Professional Documents
Culture Documents
Sarmatia olarak anılan bölgenin öncelikle ikiye ayrılır; Batı ve Doğu Sarmatia.
Erken aşamasında olduğu yorumları da yapılıyor olsa her halukarda bir bozkır devlet
organizasyonu karakteri gösteren bu siyasi örgütlenmenin içerdiği unsurların günümüz milli
devlet yapısı bağlamında değerlendirilmemesi gerekir. Yazığ ve bu devlete hükümet eden
Kralî Sarmatlar’ın kökeninin Türk olabileceğine dair belirtiler varsa da mesela Alanlar ya da
Roksolanların Türklüğüne dair bir kanıt şimdilik bulamıyoruz. Hatta Sarmatların göç hareketi
sırasında Đranî kavimlerin de sürüklendiği göz önünde tutulmalıdır. Merkezinde Kralî
Sarmatların olduğu bu devletin unsurlarını gözden geçirelim.
Ugorlar’ın yerleşme bölgeleri için Uralların ormanlık batı tarafından Tuna-Dinyeper arasına
kadarki alan tartışma konusuysa da kuzey bölgesinde yerleştikleri bellidir. ”Fin”ler batıda,
Ugorlar Urallar civarında yerleşiktiler. Ormanlık kuzey bölgesinin bu topluluğunun Roma ve
Yunan etkisinden uzak bir bölgede yaşaması, tarihlerinin aydınlatılamamasının nedenlerinden
biri olduğu söylenebilir. Sarmat birliği içinde önemli bir etkilerinin olmadığı da
düşünülmelidir.
Siraklar, Sarmat birliğinin doğu kanadında yer alır. Efsaneye göre Darius’un Đskitlere karşı
seferinde kazandığı ilk başarılar üzerine Pers ordularına sözde kılavuzluk edip onları çöllere
çeken kişi Sirak’tır ve Sirakların da atasıdır. Strabo’da Sirakoi olarak geçen bu topluluk,
Aorslar ile birlikte anılır ve düzlüklerde yaşadıklarından söz edilir. Kavimler göçüyle birlikte
aşağı, Kafkaslar’a indikleri kabul edilir. Siraklar MÖ 7.-4. yy.lar arasında Aşağı Đtil’de
görülüyorken 4.-3. yüzyıldan itibaren Kafkas etekleri ve Kuban’da kalabalıklaşmışlardır. Bu
topluluk, MS 2. yüzyılda artık eskisi kadar anılmaz.
Alanlar, Sarmatların Batı Bozkırı’nın doğu kesiminde yerleşen koludur. Don ve Đdil
Nehri’nin aşağı kesimleri ile Kafkas dağlarının arasındaki bozkır bölgesinde tutunmuşlardır.
Hsiung-nu baskılamasıyla Baktria bölgesine ilerleyen Yüeçiler’in yarattığı hareketlilik sonucu
Sirak-Aors birliği, MÖ 2.-1. yüzyıllar arasında yüzyılda Don Nehri’ne kadar yayıldı. MS.
49’da Siraklar’ın Mithridates kuvvetlerine karşı aldığı yenilgi, MS. 1. yüzyılda zaten Azak
Denizi’nin kuzeyinde yayılmış olan Alanlar’ı harekete geçirerek Kafkas eteklerini de
kapsayacak şekilde bir konfederasyon kurmalarıyla sonuçlandı. Böylece önceleri Aorslar’ın
etkili olduğu bu birliğin yeni itici boyu oldular.
Hippokrates Đskitlerle Sauromatları aynı sayar. Göçebe ve tekerlekler üzerinde taşınan keçe
kaplı evleri olan bir topluluktur bunlar. Kısrak sütü içerler, pantolon giyerler. Hayvancı ve
savaşçıdırlar. Hayatlarının büyük bölümü at üstünde geçer.
Sarmat toplulukları MÖ. 3. yüzyılda Hunların Yüeçileri, onların da Sarmatları itmesiyle Batı
bozkırına geçmişlerdir. Antik kaynakların Sauromatlar için ifade ettiği bölgeden çok daha
geniş bir alana yayılan Sarmatların içinde Sauromat ve Đskit unsurları da bulunuyor olabilir.
Yazığlar’ın tam da Sauromatların yaşadığı Azak Denizi bölgesinden batıya göçmüş olmaları
bu açıdan incelenebilir. Yazığ gömü geleneği Đskit tarzını devam ettirmektedir sözgelimi. Bu
geleneğin izleri Orta Asya’da da sürülmelidir.
Strabo (MÖ 63-MS 24), elimizdeki kaynakların en önemlilerinden biri olan Geographika’yı
yazmıştır. Kitap hem kendi gözlemleri hem de eski metinlerin katıştırılmasıyla yazılmıştır.
Geographika’yı önemli kılan bir başka neden Strabon’un Sarmat egemenliği döneminde
yaşamış olmasıdır. Modern dönemin arkeolojik kazılarıyla da desteklenen kitap, Sarmatların
yaşayışı, siyasetleri, iktisadi durumları hakkında değerli bilgiler içerir.
Ammianus Marcellinus (MS 4. yüzyıl), Rerum Gestarum Libri adlı eserinde Sarmat
Birliği’nin dağılması sonrasında da varlığını sürdüren Sarmat unsurları hakkında bilgi verir.
