You are on page 1of 116

SCHOPENHAUER

g z e l in

m e t a f iz i i

SANATIN VE GZELN SIRLARI

G Z E L N M E T A F Z

Sanatta ve Edebiyatta
Gzelin Srlar

A r th u r S c h o p e n h a u e r
(d. 1788, Danzig - . 1860, Frankfurt am Main)
nl Alm an filozofu . 1 8 1 3 'te J en a 'd a ber die vierfache Wurzel
des Satzes vom Zureichender Grunde (Y eterli S eb eb in Drtl K
k) adl bir tez savundu ve 1818 'd e byk eseri Die Welt als Wille

und Vorstellung'u (sten v e Tasarm O larak Dnya) yaym land.


Berlin n ivesitesi'n d e d o en t oldu (1 8 2 0 ); 1 8 3 1 'd e retim ye
liinden ayrlarak Frankfurt'ta m n zevi bir hayat yaad; alayc v e
nkteli eserleri arasnda, ber den Willen in der Natur (Tabiatta ra
de stne) (1836), ber die Freiheit des Menschlichen Willens (n
san radesinin Hrriyeti stne) (1 8 3 9 ), D ie beiden O rundproble-

m e der Ethik (Ahlakn ki T e m e l M eselesi) (1 8 4 1 ), Parerga und Paralipom ena (1 8 5 1 ) y er alr. ki eseri ise l m n d en sonra
yaym land: Yaam Bilgelii zerine Aforizmalar, D nceler ve
Fragmanlar.
S ch op en h au er felse fe s i, hem Kant id ea lizm in e h em d e Hint filo
zoflarna dayanr. Btn doktrinini, zn eyi d e nesneyi d e kapsa
yan tasavvur (Vorstellung) v e irade gc kavram stne kurar.
Dnya bir tasavvurdur, yani o, aklda tasavvu r ed ild iin d en baka
bir ek ild e d n lem ez (idealizm ). S ch op en h au er, bu fe n o m e n
ler dnyasnn dayanana, "ira d e" (isten ) adn verir v e her kuv
veti bir irade olarak gr r (iradecilik). Bu irade varlklarda, yaa
m a istei veya yo k e tm e s e b e p le rin e kar d iren m e v e onlara h
kim olm a eilim i olarak belirir. Zek b ile yaam a isteinin h izm e
tindedir; bununla birlikte, insan, her yaantda v e ab a d a ktlk
ve acnn bulunduunu anlaynca, yaam a istein den kendini g e
ne zek yoluyla kurtarabilecektir. Bu, hayat artlarnn karam sar
bir analizidir v e S ch open h au er, k en disin e n salayan keskin z e
ksn ve ac belagatini bu konu da ortaya koym utur. Schopenhauer'in ahlak, insanlarn zd eli in d en ileri g e le n acm a duygu
suna dayanr.

Arthur Schopenhauer

G zelin Metafizii
Sanatta ve Edebiyatta
Gzelin Srlar

e v ire n :

Ahmet Aydoan

SBY

Say Yaynlan
Schopenhauer / Toplu Eserleri 6

Gzelin Metafizii
ISBN 978-975-468-964-8
Sertifika Mo: 10962

Yayn Haklar Say Yaynlar


Bu eserin tm haklan sakldr. Yaynevinden yazl izin alnmakszn
ksmen veya tamamen alnt yaplamaz, hibir ekilde kopyalanamaz,
oaltlamaz ve yaymlanamaz.
zgn ad: (Die Welt als VVille und Vorstellung,
Bd. 11, Kap. XXX;

Parerga und Paralipomena,


Bd. II, Kap. XIX, XX.)
Yayn Ynetm eni: Asl Kurtsoy Hsm
eviren: Ahmet Aydoan
Editr: Derya nder
Sayfa Dzeni: Tlay Malko
Bask: Kurti Matbaas
Topkap-stanbul
Tel: (0212) 613 68 94
I. Bask: Say Yaynlar, 2010

Say Yaynlar
Ankara Cad. 54 / 12 TR-341 10 Sirkeci-stanbul
Telefon: (0212) 512 21 58 Faks: (0212) 512 50 80
web: www.sayyayincilik.com
e-posta: say@sayyayincilik.com
Genel Datm: Say Datm Ltd. ti.
Ankara Cad. 54 / 4 TR-34110 Sirkeci-stanbul
Telefon: (0212) 528 17 54 Faks: (0212) 512 50 80
e-posta: dagitim@saykitap.com
online sat: www.saykitap.com

NDEKLER

GR: BLMENN BNYEMZDE TALEP ETT


DEKLK...................................................... 9
GZELN METAFZ ZERNE
Gzelin Alglan Neden Bizi Mutlu Eder?.................. 25
Plastik Sanatlar Resim, Heykel ve Mimari zerine . . . 32
Mzik zerine..............................................................48
Tragedya ve Dram Sanatna Dair................................ 59
iir zerine................................................................. 65
Tarih zerine................................................................72
YARGIGC, TENKT, TAKDR ve HRET ZERNE
Kymetinin Takdirinin Vasatlarn nsafna Kalm
Olmas: Sekinliin K aderi...................................... 85
Fikir ve Sanat Hayatndaki Kskanlk Neden Dier
nsani Etkinlik Alanlanndakinden Daha iddetlidir?.. 92
hret ve Kskanlk Arasndaki liki......................102

GR:
BLMENN BNYEMZDE
TALEP ETT DEKLK*

Die Welt als Wille und Vorstellung, Bd. II, Kap. XXX.

Bir ideann kavranlmas, onun bilincimize dahil olmas


ancak bizde bir deiimle mmkn olabilen bir eydir;
bu deiim ayn zamanda bir kendi kendini yadsma edi
mi olarak da grlebilir. Bu lde byle bir deiim b
tnyle irademizden yz eviren, bylece kendisine (te
minat olarak} verilmi deerli rehini btnyle gzden
karan ve eyleri sanki iradeyle hibir ileri/ilikileri yok
mu gibi gren bilgiye dayanr. nk bilgi eylerin nes
nel znn saf aynas ancak byle olur. Bu ekilde belir
lenip bir forma sokulan bilgi bir kken olarak her hakiki
sanat eserinin temelini oluturmaldr. Bu nedenle zne
de gerekli olan deiim, her trl istemenin ortadan kal
drlmasna dayand iin, iradeden kaynaklanamaz ve
dolaysyla iradenin keyfi bir edimi olamaz, bir baka de
yimle, bizim elimizde olamaz. Tam tersine bu ancak zih
nin iradeye geici stnlnden ya da fizyolojik olarak
ifade etmek gerekirse, istekler veya heyecanlar tahrik
edilmeksizin beynin kavrama melekesinin (yeti) kuvvetli
bir ekilde uyarlmasndan kaynaklanr. Bunu biraz daha
doru izah etmek iin okura bilincimizin iki yannn oldu
unu hatrlatmak isterim; ksmen o bizim kendi bilincimizdir, ki iradedir, ksmen baka eylerin bilincidir ve bu
hviyetiyle ncelikle alg yoluyla d dnyann bilgisi,
nesnelerin idrakidir. imdi bilincimizin bir yan ne kadar
ne karsa dier yan o kadar geri ekilir. Dolaysyla biz
bu esnada kendimizin ne kadar az bilincinde olursak
baka eylerin bilinci veya alg/kavray bilgisi o kadar
kusursuz, dier bir deyile, o kadar nesnel hale gelir.

te gerek atma burada ba gsterir. Nesnenin ne Ka


dar fazla bilincindeysek znenin o kadar az bilincinde
oluruz; dier yandan bu sonuncusu bilincimizi ne kadar
igal ederse d dnya algmz/kavraymz da o kadar
zayf ve kusurludur. Kavrayn saf nesnellii iin gerekli
olan durum ksmen beynin ve onun etkinlii iin genel
olarak elverili fizyolojik niteliin mkemmeliyetindeki
srekli koullara; ksmen de dikkati ve beyin sinir siste
minin duyarlln, ama herhangi bir duygulanma yol a
makszn, artran ve genileten her ey bu duruma katk
da bulunduu kadaryla geici koullara sahiptir. Burada
alkoll ikileri veya afyonu dnmeyelim; tam tersine
gerekli olan ey sakin bir gece uykusu, souk bir du,
kan dolamn ve duygulu/heyecanl mizac sakinletire
rek beyin etkinliine zorlama olmayan bir stnlk sa
layan her eydir, nesneyi zneden giderek daha fazla
ayrma sonucunu douran ve neticede kavrayn saf
nesnellii durumunu meydana getiren bilhassa beynin si
nirsel etkinliini ykseltmeye yarayan bu doal aralar
dr; elbette beyin ne kadar gelimi ve enerjik ise (nes
nenin zneden ayrlmas ve kavrayn saf nesnellii ba
kmndan) sonu o kadar iyidir. Byle bir durumda irade
bilinten kendiliinden ayrlaca iin her ey nmzde
artan aklk ve seiklikle belirir, yle ki biz neredeyse
sadece onlann ve nadiren kendimizin bilincinde oluruz.
Bu yzden bizim btn bilincimiz neredeyse kavranan
nesnenin dnyada bir tasavvur olarak grnd ara
tan fazla bir ey deildir. Bu sebepten tr saf iradesiz
bilgi iin kendi bilincimizin kaybolmas zorunludur, n
k byle bir ykseklie baka eylerin bilinci kar.1n
k biz dnyay btnyle nesnel bir tarzda ancak artk
ona ait olduumuzu bilmediimizde kavrarz; ve biz ne
1 (Bu yzden saf iradesiz bilgiye Kendi bilincimiz Kaybolacak kadar yk
sek bir potansiyele ulaan baka eylerin bilinciyle eriilir.)

kadar mnhasran onlann bilincinde ve ne kadar az ken


dimizin bilincinde olursak her ey o kadar gzel grnr.
imdi her trl strap gerek benlii oluturan iradeden
kaynakland iin her trl strap ihtimali bilincin bu ya
nnn geri ekilmesiyle ezamanl olarak ortadan kalkar.
Bu ekilde saf kavray nesnellii durumu kendimizi ke
sinlikle mutlu hissetmemize neden olan bir durum hali
ne gelir; bylece ben onda estetik hazz oluturan iki un
surdan birini gstermi oluyorum. Buna karlk ben bi
lincimiz ve dolaysyla znellik yani irade tekrar stnl
ele geirdiinde onunla birlikte belli lde rahatsz
lk ya da huzursuzluk: cismaniliimiz (bizatihi irade olan
organizma) kendisini yeniden hissettirdii kadaryla ra
hatszlk; irade zihinsel yoldan istek, duygu, duygulanm
ve kayglarla bilincimizi tekrar doldurduu kadaryla hu
zursuzluk ortaya kar. nk irade znellik ilkesi olarak
her yerde bilginin kart hatta hasmdr. znelliin en
byk younlamasn gerek irade ediminde buluruz ve
bu yzden biz onda kendimizin ak ekilde ayrdnda
oluruz. radenin dier btn uyarlmalar bunun iin bi
rer hazrlktan ibarettir; kvlcm sramas elektrikli alet
iin neyse edim de irade iin odur. Her bedensel alg bi
zatihi iradenin ve voiuntas deil daha ok noluntas uya
rlmasdr.2 Dnsel yoldan iradenin uyarlmas gdler
sayesinde gerekleir; dolaysyla znellik burada zayflar
ve bizzat nesnellik tarafndan harekete geirilir. Bir nes
ne btnyle nesnel bir tarzda, dolaysyla her trl kar
ve yarar duygusundan uzak olarak kavranlmad, fakat
dorudan veya dolayl olarak, bir hatra sayesinde olsa
bile, arzu veya nefret uyandrd anda bu gerekleir;
nk o zaman bu szcn en geni anlamnda oktan
bir gd olarak messir olur.
2 (Srasyla: ihtiyari, gayriihtiyari.)

Burada szcklerle irtibatl olan soyut dnme ve


okumann esasen daha geni anlamda baka eylerin bi
lincine, dolaysyla zihnin yine de dolayl olarak, yani
kavramlar araclyla kullanmna ait olduuna dikkat
ekiyorum. Me var ki kavramlar akl melekemizin suni
rndrler ve bu bakmdan zaten bir tasarlama/d
np tanma iidirler. Zihnin her trl soyut kullanmn
da irade de hkmrandr. Tasarlaryla zihnin kullanm
na yn verir ve ayrca dikkati younlatrr; dolaysyla bu
her zaman bir abayla ilgilidir ve byle bir aba iradenin
etkinliini art koar. O nedenle estetik tefekkre, yani
idealarn bilgisine onun koulu olarak nasl ki bilincin
tam nesnellii elik ediyorsa, bu tr zihinsel etkinlikle
birlikte de bilincin tam nesnellii gereklemez.
Yukarda sz edilene uygun olarak kiinin artk ken
disinin deil, fakat sadece kavranlan nesnelerin bilin
cinde olmas, dolaysyla kendi bilincinin sadece bu nes
nelerin nesnel varoluunun destekleyicisi olarak kalma
s kavrayn saf nesnelliininki bu sayede mnferit
ey o hviyetiyle deil fakat trnn ideasyla bilinir
kouludur. Bu durumu gletiren ve dolaysyla ender
hale getiren ey onda deyi yerinde ise arazn (zihin) her
ne kadar ancak ksa bir sre iin de olsa cevheri (irade)
bastrp saf d etmesidir. Bunun takip eden kitabn so
nunda ele alnp incelenmi olan3 iradenin yadsnmasna
bakm (tenazuru) hatta irtibat da burada aranmaldr.
Bir nceki kitapta gsterildii gibi her ne kadar bilgi ira
deden kaynaklansa ve iradenin tezahrne, organizma
ya kk salsa da nasl ki alev parlayc madde ve onun du
manyla bozulursa (safl itibariyle) bilgi de yine irade ta
rafndan bozulur. Bu sebepten dolay biz eylerin bt
nyle nesnel doasn, yani onlarda ortaya kan idealan ancak onlara ilgi duymadmzda, irademizle herhan5 (Dizinin Hayatn Anlam balkl Kitabna baknz.)

gi bir iliki iinde bulunmadklarnda kavrayabiliriz. Bun


dan da eylerin idealarnm bize gereklie kyasla sanat
eserinden daha kolay hitap ettii kar. nk bizim bir
resimde veya bir iirde sadece seyrettiimiz ey irade
mizle her trl iliki ihtimalinin dnda durur; nk o
zaten kendi bana sadece bilgi iin vardr ve dorudan
sadece ona hitap eder. Buna karlk gereklikten idealarn kavranmas belli lde irademizden bir tecridi,
onun ilgilerinin zerine ykselmeyi art koar, ki bu zih
nin zel bir gcn ve esnekliini talep eder. Yksek de
recede ve belli bir sre iin bu dehaya zg bir eydir ve
onun ayrt edici zelliidir. Esasen deha tam da bireysel
bir iradenin hizmeti iin gerekli olan bilgi gcnn fazla
snn mevcudiyetine dayanr ve bu fazla serbest hale ge
lir, ite o zaman dnyay iradeyle iliiksiz/irtibatsz ola
rak kavrar. Bu sebepten tr sanat eseri estetik hazzn
temelini tekil eden idealarn kavranmasn byk l
de kolaylatrr. Bunun sebebi sadece sanatn ze ait
olan n plana karp zle ilikisi olmayan darda b
rakarak eyleri daha ak ve karakteristik biimde sun
mas deildir, bu sayede eylerin gerek doasnn bt
nyle nesnel biimde kavranmas iin gerekli olan irade
nin mutlak sessizliine en byk keskinlikle eriilmesi
de bunda ayn lde messirdir. Byle bir sessizlie
kavranlm nesne iradeyle ilikisi/irtibat olabilecek ey
lerin alannn btnyle dnda yer aldnda eriilir,
nk o gerek bir ey deildir, sadece bir resim veya
suretten ibarettir. imdi bu sadece plastik sanat veya re
sim iin deil, ayn zamanda iir iin de geerlidir. Bu so
nucu ayn zamanda yarar kar gzetmeyen, iinde ira
de/isteme bulunmayan dolaysyla btnyle nesnel ni
telikte olan kavray da dourur. Esasen kavranlm nes
neyi resimlik,4 gndelik hayatn bir sahnesini veya hadi

sesini iirlik yapan ey tam da budur; nk bu kendi


bana gerek dnyann nesnelerinin zerine byl pa
rlt yayar, duyu yoluyla kavranlan nesneler sz konusu
olduunda buna resimsi, sadece dgcnde grlenle
rin durumunda ise iirsel denir. airler ak aydnlk bir
sabah, gzel bir akam, ay nn aydnlatt sessiz
sakin bir geceyi ve bu trden daha pek ok eyi teren
nm ettiklerinde vg ve yceltmelerinin kendilerinin
mehul olan gerek konusu doann bu gzelliklerinin
ard saf bilgi znesidir. Onun ortaya kmasyla ira
de bilinten ekilmi ve bylece baka trl bu dnya
da ulalamayan gnl huzuru ortaya kmtr. Szgeli
mi baka trl u iir,
"riox erat, et coelo fulgebat luna sereno,
Inter minora sidera"5
nasl bizi bu kadar iyi ve olumlu ynde etkileyebilir, na
sl bizi bylesine byleyebilirdi? Ayrca aralarnda yaa
yanlarn zerinde byle bir etki uyandrmayan nesneler
den bir yabancnn veya geip giden yolcunun resimlik
ya da iirlik etkiyi hissetmesi, her trl yarar kar gd
snden uzak safi nesnel kavrayn konusu olan nesne
lerin yeniliinin ve tamamen yabanclnn da bu tr bir
etki iin elverili olmasyla aklanabilir. Szgelimi bt
nyle yabanc bir kasabann grnm ou kez yolcu
zerinde grlmedik derecede ho bir izlenim brakr,
oysa sz konusu kasaba ayn etkiyi orada yaayan kim
seler zerinde kesinlikle dourmaz; nk bu etki yolcu
nun kasabayla ve onun sakinleriyle her trl ilikinin d
nda olarak onu btnyle nesnel bir ekilde kavrama
5 (: Geceydi, durgun gkte
Parlyordu ay
Kk yldzlarn elenkle ssledii.)

sndan kaynaklanr. Yolculuun zevki ksmen buna daya


nr. yle grnyor ki bu ayn zamanda anlatma veya
temsile dayal eserlerin etkisinin neden sahne uzak za
manlara ve lkelere, szgelimi Almanya'da talya ve spanya'ya, talya'da Almanya, Polonya ve hatta Hollan
da'ya kaydrlarak artrlmasna alldnn sebebini de
aklar. imdi eer estetik objelerin verdii zev/dn kou
lu her trl istemeden annm btnyle nesnel, sezgi
sel kavray ise, bu onlarn ortaya konulmas veya vcu
da getirilmesi iin ok daha fazla byledir. Her gzel re
sim, her halis iir resmettii ruh halinin damgasn tar.
nk ancak kavraytan, esasen salt nesnel kavraytan
kaynaklanm veya dorudan onun tarafndan uyarlm
olan ey hakiki ve zgn eserlerin vcuda gelebilecei
canl nveyi bnyesinde tar ve bu sadece plastik sanat
larda ve resimde deil, ayn zamanda iirde hatta felse
fede de byledir. Her gzel eserin, her derin veya byk
dncenin puntum saliensi6 btnyle nesnel bir kav
raytr. He var ki byle bir kavrayn mutlak koulu ki
iyi saf bilme znesi olarak brakan iradenin tam sessiz
liidir. Bu durumun basknlna doal yatknlk deha de
diimiz eydir.
stemenin bilinten kaybolmasyla gerekte bireysel
lik ve onunla birlikte onun keder ve strab ortadan
kalkar. Bu yzden o zaman geri kalan saf bilme zne
sini ezeli ebedi dnya gz diye tanmladm. Bu gz
ok farkl aklk derecelerinde de olsa belirmelerin
den ve kaybolmalarndan etkilenmeksizin btn canl
lardan bakar ve dolaysyla kendisiyle zde, srekli bir
ve ayn olarak sabit idealar dnyasnn, yani iradenin
uygun nesnelliinin destekleyicisidir. Buna karlk bil
gisi itibariyle iradeden kaynaklanan bireysellikle perde

lenen tekil zne obje olarak sadece mnferit eylere


sahiptir ve bunlar ne kadar gelip geici ise kendisi de
yledir. Herkese burada iaret edilen anlamda bir ifte
varolu izafe edilebilir. rade ve dolaysyla birey olarak
o sadece biri ve mnhasran bu biridir ve bu ona yap
mak ve katlanmak iin yeteri kadarn verir. Safi nesnel
bir tasarmda bulunan olarak o saf bilgi znesidir ve
nesnel dnya varoluunu ancak onun bilincinde bulur.
Bu hviyetiyle o bunlar kavrad kadaryla her ej'dir
ve onlarn varolular zahmetsiz meakkatsiz ondadr.
Bylece onun tasarmnda/tasavvurunda var olduu ka
daryla bunlar onun varoluudur; ama bu durumda ira
desiz olarak vardr. Buna karlk irade olarak var oldu
u kadaryla onda deildir. Onun her ey olduu durum
herkes iin iyidir; sadece ve mnhasran bir olduu du
rum onun iin acnacak bir durumdur. Bu hayatta her
durum, her kii, her sahne ilgi ekici, keyif verici ve im
renilesi olmak iin sadece salt nesnel biimde kavranl
maya ve ister fra darbesiyle ister szcklerle bir tas
vir ya da taslan konusu olmaya muhtatr. Ama eer
biri onun iindeyse, eer biri bizatihi oysa, o zaman
(ou kez sylendii gibi) eytan grsn onun yzn.
Bu sebepten tr Goethe der:
Was im Leben uns verdriet,
Man im Bilde gem geniejSt.7
Genlik yllarmn yle gnleri oldu ki kendimi ve ya
pp ettiklerimi, muhtemelen gzme daha ho grn
melerini salamak iin, srekli olarak dardan gr
meye ve zihnimde canlandrmaya alrdm.

7 (: Hayatta canmz skan


Houmuza gider resimde.)

imdi ele aldm bu konu zerine daha nce hi ko


nuulmad iin burada buna dair birka psikolojik
aklama eklemek istiyorum.
Dnyann ve hayatn dolaymsz kavrannda biz ey
leri genellikle ilikileri itibariyle ve dolaysyla mutlak de
il izafi z ve varolularna gre dnp deerlendiririz.
Szgelimi evleri, gemileri, makineleri ve benzeri eyleri
amalarna ve bunlara uygunluklarna gre; insanlar
eer varsa bizimle ilikilerine, sonra birbirleriyle ilikile
rine gre, ister imdiki fiilleri itibariyle isterse konumla
rna ve mesleklerine, belki bunlara uygunluklarna vb.
gre grp deerlendiririz. likilerle ilgili byle bir de
erlendirmeyi az veya ok zincirin en uzak halkalarna
kadar takip edebiliriz. Bu ekilde sz konusu deerlen
dirmenin doruluu artar, kapsam geniler, ama nitelii
ve doas bakmndan ayn kalr. Bu eylerin ilikileri/ba
ntlar bakmndan, hatta bunlar araclyla, dolaysyla
yeter sebep ilkesine gre dnlp deerlendirilmesi
dir. ou durumda ve kural olarak herkes bu dnme
ve deerlendirme yntemine teslim olur; hatta yle zan
nediyorum insanlarn ounun elinden bakas gelmez.
Ama istisnaen olur da sezgisel kavray yeteneimizin
gcnn geici olarak arttn tecrbe edersek derhal
eyleri farkl bir gzle grrz, nk artk onlar ilikile
rine/bantlarna gre deil, kendileri itibariyle ve kendi
balarna neyseler o olarak grrz; ve ardndan izafi va
rolularna ilave olarak anszn mutlak varolularn da
kavrarz. Birden her mnferit ey trn temsil eder hale
gelir; dolaysyla imdi her varln klli (tmel] yann
kavrarz. Bu ekilde bildiimiz eylerin idealandr; fakat
imdi bunlardan salt ilikiler araclyla bilinenden daha
yksek bir bilgelik konuur. Biz de ilikilerin/bantlarn
dna ktk ve bylece saf bilme znesi haline geldik.
Ama bu durumu istisnaen meydana getiren ey beynin

etkinliini saflatrp onu birdenbire byle bir byk gel


gitin oluaca bir dereceye ykselten i fizyolojik sre
ler olmaldr. Bunun harici koullar tefekkr/temaa edi
len sahneye btnyle yabanc ve ondan ayr kalmamz
ve kesinlikle bilfiil onun iinde yer almamamzdr.
eyleri btnyle nesnel ve dolaysyla doru bir e
kilde kavramann ancak onlar kiisel bir katlm olmak
szn ve dolaysyla iradenin tam sessizlii annda d
np deerlendirdiimizde mmkn olduunu grmek
iin her duygu veya heyecann bilgiyi ne kadar ok karar
tp tahrif ettiini, aslnda her istek veya isteksizliin sa
dece bulunulan yargy deil hatta eylerin ilk kavrann da nasl eip bktn, arptp saptrdn zihnimiz
de canlandralm. Baarl bir netice ile keyiflendiimizde
nasl btn dnyann parlak bir renge ve glen bir eh
reye brndn, buna karlk zerimizde tasal ve
endieli bir hal ar bastnda nasl karanlk ve kasvetli
hale geldiini hatrlayalm. O zaman nefret ettiimiz bir
olay iin bir ara veya vasta haline gelen cansz bir e
yin, szgelimi yap iskelesi, gtrldmz kale, cerra
hn alet antas; sevdiklerimizin seyahat vastalar ve
benzeri eylerin bile nasl iren bir fizyonomiye sahip
gibi grndn anlarz; hatta saylar, harfler, damgalar
tpk korkun canavarlar gibi dilerini gstererek srtabi
lir ve bizi dehet ierisinde brakabilir. Buna karlk is
tediimiz eylerin yerine gelmesini salayan aletler bize
iyi ve ho grnr; szgelimi bir ak mektubu tayan
yal kambur kadn, louis d'orslu (cebi para dolu) Yahu
di, kamaya yardm eden halat merdiven vb. imdi nasl
ki burada, zel nefret veya sevgi durumunda irade saye
sinde tasavvurun bozulmas aikr ise, irademizle yani
istek veya isteksizliimizle hatta uzak bir ilikisi bile bu
lunan her objede daha az derecede bu arptma mev
cuttur. Ancak irade peinde kotuu eylerle birlikte bi-

lini terk edip de zihin zgrce kendi yasalarn takip et


tiinde ve saf zne olarak nesnel dnyay yansttnda
ama istemenin mahmuzlarn hissetmeksizin kendi eili
miyle en yksek gerilim ve etkinlik durumuna ykseldi
inde, ite ancak o zaman eylerin renkleri ve biimleri
tam ve doru anlamlar iinde grnr. Dolaysyla haki
ki ve halis sanat eserleri ancak byle bir kavraytan kay
naklanabilir; bunlarn kalc deeri ve her devirde her
yerde grdkleri takdir sadece salt nesnel olan sergile
melerinden ileri gelir. Bu safi nesnel unsur hepsi iin or
tak ve mnhasran hepsinin sk skya bal olduklar
ey olarak muhtelif znel ve dolaysyla arpk kavray
larn temelidir; btn bu znel farkl trlerin ortak tema
s olarak bu onlardan darya akseder. nk gzlerimi
zin nne serilen doa elbette kendisini ok farkl ekil
de farkl zihinlerde sergiler; ve nasl ki her bir kimse onu
gryorsa fra veya kalemle, szcklerle veya sahnede
jestlerle ancak onu tekrar edebilir, nesnellik kendi ba
na bir kimseyi sanat olmaya muktedir klar; fakat bu
ancak kknden, iradeden ayrlan zihinle, onun zgrce
hareket etmesiyle ama yine de azami derecede etkin ol
masyla mmkn olur.
Zihinleri kavray gc bakmndan henz taze bir
enerjiyle alan genlere doa ou kez kendisini tam
bir nesnellikle ve dolaysyla kusursuz gzellikle gsterir.
Fakat byle bir bakn zevki kimi zaman nesnelerin sun
duu sknt verici yansmayla glgelenir ve kendilerini
byle bir gzellik iinde sergilemeleri de onunla ilgisini
ekebilecek veya zevk verebilecek kiisel bir iliki iin
de deildir. Dolaysyla o, hayatnn hayal gcne dayal
ilgin bir eser biimine brnmesini bekler. "u sarp ka
yaln arkasnda dostlarmdan oluan bir svari takm
bekliyor olmal; bu elalede sevgilim dinleniyor olmal;
u gzelce aydnlatlm bina onun ikametgh ve u sar-

makl pencere onunki olmal; ama bu gzel dnya be


nim iin bir zindan!" vs. Genliin bu trden melankolik
hayalleri gerekte kendileriyle tam olarak elien bir ey
talep eder; nk bu nesnelerin sunduu gzellik tam
da onlarn kavraynn nesnelliine, yani yarar kar gzetmezliine dayanr ve bu yzden genlerin strapla
kaybettii iradeyle en kk bir iliki neticesinde derhal
ortadan kalkacaktr. Ve bylece imdi ona haz veren b
tn by, her ne kadar belli bir strap karmyla dee
ri dmse de artk var olmayacaktr. Ayrca ayn ey
her a ve her iliki iin de geerlidir; imdi bize keyif
veren bir manzaradaki nesnelerin gzellii, eer bunlar
la her zaman bilincinde olduumuz ve yle kaldmz ki
isel ilikiler iinde olsaydk kaybolurdu. Her ey ancak
bizi ilgilendirmedii kadar gzeldir. (Burada duyumsal
bir tutkuyu deil, estetik hazz konuuyoruz.) Hayat asla
gzel deildir, fakat sadece hayatn tablolar, yani sanat
vfeya iirin bakalatran aynasndaki tablolar, zellikle
genlikte, onu henz tanmazken gzeldir. Eer bu derin
kavray elde etmelerine yardmc olunabilseydi birok
gen sknete ererdi.
Acaba dolunayn grnm neden byle iyi, yattr
c ve yceltici bir etkiye sahiptir? nk ay bir kavray
objesidir, bir isteme objesi deil:
"Die Sterne, die begehrt man nicht.
Man freut sich ihrer Bracht."8
(Goethe)
Aynca ycedir, yani bizde ulvi bir ruh hali uyandrr, n
k bizimle herhangi bir ilikisi olmadndan dnya ha
yatna ve onun uralarna ebediyen yabanc kalarak de
8 [: Peinde Komadmz yldzlar
Keyif verir ycelikleriyle bize.)

