Hatta dnerek yle diyoruz: Muhakkik Konevinin szleri kamil
arifler nezdinde bir deer tamamaktadr. Ona gre yce makam
sahibi velilerin szleri olan aklamalar aslnda doru deildir. Marifet
ehli pazarnda bir deer ifade etmemektedir. Zira sudurun bir masdar
ve sadr olmaldr. Masdar ve sadr gayriyet ile mtekavvimdir. Her
biri o dierinden ayrdr. Bu tr tabir, irfan ashabnn yoluna aykrdr.
Yakin ehlinin zevkine uygun deildir. Bu manay ifade ettiklerinde ise
zuhur ve tecelli demektedirler. Allahtan baka bir ey var m ki
Allaha sudur isnad edilebilsin. Sadece O vardr. Hem ilk, hem
sondur. Hem zahir, hem de batndr. 258 mam Hseyin (a.s) Arefe
duasnda yle diyor: Senden bakasnn, senin sahip olmadn bir
zuhuru mu var?
257
258
Kelimatul Meknune, s. 11
Hadid/3
Matl
Btn bu dediklerimiz vahdet sultannn kendisine galib geldii,
Hak Tealann varlk dana kahhariyetle tecelli ederek yerle bir ettii,
kyamet gnnde tam bir vahdet ve malikiyet makamyla zuhur ettii
gibi yce bir malikiyetle kendisine tecelli ettii kimsenin hkmdr.
Ama vahdetten rtl olmad halde kesreti mahade eden ve
kesretten gafil olmad halde vahdeti mahade eden kimse her hak
sahibinin hakkn kendisine teslim eder ve adalet hkmnn
mazhardr. Hibir snr amaz, hibir kula zulmetmez. 259 Bazen
kesretin tahakkuk ettiine hkmeder, bazen de bu kesreti vahdetin
zuhuru olarak grr. Nitekim berzahiyet-i kbra makamna eren,
batan ayaa Allahn dergahna muhta olan ve kabe kavseyn ev
edna260 makamna erien, Allahn setii, raz olduu ve beendii
bir kul olan Allah Resul, imamlardan birinin diliyle yle
buyurmutur: Bizim yle bir haletimiz vardr ki o makamda; O,
Odur ve biz de biziz. O biz ve biz de Oyuz.261
Marifet ehlinin zellikle eyh-i Ekber Muhyiddinin szlerinde bu
tr ifadeler oktur. rnein yle diyor: Halk Hakktr ve Hakk da
halk. Hakk, Hakktr ve halk da halk.262
Hakeza Fususunda yle diyor: Saylar hakkndaki szmz iyi
derk eden bir kimse (yani bir sayy inkar etmek aynen dier bir sayy
ispat etmektir) bilmi olur ki mnezzeh olan Hakk, meiyyet
halkndan ibarettir. Her ne kadar halk, halktan (yaratc) ayrk da
olsa halk olan emir mahluktur ve mahluk olan emir ise haliktr.
Daha sonra yle diyor:
259
Matl
Ey aziz bil ki Allah seni ceberutuna hidayet buyursun ve ltfyle
sana melekutunun yollarn gstersin- makam ve konumunu tanm
olduun bu akli hakikat mekan ve mekan ile ilgili boyutlardan
tmyle soyutland, zamann ve zaman ile ilgili eylerin
deiiminden mnezzeh olduu, mahiyeti varlnda eridii ve varlk
nuru mahiyetinin zulmetine galebe ald, hatta hakikat ve
nefsiyetinden bile soyutland iin btn gayb ve ahadet lemlerini
ihata etmitir. Nitekim meiyyet de bu hakikati ve gayrisini ihata etmi
bulunmaktadr.
Bu hakikatin lemlerdeki sirayet ve etkisi, hakikatin rakikadaki
serayet ve cereyan gibidir. Hatta lemlerin hakikati akl hakikatten
ibarettir. Bu lemler onun glgesidir ve o da ruhtur. Dier lemler
onun kuvveleri ve cismidir.
zetle o, lemin vahdet ciheti ve lem de onun kesret cihetidir. O
hakikat vahdet suretinde btn lemden ibarettir ve lem de kesret
suretinde o hakikatten ibarettir.
eyh Kad Said Kummi (r.a) baz kitaplarnda yle diyor: Nefis
bilaraz akl ve bizzat nefistir.264
eyh Sedukun Tevhid kitabnn erhinde ise yle diyor: Akl
ilahi emre itaat etti ve klli nefis suretine brnd ki maddeyi tasvir
etmi olsun.
263
264
A.g.e. s, 100
Mecmuetur Resail, Risaletul Bevarikil Melekutiyye, s. 295
Matl
Soyut akln kendinden daha alt mlk ve melekut lemleri
zerindeki ihatas hissedilir bir eyin hissedilir bir baka ey
zerindeki ihatas gibi deildir. Zira hissedilir eydeki ihata baz taraf
ve ynleri kapsamaktadr. hata ettii yerler de o dier eyin d
yzeyinden bir blm tekil etmektedir. O ey kendi zatndan
haritir. Ama soyut akln ihatas byle deildir. Onun ihatas tm
ynleriyle bir ihatadr. Hem de d yzeyle snrl da deildir. Zahiri
ihata ettii gibi batn da ihata etmelidir. Onun ihatas nfuz ve sirayet
ihatasdr. lemdeki hakikatlerine, zatlarna, hakikatlerinin beynine ve
varlklarna sirayet etmektedir. Yer ve gkteki btn cevherler, zati
veya mfarik arazlar tmyle soyut akln ihatas altndadr. Onlara
ah damarndan daha yakndr.269 Bedenlerdeki ruhtan daha etkilidir.
