You are on page 1of 128

FKRET BAKAYA

PARADGMANIN FLASI
Resmi ideolojinin eletirisine giri
BATILILAMA, ADALAMA, KALKINMA
www.iskenderiyekutuphanesi.com

NDEKLER
1.BLM
GRv..............................................................................................................9
2. BLM
AYDINLAR VE RESM DEOLOJ............................................................13
Devlet Aydnnn elikileri.......................................................................21
3. BLM
MLL MCADELENN NTEL............................................................29
1. Milli Mcadele Anti-EmperyalstBirHareket Deildi................................32
Mdafai Hukuk Demeklerinin Asl Amac.................................................38
2. Milli Mcadele'de Kitle Katlm Snrlyd..............................................44
4.BLM
MLL MCADELE'NtN "ULUSALLII" SORUNU..........................51
1. Olmayan Krtler Ayaklanyor....................................................................59
2. Krdistan'n lhaknn Devlet Yaps ve deolojiyle
lgili Sonular..............................................................;.............................67
5. BLM
KOMNTERN ve MLL MC ADELE'NN
ANTl-EMPERYALSTL SORUNU.......................................................71
Devletten Devletelikilerin elikileri........................................................82
6. BLM
MUSTAFA KEMAL ve TARHTE BRE YN ROL...................................87
7. BLM
KEMALST REJMN NtTELlt: ORlN AL BR
BONAPARTZM........................................................................................101
-Diktatrln YerlemesininAamalar..................;.................................108
- Hkim Snflar ve Booapartist..............................,,................................116
8. BLM
RETC GLER ve KTSAT POTKASI........................................121

- Tarm Sektr...........................................................................................123
-Sanayi.......................................................................*........................... 127
-ktisat Politikasyla Amalanan.................................................................120
9. BLM
BONAPARTST REJM ve SERMAYE BRKM.................................139
-Melez Bir Snf ttifak...............................................................................141
- Kriz ve Sava Yllan.................................................................,...............145
10. BLM
"SINIFSIZ", "MTYAZSIZ", "HALKI" BR
DKTATRLK........................................................................................157
11. BLM
YEN SMRGECLK DNEMNDE SOSYOEKONOMK FORMASYONUN EVRlM.................................................169
-Yeni Smrgeciliin ilk Onylnda snf ttifak........................................176
-Baml Sanayileme Srecinin Dinamii ve Krz....................................181
12. BLM
SEKSENL YILLAR: UYDULAMA
SRECNN DERNLEMES..................................................................187
I. Yeni Sermaye Birikimi Modeli..................................................................191
ILNeo-Liberal topyann Ac Meyvalan...................................................198
- Sabit Sermaye Yatrmlar Bakadili Konuuyor...........................v..........201
13. BLM
PARADGMANIN FLASI........................................................................205
tktisatBilin:GeerliEirnleriMerularma Arac..................................212
REFERANSLAR.......................................................................................221
1. BLM
GR
"Ne mutlu o yoksullara ki teki dnya onlarndr, er ya da ge bu dnya da onlarn olacaktr."
F. Engels*
I. Trkiye iki yzyl akn bir zamandan beri Bat gibi olmak iin onu taklit ediyor. Kk bir aznln "refah"
pahasna, giderek insanln varolu koullarn ortadan kaldran burjuva uygarlnn "ayrcalkl" lkelerine
benzemek istiyor. yle bir burjuva uygarl ki: "Sahiplerinin karma olarak sermayenin geniletilmi yeniden
retimini salyor da, bir btn olarak toplumun basit yemden retimini salyamyor."(1) Her dnemde
iktidar ele geirenler, "kurtulu reetesinin" ceplerinde olduunu ve be-on ylda sorunlarn zme
kavuacam sylyorlar. Ne var ki, be-on ylllarn sonu bir trl gelmiyor. Hedef, ufukta bir izgi gibi hep
uzaklara kayyor. stelik Latince deyimdeki gibi(**) uzaklatka prestiji artyor. Mustafa Reit Paa'nn 3
Kasm 1839'da Glhane Park'nda okuduu Tanzimat Ferman'nda (Hatt- Hmayun): "Memleketimizin corafi
durumuna, mnbit topraklarna ve halkn kabiliyet ve istidadna gre lzumlu eylere teebbs olunduu
takdirde, be on yl iinde Allann yardmyla istenilen(***) eylerin hasl olaca..." syleniyordu. Bunun iin
de "baz yeni kanunlarn konulmas lzumlu ve nemli grlm"t...
Trkiye'nin iki yzyl aan "asrileme", "muasrlama", "Batllama", "adalama", "kalknma", "a atlama"
problematii, smrgeleme srecinden baka bir ey deildir. Sz konusu olan, sreklilik gsteren bir
izgidir, dris Kkmer'in deyiiyle, bir "yenilgi tuzadr.."(2) Mustafa Reit Paa Osmanl
tmparatorluu'nu, "Civilisation"a sokmaya alyordu (!) Bugnn yneticileri de Trkiyeyi "AET"ye sokmaya
alyorlar (!) Mustafa Reit Paa'dan bu yana bir buuk yzyl getii halde, Avrupa'nn hemen tm kaplan
Trklere kapal. Bat'ya gidebilmek iin vizeyi iine sindirmek ve baraj aabilmek gerekiyor... nc
Mustafa zamannda "bu devlet nasl kurtulur" sorusu imdilerde, "bu devlet nasl kalknr" sorusuna dnm
grnyor... Btn bu dnem boyunca ynetici elitin topluma ve dnyaya baknda radikal bir deiiklik sz
konusu olmad.
(*) Londra mektubu 1843

(**) Major e longinquo reverentia


(***) Altn biz izdik (F.B.)

II. Bizim smrgeleme olarak grdmz srete, Cumhuriyetin kurulma syla bir kopukluk ortaya
kmamtr. Cumhuriyet rejimi, Trkiye'nin emperya list Bat ile olan ilikilerinde ve Kapitalist Dnya sistemi
iinde Trkiye'nin ko numunda kkl bir deiiklii temsil etmiyor. Dolaysyla, bir "yenilgi tuza"n temsil
eden paradigmann dna kmak sz konusu deildi. Resmi ideolojinin yaymaya alt grn aksine,
Cumhuriyet dnemi de smrgeleme yolun da ilerlemekten baka bir ey deildi.
III. Bugn Trkiye'nin kendi yolunu bulabilmesi, "salkl" bir kalknma yoluna girebilmesi, uluslararas
dzeyde saygn bir lke konumuna gelebilmesinin nndeki en byk engel "yapay" bir resmi ideolojinin
varldr. Bu resmi ideoloji, bilimsel - entellektel gelimeyi ve yaratcl srekli engelleyerek, dnsel
alan oraklatrmakta, demokratiklemenin nnde nemli bir engel oluturmaktadr. Cemil Meri: "Bu hadm
edilmi idrakle, bu 'izinli' hrriyetle kalknmak mmkn m?" derken, bu amaz arpc bir ekilde ifade
etmitir(3) Geerli resmi ideoloji, toplumun kendisi hakknda dnme yeteneini dumura uratmaktadr.
"Sermaye Uygarl" ile ilgili olarak doru bir tavr gelitirebilmek iin, iki yzyldr hep ayn kmaz yolun
yolcusu olduumuz ortaya konulmaldr. Bu konudaki yanlg da "Milli Mcadele" konusundaki yaklamlarda ve
Cumhuriyet Rejimi'nin tahlilinde odaklayor. Milli Mcadele ve Cumhuriyetin ilk on yllan zerinde kitabn
hacmine gre biraz fazlaca durmamz bu bakmdan gerekliydi.
IV. Byle bir resmi ideoloji oluturulmasnn nedeni, Cumhuriyeti kuran kadrolarn tarihsel olarak geri
(askeri ve sivil brokrasi, ayan, eraf, aa, eyh, komprador burjuvazi vb.) sosyal snflara dayanm
olmasndandr. Eer bir ideolojinin gc temsil ettii toplum snflarnn (burada hakim snflarn) gcnn
ideolojik plana yansmasysa, emperyalizm anda bu snflarn ilerici bir rol oynamalar olanakszd.
Cumhuriyeti kuran kadrolarn bu nitelii veri olduunda, ideolojik boluun resmi ideoloji ile doldurulmas bir
"zorunluluk"tu. Byle bir resmi ideolojiye dayanak yaplacak eyler de snrlyd. Bunu: a) Mustafa Kemal'in
kiilii etrafnda bir kii klt yaratarak; b) Milli Mcadele'yi "yeni" ynetici snfn ihtiyalarna uygun
olarak yorumlayp, olduu gibi deil de, mlk sahibi snflarn "olmasn istedikleri" gibi yeniden yazdrarak; c)
Tek Parti dnemi "nklaplar"nn nemini abartarak "gerekletirdiler."
V. Cumhuriyetin yeni ynetici elitinin ve dayand tarihsel olarak geri sos yal snflarn ihtiyac olan bu resmi
ideolojiyi oluturmak da ittihat artklarna ve onlarn devam olan Cumhuriyet aydnlarna decekti.
Cumhuriyet aydnlar resmi ideolojinin reticisi ve yaycs olma misyonuna koulmulard.. Resmi ideolojiyi
retip yaymaya koulmu aydnlarn devletle olan ilikileri ve devlet karsndaki konumlan da, ister istemez
"zel bir vehe" kazanmt. Bir bakma Osmanl aydnnn konumuna benzer bir konumdaydlar.. Dolaysyla,
kapitalist topluma zg aydnlar gibi, devletten "grece bamsz" deillerdi. Bu durum, dnsel-entellektel
alam ksrlatrm, anti-demokratik, tek-tip, banaz bir dnce kalbnn yerlemesi sonucunu dourmuur.
10
VI. Yaklak yetmi yldr bir sermaye snf yaratmak iin byk aba har cand. Emeki toplum kesimleri
byk basklara maruz brakld. Ne ki 1920'lerin "komisyoncu sermayesi" imdilerde uluslararas sermayenin
(oku luslu irketlerin) "taaronluu" konumuna ancak terfi edebilmi durumdadr. Trk zel sermayesi onca
yl "tevik", "destek" ve "vurgun"dan sonra yeni te vikler, ayncalklar istiyor ve ancak emperyalist
sermayenin eteine yaparak ayakta kalabiliyor. Bugn de lkenin gelecei bu "marazi" sermaye snfnn di
namizmine terkedilmi durumdadr.
VII. Osmanl mparatorluu, son dnemlerinde, zellikle de geen yzylda kendini byk devletlere gre
tanmlyordu. arlk Rusyas'na kar teki em peryalist devletler iin bir "tampon blge" ilevi gryor ve
emperyalistler aras kar atmalarndan yararlanarak (d yardmla, vb.) ayakta kalmaya abalyor du.
Emperyalizmin Ortadou ve Gneybat Asya'daki karlarnn gvence alt na alnmas ilevine koulmutu.
Cumhuriyet Trkiyesi de kendisini aa yu kar ayn biimde tanmlamaya devam etmitir. Sovyet Rusya'ya
kar bir "tampon blge" oluturarak Ortadou pazarndan pay almak isteyen emperyalist devletlerin kar
atmasndan yararlanmay, d yardm almay ve d destekle yaamay bir "ilke" haline getirmitir.
VIII. Trkiye'nin bugnk performans sz konusu olduunda, egemen s nflarn ve szclerinin yaratt
ideolojik artlanmadan yeterince nasiplenmi olanlar, lkenin elli-altm yl ncesi durumuna bakarak
"deerlendirme" yap may yeliyorlar. Trkiye'nin son elli-atm ylda belirli bir mesafe kaydettii kesindir.
Bu zaman zarfnda yerinde sayan hibir toplum yoktur. Byle bir ey zaten eyann tabiatna da aykrdr.

nemli olan lkenin kapitalist dnya siste mi iindeki konumunun ne olduu, ne ynde, nasl ve ne kadar
deitiidir. s telik her deimeyi "ilerleme"yle, her bymeyi de "kalknma"yla zde say mak sakncaldr.
Eer bir anlam ifade ediyorsa; 1987 verilerine gre Trkiye nfusunun % 40'nn (21 milyon) yllk geliri 355
dolard! Karlatrmann an laml olabilmesi iin, "geriye" deil "etrafa" bakmak gerekir. Bir toplumsal for
masyonun baars dne gre bugn neye sahip olduuyla deil, fakat kar kar ya olduu sorunlar
zebilme yeneteneiyle llr.
IX. niversitelerde rendiimiz ve retmekte olduumuz "iktisat bilimi", ileri srld gibi, evrensel
geerlilii olan bir "bilim" deildir. Kapitalizmin ortaya kt zel koullarda Bat iin Batllar tarafndan
retilen, ama bizimki gibi "yeni smrge" statsndeki lkelerde de "tketilen" "iktisat bilimi", hakim
durumdaki lkelerin elinde ideolojik bir ara ilevi grmektedir. Sz konusu reti, bizim ve benzer
durumdaki azgelimi lkelerin realitelerini aklama g cne sahip deildir. Bat'da, Batllarn ihtiyalar iin
retilmi teorik yaklam larn ve o yaklamlara dayanan iktisat politikalarnn eletirel bir
deerlendirmesini yapmamz gerekiyor. Aksi halde bize gsterilen, ama sonu ol mayan bir yolda "yrmek"ten
kurtulmamz mmkn deildir.
X. Artk iki yzyldr dayatlan (asrileme, muasrlama, Batllama, ada11
lama, kalknma, a atlama) ve her seferinde yeni bir eymi gibi sunulan paradigmann iflas ettiini
kabullenmeliyiz. Bir eyi daha kabullenmeliyiz ki; sz konusu paradigmann dna kmadka, gerekten
eitliki, demokratik, g-nenli, kendi ayaklan zerinde durabilen bir toplumsal dzen oluturmamz mmkn
olmayacaktr. te, bu kitapta tartma konusu edilen belli bal sorunlar yukardaki temalar etrafnda
toplanyor...
12

2. BLM
AYDINLAR ve RESM DEOLOJ

"Arslanlar kendi tarihilerine sahip olana kadar avclk ykleri her zaman avcy yceltecektir. "
Afrika Atasz

Her tarihsel dnemde ve her toplumsal formasyonda, belirli bilgilere sahip olanlar "ayrcalkl" bir konumda
bulunurlar. Toplumsal ilevleri karlnda maddi, siyasal, ideolojik olarak dllendirilirler. lkel kabilede,
byc, Fira-vun'un rya yorumcusu, gnmzn diplomallar vb., ait olduklar toplumsal formasyonlarn
sosyolojik anlamda aydnlardrlar. Bu anlamda, (sosyolojik) aydn olmayan toplum yoktur. Aydm olmayan
toplum olmad gibi, aydnlarn merulatrc toplumsal ilevleri ve siyasal iktidar karsndaki konumlar da
bir retim tarzndan dierine deiir. Bu farkllk merulatrma ilevinin tarihsel sre iinde ald biimle
dorudan ilgilidir. lkel, kleci, asyatik, feodal, kapitalist, tekelci devlet kapitalizmi, brokratik "sosyalist"
toplumsal formasyonlarda aydnlarn ilevi ve siyasal iktidar karsndaki konumlar farkldr.
Eski Uzakdou uygarlklarnda toplumsal hiyeraride bilge, birinci srada yer alrd. Bu durum, onun toplumsal
ilevinin neminden kaynaklanrd. Yine eski dou toplumlar halk dilinde; birinci bilge, ikinci itfi, nc
zanaatkar, drdnc tacir denirdi. Sz konusu toplumsal formasyonlarda bilge'nin birinci srada yer almas,
onun bilgelik ve moral (ahlak) standart rnei olmasndand. Bilgeyi nemli ve saygn yapan askeri-ekonomik
gc deil, toplumsal-ideolojik ileviydi.
Her toplumsal formasyonda aydnlarn toplumdaki konumlar ve siyasal iktidarla ilikileri farkldr. Dolaysyla,
toplumsal formasyonun niteliine bal olarak, snf (ya da egemen snfn bir bl), kast, katman
oluturabilirler. Aydnlar, Osmanl toplumsal formasyonunda egemen snfn bir bln
olutururlard.deolojik (merulatrma ilevi), hukuki, brokratik bir ileve sahiptiler. Ksaca, hukuk, din,
eitim, ynetim alanlarn kapsayan bir kesim oluturuyorlard. Osmanl imparatorluu'nda eyh-l islam,
mft, kad, mderris, imam vb. den oluan bir dini hiyerari olumutu.(1) Sz konusu hiyerari sayesinde
imparatorlukta hem ideolojik (eriatin uygulanmas), hem de idari fonksiyonlar (yarg) gerekletirilirdi.
Hiyerarinin ykseklerinde yer alanlar, byk servetlerin de sahibiydiler. Ilmiyye snf iin kati ve
msaderenin olmay, bu kesimin hem byk servetler edinmesine, hem de edindikleri serveti miras yoluyla
o13
cuklanna aktarmalarna olanak veriyordu. Bylece ynetici snf iinde "kapal bir kast" oluturmay

baarmlard.
Sosyolojik olarak aydn tanmna giren kesimin nemi ve toplumda "ayrcalkl" konumu, "bilgili" olmalarndan,
dahas, toplumda "kltrel tekel"e sahip olmalarndandr. Halk dilinde "ilim iktidardr" (*) atasz aslnda iki
eyi iermektedir: Birincisi, her bilgi doal olarak bir siyasal iktidar yaratma eilimindedir; kincisi de, her
iktidar zorunlu olarak bir bilgi donanmna ihtiya duyar(2) Demek ki aydnlarn ayrcalklar veya siyasi iktidar
orta olular, "bilgi"lerine dayanmaktadr. Eski Msr'da Hz. Yusuf un Firavun'dan sonra devletin ikinci
adam konumuna gelmesi, bilgili olmasndandr. Btn dier khinlerden daha iyi rya yorumcusu oluundandr.
"Beni memleketin hazinelerine memur et, nk ben korumasn ve ynetmesini bilirim.(3)
Yukarda szn ettiimiz, sosyo-profesyonel bir kesit oluturan ve sosyolojik aydn tanmna girenlerdir. Bir
de bunlardan ayr olarak ve ekseri marjinal bir neme sahip olan, ou zaman, kk bir grup bile
oluturamayan entellekteller bulunur. "Entellekteller"in ayrdedici nitelii, diploma sahibi olmalar veya
belirli bilgilere sahip olmalar deildir. Ayn ekilde belirli meslek gruplarna dahil olmalar da deildir.
phesiz bunlar da en az dierleri (sosyolojik aydn tanmna girenler) kadar, belki de onlardan daha ok
bilimsel bilgiye sahiptirler. Entellektelin ayrdedici nitelii, onun siyasal iktidardan ve siyasal iktidarn
gerisindeki egemen snflardan bamszl, siyasal iktidar karsnda eletirel bir tavr iinde olmasdr. Bu
niteliklerinden tr entellektel, siyasal iktidarla da iyi geinemeyen biridir. Burada nemli olan zihinsel ve
moral (ahlaki) bir eilimdir. Ve bu eilime uygun davranabilme, tavr alabilme yeteneidir.
Entelektellerin bir grup oluturabildikleri ve belirgin bir arla sahip olduklar lke Fransa olmutur. Zaten
"intellectuel" kavram da ilk defa Dreyfs olayyla ilgili olarak 23 Ocak 1898'de kullanlmtr(4) Dolaysyla
yalan tarihe ait bir kavramdr. Bir grup oluturmasalar da, en azndan tekil olarak ya da birbirinden bamsz
ayn zihinsel eilime cevap veren (vocation) entellekteller her tarihsel dnemde ve her toplumda var
olmulardr. Bu anlamda entellekt-el'in misyonu, gerein arptlm biimiyle savamaktr. Gerein
saptrlm (ideolojik) bir versiyonunu topluma kabul ettirmeye alan devletin ve bu ileve koulmu
"aydnlar"n, "aldatclar"n ipliini pazara karmaktr. Aklktan yana olmayan, gerein ortaya kmasndan
zarar grecek olan snflara kar gerei savunan, tek kelimeyle gerein ortaya kmasndan yana tavr
koyan kiidir. Bu anlamda egemen snflar ve onlarn adamlar tarafndan yaratlan hurafeleri sergilemek,
mistifiye (aldatlma) edilmi olan demistifiye (yaratlan efsaneyi ykmak anlamnda) etmektir.
Her snfl toplumda iktidardaki snflar smry gizlemek, smr ve
(*) Bu szn F. Bacon'a ait olduu da ileri srlyor. (F.B.)

14
basky merulatrmak, mevcut dzenin deimezliini kabullendirmek amacyla "efsaneler", "hurafeler"
retirler. Kurulu dzenin devam, ideolojik bulankln srdrlmesine, hurafelerin egemen klnmasna
baldr, ite entellektel, egemen olan snflarn gizli kalmasn istediklerini aa karmaya alan, gerein
saptrlm (reifiye) bir versiyonunu kabullenmeye raz olmayan, iktidarlardakile-rin empoze etmekten kar
olduu "bir toplumsal deerler sistemi"ne bakald-ran, rnein egemen ideolojiye, resmi tarihe kar
karak, gerekten yaanm olanla, yaand varsaylan, gerein arptlm ya da "resmi versiyonu"
arasndaki uyumsuzluu ortaya karmay kendine i edinen kiidir... Egemen olan snflarn ve devletin her
jtrl politika ve uygulamalarn eletirebilen, bu alanda hibir yasaa, tabuya, inkarcla itibar ermeyen,
sorunlar sadece ulusal planda deil, evrensel planda ele alp kavramaya alan kiidir...
nl Fiziki Albert Einstein, nkleer enerjinin askeri ve baka stratejik amalarla kullanlmasna kar tavr
aldnda, gerek bir entellektel tavr sergi lemi oluyordu. Onu, ayn tavr gstermeyen meslektalarndan
ayran ve entel lektel yapan, bata sylediimiz gibi sahip olduu "bilimsel bilgi" deil, top lumsal, insani,
evrensel sorunlar karsnda ald tavrdr. te, bu yzden Jean Paul Sartre, "atom fizikisi nkleer
denemelere kar bildiriyi imzaladnda en-tellekteldir" derken, bu ayrm ifade etmek istemitir. Nitekim,
Sartre, Russell, Diderot, Emile Zola ve bakalar bilgili olduklar iin entellektel saylmyorlar d. Sosyolojik
aydn tanmna girenlerle ortak yanlar "bilgili" olmalar olsa da, onlar asl entellektel yapan insani sorunlar,
evrensel sorunlar karsnda aldiklar tavr,devlete kar tutumlardr
Paul Baran; "Aydn denilen kii, bylece yapt iin z ve esas bakmndan bir toplum eletirmeni, daha
gzel, daha insanca ve daha akla uygun bir toplum dzenine giden yolu tkayan engellerin ne olduklarn arayp
bulmay, incelemeyi ve bu yoldan bunlarn almasna yardmc olmay kendisine dert edinmi kimsedir. O, bu
nitelikleriyle toplumun vicdan ve toplumun belli bir tarih dneminde iinde yaad ilerici glerin szcs

haline gelir. Ve bu nitelikleriyle O, status quo'yu korumaya alan egemen snf tarafndan ve bu snfn
emrinde olup aydnlar en hafifinden hayalcilik ya da metafiziklikle, en kts de ykclk ya da bozgunculukla
sulayan kafa iileri tarafndan bir 'dert yaratcs', bir 'ba belas' olarak grr"(5) derken, bizim
entellektel dediimiz gerek aydnnn dierlerinden farkn vurgulamak istiyor.
Bu aamada nemli bir teorik sorunla karlalr ki; o da, bilginin nitelii, hakim snflar ve devlet karsndaki
konumudur. Bilimsel bilginin greli bir zerklii vardr. Dolaysyla retilen bilimsel bilgi ile hakim snflar
arasnda bi-rebirlik, dorudan bir iliki olduunu varsaymak sakncaldr. Bilimsel bilginin (sosyal bilim)
snfsal bir ze sahip olmas, onun greli zerkliini ortadan kaldrmaz, ite bu durum, sosyal bilimlerde
tarafszlk sorununu tartma gndemine getirmitir. Greli zerklie (autonomie relative) ramen,
tarafszlk bir safsatadan ibarettir. Son tahlilde snfsal karlardan tam bamsz bir bilgi (sosyal bilim)
olanakszdr. Bilim adam "tarafsz olmaldr" ya da "tarafszdr" dendi15
inde, asl sylenmek istenen, gerekten tarafszlk deil, iktidarlardakilerin, mlk sahibi snflarn
istemediklerini sylememek, tartma konusu yapmamaktr. Tersini yapanlar, yani iktidardaki snflarn
istemediklerini yazp syleyenler, tartma konusu yapanlar, "bilimsel tarafszlktan uzaklam" saylrlar ve
tarafszlktan ayrlmann da bedelini u ya da bu biimde derler.
rnein Ortaa'da kilisenin temel retisine ve hakim dncesine kar kan birine, ne kadar derin bilgin
olursa olsun, yaama hakk tannmazd. nk geleneksel Ortaa toplumunda sadece teolojinin yayd bilgi
esast ve o bilgiye sahip olanlar saygn ve ayrcalkl bir konumda bulunurlard. 1930'lu yllarda bir Sovyet
tarihisi lm gze almadan in tarihi zerine bir aratrmaya giriemez-di. Eski in tarihiyle ilgili
aratrmalar doal olarak "Asya tipi retim tarz"n artryordu, oysa Stalin brokrasisi "Asya tipi retim
tarz" ile ilgili tartmalar byk bir tehlike olarak gryor ve iddetle cezalandryordu.
Hem sosyo-profesyonel bir grup oluturan sosyolojik anlamdaki aydnlar, hem de entellektel denilenlerin
daha ok kapitalist retim tarznn ilk defa ortaya kt, kapitalist gelimenin kendi tarihsel gemilerinin
rn olan az saydaki gelimi sanayi toplumlarnda arlklar sz konusu olmutur. Buna karlk retici
temeli zayf, bizimki gibi da baml azgelimi lkelerde ve Sovyetler Birlii, in, Dou Avrupa, Kba,
Vietnam vb. gibi brokratik bask rejimlerinde bir grup olarak entellektellerin ortaya kma ve yaama
koullan son derece snrl kalmtr. Sovyetler Birlii'nde devrimden bu yana "resmi gerek" (resmi tarih)
tam on defa deitirilmitir. ktidar ele geiren her brokratik klik, kendi karna uygun den bir tarih
versiyonunu topluma kabul ettirmek istemitir. Bizde aa yukar 1920'lerin sonlar ve 1930'larn ortalarna
kadarki dnemde oluturulmu bir "resmi tarih" ve "resmi gerek" varln srdrmektedir.
Burada asl tartlmas gereken, nasl olup da "resmi gerek" ve "resmi tarih"in ciddi bir eletiriye
uramadan ve yara almadan veya ok az anmaya urayarak bu kadar uzun sre varln srdrebilmi
olmasdr. Bunun hem Trkiye'de sermaye birikiminin ald "zgn biim", hakim snflarn nitelii (veya
snfsal ittifakn yaps) ve tarihsel sreklilik, hem de aydnlarn devlet iindeki konumlaryla (veya devlet
karsndaki) ilgili yanlan vardr. Biz bu kitapta sorunun bu yann tartmay deneyeceiz. Fakat, bu aamada
bir hatrlatma yapmamz gerekiyor. Bizimki gibi lkelerde ve brokratik bask rejimlerinin geerli olduu
lkelerde (in, SSCB -son dnem ncesi- Dou Avrupa, Kba vb.) bilimsel bilginin (sosyal bilim) greli
bamszl da ortadan kalkmakta, bamllk mutlak bir nitelik kazanmaktadr. Byle bir greli zerklik
yokluu, toplumda irrasyonel, bilim d, i tutarll olmayan bir toplum ve tarih versiyonunun ortaya
kmasna neden olmakta, hem de bilimsel entellektel gelimeyi engellemektedir.
Osmanl sosyal formasyonunda aydnlar (ulema), hakim snfn bir bln olutururlard. Basit yeniden
retime dayal pre-kapitalist bir toplumda, mevcut yap ve ileyii merulatrmak ve srdrmek gibi
ideolojik-brokratik
16
bir misyona koulmulard. Ynetici (hakim) snfn bir bln oluturan ulema (Osmanl aydn), kapitalist
yaylmann nem kazand ve imparatorluu etkisi altna ald lde, klasik ilevlerini yerine getiremez
duruma geldi. Daha sonra bunlarn yerini "Batc", "yeniliki" Tanzimat aydnlar (mnevver) almaya balad.
lgin olan udur ki; bu yeni elitin (bir sre geleneksel elitle birlikte yan yana yaamak durumundayd) devlet
iindeki konumu ve ilevi toplumun devlet d (dolaysz reticiler) snflaryla olan ilikilerinde bir nceki
dneme gre (ulema) hibir kkl deiiklik ortaya kmad. stelik siyasal-ynetsel planda kendilerinden

ncekilerden ok daha etkin bir konuma terfi ettiler. Dolaysyla merulatrc dayanaklar ve ideolojik
referanslar zaman iinde deimekle birlikte, konumlar ve ilevleri bakmndan hibir temelli deiiklik
ortaya kmad. Devlet aydnlar olarak kaldlar. Ksmen de kast konumlarm muhafaza ettiler. Kapitalist
toplumdaki aydnlar gibi bir katman (couche) olutu-ramadklan iin, rettikleri bilgi, ancak kendi dar-snfsal
karlarn koruyup merulatrmaya hizmet edebilirdi...
Cumhuriyetin kurulmasyla bu durum devam etti. Ne var ki Cumhuriyet dnemi aydnlar kendilerinden
ncekilerden ok daha keli, snrlan iyice belirlenmi bir resmi ideoloji oluturmak zorundaydlar. Yeniliki
Osmanl aydnlar kendilerine bir kurtarc misyon vehmederek imparatorluu smrgeletirdi-ler. En azndan
smrgeleme srecini hzlandrdlar. Bu bakmdan "yeniliki hareketler" olarak gsterilmeye allan,
aslnda bir auto-colonisation (kendi kendini smrgeletirme) sreciydi. Osmanl ynetici aydn eliti, birok
dorudan smrgedeki smrgeci yneticilerin ilevine koulmulard. Ynetici snfn bir fraksiyonu olarak,
iinde yaadklar toplumu tahlil edebilecek durumda deillerdi. Nitekim aydnlarn ynetici snf konumunda
bulunduu sosyal formasyonlarda aydnlarn dnyay kendi dar-snf karlar asndan grmeleri, onlarn
aklayc yeteneini dumura uratmaktadr.
Bir taraftan Osmanl mparatorluu Bat kapitalizrninin etkisi altna girip, retici temeli anrken, dier
yandan yenilikilerin ideolojik referanslaryla realite arasnda bir uyumsuzluk ortaya kt. Yeni ideolojik
referanslara uygun bir ekonomik-sosyal ortam ortaya kmyor, var olan geleneksel temel de giderek
amyordu. Bunun anlam, geleneksek ideolojinin yerini alacak kapitalist retim tarzna zg rasyonalizmin
glenip kitleleri etkisi altna almasnn maddi koullarnn oluamamasdr. Kitleler hakl olarak
yoksullamalarnn ve kimlik kaybna uramalarnn sorumlusu olarak, "Batc-yeniliki klii" ve onlarn
"yeniliklerini" grdler. Sonu olarak Osmanl mparatorluu'nda var olan ynetici snf-halk
yabanclamasna (ki bu kkl bir yabanclamadr) yeni bir boyut eklendi. "Eski Trkiye'de gzideler snf,
halka ait ne varsa baya, di, miyane grr, bundan dolaydr ki halka 'avm' adn verirdi. 'Avam, nevmdan
farkszdr' diyerek, halk hayvanlar derekesine indirirdi. Kendi kendine "havs revnim" unvann veren bu
zmre, hi avma kymet verebilir mi?"(6)
Kendilerini savunmak durumunda olan kitleler daha fazla geleneksel ideolojiye sarlrlarken, yenilikilerin
(Batclar) onun yerine koyabilecekleri bir ey17
leri yoktu. Dolaysyla geleneksel ideoloji anrken, ayn zamanda Batclarn karsna muhalif bir ideoloji
olarak kt. "Artk bir tarafta her eyi kabul eden ve caiz gren, yksek ve aydn snf, eitli yabanc
milletleri en ar bir biimde benimseyip taklit ediyorken, teki tarafta bir ksm aydnlarla geri kalan halk,
her trl yenilie kar koyuyordu. Yenilikten iddetle nefretin ve rknt hissinin eserleri her yerde kendini
gsteriyordu(7) diye yazyor Sait Halim Paa.
Hibir halk yenilik dman, refah aleyhtar deildir. Byle bir ey insan doasna aykrdr. Aslnda resmi
ideolojinin (sol versiyonu dahil) yaymaya altnn aksine, halk yenilik dman deil, gerekten yeniliki
olmayanlara, yeteri kadar yeniliki olmayanlara, yenilik olarak ileri srlenlerin ykc sonularma, yenilik
olarak sunulanlarn gerek zm yollarn tkamamasna karyd. Yaln Kk "Aydnlar zerine Tezler" adl
kitabnda "Trk aydn tarihi yenilik dman bir halk yeniliki yapmann tarihidir"(8) diyor. Byle bir yaklam
en azndan bilim ddr!.. Aydnlara byk'bir kudret ve toplum st yetenekler vehmeden ar jakoben bir
zihniyetin rndr. Kk, bir cmlede iki yanl birden yapyor: Birincisi, hibir halk yenilik dman
deildir; ikincisi, hibir aydn grubu bir toplumu bir yerden bir baka yere gtremez. Halk adala deil,
"adalatrma"nn (smrgeleme, retici glerin tahribi biiminde ortaya kyordu) bizde ald biime
tepki gstermitir.
Klasik aydnlarn, hi deilse bir blnn, yeniliki ideolojiye kazanlmalar, stelik geleneksel ideolojinin
"muhalif" bir ideoloji nitelii kazand koullarda olanaksz gibiydi. Yeniliki aydnlarn tadklar ideoloji,
kendi realitelerine yabanc bir ideolojiydi. Osmanl yeniliki aydn, Bat'nn dnsel rnlerini ithal ettii
srece, bir bakma aydnlanmadan aydnlatmaya giriiyordu... Yeniliki Osmanl aydn "mnevver", Bat
burjuvazileri de "mnevvir"-dir. Aydmlatann smrgeci emperyalist Bat olduu koullarda, Osmanl yeniliki
aydm, kendi rn olmayan, stelik kendi realitesiyle pek ilgisi bulunmayan bir ideolojinin taycs durumuna
geliyordu!..
Bylece sadece halk kitlelerini deil, geleneksel aydnlarn bir bln de karsna alyordu. Oysa Bat'da

geleneksel aydnlarn bir blnn rasyonalizme kazanlmalar sz konusuydu. Bu konuda Antonio Gramsci
unlar yazyor: "Ama bir nceki ekonomik yapdan gelen ve onun gelimesinin bir ynn temsil eden her
toplumsal temel takm, tarih yzne (hi deilse bugne kadarki tarih yzne) kt zaman, kendinden nce
var olan birtakm aydn blkleri bulmutur. Bunlar, galiba toplum ve politika alannda en karmak ve en kkl
deimelerin durduramad tarihsel srekliliin de temsilcileri olmulardr. Baa gemek isteyen her takmn
en nemli zelliklerinden biri, geleneksel aydnlar ideolojik olarak ke:ndisine dntrme ve kazanma yolunda
yapt savatr. Bu takm, organik aydnlarn yetitirdii lde, bu dntrme ve kazanma iini daha abuk
ve etkili olarak s^1^^1^)
18
Osmanl mparatorluu'nda buna olanak yoktu. Bat'da gelimekte olan fab rika sanayii (teknolojik devrim)
geleneksel zanaatlar (el zanaatlar) ykarken, yeni istihdam olanaklar da yaratyordu. Bu durum, kurulmakta
olan yeni dze nin (kapitalist) savunulup merulatrlmasn kolaylatryordu. Idris Kk-mer; "yenilik
hareketlerine toplum asndan, retim glerinde kapitalist bir ge limeye bal olarak byyen bir i snf
olmakszn giriilmiti"(10) derken bu durumu ifade ediyor. Oysa Bat gibi olmak isteyen (elbette asl ama
iktidarlar n korumakt) ve bunda kar olan yeniliki kast, lkenin daha fazla smrge lemesi ve retici
temelinin zayflamas sonucunu dourduu iin, tad ideo lojinin kitlelerce benimsenmesi sz konusu
olamazd. Atillalhan'n, "komprador aydn" tanm bu aydnlara gerekten uygun dmektedir. Bat'da yeni
bir snfn (burjuvazinin) organik aydnlarnn rettii ideoloji, benzer bir dnmn olmad Osmanl
toplumuna ithal edildike, dar bir ynetici elit d nda "aydnlanma" gereklemiyecekti.
Bu bakmdan Tanzimat, Islahat, Merutiyet ve Cumhuriyet dnemi aydnlar, stlendikleri ideolojik ilev
bakmndan Bat burjuvazisinin Trkiye'deki "organik aydnlar"dlar . Bat burjuva ideolojisinin tayclar ve
yayclar olduklar srece, Bat'dan, nce sanayi rn, daha sonra tehizat ve ara-mal ithal eden; nce
komisyoncu-tccar, daha sonraki dnemde montaj sanayicisinin ideolojik dzeylerdeki benzerleri olmulardr.
'Hakim ideoloji hakim snfn ideolojisidir' diyor kitap." Osmanl lkesinde hakim snf, Fransz veya ngiliz
burjuvazisi. Sarayn direnii azaldka kapitalizm taarruzunu younlatrr: Ke-istler, mektepler,
mrebbiyeler mason localar... Osmanl Bankas, nianlar, sefaret balolar ve Beyolu'nu zevk panayrna
eviren uh aktrisler"(11) Cemil Meri bir baka yerde de unlar yazyor: "Avrupa silahlar ye teknolojisiyle
birlikte Avrupa fikirleri de ithal edildi. Bunlar da sosyal ve "Siyasi dzenin en az tekiler kadar
tahripisiydiler."(12)
Tanzimatla balayan dardan "dnce" ve "kurum" ithal etme sreci, 1920 ve 1930'lu yllarda fanatik bir
inkarclkla srdrld. Merkezi otoritenin glendirilmesinin salad olanaklarn da yardmyla Kemalist
iktidar, tarihte eine az rastlanr bir inkarcl dayatt. Bu, kendi gemiimizi toptan inkar etmek biiminde
tezahr etti. Bu yzden Takrir-i Skun terr rejimi altnda insanlara apka giydirildi. Arapa-Farsa
melezlenmesidir diye Osmanlca bir rpda yok sayld. Arap alfabesi Latin alfabesiyle deitirildi. Btn
bunlar "inklap" sayld. Terr rejimi koullarnda gerekletirilen bu inklaplarn bekiliini yapmak da,
Cumhuriyet aydnlarna decekti. Zora dayanlarak yaplan "inklaplar", ancak zora dayanarak korunabilirdi.
Aydnlarn amaz da buradayd. Zorla yaplan inklaplarn zora dayanarak korunduu bir ortamda aydnlar,
antidemokratik bir resmi ideolojinin reticisi, yaycs ve srdrcs olacaklard. apka giymeyi
reddettikleri iin idam edilenlerin "gerici" olduklar konusunda fetva vereceklerdi!.. stelik Cumhuriyet
aydnlarnn halk kitlelerine baknda da kendinden ncekilere gre bir deiiklik sz konusu deildi.
Cumhuriyet dneminin nde gelen aydnlarndan, liberal (ama demokrat olmayan) Ahmet Aaolu, 1926'da
Gazi Mustafa Kemal'e verdii bir raporda; "Arzetmek isterim
19
ki acizleri demokrat deilim, alelumum demogojiye kar byk bir nefret per-verde ederim. Bendeniz
binbirbal ktlelerin herhangi bir ii baa karacak kabiliyette olduuna hibir zaman kail olmadm"(13)
diyor.
Kltr sorununa yaklam nasl olmaldr? Bir toplumun kendi gemiini ve kltrn, toptan mahkm etmesi
bilimsellikle badar m? Toplum kendi z gemiiyle balarn bu biimde koparrsa ne gibi sonular ortaya
kar? Bir toplum, kltrn, gericidir diye inkr ederse, tarihsel sreklilik nasl salanr? Tarih, sonu
itibariyle toplumun gemiiyle bir diyalog deil midir? Byle bir diyaloun kesilmesi arzulanr bir ey midir?
Toplumu, kt alkanlklar olan bir ocuk gibi grmek bilimsel bir tutum mudur? Tm elemanlarnn (yapc

unsurlarnn) geri ve gerici olduu gibi bir kltr dnebilir mi? Ayn ekilde, tmyle ilerici bir kltr sz
konusu olabilir mi? te yandan, tarihsel olarak geride kalm olan bir kltr toptan geri, bugn yaayan da
mutlaka "ileri" ve "ilerici" midir? Eer gemile balar bylesine kesilirse bunun yaratt boluk nasl
doldurulabilir?
Cumhuriyet aydnlar bu sorular genellikle sormadklar gibi, sorulmasn, tartlmasn da engellediler.
Benzer sorular sormaya, tartmaya girienlere banaz bir kar-ittifak oluturdular. "Baarlan" yaptklar
savunmann ve teorik angmanlarn gcnden deil, arkalarndaki baskc devletin gcnden kaynaklanyordu.
rettikleri yalanla yaamay "aydnlanma" sandlar. Resmi ideolojinin reticisi ve yaycs olarak da her zaman
hakettikleri hediyelere kavutular...
Oysa as;l yaplmas gereken inkr deil, "diyalektik ama" olmalyd.(14) Baka bir ifade ile var olan srdrme,
elitirme, ama biiminde bir yaklam gerekiyordu. Eer Marx, ngiliz Burjuva Ekonomi Politiini inkr
etseydi Kapi-tal'i yazabilir miydi? Ricaordo'yu, Smith'i, Malthus'u vb. yok sayarak, inkr ederek, onlar
gericilikle sulayarak yeni bir teori gelitirebilir, toplumsal bilimlerde byk bir atlm gerekletirebilir
miydi? Toptan inkarcln ykc sonular baka yerlerde de grld. Sovyetler Birlii'nde proletarya
kltr'nn yceltilmesi, burjuva kltrnn toptan mahkm edilmesi Stalinist terr rejimi koullarnda tam
bir kltrel, entellektel ve artistik gerilemeye ve ksrla neden oldu. Stalinist ve izleyen dnemlerde
Sovyetler Birlii'nde dnya leinde dnce ve sanat adamlarnn yetimemesi, bu inkarcln ve banaz bir
bilim ve kltr anlaynn sonucuydu. Tarihsel sreklilikle dyaletlik aknlk konusundaki bu tutarsz
yaklamn sonulan ok ar oldu. Oysa kendi kltr mirasn dntrp yeni ve st dzeyde bir senteze,
daha zengin bir kltre ulama yolu, banaz taklitilik ve inkrclk yznden kapatlmtr. Eer bugn bir
"arabesk" kltrel ortama gelinmise, bunun sorumlusu, kendi kltrn aalayp, mahkm eden zihniyettir.
lgin olan bir ey de, Cumhuriyet aydnnn Merutiyet aydnnn, Merutiyet aydnnn da Tanzimat dnemi
aydnlarn sulam olmalardr. Her dnemde, bir ncekiler yanl yaplklan iin sulanmlardr. Cumhuriyet
aydnlan
20

"doru yolu bulduklarn" iddia etmilerdir. Oysa Cumhuriyet aydnlan gerek orijinleri ve devlet iindeki
konumlan, gerekse de ideolojik, dnsel referansla-n bakmndan ayn izginin srdrcsydler. Btnyle
onlarn "azgelimi" ideolojik-kltrel mirasna konmulard.
Cumhuriyet aydnlan iin de iktidarlarn salamlatrmann biricik yolu, kendilerinden ncekileri ktlemekti.
Bize gre Trk aydnlarnn kendi gemilerine bu lde olumsuz ve yadsyc yaklamalarnn bir nedeni de;
"geri-lik"lerinin farkna vardklarnda, Bat kapitalizminin lkeyi "biimsizletirip", iini boaltm olmasdr.
Bu durum onlarn kendi gemilerini mahkm etmelerini kolaylatrmtr. Kendi "gerilik"leri ile bakalarnn
"ilerilii" arasndaki ilikinin niteliini de kavrayacak durumda olmadklan iin, tm kerametleri kendi lkeleri
dnda, Bat'da buluyorlar! Bu gelenein sonucu olarak, kendi toplumlarnn gemiiyle ilgili her eyi yok
saymak, her eyin Bat'dan menkul olduu grne sk skya sarlmak kanlmaz oluyor! Trk aydnlar
yukarda ksaca deindiimiz srecin sonucunda dnsel, ideolojik ve kltrel bir bamlla dyorlar. Bu
bamllk, yaadklar dnyay ve kendi toplumlarnn gereini kavramalarn giderek zorlatryor.(15)
Osmanl dnemi kltr inkr edilince, geriye halk edebiyat dnda pek bir ey kalmyordu. Ortaya kan
kltr boluu da Bat'ya daha ok yaslanarak, ve oradan daha ok "ithalat" yaplarak doldurulmaya alld!
thal edilen de pozitivist burjuva kltryd. Bu tutucu ve sekinci ideolojinin ithali ynetici aydn elitin
karlarna uygun dyordu. stelik bu alanda bir sr tutarszlklar, eliik yaklamlar da sergileniyordu.
Mustafa Kemal, Nutuk'ta; "Osmano-ullar zorla, Trk Milletinin hakimiyet ve saltanatna el koymulard. Bu
tasallutlarn alt asrdan beri idame eylemilerdi, imdi de Trk Milleti bu mtecavizlerin hadlerini
bildirerek, hakimiyet ve saltanat isyan ederek bilfiil eline alm bulunuyor"(16) diyor. Bu durumda stanbul'un
fetih yldnmlerinde ve daha bir sr yldnmlerinde yaplan trenleri anlamak zorlar! Dier yandan da
yok saylan veya inkr edilen eylerle vnlyor. rnein Trklerin tarih boyunca kurduklan en byk
devletin Osmanl Devleti olduu syleniyor! Bu ve benzer yaklamlar doal olarak gen nesillerin kafalarnda
eliik dncelerin olumasna neden oluyor...
Devlet Aydnnn elikileri
Cumhuriyetin kurucu kadrosunun asli unsurunu oluturan, byk ounluu ttihat (Jn Trk) olan aydnlar,
referanslarnn arlk noktas Bat burjuva ideolojisinin pozitivist yorumuna dayanmakla birlikte, devletle

olan ilikileri, devlet karsndaki konumlar bakmndan Osmanldaki ilmiyye snfna benzemekteydiler.
Cumhuriyetin kurulmasyla daha ok zerkletiler ve etkinliklerini daha da artrdlar. Osmanl'da olduu gibi
yine hakim snfn bir bln, ama bu sefer daha etkin bir bln oluturdular. Arlklar, olumsuz d
konjonk21
trn (Byk Dnya Ekonomik Krizi) lkeyi etkisi altna ald 19301u yllarda daha da artt. Etkinliklerini II.
Dnya Sava sonuna, 1950'ye kadar srdrmeyi baardlar.
Aydnlarn bir bl 1960'l yllarda "sosyalizmle bulutuklarnda" sosyalist dncenin yozlam bir
versiyonu olan Stalinizmi byk bir kolaylk ve rahatlkla benimsediler. Bu durum, "sosyalist" de olsalar,
onlarn "brokrat aydn", "devlet aydn" olmalarndan kaynaklanyordu. Stalinizmi benimsedikleri lde, bu
sefer de Sovyetler Birlii'nin (ve daha az oranda Stalinist in brokrasisinin) resmi ideolojisinin tayclar
oldular.
Stalinizmin ipliinin pazara kt bir dnemde, Trk "sosyalist"lerinin banaz birer Stalinist kesilmeleri
onlarn her tarihsel dnemde yaya kaldklarm da bir defa daha gsteriyordu. Aslnda bu, Trk
entelijansiyasnn bir "zelli-i"dir. retilmesine pek katlmadklar ada dnceyle hep belirli bir
gecikmeyle tanyorlar. Her seferinde pazara geldiklerinde pazan dalm buluyorlar... Trk
"sosyalist'lerinin Stalinizme olan hayranlklarm ve ballklarn "talihsiz bir rastlant eseri" saymak herhalde
doru olmaz. Artk, Sovyetler Birli-i'ndeki sosyo-ekonomik dzenin sosyalist deil, sosyalizmin bir
karikatr olduunu sar sultann bile duyduu bir ortamda, Stalinizme drt elle sanlmalar, snfsal
yaplarnn ve ideolojik referanslarnn bir sonucuydu. O kadar ki ii, Sovyet yneticileri lkelerindeki rejimin
sosyalist olmadn "itiraf ettiklerinde" onlar revizyonistlikle sulamaya kadar vardrarak, gln durumlara
denleri bile var!.. Brokratik, devleti, halka yukandan bakan Trk "sosyalistlerine sosyalizmin brokratik
yozlamaya uram bir versiyonu pek uygun dyordu. Brokrasinin iktidar ortaklnn sona erdii, 19501i
ve 1960'l yllarda sosyalizm, aydnlar iin yeniden etkin bir merulatrma, dolaysyla da iktidan ele geirme
arac olabilirdi. Gerekten de 1960'larn banda sosyalist ideoloji, brokrasinin iktidar ortaklnn sona
erdii bir dnemde, iktidar yeniden ele geirmenin bir arac olarak grlyordu.
- Szde "bilimsel" bir dil kullanlyor, sosyalist sloganlar ortal kaplyorduy-sa da, aydnlarn byk
ounluu iin asl ama sosyalizmin kurulmas deildi. Bu aamada grntyle gerein birbirinden aynlmas
nemlidir. Ama sosyalist bir toplum dzeni oluturmak deil, "sosyalist yntemler" kullanarak Bat'y daha
hzl taklit etmekti. Bat'y taklit etmeyi hzlandrarak sosyalist bir topluma varlabilir mi? Aka ifade
edilen klie uydu: Kapitalist yoldan kalknmak uzun zaman alr, kalknmann kestirme yolu sosyalist yolu
semektir. Asl ama gerekten sosyalist bir toplum kurmaya ynelik olsayd, askeri cunta senaryolaryla,
"ilerici su-baylar"la, iktidar ele geirmeye, alrmyd? Sosyalizmin temel teorik kaynaklarna ynelmek
yerine, Sovyetler Birlii'nden azgelimi lkelere ihra edilen "Kapitalist Olmayan Kalknma Yolu" gibi
uydurma stratejilere itibar edilmesi bu yzdendi/1 ^ Dnemin sosyalistlerinin sosyalizmin temel sorunlarm
tartmaktan zenle kanmalar, devrimci marksizmin srdrclerine dmanlklar bu niteliklerinden
kaynaklanyordu. Asl ama, kaybettikleri "iktidar" yeniden kazanmak, bu amala sosyalizmi bir ara olar
kullanmakt.
22

Eer askeri bir darbeyle, ittihat yntemleriyle sosyalizm adna iktidar ele geirebilirlerse, iktidar
kimseyle paylamak zorunda kalmayacaklard. stelik bu sefer siyasal iktidar da kimseyle paylamak zorunda
olmadklar iin, tartmasz ve tek hakim snf konumuna ykseleceklerdi. Dou Avrupa'daki rnekler
itahlarn kabartyordu! Ne var ki, burjuvazi ve gerisindeki emperyalist "destekiler", brokratik aydnlara
bu yolu oktan kapamt. Asalak burjuvazi ve emperyalizmle baa kabilecek olan asl g emeki kitlelerdi
ama, Trk aydnlan (sosyalist olsunlar) emeki snflan iin iine kantrmaya pek niyetli deillerdi. (Kullanlan
dil ve sloganlara ramen). Bu konuda bir de gereke retilmiti: Halk geriydi, kendilerinin deil, "yoz burjuva
politikaclarnn" peinden gidiyordu, son tahlilde de kendi karlarnn farknda deildi.... Bu ve benzeri
argmanlarn ncekilerden, Tanzimat, Merutiyeti, Cumhuriyetilerden bir fark var mdr? Halkn siyasal
olgunlamasn beklemek onyllar alrd. Oysa lkenin beklemeye tahamml yoktu. Aslnda "sosyalist"
aydnlarn nemli bir bl askeri cunta yntemlerine bel baladklar dnemde, iinde yaadktan toplum,
hakim snflann gc, kitlelerin beklentileri ve zlemleri konusunda son derecede bilgisizdiler.

O halde halkn karlarnn "nerede ve nasl"n bilen brokratik aydnlar, iktidar ele geirerek kestirme
zmler dayatacaklard. 27 Mays darbesini yceltmeleri ve sz konusu darbenin snfsal bir tahliline
yanamamalar ilgintir. 1960'lann "sosyalist"leri arasnda Stalinizme ballklarn srdren pro-sovyetik dar
bir kesim dndakilerin ufukta "sosyalizm grnmeyince", sermaye ve devletle olan ilikilerim gzden geirip,
bir "durum deerlendirmesi" yaparak ortalktan ekilmeleri, asl niyetin baka olduunun bir gstergesidir...
Aslna baklrsa, Trkiye'deki sol dncenin teorik-ideolojik geri plannda, Stalinizmle Atatrkln
melezlenmi bir versiyonu vard. Dolaysyla, ideolojik ve teorik referanslar olarak, gerek sosyalist
dncenin kaynana inmek sz konusu deildi. phesiz btn bu dnem boyunca, yukarda szn ettiimiz
genel ve hakim izgi dnda olan aydnlar da elbette vard. Ama bu kesimin saysal clzl, ideolojik
etkinliini doal olarak etkisizletirmitir.
Bu aamada aydnlar-resmi ideoloji ilikisi zerinde durmamz gerekiyor. Fakat ondan nce resmi ideolojiyle
ilgili baz aklamalar yapmak yararl olacak. Gerekten de bilimsel literatrde olsun, gnlk konuma dilinde
olsun, kullandmz kavramlar hakknda her zaman yeteri kadar ak olmayabiliyoruz. "Resmi deoloji"ye
varabilmek iin Antonio Gramsci'nin "hegemonya" kavramndan hareket edebiliriz. Gramsci'ye gre; yeni bir
ideolojinin toplumun tm kesimlerinde hegemonya kurabilmesi iin o ideolojinin sahibi ve taycs olan ve
tarih sahnesine kan yeni snfn, retici gleri gelitirmesi, ekonominin retici temelini dntrerek, bir
nceki tarihsel dneme gre nemli bir ilerleme salamas, tarihsel olarak geri olan snfa kar yrtt
devlet aygtn ele geirme mcadelesinde kendi karlarn gerekletirirken, toplumun dier kesimlerini de
btnyle ihmal etmemesi, dolaysz retici kesimlere de nceki duruma gre bir eyler vermesi gerekir.
Baka bir ifade ile yeni egemen snfn bir nceki dnemin geerli ideolojisinden farkl bir deolojiyi geni
halk ynlarna
23
kabul ettirebilmesi iin, toplumun dier snflarnn yaam koullarnda en azndan ksmi bir iyileme salamas
gerekir. Gramsci'nin kendi ifadesiyle, yeni sosyal smfn egemen snf olma mcadelesine giritiinde: "stn
gelmesi gereken kendi temel karlaryla, ikincil sosyal guruplar da feda etmeyecek uygun bir dengenin
kurulmas gerekir. "(18) Bylesi bir dengenin oluturulmas, devlet aygtm ele geiren yeni egemen snfn,
toplumun dier baml kesimlerini kendi egemenlii altnda tutabilmesinin kouludur.
Ancak byle bir durumda egemen snf, iktidarnn snfsal karakterini gizleyebilecei bir dnya grn
kitlelere benimsetebilir. Ve bunu "doal", "gerekli" moral deerler ve toplum anlay olarak kitlelere
kabullendirebilir. Bylece egemen snf son aamada, ekonomik, politik ve moral balan gerekletirir.
Gramsci buna "tarihsel blok", yeni egemen snfa "hegemonik snf" ve onun yayd ideolojiye de "hegemonik
ideoloji" diyor.
Gramsci'nin tahlilinden kan sonular u ekilde zetlemek mmkndr; devlet aygtn ele geirmek
amacyla hasm snflarla mcadeleye girien yeni (ykselen) snf, retici gleri dnme uratacak,
toplumun ikincil (egemen snf dnda) snflarna da bir eyler verebilecek, son analizde kendi snfsal
projesini geni kitlelere kabul ettirirken, zor esini deil, ikna ve inandrma yolunu seecek, bylece kendi
ideolojisi araclyla bir entegrasyonu (btnlemeyi) gerekletirecek.
Yukardaki ksa aklamalar karsnda, resmi ideolojinin, hegemonya gc zayf bir ideoloji olduu ortaya
kyor. Bu durum, devlet aygtm ele geiren yeni snfn veya snflar blokunun iktidar mcadelesine
giritikleri kritik anda retici glerde bir dnm yaratmam olmas ve ikincil snflara da nceki dneme
oranla bir eyler verememesidir. Byle olunca, retici glerde bir ileri atlm gereklemeyince ve egemen
snf d toplum kesimlerine bir eyler verilmeyince, yeni egemen snfn projesini geni halk kitlelerine
kabullendirmek ve ideolojik st yaplarla ekonomik temel arasnda uygun bir eklemlenme (articulation)
yaratmak mmkn olmamaktadr.
Cumhuriyetin kurulduu dnemde tam tersi geerliydi. retici glerin gelitirilmesi bir yana, mevcut retici
gler de byk lde tahrip edilmi durumdayd. Zaten Cumhuriyetle gelen rejim, 1908'den beri srp
gelen ttihat rejimiydi. Ortada ekonomik temeli dntrp glendirecek bir snf olmad gibi, retici
glerin dnme uratlmas, bir nceki dnemin retim ilikilerini, bu arada mlkiyet ilikilerini
dntrmek de sz konusu deildi. Trkiye'de Cumhuriyetin kurulmasyla iktidara el koyan "yeni" ynetici
snflar koalisyonu, emeki snflara bir eyler vermedii gibi, bask ve smry younlatrmt. Dolaysyla,
geerli kltrel-ideolojik deerlerin yerine yenilerinin retilmesinin ve kitlelerde bir hegemonya salamasnn

koullan olumamt. te bu hegemonya eksiklii, yapay, zorlama bir resmi ideolojinin "retilmesini" zorunlu
hale getirmitir...
24
Szn ettiimiz hegemonya eksikliini gidermek ya da hegemonya boluunu doldurmak amacyla retilen
ideoloji, resmi ideolojidir. Bu da ideolojinin bir snf projesi olduunu gizlemek ve kitlelerde bir yanlsama
yaratmak iin yeterli olamazd. Hegemonya boluunu doldurmak amacyla "devlet aydnlan" tarafndan
giriilen ideolojik zorlamalarn kitlelerin bilincine yerleme gc olmad iin, resmi ideoloji zor gesiyle
birlikte yryecek, zorunlu olarak da, daha batan anti-demokratik, baskc bir nitelik kazanacakt.
leriki aklamalardan da anlalaca gibi, Cumhuriyeti kuran ekibin yukardaki anlamda hegemonya gc olan
bir egemen ideoloji oluturmalarnn koullan olumamt. Ne yeni bir sosyal snf ve onun gelitirdii yeni ve
ileri retici gler ve retim ilikileri, ne de kitlelerin yaam koullarnda hatr saylr bir iyileme sz
konusuydu.
Resmi ideoloji oluturmak iin "bilgi" kanallarm denetlemek -enformasyon bilgi demek olduuna gre-, baz
bilgilerin kitlelere ulamasn engellemek, kitlelerin bilincinde (memoire collective) bir boluk yaratmak zere
kendi gemiiyle balarn koparmak, iktidardaki snflarn karlarna uygun bir bilgi ve enformasyon a
oluturmakla mmkndr.
te Cumhuriyet aydnlarnn ilevi, byle bir resmi ideoloji retmek olmutur. Bu amala yakn tarih tahrif
edilmi, Krt kimlii inkr edilmi, Milli Mca-dele'nin gerek d bir versiyonu gelitirilmi, son tahlilde
emperyalizmle bir uzlama olan "Milli Mcadele", mazlum halklara kurtulu yolunu gsteren ilk antiemperyalist hareket olarak gsterilmek istenmitir. Oysa Cumhuriyet iktidarlar "byk devlet"
kompleksinden hibir zaman kurtulamadlar. Mazlum halklarn yannda deil, her zaman onlar ezen
smrgeci-emperyalist devletlerin safnda yer aldlar. 1920'li ve 1930'lu yllarda yaplan brokratik
dzenlemeler (nklaplar) abartlm, tm uygarlklarn kaynann Trkler olduu ve tm dillerin de
Trkeden tredii gibi hezeyanlar bir dneme damgasn vurmutur. Trk aydnlar, yalan retip rettikleri
yalanla yaamak gibi, talihsiz bir konumda bulunmulardr. Szde, topluma rasyonalist dnceyi yerletirmek
amacyla yola ktkla-nn iddia etmelerine ramen, her zamankinden daha ok hurafe retmiler, Mustafa
Kemal'i putlatrmay marifet saymlardr.
Toplumsal-ekonomik yapnn nitelii ve azgelimiliinden tr, Trk aydnlarnn pazar ekonomisinin geerli
olduu sanayilemi lkelerde olduu gibi, egemen snflardan grece bamsz bir katman (couche)
oluturmalar olanakszd. Aydnlarn Cumhuriyet dneminde de devletle olan ilikileri Osmanl Imparatorluu'ndakinden farkl deildi. Egemen snflar koalisyonunun bir orta olmaya devam etmeleri, devlet
dnda bilgi retme olanaklarn snrlamtr.
Resmi ideolojinin geerli olduu Trkiye gibi sosyal formasyonlarda, devlet politikalarna ters den bilgiye
izin verilmez. Resmi ideolojiye ters dmek veya onu eletirmek cezai yaptrmlarla engellenmek istenir.
nsanlarn "lke ya-rarlan"naters den dnce retmeleri kesinlikle yasaktr. lke yararnn ne ol25

duuna da kendileri karar verirler. Kurulu dzene eletirel yaklaan herkes "kt dncelidir", "lke
yararlarn ve btnln tehlikeye atar" ."birlik ve beraberlii zedeler," "ulusal duygular zayflatr" vb...
nsanlar, dnceleri, "iyi ve kt", "yararl ve zararl" diye snflandrlr. "Kt" ve "zararl" dnceler ve
sahipleri yasal kovuturmaya maruzdurlar. Byle bir toplumun ada ve demokratik olmas da, kalknabilmesi
de olanakszdr. Bat Ortaa'nda "doru"larn tespiti kilise adamlar tarafndan yaplrd. Bizim
Cumhuriyetimizde de yasalar ve uygulayclar bu ii yapyorlar. Eletiri yollarnn tkand bir toplum, kendisi
hakknda dnme yeteneine sahip deildir. Cezai yaptrm gerekesiyle eletiri silahn brakmak ise gerek
entellektel tavryla badamaz.
Aydnlarn devlet aygtnn bir parasn oluturmalar (1950 ncesi Trkiye'de olduu gibi) hileci ve yadsyc
bir bilinci de srekli beslemektedir. Brokrasi maniplasyona elverili bir yap oluturduu iin, entellektel
drstlk diye bir kayg da pek gl deildir, II. Abdlhamid'in zaman zaman aydnlar satn alarak
muhalefetlerini etkisizletirebilmesi bu yzdendir. Aydnlarn satn alnmalarnn kolayl, devletin yaps ve
bu yap iinde aydnlarn konumuyla dorudan ilgilidir. "Osmanl Devleti'nde Abdlhamid devrinde de Trkler
iin yegne servet memba- devletti. Bu itibarla devlete kar almak iin, ya devletin tesirinin asgariye
indii Msr gibi bir emarette (hami) bulmak veya dorudan doruya devletten faydalanmak icab

ediyordu."(19)
Kitleler tarafndan benimsenme ans snrl byle bir resmi ideolojinin anmas kanlmaz olduundan, "ok
partili" rejime geildikten sonra belirli aralklarla yaplan askeri darbelerle takviye edilmitir. Ziya Enver
Karal, "27 Mays 1960 Darbesini" deerlendirdii bir yazda: "Arzu edilen yeni dzene gelince, unutulmu
veya inkr edilmi olan Atatrk nklab'nn prensiplerini tekrar ele alarak devrin ihtiylarna gre
gelitirmek, bu suretle devletin temelinden sarslm olan i ve d itibarn iade etmek, tehlikeye den milli
varl kurtarmak, eskiyi tasfiye ederek yepyeni bir idare kurmaktan ibarettir"(20 ) diyor. Karal, farknda
olmadan resmi ideolojinin on yllk Demokrat Parti iktidar dneminde yprandn sylyor.
Cumhuriyet dnemi aydnlan istedikleri kadar modernist bir dil kullansnlar, hezeyanlar, kuruntular ve
monolitik dnceleri veri iken, toplumun kendisi hakknda dnme yeteneini bodular. Kendi ayrcalkl
konumlarn muhafaza edebilmek iin her trl "farkl" dnceyi tehlikeli saydlar. Aydnlarn ynetici snf
konumunda olduu bir toplumsal formasyonda, kltr, bir snf kltr, aydn snfn kltr haline gelir.
Teorik referanslarnda ve afie edilen amalarnda "adalk" temasna vurgu yaplmasna ramen, toplumun
deimezlii zerine kurulu pozitivist burjuva ideolojisinin taycsydlar. Ynetici brokratik aydnlar
toplumun temeline dokunmadan onu yerinden oynatabile-ceklerini sandlar. Oysa bir nceki dnemin retim
ilikileri deimedii srece, insanlara apka giydirmek, klasik Bat mzii dinletmek, Latince retmek vb.
ada bir toplum oluturmak iin yeterli olmayacakt. S. H. Paa, Batclarla ilgili olarak: "Bu medeniyetin
eserlerini, o medeniyeti meydana getiren sebepler
26
zannettiler. Garbin ahlk ve yaaym memleketlerine tatbik etmenin dertlerine are olacana inandlar"(21)
derken, batanberi yaplanlarn adalamak olmadn vurgulamak istiyor.
dris Kkmer de;"Bu sebepledir ki aydn; deiik boyutlu bir kltr ve dnce seviyesindeki bir topluma,
tarihinde srekli iktidar blnmln yaam toplumlarn rn olan 'form'lar aktararak 'asri'
olunacan sanmtr. Bu formlarn ithal edilmesiyle Trkiye'de ilerliinin ne olacan da hibir zaman
derinlemesine dnmemi, aratrmamtr (aydnn yenilgi tuza)"(22) diyor.
Gerek toplumsal dnmlerin ortaya kmad koullarda, inklaplar idealize edip ycelttiler. Kapal bir
kltr oluturdular. Her ne kadar yaydklar resmi ideolojiyle toplumun tamamm temsil ettiklerini ileri
srseler de, aslnda palazlanmakta olan bir sermaye snfnn karlarm merulatrdlar (bu arada kendi
karlarn). Ne var ki, zerinde bulunduklar zemin ayaklarnn altndan kayyordu. Paradoksal olarak, ocuk
byynce onlara itaat etmeyecekti. birliki sermaye snf, daha ok emperyalizme dayand oranda, nce
brokrat aydnlan, daha sonra da toprak aalarn ortaklktan atacakt. Baka trl sylemek gerekirse, yeni
smrgecilik dneminde sermaye snf palazlandka eski yerel koalisyon ortaklarn dlayacakt.
Bat'ya olan kltrel, ideolojik ve bilimsel bamllk Trk aydnlarnn orijinal rnler vermelerini de
engellemitir. stelik giderek kendi realitelerine de yabanclamlardr. Gerek anlamda entellektellerin
resmi ideoloji retmek gibi bir misyonlar olamaz. Tam tersine, gerek aydn (entellektel) olmann koulu,
her trl egemen ideolojiden, bu arada resmi ideolojiden bamszlamaktr. Resmi ideolojinin retici ve
yaycs olmak deil, onu eletirebilmektir. Resmi ideoloji retmenin yerini resmi ideolojinin eletirisi
almadka, gerek anlamda aydnlanma mmkn olamayacaktr.
27
3. BLM
MLL MCADELE'NN NTEL
"Bilmeyen ahmak, bilip de sylemeyen suludur."
Fransz A tasz

Hibir konuda Milli Mcadele ve onun lideri hakknda olduu kadar efsane yaratlmamtr. Tek parti dnemi
inklaplar iin de yle... Neredeyse Osmanl tmparatorluu'nun ykselme ve gerileme dnemlerine ilikin
deerlendirmenin bir benzeri tek parti dnemi ve 1950 sonras iin de geerlidir. Resmi ideoloji tarafndan
Mustafa Kemal'in yaad dnem Cumhuriyet'in "altn a", 1950 sonras da bir eit "bozulma", "geriye
gidi" dnemi saylyor. nl devlet aydnlarndan ankaya sofralarnn vazgeilmez yazan F.R. Atay, Mustafa
Kemal'in lm zerine, 11 Kasm 1938'de Ulus Gazetesi'nde; "En mesut Trkler, Atatrk yaarken lm
olanlardr" diye yazmt. Cumhuriyet aydnlar yukardaki gr yaygnlatrmak iin byk aba harcadlar.
Niyazi Berkes tek parti dneminde atamayla gelen meclislerin ok parti dneminin erbet seimlerle gelen

meclislerinden daha seviyeli olduunu sylyor. Brokrasinin "radikal" kanadnn szcln yapan Berkes,
idealist sekinci dnya grnn Cumhuriyet dnemi aydnlarnda ne kadar kkl olduunu gsteriyor.
Paris Komn'ne ilikin bir yazda Marx; "imdiye kadar, Roma mparatorluu zamannda Hristiyanln bu
kadar ok efsane yaratmas matbaann henz kefedilmemi olmasna yorulurdu. Oysa, bunun tam tersi
dorudur. Bugn gnlk basn ve telgrafn bir gnde yaratt efsane, eskiden bir yzylda yaratlandan daha
fazladr''(1)diyor. Marx'n bu szleri Cumhuriyet "burjuvazisi" tarafndan da dorulanmtr. stelik kitle
iletiim aralarnn iinde bulunduumuz yzyldaki gelimilik dzeyi gznne alnrsa, sorunun nemi daha
iyi anlalr.
Gerekten Mustafa Kemal ve onun "inklaplar"yla ilgili olarak yaratlan efsane, yedi yzyllk Hilafet ve
Saltanat devrinde yaratlmamtr. lgin olan bir ey de, bu efsane reticilerinin, szde efsaneleri ykmak,
hurafeleri yok etmek amacyla yola km olanlardr! Topluma rasyonel dnceyi egemen klmak amacyla
yola kanlar, hibir dnemde grlmemi dzeyde hurafe retmilerdir. Putlar ykmak iin yola kanlar,
hibir dnemde grlmemi dzeyde put rettiler. Cumhuriyet aydm, put reticilii ve bekiliine
koulmutu!..
29
Milli Mcadele sonrasnda egemen snflarn neden zorlama bir resmi ideoloji oluturmak zorunda olduklarm
nceki blmde tartmaya altk. Bylesi bir zorlamann nedeni, Cumhuriyeti kuran kadrolarn tarihsel
olarak gerilii, gelimi bir burjuva snfnn ve onun "dnya gr"n formle edip yayacak aydnlarn
bulunmayyd. Resmi ideoloji tarafndan yaratlan efsanelerin ve hurafelerin sergilenebilmesi iin, "Milli
Mcadele"nin resmi ideoloji dnda bir deerlendirilmesinin yaplmas gerekiyor. Bilindii gibi, resmi ideoloji
(kimi sol versiyonu da dahil) Milli Mcadele'yi anti-emperyalist, dnyann mazlum uluslarna kurtulu yolunu
aan ilk ulusal halk hareketi, Mustafa Kemal dnemi siyasal rejiminin "halk" bir ynetim biimi olduu,
Mustafa Kemal'in Trklere bir vatan balayan dnyann en byk anti-emperyalist lideri olduu vb. gibi bir
sr gerek d hurafeye dayanyor. Elbette egemen snfn ve onun szcln yapanlarn bask ve
smrsn "gizlemek" amacyla tarihsel olaylar arptmalar anlalr bir eydir. Tarihsel olaylar
arptmann, gemite yaanm olaylar tahrif etmenin yollarndan biri de kiiyi yceltmekten, kiiyi
putlatrp ona tapmaktan geer. te bu blmde, yakn tarihte yaanan olaylarla ilgili toplumsal sreler ve
olgularla ilgili sis perdesi aralanmaya, gerei rten perde kaldrlmaya allacak.
Trkiye toplumsal formasyonunun evrimini ele alan byle bir kitapta Milli Mcadele ve sonras dneme geni
yer ayrmamzn nedeni budur. Sz konusu dnemin olaylarnn arptlmas zerine kurulu resmi ideolojinin
tutarl bir eletirisinin yaplabilmesinin koulu, dnemi deiik ynleriyle tahlil etmektir. Solun nemli bir
blm bile, Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili olarak, resmi ideolojiden bamsz dnme aamasna henz
ulaabilmi deil. Bu durum Trk solunun geleneksel devleti ideolojinin bir versiyonu olarak ortaya
kmasndandr.
Bu nedenle, nce Milli Mcadele'nin anti-emperyalist bir hareket olup olmad, ulusal bir halk hareketi
nitelii tayp tamad ve tarihi yapmada bireyin rol zerinde duracaz. Fakat daha nce srekli
yallsamaya neden olan bir sorun zerinde ksaca durmamz gerekiyor. Milli Mcadele ile ilgili
deerlendirmeler srekli bir yanl anlamaya neden oluyor. yle bir izlenim yaratlm durumda ki, sanki
Trkiye birok Asya, Afrika, Ortadou, Latin Amerika vb. lkesi gibi, uzun yllar Batllarn dorudan bir
smrgesi olarak kalm da, Milli Mcadele'yle (Kurtulu Sava kavram bu anlamda yerinde kullanlmyor) bu
duruma son verilmi gibi bir dnce hakim oluyor.
Bir kere, Osmanl mparatorluu hibir zaman dorudan smrge olmad. Ykld gne kadar emperyalist
Bat'nn ekonomik-diplomatik bir yar-smrgesi durumunu muhafaza etti. kincisi, Osmanl imparatorluu
Birinci Emperyalistleraras Sava'a "taraf" olarak katld. Dnyay yeniden paylamak amacyla balatlan bir
savaa taraf olarak katlan bir devletti. Nedense, bizim tarihilerimiz bu iki nemli olguyu bilinli olarak yok
saymay yeliyorlar. Bu iki nemli olgu atlanarak yaplan tahlillerin bolukta kalmas kanlmazdr. Eer bir
lke, dnyay yeniden paylamak isteyen taraflardan birinin yannda bu
30
savaa katlyorsa, her halde ama paylamdan pay koparmaktr. Emperyalist paylam savana katlan bir
devletin anti-emperyalist bir ulusal kurtulu sava vermesi mmkn mdr? Resmi tarihiler ve resmi
ideoloji reticileri bu "amaz"n farknda olduklar iin, olaylarn tahlilini Yunanllarn zmir'e kyla

balatyorlar. mparatorluun geni blgelerinin neden emperyalistler tarafndan igal edildiinden pek sz
etmiyorlar. Olaylarn tahliline 1919 May-s'ndan deil de 1914'ten balasalar, hurafe retme kapasitelerinin
byk lde azalacan biliyorlar...
Aslnda hesap batan yanl yaplmt. Osmanl mparatorluu savatan galip de ksa, imparatorluk
paralanacakt. Nitekim pre-kapitalist yaplar zerinde duran imparatorluk gnn doldurmutu. Emperyalist
zincirin en zayf halkasn oluturan Osmanl mparatorluu, savatan yenik kmasayd da paylamdan
alabilecei pay tarihsel olarak belirlenmi durumdayd. Bu konuda Trotsky unlar yazyor: "Dnya
emperyalizminin elikilerinin bir sonucu olan byk sava, farkl gelime aamalarnda bulunan lkeleri de
girdabna almt; ama katlanlarn hepsine savan icaplarna ayn lde katlanma zorunluluunu
dayatarak..."(2) "Genel retici gler dzeyi ne kadar yksekse, dnya apnda rekabet ne kadar
keskinlemise, silahlanma yan ne kadar rndan kmsa, (savaan) en zayf taraflar iin durum o kadar
dayanlmazdr. te tam bu nedenledir ki; en geri lkeler kler dizisinde en birinci sralar igal
etmektedirler. Dnya kapitalizmi zinciri her zaman en zayf halkasndan kopma eilimindedir..."(3)
Emperyalist savatan byk kayplar vererek kan Osmanl mparatorluu fiilen kmt. Gerek insan,
gerekse toprak kayb bakmndan imparatorluk tam bir yok olmann eiinde bulunuyordu. Mondros
Mtarekesi'yle tilaf Devletleri, imparatorluun geri kalan topraklarndan bir blmn daha igal
etmilerdi. Bylece merkezi Osmanl Devleti'nin otoritesi iyice sarslm, lkenin her yerinde otonomi yanls
eilimler ortaya kmaya balamt. Balkesir bamszln ilan etmi, stanbul'dan gnderilen mutasarrf
trene bindirilerek geri yollanmt. Benzer bir durum Adapazar iin de sz konusuydu. Adapazar halk da
kendi kendini ynetmeye karar vermiti. Bu konuda Sabahattin Selek, "Adeta her kk blge, her ehir
kendini kurtarmak iin milletleraras siyaset alanna atlmaya alyordu"(4)diyor.
leriki sayfalardaki aklamalarla daha ak olarak ortaya kaca gibi, sz konusu olan, uzun yllardan beri
dorudan smrge olan, siyasal bamszl bulunmayan bir lke deildi. Bu bakmdan Milli Mcadele, Birinci
Emperya-listleraras Sava'n diplomatik planda srdrlmesiydi ve Keyder'in yazd gibi; "I. Dnya Sava
Trkiye iin 1923'te bitti."(5) Sonradan "Kurtulu Sava" olarak adlandrlan Milli Mcadele, bir yanyla
diplomatik dzeyde I. Dnya Sava'nn devam, dier yanyla Yunanllarla scak sava, nc olarak da .
merkezi Osmanl brokrasisi iinde bir hesaplamayd. Hareket, balangta Hilafet ve Saltanat kurtarmay
amalamt. Hilafet ve Saltanatn kurtarlmas iin de iki engel vardr: Rumluk ve Ermenilik. Kuvay Milliye,
yaklak yzyl
31
akn bir sreden beri gndemde olan cerrahi operasyonu gerekletirecekti. Her ne kadar hareket
balangta Hilafet ve Saltanat kurtarmay amalasa da, yukarda szn ettiimiz l mcadelenin
diyalektii ve toplumsal hareketin dinamii, hilafet ve Saltanatn tasfiyesiyle sonulanacakt. Her siyasaltoplumsal sre, kendisini de dntrecek dinamikleri bnyesinde barndrr. Hareketin dinamii, o hareketi
balatanlarn balangtaki niyetlerinden grece bamsz bir yol izleyebilir. Eer Trk Devleti yaayacaksa,
bu, burjuva temeller zerine oturmu bir cumhuriyet olabilirdi.
Bir baka adan bakldnda da bir "Kurtulu Sava" sz konusu deildi. Eer mparatorluk iinde bir ulusun
imparatorluktan kopma mcadelesi sz konusu olsayd, belki o zaman bir ulusal kurtulu mcadelesinden sz
edilebilirdi. Byle bir durum da sz konusu deildi. mparatorluun son unsuru olan kesim imparatorluktan
kopamaz, ancak onu "dntrebilir"di. stelik byle bir durum sz konusu olsayd, yllar ncesinden
oluagelen bir "ulusal bamszlk ideolojisi" ve "ulusal bamszlk hareketi"nin varolmas gerekirdi. Nitekim
bylesi bir ideoloji ve hareketin varolmad bir ortamda ister istemez, "kime kar kurtulu mcadelesi?"
sorusu akla gelir. Hareketi yrten kadrolar, birka eksiiyle, ttihat kadrolard. Bunlarn hepsi "yeniliki"
Osmanl brokratlaryd ve istanbul'dan tayin edilmilerdi. Damat Ferit Paa'nn sadrazam olduu devreler
dnda, Anadolu hareketi stanbul hkmetleri tarafndan desteklenmitir. te yandan Milli Mcadele
boyunca Osmanl zihniyetinin zayflamas deil, glenmesi sz konusuydu. Dolaysyla sz konusu olan
smrge bir ulusun anti-smrgeci bir mcadeleyle bamszln elde etmesi deil, fakat pre-kapitalist
temeller zerinde gnn doldurmu, paralanmakta olan, yar-smrge bir imparatorluun bir emperyalist
sava sonucunda burjuva temeller zerinde yaamn srdrmesidir.
Buraya kadar yaplan aklamalardan da anlalaca gibi, bugn "kurtulu hareketlerine verilen anlam gz
nne alnrsa, "kurtulu" szc burada yerinde kullanlm olmuyor. Bir devletin belirli blgesinin yabanc

gler tarafndan igal edilmesi tarihte sk rastlanan bir durumdur. Hibir zaman igalciler lkeden sklp
atldnda bir ulusal kurtulu hareketinden sz edilmez. Sadece haksz bir duruma son verilmitir. I. ve II.
Emperyalist Sava'ta, Almanlar, Fransa'y igal ettiler. Ayn ekilde Almanyada dier devletler tarafndan
igal edildi. Ancak siyasal-kltrel kimlii inkr edilmi bir dorudan smrge halk bakaldrdnda bir ulusal
kurulu mcadelesinden sz edilebilir.
1. Milli Mcadele Anti-Emperyalist Bir Hareket Deildi
XIX. yzyln sonu ve XX'inci yzyln bana kadar geen srede Osmanl mparatorluu, Batl kapitalist
devletlerle arlk Rusyas'nn kar atmas yznden ayakta kalabilmiti. Bu dnem Osmanl d politikas,
sz konusu kar atmalarndan yararlanma temeli zerinde kurulmutu. II. Abdlhamid, kar
32

atmalarndan yararlanarak saltanatn srdrmeye ynelik bir d siyaset izlemiti. Birinci Dnya Sava
tam bu duruma son vermek zereyken, Sovyet devriminin patlamas.durumu tekrar deitirmiti. Sovyet
devrimi ve devrimin yaylma potansiyeli, emperyalistlerin sava ncesi ve sava iindeki hesaplarn alt st
etti. "Yeni Trk Devleti" de bu yeni durumun yaratt kar atmalarndan yararlanarak varln
korumutur.
Emperyalizmin genel karlar ve emperyalistler aras elikiler, I. Emperyalist Sava'n bir Trk-Yunan
sava biiminde srmesine neden oldu. Balangta Yunanllara destek vermelerine ramen, ngiliz
emperyalizminin karlar Sovyet tehdidinin sz konusu olduu koullarda, bu destein 1921'den itibaren
ekilmesini gerektirdi. Artk bundan sonra ngiltere'nin temel siyaseti, Dou'da Bolevizmin yaylmasn
durdurmakt. ngiliz destei kalkt andan itibaren de Yunanllarn Anadolu'da barnma ans yoktu. Bu
nedenle Trk-Yunan sava abartld kadar nemli bir sava deildi. Zaten Milli Mcadele'nin seyri de
ngilizlerin taknd tavra gre biimlenmitir. . nn Cumhuriyetin ellinci yl dolaysyla verdii bir
demete;"stikll mcadelesinin baars da esasnda ngilizlerin buna karar vermesi ve dier mttefikleri de
bunu kabule mecbur etmesiyle mmkn olmutur" diyor.(6) "Gl ynetimini merkeziyeti temellere oturtmu
bir Trkiye, Avrupa kapitalizminin planlarn gerekletirme konusunda ihtiya olan her trl savunma
grevini zerine getirecektir ."(7) Mil liMcadeles'nin ayn zamanda ngiliz ve dier tilaf Devletleri'yle de
bir sava olduu sonradan uydurulmutur. Yannda (Almanya gibi gl bir devlet bata olmak zere) ittifak
devletleri varken yenik den imparatorluun bir bana bunlarn tamamyla baa kmas o gnn koullarnda
mmkn deildi. Dolaysyla "yedi dvelle sava" bir efsanedir. Zaten emperyalistler Anadolu'ya yerlemek
niyetiyle girmediler ve savamadan da ekildiler. ekilirken de Franszlar Trklere, Yunanllara kar
kullanacaklar silahlar sattlar. "Baz Fransz subaylarnn kurtulu ordusu saflarnda savat rivayet
edilir."(8) talyanlar da kendi blgelerindeki silah depolarn aarak, Kuvay Milliye'ye yardm ediyorlard.
ngilizlerin asl amac Anadolu topraklarnn bir blmn ele geirmek deil, Dou smrgelerinin gvenliini
salamakt. te yandan Birinci Dnya iSava-'ndan yorgun ve bitkin kan ngiliz askerini yeniden bir savaa
sokmak kolay deildi. Dou cephesi kumandan Kazm Karabekir Paa, emperyalist devletlerin iinde
bulunduklar durumu gereki bir biimde deerlendirmekteydi:

"19'da Trabzona vardk. Vali Galip Bey.... dehetli ittihatlar aleyhinde olmakla beraber, ya ilerlemi ve kuvvete mukavemet
edemiyecek bir insand... Trabzon Mdafa-i Hukuk Cemiyeti Merkezi eraftan 21 kii imi. 1 1'i heyet-i merkeziye, 10'u heyet-i idare.
Belediye reisi Barutu Ahmet Efendi ayn zamanda Mdafa-i Hukuk reisi. Heyet vaziyetin dehetinden ylgn. Ahvali olduu gibi deil,
mthi ve gayri kabil-i izale felaketli gryorlar. Btn mitleri Avrupaya yalvaracak heyette. Bu muhterem insanlara dedim ki: tilaf
kuvvetlerinden korkmaynz. Daha geen hafta Lonra'dan memleketimize gnderilmek istenen alaylar biz gitmeyiz diye silah atlarn
brakp svtlar. tilaf milletleri harbi umumiden o

33
den o kadar yorgun ktlar ki, memleketimizde tek bir nefer bile ldrmeye raz deillerdir. Karmzda Rum ve
Ermeni'den baka kimseyi grmeyeceiz. stanbul'da tilaf Kuvvetleri bostan korkuluundan baka bir ey deildir."(9)
ngiliz ynetimini korkutan, smrgelerde Sovyet devriminin yaratt anti-smrgeci ve anti-emperyalist hareketlerin
glenmesiydi. Ortaya kan bu yeni durum status quo'yu srdrmeyi problematik hale getirmiti. Daha 1920'de ngiliz
generali Ravlinson, Bolevik yaylmasna kar, Trkiye'de gl bir ynetimi destekleyeceklerini sylyordu. Bu, ngiliz
emperyalizmi iin Anadolu'da toprak edinmekten ok daha byk nem tayordu. Ancak Bolevik yaylmas durdurulduu
zaman ngiliz genel karlar gvence altna alnabilirdi. Ravlinson, Kazm Karabekir Paa'ya; "yaplan ve yaplacak olan
ey, baka memleketlere boleviklik sirayet etmemesidir"(10 ) diyordu. K. Karabekir Paa, bir yerde de unlar yazyor:
"(...) ne de silahlardan bugn hi sz etmedi. Ben silah ve kumandan vermemek iin aldatma planlar yaparken, onun da
beni Bolevikler Kafkasya'ya geldi diye, vaktinden evvel br hareket yaptrmaya altm hissettim."(11) diyor.

