You are on page 1of 5

SARMATLAR

Emre Aygün (*)

MÖ 3. yüzyıl başlarında Sarmatlar, Don Nehri’nin doğu kıyılarına geldiler. Bu yüzyılın


sonlarına doğru nehrin batı yakasına geçtiler. MÖ 2. yüzyılın başlarında Đskit coğrafyasında
egemenliği ele geçirip Sarmat dönemini başlattılar. Strabo’ya göre MÖ 2. yüzyılın ikinci
yarısında Tuna’nın güneyine kadar yayıldılar; hatta belki çok daha batıya, Vidin’e kadar.
Bunun arkeolojik kanıtları da vardır: Galiçya yakınlarında bulunan Sarmat madalyonları.
Arkeolojik buluntular ışığında Yazığ kolunun Macaristan’a girişin Banat ve Oltenia üzerinden
yapıldığı tahmin ediliyor. Sarmatlar’ın bu bölgeye yerleşmelerinde Daklara karşı bir tampon
oluşturmayı hedefleyen Roma’nın teşviki olmuşsa da tek etken bu değildir. Batı Bozkırı’ndaki
toplulukların birbirini itmesi de rol oynamış olabilir.

Sarmatia olarak anılan bölgenin öncelikle ikiye ayrılır; Batı ve Doğu Sarmatia.

Erken aşamasında olduğu yorumları da yapılıyor olsa her halukarda bir bozkır devlet
organizasyonu karakteri gösteren bu siyasi örgütlenmenin içerdiği unsurların günümüz milli
devlet yapısı bağlamında değerlendirilmemesi gerekir. Yazığ ve bu devlete hükümet eden
Kralî Sarmatlar’ın kökeninin Türk olabileceğine dair belirtiler varsa da mesela Alanlar ya da
Roksolanların Türklüğüne dair bir kanıt şimdilik bulamıyoruz. Hatta Sarmatların göç hareketi
sırasında Đranî kavimlerin de sürüklendiği göz önünde tutulmalıdır. Merkezinde Kralî
Sarmatların olduğu bu devletin unsurlarını gözden geçirelim.

Yazığlar, en batıda yerleşmiştir. Daklar tarafından yenilgiye uğratıldılar ve Karadeniz


artalanı ve Roksolanlarla olan iktisadi bağları araya giren Daklarca koparıldı. Sarmat-Yazığ
mezar buluntuları Batı Bozkırı’ndaki Sarmat mezarlarıyla karşılaştırıldığında daha yoksuldur.
Sarmat mezarlarının Đskit mezarlarına kıyasla daha zayıf olması göz önünde tutulduğunda
kıyaslama daha çarpıcı olacaktır. Mö 1. yüzyılın sonlarında Yazığlar Roksolanların baskısıyla
Orta Tuna’ya hareket ettiler. Boşalttıkları Aşağı Tuna bölgesine ise Roksolanlar yerleştiler.
Mö 2. yüzyılda Marcus Aurelius, Yazığların Karadeniz bağlantısını sağladı.

Batı Sarmatya’nın diğer unsuru Roksolanlar, Yazığları Don-Dinyeper arasından Aşağı


Tuna’ya sürdükten sonra bu bölgeye yerleştiler. Roksolanlar‘ı Dacia/Romanya tarafına süren
Gotlardır. Bu durumda Roksolanlar da Macaristan’a indiler ve Yazığları bu sırada yerlerinden
oynattılar. Onların Roma’ya hücumlarını da desteklediler. Yazığ kültürü üzerinde etkili
olmuşlardır. Roksolanlar ve Yazığlar Got saldırılarıyla Roma bölgesine sızmak zorunda
kaldılar ve bir iç savaşla parçalandılar.

Krali Sarmatlar, güneydeki Yazığ, kuzeydeki Ugor ve doğudaki (Don-Dinyeper arası)


Roksolanların ortasında yer alıyordu. Krali terimi Strabo’da geçer. Herodotos’un Krali
Đskitlere ilişkin değinmeleri üzerinden akıl yürüterek bu krali boyun diğer kabileleri önderliği
altında birleştiren merkezi bir konumda olduğunu iddia edebiliriz. Đsimleri son olarak
Mithridates zamanında geçiyor ve daha sonra izlerine rastlamıyoruz.

Ugorlar’ın yerleşme bölgeleri için Uralların ormanlık batı tarafından Tuna-Dinyeper arasına
kadarki alan tartışma konusuysa da kuzey bölgesinde yerleştikleri bellidir. ”Fin”ler batıda,
Ugorlar Urallar civarında yerleşiktiler. Ormanlık kuzey bölgesinin bu topluluğunun Roma ve
Yunan etkisinden uzak bir bölgede yaşaması, tarihlerinin aydınlatılamamasının nedenlerinden
biri olduğu söylenebilir. Sarmat birliği içinde önemli bir etkilerinin olmadığı da
düşünülmelidir.