Hatta lemlerin akln nezdindeki huzuru, onlarn kendi nezdindeki
huzurundan ok daha iddetli ve ycedir. Btn bu ihata ve huzur,
ikilik ve uzaklk ls olan maddeye sahip olmad sebebiyledir.
kilik ls olan mahiyet onlarda izmihlale uram, yok olmutur.
Mahiyet hkmlerinden hi biri soyut akl hakknda geerli deildir.
Btn hkmler vcuda aittir. Mahiyete galebe alan mutlak vcudun
hkmdr. Hakikat ve vcudlara hakimdir. Meailerin stad olan
Aristo bu zat sirayet ve vcud ihataya iaret ederek yle
demektedir:
268
269
Matl
Tam soyut akl hakikat kendisinden baka btn akl hakikatler,
kll ve cz melekuti nefisler ve mlki ve nasuti varlklar zerinde
egemen durumdadr. Bylece onlar hidayet, istikamet ve kemal
yollarna irad etmekte, yce Allaha doru sevk etmekte, lemlerin
rabbinin dergahna ulatrmaktadr. Eer o olmasayd, yce Allaha
asla ibadet edilmezdi. Birlii ile tannmazd. taat edilmezdi. nnde
secde edilmezdi. O halde Allah bu soyut akl btn lemlerdeki
saliklere gndermi, bylece onlar doru yola hidayet etmektedir.
Allah bu soyut akla, emir lemi olan kendi leminden halk lemlerin
zulmetler zindanna ynel, onlar nur dolu leme irat et diye emretti.
Bylece akl, kullarn yaratcsnn emrine itaate yneldi. Her
hakikatte kabiliyeti miktarnca zuhur etti. Onlar srlar lemine sevk
etti. nsiyet mahfili ve karar kldklar yere ard. Akl, nderlik ve
irad grevini yerine getirdikten sonra Allah-u Teala ona btn
mazharlaryla dnya leminden nihai yerine ve refik-i alaya geri
dnmesini emretti. Ona, dn diye emretti ve o da dnd.
Bu hakikat Allahn baz mnasib mazharlarda kendisine kuds
leminden ordular270 balad hakikatin ta kendisidir. Bylece
eytann ordusu karsnda ayaa kalkmakta, ona galib gelmekte,
insanlar Rahman hizbine doru hidayet etmektedir. Allah-u Teala bu
hakikatte ilahi gayb leminden baz hakikatleri emanet olarak karar
kld. Bylece rahman cezbe liyakati olan kimseleri bu ilahi gayb
hakikatler vesilesiyle kendine cezp etsin.
270
Usul-i Kafi, c. 1, s. 20
Matl
imdi bu temel ilkeleri bildikten ve bunlarn aydnlnda hakikati
kefettikten sonra basiret gzlerini aabilir ve marifet admyla
hakikatin zirvesine ykselebilirsin. Bylece Kafide bir hadiste ifreli
olarak nakledilen baz hakikatleri derk edebilirsin. Bu rivayete gre
mam Bakr (a.s) yle buyurmutur: Allah, akl yaratnca onu
konuturdu ve yle dedi: Dn! O da geri dnd. Bunun zerine
yle buyurdu: zzet ve celalime andolsun ki ben kendi katmda
senden daha sevimli bir ey yaratmadm. Seni sadece sevdiim
kimselerde kemale eritirdim Ben sadece sana emreder ve sadece sana
nehyederim. Sadece sana sevab verir ve sadece seni cezalandrrm.271
Gerekten de Allah velisi doru buyurmutur. Kamil aratrmac
bilginler (r.a) bu hadisi erh etmilerdir. Ama onlar (k.s) baz gizli
srlarna iaret etmedikleri iin naks ilmimle bu gizli srlara ksaca bir
iaret etmeye alacam. Onlarn balarnn ar ykn kendi
tayclar dnda hi kimse ekemez. Bylesine yce bir makama
sahip deilim.
O halde yle diyorum: Hadiste Allah onu ilk yaratta nutk ve
idrak zere yaratt diye buyrulmutur. Zira yce temellerde zellikle
de ilk taayyn olan aklda ilim ve idrak onlarn zatnn aynsdr. Bu
anlam bir gre gre, Allah Ademe isimleri retti 272 ayetinin
bir benzeridir. Zira o makamda talim, esma ve sfatlarn suretlerinin
icmali, karmak ve ahadiyet-i cem eklinde onda karar klnmasdr.
Yoksa onu nce isimler hakknda bilgisiz olarak yaratm deildir.
simleri daha sonra ona retmi deildir. Bu da u sebeplerdir ki
insan en byk Allah isminin mazhardr. simlerin btn
mertebelerine ahadiyet-i cem suretinde sahiptir. Akl da Allahn
ilminin mazhardr. Hviyet ve zat hakikati mertebesinde ilim
sahibidir. Akla, gel denilmesi cem makamndan ilk mazhara
verilmi bir emirdir. Mlk ve melekut leminin taayynlerinin tm
mertebelerinde zuhur etmesi istenmitir.
