You are on page 1of 369

SKENDER PALA

1958, Uak doumlu. stanbul niversitr!si Edebiyat Fakl


tesi'ni bitirdi (1979). Divan edebiyat dalnda doktor (1983),
doent (1993) ve profesr (1998) oldu. Divan edebiyatnn
halk kitlelerince yeniden sevilip anlalabilmesi iin klasik
iirden ilham alan makaleler, denemeler, hikayeler ve gaze
te yazlar yazd. Dzenledii Divan Edebiyat seminerleri ve
konferanslar geni kitleler tarafndan takip edildi.
"Divan iirini Sevdiren A dam" olarak da tannan skender
Pala, Trkiye Yazarlar Birlii Dil dl'n (1989), AKDTYK
Trk Dil Kurumu dl'n (1990), Trkiye Yazarlar Birli
i nceleme dl'n (1996) ald. Hemehrileri tarafndan
"Uak Halk Kahraman" seildi.

Babil'de lm stanbul'da

Ak, Katre-i Matem ve ah&Sultan adl romanlarnn basklar


yz binlere ulat, pek ok dl ald. Trk Patent Enstits
tarafndan marka dlne layk grld ve ad tescillendi.
Evli ve ocuk babas olan Pala, halen i. Kltr niversitesi
retim yesidir.
www.iskenderpala.net

www.iskenderpala.com

OD
BZM

YUNUS

skender

Pala

Kap Yaynlar 265


skender Pala Btn Eserleri 52

OD
skender Pala
. Basm: Ekim 2011
ISBN: 978-605-4322-76-3
Sertifika No: 10905
Kapak Tasarm: Utku Lomlu
Mizanpaj: Bahar Kuru Yerek
2011, skender Pala
2011; bu kitabn yayn haklar Kap Yaynlar'na aittir.
Kap Yaynlan
Ticarethane Sokak No: 53 Caalolu

1 stanbul

Tel: (212) 513 34 20-21 Faks: (212) 512 33 76


e-posta: bilgi@kapiyayinlari.com
www.kapiyayinlari.com

Baski ve Cilt
Melisa Matbaaclk
iftehavuzlar Yolu Acar Sanayi Sitesi No:

8 Bayrampaa f stanbul

Tel: (212) 674 97 23 Fax: (212) 674 97 29

Genel Dailim
Alfa Basm Yaym Datm San. Tic. Ltd. ii.
Ticarethane Sokak No: 53 Caalolu

1 stanbul

Tel: (212) 511 53 03 Faks: (212) 519 33 00


Kap Yaynlar, Alfa Yayn Grubu'nun tescilli markasdr.

"Bir garip lm diyeler


gnden sonra duyalar
Souk su ile yuyalar
yle garip bencileyin"

Bizim Yunus'un aziz ruhuna!..

OO'u yazarken pek ok kiiden tevik ve yardm grdm.


Yunus hakknda bir roman fikrini ilham ile beni ikna eden
aziz kardeim Sabri Koz ve sevgili olum Alperen Ahmed'e;
almam srasnda Yunus Emre Ky (Sarcaky/Sarky)
seyahatimi kolaylatran deerli dostlarm Nabi Avc, Mehmet
Kllar ve Burhan Sakall'ya;
Yazdklarm okuyarak kymetli eletiri ve grlerini benim
le paylaan ismail Glal, Aliye Akan, Elif Dilasa ile Emin Kse
ve Hilye Banu ile Melih Glseren'e;
Satrlarm tarihi adan inceleyip kymetli eletirilerini esir
gemeyen deerli bilim adam Haim ahin'e;
Yunus Emre zerine yapt almalar ve yaymlad
klliyat ile T rk kltrne byk hizmetleri dokunan ve kita
bm okuyup tasavvufi eksiklerini gideren deerli bilim adam
Mustafa Tatc'ya;
Romann ortaya kmas iin gayretle alan Kap Yaynlar
ats altndaki dostlarma;
Ve nihayet, yazdklarmn her zamanki ilk okuyucusu ve
ilk eletirmenim, hayat arkadam F. Hlya Pala'ya teekkr
ederim.
vii

MOLLA KASIM

1320, herhangi bir gn:


yok edilen iirler- Turakm Baba 'nn mezar -yerde mahluk
lar, suda balik/ar, gkte melekler- ben iken benlikten kurtul
mak -Bizim Yunus

Her bilenden ziyade bilen bulunur. Bunu tecrbeyle


rendim. Her eyi bildiimi zannettiim zamanlar da ar
tk geride kald. Ne var ki, eski bilgiliim ar bir bedel
dememe sebep oldu ve bu yzden tarih benim adm
"her eye karan okbilmi bir ukala" olarak kaydetti.
Oysa size aniatacam o gnn hikayesinden sonra haya
ta ve eyaya bakm deimiti. O gnden sonra bildii
mi unuttum, unutarak yeniden bildim. Bilgi ile hikmetin,
malumat ile irfann aynnma vardm ve geri kalan hayat
m asla bilgilik tasiayarak yaamadm.
Adm Kasm. Talebelik yllanndan kalma lakabmla
bana Molla Kasm derler. Hayatm boyunca hep ok eye

sahip olmay deil, az eye ihtiya duymay istemiimdir.


Zenginliim ilim yolundan olsun diyerek ilmin peine d
enlerdenim. imdi aniatacam eyleri yaamam olsay
dm, Bizim Yunus'u anlatan bu kitap size ulamayabilir,
bunun yerine Bizim Yunus'un iki bin kadar iirini daha
okuyor olabilirdiniz. Evet, ben suluyum!.. Kendimi Yu
nus'a adam biri olarak bu suumu affettirebileceimden
de pheliyim. nk btn yazacaklarm, bir zamanlar
yrtp yaktm veya rnaa attm bir tek iirin bir tek
msra bile etmez. O iirler ki Yunus demiti, elbette on
larn tek bir msra benim bir cilt dolusu sayklamalarma
bedel dir.
On yl am, yl Isfahan ve alt yl da Konya medre
selerinde okudum. Fkh ve hadis ilmiyle megul oldum.
O yllarda Anadolu'nun her yannda ptrak gibi bitiveren
tarikatlar, oldum olas asabm bozard. Bir adamn eyh
sfatyla ortaya kp " slam' yle yaayn, Allah' byle
ann!" diye kurallar koymasn da, o eyhin ldkten son
ra blnen tarikatn ve kurallarn da insanlar aldatan
birer tuzak gibi grr, bunlarn eriat ilmiyle de, Kur'an'la
da alakalar yok, diye dnrdm. Hafz idim, ok kitap
okur, her okuduum kitab Allah'n Kitab'yla tartar, eksik
lerini bulursam kaldrr atardm. iirle ilgilenir, kendirnce
iirler de sylerdim. Ebu Said Bahadr Han'n, lhanl Dev
leti tahtna oturduu yldayd. Konya'da Mderris Fazlul
lah Efendi diye birisinin "ilm-i fkh" ad altnda Kitab'a
aykr eyler anlattn duydum. Ona haddini bildirmek
2

zere St'ten yola km, Konya'ya gidiyordum. Sakar


ya Suyu kenarnda bir eme banda azck oyalandm.
Hemen yan tarafta st ak bir trbe ile birka kabir
vard. Birisi kt bir yaz ile "Burada Turakn Baba ile
erenlerden birka yolda yatar!' diye yazmt. Kim ola ki
diyerek bir Fatiha okudum. Mekann ruhaniyeti var gibi
geldi bana. Hani insan kuatp sarveren bir ruhaniyet.
Biraz rahatlamaya, terahlamaya ihtiyacm olduunu d
ndm. Sonbahar rzgarlar esiyordu. Kendime siperli
bir yer bulup eyan yerletirdim ve oltam aya saldm .
Birka al rp yaktm. Bir yandan snp, b i r yandan tu
tacam balklar piirecektim. Sonra aklma geldi. Akam
yolda yar plak, sa sakalna karm meczup bir der
vi, yamurun altnda elime bir tomar kat tututurmu,
"Bunu sana gnderdi gnderen, oku bakalm!" diyerek
kap gitmiti. Yamur ok iddetliydi ama derviin ak
elindeki tomara bir damla bile dmemiti. Hayret etmi
tim. Tabii hzla elinden alp torbama attm. Braknz iin
de ne var diye bakmay, o anda baln bile okumaya tr
satm yoktu. imdi aklma gelince pek sevindim. Oltama
balk vurasya kadar beni elerdi. Torbadan kardm. st
ste konulup katlanm el ayas byklnde katlarla
tomarlanmt. Her kat parasnn iki yznde birer iir
yer alyordu. Tomarn tamamnn iir olduunu grnce
neem artt. Gnderen her kim ise benim neleri okumak
tan holandm biliyor olmalyd. iir, rmak kysnda
geecek esintili bir sonbahar gnnn hissiyatma uygun
3

derdi. Atein zerine birka odun daha atp oturduum


yumuak imenlere yerletim. Ba sayfada "Htizti Divan-
. Dervi Yunus" yazlyd. Bu Dervi Yunus kimdi, bilmiyor
dum. Msralara baknca usta bir air tarafndan tertipien
mi olduunu anladm. Hem yaz gzeldi, hem de iirler
parmak hesabyla pek okkal duruyordu. Baladm oku
maya. "Sensiz yola girer isem 1 arem yok adm atmaa

ll Gvdemde kuvvetim sensin 1 Bam gtrp gitmee".


Gzel bir iirdi. Allah'n "Bir"lii zerine salam bir iman
eseri olduu belliydi. airine aferin okuyup getim ikinci
iire. Ama hayret!.. kincisi siifilerin hezeyanlarna ben
ziyordu. nsanlar Kur'an'dan uzaklatrp baka yollar
aramaya itecek bu tr safsatalara tahamml edemezdim.
fkelendim. Kad tomarndan kardm, avucumda bu
ruturup rnaa attm. nc iir gzme daha da kt
grnd. airine, katibine, hatta kadn hazrlayana la
netler okuyarak "Cehennem ateinde yanascalar!" bed
duasyla onu da alevleri kabaran atee attm. nc iir
aktan bahsediyordu: "Ak davasn klan kii 1 Hi anma
ya hrs u heva 1 Ak evine girenlere 1 Ayrk ne meyl ne
vefa". Tam onu da yrtp suya atacaktm ki "ak" kelime
siyle "din" kelimesini deitirmek geldi aklma. Baktm,
bu ekliyle air doruyu sylemi, ama ne hikmetse dinin
adn ak koymutu. Onu tuttum. Sonraki iiri beenme
dim, suya, bir sonrakini atee. Byle byle saysz iirler
okudum. Kimini tuttum, kimini attm. Bu arada oltama
ka balk taklp kurtuldu, atee ka odun daha verdim
4

hi bilmedim. Kuluk vaktinde oturmutum, ikindi olmak


zereydi. Kalkp aceleyle le namazn kldm. -Allah
beni affetsin- Btn namaz boyunca zihnimde yine u
Yunus denen adamn iirleri dolanp durdu. Herhalde bu
onun gerek adyd. nk mahlasa benzemiyordu. Yine
de onun hesabna zldm. Zavall, dnyaya eser brak
tn zannediyordu ama hi lmeyecekmi gibi yaayan,
sonunda hi yaamam gibi len adamlardan bir fark
yoktu. iirlerinin ou siifi zrvalanndan ibaretti. Namaz
dan sonra oltam yokladm. rice bir balk vard ucunda.
Kim bilir ne zaman taklm ve rpma rpma lmt. i
irlerle oyalanrken hayli zaman gemi, iyiden iyiye ack
mm. Bal temizleyip bir st dalna geirerek atee
koydum. Ama aklm yine iirlerdeydi. Balk piedursun,
tomar elime aldm. lk iiri baladm okumaya. Fakat o da
ne? Neler sylyordu bu adam? Allah'm!.. "Ben derviim
diyene 1 Bir n edesim gelir 11 Tanyuban imdiden 1 Varp
yetesim gelir; Srat kldan incedir 1 Kldan keskincedir

ll Varp onun stne 1 Evler yapasm gelir." Bu kadarna


vurulmuken son beyit kanm dondurdu: "Dervi Yunus
bu sz 1 Eri br syleme 11 Seni sigaya eker 1 Bir
Molla Kasm gelir"
Tomar elimden atp secdeye kapandm. Bu adam
benim adm nereden bilmiti? Gnderen, bir tomar iir
deil, bir dehet gndermiti besbelli. Tevbe ediyor ve
alyordum. Aladm iki sebeptendi; ilki o gne dek ta
rikat ehline hor bakm olmam; ikincisi de o iirleri ate5

e ve rnaa atm olmam. Birinci pimanlmdan geri


dnebileceime seviniyordum; lakin ikincisini neyle telafi
edebilirdim ki?!.. ki bin kadar iiri ahmaka yok etmi
tim. Bu Dervi Yunus her kim ise bana ok iddetli bir
amar vurmutu. Kederim bykt. Gn inmeye yakn
alamaktan yorulmu, halsiz dm, kendimi rnaa
attm iirlerin peinde akarken buldum. Irman akn
da, mrmn akp gittiini grdm. O srada uyudum da
rya m grdm, yoksa hayallendim de gerek mi sandm,
anlayamadm, uyku ile uyanklk arasnda bir nida iittim:
"zlme Molla!. . Onun iirlerinden bini yerde malluk
iindir. Allah binini suda balklar, binini de gkte melekler
okusun istedi!"
Bu, zihnimin bana oynad bir avuntu muydu; yoksa
hakikaten o iki bin iiri, gnderen iradenin gerei olarak
m yok etmitim , ardm. ki saat kadar ne yaptm bil
meden ylece uunduumu hatrlyorum. Kendime gel
diimde aynen Dervi Yunus'un dedii gibi gn gitmi,
kervan gm, bense dalar banda yalnz kalmtm.
Hafzam yokladm. Bulunduum eitli meclislerde Sar
cakyl bir Yunus'tan sz edildiini hatrlar gibi oldum.
Ertesi gnden tezi yok; Yunus 'u aramaya koyuldum. Yo
lunun tozunda yaklak bir yl gezindim. Neler rendim
neler. Konya, Karaman, Erzurum, Kayseri, Amasya, Sivas,
Isparta, Kula derken yolum Sarcaky'de dmlendi. . .
Ayak izlerine basm, onu bulmutum. Medreseyi terk
ettim, bildiklerimi unuttum. Zihnimi artp onun anlatt
6

ak srlaryla, kalbimi boaltp onun anlatt Sevgili'yle


yeniden doldurdum. Sarcaky'e geldiimde ilk defa ke
derlerim skfin buldu, kendimle ve yaadm hayatla
ilgili btn dmler orada zld. Sarcaky yollarn
da elimdeki tomarlar batan sona tekrar tekrar ka kere
okudum hatrlamyorum; imdi hepsi ezberimdeler. . .

aydr Yunus Emre Hazretleri'nin dizi dibindeyim


ve bir eye ok pimanm. Keke bama gelenler bama
geldiinde, dosdoru huzuruna kosaym ve bir yl do
lanp durmasaymm. Bylece onunla daha uzun zaman
geirebilir, ezberimdeki btn iirlerini mukalele edip
tashihten geirebilir, belki rnaa ve atee attm iirle
rini yeniden syletip beyaza ekebilirdim. Isparta'da iken
"Nasihat Risalesi"ne eriip kendim iin bir nsha oalt
mtm, onu da mukalele edebilirdik.
Seksen yana merdiven dayam bir adam dnn.
Elinden eksik etmedii ucu kmrlemi hastona -bu
haston Tapduk Emre'den yadigar imi- dayanmadan y
ryen ve admlarn, sanki yeri incitmekten korkareasma
basan bir nahif dervi. Hakikatte bir eyh, ama dervi
liinden hi soyunmam bir eyh. Derviliiyle herkese
daha yakn, daha iten, daha scak. Sof hrkasnn iinde
ince fidanlar gibi ban emi duran bir gnl sultan, bir
ince zarafet. imdi gzmn nne getiriyorum da, des
tarndan karayaz cephesine sarktt uzun salar, hafif
7

kemerli bumunu glgeleyen gr kalar, beyaz sakal ve


daima glmseyen nurani yz nasl da herkesi kendine
meftun etmeye yeterdi. Gzleri grmedii halde her eyi
gryor gibi davranmasna arrdm. Sarcaky'de
rendiim ilk ey, be yldr gzlerinin hi grmediiydi.
Kendisine ifa iin gelen herkese ifa datt, grmeyen
gzleri bile iyi ettii halde kendi gzlerine merhem ka
bul etmez, bilakis gnl gzyle grmeyi tercih edermi.
Altm yandayken gzlerine alaca dm, feri kay
bolmu. Bir zamanlar Abakay Dervi 'ten rendi i bitki
kklerinden merhem yapp gzlerine srse iyi olurmu
ama o "Ad gzel kendi gzel Muhammed'in mbarek
gzleri bu dnyay altm yl grd, bize de ziyadesi
gerekmez!" diyerek tam on iki yl, be kula tesini gr
meden yaam. Sarcaky'de geen son be ylda ise ta
mamen ama irni. Ben ite o be yln sonunda eiine ba
koymutum. Hayatn o kadar olaan yayordu ki, dtan
bakan birisi sanki gryor sanrd. Bir gn huzuruna de
lil ile gelen bir amann kendi bana yryp gittiini g
rnce cesaret bulup "Efendim, bakalarna bolca dat
tnz ifadan kendi gznz esirgemeseniz!" demitim
de, "Tapduk Sultan'm da byle yaad Molla Kasm!" diye
sz kestirip atm, sonra da dnya gzyle grmeyi is
tedii tek yzn, oluna ait olduunu, ama garip bir te
celli olarak onu bulduu gn gzlerini kaybettiini sy
lemiti. Daha sonraki bir grmemizde oluna sordum.
"Evet!.." dedi, "Bunu ok istedi. Lakin onun beni gnl
8

gzyle grdne eminim. nk bir defasnda yzm


avularna alm, sanki yzmdeki her bir seirmeyi bile
ezberler gibi parmaklarn yzmde gezdirmi, yzm
kalbine naketmi idi."
Evet!.. Ben Molla Kasm, divitimi hokkaya handrdm
ve belki kendimi affettirebilirim diye bu satrlar yazyo
rum. Bunun iin Yunus Emre Hazretleri'yle birka kez
halvet olup zel grmeler yaptm. Kendisinden fazla
bahsetmek istemeyii, "ben" demeyi oktan unutmu ol
mas ve maddi alemi -o buna masiva diyor- fazla nemse
meyii, iimi bir hayli zorlatrd. imi zorlatran baka
eyler de vard tabii. Grt veya adn and kiile
rin hayat hikayeleri yazya geirilmemiti ve dilden dile
dolarken sisli puslu bilgiler ardnda kalmt. Mesela
Tapduk Emre . . . Daha sonra yaptm aratrmalarda kim
se bana onun hakknda rivayetlerden te bilgi veremedi.
Tekkesinde yllarca orba imi mritleri bile sanki onun
maddi bir hayat yokmu gibi hep kerametlerinden, nasi
hatlerinden bahsettiler. Bir de Sulucakarahykl Aslanl
Hnkar Hac Bekta var tabii. Bozkrda bu ad bilmeyen
yoktu; ama nedense herkes bir menkbe anlatyor, veciz
bir szn naklediyordu. Onu grp tanm olanlar bile
bana "u tarihte yle olduydu!" demediler, diyemediler.
Anadolu'ya geldii yl doru syleyebilen bir Allah kulu
na bile rastlayamadm. Bunlar, olaylar birbirine balar
ken ve tarihin akn belirlerken bana ok zorluk kard.
Hatta baz yerlerde olaylar ben sraya koymak zorunda
9

kaldm. Bereket versin, Konyal Molla Celaleddin'in ders


lerinde bulunmu, kendisini tanmtm da ondan bahset
tii zamanlarda fazla zorlanmadm.
iirlerini yok ettiimi bildiini zannediyorum. Bir gn
olsun bana bunun hesabn sormam olmas omzumda
byk bir yk. Keke hesap sorsa, kzsa, fkelenseydi. . .
Hibir ey olmam gibi davranmas, o gnlerde vicdan
m her dakika bir kez daha szlatrd. Hakknda bir kitap
yazacak olmam, belki de bu yzden onu tedirgin etti.
Bana her eyi anlatmadn biliyorum nk. "Bir kitap
yazlmas gerekiyorsa Tapduk Sultan ' nn kitab yazlsn!"
demiti bir keresinde. Kendisinden geriye birka pare i
irin kalm olmasn yeterli buluyordu. Hayat hikayesini
yazacak olmama pek taraftar deildi. Buna ramen srar
c oldum. Vaktiyle cahillik edip iki bin kadar iirini ah
maka yok ettiim gibi, imdi de yok olmaya balayacak
hayat hikayesini ben kayda geirmeli ve yaatmalydm.
Zannederim srarlarma dayanarnad ve kapsna gelen
hi kimseyi krmad gibi beni de krmak istemedi, tek
litime kerhen raz oldu. Bunu bilmekten dolay tedirgin
dim. Mbarek tenini topraa indirdirniz gne kadar bu
tedirginliim srp gitti.
Eiine vardmda tek dileim kendimi affettirebil
mekti. Ama dizinin dibine oturduktan sonra eski haml
rndan kurtuldum, eriat ile tarikat arasnda kendime
bir bak as edindim, insanlar zahirierine gre itharn
etmemeyi rendim. Onun o dingin, yolculuklarn iine
10

doru yapan derinlikli hayat bana yepyeni ilhamlarn ka


plarn at, tarikat reddeden ben, eiine mrit oldum.
Yunus Emre Hazretleri'nin vefatndan sonra Sarca
ky'den ayrldm. Karaman'da olunu buldum, onunla
grtm. Fikrimi syledim ve gerek kendisi, gerekse
babas hakknda baz tamamlayc bilgiler istedim. Sa
olsun, elinden gelen yardm esirgemedi. Onun anlattk
laryla babasnnkileri birletirdirnde "Bizim Yunus"un
gariplik ve miskinlik iinde yaam bir insan- kamil ol
duunu grdm. Huyu gzel, ii gzel, bilgisi gzel ve
sz gzeldi. Sanki Kaf Da'ndan Anadolu bozkrlarna
tenezzl etmi bir Simurg, Allah'n bir zaman iin yery
zne koyduu bir ayna idi. O, bu yurtlarn gzbebei idi.
Ve elbette gzbebekleri her eyi grr ama kendisini gr
mez . . . Bu yzden hayat gizli kald. Okuyacanz satrlar
hep onun anlatt gibi kaydettim; nk gzlerinizi onun
gzbebeine evirmenizi istiyorum. Her ne ki o ve olu
anlatt, ben burada naklettim. Sz onlarndr, yaz benim.

ll

PHE

1315, Austos:
lmde buluma - girift dnceler - soru iinde soru -San
caky-gizli bahwan -sevgi ve sevgili

Geldi geti mrm benim


ol yel esip gemi gibi
Hele bana yle gele
ol gz yumup am gibi
Turakn yoldam -ki o benim hayatmda ikinin ikin
cisi gibiydi- ehit eden okiarndan daha zehirli bir oku,
kalbime saplamak zere yllardr bileyip durmu meer.
Kalpten skp atmadan yaras asla iyilemeyecek bir
ok . . . Ad kin ve phe. . . Bana kar kin ve Allah'a kar
phe. Sevgimi gne yaparak onun buza alm kinini
eritebilirdim, ama inkar ve pheleriyle nasl baa kacagm ?f
. ..

12

arpma, geride cesetler brakarak sona ermiti. Ha


vada taze lm ve toprak kokusu vard. Cansz bedenine
smsk sarlmak, ilerleyen yamda bir kere olsun varl
n doyasya hissetmek, belki o anda lmek, hayatta ol
duu gibi lmde de biricik yoldam Turakn' yalnz
brakmamak istiyordum. O srada gzlerim kavruluyor,
acs cierime iliyordu. Hibir eyi gremiyordum. Uza
yp giden bir karanln iindeydim. Turakn'n o son
suz karanlktan kurtulduunu, cansz bedeni dizlerimin
dibinde olsa da, ruhunun kl bir aleme kanatlandn
dnp rahatlamaya altm. Gzlerimin yanmas git
tike iddetleniyordu. Yolumu bulmakta zorlanacam
dndm. Ayaa kalktm, kollarm atm:
"Oul?"
"Hh, oulmu! Onca yl, onca zaman . . . "
"Oul!"
"Beni hi sevmedin sen, bir olun olduunu sildin ak
Imdan."
"O nasl sz oul, kalbirnden hi kmadn, Allah ahi
dimdir!"
"O halde neden braktn beni? Haydi braktn diyelim,
neden aramadn? Hi mi merak etmedin?"
"Allah'a malum a, oul, seni her yerde ve her zaman
aradm. O'na giden yollarda, bir anneni, bir de seni hi
aklndan karmadm."
"Demek gidilesi yollarda benim yerime O'nu tercih et
tin. Bensiz gittin, O'nsuz gitmemek iin?"
13

"Tvbe de oul, O'nsuz bir yol mu olur?"


"O'nsuz bir yol olur muymu; hh!.. O'nun yollar var
idiyse bunca yolsuzluk neden? O'nun yollar var idiyse
bir ocuun yetim kalmas, haydi yetim kald, babasn
dan yoksun bymesi neden? O'nun sana gsterdii yol
da kk bir ocuk, babasnn yryne engel mi olur
du? O'nun yollar var idiyse bir ocuun iine koyduu
sevgiyi babasnn iine neden koymad? Ve sen, aresiz,
korumasz bir ocuu barndracak yollar tkenmi miydi
ki beni savurup attn bandan?"
"Tvbe de oul!.. Atmak ne demek, bu yaananlar. . .
Allah . . . "
"Sus!.. Bana Allah uydurup suu O'na atma. Var m, yok
mu, bilmezken . . . "
"Var olmasndan m endielisin oul, yok olmasndan
m?"
"Var olmas da umurumda deil, yok olmas da."
"Anladm, sen O'na tutulmusun da kaamyorsun?!.
Ya varsa diye korkuyorsun?"'
"Korksaydm, ya yoksa diye korkardm!"
"Haa oul, Allah yoksa sana bu can kim verdi, topra
a bu bereketi, suya u ak, imenlere rengi, u vzlda
yan anya uma gcn, insana dnmeyi, sevmeyi kim
verdi?"
"Belki senden nefret etmeyi veren vermitir. Bana yl
larca seni vermeyen vermitir. Senin o kudretli dediin
Allah'n, neden u bozkra yoksulluk verdi de zenginlik
14

vermedi; neden insanlara savamay verdi de bar ver


medi?"
"Kader, oul, yzyllarn kaderi. . . Kader de bir imtihan
iindir . . . Sen pheler iindesin, nce bu pheyi yenme
li, seni kurtarmalyz."
"phe insana g verir dervi; say ki ceylan bedenin
de bir aslandr."
Bana "dervi" demi, "baba" dememiti. Kalbirn bunca
arparken, her kelimem azmda titreyip dururken, ya
nan gzlerimin acsn bile unutmuken, ona neredeyse
sarlverecekken, onu bulduuma tam sevinmeye bala
yacakken, bana "dervi" demi, "baba" dememiti. Bam
dner gibi oldu. Allah sevgisiyle evlat sevgisi arasnda s
nanyordum sanki. Olum beni reddediyordu. Kekeledim:
"Kafese konulmu bir aslan malup saylr m oul?"
"Sencileyin, phe etmeyenin malubiyeti bilmesi im
kanszdr."
"Belki de sen Allah'a malup olmusun da Galib'i bil
mek iin ondan phe ediyorsun. Zift kadar kara olan, kar
kadar beyaz olan kavramakta zorlanyor belki de."
"Hayr, asla!.. nk bu phe yllar yl iimde durdu
benim; biledi, hayata tutundurdu, g verdi, yoluma reh
ber oldu. O phe olmasayd bugn burada bulunmaz,
ben ben olmazdm. O phe olmasayd u an hayatta ol
mayabilirdim, hatta sen de hayatta olmayabilirdin."
Olumun beni ldrmeyi dnd halde bundan
niye vazgetiini anlamak istiyordum. lmden korkma
dn syledim:
s

"Ben salkl ve mutlu gnlerinde Allah' unutup da s


kntl ve aresizlik gnlerinde O'nun gcn ve hkm
ranln itiraf edenlerden deilim oul. Ben O'na sahip
olduum iin O bana sahiptir. O ol demeyince olmaz, O
ldrmeyi isterneyince sen ldremezsin oul!"
"ldremezmiim, hh!.. O kadar ok kii ldrdm ki
ben!. . Ama sen bunu elbette bilemezsin!.."
"Peki ama bu sana, bir gn senin de leceini sylemi
yor mu?! ."
"Elbette sylyor; lme bakalarnda inanp da ken
dinde inanmayanlardan deilim ben."
"leceini bilip de Allah' bilmernek neden o halde
oul!.. Bilmelisin ki dudak, kalpte olandan gayry syle
mez!.."
"O dudaktan da phedeyim ben . . . Sanki hep kalptekini mi syler?"
"Hep kalptekini."
"Peki sen imdi kalbindekini mi sylyorsun?"
"Kalbimdekini sylyorum oul; kalbirndeki doruyu
sylyorum. nk yegane doru sz odur: Allah vardr
ve Bir'dir."
"Senin dediin gibi Allah var ise nasl sana rahmet ve
merhamet gsterirken bana gazap ve korku gsteriyor?
Adil olmayan biri nasl Tanr olsun? Ama sen imdi buna
da kader diyeceksin!.."
"Bu dediin, Allah'n bize zorla verdii bir kader deil,
bizim isteimiz dorultusund bir irade tasarrufu oul.
Sonuta sen ldren olmay istemisin, ben yaatan . . . "
16

"Hayr, ben ldren olmay istemedim. Sen kap gitmekle beni ldrenler arasna yolladn."
"Kap gitmek?"
"Terk etmek diyelim! Ne fark eder?"
Sustum . . . Daha fazla stelemedim. Yalnzca "Oul!..
Ben sana benzeyen yal adamm!" diyebildim. Yanm
dan kap gitmesinden korktuum iin syledim bunu.
Gzlerimin sancsn ve gremeyiimi bahane edip, beni
Sarcaky'e gtrmesini istedim sonra. Kzanlar da bera
ber geldiler. Maksadm, yllar sonra bulduumu yeniden
kaybetmemek idi. Sarcaky'de hatralarmz vard. Sitare
ile olan mutlu batralard bunlar. Birlikte o batralara tu
tunabilir, birbirimizi tanyabilirdik. yle de oldu; birka
zaman yanmda oyalannasm saladm. Bu arada inkar
larn gidermek iin her gn oru tuttum, her tehecct
vakti Rabb'ime yakardm, her seher gzya dktm.
Krk birinci gn idi. Evin bahesinde bir sofra hazr
ladk Azdan oktan ne var ise sofraya koyduk. Sarca
ky'n yallarn ve ocuklarn da ardk Yemekten
sonra dua ettik. Sohbet vakti geldiinde anlattm:
"u bahemize baknz. Sanki terk edilmi gibi grl
yor deil mi?"
Herkes baheyi alc gzle incelemeye balad. lerin
den bazlar benim bu baheyi grmediim halde nasl
tarif ettiimi dnyorlard. Kzanlardan biri atld:
"Zaten terk edilmi bir bahe dervi baba!"
"Evet, bu bahenin bir bahvan olduunu sylemeye
de imkan yok sanki!.."
17

"Yok elbette!.. O kadar bakmsz ki!.."


"Ama yine de iinde hala yeeren otlar veya aalarda
hayat emareleri de eksik deil?"
"Ee .. evet, eksik deil! Ama yoksa sen gryor musun?"
"Hayr, sizin grdnz biliyorum, o kadar. imdi
tekrar soralm; gerekte bu bahenin bir bahvan var
m, yok mu?"
Dinleyenlerin pheye dm gibi duraksactklarn
hissettim. Verebilecek bir cevap bulmakta zorlanyorlar
d. Onlarn bu tedirginliinden istifadeyle devam ettim:
"Biz grmyoruz diye bu bahenin bir bahvan yok
tur diyemeyiz, yle mi?"
"Eh . . . Diyemeyiz."
"Demek ki gizli bir bahvan var. Biz gremesek de . . . O
halde bu baheyi duvarlarla rsek, hatta evresinde o
ban kpekleri gezdirsek . . . Hani diyorum, gizlice alan
bu bahvan tutabilir miyiz?!."
Olum nihayet sze kart:
"Sz nereye getirmek istiyorsun Dervi Yunus?!."
"evresine yirmi kat duvar rp kapya saysz nbeti braksan yine de o bahvann girip ktn grebilir
misin oul?!"
"Gremem elbette. Ben gremediim iin de sen sz
konusu bahvann grlmez, dokunulmaz, hissedilmez,
grlt yapmaz olduunu iddia edeceksin herhalde."
"Yalnz bu kadar deil; gren, bilen, esirgeyen oldu
unu da syleyeceim ve soracam: Grnmeyen, do18

konulmayan ve tespit .edilmeyen bir bahvan ile hayali


olan veya hi var olmayan bir bahvan arasndaki fark
nedir?"
"?!."
"imdi oullarm; siz bu bahvan maddi llerle ta
nmak istiyorsanz; yanlgya dersiniz. Oysa Allah tek,
esiz ve maddi olmayan bir varlktr. Maddi snrlar iinde
dnlemez, anlalamaz, biimlendirilemez. Ona ina
nr, gvenirsiniz. Bu bir iman meselesidir."
" yi de ba .. Ihm, Dervi Yunus!.. Benim varlm madde
iken ve duyularm bile maddeye ynelik iken onu madde
nin imkanlaryla bilmek, tanmak istemem neden yersiz
olsun?"
"Hayr, yersiz deil, bilakis doru bir aray oul!.. La
kin sen onun her yerde ve her eyde hazr olduunu fark
etmekle yetinmiyor, bir de madde gzyle grmek isti
yorsun. O senin grdn her eyde vardr; bir yaratc
olarak, bir dzenleyici ve hayat verici olarak. nk o n
cesiz ve sonraszdr; deimez ve dnmezdir; her eye
gc yeten ve her eyi bilen dir."
"u anda benim neyi merak ettiimi de bilir mi?"
"Elbette bilir."
"O halde neden merakm gidermez ba .. ?"
kinci hecesini yutmu olsa da "baba" kelimesi her
halde hi kimseye o anda bana grnd kadar sevimli
gelmemitir. nk ikinci kez ayn hecede taklp kalyor
du. ime bir ferahlk yayld. Olumun inadndan geip
19

beni kabultendiini dndm. Allah' kabulleurnesi artk


daha kolay olurdu. Sesimi efkatle yourup anlattm:
"O merak giderecek olan sensin olum. Zaman ve
mekan deerlendirerek, sebeplere ve sonulara baka
rak . . . Hislere, tecrbelere ve duygulara bakarak . . O me
.

rak ancak sevgiyle giderilir. Aemde sevgiden byk bir


umut da, sevgiden te bir korku da yoktur. Sevgiliden
korkmak, korkunun en yksek derecesi, sevgiliden umut
etmek umudun en yksek kertesidir. Sevgilisi olmayan
biri, yaadn sansa da yryen lden ibarettir!.."

20

I. BLM
RENBER

BRAHiM

uan cehennem atei - Sitare alevler arasmda - Sat Nine brahim 'in lklar -fkeli ekikgz atllar

Bu fenada bir garipsin


Glme glme, ala gnl
Derdin dahi oktur senin
Glme glme, ala gnl
Her ey, uan atelerin geliiyle balamt Molla Ka
sm. Bugnk kadar souk bir gnd. brahim, Sitare'nin
kucanda uyuyordu. Bozkrn dondurucu ayazn boan
o dehetli sca hissettiim vakit, kyamet kopuyor san
mtm. Kulaklarm uulduyor, gmbrtnn iddetinden
beynime tekrar tekrar glleler dyordu. Ne ben, ne o
cuklarm, ne de Ucasar'da baka bir kimse byle bir id
detli sesi o gne kadar duymu deildik. lk aklma gelen
eyi yaptm. lk la barmakta olan brahim ile
23

smail'i kucakladm gibi yataktan frladm. Elimde bir


slaklk hissettim. Kan olmalyd. O srada eim, yatan
iinde tostoparlak olmu, kirman gibi dnyor, rpn
yordu. Var gcmle bardm:
"Sitare!.. Sitare!.. abuk kq, dar, dar!.."
Onu hi byle grmemitim. Her konuda benden atik
davranan, her zaman benden evvel karar verip uygulayan
gzeller gzeli Sitare beni duymuyordu. Bir gz odadan
ibaret evimizin hacasm ykarak her yana dalan ate
paralar elbisesini tututurmak zereydi . Onun ne de
rece evik, atak ve hareketli olduunu bilmesem, orada,
yatan stnde baka bir kadn oturuyor zannederdim.
brahim ile smail'i hzla darya gtrdm. brahim'in
akandan kan szyordu. Onlar buz tutmu topran
zerinde birbirine yaslayp eve geri dndm. erisi kor
kuntu. Sitare hala alevlerin arasndayd ve iradesini kul
lanamad aikard. Eikte asl aban kapp, alevlerin
arasndan hzla kotum. Kee, alevi sndrmek veya s
caklndan korumak iin birebirdir. Sitare ate emberi
nin iinde bir noktaya akl gibi dnyor, delice dnyor,
bir adm dahi hareket etmeyi baaramyordu. Korku, onu
kendinden almt. Abay zerine rterken evreme bak
tm. Darda neler olduunu, bu ate topunun hacarnz
dan nasl girdiini anlamaya altm. Galiba kyrozden
geerek bir yerlere kaan muhacirlerin dehetle anlatp
durduklar "uan cehennem atei" bu olsa gerekti. Trk,
Rum veya Acem'den olup son birka ayda younlaan bu
24

g ve ka kafilelerinin hemen hepsi, bu kyamet atein


den korkuyla ve rke rke bahsediyorlard da, ben hayal
etmekte zorlanyordum. Gz krpasya kadar evimizin ii
ni kaplayan bir deletti bu. Herkesin yaad o korkun
ykm sras bize gelmiti anlalan. ekikgz, artk ky
mzdeydi. Daha dorusu Sitare'nin kynde.
Arka arkaya duyduumuz o korkun gmbrtler, iie
ri demirle svanm byk bambu gvdelerinden oluklara
koyduklar byk paavralarn "barut" dedikleri gher
ile tozu ile patatlmasndan kyormu. Tabii yanarak
uan bu paavra, teller ve kenevirle birbirine sarmalanp
gherile ve arnsakz hamuruna bulatrlm saysz
kymk, ra, ta ve ividen oluan insan kafas bykl
nde bir topun -bozkr halk buna glle adn taknt
evresine sarlyor ve dt yerde paraland vakit
her yeri yakmaya balyor, canllar ldryordu. Hal
kafirinin mancnk ile attklarn meer bu ekikgz, ge
niten geni borularn iine koyup atarm.
Sitare'yi alevlerden karr karmaz, lklar kesilme
yen brahim'i yokladm. Bann arka yannda byk bir
yark alm, sznt halindeki kan imdi iddetle akma
ya balamt. Sitare kendine gelemiyordu bir trl. Cenk
oyununda nice erkei dize getiren Sitare, bir gelincik yap
ra gibi titriyor ama braktm yerden milim hareket et
miyordu. smail'le ikisini doruca alra tadm. Sarkz'n
yem teknesini yana ittirip, altna atmz mahzene indir
dim. Deasar'da hemen herkes, ekikgz korkusuyla evi25

nin mahzenine, ahrna, bahesine byle gizli bir snak


yapmt. Babamn hanerlerinden birini Sitare'nin eline
tututurdum. ok sevdii heybenin gzlerine -ki bu heybe
onun eyizinin en sevimli parasyd, kendisi dokumutu
ve iine zel eyalarn koyard; sylediine gre nak
larn ilerken hep beni dnm- birka meyve ve iki
dilim sornun sktrp aya ucuna ydm. Klc yanna
koydum ve dier haneri de belime sokup, tekneyi tpk
bir mahzen kapa gibi ait olduu yere yerletirdim. ine
de Sarkz yesin diye bir kucak kenger atp yularn ba
ladm. Zavall hayvan grltden korkmu, bryordu.
Boynuzlarndan tutup ban okadm. O bizim yegane
dnya nimetimiz idi. Ailemizden biri gibiydi. Beraber ift
sryor, verimsiz topra iliyorduk. Ben ban okarken
biraz sakinleti. Gz gze geldik. Galiba beni anlad, "Hi
merak etme, ben buradayken Sitare ile smail bebee zi
yan erimez!" der gibi yzme bakt. Ban ne doru
birka kez sallayp brd.
brahim'i kucaklayp kotum. Her taraf gmbr gm
br alkanyor, her gmbrtden sonra gkyz aydnla
nyor, ardndan yeni lklar duyuluyordu. Gkyz de
iik istikametlere uan cehennem ateleriyle doluydu.
Bir tanesi zerime dmeden brahim'imi Sat Nine'nin
merhemlerine yetitirmem gerektiini biliyordum. lk
lar iniltiye dnm, bedeni kle gibi arlamt. Ne
sorsam yalnzca "Anneeee!.." feryadyla karlk veriyor
du. Bandaki yara mintanmn yeniyle bastryor, kann
26

akmas n engellemeye alyordum. Sesim cehennem


den uan o atein sesini bastracak ekilde barmaya
baladm:
"Sat Nineeeeee!.. Sat Nineeeee!.."
Sonra kotum, kotum, kotum. . . len ve llerinin
banda alayan insanlar arasndan getim. "Az kald!
Yavrum, brahim'im az kald!" Ama hayr, brahim'in inil
tileri gittike yavalyordu. Neyse ki yolun sonundaydm.
ki hane tede Sat Nine'nin kapsna varm olacaktm.
Bir an kulaklarm yeniden uuldad, barmda bir ac his
settim. Son grdm ey, evierden daha yksek bir alev
patlamasnn nnde zerime doru atiarn fkeyle s
ren elleri diken topuzlu iki ekikgz oldu.

27

TEMR ALP

Ucasar'dan Sarcaky'e - Temr Alp Ata - Halz izmeleri yok olan ky- kanlar- yetmi bin yryen adr -brahim
-Sarcaky'e doru - Tekfar'un souk nefesleri- gzeller g
zeli- smail- bozkmn sonsuz hzn

Karl dalar m atn


Derin rmaklar m getin
Yarinden ayr m dtn
Niin alarsn blbl hey
Benim genliimde bir Temr Alp Ata yaamt bura
larda Molla Kasm. Bilge Temr Alp Ata. Deasar'daki fe
laketten sonra Sarcaky'e geliyorduk. Yol uzun, zaman
oktu. "Rum topranda kazk rmez oul!" diye ba
lamt anlatmaya, derin bir i geirerek, sonra kanm
zn tekerleinden kan iniltiye benzeyen geniz sesiyle
devam etmiti; "birinin aktn dieri sker, yok eder
28

nk.AtamArslanAlp'in Malazgirt'ten sonra bu toprak


Iara verdii ruhtur ki k k iman, demet demet huzur
olup yaylm. Ne ki Ouz'un ocuklar da bu topraklara
gelince birbirlerine dmeye balamlar. Yarm asr Sel
uklu ile Daniment didiip durmu. Mengcek ile Saltuk
lu arasna kan dnce hayli zaman vurumular. Rum
ilieri olan bozkrlar, iine Trkler yerletike Trkmen
ili olmaya balam. Aradan hayli zaman getikten son
ra Knkl'nn Klarslan boydan boya u Rum diyarn,
ta Bizans'a kadar Trk yurduna dndrm. Gel gr ki
Saltuknameler, Danimentnameler ocuklarmza anlatp
durduumuz birer destandan ibaret imdi."
TemrAlp anlatrken annemi hatrladm. Onun destan
dedii Danimentname'yi bir masal gibi bam okaya
rak fsldaylar geldi gzmn nne. "Yunus'um by
yecek, kffar yenecek, Melik Gazi olacak," deyii nlad
kulaklarmda. Elim, kucamda uyuyan smail'in bana
gitti kendiliinden, salar arasnda dolat. Sitare uan
atein geldii o geceden sonra zerinden atamad dur
gun haliyle ylece oturuyor, kannn sarsntsna aldr
madan daima donuk bakan gzlerle Temr Alp'i izliyor,
szlerini uzak hatralar gibi dalgn dinliyordu.
"ki Klarslan gemi bu alemden. kincisi birinci
sinden de yiit imi, dedem yle anlatrd. Onunla cenge
girmek dn eder gibi olurmu. Varacamz Eskiar ve
Porsuk suyunu da beraber almlar o vakit, Ouz'un, K
nk'n ve Kay'nn snrlarn Bizans'a yaslamlar. Sonra
29

kendisi Konya'ya ekilip oullar arasnda lkesini pay


latrm. Selahaddin'in Kuds' ald yl olmu bu. Olu
Muhiddin Mesud ah, Eskiar ile Engr arasnda kaan
olunca, veziri de alimlerden Taceddin Mes'ud imi. Son
rasn bu ihtiyar dostunuz babasndan ok dinlemitir.
Anadolu topra dalga dalga hep Hal ordular tarafn
dan inenmi, saysz aclar yaanm. Ka kere eteler
kurmular, demir zrhl Hal valyeleri Kuds-i erif'e
ulaamasn diye ka geceler basknlar yapmlar. Can ver
miler, canlar vermiler, lmler, ldrlmler. ilerle
yen zamanlarda benim neslim de hikayenin iine girdi,
arkadalarmla birlikte cenklere kotuk. Hatrlyorum,
tarlalarmz ekseriya kan ile sulanyor, marnur balarmz
ac yemiler veriyordu. Topramz savunmaktan kald
mz bir gnmz olmazd. Tokat Meliki Rknettin Sley
man ah'n, Seluklu tahtna kp da Bizans' vergiye ba
lad yldan itibaren biraz bolluk grdk. Fakat ne are,
baz toprak aalar kyly haraca balayp ellerinde ne
var ne yoksa vergi diye almaya baladlar. Babamn geli
ini grd ekikgz belas bozkra yasland. Duyduu
muza gre, byk kanlar zerine kurulmu tam yetmi
bin adr, ineiyle, tavuuyla, atyla, kpeiyle yryor,
yryormu. Durmadan,

dinlenmeden,

dinlenmeden,

durmadan ... Arkalarndan ekirge srleri gese a ka


lr, rzgar esse srkleyecek ot bulamazm. Babam on
larn geliini her gece korkulu bir d gibi beklediklerini
anlatrken, 'Bekledik oul, bekledik Ne ki onlardan evvel
30

Rumlar geldi, Acemler geldi, Araplar geldi, Harezmiler,


Krtler, Kfaklar, Uciler ve Grcler geldi. ekikgz'den
kap ehirlerimize, kylerimize yldlar. Gelene git de
nilmez, hepsine yer bulduk, yurt kurduk. Gcmz ilk o
vakit tkendi, u bitmeyen yoksulluk ilk o vakit geldi,'
der ve ilk ekikgz' grd gn tekrar tekrar tasvir
ederdi. te o yl, Gyaseddin Keyhsrev Seluklu sulta
n olmu, Konstantinapolis'te Kont Baudouin Latin dev
letini kurmu; Trabzon'da Grcistan Prensi Tamara Rum
devletinin tahtna kmm. On yl kadar sonra Hlagu
Han yukar illerde lhanl Devleti'ni kurduunda ben o
cuktum ve babam ilerin daha da ktye gideceini sy
lemiti. yle de oldu. Sultan Alaeddin, Erturul Gazi'ye
hilat verip Karacada'a yerletirdinden birka yl sonra
olan oldu: Kseda cenginde Gyasettin Keyhsrev, e
kikgz'e yeniidi ve ehirlerimiz, kasaba ve kylerimiz isti
la edilmeye baland."
Temr Alp szlerinin burasnda duraksad. Kim bilir
hangi gazi arkadan hatrlad, gznden iki damla ya
szld. Sitare hari kandaki sekiz kii onu utandr
mamak iin gzlerini kardlar. Hepsinin alamak iin
saysz bahanesi vard ve birisinin yananda ya belir
se dierlerinin gzlerinden rmaklar akard. Elli hanelik
koca kyden geriye, kanyla yollara dm u kafile
kalmt. Isiatlm yufkaya elma kurusu veya erik pesti
lini katk ederek ilerliyorduk. Dier iki kanyla birlikte
toplam yirmi bir kiiydik. Sitare ile ben hari dierleri
31

ya ihtiyar, ya bebek ve ocuk idiler. Sat Nine'nin evine


varamadan gsme saplanp kalan kaya parasnn etki
siyle tam bir gn boyunca baygn kalnama borluydum
hayatm. ekikgz svarlerinin darbesiyle ters dnp
kayaya arpmm. Ky yamalamlar. Sa kalan herke
si toplayp ie yarar kadn ve erkeklerin kimisini ldrp
kimisini kle diye gtrmler. Kafilemizdeki on dokuz
ocuk ve ihtiyar iin hanerlerini kana bularnay bile ge
reksiz bulmular.
Btn gn l gibi baygn kaldktan sonra kendime
geldiimde, nce banndaki yaray yokladm.Ar vard
ama kanama oktan durmutu. Olup bitenleri dndm
ve ekikgz svarilerinin ellerindeki dikenli zincirin ba
rmda oluturduu tazyik ile geriye frlaym hatrladm.
Kayaya aklm, sonra yzkoyun ylp kalmtm. Ba
rn yrtan kaya paras o iddetle paralanp saplanm
olmalyd. Yerimden kalkmak isterken brahim'in cansz
bedeniyle karlatm. Yavrumun beni yere deviren id
detli darbeden mi, yoksa bandan akan kandan m l
dn anlayamadm. Hibir ac, yavrucann souk
yzn perken ektiim acya benzeyemezdi. Kendimi
topariamam gerektiini dndm. Yerimden kalkp der
hal alra kotum. Elbette Sarkz yoktu. Ama ok kr ki
teknesi, otlaryla birlikte yerli yerinde duruyordu. Demek
dokunulmamt. Tekneyi kaldrp mahzene girdim. Sita
re, hala kendinde deildi.Ayakucuna koyduum yldz na
kl heybenin ekli hi bozulmamt. Donuk baklarn
32

bir noktaya kilitlemi, eline tututurduum haneri titre


tip duruyordu. smail memesine trmanm st emiyordu
ama o bunun farknda deil gibiydi. Belli ki bir gn bo
yunca kah uyuyarak, kah oynayarak, acknca annesinin
kucana trmanarak orada ylece beklemiti. ekikgz
Sarkz' gtrrken uykuya dalm olmalyd. Yoksa a
layan bir bebei klcn ucuna takp en uzak noktaya fr
latmak ekikgz iin bir tr yar ve elence saylyordu.
ok kr ki imdi mz bir aradayz. brahim'imizin
taze bedenini Ucasar'da topraa braktk.
Acnn birine zlemeden dieri geliyordu Molla Ka
sm. Yeni bir acya ah edecek olsak, iimizdeki eski bir
ah azmzdan kp ona yer ayordu. Her gelen dert, bir
ncekini unutturuyor, her ac dierini bastryordu. n
sann aclara ne kadar dayankl olduunu baka zaman
anlatsalar inanmazdm. Kafilemizdeki yallar bir yana,
ocuklar bile aclarla eliklenmi, her yeni gelen kedere
rza ile boyun eer olmulard. Kanlarmz, yirmi bir ki
iyle birlikte sefalet ve acy da tayordu. Her eyi y
neten ve ynlendiren ben idim. Kyde kaldmz srece
can emniyetimiz olmayacakt. Bunu Sitare ile smail'i sa
bulduum vakit anlamtm. Onlar alp Sivrihisar'a, baba
yurduna, doduum topraklara gidecektim. Geen gn
ler, brahim'in lmne alamaya bile frsat vermiyordu.
Savan ortasnda kimsesiz kalm nice ocuklar vard ki,
lm onlar iin kurtulu olurdu. Bense yavrumu Sat Ni
ne'ye bile yetitirememitim. brahim benim ilk babalk
33

gururum, ilk umudumdu. Umut ki, insan en son brakan


cevher ve en kymetli hazinedir; ben brahim'de o hazi
nemi kaybetmitim. Sitare elbette benim gibi deil; ne va
kit

akl bana gelir gibi olsa " brahim"im, brahim'im!.."

diye o hazineyi sayklamaya devam ediyordu. Tam on bir


gn geti. Dalgn ve donuk, ylece oturuyor ve yalnzca
" brahim'im!" diye sayklyordu. Yemiyor, imiyordu. A
zndan, daha " brahim'im!.."den baka bir kelam kmad.
Olup bitenleri hatrlamyordu. ekikgz'n ky yakt
n, ele geirdikleri herkesi ldrdklerini, btn atlar,
davar ve inekleri toplayp gtrdklerini ona nasl sy
leyecein bilemiyordum. brahim'i Sat Nine'ye yeti
tirmek iin ky bir utan dierine kotuum vakitlerde
bile olup bitenin farknda deildi. Allah beni affetsin, ba
zen buna krettiim oluyordu. Hi olmazsa sevdiim ka
dn, yalnzca evlat hasretiyle alyor; annesinin babasnn
ldrldn, kz kardeinin rzna halel getirildiini,
yeenierinin kle diye gtrldklerini, velhasl yurdun
ve yuvann daldn bilmiyor, zntsn brahim'de
harmanlyordu.
Yola kmadan evvel kanlar tamir ettim. kzlerimi
zin hepsi kesilmi veya gtrlmt. Kyde babo do
laan birka merkep buldum. Kanlarn boyunduruklar
n merkeplere gre yeniden dzenledim. Kyde kalan kim
varsa hepsinin hazrlanmas iin ocuklarla haber yaydr
dm. Onlar topladmda fikrin atm, Sivrihisar'n ku
zeyinde, Sarcaky'de emniyet iinde yaama vaat ettim.
34