Osmanl Devleti snf -devlet yapya sahip asyatik bir imparatorluktu. Byle bir toplumsal formasyonda brokrasi
egemen snftr. Osmanl merkeziyeti devlet yaps, devlet dndaki glerin yaamasna "olanak vermezdi." Bu durumun
sonucu olarak gl bir burjuva snfnn gelime koullan yeteri kadar olumuyordu, Zaten daha sonra Bat
kapitalizminin basks, gl bir ulusal burjuvazinin tm gelime yollarn tkamt. ktidarn bakalaryla paylalmas
Osmanl devlet yapsnn mantna uygun dmezdi.
Osmanl merkezi ynetiminin otoritesinin zayflamas, imparatorluktaki adem-i merkeziyeti eilimleri glendiriyor, bu
da Padiahn ve onun brokrasisinin ele geirdii sosyal art azaltyordu. Dolaysyla, merkezi otoritenin zayflamas el
konulan artn klmesi demek oluyordu. Osmanl merkezi ynetiminin zayflamasyla bir g haline gelen yana
1808'de Sened-i ttifakla verilen baz haklar 181'2'de ksmen geri alnmt. Bu tarihte Sultan II. Mahmut yann
etkinliini krmak zere harekete geti, bask ve hileci yntemlerle (yanlarn birbirine krdnlmas gibi) yanlarn elde
ettii haklar geri alnd.
Brokrasi, ilk defa Milli Mcadele ve sonrasnda kendi dndaki glerle ittifak yapmak zorunda kald. Bu durum,
tarihsel bir zorunluluk olarak kendini dayatmt. Burjuva temeller zerine kurulan bir devlet, bir burjuva snf
yaratmaya ve onu glendirmeye mahkmdur.
Osmanl paalar ve yksek dzeydeki "sivil" yneticiler iin sorun, Halife Sultan'n iktidarna son vermek deildi. Ama,
onun iktidarn korumak ve salam temeller zerine oturtmakt. Halife Sultan'n varlyla kendi varlklar zdeti.
Devlet yaadka hkmedebilirler, sosyal artktan pay alabilirlerdi. Zaten Osmanl mparatorluu gibi snf-devlet bir
yapya sahip sosyal formasyonlarda ve brokratik yozlamaya uram "ii devletleri"nde brokrasi her zaman sta34

tus quo'nun korunmasndan yanadr. Brokrasinin varl status quo'nun korunmasna baldr. Brokrasiler
"reformcu" grndkleri zaman bile, ama, ortaya kan yeni durumda egemenliklerini korumaktr. Bu amala
yeni dzenlemelere giriirler. Cumhuriyet dneminin inklaplarm deerlendirirken bu niteliin hatrlanmas
gerekir. Atilla ilhan'n yazd gibi: "nk ordu ve brokrasi sava yapar, devlet kurar ve devleti korur ama
devrim yapamaz ve eer frsatn yakalarsa, devrimi ya saptrr veya ona smsk yaparak devrimi
tutuculatrr."(2)
Osmanl merkezi brokrasinin; imparatorluun kapitalizmin etkisi altna girmesiyle yapmak zorunda olduu
"tanzimat" ve "slahat" ilerici dzenlemeler olarak deerlendirilmitir. Oysa bunlar, merkezi brokrasinin
iktidarn korumak amacyla yapmak zorunda kald dzenlemelerdi. Osmanl merkezi brokrasisinin varln
srdrmek amacyla yapmak zorunda olduu bu dzenlemeler, Batl kapitalist lkelerin karlarna da uygun
dyordu. mparatorluun yan-smrgeleme srecini hzlandran ve emeki kitlelerin yaam koullarn
srekli olumsuz ynde etkileyen bu "dzenleme"lerin ilerici hareketler saylmalar, bunlarn ne olduuna
dzenlemeleri yapanlarn kendilerinin karar vermesinden trdr. Daha nce de sylediimiz gibi,
brokrasinin egemen snf, aydnlarn egemen snfn bir bln oluturduu sosyal formasyonlarda,
kavramlarn ierii, ne anlama geldikleri de onlar tarafndan belirleniyor!.
Daha sonra bu tanzimatlara, slahatlara (Cumhuriyet dneminde bu dzenlemeler inklap oldu) Cumhuriyet
dneminde devam edildiinde de asl ama aynyd. Ama yine devleti glendirmekti. Frey, unlar yazyor:
"Ankara Refor-mu'nun temel stratejisi, Trkiye'yi modernletirecek olan batllam entellekteller iin
gvenceli bir ortam yaratmakt... Devrimcilerin birincil amac, devletin topluma egemenliini salam temellere
oturtmak, Trkiye'yi Batnn sayg duyaca bir lke haline getirmek ve dinsel eilimi ar basan evrelerin
etkinliini tamamen ortadan kaldrmak idi." (13)
Elbette paradoksal bir durum da sz konusuydu. Kendi iktidarn korumak amacyla, Bat'dan kurum, kural ve
ideoloji ithal eden merkezi brokrasi, ksa dnemde iktidarn koruyabilse de, uzun dnemde iktidar
ayaklarnn altndan kayyordu. Kapitalizm basksn artrdka brokrasinin egemenlii anmak durumundayd.
Bat kurumlarnn ithal edilmesinde kar olan teki kesim ayand. yan, merkezi otoritenin zayflad oranda
byk topraklar denetler duruma gelmiti ama hibir hukuki gvenceye sahip deildi. yan da denetledii,
fiilen sahip olduu topraklar iin hukuki gvenceler istiyordu. Dolaysyla merkezi Batc brokrasinin, yann
ve Bat kapitalizminin karlar uyum halindeydi. Bu durum, Cumhuriyet dnemi iin de geerlidir. Osmanl
dneminde yaplan "kurum aktarmacl" Cumhuriyet brokrasisi tarafndan eletirilmitir. Ama kendileri
daha youn bir "ithalat" srecine girmilerdir. Kendi aktarmaclklarm "ilerici" inklaplar olarak sunmulardr.
Cumhuriyet dneminin Bat'dan kurum aktarma-clyla daha ncekilerin zde hibir fark yoktur. Her
ikisinin de ortak yan,
35

yar-smrgeleme srecini hzlandryor olmalardr. Fakat emperyalizmin 1914-1945 aralndaki "yapsal


krizi", emperyalizmle olan ilikilerin gevemesi nedeniyle bir yanlsama yaratmaya olanak vermi, sanki
emperyalizmden bilinli bir kopu varm izlenimi yaratlmtr. Emperyalizmin krizi, Cumhuriyet
brokrasisine ideolojik bir maniplasyon olana vermitir.
Dolaysyla 1. Dnya Sava'nn devam koullarnda Osmanl mparatorlu-u'ndan Cumhuriyete gei sz
konusuydu. Bu geii gerekletirenler de; "(...) asli unsura ittihatlar olan (asker sivil) bir karma kadronun,
daha dorusu bir aydn ekibin yaratt ve yrtt bir harekettir. Buna, yabanc yazarlardan pek ounun
da iaret ettii gibi, bir sekinler hareketi diyebiliriz. Trk toplumunun gerekten sekin kiileri saylmak
gereken bu yol gstericilerin fikri cevher bakmndan balca zellikleri, Osmanl toplumu iin ok yeni saylan
iki kavram, 'vatan' ve 'millet' kavramlarn idrak etmi olmalardr"(1 4)diye yazyor Sebahat-tin Selek.
phesiz Selek, hareketin bir sekinler hareketi olduunu sylerken hakldr. Ama, bu sekinler kime yol
gsteriyorlard? Aslnda sekinler kendilerine yol gsteriyorlard ve pek uza da gremiyorlard.
Grebildikleri yer emperyalizmle ortak olup art-deer blrminden pay almakt (!) Zaten Cumhuriyet
ynetiminin kitlelere (dolaysz reticiler) bakyla, Osmanl "yeniliki" ynetiminin bak arasnda hibir
temel fark yoktu. Cumhuriyet ynetimi iin de kitleler, vergi veren, askerlik yapan, gdlen, pasif ve edilgen
bir yndan baka bir ey deildi. Cumhuriyet orokrasisi, mparatorluun brokrasisiyd. Cumhuriyetin
ynetici ekibine yeni unsurlar karm deildi. Memurlarn stanbul'dan Ankara'ya tanmalar gibi bir
tebdil-i mekn sz konusuydu. Ankara'ya gelerek ferahlamlard... "Tanzimat batcl zilniyetini tayan
Babli yksek memurlar ve generalleri" diyor Doan Avcolu, "yeni ynetime dudak ucuyla bile olsa
balandklar lde Ankara'dan olumlu karlanrlar. "(15) Yazar, sanki Milli Hareketin ideolojik ve politik
liderliinin Tanzimat batcl dnda bir eylere sahip olduuna inanmak ister gibidir...
Cumhuriyeti kuranlarla 1908 hareketinin ynetici kadrolar, aa yukar ayn kiilerden oluuyordu.
Brokrasiler maniplasyona elverili olduu iin, I. Dnya Sava bozgununun sorumluluu birka ttihat
liderin stne yklarak, emperyalistlerle uzlama yoluna gidildi. Bylesi bir maniplasyonla bir yandan
ynetici klik iinde iktidar sava yrtlrken, dier yandan da halk kitlelerinde ynetici klikle ilgili olarak
oluan olumsuz izlenim ksmen de olsa hafifletilmek isteniyordu. Cumhuriyeti kuranlar sanki ttihatlardan
bakasym gibi gsterilmeye alld.
Cumhuriyetle balayan dnem, Bat kapitalizmiyle bir hesaplama dnemi deil, yeni bir uzlama ve denge
oluturma dnemidir. Trkiye ekonomisini emperyalizme balayan zincir olduu gibi kalmt. Bir lkenin
emperyalizmle olan smr ve bamllk ilikisini belirleyen, lkedeki retim ilikileri ve retim ilikileri
stne oturan egemen snf ittifakdr. Emperyalizmle ilikilerin deimesi iin. retim ilikilerinin dnme
uratlmas gerekir. retim ilikilerine dokunmadan yaplan "dzenlemeler", inklplar olsun, abartld kadar
36
nemli olmad gibi, ekseri smr ve bamllk ilikilerini de iselietirip, smry derinletirebilir.
Milli Mcadele ve sonrasnda retim ilikilerine dokunulmad. Komprador burjuvazinin ilevini, Rum ve
Ermenilerden "Mslman tccara" aktarmak dnda yapsal nitelikte hibir dnm sz konusu olmad.
"Zaten bilindii gibi. zmir kongresinde 'milli ekonomi' yaratma iradesi olarak ifade edilen ekonomi politikas,
Osmanl zamannda Bat'ya eklemlenmenin toplumsal dayanan oluturan gayrimslim tccarlarn yerini,
Mslman Trk tccarlara vermek istediini zetler. Yani Osmanllar gibi Trkiye'yi de darya balamadaki
baat roln ticari sermaye tarafndan oynanaca tartlmam, yalnzca bu ticari sermayenin dayana i
toplumsal tabakann Mslman olmasna karar verilmitir."(16)
Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili tahliller, ekseri resmi tarih versiyonunun yeniden retilmesi amac
tadklar iin, somut olgulara da uygun dmyor. Doan Avcolu'nun "Milli Kurtulu Tarihi" adl eserinin
blmlerinden biri "Emperyalistlere kar kmadan anti-emperyalist bir sava" bal tayor(!) Yazarn
buradaki amac Milli Hareketin lideri olan Mustafa Kemal'i yceltmektir. yle bir deh ki; emperyalist
devletleri atlayarak bir bana anti-emperyalist bir sava veriyor (!) Emperyalist devletlere kar olmadan
anti-emperyalist bir sava olanakl mdr? Herhalde Avcolu Rum ve Ermenilere kar dememek iin byle bir
ifade kullanyor... Mustafa Kemal: "O halde kurtulu aresi ararken iki ey sz konusu olmayacakt, nce
tilaf Devletlcri'ne kar dmanca tavr alnmayacakt; sonra da Padiah ve Halife'ye canla bala bal ve
sadk kalmak temel art olacakt"(17) diyor.
Emre Kongar yle yazyor: "Atatrk ihtilali, hem emperyalizm kartdr, hem de batcdr. Daha nce de

ksaca deindiim gibi, bu iki zellik, uzun dnemde elien nitelik tarlar. Fakat, ksa dnemde, zellikle
1920 koullan erevesinde, emperyalizm kartl, batcl btnleyen bir ilke olarak ortaya kmaktadr.
Mustafa Kemal olaylar evrensel deil, ulusal bir ereve iinde grmektedir. Onun batcl Bat'ya yknme
biiminde deil (...) 'Bat gibi olmak' anlamnda bir batclktr. lkeyi Bat gibi yapmak iin ilk atlacak adm
ise, Bat smrsnden kurtulmaktr. nk Bat'nn birinci nitelii, sermaye snfna dayal bir ekonomik
gelimeyi gerekletirmi olmasdr. Ayn tr bir ekonomik gelimenin n koulu ise, siyasal ve ekonomik
bamszlk, yani Bat smrsnden kurtulmaktr. "(18) Yazar; olaylara evrensel adan deil de, ulusal boyut
iinde baklnca, nasl olup da sorunun farkl grndn sylerken yeteri kadar inandrc olmuyor. Ayrca
retim ilikileri bata olmak zere Bat'yla olan smr ve bamllk ilikileri olduu gibi kalrken, komprador
burjuvazinin araclk ilevi "Mslman" tccara geince, Bat smrsnden kurtulmak, ekonomik bamszl
gerekletirmek mmkn mdr?
Sadece Atatrk yazarlar deil, kendilerini solda grenler de anti-emperyalizm konusunda kafa
karklndan kurtulmu deildir. Trk sosyalist hareketinin nde gelen teorisyeni ve liderlerinden Dr.
Hikmet Kvlcml bile,
37

Milli Mcadele'nin nitelii konusunda resmi ideolojiden farksz dnmyor. Kvlcml, Milli Mcadele'yi
sadece anti-emperyalist deil, ayn zamanda anti-kapitalist sayyor (!) "in'de daha nce Sun-YatSen, Trkiye'de daha sonra Mustafa Kemal adna alan milli kurtulu hareketleri, anti-emperyalist ve
anti-kapitalist birer sava olmakla birbirlerinden zerrece farkl deillerdi. Ancak Trkiye, emperyalist
anavatanlarn byk smrgelere balayan en stratejik yollar zerinde idi. Sovyet Sosyalist
Devrimi'nin 'yumuak karn' altna yaknd"'^ diyor![Vurgu MD]
Bir baka yazar, Stefan Yerasimos da, emperyalizmin E. Dnya Sava'ndan sonra "tekrar geri geldiini"
yazyor. Emperyalizmin geri gelmesi iin nce kovulmas gerekir. Eer emperyalizmle btnlemeyi salayan
retim ilikileri ise, o zaman Milli Mcadele ve sonras dnemde hangi dnmlerin ortaya ktn ve n.
Dnya Sava sonrasnda da hangi deiiklikler yznden emperyalizmin geri geldiini akla kavuturmak
gerekir. Aslnda 1920 ve 1930'lu yllarda emperyalizmle ilikiler olduu gibi kalmt. Emperyalizmin "yapsal"
bunalm ilikilerin younluunu azaltt iin, sanki emperyalizmden kopul-mu, bu da Milli Mcadele ile
gerekletirilmi gibi bir izlenim yaratlmtr. II. Dnya Sava sonrasnda uluslararas kapitalizm yeniden
bir ykselme dnemine girdiinde, ilikiler normal olarak rayna oturdu. Bu nedenle yapsal krizin yaratt
"kopukluu" bakalarnn marifeti saymak inandrc olamaz.
Baz kavramlarn kullanlyor olmas, o kavramlara uygun den olgularn ve srelerin var olduu anlamna
gelmiyor. "Hakimiyet kaytsz artsz milletindir" demekle hakimiyet milletin olmuyor. "Millet" kavramna
herkes istedii anlam ykleyebilir. Gerek yaamda ylesine "kayt ve artlar" sz konusu oluyor ki,
hakimiyet halk dndakiler (dolaysz reticiler) iin bir smr ve bask arac nitelii tayor. Ayn ekilde
"buras sosyalist cumhuriyettir" demekle oras sosyalist olmuyor. Laik demekle de laik olmad gibi... Resmi
ideoloji ve onun sol versiyonu, Milli Mcadele'ye anti-emperyalist dedii iin de anti-emperyalist bir ierie
sahip olmas sz konusu deildir. Daha nceki dnemde ve mcadele iinde olumu bir anti-emperyalist
ideoloji yoktu. Milli mcadeleyle emperyalizmin karlar asla zedelenmedii gibi, global karlarnn gvence
altna alnmas sz konusudur. Bu nedenle Lozan'da, ileri srld gibi diplomatik bir zafer de kazanlmad.
Mdafaa-i Hukuk Derneklerinin Asl Amac
ttihat ve Terakki Partisi, iktidara geldikten sonra ve I. Dnya Sava boyunca, imparatorluun
yaayabilmesinin koulu olarak sermayenin "Mslmanlat-nlmasn" gryordu. Bu amala, imparatorluun
iktisadi yapsnda nemli bir arla sahip olan Rum ve Ermenilerin gcn krmaya ve onlarn ilevini de
Mslman unsurlara transfer etmeye ynelik bir politika izlemiti. Aslnda byle bir tehis tutarl olmaktan
uzakt. Emperyalist Bat karsnda komprador
38
burjuvazi ilevini yerine getiren, zellikle de Fransz ve ngilizlerle ilikide bulunan Rum ve Ermenilerin
tasfiyesi, ilev ayn kaldka byk anlam tamazd. Nitekim, burjuvazi komprador niteliinden
uzaklamadka, onun Mslman, Yahudi vb. olmas sanld kadar nemli deildi. Sava boyunca hem Rum ve
Ermenilerin ekonomik etkinlii azaltld, hem de onlarla birlikte mparatorluun d ticaretinde ngiltere ve
Fransa'nn nemi iyice kld. Drt yllk sava boyunca devlet destei ve "enflasyon sayesinde Mslman"

sermaye hzl bir gelime gsterdi. Sz konusu dnemde kurulan irket sermayesi %3'ten %38'e ykseldi.(20)
Ermeni Tehciri ve Rumlarn kitleler halinde ge zorlanmas sonucu bu iki Hristiyan kesimin servetleri
bulunduklar blgelerdeki Mslmanlarn eline geti. "1906 saymna gre, Trkiye'nin bugnk snrlan
iindeki nfus, takriben 15 milyondu ve bu nfusun %10'u Rum, %7'si Ermeni, %11'i Museviydi. Mslmanlar
%80'in stndeydi. 1914 ile 1924 arasnda bu nfusta nemli bir azalma olduu gibi, nfus bileimi de ciddi
bir deiiklie urad. 1927 nfus saymna gre, Trkiye'deki nfus 13.6 milyondu. Gayrimslimler ise sadece
%2.6 idi. Nfus saymnn verilerine gre 120.000 Rumca konuan, 65.000 Ermenice konuan vard.(21)
Mtarekeden sonra, ge zorlanp da sa kalanlardan bir ksmnn geriye dnmesi iin uygun koullar ortaya
kmt. ngiliz ve Franszlar tarafndan desteklenen bu iki etnik grup kaybettikleri servetlerini elde etmek
isteyeceklerdi, te Mdafa-i Hukuk cemiyetlerinin asl ortaya k nedeni bu korkudan kaynaklanyordu.
Aslnda ncelikle mdafaa etmek istedikleri ey el koyduklar ama imdi elden kma ihtimali beliren
servetleriydi... Bu bakmdan bu derneklerin anti-emperyalist amalarla kurulduunu sylemek son derecede
yanltr. Nitekim, birok Mdafa-i Hukuk dernei kurulduu halde, bunlardan sadece ikisi gerek anlamda bir
varla sahip olmutur. Gerekten Erzurum Kongresi'nde temsil edilen vilayetlere baklrsa, Ermeni
tehdidinin yksek olduu yerler dndan Kongre'ye delege gelmedii grlr, Erzurum, Bitlis, Van, Mu ve
Erzincan'dan delegeler katlmtr. Rum ve Ermenilerin youn olarak yerleik bulunduu Dou ve Bat
Anadolu'daki dernekler; Vilayet-i arkiye Mdafa-i Hukuk'u Milliye Cemiyeti ve Trakya Paaeli Mdafaa
Heyeti Osmani-yesi'dir.
te yandan bu dernekler srarla politikann dnda olduklarm, apolitik olduklarm vurgulamlardr. Buradaki
asl ama, emperyalist devletlerle bir kartln olmadn gstermektir. Bir de iki parti arasndaki
srtmelerden etkilenmemek istei olabilir. nemli olan bir ey de, savan nasl sonulanacann anlalmas
zerine bu kesimlerin harekete gemi olmalardr. Nitekim, "Trakya Paaeli Mdafaa Heyet Osmaniyesi"
Mtareke'den iki gn sonra 2 Kasm 1918'de kurulmutur. Dieri de ayn yl Kasm aynn sonlarna doru
kuruldu. Yunanllarn zmir'e kndan aa yukar 6 ay nce...
Fransz igal blgesi Klikya'da Ermenilerin; Yunanllarn zmir'e kmasyla da Rum tccarlarn geri dnme
koullarnn olumas, bar hak savunuculuunun silahl atmaya dnmesine neden olmutur. Gerekten
sava ncesinde
39
Bat Anadolu'nun en nemli ticari ve zirai kurulular Rumlarn elindeydi. Dou'da da durum Ermeniler
bakmndan aa yukar ayn olmakla birlikte, Ermeniler verimli topraklarn da bir blmn kontrol
ediyorlard. te Milli M-cadele'de ilk harekete geen; Rum ve Ermenilerin ticari, snai kurulularna,
evlerine ve topraklarna, ba ve bahelerine el koyan Mslman kesim olmutur. Anadolu erafnn, Mslman,
ksmen de Yahudi tccarlarn milli harekete katlmalarnn asl nedeni, emperyalizme bir tepki deil, Rum ve
Ermenilerle kar atmasnn sonucudur. te yandan merkezi brokrasi de dzenli askeri birlikleri
istilaclarn karsna karmamaya zen gstermitir. "1920 ylna kadar ordu, devlet kuvveti olarak
grnmemeye gayret etmi ve istilac kuvvetlerin karsna kard birliklerini milis kuvvetlerinin yannda
savaa sokarak bunu resmen ifadeden saknmtr."(22)
Milli Mcadele iinde Dyun-u Umumiye'ye dokunulmad gibi; Dyun-u Umumiye, toplad vergilerden
devlet payn stanbul Hkmeti'ne deil, Ankara'ya vermeyi kabul etmiti. Osmanl Bankas da, stanbul
Hkmetine verilen yarm milyon liraya kefil olunduu takdirde, Ankara'nn istedii 1,5 milyon liralk kredi
alabileceini sylemiti.
"Erzurum Kongresi'nde alnan mdafaa karar yalnz Ermenilik ve Rumluk tekiline kar dnlm ve itilaf
devletlerinin igal ve mdahale hareketleri de bu amac gder saylmt. Yani tilaf Devletleri'ne kar
hasmca bir tavr taknl-maktan Erzurum Kongresi saknmt."(23)
Hareketin emperyalist devletlere kar olmad, silahl atmann balad dnemde de sk sk dile
getirilmiti. Ege'yi temsilen 23 Austos 1919'da Alaehir'de toplanan kongre, oybirliiyle ald bir kararla,
ngiliz Generali Milne'ye ektii telgrafta unlar bildiriyordu: "zmir li ve Balkesir bamsz sanca, Trk
ve Mslmanlarn birlik olarak dzenli rgte bal milli kuvvetleriyle savunduklar nokta, sadece Yunanllarn
haksz ve hilekr saldrlarna ve bu igal saldrlarnda iledikleri cinayet ve ktlklere engel olmaktan
ibarettir. tilaf devletlerine kar kma fikri, hi kimsenin aklndan gemeyen bo bir dncedir. Bundan
dolay, Byk Kongre (Alaehir), btn dnen insanlk tarafndan hakllnn ve meruluunun onaylanaca

inancnda bulunduu Kuvay Milliye eylemlerinden, Mttefik birliklerine kar saldr anlam karlmasn, u
kesin gerekler karsnda byk bir insafszlk sayar. Kongre bundan dolay derin zntsn sunar. Kk
Asya'da Mttefik Devletler Bakumandan bulunmanz nedeniyle, daha ok kan dklmesini nlemek amacyla,
Yunan birliklerinin imdiki yerlerinden daha ileri gitmemeleri iin emir buyuracanz konusundaki soylu
aklamanz, Kongre yelerini derin bir minnet, kran hissiyle duygulandrmtr. Pek soylu ve pek insancl
olan u asil arzu, kukusuz ki, en byk vglere deer, yksek ve soylu bir yaklamnunmudur (24)
Telgrafta ayrca; "Eer zmir yresinin igalinde kesin bir politik zorunluluk grld takdirde... zalim ve
gaddar Yunan askeri tarafndan deil, insanlk ve uygarlkla donanm olan uygar itilaf devletleri askerleri
tarafndan gerekleti40

rilmesi"!(25) isteniyordu. Son ifadeden, ngiliz ya da baka emperyalist bir devlet tarafndan igal durumunda
mallarm gvencede grdkleri anlalyor. Herhalde Yunanllara kar tepkinin ekonomi d bir nedeni de
vard. Eskiden Osmanl ynetimi altnda olan Yunanllarn imdi imparatorlua kar saldr ve igal hareketine
girimesi, tepkinin bymesinde bir etkendir. Ama yine de asl belirleyici olan ekonomik karlard.
Aydn'da, Mula yresi Umumi Milli Kuvvetler Komutan Demirci Mehmet Efe de; "Geri ok terbiyeli
davrandklar ve her trl yardm yaptklarndan dolay, talyanlardan szlanacak bir eyimiz yok ise de, eer
herhangi bir hkmet bizi kontrol edecekse, bu iin daha byk ve daha aydn bir devlet tarafndan
yaplmasn ye tutardk"(26) diyor.
Kuvay Milliye komutannn bu szleri, herhalde 1960'l yllarda "II. Kuvay Milliyecilik" veya "E. Kurtulu
Sava" gibi sloganlarla ortaya kanlarn, birincisi hakknda yeterli akla kavumadklarn gsteriyor.
Emperyalist devletlere kar bu tavr Milli Mcadele'nin lider kadrosu iin de geerliydi. Kara Vasf Bey, 27
Kasm 1919 Heyet-i Temsiliye toplantsnda, Fransz elilii yetkilileriyle grmesini zetlerken unlar
sylyor:
"Grtklerim Karargaha mensup Franszlarla... Sefarete mensup olanlar dedi ki, siz ne istiyorsanz
nerettiririm, yalnz memleketimin menfaatine mani olmasn. Asil bir hanedana mensup imi. Kendisi asker.
Aka fikrini sordum. Dedi ki, bu gn iki cereyan var: Biri Bolevizm, dieri Islamizmdir. kisi de en ziyade
ngilizlere mteveccihtir, bize deil, ilerde bize de. Bolevizmi brakabiliriz. Fakat Islamizmi brakamayz.
Cezayir, Tunus ilerde oraya da sirayet edebilir. Bizi maddi olarak temin ediniz ki, Pan Islamizmi, Pan
Turanizmi gtmyorsunuz.
"Dedim ki, biz sizin grdkleriniz gibi iki ey grebiliyoruz. Bunlardan bir islamclktr, dieri asrilemek.
Kendi kendimizi idare edecek bir halde yaamak. Bunu da Avrupa'dan alacaz. slam cereyanlar bize iyi
deildir. Medeni deildir. Ayn zamanda istila altndadr. Serbest deildirler dedim... Buna inanmad. Ayn
zamanda inanm grnd. O ayn zamanda Krt meselesini intiha-bata karmayan Hrriyet ve tilaf ve
Sleymaniye'yi syledi. Ben de o ngilizlere kar eyh Mahmud'un hareketidir dedim... Bu, grup halinde bir
kabile. Biz istikll istiyoruz diyen yoktur... Sizde de sosyalistler byle istiyor denirse, milletin hepsi tabii
byle deildir dedim."(27)
Kara Vasf Bey, Fransz Meraal Franchet D'esperey'le yapt grmeye ilikin olarak da unlar sylyor:
"Bizim prensiplerimiz vahdeti ve muayyen hududu, istikll ve inkiafmz temin etmektir' dedim. Hudut iin
sordu: 'Mtareke zamanndaki hududu esas ittihaz ediyoruz ve bunun iin kendi rkmzdan olan yerlerden bir
ok fedakarlklar yapyoruz' dedim. 'Evet' dedi. 'Adalar denizinden iran'a kadar Suriye 'ninde baz aksam
dahil olmak zere bir devlet ve
41
hudut dnyoruz" dedi. Bunu Cevat Paa'ya sylediim zaman inanmad gld."(28) "Sonra dedi ki: 'Biz sizin
Umur- dahiliyenize karmyoruz. Siz de bizim menfaatlerimize karmaynz. Balkesir'de bulundurduumuz
asker tahribat yaplmamas iindir. Arkadalarnz da bu fikrimi bilsinler"(
"Jenaral Mougins de dedi ki: 'Sakn ttihat olmaynz, bu sizin iin ok fenadr. nk Avrupa
ttihatlardan eytan gibi ok korkar' ve taklidini yapt. 'ngilizler byk bir Arap mparatorluu, biz ise
byk bir Trk Hkmeti istiyoruz'." Fakat Franszlarn neden byk ve Fransa yanls bir hkmet
istediklerini Mareal Franchet D'eesperey aka ifade etmiti. 'Zamanmz menfaat asrdr; para nerede ise
dostluk oradadr. Memleketinizde sermayenin yzde yirmibei bizimdir. Mtekabilen menfaat var. ngilizlerin
de menfaati varsa da geridir'."

Mustafa Kemal, 17 Kasm 1918'de Minber Gazetesi'ne verdii bir demete: "ngilizlerin Osmanl Milletinin
zgrlne dikkat gsterdikleri ve insanlk karsnda, yalnz benim deil, btn Osmanl Milletinin
ngiltere'den daha ok iyiliini isteyen bir dost olamayaca inancyla duygulanmas pek doaldr"(30) diyor.
ngiliz Daily Mail Gazetesi muhabiri Waard Price'dan kendisine ngiliz yetkilileriyle iliki kurmas iin ricada
bulunup, "Eer ingilizler, Anadolu iin sorumluluk kabul edecek olurlarsa, ngiltere ynetiminde bulunan
tecrbeli Trk valileriyle alma gereini duyacaklardr. Byle bir yetki erevesinde hizmetlerimi
sunabileceim uygun bir yerin mevcut olup olmayacam bilmek isterim"(31) diyor. Mustafa Kemal anlarnda bu
demecinden bahsetmiyor. stelik, birok kiinin umutlarn ngilizlerin gvenini kazanmaya, Franszlarla
dostluk, talyanlarla iyi ilikiler kurmaya baladm, ama kendisinin bunlarn hibirine inanmadn sylyor.
(32)

Milli Mcadele'de anti-emperyalist bir ideoloji ve bilin sz konusu deildi. Buna hem teorik, hem pratik
olarak olanak da yoktu. mparatorluun konumu veri iken, Milli Hareketin lider kadrosunun asl amac, ken
devleti canlandrmakt. "Anadolu lhtilali"nin yazan; "htilalin ideolojisi hareketle beraber, hatta hareketin
arkasndan gelmiti"(33) diyor. Aslnda sonradan uyduruldu dese daha iyi olurdu (!) Samet Aaolu da;"Trk
fikir adam 1919 ile 1923 arasnda geen bu devrenin ideoloji ve felsefesini yapamad. Milli vicdandan doan
bu inklap hamlesini anlatmak iin gerekli sabr ve feragatla kendisini veremedi. nklap bu suretle hemen
hemen birbirine zt, birbirini ykan nazari gr ve ahsi anlaylarn elinde olan milliyetilikten geni
beynelmilelcilie, liberalizmden sosyalizme kadar daralp alarak, izahn sonunda birtakm dogmatik
kelerde buldu" (34) diye yazyor
Aslnda Aaolu farknda olmadan kendini ele veriyor ve "Trk Fikir Adam"na hakszlk ediyor. Trk Fikir
Adam, Aaolu'nun sandndan ok "sabr ve feragatle" 1919-1923 aralnda yaanan olaylar tahrif etmek
iin byk aba gsterdi ve gereklerle ilgisi olmayan bir tarih versiyonu oluturmay da "baard". Daha
sonraki dnemde Kadrocu'lar ve Ync'ler tarafndan yaplan zorlamalar da resmi ideolojiye ve resmi tarih
anlayna "modern" ve "bi42

limsel" bir grnt kazandrma amacn tayordu...


Avcolu;"Atatrk, emperyalizme kar sava, emperyalizmle her an iin uzlamaya ve onu dost grmeye
hazr kadrolarla yapmtr. ngilizlere kar bir teslimiyet ve bir uzlaclk, kurtulu savann n plandaki
kadrolarnda derece derece gzkmektedir''(35) derken, iki eyi sylemek istiyor: Birincisi, anti-emperyalist
olmayan, stelik emperyalizmle her an uzlamaya hazr kadrolarla anti-emperyalist bir sava verilebilir;
ikincisi, Mustafa Kemal, bu kadrodan ayr, onlarn, dndadr(!)
Birok yazarn kafasn bulandran, Mustafa Kemal'in 1 Aralk 1921'de TBMM'de syledii u szleridir:
"Efendiler! Biz bu hakkmz korumak, bamszlmz gven altnda bulundurabilmek iin toptan, millete bizi
mahvetmek isteyen emperyalizme kar millete savamay uygun gren bir doktrin izleyen insanlarz."(36) Bu
szlerin ne amala sylendii nemlidir. Mustafa Kemal bu szleri, meclis iindeki ve meclis dndaki "sol
muhalefet'i denetim altna alp etkisizletirmek amacyla bir manevraya giritii zaman sylemitir.
I. Dnya Sava iinde yaplan gizli anlamalarda ngilizlerin zerinde nemle durduu bir sorun da, Hilafetin
ideolojik etkinliinin ortadan kaldrlmasdr, slm Birlii, Pan-Islamizm gibi akmlarn ortadan kaldrlmas ve
Islamiyetin bir birlik ve umut oda olmasma son vermek iin, Hilafetin tasfiyesi; deilse, ingilizlerin kontrol
ettikleri bir blgeye kaydrlm bir merkez haline getirilme-si.ngiliz emperyalizmi iin byk nem
tayordu. Bylece, Mslman uluslarn atomize edilmesi daha da kolaylaacakt.
te yandan ingilizler Arabistan' da btnyle kontrol etmek istiyorlard. Bu, hem Hindistan yolunun gvenlii
iin, hem de blgede zengin petrol rezervlerinin varl nedeniyle ingiliz karlar iin byk nem tayordu.
Mslman nfusunun yaad geni blgelerde ingiliz hakimiyetinin pekimesi iin, Hilafetin tasfiye edilmesi
gerekiyordu. Halife Sultan'n en zayf dt dnemde bile islam dini, etkin bir ideolojik merkez olmaya
devam ediyordu. LLoyd George anlarnda; "Osmanl Halifesi slam Dnyas'nm ba idi ve ngiliz
imparatorluu iinde her yandan fazla Mslman vard"(37) diye yazar. 17 Ekim 1919'da btn Hindistan'da
Trkiye iin oru tutulup dua edilir, genel grevler yaplr. Sevr Antlamas'ndan sonra, bu antlamay
yrttrmak amacyla ve Hindistan'daki ingiliz Hkmeti ile ibirliinden kanan pasif direnme hareketi
balatlr. Onbinlerce Mslman, Hindistan' terk eder. Hindistan Milli Kongresi 1920 yl sonlarnda 15 bin
delegeyle toplanarak, Ghandi'nin ibirliinden kanma programn milli program olarak benimser. Milliyeti

adaylarn hepsi seimlerden ekilirler. Semenlerin % 80'i oylarn kullanmaz. Bir ksm memurlar ve askerler,
ngiliz hkmeti hizmetinde almay reddederek grevlerinden ayrlrlar. Okullar boykot edilir. ngiliz
mallar satn alnmaz. 1921 Ma-ys'nda Asman ay bahesinde 12 bin ii ii brakr. Bengal ve Asman'da
demiryolu ve gemi iileri protesto amacyla iki ayr greve giderler. Ankara'ya yardm fonu kampanyas alr
ve toplanan para Mustafa Kemal'e gnderilir.
43
Eylem o kadar genitir ki, hkmet 30 kiiyi tutuklamak zorunda kalr. Nehru ve Ghandi tutuklananlar
arasndadr. Bu abalar zerinedir ki, Hindistan Kral Naibi Lord Reading lkedeki slam duygusunun iddetini
ileri srerek, "stanbul'un boaltlmasn, kutsal yerler zerinde Halifenin egemenliinin tannmasn, Trakya
ve zmir'in geri verilmesini" Londra'ya yazar.
Bir Hintli Mslman da, "Bir zamanlar, birok Msllman devletler ve krallklar vard. Bunlardan birisi
ortadan kaldrld zaman fazla bir zntye kaplmyorduk. Trkiye slam devletlerinin en sonuncusu ve en
glsdr. Yahudiler gibi vatansz insanlar olacamzdan korkuyoruz"(39) diyecektir.
Yukardaki alntlar, Hilafet makamnn ideolojik etkinliinin her eye ramen hl ne kadar nemli olduunu
gsteriyor. ngiliz siyaseti iin slamiyetin ideolojik bir merkez olmaktan kmas arzulanan bir eydi.
Hilafetsiz bir Trk Devleti Bat'nn mttefiki olarak kaldka, bu, blgedeki emperyalist karlarn gvence
altna alnmasn byk lde kolaylatrrd. Sonu olarak, Hilafet'in tasfiyesi emperyalizmin karlaryla da
akmaktayd. Bu nedenle, emperyalistlerin Hilafet ve Saltanat'tan yana olduu biimindeki gr, sadece
resmi ideolojinin bir uydurmasdr.
2. Milli Mcadele'de Kitle Katlm Snrlyd.
1912 ylndan beri ard arda gelen savalarda bir cepheden dierine koan emeki halk, I. Emperyalist Savan
sonuna gelindiinde her bakmdan bitkin durumdayd. Kylerde erkek nfus byk lde erimiti. Bu
bakmdan Birinci Dnya Sava'nn balad 1914'ten 1923'e kadar geen sekiz ylda, Mslman nfus %18
azalmt.(40) Fakat halk krmna neden, sadece savalar da deildi. Ar vergiler, aa, eraf, mtegallibe ve
ekiyann basks ve zulm, salgn hastalklar ve alk savalardaki kayplar daha da bytyordu. Mustafa
Kemal Nutuk'ta zmir'in igali karsnda halkn tavryla ilgili olarak; "Milletin bu haksz darbe karsnda
sessiz ve hareketsiz kalmas elbette kendi lehine yorumlanamazd" der.(41) Aslnda halkn iinde bulunduu
durum onun yeni bir savaa daha gnll katlmasna pek olanak vermiyordu. Her seferinde slam dini ve
Padiah iin savaa yollanan halk, bu sefer "vatan kurtarmak" iin savaa katlmaya niyetli grnmyordu.
Osmanl dneminin sonlarnda savalarn yapt tahribatn boyutlarn hatrlamak iin aadaki alnt uygun
dyor: "eme lesinin genleri askerliklerini Yemen'de yapyorlard. 1908'de eme'de 20-30 yalar
arasnda bir tek Trk erkei kalmt. O da cce idi. Bu yzden emeliler hakl olarak, Yemen'e eme
Mezarl adn takmlard..."(42)
Kitlelerin gnll katlm olmad iin, mahalli yan, eraf, eyh, aa ve tarikat reisi ve din adamlarnn
prestijinden yararlanlarak, kstl bir katlm salanabilmitir. Milli Mcadele'ye kitle katlmnn snrl oluu,
gerek Milli Mcadele, gerekse daha sonraki dnemde, zellikle de Cumhuriyetin kuruldu44

u dnemde, olumsuz sonular dourmutur. Kitle tabannn etkin olmay hareketin lider kadrosuna geni bir
manevra alan brakmtr. Bu, tm dzenlemelerin kitleler dda ve onun etkinliinden bamsz
gereklemesine olanak vermitir. Oysa, "bir ihtilalin en kuku gtrmeyen yan, ynlarn tarihsel olaylara
dorudan doruya mdahale etmeleridir." Milli Mcadele'den sonra mahalli erafn iktidar bloku iindeki
konumu kyl kitlesi aleyhine olarak daha da pekimiti.
Sabahattin Selek; "Daha ksa bir deyimle, Milli Mcadele, hele baz tehlikeli dnemlerde, halka ramen
yaplmt... Durum byle olduu halde bu harekete 'Milli Mcadele' denilmesi yanl deildi. nk
mcadelenin insan kaynam, ne ekilde olursa olsun halk tekil etmi ve maddi mali imknlar halktan
salanmtr"(43) diye yazar. "Halka ramen", "halk yararna mcadele" yazarn bir buluu deildir. Trkiye'de
"Bat'ya ramen Batllamak", "halka ramen halk yararna devrim yapmak" garip ama yaygn bir saplantdr.
Osmanl ynetici elitinin bak an yanstr. Elbette byle bir zihniyetin temelinde de halka gvensizlik
yatar. Bu zihniyete gre, kitle hibir eyi bilemez ve yapamaz; neyin onun yararna olup olmadna brokratik
aydn karar verir. Byle bir yaklamn gerici elitist bir dnya grnn rn olduu aktr.
Elbette yzyllarca halk smrerek yaayan parazit "yeniliki" Osmanl brokrasisi iin, halk deil, kendi

smr olanaklarn kurtarmak esastr. Smry gvence altna alan dzenlemeler ilerici inklaplar saylamaz.
Fakat bir hareketin halk hareketi olup olmadn belirleyen, savata insan kaynan halkn tekil etmesi
deildir. Faist hareketin tabann da halk kitleleri oluturur. Ayn ekilde emperyalist bir saldr sonucunda
da lmeye ve ldrlmeye gtrlen halktr; ii ve kyllerdir...
Bir harekete halk harekeli olma niteliini kazandran, halkn (emeki kitlenin), kendi kaderini tayin etmedeki
bilin ve kararlldr, tarihin znesi olmada ulat seviyedir. Eer siyasi harekete yn veren temel g halk
kitlelerinin siyasi tercihleriyse ve hareket kitlelerin yaam koullarn iyiletirici bir z ve mesaj tayorsa, o
zaman gerekten bir halk hareketinden sz edilebilir...
Ne var ki, kitleleri savaa sokmada eraf ve din adamlarnn ideolojik gleri ve prestijleri snrsz deildi.
Bunlarn yetersiz kald koullarda zor esi gndeme gelecekti. Byk Millet Meclisi'ne verilen bir kanun
teklifinin baz maddeleri yleydi:
"3- Seferberlik emrine uymayanlarn mallar alnr, evi yaklr, ailesi srlr ve inat edenler yakalannca idam
olunur.
4- Birliinden silahl veya silahsz olarak kaanlar hakknda 3. madde hkm tatbik olunur.
5- Her ky ihtiyar heyeti kendi kylerindeki kaaklar yakalamaya ve hkmete teslim etmeye mecburdur.
Bunda kast ve geveklii anlalanlar 3. madde hkmlerine gre cezalandrlrlar.
45

6- Kaaklar saklayanlar ve kamalarn tevik edenler ve kolaylk gsterenlerin mallar alnr, evi yaklr ve aileleri srlr."(44)

Yukardaki maddeler, savaa kitlelerin katlmnn "younluunu" gsterdii gibi, meclisteki aa, paa ve eraf
koalisyonunun emeki halka kar tutumunu da ortaya koymaktadr. Kastamonulu Mebusu Abdlkadir Kemal
Bey, kanun teklifi lehine yapt konumada unlar sylyor: "Osmanl devletinin tarihinde gayet mhim bir
devir vardr. O devirde i grenler binlerce insan hibir meclisin iznini almakszn ldrerek memleketi
kurtarmlardr. O devir Kprller devridir. Korkup ekinmeye lzum yoktur. cap ederse bu memleketi
kurtarmak iin beyz bin kiiyi idam etmeli ve bundan asla ekinmemelidir."(45) Yavuz Sultan Selim de; "Bir
gn ranla ticarete koyduu yasaklar inedikleri iin drt yz taciri lme mahkm eden fermann
onaylamak istemeyen, eyhlis-lam'a yle demiti: 'Kalan te birin iyilii iin imparatorlukta yaayanlarn
te ikisinin canm almak vacip deil midir?"(46)
Dikkat edilirse, Yavuz Sultan Selim'den Kprller'e, Kprller'den 1920'lerin TBMM'sine, zihniyet hi
deimeden devam ediyor. Memleketi kurtarmann srr ortadadr. Asker kaan bulup karamad iin ky
ihtiyar heyeti azalarnn idam edilmesi, "3. maddenin uygulanmas" asalak snflarn kitlelere baknn tipik bir
gstergesidir. Kocas kaak diye evi yaklan, mallan elinden alman, oluk ocuuyla srgne gnderilen bir
kadnn, byle bir cezalandrmayla "memleketi kurtarmak" arasndaki ilikiyi kavramas herhalde kolay
deildir...
Kanunun mecliste grld srada Antalya Mebusu Hamdullah Suphi Bey, sz alarak unlar sylyor:
"Deniliyor ki, kaan askerin mallar alnacaktr, ailesi srlecektir. Arkadalar, ilah ve dnyev hibir kanun
hatrlamyorum ki bir mcrimi (sulu), deil yakalayamadk diye evlatlarm, masum ocuklarn, karsn
ldrsn, kurban etsin! Bu itibarla dnyorum, acaba hicrete gtrdnz, tarlasndan, ineinden,
koyunundan uzaklatrdnz kadnlar ve ocuklar gittikleri yerlerde yaayabilecekler mi? Memleketimizin
hicretler tarihini bilirsiniz; toprandan kan yz muhacirden sekseni muhakkak perian olmu, lmtr.
Madem ki kaak oktur, madem ki bir ounu yakalayamyoruz, o halde esasen harap olan, en byk sefalete
dm olan zavall kylerimizde son kalan evleri yakacaz, onlarn ocuunu atacaz, kadnlarn sreceiz,
ldreceiz demektir. "( -1
stikll Mahkemeleri'yle ilgili olarak Kurt Steinhaus'un yazdklar da halkn Milli Mcadele karsndaki
tutumunu ortaya koyuyor:
"Yarglar milletvekilleri arasndan seilen ve geni yetkilere sahip olan stikll Mahkemeleri, milli hareketin herhangi bir direnmeyle
karlat yerlerde, derhal grev alyorlard. Halkn bu mahkemelerin kuruluuna katlma hakk yoktu. Silahl kuvvetlerin maddi
ihtiyalar, idari kuvvetlerin yardm ve bask tedbirleriyle karlanyordu. Bylece isyanlarn bastrlmas ve devrim rgt, Babali
grevli46

terinden pek farkl olmayan bir kadronun, memur, jandarma ve erafn elindeydi.
Halk kitlelerinin bu faaliyetlere katlma oran yok denecek kadar dkt.
"Kemalist heraketin ald tedbirler amalarna ulamalarna karn, balangta halk kitleleri, verilen kurtulu sava ile

ilerinden gelerek ve istek duyarak kay-namamlardr... Harekete Anadolu kylsnn belirli bir oranda katlm
olmas, lkenin en verimli siyasal gcnn tarih asndan bir nesne (obje) olmaktan baka bir rol oynamadn gsterir.
"(48)
Emeki kitlelerin tarihsel srece katlmnn bu lde snrl olduu ortadayken, devrimden, "Anadolu htiiali"nden vb.
sz etmek bu kavramlar kullananlarn kuruntusundan baka bir ey deildir. Bir ihtilalin en kuku gtrmeyen yan,
ynlarn tarihsel olaylara dorudan doruya mdahale etmeleriyse, Ankara'da toplanan TBMM'nin ilk yasama
ilemlerinden biri, anan vergisi denilen saym vergisini (hayvanlardan alman) drt misli artrmak oluyor. Bylece be
hayvan olan kylnn mallarna el konarak ie balanyor. Bylesi bir durumda kyllerin gnll katlm mmkn olabilir
miydi?(49)
Yllarca sren savalar ve dier talihsizlikler yznden takatsiz kalan kitlelerin savaa gnll katlm son derece snrl
kalmtr. Fakat savan kendisi de snrl bir savat. Cephelerde len asker says 9167 olduuna gre, Milli Mcadele'nin abartld kadar nemli olmad da anlalr. Cephelerde hayatn kaybedenler dokuz bin kadar olmasna
ramen, eitli hastalklardan hastahanelerde lenler 22.543 kiidir, istiklal Mahkemeleri'nde malkm edilenlerin
saysn bilmek de ilgin olurdu. Baz yazarlar stikll Mahkemeleri'nde idam edilenlerin savata lenlerden daha fazla
olduunu ileri sryorlar. Bu nedenle Milli Mca-dele'nin "Yedi dvele kar bir sava" olduu biimindeki grler
hurafe reticilerinin bir kuruntusudur. Asl sava, I. Emperyalist Sava't. Bu savata iki milyondan fazla insanmz telef
oldu...
Hileci yntemleri iyi bilen Osmanl paalar, ayan, eraf, mtegallibe, din adamlar halk savaa sokabilmek iin 11 Ekim
1920'de bir yasay meclisten geiriyorlar. Bu yasaya gre, her kyl ailesine evrede bulunan ormandan iki hektarlk
blm temlik ediliyor. "Kanunda kylnn orman sahibi edilmesi prensibi esas alnm ve her kylye 2 hektar orman
temlik edilerek tatbikatna balanmtr. Ancak ormann deeri halka takdir edilmemi bulunduu iin bu tatbikat
memleket namna ok byk zararlara mal olmu ve ormana tapu ile sahip olan kyl oluk ve oluu ile birlikte maln
baltadan geirerek kendisine verilen orman tarlaya evirmitir. yl devam eden ve byk orman kaybna sebep olan
Baltalk Kanunu 1923 ylnda Lozan Bar Anlamas'ndan sonra derhal durdurulmu ve bir yl sonra kartlan 15 Nisan
1924 gn ve 484 sayl intifa kanunu ile orman ve kyl ilikisi, ormanlarn takati esas prensibi dahil de yeniden ve
muvakkaten bir dzene balanmtr."(50)
Yukardaki alntyla ilgili iki nokta dikkati ekiyor. Her kyl ailesine iki hektar orman veriliyorsa, herhalde bu, "doal
park" yaplsn diye verilmiyor. Kyl orman kesip satacak ve tarla yapacaktr. Yoksul kylden baka ne yapmas beklenir!
Lozan Bar Anlamas imzalannca, artk yoksul kylleri sava47

a sokmaya gerek kalmyor... Yeni bir yasayla sorun zlyor... 924'te kartlan 484 sayl yasa, 1937'ye
kadar yrrlkte kalyor. "Devlet bu dnemde (1924-1937) birbirine eklenen ve yllarca sren harplerle harap
olmu bir memleketin bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalar ile kar karya bulunmaktadr. Bu bakmdan hem
orman mahsulleri ve hem de para bakmndan ok byk olan bu ihtiyacn karlanmasnda milli servet olarak
ormanlardan faydalanma cihetine gidilmi ve ormanlar yerli ve yabanc zel teebbsn istismarna alarak
memleketin birok yerlerindeki iyi vasfl ormanlar uzun ve ksa vadeli mukavelelerle satlmaya
balanmtr."{51) lgin bir mantk sz konusu... Bir taraftan ormanlarn "tahrip edilmesini nlemek" amacyla
orman yoksul kylden alnyor. te yandan, "memleketin bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalarn" karlamak
iin, yerli ve yabanc zel kiilerin yamasna sunuluyor! Bylece orman mteahhitleri araclyla "bitmek
tkenmek bilmeyen ihtiyalar" giderilmeye allyor. Bakanlk yaym devam ediyor: "Fakat bir sre sonra bu
usuln getirdii zararlarn bykl karsnda orman satlar 1935 ylndan itibaren ksmen frenlenmek ve
ksmen de iletilmekte olan ormanlardaki kontroln artrlmas suretiyle 1937 ylna kadar devam
etmitir."(52)
Aslnda yaplanlar Kemalist ynetimin felsefesine uygun dyor. Kemalist ynetim snmak, yemek piirmek
iin bir aa kesen yoksul kyly hapse atarken ve ormanlar yerli, yabanc zel kiilere (hr teebbs)
peke ekerken, pek yerinde bir i yapyor. nk zel teebbs, "bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalar"
bitirip tketmek iin vatana byk hizmetler sunuyor...
Yaln Kk, bu durumu deerlendirirken unlar yazyor: Yoksul kyllerin ormanlardan yararlanmalarnn
dourduu sakncalar abuk farkediliyor. Ancak yerli ve yabanc zel teebbsn yapt tahribatn fark
edilmesi daha ge oluyor."(53) Kylnn yapt tahribat iki yllk srede farkediliyor da, mteahhitlerin
yaptklar tahribatn farkna varmak iin tam 13 yl geiyor... 3116 sayl ve 1537 tarihli yasann 80 ve 82'inci
maddeleri, Ormansz blgelerde ky ve belediyeler civarnda asgari 50 dekar byklnde ve mkellefiyet
usul ile aalandrma" zorunluluunu getiriyor. ktidar glendike halka daha ar mkellefiyetler

yklemeyi srdryor. 1920'de kylye orman datrken, 1937'de angarya usulyle orman diktirilmeye
balanyor. Yerli ve yabanc zel sermayenin tahribat ok byk olacak ki bu yola bavuruluyor.
Milli Mcadeie'de halkn gnll katlm son derecede kstl olduu gibi, TBMM Hkmeti de, Osmanl
merkezi devlet yapsnn ve adamlarnn Anadolu'ya tanmasndan teye bir ey deildi. Ankara hkmetinin
Basn Yayn Genel Mdrl'n de yapan eski mebus Muhiddin (Birgen), Karabekir Paa'ya Tiflis'ten unlar
yazyor: "Ancak una iman etmiim ki, Anadolu mcadelesinin baar ile sonulanabilmesi, askeri harektn,
ayn zamanda kesinlikle, bir sosyal hareketle birlikte ynetilmesine baldr. Ankara'ya baz arkadalarla bu
dnceyi savunmak zere geldik, bir yl uratk, sonunda eski stanbul H-kmeti'nin yalnz ad deitirerek
tekrar Ankara'da kurulduunu grdkten sonra grevimizin bir zaman iin sona erdiine karar verdik(...)" O
kadar parlak sz48
lerle, Mecliste her gn okunan dualara, Hac Bayram Camii'nde iki yzlcesine klman namazlara, ancak
kelimeden ibaret olan (Halk ve Millet hkmetine) ramen, Anadolu halk mcadeleyi tutmam ve tersine ona
kar ayaklanmakta direnmitir. Muhittin (Birgen), ayn mektupta; "Askeri harekt sosyal davranla birlikte
yrtlmedii iin, sava sonrasnda bam siper iine saklayarak hedefini grmeden tfek atan askerin
hareketi gibi, Anadolu'nun glerini ve fieklerini bouna harcamasndan baka sonu vermemitir" diyor.
Aslnda gerek bir Anadolu hareketi hibir zaman olmad. Osmanl paalar, eraf ve mtegallibe takm da
atlan kurunun nereye varacan ok iyi biliyordu. Nianclkta kusur etmiyordu. Btn bu ve benzer
yaklamlarn hep "Milli Mcadele"nin gerek niteliinin anlalamamas, anlalmak istenmemesinden
kaynaklanyor. Komintern'in 4. Kongresi'nde Trk delegesi Orhan; "Byk Millet Meclisi bir ihanet
hkmetidir, 1921 ylndaki Londra Konferas'ndan bu yana milli burjuvazi devrimci bir zihniyet
tamamaktadr"(54) diyor. Aslnda Londra Konferans'ndan nce de "Milli Burjuvazi" devrimci bir nitelik
tamyordu. Milli burjuvazi diye bir ey yoktu. Fakat Londra Konferansyla emperyalizmle uzlama kaps
iyiden iyiye aralanmt; o kadar... Fakat o dnemde herkes onda "ilerici nitelikler" grmek eilimindeydi. Bu
nedenle "halk", "halklk", "egemenlik", "halk hkmeti", "millet hkmeti" gibi kavramlar bir anlam
tamyordu. Tamadm daha sonraki gelimeler gsteriyor. Sivas'ta yaynlanan Irade-i Milliye
Gazetesi'nde kan bir yazda, "Vergiler iyi uygulanmad, zenginler kay-nld, fakirlere daha ok ykletildi"
deniyor diye, yaz yasaklanacak, Irade-i Milliye Gazetesi'nin fedakar karcs Selahddin Bey iinden
atlacaktr.(55) "Halk", "devrimci", "anti-emperyalist" hareket, bylesi bir "eitlik" ve "adalet" anlayna
sahipti... 1921 sonu, 1922 balarnda TBMM'nin genel eilimi, emeki halk kitlelerine kar gerici bir ittifakn
pekimesi ynndedir. Bu nedenle, mparatorluktan Cumhuriyete geii, toplumsal yapya hi dokunulmad
gz nne alnnca, bir hkmet darbesi (coup d'Etat), saltanatn tasfiyesi olarak grmek geree daha uygun
dmektedir. Byle bir darbeye de Lozan Konferans'na istanbul Hkmeti'nin de davet edilmesi gereke
oluturmutur. Sz konusu davet, Milli Mcadele srecinde fiilen hkim snflar bloku, dolaysyla meclisin
nderliini ele geirmi olan Mustafa Kemal'in Bonapartist darbesini gerekletirmesi iin nemli bir frsat
oluturmutur.
Mustafa Kemal, meclise, "padiahln ilgas ve padiahn yurt d edilmesi" iin bir kanun teklifi sundu. Kanun
teklifini incelemek zere kurulan komisyonun aleyhte tavr anlalnca, komisyon yelerine bir bildiri yollayp
milletvekillerini tutuklamakla tehdit etmi ve sonuta, komisyon karar olumlu kmt (!) Silahl muhafzlarca
sarlm mecliste saltanatn ilgas kabul edilmitir. Artk Osmanl mparatorluu mrn tamamlarken, yerini
Mustafa Kemal'in Bonapartist diktatrl alabilirdi. Eer resmi tarihin ve ideolojinin yaymaya alt gibi,
gerek anlamda bir halk hareketi sz konusu olsayd, Cumhuriyet bir darbe sonucu kurulmazd...
Milletvekilleri gerek bir serbest seimle meclise gelmemilerdi. nemli bir blm de, Padiah'n Meclis-i
Mebusannn yeleriydi. Geri kalanlar eraf, mtegallibe arasndan tayin edilmilerdi. Bu nedenle
Cumhuriyetin
49
ilan halk ounluunun zgr irade ve isteinin sonucu deildir. yle olsayd, Mustafa Kemal'in mebuslardan
bir ksmm idam ettirmesi kolay olmazd...
Bylece eraf ve mtegallibe, bezirgan tccar, Osmanl brokratlaryla ittifak kurarak, emeki kitleleri
smrmeye devam edebilirdi. 1921'de TBMM'de bte grmeleri srasnda Afyon Mebusu Mehmet kr
Bey'le Maliye Bakan ve stanbul Mebusu olan Ferit Bey arasnda geen tartma, Milli Mcade-le'nin

niteliiyle ilgili bilgi veriyor.


Mehmet kr Bey unlar sylyor: "Biz burada memleketi savunmak, bamszln salamak iin
toplandmz halde, u zavall milletin, halkn, kylnn haklarn gzden uzak tutuyoruz. Oysa ki kyller ar
vergilerden kurtulmay bizden bekliyorlard. Biz geldik ve Osmanl idaresinin temelleri zerine yeni bir
hkmet kurduk ve onun gibi milletin parasn gereksiz yerlere harcyoruz. Biz, memleketin ihtiyacna gre
bir idare ekli bulmak ve kurmak zorunluluundayz. Yoksa byle Babli temelleri zerine yeni bir hkmet
kurmakla milleti, kyly, iiyi, yani lkenin direkleri olan insanlar geim kolaylna ve mutluluuna
ulatrmak mmkn deildir. Ezilenler onlardr. Vergiler hep onlarn srtna ykleniyor. Hep onlar veriyorlar.
Ticaret vergisi de yapsak onlarn srtndan kyor. nk onlar retici ve tketicidirler ve rnlerini
satamyorlar. Vurguncularn ellerinde eziliyorlar. Bu sebeple, bu bte hasta ve talihsiz bir btedir. Shhatli
bir bte olabilmesi iin kylnn ve iinin geimini ve mutluluunu salayacak durumda olmas gerekir. "(55)
i ve kylnn mutluluundan sz eden Mehmet kr Bey'e Maliye Bakam Ferit'in cevab gayet kesindir.
Ferit Bey cevaben; "Siz komnist ne demektir bilir misiniz? Komnist demek; bir memleketin btn rnlerini
halkn elinden alp, ambarlarda toplamak... (iddetli grltler, sadede sesleri, devam sesleri)... ve sonra
halkn elinden toplad rnleri ambarlara koyarak, Aye'den Fatma'ya kadar btn kylye vesikayla
vermektir"(56) diyor.
Bir kanun tasars da Zonguldak ve Ereli maden iilerine kmr tozlarm vermeyi ve kmr tozlarnn
satlmasyla salanacak parann iiler adna Ziraat Bankas'nda bir hesaba yatrlmasn ngryordu.
ebinkarahisar Mebusu Mustafa Bey, "Boleviklik yok" diyerek tasarya kar kmt...
Buraya kadar yaplan aklamalar, Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili yaylan efsanenin ne kadar bolukta
kaldm gsteriyor olmal. Milli Mcadele'nin anti-emperyalistliine bir gereke de, Komntern'in bu
konudaki yaklamdr. Beinci blmde Komintern'in yaklam ele alnacak ve "anti-emneryalizm" efsanesi
zerinde yeniden durulacak.
50

4. BOLUM
MLL MCADELENN "ULUSALLII" SORUNU!
"Bir bakasn ezen ulus zgr olamaz."
K. Marx

Milli Mcadele'nin ve Trk toplumsal formasyonunun evriminin tahlilinde, Krt sorunu nemli bir yer
tutmaktadr. Aslnda son derece de nemli olan Krt sorunu ve Krdistan'n smrgeletirilme sreci, ayr bir
kitabn konusudur. stelik, sorun sadece Trkiye'yle de ilgili deildir. Blgedeki drt devletin (Trkiye, Iran,
Irak, Suriye) hem i politikalarnn olumas (siyasal rejimlerinin ald biim) ve emperyalizmle ilikilerin
biimlenmesinde, hem de drt snr komusu devletin birbirleriyle ilikilerinin "zgn" bir nitelik kazanmas
asndan, tam bir dm noktas oluturmaktadr.
Bizim, kitabn plan ve kapsam iinde sorunu snrl bir biimde de olsa tartmak isteyiimizin belli bal iki
nedeni var. Bunlar; resmi ideolojinin "irrasyo-nellii"ni ve Milli Mcadele'nin gerek niteliini ortaya
koymaktr. Baka bir ifade ile "Kurtulu Sava" olarak sunulann gerekten bir "Kurtulu Hareketi" olup
olmadn tartmaktr. phesiz Krdistan'n (Sovyetler Birlii snrlar iindeki kk alan ihmal edilirse)
drt ayr devletin snrlar iine hapsedilmesi, emperyalistlere bu drt devleti kolaylkla "denetleme" olana
vermektedir. Krt sorunu blgedeki emperyalist status quo'nun korunmas asndan da byk nem tamakla
birlikte, biz burada sorunun bu yannn tahliline girmeyeceiz.
Resmi ideoloji retmeye koulmu ya da resmi ideolojiyle atmaya girmekten kanan bilim adamlar, yazar
ve dnrler, soruna dokunmaktan zenle kanmlardr. Sorunu bilimsel olarak ele alp tartmak isteyen az
saydaki bilim adam da iddetle cezalandrlyor. "Ayb aa vurmann daha byk ayp olduu"m biliyorlar!...
Elbette bu vesileyle bilim-egemen ideoloji ilikisinin nitelii bir defa daha ortaya kyor. Napoleon
da,niversite rektrlerine yollad bir talimatta, "Monariye uygun ve mspet eyler okutacaksnz;
metafizik, ideolojik gevezelikler yok" dememi miydi....
Ne ki istedikleri kadar yok saymaya, unutmaya ve unutturmaya alsalar da,
51
batan sona tahrif edilmi bir tarih iinde bile bu olgu, apak bir biimde kendini gsteriyor. Eer bir kii
kendi halkna (ya da kendine) lyk grdn baka halklara da lyk grmyorsa, kendisi iin gerekli sayd

zgrl bakalar iin de gerekli saymyorsa, byle birinin gerekten zgrlk diye bir sorunu olabilir mi?
Krt sorunu dahil edilmedike, Trk sosyal formasyonunun evrimiyle ilgili tahliller hep gdk kalmaya
mahkmdur. Btn oluturan paralardan birini ihmal ederek, btn hakknda salkl bir deerlendirme
yapma olana yoktur. Bir sosyal srecin yapc unsurlarndan birini dlayarak tahlil etmeye kalkmak, ister
istemez sz konusu tahlili bilimsellikten uzaklatrr. Afrika'nn, Asya'nn, Latin Amerika'nn uzak
yerlerindeki rk-faist basklara "tepki gsteren" kimi Trk aydnlarnn, burunlarnn dibindeki bir ulusun
yaad trajediyi gz ard etmeleri, Krt sorunu karsnda banaz birer ven kesilmeleri; diktatrlere
kar olmalar, ama kendi gemilerindeki diktatrleri bunun dnda tutmalar vb. ifte standardn ne kadar
kkl olduunu da gstermektedir. Herhalde Trk aydnlarnn kendileriyle hesaplamalar ve bunu
baarmalar iin, nce dncelerini ynlendiren kafalarndaki polisi defetmeleri gerekiyor!
te yandan, Cumhuriyetin kuruluundan beri Krtlere ynelik inkarc, rk bir siyaset takip edilmesi,
Trkiye'de faist hareketin gelimesinde de nemli bir etken olmutur. eliik olarak, Krt Ulusu'nu "yok
sayma" resmi ideolojinin nemli bir halkasn oluturmakla birlikte, bu ayn zamanda sz konusu ideolojinin en
zayf halkasdr. Var olan bir ulusu "bilinle yok etmek'' mmkn deildir ve nesnel gerek insanlarn hezeyan
ve kuruntularndan bamsz olarak var olmaya devam eder. phesiz bu durum, kuruntularn, ikiyzllklerin,
hezeyanlarn bir ie yaramad anlamna gelmiyor! Bunlardan kr edenler, brokratik, akademik kariyer
edinenler, yksek maa alanlar, siyaset sahnesinde ykselenler eksik olmuyor...
193'lu yllarda yazd, ama ancak 1979'da yaynlanabilen ve 1980'den sonra tekrar yasaklanan bir kitabnda
Hikmet Kvlcml, unlar yazyor: "Gerek kltr, gerekse idare ynnden Kemalizmin Krdistan'da takip
ettii gaye, orada bir Krt Halknn varln inkr etmek, bu varl her hususta yok etmek ve susturmaktr.
dari ve kltrel keyfiyetin hedefi budur. "(1)
Osmanllar dneminde ad Krdistan olarak bilinen, tm resmi yazmalarda da yle geen blgenin ad,
zamanla deiiyor(!) Cumhuriyetin kurulduu dnemden 1950'lere kadar blgenin ad "Vilayet-i arkiye"dir.
Bu dnemde Krdistan ve Krt szckleri szlklerden karlyor. Youn bir biimde uygulanan sansr ve
otosansr bu kavramlarn kullanlmasna kesinlikle izin vermiyor. 1950 ncesinde yaynlanm bir OsmanlcaTrke szlkte, K harfinin karlnda sadece "Krdili Hicazkr" yer alyor... Bu durum Trk Dil Kurumunun
nl bilginlerinin kulaklarn nlatyor olmaldr!.. 1971'de yaynlanan Ansiklopedik Trke Szlk'te, K
harfinin yer ald ikinci ciltte, Krtlerle ilgili olarak unlar yazlm; "ou dillerini deitirmi Trkler'den
ibaret, bozuk bir
52
Farsa konuan ve Trkiye, Irak ve ran'da yaayan bir topluluk ad ve topluluktan olan kimse." 1950've kadar "Vilayet-i
arkiye" olan blge, 1950-1960 arasnda "Dou" oluyor/ ' 1960'dan sonra Trkiye "Planl Dnem"e geince, bu sefer
"Kalknmada ncelikli Yreler" oluyor. "Bilimsel" yaynlarda ksaltlm olarak (K..Y.) diye geiyor. Planclar
bilimselliklerini burada da gsteriyorlar. Bu blgeye bir kere "ky" dedikten-sonra, artk kyle kent arasndaki ilikinin
de nasl olmas gerektiine "bilimsel" olarak karar verebilirlerdi.... imdilerde blgenin ad tekrar deimi durumda... Bu
sefer "Olaanst Hal Blgesi" deniyor. Resmi ideolojinin marifeti byk! Gide gide Krdistan'a "Olaanst bir nitelik"
kazandrmay baarm grnyor... Aslnda blge, 1920'lerden beri olaanst olaylarn yaand ve olaanst
basklara maruz kalan, olaanst bir blge oldu ve skynetim olmad yllar snrldr. Blgede skynetim olmad
zamanlarda da defacto bir skynetim geerli olmutur..(**)
Temel Trke Szlk'te (1982), "Krt: Ari rktan bir halk, Krte: Krtlerin konutuu Farsa krmas dil"; Resimli
Ansiklopedik Byk Szlk'te de (1982) "Krt: Ortadou'nun eitli lkelerinde dank bir halde yaayan etnik bir
topluluun ad ve bu topluluktan olan kimse" deniyor... 1980lerde askeri cunta yeni ve orijinal bululara yneliyor.
Genelkurmay'ca bastrlp, yzbinlerce datlan bir "Beyaz Kitap"ta yazlanlar ilgin:
"Dalarn yksek ksmlarnda, tepelerde yaz k erimeyen karlar vard. Gne anca zerleri buzlaan cams parlak bir
tabaka ile rtlrd karn yz. st sert alt yumuak olurdu.
Bu kar'in stnde yrnnce, ayan bast yer ieriye ker, "krt-krt" diye ses karrd. Doulu Trkmenlere, Krt
denmesinin nedeni buydu. Blclerin Krt dedikleri, yksek yaylalarda, karlk blgelerde yaayan Trklerin karda
yrrken ayaklarndan kan sesin adyd aslnda."(2)
Resmi tarih, daha genel olarak resmi ideoloji Krdistan' dnya haritasndan "karnca" zerinde yaayan ulusu da "yok
etmesi" gerekiyordu. Buna da bir "are" bulundu. Krtler, "Dal Trkler" ilan edildi. Dal Trkler soy olarak, z olarak,
kkenleri bakmndan Trk olmakla birlikte, Gerek Trklerden iki yerde ayrlyorlard: Bir kere dada yayorlard!..
stelik dada yaarkenTrkeyi unutuyorlard !. Ykseklerde yaamakla dil arasnda ilgin bir iliki olmal (!)
Gariplik urada ki; dada kendi dillerini unutan bu insanlar, baka bir dil reniyorlar. Buradan, baka bir dil renmenin

kendi dilini unutmaktan daha kolay olduu sonucuna varlabilir (!) Sonuta "bozuk bir Farsa" konumaya balyorlar...
Elbette bu mantktan bir baka sonu daha kyor; kendi dillerini unutanlar bir baka dili de mkemmel renemiyorlar
(!) Burada neden bozuk bir Farsa renip de, bozuk bir spanyolca veya bozuk bir ince renmedikleri ister istemez
akla geliyor (!).
(*) ran'da Krtlerin yaadktan blge "Bat", Irak'ta "Kuzey" saylyor. Krt'ler Trkiye'de Dou ran'da Bat, Irak'ta Kuzeydedirler...
(**) 1925'den 1946 ya kadar blgede skynetim uyguland. 1965'e kadar da blgeye yabanclarn girmesi yasakt.

53

Krtlerin varlm inkr etmek sadece bilime deil, temel insan haklarna da ters den bir eydir. Rivayete
gre, ngiliz Parlamentosu "kadn erkek, erkei de kadn yapmak" dnda her eyi yapabilirmi!(*) Bizim
resmi ideolojimiz de bir ulusu "yok" sayyor. Arkasndan dilini unutturup ona kt bir Farsa reti-yor(!)
Emperyalist savaa taraf olarak katlan Osmanl mparatorluu paralanp T.C.'ye dnrken, Krdistan'n
paylalmas srecine katlm ve kendisine de nemli bir pay dmt. Bu bakmdan Milli Mcadele gerek
anlamda bir ulusun kurtuluu deil, Krt Ulusu'nun bask alana alnmas srecinin balangc olmutur. Bir
ynyle Milli Mcadele Krt Ulusu asndan Krdistan'n ngilizlerle anlalarak paralanmas anlamna
gelmektedir. Eer Milli Mcadele gerekten bir ulusun kurtuluu iin verilmi bir mcadele olsayd, o zaman
Krt Ulusu bask altna alnmayaca gibi, bu konuda anlamsz zorlamalara, uyduruk gerekelere ve yalanlara
gerek kalmazd... Aksi halde, kendi zgrl iin savaan bir ulusun bir baka ulusu bask altna alp onu
ezmesi, srgn etmesi, kltrel kimliin inkr etmesi vb. anlalr bir ey deildir. Nitekim bir ulusun
kurtulmas demek, o ulusun kendi kaderini kendisinin belirlemesi demektir. Eer kendi kaderini tayin etme bir
baka ulusun kendi kaderini belirlemesini engelliyorsa, o zaman birincinin gerek kurtulu hareketi, gerek
bir zgrlk mcadelesi olup olmad tartmay gerektirir...
Aksi halde, birinin kurtuluunun dierinin bask altna alnp smrgeletirilmesi sonucunu dourmas kurtulu
kavramyla eliir. Bir ulusun smrgecilikten kurtulmas ilerici bir harekettir. F. Engels'in yazd gibi; "Her
trl salam ve zgr gelimenin temel koulu, ulusal klelikten kurtulmaktr."(3) Bu konuda Trotsky de
unlar yazyor: "Son derece ezilmi bir milliyetin zerinde milli bilincin domaya balamas o ulusun sadece
politik emperyalizme kar deil ayn zamanda kltrel emperyalizme de kar kurtulu bayran
dalgalandrmaya balamas, o ulusun kendi insanlk onurunun bilincine varma yolunda att nemli bir ilk
admdr ve bu insanlk iin muazzam bir gelime anlamna gelir."(
phesiz byle bir hareketin de uydurma "teoriler" retmeye ihtiyac yoktur. Ancak gerek anlamda
zgrlk mcadelesinin olmad ve zgrln gereklemedii yerde benzer zorlamalara giriilir... Smr
ve basky srdrmek amacyla retilmi irrasyonel ideoloji ancak yok sayma, inkr, yalan ve tahrifat zerine
kurulabilir. Bir kere yalana bavuruldumu da, artk yalan yalan zorlamak durumundadr. Yalann ortaya
kmamas iin srekli yalan sylemek gibi sonu olmayan bir yola girmek kanlmaz hale gelir.
Tarihsel sre iinde geerli yntem ve kullanlan dil pek deimemitir. "Uygar adamn barbar
uygarlatrmas", "ona uygarlk gtrmesi", "kltrl ulusun" "kltrsze " "kltr alamas", "onu
kalkndrmas", "hkim ulusun asaleti ezilenin kabal ve kabiliyetsizlii", "ezenin Allah tarafndan yksek
yetenek(*) Herhalde bununla, ngiliz Parlamentosu'nun ngiliz burjuvazisi iin yapamayaca yasa ve dzenleme yoktur denmek isteniyordun..

54
lerle yaratlml, kltr ve uygarla yatknl", "ezilenin yeteneksizlii ve tek bana yaayamayaca" vb...
Ar syan srasnda Yusuf Mazhar unlar yazyordu:
"nk bunlar-tarihin ehadetiyle sabittir ki - Amerikan Krmzderililerinden daha fazla kabiliyetli olduklar halde,
ziyadesiyle hunhar ve gaddardrlar... Dessas (hilekr) ve baz hislerden, medeni temaylden tamam ile mahrumdurlar.
Bunlar asrlardan beri rkmzn bana bela kesilmilerdir.
"Bu Krt kitlesindeki karanlk ruhu, kaba hissiyat, hunhar temaylat krmak mmkn olmadna kaniim. Bunu uzun bir
tekamlden beklemek, bunlarn zaman zaman byle isyanlar kararak yahut memlekette asayii bozarak, veyahut
hrszlk ederek, hkmetin daima megul olmasna sebep olur... imal Krtleri ile Cenup Krtleri arasnda byk farklar
vardr. mit ederiz ki, hkmet bu nok-ta nazar da takip ederek bir Cumhuriyetin iarna yakan(!) kat'iyyet ve
ciddiyetle halleyler"(5)
Hikmet Kvlcml, Yusuf Mazhar'n yazdklarn yorumlarken bir yerde unlar sylyor:
"Kemalist burjuvazinin 'fikriyatalna' gre 'Krtler adam olmaz'. Bir zaman 'Trk Milleti adam olmaz' lf imdi
Kjirtle mahsus biilmi bir kaftan olmutur. u halde madem ki adam olmazlar... Bunun mantki neticesi kendiliinden
kar: Tpk 'medeni' Avrupa Korsanlarnn ve Korsan Devletlerinin yapt gibi, 'medeni temayllerden tamamiyle

mahrum' olmayan mukaddes ve mbarek Trk kapitalizmine tarihi bir misyon dyor: Avrupa beyazlarnn yeryznden
nam ile nianlarn kaldrdklar Aztequeler ve lnkalar gibi krmz derililerden 'ziyadesiyle hunhar' olan Krtleri
dnyadan silmek!.. Mahut imha siyaseti."(
Smrgeci siyasetin temelinde, smrlen halkn gerek tarihini yok etmek, onun tarihi gemiini inkr etmek ve
smrgeci ulusun istedii bir tarih versiyonunu ona empoze etmek yatar. Bu nedenle ezilen, smrlen, bask altnda
tutulan ulusun kendi tarihini (gemiini) hatrlatacak (memoire collective) ne varsa imha edilir. Onun ayakta kalmasn
salayan kk tahrip etmek kouldur. Kemalistlerin de yapt buydu... Ktphanelerde Krtlerle ilgili, onlarn tarihiyle
ilgili ne varsa yok edildi... Krt beylikleri zamannda yaplan tarihi yaplar yklp yerlerine askeri klalar yapld (Birca
Belek-Alaca Bur). Tm yre adlar deitirildi.(7)
Bylesi bir ortamda Krtlerle ilgili tm tarihi ve sosyolojik aratrmalarn yasaklanmasnda alacak bir ey yoktur. l
dilleri reten filoloji blmleri var iken, yaayan bir dil olan ve milyonlarca insan tarafndan konuulan Krte hibir
Edebiyat fakltesinde retilmez(!) Ne ki her eyi belirleme gleri snrl... Bat'nn birok merkezinde Krte reten
enstitler var... ve bu durum bizim yneticilerimiz iin rahatsz edici... Batllar, kendilerinin yok saydklar bir dili
reten enstitlere izin vererek hakszlk etmiyorlar m?!
55

Nfusunun %3 ila %4'ii dnda kalannn Krte'den baka bir dil bilmedii dnemde Krte'nin kullanlmas
yasaklanmt. (Resmi olmayan durumlarda da) Krtlerin yaad kent merkezlerinde bu yasaa uyulmasn
salamak amacyla memurlar grevlendiriliyordu. Kynden snrl artk-rnn satmaya gelen Krt kylleri
hi Trke bilmedikleri iin "kontrol memurlar"na yakalanmaktan kurtulamyorlard. Erzincan Valisi Ali
Kemali Bey'in yazdna gre, her Krte kelime iin be kuru ceza kesiliyordu. Bir koyunun elli kurua
satld 19301u yllarda be kelimelik iki cmleyle meramn ifade etmek zorundaki bir kii bir koyun
deerine eit ceza demek zorunda kalyordu... Sat iin evirmene bavurma zorunluluu nedeniyle sattan
elde edilen gelir, ceza olarak denip elden gidiyordu..(8)
Lozan Bar Anlamas'nn 39'uncu maddesinde ise yle deniyordu:
"Trkiye Vatandalarndan hibirinin gerek zel ya da ticari ilikilerde, gerek din, basn veya her trl yayn
hususunda ve gerek genel toplantlarda herhangi bir dili serbeste konuulmasna kar hibir kayt
konmayacaktr.
"Resmi dil mevcut olmakla birlikte, Tiirkeden baka bir dil konuan Trk Vatandalarna mahkemelerde
kendi dillerini szl olarak kullanabilmeleri iin uygun kolaylklar gsterilecektir..."
Milli Mcadele'nin tahrif edilmi bir versiyonunun geerli oluu, doal olarak yanl yorumlara da neden
olmaktan geri kalmamtr. 1935'te yaynlanan bir eserinde Nehru, unlar yazmt: "Bylece henz yakn bir
gemite zgrlkleri iin savaan Trkler, kendi bamszlklarn isteyen Krtleri ezmilerdir. Tuhaf olan
savunmaya ynelik bir ulusuluun nasl saldrgan bir biimde gelitii ve birinin zgrlk savann nasl bir
dierinin stndeki basks olarak ortaya ktdr. 1929'da Krtlerce bir isyan daha yapld. Ve bu da en
azndan geici olarak bastrld. Fakat insan, zgrlkte direnen ve onun faturasn demeye hazrlanan bir
halk ebediyyen nasl ezebilir?"(9). Nehru bu satrlar yazarken, Milli Mcadele'yi emperyalizme ve
smrgecilie kar bir bakaldr olarak grmek istiyor. Oysa byle bir ey sz konusu deildi. te bu
durum, "anti-emperyalizm", "mazlum halklara kurtulu yolunu gstermek", "Dnya'nn ilk ulusal kurtulu
hareketi" gibi yaktrmalarn zihinleri bulandrm olduunu gsteriyor. Trkiye'nin d politikasnn ald
biim de yukarda-kilerin ne kadar ii bo ve anlamsz iddialar olduunun da bir gstergesidir. Trkiye'nin d
politikasnda temel tercihin ezilen, smrlen halklardan yana deil, smrgeci-emperyalistlerden yana oluu
da yukardaki durumla yalandan ilgilidir. Aksi halde gerekten zgrlk mcadelesi vermi bir ulusun bir
bakasn bask altna almas sz konusu olabilir miydi?..
Milli Mcadele konusunda yeteri kadar ak bir gre ulaamayan Hikmet Kvlcml; "Dier noktalardan biri
de, Trkiye'nin kendisi bu milli kurtulu hareketlerinden bir nemlisine sahne oldu. Fakat bu kurtulu
hareketi Kemalist burjuvazinin iktidar ve diktatoryas altna girdii iin, sermayedar tezatlarndan ve
vasflarndan kurtulamad. Ve kurtulamazd da. Yukarda iaret ettiimiz
56
gibi, Trkiye d mnasebetlerinde mazlum bir millet olmasna ramen, i mnasebetlerinde zalim bir millet
rol oynamaktan geri kalmad"(10) diyor. D mnasebetlerinde mazlum bir millet, eer i mnasebetlerinde
zalim bir millet rol oynuyorsa, bunu sadece sermayedar tezatlarla aklamak zordur. Bir kere Kvlcml'nn
yazd gibi "Trkiye bu milli kurtulu hareketlerinden bir nemlisine sahne" olmad. Bundan nceki

aklamalarla gstermeye alld gibi, Milli Mcadele ulusal bir halk hareketi, anti-emperyalist bir hareket
deildi. Kendisi emperyalist bir savaa taraf olan bir devlet anti-emperyalist olamazd. Aslnda yaplan,
Anadolu hareketini emperyalistlere kar koz olarak kullanmaktan ibarettir. Eer yenen taraf Osmanllarn
mttefik olduu devletler grubu olsayd, durum net olarak grlecek ve yanlsama yaratmak da mmkn
olmayacakt. Aslnda Milli Mcadele, ken imparatorluun ykntlar zerinde kapitalizmin tohumlarm
yeertmeyi amalamt. Dolaysyla mparatorluktan Cumhuriyete gei, mutlaka "kurtulu hareketlerinden
bir nemlisine sahne olmay" gerektirmiyordu.
Trk devletinin kendi dousunda smrgeci bir konumda olamayaca, nitekim kendisinin de azgelimi bir
lke olduu, emperyalizmin basks altndaki bir lkenin bir baka ulusa kar smrgeci bir politika
izleyemeyecei gibi "gerekeler" olduka yaygndr... phesiz byle bir yaklam ezme-ezilme, smrmesmrlme konusundaki bir yanlsamann rndr. Nasl birkiinin ezilmesi onun bir bakasn ezmesine engel
deilse (en yoksul bir adam bile bask yapabilecei birini bulabilir, kars ve ocuklarna pekl bask
yapabilir), bu durum hiyerarik kapitalist dnya sistemi iin daha da geerlidir. te yandan, emperyalizmle
smrgecilik arasndaki ayrm da gzden karmamak gerekir. Tarihte kendisi emperyalizm tarafndan
smrlen bir lkenin bir ok smrgeye sahip olduu rnekler oktur. Yakn zamana kadar Afrika'da Angola,
Mozambik, Guinee-Bissau gibi smrgelere sahip olan Portekiz, buna rnektir. Bir yan-smrge olmas onun
baka uluslarn kaderine mdahale etmesine engel deildi. Cumhuriyetin kurulmasyla burjuva temel zerine
oturmak durumundaki devlet ise, doas gerei smrgeci olabilirdi.
Trkiye'nin hiyerarik kapitalist dnya sistemi iinde "aa" bir yer tutmas, onun bir baka ulusu bask
altna alamayaca anlamna gelmez. Krtlere soykrm uygulayan Irak iin de benzer bir durum sz
konusudur. Elbette Iran iin de... Zaten Krdistan'n drt paraya blnml, ona bir uluslararas smrge
stats kazandrmtr. Smrgecilerin kendilerinin kapitalist dnya sistemi iinde tuttuklar yer, "yeni
smrge" olular, emperyalizm tarafndan smrlyor olmalar, sz konusu devletlerin birer smrgeci
olmasna engel deildir.
Yanlsama yaratan bir ey de, smrlenle smrenin ayn "snrlar"a sahip olmas ve kimi yerleim yerlerinde
Trklerin Krtlerle ayn corafi blgede yayor olmalar, stelik yaam standard bakmndan da arada
nemli bir farkn bulunmamasdr. Bu durum smrgeciliin olmadn kantlamad gibi, tam tersine
smrgecilii kolaylatran bir ey olarak grlmelidir.
57

Zaten byle bir devletin ekonomik smr asndan bir ayrm yapmas da beklenemez. arlk Rusyas
dneminde, Kazakistan, Kafkasya vb. gibi blgeler "snr ortakl"na ramen birer arlk smrgesiydiler.
Smrgelerin mutlaka denizar, uzak blgelerde olmas gerekli de deildir. Bu biraz da Avrupa
smrgeciliinin tarihsel olarak ald biimden de kaynaklanan bir yanlgdr.
Kafa karkl yaratan bir ey de, Trkiye'de Krtlerin devlet aygt, siyasal partiler ve i dnyasnda en
yksek dzeylere kadar kabiliyor olmalardr. Gerekten Krtler "Krt Kimliklerini" inkr ettiklerinde
kendilerine btn kaplar almaktadr. Kimliklerini inkr etmek pahasna kendilerine tm kaplarn alyor
olmas, nemli bir yanlsama yaratmaktan da geri kalmyor. Bir Krt, z-kimliini inkr ettiinde, ekseri bir
rk ve Krt dman da olmaktadr... Bu ilgin bir psikolojik ruh halidir. phesiz bunun psikolojik,
psikoanalitik aklamas vardr... Kendi kimliini inkr eden kii ortaya kan "boluu" ezen ulusun kimliiyle
doldurmak gibi bir amazla karlayor ve psikolojik planda "bozuk bir kiilik" sergiliyor... (Elbette burada
sz konusu olan daha ok diplomallardr.)
Roma'da da en byk kle dmanlar Libertus(*)lard. Krt kimliini inkr eden biri, Trkiye'de
cumhurbakan, babakan, bakan, profesr, mstear, general, iadam vb. olabilir. Aslnda kimliklerini inkr
ederek devlet aygtnda ve i dnyasnda smrgeci uygulamalara da nemli bir ideolojik destek salyorlar.
Sanki "ayrm" ve "bask" yaplmyormu gibi bir izlenim yaratlyor. Dolaysyla bu adamlar sayesinde bask
yapmak ve yaplan basky merulatrmak kolaylayor. Sonuta da Krtlerin demokratik talepleri kolaylkla
etkisizletirilebiliyor.
Burada bir gerein altn izmemek olmaz. Trk devleti rk, ven, ayrmc bir politika uygularken, Trk
halk da dahil olmak zere dier aznlklarn "ayrmc", "rk", "ven" bir tavr iine hemen hibir zaman
girmemi olmalardr. Emeki halkn kltrnde bu tip "ar" gelere raslamak pek kolay deildir. Dolaysyla
yaplan "ayrmclk" emeki halkn onaylad bir ey deildir.

Bu aamada smrgecilik ve emperyalizm kavramlarnn ierii ve bu iki kavramn ifade ettii anlamlan da
hatrlamak gerekiyor. Bir kere dorudan smrgecilik, kanlmaz olarak zor esini ierir. Baka bir
anlatmla, dorudan smrgecilik, askeri, siyasi, kltrel, ideolojik baskyla birlikte yrr. Bu da smrgecinin
smrge lkelerde fiziki varlm zorunlu klar. Emperyalizmin mutlaka zor esini iermesi gerekmez.
Dolaysyla emperyalizm daha ok ekonomik bir kategoridir. Nitekim 2. Dnya Sava'n izleyen yaklak on
be ylda, klasik smrgeciliin "tasfiyesine" ramen, emperyalist smr derinlemitir.
Zaten Kapitalist retimin mantna uygun smr de bizzatihi zor gesini iermeyenidir. Kapitalist
smrnn bata zor gesiyle birlikte yrmesi smrgelerde kapitalist ilikileri yerletirmek, geleneksel
yaplarn direncini krp tas(*) Azat edilerek "zgrleen" kleler

58
fiye etmek iin gerekliydi. Belirli bir aamadan sonra, smr isel bir kategori haline dnnce, smrgeci
lkelerin fiziki varlna gerek kalmad. Bu gerek anlaldktan, smrnn artk isel bir kategori haline
geldii grldkten sonra, emperyalist lkeler smrgelerdeki askeri-idari bask aygtlarn geri ektiler.
Zaten balangta emperyalist smrgecilik biraz da kapitalist devletler arasndaki rekabetten
kaynaklanmt. Bu arada "ulusal prestij" vb. gibi ikincil faktrler de nemli olmutu. Dorudan bask ve
denetime olanak veren smrgeci devletin fiziki varlnn bulunmamas (bu ileri yerli ibirlikiler
stlendikleri srece) smrnn daha ucuza gereklemesine de olanak veriyor. Bylece smrgeci devlet bir
sr harcamalardan da kurtulmu oluyor.
Smrgelerde dorudan siyasi-askeri-polisiye denetimin kalkmasyla smrgeciliin de sona erecei
sanlmt. Oysa bugn nc Dnya'nn kaynaklar smrgecilik dnemindekini ok aan bir lekte
emperyalist lkelere tanmaktadr. Bu bakmdan Trkiye Devletiyle Krdistan arasndaki iliki bir
emperyalist smr kategorisi deildir. Siyasi, askeri, kltrel, ideolojik basky da dorudan ieren bir
durum sz konusudur. Dolaysyla dorudan smrge stats geerlidir.
ite Milli Mcadele'nin ayrdedici zellii de buradadr. Son tahlilde Kr-distan'n bir blmnn ilhak
demektir.lhak, Lenin'in dedii gibi; "Herhangi bir ulusun belli bir devletin snrlar iinde zorla tutulmas
anlamna gelmektedir."(11) Burada belirleyici olan iki ayr ulusun varl ve birinin dierini zorla kendi snrlar
iinde tutmasdr. Fakat Trk ynetimi 1920'lerden beri bask altnda tuttuu Krt unsurunun varln hep
inkr etmitir. 11 Nisan 1946 tarihli Son Posta Gazetesi'nde bu resmi gr yle dile getiriliyordu:
"Trkiye'de ulusal bilinci olsun ya da olmasn, gebe ya da yerleik hi bir Krt aznl olmamtr. "(12) Fakat
bu inkr sadece Trk Devletine zg bir ey deil, ran'daki ynetim de zerklikleri iin mcadele eden
Krtleri Fars sayyor. Irak ynetimi de Arap sayyor. Ve konutuklar dilin de Arapann bir lehesi olduunu
ileri sryor. Suriye'de de durum farkl deil... General Cemal Grsel; "Tarihin hibir devrinde, Dou
illerimizde bugnk sakinlerini tortu olarak brakacak yabanc bir g vaki olmamtr. Dnya zerinde 'Krt'
diye adlandrlabilecek mstakil hviyetli bir rk yoktur" demiti.(13)
1.
Olmayan Krtler Ayaklanyor
Krtlerin uzak tarihiyle ilgili birbiriyle elien bilgiler var. Fakat Krt tarihinin, Krtlerin Halife mer
zamannda Mslmanlatrma srecine sokulduu dnem sonras daha iyi biliniyor. Krtlerin yurdu olarak
bilinen Krdistan, M.. 550'de ranllarn ynetimine geiyor. Krtler dalk blgelere ekilerek ranllara
kar mcadeleyi srdryorlar. Kasmlo'ya gre; "Araplarn Krdistan' istila etmesinden nce, M.S.
7.yzylda blge, Sasanilerin (ranllar) boyunduruu altndayken, bugnk Krdistan'a tekabl eden blgede
yaayan insanlar 'Krt'
59
olarak bilinmekteydiler."(14) Mslman Araplar tarafndan istilaya urayan blge yedinci yzyldan onbirinci
yzyla kadar Araplarn boyunduruu altna girdi. 1077 ylndan 1300 ylna kadar da Seluklu Trklerinin
ynetimi altnda kalyor. Ondrdnc yzylda Mool istilas, Kk Asya'da ve btn Ortadou'da nemli bir
soykrm ve ykm oldu. Arfa'nn yazdna gre, "Krdis-tan'n byk bir kesimi Timurlenk'in ordularnca igal
edilen Ortadou'nun dier kesimlerine gre olduka az zarar grd." Arfa bunu iki nedene balyor. Birincisi,
bu dnemde Krtler gebe olup kasabalardan ok yksek vadilerde yaamaktaydlar; ikincisi de, Krtler
politik ynden bamsz olmadklar iin, dzenli bir ordular yoktu. Krtler Timurlenk'in ordularyla "sava
semek zorunda olduklar zaman kendilerince bilinen tuzaklar kurarak ve almaz dalar ve derin boazlarda

gizlenip ete, gerilla sava vererek savamlardr. "(15)


Fakat Krtlerin 1514 aldran Sava'ndan sonra, Iranla Osmanl mparatorluu arasndaki dmanlktan
yararlanarak varlklarm gelitirdikleri grlyor. Hasm iki imparatorluk karsnda Krtler greli olarak
bamsz bir duruma geldiler. Krtlerin tarihiyle ilgili ilk eser olan erefname, Bitlisli eref Han (Bitlisi)
tarafndan bu dnemde yazlmtr (1596). Bitlisli eref Han'n yazdna gre, Krt blgesinde birok
beylikler vard. Bu beylikler Krt beyleri tarafndan ynetilmekteyd. islam Ansiklopedisi'ne gre XVI.
yzyln sonlarnda Krdistan'da yirminin stnde beylik vard.
Fakat blgenin Osmanllar tarafndan ilhak edilmesiyle, merkezi yapnn ve merkeziletirme politikasnn bir
sonucu olarak, bu beylikler zaman iinde ykld. Daha sonra Osmanl padiahlar, Krt airetlerini kontrol
etmek amacyla airet reislerini vali olarak atamaya baladlar.
XVI. yzylda Krt beylikleri, ranllarla srekli sava halindeydiler. Bu dnemde Iran ah Krtlerin
oturduu blgeleri ilhak etmek iin srekli bir aba iindeydi. Fakat Osmanl-lran aldran Sava'ndan sonra,
Krt airet beyleri Sultan Selim'in yannda yer aldlar. Ve Sultan Selim'in Iran ah karsndaki zaferine
nemli bir katkda bulundular. Krt airetlerinin Sultan Selim'in tarafnda yer almalarnda Yavuz Sultan
Selim'in Snn, ahn da i oluunun rol nemlidir. Snn Krtler Snn Osmanl padiahm kendilerine daha
yakn sayyorlard. aldran Sava'ndan sonra Osmanl padiah ile Krtler arasnda yaplan anlama sonucu,
Osmanl Devleti Krdistan'da onalt zerk "Krt hkmeti"nin varlm kabul ediyordu. Bu Krt
hkmetlerinin( *)adlar unlard: Cizre, Hazro, Eil, Palu, Ki, Gen, Bitlis, Hizan, Hakkari, Mahmudi, ehrizor, M.Yrivana, madiye, Asti, Tercil ve Mihriban. Kendal'n yazdna gre, bu Krt hkmetlerinden gl
olanlar beylikleri iin bamszlk stats elde etmilerdi. Para basyorlar, cuma gnleri adlarna hutbe
okunuyordu(16) Bu Krt beylikleri Sultan'a hara vermedikleri gibi, hibir konuda hesap vermek zorunda da
deillerdi. Osmanl padiahnn Krt beyliklerinden iki istei vard: Kendine kar ba kaldrmamak ve kendi
aralarnda izilen snrrlar ihlal etme(*) Buradaki "hkmet" szcnden, ksmi zerklie sahip mahalli bir ynetim birimi (Beylik) kastediliyor.