Bylece akl, yaratcsnn emriyle btn lemlere nfuz etti.
Bylece esma ve sfat leminde sahip olduu kemallerini ve kemaller
mertebelerindeki hayrlarn yayd. Onlar doru ve salam yola
hidayet buyurdu. Dn kelimesi ile btn mazharlaryla tafsil
271
272
A.g.e. s. 10
Bakara/31
Matl
imdi de klli akln yaratl lemindeki hilafetini anlamann
zaman geldi. Bu hilafet kevni hakikatlerde zuhur etmekten ibarettir.
Klli akln nbvveti ise yce mebdein kemallerini izhar etmek ve
Hz. Cem-i Zl Celalin isim ve sfatlarn aa karmaktadr. Klli
akln velayeti ise btn gayb ve hud mertebelerinde tam tasarruftan
ibarettir. Tpk insan nefsinin beden eczasndaki tasarrufu gibi bir
tasarrufa sahiptir. Hatta akln vcud mertebelerindeki tasarrufu nefsin
273
S Risale, s. 129
Matl
eyh Sedukun (r.a) Uyun-u Ahbarir Rza kitabnda kendi
senediyle Ali b. Musar Rzadan (a.s) naklettii hadis bizim bu
dediklerimiz hususunda senin iin en iyi klavuz, en kmil rnektir.
mam Rza babalarndan, onlar ise Ali b. Ebi Talibden Allah
Resulnn yle buyurduunu nakletmitir. Allah Teala benden
daha stn birisini yaratmam ve hibir yaratna da benden daha
ok ikramda bulunmamtr. Ali (a.s) yle diyor: Resulullaha
(s.a.a) yle dedim: Siz mi daha stnsnz yoksa Cebrail mi?
yle buyurdular: Ey Ali! Allah Teala peygamberlerini mukarreb
(yakn) meleklerinden daha stn klmtr. Beni ise btn
peygamberlerine stn klmtr. Ey Ali! stnlk benden sonra sende
ve senin soyundan gelen imamlardandr. Ey Ali! Melekler bizim ve bizi
sevenlerin hizmetileridirler. Ey Ali! Allahn arn tayan ve arn
etrafnda rablerini tesbih eden meleklerin hepsi bizim velayetimize
iman edenler iin istifar ederler. Ey Ali! Eer biz olmasaydk Allah
Teala, demi, Havvay, cenneti, cehennemi, gkleri ve yeri
yaratmazd. Nasl olur da biz meleklerden daha stn olmayz. Biz
Allah tanma, tesbih etme, kendisinden baka ilahn olmadn ikrar
etme ve takdis etme faziletlerine onlardan nce sahiptik. nk Allah
Tealann ilk yaratt varlk bizim ruhlarmzdr. Allah Teala
ruhlarmz yarattktan sonra onlar kendi birlik ve hamdna ikrar
ettirdi ve daha sonra melekleri yaratt. Melekler bizim nurlarmz bir
tek nur halinde grnce bize tazim ettiler. Daha sonra bizler, melekler
Matl
Bil ki Allah seni bizi Allah Resulnn mmetinden ve iyilik
sahibi iilerin yolunu takib edenlerden klsn- Allah Resul (s.a.a) bu
hadisinde yle buyuruyor: Allah-u Teala benden daha stn hibir
yarat yaratmad. Bu ifade, Allah Resulnn yaratl taayyn
makamnda herkesten daha stn olduuna iaret etmektedir. Zira o,
yaratl neetinde ilk taayyndr, ism-i azama ve isim ve sfatlarn
imamlarna en yakn taayyndr. Yoksa Allah Resul en byk klli
velayet, berzahiyet-i kbra ve dena fetedella makam ve itlak,
inbisat vcud diye de ifade edilen ilk heyula makamna sahiptir. Daim
ve baki bir zattr ki btn varlklar ve taayynler onda yok olmutur.
Btn resim ve nianeler onda izmihlale uramtr. Onunla baka bir
ey arasnda herhangi bir nisbet bulunmamaktadr. Zira o var olan nur
ve glgeden her ey zerinde kayyumi bir ihataya sahiptir.
Bylesine bir makamda en yce ve en stn olmak diye bir
dzenleme yaplamaz. Evvel ve ahir diye bir ey dnlemez. Aksine
O evvel olduu halde ahir ve ahir olduu halde evveldir. Batn olduu
cihetiyle zahir, zahir olduu cihetiyle de batndr. Nitekim ilk
ncekiler bizleriz275 diye buyurmutur. Hz. Alinin, Sen mi
byksn Cebrail mi? Sorusuna gelince. Hz. Alinin (a.s) bu ve
benzeri sorular hakikat bakalar iin belli olsun diye sorulmutur.
Yoksa Hz. Ali (a.s) bulunduu akli ve gayb makamda, ilimlerinin
hakikatini ve gizli srlar, misal ve hayal lemine ayak basmadan nce
Allah Resulnden renmitir. Yoksa Hz. Alinin bu hakikatleri
bilmesi, lafz ve kelam heyetine inmesine bal deildir. Zira klli
velayet hasebiyle, iki byk insann nurlar birdir. Hz. Alinin (as),
Allah Resulne nisbeti, natka nefse oranla akl latife mesabesindedir.