Siraklar, Sarmat birliğinin doğu kanadında yer alır. Efsaneye göre Darius’un Đskitlere karşı
seferinde kazandığı ilk başarılar üzerine Pers ordularına sözde kılavuzluk edip onları çöllere
çeken kişi Sirak’tır ve Sirakların da atasıdır. Strabo’da Sirakoi olarak geçen bu topluluk,
Aorslar ile birlikte anılır ve düzlüklerde yaşadıklarından söz edilir. Kavimler göçüyle birlikte
aşağı, Kafkaslar’a indikleri kabul edilir. Siraklar MÖ 7.-4. yy.lar arasında Aşağı Đtil’de
görülüyorken 4.-3. yüzyıldan itibaren Kafkas etekleri ve Kuban’da kalabalıklaşmışlardır. Bu
topluluk, MS 2. yüzyılda artık eskisi kadar anılmaz.

Alanlar, Sarmatların Batı Bozkırı’nın doğu kesiminde yerleşen koludur. Don ve Đdil
Nehri’nin aşağı kesimleri ile Kafkas dağlarının arasındaki bozkır bölgesinde tutunmuşlardır.
Hsiung-nu baskılamasıyla Baktria bölgesine ilerleyen Yüeçiler’in yarattığı hareketlilik sonucu
Sirak-Aors birliği, MÖ 2.-1. yüzyıllar arasında yüzyılda Don Nehri’ne kadar yayıldı. MS.
49’da Siraklar’ın Mithridates kuvvetlerine karşı aldığı yenilgi, MS. 1. yüzyılda zaten Azak
Denizi’nin kuzeyinde yayılmış olan Alanlar’ı harekete geçirerek Kafkas eteklerini de
kapsayacak şekilde bir konfederasyon kurmalarıyla sonuçlandı. Böylece önceleri Aorslar’ın
etkili olduğu bu birliğin yeni itici boyu oldular.

Sarmatların kökeni tartışma konusudur. Daha ziyade kendileri hakkında anlatılanlar ve


arkeolojik kanıtlara dayanarak farklı varsayımlar ortaya konmuştur. En çok çevresinde
dönülen tartışma Herodotos’un Sauromatlarıyla Sarmatların aynı olup olmadığı meselesidir.
Herodotos’a göre Sauromatlar, Đskit ve Amazonların karışımından ortaya çıkmış bir
topluluktur. Đskit dilinin bozuk bir çeşidini konuşurlar. Tanais’i (Don) geçince ilk ulus
Sauromatlardır. Dareios’un Anadolu-Avrupa seferinde Đskitlerin müttefiki olmayı kabul
etmişlerdir. Kökenleri hakkında Herodotos onların Amazon kadınlarıyla Đskitlerin birleşmesi
sonucu oluşan bir topluluk olduğunu yakıştırır.

Hippokrates Đskitlerle Sauromatları aynı sayar. Göçebe ve tekerlekler üzerinde taşınan keçe
kaplı evleri olan bir topluluktur bunlar. Kısrak sütü içerler, pantolon giyerler. Hayvancı ve
savaşçıdırlar. Hayatlarının büyük bölümü at üstünde geçer.

Sarmat toplulukları MÖ. 3. yüzyılda Hunların Yüeçileri, onların da Sarmatları itmesiyle Batı
bozkırına geçmişlerdir. Antik kaynakların Sauromatlar için ifade ettiği bölgeden çok daha
geniş bir alana yayılan Sarmatların içinde Sauromat ve Đskit unsurları da bulunuyor olabilir.
Yazığlar’ın tam da Sauromatların yaşadığı Azak Denizi bölgesinden batıya göçmüş olmaları
bu açıdan incelenebilir. Yazığ gömü geleneği Đskit tarzını devam ettirmektedir sözgelimi. Bu
geleneğin izleri Orta Asya’da da sürülmelidir.

Sarmatlar hakkında yazılı ve arkeolojik kaynaklardan bilgi edinebiliyoruz. Başlıca yazılı


kaynaklar, en önemlisi Grek metinleri olmak üzere Roma ve diğer ikisine nazaran daha
önemsiz olan Çin kaynaklarıdır. Roma kaynakları Yazığ ve Roksolanların imparatorluk
ordularıyla giriştikleri mücadele dolayısıyla birliğin batı kanadından söz ederler. Çin
kaynakları her ne kadar Güney Đtil-Hazar doğusu bozkırı bölgesindeki Sarmat toplulukları
kendilerine uzak düşse de bazı Sarmat topluluklarından söz ederler.