veran eder ve iinde hibir pay bulunmamasna karn


her eyi seyreder. Bu yzden onu grdnde irade s
rekli endiesi ve hi eksilmeyen derdiyle bilinten kay
bolur ve onu arkasnda btnyle bilen bir bilin olarak
brakr. Muhtemelen bireysel farkllklar onda kaybol
mu, dolaysyla bu kavrayta bir ve beraber olan mil
yonlarla bu grnty paylatmz kark bir duygu da
vardr ve bu da benzer ekilde ycenin etkisini artnr.
Son olarak bu etki ayn stmakszn parlamasyla da ar
tar; ona iffetli denmesinin ve Diana ile zdeletirilmesi
nin sebebi de kesinlikle burada aranmaldr. Hissiyatmz
zerindeki bu btnyle hayrhah etkisinin bir sonucu
olarak ay zamanla bizim can yoldamz olur. Buna kar
lk gne asla bunu yapmaz; o tpk yzne bakamadmz balar bitmez tkenmez bir velinimete benzer.

GZELN METAFZ ZERNE*

Parerga und Paralipomena, Bd. II, Kap. XIX: Zur Metaphysik des
Schnen und Aesthetik.

Gzelin Alglan Neden Bizi Mutlu Eder?

Baeserimde (Platon'un) idealar retisini ve onunla ili


kili olan eyi, yani saf bilme znesini1 yeteri kadar ayrn
tl olarak ele aldm iin, bunun bu anlamda benden
nce hibir surette ele alnmam bir deerlendirme ol
duu zihnimdeki yerini korumam olsayd, burada ona
bir kez daha geri dnmeyi gereksiz bulurdum. Bu sebep
ten tr eer herhangi bir meselenin getirilecek akla
malarla aydnla kavuturulabilme ve bylece ho kar
lanma ihtimali varsa geri braklmamas daha iyidir. Bu
ereve ierisinde doal olarak okurun daha nceki tar
tmalara aina olduunu varsayyorum.
Gzel metafiziinin gerek meselesi u soruyla gayet
basit'bir ekilde ifade edilebilir: Bir obje irademizle her
hangi bir ilgi/iliki iinde olmakszn bizi nasl tatmin
edebilir ve ondan nasl haz duyabiliriz?
Mitekim herkes bir eyin verdii haz ve tatminin
gerekte ancak irademizle, ya da alkn olduumuz
bir anlatmla ifade edecek olursak hedeflerimizle ili
kisinden kaynaklanabileceini hisseder, dolaysyla
(irademizi harekete geirip) bizi heyecanlandrmayan
haz bir eliki gibi grnr. Ancak gzel bu vasfyla,
kiisel hedeflerimizle ve dolaysyla irademizle herhan
gi bir iliki iinde olmakszn gayet ak biimde bize
keyif ve haz verir.
1 (: das reine Subjekt Erkennens.)

(Bu muammaya benim nerdiim) zm uydu: G


zelde biz her zaman canl ve cansz doann temel ve as
li biimlerini, dolaysyla Platon'un idealarn kavrarz ve
bu kavrayn iinde onun koulu olarak bu biimlerin
mtekabili, iradeden bamsz bilme znesi, bir baka
ifadeyle, amalar ve tasarlar olmayan bir saf akl var
dr. Bir estetik kavray gerekletiinde irade onunla
birlikte bilinten btnyle kaybolur. Ama btn keder
lerimizin ve straplarmzn kayna tek bana odur. G
zelin kavranna elik eden tatmin ve hazzn kkeni budur. Bu sebepten trdr ki o strab mmkn klan
eyin btnyle ortadan kalkmasna dayanr. Eer o za
man hazzn mmkniyetinin de ortadan kalkaca yolun
da bir itiraz gelecek olursa, hep akladm zere bura
da da yinelemeliyim: Mutluluk yahut tatminin menfi bir
tabiat vardr, yani sadece bir strabn sona ermesine da
yanr, oysa ac ve strap mspet bir eydir, bu akldan
karlmamaldr. Her trl istemenin bilinten kmasyla
birlikte geriye haz durumu kalr; dier bir deyile geriye
kalan her trl strabn hatta onun ihtimalinin bile yok
luudur. nk bylece birey sadece bilen ve bundan
byle istemeyen bir zneye dnr; ancak o yine de
tam bu ekilde kendinin ve etkinliinin bilincinde kalr.
Bildiimiz gibi, irade/isteme olarak dnya ilk dnya (ordine prior), tasavvur/tasarm olarak dnya ikinci dnya
dr (ordine posterior). lki iddetli arzulamann, dolaysy
la strabn ve bin trl elemin dnyasdr. Hlbuki kin
cisi esas itibariyle kendinde acszdr; ayrca grlmeye
deer, btnyle anlaml, en azndan elendirici bir man
zara ierir. (Bu manzarann) verdii zevk estetik hazz2
oluturur. Saf bilme znesi olmak demek kendinden ge
2 Tam doyum, nihai durulma, arzu edilmeye deer tek hakiki durum, her
zaman sadece resimde, sanat eserinde, iirde veya mzikte ortaya
kar. Elbette buradan bunlarn bir yerlerde olmas gerektii anlalabilir.

mek demektir;3 fakat ounlukla insanlar bunu yapama


dklar iin eylerin safi nesnel kavrannaki sanat
nn yeteneini ve meziyetini oluturan budurmuktedir
deillerdir.
*

Ne var ki bireysel irade bir an iin kendisine tahsis edil


mi olan tasarm gcn serbest braksn ve varoluu
nun sebebi olan hizmetten muaf tutsun, bylece bu g
yegne doal temas ve dolaysyla dzenli ii olan irade
ye veya o kiiye ilgisini terk etsin, ama enerjik biimde
etkin olmaktan ve sezgisel olarak kavranlabilir olan
aka ve neredeyse vecit halindeki bir dikkatle kavra
maktan kesilmesin, ite o zaman bu g derhal btny
le nesnel hale gelecek, bir baka deyile, nesnelerin ger
ek aynas, veya daha dorusu sz konusu nesnelerde
kendisini gsteren iradenin nesnellemesinin arac ola
caktr. radenin en derin z imdi, sezgisel kavray ne
kadar uzun srerse, bu derin z btnyle tketinceye
kadar, tasarm gcnde daha tam olarak ortaya kacak
tr. Saf zneyle birlikte saf nesne, bir baka deyile, sez
gisel biimde kavranlan nesnede beliren iradenin ku
sursuz tezahr ancak byle ortaya kar; bu tezahr
tam da onun (Platonik) ideasdr. Fakat byle bir ideann
kavranmas bir nesneyi dnrken onun zaman ve me
kn iindeki konumunu, dolaysyla onun bireyselliini
gz ard etmemi gerektirir. nk her zaman nedensel
lik yasasyla belirlenen ve bu nesneyi bir birey olarak be
nimle bir ilikiye sokan bu konumdur. Bu yzden ancak
bu konum bir kenara brakldnda nesne idea haline
3 Saf bilme znesi sezgisel biimde Kavranan objelerde btnyle kay
bolmak iin kendimizi unuttuumuzda ortaya kar, yle ki (bu kaybo
lu durumunda) bilinte kalanlar sadece bunlardr.

gelir ve ayn zamanda ben de saf bilme znesi olurum.


Dolaysyla her resim gelip geici n sonsuza dek sabitleyip onu zamandan koparmak suretiyle bize zaten u
veya bu mnferit eyi deil, fakat kalc olan ve her tr
l deiim iinde hep ayn kalan ideay sunar. Fakat z
ne ve nesnede talep edilen bu deiim sadece bilgi me
lekesinin asli kleliinden (koparlarak) serbest klnma
sn ve btnyle kendisine braklmasn deil, fakat ay
rca, her ne kadar etkinliinin doal mahmuzu, iradenin
drts imdi eksik olsa da, btn enerjisiyle etkin kal
masn gerekli klar. Glk buradadr ve bunun bu ka
dar seyrek rastlanan bir ey olmasnn sebebi de burada
yatar. nk btn dncelerimiz ve zlemlerimiz, bi
lumum grme ve iitmemiz doal olarak her zaman bi
zim saysz byk kk hedeflerimizin dorudan veya
dolayl hizmetindedir. Dolaysyla bilgi melekemizi ilevi
ni yerine getirmeye zorlayan iradedir ve eer byle bir
drt olmasayd bu meleke hemen yorulup zayflard.
Ayrca bu drt sayesinde elde edilen bilgi pratik hayat
iin, hatta eylerin gerek ve hakiki i zne deil, her
zaman sadece onlar arasndaki ilikilere, ynelen zel bi
lim dallar iin de mkemmelen uygun ve yeterlidir; ve
bu sebepten trdr ki onlarn btn bilgisi yeter se
bep ilkesinin klavuz izgisinde ilerler, ilikilerin bu un
surunu esas alr. Dolaysyla sebep ve sonu ya da illet
ler ve istidlaller4 bilgisinin sz konusu olduu her yerde
ve dolaysyla doabilimi ve matematiin btn dallarn
da, ayrca tarih, keifler vb. alanlarda aratrlan bilgi ira
denin bir amac olmaldr ve o ne kadar byk bir istek
le bunun peinde koarsa hedefe o kadar abuk ulala
caktr. Benzer ekilde devlet ilerinde, savata, ticari ve
ya mali meselelerde, dolap ve dalaverenin her trnde

vb. irade her eyden evvel arzulamasnn hararetiyle ze


ky btn gcn kullanmaya ve bylece sz konusu
meselenin illet ve istidlallerinin tm iin en uygun hal
aresini bulmaya zorlamaldr. Dorusu iradenin mah
muzunun burada belli bir zeky glerinin olaan sevi
yesinin tesine tayabilmesi artcdr. Dolaysyla bu
tr eylerde kalburst baarlarn tm iin, sadece
keskin veya parlak bir zek deil, ama ayn zamanda
gl bir irade de gereklidir. Bunun iin iradenin zeky
ilk bata yorucu bir abaya ve durup dinlenmeyen bir et
kinlie srklemesi gerekir. Bunlar olmakszn bu tr ba
arlar ortaya konulamaz.
Ama eylerin (Platon'un szn ettii) idealarn olu
turan ve gzel sanatlarda her muvaffakiyetin temeli ol
mas gereken nesnel kkensel znn kavranmas sz
konusu olduunda durum tamamen farkldr. Dolaysyla
orada bylesine gerekli hatta vazgeilmez olan irade bu
rada btnyle bir kenara braklmaldr. nk burada
faydas olan tek eyi zek kendi bana ve kendi imkn
laryla gerekletirir ve gnll bir hediye olarak sunar.
Burada her ey kendiliinden olmaldr; bilgi tasarlama
dan faal hale gelmeli ve dolaysyla iradesiz olmaldr.
nk eylerin (Platon'un szn ettii) idealarnn kav
rand saf nesnel sezgisel kavray ancak kiinin birey
selliiyle birlikte iradesinin ve onun hedeflerinin bt
nyle ortadan kalkt saf bilme durumunda ortaya ka
bilir. Fakat bu her zaman kavram nceleyen bir kavra
y, yani ilk ve her zaman sezgisel bilgi olmaldr. Bu da
ha sonra hakiki bir sanat eserinin, bir iirin ve hatta
esasl bir felsefi temellendirmenin gerek malzemesini
ve ekirdejni, deyi yerinde ise ruhunu oluturur. Deha
nn eserlerinde her zaman gzlemlenen bu dolaymsz,
tasarlamasz ve hatta ksmen bilinsiz ve igdsel un
sur tam da ilk sanatsal bilginin iradeden btnyle ayr.

bamsz, iradesiz bir bilgi olmasnn bir sonucudur. Ve


irade insann Kendisi olduundan byle bir bilgiyi ondan
farkl bir varla, dehaya atfediyoruz. Bu tr bir bilginin
klavuz izgisi hep sylediim gibi yeter neden ilkesi de
ildir ve dolaysyla ilk trden bilginin kartdr. Nesnel
lii sayesinde deha dnceli/dikkatliliiyle? bakalar
nn grmedii her eyi grp kavrar. Bu bir air ya da bir
ressam olarak ona tabiat bylesine ak, hissedilir ve
canl bir ekilde tasvir veya tersim yeteneini sunar.
Buna karlk bilinenin iletilmesinin ve sunulmasnn
amaland yerde ekserin temsiR/icrasyla irade, srf bir
ama var olduu iin, tekrar etkin hale gelebilir ve hatta
gelmelidir de. Dolaysyla burada yine egemen olan yeter
sebep ilkesidir, sanatn aralar onun sayesinde amacna
uygun biimde ynelir. Nitekim ressam iziminin doru
luuna ve renklerin kullanlna aldrmazlk edemez; a
ir de zihnindeki tasavvurun tertibine ve ardndan ifade
ve vezne kaytsz kalamaz.
Fakat zek iradeden kt iin kendisini beyin, dola
ysyla iradenin nesnellemesi olan bedenin bir paras
olarak sunar. Buna uygun olarak zek kken itibariyle
iradeye hizmet etmeye ykml olduundan onun doal
etkinlii daha nce anlatlan trden bir etkinliktir. Bu du
rumda o bilgisinin yeter sebep ilkesiyle ifade edilen do
al formuna sadk kalr ve onu etkin hale getiren ve et
kin halde tutan insandaki ilk ve asli unsur olan iradedir.
Buna karlk ikinci tr bilgi akl iin doal olmayan srad bir etkinliktir; ve buna uygun olarak onun koulu,
akln ve onun nesnel fenomeninin, beynin organizmann
kalanna gre belirgin biimde olaan d ve dolaysyla
ok ender karlalan, iradenin hedeflerinin gerekli kl
d lnn tesinde fazlaldr. Akln bu fazlal ola5 (: Besonnenheit: Bedachtsamkeit.)

and olduu iin bundan kaynaklanan fenomenler za


man zaman lgnl hatrlatr.
u halde bilgi burada kkeniyle, iradeyle balarn ko
parmakta ve onu terk etmektedir. Srf iradeye hizmet et
mek iin ortaya km olan ve insanlarn neredeyse t
mnde bu hizmeti srdren zek, byle bir kullanm ve
onun sonular hayatlarn yuttuu iin, btn zgr sa
natlarda ve bilimlerde olaan d biimde kullanlr, de
yi yerinde ise ktye kullanlr; ve insan soyunun ilerle
mesi ve saygnl bu kullanmda belirlenir. Bir baka du
rumda o iradeye kar bile dnebilir ve kutsalln teza
hrlerinde iradeyi kkten ortadan kaldrabilir.
Bununla beraber, ilk ve asli bilgi olarak her sanatsal,
iirsel, hatta saf felsefi kavrayn altnda yatan dnyann
ve eyann btnyle nesnel kavran hem nesnel hem
znel sebeplerden tr gelip geici bir kavraytan iba
rettir. Bunun sebebi ksmen gerekli aba ve dikkatin srdrlememesi, ksmen de dnya ahvalinin bizim, Pythagoras'n tarifine uygun bir filozof gibi edilgin ve kaytsz
seyirciler olarak kalmamza izin vermemesidir. Tam ter
sine hayatn bu byk kukla gsterisinde herkes roln
oynamak zorundadr ve neredeyse her zaman kendisini
bu oyuna balayan ve hareket halinde tutan ipi hisseder.

Plastik Sanatlar
Resim, Heykel ve Mimari zerine

imdi bu estetik sezgisel kavrayn nesnel unsuruna,


(Platon'un szn ettii) ideaya gelince, eer zaman, bi
lincimizin bu biimsel ve znel unsuru tpk iekdrbnndeki1 cam gibi ekilip alnm olsayd nmzde bu
lacamz eyi ona benzetebilirdik. Szgelimi tomurcuk,
iek ve meyvenin geliimini grrz ve bu dngy tek
rar tekrar tamamlamaktan asla yorulmayan itici g kar
snda arrz. Eer btn bu deiime ramen n
mzde tek ve deimeyen bitki ideasnn bulunduunu
bilebilseydik bu aknlmz azalrd. Ne var ki bu ideay bir tomurcuk, iek ve meyve birlii olarak sezgisel
olarak kavrayamaz, fakat onu zaman formu araclyla
bilmeye veya idrake zorlanrz. dea ite bu zaman formu
sayesinde zihnimize ardk durumlar ierisinde gr
nr.2

Eer hem iirin hem plastik sanatlarn her zaman kendi


zel temalar olarak mnferit olan aldklarn ve onu en
nemsiz karakteristiklerine kadar byk bir zen ve ke
sinlikle kendi mnferit doasnn btn zellikleri iinde
1 (: Kaleidoskop.)
2 (Daha dorusu zihnimizin nne serilir.)

sunduklarn dnrsek ve ardndan ilerini her biri bir


tr olarak onlara zg olan eyi ilk ve son defa tarif ve
tasvir ederek mnferit saysz eyi temsil eden kavramlarla gren bilimlere bakarsak, sanatn gayesi byle bir
dnmeye bal olarak bize anlamsz, nemsiz, hatta
neredeyse ocuka grnebilir. Fakat sanatn z (sun
duu) tek bir durumun binlercesi iin geerli olmasdr,
nk mnferit olann bu zenli ve ayrntl temsiliyle
gz nne getirdii ey o mnferit eyin trnn (Plato
nik) /deasnn aa vurulmasdr. Szgelimi, insan haya
tndan tam ve doru bir ekilde tasvir edilmi ve dolay
syla onun iinde yer alan kiilerin tam bir temsiliyle bir
olay, bir sahne bize belli bir adan grlen insanlk ideasnn ak ve derin bir bilgisini sunar. nk nasl ki bitkibilimci tek bir iei bitki dnyasnn snrsz zenginli
i ve eitlilii iinden seip ardndan onu genel olarak
bitkinin doasn gzler nne sermek iin terih eder
se, air de bize hayatn ve insann gerek doasnn ne
olduunu gstermek iin, her yerde srekli faal olan in
san hayatnn sonsuz karmaas ve kark halleri iinden
tek bir sahneyi ve ou zaman tek bir ruh hali veya his
siyat alr. Dolaysyla Shakespeare ve Goethe, Raphaello
ve Rembrandt gibi byk kafalarn sekin ve nemli bi
le olmayan bir bireyi byk bir doruluk, ciddiyet, itina
ve ihtimamla sunmay ve onun btn zelliklerinin en
kk ayrntsna kadar ak ve canl bir tasvirini verme
yi vakarlaryla badamayan bir i olarak grmediklerini
grrz. nk tikel ve mnferit ey ancak sezgisel kav
rayla kavranr; bu sebepten tr ben iiri szcklerin
yardmyla hayal gcn harekete geirme sanat diye ta
nmladm.
lk ve temel olan sezgisel kavray sayesinde (elde
edilen) bilginin soyut bilgiye stnln dorudan his
setmek ve farknda olmak, dolaysyla sanatn herhangi

bir bilimin sunabileceinden daha fazlasn gzlerimizin


nne serebileceini grmek istiyorsak gerek doal ha
liyle gerekse sanat araclyla anlamla dolu gzel ve ko
lay deien bir insan ehresini seyredelim. Bunun insa
nn zne ve genel olarak doaya dair sunduu derin
kavrayn yannda tm szcklerin ve soyutlamalarn
ifade ettiinin kymeti ne olabilir ki! Yeri gelmiken bu
rada una da iaret edilebilir, gzel bir manzara iin g
nein bulutlarn arasndan synlp anszn yzn gster
mesi neyse, gzel bir ehre iin de onun glnn g
rn odur. O halde ridete, puellae, ridetel3

Bununla birlikte bir resmin bizi bir (Platonik) ideann


kavranna gerek ve aktel bir nesneden daha kolay
ulatrmasn mmkn klan eyyle ki bu sayede re
sim ideaya gereklikten daha yakn hale gelirgenel ola
rak sanat eserinin daha nce bir znenin iine ilemi
(ve ondan geerek bize ulam) obje olmasdr. Dolay
syla insan bedeni iin hayvani besin, yani zaten hazme
dilmi yeillik neyse sanat eseri de insan ruhu iin odur.
Bununla beraber biraz daha yakndan bakldnda bu
durum plastik sanat eserlerinin gereklik gibi bize sade
ce bir kez varolan ve bir daha olmayan eyi, dolaysyla
tam da o somut ve mnferit eyi oluturan bu maddey
le bu biimin terkibini gstermemesine, fakat sadece bi
imi gstermesine dayanr. Eer bu biim tam olarak ve
her adan verilmi olsayd bizatihi idea olurdu. Dolay
syla resim bizi derhal mnferit olandan saf biime gt
rr. Zaten onu ideaya bu kadar yaklatran ey biimin
maddeden bu ayrldr. Fakat her resim, bu ister bir
tablo ister bir heykel olsun, byle bir ayrlktr. Dolaysy3 (: Qln, kzlar, gln!)