Hatta natka nefse oranla srr ruh mesabesindedir. Dierleri ise o
hazrete oranla, nefse oranla, nefsin dier batn ve zahir kuvveleri
mesabesindedir. Zira Allah Resulnn gayb hakikatlerin ahadiyet-i
cem makam vardr. O, cz ve klli mertebelerin asl konumundadr.
Peygamberin dier insanlara nisbeti, ism-i azamn cem makamnda
275
Kafide yer alan bir rivayete gre Ebi Abdillah (a.s) yle
buyurmutur: Arn ilim arnn- yklenicileri sekiz kiidir. Drd
bizden ve drd de Allahn diledii kimselerdendir.280
Baka bir rivayette ise mam Kazm (a.s) yle buyurmutur:
Kyamet gn olduunda arn yklenicileri sekiz kiidir. Drd
ilklerdendir ki Nuh, brahim, Musa ve sadr. Dier drd ise
sondakilerdendir ki onlar da Muhammed, Ali, Hasan ve
Hseyindir.281
Eer biz olmasaydk Allah Ademi yaratmazd. fadesi ise onlarn
Hak ve halk arasnda vasta olmalar sebebiyledir. Onlar salt vahdet ile
tafsil kesret arasndaki irtibatlardr. Bu ifade onlarn; vcudun aslnn
vastas ve rahman rahmetin mazhar olduunu beyan etmektedir.
Rahman rahmet, vcudun asln ifade etmektedir. Rahman rahmet,
onlarn velayet makamdr. Hatta onlar ilahi ism-i azamdr. Rahman
ve rahim isimleri ism-i azama tabidir.
Rivayetin devamnda yer alan Biz nasl meleklerden stn
olmayalm ki? fadesi de onlarn kemal vastalar ve rahimiyet
rahmetinin mazhar olduklarn beyan etmektedir. Vcudun kemali,
rahim rahmet vastasyla zahir olmaktadr. O halde vcud dairesi
onlar vesilesiyle tamamlanmaktadr. Gayb ve uhud onlar vastasyla
zuhur etmektedir. lahi feyiz nzul ve suudta onlar eliyle cari
olmaktadr.
eyh Muhyiddin Futuhatnda yle diyor: Vcud lemi
Bismillahirrahmanirrahim vesilesiyle zuhur etmitir. O halde
vcud dairesinin tamam bu ismin altndadr. Cem olarak Allah
isminin, ve tafsil olarak da Rahman ve Rahim isimlerinin altnda
bulunmaktadr.
Uzun olmasna ramen bu rivayeti nakletmemizin sebebi, o byk
insanlarn akl ve gayb lemde meleklere ubudiyet ve kulluk
hakikatini rettiklerini belirten blmleri aklamaktr. Hakeza gayb
lemde nbvvet hakikatinin bu talimden ibaret olduunu beyan
etmek istedik. O halde bu rivayetin baz blmlerine ksaca bir iaret
edelim ki bu konu daha da bir akla kavusun. Zira zamanmz ksa,
zihnimiz ise karktr.
280
281
Asl
O zatlar Rablerini Tanmada Meleklerden ne Gemilerdir
Bu sylediklerimizden de anlald zere akl lemi, nurdan canl
ve bilgili varlklardan ibarettir. Vcudun asl ile kemalleri arasnda da
hibir fasla karar klnmamtr. Kendileri iin genel imkan ile
mmkn olan her ey vcuda gelmektedir. Onlarn Allah tanma,
tesbih ve tehlil hususunda meleklerden ne gemesi vcudun aslnda
onlardan ncelikli olmalar hasebiyledir. Bu ncelik zaman ve mekn
ile ilgili bir ey deildir. Bu yce makama uygun olan dehri bir
nceliktir. Zaman ve mekndan mnezzehtir. zetle bu ncelik,
nedenin sonulara ncelii gibidir. ncelik hakikatte gayb ve uhud
hakikatlerinin vcud mertebelerinde sabit olan ve tahakkuk etmi bir
vcuttur.
Onu konuturdu ifadesi de onu yaratnca nutk sahibi olarak
yaratt anlamndadr. Yani natkn zat tek bir yarat ve icada zne
olmutur. nce bir zat yaratlm sonra nutk sahibi klnm anlamnda
deildir. Bu nutk da akl bir nutktur; ses ve lafz ile ilgili bir nutk
deildir. Bylece onu konuturdu ifadesindeki fa (bylece) harfi
ise her zatn zat cevheri makamnda kemallerinden ncelii olduu
hasebiyledir. nceki belirttiimiz anlam nda anlalm oldu ki
onlar (a.s) ayn zamanda hem vcud asl, hem de vcud kemalleri
hasebiyle meleklerin yaratlnda da vasta olmulardr.
Asl
Ey aziz! Allah seni hidayet buyursun- bil ki tevhidin drt rkn
vardr. Her rknn de derecesi vardr. Bir derecesi zahirdir, dier
dereceleri ise batn ve gizli. Her rkn, zahir olan o derecenin adyla
anlr. Nitekim ilahi isimler de ksmdr. Yani zat, sfat ve fiiller
isimleri de ayn byledir.
Birinci rkn tahmid'den ibarettir. Bu zahiri derecesi olan tevhid-i
efal makamdr. Sfat ve zat tevhid ise onun batn derecesidir.
Tahmid, btn hamd ve senalarn Allaha dnmesinden ibarettir.