Sarcaky, etraf dalarla evrili bir ovann ortasnda sa


ylrd. Yol bilinirse dalar amak kolayd ama bilmeyen
dmanlar, geitlerde helak olup giderdi. Velhasl ekik
gz dalar aamad mddete emniyetli saylrd ve s
telik ekilip biilebilir arazileri vard. Tek kt yan Bizans
tekturu Mihail'in topraklarna yakn oluuydu. TemrAlp
Ata, Hlagu Han ile Bizans tekturu arasnda fark olmad
n, arada skp kaldktan sonra bugn burada bamza
gelenin ok deil birka ay sonra orda da bamza ge
leceini sylediyse de onu ikna ettim. Kanlarmz iler
lerken, hepsinin sorumluluunu zerime alm durum
daydm. nmzde drt gnlk yolumuz vard ve bozkr
souunda akallara yahut kurUara yem olmadan, kar ve
tipiye yakalanp donmarlan ilerlemeye alyor, gndz
leri yol alp geceleri ya bir maarada, ya bir kyde konak
byorduk ki byk korkumuz vard. Birincisi, gece yaan
iddetli yanurda kavmzn sianm olmas. Ate yaka
maz olursak korktuumuz bamza gelebilir; a kurUara
yem olurduk. kincisi de evrede tremi olan haramHer
idi. Halk bunlara " souk nefesliler" diyordu. ou, Bizans
tekturuna alyor, apul ve yamaya giriiyorlard. e
kikgz tehlikesinden bu yana da saylar iyiden iyiye artt.
Yol boyunca kanlar arasnda dolayor, bazen Sat Ni
ne'nin, bazen TemrAlp'in anlattklaryla yolcular oyala
malarn rica ediyordum. Sat Nine ok masallar bilir, s
telik de masallarnn sonunda aklar hep kavutururdu.
Bilhassa kadn ve ocuklar onun masallarn can kulay35

la dinler, dinlerken kendilerinden geerlerdi. Temr Alp


ise eski Trk geleneini srdrerek soy ve devlet bilgisini
hafzasnda tutar, sorana hi saklamadan olup bitenleri
anlatrd. ok diyarlar dolam, yukar illerden Yesevi
kapsna kadar gitmi, zihinlerin almayaca kadar hika
yeler dinlemi, renmi, anlatm bir Trkmen kocasy
d. lk rastlad kiiye mutlaka "Doruluk mu daha byk
meziyettir, yoksa yiitlik mi?" diye sorar, cevap ne olursa
olsun, "Btn insanlar doru olsayd yiitlie lzum kal
mazd!" derdi. Onu herkes saygyla dinler, bilmedii ey
leri ona sorard. Anadolu'da byle bilge kssahanlardan
ok vard. Bazlar kahin klnda Rum kylerini dolar,
bildiklerinden anlatarak insanlar etkileyip gya gelecek
lerini syleyerek onlar smrrlerdi. Trkmen kyleri
arasnda, ayn ileri yoldan azm amanlar yapar, insan
larn inanlarn satn alrlard. TemrAlp Ata'nn yapt
da bir amann yaptklarna benzer eylerdi.Ancak o her
vakit, bir aman olmadn itiraf eder ve hibir kimse
den asla menfaat temin etmezdi. Bozkrdaki zor hayat
artlarnn ve fakirliin ortaya kard bu tr adamlarn
hepsi, yalanasya kadar tarihte olup bitenleri anlatrlar,
yalandklar zaman da gen ve zeki bir anlatcya btn
bildiklerini ezberletirler, onlara el verirlerdi. amanlar,
on iki hayvanl Trk takvimine gre yllar, aylar, gn
leri bile ezberler, her eyi zaman ve mekanyla grm
gibi anlatr, dinleyiciler de bunu merakla dinlerlerdi. Bu
yzden olsa gerek, TemrAlpAta'nn anlattklar hznle
36

ilerleyen kafilemiz iin adeta gda gibiydi. O da durmadan


anlatyordu:
"Mekan, zamana zarf olmaz derler, devletimiz Mool'a
hara vererek yaayan yar baml bir devlet durumu
na dverdi. Hallar altnc defa, yedinci defa gelmeye
yine devam ettiler. Kargaadan yararlanmak isteyen sa
ysz haydutlar, haramiler, souk nefesliler bozkrda ken
dilerine mekanlar edinip yurtlar tuttular, gelene geene
asayi vermediler. Bundan on be yl evvel Karamanolu
Larende'de beylik yapmaya baladnda kylerimize bi
raz daha huzur yaylmt. Ayn yl Kpak Trkmenlerin
den Aybek ve Kutuz nesli Sultan Baybars, Msr'da Fatmi
Devleti'ni tarihe kartrd. Msr'n zenginliini tek bana
Baybars'a brakmak istemeyen ekikgz'n pek ou o
vakit Msr'a aktyd. Buna ramen Baycu Noyan, Seluklu
ordusunu Konya civarnda bozguna uratmay baard."
Temr Alp Ata'nn anlattklar benim de bildiim za
manlara yaklanca atldm:
"Ben o vakit on alt yamdaydm. Babamdan hi ha
ber gelmiyordu. Yapayalnz kalmtm. Eer yayorsa o
savaa mutlaka itirak eder, diye dnp onu aramaya
ktydm. Duvarda asl klc avucuma alp hayli gnler
yol gittim. Lakin nasip deilmi, vardmda sava bitmi
ti. Birka ay gaziler arasnda dolandm. Babam sordum.
Bana tarif et dediklerinde tarif edemiyordum. Bu yzden
kimse bana yardmc olmad. O srada yol azdrdm, kt
arkadalar edindim, haneberdu ve serseri birka yl do37

landm durdum. Ta ki Ucasar'a gelip gzeller gzeli bir


peri kzna tutulasya kadar!.."
Bu son cmleyi Sitare'yi derin dalgnlndan uyandr
mak iin sylemitim ama hi oral olmad. Belki deva
mn getirirsem durum deiir diye ilave ettim; kulana
eilip fsldadm:
" Hani EminAa'nn, 'Oul, Hal askerleri btn serve
timi zorla alp gtrdklerini zannededursunlar; ben en
byk servetimi sana kendi ellerimle teslim ediyorum!'
dedii gn hatrlyor musun, iki sofralk dn yemei
mizi. Bir de kerpi evimize srp gtrdmz eyizi
miz Sarkz'. . . "
Nafile!.. Bozkrn iei Sitare, " brahim'im!.." diye
sayklamaktan baka bir ey yapmyordu. Yalnz Temr
Alp'in szlerini dikkatle dinliyordu.Akama iki saat kadar
bir zaman vard. nmzde Kzlat ky saatlik me
safedeydi. Tedirgin oldum. Merkeplerimiz yorulmu sa
ylrd. Yine de yola devam etmeliydik. Herkesi oyalasn
diye Temr Alp'i yeniden konuturmalydm:
" Temr Alp Ata!.. ekikgz'n nnden gelenler, hani
kap gelenler?!. Onca insan, her milletten, her mezhep
ten .. . "
" Kamak demeyelim istersen, Yunus, evladm, hayata
tutunmak diyelim. nk her kan hasret gibi, gurbet
gibi, tirkat gibi aclar, terk etmek, gzden karmak, vaz
gemek gibi fedakarlklar vardr. Bunun iin kalbi krk
38

olur kaann, iinde hasretlikler byr. Vatandan, toprak


tan, sevgiliden yana hasretlikler ... Bu yzden gelenlerin
hepsi efkate, merhamete, tebessme muhta geldiler.
Gzlerini yumsalar yalar rnaa dnecek gibiydi ou
nun. Muhacir idiler ve bozkrn fakir insanlar Ensar'n
zenginleri gibi davrandlar. Ama phesiz muhacirlik
daha zor idi. Yok pahaya satp savarak edindikleri kk
servetleri yollarda tkenince, ylp kaldlar bu toprakla
ra. Elde avuta bir eyleri yoktu. Lakin bazlar btn zen
ginliklerini gnllerinde getirmilerdi. Onlar sebil sebil
satlar bu cevherlerini. Bilgi olarak, sanat olarak, zena
at olarak, zarafet olarak... Her yanda l l medreseler,
tekkeler kuruldu. ehirlerin maddi yaplar harap olurken
manevi temelleri imara durdu. Fahreddin Razi yolundan
yryen Umrenli Kad Siraceddin ile Epherli feylesof Esi
rddin Mufazzal zgr dncenin yolunu atlar. End
lsl eyh-i Ekber MuhiddinArabi'nin Anadolu'daki ayak
izlerini takip eden mnevverlerdi bunlar. Necmeddin
Daye, Belhli Bahaddin Veled, Konyal Sadreddin ve Tir
mizli Seyyid Burhaneddin gibi allame ve mtebahhirler
bozkrn ss oldular. Yldzlar gibi her karanl aydnlat
tlar; onlara uyanlar doru yol buldular. "
"Temr Alp Ata!.. Ne kadar ok ey ve ne kadar ok
isim biliyorsunuz!.."
"stersen sana da retirim Yunus'um!.."
"Yok, yok .. . Benim almam, Sitare'ye ev yapmam la
zm. brahim'le smail'e kim bakar sonra?!."
39

Farknda deildim, ama brahim'in ad azmdan kn


ca sanki biraz sonra koup gelecek, arkamzdan yetiive
recek gibi bir hisse kapldm. O srada Sitare'nin de dalgn
gzlerle geldiimiz yollara baktn, gzlerinin ufukta bir
hareket aradn hissettim. Bu sefer her eyin farknda
olduunu dndm. Farkndayd da, kendi iiyle hesap
Iayor gibiydi. Uan cehennem atei geldiinde brahim
onun kucanda uyuyordu; acaba kendini onun bana
gelenlerden sorumlu mu tutuyordu? Peki ama bu bam
za gelenlerden benim sorumluluum yok muydu? Cehen
nem ateinin girdii bacay daha iki hafta evvel, karl tipili
bir havada tamir etmitim. Herkes gibi ben de yamurlar
baladnda evimizin damn yuvmu, tavan mertekleri
ni elden geirmi, kurumlanan hacann i duvarlarn a
murla svamtm. Sivrihisar'a varnca yeni evimizi tatan
yapmak geti iimden. Geri bozkrda ancak mescit, ha
mam gibi umuma ait yerler tatan yaplyordu ama ben
evimi tatan yaparsam kim ne derdi?!. Ta evde oturup
ekincilik ve hayvanclk yapmak ayp olmazd herhalde?!.
Zaten imdi herkes hayvanclktan vazgeip renberlie
balyor. Yrk ve Trkmen oymaklar srlerini ekik
gz'e kaptnnca buralarda skp kaldlar. Pek ou ekin
ekmeye, ba dikmeye bakyor. Toprak kymetlendi. Ben
de zihnimde konuarak buna dair umutlarm byttm.

" Sarcaky'e varnca kayp olan babamn tarlasn satar


iki kei atrm. Kendim de rgatla balarm. Bir iki sene
ye varmaz keilerim oalr. Onlarn n beini satar
40

bir ev yaparm. brahim ile smail iinde. . . brahim mi?!."


Rahmetli oulcuumun ad ikinci defadr aklma taklyor,
dilime dyordu. Allah'm, sen byksn, aklma mu
kayyet ol . . . Zihnimi datnarn gerekti:
"Sitare'm!.. smail bebek ne istiyor, bakver bir!.."
smail tombul elleriyle annesinin yzn okuyor, a
lamakl sesle bir eyler mrldanyordu. A yavrucak, sa
nrm mama istiyordu. O srada Sitare'nin yanaklarndan
yalar szldn grdm. Beni duymuyor gibiydi. Tek
rar seslendim:
"Elif Kz!.. smail'e cevap versene!"
Sitare birdenbire irkilip bana bakt. Elif onun gerek
adyd. Onu tanyp gnlm kaptrdm gnlerde yan
na sokulmu, kulana "Sen benim yldzm, sitaremsin!"
diye fsldamtm. Houna gitmiti; hissetmitim, hatta
ok houna gitmiti. Houna gittiini daha sonra heybe
sinin zerine iledii yldz naklarndan anladm. O gn
den sonra hep "Sitare" diye ardm onu "Sitare'm!". Ve
"Sitare" ikimizin arasndaki ad oldu. Elif dediim vakit
ailesini, baba evini hatrlamas bundand. imdi de "Elif"
adn duyunca biraz kendine gelir gibi olmutu. smail'i
barna basp rlamaya balad, smail sustu. Temr Alp
Ata anlatyordu. Belki de onun sesi ninni gibi gelmiti
yavrucama:
"Bir de oul, Yesevi dervileri var tabii!.. Rum abdallar,
yiitlik ve erlik zerine yemin etmi ahileri var. Anadolu
gazileri, haclar var. Hibir emirin, hibir sultann hkm
41

srmedii yerlerde dzen koyucu, kad gibi hkmedici


olarak yaayan bu insanlarn mesleki dayanmalar iin
de hayat gzelletirmi olmalardr ki, ekikgz'n nn
den kaanlar da ekikgz' de bu topraklara ekmitir.
Hepsi birer ekya olan Hal ve Mool svarileri buralara
uramasayd Kayseri'yi, Sivas', Konya'y, Amasya'y, To
kat' sen o vakit grecektin. Elbette teldurun souk nefes
lileri de byk tehlike idiler. Yayialar boaltacak kadar
gvensiz hale getiren, yaylak ile klak arasndaki hayatn
dengesini bozan onlard. Kayseri atlar veya Ladik ynleri
hep souk nefesiiierin errinden tkenip bitti. ap boya,
dokumaclk ve tuz pazar bozuldu. Her cuma kurulan
takas pazarlar ayda bire indi. Bozkr insan Trk olsun,
Rum olsun bu elinde zulme urad vesselam."
"TemrAlp Ata, ya bunlar olurken Melik Gazi'nin klc
yasslm, Sultan Sencer'in grz topraa m gmlm!.."
"Oul!. Bu halk zulme urad. Melik Gazi ile Sencer ne
yapsn? Dman onlar dahil herkesi zelil kld. Bu toprak
lardan zulmn ard arkas kesilmedi nice zaman. Doum
kanyla lm kan birbirine kart, klcn eken geldi,
kargsn vuran gitti. Kiminin knnda kafirin ha parlda
d, kiminin elinde gelinierin sa kald. nsan eti yiyen, kan
ien nice barbarlar gelip geti, nice zulm, nice ihanetler
yaand... Zalimin karnndan a eksilmeyegrsn, maz
lumun kanna ekmek dorar da yer. Ama umutsuz olma
mak lazmdr.Ayak krld m, Allah kanat ihsan eder. Bu
topraklarda asl dert Allah'a isyan idi. Btn bu olanlar
42

O'nu unutmaktan oldu. imdi bozkr insan ne ekiyorsa


Allah'a srtn dnmekten ekiyor. Halkn yegane teseliisi
olan u baclar, ahiler, zaviyeler, tekkeler, pazarlar, ehir
ler ve kasabalar ite bu yzden birer umuttur. Mazlum
larn her sebeple mracaat ettikleri velilere ait ribat ve
tekkelerdir ki, son dilimini komusuyla paylaan insann
kurtuluudur. Yoksa bu halk bunca zulm karsnda tuz
olur dalr, buz olur erirdi. Herkes bilir ki iktisadi teki
lat, ahlaki tekilattan sonradr. lim ve irfan bu kadar zen
gin ve bereketli olmasayd topranzia birlikte ruhumuz
da savrulur giderdi. te budur ki umuttur, krlan ayakla
ra karlk verilecek kanattr. Bu topraklarda kanatianma
gcne sahip ka insan yayor olduunu bilemezsin!?. "
"Bizim de bir kanada ihtiyacmz var imdi ya . . . " diye
geirdim iimden. Gn inmek zereydi ve akamn kzl
h uzayp giden beyaz rty pembeletirmeye bala
mt bile. nmzdeki tepeyi anca Kzlal' grebile
cektk muhtemelen, ama bu yorgun merkepler ile tepeyi
amak . . . te umuda ihtiya duyduum nokta burasyd.
Yollar oktan yokua sarmaya balamt. Kar ve amur
da gittike derinleiyordu. Baktm, kafiledeki herkesin
ba gsne dm durumdayd. Yan yana bedenler,
boynu burulu, bar bal, gz yal . . . Yolu bir umutsuz
luk kaplam gibiydi. Bir an bu manzaradan rkp titre
dim. Bu merkeplerle nmzdeki tepeyi aamayacaktk
Tepeyi aamazsak kurda kua yem olurduk. Benim iim
den geen kt dnceler sanki kanlarn zerinde
43

durup beklemedeydiler. O srada rzgarn dondurucu


iddeti artt. Karlar yeniden savrulmaya balad. Bozkr
da alabildiine uzayp giden bir hzn hissediliyordu.
Umutlar sanki yarnlardan vazgemek zereydi. " Bir ey
lazm!" dedim iimden, " yle herkesin umudunu tazele
yecek bir ey, belki ayaklar iin birer kanat!" Temr Alp
Ata'nn anlattklaryla ilgilenen kalmam.Arkadaki kan
da Sat Nine de susmu.Ayaz, ocuklarn uykusunu getir
miti. Uyurlarsa donarlard. "Allah'm! Umut gnder bize,
bu yabanda iki saat daha dayanacak umut gnder. Ya ka
natlandrp uur bizi, ya krlan ayaklarmz geri ver!.."
te tam o srada yumak olmu kederleri yrtan bir
lk dald bozkra. Tilkilerin, kurtlarn ve akallarn
balarn inierinden karan, akam kularnn yuvalarn
titreten bir lk ... Kafiledeki herkes irkildi. " Haaak, doo
ost!.." diye balayp "Aman, aaah, aman!.." diye tegannisi
uzayan bir lk:
" Eer sorarsan halimden
Bir cansz lym imdi"
Bildim ki insan sevinince, zldnden daha iddetli
alarm. Sylenen bir att ama gzlerimizden dklen
ler sevincin gzyalar oldu. Mutluluun ad hkrk, h
krn ad umuda dnd. Ad dinleyen ihtiyar beden
ler, gzlerinde ya, dudaklarnda krler ile kanlardan
inip kimisi merkeplerin boyunduruuna, kimisi kanlarn
tekerlerine destek vermeye baladlar. Alktan alamak
ta olan ocuklarn bile sevindiklerini grdm. Benimse
44

dilim tutulmu, yalnzca olup bitenleri seyretmedeydim.


Kanaryam, gnlmdeki yuvasna dnm, kadnm iim
den geenleri bilmiti. Anladm ki Sitare her eyi bili
yordu. brahim'i topraa koyduumuzu biliyor, smail'in
alamalarn biliyordu. smail'e smsk sarlm, iki yana
rlanarak okuyordu. Trkler her zaman azna ok yak
rd ama bir ad bu derece yank okuyacam tahmin
etmezdim. Yldzm gittii uzak yerlerden geri gelmi, ci
erparemiz iin sylemeye devam ediyordu:
" brahim'i kurban ettim,
Divane deliyim imdi"
" Kim deli olduunu sylyorsa elbette aklldr," de
dim iimden, krler ettim.

45

SATI NNE

eli vergi/i, dili sevgili HaCI Bekta - kerpi ev ler -Temr Alp
Ata ile Sali Nine -Muhacir ile Ensar -Il zzettin Keykvus bozkirda kavrulan ruhlar -Sivrihisar'da treyen souk nefes
-cesetleri mezarlarmdan ikanlan ller

Hak bir gnl verdi bana


"Ha!" demeden hayran olur
Bir dem gelir adiin olur
Bir dem gelir giryan olur
"Haydi, sen de bizimle gel!.. Hac Bekta derler bir ka
mil mrit var imi. Ona gideriz ... Ocanda kimse hor
lanmaz, dergahnda kimse mahrum braklmazm . . . Eli
vergili, dili sevgili, yrei merhametli bir er imi. Senci
leyin gl kuvvetli yiitlere itibar da edermi. Haydi, bi
zimle gel!.."
Byle demiti Sahip Perende. Yannda Sarcaky'deki
dier akranlarm da var idi. Hatriarn hi krmadm o46

cukluk arkadalarnd hepsi. Bazlaryla Sakarya suyun


da balk tutmu, beraber ekin yolmu, yaz akamlarnda
stterin altnda yldzlar seyretmitik. Hele Sahip Pe
rende ile yediimiz ayr gitmezdi. Babam Kurtolu Kay
sar Alp'i bulmak zere yollara dkldm gne kadar,
onunla aramzda hibir konuda ayrlk gayrlk olmam,
bebekliimizde krklarmzn karmas gibi btn genlik
heyecanlarmz da hep birbirine karmt. Komumu
zun kz Benli Pervane'yi sevdiini ilk bana sylemi, ara
larnda yalnzca beni srda etmilerdi.
Sarcaky'e sonbahar ayrlklarla getirdi. g sahibi
adamlar tarla ve bahelerindeki hasad toplar, sonra da
ya tektur sarayiarna rgat, ya yrk kiaklarna sayac
olarak gider, bahar yaklanca ellerinde birka mintan
veya avani, bir de ake kesesiyle dnerlerdi. O yaz tama
men kurak gemi, pek ok tarlada ekin kalkmam, olan
lar kurdun kuun elinden kurtarmak mmkn olmam,
yaz sonunda bir de ekirge istilas yaanm ve hemen
her evin arnbarndaki azk ve yiyinti tkenip gitmiti. Yok
luk ve yoksulluk her yerdekinden ve her senedekinden zi
yade idi. Kimsenin elinde avucunda bir ey brakmamt.
Budaylar ambarlarn diplerinde kalm, kuluk yemei
unutulmu, oluk ocuk sini banda gnde bir kez top
lanr olmutu. Budayn, bulgurun idareli kullanlmas
gerekiyor, dn dernek kurmak yerine knal eller ie
koyuluyordu. Kyn erkekleri bir sornun grnce oyun
larn blen ocuklar, gzlerini karan kadnlar grmek47

ten yorulmulard. Ben hepsinden zor durumdaydm.


Deasar'dan getirdiim insanlarn sorumluluu vard ze
rimde. Biz aresizlikle mcadele yollar ararken, ky
mze yabanlar dadand. Toprak aalarndan biri akilie
soyunmu, adamlarn gnderip ky haraca balatm,
istedii paray -o buna vergi diyor- vermeyenierin kz
lerini, ineklerini, davarlarn birer ikier srp gtryor
du. Yoksulluk elbette hr szl ve ekyay davet ederdi,
bebeklere st veren inekler bile alnmaya balam, k
meslerde tavuklar tkenmiti. Ekmek kavgas zorlu gei
yordu.
Bunca skntnn arasnda insanlar ferahlatan bir soh
bet byyor ve Aslanl Hnkar Hac Bekta ad etrafa ya
ylyor, her eyini yitiren insanlar arasnda bir umut gibi
anlatlyordu. Hakknda saysz tevatr vard . Denildiine
gre Ahmet Yesevi alp erenlerinden imi. Bizim yurtlara
gm. Niyeti Ihlara yresindeki Hristiyan merkeziyle
mcadele eder iken kader sevk etmi, Sineson'da bir ka
dncn ikramna hrmeten aklp kalm. Orada bir p
nar banda karlamlar Kutlu Melek Hatun ile. Aslanl
Hnkar kendi halince fokurdayan pnara bakm, bakm,
sonra eliyle iaret edip "Ak pnar !" demi. Pnar daha kuv
vetle akar olmu. Meer Aslanl Hnkar orada akan suyu
ta Horasan'dan eke eke getirmi de ban buraya bala
yvermi, Akpnar olmu. Karahyk suya doyunca Sulu
cakarahyk denip marnur bir yurda dnm. Hnkar'n
kurduu dergah da gitgide bym, bym, herkesi
48

etrafna toplam. Dier dergahlardan ayr olarak ahilere


destek vermi, alr adamlar iin ekmek kaps haline
gelmi. Oraya varan herkes dergah baba oca biliyor,
Hnkar'n ilk mridi Kutlu Melek'e Hatuncuk Ana diyor
mu.Arkadalarm, "Akpnar'a varan da doyuyor, oradan
yola kan da!" diyorlard. Molla Hdavendigar Konya'da
ne ise, Aslanl Hac Bekta Hnkar da Krehir'de o imi.
Arada srada aklmdan gemiyor deildi. Sulucakara
hyk'e varaym, Sitare ile smail'e birka zaman da olsa
saknmadan, karnlar doyunca yiyebilecekleri kazanla
dneyim. Ne var ki Deasar'dan getirdiim yetimlerin ve
yallarn kalacaklar evleri hala tamamlam deilim. Ya
zn amurdan kerpi kesip drt ev diktim. Daha bakala
rn yapmam gerekiyor. Bu evlerde hayat oalacak diye
hayal ediyorum. Orada sahipsiz ocuklarmz byyecek,
ok atacak, cirit oynayacak, cenk edecek yiit olacaklar.
leride kymzn tarla ileyecek, kuyu aacak, renber
lik edecek, gl yetitirecek, hatta kitap yazp nak d
recek ellere ihtiyac olacak. Bu devran elbette hep byle
gitmeyecek.
Evlerin hepsi k gelince snlabilecek tek bacal birer
gz odadan ibaretti, ama olsun, sonraki yllarda burada
ne umutlar yeerecekti. imdilik hepsi iin dereden kavak
kesmek, dadan al toplamak, kerpi iin saman, baca
iin knk temin etmek lazmd. Bunlar kotarp stne
ev daha yapmadan kyden bir adm kmldamam mm
kn grnmyordu. Sitare ile ikimiz hi erinneden al49

yor, her eyi dadan topladmz kekikleri tuza banp yi


yerek baaryoruz.Ama artk tuzdan iimiz ezilmi halde.
Dada yemiler, allarda pelitler de bitti neredeyse. Yine
de "Haydi, bizimle gel!" diyen Sahip Perende'ye mazeret
beyan ettim:
"Benim Sarcaky'den ayrlabilecek halim mi var ki
byle dersiniz!.. nmz k ve henz yetimlerin ban
sokaca yerleri yok."
"O halde sana yardm edelim; hepimiz bir olup gereke
ni yapalm, o vakit gelir misin?!."
"Hele siz yardm edin de, bakarz!. ."
Sitare misafir iin sakladmz tarhana suyuna tirit ile
karnlarmz doyurdu, biz alt kii kerpi kestik, mertek
ve germe yonttuk, gnde oda ev yaptk. ine bi
rer hasr yaydk testi temin ettik . Kestiimiz aalarn
dallarn da kn yaklmak zere ocaklarn yanna ydk.
nc gn evlerde kalacak herkes iin birer kee rt
ile ot doldurulmu birer yatak hazrladk Komular da
koyun ve kei postundan hediyeler verdiler. Kymze
nee geldi, bir enlik oldu.
O gnn akamnda Sitare ile oturmu, sorumluluu
nu yklendiimiz insanlar yerletirmenin hazzyla gzel
hatralar andk . Deasar'da geen gzel gnlerimizden, ilk
karlatmz zamandan, ekikgz gelmeden evvel ky
de yoksul ama ruhen mutlu yaayan insanlardan, Rum
veya Trk, u veya bu inanca sahip, u veya bu mezhe
be uymu olsun, komuluk hakkna riayetten ve birinin
50

klnn dierini sttndan bahsettik Glmsedik, se


vindik, kederlerimizi unutnaya altk. Sitare'nin babas
topran sahibi iken toprak ilenemez olup da verimsizle
ince kyn dzeninin bozulduu zamanlara sra gelince
ikimiz de hznlendik, yanaklarmzdaki damlalar birbi
rimizden sakladk Sonraki zamanlarda olup bitenleri de
konutuk; brahim'i yad ettik. Btn bu sohbet esnasnda
ba omzumdayd. Deasar'daki gnlerden bahsederken
bir ara omzumda nem hissetmitim. Sitare belli etmeden
alamt. Anlamazlktan geldim. Sevgilinin gznden
akan bir damla, bir erkek iin ya hazinedir, ya da haziney
le tartlr. aresizlik yollarnz baladysa o damlay gr
seniz de i actr, grmezden gelseniz de. .. Elim Sitare'nin
salar arasnda dolanrken ka kere parmam uzatp o
damlay silmek istediysem de, her seferinde bundan vaz
getim, derdimi iime attm. Bilmek, are olmay gerekti
rirdi ve o gnlerde benim arelerim tkenmiti. Ona kar
aresiz olmaya da tahamml edemezdim. nk o benim
her eyim, mahremde srdam, zor gnde ayaktam, er
meydannda yoldamd. Cengaverlii benden iyi bilir, bil
hassa haneri ok ustaca kullanrd. Bazen ben mi onu
himaye ediyorum, o mu beni koruyor pheye derdim.
O benim emniyetim, gvenim, sadakatim idi. O bana Al
lah'n bir ltfu idi. Sohbetimizin sonuna doru sz Sahip
Perende'nin teklifine getirdim. Gelecek gnlerden, Sulu
cakarahyk'e gitmekten, dndm vakit sahip olaca
mz nimetlerden, smail'in geleceine dair umutlanndan
51

bahsediyordum ki, kapmz tklatld. Tedirgin oldum.


Gece vakti!.. Neyse ki gelenler Temr Alp Ata ile Sat Ni
ne'ydi. eri girmediler. Kapda ayakta durup sylediler
syleyeceklerini.
"Oul!.. Bizi Sarcaky'de garip etme!"
Sendeledim. ardm. Bu sz Ucasarl dier on dokuz
ocuk ve ihtiyar muhacir adna sylenmi olarak anla
marn gerektiini biliyordum. Ben gidersem Sarcaky'de
kendilerini yabanc hissedeceklerini dnyor olmaly
dlar. Kyde hibirinin hsmlar yoktu. Yaklak bir yldr
onlar Sarcakyller ile kaynatramamtm anlalan.
Yaananlar dnnce bu endielerinde hakl olduklan
n da grdm. Ucasarllar, muhacirlikte eksiksizdiler ama
gelgelelim Sarcakyllerin Ensar olmak iin hem imkan
lar, hem umutlar yoktu.
Ertesi gn arkadalarmla helalletiimde Sahip Perende aka yapt:
"SeniAslanl Hac Bekta'a ikayet edeceim!"
Ben de akayla cevap verdim:
"Gitmeye deeceini sanmyorum! Dost divannda
erenlere nasip letirilirken Aslanl Hac Bekta adna
kim rastlam?"
"Tvbe de, arplrsn!.."
Arkadalarm yola saldktan sonra sylediklerimi ye
niden dndm. Gerekte dervilie kar idim. Atalet
ve duraanlk hi de benim ruhuma uygun deildi.Atala
rmdan devraldm gelenek, babam ve dedemin dillerde
52

dolaan yiitlikleri, bir gn benim de alp gazilerden biri


olacama dair umutlarm yeer tiyordu. Annem ninnile
rini byle sylemi, daha ocukken babam bir alp gazi
olacan defalarca tekrarlamt. Btn ocukluk rya
larm at srtnda cengaverliklerle doluydu. Bu yzden
dervilik hi de bana gre deildi. Ben, bir eyler iin
daima mcadele etmeliydim. Mcadele azmi insan zinde
tutuyordu nk. Geri sfifiler asl mcadelenin bedenle
yaplan olmadn, yiitliin nefis ile mcadelede or taya
ktn sylyorlar ama u dnyann bunca nimeti var
iken bunlardan kendini mahrum etmenin, bir lokma bir
hrka ile yaamann da mcadele saydamayacan d
nyordum. Bir ermiin eteine yapp, orada her eye
boyun eerek hareketten kalmak, dnya nimetlerinden
uzak yaamak bana bir nevi ruhhanlk ve miskinlik gibi
geliyordu. Belki bundan holanan insanlar olabilirdi ama
ben zgrlme daha dkndm.Annemin henz ben
ocukken lmesi iime bir mcadele azmi koymutu.
Dervilii dlayan ey, iimdeki o azimdi. nsan ruhunu
bir su gibi dnyordum. Bazlar suyun akkan halini,
bazlar da duraan halini tercih ederler. Her ikisinde de
yarar olduunu inkar etmiyorum elbette. Bir gl elbette
insanlara pek ok yarar salar. inde balklar, stnde
gemiler, kysnda manzaralar iin pek ok insan gle ko
ar.Ama rpnarak, kvranarak, dklerek, derek, ba
n tatan taa vurarak akan bir rmak da elbette insanlara
yararldr. Tarlalar sular, ekinler bytr, kyleri ve e53

hirleri birbirine balar . . . Benim ruhum bir rmak gibiydi,


akmak, rpnmak, devinmek, komak istiyordu. Yaad
mz topraklarda da bunlara ihtiyacmz vard. Arkadala
rm uurladktan sonra, kendimi bunlarla teselli ederek
eve dndm. Sitare kapda boynuma sarld; sevincine
diyecek yoktu. Hatta smail bile ayrl telemenin se
vincini anlam gibi cvl cvld. Sitare zel zamanlar iin
saklad tarhana knndan bir tutarnn tencereye att
srada, smail omzuma kp oynamaya balamt bile.
Evimizde bayram var gibiydi. Akam kapmza gelen Te
mr Alp ile Sat Nine'nin o cmleyi yirminci kii adna ve
hatta yirmi birincinin tazyikiyle sylediklerini anladm.
Sonraki gnlerde olanlara baknca "yi ki gitmemiim,"
diye kendirnce ok krettim. Kayseri, Sivas ve Konya'dan
gelen haberler i ac deildi nk. ekikgz, hakimiyeti
tamamen ele geirmi, bozkrda iddet estiriyordu. Kon
ya tahtnda oturan Rknettin'in, ekikgz hkmdan H
lagu'ya ballk arz etmeye gittii zamandan itibaren hu
zursuzluk sryordu. ekikgz, halaAnadolu'yu iddetle
yamalyor, sultanlar ise onlarla dalamaktan korktuklar
iin halk ezildike eziliyordu. Gven ve asayi olmayn
ca ne ticaret, ne ziraat yryor, bu da fakirlii katayarak
arttryordu. stelik Allah da o sene kn gnderdike
gndermi, yaz gelince yamurunu esirgemiti. Anadolu
kavruluyordu. Ruhlar kavruluyordu.
Btn bunlar yetmezmi gibi iki ay evvel Sivrihisar'da
bir harami etesi tredi. Dil bilmez, vahi, kanl ve zalim
54

bir ete. Kuds'ten geri pskrtlen Hal valyelerin


den olduklar syleniyor. Yalnzca Trk kylerini basma
larndan ve ldrdkleri kadnlarn srtna, erkeklerin
de gslerine iki kar byklnde istavroz dvmesi
dalamalarndan da zaten bu anlalyordu. Anlatlanlara
gre talan edip yaktklar kyleri, on yl ot bitmez hale ge
tiriyorlarm. En son ubuk ve Sineson'da taze mezarlar
ap Mslman llerinin kemiklerini dar kartmlar.
Havalide ekikgz tehlikesini unutturduklar sylense
yeridir. in daha da ilginci, son iki ayda yamalanan ky
Ierin dizilii, srann yaknda Sarcaky'e de geleceini
gsteriyor. Bu dnceyi zihnimden atamyorum. O zih
nimde durduka da derdirnden kurtulamyorum. Srtmda
bir kambur gibi; kap kurtulmak istediim de yine benim
le geliyor. Deasar'dan getirdiimiz onca yal ve ocuun
derdi yetmezmi gibi bir de kyn eli i tutar genlerinin
Sulucakarahyk'e gitmesi var. Btn kyn sorumlulu
u ve gvenlii iin Sitare ile ikimiz ne yapabiliriz!?.
Yollara gzcler ve erketeler koymam gerektiini d
ndm. Herkesin ortak korkusunu yenebilecek bir ted
bir olsun diye kyn en bakml ta konandaki aileyi
kerpi evlere tayp, iine tuzaklar hazrladm. Kapy ilk
aann barna bir kazk saplanacak, odalara girenierin
ayaklarn domuz kapanlar koparacakt. Bekledik . . . Bek
Iedik. . .

55

STARE

has bahenin gl fidam - mal sahibi, mlk sahibi - adna


sevda denir- iki bedende tek can, bir kabukta ifte badem ekikgz baskn - aresizlik - Kara Burak - otuz tespih
tanesi - Aslanl Hnk.r Hac Bekta

Ben aiarm yane yane


Ak boyad beni kane
Ne .kilem ne div.ne
Gel gr beni ak neyiedi
Uzun beldeyiierin kalbe yansyan ihtilalleri olur Mol
la Kasm; geceler boyu yalnz ve sessiz beklerken pek
ok eyi yeniden dnr insan. Hani, yabanc bir sesi
/

duymak isteyen nbeti kulaklar, kendi i sesini dinleye dinieye sabah eder ya! Neler neler sylemedi iim o
uzun bekleyi gecelerinde, neler neler kurdum iimden,
bilsen...
56

arap sarhou gece yarsnda uyanr, ama saki'nin sar


hou ta maler sabahnda . . . Gentim. Ak arab beni de
sarho etmi, akn atei kalbirnde tutumutu. Sarholu
urnun ad Elif idi. Sarholuk veren arabn aslnda ate
olduunu, arabn sakiye dneceini o vakit bilemez
dim. Ryamda onu kucakladm grsem "Allah'm ya bu
ryam gerek eyle ya da bu ryadan beni hi uyandr
ma!" diye dua ederdim. Ne are megtlik yrekten gnle,
candan ruha ykseldiinde, yldzr1 gnee durdu. Yllar
sonra Tapduk Sultan'mn eiinde oldu bu. Yldz, n
gnee verdi, ben de yldzm gnete kaybettim.
Henz on dokuz yamdaydm ve onu kuzularn ot
latrken grmtm. Bir hrsz gibi yanna yaklam ve
Ucasar', Ucasar'da Emin Aa'y sormutum. Ne olduu. nu anlayamadm. Gz yumup ancaya kadar baazmda
bir haner hissettim. Kirndi bu kz, Melik Gazi'nin zaman
annda unuttuu bir cengaveri mi? Ne yapmt da g
zmn nndeyken birdenbire srtmdan kavrayp boa
zma hanerini dayayvermiti. Gerekten kirndi bu kz?
Bir kuzu oban m, yoksa bir Selahaddin fedaisi mi? Gz
leri bozkrn kurakln dindirecek kadar engin, salar,
her bir telinde bin umut rlm gibi zincir zincir. Ya has
bahede bir gl_ fidan, yahut toz boran iinde bir karde
len. ardm . . . Saray dnda bir hazine grm kadar a
rdm. Ama o byle aknlklara alk olmalyd ki, nce
hanerini boynuma bastrd, sonra yzme bakt. Bir
daha bakt. . . Dudaklarnda gizliden bir hicap ieklendi,
57

hanerini saklad tela ile . . . Daha sonraki zamanlarda, bu


ilk karlamay sk sk hatriayp birbirimize gleceimizi
o anda ikimiz de bilmiyorduk.
Emin Aa'nn, beni kucaklarken tpk babam Kurtolu
Kaysar Alp'e benzediin sylemesi ok houma gitmi
tL Babama benziyor almaktan ilk orada gurur duydum.
Gzmn nnde hayali canland. Bir delikanlnn dede
lerinden veya daylanndan birine benzemesi elbette g
zeldi ama babasna benzemesi bambaka bir eydi. Hele
de babasnn yaptklan halk arasnda efsane gibi anlatl
yorsa. Bana pastrma ve kuru zm ikram ederek deer
verdi, birka gn yannda kalmam, dinlennemi syledi.
Bu teklifi kabul etmemde, kyn dnda boazma han
er dayayan kzn hayali etkili olmutu. Birka gn bura
da kalrsam onun kim olduunu renebilirdim. Akama
doru, Emin Aa'nn avlusundan ieriye giren kuzulan
yeden denein onun elinde olacan nasl tahmin ede
bilirdim ki!?. Sonra rendim; evin erkek gibi yetitirilmi
tek ocuu idi. gn kuzular beraber otlattk Rya gibi
gn idi. Bozkrn btn iddetinden, hiddetinden ve
fenalklarndan uzak, iki kiilik bir dnyada geen koca
gn. Her hatrlaymda "Keke ne biz byseydik, ne de
kuzular!" diye i geirdiim gn. gnn sonunda
benim kalbime olan, onun kalbine de oldu.
O vakitler Emin Aa, Ucasar'n en varlkl beyi, ky de
neredeyse onun ky saylyordu. Babama dair fazla bilgi
veremedi, ama beni kendi eviad gibi kabullendi, bana Si58

tare'yi verdi. Sitare de bana sevgisini verdi. Sitare okuma


biliyor, ok eyler anlatyordu. Bazen beni hayrette bra
kacak kadar derin mevzular, arada srada da ak zerine
bir eyler anlatrd. "ki kiinin birbirini sevmesi, birbiri
ni dost edinmesi, sahip edinnesi demektir," diye balad
bir seferinde anlatmaya ve " tpk Allah'n kulu, kulun da
Allah' sevmesi gibi, zira ki Allah kulunu sevmeseydi kul
Allah' sevemezdi," diyerek devam etti. Ben bunu "Sitare
beni sevmeseydi ben Sitare'yi sevemezdim," diye yorum
ladm iimden. " Sen beni, sevdiin, ben de seni sevdiim
iin aramzda bir dnya yaratld. Ben de, sen de bu dn
yadaki her eyi sevdik; her ey de bizi sevdi. Tpk alem
deki her eyin Allah' sevmesi gibi."
Sitare'nin sk sk aktan bahis amas beni heyecan
Iandryor, kendimi renmen salyordu. Szlerinin
kalbirnde daha evvel hi hissetnediim duygular yeert
tiini fark ettim. Anlattklaryla sanki kalbimi avuluyor,
ellerinde yeniden ekillendiriyordu. Birbirimizi o derece
sevdik ki, sonunda seven ile sevilenin sfatlar deiti,
huylarmz karlkl huy edindik kimiz de kendi ihtiya
larmzdan geip, yekdierimizin ihtiyalarn dnr
olmutuk. Artk ben dediimizde aslnda sen demi olu
yorduk. Anladm ki insan, bu dnyaya bir dava iin deil
bir sevgi iin gelebilir.
Sitare'ye eyiz olarak verebilecek hibir eyim yoktu
ama ona gnlmden bir ev yaptm. Btn duvarlarnda
onun naklar olan, btn pencerelerinden ona baklan,
59

btn kaplarndan ona varlan bir ev. inde rekotun


dan gnee kadar her eyin o olduu bir ev. Sitare'ye ge
lince, o bana her eyi balad. Sitare, ad stnde yldz
yldz parlayan bir kzd. Glmsernesi iin birinin ona
bakmas yeterliydi. Ik kadar berrak, melek kadar gzel
di. Zaten ktlklerin, vahetin, yoksulluun kol gezdii
bir zamanda byle bir kz ancak bir melek olabilirdi.
Anam babam yoktu, anasn ana, babasn baba bildim.
Ucasar'da canla bala altm, her ne ki kazandm; Sitare
ve ailesi iin harcadm, her ne ki edindim; onlara verdim.
En ziyade de sevgimi ve hrmetimi. . . Ne olduysa d
nrozden iki ay sonra oldu. Emin Aa, btn varln
Seluklu Sultan'nn muhtesiplerine teslim etti. Sordu
umuzda "Mal, mlk geici bir emanettir; ehl-i slam'n
ihtiyac var ise sahibine teslim etmek gerekir!.. Hatta iste
nirse can dahi verilir!" dedi ve bir daha o bahsi amad.
Ev, tarlalar, sr, her eyi vermiti. Sorarsak "Mal sahibi,
mlk sahibi yoktur. Son sahibi ilk sahibi yoktur," diyor, s
zn sonunu da "Mal da yalan u dnyada, mlk de yalan,"
diyerek sz balyordu. Gitgide biz de byle dnmeye
baladk; her eyimizi paylama azmi ni edin dik. Malmz,
mesaimizi, fikirlerimizi ve elbette sevgilerimizi. zerinde
Sitare nakl heybemiz hari. O yalnzca benimdi.
Kaynbabam, aa olarak yaamt. Varln bala
dktan sonra kendisinden bir ey isteyenleri eli bo dn
drmenin ykn kaldramad. smail'in domasndan iki
gn evvel vefat etti. Bayram arefesiydi, bizi odasna a60

rm, brahim'i pp kokladktan sonra Sitare ile benim


ellerimi tutmu ve anlatmt:
"Oul!.. Elif kzm sana emanettir. Maldan mlkten bir
hatra brakamadm sana, illa iyi bir ad braktm. O ad ile
sen de adn iyiler arasna yazdr oul. Nefsine ar ge
leni sakn kimseye tatbik etme! Dmannn dahi insan
olduunu unutma. nsanolu iin en kutsal ibadet al
mak, doruluk ve insan sevgisidir. Elif'imi sev, ok sev.

O sevgi ile yetiti, sevgiyi zler, sevgiyle doyar. Ona Elif


adn koyarken Elif gibi dosdoru bir insan olsun diye d
nmtk; yle de oldu. Adnn srryla da elif gibi "Bir"
olan Allah'a hep kul oldu. Elif ad, ebcet hesabnda 'bir'
rakamyla karlanr. Byklerimiz der ki elif noktalardan,
dier harfler de eliften meydana kar. Btn varlklar Al
lah'tan, btn harfler eliften . . . Her harf elifin yeni biim
alm bir halidir. Tpk yle, sizin yuvanz da Elif'ten mey
dana gelsin, ocuklarnz dier harfler gibi ekillensin.
Sana gelince Elif'im, gzmn nuru kuzucuum!. . Koca
na hrmette bulun. Oturduun yeri pak et, kazandn
lokmay hak et. Asalet; duruluk ve doruluktur. Sen tera
seti yksek bir ocuksun. u illemin artlarna ayak uy
dur ama kendin ol. Hani su, girdii kabn eklini alr ama
zde ayn kalr ya. Bil ki Hak, gneten daha zahirdir, hak
ineme, ocuklarn yle byt. Kurban Bayram yakn
dr; erkek olursa doacak ocuuna smail adn koy!.."
Kaynbabamn vefat hemen her eyin balangc oldu
ve bebeimiz smail'in doumundan hari hemen her ey
61

ktye gitti. Sarcaky'deki tek odal kerpi evimize ta


nasya kadar . . . O gn Sitare ile birbirimize yeniden ak .
olmutuk. Evin hemen kap giriinde bir yasemin bitmi,
clz dalnn stnde dal da iek vermiti. Beyaz, ber
rak yasemin iei. Onun kokusunu hissettiimiz bir
srada eie oturduk. Bana, " Yunus!" dedi, parman kal
bimin zerinde gezdirerek, " Buras kalbinin en deerli ye
ridir. Burada siyah bir nokta vardr. Cann can, sevenin
canan buradadr. O nokta, youn bir damla kandan iba
rettir. Adna 'sveyda' yahut 'sevda' derler. Siyaha alan
rengi yzndendir bu isim. nk sevda, kara talih iin
de, o kara kan damlasnda byr. Btn tecelli denizleri,
btn ak frtnalar, ite o bir damla kanda dalgalanp r
pnr. Ar sevgi bu damlay tahrip edip datrsa, parala
r btn vcuda dalr. Ak, ite bu dalmann addr ve
o dalrsa ak artk ne yaptn bilmez olur. " Btn bun
lar bir yerden okur gibi sylemiti. Kimden dinlemi ya
hut hangi kitaptan okuyup renmiti elbette bilemedim.
" Sevda, Yunus'um, sevda!.. " diye devam etti sonra, yut
kundu ve mrldand: " O noktann adna sevda demiler!. . "
Uzunca bir mddet sessiz kaldk. Neden sonra, gzlerin
den iki damlann szldn grdm. Parmam uzat
tm, silmek iin. Yzn kard, boynuma sarld. Smsk.
imde o gnden sonra tutuan atetir ki, beni hala yakp
yandrmaktadr. Sitare o gn iime yle bir gzelliin sev
dasn koydu ki, btn yaratlmlarn akn derleyip to
parlak etseler, onun yananda bir ben etmezdi.
62

Sitare ile Sarcaky'de Ucasar'dakinden daha bahti


yar bir mr srdmz syleyemem. lla ki zor za
manlar insann gerek yzn ortaya karyor. Sitare
ile birbirimize tutulduumuz, iki bedende tek ruh olarak .
yaadmz birka ay burada geirdik Dardaki btn
olumsuzluklara ramen, iimizde daima artan bir sevgi
byyordu. brahim'in bana gelenler bizi birbirimize
daha da yaklatrm, neredeyse ayniletirmiti. Birisi
ona soru sorsa cevabn ben bilir, ben birilerine bir ey
anlatsam sanki o dinlerdi. Hani iki bedende tek ruh, bir
kabukta ifte badem gibi. Bozkrn btn olumsuzluklar
na ramen, iimizde daima artan bir sevgi byyordu. b
rahim'i kaybetmek, bizi birbirimize daha da yaklatrm,
neredeyse smail'in sevgisinde birikmemize yaramt.
Bir farkla ki, Sarcaky'e getirdiimiz Ucasarllar iin ben
ne yapabilirsem o fazlasn yapmakta benden ne gei
yor, umutlar diri tutuyordu.
Biz Hal'nn tapnaklarn yahut Bizans'n souk ne
feslerini beklerken, bir gece anszn ekikgz geldi. Kar
yayordu ve uan cehennem atei tpk Deasar'daki gibi
her yan birdenbire sarverdi. Beklemekten yorulmutuk.
Hatta belki de o yln en bitkin gecesiydi. Topraa gm
dmz tahllar tkeneli iki hafta olmutu. Mee pala
mudundan un yapmaya alyor, kayalardan kna kazyp
suyla kaynatyor, dalardan kekik ve aa yapraklar top
layp orba niyetine suyunu iiyorduk. Alk, hastalklar
63

da beraberinde getirmiti, birka kii Sat Nine'nin evinde


sabahlyordu. Gmbrt kopup da etrafa alevler salma
ya baladnda, teheccd zamanyd. Nbette bekleyi
terin en dalgn ve yorgun vakti... Tan yeni aarasya kadar
her ey birbirine kart, evler, duvarlar, eyalar ve niha
yet insan bedenleri havalarda uutu. Kuluk vaktinde
sesler kesildiinde, kyn yars yanm ama tuzaklarla
donattmz ta konakta da ekikgz'n yars lmt.
Sitare'nin tedbirleri ie yaram, ama maalesef kydeki
birka kei ile dier davarlarn da karlmasn engelle
yememiti. Ertesi gn, bozkrn plak barnda iddetli
k ile kar karya kalmann aresizlii zerimize kt.
nsanlar yalnzca saldr ve talandan deil, yorgunluk ve
yoksulluk yznden de fkeliydiler. Hemen herkesin can
burnunda gibiydi. Dokunsan alayacak, sylesen grle
yecek durumdaydlar.

Aslanl Hnkar Halifesi Kara Burak ve muhafzlar gel


diinde, kyn yars iin mezar kazyorduk. Toprak buz
tutmu, demir kesilmiti. Tipiden gz gz grmyor,
donmaya yz tutan eller kazmalann saplarn kavramak
ta zorlanyordu. Tam otuz drt kiinin cansz bedenle
ri sralanmt nmzde. Kimisi bir eski ula sarlm,
kimisinin beyaz kefenini karlar rtm her yatan otuz
drt kii. Anne, baba, evlat, e ve sevgili. .. Genie bir
ukurun iine yan yana dizerek stlerini rttmzde
64

gn inmi, gece karanl karlar brmt. Eve vard


mda TemrAlpAta iin bildiim btn dualar okudum.
Bana verdii emekleri, sradan bir kyl iken dnen,
bilen bir insan olmarn salayan szlerini, hikayelerini hi
unutmayacam. Bilhassa tarihe ait hadiseleri ve eskiden
yaam nemli kiilerin soy bilgisini ondan renmitim.
Kara Burak, bir dzine muhafz eliinde sekiz ka
n erzak ve avani tayordu. Kanlardan birinin Aslanl
Hnkar tarafndan bizim kye gnderildiini renince,
"ki gn evvel gelernedin mi? len ocuklar birka lokma
yiyip tok lselerdi!.." diye geirdim iimden. Kara Burak,
beni anlam gibi ellerini aresizlikle iki yana at. Belki
de " Bununla yetinin gayr!" demek istiyordu. Sonra baz
haberler verdi. Ykma uram, katliamdan gemi her
kyn ihtiyac olan umutlu haberierdi bunlar. ekikgz
zulmnn sona ereceinden, Anadolu topranda yeni
istiklal umutlarndan, gnl dnyaianna alan kaplar
dan ve elbette Aslanl Hnkar ocanda olup bitenlerden
anlatt. Sahip Perende ve dierleri, bu yaz Sulucakarah
yk'te kalacaklarm. En ziyade bu havadise sevindim
desem yeridir. Onlara lenlerden haber vermenin zorlu
unu bir dnn. Taze toprak kokusunun hznn kim
kabullenebilir ki?!.
Kyn talandan sonraki hali periand. Yine de Kara
Burak ile arkadalarn, o gece scak odalarda ve rahat d
eklerde yatrmtk. Cenaze telandan, fazla da konua
mamtk. Uurlamak iin ertesi sabah yanlarna vardm.
65

Kyn snrndaki taze mezarlarn bana kadar beraber


yrdk. O srada okuma yazma bildiini rendim. Gece
defnettiimiz cenazeterin st bir hyk gibi grnyor
du. Temr Alp Ata'nn naan yola yakn yere, en baa
koymutuk. Kara Burak'tan rica ettim. Mezar kazlrken
kan kayraklardan birini, hece ta gibi onun baucuna
diktik. Dervilerden biri, yannda boya yapacak kuru ot
tarm. Bir tasta otlar kar ile ezerek boya yapt. Kara
Burak da tan zerine "Burada, ekikgz zulmnde can
veren otuz masumlar yatar. Onlar Allah' tespih eden
taneler; bu dahi onlarn imamesi Temr Alp Ata'dr. Rah
metten uzak dmeyeler!" diye yazd. ok houma gitti.
Okuma yazma bilmelerine gpta ettim. Veda srasnda,
Kara Burak bana Aslanl Hnkar'dan zel bir haber getir
diini fsldad. Denilmi ki:

"Yunus adn duyduk ve bi/dik. Dost dfv.nnda herkes


nasibini alrken o da burada olsun isteriz. Hele ekinmesin
gelsin!"
Sfifilik yolundakilerin "arlmadan gelen gerek" de
diklerini biliyordum. Buna ramen Kara Burak'n syle
dikleri iliklerimi titretti . Erenler zincirinde Krehir'de
Ahi Evran'dan sonra kymzde en ziyade ad anlan
eyhti Aslanl Hac Bekta. Adn syleyenler, sonuna bir
de " Veli" lakabn ilave ediyor ve buna da inanyorlard.
Dergahnda besledii aslan ile ceylan grenler; huzurun
da bir ceylan ile bir aslann bar iinde yaadn her
yerde anlatyorlarm. "Aslanl Hnkar" denilmesi bun66

danm. Bozkr insannn en muhta olduu eye, bara


o oktan hkmediyormu.
Yanna gidip dnen her kiminle karlasam kerametie
rini anlatyor, herkesin kurtulu iin o kapya bavurmas
gerektiini yayyorlard. O gnlerde halkn yoksulluk, kar
gaa ve kuraklk yznden el aacak btn kaplar tken
mi durumdayd. Yce Yaradan'n kaps hari... Sitare bu
duygunun, sfifiyane fikirlere ve Allah'a gtren yollara
itibarda byk bir etkisi olduunu sylyor. Ona gre
bozkrda sfifilerin de, kahinler ve sihirbazlarn da artma
snn sebebi, umutlarn azalp yoksulluun oalmas ve
madde ile mana dengesinin bozulmasyd. nsanlar yara
tllarnn gerei madde ile mana dengesinde yaamak
isterlermi. Madde tkenince geride brakt boluu
mana doldurur; yahut mana ykselince madde bedeni
terk edip gidermi. Zaten Allah da insan bu madde-ma
na dengesi zerine yaratm. nsann iinde, her biri yar
yarya etkin imi. Mutlu olmak veya iyi kulluk edebilmek
iin maddenin gstergesi olan beden, eller, ayaklar, kir
pikler, gzler ile manann gstergesi olan dnce, duy
gu, iman gibi bahisler birbiriyle dengeli tutulmalym.
nsan, bunlarn her ikisini de eit kabullenir veya sahip
lenirse bahtiyar bir mr srermi. Olup bitenlere bakn
ca, Sitare'nin doru tespitlerde bulunduuna inandm. En
sonunda, "Denge madde lehine bozulunca insann nefsi,
mana lehine bozulunca da ruhu ne kyor, biri dierini
hastnyar Can Yunus!" dedi elimi tutarak, sonra devam
67

etti, "Baz insanlar maddeye ok dknlk gsterdikle


rinde rnanadan uzaklayor, bazlar da maddeyi nemsiz
bulduklarnda veya sahip olamadklarnda rnana kapsn
aralyorlar. Sen ve ben Can Yunus, sen ve ben, kader def
terinde inallah rnana kapsna yazlm olalm!"
Sitare'nin dedikleri doruydu. Yaadmz gnler
maddeyi sfrlarn, elde avuta bir ey brakrnarnt. Bu
yzden bozkrda rnana erlerinin says gitgide artyordu.
Halk da maddesi elden kp gidince rnana yolculuklar
na kendilerini hazr hissediyorlard. Umutlar ve gven
ler erenlerin evresinde halkalanyor; karnlarn doyu
ramasalar da gnllerinin doygunluuyla kendilerini iyi
hisseden insanlarn says artyordu. Maddeden manaya
ilerleyen bir yolculuk sayyordurn ben bunu. stelik, bu
yolculuklar kolaylatran baz messeseler ve tekilatlar
da bozkrn her yannda kendiliinden hazr olmaya ba
lamt. Sz gelirni, Anadolu ahileri ile Anadolu haclar
tekilatlanp iktisadi yaplar haline gelmi, halkn yekdi
erini yetitirdii birer irfan rnektebine dnrnlerdi.
Btn bu gelimelerin temelinde, insanlarn hayatlarn
rahat ve huzur iinde geirebilecekleri bir gelir seviyesi
ne eriip erierneme atmas vard aslnda. Baz toprak
aalar ile birka soysuz ibirlikiyi hari tutarsak boz
krda zenginlik Hal'nn tapnaklar, Bizans'n souk
nefesleri ve ekikgz'n svarilerine, yoksulluk ise Trk
ve Rum kylerine kaplanp kalmt . O kadar ki, artk
kmesinde bir tek tavuu olan aileler o tavuu gderek
68

besliyor, alktan midesi karnna yapm birileri alp


kesmesinler diye banda nbet tutuyor ve gnde verdii
bir yumurta ile gelin hamnn yeni doan bebeini besle
rneye alyorlard.
Kara Burak'n Aslanl Hnkar'dan getirdii "Hele ekin
mesin gelsin!" haberini Sitare de iitmiti. O anda bak
lanmz bulutuunda, gzn duvarda asl olan yldzl
heybeye doru evirdi. Bundan, gitmeme izin verdiini
anladm. Zannederim kyde yaplacak bir eyin kalmad
n, Seluklu'nun himaye elinin Sarcaky'e uzanmayaca
n, ekikgz yeniden gelmek isterse nnde durulama
yacan, bari geimlik birka kile buday temininin iyi
olacan, btn kylnn buna muhta olduunu o da
hissediyordu. Belki de kader defterinde mana kapsna
yazlmann nn amak istiyordu. Kara Burak giderken
kulana fsldadm:
"Geri dnte yarenlik edelim!"
ki ay nbet tutarak ekikgz'n tekrar gelmesini bek
ledik Konaktaki tuzakta can veren arkadalarnn intika
m iin dneceklerini dnyorduk. Ama ekikgz bir
daha gelmedi. Belki de yamalayacak bir ey kalmad
iindi bu. Kara Burak'n getirdii kan yk ise kye iki
ay yetmiti. Neyse ki bahar ok gecikmedi.