Koloni/kent devletlerinin Karadeniz’in kuzeyinde oluşturdukları geleneğin ve Sarmat


topluluklarıyla kurdukları ilişkinin sonucu olarak Grek kaynakları en önemli malzemeyi
sunarlar. Elimizdeki en eski Grek kaynağı (aynı zamanda tüm yazılı kaynakların da en eskisi)
Herodotos’un (MÖ 485-424) Historia’sıdır. Kitapta Azak Denizi’nden kuzeye doğru onbeş
günlük bir mesafede yerleşmiş olan Sauromat isimli bir topluluktan söz edilir. Herodotos’ta
geçen bu Sauromatlar’ın Sarmatlarlarla ilişkisi tartışılmaktadır. Sauromatların ortaya
çıkmasını anlattığı “Amazonlar” bölümü doğrudan bilgiler içerir.

Hippokrates’in (MÖ 460-377) “Havalar, Sular, Mevkiler” isimli eseri de önemli


kaynaklardandır ve Herodotos’u tamamlayıcı bilgiler içerir. Hippokrates, Sauromatları Đskit
saymaktadır. Karadeniz’in kuzeyindeki geleneksel Đskit/Sarmat bölgesinin coğrafyası
hakkında gayet değerli bilgiler verir. Bu bilgilerin doğrudan kendi gözlemleriyle derlenmiş
olması güvenilirliğini arttırır.

Strabo (MÖ 63-MS 24), elimizdeki kaynakların en önemlilerinden biri olan Geographika’yı
yazmıştır. Kitap hem kendi gözlemleri hem de eski metinlerin katıştırılmasıyla yazılmıştır.
Geographika’yı önemli kılan bir başka neden Strabon’un Sarmat egemenliği döneminde
yaşamış olmasıdır. Modern dönemin arkeolojik kazılarıyla da desteklenen kitap, Sarmatların
yaşayışı, siyasetleri, iktisadi durumları hakkında değerli bilgiler içerir.

Ammianus Marcellinus (MS 4. yüzyıl), Rerum Gestarum Libri adlı eserinde Sarmat
Birliği’nin dağılması sonrasında da varlığını sürdüren Sarmat unsurları hakkında bilgi verir.

Çin kaynakları bizi batıya hareket eden Sarmat unsurları hakkında bilgilendirir. Shih-Chi
(MÖ 120’ye kadarki tarih) ve Han-Shu (MÖ 206-MS 20 arası) tarihleri bize doğrudan
Sarmatlar hakkında doğrudan bilgi vermese de o dönemin hareketliliklerini anlamak açısından
önemlidir.

Arkeolojik kaynaklar da hem bozkır ve hem de Sarmat tarihinin yazılmasında çok değerli
bilgiler sağlar. Kendilerine ait yazılı kaynakları olmayan bu toplulukların tanımlanmasında,
öz değerleri olan maddi kültür ürünleri en az yazılı kaynaklar kadar önemlidir. Sarmatlarla
ilgili ilk arkeolojik çalışmalar 20. yüzyılın başından itibaren yürütülmeye başlamıştır. Batı
Kazakistan’dan başlayarak Güney Urallar, Aşağı Đtil, Kuban bölgesi ve Don Nehri’nin
doğusuna kadar yaygınlaşan kazılar Ruslar tarafından başlatılmış ve çoğunlukla yine Ruslar
tarafından yürütülmüştür. Araştırmalar Güney Urallar’da yoğunlaşmış ve bu bölgede ele
geçen buluntuların Mö 6. yüzyıldan itibaren yaklaşık bin yıl boyunca süreklilik arz ettiği
gözlenmiştir. Kuban’da yapılan çalışmalar dışında Kuzey Kafkasya, Sarmat çalışmaları
çerçevesinde daha tam olarak araştırılmamıştır. Sarmat tarihini arkeolojik malzemeye
dayanarak bölümlendiren ilk bilimadamı Rau’dur. 1927-1929 arasındaki bu girişimden sonra
1947 yılında Grakov, Sarmat tarihinin kronolojik çizelgesini geniş bir malzeme yelpazesi
içinde incelikli olarak belirlemiştir.

Özel olarak Sarmatlar hakkında Türkiye’de yapılan çalışmaların sayısı yok denecek kadar
azdır fakat Türkiye dışında –özellikle arkeolojik çalışmaların da gelişme göstermesiyle- ilgide
bir artış olmuştur. Doğrudan Sarmatları konu edinen en önemli çalışmalar Kretschmer
tarafından yapılmıştır. Makalelerinde yazılı kaynakları derleyerek Sarmatları coğrafya, kültür,
siyaset açısından çok yönlü olarak incelemiştir.

Bir diğer önemli araştırmacı Harmatta’dır. Yazılı kaynakların yanında arkeolojik kaynakları
da değerlendirmiştir.
Rostovtzeff de Sarmatlar hakkında çalışan bilim adamlarından biridir. Sarmatları çok yönlü
incelemiş ve hem yazılı hem de arkeolojik kaynakları kullanmıştır.