Ondan bakasndan hamd ve sena liyakatini nefyetmektir. Bu da
sadece btn gzel ilerin, salih amellerin, btn ba ve ihsanlarn
Ona ait olmasyla tahakkuk eder. Byle bir makamda olan kul, tafsil
Asl
Ey aziz! Bil ki hadiste tesbihin dier erkandan nce zikredilmesinin
sebebi, tesbihin dier mertebelerden daha erafetli olmas ve
makamnn yce bulunmasdr. Ayrca bu makam meleklerin
makamyla da uyum iindedir.
Tekbirin, tehlil ve tahmidin arasnda yer almas ise nceden de
akladmz gibi soyut hakikatlerde merkezin muhiti ihata etmesi
sebebiyledir. Bu hissi dairelerin tam tersidir. Hissi dairelerde muhit,
merkezi ihata etmektedir. Tekbirin ortada yer almas da Allahn sfat
ve isimlerle rtl olduuna delalet etmektedir. Zat; esma, sfat ve
eserler perdesi gerisinden baka grmek mmkn deildir. Rivayette
tahmid makamnn la havle vela kuvvete illa billah kelimesiyle teyid
edilmesi de saliklerin ryetleri hasebiyle efali ryete daha ok
daldklarnn delilidir.
Asl
Ey aziz! Bil ki melekler, kamil insan gibi her makamdan nasiplenir
bir konumda deillerdir. Onlarn tevhidten nasipleri snrldr. Her
birinin aamadklar belli bir makam vardr. O halde Nebiyy-i Ekrem
283
btn eyay ihata etmitir. Btn lemlerin tekmil tertibini ilahi kaza
esasnca bilmektedir. Sahip olduklar kabiliyetler hasebiyle melekut
leminde meleklerin talim ve eitiminden de sorumludur.
Hadisin dier blmleri konumuz dnda olduu iin aklamaktan
saknyoruz. Elbette onlarn da detaylca aklanmas gerekirdi. Allah
izin verirse bu konuda ayr bir alma yapmay dnyoruz.
Son
Ayn emir leminde nbvvet ve imametin hakikati akl lemde
Allah Resul ve tertemiz evlatlar vastasyla vaki olan talimatlardan
ibarettir. nceki blmlerde de bunu detayl bir ekilde anlam oldun.
Dolaysyla sz burada kesiyoruz ve baka bir konuya geiyoruz. Bu
konu ise halk zahir lemde hilafet, nbvvet ve velayetten ibarettir.
Yce Allahtan bu konuda baar diliyorum. O en iyi dosttur. Allahn
selam Resul-i Emin ve tertemiz evlatlar zerine olsun.
Misbah
Bu Misbah, zahiri ve halk lemde hilafet, nbvvet ve velayet
srlar, peygamberlerin (a.s) bisetinin srlar ve onlarn Peygamber-i
Ekreme (s.a.a) oranla konumu hakkndadr. Bu misbahta nurdan
parltlar (vemiz) ve rububiyet srlarna iaretler bulunmaktadr. Bu
konuyla birlikte szlerimiz de sona ermektedir.
1.
Vemiz (parltlar)
Sana yaptmz bu aklamalar nda artk u hakikati anlam
olman gerekir ki ilahi isimler arasnda da bir tr ihata etmek, ihata
edilmek, reislik ve merusluk (idare edilmek) ilikileri mevcuttur.
Bazen ilahi isimlerden biri ilahi cemal isimlerini ihata etmi
bulunmaktadr, tpk Rahman ismi gibi. Bazen de bir isim Hakk
Tealann celal isimlerini ihata etmi bulunmaktadr, Malik ve Kahhar
isimleri gibi. Cem ve besatet yoluyla ilahi isimlerden btn ilahi
hakikatlerin rabbi olan Allah dnda hibir isimde mutlak camiyet ve
ltf veya kahr ilahi hakikatlerin ahadiyet-i cem makam
bulunmamaktadr. Allah ismi, gayb hazinelerin anahtarlarnn
anahtardr. O halde ihata edici, tam, en byk, ezeli, ebedi ve temelli
olan tek isim Allah ismidir. Dier isimler hatta mmhat-i esma (ana
isimler) bile byle bir ihataya sahip deildir. Elbette onlar da birbirine
oranla az ok bir ihataya sahiptir.
2.
Vemiz
nceki tekrarlanm szlerimizden de bilmi olduun gibi harici
ayanlarn zuhuru, ilahi isimlerin iktiza ettii ve rububi ilim ile ayan
makamnda sabit olan sistem esasnca gereklemektedir. O halde
ilahi isimlerin hakikatlerinden her birinin gayb lemde o hakikatin
mazhar olduu bir rakikas vardr. lahi snnette ise zahir ve mazharn
hkm birdir. O halde Rahman isminin mazharnda Rahman ismi
galiptir ve dier ltuf ve cemal mazharlarn da ihata etmektedir.
Onlara da hakim konumdadr. Malik ve Vahid isimlerinin mazhar
olan ey de kahr mazharlara oranla bu hkme sahiptir. O halde ilahi
sabk (ncelikli) kaza ve rahman inayet hkm gereince btn
rububi sfatlarn ve ilahi isimlerin hakikatlerinin camii olan bir halife
olmal ve de en byk Allah isminin mazhar olmaldr.
zetle kevn leminde var olan her ey, gayb leminde olan eyin
ayeti olduu hasebiyle insann ayn- sabiti, yani Muhammedi ayn-
sabit ve ism-i azam makam iin ayn lemde de bir mazhar olmaldr
ki rububi hkmleri zahir klsn. sm-i azamn dier isimler ve kamil
insann ayn- sabitinin dier ayan zerindeki hkmete, bu mazhar da
harici ayan zerinde sahib olsun. O halde kim zati/ilahi bir sfata
sahip olursa aslnda da byle olduu gibi bu lemde halife
makamndadr.