34

la biimin maddeden bu Kopuu, bu ayrl estetik sanat


eserinin karakterine aittir, nk onun amac bizi bir
(Platonik) ideanm bilgisine gtrmektir. Bu sebepten
tr maddeden ayr olarak sadece biimi sunmak ve
hatta bunu aka ve alenen yapmak sanat eseri iin te
m el ve elzemdir. Baimumundan yaplma ekil yahut su
retlerin, iyi yaplm olmalan halinde en iyi resim ya da
heykelin meydana getirebileceinden yz kez daha fazla
yanlsama meydana getirseler de, estetik bir etki uyan
drmamalarnn ve dolaysyla (estetik anlamda) sanat
eseri olarak kabul edilmemelerinin gerek sebebi bura
da aranmaldr. Dolaysyla gerek eyin aldatc taklidi
sanatn gayesi olarak kabul edilmi olsayd, balmumundan yaplma ekil ya da suretler zorunlu olarak birinci s
ray igal ederdi, nitekim onlar sadece biimi deil, fakat
maddeyi de sunar grnrler; ve bylece onlar eyin bi
zatihi Kendisinin nmzde olduu yanlsamasn uyan
drrlar. Bu yzden karmzda, sadece bir kez var olan
ve bir daha var olmayan eyden, yani mnferit olandan
bizi alp her zaman snrsz kez, sonsuz sayda mnferit
eyde varolan eye, yani safi biim ya da ideaya gtren
gerek sanat eseri yerine, bize grnrde mnferit ola
nn kendisini ve dolaysyla sadece bir kez var olan ve
bir daha var olmayan eyi, ama yine de byle gelip gei
ci bir varolua kymet kazandran eyden, hayattan yok
sun olarak sunan t>almumu ekilleri buluruz. Bu sebep
ten trdr ki baimumundan yaplma ekil yahut suret
ler bir rperti hissi uyandrr, nk etkisi kaskat bir ce
sedin etkisine benzer.
Biimi maddesiz olarak sadece heykelin sunduu, bu
na karlk resmin renk sayesinde maddeyi ve onun zel
liklerini taklit ettii kadanyla maddeyi de verdii zannedilebilir. Ne var ki bu biimi salt geometrik anlamda ki bu
rada kastedilen bu deildiranlamakla ayn ey olurdu.

nk felsefi anlamda biim maddenin kartdr ve dola


ysyla ayn zamanda rengi, dzgnl, dokuyu, ksaca
her nitelii iine alr. Heykel kesinlikle yalnzca salt geo
metrik biimi mermerde, dolaysyla kendisine aka ya
banc olan bir malzemede sunan tek eydir; dolaysyla
heykel bu ekilde aka ve aikr biimde biimi ayrtnr. Buna karlk resim bize maddeyi deil, fakat sadece
biimin grnn, geometrik deil fakat az nce ifade
edilen felsefi anlamda biimi verir. Hatta resim bu biimi
de vermez, fakat sadece onun grnn, yani onun yal
nzca bir duyu, grme duyusu zerindeki etkisini, bunu da
ancak tek bir adan verir. Dolaysyla resim de gerekte
eyin kendisinin yani biim ve maddenin nmzde oldu
u yanlsamasn meydana getirmez; fakat resmin aldatc
hakikati bile her zaman bu temsil4 ynteminin kabul edil
mi belli koullan altndadr. Szgelimi iki gzmzn paralaksnn kanlmaz olarak azalmas sayesinde resim
eyleri her zaman bize onlan ancak tek gzl kimsenin
grd gibi gsterir. Dolaysyla tablo bile sadece biimi
verir, nk o sadece onun etkisini ve aslnda tamamen
tek yanl, yani sadece gze bal olarak verir. Sanat eseri
nin bizi bir (Platonik) ideann kavranna gereklikten ne
den daha kolay yaklatrdnn teki sebepleri Die Welt
als Wille und VorsteJJungun ikinci cildinin 30. blmnde
bulunmaktadr.
Aadaki mlahazalar da yukardaki dncelerle ak
rabadr, ne var ki burada biim yeniden geometrik an
lamda anlalmaldr. Siyah beyaz bakr oyma bask ve
gravrler renkli oyma basklar ve sulu boyalardan daha
soylu ve daha yksek bir zevke karlk gelirler, her ne
kadar sonuncusu daha az eitimlilerin zevkine daha faz
la hitap etse de. Bunun aikr sebebi siyah beyaz izimlerin sadece, zihinsel olarak, yani sezgisel biimde kav

rayan anlay gcnn etkinliiyle kavranan biimi, de


yi yerinde ise, in abstracto vermesidir. Buna karlk
renk sadece duyu organnn ve aslnda onda zel bir in
tibak biiminin (retinann faaliyetinin niteliksel blnebilirlii) bir konusudur. Bu bakmdan renkli bakr oyma
basklar kafiyeli, siyah beyaz oyma basklar ise sadece
vezinli manzumelere de benzetebiliriz. Bu ikisinin ara
sndaki ilikiyi Die Weit als Wille und Vorstellunf un ikin
ci cildinin otuz yedinci blmnde ifade etmitim.43

Genliimizde edindiimiz izlenimlerin bu kadar nemli


olmasnn ve hayatn afanda her eyin kendisini bylesine ideal bir adan ve gz alc renklerde sunmasnn
nedeni udur: Mnferit ey araclyla bizim iin henz
yeni olan trle o zaman ilk kez tanrz, bylece her
mnferit ey bize trnn bir temsilcisi olarak grnr.
Dolaysyla onda trn (Platonik) ideasn kavrarz, ki bu
hviyetiyle gzellik onun iin temel ve aslidir.

(Almancada gzel anlamna gelen) schn szc hi


kuku yok ngilizcedeki (gstermek anlamna gelen) "to
show" fiiliyle irtibatldr ve dolaysyla "showy" (gsteri
li), "what shows vvell" (iyi gsteren), iyi grnen ve bun
dan tr sezgisel kavrayta/alglamada ak seik gze
arpan; binaenaleyh nemli (Platonik) idealarn ak an
latm anlamna gelir.
Malerisch (resimsi, pitoresk) szc aslnda schn
le ayn anlama sahiptir. Szck kendisini trnn (Pla
4a (: Dizinin Okumaya ve Okumulara Dair adl kitabna baknz.)

tonik) ideasn aka a karacak ekilde sunan ey


iin kullanlr. Bu yzden ressamn temsili iin uygundur,
nk o gzel eyde nesnel olan oluturan idealar tak
dim ve tebarz et(tir)mekle5 urar.

nsan suretinin gzellii ve zarafeti iradenin nesnelleme


sinin en yksek aamasnda en ak grnrl ile iliki
lidir ve plastik sanatlann en yksek eseri olmasnn sebe
bi budur. Mamafih, Die Welt als Wille und Vorstellung, cilt
I, 41 'de sylediim gibi, her doal ey kesinlikle gzel
dir; ve ayn ekilde her hayvan da gzeldir. Eer bu bize
baz hayvanlar bakmndan byle grnmyorsa bunun
sebebi onlar btnyle nesnel biimde grp dnecek
ve dolaysyla idealarm kavrayacak konumda olmama
mz, nne geilemeyen bir dnce armyla onlar
dan uzaklatnlmamzdr. ou durumda bu szgelimi in
san ile maymun arasndaki gibi, kendisini fazla hissettiren
bir benzerliin sonucudur. Bu sebepten tr bu hayva
nn ideasn kavramaz, fakat sadece onda bir insann kari
katrn grrz. Kara kurbaas ile erp amur arasn
daki benzerlik de benzer bir sonu dourur gibidir. Ne var
ki bu kimilerinin bu hayvanlan, kimilerinin de rmcekle
ri grdnde hissettii lsz tiksinti, hatta korku ve
deheti aklamaya yetmez. Tam tersine bunun kkleri
ok daha derin bir metafizik ve esrarl balantda sakl gi
bidir. Bu hayvanlarn genellikle sympatheia esasna daya
l tedaviler (ve kara byler) dolaysyla byyle ilgili
amalar iin kullanlmas da bu gr destekler. Szgeli
mi humma lnceye dek hastann boynunda tad fn
dk kabuuna kapatlm bir rmcekle uzaklatrlr; ya
5 (: Darstellung, Hervvorhebung: yakna getirme (gze grnr klma, do
laysyla temessl etme) ve aa karma.)

da ciddi ve lmcl bir tehlike sz konusu olduunda bir


kara kurbaas hastann kapal bir kap ierisindeki idranna braklr ve leyin zellikle saat tam on ikide evin
mahzenine gmlr. Ancak bu hayvanlarn yava yava i
kence edilerek ldrlmesi ebedi adaletten bir kefaret ta
lep eder; sonra bu, kim byyle urarsa eytanla szle
me yapmtr kabulne bir aklama sunar.

Estetik zerine bu blmn sonunda imdi her naslsa


Mnih'e gelmi olan Boisseree'nin eski Aa Ren Okulu
resimleri koleksiyonu hakkmdaki grme yer vermem
uygun olur.
Hakiki bir sanat eserinin haz verici olabilmesi iin ger
ekte bir sanat tarihi mukaddimesine sahip olmasna ge
rek yoktur. Ancak bu hibir resim tr iin burada ele al
nacak olanlar iin olduu kadar geerli deildir. Her hal
krda onlann kymetini doru bir ekilde ancak Jan van
Eyck'den nce yalboya tablonun neye benzediini gr
dmz zaman deerlendiririz, nitekim Byzantium ve
benzeri yerlerden gelmi olan slupta hayattan, hareket
ten ve esneklikten yoksun figrler ve ayrca azizin ismini
ieren devasa halelerle distempero altn bir zemin vard.
Hakiki bir deha olarak Van Eyck doaya dnd, tabloya
bir geri plan, figrlere canl bir tavr, hareket, yzlere ifa
de ve hakikilik, kvnmlara doruluk kazandrd. Ayrca
perspektifi getirdi ve genel olarak teknik icrada mmkn
olan en yksek mkemmeliyete ulat. Schoreel ve Hemling (veya Memling) gibi takipilerinin kimisi bu yola bal
kald; dierleri eski samalklara geri dnd. Hatta kendi
si bile her zar. an bunlardan kilisenin gryle uyum iin
de olmann zorunlu kld kadann muhafaza etmek mec
buriyetinde kald. Szgelimi o da haleler ve devasa k

huzmeleri yapmak zorunluluunu hissediyordu; fakat ya


pabildii lde bunlar resimden kardn gryoruz.
Dolaysyla o zamann ruhuyla hep sava halindeydi, takip
ileri Schoreel ve Hemling de byleydi; bu yzden zaman
larna gre deerlendirilmeleri gerekir. Resimlerinin konulannn ou zaman anlamsz, sama, her zaman nemsiz,
beylik trde eyler ve kiliseyle ilgili olmasnn sorumlusu
budur; szgelimi " Kral", "Ruhunu Teslim Eden Mer
yem", "Aziz Christopher", "Aziz Luka Bakire Meryem'i Boyuyor" vb. gibi. Figrlerinin zgr ve btnyle insani bir
tavr ve ehreye hemen hi sahip olmamas, genel olarak
kiliseye zg iaret ve jestler, dier bir deyile, bir dilen
cinin zoraki, maksatl, hakir ve mahviyetkr hareketlerini
sergilemesi de yine dnemlerinin kusurudur. Aynca bu
ressamlar eski dnyay tanmyorlard, bu sebepten tr
onlarn figrlerinde nadiren gzel ehrelere rastlanz; tam
tersine ou kez bunlar hem irkin hem de gzel uzuvlar
dan yoksundur. Resimlerinde her ne kadar mesafe pers
pektifi byk lde doru ise de ortamla ilgili perspektif
de eksiktir. Doay bildikleri haliyle her eyin kayna du
rumuna getirdiler; dolaysyla yzlerdeki ifade doru ve sa
mimidir, ama asla ok fazla bir ey sylemez, azizlerinden
hibiri ehresinde gerek kutsalln yce ifadesinin izini
tamaz. Bunu sadece talyanlar, zellikle ilk resimlerinde
Raphaello ve Correggio verir.
Dolaysyla sz konusu resimler byk lde gerek
ve edimsel olann, kyafet ve malzemenin olduu kadar
kafalarn da temsilinde neredeyse, uzun zaman sonra
17. yzylda gerek Felemenk okulunun eritii lde,
en yksek teknik mkemmeliyete sahip olduklar; buna
karlk, en soylu ifade, stn gzellik ve hakiki zarafe
tin kendilerine yabanc kald sylenerek nesnel biim
de eletirilebilir. Fakat bu nitelikler sanatn amac ki
teknik mkemmeliyet bunlarn yannda bir ara mesabe

sindedirolduu iin bunlar birinci snf sanat eserleri


deildir. Aslnda bunlar mutlak anlamda haz verici deil
dir, nk anlamsz konular ve kiliseye zg genel jest
lerle birlikte sz edilen kusurlar her zaman ncelikle
zamandan karlmal ve zamanla izah edilmelidir.
Onlarn bata gelen meziyeti, ama sadece Van Eyck
ve onun en iyi talebelerinde, doaya ak bir bakla ve
boyamada elikten azimle elde edilen gerekliin en al
datc taklidine dayanr. Ardndan renklerinin canll ge
lir, bu sadece onlara zg bir meziyettir. Bylesi renkler
le ne onlardan nce ne de onlardan sonra resim yapan
kmad. Renkler parlak ve gz kamatrcdr, en
byk renk gcne karr. Dolaysyla aradan drt yz
yl getikten sonra bu resimler bu sebepten tr sanki
dn boyanm gibi grnmektedir. Keke Raphaello ve
Correggio bu renkleri bilseydiler. Fakat bunlar bir okul
srr olarak kald ve dolaysyla kayboldu. Kimyasal ola
rak incelenmeleri gerekir.

inorganik doa sudan teekkl etmedii kadaryla, bilhas


sa kendisini organik hibir eye yer vermeksizin atnda
zerimizde olduka hazin hatta kasvetli bir etki yapar. Sa
f yaln kayalarla kapl blgeler, bilhassa iinden Marsilya
yolunun getii Tulon yaknlanndaki zerinde yeillik na
mna hibir eye rastlanmayan uzun kayalk vadi bunun
misalleridir. Afrika l daha geni ve ok daha etkileyici
apta bir rnektir. norganik olann zerimizde husule ge
tirdii bu tesirin kasveti ncelikle inorganik ktlenin mn
hasran ekim yasasna itaat etmesinden kaynaklanr; do
laysyla her ey bu istikamete eilimlidir. Buna karlk
bitki rtsnn grnm bizi dorudan ve yksek dere
cede sevindirir, fakat bitki rts ne kadar zengin, ne ka

dar eitli ve geni ve aynca ne kadar kendi haline brakl


m ise doal olarak bu daha fazla byledir. Bunun en
bata gelen nedeni, bitki dnyas yerekiminin tam tersi
olan bir istikamette ykseldiinden ve bylece hayat feno
menini dorudan yeni ve daha yksek trde bir ey olarak
duyurmasndan dolay bitki rtsyle ekim yasasnn g
rne gre alt edilmesinde aranmaldr. Biz de bunun bir
parasyz; o bize akraba ve varoluumuzun unsurudur;
ruhumuz onun karsnda canlanp enlenir. Dolaysyla
bitki dnyasnn grnmnde bizi sevindiren, aracsz
honut eden ey ncelikle yukanya doru dikey dorultu
dur ve dolaysyla gzel bir aa kmesi eer ortasndan
bir ift uzun, dz, sivri kknar aac ykselirse bundan
ok ey kazanr. Buna karlk etrafna sarkp yaylm bir
aa bizi artk etkilemez; hatta yaslanan bir aa zerimiz
de dmdz bym bir aatan daha az etkiye sahiptir.
Salkm sde bu ismi6 (saule pleureur, weeping wil!ow)
yere sarkan ve dolaysyla yerekimine boyun een dallan vermitir. Suyun inorganik doasnn hazin ve kasvetli
etkisi kendisine hayat belirtisi kazandran byk devini
miyle ve kla biteviye oyunuyla byk lde ortadan
kalkar; bundan baka o btn hayatn ilk ve temel kou
ludur. Ayrca bitki dnyasnn doasnn grnmn bylesine ho ve sevimli hale getiren ey, onun sahip olduu
huzurlu, sakin, doygun ifadedir. Halbuki hayvan doas
kendisini genellikle huzursuz, a, sefil hatta atmal bir
durum iinde sunar. Bu sebepten trdr ki bitki dnya
s bizi kendimizden kurtaran bir saf bilme durumuna sok
maya bylesine kolayca muvaffak olur.
Bitki dnyasnn, en sradan ve nemsiz haliyle bile,
insanlarn keyfiliinin etkisinin ulamad her yerde,
kendisini hem gzel hem resimsi kmeler halinde gs
terdiini grmek ilgintir. Bu haliyle sadece dikenler, de
6 (Yani alayan st ismini...)

ve dikeni ve en sradan yaban iekleri yetise bile bu


nu insann ekip bimesinin henz erimedii veya on
dan kap kurtulduu her noktada grrz. Buna karlk
msr tarlalar ve bostanlarda bitki dnyasnn estetik un
suru en asgari dzeye iner.

nsani amalar iin tasarlanm her eserin, dolaysyla her


alet ve binann gzel olmak iin tabiatn eserleriyle belli bir
benzerlik iinde olmas gerektii uzun zamandr bilinmek
tedir. Fakat burada byle bir benzerliin dorudan olmas
ve dolaymsz olarak biimlerde bulunmas gerektiini, bylece szgelimi stunlann aalan hatta insan uzuvlann
temsil etmesi, kaplann kabuklu deniz hayvanlan, salyan
gozlar, veya iek anaklanna benzer ekilde biimlendiril
mesi ve bitki veya hayvan formlannn her yerde grnmesi
gerektiini varsayarak hata yapyoruz. Halbuki bu benzerlik
dorudan deil, sadece dolayl olmaldr; bir baka deyimle
bu biimlerde deil fakat onun karakterinde bulunmaldr;
birbirlerinden tamamen farkl olmalanna karn, karakterin
ayn olmas mmkndr. Dolaysyla binalar ve aletler tabia
t taklit etmemeli, fakat onun ruhu iinde yaratlmaldr.
imdi bu kendisini, her bir ey ve her bir para amacna
onun tarafndan ayn anda duyurulacak kadar dorudan ce
vap verdiinde gsterir. Btn bunlar amaca en ksa ve en
basit yoldan ulaldnda olur. Dolaysyla bu aikr uygun
luk ya da yerindelik tabiatn eserinin ayrt edici zelliidir.
imdi elbette irade burada ieriden danya doru messir
olur ve maddenin hkimiyetini tamamen ele geirir; halbu
ki insani eserlerde irade dandan messir olduundan
amacna sezgisel kavray araclyla, hatta o eyin amac
na dair bir kavramla ve bu durumda da yabanc olan, bir
baka ifadeyle, kkeninde bir baka iradeyi da vuran bir

maddeyi alt edip boyun edirerek ular ve kendisini ilk kez


byle ifade eder. Bununla beraber tabiat eserinin yukanda
zikredilen ayrt edici zellii yine de muhafaza edilebilir.
Klasik mimari bunu her bir parann veya uzvun onun by
le naif bir ekilde da vurduu dorudan amacna tam uy
gunluunda gsterir. Aynca o bunu, karanlk ve esrarl g
rnmn, bizce bilinmeyen bir amaca atfettiimiz iin an
lamsz bir sr ssleme ve eklentiye borlu olan Gotik mi
mariden farkl olarak, yararsz ya da amasz her eyin danda braklm olmasnda da gsterir. Ayn ey zgnl
etkileyen ve her trden lzumsuz dolambal yolla ve keyfi
samalklarla amalann anlamakszn sanat aralaryla oy
nayan her yoz mimari slup iin de sylenebilir. Gzellikle
ri, olmay ve yapmay tasarladklan eyi bylesine naif bir
tarzda anlatmalanndan kaynaklanan antik vazolar iin de
bu byledir; keza kadim dnyann dier btn ara gere
leri iin de ayn ey sylenebilir. Burada unu hissederiz:
Eer vazolan, amforalan, lambalan, masalan, sandalyeleri,
miferleri, kalkanlan, armalan ve benzeri eyleri tabiat v
cuda getirecek olsayd herhalde buna benzerdi. Buna kar
lk bir de gnmzn bol keseden yaldzlanm u rezil por
selen kaplanna, kadn kyafetlerine ve teki eylerine ba
kn. nsanlar eski dnyann allp benimsenmi olan slu
bunu aalk rokoko ile deitirirken baya ruhlannn ka
ntn ele vermi ve alnlann ebediyen damgalam oluyor
lar. nk bu aslnda yle nemsiz bir mesele deildir, bi
lakis onlann yaadklan zamann ruhunu hibir tevile yer b
rakmayacak ekilde gsterir. Bunlann edebiyatlan ve cahil
muharrir taslaklannm Alman dilini imknlanndan yoksun
brakmalan bunun bir baka kantn sunar. Barbarlar sanat
eserlerine nasl bakarsa, bunlar da kstaha kibirleriyle7Al
man diline ayn ekilde bakar, ayn eyi yaparlar ve yaptklan yanlanna kalr, kimse sesini karmaz.
7 (Ya da keyfilikleriyle...)

Bir sanat eserinin temel fikrinin kkenine onun kavrarm


demek pek yanl olmaz; nk insann kkeni iin re
me ne ise bu da o derecede temeldir. Ve tpk onun gi
bi bu da tam olarak zamana deil, fakat daha ok ruh
hali ve frsata gereksinim duyar, nitekim genel olarak
nesne, ilikideki erkek taraf gibi, zne, bu durumda ka
dn zerinde, srekli bir dourtma ameliyesinde bulu
nur. Ne var ki bu fiil ancak uygun zamanlarda ve ayrca
lkl znelerle meyve verir; ancak o zaman ondan yeni ve
zgn bir fikir kar ve hayatta o kalr. Fiziki remede ol
duu gibi burada da verimsizlik (ksrlk) erkekten ok
kadna baldr; eer kadn (zne) gebe kalmak iin uy
gun bir ruh hali iindeyse, imdi alg menzili ierisinde
ki hemen her nesne ona konumaya balayacak, bir
baka syleyile onda canl, nfuz edici ve zgn bir fi
kir husule getirecektir. Dolaysyla nemsiz bir nesne ve
ya olayn grnm kimi zaman byk ve gzel bir ese
rin tohumu olur; szgelimi Jacob Boehme dikkatini bir
denbire bir teneke kutuya evirerek bir aydnlanma du
rumuna girmi ve tabiatn en mahrem derinliklerine dal
mtr. Ancak neticede her ey kendi yeinliimize bal
dr; ve nasl ki dirimsel g hibir gda yahut ila ile ka
zanlmaz veya kaybedilmise yeniden ele geirilmez ise
bir kiiye zg zgn fikri de hibir kitap ya da alma
salayamaz.
Bununla birlikte irticalen alp syleyen kimse8 omnibus horis sapiP biridir, nk o her trden basmakalp
eyin tam ve mkemmelen tasnif edilmi halde bulun
duu bir maazay ekip evirir; dolaysyla o halin ve
8 (: Improvisatore.)
9 (: Bir eyi herhangi bir saatte bilen kimse.)

mahallin koullarna gre her talebin derhal karlanaca


n vaat eder ve ducenti versus, stans pe de in uno10
syler.

Mousalarn kayrmasyla, demek istediim iirsel yete


nekleriyle yaamaya alan kimse bana bir bakma ca
zibesiyle hayatn kazanan bir kza benzer grnr. Her
ikisi de alak ve baya kazan iin en i zlerinin zgr
ba olmas gereken eyi kirletir. Her ikisi de tkenmek
ve genellikle hayatlarn utan verici bir sonla noktala
mak tehlikesiyle kar karyadr. O halde alaltp bir fahieye dntrmeyin Mousanz, dsturunuz olsun u
dizeler:
leh singe, wie der Vogel singt.
Der in den Zweigen wohnet.
Das Lied, das aus der Rehle bringt,
st Lohn, der reichlich lohnet,".11
nk airin yetenekleri hayatn alma deil tatil gnle
rine aittir. airin ayn zamanda srdrd bir urala bir
lde engellenip ksteklendiklerini hissetseler bile bun
larn baarl olmas yine de mmkndr. nk airin fi
lozof gibi byk bilgi ve tahsil edinmesi gerekli deildir;
aslnda airin yetenekleri bu bakmdan younlamtr,
nitekim ok fazla serbest zamanla ve ex professo kulla
nlmakla seyrelip etkilerini kaybederler. Buna karlk filo
zof sz edilen sebepten tr ayn zamanda bir baka
10 (: Tek ayak stnde yz msra.)
11 (: Aa dallarndaki kular gibi)
Sylerim arkm
dldr cmerte verdii
Grtlndan iitilen ark.)

urala ok fazla megul olamaz, nk felsefeyle para


kazanmann baka ciddi ve iyi bilinen sakncalar vardr.
Bu sebepten tr eskiler bunu filozoftan farkl olarak
sofistin alametifarikas yapmlard. "Bilgelik bir mirasla
birlikte iyidir ve onunla birlikte gnei grenlere kazan
getirebilir" (Ekklesiastes 7: 11) derken Sleyman pey
gamberin de vlmesi gerekir.
Eski dnyann klasiklerine, bir baka syleyile, yaz
lar tazeliin lezzetinden ve parlaklndan hibir ey kay
betmeksizin bin yllan ap gelmi olan kafalarna sahi
biz; bunun en bata gelen sebebi eskilerin kitap yazma
y bir meslek veya zanaat olarak dnmemeleriydi. Bu
yolculuklarnda sz konusu klasik yazarlarn stn eser
lerine daha aa olanlann elik etmiyor olmas ancak
byle aklanabilir. nk yeni dnyann yazarlarnn en
iyisinden bile farkl olarak onlar ruh baharlap kaybol
duktan sonra geri kalan ondan para kazanmak iin pa
zara getirmezlerdi.

Mzik zerine

Mzik her yerde anlalan hakiki evrensel dildir; dolay


syla btn lkelerde ve yzyllar boyunca byk bir gay
retle ve samimiyetle srekli olarak konuulur, ve ok
ey syleyen anlaml bir ezgi ok gemeden tm yerk
reyi dolanr. Buna karlk zayf ve hibir ey sylemeyen
bir ezgi ok abuk unutulup kaybolur. Bu da bir ezginin
muhtevasnn anlalmasnn ok kolay olduunu gste
rir. Bununla birlikte ezgi eylerden deil fakat sadece se
vin ve kederden sz eder, nk irade iin bunlar ye
gne gereklerdir. Dolaysyla o kalp iin ok ey syler,
halbuki kafa iin dorudan hibir ey sylemez; dolay
syla eer ondan, her trl tasvir mzikte hep olduu gi
bi, talep edilen bu ise, bu uygun olmayan bir kullanm
dr. Bu yzden byle bir mzik kesin olarak reddedilme
lidir, her ne kadar Haydn ve Beethoven bile yanlp bu
nu kullanmaya meyletmilerse de. Mozart ve Rossini bil
diim kadaryla hibir zaman buna tevessl etmedi.
nk duygular ifade etmek baka, nesneleri resmet
mek baka eydir.
Bu evrensel dilin grameri iin bile, her ne kadar an
cak Rameau1 bunlarn temelini attktan sonra olsa da,
ok kesin kurallar konulmutur. Buna karlk szl
aklamaya, yukardakine uygun olarak bu gramerin
muhtevasnn su gtrmez nemini kastediyorum, bir
1 (: Jean-Philippe Rameau (1683-1764).)

baka deyile mziin ezgi ve ahenkle sylediinin ne


olduunu ve onun neden sz ettiini, ok genel bir tarz
da olsa bile, aklmz iin anlalr hale getirmeye gelince,
ben byle bir eye giriinceye kadar ciddi bir ekilde u
ra konusu haline getirilmemiti bile. Baka birok ey
gibi bu da sadece: insanlarn genel olarak ne kadar az
teemmle ve tefekkre meyyal olduklarn ve hayatlarn
ne kadar ok dncesizce yaadklarn gsterir. Her
yerde dndkleri tek ey elenmek ve bunu da mm
kn olduu kadar ok az dnerek yapmaktr. Onlarn
doalan bu; nitekim felsefe profesrlerimizde, onlarn
kymetli eserlerinde, felsefe ve hakikat gayretlerinin i
tenliinde grlebilecei gibi, filozof roln oynamak
zorunda kaldklarn dndklerinde bu kadar gln
grnmelerinin sebebi budur.