60
mek. Herhalde padiahn buradaki amac, Krtlerin snrlan ortadan kaldrarak merkezilemelerini nlemekti.
Bu nedenle de airetler arasnda srekli srtmeler yaratlmaktayd. Bugn bile airetler arasndaki
geimsizliklerin kkeni ta o zamanlara kadar uzanyor. phesiz airetler arasndaki srekli geimsizlik ve
atmay sadece stanbul'daki Sultan'n kafasnn altndan kan bir ey saymak yeterli olmaz. Bu durum
Krt beyliklerinin airet yapann doal sonucu saylmaldr. Airet bilinci de, temelini retim ilikilerinde
bulur. Sr hayvanclna dayanan airet yapsnn "otlaklar" yznden srekli atma iinde oluu anlalr
bir eydir. Fakat ne olursa olsun, Krtlerin Osmanl ynetimi tar-afndan srekli olarak ranllara kar
kullanldklar anlalyor.
Krt beyliklerinin bu zerk stats, yaklak XVIII. yzyl sonlarna kadar devam etmi grnyor. Bu dnem
boyunca Krdistan'n her bakmdan nemli gelimelere sahne olduu anlalyor. zellikle de edebiyat, kltr
ve sanatta hatr saylr ilerlemeler kaydedilmitir. Bitlis, Cizre, Hakkari gibi gl Krt beyliklerinde sanat
etkinlikleri nemli bir yer tutuyor olmaldr. Bu merkezlerde bilim adamlar, mzisyen ve airler byk destek
ve ilgili gryorlard. Kendal; Fuzuli, Nef, Nabi vb. gibi gzpek olanlarn da stanbul'a yeteneklerini
kantlamaya gittiklerini yazyor. te yandan Krt beylerinin yaaylarnn, adalar olan Batl feodal
beylerinden pek geri kalr yan da yoktu. Btn bunlar "Gebe Krt" efsanesinin de Batlarca uydurulu
maksatl yaktrmalardan teye bir deer tamadn gsterir. Ne ki beyler (beylikler) aras stnlk
sava, kk Krt beyliklerinin bir araya gelerek ortak hareket etmelerini engellemitir. Aralarndaki
elikilerden hem Osmanllar, hem de ranllar srekli yararlanmlardr,
XIX. yzylda Osmanl ynetimi zayfladka, ranllarn Krt blgelerine ynelik talepleri de artmt,
1821'de ranllar Krt blgelerine saldrya geerek Van ve Bitlis'i ele geirdiler. Fakat savan sonucu
belirsizdi. Erzurum'da yaplan bir anlamayla ranllar geri ekildi ve Krtlerin oturduu blgeyi ikiye ayran
1639 Kasr- irin anlamas ile izilen snr pek az deiiklikle yeniden yrrlkte kald.
Krtler olumlu konjonktr ve frsatlar deerlendirmemekte sanki srar etmilerdir. ki hasm imparatorluk
arasndaki elikilerden yararlanmak yerine, ou zaman u ya da bu politikaya alet olmulardr. Bunun maddi
yapsal nedenleri olduu kukusuzdur. Dalk Krdistan arazisinin haberlemeyi engellemesi, Krtler arasnda
Snni-Alevi ayrmasnn varl, bunlardan bir ksmnn (Alevi Krtler) ranllar, bir ksmnn da (Snn

Krtler) Osmanllar tarafndan kullanlmas, mezhep ayrlnn Krtleri srekli iki dman kampa ayrm
olmas, airet yapsnn ve hakim retim ilikilerinin sonucu oluan "bilin", ulusal bilincin gelimesini
engellemitir. Bundan baka, Krdistan'n 1635 ylndan beri ranla Trkiye arasnda blnmlnn
yaratt olumsuz durum da unutulmamaldr.
"Fakat devlet kurma yolunda Krt abalarn rkten en belirgin etmen, Krtlerin anavatanlannn bir i kara
paras olmas ve onu evreleyen devletlerin iinde
61
Krt aznlklarn bulunmasdr. Komu devletler, her zaman yaptklar gibi Krtlerin ulusal hareketlerini
bastrmak iin anlatklarnda, taktik nedenlerden tr baz ksa dnemler dnda, Krtler kendilerini
'boazlar sklm' bir durumda bulmulardr. "(17)
Daha Trkler Anadolu'ya gelmeden Anadolu'nun Dou blgelerinde Krtler yaamaktayd. Yavuz Sultan Selim
zamannda, Krtler Osmanl uurlar iine sokulmutur. Fakat gerek Osmanl Devlet yapsnn, gerekse retim
ilikilerinin niteliinden tr, Krtler geni bir zerklikten yararlanmlardr. XVII. yzylda bir Krt Beyi,
"Bu lkenin mparatoru Osmanl Sultan deil, benim... Eer o benden daha gl ise ben de ondan daha
soyluyum"(18) diyor. Bu ve benzer szlerden Krt beyliklerinin yksek dzeyde bir zerklie sahip olduklar ve
Osmanllarn da iilerine fazlaca karmadklar anlalyor. Ne ki Osmanl mparatorluu Bat'da toprak
kaybettike ve srekli savalarn finansman iin asker ve para gereksinimi arttka, Krt blgelerine daha
fazla yklenmek durumunda Kalyordu. Bu da hara demek ve Osmanl ordusuna asker vermek istemeyen
Krt beylerini yer yer isyanlara yneltiyordu. Bu isyanlardan belli ba-lcalan 1806'daki Abdurrahman
Paa'nn ynettii Baban ayaklanmas, 1833-1836 Mir Muhammed ayaklanmas, 1840 Bedirhan Bey
ayaklanmas, 1855 Yezdan er ayaklanmas, 1880 eyh Ubeydullah ayaklanmasdr. XX. yzyln bandan
itibaren de imparatorluk snrlar iinde eitli Krt faaliyetlerinin balad grlyor. Bunlar; Mikdat
Bedirhan Bey'in Krdistan Dergisi (1898), Ali Bedirhan Bey, erif Paa ve eyh Abdlkadir'in "Teali ve
Terakki-i Krdistan Gazetesi", "Krt Ner-i Maarif Cemiyeti" ve onun stanbul'da kurduu Krt Okulu (1908)
ve "Hetaw Kurd"; nihayet eitli ehirlerde kurulan "Krt Ku-lpleri"dir...
Btn bu tarih iinde Emir Bedirhan Bey'in dnemi Krt beyliklerinin en parlak devri saylabilir. Emir
Bedirhan Bey'in ilk defa Krt beylikleri arasndaki "feodal" mcadeleye ulusal bir nitelik kazandrma abas
iine girdii anlalyor. Emir Bedirhan Bey, 1828-1829'dan sonra Sultan'a asker vermemekte direniyor.
Komusu olan Krt beylerine de stanbul'a asker vermemeleri iin giriimlerde bulunuyor. Van'daki Mahmut
Han' ve Hakkari'deki Nurullah Bey'i Krdistan'n bamszl yolunda mcadeleye ikna etmeye alyor.
Chris Kutschera, 1844-1896 yllarnda Bedirhan Bey'in iktidarnn en parlak dneme ulatn yazyor(19) "Para
basyor, Cuma gnleri adna hutbe okunuyor, iktidar doudan ran snrndan Mezopotamya ilerine, Bat'da
Musul ve Diyarbakr kapsna kadar uzanyordu." 1845'de Botan ayn geen bir Fransz konsolosluk memuru,
"Diyarbakr'dan itibaren Dicle'nin 50 mil tesinde lkedeki fark hemen gze arpyor. Tarm daha gelimi,
kyler daha iyi kurulmu ve mreffeh grnyor. Buras Bedirhan'n lkesidir. O Babali'ye ylda 250.000
kuru hara dyor. lkesi iyi ynetiliyor ve sknet hkim. Bat'da rastlanmyacak bir refah grnts
var"(20) diye yazyor.
Uluslararas arenada bamsz bir Krdistan'dan ilk defa I. Emperyalist Sa-va'n hemen sonrasnda Sevr'de
sz ediliyor. Bilindi gibi, Sevr, l domu
62
bir anlamayd. phesiz emperyalistler, Sevr Anlamas'nda imzas bulunan devletler zgrlk tutkunu olduklar iin
bamsz bir Krdistan istemiyorlard. "Blp ynetmek" iin halklar paralamak esastr. Yoksa Krtlere zel bir
sempati besledikleri sanlmamaldr...
Krt liderleri politik dzeydeki yetersizlikleri ve uluslararas g dengelerini iyi deerlendirmemeleri yznden I.
Emperyalistleraras Sava sonras konjonktrden yararlanamadlar. Emir Bedirhan Bey'in torunlarndan Halil Bedir-han,
ngiliz Yksek Komiseri'ne, kendilerine yardm etmeleri iin ricada bulunurken unlan sylyor: "Biz ngiliz mandas
istiyoruz. Eer Byk Britanya bize yardm ederse, biz de ngiltere'nin dmanlar olan Rusya ve Trkiye'yle Irak
arasnda onun tampon blgesi oluruz. Ermeni ve Hristiyan topluluklarla ibirlii yaparz. "(21)
Baz Krt kaynaklarna gre, Mustafa Kemal de Krtlere Sevr Anlamas'nn tand haklarn aynsnn tannacan, bu
anlamann Krtlerle ilgili maddelerinin uygulanacam, fakat nce Yunan ordusunun snr d edilmesi ve bar
anlamasnn yaplmas gerektiini(22) sylyor. Gerekten bu dnemde Mustafa Kemal Trk ulusundan sz etmekten
zenle kanyor. Trk Krt kardeliinden ya da "Osmanl Milleti"nden sz etmeyi yeliyor. Mustafa Kemal 15 Eyll'de

(1915) Malatya Mutasarrf araclyla Hac Kaya ve adzade Mustafa'ya unlar yazyor:
"Maazallah slm kan aktlmas, gnahsz zavall Krt kardelerimizden birounun Osmanl askerleri tarafndan
ldrlmesi gibi dnya ve ahirette pek elim bir sonucu douracaktr. Oysa din ve namus sahibi bykler yaadka Krt
ve Trk'n birbirinden ayrlmaz iki z karde olarak yaamakta devam edecei ve hilafet etrafnda sarslmaz bir vcut
halinde kalaca phesizdir"(23).
Arabuluculuk yapmalar iin Hac Kaya ve adzade Mustafa'ya bunlar yazarken, Malatya'daki 15. Alay Komutan llyas
Bey'e; "Krtlk makamnn kknden sklp atlmas, kaak hainlerin ngiliz parasyla Krtleri aldatarak, Padiaha ve
askere kar kkrtmaya uratklar, bunlara uyanlarn hi balanmadan acmaszca yok edileceinin her yana hzla
bildirilmesi..."(24) diye yazyordu.
lgin olan, Dou'da ilk zaferin Krtlere dayanlarak kazanlm ve bu sayede Gmr Anlamas'nn imzalanabilmi
olmasdr. Amasya Tamimi, Krtlerle ilgili protokoln I. maddesinde, "Krtlerin ulusal ve sosyal haklarnn tannaca..."
eklinde bir ifadeye yer veriyordu. Bir taraftan da Krtleri bamszlk giriimlerinden uzaklatrmak ve Bat'da
Yunanllara kar savamalarm salamak iin baz Krt beylerini kazanmaya, aralarndaki elikilerden yararlanlmaya
allyordu. l921'de Kogiri Krt Halk hareketi eziliyor. Diyarbakr Krt kulb kapatlyor. Bu baskc yntemler
sinsice uygulanrken, Krtler sadece Grc ve Ermeni cephesinde deil, Bat'da da Yunanllara kar savayorlard. Ve
"Krt-Trk kardelii ve eitlii temeli zerinde" bir devletin kurulaca

63
umudunu tayorlard. Zaferden hafta sonra, 1 Kasm 1922'de Mustafa Kemal, Meclis'te "Kurulan devlet
bir Trk devletidir" diyor. Yunanllarn snr d edildii, ve rgtl gcn Mustafa Kemal'in elinde topland
koullarda, artk gerek niyetin aa vurulmasnda bir saknca yoktu...
Daha da "ilgin" olan bir ey de, Kogiri'de Osmanlya kar bamszlk yanls bir hareket olan ayaklanma,
"Hilafet ve Padiah" dman ilan edilerek ezilirken, 1925'teki eyh Sait ayaklanmas da "hilafet ve saltanat
geri getirmek isteyen" bir hareket diye ezilecektir. "Bu isyann 53 liderini yarglayan ve onlar lm
cezalarna arptran askeri mahkeme bakannca, yarglamann bitiminde kulland baz ifadelerden de
isyann gerek amacnn pek gizlenmedii anlalyor. 28 Haziran 1925'te yarglama srasnda mahkeme
bakan unlar sylyordu: "Kiminiz hkmet otoritesinin kt ynetimini, kiminiz de halifeliin
savunuculuunu isyan iin bahane ettiniz, fakat tmnz bamsz bir Krdistan yaratmak sorununda
birletiniz."(25)
Asl ibret verici olan Komintern'in de eyh Sait ayaklanmasn gerici bir hareket olarak grmesi ve
zvestia'da kan bir yazda olayn "feodal ve kar devrimci Krtlerin ngilizler tarafndan tezgahlanan bir
hareketi"(26) olarak deerlendirilmesidir! TKP de Mustafa Kemal'e tam destek veriyor. Varln Stalin'e
borlu olan ve olaylara Sovyet Devleti'nin karlar asndan bakan bu partiden daha fazlas beklenebilir
miydi? Komintern'in yayn organ da 1925'te, "Krt a-yaklanmas, ngiliz Emperyalizminin Ortadou'daki yeni
bir saldr manevras-dr"(27)diye yazyordu...
eyh Sait Ayaklanmas'n "Hilafet ve Saltanat geri getirmek isteyen bir hareket" olarak grmek bir resmi
ideoloji kategorisidir. Bir halkn dini inanlarla Ayakland tarihte pek rastlanlacak bir ey deildir. eyh
Sait ayaklanmasnda dini baz sloganlar kullanlm olsa da, asl ama siyasal ve ulusal haklar elde etmekti.
stelik bu sloganlar ulusal bamszlk iin de pekala kullanlabilirdi. Mustafa Kemal'in kendisi de Milli
Mcadele .boyunca hep dini sloganlar kullanmam myd? Dini sloganlar son tahlilde sz konusu topluluun
kimliini yanstan sloganlardr. eyh Sait syan'nda 206 kyn yerle bir edildii, 8785 evin yakld ve
15200 insann ldrld(28) hatrlanrsa, bylesine kapsaml bir hareketin dini nedenlerle ve Hilafet'i
restore etmek amacyla yapldn savunmak zordur. Bu konuda, Kvlcml unlar yazyor: "Krdistan'da kyl
devriminin elifini bile azna almayan, ark'a demokratik burjuva devrimini bsbtn yasak eden, buna
karlk Krt aalar ile elele vererek Krdistan' iktisaden ve siyaseten smrgeletiren Cumhuriyet
burjuvazisi, elbette ark isyanlarndaki mevkini kendisi herkesten iyi bilir. "(29)
Hareketin gerek amacnn Hilafet ve Saltanat geri getirmek olmadn, Kemalist ynetim de pekl
biliyordu. Ne ki, ulusal ve uluslararas kamuoyunun yanltmak iin bylesi maripalsyonlara ihtiya vard.
Babakan Fethi Okyar, isyanla ilgili olarak meclisteki uzun aklamasnda; "Olay padiahl, Hilafet'i ve
Abdlmecid'in oullarndan birinin saltanatn salamak gibi gerici bir pro64
poganda altnda Krtlktr. Genel durum budur; "(30) diyordu.
Vakit Gazetesi'nde (5 Mays 1925) yaynlanan bir yazda; "Trkiye'de Trkler'in sngsnn grnd

yerde bir Krt sorunu yoktur" deniyordu. Le-nin, "Bamsz bir devlet oluturma hakknn inkr edilmesi,
ulusal basknn en temel biimlerinden biridir" der. Krtler Lozan Anlamas'yla T.C. snrlar iinde kalan
Ermeni, Rum ve Yahudilerin yararland haklardan mahrum edilmilerdir. Yz binden az nfuslu aznlklara
kendi dillerinde okul ama ve eitim zgrl tannd halde, 1920'li yllarda toplam nfusun yaklak drtte
birini oluturan Krtler iin byle bir hak kesinlikle tannmyordu. 1928 ve 1929 tarihli T.C. yllna gre:
"Trkiye'nin kaytl umumi nfusu 10.915.909 kii... 17 ark vilayetinde (Erzincan, Erzurum, Elaz, Beyazt,
Urfa, Bitlis, Hakkari, Diyarbakr, Siirt, ebinkarahisar, Gaziantep, Kars, Gmhane, Mardin, Mara,
Malatya, Van), zikredilen devlet yllna gre 2.738.267 kii... Yani ark vilayetleri Trkiye Cumhuriyeti'nin
nfusa % 24.7 'si."(31)
Sert bir biimde "bastrld" halde, eyh Sait Ayaklanmas'ndan sonra Ar'da nemli bir ayaklanma daha
patlak veriyor. Arka arkaya gelen bakaldrlar, Krt halknn zgrlk isteinin ne kadar kkl olduunu
gsteriyor. Ar syan'nda da 165 ky yok edilmitir ki, bu 165 kyde tahribedilen ev says 6816 olarak
tahmin edilmitir.(32)
eyh Sait syan'na, "Hilafet ve Saltanat geri getirmek isteyen bir hareket" damgasn vuranlar, Ar
syan'na da baka bir "gereke" uydurmaya zorlanmlardr. Krtlerin zgrlk savann, emperyalist
lkelerin kkrtmas sonucunda ortaya km bir hareket olduu ileri srlmtr. Emperyalizmin belirledii
status quo (Krdistan'n paralanml) ok ksa bir zaman gemeden yine ayn gler tarafndan bozularak,
bamszlk iin ayaklanan Krtlerin bu paralanmlk durumuna son vermek amacyla giritikleri eyleme, hakl
ve demokratik bir eylem olmasna ramen, Komintern, Sovyetler Birlii'nin gvenlii asndan
deerlendirerek kar kmtr.
eyh Sait syan'nda, Suriye topraklar kullanlm, Franszlar demiryollarn Trklere aarak, isyann
bastrlmasna katkda bulunmulardr. Ar Isyan'n bastrmak iin de ranllarla toprak deiiklii yaplm,
Chris Kutchera'nn yazdna gre, 1930 Temmuz sonunda 500 kiilik Sovyet svari birlii Davala'ya gelerek
Trk kuvvetleri safnda savamlarda. "Eer Ar ayaklanmasnn bastrlmasnda" diyor Kurtchera,
"dorudan Sovyet mdahalesi karmasa bile, Sovyet hkmetinin tavr aktr. Ar da arpmalarnn
gerisinde Sovyetler Birlii etrafnda yine bir demir perde oluturmak isteyen uluslararas emperyalizmi
grmek gerekir."(33)
Krt isyanlarn, bata emperyalistler olmak zere, yabanc devletlerin tertibi olarak "grenler", Sadabat
Pakt'nn kurulu nedenini aklamakta glk ekeceklerdir. "Krtlerin sadece bir piyon olduklar ve onlarn
uluslama olgusunda ayrc bir e olduklarna ilikin ileri srlen fikirler, hem baya, hem de iddi65
aldr."(34) 1937'de Dersim'de bir ayaklanma daha oldu. Hareketin lideri haydutluktan yargland. syanclar ar bir
biimde cezalandrlmakla kalmad, silahsz, savunmasz kadn, ocuk ve yallar byk bask ve ikencelere maruz
kaldlar. Dersimli bir grup 20 Aralk 1937'de Milletler Cemiyeti'ne yollad bir mektupta, Trk Hkmeti'nin, "Krt
okullarn kapatmakta, bilimsel almalardan Krt ve Krte szcklerini karmakta, kadnlar, kzlar dahil Krtleri
Anadolu'da askeri projeler zerinde almaya zorlarken barbarca yntemler kullanmakta, Krtleri on'ar kiilik gruplar
halinde nfusunun % 5'ini gemeyecek ekilde Trk blgelerine srmekte"(35) olduu yazlyordu.
Baz Stalinist yazarlar Krdistan'daki rk, oven, imha ve asimilasyona ynelik uygulamalar gzden uzaklatrmak iin,
blgenin geriliinin kapitalizmin "eit olmayan gelime yasas"nn "doal sonucu" olduunu ileri srmlerdir. Aslnda
gerek durum kapitalist gelime yasalarm amaktadr. Buradaki gerek, "doal yasalar"dan ok, retici glerin
tahribiyle ilgilidir.
Krdistan'n ilhak olay en arpc biimde Mustafa Kemal'in kendi szlerinde ifadesini bulmaktadr. Mustafa Kemal,
Nutuk'ta Krdistan'a ayrlan blmde unlar sylyor:
"Sevre'de: Frat'n dousunda ve Ermenistan, Irak ve Suriye arasnda kalan blge iin itilaf devletleri temsilcilerinden
kurulacak bir komisyon zerk bir ynetim ekli hazrlayacaktr.
Antlamann imzalanmasndan bir yl sonra bu blgenin Krt halk, Milletler Cemiyeti Meclisi'ne bavurarak Krtlerin
ounluunun Trkiye'den ayr bamsz bir devlet kurmak istediklerini ispat ederlerse ve Meclis de bunu kabul ederse,
Trkiye bu blgedeki her trl haklarndan vazgeecektir. Mart 1921 teklifinde: tilaf Devletleri, imdiki durumu gz
nnde tutarak, bu konuda Sevre taslanda deiiklik yaplmasn dikkate alma eilimindedir. u artla ki, zerk
ynetilen blgelerde Krt ve Asuri-Geldani karlarnn yeterince korunmas iin tarafmzdan kolaylklar gsterilsin.
Mart 1922 teklifinde: Sz konusu edilmemitir. Lozan'da: Elbette sz konusu ettirilmemitir."(36)
Mustafa Kemal'in kendi szlerinden kan anlam, Cumhuriyet'in Osmanl m-paratorluu'nun devamndan baka bir ey
olmaddr. Emperyalistleraras paylama dahil olan Osmanl mparatorluu yenik de dse, gler ilikisinin

deimesiyle ve Milli Mcadele sreci sonunda Krdistan'n bir blmnn ilhakyla sonulanmtr. Gerekten Sevr'e
gre Bat'da, Trakya'da herhangi bir deiiklik olmazken (kk de olsa bir gerileme sz konusudur), Dou'da
Krdistan'n en byk ksmn kapsayacak biimde snrlarn geniletilmesi sz konusudur. Sevr'de (gdk de olsa) bir
Krdistan'dan ve Krt ulusundan sz edilirken, Lozan Antlamas btnyle Krdistan'n paralanmasyla sonulanmtr.

66
2. Krdistan'n lhaknn Devlet Yaps ve deolojisiyle lgili Sonular
Krdistan'n ilhak sadece Krt ulusunun ezilmesi sonucunu dourmakla kalmyor. Krdistan'n drt ayr
devlet snrlan iinde paralanmas, bir yandan emperyalizmin Ortadou'da oluturduu status quo'nun temel
direklerinden birini olutururken, dier yandan her bir ezen ulus devletinin biimleniine de damgasn
vurmutur. Sadabat Pakt, Badat Pakt, CENTO, RCD; Ortadou devlet-leri'ni birletiren z itibariyle antiKrt anlamalard. Sadabat Pakt'nn (1937) 7 .maddesinde, "yksek dzeydeki imza koyuculardan herbiri,
mevcut korumalar ortadan kaldrmay amalayan silahl ekiplere, kurulu ve kurumlara kar kendi sahas
iinde nlem almay ve kar tarafn snrlarnn her kesimindeki gvenlik ve dzenin garantisinden sorumlu
olmay taahht eder" deniyordu.
te yandan ezen ulus devletleri arasndaki yardmlamaya da ok sayda rnek verilebilir. Ar syan'nn
bastrlabilmesi iin ran'la yaplan toprak dei tokuu, Mehabad'n ezilmesinden sonra SSCB'ye kamak
isteyen Krtlerin Irak, Iran ve Trkiye uaklar tarafndan bombalanmas, 1956 Iran-Irak kuvvetlerinin
ran'daki ayaklanmay ortaklaa bastrmalar, yakn zamanda "snr tesi operasyonlar vb. gibi...
Trk Devleti'nin balangtan itibaren militarist, otoriter, baskc, antidemokratik bir nitelik kazanmasnda
Krt sorunu nemli bir arla sahip olmutur. Devletin militarist ynnn ar basmas, "gl bir ordu"
besleme "zorunluluu" sadece d dmanlarn "srekli" ve "yakn tehlike" oluturuyor olmalaryla
aklanamaz.
Ayn ekilde Trk devlet yapsnda ordunun igal ettii yer, ordunun siyasal hayattaki roln de belirlemitir.
phesiz dier egemen snf fraksiyonlarnn gszl, buna karlk kkl Osmanl devlet gelenei, Milli
Mcadele boyunca ordunun oynad rol de nemlidir. Ama, asl belirleyici olan Krt sorunudur. Ayrca
"komu" devletlerde devlet aygtnn zayflamasnn (1958'de Irak, 1946 ve 1979'da Iran) Krt hareketine
nasl bir ivme kazandrdn bildiklerinden, bu konuda dikkatlidirler...
Trkiye'de ii hareketine ynelik politikalar, baskdan ok gdm ve dene tim unsuruna dayanmtr.
Trkiye'nin zel koullan gdml bir ii hareketi oluturmaya olanak vermitir. Oysa ii hareketinin gc
ve politik etkinliiyle, ordunun gc ve devletin otoriter nitelii arasnda bir paralellik yoktur. Dolay syla
gl bir ordunun varln aklayan asl neden Krt ulusal hareketinin "ezilmesi gereidir". Baka bir ifade
ile, gl bir ordunun ve otoriter ve hantal bir devlet aygtnn varln aklayan"snf mcadelesi" deil,
besbelli ki Krt sorunudur. Krdistan'n ilhaknn devletin otoriter karakterinin olumasnda
67
nemli bir pay vardr. Muhtemel bir Sovyet saldrs "gerekesi" ileri srlse de, Dou'da gl bir ordu
tutmann asl nedeni Krt hareketidir.
te yandan, Krt sorunu resmi (hakim) ideolojinin biimlenmesi asndan da nemli bir unsur olmutur.
Milliyetilik, ovenizm ve ilkel bir trencilik gelenei resmi ideolojinin nemli bir esini oluturmutur.
Trkiye'de devletin Krt Ulusu'nun ezilip "yok saylmas" temeli zerinde kurulmu olmas, resmi ideolojiye
"orjinal" bir nitelik kazandrmtr. Resmi ideolojinin geerli olduu tm lkelerde olduu gibi, bu ideolojinin
irrasyonellii ok ak bir biimde ortadadr. Bir yanda Krtlnn bilincinde milyonlarca insan, br yanda
bu varl inkar eden, ama hzla adalatn, kalkndn, a atladn ileri sren bir resmi ideoloji... a
atlayan bir lkede milyonlarca insann devletin resmi dilini bilmiyor olmas, "a atlayclar" iin esef verici
bir durum olmal....
Irak'ta yaayanlarn Krt olduklar resmen kabul ediliyor. Biimsel "resmi" bir zerklik bile sz konusu.
ran'daki Krtler Aryenlerin en saf temsilcisi saylyor. Suriye'de ise resmi statde ikinci snf vatanda
konumundalar. Nfus czdanlarnda Krt olduklar yazl ve baz haklardan yararlanamyorlar. Ne ki
Trkiye'de de yalan retmenin ve yalanla yaamnn sonu yaklayor... Krtlerin kimliini yok sayma ve inkar
zerine kurulu uyduruk resmi ideolojinin irrasyonellii o kadar ak ki, snrsz mantk garabetleri
sergileniyor. Eer Trkiye'nin mevcut snrlan iinde tutulan Krtler Trkse, o zaman ran, Irak,
Suriye'dekiler de Trk'tr. O zaman Bulgaristan, Yunanistan, Kbrs ve Sovyetler Birlii vs. dekilere

gsterilen ilginin onlara da gsterilmesi gerekir. Neden sz konusu lkelerdeki "soydalarmz"a bunca ilgi ve
"efkat" ve neden ran, Irak ve Su-riye'dekilere bunca ilgisizlik! lgisizlikten de te, ezilmeleri iin bunca
destek. Bulgaristan'dan gelenler iin bunca tantana ama, Saddam katliamndan kaarak Trkiye'ye snan
"soydalarmz"a neden ne siyasi mlteci, ne de herhangi bir baka stat tannmaz; tel rgler arkasna
binlerce insan hapsedilir?
Yaklak yetmi yldr Krt kimlii ve o kimliin en temel esi olan Krte diye bir dilin varl inkr edildi.
Krte, Trkenin bir lehesi sayld. Oysa Krte Hint-Avrupa diller grubundandr. Trke ise Ural-Altay
diller grubun-dandr. Bylesi bir oluum ortadayken, Krtenin Trkenin "bozuk" bir versiyonu olmasna
imkan yoktur. Elbette Hint-Avrupa dilleri ran grubundan olan Krtede ok sayda Farsa szck olmas
doaldr. Bu, btn diller iin geerli bir kuraldr, Ayn gruptan olmad halde Franszcadan (ou Latin
kkenli) yaklak on bin szck gemi olmas nasl ayr bir Trkenin varlna engel deilse, aym ey Krte
iin de geerlidir.
Yukardaki sorulara inandrc cevaplar vermek olanakszdr. lgin olan, bu sorulan, ortaya atanlarn, bilirkii
raporlarna da dayanlarak hapse atlyor ol-malandr. deoloji bu lde tutarsz ve irrasyonel olunca
kitlelerde kalcl ve inandrcl da olamaz. deolojinin bu "zavalll" da baskyla giderilmeye allyor.
rrasyonel ideoloji sngnn gc olmadan ie yaramyor...
68
Ancak, Krt kimliinin inkar, Krt Ulusu'nun ezilmesiyle resmi ideoloji arasndaki iliki, bir baka adan daha
nemlidir. Resmi ideolojinin bu ar milliyeti ve ven karakteri, Trkiye'de faizmin gelimesine de uygun
bir ideolojik ortam hazrlamtr. Bu bakmdan, Krtlere ynelik ideolojik zorlamalar, bask ve asimilasyon
politikas faist hareketin tahlilinde de nemli bir unsur olarak dikkate alnmaldr.
Trkiye'de Krt sorunuyla ilgili gerekler yaklak yetmi yldr saklanmaya allyor. Ne ki, gerei sonsuza
kadar saklamak olanakszdr. Gerekten korkmann, gerei gizlemenin ne dnce aydnlna ve bilimin
gelimesine, ne de daha eitliki ve zgr bir toplum iin verilen mcadeleye bir yaran olur. Tam tersine, bu
yoldaki mcadelelerin nndeki en byk engeldir. te bize den grev ncelikle bu engelin almas iin
aba harcamaktr. Antonio Gramsci'nin dedii gibi: "Devrimci olan sadece gerein kendisidir."
"Milli Mcadele"nin yanl ve eksik deerlendirilmesinin bir nedeni de, IH. Enternasyonal'in (Komintern)
yaklamdr. Komintern'in gereklere denk dmeyen deerlendirmesidir. Bundan sonraki blmde, III.
Enternasyonal'in (Komintern) yaklamlar tartma konusu edilecek.
69
5. BLM
KOMNTERN ve MLL MCADELE'NN ANT-EMPERYALSTL SORUNU
"Hakikati bulan, bakalar farkl dnyorlar diye, onu haykrmaktan ekiniyorsa, hem budala hem de alaktr. Bir
adamn (benden baka herkes aldanyor) demesi g phesiz, ama sahiden herkes aldanyorsa o ne yapsn? "

Daniel de Feo
Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili yanlsamalara kaynaklk eden bir ey de, III. Enternasyonal'in
(Komintern'in) yaklamdr. Komintern'in Milli Mca-dele'ye destek vermesiyle, onun anti-emperyalistlii
arasnda doru ynde bir iliki olduu varsaylyor. Oysa Komintern'in Milli Mcadele'yi desteklemesi,
hareketin anti-emperyalistliinden ok, Sovyetler Birlii'nin gvenlii ile ilgili bir sorundu. Sovyetler
Birlii'nin gvenlik sorunu, milli mcadelenin anti-emperyalist olmasn gerektirmiyordu. Bir hareketi
destekleyenlerle o hareketi ynetenlerin amalarnn akmas diye bir zorunluluk yoktur.
Komintern'in 1920 ylndaki ikinci kongresine kadar, smrge ve yan-smrge lkelerdeki devrim sorunu
sosyalist hareket tarafndan hemen hi sz konusu edilmemiti. Bu lkelerin ekonomik ve toplumsal yaplan,
tarihsel evrimleri, snf yaplar hakim snf ittifaknn nitelii, emeki kitlelerin durumu vb. gibi sorunlarla
ilgili yeterli bilgi birikimi yoktu. Avrupa-merkezli bak as, Bat-Avrupa sol hareketi iin de geerliydi.
Zaten smrge ve yar-smrge lkelerdeki ulusal bamszlk hareketleri ve sol hareketler, Bat Marksist
hareketi iin byk nem tamyordu. Bu da marksizmin Bat kaynakl olmasndan ve son analizde Avrupa
merkezli dnsel-entellektel yaklamlarn damgasn tayor olmasndan kaynaklanyordu. Bu yaklamn
doal sonucu olarak, smrge ve yar-smrge lkelerdeki devrim sorunlarna Bat sosyalist devriminin
"karlar" asndan yaklalyordu. Zaten E. Enternasyonal dneminin hakim dncesi olduka geriydi. O
kadar ki, n. Enternasyonal'in smrge ve yar-smrgelere bak, zde, muhafazakar ve smrgeci

zihniyetten farkl deildi.


Bylesi bir yaklam, ister istemez "Dou Sorunu"na ilgiyi de azaltyordu. Marx'n Asya toplumlaryla ilgili
olarak yazdklar o dnemin snrl "bilgi biri71
kimi"ne dayanyordu. stelik sol hareket tarafndan da pek bilinmiyordu. Marx, Dou toplumlaryla ve
smrgecilik sorunlaryla dorudan ilgilenmemiti. Bu sorunlara ilikin yazdklar da ancak 1939'da baslmt.
stelik Plekhanov'un etkisiyle Marx'n sonradan bu konudaki grlerini terkettii dncesi
yaygnlatrlmt. in Devrimi'nin baarszl (1927) zerine, "Asya Tipi retim Biimi" tartmas gndeme
geldiinde ise, mahkm edilecekti. Dolaysyla Avrupa-merkezli bak asnn gerisindeki iki temel dnce
olan: a) Smrgelerin kurtuluu batdaki devrimin baarya ulamasna baldr; b) Dnyann sosyalist bir
dnme uramasnn koulu onun Avrupallamasyla olanakldr biimindeki yaklam, IH. Enternasyonal'e
de egemen olmaya devam etti. Her ne kadar Lenin, zellikle 1905 Devriminden sonra, Bat proletaryasnn
ezilen halklarn kurtulu-uyla daha yalandan ilgilenmesi ve tutarl bir biimde desteklenmesi gerektiini ileri
srdyse de, 1917 Devrimi'ne kadar smrge ve yar-smrge lkelerdeki devrim sorunuyla ilgisi ikincil
nemdeydi. Lenin 1919 ylna kadar smrge ve yar-smrgelerdeki devrimle "taktik" nedenlerle ilgilenmiti.
1919'dan itibaren smrgeler ve Dou Sorunu'nun nemi birdenbire artt.
O zamana kadar ikincil ve taktik bir sorun olarak ele alnan smrge ve yan-smrge lkelerdeki devrim,
birdenbire "stratejik" bir nem tar hale geldi. El. Enternasyonal'in II. Kongresi'ne kadar, nemsiz bir
sorun olan "Dou Soru-nu"nu stratejik nemde bir sorun haline getiren ne idi? Bak asnn yzseksen
derecelik bir kavis izmesi nasl aklanabilir? Hemen sylemek gerekir ki, bu "Bat'dan Dou'ya" kay, l
domu bir strateji deiikliinden teye bir ey deildi. Komintern'in II. Kongresi'nde, smrge ve yansmrge lkelere ilikin olarak alman kararlar, belirlenen ilkeler ve pratik politikada yaplacak almalar bo
szler olarak kald. Belirlenen ilkelerle izlenen politikalar arasnda srekli bir kopukluk ve uyumsuzluk sz
konusuydu.
Fakat, Komintern'in II. Kongresi'nde Dou halklarna ilikin olarak kabul edilen ilkeler de kendi ilerinde
tutarl olmaktan uzakt. Aceleye getirilmiti ve somut dururdan dikkate almayan tahlillere dayanyordu. te
yandan, Komin-tern'deki bu politika deiiklii, Marksizme hakim olan Avrupa-merkezli gr fazla
etkilemedi. Roy'un III. Kongre'deki iddetli protestolar da bu durumu ortaya koyuyordu.
Bir taraftan ilke dzeyindeki tutarszlklar, te yandan ilkelerle uygulama alannda ortaya kan
uyumsuzluklar dnya devrimci mcadelesi iin nemli bir talihsizlik olmutur. Stalin'in brokratik bir kar
devrimle iktidar ele geirmesiyle ve ii snfnn yerine brokrasinin diktatrln koymasyla, zaten
Komintern diye ayr bir ey de kalmyordu. Artk bundan sonra Komintern (III. Enternasyonal) Stalin'in
elinde emperyalist devletlere kar bir "pazarlk arac", bir "diplomatik ara" ilevi grecekti. Ne ki, Stalinist
brokrasinin rettii efsanelerden yakay bir trl kurtaramayanlar, uzun yllar Stalin'in tm kar devrimci
politika ve uygulamalarn "devrimcilik", "ilericilik" olarak grmeye devam ettiler...
Milli Mcadele, bandan sonuna kadar emperyalizmle uzlama yanls bir
72

hareketti. Milli Mcadele karsnda . Enternasyonal'in politikalarna gemeden nce, II. Kongre'de tespit
edilen ilkeler zerinde ksaca durmalyz. Komin-tern'in I. Kongresi'nde smrge devrimleri konusunda yeni
bir ey sylenmiyor, smrge lkelerin kurtuluunun ancak metropol lkelerde ii snfnn kurtulu-uyla
mmkn olabilecei zerinde duruluyordu.(1) Fakat kinci Kongre'de bu tavr birdenbire deiiyor. Birinci
Kongre'ye kadarki (Birinci Kongre de dahil) smrge ve yan-smrge lkelerle ilgili bekleyiler, yerini,
dnyann kurtuluunun "Dou'dan balyaca"na ilikin son derece iyimser grlere brakyordu. Bu ani
kaymann en belirgin nedeni, bata Alman devrimi olmak zere, metropol kapitalist lkelerde devrim
umudunun snmesi ya da "bir sre iin ertelenmi"! grnmesidir. Bunda Kzl Ordu'nun Varova nlerinde
durdurulmasnn da olumsuz ynde bir moral etkisinin olduu kukusuzdur.
Dier bir etmen de; Sovyet Devrimi'nin de etkisiyle, smrge ve yar-smrge lkelerde ortaya kan
hareketler ve ilk defa II. Kongre'ye smrge lkelerde oluma aamasndaki komnist rgt temsilcilerinin
katlmasdr. Bu yeni "ye"lerin de sorunun ncelikli olarak ele alnmasnda etkili olduklar kesindir. Bu yzden,
n. Kongre'de ilk nemli tartma konusu, smrge ve yar-smrge lkelerdeki ulusal kurtulu hareketlerinin
metropol-kapitalist lkelerdeki sosyalist devrimle olan ilikisinin saptanmas etrafnda toplanmt. Tartma

ayn zamanda rgtsel stratejik ve taktik sorunlar da ieriyordu. II. Kongre'de balayan tartma, 1920'de
Bak'de toplanan Dou Halklar Kongresi'nde devam etti.
Eer II. Kongre'de, I. Kongre'deki Avrupa-merkezli yaklamlardan belirli lde uzaklalmsa, bunda teki
gerekeler kadar, Sovyetler Birlii'nin d gvenlik sorunu da nemli bir rol oynamtr. Bat'da devrimin
gerilemesi (o zaman bu "geici" bir durum olarak alglanyordu) Bolevik liderleri Dou'nun kurtulu
mcadelelerine yneltmiti. Artk Dou halklarnn iinde bulunduklar son derece ar koullardan
kurtulabilmeleri iin, "Londra ve Paris iilerinin ik-tidar ele geirmelerinin beklenemeyecei" gr n
plana kmt. O kadar ki, 19601 yllarda Maoizm olarak ortaya kan grler, Hindistan delegesi M.N. Roy
tarafndan kinci Kongre'de ortaya atlmt. M.N. Roy, o zamana kadar Avrupa-merkezli sosyalist hareketin
aksine, Avrupa'daki devrimci hareketin kaderinin Dou lkelerindeki devrime bal olduu grn
savunuyordu. Roy, Dou'da zafer kazanlmad srece Bat'dan bir ey beklenemeyeceini, Dou'dan
metropol kapitalist lkelere kaynak ak devam ettii srece, Bat burjuvazisinin proletaryaya baz dnler
vererek devrimi geciktirebileceini savunuyordu. Kongreye sunduu tezlerde, "Bu kaynak kesin olarak
kurutulmadan, Avrupa ii snfnn kapitalist dzeni ykamayaca" grn dile getirmiti.
Lenin balangta bu teze kar kt: "Yolda Roy, Bat'nn kaderinin mnhasran Dou'daki devrimci
hareketin gc ve gelimesine bal olduunu sylediinde ok ileri gidiyor. Her ne kadar Hindistan'da be
milyon proleter ve otuz yedi milyon topraksz kyl olsa da, Hint komnistleri henz bir komnist parti
kurmay baaramadlar. Bu gerek bile tek bana yolda Roy'un grlerinin byk lde temelsiz olduunu
gsteriyor."(2) Fakat Roy'un grlerine
73
kar kan sadece Lenin deildi. Kapitalist Bat lkeleri parti delegelerinin de tepkisi bykt. Daha sonra
Lenin ve Roy'un grleri belirli oranda krplarak, ortalama bir yol bulundu. Bylece I. Kongre'dekinden
olduka farkl bir yaklam benimsenmi oldu. Roy'un grleri yeniden formle edilerek kabul edildi.
Tartmalar sonunda u cmleye yer verilerek sorun zmlendi:" Modern kapitalizmin ayakta kalmasnn
nedeni smrgelerden elde edilen an krlardr. Bat bu an krdan yoksun kalmadka, Avrupa ii snfnn
kapitalist dzeni ykmas mmkn olmayacaktr."(3)
Avrupa-merkezli grten Dou'ya kay ve smrge devrimine verilen "nem"e karlk, III.
Enternasyonal'in smrge ve yan-smrge lkelere ilikin hi de tutarl bir yaklam sz konusu olmad. II.
Enternasyonal dneminden kalma yaklamlar egemen olmaya devam etti. II. Kongre'de benimsenen
stratejiye karn, Avrupa-merkezli gr arln korudu. Smrge lkelerle ilgili devrim stratejileri
belirlenirken, o lkelerin somut koullarnn zmlenmesinden ok, Sovyetler Birlii'nin gvenlii asndan
yaklald. Gerek teorik planda, gerekse de .pratik politikada hatr saylr bir aba harcanmad.
Lenin ve Trotsky dneminde geerli olan bu durum, Stalin dneminde ok daha geerliydi. Stalin iin III.
Enternasyonal, dnya sosyalist devriminin deil, Sovyet diplomasisinin bir aracyd. Lenin ve Trotsky
zamannda yaplan baz taktik hatalardan uzaklamak bir yana, Stalin, bu hatalar kendi gerici politikas iin
temel kurallar haline getirdi.
III Enternasyonal Avrupa-merkezli sosyalist yaklam ancak szde terketti. Gerekte eski rengini
koruduunun anlalmas iin uzun zaman gemedi. III. Kongre'de "Dou Sorunu"na, "det yerini bulsun"
kabilinden yer verildi. Smrge ve yan-smrge lkelerden gelen delegelerin konumas be dakika ile
snrland. Hindistan hakknda rapor sunmak durumunda olan Roy, kendine ayrlan be dakikalk sreye hakl
olarak tepki gsterdi. Kendine tannan be dakikalk sreyi, Hindistanla ilgili raporunu sunmak iin deil,
kongre kararn protesto etmek iin kullanacan syledi ve yle devam etti: "Bu kongrede Dou sorununun
ele aln tarz tamamiyle oportnisttir ve ancak kinci Enternasyo-nal'e yakr niteliktedir. "(4) Roy'un bu
protestoyu yapt 1921 ylnda Hindistan'da gsteriler, mitingler, grevler, boykotlar sonucu smrge
ynetimi fel olma durumuna gelmiti.
Drdnc Kongre'de Safarov'un szleri de, III. Enternasyonal'in smrge devrimleri ve ulusal kurtulu
hareketlerine ilikin yaklamnn tutarszln gstermesi asndan nemlidir. Safarov unlar sylyordu:
"Komnist Enternasyonal'in II. Kongresi'nde alnan kararlara karn, emperyalist lkelerin komnist partileri
ulusal ve smrge sorunlarna ilikin son derece az i yaptlar... Daha da kts, komnizmin bayra,
proletarya enternasyonalizmine yabanc olan venist fikirlerin stn rtmek iin kullanld."(5)
Beinci Kongre'de E.Varga'nn dnya ekonomik durumuna ilikin raporu he-

74
men btnyle Avrupa ve Amerika'ya ayrlmt. Latin Amerikal ve Asyal delegelerin tepkisiyle karlanan
rapor, Ho Chi Minh tarafndan da iddetle eletirilmiti. Ho Chi Minh yle demiti: "Siz ngiliz, Fransz ve
dier partili yoldalar, devrimi gerekletirme olasl ve yollarn tartrken ve gelecek sava iin plannz
hazrlarken bu olaanst stratejik noktay btnyle gzard ediyorsunuz. Dikkat ediniz, tm gcmle sizi
uyaryorum."(6)
Endonezya Komnist Partisi delegesi Se Maun da ayn ynde eletirilerde bulunarak, Hollanda Komnist
Partisi'nin smrge sorunu karsndaki hareketsizliinden yaknyor ve Komnist Enternasyonal'in Yrtme
Komitesi'nin smrgelere daha fazla ilgi gstermesini istiyordu.(7) Benzer eletiriler Latin Amerikal
delegelerden de geliyordu. Fakat btn uyanlar ve protestolar, buyandan metropol lke komnist partilerine
ILEnternasyonal dneminden miras kalan zihniyetle, dier yandan Sovyetler Birlii'nin d politika
gereksinmeleriyle karlayordu.
Radek bu sulamalara cevap verirken; "II. Kongre'deki tezlerde, Dou'daki hareketlere destek sz konusu
olurken, snf mcadelesine atfta bulunulmamt. Marx da devrimci olduu srece burjuvazinin
desteklenmesini savunuyordu" diyor. Eer gerekten ortada devrimci bir burjuva hareketi varsa,
desteklenmesi phesiz yararldr. Oysa Komintern'in Dou'daki kurtulu hareketlerine ilikin tezlerinin
kabul edildii 1920 ylnda smrge ve yar-smrge lkelerin hibirinde devrimci bir burjuvazi yoktu. Genel
olarak geerli olan bu durum, Trkiye iin daha da geerliydi. Clz Trk burjuvazisinin ngiliz ve Fransz
emperya-lizmleriyle ciddi bir uyumazl sz konusu deildi. Marazi burjuvazi, atmadan ok uzlamadan
yanayd. Bu da Rum ve Ermeni engelinin almasyla gerekleebilirdi. O dnemde Trk burjuvazisinin
emperyalizmle uzlamak iin bir tek istei vard: Daha nce Rum ve Ermeniler tarafndan yrtlen "kompradorluk", araclk ilevinin kendilerine braklmas!.. Bunun karlnda, hileci ve utan verici yntemlerle
sosyalistlerin katledilmesi, ii rgtlerine bask, tutuklamalar ve ikenceler, hibir demokratik reforma
yanamama, Osmanl merkezi baskc devlet geleneini daha etkili biimde srdrme vb. yntemler sz
konusuyken, burjuvazinin "devrimcilii"nden sz etmek hazmedilir bir ey midir?
Aslnda II. Enternasyonal'in Dou'ya ilikin tezleri, aceleye getirilmi somut koullara denk dmeyen
yaklamlar ieriyordu. Bir kere, birbirinden farkl tarihsel gemie ve toplumsal yaplara sahip bir sr lke
vard. Bu lkelere ilikin strateji ve taktiklerin tutarll, ancak her bir lkenin somut koullarnn doru
deerlendirilmesiyle mmkn olabilirdi. En temel yanlg, da bu lkelerdeki burjuvazinin niteliine ilikin
olandr. Emperyalizmin ulat aamada, smrge ve yar-smrge lkelerde devrimci burjuvazi bulmak
olanakszd. III. Dnya Kongresi'nde (27 Haziran 1921) ana konumay yapan Trotsky; "Dnya Ekonomik
Bunalm ve Komnist Emternasyonal'in Yeni Grevleri" baln tayan uzun raporunda, n. Kongre'de alman
kararlarn ve benimsenen tezlerin, aceleye getirilmi tezler olduunu uygun bir dille anlatmtr. Trotsky
unlar sylyordu:

75
"Bay ve Bayan yoldalar! Komnist Enterasyonal'in Birinci ve ikinci kongrelerinde Dnya'nn durumunu sloganlarla,
manifestolarla ele aldk ve bu konuda daha derin bir tartmaya girmedik. O zaman, savan yaratt yeni durumu genel,
ksa ve kesin hatlaryla nitelendirmek ve iilerin bilincine yerletirmek sz konusuydu. imdi ayn sorun ok daha
karmak biimde karmzda duruyor. Savan bitiminden bu yana yl doluyor. Ekonomik ve siyasal dzeyde byk
nem tayan grntler kt ortaya. Sermaye daha, hl, hemen hemen btn Dnya'da tahtnda duruyor; ve biz bu
nedenle genelde grmzn bugnn koullarnda doru olup olmadnn hesabn kendimize vermek zorundayz.(
"Bir tek szle, imdi Komnist Enternasyonal'in II. Dnya Kongresi srasnda durum I. ve II. Kongreler sonrasndaki gibi
deil. O zaman kendimize byk bir perspektif atk ve byk bir izgi belirledik ve de dedik ki: Bu yoldan, bu iaretle
proletaryay kavrayacaksn ve Dnya'da zafer kazanacaksn. Bu dorumu hl? Tmyle byk bir ereve iinde bu
tmyle doru kald. Sadece bu izginin aa yukar hareketlerini izmemitik ve bunu imdi fark ediyoruz.
Yenilgilerimiz, hayal krklklarmz araclyla, verdiimiz byk kurbanlar araclyla, btn lkelerde olabilen, bizde,
Rusya'da olduka geni boyutlarda ortaya kan yanlg dolu eylemlerimizle bunu anlyoruz. "(9)
Gerek Trkiye'deki, gerekse de in'deki gelimeler, smrge ve yar-smrge lkelerdeki gelimeler burjuvazinin
devrimciliini deil, ihanetini ve kar devrimciliini kantlamaya yetti. Geri lkelerde burjuvazinin nereye kadar
gidebilecei ya da gidemiyeceine ilikin ilk tutarl yaklam Trotsky'den gelmiti. Daha 1904-1905'te bir brorde( }
L.Trotsky, arlk Rusya'sndaki burjuvazinin "devrimcilii" konusuna aklk getirmiti. Trotsky, sz konusu eserde,
kapitalist kervana ge katlan Rusya'da burjuvazinin, dier kapitalist lkelerdeki gibi devrimci bir rol oynayamyacan,

proletaryann liderlii olmadan hareketin baarya ulaamayacam ileri srmt. Trotsky'nin devrimci srecin srekliliiyle ilgili grleri 1917 ubat ve Ekim devrimleriyle doruland halde, daha geri lkeler iin talihsiz teoriler
gelitirmeye de devam edildi. eliik teori ve yaklamlar III. Enternasyonal'in ilk yllarna egemen oldu. Teorik ve
pratik dzeydeki yetersizliklere III. Enternasyonel partilerine egemen olan Avrupa-merkezli yaklam ve Sovyet
Devleti'nin gnlk karlarnn gerei eklenince, bir sr olumsuz sonucun ortaya kmas kanlmaz olmutur.
III. Enternasyonal'de, smrge ve yar-smrge lkelerdeki ulusal hareketlerin "gerekten devrimci" iseler
desteklenecekleri ilkesi benimsenmiti. Oysa, "gerekten devrimci" szcnden ne anlald belirsizdi. "Gerekten
devrimci" olmaktan; en azndan emperyalist sermayeye kar olmak, ierde toprak aalar ve feodal unsurlara kar
olmak, emeki kitlelerin yaam koullarn iyiletirici nlemlerden yana olmak anlalabilirdi.
te yandan, ilke dzeyinde de tam bir aklk yoktu. M.N. Roy, Dou lkelerinde iki tip hareket olduunu, bunlardan
birincilerin kapitalist dnya sistemi iinde siyasi bamszlk elde etme amacna ynelik hareketler olduunu, ikincilerin
ise, topraksz kyllerin her trl smrye kar mcadelesi nitelii

76
tadm ileri srerek, bunlardan ancak ikincilerin desteklenmesi ve birincilerin ikinciler zerindeki saptrc
etkisinin krlmas gerektiini savunuyordu. Roy, her trl smrye kar ayaklanan kyl hareketinin burjuva
milliyeti hareketin etkisinden kurtarlmas grn ileri srmt. Bu amacn gereklemesi iin de ii ve
kyllerden oluan komnist rgtler kurulmasnn gereklilii zerinde duruyordu. Lenin, milliyeti burjuva
hareketlerinin de desteklenmesi gerektiini savunuyordu. Kongre'de Lenin'in tezi kabul edildi. Fakat
milliyeti burjuva hareketiyle yaplan ittifak geici olacakt (!) Burjuva milliyetileri emperyalizme kar
savarken onlarla birlikte emperyalizme kar savalacak, em-peraylizm atldktan sonra sava milli
burjuvaziye kar srdrlecekti!
Daha sonraki dnemde yaanan deneyler byle bir yaklamn sakat olduunu birok kereler ortaya
koymutur. "Milli" denilen burjuva hareketleri, emperyalizmle anlaarak, daha balangta ii ve kyl
haraketlerini ezme yoluna gitmilerdir. Onlar iin emperyalizmle olan kar atmas emeki halkla olandan
daha az nemlidir.
Komintern'in Haziran 1921'de toplanan III. Dnya Kongresi'nde konuan Sleyman Nuri unlar sylemiti:
"(...) fakat paalar bu hareketi kendi yapkan ellerine almay baardlar. Kemal Paa memleketi Sultan
Hamid'in metotlaryla ynetmektedir. Komnistlere kar en acmasz bir sava amtr, nk onlarn
kurtulu hareketlerinden iktidara el koymak iin yararlanacaklarndan korkmaktadr. Paalar emeki
kitlelerini de aldatmlar ve szde sava naralary-la kendi resmi partilerini rgtlemilerdir"(11)
Trkiye iin Komintern tarafndan ileri srlen kriterlerden hibiri geerli deildi. Bir kere hareketin en
byk destekisi olan toprak aalarnn bir toprak reformuna yanamalar olanakszd. te yandan clz
burjuvazinin karlar, emperyalist sermayeye kar olmakta deil, emperyalizmle ibirlii yapmaktan yanayd.
Demokratik reformlara gelince; iilerin rgtlenmesinin yasakland bir ortamda demokratik reformlardan
sz etmek uygun dmez. Demokratik re-formlardan,;ii ve yoksul kyllerin, dier emeki kesimlerin yaam
koullarm iyiletirici dzenlemeler anlalmak gerekir. Bu bakmdan, herhangi bir hareketin ilericiliini
gsteren, kitlelerin kendi kaderlerim tayin etme konusunda ulatklar seviyedir. Bu nedenle, Milli Mcadele
sonrasnda Trkiye'de gerekletirilen "nklaplar" emeki kitlelerin durumlarn iyiletiren dzenlemeler
deildi. nklaplarn amac devleti glendirip, asalak snflarn smr koullarn salam temeller zerine
oturtmakt. Fesin yerine apka giyilmesi, Alman ticaret kanununun ithal edilmesi, Latin harflerinin Arap
harflerinin yerini almas kitlelerin yaam koullarnda bir iyileme salayabilir miydi? Yoksul kylye toprak
ve topra ileyecek ara gere salanp, aalarn ve tefecilerin smr ve basksndan kurtarlsayd, iilere
sendikalarn, z rgtlerini vb. kurma yolu alsayd emeki kitleler iin gerek anlamda "inklaplardan" sz
edilebilirdi.
te yandan III. Enternasyonal'in, hareketin snfsal niteliini bilmeyii bir mazeret tekil edemezdi. Ama
hareketin niteliini pek bilmiyor da deillerdi.
77
IV. Kongre'de Ankara Milli Hkmeti'nin Trk burjuvazisi lehine baz dnler kopararak emperyalizmle
uzlamasyla ilgili olarak u eletiri yaplyordu:
"Fakat en son olaylar, milliyeti burjuva hkmetinin sizin sonsuz zverileriniz pahasna kazanlan bu zaferin meyvalarn kendisine
ayrmak istediini gstermitir. Ankara'daki milliyeti hkmet, Trk byk burjuvazisi yararna verilecek belli dnlere karlk
emperyalistlerle anlamaya hazrdr.

"Hkmet partiyi datmak, btn rgtlerini yasaklamak, kitle tutuklamalar yapmak, tutuklu yoldalara barbarca davranmak ve en
son, stanbul'daki i Bir-lii'ni kapatmakla, bu yeni politikay balatmtr. TKP, alan kitlelerin emperyalizme kar
mcadelelerinde burjuva milli hkmeti desteklemitir. TKP, ortak dman karsnda kendi program ve ilkelerinden zveride
bulunmaya dahi hazr olduunu kantlamtr.
"Emperyalizmle uyumaya hazrlk olarak, milliyeti hkmet, sizin gerek temsilcilerinizi yok etmek ve onlar dardaki dostlarndan
ayrmak istemektedir. Komnist Enternasyona'lin Drdnc Kongresi, bu barbarca hareketi protesto eder ve emperyalizmin
jandarmas roln oynayacak, emperyalizm ve gericilie kar dve devam edecek ve alan Trk kitlelerinin yararna demokratik
reformlar gerekletirecek herhangi bir hkmet ya da siyasal partiyi desteklemek arzusunda olduunu resmen aklamay kendisine
grev sayar. "(12)

m. Enternasyonalin II. Kongresi'nde smrge halklarn "ezen uluslara kar bakaldrlarnda" desteklenmesi
ve smrgelerdeki burjuva kurtulu hareketlerinin de desteklenecei sylenirken, koulsuz bir destekten
bahsedilmiyordu. Bu hareketler ancak gerekten devrimci iseler desteklenecekti. Ama, gerekten
devrimciliin ne olduu belli deildi. te yandan; "Komnist Enternasyonal, smrgelerin ve geri kalm
lkelerin devrimci hareketleriyle zaman iinde ya-knlamal, hatta bizzat ittifak yapmaldr, fakat onlarla
birlememelidir; proletarya, proletarya hareketinin bamsz niteliini, henz filiz halinde de olsa
korumaldr"(13) dendii halde bu ilkeye hibir zaman uyulmamtr. Trkiye'de komnistlerin ldrlmesine
ses karmayan III. Enternasyonal, kinci in Dev-rimi'nde KP'yi Komintang'a katlmaya zorlayarak,
yzbinlerce devrimcinin ve emekinin katledilmesinin ba sorumlusu olmutur. "Proletarya hareketinin
bamsz niteliini korumas" ilkesi bir kenara itilmitir.
m. Enternasyonal'in bu tutumu, kendi beceriksizliini rtmek iin giritii abadan teye bir anlam tamyor.
Deniyordu ki; "Emperyalizme ve gericilie kar dve devam edecek ve alan Trk kitlelerinin yararna
demokratik reformlar gerekletirecek herhangi bir hkmet ya da siyasal parti desteklenecektir." Oysa
Trkiye'deki hareket emeki halka kar bir dman ittifak niteliindeydi ve kurtuluu emperyalizmle
uzlamada gryordu. Byle bir siyasal hareketten halk yararna reformlar beklemek bounadr. Kemalist
hareketin halk yararna demokratik reformlar yapmak gibi bir niyeti olmadn daha 1921'de Trkiye'nin
Moskova bykelisi sylemiti. Bykeli Ali Fuat Paa (Cebe-soy), Trkiye'de komnistlerin tutuklanmasna
ilikin ierin'e verdii cevapta; "Emperyalist cephesinde kazanacamz baar, ierde herhangi bir
toplumsal
78

hareketten ve devrimden saknmamza bal olacaktr"(14) diyor...


II Enternasyonal de, Sovyetler Birlii Hkmeti de Kemalist hareketin emperyalizmle uzlama yanls bir hareket
olduunu biliyorlard. Byle bir hareketin de halk yararna reformlar deil, smrc snflarn iktidarm glendirecek
"inklaplar" yapaca daha batan belliydi. Dolaysyla Sovyet desteiyle Kemalist hareketin anti-emperyalistlii arasnda
doru ynde ilikiler aramak, bueyi olmad yerde aramaktr. "Resmi ideoloji d" bir kitap yazdn syleyen Baskn
Oran; "Sonu olarak anti-kapitalist olmayan, fakat uluslararas kapitalizmin siyasal ve ekonomik egemenliinden
kurtulmak isteyen bamsza Anadolu Devrimi'ni anti-emperyalist olarak kabul etmek kanmca dorudur"(15) derken, Milli
Mcadele'ye Komintern'in ve Sovyetler Birlii'nin desteini hatrlatyor.
1922 Eyll aynda "Trk Halkna Bar" balkl bir bildiride de; "Trk Hkmeti ii ve kyllerin hkmeti deil, subay
smfnn ve entellektellerin hkmetidir ve bizim ideallerimize denk dmeyen bir hkmettir" deniyordu. Ve Fuat
Sabit Bey'in yapt snfsal tahlilin III. Enternasyonal tarafndan da benimsendii anlalyor() Bu aamada III.
Enternasyonal'i ve Sovyetler Birlii Hkmeti'ni, "ideallerine ters den bir hkmeti desteklemeye iten nedenler
zerinde durmak gerekiyor. Sorunun cevabn Karl Radek ksmen de olsa veriyor. Kari Radek 1922 Ekim'inde yazd bir
makalede unlar sylyordu: "Rusya Trkiye'yi destekledi, nk ilk bata uluslararas emperyalizm tarafndan
smrlen ve ezilen Dou Halklarn glendiren her ey ayn tehlikeye maruz olan Sovyet Rusya'y da glendirir. Ve
ikinci olarak, Rusya, Rusya'ya hububat tayan ve Rusya'dan petrol tayan gemilerin gvenliiyle pek yakndan ilgiliydi.
nk ngiliz Amiralinin emirleriyle bu tama mmkn olmayacakt."(16)
Sovyet Devleti'nin gnlk karlar, Sovyet yneticileri eitli lkelerle anlamalar yapmaya itiyordu. Ne ki, Sovyet
Devleti'nin yaamn garanti altna almaya yarayan bu anlamalar, uzun dnemde Sovyet devriminin ve III. Enternasyonal'in "ideal"leriyle eliiyordu. yle bir talihsiz durum ortaya kmt ki, ksa vadede baz acil gereksinmeler iin
yaplan anlamalar ve verilen dnler, dnya devrimci hareketine byk darbeler vurmaktan geri kalmyordu. Bu
anlamalarn taktik nedenlerle ve geici olarak yapld syleniyordu. ngilizlerle yaplan ticaret anlamasna ilikin
olarak Lenin, amacn zaman kazanmak olduunu sylyordu:
"Ayr bir bar anlamas yaparak belli bir zaman kesitinde mmkn olan en byk lde savaan her iki emperyalist
gruptan da kurtuluyoruz, dmanlklarn ve savalarn kullanarak bize kar aralarnda pazarlk yapmalarn gletiriyoruz, kazanacamz belli bir zamanda serbest kalan ellerimizi sosyalist devrimi srdrmek ve glendirmek iin

kullanacaz."*17)
Ne ki, Lenin'in yakn bir srede "serbest" kalacak dedii elleri kullanmak hi bir zaman mmkn olmad. Lenin'in
lmnden sonra "bo kalan eller", dm zmek yerine, Stalin tarafndan yeni dmler atmak iin kullanld. Ve
Stalin'den sonra da (ki Stalinizmin sreklilii esast) ayn yolda devam edil-

79

di. Taktik gerilemeler ve zorunlu dnler daha sonraki dnemde Stalin tarafndan "devrimci ilkeler" haline getirildi(!)
Artk Sovyet d politikas Sovyet Dev-leti'nin karlar dorultusunda tespit edilir oldu. III. Entemasyonal'in de
bamsz varl sona erdi. Sovyetler Birlii'nde iktidarn ii ve dier emeki kitlelerinin elinden kat ve Stalinist
Brokrasi'nin elinde bir bask ve terr arac haline getirildii koullarda, Sovyet d politikasnn da ilerici ve
entemasyo-nalist bir izgi izlemesi beklenemezdi...
Bu nedenle; Maoizm'in de etkisiyle, Sovyetler Birlii d politikasnn Sta-lin'den sonra enternasyonalist izgiyi
terkettiine ilikin grler gerek olaylarla tam bir elime halindedir. Maoist brokrasi, kendi baskc-brokratik
uygulamalarn merulatrmak iin, tarihi arptp, tarihsel olaylar tahrif ederek yanstmaktan yarar umuyordu. Aslnda
Kruef ve Brejnev'in izledikleri politika, yeni koullara Stalinizmi adapte etmekten te bir ey deildi. Eer Sovyetler
Birlii'nin d siyaseti hakknda gerek duruma denk den bir gre ulamak isteniyorsa, yaplmas gereken, "durumu
kurtarmak iin" gereke uydurmak deil, Sovyet resmi ideolojisinin dnda, bilimsel yntemlere bavurmaktr.
lgin olan bir ey de, III. Entemasyonal'in Trkiye'ye ilikin teorik deerlendirmesine temel olan kaynan, ayn
zamanda Kemalist iktidarn da ideolojik temel dayanan oluturuyor olmasdr. Moskova'ya Sovyet yardm salamaya
giden ilk heyette bulunan Fuat Sabit, Anadolu Hareketi ve hareketin snfsal yapsyla ilgili bir rapor sunuyor. Bu
raporda Fuat Sabit, 1930'lu yllarda ortaya atlan "halklk" ideolojisinin de belki ilk formlasyonunu yapyor, III
Enter-nasyonal'in hangi teorik gerekelere dayanarak Trkiye hakknda siyasal zmlemeler yaptm ortaya koymas
bakmndan sz konusu rapordan baz blmleri buraya alyoruz. F. Sabit Bey'in, G.V. ierin'e Moskova'da verdii rapor
24 Mays 1920 tarihini tayor.
"(...)Trkiye'nin tarihsel ve toplumsal durumu onu Avrupa hkmeti ve milletlerinden tmyle baka toplumsal ve
ekonomik koullar altnda bulunduruyordu. Bunlar zetleyelim.
"1. Bugne kadar ykml bulunduu kapitlasyonlar nedeniyle lkede byk endstri kurulamam ve var olan madenler,
demiryollar, bankalar, limanlar, tramvaylar, vapur irketleri, fabrikalar gibi byk endstri ve ticaret kurulular ya
yabanclarn elinde y da onlarla birlikte alan Ermeniler ve Rumlarn elinde idi. Kk el sanayii de zel rgtlere
sahip loncalar biiminde olmayp, her sanatkrn alma ve kazanna hakk tmyle serbesttir. Ekleyelim ki, son sava
yllarnda kk paylardan oluarak kurulan milli bir banka ile birka milli anonim ticaret ve endstri irketi stanbul'un
tilaf tarafndan igali zerine kapatlmt.
"2. Byk toprak sahibi beyler gl deildir. nk demiryollan dzenli olmad iin, ihracat ve tama yeterli deildir.
Tarmda ilmi ve makinalam olmadndan toprak byk bir kr brakmyordu. Ve buna karlk her kylnn byk
kk bir topra vard ki her trl hakk kendisinindi; isterse satar, isterse balar, ld zaman da yasal varisi kim
ise ona kalr. Topra olmayp

80

beylerin topranda yarclk yapanlar bir snf oluturacak kadar gl olmad gibi; aralarnda rgtlenme de yoktu.
"3. Avrupa'daki siyasal ve ekonomik mcadelelerin iki byk temeli olan bu iki soruna karlk, Anadolu halknn banda
byk bir bela vard ki, o da brokrasi ve hkmetin zulm sorunudur. Bugne kadar dinsel ve sivil iktidar kendisinde
birletiren halife sultanlar ve sarayn evresinde toplanan tufeyliler, dalkavuklar hkmeti ynetiyordu... Hkmet
siyasetinin etmenleri memurlar, ordu ve ulemadr. Memurlar doularndan belli bir snfa bal deillerdir. Yani yalnz
zenginlerin ya da toprak sahibi beylerin ocuklar deildir.. Trk ya da Trk olmayan yoksul ya da varlkl memurlar
hkmet koltuuna oturduktan sonra zel bir zihniyet, "memur zihniyeti" kazanr ki, kendini halktan yksek grr ve
halka bask iin kendinde bir hak bulur... Ulema snf zel bir kast halinde deildir. Babadan oula geen vakf
yneticilii ve hatiplik gibi dini grevler var ise de, nemsizdir...
"4. Halk ezen ve gelimesini durduran nedenlerden biri de, kltrn din etkisinden kurtulamamasdr. Eski Arap ve Fars
kltrnn etkisi altnda olan ulema, yeni hayatn yeni dncelerini kabul iin uygun davranmyorlard. Kltr Fars ve
Arap gibi yabanc etkilerden kurtarmak iin alan aydnlarn almalar, Trk geleneklerine dayanmak, halk ve kyl
hayatn aratrmak, yani kltr milliletirmek ilkesine dayanyordu. Bu aklamadan anlalr ki, endstri ve ticaret
nasl yabanclarn ve Ermeni ve Rumlarn elinde ise, hkmet ve kltr de ounlukla yerli halkla ilikisi pheli
yabanclar elinde idi. Bunun iin, kapitale kar mcadele, snfsal nitelikten kp milli bir renk ald gibi, te yandan
hkmetle mcadele, yani kltr ve hkmetin dinsel siyaset ve yabanclarn etkisinden kurtarlmas da milliyetilik
niteliinde oluyor. Bu, Trkiye'deki milli hareketin gcn gsterdii gibi, Trk milliyetilerinin neden Avrupa
kapitalistlerine kar ve Sovyet hkmetine eilimli olduklarm, Ermeni ve Rumlarn da itilafa koulduklarn aklar,
kansndaym..."(18)
Fuat Sabit Bey'in raporundan kan sonu; Trkiye'de snflarn olumad, ufak tefek snfsal ayrmalar olsa da Trk

toplumunun snfsz bir toplum olduu, bu haliyle emperyalizm tarafndan smrld iin de proleter bir ulus
olduudur. Bunun doal sonucunda Sovyetler Birlii'nin yapaca yardm, dorudan doruya proleter bir ulusa yaplan
yardmdr. Son analizde de anti-emperyalist bir hareketin desteklenmesi anlamna gelir(!) Fuat Sabit, yedi yzyllk
imparatorluu bir arpda "snfszlatryor". stelik bu durum, Trkiye'deki milli hareketin gcnn de bir gstergesi
oluyor(!) Eer Fuat Sabit Bey'in yapt tahlil doruysa, o zaman 1921'den itibaren neden emperyalistlerle uzlald,
yoksul kyl ve iilerin haklarn savunanlarn neden ldrld ve ii rgtlerinin kapatldm anlamak zorlar.
Emperyalizm tarafndan smrlp bask altnda tutulanlarn bir hareketi sz konusuysa, ii liderleri, anti-emperyalist
liderler neden katledilsin? Bir baka nemli nokta da; Sovyetler Birlii Milli Mcadele'yi destekledi diye bu harekete
anti-emperyalist etiketini yaptrmaktr. Bu arada, 1960'larda ortaya atlan "proleter uluslar" tezinin krk yl kadar
nce Fuat Sabit Bey tarafndan ortaya atlm olmas da ilgintir! Bir baka adan daha bu "rastlant" nemli
saylmaldr. Bu durum, 1960'lardaki te81

orik dzeyle 1920'ler arasnda pek fark olmadn da gsteriyor...


Devletten Devlete likilerin elikileri
nc Entemasyonal'in I. ve II Dnya Kongreleri'nde iyimser yaklamlar yava yava snerken, Trotsky'nin
deyimiyle, sloganlar ve manifestolara dayal deerlendirmelerle gerek gelimeler arasndaki kopukluk da
belirgin hal almt. Bat'da beklenen devrimin gereklenmeyii, emperyalist saldr, i sava ve ekonomik
ablukann vb. de etkisiyle Sovyet ekonomisi fel olma durumuyla kar karyayd. Beklentilerin kart bir
tablo ortaya kmt. Bu durum, taktik baz dnlerle zaman kazanmay gerektiriyordu.
Yeni Ekonomi Politikas (NEP) uygulamasna geilmiti ve yabanc sermaye yatrmlarndan medet umulur
olmutu, te bu koullar, Sovyet ynetimini ngiltere ile bir ticaret anlamas yapmaya "mecbur" etmiti.
Sovyet ekonomisi iin "zorunlu" gibi grnen byle bir anlama, ne yazk ki, dnya sosyalist devrimi asndan
olumsuz sonular douracaktr. Daha da nemlisi, devletten devlete ilikiler yolunu aarak eliik, talihsiz
durumlarn ortaya kmasna neden oldu. Bir bakma, "denize den ylana sarlrken ylan tarafndan
sokuluyordu." Yaplan ticaret anlamasyla Sovyet Devleti zaman kazanp varlm srdrmeyi amalarken,
ngilizler de, Bolevizmin Dou'da yaylmasn engelleyerek status quo'yu korumay amalyordu. 1920
Eyll'nde Bak'de toplanan Birinci Dou Halklar Kongresi'nin bir ikincisinin toplanmayyla, ngiliz-Sovyet
Ticaret Anlamas (Mart 1921 'de imzalanmt) arasnda yakn iliki vardr. E.H. Carr bu durumu yle
aklyor:
"Kaytlarnda Dou Halklar Birinci Kongresi olarak geirilmesine ramen, Baku Kongresini izleyen kongreler yaplamad ve bu kongre
arkasnda ciddi bir mekanizma brakmad. Bak'de Propoganda ve Eylem Kurulu kuruldu ve ilk raporunu 1920 Kasm aynda
Enternasyonal Yrtme Komitesi'ne verdi. Aralk aynda Rusa, Trke, Farsa ve Arapa dillerinde yaynlanacak Dou Halklar
dergisinin kaca ilan edildi. Bundan sonra pek az kaytlara rastlanld. Kurulun ve derginin hzla ortadan kaybolmas, ksmen Mart
1921 tarihli ingiliz - Sovyet Ticaret Anlamas'n sonucu olabilir ve bu Moskova'nn dnda etkin bir siyasal organ yaratmann
gln gsteriyor."(19)

Sadece emperyalist ngiltere ile deil, Trkiye ve ran gibi yar-smrge lkelerle yaplan anlamalar da
devrimin yaylmas asndan talihsiz sonular dourmutur. Gerekten hem devletten devlete anlamalar
yapmak, hem de o lkelerdeki devrimci hareketleri desteklemek mmkn deildir. 26 ubat 1922'de
Sovyetler Birlii ile ran arasnda, bir anlama yapld.(20) Fakat daha nce Sovyetler Birliiyle ngiltere
arasnda yaplan ticaret anlamasnda, Sov-yetler'in ran'dan elini ekmesi isleniyordu. ngiltereyle anlaan
Sovyetler'in ranla da dostluk anlamas imzalamas doald(!) Anlama yaplr yaplmaz,

82
Sovyetler Birlii, Gilan'daki komnist ayaklanmaya yapt mali ve askeri yardm kesti. Bu anlamadan sonra ran
ynetiminin komnist ayaklanmay ezmesi zor olmad. Sovyet yardmnn kesilmesinden sonra bastrlan ayaklanma ran
ynetimine nefes aldrarak, Simko'nun ynettii Krt ayaklanmasnn da ezilmesini kolaylatrd. Hem Rza Han'la dost
geinmek, hem Iran emekilerinin sosyalist mcadelelerini ve Krt halknn kendi kaderini tayin etme yolundaki savam
desteklemek olanakl deildir.
Eer, Sovyetler'in o gnn zor koullarnda ngiltere'ye dnler vermesi bir zorunluluk idiyse, bunun bir zorunluluk
olduu sylenmelidir. Bir kere bu saptama yaplnca, hemen bu zorunluluktan doan olumsuz sonular da aklkla ortaya
konulmalyd... Herhangi bir politikann o gnn koullarnda zorunlu olduunu saptamak, sz konusu politikalarn
dourduu olumsuzluklar grmeye engel olmamaldr. Ama belirli politikalar ve uygulamalar hakl karmak deil, sz
konusu politika ve uygulamalarn sonularn aka ortaya koymaktr. Ingiliz-Sovyet Ticaret Anlamas sadece
smrgelerdeki ve nfuz blgelerindeki sosyalist mcadeleleri deil, ngiliz ii ve sosyalist hareketini de olumsuz
ynde etkilemekten geri kalmayacakt.

Ingiliz-Sovyet anlamasnda sadece ticarete ilikin hkmler yer almyordu. Anlamada yle deniyordu:
"Her iki taraf kar tarafa kar dmanca hareket ve teebbslerden ve kendi snrlar dnda srasyla, ngiliz
mparatorluu ve Rus Sovyet Cumhuriyeti kurumlarna kar dorudan veya resmi propoganda yapmaktan kanr ve daha
zel olarak Rus Sovyet Hkmeti, bata Hindistan ve Afganistan bamsz devleti olmak, zere Asya haklarnn hibirini
askeri, diplomatik veya herhangi bir eylem veya propoganda biimiyle ngiliz karlar veya ngiliz mparatorluu'na
kar dmanca eylemlere tevik etme giriimlerinden imtina eder. ngiliz Hkmeti, Rus Sovyet Hkmeti'ne, eski Rus
mparatorluu'nu meydana getiren ve bugn bamszlm salam olan lkeler iin benzer ve zel bir taahhtte
bulunur.''(21)
ierin, 18 Nisan 1921 tarihli bir cevabi notada anlamaya kesinlikle uyul-duunu sylyor ve "zellikle Afganistan'daki
temsilci ve grevlilerince anti-britanya politikadan saknmalar iin direktif verilmitir" diye ekliyordu.
Byle bir politika, ister istemez n. Dnya Kongresi'nde benimsenen tezlerde yer alan "(...) smrgelerdeki devrimci
hareketler, sz konusu lkenin komnist partisi araclyla dorudan doruya desteklenmelidir" ilkesiyle eliiyordu.
Eer smrge lkelerdeki devrimci kurtulu hareketlerini Sovyetler'in desteklemesi olanakszlayorsa, ll.Tez'de yer
alan, "Btn Komnist Partiler, bu tr lkelerdeki devrimci kurtulu hareketlerini eylemli biimde desteklemelidir" ilkesi
de anlamn yitiriyordu. Sovyetler Birlii bir ii devleti olarak Hindistan'daki sosyalist hareketi desteklemekten
kanrken, ngiliz Komnist partisinin byle bir destei salamas kolay deildi. te yandan, II. Enternasyonal'den

83

miras kalan rk-ven, Avrupa-merkezli, smrgeci, nfuz yayc gelenekten "temizlenememi" bir partinin,
Hindistan'daki ilerici harekete gerek bir destek salamasn beklemek zaten ar iyimserlik olurdu...
III. Enternasyonal'in III. ve IV. Kongrelerinde smrge ve yar-smrgelere ilikin gndem maddesinin pek snrl oluu
ve geitirilmesinin nedeni de yu-kardaki yaklamla aklanabilir.
Sovyetler'in ve III. Enternasyonal'in Milli Mcadele'ye destek oluunun baka gerekelere dayandn, ierin'in
Lozan'daki szleri de ortaya koyuyor. Lord Curzon'a unlar sylyor:
"ngiliz muhafazakarlnn en iyi gelenekleri, Rus ve ngiliz nfuz blgeleri arasnda bir ara duvar rmekti. Biz de imdi
Trk halknn zgrl ve egemenlii temeli zerine bu duvar dayandrarak ayn eyi nermekteyiz.
"Trkiye'nin bamsz varl ile birlikte bars da garanti altna alacak olan, ancak bir ara duvardr. Yakn Dou'da bir
bar durumunun tek ve srekli temeli, Trkiye'nin zgrl ve egemenliidir. "(22)
Grlyor ki, Sovyet yneticileri Trkiye'ye kendi gvenlikleri asndan yaklayorlar. Gney snrlarnda (Trkiye, ran,
Afganistan) gl bir tampon blge oluturulmasn istiyorlard. Bu amala, sz konusu lkelerle devletten devlete
anlamalar yaparak, bu lkelerdeki sol harekete destei geri ektiler. Dolaysyla, belirli bir status quo oluturmak iin,
tutarll olmayan ve birbiriyle elien "politikalar" benimsemeleri bu yzdendir. Bylesi koullarda teorik
maniplasyonlar ve gerekeler de, uygulamalar hakl gstermek zere giriilen zorlamalar olabilirdi...
Bu konuda "ilgin" ama "garip" rnek, E. Varga'nn IV. Dnya Kongresi'nde ortaya att: "Milli Feodal Aristokrasi"
tezidir. nl Rus iktisats Varga yle diyordu:
"kinci Kongre'de kyl hareketiyle milli hareketler arasndaki zdelik varsaym, Hindistan gibi lkelerin denemelerine
dayandrlmtr. Oysa, rnein Trkiye gibi baka lkeler de vardr. Orada toprak aalan bizzat milli hareketin liderleri
olmulardr... Ezilen yerli bir kyl kitlesine sahip smrge lkelerdeki milli kurtulu mcadelesi, ya Trkiye'de olduu
gibi btn memleket halk tarafndan birlikte yrtlecekti, bu takdirde ezilen kylnn toprak sahiplerine kar
mcadelesi, kanlmaz olarak milli kurtulu zaferinden sonraya ertelenecektir; ya da Hindistan'da olduu gibi feodal
toprak sahipleri, emperyalist haydutlarla ittifak halindedir, bu takdirde ezilen kyllerin toplumsal mcadelesi, milli
kurtulu savayla birlikte yryecektir. "(23)
E. Varga, dikkat edilirse, iki tip "feodal aristokrasi"den sz ediyor. Bunlardan biri, Trkiye'de olduu gibi emperyalizm
kartdr ve milli bir nitelik tayor. Dieri ise, emperyalizmle ibirlii halinde: Hindistan'da olduu gibi (!)
84

Varga'nn, bir yerde emperyalizme kar olan "feodal aristokrasinin neden baka yerde emperyalizmle
ibirlii yaptn aklamas pek kolay deil(!) Varga, o dnemin Trkiye'sine uzaktan bakyor. Uzaktan
baknca da somut durumu tm ayrnt ve elikileriyle kavramak mmkn olmuyor. Eer somut durumun somut
tahlilini yapmak zahmetine katlanabilseydi, o zaman "Milli Aristokrasi" dedii kesimin emperyalizme kar
deil de, Rum ve Ermenilere kar olduunu farkedebilirdi. O zaman, gaspedilen Ermeni ve Rum mallarn
kaybetme korkusunun anti-emperyalizmin zdei olmadn anlar, dolaysyla da Trkiye ve Hindistan iin iki
ayr "feodal aristokrasi" tezi retmeye de gerek kalmazd.
Bu ve benzer yaklamlar, tutarsz olduklar kadar, II. Dnya Kongresi'nde benimsenen tezlerden de
uzaklamak anlamna geliyordu, II. Kongre'de, "Geri kalm lkelerdeki gerekten komnist olmayan devrimci
kurtulu hareketlerine komnist bir rt rtme giriimlerine kar kararl bir biimde mcadele
edilmelidir"(24) denilirken; IV. Kongre'de, i, hayali "Milli Feodal Aristokrasi" tezleri uydurmaya kadar

vardrlmtr.
II. Dnya Kongresi'nde; "Biz komnistler, smrgelerin burjuva bamszlk hareketlerini, yalnzca bu
sonuncular gerekten devrimci iseler ve smrge yneticiler kylleri ve smrlen kitleleri devrimci bir
ruhla eitme ve rgtleme almalarmz engellemedikleri zaman desteklemeliyiz ve destekleyeceiz. Eer
bu koullar yoksa, bu lkelerin komnistleri reformist burjuvaziye kar da mcadele etmelidirler" deniyordu.
(25) Oysa bu ilkeler bir kenara atlarak baka gerekelerle geri lkelerdeki gerici ynetici snflarn
desteklenmesi, Komin-tern'in ilkelerinin, bo szler olarak, sadece kongre tutanaklarnda kaldm
gsteriyor.
"Smrge devriminin hedefleri burjuva demokrasisinin boyutlarm amaldr" ilkesine karlk, gerek anlamda
burjuva demokratik devrime bile varmya-ca belli olan hareketlerin desteklenmesi de Komintern'in
yaklamnn tutarszlm gsterir.
"Hindistan, ran ve Msr'daki milliyeti burjuvazi, tarm kesiminin parolalarndan korkuyor, ve olabildiince
ypratma endieleri, yerel burjuvalar ile feodal ve feodal burjuva toprak sahipleri arasndaki yakn ilikiyi ve
burjuvalarn feodallar karsndaki entellektel ve politik bamlln kantlar niteliktedir. "(26)
Kapitalist dnya sisteminin emperyalist aamaya ulat bir dnemde smrge ve yan-smrge lkelerde
gerekten milli, emperyalizm kart bir burjuvazi aramak bounayd. III. Enternasyonal, sz konusu
lkelerdeki gerek durumla ilgili hibir zaman tutarl bir bilgi birikimine, dolaysyla tutarl tahlillere
ulaamad. Zaten byle bir eye niyetli de deildi. Milli Mcadele'nin lider kadrosu nasl "Osmanldan kalan
blgelerden ne koparabilirsem krdr" mantyla yola kmsa, bu pragmatik yaklamn tesine hi
geememise; Komintern de, smrge ve yan-smrge lkelerdeki hareketlerden "ne lde yararlanabilirsem iyidir" biiminde bir yaklam benimsedi. Bylece, varlan sonular da nceden belirlenmi oluyordu...
85
Milli Mcadele'nin, resmi ideolojinin eitli renklerdeki reticileri ve yayc-lar tarafndan ileri srldnn
aksine; bata ngilizler olmak zere, emperyalizme kar bir hareket deil, fakat emperyalizmle uzlama
yanls bir hareket olduu buraya kadarki aklamalarla ortaya kmaktadr. Sovyetler Birlii'nin ve son
tahlilde Sovyet ynetiminin elinde diplomatik bir manevra arac haline getirilen Komintem'in Milli
Mcadele'ye destek vermesi, onun anti-emperyalistli-inin garantisi olamazd...
86
6. BOLUM
MUSTAFA KEMAL ve TARHTE BREYN ROL
"Gnlk hayatta, hibir bakkala raslyamazs-nz ki, bir insann kendi hakknda syledikleri ile hakiki ahsiyeti arasnda
fark gzetmesini bilmesin. Ama bizim tarihilerimiz, henz bu basit dnce tarzna bile ulaamamlardr."
Alman deolojisi

Kiiyi yceltmekle kiiye tapma arasnda doru ynde bir iliki vardr. Fakat asl ama yceltilen kii deildir.
Yceltme, mistifikasyon yaratmak iindir. Bylelikle tarihsel olaylar arptlmak istenir. Tarihsel olaylar
arptmaktan ama da, snfsal karlar gizlemektir. Tarihsel olaylarn arptlmasnda, bir liderin kiiliinin
arkasna gizlenmek ekseri bavurulan bir yoldur. Bir Osmanl Paa'sn yar-ilh durumuna getirenler, elbette
bunu bouna yapmadlar. Snfsal karlarn bir gerei olarak, Mustafa Kemal'i putlatrdlar. Aslnda Paa'nn
put-latnlmasmn nedeni, baarlan eylerin byklnden ok, emeki kitlelerden gizlenmesi gerekenin
neminden kaynaklanyordu. Mustafa Kemal'in yaptklar, bir baka Mustafa'nn, Mustafa Reit Paa'nn
balatt "olaylar" zincirinde sadece bir halkayd, stelik zincirin byk bir halkas da deildi. Tanzimat,
Islahat, Merutiyet, Cumhuriyet yar-smrgelemenin aamalardr. Oysa resmi ideoloji ve kii klt
reticileri tarafndan Cumhuriyetin kurulmas yar-smrgelemenin sonu olarak gsterilmek istenmitir... Bir
retim tarz olarak kapitalizmin her geliim aamasna, her tarihsel dnemine uygun den smr yntemleri
oluuyor. Siyasal plandaki bamszlk bu bakmdan yeterli olmad gibi, Trkiye daha nceki dnemde de
siyasal bamszln yitirmi bir lke deildi.
Mustafa Kemal Tanzimat gelenei dnda deil, sz konusu gelenein en radikal srdrcsyd. Ne ki, resmi
ideoloji tarafndan srarla Tanzimat gelenei dnda gsterilmeye alld. Cumhuriyet aydnlar kii klt
retip kiiye tapma yolunu setiklerinde, buna mecburdular. evket Sreyya Aydemir; "nklbmz
oturtmaya ve Atatrk' putlatrmaya mecburduk... Ama imdi size ifade edeyim, kitabmda da yazdm:
Kahraman putlat zaman lr"(1) diyor. Biz de bu kitapta neden putlatrmaya mecbur olduklarn

gstermeyi amalyoruz... Tarihsel olaylar tahrif ederek ve gerein saptrlmasyla hegemonya boluunu
doldurabilirlerdi...
87
Dnyada salnda ve lmnden sonra Mustafa Kemal kadar ant dikilmi, heykeli, bst yaplm, resimleri
oaltlm bir baka lider herhalde yoktur. Mustafa Kemal heykel ve antlarnn yaplmasndan pek ok
holanyordu, ilk ant 1927'de Sarayburnu'nda dikilmiti. Daha sonra heykel ve antlar grlmemi
boyutlarda artt...
5 Austos 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan bir haberde; "Atatrk yarm bir ilahtr; Trkler'in
babasdr. Hibir devlet efi iin hayatnda bu kadar heykel dikilmemitir; ne Mussolini'nin ne Hitler'in, ne de
Lenin'in antlar onunkilerle llemez" deniliyordu. yle grnyor ki, yaplan heykeller, antlar vb. ideolojik
hegemonya boluunu doldurmann bir arac olarak grlyor... Dnemin devlet airlerinden Aka Gndz, bir
iirinde Mustafa Kemal iin "Grnmezi grr / Bilinmezi bilir / Duyulmaz duyar / Sezilmezi sezer /
Ezilmezi ezer"(2) diyordu... Bir baka air "Evliya odur, peygamber odur / Sanatkr Atatrk"(3) diyor...
Atatrk marnn ilk drtl de yle: "Tanr gibi grnyor her yerde / Topraklarda, denizlerde, gklerde /
Gnl tapar kendisinden geer de / Hangi yana gz bakarsa Atatrk"(4) Benzer nitelikte iir pek ok ve
yzden fazla air deiik vurgu dzeylerinde olmak zere iirler yazd. Bylece dnyada eine az raslanr bir
"devlet airleri" grubu ortaya kt. Oysa"(...) air, iirini ara olarak kulland zaman, airlii ayaklar altna
alm"(5)olurdu..
Bu arada Cumhuriyet dneminin nde gelen devlet airlerinden Behet Kemal alar'n Mustafa Kemal iin
yazd "Yeni Mevlit", yazk ki(!) Sleyman elebi'nin Mevlit'inin yannda ok snk kald. Mustafa Kemal'in
lmnn ardndan gazetelere yansyan haberlerden birinde;"Atatrk senin iin lm yoktur. Olamaz! Sen
Trk'n Tanrssn! Tanr hi lr m?"(6) deniyor... "Tanr lmez, o dilerse grnr bir mddet"(7) Celal Bayar
tarafndan Atatrk'n yaam yksnn anlatld bir kitapta da; "Atatrk' sevmek de bir ibadettir"(8)
deniyor... Bunlar yazmaktaki amacmz, Cumhuriyet aydnlarnn nitelii hakknda bir fikir vermektir. Suat
Tahsin 1933'deki bir yazda: "Muhammed byk bir mrit, Aristo lemmul bir filozof, skender muhteem
bir asker, Bismark yaman bir siyasi, Lenin dehhas bir inklap, Danton sehhr bir hatip ve fakat Mustafa
Kemal bir fevkaadehdr"(9) diyor.
Bu aamada teorik bir sorun zerinde durmamz gerekiyor: Tarihi yapmada bireyin rol nedir? nsanln
ileriye doru akp giden tarihinde, liderin, kahramann rol nedir? Lider, bir toplumu u ya da bu ynde
yerinden oynatabilecek gce sahip midir? Eer liderin tarihi yapabilecei, bir toplumun evriminin ynn bir
bana deitirebilecei kabul edilirse, o zaman gerekten kiinin yceltilmesi de hakllk kazanr. Elbette
byk adamn kaymasndan sonra da onun yerinin doldurulmas sorunuyla karlalr... F. Engels, G.
Strakenburg'a yazd 25.1.1894 tarihli bir mektupta; "Bk memlekette belirli bir dnemde u ya da bu byk
adamn belirmesi, elbette ki tamamiyle bir raslantdr. Fakat, bu adam sahneden ekilirse, yerine bir
bakasnn getirilmesi ihtiyac doar. Ve az ya da ok becerikli byle bir adam zamanla bulunur. u Korsikal
Napolyon'u aln, o, Napolyon savalarnda bitkin dm Fransa Cumhuriyeti iin gerekli
olan bir askeri diktatrd. Bu bir rastlantyd. Fakat Napolyon olmasayd da, onun roln bir bakas stlenecekti.
Gerekli olduu zaman byle adamlar daima bulunur"(10) diyor. Gerekten de tarih; yceltilen bir sr "byk adamn"
tarih sahnesinden ekilmesiyle, onlarn yerini alanlarn ikinci ya da nc snf kiiler, orkestrada ikinci yada nc
keman almaya mahkm ahsiyetler olduunu gsteriyor. Aksi halde, bir yar-ilah mertebesine kartlan Mustafa
Kemal'in yerini orkestrada ikinci ya da nc keman alan kiilerin doldurmas mmkn olamazd...
Tarihte bireyin rol sorununa aklk getirebilmek iin, znel ve nesnel faktrlerin karlkl etkileim ve
belirleyiciliklerini ve bunlarn diyalektik btnln saptamak gerekir. Tarihsel materyalizm; toplumun retici
glerinin gelimilik dzeyi, toplumsal snflarn karlkl g ilikisi gibi nesnel faktrlere tarih yapmada ncelik tanr.
G.V. Plekhanov bu konuda unlar yazyor;
"Tesirli ahsiyetler, dnce ve karakterlerinin zellikleri hadiselerin zel ehresini ve ksmi neticelerinden bazlarn
deitirebilirler ama, hadiselerin genel istikametini deitiremezler. Bu istikameti baka kuvvetler tayin eder. "(11)
"Kabiliyetli insanlarn bizzat kendileri ancak bu genel istikamet sayesinde vardrlar ve bu olmadan onlar hibir zaman
mmkn gerekten ayran eii aamaz-lar."(12)
"Hibir byk adam, istihsal kuvvetlerin durumuna artk ya da henz uygun dmeyen mnasebetleri topluma kabul
ettiremez. Bu manada gerekten, onun tarihi yapmasna imkn yoktur. "(13)
"Tarihi hadiselerin istikametini son tahlilde tayin eden ise, genel denilen sebepler, yani istihsal kuvvetleri ve bu

kuvvetlerin sosyal ve ekonomik istihsal pro-sess iinde insanlar arasnda gerektirdii (determinant)
mnasebetlerdir."(14)
Plekhanov'dan yaplan alntlar, genel olarak tarihsel materyalizmin bu konudaki temel dncesini yanstyor. Bunun
kart olan idealist dnya gr ise, tarih yapmada kitlelerin ve nesnel faktrlerin hemen btnyle nemsiz olduklar
dncesine dayanr. Bu konuda Thomas Cariyle, Kahramanlar adl nl eserinde, Plekhanov'un tam kart olan u
grleri ileri sryor: "nk benim dnceme gre dnya tarihi, insann bu dnyada baard eylerin tarihi, esas
bakmdan yeryznde alp abalam adamlarn tarihidir. Bu byk adamlar; insanlarn klavuzu, genel insan
toplumunun yapmaya veya erimeye urat eyin modelcileri, modelleri ve geni bir anlamda yaratclar olmulardr.
Dnyada baarldn grdmz btn eyler yeryzne gnderilmi byk adamlarda yaam dncele-rinmaddi
sonulan, ameli gereklemesi ve cisimlemesidir. Korkmadan kabul edebiliriz ki, btn dnya tarihinin ruhu bu insanlarn
tarihidir" (15) diyor. Carlyle, bir baka yerde de; "Dnya tarihinin btn devirleri bize gsteriyor ki, byk adam daima
yaad an mutlaka lazm olan kurtarcs, kuru daln onsuz tutumas mmkn olmayan yldrm olmutur. Daha nce
de sylediim gibi, dnya tarihi byk adamlarn biyografisidir"(16) diyor...
Plekhanov'nun denemesi, Narodniklerle bir polemikti. Sbjektif Narodnik

89
dnceye gre, tarihi yapan kitleler deil, kahramanlar, nclerdir.(*) Plekha-nov'a gre; "Lider, yalnzca
tarihsel bir gereksinmenin ya da zorunluluun aracdr ve zorunluluk gerektiinde kendi aracn yaratr. Bu
bakmdan yeri dolduru-lamyacak byk adam yoktur. Herhangi tarihsel bir eilim, eer yeterince derin ve
genise, anlatmn yalnz bir tek adamda deil, belirli bir insan grubunda bulur "(17) Plekhanov'un Taine'den
yapt bir alntda da; "Yeni bir medeniyet yeni bir sanat gn yzne kard zaman, toplumun fikrini (ide
publique) tam olarak dile getiren bir veya iki dahinin yan sra, bunu yar buuk ifade eden on tane kabiliyetli
insan bulunur"(18) deniyor.
phesiz burada sz konusu olan tarihin geliimi dorultusunda, liderin toplumsal sreci tersine evirip
eviremiyecei deildir. Sreci ne lde etkileyebileceidir. Fakat asl nemli olan liderin bir kriz annda
ortaya kyor olmasdr. Dolaysyla krizin u ya da bu ekilde zlmesi, liderliin taknaca tavra baldr.
Marx, Ludwig Kugelman'a 17 Nisan 1871'de yazd mektupta; "Eer mcadeleye aka elverili koullarda
balanabilseydi, tarih yapmak gerekten ok kolay olurdu. te yandan 'tesadflerin' hibir rol olmasayd i
btnyle gizemli bir ey olurdu. Genel geliim dorultusunun bir parasn oluturan bu 'tesadfler' baka
'tesadflerle' dengelenirler. Ne var ki tarihsel gelimenin hzlanmas veya yavalamas, hareketi ilk balatan
kiilerin kiilik zelliklerinin 'tesadfiliini' de kapsayan bu tesadflere byk lde baldr"(19) diyor.
Ne kadar kabiliyetli olursa olsun, hibir Osmanl Padiah imparatorluun kn engelleyemezdi.
Emperyalizm blgenin tarihine yeni bir g olarak girmi ve arln koymutu. Son derece yetenekli bir
padiah olan II. Abdlha-mid, btn rpnmalarna ramen, imparatorluun kanlmaz sonunu ancak geciktirebilmiti... ttihatlarn darbesiyle tahtn terkederken, "on yl bile ynete-miyeceksiniz" demiti.
Bir liderin byklyle onu liderlik mevkiine getiren glerin nemi ve derinlii arasnda doru ynde bir
iliki olmaldr. Leon Trotsky eitli eserlerinde bu sorun zerinde durmutur. Preobrajenski'ye Alma
Ata'dan 1928'de yazd bir mektupta; "Eer Lenin 1917 Nisan'nda Petrograd'a gelmenin yolunu bulamasayd, Ekim ihtilalinin olmyacan sen benden daha iyi bilirsin" diyor. hanete Urayan Devrim'de de;
"Liderliin nitelii sorunu elbette umursanmayacak bir ey deildir, ve son zmlemede kesin deildir,
Bolevikler.. Liderlerinin stn olmasndan tr kazanmadlar. Siyasi mcadele, temelde argmanlarn deil,
karlarn ve glerin mcadelesidir"(20) diyor...
Yukardaki iki alnt arasnda bir eliki varm gibi gelebilir. Trotsky aym sorun zerinde Rus Devrimi adl
nl eserinde tekrar duruyor ve "sormas cevaplamasndan daha kolay olan" soruyu bir defa daha soruyor:
(*) Narodriklere kar tarihsel materyalizmi savunan Plekhanov'un asl amacn gzden uzak tutmamak gerekir.