3.
Vemiz
Ayn ekilde en byk Allah ismi, cem makamyla btn ilahi
isimlerinin mertebelerine ahadiyet-i cem ve hakiki besatet eklinde
sahip bulunmaktadr. Zat hakkndaki ilimle ilahi isimlerin
hakikatlerini, o hakikatlerin ilmi makamdaki ve ayn lemdeki
suretlerinin zuhurunu ve bu suretlerin, ilahi isimlerin byk
kyametinin hakikati olan ahad gayb makamndaki izmihlal ve
istihlakini de bilmektedir. Zira harici kevnlerde byk kyamet, rububi
nurlarn douuyla nurlarnn ve hviyetlerinin yok olmas ve her
mazharn zahirine dnmesi ve onda fani olmasyla olduu gibi, ayan-i
sabit ve ilahi isimlerdeki byk kyamet de zat ahadiyet gneinin
klar altnda malup dmeleri, nurlarn zat nuru yannda grnmez
5.
Vemiz
Sana yaptmz bunca aklamadan sonra artk Hz. Alinin u
szlerinin anlamn da anlayabilirsin: Ben batnda Allahn
peygamberleri ile birlikteyim ve zahirde ise Allah Resul (s.a.a) ile
birlikteyim.
Zira Hz. Ali (a.s) klli ve mutlak velayet sahibi idi. Velayet ise
hilafetin batndr. Klli mutlak velayet, klli mutlak hilafetin
batndr. O halde klli velayet makamyla herkesin yannda durmu
ve amellerine ahid bulunmaktadr. Her ey ile birliktedir, elbette ilahi
kayyumi bir birliktelikle. Bu birliktelik, ilahi hakiki kayyumi
birlikteliin glgesidir. Ama peygamberlerde velayet ciheti daha fazla
olduu iin rivayette peygamberler zellikle beyan edilmitir.
6.
Vemiz
eyh Said Kummi (r.a) marifet ehlinden birinin szn detayl
olarak zikretmitir ki biz burada bu szleri zetle aktarmak istiyoruz.
Bevarikul Melekutiye kitabnda yle diyor: Marifet ehlinden
birinin sylediine gre harici hakikatler isimlerin perdeleri altnda
gizli olduklar halde bu isimler onlarn uhud ve zuhur vastalar idifakirlik ve yoksulluk diliyle o isimlerden ricada bulunarak yle
dediler: Yokluk bizi birbirimizi derk etmek ve zerimizde olan gerekli
hakknz demek hususunda kr klmtr. Eer bize bir inayette
bulunur ve ayanmz zahir edecek olursanz hakkmzda bir ihsanda
bulunmu olursunuz. Bylece biz de sizin hakknz demeye
koyuluruz. Geri zerimizde bir saltanatnz var. Ama bu saltanat
ordusuz ve askersiz bir saltanattr. Ama eer ayanmz zahir olursa o
zaman zerimizdeki saltanatnz gerekleir ve pratie dnr. Bu
isteimizin bizden ok size faydas dokunur.
lahi isimler bu szleri iitince zatlarnn hakikatine baktlar ve
mmknlerin szn onayladlar. Harici hakikatlerin isimlerin
nurunda gaib olduunu ve hibir zuhurunun olmadn grdler. Bu
yzden hkmlerinin zuhurunu istediler. Eserleri vastasyla
ayanlarn birbirinden ayrmaya altlar. Hallak, Mdebbir ve dier
isimler kendi zatna baktlar, Hallak, Mdebbir ve dier isimlerden bir
eser bulamadlar. Bylece hepsi birlikte el-Bari isminin huzuruna
vardlar. Ona yle dediler: Belki sen, mmkn hakikatlerin iktizas
olan hkmleri icad edebilirsin. El-Bari ismi yle dedi: Bu i el-
Kadir ismine aittir. Ben onun ihatas altndaym. Bylece hepsi ona
sndlar. El-Kadir onlara yle dedi: Ben el-Mridin hkmne
mahkumum. Sizden hibir ayn icad edemem. Onun iin zel bir eser
icad etmem istisnadr. Bu zel eser de, onda bu zel esere liyakat
olmadka ve Allahtan bir emir gelmedike icad edilemez. Emir
geldii takdirde onu icad edebilirim. Bylece hep birlikte el-Mride
gittiler. El-Kadirin mesajn ona ilettiler. El-Mrid yle dedi: elKadir doru demi, ama ben el-Alim isminin eserlerinizin zuhurunu
n grp grmediine bakmam gerekir. Eer eserinizin zuhuru n
grlmse, ben hkmlerinizden Allahn dilediini sizlere zg
klarm. Ben el-Alimin hkmne mahkumum. Bylece el-Alimin
yanna gittiler ve istediklerini ona bildirdiler. El-Alim yle dedi:
Geri icadnzn ilmi bir sabkas (ncelii) var, ama bu dergahta
edeb daha evladr. Amel ls sadece fakirlik ve ihtiya olamaz.