Bengston Roma-Yazığ mücadelesini anlamak açısından önemli bilgiler sunar.

Vernadsky’nin çalışması doğrudan Sarmatlarla ilgili olmamakla birlikte geniş bir şekilde de
değinilmiştir. Sarmatların Orta Asya bağlantılarına ve göçlerine değinilmiştir.

Sarmatları doğrudan ele alan ya da eserlerinde onlara geniş yer ayıran bu bilim adamlarının
yanında çalışmalarının bir bölümünde değinenler de vardır. Grote (bozkır toplumlarıyla ilgili
ilk çalışanlardan), Mordtmann (Don Amazonları ile ilgili başvuru bilgileri), Mommsen,
Taeubler (Alanlarla sınırlı bir çalışma yaptı), Minns (Sarmatlarla ilgili kısa ama arkeolojik
verilere dayanan bir çalışma), Junge bunların başlıcalarıdır.

Türkiye’de yukarıda da değinildiği üzere bu konuda doğrudan çalışan bilim adamı yoktur.
Sadece Đlhami Durmuş’un öncü nitelikli bir çalışması vardır. Taner Tahran, Kurat, Ögel ve
Ekrem Memişoğlu eser ve makalelerinin içinde bağlamla ilgisi dahilinde değinmişlerdir.

(*) Ege Üniversitesi TDAE Türk Tarihi ABD Yüksek Lisans Öğrencisi

Kaynaklar:

1) Đ. Durmuş; Sarmatlar, Kaynak Yayınları, Đstanbul, 2007


2) Erken Đç Asya Tarihi; Der. Denis Sinor, Đletişim Yayınları, Đstanbul, 2000

Sarmatlar’la ilgili antik kaynaklar:

Homeros; Historia
Hippokrates; To Peri Aeron, Hydaton, Topon Havalar, Sular ve Mevkiler)
Strabon, Geographika (Yoğunlukla VII. ve XI. kitaplar)
Genç Plinius; Naturalis Historia (Yoğunlukla VI. kitap)
Ammianus Marcellinus; rerum Gestarum Libri (Yoğunlukla XXXI. kitap)

Başlıca Modern Kaynaklar:

A. D. Mordtmann; Die Amazonen, Hanover, 1862


(Tam metin: http://books.google.com.tr/books?hl=tr&id=qbiqsi_-
RpYC&dq=Andreas+David+Mordtmann%3B+Die+Amazonen&printsec=frontcover&source
=web&ots=cKGq4bbR_L&sig=rEs8cVDjryOhpyzTFlCiUeLp5lU&sa=X&oi=book_result&r
esnum=1&ct=result#PPP3,M1 )

E. Täubler; Zur Geschichte der Alanen, Klio 9, 1909, 14-28.

E. H. Minns; Scythians and Greeks: A Survey of Ancient History and Archaeology on the
North Coast of the Euxine from the Danube to the Caucasus, Cheshire, 1913
M. Ebert.; "Südrussland, Skytho-Sarmatische Periode" Reallexion der Vorgeschichte, Berlin:
Walter de Gruyter, 1929.

W. Ginters, Das Schwert der Skythen und Sarmaten in Südrußland. Berlin 1928
(Vorgeschichtliche Forschungen, 2. Bd., 1. Heft)

H. Humbach, Skytho-Sarmatica. Die Welt der Slaven 5 (1960)

K. Kretschmer; “Sarmatae” (Paulys Real Encyclopedie der Classischen


Altertumswissenschaft; 1A2, 1920, s. 2542-2550)
_________ ; “Siraces” (Real Encyclopedie der Classischen Altertumswissenschaft; II A1,
1921, s. 1-12)
_________ ; “Sarmatia” (Real Encyclopedie der Classischen Altertumswissenschaft; 1972, s.
283-285)

G. Vernadsky; A History of Russia, Ancient Russia (I, New Haven, 1943)

T. Sulimirski; The Sarmatians, Praeger Publihers, New York, 1970

J. Harmatta; Studies on Sarmatians, Budapest, 1950

H. Bengtson; Grundriss der Römischen Geschichte mit Quellenkunde (I), münchen, 1970

Đ. Durmuş; Sarmatlar, Kaynak Yayınları, Đstanbul, 2007

M. Seyidof; Azerbaycan Halkının Soy Kökünü Düşünürken, Yazıcı Neşriyatı, Bakü, 1989

http://www.orientarch.uni-halle.de/ca/nomads/nomads.htm#IB42 (Sarmatları da içeren


Avrasya erken göçebe çalışmalarının geniş bir bibliyografyası / Haz: Prof. Dr. Markus Mode,
Martin-Luther-Universität Halle-Wittenberg, Institut für Orientalische Archäologie)

You might also like