Hem genel hem de herkesin anlayaca ekilde konua


rak mziin genel olarak gftesi dnya olan ezgi olduu
nu ifade etmeyi gze alyoruz. Fakat onun kendine zg
anlamn ancak benim mzik yorumumla elde ederiz.
Fakat mzik sanatnn gfte/metin, [metnin ierdii)
olaylar dizisi, mar, dans, uhrevi veya dnyevi enlik ve
benzeri gibi ona her zaman dardan zorla benimsetilen
belirli d ya da zahiri yanla ilikisi bir gzel sanat olarak,
bir baka deyimle, salt estetik amalarla tasarlanan sa
nat olarak mimarinin ina etmek zorunda olduu gnde
lik binalarla ilikisine benzer. Bu sebepten tr o fayda
mlahazalarn, bir sanat olarak mimariye yabanc olan
amalar kendine zg olan hedeflerle birletirmek zo
rundadr. nk o kendi hedeflerini bu fayda mlahaza
laryla kendisine dardan zorla benimsetilen koullar
altnda gerekletirir ve buna uygun olarak tapnak, sa

ray, tophane, tiyatro ve benzeri binalar ina eder. Ve bu


nu o ekilde yapar ki bina kendi bana amacna uygun
olduu kadar gzeldir de ve hatta byle olduunu este
tik karakteriyle ilan eder. Dolaysyla mzik gfteye ya da
kendisine dardan benimsetilen baka gerekliklere
benzer bir tabi olu iinde baldr, her ne kadar bu bo
yun ei o kadar kanlmaz olmasa da. O her eyden ev
vel kendisini gfteye uydurmaldr, her ne kadar o buna
kesinlikle muhta deilse ve aslnda o olmakszn ok
daha zgrce hareket ederse de. Me var ki mzik sade
ce her notasn gftenin szcklerinin uzunluk ve anla
mna uydurmak deil, fakat ayn zamanda batan sona
gfte ile belli bir insicam ierisinde olmak ve ayn ekil
de dardan benimsetilen dier keyfi hedeflerin karakte
rini tamak ve buna uygun olarak kilise, opera, bando,
dans ve benzeri (trden eylerin) mzii olmak zorunda
dr. Fakat nasl insani fayda mlahazalar salt estetik mi
mariye yabanc ise btn bunlar da mziin zne ayn
ekilde yabancdr. Mimari iin bu hemen her zaman ka
nlmazdr, ama ayn ey konertolarda, sonatlarda ve
hepsinden nemlisi en byk enliini kutlad en g
zel sahnesi olan senfonilerde zgrce kanat rpan m
zik iin sz konusu deildir.
Bundan baka yeri gelmiken u da ifade edilmelidir
ki, mziimizin tuttuu yanl yol ve bana gelmek ze
re olan felaket son imparatorlar dneminde Roma mi
marisinin tuttuu yola ve bana gelen felaketlere benze
mektedir. Bu dnemde mimari basit ve temel oranlar
ksmen gizleyen ve bir lde tersine eviren bezeme ve
sslemelerle doldurulmutu. Nitekim mziimiz de bize
bugn bir yn grlt, ok sayda enstrman, fazlaca
sanat, ama ok az ak, ie ileyici ve tesir edici tasav
vur sunmaktadr. Aynca bugnn anlamdan ve ezgiden
yoksun s bestelerinde yine karanlk, mulak, bulank,

anlalmaz ve hatta anlamsz yazma tarzn sesini kar


madan sineye eken gnn ayn beenisini buluyoruz.
Bunun kkeni en bata bizim u sefil Hegelciliimizde
ve onun arlatanlnda aranmaldr.
Bana szsz konuan Rossini'nin mziini verin! Bu
gnn mzii ezgisinden ok ahengiyle/armonisiyle ko
nuulmakta. Ama ben kar gr savunuyorum ve ez
ginin mziin can olduuna inanyorum. Sos rosto iin
ne ise ahenk de ezgi iin odur.

Konulu opera1 gerekte saf sanatsal anlayn bir r


nnden ok bir bakma muhtelif aralar st ste ya
rak, birbirinden btnyle farkl etkileri ayn zamanda
kullanarak, onu meydana getiren ktleleri ve gleri ar
trmak suretiyle tesiri glendirerek estetik hazz abar
tan barbar bir elence fikrinin bir rndr. Buna kar
lk mzik tm sanatlarn en gls olarak ona duyarl
olan ruhu kendi bana btnyle ele geirme gcne
sahiptir. Gerekten hakkyla yorumlanp tadna varlabil
mesi iin mziin en yksek eserleri ruhun hibir suret
te blnmemi ve dalmam dikkatini talep ederler ki
onun inanlmaz derinlik ve mahremiyetteki dilini tam
olarak anlamak iin dikkatin ona byle bir btnlk iin
de teslim edilmesi ve onun iinde kendini kaybetmesi
gerekir. Bunun yerine bir yandan yksek derecede kar
mak opera mziini dinlerken, gz araclyla reng
renk gsteri ve atafat, en fantastik resim ve suretler ve
en canl k ve renk izlenimleri ruhu istila eder; bir yan
dan da (dikkati) librettodaki olaylar dizisi ve entrikalar i
gal eder. Btn bunlarla dikkat dalr, kaybolur gider ve

bylece mziin kutsal, esrarl ve derinlikli diline olabil


diince az duyarl hale gelir. te bu sebepten tr bu
tr eyler mziin peinde olduu gayeye erimesine
dorudan karttr. Btn bunlara ilave olarak bale diye
bir eye, genellikle estetik hazdan ok ehvete ynelen
bir gsteriye sahibiz. Ayrca pek zengin olduu sylene
meyecek aralan ve bunun beraberinde getirdii tekd
zelikle gsteri ok gemeden son derece can skc hale
gelir ve insann sabrn zorlamaya balar. Bilhassa genel
likle bir eyrek saat sren ayn ikinci snf dans ezgisinin
bktrc tekraryla mzik duygusu yorulup krelir ve by
lece artk arkadan gelen daha ciddi ve yksek mahiyet
teki mziksel etkilere duyarlln kaybeder.
Her ne kadar mziin ruhunu tam olarak anlayan bir
kafa byle bir ey istemese de, tnlarn saf dili kendi
kendine yeterli olsa ve dardan yardma ihtiya duymasa da, mziin szcklerle badatrlmas ve uyumlu
hali getirilmesi mmkndr. Hatta bu badatrma ve
uyarlama sezgisel kavray vastasyla meydana getirilen
bir olaylar dizisine kadar gtrlebilir ve bylece bt
nyle isiz gsz kalmaktan hazzetmeyen sezgisel bi
imde kavrayp dnen aklmz da kendine kolay ve pa
ralel bir ura bulabilir. Bu suretle dikkat bile mzik ze
rine daha salam biimde sabitleir ve onu takip eder;
ayn zamanda sezgisel kavrayn bir resmi veya sureti,
szgelimi klli bir kavram iin bir rnee benzer bir mo
del veya ema, tnlarn kalbe hitap eden evrensel dille
riyle syledikleri eye uyarlanr. Bu dil resimsiz suretsiz
bir dildir. Esasen bu tr eyler mziin etkisini artracak
tr; ne var ki en byk yalnln snrlarnn dna klmamaldr, aksi halde dorudan mziin en bata gelen
amacn etkileyecektir.
Ses ve alg partisyonlannn operada st ste ylma
s kesinlikle mziksel bir tesir icra eder; ancak kuartet

lerden yzlerce algnn yer ald orkestralara kadar et


kinin genilemesinin aralardaki artla hibir ilgisi yok
tur. nk akortta veya bir durumda drtten fazla no
ta olamaz ve alglama melekemiz ayn zamanda asla da
ha fazlasn kavrayamaz, ok farkl ses perdelerinden b
lmlerle bu ya da drt notann hepsinin ayn anda ve
rilmesinin hibir nemi yoktur. Btn bunlardan hare
ketle sadece drt sesli gzel bir mziin kimi zaman bi
zi zn mziin sunduu btn opera senadan3 ok
daha derinden etkileyebileceini aklayabiliriz; nitekim
kimi zaman karakalem bir izim bir yalboya resimden
daha fazla etkiler. Bununla beraber kuartetin etkisini en
bata azaltan ey armoni aralndan, bir baka syleyi
le kaln sesle tiz notann en pesi arasndaki mesafe
den yoksunluudur, nitekim ift kaln sesin derinliklerin
den alan bu genilik orkestrann hizmetindedir. Fakat
bu sebepten tr orkestrann etkisi, eer iitilebilirliin
snrna yaklaan byk bir org, Dresden'deki Katolik ki
lisesinde yapld gibi, srekli olarak arka plandaki kaln
sesi alarsa hudutsuz derecede artar. nk armoni tam
etkisini ancak byle dourur. Fakat genel olarak ifade et
mek gerekirse, ekseriyetle hakikatin peinden ayrlma
yan basitlik her trl sanatn, gzel olan her eyin, her
trl dnsel temsil veya tasvirin temelinde olan bir ya
sadr; en azndan ondan uzak dmek her zaman tehli
kelidir.
Dolaysyla operay, ak konumak gerekirse, mzie
yabanc ruhlarn hayrna mzik kart bir bulu olarak
adlandrabiliriz, nk mziin kendisine yabanc olan
bir ara vastasyla, szgelimi uzun uzadya anlatlm ya
van bir ak hikyesi ve onun renksiz iiri eliinde nce
bunlarn iine sokulmas gerekir. nk opera libretto

su, beste ayak uydu ramayacan dan dnce ve heye


can dolu youn (mcmel) bir iire muhtemelen taham
ml edemeyecektir. Fakat mzii btnyle kt iirin
klesi haline getirmeye almak zellikle Gluck'n tut
tuu yanl yoldur, bu sebepten tr de, uvertrlerin
den farkl olarak opera mziinin szler olmadan hola
nlacak bir yan yoktur. Esasen operann mziin ykm
haline geldii sylenebilir. nk mziin sama sapan
ve yavan bir hikyenin olaylarnn geliimine ve dzensiz
akna uymak iin sadece eilip bklmek zorunda kal
mas yetmez, sahne ve kyafetlerin ocuka ve barbarca
atafat, danslarn maskaralklar, balerin kzlarn ksa
etekleri ile dnce ve dikkatin mzikten datlp uzaklatnlmas yetmez; bunlara ilave olarak, mzik diliyle
ifade etmek gerekirse sair enstrmanlara benzer bir ens
trman olan vox humana dier ahenk unsurlaryla uyum
ve egdm iinde gitmeyip mutlak olarak tekileri bas
trmaya alt kadaryla ou kez arknn kendisi de
armoniyi bozar. Elbette sz konusu olan soprano veya
alto ise buna bir ey sylenemez, nk bu kapasitede
ezgi esas itibariyle ve doal olarak ona aittir. Fakat bas
ve tenor aryalarda ou durumda yol gsterici ezgi yk
sek perdeden alglara geer ve o zaman da ark kendi
bana sadece armonik kibirli kurumlu bir ses gibi gelir
kulaa, ki ezgi onu bomaya alr. Ya da ezgiyi tenor ve
bas seslere vermek iin, mziin doasna tamamen ay
kr biimde, elik kontrpuan olarak tiz perdelere tanr.
Ancak kulak her zaman en tiz notalar ve dolaysyla e
lii takip eder. Aslnda eliksiz veya sadece bas elikle
sylemedike, orkestra eliindeki solo aryalann sadece
alto ve soprano iin uygun olduu, bu sebepten tr
erkek seslerin sadece bunlarla dette veya ahenk unsur
lar olarak kullanlmas gerektii grndeyim. Ezgi tiz
seslerin ve alglarn doal ayrcaldr ve yle kalmal

dr. Bu yzden operada bir soprano arya suni ve zorla


ma bir bariton veya bas aryadan sonra gelirse hemen ra
hatlar ve sadece evvelkinin doa ve sanatla uyum iinde
olduunu hissederiz. Mozart ve Rossini gibi byk usta
larn nemli lde, hatta tamamen stesinden gelmi
olmalar bunu bir saknca olarak ortadan kaldrmaz.
Kiliselerde icra edilen missa (ayin mzii) operann
sunduundan ok daha saf bir mzik zevki sunar. o
unlukla iitilmeyen veya biteviye tekrarlanan allelouia,
gloria, eleison, amen4 vb. nakaratlardan oluan szleri
bir solfejden ibaret hale gelir. Bylece mzik kiliseye z
g genel karakterini koruyarak zgrce kanat rpar ve
opera arklarnda olduu gibi kendi evinde her trden
sefillikle lekelenmez. Dolaysyla burada dizginlenmemi
olarak btn glerini gelitirir, nk Protestan ahlakn
dan farkl olarak Protestan kilise mziinin bunaltc priten veya metodist karakteriyle yerlerde srnmez, fa
kat yce melekler gibi byk kanatlanyla gklerde z
grce szlr. Saf ve katksz mzik hazzn sadece ayin
mzii ve senfoni sunar, halbuki operada s drama ve
onun szde iiriyle mzie ikence edilir ve kendisine
dardan zorla yklenen yabanc bir ykle elinden gele
nin en iyisine ulamaya alr. Her ne kadar tam olarak
tavsiyeye ayan deilse de byk Rossini'nin zaman za
man librettoya kar taknd alayc kmseme her ha
lkarda btnyle yerinde ve mzie zg bir tavrdr.
Fakat genel olarak ifade etmek gerekirse saatlik sre
siyle ve umumiyetle herkese bilinen bir konunun bu
naltc akyla sabrmz snamasyla konulu opera gide
rek daha da fazla mzik duyarlmz ldrd iin biz
zat z ve yaps itibariyle skcdr. Bu kusurun stesin
den ancak gsteri veya temsilin srad kusursuzluuyla
4 (Srasyla: (b. halleluyh), krler olsun! (Oioria in excelsis Deo!) Y
ce olsun Tanrnn an! (Kyrie eleeson) Rab, merhamet et!)

gelinebilir; bu sebepten trdr Ki bu trde sadece a


heserler zevk verebilir, vasat her ey tahamml edilmez
dir. Mmknse eer operay tek sahne ve bir saatle snr
lamak iin younlatrp ksaltmaya dnk teebbste
bulunulmaldr. Bunun farknda olan Roma'daki Teatro
della Valle yneticileri ben oradayken opera ve komed
yann perdelerini dnml olarak sergilemek gibi ye
rinde ama kt bir yola bavurmulard. Bir operann s
resi azami iki, buna karlk bir dramann sresi saat
olmaldr, zira (takip edebilmek iin) gerekli dnce ve
dikkat younluu ancak bu kadar muhafaza edilebilir,
nk bu bizi nihayetinde sinir bozucu hale gelen aralk
sz mzikten daha az yorar. O nedenle bir operann son
perdesi seyirciler ve hatta arkclar ve mzisyenler iin
daha da fazla bir ikencedir. Bundan dolay burada ken
di kendilerine ikence etmek amacyla toplanm ve onu
sonuna kadar sabr ve tahammlle takip eden byk bir
izleyici topluluuna baktmz tasavvur edebiliriz; kp
gidenler hari gizli gizli ve sabrszlkla bekledikleri iin
hepsinin arzu ettii bir sondur bu.
Uvertr mziin karakterini ve olaylarn akn ilan
ederek bizi operaya hazrlamaldr. He var ki bu aktan
aa deil ancak bir dte gerekleecek olaylar ngr
dmz tarzda yaplmaldr.

Bir talamal gldr5 bir eskici dkknndan alnm k


yafetlerle gsteri yapan birisiyle karlatrlabilir. Her
para kendisi iin yaplm ve ona uygun olan baka bi
ri tarafndan giyilip eskitilmitir; ayrca farkl paralarn
hibiri birbirini tutmaz. Bu saygn kimselerin paltolarn
dan yrtlm aput ve paavralarn birbirine yamanma

syla hazrlanm bir soytar ceketine benzer; mzik ba


kmndan kesinlikle irenilecek bir eydir ve polis tara
fndan muhakkak yasaklanmas gerekir.

uras kayda deerdir ki mzikte bestenin deeri icrann


deerine ar basar, halbuki dramada bunun tam tersi
geerlidir. Dolaysyla ancak vasat bir ekilde ama ak
ve doru bir tarzda icra edilen harikulade bir beste kt
bir bestenin en kusursuz icrasndan ok daha byk bir
haz verir. Buna karlk sekin oyuncular tarafndan tem
sil edilmi kt bir tiyatro oyunu heveskrlardan ibaret
bir topluluk tarafndan sahneye koyulmu en harikulade
oyundan daha fazla etkiler.
Bir oyuncunun grevi insan tabiatn birbirinden fark
l binlerce karakterde, btn deiik ynleriyle, ama yi
ne de btn bunlar onun nihai olarak verilmi ve bir da
ha asla btnyle silinemeyecek ferdiyetinin ortak teme
li zerinde tasvir etmektir. Bu sebepten tr onun bi
zatihi insan doasnn tam ve yeterli bir rnei olmas
gerekir, daha da nemlisi Hamlet'in ifadesiyle, doann
kendisinin deil, fakat 'onun kalfalarnn birinin elinden"
kma grnecek kadar sakat veya cce olmamas gere
kir. Bununla beraber bir oyuncu her bir karakteri kendi
ferdiyetine ne kadar yaknsa o kadar iyi canlandracaktr;
ve o btn karakterler iinde buna uyan en iyi oynaya
caktr. Dolaysyla en kt oyuncunun bile harikulade oy
nayabilecei bir rol vardr, nk o bu durumda maske
ler arasnda dolaan canl bir yze benzer.
Bir kimsenin iyi bir oyuncu olabilmesi iin (1 ) iindekini dna dndrebilme ve i zn gsterebilme yete
neine sahip olmas; (2 ) yeterli dgcne sahip olma
s, ki bu sayede farazi durumlar ve olaylar kendi i z

n harekete geirecek kadar canl biimde tasavvur ede


bilsin; ve (3 ) insan karakterlerini ve ilikilerini hakkyla
anlamasna elverecek kadar zek, tecrbe ve kltre sa
hip olmas gerekir.

Tragedya ve Dram Sanatna Dair

"nsan kaderine kar savar": Bizim kof, kaln kafal,


her yerde gklere karlarak takdim edilen marazi dere
cede yumuak modern aistheteslerimizm az birlii et
miesine yaklak elli yldr tragedyann evrensel tema
s olarak tekrarlayp durduklar bu cmlenin altnda bir
varsaym olarak irade zgrl, bu btn kendini bil
mezlerin ahmakl yatar. Aynca ahlaki amalar veya
buyruklar imdi kadere ramen yerine getirilmesi gere
ken kategorik zorunluluk da yine buna dayandrlr. Az
nce sz edilen yumuak beyler irat1 faaliyetlerini b
tn bunlarda bulurlar. Fakat tragedyann bu szde tema
s gln bir fikirdir, nk bu grnmeyen bir hasma,
mzrakl, byl sorgulu, sisler ierisindeki birine kar
bir mcadele olacaktr. Dolaysyla ona kar her hamle
berhava olacak, tpk Laius ve Oedipus gibi ondan uzak
durmaya alrken onun kollarna atlacaz. Ayrca ka
derin her eye gc yeter; dolaysyla ona kar savamak
btn kstahlklarn en glnc olacaktr, nitekim Byron
aadaki dizeleri sylerken tamamen hakldr:
"To strive, too, with our fate were such a strife
As if the corn-sheaf should oppose the sickle."2
Don Juan, V. 17.
1 (: Erbauung.)
2 (: Kaderimize kar savamak da
Kar gelmesi sanki buday destesinin oraa.)

Shakespeare de meseleyi bu ekilde anlyordu:


Fate, show thy force: ourselves we do not owe;
What is decreed must be, and be this so!3
Twelfth Night, Act 1, the close.
Yeri gelmiken ifade edelim ki bu dizeler eviriyle asln
dan pek fazla bir ey kaybetmeyen fevkalade nadir rast
lanan manzumelerden biridir:
"Jetzt kannst du deine Macht, o Schicksal, zeigen:
Was sein soll muss geschehn, und Keiner st sein
eigen".
Eskilere gre kader kavram eyann btnnde sakl
bir zorunluluk dncesiydi. Bu zorunluluk ne arzu ve
yakarmalarmzla ne de kabahat veya meziyetle ilgili
bir mlahazay dinler; insan dnyas btnyle onun
hkmranl altndadr. O birbirinden en bamsz g
rnen eyleri bile istedii yerde bir araya getirmek iin
grnmez ba ile birbirine yanatrr, bylece onlarn
apak tesadfi karakteri daha yksek bir anlamda zo
runlu hale gelir. mdi bu zorunluluk sayesinde nasl ki
her ey nceden takdir edilmi/kararlatrlmtr (fatum), o halde orakller, khinler, dler ve benzeri sa
yesinde her eyin nceden bilinm esi de mmkndr.
Tanrsal Kayra4 kaderin Hristiyanlatrlm eklidir ve
bylece kader dnyann en byk iyiliine ynelmi bir
Tanrnn amacna dntrlmtr.

3 (: Kader gster gcn: elden ne gelir;


Takdir neyse olacak, yle olsun.)
4 (: Vorsehung; L. providentia.)

ncelikle, duygulann frtnasyla harekete geen bakarakterlerin sahip olduklar hayat gryle birlikte, olup
bitenlerin dingin ve nyargszca dnlp deerlendiril
mesini; ve ikinci olarak olaylar dizisiyle in concreto sergi
lenen oyunun temel ibret dersinin ayn zamanda bunun
zerine bir derin dnme olarak in abstracto ve dolay
syla ana hatlaryla da verilebilmesini tragedyada koronun
estetik amac olarak gryorum. Koro byle bir ilev st
lenerek mzikteki srekli bas sesi andrr. Srekli bir elik
olarak arka plandaki kaln ses [basse continue) dizinin her
bir akordunun temel notasn kavrama imknn sunar.

Nasl ki yer tabakas bize en uzak gemiin dnyasndan


canl varlklarn biimlerini braktklar izler ksa bir ya
am kalntsn binlerce yl boyunca muhafaza eden iz
ler iinde gsterirse, komedyalaryla da eskiler bize ne
eli hayatlarnn ve yapp ettiklerinin sadk ve kalc bir izi
ni brakmlardr. Braktklar iz o kadar ak ve dorudur
ki sanki bunu en uzak nesillere gelip geiciliine esef et
tikleri gzel ve soylu bir hayatn hi olmazsa kalc bir res
mini brakmak amacyla yapm gibidirler. u halde Plautus ve Terentius'u sahneye koymak suretiyle bize ulat
rlm olan bu ereveleri ve biimleri tekrar etle ve kan
la doldurursak bu uzak gemiin canl ve hareketli haya
t tekrar nmzde taze ve parlak biimde belirir, tpk
suyla slatldklarnda tekrar eski renklerinin parlakl
iinde ortaya kan kadim mozaik zeminler gibi.

Milletin hakiki znden ve ruhundan kan, onu resme


den yegne hakiki Alman komedyas, Minna von Bam-

helm bir tarafa braklacak olursa, (August VVilhelm) Iffland'n oyunudur. Bu oyunlarn meziyetleri ve nitelikleri,
tpk resmettikleri milletinkiler gibi dnsel olmaktan
ok ahlakidir; halbuki Fransz ve ngiliz komedyalar iin
bunun tam tersi sylenebilir. Almanlar zgnlk bak
mndan ylesine yeteneksizdir ki bir kez zgn oldukla
rn gsterdiklerinde Iffland'a hakszlk etmi ve hatta
(August (Friedrich Ferdinand) von) Kotzebue'ye daha da
fazlasn yapm olan Schiller ve Sehlegel'in yapt gibi
hemen zerlerine ullanmamalyz. Benzer ekilde bu
gn de Raupach'a hakszlk yaplmaktadr, halbuki sefil
heveskrlarn farslarna vglerini yadrmaktadrlar.

nsan hayatnn en kusursuz aynas olan dramanm konu


nun sergilenmesi ve dolaysyla amac ve iddias bak
mndan genelde dm noktas vardr: lk ve en sk
karlalan aamada sadece ilgin olan eyde kalr; ka
rakterler bizimkine benzeyen hedeflerin peinde koar
ken ilgi ve dikkatimizi ekerler; olaylar dizisi entrika, ka
rakterler ve rastlantlarla ilerler; nkte ve mizah btnn
tuzu biberidir. kinci aamada drama duygusallar; kah
ramanlara ve onlar vastasyla kendimize merhamet duy
gusu uyanr. Olaylar dizisine hkim rengi pathos verir;
fakat son huzurlu ve tatmin edicidir. En yksek ve en
g aamada tragik olan hedeflenir. Varoluun keskin s
trab ve sefaleti gzlerimizin nne serilir ve burada her
trl insani abann beyhudelii nihai neticedir. Derin
bir ekilde etkilenmi olarak ya dorudan irademizi ha
yat gailesinden koparmaya sevk ediliriz ya da iimizde
benzer bir duyguyu uyandran bir tele dokunulmu olur.
Doal olarak burada siyasi eilimi olan dolaysyla poh
pohlayc ve yze glc ayaktakmnn gelip geici heves

lerine gz krpan dramay, gnmz yazarlannn bu gzde


marifetini nazanitibara almadm. Bu tr oyunlar eski tak
vimler gibi ok abuk, ou kez zerinden bir yl geer
gemez unutulur gider. Ancak bu durum sz geen yazar
lar rahatsz etmez, nk onlann Mousalanna yakanlan
tek bir duay ierir: "Bize bugn gnlk ekmeimizi ver!"

Balangcn her zaman zor olduu sylenir. Ne var ki


dram sanatnda tersi geerlidir ve son her zaman g
tr. lk yarda ok ey vaat eden fakat ardndan karma
klap duraksayan zellikle dile dm drdnc
perdede mphemleen ve sonunda zoraki ve tatmin
edicilikten uzak, ya da herkesin nceden grd bir
sonla iyice tavsayan saysz drama bunun doruluunu
kantlar. Emilia Oalotti'de olduu gibi, kimi zaman bu
son irentir ve izleyiciyi berbat bir ruh hali iinde evi
ne gnderir. Sonun bu gl ksmen, ileri kartrp
iinden klmaz hale getirmenin her zaman ap z
mekten daha kolay olmasndan kaynaklanr; ama ayn
zamanda bunda bir lde, balangta aire carte
blanche5 vermemizin ama sonda belirli taleplerde bu
lunmamzn da pay vardr. Dolaysyla o ya mkemme
len mutlu ya da btnyle tragik olmaldr, oysa insan
ilikileri kolay kolay bylesine kararl bir ekle brn
mez. Ayrca bu son doal, doru ve zorlama olmayan
bir tarzda hazrlanmal ama ayn zamanda herkes tara
fndan nceden fark edilmemelidir. Ayn ey destan ve
roman iin de geerlidir; dramada sadece onun daha
kesif yaps bunu daha belirgin hale getirir, nk bu
gl artrr.