Dolaysyla edeb hkmne bir defa deil, bir ok defa teebbste
bulunmay gerektirir. Hepimizin bizi ihata eden bir st makam vardr.
O da Allah ismidir. Teebbs emrini o vermelidir. Bylece btn
isimler ilahi dergahta topland. Hikayelerini ona anlattlar.
Hakikatlerinin iktiza ettiini ona izhar ettiler. O yle dedi: Hakikat
udur ki evet ben sizin hakikatlerinize sahibim ve btn
mertebelerinizi kuatm bulunmaktaym. Ama ayn zamanda ben
ahadiyet makamnn mukaddes zatnn gstergesiyim. Siz ve
arkadalarnz burada durun. Ben bu isteklerinizi ona iletirim.
Bylece ona yle arzettim: Ey o kimse ki odur huve, ondan baka
bir ey yoktur. Mele-i alada bir tartma ortaya km bulunmaktadr.
Ayan yle byle diyor: Bylece onun srrndan kendisine yle nida
edildi: Onlarn yanna git ve isimlerden her birine yle de:
Hakikatlerinizin iktiza ettii eye taalluk edin. Bylece Allah ismi
tercman olan mtekellim ismiyle birlikte mmknlerin ve ilahi
isimlerin yanna vard. Msemma nahiyesinden getirdii mesaj onlara
iletti. Bylece el-Alim ismi ilk mmknn zuhuruna taalluk etti. ElKadir ismi ikinci mmknn zuhuruna, el-Mrid ismi dier
ayanlarna taalluk etti. Bylece lemler ve tabiatlar zuhur etti. Celal
ve cemal isimlerinin iktizasyla niza ve ekime ortaya kt. Ayanlar
yle dediler: Biz dzenimizin bozulacandan veya bazmzn
bazlarna isyan edeceinden korkuyoruz. Bylece yeniden yokluk
diyarna geri dneriz. Bylece el-Alim ve el-Mdebbir isimlerinin
284
285
Rad/2
Mecmuet'ur Resail, Risaletul Bevarikil Melekutiyye, s. 307
8.
Vemiz
Bil ki sana bu dediklerimiz ve gerekleri aa vurmamz
sonularn nedenlere dnmesi ve terbiye edilenlerin iinin terbiye
edicilerine irca edilmesi iindi. Nitekim Hace Abdullah Ensari 286 yle
diyor: Herkes sondan korkuyor, ben ise batan. Mevlana 287 ise
Mesnevide yle diyor: Sebepleri delen bir bak istiyorum ki
sebepleri kknden skp koparsn.288
zetle sana bu dediklerimiz ezeli ahdi ve ilk kazay hatrlatan
kaif arifin zevki/slubu zereydi. Yoksa eer ilahi hakikatlerin
peygamberlerin ve velilerin pak ve mukaddes heykellerindeki zuhuru
ile ilgili niyetimizi aa vurmak isteseydik yeni bir plan izmek ve
baka bir trl konumak zorunda kalrdk. O halde hrlerden isen
sana sylenen bu srlara kulak ver.
9.
Vemiz
eyh Muhammed Rza Kumei (r.a) Esfar-i Erbaa kitab hakknda
yazd bir inceleme risalesinde zetle yle demektedir: Bil ki sefer
insann vatanndan yola karak ve menzilleri aarak hedefine doru
gmesidir. Bir zahiri sefer vardr ki aklamaya gerek yoktur. Bir de
manevi sefer vardr. Manevi sefer drt ksmdr. Birincisi halktan
Hakka sefer etmektir. Bu da insann kendisiyle hakikati arasndaki
zlmani ve nurani perdeleri ortadan kaldrmasdr. Bu hakikat ezelden
ebede her zaman kendisiyle beraberdir. Bu rtler ve hicaplar
eittir:
1-Nefsan zlmani hicaplar,
2-Akli nurani hicaplar,
3-Ruhi nurani hicaplar,
nsan nefis, akl ve ruh makamlarndan ykselecek olursa bu tr
hicaplar da ortadan kalkar. Bu tr hicabn kalkmasyla salik insan
286
Abdullah b. Muhammed Ensari Herevi, (396, 481) Piri Herat diye mehurdur.
Muhaddis ve irfan ehli bir kimsedir. eyh Ebil Hasan Herkaninin derslerine
katlm ve onun yolunu takip etmitir. Menazilus Sairin, Zadul Arifin, Risale-i Dil
ve Can adl kitaplar vardr.
287
Celaluddin Muhammed Behauddin Muhammed (604-672) Mevlevi diye
mehur olan arif bir hekimdir. Bir ok zahiri ve batini ilimleri renmitir. emsi
Tebrizi ile karlam ona kar byk bir sevgi beslemitir. Mesnevi-yi Manevi,
Divan-i Gazaliyat gibi eserleri vardr.
288
Divan-i Mesnevi, c. 3, s.100, 5. defter, 1552. beyt
eriat sahibi olur. Zahiri bedeni ve batn kalbi hkmleri icad eder.
Allah, sfatlar ve isimleri ile ilgili bilgileri ve hak retileri,
kabiliyetli kimselerin derk etme kabiliyetleri miktarnca bildirir.
11.