90

"Eer Lenin 1917 Nisan'nda Rusya'ya gelemeseydi devrimin geliimi nasl bir seyir takib ederdi. Eer ekspozemiz genel
olarak bir eyler ifade ediyorsa, umarm udur: Lenin, devrimci srecin 'yaratcs' olmad. O sadece nesnel tarihsel
gler zincirine eklendi. Ama, bu zincirde byk bir halkayd. Proletarya diktatrl zaten herhalkarda gndemdeydi.
Geriye sadece onu balatmak kalyordu. Bu da bir parti olmadan gerekleemezdi. Partinin de misyonunu
gerekletirebilmesi iin nce onu kavramas gerekiyordu. te bunun iin Lenin gerekliydi. Onun geliine kadar hibir
Bolevik lider, srece devrim tehisi koymamt. Kamanev-Stalin ynetimi olaylarn zoruyla sa ve sol patriyotizme
doru savrulmutu. Devrim, Lenin'le Menevikler arasnda ara zmlere yer brakmyordu. Bolevik Parti'de de bir i
mcadele kesinlikle kanlmazd.

"Lenin'in gelii sadece bu sreci hzlandrd. Ve onun kiisel etkinlii krizin sresini azaltt. Yine de o olmadan da
partinin yolunu bulabileceinden emin o-lunabilir mi? Hibir ekilde bunu syleyemeyiz. Burada zaman faktr
belirleyicidir; dahas, zaman durdurmak mmkn deildir. Diyalektik materyalizmin asla kadercilikle ortak bir yan
yoktur. Oportnist ynetimin kendi krizi Lenin olmadan belirsiz bir hal alp uzayabilirdi. te yandan sava ve devrim
koullan partiye misyonunu gerekletirebilmesi iin fazla zaman brakmyordu... Dolaysyla blnm ve yolunu arm
partinin devrim koullarn uzun yllar iin elden karmas ihtimali akla gelmeyecek bir ey deildir. te bylesi
zamanlarda gl kiiliin rol gerekten ok byk nem kazanr. Tarihsel zincirin bir halkas olacak olan bu roln
eksiksiz bilincine varmak gerekir."'21'
Yukardaki alnt bize gre tarihte bireyin rolyle ilgili, sorunun en btnsel zmleniini temsil eder. Dikkat edilirse
Trotsky, liderliin ya da liderin toplumun ancak tarihsel geliim dorultusunda etkili olabileceini, liderliin olaylar
zincirinde bir halka olduunu, insanlarn bilinli eylemleriyle toplumu dnme uratabileceklerini, zaman faktrnn
nemli olduunu, tarihsel materyalizmin kadercilik olmadn vb. arpc bir biimde ortaya koyuyor. Ykselen bir snfla
henz tm gcn yitirmemi fakat kmekte olan bir snf arasnda mcadele en yksek dzeye ktnda, liderliin
mdahalesiyle dengenin srekli ve kesin olarak deiebildii tarihi bir gerektir.
Mahmut Esat Bozkurt, Atatrk htilali adl eserinde "ihtilali o aydnlar yaparlar ki; hareketleri, alma sonulan,
milletin yksek menfaatlerinin ifadesinden baka bir ey deildir. O kadar ki, mmkn olup da bunlar kme yapsayd,
kendi menfaati bakmndan baka trl hareket edemezdi"(22) diyor. nklap Dersleri Profesr daha da ileri gidiyor;
"htilallerin genilii ve kavray, eflerin kafalarnn da yansmasdr..."(23) Mustafa Kemal de: "Bu inklp milletin
selameti namna, halk namna yapld"(24) der.
Byk Fransz Devrimiyle ilgili olarak, Bozkurt; "Fakat bu ihtilali yapan ahslar kimlerdi? Ve ka kii idiler?" diye
soruyor:
"talyan tarihi Guglielmo Ferrora'ya gre Fransz ihtilalini baaranlarn says iki
91
yz gemez. Bence bu bile fazladr Bu say iki kiiye indirilebilir. Mira-beau'nun ilk meclisteki mehur nutku,
Mirabeau'nun szleri kvlcm tututurmaya kfi geldi. Bilindii gibi, Mirabeau, kraln meclisin dalmasn emrettiini
bildiren mabeyinciye, 'gidiniz efendinize deyiniz ki; biz burada milletin iradesiyle bulunuyoruz ve bizi buradan ancak
sng kuvvetiyle karabilirler', tarzndaki beyanat, meclisi dalmaktan kurtarm ve ihtilal balamt. Artk meclis
kral deil, ihtilalin gerekimlerini dinliyordu. Kraln otoritesi ba aa edilmiti. Balayan yangn 200 deil, bence iki kii
idare etti. Bunlar Dalton ve Robers-pierre idi, denilebilir. Dalton bir nutku ile, Fransa'y tehlikeden kurtaracak kadar
etkili oluyordu. "(25)
Byk skender, Byk Petro, Anibal, Sezar, Washington, Roosevelt, Mus-solini ve Hitler'le Mustafa Kemal'i
karlatran M.E. Bozkurt, Napoleon'la ilgili olarak da yle diyor:
"Bir moda daha... nedense bilmem; Napoleon'da eksiksiz meziyetler bulanlar, Atatrk' bu Korsikalyla karlatrmaya
alrlar. Bence bu gibiler, tarihi bilgilerinden ziyade, dedikodular yarg arac olarak kullanmaktadrlar.
"Napoleon Byk Fransz htilali iinde, ateten bir Fransa buldu. Bu Fransa'nn ruhunda (Danton)'un, (Robespierre)'in,
(Cammille de Moulin) vs. ruhu yanyordu. O, bu ruhun stne bir bayku gibi kondu, nce Msr'a saldrd ve ilerledi. Yz
Akk duvarlarna arpnca akln bana alr gibi oldu. "(26) Hikmet Kvlcml, "Sakarya Sava'n lambayla izledii
odacnda Napolyon'un heykeli vard" diye yazyor..(27)
Bozkurt devam ediyor:
"Mussolini'nin, Roosevelt'in byk ahsiyetler olduunda phe yoktur. Fakat bunlarn iinde bulunduklar artlarla,
Atatrk'n iinde bulunup da baar salad artlar arasnda dalar kadar farklar vardr. Ve neticede ortaya konulan
eserl-er.birbirleriyle kyaslanamayacak kadar yksektir.
"Atatrk'n ne olduunu yakanda yazmtk. Ne yapt, ne brakt da bellidir. Halbuki Mussolini o zamanki baarsn
Dnya savandan muzaaffer kan talya'ya borludur. Roosevelt bir ey yapmsa dnyann en zengin bir memleketine,
130 milyonluk Birleik Amerika Devletleri'ne dayanarak yapt!
"Hitler, o her zaman Atatrkten rnek aldn syledi. "(28) Bozkurt, "anlaml" karlatrmasn yle srdryor:
"Zamanmzn bir Alman tarihisi, gerek nasyonal sosyalizmin ve gerek faizmin Mustafa Kemal rejiminin az ok
deitirilmi birer eklinden baka bir ey olmadklarn sylyor. ok dorudur. ok doru bir grtr. Kemalizm
otoriter bir demokrasidir ki, kkleri halktadr. Trk Milleti bir piramide benzer, taban halk, tepesi yine halktan gelen
halktr ki, bizde buna ef denir. ef otoritesini yine halktan alr. Demokrasi de bundan baka bir ey deildir. "(29)

92
ili'nin kanl diktatr 1970'li yllarda "Otoriter Demokrasi" kavramm ortaya atarken herhalde kk
Asya'dan esinlenmi olacak!.. Pinochet de kendi siyasal rejimini "otoriter demokrasi" olarak tanmlyordu...
Yazar, Mustafa Kemal'i yceltmek zere yola kyor ama kendini ele veriyor. nsanlk tarihine kara bir sayfa
yazdrm, halk dman, insanlk kltrnde byk ykma neden olmu iki diktatrle kendi ilahn

karlatrmak "devlet aydn" iin byk bir talihsizlik olmal... Mustafa Kemal de zgn bir diktatr olduunu
sylemekten geri kalmyor: "Benim iin diktatr diyorlar. Evet ben diktatrm ama, kalpleri kazanarak
diktatr oldum."(30)
Ne ki, kendini ele veren sadece M.E. Bozkurt deil. Ekmeini kiiyi "ycelterek" kazanan bir sr Cumhuriyet
aydn iin de durum ayn... Onlara gre, tarihi yapan kiilerdir. Atatrk Hakknda Dnce ve Tahliller (1943)
adl eserinde Rkneddin Fethi; "Tarihi byk adamlardan mahrum ve fakir bir millet stn bir millet olamaz"
diye yazyor.(31) Gerek Ynleriyle Atatrk'n yazan da; "Atatrk'n babu olmasnn sebebi nedir?" diye
soruyor. talyan ataszndeki gibi kendisine benzeyen aydnlardan yapt alntlarla Mustafa Kemal'in
"babu" olu nedenini aklamaya zorlanyor. Ama, "ettii sevap rktt kurbaaya demiyor." Hamza
Erolu, Mustafa Kemal iin; "yenemeyecei hibir glk, deviremeyecei hibir engel yoktur" diyor. Bu
szler aslnda Mustafa Kemal'in kendine aittir. 1935 ylnda Amerikal gazetici Gladys Baker'la yapt bir
konumada; "Arzu edip de yapamyacam i yoktur. Ben zoraki ve insafszca hareket bilmem. Bence diktatr,
dierlerinin iradesine ramedendir. Ben kalpleri krarak deil, kalpleri kazanarak hkmetmek isterim"(32)
diyor.
Hikmet Kvlcml, durumun pek yle olmadn yazyor: "Etrafndaki bu adam ve seviye karklnn sebebi
ne? Bir akam yarndaki hanma sof-rasndaki bir davetliyi gstererek; 'Bu adamn ne baya olduunu
bilemezsiniz' demiti. Hanm ararak; 'Aman paacm ne diye sofranza alyorsunuz' demesi zerine; 'Ha,
ite,.. Onu da sen bilemezsin kzm' cevabn vermiti. Bu devrin kendisine eski komitekri taktiklerden
faydalanmak zaruretlerini duyuran hususiyetlerden gelir." Falih Rfk Atay'n ankaya adl eserinden
yukardaki alnty yaptktan sonra, H. Kvlcml yle devam ediyor: "Yani.hanmcaz insan st kahramann
evresini dilence yaratp yok edebileceini sanyordu. Kahraman ise, sosyal ilikilerden nasl bamsz
kalnmyacan anlatyordu. Kii olarak Atatrk, btn tiksintilerine ramen, iine dt veya iine ilemi
evre snf insanlarn kontrol altna alamyordu. Ne kadar ulu olursa olsun, er- ge kiinin rol sosyal
snflarn etkisiyle ynetiliyor, yahut eziliyordu,"(33)
Devrim ideologlarndan M. E. Bozkurt, Mustafa Kemal'in emriyle verdii ve sonradan Mustafa Kemal'in
okuyup onaylad "nklap Dersleri"nde Kemalist rejimin bak asn aka ortaya koyuyor: "Bat
medeniyeti ve herhangi bir medeniyet", diyor Bozkurt, "bir kldr; ayrlk kabul etmez, ya hep alnr yahut
alnmaz. Tpk dinler gibi." Fakat Bat'dan kurum aktarma da yle gelii gzel yaplmyor.i haklar, temel
insan haklar, dernekleme hakk, fikir ve basn
93
zgrl, ok partili siyasal rejim vb. gibi eylere "ithalat" sras bir trl gelmiyor. Elbette burada bir
unutkanlk yok! Gerekeler retilmiti. Bir kere bizde snflar yoktu!.. Snflar olmaynca birden fazla partiye,
bir sr dernee, sendikaya vb.de gerek yoktu... i snf yoktu, o halde ii haklan da gereksizdi... Fikir
hrriyeti istemek de "gericilik" veya en azndan "bozgunculuk" olurdu... nk Ebedi ef neyin nasl
dnlmesi gerektiini gstermiti!
Cumhuriyet aydnn bu hali periann, Emin Trk Eliin yle dile getiriyor:
"Bu yar-mistik byk adamclk, yalnz geleneksel Trk ynetici snfna ve bu snfn okulundan yetien ve bir yandan da snf
karlarn gizlemeye alan bugnk burjuva aydnlarna zg bir haldir. Gerekten alaturka bir dnya grdr. Avrupa'da yalnz
materyalist, marksist tarihiler deil, idealist felsefeden gelen aydnlar ve devlet adanlan bile tarih olaylarn yle byk adamlarn
elinde oyuncak saymazlar. "(34)

Mustafa Kemal, Birinci Emperyalistleraras Sava'ta cephelerden birinde lseydi ya da yenilgiden hemen
sonra, Suriye cephelerinden ayrlmadan nce padiahn yaveri Naci'ye yollad telgrafdaki istekleri
gerekleseydi!.. Yani Ahmet zzet Paa kabinesinde harbiye nazr olsayd, Anadolu hareketinin bana baka
bir Osmanl paas geecekti. . S. Aydemir'in yazdna gre, Ahmet zzet Paa, Mustafa Kemal'i, "ok ey
isteyen, ihtirasl biri" olduu iin kabineye almamt. Cepheden stanbul'a dndkten sonra, etkin bir siyasi
mevki elde etmek iin urat ve alt ay stanbul'da kald. Hareketin liderliini bir bakas da stlense,
Anadolu hareketi mutlaka baarya ulaacakt. Belki olaylarn seyri biraz farkl bir yol izlerdi ama sonuta
nemli deiiklik olmazd. Resmi tarihilerimiz sorunu bu biimde ele almaktan zenle kanyorlar.
Oysa Mustafa Kemal'in kendisi de resmi tarihilerimiz gibi dnmyordu. 1919 Temmuz'unda liderlik
konusunda unlar sylyor:
"Bundan baka, bu artlarn istedii adamn, baka birok bakmlardan da, mutlaka benim ahsm olabilecei bir iddia sz konusu
deildir. Yalnz herhalde, bu memleket evladndan birinin ortaya atlmas kanlmaz olmutur. Benden baka bir arkada da

dnlebilir. Yeter ki, o arkada, bugnk durumun kendisinden bekledii ekilde harekete evet diyebilsin."(35)

Kadrocular'dan sonra, Mustafa Kemal'in grlerini ve "inklaplarn" kapitalizmle sosyalizm arasnda bir
nc yol gibi gstermek amacyla Doan Av-colu da byk aba harcyor ama baarl olamyor! Yazar,
Trkiye'de emeki kitlelerin Milli Mcadele'ye istekle katlmadn, Mustafa Kemal'in evresindeki kadronun
uzlamac, "gerici", tutarsz kiilerden olutuunu, buna karlk Mustafa Kemal'in baardn yazyor!
Kitlenin gnll destei olmadan, tutarl bir kadro ve ideoloji yokluunda gerekletirilen "inklabn" ap ne
olabilir? Yazar buna farknda olmadan cevap veriyor: "Toplumsal g hesaplarm bir meydan sava
ynetircesine iyi bilen ve gleri iyi len Komutan Atatrk,
94
eyhlere, aalara, airet bakanlarna, Anadolu tccar ve erafna, yani feodal, ya da yar-feodal glere
dayal bir milli mcadele yaptnn bilincindeydi." eyhlere, aalara, airet bakanlarna vb. dayal hareket
"baarya ulanca", eyhlerin, aalarn, komprador burjuvazinin vb. karna ileyen bir dzen kurulabilirdi...
Her siyasi lider son tahlilde belirli snflarn karlarnn temsilcisidir. Hibir lider bolukta durmaz. Belirli
snflarn omuzlan zerine ktnda "byktr." Ve liderin bykl, dayand sosyal snflarn gcnn
bireysel plana yansmasdr. Bir liderin, emperyalizm anda asalak snflarn karlarnn en yksek dzeyde
temsilcisi olarak, tarihin akn, toplumsal sreci etkilemedeki rol ne olabilir? Mustafa Kemal'i baa
geirenlerin gc (ayn, eraf, toprak aas, eyh, airet bakam, komisyoncu-tccar, komprador burjuvazi,
Batc Osmanl brokrasisi), Mustafa Kemal'in gcym gibi gsteriliyor. Her siyasal hareket son tahlilde
belirli snflara dayanr. Liderlik bu snfsal karlarn siyasal plana yansmasdr. Elbette bu, liderliin
"edilgen" bir ey olduu anlamna gelmez. George Novack'n yazd gibi: "nsanolu yaantsnda olaylarn
ak ile srklendii zamanlarda bile, gelecein ynn deitirebilir. "(37) Trkiye'de gerek anlamda
"inklap" yapmann koulu, asalak snflarn tasfiyesiyle mmknd. Bunlarn tasfiyesi bir yana, Cumhuriyetin
kurulmasyla konumlarn glendirip arlklarn daha da artrdlar. Byk oranda "vatan kurtarma" rantna
kavutular!..
Fidel Castro, bir dergiyle yapt syleide; "spanyol dilindeki en iyi yz iirden birinde, dehann nasl insan
ruhunun derinliklerinde yatt ve 'kalk ve yr' diye arda bulunacak bir ses bekledii anlatlr. Dorudur
bu, yrekten inanyorum. Bu nedenle, nder olmak iin gerekli niteliklerin ayrks nitelikler olmadna
inanyorum."(38) diyor. Zaten bir toplumsal hareketi veya bir toplumsal dnm bir tek liderin kiiliiyle
zdeletirmek, toplumsal sreci "dondurmak", deien toplumsal sreci deimeyenle aklamak ve ona uyum
salamak gibi bir amaz yaratacaktr.
Bir toplumda devrimden sz edebilmenin koulu, tarihsel olarak geri toplumsal snflarn etkisizletirilip daha
ileri snflarn toplumsal sreci belirler hale gelmesidir. Mustafa Kemal bu anlamda hibir kkl yenilie
yanamad. Zaten toplumsal g dengeleri ve geerli hakim snf ittifak kkl dnmlere asla izin
vermezdi. Toplumsal (egemen) snflarn gc onun kiisel iradesinden daha nemliydi. Bylesi bir ortamda
(retim ilikilerine dokunmadan) yaplan "inklaplar", Trkiye'nin az gelimilik yolunda daha hzl
ilerlemesinden teye bir anlam tayamazd. Milli Mcadele'yle karlar tehlikeye giren mlk sahibi snflarn
smr olanaklar gvence altna alnd. Dorudan reticiler (emeki kitleler) cephesindeyse, smr ve
basknn derinlemesinden teye bir "ynelim" sz konusu olmad... Resmi ideologlarn diline dolad
"inklaplar" emeki insanlar iin byk nem tamyordu. Elli yl akn bir zamandr abartlan inklaplar III.
Selim, II. Mahmut dneminden beri yaplagelenlere yenilerinin eklenmesinden teye eyler deildi.
95

ada liderler, teorisyen olmak durumundadrlar. Mustafa Kemal teorisyen deildi. Sistematik bir dnce btnlne
de ulam deildi. Syledikleri arasnda ve yaptklaryla syledikleri arasnda bir sr elikinin varl bu yzdendir.
Eklektik bir bilince sahipti. Bu durum kendisi hakknda eliik yorumlara neden olmutur. Trkiye'de sol hareket bile
onun baz szlerine aldanmaktan kurtulamamtr... Trk sosyalistleri onda, anti-emperyalist ve anti-feodal bir eyler
bulmak iin bouna zorlanp durdular. Hl da zorlanmaya devam ediyorlar.. Bir siyasal liderin kiminle birlikte kimden
yana olduu kime kar olmadm da ortaya koyar...
Mustafa Kemal'in olaylara Makyavelist bir yaklam vard. Komitac taktik ve yntemleriyle amaca ulamay yelerdi.
Onun teorisyen olmay bile bir erdem saylmtr!.. M. E. Bozkurt, onun teorisyen olmayn dehasndan sayyor.
Lenin'le Mustafa Kemal'i karlatrrken yle diyor: "Atatrk, Lenin'in de aksine olarak yazmaktan deil, yalnz
yapmaktan holanyor. Byk Nutuk ve ona iliik vesikalar kitabn, iler baarldktan sonra yazd. O yapmadan yazmyor.
Yapmadan laf yok!.. Yaptktan sonra anlatma, hesap verme var!"(39) Erik Jan Zrcher ise nutuktan asl amalanann ne

olduuyla ilgili olarak; "Mustafa Kemal'in 1927'de okuduu nl Nutuk'u, 1919-1927 yllarnn tarihi olarak deil, 1926
temizlik hareketini hakl karma giriimi olarak grlmelidir"(40) diyor. Bugn de nl bir hukuku, kendisine; "Bu tatbik
ettiiniz esaslar hi bir hukuk kitabnda yoktur" diyor. Mustafa Kemal; "Tatbik edilip tecrbe edilen iler kaide ve
prensip haline gelirler. Ben yapaym siz kitaba yazarsnz"(41) diyor. Bu konuda Taha Parla; " 'Doktrin aksiyondan sonra
gelir' eklindeki Kemalist iar, siyasal yaam olduu kadar akademik siyasi dnceyi de etkilemitir"(42) diyor.
Asrileme, Batllama vb. olarak sunularm, son analizde smrgeleme sreci olduunun farknda olanlar da elbette
vard. Ama bunlarn "bilinci" nem tamyordu.. Bunlardan biri, Ziya Paa'yd. 3 Mays 1869'da Ziya Paa unlar
yazmt:
"itari ve ayak ve aba ve sof giyerdik ve atma ve ehram derdik. Fakat harice bir para borcumuz yok idi. Alnmz
ak gezerdik. Vaktaki Avrupaya arz cemile iin taklid-i hareket yolunu tuttuk, entari ve cbbe ve alvar ve yemeni ve
merku-bu kardk. Setre ve pantalon ve kundura giydik, bu sebeple bizim terzi ve kuma, yalk ve ulha ve kazzaz
ve simke ve yemenici ve edikci esnafmz geinemeyip battlar. "(43)
Smrgeleme, sadece ekonomik bir kategori deildir. Osmanl mnevverinin kafas da "smrgelesmiti." Mustafa
Kemal'e, Jn Trklerin programnda yer alp da gerekletirilemeyen birok "inklab" gerekletirmek nasip olmutur.
Resmi ideoloji srarla Mustafa Kemal'i sz konusu gelenein dnda tutmaya almtr. Aslnda amalar kiiyi
yceltmek olanlarn bu tip "maniplas-yonlara" girimeleri anlalr bir eydir...
Olaylarn arptlmasna dayal resmi tarih ve resmi ideoloji retmeye koul-

96
mu aydnlarn bir baka kuruntular da, Mustafa Kemal'e Batllarn hayran oluudur. Bu hayranlk onun
"evrensel" kiiliine bir kant saylyor... Emperyalist Bat neden Mustafa Kemal'e hayran oluyor? (Eer
gerekten byle bir ey varsa!) Devlet aydn burada da kendini ele veriyor. Gerek Ynleriyle Atatrklk'n yazar; "Batl yazar ve politika adamlar Trk Devrimi'nden Dou aleminden bir kader, aln yazs
deitirir gibi, Bat Medeniyetine ynelmesini bir takdir, hayranlk ve byk bir baar sayarak
bahsetmilerdir" diyor. Herhalde emperyalist devletlerin yneticileri ve szcleri, Mustafa Kemal'in mavi
gzlerine hayranlk duymuyorlard. Onu emperyalist karlar asndan deerlendiriyorlard... Bu adan
baklnca da kukuya yer yoktu. Zira tutulan yol "yeni-smrgeciliin" yoluydu. Trkiye'de 1920'lerde,
1930'larda gerekletirilenler, klasik smrgeciliin tasfiye edildii E. Sava sonrasnda birok yoksul lkede
gerekletirilenlerin ncsyd... Gerekletirilen "inklaplar"n Bat'ya bir zara-n dokunmad gibi, tam
tersine Bat'nn iini daha da kolaylatrmaktayd. Bu durumu ok iyi bilen emperyalist yneticiler, Mustafa
Kemal'in kiiliinde gvenilir bir mttefik bulmulard. Onun kiiliinde ayrca Bat hayranlnn en radikal
temsilcisini bulmulard...
Bu yzden, klasik smrgecilikten kurtulan lkelere Batl yneticilerin, akl hocalarnn, bu arada "bilim
adamlar"nm, Mustafa Kemal rneini vermeleri bouna deildir. Bylece, sanki bir "nc yol" varm gibi
gsterilmek isteniyordu. Mustafa Kemal Hareketi gerekten emperyalizme kar olsayd, emperyalistlerin
blgedeki karlarna ciddi bir darbe indirseydi bakalarna rnek gsterilmesi sz konusu olur muydu?
Emperyalist devletler smrp bask altnda tuttuklar, kaynaklanna el koyduklar lkelerdeki hayati
karlarnn tehlikeye girmesini isterler miydi? Batllar, artk klasik smrgeciliin gnn doldurduu bir
dnemde, Mustafa Kemal liderliinde aralanan kapnn yeni smrgeciliin yolu olduunu ok iyi biliyorlard...
Mustafa Kemal Hareketi, emperyalizmin karlarna zarar vermiyordu ve emperyalizmle yeni bir "dengenin
kurulmas" demekti. Asya'nn, Afrika'nn, Latin Amerika'nn mazlum halkla-n, Mustafa Kemalinkine benzer bir
yol izledikleri srece, emperyalizmin bundan hibir zarar olmazd... Emperyalistler, Trkiye'deki dzeni
dier azgelimi lkelere rnek gstermekten kar umuyorlard. Bu amala, Mustafa Kemal Hareketi "ilerici"
bir hareket olarak gsterilmek isteniyordu... Bylece, "ilerici" bir grnt veren bir cila altnda
smrgeciliin yeni bir biimi sergileniyordu. Sonradan buna neo-colonialisme denilecekti. Yaklak yetmi
ylda yaadklan-mz, yaplan tm abartmalarn, ideolojik zorlamalarn ne anlama geldiini gsteriyor.
Azgelimilik srecindeki dier lkelerden Trkiye'nin gerekten bir fark var m?
Eer bugn Trkiye Batllar'n her istediini yaptrabildikleri bir lke olmaktan kurtulamamsa, bunun
nedeni, lke kaynaklarn yerli asalak snflarn emperyalistlerle ortaklaa talan etmeleri ve salkl gelime
yollarm tkamalardr. te bu talan, Mustafa Kemal'in kiiliinin gerisine gizlenerek yaplyor. Asalak
snflarn ve emperyalistlerin smrs devam ettike, bu, "Atatrklk" oluyor. Bu smrye kar kan
her kim olursa, "Atatrklk yolundan sapm" saylyor.
97

Mustafa Kemal, mlk sahibi snflarn siyasal ve ideolojik temsilcisi olarak, o snflarn karlarn
gerekletirmek amacyla baz "inklaplar" yapt. Atatrklk saylan bu inklaplarn anlam ne idi? Tekin Alp,
1937'de Franszca olarak Fransa'da yaynlanan Le Kemalisme adl eserinde, Kemalizme uygun den asl
kavramn "devrim" olduunu ve kkl dnmlerin gerekletirildiini, stelik bu devrimin, kansz bir ekilde
gerekletirilmi olmasnn onun bir orijinallii olduunu, Trk halknn stanbul'un Asya kysndan Avrupa
kysna geercesine, kolaylkla yzyllarn kkletirdii Dou mantalitesinden Bat mantalite-sine getiini
yazyor.(44)
Dikkat edilirse yazar, yaplanlarn Dou'dan Bat'ya, Dou kltrnden Bat kltrne ka olduunu
sylyor. Bunun da Kadky'den, Karaky'e gemek kadar kolay gerekletiini yazyor. Kltr deiimini i
amar deitirmek kadar kolay ve "mmkn" bir ey olarak gryor!.. Bunun pek yararl bir ey olduuna da
inanyor. Cumhuriyet aydnlan, Tanzimat ve Merutiyet aydnlan gibi Trkiye'nin "geri kalmh"run gerek
nedenini kavrayacak ykseklie hibir zaman kamamlardr. Bugn de Trkiye'yi ynetmeye aday siyasal
partilerin ve onlara akl hocal eden aydnlarn ve bilim adamlarnn kmaz da buradadr. Sanlyorki,
"geriliin" nedeni slam kltrdr. Ve daha genel olarak da, Dou kltrdr. Bu ilkel manta gre, Dou
kltrnden kurtulmak (bunun nasl gerekleecei de tartlmadan) "gerilikten" kurtulmakla zdetir! ..
Eer yle olsayd, geri kalmlk sadece Mslman lkeler iin sz konusu olurdu. O zaman Latin Amerika'nn,
Afrika ve Asya'nn birok lkesinin geri kalmlm anlamak zorlard!.. phesiz Dou kltrnn en
katksz biimine sahip Japonya'nn da nasl olup da bugn emperyalistler hiyerarisinde n sralarda bir
ekonomik g haline geldiini aklamak daha da zorlard!.. Aydnlar, farknda olmayarak da olsa (ki farknda
olmalan da fazla nemli deildir), Bat kapitalizminin szcln yapmlardr. Yanl sorulan soruya doru
cevap verilebilir mi? Oysa geriliin gerek nedenini kapitalist yaylma ve emperyalist smrde ve
biimlendirmede (biimsizletirmede) aramak gerekiyordu. Nitekim, Bat kapitalizminin etkisi altna
girmeden nce Dou halklar ve dier yanmkredekiler "geri"' deil, farklydlar. Azgelimi asla deildiler.
Aydnlar, "dm noktasn" kapitalist yaylmada, kapitalist artlandrmada deil de, kendi kltrlerinde
aradlar. Kendi kltrlerinden uzaklaarak "mutlu sona ulaacaklarn" sandlar!.. Bunun da yolu Bat kltrn
ve Bat'nn styap kurumlarn daha fazla ithal etmekten geiyordu... Oysa Bat'nn styap kurumlarnn
farkl sosyal formasyonlara transfer edilmesi iki olumsuz sonucu bir arada retebilirdi ki; bunlar;
emperyalist smrnn derinlemesi ve kltrel yabanclamann hzlanmasdr... Zaten Bat burjuva
kltrnn ilerici unsurlarnn tanmas da sz konusu deildi. Amerika'nn yerli halklarm soykrma uratan,
Afrika'y kleletiren, Asya'y smrgeletirenlerin buralara bir de "ilerici kltr" gtrmeleri, zaten
eyann tabiatna ters den bir eydir.
Bu konuda Yves Benot hakl olarak; "XVII ve XVIII. yzyllarn Rnesans Avrupas, bilginler ve filozoflar
Avrupas; denizlerin tesine maceraclarn, po98
tansiyel haydutlarn,bir ksm insan artklarn, hatt orospularn att. nc entelektellerini ve onlarn
dncesini hibir ekilde deniz ar lkelere yolla-mad"(45) diye yazyor.
Daha nce de yazdmz gibi, toplumun temelinde hibir radikal dnme yanamayan, emperyalizmle
ilikilere dokunmayan Kemalistler, kltr plannda radikal bir kopu yaratarak, Bat gibi olunacan
sanyorlard... (Elbette, Batllama sreci balayaldan beri, "Bat gibi olan" bir kesim hep var oldu. Bu kesim
kendi "geri" insanlarn ktleyip Bat'ya yknmeyi ve onunla zdelemeyi, onun bir paras olduunu
gstermeyi fanatik bir alkanlk haline getirmitir.) Zaten kltrde radikal kopu sanld kadar kolay
olmad gibi, arzulanr bir ey de olmamaldr. Zira bylesi bir yaklam kendi kltrnde ve gemiinde
hibir olumlu unsur (e) bulunmad anlamna gelir. Ayn ekilde bu, "zenilen" kltrn de, "stten km
ak kak" gibi saf, temiz olduu gibi sama bir dnceye dayanr. Zaten kltrel alanda "radikal kopu",
gemile, seici olmayan, toptan bir kopukluk yaratr. Oysa eski olanda da, gemite yaanm olanda da
olumlu yanlar (unsurlar, eler) mutlaka mevcuttur. Bunlarn yeni durumda korunmalar, srdrlmeleri
gerekir. Bunun olumsuz bir rnei "sosyalist" lkelerde grld. Demokrasi, "burjuva demokrasisi" saylp
mahkm edildi. Elbette bu lkelerde iktidara el koyan brokratik kliklerin demokrasiye dman olular
snfsal karlarnn bir gereiydi. Aslnda demokrasi, burjuva demokrasisi deildir. Byle bir yaklam
emekilerin bin yllardr verdikleri mcadeleyi yok saymak anlamna gelir. Burjuva demokrasisini sulayanlar,
onun ok gerisinde bir siyasal rejim oluturdular. Demokrasinin insanln ok nemli bir kazanm olduu

gereini yok saydlar. Oysa yaplmas gereken burjuva demokrasisi diyerek mahkm etmek deil, onun iini
daha da doldurmak, zn pekitirmekti. Elbette, szn ettiimiz srekliliin salanmas gerei, status
quo'nun korunmas olarak anlalmamaldr. Asl yaplmas gereken, koruyup amak zorunda olduklarmz
arasnda bir denge oluturmaktr. Ancak bylesi bir yaklam gererliyken arzulanan ve mmkn olan arasnda
bir denge kurulabilir.
Hibir kltr btnyle geri (gerici) olamaz. Kltr ok uzun bir gemiin rndr. Mekanik bir anlayla
kltr ithal etmek, bir tketim mal ithalinde olduu gibi kltr ithal etmek, bilimsel deildir. Bizim
aklevvellerimiz (resmi ideoloji reticileri), zaten kltrn Arap ve Fars karmas, melez bir kltr olduunu
ve Trk kltrnn bask altnda tutulduunu, dolaysyla bu kltrden radikal bir kopuun ileri bir adm
olduunu srarla ileri sryorlar. Osmanl kltrnden radikal bir kopula "boalan yerin" nasl doldurulaca
sorusuna ise inandrc cevap veremezler. Ama "Gne-Dil Teorisi" gibi gariplikler retmelerine ne demeli?
"Tarih Tezi" gibi samalklar retmekle mi boluk doldurulacakt? Elbette bunun, kendine dnmek, benlie
dnmek olduu ileri srlyor. Dou slam kltrnden radikal kopu "milliyetilik" saylrsa, kendim
emperyalist kltrn kucana atmak ne olur? Boluun Bat burjuva kltryle doldurulmas olmaz m? Bu
balamda ani bir kararla, Arap harflerinin atlarak yerine Latin harflerinin alnmas bir talihsizlik
olmutur. Gen nesiller,
99
yzyllardr birikip gelen kltr mirasnn dna atlmlardr. Arap harflerinin yerine Latin harflerini
alnmasna gereke olarak da, bu alfabenin zorluu ileri srlyor. Oysa, bir lkede okuma yazma
bilmeyenlerin okluunu veya azln alfabeye balamak inandrc deildir. Latin harfleri alndktan sonra da
oku-ma-yazma bilmeyenler byk bir oran oluturmaya devam etti. Sorunun zm alfabeyle deil, dorudan
eitim politikasyla ilgilidir. Aksi halde dnyann en karmak alfebelerinden birine sahip olan Japonlarn okuryazarlk sralamasnda sonlarda yer almalar gerekirdi... stelik, yaam boyu hemen hi ya da pek az okuyan
kiinin belirli yalarda okuma-yazma renmesi de sanld kadar nemli deildir. Okuma-yazma bilmekle ilgili
tartmaya burada girmemiz gerekmiyor.
stendii kadar yceltilsin; Mustafa Kemal'in kiisel gc ve gerekletirebilecei eylerin snr, snfsal g
dengeleri ve d balantlar (emperyalizm) tarafndan belirlenmiti. Resmi ideoloji, tarihi tahrif etmek iin ne
kadar zorlanrsa zorlansn, putlatrlan kii bolukta durmuyordu. Dayand temel (sosyal snflar) ise,
Trkiye'yi ancak Batnn bir uydusu yapabilirdi.
100
7. BLM
KEMALST REJMN NTEL: ORJNAL BR BONAPARTZM
Burjuva toplumunun gerek balar tezghlarn gerisinde yer alyorlard...."
K.Marx

Mustafa Kemal'in siyasal rejiminin niteliiyle ilgili tutarl tahliller, hemen hemen yok gibidir. Bu konuda
yazlanlar ounlukla Mustafa Kemal'i ycelten, bilimsel nitelik tamayan, iktidardan bir "hediye" koparmak
amacyla yazlm safsatalardan ibarettir. Cumhuriyet dnemi bilim adamlar ve yazarlar, dn olduu gibi
bugn de Mustafa Kemal dnemi siyasal rejimiyle ilgili gerei sylemekten kanyorlar. Onu bir eit sub
speciereipublicae ^ olarak grmek istiyorlar...
tsmail Beiki, Trk niversitelerinin resmi ideolojinin dna kmadklarn sylyor. Gerekten de Trk
niversiteleri Ulu nder Atatrk'e vgler yazmann tesine geemiyor. Aslnda niversite evrelerinin bu
tutumu artc deildir. Burjuva toplumunda eitimin amac hibir zaman gerekleri bulup ortaya karmak
deildir. Her eyin metalat bir ortamda bu zaten kolay da deildir. Dzeni yeniden retip yaatmak amac
tayan, bu amala oluturulmu kurumlardan, o dzeni eletiren teorik yaklamlar beklemek iyimserlik
olurdu... Tam tersine, niversite (sosyal bilimler), sorunlara eletirel olarak yaklaanlar barndrmaz. Onlara
kaplarn kapar. niversiteler kaplarn kapaynca, ekseri, map-usane kaplan alr.... Mevcut dzeni
eletirmeyen, stelik yceltenlere de baka kaplarn ald ok iyi bilinir. nvanlar da, ounlukla kurulu
dzene ballm kantlayanlara verilir. Bu adamlar, nvanlar bilimin bir dalnda yaptklar katkdan tr
almazlar. Ama, unvanlar var diye "otorite" saylrlar. Elbette hizmetlerinden baka alanlarda da yararlanlr.
Ynetim kurulu yelikleri, bilirkiilik vb. gibi saysz alanda katkda bulunurlar. Bunlar arasnda "tarafsz
bilimi" bilimden sapanlar cezalandrmak iin baanyla kullananlar da kar. Bu alandaki bilimsel yeteneklerini

bilirkii raporlaryla kantlarlar...


Prof. Nermin Abadan, Mustafa Kemal dneminde yaplan seimleri (aslnda seim deil tayindir ve 12 Eyll
generallerinin Danma Meclisi'nden bile antidemokratik yntemler sz konusudur), "rnek denilecek tarzda
serbest ve adil
(*) zel bir devlet biimi
101
bir atmosfer iinde"(1) yaplmtr diye yazd iin; nce profesr, sonra senatr tayin edildi. Herhalde bu
tahlilde bir yanl anlama vardr. Eer, milletvekillerini(*) Mustafa Kemal'in tam bir serbestlik iinde tayin
ettii sylemek isteniyorsa bu, gerekten dorudur. Bir baka bilim adam smail Beiki, Mustafa Kemal
dneminde serbest seimlerin kesinlikle sz konusu olmadm yazd iin, nce niversiteden atld, sonra da
uzun yllar kalaca hapishaneye sokuldu. imdilerde de ayn grleri savunmaya devam ettii iin, ya
hapishanededir ya da hapis tehdidi altnda... Smr dzeni ne istediini iyi biliyor. stediini verenlere, bu
hizmetlerini karlksz brakmyor....
Tarihte, doru bildiklerini sylemekten korkmayan, kurulu dzenin istediini deil, doru bildiklerini
sylemekten ekinmeyen insanlar hibir dnemde eksik olmad. Erdemli yaamay baaran bu insanlar, sanki
hep Romal air Ho-ratius'un u nl dizelerini hatrlatr gibidirler:
"Olgun, kendisine hakim, ylesine ki
Ne yoksulluk korkutur onu, ne lm, ne zindan;
Tutkulardan syrlm, ereflere gz tok;
ine kapanm, toparlanm, yaln bir kre olmu
Przsz yuvarlanr bir bana,
Talihe tutamak vermeden, hi yenilmeden "(2)
Kemalist rejim dier siyasal rejimler karsnda hangi ayrdedici zellikler tayordu? Bonapartist bir siyasal
rejim hangi noktalarda Kemalizmle benzeen ve ayrlan zelliklere sahiptir? Bu aamada bu sorunlar zerinde
duracaz. Bonapartizm kavram, ilk defa Karl Marx tarafndan, Luis Bonaparte'n darbesiyle ortaya kan
siyasal rejimi tanmlamak iin kullanld. Bonapartizm, bir bunalm rejimidir.
Burjuvazi, ii snfnn ykselen mcadelesini bastrmak ya da egemen snflar arasndaki srtmenin
patlama noktasna geldiinde, geici olarak dorudan siyasal ynetimden vazgeer. Zaman kazanarak
iktidarn salamlatrmak iin byle bir yola bavurur. Bu anlamda egemen snflar, burjuva rejimlerinden
birinin yerine bir bakasn koymu olurlar.
Bilindii gibi, burjuvazinin be farkl iktidar biimi; srasyla, parlamenter demokrasi, Bonapartizm, askerpolis diktatrl, faizm ve sosyal demokrasidir. Bu ifadeden giderek; egemen snfn istedii ynetim
biimini istedii zaman geerli kld, gibi bir anlam karmamak gerekir. Egemen snf kendi gc, hasm
snflarn konumu ve tarihsel srecin ald biime gre bu farkl siyasal rejimlerden birini dierine tercih
etmek durumundadr.
Trk toplumsal formasyonunun evriminde, Trk Devleti'nin ald ilk biim son derece byk nem
tamaktadr. Bugn dolayl ve dorudan etkileyen sz
(*) Milletin vekili olabilmeleri iin vekaletin millet tarafndan verilmesi gerekir. Kiinin setii adamlara yakan "milletvekillii" deil, memur
kavramdr. Seim olmayan yerde vekil de olmaz.

102
konusu olguyu aklayabilmek iin, teorik bir hatrlatma yapmak gerekiyor. Burada ksaca Marksist siyasal
tahlilde nemli bir yer tutan Bonapartzm kavram zerinde durmakta yarar var. Nitekim, gerek Marx,
gerekse Engels, kendi dnemlerinin nemli siyasal olaylarnn tahlilinde bu kavrama olduka sk
bavurmulardr. Daha sonra Lenin ve Trotsky, bu kavram Kerensky'nin rejimini aklamak iin kullandlar.
Trotsky faizm tahlillerinde de bu kavrama ska bavurmutur. Yaadmz dnemde az gelimi lkelerdeki
birok siyasal rejimin bu kavramla aklanmaya alld da biliniyor.
Ne ki, tarihsel sreler kendilerini hibir zaman btnyle tekrar etmezler. Etselerdi zaten tarih diye bir
ey olmazd. Bu nedenle belirli kavramlar, yeni ortaya kan politik, toplumsal olgular aklamak iin bir ara
olarak kullanrken, dikkatli ve ihtiyatl olmak gerekir. Eer, gerekten, Bonapartizm kavramna adn veren
olay kendine zg koullardan soyutlayarak genellemi bir tanm haline getirirsek, Bonapartizmin btn
izgilerinin tekrarn arayacak olursak; Bonapartizmin gemite kalm, benzersiz tekil bir olgu olduunu, yani

genel olarak, Bonapartizm diye hibir eyin olmadm, ama bir zamanlar Bonapart adnda Korsika'da domu
bir generalin yaadn grrz."(3)
te bu nedenle, herhangi genellemi bir tanm iin olduu gibi, Bonapartizm kavram da bir analoji esi
olarak siyasal tahlilde kullanlabilir. phesiz analojinin de snrlar vardr. Nitekim, alabildiince "zgr" bir
genelleme sakncal sonular dourabilir. Elbette byle olunca da, kavram, aklayc gcn yitirir. i bo bir
kavram haline gelir. Marx, 18. Brumaire'in nsznde, neden "Sezarizm" yerine yeni bir kavram kullanlmas
gerektiini aklarken, analojinin tarihsel snrlarna dikkat ekmektedir.
Tarihsel koullarn farkllm, zgnln dikkate almadan yaplan tahliller, yzeysellikten ve ii boluktan
kurtulamazlar. Eer sadece devlet aygt arknn ileyii ele alnrsa, Sezarizmden Bonapartizme, faizme,
bu arada Kemalizmden de geerek ve dahas Stalin rejimine kadar farkl rejimler arasnda birok ortak
zellikler bulmak mmkndr. Ama bu, grnte bir benzerliktir. Bu bakmdan, her ne kadar Bonapartizm
devlet aygtnn zel bir biimlenii ile tammlanabilirse de, esas olarak belirli tarihsel koullarda toplumsal
snflar arasndaki belirli bir ilikinin ifadesi olarak ele alnmaldr. Ve "(...) Bonapartizm analoj isiyle
konuulduu zaman, bu olgunun kesinlikle hangi izgilerinin mevcut tarihsel durumda en gelimi ifadelerini
bulduunu belirtmek gerekir." (4) te biz de, Trkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulu dnemindeki
biimleniini ve Kemalist (sonradan Milli ef) diktatrlnn yapsn incelerken, bu bak asyla
Bonapartizm analojisini kullanacaz.
Marx, Louis Bonaparte'n 18. Brumaire'i adl nl eserinde; Louis Bona-parte'nn siyasi rejimiyle ilgili olarak
unlar yazyor:
"Demek ki burjuvazi, bylece eskiden 'liberal' olarak kutlam olduunu, imdi 'sosyalist' diye sulayarak,
kendi z karnn self-government tehlikelerinden
103
kurtulmay emrettiini, lkede huzuru geri getirmek iin her eyden nce huzuru burjuva parlamentosuna getirmek
gerektiini; toplumsal gcn muhafaza edebilmek iin siyasal gcn kumas gerektiini, burjuvalarn ancak kendi
snflarnn da teki snflarla ayn snfsal hilie mahkm olmas kouluyla teki snflar smrmeye ve mlkiyetin,
ailenin, dinin ve dzenin rahat rahat zevkini karmaya devam edebileceklerini; kesesini kurtarmak iin burjuvazinin
zorunlu olarak tacn kaybetmesi gerektiini ve kendini koruyacak olan klcn kanlmaz, olarak bann zerinde asl bir
Demokles klc olduunu teslim ediyor."(5)
Fakat Marx ve Engels sadece III. Napoleon'un rejimini deil, Bismark'n rejimini de Bonaparst olarak nitelemilerdir.
F. Engels, 12 Nisan 1890'da Sorge'a yazd bir mektupta; "Bugnn tm hkmetleri ister istemez Bonapartistleiyor"(6) diyor. Kapitalizmin ykselme ve normal gelime dnemlerinde, klasik parlamenter rejimler burjuvazinin tarihsel
karlarna daha uygun der. Bunalm dnemlerinde ise eitli diktatrlkler ya da duruma gre sosyal demokrasi
gndeme getirilir. 18 95'ten sonra kapitalizmin yeniden ykselme dnemine girmesiyle, Bonapartist ve yar-Bonaparst
rejimlerin yerlerini klasik parlamenter rejimlere brakma eiliminin ortaya kmas, I. Emperyalistleraras Sava'la
birlikte, yeniden Bonapartist eilimlerin glenmesi bu gr dorulamaktadr.
"Sovyet Bonapartizmi ve Burjuva Bonapartizmi" baln tayan bir yazda L. Trotsky, Bonapartizmi yle tanmlyor:
"Demokratik hkmet yntemlerine yatkn olan iktisaden hakim snfn, sahip ol duklarn koruyabilmek iin bir askeri ve
polisiye aygtn kendisinin zerindeki kumandasna boyun emek zorunda kald bir rejimdir." "Demokrasinin zerine
kan dolambal yollarla iki kamp arasnda gidip gelen ve ayn zamanda hakim snfn karlarn gzeten bir ahsi
rejimdir. "(7)
Gerekten Bonapartizm snflar arasnda "zel bir dengenin" var olduu bir ynetim biimidir.
Bu genel tanmlama iinde yer alan bir dizi rejim, gerek tarihsel dnemin farkll, gerekse kendi zel koullarnn
farkll nedeniyle birbirlerinden ayrlmaktadrlar. Nitekim Louis Bonaparte'n diktatrl, amcas olduunu iddia
ettii Napoleon'unkinden; Bismark'nki bunlarn her ikisinden farkl snflar aras g dengeleri, ama birbirlerine ok
benzeyen yntemlerle gerekletirilmitir. Ayn ekilde iki sava aras kapitalizmin yapsal bunalm dnemine rastlayan
yllarda Avrupa'daki birok rejim Bonapartist olarak nitelenmitir. talya'da Giolitti ve Facta, Almanya'da Brnning,
Papen ve Scheicher, Fransa'da Doumergue ve Flandin rejimleri... Ayn ekilde n. Sava sonrasnda General de Gaulle
rejimi de Bonapartizm kavramna sokulmutur. Gelimi bir kapitalizmin ve burjuva snfnn var olduu lkeler iin
geerli olan bu kavram, smrgecilik ve emperyalizm sonucu kapitalizmin "clz" bir gelime gsterdii geri kalm
lkelerdeki rejimler iin de geerlidir. Ne ki, bu sonuncu lkelerde Bonapartizmin ortaya k nedeni ve ilevi olduka
farkldr. Bir

104

kere Trkiye, Msr, Cezayir vb. gibi lkelerde Bonapartist rejimler, egemen s-mflar arasndaki kar atmasnn

patlama noktasna geliinin sonucu olarak ortaya kmyor. Sz konusu lkelerde Bonapartizmin ortaya k nedeni,
egemen snflarn deiik fraksiyonlar arasndaki kar atmasn zmlemek deil, bu snflar glendirmektir. Geri
lkelerde Bonapartist bask rejimlerinin uzun mrl olularnn en nemli nedenlerinden biri burada yatmaktadr.
Burjuvazinin palazlanabilmesi iin gereksinme duyduu "bar ve gven" ortam ancak, "toplumun btn snflarnn
ataerkil velinimeti" sayesinde salanabilir... Trkiye'de Kemalist rejimin, Msr'da Nasr rejiminin, Cezayir'de
Boumedyen rejiminin vb. uzun mrl olmalar bu durumla yakndan ilgilidir. Bu lkelerdeki Bonapartist rejimlerin daha
baskc bir nitelik tamalar, kapitalist birikimin clzlnn sonucudur. Blme konu olan sosyal artn snrl oluu,
hem egemen snflar arasndaki blmn, hem de emeki snflarla egemen snflar blokunun "stnde" bir kurtarcy
zorunlu klyor. Zaten gelimi bir lke burjuvazisinin kendi dorudan siyasi ynetiminden uzun sre vazgemesi
olanakszdr.
Bonapartist rejimlerde Bonapart, tm toplum kesimlerinin ataerkil kurtarcs, tm toplum snflarnn "iyilii" iin
ortaya km toplum snflarndan "bamsz" ve onlarn "stndeymi" gibi grnerek, kitleleri yanltmay amalar.
Diktatr tm snflarn stnde ve snflar karsnda tarafszm izlenimi yaratmaya gayret eder. Rejim ayn zamanda,
toplumsal snflar arasnda bir kar atmas deil, fakat kar ortakl bulunduu grn de yaymaya alr.
Mustafa Kemal, 17 ubat 1923 zmir iktisat Kongresi'nde yapt konumada unlar sylyordu:
"Bizim halkmz, karlar birbirinden ayr snflar halinde deil, tersine varlklar ve alma sonular birbirine lazm
olan snflardan ibarettir. Bu dakikada din leyicilerim iftilerdir, sanatkrlardr, tccarlardr, iilerdir. Bunlarn
hangisi tekisine kart olabilir? Hepsinin birbirine muhta olduunu kim inkr edebilir?"(8)
Uzlamaz karlara sahip olan snflar arasnda hakem rol oynamak kesinlikle olanakszdr. Aslnda snflar uzlatrma
grnts altnda yaplan, burjuvazinin snf temellerini korumak ve glendirmektir. Egemen snfn palazlanma koullar
yaratlp, burjuvazinin kendine gveni artnca, diktatr de sahneden ekilir, Milli ef nn'nn sava sonrasnda
sahneden ekilmesinde olduu gibi...
Marx'n yazd gibi, bir sre "burjuva toplumunun gerek balan tezghlarn gerisinde yer alyor." Snfsal karlar
onlara bir sre kafalarn tezghlarn arkasna gizlemeyi emreder. Kafalarn tezghlarn gerisinden ne zaman
karacaklarn da iyi bilirler...
Trkiye'deki siyasal yapnn zgnln kavrayabilmek iin, Mustafa Kemal'in ahsi rejiminin hangi noktalarda
Bonapartist bir nitelik tadm, Trk Devleti'ne damgasn vuran Bonapartizmin ayrdedici ynlerinin neler olduunu

105
ortaya koymamz gerekiyor. Kemalist diktatrl Bonapartist rejimlere yaklatran balca zellikler yle
sralanabilir:
-Kemalist diktatrln bir yandan burjuva demokratik bir anayasaya ve bir parlamentoya dayanr gibi
grnmesi; te yandan btn bunlar aan, bunlarn zerinde ykselen, gerek duyulduunda bunlara
Bonaparte'n istedii biimi verebildii bir ahsi rejim olmas;
-Bir yandan toplumsal snflardan bamsz grnmesi ("heyyeti umumiye-siyle halk temsil etme" safsatas),
dier yandan tarihsel olarak burjuvazinin karlarn temsil ediyor olmas;
-i snfm ezerken, dnem dnem burjuvaziyi de vurmas (izilen erevenin dna kt oranda); buna
karlk burjuvaziyi kendi gdmnde tevik ettii gibi, yine kendi gdmnde bir ii hareketi yaratmak iin
ii snfna snrl tavizler vermesi;
-Kendi dnda bir siyasal etkinlie izin vermemesi ve bu tr giriimler "nereden gelirse gelsin" iddetle
ezmesi (sol ve ii hareketini-hkmet yanls ii rgtleri de dahil-ezdii gibi); Terakkiperver Cumhuriyet
Frkas ve Serbest Cumhuriyet Frkas'nda olduu gibi, burjuva muhalefetleri de ezmesi ve esas olacak
devletin brokratik aygtnn oluturduu bir siyasal yapnn toplumu yukardan aaya doru ve kendi
iradesiyle dzenlenmesi.
Bonapartist rejimlerle bu ortak yanlara karn, Kemalist diktatrln klasik Bonapartist rejimlerden
ayrld ynler de sz konusuydu. Birincisi ve temel ayrm noktas, Kemalist kadronun burjuva bir devlet
yaps iinde Bonapartla-mam olmasdr. Yeni devletin kurulmasyla ve adm adm iktidarm glendirmitir.
Dolaysyla Trkiye'de Bonapantizmin yerlemesi, yaklak on yllk bir sreyi kapsamaktadr. Bonapartist
rejimin tam yerlemesi Mustafa Kemal'in "Atatrk" soyadn kulland 1934 ylnda tamamlanmtr.(9) lerde
grlecei gibi, verili koullarda, Mustafa Kemal'in ve kadrosunun iktidarm glendirmek amacyla
oluturduklar kurumlar nemli bir ilevi yerine getiriyordu.. "Sivil brokrasi kadrolan genellikle Batllama
programm uygulayacak durumda grlmediinden, yeni bir brokratik kuan gelitirilmesi
kararlatrld."(10) te devletin kuruluunun Bonapartist bir biimde gereklemesi, Kemalist diktatrln

zgn bir yann oluturmaktayd.


te yandan, tarihsel gelime ve snflarn yaps da Bonapartizmin bir baka zelliini oluturmutur. Gelimi
bir kapitalist snfn olmay ve toprak zenginlerinin konumu, yeniliki Osmanl brokrasisine ayrcalkl bir
stat kazandrmtr. Gl bir merkezi devlet geleneinin varl, brokrasinin hareketin rgtleyici ve
srdrcs olmas, onun iktidan gasbetmesini kolaylatrmtr. Asyatik bir sosyal formasyon olan Osmanl
Imparatorluu'nda merkezi brokrasi her zaman lkenin kaderini belirlemitir. Ayn ekilde, Jn Trk
iktidarna kadar komprador burjuvazi roln Rum ve Ermenilerin oynam olmas, I. Sava
106
ve sonrasnda bu iki kesimin etkinliinin krlmas (sava ncesinde nfusun yaklak % 20'si Rum ve
Ermeniler'den oluuyordu. Bu oran savatan sonra % 2,5'a geriledi), zaten clz olan burjuvaziyi (ticaret ve
sanayi) daha da zayflatmt.
"Devrimci bir kopu olmad mddete, Jn Trkler'in toplumu yukardan deitirme giriimi, devletin
rolnde bir sreklilii varsayyordu. Bylece brokrasi, vesayeti altnda tutarak gelitirmeyi istedii kar
gruplarnca ierden fethedilene kadar, devlet yaps kapitalist isteklere kar zerkliini koruyacakt."(11)
Burjuvazinin gszl, ii snfnn da gszlnn nedenidir. Nitekim, bylesi bir gei dneminde
iktidara ynelip onu ele geirebilecek kadar gl bir ii snf da yoktu. yle bir snfsal tablo ortaya
kmt ki; ne egemen snflar bir koalisyon halinde, ne de ii snf bir bana siyasal iktidar kontrol
edebilecek gce sahip deillerdi. Emperyalizmin gelimesini daha "beikteyken" engelledii yerel burjuvazi o
kadar gszd ki, pre-kapitalist mlk sahibi snflarla ortaklk halinde bile siyasal iktidar elinde tutmas
olanakszd. Asalak burjuvazinin devlet desteiyle glenip, arln artrmas iin iki on-yl gerekecekti. ite
bu durum, Kemalist ynetimin klasik Bonapartist rejimlerden nemli bir ayrm noktasn oluturmutur. Bu
nedenle Kemalist brokrasi, ne ii snf ile burjuva arasndaki snf mcadelesinin zmsz bir "denge"
durumuna varmasndan, ne de hkim snflarn farkl kesimleri arasnda kar atmalarnn bir "gerilim"
noktasna varmas yznden Bonapartlamt. Yar-baml, yeni-smrge lkelerdeki baskc rejimler, bu
ynleriyle sanayilemi kapitalist lkelerdeki Bonapartist rejimlerden ayrlrlar. Trkiye ve benzer durumdaki
lkelerdeki Bonapartist rejimler, bu adan "geici birer denge rejimi" deillerdir.
Trkiye'de Bonapartist rejim, yukarda sralanan zelliklerden tr olduka uzun mrl (yaklak yirmi be
yl) ve istikrarl olmutur. Kemalist rejim, hem yukarda sz edilen nedenler, hem de emperyalizmin uzun
dnemli bir yapsal kriz iinde oluundan tr, uluslararas planda da (d politika alannda) olduka geni bir
manevra alanna sahip olmutur... Bu sonuncu durum, ounlukla gzden kamaktadr. Emperyalizmin yapsal
kriz iinde oluu (uzun dalgann ikinci aamas) Trkiye'yi etkileme, biimlendirme, artlandrma gcn byk
lde snrlamt. Bir bakma, kimilerinin "zaaf" bakalarnn "gc" gibi gsterilebilmitir. Kemalizmin,
Bonapartist bir siyasi rejim olarak, "Milli ef karikatryle devamyla da yaklak eyrek yzyl devam
etmesinde gerek ulusal, gerekse de uluslararas durumun ortaya kard tablonun pay byktr.
Fakat, Kemalist diktatrln eyrek yzyl boyunca devam etmesini, sadece onun ortaya knn
"orijinallikleri" ve uluslararas konjonktrle aklamak yeterli olmaz. Kemalist diktatrlk, varlk koullarm
kendi yaratmasa da (byle bir ey zaten olanakszdr), varlm srdrebilmek iin gerekli kurumlan kendisi
oluturmutur. Oluturulan bu kurumlar, devletin tm kurumlaryla iie gemi, onlarla akmtr. 1960
askeri darbesi sonrasnn "liberal" Cum107
hurbakan aday Ali Fuat Bagil, 1930'lu yllarda (1935); "Hep devlet iinde, hibir ey devlete kar, hibir
ey devlet dnda.. ite devletiliin bugnk forml"(12) diye yazyordu... Dolasysyla, Trkiye'de
Bonapartizmin srekli ve grece dengeli bir rejim olmasnn koullarndan bir ksm da Kemalist brokrasi
tarafndan yaratlmtr.
Son tahlilde bir kurulu dnemi Bonapartizmi olan Kemalist diktatrlk, Trk Devleti'nin btn kurumlarna
ve hakim ideolojiye (aslnda resmi ideoloji) damgasn vurmutur. Gerek verili koullar, gerekse de
brokrasinin kendi abalarnn sonucunda Kemalizm, bir gelenek olarak Trk siyasi hayatna yerlemitir.
Nitekim, devletin Bonapartist bir rejimin belirleyicilii altnda biimlenmesinin etkileri gnmze kadar
uzanmaktadr. Brokrasinin siyasal etkinliinin kurumlamasndan, siyasal partilerin yapsna ve ilevlerine
kadar, birok alanda kurulu dneminin bu niteliinin izleri grlmektedir. Bu nedenle, Bonapartist rejimle
devletin biimleniinin birlikte yorulmasn, tarihsel sre iinde deiik alardan incelemek gerekiyor.

Daha nce Mustafa Kemal'in Bonapartist darbesini nasl gerekletireceine ksaca deinmitik. Ancak belirli
koullarda gerekletirilen bu darbeye ramen, Mustafa Kemal'in iktidar devlet aygt iinde salam
temellere dayanmamaktayd. Bunun iin, Mustafa Kemal'in Bonapartist rejiminin salam temellere oturmas
iin birok politik manevray ve eitli kurumlarn oluturulmasn gerektiriyordu.
Diktatrln Yerlemesinin Aamalar
Birinci Meclis ierisinde teden beri var olan farkllamalar, Saltanatn kaldrlmasyla iyice su yzne
kmt. te yandan ordunun nde gelen komutanlar, K. Karabekir ve A.F. Cebesoy gibi paalar, muhalefet
saflanndaydlar. Mustafa Kemal'in Bonapartist konumunu koruyabilmesi ve srdrebilmesi, Milli Mcadele'de
nemli rol oynam nderlerin etkinliinin krlmas, byle bir muhalefet olmasa dahi gerekliydi. Nitekim
orkestrada "ikinci keman" konumunda bulunanlar var olduka, durum pek gven verici saylmazd.
te yandan, stanbul'daki "ticaret ve sanayi" burjuvazisinin kesin destei de henz salanm deildi. Yeni
rejimin emperyalist kampta yer aldna ilikin kuku yoksa da; stanbul'un komprador burjuvazisi, henz
kendisine yeterli gvencelerin verilmedii kansndayd... Btn bu "sorunlar", Takrir-i Skn ve zmir
Suikast'na varan bir sre iinde zmlenecektir.
lk elde Mustafa Kemal, Birinci Meclisteki "Birinci Grubu" siyasal bir kadroya dntrd. Saltanat'n
kaldrlmasndan bir ay sonra, Halk Frkas'nn kurulduu ilan edildi. Hemen ardndan, bu partinin rgtlenmesi
iin Mustafa Kemal yurt gezisine kt. Bunun hemen ardndan gerekletirilen zmir ktisat
108
Kongresi, hem yerel burjuvazisinin hem de emperyalist sermayenin gvenini salamada nemli bir adm oldu.
Bylece baarl bir manevra yaplm oluyordu. 1 Nisan 1923'te meclis seimlerinin yaplmas karar alnd. Bu
arada Lozan Antlamas'nn imzalanmas da Mustafa Kemal ve "ekibi" iin nemli bir siyasal stnlk salad.
Nihayet Halk Frkas'na dnen "Birinci Grup" yeni mecliste mutlak bir stnlk salad. "kinci Grub"un
hibir yesi aday gsterilmedi.
Mecliste muhalefeti etkisizletiren Kemalist brokrasi, ikinci darbeyi militer kanat iinde gerekletirdi.
Devlet aygt iindeki muhalefeti tasfiye etmede ikinci adm, orduda yaplan "temizliktir." 19 Aralk 1923'te
kan "Ordu men-supluu ile mebusluun badaamayacana" dair kanunla Mustafa Kemal, ordu iindeki
muhaliflerini bir tercih yapmaya zorlad. te yandan da, kendisine yakn sayd komutanlarn orduda
kalmalarna zen gsterdi. Ali Fuat, Kazm Ka-rabekir, Rafet Bele paalarn milletvekilliini tercih
etmeleriyle, ordu, Mustafa Kemal'in kesin denetimi altna girdi. "Kuvay Milliye zaman uzaktan yakndan
politikayla temas eden ile kadar kumandan varsa, yaverlerine kadar hepsi sivil olmular ve ou meclise
katlmlardr."(13) Bunlarn ardndan, Takrir-i Skn'la birlikte eski ttihatlarn bir kesimi ve onlarla ortak
hareket eden kimi muhalif unsurlar kesin olarak siyaset sahnesinin dna atldlar. Takrir-i Skn'dan
yararlanarak eski ittihatlar tasfiye etmeyi baaran Kemalist kadro da eski ttihatlardan oluuyordu.
Bunlar ttihat olduklar iin deil, muhalif olduklan ya da ilerde sorun karabilecekleri dncesiyle tasfiye
edilmilerdir. Bu konuda Eric Jan Zrcher unlar yazyor: "Ancak Kemalist iktidar partisinin lider kadrosuna
yzeysel bir bak bile, bu partide de, TCFde (Terakkiperver Cumhuriyet Frkas) olduu kadar eski ittihat
olduu iddiasn dorular. Yalnzca birka, ama nemli rnek vermek gerekirse:
1. M.Kemal (Atatrk)
Cumhurbakan
2. ismet nn
3. Ali (etinkay)
4. Celal (Bayar)
5. Tevfik Rt (Ara)
6. Cemil (Ubaydn)
7. Ali Fethi (Okyar)
8. Kazm (zalp)
9. Recep (Peker)
10. kr (Kaya)
Bavekil
stikll Mahkemesi Bakan Maliye Vekili, Banka Yneticisi
Hariciye Vekili
Dahiliye Vekili

Bavekil
Millet Meclisi Reisi
Vekil, CHF. Genel Sekreteri Dahiliye Vekili. Hariciye Vekili
109

Hepsinden de te, 1923'te Hakimiyeti Milliye Gazetesi'ne verdii bir mlakatta Mustafa Kemal yle demiti: "Hepimiz
onun (TC) azasydk. "(14) Bylece, Mustafa Kemal'in tek "partili" Bonapartist rejimi kesin olarak yerlemi oluyordu.
Btn bu sre boyunca, Mustafa Kemal, Milli Mcadele'yi yrten kadrolar iinde Birinci Grub'u, yani kendi ekibini
srekli olarak n plana kararak, tm Milli Mcadele'nin mirasn kendi grubuna mal etme amacn gtmtr. Nitekim,
Birinci Meclis iinde daha balangta, birinci ve ikinci gruplar birbirinden aynlrken, bu farkllama-hi deilse
grnte-esas amalar bakmdan bir kutuplamann ifadesi deildi. Birinci Grup'ta saltanat ve hilafeti milletvekilleri
olduu gibi, ikinci Gurupta da Hseyin Avni (Ula) gibi inanm cumhuriyetiler vard. Aslnda Mustafa Kemal'in yapt,
bir manevrayd ve ama kendisine muhalefet edebilecek unsurlar tasfiye etmekti. Mustafa Kemal Mdafaai Hukuk
Grubu'nu kurduktan on gn sonra, Erzurum Mebusu Hseyin Avni Bey bir konuma yapyor:
"Efendiler (...), yksek meclisinize ait bir meseleyi arz etmek istiyorum. Msaade ederseniz syliyeyim. Geen gn bir
meseleden dolay bir takrir yazdm. Riyaset Divan'na takdim ettim. Bu takririn maalesef saklandn iittim. Bir
mebusun her ne surette olursa olsun, vermi olduu takrir ne suret-le sansre tabi kalyor? Bir azann verdii takririn
mevzubahis olmamasna Yksek Meclis raz oluyor mu? Efendim, takrir Yksek Meclis'in erefini alkadar eden bir
mesele idi.(...)
"(...)Milli Mdafa Grubu'nun ana gayesi yediden yetmie kadar dul kadnlarn bile esas gayesidir. Bu gruba btn millet
dahildir efendiler"(15)
Samet Aaolu, Hseyin Avni Bey'in itiraznn hakllm dile getirirken unlar yazyor:
"Birinci Grup Milli Mcadele'nin ana hedefini kendisine mal etmekte, grup d kalanlarla grup d braktklarnn sanki
bu ana gayeden baka bir gayesi varm gibi bir manzara yaratmaktadr. nk birinci grubun ilan edilen alma
tznn birinci maddesinde byle yazlan esas gaye ile Milli Mcadele'nin balangc olan Anadolu ve Rumeli Mudafaa-i
Hukuk Cemiyeti'nin kurulu hedefi virglne kadar birbirinin ayn idi. Fakat Milli Mcadele'nin ve onun memleket iin ilk
resmi temsilcisi olan Anadolu ve Rumeli Mdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurulu gayesini birinci gruba bylece mal etmi,
daha ilerde u veya bu sebeple karsna kmas ihtimali olanlar bu yol ile tarihe kar zor bir duruma sokmutur. Bir
yandan bunu yaparken, bir yandan da yine ilerde getirmeyi daha o zamandan dnd birok yenilikleri Milli
Mcadele'nin hedefleri arasna, ama yalnz kendi gvendii insanlardan bir kadronun fikirleri, idealleri olarak
koymutur."(16)
Aslnda Mustafa Kemal'in Birinci Grub'u ve onun devam olan Cumhuriyet Halk Frkasyla, kinci Grup ve ondan oluan
Terakkiperver Cumhuriyet Frkas arasnda temelde programatik bir fark yoktu. Zaten ikinci Grup ve Terakki-

110
perver Cumhuriyet Frkas, Mustafa Kemal'in siyasi bir manevras olarak yapay bir biimde ortaya kt. Halk
Frkas'nn kinci Umdesi'nde; "Hilafetin en yksek dini makam olarak korunaca" yazlyd. 1927'ye kadar
bu ilke deimeden kald. Halk Frkas da, Terakkiperver Frka da "zel teebbs" ve halktan kopuktular.
Aslnda mcadele, halk kitlelerinden bamsz, st dzey yneticilerin bir i kavgasyd. Mustafa Kemal,
otoritesini ve ordunun gcn kullanarak kendisine muhalif olabilecek unsurlar tasfiye ederken, onlar "kar
devrimci", "nklaplara kar" kiiler olarak damgalama yoluna gitti. Ismarlama tarih yazclar, Mustafa
Kemal'in kendi diktatrln kurmak iin en yakn mcadele arkadalarn tafsiye etmesini "devrimci
kadronun zaferi" olarak gstereceklerdir. Daha sonraki dnemde ortaya kan muhalefetlerin de Birinci
Grubu'n devam olan CHP'den kt gz nne alnrsa, CHF ve TCF iimin-deki ayrmann ideolojik bir
kutuplamadan kaynaklanmad anlalr.
te yandan CHF, Sivas Kongresi'ni kendi birinci kongresi ilan ederken, aslnda bu kongrenin sadece bir
kesimini temsil ettii unutulmamaldr. Bu tr manevralarn da yardmyla, Milli Mcadele'nin birok nemli
ahsiyetini Milli Mcadele'nin siyasi miras dna itmi olmas, Mustafa Kemal'in Bonapartist diktatrln
salamlatrmasn kolaylatrmtr. Bu sayede CHP Milli Mcadele'nin mirasyla btnletirilebilmitir.
CHP'nin Milli Mcadele ile "zdeleme" durumu, 27 Mays 1960'a kadar devam etti. Bu tarihten sonra Milli
Mcadele kesin olarak devlete mal edilerek, btn anayasal kurululara mul-lendirilmitir. Dolaysyla,
Mustafa Kemal'i ve onun Bonapartist rejimini kurumsallatran, CHP'nin Milli Mcadele ile zdelemesi; sz
konusu Bonapartist rejimin ideolojik stnln artran ve onun grece dengeli ve uzun mrl olmasn
salayan etkenlerden biridir.
Tek partili dnemde CHP, parlamento ve devlet aygtyla btnlemitir. CHP tz anayasa ve kanunlarn

stne karlarak, Kemalist diktatrln bir arac durumuna getirilmitir. Gerekten CHP, yukarda
aklanan zellikleriyle, Kemalist diktatrln srmesinde nemli bir etken olumutur. Bernard Lewis;
"Yrtme ve eitime ilikin pek ok ilevi stlenerek parti aslnda cumhuriyeti hkmetin bir paras haline
gelmitir"(17) diyor. Gerekten de, 1927'deki parti kongresinde, ky muhtarlarnn seiminin bile partinin
kontrolne verilmesi kararlatrlmtr.
Milletvekilleri tek parti dnemi boyunca CHP tarafndan atanan memurlar durumundaydlar. Bir dnem parti
genel sekreteri iileri bakam, parti il bakanlar da valilerdi. Blge genel mfettileri hem parti tekilatnn,
hem de devlet ilerinin denetisiydiler. Bu, aa yukar 193 5'ten 1939a kadarki srede geerli uygulamadr.
te yandan, parti genel bakannn ayn zamanda cumhurbakan olmas, diktatrln baskc nitelii
hakknda hibir kukuya yer brakmamaktadr.
Durum byleyken, sz konusu dneme ilikin deerlendirmeler, Kemalist rejimin gerek niteliini ortaya
koymaktan zenle kanmlardr. smail Beiki
111

bu konulara ilikin ilgin bir eletiriyi CHF Tz ve Krt Sorunu adl eserinde yapyor. Bahri Savc, Demokrasimiz
zerine Dnceler adl eserinde unlar yazyor: "nk Mustafa Kemal deolojisi, btn manas ve mul ile gerek
demokrasiden, bir halk temeline dayanan, halkn maddi manevi varl ve etkisi altnda konmu bir demokrasiden baka
birey deildir."(18) "Anayasa", "halk egemenlii", "hakimiyet kaytsz artsz milletindir" gibi grntlere karn,
Kemalist rejim, Bonapartist bir diktatrlkt. Yaplan szde "seimler" diktatrln gerek yzn gizlemeye ynelik
maniplasyondan baka bir ey deildi. te yandan, toplumsal st-yapda gerekletirilen "inklaplar" halk yararna
dzenlemeler olmaktan nce, Bonapartist iktidar glendirmeyi amalyordu. Nihai ama, smr ve basky gvence
altna almak ve srekliliini salamakt.
"Bilim adamlar" gerei sylemekten kanarak resmi ideolojiye destek salamaya devam ediyorlar. ktidarlarn politik
manevralarna alet oluyorlar, lgin olan, bu alet olmann "gnll" oluudur. Resmi ideoloji, resmi ideoloji reticilerini de
"resmiletiriyor."
Mustafa Kemal'in ve ekibinin yapt her eyi "dorulamak" zere yola kanlarn yapabilecekleri eyler de ortadadr.
Ahmet Mumcu, Tarih Asndan Trk Devriminin Temelleri ve Geliimi adn tayan eserinde unlar yazyor:
"Ancak devrimi yrten kadro,zellikle Atatrk ve smet Paa, tek partinin sakncalarn biliyorlard. Onlar, yalnz
devrimleri hzla ve tehlikesizce yrtebilmek iin Takrir-i Skn Kanunu'na dayanarak, Terakkiperver Cumhuriyet
Frkasn kapattrmlard. Parlamento iinde drst ve alkan bir muhalefetin bulunmasn rejim iin zorunlu
gryorlard. Gerekten, btn devlet hizmetlerinin CHP kanalyla yrtlmesi ve onun karsnda, yaplan ilerin
eletirisini sa-lyacak bir siyasal kuruluun bulunmamas, denetim yntemini eksik brakmyordu. "(19)
Drst ve,alkan bir muhalefet" arzulanyor; drst ve alkan olmayan istenmiyor. Drst ve alkan olduuna karar
verecek olanlar da kendileri...
te yandan, hep devrimlerden sz ediliyor. O dneme ilikin deerlendirmelerin hibiri "devrim" kavramn tartmaya
yanamyor. Zaten "devrim" kavram 12 Eyll generaller rejimiyle lanetlendi nklaba urad ve nklp oldu.
Kemalistlerin her yapt devrim saylyor ve i kolaylayor. Geni toplum kesimlerini bask altna alan bir siyasi rejimin
en temel insan haklarn ortadan kaldrd bir ortamda yaptklarn "devrimler" olarak gstermek, Trk bilim
adamlarnn evrensel bilime nemli bir katks olmal...
smail Beiki, kitabnn krkbir bilim adamnn grlerinin deerlendirilmesine ayrlan blmnn sonunda unlar
yazyor:
"Bu bilgiler olgulardan kopuktur. Bunun iin bilimsel deildir. Bu bilgiler gemiin bugnk resmi ideolojiye gre
deerlendirilmesidir. Olgulardan kopukluu

112

bundan ileri gelmektedir. Trkiye'deki tek parti dzenine temel olan ve ona hukukilik veren ana metin, temel yasa Cumhuriyet Halk
Frkasnn tzdr. Bu tzk tek parti dzenine temel eklini verdii gibi, resmi ideolojinin kitlelere nasl kabul ettirileceini, nasl
yaygnlatrlacan gstermesi bakmndan nemlidir. Resmi ideolojiyi biimlendiren metin ise CHFnin programdr. Bu tzk
bilinmeden, Trkiye'deki tek parti dneminin temel niteliini kavramak mmkn deildir. nk bu Trk Anayasas'nn ok stnde
duran yasadr. Ad 'tzk' olmasna ramen ilevi ve balaycl ondan ok daha fazladr. "(20)

stendii kadar, "Hakimiyet kaytsz artsz milletindir" densin, "halk ege-menlii"nden sz edilsin,
"seimler"den bahsedilsin.; Mustafa Kemal dneminde bu kavramlar diktatrln gerek yzn gizlemek
amacyla kullanlmtr. 1924 Anayasas l domu bir metin olarak kald. Yerini CHFnin tz ald. Mebus
tayinleri Mustafa Kemal tarafndan bizzat yaplyordu. 1927'de yaynlad bir tamimde Mustafa Kemal
unlar sylyor:

"Aziz vatandalarm. Cumhuriyet Halk Frkas, namna btn memlekette Trkiye Byk Millet Meclisi azal iin tespit ettiim
zevatn heyeti umummiyesini ittlan-za (bilginize) arzediyorum. Her vatanda iin yeni devrede beraber almay mnasip grdm

arkadalarn heyeti umumiyesinn birlikte grlmesini faideli addettim. Bunlardan, her daire-i ihtihabiye'ye (seim blgesine) tefrik
edeceim mebus namzetlerini ayrca imzam tahtnda arzedeceim."(21)

Yukardaki alntdan Mustafa Kemal'in ahsi iradesinin ne kadar belirleyici olduu anlalyor. Mebus tayinini
CHFye bile brakmyor. Kimlerin mebus olacana ve kimlerin hangi illerin mebus olacana kendisi karar
veriyor... 1 Nisan 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde... "(...)Ka mebus alnacak? Hakiki vaziyeti hi kimse
tahmin edemez. Kati vaziyet Gazi hazretleri umumi listeyi ilan edince anlalacak" deniliyordu.
Meclise girecek tm yelerin bir tek kii tarafndan seildii koularda, serbest seimlerden ve hakimiyetin
millete ait olduundan sz etmek mmkn mdr? Herhalde, "Hakimiyet kaytsz artsz Mustafa Kemal'in ve
onun yakn evresinindir" demek geree daha uygun dyor. Gerek olan bir ey varsa, o da artk
hkimiyetin Sultan'a ait olmadyd. Bylesi koullarda mahkemelerin "bamszl" da ii bo bir slogan
olmaktan teye gidemez. Cumhurbakan, CHF tzne gre daimi ve deimez genel bakandr. Meclis
yelerim de kendisi belirlediine gre, bu durum, onun hem partiye, hem de meclise hkim olmasna imkn
veriyordu. Parti iinde ve dnda kendi iradesi dnda hibir giriime izin vermiyordu. Hitler; "(...)Mustafa
Kemal'in ilk talebesi Mussolini, ikinci talebesi benim"(22) derken, Mustafa Kemal'in ahsi rejimine verdii
nemi ifade ediyordu.
CHF'nin 1935'te toplanan Drdnc Kurultay'nda, diktatrl pekitiren nemli kararlar alnd. Bu
kurultayda frka, parti olarak deitirildi. Asl nemli deiiklik parti tznde yapld. Bu deiikliklere
gre, parti genel sekreteri
113

ayn zamanda iileri bakan oluyordu. llerdeki valiler parti il bakanl grevine getirildiler. Umumi mfettiler hem
parti ilerini, hem de devlet ilerini denetlemekle grevlendiriliyordu. Bat Avrupa'da faist rejimlerin glendii bu
dnemde, partinin devletle btnletirilmesi, M.Kemal rejiminin faist uygala-malardan da etkilendiinin bir
gstergesidir.
Deiikliin nedenini, CHP Genel Sekreteri ve ileri Bakam kr Kaya, 28.8.1936'da yle aklyor:
"Cumhuriyet Halk Partisi'nin memleketin siyasi ve itimai hayatnda gtt yksek maksadn tahakkukunu
kolaylatrmak ve partinin inkiafm artrmak ve hzlandrmaktr. Hkmet ve parti beraberliini, btn kudreti
hkmete vererek parti tekilatm daha az ehemmiyetli grmeye mtemayil bir zihniyet eklinde telakkiye mani olmak
lazm geldii gibi, esas meselenin partiyi kuvvetlendirmek ve partinin gayelerim daha kolaylkla gerekletirmek iin
hkmetin tam yardmm temin etmek olduu tebarz ettirilmitir."(23)
Ne ki, tzkte yaplan deiiklik Memurin Kanunu'nun 9. maddesiyle eliiyordu. 9. madde, "memurlarn siyasi cemiyet ve
kulplere katlmalarm" yasaklyordu. Mustafa Kemal sz konusu maddeyle ilgili olarak unlar sylyor: "Ben bu maddede
deitirilecek bir ey grmyorum. nk burada memurlarn siyasi cemiyetlere girmemesinden maksat, onlarn, benim
partimden baka partiye intisap edememesi demektir. Bu bakmdan bu madde hatta faydaldr ve ka-tiyyen
deitirilmemelidir."(24) Grld gibi, nemli olan yasa deil, yasann Mustafa Kemal tarafndan yorumlandr.
Btn bunlar Cumhuriyet'in siyasal "yapsnn" biimleniinde CHP'nin nemini ortaya koymaktadr. Bu aamada bir iki
hatrlatma yapmak yararl olur. 1921 Anayasas, Birinci Grubun temel programatik dokuman denilebilecek olan Mustafa
Kemal'in "Halklk Program"mn ikinci ksmndan baka bir ey deildir. Ayn ekilde, anayasada yaplan deiiklikler,
1924 Anayasas ve "devrimler"; Mustafa Kemal tarafndan sunulan ve zaman farkyla da olsa CHP'nin siyasal
belgelerinde temel ifadesini bulan grlerdir.
Sonuncu olarak, CHP'nin "Alt Oku"nun, 1937'de yaplan bir deiiklikle Anayasa'nn 2. maddesine "Trk Devleti'nin
Temel Nitelikleri" olarak getii hatrlanmaldr.
Yukardaki aklamalardan, Bonapartist diktatrln ,Parti (CHP) ve Devlet aygt btnlemesi ve baskc yntemler
sonucu ayakta kald anlam karlmamaldr. Diktatrlk, CHP araclyla ve bir eit "poplizm" yanlmas yaratarak,
toplumsal bir destek bulma abas iine de girmiti. Halkevlerinin oluturulup yaygmlatrlmas bu abalara rnektir,
Kemalistler, sadece baskya dayal bir iktidarn uzun mrl olamyacann bilincindeydiler. Bunun da yolu deiik toplum
kesimlerinden "yandalar" bulmaktr. Ancak bunlar yaplrsa iktidar "salam temellere" dayandrlabilirdi... Nitekim Jn
Trk geleneinin izlerini

114
tayan ve "halk iin halka ramen" yaplan birok "inklap" bu amaca yneliktir.
Bylece Kemalist brokrasi, eski dzenin ideolojik-kltrel dayanaklarm tasfiye ederek, kendi iktidarn
glendirecek yeni kurumlar ve "yapay bir resmi ideoloji" oluturmaya zorlanmak durumundayd. Batclk ve
"modernizm" kavramlarna ar vurgu yaplm olmasna ramen, clz burjuvazinin palazlanmas (elbette
palazlandranlann da palazlanmas) amacyla yaplanlar; aslnda, Sa-mir Amin'in yazd gibi, "diktatrln
kendisinin modernlemesiydi."(25) Gerekten de, genel bir Batllama ynelimiyle kapitalist dnyada yer alma

abalarnn ifadesi olan bir sr "inklap" yapld. Yine de, yzeysel ve temelsiz nitelikleriyle, totaliter bir
rejim iinde srtan "ilerici inklaplar," her eye ramen bir dizi toplum kesitini Kemalizme uzun vadeli bir
biimde balayabilmi-tir. Latin alfabesi, dil devrimi, "modern hukuk", laik eitim vb. gibi dzenlemeler
"ilmiye snf"nn yerine yeni bir "aydn tipi" yaratmay baarmtr. Bu "inklaplar"n yaratt "yeni hizmet
alanlar" sayesinde, sz konusu kesim maddi karlar araclyla Bonapartist rejime balanabilmitir.
Bylece geni kitleler zerinde, snrl da olsa, bir "otorite" ve "saygnla"; dolaysyla da ayrcalklara sahip
olan bir kesimin yaratlmas; bunlar araclyla deiik toplum kesimlerinden ksmi bir destek
salanabilmesine olanak vermitir.
Bugn aydnlarn byk blmnn Kemalizme ballklar ve Kamalizmin gnll taycs olmalar, ideolojik
bir yanlsamadan ok bu olguyla dorudan ilgilidir. 1932'de, imparatorluk dneminden beri var olan Trk
Ocaklar'nn yerini "Halk Evleri" ald. Aslnda bunlar gerek anlamda "halk evleri" deildi. Bu evler araclyla
yaplmak istenen, emeki halk zerinde bir denetim salamak, bunun iin de halk katlarndan Bonapartist
rejime yandalar yaratmakt. Halk Evleri'nin bakanlar o illerin valileriydi. Nerede Halk Evi alacana
partinin merkez karar organ karar verirdi. Ankara'daki Halk Evleri Genel Merkezi dorudan doruya CHP
Genel ekreterlii'ne balyd. Doal olarak, Halk Evleri'nin "yetkili" kurullarn parti yeleri olutururdu.
Halk Evleri yelerinin ounluu merkezi idarenin memurlar, toprak aalar, yre ileri gelenleri ve bunlarn
adamlarndan oluuyordu. Ayn ekilde "ky odalar" da kyllerin kendi z-giriimlerinin sonucu olarak ortaya
kmad. Aslnda Ky Enstitleri de benzer kayglarn rn olarak ortaya kt. En azndan balangtaki
dnce yleydi. Fakat enstitlerdeki eitim ve sonulan balangtaki "beklentilerle elien meyveler"
vermeye balaynca kapatld... Elbette ii snfna ynelik, gdm altna almay amalayan giriimler de eksik
olmad.
Bylece Bonapartist rejim altnda, bask, brokratik dzenlemeler ve kitle destei aray bir arada
yrtlyordu. Bu konuda A. Snurov unlar yazyor:
"Kemalistler halk kitlelerine ho grnmeye alyor ve bu amala eitim ve sosyal yardm abalarna
giriiyordu. Bu kampanya uruna yalnz stanbul ilinde yetikinler iin 27 halk okulu, dul ve yoksul kadnlar
iin ocaklar, dispanserler ald. Halk Partisi emeki kitlelerin gvenini salamlatrmak iin, halk bayram115

larnn saysn artrd, beyaz terr maskelemek iin genliin spor rgtlerini destekleyerek gelitirdi. Birtakm
burjuva hanmefendileri tarafndan kurulan kadn derneklerine yardm etti. Bir sre nce babakann yaynlad yeni bir
emre gre, Trkiye'nin spor dernekleri ile hkmet tarafndan desteklenen dier der-neklerce tavsiye edilecek olan
kimselere resmi daire, messese ve devlet fabrikalarna memur olarak atanmada ncelik tannacaktr. "(26)
Bu sre iinde CHP en nemli ilevi stlenmiti. Asalak snflar Mustafa Kemal'in koruyucu kanatlan altna gizlenerek,
snfsal ve tarihsel karlarn gerekletirmenin "en uygun" yolunu bulmulard. kinci Emperyalist Sava sonrasnda
kanatlarn altndan balarn kardklar zaman, resmi ideolojinin reticisi kimi aydnlar, durumu kavramaktan aciz
olduklar iin, ortaya kan yeni durumu, "Atatrklkten sapma" olarak grme eilimi iine girdiler. Bonapartizmin
tarihsel misyonunu tamamladn kavrayabilecek ykseklie kamamlard...
Hakim Snflar ve Bonapartist Rejim
Trkiye'de hkim snflarn gelimesi, Bonapartist rejimin koruyucu kanatlar altnda gerekleti. Trkiye'deki
Bonapartizmin bir "kurulu evresi Bonapartiz-mi" olmas, devlete olduu kadar egemen snflar blokunun evrimine de
damgasn vurmutur. Benzer bir ekilde, parlamento ve siyasi partilerin ilevleri de rejimin Bonapartist nitelii ve
egemen snflar blouyla devlet aygt arasndaki ilikilerden byk lde etkilenmitir.
leriki sayfalarda hkim snflar blokunun nasl bir gelime seyri izledii zerinde duracaz. Daha nce ilk meclisin bu
ittifakn kurumlat yer olduuna ksaca deinmitik. Aslnda Birinci Meclis, mlk sahibi snflarn eitli kesimlerinin
ve Osmanl devlet brokrasisinin byk bir kesiminin temsilcilerini iermekteydi. te yandan, yasama ve yrtme
yetkileri de bu mecliste toplanmt. Birinci Meclis'te hkim snflar arasnda oluan ittifak, grece "zgr" bir snf
ittifakyd. Fakat, Mustafa Kemal'in Bonapartist darbesiyle bu durum deiti. Hkim snflar Bonapartist rejime
(zellikle de Terrakkipcrver Cumhuriyet Frka deneyinin baarszlndan sonra) boyun emek zorunda kaldlar. Mustafa
Kemal de meclisi ortadan kaldrp bir asker-polis diktatrl oluturma yoluna gitmedi. Aksine, kompozisyonu kendisi
tarafndan belirlenen bir meclis, Bonapartist rejimin dengeli bir biimde yerlemesini kolaylatrd.
Mustafa Kemal'in Bonapartist rejimi, devlet aygt iindeki gcne ve gl grnmne ramen, hibir zaman geni kitle
destei salayamamtr. Merkezi devletle dolaysz reticiler arasndaki Osmanl dneminden beri srp giden atma
Cumhuriyet dneminde de devam etti. Mustafa Kemal ve ekibinin kitle destei oluturma abalar da, bunlarn
brokratik niteliinden tr baarl olamazd. te yandan, Milli Mcadele'nin "meclis egemenlii" gelenei ile balam

olmas da, toplumsal dayanaktan yoksun olan brokrasinin, meclisi

116
btnyle ortadan kaldrlmasn engelleyen bir faktr olmutur. Bu durumun bir sonucu olarak, Mustafa
Kemal'in Bonapartizmi, kendisini "demokratik" bir grntyle gizlemek zorunda kalmtr.
Zaten hkim snflarn da byle bir siyasi rejimi kabullenmeleri iin bir sr neden vard. En temel neden,
benzer (yar-baml) lkelerde olduu gibi, Trkiye'de mlk sahibi snflarn gszlyd. Bu nesnel durum,
bir bana Bonapartist ya da yar-Bonapartist bir rejimi ister istemez gndeme getiriyordu. Elbette bu
eilimi glendiren baka zel nedenler de sz konusuydu.
Birincisi; Osmanl merkezi devlet yapsnn getirdii snrlamalar, vesayet ve emperyalist smr yznden
yerli mlk sahibi snflar bir siyasal liderlik oluturamayacak kadar clzd. Toprak zenginleri snf da ortak
karlar etrafnda rgtl deillerdi. Sz konusu snflarn siyasal bir liderlik oluturmadan nce "kendilerinin
oluturulmas" gerekiyordu. Oysa, Osmanl devlet geleneinin srdrcs "Batc brokrasi" tek rgtl
gt. Daha ak sylemek gerekirse, merkezi Osmanl brokrasisi (sivil ve militer) dnda "politik snf rol"
oynayabilecek bir siyasal kadro yoktu.
kincisi; sermaye birikiminin ok snrl olduu koullarda, tarihsel olarak kart karlara sahip mlk sahibi
snflarn bir siyasal ittifak platformu oluturmalar da olanakszd. Geri byle bir ittifak Milli Mcadele
srecinde belirli hedefler etrafnda gereklemiti, ama sz konusu ittifakn srdrlmesi kolay deildi.
Son derece snrl olan toplumsal artn (sur-produit social) mlk sahibi snflar arasnda bir uzlama
zemininde "zgrce" paylalmas imknszd. Bkere, sanayi ve ticaretin en byk blmn yabanclar
kontrol ediyordu. te yandan en geri retim teknikleriyle retim yapan tarm kesiminde, toplumsal artk ok
snrlyd. Neredeyse tarm kesiminin geni bir blm kendi kendine yeterlik aamasnda, "doyumluk
ekonomi" koullarnda bulunuyordu. Dolaysyla, pazar iin retim snrl kalyordu. Toplumsal artk bu lde
gdk olunca, karlar elien mlk sahibi snflarn bir "uzlama zemini"nde art paylamalar zordur.
nc olarak; lkenin kar karya bulunduu temel sorunlarn zm de, en liberal iktisat politikasnn
uyguland koullarda bile, devlet mdahalesini zorunlu klyordu. Baka trl sylenirse; liberal ekonomik
politikalar uygulamann koullar mevcut deildi. Bir kere, Osmanl mparatorluu'ndan byk borlar
devralnmt. Alt-yapnn gerekletirilmesi gerekiyordu. Ayn ekilde bir sr kamu hizmeti kendini
dayatmt... Ksaca; smr koullarnn yaratlp salam temellere oturtulmas gerekiyordu.
Bir baka neden de; "Krt Sorunu"nun henz bir zme kavuturulamam olmasdr... Zayf olmakla birlikte
henz ezilip tam gdm altna alnmam bir ii snf vard. Trkiye gibi az gelimi lkelerde, mlk sahibi
snflar en
117
gsz olduu zaman bile ii snfndan korkarlar. Biraz da, ok korktuklar izlenimi yaratmak isterler. Elbette bu
sebepsiz deildir. "Kendi ideolojisinin kit-lelerdeki kalclna olan gvensizliin sonucudur .
te, sz konusu ortamda ve verili koullarda, mlk sahibi snflar iin en gven verici ve uzun dnemde en akla yakn
seenek, karlarn korunmasn bir Bonapart'a brakmaktr. Marx'n dedii gibi, "kesesini kurtarmak iin mlk sahi bi
snflarn zorunlu olarak tacn kaybetmesi" gerekiyordu. Mlk sahibi snflara varlm koruyup glenebilmek iin
Mustafa Kemal'in Bonapartist diktatrlnn vesayeti altna girmek dnda bir alternatif grnmyordu. phesiz
nfusun ezici ounluunu oluturan kylln, sava, hastalk ve alk ykmlar ve yzyllarn miras olan "tevekkl",
sessizlii ve edilgenlie de Bonapartist rejime dolayl bir destek salamaktayd...
Hkim snflar bir kere Bonapart'n vesayeti altna girmeye raz olunca, faaliyet alanlarnn ve karlkl ilikilerin
snrlanmas olasln da kabullenmi olurlar. Mlk sahibi snflar, Bonapartist rejim altnda, devlet brokrasinin siyasal
egemenliini kabullenince, sonularna katlanmak, sineye ekmek zorunda kaldlar. Sadece brokrasinin baz
irrasyonelliklerine deil, siyasal etkinliklerine dayanarak, st dzeydeki brokratlarn devleti soyarak zenginlemelerine
de gz yummak zorunda kaldlar... Bu durum yeni oluan mlk sahiplerinin niteliini de belirlemitir. lk byk zenginler,
ekonominin kilit noktalarn denetleyen byk brokratlard...
"Osmanl geleneinden beri paalarmz toprak ekiyordu. Atatrk, hemen zafer ertesi, Silifke'de Bodosaki'nin
iftliini mtegallibeye kaptrmamak iin, bir gazeteciyi arac yaparak ihaleyle satn ald. Ve her ilde rnek itflikler
kurmutur.
(27)