E nihilo nihil fifi gzel sanatlar iin de geerlidir. yi


ressamlarn tarihi resimleri iin nlerinde model olarak
gerek insanlar vardr ve onlar hayattan alnm gerek
yzleri kullanrlar. Daha sonra bunlar gzellikleri veya
karakterleri bakmndan idealize ederler. yle zannedi
yorum iyi romanclar da benzer bir yntemi benimserler.
Bir karakteri izerken onun genel hatlarn tandklar
gerek bir kimseden alrlar ve ardndan onu amalarna
uydurmak iin idealize edip tamamlarlar.
Romancnn ii byk olaylar anlatmak deil, fakat
nemsiz olaylar daha ilgin hale getirmektir. Bir roman
i hayat ne kadar fazla, d hayat ne kadar az resmeder
se o kadar yce ve soylu olacaktr. Bu nispet ayrt edici
bir iaret olarak Tristram Shandyden en kaba ve en g
rltl patrtl valye ve haydut maceralarna kadar ro
mann her derecesine elik eder .7 Tristram Shandy1de
(Tristram Shandy Beyefendi'nin Hayat ve Grleri] as
lnda olay hemen hemen yok gibidir; fakat La Nouvelle
Heloi'se (Julie yahut Yeni Heloise) ile Wilhelm Meister'e
ne kadar azdr! Hatta Don Ouixote'te bile nispeten azdr;
olanlar da nemsizdir ve srf elenmek iin konulmu
tur. Bu drt roman trnn zirvesidir. Bir de Jean Paul'n enfes romanlarn dnn ve d hayatn dar te
meli stnde i hayat ne kadar harekete geiriyorlar g
rn. Hatta Sir Walter Scott'n romanlan bile i hayatn d
hayata hatn saylr stnln sergiler ve aslnda sonun
cusu her zaman srf ilkini harekete geirme amacyla orta
ya kar; halbuki bu ikinci snf romanlarda bu srf kendi
si iin vardr. Sanat i hayat d hayatn mmkn olan en
alt seviyede sarfyla en youn faaliyete geirmemize daya
nr; nk gerekten ilgimizi uyandran bu i hayattr.

6 (: Hiten hibir ey hasl olmaz.)


7 (Yani bu nispet... Kadar her roman deerlendirmenin lsn sunar.)

iir zerine

Divina Commedia'nm (lahi Komedya) byk hretinin


bana abartl grndn itenlikle kabul ederim. B
yk lde bunun sorumlusu temel fikrin ar samal
dr ve bunun bir sonucu olarak Hristiyan mitolojisinin
en itici boyutu Infem o'da derhal dikkatimize canl bir e
kilde sunulur. stelik slup ve telmihlerin karanlklnn
da bunda pay vardr:
Omnia enim stolidi magis admirantur, amantque,
Inversis quae sub verbis latitantia cernunt.1
Bununla beraber slubun ou kez veciz 2 denilecek de
recede ksal, anlatmn gll, ama daha da nem
lisi Dante'nin muhayyilesinin benzersiz gc kesinlikle
kayda deerdir. Dante bu sayede imknsz eylerin tas
virine neticede bir ryann gerekliine benzeyen hisse
dilir bir gereklik kazandrr. nk bu tr eylere dair
herhangi bir tecrbeye sahip olamayacana gre bylesine canl, tam ve ak renklerle resmedebilmesi iin an
lalan bunlar ryasnda grm olmaldr. Buna karlk
Infemo'nun on birinci kantosunun sonunda Vergilius'un
afan skmesini ve yldzlarn batmasn tasvir edip ce
1 (: Ahmaklar kendilerine tumturakl dille ve tuhaf ve artc szcklerle
sylenen her eye hayran kalr ve onlar abartmay sever.)
2 (: Laknikos: konumalarnn ksalyla tannan Lakonia/Sparta/llara
zg.)

hennemde ve yerin altnda olduunu ve ancak bu ana


blmn sonunda onun quindi uscire a riveder le stelle?
unutmas karsnda ne syleyeceiz? Ayn gafa on ikin
ci kantonun sonunda bir kez daha rastlarz. Vergilius'un
bir saat tadn ve dolaysyla o anda gkte olup biten
leri bildiini mi varsayacaz? Bana bu, sorumlusu Cervantes olan Sancho Panza'nn eeiyle ilgili pek iyi bili
nen vakadan daha kt bir unutkanlk vakas olarak g
rnyor.
Dante'nin eserinin bal ok zgn ve arpcdr ve
ironik olduuna kuku yoktur. Gerekten de bir ko
medya! Gerekten dnya, byle doymak bilmeyen inti
kam tutkusu ve maksatl zalimliiyle bou bouna ha
yata davet ettii varlklarn sonsuz ve amasz ikence
sini son perdede, srf maksadna uygun kmadklar ve
ksa hayatlar iinde holandnn aksine hareket ettik
leri veya inandklarndan tr zevkle seyreden bir
Tanr iin bir komedya olurdu. Ayrca emsalsiz zalimli
inin yannda Inferno'da bylesine iddetle cezaland
rlm olan btn suiarn sz bile edilmeye demez;
haddizatnda kendisi Inferno'da karlatmz btn
iblislerden ok daha kt olmaldr; nk bunlar her
ne yapyorlarsa doal olarak ancak onun talimatlarna
bal olarak ve otoritesi sayesinde yapyorlar. Dolaysy
la Zeus, muhtelif pasajlarda (szgelimi kan. XIV, m.
70; kan. XXXI, m. 92) tuhaf bir ekilde yapld gibi,
ana hatlar itibariyle onunla zdeletirilme erefi iin
zor minnettar kalacaktr. Aslnda mesele Purgatorio,
kan. VI, m. 118: o sammo Giove, Che fosti in terra per
noi crocifisso'da4 samaln snrna dayandrlmtr.
Yahu Zeus buna ne desin imdi? nono !5 Vergilius,
3 (: Buradan tekrar yldzlar grmek iin kacan...)
4 (: Yce lupiter, sen ki bizim iin armha gerildin yeryznde.)
5 (: Yazk!)

Dante ve emrindeki herkesin uysallnn Ruslara zg


kle tabiat ve ukazlarnn6 her yerde grd titreyen
itaat kesinlikle iren ve iticidir. imdi bu kle zihniye
ti bizzat Dante tarafndan kiiliinde yle bir noktaya
(kan. XXXIII, m. 109-150) gtrlmtr ki kendisinin
gururla anlatt bir durumda haysiyet ve vicdan yok
sunluundan sulansa yeridir. Nitekim onun iin haysi
yet ve vicdan Domeneddio'nun zalim buyruklaryla a
ttklar an artk bir anlam ifade etmez. Dolaysyla bir
ikrar yahut ifade elde etmek amacyla u dnp ta
narak tasarlanm ve zalimce infaz edilmi ikenceler
den birinin acsn bir nebze olsun hafifletmek iin sa
lam ve vakur biimde verdii taahht vardr; ikence kur
ban kendisine zorla kabul ettirilen art yerine getirdik
ten sonra Dante bu taahhd in majorem Dei gloriam,7
arsz ve kstah bir ekilde ve haysiyet ve vicdandan yok
sun bir tarzda bozmutur. O Tannnn verdii bir acnn en
kk derecede bile hafifletilmesinin mutlak olarak ka
bul edilemez olduunu dnd iin yapar bunu,
her ne kadar burada bu sadece donmu bir gzyan
silmek ki yapmas aka yasaklanmam bir fiildir
bu anlamna geliyor olsa bile. Bu sebepten tr o
bunu yapmaktan imtina eder, her ne kadar az nce ke
mali ciddiyetle bunu yapmaya yemin etmi ve sz ver
mi ise de. Gkte bu tr eylerin mutat ve takdire a
yan olup olmadn bilmiyorum; fakat yerde her kim
byle bir ey yaparsa ona alak denir. Yeri gelmiken
fade edeyim, Tanr iradesinden baka temeli olmayan
her ahlak retisi iin bunun ne kadar g olduu bu
radan aktr; nk bu durumda elektromanyetizma
nn kutuplarnn tersine evrilmesi kadar sratli bir e
kilde iyi kt, kt iyi olabilir. Dante'nin Inferno'sunun
6 (: Eski Rusya'da arn buyruk yahut fermanlan.)
7 (: Tanrnn an azameti iin.)

tamam gerekte zalimliin gaddarln tanrlatrlma


s n ve sondan bir nceki kantoda haysiyet ve vicdan
yoksunluu az nce zikredilen tarzda gklere kartlr.
"Was eben vvahr st allerorten,
Das sag' ich mit ungescheuten Worten."8
Goethe
Ayrca yaratlmlar iin bu bir divina tragedia, hatta son
suz bir tragediadr. Her ne kadar balangtaki prolog bu
nun yer yer ho ve elendirici olacan gsterse de bu
yine de tragik blmn sonsuz sresi karsnda son de
recede kktr. nsan Dante'nin zihninin arkasnda bu
mthi dnya dzeniyle ilgili gizli bir alay dncesinin
olduunu dnmeden edemez, yoksa iren samalk
lar ve sonu gelmeyen infaz sahnelerini resmetmek iin
insann gayet zel bir zevke sahip olmas gerekirdi.
Benim sevgili Petrarca'm benim iin dier btn tal
yan airlerinden nce gelir. Hissiyatnn derinlii ve yo
unluu ve bu hissiyatn dorudan yree ileyen dolay
sz ifadesi bakmndan yeryznde hibir air onu gee
memitir. Bu yzden soneleri, thriambos\ar ve kanzoneleri benim iin Ariosto'nun fantastik farslanndan ve Dan
te'nin iren karikatrlerinden kyas kabul etmez dere
cede daha sevimlidir. Dorudan yrekten gelen dilinin
doal ak bana Dante'nin szcklerinin maksatl ve
hatta yapmack ktlndan farkl bir tarzda konuur. Petrarca her zaman benim yreimin airi olmutur ve yle
kalacaktr. Bizim stn-sekin "jetztzeit"mzm 9 ondan
byle karalayc biimde konumaya kalkmalar bile be
nim kanaatimi dorulamaktadr. Bunu perinleyen bir
8 (: Her ne ki her yerde dorudur, korkmadan ekinmeden sylerim.)
9 (Jetzt: imdi/ki; Zeit: zaman. Schopenhauer'in dnemin kalem erbab
nn dil zevkini ve anlayn hicvetmek iin kastl olarak uydurduu bir
szck. Dilimizdeki "zamane" szcne yakn bir anlam vardr.)

rnek olarak Petrarca'nn dnce ve doruluk bakmn


dan fevkalade zengin De vita solitaria. De contemtu
mundi, Consolatio utriusue fortunae ve benzeri gzel
kitaplarn ve ayrca mektuplarn Dante'nin kuru, ksr ve
usandrc skolastisizmiyle yan yana koyup, Dante ve Petrarca'y deyi yerindeyse yerel kyafetleriyle, yani nesirle
riyle de karlatrabiliriz, nihayet Tasso bana bu b
yk talyan airinin yannda drdnc yeri alacak deer
de grnmez. adalar olarak olamasak bile halefler
olarak adil olmaya alalm.

Homeros'ta eyler her zaman, sadece gerekleen eyle


ilikili veya ona benzer olanlar deil, kendilerine genel
ve mutlak olarak ait olan yklemleri alrlar. Szgelimi
Akhaeallar her zaman ho pabulu, yer her zaman ha
yat verici, gk engin, deniz arap rengi diye adlandrlr.
Bu Homeros'ta bylesine unique biimde ifade edilen
nesnelliin ayrt edici zelliidir. Tpk doann kendisi
gibi nesneleri de beeri hadiselerin ve hallerin tesirin
den masun brakr. Kahramanlar ister sevinsin ister ye
rinsin doa kaytsz kendi yolunu takip eder. Halbuki z
nel yan ar basan kimseler zgn ve kederli olduklarn
da btn doa onlara karanlk ve kasvetli grnr. Ho
meros'ta bu byle deildir.
Zamanmz airleri iinde en nesnel olan Goethe, en
znel olan Byron'dur. Byron her zaman yalnzca kendi
sinden sz eder, hatta drama ve epos gibi en nesnel i
ir trlerinde bile kahramanda kendisini tasvir eder.
Bununla beraber mspet kutup menf karsnda ney
se Goethe karsnda da Jean Paul odur.

k * *

Goethe'nin Egmont'u kolayca can alan ve bu hatasn te


lafi etmesi gereken bir kimsedir. Fakat bunun bir karl
olarak ayn kafa yaps onun lm kolay karlamas
n salar. Egmontta koronun yerini halk sahneleri alr.
*

Venedik'teki Gzel Sanatlar Akademisi'nde tuval zeri


ne boyanm freskler arasnda Tanrlar bulutlar zerine
ykseltilmi altn masalar ve altn oturaklar zerinde
gsteren bir resim vardr. Altnda tahkir edilmi ve utan
verici bir durum iinde gecenin karanlklarna frlatlp
atlan konuklar vardr. Goethe'nin phigenia'y yazarken
ilk talyan seyahati srasnda bu resmi grm olmas ke
sindir.
* * *
Apuleius'taki avda ldrlm kocasnn hayaliyle dul
kadnn yks H am let in hikyesine tamamen ben
zer.
Burada Shakespeare'in aheseriyle ilgili bir tahmini
eklemek isterim. Elbette olduka cretkr bir ey, yine
de onu gerekten bilenlerin yargsna brakmada bir sa
knca grmyorum. nl monolog: "To be or not to
be"de, her zaman karanlk hatta anlalmaz bulunmu
ama hibir zaman tam olarak izah edilmemi olan
"when we have shuffled off this mortal coil" 10 szleriyle
karlarz. Acaba ilk haliyle bu szck "shuttled off" ya
zlm olamaz m? Bu fiil ngiliz dilinde bugn artk bu
10 (: Olmak ya da olmamak: Bu lml hayattan kurtulduumuzda.)

lunmamaktadr, fakat "shuttie" dokumada kullanlan bir


alettir. Dolaysyla anlam yle olabilir: "when we have
unwound and worked off this coil o f mortality" .11 Pekl
bir kalem kaymas olmu olabilir.
*

Tarih zerine

Corafya mekn iin neyse, iirle birlikte ve iirin kart


olarak (i<xropo|ivovrcenorHEVov)1 dnmek istediim
tarih de zaman iin odur. Dolaysyla corafya kelimenin
gerek anlamnda ne kadar az bilimse dieri de o kadar
bilimdir, nk onun da gayesi evrensel dorular deil,
fakat sadece mnferit eylerdir; bu noktada okura bae
serimi (ikinci cilt, 38. blm )2 neririm. Tarih her zaman
zihne byk klfet ykleyen ve onu tamamen megul
eden gerek bilgi dallarnn talep ettii abay gster
meksizin bir eyler renmek isteyenlerin gzde alma
alan olmutur. Fakat gnmzde her yl piyasaya kan
saysz tarih kitabnn da gsterdii gibi her zamankin
den daha fazla revatadr. Benim gibi btn tarihte her
zaman ayn eyi grmekten kendini alamayan kimse, tp
k kaleydoskopun her dnnde farkl dzenleniler
ierisinde ayn eyleri grdmz gibi, bu tutkulu ilgiyi,
her ne kadar bunda bir kusur grmese de, paylaamaz.
Gln ve sama olan tek ey tarihi felsefenin bir bl
m yapmak, hatta onun yerini alabileceini dnerek
dorudan felsefeye dntrmek isteyenlerin arzusudur.
Dnyada mutat olduu vehiyle toplumsal mnasebet,3
her zaman byk halk kitlelerine zg bir ey olmu olan
1 (: Aratrlan uydurulan.)
2 (Ad geen blmn evirisi iin bkz., Schopenhauer, Fikir Mimarlar
Dizisi, Say Yaynlan, stanbul, 2009.)
3 (: gesellschaftliche Konversation.)

zel tarih sevgisinin bir aklamas olarak grlebilir. Do


laysyla kural olarak byle bir mnasebet bir kimsenin
bir eyi anlatmasna, dierinin de farkl bir ey hakknda
bir aklama getirmesine dayanr; ve bu duruma bal
olarak herkes geri kalann dikkatinden emindir. Tarihte
olduu gibi burada da zihnin mnhasran mnferit eyle
ve mnferit ey olarak megul olduunu grrz. Bilim
lerde olduu gibi her soylu sohbette de akl evrensel ola
na ykselir. Bununla beraber bu tarihi deerinden yok
sun brakmaz. nsan hayat o kadar ksa, gelip geici ve
her daim ak peneleriyle kendilerini bekleyen unutul
ma ejderi tarafndan yutulacak o kadar ok insan tarafn
dan paylalmaktadr ki bundan bir eyi ekip almak, ya
ni en ilgin ve nemli eylerin, belli bal olaylarn ve
sekin kimselerin hatrasn genel dnya enkazndan
kurtarmak elbette vgye deer bir abadr.
te yandan tarih hayvanbilimin bir devam olarak
grlebilir, nk toplu olarak hayvanlar iin trleri
gzlemlemek yeterlidir, halbuki insan sz konusu ol
duunda, her biri ferdi bir karaktere sahip olduundan,
ayn zamanda tek tek fertleri ve onlarn etkiledii mn
ferit olaylar da bilmemiz gerekir. Tarihle ilgili temel ku
sur veya eksiklik dorudan buradan ileri gelir, nk
kiiler ve olaylar saysz ve sonsuzdur. Bunlara dair bir
inceleme bir insann rendiklerinin tmnn hl
renmesi gereken eylerin toplam yeknunun azalmas
na asla katkda bulunmadn gsterir. Gerek bilimle
rin tmnde bir bilgi tamlna ulamak mmkndr.
in ve Hint tarihi nmze serildiinde malzemenin
sonsuzluu bize yanl yolu gsterecek ve yanl yola
koyulmu aratrmacy, olgular ad infinitum saymamz
gerektiini deil, bir de ou, mnferit vakada kural,
insanlk bilgisinde rklarn yapp ettiklerini grmeye
zorlayacaktr.

Bir utan dierine tarih bir sava anlatsndan baka


bir ey deildir. Ayn tema birok kadim sanat eserinin
olduu gibi yeni sanat eserlerinin de konusudur. Mama
fih btn savalarn kkeni alma arzusudur; ve dolay
syla Voltaire gayet hakl olarak der: dans toutes les guerres il ne s'agit que de volerA Bu sebepten tr bir
millet bir g fazlal hisseder hissetmez derhal komu
larnn zerine ullanr ve onlar kleletirir, bylece
kendi emeiyle yaamak yerine bakalarnnkinin hasla
sn gasp eder, bu ister sadece u an iin varolsun, ister
gelecekteki mahsul de iersin, fark etmez. Dnya tari
hine ve onun kahramanlara zg ilerine malzemeyi sa
layan budur. Bilhassa Fransz dilinin szlklerinde gloire" szcnn aklamasnda sanat ve edebiyat alann
daki hretin nce ele alnp incelenmesi ve ardndan
"gloire militaire"5 bal altnda sadece "Voyez butiri"
ifadesine yer verilmesi manidardr.
Bununla beraber iki dindar halkn, Hindular ve Msr
llarn bir g fazlal hissettiklerinde bunu birok du
rumda yama seferleriyle veya kahramanlara zg iler
le deil, binlerce yln harap edici etkisine meydan oku
mu ve hatralarn kutsallatrm olan binaiann yapm
iin harcam olduklarn gryoruz.
Tarihin yukarda zikredilen kusurlarna ilave olarak u
da bir vakadr ki, nasl ki fahieler arasnda frengi yay
gn ve sri bir hastalksa, tarihin Mousas, Klio'ya da te
peden trnaa yalan ve yalanclk bulamtr. Modern
eletirel tarih aratrmasnn bunu iyiletirmeye alt
dorudur, fakat mevzi aralarla sadece yaltlm ve u
rada burada ortaya kan belirtilerle ba edebilmektedir.
Ayrca arlatanlk ou kez ktl azdran eye gizlice
4 (: Btn savalarda tek bir mesele vardr: hrszlk.)
5 (Srasyla: an hret; askeri hret.)
6 (: Baknz, yama apul.)

nfuz eder. Elbette Kutsal tarih bir yana braklacak olur


sa ayn ey az ya da ok her trl tarih iin geerlidir. Ki
taplarnn kapak sayfalarndaki yazar portrelerinin ou
durumda yazarlarn kendilerine ne kadar benziyorsa ta
rihteki olaylarn ve kiilerin gerekte varolan kiilere an
cak o kadar benzediine inanyorum. Dolaysyla bu ben
zerlik ancak kaba hatlaryla ve belirsiz bir benzerlikten
ibarettir, ou kez yanl olan bir zellikle btnyle tah
rif olur, ama kimi zaman byle bir benzerlik hi yoktur.
Gazeteler tarihin (saatindeki) ikinci ibredir; fakat bu o
u kez sadece (saat ve dakikay gsterene gre) ikinci s
nf bir metalden olmasnn yan sra nadiren dorudur. Ga
zetelerdeki szde "bamakaleler" ada olaylar dramasnn korosudur. Her trden abart drama sanat iin olduu
gibi gazetecilik iin de temel ve elzemdir; nk meslek
leri dolaysyla gazeteciler panik yaratan kimselerdir, bu
onlarn kendilerini ilgin ve dikkat ekici hale getirme tar
zdr, bu bakmdan onlar kmldayan her eye derhal ava
z kt kadar havlamaya balayan kk kpeklere ben
zerler. Bu sebepten tr dikkatimizi onlarn tehlike an
na gre dzenlemek zorundayz, ta ki hazmmz ifsat/idra
kimiz7 altst olmasn. Genel olarak gazetenin bir byte
olduunu ve en iyi durumda bile bunun deimediini bil
memiz gerekir. nk o bir phantasmagoriadan, sratle
deien dsel grntler dizisinden ibarettir.
Avrupa'da dnya tarihine hl gayet zgn kronolojik
gnlk bir gsterge elik eder: olaylarn sezgi yolu ile an
lalan temsiliyle birlikte bu bizim her on yl ilk bakta
tanmamz mmkn klmaktadr ve terzilerin ynetimin
dedir. (Szgelimi Mozart'n 1856'da Frankfurt'ta sergile
nen ve onu ilk genlik yllarnda gsteren nl portresi
nin zgn olmadn ilk bakta fark etmitim, nk
zerindeki elbiseler yirmi yl nceki bir dneme aitti.)

Ancak bu gsterge bu on yl iinde rndan kt, n


k gnmz, sair her eyde olduu gibi, kendine ait bir
kyafet tarz gelitirecek kadar bile bir zgnle sahip
deil, fakat sadece bir maskeli balo sunuyor. nsanlar bu
baloda canl anakronizmalar olarak eski dnemlerin
uzun zaman nce skartaya karlm trl kyafetleri
iinde arz endam ediyor. Hatta bunu nceleyen dnem
bile frak icat edecek dzeyde bir zekya sahipti.
Biraz daha yakndan bakldnda meselenin esasnn
u olduu grlr: Nasl ki herkesin bir fizyonomisi var
dr ve insanlar ihtiyaten onun sayesinde deerlendiririz,
her an da bundan daha az ayrt edici olmayan bir
zellii vardr. Belli bir zamann ruhu her eyi nne ka
tp srkleyen keskin dou rzgrna benzer. Dolaysyla
onun izini yaplm, dnlm veya yazlm her ey
de, mzikte ve resimde, u ya da bu sanatn ieklenmesinde buluruz. O damgasn her eye vurur. Nitekim
ezgisiz mziin, hedefsiz ve amasz biimlerin olduu
gibi anlamsz ifadelerin de a olmas gerekirdi. En faz
la bir rahibeler manastrnn kaln duvarlar dou rzg
rnn eriimini durdurabilir, tabi onlar yerle bir etmezse.
Dolaysyla bir dnemin ruhu ona harici fizyonomisini
verir. Bunun srekli bas (kaln sesi) her zaman dnemin
mimarisi tarafndan alnr; ncelikle her trl ss, mo
bilya, kap kacak, alet edevat ve son olarak kyafetler,
hatta sa ve sakal kesim tarz onun tarafndan belirlenir
ve dzenlenir.8 Sylediim gibi btn bunlardaki zgn8 Bir yar maske olarak sakal polis tarafndan yasaklanmaldr. Ayrca y
zn ortasnda ayrt edici bir cinsiyet belirtisi olarak mstehcendir ve do
laysyla kadnlarn houna gider, rekler ve Romallarda her zaman
zihni eitim gstergesi olmutur. Sonunculardan Scipio Africanus ilk t
ra olan Romalyd (Plinius, Historia Naturalis, lib. VII, c. 59) ve Antoniuslar dneminde sakal tekrar kendisini gsterecek cesareti buldu.
Charlemagne ho grmeyecek, Fakat orta alarda IV. Henry ile en yk
sek noktasna eriecektir. XIV. Louis sakal btnyle ortadan kaldrd.

lk fukaral ile imdiki a bir karakter eksikliinin


damgasn tar. Fakat en hazin ey onun kendisine r
nek olarak ncelikle kaba, ahmak ve cahil orta alan
semi olmasdr, ki (bu dnem] yer yer Fransa'da I.
Francois, hatta XIV. Louis dnemine kadar uzanr. Kim
bilir (zamanmzn) resimlerde ve binalarda muhafaza
edilmi olan harici grnm gelecek nesiller zerinde
bir gn nasl bir izlenim uyandracak! Paragz ayaktak
m dalkavuklan onu kendine zg ezgili ismiyle, jetztzeit? ile adlandnrlar, sanki imdi icar ei;oxTlvmi10 git>i,
sanki sonunda ona eriilmi ve btn gemi sanki onu
hazrlam gibi. Gelecek nesillerin XIV. Louis dneminin
en sefil rokoko slubunda ina edilmi saraylarmz ve
sayfiye evlerimizi seyrederken gsterecekleri sayg ve
hayranl dnn! Fakat portrelere ve daguerreo-tiplere10a baktklannda bu Sokrates sakall boyac klkllar
dan ve genliimdeki iportac Yahudileri andrr tarzda
giyinmi zppelerden ne karacaklarn herhalde zor bi
leceklerdir.
Bu an genel zevk yoksulluunun bir dier blm
byk adamlar iin dikilen abidelerde bunlarn ada
kyafetler ierisinde gsterilmesinde grlr. nk abi
de gerek deil, ideal ahsiyet iin, kahramanlk vasfyla
1 kahraman iin, u ya da bu niteliin taycs, belli eser
lerin ya da eylemlerin sahipleri iin dikilir; vaktiyle dn
yann drt bir tarafnda itilip kaklm, tabiatmza iliik
kusur ve zafiyetlerin tmn zerinde tayan kimse iin
f dikilmez; ve nasl ki bunlarn yceltilmemesi gerekiyor
sa, onun vaktiyle giydii palto ve pantolonlar zerine de
9

(Yukarda iir zerine balkl blmde 9 numaral dipnota baknz, s.