69

HACl BEKTA

Sulucakarahyk- Hac Bekta yolu- nefs i silmek; nefsi bil


mek - buday m verelim, nefes mi - Hal souk nefesleri
Sarcaky 'de -smail

Erenler meydanmda
Yuvarlamr top idim
Padiah evgamnda
Kaldm ise ne oldu
"Aslanl Hac Bekta Hnkar? Bozkrn ?" O ne gzel
insand Molla Kasm, bilsen, o ne gzel insand!. . . Elbette
her eyi hatrlyorum. Sulucakarahyk'n kavurucu ha
vas ve ahr kokusuna toplanan atsneklerinin tkenmek
bilmeyen vzltlarn bile. Bir hafta evvel, dergaha al
dolu uvallarm ve heybemle geldim. am sakz oban
armaan ite . . . Yedim itim, yundum ykandm. Sahip Pe
rende'yi ok zlemitim, ok ok onunla konutum. itiraf
70

etmeliyim ki, onu manen deimi buldum. Benim heye


can duyduum konulardan pek hazzetmiyor. Tam sofu
olmu. ok dnyor ve az konuuyor. Burada benim
syleyeceklerimin hibir deerinin olmadn biliyorum;
stelik, sylennesi gereken trden szleri de hi bilmiyo
rum. Halifeterin konutuklar meseleler de, yaptklar soh
betler de bambaka konular zerine. Mamafih, duydukla
rnn baz baz ruhumda frtnalar koparp beni hayretlere
srkledikleri de oluyor. Ne var ki sohbetler dnda bu
radaki hayattan sklmadm desem yalan olur. Btn dn
yalar asa, destar, kemer, hrka, tesbih ve ibrikten ibaret.
"HC L . . Hill.." biterse "Ya Hay. . . Ya Hill... " o da bitince yine
Hay, yine Hil . . . Kime seslenecek olsalar "Hu!..", kime bir
i emredilse, "Hay Hay!.. " Duvarda bir yaz vard. Sordum,
"Hay'dan gelen Hil'ya gider, " diyormu. Zaten gelen ve gi
deni hi eksik olmuyordu. Da gidenler iin bir kekl ve
teber, ieri gelenlere bir pabu ve klah. . . Aslanl Hnkar
beni huzura kabul ederse, yalnz konuuruz diye umutla
nyorum. Ondan kymze yetecek kadar buday isteyip,
bir an evvel Sitare ile smail'e dnmek niyetim. ok zle
dim. Ayrca balarna bir ey gelirse diye korkuyorum. . .
Geen bir hafta iinde katldm sohbetlerde ren
dim ki, Aslanl Hnkar ululardan ulu bir mrit. Anlattk
larn Kutbettin Haydar ile Ahmet Yesevi Hazretleri'nden
renip gelitirerek, Haydarllie benzer bir yeni yol belir
lemi. Szn yaln sylyor, herkesi azna baktrtyor.
"Drt kap, drt inan iin alr," diyor. Drt kapdan kas71

t, eriat, yani slam dini, sonra tarikat yani eyhe balan


mak, sonra marifet yani Tanr bilgisi ve nihayet hakikat
yani Tanr'y tanmak, O'nunla olmak. Drt inantan kast
ise ibadet, niyaz, adak ve vuslat. . . nsaniyet vasfnda ol
gunluk, insan sevgisi, miisamaha, adalet, zgrlk ds
turlarna nem veriyor; grne deil ze, dtan ziyade
ie ynelmeyi tavsiye ediyor. " nsan kendini bilm eli," di
yor ve " kendini bilen Rabbini bilir," diye de ilave ediyor.
" Kendini bilen insan elbette kendini sever, kendini seven
ise Tanr'y sever, Tanr sevgisinin kapsAli'yi sevmektir,"
diyor. Sonra devam ediyor, " Kap alidir, bu yzden kap
eiine baslmaz. Dervilerimiz arasnda huzura girerken
eie basann gren var m hi?" diye soruyor, " Evren
Tanr-insan" birliinden bahsediyor, insann Tanrsal ni
teliklerle donatldn sylyor. Herkesin karde olduu
nu, bar iinde yaamak gerektiini sk sk vurguluyor.
Savan hayat kuatt bir zaman ve iklimde bu fikir
herkesi etkiliyor ve elbette gnden gne mritlerinin sa
ysn arttryordu. Mritlerin dediklerine gre Ahi Evran
Hazretleri de ayn ekilde alyormu. Kapadokya yre
sindeki Hristiyanlarn pek ou, bu ikisinin nasihatleri sa
yesinde slam'a giriyorlard. Hac Bekta Hazretleri kaps
na gelen herkese yolunu zetliyor, " Eline, diline, beline!.."
diyordu. Bu kelimelerin ilk harflerini kullanarak " edeb" di
yordu. Edebin insandaki en deerli meleke olduunu, onu
kt hal ve hareketlerden vazgeirdiini sylyordu. Boz
krn her zamankinden ziyade edebe ihtiyac olduu bir
72

zamanda yapyordu bunu. Sk sk "Edeb ya hii!" hitabyla


sesleniyordu. Sanki edeb duygusu dergaha bir resmiyet
veriyordu. Garip olan ise, sevgi ve dostlukta resmiyetin
yeri olmayyd. Burada edeb sayesinde resmiyetin ad
sevgi, sevginin ad resmiyet olmu, birbiriyle ho geim
iinde srp gidiyordu. Bencileyin buraya gelenler, onun
aniattklarndan kendilerine gre bir doru yol karabili
yor; Trk ve Trkmen'i amanlktan getirdii inanlarla
rttryor; Rum'u, Ermeni'si Hristiyanlktan ald de
senlerle sslyordu. O, bozkr iin bir kurtarcyd.
Bir haftalk sohbetlerden, baz szlerini akl defterime
yazdm. Bunlar Sarcaky'e vardm zaman ocuklara
ezberleteceim: "Her ne ki aryorsun; aradn ancak sen
sin... yinin de, ktnn de fidan senin iinde byr. . .
Her meyvenin ii, kabuundan yedir... Sen gremiyor
sun diye bu alem yok deildir . . . Alemin varln ancak
kul olarak anlayabilirsin. . . Allah Muhammed'i nce kul,
sonra resul edindi. 'Abdh ve resulh' demekten mu
rat, kulluun peygamberlikten nde geldiidir . . . Allah'a
kar tam kul olmak, varla kar tam hr olmak anlam
na gelir. .. Dnyann hrriyeti Allah'a kul olmakla mm
kndr. Nitekim Hz. Peygamber'in bir ad daAbdullah'tr;
yaniAllah'n kulu . . . "
Ahmed Yesev! Hazretleri, onu Horasan'dan "Seni Rum'a
saldk, Sulucakarahyk' sana yurt verdik, RumAbdalla
rna ba yaptk yiidim!" deyip gndermi. ekikgz'n,
Kseda'da Seluklu'yu yendii ylda mritlerinin says
73

doksan dokuz imi. imdi dergahna gelip gidenin hesab


tutulamyor. Kim olursa, ne olursa, nasl olursa Hak yo
lunda ayrmclk yapmay dolaysyla seveni -o bunlara
k diyor; i dnyas aydnlk kii anlamnda- her gn art
yor. Ben hayatm boyunca insanlara msamaha ve hog
ryle davranma kararm ite orada verdim. Dergahn gi
ri kapsnda bir ahitname asl. Okuma bilen halifelerden
biri, her gelen k iin onu yksek sesle bir kere okuyor.
Iklar, orada uyulmas gereken kurallar reniyorlar. Ka
psna her balanana " Halka benzetmeye iin 1 sre gnl
den teviin 1 yz bini birdir derviin 1 arada ayar gerek
mez" deniliyordu. Bana da denildii gibi. Burada btn
k derviler ayn artlarda ve eit cretle -yegane cret
sohbetlerle geen gnl ziyafeti idi- tarla ekip ekin yeti
tiriyor yahut meyve bahelerinde alyorlard. Bunlarn
ou, be yl evvel ekikgz zulmne isyan ederek Konya
zerine yryen Karananllardan idiler. ekikgz, siyase
ten Aslanl Hnkar' dan da, Sulucakarahyk'ten de uzak
duruyordu. O da tpk Ahi Evran gibi, dergahnda insanla
r tekilatlandrp Anadolu' da eskiden beri var olan "ahi"
tekilatma gre retime yneltiyor, alk eken kylerin
ve kasabalarn imdadna yetiiyordu. Burada her mrit
yalnzca sohbet dinleyip ibadet etmek yerine tarlada,
bada, bahede alp retiyor, rettikleriyleAnadolu'ya
hayat gnderiyordu. Yani Aslanl Hnkar'n himmeti hem
maddi, hem de manevi idi. Buraya gelenler, memleketleri
ne dnerken yalnzca buday deil ayn zamanda Aslanl
74

Hnkar'n sohbetlerinden szler de gtryorlard. Onun


duvarlar yrtt, kuruyan emeleri aktt gibi kera
metleri bylece yaylyor, nne n katyordu.

"Buyur dostum, Yunus can! Otur!. ." dedi gen bir ses,
samimi bir eda ile. Gzlerimin iine bakarak, tebessm
ediyordu. Kalbime bir terahlk yayld. Bir tebessm fe
rahl. Bozkrda ka zamandr byle iten bir tebessme
ahit olmamtm . Karmdaki insann batan sona tebes
smden ibaret olduunu, yahut tebessm iin yaratld
n dndm. Geri herkese kar yleymi ama gzleri
mi kilitleyip ta kalbime inen u tebessm bambaka bir
eydi . Hi unutamayacam bir tebessm. Sanki sultan ile
kulu arasnda bir ahit, bir szleme gibi. O, tebessmn
sultan, ben tebessme muhta kul . . . Onun tebessm
bir iyilik, bir sadaka, bense tebessm fakiri . . .
ime ferahlk doldu, glmsemeyle karlk verdim.
Derban derviin gsterdii iltenin zerine diz ktm.
Yzne bakmak istedimse de alnnda bir k parlyor gi
biydi, gne misali kuvvetli ve gz alc bir k. Sesi, se
rinlik ve ferahlk olup damarlarm dolat sanki:
"Yunus'um! Bilirim, rak yoldan geldiini dnrsn.
Oysa raktan rak yollar vardr. Yrnecek ok rak yollar.
Biz onu yakn etmek iin en uzak yoldan geldik. Dn
bir, hepimiz oradan, ta mlk-i bekadanz. imdi u fani
cihanda oyalanp kaldk."
75

Durdu. Yzne bakmaya yeltendim. Ayn tebessm g


zm kamatrd:
"Mlk-i beka'dayken Yunus, Dost cemalini grp sar
ho olduk. Henz zm yaratlmamt. Sevgili'nin elin
den bir bade itik; imdi baka iki tanmaz olduk. O va
kit Sevgili'nin kokusuyla kokulandk diye miskten de olsa,
arnherden de, artk baka kokuyu bilmeyiz."
Tebessmlerine katk ederek bahsettii konular anla
makta zorlandn hissediyordum. Buna ramen ok et
kilendiimi itiraf etmeliyim. Bu derece samimi birinin, bir
eyh olmasna da ardm ayrca. Szlerine ikinci kez ara
verdiinde, atik davranp elimin tersiyle Sitare'min yldz
nakl heybesini nne doru nazike iteledim. Heybe
nin iki gznde, merkep yk altan sakladm bir
ka avu olgun meyve vard:
"Ben fakir bir kimseyim, kym de fakir. Bu yl ekinden
bir nesne alamadk, mittir ki, bu yemii kabul edip kar
lnda buday veresiniz, akmza kifaf edelim," dedim.
"Budaydr talebin yani!" dedi tebessmler sultan, ya
nndaki dervilere allar ikram ederken.
"Hmm!.. Yemiin pek gzelmi bre Yunus!.. Geri dn
ya nimetidir, lakin pek gzelmi!"
"Sizin iin dalardan topladm, beendiinize sevin
dim hnk..."
Ona burada herkes "hnkarm" diyordu, saygda ziya
delii gstermek iin. Neredeyse kendimle yat bu sami
mi adama ben de byle demeli miydim? Konumasnda
76

ve hareketlerindeki vakar ve olgunluk sanki beni buna


zorlad. Cmlemi bitirdim:
" . . . hnkarm!.."
Teredddmn zerinde hi durmad. Sadece sevgi
dolu sesinin tonunu ykseltti:
"Dnya nimeti Allah'n dmandr Yunus. Dnyal
sevmek, dostun dman sevmesi gibidir. Dnya bir mur
dar le, talipleri ise akbabadr. Yunus; Sarcakyl Yunus,
gzel kalpli Yunus, sorarm sana, akbaba m olmak, Anka
m olmak istersin?"
smail ile Sitare'nin hasreti gzmde ttyordu:
"Sizden buday isterim hnkarm!"
"Brak imdi buday, alcnn her biri iin sana bir ne
fes verelim, ister misin?!"
"Sizin, efendimiz, sizin nefes dediiniz, acep bizim na
sip beliediimizle bir midir?"
"Muradn karn doyuracak nasip ise kolay, illa ki nefes
ile olmak, ite o gnl doyurur ve ok sabr ister."
"Benim sabra tahammlm kalmad. Benim kalsa, Sa
rcaky'n kalmad hnkarm; siz kerem buyurunuz, bize
oka buday veriniz."
"Nadide yiidim benim, nefessiz gidilen yolun sonu
bulunmaz, karanhktr. Nefes ile gidersen ruhunun gzel
lii cemaline yansr. Hele gel sana her bir yemiin iin iki
nefes verelim, gnln aydnlanp gzellesin!?."
Ruhumun gzellemesini elbette isterdim; ama Sarca
ky'de bana umut balayan insanlara ne derdim? Benim
77

buraya geliim kendi bama bir karar idi ama herkes bu


gelie umut balamt. Ben Sarcaky iin buradaydm
ve artk kendime malik deildim. Bana teklif edilen eyin
farkndaydm. Tebessm Sultan -ona nedense byle de
mek geti iimden- karmda oturmu, bana ar olmay,
antlmay ve artnay teklif ediyordu. Fakat yolumu gz
leyenierin hayalleri gzmn nndeyken bunu yapmam
kendime ihanet saylrd.
"Siz," dedim "dnk sohbetinizde 'nsan iin ibadet,
altdr,' buyurmutunuz, ben Sarcaky iin almak
zorundaym; msaade buyrulursa bana budaydan nasip
verilsin."
"Ya, Allah yle mi dursun?!"
"Allah aha uramda, ta canmn iinde!.. Namazm, zik
rim, tespihim yoksa da Allah'm var hnkarm!"
"Allah yalnzca senin kalbinde deil Yunus; bak evre
ne O'nu her yerde grmyor musun; gneten daha zahir
deil mi? Adem alem iinde, alem adem iinde . . . ina O'nu
grmeye nur, gzden deil, gnlden gelir. Gel sana o nu
run kaynan gsterelim; cmertlik edip yemiinin her
bir danesine on nefes verelim."
Boynumu bktm. Cevap vermedim. O devam etti:
"Yunus'um! Asalet doruluktan deil duruluktan gelir.
Krlk, nankrlktr. Bu dnyada marifet nefsi silmek
deil, belki nefsi bilmektir. Bu yol, ilim, irfan ve insan sev
gisi zerine kurulmutur. Nefes, nefsi artr."
Yine cevap vermedim. Bir mddet sessizlik oldu. Mey
dan dolduran derviler sanki nefes almaz olmulard.
78

Terledim. Omuzlarmda iddetli bir arlk hissettim. Sa


larnn kkleri sancd. Tel tel aardklarn sandm. Sat
Nine'yi, beni uurlamak iin Temr Alp Ata'nn kabri ba
na kadar gelen kylleri dndm. Gzmn nnde
yine Sitare ile smail'in hayali belirdi.
"Ehl yalim var efendim; kym ve kylm var; ne
fes karn doyurmaz biliyorum; Itfederseniz bana buday
versinler, kifaf- nefs edelim ."
"Yunus!.. Cmertlii daha arttralm; bu sefer yemii
nin her bir ekirdeine on nefes verelim!.."
"?!."
Sessizlii yine o bozdu. Derban dervie hitap ettiini
sesinin ar tonundan anladm.
"Yunus 'un merkeplerine buday uvallar yklensin.
Bir kan ile iki de kz balansn kendisine, kannn
iini zahireyle doldursunlar. u heybesine de hediyeler
den birka pare eya konsun. Yarn sabah iki muhafz ile
yola karlsn, yol emniyeti salansn."
Sonra bana dnd. Yine ayn yumuaklkla vedalat:
"Murada ermek sabr iledir Yunus. Ve uyuyan kiinin
grd de, yapt da ie yaramaz. Bizi unutma; var Sa
rcaky'e selammz et, emin ve emniyette olsunlar. Sen
dahi bundan byle din ehlini, kin ehlinden ayr. . . Uyuyan
lardan olma!.."
Bu szlerinin hangilerinin ne anlama geldiini, hangisi
nin sitem, hangisinin nasihat olduunu kavrarnam iin ta
Sarcaky'e kadar alt gn tehlikeler atlatarak, sapa yer79

lerden dolap ekikgz'n ve ekyann tuzaklanndan


uzakta, korku ve umutla yol tepmem, sonunda umudumu
tamamen yitirmem gerekti. Meer iimin atlamamas,
barmn yarlmamas, zarlarmn yrtlmamas iin kye
bir gn erken gelmem gerekiyormu. nk artk burada
getirdiim budaylar ve erzak yiyecek kimse yoktu; hat
ta artk bir ky de yoktu. Havada kular, tarlada talar,
gveren yemiler kavrulmu, yanm, bitmi, tkenmiti.
Hal tapnaklarn souk nefesi benden bir gn evvel
gelip her eyi yamalam, kimi bulduysa kltan geir
mi, sonra da evleri yakmlar. Sitare, benim Sitare'm, ele
geirdii bir balta ile iki ekyay yok etmi ve nc ile
namusu iin mcadele ederken can vermi. Onun sou
mu cesedi stne kapanm alarken Aslanl Hnkar'n
"nefes"leri geldi aklma. "Nefessiz gidilen yolun sonu bu
lunmaz, karanlktr," demiti. O anda Sitare'ye lazm olan
nefesten bahsetmiti belki de; onu karanla gnderece
imi bilerek . . . Belki de ben, bu kydeki herkesin nefesleri
zerine pazarlk yapmtm da, onlar son nefeslerini bu
yzden vermilerdi. Ulu Tebessm Sultan, himmet n
tekrar tekrar yzme tuttuu halde, ben karanl kendim
istemitim ite. Kyn bana gelenler benim yzmden
olmalyd. Belki de Sitare'me ben kymtm; nefesini ken
di irademle kesmitim. Ne yapacam arm vaziyet
teydim. ldracak gibi oldum. Paralanm ocuk ceset
lerinin azalarn bir araya getirip birletirmeye alyor,
bu arada smail'i aryordum. Yan bamda bir ses duy80

dum. Sat Nine san ban yolmu, st ba perian,


yzme bakyor, alyordu. Ne yaptm biliyor gibiydi;
mrldand:
" smail, smail'i bulamyorum Yunus'um!"
Ellerine sarldm. Ne kadar ylece alatk bilmiyo
rum. Birden iimde bir umutla bahemizdeki kuyu aklma
geldi. Tehlike zamannda ocuklar iine sarktp saklad
mz kuyu. Sitare bu kuyuyu herkesten gizlerdi. Kotum,
kotum. . . Bir nefes iin kotum. Teklif edilen son nefes
iin. . .
" smaiiil!.."
" Ba-baaa!... Ih!... Ba . . . "
" Yavrummmm!.. smail'immmm!.."

81

ASLANLI HNKAR

rmak m; gl m - Aslan/ Hnkar eiinden uzaklatm/ma


- pimanlk - Kayseri yolundaki kervan -Sitare 'yi zleyi Allah'tan kamak yine Allah'a kamak -smail'i aramak

Canlar camm buldum


Bu camm yama olsun
Ass ziyandan getim
Dk.mm yama olsun
Yola devam etmek iin yamurun dinmesini bekliyo
rum. Eskiden keilerin kulland manastrlardan biri
ne, gvercinlerle birlikte snm durumdaym. iddetli
seller, Ihlara Vadisi'nin yumuak topraklarn bir kere
daha yaryor. Temr Alp Ata, "Yunus, evladm, Allah' a
dost olursan, Allah da sana dost olur! Ucasar muhacir
leriyle Sarcaky halkna yardm ederek O'na dostluunu
gster!" demiti. imdi O'na dost olmay tartyorum
82

zihnimde. Btn bu olup bitenlere, kendisine inanan kul


larnn bana gelenlere sabretmesine aryor ve dur
demesi iin sk sk yakaryorum. Dostluk yreime inin
ce, ister istemez Sitare'nin yokluu yakyor yreimi. Ve
dalaamadan, son nefesinde onu sevdiimi bir kez daha
syleyemeden gitmiti. Ne seven sevgiliden, ne sevgili
sevenden byle ayrlp gitmeliydi. O gnden bu yana ci
erim yanyor, gnlm alevlerde kavruluyordu. Bu yan
gn ile yollara dtm ama ne yapmam gerektiine henz
karar verebiimi deilim. Salkl dnemiyorum belki
de. Sitare'nin yokluu bir yana, gitmeyi dndm ka
pya gidip gitmemekle ilgili pheler her yanm sarm
durumda. Kyde braktm smail'i imdiden zledim.
rmak ile gl olmak arasnda admiarm gidip geliyor. S
ndm maarann duvarna izilmi resimlere bakyo
rum. iseviierin dervileri saylan keilerin, burada ya
adklar skGnetli hayat dnyorum. SkGn arayp
aramadn bir kez daha zihnimde tartyorum. Haki
katen Tebessm Sultan'n eiine yeniden varmal, bana
teklif edilen nefesi almal mym? Sarcaky'de tter
ocak kald. Yallar ile ocuklardan oluan aile. smail
dokuz yanda. ocukluktan abuk kurtulacak gibi ama
yaadklarndan sonra ok sarsld. Birisinin onunla mut
laka ilgilenmesi gerekiyor. Onu, Sat Nine'nin bakrnma
emanet ettim. Allah, benim kaderimi olumla daha farkl
yazm. Hatrlyorum, ben babamla be yl kadar bahtiyar
zamanlar geirmitim; ama smail ile ikimiz o kadar mutlu
83

olamadk. Benim yanmda bysn istiyorum ama artlar


baka mecburiyetler getiriyor. Yazk ki, yine gitmek zo
runda kaldm. imde bir keder; smail'in gznde, arada
srada erzak getirip sonra kaybolan bir baba olmann ke
deri. Ama imdilik, Sat Nine'nin efkat dolu kuca ona
benden daha iyi bakard elbette. Hem ne de olsa anneye
muhta bir ocuk, bir kadn kucanda daha mutlu saylr.
Tebessm Sultan dergahndan tadm ve gizli mah
zenlere ambarladm erzak Sarcaky'de k balara ba
lar, ama tapnaklar, soluk nefesler yahut ekikgz bun
dan haberdar olursa kimse balar grmeyebilir. Gitmekte
tereddt ediimin bir sebebi de bu. Elbette, Allah'n bu
olup bitenlere neden dur demediini hala sorguluyorum.
O dur dese Sarcaky'de olanlar olmazd. O dur deme
dii iin, ben de onlar laykyla koruyamadm. Belki de
onlar korumaktan vazgemeli, hatta onlar koruma vazi
fesini zerimden atp Allah'a geri iade etmeliyim. Aslanl
Hnkar'n bana teklif ettii nefesin ne ie yarayacandan
da phedeyim. Alsarn ne olur, almasam daha ne kaybe
derim? Btn mesele rmak olup komal m; yoksa gl
olup dinlenneli miyim sorusunda dmleniyor. Bozkr
alayanlara m, yoksa vahalara m susam durumda,
kestiremiyorum. Aklmda sorular var. Bunca rkn, bunca
dinin, bunca dncenin, bunca anlayn harmanland
u topraklarda maddeye mi, yoksa manaya m itibar
edilmeli? nsanlarn hangisine daha ok ihtiyac var?
Bunca yl maddeyi elde etmek iin ektiim sknt ile
84

nereye varabildim? Peki manaya ynelenin gidecei yol


hangisi olmal? Kur'an ve snnet deyip Snnllie mi itibar
edilmeli, yoksa gelenek deyip Batni mi olmal? Babailik
veya Kalenderilik elbette houma gidebilir, ama uzaktan
uzaa duyduum Halvetl yolu da kalbimi okuyor. Peki
ya Sar Saltuk Ata, .ya Krehir'de Ahi Evran ve Konya'da
yeni yeni yaylmaya balayan Molla Celaleddin'in nasip
kaplarna ne demeli? Tebessm Sultan madde ile na
nay harmanlad eiinde bana nefes teklif etmiti; iyi
de Sulucakarahyk' e tekrar varrsam, Sahip Perende
ile dier arkadalarm kyden havadis sorduklarnda ne
demeliyim, ne diyebilirim? Bu derece kararszlm bel
ki de byk fkemden; yahut fkemin bykl bunca
kararszlmdandr . . . Bilemiyorum . . . Yamurun sesi gvercinlerin "hu-hu"larna karyor . . . Sitare aklmda pasl
bir ivi . . . Her gn biraz daha iime yaylan sz . . . Elleriyle
dokuduu heybeye yzm gmp uyumak istiyorum;
yorgan bedenimi dvyor, gzyaiarm uykumu kovuyor.
Sitare!.. Belki bilmiyorsun, ama sesini duymay, yzne
bakmay ok zlyorum. Sitare, ryama girsen, bir kez
glmsesen bana!.. Sitare, beni kendine altrdn da ne
den brakp gittin?!.. Yalvarrm Sitare, bir kez glmse
bana!..

"Hele gel, Sarcakyl, yakla biraz!"


"Beli, geldim, deyin ki yapaym!"
85

"Sana yol grnmtr. Gideceksin buralardan."


"H?!."
Byle bir cmleye muhatap olacan hi dnme
mitim. Buraya gelme kararn bile bunca zor vermiken
bu gitmek de neyin nesiydi? Bam dner gibi oldu, sor
dum:
"Bu-bu-bunu kendisi mi syledi?"
"Evet. Ve dahi dedi ki, A
' llah'n btn bu olanlara ne
den tahamml ettiine ve dur demediine hi armasn;
gidecei kapda O'na dost olmaya alsn, kafidir!"
Birden, kanm ekilir gibi oldu. Yollarda kendi bama
dndm eyleri nereden biliyordu? Hayretler iin
deydim. Tekrar sordum:
"Beni kabul etmeyecek mi yani?Alcnn her bir ekir
deine on nefes vermiti, onu nasiplenmektir arzumuz.
Gidiniz, bylece syleyiniz."
"Syledik akn Yunus, elbette syledik. 'Gayr o ne
fes mmkn deildir; biz o kapnn anahtarn Tapduk eli
ne verdik. Varsn nasibini ondan alsn!' buyurdular."
"Kardeler, erenler!.. Ben olmayacak i ettim, gafil ol
dum. Bir nice gn iinde bitecek buday, bitmeyecek bir
hazineye tercih ettim. Bana msaade buyurun, varaym
ayana yz srp yalvaraym, ola ki beni krmaz!.."

aresiz ve zgn dndm. Perian ve yklm olarak . . .


Sonra da Tapduk yollarnda, hep Allah ile dostluu d86

ndm. Dostlukta hata etmitim. Belki de Tebessm Sul


tan beni bu yzden kabul etmemiti. ki ay ewel buday
almaya gittiim vakit, sohbetlerinden birinde dostluktan
bahsetmesi belki de benim iindi. "Dost dosta yar olma
l," demiti, o gn, " Allah'n dostluu rahmetiyle, kulun
dostluu taatiyle grnr. Allah'n rahmetinin gelmedii
hibir an yoktur. Kul gelen rahmeti gremiyor diye taa
tini kesip dostluu zedelememelidir," demiti. Ka gn
dr, bilmediim yollarda, dostluu zedelemi olduuma
kendimi inandrmann pimanlyla yryorum artk.
Rastladm insanlara, getiim kylere Tapduk Emre'nin
yerini yurdunu sorduum gibi, neliini, niceliini de soru
yorum. Allah ile olan dostluu yeniden kazanmann yol
larn renmek iin, onu bulmak zorundaym. Onu bu
lup kendimle yzlemem lazm. Allah 'tan kamak yerine,
Allah'a kamann rehberlii iin, yolunun izini aryorum.
Eksiimi tamamlamaya bir ayna istiyorum. Bir ayna ki su
retimi deil, suretimin altndakini, gizli beni bana gster
sin; kimsenin grmedii beni . . .
Aslanl Hrrkar'n beni kabul etmeyii iimde bir sz
olup yerleti. O, Allah dostu idi. Eer beni kabul etmediy
se bakalar da kabul etmeyebilirdi. Bu fikir " Ya Tapduk
Emre de beni istemezse!?." sorusunu aklma drd. O
da beni istemezse bilmeliydim ki Allah'n rahmetinden
srlmm. Rahmetten srlen kul, babo braklm
saylrd. Kul babo kalrsa yol aztr, kulluktan kard.
Bu durumda dostluu tazelemekten gayr arem yoktu .
87

Btn yol boyunca, bu dnceler beynimi bir kurt gibi


kemirip durdu. Artk ne ekikgz'den, ne Tapnak ek
yadan, ne souk nefesten korkuyordum. Olacak her ne
ise, bir an evvel olsun istemeye baladm. Deli gnl ea
mu, sular gibi alyor, yollar gibi tozuyor, yeller gibi esi-
yordu. Sanki ilimden obamdan ayr dm avareydim;
derdime are gelmiyor, elim yare ermiyordu. Barmda
ba bulunuyor ama yola yolda bulunmuyordu. Ta bar
l dalar karma dikilmi, beni bu yolda topraa karmak
istiyordu. Karl dalarn banda, bulutlar salkm salkm
olmu yasm tutareasma alyor, alyorlard. imden
"Yunus olacama bir ta olaydm da, Tebessm Sultan
eiine yaplaydm" diye hayflanp duruyordum. smail,
Sitare, brahim, anacm, babam, dedem ve daha kim
ler kimler, d m desem, hayal mi, zihnime giriyor ama
hibiri kederime yolda olmuyor, benden kap kap gi
diyorlard. Periandm, ruhum alkanyor, dncelerim
arapsana dnyordu.
Gnler akp da yldz nakl heyhemde son gzleme
ve son kelek paras da bittiinde, sanki her ey beni
brakm gibi hissettim. O anda, bir eye tutunmazsam
ldracaktm. Heyhernin yldz naklannda Sitare'nin g
lmseyen hayalini grdm. Bu yldzlar oraya benim iin
nakettiini sylerdi hep. Tek tek btn yldzlardan bir
k doldu gnlme. Ve iimde Sitare alamaya balad.
Anladm ki Sitare benim iin bir rehber, Sitare bir yoldu.
Sitare benim doru yolumdu. Bu yolun sonu nereye va88

racak bilmiyordum, ama nereye varrsa varsn Sitare'den


gemeyecektim. Sitare, beni hayata balayan isimdi. Ba
ka isimler ve sfatlar ile maceram hep ondan sonra geli
yordu. Gnl aynamda Sitare'nin grnts vard ve eer
o aynaya ikinci bir grnt yansyacak olursa o da Sitare
suretinde olmalyd. Mademki Allah btn suretierin sa
hibi idi ve btn suretierde mevcut idi; o halde Sitare'nin
gnlme nakettiim suretini kaybettiim zaman olua
cak bolua daha gzel bir suret ko yamayacam da bi
tirdi. Hi kimse bana Sitare'den daha gzel grnmemiti
nk. stelik, onun yokluuna dayanma gcm gitgide
azalyordu. Bama gelenler bir kabus gibiydi, uyanmak
ve Sitare'yi yanmda bulmak istiyordum. Onunla bir gne
balamak, yapacam her ii onunla konumak, her keli
mesinde gzlerine bakmak geiyordu iimden. lrsem
bunlara kavuacam dnp ka geceler lmeyi d
ndm. lemiyorsam bari ona ait olabilmeliydim. Allah
mutlak adil olduuna gre, sebepsiz aldna mutlaka bir
karlk verir, suretten boaltt aynaya daha gzel bir su
ret yanstrd. Gnlerce byle dndkten sonra birden
ne istediimin, nasl bir hata iinde olduurnun farkna
varp aladm; "Tvbeler olsun Rabb'im; bana Sitare'den
gzel suret gerekmez, ancak Sen'in suretin olsun!.." Sonra
da kendimi doruladm: "Ancak o zaman Sitare'ye olan
akmda bir gerileme olmaz, ancak o zaman Sitare'yi es
kisinden daha ok sevebilirim." Sonra Sitare'nin, "Allah
btn gzellikterin kaynadr can Yunus ve iinde btn
89

gzellikleri barndrr," dediini hatrladm. "Elbette Sita


re'nin gzellii onun iindedir," diye de teselli buldum.

Tapduk yollarn bulmak zere Kayseri'den getiim


vakit, Sivrihisar'dan gelmekte olan bir kervana rastlam
tm. inde her trden, her yatan, her rk ve inantan in
san vard. Kimisi kayor, kimisi gizleniyor, kimisi bulmaya
alyordu. Ben de aryordum; Sancaky'den haber vere
bilecek birini anyordum. Hacca gitmekte olan Ucasarl bir
ihtiyara rastladm. Keke hi rastlamasaymm. Anlattk
larna gre, Sarcaky diye bir yer artk kalmam. Byk
alevler her eyi kl ederken birka kii kyden kaabil
mi, ama kaabilenlerin kim olduklan mehulm. Duy
duklarmdan sonra "Allah benim sabrm deniyor olmal!"
dedim iimden. Yreim yand ki, byle yangn kimse
grm deildir. smail'im; yavrum lm olabilir miydi?
Bu dncenin doruluunu aratramyordum, ama p
hesi beni lye dndrmeye yetiyordu. Mekansz, yersiz,
yurtsuz kalm hissettim kendimi. Bir yere ve bir eye ait
olmadan var olmak . . . Daha iki sene evvel her eye sahip
iken, imdi hibir eye sahip olmamak. Deasar'daki ha
yatm, brahim'im, Sancaky, Temr Alp Ata, btn tan
dklanm birer birer benden alnmt. "inallah smail'im
yayordur!" umuduna tutundum. Ya Sitare!.. Sitare her
eyimdi, bir cihan deerdi, sann her teli yz bin altn
eder elmasmd. Sitare karanlk gecelerimde bana yol gs90

teren yldzmd. O gidince zaten dnyann tad kalmam


t. Aslanl Hnkar' da teselli arama abam biraz da bun
dand galiba. Yoksa smail'i, Sat Nine'ye emanet brakp
gidemeyebilirdim. Ucasarl ihtiyarn dedii doruysa, Sat
Nine ile smail de mehullere karmt! Ne taraftan bak
sam, dnyada kimsem kalmad fikrine taklyordum. Bir
ara " Her eyimi kaybetmi saylmam, ok kr babam ve
olum var!" diye dndm. "Babam ve olum var m?"
sorusu, ite o vakit iime girdi. pheye dtm, babam
ve olum var myd? Varsa her ikisi de artk bilmediim
bir yerlerde, bilmediim hayatlar yayorlard. Peki bu
onlarn var olduklar anlam tar m? Babam varsa bir o
lunun var olup olmadn dnyor mu, beni hi aklna
getiriyor mu acaba? Peki ya olum?.. Olum da ayn soru
yu kendisine soruyorsa? Tapduk yolundan geri dndm.
Bir zamanlar babam aram, bulamamtm. imdi Si
tare'm gibi, brahim'im gibi, smail'im de elimden kp
gitmek zereydi. Hatta belki de kp gitmiti. Onlardan
her birini kaybettike, onun sevgisini geride kalana yk
lemitim. smail benim iin hepsi demekti. Eer onu da
kaybedersem artk yaayamam, belki de yaamam diye
dndm. Ondan ayrlmakla ne byk hata etmitim.
Pekala yanmca tayabilir, gittiim yere gtrebilirdim!..
"Ah, Sitare; keke bana birazck da ocuk yetitirmeyi
retseydin!. . "
Olanlar her dndmde bir kez daha titriyor, r
periyorum. Kendi kendime konuur oldum. Belki de olu91

mun sorumluluunu almaktan korkmutum. Dndke


iimde topak gibi byyen bir dnce vard; "smail'i her
gittiim yere gtrebilirdim de, ben bunun bedelini de
mekten korkmutum. " Evet, bir kere olan olmutu. Artk
hayflanmak yerine, bunu telafinin aresine bakmalydm.
Vakit erken iken hi olmazsa peine dp onu bulmal,
banma basmal, artk bana kt eyler gelmesine mani
olmalydm.Allah onu elimden tamamen almadan kurtar
mal, kurtulmalydm.
Tapduk umuduyla yrdm btn o yollarda, bu
daydan yana olan aklmn, sevgiden yana olan gnlm ile
aylarca atp durmas bundand Molla Kasm.

92

SAMUEL

esir pazart -kfir Arn Usta - kan ve lk - ikence sanat


ve incelikleri -bir valyenin hayat hikayesi - Allah var m,
yok mu

"Babaaa!.. Babaaa!.. "


"Babana balatma yine pi velet!.."
"rrak!.."
"ki tavuk fiyatna!.. Yalnzca iki filori!.. Yok mu alan?!.
Tilki kadar zeki, ay kadar kuvvetli, kurt kadar evik bir
velet!.. Tam dokuz yanda!.. Bydnde erkek aslan
olacak!.. ki tavuk fiyatna bir aslan!.. Yok mu alaaaaan!.."

Kahinlerin, papaan satan tacirlerin, kl ve haner


bileyleyen ustalarn, mteri bekleyen fahielerin sesleri
birbirine karyordu. Mool ordu karargahnn yaknla93

rnda haftada bir kurulan byk salra pazarnn tam or


tasndaki esirler ksmnda, benim gibi sekiz ocuk daha
vard. Sert rzgarn savurduu tozlar genzimi yakyor,
drt gndr doru drst bir ey girmeyen midem ar
yar ve bam dnyordu. Nihayet her "Baba!" feryadm
da bir tokat yiyip kfr iiterek, iki tavuk eden deerimi
o gn kabullendim . Karldm gnden itibaren, baba
mn beni kurtarmaya gelecei zaman bekledim durdum.
Hi olmazsa, esir pazarnda beni bulup satn alacan
umut ettim. Yz gzmn nnden hi gitmedi. Dn
yada ondan baka kimim vard? Annemi hayal meyal ha
trlyordum ama babam her eyimdi. Babama o gnk
kadar muhta olduum bir an olmamt. Ninemin evde
olmad bir le vakti, beni yakalayp gtren ekik gz
l adamlar, babam yanmda yokken gelmilerdi. Babam
yanmda olsayd veya annem sa olsayd beni bu adam
lardan kurtarr, kle diye satlnama asla msaade etmez
lerdi. Peki ama babam nereye gitmiti, neden yanmzda
deildi? .. Ninem "Yine gelir glm! Az sabret hele!.." diye
beni durmadan avutuyordu. Sahi babam ne i yapyordu,
neden gidip gidip gelmek zorundayd? Ve neden gidip bir
daha gelmemiti?
Esir pazarnda satldm o gnn zerinden drt ay
geince, bu soruya yine kendim cevap verdim. Babam hi
geri gelmeyecekti ve zaten beni de hi nemsememiti.
Hatta belki beni sevmiyordu, belki annemin lmn be
nim yzmden sanyordu, belki bana bela olurum diye
94

dnyordu, belki. .. belki. .. Ve sonuta beni terk edip


gitti.Annesi lm bir ocuun bir babaya olan ihtiyac,
havaya, suya olan ihtiyacndan daha 9eerliydi oysa. O
bunu bilmiyordu. Hala susuz kaldm veya gece nefesim
darald vakit suyu yahut temiz havay deil de babamn
bamda gezdirecei ellerini aryorum nk.
Bir tavuk ile on yumurta karlnda beni satn alan
"Ustam"n, -kendisine byle dememi istiyor- beni getir
dii lktarla dolu bu izbe ve souk harabe duvarlarn
dna knarn yasak. Eskiden buras bir ktphane imi.
ekikgz gelince iindeki kitaplar yakp nce ahr yap
mlar; karargaha yakn bir ahr. Daha sonra Baycu Han,
ustam ile iki meslekta, ilerini rahata grebilsinler diye
atlar karp, buray bir ikence odasna dntrmele
rini emretmi. Benim kaldm hcre, eskiden kitaplarn
konulduu bir gedik imi. Tabut kadar dar ve bask. Y ine
de eilerek girebildiim bir kaps var ve orada meden
uyuyabiliyorum. ikence gren insanlarn lk seslerine
altm saylr. Artk eskisi gibi beni rahatsz edip, uyku
mu blmyor ...
Ustam, daha ilk gn, "Beni iyi dinle Samuel!" demi
ti, "Kleler ve istilaclar var olduu her vakit, geerli bir
ineslein olacak! iini daha iyi renir ve daha hzl yapar
san, bir kle gibi deil krallar gibi yaarsn." Takip eden
gnlerde, benim renmem iin her eyi izah etmeye ba
lad ve yetenekli bir rak olduumu sk sk tekrar etti.
Gerekten byle miydi yahut ben daha iyi renebileyim
95

diye beni tevik mi ediyordu, hala bilemiyorum. nk


mahkumlar krbalarken krhacn getirmek, kerpeten
veya demir pene ile sulularn etlerini skarken kerpete
ni tamak, zel sanda yatrd klelerin ipierine ilmek
atmak ve onlar lk atarken alamak dnda yaptm
bir ey yoktu aslnda. Ustam!.. Ben onu baba bilmitim.
Sesi hala kulaklarmda nlyor:
"Alrsn Samuel, alrsn!"
Anlayabiliyorum; bunu biraz da dier iki meslektana
nispet olsun diye sylyor. nk onlar benden rahatsz
lar. Biri devaml beni azarlyor, dieri de bana ynelttii
her cmlesine " Bana bak smkl!" diye balyor. iken
ce iin balad bir kadna tecavz ettiini grdm
gnden bu yana beni korkutmaya alyor. Arn Usta'na
bunu sylemeye ekiniyorum . nk o bu hususta ok
hassas. Haftada bir gn, birden ehre gidiyorlar ve
sarho geliyorlar. O gn, tezgahlarda bal mahkumlara
yeter miktarda su datmak ve ekmek krklar yutturmak
iin bir gardiyan geliyor. Benim, o gn hcremden dar
knarn yasak. Ya uyuyorum, ya annemi, ninemi ve olup
bitenleri dnyorum. Babam m?!.. Doluya koyuyorum
almyor; boa koyuyorum dolmuyor!..
Bir zindanda zaman abuk akmyor. ikence grenler
iin de, ikence yaparlar iin de . . . Ama ben yine de gr
dklerime abuk altm . lk gnlerde kan grmeye,
lklar iitmeye, mahkumlarn sidik ve pisliklerini temiz
lerneye dayanamam zannediyordum, ama kanksadm
96

saylr. Artk ylece oturup durmaktansa, usta:ma yardm


etmek iin gnll bile oluyorum. nk o beni dier iki
eellada kar hem koruyor, hem bana arada srada kuru
ekmee katk edeceim yiyecekler veriyor. Ustam, dier
ikisine hi benzemiyor. Dneeli ve merhametli. Bazen
dalp gittii oluyor; ac ektiini anlyorum. ok yaam,
ok gezmi, ok biliyor. Bir akam, arabn ierken ar
kadalarna "Kuds'ten sonra u eek ahrnda eleip
kaldk!" diye dert yandn duydum. " Eek ahr" der
ken, iinde barndmz ktphane binasn m, yoksa
bozkrdaki hayat ekilmezletiren ekikgz karargahn
m kastettiini anlayamadm. Kutsal savalar uruna yl
larca nce Kuds'e gelmi, oradan geri dnerken Baycu
Han ile yollar kesimi ve hizmetine girmi. Kafirlerin,
Araplarn ve Moollarn dilini konuabiliyor, mahkumla
r sorgulayabiliyor. En az bildii dil Trke. Beni Samuel
diye aryor ama yanmda Trke konumaya al
yor. Bazen onu anlayamyorum; Baycu'ya hizmet ettii
halde ekikgz'n bu topraklarda iyi iler yapmadn
her frsatta dillendiriyor. Bilhassa, ihanet eden ekikgz
askerlerini ikenceye yatrdnda iini bir eziyete d
ntryor ve artk mahkma, tanmad biri deil de
intikam ald biri gibi davranyor. Ne yalan syleyeyim,
ustam onlarn ellerini ve ayaklarn arkadan balayp
asarken kr evirmek de benim ok houma gidiyor.
Bir Mool askeri tepetaklak asl iken, boynuna bir ar
ln ipini geirip sktrmaya da gnll kouyorum.
97

nk kymden beni onlar kard, beni kle diye onlar


sattlar. Hatta ikence srasnda ekikgz'n azndan ve
burnundan vcuduna su aktmak, benim iin keyifli bir
i bile oluyor. ocukluk ite; o gnlerde sran bcekler
le dolu kafese atlacak hrsz kadnlarn plak bedenine,
aldklar eyleri nereye sakladklarn syletmek iin bal
erheti srmenin ve baz ihtiyar mahkumlarn ayaklarna
tuz bastrp keilere yalatmann da keyifli ikenceler ol
duunu dnrdm.
Ustam, kendisinin Hristiyan olduunu sylerdi ama
ben onun acmasz bir kafir olduunu bilirdim. Kuds'te
insan ldrmekten bktn sylemesi, yalnzca bir al
datmaca idi. Mesleini yaparken merhamet duygusunu
bir kenara atar, merhameti kime kar gstereceini iyi
bilirdi. nsan byklndeki lahitlere kilitleyip yakt
mz adamlarn lklar mzie dnsn diye, lahdin
tepesine kaval delikleri amay kutsal topraklardayken
o icat etmi; bununla, dier iki meslektana kar hep
vnr ve byle bir ikence srasnda adam yanarken
kan sesleri, arabna meze yapmak iin ayaa kalkp
adeta ayin yapard. Sonra da hcresine kapanr saatler
ce alard. Anlayamazdm, alayacaksa neden yapyor ve
yapyor madem, neden alyordu. Sonraki zamanlarda
alamann, bir cellat iin ne derece rahatlatc olduunu
kendim rendim. ivilerle donatlm ikence koltuuna
oturtup baladm insanlarn, acy daha az duymak iin
hi kprdamadan durmalarna fkelenip, kollarn krd98

m veya ivilerin batt yerlerine tuz serptiim gnlerin


gecesinde, gzden aktlan yalarn cellat kalpler iin ne
kadar huzur verici olduunu size anlatamam.
lk birka ayda cellatlk mesleinin usullerini, aletleri
kullanmay, mahkumlan balamay ve dier ileri ren
diim halde, vicdanm tam drt yl direnip durdu. Sonraki
yllarda, yam gerei pazlann da biraz kuvvetlendiin
de, erkek ve kadn yz elli kadar esir, mahkum ve kleyi
blbl gibi ttrdm zaman, ustalam bir cellat oldu
uma kanaat getirdim. Bunlardan, yalnzca bir elin par
maklan kadar iki ayaklan zerinde dar kabilmi ve
lmden kurtulabilenlerin yars da, zaten kafa knc veya
kol koparc tezgahlarda sakat kalmt.
Sorgulanmas gerekenler, srlan saklayanlar, su ile
yenler, hrszlar, erkekler, kadnlar, efendilerine hizmet
etmeyen kleler veya hizmette kusur eden esirler, ekik
gz'e ihanet edenler, Mslmanlar, Hristiyanlar, Muse
viler, inanszlar, kahinler, bycler, Rumlar, Ermeniler,
Trkler, Farslar, Araplar, Moollar ve daha kimler, kim
ler ... Bir zindanda, her gn bir dier gne benzer ve her
gelen bir sonra gelecei andnr. Ustam, bir akam beni
arp ocakta yanan atein yaknnda hazrlad yeme
ine elik etmemi istedi. Beni satn alnn zerinden
neredeyse bir yl gemiti. Her akam yedii tavuk ve
butlardan bana da verdi. Gzlerindeki fke ve vahet, bir
celladnkine benzemiyor gibiydi. O gne kadar fazla ko
numazdm. Yalnzlam, kendimi her eye kapatmtm.
99

On yama yeni girmitim. Hala bir ocuktum ve o akam,


efkate ne derece ihtiyacm olduunu anladm. Ustam,
bir baba gibi davrand:
"Ye hadi?"
"!"
"Nerdensin he?"
"Buralara uzak."
"Anan, baban?"
"Annem ld. Babam beni brakp gitti!.."
Durdu. Gzlerini gzlerime dikti; uzun uzun bakt. Ak
lnda baka eyler var gibiydi. Elindeki budu daha bir h
mla srd ve kocaman bir lokmay inemeden yuttu.
akanda bir damar birka kez iip indi. Sonra sustu,
uzun sre sustu. Bana verdii eti inerken teekkr et
tim. Sesini yumuatarak anlatt:
"Sen iyi bir ocuksun evlat!.. lerideArn Usta'nn adn
yaatacan umuyorum. Sakn yzm kara kartmaL
Yarndan tezi yok sana her eyi retmeye balayacam.
Bu meslek ok byk bir dikkat ve elik gibi sinirler ister,
unutma!.. Krallara hizmet edersin. imdilik kimin kimsen
yoksa da ben varm, artk garip ve kimsesiz saylmazsn."
"Kuds'ten mi geldiniz?"
"Evet ya!.."
"Orda ne yapyordunuz?"
"Neler yapmyordum ki!?."
Tekrar sustu. Bir ara gzleri dalar gibi oldu. Yzme
bakt. Bir cevap beklediimi hissedince tereddt geirdi.
100

Anlatp aniatmama kararn veremiyor gibiydi. Hala bana


gvenmediini dndm. Sonra yzme bakp glm
sedi. Bu glmseme bir cellat donukluundan ziyade bir
baba efkatini gsteriyordu. Anlatt:
"Bir vakitler ben de senin gibi ocuktum. Babam Ha
bsburg'da saray cellatlarndand . Onun yannda her eyi
renerek bydm . Sonra gen oldum. Sevdiim bir kz
vard. Cellatlk yapyorum diye benimle evlenmeyi red
detti . imden, kandan, alayan ve altna ieyen insanlar
dan, hatta kendimden nefret ettim. Cellatl braktm ve
srf o kzla evlenebilmek iin kilisenin hizmetine girdim.
O srada sevdiim kzla birlikte oldum. Keiler bunu du
yunca beni cezalandrd ve kz manastrda hapsettiler.
Sonra da, arnnam iin beni Girit'e gnderdiler. Orada
valyeler arasnda eitim aldm. KendimiAllah'a adadm
ama sevdiim kz unutamadm . Bana, manastrda ocuk
doumrken ldn sylediler. ocuum da lm. Ar
tk yapacak bir eyim kalmamt. Bari Hristiyan haclar
kolayca kutsal topraklara gidebilsin diye Kuds yolunda
hizmet edeyim dedim ve Tapnak valyeleri'ne katldm.
Tapnak valyesi nedir bilir misin?!"
"H, H!.."
"te onlarla almaya baladm. inancn hi insan
ldrmernek zerine kurmutum. Lakin arkadalk etti
im valyelerden biri, bana tesadfen Habsburg'dan
haberler verdi. Meer sevdiim kz doumdan sonra ma
nastrda rahibelerin eziyetleriyle lm. ocuumu da
101

gnah tohumu diye boup hela kuburuna atmlar. nce


inanmadm, direndim. Lakin haberi veren dostum, o gn
lerde bir keiin yannda eitim alyormu ve btn bu
emirleri o kei vermi."
"Eee?"
"Koup gidecektim tabii. . . Gerek kalmad. Ayn kei,
Hal askerlerini savaa zendirmek iin Kuds'e geldi.
Bir gece yanna varp duyduklarnn hesabn sordum.
Bana 'Sen Tanr'y gcendirdin, cezay hak ettin,' dedi.
'Her gn adam ldrrken sen deil de bir kz sevdim
diye ben mi Tanr'y gcendiriyorum?' dedim. Gld. Be
nim cezan neden o kzdan karttn sorduumda ise
alay etti. fkelendim. Sonra plan yaptm. Keii karp
eski mesleime geri dndm. Etlerini trmklarla lif lif ay
rp bebeimin ve sevdiim kzn intikamn aldm. Sonra
nerede bir zalim varsa ikenceye yatrarak cezalandrma
ya baladm. Tanr'nn yapmadklarn ben yaptm. Ku
ds'te hem Mslmanlar, hem papazlar "Tanr adildir!" di
yorlard. Ama hepsi de adaletsizlik yapyorlard. Sonraki
aylarda O'nun adil olmadn grp adaleti ben zerime
aldm. Ama zamanla ben de adaleti avucumda tutamaz
oldum. Sava, byk adaletsizliklerle sryordu. Btn
hakszlklara tek bama kar koymaktan yoruldum. O s
rada arkadalarmn pek ou Kuds' e geldikleri zamaQki
fikirlerini deitirmi, eski asaletlerini kaybetmi, her tr
l ahlakszla, dzenbazla bulamlard. Dindarl bir
yana brakmlar, sarho oluyor, horoz dvtrp kavga
102

ediyor, birbirlerine taeizde bulunuyor, hrszlk yapyor,


ev basyor, menfaatleri iin asker olmayan insanlar l
dryorlard. Tanr'nn adaleti adna, ie onlardan bala
dm. imizdeki ktlerin ruhlarn birer birer ikence ile
temizliyordum. ok alnam gerekiyordu. nk Tanr
adna kutsal savaa katldn syleyen utanmaz gnah
karlarn arkas kesilmiyordu. Sonra, kendilerini gizlice
cezalandrann, kendi ilerinden biri olduunu hissetme
ye baladlar. Yakalanma tehlikesini sezince oradan ayrl
dm. Niyetim Bizans'a yakn yurtlarda bir hayat kurmak
ve tpk tekfurlar gibi topran ileyip vergimi deyerek
yaamakt. Lakin yolda Baycu Han ile yollarmz kesiti.
Tanr'y o gn terk ettim. Zaten o da beni oktan terk et
miti! Sonunda Tanr'dan kaan btn adamlarn yapt
gibi, ben de bozkn n alkantsna kendimi braktm."
Ustam son cmlelerini, kabullendii bir aresizlii ifa
de eder gibi sylemiti. lk defa onun kt bir insan ol
madna inandm. Ama yapt ve benden de yapmam
istedii i ktyd. stelik kafir olduunu aka syl
yor ve sk sk Allah'a kfrediyordu. Babam, ustann sy
lediklerini duysa herhalde dilini koparrd, diye geirdim
iimden. Sonra bundan pheye dtm. nk babam
uzun boylu saylrd ama ustam neredeyse onun iki kat
kadar uzun ve bir o kadar da csseliydi. Ayrca benim
nasl birinin yannda olduum babamn hi de umurunda
saylmazd. Tanr'nn terk ettii ve Tanr'y terk ettiini
syleyen bir adamn yannda yayor olmam onu ne ka103

dar ilgilendiriyordu, phedeydim. Kabullendim ki artk


babamn deil, onun himayesindeydim. Bunun adaletli
olmadn biliyorum. Zihnimde " Tanr adil ise . . . " artyla
balayan yzlerce tedirgin dncem var. Sordum:
"Arn Usta!.. Tanr hakikaten adaletli midir?"
" Sizinkilere ve bizimkilere gre, adaletin ta kendisidir.
Ama galiba O'nun adaleti bozkrda bir yerlere svp git
mi. "
" Tanr deilse Baycu Han m adildir peki?"
"Onun yerine adaleti biz salyoruz ya ite!"
" yi ama bizim yaptklarmz Tanr ... "
Cmlemin sonunu beklemedi. Yapt iten dolay ken
dini sulu hissetmekten kayordu sanki . Sesinin tonunu
ykseltti:
" ocuk sus! Bana Tanr'dan bahsetme! Herkes haya
tnda mutlaka bir eyleri ciddiye alr, herhangi bir eye
gven duyar ve o eye inanr. Sen, o eyin adn Tanr
koymusan bunu kendine sakla! KardinaBerin bile, ispat
etmek iin bin bir delil saymaya kalktklar Tanr'y sen
den dinieyecek deilim. Tanr'nn varln inkar da, ispat
da kiinin kalbindeki ktan g alr. Ben o yitireli yl
lar oluyor. Delik kovada su tutamazsn. Kovada bir delik
olmakla on delik olmak arasnda da sonu deimez . Eer
Tanr adil olsayd, hatta bizzat Tanr var olsayd buras
senin yerin olmazd. "
Ustann Tanr'ya inanmadn rendiim o akam
dan iki gn sonrayd. Arn Usta, dier cellatlarla birlikte
104

arya gitmiti. Mahkmlarla ilgilenmek zere gelen Rum


gardiyan, hcremin kapsndan seslendi. Yanna vardm.
Sarhotu. Tezgahlarda inleyen rnahkrnlara su vernemi
syledi. Aslnda bu onun grevi olmasna ramen dedi
ini yaptm. Srekli benimle konuuyorrlu ama kelimeler
aznda adeta yuvarlanyordu. Bir ara yaknma geldi ve
beni taciz etmeye balad. Niyetini anladm. ikence ka
rnalarndan birine yakn vardrn. O da yanrnca geliyordu.
Nihayet karnay elirne alnca diklendirn. Saldrnca kolun
da bir izik atm. fkelenip zerime ulland. Ne kadar
mcadele ettim bilmiyorum. Beni balamak istiyor, ben
de kurtulup kamaya alyordurn. Babarn aklma geldi.