Dr. Hikmet Kvlcml, Geberen Kapitalizm adl eserinde unlar yazyor:


"1929 Trkiye'sinde 25 milli kapitalle sanayi ve maden irketi vard. Bunlarn idarelerinde 20 kadar mebus alkadard.
Mevcut Milli 38 bankada 31 tane mebus bulunuyordu. Yani, hemen hemen her byk yerli irketin mecliste bir mebusu

var! Her irkette bulunan ok eski temyiz azalarn, byk askeriye ve mlkiye erkann da hesaba katmaldr. Sonra
btn byk endstriye 7 banka egemendi demitik. Bunlardan devlet bankasdr; fakat yalnz birinde (15-20
messeseyi gden Bankas'nda) 13 mebus vardr. Bankas'nn sabk mdr Celal sfat ile Trkiye'nin ekonomi
politik mdr olmutur"(28)
Ne var ki, Kvlcml'nn yazdklarn nanse etmek gerekir. Bir kere meclisin nitelii hakknda aklk olmaldr. Meclis,
gerek ve zgr bir seimle oluan bir meclis deildi. Bir "memurin" meclisiydi. Dolaysyla sz konusu olan, sermayenin
meclisteki temsilcilerinden ok, brokratlarn sanayi ve ticaretin kilit noktalarna reklenmesi ve sermayenin
denetiminde sz sahibi olmalardr, "ilk aferizm (karc zel i) fesad; Ankara'da i takibine gelenleri haraca kes-

118
mekle balamtr... Bugn Milli Savunma'nn bir eksiltmesine katlan iki rakip firmadan ikisinin de
temsilcisinin ayn milletvekili olduu grlmtr. Ban-kas'nn bir nevi politikaclar bankas olarak
kurulmu olmas, Cumhuriyet tarihi iin pek ackl bir aferizm salgnnn balangc olmutur."(29) Ancak
yukardaki ifadeden tek ynl bir iliki olduunu varsaymak yanltc olur. Nitekim bir yandan brokratlar
"burjuvalarken", dier yandan mlk sahibi snflar da brokrasiye entegre oluyorlard. "Srekli olarak
mebuslua tayin edilenlerden biri Emin Sazak'tr. Emin Sazak, 1920-1950 arasnda, yani otuz yl mddetle,
devaml olarak mebusluk yapmtr. 1920'li yllarda derebeyliine dayanarak mebus seilmitir... 1927, 1931,
1935 dnemlerinde bizzat Ebedi ef, Gazi Mustafa Kemal, 1939, 1943 dnemlerinde de, Milli ef smet
nn tarafndan mebuslua tayin edilmitir."(30) Emin Sazak Eskiehir yresinin en byk toprak aalarndan
biridir. Topraklarnn 70 bin dnm bulduu ileri srlrd. "Emin Bey'in arazisinin iinde drt tane tren
istasyonu vardr. Beylikahr, Yalnl, Yunus Emre ve Sazak istasyonlar. Aynca Sazak, Beylikahr, Nazl, Saray,
Bal, Ahirz, Ahrky, Yaylaky, Karaam, Yunus Emre, Kzlren gibi 15 ky bu topraklarn iinde yer
alyor. zerinden Porsuk aynn akt bu verimli topraklarda Emin Sazak 7 tane iftlik kuruyor. Her
iftlikte bir saray var. Sazak Ky'nde ise tane kona bulunuyor. Ayrca Samsun'da da mlk ve arazileri
var."*31) Resmi ideoloji reticisi yazar ve bilim adamlar Emin Sazak'n toprak aas olduu iin toprak
reformu yasasn engellediini yazmay adet edinmilerdir. Emin Sazak' kanunun kmas gereken meclise
kimin getirdiinden hi sz etmiyorlar. Bu nl toprak aasn otuz yl sreyle aralksz meclise "tayin
edenler" kimlerdir? Mustafa Kemal ve smet nn'nn toprak reformu iin "yanp tututuklarn," ama
mecliste aalarn buna engel olduunu yazmak ne demek olur? Eer bunu yazarlarsa, o zaman Edebi ef ve
Milli efin devrimciliine, "halklna" glge drm olurlar...'
Mebus tayinleri srasnda unutulmayan ok sayda toprak aas vard. ukurova'nn en byk toprak
aalarndan Cavit Oral 1935, 1939, 1943 dnemlerinde; yine ukurova'nn bata gelen toprak aalarndan
Damar Arkolu, 1920, 1923, 1927 1931, 1935, 1939, 1943 dnemlerinde milletvekili olarak TBMM yesidir.
( )
* Bundan baka, Ali Saip Ursava, Cemal Hsn Taray Hilmi Taray, Hilmi Uran, Kasm Glek ve Hilmi Ulu
isimleri unutulmayan aalardr. Kasm Glek, eref Uran ayn zamanda nde gelen brokratlardandr.
1931'den sonra Adnan Menderes de srekli mebuslua tayin edilenler arasna girmitir. Menderes ailesinin
Aydn'da 60 bin dnm aan topraklar vard... Menderes; "kendisini Mustafa Kemal'in kefettiini,
mebusluunu hararetle istediini"(32) yazar.
Meclise srekli tayini kanlar sadece toprak aalar deildir. Srekli olarak "mebuslua" tayin edilen eyhler
de var. 1920-50 dneminde Vanl ibrahim Arvas, tayin listelerinde srekli yer alan bir eyhtir. Ayn ekilde
Hakk Ungan, . 1923'ten ld 1943 ylna kadar mebus tayin edilmi bir eyhtir. Diyarbakr
(*) Damar Ankolu, Mustafa Kemal'e Chevrolet marka bir otomobil armaan eden kiidir. (Bkz. S. Borak,
Bilinmeyen Ynleriyle Atatrk, s. 115)

119
Mebusu Zlf Tigrel, Siirt Mebusu eyh Halil Hulki, Mahmut Soydan, Sreyya zgeevren srekli "mebus"'
tayin edilen eyhler arasndadr. (33) Bunlar ortadayken, Mustafa Kemal'in, "Efendiler ve Ey Millet, iyi biliniz
ki, Trkiye Cum-hurtiyeti, eyhler, derviler, mritler ve meczuplar lkesi olamaz" szlerini her halde biraz
nanse etmek gerekecektir...
Grld gibi, sadece brokratlar burjuvalamyor; mlk sahibi aalar ve eyhler de "brokratlayor." te
bu yzden Trkiye'de hkim snflar bloku bylesine bir karlkl "yatay geiler" sreci sonucunda
biimlenmitir. Bu yzden, hkim snflarn ve fraksiyonlarnn herbirini "zerk" varlklar olarak ele alp,
bamsz evrimlerini tahlil edip kavramaya almak yanltc sonulara gtrebilir. Yeni kurulan bir devlet
iinde bu kesimlerin herbirinin yerlemi, kklemi (gemiten miras aldklar kimi zellikler dnda) bir

konumlan yoktu. Tersine, toplumsal farmasyonun evrimiyle birlikte, iice, karlkl ilikiler ve "yatay
geilerle evrimleip kklemilerdir.
Asker-sivil brokrasi kesimi, Cumhuriyetin ilk yllaryla birlikte sadece brokrat olarak varlklarn
srdrmediler. st seviyelerde (hiyeraride) olanlar ticaret, sanayi, bankaclk, toprak speklasyonu vb. gibi
alanlardaki "abalan" sonucu mlk sahibi snf konumuna terfi etmilerdir. Trkiye'de hkim snflarn
Bonopartist rejim altnda devlet aygtyla zel ilikileri ve "yatay geiler" sonucu gelimesi, siyasal
temsilcileri ile ve devlet aygtyla ilikilerinin niteliini de belirlenmitir. "ok Partili" rejime geile birlikte,
ortaya kan farkl siyasal kadrolar karsnda ise deiik bir tutum benimseyeceklerdi...
120
8. BOLUM
RETC GLER ve KTSAT POLTKASI

"Zenginlik bir kutupta birikirken, yoksulluk, klelik, cahillik, yabanclama ve manevi yozlama da teki kutupta, yani
kendi rnn sermaye biiminde reten snfn bulunduu tarafta birikir.
K.Marx
Cumhuriyet ilan edilip azgelimilik srecinde yeni bir evreye girilirken, retici gler clz bir gelime dzeyine sahipti.
Emperyalizmin gdmnde arptrlm yaplar ve retim ilikileri olumutu. Kapitalist retim ilikileri "dnda" kalan
olduka geni bir sektr dikkate alnmazsa, bir "ihracat ekonomisi" grnmndeydi. Ekonominin genel durumuyla ilgili
olarak . R. Hatipolu unlar yazyor:
"Yeni Trkiye'ye Osmanl Imparatorluu'ndan kurulmu bir millet iktisad miras kalmamtr. Bilakis dank, perian bir
mntkalar iktisad geri kalmtr. Mnhal ve seyyal bulunan bir iktisad iinde geri olan, ilerlemesi icabeden, kurulmaya
muhta bulunan ne yalnz endstridir, ne de yalnz mnkaledir. Endstrinin yokluu, mnakelenin gerilii, byk
realitenin ancak bir parasdr. Bunlarn yannda Osmanl mparatorluu'nun yeni Trkiye'ye devrettii ziraat da,
ormanclk da geridir, suculuk da, madencilik de,ticaret de periandr. O halde Trkiye'de btn bu ekonomi ubelerinin
hepsinin de yeni batan kurulmas zaru-(1)

Genellikle ihracattan salanan gelir, d borlara, "Bat tipi" tketime alm aznln tketim amal
gereksinmelerini karlamaya ynelikti. "1923-1925 aralnda pamuk ve yn iplik ile dokuma ve hazr elbise,
Trkiye'nin toplam ithalatnn % 30-43'lk blmn oluturmaktayd. Tarm dahil, ulusal eko-no-minin
gelime dzeyi ylesine dk ve emperyalist devletlere bamllk o denli bykt ki, Trkiye tahl bile ithal
etmek zorunda kalmtr. 1923 ylndan 1929'a dein Trkiye, 71.58 milyon lira tutarnda 643 bin ton tahl
ithal etmi-tir."(2)
Genellikle stanbul, zmir gibi birka liman kentinde toplanm clz bir hafif sanayi sz konusuydu. "Belli
bal dier ehirlerde yalnz birka un, debagat fabri121
kas mevcuttur. Anadolu'da, dier yerlerde nemli sanayi messeseleri bulun muyor."(3) Gelien ve yaylan
kapitalizm, zellikle sanayi devrimi sonrasnda, yerli sanayi (el sanatlar) byk lde ortadan kaldrmt. Bu
srecin sonucun da lke ekonomisi "sanayisizletirilerek" sre iinde emperyalist merkezlere "organik"
olarak balanmt. "Avrupa snai kapitalizminin memleketimizde dourmu olduu buhran.... Gittike
geniliyerek ve birer birer btn sanayi u belerine sirayet ederek asrn (19. asr) ikinci yarsnda
sanayimizin inkirazn ta mamlamtr."(4)
Bat kapitalizminin etki alanna daha ok girdike, Osmanl sosyal formasyonu, bir yandan geleneksel retim
olanaklarna ve rnlerine yabanclarken, dier yandan da emperyalist lkelerin ihtiyac olan mallarn
retimine yneliyordu. Bu srecin sonucunda, kendi "i btnl"n ve "tutarll"m yitirmiti. "Tarmn
btn alanlarnda grdmz uzmanlama eilimi, lke iindeki deiimin yaygnlamasnn deil, tersine,
bizim dnya apndaki deiimin iine girmemizin bir sonucudur. Deiimin gelitii blgeler, ihra mallar
reten blgelerdir."(5) 1920'li yllarda emperyalist metropollerin ihtiyacm karlamak zere bir sr mal
ihra eden Trkiye'nin, bir tarm lkesi olduu halde yaklak be yllk dnemde (1923-1929) 643 bin ton
tahl ithal etmesi bu yzdendir.
Ekonominin yapsna ve biimleniine damgasn vuran, "dardaki" sermaye birikimi ve onun dinamiiydi. Da
dnk bir ekonomide de "dinamik" olan sektrn "ihracat sektr" olmas kanlmazdr. hracat sektr ve
bu sektr "evresinde" oluan hizmetler sektr, Bat'ya dnk, "Bat tipi" yaam biimini de temsil
ediyordu. Bunun dnda kalan olduka geni bir geleneksel sektr sz konusuydu, " yaps ve ileyii"
bakmndan byk lde kendi kendine yeten, meta ilikilerinin isellemedii geleneksel sektr, yine de

ticaret yoluyla ihracat sektrne, genel olarak da ticari dolam srecine sokuluyordu. "Geleneksel sektrde,
sosyal - artk, kapitalist retim ilikileri sonucu ortaya kmamakla birlikte, dolayl bir biimde "kapitalist
alan"a tanyordu. "Trkiye'de en geri blgelerdeki ky bile, u ya da bu dzeyde, pazarla iliki iindedir."(6)
Sadece kapitalist retim ilikileri sonucunda ortaya kan sosyal - artk deil, yar-kapitalist ve pre-kapitalist
sektrlerde aa kan da eitli mekanizmalarla, d pazara dnk sektr araclyla kapitalist
metropollerin yolunu tutuyordu. Kapitalizmin etki alanna girerek, i yaps ve gelime dinamii arptlan
imparatorluk, kendi kendine "yeterli" olmaktan uzaklamt. Bu durum artn nemli blmnn ihracat
sektr araclyla darya aktarlmasn kolaylatryordu. mparatorluun yar-smrgelemi siyasal yaps
da bu ileyii kolaylatryordu.
Ne ki, ekonominin da bamlln zorunlu klan nemli bir neden de, yerli sanayinin sanayi kapitalizminin
rekabeti sonucu yklm olmasyd. Elbette szn ettiimiz tasfiye mutlak deildi. Kapitalizmin henz
girmedii ya da yeterince etkilemedii yerlerde "el zanaatlar" varln belirli llerde de olsa
srdryordu. Yine de, genel eilim, yerli zanaatlarn (pre-kapitalist dnemin sanayi sektr) yok olmas
ynndeydi.
122
"(...)lstanbul'un yzyllarca en byk ii olan saralk bitmitir. anta, bavul vb. dardan geldiinden bu meslekte ancak
200 kii kalmtr. Saralar ithal mal deri ile almaktadr. Fakat deriye 27 kuru, deriden mamul eyaya 15 kuru
gmrk konduu iin, saralk lmtr. zel sanayi olan dericilik, Yedikule'de 1500 kadar usta ve iiye bir geim
salamaktadr... Dokumaclk ok gerilemitir. Pamuk iplikleri ve pamuklu dokuma, ou talya ve ngiltere'den olmak
zere, dardan gelmektedir... Btn demirler gibi, demir eya da ithal olunmaktadr. Demir mamulat sanayiinde, ylda
yalnz 30 bin lira gibi ok kk deerde imalat yaplmaktadr. "(7)
Cumhuriyetin ilann izleyen dnemde, stanbul Ticaret Odas tarafndan hazrlanan rapordan yaplan yukardaki alnt,
lkenin d kapitalizmin etki alanna girmesiyle, yerli sanayinin nasl yok olmaya yz tuttuunu ortaya koyuyor. 8 Mart
1921'de Maliye Bakan Ferit Bey, TBMM'de yapt bir konumada unlar sylyor:
"imdiye kadar hali Trkiye alyor, retiyor, fakat rnlerinden bakalar yararlanyor. Memleketimizde herkes
alyor, birok aln teri dkerek elde ettiimiz iptidai maddeleri bin rica ve minnetle yok pahasna harice satyoruz.
Sonra yabanclar bu maddelerin eklini deitirerek bize iade ediyorlar. Bir kurua satyoruz, yirmi kurua satn
alyoruz. Krk kurua bir okka yn veriyoruz, ayn yn binikiyz kurua bir metre halinde yalvararak geri alyoruz. Bu
dnyann neresinde grlmtr.?"(8)
Aslmda Bakan'n bu duruma amas gerekmezdi. Benzer eitsiz ticari ilikiler hemen tm smrge ve yar-smrge
lkeler iin geerliydi. Ve uluslararas iblm ve "eit olmayan uzmanlamann" ve artlandrmann sonucuydu.
1920'li yllarda ekonominin gelimilik dzeyi hakknda daha btnleyici bir gr salamak zere, tarm ve sanayi ve alt
yapya ilikin verilere ksaca gz atmak yeterli olur.

Tarm Sektr
Tarm kesiminde verimlilik, topran ar eitsiz dalmnn da etkisiyle, ok dk dzeydeydi. Fakat verim
dkln aklayan nedenlerden biri olan bu durum, topran eitsiz dalmndan ok, topraa sahip
olmann (mlkiyet) biimiyle de yakndan ilgili bir eydi. Topraa tasarruf etmenin biimleri ounlukla
kapitalist deil, pre-kapitalist ve yar-kapitalist nitelik tayordu. Toprak ou zaman aalarn
denetimindeydi. Dolaysyla aalarn toprak (tarm) emekisiyle olan ilikisi, kapitalist-cretli emek ilikisi
deildi. Bu durum retim teknolojisi zerinde de etkili oluyordu. Yar-kapitalist ve pre-kapitalist retim
ilikilerinin "egemenlii", rnn yerinde tketilmesine neden olarak, pazara almay snrlyordu. Sz konusu
dnemde ekilebilir topraklarn

123

yaklak bete birinin pazar iin retim yapt, retimin geri kalannn yerinde tketildii, "geleneksel
sektr" terketmedii sylenebilir. Bu durum, ayn zamanda topran belirli ellerde toplanmasnn kapitalist
gelimeyle dorudan ilgili olmadn da gsterir.
"1912, ylnda Anadolu'nun tahl ambar olan Konya Vilayeti'nde bile retilen tahl trleri iinde buday
mahsulnn % 26.4', arpa mahsulnn % 25.5'i ancak ticarete sunulabilmektedir."(9)
Aalarn topraklarnda alanlar, genel olarak yanc durumundaydlar. Her kyl ailesi aa toprann bir
blmn hayvan gcne dayanarak ekip biiyor, ounlukla gbre, zararllarla mcadele vb. gibi modern
girdiler kullanlmyordu. Ortak-kyller, elde ettikleri rnn yansndan drtte ne kadar bir blmn
toprak aasna brakmak zorundayd. Dou ve Gney Dou'da, Krt beylerinin byk topraklar denetimleri

altnda bulundurduklar yrelerde sz konusu iliki "feodal" yan ar basan ilikilerin rengini alyordu.
Toprak kirasnn deni biimi ounlukla ayn (rant) demeydi. Kiraclk daha ok istisna idi ve pazara dnk
retim yapan yrelerde sz konusuydu. Topra ileyenlerle, topran hukuki veya efektif mlkiyetini elinde
tutanlar arasndaki iliki, ne pre-kapitalist ne de tarm kapitalizmine zg ilikilerdi. Bir bakma bu iki u
arasnda eitli "biimlerin" ve "ilikilerin" iie getii bir durum sz konusuydu.
Ne ki, kyl sadece toprak sahipleri (aalar) tarafndan smrlyordu. Pre-kapitalist ilikilerin and,
buna karlk kapitalist ilikilerin de yeterince gelimedii koullarda, tefecilerin kapanna da kslyordu.
Mehmet Zeki, 1930 ylnda, "en dk tefeci faizinin % 50" olduunu yazyor: "Ama sk sk bu oran iki kat
ykselmektedir. Tefeciye baml hale gelen kyl, gayri menkulnn ipotek edilmesi ve rnnn en dk
dzeyde 'gz kararyla' deerlendirme esasna gre, ald kredinin faizlerini bile deyememektedir."(10)
Tefeciye borlanmann nihai sonucu; kylnn snrl varln da tefeciye kaptrmas, mlkszlemesidir.
Yarc ve ortak durumundaki kylnn toprakla ilikisi, topraklarn verisimsizlemesinin de nedenlerinden
biridir. Toprak verirnliliinin arttrlmas konusunda yanclarn kaytszl, emeinin rnn topran sahibi
olan aaya kaptrd iin genel bir durumdur. Benzer bir kaytszlk toprak aalar iin de geerlidir. Byk
topraklan denetim altnda bulunduran aalarn da verimlilik artrc yntemlere rabet etmemeleri doaldr.
I. Dnya Sava balamadan nce; "Byk toprak sahibi aalar (ky nfusunun % l'i) tm ilenen topraklarn %
39.3'n, kk toprak aalar ve zengin kyller (ky nfusunun % 4') topraklarn % 26.2'sini ellerinde
tutuyorlar, kyl ailelerin (ky nfusunun % 95'i) payna ise ilenen topraklarn % 34.5'i kalyordu." (11) Birinci
Emperyalistleraras Sava ncesine ait yukardaki oranlar, topraksz ve az toprakl kyller lehine
deimedii gibi, aalar eitli mekanizmalarla topraklarn daha da geniletmeyi "baarmlard". Bir kere
Ermeni teh124
ciri sonucu aa kan topraklar ounlukla aalarn eline gemiti. Yine Rum mbadelesi srasnda bir ksm
nfuzlu byk toprak sahipleri, bu durumdan yararlanarak topraklarm geniletmilerdir. Bu ikisi dnda,
svire Medeni Kanu-nu'nu ithal edilmesiyle, sz konusu kanunun salad olanaklardan yararlanan aalarn
hazine arazisinden bir blmn de tapulatarak topraklarna kattklar biliniyor. Bu sonuncu durum, toprak
aalarnn neden Mustafa Kemal'in "inklaplarn" desteklediklerini de aklar. Kemalist rejim yerleirken
aalar daha gl, kyller de daha yoksul ve aresiz bir konumdaydlar. Kemalist rejimin
"demokratiklii"nden sz edenler iin bu durum rahatsz edici saylr... Roza-liev'in yapt tahminlere gre;
1920'li yllarn sonlarnda topraklarn yarsnn byk toprak sahiplerinin elinde olduu sylenebilir. Buna
karlk ky nfusunun % 65-70'e varan blm, ilenen topraklarn % 5 ila 10'una sahiptiler.(12)
Fakat, yoksul kylnn omuzuna binen yk bunlarla da snrl deildi. Bte gelirlerinin en nemli blm de
kylnn dedii vergilerden oluuyordu. 1925 ubat'ma kadar "aar vergisi" ayn bir vergi olarak
deniyordu. "Aar" toplamnn mltezimlere braklmasnn dourduu sonulara burada girmek gerekmez.
1925'te Kemalist rejim aar kaldrarak, yerine, retim deerinin % 8 ile % 10'una varan bir nakdi vergi
koydu. Grnrdeki ama kyly aarn atr yknden "kurtarmak" ise de, gerekte toprak aalarnn
karlarn birinci planda gzeten bir maniplasyon sz konusuydu. Bu konuda Y. Kk unlar yazyor: "ifti
grubu aardan kurtulmak istiyor. Tarmdan vergi alnmasnda kararl ticaret ve sanayi gruplar banun
karsna kyor. iler ise feodal bir vergi yerine daha ada, kukusuz adil bir vergi istiyor. Ancak 19201923 meclisinde 26 kez aar tartmasna ramen aar vergisinin kaldrlmasyla ilgili yasa tasarsnn meclise
verilmesi iin 10 ubat 1925 tarihini beklemek gerekiyor. 11 ubat 1925 tarihinde eyh Sait isyan su yzne
kyor. Hkmet tasarnn ivedilikle grlmesini istiyor. 17 ubat 1925 tarihinde tasan 151 lehte ve bir
aleyhte oyla kabul ediliyor.'' (13) Gerekten, ayn bir vergi olan aarn kaldrl-masnn Krt ayaklanmas
gnlerine rastlamas ve aarn yerine konan verginin de bir yl sonra (1926) kaldrlmas, sz konusu
"operasyonun" gerek amacn ortaya koyuyor. Tarmdan alnman vastasz vergilerin toplam vergi gelir oran
1924'te % 27.5 iken, bu oran 1930'da % 10'a indi.(14) Bu sonuncu durum hkim snflar ittifaknda toprak
aalarnn ne kadar gl ve Kemalist rejimin bu kesime ne lde dn vermeye hazr olduunu da gsteriyor.
Bu nedenle Kemalist rejimin "ilerici" inklaplaplarna rejimin szclerinden farkl yaklalmaz ise, grntyle
gerek arasndaki ayrmn gzden uzaklamas kanlmaz olur.
Aa ve tefeci sermayenin basks sonucu topraklarn yitiren kyllerden bir blm byk kentlere, bu arada
Ankara'ya g etmek zorunda kalyordu. "Gnmzde Trk gazeteleri "yorganllar" denilen bir insan

kategorisinin Ankara'ya akn ettiinden sz ediyorlar. Bu 'yorganl'lar; yoksullaarak i aramak zere kente
koan, yoksuluktan a ve bakmsz insanlar olarak 'yorganna' brnp sokaklarda srnmek durumunda kalm
kylleri anlatmaktadr." (15) Resmi ideoloji reticileri, o dnemde hkmetin "toprak sorununa ilgisiz" kalna
gereke olarak, lkede ekilebilir alanlarn genilii ve nfusun azln, so125
nuta da "toprak talebi" ynnde basknn olmayn ileri srmeyi det edinmilerdir. Tarmdaki nfusa gre
ekilebilir topraklarn geni olduundan phe yoktur. Ama hibir pheye yer vermeyen bir gerek daha vard
ki, o da geni topraklarn aalalarn u ya da bu biimde denetiminde olmasyd. Dolaysyla, geni topraklarn
varl yzbinlerce kyl ailesinin yoksulluk ve sefalet iinde yaamasna engel deildi. "Ortakln tutsakl
ile eli-kolu bal, ilkel alma aralaryla acnacak bir retim yapan ve rnn bir blm karlnda aadan
toprak kiralayan yan ii-ortak, Trk kynn tipik bir simgesi idi. Egemen snf ittifaknn "gerici" nitelii
ve Kemalistlerin bu yapy krmak yerine, pekitirici bir politika izlemesi, 1920'lerdeki geerli yap ve
ilikilerin nemli bir deiime uramadan 1950'lere kadar devam etmesini salamtr.
1920'li yllarda Trkiye'de tarm sektr, eit olmayan ve bileik (kombine) gelimenin tipik rneini
oluturuyordu. 1927 ylnda nfusun % 82'si tarm sektrnde yayordu. Tarmn belirgin nitelii, gerilii ve
"melez" retim ilikilerinin egemen oluuydu. Bat'da zmir, Denizli, Aydn, Mula, Manisa, Balkesir, sparta,
Burdur ile; Gneyde, ukurova'da pazara dnk retim nemliydi. H. Kvlcml, Adana Valisi Hilmi'den unlar
aktanyor: "Adana itfileri buharl lokomobilleri, byk kk traktrlerle topraklarn hazrladktan sonra ve
iftliklerini tutma ad verilen srekli tarm iisi (daimi ziraat amelesi) ile bir sre idare ettikten sonra,
pamuklarn apa mevsiminde ii ile kendisini kar karya bulur." Yamurun azl okluu, bankalardan az
veya ok para kaldrabilmi olmasnn nemi ise, ovann tozlu yollarda, rengrenk klklaryla beliren ii
kafilelerinin o yl btn iftileri tatmin edecek bir say sunup sunmayaca ve ii gndeliinin en ok-en az
arasnda nasl seyredecei de Adana itfisi iin ayn derecede nemlidir.'' (17) Bir baka yerde Kvlcml
1925 Pamuk Kongresi tutanaklarndan unu aktaryor: "Bugnk Adana iftisi pamuk piyasasma olduu kadar,
gaz ve benzinin cihan piyasasndaki gidiiyle de ilgilenmekte; kredi, kambiyo meselelerini incelemekte ve
makinenin krlverdii herhangi bir yer iin ofr ve onarm evleri (tamirhaneler) zerinde uzun uzun ikyet
konular bulmaktadr.''(18)
Snrl yrelerde tarm kapitalistleri ve kapitalist tarm iletmeleri bulunuyordu. leri bir retim teknolojisi
kullanlyor ve rn d pazarlara ihra ediliyordu. D pazara ynelik rnler; pamuk, incir, zeytin, haha vb.
idi. Samsun'da yaygn bir ttn iletmecilii vard. Rozaliev'in H. Kvlcml'ya dayanarak yazdna gre; "O
dnemde lkenin bat ve gney-bat blgelerinde kmelenmi bulunan ve toprak aalar ile zengin kyllerin
iftliklerinde alan tm cretli tarm iilerinin says 240 bin olarak hesaplanyordu. Bylece rn toplama
dneminde tarm iilerinin says 400 bine ulayordu."(19)
Cumhuriyetin kurulduu yllarda, tarm kesiminde en geri retim ilikileri ve teknikleriyle en ileri olanlara
doru uzanan bir eitlilik egemendi. Fakat genel olarak verim ok dk, teknoloji de geriydi. "Baz yerlerde
zirai hafriyat ucu krk bir engel vastasyla, baz yerlerde de tahta karasabanla yaplr. Pulluk gibi en basit
rasyonel teknik vastalar bile mehuldr. Mstahsil, babasndan
126
grd gibi tarlay srer." (20) 1930'lu yllardaki durumu eyda Ziya yle zetliyor: "iftimizin elinde
aletler hem mahduttur, hem de basit ve iptidaidir. Bunlardan toprak ileyen, ekim yapan, bakma yarayan,
biim ve harmanda kullanlan aletleri bir defa dnmek, ziraatin bizde ne kadar kuvvetsiz olduunu
kavramaya yeter. Ziraatimizin bugn fena, iptidai aletlerle almas yznden iftimizin i kuvveti, hayvan
kuvvetleri iyice istismar edilemiyor."(21)
Ticari sermaye tarma egemen olmakla birlikte, en geri smr yntemleri de geerliydi. zellikle tefecilik
olduka yaygnd. Tacirler kylleri avans vererek borlandrr, sonra da rnleri ucuza kapatrlard.
zetlemek istersek; tarmda melez retim ilikileri ve smr biimleri egemendi. ktidarn kompozisyonu ve
egemen snf ittifaknn yaps da sz konusu yapy koruyup srdrmeye uygundu...
Sanayi
Cumhuriyetin ilk yllarnda, Osmanl Imparatorluu'ndan miras kalan sanayi, "tipik yar-smrge" zellikler
tayan clz bir sanayi idi. "Dinamik" sanayi dallar olmad gibi, "geleneksel sanayi" de byk lde
tasfiyeye uramt. "Bizde eski ekillerin zevaliyle, hemen hemen btn ehemmiyetli snai faaliyetler de

zeval bulmu ve memleket ekonomisi belli bal sanayi ubelerinin hepsinden mahrum kalp, en iptidai
mamulleri bile hariten ithal etmek zarureti hasl olmutur."(22) Sanayi, i pazarn ihtiyalarnn bile ok
kk bir blmn karlayabiliyordu. "En gelimi" sanayi alt-dallarndan biri olan tekstil, i pazarn drtte
birden az bir blmn karlayabiliyordu. Cumhuriyetin ilannn onuncu ylnda bile durum deimemiti.
1933'de "Trkiye'de tketilen pamuklu, mensucatn ancak % 25'ini karlyordu. Ynl mensucatn ancak %
24', ipekli mensucatn da % 6's yerli retimdi. Trkiye o yllarda ekeri, imentoyu, unu, deriyi, sabunu ve
saysz baka mallar ithal yoluyla salyordu."* 3)
Trkiye'de "kalan" sanayi, emperyalist lkelerin el atmad ya da el atamad alanlarla snrlyd. Var olan
sanayi, emperyalist lke sanayicilerinin "ilgilenmedii" alanlarda faaliyet gsteriyordu. Henz "ithal ikameci",
"ie dnk" sanayilemenin koullar olumamt. Yerli sanayi yar-smrge zellikler tayordu. Cumhuriyetin
kurulmasndan sonra bu yap varln korudu. Bir baka zellik de, sanayi kurulularnn birka blgede
toplanm olmasdr. Tm imalat sanayiinin yaklak % 75'i stanbul ve zmir'de faaliyet gsteriyordu. Snai
iletmelerin % 3.3' devlete, % 10.6's hisse senetli irketlere, geri kalan da zel teebbse aitti." Sanayide
kullanlan tm motorlarn toplam gc ancak 20.977 beygir gc kadard."(24)
Aslnda sanayinin bir blm de dorudan Bat kapitalizminin tamamlaycs ilevine sahipti. 1927 nfus saym
sonularna gre, nfusun sadece % 5.6's sanayi sektrnde istihdam edilmekteydi.*25) Sanayi kurulular
daha ok i tketime ve ihra mallarnn "ilk-dnme" uratlmas amacna ynelikti. Kullan127
lan retim teknolojisinin gerilii ve retim nitelerinin ccelii, sanayinin en belirgin zelliini oluturuyordu.
1927 sanayi saym sonularna gre, 65.245 retim nitesinden 28.246's atlye boyutunda bile olmayan ve
cretli ii kullanmayan ok kk iletmelerdi. 23.332 nitede alan ii says ortalama 2 ila 3't. 7683
nitede 4-5 ii altrlmaktayd. 20 ve stnde ii altran iletme says 872'iydi. Geriye kalanlardan
3910 kuruluta 6-10, 1188'inde de 10-20 ii almaktayd.
"Fabrika" boyutunda ve belirli bykle ulam iletmeler kk bir oran oluturuyordu. "Fabrika tipinde
iletmeler arasna girenler unlard: Yllk retim gc 450 bin metre pamuklu dokumaya ulaan 11 tekstil
fabrikas, 3 bin iinin alt Cibali Ttn Fabrikas, 15 bin iinin alt stinye Tersaneleri ve deniz
tatlar onarm iletmeleri (Trk-Hollanda sermayeli), gnde 200 tona kadar retim yapan Zeytinbumu
imento Fabrikas, gaz fabrikas, elektrik istasyonu, iki adet bira fabrikas (Fransz, Belika, Alman
sermayeli), ortak iletmeler vb.(26)
"stanbul'da daha ok Yedikule'de younlaan deri iletmeleri, belirgin bir rol oynuyorlard. Birka byk
imalathane 30 bin kii altryordu. Burada 200'den fazla ii altran byk atlyeler bulunmaktadr. Bu
atlyelerde retim el emeine dayanmakta, Avrupa ve Amerika'da izme sanayiinde kullanlan makineler
burada bilinmemektedir. stanbul ile sk ekonomik ba iinde bulunan zmir'de asker elbisesi yapan iki
devlet fabrikas, imento fabrikas ve birka hal imalathanesi vard."(27)
Tekstil, deri, metal, aa, besin, seramik ve kimya sanayi alt dallarnda 33.058 iletmede, 76.216 ii alt
tahmin edilmitir. Bunlarn da 70.2'si sadece tekstil ve deri sanayilerinde alyordu. 1920'lerin ortalarnda
imalat sanayiine yatrlan sermaye 191.2 milyon lirayd. Bunun 36.6 milyonu (% 18'i) tekstil alt sektrne
yatrlmt(28)
1921'de yaplan ve stanbul, zmir, Adana dndaki blgeleri kapsayan sanayi saym sonularna gre, 33.058
kuruluta toplam 76,216 ii almaktayd. Burada da, iilerin yaklak % 69'u dokuma ve deri sektrnde
almaktayd. Dikkat edilirse imalathane bana 2-3 ii dyor ki, bunlar gerek anlamda sanayi niteleri
saylamazlard.
" 1920 yllar banda zmir'de 40 bitkisel ya, 24 meyve kurutma, 14 sabunculuk ve 13 tekstil iletmesi vard
ve bunlarn ounda yalnz el emei kullanlyordu."
te yandan 1924'te, yaklak yz kadar yabanc irket faaliyet gstermektey-di.Bunlarn 7'si demiryolu
sektrnde, 23' banka, 35'i ticaret, 12'si imalat ve istihra, 11'i de belediye kurulularnda faaliyet
gsteriyordu. Yabanc sermaye yatrmlarnn % 10'dan az imalat sanayiinde bulunuyordu. % 61'i demiryolu, %
16's ticaret alanna yatrlmt. Bu rakamlar Trkiye'de faaliyet gsteren sermayenin niteliini de ortaya
koyuyor. Faaliyet alanlar, sanayilemi lkelere
128
ucuz hammadde salamak gibi bir ama tayorlard. Tm yabanc sermayenin yardan fazlasnn demiryolu

yatrmlarna ynelmi olmas bu gr dorulamaktadr. (1924'te 4086 kilometre demiryolundan 1734


km.'si devlete, 2352 km.'si yabanclara aitti).
Kredi sistemi de yabanc bankalarn denetimi altndayd. Elbette bu, sanayileme asndan olumsuz bir
durumdu. Sanayi sektrndeki sermayenin % 62'si en byk kredi kuruluu olan Osmanl Bankas tarafndan
denetleniyordu. "1920'lerin banda Trkiye'de, sermayelerinin toplam 91.8 milyon liray bulan 23 yabanc
banka ile ulusal sermayeye dayal, toplam sermayeleri 17.8 milyon lira olan 10 banka faaliyet gsteriyordu."(3
0)lkenin mali kaderine hl Osmanl Bankas hkmediyordu. Varl tm ulusal bankalarnkinin katyd.
"Banka, hazine dairesi ilevini grmekte, banknot emisyonunu gerekletirmekte, hkmet adna yabanc
devletlerle ilemleri ynetmekteydi.(31)
Kk retimin yaygn olduu bir alan da, hal dokumaclyd. Youn smrnn geerli olduu hal
dokumaclnda, sanayi istatistiklerinde yer almayan binlerce kii alyordu. "Karpet Kumpanyas'nn
mtalaasna baklrsa, 1913 yl irket hesabna 16.000 kadar ii alm olup, Anadolu'da hal dokumayla
uraan genel ii says 60.000 kadar tahmin olunur."(32) "Finans-kapitalin en cra kylere dek boynuzlarn
sokup kk retmenleri smrs korkuntur. Bir ii gnde 5-6 bin dm atabilirken, en ok ii gndelii
dm saysna gre deiir. zmir'de 1700, Uakta 2200, Krkaata 2600, Sivas, Burdur'da 3000 dm
iin 4 para (1 kuru) cret denir" diye yazyor H. Kvlcml.
Tarma dayal geri bir "ihracat ekonomisi" durumundaki Trkiye'nin d ticareti de, bu yapnn doal sonucu
olarak, tarm rnleri ihracat ve tketim mal ithalatna dayanabilirdi. Sanayi rnlerinin ihracat iindeki
pay (1923-29 dneminde) % 8.6 idi. stelik bu orann gerisinde de, yine byk lde tarm ve hayvanclk
vard. Ayn dnemde tarm rnlerinin toplam ihracatmza oram % 86.3't! Madenciliin pay da % 4
civarndayd. Zaten d ticaretin GSMH'ye oram da, birok benzer durumdaki lkeye gre ok dkt.
(1924'te cari fiyatlarla ihracatn GSMH'ya oran % 014, 1929'da, % 0008; ithalata oran da 1924'te
%017,1929'da%013.)
zetlemek istersek, sanayi; d pazarn gdmnde ve onun koyduu snrlar iinde faaliyet gsteren son
derece geri, kendi iinde btnl ve tamamlayclm yitirmi, i pazara ynelik fakat, i pazarn bile
gereksinmesinin ok dk bir blmn salayan, kk meta retimi niteliini byk lde koruyan, yabanc
sermaye egemenliini nemli olduu, d pazara dnk maddelerin da satmn salayacak kadar dnme
uratan, insan emei dnda fazla mekanik motor gc kullanmayan, kk aile iletmelerinin ounlukta
olduu, yar-smrge bir lke sanayisinin tipik rneini oluturuyordu.
Cumhuriyetin kurulduu ilk yllardaki durumu, Emin T. Eliin yle dile getiriyor:
129
"Dar-geni btn hatlar bir arada yalnz 4072 kilometrelik hepsi yabanc mal bir demiryolu ebekesi, 18 bin 335
kilometrelik bakmsz osesi, birka liman ehri arasnda ileyen topu topu 72 bin tonilatoluk ufak teknesi vardr.
Cumhuriyet'in daha ilk ylnda Trkiye darya ancak 85 milyonluk mal satabilmi, buna karlk 145 milyon liralk mal
almt, 60 milyon ak vard. Alnan eylerin bir ksm yiyecek-iecek, geri kalan eylerin hemen hepsi Avrupa usul
giyinip kuanmaya ve kullanmaya yarayan eyadan ibaretti. Kaam birka askeri fabrika saylmazsa, i pazarn
ihtiyacna yle-byle yetecek hibir retim dal yoktu. erlek kelerde kalm tektk el tezghlan ortadan ekilmek
iin ilk trenle veya motorlu arala gelecek yabanc ticaret mallarn bekliyordu.
"Trk kyls elindeki ilkel aralar ve daha da ilkel retim metodlaryla topraktan karabildii rnlerle karnn zor
doyuruyor, kt yllarda vergi borcunu bile veremedii iin ineinin ve yatak-yorgannn haczedilip gtrlmesine
katlanmak zorunda bulunuyordu. Dr. Reit Galip'in anlatt gibi, ufak ifti, kyl ve kasabadaki aalarn, tefeci ve
murabahaclarn elinde kleydi. Para para olup kyn drt bucana serpilmi olan elayas geniliindeki tarlalarda, ama
kendi topranda alan kk kyl yine mutlu saylrd, ortak yarc, rgat olarak hayatlarm kazanmaya uraanlarn
hali daha berbatt. Ankara'daki Mustafa Kemal, onlar iin 'bu memleketin efendisi', demi olsa ne kard, bu sz onlarn
kulana bile eriemezdi."

ktisat Politikasyla Amalanan


ngiltere'nin desteini ektii bir ortamda Anadolu'dan kovulmas zor olmayan Yunan Ordusu yenilip lkeden
atlnca, "asalak snflar"n tehlikeye giren smr olanaklar "yeniden domu" oluyordu. Bu aamadan sonra
yrrle konulacak ekonomi politikasnn egemen snflar blokunun karlarn gerekletirmeye ynelmesi
kanlmazd. Asalak snflar niyetlerini aa vurmada acele ediyorlard. Lozan Bar grmeleri 4 ubat
1923'te kesildi. 17 ubat 1923'te zmir'de iktisat Kongresi topland. Kn ortasnda aceleyle bir iktisat
kongresi toplamann baz "nemli" nedenleri olmalyd. Aksi halde, lkenin geleceini angaje eden nemli

stratejik kararlarn olumasna temel oluturacak bir kongrenin bu kadar aceleye getirilmi olmas baka
nasl aklanabilir?
Kongre, bata emperyalist devletler olmak zere, yerli "burjuvazi"ye zellikle de stanbul'un tccarlarna
gvence vermeyi amalyordu. Bylece, bir yandan stanbul'un kozmopolit "i evreleri"yle ittifak
pekitirilirken, onlarn araclyla da emperyalistlere gvence verilmek isteniyordu. Kongreye davet
edilenlerin kompozisyonu Milli Mcadele srecince oluan snfsal ittifaknn da belirgin bir yansmasyd.
"Kongreye her ileden ancak sekiz kii gelebilecek ve bu sekiz kiiden ifti, bir tanesi de tccar,
zanaatkr, ii, irket temsilcisi , bankac olabilecekti."(4) Grld gibi, Kongre'de toprak aalar sekizde
lk bir temsil hakkna sahiptiler. ilerin temsili sembolik, gstermelikti.
130
Yoksul ve az toprakl kyl kitlesinin temsili zaten olanakszd. Aslnda kongrede temsil edilen kyllk deil,
toprak aalaryd. "ifti" szcnn kullanlmas, yanlsama yaratma amac tayordu!
"Kongre Salonu'nun sa yan tccarlara, sol yan iilere ayrlmt. Ortann sanda itfiler, ortann solunda
sanayiciler oturacaklard. "(35) Sanayicilerin "ortann solunda oturmalar, politikada "ortann solu"na ilgi
duymalar iin yaklak elli yl geecekti... Kongre'de, Trkiye'nin emperyalist sistem iinde kalmaya devam
edecei aka ilan edilmiti. ncelikle Osmanl borlarnn deneceine ilikin gvence veriliyordu. Osmanl
borlarnn devralnmas, hem Milli Mcadele'nin anti-emperyalist bir ze sahip olmadn, hem de
Cumhuriyetin imparatorluun devam olduunu gsterir. Ayn ekilde, Trk hkmeti, karlksz
milliletirmelere de girimeyecekti. Milliletirmeler, bir siyasal hareketin "snfsal znnn" aynasdr.
Milliletirmelerin gerek anlamda milliletirme olabilmesi iin, hibir demede bulunulmamas gerekir. Aski
halde sz konusu olan bir "sat ilemi"dir.
te yandan, yabanc sermayeye kar dmanca bir tutum iine girilmeyecei konusunda da gvence
verilmiti. Mustafa Kemal, Kongre'yi a konumasnda; "(...) Kanunlarmza uymak artyla yabanc
sermayeye gereken gvenlii salamaya her zaman hazrz" diyordu. Mustafa Kemal'den sonra konuan
ekonomi bakan Mahmut Esat Bozkurt da; "(...) Yeni Trkiye Ekonomi Okulu'nun yabanc sermayeye kar bir
dmanl olduu sanlmasn. Trklerle ayn kanunlara ve artlara bal olmak zere yabanc sermayeye hatta
baka memleketlerden fazla, kolaylk gstermeye hazrz" diyordu.
Dikkat edilirse, yasalara saygl olmaktan ve eit koullardan sz ediliyor. Yasalar karsnda eitliin
sermaye iin ne nemi olabilir? Bu, eit olmayanlar arasndaki yasal eitlik deil midir? Clz yerli sermayenin
emperyalist sermayeyle eit koullarda faaliyet gstermesi, ister istemez onun emperyalist sermayenin
gdmne girmesiyle sonulanabilirdi... Ne ki, emperyalizmin yapsal bunalm, ("uzun dalga"nn ikinci aamas)
yznden yabanc sermayenin Trkiye ekonomisini biimlendirip, artlandrmas snrl kald. O dnemde,
bunalmn sonucu olarak ortaya kan bu zel durum, Kemalistlerin yabanc sermayeye kar bir tutum iinde
olduklar biiminde yorumlanmtr. Tam tersine, kapitalist gelime srecinin genilemesine ayak ba olan
engeller kaldrlarak (inklaplar), yabanc sermayenin faaliyetine uygun koullar yaratlmt.
zel teebbse bir kayt getirilmemekle birlikte, "aznlk" burjuvazisine kar "Trk burjuvazisi"
desteklenecektir. "Yeni Trkiye bir Karma Ekonomi Sistemi izlemelidir. Ekonomik iler ksmen devlet, ksmen
zel teebbs tarafndan yaplmaldr. Mesela; byk kredi messeselerini, sanayi ilerini devlet idare
edecektir. nk memleketimizin ekonomik durumu bunu gerektiriyor. Baz ekonomik konularda
devletletirme yolunu izliyeceiz, baz konulan zel teebbse brakacaz. "(36)
131
Cumhuriyetin ilk yllarnda, Osmanl dneminde egemen olan tarm toplumunun ideolojik ve kurumsal yaplar dzeyinde
ortaya kard engellerin almas, zel sermayenin desteklenmesine ynelik nlemler, bu vaadlerin yerine getirilmesi
ynndeki admlardr. svire Medeni Kanunu, Alman Ticaret Kanunu vb'nin ithali, Tevik-i Sanayi Kanunu'nun kabul,
Bankas, Sanayi ve Maadin Bankas'nn kurulmas, 1925'te kabul edilen Ticaret ve Sanayi Odalar Yasas, 27 Eyll
1925'de esnaf rgtlerinin kapatlmasna ilikin yasann kabul vb. bu yndeki admlara rnektir. Tacir ve aalarn
durumunu "dzeltmek" zere, vakit kaybetmeden iki yasa ithal eden Kamalist iktidar, ayn acelecilii bir "i kanunu"
ithal etme konusunda gstermiyor...
Alman tm nlemler ve zendirici uygulamalara ramen, daha 1928-1929 yllarna gelindiinde, "beklener"le
"gerekleenler" arasnda byk bir uyumsuzluk olduu grld. Bu "uyumsuzluun" nedeni olarak ok sk ne srlen
gereke, Lozan'da kabullenilen ekonomiye ilikin kstlamalardr. Z. H. Herslog, Lozan Antlamas'yla ilgili olarak;
"Trkiye esasl tavizler verdi ve bu tavizler zellikle 1920'lerde memleketin gelimesini ters ynde etkilediler"(37)

diyor. Bilindii gibi, Lozan Antlamas'na gre Trkiye, anlamann imza tarihinden balayarak be yl sreyle
gmrklerini ykseltemiyecekti. Osmanl borlann da demeyi taahht etmiti. Elbette bu ve benzer kstlamalar "antiemperyalistlik" iddialarnn nasl ii bo iddialar olduunu da gsterir.
"(...)Devletin gmrk vergisi gelirlerinden eksik kalmas bir yana braklrsa, kalknmak iin atlmlar yapmas zorunlu olan
bir lkede, kurulmas gerekli sanayiler iin ne denli zararl olaca ortadadr.
"Osmanl borlanln tamamen kaldrlmamas, Lozan Antlamas'nn getirdii bir baka snrlamadr. 6 Austos 1924'te
Antlama yrrle girdiinde, Osmanl borlan 129.384.910 altn lira olarak saptanmt; Trkiye tarafndan stlenilen
miktar 84.597.495 altn lira oldu. Yllk taksitleri 5.809.312 lira olan bu borcun, Trkiye'nin btesine ykledii yk
kamu yatrmlarnn snrl olmasna yol amtr. zellikle 1930'lardan sonra 928'de yaplan indirimlere karn, bte
harcamalarnn yzde 13-18'ini Osmanl borlar oluturuyordu. "(38)(*)
phesiz, gtimrklerin be yl sreyle 1916 seviyesinde tutulmasnn kabullenilmesi ve nemli bir bor yknn
devralnmas ekonomik byme asndan olumsuz bir durumdu. Fakat, olumsuzluu sadece bu snrlamalarla aklamak
fazla basitletirme olur. Eer bu "aklama" snr almazsa, bundan Trkiye'deki snfsal yaplanmann sanayilemeye
uygun bir ortam yaratt anlam kar. Oysa egemen snf itifaknn bileenlerinden bir kesimi sanayileme kart
karlara sahipti. Ticari sermaye kesimi gmrklerin ykselmesine karyd. 1929 ylnda Ali ktisat Meclisi tarafndan
ileri srlen , ticaret sermayesinin grlerini yanstan tercih bu yndeydi. li ktisat Meclisi'nin gr, "Gmrk
Siyasetimizin Esaslar" adl raporda yle dile getiriliyordu:
(*) Borlarn denmesi 1954'te tamamlanmtr.

"Gmrk politikamzn kskan ve tutucu bir dnceden esinlenerek uygulanma-

132

s caiz deildir.
"Korumada zorlama ve arlk ou kez iktisadi tecride yol aar. Zorlayc koruma ve iktisadi tecrit, d rekbeti
tamamiyle kaldran ve yok eden ar ithalat vergisinin yerli sanayiinin yabanc sanayii ile rekabet etmesi olanan yok
edecei nedeniyle kabul edilemez. nk lke sanayiini tembellie yneltme tehlikesi vardr. Koruyucu gmrk vergileri...
Hibir zaman arya vardrlmamaldr."(39)
Fakat, eitli yntemlerle (fiyat politikalar ve stihlak Vergisi gibi), i piyasada fiyat dzeninin yksek bir seviyede
olumas salanyordu. Bu durum yerli sanayinin tevikinin baka yollan da olduunu gsterir rnein, petrol ve eker
fiyatlar 1929 ncesinde de d piyasalardan ok yksekti(40)
Dolaysyla, egemen snf yapsn ve bu yapnn sanayileme karsndaki tavrn bir yana brakp, "olumsuzluu" sadece
Lozan'da kabullenilen kstlamalara balamak yeterli olmaz. Zaten Lozan Antlamas, alm satm "devlet tekeli"ne
braklan mallar iin tarife hakk tanyordu. Bir baka nemli sorun da, 1929'da yrrle konulan yeni tarifenin gerek
anlamda koruyucu bir tarife olup olmadyla ilgilidir. Trkiye'de sanayinin gelimilik dzeyi veri iken, sadece gmrk
tarifeleri yoluyla bir korumann yeterli olmas da beklenemezdi. "Trkiye ile Avrupa lkeleri ve ABD'nin snai gelime
dzeylerindeki fark ylesine byktr ki, hibir gmrk engeli yabanc mllarn gl rekabetini duymaya devam eden
Trk sanayiini gvenilir biimde koruyamyordu."(41) ithal edilen mallardan, ithal fiyatlar zerinde, % 25 ile % 100
oranlarnda gmrk vergisi alnmasna ilikin yasa 1 Haziran 1929'da yaynlanm ve 1 Ekim 1929'da yrrle girmitir.
"Ticaret sermayesi 4 aylk arada byk speklatif ithalatlarda bulunmutur! "(42)
"Ticari sermayenin, artk deer retimine katlmamakla birlikte, ortalama bir kr haddi oluumuna katld gr kabul
edildiinde, bu ortalama kr haddinin, ticari sermayeye den kr pay orannnda azalacan, yani yeni sanayi sermayesi
kr orannn deceini de kabul etmek gerekir.
"O halde ticari sermaye sanayi sermayesine oranla ne kadar bykse, snai sermayenin kr hadleri de o kadar kk
olacaktr. Tabii bunun tersi de aynen geerli, yani ticari sermaye sanayi sermayesine oranla ne kadar kkse, sanayi
sermayesinin kr oran o kadar byk olacaktr. "(43)
Gerekten, sanayi kl tketim mallarnda i tketimin en byk ksmm sanayilemi lkelerden ithal yoluyla
karlanan bir lkede .ticaret sermayesinin karlarnn sanayileme politikasyla uyumas beklenemez. Sz konusu
malla-nn yurt iinde retilmesi (ithal ikmesi), ithalattan byk kr salayan kesimin kr olanaklarn ortadan kaldrr.
1923-1930 aralnda, pamuklu dokuma, pamuk iplii ve ynl dokuma ithalat, toplam ithalatn % 38'ini oluturuyordu.
"thalat balantlar iin byk bir sermaye yatrm yapmayan ve finansman iin byk lde yabanc kaynakl kredi
kullanan ithalat tccarlarn Trkiye'de pa-

133
naklanyordu. Bu dnemde azgelimi lkelere ynelen yabanc sermaye akn-daki gerileme genel bir
durumdur.
Yine de sz konusu dnemde zel kesimde belirli bir canlanma mevcuttu. 1921-27 yllar arasnda sanayi
kurulularnda % 30'luk bir art olmutur. Bunun byk blm zel kesimde gereklemitir. Ayn dnemde
cretli ii saysnda da % 60'lk bir art olmutur.

Ne ki, rejimin Bonapartist bir nitelik tamas, brokratlara byk olanaklar salamaktayd. Brokratlar,
ayrcalkl konumlarndan yararlanarak, bir yandan Bonapartist diktatrln "sekin st dzey ynetici
kadrosunu" olutururken, bir yardan da "zel giriimler yoluyla" lke kalknmasna "byk katk"larda
bulunuyorlard. Oluturulan irketlerde brokratlarla tccarlarn ittifaknn somut rneklerini grmek
mmkndr. Bunlardan biri "Trkiye Milli thalat ve hracat Anonim irketi"dir. Bu irketin kurucular
arasnda 54 milletvekiliyle 37 de tccar vard. 1 ve 9 Temmuz 1923 tarihli gazetelerde kan ilanlarda
irketin teki ortaklar hakknda da bilgiler yer alyordu: "irketimizin kurucular ierisinde 115 deil, daha
fazla mebus vardr. Fakat, hepsi de irketlerden rkm olan halkmza rehber olabilmek gayesiyle itiraki
kabul etmilerdir. Hissedarlarmzn byk bir ksm kahraman ordumuzun binba ve daha yksek rtbeli
subaylarndan ibarettir." "Dnya pazarlarnda artk, ancak Trk tccar ve komisyoncusu i grecektir. Hele
hkmetin desteini elde etmi byle bir irketin baar kazanmas, daha olaan grlmektedir." 1931 ile
1940 arasnda kurulan (ve 1968'de varlklarn hl srdren) irketlerin % 74.2'sinin kurucusu brokratlard.(48)
Asalak burjuvazinin "devrimcilii"ni" yukardaki rnek kukuya yer olmayacak biimde ortaya koyuyor. Ayrca
ilanda, irketin kurulu nedeninin, "Rum ve Ermenilerin" yerini almak olarak aklanm olmas da, batan beri
ileri srlen grleri dorular niteliktedir. Bylece "vatan kurtarma misyonu", "ekonomiyi kurtarma
misyonu"na dnyor. Bunu da, "irketlerden rkm olan" halkmza rnek olarak gerekletiriyorlar. En
byk rnekler de en yksek rtbeliler arasndan kyor... rnek olmak iin biraz acele davrandklar da
biliniyor. "Halkmza rnek olmak iin" Byk Taarruz'u bile beklemiyorlar. 25 Temmuz 1922'de irketin
kurulma almalar balatlyor. Daha Yunan ordusu lkeden atlmadan rnek olmaya balyorlar. "Kuvayi
Milliye Ruhu", bu sefer ekonomi alanna arlyor!
Btn bu "rnek giriimlere" ramen, 1929'a kadarki dnemde burjuvazi dikkate deer bir varlk
gsteremiyor. "Yasalara saygl olmak kouluyla" gelmesi beklenen yabanc sermaye de beklenen lde
gelmiyor. 1920'li yllann sonuna gelindiinde; balangtaki sermaye birikim dzeyinin dkl, altyapnn
yetersizlii, beklenenin altnda yabanc sermaye girii, daha nemlisi kolay kazan yollarnn varl gibi
nedenlerden tr, izlenen "liberal iktisat politikas"nn zmszl kendim ak bir biimde
gstermekteydi.
136
1929 Byk Dnya Ekonomik Krizi'nin ortaya kmas emperyalizmle kurulmu olan dengeyi de sarsmtr. Bu
"ar retim krizi", zaten yapsal bunalm nedeniyle olduka zayflam olan balan daha da zayflatmtr.
Klasik bir "ihracat ekonomisi" nitelii tayan Trkiye ekonomisi ciddi bir bunalmn eiine gelmitir. Krizin
ekonomide yaratt ok etkisi o zamana kadar uygulanan ekonomi politikalarm da tartlr hale getirmitir.
Bylece, "devletilik" olarak bilinen politikalarla ilkel sermaye birikimi srdrlecekti...
137
9. BLM
BONAPARTST REJM ve SERMAYE BRKM
"..Memleketimizde birok milyonerin, hatta milyarderlerin yetimesine alacaz."
Mustafa Kemal

Mustafa Kemal'in, yukardaki szleri syledii 1923 ylndan bu yana yaklak eyrek yzyla yalan bir
zaman geti ve bu zaman zarfnda birok milyonerler ve milyarderler yetitirildi. Eitsizlii srekli retip
derinletiren bir toplumsal dzende, daha ok yoksul da "yetitirilmek" durumundayd.
Ne ki, Mustafa Kemal, "milyoner, hatta milyarder yetitirme" iine kendinden balad. Bylece soruna verdii
nemi kendi kiisel yaamyla gstermi oluyordu. Nedense Mustafa Kemal'in bu yan pek bilinmez. lkokuldan
niversiteye kadar renciler, "ilke ve inklaplarn" renmekten onun ne denli yetkin bir "i adam" olduunu
renmeye vakit bulamyorlar... Sadi Borak Bilinmeyen Ynleriyle Atatrk(1) adl eserinde Mustafa Kemal'in
servetinin bir dkmn veriyor. Buna gre; yzbin dnmden fazla arazi (ba, bahe, fidanlk, ayr,
yoncalk, orman vb. dahil), bir bira fabrikas, bir malt fabrikas, buz fabrikas, soda ve gazoz fabrikas, deri
fabrikas, ziraat aletleri ve demir fabrikas, yourt imalathaneleri, arap imalathanesi, deirmenler, bir
eltik fabrikasnn % 40 hissesi, mandralar, 13.100 ba koyun, 443 ba sr, (eitli rklarda) 69 at, 2450
tavuk, 16 traktr, 13 bier ve harman makinesi ve ziraat aletleri, bir adet deniz motoru, 5 kamyon ve
kamyonet (iftliklerde kullanlan), iki binek otomobil, 19 adet yk arabas vb...

Grld gibi, Mustafa Kemal'in kendisi de Osmanl st dzey brokratlarnn "i adam" olmaya ne kadar
yatkn olduklarn kantlyor. Bir bakma st dzey sivil-militer "Batc Osmanl brokratlar", bir eit
"kurtarc rant" elde ediyorlard. Bu ranttan mahrum kalan, ya da az rant elde eden "kskn brokratlar",
resmi ideoloji reticileri tarafndan brokrasinin "devrimci kanad" sayl-mlard(!) Doan Avcolu
brokrasiyi, "bir kanad tutucu, bir kanad devrimci"(2) olmak zere ikiye ayryor!..
Y.K. Karaosmanolu, vatan kurtarclarn devleti nasl soyduklarm anlatrken unlar yazyor:
"(...) O sralarda bence bu hadiselerin en nemlisini tekil eden dnk Milli
139

Mcadeleciler ve o gnk devrimciler kadrosunun bir kazan ve menfaat irketi karakterini tamaya balamasyd.
Bunlardan kimi arsa speklasyonlar, kimi idare meclisi azalklar, kimi taahht ileri, kimi de trl trl ekillerde
komisyonculuklar peine dm bulunuyordu. Garp Cephesi Kumandam iken, yolsuzluklarndan phelendii bir levazm
reisini herkesin gz nnde nasl haladn kulaklarmla iittiim smet Paa'nn, temeli fazilet ve feragate dayanmas
lazm gelen bir devrim rejimini daha ilk gnlerinden itibaren soysuzlatrma tehlikesi gsteren bu hal karsnda belli
bal bir tepkide bulunmamas ve benim bu husustaki baz yaknmalarm, hi cevaplandrmadan mphem bir
glmsemeyle dinleyii beni hayretten hayrete dryordu."(3)
Karaosmanolu'nun hayrete dmesi gerekmiyordu... Garp Cephesi Kuman-dan'nn emrindeki bir subaya sz
geirmesiyle Milli Mcadele'nin yiyicilerine sz geirememesi farkl eylerdir. Karaosmanolu bir de "devrim"
kavramyla ilgili yanlgya dyor. Emeki halk kielerinin katlmad bir hareketin devrim saylmayacan bilmiyor...
Zaten devleti soyma o gnlere zg bir ey de deildir. "Devlet soyma" eskiden beri bir gelenektir ve sreklilik
arzediyor. (4)
Burada, (stelik emperyalizm anda), "brokratn devrimcilii" sorununu tartmaya gerek yok. Tarihsel olarak bir
imparatorluu ke gtren, en azndan k srecinde etkin olan brokrasinin birdenbire "devrimci" olmas eyann
tabiatna ters den bir eydir. i brokrasisi de dahil, brokrasinin her eidi, toplum iindeki konumu ve ilevi
gerei daima status guo'nun korunmasndan yanadr. Ne ki, emperyalizm anda ilerici bir rol oynama ans olmayan
sadece brokrasi deildir. Ticaret burjuvazisi de ilerici bir rol oynayamazd. Kemalist brokrasinin bir kanad (kendi
paylarna deni de almak kouluyla), suyun bana geerek, suyu asalak snflara (tacirler ve toprak aalar) doru
evirdiklerinde, harikalar yaratmakta olduklar efsanesini yaymay da ihmal etmediler...
Daha nce deindiimiz gibi, yaplmak istenen; aznlk tccarn (Rum, Ermeni) el koyduu toplumsal art, MslmanTrk unsurlara kaydrmakt. Bylece sorunlarn zlecei varsaylyordu. Tacir ve aalar iin bir yanlsama sz konusu
deildi. Onlar, neyin neden yapldm ok iyi biliyorlard. Brokrasi de dahil, iktidar blokunu oluturan snflarn hibiri
tarihsel olarak "ilerici" bir rol oynayacak durumda deillerdi. Hepsinin ortak kaygs, tehlikeye den karlarnn
gvence altna alnmas ve smr olanaklarnn derinletirilip eitlendi-rilmesiydi...
te yandan, Trkiye'nin emperyalist sistem iinde igal ettii yer gz nne alndnda, ticaret sermayesinin
"milliyeti"nin de nemi yoktur. Tccarn nfus czdannn deimesi sanld kadar nemli deildir. Zaten sz konusu
dnemde sk sk nfus czdan deiiklikleri de yaplmtr. Aznlk tacirler Trk tabiiyetine girerek, Trklerden
ortaklar bulup destekler salayarak, "Mslman-Trk" olmamann dezavantajn byk lde ortadan kaldrmlardr.
Milli Mcadele dnda kalan tccarn birden "ar milliyeti" kesilmesi Meclis'te

140

eletiriye urar. Ktahya Mebusu Besim Atalay unlar sylyor:


"Arkadalar, memlekette yolsuzluklar yapldndan sz ediyorsunuz. Bu memleketin kurtarlmas ve bugn yapld
sylenen yolsuzluk Hoca Sadi'nin nl kuzu hikyesini andrd. Kurdun elinden kuzuyu kapt kurtard, fakat kendi kesti,
kendi yedi. Arkadalar, yldr u Milli Mcadele srasnda kadnlara cephane mi tatmadk, tuzdan, hatta undan bile
vergi mi almadk? Kadnlar bile ehit mi vermedik? Gaziler topraklarna masumlar m gmmedik? Sonu ne oldu?
Mcadele ile hi, ama zerre kadar hi ilgisi olmayanlar, bu memlekete doldu... Sanki yaptklarmz, kurtardmz
memleketi, bunlara peke ekmiiz, gidin grn arkadalar, u zmir'e bir gidin... Sokaklar dolduran eit eit
'yurtsever' tccarlar bir grn..."(5)
Ticaret sermayesi emperyalist bloka kaynak transferi ilevine koulmu olduu srece, bu ilevi gerekletirenin hangi
dine mensup olduu sanldndan daha az nemlidir. Nora eni'nin yazd gibi: "(...) Osmanllar gibi Trkiye'yi de
darya balamadaki baat roln ticari sermaye tarafndan oynanaca tartlmam, yalnzca bu ticari sermayenin
dayana i toplumsal tabakann Mslman olmasna karar verilmitir."(6) 1912-1915 sanayi saym sonularna gre,
sanayideki sermayenin ancak % 15'i Trk unsurun elindeydi. % 50'si Rumlarn, % 20'si de Ermeniler'in kontrolndeydi.
Yahudiler'in pay % 5, yabanclarn pay ise % 10'dur.(7)
Milli Mcadele'nin bandan beri oluan aa, ayan-eraf, Anadolu tccar ve brokrasi ittifakna atekesin hemen
ardndan stanbul'daki Mslman tccarn da katlmasyla, egemen snf bloku yerini alm oluyordu. Mustafa Kemal'in
Bonapartizmi altnda sermaye birikiminin nasl gerekletirilmek istendiini tartmaya girmeden nce, egemen snflar

blokunun nitelii zerinde durmak gerekiyor. Doas gerei bu "gerici ittifak", hangi tarihsel ileve koulmutu?
Melez Bir Snf ttifak
Osmanl sosyal formasyonu, geliip yaylan kapitalizmin etki alanna girince toplumsal yap nemli lde deimi,
"biimsizlemi"ti. Ekonomi bir taraftan Bat karlar dorultusunda "biimlenirken", yine de kendine zg prekapitalist "formlar" korumaktayd. mparatorluun "st-yap kurumlar"yla, yeni oluan ekonomik yaplar ve ilikiler
arasnda bir uyumsuzluk sz konusuydu. Milli Mcadele sonrasnda kurulan Cumhuriyet'in "temel misyonu" bu "ikilii"
ortadan kaldrmakt. Kemalist hareket, Bat kapitalizminin gelimesine ayak ba olan pre-kapitalist hukuki yaplan ve
formlar ortadan kaldrmay amalamt. Bylesi bir durumda ancak emperyalizmle btnleme sreci hz-lanabilirdi.
Baka trl sylemek istersek, azgelimilik sreci ivme kazanacakt. Azgelimi bir lkenin emperyalizme bamll ve
bu bamlln biimi deiik "arlklar" alabilir. Baml lkedeki egemen snf ittifakknn nitelii

141
bu "arl" belirler... Elbete lkenin siyasal zerkliinin derecesi de nemsiz deildir. Ayn ekilde,
emperyalist bloktaki "zel durumlar" da bamlln biim ve younluu zerinde etkili olabilir. Kapitalist
retim tarznn yapsal kriz dnemlerinde (uzun dalgann ikinci aamas), emperyalistleraras sava durumunda
vb. azgelimi lkenin "bamllk katsays" da azalr. Her zel durumda emperyalist blokla kurulan denge de
deiebilir. Belirli aralklarda baml lkenin "zerklik katsays", en azndan geici bir dnem iin de olsa
ykselebilir.
Cumhuriyetin kurulduu dnem kapitalizmin yapsal kriz dnemine rastlamt. stelik 1929 krizi gibi
kapitalist retim tarzm temelinden sarsan en byk "ar retim" (veya eksik tketim) krizi de o dneme
rastlamt. Bu da lkenin emperyalizm tarafndan artlandrlmasn zayflatmt. Bu durumun yaratt
"geveme" ve "ilikilerinin zayflamas" ynetimin "anti-emperyalistli-ine" ve "devrimciliine" yorulmutur!
1920'li yllarda Trkiye'de geerli retim ilikileri melez bir nitelik tayordu. Iie gemi deiik "retim
ilikileri"nin varl, egemen snf yapsn ve devletin yapn da doal olarak biimlendiriyordu. Bir kere, lke
nfusunun ezici ounluu kapitalist retim ilikilerinin "dnda" ya da sz konusu sektrle snrl ilikiler
iindeydi. Bitlis, Mu, Erzincan illerindeki duruma ilikin raporda, buralarda retilen budayn % 80'inin
yerinde tketildii bilinmektedir. Kyl, ancak kendi gereksinmelerini salar. Pazara srlen mallarn oram %
2'yi gemez. orap, amar, hatta kundura ve elbise gibi maddelerin genellikle aile yeleri tarafndan
yapld grlr. Hayvanclk blgelerinde de durum ayndr. Kylnn pazar ile ba snrldr. Birok durumda
al veri para ile deil, mal ile yaplmaktadr. rnein, kasabada alan zanaat, maln kylyle nakit
karl deil, tarmsal mallar karl deiiyordu.(8) Buna karlk, lkenin baz Bat blgelerinde kapitalist
ilikiler geerliydi. Byk toprak sahipleri tipik "tarm kapitalisti" zelliklerine deil, daha ok "prekapitalist" zelliklere sahiptirler.
Savalar, hastalklar, ekiyalk, ar vergiler, aznlklara ynelik "etkisizletirme siyaseti", nfus mbadelesi
vb. gibi nedenlerle, retici gler nemli lde tahrip edilmi durumdayd. Tarmsal artn en byk blm
"pre-kapitalist" retim ilikileri sonucu ortaya kyordu. Ticaret burjuvazisi araclyla pazarlanan (ihra
edilen) rnlerin nemli bir blm kapitalist retim ilikileri dndaki sektrde ortaya kyordu. Bu
nedenle, bir sosyal formasyonun ya da bir blgenin kapitalist retim ilikilerinin etkisi altna girmesiyle,
oralarda kapitalizmin gelimesini birbirinden ayrmak gerekiyor.(9)
Dier yandan, Osmanl mparatorluu'nun siyasal bamszln "yitirmeyi-i"nin de bir sonucu olarak,
emperyalizmle btnlemenin ald "zgl biim" d pazarlara ynelik latinfundia tipi byk tarm
iletmeleri (ve tarm kapitalistleri) ve bu rnlerin pazarlaycs gl bi ihracatlar "grubu" da olumamt.
Bu yzden bizde Latin Amerika'dakine benzer bir "klasik oligari" hibir za142
man var olmamtr. Ayn dnemde Latin Amerika'da geerli snf ittifakndan (byk toprak kapitalistleri,
ihracatlar, ksmen de ihtalatlardan oluan) farklyd. ounlukla pre-kapitalist retim ilikilerini yanstan
egemen snf ittifak, "melez" bir nitelik tayordu.
Erzurum Kongresi'nden beri oluagelen, daha sonraki dnemde de pekien snf ittifak, tipik kapitalist
ekonomideki sanayi, ticaret, finans ve toprak kapitalistleri yerine, aalardan, tefeci, tccardan, Osmanl
subay ve paalarndan, hoca, mft ve eyhlerden ve bir ksm "serbest meslek" erbabndan oluuyordu.
Gerek anlamda bir sanayi burjuvazisi olmad gibi, kendi tarihi gemii olan bir ticaret burjuvazisi bile
mevcut deildi. Bu ifadeden, tarihi gemii olan "tefeci -bezirgan" sermayesinin de bulunmad anlam
karlmamaldr. Pre-kapitalist alanda faaliyet gsteren ve yzlerce yllk bir tefeci-bezirgan sermaye

elbette vard. Bu sermayenin varl sanayi sermayesinin glenmesine nemli bir engel oluturur. MslmanTrk tccar, Rum ve Ermeni tccarlardan boalan yere adayd ama, ii de onlardan renmek gibi bir amaz
vard. Bu konuya ilikin olarak A. F. Mller unlar yazyor: "Mamafi Kemalistler, gericilerin siyasal
muhalefetim krmakla birlikte, kompradorlara ciddi ekonomik bamllk iinde kaldlar. Ulusal sava bitince
Anadolu tccar ilk nce d ticareti renmeye alt. Halbuki ilerinde stanbul burjuvazisi ok gl idi.
Bat ile eski balantlar, ticaret tecrbesi ve birikmi tecrbesi vard. Yaplanlarn hepsi, kompradorlar atan
ve d dnya ile ilikilerde onlarn yerini alan Anadolu burjuvazisinin, sosyal ilikilerde onlarla uyumasna ve
politik olarak onlara yaklamasna yarad."(10) Verili tarihsel-toplumsal ve ekonomik ortam yerli burjuvaziyi
ortakla zorluyordu. "Trk burjuvazisinin, yabanc sermayeye kar savam, sonuna dein varan bir
sreklilikte olmamtr. nk rakiplerin karlar ylesine iie gemiti ki, ulusal burjuvazi, yabanc
sermayeyi btnyle tasfiye etmeyi deil, ancak onun faaliyetini snrlamay ama edinmiti. Bu nedenle
burjuvazi bir yandan yabanc tekellere kar savan verirken, bir yandan da baz yabanc irketleri
zendiren Trkiye'ye sermaye yatrmaya armtr."(11)
retim ilikilerinin bu "melez" nitelii, melez bir snf ittifak yaratmt. Melez snf ittifak da "melez bir
siyasi egemenlik" biimine neden olmutur. Kurulan yeni devlet; giderek ideolojik st-yap kurumlar
bakmndan (ve oluturulan yeni kurumlar) burjuva olsa da, byk lde pre-kapitalist, yan-kapitalist,
kapitalist toprak aalan, bir ksm yan-eraf, eyhler, sivil-militer brokrasinin st dzeylerinde yer alanlar,
Anadolu tccar ve byk liman kentlerinin (zmir-lstanbul vb.) komprador burjuvazisinden oluan bir
"egemen snflar bloku" olumutu. Byle melez bir snf ittifaknn varl, devletin biimleniini ve deiik
kesimlerin devletle ilikilerini de belirleyecekti. ktidar blo-kunda sanayiciler bir varlk gsteremedii gibi,
mali sermaye de emperyalistlerin finans kurulular niteliindeki yabanc bankalarn denetimindeydi.
Egemen snflar blokunu oluturan unsurlar iinde byk toprak sahipleri, sivil-militer st dzeydeki
yneticiler ve ticaret burjuvazisi belirleyici durumdayd. Her ne kadar ticaret burjuvazisi zayf olsa da,
tarihsel ortam ve emperyalizm143
le oluan "yeni eklemlenmenin" biimi, onun karlarnn gerekletirilmesi ynndeydi. Her zaman bir egemen
snf fraksiyonunun siyasal etkinlii, mutlaka onun ekonomik gcnn bir yansmas olmayabilir. te yandan,
egemen snflar blokunu oluturan eitli fraksiyonlarn arlklar farkl dnemlerde deiik olabilir. leriki
sayfalarda grlecei gibi, ekonomik kriz koullarnda toprak aalarnn arl artarken, kinci Sava'tan
sonra ticaret burjuvazisi n plana kmtr.
"Brokrasi", 1923'ten kinci Sava sonrasna kadar, arl deiik dnemlerde farkl olsa da, iktidar
blokunun nemli bir fraksiyonunu oluturmutu. Brokrasinin ittifak iinde olduka uzun bir sre yer
almasnda "d konjonktrn ve egemen smflarn dier kesimlerinin zayf oluunun rol byktr. "Olumsuz"
uluslararas konjonktr ticaret kesiminin emperyalizmle "eklemlenme" srecini hem yavalatm, hem de
geciktirmiti. Bu durum bir sre ittifakn "ie dnk" nitelik kazanmasna neden olmutur.
ounlukla "yerel burjuvazi" kavram yerine "milli burjuvazi" kavram kullanlr. Aslnda bu yanltr. Bir
burjuvazinin yerellii, onun "milliliinin" gvencesi olamaz. Milli burjuvazi, karlar yabanc (emperyalist)
burjuvazilerle elien bir burjuvazidir. Burjuvazi (daha genel olarak mlk sahibi snflarn bir blm) yabanc
burjuvaziler karsnda kendi snfsal karlarn sonuna kadar koruduu zaman "milli burjuvazi" saylabilir.
Doal olarak bu durum ona zorunlu bir tarihsel misyon da ykler. Trkiye'de byle bir misyonu stlenecek
snf ya da snflar mevcut deildi. Devlet otoritesine dayanarak Rum ve Ermenilerden ve bir ksm
Lvantenden boalan yere aday bir ticaret sermayesi bulunuyordu. Zaten emperyalizm anda "ulusal
burjuvazi"nin oluma ve varlk gsterme dnemi kapanmt. phesiz bylesi bir olaslk (milli, burjuvazinin
olumas) XIX. yzyln ikinci yarsnda henz ortadan kalkmamt. Ne var ki, Osmanl Devleti'nin yaps ve
siyasal iktidarn nitelii, devletin kapitalizmin "ebesi" olma ilevine ve byle bir rol oynamasna imkn
vermemitir. Emperyalizm anda burjuva temel zerinde kalarak, emperyalizmle balar koparmadan,
"bamsz bir sanayileme", "kapitalistleme" srecini balatp srdrmek zaman oktan gemiti.
Bonapartist rejimin ilevi, yeni smrgecilik dneminde yerel burjuvazi ile emperyalizmin ibirlii ortamnn
yaratlmas olacakt...
pazarn oluturulmas, temel baz alt-yap yatrmlarnn gereklemesi, ulam sorunun belirli snrlar
dahilinde "zm" ticaret burjuvazisinin bata gelen talepleri arasndayd. Ayn ekilde, emeki snflarn

bask altnda tutulmas yerli burjuvaziye "palazlanma" olanaklarn yaratt.