68 .)
10 (: Trnn kusursuz rnei.)
10a (: Louis-Jacques-Mande Daguerre (1789-1851) Fransz ressam ve fi
ziki. Fotoraf basma ilemini pratik duruma getiren yntem, daguerreotype yntemi kendi adyla anlr.)

yaldz atlmamaldr, fie var Ki ideal bir ahsiyet olarak o


insan suretinde durmal, sadece esKilerin tarznda giyin
meli ve dolaysyla Ksmen plaK olmaldr. Bu itibarla
salt biime dayanan ve insan suretinin tam olmasn, c
ce ya da bodur olmamasn gereKli Klan heyKel iin uy
gun olan yalnzca budur.
Abideler zerine KonuurKen bu vesileyle bir baKa
gzlemimi de aKtarmaK isterim: Bir heyKelin yerden
ila alt metre yKsekliinde bir kaidenin zerine konul
mas aikr ki bir zevksizlik hatta samalk rneidir,
nk bu ykseklikte, bilhassa genellikle bronzdan ya
pld ve koyu renk olduu iin, kimse onu ak seik
gremez. Belli bir mesafeden bakldnda aK deildir,
yaKlaldndaysa o Kadar yKseKtir Ki geri plan olaraK
arKada gzleri Kamatran aK gK vardr yalnzca. tal
yan ehirlerinde, bilhassa Floransa ve Roma'da meydan
larda ve caddelerde oK sayda heyKel vardr, ama hep
si gayet alaK Kaideler zerindedir, dolaysyla aK ve
berrak biimde grlebilirler. Monte Cavallo zerindeki
muazzam heykeller bile alak bir kaide zerindedir. Do
laysyla burada bile talyanlarn zevki selimini grrz,
oysa Almanlar sergilenen kahraman resimleyen Kabart
malarla kapl uzun bir ekerci tezghna dkndr.

YARGIGC, TENKT, TAKDR


ve HRET ZERNE*

Parerga und Paralipomena, Bd. II, Kap. XX: Ueber Urteil, Kritik, Beifall
und Ruhm.

Kant estetiini Yarggcnn Eletirisi'inde ifade etti;


dolaysyla bu blmde ben de daha nce dile getiril
mi olan estetik dncelere, yarg gcne, ama sade
ce deneysel olarak verili melekeye dair ksa bir eleti
riyi ekleyeceim. Bunu ncelikle, neredeyse ortaya k
mas iin be yz yl beklememiz gereken anka kuu
kadar nadir rastlanan bir ku olduu iin, esas itibariy
le yarg gc diye bir eyin olmadm sylemek iin
yapacam.
*

Zevkle seilmemi zevk 1 ifadesiyle herhangi bir kura


ln klavuzluu olmakszn gerekleen estetik bakm
dan doru olan eyin kefini veya hatta sadece tann
masn kastederiz. Bunun sebebi ya sz konusu m ese
leyi ierecek bir kuraln mevcut olmamas ya da olsa
bile artlarn bir sonucu olarak sanat ya da eletir
men tarafndan bilinmemesidir. Zevk yerine, eer bir
totoloji (mesani) ieriyor olmasayd estetik duygu2 de
nilebilirdi.
Eril retici yetenek veya deha (unsuru) iin yorumla
yan ve yarglayan zevk/beeni deyi yerinde ise diil un
surdur. Meydana getirme yeteneinden yoksun olarak
zevk doru, gzel ve uygun olan eyi ve aynca bunlarn
1 (: Mit dem nicht geschmackvoll gevvhlten AusdrucK Oeschmack...)
2 (Qr. aisthetikos: aistheta, duyulabilir alglanabilir eyler; aisthesthai,
duymak, alglamak.)

zddn bu hviyetiyle almlama, bir baka deyile, tan


ma, dolaysyla iyiyi ktden ayrt edip ilkini takdir kin
cisini tenkit etme yeteneine istinat eder.

Yazarlar kendi aralarnda gktalar, gezegenler ve sabit


yldzlara ayrlabilir. Gktalar gelip geici grltl bir
etki meydana getirirler; bakarz, "orada!" diye barrz
ve sonra bir daha grnmemek zere kaybolup giderler.
Gezegenler ve kuyruklu yldzlar daha uzun bir sre ka
lrlar. Bunlar ou zaman sabit yldzlardan daha fazla
parlarlar, grgsz olanlar bunlar sabit yldz sanr, oy
sa daha parlak olmalarnn tek sebebi daha yakn olma
lardr. Ne var ki bunlar da ok gemeden yerlerini terk
ederler; ayrca sadece baka yldzlarn klarn yanstr
lar ve tesir sahalar kendi uydularyla (adalar) snrl
dr. Yrngeleri deiken ve kararszdr, hikyelerinin ta
mam birka yllk dnten ibarettir. Srekli ve dei
mez olanlar sadece sabit yldzlardr; gk kubbedeki ko
numlar sabittir, kendilerine ait klar vardr ve her za
man faaldirler, nk durduumuz yerdeki deiiklie
bal olarak grnmlerini deitirmezler, zira paralakslar yoktur. Dierlerinden farkl olarak sadece tek bir sis
teme (ulus) ait deillerdir. Ama tam da bu sebepten t
r bu kadar yksektedirler, klarnn yeryz sakinle
rince grlebilmesi iin genellikle binlerce yln gemesi
gerekir.
* * *
Bir dhin in kymetini takdir ederken eserlerindeki ku
sur ve yetersizlikleri ya da elinden kanlarn iinden
daha zayf olann bulup dk bir deer bimemeli-

yiz. Bilakis byle bir kymet takdiri iin onun en kusur


suz eserini semeliyiz. nk dnsel olan eylerde
bile zayflk ve aksilik insan doasna ylesine salam
biimde tutunur ki esasen en parlak zihin bile her za
man btnyle bunlardan masun deildir. En byk
adamlarn eserlerinde bile grlen ciddi kusurlarn se
bebi budur ve dolaysyla Horatius der: quandoque bonus dormitat Homerus.3 te yandan dehay ayr ve
sekin klan, dolaysyla onu deerlendirirken lt ka
bul edilmesi gereken ey, hal ve zaman elveriliyken
ykselebildii ve her zaman sradan yeteneklerin eri
im alannn tesinde kalan yksekliktir. Benzer ekil
de ayn kategori ierisine dahil edilebilecek byk
adamlar, szgelimi byk airler, byk mzisyenler,
filozoflar, sanatlar arasnda bir karlatrma yapmak
ok tehlikelidir, nk burada hakszlk yapmak en
azndan o an iin neredeyse kanlmazdr. nk
byle bir karlatrma yaparken birinin ayrt edici ku
sursuzluunu gz nnde bulundurur, hemen ardn
dan bunun tekinde eksik olduu sonucuna varr ve
bunu sonuncuyu kk grmek iin bir bahane olarak
kullanrz. Ne var ki bir kez de bu sonuncudan ve
onun ayrt edici ama tamamen farkl kusursuzluun
dan balarsak bunu ncekinde bouna ararz ve dola
ysyla bu durumda her ikisi de haksz yere kk d
rlm olur.
*

Neyin iyi, neyin kt olarak kabul edileceinin iki duda


nn arasndan kacaklara bal olduunu sanan eletir
menler vardr, nk bunlar ellerindeki oyuncak borula
r hret borazanlar zannederler.
3 (: Byk Homeros ne zaman srse (ben lrm).)

Nasl ki bir ila doz amndan tr etkisini gster


mez, amacna hizmet etmezse ayn ey eer hak ve ada
let lsn aarlarsa tenkit ve eletiri* iin de sz ko
nusudur.

Kymetinin Takdirinin Vasatlarn nsafna


Kalm Olmas: Sekinliin Kaderi

yi olann ellerinden sadece berbat eyler gelenlerce ta


nnp takdir edilinceye kadar beklemek zorunda kalma
s, zihn faikyet/dnsel stnlk iin bir talihsizliktir.
Haddizatnda onun tacn insanln yarg gcnn elin
den almas gerekir; ve bu maalesef yle bir niteliktir ki
idi edilmi bir erkek reme gcne ne kadar sahipse
ounluk da buna ancak o kadar sahiptir. Gerek bir e
yin ancak zayf ve ksr bir benzeri olan bir eyden sz
ediyorum, dolaysyla gerek niteliin kendisi doann
nadir armaanlarndan biri olarak kabul edilmelidir. Bu
sebepten trdr ki La Bruyere'in syledii ne yazk ki
zarif olduu kadar dorudur da: Apres l'esprit de discernement, ce qu'ily a au monde de plus rare, ce sont les
diamans et les perles.1Ayrt etme yeten e/, esprit de discernement, ve dolaysyla yarg gc; eksik olan bunlar
dr. Onlar hakiki olan sahtesinden, sap samandan, alt
n bakrdan ayrt etmeyi bilmezler. Sradan ile nadir rast
lanr kafa arasndaki geni uurumu grmezler. Hi kim
se ne ise o olarak kabul edilmez, bakalar onu ne yap
tysa o yle bilinir, yle kabul edilir. Bu yle bir tezgh
tr ki bu sayede kalburst kafalar zapturapt altnda tu
tulup sindirilir; sekin kafalarn mmkn olduu kadar
uzunca bir zaman hak ettikleri ykseklere erimelerine
1 (: Yarg gcnden sonra dnyadaki en nadir ey elmaslar ve incilerdir.)

mani olmak iin bunu vasatlar kullanr. Bunun sonucu


eski usul yazlm bir beyitte dile getirilmi olan saknca
dr:
"Es ist nun das Geschick der Grossen hier auf Erden,
Erst wann sie nicht mehr sind, von uns erkannt
zu verden .''2
zgn ve kusursuz bir eser ortaya ktnda yolu ze
rinde bulduu en temel glk sahay oktan ele ge
irmi ve sanki iyiymi gibi kabul grm olan kt
eserlerdir. Uzun ve etin bir mcadeleden sonra rt
n ispat edip kendisine bir yer amada ve reva bul
mada baarl olur. Ama ok gemeden yeni bir g
lkle karlar: insanlar gayet serinkanl ve sakin bir
ekilde altarn zerine dehann yanna yerletirmek
iin yapmack, zentili, kaln kafal, sakar1 bir takliti
yi bulup karrlar. nk onlar arada fark grmezler,
gayet ciddi bir ekilde taklitilerinin de onun gibi b
yk bir adam olduunu dnrler. Bu sebepten t
r Yrarte4 yirmi sekizinci fablnn ilk dizelerine aa
daki ekilde balar:

2 (: Burada yeryznde kaderidir byklerin,


Gp gittikten sonra Kymetlerinin bilinmesi.)
3 f: plump: beceriksiz, hantal, hoyrat, hamhalat, kaba saba, grgsz, ne
dersek diyelim Turkedeki bir szck gelip yerini bulmadka oradaki
boluk dolmayacak, o ismin sfat talebi karlanm olmayacaktr: hdk.
Kim bilir belki de gnn birinde dillerin birbirlerine gre stnlkleri,
eskiden olduu gibi yksek, soyut kavramlarla deil, yaanlan ac tec
rbeler nedeniyle kymeti her geen gn biraz daha anlalan ve bura
da olduu gibi insana "olmasayd ne yapardk, kann beyne sramasy
la zihne eni neyle teskin, neyle tatmin ederdik?" dedirten szck
ler sayesinde belirlenecektir.)
4 (: Tomas de Yriarte (1750-91), spanyol air. La Musica balkl didak
tik iiri ve edebiyat dnyasnn kendine zg aslsz meziyetlerini hicve
den Masallanyla tannr.)

Siempre acostumbra hacer elvulgo necio


De lo bueno y io malo igual aprecio.
(An Gutem und Schlechtem gleichviel GeschmacK
Fand zu ailen Zeiten das dumme Bact.)5
lmnn hemen ardndan Shakespeare'in oyunlan yerini
Ben Jonson, Massinger, Beaumont ve Fletcher'n oyunlanna terk etmek ve yzlerce yl bunlann stnlne boyun
emek zorunda kald. Benzer ekilde Fichte'nin martavallan, Schelling'in eklektisizmi, Jacobi'nin sofuluk taslayan i
ren hezeyanlan Kant'n ciddi felsefesinin yerini ald ve so
nunda Hegel gibi sefil bir arlatan kt ve onunla ayn ke
feye konuldu, hatta kendisine ok daha yksek bir deer
biildi. Aynca herkesin kolayca anlayp deerlendirebilece
i bir alanda Sir Walter Scott gibi emsalsiz bir ismin ok
gemeden deersiz taklitileri tarafndan bir kenara itilip
umumun nazan dikkatinden uzaklatnldn gryoruz.
nk avam nerede olursa olsun mkemmel ve kusursuz
olana dair bir anlaya sahip deildir ve dolaysyla iirde,
sanatta veya felsefede gerekten bir ey ortaya koymaya
muktedir olanlann ne kadar az bulunur olduklan konusun
da bir fikri yoktur. Bu sebepten tr Horatius'un dizesi
mediocribus esse poetis
Don homines, non DI, non concessere columnae6
iirin ve benzer ekilde daha yksek dier btn bilgi
dallarnn sakarlarna her gn korkmadan ekinmeden
hatrlatlmaldr.7 Aslnda bunlar budayn boy atmasna
5 (: Her zaman baya ayaktakm
Ayn lezzetle yer iyi ile kty.)
6 (: De tanrlar, ne insanlar, ne tantc stunlar
zin verir bir vasat olmasna airin.)
7 Diderot Jacques le Fataliste'te btn sanatlarla acemilerin megul ol
duunu syler ki aslnda ok doru bir ifadedir.

izin vermeyen dolaysyla her eyin zerine yaylan yaba


ni otlardr. Demek oluyor ki ok erken bir yata bu dn
yay terk etmi olan Feuchtersleben tarafndan gzel ve
zgn bir ekilde tasvir edilmi olan ey vuku bulur:
"st doch," rufen sie vermesen
"Michts im Werke, nichts gethan!"
Und das Grosse, reift indessen
Stili heran.
Es ersheint nun: niemand sieht es,
Niemand hort es im Geschrei
Mit besclieid'ner Trauer zieht es
Stili vorbei .8
Yarg gcnden bu hazin yoksulluk bilimlerde, yanl
ve rtlm teorilerin direngen yaamnda da ayn
lde grlr. Eer bir kez kabul edilecek olurlarsa,
tpk bir ta iskelenin denizin dalgalarna kar koydu
u gibi, elli hatta yz yl ve belki de daha fazla hakika
te ayak diremeyi ve meydan okumay srdrebilirler.
Yz yl getikten sonra bile Copernicus Ptolemious'un
yerini alamad. Bacon, Descartes ve Locke fevkalade
yavatlar ve baarl olmalar uzun zaman ald. (Bunu
anlamak iin d'Alembert'in Encyclopedie'ye yazd
nl nsz okumanz yeterlidir.) newton iin de bu
byleydi; szgelimi Leibniz'in Clarke ile tartmasnda
Nevvton'un yerekimi sistemine saldrrken sergiledii
8 (: Kstaha barp arrlar
"Hibir ey yaplmad!"
Ama olgunlar
Byk eser yine de.
Ortaya kar grnmeden
Ve boulur lklanyla,
Sessizce geip gider
Kimsenin sezmedii bir kederle.)

fkeli ve kmseyici tavr, zellikle 35, 113, 118,


120, 122, 128'i dnn. Her ne kadar Nevvton Prircip/a'nm yaymlanndan neredeyse krk yl sonra haya
ta veda ettiyse de, retisi lmnde ksmen ama sa
dece ngiltere'de kabul edilmiti. Ama kendi lkesinin
dnda, Voltaire'in teorisinin aklamasna yazd n
sze gre, yirmi takipisi zor bulundu. lmnden yir
mi yl kadar sonra newton sisteminin Fransa'da tann
masna en byk katky bu aklama yapmt. O za
mana kadar bu lkedeki insanlar Kartezyen girdaplara
salam, sarslmaz bir ekilde ve yurtseverce bir tutkuy
la bal kald. Halbuki sadece krk yl kadar nce ayn
Kartezyen felsefe Fransz okullarnda yasaklanmt.
Keza saray ktibi d'Aguesseau Newton'un retisine
yazd aklama iin Voltaire'e bask ruhsat vermeyi
reddetmiti. Buna karlk gnmzde Goethe'nin renk
teorisinin yaymlanmasndan krk yl getikten sonra
Newton'un sama renk teorisi alana hl tam olarak
hkim durumdadr.
Her ne kadar Hume, ok erken bir tarihte balam ve
i^tmamen herkesin anlayaca bir slupta yazm olsa
da, elli yana kadar dikkatlerden kam ve grmezden
gelinmitir. Kant btn hayat boyunca yazd ve ders ver
di ama ancak altmndan sonra hreti yakalayabildi.
Sanatlar ve airler doal olarak dnrlerden daha
geni bir etkinlik alanna sahiptirler, nk kamuoylar
en az yz kat daha byktr. Ama hayatlar boyunca Mo
zart ve Beethoven'e ne yapt kamuoyu? Me dnd
Dante ve hatta Shakespeare hakknda? Eer adalar
Shakespeare'in kymetini bir lde bilmi olsayd, re
sim sanatnn geliip serpildii bir adan hi olmazsa iyi
ve gvenilir bir portresi bize ulam olurdu. Oysa gn
mze ulaanlar ok kukulu resimlerden, ok kt bakr
gravrler ve mezan bandaki daha da kt bir bstten

ibarettir.9 Benzer ekilde ardnda brakt eiyazmalar,


imdi olduu gibi yasal belgeler zerindeki birka imza
ile snrl olmak yerine, yzlerle ifade edilirdi. Btn Por
tekizliler hl biricik airleri Cames ile vnrler; ama
o Hint Adalan'ndan satn ald bir siyah ocuk tarafn
dan her akam caddede kendisi iin dilenilen sadakalar
la geinirdi. Elbette zaman ierisinde herkes hak ettiini
bulacak (tem po e galant-omo),10ama bunun gelii eski
den VVetzlar'daki mparatorluk Mahkemesi'nden gelen
cevap kadar yava ve getir ve bekleyenin artk hayatta
olmamas zmni arttr. sa ben Sirak'n dsturu tam bir
sadakatle takip edilir: ante mortem ne Iaudes hominem
quemquam.u nk lmsz eserler vcuda getirmi
olan kimse tesellisini u Hindu mitosunda aramal:
lmszler arasnda geen hayatn dakikalar yeryzn
de yllara bedeldir ve benzer ekilde yeryzndeki yllar
lmszlerin dakikalar gibidir.
Yarg gcnden bu hazin yoksunluk her yzylda eski
zamanlarn kusursuz eserinin kesinlikle sayg grmesin
de, buna mukabil kendi yzylnn vcuda getirdii ayn
nitelikteki eserin deerinin bilinmemesinde, onun hakk
olan dikkatin daha aa nitelikteki eserlere gsterilme
sinde de grlr. Her on yl srf bir sonrakinin glp e
lenmesine malzeme tekil etsin diye bylelerini berabe
rinde tar. Dolaysyla hakiki meziyet kendi dnemlerin
de ortaya ktnda insanlar onu tanmakta yava davra
nrlar; ve bu onlarn otoriteye bal olarak sayg ve hay
ranlk duyduklar dehann uzun zaman nce kabul edil
mi eserlerini bile ne anladklarn, ne holandklarn,
ne de gerekten deerini bildiklerini gsterir. Bunun ka
9 A. Wivell, An lnquiry itto the tiistory. Authenticity, and Characteristics
o f Shakespeare's Portraits-, with twenty-one engravings, London.
1836.
10 (: (Kimse olmasa da) Zaman eref haysiyet sahibidir.)
11 (: Kimseyi lmnden evvel kutlu diye deerlendirme.)

nt, kt herhangi bir eyin, Fichte'nin felsefesi szgeli


mi, bir kez yerletiinde bir ya da iki nesil muteberliini
korumasdr. Ancak kamuoyu ok genilediinde d
arkasndan daha abuk gelmektedir.

imdi nasl ki gne n grmek iin bir gze, mzik


notalarn iitmek iin bir kulaa ihtiya duyuyorsa, sanat
ve bilimdeki btn aheserlerin deeri de bunlara akraba
ve denk olan dima/ruhu gerekli klar. nk aheserler
muhatap olarak kendilerine bunlar kabul ederler. Bu tr
eserlerde sakl ruhlar canlandrp ortaya karacak sihirli
szce ancak byle bir kafa sahiptir. Sradan kimse onlann nnde mhrl sihir dolabnn veya almasn bil
medii ve bu yzden her ne kadar kendisini bununla al
datmaktan holansa da ancak karmak ve dzensiz nota
lar kard bir algnn nndeki biri gibi durur. Hasl ki
bir yalboya tablonun etkisi karanlk bir kede veya g
rlmesine veya gnein zerinde parlamasna bal olarak
deiirse ayn aheserin tesiri/intiba da ona bakan kimse
nin zihinsel/dnsel kapasitesine bal olarak deiir.
Dolaysyla gzel bir eser gerekten varolacak ve hayatta
kalacaksa hassas bir ruha, iyi dnlm bir eser d
nebilen bir zihne ihtiya duyar. Fakat dnyaya byle bir
eser sunan kimse daha sonra genellikle kendisini, hazrla
mas bunca zaman ve emee mal olmu havai fiekleri,
srf yanl yere geldiini ve btn izleyicilerin krler ensti
tsnn sakinlerinden ibaret olduunu renmek iin
cokuyla atelemi bir havai fiek gstericisi gibi hissede
bilir. Ancak belki de bu onun iin izleyicilerin havai fiek
gstericilerinden ibaret olmasndan daha iyidir; nk bu
durumda eer gsterisi fevkalade gzel olsayd bu onun
kellesine mal olabilirdi.

Fikir ve Sanat Hayatndaki Kskanlk Neden


Dier nsani Etkinlik Alanlanndakinden
Daha iddetlidir?

Her trl hazzn kayna akrabalk duygusudur.1 Gzellik


duygumuz iin hi kukusuz en gzel olan kendi tr
mz ve keza onun iindeki kendi soyumuzdur. Bakala
ryla mnasebette herkes kendisine benzeyen kimselere
belirli bir ncelik verir, dolaysyla bir mankafa iin b
tn byk kafalar bir araya gelse hibir anlam ifade et
mez, o gider dnyann bir ucunda da olsa bir baka
mankafalar topluluunu seer. Dolaysyla herkes en b
yk hazz ister istemez kendi eserlerinden alacaktr, n
k bunlar onun ruhunu yanstr, onun kendi dncele
rini aksettirirler. Bunlardan sonra beenisine en ok hi
tap eden kendisine benzeyenlerin eserleri olacaktr. Do
laysyla kaln kafal, safi szck taciri, s ve huysuz bi
risi samimi ve yrekten tasvibini ancak kendisi gibi ka
ln kafal, s ve huysuz birisinin, bir laf ebesinin eserle
ri iin ifade edecektir. te yandan byk kafalarn eser
lerini, kendi fikrini belirtmekten ekindii iin, ancak bir
otoritenin deerlendirmesine bal olarak kabul edecek
tir; nk bunlar aslnda ona zevk vermez, hatta yrei
nin derinliklerinde bunlardan nefret eder. "Bunlar ona
konumaz/onu kendisine ekmez", hatta itip uzaklatrr
ve o bunu kendisine bile itiraf etmekten ekinir. Deha
1 (: flomogenitat: trdelik, badaklk, tecans.)

nn eserlerinden gerekte ancak ayrcalkl kafalar ve s


tn zeklar zevk alabilir; ne var ki onlarn ilk tannmala
r, henz kendilerini destekleyecek bir otorite olmaks
zn hayatlarn srdryorlarken, hatr saylr bir zihni
stnlk talep eder.
Binaenaleyh btn bunlar gz nnde bulunduracak
olursak bu byk eserlerin takdir ve hrete bunca ge
ulamalarna deil, btn bunlara ramen nasl olup da
ulam olduklarna armamz gerekir. Aslnda bu an
cak ok yava ve karmak bir sre neticesinde gerek
leir, nk her geri kafa zaman iinde, deyi yerinde ise
ala aha, hemen bir ilerisindeki kafann stnln
teslim ve kabule zorlanr. Ve bylece bu kademe kade
me ilerler ve sonunda kanaatlerin arlnn saylarn
bastrd bir noktaya ulalr; bu her trl hakiki, yani
hak edilmi hretin kouludur. Fakat o zamana kadar
bir kral tebaasndan kendisini ahsen tanmayan ve bu
yzden ona bavekilleri refakat etmezken itaat etmeye
cek bir kalabaln arasnda hangi konumdaysa, en b
yk deha da, snamadan getikten sonra bile, ayn ko
numdadr. nk alt dereceden bir memur dorudan
ondan emir alma imknna sahip deildir, zira byle bi
risi sadece kendisinin hemen stndeki birinin imzasn
tanr. Bu yukarya doru byle devam eder ve en sonun
da vekilin bavekilin imzasn, sonuncunun da kraln im
zasn tand zirveye ulalr. Kalabalklar arasnda bir
dehann hreti de benzer aamalardan gemek zorun
da kalr. Bu sebepten tr balangtaki ilerlemesi ok
yavatr, nk (onun deerini bilip takdir edecek) ve an
cak birka kiiden ibaret olan en yksek otoriteler ou
zaman ortada yoktur; ancak u da bir gerektir ki o ne
kadar derine dalarsa yukardan iaret bekleyenlerin say
s da o kadar ok olur, dolaysyla hret de o kadar ge
gelir.

Bu durum Karsnda byk ounluun kendi sorum


luluuna deil ancaK bakalarnn otoritelerine istinaden
bir yarg oluturmasn talihli bir durum olarak grmeli
ve kendimizi tersini dnerek teselli etmeliyiz. nk
eer herkes gerekten bunlardan anlad ve holand
eye gre bir yargda bulunsayd ve baka kar yol kal
madndan sylediini gnll gnlsz de sylese, uy
gun ve yerinde olan syleyen otoritenin zorlayc gc
n zerinde hissetmemi olsayd kim bilir Platon ve
Kant, Homeros, Shakespeare ve Goethe hakknda ne tr
yarglarla karlardk. Sre bu ekilde ilemeseydi her
hangi yksek bir alanda hakiki bir yetenein hrete
ulamas imknsz olurdu. Ayn zamanda una da kretmeliyiz ki herkesin hemen kendi zerlerindekinin s
tnln tanyacak ve onlarn nderliini takip edecek
kadar kendine ait yeterli yarg gc vardr. Bu ekilde o
unluk nihayetinde aznln otoritesine boyun eer,
bylece yarglar kendi aralarnda sralanr, salam ve ni
hayetinde uzaklara ulaan bir hret de yarglarn bu hi
yerarik yaps sayesinde mmkn olur.
Byk bir kafann stnlkleri aa zmreler iin eri
ilmez ve anlalmazdr; bunlar iin bu stnlkleri anla
mann tek yolu byk kafalar iin dikilecek abidelerdir.
Bu abideler aa kesimden insanlarn duyulan alglar
zerinde bir etki meydana getirir ve bu sayede ilerinde
bu adamlarn bykl hakknda belli belirsiz de olsa
bir fikir uyanr.