O srada yanma gelivermesini istediim babam. Hayr,


gelrniyordu. Sonra Allah'a yalvardm, beni duysun ve
bu tehlikeden kurtarsn diye. rpnrken baryordurn.
Adam sarho olmasa beni kolayca zapt edebilirdi, ama
yine de ay kadar kuvvetli idi. Bir ara iyiden iyiye gc
mn kesildiini ve aresiz kaldn dndrn. Gzlerim
karard. Son gcrnle bardrn:
" Arn Ustaaaaaaa!.. "
Gzrn atrnda Arn Usta'n bam okuyor, beni
teskin etmeye alyordu. Dier iki cellat da yanmzday
d. Bana saldran gardiyan hemen ayakucurnuzda kanlar
iinde uzanm can ekiiyordu. Arn Usta'n ile gz gze
geldik. " Korkma, kurtuldun!.. Artk sana kimse zarar vere
mez!" dedi. Sonra da rpnrken drdrn karnay eli
me tututurdu. Gzlerimin ta iine bakt. Dernek istedii105

ni anlamtm. Yanama yalar aknaya devam ediyordu.


Kurtulduum iin sevindiimden deildi gzyalarm, ha
yr, ilk cinayetimi iieyecek olmann ruh karmaasndan
idi. Yerimden kalktm. Titreyerek ilerledim ve kk bir
tereddtten sonra kamay gardiyann boynuna sapladm.
lk anda farkl bir ey hissetmedim ve hrltlar dinesiye
kadar ylece bekledim. Boynundaki son damarn seir
mesi de durdu. Bir hayata son vermitim, ama gzyama
renk veren ey sevin miydi, znt m, anlayamadm.
Daha sonraki zamanlarda, bana yardm etmeyen baba
ma ve Tanr'ya kar iimde kinler yumak yumak byd.
Tanr'dan bahederken Arn Usta'mn neden o kadar f
keli olduunu anlayabildim. O gnden sonra, babam gibi
Tanr ile de ararndaki lifler birer birer kopup gitti. Eer
ninemin dedii gibi Tanr beni gryor ve duyuyor olsay
d, ona yalvardm vakit beni korurdu. stelik babamn
kalbinden benim sevgimi silen de O'ydu. Babam, O'nun
her eyi bildiini, kulu dua edince dileini kabul edecei
ni sylemiti. Ama ne karlrken, ne esir pazarnda sa
tlrken ve ne de bu cellathanedeyken o bana hi cevap
vermedi. Eer bir Tanr var ise, neden beni duymuyordu?
Duymuyor ise, btn yetkinliklere sahip olduu gr
koca bir yaland. Kendisinden daha mkemmelini kav
rayamadmz eyin Tanr olduunu sylemek, belki de
yalnzca bir aldatmaca ve phe idi. Gnlerce bu pheyi
iimden atmaya altm. Dnyordum ki O mkemmel
idi ve mkemmel olann varlndan phe duyulamazd.
106

Belki de ben O'na isyan ettiim iin beni duymuyordu da,


ben O'nu yokmu gibi dnyordum. Babam, O'nun her
varl kuattn sylerdi. Her varl kuatyor ise bir
varlnn olmadn iddia etmek abes olurdu.Annem her
gece yatarken Tanr'ya dua etmemi sylemiti. " O vardr
ve Bir' dir. Seni sever, sen de O'nu sev!" inandm Tanr'y
dndm. O'nun var olmas, Tanr oluunun ayrlmaz
bir paras ise, neden on yanda bir ocuu duymuyor
du? Sonraki bir gnde yine Tanr'dan sz aldnda, us
tama bunu sylemeye altm. Belki de iimdeki pheyi
onun gidermesini istiyordum:
" Tanr'ya inanmayan biri, onun varlna kar kasten
kr ve sar mdr? Bu durumda onun korumas ve sevgi
sinderi mahrum kalr m?"
fkesi sesinden anlalyordu:
" ocuk, nedir sence Tanr sevgisinin gvencesi? e
kikgz'n yllardr yapp ettikleri bu sevginin neresinde
mesela? u ikence masalarnda nasl bir adalet hkm
sryor? u inleyip duran fahienin gzelliine bak. Bu
gzellie bir gn topran altnda ylanlar, yanlar, kurt
lar, kurtuklar itahla saldracaksa neden bu gzellik var?
nsanlara nce sevmeyi veren, sonra da sevdiklerini elin
den alan bir adaletsizlik sence bir Tanr ii mi? Kllarn
kalplere saplanmasnda veya eceli gelmeden lenlerin ka
derinde adaletin yeri olabilir mi? ldrdn gardiyann
veya babann kokusunu hatrlyor musun mesela? Anne
nin lp gitmesi i, yoksa babann seni terk etmesi mi
107

adalet? Bunlar sana Tanr yapyorsa, O'nun sevgisinden


mahrum kalsan da keder etme."
Artk hayal meyal hatrladm annemin toprak altnda
cesedini paralayan srngenler geldi gzmn nne.
Tanr'y dndm. Var ise ve annemi yeralt srngen
lerine yediriyorsa, O'na asla gvenmeyeceimi geirdim
iimden. Arn Usta'n gittikten sonra bulunduum yerde
ne kadar oturdum, neler dndm, bilmiyorum.
dm hissedip yatama ekilirken, dimamda buruk
bir keder, gzmde de yalar vard. Yatamda kvranp
durdum:
" Babacm, neden beni brakp gittin?!. Allah'm, ey
Allah'm!.. Varsan, Bir'sen ve beni duyuyorsan ya onu
bana getir, ya beni ona gnder!"

108

ALAMUTLU

evlat acs - handaki cinayet - Alamut'un son fedaileri - dava


-derbederlik teselli etmiyor -bir mezarn iinde uyanmak Tapduk yolunda -adna sevda denir -kimsesizlerin kimsesi

Bu ne derttir acep
Derman belirmez
Ya bu ne yaredir
Merhem derilmez
ok kr olum yayordu. Bunu renebilmitim.
Lakin bulmak iin, yaklak bir yl boyunca bozkrn bir
ucundan dierine savrulup durdum. Her vardm kye
umutla varp umutsuz ayrlmak, her akam oluunda has
retle alayp her gece smail'i bulduumu ryada grerek
uyanmak, karda ve boranda, yazda ve ayazda, her gn
yeni bir yolculua balamak, fkemi oalttka oaltt
gibi zihnimi de yorduka yordu. smail'i ararken, bozkrn
109

acmasz ruhunu buldum nk. Bir mee dal gibi topra


a var gcyle tutunan bozkr insannn nasl katksz bir
huunet, ne derece acmasz bir kin iinde yorulduu
nun farkna vardm. Ta sksa suyunu karacak yiitle
rin yokluk ve yoksulluk elinde zebun olularn grdm.
eit eit insann iindeki farkl farkl dncelere ahit
oldum. Yol arayanlar, yolunu kaybedenler, yoldan km
larla karlatm. Cengaverlere, k dervilere, iftilere,
rahip veya kahinlere, casuslara ve sklkla da fahielere
rastladm. Namus duygusu yeryznden silinmi gibiydi.
Bozkr kaynyor, fokurduyor, iindeki alevi dar atmak
iin inliyor, strap ekiyordu. En ucuz ey kin ve can idi.
Ellerdeki hanerler, mevki ve makam ayrm yapmyor,
bu alim, bu zalim demiyor; g adna, kazan adna, ha. yatta kalmak adna yreklere inip kyordu. Ktlk iin
de, ktle kar koymak iin de; iyilik adna da, iyileri
yok etme pahasna da lm kapda bekliyordu. nsanlar,
hayatta kalabilmek, ailelerini savunabilmek, oluk o
cuklarnn ekmeini temin etmek veya almak, rpmak
iin gndz baka, gece baka kiiler olmakta ustala
mlard. Bozkrda gece, lm anlamna geliyordu. Bunun
aksine, yegane gvenli yerler hanlar idi. nk hanlarda
kaplarn gn batnca kapanmas kural vard. Kap srg
lendikten sonra kilit aslyor, artk ne ieriden darya, ne
dardan ieriye bir harekete izin veriliyordu.
Nide'ye iki konak mesafede konakladm handa iki
cinayet ilendi. Akam atein evresinde toplanan in110

sanlar arasnda hi anlamazlk yoktu halbuki. Hemen


her handaki gibi geceyi birlikte geirmek zere mteri
arayan birka fahie, onlarla gnl elendiren ekikgz
subaylar, altm deveden oluan katarn hann dnda
muhafzara brakm Hintli bir tacir st katta kalyorlar
d. Hintli tacirin kymetli eyalarn tayan muhafz,
bellerinde kekl tayan, gsleri dvmeli, dazlak ab
dallardan iki k dervi, ky yakld iin gen bir aile
ile mumdan insanlar tayan bir ekikgz kafilesi de alt
katta hcre edinmilerdi. Handaki herkes ok ve yaylar
n hancya teslim ettii halde, yalnzca bir adam belinde
haner tayordu. Belli ki ekikgz yasavullarndan biriy
di ve emrindeki heyet de Hlagu yahut Baycu gibi Mool
babularnn mumdan heykellerini yapan sanatkarlard.
ekikgz'n byle bir gelenei vard ve baz Mool yne
ticiler ile onlarn ailelerinin mumdan heykellerini yapp
ordugaha, ar pazara, ehir ve kasabalarn kalabalk
yerlerine koyarak askerlerinin cesaretini arttryor, yerli
halkn kalplerine de korku salyor, kendilerini gzetleyen
birilerinin daima olageldii hissini yaymak istiyorlard.
Bu adamlar mum heykeller yapmakta gerekten maharet
li idiler. nk bahe ortasndaki yal incir aacnn gv
desine yasladklar mum adamlarn nnden geenlerin
onlar canl zannederek eilip selamladklarn grdm.
Bu yani ben de yaptm ve hatta tam aa hizasndan
getiim srada sanki ilerinden birinin gzleri oynam
gibi bile hissettim.
lll

cretin ancak yarsn deyebildiim iin, hann ahrn


daki atlarla birlikte kalacaktm. Heybemi yastk edindiim
yerde kvrlm uyumaya alyordum. Yanmda drt kii
daha vard. Akamdan, her ey olmas gerektii gibi akp
geti. Lakin gece yarsndan sonra, st kattaki odalardan
birinden aaya uval atlm gibi bir ses duydum. Da
rya baktm. Herhangi bir hareket yoktu. Uyumaya devam
ettim. Fakat daha dalnadan bir baka ses duydum. Sanki
bir klcn havada salland zaman kard slk gibiydi.
Sonra hibir ey olmad. Sabah kalktmda herkesle bir
likte, ben de hayretler iinde kaldm. Akam hanerle do
laan adamn cesedi, incir aacnn gvdesine boynundan
klla yaptrlm duruyordu. Dili sarkm, boynu d
mt. Elbette ertesi sabah klcn sahibi ortaya kmad.
Hanenn teslim ald silahlar arasnda byle bir kl hi
olmam, kimse kanl bir klc grmemi, duymamt.
Sabahleyin tesadfen rendim. Meer yllar nce
Hlagu ile smaililerin reisi eyh Rknettin arasnda bir
atma km, Rknettin, Alamut Kalesi'ne kapannca
da Hlagu aresiz kalm, onu Alarout'tan karmak ze
re Baycu'yu grevlendirmi, o da incir aacna mhlanan
yasavulu gnderip eyhin kellesini uurtmu, imdi de
Alarout'un fedailerinden ikisi izini srp gece adam infaz
etmiler. Sabah handan ayrlrken iki abdal dervi yan
ma geldiler ve sanki dini mevize anlatr, eriat nasihati
eder gibi glmseyerek, gece yaptklar ileri ve cinaye
tin her aamasn birer birer anlattlar. Birisi yasavulun
112

azn ve ellerini balayp yukardan baheye atm, yere


den yasavul ayaa kalkp kamak isteyince de dieri k
lcn boynuna sapiayp aaca yaptrm. "Neden bunu
bana anlatyorsunuz?" dediimde aldm cevaptan a
rp kaldm:
"nk sen hem grdn hem duydun!"
"Ama sizi grmedim, sesinizi duymadm!"
"yi ya, imdi bizim yaptmz herkese anlat ki Ala
rout'un intikamnn alnd bilinsin!"
Duyduklarmdan sonra titredim. Derviler gittikten
sonra olup biteni hancya ve ekikgz'n askerlerine an
lattm. Sonra hzla handan ayrlp dervilerin peine d
tm. Bir suikasty yz binlik bir ordu iinde yllar sonra
bile bulabiliyorlarsa, elbette bir ocuu da, smail'imi de
bulabilirlerdi. Drt ay evvel Sat Nine'yi Kayseri'de buldu
umda, bana alayarak "Yunus 'um!" demiti, "smail'i Sa
rcaky basknndan karp kurtardm ama Glehir'den
geerken Kzlrmak ay kysnda, atl iki domuzdan
kurtaramadm. Gcm yetmedi oul, emanetini koruma
ya gcm yetmedi!" Sat Nine, smail'i karanlar tarif
edemiyordu. Arkadan grmt. Ata bindiklerine gre
ya ekikgz'den, ya Tapnak ekyasndan olmalydlar.
Bizans souk nefeslerinden olamazlard. smail'i balayp
gtrmler. Muhtemelen kle diye satacaklardr. te bu
yzden smail'i bulmal, satlmadan onu kurtarmalydm.
Alarout fedailerinin izini takip ettim. Her ne kadar Hasan
Sabbah yz yl nce lm; ekikgz, Alamut'u datm
1 13

olsa da snam fedaileri Hahaiyyun adyla hala bozkra


dehet samaya devam ediyorlard.
Ulukla taraflannda abdal dervilere yetitim. Hala
ayn klkta yola devam ediyorlard. Hem onlar handan
ayrldktan sonra hikayelerini nasl anlattm, hem de
bamdaki belay ayrntlaryla dile getirdim. Bu adam
lar kendilerince kutsal bildikleri eye " dava" diyorlard
ve kendilerini de o davann " dai"si olarak tantyorlard.
ibadet ettiklerini grmedim, hatta abctestsiz gezdikleri de
oldu, ama tespihlerini hibir gn ihmal etmediler. Zikir
olarak ne okuduklar ise, dorusu hi merakm ekmedi.
Sureta baldr plak ve cavlak k idiler ama torbalarn
da her trl silah vard. Ben katlanabilen bir klc ilk kez
onlarn torbasnda bir ney kamnn iinde, haner ve
mutatar da acktklar zaman blp yedikleri samunun
karnnda grdm. Bana acdklar iin mi, yoksa hakkani
yetten yana olmak kastyla m bilmiyorum; yardm etme
yi taahht ettiler. Belki de eyhlerinin ad smail olduu
iindi, bilemedim. Drt hafta boyunca yanlarnca gittim,
bin bir hallerine ahit oldum. Bir gn grdm kiiler
dier gn bakalan oluveriyorlard. Nereye varacam
z onlar belirliyor, ancak her vardmz yerde smail'i
arayp sormamz eksik olmuyordu. Gittiimiz kasaba ve
ehirlerde tandklar birka kii mutlaka oluyor ve ben
hepsine " Bana benzeyen bir ocuk!" soruyordum. Bir de
fasnda sal sakall birer sof taeiri oldular ve bir kervan
ile Halep'e ve Urfa'ya kadar gittik. Dnte biri katip, di1 14

eri nakka oldu. Tomarla katlar edindiler ve biri yazd,


dieri naklad. En heyecanl yolculuumuz bu olmutu.
Benim zgn ve serazat hayatma da pek uygun dm
t. Sorumsuz, bir bana buyruk, derbeder ve avare. Ne
rede akam, orada sabah. Bulunca yiyerek, bulmaynca
sabrederek. Yaz yazmaya da ilk o vakit, bu sahte klar
sayesinde heves ettim. leride mutlaka okumay rene
cektim. rendiim zaman da kitaplar edinecek ve bu
klar gibi gzel yazmay baaracaktm. Yolculuumuzun
beinci haftasnda beni artk yanlarnda istemediklerini
sylediler. Muhtemelen yeni bir infaz iin hazrlanyor
lard. Yaz malzemeleri arasnda tadklar bir torbann
altnla dolu olduunu ve Konya'da bir ekikgz'e teslim
ettiklerini gzlerimle grmtm. imdi o adamdan sz
ediyorlard. Bir akam helalletik. Bana smail'i arayacak
larna sz verdiler. Bulurlarsa Sulucakarahyk'teAslanl
Hnkar yurduna ulatrmalarn tmbih ettim.
Bir yl boyunca oradan oraya kotum, her yan yokla
dm, her ilden, her yoldan haber sordum. Her biri bir eyi
arayan ynla insan grdm. Her bir derdin, sonunda Bir
olana vardna orada inandm. Bir bir geliyor, bir bir gi
diyor, geriye Bir kalyordu. Dertliler alayp geziyor, ilden
ile konup gyorlard. Kaderime teslim oldum, kabul
lendim ve smail'imle alakah umutlar zihnimin gerisine
hapsettim. Mecras talk vadilere uram bir rmak gibi
bilmediim yurtlarda oradan oraya akyordum. Bir tarla
suladm, bir susuza su yetitirdiim yoktu. Baboluk,
115

amaszlk ve yolunu yitirmiliin skntsna "derbeder


lik" deyip geiyor, iimdeki bolua bir teselli bulmaya
alyordum. Rzgar idim de, ne yandan eseceimi, ne
yana eseceimi bilemiyordum. ime doru, i dnyama
doru kendimle konuuyor, kainat anlamaya alyor,
hikmetleri dnyordum . Grdm btn varlklarn
ve olup biten deiimierin yumak yumak karmaasnn
ardnda kalc ve srekli bir gereklik olduunu dn
mek ve buna inanmak bana g veriyordu. Bu yzden
idi ki ilden ile dost soruyor, viranelerde, izbelerde yol iz
aryordum. Ne are, gittiim yerlerde hep ac ve elem
le karlayorum. Son birka yl iinde bozkrda ne ok
lm olduunu, ne ok mezar kazldn, hayat ve lm
dengesinin ne abuk deitiini grmemek imkanszd.
imar adna kazmann dedii yerlerin mamure deil de
mezar olmas, insanlarn da ruhlarnda keder yumaklar
saryordu.
Yoldaki gecelerimden birini mezarstanda geirdim.
Sabah gn rken grdm ki her yanda dalm toprak
lar, yklm talar. Kimi biarelie tutkun, kiminin mr
heder olmu. Ecel heybetinde nice yiitler murada er
meden yatmlar. Kiminin tuzaa dm tenleri, kimi
nin Hakk',a ulam canlar. Ayaa kalkmak istediimde
grdm ki bir mezarn iinde sabahlamm. Kurtlarn
detii ve tahtasn at bir mezar. . . Elbette bir cesedin
ufalanm kemikleri stnde uyumutum. Bir ta, bir isim
yok. Hemen yanda bir baka ukur. Taze bir mezar oldu116

u, rmeye balam etlerinden belli. Hayret, cesette


hibir koku, hibir irkinlik belirmemi. Yalnz inci dileri
dklm, srma salar dalm, gznn karas aar
m, kefen bezi kemiklerine yapm, ibretlik bir sahne.
Benden evvel buralardan bir kefen soyucu gemi olma
l. imde bir sesin, "Adem olan mlke suret bezemesin;
mlke suret bezeyenler kara toprak olmu, yatar" der gibi
olduunu sandm. Bu kabristanda ve bir mezarn iinde
beklerken sanki hayatn anlam bakalaverdi. Meer
yalanc dnyaya konup genler, gn geliyor, zaman ak
yor, ne sylyorlar, ne bir haber veriyorlard. zerlerinde
trl otlar bitiyor, ylana yana yem oluyorlard. Kiminin
stnde biten aalar, kiminin banda sararan otlar g
rlyordu. Kimi masum, kimi gzel yiitlerin nazik tenleri
toprak olmu, tatl dilleri sylemeden kalm, ylece yat
yorlard. lm aniayabilir miyim endiesiyle biraz oya
landm, ilerledim, kabir talarn inceledim. Her tata ayr
bir hikaye vard sanki. lm buraya erken gelmiti bes
belli; kimisi drdnde, kimi beinde; kimi alt, kimi yedi
yandayd. . . Kimisi bezirgan, kimisi hoca, kimi ak sakall
kimi pir, koca. . . Kiminin baucunda ta yok, ta olsa bu
sefer dili yok. Bir sszlk, bir sessizlik . . . " Kime ibret gerek
ise bu mezarl gstermeli!" diye dndm. nsan byle
bir manzara kar snda ta olsa erirdi. Sonunda yeni ve
yakas olmayan bir kefene sarnacak olduktan sonra bu
yalan dnyann ibreti ne olabilirdi ki? Bir zamanlar b
tn dnyaya hkmedip cmle mlke " benim" diyenler bu
117

adamlar inyd, u talara balarn koyup yatanlar, bir va


kit kkleri, saraylar beenmeyenler miydi? Bir vakitler
beylik yapan, kendisine kapc tutanlar acaba bunlardan
hangisiydi? Hani o irin szller, nerde o gne yzller;
sorsam, aratrsam bulur muydum? Kabristan; bir ibret
lik yer idi; ne kap vard giresi, ne yemek vard yiyesi, ne
k vardr gresi!..
Oradan ayrlmadan bir karar verdim. Nefsimin azgn
lklarna, dnya nimetlerinin ssne ve ziynetine aldan
mamak zere kendimle bir akit yaptm. Nefsime tembihle
dim; "u cihan mlkn Kat'tan Kaf'a tuttun, btn cihan
maln bir zar ile ttn tut. Sleyman tahtna oturup,
cinlere ve deviere hkmettin, Firavun'un ve Nuirevan'n
zenginliklerine sahip oldun tut. stne bir de Karun'un
hazinelerini ekledin, azda inenmi bir lokma olan u
dnyay dahi yuttun tut. mr bir ok, zaman bir yay, bir
el o yay germi, sen o yay attn tut. Aldn her nefes,
keseden akmakta olan bir kum tanesi, kese ortalanm ve
sen kumu tkettin tut."
Kabristan'dan ayrldmda hakiki ve hakikatl bir dost
kapsnda teselli bulacam, orada lm ldrecein
biliyordum ama galiba buna hem yzm, hem de gcm
yoktu. smail'i bir trl bulamyordum. Avarelik, bkknlk
olmutu. Tapduk Sultan'n dergahna gitme fikrini yeni
den dnmeye baladm. Aslanl Hnkar beni ona gn
dereli bir yl gemiti. imde yine o phe belirdi. Ya o
da beni kabul etmezse!.. Hem bunca zaman sonra?!. Geri
1 18

" bunca zaman"dan haberi yoktu ya!.. Belki de vard; bel


ki de Tebessm Sultan ile haberlemiler idi. Eer yle
ise . . . Kendimle konuup duruyordum ite:
"Yok, yok; hangi yzle Tapduk Emre'ye giderim ben?
Ah

Sitare!.. Yanmda olsaydn!.. O vakit her ey baka olur

du. smail'imizi kaybetmezdik. O vakit ben de u dnyada


tek bana olmann, bir merak edenin bile bulunmay
nn ne derece dayanlmaz bir dert olduunu hi renmi
olmazdm!.. Sitare! Keke seninle geirebileceim birka
dakikay bana verseler de sonra canm alsalar. Sevgin,
gnl denizimde tutuan bir alev. Ve denizimde imdi
yangnlar kyor."
Sitare aklma dnce gayriihtiyari heybemi kokladm.
Sitare kokuyordu. Parmaklarm yldz naklarnn zerin
de gezindi... Sitare'ye dokunmu gibi oldum. Yaadm
hayat, bu dnyadaki varlk sebebimi, dnyann ancak
dert ve bela ile dolu oluunu dndm. Gnl alyor,
glmyordu; u dnyada bir gariptim. Dnyann ii gc
cevr cefa idi ve elimden bir tutamn yoktu. im dola
gelmiti. Yanarndaki slakl silmek zere elimi kaldr
dmda bir eyi fark ettim. Sitare birka adm nmde
yryordu. Tarladan eve dndmz zamanlardaki gibi
neeli ve bahtiyar. . . Hep byle davranr, yzn bana
dner, kalbiyle glmser, benim kalbirnden geenleri ay
nyla bilirdi. Admlarm hzlandrp elini tutmak istedim,
o da glerek admlarn hzlandrd. Ona ilk vurulduum,
kuzular otlattmz, sevdasna dtm gnlerdeki gi1 19

biydi. Bana, "Can Yunus! " dedi yine, parman kalbimin


zerine koyarak:
"Buras kalbinin en deerli yeridir. Burada siyah bir
nokta vardr. Cann can, sevenin canan buradadr. O
nokta, kurumu bir damla kandan ibarettir. Adna sevda
denir, siyaha alan rengi yznden ona sevda derler. B
tn tecelli denizleri, btn ak ve ihtiras frtnalar ite
o bir damla kann iinde dalgalanp rpnr. Ar sevgi
bu damlay tahrip edip datrsa paralar btn vcuda
dalr. "
Sevda!.. Ah sevda!.. Baktm, o da benim gibi alyor
du. Parmam uzattm, silmek iin. Tpk eski gnlerdeki
gibi. . . Ama o yzn uzaklatrd benden. Ben yrdm,
o yrd . . . Ve yine iimde Sitare alamaya balad. Yine
anladm ki Sitare benim iin bir rehber, Sitare bir yoldu.
Sitare benim doru yolumdu. Bu yolun sonu nereye va
racak bilmiyordum, ama nereye varrsa varsn Sitare'den
gemeyecektim. Dudaklar, bozkrda bir gnbatmnn e
kiciliiyle kprdayasya kadar ardndan gittim:
"Sen artk u grnen kye var Can Yunus ... lk kar
laacan kiiyi kendine rehber edin. Sylediklerinden
pheye dme. Derdi veren, yalnzl takdir eden, seni
armak isterse, elbette arr, smail'i buldurmak ister
se elbette buldurur!.. Kalbini ferah tut; kimsesizlerin de
bir kimsesi vardr . . . "

120

STARE

bilinmeyen bir rehber- hazin bir ak hikayesi -mevlit kandili


- Tapduk yolunda

Giih eserim yeller gibi


Giih tozarm yollar gibi
Giih akarm seller gibi
Gel gr beni ak neyiedi
Sitare yanmda ne kadar yrd ve ne zaman ayrlp
gitti bilmiyorum Molla Kasm, kendime geldiimde bir ca
miden kyordum. Akam namaznn cemaati dalyor
du. Biri el bileimi kavrad:
"Haydi gel karde; yolcusun anlalan, bizde milman
ol!"
Alacakaranlkta ilerliyorduk . Orta yal bir kylyd
beni misafir etmek isteyen. Nezaketen olsun itiraz ede
memitim; teekkr etmek ise aklma gelmiyordu. Yalnz12 1

ca zihnimde bir soru vard: Gnbatmndan sonra bir ya


bancnn tehlike sayld, ev kaplarna kilitlerin asld
bugnlerde kim derbeder bir adam, bir yabancy, bir ge
lirgeeri, hele de kim olduunu bilmeden, hangi cesaretle
evine arrd? Peki, bir yabancnn davetine ben neden
itaat ediyordum? Sitare'nin syledikleri miydi bunun se
bebi? Rehberim bu adam myd?
Hayr diyemediim gibi, gitmezlik de edemiyordum.
Sanki beni bileime yapan el deil de frtnal bir g
srkleyip gtryordu. ki hane ilerledikten sonra, tahta
bir kapdan genie bir baheye girdik. Mevsimi deildi
ama dallarda nar ve ayvalar vard. Bumuma tilbahri ko
kusu alnd. Bahenin sa kesindeki kulbenin kaps
na dolanan ince dallardan geliyordu. Kerpi kulbe tek
odadan ibaretti. eri girdik. Yerde bir tepsi, tepside bir
sahan, sahanda sarlar dalmadan piirilmi yumurta
lar, yannda da henz duman tten bir sornun ile kk
birer kasede halis bal ve altn sars bir topak sadeya
duruyordu.
" Otur karde!.. Buyur, ye!"
Evin tek odadan ibaret olduunu yeniden gzden ge
irdim. eride bizden gayr kimse yoktu. Ekmek scakt.
Peki ama yumurtay sacteyada kim piirmiti? Ben yer
ken o anlatt:
" Vaktiyle buralarda bir ak yaard. Gnlerden birin
de hata iledi, kasti olmayan bir davran su sayld ve
kamaya mecbur oldu. Bir yl boyunca yedi iklim drt
122

buca dolat . Kah llere dt, kah salralar gezdi. O


farknda deildi ama zaman akarken ayrlk takatini kes
mi, zlemi arttka artmt. Bir gn sevgili aklna dt,
kendi kendisine dedi ki, 'Sevgilinin hasretine artk taham
mtm kalmad; sabr bu atei sndrmyor bir trl!
Varaym onun olduu yere gideyim, karanlkta yaamaya
almsam da aydnla kaym ve sevgilinin ayaklarna
kapanp yle yalvaraym: A
' gnller sultan! te can
m senin nne attm; ister beni baayarak dirilt, ister
boynumu vurdur, ite koyun misali boynum. Ey ay yzl!
Senin nnde kesilip lmek, baka yerde dirilip sultan ol
maktan yedir. Bin kere denedim ki sensiz yaamak ac
dr. Ey gnlmn istedii! Sur'a frr gibi seslen bana ki
yeniden hayat bulaym.' Biare ak hazrland, dostlarna
'Ben o sevgiliye gidiyorum, artk ne alacaksa olsun!' diye
rek seher rzgarna arkada olup yola koyuldu .''
Kylnn anlat yreimi yerinden skm gibiydi .
Lokmalar boazma dizildi, ekmek elimden dt. Ben
de bir yldr dolanp durmadaydm, ben de sevgiliyi zle
mitim. O srada grdm ki Sitare ile brahim ekmeklerini
sahandaki yumurtaya banyorlard. " smail, smail nerde
Sitare?" Beni duymad, yzme bakmad. Kulak ruhun
penceresidir derler, kyl adamn anlattklar canma i
lemeye devam etti. Gzlerim Sitare ile brahim'in, ruhum
anlatlan hikayenin peindeydi:
"Kalbim, diyordu, ak, 'kalbim ona akt, onun kalbi
bana mermer olsa da.' 'Onun ei i,' diyordu, 'benim va123

tanm orasdr, nk sevgili orada oturur.' tiraz eden


lere, 'Sakn gitme! Bandan kork!' diyenlere, 'Vatan sev
gisi imandandr,' hadisini okuyordu. A
' kln fikrin varsa
bu iten vazge!' diyenlere, 'Pervane gibi ban ortaya
atma!' diyenlere, 'Zincire vurulmaya, zindana atlmaya m
heveslisin?' diyenlere, 'O sevgili seni kesrnek iin bak
bilemekte,' diyenlere hi aldr etmedi. Kendi ayayla
zindana gider gibi yrd. nden bir eken, arkadan bir
iten vard sanki. Gnlnn sultanna, gnller sultanna
doru ilerliyordu."
Kyl "gnlnn sultan" derken gzmn nnde Si
tare vard ama 'gnller sultan' dedii vakit onun yerini
nur yzl bir adam ald. Krkl yalarnda, elinde asa, g
lmseyen biri. Kyl, "Vatan sevgisi imandandr," dedii
srada gzmn nne Sarcaky' veya Ucasar' getir
mek istedim, lakin baaramadm, nedense gzme bir
dergah ile baz derviler grnyordu. Kyl hikayesine
devam ediyordu:
"Yol . . . Yol. . . llerin kumlar ipek hallar gibi, imen
lerin yeilleri kadife denmi yollar gibi geliyor, ak
ilerliyordu. Yollar, tepeler ap da sevgilinin yurdunu g
rnce heyecanndan dp bayld. Akl, akn sr bahe
lerine doru ap gitmiti. Onun mahallesine ayak bas
tnda, herkes hayret iinde kald. Kimisi 'Durma ka!'
diyordu hata, kimisi A
' llah rzas iin kendi kanna girme!'
diye yalvaryordu. Aksa kaytsz, cevap veriyordu: 'Ben
susuzluk hastalna tutulmu bir hastaym; su beni ekti
1 24

getirdi, suyun beni ldreceini bilsem de imdi sudan


kaamam. Yzlerce kez lsem de, bin kez can versem de
bu byledir. stelik bir zamanlar sevgiliden katm iin
de ok pimanm. imdi varn, deyin ona, ne kadar fke
liyse benden karsn fkesini, benim ak sarhou olan
canma ne istiyorsa yapsn, bu ak mahkumuna ne ceza
reva gryorsa ilesin! imdi kurban bayramdr, ben de
onun kurbanl. Bir kurbanlk, ancak bayramda kesil
rnek iin beslenir. Ben bu canm kurbanla hazrladm.
Ruhumun har, canmn dirilmesi iin nefsimin kurban
olmas gerek. Hayat ancak nefsin lmndedir. Aklar
ruhun dirilmesini nefsin lmnde buldular. Susuzluk
hastasnn lm sudan olacak madem, bir can korku
su ile sevgiliden kaar mym artk? Irman glden, ya
ki denizden kat nerede duyulmu. Ben gl olmaya,
belki denizde kendimi yok etmeye, o denize katmaya
gelmiim, yitmekten korkar mym?!. Irmaktaki su denize
aknca sfattan ve addan kurtulup zat baki kalr. te bu
yzden bir zamanlar Sevgiliden katm iin pimanm.
imdi kendimi onun gzellik fidanna asmak iin geldim.
Deyin gnller sultanna ki sulu kulu idamna raz olup
gelmitir.'
Kyl zihnimi okuyor gibi anlatyordu. Beni rmak gibi
aktyor, bir denize kavuturuyordu. "Gnller sultan"
dedii srada gzmn nnde ayn yz belirdi . Bu sefer
bana, "gel" iareti yapyordu. Zihnimin beni aldattn
dnrken kendimi, hika.yeyi dinler buldum:
1 25

"Akn gnl sultanna haber verdiler. Herkes merak


la bekliyordu; acaba asacak m, kesecek mi, paralatacak
m?!. O gzelin kalbine bir merhamet gelmiti oysa. Se
her vaktinde yle yakard: 'Ey yce Allah! Ey tek olan,
bir olan Allah!.. O bir hata ilemiti, biz de onu grdk.
O bizim merhametimizi bilmeden bizden uzaklat, belki
korkarak kat. Bir korkunun iinde binlerce umut gizli
dir. Ben korkmayan bir edepsizi korkuturum ama korkan
birini korkutmaktan merhametine snrm!' Sonra yle
dnd o sevgili; 'Souk tencere iin ate lazmdr, ama
ateten, kaynayan coan bir tencereye ne?!. Emin ve kor
kusuz olanlar bilgi ile, bildikleri kabahatleri ile korkut
mak nasl evla ise, korkanlar da o korkudan halas etmek
yle evladr. Ben yamacym, yamanmas gereken yeri ya
marm.'
"Sonunda o ak huzuruna getirdiler. Getirdiler getir
mesine de yz yle safran kesildi, bedeni yle mecalsiz
dp bayld ki can kuu kafesinde yoktu sanki. Kuru bir
dal yere dm gibi oldu. Nedimler, nedimeler kotular,
yzne gl suyu serptiler, buhurlarla ttslediler. Sevgili
si baucuna vard, dedi ki: 'Ne garip!.. Ak gnl atei ile
sevgiliyi arar, fakat sevgiliyi grnce kendini kaybeder!'
Sonra o akn kulana fsldad: 'Ey ak! Sevgili geldi,
bak ben geldim. A eteini, doldurmaya inci getirdim. Ne
fesin kesildiyse ben sana nefes vereyim, gnln ldyse
ben onu dirilteyim, sana taze can ihsan edeyim. Ey can,
vuslat kapsn atk, dn geriye, gel bize!.. Bak dilsiz, du126

daksz sana o eski srlar sylemekteyim, a gzn. Ey


Zmrdanka, Kaf Da'ndan dn aramza!.."'
Anlatan adamn son cmlesiyle kendime gelir gibi ol
dum. Sanki " Dn aramza!" dedii iin gittiim yerlerden
dnmeye alyordum. Elinde asa olan adamn grnt
s yava yava kayboldu. Yerini, hikayeyi anlatan kyl
nn grntsyle ald. Hayalden geree dnmekte oldu
umu biliyordum ama her ey henz karkt. Kylye
baktm, gzlerinde ya vard. Yanan yokladm; slakt.
Eliyle gzm silerken " Biliyor musun karde!" dedi, " Bi
liyor musun, bu gece mevlit kandilidir. Bu hikaye onun
erefine sana anlatld. Var gidecein yere byle git; sev
gili eiinde byle can ver." Bam iki elinin arasna ald.
Gerisini hayal meyal hatrlyorum. lde, ayaklarm kurn
lara batm zor ilerliyor ve uzaktan grnen Mekke'ye
varmaya alyordum. Birden evrem nura gark oldu.
Artan arza bir nur yamurudur balad. Yerlerde rmak
lar akyor, suyun rengi nura dnyordu. Kullardan kimi
bu nur rmandan iiyor ve ien herkes yine nur olup
yryordu. emeyenler ise karardka kararmaya bala
dlar. Bildim ki Asr- Saadet'tir ve mrnin ile mnafk fark
olunmaktadr.
Gzlerimi aabildim. Hayret!.. Caminin duvar dibin
de bzlm yatyordum. Elimde hala scak ekmek ve
tereya kokusu vard. evreme bakndm. Kimse olma
d gibi akamki gibi bir yol, akam girdiim tek odal
kulbe de yoktu. Bir rya deildi, ite karnm da toktu.
1 27

yi ama kirndi o? Titriyordum. Hatrladka daha fazla


titriyordum. Asl rya imdi balyor gibiydi. Beni birisi
aryordu!.. Bana hikaye anlatan bir hayal grmtm.
Hikayenin iinde nce Sitare, sonra da bir baka hayal
glmsemiti. Nefsim, btn srlarn hazinesi olan aklm
kartrd. Hepsi birbirine mi dnmlerdi, yoksa hepsi
ayr myd, bilemedim. Sanki bir erik dalna kmtm da
orada zm yiyordum ama bahe sahibi gelince cevizleri
ni neden yediimi sormutu. Her ey ruhum kadar karma
karkt. Bir ses duydum; fslt gibi bir ses; " Hey Yunus!..
Bu yana gel!" Baktm, nur olmutu ve elindeki asa ile yol
bularak yryordu.

1 28

II.

BLM

DERV

TAPDUK SULTAN

Tapduk Sultan- i huzuru ve derinlik -odunun bile dosdoru


su -haram yeme, yalan deme-Abakay Dervi ve merhemleri
- "Bilmem!" zikriyle her eyi unutmak- Oduncu Yunus - ahi
ler -smail'den bir haber

Benim o ak bahrfsi
Denizler hayran bana
Derya benim katremdir
Zerreler umman bana
Yoluna varmak ile varmamak, eiini bulmak ile bul
mamak arasnda tereddtler geirirken ne kadar yr
dm, ka zaman yol teptiimi tam hatrlamyorum.
Karar verdiimde kavurucu gnein altndaydm ve o
andan itibaren koarak, rpnarak, zleyerek, can atarak
vardm kapsna. Ve elbette bilmiyordum orada ka gn,
ka zaman kalacam.
131

O gn kurban bayramnn ilk gnyd, temmuz sca


nda kurban olmaya dergahna varmtm. Yorgundum;
ama dizlerim heyecandan titriyordu. Beni reddeder kor
kusu iimde bir ate topuna dnd. Huzuruna girdiimde
ba yerde, iine ynelmi, tefekkrdeydi. Ona ne adm
syledim, ne geli nedenimi. Uzunca bir mddet ylece
bekledim. Neden sonra ban kaldrdnda afalladm.
Kalbirn duracak gibiydi. Byle bir ey olabilir miydi? Bu
sefer hayal grmediimden iyice emin olmak iin kolumu
imdikledim. Hayr, hayr, grdm doruydu. te onu
gryordum. Daha evvel "gnller sultan" diye gzmn
nnde beliren yz. Demek benden haberdard ve beni
ynlendirmiti. Demek erik de, zm de, ceviz de aslnda
oydu. Eer yle ise derdim de dernamn da, suum da
fermanm da onun elindeydi. Dilim tutulayazd. Bam
yere edim. Gz gze gelmeye tahamml edemeyeceimi
dndm. Kurbanla hazr olduumu hissettim. Sanki
hacaklarm birbirine dolanyordu:
"Ne kadar geciktin Yunus? HeyAslanl yadigar!"
"A-a-aslanh Ha-c Be-Bekta h-hnkarmn selamn
ge-ge-getirdim efend . . . "
"Aslanl yadigar! Sen ne kadar dnya kokuyorsun?!"
"?!."
Bu szden alnmal mydm; dnya koktuum iin beni
azarlam myd, kestiremedim. Elleriyle bam tuttuun
da anladm gzlerinin grmediini. Parmaklarn yzm
de gezdirdi. Tanmak istedii herkese byle yaparm.
1 32

Sonra iki omzumdan tuttu. Btn yorgunluumun bede


nimden akp gittiini hissettim. O da bunu hissetti zanne
derim:
" Var hizmet et, emek yetir, nasibini al!"
" Ne hizmet var ise yapalm efendim!"
" Hele bak, ne eksikse; dadan odun getir, kuyudan su!"
Beni her eyimle teslim aldn hissetmitim. rademi
elimden eline verdim. imdeki kavgalarn skfina vara
can anladm. Huzurundan ayrlmak iin hareketlendi
im srada "Aslanl yadigar!" dedi beni kabul ettiini ima
eden bir sevecenlikle, " Yanl olan, zor olan, hsrana g
tren kulun hata yapmas deil, hatada srar etmesidir.
Allah'n bir deil, bin tvbe kaps vardr. Senin de amel
defterini drdkleri bir gnn geleceini sakn unutma.
Azrail cann alr, zaman ann unutturur, kara topraa
tenini karacaklar gn olur. Var iini doru yap, bu de gahta adn gzellikle andr. zn tevhide uydur, yzn
Mevla'ya dndr. Kimseye razn ama, iven davranma,
zn tevhide tapr, bedenini dergaha bala."
Bu ilk szler benim iin ok nemliydi. Fakat ayn g
nn akamnda, beni kalacam hcreye ilettiklerinde
ayn szleri netsirnde denemek zorunda kalacan bile
mezdim. nk hcreye vardmda kavgann ortasna
dtm anladm. Karmda bir ekikgz oturuyordu.
Mum nda yzn gayet net grebildiim, dervi kya
fetine brnm bir ekikgz. Tapduk Emre'nin halifesi,
rehberimin o olduunu syledi. Sonra da birka aylar ona
133

uymam, her dediini yapmam ve tesbihatna elik etmem


gerektiini tembih edip gitti. Kolum kanadm krlnt
sanki. Az evvelki heyecanmdan hi eser kalmamt. im
iime smyordu. Bunlarn soyu yznden her eyimi
kaybetmitim ve kurtulu umuduyla geldiim kapda yine
onlardan biriyle karlayordum.
"Yunus karde, ikrar ayin renecek, bu bahede aan
gllerin kokusunu alacak, dikenlerini ayklayacaksn he
mi?"
Sornurtarak "He!" dedim.
" te ibrik, ite yalk. . . ki rekat namazdr aramzdaki
sr."
aresiz, dediini yapp namaza durdum. fkem o de
rece kabarkt ki Fatiha'dan sonra "Tebbet!" suresini oku
nay kurdum aklmdan.Ama ne olduysa o namaz esnasn
da oldu, iime bir terahlk yayld, duygularm yumuad,
kendimden syrldm, kinimi unuttum. Sanki iradem de
itiriliyordu. Belki de Tapduk Emre'nin ilk cmleleri et
kisini gsteriyor, iim ykamyordu. Birden kendimi ekik
gz'n yanna diz km buldum. Sitare'yi ve brahim'i
dndm. Zihnimde atma vard. Bir yanda, sevdikle
rimi onun gibiler yznden yitirmi, smail'i onlara kap
trm olmann fkesi, dier yandan iimde gne grm
buz misali eriyip giden kin. akn olduumu hissetmi
olmalyd; salavat getirdikten sonra sordu:
"Erenler meydannda mridine teslim olup rzada bu
lundun mu?"
134

"BeiT, bulunmuum!.."
"Gayr haram yeme!"
"Yemem!.."
"Yalan deme!"
"Demem!.."
"Zina etme, kin gtme!"
"Peki!.."
"Elinle koymadn alma, gznle grmediini syleme!"
"Olur!.."
"Ik ister misin, nur ister misin?"
"sterim!.."
"O halde dktn varsa doldur; aiattn varsa gl
dr! Yktn varsa yap, gayr hidayet versin alap. Artk
eyvallah de!.."
nce kendime hakim olarak, sonra rza gstererek, en
sonda da iime sevin dolarak hcre arkadann her ha
reketini, her sylediini tekrar ettim. Bu bir tr tarikata
giri ahitnamesi, bir yemin olmalyd. Piman olacam
bir cmleyi tekrarlamam, zaten eskiden beri olduum
hali tasdik etmi gibiydim. Rehberimin yzne baktm.
Tpk Tapduk Sultan'm gibi bunun da ama olduunu fark
ettim. "Bu dergahta insanlarn hakikati grmeleri iin
gzleri kr m olmak zorunda acaba?" diye dndm.
Sabah olduunda ne nceki saldrgan halimden, ne de te
dirginliimden bir eser kalmt. Hcre arkadam o gece
Allah iin sevdim. Anladm ki ekikgz'n benden ald135

n bana yine bir ekikgz verecekti. Allah alrken de,


verirken de bana bunlar vasta etmiti.
Ad Abakay idi. Baycu Han'n akrabalarndan imi. Be
yl kadar evvel bir okun ucuna balanm uan ate topu
gzlerini kr etmi ve o da Tapduk Sultan'mn kapsn
da huzur aram. Sonraki iki yl boyunca onunla btn
srlarmz paylatk. Dilimizi ok iyi konuuyordu ve bil
hassa bitkilerin isimlerini ok iyi renmiti. nk ben
den her gn ayr bir ot, ayr bir aa kk veya mantar
getirmemi isterdi. stedii bitkilerin ou anayurdundaki
dalarn bitkileri olup benim odun topladm dalarda,
ormanlarda bulunmuyordu; veya ben bilemiyordum; ama
getirdiklerim, zerinde alarak, onlar ilemlerden gei
rerek tekkede bo kalan zamann dolduruyordu. Abakay
bir hekimdi ve ayn zamanda zehir ustasyd. Hangi bit
kilerden ne derece etkili zehirler yaplabileceini ok iyi
biliyor, el yordamyla i gryor, kaynatarak elde ettii
sv zehirleri ve ilalar kk toprak kaplara dolduruyor,
ayda bir de merkebe binip bir buuk gn yol teperek di
er derviler ile birlikte Konya pazarna gtryordu.
Abakay Dervi hastalklara uygun ilalar, merhemler
ve uruplar kaynatabilsin; farelerden tarla haaratna, ta
bakhanelerden mrekkep karlanelerine dek her i kolu
iin iyi zehirler hazrlayabilsin diye, iki ylda her trl bit
kinin zelliini rendim. Onun zehir yapt bitkilerden
hangilerinin ne tr hastalklara ifa olduunu ben de az
ok biliyordum artk. Burnu ok iyi koku alyor ve ecza136

lar retirken bilhassa kokularna gre tasnif ediyordu.