144
Kriz ve Sava Yllar
1929 Byk Dnya Ekonomik Krizi'nin ortaya kard olumsuz tablo, devletin ekonomiye daha ok mdahale
etmesini gerektiriyordu. Liberal topyann ne anlama geldii bir defa daha ortaya kmt... Krizin ortaya
kard yeni durum, "suyun bandakiler"e yeni grevler yklyordu. Youn devlet mdahalesiyle iki ey
amalanmaktayd: Birincisi, krizin ekonomide yaratt "kopukluu" gidermek; ikinci olarak da, Milli Mcadele
yllarndan beri oluan hkim snf ittifakm koruyup srdrmek. Elbette Bonapartist rejimin her uygulamas,
son tahlilde, salak snflarn tmnn karlarn gzeten nlemleri ieriyordu. Kriz, Bonapart'n daha alaktan
umasn ve daha ok kanat rpmasn gerektiriyordu...
Resmi ideoloji retip yaymay meslek edinenler, 1930'lu yllarda devletin ekonomiye mdahalesinin
younlamasnda pekok "kerametler" gryorlar. Devlet mdahalesinin artmasn Kemalizm'in byk bir
"buluu" sayyorlar. Devletilik, Kemalizm'in "devrimci ilkelerinden biri" saylyor! Elbette burada, Yalova'da
elenmek iin yaplan sayfiye evini bile "Yalova Sefas nklab" diyecek kadar ileri gidenleri kasdetmiyoruz.
Szn ettiimiz, "rafine ve bilimsel" olanlardr. Kiiyi yceltmeyi marifet sayanlarn, Osmanl'daki "ilmiyye"
snfnn bir karikatr olmalar kanlmazdr. Kriz ortamnda devlet mdahaleciliinin artmas, hemen tm
lkeler iin geerli bir durumdu. "Devletilik", Kem-alizmin bir orijinallii deildi.
Niyazi Berkes; "Bu yzden Kemalizm'in nc ynnn (devletilik, F. B.) ele alnnda belli bir ekonomik
doktrin, ona dayanan belli bir siyasal ideoloji rol oynamamtr. O zamanlar Kemalizm'i bir ideoloji olarak
grme abalan yoktu. Genel olarak ideolojilere kar bir rkeklik ya da ilgisizlik vard. Baz ideolojik eilimler
baar kazanamad. Kemalizm'in bilinen ideolojilerden farkl, ayr bir ideoloji ya da onlardan birine benzer bir
ideoloji olduu fikirleri sonradan dodu. rnein Serbest Frka onu liberalizm olarak tantmaa kalkt.
kne yakn yllarda Halk Partisi iin de onu faizme benzetmeye alanlar oldu. Bugn de onu sosyalizme
benzetenler ya da sosyalizm olduunu, snfsz bir toplum dzem gerekletirmek istediini syleyenler
oluyor.
Gerek udur ki, Kemalizm bir ideoloji deil, tarihsel bir olay ve o olay zerinde bir grtr. ki yzyldan
beri balayan modernleme akmnn doru yolunu bulmas, ona ynelmesidir"(12) diyor.
Mollier'in eserindeki Moniseur Jourdain'in, konutuunun nesir olduunu bilmemesi sylediklerinin niteliini
deitirmedii gibi, Kemalizm'e orijinallik yaktrmalar da gerei deitiremezdi. Zaten Kemalizmin bir
ideoloji olmadm sylemek, "tarihsel bir olay zerinde bir gr" olmakla eliiyor. "deolojiler, ekonomik
temel ilikileri gzden saklamaya altklar zaman bile yine o ilikileri dile getirirler." N. Berkes Kemalizmin
bir ideoloji olmadm sylerken, tarihsel ilevi kapitalizmi gelitirmek olan Cumhuriyet brokrasisinin
ideolojisini yanstyor.
145
Aslnda "devletilik" denilen politikalar, sermaye birikimini (burjuvazi yetitirme sreci) salamaya ynelik
stratejinin dnya ekonomik krizi koullarnda ald biimdi. Mustafa Kemal de devletilii, "kiilerin zel
teebbslerini esas saymak, fakat byk bir milletin ve geni memleketin btn ihtiyalarn ve birok
eylerin yaplmad lke ekonomisini devletin eline almak olarak anlyor."(13)
Dnya Ekonomik Krizi'nin balang yl olan 1929'da Trkiye ekonomisi tipik bir ihracat ekonomisi
grnmn koruyordu. hracat ekonomileri, olumlu ya da olumsuz uluslararas konjonktrden dorudan
etkilenirler. Ekonomideki sarsnt, hem mlk sahibi snflarla emekiler, hem de mlk sahibi snflar aras
dengeleri dorudan etkiler. hracatta nemli bir azalma sadece ihracatlarn deil, toprak zenginlerinin
gelirlerini de azaltr. sizlii artrr. thalat, dolaysyla (ithalat vergilerini de azaltarak) bte gelirlerini
de azaltr... Btn bunlarn sonucunda, kurulu dengeler sarslr, sosyal patlamalara uygun bir ortam da
oluabilir vb... Elbette dardaki krizin etkisinin younluu, sz konusu ekonominin emperyalist dnya
sistemiyle entegrasyon dzeyiyle de yakndan ilgilidir. te yandan, "gelimi" bir ihracat ekonomisi sz
konusu ise, bu durum krizden k iin elverili koullarn varl anlamna da gelir. Byk ihracat gelirleri
salayan bir azgelimi lke, gelimi bir alt-yap oluturabilmi ve snrl da olsa bir i pazara sahipse,
mevcut potansiyeli "ithal ikameci" bir sanayileme ynnde seferber ederek, krizin olumsuz etkisini
dnleyebilir. Baz Latin Amerika lkeleri (Brezilya, Arjantin, ili vb.) bu duruma rnektir.
Emperyalist lkelerle geri kalm lkeler arasndaki smr, bamllk ve artlandrma ilikileri

zayfladnda, geri kalm lkelerde "bamsz" gelime eilimleri kuvvetleniyor. Ne ki, retim ilikileri, gelir
dalm, tketim kalb vs. ayn kald iin, emperyalizmin krizi atlatmasyla ilikiler yeniden kuruluyor ve
"grece bamsz" gelime sreci de bylece son buluyor. Trkiye'de 1930Tu yllarda ilk sanayi planyla,
devlet nclnde ithal ikameci bir sanayilemenin balatlmas bu btnlk iinde anlalmaldr.(14)
Trkiye, ihracat ekonomileri arasnda "orta yerde" bir konumda bulunuyordu. Yine de devletin youn
mdahalesi olmadan ekonomide ortaya kan kopukluu gidermek ve hkim snflar blokundaki srtmeleri
dengelemek mmkn olmazd.
Tarm rnleri ve madenler dnda, baka bir ihracat kalemi olmayan Trkiye'yi dnya krizi nemli lde
sarsmt. 1929 ylna gelindiinde, d ticaret a daha da artmt. hracattaki ani d, ithalatda da ani
bir de neden oldu. Trkiye'nin ihracat 1928'de 173 milyon dolardan, 1931'de 127 milyon dolara geriledi.
Srasyla; ayn yllarda ithalatta 223 milyon dolardan, 126 milyon dolara dt. Tarmsal rnler ihracat
deerinde yaklak yar yarya d sz konusuydu. thalattan alnan vergi 1928'de 77.9 milyon TL.'den,
1931'de 54.1 milyon TL.'ye geriledi. 1930 ve 1931 yllarndan balayarak demeler dengesinde grlen
fazlalk, dorudan ithalatn kslmasyla ilgiliy-di.Trkiye, miktar olarak ihracatn artrd halde, ihracat
gelirlerindeki d
146

dnya fiyatlarndaki ar gerilemenin sonucuydu. 1928'de 626.682 tonluk ihracatla 750.482 tonluk ithalat yapld
halde, 1931 ylnda 883.221 tonluk ihracat karlnda sadece 496.609 tonluk ithalat yaplabilmitir.
Zaten derin bir yoksulluk iinde yaayan kitlelerin yaam koullan, krizin etkisiyle daha da ktleti. "Dnya ekonomik
bunalm baladnda Trkiye gerekten bir kmazda gibiydi. Kalknmak deil, gnlk geimini salayacak duruma
gelmemiti. Yaplp bitirilen 'Atatrk Devrimleri' geni halk ynlarnn geim dzeyinde en kk bir dzelme ve
ykselme salamamt."(15)
Trkiye gibi azgelimi bir lkede bunalmdan kmak iin trl "zm" sz konusu olabilirdi:
-Ticaret burjuvazisinin ithal ikmesi salayacak sanayi mallan (daha ok tketim amal) retimine ynelmesi;
-Yabanc sermayenin a kapatmas;
-Devletin dorudan mdahale ederek ekonomideki olumsuz gidii tersine evirmesi.
Sonuncu seenein geerli olduu durumda, Bonapartist rejim, sadece politik deil, ekonomik planda da mlk sahibi
snflarn nne gemi olur. Elbette bu "ne gei", bir ilke sorunu deil, konjnktrel nitelik tayan bir "yer
deitirme" ya da zorunluluktur! Trkiye'de ticaret burjuvazisinin gszl, altyaplar ve "dsal ekonomiler"
asndan elverili olmayan durum, ticaret burjuvazisini byle bir misyonu omuzlamasna imkn vermiyordu. Ticaret
burjuvazisi, sermayesini sanayiye kaydrarak bir ithal ikmesi salayacak gce sahip deildi. Emperyalist lkelerin
irketleriyle ortaklklar kurmak ya da onlarn lkedeki "pazarlaycs" olmak, speklasyon ve karaborsaya ynelmek hem
krl, hem de risk unsurunu pek iermiyen faaliyetlerdi. Ticaret sermayesi iin kolay kazan kaplan sonuna kadar
akt... ktidar partisinin nde gelen adamlanndan Recep Peker bile sermayenin bu "asalak" niteliinden rahatszd:
"Ezici ve gayr'i meru, istismarc sermaye'nin dmanyz. Muharebeler devrini (stikll Harbini) takip eden senelerde
birok mteebbisler az zamanda milyoner olmak ihtirasyla hareket etmilerdir. Bu gayritabii teebbslerin birou
yklm olmakla beraber, normal ticaretin meru ve drst kr ile yetinme drstl avdet etmemitir. "(16)
kinci olasln gereklemesi, yani yabanc sermaye girii de beklenemezdi. Zaten lkeye yabanc sermaye ekmeye
ynelik giriimler sonu vermemiti. Sermayenin en youn bunalm yaad bir ortamda bu, zaten zayf bir olaslk
olmaktan teye geemezdi. Yabanc sermaye girii olmakla birlikte, bu, beklenenin ok altndayd. "Trkiye
Cumhuriyeti'nin 10. Yl" adl brornde; "lkemizde yabanc irketlerin faaliyeti ve kapital yatrm devaml bir ekilde
artyor, bunun sebebi yabanc sermaye yatrmlarna cumhuriyet rejimi tarafndan elverili artlarn yaratlmasdr"(17)
deniyor. Yabanc sermayenin ithal ikmesi-

147
ni salamak amacyla azgelimi lkelerde yatrmlara ynelmesi iin 1950'li, 1960'l yllar beklemek
gerekecekti....
Bu dnemde, yabanc irketlerden zarar edenleri, yksek fiyatlar denerek "milliletirildi." Bylece
yabanclar, kriz koullarnda iflastan kurtulmann yolunu bulmulard.(18) Milliletirmelerle ilgili olarak Y.
Kk unlar yazyor: "Cumhuriyet rejimi, 1923-1933 yllar arasnda uzun yllar alm olmaktan dolay
nemli lde eskimi ve ciddi tamir ve yenileme isteyen 1667 kilometrelik demiryolunu kamulatrd.
Kilometre bana, kamulatrma karl olarak, 95 bin Trk Liras dendi. Ayn Cumhuriyet rejimi 1923-1939
yllan arasnda yeni olarak ina ettii demiryolunun kilometresini 115 bin Trk Liras'na mal etti. Bu
rakamlarn karlatrlmasndan, kamulatrma bedeli olarak ok yksek bir deme yapld sonucunu

karmak mmkn oluyor."(19)


te yandan kamulatrlan irketler, tekel nitelii tayan ve elektrik, su, hava gaz, tnel vb. gibi hizmet
reten kurululard. Milliletirilen 22 irketten 20'si kamuya ynelik hizmet reten irketlerdi. Bylece, bir
taraftan zarar eden irketler iflastan kurtarlrken, milliletirmeyle devlete gelir salama yolu da alarak
bir eit "devlet kapitalizmi" yntemleri devreye sokulmu oluyordu. Tekel nitelii tayan irketler devlet
denetimine gemiti. "Btn bu operasyonlar devlet bankalar zerinden yaplmt. Daha sonralar Trkiye
burjuvazisi, ok daha geni apta devlet gelirinden istifade etmeye balayarak, zellikle devletkapitalistleme operasyonlarna nem veriyordu, bu ekil ise devlet kapitalizminin ekillerinden biridir. Bu
maksatla iki banka kurulmutur: biri Smerbank, dieri Eubank. Bunlarn grevi Trkiye'de etatist
teebbslerin finansman idi."(20)
Rejimin Bonapartist karakteri, burjuvazinin gszl, ekonomik zorluklar (ar devlet borlan, alt-yap
yatrmlarn gerekletirme zorunluluu, milliletirilen yabanc irketlerin sadece devlet tarafndan satn
alnmas gibi) nedeniyle, devletin artan lde mdahalesi zorunluluk olarak kendini dayatyordu. Devlet,
ithalat ikme edecek sanayi alt-dallann kurarak, alt-yap yatrmlarna ynelerek vb. krizi atlatmada nemli
bir ilevi yerine getirdi. Bonapartist rejim bir yandan ticaret ve sanayi "burjuvazisinin" karlarn
gerekletirirken, toprak aalarm da ihmal etmemek zorundayd. Egemen snflar blokunun en gl orta
olan toprak aalarnn karlarn dikkate almamak, rejimin tehlikeye girmesi, oluan snf ittifaknn dalmas
anlamna gelirdi. "Hkmet, tarmda devlet giriimlerini rgtleyerek, gelimekte olan kapitalist ilikiler ile
varlm srdrmekte olan feodal kalntlar arasndaki elikinin keskinliini gidermeye alyordu. "(21)
Bu dnemde i ticaret hadleri tarm rnleri aleyhine bozularak, ie dnk sanayileme iin elverili bir
ortam yaratld. Budayn fiyatnn dk tutulmas, ekmek fiyatnn da dk olmasn salyordu. 1930'lu
yllarda i ticaret hadleri yaklak % 40 orannda tarmn aleyhine dnd. Bonapartist rejim altnda sermaye
birikimi, tarmdan sanayiye kaynak transferi yoluyla gerekleiyordu. Fakat i tketime dnk tekstil
sanayiinin hammaddesi olan pamuun fiyat
148

1933'ten sonra ykseldi. Tarm rnlerini saptamada bir ayrm yaplarak, baz kapitalist tarm iletmelerini
dierlerinden daha fazla destekleme yoluna gidildi. Celal Bayar bu konuda unlar yazyor:
"Yerli iptidai maddeler... Sanayi hareketlerinin tesiriyle kymetlenebilir. Sanayi hareketlerimiz sayesindedir ki, mhim
bir ksm mahsullerimizin fiyat buhran dolaysyla ok dm olan ars ulusal fiyatlarn fevkine... kabilmitir...
Sanayimizi kurmadan evvel... hariten... mallarmz dikte edilen fiyatlarla satmakta idik. Fakat bir ksm iin sanayii
memlekette kurduktan sonra, hari alclarna kar fiyat nokta-i nazarndan bir rol oynamaya baladk. Pamuun da
byledir. Ynn de byledir... Demek oluyor ki, iptidai maddesi memlekette bol olarak yetien herhangi bir sanayi
kurulduu zaman ondan mstefit oluyor. "(22)
Sanayi hammaddesi olan rnlerin desteklenmesi dnda, bu dnemde devlet, pazar iin retim yapan byk toprak
sahiplerini de desteklemenin eitli yntemlerini gelitirmitir. Traktr ithal eden byk, toprak sahiplerine hazine
yardm yaplmas (1930 ylnda denen tazminat 2 milyon yedi yz bin lirayd), 1932'de karlan Buday Koruma Kanunu,
1938'de oluturulan Toprak Mahsulleri Ofisi, 1932'de karlan Buday Koruma Kanunu'nda hkmete saptanan
fiyattan buday satn almakta Ziraat Bankas'nn grevlendirilmesi ve bankann ylda 1 milyon lira zarar edebilecei ve
bu zararn hazineden karlanmasna ilikin hkm byk toprak sahiplerini desteklemeye ynelik nlemlerdir. 1933
ylndan balayarak silo ve ambarlarn yaplmaya balanmas, 2466 sayl Buday Koruma Karl Kanunu, buday
satabilen byk iftiler lehine gelitirilmi dzenlemelerdir.
Bu dnemde, bir yandan ticaret ve sanayi burjuvazisinin durumunu dzeltici daha tutarl ilere giriilirken, bir yandan da
iktidar blokunun nemli bir orta olan byk toprak sahipleri desteklenmitir. Fakat btn bunlarn yaplabilmesi,
emeki snflarn ar smrlmesiyle "mmkn" olmutur. Bu dnemde emeki kitlelerin yknn daha da arlamas,
Kemalist ideologlar tarafndan "halklk" olarak gsteriliyor. Halk kitlelerinin ve ii snfnn smrlme katsays
ykseldike, Bonapartist diktatrln "halk" yan da gleniyor! Y. Kk, Buday Koruma Karl Kanunu ile ilgili
olarak unlar yazyor:
"Adndan da anlalaca gibi bu kanun buday korumann karln salamak amacyla karlyor. Mant, gerekesinde
yazld biimiyle, gayet basit Gerekede Trkiye'de ylda 3 milyon insann frndan ekmek alarak beslendii kabul
ediliyor. Bunlarn kii bana ylda 150 kilo ekmek yedikleri varsaylyor. Ekmek bana bir kuruluk bir vergi ile ylda 4-5
milyon lira toplanaca dnlyor. karlan Kanuna gre, un ve undan yaplm mamuller buday koruma karl kanunu
kapsam iine alnyor. Buday, deirmene getirilip tld zaman kanun iliyor. Bir ahs kendi ihtiyac iin bile
deirmende buday tt takdirde vergi vermek zorunda. Verginin btn yk, tketiciye ait. Ekmek yiyen bir avu

mlk sahibi bir kenara atlacak olursa, buday koruma karl vergisinin ykmlleri, ii ve emekiler oluyor. Bylece,
ok dorudan bir biimde,

149
byk itfiyi korumann yk, ii ve emekilerin omuzlarna bindiriliyor. Daha. sonraki yllarda, ayn
uygulama vergiler ya da enflasyon yolu ile srdrlyor."(
1930'lu yllarda ii snf zerindeki bask artyor. Basknn artmas smrnn artmas sonucunu douruyor.
Yoksul ve az toprakl kylnn durumu ise, iinin durumundan daha iyi deildi. Kylnn sadece rn deil,
topra da para etmemeye balyor. rn elinden ucuza karan kk kyl, topram da ticari sermayeye
kaptrarak mlkszleme srecine giriyor. Vergiler ykselirken, sanayi kl tketim mallar fiyatnn
ykseklii emeki snfn yaam koullarn iyice arlatryor. Dnyada lm kalm sava veren sermaye,
Trkiye'de Bonapartist diktatrlk altnda nemli bir gelime gsterebiliyor. 1933'den 1939'a varan alt
ylda, ekonomide byme hz ortalama % 9'un stnde bir seviyede gerekleiyor. Sanayilemede de nemli
bir gelime gzleniyor. Sanayinin GSHM iindeki pay 1923-1928'i kapsayan be yllk srede % 11 dolaynda
iken, bu oran 1933-1939 yllar arasnda % 15'e ykseliyor. Sanayinin byme hz da 1933-39 dneminde
1924-1929 dneminde ortalama % 1.7 daha yksek bir dzeyde gerekleebiliyor. Bu dnemde ie dnk
sanayilemenin ivme kazanmas ve izlenen ithalat politikas sonucu d ticaret a ortadan kalkyor; stelik
bir fazlalk bile ortaya kyor. Ayn ekilde, ithalatn GSMH iindeki pay da, 1923-28 dneminde, ortalama
% 15'den 1933-39 arasnda % 6.5'a dyor. Yukardaki rakamlar emperyalizmle olan bamllk ve smr
ilikilerinin zayflad dnemlerde, yar-smrge lkelerde, "bamsz" bir gelimenin ivme kazandna ilikin
grleri de dorulayc niteliktedir.
thalatn GSMH iindeki pay derken, ilgin bir gelime ticaret yaplan lkelerle ilgili olarak ortaya kt.
Trkiye'nin, Fransa ve ngiltereyle olan ticareti derken, Almanyayla olan ticaret ykseliyor. 1930'da
Trkiye ihracatnn % 12'si Fransa'ya yaplyordu. Bu oran 1936'da % 3.1'e dt. Fransa'dan yaplan ithalat
1930'da % 10.1,1936'da % 2.5'tir. ngiltereyle yaplan ticarette de benzer bir gerileme oldu. 1930'da
Trkiye'nin ihracatnn % 88'i ngiltere'ye yaplyordu bu oran 1936'da % 5'e dt. ngiltere'den yaplan
ithalat ise 1930'da 12'den, 1936'da % 6.3' e dt. Faist Almanya'nn paynda ise byk art gzleniyor.
1931'de Trkiye'nin ihracatnn % 10.6's Almanya'ya yaplrken, bu oran 1936'da % 51'e ykseldi.
Almanya'nn ithalattaki pay da, 1931 'de%21'den, 1936'da 45.9'a ykseldi.
Devletin temel yatrmlar yannda baz sanayi dallarna da el atmasnn, ksa dnemde zel sermayenin bir
kesiminin aleyhine sonular dourduu ileri srlebilir. Devletin sanayiye dorudan yatrm yapmas, baz
kesimlerin kolay kazan olanaklarn kstlanm olsa da, sermaye iin yaratlan koullar bir btn olarak ok
daha nemliydi. Bonapartist rejim, sistemi daha salam temellere oturmay amalad srece yaplan her ey
son tahlilde sermayenin tarihsel karlarn gerekletirmeye ynelecekti. Bu durum Birinci Sanayi Plan'nda
da aka ifadesini buluyor:
150

"Bu programa hususi teebbs erbab tarafndan tesisine imkn grlmeyen sanayi ubeleri ithal edilerek devlet veya
milli messeselerin teebbs olarak kurulmalar dnlmtr. Ancak bu ana sanayi, hususi teebbs ve sermaye
erbabna da ok geni ve faideli 'industrie' imknlar bahedecektir. Devlet teebbs ile kurulacak ana demir sanayii
hususi mteebbislerin yeniden tesis edecekleri makine, tel, ivi,dkm boru, civata, vida (vesaire) fabrikalarna ve
sanayie ucuz ve kolay tedarik edilir yar mamul emtia verecektir. Yeni bez dokuma sanayimiz, mevcut milli
fabrikalarmzn inkiaflarna bir pay brakt gibi pamuk, ip ve halat, kadife, pel, kordele, erit, pasmanteri eyas ve
pamuk rme sanayiine de yeni faaliyet imknlar bahedecektir."(24)
Ksaca, kapitalizmin yapsal bunalmna 1929 ar retim bunalmnn eklenmesiyle, Trkiye ekonomisinin sarslmas,
Bonapartist rejime geni bir manevra olana salad. Sovyetler Birlii'nden salanan mali ve teknik yardm da, bu
dnemde Kemalist ynetime hatr saylr bir destektir. ktidar blokunu oluturan kesimlerin durumlarnn sarslmas
halinde rejixnin de sarslmas tehlikesi, devlet mdahalesi daha da artrlarak nlendi. Devletilik olarak adlandrlan,
bizim bunalm dneminin Bonapartizmi dediimiz bu uygulama, hibir zaman bir ilkeden kaynaklanmamtr. Olaylarn
zorlanmasyla ortaya km ve bu zorlama ortadan kalknca da terk edilmitir. Zaten Bonapartist diktatrln bir
arac durumundaki CHP'nin hibir zaman tutarl ilkeleri olmamtr. Duruma gre deien uygulamalar, sonradan
"ilkeletirilmek" gibi zorlamalara giriilmitir. 1937'de devletiliin anayasaya girmesi de hibir anlam tamaz. l bir
metin olan anayasa CHP tzne gre biimleniyordu. Oysa CHP, hibir zaman bir ilke partisi olmamt. Bu partide
ilkeler, esen rzgra gre deiirdi. te ve dta koullarn deitii bir ortamda, 1950 seim beyannamesinde, partinin

yalnz devletilii deil, alt-okun tmn birden anayasadan karmaya hazr olduunu bildirmekte duraksamayacak.
"Tek parti devrinin icab saylarak anayasa sokulmu olan 6 umdeyi oradan karacaz." CHP, ite bylesine mak-yavelist
bir partidir. ktidarda kalmak ya da ortaya kmak iin feda etmiyecei umde, ilke, kavram, anlam yoktur.(25)
Aslnda "devletilik" uygulamas, bir baka adan daha zerinde durmay gerektiriyor. Trkiye'de sol, genellikle kamuzel ayrmyla sosyalis-kapitalist ayrm arasnda bir zdelik grme eilimindedir. Bir ey kamunun eline geince, devlet
mlk olunca, "kapitalizmden koparlm" saylmaktadr. phesiz byle bir yaklam sosyalizmin en temel sorunlarm
kavramaya vakit bulamayanlara zgdr. stelik bu yaklam, Stalinizmin "kapitalist olmayan yol", "aamal devrim" veya
in'in bir zamanlar pek revata olan " Dnya" teorileriyle kendisine "Marksist" bir maske bulabilmekteydi.
Devletin snf karakterinde herhangi bir deiiklik olmadan, yaplan kamulatrmalar, yalnzca smr dzeninin
dnemsel tkanklklarnn almasna yarar. Kapitalist bir toplumda, burjuva devletinin "kamu sektr" ile "zel sektr"
arasndaki ayrm, burjuvazimin bir i ayrmdr. Kamu sektr ile zel sektr ayr snfsal kategoriler olarak
gstermeye almak, sorunlar arptma dnda bir anlam tamaz.

151
1970'li yllarn ikinci yarsnda uluslararas planda hammadde fiyatlarndaki dler nedeniyle kr oranlar
azalan byk emperyalist irketler, bu alandaki sermayelerini daha krl alanlara kaydrmak amacyla,
madenlerin devletletirilmesi iin evre hkmetlerine bask bile yapyorlard. Bylece, emperyalizm
asndan bir tala birden fazla ku vurulmu oluyordu. Bir kere, madenleri dev-letletiren hkmetler "antiemperyalist hkmetler" oluyorlar. (phesiz burada Stanilistlerin abalarnn hakkn da vermek gerekir!)
Bylece kitleler zerinde bir yanlsama yaratmay baaryorlar. te yandan, devlet-letirme, karlnda
denecek miktarlar emperpyalist irketler tarafndan tespit ediliyor. Ve "milliletirme"den elde edilen fonlar
daha krl sektrlere kaydrlyor. Trkiye'deki bunalm dnemin Bonapartizmini de bu btnlk iinde
deerlendirmek gerekiyor.
"Devletilik" uygulamasyla devletin sanayi yatrmlarna girimesi, hkim snflar iinde nemli bir yere sahip
olan brokrasinin arln daha da artrmtr. Bylece Bonapartist rejim, devletilie geite kolaylatrc
bir etken olduu gibi, bu uygulamaya geiin kendisi de Mustafa Kemal Bonapartizmi iin bir hayat as
olmutur. Serbest Frka ile kendini gsteren genel honutsuzluk ortamnda, rejimin kendisine salam bir
dayanak salanmasna ve daha uzun mrl olmasna imkn vermitir. Yine Mustafa Kemal'in lmnn
ardndan, yani "Bonapart"n ortadan ekilmesinden sonra, Bonapartist rejimin "Milli ef karikatr ile devam
etmesi de, bu olguya bal olarak aklanmaldr. Gerekten de, inn gibi her zaman ikinci planda kalm bir
ahsiyetin birdenbire Mustafa Kemal'in yerini almas (hatta paralara onun yerine kendi resmini bastracak
kadar), ancak brokrasinin bu denli zerklemi ve hkim snflar bloku iinde arln artrm
olmasndandr. Bu, ayn zamanda, devlet aygtnn ekonominin ileyii iin vazgeilmez bir ge olduunu da
gsterir. phesiz, "Milli efin geliinin ardndan, bir dnya savann patlak vermesi ve ortaya kan
"olaanst" koullar "efin durumunu korumasn kolaylatran bir etkendi.
Bylece Mustafa Kemal ile balayp "Milli efle devam eden Bonapartist dnem, zel sektrn gelimesine
bir ivme kazandrmak amacna yneliktir. Nitekim emperyalizmin yapsal bunalm ve ona eklenen an retim
bunalm ve emperyalistleraras savan yaand bir ortamda, "yerli" bir ticaret ve sanayi burjuvazisi
yaratma giriimleri olduka baarl olmutur.
Devletilik dnemine geile birlikte, hazrlanan Birinci Be Yllk Sanayileme Plan, esas olarak daralan
ithalat olanaktan nedeniyle ithal ikmesine ynelik bir ama tamaktayd. Bu plana gre, dokuma, maden
selloz, seramik ve kimya sanayilerinde, byk bir ksm i finansmana dayal yatrmlar ngrlmekteydi.
(SSCB'den salanan 10.5 milyon TL.'lk kredinin dnda, tm bteden karlanacakt.)
O dnemin rakamlarna gre, gerekleen yatrmlarn olduka yksek dzeyde olduunu daha nce de
sylemitik. 1933-1940 dneminde yllk sanayi yatrmlar, 19 milyonu kamu, 8 milyona zel sektr tarafndan
olmak
152
zere, ylda ortalama 27 milyon TL. dzeyinde gereklemitir. Birinci Sanayi Plan'ndan sonra hazrlanan 2.
Be Yllk Sanayi Plan (1936), ilk plann aksine, yatrm ve ara mallar sanayiine ve alt yap yatrmlarna
ynelik bir pland. te yandan, plan, uluslararas politik durumu, gvenlik ve kendi kendine yeterlilik gereini
dikkate alan bir anlay yanstyordu.
Fakat bu planda ngrlen madencilik, kmr, elektrifikasyon, yakt, seramik, gda, kimya, makine ve deniz
ulam alanlarnda 112 milyon TL.'lk yatrmlarn byk bir ksm savan balamas ve askeri gvenlik

sorunlannn n plana kmasyla gerekleemedi. Yine de sanayi retiminde ylda ortalama % 5'lik bir art
olmas, bir nceki dneme oranla dk de olsa, kayda deer bir gelime saylmaldr.
Szn ettiimiz dnemde banka ve sanayi sermayesinde bir younlama da grlyor. Bankas ve Ziraat
Bankas'nn denetledii sermaye rezervleri, toplamn % 72'sini oluturuyordu. Sanayi sermayesinde de
younlama sz konusu: 1932'den 1941 ylma kadar, 1937 tarihli kanuna gre kurulmu iletme say- snda
te birlik bir azalma olurken, iletmelerdeki motorlarn gc ve retilen mallarn deeri 4 kat artmtr.
1936-1941 yllar arasnda i gn saysnda 2, ilenen hammaddelerin deerinde de 3 katlk bir art
olmutur. 1939 ylnda en byk 113 iletme, iletmelerin retiminin % 73'nden fazlasn salamaktayd.
(Burada sz konusu edilen iletmeler, yllk retim deeri 500 bin TL'den az olmayanlardr.)
Bu dnemde, 1938-1946 arasnda sanayi retimi % 42'lik bir art gsteriyor. 1939'dan 1945'e kadar geen
srede zel sektr iletmelerinin tm iletmelere oran, % 8.8'lik bir art gstererek % 43'e ulamtr.
zel sektrn fabrika retimindeki pay da 1939'da % 46 iken bu oran 1945'te % 57'ye ykselmitir.
1930'lu yllarn bandan, kinci Emperyalistleraras Sava sonrasna kadar sren "devletilik" dnemi,
devletin salad destek sayesinde "Trk" burjuvazisinin zenginlemesi ve "ilkel sermaye birikiminin"
gerekletirilmesini salamtr.
zellikle sava yllan karaborsa, speklasyon, vurgunculuk, zorla altrma, cretlerin drlmesi, i
gnnn 11 saate karlmas, byk toprak sahiplerinin tarm rnlerinin devlete satn alnmas ve bunun
giderek arlaan vergilerle karlanmas, varlk vergisi sayesinde aznlklarn elindeki mlkn ve sermayenin
yerli mlk sahibi snflara aktarlmas burjuvazinin palazlanmasn salamtr. Dnemin zelliini daha ak
olarak belirtmek iin birka rnek vermek yeterlidir.
lgin olan bir olgu, sava yllarnda d politika ile d ticaret arasndaki ilikidir. Sava srasnda "Milli efin
iki emperyalist kamp arasnda bir denge politikas uygulayarak tarafsz kalmas, devletin uygulad politika
sonucu Trk ha153
kim snflarnn iyice palazlanmalarna hizmet etmitir. Trkiye'nin bunalm dneminde iyice gerilemi bulunan
d ticaret ilikilerinin Almanyayla giriilen ilikilerle yeniden canlanmas karsnda, ngiltere ve ABD'nin
Trk ihra mallarm yksek fiyatlardan satn almasna neden olmutur. Bu da yerli mlk sahibi snflarn ar
krlar elde etmelerine yaramtr. Bir bakma Trkiye, "tarafszl" bir koz ya da antaj unsuru olarak
kullanyordu. Bu durum d ticaret dengesinde hatr saylr bir iyileme yaratt. 1939 ylnda ihracat, deer
olarak, ithalattan % 7 daha fazla gerekleti. Bu oran 1945 'te % 74 gibi bir seviyeye ykseldi. Burada
gzden karlmamas gereken olgu, ihracat gelirlerindeki artn retim artna dayanmamasdr. Tersine,
1934-38 yllarndaki kii bana ylda ortalama 414 kilogram tahl derken bu oran 1941-45 yllar iin 342
kg.'a dmtr. Bunun anlam, bir yandan lkede ktlk ve yoksulluk hkm srerken ve arln artrrken,
dier yandan da uygulanan devlet politikas sayesinde byk toprak sahiplerinin ve ticaret burjuvazisinin ar
krlar elde etmesidir.
Fakat bu politika sadece d ticaret alannda uygulanan bir politika da deildir. ticarette de benzer bir
politika izlenmitir. Ortalama gelirlerin dt bir ortamda, yksek fiyatlarla byk toprak sahiplerinin
mallarnn satn almasnda olduu gibi.. Toprak Mahslleri Ofisi kanalyla yaplan bu almlar, mallarn fiyatlarm
ykselterek, giderek yoksullaan kitlelerin ulaamayaca dzeylere karmt. te yandan, daha nce de
deinilen toprak aalarna ynelik sbvansiyonun ii ve emeki kesimlerden alman ek vergilerle karlanmas
da, bu politikann teki yzdr.
Ayn ekilde, sanayici ve tccarlarn, Ticareti Dzenleme ve Vurgunculukla Mcadele Kararnamesi araclyla
ar krlar elde etmesi salanmtr. Bu kararname bir dizi arac kesimin, rnlerin maliyetinin % 10-20 'si
orannda kr edebilmesine olanak veriyordu. Mal tketiciye ulatnda, fiyat % 50 orannda artm oluyordu.
"Devletilik" ve sava yllarnda uygulanan politikalarn sonulan 10 Eyll 1946 tarihi Akam Gazetesinde
arpc bir ekilde sergileniyor. Gazete, sava yllarnda Trkiye'de 2000 milyoner ailenin doduunu
bildiriyordu. Keza istanbul Ticaret ve Sanayi Odas Blteni, sava yllarnda tccarlarn % 300 ila % 1000
orannda kr ettiklerini aklamaktayd. Bylece, 23 yl sonra Mustafa Kemal'in ryas gerek oluyordu. Artk
lkede birok milyonerler, hatta milyarderler yetitirilmiti. Ama bir de madalyonun teki yz vard.
kibin milyonerin yetitii, ortalama kr oranlarnn % 300 ila % 1000 orannda gerekletii yllarda, dolaysz
reticilerin "manzaras" farklyd. Fiyatlarn drt kat art 1938-1946 aralnda, bask, ar alma

ortamnda ii cretleri hemen hemen sabit kalm; keza lor kesiminde mlkszleme ve yoksullama genel bir
eilim halini almt. Yoksui kyller, Hititler'den kalma "retim teknikleri"yle, topraklar ilemeye devam
ediyorlard. Gerekletirilen birok inklaptan da pek haberleri yok gibiydi.... (1946 ylnda kyl nfusun
yaklak yars topraksz ya da ok kk toprak paralarn ekip bier durum154
dayd). Sava gerekesiyle, ambarlar ve silolarda tahl stoklar byrken, ekmein karneyle datld,
insanlarn alktan ld bir ortamda ve Bonapar-tist rejim altnda asalak burjuvazi artk iyice palazlanm,
Bonapartist rejim misyonunu gerekletirmiti...
155
10. BOLUM
SINIFSIZ", "MTYAZSIZ", "HALKI" BR DKTATRLK
"Kavramlarn eksik olduu yerlere szckler tam zamannda yetiir..."
Goethe [Faust]

Milli Mcadele yllarndan balayarak, "halklk" kavramnn, deiik dnemlerde farkl amalar iin ama, her
seferinde bir maniplasyon arac olarak kullanld grlyor. Bu blmde, bata M.Kemal olmak zere,
Kemalistlerin "halklk" kavramn nasl bir "ara" olarak kullanmak istediklerini tartacaz. Bylece
Bonapartist rejimin niteliiyle ilgili olarak yaratlm yanlsamalardan biri olan "halkln" gerekten ne
anlamna geldiini gstermeyi deneyeceiz.
Milli Mcadele'de Mustafa Kemal; halklk kavramm, meclis iindeki ve dndaki muhalefeti, zellikle de
ttihatlarn "radikal" kanadn etkisizletirmek iin kullanyordu. 1930'lu yllarda ise, halklk, kitlelerin
iktidardan kan ve honutsuzluunu dnlemek ve kitleleri denetim altnda tutmak amacyla yeniden
gndeme getirilmitir. Kemalistlerin halklyla ilgili olarak K. Karpat; "Halk iin hkmet teorisi hakikatte
yerini, hkmet iin halk prensibine brakmt"(1) diyor. M. Heper de; "Halklk hkmetin halk tarafndan
deil, halk iin olduu grnn kuramsal evevesini oluturuyordu"(2)diye yazyor.
Mustafa Kemal Nutuk'ta, "Yeil Ordu" evresinde kmelenen "sol muhale-fef i tasfiye etmek amacyla bir
halklk program oluturduunu sylyor: "Gizli dernek zerinde incelemelerde bulundum. Bu dernein
zararl bir biim ve nitelik ald inancna vardm. Hemen kapatlmasn dndm"(3) diyor. Milli Mcadele'de
emeki kitlelerden yana bir eilimin ortaya kmas Mustafa Kemal'e byk bir "tehlike" olarak grnyor.
"Yeil Ordu" ve "Halk Zmresi" muhalefetlerini ortadan kaldrmak iin 13 Eyll 1920'de kendi "halk
programm" aklyor. Mustafa Kemal siyasal yaamnn hibir dneminde "halklk" kavramndan halk
yararna bir ynetim anlamamtr. Ona gre halklk padiahn, Osmanl Sultan'nn siyasal iktidarna son
vermektir. Emeki snflarn Mustafa Kemal"in "ebedi ef" olarak lkenin kaderini elinde tuttuu dnemdeki
siyasal etkinlii, padiahlk dneminden daha fazla deildi... te yandan, XIX. yzyln bandan beri hibir
Osmanl Sultan Mustafa Kemal kadar snrsz yet157
kilere sahip olmamt. Sonradan anayasaya dnecek olan halklk programnn altnc maddesinde,
"Hakimiyet bila kayd art milletindir. Usul idare halkn mukadderatn bizzat ve bilfiil idare etmesi esasna
mstenittir" deniyor. Dikkat edilirse burada sz edilen, iktidarn artk Sultann olmayacadr.
Mustafa Kemal, ayn yln Eyll aynda Ali Fuad Paa'ya; "Mecliste sonradan meydana kan 'Halk Zmresi'
bizim tandmz arkadalardr. Bunlar memlekette bir toplumsal devrimin ksmen olsun gerekli olduuna
inananlardr. Bu giriimin tehlikelerini kavrayamamaktadrlar. Hkmetten ayr bir grup yapmaktan
vazgeirmek istedik, mmkn olmad. Fakat imdi halklk program altnda hkmete bir program kabul
ettik. 'Halk Zmresi' kendiliinden dalm gibidir"(4) diyor. Yukardaki ifade, Mustafa Kemal'in
"halkhk"tan ne anladm ortaya koyuyor. Sol muhalefetin etkisizletirilmesinde ikinci adm, "Resmi
Komnist Partisi"nin kurulmasdr. Mustafa Kemal klii tarafndan kurulan bu parti de zellikle erkez
Ethem'in gcn krmay amalyordu. Fakat sz konusu manevralar erkez Ethem'i tasfiye iin yeterli
olmaynca, baka ma-niplasyonlar devreye sokuluyor. Yunanllarn bir keif harekt yapp ekilii, byk bir
zafer gibi gsteriliyor. Gerekte olmayan ey, byk bir zafer olarak gsteriliyor. Ama, maddi bir g haline
gelen sol hareketi tasfiye etmek. O kadar ileri gidiliyor ki, "keif hareketi" sonucu kazanlan zaferle smet
Bey'in sadece Yunan Ordusu'nu yenilgiye uratmakla kalmad, "milletin makus talihini yendii" efsanesi de
yaylyor.

Bu konuda Y. Kk u ilgin deerlendirmeyi yapyor: "Kuvay Seyyare bylece tarihe kart. Kurtulu
Sava'nn burjuva ihtilalcileri halk ve kyl tohumlar tayan bir gezginci kuvveti dattlar. Bu hareketin
prestijini kolaylkla datamayacaklarn biliyorlard. Bu presjtiji datmak iin erke Etem ve arkadalarnn
Yunanla birlik olduunu sylemek zorunda idiler. Sylediler. Uzun sre inanld. Halbuki hibir dayana yoktu.
Dn de bugn de erkez Etem'in Yunanl'lar ile birlik olduuna dair en kk bir iz bile yok."*5)
"Resmi Komnist Parti"nin genel sekreteri olarak imza atan Hakk Behi tarafndan Ordu Komutanlarna
yollanan yazda; "parti resmen kurulmu olup faaliyetini dzenlediinden ve eskiden kurulmu bulunan Yeil
Ordu rgt dahi partiye dntnden dolay artk Bolevizm, Komnizm fikri ve ilkeleri zerinde hibir
dernek ya da kurulu, fotorafl kimlii ve yetki belgesi olmakszn kim olursa olsun hibir kiinin faaliyette
bulunmasna da izin verilmeyecektir" deniyordu.(6) Osmanl paalar ve beyleri Bizans yntemlerini ne kadar
da iyi zmlemiler!
Hibir halk yan olmayan "halklk program", btnyle taktik amalar iin uydurulmutu. Yoksul halkn
desteini salamak, en azndan balangta Sovyetler Birlii'ne "irin grnmek" asl amat. En geni anlamda
"halklk", halk dndaki bir sekinler grubunun halk adna ve yararna bir eyler yapmak istemesi olarak
tanmlanabilir. Halk kitlelerinin kaderini tayin etmesinin, kendileri tarafndan deil de, onun yerine geen bir
sekinler grubu tarafndan "stle158
nilmesi"dir. Sekinci dnya grnn bir yansmas olan halklk, emeki toplum kesimlerine gvensizliin
de bir ifadesidir. arlk Rusyas'nda XIX. yzyln ikinci yarsnda sol akmlarn bir versiyonu olarak ortaya
kan "poplizm", kendi iinde tutarl bir toplum projesi neriyordu. Poplizmin nde gelen teorisyenleri
(Lavrov, Mikhailovski, Tkatchev, Vorontsov, Nikolais Nikolai-on, Danielson vb.) Marksizme yabanc deillerdi.
Rus poplistleri, tm toplumlarn zorunlu olarak "kapitalist aama"dan geme zorunluu olmad, sosyalizme
"zgn" bir gei srecinin mmkn olabilecei grn savunuyorlard. Poplizmin katklar, Lenin'in bunlar
topiklikle sulamasndan sonra ilgi oda olmaktan kmtr.
zellikle XIX. yzyln son eyreinde Rusya'da hzl bir kapitalistleme, mlkszleme, proleterleme sreci
balamt. Tarm kesiminde derinleen yoksulluk, topraklarn belirli ellerde toplanmas, kk reticilerin
yaam koullarnn ktlemesi, brokrasinin ve kk burjuvazinin ortaya kmas gibi sonular ortaya
kyordu. Bir bakma Rus poplist (narodnichestvo) akm, kapitalist gelimeden zarar gren emeki
kesimlerin zlemlerini dile getiren bir "poplist marksizm"di. Sz konusu akmn temel tezleri; toplumlarn
tarihsel gelime izgisinin farkll, eitlilii, azgelimi tarm toplumlarnn kapitalist gelime aamasn
atlayarak onun yaad olumsuzluklardan saknabilecei, bu amala ekonomik liberalizmin ve kapitalist
sanayilemenin reddi, kyl uygarlndan "obshichina"dan sosyalizme geiin mmkn olabilecei, devlet
mdahelesiyle geleneksel tarmsal (obshichina) sosyal dzenin canlandrlmas, bunun iin, sz konusu yapy
glendirecek bir (kapitalist olmayan) sanayileme stratejisiyle snfsz topluma geilebilecei, vb. gibi
tezlere dayanyordu. Poplist kuramclarn Sovyetler Birlii'nde 1917 sonras gelimeleri belirli oranda
etkilediklerini sylemek mmkndr.
Trkiye'deki "halk akm"n Cumhuriyet ncesi dnemde Rus poplizminden esinlendii kesindir. ttihad ve
Terakki iktidar dnemindeki halklkla, Kemalist ve Cumhuriyet dnemi halkl arasnda bir sreklilik sz
konusu deildi. Ayn ekilde baka yerlerde de, in ve Hindistan vb. gibi, Rus poplizminin yanklan olmutur.
1930 ve 1940'l yllarda Latin Amerika'daki poplizm ayn ad tasa da, Rus poplizminden farkl bir ierik ve
tarihsel misyona sahipti. Byk dnya ekonomik kriziyle sarslan ticari ilikiler evre-merkez ilikilerinde
ortaya kan kopukluk, ie dnk, ithal ikameci bir sanayileme srecinin koullarn yaratmt. Bylece
sanayici kesim;"klasik oligari"nin etkinliinin azald koullarda, kitlelerin tepkisini oligariye kar seferber
ederek, hem muhalefeti denetim altna alma, hem de oligariye kar bir koz olarak kullanma amac tayordu.
Latin Amerika poplizminin parolas, "halk devrim yapmadan biz yapalm" eklinde zetlenebilirdi...
Kemalizmin "halkl" teorik referanslarn Rus poplizmi yerine, A. Com-te ve E. Durkheim'in pozitivist
felsefesinde buluyordu. Sz konusu ideolojiyi Trkiye'ye tayan Ziya Gkalp'n grlerine dayanyordu.
1930'lu yllarda "Kemalist halkln" Ziya Gkalp'ten esinlendii inkr edilmitir. Bu durum
159
kii klt retmenin kural olduu koullarda kanlmazd! Yceltilen kiinin bir teorisyenden etkilenmesi
kabul edilir bir ey deildir... Oysa Mustafa Kemal; "Hissimin babas Namk Kemal, fikrimin babas Ziya

Gkalp"(7) demiti, "te yandan", diyor Taha Parla, "Gkalp'in 1924'teki lm ile Atatrk'n 1938'deki lm
arasnda "Gkalp'in hibir yapt, 1928'de resmi yaz haline gelen Latin alfabesine evrilmemitir. Bu yndeki
ilk giriim, Trkln Esaslar'n, 1939'da rk faist bir milliyeti grup tarafndan gerekletirilmitir.
1944'de de yasaklanmtr."(8)
Kemalist poplizmin (halklk) esinlendii pozitivizm, iki temel gr ieren bir burjuva ideolojisidir. Buna
gre;
Toplumsal yaamda doal bir uyum vardr. Bunun anlam, toplumda gerekleen her eyin doal ve normal
olduudur. Epistemolojik adan da toplum yasalar doa yasalarna benzerler. Baka bir deyile, toplumda da
doada olduu gibi deimez yasalar geerlidir.
Eer toplumsal yaamda doal bir uyum varsa, bunun sonucu olarak toplumsal gelime insan bilincinden ve
bilinli eyleminden bamszdr. nsanlar bilinli eylemleriyle toplumsal sreci etkileyemezler. Toplumu
dntrmeye ynelik abalar bounadr ve sonusuz kalmaya mahkmdur. topik abalar olmann tesine
geemez. stelik doal bir uyum iinde gelien srece mdahale onun dengesini bozar... Eer toplumsal evrim
doal, deimez yasalara uyuyorsa, insanlarn da yapabilecei fazla bir ey yoktur. nsanlara den status
quo'yu kabullenmektedir. Zaten "pozitif" kavram da "negatifin kart olarak kullanlyor. Var olann
korunmas pozitif, onu dntrmeye ynelik abalar da negatiftir...
Emile Durkheim, Sosyolojik Metodun Kurallar'nda, kendi yntemleriyle ilgili olarak unlar yazar: "Bizim
metodumuzun devrimcilikle bir ilgisi yoktur. Daha da tede ve bir anlamda temelli tutucudur. nk o, sosyal
olaylar doa ile bir tutar, zde sayar. Bu olgular ise ne kadar eilir bklr ve yumuak olurlarsa olsun,
bilinle, istekle deitirilemezler. "(9)Bat burjuvazisinin ideolojik dayanan oluturan bu gerici sosyoloji,
"bu sahte bilim" diyor Cemil Meri, "tek ie yaram: Nesillerin uyanmasn nlemek. "(10) Comte ve
Durkheim'in okul kitaplarnda byk yer tutmas bouna deildir....
"nklap" bir rejimin pozitivist bir dnya grne dayanyor olmas "sevimsiz bir manzara" oluturduu
bilindiinden, "Kemalist halkln" Ziya G-kalp'le ve onun araclyla pozitivizmle olan seere zinciri inkr
edilmitir. Halklkla ilgili bir tartmada Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak; "Gkalp'in halklktan anlad ey milli
hkimiyetin halkn elinde olmasdr. Bu dnce serbest seimlerle bir siyasi gcn olumas ve devletin bir
dereceye kadar ekonomiye yn vermesinden kaynaklanmaktadr. Oysa Atatrk'n dncesi, ok daha geni
bir zemine ve baka bir esasa oturmutur. Atatrk'n halkl memleketin vitrin zenginliini kaldrarak
byk kitleleri maddi ve manevi bakmdan n plana karmak eklinde zetlenebilir"(11) diyor. Ayn tartmada
Ord. Prof. Ziya
160
Enver Karal da kendini benzer bir titizlik gstermek zorunda hissediyor: "G-kalp, baka kitaplardan, baka
fikirlerden derledii bir halklkla karmza gelmiti. Oysa Atatrk iinden kt toplumun duygularndan,
eilimlerinden, ihtiyalarndan ald kuvvetle halkl ekillendirmitir."(12)
A. Comte da, Pozitif Felsefe Dersleri'nde grlerini yle zetliyor: "(Pozitivizm) doas gerei boyun eme
gdsn gelitirerek kamu dzenini glendirmeye yneliktir. Gerek bir boyun eme, kar gelinmez
ktlklere srekli katlanma ise, bir dnleme olmadan salanamaz. Bu, ancak sz konusu ktlklerin doal
yasalarn gerei olduu kafalara yerletirilerek salanabilir. Hangi konuda olursa olsun, nne geilmez politik
ktlkler karsnda(!) byle bir ilevi olsa olsa pozitivist felsefe yklenebilir."(13)
Dukheim'in sosyolojik kuramnda toplumsal olaylar doa modelleriyle "zdeletirme" sz konusudur.
Durkheim toplumdaki ilevleri canl bir organizmada, rnein hayvandaki organlarn ilevleri gibi, gerekli ve
zorunlu sayar. Ona gre toplum, hayvanda olduu gibi "hepsinin zel rolleri olan eitli organlar sistemidir."
Baz organlar zel konuma sahiptir. Bu onlara ayrcalkl olma hak-km verir. Durkheim, bunun doal, zorunla
ve ilevsel olduunu ileri sryor. Ona gre; "Bu durum herhangi dsal bir nedenden deil, tamamiyle sz
konusu organn oynad rolden ileri gelir." Buradan giderek, Durkheim sosyal-Darwinci bir gre varyor.
"Bir canlda, herhangi bir hayvanda her organ ancak kendi gc ve onuruna yarar besin talebinde
bulunabilir." Ayn ey toplum iin de geerlidir. Buradaki anlam aktr: Toplumda ayrcalkl durumda olanlar,
bu konumlar ve ilevlerinin sonucu olarak ayrcalkl olmalar gerekenlerdir. Canldaki organsal ilev, nasl
canl organizma btnlnde zorunluysa, ayn ey toplum iin de geerlidir. Toplumsal ayrcalklar ve
eitsizlikler yapay bir durum olmad gibi, yapay yntemlerle de deitirilemez. Toplumun farkl sosyal
snflar arasnda bir uyum vardr...

Ziya Gkalp, 1918'deki bir yazda, solidarist (dayanmac) gr yle ifade ediyor: "Bir cemiyette terzi
kunduracsz, kundurac terzisiz, frnc kasap-sz, kasap frmcsz, air filozofsuz, filozof airsiz, doktor
avukatsz, avukat doktorsuz kalmay hibir zaman isteyemez. Btn itimai meslekler birbirinin lzm ve
melzmudur. O halde snflar kalkp da onlarn yerinde meslek zmreleri kuvvetli bir surette teekkl edince,
itimai darvinizm iflas ederek, cemiyet iinde dahili sulh hkm srmeye balar." Ziya Gkalp'e gre
halkln gayesi, tabaka ve snf farklarn kaldrarak, cemiyetin birbirinden farkl zmrelerini, yalnz i
blmnn dourduu meslek zmrelerine hasretmektir. Yani halklk, felsefesini bu dsturda icmal eder.
(Snf yok, meslek var. 1918) Grld gibi Ziya Gkalp, toplumu uzlamaz elikilere sahip snflardan deil,
birbirine gereksinme duyan ve birbirini tamamlayan mesleklerden olumu sayyor. Ayrca bu uygulamann
Bat'daki gibi snflamalar da engelleyici bir rol olacana inanyor.
"Halklk, ayrc zmreler yerine, cemiyetin fertlerini birbirine sk rabtalarla birletiren meslek
zmrelerinin kaim olmasna alyor. nk cemiyet itimai
161

bir uzviyete benzetilirse, bu uzviyetin birer hayati vazife ifa eden hakiki unsurlar ancak meslek zmreleri olabilir.
Bundan dolaydr ki, cemiyetler tekml ettike iblm ve ihtisas messeleri gittike derinleiyor ve mesleki
tekilatlar gittike daha sk bir tesant daha byk bir ehemmiyet kazanyor."
Mustafa Kemal, Yunanllarn lkeden atlmasndan sonra, tek parti iktidarna ideolojik bir destek salamak ve "ideolojik
dzeyde" muhalefetin gereksiz olduunu kantlamak iin, "halklk "grn ortaya atmt. Ona gre "halklk"
toplumsal bir proje olmaktan ok, siyasi bir manevra aracdr. 30 Ocak 1923'de; "Bence bizim milletimiz yekdierinden
ok farkl menfi takip edecek bu itibarla yekdieriyle mcadele halinde bulunagelen muhtelif sunf a malik deildir.
Mevcut snflar yekdierinin lzm ve melzumu mahiyetindedir" diyor.
Grld gibi Mustafa Kemal, Durkheim sosyolojisinin tipik bir szcs gibi konuuyor. 13 Ocak 1923'te verdii bir
demete: "Ben yle bir frka tekilini tasavvur ediyorum ki, bu frka milletin btn sunfunun refah ve saadetini temine
matuf bir programa malik olsun" diyor.Trkiye'de snflarn bulunmadn, meslekler bulunduunu sylyor; "Bineanaleyh
muhtelif meslekler erbabnn menfaatleri yekdieriyle imtiza halinde olduundan onlar snflara ayrmak imkn yoktur
ve umumi heyetiyle hepsi halktan ibarettir"(14) diyor.
Aralarnda uzlamaz elikilerin bulunduu snflarn olmad yerde siyasi partilere de yer yoktur. Trkiye snfsz bir
toplumdur. Snfsz topluma da bir tek siyasal parti yeter! 1920'li yllarda Trkiye'de snflarn olmadn sylemek
bilim d olmann yannda, lkede yaayanlarn "ilkel", "barbar" olduu anlamna gelir. "Trkiye'de sosyal snflarn yok
olduunu ne srmek, Trkiye'nin barbarlk anda yaadn sylemektir."(15) Oysa XX'inci yzyln ilk onyllarnda,
Anadolu bir yana, dnyada snfsal ayrmann olmad, emperyalizmin etki alanna girmeyen bir yer bulmak zordu...
Hseyin Avni anda, daha 1863'te Bat kapitalizmiyle kar ortakl bulunan komprador bir snfn ortaya ktn
yazyor: "Bu suretle, Avrupa sermayeciliinin ajanlar ve mrtekip devlet adamlarndan karma tekelci bir snf meydana
gelmiti. Bu snf sermayesinini emlak zerine kapatan yeni bir rantiye snfdr. stanbul semtlerinde, han, apartman ve
sayfiyelerdeki kk adlar, snfn canl bir tandr."(16) Osmanl toplumu snflyd. Cumhuriyete geite snflarn
ortadan kalktn aklamakta zorluk ekeceklerdi... Ama Mustafa Kemal snflarn olmadn ilan edince soran
zmlendi...
Trkiye'de snflarn bulunmadm sylemek nasl anlamszsa, emekle sermaye arasnda kar ortaklnn bulunduuna
ilikin grler de ayn derecede anlamszdr. Marx, cretli Emek ve Sermaye adl brornde; "Sermayenin karlar ile
iilerin karlarnn bir ve ayn karlar olduunu sylemek, sermaye ile cretli emein bir ve ayn iliki'nin iki yan
olduklarn sylemektir. Yalnzca biri tekinin sonucudur; tpk tefeci ile bor alann, karlk olarak birbirini yaratmalar
gibi.
"cretli ii, cretli ii olarak kaldka, yazgs sermayeye baldr. i ile

162

kapitalist arasndaki o kadar vnlen kar ortakl ite budur"(17) diyor. cretli ii ile sermaye sahibi kapitalist
arasndaki kar ortakl bir yana, karlar tam kart snflar sz konusudur.
Milli Mcadele dneminde Mustafa Kemal ve evresinde "halklk" kavram taktik bir amala kullanlyordu. Bunun byle
olduunu 17 ubat 1923'te toplanan zmir ktisat Kongresi gstermitir. Bu kongrede "milli" bir burjuva snf
yaratmaya dnk kararlar alnmtr. Mustafa Kemal'in Frkas da, milletin btn sunfnun refah ve saadetini temine
matuf bir program yerine, kongrede alman ve emeki snflarn ezilmesine ynelik politikann bir arac haline gelecekti.
Sabiha Sertel; "Bir gn Trk Oca binasnda yaplan bir toplantda" diyor, anayasa komisyonunda ye olan Aaolu
Ahmet Bey'e, snfsz toplumdan ne anladklarm sordum. Cevap verdi:
-Onu ben de anlamadm. Trk milleti bir btndr. Ama iinde snflar vardr. Snfsz bir toplum ancak sosyalist rejimde
olur. Oysa biz sosyalist bir anayasa yapmyoruz. Bizim hazrladmz tasan zel mlkiyetin korunmas, serbest rekabet,

ticaret serbestlii esaslarna dayanyor."(18) Mustafa Kemal bundan sonra halklk kavramna fazla rabet etmiyecektir.
ki yazarn dedii gibi; "Mustafa Kemal'in artk ne geni halk ynlarnn desteine, ne de Sovyetler Birlii'nin
yardmna ihtiyac vardr. ktidarn merulatrm ve kararl hale getirmitir."(1 9) Mustafa Kemal, 8 ubat 1923'te
Balkesir'de yapt konumada Trk toplumunu snfsz bir toplum, proleter bir ulus gibi gstererek snfsal
farkllamalarn ve snfsal kartlklarn olmadn anlatmaya alyor!:
"Gya bizim memleketimizde de ayr ayr snflar varm gibi teesss eden siyasi frkalar yznden ahit olduumuz
neticeler malmdur. Halbuki Halk Frkas dediimiz zaman bunun iinde bir ksm deil, btn millet dahildir. Bir defa
halkmz gzden geirelim. Biliyorsunuz ki, memleketimiz itfi memleketidir. O halde milletimizin eskeriyet'i azamisi
itfi ve obandr. Bu bylece olunca buna kar byk arazi ve iftlik sahipleri varidi hatr olur. Bizde byk araziye
ka kii maliktir? Bu arazinin miktar nedir? Tetkik edilirse grlr ki, memleketimizin vsatine nazaran hi kimse byk
araziye malik deildir. Binaenaleyh bu arazi sahipleri de himaye edilecek insanlardr. Sonra sanat sahipleriyle
kasabalarda ticaret eden tccaran gelir. Bittabi bunlarn menfaatlerini, hal ve atilerini temin ve muhafaza
mecburiyetindeyiz. iftilerin karsnda olduunu farzettiimiz byk arazi sahipleri gibi bu ticaret erbabnn
karsnda da byk sermaye sahibi insanlar yoktur. Ka milyonerimiz var? Hi. Binaenaleyh biraz paras olanlara da
dman olacak deiliz. Bilkis memleketimizde birok milyonerlerin, hatta milyarderlerin yetitirilmesine alacaz.
Sonra amele gelir. Bugn memleketimizde fabrika, imalathane vesaire gibi messesat ok mahduttur. Mevcut
amelemizin miktar yirmi bini gemez. Halbuki memleketi taali eylemek iin ok fabrikalara muhtacz. Bunun iin de
amele lazmdr binaenaleyh tarlada alan ifilerden farkl olmayan ameleyi de himaye ve siyanet etmek icabeder.
Bundan sonra

163

mnevveran ve ulema denilen zevat gelir. Bu mnevveran ve ulema kendi kendilerine toplanp halka dman olabilir mi?
Bunlara tereddp eden vazife halkn iine girerek irat ve il etmek ve onlara terakki ve temeddnde pive olmaktr.
te ben milletimizi byle gryorum. Binaenaleyh mesaliki muhtelife erbabnn menafii yek dierine memzu
olduundan, onlar snflara ayrmak imkn yoktur ve heyeti umumiyesi halktan ibarettir."
Mustafa Kemal'in 8 ubat'ta yapt bu konumann zmir iktisat Kongre-si'ne davet edilen mlk sahibi snflar
rahatlatmay amalad aktr. Nitekim o dnemde, stanbul'un komprador evrelerinde "halk" ve "halklk"
szcklerinden kukulanlyordu. zmir iktisat Kongresi'nde bu tereddtler giderildi. Mlk sahibi snflarn, smrc,
asalak evrelerin karlar dorultusunda kararlar alnd. Kongre'de, "Trkler hangi snf ve meslekte olurlarsa olsunlar,
candan seviirler" gibi gerekten sama ve emeki kesimler iin hibir anlam tamayan kararlar -alnmt. Bundan
sonraki dnemde Kemalist brokrasi, toplumun temeline hi dokunmadan, st yapda baz dzenlemelere giriiyor.
1930'lu yllarn Trkiyesi'nde toplumun temeline dokunmadan st yapdaki dzenlemelerle toplumun ileri
gtrlebilecei tezi, Rus poplizminden ok, faizmden esinleniyordu. Bilindii gibi, faist model, toplumun temeline,
mlkiyet ilikilerine dokunmadan, ekonomik kerte ile siyasal kerte arasndaki ilikiyi tersine evirip, siyasa! seviyeyi ne
kararak, g ilikilerini deitiren bir modeldir. Gereklen, 1929 krizi sonrasnda "Liberal kapitalizmin ekiciliini
yitirdii koullarda, sosyalizmden korkan siyasal rejimler ve onlarn liderleri iin, faist model ekici hale gelmiti.
Buradaki ama siyasal iktidar glendirmek ve mlk sahibi snflarn konumlarn salamlatrmakt. Dolasyla, yaplan bu
dzenlemeler emeki halk kitleleri yararna hibir yenilik getirmiyor, hibir yarar salamyordu. te yandan, yerel
burjuvazinin emperyalist burjuvaziyle ilikilerini rasyonel temeller zerine oturtuyordu. Ve "Atatrk inklaplar", hzl
bir "palazlanma" srecine sokulan ve Bat karsnda "aalk duygusunu" bir trl zerinden atamayan yerel asalak
burjuvazinin isteklerine cevap verecek dzenlemelerdi. Bu Atatrk inklaplaryla ilgili olarak, Emin Trk Eliin unlar
yazyor:
"Kald ki bunlar-btn grltl reklamlara karn- Devrimler deil, ou kt stnde kalacak reformlardan ibaretti.
Onlar kimsenin kkl ekonomik karlarna dokunmuyor, gelenek ve greneklerinde bile pek tedirgin etmiyordu. apka
giyse, cuma yerine pazar tatil gn yapsa, ocuklar Arap harfleri yerine Latin harfleriyle okusa, hatta medeni kanun
ailede kadnla erkei, olanla kz eit say-sa ne kard, toplum katlarnda herkes eski yeri neredeyse yine orada
kalyordu ya!.. Kanun yle yazyor diye kimse tek kadnla yetinecek deildi, isteyen imam nikh ile istedii kadar evlenir,
diledii kadar ocuk yapardi.
Bask yasalar ve skynetim altnda gerekletirilen "Atatrk inklaplar", emeki kesimlere hibir ey getirmedii gibi,
daha fazla smrlmeleri ve ezilmeleri sonucunu dourmutu. ktidar da geni halk kitlelerindeki honutsuzluun
farkndayd. Tepkinin boyutunu lmek iin bir "Serbest Frka" deneyi de

164
gerekti. Fakat halk kitlelerinin siyasal iktidar karsndaki tavrm lmeyi amalayan gdml muhalefet,
hzla gdml olmaktan kmt. Ruhlar aranlar, imdi de geri yollayamyorlard. Mustafa Kemal'in "halk"
ynetimi kitleler iin daha ar vergiler, daha ucuza elden karlan rnler; hibir deiiklie uramayan,
halka yukardan bakan Osmanl merkezi ynetimine zg baskc tavr, jandarma zulm, kendi srtlarndan

sratle zenginleen vurguncu tccar ve Milli Mcadele "kahramanlar"nn gsterili harcamalar, emeki
halkn dnda gerekletirilen "Atatrk inklaplar" demekti. Halk, 18 kurua devlet eliyle ithal edilen ekerin
neden kendisine 60 kurutan satldm biliyordu. "Halk" diktatrlk 18 kurua ithal ettii ekeri alt
komisyoncudan geirerek halka ulatryordu. ou zaman da, eker yoksul halka hi ulamyordu. Bir koyunun
50 kurua satld bir ortamda bir emeki ailesinin eker satn almas zaten olanakszd. Yoksul halk
ekerden nce, ekmei bile yeteri kadar yiyemiyordu. "Trk itfisi"nin istihsal ve geinme vaziyeti anketinin
amalar deerlendirilirken, 1935-36 yllarna ilikin unlar syleniyor: "Fakir gruptaki hububat istihlaki
yetikin erkek bana senede 416 kilo ekmee tekabl ettii halde, hali vakti nispeten daha iyi olan II'nci
grupta bu istihlkin (tketimin) azalacak yerde 452 kiloya ykselmesi, kylnn 1935-36 senesinde ekmek
ihtiyacn bile tama-miyle karlayamaz olduunu gstermektedir. II. grupta khil (yetikin) erkek bana
senelik ekmek istihlaki I 'nci gruba nazaran 70 kilo buday ekmei daha fazla, yani cem'an 34 kilo
fazladr."(21) Komisyoncular zengin etmeyi ama edinen bir siyasal iktidar, elbette emeki toplum kesimlerinin
yararn bir yana itecekti. Zaten sz konusu olan "snfsz bir toplum"du. Sreyya lmen, Serbest Frka'yla
ilgili olarak unlar yazyor:
"1927 senesinde mebus olduum srada bir gn Millet Meclisi Krssnde Bavekil smet Paa'nn irad
ettikleri nutuk, hl kulaklarmda nlamaktadr:
"Arkadalar, dedi, memlekette imendifer yok, liman yok, kpr yok, yol yok, mektep yok, velhasl hibir ey
yok! Ben bunlar yapacam; bunlar yapabilmek iin paraya ihtiya var. Onun iin milletin cebinde on para da
bulsam alacam."
ismet Paa'nn, cebinde on para da bulsa alaca toplum kesimleri bellidir. Toprak aas, tccar, vurguncu,
karaborsac, komisyoncu dnda kalan yoksullar ordusu... smet Paa, smrc snflara yedirmek iin ok
paraya ihtiya duyuyor. Bunu da yoksul halktan zorla alyordu... "Snfsz", "imtiyazsz", "halk" diktatrlk
Osmanl geleneini hi aratmayacak biimde, toprak aas, stanbul'un byk tccarlar, Milli Mcadele'de
vatan kurtaran, imdi karlm isteyen sivil-militer brokratlarn soygun ve smr olanaklarm artrmak
iin, her seferinde yoksul halka daha fazla ykleniyordu.
Gelir fark gzetilmeksizin, her yetikin erkek "yurtta"tan ylda 8 ila 15 lira arasnda deien yol vergisi
alnyordu. Yetikin be nfusa sahip bir kyl ailesi iin bu, ylda yaklak 60 TL. deme zorunluluu demekti.
Bir ton budayn 40 liraya satld koullarda bu vergiyi demenin ne demeye geldiini anlamak zor deildir.
"Snfsz", "imtiyatsz", "kaynam" toplumda hapishaneler vergilerini deyemeyen yoksul kyllerle dolup
tayordu...
165

Devlet, tketim mallan zerinde tekel kurarak, yeni vergiler koyarak, eski vergileri artrarak yoksul halk zerideki
basky daha da artryordu. Kt rn ve fiyatlarn an d karsnda vergi yk giderek artyordu. 1927'yi baz
alan endekse gre, vergi yk 1934'te 153e kmt. Nfus bana gayri safi gelir ise, ayn yllan esas alan endekse
gre, (1927=100), 1930'da 92.6'ya, 1934'de 60.5'a kadar gerilemiti.(22) Gelirde an dler olurken , artan vergilerin
yaratt bask dayanlmaz boyutlardayd...
Yol vergisiyle ilgili olarak, Glten Kazgan unlan yazyor: "Amac demiryolu yapmnn finansman olan Yol Vergisi de bir
"ba" vergisi idi, her ailedeki yetikinlerden alnan (8-15 TL. oranndaki) bu vergi, gelirdeki azaltan bamsz bir yk
getiriyordu. rn fiyatlar (te bire) 1/3'e dnce, bir de buna kt rn yllar eklenince, tutar ayn kalan verginin
(gelir zerinden) yk bununla ters orantl olarak arlam oluyordu. Nitekim 1930'larda (1932-1934), 1932'deki kt
rn ylnn da etkisiyle, bu vergiyi deyemeyip bedeni ykmll yerine getiren yol yapmnda alanlarn says 700
bin kiiyi buldu. Ayn durum hayvan saym vergisi iin de geerliydi: Hayvan bana kuru olarak tahsil edilen bu vergi,
hayvanlarn fyatlar veya hayvansal rnlerin fiyatlanndan bamszd. Vergi 1929'da tekrar artrlmt. Bu rnlerin
fiyatlar yar yarya derken, verginin ayn kalmas, gelir zerinden denen verginin arlamas demekti."(23)
te yandan i ticaret hadlerinin % 40 (1930) civarnda tarmn aleyhine olarak bozulduu bir ortamda , "ruhlar
aranlar"n neden geri yollayamadklarn anlamak kolaylayor. "Gdml muhalefet'e hemen byk bir kitle desteinin
ortaya kmas, "yeni parti"nin kitleler yararna bir programa sahip olmasndan deil, iktidar partisinden kan bir
gstergesiydi. Halk ynlar Fethi Bey'in lideri olduu partinin ne programndan ne de temel politikalarndan haberdard.
Ama saduyuyla "halk ve inklap iktidar"dan kayordu...
Samet Aaolu, "Serbest Frka" kurucularnn zmir'e geliinde halkn Serbest Cumhuriyet Frkas'na gsterdii byk
ilgiyi yle anlatyor:
"(...) Halk Anadolu Gazetesi'nin matbaasna doru yrm... Matbann i tarafna saklanm olan polis neferleri, halk
korkutmak iin olacak, izdihamn zerine tabanca boaltmaya koyulmu ve atlan kurunlardan biri 14 yandaki mektepli

bir ocua rastgelerek ldrmtr.


"Bu meyanda hibir eyden haberi olmayan bizler otelde idik ve alt kattaki salonda bir qklar ile gryorduk. Birden
bire otele byk bir kalabalk hcum etti. Herkes mteheyyi ve mtehevvirdi. Kimi alyor, kimi nefrin ediyor, kimi
tehditler savuruyor.
"Kalabaln ortasnda ihtiyar bir adamcaz kucanda tad bir ocuu birden bire Fethi Bey'in ayaklarna atarak:
-"te size bir kurban. Bakalarn da veririz! Yalnz sen bizi kurtar, dedi ve alayarak Fethi Bey'in ellerine sarld.
Manzara mthi ve tyler rperticiydi. Kanlara

166

bulanm krpe mektepli bir ocuk Fethi Bey'in ayaklan altnda son nefesini veriyordu. Babas da Fethi Bey'in ellerine
sarlarak yakc bir lisanla daha baka evladn da kurban vermeye hazr olduunu sylyordu. Yalnz bizi kurtar! Kurtar
bu zalim mutemetlerin elinden diye yalvaryor. "(24)
te bu koullarda Kemalist iktidar tekrar "halkla" dnyor, bir sre aradan sonra Durkheim sosyolojisi tekrar
hatrlanyor... Diktatrln ideolojisi; iktidarn "inklap olduu", inklaplarn yaamasnn da ancak baskyla mmkn
olaca grn dile getiriyordu. Bu, Kemalist rejime zg bir "inklaplk" anlayyd. Faist eilimlerini gizlemeye pek
gerek duymayan, iktidarn nde gelenlerinden Recep Peker, talyadakine benzer faist yntemlerin, Trkiye'de de
uygulanmas iin raporlar hazrlayp Babakan smet nn'yle bu konuda gr birliine varrken, "devrimlerin ancak
bask ve zor altnda yaplabilecein"(25) ileri sryordu. Byle bir ortamda halktan gelen tepki ve direni, onun
"cehaletinden" ileri gelebilirdi... Sekin yneticiler "snfsz" bir toplumda onun yararna olan her eyi dnp
yapmyorlar myd?.. Artk her ey akt; halktan gelen tepkiler "gericilik ve "inklap dmanl", ynetici elitten gelen
her ey de "inklaplk" saylyordu. Krt halknn "mecburi iskan"a zorland, emeki ynlarn yoksulluk ve sefalet
iine itildii bir ortamda, bir de "Cumhuriyet Balolar" dzenleniyordu. Balo, Cumhuriyet yneticilerine tarihten
mirast...
"Brokratlar Tanzimat Ferman ile bu defa, gerekten Batl grntl yeni bir lle devri balattlar. Bu durum ayn
zamanda balolar dnemidir. Bu defa kaplumbaalarn mum tad lle baheleri yerine saraylar, elilik binalar
seiliyordu. stanbul'da eliliklerde, saraylarda ve Osmanllarn Avrupa eliliklerinde verilen bu balolarda brokratlar,
Batl dostlar ve levantenlerle beraber elenirken, isizlik artyor ve yerli retim glerinin yok olmas son derece
sratle devam ediyordu. Bu balolarn benzerlerini, hatt devamm, daha sonra Cumhuriyet Halk Frka-s(*) dneminde
yoaltm mallarnn ktlnn yaratt koullar altnda, Anadolu Kasabalarnda halkn nefreti altnda verilen Cumhuriyet
balolarnda grmemek mmkn m?"(26)
Yzbinlerce yoksul insann ar vergileri deyemedikleri iin hapse atld bir ortamda yaplan balolar, Bat burjuvazisi
karsnda aalk duygusunun bir rn olduu kadar, ynetici sekinlerin emeki kitlelere bak asnn da bir
gstergesidir.
Tek parti rejiminin ideologlarndan M. E. Bozkurt; "(...) Snfsz, zmresiz. Trk ulusunda lk, birlik varsa ve bu birlik
iinde gayeye erimek isteniyor ve eriiliyorsa zorla partiler ihdas etmek nasl mmkn olur. Byle mi olmak lazmdr.
Yoksa snf ve zmreler yaratan partiler ihdas etmek mi lazmdr?" diyor. Attilla lhan'n deyiiyle, "komprador aydn",
soruna tersinden bakarak sonuca varmak istiyor. Burjuva toplumunda siyasal partilerle toplumsal snflar arasndaki
ilikiyi tersinden gryor. Smrge aydm, varlkla bilin arasndaki ilikiyi de tersinden grd iin, her eyi tersinden
almak zorunda kalyor!.. Ne ki, marlarda "imtiyazsz, snfsz, kaynam bir kitleyiz" demekle ne snflar yok olur, ne de
kitlenin kaynamas mmkn olabilirdi...
(*) Daha sonra CHP.

167
Snfsz bir toplumda siyasal partilerin gereksiz olduunu kantlamaya alanlarn faist bir lkeden yasa
maddeleri ithal etmeleri garip bir "dnsel akro-batlk"tr... Faist bir rejimin ceza yasasndan ithal edilen
141 ve 142'inci maddeler tek parti diktatrlnn deologlar iin can skc deil mi? O zaman, snfsz bir
toplumda "sosyal bir snfn dier sosyal snflar zerinde tahakkmn tesis etmeye veya sosyal bir snf
ortadan kaldrmaya" ynelik "abalarn" 8 yldan 15 yla kadar ar hapis cezasna arptrlmas nasl
aklanabilir!.. Olmayan snf nasl ortadan kaldrlacaktr? Ne ki Kemalistler, yasay bouna ithal etmezlerdi...
Milli Mcadele'nin ilk yllarndan, Milli ef dneminin sonuna kadar, "halklk", ynetici kliin ideolojik bir
zorlamasyd. Halklk .halktan yana bir ynetim deil, btnyle halktan kopuk ve ona yabanclam baskc
bir ynetimin uyduruk ideolojisinin bir parasyd.
168
11, BLM
YEN SMRGECLK DNEMNDE SOSYO-EKONOMK FORMASYONUN EVRM
"Biz zengin olduk, nk bizim iin baz rklar ve milletler ld, baz ktalar tamamen boald."
Sombari

kinci Dnya Sava sonrasna kadar Trkiye'de gerekleen tm dzenlemeler (Tanzimat, Islahat,
Merutiyet, Cumhuriyet, Atatrk nklaplar vb.) kitlelerin istek ve iradesi dnda, "memleketin sahipleri"
tarafndan gerekletirildi. Btn bu sre boyunca hibir "yenilik" kitlelerin istek ve basks sonucu ortaya
kmad. Srekli olarak, "gdenler" tarafndan "gdienler"e empoze edildi. "ok Partili Rejim"e geite de
durura aynyd. Zaten gerek anlamda bir "ok partili rejim" sz konusu deildi. Ceza yasasnn "nl"
maddeleri, genel hukuki ereve, devlet ynetim zihniyeti, Krt sorunundan kaynaklanan "kstlar", fanatik
bir sosyalizm dmanl veri iken, ancak dzen partilerinin yaama ans vard. D.P. bir muvazaa partisi olarak
kuruldu, balangta gdml bir muhalefetti. Ama, daha sonra gdmllk ve muvazaa partisi olmaktan
uzaklat. Ve bedelini de ar bir biimde dedi...
Btn bu sre boyunca emeki kitlelerin hibir ey yapmasna izin verilmedi. Trkiye'de parlamentonun ve
ok partili sistemin geleneksel hakim snflardan bir mcadele sonucu olarak koparlmam olmas ve sk sk
askerlerce datlmas, parlamentoyu etkin ve saygn bir kurum olmaktan uzaklatrm, 1960 somasnda da
Milli Gvenlik Kurulu'nun tasviye kararlarnn onayland bir eit sekreteryaya dntrmt. Balkondaki
seyirciyi oyalama ilevini bile yerine getirecek durumda deildi. phesiz "memleketin sahipleri"nin bylesine
geni bir manevra ve maniplasyon gcne sahip olmalar, emeki toplum kesimlerinin rgtszl, mcadele
geleneinin zayfl, dolaysyla bilin dzeyinin geriliiydi. Ezici ounluu kk reticilerden oluan
kylln, nfusun % 80'den fazlasn oluturduu, sanayi retiminin de % 10'lar seviyesini bile gemedii
bir sosyal formasyonda, ynetici kliin neden "kolay ynettiini" anlamak kolaylar.
169
Cumhuriyetin kurulmas, Cumhuriyete gei de bir "hkmet darbesi" sonucuydu. Cumhuriyet sonrasnda
gerekletirilen "nklaplar", "reaya"y vatanda mertebesine ykseltmek iin yeterli olmayacakt. Byle
olunca, kitle; yapmas gereken her eyin annesi tarafndan yapld iin, ilerlemi yama ramen, hibir ey
yapamaz duruma gelen bir "ocuk" gibi, marazi, edilgen, srekli "korunan ve kollanan" pasif bir yn haline
geldi. Tarihin znesi konumuna bir trl ykselemedi. 1946'dan balayarak "ok Partili Rejim"e geilince,
artk kitleler maniple edilebilir bir yn olarak grlecekti.
Bu aamada, "o halde neden ok partili rejime geildii" sorusu akla gelir. Byle bir sorunun cevab, i ve di
belirleyicilerin bir btn olarak anlalabilir. ounlukla ileri srld gibi, demokrasiye gei, Milli ef
nn'nn bir ltf deildi. Bunlardan birincisi, 1910'lu yllardan beri desteklenip kayrlan (tevikler,
ayrcalklar, muafiyetler, "devletilik", sava yllarnn enflasyonist uygulamalar, karaborsa vb.) yerli
sermaye, artk palazlanmt. Vesayet altnda daha fazla kalmak istemiyordu. Artk ocuk bymt ve onu
bytenlere itaat etmeyecekti... kinci olarak, uluslararas g dengeleri de "ok partili bir siyasal rejim"
ynnde bask yaratyordu. "Hr Dnya"nn zaferiyle biten emperyalist sava sonrasnda tek parti rejimleri
(1920'li ve 1930'lu yllarda pek revata olan) gzden dmt. "ok Partili Rejime" gei sonras dnemin
tahliline gemeden nce, uluslararas konjonktrn nitelii, yeni dneme damgasn vuran temel stratejiler ve
hegemonik gcn "porojesi" zerinde ksaca durmak yararl olur.
kinci Dnya Sava'nn sonu, ayn zamanda kapitalizmin yapsal kriz dneminin de sonu olmutur. Nitekim,
1910'lu yllardan beri srp gelen kriz (uzun dalgann ikinci aamas), ABD'de daha 1940'da, Bat-Avrupa ve
Japonya'da da 1947-1948'de son bulmutu.(1) Yapsal krizin sonu, ayn zamanda hegemonya krizinin de sonu
olmutu. 1910'lu yllardan beri devam eden hegemonya krizi ABD'nin lehine olarak sonulanm, "Pax
Britanica", yerini "Pax Americana"ya brakmt. Klasik smrgeci bir devlet olmayan ABD'nin klasik
smrgeciliin tasfiyesinde kar vard. Bu aamadan sonra klasik smrgeciliin yerini yeni smrgecilik
(Neocolonialisme) alacak ve ABD liderliinde kolektif smr srdrlecekti. Kollektif smrnn
srdrlmesi iinde uygun aralar, kurumlar ve mekanizmalar oluturulacakt. phesiz, klasik smrgeciliin
tasfiyesinde kar olan sadece Birleik Amerika Devletleri deildi. Klasik smrgeci imparatorluklar da
smrgeciliin eskimi, anm klasik biiminden uzaklamak istiyorlard. Kapitalist retim tarznn ulat
aama veri iken ve smrgeciliin "iselletii" koullarda, artk "yerli oligariler" smrgeci yneticilerin
yerini alabilirlerdi. Bu yeni durumda da smrgecilik yeni yntem ve aralarla srdrlebilirdi. Yeni durumda,
kapitalist rasyonele uygun den zm, "bamsz" ulus-devletlerin varln gerektiriyordu(2)
Gerekten, klasik smrgeciliin tasfiyesi ve yeni smrgeciliin onun yerini almas, ABD'nin karlarnayd.
Bir sr Asya, Afrika lkesi smrgeci Avrupa devletlerinin (ngiltere, Fransa, Belika, Hollanda vb.)
dorudan siyasi de-

170
netimi altnda kaldka, bu, ABD sermayesinin ve mallarnn hareket alann snrlayan bir eydi. Fakat klasik
smrgeciliin tasfiyesi sadece ABD iin deil, smrgeci lkeler iin de "krl" bir eydi. Zaten,
smrgelerinden "ekilirken", yerlerine bu ii yapacak "yerli" adamlarn brakyorlard. te yandan, yenismrgeciliin aralar olan kurumlar, IMF, Dnya Bankas, Birlemi Milletler rgt etrafnda oluturulan
dier "insancl amal kurulular", teker teker smrgeci devletler yerine kolektif bir smrye olanak
verecek durumdayd... Tek bir smrgeci lke yerine, eski smrgeci devletlerle ok tarafl bir bamllk
biimi ortaya kmt. Bunun da aralar, szde "uluslararas kurulular"d. "Uluslararas" denilen bu
kurulular emperyalist devletlerin dnya leinde status quo'ya korumasna olanak veren kurululard.
Gruhn'a gre; "Bu devletler eski smrgeci devletle ikili bamllktan, uluslararas rgtler araclyla ok
tarafl bir bamlla dtler."(3) "Para Fonu birok lkenin dier ye lkelerle ibirlii iinde salkl mali
politikalar izlemesini salamt. Uluslararas bir kurulu olarak Fon'un bamsz hkmetlere, duyarl mali
politikalarda fikir vermesi, ya da yardm karlnda baz nlemlerde srar etmesi, dier bamsz
hkmetlerin ayn eyi yapmalarndan daha kolaydr. Bence bu nokta ok nemlidir. Para ve Maliye Politikalar
gibi hassas konularda hkmetler nesnel, yansz ve yetenekli bir uluslararas kuruluun grlerini ne kadar
iyi niyetli olursa olsun bir dier hkmetin grlerine yelerler. "(4) Bylece herbir smrgeci emperyalist
devletin smrgelerdeki kurulularnn, adamlarnn ilevi, yerini kolektif ynlendirme ve denetim biimlerine
brakyordu.
Bu yzden, kinci Dnya Sava sonrasnda smrgeciliin tasfiye edildiine ilikin grler, kapitalist retim
tarznn temel yasalar ve ileyii hakknda yeterli bilgiye sahip olmayanlarn bir kuruntusuydu. Smrgecilik
tasfiye edilmiyor, yeni koullara uyarlanyor ve emperyalist lkeler iin daha rasyonel hale sokuluyordu.
Colonialisme, neo-colonialisme'e dnyordu. Bir lkenin emperyalist smrye maruz kalmas iin onun
dorudan smrge olmas gerekmez. Bugn "gelime yolunda" denilen lkelerde, emperyalist lkelerin
ihtiyalarn karlamak iin (gda, biyomas, enerji, maden vb.) kullanlan topraklar klasik smrgecilik
dnemindekinden daha fazladr. Klasik smrgeciliin geerli olduu dnemde yar-smrge konumundaki
lkelerin durumu bu vesileyle hatrlanmaya deer. Nitekim, bir kondominyon olan M. Ali Paa'nn Msr',
ngiliz byk burjuvazisi iin dorudan smrgelerden daha az "verimli" deildi. Dolaysyla, "bamszlk"
hareketleririn sonucu ortaya kan yeni ulus-devletlerin emperyalizme bir darbe vurduu, kapitalist pazar
daraltt vb. gibi argmanlar somut duruma ve gerek srelere ters dyor.(5) Aslnda ikinci Dnya Sava
sonrasnda tasfiye edilen, smrgeciliin klasik biimiydi. Bu biim, smrgeci devletlere "pahal" geliyordu.
Yeni-smrgecilik, smrgeci devletlerin birok harcamalardan kurtulmalarna olanak veren bir zmd.
Bylece gvenlik, salk, okul, snrl sosyal hizmetler, alt-yap (yol, kpr, elektrifikasyon vb.) yatrmlar iin
yaptklar harcamalardan da kurtuldular. Fildii Sahili Devlet Bakam Houphoet-Boign Y, yeni-smrgecilikle
ilgili olarak; "Bu eskisinden ok daha kt bir smrgecilik. Zira eski smrgecilik hi deilse baz
sorumluluklar alyordu. Ekonomik smrgecilik hibir sorumluluk
171
stlenmiyor"(6) demiti. Klasik smrgeciliin tasfiye srecine girdii dnemde emperyalist lkeler nemli
retim artlar gerekletirdiler. Dnya ticaretinde byk bir srama oldu. 1947-1966 aralnda alt AET
lkesinde snai retim % 6, Japonya'da % 9.6 art gsterdi.(7)
Bat'ya ulamay temel ama ve tek kurtulu yolu olarak gren klasik smrgecilik sonrasnn ulus-devletleri,
Batllar tarafndan nerilen byme modellerine (kalknma reetelerine) uyum salamaya yneldikleri lde,
oyunu daha batan kaybetmilerdi. kmaz bir yola girmilerdi... Gerekten bamszla ulamann koulu,
Bat modelini daha batan reddetmeye, farkl bir uygarlk ve toplumsal dzen tercihi yapmaya balyd.
"Uygar ve uygarlatrc"nn gsterdii yol, sonu olmayan bir yoldu. Bat'y taklit, hem gerekli deildi, hem de
zaten olanakszd...
Trkiye'nin 1950'den balayarak DP iktidaryla girdii yeni dnem, emperyalizmin lkeyi artlandrp
biimlendirme srecim hzlandracakt. Bu bakmdan kinci Dnya Sava srasnda "emperyalizmin lkeye
yeniden girdii" gibi iddialar inandrc deildir. 1923'ten, sava sonrasna kadar emperyalizmin lkeyi daha
fazla "etkileyip" biimlendirmemesinin nedeni, byk lde emperyalizmin iine dt "yapsal kriz"dir.
Tam tersine, 1920'lerden beri gerekletirilen "dzenlemeler", uygulanan politikalar, emperyalizmle yeni bir
eklemlenmenin koullarm yaratmt. Baz pre-kapitalist yap ve kurumlar tasfiye edilerek ve kimi burjuva

kurumlar ithal edilerek eklemlenmenin maddi temelini oluturacak bir "ibirliki" snf yaratlarak, yenismrgecilie "elverili bir ortam" yaratlmt.
Tm abalara ramen (devletilik vb.), 1950'li yllara gelindiinde, emperyalizmle yeni bir tip btnlemenin
koullar tam olarak olumu deildi. te DP iktidaryla balayan dnemin temel ilevi, btnlemenin eksik
kalan unsurlarm tamamlamak olmutur. Zincire, eksik kalm halkalar eklenecekti.
Sava sonrasnda, smrgeciliin yeni bir biim alp, smrnn derinletiril-mesinin koullan olumutu.
Emperyalizm yapsal krizi atlatm, dnyann geri kalan blmn daha youn olarak artlandrp
biimlendirecek duruma yeniden gelmiti. ABD, emperyalistleraras hiyeraride piramidin tepesine oturmu
ve tartmasz bir stnlk salamt. Ekonomik, siyasal-sosyo-kltrel yaplan dnya leinde (en azndan o
zamanki brokratik "sosyalist" lkeler dnda) biimlen-direbilecek bir hegemonya gcne ulamt. Vakit
kaybedilmedi. 4 Temmuz 1947'de Trkiye ile ABD arasndaki ilk "ikili" anlama imzaland. Bu "ilk anla-ma"y,
12 Temmuz 1948'de imzalanan ikinci "ikili anlama" izledi. Artk ABD yardmlar akmaya balyordu.
Amerikallar demode olmu, ie yaramayan, depolanmalar da sorun yaratan silahlar, sava artklarm
Trkiye'ye yardm olarak veriyordu. Ama Trkiye, sz konusu silahlar ABD'nin izni olmadan
kullanamayacakt. 4 Temmuz 1947 anlamas, ulusal egemenlii zedeleyen bir sr maddenin dnda,
ekonomiye ilikin ykmllkler de ieriyordu ki; bunlar arasnda, "devleti uygulamalardan vazgeilmesi",
gmrk korumalar ve tekellerin kal172
drlmas, uluslararas ticaretin serbeste ileyiini engelleyen dzenlemelerin tasfiye edilmesi vb. gibi
yaptrmlar sz konusuydu.
Sz konusu srete ilgin olan; egemen snflar, bata ABD olmak zere emperyalizmle ibirliinden yana
tavr koyup gereini yaparken, halk ynlarnn da egemen snflarn projesine destek vermi olmasdr.
Tarada ve ehirlerde hzla zenginlemek isteyen kk reticiler dnda (esnaf, tccar, arac, komisyoncu
vb.); jandarma ve tahsildar basksndan bezmi, "Ebedi ef ve "Milli ef dneminin iktisat politikalarndan
hep zararl km yoksul kyller de DP'yi desteklemiti. Ezici ounluu, bir Amerikal uzmann deyiiyle,
hl "Hititler zamanndan kalma retim aralaryla" retim yapmaktan kurtulamam, az toprakl yoksul
kyllerin oluturduu krsal kesim insanlar, "devletilik" uygulamalarndan bir yarar salamadklar gibi,
Osmanllarn son dnemlerdeki uygulamalar aratmyacak lde devlet bask ve terrne maruz kalmlard.
Geni kitlelerin yaam koullarnda hibir iyileme olmazken, tek parti rejimi, devlet terr koullarnda
gerekletirilen "inklaplar" ve geleneksel kltr odaklarnn datlmas kitlelerde iktidar aleyhinde kkl bir
kin ve nefret uyandrmt. Halkn iktidar partisi CHP'ye ynelik tepkisinin boyutlar daha 1930'daki gdml
Serbest Cumhuriyet Frkas deneyiyle ortaya kmt.
1950 sonrasnda Trkiye, bata ABD olmak zere, Bat hegemonyasna daha fazla sokulurken ve ABD'nin
izdii yolda yrmeye zorlanrken, iki alanda nemli gelimeler kaydedildi. ABD'nin (daha genel olarak
emperyalist Bat'nn) de karlarn gerekletirmeye ynelik bu gelimelerden biri, a!t-yap yatrmlarnn
hzl bir tempoyla gerekletirilmesi; ikincisi, alt-yapdaki gelimelere elik eden tarmsal retimdeki nemli
arttr. Batllar Trkiye'ye; mukayeseli stnlkler ve uluslararas iblm ve uzmanlamaya uyum
salamay amalayan tarma dayal bir byme modeli neriyorlard. 1950 seimlerinin hemen sonrasnda
Trkiye'ye gelerek rapor hazrlayan bir Dnya Bankas heyeti (IBRD) raporunda unlar diyordu: "Endstriyel
gelimeye tarmn aleyhine olarak verilen arlk ok fazla olmutur. Tarm ne kmaldr. Tarmda verimlilik
artrlmadka endstri iin gerekli besin ve igc salanamaz."(8)
Trkiye gibi "azgelimi" bir lke, dardan ithal ettii aralar ve tarmsal girdilerle balangta tarmsal
retimi artrabilirse de, verimlilik artn srdrebilmesi srekli ithalat gerektirecei iin, kar yol deildir.
Uzun dnemde hem da bamll artrr, hem de gerekten sanayileme hedefinin de gndem dnda
tutulmasna neden olur. Nitekim; "Bir lke sanayileerek, sanayisini kendi kendisine gelitirmek kouluyla
(fabrika satn alndnda bu koul yerine getirilmi olmuyor) ve teki sektrlere gelimeleri iin gerekli
teknik aralar salyorsa zenginleir. nk hem sanayisi emek verimliliini ykseltir, hem de iledii
hammaddelere daha fazla deer katt iin zenginleir. Bundan baka yksek katma deerli sanayi rnleri
ihra edip, dk katma deerli, zellikle de hammaddeler ithal ettiinde d ticaret yoluyla da zenginleir.
Bylesi bir durumda eit olmayan bir deiim uyguluyor demektir. "(9) F, Partant'dan yaplan
173

yukardaki alntda aka ortaya konduu gibi, bir lke teknoloji ithaliyle kalknamaz. (Bat gibi olamaz demek
daha uygun dyor). Sanayilemeden bamsz bir tarmsal gelime de olanakl deildir. Verili uluslararas
iblmne uyum salamann tesine gemeyen bir lke, hiyerarik dnya sistemindeki yerini deitirme
iddiasnda bulunamaz.
Zaten tarm m, sanayi mi trnden tartmalar anlaml da deildir. Bir ekonominin salk koulu, sz konusu
sektrlerden birini n plana karmak deil, tarm, sanayi ve alt-yap yatrmlar arasnda uygun bir dengenin
kurulmasna baldr. Oysa Batllarn nerdikleri byme modellerinin asl amac, Trkiye'yi nl "mukayeseli
stnlkler" teorisinin ngrd bir dorultuya zorlayarak, verili uluslararas iblm ve uzmanlamayla
uyumlu bir ekonomik yap hedefliyordu.
1950'lerin ilk yllar olduka "umut verici" grnyordu. Bir.kere ABD'den salanan yardmlar nemli
rakamlara ulamt. 1946'da balayan ABD yardmlar, 1946-1950 aralnda GSMH'nin yaklak % 3'ne
ulamt. Bu lde nemli d yardm, Trkiye'nin ithalatnda bir patlamaya neden oldu. Elbette, bu ithalat
art, ABD'nin Trkiye'ye ynelik ihracatnn artmas demekti. Tarm makineleri bata olmak zere, alt-yap
yatrmlar (yol, kpr, baraj, elektrik santrali vb.) iin gerekli makine-tehizat ithalat hzlanmt. Aslnda
Trkiye'ye alan kredi Amerikan sanayici ve ihracatlarna verilmi tevikler anlamna geliyordu. Tarm
makinelerinin toplam imalat iindeki pay yaklak sekiz kat artarak, % 1'den % 8'e kt.
Alt-yap yatrmlarnn hzlanmas, yol, baraj vb. inaatlar bir taraftan yeni istihdam olanaklar yaratrken
(1950-1960 aralnda yaklak 14.000 km. kara-yolu yapld), dier yandan tarma traktrn girmesi (1948
ylnda Trkiye'de sadece 2000 kadar traktr varken, bu rakam daha 1950'de 24.000'e,
1960'dada42.137'ye ykselmiti) hem tarmsal verimlilii artrd, hem de ekilebilir alanlarn genilemesi
sonucunu dourdu. (Ekilebilir alan 1950'de 14.542.000 hektardan, 1960'da 23.227.000 hektara ykseldi).
Bylece verimlilik ve rn artnda nemli bir srama oldu. 1950 sonrasnda yaklak 312 bin aileye toprak
datlmasyla 1950-1960 dneminde topraksz kyl oran% 16'dan% 10 "a drld. 1950'lili yllarn
banda traktr almlar iin kylye alan kredi (sat fiyatnn % 60') iktidara her kesimden destek
salayan u ygulamalardan biriydi. Kyl kitlesi tarmsal kredilerden, nceki dnemlere gre daha ok
yararlandnlyordu. (Elbette byk toprak sahipleri de nemli bir pay almak kouluyla.)
retim fazlasn elden karmak isteyen ABD, Trkiye'ye at kredilerle ve nerdii "byme modeli"
araclyla ihracatn artrrken; Trkiye'de de balangta ortaya kan tablo "umut verici" grnyordu. En
azndan 1950'li ylarn banda durum buydu. Trkiye'nin "Klt Amerika" olacana inananlarn says hzla
artyordu. Amerikallara ar hayranlk rahatsz edici boyutlardayd. Yeni zenginler ve bir ksm kk
burjuva, evlerinin salonlarna "Amerikan bar" ina edip, "kaak" viski imeyi "American way of Life"
yakalamak
174
sayyorlard. Eski dnemin Fransz, ingiliz, Alman hayranl, yerini Amerikan hayranlna brakmt.
Amerikan erlerinin ve avularnn marklklar byk bir hogryle karlanyordu... Artk Amerikallarn
her eyi hayranlk uyandrr olmutu. Olumlu i ve d koullarn ekonomide yaratt canllk ve hatr saylr
refah art hem yerel mlk sahibi snflar honut ediyor hem de hegemo-nik gcn projesinin "tutarll" ve
"etkinlii" konusunda inandrc grnyordu. Trkiye "Souk Sava" koullarnda ABD'nin Sovyetler Birlii
karsnda ileri karakolu olmay severek stleniyor. NATO'ya giriyor, ABD'ye sler veriyor, Kore'ye asker
yollayarak emperyalistlere sadakatim kantlyor, Amerikan "yardm uzmanlar" karsnda bamsz bir lke
insanlar iin utan verici bir uak zihniyetiyle boynu bkk, onlarn her istediklerini fazlasyla yerine getiren
bir "uydu devlet" ynetim anlay yerleiyordu. Amerikan slerinde Trk yasalar gemez olmutu. Ne ki,
1950'li yllarn ortalan yaklarken tablo kararmaya balamt bile..
nemli bir gelime de elektrifikasyon alannda gerekleti. Elektrik retimi 1950-60 dneminde, bir nceki
on yla oranla, 3.5 kat artt. Fakat bu olumlu gelime, tren-yolu tamacln zendirecei yerde paradoksal
bir durum ortaya kt. lke ekonomisi iin fevkalade ucuz, temiz, evre kirlenmesi de yaratmayan tren
tamacl gzden karld. Aslnda baml lkelerde neyin ne zaman nasl retilecei emperyalist
merkezlerce belirleniyor. Trkiye'de zellikle imparatorluun son 50-70 yllk dnemi nemli tren yolu
yatrmlarna sahne olmutu. (O zamanki ama smry derinletirmekti.) Bat'da dinamik sanayilerde ortaya
kan kayma, Trkiye'de ulam politikasn karayolu tamaclna kaydrd. Yol makinalar, otomobil, otobs,
kamyon, lastik, asfalt vb. ithalatnn hzla artmas ve demiryolunun ikinci snf bir konuma itilmesi, Bat'daki

teknolojik kayma ve yeni sektrn krllk orannn yksekliinden-dir. Trkiye'nin, olduka gelimi demiryolu
ebekesini ihmal ederek, lke gereklerine ve karlarna uygun dmeyen karayolu tamacln n plana
karmas, emperyalist artlandrma ve biimlendirmenin ilgin bir rneidir...
1950'li yllarn banda ABD hegemonyas ve DP iktidar lehine olumlu bir "havann" ortaya kmasnda iki
faktr daha sz konusuydu. Bunlardan birincisi, hava koullarnn elverili olmasdr. Buday retimi, 195 3'de
8 milyon tona kadar ykseldi. Tarmsal retimdeki art sava ncesi dnemden % 80 daha fazlayd. te
yandan 1950-1953 aralnda kii bana gelir yaklak % 30 orannda art gstermiti. D yardmdaki hzl
artla birlikte, lkenin ithalat kapasitesinin artmas yannda, Kore Sava'nn neden olduu "boom" sonucu d
ticaret cephesinde de olumlu bir tablo ortaya kmt. D ticaret hadleri, 1950 = 100 olarak alndnda,
1951'de 122, 1955'de de 107 olmutu.
1950 sonrasndaki bir nemli "gelime"de tarm sektrne traktrn (ve dier tarm aralarnn) girmesi
sonucu hem i gcnn bir blmn aa karmas hem de neden olduu verimlilik artnn toplumsal
dinamizmi artrmas, kent-leme ve "marjinalizasyon" srecini hzlandrmtr. 10 yllk srede Ankara,
stanbul, zmir ve Adana'nn nfusu yaklak % 75 orannda artmtr. Bu
175
dnemde 1.5 milyon kii kylerden kentlere g etti. Bunlarn da te birden biraz fazlas 4 byk kentte
yaamaya balad. Trkiye'de kylerden kentlere gn refah art dnemine rastlamas, nemli bir zellik
oluturmutur. Glerin ekseri grld gibi sadece mlkszleme sonucu ortaya kmam olmas,
balangta g edenlerin sanayi ve hizmetler sektrnde kolay i bulabilmeleri, kyleriyle balantlarm
srdrmeleri, ii hareketinin niteliine de damgasn vurmu bir zelliktir. Bu nedenle, Trkiye'deki
gecekondular birok azgelimi lkelerdeki "bidonville"lerden ve "favelas"lardan daha elverili konutlardr.
Oy almak isteyen iktidarlarn da buralara sratle kamu hizmetlerini tamalar buralarn birer sefalet yuvas
olmasna izin vermemitir.
1950 sonrasnda Trkiye, Batllarn istekleri dorultusunda ekonomik politikalar izliyor ve Batllar tarafndan
uydurulmu efsanelere de drt elle sarlyordu. Yabanc sermayeyle kalknma masal etkili oldu; hemen
yabanc sermayeyi zendirecek yasal dzenlemelere gidildi. Artk yardm almak iin her trl taviz veriliyor;
Trkiye, bata ABD olmak zere, Batllarn her istediklerini yaptrabildikleri bir lke haline geliyordu.
te yandan, kamu sektrnn kltlmesi, o zamana kadar oluturulmu Kamu ktisadi Teebbsleri'nin
"zel sektre devri" de gndeme getirildi: "Serbest Piyasa Ekenomisi"nin bir gerei olarak! Aslnda o
dnemde KT'lerin zel sektre devri konusunun gndeme getirilmesi, kamu sektrnn kltlmesi,
Batllarn Trkiye gibi lkelerin gereini kavramada da ne kadar yaya kaldklarnn bir gstergesidir.
Trkiye'de sz konusu dnemde KT'ler, neoliberal topyann ileri srd gibi, zel sektrn gelimesini
engelleyen, "pazar ekonomisinin ileyiini" bozan iktisadi kurulular deil; tam tersine, zel sermayeye
palazlanma olana salayan, zel sermayenin o "olmazsa olmaz" koulunu oluturan, zel sermayenin
yetersizliini dnleyen kurululard. Ara-mal reterek (ara-mal reten sektrde krllk oran dktr),
zel sermayeyi bu alana yatrm yapmaktan kurtararak, rnleri ucuza tayarak vb. KT'ler zel sermaye iin
vazgeilmez kurululard. Bu yzdendir ki, an "zel teebbse" retorie ramen, 1950-1960 aralnda
KT'lerin tasfiyesi, zel sektre devri bir yana, KT saysnda yaklak iki kat art olmutu. zel sektrn
nde gelen temsilcileri, oldum olas KT'leri sulaya gelmilerdir, ama bunu "sknt" duymadan yaptklarn
sylemek zordur. imdilerde KT'lerin tasfiyesi yeniden gndeme gelmi durumda, ama bu sefer de yabanc
sermaye tarafndan yutulma ans olduka yksek. Bu sorun zerinde ileriki sayfalarda tekrar duracaz.
Yeni Smrgeciliin lk Onylnda Snf ttifak
Yeni smrgecilik dneminin iik onyllarnda; daha ak olarak, 1960'a kadar, Trkiye'deki hkim snf ittifak
ticaret- sanayi burjuvazisi bu dnemde ticaret ve sanayi burjuvazileri arasnda tam bir ayrma olmamt.
(evre lkelerde tam bir ayrma zaten pek olanakl da deildir) ve toprak zenginleri
176
(aalar) snfndan oluuyordu. DP iktidaryla emperyalist destekli yerel burjuvazinin hem ekonomik ve
siyasal, hem de grece ideolojik etkinlii artmt. Milli Mcadele yllarndan beri egemen snflar
koalisyonunun orta olan, 1930'lu yllarda ve sava sresince etkinliini artran brokrasi, DP iktidaryla
ittifak dna atlmt. 1950-960. dnemi ittifak d kalan brokrasinin "yksekleri'' 1969 27 Mays
darbesi sonrasnda toprak aalarnm dlanmasyla tekrar ksmi bir etkinlik salarnay baarmlard. 1960