Yksek dzeyde bir yetenein hrete kavumasnn


nnde yarg gcnden yoksunluk ne kadar byk bir
engel tekil ediyorsa kjskanhm da hrete giden yolu
tkama bakmndan bu yoksunluktan aa kalr yan yok

tur. En aa trden eserlerde bile kskanlk bata h


rete ayak direr ve sonuna kadar onunla birlikte kalr, do
laysyla dnyann ve ahvalinin ifsat ve sefaletinde katk
s byktr. Ariosto onu,
questa assai pi oscura, che serena
Vita mortal, tutta d'invidia Piena.2
diye tarif ederken hakldr. Dolaysyla kskanlk yeryzndeki vasatlarn el altndan ve birbirlerinden habersiz
olarak kurduklar fesat etesinin kan candr, o her yer
de yeerir ve bilginin her dalnda sekin ve srad kafa
nn can dmandr. Dolaysyla kendi etkinlik alannda
hi kimse byle bir sekinlii ne duymak ne de ona ta
hamml etmek ister, vasatln evrensel parolas her yer
de udur: si quelqu'un excelle parmi nous, qu'il aille exceller ailleurs.3 Bu yzden kusursuz bir eserin az bulu
nurluuna, anlalma ve kabul edilmede karlat g
le ilave olarak hepsi de onu sindirip bastrmakta ve
eer mmknse bomakta fikir birlii etmi binlerin mil
yonlarn kskanl vardr.
Bir yetenek yahut meziyete kar iki tr yaklam sz
konusudur: ya bakasna ait olan bir eyi sahiplenmek
ya da bakalarndaki hibir eyi kabul etmemek. ou
durumda sonuncusu daha kullanl olmasndan tr
tercih edilir.
Nitekim herhangi bir bilgi dalnda sekin bir yetenek
kendisini hissettirir hissettirmez btn vasatlar az bir
lii etmiesine onun zerini rtmeye, onu her trl im
kn ve frsattan yoksun brakmaya kalkar, sanki bu on
2 (: u lml hayatta,
ki needen ok kasvettir hkim olan
ve kskanlktr kasp kavuran.)
3 (: Eer birisi aramzda hret kazanmak isterse, gitsin bunu baka bir
yerde yapsn.)

larn yeteneksizliine, slna ve heveskrlna yksek


dzeyde bir ihanetmiesine ellerinden geleni esirgeme
yerek onun tannmasn, grnmesini, aydnla kmas
n nlemeye alrlar. ou durumda sindirme veya rt
bas etme sistemleri uzun bir zaman baarl olur, nk
onlara eserini elenip holansnlar diye ocuka bir iti
mat ve emniyetle teslim etmi olan deha, en asgari d
zeyde bile bu vasatlarn dolap ve dzenlerine kar ken
disini koruma yeteneine sahip deildir, nk onlar an
cak baya ve alak olan eylerin dnlp tasarlanma
snda kendilerini tam olarak rahat hissederler. Aslnda o
bunlardan kukulanmaz hatta yaptklarn anlamaz bile;
hatta grd karlktan kafas karm ve dehete d
m olarak kendi eserinden kuku duymaya balar ve
ardndan kendine olan gvenini kaybedip almalarn
dan vazgeebilir, ta ki gzleri dneminin bu deersiz ve
aalk adamlarna ve onlarn yapp ettiklerine alnca
ya kadar.
ok yakn ya da uzak ve efsanevi gemiten rnek
lere deil de btn bir nesil boyunca Alman mzisyen
lerin kskanlnn byk Rossini'nin yeteneini teslim
etmeye srekli olarak nasl ayak dirediklerine bakalm.
Bir zamanlar byk bir koro topluluunun akam ye
meinde tank olmutum, lmsz Di Tanti Palpiti'si
nin ezgisini mnyle nasl da kmseyerek terennm
ediyorlard! ktidarsz kskanlk! Ezgi baya szckle
re nasl boyun ediriyor ve onlar nasl da iine ekip
yutuyordu! Nitekim onlarn btn bu kskanlk ve ekemezliklerine karn Rossini'nin harikulade ezgileri
btn dnyaya yayld, her yrei diriltip elendirdi, o
zaman olduu gibi bugn ve in secula seculorum4 da.
Alman tp camias mensuplarnn, bilhassa eletirmen
ve mnekkitlerin, Marshall Hail gibi birisi baard e

yin farknda olduunu bildirdiinde nasl fkeyle k


prdklerine bakn.
Kskanlk bir eyden yoksunluun amaz belirtisi
dir; dolaysyla bir stnl hedef aldnda bu onun
yoksunluunun belirtisidir. Kskanln sekin bir mezi
yete kar tavr benim harika Balthasar Gracin'm tara
fndan uzun bir masalda ok gzel tasvir edilmitir; ma
sal "Hombre de ostentacin" balkl Discreto'sunda bu
lunur. Hikyede btn kular harikulade tyleri olan tavuskuuna kar fkeyle doludur ve ona kar birleirler.
"Keke elimizden gelse de" der saksaan, "kuyruuyla
lanetli gsterisini yapmasna mani olsak, gzellii o an
da btnyle kaybolurdu, nk kimsenin grmedii
ey hemen hemen yok hkmndedir", hikye bu ekilde
devam eder. Binaenaleyh alakgnlllk erdemi de ks
kanla kar bir savunma silah olarak icat edilmitir.
D/e Welt als Wille und Vorstellung, cilt II, 37'de alak
gnlllkte srar eden, dolaysyla yetenekli birinin al
akgnlllnden yrekten holanan sakarlarn ve be
ceriksizlerin yeryznden neden hi eksik olmadn ele
alp uzun uzadya incelemitim .43 Goethe'nin oklarnn
keyfini karan iyi bilinen ifadesi, yani "sadece sakarlar
alakgnlldr5" sz daha nce Cervantes tarafndan
dile getirilmiti. Viage al Pamaso'ya yazd zeyilde Cer
vantes airlere talimatlardan biri olarak unu verir; Que
todo poeta, quien sus versos hubieren dado entender que lo es, se estime y tenga en mucho, atenendose auel rifran: ruin sea el que p or ruin se tiene. (Yaz
dklar kendisine tek olduunu ihsas eden her air, bir
dzenbaz, kendisini dzenbaz olarak gren biridir darb
meseline gvenerek kendisi hakknda yksek bir kanaat
beslemelidir.) Sonelerinin ounda, kendisinden sz
4a (.- Dizinin Okumaya ve Okunulara Dair adl kitabna baknz.)
5
(: "Nur die Lmpen sind bescteiden!")

edebildii tek yerde, Shakespeare yazdklarnn lmsz


olduunu ilan eder ve bunu kendi itenliine denk bir iti
matla syler. Collier, eserlerinin tenkitli nerinin yaync
s sonelere yazd girite, s. 473-74'te unlar syler:
"Birok yerde zgvene ve yazdklarnn lmszlne
itimada dair en ilgin iaretler vardr ve bu bakmdan ya
zarn kanaati srekli ve deimezdir. Onu ifade etmekte
asla tereddt etmedi ve belki de eski ya da yakn za
manlardan hibir yazar yoktur ki arkasnda brakt bu
trden yazlarn nemli bir blm iin, iirin bu dalnda
yazdklarnn 'gz gre gre izin vermeyecek dnya lp
gitmesine'6 ynndeki salam inancn bu kadar sk ve
ya bu kadar gl bir ekilde belirtmi olsun.''
Kskanln iyinin deerini drmek iin sk sk kul
land ve aslnda bunun tersinden ibaret olan bir yn
tem ktnn alaka ve vicdanszca vlmesidir; nk
kt tedavle girer girmez iyi kaybolur. Bu yntem, zel
likle geni lekte icra edildiinde, uzun bir zaman etki
li olabilir; ama hesap gn sonunda gelir ve aalk
rnlere sunulan geici itibar onlarn rezil meddahlar
nn kalc itibarszlyla denir, ki bunlarn isimlerini
aklamaya cesaret edememelerinin, bilinmez kalmay
tercih etmelerinin sebebi budur.
Ayn tehlike, daha uzaktan da olsa, iyi eserlerin hak
kn vermeyip dorudan deerini dren ve eletiren ki
ileri de tehdit eder, ounluk bu sebepten tr byle
bir tehlikeyi gze alamayacak kadar kurnaz ve ihtiyatkrdr. Dolaysyla sekin bir yetenek kendisini gsterdiin
de ortaya kan ilk sonu genellikle sadece udur: Tavuskuunun kuyruunun gzellii karsnda dier ku
lar nasl gcenip krlmlarsa ortaya kan bu yeni yete
nek karsnda da muhtemel tm rakipler ayn lde k
6 (: the world would not willingly let die'.)

rlp gcenir ve derin bir sessizlie gmlrler. Bu yle


bir sessizliktir ki sanki bir anlamayla dzenlenmi gibi
hep bir azdandr ve tek bir atlak ses yoktur, hepsinin
dili fel olmutur; bu Seneca'nn silentium livoris'idir.7
Terminus technicus grmezden gelmek diye bilinen bu
garazkr ve kindar sessizlik,9 bu tr baarlarn dorudan
muhatap kitlesi, yksek bilgi dallarnda olduu gibi, ra
kiplerden ve hasmlardan (ayn meslek mensuplar) iba
ret olduu ve dolaysyla daha byk kamuoyu kanaatini
ancak dolayl olarak belirttii ve kendisi meseleyi arat
rp inceleme imknndan yoksun olduu takdirde uzun
bir zaman hretin yaygnlamasnn yolunu tkayabilir.
Ne var ki bu silentium livoris, bu kskanlk sessizlii so
nunda vgyle bozulduunda, bu bile hakk ve adaleti
keyiflerine hizmet ettii kadar tanyanlarn peinde oldu
u daha te bir maksat yahut saik olmakszn nadiren
gerekleir:
"Denn es ist kein Anerkenen,
Weder Vieler, noch des Einen,
Wenn es nicht am Tage frdert,
Wo man selbst vvas mchte scheinen ." 10
Ooethe, Weststlicher Diwan.
Dolaysyla aslnda herkes kendi itigal ettii veya ona
akraba olan bir bilgi dalnda baka birisine sunduu h
retten kendisini mahrum etmelidir; eer o bu kiiyi ver
7 (: Kskanln sessizlii.)
8 (: Teknik tabiriyle: Ignorieren.)
9 (: diesem hmischen und tckischen Schweigen...: bu habis ve erir
sessizlik.)
10 (Mealen:
Bekleme insanlarn ne tekinden ne oundan
Bir hakkn kabuln veya teslimini.
Gstermesine yardm etmeyecekse
Eletirmenin de bilebilecei eyi.)

se bunu ancak kendi kabul ve nemi pahasna yapabi


lir. Bu sebepten tr kendi balarna ve kendi hallerine
brakldklarnda kesinlikle vmeye ve yceltmeye deil,
fakat yermeye ve karalamaya yatkn ve eilimlidirler,
nk bylelikle aslnda kendilerini verler. Buna ra
men eer insanlardan vg gelirse bunun arkasnda ba
ka mlahazalar ve saikler aranmaldr. Burada kastedi
len ahbaplarn hret yolunda birbirlerini el altndan ve
ya aikre olarak pohpohlamas gibi rezil ve utan veri
ci bir ey olamaz; o halde messir saik, Hesiodos ve
Machiavelli tarafndan ortaya konulmu olan kafa yapla
r bakmndan insanlarn l tasnifine11 gre, bir kimse
nin kendi yapt eyin meziyetinin hemen ardndan ba
kalarnn yapt eyi doruca deerlendirip kabul etme
erdeminin geldii duygusudur. (Bkz. benim Yeter neden
lkesinin Drtl Kk, 20.) imdi her kim iddiasn tam
ve eksiksiz olarak gerekletirme umudunu yitirirse onu
muhtevasndan mmkn olan en az kaypla gerekletir
me frsatna seve seve raz olacaktr. Her stnln ka
ytsz artsz kabuln aramasnn ve sonunda onu bula
candan zerrece kuku duymamasnn arkasnda nere
deyse btnyle bu ilke yatar. Bir eserin deeri bir kez
tanndnda ve artk rtbas etme veya yadsma imkn
kalmadnda btn insanlarn onu vp yceltmekte
birbirleriyle yarmalar da buna dayanr. nk onlar o
eseri verken, Ksenophanes'in u mahedesine uygun
olarak aslnda kendilerini vp yceltirler: aoc|)v evrn
Se t v 7uyvu)CT6 j_ivov t o v ao(()v.12 Dolaysyla zgn bir
yetenein dlnn ebediyen kendilerinin eriemeyece
i bir ey olduunu grdklerinde, o dln hemen a1 1 (: Ksaca ifade etmek gerekirse insanlar zihinsel yeterlikleri bakmn
dan e ayrlr: Biri herhangi bir eyi kendi kendine anlar, dieri ancak
kendisine akland kadaryla anlar, bir ncs ise ne kendi ken
dine ne de aka nne serildiinde anlar.)
12 (: Bir bilgeyi tanmak iin bilge olmak gerekir.)

dmdan gelen en iyiyi, yani onun doru ekilde deerlen


dirilip takdir edilmesinin dln elde etmek iin hi va
kit kaybetmezler. Esasen teslim olmaya zorlanm bir or
du iin durum ne ise burada da hemen hemen ayndr:
daha nce atmada herkes n safta yer almak istiyor
du, yenilgi kanlmaz hale gelip bozgun ba gsterdiin
de herkes en n srada olmak ister. O itibarla hi kimse
yukarda ele alp tarttm13 ve ou zaman Kendisinin
fark edemedii trdelik yasasnn tannmas sayesinde
vgye deer olduu kabul edilen eye tasvip ve takdiri
ni sunmada geri kalmak istemez. Dolaysyla neticede
yle bir intiba oluur ki sanki onun eyleri dnme ve
grme tarz o nl kiininkiyle trdetir ve kendisine ka
lan tek ey olan zevk yahut beenisinin onurunu en azn
dan byle koruyabilir.

13 (Bkz. yukarda 1 numaral dipnotun metni.)

hret ve Kskanlk Arasndaki liki

Buradan kolayca anlalr ki hrete erimek hi kuku


suz ok gtr ama bir kere eriildi miydi muhafaza et
mek kolaydr; ayrca abuk gelen hret abuk kaybolur,
nk burada da quod cito fit, cito peritJ Kymeti orta
lama sradan kimselerce kolayca fark edilen ve rakiplerce tereddtsz kabul edilen muvaffakiyetler aikrdr ki
her ikisinin retme yeteneinin ok fazla zerinde ola
maz. nk tantum quisque laudat, quantum se posse
sperat imitari.2 Ayrca daha nce sz edilmi olan tr
delik yasas dolaysyla abuk beliren bir hret kuku
lu bir iarettir, nk bu kitlelerin dorudan tasvip ve
takdiri anlamna gelir. Phokion bunun ne anlama geldi
ini biliyordu, nk konumasnn ardndan kalabalk
larn kuvvetli alklarn iittiinde yannda duran dostla
rna sormutu: "Acaba farknda olmadan baya ve de
ersiz bir ey mi syledim?" (Plutarkhos, Apophthegms).
nk bunun tam tersi sebeplerden tr yzyllar bo
yu zamana meydan okuyan bir hretin olgunlamas
ok ge olacaktr ve mrnn uzunluu (yzyllar, bin
yllar) genellikle adalarn takdirini kaybetmek pahas
na satn alnacaktr. nk konumunu uzun sre muha
faza edecek ey her ne olursa olsun eriilmesi g bir
1 (: Tez gelen tez ger. Ya da (saman alevi gibi) abuk parlayan abuk
sner.)
2 (: Herkes ancak baarmay umut ettii kadarn ver.)

kusursuzlua sahip olmaldr; ve hatta bunun sadece ta


nnp kabul edilmesi bile her zaman her yerde, en azn
dan kendilerini duyurmaya yetecek sayda, bulunmayan
zeki insanlar talep eder, halbuki kskanln kula her
zaman kiritedir ve onlarn sesini bomak iin elinden
geleni yapar.
te yandan tannmas ok zaman almayan ortalama
yetenekler iin yle bir tehlike mevcuttur: Ortalama ye
tenek sahiplerinin mr elde ettikleri hretten uzun
dur, dolaysyla genliklerindeki hret onlar iin yallk
larndaki bilinmezlik anlamna gelir. Buna karlk byk
yetenek sahibi birisi uzunca bir zaman bilinmez kalacak,
ancak yallnda parlak bir hrete kavuacaktr.3 Ma
mafih bu ancak lmnden sonra gerekleirse o artk
Jean Paul'n takdislerinin vaftizleri olduunu syledikle
rinin aralarnda saylmaldr. Ve o kendisini isimleri an
cak lmlerinden sonra listeye dahil edilen azizlerle te
selli etmelidir. Dolaysyla Mahlmann'n Herodes vor
Bethlehem'e ok gzel syledii eyin doru olduu or
taya kar:
leh denke, das vvahre Grosse in der Welt
st immer nur Das was nicht gleich gefallt
Und wen der Pbel zum Gtte vveiht,
Der steht auf dem Altar nur kurze Zeit.4
Bu kuraln en dorudan teyidini resim sanatnda bulma
s kayda deerdir, uzmanlarn da bildii gibi, en byk
aheserler hemen gze arpmaz veya ilk bakta byk
3 lm kskanl tamamen teskin eder; yallk ise ancak yarsn.
4 (Mealen:
Bu dnyada gerekten byk olan ey
Anlalan deil asla hemen zevkine varlan
Sunan ayaktakmnn diktii mabudun
Uramaz olur kimse yanna ok gemeden.)

bir etki uyandrmaz, bu gce ancak tekrarlanan ziyaret


lerden sonra ular ve o zaman da uyandrdklar etki her
zamankinden byktr.
Ayrca btn eserlerin hemen ve doru ekilde tan
np takdir edilmesinin miimkniyeti u iki arta baldr:
ncelikle eserin cinsine ve doasna, yani yksek veya
aa trden, dier bir syleyile anlalmasnn ve do
ru ekilde deerlendirilmesinin kolay veya g olmasna;
ikinci olarak cezp ettii kitlenin trne, kk veya b
yk olmasna. Dorudur, bu sonraki art byk lde
ilkine baldr, ama ayn zamanda ksmen de o eserin ki
taplarn ve bestelerin durumunda olduu gibi ok sayda
retilme imknna sahip olup olmamasna baldr. Do
laysyla bu iki artn bir araya gelerek messir olmasna
bal olarak, herhangi faydal bir amaca hizmet etmeyen
eserler ki burada gz nnde bulundurulanlar sadece
bunlardrzamannda tannma ve gereken takdire ka
vuma bakmndan deiiklik gstereceklerdir. Bunlarn
arasnda ncelik sralamas kymetlerinin erkenden ta
nnmas konusunda en byk ansa sahip olanlardan
balayarak aa yukar yledir: ip cambazlar, sirk bini
cileri, bale danslar, hokkabazlar, oyuncular, arkclar,
virtzler, besteciler, airler (her ikisi de eserlerinin tem
siline bal olarak), mimarlar, ressamlar, heykeltralar
ve filozoflar. Son sray hi kukusuz filozoflar alr, n
k eserleri elence deil sadece renim vaat eder, bil
giyi art koar ve okurdan ok aba ve gayret sarf etme
sini talep eder. Bu yzden hitap ettikleri kitle fevkalade
kktr ve hretleri yaygnlndan ok uzunluu bak
mndan etkileyicidir. Genel olarak hretin kalclnn
sresi kazanlmasnn sresiyle hemen hemen ters oran
tldr, dolaysyla hretin uzun mrll bakmndan
yukardaki ncelik sralamas tersine evrilebilir. Bu du
rumda airler ve besteciler, bir kere yazya geirildikten

sonra tm yazl eserlerin artk btn zamanlar boyunca


korunmas mmkn olduu iin filozoftan hemen sonra
gelecektir. Ancak ilk sra yine de filozofa aittir, nk bu
bilgi dalndaki eserler ok nadir ve byk neme sahip
tir ve bunlarn btn dillere mkemmele yakn bir evi
risi yaplabilir. Zaman zaman filozoflarn hreti eserle
rinden bile uzun mrldr. Thales, Empedokles, Herakleitos, Demokritos, Parmenides, Epikros ve birok
bakalarna olan budur.
Buna karlk yararl bir amaca hizmet eden veya do
rudan duyularn elendirilmesine katkda bulunan eser
ler gerektii gibi deerlendirilmesi bakmndan glkle
karlamayacaktr; herhangi bir kasabada sekin bir
pastac, bir sonraki nesli beklemek zorunda kalmas bir
tarafa, uzun sre karanlkta kalmayacaktr.
Sahte hret de ok abuk kazanlan hret ile ayn
snfa dahil edilmelidir. Bir eserin suni hreti, hak etme
dii vgyle, e dost yardmyla, namussuz eletirmen
lerle yukardan ima iaret, aadan tertip tezgh ile
oluturulur. Bunlarn hepsi de kalabalklarn yarg gcn
den yoksunluunu peinen art koar.5 Bu tr bir hret
ii havayla doldurulmu bir balon veya keseye benzer,
ar bir cisim onun yardmyla suyun stnde kalabilir.
yi ekilde dikilip iirilmi olmasna bal olarak bu onu
uzun veya ksa bir sre suyun zerinde tar, fakat niha
yetinde hava yava yava kar ve cisim suya gmlr.
hretlerinin kaynana kendi ilerinde sahip olmayan
eserlerin kanlmaz akbeti budur; sahte vg kesilir,
tertip tezghn sonu gelir ve eletirmen hretin aslsz
ve temelsiz olduunu ilan eder; bylece hret kaybolur
yerini daha da byk olan bir zillet ve nefret alr. Buna
karlk hakiki eserlerin hret kaynaklan kendi ilerinde
5 (Dolaysyla ayn zamandan bu durumdan yararlanan...)

ve dolaysyla her zaman hayranlk uyandrma yetenei


ne sahip olduklarndan kendi dlarnda herhangi bir e
ye ihtiya duymakszn kendilerini zaman nehrinin ze
rinde tutan ve dolaysyla nehrin ak istikametinde y
zen zgl arl dk cisimlere benzerler.
Eski yeni, btn zamanlarn edebiyat tarihi bize Hegel felsefesininkiyle u veya bu bakmdan karlatrla
bilecek tek bir sahte hret rnei sunmaz. Dnya ku
ruldu kurulal bunun gibi tmyle berbat, aikr biim
de aslsz ve sama, hatta aka anlamsz ve ayrca sz
csyle deerlendirmek gerekirse ar derecede usan
drc ve itici, evet hibir zaman bunun gibi bir zrlt, bu
be para etmez felsefe tasla, byle insann kann
donduran bir kstahlk ve arsz bir yzszlkle, dnya
nn imdiye dek grd en byk bilgelik ve en muh
teem ey diye gklere karlmamtr. Btn bunlarn
zerine gnein doduunu, her eyin ortaya ktn
sylememe lzum yok. Ama btn bunlarn Alman ka
muoyu sayesinde tam bir baarya ulatn kaydetmek
gerekir; ite rezalet de burada aranmaldr. eyrek yz
yldan beri bu arsz suni hret matah bir eymi gibi
pazarland, bu bestia triorifante6 Alman bilginler cami
asnda srekli semirtildi ve parlatld, sonunda ona yle
hkim oldu ki bu budalalk rneinin birka muhalifi bi
le onun sefil mellifi hakknda sanki nadir grlen bir
deha ve byk bir kafa imi gibi en derin sayg ifadele
rinin dnda baka trl konumay gze alamaz oldu.
Fakat btn bunlardan ortaya kan eyi kestirmekten
geri durmamalyz; nk edebiyat tarihinde bu dnem
her zaman bu milletin ve an zerinde silinmez bir
yz karas olarak kalacak ve yzyllarn kahkahalar iin
malzeme olacaktr; ve lay da budur! Esasen kt ola-

m vp iyi olan yerip reddetmek bir yol olarak kiilere


de devirlere de kesinlikle aktr, ama nemesis her iki
sinin de birden karsna kacak ve infaz an er ge a
lacaktr. Satlmlar korosu bu filozof taslann ve onun
habis ve beyinsiz ucuz kalem erbaplarnn hretini d
zenli ve yntemli biimde yayd zaman, eer Alman
ya'da biraz olsun temyiz kudreti/ayrt etme yetenei ol
mu olsayd insanlar bu vgnn ne anlama geldiini
ve onun ancak maksatl olabileceini, kesinlikle (bir e
ye hakkn teslim etmek isteyen) bir anlayn rn ola
mayacan anlarlard. nk o tam bir seyelan halinde
hadsiz hesapsz akt ve dnyann drt bucana yayld;
szckler tayamaz hale gelinceye kadar kaytsz koul
suz, lsz dengesiz, kmilen herkesin azndan f
krd. Bu kiralk akaklar ordusu hep bir azdan ko
ro halinde sylenen bu vg arklaryla yetinmemi ol
mallar ki gece gndz yabanc diyarlardan gelecek her
rvetsiz vg krntsn drt gzle beklemekte, bunla
r sabrla ve zenle seip ayrmakta, sonra da borazan
larla drt bir koldan yaymakta. Dolaysyla eer nl bi
risi bunlarn tuzana derek veya baka bir yol kalma
dndan dolay kk bir vg veya beeni ifadesi kul
lanacak ya da bir muhalif korktuundan yahut ho gr
dnden dolay eletirisini yumuatacak olsa bunlar
hemen yerlerinden frlayp ona drt elle sarlacak ve za
fer kazanm bir edayla onunla caka satp gsteri yapa
caklardr. Ancak kast bu ekilde alr; dolaysyla bu
beklenti ierisindeki kiralklar, paral akaklar, edebi
yat dnyasnn yeminli tertipileri vg ve takdirlerini
cret karlnda satarlar. Buna karlk sadece kavra
ytan ileri gelen samimi vg ve takdir btnyle fark
l bir karakter tar. Feuchtersleben ondan nce gelen
eyi gayet ince ve zarif bir ekilde dile getirmitir:

"Wie doch die Menschen sich winden und wehren


Um nur das Gute nicht zu verehren !" 7
Dolaysyla onun gelii ok yava ve getir; o tane tane
ve titreyen ellerle tartlm, gram gram datlm ve hep
kayt ve artlara balanm olarak gelir, dolaysyla onu
elde eden birisi diyebilir,
XeXea |iev t s8ir|v, Trepcprv So vjk eSirvev.8

lyada, XXII. 495.