Bense kapan atm bir kabn kokusundaki keskinlie
bakarak ancak urup mu, zehir mi olduunu anlayabili
yordum. Abakay her ne kadar insanlara zarar verecek
zehirleri retmediini sylese de, ben en keskin kokulu
zehirleri satn alanlarn, bunlarla insanlar zehirledikle
rinden hep phe duyuyorum. Zaten onun da mterileri
hekimlerden ok kahinler, bycler ve ekikgz cellat
lar imi.
Dergahtaki gnlerim ak ile vecd ile geiyor, her an
yeni bir ey reniyor, yol yordam belliyordum. Tapduk
Sultan'm genliinde Badat sfifilerinden ehl-i Snnet
zre KadirY erkan renmi, Anadolu'ya gelince Barak
Baba'dan el alm, Sar Saltuk Sultan adn hrmetle anar
ululardan bir ulu idi. Zaman zaman MelamY gibi davranr
ama dergahta namaz be vakit klnp Ramazan aynda
tekmil derviler gndz orulu, gece zikirli bulunurlard.
Yeri geldike bize "Hac Bekta Hnkar'a saygmz; Kre
hir'de Ahi Evran'a slfikumuz vardr!" dedii iin biz de
onlarn adn sk anar, ikindi sohbetlerinde nasihatlerin
den bahisler veya risalelerinden hikayeler dillendirirdik
Tapduk Sultan'mn mritleri ya kavlY veya seyfi ballk
iinde yol ahyorlard . Kavli ballk dervilikten ibaretti
ve Tapduk Sultan'm gnller iman iin onlarn ie do
ru yolculuklar yapmalarn salyordu. Esma ve zikirler,
vird ve riyazetler, kulluk ve taatler onlar iindi. Seyfi ba
llar ise kllarn dergah adna kullanan, dergah tehli137

kelerden koruyan bir tr yiit adamlard. Kendi aralarn


da birbirlerine "ahi" diyorlard. Bunlar balarna dervi
klah yerine keeden alansve takarlar, gndz alr,
kazanr, ehir pazarlarn dolap alr, satar ve mrleri
gibi kazanlarn da vakfeder, Tapduk Sultan'mn nne
koyarlard . Her ne kazanlmtr, dergahn maldr, her ne
ki retilmitir, dergah adna satlr. Ekinierin rgatlar ve
meyvelerin bahvanlar ekseriya bunlardr. Ziraati ok
iyi bilirler. Dikkatimi eken bir husus da, dergaha her
gelilerinde yanlarnda misafirler bulunmasyd . Her se
ferinde deiik kiiler. Daha ziyade seyyahlar, gnbirlik
yolcular, kimsesizler, yardma muhta olanlar...
Seyfi ballar, kavll ballardan daha nde fedakarlk,
mertlik ve insaniyet zerine yaarlard. Srf insani mla
hazalarla bakalarnn hak ve menfaatlerini kendilerinin
kinden nde tuttuklarn, toplum ve fertlerin kurtuluu,
mutluluu iin kendilerini feda ettiklerini, garazsz ve
ivazsz bakalarna iyilik ettiklerini ve bunun karlnda
bir iyilik beklemediklerini, karsndakileri kendilerinden
nde tuttuklarn herkes bilirdi . O yllarda, Molla Kasm,
Trk yurtlarnn ve vahi bozkrlarn bunlardan daha ni
cesine ihtiyac olduunu dnp dururdum .
Dergahta arada srada grdm ve ne olduklarn
anlayamadm birtakm heybetli adamlar da vard: e
lebiler . . . Saylar sekiz, on arasnda deien bu adamlar
haftada, ayda tekkeye gelip birka gn kalyor, sonra bir
akam vakti atarna binip gidiyorlard . Onlar geldii gn138

lerde Tapduk Sultan'm ikindi sohbetine halifelerinden


birini gnderiyor, kendisi dar kmyor ve elebilerle
uzun uzun gryordu. At kouniarna ve ahsi eyala
ryla giysilerine baknca elebilerin derviten ziyade cen
gavere benzerlikleri sylenebilir. Garip olan, tekkede kim
senin onlar hakknda bir soru sormay, sanki onlar hi
yokmu gibi davranmalaryd. Tapduk Sultan'm onlardan
sk bahsedilmesini ve haklarnda lzumsuz sorular sorul
masn ho karlamyordu nk. Bir keresinde Tapduk
Sultan'ma Krehir'den geldiklerini sylemilerdi. O da
"Pirimiz Ahi Evran Hazretleri nicedir, ho mudur, honut
mudur?" diye sormu, ald gzel cevaplar zerine de
dergahta helva piirilmesini buyurmutu. Anladm ki bu
adamlar ehirler arasnda dolanyorlard.
Dergahta orba, sabah zikrinden sonra iiliyordu. Ben
kuluk vaktine kadar stirahat eder, sonra odun iin or
mana veya daa giderdim. Da ormandan daha yaknd,
ama her zaman odun bulunamyordu. Gn inince dner,
akam taamna ve zikrine katlr, akam ile yats arasnda
da okuyup yazma renir, yatsdan sonra baz dervi ar
kadalarmla Kur'an ve hadis bata olmak zere Hazret-i
Yesevi nefeslerinden Kelimat- Barak Baba'dan ve Aslanl
Hnkar risalelerinden okurduk. Bazen, Sar Saltuk Efendi
miz'in veya Ahi Evran'n menakb anlatlr, bazen Battal
Gazi, Hazret-iAli Cenkleri veya Daniment Gazi hikayeleri
okunurdu. Pazartesi gnleri oduna gitmiyor, ikindi soh
betine katlyor ve haftalk temizliime zaman ayryor,
139

entarimi ve brkarn ykyor, Sitare'min yldzl heybesin


deki birka para dnyalm elden geiriyor, Abakay ile
paylatmz hcrenin ihtiyalarn gideriyordum. Ama
dergahtaki ak ve evk dolu eitimin yansmasn i dn
yamda grrdm. O zamanlarda gnlm alkantl deniz
de bir sandald. Ne yana gideceini bilmeyen, krei ve
yelkeni krk bir sandal...
Beinci aydan sonra yalnzca " bilmem" zikrine devam
ettim. Tapduk Sultan'm bana biat vermi, " Biz mmlyiz
ve senin aklnda sorular var. Soruyla dervilik olmaz; tes
limiyet gerektir; bu yzden hi nesnen kalmayana dek
sorulardan kurtul; zahirini terk eyle, diman ant. Bun
dan byle 'Bilmem!..' ek ve 'Bilmem!' lafz senin virdin
olsun. Ta o gne kadar ki sana A
' dn nedir?' diye sorulsa
'Bilmem!' diyesin," buyurmutu. lk bata bilmezlenmek
veya bilmernek bana ok zor geldi. Binlerce, milyonlar
ca sorulann sanki kasten bir bir zihnime akn ettiler. Al
lah, kainat, insan, varlk, yokluk, hayat, lm ... En ziyade
de kendi kendime "Acep u benim canm azad ola m ya
Rab?" diye sordum, " Yoksa yedi tamuda yana kala m ya
Rab" diye devam ettim. Btn bunlar hakikatte ne iin
di? Bir gn kabre vardkta, hani Mnker Nekir geldikte
ve bize sual kldkta dilim dne mi idi? Tapduk Sultan'm
benden teslimiyet bekliyordu. Teslim olmak elbette kolay
bir karar deildi. Teslimiyet, bela yamurlar tufan olup
deirmenin yolunu tutunca deirmenin alt ta kadar
skiln iinde olabilmek, o derece vakar gstermek ve ta1 40

hamml etmekti. brahim olmak veya smail olmakt. Gz


nuru eviad kurban edecek bir baba olmak, kurban edil
meyi kabullenmi bir evlat olmakt. Ben oullarnn adn
brahim ve smail koyarken de o teslimiyeti istemitim;
amaAllah bunun karlnda onlar benden alm, hakiki
"teslimiyet"in ne olduunu anlarnam iin beni snamt.
Bu snav baarm mydm; yahut nasl baarmalydm?
Buras bir snav yeri miydi? Eer yle ise doru sorular
ve doru karlklar gerekirdi.
Zaman akyordu. Btn bu sorular ve dnceler iin
de maddeden ve manadan boaldm hissettim. Ne var
la seviniyor, ne yoklua yeriniyordum. yle ki, boaldm
da dolmaya hazr oldum. Fakat Tapduk Sultan'mn hi
acelesi yoktu. Haftada bir gn ikindi sohbetine katlyor,
kuluk ve yats zikirlerinde bulunuyor ve durmadan odun
tayordum. "Oduncu Yunus!" olmutum. Zihnim "tak . . .
tak. . . " balta sesi ve orman uultusuyla doluydu. Yalnz
dm, da bandaydm, talarla, aalarla konuuyor, kes
tiim odunlarla syleip hasbhal ediyordum. Mana dilin
den neler neler sylyorlard bana, neler anlatyorlard!..
Ormanlar grnte ssz idi, ama iine girince dil olur
akrd. Da ile konumak, aalar ile konumak, rzgar
ile konumak aslnda insann kendisiyle konumas de
mekti. Bazen balta vurulan kuru odunlar hznleri, ba
zen dallar ieklenen aalar sevinleri, bazen uultulu
esen rzgarlar sanclar dillendirir de kah sizi alatr, kah
sevindirirler. Gzyann da, sevincin de kendi iinizde
141

olduunu bilirsiniz. Eyann lisan hakikatin lisandr n


k, hi yalan sylemez.
Dadan odun getiriyordum. Herkes ona odun diyordu;
iki heceyle, od-un ite, ate veren ey... Ama ben onun ilk
hecesiyle ilgilendim, ate olan ksmna, gnllerde ak
tututuran alevii ksmna, 'od'a talip oldum. Herkes daa
odun iin gittiin sanyordu ama ben od iin gidiyordum.
Gidiyor ve od zerine kendimle konuuyor, kendime ko
nuuyor, iimde onun alevini hissediyor, gnlm onunla
tututuruyordum. Dergahta sakalk vard, ayakhk vard,
meydanchk vard, ahk vard, peyk ve katiplik vard,
gfiyende ve hanendelik vard. Derviler odunculuu bu
hizmetlerin en bayas olarak gryorlard. Benimse tek
ikayetim vard; daa giderek Tapduk Sultan'm en az g
ren, sohbetinde en az bulunan olmak. Dergahtaki herkes
ftvvet kaidesince erlik ve yiitlik zere tekilatlanm
lard. Allah denir bir meclis idi ve orada bir sultan bana
hkmediyordu. O sultanm neliimi biliyordu, niceliin
biliyordu. Sanki bir ah, bir dilencinin halini bilir gibi.
Gnler aktka ah ile dilencisi arasnda srlar olumaya
balad. Srlar gelince remizler, iaretler de geldi. Baz
baz hal diliyle konuulur olmutu. yle zamanlardan
birinde "Yar! Yreim yar . . . Gr ki neler var!" dedim, a
hm, "Bu halk iinde sana gler var" diye cevaplad." "Ko
glen glsn, Hak bizim olsun!" dedim; "Gafil ne bilsin,
Hakk' sever var" dedi. aresiz boynumu bktm, iime
dndm, kendime yneldim. Sanki bende deildim de
1 42

bir suretim vard, brkarndan ieri yrrd. Dalar meka


nnd ya, suretimi de beraberimde gtrrdm. Deil mi
ki yolum uzakt, menzilim oktu, geidi yoktu; suretim
le yoldalk ederdim . . . Byle byle ok yrdm, bende
benden ieri yrdm. Durmadan yrdm, dinlenme
den yr dm . . .

Huzura geliimin ikinci ylndayd. Gnlerden arife idi


ve dergaha erken dnmem gerekiyordu. Haclar Arafat'ta
vakfe durur gibi biz de dergahta duracak dua edecektik
nk. Fakat yol ok zorluydu. Srtmda odunlar kle
kesilmi, bozkr sanki alev alm, temmuz gnei Arafat'
aratmaz olmutu. nallah Tapduk Sultan'm geciktiin
bilmez de vazifemi aksattn dnmezdi. u da keisi
beni fazla oyalamasayd vaktinde yetiirdim ama ... Ya bir
kurt, ya bir avc tuzann dileri paralam bacan.
gndr yoluma kverdii halde bugn ben onu arayp
bulmak zorunda kaldm. Bitki kklerinden ezdiim ha
muru toprakla kartrp yarasn yeniden sarnam gere
kiyordu nk. Ne vakit dada bir hayvan yaralansa, ben
dergaha hep ge kalrdm. Kurt veya tilki, ceylan veya
tavan, hi fark etmez, hepsi yaralandklar vakit beni bu
lurlard. Abakay Dervi'ten rendiklerim byle byle ie
yaryordu.
Nefes nefese dndmde herkesi avluda buldum.
Beni mi bekliyorlard, yoksa kurbanikiara tuz mu yedi143

riyorlard, bilemedim, lakin odunlar srtmdan indirmek


istediim srada Tapduk Sultan'm yanma yaklat. Odun
lar indirmeme yardm etti. Ama olmakla birlikte sanki g
rr gibi hareket ettiini sana daha evvel sylemi miydim
Molla Kasm? stelik dergahn her yann avucunun ii
gibi ezberlemiti. Buna ramen Lokman hep onun yann
da olurdu. Lokman, on bir-on iki yalarnda hafz bir o
cuktu, ona delil ve rehberlik yapard. Ona "Bee" lakabn
takmlard. Yalnzca bir kii, Faruk elebi, ona "Paa" di
yordu. Lokman Bee ok zeki ve sevimli bir ocuktu. Der
gahta herkesin gzbebeiydi. Bana Kur'an okumay o
retti. Sabah taamna herkesi o arrd. "Keke smail'im
de burada olsayd, keke onu da bulup getirebilseydim.
smail Bee derdik. Adna ne gzel yakrd. . . "
Odunlar indirmek zere omzumdaki ipleri zdm
srada Tapduk Hazretleri'nin efkatli sesini duydum:
"Aslanh yadigar! Sen ne gzel doru odun getirirsin!?."
"Erenler meydanna eri yakmaz efendim."
Bu cmleyi iimden geldii ekilde ve bo bulunup
sylemitim. Ben zannediyordum ki eiine yz srd
m, iki yldan bu yana eri ve ya odun getirmediimi
bilmiyor. Meer bilir ve hatta kalbiyle grrm. Ben
ge kaldm iin bana gceneceini dnrken o her
zamanki efkatiyle gnlm ald, srtm svazlayp om
zumdaki yarlara elini srd. O elini srd gecelerde
omuzlarm armyordu. Eli bir tr merhem, bir tr ifa ve
tirnar gibi geliyordu.
144

Dergahta geen o ikinci kurban bayrammda kendimi


yokladm. Eski gnlerin sisli hatralarndan baka, haya
tm tamamen deimi buldum. Ruhumda huzur vard.
Irmarnn gle durduunu dnyordum ama sanki de
nize ulamtm. Derviliin, gl olmaktan te hallerini
reniyordum. Deniz halini, umman halini, derya halini,
atlas halini . . . Denize kavumakta hem byk bir teselli,
hem byk bir bahtiyarlk olmalyd. Eer Tapduk ka
psna gelmeseydim Allah'tan uzaa decek, bozkrda
yitip giden insanlardan biri de ben olacaktm. Oysa bu
rada paralanm, dalm, dklm, her zerrede bir
yele savrulmu, her tarlaya bir harman olmu ve yeniden
derlenip toparlanm, yeniden ekilmitim. Bu iki yl, beni
hakiki ben yapt, iimdeki Yunus 'u ortaya kard. Irmak
olup gle akmken kendimi denizde hissediyor gibiydim.
Eski atmalarm, rmak ile gl arasndaki tereddtlerim
denizde skfin buluyordu. Artk btn dertlere dernann
Allah'a ynelmekte olduunu biliyordum. stelik bu, ok
gnl ferahlatc bir eydir. Teslimiyet, insan ruhuna en
ziyade yakan haldir nk. Kalpler ancakAllah' anmak
la skfin bulur, tatmin olurlar. Bu iki yl iinde ben dahi
bu lezzeti alm, skfina ermitim. Burada Tebessm Sul
tan'dan rendiim hogr ve msamaha benliimde
bir ahlak oldu. Herkese, her eye hogryle bakmann
nemini kavradm. slam ahlak bunu sylyordu. Tap
duk Sultan da bana insan sevmeyi retti. nsan sevgisi
her eyin bayd. Ancak o vakit gnllere girip, gnller
1 45

yaparak Allah'a giden yol bulunabilirdi. Ben msamaha


ve insan sevgisinde o yolu bulmutum. Bulamadm ise
smail'imdi. nk hala onu ve Sitare'yi ok zlyordum.
Bayram sevinler getirmiti. Dergahta en bahtiyar in
sann ben olduumu dnyordum ve Oduncu Yunus
olmann saadetini btn hcrelerimde hissediyordum.
Hala dnya kokuyor muydum, bilmiyordum, ama tama
men arndn hissediyordum. Bu arada okuma yazmay
sktm ve baz baz kafiye drdm de syle
meliyim. Ama bayram sevincim btn bunlardan deil;
Larende'den gelen bir dervi, Mool beylerinden birinin
Karamanolu'na satt esirler arasnda zeki bir ocuktan
bahsetti. Sivrihisar'dan, Sarcaky'den imi. Anlattna
gre yayla bayla smail'ime pek benziyor. smail'im!..
Sevincimmm!..

146

ELEB FARUK

elebi/erin gizli hayat - Larende ile Karaman yurdunda Sultan Mesut huzurunda - rya ile gelen altnlar - tecesss
pimanl

Syler di!m, alar gzm


Garip/ere gynr zm
Meer ki gkte lduzum
yle garip bencileyin
Yldz nakl heybem omzumda, Larende'ye gidiyo
rum, smail'imi bulma heyecan yreime snyor. ele
bilerden biri, ad Faruk, benimle ilgileniyor. Dn uykuda
sk sk i geirdiin ve smail diye saykladm syledi.
Heyecandan olsa gerek . . .
Tapduk Sultan'm "Bilmem!" zikrini birer yl arayla
"Allah!", ardndan "H u!", sonra "Hak!" ve nihayet "Hayy"
ile deitirdi. Bu sralamay nefsimi tezkiye iin yaptn
147

biliyordum. Lakin hala "Bilmem!" demenin arln ta


yorum. nk "Bilmem!" deyip dururken pek ok eyi
merak etmek ve bilmeye almak, sanki ruhumu kskaca
alm gibi yllarca beni takip etti . Bilmem deyip unutmak
ile bilip bilmeztenrnek arasnda bir snavda gibi. Bilme
nin en son kertesi olarak, bilgiyi inkar etmek istediim
zamanlar bile oldu. elebilerle ktm yolculuk, bu yol
da bana ok ey retti. ilim adna ve irfan adna da; akl
adna ve gnl adna da ok ey. lim ve irfan sanki ine
olup ruhuma ilmek ilmek dmler att. lim ilim ilmek
oldu, eyay ve alemi bana gsterdi . Lakin "Bilmem!" zikri
btn bunu inkar ile hala gzlerimi nefsime, kendime, ii
me evirmemi gerektiriyor. Her rendiim eyden sonra
"lim kendini bilmektir!" cmlesini gnlme telkin edip
durmaya baladm. Bu yolculukta bir karar aldm, artk
evremde olup bitenleri buna gre okumaya alacak,
btn evreni, kendimi bilme yolunda bir kitap sayacam.
yle ya, kii kendini bilmezse ya nice okumaktr?
Karamanolu Mehmet Bey, babas Kerimeddin'in To
roslar eteinde kurduu -elbette Sultan Alaaddin Keyku
bat'n izniyle- beyliin bana getiinden bu yana, Kara
man adn hep asayi ile andrd. ekikgz ile arasnda
daima bir mesafe tutuyor, zaman zaman da onlarn zulm
lerine kk talan harekatlaryla karlk vererek kendini
hissettiriyor. imdi onun yurduna gidiyorum. smail'in
-tabii eer tarif edilen ocuk o ise- oraya nasl gittii ya
hut gtrldn elbette bilmiyorum. imdilik bildiim,
1 48

oraya sa salim varmak. nk ekikgz askerleri, Kara


manolu'na giden kervan ve insanlar tefti ediyorlarm.
Konya gzergahnda iki menzil yol almamz gerekiyordu.
Lakin ekikgz yznden drt gndr yollardayz. On s
vari, dokuz katr yk ile ilerliyoruz. Kafilemizin en deerli
yk, kerpi byklnde bir kk sandk. elebiler,
getiimiz sapa vadilerde bir bana, bir de sanda ok iti
na gsteriyorlar. Tapduk Sultan'mn talimat olsa gerek.
Onlara ykmzn ne olduunu sordum, "Hibir eye sa
hip ve malik deiliz; her eyin malik ve sahibi Allah'tr,"
dediler. Y ine de her gece drt nefer geeeledik ve her
sabah atlarmz eerierken katrlara birer ikier heybe
daha fazla yklerneye baladk . Gece durup dururken y
kmz artyordu ama hibir yk, tekkeden beri tamakta
olduumuz sandk kadar korunup gzetilmiyordu. inde
ok deerli bir ey olmalyd. Belki de Tapduk Sultan'mn
birilerine gnderdii mektuplar. Ama elebilerin tama
biimlerine baklrsa iinde ar eyler de olabilir.
Yol boyunca ben daima elebilerden n gryor
ve bir grdm adamla ancak iki gn sonra yeniden
karlayordum. Neler oluyordu, hemen hi konuma
yan ve geceleri deiip gndzleri at srtnda nbetiee
uyuyan bu adamlar neler eviriyorlard, bilmiyordum ve
tahminde de zorlanyordum. Tek bildiim ve onlardan
duyduum "Hibir eye sahip ve malik deiliz". Sahibi ol
duum, hatta sk skya sahiplendiim heybemi saymaz
sam, bu cmle kendi adma doru idi . Ama elebilerin bir
149

gn hibir eyleri, dier gn her eyleri oluyordu. Y ine


de, olanlardan hibirini asla sahiplenmiyorlard. Neden
byle davranyorlard, bu garip hallerindeki esrar ne idi,
bir trl zemiyordum. Bu gece uyank kalp, ne yaptk
larn anlamaya alacam. Adlar her ne kadar alab-I
ise ve onlar da kendilerini Yec alab'a adam grnse
ler de, bozkrn bunca kargaa iinde olduu u gnler
de "Allah adam" klnda hakkaniyetten uzak bir eyler
yapma ihtimalini akldan uzak tutmamalym. Hele de e
kikgz'den sonra, bozkrda kimin hangi klkta dolat
n kestirmenin imkanszl ortada iken ... Neyse ki yarn
Konya'ya varm olacaz ve benim bu gece phelerden
kurtulmam lazm.
ekikgz'n karakollar yznden gece konaklad
mz yerleri ssz ve kuytu kelerde seiyorduk. Maara
lar, aa srtlar, terk edilmi evler ve yangn mahalleri
tercihlerimiz arasndayd. Atlar ve katrlarn rkmemesi
iin ylan, akrep gibi srngenterin yuvalanabilecekle
ri yerlerden de uzak durmak veya bu tr haarata kar
menzil evresini zehirle ttslemek ise her zamanki ted
birlerimizden saylrd.
Ateimizi sarp kayalarn kuytusunda yaktk. Eyll ge
celerinde bozkr ayaznn ne demek olduunu herkes iyi
bilirdi. elebilerden biri, evik bir hareketle dierinin
omuzlarna srayp kayadaki bir kovuktan bir zembil in
dirdi. inde kav, ra, biraz elma ve armut kak ceviz ve
pestil vard. "Buras emniyetli bir yerdir, bu gece rahat
150

uyursun artk Dervi Yunus!" dedi bana gz krparak. Bu


adamlarn, getiimiz yerleri daha nceden bildiklerini
ve yol gzergahnda hazrlklar yaptklarn tahmin etme
liydim. Bu gece rahat uyuyacaklar aikard. nk hem
bildikleri bir mekandaydk, hem de hepimiz ok yorgun
duk. Atlar ve katrtan yemleyip, topladmz otlarn ze
rine keelerimizi serdiimizde yalnzca drt keeye sahip
olduumuzu fark ettim. Demek yola ktmz sekiz kii
den drd uyurken dier drd daima uyank kalyorlar
d. Ben keemi yanan atei grebilecek ekilde yaydm.
lk nbeti tutacak elebi bir kaya gvdesine tneyip her
gece olduu gibi ok ve yayn dizine dayadnda, artk
herkes uykuya dalabilirdi. Nitekim iki elebi hemen uyu
dular. "Bu gece gzlerini ak tutmalsn!" dedim kendime.

O srada Tapduk Sultan'mn sesini duyar gibi oldum: "Se


nin olmayan alma. Tecesss apak bir snavdr. Doru
luun kaps doruluktur! Yol dorunun, Hak dorunun!"
Gzlerim bu sese uymamakta inat ediyordu.Abakay Der
vi'e verdiim sz tekrarladm: "Sakn ola Dervi Yunus,
elinle koymadn alma!"
Nbet tutan elebiyi izlemeye baladm. nce srt
torbasndan bir tespih kard. Tespihin imamesini yay
kiriine dmledi. Sa elini kalbinin stne koyup "Hi
bir eye sahip ve malik deiliz; her eyin malik ve sahibi
Allah'tr" dedi ve sol eliyle tespihi ekmeye balad. "Ya
Malik!" ismini virt edinip okuduunu duyar gibi oldum.
En ufak bir dal hrdadnda, bir ot srklendiinde,
s

bir kertenkele getiinde veya uzaktan bir kurt ulumas


geldiinde sanki gzleriyle deil de kulaklaryla gryor
gibi dikkat kesiliyor, nbetini byle tutuyordu. Bir saat
ten ziyade bylece kald. Ardndan kalkp evreyi dolat.
Kayann ykseine kp uzaklara bakt. Atee odun att,
arkadalarnn zerierini rtt, benim bama gelince
" Gnln uyumuyar madem dilin neden uykuda Dervi
Yunus?" deyiverdi. Kendimden utandm. Hibir ey de
medim. Gya uykudaymm ve onu duymamm gibi sr
tm dndm. Bu sefer uykum tamamen kamt. Bu yap
tm dervilie smyordu. Pimanlk duyarak ne kadar
kaldm bilmiyorum; uzaktan birka atn nal seslerini duy
maya baladm. Utancmdan ynm dnemiyordum.
Ben de kulaklarmla grmeyi denedim. Hayret!.. Gryor
gibiydim. Bir selam verip aldlar. Birisi parola fsldar gibi
" Hibir eye sahip ve malik deiliz," dedi ve bir daha hi
konumadlar. Duyduum dier seslerden anladm ka
daryla nce atlarn denklerini zdler. Ardndan her ne
getirdilerse dierleri arasna yerletirdiler. Baz hurlar
ap yeniden baladklarn hissettim. Bir ara demir, bakr
gibi metal sesleri duydum. Silah veya avani olabilir diye
dndm. Yarm saat sonra atn uzaklaan nal sesle
riyle gece yeniden derin bir sessizlie brnd.
Ertesi sabah uyandmda yine akn vaziyetteydim.
Geceye beraber baladmz elebi yoktu. Faruk ile
birlikte iki kii daha geri dnmt. Demek ki bu gece
yeni bir devir teslim olmutu da, ben yine grememi152

tim. yi ama katrlara yklemekte zorlandmz bunca


heybe ve denk o yarm saat iinde mi indirilmi; bunca
i o yarm saatte mi yaplmt? Benimle birlikte yatp
uyuyan adamlar ne zaman uyanm, hazrlanm ve yeni
atlarla yola kmlard? Abdestsiz topraa basmadkla
rn ve ata binmediklerini biliyordum, iyi de ne zaman
abdest almlard? phelerim iyiden iyiye artt. Tapduk
Sultan'mn dergahnda itibar gren bu adamlar kimdi?
elebi mi; ekya, souk nefes veya valye mi? Kanuna
m hizmet ediyorlar, tekkeye mi, devlete mi? Tapduk Sul
tan'mn eiine gelileri bir ey getirmek iin mi, almak
iin mi? Tapduk Sultan'm beni bunlara yolda ederken
onlara uymam m istiyordu, muhalefet etmemi mi? Onla
rn gizli hallerini renmeli miyim, yoksa grmezden m i
gelmeliyim? "Her eyin malik ve sahibi Allah'tr," deyip
de topladklar bunca yk ne yapyorlard? kindi vakti
yol sona erip de Konya'ya sa salim varasya kadar daha
ynla soru zihnimde dolanp durdu.
ehre varrken, yanmdaki elebilerin de klk de
itirdiler. Han kapsndan bir tacir, bir seyis ve bir kah
ya ile birlikte girdim. ok gemeden hcremizin kapsna
vuruldu. Gelen adam Arapa konuuyordu. Kyafetinden
sarayl olduunu tahmin ettim. Buna ramen elebilere
hrmetli davranyor, her cmlesinde "Ya Seydi!" hitab
n dilinden drmyordu. Adam m Trke bilmiyordu,
yoksa ben anlamayaym diye mi farkl bir dilde konuu
yorlard bilmiyorum. On dakika kadar ayak divannda bir
153

meseleyi mzakere eder gibi konutular. Sonra elebi Fa


ruk bana dnerek aceleci bir ses tonuyla adeta emretti:
"Haydi bakalm, gidiyoruz!"
"Nereye?"
"Seni merakndan kurtarmaya!"
Bununla neyi kastettiini anladm ve bir kez daha ba
m yere edim. nk pek ok sz ve davranlaryla
beni kontrol ettiklerini ve kalbimi okuduklarn artk bili
yordum. Dervilik yolunda daha krk frn ekmek yemem
gerektiini bir kez daha renmenin tedirginliiyle keke
ledim:
"Acaba ben gelmesem!"
"Biz de gelmeni istirham etsek! Hem sandkta ne oldu
unu merak etmiyor musun?"
Konya'ya daha evvel babam aramak zere bir kez gel
mi, on gn kadar kalmtm. Ne var ki zifiri karanlkta
getiimiz sokaklarn hibiri bana tandk gelmedi. Ta
Saray meydanna vardm zaman Konya'da olduumu
hissettim ve itiraf etmem gerekir ki biraz tedirgin oldum.
nk Konya'da Sultan Mesut, sanki ekikgz'n valisi
gibi davranyordu. Atalarnn yaptklar anlamalardan
dar kamyor olmas elini kolunu balyordu. Bu yz
den sarayn birileri tarafndan daima gzeHendiini d
nyordum. Ama elebilerin hi byle bir dertleri yok
mu gibi geldi bana. Ben Larende'ye, Karaman yurduna
gitmek, smail'imi bulmak emelindeydim. Onu bulmadan
burada bama bir eyin gelmesini ve ekikgz tarafn154

dan hapsedilmeyi istemiyordum. Evet, sand merak et


miyor deildim; ama etebilere kar mahcup olmaktan
da gna gelmiti.

lk kez bir sultan grdm. Sultan Mesut, kandillerle


aydnlatlm genie bir salonda tahtnda oturuyor ve
altn ilemeli kaftan ile mcevher kakmal taht l l
parlyordu. Birden ihtiam gzlerimi kamatrd. Demek
bir saray byle oluyormu. Gz alc eyalar, hizmetkar
ve kullar... Dnyann btn zenginlik ve nimetlerinin bu
lunduu, isteyen herkese istedii her eyin hazr edildii
bir mekan. Bir dervi iin krnn sonu gelmeyecek ka
dar byk ve rktc. Bu sarayda yaayanlar herhalde
btn gecelerini nimete kr secdeleriyle geiriyar ol
mallar, diye dndm. Sonra da bir an kendimi bu sara
ya yaktrdm. "inde Sitare ile smail de olsa!" diye de
hayallendim. Hayatin sonu yoktur ya, "inde Tapduk Sul
tan'm olsa!" diye dndm. Sonra tvbe ettim. nk
Tapduk Sultan'm istese byle bir sarayda da yaayabilir,
istese bir kerametiyle dergah saraya evirirdi. Sonra sa
raydan muradn, iindeki sultan olduunu anladm. Cen
net saraylarn dahi buna kyasladm. Sonuta cennet cen
net dedikleri de birka kk, birka huri idi. Saray yerine
iindeki sultan isternek gerektiine o vakit karar verdim.
Saray dediin, gnl sultannn bulunduu yer deil de
neydi ki? Mesele saray aramakta deil, sultam aramakta.
155

Kkle, sarayla ilintili sultanlar, saraylarn terk edip gi


denlerden oluyordu; ama hakiki sultanlarn sarayla, kk
le ilintileri bulunmuyordu. Mlkn sultan ile gnln sul
tan arasndaki fark buradayd. Tapduk Sultan'mn "Mal
ve mlk derviin eytandr!" szlerindeki hikmeti ite o
vakit kavradm. Anlatt hikaye aklma geldi. Hani Harun
Reit gnlerden birinde Behll Dana'y kabristanda l
lerin kemikleriyle oynarken grm ya Molla Kasm. Son
ra da hayretine dayanarnayp sormu: "Hayrola Behll,
byle ne aryorsun?" "Babanzn kemiklerini!" diye cevap
vermi Behll ve ilave etmi; "Ama hangisinin klelerine,
hangisinin babanza ait olduklarn bir trl anlayamyo
rum." Ben de anlayamamtm; dlarn ssleyerek ve on
lar bakalarna gstererek hkmeden mlkn sultanlar
m; yoksa i lerini ssleyerek ve bakalarnn iini grerek
hkmeden gnln sultanlar m stnd? Mlkn sultan
na kul olanlar, sultan bir sofra kurduu zaman nimetler
den bolca istifade ediyorlar, gnln sultanna kul olanlar
ise her dakika ve her hal zerinde nimetle dolu sofrada
gibiler. Birinciler, gzel giysi ve yiyecekler iindeyken
bile bir kilimi ele geirmeye alyor, ikinciler bir lokma
bir hrka ile yedi iklimden tayorlar. Bir!nciler, ellerinde
ki yumurtalar birbirine ikram eden adamlar gibi, sonun
da ikisinin de elinde birer yumurta kalyor; ama ikinciler
gnllerindeki sevgiyi birbirlerine sunan bilgeler gibi, so
nunda ikisinin de kalbinde sevgi oalyordu.

156

Sultan Mesut elebilerle teden beri tanyar olma


lyd. ne de hal hatr sordu; Tapduk Sultan'mdan ha
berler ald. Hizmetkarlarn salep ikramndan sonra sultan
onlarla Trke konumaya balad. Farsann konuul
duu sarayda bylece biraz daha gizlilik ve mahremiyet
salanm oluyordu.
Sultan Mesut, kerpi byklndeki oyma sand a
tnda hayreti yzne yansd. Benimse dilim tutulacak
gibi oldu. Sandk altola doluydu ve altnlarn zerinde bir
kat paras duruyordu. Sultan kad okuduktan sonra
pt. Sonra bize dnd:
"Faruk hanginiz?"
"Kulunuzum devletlu sultan!"
"Hikayeyi sen biliyormusun ha?"
"Beli sultanm, benim bamdan gemitir!"
"Anlat o halde!"
"Ferman bam zre sultanm. Kulunuz, yedi yl nce
sine kadar babam ve olumla oturur, ehirde sakalk ile
geinirdim. O vakit okurnam yaznam yoktu, dil de bil
mezdim. Bir tek atm vard ve onun srtna su tulumlarn
ykletip akama kadar dolanrdm. Olum Lokman alt
yana gelince, o benim gibi olmasn diye Kur'an ren
mesi iin bir hocaya gnderdim. Ksa zamanda elifbay
skp Kur'an' hatmetmi. Adet olduu zere hoca 'Ba
ban Kur'an hediyesini gndersin!' demi. Lokman sevine
rek geldi; 'Baba Kur'an' hatmettim, hoca hediyesini isti157

yor!' dedi. Dndm tandm. 'Kur'an Allah kelamdr;


ona layk ne hediyemiz olabilir? En kymetli varlmz u
sakalk yaptm attr; bari onu gtr!' deyip at hocaya
gnderdim. O gn ve ertesi gn ve yine ertesi gn para
kazanamadm. Babam bu yaptma ok fkelenmiti.
'Bre oul, deli misin sen! u zor ve kark zamanlarda bir
atn vard tuttun hocaya verdin. Bu gnde kim senin gibi
ahmak olabilir? Zaten kt kanaat geiniyordun, imdi a
yatarsn artk! u ihtiyar babana acmyorsan, bari by
yecek oluna acsaydn ya!.. Azck dnya yz grse ol
maz m yetim?! Sen ne hayrsz ktn byle!' diye kr
oldu. Bir gn, be gn, derken tam alt ay geti. Canm
dan bezdim. Oturduumuz kk evi satla kardm.
Tapduk Emre Hazretleri duymu, evimizi satn alp yine
oturmam iin bana balad. Amma yine kazan yok,
yine dert ok. Bam aada, boynum barmda geziyo
rum. Kimseden bir ey isteyemedim. Derken zntyle
uyuduum bir gece bir rya grdm. htiyarn biri bana,
'Kalk! Bann altn kaz!' diyordu. nce mukayyet olma
dm. Fakat ayn ryay gece st ste grnce elime bir
kazma aldm. Bu sefer babam 'imdi de evini mi ykacak
sm?!' diye balad sylenmeye. Ben inat ettim, o inat etti.
Sonunda kazmarnn ucu bir mermere arpt. O vakit ihti
yar babam 'Dur oul, sen ok yorulmusundur, biraz ben
kazaym!' diye ald kaznay eline. Ben 'Hele acele etme
baba!' dedike o elindeki kaznay mermere daha iddetle
vurmaya balad. Derken mermer krld. Altnda bir kuyu
1 58

grdk. Merdiven sarktp kuyuya indim. Orada hi yp


ranmam bir uvaln iinde ite u altnlar duruyordu.
Dar kardm. zerinde fert bilmez, kii okumaz yazlar
vard. ardm. Ama babam, boynuma sarlp 'A benim
devletli evladm! Ne kadar uurlu ve akll ktn sen!' de
yip ilave etti; 'Artk zengin olduk; ne atlar alr sakalk ya
parsn!' Ben kendisine, 'Bunlar Tapduk eiine gtrp
teslim edelim. Bu altnlar onun mlknde bulduk ma
dem, altnlar da onundur!' dedim. Babam dinlemeyip al
tnlar dergaha gtrdm, mridime ryam anlattm. O
altnlar muhafaza iin arka odaya koyman ve iki elimle
de bir kere avulayp ne miktar gelirse babama gtrme
mi syledi. Dediini yaptm. Babam altnlar alnca bizi
terk etti, biz de Lokman ile birlikte Tapduk eiine kap
landk Drt yl oldu kulunuz elebi olup dolar, elleriniz
den per Lokman da dergahta hafzdr, dervilere okuma
yazma retir."
elebi Faruk, Lokman Bee'nin babasyd demek.
yldr bunu hi bilmemitim. Oysa "Paa" demesinden an
lamalydm. "Bilmem!" zikri bana asl renmem gereken
leri de gizlemiti. nk duyduklarmdan sonra Faruk'a
bir kez daha hrmetli baktm. O srada Sultan Mesut
"Peki imdi neden bu altnlar bize gelmitir?" diye sordu.
"mrnz uzun, devletiniz daim olsun sultanm Tap
duk Emre Hazretleri selam edip 'Bu altnlar bizim evimiz
de bulunmu olsa da evimiz sultanmzn lkesindedir.
Bize gerekmez. Sahibine iletiniz!' buyurdular. Bu yzden
159

ok kr ziyan eritirmeden getirdik. Altnlarn zerin


deki yazlara baklrsa yine bir sultann hazinesi olsa ge
rek ki hediye sultandan sultana yakr."
O anlatrken bu elebilerin aralannda selam gibi tek
rar edip durduklan cmle hatrma geldi: "Hibir eye sa
hip ve malik deiliz; her eyin malik ve sahibi Allah'tr." O
anda, elebiliin ruhlarna katt ycelie hayran kaldm.
Gerek dervilik bu olsa gerekti. Bir lokma bir hrka ile
dervilik olmuyordu. Elinde avucunda bir varlk olmayan
yoksul bir dervi belki de zoraki dervitir. Byle dervi
lik, olsa olsa miskinlie giydirilmi bir teselli maskesidir.
Zrdn kendini manen zengin hissetmesi gibi bir ey...
Oysa mal mlk evresine taan, hazinelerinin hesabn
bile tutmayan bir adamn dervi olmas, onca zenginlik
arasnda dervi gibi yaamas daha bakadr. Kendime
bakp mrldandm: "Nerde kaanelere sahip olabilecek
iken fakir gibi yaayan, nerde zaten yoksul olup dervilik
taslayan!" etebilere imrendim, ok imrendim . . .
Sultan Mesut altnlardan birini eline ald. zerindeki
yazlara bakt. Okuyamadn ban iki yana salladn
dan anladm. Hizmetkarlarndan birine emirler verdi. Az
sonra ieriye bir katip girdi. Altn ona gsterip sordu:
"Oku bakalm, hangi kral zamanndan kalmtr?"
Katip paray evirip evirdi, gzleri falta gibi ald.
Sonunda hayretler iinde cevap verdi:
"Sultanm efendim, kelimeleri Trke, harfleri Ararnice
yazlm bir beyit bu."
160

"Ne diyor peki?"


"Aynen okuyorum sultanm, diyor ki: "Hrmet edince
Faruk, Allah'n Kitabna 1 Allah da altn yazd Faruk'un he
sabna"
Katibin okuduu cmle salondaki herkesi yerinden
sratmaya yetti. zerine damga yerine beyit yazlm
bir altn kimi artmazd? Sultan, katibinin elindeki altn
alp derhal sanda geri koydu.
"Ey Allah'n gzel kulu! lkeye imdi ben hkmediyor
sam da bu altnlar Allah sana vermi, al bunlar gtr!"
"Haa sultanm!.. Allah'tan gelen yine Allah iindir. Ben
hibir eye sahip ve malik deilim; her eyin malik ve sa
hibi Allah'tr. Hayy'dan gelen HO'ya gider. Ben geri gt
recek deilim."
"Ben de senden onu alacak deilim!"
Gzmn nnde olup bitenler bana ok ey anlat
mt. Sonunda sultan, altnlar hazinesine asla kabul
etmedi. Vekilharcn ard, hemen o sabah datilmak
zere Konya'nn fukaras listesinin yaplmasn emretti.
Konya'da ne kadar ok yoksulluk ve nefes alan ne kadar
ok ihtiya sahibi varm meer. Ben kendimi bar ba
l, gz yal bilirdim, grdklerimden sonra krettim ki
daha garipler vard, yle garipler ki sszlarda, tenhalarda
alayan, orda biten ve orda yiten. Biri bir kede lp
kalsa lmn gnden sonra duyalar ve gaslini souk
su ile yuyalar, yle garipler, yle kimsesizler . . .

161

MEVLANA HDAVENDGAR

pliki Camii'nde ak sohbeti- Mevlana -ekikgz casusu


Sitare 'den geip gnee bakmak - Mesnevi - deniz ile damla
- smail'in hasreti

Mevlana Hdavendgar
Bize nazar klal
Onun grkl nazan
Gnlmz aynasdr
Gnlerden Cuma idi ve Konya, Cuma gnlerinde tam
bir maler oluyordu. Her dinden ve her rktan yn y
n insan arda pazarda birikiyor, bedesten ve at pazar
dolup tayordu. Mevlana Hdavendigar'n ikindi vaazlar
da bir o kadar kalabalk topluyor, herkes akn akn pliki
Camii'ne geliyordu. Klarslan vaktinde yaptrlan ortas
stunlu, ta zarafetinin grlebildii bir cami idi buras.
162

elebiler birer ikier ehre daldlar. Ben Faruk ile


kaldm. kimiz de Mevlana Celaleddin'in vaazna gitmek
istiyorduk. Dergahta onun yazd muhalled cilt vard
ve biz sk sk oradaki hikayelerden okuyup hem Farisi bil
gimizi arttryor, hem derin irfan balisierine dahyorduk.
Elbette iinden kamadmz yerlerde Tapduk Sultan'm
bize izah ediyordu.
Cumadan ikindiye kadar zikir ve tespihle megul ol
duk. elebi Faruk her zaman olduu gibi hi konumu
yordu. Beklediimiz ann geldiini ben cami iindeki
uultudan anladm. O geliyor diye herkes ayaa kalkyor,
kimisi elini, kimisi eteini pmeye alyor, kimisi cbbe
ve destarna elini dedirmeye urayordu.
Molla Celaleddin ikindiden akama kadar yalnzca ak
tan bahsetti. Akn hallerinden beyitler okuyup, yerlerin
ve gklerin ak ile dnlerini anlatt. Tapduk Sultan gibi
o da iir konuuyor, iir gibi konuuyor, ekseriya sevgi
den bahsediyor "Aclar tatlandirr sevgi, bakn altna
keser... " diyordu. Ardndan grl grl akyordu nevesi;
"Tortulu sular ar duru olur sevgiyle; bulanklar ber
raklar. Ve ifa bulur sevgiden tm dertler. lleri diriltir
sevgi; sultanlar kul eder... 'Bilmek'tir sevgi... Noksan bil
gi ise ayrm ve ayrm olmayan bir hezeyandr; imei
gne sanr!.. imeke imek, kendi nn geiciliine
gnl balayana gler geer oysa!.."
Cokulu bir slubu, veciz bir dili vard. Her cmlesi
iir gibiydi ve insanlar hayrette brakyordu:
163

"Aziz dost, kulak tut szme! Dinle beni!.. Akln tutsa


dr duygu, akl da ruhun ... Duru bir rma andrr ruh, ter
temiz bir rma. .. Maddi dnceler ve nefse ilikin arzu
lar da rman zerini kaplam bir avu erp ... Eer bir
yana iliverirse akln eli o erp, rmak kendini gsterir,
berrak ve duru ... Dnya arzular kapiarsa suyun yzn
eer. . . Eer hayvani arzular baskn olursa tende ... Nefis
glmeye balar o vakit, ve akl alamaya... Akl hakim ve
duygular mahkum olan kiidir uyank iken de rya gren
ve kendisine gklerin kaplar alan ...

"

"Fihi-ma-Fih" adl bir kitap telif etmedeymi, ondan an


latyordu bunlar, sonra gazeller okuyordu pe pee; "Her
zerresinde bir salk duy bedeninin, insan olu; her hc
resinden bir inilti iit!.. Bir ehirsin nk sen, byk ve
derin ... Yok yok!.. Bir deil, belki binlerce ehirsin hem!..
lmsz ve doumsuz, usuz ve bucaksz deryasn ... Sa
ysz balklar bulunur her deryada... Neden reddetmede
sin sendeki erdemleri? Ve ne diye inkarc ban kayarak
gemede gnler?!. Ey insan! Ne diye dnp durmadasn
u dnya denen mumun evresinde imdi; pervane misin?
yleyse yak kanatlarn muma, yak ve arn. nk bir nur
sun sen, nurdansn ... Hani Tanr'nn nurundan ... Ateten
deil... Hani eytann ateinden ... Uyan ey insan, her ey
'ben'den dodu hep; benlikten dodu ... Btn aptallklar,
btn ktlkler benlikten dodu ... yleyse hep benden
olsun feryadn, btn ikayetin hep benden . . . nk lm
var. Herkese kendi rengindedir lm ... yi de grnr par164

lak bir aynada, kt de!.. Aynada gzeldir gzelse yz, ir


kin yz de irkin elbet! lmden korkup kayarsan eer,
kendi irkinliindir seni karan ... lmn yz deil n
k irkin olan, belki kendi yzndr de aynada yansm
tr. yinin de sende bymtr fidan nk, ktnn de...
Kendi elinle kazandndr gzel de, hem irkin de ... Her
doan lr elbet!.. rak ne olmusa yerin altnda, usta da
o olmutur... Yalnz kalmak istemiyorsan gidecein yerde
eer; iyilikten, gzellikten, doruluktan evlatlar, dostlar,
yoldalar edin kendine imdiden ... Geip gitmede mr...
Umutlar hep yarn, yarn, yarn!.. Tkenen zaman doldu
ruyor hep kuru kavgalar, bo didimeler, faydasz grl
tler... Akln bana al karde! Gn, bugn say; lm ki
kala gz arasnda; lm ki dudakla sz arasndadr...

"

Mevlana Hazretleri yle gzel anlatyordu ki, insanla


rn lesi gelirdi. O anda yreime bir sz dt; acaba
Konya'nn Molla Celaleddin'i lm m grmt? Tam
o srada bir ey oldu. Saflarn arasndan gzleri benim
gzlerime akld, b ekledi, bekledi, b ekledi . . . imde bir
kasrga esmeye balad, sonra yava yava rzgarn id
deti azald ve esintinin lezzetini hissettim. Bir tatl huzur
iindeydim. Ruhuma ak, mahviyeti, gzellii nakeden
bir melteme dnd esinti. Gzlerinden kyor, gzlerime
arpyor gibiydi ama kalbinden doup kalbime girdiini
anlayabiliyordum. Btn vaaz boyunca yalnzca bana m
byle bakt, yoksa herkes benim grdm m grd
diye pheye dmtm, ama lmden bahsederken
165

yalnzca bana baktn hissettim. Ve gariptir kendi l


mmden deil de onun lmnden, Konya halkn ksz
brakp gitmesinden korktum. imden, "Bu lm fikrini
hi zihnime sokmamalydm!" diye geirdim. Bunun bir
kuruntu olduuna kendimi inandrdm srada Mevlana
Celaleddin krsden inmi akam namaz iin imarnn ya
nna doru ilerliyordu. Saflar onun getii yerde alyor,
cemaat arasnda dalgalanma oluyordu. ok kr, halk
onu kurtarc bir mrit olarak kabul etmiti ve kimse,
hakknda uydurulan "ekikgz Casusu" yalanna inanm
yordu. Birka saf nmzde birden durdu. Geri dnd;
elebi Faruk ile benim bulunduumuz safa geldi. Yeniden
gzlerimin iine bakt ve fsldad:
"Hele dervi, senden Tapduk kokusu alrm!.."
Bu sefer arma sras elebi Faruk'tayd. nk en
az benim kadar heyecanlandn hissettim. kimiz de bir
ey syleyemedik; yalnzca azck alp safta bir kiilik
yer atk. Namaz ikimizin arasnda kld. Sonra musafaha
iin elimi tutup hafife skt:
"Dn, Karamanolu benden iki mrit istedi. Keke iki
mrit isteseydi; ikimiz el ele tutuur, gider varrdk!"
Beni tandn yzme bakndan anladm. Gnl
gz akt elbette. Onu ok sevdim. Btn bozkrn iti
bar edip sayg gsterdii bir eyh iken benimle ayn sevi
yede mrit olmak istediini syleyecek kadar nazikti. Tek
bana btn Anadolu'ya k verirken benim gibi clz bir

kandili gne gibi gstermekten ekinmiyordu. Tekrar


166

gzmn iine bakt. Koyu gzlerinde kendimi grdm.


ylece bekledi. Herkes onunla birlikte bekledi. Etrafnda
biriken kalabaln, onu korumaya alan mritlerin ses
leri yava yava dindi. Camide koyu bir sessizlik hakim
olduu srada fsldad: "Tapduk kokusu! Kafiye dr!.."
O zamana kadar zihnimde katiyeler uuurdu ama bunla
r hi dillendirmemitim. yi ama iire ilgim olduunu na
sl bitmiti? Eer bunu biliyorsa kalbimdekini de biliyor
olmalyd. Tedirginliim zerimdeyken ayak verdi:
"Severim Allah' candan ier"
Yreimin sesi kubbeyi nlatacakm gibi geldi. Kafiye drdm:
"Yollar vardr erkandan ier"
"eriat, tarikat yoldur gidene"
Yzme bakyor ve yine kafiye drmemi iaret edi
yordu. Syledim:
"Hakikat, marifet andan ier"
Herkes durmu, susmu, bir oyuna dnen manzum
szleri dinliyordu. O sylyor, ben katiye uyduruyordum:
"Dinin terk edenin kfrdr ii"
"Ol ne kfrdr imandan ier"
"Beni bende demen, bende deilim"
"Bir ben vardr bende benden ier"
"Sleyman ku dilin bilir dediler"
"Sleyman var Sleyman'dan ier"
iir kavram o gn iimde baka bir deer bulmutu.
O gne kadar iir sylemek gibi bir arzum hi olmam1 67

t. Allah Kur'an'daki "uara" suresinde "air/ere sapknlar


uyar!" buyuruyor ve "Yasin" suresinde de "Biz o peygam
bere iir retmedik; zaten ona yaramazd!" diyordu.
Ama Mevlana Hdavendigar iir sylyor ve benimle ka
fiye oyunu oynuyordu. Bunu hi unutmayacaktm.
Bizimle Alaaddin'deki sultan trbelerine kadar yr
d. Halk da ardndan ilerliyordu. Yolun ortasnda bana
muradmn ne olduunu sordu. Sitare'den sonra kendime
dnyalk bir murat ve maksat edinmemitim. O anda ii
mi yokladm. Konya'ya geli maksadm dndm. Tek
muradmn smail olduunu hissettim. Ama ona muradm
"smail'e kavumak!" desem elinden ne gelirdi?!. Tapduk
Sultan'mdan duyduum bir cmleyi tekrarladm:
"O'nun murad benim muradmdr."
"Hep yle olsun kardeim Yunus. Murat, sevgilidir
nk. O'nun yolunda her mrit ayn zamanda murattr.
nk iradesini muradn eline vermitir. Bir kr, kendisi
ni yeden kiiyi uurumun kenanndan nasl takip ederse,
mrit de muradn yle takip etmelidir. Murat olmasayd,
mrit olmazd. Allah bir kiinin mrit olmasn istediin
de, onun kalbine murad verir. Bu durumda Allah'n mu
rad mrit, mridin murad O olmak gerektir."
"Sitare ile ben gibi!" demek zereydim ki "Seven ile se
vilen gibi" deyiverdi. 'Mrit yrrse murat uar!" Yzme
bakt. "Kimi hatrlarsn Yunus?" diye sordu. "Sitare'yi" di
yecekken cevabn beklemedi:
"Yldzdan ge Yunus, artk gnee bak!"
168

imden yldznn getiini biliyor muydu, gne ile


neyi kast etmiti, o anda dnemeyecek derecede sarsl
dm. Yalnzca o ann esansna braktm kendimi, dimam
daki lezzetin srmesini istedim ve bam edim. Galiba
hissettiklerimi hissetti ki, konuyu deitirip Tapduk Sul
tan'm sordu. Onunla ta Horasan'da, Belh'te tantkla
rn anlatt sonra. Mesnevi-i Ma 'nevi yi yazarken onu ok
'

andn syledi. Sz Mesnevi'den alnca takdirimi be


lirtmeden edemedim; ne derece gzel bir kitap olduunu
syledim. ard:
"Henz bitirmedim ki, nereden edindin de okudun?"
"Tapduk Sultan'mn dergahnda cilt halinde mev
cut!"
"imdi iki cilt daha yazld. Son cildini de bitirmek ze
reyiz inallah! Ben syledike dostum elebi Hsamettin
yazar!"
elebi Faruk ilk kez sze kart:
"Bize onlar da okumak nasip olur inallah!"
"inallah Dervi Faruk, inallah! Peki Dervi Yunus, senin fikrin nedir?"
"Hangi hususta efendim?"
"Mesnevi'miz hususunda"
Tapduk Sultan'mn arada srada bize okuduu bab ve
fasllar boyu uzayp giden hikayeler ve varlk bilgisiyle
alakah tecelliler ile haller zihnimde uutu. Dinlemeye
doyamadm uzun hikayelerdi bunlar. Ne demeli, soruya
nasl bir cevap vermeliydim? Elim aya ma, dilim dama169

ma dolat. Kafiye drecek durumda deildim. Ama


neden bilmem, aklma gelen ilk kafiyeyi syleyiverdim.
Birka gece evvel Abakay Dervi 'ten duyduum bir ka
fiyeydi bu. Gya ben sayklamm. Keke dilim tutulsay
d. . . Daha sonraki yllarmn, Hdavendigar Hazretleri'ne
cevap diye sylediim bu kafiyeden utanmakla geecei
ni elbette bilemedim:
"Uzun demisiniz efendim! Ben olsam, 'Et kemik b
rndm 1 Yunus diye grndm' derdim, olur biterdi!"
"Hmm!.. Arifler iin uzun olan, halk iin ksa saylr
Dervi Yunus. Belki sen daha ksa sylersin, olmaz m?"
"Estafurullah sultanm!"
Yer yarlsa da iine girseydim! Bilmeyerek ne byk
bir kstahlk etmitim! Bam ediim srada teselli yine
onun eker dudaklarndan geldi:
"Dervi Yunus, artk iyice inandm ki bana yan ama tt
me dediler. Sana yan ve yandr denilmi!.. Sen bizi gizli
yzrozden tanrsn. Bakasnn gzle grernediini sen
kalp ile grrsn. Baltn ak olsun!.."
Mevlana bunu syledikten sonra naraland. Ben zr
diledimse de artk beni diniemiyor gibiydi. Ondan duy
duum son szler oldu bunlar ve daha o andan itibaren
yanmaya baladm. Ayrlrken ikimiz de alyorduk. Be
nim gzyaiarm pimanlktand; ama onunkileri bir trl
kestiremedim. elebi Faruk'un kulana eilip fsldad
vakit, ne sylediini ise cesaret edip soramadm. Belki de
kstahlmla alakah duyacam kt bir cmleden, den1 70

sizliimi anlatan bir yorumdan korktum. Dimamda bir


saz ile iret meclisinin lezzeti var idi. Sanki mana alemin
de arifler ney flyor da melekler semaya durmu gibi . . .