Vemiz
Buradan da anlald zere her eriat sahibi resul bu drt seferi
gerekletirmek zorundadr. Ama buna ramen makamlar birbirinden
farkldr. Baz peygamberler Rahman isminin mazharlardr. rnein
byle bir kimse ilk seferinde btn lemlerde Rahman isminin
zuhurunu mahade eder. kinci seferin sonunda btn eyann
Rahman isminde yok (mstehlek) olduunu grr. O halde bu
seferden dnerken rahmet ve rahman vcud ile bu leme dner.
Bylece nbvvet dnemi snrl olur. Dier isimlerin mazhar da ilmi
makamdaki farkllklar hasebiyle ayn durumdadr. Allah isminin
mazhar ise ilk seferin sonunda Hakkn zuhurunu tm boyutlaryla
mahade eder. Hak Tealann hibir ii, Onu dier ilerinden
alkoymaz. kinci seferin sonunda ise btn hakikatleri ilahi cem
isimde yok olmu (mstehlik) grr. Hatta kendisi bile salt ahadiyette
mstehlik olur. Bylece ilahi cem vcudla halka geri dner. Bu
durumda ezeli ve ebedi nbvvet ile zahiri ve batni hilafet makamna
da sahiptir.
12.
Vemiz
Ey aziz! Bil ki bu seferler bazen kamil veliler iin de
gereklemektedir. Hatta drdnc sefer Hz. Ali (a.s) ve masum
evlatlar iin hasl olmutur. Ama Peygamber (s.a.a) cem makamna
sahip olduu iin ondan sonra hi kimse iin teri imkan kalmamtr.
O halde bu makam asaleten sadece Resulullah (s.a.a) iin sabittir.
Masum halifeleri iin ise mtebaat ve tabiiyet olarak vardr. Zira
ruhaniyetleri birdir.
lahi marifetler hususunda eyhimiz ve stadmz ahabadi (r.a)
yle diyor: Eer farz-i muhal Ali (a.s) Resulullahtan (s.a.a) nce
zahir olmu olsayd slam eriatn Resulullahn slam eriatn zahir
kld gibi zahir klar ve mrsel nebi olurdu. Zira her iki hazret de
ruhaniyet, zahiri ve manevi makamlarda birlik iinde
bulunmaktadrlar.
Son Vasiyet
Geldik kitabn sonuna ve dostlara vasiyet konusuna. Ey ruhani dost
Allah dnya ve ahirette senin yar ve yardmcn olsun- sakn bu srlar
ehil olmayan kimselere aklama. Ehil olan kimselerden de bu srlar
esirgeme. eriatn batn ilmi ilahi namustan ve rububi srlardandr.
Yabanclarn elinden ve gzlerinden uzak tutulmaldr. Onlarn aydn
fikirleri ve dakik dnceleri oraya ulaamaz. Sakn zevk ehli ilahi
ahsiyetlerin kelimelerini kamil bir ekilde incelemeden nce bu
sayfalardaki konular anlamaya alma.
nce ilahi marifetleri byk marifet ehli kimselerden renmeye
koyulmalsn. Aksi takdirde bu tr marifetlere mracaat etmek
zarardan baka bir katk salamaz. Mahrumiyet dnda bir sonu
vermez. Biz ilim ve mlk sahibi Allaha hamd ederek ve
peygamberlere, byk ilahi velilere, zellikle de en erefli olan
Muhammede ve Ehl-i beytine selam gndererek szmze son
veriyoruz. Bu kitap hibir kr ve zarar, hayat ve lm hakknda
herhangi bir irade ve ihtiyara sahib olmayan fakir, miskin ve mstekin
yazarn eliyle 25 evval 1349 Hicri-Kameri Pazar gn sabah sona
erdi. Ezeli ve ebedi selam, bu tarihi hicreti gerekletiren Peygambere
ve Ehl-i Beytinin zerine olsun. Bata da sonra da, zahirde de batnda
da hamd Allaha mahsustur.
indekiler
1.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
152
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
37.
38.
39.
40.
41.
42.
43.
44.
46.
47.
48.
49.
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
Misbah
157
157
158
158
159
159
160
161
161
162
163
163
164
165
167
167
169
169
169
170
171
171
171
172
172
173
174
175
175
176
176
177
178
178
179
179
180
50. Misbah
51. Misbah
52. Misbah
53. Misbah
54. Misbah
55. Misbah
56. Misbah
kinci Mikat
1. Misbah
1. Nur 186
2. Nur 187
3. Nur 187
4. Nur 187
5. Nur 188
6. Nur 188
7. Nur 189
8. Nur 189
9. Nur 190
10. Nur 192
11. Nur 194
12. Nur 195
13. Nur 196
14. Nur 197
15. Nur 198
16. Nur 199
17. Nur 199
18. Nur 200
19. Nur 200
20. Nur 201
21. Nur 202
2. Misbah
1. Matla204
2. Matla206
3. Matla209
4. Matla211
5. Matl 212
6. Matl 212
180
181
182
182
183
184
184
186
186
203
7. Matl 213
8. Matl 215
9. Matl 216
10. Matl 217
11. Matl 219
12. Matl 219
13. Matl 222
1. Asl
226
2. Asl
227
3. Asl
228
4. Asl
229
3. Misbah
229
1. Vemiz (parltlar)
2. Vemiz 230
3. Vemiz 231
4. Vemiz 231
5. Vemiz 232
6. Vemiz 232
7. Vemiz 234
8. Vemiz 235
9. Vemiz 235
10. Vemiz 237
11. Vemiz 238
12. Vemiz 239
Son Vasiyet
239
230