Ancak onu datan kimse onu yine de gnll olarak el
den karr. nk o nihayetinde kaln kafal, inat,
ayak direyici ve kskan vasatlar gruhundan artk daha
fazla saklanmas mmkn olmayan hakiki meziyetin byklnce ske ske koparlarak alnm bir dldr.
Klopstock'un terennm ettii gibi bir soylunun dkt
tere layk defne tacdr; Goethe'nin syledii gibi o mey
vesidir:
"Von jenem Mut, der friiher oder spter
Den VViderstand der stumpfen Welt besiegt9." 10
Dolaysyla elde edilmesi zor olmu soylu ve gerek gelin
iin bir gecelik paral orospu neyse o da tertipilerin ar
sz ve yaltak dalkavukluu iin odur. Eer Almanya'da
7 (Mealen:
Dn de bir bak nasl da bin dereden bin su getirmekteler,
Hasl da kvrmakta ve kjvranmaktalar
Gstermemek iin hak ettii saygy iyi ve doru olana!)
8 (: Sadece dudaklar slanr, damak deil.)
9 (Mealen:
Er veya ge alt eden cesaretin
Mukavemetini anlayszlar gruhunun.)
10 hret insanlardan iradeleri hilafna zorla alnm ve ister istemez
kendisini belli eden hayranlktr.

ayrt etme yeteneine sahip birisi olmu olsayd Hegel


hretinde bu odaln kalnca srlm allnn hemen
tannm olmas icap ederdi ve Schiller'in arks bylesine bariz bir ekilde millet iin yz karas olmazd:
"leh sah des Ruhmes heil'ge Krnze
Auf der gemeinen Stirn entvveiht." 11
(Die ideale.)
Burada sahte hrete bir misal olarak seilmi olan Hegel'in an hreti Almanya'da bile kesinlikle bir benzeri
daha olmayan bir olgudur. Dolaysyla ben halk ktpha
nelerinden onun hem btn belgelerinin, hem de bu fi
lozof taslann kendisinin ve onun ateli taraftarlarnn
opera omniasmm, gelecek nesillerin talim, tembih ve e
lencesi iin ve bu a ve lke iin de bir ant olarak
mumyalar gibi zenle saklanmasn rica ediyorum.
Mamafih eer biraz daha geni bir aralktan bakar ve
btn zamanlarn adalarnn vglerini aklmzda tu
tarsak bunun aslnda her zaman ksmetine dm olan
binlerce alak sefil tarafndan orta mal yaplarak kirletil
mi bir fahie olduunu grrz. Byle bir sokak fahiesini hl kim arzulayabilir? Onun tevecchnden dolay
kim gururlanmak isteyecektir? Hl kim onu hor grme
yecektir? Halbuki bir kimsenin gelecek nesiller nezdindeki hreti marur ve mahcup bir gzele benzer; o sa
dece kendisini hak edene, sadece kendisini fethedene
ve olaanst kahramana ram olur. Meselenin hali key
fiyeti budur. Yeri gelmiken bu iki ayakllar soyunun ne
kadar berbatlaabileceini buradan anlayabiliriz; nk
yz milyonlarn arasndan iyiyi ktden, hakikiyi sahte
den, altn bakrdan ayrabilecek dolaysyla gelecek ne
11 (: Kirlendiini grdm baya bir alnda
Kutsal elengini hretin.)

sillerin hakimler heyeti diye adlandrlan birka soylu ka


fann kmas nesiller hatta asrlar alr. Ayrca bu heyetin
lehine bir dier art yetersizlerin amansz kskanl ile
alaklk ve bayaln maksatl dalkavukluunun sustu
rulmasdr, anlay sesini ancak bu sayede duyurur.
nsan soyunun bu sefil durumuyla mtenasip olarak
ister iirde, felsefede ister sanatlarda byk dhilerin
her zaman tecrit edilmi kahramanlar gibi gze arptk
larn grmyor muyuz? Onlar bir muhalifler ordusunun
acmasz saldrsna kar umutsuz bir mcadeleyi kendi
balarna srdrrler. nk trl ekil ve klklar altn
da insan soyunun bnl, kabal, aksilii, ahmakl
ve vahilii dnya kuruldu kurulal onlarn eserlerine
kardr ve dolaysyla kahramanlarn nihayetinde yenik
dtkleri hasm orduyu oluturur. Her kahraman bir
Samson'dur. Gl oklarn ve zayflarn tertip ve tez
ghlaryla alt edilir. Gl sabrn kaybetse onlar ve ken
dini ezer bitirir. Veya o Liliputlar'n arasnda bir Gulliver'dir; okluklar sayesinde nihayetinde onu alt ederler.
Her nerede ne zaman bylesi tecrit edilmi kahramanlar
ortaya bir eser koysa g bela tannr; kymeti yava ya
va ve o zaman da ancak otoritelerin deerlendirmesine
bal olarak bilinir ve ardndan en azndan bir mddet
kolayca bir kenara braklr. Onun nne hep sahte, ya
van ve sama olan kar ve yolunu keser. Bunlarn hep
si byk ounluun zevkine hitap eder ve genellikle s
tnl ele geirirler. Eletirmen onlarn nne dikilse
ve annesi meum kadna iki portreyi kaldrp "Gzlerin
yok mu? Gzlerin yok mu?" diye baran Hamlet gibi ba
rsa bile bu yine de byledir. Yazk ki onlarn gzleri
yoktur! Byk ustalarn eserlerinden holanan ve onlar
alklayan insanlar grdmde genellikle, insanlara
benzer ekilde davranan fakat ara sra, akld doalar
nn su yzne kmasna engel olamadklar iin, bu ha

reketlerin gerek i ilkelerinden yoksun olduklarn gz


ler nne seren eitimli maymunlarn szde gldrs
n hatrlarm.
Btn bunlarn bir sonucu olarak, sklkla kullanlan
"yaad yzyla yukardan bakan" adam ifadesi genel
olarak tm insan soyuna yukardan bakan adam olarak
yorumlanmaldr. Bu sebepten tr o ancak yetenek
bakmndan ortalamann hayli zerinde olan kimselerce
dorudan bilinir ve tannr. Fakat bunlar her zaman say
ca ok olamayacak kadar nadirdirler. Dolaysyla eer ka
der byle bir adam zellikle bu bakmdan kayrmamsa onun "kendi yzyl tarafndan yanl anlalp kk
grlmesi" mukadderdir; dier bir deyile zaman yksek
niteliklere sahip bir eseri doru ekilde deerlendirecek
yetenek ve vasftaki ender kafalarn seslerini yava ya
va bir araya getirinceye kadar kabul grmeyecek ve ta
nnmadan kalacaktr. Gelecek nesiller ite o zaman: "bu
adam insanla yukardan bakyordu" yerine "yaad
yzyla yukardan bakyordu" diyeceklerdir. Dolaysyla
insanlk kendi kusurlarnn sorumluluunu tek bir yzy
la ykmaktan memnun olacaktr. Bu demektir ki her kim
kendi yzylna faiksa dierlerine de faik olacaktr, me
er ki talihin ender tesadflerinden biri olarak herhangi
bir yzylda onun eser verdii sahada adil ve yetenekli
eletirmenler onunla birlikte domu olsunlar.
Nitekim gzel bir Hindu mitosuna gre Vinu bir kah
raman klna brnp yeryzne indiinde Brahma da
onun yapt ileri terennm eden alp syleyen bir a
ir olarak onunla birlikte dnyaya gelir; dolaysyla Valmiki, Vyasa ve Kalidasa Brahma'nn bedenlenmeleridir. 12
Bu anlamda her lmsz eserin deerini takdire ehil
olup olmama bakmndan kendi an snad sylene
bilir. ou durumda a bu snav ancak Philemon ve
12 Polier, Mythologie des Indous, c. I, s. 172-9.

Baukis'in tanmadklar Tanrlara kapy gstermi olan


komular kadar geer. Dolaysyla bir an zihni/fikr
yeterlilik bakmndan deerini belirlemenin doru l
tn onda ortaya km olan byk kafalar vermez,
nk onlarn yetenekleri doann eseridir ve bunlarn
eitilip gelitirilme olasl ansa bal koullarla ilgili bir
meseledir; bu lt onlarn adalarndan grd ka
bul verir. Dolaysyla bu tevik ve takdirle mi karlatk
lar veya ardan alnp kskanlk ve hasedin iren
oyunlarna m kurban edildikleri, yoksa hi tannmayp
gelecek nesillere mi havale edildikleriyle ilgili bir mese
ledir. Yksek niteliklere sahip eserlerin kaderi bilhassa
bu sonuncusu olacaktr. nk yukarda zikredilen tali
hin mutlu koullarnn bir araya gelmeme ihtimali ne ka
dar fazlaysa bir byk kafann eserini verdii o zel ala
na girebileceklerin says da o kadar azdr.
te hretlerinin yaygnl bakmndan airlerin ya
rarland byk stnlk burada aranmaldr, nk ne
redeyse herkes onlara ulaabilir. Eer Sir Walter Scott'n
yaklak yz kii tarafndan okunup eletirilmesi mm
kn olsayd sradan her ucuz kalem erbab muhtemelen
ona tercih edilirdi; ve mesele daha sonra aydnlatlp a
a kavuturulduunda yceltmek amacyla bu sefer de
onun "yaad yzyla faik olduu" sylenirdi. imdi a
adna bir esere deer bimek durumunda olan bu yz
kiinin yetersizliine bir de kskanlk, namussuzluk ve
kiisel amalar peinde koma eklendiinde, byle bir
eserin kaderi yarglarnn tamam rvetle satn alnm
bir mahkeme heyetinin nnde davasn savunmaya a
lan birinin hazin ve kasvetli kaderinden farkszdr.
Dolaysyla edebiyat tarihine bakanlar greceklerdir,
bilgiyi ve eylerin i yzn sezip anlamay kendilerine
gaye edinmi olanlar, kymetleri bilinmemi ve yz ev
rilmi olarak kalrken, bu tr eylerin safi grntsyle

ortalkta caka satp gsteri yapanlar bu yoldan boazlann doyurduklar gibi adalarnn hayranlklarn da ka
zanrlar.
nk bir yazarn messiriyetini, dolaysyla okunur
luunu en bata gelen art olarak belirleyen ey onun
hrete kavumasdr. imdi tertip ve dzen, ans ve ca
na yakn bir miza sayesinde, be para etmez yzlerce
adam ok abuk byle bir hrete kavuacak, ama de
erli bir yazar onu yava ve gecikmeli olarak elde ede
cektir. Dolaysyla kalabalklar her zaman ok sayda ve
hep birbirlerine sk skya bal olduklar iin ncekile
rin dostlan olacaktr; oysa zihn/fikr stnlk dnyada
her yerde ve her koulda, zellikle ayn bilgi dalnda bir
ey olarak grlmekten holanan cahil acemiler arasn
da rabet edilecek en son ey olduu iin tekilerin sa
dece dmanlar olacaktr.13 Eer felsefe profesrleri bu
rada kendilerine ve otuz yl akn sredir eserlerimle il
gili olarak bavurduklar dolap ve tezghlara laf dokun
durduumu dnrlerse dorusu hedefi tam on ikiden
vurmu olurlar.
imdi btn bunlarn bir sonucu olarak byk bir ey
ortaya koymann, kendi kuandan ve yzylndan uzun
mrl olacak bir ey vcuda getirmenin en bata gelen
art kiinin adalarna, onlarn grlerine, kanaatle
rine zerrece itibar etmemesi, onlardan gelecek vg ve
ya yergiyi kle almamasdr. Ancak geri kalanlar birbiriyle elbirlii yapar yapmaz bu art kendiliinden gerekle
ir; ve iyi ki de byle olur. nk eer bu tr eserleri v
cuda getirirken bir kimse halk efkrn veya meslektalannm kanaatlerini kle alacak olsayd att her admda
onu doru yoldan karmaya kalkrlard. O halde kim
13 Bir eseri okuyan kamuoyunun nicelik ve nitelii kural olarak ters oran
tl olacaktr; dolaysyla mesela bir manzum eserin deeri yapt bas
k saysndan karlamaz.

gelecek nesillere kalmak istiyorsa kendi zamannn etki


sinden uzak durmay bilmelidir; ama bunun iin elbette
ou durumda onlarn zerinde etkisi olan eylerden de
vazgemesi ve yzyllarn hretini adalarn takdiri
karlnda satn almaya hazr olmas gerekir.
Bu sebepten tr dnyaya yeni ve dolaysyla eli
kili gibi grnen bir hakikat geldiinde insanlar genellik
le hemen ona cephe alacak ve ona inatla, mmkn ol
duu lde direneceklerdir; aslnda kararsz kaldkla
rnda ve neredeyse ikna olmaya yz tuttuklarnda bile
onu inkr etmeyi srdreceklerdir. Bu arada o kendi bil
dii yoldan sessizce iini grmeyi srdrecek ve btn
bunlar etkisini kaybedinceye kadar tpk bir asit gibi et
rafndaki her eyi eritip bitirecektir. Kimi zaman iddetli
bir atrt duyulur; eski yanllar yalpalamaya balar ve
birdenbire yeni bir dnce rgs tpk deerini herke
sin teslim ettii ve hayran kald almam bir abide gi
bi ykselmeye balar. Elbette btn bunlar ou durum
da yava cereyan eder. nk genellikle herkes dinlen
meye deer adam ancak varl bu yeryznde sona er
dikten sonra dikkate alr, dolaysyla hear, hear!u lk
lar konumac lp gittikten sonra yanklanr.
te yandan sradan kimselerin eserlerini daha iyi bir
kader bekler. Bunlar zamanlarnn genel kltr iinde
ve onunla irtibatl olarak ortaya karlar, dolaysyla a
larnn ruhuyla, yani dnemin hkim kanaatleriyle yakn
dayanma ierisindedirler. nn ihtiyalarn karlamak
iin tasarlanmlardr dolaysyla herhangi bir meziyetin
den sz edilebilirse eer bunlar hemen tannp takdir edi
lir; ve adalannn kltrel ayla yakn iliki ierisinde
olduklarndan ok gemeden hedefledikleri ilgiyi grr
ler. Onlar hak ettiklerini, hatta ou kez bundan daha faz
lasn bulurlar ve kskanlk ya da gpta uyandracak bir

yanlar yok denecek kadar azdr, sylediim gibi, tantum


quisque laudat, quantum se posse sperat imitari.15 Ka
derleri kendilerini tm insanln mal yapan ve yzyllar
boyunca hayatta kalan eserler bu sebepten tr vcuda
getirildiklerinde dnemlerinin kltrel rnn ve ruhu
nun ok ilerisindedirler. Bunlarn byle bir aidiyetleri yok
tur ve dnemleriyle hibir irtibat ierisinde deillerdir; bu
sebepten tr bunlar bu dnemlerde yaayp eser ver
mi olanlann ilgisini zerlerine ekmezler. Sz edilen
eserler henz ok uzaklarda olan farkl bir aa, daha
yksek bir kltrel aamaya aittirler. Urans'n yrnge
sine gre Merkr'n yrngesi neyse bunlarn takip ettik
leri yol da sradan eserlerin yollarna gre odur. Dolaysy
la mevcut artlara gre bunlar hak ettiklerini bulamazlar;
insanlar bunlarla ne yapacaklarn bilemezler ve bu se
bepten tr kendi salyangoz admlanyla ilerlemek iin
bunlar kendi hallerine brakrlar. Haddizatnda yerdeki
kurtuklar uan kular gremezler.
Bir dilde yazlm olan kitaplardan ancak yz binde bi
ri gerek ve kalc edebiyatn bir paras olur. Ve ou
zaman bu tek kitab bekleyen kader bu yz bin kitab ar
kasnda brakp kendi hakk olan saygn yere ulancaya
kadar beklemektir. Byle bir kitap srad ve kesinlikle
stn bir kafann eseridir ve bu sebepten tr tekiler
den kendine zg biimde farkldr; bu er ya da ge gn
na kacak bir gerektir.
Sanmayalm ki bu durum gittike daha iyi olacak. n
san soyunun bu sefil durumunun her kuakta bir lde
farkl bir kla brnd dorudur, ama znde her za
man ayndr. Byk ve sekin kafalar mr hayatlarnda
nadiren amalarna ularlar, nk bu sre ierisinde
ancak kendilerine akraba olan kimselerce gerekten an
lalrlar.
15 [: Herkes ancak baarmay umut ettii kadarn ver.)

Milyonlarn iinden lmszln yolunu takip ede


cek bir kii bile nadiren kar, dolaysyla o kanlmaz
olarak ok yalnz olacak ve Libya l gibi dehetengiz
derecede kurak ve ssz bir blgeyi geip kendi bana
gelecek nesillere doru yolculuk edecektir. Pek iyi bili
nen bir gerektir, ancak bir eyi grm olanlar onun et
kisi hakknda bir fikir sahibi olacaktr. Bu arada bu yol
culuk iin her eyden evvel hafif bir yolcu denki tavsiye
ederim, aksi halde yol boyunca birok ey elden karl
mak zorunda kalacaktr. Dolaysyla Balthasar Gracin'n
u szleri hibir zaman akldan karlmamaldr: io bueno, si breve, dos vezes bueno (eer ksa ise gzel iki kat
gzeldir), ki bu bilhassa Almanlara salk verilir.
Byk binalarn zerine dikildikleri dar arazi parseli
neyse byk kafalar iin de iinde yaadklar ksa za
man aral odur. Nitekim ok yaknlarnda durduumuz
zaman byk binalar byklkleri iinde grlmezler;
benzer bir sebepten dolay (henz hayattayken) byk
kafalar nazar dikkatimize arpmazlar; fakat lmlerinin
ardndan bir yzyl getiinde kymetleri bilinir ve geri
gelmeleri istenir.
Esasen zamann fani ocuunun hayat ile onun vcu
da getirdii lmsz eser arasnda byk bir fark gr
rz; bu fark lmsz bir Tanr dnyaya getirmi olan Semele veya Maya gibi lml annenin hayatna ya da Thetis ile Akhilleus arasndaki kart ilikiye benzer. nk
fani ve bki olan arasnda byk bir kartlk vardr. Bir
insann ksack mr, zaruret ierisindeki, meakkatle
dolu deiken hayat vcuda getirdii lmsz eserin
parlak geleceinin balangcn grmesine ya da ne ise o
olarak grlp kabul edilmesine nadiren izin verir. Bila
kis hreti lmnden sonra gelen bir kimse hreti
kendisinin nnde yryen bir soylunun tam tersi olarak
kalr.

Mamafih hretli bir kimse iin hayattayken adala


rnn arasnda tadn kartt hret ile ldkten sonra
gelecek nesiller arasnda elde ettii hret arasndaki
fark nihayetinde sadece hayranlarnn kendisinden ayr
lna denk gelir: ilk durumda hayranlar kendisinden
meknla, ikinci durumda zamanla ayrlr. nk ada
hret durumunda bile gerekte bir kimse genellikle
hayranlarn nnde grmez. Nitekim hrmet ok fazla
yaknla tahamml edemez, hemen her zaman belli bir
mesafede durur, nk hayranlk duyulan kiinin huzu
runda o tpk gneteki tereya gibi erir. Dolaysyla ken
di adalar arasnda mehur olan kimsenin durumun
da bile kendisine yakn yaayan insanlarn onda dokuzu
ona ancak mevki ve ikbalinin gcne bal olarak sayg
duyacak ve her halde geri kalan onda dokuz kendilerine
uzaktan gelen haberler sayesinde onun yksek nitelikle
rinin ancak belli belirsiz farknda olacaktr. Hrmet ile ki
inin mevcudiyeti, hret ile hayat arasndaki bu bada
mazlk zerine elimizde Petrarca'nm Latince kaleme
alnm gzel bir mektubu var. Epistolae familiares'inin
1492 tarihli Venedik basksndaki ikinci mektuptur bu
ve Thomas Messanensis'e yazlmtr. Mektubunda ba
ka eylerle birlikte dneminin btn bilgili grgl kim
selerinin, ahsen bir kez bile olsa karlam olduklar
bir yazarn yazdklarnn tmne kmsemeyle yakla
ma itiyadna bal kaldklarn syler. Bu sebepten tr
mehur kimseler grdkleri takdir ve uyandrdklar hay
ranlk bakmndan eer hep uzakta kalacaklarsa bu ya
zaman ya mekn bakmndan olacaktr. Elbette zaman
zaman an ve hretlerinin haberlerini ikinci durumda
alabilirler, ama ilk durumda asla. Ancak byk ve haki
ki yetenek buna karlk olarak gelecek nesiller arasnda
ki hretini kesinlikle nceden sezebilir. Aslnda hakiki
manada byk bir dnce ortaya koyan kimse daha o

dnce zihninde uyanr uyanmaz gelecek nesillerle irti


batnn farkna varr. O bylece hayatnn yzyllarn te
sine uzandn hisseder ve dolaysyla hem gelecek ne
sillerle birlikte hem de onlar iin yaar. Buna karlk
eserlerini yeni okuduumuz ve geri getirmek, grmek,
kendisiyle konumak istediimiz ve bundan byle ara
mzda kalmasn dilediimiz byk bir kafann hayranl
bizi ele geirdiinde byle bir dilek bile yerine gelmemi
bir arzu olarak kalmaz. nk o da kendisinin kymetini
bilecek ve kskan adalarnn kendisinden esirgemi
olduu saygy, minnettarl ve ball gsterecek bir
nesil arzu ediyordu.

imdi eer yksek niteliklere sahip dnce eserleri ge


lecek nesillerin yarglar heyetinin nne kmazdan ev
vel tannp takdir edilirlerse birtakm parlak hatalar tam
tersi bir akbet bekler. Bunlar yetenekli adamlardan gel
diinden ylesine akla yakn bir ekilde yerlemi ve y
le ok akl ve bilgiyle savunulmu grnrler ki en azn
dan yazarlar hayatta olduu srece adalarndan h
ret ve itibar grrler ve yerlerini muhafaza ederler. Bir
ok yanl teorinin, yanl eletirilerin, ayrca arkalarna
ada nyargy alm olan yanl zevk veya sluptaki i
irlerin ve sanat eserlerinin durumu byledir. Bu tr eser
lerin grd kabul ve itibar bunlarn nasl rtleceini veya ilerindeki yanl unsurun nasl gzler nne se
rileceini bilen kimselerin ellerinin henz bunlara de
memi olmasndan kaynaklanr. Ne var ki ou durumda
bir sonraki nesil iinde bu tr kimseler yetiir ve ite o
zaman bu hatalarn o gne kadar grd izzet ve itiba
rn sonu gelir. Ancak mnferit ve mcerret durumlarda
bu tr hatalar uzun sre hayatta kalr; szgelimi New-

ton'un renk teorisi byleydi ve hl da byledir. Bu tr


den dier misaller Ptolemious'un evren sistemi, Stahl'n
kimyas, F. A. VVolff'un Homeros'un kiilii ve kimlii
zerine yrtt tartma, ayrca belki Niebuhr'un Ro
ma mparatorlarnn tarihi zerine ykc eletirisi ve ben
zeridir. Dolaysyla adalarn verdikleri kararlarn haki
ki temyiz mahkemesi, karar ister lehte ister aleyhte ol
sun, gelecek nesillerin mahkeme heyetidir. adalan
ve gelecek nesilleri ayn lde tatmin etmek bu yzden
bu kadar gtr.
Genel olarak, her ne zaman sanatta, bilimde veya
gndelik hayatta ortaya ciddi hatalar ksa ve drt bir ta
rafa yaylsa ya da ne zaman yanl ve hatta btnyle
ters bir yol/yntem benimsense ve insanlar da bu yan
ll tasvip etse yreimizi serinletmek iin zamann
bilgi ve grlerin dzeltilmesi zerindeki bu amaz et
kisini gz nnde bulundurmalyz. Dolaysyla kzp f
kelenmemen, hele umutsuzlua hi dmemeliyiz, bila
kis insanlarn bundan geri dneceklerini, daha keskin
gr gcne sahip kimsenin ilk bakta grd eyi
bunlarn kendi kendilerine grp tanyabilmeleri iin sa
dece zamana ve tecrbeye ihtiya duyduklarn aklmz
dan karmamalyz. Eer hakikat bizatihi hadistn teza
hryle konuursa szcklerle onun yardmna koma
mza lzum yoktur, nk zaman ona bir deil bin lisan
la yardm edecektir. Bunun uzunluu doal olarak konu
nun glne ve yanl olan eyin akla yaknlna veya
ikna ediciliine baldr; fakat bir gn nasl olsa bunun
da sonu gelecektir ve ou durumda onun nne ge
meye kalkmak yararsz olacaktr. En kt durumda niha
yetinde iler tatbikatta naslsa nazariyatta da yle ola
caktr: baarnn yreklendirdii yalan dolan keif nere
deyse kanlmaz hale gelinceye kadar hkmn yrte
cek, gnleri uzadka uzayacaktr. Dolaysyla nazariyat

ta sama mankafalarn kr itimad sayesinde ykseldik


e ykselecek ve sonunda o kadar byyecek ki en kr
gz, en kt akl bile onu tanyacaktr. Dolaysyla bu tr
adamlara yle demeliyiz: "ne kadar gemi azya alrsanz
o kadar iyi!" Gnlerini tamamlam ve ardndan rafa kal
drlarak btnyle terkedilmi her trl garip merak ve
geici hevese bakarak da yreklerimizi ferahlatabiliriz.
slup, dilbilgisi ve imlada yle geici heveslere tank
olunur ki ancak ya da drt yllk bir mrleri vardr.
Daha berbat hatalar sz konusuysa elbette ister istemez
insan hayatnn ksalna hayflanrz, ama bunlarn geri
de kalmaya yz tutuunu grdmzde her zaman
kendi zamanmzn ardna kalmak iin elimizden geleni
yapmalyz. nk au niveau de son tempslb durmama
nn iki farkl yolu vardr: ya onun altnda ya zerinde.

16 (: Zamanmzla ayn seviyede.)

120

Bilme, bnyemizde ne tr bir deiiklik


talep eder? Herhangi bir ey hakknda
tam ve doru bir bilgiye sahip olabilmek
iin neleri geride brakmamz, neyi
kendimizden uzaklatrmamz gerekir?
Byle bir geride brakma gereklemedii
takdirde bilgi hangi illetlerle maluldr?
Belki de bu sorularn at aralktan Bugn artk modern
bilimden insanln hayrna bir ey bekleyemeyiz yargsnn
ar bir yarg olmad grlecek, modern bilimin bilme tarznda
neyin eksik ya da neyin fazla olduu zerine kafa yorulmaya
balanacaktr.

Gzelin kavranlmas neden bizi mutlu eder? Bir eyin verdii


haz ve tatmin gerekte ancak irademizle ya da hedeflerimizle
ilikisinden kaynaklanabilir dendii halde, gzel gzel olarak,
kiisel hedeflerimizle ve dolaysyla irademizle herhangi bir
iliki iinde olmakszn bize nasl haz verir, straplarmz nasl
sona erdirir? Gzel, iimizde neyi harekete geirir ve bize neyin
kaplarn aralar?
Bu sorularn at aralktan da bugn her frsatta dile getirdiimiz
mutsuzluumuzun kkenlerini yle uzaklarda deil, gzeli ve
gzelin yolunu aacak eyleri ortadan kaldrdmz dnyada
aramamz gerektiini grmeye balayacaz.

7,50

tl

f
* - W

Online sat:
ww w .saykitap.com

You might also like