Konya'dan yine on nefer olarak ayrldk; ama bu sefer


katrlarmzn ykleri yoktu. Ne olmutu, kime satlmt,
nereden gelip nereye gitmiti artk ilgilenmedim. Laren
de yolunda kalbirn Mevlana Celaleddin'in irfan, aklm da
yalnzca smail ile megul idi. Onu bulduum zaman nasl
davranacam, sevincimi nasl gsterecein henz bile
miyorum. Onun ne yapacan, nasl karlk vereceini de
ayrca ok merak ediyorum. Bir babann oluna besledii
duygular, acaba oullarn babalarna duyduklar sevgiyle
llebilir mi; anlamaya alyor, ikimizin arasnda tte
cek duygular lmek istiyorum. Onu terk edip gittiin
dnyor olabilir. Bunun aresine baknarn lazm. Onu
bulduum . vakit Tapduk Sultan 'mn dergahndan baka
g<;>trecek yerim de yok stelik. Nasl olacak bilmiyorum;
ama nasl olursa olsun, onu bulduktan sonra her eyin
imdikinden gzel olacana inanyorum. Babam bula
madm, bari olumu bulmu olaym. Bulaym ve bir daha
brakmayaym.

17 1

SAMUEL

&

aman atal -eyh Rknettin 'in "Dava "st -Alamutlu - avet


iken av olmak - bilinmez bir yolculuk

Her gece ayn dua ile uyudum: "Allah'm, ey Allah'm!. . .


Varsan, Bir'sen ve beni duyuyorsan ya babam bana getir
ya beni ona gnder!" Yllar geti ve Allah beni duymad.
O'na ok fkeliydim. Hala O'nun var olduuna inanmak
istiyordum ama olup bitenler bunun aksini bana fsl
dyordu. Eer var ise btn bu olanlara nasl ve neden
tahamml ediyordu? Neden bu olanlar hep bana, benim
gibi olanlara, bozkrn masum ve korumasz insaniarna
oluyor da ekikgz'e, souk nefeslilere, haramilere olmu
yordu? Kendisine kulluk eden, Tanrln tebcil ve tespih
te kusur gstermeyen kullarn zelil edip de dmanna
neden g ve iktidar veriyordu? Babamn bana anlatt
Allah'la aramzda var olduunu dndm dostluk
duygular beni terk edip gideli ok oldu. Meer babam
1 72

"Allah'a dost olursan, Allah da sana dost olur!" diye ya- .


lan sylemi, beni aldatm. Artk m, kara dnce
lere boulmu durumda. nk her gece mahkumlarn
lklarndan delirme noktalarna gelmekteyim ve her
gece ikisinden birine yalvarp beni duysunlar istiyorum.
Delikanllk ana gelmi bir ocuun, son be ylndaki
her gecenin bir dieriyle ayn olmasnn ne anlama geldi
ini yaamayan bilemez Molla Kasm. O vakit, ben hem
Allah'a, hem de babama srt evirmisem sebebi budur.
Ama Arn Usta'n onlar gibi deildi. Beni seviyor, yetime
me yardmc oluyordu. Beni tacizden kurtard gnden
sonra bir evlat gibi sahiplendi. Onu baba biliyordum ar
tk. Bu fikri, yeni ikence yollar icat etmek iin birlikte
alp aratrma yaptmz zamanlarda edindim. Birlikte
zaman geirmekten ikimiz de bahtiyardk. Baz baz dier
iki celladn bizi kskandklar bile oluyordu.
On beime girdiim gn, zindanda yalnzca benim kul
landm bir hcrem oldu. Tavanndan ieri gn nn
girdii, dayal deli bir oda. ahsi eyalarmla dedim.
Tezgahmza gelen esir ve mahkUmlarn baz eyalarnn
el deitirerek bizim olduunu sylememe gerek yok zan
nederim. Baycu Han ok zaman mahkumlarn verecei
bilgi ile alakadar oluyor. Bu bilgi, hann istedii altn veya
hazine bilgisi olmad mddete tezgaha denin altn
veya hazinesi var ise onu nerede sakladn syletmek ve
aramzda el deitirmesine gz yummak da bizim iimiz.
Arn Usta'mn sahip olduu mcevher ve altnn Baycu
173

Han'da bile olduunu zannetmiyorum. Sk sk len sevgi


lisinden bahsetmesinin altnda ben hazine ile birlikte bir
gn mutlaka hatralarnn olduu, sevdii kzn toprakla
rna dnp gitme arzusunun yattn dnyorum. Ama
gidecek olursa sahip olduu arlklar onda brakrlar m,
onu bilemiyor. Zannederim zihninde devaml planlar ya
pyor.
MahkGmlara demirden elbise giydirmek, scak ayak
kablarla etlerini kemiklerinden ayrmak, canlyken deri
soymak veya uzuv karmak, artk gz kapal yapabildi
im eyler. stelik ikence usullerinde bir yenilik de yap
tm. Basit ama etkili bir alet icat ettim. Birbirine balan
m, tarafl ve sivri ulu atal. atallardan birinin
ular mahkGmun boazna bir tasma ile balandnda
dier atallardan biri ene altna, dieri gs ularna
batyordu. Bunu akl ettiim gn ikence tezgahna bir
Mool subay getirdiler. Mool dini saylan Yasa'y inkar
ediyormu. lk defa onun boynunda denedik ve adam iki
saatte Mool amanlarndan daha mrnin biri olarak g
revinin bana dnd. Ustam da bu yzden yeni iken
ce aletime "aman atal" adn verdi. Bunu her zaman
kullanmamay, yalnzca inan suuyla getirilenlere tatbik
etmeyi kararlatrdk
Ustamla zaman zaman din ve inan konularn konuu
yor, lakin ikimiz de birbirimizi aldatyorduk. ikence tez
gahmza gelen insanlarn pek ou inanlar yznden
buraya srkleniyorlard. Zannederim ustan da, beni de
1 74

inantan uzak tutan asl sebeplerden biri buydu. Bir kii


nin, farkl inand iin dman olarak alglanmas veya
kleletirilmesi nasl tahamml edilmez bir samalk ise,
iindeki inancn da vurarak ikence grmeyi gze al
mak da o derece byk bir hata idi. Gelgelelim o vakitler,
bozkrn en byk derdi de buydu. nsanlar inanlar y
znden atmasalar ne ekikgz ile Bizans, ne Seluklu
ile Danimentli, ne Alamutlular ile Tapnaklar birbirleri
ni ldreceklerdi. Bir de bozkrn her yanndaki insanlar
Tanr'dan uzaklatran kahinler, eytana tapanlar ve b
ycler vard elbette. Din adna insanlar smren bun
ca ihtiras taeiri araya bu lm koymam olsayd belki
ben de baka bir hayat yayor olacaktm. Tanr -eer
var ise- byle bir hayat kullarna neden yazsnd? u za
vall kullar birbirinin kann dknce daha deerli kullar
m oluyordu sanki? ocuklar annesiz ve babasz brakan
bir inan neden kutsal olsundu? Bana gre Tanr, -eer
var ise- kullannn birbirlerine kar iyi davranmalarndan
memnun olurdu. Onlar birbirlerine kar iyi davranrlarsa
insanlar arasnda kin olmazd. Oysa zindanmza getirilen
sulularn hemen hepsi kin doluydular. lerinde gizli he
sab olmayan, bakalarnn hakkn gasp etmekten azade
bir tek kiiye rastlamadm. Belki de bu yzden onlara
ikence ederken vicdanm szlamyor; ikenceyi hak et
tiklerini dnyorum. Bir gn birisinin de beni ikence
tezgahna yatraca aklma gelirse, "Ben kimseye ktlk
yapmyorum ki!" diye iimden geiriyorum, "sadece i175

kence ediyorum." Nihayet, eer var ise, bana bu vazifeyi


takdir eden de yine ayn tanr olduuna gre!..
ikence tezgahnda yatan mahkumlarn paralanan
kaslarndaki girift yapy, vcut denilen insan varlnn
mkemmel tasarmn inceledike bir yaratcnn olmas
gerektii neticesini karnyar deilim. Hele bedenlerin
deki kemiklerin birleimlerini, organlarn alma sistemi
ni dndke bir Allah'n var olduuna hkmediyor ve
yaptm ii bana onun takdir ettiini sanyorum. Sonra
da O'ndan korkmaya balyorum. Var olduu fikrinden de
korkuyorum; yok olduu fikrinden de . . . Var ise yaptm
iten korkuyorum; yok ise yaplan ilerden korkuyorum.
Eer bu dnyada yaplan ilerin bir sorgusu suali olmaya
caksa; eer insanlarn bir vicdan hassasiyetleri bulunma
yacaksa iyiler ve ktler arasnda, zenginler ve fakirler
arasnda, gzeller ve irkinler arasnda hangi adaletten
sz edilebilir?!.
Tanr, iimde bir sanc. Yldzlarn hevenk hevenk
gkyznde asl durduu gecelerde gklere bakyorum,
Samanyolu'ndan telerde bir yerde bir cennet olduunu
hayal ediyorum, oralarda bir yerde beni gzetleyen, ne
yaptm bilen, kalbimi okuyan bir yaratc olmas gerek
tiine inanyorum ama sonra ikence tezgahndaki
lklar, insanlar arasndaki eitsizlik ve adaletsizlie sap
lanan dnya beni bu fikirden vazgeiriyor. Sonra lm,
zebanileri, cehennem ukurlarn dnyorum; nasl
olduklarna dair muhayyilemde grntler belirip kaybo176

luyor. Bunlardan kurtulmak iin bu sefer ninemin anlatt


cenneti, Kevser rman, hurileri hayal ediyorum. Her
defasnda tedirgin oluyorum. Hangisini hak etsem haksz
lk olduuna kanaat getiriyorum. Cenneti hak etmek iin
yeterince iyi, cehenneme gitmek iin fazla kt olmad
m dnyorum. Karamsarlktan kurtulmak iin btn
bunlarn olmadn, cehennem denilen eyin ikence tezgahna uzattmz insanlarn zihninde; cennet dediimiz
yerin de bu insanlar zindanmza gnderen adamlarn
oturduu saraylar olduunu kabul ediyorum. Cennet ve
cehennemin zihinlerin iinde, kalplerde yine insan tara
fndan yaratldna inanmak istiyorum. nemli olan, in
sann, korkaca bir Tanr m, yoksa sevip umut edece
i bir Tanr m istediiydi. Allah ile kul arasnda korku,
umuttan daha etkin bir his olmalyd. En azndan benim
ocuk ruhum, O'ndan daha ok korkuyor nk. Zaten O
da imdiye kadar kendisini sevebileceim bir iaret gs
termedi.
Tanr'nn varln veya yokluunu sorabileceim ve
bana inandrc cevaplar verebilecek birisiyle karlaa
bilmek iin rpndm gnlerdeydi. Ustann tezgahna
bir smail! fedaisi getirdiler. Alarout'tan kp Hasan Sab
bah'n halifelerinden eyh Rknettin'in "dava"sm Anado
lu'da yaymaya alan ve bir hayli de taraftar toplaynca
Baycu tarafndan tehlikeli grlp yakalanmalar istenen
iki fedaiden birisiydi. Meer vaktiyle Hlagu ile smaillle
rin reisi eyh Rknettin arasnda bir atma km, Rk177

nettin Alamut Kalesi'ne kapannca da Hlagu aresiz kal


m. O srada Baycu birka yasavul gnderip Rknettin'i
ortadan kaldrtm. imdi elimize den bu Alamutlu, o
yasavullar srayla ldren iki fedaiden biriymi ve bize
dier fedainin yerini syletmemiz iin getirilmi. Arn Us
ta'm Alamut'takileri dinsiz kabul ediyordu. Zannederim
Tapnak valyelerine kan kusturduklar iin byle d
nyor olmalyd. Alamutlu gelince neelendi nk:
"Samuel!.. aman ataln getir evlat, icadn paslanma
sn!.."
Ustam aman ataln istediinde, aklma ilk gelen ey,
inanc yznden eza ekecek kiinin icadnn aclarna
ne kadar dayanabiiecei sorusu oldu? nk bu konu
da ustamla sk sk iddiaya girer, bazen bir elmas yzk,
bazen bir kese altn kazandm olurdu. aman atalnn
verdii ezaya dayanma hususunda Mslmanlar ilk sray
alyor, sonra Rumlar, sonra Acemler geliyordu. Moollar
ise en kolay zlverenlerdi. Ama bu seferki bahiste us
tam da, ben de yanlmtk. Adam benim tahmin ettiim
srede gk bile dememi, ustann tahmin ettii sreyi de
hi inierneden atlatmt. Tezgahmzdan ynla dinsiz
gelip gemiti, ama hi bu adam kadar acya dayankl ve
sabrlsn grmemitim. ataln ular gsne battka
inlemesi, rpnnas lazmken sanki bu adamn bedenin
de hi sinir yoktu. Bir insan nasl bu kadar dayankl ola
bilirdi? Hayranlk duydum. Hi fkelenmedi. Ustam ne
sorsa, sanki arkadayla sohbet ediyormu gibi karlk
178

verdi. Bazs cevapt, bazs inat. Hibir kle veya mah


kum cellat karsnda bu derece skunetini koruyamazd.
O byle davrandka ustam fkeleniyor, eli ayana dola
nyor, yaptn aryordu. Bir ara cellat ile malkurnun
rollerini deitiklerinden bile phe ettim. Adam gayet
sakin, arkadann nerede olduunu bilmediini, bilse de
sylemeyeceini, ama onu grmeyi istiyorsak bu dilei
mize kavuacamz tekrar edip durdu. Arn Usta'n tam
drt saat onun banda kald. Terledi, fkelendi, kfrler
etti, arap iti, her ikence aletini tek tek stnde denedi
ama nafile! Adam hibir ey sylemiyordu. Sonunda da
yanamad, odasna doru giderken bana bard:
"Samuel!.. Bu kpei konutur!.."
"Aha!.." dedim iimden, "Kendimi gstermenin tam
zaman!" nk ustam ilk defa bana byle bir vazife ve
riyor, ilk defa yardmc olarak deil de zgrce, istediim
ekilde bir ikence teklif ediyordu. O gne kadar hi bunu
hayal etmemitim. Ustann trmklarn, kskalarn, ker
petenlerini ve kor alevde beklettii damgalarn tek ba
ma kullanacaktm. Bu bir frsat idi. Kendi bama i ya
pabilme, klelikten zgrle adm atma frsatyd. Bunu
iyi deerlendirmeliydim. Alamutlu Hahai'nin ayaku
cundan balayarak yaralarma tuz basnakla ie balama
y dndm. Avucumu tuzla doldurup yaralar ovmak
zere yanna geldim. Gzlerinin iine baktm. Yok yok, o
benim gzlerimin iine bakt. Uzun sre birbirimizi sz
dk. Tuz avucumda ylece kalakalmt. Gzlerindeki de1 79

riniikten rktm. Sanki biraz beni tehdit eder gibi, biraz


da beni eskiden tanr gibi bakyordu. Yznde "Sen bu
ilere gre deilsin!" edas vard; biraz kmseme, biraz
acma. kimiz de ylece durduk. Bana acr gibi bakmas
arma gitmiti. Aklmdan, "Beni ikence yapabilecek bi
risi gibi grmyor mu bu herif?" sorusu geti. Sonra da
bunu kendime sordum. Ben ikence yapabilir miydim?
Bugne kadar hep Arn Usta'mn dediini yapm, ona ya
maklk etmitim; ama imdi tek bama, zgr karar vere
rek bir cellat olabilir miydim? Hislerimi kontrol edemez
haldeydim. ikence grenlerin perian halleri gzmn
nnden hzla aknaya balad. Kulaklarmda lklar
vard. Sanki bir dellizin iinde gibiydim. Tezgahta yatan
adamn gzlerinin iinde nice dnyalar gryordum. Bu
adamn gzlerinde bir by var gibiydi. Alamutlu sma
illlerin gizli gleri olduu hep sylenir dururdu. Ustan
da bu yzden ldrtm olmalyd. Hayr, hayr, bu adama
arkadann yerini syletmeliyim. Syletneli ve aferin al
malym. Aferin almalym ki geleceime dair umutlann
olmal.
"Baban Ulukla'da seni aryordu Samuel!"
"H?!.."
"Baban, diyorum, Ulukla'da, Kayseri'de, Konya'da
seni aryordu."
"t soyu!. Sen babamn adn azna nasl alrsn?!"
"Babana ok benzemisin, seni tandm; yalnz huyun
pek ona benzemiyor."
180

"Hala konuuyor kpolusu! Ben imdi seni susturma


sn bilirim!"
Babamdan bahsetmesi sinirierime dokunmutu. Elim
ayama dolat. Sanki zayf tarafndan yakalanmtm.
Peki ama ikence aletleri benim elimdeyken alay ve istih
za ile bu adam ne yapmaya alyordu?
"Samuel, inan bana evladm; baban be yl nce tan
dm ben. Bir handa geceledik, bir kervana birlikte katlp
yolda olduk. Seni bulma azmiyle yanp tutuuyor, her
yana gidiyor, haber soruyordu. Ben de seni arayacama
dair sz verdim! O vakit sen on yalarndaydn sanrm."
Gerekten dedikleri doru olabilir miydi? Hadi benim
adm ustann azndan duydu diyelim, peki ya babamn
gittii yerleri nasl biliyordu? Muhtemelen yalan syl
yor, ikenceden kurtulmak istiyordu. Hatta belki daha
kt bir plan bile olabilirdi. Bu adamn dediklerine ku
lak asmamalydm. yi ama ya anlattklar gerek ise? Sy
ledii yl, tam da benim karldm zamanlarn ardna
denk dyordu. Acaba o vakit babam gerekten beni
aram olabilir miydi? Kalbirn buna inanmak istiyor, ama
aklm bunun bir tuzak olabileceini sylyordu. Tam bir
atma halinde kalakaldm. Avucumda tuzlarla ylece
bekledim. Zihnimde dnceler yldrm hzyla siyahtan
beyaza, beyazdan siyaha dnveriyordu. Dengemi yitirir
gibi oldum. Babamn beni aryor olma fikri benliin allak
bullak etti. Sonunda sormay akl edebildim:
"Babam biliyordun madem, syle bakalm adn?"
181

"Samuel! Evladm, sana onun adn syleyemem, aklm


dan kp gitmi; lakin ok iyi niyetli bir adam olduunu
syleyebilirim. Bir de kyafetinin dervilere benzediini."
"Hal, ha!.. Dervimi! . . te yalan sylediin ortada!
Beni bir adama benzettin diye sana merhamet gsterece
in mi sandn? yle kolay kandramazsn beni. imdi u
tuzlarn tadna bir bak da akln bana gelsin."
"Samuel, yanl yerdesin evladm, sen ona yle ben
ziyorsun ki yle bir adamn olu cellat olamaz, yle bir
babann olu bakalanna ikence edemez!"
"Sus, aalk domuz!"
Ona susmasn sylerken ikence masasndaki bir
malkumu deil de sanki hakikatleri sylemesine dayana
madm bir adam azarlamtm. "yle bir baba" derken
neyi kast ediyordu. Babam acaba nasl biriydi? Bu adam
tezgahta gerdirilmi olarak ylece yatyordu ama yatt
yerden bana ikence etmeyi baarmt. Sanki imdi o cel
lat idi de benim sinirlerim lif lif sklyordu. Babam ak
lmdan karal hayli zaman olmutu. Onu ele geirsem i
kenceye yatracak kadar da fkeliydim stelik. yi ama ya
iimdeki bu pheler, bu gelgitler niye. imdi onun adn
duymaya tahamml m etmeliyim, yoksa sevinmeli mi,
akndm. Tuzlar avucumdan dklmeye balad. Bazen
zerine karak mahkumlar bileklerinden tavana ast
mz tabureye ilitim. Omuzlarm km gibiydi. Salonun
uzak kesinde dier iki celladn sesleri ve mahkumlarn
lklan geliyordu. Ne olduunu anlayamadm. Birden
1 82

gzm perdelendi. Ensemde yabanc bir nefes duydum,


o kadar.

Kendime geldiimde ellerim bir atn eerine, ayakla


rm da zengiye balanm olarak sratle gidiyorduk.
Ortalk oktan kararmt. Beni kim kardysa uzunca
mddet baygn tutmu olmalyd. Adam bayltp karma
da Alamutlularn hretleri olduunu biliyordum. zel
zehirleri, ilalar ve esrar tozlar olduu dillere destan idi.
nmde iki kii atlarnn zerinde sessizce ilerliyordu.
Yzleri peeliydi. Atm yedee ekmilerdi ve uyand
mm farknda deillerdi. lk akl ettiim ey derhal kamak
oldu. Lakin bana ila da vermi olmallar; bitkinlikten ko
lumu kprdatamaz haldeydim. Neredeydim, nereye gt
rlyordum, bu adamlar kimdi, ilk anda kavrayamadm.
Sonra olanlar hatrlamaya baladm. Zindanda babam
dan sz ediyorduk. Yoksa bu svarlerden biri ikenceye
yatrdmz adam, dieri de yerini sorduumuz arkada
olmasnd? Ustam ona ikence ederken "Grmeyi istiyor
sanz yzn greceksiniz," dediinde aldr bile etme
mitik. yi de bu adam tek bana m gelip zindam basm,
cellat ile iki yama tek bana m etkisiz brakmt?
Alamut fedailerinin Tapnaklara gre daha cesur ve iyi
yetimi olduklar biliniyordu ama tek bana da zinda
n basmak, hele de zbandut yapl cellad etkisiz hale
getirmek pek akl kar deildi. Beni neyle bayltmlard,
183

ka kiiydiler, nice eelaHi adamlar kuzuya dndren


eellada nasl g yetirmilerdi? Bunlar merak ettiim iin
olsa gerek, uyandn fark ettiklerinde ilk aklma gelen
soruyu sordum:
"Dierleri nerede?"
Gld. Yzndeki peeyi at. "Ben sana dediydim,"
dereesine suratma bakt ve yanndakini gsterdi:
"Biz hep iki kiiyiz. Baban grdmzde de iki kiiy
dik."
Bu cmleden onlarn iyi niyetli olduklarn m anlama
lydm, bilemedim:
"Beni nereye gtryorsunuz?"
"Babana Samuel, babana!.. Hasretinle yanp tutuan
babana! Eski bir dostluk ve verilmi sz adna . . . "

184

PADAH

Karaman 'dan dn - Leyla 'dan Mevla 'ya - bilmemeyi bil


mek; bildiini bilmernek - smail - yildz ile gne - iyi bir
hizmetkar- topra altn elmek- eb-i arus

Gzm seni grmek iin


Elim sanu ermek iin
Bugn canm yola kayam
Yarn seni bulmak iin
Bilmedim . . . Dnya nedir, dnyalk nedir, bilmedim. Pa
zar nerededir, alan kimdir, satan kim, bilmedim. Dnen
ile duran, yryen ile oturan bilmedim. Kim olduumu
unutma raddelerine geldim, kendimi dahi bilmedim. Tap
duk Sultan'mn dedii gibi "ben" demekten kurtuldum.
Kim bir ey sorarsa "Bilmem!" dedim. "Bilmem" zikri
nin iinde ben zamiri olduu iin mi nedir, bilmezliin
arln da bilmedim. Sonunda bilmeyen kiinin kendi1 85

ni inkar ettiini bile dnmeye baladm. Bazen adm


sorduklarnda, bazen ne yaptm, bazen nereden gelip
nereye gittiimi sorduklarnda bilmedim. Bazen bilmezlik
bir hrriyet gibi geldi; bazen esaretim oldu. Larende'den
dndkten sonra bildiim pek ok eyi bir bir sildim ak
lmdan. Artk zihnimde dolanp duran karmak anlar ve
dncelerim yok. Tabii eer hatrlamak istemiyorsam.
Bilmeyi istediim smail ve bilgisini zlediim. Sitare ha
ricinde bilmezlik ile geen zamann ncesine dair hatra
krntlarndan kurtuldum. imdi zihnimde unutmadm
yegane bilgi smail ve kalbirnde gl olan tek hatra Si
tare.
Mevlana'nn "Yldzdan ge Yunus, artk gnee bak!"
szyle arpldmdan bu yana ay geti. Dndk
e koca Pir'in yldzm gnee katp yrrnemi istediin
den emin oluyorum. Gnee bakann yldz grmeyecei
aikard. Bu, yldzn kaybolduu anlamna m gelirdi? Bel
ki de asl mesele buydu. Gne dounca yldzlar grn
myordu ama kayp da olmuyorlard. Gzmzdeki gr
me melekesinin boyutunu deitirebilsek, belki yldzlan
gndz de grebilirdik Yani onlar her zamanki yerlerinde
duruyorlard. Mesele yalanc aydnlklardan kurtulmak
tayd; phelerden yani. Kalbime gne vurduu za
man bile yldznn yine orada durduundan emin oldum.
Yldz ile gnei rakip grmediim srece yldzm gne
te gizleyebilirdim. Gne, yldzlan kuatan bir gce sa
hipti ve Sitare dahil btn yldzlara avkmas vard. Ga186

liba Mevlana bana Sitare'den geip gnee ynelmenin,


Sitare'ye ihanet olmadn anlatmaya almt da ben
bu srr kavramak yerine densizlik etmi, Mesnevi hakkn
da sz syleme cesaretinde bulunmutum!.. lk ve son,
btn ilimleri bildii halde mmi olmaktan gocunmayan
kilinatn efendisi, varln tek iftihar kayna Hz. Muham
med'in mmeti olup, stelik de kendinden geme kasty
la dervilik iddiasndayken, koskoca bir medeniyet kitab
iin bilgilik tasayarak sz sarf etmitim. Ka zamandr
iimin daralmas bundan olmal. Dergahta, dalarda, gece
yatarken ve gndz alrken hep aklma taklyor ve ru
humda dmler oluuyor. Larende'den dndm vakit
olanlar Tapduk Sultan'ma anlattm. Gsterdii iltifat,
sorduu soruyu ve kstaha verdiim cevab bir bir say
dm. imdeki pimanl da tabii . Yalnzca tebessm etti,
eliyle sakalm svazlad, sanki grmek ister gibi gzkapak
larn ovuturdu ve skuta vard. istedim:
"Efendim, rehberim olun, bu mahcubiyetten kurtula
ym."
"Bu ilm-i zahirdir; seni halka rsva eder Yunus. Bundan
byle odun toplamaya giderken dnyadan gitmi gibi git.
Uyu, uyurken de uyank ol, katksz uyuyan kiinin ne gr
d ie yarar; ne syledii. Oysa uyuduunu sanan kii
uyanktr. O burada olsayd sana 'Aradn bakasnda
deil kendinde ara!' derdi phesiz. Yldz da, gnei de
kendinde ara. Yldz hissettiinde gnee yr! Her ne ki
vuku bulur, sendendir. Yalnz gzellikler deil irkinlikler
187

de sendendir. Bundan byle her ne ki hatadr, sebebini


kendinde ara ve haddi ama"
"Hadden almayacan iyi bilirim sultanm, iyi bili
rim."
"yi mi bilirsin? Bilmeyi hala ne diye sayklarsn Yunus;
bildiini unutnadn m hala!.. Bildim dediini unuttuu
nu, bilmek iin kendini boalttn zannederdim ben. Bil
memeyi bilsen, gnei bilesin diye yldz tandn bilir
din. Bilmek yolunda yaya m kaldn Yunus?!. Evladm!. ."
"?!.."
O gnden sonra daa taa, kurda kua yeniden bilmez
lik nazaryla baktm. ok zor oldu, ama bu sefer baardm.
Hi akl yrtmedim, hi kendi nefsime gvenmedim. Git
gide bilmezliin ne huzurlu bir dnya olduunu anlamaya
baladm. Bildiimin kesin olmadn o vakit rendim
ve bildiime de -yalan olmayacak hallerde- bilmem de
menin tezzetini tattm. ok gemeden bilmezlik halinin
bendeki beni gtrm, benlikten arndrm, ruhumu y
kam, dervi ile Rab arasndaki en kalri perdeyi, beni ve
benlii ortadan kaldrm, yalnzca bilinmesi gerekeni bil
dirmi olduunu anladm. Allah'n varl yannda kulun,
sevgilinin varlna nispet sevenin bir varl veya bilgisi
olamayacan idrak ettim. Tapduk yolunda dervie lazm
olan, benlikten syrlmak, belki "bensiz ben" mertebesine
erip her eyini efendisine ait bilmekti. Asl bilinmesi gere
kenin Allah olduunu kavradm. Hakikat bilgisi karsnda
benim bildiimin yalnzca bir vehim, var zannettiiminse
188

yalnzca bir hayal olduunu kefettim. Bu sayede ken


dimden vazgemi, kendimi unutmu, kendimi kaybetmi
idim. Bunun bir merhale olduunu ise ok daha sonra
kefettim ve gnee baknca yldzm grebileceimden
phe duymayarak yaamaya baladm. Yldzm gne
ile deimemi, bilakis gnein cezbesinde yldzmdan
k almtm. Muhtemelen Mecnun da Leyla'dan Mev
la'ya ykselirken byle olmutu.

Admladm dalar, odun topladm ormanlar meer


benim ycelerden yce snaktarm imi. Meer odun
larn peinde bildiimi unuturken aslnda acn unutu
yormu, banndaki yldzn tututurduu ak odunun
n gnee katyormuum. Meer Tapduk Sultan'm
bana "Bilmem!" zikrini yldzdan geip gnee vanrken s
mail'imin hasretini bilmeyeyim, acsn ylece unutaym
diye vermi. Topladm odunlarn, gezindiim dalarn,
uultusunu diniediim ormanlarn bana anlatp durduu
ey, meer yalnzca bu imi. Bilgiden syrlmak, yetikin
iken ocuk safiyetine dnmek gibi hani!.. Artk kendimi
bo bir kova gibi hissediyorum. ime konulacak suyun
tadn da, miktarn da Tapduk Sultan'm belirleyecek. K
k bir phem kald; bilmemek, hatralar hepten kova
cak m? Sitare!.. En uzaktaki en yakn hatram!..
Larende'ye byk bir heyecan ile gitmitim. smail'ime,
u dnyadaki en byk hasretime kavumakt umudum.
1 89

Lakin grdmz ocuun smail ile bir isim, bir ky,


bir de kader benzerliinden baka ortak yanlar yoktu.
Babasz, ailesiz, yurtsuz, kimsesiz bir ocuk . . . Bozkrda
savrulan binlerce smail'den biri . . . Kendi eviadm olmasa
da bir yrek szs ite. Onu kendi olum yerine banma
bastm, kokladm, aladm. Tapduk Sultan'mdan izin al
mam olduum halde dergaha getirmeyi teklif ettim. Ol
mad. Olamad. Biraz o, biraz da satn alan efendisi bunu
istemediler. Perian oldum. Btn umutlarnn sona er
dii, kolumun kanadmn krlverdii bir anda yere y
lm yznden beni kim ayplayabilir?!. Ama bu acyla
dn yolunu elebilere zehir etmemi mazur gsterebi
leceimi de sanmyorum. stelik onlar beni teskin etmek
iin urarlarken ben hepsine ayak ba oluyor, engeller
karyordum. Oysa ne kadar ok gidecekleri menzil, ne
kadar ok yardm edecekleri insan vard. Larende'de fark
ettim ki, Mool ordugahlarna baskn vererek topladklar
zahireleri bir gece vakti fakir hanelerin kaplarna brakp
kapy aldktan sonra ortadan kayboluveriyorlard. Ba
zen bir yerden alp dier yere gtrerek yalnzca nakliye
ii yapyor, bazen zalimden zorla alp mazluma datyor,
bazen emanet tar gibi insanlar, eyalar, erzak ve za
hireyi tayor ve bunu hi kimseye bildirmeden, hisset
tirmeden, gstermeden ve konumadan yapyorlard. Bu
elebiler, Tapduk Sultan ile dier tekkeler arasnda, bir
kasaba kads ile dierinin muhtesibi arasnda, bir sultan
ile onun uzaktaki valisi arasnda akla gelebilecek her eyi
190

gtryor, emaneti her nerede olsa yerine baaryla tes


Jim ediyorlard. Onlar asla sylemediler ama Anadolu'nun
pek ok yerindeki ahi tekilatlannn ve tekkelerin bunlar
gibi mdavimleri olduunu bu yolculukta renmitim.
Elbette elebilerden phe ettiim iin kendimden utan
dm; onlara zorluk kardm iin yolun sonunda tvbe
edip helallik diledim.
O gn yine dalarda btn bunlar hatrlar ve hikmet
leri zerine tefekkr ederken yamata bir atl ile yannda
adamlar grdm. Cevahire gark olmu biriydi ve yannda
hizmetkarlar vard. Bildim ki bu bir padiahtr. Yzm
te dndrdm. Tapduk Sultan'm bana "ln-i zahir seni
halka rsva eder. Odun toplamaya giderken dnyadan
gitmi gibi git." dedii iin onlar grmemiim gibi dav
randm. Ama onlar beni grnce atlarnn ban evirip
geldiler:
"Dervi, bunda yalnz neylersin?"
"Bilmem . . . Galiba odun keserim padiahm, odun top
larm, Tapduk Sultan'ma hizmet iin . . . "
"Galiba ne demek dervi, kii ilediini bilmez midir?"
"Ben bilirim de yce padiah, acep Hak Teala da be
nim bildiim ekilde mi bilir, onu bilmem"
"Bilmez mi?"
"Alim'dir, elbette benim bildiim ekli de bilir amma
ben O'nun bildii ekilde mi bilirim, bilmem. "
"Bre garip bir dervisin sen. Adn ne senin, hele onu
bilir misin?"
191

"Beli padiahm, adm bilirim, Dervi Yunus derler, bir


garibim."
"Seni gariplikten kurtaralm ister misin?"
"Bilmem!"
"Hele u keseyi al, o zaman belki bilirsin?"
"Kesedeki nedir padiahm?"
"Bir iyi hizmetkardr. Her nereye gndersen bo gelmez."
"Ad nedir padiahm?"
"Altndr!"
"Tapduk Sultan dergahnda Allah Teala'nn kullar var
dr ki, padiahm, dalara talara, 'Altn ol!' dese, altn
olur."
Ben bunlar sylediim srada padiah ve adamlar
birden haykrmaya, korkmaya, dehetle evrelerine bak
maya baladlar. Atlar yerinde duramyor, kiniyor, aha
kalkyorlard. Sanki ani bir frtna km gibiydi. Ne oldu
anlamadm ve cmlemi tamamladm:
"Bunlar dnyadr padiahm, dnyalktr. Bir eye ya
ramaz. Yine ta ta olmak, aa aa olmak hotur."
Cmlemi bitirdiimde padiahn yanndakilerden baz
lar yere dtler. Dierleri derhal atlarndan inip onlarn
aln ve ellerini gl sularyla ovdular. Neden sonra herkes
kendine geldiinde yanmdan kaareasma uzaklatlar.
Yalnz bir tanesi eteime yapp yalvard:
"Aman dervi baba!.. Ocana dtm, beni . Tapduk
Sultan eiine gtr!"
192

Devletlulardan, asil bir adama benziyordu. Geri evir


mek istemedim. Lakin Tapduk Sultan'n kapsna destur
suz misafir de getirilmezdi ki!.. Ne yapacam bilemedim.
Odun toplama bahanesiyle birka adm ilerledim. Baktm
o da benimle geliyor ve benimle odun topluyor. aresiz
sordum:
"Bir beyzade olduun, dnya nimetini elde ettiin bel
li. Neden bir dervi olmak istiyorsun ki?"
"Senin gibi olabilmek iin?"
"Benim gibi miskin bir dervi olup da ne yapacaksn,
odun mu tayacaksn?"
"Hayr, odunu altn edeceim!"
"Bugne kadar kim odunu altn etmi ki aam!"
"Seeen!.."
Hayretle yzne baktm. imden "Bu sultan da, adam
lar da hayli garip kimseler!" diye geirirken o sordu:
"Bana da retirler deil mi yolunu?"
"?!."

Tekkeye vardmzda akam olmak zereydi. Ben ya


nmda getirdiim -daha dorusu peimden ayrlmayan
adam huzura nasl karacam diye dnrken Tapduk
Sultan'm bahede, kuyu banda beni beklerken bul
dum. Yalnz olmadm biliyor gibiydi. nk daha bana
naslsn demeden ban yere edi, adamn ekalini kula
yla grmek ister gibi dikkat kesildi ve sordu:
193

"Hele haber veriniz, neler oldu?"


Adam Tapduk Sultan'mn grmediini anlamamt.
"Efendimiz, ben Artukolu Necmeddin Gazi Han'n keth
dasym." diye balad anlatmaya, elleriyle tarifler ederek
ve heyecanla. Seyahatlerinin sebebini, nereden gelip ne
reye gittiklerini falan sralad bir bir. Sonra karlatmz
. zamana geldi sra. Duyduklarma inanamyordum. ldracak gibi oldum. nce hayalperest biri diye dndm.
Sonra hayaller gren bir arlatan olduuna kanaat getir
dim. Daha ileri gidince iyice yalanc olduuna hkmettim.
Elbette anlattklarna inanasm gelmedi:
" . . . Velhasl padiahmla dada bu dervi Yunus'a rast
geldik. Yol soracaktk O garip eyler syledi ve "bilmem"
deyip durdu. Padiahmz da buncaza bir kese altn
vermek istedi. O srada bu dervi 'Tapduk Sultan der
gahnda dalara talara, "Altn ol!" dese, altn olur Allah
kullar var' dedi. Kk dillerimizi yutayazdk. nk bu
dervi konuurken eliyle iaret ettii dalar talar, odun
lar aalar altna dnt. Hepimiz, benim grdm
gryor mu diye birbirimize baktk. Gazi Han'mz dahil
byle bir eye ahit olanmz yoktu. Korktuk. Yerimizden
frlayp barmaya baladk. Sihre uradmz dn
dk. Atlarmz yerlerinde duramyorlar, kiniyorlard. Bir
frtna kt zannedilirdi. Ne oldu anlamadk Derken bu
dervi, 'Bunlar dnyadr padiahm, dnyalktr. Bir eye
yaramaz. Yine ta ta olmak, aa aa olmak hotur."
deyince her ey eskisi gibi oldu, ortalk yatt, aalar
194

ve talar eski hallerine dndler. Grdklerimizin serap


veya hayal olduunu tarttk. Gazi Han bir sihre urad
mz syledi, 'Derhal buradan gidelim!' dedi. Peimizde
Alamutlu Hahaiyyun fedailerinin olduunu da biliyor
duk. Bu sebeple herkes derhal atlanp kamak istedik. Ne
var ki benim gnlme bir keramet tr yaylmt; imdi
huzurunuzdaym."
"Siz hakikat bir sihre uram veya hayallenmisiniz!"
Tapduk Sulta'm bu cmleyi telaffuz etmeseydi son
duyduklarmdan sonra aklm yerinden oynayabilirdi. Yaz
mevsiminde zembillerle yiyecek sakladmz kr kuyu
nun krna tutundum. Tam bu adamn yanldn, by
le bir ey olmadn syleyecektim ki elebi Faruk avlu
kapsndan girdi. Atnn yularn kapdaki halkaya ilitirip
Tapduk Sultan'ma doru ilerledi. Tapduk onu kokusun
dan tanmt anlalan:
"Ho geldin; kadernin uur ola elebi'm. Konya erenleri nasllar?
"Kt haberle gelirim efendimiz!.."
"Hak Teala ona rahmet eylesin!"
"Nerden bildiniz efendimiz?"
"Kimisi bilmem der, bilir; kimisi bilir bilmezlenir. Ki
misi bilmediini bilmez, bilirim der; kimisi bildiini bil
miyor zanneder. Bilmemeyi bilmekle bildiini bilmernek
ayn deildir. Kurtulanlar, bilmediini bilenlerle bildii
ni bilmeyenlerdir. Onlar birbirini bilir, birbirinden bilir,
birbiriyle bilir. Ben dahi bildim, nk ak iinde akn
195

maiika vuslat cmle aklara aikar olur. Bildim, n


k ben onunla ta Belh sokaklarndan, ta alimler sultan
Bahaeddin Efendimiz'den bu yana bildik nefesler alrm.
Bildim, nk surette ve manada, iimizde ve dmzda
ainalmz vardr. O ki bir eser telif etse ben okurum,
ben ki bir mazmun kefetsem ona ayan olur. Bildim, zira
iki ay evvel btn gnl dostlar gibi ben de eb-i arus
tebriki iin oradaydm. O ki arkn en parlak yldzyd,
o ki bizim Mevlana Hdavendigar kardeimiz Celaleddin
idi, kesildiinde alem burada da karard. Lakin se
vintir ki dn gecesinde aleme bereketler yad!"
Demek iki ay evvel Tapduk Sultan'm, Mevlana Hda
vendigar'n cenaze merasimine katlmt. iimi bir Konya
hasreti yakt. Anladm ki bu yalan dnyadr; anladm ki
evliya da olsa alan dnyadr. Kaann kurtulmad, a
hin de olsa kanatlar kran dnyadr. Sevdiklerimizi alp
bizi alatan, Hazreti Sleyman da olsa tahtlar viran eden
dnyadr. Tapduk Sultan ellerini am, yksek sesle Fati
ha okuyordu. Aklm yokladm; Tapduk Sultan deil iki ay
evvel, ka yldr bu dergahtan darya adm atmamt.
Bunu oradaki herkes biliyordu; Sultan Gazi Han'n adam
hari ...

196

AVARE

eski anlarm peinde - Saka Yunus - eyhin kzn sevmek


-ifac Abakay -kr istedi bir gz- Tapduk Emre'den ka
- Sarcaky yolunda

ule bize aydan deil


Ak eri bu soydan deil
Rzkmz bu evden deil
Derya-y ummandan gelir
Dergahtan sessiz sedasz ayrldm, kaareasma ve kim
seyle muhatap olmadan . . . gn geti, hala tozar yrr
vaziyetteyim. Heybemdeki erzak ve matararndaki su t
kenmek zere . . . A ve yorgunum, keder deil . . . Kurda
kua yem olmadan Sarcaky'e varabiisem yetecek. Ka
gn srer bilinmez. Gn inmeden u karki dalarda bir
snacak maara bulmah, bugn de geirmeliyim. Rab
bim i imi rast getirsin artk!..
197

Zihnim ok kark. Tapduk Emre'nin eiinde yllann


yllarma eklenmi, boa tkenen zamanlann omuzlarma
yk kesilmiti. Geen onca ylda deimeyen iki ey var
d: Sitare'nin ara ara kulama alnan sesi ve smail'imin
masum ocuk yz. Her ikisini de ok zlyorum. Yola
ktmdan bu yana her nefes almda bumuma bir top
rak kokusu geliyor. yle zannediyorum ki brahim'imin
mezarndan geliyor bu koku. Onu ylece topraa koyup
Ucasar'dan kp gitmi olmam imdi arma gidiyor.
Elif'imin hatrasna da ihanet ettiimi dnyorum. En
azndan kabrinin stne zel bir ta yaptrmalydm. Bel
ki smail bir gn onu bulmak isterse diye . . .
Bu dncelerin tamamn smail'in artk her gn iim
de sanclanan hasreti tetikledi. Larende'den geri dn
dkten sonra uzunca bir mddet kendimi sorguladm.
Uykularm blnyor, onu dnyordum. Babamn beni
brakp gitmesine, baba sevgisinden mahrum brakmas
na fkelendiim gnleri hatrlyordum. Babamda aypla
dn kendimin ilediimi, ayn sevgiden smail'i yoksun
braktm akl edebildim. Ben nasl bir babaydm by
le!?. Dervilik diye diye, odun tamaktan gayr cilvesi
olmayan bir mr uruna can paremden gemitim. Can
larn ucuzlad, emniyetin kaybolduu, vahetin kol gez
dii u bozkrda henz blua bile ermemi bir ocuu
Sat Nine'ye emanet brakarak nasl ekip gitmi, sonra
onu nasl kaybetmitim. Oysa smail benim bu dnyada
belki de tek varlm idi. Belki benim kaderimi stlen198

miti de, babam aradm gibi o da imdi bir yerlerde


beni aryordu. Eer beni aryorsa Tapduk Sultan'a hi yol
uratmayacak, beni her yerde arasa bile burada olabile
cein asla dnmeyecekti. Bir zamanlar babamn beni
hi aklna getirip getirmediini merak ediyordum, ayn
ekilde olumun da beni aklna getirip getirmedii zeri
ne phelerim olutu. Delikanllk ana erimi bir o
cuk iin bir baba desteinin ne demek olduunu kendim
den biliyordum. "imdi yannda olmalym!" fikri iimde
bymeye baladnda tekkeden ayrlma dncesi de
beraberinde geldi. O zaman dnmeye baladm ki, ba
langcn unuttuum uzun yllardan beri Tapduk Emre'nin
eiinde hizmet ediyordum. yi de insan sevgisi ve hog
r dnda ne kazanmtm? Dadan odun tayor, kr bir
ekikgz ile hcremi paylayordum, o kadar.
Dncelerim gitmekten yana olunca daha evvel kar
hanesinde grdm btn fikirler birer birer zihnimin
zarar hanesine yazlmaya balad. Neredeyse her eyi
sorguluyor ve nedense yalnzca olumsuz yanlarn gr
yordum. Tapduk Emre'den ne rendiim de, renirken
neleri unuttuum da gzmn nnde arpp duru
yordu. Ne hikmet anlayamadm, yalnzca olumsuzluklar
grmek zihnime batan pasl ivileri oaltt: Tapduk Em
re'nin katnda ben ne idim? Bir dervi mi; bir oduncu mu?
Durmadan odun tayan bir adamdan nasl bir dervilik
beklenebilirdi ki? mrm tkeniyorrlu ve galiba ziyan
daydm. stelik de zerimde Tapduk Emre'den ziyade
199

Abakay Dervi'in hakk vard. Ondan ok ey renmi,


hangi hastala hangi bitki kklerinin derman olduunu
bellemitim. Yine de iime giren o olumsuzluk adl kurt
tan sonra Abakay ile paylatmz hcre bile, tekkenin en
sefil hcresi olarak grnd gzme. Meer fark etmemi
iz, onca dervi iinde bir ben, bir de Abakay garip kal
mz. Hele ben, Tapduk Emre'nin yannda, yaknnda bile
olamyordum. Okuma yazmay iyice renmitim ama
huzurda Mesnevi ciltlerini de, Tebessm Sultan'mn risa
lelerini de, Pir-i Trkistan Ahmet Yesevi hikmetlerini de
bakalar okuyor, onlar nasipleniyordu. Bana odun yk
denk denk; bakalarna mana katar hevenk hevenk!.. Ad
dervilik bile olsa, hatta kendinden vazgemek bile olsa
buna tahamml etmek enayilikten te neydi ki? Geri o
dervilii anlatrken "Dvene elsiz, svene dilsiz, herkese
gnlsz gerek," diyordu ama ektiklerimin bu kadar da
hakszikt artk. Benimkisi dervilik deil dpedz karn
tokluuna odun hamalhyd.
Bu dnceler gnlerce, daa benimle birlikte gidip
geldi. Odun denkleri srtma daha ar gelmeye balam
t artk. O gnlerden birinin akamnda Faruk elebi hc
reme urad. Paa'nn babas. Abakay, tekkenin kilerinde
ilalar yapmakla meguld. elebi'yle halvet olduk. Bana,
smail'i bulup bulamadn sordu. Bulamadm, ama ci
erimin de hasretle yandn syledim. Meer gittii her
yerde onu aryor, nerede on beinde sahipsiz bir delikanl
grse sorup soruturuyormu. Bir hayli zaman konutuk.
200

Giderken bir gn inallah bana iyi haber getireceini ila


ve etmeyi de ihmal etmedi. Tam kapdan kaca srada
"Ha!.." dedi, "asl syleyecein unutuyordum; Efendim
Tapduk Hazretleri, 'Yunus Dervi bundan sonra su ta
sm!' buyurdular."
O gne kadar fukara dervilere odun tamtm, bun
dan byle su tamam buyruluyordu. Dervi muratsz
olurdu, yle kabullenmitim. Yine de nceleri bunun bir
terfi olduunu zannedip heveslendim, lakin ok geme
den anladm ki su tamak, hi odun tamaya benzemi
yor. Srtmda mein cbbe, kei tuluundan yaplm iki
krbay yklenerek baladm ie. Bahedeki kuyunun
yl evvel suyu ekilmi, artk souk kiler vazifesi gryor
du. Bir sarn vard ve yarm saat mesafedeki pnardan
her gn bu sarnca krk krba su tamam gerekiyordu.
Krbalar birbirine kayla balayp birini srtma alyor,
dierini gsmden sarktyor ve tekkenin su ihtiyacn
gideriyordum. Gerekten odun tamaya benzemiyordu.
lk birka hafta her ey yolundayd. Sonra krbann zah
metinden mein srtma yapmaya balad. Yk altnda
terledike srtm yanyor, sz cierime iliyordu. Hisset
tiim her ac iimdeki dnceleri ve smail'in hasretini
katmerlendiriyordu. Hem bedenim, hem ruhum strap
ekiyor gibiydi. kinci ayda arlar yznden geceleri
srt st yatamaz oldum. Uykusuzluum ise hasret san
csndand. Bir gece inleyip szlaymdan Abakay Dervi
halimi sordu. Tabii ki gnl arn gizleyip yalnzca srt
201

arlanndan sz ettim. Kerem eyledi, omzumdan mei


ni karp eliyle yaralarm yoklad. Att ln hayreti
beni de korkuttu:
"Aman Allah'm!. . Ne olmu srtn byle?!. Yoksa der
vilerin dedikleri doru mu Emrem Yunus?"
"Nedir ki derviler syler?!.."
"Tapduk Sultan'n kzna vurulmusun da bunca ar
ilere bunun iin katlanrmsn."
Hayr!.. O gn yaam olmay hi istemezdim. Keke
Allah canm alsayd da Sitare'nin ad stne ad sylen
meseydi? Tapduk Emre'nin bir kz olduunu dahi bilmi
yordum. Dergahtaki her kadn bana ana bac idi. Hangisi
kimin ei, kim kiminle evli, bilmek gerekmezdi. Dervilik
tarikinde bu dnce batl idi. Abakay Dervi 'in gz g
ryor olsayd o srada Sitare iin yanarndan szlen iki
damlay aklamakta zorlanrdm. Sitare!.. Neredesin Sita
re!.. Sensizlikte bak neler oluyor?!. Adm kaybediyoruro
Sitare!. .

Elden ne gelir; dergahta byle bir iftira, bir yaktr


ma ok arma gitti. Bu nasl bir dervilik ahlak idi ki,
dervi kardeinin dedikodusunu yapp adeta i i etini
yiyorlard? Bir zaman iekler toplayp Tapduk Emre'nin
gzne girme yar yapan dervilerin meram, meer o
iek demetleriyle evin kzna yaranma kaygs imi de
benim o eie ieksiz geliim bir alay konusu oluyor202

mu. Artk aklmdan neler neler geiyordu. Geriye doru


yaadklarm dndke baz dervilerin tavrlarndan
yeni anlamlar kardm. Peki ama Tapduk Emre, tekkesin
de byle eylere neden layk olduu karl vermezdi?
Bu dnceler o gece bana srtrnn acsn oktan unut
turdu. Lakin Abakay Dervi unutmam, vaktiyle onun
iin getirdiim bitkilerden macun eklinde bir merhem
kaynatt, mum ile hamur eyledi, bir yakya srp srtma
yaptrd. Ertesi gn bir para rahat ettim. Gelgelelim,
Abakay Dervi o gn Tapduk Emre huzuruna kp benim
durumumu anlatm:
"Sultanm, u bizim saka Yunus'un arkac krbadan
tamamen yar olmu, sakalk vazifesi iin bir baka der
vi tayin buyursanzt"
Tapduk Emre buna ierleyip km:
"Saka, yarn sana m gsterdi? Yarma merhemi
senden mi istedi? Vah vaht.. Mademki merhemi bakasn
dan ister, varsn gitsin, bundan byle her eyi bakasn
dan istesin!"

Abakay Dervi o gece olup biteni bana gzyalar iin


de anlatt. Eskiden omuziann ardnda elleriyle svaz
layarak ifa veren Tapduk Emre, imdi srtmdaki yaralar
bakalarna gsterdim diye bana kzyordu. Bu mahrem
bir kskanlk olabilir miydi; yoksa benim boboazlma
bir ceza m? Buna sevinmeli miydim, yoksa zlmeli mi,
kestiremedim. Srtmdaki arlar zaten bildiine phem
yoktu. Bunu Abakay renince neden gcenmiti? Menfi203

lie talip olmaya almtm ya, karar verdim; belli ki Tap


duk Emre beni artk gzden karmt. Ne yapabilirdim?!
Gelgelelim Abakay Dervi de benim yzmden onun site
mine maruz kalmt. Teseliiye altm:
"zlme Abakay kardeim, keder etme. Kr istedi bir
gz, Allah verdi iki gz. Zaten buralardan gitmeyi, bu se
meresiz hizmetten kurtulmay kafama koymutum. Bun
ca yldr u dergahn kapsn bekler, hizmetini grrm,
bir nimet hasl ettiim, bir kymete vasl olduum yoktur.
Tapduk Emre Hazretleri isteseydi her ey baka olurdu.
Herkes iin istedi, benim iin istemedi bir trl. steseydi
smail'imi bile bulur, buldurur, Lokman Bee gibi buraya
aldrr, hasretimi bitirirdi; ama bunlar yapmad. Eskiden
bunun da bir hikmeti vardr diye dnrdm, beyhude
imi. Bunda bir hikmet falan yok. Baksana, bakalan ile
kard, hcrelere girdiler, bana yalnz odun tamak, su
tamak dt. Bakalar makamlara ykseldi, ben yk
altnda eridim de eridim. phesiz baz dervilerin ne ol
madk iler yapp, yreinde ne onmadk yaralar atkla
rn bilmiyor deil. istese onlara layk grdn bana da
balard. Olmad; olamad. Tapduk Emre beni derviten
saymad; hizmetkar olarak grd. Aylarca su tadm ama
bir damlasn imedim de; yllar yl odun tadm ama
hibir tandrda snmadm da ne oldu? Velhasl Tapduk
Emre bizi zaten gzden karm!. . . Hasretime, smail'imi
terk edip geliime yanaym!.. Hemen sen hakkn helal et,
bana yeter!.."
204

Dergahtan sessiz sedasz ayrldm, kaareasma ve kim


seyle muhatap olmadan . . . gn geti, hala tozar yrr
vaziyetteyim. Heybemdeki erzak ve matararndaki su t
kenmek zere . . . A ve yorgunum, keder deil. . . Kurda
kua yem olmadan Sarcaky'e varabiisem yetecek. Ka
gn srer bilinmez. Gn inmeden u karki dalarda bir
snacak maara bulmal, bugn de geirmeliyim. Rab
bim iimi rast getirsin artk!..