sonrasnda, 1930'lardakinden ok farkl ve snrl etkinlik salayan brokrasi, bu konumunu 1980 darbesine
kadar srdrmeyi baarmtr. 1960 sonras egemen snf ittifakna damgasn vuran sanayi burjuvazisi
olmutur.
1980 ncesinde (yaklak 1960-1980) geerli egemen snf ittifak ya da "yeni oligari" sanayiciler, byk
ticaret sermayesi, bankalar, ithalat ve ihracatlar, sivil ve militer brokrasinin st dzeylerini igal eden
brokratlardan oluuyordu. Dier azgelimi lkelerdeki oligariler gibi, Trkiye'deki oligari de ancak
Amerikan emperyalizmine srtn dayayarak egemen olabilirdi. Aslnda "yeni oligariler", klasik smrgecilik
dneminin yneticileri gibi, "kendi" emeki kitlelerine yabanclam durumdadrlar.
1920'lerden beri lkenin kaderini elinde tutan Kemalist iktidarlar, (Ebedi ve Milli ef dnemleri), toplumu
istedikleri biime sokabilecekleri, istedikleri gibi yourabilecekleri dncesine sahiptiler. Elbette bu,
emeki toplum kesimlerine "dardan bakanlara" zg bir zihniyettir. Bir balama toplumu bir "tavuk iftlii
gibi ynetebilecekleri", "ynetmenleri gerektii" gibi kuruntularla hareket ediyorlard. Bu ar jakoben
zihniyet, iki bakmdan tam bir amazla kar karyayd. Birincisi, sz konusu olan dn bugn ve gelecei
olan bir toplumsal gereklikti; ikincisi, tm kuruntularna ve hezeyanlarna ramen, ynetici kliin belirleme
gc snrlyd. Sz konusu ar jakoben yaklamlar emeki toplum kesimlerinde byk tepkiler yaratmaktan
geri kalmyordu. Atatrk inklaplarndan hemen hibir yarar salayamayan geni halk kitleleri, zellikle dini
basklardan da ikyetiydi. Laikliin Trkiye'deki uygulamas, kitleler zerinde tam bir baskya dnmt.
Aziz Nesin; "Trkiye'de laiklik szde kalmtr, sahteciliktir. Laiklik zde din ve devlet ilerinin ayrlmas
deildir. Bu sonutur. zde dogmaya kar akln egemen olmasdr. Devletin rgtleri arasnda 'Diyanet ileri
Bakanl' bulunduka, din grevlileri aylklarn devletin btesinden aldka, kendileri zerk bir kurum
kurmadka, Trkiye'de demokrasi olamaz. Btn slmi kurallarn, gerek eitsel, gerekse dinsel kurallarnn
zerklik kazanmas gerekir. Sadece Mslman Snnilerin deil, Alevilerin de kendi zerk kurumlarm kurmas
demokrasinin gereidir"(10) derken, ifade etmek istedii budur.
Trkiye'de, 1990 ylnda devlet btesinden Diyanet leri Bakanl'na ayrlan para 788 milyar 350 milyon
TL.'dir. Milli Eitim Bakanl 'Din Eitimi Genel Mdrl'ne ayrlan da 344 milyar 427 milyon TL'dir.
Bteden ayrlan kaynak, toplam 1 trilyon 132 milyar TL'ye ykseliyor. Bu kaynaa, Ky Hizmetleri Genel
Mdrl vs'den yaplan katklar dahil deildir.
177
Bteden alma ve Sosyal Gvenlik Bakanl, Sanayi ve Ticaret Bakanl, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanl, Kltr ve Turizm Bakanl'na da toplam 1 trilyon 148 milyar lira ayrlmtr. Yaklak be bakanla
ayrlan kadar kayna din ilerine ayran bir laik lke var mdr?
Balangta AP iktidarnn nemli bir kitle destei salamasnn nedenlerinin banda, hi phesiz, ulusal ve
uluslararas konjonktrn neden olduu refah geliyordu. Ama kitleler zerinde devlet basksnn ve dini
basknn hafiflemesinin de pay vard. 1923-1946 aralnda Kemalist iktidarlarca milliyeti ideolojiyi dini
ideolojinin yerine geirme abalar beklenen sonucu vermemiti. Bu durumun farknda olan DP, daha
muhalefetteyken, kitlelerin bu rahatszlndan yararlanma yolunu seti. Toplumun temeline dokunmad ve
kitlelerin yaam koullarnda hatr saylr bir iyileme yaratmad srece, Kemalistlerin rettii yapay
ideolojinin kitlelerin bilincine yerleme ans ok zayft. Tam tersine, Kemalist uygulamalar ve "inklaplar"a,
kitleler geleneksel ideolojiye daha ok sarlarak tepki gsteriyorlard.
"Laiklik" uygulamas da, dinin bask altna alnmas olarak anlald. Trbelerin ziyaretinin yasaklanmast gibi
gariplikler "laikliin bir gerei" saylyordu... Bir insann kutsal sayd tarihi bir kiinin mezarn ziyaret
etmesinin engellenmesi "ilericilik" saylyordu. Yazk ki Trk aydnlarnn ounluu hl yasak-lk ve baskyla
ilericilik arasndaki ilikinin tersliini kavram durumda deiller. Kendini dini kavramlar ve sembollerle ifade
geleneine sahip kitlelerin normal hareket ve talepleri gericilik damgas vurularak cezalandrlr olmutu.
1950'de DP'nin iktidaryla, yzyllarn her trl devlet basksndan bezmi halk kitlelerinde ilk defa sosyal
sreci "etkiledikleri" ve "etkileyebilecekleri" umudu uyanmt. Ne ki 1960 darbesiyle bu srecin normal
gelime yolunda ilerlemesinin n kesildi.
Uygulanan ekonomik modelin 1950'li yllarn ikinci yarsnda olumsuz eilimler ortaya karmas, d kredilerin
ve yatrmlarn azalmas vb. DP'ye kar kitle muhalefetinin bymesine neden oldu. ktidarn baskc
yntemlere bavurmas, Sovyetler Birlii'yle yaknlama abalar hem yerel mlk sahibi snf-larn, hem de
ABD'nin DP'ye desteini ekmesine neden oldu. Zaten batan beri ordu iinde darbe odaklan vard. Koullarn

olgunlamas, nn'ye kar saldrlar, tahkikat komisyonu oluturma abalar, basn ve niversitelere ynelik
basklar, niversite rencilerinin ve Harbiyelilerin gsterileri askeri bir darbe iin koullan
"olgunlatrmt."
Kitlelerin toplumsal sreci etkileyip biimlendirmelerine ilk tepki 1960 askeri darbesiyle geldi. Ve on yllk
srelerle tekrarlanarak devam etti. Resmi ideolojinin bir blnn ileri srd gibi, 27 Mays 1960 darbesi
"ilerici" deil, "brokratik"ti. Dolaysyla kitlelerin toplumsal sreci belirleme yeteneini zaafa uratan bir
hareketti. Trk aydnlarnn ounluu, 27 mays darbesiyle gelen anayasadan tr, sz konusu darbenin
"ilerici" bir nitelik tadm ileri
178
sryorlar. Anayasann "ilericilii" teranesine kendisini kaptran aydnlar, Ana-yasa'da meclisin stnde
kurumlarn varln grmezlikten gelmilerdir. "Milli Gvenlik Kurulu" gibi meclis st kurumlarn varl bile
bir bana Anaya-sa'nn ilericilii tezini rtmeye yeter. Bir anayasann ilericiliini belirleyen, sadece
ierdii baz maddeler deildir. Asl belirleyici olan, kimler tarafndan nasl yaplddr. Idris Kkmer;
"Nitekim baz yazarlar 27 Mays Anayasa-s'nn ok iyi bir anayasa olduunu sylerler. Bu anayasa kimler iin
iyi ve ileri idi? Kimler yapt, kimler bozdu? Halk niin savunmad? Millet nereye gitti?" derken sorunun bu
yanna iaret etmek istiyor.(1 1)
te yandan, 27 Mays darbesi, kendisini bir anayasa hazrlanmas ve ynetimin sivillere devredilmesi
pespektifiyle snrlad lde, ilevi daha batan sona ermiti. Bu durum bir ksm kk burjuva aydnna
ortaya kan "iktidar boluu"ndan yararlanma yolunu amt. Sz konusu "iktidar boluu" koullarnda
aydnlar, zellikle anayasann yaplmasnda etkin bir konuma geldiler ve anayasaya anti-demokratik bir sr
maddeler yarmda, demokratik birok madde koyulmasn saladlar. Ne ki, bu durum bir bana sz konusu
anayasann "ilerici" olmas iin yeterli olamazd...
"leri" saylan anayasa yaklak on yl sonra "yapclar" askerler tarafndan kua evrildi. kinci onyln
sonunda da btnyle ortadan kaldrld...
Daha nce szn ettiimiz i ve d koullarn ortaya kard olumlu "eilimler", 1954'ten balayarak
tersine dnmeye balad. Bir kere iklim koullar tarmsal retimi olumsuz ynde etkiledi, te yandan d
ticaret cephesinde de aleyhte bir tablo ortaya kt. 1953 ylnda 8 milyon tona kadar ykselen buday
retimi, 1954'te 5 milyon ton'a dt. Tarmsal retimde toplam % 20 civarnda bir d sz konusuydu.
Alnan kredilerin daha byk bir blm eski borlarn denmesine tahsis edilmeye baland. D krediler
darald. Artk Trkiye 1954 ncesi ithalat dzeyini srdremez durumdayd. 1958 yl ithalat 1953
ylndakinin % 42'sine kadar gerilemiti. Vadeleri dolan borlarn denmesi sorun olmaya balamt. Bte
aklar da giderek byyordu. 1953'te 21.9 milyon TL olan bte a, 1954'te 173.9 milyon TL'ye, 1957'de
196.1 milyon TL'ye ykseldi. 1950 = 100 alndnda toptan eya fiyatlar endeksi, 1954'te 121,1957'de 181'e
ykselmiti...
ve d koullarn diyalektii, daraltc politikalar ynnde bask yapyordu. Ama Menderes iktidar daraltc
politikalara itibar etmekten yana deildi. Adnan Menderes'in prestijinin srmesi, kitlelerin gznde umut
olmaya devam etmesi, genileyici politikalarn srdrlmesi gerekiyordu. Bu da, akl'nn deyiiyle,
"enflasyonun benimsenmesiyle" mmknd.(12) Dnemin babakan Adnan Menderes, neden byle bir yola
girmek durumunda olduklarn yle ifade ediyordu:
"Enbyk muvaffakiyetleri (CHP kastediliyor, F.B.) d ticareti muvazene iinde tutmaktan ibaret kalmtr.
Ama bu muvazene memleket iktisadiyatn dar
179

bir ember iinde tutan ve memleket hizmetlerinden kanma pahasna elde edilen bir muvazenedir. Biz ok
daha evvel denk bteyi temin edebilirdik. Fakat biz muvazeneyi aa noktalarda tutmak deil, yaama
seviyesini ykselten bir irtifada byle bir muvazeneye ulamak iin komaktayz... Ne ithalat durdurulacak,
ne de tahsisatn sarfnda mkilata uranlacaktr. "(13)
Gerekten Menderes Hkmeti, enflasyonist finansmanla, daha nce giriilen bayndrlk projelerini
tamamlama ve yenilerini ina yolunu seti. Toptan eya fiyatlar endeksi (1950 balang olmak zere),
1953'te ll0'dan 1958'de 208'e ykseldi. D "yardmlarn" kslmas ve d ticarete ilikin zorluklar, d bor
demeleri, liberal d ticaret politika ve uygulalamalarn ister istemez gzden drecekti. Ortaya kan yeni
durum ithalatn denetim altna alnmasn gerektiriyordu. thalatn kslmas ise, ou tketim mal reten

sanayiciler iin dolayl tevik anlamna geliyordu. Enflasyonist srece elik eden korumaclk, sanayici krlarn
ykselterek, i pazara ynelik ithal ikameci sanayileme ynnde uyarc etki yapyordu. Zaten kinci Dnya
Sava sonrasnda, zellikle de 1950 sonrasnda, tarmsal retimin artmas, alt-yap yatrmlar ve ulam
ebekesinin genilemesi kyden kente g, genel refah art, sanayi iin "zgr" emein aa kmas, doal
olarak i pazar grece geniletmiti. Bu durum i pazara dnk retim yapan sanayiciler iin potansiyel
gelime ortam yaratmt. Gmrk duvarlaryla korunan bir i pazarda retilen her sanayi rn yksek
fiyatlardan sata sunulabilirdi. Bu aamadan sonra sanayi tarma oranla daha hzl byyecek, tarmn milli
gelir iindeki pay da grece decekti.
Ne var ki, d borla yryen, enflasyonist bir byme modelim belirli bir eikten sonra srdrmek mmkn
deildir. Byle bir politika, ekonominin dengelerini bozmak yannda, toplumsal kargaalklar, alt-stlkler iin
potansiyel bir ortam da yaratr. Baka bir anlatmla, devlet gcnn sarslmas sz konusudur... Byle bir
duruma ise, emperyalist status quo'nun korunmasndan kan olanlarn ve yerli ibirlikilerin kaytsz
kalmalar mmkn deildir. Mutlaka "bir eyler yaplmas"n isteyeceklerdir...
Bata ABD olmak zere, emperyalist kurulular (IMF, Dnya Bankas OECD vb) Trkiye'ye yeni krediler
amann ve eskileri de ertelemenin koulu olarak ekonomiye "eki dzen verilmesi"ni srarla istiyorlard. Bu
amala, "Austos 1958 kararlan "n Menderes'e kabul ettirmilerdi. Menderes, sz konusu d basklara
ramen, kald yerden devam etmek isteyince de, Batllar iin "muteber adam" olmaktan kacakt.
Trkiye'de planl dneme geii asl isteyen emperyalist Bat ve onun karlarnn bekiliini ve szcln
yapan emperyalist kurululard (IMF , Dnya Bankas vb.). 1950'lerin ikinci yarsnda "olaylarn zoruyla"
ortaya kan korumaclk ve uyard ithal ikameci sanayi, 27 Mays 1960 darbesinden sonra "planl dnem"de,
"plansz" bir biimde gelime olanana kavuacakt. Bylece askeri darbeyle Menderes iktidardan
uzaklatrlrken, artk Batllarn onaym alm "planl" bir byme sreci balatlyordu...
180
Bir nceki dnemin snf ittifaknda bir kayma olmu, 1950'de egemen snflar koalisyonu dna atlan
brokrasi, Milli Gvenlik Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Tabii Senatrlk, Planlama Tekilat vb. gibi kurumlar
araclyla egemen snf ittifaknda tekrar etkinlik salamay deneyecektir... Kaynak dalmnda sahip olduu
"stratejik konumu" sayesinde, byk sermayeyle ad konmam bir eit ittifak kurmay baarmt. TL'nin
deerlenmi (TL'nin resmi deerinin piyasa deerinin stnde tutulmas) olmas, brokrasiye olduka geni
bir manevra gc kazandrmaktayd. Sanayiciler dviz tahsisi bakmndan "kalknmac brokrasi"ye baml
hale gelmilerdi. Brokrasinin st kesimleri, 1960 darbesiyle, 1950'de kaybettikleri konumlarn ksmen
kazanmlardr.
NATO ve CENTO'ya balln darbe bildirisinin en bna koyan 27 Mays askeri cuntas, uygulanacak
ekonomi politikas hakknda da emperyalistlere gvence vermeyi ihmal etmedi. Batllarn istedikleri "planl
bir ekonomi" sz konusu olacakt. Darbenin lideri General Cemal Grsel, Planlama Tekilatyla ilgili
konumasnda, "Artk memlekette, herkes cannn istedii gibi u yaplsn bu yaplsn diyemiyecek"(14) derken,
bir rasyonalizasyon planyla ekonomiye eki dzen verileceini sylyordu. Ama asl ama, Bat'ya bir mesaj
vermekti. Gerekten, 1960 darbesinden 1980 darbesine kadar geen yirmi yllk srede brokrasi, sanayi
burjuvazisinin n plana kt bir snf ittifak iinde az ok etkin konumunu korudu. Dnemin koullar ve
uluslararas plandaki eilimler, ithal ikameci sanayileme modelinin nitelii, "kalknmac brokrasi"nin
ekonominin ynetiminde kmsenemeyecek bir etkinlik salamasna neden oldu. Ne ki, 1980 askeri cuntasyla
Trkiye yeni bir sermaye birikimine zorlanrken, yeni modelde artk "kalknmac brokrasiye" de yer yoktu.
24 Ocak -12 Eyll'le balayan yeni dnemde, kalknmac ideolojiye retorik dzeyinde bile olsa artk yer
verilmeyecekti... 1980 sonras srecin tahliline gemeden nce, yaklak yirmi yllk bir srede geerli olan
"baml ve dlayc" byme modelinin (ithal ikameci model) gelimesi ve krize giri nedenleri zerinde
ksaca durmamz gerekiyor.
Baml Sanayileme Srecinin Dinamii ve Krizi
II. Dnya Sava sonrasna kadarki dnemde azgelimi lkelerle sanayilemi lkeler arasndaki iliki bir
bakma kr-kent ilikisi nitelii tayordu. Genel olarak azgelimi lkeler hammadde ve tarm rnleri ihra
edip, karlnda sanayi rn olan tketim mallar ithal ediyorlard. Fakat kapitalizmin yeni evresinde durum
deiecekti. Emperyalizmin klasik dnemi de demlen 1880'li yllardan n. Dnya Sava sonrasna kadar geen
srede hammadde kaynaklarnn kontrol ve tketim mallar pazarnn geniletilmesi amac n plandayd.

II. Sava'tan sonra hammadde kaynaklarn kontrol ederek, "uygun koullarda" elde edilmesi nemini
korumakla birlikte, azgelimi lkelere sermaye ihracnn birincil amac artk sermayenin kendini dnya
leinde yeniden retebilmesinin koulu haline geldi. Kr oranlarndaki azalma eilimine kar bir
181
"savunma" nitelii tamaktayd. Bu aamada, azgelimi lkelerdeki byme sreci iki ekilde etkilenecekti.
Birincisi, dorudan yabanc sermaye yatrmlarnn artk tarm rnleri ve hammaddelere deil, i pazara
dnk imalat sanayi sektrne ynelmesidir. Hammadde fiyatlarndaki srekli gerileme (ticaret hadlerinin
hammaddeler aleyhine daha ok bozulmas), sermayeyi byle bir tercihe zorlarken, pazarn genilemesinin
koullan yaratlyordu. Tm azgelimi lkelere ayn oranda yabanc sermaye yatrm sz konusu olmayacana
gre, i pazara dnk sanayilerini gelitirmek isteyen lkelere patent, tehizat, ara-mal, hammadde sat
artmt.
Grece geri teknoloji rn mallar sz konusu olduu ve retim (montaj) teknoloji ithaliyle yrd iin, sz
konusu sre gerek anlamda bir sanayilemeye gtremezdi. Baml ve dlayc bir sreti. Bamllk da
ikili bir karakter tayordu: Birincisi, teknoloji, ara-mal ve baz hammaddeler okuluslu irketlerden
saland iin ve retilen mallar da i pazarda satld iin, dviz sorunu srekli byyordu. thalat iin
gerekli dviz, geleneksel ihra rnlerinin ihracyla salanyordu. Ama salanan dviz srekli byyen
sanayinin ihtiyacn karlamaktan uzak kalyordu. Bu koullarda (geleneksel rn fiyatlarnn srekli
geriledii), borlanmak zorunlu hale geliyordu. Mali bamllk (d borlar) artt lde, ekonomi
politikalarnn ynetimi d karar merkezlerine doru kayar. lke yneticilerinin manevra alam azalr. Karar
mercileri IMF, Dnya Bankas gibi kurulular olmaya balar. Ar borlu bir lkenin bor verenlerin
isteklerini dikkate almamas ancak istisnai durumlarda sz konusu olabilir.
Sanayileme srecinin dlayc niteliine gelince; i pazara ynelik ve ounlukla tketim mal reten, bunu da
teknoloji ithaliyle gerekletiren bir lkede, sanayilemenin snrl kalmas, snrl istihdam yaratmas,
sonuta da i pazarn da snrl bir genileme gstermesi doaldr. Toprak dalmnn an dengesiz olduu
lkelerde i pazar daha da snrl kala.
Sz konusu dnemde, okuluslu irketlerin yaylma ve genileme stratejisiyle, azgelimi lkelerde
benimsenen byme modelinden yarar salayanlarn karlar akmaktayd. Dviz yetersizlii korumac
uygulamalar zorunla hale getirirken, patent, ekipman, ara-mal ve kimi hammaddelerin gmrk duvarlarn
amasna olanak veriyordu. Tketime hazr rnlerin ithalim yasaklayan lkeler, ayn maln montaj iin her
trl ithalata izin veriyorlard. stelik byk muafiyetler ve kolaylklar da sz konusu oluyordu.
Bylece, yeni sre baz dk katma deerli mallarn i pazara dnk retimine olanak vererek okuluslu
irketlerin pazar geniletmelerini salarken, yerli hakim snflar iinde de sanayi burjuvas n plana gemiti.
Yine de burjuvazinin dier fraksiyonlar karsnda tam bir stnlk salamalar mmkn deildi. Sanayici,
kendi ihtiyac olan dvizi geleneksel rnlerin ihracndan karlad srece, dier sermaye kesimlerinin el
koyduu sosyal arta sahip olabilmek iin emeki kitleleri peinden srkleyip, dierleri zerinde bask
yapmaya cesaret edemez. (Harekete geen kitle dinamiinin kendim de hedef almasndan korkar) Bu yzden
baml lkelerde sanayi burjuvazisinin baat rol oynamas
182
olaan bir ey deildir. Sanayilemenin finansman geleneksel rnlerin ihracna ve d borlanmaya bal
kaldka, sanayi burjuvazisinin baat rol oynamas olanakszdr.
Bamll pekitiren ikinci faktr, kk bir ayrcalkl aznln ihtiyac olan mallarn retilmesiyle ortaya
kyor. Bylece toplumsal formasyonun genel gelimilik dzeyine uygun dmeyen bir tketim kalb
yerleiyor. Bir bakma, sanayileme sreci sondan balam oluyor. ncelikli sanayi dallan kurulmadan, sz
konusu sanayilerin retmesi gereken girdiler ithal edilerek, montaj mmkn oluyor. Motor retilmeden
otomobil "retilmesi" gibi... Byle bir sanayilemenin ekonomide dikey ve yatay "eklemlenmeler" yaratmas,
istihdam yaratmas da snrl kalmak durumundadr. Sonuta i pazarda ancak snrl bir genileme olabilir. Bu
durum lek ve verimlilik sorunlar yaratt gibi; teknolojik bamllk, teknolojik yaratcl da gndem
dna itiyor. lke ihtiyalarndan bamsz bir teknoloji ithali zorunlu hale geliyor. Pazarn snrl kalmas,
ithal edilen teknolojinin (grece geri olsa da) gelirin daha ok varlkl kesimlerin eline gemesini salamas,
ayn ekilde yaratlan istihdamn snrll, geni toplum kesimlerinin dlanmas, "marjinallemesi" sonucunu
douruyor. D kaynaa bamllk zorunlu olarak artmak durumunda olduundan, demeler dengesi

tkanklklar srecin krize girmesiyle, tkanmasyla sonulanyor.


Yukardaki genel aklamalardan sonra, Trkiye'de 1950'lerin sonlarnda balayp, 1960 sonrasnda hzl bir
gelime gsteren "baml ve dlayc" sanayileme srecinin tahliline geebiliriz. Bir taraftan okuluslu
irketlere patent, lisans, tehizat, ara-mal ve hammadde ihra olana veren, dier yandan szde ithal
ikmesi salayan sanayileme sreci, d belirleyiciliklere byk lde bamlyd. Aslnda grntyle gerek
arasndaki izgi yakalanabilirse, bu srecin ithal ikmesi yapmad, tam tersine, bir ithal patlamasna neden
olduu kolaylkla grlr. Nitekim kullanma hazr tketim mal ithalinin yerini o maln retilmesi iin gerekli
girdilerin ithali almaktadr. Byle bir srecin belirli bir eikten sonra krize girmesi doaldr. retebilmek iin
byk ithalata gereksinme duyan, rettii mallan i pazarda satt iin dviz ihtiyacm kendisi salayamayan,
geleneksel rnlerin ihracndan salanan dvizin de srekli azald koullarda (1968-1971 aralnda
Trkiye'nin ihracatnn %77'sini tarmsal rnler oluturmaktayd) srecin srdrlmesi demeler dengesine
balyd. okuluslu irketlerin denetiminde ve onlarn bir uzants olarak kurulan sanayiler, i pazara ynelik
olarak kurulduklan iin, lek, verimlilik, rekabet edebilirlik, standardizasyon gibi, kapitalist retim iin
olmazsa olmaz kriterler dikkate alnmadan kurulmutu. retilen mallann balangta ihrac dnlmyordu.
Bu durum, okuluslu irketlerin de iine gelen bir eydi.
D rekabetten korunan, byk tevik, sbvansiyon ve muafiyetlerden yararlanan, tekelci deilse bile oligopol
konumundaki sanayi kurululan ok yksek krlar salayabiliyorlard. Kambiyo politikas da (TL. deerinin
yksek tutulmas), byk rantlarn (dviz tahsisleri yoluyla) ortaya kmasna olanak veri183
yordu. Byk sanayici rant salayan, korunmu bir i pazarda "tekel" konumundaki sanayi kurulular, ok
yksek krlar elde ettikleri srece "yksek" cret uygulamasndan da pek rahatsz olmazlar. e dnk retim
yapan sanayiciler iin "yksek cret", rettikleri mallarn srm anlamna gelir. Bu yzden zellikle sigortalsendikal ve byk iyerlerinde alan iilerin reel cretleri srekli ykseldi. (Askeri darbe dnemi olan
1971 yl hari). Reel cretler 1968-1971 arasnda ylda ortalama %6 civarnda artmt. cretliler iinde
szn ettiimiz ii kesimi bir bakma "ii aristokrasisi" konumuna gelmiti. (Bunlara birok KT iisi de
dahildir).
thal ikameci model, sadece bamllk yaratp derinletirmekle kalmyor (teknolojik ve mali bamllk),
teknoloji retimini de gndemden karyor. stelik lkenin genel gelimilik dzeyine denk dmeyen bir
tketim yaps ve alkanln da yerletirerek, bamll daha kapsaml hale getiriyor. retme yeteneine
sahip olunmayan mallarn tketilmesine olanak veren model, lkeyi dnya ekonomisi btnl iinde
"gecekondu statsne" sokarak, evrede yer almasna ve bunun sreklilik kazanmasna neden oluyor.
Sanayi retiminin hzla artt, ama sanayi rnleri ihracatnn artmad koullarda, srecin devam
ettirilmesi, balangta d borlanmayla srdrld. Trkiye'nin ihracat 1960-1970 dneminde ylda
ortalama % 1.6, 1970-77 Ara-h'nda da %0.8 orannda artt. Trkiye'yle benzer gelimilik dzeyindeki 54
lkede ise bu oranlar ayn dnemler iin % 5.4 ve % 5.1 oldu. Ayn dnemlerde sanayilemi lkelerde de %
8.5 ve % 6.2 olmutu. Buna karlk Trkiye'nin ithalat 1960' l yllarda % 5.5 1970'lerde de % 13.1
artmtr(15) Bir baka nemli nokta da Trkiye'nin Dnya ticareti iindeki paynn ok dk olmasdr. Bu
oran 1965'te % 028,1980'de % 016 idi/..(16)
Dnya ekonomisindeki byme eilimlerinin tersine dnd 1960'larn sonlarnda, Batl devletler ve
uluslararas fnans kurulularndan alnan d "yardm" ve krediler azalrken, Bat Avrupa'ya gen Trk
iilerinin yollad dviz nemli rakamlara ulamt, i dvizlerinin de grece azald 1974-75
sonrasndaysa, petro-dolarlarnn devrelenmesinin ve uluslararas speklasyonun neden olduu para bolluu,
okuluslu zel ticari bankalardan, ekseri ksa vadeli, yksek faizli borlanma yolunu at.
1970'li yllarn sonuna gelindiinde, belli bal faktr Trkiye ekonomisinin yapsal bir krize
srklenmesine neden oldu. Bunlardan birincisi, salanan d kaynan baml byme srecini srdrecek
seviyede olmamas; ikincisi, 1950'lerde gerekletirilen alt-yapnn, (zellikle de elektrik enerjisinin)
yetersiz kalmas, daha da nemlisi 1950'lerde balayan emperyalist artlandrma sonucu petrole bamlln
artmas, 1974'ten sonra ardarda gelen petrol oklarnn demeler dengesini tkamas; ncs de, i pazarn
da artk snrna yaklalm olmas ve olduka yksek cretlerin krllk oranlarn kemirmesidir.
Ekonominin krize girdii yllarda, 1950'lerden beri artk bir gelenek haline
184

gelen (genel oyun da zorlamas sonucu) tanmsal sbvansiyonlar da srdrlyordu. Tarma yaplan
sbvansiyonlar ve destekleme almlar bu sektrde yaratlan deerin olduka yksek bir oranna ulamt.
(1963-1971 dneminde tanmsal retim deerinin %22'si). Sanayinin dviz yutucu nitelii, ithal edilen,
tehizat, ara-mal ve hammadde fiyatlarnn an ykselmesi ve ticaret hadlerinin aleyhte seyri (1950 = 100
alndnda d ticaret hadleri 1973'de 95, 1974'de 77, 1975'de 68, 1976'da 70, 1977'de 69, 1978'de 71,
1979'da 70(17) olmutu). Petrol faturarasnn ar ykselmesi, tarma yaplan sbvansiyonlar ve destekler,
sigortal ve sendikal byk iyerlerinde cretlerin grece yksek oluu (1977'de Trkiye'de cretler
Yunanistan'dakine eitti, oysa Yunanistan'da kii bana gelir Trkiye'nin 2.5 katyd. 1977'de Trkiye'de
cretler Gney Kore'dekinin 3 katyd), ucuz konut kredisi, salk hizmetlerinden yararlanmala-n vb. de
dikkate alndnda iilerin grece yksek bir "refah" seviyesinde ol-duklar anlalr). D ticaret
cephesindeki tersine gidi, (ihracatn ithalat karlama oram 1975'de % 29.5, 1980'de % 38'e kadar
dmt) petrol fiyatlarndaki ar ykselmeye ramen sbvansiyon yoluyla petrol fiyatlarnn dk
tutulmas, KT aklar, tarma ynelik sbvansiyonlar, d krediler ve ii dvizlerin-deki greceli azal,
altyapnn yetersizlii, Bat'dan ithal edilen enflasyon, artan d borlar (d borlar 1975-76 arasnda % 412
orannda artmt), d ticaret hadlerindeki bozulma demeler dengesi kriziyle sonuland. Trkiye'nin 1977
sonu ihracat yaklak 1.7 milyar dolar iken, ithalat 5.8 milyar dolard.
Ekonomik kriz, kanlmaz olarak sosyal ve politik alana da yansd. Artk 1920'lerden beri oluturula gelen
yap ve kurumlarla, geerli devlet ve toplum anlayyla krizi amak mmkn grnmyordu. te yandan
emperyalizmin iine girdii yeni kriz dneminde, Trkiye'ye biilen rol de deiecekti... Egemen snflar
blokunun eski ilikiler, kurumlar ve ideoloji erevesinde Trkiye'ye ynelebilmeleri ans kalmamt.
Olduka dinamik bir nitelik kazanan kitle hareketini de mevcut yasal ve anayasal ereve iinde massetmek
kolay deildi. Zira demokratik kurulularn basks (aydnlar, sendikalar, meslek odalar, dernekler, niversite
genlii vb.) mevcut yapy zorlamaktayd. Dolaysyla kurumsal-ideolojik yapy yeni bir temel zerine
oturtmadan, sadece baskyla duruma hakim olunamyacan 12 Mart bask rejimi gstermiti. Baskya,
kurumsal-ideolojik dzenlemeler de elik etmeliydi... Devlet, mevcut yaplar ve ileyi, ideolojik
merulatrma mekanizmalar veri iken, dzenin "snrlar" dna tama potansiyeli tayan toplumsal
dinamizmi kramaz durumdayd. stelik muhalefet bizzat, devlet aygt iine de szm durumdayd. Ksaca
devlet yaps yeni durumla baa kamaz hale gelmiti...
Artk ekonomik krizin almas ncelikle siyasal krizi amaya balyd. Egemen snflar bloku, devlet aygtna
yeni bir biim verilmeden siyasal krizin alamayacan, siyasal kriz almadan da ekonomiye yeniden yn
vermenin ve g dengelerini deitirmenin olanakszln kavramt... Nitekim, siyasal ve ekonomik kriz iice
gemi, biri dierini artlandrr hale gelmiti. Birinin zmszl dierinin zmn daha da zorlatrr
durumdayd. Siyasal krizin ncelii vard. Devlet aygtnn toplumu ynetmede "yetersiz kalmas", bir
185
bakma "fellemesi" egemen snflarn hegomonya gcn zaafa uratmaktayd. Elbette siyasal krizin
derinlemesi d ilikileri de (d yardm, bor alma vs.) zorlatnyordu.
Yukarda sralanan nedenlerden tr, mevcut yap, kurumsal-ideolojik ereve iinde zm araylar (19771980) sonu vermeyecekti... Krizin derinlemesine, krizi amak iin alnan nemlerin zamanlama hatalar ve
tutarszlklar da eklendi. Elbette d basklar ve karlan zorluklar da krizin derinlemesinin bir baka
nedeniydi. te, 24 Ocak 1980'de balayp 12 Eyllle devam eden srete krize emperyalizmin ve yerli hakim
snflarn karlar ynnde zmler dayatlacakt...
186
12. BLM
SEKSENL YILLAR: UYDULAMA SRECNN DERNLEMES
"Belirleyici olan, her zaman nereye bakld deil nereden baklddr."
Piere Teilhard de Chardin

1970'li yllarn ikinci yarsnda Trkiye'de geerli "baml ve dlayc" byme modeli krize girmiti.
Kapsaml dzenlemeler olmadan hkim snflarn krizi amalar ve yeni bir sermaye birikim modelim
dayatmalar olanaksz gibiydi. Bilindii gibi, sermaye birikim modelinin krizi, ayn zamanda siyasal, ideolojik,
kurumsal boyutlar da olan bir krizdir. Bylesi koullarda krizi amak iin sadece ekonomiye ilikin
dzenlemeler yeterli deildir. Bu arada ideolojik plandaki anmaya da bir are bulmak gerekiyordu... Geerli

resmi ideoloji olan Atatrkln yeni bir versiyonunun retilmesi de gndeme gelmiti. Baka bir ifade ile,
yeni bir sermaye birikim modelinin geerli klnmas, yeni dzenlemeler ve dengeler oluturmaya balyd.
Kapsaml dzenlemeler yapmak ve eski dengelerin yerine yenilerini oluturmakla, egemen snf smr
koullarnn srekliliini salyabilirdi...
Trkiye "yapsal bir kriz" iine srklenmiken, emperyalizmin Ortadou'ya ilikin beklentileri de yeni bir
durum almt. Kapitalizmin yapsal krizi koullarnda, emperyalizmin yeni-smrge statsndeki azgelimi
lkelerde yaklam deiirken, Trkiye'nin iinde yer ald corafi blge, dnyann en scak ilgi alanlarndan
biri haline gelmiti. 1970'lerin bandan beri ardarda gelen "petrol oklar" emperyalist lkeler iin Ortadou
petrolnn nemini daha da artrmt. OPEC araclyla azgelimi lkelerin bir bl, ihra ettikleri rn
zerinde sz sahibi olmulard. Bunun dier temel mallar reticisi lkeler iin rnek oluturmas sanayilemi
lkeler iin "tedirgin edici " bir durumdu. Byle bir" eilimin glenip etkinlik salamas, yzyllardr dnya
kaynaklarm istedikleri gibi kullanan Bat iin "kayg verici"ydi. Birinci petrol okunu izleyen dnemde
alternatif enerjilere ynelmelerine ve enerji tasarrufu yntemlerini devreye sokmalarna ramen, Batllarn
tkettii petroln % 40' hl Ortadou'dan geliyordu. stelik dnyann en zengin rezervleri de sz konusu
blgede bulunuyordu.
187
Batllar iin petroln nemini artran baka gelimeler de sz konusudur. Bir kere Ortadou'da
emperyalizmin en gvendii kalelerden biri olan ah rejimi dm, yerini Humeyni'nin islamc fundamentalist
rejimi almt. Daha sonra Iran-Irak sava patlak verecekti. Mslman lkelerde Fundamentalist (radikal)
eilim g kazanmaktayd. Islmi radikalizmin ykselmesi, blgedeki emperyalist karlar iin potansiyel bir
tehlike olarak grlyordu. Ayn ekilde, Sovyet askerlerinin Afganistan'a girmesi, Sovyetler Birlii'nin
Gney-Bat Asya'ya daha fazla sokulmasnn yolunu aabilirdi. ah'n devrilmesiyle ran'da Krt ulusal
hareketi de ivme kazanmt. te btn bu gelimeler blgede "istikrar tehlikeye atyordu." Emperyalist
Bat iin istikrarszla zm bulmak hayati bir neme sahipti. Aksi halde kinci Dnya Sava sonrasnda
oluturulan status quo ve emperyalist karlar tehlikeye girerdi. ah'n Ortadou'nun jandarmal rolnn
son bulduu koullarda, sadece Siyonist srail devletine dayanarak emperyalist karlar gvence altna almak
mmkn deildi. Zaten bylesi bir ortamda Siyonist devletin kendi de tehlikede saylrd... Ksaca
Ortadou'da istikrarn salanmas, ncelikle Trkiye'deki istikrarszln giderilmesine bal grnyordu.
ran'dan boalan Ortadou'daki alt-emperyalist ileve (jandarmala) en uygun aday Trkiyeydi... 15 Austos
1980 tarihli New-York Times'da yer alan bir yazda, "Trkiye'deki durum Bat asndan bir kriz arzediyor.
areler aratran Bat'nn bu krizin daha fazla devam etmesine tahamml yok. nk Trkiye NATO'nun
stratejik cephesi iinde... ran'n kaybndan sonra Dou ile Bat arasnda tampon lke"(1) deniyordu.
Gerekten de krize daha fazla "tahamml etmeye" gerek kalmad... Aradan bir ay bile gemeden Trk
generalleri, blgenin istikrarnn Trkiye'deki istikrardan getiini, blgedeki emperyalist karlarn
korunmasnda ellerinden geleni yapacaklarm 12 Eyll 1980'den balayarak gstermeye balyorlard. Daha
1975'de ABD de, "Trkiye'de salam bir hkmetin gerekliliinden" sz ediliyordu...
Ortalama bir insan 12 Eyll'le gelen askeri diktatrln "anariyi nlemek" gibi snrl bir amac olduunu
sanr. Dkkn sahipleri mantalitesinin tesine geememi diplomallarn ounluu da benzer bir sanya
sahiptir. Oysa generallerin geliinin kkl "gerekeleri" vard. Dnyada sadece zabtay salamak amacyla
darbe yapld grlmemitir: Sonuta zabtay salyanlarla darbeciler ayn olduuna gre! Askeri
diktatrln, ekonominin yrngesini deitirmek, blgedeki emperyalist karlar gvence altna almak,
Trkiye'nin dnya ekonomisindeki konumunu Batllarn istekleri dorultusunda yeniden biimlendirmek gibi
belirgin hedefleri sz konusuydu. Btn bunlar yeni bir resmi ideoloji (Atatrkln yeni bir yorumu)
oluturmay da zorunlu olarak gndeme getirmiti. Aksi halde devlet aygtn batan sona ele alp yeniden
dzenlemeye, dzen partileri de dahil tm siyasal partilerin kapatlmasna, tm toplumsal-siyasal katlm
odaklarnn ezilmesine, sendikalarn daha da etkisiz-letirilmesine, bilimsel-entellektel faaliyetlerin
cezalandrlmasna, anayasa da dahil, hemen tm nemli yasalarn deitirilip anti-demokrat bir kurumsal
ereve oluturulmasna, devletin bask aygtnn daha da glendirilmesine gerek
188
kalmazd. Zaten o dnemde Trkiye'de skynetim geerliydi. Anarinin nlenmemesi iin de hibir neden
yoktu. Anarinin daha nce neden nlenemedii, 12 Eyll'den sonra nasl nlendiinin tartmasna burada

girmeyeceiz. Artk, isteyen herkes anarinin nasl ve neden trmandrld, neden nlenmedii ,12 Eyll'le
nasl nlendii vb. konusunda yeteri kadar bilgi sahibidir.
12 Eyll'le gelen devlet terr rejiminin belli bal iki amac vard. Birincisi, Trkiye'ye yeni bir sermaye
birikimi modelini kabul ettirmek, bunun iin gerekli dzenlemeyi yapmak; ikincisi de, Trkiye'yi emperyalizmin
Ortadou'daki karlarnn korunmas amacyla alt-emperyalist role hazrlamak. 13 Eyll 1980 tarihli New
York Times'de, "Bir NATO yesi olan olan Trkiye Dou Akdeniz-deki Amerikan menfaatleri asndan
stratejik bir konumda bulunuyor" deniyordu. ABD Temsilciler Meclisi Heyeti, Narkotik zel Komite Bakam
Charles Ran-gel, "Trkiye sadece mttefik olarak deil, blgede liderliini desteklediimiz bir lkedir"(2)
diyordu.
te yukarda szn ettiimiz iki temel amacn gerekletirilmesi iin, devlet terr rejimi gndeme geldi.
Blgedeki emperyalist karlarn ve Trk egemen snflarnn karlarnn gvence altna alnmas, nce siyasal
nitelikteki krizin almasn gerektiriyordu. Trkiye'de 1960'lardan beri geerli sermaye birikim modelinin
yerine yeni bir birikim modelinin konabilmesi iin, mevcut g dengelerinin deitirilmesi, yeni bir snf
ittifaknn oluturulmas gerekiyordu. Fakat bu aamada, belirli hedefleri gerekletirmek amacyla iktidara
el koyan askeri cunta, nemli bir sorunla karlamt. Bu, geleneksel rejimi ideoloji olan Atatrkln
"yeniden tanmlanmas", formle edilmesiydi. Artk koullar 1930'lardan beri geerli olan resmi ideolojinin
yeni versiyonunun oluturulmasn gerektiriyordu! Yaplacak i, yeni koullarn gerektirdii, yerli burjuvazinin
ve emperyalizmin karlarna cevap verecek bir Atatrklk versiyonunun re-tilmesiydi. Bu da geleneksel
olarak geerli klnm resmi ideoloji olan Atatrkln ksmen de olsa dlanmasn gerektiriyordu. Bu
yzden askeri cunta, geleneksel olarak resmi ideolojinin (Atatrklk) retilip yayld kurumlan (TTK, TDK,
TITE vb.) yeniden biimlendirdi. Bu kurumlardaki etkin kiiler tasfiye edildi. Eitim kurumlar ve
niversiteler yeni bir dzenlemeye tabi tutuldu. YK'e hkim olan zihniyet ve kiilerin nitelii hatrlanrsa bu
konuda neyin amaland daha iyi anlalr. Elbette, cunta bylesi bir maniplasyona giriirken,
Atatrklkten de ok sz edilecekti... Kimi "radikal Atatrknn" ileri srd gibi, cuntann amac
Atatrkl tasfiye etmek deildi. Ama, yeni durumun gerektirdii, yeni koullara cevap verecek bir
Atatrklk (resmi ideoloji) oluturmakt. Resmi ideoloji olan Atatrkln yeni bir versiyonunun gndeme
getirilmi olmasnn bize gre belli bal nedeni vard: Birincisi, Atatrkln geleneksel yorumunda, sola
kar tavr ok net deildi, snr kaln izgilerle ayrlmamt. 12 Eyll Askeri rejimi, bir kere bu kaim izgiyi
izmek iin Atatrkln yeni bir yorumuna ihtiya duyuyordu. kincisi, radikal Islmn glendii
koullarda dine kar geleneksel yaklamn da nanse edilmesi gerekliydi. Zira, dini, hem sol harekete, hem
de radikal slamc harekete kar kullanmak, ABD'nin istedii "devlet kontrolndeki Islmn iktidarda
189
olduu lkelerle scak ilikiler kurabilmek iin, din zerindeki basknn daha da yumuatlmas gerekiyordu.
Geleneksel yaklam geerliyken, yukardaki amalan gerekletirmek mmkn grnmyordu. Bu aamada
uyduruk "Trk-Islm Sentezi" yamas devreye sokuldu. Asllda "Trk slm Sentezi" bir paravan ilevi
gryordu. Irk-faist eilimli unsurlar, oportnist dinciler ve bunlar tarafndan kullanlabilen "renksizler"
iin Trk-Islm sentezi, gerek kimliklerini gizlemenin bir aracyd.
Resmi ideolojinin yeni bir versiyonunun gndeme gelmesinin nc nedeni, devlet aygt iindeki bamszlk
yanls, "anti-emperyalist", kalknmac ideolojiye bal unsurlar tasfiye etmekti. Zira, 1980'de gndeme gelen
birikim * modelinde "kalknmac brokrasi"ye yer yoktu. Cunta lideri Kenan Evren, bir taraftan geleneksel
resmi ideolojinin (Atatrklk) retildii kurumlan tasfiye eder, niversitelere yeni biim verirken, dier
yandan da meydanlarda Kur'an'dan ayetler okuyordu. Bununla ikili bir hedef sz konusuydu. Birincisi, Islama
yumuak bakld imajn yaratarak, "devlet kontrolndeki islm'a" gz krpmak ve Ortadou'da da devlet
kontrolndeki Islmn iktidarda olduu gerici rejimlere ho grnmek, (onlara ho grnmek, ABD'ye ho
grnmekle zdeti); ikincisi de, radikal islamc akmn Trkiye'de etkinlik salamasn nlemek... Elbette bu
tip yaklamlar Trk generallerinin bir "buluu" deildi. Amerikal askeri stratejist Barry Rubin; "Islmn
ykselen sesinin blgede komnizme kar yrtlecek strateji iinde kullanlmasnn yollar aratrlmaldr"
diyordu. Bata ABD olmak zere Batllar, radikalslamc(3) hareketin glenmesinden rahatszdlar.
"slmiyetin blgede istikran tehlikeli biimde tehdidi Trkiye'nin nemini ortaya karyor"(4) deniyordu.
Balangta ABD'li uzmanlarca nerilen komnizmin yaylmasna kar bir "yeil kuak doktrini", slm
radikalizminin glenmeye balamasyla devlet kontrolndeki slamn radikal Islmi harekete kar da

kullanma biimini alacakt. Cuntann Rabta rgt ile balantlar, slm bankalarna salanan kolaylklar,
Diyanet ileri Bakanl'na salanan kolaylklar. Diyanet ileri Bakanl'na ayrlan kaynan birka kat
artrlmas, imam Hatip Liseleri saysndaki hzl art, liselere zorunlu din dersi konulmas vb. devlet
kontrolndeki Islmi (fundamentalist) harekete kar kullanma niyetini de yanstyordu.
Ayn ekilde, "Trk-Ism Sentezi"nin cunta tarafndan yeni bir Atatrklk yorumu iine sokulmas da, hem
geleneksel resmi ideolojiden (Atatrklk) uzaklaldn, hem de ABD'nin de istei dorultusunda, devlet
kontrolndeki Islmn glendirilmesi isteini yanstyordu. Nitekim generaller, Trk-Islm sentezinden yana
grndkleri lde, bu onlarn devlet kontrolndeki Islmi glendirme tercihine ideolojik destek
salyordu. Bata Ziya'nn Pakistan' olmak zere, devlet kontrolndeki slm'a dayanarak iktidarda
kalabilen, Amerikan kuklas gerici rejimlerle (Suudi Arabistan vb.) ok scak ilikiler kurulmasnn
nedenlerinden biri budur. Blgedeki ABD yanls gerici rejimlerle, generaller Trkiyesi arasndaki ilikiler 12
Eyll'den sonra "pek samimi" bir dneme girmiti!.. Ziya, Kenan Evren iin, "Sevgisi ve samimiyeti ile kalbimi
fethetti" derken, ilikilerin scakln anlatmak istiyordu... Elbette Latince deyimdeki gibi ortak yanlar
vard!..
190
12 Eyll'le birlikte Trkiye ABD yrngesine iyice girdi. Emperyalizmin blgedeki karlarnn bekiliine,
"alt-emperyalist" bir ileve aday olduunu aka ortaya koydu. "Meksika bor krizi"nden sonra Batllarn,
azgelimi lkelere yeni krediler vermekten kanrken, Trkiye'ye yaklak 30 milyar dolar bor vermeleri
bu yzdendir. Yerli ve yabanc sermaye evreleriyle sk ilikiler kurmay baarm NATO ile ilikilerden
sorumlu General Haydar Saltk'n Milli Gvenlik Konseyi genel sekreterliine getirilmesi de bir tesadf
deildir. "Trk-Amerikan ilikileri Badat Pakt'ndan bu yana en scak dnemini yayordu... Washington'un
"keseri hep kendilerine dnk vuran, an milliyeti politikaclar" dedii Ecevit ve Demirel gitmi, imdi
sorunlara bir dnya lideri gibi bakan general A. Haig'in arkada Kenan Evren gelmiti... Artk Trkiye,
ran'dan boalan rol stlenebilirdi... Eski ABD bakam Nixon, Kenan Ev-ren'in; "Blgede sadece kendi
lkesinin menfaatlerine nem veren bir menfaatperest olmadm" sylyordu..
Parlamenter "demokratik" ortam sz konusuyken, Trkiye'nin bu lde ABD yrngesine girmesi,
emperyalizme NATO anlamas dnda "ekstra olanaklar sunmas", "kolaylklar salamas" mmkn olmazd.
Yunanistan'n NATO'nun askeri kanadna dnmesine raz olunmas, Mu ve Batman'da ABD'ye yeni sler
verilmesi, Trk-ABD Yksek Savunma Konseyi, evik Kuvvet Projesi'ne Trkiye'nin dahil edilmesi,
Ortadou'da bir kriz halinde Trkiye'nin sleri 24-48 saat sreyle (Evren tarafndan) ABD'nin kullanmna
izin sz verilmesi vb. ancak bana buyruk bir askeri diktatrlk geerliyken mmkn olabilirdi...
te, Trkiye'nin siyasal krizi amas, Batllarn istekleri dorultusunda yeni bir sermaye birikimi modelinin
benimsetilmesi ve lkenin emperyalist hegemonyaya daha fazla sokulmas iin, devlet terr rejimi gndeme
getiriliyordu... Devlet terr rejimi ile, sermaye rgtleri hari (TUSAD vb.), tm demokratik odaklar
etkisizletirilerek devlet aygt yeni batan dzenlenerek baskc bir yapnn kalcl salanacakt. Cunta geri
ekildikten sonra da makinenin ayn biimde ilemesi ve ayn ynde yol almas iin "uygun" bir hukuki,
ideolojik, kuramsal ereve oluturulmutu...
I. Yeni Sermaye Birikim Modeli
1970'li yllarn ilk yarsndan beri srp gelen kapitalizmin yapsal krizi, emperyalist odaklar yeni araylara
itmiti. Bu arada uluslararas sermayenin yeni tercihlerim merulatnp kabullendirmeye yarayacak "teoriler"
ve "politikalar" da gndeme gelmiti. Her yapsal kriz dneminde olduu gibi, sermaye iin kaynak sorunu yine
gndemdeyd. II. Dnya Sava sonrasnda Keynesci ekonomik politikalarn ve "refah devleti" uygulamalarnn
sonucunda, sosyal amal devlet harcamalar artm (bu ynelite sosyalizm korkusunun da rol vardr),
sendikalarn basksyla da hem reel cretler ykselmi, hem de alma sreleri
191
ksalmt. Bu arada retken olmayan alanlar genilemi, silahlanma harcamalar byk rakamlara ykselmiti.
Doal olarak sermayenin krllk oranlar da gerilemiti. Sermaye, her zaman olduu gibi, kaynak sorununu
zmek zere harekete gemiti. Bunun da yolu reel cretleri drmekten, baka bir ifadeyle, smr
oranm ykseltmekten geiyordu. Bu amala, emek-sermaye dengelerini sermayenin lehine olarak daha da
bozmak, devlet araclyla gerekleen yeniden blm kanallarm tkamak, ksaca sermaye iin yeni bir
rasyonalizasyon srecini balatmak gerekiyordu.

Bir nceki yapsal kriz dneminde (1914-1940,47,48 reel cretlerin drlmesi iin faizm,nazizm, new-deal
sava vb. devreye sokulmutu. Yeni durumda da, sermayenin smr oranlarn tekrar ykseltebilmesi
sendikalar etkisizletirmekten geerdi. Ancak bu sayede ii snf bulunduu mevzilerin gerisine atlabilirdi.
te yandan sosyal amal (refah devleti) harcamalar ksmak iin de, ii rgtlerinin etkisizletirilmesi
gerekiyordu. Sermaye sendikalara ve demokratik kurululara ve sosyal amal devlet harcamalarna (salk,
eitim, sosyal gvenlik, kltr vb.) saldrya geerken, bu saldry "bilimsel", "akademik" argmanlarla
desteklemek durumundayd. te, piyasa mekanizmasnn, pazarn (grnmez elin), mteebbisin, serbest
ticaretin, mukayeseli stnlkler teorisine dayal uzmanlamann vb. erdemlerini ycelten teoriler byle bir
ortamda yeniden hortlatld. Bu "teoriler" tm ktlklerin ekonomiye arya vardrlan devlet
mdahalelerinden kaynaklandm gstermek iin harekete geirilmiti. Reag-an'c teorisyen Gder, "sadece
mteebbislerin dnyann byk kanunlarm ve Tanr'nn emirlerini bildiklerini, bu sayede fani Dnya'daki
hayat idame ettirebildiklerini(5) syleyecek kadar ii ileriye gtrmt...
Bata monetarizm olmak zere, kriz koullarnda emperyalizmin imdadna yetien sz konusu "teoriler",
aslnda "yeni" ve "orijinal" deildiler. "Yeni hakikatler kefetmeleri" de sz konusu deildi. Sanayi
kapitalizminin ortaya kt ilk dnemlerden beri gerektiinde "yeni ambalajlarla" piyasaya srlen, bilinen
eski eylerdi... Sz konusu teorik yaklamlarn "etkinlii", "yeni" ve "orijinal" olmalarndan deil, yapsal kriz
koullarnda sermayenin ihtiyacna cevap veriyor olmalarndandr. "Monetarizm", "arz-ynl iktisat", "yeniyeni klasikler" gibi deiik versiyonlar olarak ortaya kan bu teorik yaklamlarn, sermayenin saldrlarn
merulatrmak gibi bir amac vard. Asl amalanan; apolitik bir toplum, baskc gc artm ama sosyal amal
harcamalardan elini ekmi, kaynaklar sermayeye kanalize edecek biimde yeniden yaplandrlm bir
devletti...
Bu hedeflere ulamann n koulu da ii rgtlerini etkisizletirmekten geiyordu. "Yeni-sa" ya da "yenimuhafazakr" denilen yaklamalara gre, iilerin sendika ve konfederasyonlar biiminde rgtl olmalar
emek piyasasnda bir tekel oluturmalarna neden oluyor, bu da pazarn serbeste ilemesini engelliyordu...
200 kadar okuluslu irketin dnya retimine ve ticaretine byk lde egemen olduu "ge kapitalizm
anda", tekel olarak sendika ve konfederasyonlarn grlmesi ilgintir... Ne var ki, yzyl akn bir sendikal
pratie ve gelenee sahip Bat'nn sanayilemi lkelerindeki ii rgtlerini sermaye192
nin istekleri dorultusunda etkisizletirmek kolay deildi. Sendikalar ve demokratik gler bulunduklar
mevzilerin gerisine hatr saylr bir ekilde atlmadka sosyal amal harcamalarda da byk ksntlar
yapmak kolay deildi. Geri ekonomik kriz zorunlu olarak cretleri andryordu ama bu sermayenin ihtiyac
olann gerisindeydi.
Byle bir ortamda sermayenin yeni-smrge statsndeki azgelimi lkelere dnk beklentileri yeniden
gzden geirilebilirdi... Onlara ynelik de "teori" gerekiyordu. Bilimsellik ve evrensellik safsatasyla
emperyalist merkezlerde retilen "teorik yaklamlar" azgelimi lkelere ihra ediliyor. Bu yolla
emperyalizmin bu lkelere dnk politikalar szde "bilimsel argmanlarla" merula-trlyor. bizimki gibi
yeni-smrge lkelerin "bilim adamlarna" da bu yaklamlar ithal etmek dyor. Szn ettiimiz koullarda
yeni-smrgeler iin de "teoriler" oluturuldu. Bu teorilerle amalanan, bu sonuncu lkelere "yeni bir sermaye
birikimi modelini" kabul ettirmekti. Bylece yoksullardan zenginlere doru kaynak ak daha da hzlandrlp
younlatrlabilirdi...
IMF, Dnya Bankas, AID vb. gibi kurulular erevesinde oluturulup, azgelimi lkelere empoze edilen
ekonomik politikalarn teorik geri plann serbest piyasa ekonomisinin erdemleri oluturuyordu. "Monetarist
Kar Devrim"in nde gelen teorisyenlerinden Nobel dl sahibi Milton Friedman, Playboy'la bir sylei de
(1973); "Benim nerilerim ksa vadede ekonomik refahmz artrc sonular dourabilir ama, bunlar ikincil
nemde amalardr. Asl sorun kiisel zgrlklerin korunmasdr" diyordu. Kii zgrlklerine bu lde
tutkun olan Chicago ocuklarnn, Latin Amerika'nn en kanl diktatrlerine ekonomik danmanlk yaptklar
herkese biliniyor... Azgelimi lkelere ihra edilen "teorik bulular"la asl amalanan, ekonomiye devlet
mdahalelerinin kaldrlmasyd. Bu nedenle mdahaleciliin zararlar sergileniyordu. Devlet mdahalelerinin,
kaynaklarn rasyonel olmayan kullanmna olanak verdii, ie dnk, ithal ikameci modelin byk israflara
neden olduu, sonuta da kalknmay olumsuz ynde etkiledii, ithal yasaklarnn kaldrlmas gerektii, d
ticarete konan kstlamalarn kaldrlmas, faizlere mdahale edilmemesi, faizlere mdahalenin finans

sisteminin gelimesini engelledii, sermayenin hareketini engelleyen tm kstlamalarn son analizde ekonomik
gelimeyi olumsuz ynde etkiledii vb. gibi grleri ieriyordu. Korumacln, ithal yasaklarnn, bir btn
olarak ekonomiye yaplan mdahalelerin israflara ve haksz kazanlara neden olduu dorudur. Ama "yeni
muhafazakr saldn"nn asl amac ithal ikameci byme modeli yerine "da dnk modeli" kabullendirmekti...
Yeni-smrge lkelerin da dnk byme modeli benimsemeleri emperyalizmin karlarna uygun dyordu
ve kriz koullarnda kaynak transferini derinletirecek bir modeldi. Belirli gelimilik dzeyindeki tm
azgelimi lkelere da dnk model nermek, teorik planda sakat olduu gibi, pratikte de olanakszdr. "Da
dnk model" benimseyerek krizin daha da daraltt Bat pazarndan ok sayda lkenin pay alma yarma
girmesi, ihra rnleri fiyatlarn daha da drecekti. Zaten kimi temel mallarn fiyatlar 1930'lardaki seviy193
eye inmiti. Bunun anlam, azgelimi lkeleri birbirine kar kkrtmak onlarn emekilerini birbirleriyle
kyasya rekabete sokmakt. Dnya ticaretinin darald, korumacln younlat (bu arada tarife d
uygulamalarn) koullarda da almann tm lkelere nerilmesi Bat sermayesinin karlarna uygun
dyordu. Bylece, hem cret maliyetlerini, hem de sonuta retim maliyetlerini dk tutmalar mmkn
olabilirdi... 1978-1982 aralnda ticaret hadleri ylda ortalama % 12 orannda azgelimi lkeler aleyhine
olmak zere bozulmutu. LOME Konvansiyonu'na dahil Afrika lkeleri 1980-87 arasnda hammadde
fiyatlarndaki dalgalanma yznden, 147 milyar dolar kayba uramlard. Sz konusu lkelerin toplam d
borlarnn 1987'de 120 milyar dolar olduu hatrlanrsa, uranlan kaybn nemi daha iyi anlalr...
Da dnk model nerilmesinin ikinci nedeni ithal kstlamalarnn ve yasaklarnn kaldrlmasn salamak,
sanayilemi lkelerin ihracatna konan engelleri amakt. 1970'lerde bor verilen lkelerin geri deme
glerini dikkate almadan alan krediler, uluslararas finans sistemini "rahatsz eder" boyutlara ulamt.
Bylece hem uluslararas sermayenin hareket alam daha da genileyebilir, hem de okuluslu bankalar etkinlik
alanlarm geniletebililerdi. IMF, Dnya Bankas, OECD ve dierleri tarafndan belirli gelimilik dzeyindeki
lkelere nerilen da alma politikalar, srekli devalasyon, ihracatn teviki, bte aklarnn kapatlmas,
borlarn dzenli denmesi amacyla ihracat fazlas verilmesi, reel cretlerin drlmesi, kamu personelinin
azaltlmas, sbvansiyonlarn kaldrlmas, fiyat sistemine ve faizlere mdahale edilmemesi, korumac
nlemlere son verilmesi, sosyal amal harcamalarn budanmas, KT'lerin zelletirilmesi vb. gibi standart
nlemleri ieriyordu. Azgelimi lkelere nerilen sz konusu ekonomik politikalarla amalananlar:
a- okuluslu irketlerin etkinlik alann geniletmek, b- Bankalarn yaylmasn kolaylatrmak, c- Azgelimi
lkelerin ihracatn daha da ucuzlatmak; d- Borlarn dzenli denmesini salamakt.
Fakat asl ama bu lkeleri mukayeseli stnlkler teorisine uyum salamaya zorlayarak, "bilinli" sanayileme
hedefinden uzaklatrmakt. Bu politikalarn devreye sokulmas, geni toplum kesimlerinin daha da
yoksullatnlmas anlamna gelir. Bu yzden de, snrl da olsa demokratik bir ortamda uygulama ans olmayan
politikalardr. Sz konusu politikalarn uygulanabilmesi devlet terr rejimiyle, askeri diktatrlkler sayesinde
mmkn olabilir. te Trkiye'de 24 Ocak 1980'de balatlan, ama asl rengini 12 Eyll devlet terr rejimiyle
alan "da dnk", "ihracat nclnde byme" modelini de bu btnlk iinde kavramak gerekir. Aksi halde
yaplan tahliller bolukta kalmaya mahkmdur.
Bundan nceki blmde, 1963-1980 aralm kapsayan yaklak yirmi yllk dnemde, Trkiye'de geerli
byme modelinin niteliini ksaca da olsa tartmaya altk. Bu modelin (kavram kimilerini houna gitmese
de), "popplist"
194
bir renge sahib olduunda phe yoktur. Retorik dzeyde byle afie edilmi bir niyet sz konusu olmasa da,
modelin bizzatihi kendisi zorunlu olarak poplist bir ze sahiptir. Gerek geerli snf ittifaknn nitelii,
gerekse de byme modelinden "yararlanan" kesimler gznne alndnda, durumun yle olduu grlr. e
dnk byme modeli, doas gerei i pazarn genilemesine dnk bir modeldir. Geerli snf ittifak da
sanayi burjuvazisini n plana karan bir nitelie sahiptir. Sz edilen dnemde, ad konmam da olsa, sanayi
burjuvazisi ile "kalknmac brokrasi" arasnda bir ittifak sz konusuydu. Elbette byle bir snf ittifak
sermayenin dier fraksiyonlarnn (ticaret, inaat, mteahhitlik finans, rantiye) dland anlamna gelmez.
Kaynak dalmndan sanayilerin ncelikle yararlandklarm ifade eder. Sz konusu ittifak geerliyken,
"kalknmac brokrasi" sanayiye kaynak transferinde bulunuyor, sanayi burjuvazisi de d rekabetten
korunmu bir pazarda ounluu tketime dnk mallar retiyordu. Elbette d rekabetten korunmu, i

rekabetin de pek sz konusu olmad koullarda, yksek krlar elde ediliyordu. Kendi datm ebekesine de
sahip olan byk sanayiciler iin kr marjlar daha byyordu. retilen mallarn alcs da iiler, memurlar,
kyller olduu iin, hem cretlere, hem de taban fiyatlarna ynelik "yumuak" bir yaklam geerliydi.
zellikle ii younluu yksek iletmelerde (500'n stnde ii altranlar) ve genellikle sigortalsendikal kesimlerde cretler olduka yksekti. Dolaysyla byme modeli ii snfnn rgtl kesimlerini de
byk lde "tatmin eder nitelikteydi"!
Kapitalizmin yeni yapsal krizinin de etkisiyle, Trkiye'de geerli ie dnk sanayileme (byme) modeli,
daha 1970'li yllarn ikinci yarsnda tkanmt ama, baz zorlamalarla 1980'e kadar srdrlebildi. 1980 ylma
gelindiinde, bir btn olarak sermaye evreleri Batllarn nerisini kabulleneceklerdi. Batllar, IMF, Dnya
Bankas, OECD vb. araclyla da dnk model neriyorlard. 1970'lerin ikinci yarsnda Trk sermayesinin
etkin evreleri (sanayiciler) da dnk modeli kabullenmeye niyetli grnmyorlard. D kaynak sorunu
zlebildii srece, bunda srar etmeleri doald... Ne ki, 1980 ylma gelindiinde, Trk sermayesinin tm
fraksiyonlan da dnk modeli kabulleneceklerdi. IMF yetkilisi Struc'un, "Avukat yetitireceinize,
niversitelerde tccar yetitirin"(6) sz, artk dikkate alnacakt. Struc'un asl sylemek istedii, avukat
deildi elbette, "iddial sanayileme tercihinden vazgein" demek istiyordu! Da dnk model benimsendii
srece, volontarist sanayileme hedefi dlanyordu. Bilindii zere, "da dnk model" IMF, Dnya Bankas
vb.'nin nerdii biimiyle, "mukayeseli stnlkler teorisi"ne, mevcut uluslararas iblm ve uzmanlamaya
uyum salamay amalar. 1980 sonras Trkiye'de artk sanayici kesimin deil, ticaret, finans, inaat, rantiye
sermayesinin n plana kt bir snf ittifak geerliydi. Tarmn da ciddiye alnmad 1980 sonras, retken
sektrlerin dland, sermayenin ksr (retken olmayan) kesimlerinin stnlk salad bir sre anlamna
geliyordu.
Bu aamada, kendisini snf ittifaknda ikinci, nc snf bir konuma iten yeni "birikim modeli "ne sanayici
kesimin nasl olup da tepki gstermedii sorusu akla gelir. 1980'de TSAD tarafndan yaynlanan bir
raporda, "ithal ikame195
sinin sanayilemenin tek yolu olmad,... sanayileme stratejisinin deitirilmesi"(7) gereklii syleniyordu.
Oysa TSAD, 1975'teki bir baka raporunda, "da dnk modelin baarsz olmas iin her trl koulun
bulunduu"A vurgulanyordu. Bu sorunun cevabn verebilmek, Trkiye'deki hakim snflarn (burjuvazi) nitelii
zerinde ksaca durmay gerektirir. Bir kere Trkiye'de sermayenin deiik fonksiyonlar (sanayici, ticaret,
finans, rantiyeler vb.) arasndaki snr "belirsizdir" Dolaysyla Trk burjuvazisi bakmndan fraksiyoncu
ayrm nemli deildir. Bu ayrm daha da nemsizletiren bir neden de, Trkiye ekonomisinde ve siyasetinde
etkin olan holdinglerin en byklerinin hemen tm alanlarda faaliyet gstermeleridir. Bunlar sanayici olduklar
gibi, ithalat, ihracat, i ticaret, inaat, (mteahhitlik), bankaclkla da ilgilidirler. Arsa speklasyonu, dviz
ticareti yapanlar bile vardr. Her tarakta bezi olan gruplar iin ayrm nemli deildir. Eskiden sanayiye dnk
teviklerin (1980 ncesi) bu sefer ihracata, bankacla ynelmesinden bu gruplarn zararl kmalar sz
konusu olmazd. Sanayiciler 1980 sonrasnda daha fazla ithalata yneldiler (zellikle 1980'lerin sonlarna
doru). te yandan, 1930 sonrasnda birka yeni yetme dnda ihracat teviklerinden aslan payn alanlar da
yine bykler oldu.
Holdingler biiminde rgtlenmemi, retimin nemli bir blmn gerekletiren kk ve orta-boy
sanayiciler ve KT'ler (KT'ler 1970'lerin sonunda sanayi retiminin %30'unu salyorlard) sz konusu olsa
da, bunlarn siyasi tercihleri etkileme gc son derecede snrldr. KT'lerin banda memurlarn bulunmas,
ekonomideki arlklarna ramen, byk sermayenin politikalarna ters den bir tavr iine girmeler: zordur.
Fraksiyoncu ayrm karsnda asl sanayici saylmas gereken, holdingler dnda kalan kk ve ortaboy
sanayicilerin durumu ilgintir. Bize gre bunlarn da geerli (ie dnk) sermaye birikim modelinin
deitirilmesine yeterli tepkiyi gstermemeleri, dahas yeni sermaye birikim modelini desteklemelerinin
birka nedeni vard.
Birincisi; sanayinin da bamllk katsaysnn ok yksek olmasdr. Da baml, d kaynakla ayakta
kalabilen sanayi kesiminin d basklara duyarl olmas doaldr. Gerekten ithal girdi bamll yksek, ama
ihtiyac olan dvizi kendisi salayamayan sanayicilerin, finansman anahtarm (d krediler yoluyla) elinde
bulunduran emperyalist burjuvazi karsnda sesini ykseltmesi ok zordur. rgtsz, dank kk
sanayicilerin etkinlik salamas da ok snrldr. Aslnda holdingler biiminde rgtl olmayan ve "gerekten

sanayici kesimin" tepkisini dnleyen baka nedenler de sz konusuydu. Yeni model benimsendiinde d
kaynak sorununun "zlmesi" ve ihracat seferberlii sonucu asl kapasitenin harekete geirilmesi ve
cretlerin hzla andrlmas balangta sanayicilerin retimlerini ve kr marjlarn korumalarna olanak
verdi.
Fakat btn bunlardan daha nemlisi, sermayenin global karlarnn bilincine varmas ve bu ynde hareket
etmesidir. Sermayenin farkl fraksiyonlarnn ksmi karlar bu sayede ikinci plana atlabilmitir. Bir btn
olarak Trk burjuvazisinin "snf bilinciyle" hareket ettii sylenebilir. Yangn sndrlrken, eyalardan
bazlarn kaybetmek byk nem tamazd... Bu yzden Trk burju196
vazisi, kendisini kapitalist dnya sistemi iinde daha da marjinalletirip, yeniden "kompradorlatracak"
(sanayileme hedefinden uzakialdnda bu kanlmazdr) bir duruma raz olurken, ulusal bir burjuvazi
olmann ne kadar uzanda yer aldm da. gstermi oluyordu. Bu durum 1960'larda gndeme getirilen "milli
burjuvazi" ve "milli burjuvazinin" de dahil olaca bir "anti-emperyalist cephe" oluturma stratejisinin ne
kadar dayanaksz olduunu da gsterir. Trk burjuvazisi, en fazla, emperyalizmin taaronluundan fazlasma
aday olmadn 1980 dnemecinde aka ortaya koydu. KTlerin yabanclara (okuluslu irketlerce
yutulmas) sat karsndaki tavr da ilgintir!... imdilerde "kompradorlama" ve "uydulama" sreci hzla
yol almaktadr. Bugnk sreler devam ederse, yalan bir gelecekte Bat'nn ak pazar olma amac
gerekleecektir...
Burjuvazinin etkin kesimlerinin da dnk modelden yana tavr koyduu bir ortamda, "kalknmac brokrasi"yi
tasfiye etmek de kolaylayordu. Kaynak dalmnda etkinlik salayan brokrasi, emperyalizmin ve ibirliki
Trk sermayesinin yeni stratejisine kolaylkla raz olmazd. Bu kesimin tasfiye edilmesinin maddi koullan da
kendiliinden olumu durumdayd. Bir kere da dnk, serbest piyasa ekonomisine ve rekabete dayal (btn
bunlar szde geerli eylerdir) bir ekonomide, bata planlama rgt olmak zere, ekonomik brokrasi byk
lde ilevsiz kalrd. Yine de mevcut kadrolar tasfiye edip, bunlarn yerine bakalarnn getirilmesi
gerekiyordu. Tasfiye edilmeleri iin "kalknmac brokrasi"ye bir kimlik gerekiyordu! Bunlar "solcu" ve
"sermaye dman" ilan edildiler. Yerlerine de "milliyeti" olup, sermaye'ye "dost" olan Amerikanc kadrolar
yerletirildi. Bu, emperyalist sermaye iin nemli bir kazanmd. Daha sonra ekonominin kilit noktalarna
ABD'de eitim grm, orada "i deneyimi edinmi" ifte pasaportlu, "iktisad da bilen" kiiler getirildi. Bu
durum, okuluslu irketlerin ve emperyalistlerin her istediklerini yaptrabilmelerini iyice kolaylatryordu.
Brokrasinin maniplasyona elverili yaps, doal olarak "kalknmac brokrasi"nin tasfiyesini
kolaylatryordu. Bu aamadan sonra, "Atatrk ilke ve inklaplarna bal, vatanm ve milletini sevenler"
brokratik aygt iinde tam etkinlik salyabilirlerdi... Bu arada vatanm ve milletini sevenlerle, dinine ve
imarma bal unsurlar arasnda da sk dayanma ve ibirlii saland. Dincilik ve Amerikanclk "yeni
brokrasi"nin ve ynetim zihniyetinin temel ayrdedici niteliini oluturuyordu. Brokrasi, yerli ve yabanc
sermayenin her istediini hi bir zorluk karmadan gerekletirebilirdi artk...
Trk toplumsal formasyonunun tarihinde, brokrasiyle hakim snf ilikilerinin bu kadar dolaymsz ve saydam
olduu bir dnem ilk defa 12 Eyll sonrasnda gerekleiyordu. Devlet terr rejiminin yerli ve yabanc
sermayeye yapt en byk hizmetlerden biri, her halde bu dolaymsz, saydam ilikiler ortamm yaratm
olmasdr. Bunun anlam, 1980 sonrasnda brokrasinin tipik kapitalist bir sosyal formasyondaki konumuna
"yaklam" olmasdr. Bylesi bir durum emeki snflarn susturulduu bir ortamda sermayenin hareket
alanm daha da geniletmitir.
197
II. Neo-Liberal topyann Ac Meyvalar
Bilimsellik cilas biraz kazndnda, Trkiye'nin benimsedii "da ak byme modeliyle" neyin amalandm
anlamak kolaylar. Ama Trkiye'yi dnya pazarna amak, darya kaynak transferini hzlandrmak, daha da
nemlisi, ithal ikameci byme modelini gzden drerek, "bilinli" sanayileme hedefinden uzaklamasn
salamakt. thal ikameci modele ynelik "teorik" saldrlarn asl amac, Trkiye'yi (benzer durumdaki dier
lkeleri de) okuluslu irketlerin ve okuluslu zel ticari bankalarn etkinlik alanna daha fazla sokmakt.
Trkiye'yi sanayileme iddiasndan vazgeirmenin koulu da, devlet aygtndan kaynaklanan direnci ve kar
koymalar etkisizletirmeye baldr. Nitekim tm anmalara ramen hl kalknma yanls, bamszlk yanls,
"anti-emperyalist" bilin tayan insanlarn etkinlii btnyle ortadan kaldrlm deildi.

"Yeni Muhafazakr Saldr", "daha az devlet, daha ok zel teebbs" slogann bouna ortaya atmamt.
Azgelimi lkelerde tm zaaflarna, elikilerine, haksz kazanlara ve israflara da neden olmasna ramen,
ekonominin asl dinamik sektr zel sektr deil, kamu sektrdr. 1950'lerde liberalizm dalgas zihinleri
sardnda da "daha ok zel teebbs" slogan ortal kaplamt. Dnemin babakan Adnan Menderes,
balangta Bat'dan ihra edilen, zel sektr nclnde bymenin bo bir hayal olduunu anlamakta
gecikmemiti. zel sektr bytmenin yolunun kamu sektrn bytmekten getiini ok gemeden
anlamt. Bu yzden, on yllk iktidar dneminde Kamu ktisadi Teebbslerini ikiye katlamt... Gerekten
Boratav'n yazd gibi, "Orta veya uzun dnem perspektifli bir inceleme, azgelimi lkelerde kamusal ve
zel yatrmlarn rakip deil, tamamlayc kategori) r olduunu ve genellikle zel yatrmlar srkleyici gcn
kamusal yatrmnn dinamizmi olduunu ortaya ko-yacakr."(9)
Ne var ki Yeni Muhafazakar dalgann kulland dil farklyd. Devletin ekonomiye mdahalesi azald
oranda,ekonomik etkinliin de artaca ileri srlyordu. Bu arada, korumacln ve ithal yasaklarnn neden
olduu haksz kazanlar ve israf "yeni sa" saldrya "hakllk" da kazandryordu. Oysa "yeni sa"n asl amac
bakayd. Bir kere ekonomiye youn devlet mdahalesi okuluslu irketlerin faaliyet alann snrlyordu. Neoliberal retiye gre, sermayenin hareketini snrlayan her mdahale ktdr ve ekonomik etkinlikle eliir.
Sanki 1920 ve 1930'larn ac deneyleri unutulmutu...
Azgelimi bir lkede devlet ncl ve destei olmadan, korumac ve zendirici bir ortam yaratmadan
sanayileme mmkn deildir. Eer ekonominin ileyii btnyle pazar mekanizmalarna ve lkenin gelecei
zel ve yabanc sermayenin dinamizmine braklrsa, bylesi bir yaklam, azgelimilie, uydulamaya, dnya
ekonomisinin edilgen, pasif bir unsuru olmaya daha batan raz olmak anlamna gelir. Zaten, da dnk modeli
benimsemenin, benimsetmenin mant da buradayd... Trkiye sanayileme hedefinden vazgeerek, mu198
kayeseli stnlkler teorisinin ngrd uluslararas iblm ve uzmanlamaya raz olacakt... Be yldzl
otellerle, zengin turizmine dayanarak kalknacakt... Eer lks oteller azgelimilii amaya yetseydi, Castro
ncesi diktatr Batista'nn Kbas da kalknm olurdu...
Realiteden kopuk olduu srece, "yeni sa"n dayand teorik gerekeler ve iktisat politikas nerileri
"tutarl" grlebilirdi... rnein yeni sa, varlkl kesimlerden (sermayeden) alnan vergilerin minimum
seviyeye indirilmesini nerirken, bylece mteebbislerin vergi olarak verip israf devlet tarafndan ar ur
edilecek kaynaklar yeni yatrmlara yneltecei, yatrmlarn istihdam, dolaysyla milli geliri artraca, son
kertede vergi gelirlerinin bile artaca beklentisi vard. Andrew Mellon; "Orta ve yoksul snflara yardm
etmek iin, zenginlerin dedikleri vergiler azaltlmaldr "(10) diyordu.... Ne ki, olaylar gerek yaamda farkl
bir yol izliyordu. Trkiye'de de Yeni-sa'n nerileri dorultusunda varlkl kesimlerden alnan vergiler
azaltld. Ama, yatrmlar artmak buyana azald! Sermayeden vergi almama yaklam, devletin sermayeye
daha ok borlanmas biimini ald... Trkiye'nin 1980'li yllarn ikinci yansnda an i bor yk altna
girmesinin bir nedeni de sz konusu yaklamn sonucudur.
Yksek faiz uygulamas konusunda da benzer bir "akl yrtme" geerlidir. Yeni muhafazakar yaklamlara
gre, yksek faiz, tketim eilimini drerek, tasarruflar, dolaysyla da yatrmlar artrr. Oysa
Trkiye'deki uygulama sonucu yatrmlar artmad gibi, sermayenin en parazit kesimine, rantiyelere kaynak
transferinin bir arac haline dnt. Sonuta ekonomi de rantiye sermayesinin basks altna daha fazla
girdi... Bu arada maliyet enflasyonunun da nemli nedenlerinden birini oluturdu.
Bir baka saldr KT'lere ynelik olarak gndeme gelmiti. KT'lerin, kaynak israfna yol aan verimsiz
kurulular olduu ileri srlyor. Bunlarn verimli almalar iin zel sektre devrinin yeterli olaca
syleniyor. Ne var ki, bu sorunla ilgili olarak grnen amalarla gerek amalar farklyd. Bir kere zel
sermayenin mutlaka verimli, kamu sektrnn de mutlaka verimsiz olduuna ilikin olarak yaylan efsanenin
hibir inandrcl yoktur. Verimli alan KT'ler olduu gibi verimsiz alan zel kurulular da mevcuttur.
Fakat asl soru; kimin iin verimli, kimin iin rasyonel olduudur.(11) Daha nemlisi, KT'lerin hangi koullarda
neden ortaya kt, hangi ihtiyalan karlamay amaladdr. Aslnda KT'ler belirli tarihsel koullarn ve
zorlamalarn ortaya kard kurululardr. En nemli neden de zellikle azgelimi lkelerde tarihsel olarak
zel sermayenin yetersizlii, clzldr. Bu nedenle KT'leri tmden dlayarak azgelimi bir lkenin
sanayileme srecini srdrmesi ve baarl olmas mmkn deildir. Zaten KT'lere ynelik saldrnn amac
da sz konusu lkeleri sanayileme hedeflerinden uzaklatrmakt. Bir baka soru da, KT'lerin ilevlerini

tamamlayp tamamlamadklandr.
Trkiye 1980 sonrasnda Neo-liberal topya'ya uygun politikalar izledi. Bu politikalar szde bilimsel
argmanlara dayanyordu. Oysa asl olan bilimsel kay199
glar deil, ideolojik safsatalar ve snfsal karlarn bunlar araclyla kabulle-nirliini salamakt. Trkiye
Bat'nn nerdii yolda ilerledii srece de uydulama sreci derinle ebilirdi... Son yllarda Bat'dan gelen
tm konuklar, Trkiye'nin son on ylda "harikalar yarattn" syliyerek sze balyorlar. Elbette haklar var.
Chardin'in dedii gibi, "Belirleyici olan, her zaman nereye bakld deil, nereden baklddr." Trkiye'den
her istedikleri hemen gerekleen Batllar elbette byk baarlardan" sz edecekler!... Trkiye srekli
devalasyonlar ve kur politikalaryla ihra rnlerini srekli ucuzlattka, bor faiz ve ana-paralarn
aksatmadan dedike, gerektiinde Ortadou'da Bat karlarn gvence alana alma niyetini ortaya koyduka,
Trkiye'nin Bat'dan grntsnn "pek parlak" grnmesi doaldr...
Bir ulusal ekonomide, tarm, sanayi ve alt-yap/enerji yatrmlarnn uygun bir bileimi, salkl kalknmann
olmazsa olmaz kouludur. te yandan, toplumsal artn kimlerin elinde topland, sermayenin hangi
fraksiyonu tarafndan ncelikle kullanld da nem tar. Bir baka nemli sorun da, mutlak anlamda byme
oranlan deil, bymenin nitelii, hangi sektrlerden kaynaklanddr. Bilindii gibi, toplumsal arta el
koymada sanayi, finans (bankaclk) ticaret ve rantiyelerden hangisinin ncelikli olduu byk nem tar.
Bymeyle kalknmann her zaman zde saylmas yanltcdr. Ayn ekilde hzl GSMH artlarna ramen,
lke insanlarnn ounluu yoksullamaya devam edebilir. Sosyal ve blgesel dengesizlikler derinleebiiir.
Toplumun geleceini tehlikeye atacak biimde ekolojik sorunlar ortaya kabilir. Son on ylda Trkiye'de
olduu gibi... statistikleri maniple ederek olaylar olduklarndan farkl gsterme abalan ksa dnemde ie
yarasa da, uzun dnemde gerein hkmn deitiremez.
Yaratlmaya allan efsaneye ramen, Trkiye'de 1980 sonrasda gerek anlamda da dnk bir strateji
uygulanmad. Zaten uluslararas konjonktr de da alma stratejileri iin elverili deildi. Asl sz konusu
olan da alma deil, dardakilere ekonomiyi amayd. lkeyi okuluslu irketlerin ve okuluslu zel ticari
bankalarn etkinlik alanna daha fazla sokmakt. Da dnk (ihracat nclnde byme) modelin baarl
olabilmesi iin, ncelikle uluslararas koullarn ve konjonktrn elverili olmas gerekir. Trkiye'nin da
almaya zorland dnemde, dnya ekonomisinin yapsal krizi devam ediyordu. (Bugn de devam ediyor).
Dnya ticareti daralm, stelik korumac nlemler (ve tarife d uygulamalar) younlamt. Bunun dnda,
da alma stratejisinin baaral olmasnn n koulu, dnya pazarnda rekabet gc olan yeni ve dinamik
sanayileri devreye sokmaktr. D pazarlarda rekabet gc olan bir sanayileme stratejisi sz konusu
olmadan gerek anlamda bir da alma da olanakl deildir. Trkiye'de yaplan ise, var olan abartlm
teviklerle ihra etmekti. Zaten kalite, maliyet, standardizasyon vb. bakmndan rekabet gc olmayan
rnler an tevikler olmadan ihra edilemez. Ar teviklerle srdrlen ihracat ise, hem lkenin
yoksullamas (darya karlksz kaynak transferi sz konusu olduu iin), hem de ekonominin dengelerinin
daha da bozulmas sonucunu dourabilirdi. Trkiye'de de yle oldu. Bu yzden
200
Trkiye'nin szde ihracat baarsnn ne pahasna gerekletiinin tahlilini iyi yapmak gerekir. Ekonominin
zaten bozuk olan dengelerini daha da bozarak (enflasyonu azdrp, isizlii artrp, gelir dalm dengesizliini
ve sonuta yoksulluu ve sefaleti derinletirmek; verimli yatrmlar caydrarak, tarmsal retimi problematik
hale sokarak vb.) salanan baar gerek bir baar deildir. Bu, hastann midesini iyiletireyim derken,
bbreklerini ve karacierini bozmaya benziyor. Zaten bir ekonominin baars bir tek sektre baklarak da
anlalamaz.
Ne pahasna olursa olsun, ihracat artrma yaklam iin geni kitlelerin sat-nalma gcnn drlmesi
gerekiyordu. Ancak bu sayede ihra edilebilir bir mal stou ortaya karlabilirdi. Bunun da yolu reel cretleri
budamaktan, tarma dnk sbvansiyonlar ksp taban fiyatlarn drmekten, bir btn olarak smr
orann ykseltip, i ticaret hadlerini daha da bozmaktan geiyordu. IMF, Dnya Bankas kaynakl istikrar
programlarnda, tarma dnk sbvansiyonlarn kaldrlmas srarla nerilir. Bu neriyi yapanlar, sanayilemi
lkelerde her yl tarma yaklak 250 milyar dolar sbvansiyon verildiini pekl bilirler... hra edilebilir bir
mal stoku oluturmada atl kapasitenin harekete geirilmesinin de pay byktr. Fakat btn bunlar baskc
bir siyasal rejim altoda mmknd...

Gerekten 1980 sonrasnda hem ihracat artt, hem de ihracatn kompozisyonu deiti. Bu arada ihracatn
ithalat karlama oran da ykseldi. hracat 1975'de 2 milyar 261 milyon dolardan, 1989'da 11.5 milyar
dolara ykseldi. 1980'de sanayi rnlerinin toplam ihracat iindeki pay % 30'dan 1985'de % 78.2'ye
ykseldi. hracatn ithalat karlama oram da 1980'de % 37'den, 1989'da % 74'e ykseldi. Ne ki, ihra
rnleri ounlukla dk katma deerli mallardan oluuyor. nemli bir blmn tarma dayal sanayiler
oluturuyor. Dier nemli kalemler; deri, ksele, dokumaclk, demir-elik, baz tahl rnleri, konfeksiyon
vb.dir. Dnya pazarnda rekabet gc olan yeni rnlere, verimlilik artna dayanmadka, ihracat artn
tm teviklere ramen belirli bir eikten sonra srdrmek olanakszdr.
Sabit Sermaye yatrmlar baka dili konuuyor
Trkiye'nin son on yldaki performansnn saptanmasnda, deiik ltlere baklabilir, ama bunlar iinde en
salkls sabit sermaye yatrmlarnn bykl ve kompozisyonundaki gelimelerdir. Sermaye birikimin
seyri, yatrmlarn seyrine baldr. 1980-1989 araln kapsayan on ylda, sabit sermaye yatrmlarn (sabit
fiyatlarla) ortalama % 2.7 orannda byd. Sz konusu oran, 1970-79 aralnda % 8.0 idi. 1960-69
aralnda da % 8.2. Bu, Cumhuriyet dneminin, sava yllarn kapsayan 1940-49 dnemi hari (sz konusu
dnemin oram % 2.2 idi), en dk orandr. Bu rakam, kimi dengesizliklerin nedeni olarak yksek oranl altyap yatrmlarnn gsterilmesinin ne kadar temelsiz olduunu gsterir.
201
1980 sonras dnemde sabit sermaye yatrmlarm at-yap yatrmlarna, (yol, baraj, enerji vb.) ynelmesinin
nedeni, dnya*pazarnn darald koullarda alman d kredilerin tek kullanm alannn alt-yap yatrmlar
olmasndadr. Bu, tm azgelimi lkeler iin genel bir eilimdir. Ama, Trkiye'de batan beri sralanan
nedenlerden tr (Ortadou'da gvenilir bir mttefike duyulan ihtiya ve IMF'nin baarl bir renciye
olan ihtiyac), nemli milli gelir dleri sz konusu olmad. Gelir dalm dengesizlii hzla derinleirken,
GSMH art da srd. Sabit fiyatlarla GSMH, 1980-1989 aralnda % 4.2 orannda artt ki bu birok
azgelimi lkedeki ar dler dikkate alndnda nemli bir orandr.
Fakat asl nemli olan, imalat sanayii sabit sermaye yatrmlarnn seyridir. Sz konusu yatrmlar 1973-77
aralnda % 10.4 art gstermiken, krizin derinletii 1978 sonrasnda bir d srecine girdii. Ve 198083 aralnda % 3.5 orannda, 1984-88 aralnda da % 6.4 orannda geriledi.(12) Toplam yatrmlar iinde
imalat sanayii yatrmlarnn pay 1973-77 dneminde % 28.2 iken, 1975-83 aralnda da % 25.5'i, 1985-89
aralnda da % 17.5'a gerilemi durumda.
Kamu sektr imalat sanayii sabit sermaye yatrmlarnn toplam sabit sermaye yatrmlar iindeki pay,
1975'de % 26.06'dan 1985'de % 5.4'e gerilemitir. Kamunun imalat sanayii yatrmlarnda bylesine bir
d olurken, zel kesimin pay da 1979'da % 26.84 iken 1989'da % 21.80'e gerilemitir. Grld gibi
bizde, slogan, "daha az devlet daha az zel teebbs" biimini almtr. Devlet sanayi yatranlarndan
ekilirken, zel sektr de ekilmektedir... Oysa 1975'te zel yatrmlarn oran % 37.45 gibi olduka yksek
bir seviyedeydi!..
Trkiye'nin 1980 sonrasnda sanayileme hedefinden nasl uzaklamakta olduunu, uluslararas iblm ve
uzmanlamaya nasl uyum salamaya yneldiini ortaya koyan bir baka gsterge de, imalat sanayii retiminin
kompozis-yonundaki kaymada grlebilir. 1950-1980 genel gelime eiliminin tersine, 1980 sonrasnda dk
katma deerli sanayi alt-dallarnn pay ykselmektedir. Bir ulusal ekonomide sanayileme sreci ilerledike,
yksek katma deerli mallarn arlnn da artmas gerekir. Bu adan 1980 sonras, bir geriye gidi eilimi
tamaktadr. Nitekim, 1950'de gda, iki, ttn gibi dk katma deerli sanayi alt-dallarnn yaratt katma
deer, toplam imalat sanayi katma deerinin % 42.8'ini olutururken, bu oran 1979 ortalarnda % 22.6'ya
kadar gerilemiti. Kimya ve petrol alt-sektrleri iin de yukardakine benzer bir eilim sz konusudur. Sz
konusu alt-sektrlerin pay, 1950'lerinbanda % 4.1' den, 1970'lere ge-alt-sektrlerin pay, 1950'lerin
banda % 4.1'den, 1970'lere gelindiinde % 14.3'e kadar ykselmiken, 1985'de tekrar %10.8'e gerilemitir.
Tat aralar sektr iin de durum ayndr.
Yukardaki oranlar, Trkiye'nin "dinamik sektrlerden" nasl ekildiinin de bir gstergesidir. Zaten
niversitelerin hali perian ve milli gelirden bilimsel aratrma-gelitirmeye ayrlan pay da (%0.64) binde
altm drt (Fransa'da sz
202
konusu oran % 2,25 'dir), sanayileme iddiasnn bulunmadnn bir baka gstergesidir.