Çin kaynakları bizi batıya hareket eden Sarmat unsurları hakkında bilgilendirir. Shih-Chi
(MÖ 120’ye kadarki tarih) ve Han-Shu (MÖ 206-MS 20 arası) tarihleri bize doğrudan
Sarmatlar hakkında doğrudan bilgi vermese de o dönemin hareketliliklerini anlamak açısından
önemlidir.
Arkeolojik kaynaklar da hem bozkır ve hem de Sarmat tarihinin yazılmasında çok değerli
bilgiler sağlar. Kendilerine ait yazılı kaynakları olmayan bu toplulukların tanımlanmasında,
öz değerleri olan maddi kültür ürünleri en az yazılı kaynaklar kadar önemlidir. Sarmatlarla
ilgili ilk arkeolojik çalışmalar 20. yüzyılın başından itibaren yürütülmeye başlamıştır. Batı
Kazakistan’dan başlayarak Güney Urallar, Aşağı Đtil, Kuban bölgesi ve Don Nehri’nin
doğusuna kadar yaygınlaşan kazılar Ruslar tarafından başlatılmış ve çoğunlukla yine Ruslar
tarafından yürütülmüştür. Araştırmalar Güney Urallar’da yoğunlaşmış ve bu bölgede ele
geçen buluntuların Mö 6. yüzyıldan itibaren yaklaşık bin yıl boyunca süreklilik arz ettiği
gözlenmiştir. Kuban’da yapılan çalışmalar dışında Kuzey Kafkasya, Sarmat çalışmaları
çerçevesinde daha tam olarak araştırılmamıştır. Sarmat tarihini arkeolojik malzemeye
dayanarak bölümlendiren ilk bilimadamı Rau’dur. 1927-1929 arasındaki bu girişimden sonra
1947 yılında Grakov, Sarmat tarihinin kronolojik çizelgesini geniş bir malzeme yelpazesi
içinde incelikli olarak belirlemiştir.
Özel olarak Sarmatlar hakkında Türkiye’de yapılan çalışmaların sayısı yok denecek kadar
azdır fakat Türkiye dışında –özellikle arkeolojik çalışmaların da gelişme göstermesiyle- ilgide
bir artış olmuştur. Doğrudan Sarmatları konu edinen en önemli çalışmalar Kretschmer
tarafından yapılmıştır. Makalelerinde yazılı kaynakları derleyerek Sarmatları coğrafya, kültür,
siyaset açısından çok yönlü olarak incelemiştir.
Bir diğer önemli araştırmacı Harmatta’dır. Yazılı kaynakların yanında arkeolojik kaynakları
da değerlendirmiştir.
Rostovtzeff de Sarmatlar hakkında çalışan bilim adamlarından biridir. Sarmatları çok yönlü
incelemiş ve hem yazılı hem de arkeolojik kaynakları kullanmıştır.
Vernadsky’nin çalışması doğrudan Sarmatlarla ilgili olmamakla birlikte geniş bir şekilde de
değinilmiştir. Sarmatların Orta Asya bağlantılarına ve göçlerine değinilmiştir.
Sarmatları doğrudan ele alan ya da eserlerinde onlara geniş yer ayıran bu bilim adamlarının
yanında çalışmalarının bir bölümünde değinenler de vardır. Grote (bozkır toplumlarıyla ilgili
ilk çalışanlardan), Mordtmann (Don Amazonları ile ilgili başvuru bilgileri), Mommsen,
Taeubler (Alanlarla sınırlı bir çalışma yaptı), Minns (Sarmatlarla ilgili kısa ama arkeolojik
verilere dayanan bir çalışma), Junge bunların başlıcalarıdır.
Türkiye’de yukarıda da değinildiği üzere bu konuda doğrudan çalışan bilim adamı yoktur.
Sadece Đlhami Durmuş’un öncü nitelikli bir çalışması vardır. Taner Tahran, Kurat, Ögel ve
Ekrem Memişoğlu eser ve makalelerinin içinde bağlamla ilgisi dahilinde değinmişlerdir.
(*) Ege Üniversitesi TDAE Türk Tarihi ABD Yüksek Lisans Öğrencisi
Kaynaklar:
Homeros; Historia
Hippokrates; To Peri Aeron, Hydaton, Topon Havalar, Sular ve Mevkiler)
Strabon, Geographika (Yoğunlukla VII. ve XI. kitaplar)
Genç Plinius; Naturalis Historia (Yoğunlukla VI. kitap)
Ammianus Marcellinus; rerum Gestarum Libri (Yoğunlukla XXXI. kitap)
E. H. Minns; Scythians and Greeks: A Survey of Ancient History and Archaeology on the
North Coast of the Euxine from the Danube to the Caucasus, Cheshire, 1913
M. Ebert.; "Südrussland, Skytho-Sarmatische Periode" Reallexion der Vorgeschichte, Berlin:
Walter de Gruyter, 1929.
W. Ginters, Das Schwert der Skythen und Sarmaten in Südrußland. Berlin 1928
(Vorgeschichtliche Forschungen, 2. Bd., 1. Heft)
H. Bengtson; Grundriss der Römischen Geschichte mit Quellenkunde (I), münchen, 1970
M. Seyidof; Azerbaycan Halkının Soy Kökünü Düşünürken, Yazıcı Neşriyatı, Bakü, 1989