205

ABDALLAR

iki yolda -ak zerine mnazara -keramet ehli -rya gibi


gkten inen sofralar -Tapduk kapsnda yllarca odun tayan
er adma -nankrlk -pas/ ayna

Cana tuzak kuralm


Belki ak ele gire
Ak nice aviartar
Soralm tutmu/ara
"Hangi ilden, nerenin yolundan ahretlik?"
"Doudan gelip batya gider, karayelden tozar Kble'ye
eser, kendince kendini knayp gezer bir canm. Ya siz ahi
ler, sizler nereye byle?"
"Biz yol arm iki abdalz. Nereye gideceiz, nereye
gidilir bilmeyiz. Allah eletirmesin, unda eletik kal
dk!"
"Desenize bencileyin avare ak oldunuz?"
206

"Avare olduumuz doru da ak olabildik mi Allah bi


lir! Sen hem avare, hem ak olduuna gre Melamet ehli
de olmalsn; hele buyur bu akam bizimle konakla!"
Bu teklife elbette ok sevindim. Dan eteklerinde gn
inmek zereydi ve ben duyduum sesleri nce pheyle
karlam, sonra korkarak yanlarna yaklap bu dervi
leri bulmutum. Ekya olmadkianna krettiimi syle
meme gerek yok zannederim. Tehlikeli dalarda bir ge
ceyi geirmek iin abdallardan daha emniyetli kimseyle
karlaamazdnz nk.
Son yllarda bozkrda dolaan abdallada babalarn sa
ys gitgide artmt. Aslnda babalar insanlar evrelerin
de toplamakla, abdallar da insanlar evrelerinden uzak
latrmakla yol alrlard, ama bu abdallar bugn tersini
yapmlard. Ben de bu teklifi gvenle kabul ettim, nk
bir abdaln kimseye zarar dokunduunu hi kimseden
duymamtm. Halk nazarnda abdallar, gnl gzleri ak
olduu iin insanlar irada alan, zaman ve mekan a
mnda yaayacak derecede ermi, dlarndan ziyade i
lerini sslemeyi yeleyen, bu yzden halk arasnda biraz
saf olduklar zannedilen arif kiilerdi. Gece onlarla kalma
ya karar veriim bir yandan emniyet ise de dier yandan
dolu kekllerindeki yiyeceklerden istifade idi. gnn
ardndan mideme kekik, ot ve aa kabuu haricinde bir
lokma girmesini umuyordum. Ama hayret, hibirinin om
zunda asl bir kekl yoktu.
207

Beni samimi karladlar. Beraber daa doru trman


dk Anladm ki halka kanmadan, halkn iine ve iine ka
rmadan uzlette yaamay semiler. Baz abdallar bunu
gnaha girmernek iin yapyor, tenha yerlerde mekan tu
tup yayorlard. Ben buna pek itibar etmiyorum. Dervi,
halk iinde ama onlardan ayr olmal; dta halk ile iken ite
Hak ile olmalyd. Halvette iken uzleti yaamal, yerde iken
gklerde gezinmeli, ihtiamda iken garip olmalyd. Bu
yolda ise tam tersi bir yol zerineydiler. Onlar Hakk'a ya
kn olmay halktan uzaklamakta bulmulard. Elbette bu
da bir yol idi. Madem Allah'a giden binlerce yol vard, kim
kimin yolunun yanl olduunu syleyebilirdi ki?
Hayli trmandktan sonra, epey yksekte bir maaraya
girdik. erisi o kadar tenha, temiz ve bo ki iimden, "On
yldr buraya bir tavan bile girmi olamaz," diye geir
dim. Dncemi duymu olamazlard:
"te ahretlik, on yldr burada eleiriz biz. Bizden
gayr ieri bir tavan bile girmi deildir."
"Abdala malum olur," dediklerinin doru olduunu
grmek iimi rpertti. Sesimi kendime bile duyurmaktan
korkarak mrldandm:
"La havle!.. Bir aka m bu? Cin taifesine mi rastladm
ben?"
Yeni arkadalarm daha dikkatle inceledim. Destaria
rn balay biimi pek yle ehirde kasahada rastlad
m abdallara benzemiyordu. zerlerindeki abalar biraz
eskimi gibiydi ama temizlik ve sadeliklerine diyecek
208

yoktu. Dlarn gzelletiren dervilerden deillerdi ama


iierinin gzellii dlarn fazlasyla sslyordu. Sordum:
"ehre niin gitmezsiniz; gnlnzdeki ihtiya ykn
atarsnz, insanlarla lfet edersiniz, sever, sevilirsiniz!.."
Gen olan beni hayrete dren bir cevap verdi ki sev
ginin insan abad da ettiini, naad da ettiini anladm:
"ehirde peri yzl gzeller ok bulunur, bundan kor
karz ki balk ok olunca fil bile kayar!"
Peri yzl gzeller szn duyunca, elini gayriihtiyari
yldzl heybeme dokundu. O heybenin sahibinden sonra
ve ondan gayr sevgi bana haram idi. Bu abdallarn ihla
s benden daha yksek olmalyd. Peki ama aktan ka
nakla nasl bir ihlas kazanlabilirdi ki? nsann iinde ak
cevheri yoksa gittii yola ihlasla gidemezdi ki. Sormadan
edemedim:
"Ak olmaktan kime ne zarar gelmitir?"
"Ak sultannn vard yerde, takva taz olup kaar! Ar
dndan dile dme, knanma ve ayplanna gelir."
"Ama aktr ki derviin yoludur; aktr ki Leyla'da iken
Mevla'ya ulatrr!"
"Sana gptalar olsun dervi!.. Nefsim eker istiyor ama
hekim perhiz diyor!"
"Can kaygsyla aktan vazgemek yle mi?!. Ak ken
di cann dnrse sevgilinin ne deeri kalr ki?"
"Sen ak iini kolay sanrsn zahir?"
"Hayr, kolay sanmam; bilakis o bir atetir; yakar, yan
drr. Ama nefsi de kirlerinden artr. Sevgili lehine nefsin209

den arnmayan ak elbette yalanc kalr! Turfanda z


mn tad ekidir; tatllamas iin gne altnda sabrla
beklernesi gerekir."
"Nefsi sabrdan men eden de kim? Sevgiliye ulamak
imkansz bile olsa dostluun gerei, ararken lmek deil
midir?"
Ak sohbeti srerken abdal birka adm ilerleyip ta
vana bir kandil ast. Sonra da iki parman uzatp tutu
turdu. O srada yreimde yanan ak odu, Sitare iin sa
brla ektiim straplar dnmeye beni zorlad. erisi
aydnlannca, "Acaba kandili hep yannda m tayor?"
diye merak ettim. nk gezici abdallar ra kullanrd. O
srada bana dnp kandili iaret etti:
"Bu ak odudur, ra deildir!"
Sonra srtn dnp ilerledi. Arkalarndan gitmemi ia
ret ediyordu. Maarann derinlerinde bir yerde, tavandan
sere parma kalnlnda bir su aktn grdm. nce
derviler, sonra ben abdestlerimizi tazeledik. Ben sol aya
n da ykaynca su kesildi. "Dervilerden biri nne bir
tka koydu herhalde!" diye dndm. zerinde durma
dm. Sonra cemaat olup akam namazn kldk yle uzun
srd ki, her rekatn bir rkG veya bir secdesi tekkede
kldmz bir akam namaz kadar uzundu. Zikir, tespih
ve dua derken odun tam gibi yoruldum. mekten
ve alktan uyku gzlerimi brd srada biri nasihate
balad. Meer adetleri imi, her akam olduunda biri
dierine bir konuda nasihat edermi:
2 10

"Madde Heminin drt temeli netisterimizin drt de


recesidir. Btn ktlklerin kayna nefs-i emnaremiz
atee, yaptmz ktlklerden sonra kendimizi knayan
nefs-i levvame havaya, iyi ile kty ayrmamz sala
yan nefs-i mlhimme suya ve bizi ktlklerden arnd
ran nefs-i mutmainnemiz topraa benzer. Nefsin hangi
surette sana hkmetneye kalkarsa, o suretin eiti olan
unsuru bedenine tatbik et. Nefsin gnah olan ileme ar
zusundaysa elini atee dedir; dayanabiliyorsan o gnah
da ile. Kendini knamak istersen havaya ve rzgara kar
oturup dn. Ktlkten iyilie gemek iin suyla arn
ve abdest al. Btn ktlklerden arndn vakit bedenin
toprak olmaya hazrdr. nk ancak varlmz toprak
ettiimiz vakit manamzn hakikatine erebiliriz." Bunlar
gzel szlerdi ama bir an evvel uzanp yatma steime
mani olmuyordu. Yine de yar uykulu gzlerle grdkleri
mi anlamaya altm. Abdallardan birisi belindeki kua
ap rt niyetine yere serdi. Ellerini at ve iinden dua
etmeye balad. O dua ederken rtnn stne ekmek,
zeytin, bir lengerde bulgur pilav ve zerine bldrcn eti,
son olarak da incir konuluyordu. Ka gndr a saylr
dm. Gzlerimi ovuturdum. Hayr, rya grmyordum,
tavanda bir zembil falan yoktu. Muhtemelen dalgnlma
gelmi, uykulu haldeyken derviin yemekleri getirdiini
grmemitim. Scack yemeklerle karnmz doyurduktan
sonra biri "Ahretlik!" dedi, "Gecen mbarek olsun, alem-i
manada selamn selammzdr!" Bu temenninin ikinci ks211

mn "rya grecek olursan senin emniyetin bize emniyet


tir, rahat uyu!" biiminde anladm ve biraz iim rahat etti.
Yoksa bu maarada abdallar yerine cinlerle sabahlayaca
m dnmeye balamtm.
Rya grmedim, ama rya gibi bir sabaha uyandm.
Ka zaman olmutu ki gnein douundaki ihtiam by
lesine gzel seyretmemitim. Meer bu derviler yalnzca
bir lokma bir hrka ile deil, dnya nimetlerinin gzellik
leriyle de kendilerini Hakk'a balamlar. ehre neden
gitmediklerine bu manzaray grnce hak verdim. "Keke
dnya gzyle bir kere olsun Sitare de grseydi bu g
zellii!" diye geirdim iimden, "Yahut smail'im de imdi
burada yanmda dursa ve bu gzellii seyrediyor olsay
d!" Sitare gnein ve mehtabn douunu seyretmeyi ok
severdi; muhtemelen smail de seviyordur.
Kalvalt yerine akamki st iip yollara dkldk.
Birka tarla ii, birka bahe sulama derken gezdik, do
latk gn inerken ilerimizi bitirdik. Suladmz tarlalarn
kime ait olduunu, budadmz meyve aalarnn sahip
lerini bilmiyorduk. Ne bir elma kopardk, ne bir mayda
noz. Maaraya eli bo dndk. Bu sefer dikkat edeceim.
Sabah yerinde gremediim kandili kim tayor da yerine
asacak? Yine dikkat edeceim hangisi suyun tkacn ce
binden karp yerine yerletirecek? Ama nafile, hibirini
gremedim. Elbette akam sofras iin dua eden ve nimet
leri sra sra dzenleyen abdaln da srrn zemedim. s
telik bu sefer gzlerim tamamen akt. Yalnzca rtnn
2 12

zerine inen yiyecekler deimi, bulgur yerine erite,


bldrcn yerine sln yemitik. Yllar nce henz Tapduk
Emre'nin kapsna varmadan, Sitare'nin beni ynlendirip
gnderdii tek odalk evde yediim scak sornun ve sade
yada pimi yumurta aklma geldi. O zaman da sofrann
nereden geldiini anlayamamtm. O vakit de bu adamlar
dan birine rastladm, hikaye anlatan o kylnn aslnda
bir abdal olduunu dndm. Belki de yanlyordum.
Yoldalk ettiim abdallarn, sahibi belirsiz tarlalar
sulayan birer aptal deil, hakiki erenlerden olduklarna
hkmettim. O geceyi "Yllardr Tapduk kapsnda oyala
nacama u maaraya gelseymiim!" diye hayflanarak
geirdim. Sonraki gne baladmda, artk bu iki abdaln
yaptklarn taklit ediyor, uzun namaziarna ve her sani
yesi zikir ve tespihle geen mrlerine ayak uydurmaya
almak iin kendime telkinde bulunuyordum. htiya
annda akp sonra duran suyun, gece bitince kendiliin
den kaybolan n, birden gkten der gibi rtnn s
tne geliveren azklarn ve babo altmz tarlalarn
srrn zemeyeceimi anladm. evre ehir ve kasaba
larda iddet ve ktlk kol gezerken, insan hayatnn her
eyden ucuz sayld gnler yaanrken, burada insan
olmann ve insaniyetn srrna ermi bu dervilerle be
raber olmak gnlme huzur veriyordu. Hakikatini bilmi
yordum, ama en azndan marifet bakmndan Tapduk ka
psna stn saylrd. Marifete ulanca eriat ve tarikat
zaten geride kalm merdiven basamaklarndan te neydi
213

ki!.. Bu abdallara teslim olmak ve Tapduk eiinde boa


geen yllar telafi adna teslimiyet iinde kendimi yeni
den bulmak arzusundaydm. Gelgelelim nc gnn
akamnda srann bende olduunu sylediler:
"Nasl yani?" dedim.
"Basbaya ahretlik!.. ki gndr dua ettik, elhamd
lillah karnmz doydu. Bu akam da sen karnmz doyur
bakalm!.."
"Aman ahi erenler, siz benimle alay m edersiniz?!."
"Haa ki Allah'n bir mahluku ile alay edile!.. Hele ki ya
ratlmlarn en ereflisi, kainatn z ve zeti olan insan
ile?!. Dua buyur ki, amin diyelim!"
"La havle ... Erenler, benim elimden bu sylediiniz gel
mez, beni hacil etmeyin!"
"Estafurullah ahretlik. Kalbindeki ak odunu tututu
rup Allah adn an ki olacak olur. Haydi, karnmz ackm
tr!.."
Dervilerin ciddi olduunu anlaynca bedenimden
souk terler boand. Yer yarlsa da iine girseydim, bu
derece mahcup olmasaydm. Beni kendileri gibi bilen bu
dervileri aldatm olmaktan Allah'a snrm. imdi be
nim nadanlm grp benimle alay m edecekler, yoksa
keramet srlarn bana am olmaktan pimanlk m du
yacaklar, aknm. Her biri aka keramet gsterirken
acaba srlarn fa etmi olmaktan utanacaklar m? Ama
her ne kadar utansalar, benim utancm kadar byk ola
maz. aresizdim. Kuan karp yere serdim. Biri atld:
2 14

"Ahretlik, kuan da pek bykm, bundan kefen


kar."
Bu cmleyi bir latife mi sayaym, yoksa 'u fani dn
yada bir kefen bezinden byk dnya nimetine ihtiyacn
m var?' biiminde bir ikaz m anlayaym, kestiremedim.
Her hangisi olursa olsun, duadan sonraki mahcubiyetim
kadar byk olmayacak diye aldr etmedim. Sonra gz
lerimi yumdum, Besnele ektim:
"Ycelerden yce Tanrm, ululardan ulu Allah!.. imdi
sana sundum elim. Sensin Kerim, sensin Rahim. Senden
artk yoktur emim. Bu dervilerin halleri nedir bilmem;
amma kendi halimi bilirim. mdi grkl Tanrm, bir s
nava tutuldum, gzlerim ge szld. Canm gsten
zld. Dilim tetii bozuldu. Rabbim sana sundum elim.
Haddin bilirim ve benim halimi Sen dahi bilirsin. Bu der
viler sana yakarrken her kimin yz suyu hrmetine
dua ettilerse, sen o kulunun yz suyuna beni bunlarn
yannda malcup etme lahi! ..

"

Kulama gelen sesleri hayallendim zannediyordum:


"Allaaaahu Ekber!.."
"La ilahe illallaaaah!.."
"Allah!.. Allaaaah!.."
Duyduum sesler, yoldam dervilerin hayret nidala
ryd. Gzlerimi atm. rtnn stnde drt ayr sofra
vard. Kademe kademe alan, aldka nimetleri oalan
drt sofra. Birisi marifet gsterdi de, benimle yine eleni2 15

yorlar diye dndm. Ama yzlerindeki ifade yle deil


di. Abdallardan biri elime yapt, dieri dizimi pt:
"Aman kardelik, kimin hatrna dua eyledin, kimin
hrmetine istedin ki, sana bu nimet verildi?!."
inanamadm. Gerekten benim duamdan sonra m bu
nimetler buraya inmiti? Allah'm sen aklma mukayyet
ol! Ecinnilere karm olduumdan phem kalmad. Ba
yldm, baylacam. Birden bam dnd, zihnime bin bir
dnce hcum etti. Oradan kamak istedim, ama o gc
kendimde bulamadm. Sonra gayriihtiyari sordum:
"Peki ya sizler kimin hrmetine istediniz, ey yaren
ler!?"
Cevap vermek istemediler. Sonunda birbirlerine bakt
lar ve birisi sanki dierlerinin de szcs gibi mrldand:
"Biz, Tapduk Emre'nin kapsnda yllar yl odun ta
yan bir Yunus vardr, onun hrmetine diye dua eder, iste
riz. ok kr her gn bize nimet gelir!"

Baygn mydm, yoksa rya m gryordum, gerek


miydi, hayallerim mi vard, ldryor muydum, aklm m
beni brakyordu; hi bilemedim. Drt sofrann banda
drt abdal oturuyordu. Ben gzlerimi yummu dua eder
ken iki misafir daha gelmiti. Ama bu sefer ikisinin de giy
sileri deimi, dierleri gibi nur kaftanlar giyinmilerdi.
Her biri sofrann bana oturmu, srayla bana ikramda
bulundular. nceki toprak azklarndan sundu, sonra su
216

itim, sonra od ile pimi ve nihayet hava ile soutulmu


nimetlerden yedim. Her bir abdal bana ikram ettike ru
humda bir yenilenme oluyordu. Drt unsurdan szlr
gibi, maddeden boalr gibi. . .
Kendime geldiimde tan yeri aarmak zereydi ve ben
hala sarhotum. Aklm bama yeni yeni gelmeye balad.
Aklm bama geldike de pimanlk, gzya olup iime
akt elbette. Tapduk Sultan eiine ykndm. Meer o
benim kalbimi nce odunlarn oduyla yakm, sonra su
larn gzden akan damlasyla sndrmeye almt da,
ben sabredemeyip nankrlk etmitim. Celal ile terbiye
olduum o kapy brakm;, imdi Cemal'in tecellisini gr
mtm. O drt abdal dervi acaba drt melek miydiler?
Toprak ile Azrail, su ile Mikail, ate ile srafil ve hava ile
Cebrail mi bana grnmt de ben anlayamamtm.
Bu hal bana iddetli bir tokat saylrd elbette. Tapduk
Sultan'm beni grdke, "Yunus'um, azizierin Celal ile
terbiye ettikleri, menzile ve maksada Cemal ile terbiye
olunanlardan tez eriir," derdi. Galiba hikmeti imdi orta
ya kyor ve o tokadn iddetini arttryordu. nsan iin
gzellik ile terbiye, korkuyla terbiyeye tercih edilirse de
dervilerce korkutularak terbiye olunmak gzelliin ter
biyesinden evla grlyordu. Celale alan kapda yalnz
ca yaklama deil, tahamml de mevcut idi. Gelgelelim
ben Tapduk Sultan'mn kapsndan sefere karak o ta
hamml nimetini tepmitim. O benim ilemi hcre yerine
odun ile suya yklemi, birinde akn ateini, dierinde
217

gzmn yan bana iaret etmiken, ben yllar yl kuru


odun tarken yanan odu, biriken suyu tarken gzdeki
ya anlayamamm. Krk gn susuzluk iinde su tar
ken yunup arnarak makamlardan makamlar am, yllar
yl titreyerek odun getirdiim vakit od ile yanarak hal
den hale ykselmiim. Meer Tapduk Sultan'rm bu faki
ri sessiz sedasz doldurmu da farkna varmamm. Ve
imdi bu abdallar beni gafletimden uyandrdlar, yzme
ayna tuttular. Neyse ki grlebilen her eyin grnmeyen
bir gerei olduunu daha iyi anlam oldum. Bunun iin
krk gn secdeden bam kaldrmadan kretmeliyim.
Yze tutulan ayna, meer kula kendini gsterirmi, ben
kendimi grdm. Tapduk Sultan'mn szlerini hatrla
dm: "Hakk kendini kulun aynasnda grd gibi, kul da
kendisini Hakk'n aynasnda grmelidir. Nasl ki aynadaki
suret bir yandan aynaya bitiik, hatta nerdeyse ayna ile
aynf ve dier yandan aynadan baka ise, dervi de kema
le erince hem Hak ile aynf, hem de Hak'tan bakadr. rfan
sahibi olanlar, kendi gereini bilenler, bilgelie mazhar
olanlar o marifet makamna ulatklarnda Cenab- Hakk'
aka grebildiklerinden dolay artk hibir eyden rk
mez; her mevcut ile uyuup uzlarlar. Bu makama ykse
liten sonradr ki Hakk' Hak ve halk halk grerek Hak ile
halktan ve halk ile Hak'tan perdelenmezler."
Dergahtaki nasihatleri hatrladka yava yava Al
lah 'n zat, sfatlar, isim ve fiilierinin yansmalar iin
kendimi bir ayna gibi hissettim. Allah dier varlklardan
218

ziyade insana tecelli ediyordu ve benim de gnl aynama


tecelli etmeyi irade buyurmutu. Lakin ben aynan cilal
ve parlak tutamam, nasibimden kaarak paslandrm,
kirlendirmi, buulandrm, bulandrmtm. Bu abdallar
benim hem gzrodeki perdeyi atlar, hem gnl ayna
mm pasn sildiler. Demek ki Tapduk'tan ayrlnca hem
perdelenmi, hem de pasanm idim. Tvbeler tvbe
si Rabbim, tvbeler tvbesi Rabb'im, tvbeler tvbesi
Rabb'im!. .

219

ASLANLI HNKAR

pimanlk - Aslan/ Rnkar 'dan efaat arzusu - hak ile batzl


- fena ile beka - hayret makam1 - hakiki gurbet - umut ile
korku- eyhimin ilieri- gerek ak atei

Sen sende iken menzil alznmaz


Bahr olmaynca gevher bulunmaz
Pimanlk kadar insana yakan bir hal tanmadm ben
Molla Kasm. Dn ki atee atlm yanyorsun, ama her
yan bir kere daha temizliyor seni. Tam yle bir zaman . . .
Dnsene; bir kapya ikinci defa gitmek . . . Katn, terk
ettiin yere geri dnmek. . . Elveda demediine dnp
merhaba demek. . . ok zordur, ook . . . Tapduk eiine can
atyorum ama utancm ayaklarm oyalyor. Bozkr geni
mi geni . . . Yol etin mi etin ... Umutlar kayp m kayp . . .
Avare dolanyorum. Nimete kran unutmaktan kahro
la ola. Sonunda nankrlmn krlmden olduunu
220

anlamm, ama hasret atei de cierimi yakyor. Benim


iin hem ar, hem antc olan Tapduk Sultan'mdan din
lediklerimi hatrlyor, hatrladka hkryor, iim iime
smadan kouyor, yryor, srnyor, yeniden kouyor,
yeniden yryor ve srnyorum. Ynm bilmeden,
nereye gittiin dnmeden . . . Durmam yok, yalnzca
hatriamam var. "Hikmet," demiti Tapduk Sultan'm bir
sohbetinde, "eyann hakikatlerini bilip gerei ile i yap
maktr. Ve yce Allah' ilimierin en by olan ilm-i Wihi
ile bilmektir. Bir kimse btn yaratlmlar bilse ama
Hakk' bilmese ona hakim denilmez. Bunun iin Allah' bi
len, Allah ile bilen, Allah'ta bilen, Allah'tan bilen hikmet
sahipleri her ne kadar ilimden mahrum ve dili dnmez,
ifadesi kusurlu olsa, yine hakikatte hakim ismini almaya
layktr. Hikmet, gayb lisann zenlere, gnl hecesini
okuyaniara alr. Gayb dili yle sofralar aar ki ondan ni
celer nasiplenir, doyarlar."
Bana sunulan gayb dilini de, hikmeti de aniayarnama
nn pimanlyla perian hatriamalar arasnda yryo
rum. Zihnimi en vahi kemirgenler gibi sran, her sr
ta beni yeniden perian eden bir soru her admda glge
gibi peime taklyor: "Ben imdi onun kapsna hangi
yzle giderim?!. " Bu soru varln yle kaplad ki yz
m dnsem nmden kayor, srtm dnnce ayaklar
ma dolanyor. Gerekten, imdi ben onun kapsna hangi
yzle giderim? Bilmezlikten kurtulmak ve her eyi bilmek
istiyorum artk. Bam dnyor, dnya dnyor, dnya
221

bamn stnde dnyor. Ona gitmek istiyorum. Ona


gitmeli ve kaybettiim kendimi bulmal, kendimi bilme
liyim. Kendi hakikatimi bilmeden hibir hakikati bileme
yeceim nk. Bunca yl kendimi tanmaktan uzak yaa
m, ka zamandr kendimi bilmemiim. Belki bu cehaleti
o sonlandrabilir. Belki de bana kendimi hatrlatr. Hatta
belki hatrlatt da farkna varmadm. Belki de anlattkla
rn kavrayamadm. Ne demiti; "Allah her eyi kendi nu
rundan yaratt. Allah'n nuru bir umman, yaratlm her
ey onun dalgalar ve kpkleri. nsan, yaratlmlarn
en stn olmak dolaysyla Allah'n tecellisine en ziya
de layk olandr. Gnee gre bir zerre; ummana gre bir
damla. Her damla uromandan bir para ve her damlada
ummann btn zellikleri var. Onun iindir ki iki cihan
gnei Muhammed Mustafa, 'Kendini bilen Rabb'ini bi
lir' buyurmutur. Nerede bir damla varsa ummana koar.
Her damla umman zler; her para btnn arar. Alem
Adem iindedir, Adem de alem iinde. Derviin marifeti
kendini silmek deil kendini bilmekledir." Aslanl Tebes
sm Sultan demi gibi, "Dervi her ne ararsa kendinde
aramalyd."
"yi ama imdi ben onun kapsna hangi yzle gide
rim?!." Onun eiinde geen gnlerim meer ne bahtiyar
gnler imi de ben orada yalnzca ayaklarm ve srtm
daki arnn hesabn yapmm. Meer oraya dizlerirole
balanmm da kalbirole balannay bilememiim. l
fetin panzehir olduunu unutmu, zehirli yann grm222

m. Srtmdaki yarlar da, dizlerimdeki szlar da meer


onun kuytusunda merhem buluyormu. imdi gzmden
akan yalarn, boazma dmlenen hkrklarn bir ya
rar yok. Pimanlm, bilmezlikten. Deer bilmezlikten ve
hakikati bilmezlikten . . . Okurnam yaznam var iken haki
kati bilememitim. Bilmem zikri ekmek beni hamlktan
kurtarmamt. Belli ki hakikat henz bana kapsn ama
mt. mrm, ecel elbisesini dokuyan akrclar misali
gnl kitabna nak izmekle gemiti. Bu ne dert idi,
derman bilinmezdi; ya bu ne yare idi zahm belirmezdi.
Kenan ilinde Yusuf'u yitirmi gibiydim, Yusuf'u bulsam
Kenan bulunmazd. Ak pazarnda canlar satlyordu da,
satlk canm alan bulunmuyordu. Allah o abdallarn ma
arasnda gnl naknn yalnzca bir desenini kendime
gsterince meer ne hallere dmtm!? . . . eyhim, Sul
tanm Tapduk Emrem halimi benden iyi bilirmi ki beni
oyalarm. Oyalarm ki hamlmdan kemale ereyim ,
iliimden pieyim. Oyalarm ki iten ie ak ile dola
ym da meke duraym. Oysa imdi yanyorum, hasret
ile yanyorum, bir an evvel izini bulmak, tozuna yzm
srmek iin yanyorum. Bir nazarda kalmamak, hasret ile
lmemek iin yanyorum. Bu seferki od da ak odu, illa ki
yan hibir zamankin e benzemiyor. Yakyor, yakyor . . .

Zihnimdeki sorunun peine taklp nereleri dolandm,


ne kadar zaman dolandm bilmiyorum. Durmadan hatr223

ladm; Babam Kaysar Alp'i, Sitare'yi, can parem brahim 'i


ve gzmn nuru smail'imi hatrladm. Hak ile batl ay
rrken kullandm, kulluk yapnama vesile olan ve bana
Allah'n yolunu gsteren aklmn btn melekeleriyle ha
trladm; inkarlar, sorular, pheleri hatrladm. Bilmem
diyerek unuttuklarm bile hatrladm. Ancak bu hatrla
y her eyi yeniden grmemi salad. Gzlerimi ykam
ve yeniden grmeye balamtm. Her eyi gnlnce
ve gnl gzyle hatrladm. Krehir'de Ahi Evran' ve
Tebessm Sultan ocan hatrladm, onun sohbetlerini,
szlerini hatrladm. "Nebilerle veliler insanla Tanr'nn
hediyesidir," dediini hatrladm ve Tapduk Sultan'mn
kapsna nasl ve ne yzle gideceimi Aslanl Hnkar' a
sormaya karar verdim. O bize Allah'n hediyesi ise bunu
da bana sylerdi. Mademki beni Tapduk Sultan kapsna
o gndermiti, imdi kerem buyurur, bir kez daha gn
derebilirdi. Belki zor olurdu, ama derdime derman da
olabilirdi. Geri "Murada ermek sabr il edir," dediini hi
unutmuyorum, ama o sabr renmemin de zaman gel
mi olamaz myd? Her eyin farkna varmak iin, kendi
me gelmek iin, kendimi bilmek iin yollara dmeli, yitir
diim yola yeniden girmeliydim. Tebessm Sultan bana
aydnlk bir yol gsterirdi. Ucunda k olan bir yol . . .
insanda kt huylarn ve davranlarn yok olmas ha
line fena denir Molla Kasm. Bu huylar fani olduklar iin.
Ama ayn zamanda fena da olduklar iin . . . nk fena
hem "kt", hem de "yoklua mahkum" demektir. Suluca224

karahyk yollarn o fenaln iinde bocalaya bocalaya


tkettim. Beka, sonsuzluk demekti ama kalclk ve baki
lik anlam da vard. Kendimi yokladm ve "Tvbe, yz bin
kere tvbe . . . Tvbe ki dervi in fena halde olduunu bil
meyii fenadan da fenadr," diye yakndm. Sonra, "Aca
ba hi beka halim oldu mu?" diye kstaha dndm.
Mansur'un "Enel-Hak" dedii de, Cneyd'in "Bana kr
ler olsun!" dedii de zihnimi igal etmeye balad. Sonra
hatrladm; Konya'ya gitmek iin hazrlk yaptm gecey
di. Hcremde tehecct zikrindeydim. Ne olduunu bil
meden; evremin nur dolduunu hissetmitim. Dimam
da manevi bir lezzet hissetmitim. Zaman uzam, bana
sanki bin yl gibi gelmiti, oysa Abakay Dervi yalnzca
birka dakika hcrenin iddetle sarsldn ve Mevlana
Celaleddin huzurunda saykladm kafiyeyi o esnada d
rerek "Et kemik brndm 1 Yunus diye grndm"
diye bardm sylyordu. Keke Abakay'n gzleri g
ryor olsayd da bana olup biteni anlatsayd. Zira o gece
ye dair hibir ey hatrlamadm. Eer bu sz sylediy
sem, imdiki "fena" halim bu yzden olabilirdi. Gidiatm
tersine dnm, m kararmt. Kendimi kt fiil, hal
ve sfatiarda baki; iyi fiil, hal ve sfatarda fani hissettim.
irkin olanda baki olmay kim ister? Dervilik yolunda
iyi olanda bakilik aranr iken, ite ben fena olanda fanilik
iinde kalmtm. Oysa herkes bilir ki ancak nefsindeki fe
nalardan fani olan Hakk ile baki olurdu. Olmad, olamad.
Fena kaderim beka talebime galip geldi. Kederim bir kere
225

daha katmerlendi, ama a katld. Bir ak- biare gibi,


batan ayaa yare gibi, hatta deli divane gibi dolandm
durdum. Bu yzden kader haritasnda yollar uzad; Sulu
cakarahyk'e bir hafta gecikmeyle varabildim. Yazk ki
Tebessm Sultan bir hafta evvel seyahate km. Abdal
Musa ve Hatuncuk Ana ile grtm. Aslanl Hnkar'n
eyh Edebal ile sohbetler etmek iin bir hafta evvel Kon
ya'ya doru yola koyulduunu sylediler. Oradan Baba
lyas mritlerini ziyaret kastyla Amasya'ya gidecekmi.
O yllarda bozkrda hala babalarn yolundan gider, hali
felerinin dediklerini yapar Trkmen boylar vard. Bun
lar, elli yl kadar nce bozkn dolaarak amanlktaki eski
kam ve itaclar gibi davranan babalarn takipileriydiler.
slamiyet'in akait ve amel ksmyla fazla ilgilenmezler,
aman adetlerine gndermeler yaparak iyi niyetli ve saf
Trkmen abalarn gezer, kendilerine taraftar toplarlar
d. isyan kard iin Seluklu sultan tarafndan idam
ettirilen Baba lyas 'n ad, bu babalarn en nllerinden
idi. Babam onun, skntlarndan kurtulmak isteyenler
ile dertlerine deva arayanlarn umudu olduunu syler
di hep. Anlattna gre daima gz yal, zgn ehreli
duran zayf vcutlu bir adamm. Ksk sesle konuur
mu ve Trkmenlerin pek ou ona peygamber gzyle
bakarlarm. Meer Aslanl Hnkar onun Vefaiye yoluna
giden baz mritlerini ziyaret etmek iin, bir hafta evvel
Sulucakarahyk'ten ayrlm. Daha evvel de Hac Bekta
ocandan nasipsiz, nefessiz dnmtm ama bu sefer226

ki ok arma gitti. Tapduk Sultan'mdan sonra Aslanl


Hnkar'dan da amar yediimi dndm.
Sulucakarahyk'ten nasipsiz ayrlarak baa dnm
tm. Ayn soruyu kendime yine soruyordum: "yi ama
imdi ben onun kapsna hangi yzle gideceim?" Ben
zlemle yandka yollar nmde uzam, gurbet gurbe
te eklenmiti. Gurbetin ne demek olduunu tam o anda
anladm. Sitare ve smail ile gurbetlenmenin bana ne his
settirdiini dndm. Vatandan ayrlrken bir maksactm
vard; eten, dosttan, ahbap ve yarandan garip dmenin
bir amac vard. yi ama asl vatandan ayrlmann, madde
alemine gelmenin amac neydi? imdeki gurbet hissi bu
vatandan o vatana evriliyordu. ime bir hzn oturdu.
Ruhumun asli vatan zlediini hissettim. Ben bir ulvi
alemden, melekler ve ruhaniler aleminden gelmitim de
imdi madde aleminde saplanp kalm tm. Bir yiidin, di
linden anlamayanlar arasnda kalmas, bir gzelin krler
iinde bulunmas gibiydi halim. Daha kts de asl vata
nn kokusunu dimamda hissediyordum. Hakiki gariplik
ite buydu. "Acep u yerde bencileyin garip var m'ola?"
diye sordum kendime! Hani "bar bal, gz yal . . . "
Dilim gurbeti syler, gzm gariplere alarken tketti
im Tapduk yollarnda nihayet kararm vermitim. Beni
oraya birinin gndermesine gerek yoktu. Btn kstahl
mla, btn utanmazlm ve elbette btn aresizliim
le varp ayana yz srmek, gerek gurbeti deilse bile
mecaz olan gurbeti bitirmek iin kendimle anlatm. Son227

ra da durmadan yrmeye, dinlenmeden komaya ba


ladm. Aznimi ve niyetimi tekrarlayarak ayaklarma g,
dizierime derman katnam gerektiini dnyordum.
im iime smyordu, seirtiyor, hissediyor, alyor, m
rldanyordum: "eyhimin illeri, uzaktr yollar, alm
glleri derneye giderim. eyhimin zn, severim sz
n, mbarek yzn grmeye giderim. Ahd ile vefalar,
evk ile cefalar, bu yolda sefalar srmeye giderim. " Beni
dar atsalar, artk eikten ierde kalmak iin lmeye ra
zydm. Bedenim darda olsa da bam eikten ierde
leyim yeterdi. Gurbetlik ve gariplik o derece canma do
kundu.
"Ne kadar geciktin Yunus!" demiti ilk karlatmz
da. Acaba tekrar der miydi? Eiine geldiimi bilir miydi?
Eiine ne yzle geleceimi kendime sora sora aydr
dolanp durduumu bilir miydi? Tebessm Sultan ile g
rebilmi olsaydm, beni ona gnderseydi belki bu ka
dar tedirgin olmazdm. imdi btn umudum huzuruna
vardmda bana kucak amasyd. Bana kucak aar my
d?!.

228

ANA BACI

eski dostlarn dmanl - ekikgz 'n Abakay - Ana Ba


c 'mn yardm - bizim Yunus mu - sitem/er, sitemler - drt
vefa/ dost

yle hayran ey/e beni


Akn oduna yanaym
Her ne yana bakar isem
Grdm seni sanaym
Umutlarmda yanlmm. Dergaha yaklatmda arka
dalarm zerime hcum ettiler. "Defol buradan! stenme
diin yerlere ne yzle gelirsin? Giderken izinsiz gittin ma
dem, dnne izin yoktur artk!" gibi azarlarla beni geri
evirmek istediler. imde hasret vard. Hasret odun ta
dm dadan daha yaknmda, hasret bir avlu duvarnn
tesinde, hasret barmn ta iindeydi. stelik eli bo gel
mernek iin yldz nakl heybeme dadan ahlat toplam,
229

eski adetimdir diye srtma odun yklenip getirmitim.


Ahiatn en olgunundan, en tatlsndan semitim ki talip
terin erenlere tatl eyler gtrmesi adettendi. Cemal'e
iaret eder, belki cemalini grrdm. Zaten esen yeller
sultanmn kokusunu getiriyordu. Odunu indirdirnde ar
kadalarm birer ikier katlar. Neden byle yaptklarn
anlamadm. Ta ki bir tanesi "Bir de ip diye ylanla sarm
odunlar; hele kstaha bakn eyh eiine kabul edilmek
iin keramet satmaya kalkr!" deyince hatrladm; dada
odunlar toplarken "Ah bir de urganm olsayd!" diye ge
irmitim iimden de hemen yan bamda bir urgan bulu
vermitim. Onun bir ylan olacan bilemezdim. eyhimin
eiinde edebimi terk etmeyi ister miydim hi?
Halim periandan periand. Tapduk Sultan'mn yur
duna, yaknna varmken geri dnmeye kolayca raz
olacak deildim; direndim. Ben direndike arkadalarm
azar arttrdlar szlerini ve tavrlarn iddetlendirdiler.
Anladm ki Tapduk Sultan'm geri dnme ihtimalimi d
nm ve dervi arkadalarma beni ieri almamalar
iin tembihte bulunmu. Yoksa benim bildiim bu dervi
ler, -bazlar beni kskansa da- hakikatte zengin gnll,
temiz kalpli, dzgn ahlakl, manevi yaayl, Hakk'n
rzasn kazanm insanlard; her biri bu zellikleriyle
hal ehli olmulard ve imdi bana hi ehl-i hal gibi dav
ranmyorlard. nce buna ok zldm. Sonra aklma
geldi; Tapduk Sultan'm evvelce beni celal ile terbiye et
tiine gre imdi bu eziyeti yine terbiye iin reva gr230

yor olabilirli. ime bir umut dt. O kylnn anlatt


akn hikayesini hatrladm. Sevgilisi bana kastettike
ona yaklaan, dostlar ona ka dedike sevgiliye koan
ak. .. Tapduk Sultan'mdan ayr iken gnlm l gibiy
di; varsn bedenim de lecekse bari lm onun elinden
olsundu. Hem belki o akn sevgilisine yapt gibi beni
affediverirdi. Susuzun suya komasndan daha tabii ne
olabilirdi? Ben de dergaha girmek gayretiyle ilerledim. Ne
var ki dervi arkadalarm, benim gayretim derecesinde
iddetli buldum. inatlama srnce derviler gitgide ii
azdrdlar, ben ilerledike kt sylemeye, yzme tkr
meye, sonra ittirmeye, sille vurmaya ve nihayet tekme
lerneye kadar ii vardrdlar. Ka kere yeniden denediy
sem hep ayn muameleyi grdm. Onlara bu emri Tapduk
Sultan'rm vermi olmasa byle davranmayacaklarn bi
liyordum. Biliyordum, ama yine de aryordum. Karar
verdim, kt szlere, sillelere aldrmadan ilerleyecektim.
Onlar vurduklarnda bir adm, drdklerinde bir kar,
kalkabilirsem bir adm daha ilerleyecek, zihnimden acy
silecek ve vuslat dnerek, varacam yerdeki mutlulu
u, lezzeti dnerek azaba ve eleme tahamml edecek
tim. yle de yaptm. Arkadalarm beni durduramadkla
rn, ne yapsalar Herlerneme mani olamadklarn grnce
eziyeti arttrdlar. Onlar bir emri yerine getiriyorlard ve
bunun iin snr tanmaz oldular. Uzun sren bu mcade
lede ne ben, ne onlar yolumuzdan dnyorduk. Akama
doruydu. Benim kadar, onlar da yorulmulard. Bir ara231

lk topuumda bir sz hissettim. Biri tekme vurmu olma


lyd. Etim ikiye yarlm, ak kemiim alm, oluk gibi
kan akyordu. Yreimin hibir maddi acyla yle szlad
n hatrlamyorum. Sitare'nin ayrlnda bile bu derece
iim yanmamt. Dayanamadm, yalvardm:
"Btn bunlar bana neden yapyorsunuz? Benim de
sizin kardeiniz olduumu bilmiyor musunuz? Ben de bir
derviim; bir zaman haddimi atysam da bir derviim.
stelik pimanm. Yarn bunu sultanma arz edin ki belki
beni affeder."
Dediimi dinlediler. lerinden biri ieri gitti. Gn ba
tyordu. Dergahta az sonra akam zikri balard. Aya
m sarmaya bir aput buldum. Zihnimde bin bir dnce
vard. O srada kapda sultanmn has bendelerinden Ah
met Halife grnd:
"Demek haddi amann tad hala dimanda duruyor
mu senin! nk yine haddi ayorsun!"
Anladm ki snanyorum. Arkadalarma baktm, on
lara gcenmediimi, yurtlannn mbarek yurt olduunu
syledim. Yreim yand. Tapduk Sultan'mn ilindeydim,
ama kendimi ok uzaklarda hissettim. Mekan olarak ya
knda olmakla gnl olarak yaknda olmak ok farklyd.
Sultanm bir duvar tedeydi ama ben ondan ehirlerce
uzakta gibiydim. Arada yrnecek, yine yrnecek, y
rndke bitmeyecek yollar var gibiydi. Kapsna geldi
imde bana "Yunus'um! Bilirim, rak yoldan geldiini d
nrsn. Oysa raktan rak yollar vardr. Yrnecek ok
232

rak yollar." demiti. Kastettii rak yollar imdi anlyor


dum. Ve beni o rak yollara salmak iin arkadalarm bir
emri uyguluyor, beni eyhimin zyle, hikmetli szyle,
mbarek yzyle uzak drmeye alyorlard. Bilirdim
ki bir Allah'n gkte yazdm bin kul yerde bozamayacak,
vaktiyle yaptm hatann ac erbetini iim e aktarak ora
dan ayrldm. stelik beni tekmeleseler de arkadalarm
hakknda dualar ederek. Arkarndan bazlar hala kt
szler sylerken ok kr ki dierleri merhametlerini
dile getiriyorlard. Bundan anladm ki dergahta henz na
si birn kesilmemitir. Deil mi ki kalbine girdiim birileri
vardr; kaplarndan da girebilirdim; ama zaman deildi.
Oradan ayrldm. Akam karanl dergah kuatt sra
da ayamda bir karncalanma hissettim. Dnya evrem
de dnmeye balad. Tutunacak bir dal aradm. Zihnime
sanki uan cehennem ateinin kvlcmlar yayordu.

Kendime gelmeye alyordum ama nerede olduu


mu, ne olduunu bilemiyordum. Uzaklardan kurtlar ulu
yordu. Zihnim bulankt. Birden bir eksiklik hissettim.
Ellerim gayriihtiyari toprakta gezindi. O zaman anladm
ki Sitare'min heybesini aryorum. Neyse ki parmaklarm
heybemi omzumun altnda buldu. Demek zerine ylm
m. Bu vakitte dergahn dnda olmak tehlikeli saylr
d. evrede ne bir ev, ne bir can vard. Kendime gelmek
istediim halde bir trl baaramyordum. Neden sonra
233

birinin yaklatn hissettim. Bamda bir el dolamaya,


kulamda esma zikri okunnaya balad. Karanlktaydm.
Kendimi dinledim. Ayam artk szlamyordu ama ze
rime byk bir arlk km gibiydi. O srada bam
tutan elin tandk kokusunu hissettim. Beni gnl gzyle
bulmu olmalyd:
"Abakay?"
"Benim Yunus'um, kardeim!"
"Ayam, Abakay, ayam!"
"Sadece ayan deil zannederim?!.. Neyse ki ahi, seni
erken buldum da!.. Seni dergaha gtrebilirsem bana ge
tirdiin otlar seni iyi eder, meraklanma!"
"Vakit nedir Abakay?"
"Teheccddr ahi! Tapduk Sultan'n abdest iin dar
kma vaktidir!"
O srada bir ayak sesi daha duydum. Abakay da duy
mu olmalyd ki avucuyla d udaklarm kapatt. Souk ne
feslerden biri mi diye sessiz bekledik.
"Abakay Dervi!"
"Emredin Ana Bac'm!"
Kulaklarma inanamadm. Duyduum ses Ana Bac'nn
sesiydi. Tapduk Sultan'mn muhterem ei, dervilerin
anas, Ana Bac'nn sesi. Abakay elini azmdan ekip ko
numam iin beni drtt.
"Dergahn iinde deil de dnda olmann arlna
dayanabilecek miyim bilmiyorum Ana Bacm. Beni Tap
duk Sultan'ma koymadlar ki gideyim."
234

"Muhtemelen bu da bir snav Yunus, evladm! O seni


sever, bilirsin. Senin onu sevdiin kadar hatta!. . Belki
samirniyetini ve istidadn lmek istiyor da ondan seni
uzakta tutuyor."
"Benim burada olduumdan haberi var m yani?"
"Hi olmaz m evladm, hi olmaz m!.."
"Bir kerecik yzn grsem, sesimi duyursam; belki
efkati artar, h?!."
"Onun efkati her zaman artktr evladm, gz grmez
diye, yahut seninle karlamak istemedi diye merhameti
yok sanma!"
"Haa, efendim, demek istediim . . . "
"imdi brak ne demek istediini oul, frsat deerlen
dir. Kalkabilirsen hemen kalk, var dergaha. Tapduk, sa
bah narnazna abdest almak iin kar. Kap eiine yat
boylu boyunca. stne basnca bu kim diye sorar bana.
Ben, 'Yunus,' derim. 'Hangi Yunus?' derse bil ki, gnln
den kmsn; git buralardan. 'Bizim Yunus mu?' derse
ayaklarna kapan, kendini balat."
"Korkarm Ana Bac, ok korkarm! Ya 'Bizim Yunus
mu?' demezsel O vakit nic'olur halim benim. O vakit m
rme, varma, varhma kesat der. O vakit ben ben
olmaktan karm. Bam alp gider, salralarda telef olu
rum. O vakit menzil alamam, hikmet bulamam. Bir ei
e yaslannaynca karn doymaz, bir yuvaya konmaynca
kanat rplamaz!.. Ben kulum, Tapduk Emre'm sultanm;
235

sultanlar kullarna ltfetmek eski kaidedir. Sultanlar eski


kuldan bkas mdr?!."
"?!. "

Tek ayak stne sekerek dergaha kotum. Tapduk Sul


tan'mn eiinde Sitare'min heybesini kucaklam yatar
ken aklmdan neler neler geiyordu anlatamam. Daha ev
vel, dakikalarn uzayp yzyl olduu byle bir sreten
hi gememitim. Duygularma hakim olmaya alsam
da duygularm bana hakim durumdayd. Ayaz iliklerime
ilerken kulam onun ayak sesine kilitlenmiti. Nefesim
Sitare kokulu heybede yanklanp yzm yaladka san
ki onun eiinde tek bama deil de Sitare ile birlikte
uzanm yatyoruz gibi geldi. Mutlu muydum, zgn m
kestiremedim. Az sonra asasnn "tak, tak"larn iitecek
olmann heyecann tayordum. myor, ackmyor,
kederlenmiyordum. Hele ayak sesini duyacak olmaktan
iim iime smyordu. Heyecanlanmtm. Sevgilinin
ayak sesinin geliini dinlemenin heyecanyd bu. Yllar
ca alelade bir ses diye dikkat etmediim onun ayak ses
lerine u anda neler yaktryorum, neler!.. Onun ayak
sesinin geliini dinleyerek bir mr boyu orada ylece
bekleyebilirdim. O geliyor olacaksa, onun geliini hisse
derek yalanmak elbette bir bahtiyarlktr. Peki ya geldik
ten sonra beni kabul etmezse? Peki ya geldikten sonra
giderse!?. Hayr hayr, bunu dnmemeliyim. nk bir
236

geliin heyecan ne derece dayanlmaz ise geldikten son


ra gidiin azab o derece rktcdr. Bir an, "Tapduk
Sultan'm hi gelmese de ben byle kyamete kadar b ek
lesem," diye geirdim iimden. Bu benim iin bir vuslat
beklemek saylrd. Ama vuslattan sonra hicrana, ayrl
a dayanabileceimi asla zannetmiyordum. Allah'm, sen
bana beni onunla ret, baria kendimi onunla buldur. Ben
ben deilim artk, benden te bir ben iin varm, benden
ier bir ben iin . . .
"Ve ite onun sesi. Evet evet, onun ayak sesi.. Yakla
yor . . . Yannda Ana Bac da var galiba. Hele ortalk azck
aydnlk olsa da yzn bir kez grebilsem!"
Kulann hemen arkasnda balma taklan ey asa
snn ucu olmal. Yanlmyorum, ite imdi bastrarak ve
iki yana oynatarak nasl bir engele takldn anlamaya a
lyor. Heyecandan kalbirn duracak gibi oluyor. Hayatma
yn verecek soruyu imdi sormas gerekiyor. Hayret, ad
mn att ve tam yzme bast. Ne yaptn biliyor, nereye
bastm tam olarak hissediyor gibi. Yoksa benim burada
yattn da biliyor mu? Biliyorsa bana ders olsun diye
kasten basyor olabilir mi? Eer yle ise bundan ne anlam
karmalym? Kalbimin sesini kendim duyuyorum. O da
duyuyor gibi . . . Allah'm sen bana g ver, irade ver. . .
Zaman uzadka uzam gibi. Kulam seste. Bekledi
im yalnzca bir soru. Saniyeler asr mdr ki?!. Bekle . . .
Bekle . . . te nihayet:
"Bu kimdir, hatunum?"
237

"Yunus'tur, efendi, Yunus'tur!"


Azndan o anda kacak soruyu duyamadan can ve
rebilirdim? Ya "Hangi Yunus?" derse! Eer yle derse bu
radan kalkamam artk. imde btn bir mrn, birikmi
en byk pimanl var. Bekleyi in, intizarn hakikatte ne
olduunu o srada anladm. Allah da sevgili kulunu by
le bekliyor, diye geirdim iimden. Seven sevileni byle
bekliyor, ak mauku byle bekliyor diye dndm.
Ka bin zamanda, ka bin ak maukunu byle beklemi
ti acaba? Gl blbln, mum pervanesini hangi alarda
ne kadar beklemi de hasreti bylesine varlk yzne yaz
mlard? Ka Mecnun Leyla'y, hangi Ferhat irin'i byle
beklemenin teredddn yaamt? Bir ben miydim u
dnyada garip, bir ben miydim ftade?!. Yine bekledim,
yine bekledim, yine bekledim . . . Bir soruyu duymak iin
bekledim. Asra bedel bir an bekledim. Gz yumup anca
geecek kadar as ra bedel. . . Ve duydum:
"Bizim Yunus mu?"
"Evet efendi, Bizim Yunus!"
''Yuvadan uan her ku, erinde geeinde yuvaya dner.
Syle ki bileyim Yunus; seninle ne vakit tanm idik?"
"Geri ezelden bu yana tanrz sultanm, lakin zahir
de otuz yedi yl oldu hesap ederim!"
"Bu kadar ylda ne kazandn Yunus?"
"Nefsime tatbik ettiim ve hibir eyle deimeyece
im drt kaide efendim!"
"Aaah, Dervi Yunus . . . Drt hakikat yle mi?"
238

"Nefis atma vurduum drt gem diyelim efendim!"


"Birer birer gemlerini kar azndan o halde!"
"Eiinize geldiim zamanlarda herkesin bir eyi dost
edindiini, o eye gnl baladn grerek gelmitim.
Baktm, o gnl baladklar eylerin hepsi onlar yar
yolda brakmt. Karar verdim, sizin kapnzda beni hi
brakmayacak, ldkten sonra bile benimle gelecek bir
ey aramaya karar verdim. Bylece iyilii setim. Sizden
devirdiim ilk dostum iyilik oldu. O beni hibir vakit yal
nz brakmad."
"Hmm!.. Peki ikincisi neydi Yunus?"
"nsanlar mrlerini satp, dnyann geici emellerini
ve mallarn alyorlar, sonra da onlara drt elle sarlyor
lard. stelik yle de sk koruyarlard ki!. . Sandklar ve
hazinelere koyuyorlar, mevkiler ve makamlarla sslyor
lard. Kimisi zenginlie, kimisi hrete, kimisi gzellie
yapmlard. Eiinize geldiimde mrmn van zen
ginliin de, gzelliin de Allah elimden almt. Sitare
olmayan Hem, olmasa da olurdu sanki. O'na sitem mi
etmeliydim, dmanlk m, bilemedim. Sonunda Sitare'mi
alana ben de canm satnay uygun buldum ve gnlm
yalnzca O'na adadm; Sitare'mi gnee kattm, mecazdan
ve hayalden geip O'nun ak oduna, hakiki akn oduna
yneldim."
"Devam et! ncs?"
"Eiinizde dervilerinize baktm; herkes gibi onlar
da hata yaparlarsa sebebini hep darda, bakalarnda
239

aryorlard . Karar verdim, hibir hatamda baka birini


sulamayacak ve gzlerimi daima iime evirecektim.
Her hatay kendimde aradm. Bylece nefsimle bir sava
balattm."
"Gzel yapmsn, ya sonra!"
"Sonra efendim, insanlarn bir lokma ekmek iin, bir
ka dnya nimeti iin helal ve hararn birbirine kartr
dklarn grdm. Haka blmeyi ve bakasnn hakkn
alnamay kendime dstur edindim. Baazmdan haram
lokma girmedi ve ass ziyandan getim."
"Eh be Yunus, eh be Aslanl yadigar! Bu dergaha gel
diin gn dnya koktuunu syledik de bunu azar kabul
etmitin. Gittin, nk bizim yolumuzda 'kime azar, ona
nazar' denildiini unuttun. Halbuki biz seni o nazara ve
rip Cenab- Hakk'n huzurunda aacak idik. Gittin, kendi
kendini atn, kendi kendine utun. Gidiin o vakit yre
imizi dalamt; geliin elbette eziyet ile oldu. imdi na
ar beinci dstura geldik; eksik kalan beinci dstura . . .
imden ger emek yelirmek senden, Hac Bekta 'n teklif
ettii nasibi vermek bizden . . . Haydi abdest alalm, bana
sabah namazn kldr!.."