Bir ulusal ekonomide toplumsal artn bykl kadar, kimler tarafndan nasl kullanld da byk nem
tar. 1980 sonrasnda kaynaklar sanayicilerin deil, ticaret ve rantiyelerin eline daha ok gemitir. Bunun
anlam, toplumsal artn sermayenin yatrmc olmayan, ksr kesimlerinin elinde toplanddr. Bu durum,
benimsenen modelin mantna uygundur. Bir kere, banka kredileri sanayi sektrnden ok, hizmetler ve
inaat sektrne kayyor. Nitekim 1980'li yllarn banda sanayi kesimi banka kredilerinin % 40'n
kullanmken, sz konusu oran 1989'da % 17'ye kadar gerilemitir. Bu arada uygulanan para, kredi ve
borlanma politikalarnn doal sorunu olarak, bankalarn aktif yaps da deimi durumdadr. Bankalarn
aktifinde kredilerin pay azalrken, devlet tahvili ve hazine bonolarnn pay hzla artmtr. Buraya kadarki
aklamalar, Trkiye'nin sanayileme hedefinden giderek uzaklamakta olduunu, verili uluslararas iblm
ve uzmanlamaya uyum salama hedefinin n plana ktn ortaya koyuyor. eliik olarak, toplumsal artk
byrken sanayi yatrmlar azalmtr. Bu durum neo-liberal topyann ne kadar havada kaldnn da bir
gstergesi saylabilir.
ticaret hadleri, 1980 sonrasnda daha ok tarm aleyhine dndrlp bu kesimden kaynak transferi
hzlandrld, reel cretler drlp ii snf smr oranlar ykseldii halde, byyen toplumsal artk
sermaye ksr kesimlerin eline gemektedir... Tarm sektrnn milli gelirden ald pay 1979'da % 24.33'den
1985'de % 15.40'a gerilemitir. 1980'de 100 kg gbre almak iin 10.5 kilo buday gerekirken, 1988'de 100
kg. gbre iin 107.5 kg. buday gerekiyordu... cret ve maal kesimlerin (ii ve memurlarn) milli gelirden
aldklar pay 1979'da % 32.79 iken, 1989'da % 14.80'e dmtr. Buna karlk kr, faiz, rant (sermaye
gelirleri) elde edenlerin pay 1979'da % 42,88'den, 1989'da % 70'lere ykselmitir. Bu arada yabanc
sermaye giriinde de grece bir art sz konusudur. 12 Eyll sonras dnemde ksa srede "ucuz ii
cenneti" haline gelen Trkiye'ye yabanc sermayenin daha ok ilgi gstermesi doaldr.
12 Eyll rejiminin on yl dolarken, Trkiye hem sanayileme hedefinden uzaklat, hem de da bamll
daha da artt. 1979'da 13.6 milyar dolar d borlar, 1989 sonunda 41 milyar dolara ykseldi. 1980-88
aralnda 30.3 milyar dolar d bor dendii halde hl 40 milyar dolarn stnde d bor var. Ve bugn
Trkiye dnyann en byk borlular arasnda yer alyor. borlar da 1979'da 321.4 milyar liradan, 1989'da
45 trilyon 52 milyar TL'ye ykseldi, bu lde i ve d borca batm bir ekonomide yatrmlara kaynak
bulmak artk olanakszdr. Nitekim bteden yatrmlara ayrlan pay sadece % 7'dir. Geri kalan cari
harcamalara gitmektedir. Bylesi bir ortamda eitim ve salk harcamalarnn daha da budanmas
kanlmazdr. Artk siyasal iktidar sermayeye faiz demek iin, temel mallara zam yapmay bir gelenek haline
getirmi durumda. DE'nin 1987 aratrmasna gre, Trkiye nfusunun % 40' (21.1 milyon kii) ylda
ortalama 355 dolarla yaamak zorundayd...
202

Da alma stratejisinin on yl geride kalrken, sanayileme hedeflerinden giderek uzaklaan, da bamll


daha da artm, isizliin, yoksulluun ve sa-faletin giderek derinletii, yksek oranl enflasyon, lke
geleceini ipotek altna alma potansiyeline ykselmi d borlar, daha ok bozulan gelir dalm ve giderek
aman doal evre gibi temelli olumsuzluklarn boy gsterdii, uydulama srecinde hzla yol alan bir Trkiye
sz konusu... Ne ki, btn bunlara ramen olumlu eyler de var: "Trkiye'nin d itibar hzla artyor!.."
Yaasn d itibar!..
204

13. BOLUM
PARADGMANIN FLASI

"zgrce dnmek, zgrce davranmak, aratrmacnn grevi deil, temel niteliidir."


smail Beiki

Smrgecilikle balayan dnemde "Bat" ile "Batl olmayanlar" arasndaki ilikiler biim deitirse de z hep
ayn kald. Balangta smrgeciliin yerlemesi iin askeri plandaki stnlk nemli olmakla birlikte, asl
belirleyici olan "Bat dncesi", "Bat bilimi ve teknolojisi"ydi. Claude Levi-Strauss; "Ondokuzuncu yzyl
Avrupal's, buharl makina ve birka baka teknik hneriyle bbrlenip, kendini dnyann geri kalanndan
stn gryordu''(1) diye yazyor. Descartes, "Dnyorum yleyse varm"; F.Bacon da "bilim iktidardr"
demiti... Dnyann geri kalan blgelerindeki halklar; kendi doalarndan kaynaklanan bir "gerilie mahkm
olduklarna, Avrupal'ya gre "aalk." olduklarna inandrlmalarnda sz konusu "modern bilim" belirleyici
bir rol oynad. stelik her tarihsel dnemde smrgeciliin, bir arac olan "modern Bat bilimi" kendini

"tarafsz" ve "evrensel" olarak sunmay da baard. Bylece tarafszlk ve evrensellik efsanesi, bat bilim ve
teknolojisine kar konulmaz bir g kazandrd. Her kim bat dncesine, egemen bat ideolojisine kar
karsa, bilim dman ve gerici damgasn yemekten kendini kurtaramazd. Artk Avrupa merkezli, rk,
nfuz yayc Bat ideolojisi tm dnyada egemen olabilirdi...
Hristiyan misyonerlerin balangtaki "uygarlarma misyonu", giderek "kalkndrma misyonuna" dnt!
Smrgeletirmenin Bat'daki ad, "uygarlatrmakt."(2) Uygarlk gtremezlerdi ama, var olan uygarlklar ve
uygarlklarn yaratclarn tarih sahnesinden silecek gce erimilerdi.
ddia edildiinin aksine, aydnlk felsefesinden esinlenen fikirler, yerli kltrlerin tahrip edilmesini
merulatrmtr... imdilerde bilim ve teknoloji tayclar, smrgeciliin balangcndaki misyonerin yerini
alm durumda. Bu arada 1960'larda azgelimi lkelere dalan "bar gnllleri"ni de hatrlamamak olmaz...
Bugn sadece Sahrann gneyindeki Kara Afrika'da 80 bin "kalknma uzman" grev yapyor ve bunlara ylda 4
milyar dolar cret deniyor(3)
Bat'nn rasyonalizmi ve bilimi bir kere egemen olunca, yzbinlerce yldan beri birikip gelen tm bilgiler
deersizleti. Bat burjuvazisi, egemen olabilmek
205

iin byle bir yola bavuracakt. Bir tek "Bat bilimi" vard ve ifadesini "diplomal aydn"da buluyordu.
Smrge ve yar-smrgelerdeki "Batc aydnlar", smrgeciliin rn olan yerli ibirliki orta-snflar kendi
halklarn ve kendi gemilerini sulama yarnda, Batl efendilerini bile geride braktlar... Smrge
"aydnlarnn" ve ibirliki snf ve gruplarn bu tavrm ideolojik bir yanlsama olarak grmek yanltr. Maddi,
snfsal karlar sz konusuydu... Bugn olduu gibi, her tarihsel dnemde smrgecilik ve emperyalizimden
kar salayan, varlklar emperyalist smr ve bamllk ilikilerine bal, ibirliki snflar sz konusudur.
Bat burjuva uygarlnn, smrgecilik ve emperyalizmin ideolojik bir arac olan "iktisat bilimi" iin de durum
ayndr. Egemen bat ideolojisinin nemli yapc umarlarndan birini oluturan "iktisat kuram"na dayal
politikalar, azgelimi lkelerde byk ykmlara neden olduu halde, tartmasz kabul gryor ve
niversitelerde okutulmaya devam ediliyor. Bilimsellii ve evrensellii eletiri konusu olmasn engelliyor...
Bir "bilim" ve "bilimsellik" lgnl zihinsel alan btnyle kuatm durumda. Yal bir kadn yzyllarn
mirasna ve kendi deneylerine dayanarak, otlardan bir ila yaptnda, bu "kocakar ilac" olarak lanetleniyor.
Kapitalist bir firma, ayn otlardan ayn ilac rettiindeyse, bilimselliin rn saylyor ve tartmasz kabul
gryor. Yal kadnn rettii ilacn "lanetlenmesi", okuluslu irketin rettii ilacn kabul grmesi, elbette
kadnn yandan kaynaklanmyor.. lac reten bir gen kz olsayd da durum deimeyecekti. Zira, kapitalist
toplumda, kapitalist retim srecine girmeyen, amac kr elde etmek olmayan hibir ey makbul deildir.
Modern bilimin, bu arada iktisat biliminin ilgi alan dndadr. Para akmnn bittii yerde iktisadi analiz de
son bulur. Kapitalist krllk kategorisine girmeyen hibir eyin retilmesine bu yzden iyi gzle baklmaz!
Tek tek insanlarn kendi ilalarn retmeleri kapitalist ila pazarn daraltr, krll olumsuz ynde etkiler...
Sonuta insanlarn ihtiya duyduklar ilalarn kendileri tarafndan retilmesi "bilim" araclyla yasaklanr.
Mukayeseli stnl olmad gerekesiyle bir ok azgelimi lkenin en nemli gereksinmeleri olan gda
maddelerini retmelerinin (buday, pirin vb.) neo-liberal iktisat kuramna dayanlarak yasaklanmas gibi..
Kapitalist firmann rettii ilalar "bilimsellik" damgasn tayorlar. Bilimsellikleri bir kere tescil edilince,
artk sattklar her zehirde bir keramet bulunacaktr. lacn verdii ifa, biliminden menkul..
Benzer bir durum "iktisat bilimi" iin de sz konusudur. Son analizde smrgecilii ve daha genel olarak da
burjuva uygarlm merulatrmaya yarayan "iktisat bilimi"de "evrensel" saylyor. Zira modern bat bilimi
evrenseldir. Her toplumda ve her tarihsel dnemde de geerlidir. Batda (nce ngiltere'de) retilen ve zel
koullarn rn olan sz konusu bilim, artk her yere ihra edilebilirdi. Tanm gerei bilimdir ve tabii
evrenseldir. Bilim evrensel planda geerliyse, ona dayal iktisat politikalar da evrensel geerlilie sahiptir.
Buradaki mesaj ok ak: Siz de ngilizler, Amerikallar, Franszlar, Almanlar vb. gibi yaparsanz, onlarn
getikleri yollardan geerseniz kalknrsnz. (!) "Tarafsz" ve
206
"evrensel" bilimin yaratt ideolojik artlanma ve klelik o kadar kkldr ki, kimse eskiden giderlerin
nereye vardn, o yollarn imdilerde ak olup olmadn vb. dnme zahmetine bile katlanmaz. Deiik
bnyelere ayn ilac uygulamann sonularm dnmeye yanamaz.
Yaklak yarm yzyldan beri iktisat retisi giderek pozitifbir bilim olmaya yneldi.(4) Bylece fizik

bilimlerine benzeyecek, her zaman, her yerde ve her koulda geerli olacakt. Normatif bir bilim olmaktan
uzaklat lde, "etkinlii" ve "saygnl" daha da artacakt. Aslnda bylesi bir aba anlaml deildi ve
bilimsellikle ilgili ideolojik bir yanlsamann rnyd. Deiik sosyal formasyonlar iin geerli bir iktisat
bilimi olanakl mdr? Sorun, teorik dzeyde "rafine modeller" oluturmak deil, farkl durumlarn ve
koullarn ortaya kard toplumsal olgular aklayabilme yeteneine sahip olmaktr. Dolaysyla, "iktisat
bilimi" normatif bi bilim olduu iin deil, tam tersine pozitif bir bilim olmaya yneldii iin bilimsellikten
uzaklar.
IMF ve Dnya Bankas gibi, Bat egemenliinin aralar olan kurulular, banaz bir dogmatizmle, deiik
"azgelimi" sosyal formasyonlara istisnasz ayn ekonomik politikalar nerdiklerinde, pozitif olma
iddiasndaki bilime dayal iktisat politikalarnn neden olduu "zc olaylar" ve ykmlar herkese biliniyor...
Smrgecilik srecinde, bilimin tarafszl ve evrensillii nemli bir koz olarak kullanld. Smrgecilik de
kapitalizmin gelimesinde nemli bir rol oynad(5) Oysa sosyal bilimin geerlilii grece bir geerliliktir. te
yandan bir bilim olarak ortaya kan iktisat kuram, Bat burjuva kltrnn bir parasyd. Dolaysyla hakim
Bat burjuva kltr ne kadar evrenselse, burjuva iktisat kuram da ayn lde "evrensel" geerlilie sahip
olabilirdi... Burjuva ideolojisinin bir parasn oluturan bu bilim, tm dnya niversitelerinde okutuluyor. Zira
asl evrensellik iddiasnda olan burjuva uygarlnn kendisidir. Onun yapc unsurlar da evrenseldir. Hakim
Bat ideolojisinin bir paras olan "iktisat bilimi" ve ona dayal iktisat "politikalar" da evrenseldir...
O halde herkes evrensele ait olmal ve ona uyum salamaldr. Onun egemen kld modele boyun emelidir.
Aksi halde a d kalr. stelik bilim ve uygarlk dman saylp gericilikle sulanmaktan da kendisini
kurtaramaz. "Evrensel"e, "bilimsel"e ait olmann koulu, kendisinden ve kendisine ait olan her eyden
uzaklamaktr. Kendisine ve gemiine ait her ey "geri," "sama", "bilim d", "kaba", "kt" ve
"deersiz"dir. Kurtulu, Bat bilim ve teknolojisine sahip olmaktadr...
Bu amala kendi ayrann deil Coca-cola meli, kendi ttnnden yaplm sigaray deil Marlboro'yu
tttrmeli, san Batllarn rettii modaya gre kestirip onun ampuanyla ykamal, kendi beslenme
kltrnn rn olan yemekleri deil Mc Donald's hamburgeri yemeli, onun rettii televizyon dizilerini
seyretmeli, kendisi de bir gn bir televizyon dizisi yaparsa, Bat'dan gelene benzemeli. (Aksi halde evrenselin
dna itilmi olur!) Kendi mziini dinlememek iin "bilimsel gerekeler" retmeli, (pek para etmeyen) kendi
dilinden
207

nce, ngilizceyi renmeli, onun gelitirdii iktisat kuramn renip ona uygun iktisat politikalar benimseyip,
serbest piyasa ekonomisi uygulamal, da almal, korumacl kaldrmal, yzelli yldr egemen Bat
lkelerinin elinde bir smr arac ilevi gren "mukayeseli stnlkler teorisi "ne uyum salamal, kendi
lkesinde ve benzer durumdaki lkelerdeki byk ykmlara ve facialara fazla deer ve nem vermemeli, ama
ABD'de bir ocuun kuyuya d ve kuyudan karlyla (buradan ocuun akbetine kaytsz kaldmz
anlam karlmamaldr) Halepe katliamndan daha fazla ilgilenmeli; sonu olarak, ne kadar kendine
yabanclar, kimlik erozyonuna urar ve soysuzlarsa o denli "ada olur" ve "evrenselin bir paras"
durumuna gelebilir!
Srekli kimlik erozyonuna urayan bir ulusal sosyal formasyon, kendi yolunu bulup, kendi ayaklar stnde
durabilir, toplumsal srece egemen olabilir mi? Kendi zgnln ifade edemeyen bir toplum, evrensel
deerleri yakalayabilir ve ona katkda bulunabilir mi? phesiz byle bir toplumun kk bir kesiti Batya
benzeyebilir (ve benzeyebiliyor), ama bamsz ve ada olamaz. nk kendisi hakknda dnme ve
geleceini tasarlayabilme yeteneine artk sahip deildir. Oysa sosyal bilimin evrensellii ve teknolojinin
tarafszl da Batllar-ca uydurulmu bir efsaneydi. Bir kere bilim evrensel kltrle zde saylnca,
(egemen yaklam yledir), bir toplumun da bilimsel yolda olabilmesi iin, evrensel kltre sahip kmas
gerekir. Evrensel denilen kltr de hakim Bat burjuva kltrdr.
"Kalknma" kavram, 1940'larda ortaya atld. Kavram yeni olmakla birlikte, smrgeciliin balangcndan beri
geerli zihniyeti ve benzer ierikleri art-yordu. Kalknmln kart kalknmamlkt. Gelimiler ve
azgelimiler vard. Azgelimiler de gelimiler gibi olmalyd... Aslnda sz konusu olan dinsizin (paien)
Hristiyanlatrlmas, vahinin uygarlatnlmas, Batl olmayann Batllatnlmas problematiinin yeni
koullardaki devamndan baka bir ey deildi. Eskiden uygarlamak, batllamak isteyenler ve bunun
olanakhl-na ve gerekliliine inandrlm olanlar, imdilerde de kalknacaklarna inandnl-m durumdadrlar.

Btn bu dneme egemen olan yaklam, ikincilerin ne olduuna ve nasl olmalar gerektiine birincilerin
(uygar, kalknm, ileri olanlar) karar veriyor olmasdr. stelik bu durum beyz yldr (1492'den beri) devam
ediyor. Balangta kurtulu Hristiyanlamaktayd. Daha sonra modernlemekte, batllamakta, imdilerde
de kalknmadadr. a atlama, a yakalama, 21. yzyla atlama vb. gibi yenileri de retilmeye devam ediliyor.
Batllar kendi dndakileri her zaman "geri" olarak grdler ve onlar.deiip kendilerine benzemeleri
gerektiine de inandrdlar veya inanmaya zorladlar. Fakat, eliik olan bir durumu da amalar gerekiyordu.
Doalarndan kaynaklanan bir gerilie mahkm olan bu halklar, kendiliklerinden batllamazlar, kalknamazlar
ve Batlya benzeyemezlerdi.. O halde bu ii smrgecilik, Bat'dan ihra edilen mallar, sermaye, teknoloji,
bilim, silahlar vb. gerekletirebilirdi. imdilerde azgelimi lkelerin ibirliki oligarileri ve yozlam
yneticileri, yabanc sermayenin gelip lkelerini kalkndracandan hi phe etmiyorlar.
nl ngiliz Filizofu John Locke; "Orada (Amerika'da) geni ve hareketli bir
208
lkenin kral, ngiltere'deki bir gndeliki iiden daha kt evde oturur ve daha kt giyinir"(6) diyor.
Dikkat edilirse, giyim ve barnak asndan Amerikal kral ngiliz gndelikiden daha kt durumda! O halde
kraln nce sradan bir ngiliz gndelikisi durumuna getirilmesi gerekiyor.... imdilerde bunun ad, kii bana
den GSMH'dir. Azgelimi lkelerin insanlar da ortalama bir Ameri-kalnnkine eit GSMH dzeyine
ulanca kalknma gerekleecek!.. Nihai amac retim iin retim olan, deiim deerinin kullanm deerinin
yerine getii kapitalist retim tarz, srekli eitsizlikler ve dengesizlikler retip, bunu derinletirmek
durumunda. Zira retimin amac ihtiyalarn tatmin edilmesi deil, kr bir prodktivizm'dir. Baka bir ifade
ile, daha ok art-deer, dolaysyla krdr...
Azgelimi lkeler, GSMH'larn artrarak gelimiler gibi olacak! Tank, oyuncak ve gazoz retimini on kat
artran bir lke ayn oranda yksek SMH'ye sahip olur. Sz konusu kritere gre de, kii bana gelir ayn
oranda artm saylr. (Aritmetik ortalama). Sz konusu lkenin byle bir bymeyi ne pahasna elde ettii
dikkate alnmaz. Bu anlamda milli gelir hesaplan neyin retildii, ne pahasna retildii, retimin ekolojik ve
sosyal maliyeti ile ilgili deildir. Oysa sz konusu GSMH art yenilenemez doal kaynaklarn tahribi ve
gelecek kuaklarn yaamn tehlikeye atarak gerekletirilmi olabilir! Sahip olduu ormanlar hzla kesip
ihra eden ve orman rnleri retimini ve ihracatm elli kat artran bir lkenin kii bana geliri de o oranda
ykselir...
Ormanlar kesilip bittikten sonra, toprak erozyonu, lleme ve kuraklk lkeyi sardnda ve lke yaanamaz
hale geldiinde, sz konusu bymenin ne ifade ettii anlalsa da, artk bir anlam ifade etmeyecektir. 30
milyon nfuslu bir lkenin toplam nfusu, onbeer milyonluk iki metropolde toplandnda (ki kapitalist sre
byle bir eilim iermektedir), kentin bir ucunda oturup dier ucunda alan, her gn 100 km. yol kateden ve
ie gidip gelmek iin drt saatini harcayan ve ok sayda ulam arac kullanan kii, kulland ulam aralar
nedeniyle "gelir yaratr" ve bu gelir de GSMH'y ykseltir. Bu arada evre kirlenmesi, kazalar, grlt vs. de
ortaya kar ama, GSMH bakmndan bunun nemi yoktur. Oysa ayn kii orta byklkte bir kentte
yaasayd, her gn drt saatini yollarda harcamasayd, iine yryerek gitseydi enerji israf, evre
kirlenmesi, yorgunluk ve psikolojik sorunlardan uzak kalrd ama GSMH ve kii bana den ulusal gelir de
ayn oranda dk olurdu... Bylesi bir durumda "zengin" olmay m, yoksa "yoksul" olmay m yelerdiniz?(7)
ktisat bilimi bu sorunlarla ilgili olmad iin, ekolojik hareketin hakl eletirilerine maruz kalyor. Ekolojik
snrlar dikkate alnmad zaman bile, azgelimi lkelerin gelimi lkeler gibi olabilmeleri olanakszdr.
Bylesi bir ey, hiyerarik kapitalist dnya sisteminin yapsna, mantna ve ileyiine ters der. II. Dnya
Sava sonrasnn olduka uzun genileme (refah) dneminde bile, gelimi ve azgelimi lkeler arasndaki
"zenginlik fark" hzla ald. 1980 sonrasndaysa durum, vahim bir hal ald.
209
Bugn iki milyardan fazla insan (dnya nfusunun % 48'i), yaayabilmek iin dnya gelirinin % 13'nden azna
sahip. Oysa, 1950-1980 dneminde yksek oranl bir ekonomik byme sz konusuydu. 1980 sonrasnda
azgelimilerin durumu daha da ktleti. Krktan fazla lke 1990'da, 1980 gelir dzeyinin de altna dt.
Oysa bugn 1950'dekinin yedi kat retim dzeyine ulalm durumda...
Dnya Bankas rakamlarna gre, sz konusu dnemde azgelimi lkeler sanayilemi lkelerden daha yksek
oranda GSMH art gerekletirdikleri halde, kii bana gelir art ylda ortalama 7 dolar, sanayilemi
lkelerde ise 270 dolar olarak gerekleti... Bilindii gibi bymenin nitelii de nemlidir. Bymenin nitelii

dikkate alnmad durumda bile, azgelimi lkeler kii bana yllk 7 dolar artla "gelimi" lkeleri nasl
yakalayabilirler? Ne ki, yukarda verilen rakam da aritmetik ortalamadr. Zira, ayn dnemde dnyann en
yoksul 500 milyonunun kii bana geliri sadece 73 cent artt...
Sanayilemi lkeler ylda % 2.4, azgelimi lkeler de % 2.8 GSMH art saladklarnda, zenginlerin
ortalama geliri kii bana 11.430 dolardan 11.704 dolara ykselirken; yoksullarn kii bana ortalama geliri,
260'dan 267'ye ykselebiliyor... Mc Goman ve Kordan'n tahminlerine gre iki yzyl nce yoksullarla
zenginler arasndaki zenginlik fark bire birbuuk (1/1,5) iken, bu oran 1960'da bire yirmiye (1/ 20) 1980'de
de bire krkaltya (1/46) ykseldi.
1980 sonrasnda farkn daha hzl aldm sylemeye bile gerek yok. Yine Dnya Bankas rakamlarna gre,
en yoksul lkeler 1978'de dnya gelirinin % 5.6'sna sahipken, bu oran 1984'de % 4.56'ya gerilemitir.
Azgelimi lkelerin, gelimiler gibi "olabilmeleri" ekololjik bakmdan da olanakszdr. ktisat bilimi, retimin
snrsz byyebilecei postulasna dayanr. nl Fransz iktisats Jean-Baptiste Say, "Cours d'Economie
politigue Pra-tiques, 1828-1830" adl eserinde, "Doal zenginlikler, tkenmezdirler, ne oaltlabilirler ne de
tkenirler, bu yzden ekonomi biliminin konusu deildirler" diye yazyordu. Condorcet de, daha 1770'lerde;
"nsan dncesi ne kendi uurlarna ne de doann engellerine taklmadan srekli ilerleyecek"(9) diyordu.
Geerli yaklamda asl ama, retimin artmas ve sosyal artn bymesidir. Onca nlen ve hayranlk
uyandran burjuva uygarlnn "baars", aslnda biyosferin milyar ylda biriktirdii "sermayenin" ar
israfyla mmkn olmutur. Bugn bu sre hzla devam etmektedir. Ne ki, tekniki burjuva uygarlnn
marklnn ve arlklarnn bedeli, sadece "yoksullar" tarafndan denmekle kalmayacak; bir btn olarak
insanln (gezegenin) gelecei tehdit altnda bulunuyor. Zira amac retim ve anlamsz bir prodktivizm olan,
ekolojik ve insani boyutu dikkate almayan, neo-liberal iktisat kuramnca da merulatrlan bugnk eilimler
ve sreler, hzla gezegeni yaanmaz duruma getiriyor.
Azgelimi denilen lkeler de dnyann ayrcalkllar kadar retip onlar kadar tketmeye, onlar kadar yokedip
onlar kadar kirletmeye kalkarlarsa durum ne
210
olur? "Dnyann lanetlileri" de, ortalama bir Amerikal kadar tketmeye balarlarsa nasl bir tablo ortaya
kar? Bugn dnya nfusunun yaklak % 20'sini oluturan ayrcalkllar (sanayilemi lkeler) dnya
kaynaklarnn yaklak % 80'ini kullanyorlar. 1987'de dnya nfusunun bete birinden azm oluturan (747
milyon kii) OECD lkeleri, kii basma 6573 kilo petrole eit enerji tketiyordu. ok dk gelirli lkelerdeki
2 milyar 824 milyon insansa (Hindistan ve in dahil), sadece 297 kg. petrole eit enerji tketebiliyorlard!
Ortalama bir Amerikal bir Bengladeli'den 440 kat, Etyopyah'dan da 600 kat fazla enerji tketiyor. 700
milyon insan yeterli beslenemez durumda. Bu insanlarn yeterli beslenebilmeleri iin, 40 milyon ton hububat
yeterliyken, zengin lkelerde hayvanlar beslemek iin her yl 540 milyon ton hububat harcamyor!
Amerikallar zayflamak iin her yl be milyar dolar harcyorlar... 1.9 milyar insan sala uygun ime ve
kullanma suyundan mahrum. 1988'de dnyada silahlanma amacyla kii bana 200 dolar harcand. Eer her
ocuk iin sadece 5 dolar harcan-sayd, 14 milyon ocuun sradan bulac hastalklardan lmesi
nlenebilecekti... Bugn dnyada okuma yazma bilmeyen 880 milyon insan var!
Dnya insanlarnn ezici ounluu kapitalist gelimenin ortaya kard yoksulluk ve sefaletle bouurken,
"ada Romallar" refah iinde ve demokratik bir ortamda yayorlarsa (aslnda sz konusu sosyal
formasyonlar gerek anlamda demokratik toplumlar deil, liberal oligarilerdir); bu, "dnyann lanetlileri"
refahlarna ortak olmad iindir. Dnya nfusunun yaklak drtte n oluturan "yoksullar" bugnk
retim ve tketim dzeyindeyken bile, gezegen, zerinde yaanamaz hale gelmi durumda... Hzla bozulmaya
da devam ediyor. Sera etkisi, ozon tabakasnn zayflamas, hayvan ve bitki trlerinin yok olmas, denizlerin,
gllerin, rmaklarn ve ime sularnn kirlenmesi, ormanlarn hzl tahribi (yangnlar) ve kesim yznden ve
fosil yaktlarn kard karbon gazlarnn neden olduu sera etkisi ve snma, asit yamuru, nkleer tehlike
ve nkleer kirlenme, sular giderek azalan byk nehirler (Nil, Missisipi, Ganj, San Irmak vb.), sanayi
artklarnn neden olduu kirlilik, zehirli artklar, an kullanlan topraklarn oraklap verimsizlemesi, (her
yl 6 milyon hektar verimli arazi lleiyor ve 11 milyon hektar orman yok oluyor), atmosferin snmas, yaam
kalitesinin bozulmas, yabanclamann dayanlmaz snrlar zorlamas, aalanan aznlk kltrlerinin hzla
tahrip edilmesi vb. imdiden insanln geleceini tehdit ediyor.
Dnya nfusunun % 5'ini oluturan ABD, dnya gda retiminin % 3 5'ini ve dnya enerji retiminin de %

60'n tketiyor. Btn azgelimi lkelerin, ABD'nin dzeyine deilse bile, grece daha az gelimi bir
Avrupa lkesinin retim ve tketim dzeyine ulatnda, yarataca sorunlar hayal etmek bile bir kbus
olurdu.. Btn inlilerin birer otomobile sahip olmalar halinde, bunun kaynaklar zerindeki basks ve
yarataca evre kirlenmesini dnmek bile rperticidir. Yenilenemez doal kaynaklan hzla tketen, evreyi
kirleten, gezegeni yaanmaz hale getiren, ekolojik snrlar sz konusu olmadnda bile an yoksulluk ve
safalet reten, Bat burjuva uygarlna dahil olmay, ona benzemeyi, "Batllamay", "adalamay",
"kalknmay", "a atlamay", "bilgi
211
an yakalamay", onlar kadar retip onlar kadar tketmeyi, kirletmeyi, yok etmeyi amalamal myz? Bu
olanakl ve arzulanr bir ey midir? Dnyann geri kalan blmnde de tarmsal retim iin. ABD'deki
yntemler (ileri teknoloji) uygulansayd, dnyada retilen enerjinin tamamnn sadece gda retiminde harcamlmas gerekecektir ki, byle bir ey olanakszdr. 1970'de ABDde bir kalorilik besin maddesi retmek iin
9,6 kalorilik fosil kalori harcanyordu. te dillere destan tarmsal verimlilik artnn srr....
ktisat Bilimi: Geerli Eilimleri Merulatrma Arac
ktisat biliminin azgelimilik ve kalknma sorunlaryla ilgilenmesi iin, "biimsel bamszlklarn" ortaya
kmas gerekti. Neo-Klasik ktisat Kuram'nn bir alt dal olarak I Sava sonrasnda ortaya kan "kalknma
iktisad", kendisini dourann zaaflarn, doal olarak tayordu. Ama, yeni bamszla kavuan lke
yneticilerine "akl vermekti"... Neo-klasik iktisat gelenei, klasik ekonomi politie zg byme sorunlaryla
bile ilgili deildir. Statik dengenin bozulduu durumlarda, pazar glerinin bu dengeyi yeniden nasl
salayaca zerinde durur... Byme ve kalknma gibi sorunlara yabancdr. Zaten bilimsel olmaktan ok
ideolojik bir retidir. F.Partant, bu konuda unlar yazyor: "(...) kalknma, fetihlerde ve smrgecilikte
geerli olan dnceden esinlenen bir projedir. Ayn karlara hizmet etmekte ve smrgecilik dnemindekine
benzer sonular dourmaktadr. Bu akl almaz bir yutturmacadr. (Christian Harzo'nun smrcnn
uygarlatrc misyonu iin kulland bir kavram kullanmak gerekirse) Ve aldatanlar da aldatmak gibi bir
zellie sahiptir."(10)
Bu kere klasik ve neo-klasik iktisat kuram, her ekonomik olgunun, zorunlu olarak ekolojik, sosyo-kltrel ve
ekonomik olmak zere boyutlu olduu, bunlarn diyalektik bir btn olduu gereini dikkate almyordu.
Btnsellii yakalayamad srece de, klasik ve neo-klasik iktisadn aklayc gc daha batan snrlanm
oluyordu. Bilindii gibi, klasik ve neo-klasik iktisat kuram geleneinde, temel varsaymlar sz konusudur ki,
bunlardan bazlar: mdahale edilmedii srece pazarn tm sorunlar zecei, dolaysyla, ulusal dzeyde
olsun, uluslararas planda olsun, pazara mdahalenin sakncal sonular douraca, insanlarn rasyonel
yaratklar olduklar ve rasyonel kararlar verdikleri... her ulusun mukayeseli stnl olan mallan retip
satmasnn herkesin yararna olduu vb.'dir..(11)
Pazarn, teorinin ileri srd kadar "becerikli" olmad ac deneylerle (1920 - 1930'iu yllarda ve daha
nceleri yaanan ykmlarda olduu gibi) ve teorik saptamalarla ortaya kondu. Elbette "rasyonellik" iddias da
her zaman tartmaya aktr. Sahip olduu parayla video ve mzik seti satn alan, ama azndaki rk diler
yaptrmay dnmeyen bir adamn "rasyonal" davrandn sylemek olas mdr? Sz konusu adamn bir
istisna olduunu da!..
212
te yandan, geleneksel iktisat kuram ne ulusal snrlarla evrili bir toplumsal btnl (ulusal ekonomi)
kucaklar, ne de sermayenin vatan vardr. Geerli ekonomik yaklamda kaynaklarn rasyonel dalm zerinde
ok durulur. Neyin kimin iin rasyonel olduu sorusuysa pek sorulmaz... Neo-klasik teorinin aklayc gc
snrl olduu gibi, eliik teorik saplantlara da dayanyor. Bugnk haliyle (dn de yleydi), uluslararas
sermayenin (ok uluslu irketlerin) hareketine ideolojik destek salamann ve yaplardan merulatrmann
tesinde bir ileve sahip deildir.
Siyasal planda "bamszlasalar" da, "gen uluslar" ekonomik, sosyal ve kltrel planda ulusall
gerekletiremediler. Dolaysyla ulusal bir ekonomi de sz konusu olamazd. Kulland teknolojiyi
retemeyen, Bat-tipi tketim modeline uyum salamay temel ama sayan, ithal ettii teknolojiyle
emperyalist metropollerin ihtiyac olan mallar retip ihra eden, ekonominin deiik sektrleri arasnda
eklemlenmenin (articulation) bulunmad bir lkede, ulusal ekonomiden deil, yeni smrge ekonomisinden
bahsetmek geree daha uygun der.

Liberal retiye dayal "kalknma iktisad", bymeyle kalknmay zde sayar. Oysa byme eittir kalknma
yaklam inandrc deildir. Hzl byme (GSMH art), geni toplum kesimlerinin yoksullamasyla atba
gidebilir. Blgesel ve sosyal dengesizlikleri derinletirebilir, ekolojik sorunlar ortaya karabilir. Genel olarak
geerli olan bu durum, i btnl ve tutarll olmayan yeni smrge statsndeki azgelimi lkeler iin
daha da geerlidir. Kii bana milli gelir, (aritmetik ortalamadr), bir ekonominin yapsn ve lkede yaayanlarn refah dzeyini yanstmaz.
"Kalknma iktisad", azgelimilii ekonomik ve teknik bir gerilik olarak gryordu. Bu durumda sorunun
zm de teknik nitelikte olabilirdi... Azgelimi lkeler gelimenin geri aamasnda sayldlar, neo-klasik
retiye dayal politikalarla da gelimilere benzeyeceklerine "inandrldlar". Elbette bu srete sz konusu
nerilerin kolaylkla benimsenmesi bir tesadf deildir... Smrgeciliin giderek "isel" bir nitelik kazand
ve ibirliki yerli oligarilerin emperyalizmin bir uzants haline geldii koullarda, Bat'dan ihra edilen
"kalkndrc nerilerin" neden tartmasz kabul grdn anlamak zor deildir.
Bir kere, neo-klasik teorik yaklamlar azgelimi lkelerin geriliini, bu sosyal formasyonlarn kendi
ekonomik, sosyal ve politik geriliinin sonucu olduu grne dayandrnca ve d smr, bamllk,
biimsizleme, kimlik-sizleme, retici temelin zaafa uratlmas gibi nedenler analizin dna atlnca, d
destek, d yardm, yabanc sermayeyle kalknabilecekleri gr hakllk kazand. Byle bir yaklam geerli
olunca, bir lkenin kalknabilmesi, gelimilere benzemek, onlardan sermaye, teknoloji, bilim, deer yarglar
vb. ithal etmekle mmkn olabilirdi! Byle bir srecin devam ettirilmesi ise, artk giderek isellemi smr
ve bamllk ilikilerinin son analizde de azgelimiliin derinlemesi anlamna gelirdi. Bu nedenle azgelimi
lkeler, Ali Mazrui'nin yazd gibi "Batllatlar", ama "adalaamadlar".(12)
213
Bat tketim ve davran kalplarn daha ok benimsemek hem genelletirilmesi zor bir eydir, hem de bu
yolla azgelimi bir lkenin kalknp gerek anlamda ada olmas mmkn deildir. Nitekim, sz konusu
srecin sonucunda kk bir aznlk emperyalist lkelerdeki orta snflar bile kskandracak maddi zenginlie
kavuurken, geni toplum kesimleri marjinalleti. Toplumsal dengesizlikler daha da derinleti. Toplumu
oluturan balar glenecek yerde zayflad. Bamllk, yaamn tm boyutlarn daha ok etkiler oldu...
Ne var ki, Batllar tarafndan oluturulan ve azgelimi lkelere nerilen byme modelleri, bu lkelerin
kalknma srecinin geri aamalarnda olduklar gr, Rostow'un nl "ktisadi Bymenin Aamalar" teziyle
de desteklendi... Ve kalknma sadece teknik boyuta indirgendi... Fakat asl teorik geri plan oluturan nl
"Mukayeseli stnlkler Teorisi"ydi Bu teori (ideoloji), ilk defa D.Ricardo tarafndan ortaya atld (1817)
gnden beri, iktisat kuramnn belkemiini oluturdu. Zaman zaman baz itirazlar yaplsa da (son zamanlarda
dinamik mukayeseli stnlkler vb.), teorinin egemenlii kesindi....
II. Dnya Sava sonrasnda ortaya atlan "kalknma stratejileri"nin teorik geri plannda bu teori vard.
Elbette egemen paradigmaya soldan itirazlar eksik deildi. Ama, bu "itirazlar" geerli paradigmay daha
eitliki bir temele oturtmay amalamak dnda bir orijinallik tamyordu. Ama, yine GSMH art
salamakt. Bat tipi retim srelerini ve tketim modelini reddetmeyen, una ayn sonulara baka yollardan
ulamay amalayan sol versiyonun, gerek anlamda alternatif oluturmas olanakl deildi.
Sz konusu teoriye gre, her lke mukayeseli stnlne uygun mallar retip satarsa, bu herkesin
yararnadr! lgin olan, o zamana kadar iktisat biliminin azgelimilik ve kalknma sorunlaryla hi
ilgilenmemi olmasdr! Zira o zamana kadar "dnyann lanetlilerinin" byle bir talebi olmamt...
Sadece Batllarn her eyi belirledii dnemde (bu durum bugnde byk lde geerlidir) herhangi bir
sorun ortaya kmamt. Azgelimiler, biz de varz deyip, dnya sahnesine knca, Batllarn zenginliinin
her yerde tekrarlanamayaca anlalmaya baland... Smrye dayal, srekli eitsizlikler ve dengesizlikler
retip derinletiren hiyerarik bir dnya sisteminde, birilerinin kayb bakalarnn kazanc anlamna geliyor...
Ne ki, teori baka dili konuuyordu. Her lkenin kalknabilmesi iin mukayeseli stnl olan alanlarda
uzmanlamasnn gereklilii zerinde duruluyordu...
Aslnda 1950 ve 1960'l yllarda azgelimi lkelere mukayeseli stnlkler teorisini esas alan kalknma
stratejileri nermek, bunlara azgelimilie raz olun demekle zdeti... "Mukayeseli stnlk" denilenler,
sanayi devrimi sonrasnda tmyle sanayilemi lkelere kaymt. Bu sre sonucunda Ricardo'nun arap
reterek (mukayeseli stnl araptayd), mukayeseli stnlk salayacan ileri srd Portekiz,
mukayeseli stnl sanayide (tekstil) olan kendi lkesi ngiltere'nin ekonomik diplomatik bir yar-

smrgesi durumuna gelmiti. eliik


214
bir ekilde, teorik olarak var olduu saylan stnlk, kendisi de bir imparatorluk olan Portekiz'in baml bir
lke konumuna gelmesi ile sonulanmt...
Aslnda yoksul lkelere, mukayeseli stnlklere uyum salaym demek, dnya sistemi iindeki konumunuza
raz olun demekti... Ama neri bilimsel teoriye dayanyordu... nsanln ezici ounluu iin bir smr ve
bask arac durumundaki modern bilim ve teknolojinin prestijinin srekli artmas ilgintir... Yenilenemez doal
kaynaklan hzla yok ederek, insanln ve tm canllarn varlm ve geleceini tehdit eden bilimsel ve
teknolojik ilerlemeye dayal burjuva uygarl neden hl hayranlk uyandrabiliyor?
Smr ve basknn bir arac olan bilim ve teknoloji, hem emperyalist Bat'ya dnyann zenginliine el koyma
olana verdii iin Batllarca itiraz edilmiyor, hem de azgelimi lkelerdeki ibirliki oligariler ve onlarn
evresi smrden pay alabiliyorlar. Aldklar bu pay karlnda kendi halklarna zulmederek, bask ve devlet
terrn srekli gndemde tutarak, eski smrgeci yneticilerin uyguladklar basky bile geride
brakyorlar. stelik bunu "ulusallk", "ulusal kar", "ulusal gvenlik", "birlik beraberlik" gibi kavramlarn
gerisine gizlenerek yapyorlar. Bu anlamda bir dnrn dedii gibi; "halklarn kendi kaderlerini tayin hakk,
bu lkeleri yneten oligarilerin kendi halklarn boazlama hakkna dnm" bulunuyor...
1960'larn bandan beri kalknma on yl geride kald halde, sanayilemi ve azgelimi lkeler arasndaki
eitsizlik giderek byd. Geri plannda mukayeseli stnlkler teorisinin bulunduu "kalknma stratejileri",
zenginleri daha zengin, yoksullar da daha yoksul yapmay baard... Balangta, sz konusu teoriye gre,
buday ve pamuk retiminde mukayeseli stnle "sahip olan" bir lke ile, kuma ve bisiklet retiminde
stnle sahip dier lke arasndaki ticaretten birinci lke srekli zararl kar. Deiim hadleri her
seferinde yksek katma deerli mallar reten ikinci lke lehine iliyecektir. O kadar ki, belirli bir eikten
sonra, birinci lke, ticareti devam ettirebilmek iin, ikinciden baz girdileri de satn almak zorunda kalr.
Deiim hadlerinin srekli bozulmas karsnda ortaya kan kayplar dnleyebilmek iin her seferinde daha
ok retip satmak zorunda kalacaktr. Bugn azgelimi lkelerin iine srklendikleri kmaz ite budur...
stelik bu sre sefaleti derinletirmekle kalmyor, doann tahribine de ivme kazandryor. Paradoksal
olarak, yoksulluk doa zerindeki basky artryor.(13)
Sz konusu teorinin, Trkiye gibi azgelimi lkeler iin ifade ettii anlam ksaca udur: Bir kere teori,
glnn lehine olarak stnl nce donduruyor, sonra da derinletiriyor. Teknolojik dzeyi geri olan
lkede (tarm rnleri ve maden ihra eden) teknolojik gelimeyi lke gndeminin dna atyor. retimi
kalknmann hedefi haline getirerek, amalarla aralarn yer deitirmesine neden oluyor. Sonuta, retim,
amacm yitiriyor. Nihayet teori, birinin stnln herkesin stnl gibi gsteriyor. Doal kauuk retip
ihra eden lkelerden biri, bir gn yapay kauuk retmeyi baardnda, dierlerinin doal
215
kauuk retimini deersizletirdiinde ve onbinlerce insan isiz braktnda, bu kimin avantajdr ve yarar
nerededir? Bugn mikro elektroniin tekstil ve konfeksiyon alannda yaygn bir biimde uygulanmaya
balamasyla, tam otomasyonun bu alana giriiyle, azgelimi lkelerin (ve Trkiye'nin) sahip olduu varsaylan
mukayeseli stnl ortadan kalkm durumdadr... Bugn azgelimi lkelerdeki aln gerisinde mukayeseli
stnlkler teorisine dayal "uzmanlama" yatmaktadr. Dolaysyla sz konusu lkeler, doal nedenlerden
dolay deil, beeri nedenlerden dolay ala mahkm edilmilerdir...
Nitekim, Batllar istedii iin kahve, kakao vb. retiliyor ama, bu rnlerin srekli fiat erazyonuna uramas
sonucu (ticaret hadlerinin bozulmas) ihtiyalar kadar buday, pirin vb. ithal edemez duruma geliyorlar.
Richard Lombardi-nin yazdna gre, "1970'lerin sonunda nc Dnya lkeleri (petrol dndaki) 12 temel
maln ihracndan 30 milyar dolar salyorlard. Bu temel mallar, sanayilemi lkelerde dnme uratldktan
sonra 200 milyar dolara satlyordu! Bir tablet ikolatada kakaonun pay parakende sat fiatnn % 10'unu
gemiyordu."(14)
Lombardi'nin yazd gibi, gerek mukayeseli stnlk, u ya da bu malla, u ya da bu lkeyle ilgili deil,
btnyle bir rgtlenme sorunudur. Ve tm stnlkler Bat'nn sanayilemi lkelerinde toplanm
durumdadr... Teknoloji, ulam, iletiim, fnans, sigortaclk, datm vb. alanlarda stnle sahip olanlar, tm
alanlarda stnlk salam durumdadrlar...(15)
IMF ve Dnya Bankas'nn neo-liberal topyaya dayal iktisat politikas nerilerine kle sadakatiyle bal Trk

iktisatlarnn hl Trkiye'nin mukayeseli stnlnn hangi mallarda olduunu aratrmalar garip deil
mi? deolojik klelik o kadar kkl ki, sonuta aldatan da aldatr duruma geliyor...
kinci Dnya Sava sonras dnemde, emperyalist smrnn merula-trlp srdrlmesinde, iktisat
biliminin rol bykt. Azgelimi lkelerin ynetici oligarileri, Bat'dan gelen her eye olduu gibi, onun
"bilimine" ve "kalknma reetelerine" de bir kle sadakatiyle sarldlar. "Azgelimi", "geri kalm" vb. gibi
kavramlarn yerine de, "kalknmakta olan lkeler" kavram konularak, sevimsiz grnt de ortadan kaldrld...
Bylece Batyla olan farkllk artk bir "kalite" fark deil, bir "kantite" farkna indirgenmi oluyordu... Bu
aamadan sonra Batllar, kalknma kavramn yeni dnemin eitsiz ilikilerini srdrmede bir ama olarak
kullanabilirdi...
Kalknma teorilerinin ve stratejilerinin boy gsterdii 1950'li yllardan bu yana yaklak krk yl geti. Ve "
kalknma 10 yl" da geride kald halde, dnyann zenginliine yine eski smrgeci-emperyalist lkeler el
koyuyorlar. Sz konusu teori ve stratejiler de giderek balkondaki seyirciyi oyalama gcn yitiriyor...
Bugnk egemen ilikiler ortamnda, herhangi bir maln retilmesinin koulu, o lke insanlarnn
ihtiyalarndan tamamiyle bamszdr.
216
Uluslararas planda rekabeti olmayan hibir eyin retilmesi sz konusu deildir. Her eyi uluslararas pazar
mekanizmalar belirliyor. Belirli snrlar iinde azgelimi lkelerin yoksulluu, sanayilemi lkelerin
zenginliinden kaynaklanyor. Zaten azgelimilik olgusu, bu lkelerin kapitalizmin etkisi altna girmelerinin
sonucunda ortaya km bir sretir. Batllar beyz yldr, dnyann geri kalan blmn sonu olmayan bir
yolda ilerlemeye zorladlar. Misyonerlerin ve smrgeci yneticilerin yerini imdilerde "bilim adamlar" alm
durumda. Bu konuda F.Partant unlar yazyor: "Tm azgelimi lkelerin sanayilemi lkeler gibi
kalknabilecekleri ve kalknmalar gerektii dnceleri, niversitelerde okutulduu haliyle ekonomi bilimi
tarafndan da srdrlyor. Bu bilim, szm ona nc Dnya'y kmaz bir yolda ilerlemeye tevik ederek
Bat'y rk, merkezcilikte rahatlatyor. Bu nedenden tr harekete geirdii tm inanalar ve tm eliik
teoriler apak bir ekilde Bat ideolojisinin bir paras olduunu ortaya koyuyor."(16)
Bat'dan ithal edilen iktisat kuramnn, Trkiye'nin (ve benzer durumdaki lkelerin) gereini ne aklama
yetenei vardr, ne de yle bir istee sahiptir. Sz konusu kurama dayal politikalar da azgelimilii yeniden
retmeye yarar. Bu nedenle, Bat'dan ithal edilen ve asl ilevi ideolojik olan, ama bilimsellik grnts
altnda yerli ve uluslararas sermayenin karlarn gerekletirmek gibi bir misyonu olan sz konusu
retinin, katksz bir eletirisini yapmamz gerekiyor. Nitekim, Trke szl hafif mzik ne kadar bize
aitse, Trke szl iktisat kuram da o kadar bize aittir.
Son yllarda Batllar baarl rencileriyle vnyorlar ve tm azgelimi lkeleri, mevcut uluslararas g
dengeleri ve ilikiler ortamnda kalknabileceklerine inandrmak iin "Yeni Sanayi lkeleri" ya da "Asya'nn 4
Kaplan" denilen Hong-Kong, Singapur, Tayvan ve G.Kore'yi rnek gsteriyorlar.(17) Bu lkeler dierleri iin
rnek oluturamazlar. Bilindii gibi, sz konusu lkelerin baars ihracata dayanyor. Gerisinde de okuluslu
irketler var. okuluslu irketlerin bu blgede younlamasnn da zel nedenleri vard. Zaten bunlardan ikisi
ehir-devlettir, dier ikisi ise zel koullarda da alma stratejisi uyguladlar. Burada, sz konusu baarnn
anlam, ne pahasna ve nasl gerekletiinin tahliline girmiyeceiz. Sadece iki hatrlatma yapmak yeterlidir.
Bu lkelerde (Gney Kore ve Tayvan) askeri diktatrlkler geerliydi. Gney Kore'de 1987'de bile haftalk
alma sresi 53 saatti, ii sendikalar pratikte mevcut deildi, i kazalannda dnyada ilk sralarda yer
alyordu. Ucuz ii cennetiydi. 1987'de 48 milyar dolar d borcu vard... Tayvan'daysa, skynetim 1987'de
son buldu. 1987 ncesi 38 yl boyunca skynetimle "idare edildi."
Fakat asl nemli olan yukarda sylenenler deildir. Korumacln ve tarife d snrlamalarn sz konusu
olduu bir dnyada, tm azgelimi lkelerin "yeni sanayi lkeleri" kadar ihracat yapmalar olanakl mdr?
IMF rakamlarna gre, 1987'de Gney Kore kii bana 1120 dolar, Hong-Kong 8650 dolar, Singapur da 11 bin
dolar deerinde ihracat yapt. Eer, 171 milyon nfuslu Endonezya 'da kii bana Singapur dzeyinde ihracat
yapsayd, bu tm dnya ihra217
atnn % 75'ine eit olurdu...
Dnyann en byk ihracatlarndan F.Almanya'nn bile dnya ticaretinde sadece % 12'lik bir paya sahip
olduu dnlrse, "Asya'nn 4 Kaplan"nn ihracat baarsnn dierleri iin bir rnek oluturmasnn

olanakszl anlalr(18)
Son dnemde, bilimsel yarn dnda kalrsak sonumuzun kt olacana ilikin bir "korku" yaylyor. Bireysel
dzeyde "ke dnme" ideolojisinin ulusal planda bir benzeri uydurulmu durumda: Bu, "bilgi am
yakalamak", "21. yzyla atlamak" vb. biimde ifade ediliyor. Bu yakalama operasyonuyla sylenmek istenen,
"10 yl sonra dnyann zenginliine ortak olacamz!", "son bir zor on ylmzn kald" gibi hezeyanlar ve
kuruntular artryor. Aslnda 200 yldr anlatlan hep ayn masal!.. "Her sz her aza yakmaz" denir.
Bugnk yneticilere zaten bilimsel kayglar pek yakmyor. Asla yle bir amalar olmad da kesin... Bugne
kadar a yakalamak, modern mallara, Bat'nn rettii mallara sahip olmak olarak anlald. Bu anlamda a
yakaladmz dorudur. Modern mallarsa, "bizim yarn ihtiyacmz olan deil, dn Bat'nn rettiidir!..."(19)
Eer adalk Bat teknolojisinin ve biliminin rnlerine sahip olmaksa, toplumun tm kesimlerinin bu anlamda
"ada" olmas olanakszdr. Eer modern bilim ve teknolojiye sahip olmaksa, bu da samadr. Nitekim,
liberal (kapitalist) ve brokratik (sosyalist) oligarilerin karma retilen ve amac daha fazla sosyal artk
olan bir sistemde modern bilim ve teknoloji, insanln geleceini tehlikeye atm durumdadr. "Bugn yaayan
en parlak aratrmac da dahil, kimse bilimin bizi nereye srklediini gerekten bilmiyor."(20)
Bize gre, "ada toplum"; kimyasal-biyolojik silahlara, F.l6'lara, nkleer fzelere, oto-yollara, uzaktan
kumanda aletine, Coca-cola'ya, robotlara vb. sahip olan deil; kendisi hakknda dnme yeteneine sahip
olan, bugnn ve geleceini tasarlayabilen toplumdur. Bunun da birinci koulu, Avrupa-merkezli dnya
grnn, bilim ve teknolojinin ilevi hakknda dnce aklna ulamaktr. Baka bir anlatmla, ideolojik
klelii amaktr. Bunu gerekletirmenin yolu da, bilimin pasif tketicisi olmaktan kp, bilim reticisi
durumuna gelmektir... Ama, Bat'da yaplandan farkl biimde ve farkl amalar iin...
Kapitalist srelerin srekli yeni sorunlar ortaya kard, zmszln de giderek byd koullarda,
toplumda iki ynde tepki ortaya kyor: Bunlardan birincisi, gemiin yceltilmesi, "altn aa dnme", "anl
gemie snma" vb.dir; ikincisi de, Bat'y yakalayacamz ve yakalamamz gerektii ynndeki sama
inantr. Bunlardan birincisi ounlukla dinci guruplarn, rk, sven, ar milliyeti unsurlarn kltr
milliyetiliini yceltmeleri biiminde ortaya kyor. Nedense, kltr milliyetiliini yceltenler, emperyalist
smrden hi sz etmiyorlar!.. Pazar ekonomisinin erdemleri konusunda da suskunlar!.. Kltr milliyetiliinin
yceltilmesi, bir eyi olmad yerde aramaktr. Zira tarihte geriye dn yoktur. stelik arzulanan bir ey
de olmamal218
dr. Bugnn sorunlarn dne ait yntemlerle zmek mmkn olmad gibi, elli yandaki adama sekiz
yandaki ocuun elbisesini giydirmek de mmkn deildir. Son tahlilde, kltr milliyetilii mevcut
tezahrleriyle emperyalizmin ve yerli oligarinin ekmeine ya srmek gibi bir ileve sahiptir.
kincilere gelince, bunlar da, dillerine neyi dolarlarsa dolasnlar... lke zenginliine el koyan, emperyalist
smrden pay alan Batc aznlk ve evresidir. Bat bilim ve teknolojisine hayrandrlar. Zira ondan kar
salyorlar ve rnlerine sahiptirler... Bu yzden, "Bat'dan gelen her ey iyidir" sloganna sk skya
sarlrlar. Bu koullarda Bat gibi olma problematiini terk etmek, olanaklar lsnde de Bat'y "baka trl
olmaya" zorlamak gerekiyor...
Artk insanln geleceini temsil etme "ayrcalnn" Bat'nn elinden alnmas gerekiyor... Eer homo sapiens
gerekten adna lyk olduunu kantlamaya niyetliyse, ncelikle insanl hzla felakete srkleyen bilim ve
teknolojiyi, "ayrcalkllarn" elinden alarak, yeniden biimlendirmesi ve ynlendirmesi gerekiyor. Bilim ve
teknoloji dmanl kadar, ar bilim ve teknoloji hayranlnn ve fetiizminin de tehlikeli olabileceinin
bilincine varmak ve bu ynde harekete gemek gerekiyor. Herhangi bir yere termik santral m kurulmas,
yoksa fidanlk m yaplmasna yre halk deil de, "uzmanlar" ve "bilim adamlar" karar verdii srece, bilim ve
teknolojinin bir bask ve smr arac olarak kullanlmasnn nne geilemez. Ne ki, sanayilemi lkelerde
liberal, azgelimi lkelerde de ibirliki oligarilerin iktidarna son verilmedike, zmszlk devam etmek
durumundadr...
www.iskenderiyekutuphanesi.com

219

REFERANSLAR

I. BLM
(1) Franois Partant, Kalknmann Sonu, Bir Alternatif mi Douyor gev. Fikret Bakaya, Birey ve Toplum Yay, Ankara. 1985 s. 41
(2) Bkz. ktisal Dergisi, tdris Kkmer'in Ansna Armaan, Eyll 1987, s. 274.

(3) Kltrden irfana, s. 387


2. BLM
(I) Bu konutla bkz; I. H, Uunarl; Osmanl Devletinin /imine Tekilat, TTK Basmevi, Ankara, 1965.
(2)G. Konrad, 1. Szelenyi, La Marchn \u pouvoir des Inteilectuek, Le cas des pays de L'Est, amc Edii-onsduSeuil, Paris, 1979.
(3) Kur-an't Kerim, Vusul Suresi 55. Ayel: "Biz ite, bylece Yusuf u o yere yerletirdik, ona ryalarn nasl yorumlanacan rettik." Aynca. Yusuf
Suresi, 2!. Ayet.
(4) Pascal Ory- Jean-Franois Sirinelli, Les Inteltectuels en France deU Affaire Dreyfus a nos Jours, Ar-mandColin, Paris, 1986.
(5) "Aydnlarn Grevi ve Sorumluluu", s. 112, "The Commitment of the Intellectuals", Monthly Revi-ew March, 198B.
(6) Ziya Gkaip, Makaleler, Hainrlayan Ferit Ragp Tuncer. Kltr Bakanl Yaynlan, No: 284, s. 45.
(7) S. H. Paa; Buiranlarmu, Tercman Yay. s. 118.
(8) Aydm terine Tekr, 1830-1980, Tekin Yaynevi. 1984.
(9) Aydnlar ve Toptum, an Yaynlan. stanbul 1967, s.25-26
(10) Dzenin fbiUKstotusitS.f/O
(II) Cemil Meri?, Bu lke, s. 47-4S
(12) "Batllama", Cumhuriyet Dnemi Ttkiye Ansiklopedisi, s, 236.
<13) Hasan Rza Soyak, Atatrkten Hatralar, Cill [I. s. 165 vd. istanbul 1973.
(14) Bu konutla bk: L. Trotsky; Edebiyat ve Devrim.
(15) Bkz. Fikret Bakaya; "Bayla Yryen Ayayla Dnen Trk Aydm", Yeni Gndem, 16-30 Nisan 1985
(16)Nutuk, 8. Bask, s. 690-69!
(17) Bkz: Hooslumg A n liralm adi, "Tle Ntm-Capitalist Way of Devclopnent", Revievvaf Radical Po

221

liticial Economics, vol. 9, No: 1/1987, s. 22-46


(18) Joseph A. Woolcock, "Politics, Ideoiogy and Hegemony in Gramsci's Theoty'in "Social and Economic Studies, Volume 34, No: 3,1985.
(19) erif Mardin; Jn Trkler'in Siyasi Fikirleri 1895-1908, Toplu eserler I., letiim Yaynlan, 1983.
(20) "27 Mays Inklabt'nm Sebepleri ve Olusu". Milli Eitim Basmevi, stanbul 1960. 3. 17.
(21) Buhranlarmz, Tercman Yaynlar.
(22) iktisat Dergisi, Eyll 1987 s. 50.
3. BLM
(l)L. Kugelman'a 27 Temmuz 1871 larihli mektup.
(2) Rus Devrimi zerine Bir Stiylev'n Bolschevisme Contre Stalinisme, s. 64.
(3> a.g.e., s. 65
(4) Anadolu thiati. Cilt l,s. 186.
(5) alar Keyder, Trkiye'de Devlet ve Snflar, letiim Yay., st., 1989, s. 61.
(6) Milliyet Gazetesi, 29 Ekim 1973.
(7) Schedemann, in "Milli Mcadele" Srekli Devrim , Say 3, Ekim 1978, s. 34. () . Keyder., a.g.e., s. 63
(9) istiklal Harbimiz, s. 19-20.
(10) a.S.e., s. 24
(12) Aklaran A. DOipak, Bir Baka Adan Kemalizm. Beyan Yaynlan, 1988, s. 435.
(13) Frey, The Turkish Politkat Etile, %. 40-42. AUru biz izdik. (F.B.)
(14) Anadolu htilali, Cilt II., s., 397.
(15) Milli Kurtulu Tarihi, s., 1231
(llf| Nora eni, Emperyalist Sistemde Kontrol Sanayii ve Ereli Demir-elik., Birikim Y*y., 1978, s. 34-35.
(S) "Devletilik ve Gnmzdeki Sonular." Atatrk Dneminin Ekonomik ve Toplumsal sorunlar 1923-1938, tklisadi ve Ticari limler Akadtmisi
Mezunlar Demei Yay. 1977, s. 145.
(19) 27 Mays ve Yn Hareketi, s. 145.

222

(2<lf| Hikmet Kvlcml, Trkiye'de Kapitalimin Gelimesi.


(21) .Keyder, Trkiye'de Devlet ve Snflar, kliim Yay. 1989, s. 67.
(22) Sabahattin Selek, Anadolu htilali, Cilt I. s. ] 13.
(23) Selek, a.g.e.. s. 383.
(24) Doan Avcolu, Milli Kurtulu TarihiS3S'den 1995'e, Tekin Yay. stanbul 1977, s. 21
(25) D.Avcoglu, a.g.e., s. 22.
(26) D. Avcolu, a.g.e., s. 24.
(27) Uh idemir, Heyet-i Temsiliye Tuanaklart, TTK. Yayn, Ankara 1975, s. 132.
(28) a.g.e., s. 133. (29)a.g.e.,s. 133.
(30) 17 Kasm 1918 sayl Minber Gazetesi, Aktaran D. Avcola, Mtfl Kurtulu Tarihi,*. 122.
(31) Bkz. D. Avcoglu, Milli Kurtulu Tarihi, s. 121.
(32) Erik Jan Zrcher, Milli Mcadelede ittihatlk, Balam Yay. 1987, s. 194.
(33) Anadolu ihtilali, a.g.e.
(34) Kuvay-t Milliye Ruhu, a.g.e., s. 30
(35) Mitli Kurtulu Tarihi, a.g.e.
(3S> Atatrk'n Sylev ve Demeleri. C. Is. 190-102, ist. 1945. (37) Doan Avcolu, Milli Kurtulu Tarihi, s. 75. (3S) Doan Avcolu, Milli Kurtulu
Tarihi, c. I., s. 89.
(39) M. KemuL ve Ghandi'den Milliyet Yaynlan 1972'den Aktaran D. Avcolu, Milli Kurtulu Tarihi, a.g.e.,s. 88.
(40) , Keyder, Trkiye'de Devlet ve Snflar, a.g.e., s. 67. (41)Afum*Cill, s. 16
(42) Nurdogan Tasalan, Ege'de Kurtulu Sava Balarken, s, 36.
(43) Anadolu ihtilali a.g.e.,
i
(44) Anadolu ihtilali, a.g.e.
(45) Anadolu ihtilali, a.g.e.

(46) Andre Clot, Muhteem Sleyman, Milliyet Yaynlan, ist., 1987., s, 54.
(47) Anadolu ihtilali.
(48) Atatrk Devrimi Sosyolojisi, s. 101-102, Alln Biz izdik (F.B.)

223

(49) Bkz. Ihlan zer, 1 rk Vergi Sisteminin...


(50) Cumhuriyetin 50. Ylnda Ormanclmz, Orman Bakanl, s. 53. (S) a.g.e.,
(52) a.g.e.. $.55.
(53) Trkiye zerine Tezler, 1903-1978 Tekin Yaynevi, s. 20-21.
(54) Bkz, Mete Tuncay, Trkiye'de Sot Akmlar, 1903-1925, 3.Basm, Bilgi Yaynevi, Ankara 1978, s.282.
(55) M. Goloh, Cumhuriyet'e Doru, s. 15.
(56) a.g.e. 4.BLM
(1) htiyat Kuvvet: Milliyet (ark), Yol Yaynlan 1. ist. 1979 3.
(2) Bkz. Erbil Tuap, Eyll mparatorluu, Douu ve Ykselii, Bilgi Yaynlar 3, Bask 1988 s. 265.
(3) K.Kautsky'e 7,11.1882 tarihli mektuptan.
(4) L-Trosky'den aktaran E. Mandcl. Partisans, Mays Austos 1971, Say 59-60 s. 53
(5) 20.7.1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesinden nakleden H. Kvlcml htiyat Kuvvet: Mliyet (ark), a.g.e,, s, 200-201
(<$) a.g.e., s. 200
(7) Kendal Nezan, ut Les Kures et Le Kurdistan. F. Maspero, Paris 1978 s. 128
(8) A Kemal, Enincan 1932.
(9) Jawahanlal L. Nehru, Gmps ofMVortd History. Allahahad 1935 T. 2. s. 1108.
(10) H, Kvlcml: htiyat Kuvvet: Milliyet (ark), Yol Yaynlan No:l istanbul, 1979
s. 2*.
(11) Bkz. V. I. Lenin, CotkctedWorks...
(12) Kasmlo'dan alm, n MacdR. Cafer, Azgelimitik iinde Geri Btraktrmsttk, Yntem, 1979. s. 246.
(13) M. erif Fuat: Dou fileri ve Varto Tarihi, nsz, MEB Yay.
(14) Aktaran Macid R. Cafer, Azgelimilik (cinde Geri Btraktmlmltk Yntem, stanbul 1979. s. 223.
(15) H. Arfa, The Kurds, A Historicai and Political Study, London 1966'dan aktaran, Macid R. Cafer, a.g.e. s. 225.
(16) n Les Kurdes et le Kurdisan. a.g.e., s. 38.
(17) Macid R. Cafer, Azgelimilik inde Geri Braktrlmtk, a.g.e., s. 22
(18) Detis de la Croix, en 1675. Relations de Douri Efendi, Paris 1810 s.95 in Chris Kutsechera, 1 Mo uvement National Kurde, Flammarion. Paris
1979 s. 13.

224

(19) a.g.e., s. 15
(2tf) Chris Kutcheera, a.g.e., s. 15
(21) Chris Kutchera, a.g.e., s. 42
(22) a.g.e., s.40
(23) Kogiri Halk Hareketi, Kemal Yay., s. 41
.
(24) Bkz. Nutuk. III. Cilt. 1919-1927 Belgeler, Belge No: 68. s. 40
(25) Macid R. Cafer "Azgelimilik iinde Geri Braklmtk." Yntem, 1979 s. 238-239.
(26) Weilson Hawell: The Soviet Union and the Kurds, a Siudy of a National Minority, There
Universry of Virginia, in Chris Kurtchera a.g.e.
(27) Intemational Press Konespender, 1925, Say 39. s. 587,
(28) Kastmlo'dan aktaran Macid R. Cafer a.g.e., s. 239
(29) htiyat Kuvvet: Milliyet (ark), a.g.e., s. 148.
(30) Hareketin nitelii ile ilgili olarak bkz; Kendal Kurdistan de Tunjue, in tes Kurdes et te Kurdistan, a.g.e., s.96
(31) Hikmet Kvlcml, (hliyat Kuvvet: Milliyet (ark) a.g.e.,
(32) Macid. R. Cfer, a.g.e. s.242
(33) Chris Knt&chera, Le Mbuvement National Krde a.g.e., s. 0.473.
(34) Macid R. Cafer: Azgelimitik iinde Geri Braktrlmtk a.g.e. s. 242
,
(35) Macid R. Cafer, a.g.e. s. 245 (S) Nutuk Cilt II. s. 50
5.BLM
(1) Bu konuda bk. F. Clandin, La Crise du Mouvemen Commumiste: du KomiMern au kominform, s.246.
(2) F. Cifindin a.g.e., s. 248. (3>Ayn,s.248
(4) a.g.e., s. 249.
(5) a.g.e., s. 245.
(6) a.g.e., s. 249.
(7) Endonezya'nn Hollanda'nn br smrgesi olduu hatrlanmaldr.

225

(8)///. Enternasyonal 1919-1943. Belgeler, s. 55.


(9) a.g.e., s. 56.
(10) Bkz., Bilan el Perspecthes, Ed, de Minuit, 1969
(11) Mete Tuncay, Trkiye'de Sol Akmlar, s. 258.
(12) Buletin of the IV h Congress of he Communis International, Say 20 Moskova, Kasm 1922 Editi oo La Breche Tamer, I. Paris, 1979
(13) Pienre Frank, Hisloire de L'Intemalional Ccmmunist, (1919-1943)
(14) Moskova Havralar, s. 200.
(15) Atatrk Milliyetilii, Resmi deoloji Ds. Bir nceleme, Dost Kiubevi, Ankara, 1988, s. 124.
(16) Smrge ve yan-smrgc lkelerdeki devrim sorunuyla ilgili olarak bkz: Pierre Frank, a.g.e ss
(17) Aktaran Yaln Kk Trkiye zerine Tezler, s. 136.
(18) Stefanos Yerasimos, Trk Sovyet ilikileri. Gzlem Vay. s. 234-236.
(19) A. History of Soviet Russia, The Bolshevik Revolution 1917-1923, cih I, London 1966, s. 269'dan aktaran Y. Kk, Trkiye zerine Tezler II. s.

131.
(20) Bkz. Chris Kurtchera, Le Monvemenl National Krde, Flamraarion, Paris, 1978
(21) E.H. Carr. a.g.e., Kk II. s. 132-133,
(22) S.L. Meray, Lozan Ban Konferans, Takm II., cilt. I.. Kitap I., s. 151-152.
(23) EH, Carr. TheBotshovikRevohtiion s. 477. Nakleden D. Avaolu Milli Kmuluj Tarihi II. s. 712-713.
(24) ///. Enternasyonalden Belgeler, s. 4.
(25) F. Clandin. a.g.e., s. 265.
(26) a.g.e., s. 266,
6.BLM
(1) Abdi pekiden Aktaran A. Dilipak, Bir Baka Adan Kemalizm ,Beyan Yay. 1988. s. 387.
(2) Aka Gndz, Hakimiyeti Milliye, 4.1.1934.
(3) Betin, 1956.
(4) H. Bedri Yonetken'in Bir Baka Adan Kemalizm a.g.e., s. 404.
(5) K. Marx "Parlamentodaki basn zgrl tartmalar" Mara-Engets, Dnceler, Aforizmalar, Sosyalizm Sorunlar No: 1 Yeni Dnya Yay. ist.
1975.
(6) Yaran Ay. Say 11. s kinci Terin 1938.

226

(7) N. Tevfk, 12.13.15 kinci Terin 1938.


(8) Atatrk. Byk efin; Hususi - Asker - Siyas Hayan, lke Basmevi stanbul, 1938
(9) Trkiye Cumhuriyeti ve Haliki GM. Kemal, Aksam Matbaas, 1933.
(10) Dnceler, Aforzmatar, a.g.e.
(11) Manksist Dncenin Temel Meseleleri, s. 304. All yazarn kendisi tarafndan izilmitir.
(12) GV. Plekhaov, a^.e., s.307. Altn biz izdik. (13)a.g.e.,s.314.
(14) a.g.e., s. 305.
(S) Kahramanlar, RN. Gnlekin evirisi, Aka Kitabevi, si., 19 s.43.
(16) a.g.e., s.58.
(17) Isaac Deulscter, Trok, Kovulan Sosyalist, s. 292.
(18) Taine,/ifc Edebiyat Tarihi, Paris 1963, c.H s. 4,
(19) Selected Correspondance, Moscou, 1975, s. 24S.
(20) La RevolMion Trahie, inde la Revolution, Les Editions de Mmil s. 500 Alln biz izdik.
(21) Histoire de la Revolution Russe I. Sevil. 1950 s, 374-375.
(22) Atatrk ihtilal! s. 158-159.
(23) a.g.e., s. 48.
(24) E.Z. Karal, Atatrk'ten Dnceler, Ankara, 1956. s.41.
(25) a.g.e.,
<2> a.g.e., s. 132.
(27) Trkiye'de Kapitalizmin gelinmesi, a. 186.
(28)M.E. BoTkun. Atatrk htilali, &.$.e., s. 136-137!
(29) a.g.e..
(30) M.E. Bozkun Atatrk htilali, a.g.e s. 136-137.
(31) Ekz. stanbul 1943. s.15.
(32) Cemal Granda, a.g.e., s. 273.
(33) Trkiye'de Kapitalizmin Gelimesi, s.192-193.
(34) Kemalist Devrim fdeoljisi, s.337. (3S)MN**., Ct/.s.31.

227

(36) Trk Kurtulu Tarihi, s.709.


(37) Vnderstanding History. s. 73.
(3fl) Playboy, Austos, FdelCastro e Sylei, 1985.
(39) Atatrk htilali, a.g.e., s.191.
(40) Mitli Mcadelede ittihatlk htilalcilik, Balam, st. 1987 s.301.
(41) Afet inan'dan aktaran Kemal Anbjnn, Atatrk'ten Anlar, i Bankas Yay., 1969, s.317.
(42) Ziya Gkalp, Kemalizm ve Trkiye'de Korporatizm. letiim Yay., s. 118.
(43) Hrriyet, 3 Mays 1969. etin Yetkinden alnt, Milliyet Sanal .Yeni Dizi, 2 Mart 1980.
(44) Le Kematisme, Librarie Felix Akan, Paris, 1937.
(45) Qu'est-te Que le developpement. Ed. Maspero, Paris, 1973, s.36.
7. BLM
(1) smail Beiki, CMFTz ve Krt Sorunu, s. 200.
(2) Mcntagne, Denemeler, ev. Sabahattin Eyboglu, Gr Yay., 1970, s. 26.
(3) L. Trotsky, Faizme Karj Mcadele, Kz Yay,, s, 349.
(4) L. Trotsky, Faizme Kar Mcadele, a-g^., s. 345.
(5) Sol Yaynlar,) s. 6&-9.
() in Bolchevime Contre Stalinisme, s. 117.
(7) D, Boichev'tsme Contre Stalinisme, Edttions de La Taupe Rouge, No: 9, s. 117.
(8) M. Goloh, Trkiye Cumhuriyeti, %. 97,
(9) Soyadn lk defa nerede kulland: S Kasm 1934'te Smerbank tarafndan alan bir serginin hatra defterine yazd yanda kullanmtr. 19 gn
sonra da Soyad yasas kmtr. Bkz. Bilinmeyen Ynleriyle Atatrk, S. Borak, s. 116.
(10) Metin Heper, Brokratik Ynelim Gelenei, ODT Yay., Ankara, 1974, s. 104.
(11) . Keyder, "Trkiye'de Devlet ve Snflar, a.g.e., s. 65,
(12) "Drdnc Kurultay Mnasebetiyle" in T. Parla, a.g.e., s. 121.

(13) ER. Atay ankaya, s. 345.


(14) Milli Mcadelede ittihatlk, ag.e., s. 281 .s,
(15) S.Aaoglu, DP.'nin Douu ve YkseJ} Sebepleri, s. 19-20.
(16) DP.'nin Douu ve a.g.e., s. 21-22.

228

(17) The Emergence Of Modern Turkey, s. 282-283.


(18) Demokrasimiz zerine Dsnceter, SBF, Ankara, 1963, s. 32-33.
(19) Tarih Asndan Trk Devriminin Temelleri.
{20} CHF Tz ve Krt Sorunu, Komal Yay., 1978, s. 74.
(21) Hakimyel- Milliye, 31 Austos 1927. Alatfcn Tamim Telgraf ve Beyannameleri, cilt IV, s. 534.
(22) Falih Rfk Alay, ankaya, 1881 -1938 Atatrk'n Doumundan lmne Kadar, st, s. 319.
(23) CHP Genel Sekreterliinin Parti rgtne Genelgesi, cilt I. *. 9. Altn biz (izdik.
(24) Hilmi Ural, Hatralarm, Ayyddz Matbaas, Ankara 1959, s. 297-98.
(25) "Democracy and National Strategy in Periphery"; Thrd World Quarterty, (4e) October, s. 1151.
(26) Trkiye'de Sanayi Proletaryas, Yar Yaynlan, s, 19-20.
(27) H. Kvlcml, Trkiyede Kapitalizmin Gelimesi, Tarih ve Devrim Yaynlan, II. Bask, istanbul, 1974, s. 190.
(28) Geberen Kapitalizm, s. 71 -72.
(29) RRAtay, ankaya, s. 426.
(3<|f> 1. Beiki, CHF Tz, a.g.e., s. 278-279.
(31) t. Beiki, CHF Tz, a.g.e., s. 278-279.
(32) .S. Aydemir, (kinci Adam ve Menderesin Dram, 1969, s. 93-97.
(33) Bkz, (.Beiki. CHF Tz... a.g.e.,
8. BLM
(1) Trkiye'de Zirai Buhran, TC. Ziraat Enstits aliimalan, No: 39, Ankara, 1936, s. 26.
(2) A. Hamdi (Baar) iktisadi Devletilik, c.I, s. 55,78,79.
(3) Osmanl Sanayii 1913-1915.
(4) mer C elal Sar, "Tanzimat ve Sanayimiz" Tanzimat. I. stanbul 1940, s. 343.
(5> I. Hsrev (Tkin), "Ky iktisadiyatnda Borlanma Biimleri", Kadro, c.l, *, 76-77.
(6) LHsrev (Tkin) "Trkiye'de Zirai Kooperatifilik Harekeli", s. 22.
(7) Ticaret Odas iktisat Komisyonu Rapora, in A. Hamdi Baar, Ban} Dnyas Dergisi, say 58 55.52.53
(8) istanbul Sanayi Odas Dergisi. 15 Nisan 1969.
(9) S. Yerasimos, AzgeUjm'tjHk Srecinde Trkiye, s. 913.

229

{10) Tfltdye Teracim-i Ahval Ansiklopedisi, s. 747,


(11) Y. N. Rozaliev; Trkiye'de Kapitalizmin Gelime zellikleri, s. 23
(12) Bkz. Y. N. Rozaliev, a.g.e., s. 23.
(13) Trkiye zerine Tezler, a.g.e., s. 82-83.
(14) Bkz. Y. Kk; Trkiye zerim Tezler, a.g.e., s. 85.
(15) K. Vasiliyevskiy'den aktaran Y.N. Rozaliev, a.g.e., s. 34.
(16) Y.N. Rozaliev, a.g.e,, s. 38,
(17) Trkiye'de Kapitalizmin Gelimesi, s. 170.
(18) Kongre Zabtnamesi, 1925. Matbaa i Amire, stanbul, s. 4. n Kvlcml, a.g.e., s. 171.
(19) V.N. Rozaliev, a.g.e., i. 34.
(20) 1. Hsrev (Tki), "ark Vilayetle rinde Derebeylik", Kadro, say; 11, s. 27.
(21) Dnm, say 29, ikind Terin, s. 199.
(22) H. Avn Sanda, Trkiye'de 54 Yl nce tsi Hareketleri, stanbul, 1962, s. 434.
(23) Trkiye Cumltriyemn 10. Yl, Ankara, 1934, s. 82-83. in Y.N. Roaliev Trkiye'de Sanayi Proletaryas, s. 23,
(24) 1. Bulayev'den aktaran YN. Razaliev, Trkiye'de Kapitalizmin, a.g.e., s. 39.
(25) istatistik Yll, c. 6. 1922-1933, s. 72.
(26) Y.N. Rozaliev, Tiikye'de... a.g.e., s. 41.
(27) Y.N. Rozaliev, a.g.e., s. 41.
(S) Bkz. S. Zain, istanbul Mensucat Sanayiinin Bnyesi ve cretler, s. 65.
(29) Y.N, Rozaliev, Trkiye'de Kapialianin, a.g.e., s. 42.
(3ff) Milli Bankaclk ve Milli Tasarruf, Cumhuriyet, 29OC-1933.
(31) Milli Bankaclk, a.g.e.
(32) Sanayi statistikleri (1913-1915), in H. Kvlcml, s. 167.
(33) Kemalist Devrim deolojisi, s. 273-22274, Ant Yay. stanbul 1970.
(34) M. Gologlu, Trkiye Cumhuriyeti, s. 97.
(35) M.Gotolu, Trkiye Cumhuriyeti, s. 99.
(36) M.E. Bozkurt'un Kongredeki Konumasndan, in M. Gololu Trkiye Cumhuriyeti, s. 99.
(37) Turkey Tlte Outlenge oj1Gr<>wtf,leiden, 1968, s. 16.

230

(3S) Tuo Tayan, Sanayileme Srecinde Trkiye, s. 54.


(39) O. Kurmu; Tarihsel Geliim iinde Trkiye Sanayii MMO Yay., Ankara, 1977, s.9.
(40) Bu konuda bkz; Y. Kk Trkiye zerine Tezler, s. 128.
(41) Y.N. Rozaliev. Trkiye'de Kapitalizmin Gelime zellikleri, a.g.e., s.64.
(42) M. Snmez, Kapitalist Devlet iletmeleri vt Trkiye, TIB Yay., No: 205-42.
(43) Nora eni, Emperyalist Sistemde "Kontrol Sanayii" ve Ereli Demir elik. Biricim Yay., st, 1978 s. 59-60.
(44) O. Kumm, a.g.e., s. 14

.(45) Tun Tayan, Sanayileme Srecinde Trkiye, s. 56-59.


(46) Y.N. Rozaliev, Trkiye'de Kapitalizmin, a.g.e., s. 63.
(47) A.H. Basar, Atatrk'le Ay, stanbul, 1945, s. 76-77.
(48) Erdoan Soral, "zel Kesimde Trtc Mteebbisleri ve Kapitalist Kalknma Yolu, Do. Tezi Ank.,
1971,5. 117.
.BLM
(1) Kitaplk, Ticaret Limited keli Yaynlan, stanbul, 1966.
(2) Bkz. Milli Kurtulu Tarihi, s. 1230-1231
43) Politikada 45 Yl, Bilgi Yaynevi, Ankara, s. 86.
(4) Bu konuda bkz. Hikmet Kvlcml, Trkiye'de Kapitalizmin Gelimesi, a.g.e.
(5) D. Avaojgu, M illi Kurtulu Tarihi, s. 1367-136S.
(*) Emperyalist Sistemde Kontrol Sanayii ve Ereli Demir elik, Birim Yay., istanbul, 1978, s, 34-35.
(7) Tevfk avdar, "Cumhuriyet Devri Baslarken Terkiye Ekonomisinin 50.Yl Semineri." Bursa tTA: Yay., 1973, s. 163.
(S) I. Hsrev, Trkiye'de Zirai Kooperatifilik Hareketi, s. 20-21.
(9) Sz konusu, tartmalarla ilgili olanak Bkz. E. Mandel, Gasses Sociales et Crise politique en Ameri-que Latne. Critique de l'Economic politique. No:
16-17.
(10) Aktaran Y. Kk, Trkiye zerine Tezler, s. 48.
(11) Y.N. Rozaliev, Trkiye'de Kapiatimin Gelinme zellikleri. Onur Yay., s. 56-57.
(12) Trk Dnnde Bat Sorunu, Bilgi Yaynevi, Ankara, 1975, s. 93-94.
(13) S. Aydemir, Tek Adam, c.3. s. 448.
(140 Bu konuda, bkz. A.G. Frank, Capitalism and Underdevalopment in Latin America, Monthly Review press, NY., 1%9.

231

(15) ET, Eliin, Kemalist Devrim ideolojisi, s, 276.


(16) E.T. Eliin, (nakleden), Kentalin Devrim ideolojisi, s. 62.
(17) Cumhuriyetin 10. Yl, 1934, s. 91.
(18) Bkz. Y. N. Rozaliev, Trkiye'de Sanayi Proletaryas, s. 27.
(190 rantm zerine Tez/ur, a.g.e., s. 140.
:
v
(20) Y. N. Rozaliev, Trkiye'de Sanayi Protetonyasu s. 27.
(21) Y. N. Rozaliev, Trkiye'de Kapitalizmin Gelime zellikleri, s. 124.
(22) B. Kun, ktisat Politikasnn Resmi Belgeleri, Ankara, 1963, s. 40-47, Aktaran K. Bototov, Tarih sel Gelime iinde Ttkiye Sanayii, TMMOB:
MMO Yay., s. 19-20.
(23) Trkiye zerine Tezler, s. 164.
(24) Afet nan, Devletilik tikesi ve Trkiye Cumhuriyeti'nn Birinci Sanayi Plan, I933,Akara, 1972, s. 13.
(25) E. T. Eliin, Kemalist Devrim deolojisi, s. 63.
10. BLM
(1) Trk Devrimi Tariki, a. 250.
(2) Brokratik Ynetim Gelei, s, 94
(3) Sylev ve Demeler, el, s. 143.
(4) A.F. Cebesoy, Milli Mcadele Hatralar, s. 474-475.
(5) Trkiye zerine Tezler
(6) erkez Ethem'in Hatralan, t. 108.
(7) Ziya Gkaip, Kemalizm ve Trkiye'de Korporatzm, betiim Yay., 1989, s. 119 ($) Kemalizm ve Trkiye'de Korporaizm, a.g.e,
(9) Les Reglles de la Methode Socoiogiqne, preface, PUF 2956 P. VIII.
(10) Cemil Meri, Bu lke. tken Yay., s. 87.
(11) Atatrk Dneminin Ekonomik ve Toplumsal Sorunlar, a.g.e., s. 32.
(12) a.g.e., s. 33-34.
(13) Cours de Philosophie Posve, Schneider Frere ed. Pari* 19081. IV. s. 214.
(14) 7 ubat 1923, Balkesir Konumas.
(S) Hikmet Kvlcml, Trkiye'de Kapitalizmin Gelimesi, s. 153.

232

(I) 1908'deEcnebi, Semiaye'yeKarsr Kalknmalar, s. 4-6, in Kvlcml, a.g.e., s. 154. (17) K. Man "cretti Ekmek ve Sermaye" Sol Yay.,
s. 43. (S) S. Sentel, Roman Gibi,
(19) 1. Tekeli, G. ayian, "Trkiye'de Halklk deolojisinin Evrimi" n Toplum ve Bilim, 6.7., s. 72.
(20) Kemalist Devrim deolojisi, a.g.e.
(21) Ankara,f938 s. 41-55, burada 0-200T1,201-lOOOTLgb gruplar kastediliyor. Rakamlar emeki kitlelerin refah durumu hakknda fikir
veriyor.
(22) Atatrk Dneminin Ekonomik ve Toplamsal Sorunlar, a.g.e.s 252.
(23) a.g.e., s. 252-253.
(24) Serbest Frka Hatralar, s. 57.
(25) R. Peker, inklap Notlar, lk Yay., Ankara, 1936.
(26) 1. Kfikmer, Dzenin Yabanclamas, a\g.e., s. 69.
L BLM
(1) Bu konuda bkz. Emest Mandel, Kapitalist Gelimenin Uzun Dalgalar, Yazn Yay., istanbul, 1986. A.Gunder. Frank, Crisis in he World
Economy. Henemann, London, 5-1980.
(2) Bkz. Calherne Coquery-Vidrovtch, "Les debats aduels en ptistoire de la Colonsation", ve Bouda Etemad, "Grandeur et Vicissitudes du
Debak Cotonial Tendances Recentes, (Histoire de la Colonisat-on) Tiers-Monde t. XXVIII, No: 112, Oct.- Dec. 1989.
(3) Gruhn; The Recolonization of Africa, ntematonal Organzations on March, Afrika Today, 30 (4)
1983, pp. 37-48.
(4) Aktaran C. Payer, Bor Tuza, s. 41. n F. Bankaya, Bor Krizi zerine Bir Deneme, Ankara, 1986.

(5) Bu konuyla ilgili olarak bkz. F. Bakaya, Azgelimiliin Sreklilii, Kaynak Yay., istanbul, 1986.
(6) Bemard Chantebout, Le Tiers-Monde, Armand CoJin. Collection U. Paris, 1986, s. 51.
(7) Bkz. E. Mandel, Kapitalist Gelimenin Uzun Dalgalar, a.g.e.
(8) IBRD; The Economy of Turkey'den Y. Kk. Planlama Kalhnma Trkiye, Tekin Yay., istanbul, 1978, s, 255.
(9) Franots Partant, Kalknmann Sonu ev. Fikret Bakaya, Birey ve Toplum Yay, Ankara, 1985 s. 48
(10) Cumhuriyet, 30 Nisan, 1989.
(11) iktisat Dergisi. Say 274, Eyll 1987, s, 51.
(12) Sabri arkl, Trkiye'de 1950-60 Dneminde iktisat Politikasnn Analizi. Doktora Tezi, AlTtA, 1980, s. 153.
(13) Nakleden S. arkl, a.g.e, s, 162.

233

(14) Bkz. Kenan Vlortan, Cemil akmakl, Kalknma Araytan, Alm Kitaplar, 1987, $. 78
(15) Kenan Bululolu, Sunalm ve k Tekin Yay., 1980, s. 254.
(ti) F. Bakaya, Trkiye Ekonomisinde ki Bunalm Dnemi Devletilikten 24 Ocak Kararlarna. Birlik. 1986, s. 178.
(17) Asaf Sava Akat, "Trkiye'nin Di? Ticareti zerine Gzlemler" Toplum ve Bilim, No: 12, t980.
12. BLM
(1) Uftk Gldemir, evik Kuvvet Glgesinde Trkiye, 190-19S4, s. 35.
(2) Ufuk Gldemir, a.g.e., s. 122.
(3) a.g.e., s. 20
(4) a.g.e., s. 83

(5) G. Gder. L'Esprit de L'Entrprise, Fayard. Paris, 1985, s. 15


(6) TUSIAD Heyetinin 10-14 Ekim 1978 ABD'deki Temaslarnn Metni. Gizli Belge, s. 9-10, in Y. Doan, IMF Kskacnda Trkiye, s. 159.
(7) Trkish Economy, 1980, s. 79.
(8} Ekonominin Dar Boazlan - Grler, neriler, s. 2.
(9) "stikrar ve Yapsal Uyum Politikalarnn Bir Bilanosuna DognTin Cahit Talaa Armaan. Mlkiyeliler Birlii Vakf Yay., No. 5, s. 123-137.
(10) Taxaton, People's Business, New-York Macmillan 1924'len James T. Campen and Arthur Mac Evan, "Chris. Contradictions and Conservative
Contraversies, in-TLe Review of Radical Poltcal Economy, Fail 1982.
(11) Bu konuda bkz. F. Bakaya "Neden zelletirmek hiyorlar?" Mlkiyeliler Birlii Dergisi, Nisan
1989.
(12) Rakamlar iin bkz: TUSIAD Raporu 1989 ve OECD Economic Sorvey Turtey. 1988.
(13) Bkz, F. Bakaya. "Seksen Sonras Trkiye Ekonomisinin Anatomisi" , Mlkiyeliler Birlii Dergisi, Say 111,Eyll 1989.
13. BOLUM
(1) Alain Finkilkrant "Idenlite Culturel" in 50 Idees aut Ebrankrent U Monde, Payot, Paris, 1980, s, 39.
(2) Uygarlk gtrme safsatas ile ilgili daha yakn rnekler iin Cemi yel-i Akvam Yaynlarna baklabilir, zellikle de S.N.D. questions economiques et
financiere II. B. 1938. T-4, Memorandum prepare par M.N.R llall.
(3) Bkz. Michael Edwards "The Irrevelance of Developmenl Studies" T-W.Q., January 1989.
(4) Bu konudaki abalarla ilgili olarak bkz. Gltcn Kazganjktisadi Dnce, Remzi Kitapevi. 19<84.

234

(5) Bkz. J.M. Blaul "Smrgecilikle Kapitalizmin Ykselii", ev. R Bakaya, Mlkiyeliler Birlii Der-gisi. Austos 1990, Say: 122.
(6) Deuxineme Traite du Gouvemement Civil, 4. y.
(7) GSMH. le lgili olarak bkz. Aslan Sonat, "Yerle,ik ktisadn Paradigmas ve GSMH" Mlkiyeliler Birlii Dergisi, Haziran 1990, s, 120.
(8) P.T. Mc Goman and B. Kordan, "Imperializm in World System Perspective "International Studies Qu-anerty Vol. 25, no:l. March 1981, pp. 43-68
inF.E. Trainer,"ReconstrucingRadica]Development Theory", Altenatives XIV, 1989, pp. 481-515
(9) Condorcet, Oeuvres Ed.Dirot, 1848, pp. 190-191, in Serge Latouche, "Contribution a histoire du Concept de dveloppement" Pour una hisoire du
devloppemenl, Elats, Societes, Developement, U Harmaltan, 1988.
(10) Kalknmann Sonu. Bir Alternatif mi Douyor, ev. F. Bakaya, Birey ve Toplum Yaynlan, Ankara, 985, s. 26.
(11) Bkz. KennethE, Boulding; "What wentwrong with Economics?" The American Econom ist, Spring 1986.
(12) Ali A, Mazrui "Afriea Beween the Meiji Restoraion and the legacy of Atatrk: Comparative Di lemmas of Modemization" Trkiye I5 Bankas,
International Sjmposium on Atatk, 17*22 Mays 1981.
(13) Bkz. AlanB. Duming: Poverty and the Environmenl: Reserving he Oownward Spiral World^ Watch papers. No: 42, 1989.
(14) R.W, Lombadi, Le PUge Bancaire, Dette et Devetoppemenl Flammara, Paris 1987 S. 40.
(15) R.W. Lonbard, Le pege Bancaire... a.g.e.,
(16) Kaikmmnn Sonu, Bir Alternatif mi Douyor, ev. F. Bakaya, a.g.e., $. 26,
(17) Bkz. I. Brovvrtt "The Newly Indasrialising Countries and Radical Theories of Etevelopment" World Developmen, Vol. 13, No. 7,1985, pp. 789803 ve Michelle Giuelroan "The South Korean Eport Miracle, Comparative Advantage or Government Creation, Lessons for Latin America" Journal of
Intemalional Affairss, Fall-1988.
(18) Bkz. Susan George "Conciennce pianetaire' "Trop Nombren" Pauvres" Le Monde diplomalque, Mai, 1990.
(S) Dinesh Mohan "Promotion of 'Modern' Technology A New Tool for Neo-Colonialsm" Economic and Politicai Week1y, Augus 12. 1989.
(20) Ralp Lapp'ten alnt yapan Alvin Toffler in Mchel Beaud, "Gezegen Riski Kavram, evre ve Kalknma", ev. F. Bakaya Mlkiyeliler Birlii Dergisi.
ubat 1990, s. 116. s. 3-8,

235

You might also like