240

SAMUEL

&

Alamutlu fedai/er- Hac Bekta ve Sulucakarahyk- uyuuk


adamlar, atl hayatlar- dervie kar cellat- tekkeden uzak
lama -babamdan nefretim - bir kurt yavrusu

"Evet, Samuel, u karki ky Sulucakarahyk'tr. Var


orada Hac Bekta' bul. Sana benzeyen birini sor; be yl
kadar nce buralara uram, de. Bu kapdan sana nasip
vardr. Sen cellat olacak ocuk deilsin, unutma . . . Var git,
yolun ak ola, baban bulunca selammz sylemeyi ve
hediyelerimizi vermeyi ihmal etme! Kim olduumuzu an
layacaktr!.."
Haha! Alamut fedaileri beni zindandan alp getirmek
le bir umudun mu, yoksa bir belann m iine atyorlard,
kestirememitim. Zindandan ayrlrken Arn Usta'mn ve
dier cellatlarn paralaryla hazinelerini de almlard.
Belki Arn Usta'n benim bir hrsz olmadma inanrd
ama dier ikisi muhtemelen peime deceklerdi. "nal241

lah bu fedaHer beni kanrken o iki cellad ldrmler


dir!" diye geirdim iimden. Evet, bu adamlar bana yep
yeni bir yol gsteriyariard ama hayatnn yolunu tersine
dndrdklerini bilmiyorlard. Ellerimi zdkleri vakit
teekkr m etmeli, lanet mi okumalydm, bu yzden
kararsz kaldm. Yalnzca arkalarndan uzun sre bak
tm. Beni bindirdikleri at geri almamlard; bunun iin
minnettar idim. Odamda sakladm altn, yzk ve m
cevherlerimi atn terkisinde buldum. Babama vernemi
istedikleri hediyelerin bunlar olduunu anladm. Onlar
ufukta kaybolurken Sulucakarahyk'e baktm. Orta b
yklkte bir bozkr kyyd grnen. Hac Bekta dedik
leri burada olmalyd.
Bu kyde babam bulacan hi sanmyorum, -benim
tandm babam bir tekkede dervi olacak yaratlta de
ildir nk- ama bu iki fedai beni her kim hatrna bura
ya getirdilerse, efaatim her kim ise, her kime benziyor
sam, onu sevdiklerini iyice anlamtm. Onun iin bana
benzeyen o adam bulmay kendime i edindim. Bunu, ca
nm baladklar iin deil, ama ah de vefa yeryznden
silinip gitti denilmesin diye yapacaktm. Madem onlar
yllarca nce verdikleri bir ahde vefa gstermilerdi, ben
de yle davranmal, onlarn emanetlerini sahibine ulatr
malydm. Cellat ra da olsam, ikencede olsam syle
dikleri adam bulmay insaniyeHen sayyordum. Babam
la alakah srr belki de o adam zecekti. Kim olabilirdi,
bilemiyordum. Onu bulursam belki hediyeleri de teslim
242

edebilirdim. Bylece hediyeleri alnca babam beni arard.


ocukken babamn sk sk gidip uzun sre geri dnmedi
ini, dnd zaman da birka gn kalp yeniden gittiini
hatrlyordum. Acaba o vakitler Alamutlularla arkadalk
m yapyordu diye aklma takld. yi ama yle olsa, bu
adamlar onun adn biliyor olurlard. Belki de bulacam
adam btn bunlarn cevabn verecekti bana. Yreimi
bir heyecann sardn itiraf etmeliyim. Eer gerekten
babam buradaysa onu grnce ne yapacaktm, yakasna
m yapacak, yoksa elini mi pecektim; kestiremiyor
dum. Duygularm karmakarkt. Beni bekleyen kaderi
bilmek istemiyormuum, yahut telerneye alyormu
um gibi hissettim.
Kye vardmda kader bana fazla cmert davranma
d. Hac Bekta ile gz gze bile gelmedik. "Bana benze
yen birini tanyan var m?" gibi bo bir soruyla herkesin
bakiarna muhatap olmak da iime gelmedi. Alamutlu
larn bir isim hatrlamyor olmalarna daha ok zldm.
Dergahta bana ok iyi davrandlar, karnn doyurup
yatacak yer bile gsterdiler. Benim zindanda yaadm
hayattan ok farkl bir anlay hakimdi burada. iddet d
nda da bir hayatn olduunu, hatta bunun glmseme
zerine kurulduunu anladm. nsanlarn bu kadar iyi ol
malar iimi actt, adeta yaptklarm yzme vurdu. Yine
de bana gre bir hayat olmadna karar verdim. Geri pe
im e den olursa burada beni bulamayabilirdi; ama srf
saklanmak iin de bunca miskin bir hayat ekemezdim.

Orada iki gn kaldm. Sonunda Hac Bekta halifelerinden


yal m yal bir zat benim eski bir arkadana benzedi
in syledi. Adn kendisi de hatrlamyor. Dediine gre
herkes ona Horasanl diyormu. Sayg ile himaye arasn
da uuk kak bir hayat srdn syledi. Hayal meyal
bir eyler hatrlyor gibi yapt ama yall gerisine m
saade etmedi. Birka sefer "Bizim ailede hikayeyi erkek
ler yazar, kadnlar ocuklarna anlatr Horasanl!" deyip
durdu. Bir de Taybuga diye bir ismi sayklad. "Taybuga
kimdir?" diye sormadm bile. Zaten "arkadam" dediine
gre hatrlad kii en azndan seksenlik biri olmalyd.
Baharnsa olsa olsa krkna yeni basmtr.
Birka gn iinde bu arama iinden skldm. Belki de
babamla karlamaktan korktum; ona olan kinimden
kurtulmaktan korktum. Beni hayatta tutan balca dn
celerden birinin beyhudeliini renmekten korktum. Ba
bamn bu insanlar gibi iyi bir insan olmasndan korktum.
O iyi bir insan ise ona yapacam ikenceleri hayal ederek
geirdiim gecelerin hatralarn kaybetmekten korktum.
Sahi, babam bir dervi olabilir miydi? Kendimden bili
yorum ki babam kabna samayan bir adam olmalyd.
Her eyden evvel iradesini bir bakasnn ellerine teslim
edemezdi. Belki bu dergahtaki gibi tarlada rgatlk yapa
bilir, kerpi kesip ev kurabilirdi ama geri kalan zamanda
oturup elde tespih ile zaman tketecek cinsten deildi.
Ninem bana dedemin masallarn anlatrken hep u Ha
ha'iler gibi korkusuz adamlardan bahsederdi. Tek bana
244

zalim konaklarn basp kimsesizlerin yardmna koar


m. Peki ama byle cevval iki atann olu bir dergaha ka
panp hareketsiz kalr myd? Burada grdm adamlar
dan hibirinin kendilerine verilen ileri yapmaktan gayr
bir ey iin aceleleri de, bir maksat uruna mcadeleleri
de yoktu. Sylediklerine gre btn ekimeleri kendi i
dnyalarnda oluyor, maksatlarna gnllerinde eriiyor,
bunun iin durmadan nefisleriyle mcadele ediyorlar
m. Bozkrn btn hareketlilii iinde buradaki hayat
sanki donmu, zaman sanki durmu gibiydi. nsanlarn
bir ka veya kovalamalar olmad gibi, hi aceleleri de
yoktu. Dervilerin hayatn ilk kez gryordum. Dingin,
durgun, sakin . . . Ama konumalarna kulak verdiimde
ayn hayatn derin, zengin ve ulvi olduunu da grebi
liyordum. Bozkrda i ie akan bu hayatlardan her biri,
yekdierini kkrtan bir yapya sahipti. Darda yorulan
bedenierin ve ruhlarn skiin bulmak iin ierideki hayat
benimsernelerini anlayabiliyordum. Gitgide yoksullaan
insanlarn hi olmazsa gnl zenginliine ynelmelerini
de anlayabiliyordum. nsanlarn elbette snma ihtiya
lar vard ve Mslmanlar iin bozkrdaki en huzurlu s
naklar siiflerin topland dergahlar olmalyd. Yine de
bu hayat bana gre deildi; bir sabah gzlerimi yumup
atm mahmuzladm.
nmde bir zindan vard, bildiim tek hayat; geride
bir umut kald, babamla mcadelem . . . Zindana dnsem
Arn Usta'm'a ne derim? Ya dierleri? Zindanda neler oldu245

unu bilmiyorum. Alamutlu beni ve arkadan gizlice mi


kard, yoksa savat m? Eer savat ise cellatlar lm
olabilir mi? Peki ya Arn Usta'm? Belki o da lmt. Eer
onlar ldyse zaten zindana gitmem bir ie yaramayacak
tl. Yok eer Alamutlu her eyi gizlice yapm, arkadayla
beni de gizlice karmsa, bu durumda herkes zindan
dan kaybolan btn paralar benim aldm dnyor
olmalydlar ki, zaten zindana gidemezdim. Ne yapaca
m bilmeden saatlerce at srdm. Alamutlu'nun at asil
kmt, o kouyor, srtnda ben dnyordum. Tekkeye
geri dnp uzunca mddet saklanmak geldi aklma. "O
tekkede benim iin hangi gelecek olabilir ki?" diye bu H
kirden vazgetim. Klk deitirip Bizans'a asker yazlma
y dndm. Bunu da gzm kesmedi. Babama hediye
edilmi paralar vard, onlarla bir toprak satn alsam, diye
hayal ettim, imkan yok yrtemezdim. Hem babama d
man olmam, onun parasna el koyman da gerektirmiyor
du. Velhasl yukar tkrsem byk, aa tkrsem sakal,
ortada kalakalmtm. Grerne kayalklarnda kendime bir
maara edindim. inde tasvirler olan, bir zamanlar H
ristiyan keilerin kullandklar maaralardan biriydi bu.
Orada birka gn oyalanp, ne yapacama karar vernem
gerekiyordu. Akam olduunda maarama bir kurt yav
rusu kageldi. Ik k gzleri olan, gk bakl bir kurt.
Yolunu armt besbelli. Ya arkasndan annesi de ge
lirse diye korktum. Yavruyu kovaladm. Nafile, gitmiyor
du. Hatta o beni kovalar gibi zerime atlyordu. Belli ki
246

ben onun maarasna snmtm. Biraz da atmdan rk


m olmalyd. Karanlk oktan km, geceyi geirecek
baka bir snak aramak iin ge kalmtm. Anne kurda
kar tedbirli uyurnam gerekiyordu. Neyse ki sabah oldu
unda ortalklarda grnmed i. stelik yavrusu da, atnn
gvdesine yaslanarak scak bir yatak bulmaktan mutlu
grnyordu. Ertesi gn, daha ertesi gn atm, kurt ve
ben birlikte kaldk. Kurt yavrusu maara duvarndaki re
simlere bakyor, bazen onlarla oynuyor, bazen suretlerle
kavga ediyordu. Maaralara yuva yapm gvercinleri av
layarak, topladm ot ve da allarn yiyerek hem kurt
yavrusunu, hem atm besledim. lssz bir vadide hapis
gibiydim. Tabiatta hibir hareketlilik yoktu. stelik her
gece st ste ryalarmda zindam ve aman ataln g
ryordum. Hepsinde de ikenceye yatrdmz adamlarla
urap durdum. Garip olan, her ryann sonunda Ala
mutlu'nun yznn belirip bana "Samuel! Evladm, sen
cellat olacak kii deilsin?!" demesiydi. Bu cmle, takip
eden gecelerin de kabusuna dnnce zindana dnme
fikrini aklmdan tamamen sildim. Burada bir maarada
yaamakla da hayatm srdremezdim. Babamn hedi
yeleri haricinde pazubendimde sakladm iri bir yakut
ile altnm vard. Bunlarla bir eyler satn alabilir, bir
kasahaya yerleebilirdim. Beni kimsenin tanmayaca,
zindana uramlarn uramayaca uzak bir kasabaya.
Hasret'in -atma bu ad koydum- srtna atlayp, maara
dan ayrldmda kurt yavrusu da peime takld. Ne ka247

dar kovduysam gitmedi. Artk can olmutuk. Bozkrda


hayat bizim iin de bir yol izecekti elbette . . . Savalarn,
katliamlarn, cinayetierin ortasnda paralanm onca
aile varken biz bir aile olmu yryorduk. u iddet dolu
dnyada birbirini anlayan can . . . Samuel, Hasret ve G
kk. . .
Kurda bu ad verdim . . .

248

YUNUS-I GYENDE

bilgi ve irfan -iek toplama yar- Tapduk Sultan 'mm g


zel kz - ruh arnmas - sesi alaltp sz ykseltmek - Yu
nus- Guyende - iir vadilerinde

Ben derviim diyene,


Bir n edesim gelir
Seirdben sesine
Varp yetesim gelir
Bahtiyar bir gn idi, bam ikinci defa Tapduk Sul
tan'mn eiine koymutum. Ama ayn gn, sevincimi b
len bir dnce de girdi iime. Meer genliim geip git
miti. evremdekilere baknca anladm bunu. Yolu oktan
yarlamtm. Ben darlarda iken dergahta sanki herkes
birdenbire yalanvermiti. Tapduk Sultan'm daha ark
lam, dervileri daha derin yz izgileriyle buldum. Bu
ralarda deilken, Lokman Bee byyp tpk babas Faruk
249

elebi'ye benzemi, tam bir paa olmutu. Hatrlyordum,


dergaha geldiimde henz kk bir ocuktu. smail'imle
yat saylrd. Demek smail'im de -inallah yayordur
imdi yirmilerine varm bir gen adam olmalyd.
Dergahta beni grmekten en ziyade Gazi Han kethda
s ile Abakay Dervi memnun oldular. Dierlerine gelince,
savurduklar tekme ve silleler iin hibirine gnl koyma
dm, dervilik adabn yrttm. Dervi koyundan yava
gerekirdi. Elinden gelirse gz dolu ya gerekirdi.

Be yl Molla Kasm, Tapduk Sultan'mdan ilim ve irfan


renerek geen koca be yl . . . "Alimi n uykusu cahilin
i badetinden stndr," denildiini duyduum gnden iti
baren btn gecelerini kitap okuyarak geirdiim tam alt
m ay, iki yz altm hafta, bin sekiz yz yirmi be gn . . .
Hep merak ederek, hep renerek, hep daha fazla re
nerek . . . Ne kadar da abuk geip gitmiti. Geriye dnp
baktmda eski benden eser kalmadn gryordum.
Bir zamanlar ektiim "Bilmem!" zJkrinden sonra yedi
yl boyunca yedi esma virdiyle nefis terbiyesinden geip
"Ya Allm"e ykselmi, "Ey her eyi bilen Allah" demenin
tezzetini tatmtm. Bu sayede ilahi bilgiye ve hakikat bil
gisine yneldim. Okuduka rendim ki slam'n temeli
ahlak, ahiakn z bilgi, bilginin z akl imi. Gidiatn
ilim, irfan ve insanlk sevgisi zerine dzenlemeyen kii
den dervi olamayacan ve topluma yarar gelmeyece250

ini artk iyi biliyordum. Bilgi ok zor elde ediliyordu.


lim ilim ilmek gerekiyordu. Anladm ki ilmekler atldk
tan sonra bilginin bir de yumuak huy ile desteklenme
si lazmm. Ancak o vakit bilgi ile doruya yol grnr,
yumuaklk ile insanlara katlanlrm. Bilgi sahibinin bil
giyi destekleyen bir irfana da ihtiyac varm. O irfan ki
ancak kalbe doru yaplan yolculuklarda kazanlrm. O
gne kadar farknda deildim, Mevlana Hdavendigar'n
"Yolcu; kalbe yr!.." demesi bundanm meer. Sonunda
karar verdim ki irfana dnmeyen bilgiden kiiye fayda
yoktur. nk bilgi irfan ile beslenirse kii uyank kalr.
Bilgiyle uyumann uyanklk saylmas ancak irfan iledir.
Be yl tamamlanmt ya, artk odun tamyor, sa
kalk yapmyordum. Bu durum baz dervilerin houna
gitmemi anlalan, Aytoldu Dervi, hakkmda tezviratta
bulunmaya balam, bigane olduum dedikodular yay
m. Meer olup bitenlerin hesabn gdermi. Olup bite
ne gelince; o yln baharnda ok yamur yam, tabiata
bereket gelmi, ekinler ve mahsuller fkrm, aalar
ieklerle dolmutu. Bozkrda yllardr byle bir bahar
grlmemiti. nsanlar tabiata kotu, adeta tabiat onlar
la bart. ekikgz askerleri bile o sene daha az zararl
idiler. Darda hayat neeyle dolu dolu akarken, dergah
ta hznl gnler vard. Ana Bac rahatszlanm, dar
kamam, balar hi grememi , tabiatn heyecanna
ahit olamamt. Tapduk Sultan'm birka arkadala bir
likte, bizi krlara gnderip birka bahar dalyla birka i251

ek toplayp getirmemizi sylemiti. Ana Bac'nn odasn


ieklerle ssleyecektik. Ben o gn dergaha eli bo dn
mtm. Aytoldu Dervi benimle alay etti ve beceriksizli
imden, Tapduk Sultan'mn emrini yerine getirmediim
den, itaatte kusur gsterdiimden falan bahsederek bunu
herkese duyurdu. Ana Bac bile bu yzden bana gcendi,
dergaha ieksiz dnm knad. Oysa o gn hangi i
ee el uzattysam onu zikir ve tespih ederken bulmu,
onlarn tespihini blmernek iin koparmaya kyamam
tm. Bunu bir tek Tapduk Sultan'm anlamt. O hal diline
sahipti ve sultanm ile ilk o gn, arada kelimeler olmadan
konumutuk. Zaten o gnden sonra benimle fazla kelam
etmedi. Yzme bakar konuur, elini uzatr konuur, aya
a kalkar konuurdu. Kelimeler olmazd, ses duyulmazd
ama o benimle konuurdu. Glmser veya kalbini tutar
yine konuurdu. Kimse hissetmezdi ama o benimle ko
nuurdu. O gn de bir bak ile "Din ehlini kin ehlinden
ayr!" dedi, ardndan bir susu ile "Seni dostundan ayran
sz dinleme; o szde ziyan vardr," buyurdu.
Derviler bu gnl dilini de ktye yordular ve eski
defterlerinin yanl hesabn yeniden tutup eski dediko
dular laf sofrasna yeniden koydular.
"Yunus, Tapduk Sultan'mzn kzna aktr, tekkede
byle bir hal edebe aykrdr, bu yzden Tapduk Sul
tan'mz onunla kelam kesmitir!"
O vakitlerde ben neredeyse krk yama gelmitim. El
bette yine ok zldm, fakat bu sefer Sitare'den baka
252

birine daha dnp bakabileceimi dnenler iin Al


lah'tan af diledim, dervilik iddiasnda olup da byle ey
ler syleyebildikleri iin onlar adna istifar ettim. Zaten
her birinin hakikatlerini grebiliyordum; henz benlikle
rini beden diye giyinip zerlerinde tayan, kendilerinden
kurtulamam nadanlar.
Tapduk Sultan'm bir gn "Sen sende iken menzil ala
mazsn Aslanl yadigar!" demiti. Denize daimadan gev
her bulunmazd. Er manasn bilmeyen cahillerin bar
tatan olur, delinmezdi. Oysa er olann gzne maripten
mark ayan grnr perde olunmaz; ak olup da can
vermeyince canan bulunmazd. Kendimi yokladm, evet
ak olmutum; ama efendimin kzna deil . . .
Olanlar dnyan karartmt. Tapduk Sultan'm gere
i biliyordu ama nedense bu dedikodular syleenlerin
yannda benimle konumaktan yine de kanyordu. Tek
rar bir snava tabi tutulduumu dndm. Ne olsa kat
lanacaktm. Ona manen yakn olmak, evresinde zaman
geirmek ruhuma ok iyi geldi. Dnya ile alakarn kestim
saylr. Tek endiem, smail'imden bir haber alabilmek . . .
Onun haricinde kendimden vazgetim, dergah iin var ol
dum. Yiyecein azalttm. stelik bunu bozkra bereket
geldii zaman, tekkede nimet bollatnda yaptm. Hem
madden, hem de manen, az yemenin lezzetini aldm. Dn
yay kendimden esirgediim sanlmasn, hayr, kendimi
dnyadan esirgeme abasna dtm. Zaman zaman ba
ka dervilerin hissetmedikleri eyleri hissediyor, grme253

diklerini gryordum. Tahsil ettiim ilim ve hal diliyle


rendiim irfann sonucu olarak halime krediyor ve hi
kimseye, ama hi kimseye bir ey anlatmyordum. Zaman
zaman kendimi kaybettiim ve eski Yunus'tan baka biri
olduum hissine kapldm zamanlar hari.
ok zaman sonra, yaadm sradln ancak kk
bir ksmn adam Yunus'a atm. O iir syledii iin
mecaz dilini biliyor, mazmunlar anlyor, baz srlarn ne
anlama geldiini daha iyi kavrayabiliyordu. Ona herkes
itibar gsterip ilahilerini dinlerken "Yunus- Gyende"
derlerdi. Derviler zikir ve tespihte iken kah yrlayarak,
kah terennm ile hikmetler, nutuklar, demeler, nefesler
syledii iin bu "Gyende" lakabyla anhrd. Sesi de
pek gzeldi mbarein; hani yle bir dinleyen bin mest
olurdu. O beni anlad. Aramzda bir muhabbet olutu.
Konutuka, olup bitenleri sr gibi dillendirdike gizli ha
limin ar yk biraz hafifledi. Ama bu sefer de kafiye
lerle bam dumanland. Kimseye syleyemiyordum ama
gnl dilince szler geiriyordum iimden. Arada srada
kelimeler yreime dolup dolup geliyor ve msra msra
dilime sralanyordu. Sanlr ki fazla konumuyor ve ma
layani sz sylemiyorum, ama herhangi bir ey syleyin
ce onun da iir gibi olmasn istiyorum. Bunu, "Bundan
byle air olaym," kastyla da yapmyorum stelik, yal
nzca iimden yle geliyor ve gnlmn coup tamasna
mani olamyorum, o kadar. Bir zaman sonra bu hal daha
da skiamaya balad. Bazen Gyende'nin syledii Pi254

rim Ahmet Yesevi hikmetlerinden ve Tebessm Sultan


msralarndan bir ksm gnlmde alyor, onlar gibi ns
ralar geiyor, zihnimde onlar beyitlere, ktalara blyo
rum ama bunlar hi kimse ile paylaamyorum, okuya
myorum. Tapduk Sultan'm yzme baknca, benzirnin
eklinden, gzlerimin kapanndan, gzkapaklanndaki
izgilerin deiiminden, akaklarmdaki seirmelerden
bu msralar tek tek okuyor, anlyor; iimde birikip gelen
iir hcumundan nasl strap ektiimi, bu yolda cokun
bir seli durduramayan bentler misali nasl harap olduu
mu gryor, ama bir gn olsun, "Birini dinleyelim Yunus!"
diyerek kafiyelerime veya rediflerime kulak tutmuyor, bi
lakis bakyla veya duruuyla bana "Diken gl bahesi
ile gnl eler!" ikaznda bulunuyor, hemen ardndan d a
"Arzu et ama ll olsun!" deyiveriyordu. Sesimi kstk
a szmn ykseldiini o vakit kefettim. Ve anladm ki,
airlik, bir iddiann gereidir ve Tapduk Sultan'm benim
btn iddialardan syrlman istemektedir. Elbette tvbe
ler okudum ve kalbime doup gelen dizeleri dzenleyip
bozmay, yeniden bozup yeniden dzenlemeyi braktm.
iir elbette dervilere bir hakikati belietmek iin ok
nemli idi. iir szn unutulmayanyd, lmn elinden
bir eyler kurtarmak demekti. En gzel szler iir bii
minde sylenen szlerdi ve gk kub benin altmda en uzun
yaayan szler de iir kalbna girerse yaayabiliyordu.
Bu yzden mritler birikimlerini iir syleyerek dervi
lerine yanstyor ve tarikat esaslarn iir kallnda muha255

faza ediyorlard. Pirim Ahmet Yesevi de, Tebessm Sultan


da, hatta Molla Celaleddin de byle yapyorlard. Bizim
dergahta ise Tapduk Sultan'm her ne sylerse, adam
GGyende onu iire dntryordu. Tapduk Sultan'm is
tese szlerini kendisi de iir biiminde syler, Yunus- GG
yende'yi aradan karrd; ama bu yola hi gitmemiti. O,
sze ruh veriyor, adam da kalp biiyordu. Bylece za
hir ile batn, d ile i, mcerret ile mahhas arasnda bir
ak balyor, birinin ak ile sylediini dieri ilim vasta
syla surete brndryor, birinin gnlnden kana te
ki aklyla ekil veriyordu. Bazen gnlden tap gelenleri
ifade iin akln yaya kaldn hissetmiyor deildim. yle
zamanlarda "Tapduk Sultan'm iiri kendisi sylese hem
suret, hem mana gnlden km olurdu," diye dn
yor ve iimde onun yerine dizeler diziyor, bunlar adam
GGyende'nin syledii kuru msralara nispetle ok daha
zengin ve cokulu buluyordum. Hayr hayr, bu abam,
"Kuzguna yavrusu ahin grnr!" darbmeselini hakl
karacak bir vnme deil. Defalarca kendimi snadm,
Tapduk Sultan'm sohbetlerinde her ne anlatsa gnlmde
o meseleye dair birka msra birikiyor, onun anlattklar
benim i lisanmda cokulu bir iir kalbna brnveri
yor. Mesela o cosa, kabarsa ve halden hale girdiini, bir
an aladn, hemen ardndan ad olduunu sylese, ben
buna tpk stadm Molla Celaleddin ile yaptmz gibi
kafiye dryor; "Hak bir gnl verdi bana, ha demeden
hayran olur 1 Bir dem gelir adan olur, bir dem gelir gir256

yan olur" diye gnl nak biiyordum. stelik o hali ben


de yayor, kendimi renkten renge boyanr buluyordum.
Hani bir dem s anasn k gibi, bir zemheri olmu gibi. . .
yle haller oluyordu ki mescitlere varp yerlere yz sr
mek ile kiliseler dolap ncil okuyan ruhhanla soyun
mak arasnda fark kalmyordu. Sanki sa gibi lmleri
diri klacak da ben, kibir evine girip Firavun veya Harnan
olacak da ben . . . yle bir hayranlk, yle bir sarholuk!..
Sanki esrar imi de hayalleniyorum; sanki dimam mest
oluyor da dlere dalyorum. O anda kendim olmaktan
kyor, ykseliyor, ykseliyorum. Bunu sylememem la
zm, biliyorum ama yle zamanlarda bende konuan ben
olmuyorum, szlerim iire dnerken, ruhum meleklere
karrken ben benden kurtuluyor, geri dnmeyi isteme
diim bir yere varyorum. inde Sitare'nin de, smail'in
de, hatta bazen Ad gzel Muhammed'in de olduu bir
yer. Hani Abakay Dervi'in duyduu ve Molla Celaled
din'e syleme kstahlnda bulunduum szler gibi.
Tapduk Sultan'm yllar sonra buna, "Makamn hayrete
vard Aslanl yadigar!" aklamasn getirmiti. Ben de
hayret makamnn dervilik yolunda zirve sayldn d
np mahcup olmutum.

257

ELEB FARUK

bozkmn glmsernesi -Horasan erenleri - hazinenin kilidi


- nur denizi -elebi Faruk - Yesevi mridi alperen Taybuga
-ayak izi -smail

Ben bu yolu bilmez idim


Ak gnlme dt gider
Ak elinden dertli yrek
Kaynayuban tatz gider
Gk kubbeye hangi sknt gelmi de sonu feraha erme
mi; o yl bozkr kederlerden syrlp iki sevinci birlikte
yaad. ilkin, birka yldr yaan bereketli yamurlar sa
yesinde toprak cotu ve zenginlik her yan kuatt. Sonra
da her yanda irat vazifesi yapan gnl erleri, derviler,
ahiler, baclar oalp teselli ile birlikte hayata ekidzen
verdiler. ok kr ekikgz'n ou slam ile tantlar;
dmanlklar ve iddet azald. Trklerle Bizans arasnda
258

yaplan son sava Trkler kazand. Trk boylarndan bir


ka daha istiklallerini ilan edip beylikler kurdular. Ek
yann saylar azald; emniyet ve huzur yaylmaya, velha
sl bozkrda hayat rma tabii yatanda aknaya balad.
Yolculuklar, haberlemeler ve insani mnasebetler emni
yet buldu. Bozkr insan glmsemeyi hatrlad.
Eyll rzgarlar bahedeki aalarn yapraklarn dk
meye devam ediyordu. Pencerelerden gn yla bir
likte hznlerin de ekilip gittii saatlerde, dergahmza
Horasan erenlerinden tam krk pir geldi. Hepsinin elinde
elvan elvan sancaklar, balarnda rengarenk serpular,
destarlar, dolamalar, sarklar vard. Tapduk Sultan'ma
haber verdiler, pek sevindi, yerinde duramaz oldu. Meer
bunlar ile evvelden tanklk edermi. Kadim dost imi
ler. Kalbi tanklklarn dostluklaryla birbirlerine balan
mlar. lerinden yeil sancakl bir alp eren yanma geldi.
evremi dolanarak her cepheden yzme dikkatle bakt.
"Emredin ki yapaym!" dedim. "Hi!" dedi. Yanndan ay
rlp hizmete kotum. Onlar ac yavan, kuru soan, bir
ka lokma yerken meydanc dervi kandilleri ifter ifter
uyandrd. Biraz sonra seksen kiilik bir cehrT zikir ba
layacakt. Derviler ilk kez bu kadar aya ayak stnde
grecekti. Gyende her zamanki gibi yine bendirini eline
alm, zikre ahenk vermek zere hazrlk yapyor. Namaz
duas bitip halka tamam olduunda, benim de iim iime
smyordu. Gnlmden geenleri dilimden birisi almaz
sa atlayacam zannedecek kadar coup kabaryordum.
259

Horasan erenlerinden bir sultan, ezel bezminde sevgiliyle


gz gze gelii yle bir tasvir etti ki . . . Allaaah!... llallaaa
ah!.. Herkesin kulaklarndan giren her kelime gzlerinden
ya olarak kyordu. Naralananlar, hkranlar, hykren
ler, aylanlar, baylanlar. . . Tapduk Sultan 'mn gznden
ya szldn ilk o vakit grdm. o gne kadar amalar
alamaz, aiasalar da gzlerinden ya gelmez zanneder
dim. Sonra bir bakas, siyah serpulu al sancakl bir sul
tan, Yesevi hikmetlerinden iki kta okuyup yle bir erh
eyledi ki mecliste bulunan herkes hayret makamna yk
seldi zannedilirdi. Bir sarholuk hali ki herkesi kaplyor,
bir mestlik ki her dima kuatyordu. te ne olduysa o
srada olmaya balad. Tapduk Sultan'm cezbelenip aya
a kalkt. imde bir tazyik, bir daralma, "Ya ben leyim
mi sylemeyince?!." diye titriyordum. Krklar meclisinde
krk birinci gibiydim. Saat dolmu, hayatm deitirecek
bir eyler olacan hissettirmiti. Tapduk Sultan'm elle
rini ge aarak yksek sesle "Ya Hay!" ism-i celalini eki
yordu. Btn derviler onunla birlikte tekrara baladlar.
Byle durumlarda Giiyende'nin bir nutuk veya nefes oku
mas adet olmutu. Fakat Giiyende hi orah deildi. Tap
duk Sultan'm elleriyle onu arad, buluunca da fslqad:
"Yunus, syle!"
Giiyende nce iitmemi gibi yapt. Sonra ban yere
edi ve birka kez yutkundu. Tapduk Sultan'm kulaklar
ondan yanayd ama bekledii ses gelmiyordu. Bu sefer
kelimeler daha gr kt:
260

"Yunus avkmz var, sohbet eyle, iitelim."


Gyende yine yutkundu. Bir eyler sylemek ister gi
biydi ama sanki gelen pirlerden heyecana kaplmt. Sesi
kar gibi oldu ama sustu. Tapduk Sultan'm o srada bana
m yneldi, ben mi yle hissettim, pheye dtm. Her
bir cmle iimi yakt:
"Haydi Yunus, vakit tamam oldu, o hazinenin kilidini
atk, nasibini alverdin, sen syle! Bu mecliste sohbeti
sen eyle. Hnkar varlnn nefesi yerine gelsin."
Titreyiim, olacaklarn heyecanndand. Duraksama
mahydm. Ama ne syleyeceimi, hangisinden balayaca
n ben bilemezdim. arrsam meclisin esansn bozar,
herkesi kendime gldrrdm. O yzden vaktiyle odun
tadm zamanlarda drdmz kafiyelerden bala
dm. Gzlerimi yzne kilitledim ve rehberliini istedim:
"Yaaaar!.. Yreim yar! Gr ki neler var. . . Bu halk iin
de bize gler var . . . "
Bayla tasdik edercesine verdii cevap hi tereddde
mahal brakmyordu:
"Ko glen glsn . . . Dost bizim olsun . . .

"

O ki benim mridimdi, bana emrettiini elbette can


ba zre yapardm ama bu cevap ile icazetimi alnca iim
daha da rahatlad. Birden gnlmn aldn hissettim.
Sanki bir el gnlm yarnt da iindeki btn s kntl
eyleri dar atp yeniden kapatmt. Gzlerimden per
deler kalkt, bir denize daldm, bir nur denizine. Cokuyla
derinlerine indiim, indike nefesimin geniledii, bra261

knz boulmay kendimi idrak ettiim bir denizdi o . Ne


olduunu bilmedim. Ne kadar zaman getiini bilmedim.
Uzayp giden zikri bilmedim; zikir boyunca azmdan inci
ve cevherler ktn da bilmedim. Neden sonra kendime
geldim, ne vakit sylemeye baladn unutmuken ken
di sesimi duydum.
Zikir sona ermiti. Durmadan sylemiim, dinlenme
den sylemiim. Abakay'n daha sonra anlattna gre
ilahi hakikatierin srlarndan, inceliklerinden yle soh
betler eylemi, yle iirler irat etmiim ki, iitenler ken
dilerinden gemi, mest ve hayran kalmlar. O gece ulu
divan olduunu, krklar meclisi kurulduunu ertesi gn
kendime geldiim vakit anladm. nk ok iirler oku
mu, ok sr sylemi ve szlerimin cezbesiyle baylm
m. Abakay'n dediine gre eer baylnasam herhal
de iin sonu Hallac Hseyin Mansur'un "Ene'l-Hakk"na
varacakm. Sylediklerimi adam GG.yende zapt edip
yazm. Bana okurken "Ne gzel nefesler bunlar Emrem
Yunus!" dedi. Sylediklerimi ben dahi beendim.
Dergahtaki herkes beni tebrik etti elbette. Dedikodu
mu yapanlar bile artk samimi iltifatlar ediyorlard. Ho
rasan'dan gelen erenler erken ayrlacaklarm, Tapduk
Sultan'm beni onlara takdim etti. Hepsi bana dua bu
yurdular, hepsi nefesimin gzelliine g gelmesi iin
temennilerini bildirdiler. iir vadisinde krklarn duasn
alm oldum. ok bahtiyar bir gece ve gndz idi. im
kabarp tayordu. Bu derece iltifat tayamayabilirdim.
262

Neyse ki misafirlerimiz ayaa kalkp gitmek istediler. Tap


duk Sultan'mn koluna girdim, bahe kapsna kadar on
lar uurlamak zere ilerledik. O srada Tapduk Sultan'm
kulama fsldad: "Gelen Faruk elebi'n mi?'' Etrafma
bakndm. Kimseyi gremedim. Tam, "Kimse gelmedi sul
tanm!" demek zereyken uzakta, yolun kvrld yerde,
aalarn ardndan atyla Faruk elebi grnd.
"Evet efendimiz, Faruk elebi geliyor!"
"yi o halde, misafirlerimize yol harl verelim!"
Misafirler Tapduk Sultan'm duymamlard. Hatta
derviler iinde benden baka kimse de duymamt.
Fakat olup bitenlere baknca sanki iki yz metre uzakta,
atnn srtnda Faruk elebi duymu gibiydi. nk bah
eye girince atnn terkisinden bir heybeyi doruca Tap
duk Sultan'a uzatt. O da iinde ne olduunu biliyor gibi
krk misafirden her birine ayr bir kese ikram etti. inde
muhtemelen altn veya bisiti olan keselerdi bunlar. Fakat
merak edip elebi Faruk'a sordum. "Altn deil akedir!"
dedi, sonra da hi armam gibi ilave etti:
"Fakat ben heybenin iine yalnzca on bir torba koy
mutum!"
O srada bu keselerden her birinin krklar eliyle farkl
memleketlere gittiini, farkl fakiriere datldn seyret
tim. Gzmden perdelerin kalkt and. Artk kendime
hakim olamaz durumdaydm. im rperiyor, kalbirn ar
pyor, dizlerim titriyordu. Datan elleri dualarla uurla
dmz srada Tapduk Sultan'mn zerine bir malzunluk
263

ktn hissettim. Elimi tuttu. Skt, s kt. . . Bunu ne


den yaptn kestiremedim. elebi Faruk'a dnd:
"elebim, bu seferki geli neredendir?"
"Tekrn vilayetinden Konya, oradan Kayseri, sonra
Nevehir'dir efendimiz."
"Mevlana Hdavendigar'a halef kim olmutur?"
"Veled elebi sultanmzdr efendimiz."
Mevlana Hazretleri'nin sohbeti alnca, hayali gz
mn nne geldi. Yllar nceki grmeyi hatrladm. O
gn ayrlrken elebi Faruk ile neler konutuunu, onun
kulana neler fsldadn yeniden merak ettim. Daha bu
dnce benim aklma gelir gelmez Tapduk Sultan'm eli
mi bir kat daha skt ve sordu:
"elebi'm! Hdavendigar kardeim u bizim Yunus
dervi hakknda ne demiti?"
O anda kimse benim yerimde olmak istemezdi sanrm.
Kalbime smayan kanm damarlarm patatacak gibiydi.
Btn bedenim zangr zangr titremeye balad. Yllardr
elebi Faruk'u her grdmde bu soruyu sormak iste
mi, her defasnda alacam cevaptan rkerek vazgemi
tim. imdi bu soruyu benim yerime Tapduk Sultan'm sor
mutu. Dnya bir anda elebi Faruk'un iki dudandan
ibaretmi gibi oldu. Dizlerim hala titriyor, kalbirn yine
arpyordu. Btn dikkatimle azndan kacak cmleyi
duymak iin hazrlandm. elebi Faruk birka adm daha
yaklat. Kuyunun banda mz karlkl durduk. Za
man gemek bilmiyor gibiydi. elebi azn tam amt ki
264

kapda bir ses iittik. Az evvel uurladmz erenlerden


birisi geri dnmt. Yzme dn akam dikkatle bakan
pir idi bu. Yanma kadar geldi. Bir ey unutmu olabilece
ini dndm, ama hayr o yine dikkatle yzme bak
yordu ve bak yreimi deler gibiydi.
"Hatrladm," dedi. Neyi hatrladn bilmeden akn
bakakaldk Bereket versin fazla beklemedi: "Seni kime
benzettiimi hatrladm. Akamdan beri bunu dn
yordum." Her ey st ste ylyor, her merak bir nce
kinden baskn kyordu. Ben Mevlana Celaleddin'in ne
dediini merak ederken bu yeil sancakl alp eren hepi
miz birden meraklandrmt. Tapduk Sultan'm fazla sab
redemedi:
"O ki Bizim Yunus 'tur. Kime benzetirsen ahi?"
"Gen iken birlikte ok yerler dolatk Yesevi ocan
dan beraber ktydk yola. imdi nerededir, hangi ildedir,
sa mdr, salkta mdr bilmem. Lakin Yunus Dervi'i g
rnce birden onu grm gibi oldum. Ad Taybuga idi."
Heyecanm daha da artt. Derlernden bahsediyordu.
Mevlana Hnkar'n ne dediini renmeden, devreye
dedem girmiti. Babam Kaysar Alp'ten adn duyup hika
yelerini diniediim dedem . . . Zihnimde her ey birbirine
kart. Bir ann iine bunca hadise sabiliyordu demek:
On bir iken krk olan keseler, krk lkede krkar fakirin
hayali, Mevlana'nn merak ettiim szleri, dedeme ben
zemenin sevinci. . . Kuyunun banda bir anlk duraksama
oldu. Tapduk Sultan'm bir sr gibi anlatt:
265

"Hatrmdadr Yunus! Btn erenler onu tanyordu.


nk o Yesevi alp erenlerinin her birerini Rum illerin
de bir yerlere mnasip grp yerletiren ahi elebimizdi.
Onlarn bulunduklar yerde tutunmalarn izlemi, Yesevi
yolunu aarken karlatklar engelleri hertaraf etmek
iin rpnm, velhasl yllar yl o yurt senin bu memle
ket benim gezip durmutu. Taybuga, bir gn senin de bu
eie geleceini bana krk yl evvel sylemiti Yunus. O
yzden sen bu eikte 'Bizim Yunus' oldun."
Dedemi hayal etmeye altm. Bizim slalede oullar
la babalarn ayrlk kaderleri onunla balyordu. Babam
onu yeterince gremediinden yaknrd. Ben de babamla
yeterince vakit geirememitim. Yavrucam, smail'imin
de kaderi bize benzemiti. nallah o beni unutmam
tr ve inallah ayn hasreti duyuyordur. Daha nce beni
babama benzettiklerinde bundan gurur duymutum,
imdi dedeme benzediim iin de gsm kabard. D
nmeden edemedim; acaba smail'im de bana benziyor
muydu? kuak benzerliine gre drdnc kuak da
benziyor olmalyd. O halde onun da yz deirmiydi.
Bencileyin acaba burnunda bir kemer olumu muydu?
Buday tenli olduu kesindi de acaba kirpikleri de gr m
idi? Annesinden ald beni, kann ucunda kim bilir y
zne ne kadar yakmtr.
Neden sonra elebi Faruk ile gz gze geldik ve iki
miz birlikte Tapduk Sultan'ma baktk. O srada aklmda
smail vard ve dudaklaryla kalbimin arasnda kelimeler
266

uu tu. Benden ona doru giden iki kelimeydi. . . ki zal


haner gibi kalbimi yakan iki kelime . . . Alev topu olup ci
erimden evreye yaylan iki kelime:
"smail!. . Olummm!.."
elebi Faruk'un Tapduk Sultan'a syledii ise bir cm
le idi. Benim kelimelerimi havada karlayp sndren bir
cmle. Mevlana'nn cmlesi. Yllar yl iimde merakla ta
dm bir heyecann cevab. Utanacam dndm
bir eksikli cmle. Tapduk Sultan'mn tam karsna geip
syledi:
"Dedi ki Efendimiz . . .

"

"Syle elebim! Aynen Mevlana Hnkar kardeimizin


kelimeleriyle syle"
"Sil.flik yolunda hangi makama erimisem, u Trk
men kocas Yunus'un ayak izini orada grdm."
Damariarmdan canmn ekildiini hissettim. Zihnimi
Abakay Dervi'in l yalayp geti:
"Kuyuya dt!"

267

BAYBARS

99 gnlk ile -iir sarholuu- srlarn aa kmas- Tap

duk Sultan 'n asas -gkyznde akp giden bir tgsinin pe


inde - sefer ve aray - bozkr oldu imen ayr - yeniden
Sarcaky

Benim adm dertli dolap


Suyum akar yalap yalap
Byle emreylemi alap
Derdim vardr inilerim
Beni kuyudan kardklarnda baygnmm Molla Ka
sm. Her yanmdan sular damlyormu. Ben onca yl odun
tayp dergaha sakalk yaptktan sonra, -Allah'n ii- kr
kuyuya su yrm meer. Yatakta tam 99 gn kaldm.
Btn bahar gnlerini zatrree ile mcadele ederek ve
her gn Allah'n adlarndan birini kendime vird edinerek
geirdim. Be vakit namazmda, teheccdmde "lahi, gi
der benden benlii ve doldur iime Sen'lii!" diye yakar268

dm. Bir tr inziva gibiydi, kendimi dinledim, hayat ve


dervi kardelerimi izledim. Abakay Dervi'in urup ve
merhemleri haricinde her gn sadeya srlm bir di
lim ekmek ve dokuz zeytin ile yaadm. Elbette baucum
da bir testi su her zaman hazr oldu. Zayflam, arkla
mtm. Gcm yerine geldiinde, artk dnyann iimden
ekilip gittiini, dnyalk kayg ve endielerden tamamen
vareste olduumu fark ettim. Hak'tan inen erheti imi,
kudret denizini gemitim. Bir defasnda yle olmutum
ki varlmla yokluum arasnda, vcudumla namevcut
olma arasnda renkten renge giren hislerle doldum. Bir
dem vcut ehrine giresim, bir dem iindeki Sultan' g
resim geliyordu. Erenlerin sohbeti marifeti arttrm, ca
hiller sohbetten srlm gibiydi. Leyla ile Mecnun da
ben oldum, Rahman'a eyda da ben oldum; Leyla yzn
grmeye Mecnun ne ise, Mevla yzn grmeye ben o ol
dum. im temizlenmi, kalbirn ykanm gibiydi. Tapduk
Sultan'mn "Yarn yryebileceksin artk Yunus!" dedii
gn bu szn ne anlama geldiini ok iyi anlam ama an
lamazdan gelmitim. Sonra da Allah'a yalvardm:
"Yce Tanr'm, grkl Tanr'm! Sana yneldim, sana
sndm, akn beni benden ald, gece ve gndz yandr
d. Artk ne varla sevinirim, ne yoklua yerinirim, varsa
yoksa, akn ile avununim. Yce Tanr'm, grkl Tanr'm!
Akn nefsimi ldrd, gnlm ak denizine daldrd,
beni tecelliyle doldurdu. Artk beni ldrseler, klm
ge savursalar, yine derim, bana Sen'i gerek Sen'i! Yce
Tanrm, grkl Tanr'm, bana Sen'i gerek Sen'i!"
269

"Syle Yunus'um syle!"


Geri dndm. Taptuk Sultan'm beni dinlermi. Utan
dm, bam yere edim. Devam etti:
"Syle Yunus'um, durma, syle. Dalara syle, taiara
syle; kurUara syle, kulara syle. Akllara syle, kalple
re syle. Senin nasibin sevgiden yana olsun, sevgiyi sy
le. Her ne ki sana gerekir, bakalarna da syle. Sylemek
iin yol ara, iz belle, syle. Senin kalbinde olan halka a
da syle, aynandan gzellikleri eyaya yanst da syle.
Sylemek iin diyardan diyara dola, en cra yurtlara
ula da syle. Syle Yunus'um syle!"
Haddimi bilmek, syleme ykn zerimden atmak
iin mazeret gsterdim:
"Efendim, Yunus kulunuz bir ak bezirgan, sermaye
can. . . "
"B ahadr grdm Yunus, cana kyan . . . "
"Efendim, babadr ki can terkin urur."
"Korkma Yunus!.. Kl m keser himmet giyeni!.."
"Sylemek varlk iddiasnda bulunmaktr efendim, ben
varln yok etme, varmdan geme emelindeyim. Ben
kendimi bilme, Rabb'i kendimle bilme emelindeyim."
"Sen srlara vakf oldun Yunus, himmet aldn. Abdal
lara sofra kurdun, miktarn bildin. O bilgi Rab bilgisidir.
te imdi onu syle! slam ahlakn anlatarak syle, her
sylediinin iine insan sevgisini katarak syle."
Sustum. Tapduk Sultan'mn szlerindeki manay ge
kavramtm. O bana, "Syle!" derken bir temenni gibi
270

deil de bir emir gibi buyuruyordu. Azm atm ve sy


ledim. Syleyen ben deilmiim gibi syledim. Dnd
m deil, hissettiin syledim. "Akn ald benden
beni j Bana Sen'i gerek Sen'i j Ben yanarm dn gn j
Bana Sen'i gerek Sen'i // Ne varla sevinirim 1 Ne yokiua
yerinirim 1 Akn ile avunurum 1 Bana Sen'i gerek Sen'i
1j Cennet, cennet dedikleri j Birka kkle birka huri j
isteyene ver Sen an 1 Bana Sen'i gerek Sen'i"
Tapduk Sultan'm gerisini syletneden eliyle azm
kapad:
"Yunus evladm!.. Benlii gider aradan, 'ben' deme. Bu
halk sendeki tecelliye tahamml edemez, bu kadar srr
kaldramaz. Sen halka kendini anlatma, halka kendilerini
anlat."
Birden iime bir ate dt. Halka halk anlatmak iin
halka karmak gerekirdi. "Yarn yryebileceksin!" de
mesini anlamazdan gelsem de o srarc davranyordu:
"Canlar cann bulmuken, canm yama klmken,
sefer mi verirsiniz sultanm!? Benden bklm mdr?"
"Haa, Yunus 'um, has evladm! illa ki burada durarnaz
sm artk. Bir posta iki aslan smaz. Bir aynaya iki suret,
bir Kabe'ye iki lah olmaz. Sen gnl Kabe'ni baka yerde
kur. Bundan gayr sen artk 'eyh Yunus,' oldun. Mrid-i
kamiller halk irat etmek gerek. Sen bilmez idin, hamln
vard, kapmza gelmitin. Burada buldun ve pitin. im
di olma, oluta yanma vaktidir. Hani 'bilmek-bulmak-ol
mak' vardr demitim. Sen burada kendini bildin. Bunun271

la yetinmedin, Hakk' buldun . . . imdi git ki olasn. Yolcu


sensin. Yol gnldr. Gitmek dergahmzdan deil, kendi
benliindendir. Kendine benliksiz gelesiye kadar gitmek
gerektir. Bildin ki hakikati anladn; buldun ki O'nu gr
dn, imdi ol ki ikilikten kurtul. Sonras gnller aviama
zamandr. Tut ki, kol alkn asil doan gnller aviama
ya gnderiyorum. O doan ki hangi gnl kuuna hamle
etse o ku saadet bulacak, hangi Kabe'ye ynelse oraya
melekler inecek; hangi insana urasa yaratlnn gerei
ni idrak ile varln anlayacak, kendinden haberdar ola
cak. te bunun iin imdi u igsiyi atyorum, gittii yere
gider, orada vatan tutar, onunla birlikte kk salar, gnl
lere Kabe ina edersin."
l l l

Btn gece aladm. eyhim bana sefer vermiti. Zan


nederim bu seferde ayaklarmdan ziyade kalbimin y
rmesini, ilerlemesini, ykselmesini istiyordu. O halde
seferimin maddi bir yolculuk deil, manevi bir ykseli
olmas gerekiyordu. Nefis menzillerinden balayp Ar uf
kuna kadar srmesi beklenirdi. Yollarda ve menzillerde
Allah'n isim ve sfatlarnn tecellileriyle dolmak arzula
nr, son merhalede Allah'a varlp orada yok olmak hedef
lenirdi. okluk iinde "Bir"lik, byle salanrd. Sitare'nin
heybesi, Allah'a giden yol iin gerekti. Leyla'dan geme
Mevla'y bulma faslnda . . . Sitare'min, Elif'imin iimde ha
zine bildiim akna yaslanarak . . . Drt kitabn manasn
bir Elif'te okumak iin . . .
272

Tapduk Sultan'mn ocaktan alarak ucundaki koru


sndrp att kuru st dalnn -ki bir zamanlar asa
olarak kullandm hatrlyordum- gkyznde clz kvl
cmlar saarak kaybolduu geceden itibaren tam on drt
ay Konya, Antep, Halep, Engr, dolap durdum. Her git
tiim yerde dilimde zikir gibi "Acep deil gider ise 1 Sureti
terk ider ise 11 Yanl yalan gybet deil 1 Dosttan haber
ald gider" diye teselli bulmaya alyordum. Nice vakit
gzme Tapduk Sultan'mdan gayr nesne grnmemi,
yzme gayr baklar tesir etmemiti. Gitgide barmn
ba byd, aka gelen gzmn ya aka gitti.
Konya'da eletim bir vakit. ems ile Mevlana makam
larnda kendimi dinledim. ehrin kenaresinde, Fakih Al
rnet'in inziva kulbesinde bir gece halvet olduk. Sahaed
din Veled'den fkh ilmi tahsil etmi, Mevlana'dan teyizler
alm bir yiit adamd o. Meer iki ay evvel kendisine bir
hal gelmi, kitab elinden atm, ban alp ehirden kp
bu kulbede yaar olmu. Konya halk, onun delirdiini
sylyorlard. Oysa ben onu hayret ve kudret denizlerine
dalm, marifet arabndan iip Veysel Karani srrna er
mi anl erefli bir yiit olarak buldum.
Ondan izin alp yola dkldmde Hicaz kervan
na kar geldim. Kabe'ye gidiyordu. Zihnim Mevlana ile
syletiimiz gnleri hatrlad. Sormutu; "Dervi Yu
nus, asl Kabe tatan topraktan yaplan ev midir, yoksa
Hak bnyad olan bir velinin kalbi mi?" Anladm ki Tap
duk Sultan'm, Mevlana ile ayn dili konuuyordu. Kabe,
273

evet, tatan, topraktand, ama ya Kainatn Efendisi olan


Resul? Alem onun yz suyuna yaratlm, Allah "Sen ol
masaydn, sen olmasaydn ya Muhammed, kainat yarat
mazdm!" buyurmutu. Bunu dndm srada, iimde
bir dalgalanma oldu. Sanki damarlanndaki kan bir anda
boald ve yeniden doldu. O'nun gzelliinin btn g
zelliklerden, O'nun kokusunun btn kokulardan, O'nun
zleminin btn zleyilerden stn olduunu idrak et
tim. Kokusunu hissetmek, gzelliini seyretmek, zlemi
ni teskin etmek iin yzm Klle'ye evirdim. Gzlerimi
yumdum. Zihnimi kalbime baladm. imde bir ses, ken
di sesim, nefsimin sesi, ruhumun ahengi bir btn olup
fsldamaya balad: "Aray, aray bulsam izini, izinin to
zuna srsem yzm, Hak nasip eylese grsem yzn,
ya Muhammed canm arzular seni". Kervann ngrakfar
kulamda gitgide uzaktarken ben de yollardaydm. Bir
mbarek sefer olmu gidiyordum. Hem gidiyor, hem ken
dimi seyrediyordum. Kabe yollarnda kurnlara battm
gryordum. Byle ne kadar yrdm, bilmiyorum. Ken
dimi hatrladmda btn arzuladklarm dmde gr
m olarak uyandm. Canmn arzulad Sevgili'nin hGb
cemalini sanki dte seyretmi, hasret gidermitim. Kay
seri'ye uzanan yolun geri kalan ksmn nasl atm, ne
relerden getiin bilmiyorum. Bildiim, o andan itibaren
her eyin birden gzellemi olduuydu. Meer 99 gn
boyunca tabiat ve tabiatn zikrini ne kadar zlemiim.
Son birka yldr toprak verimliydi ama bu can bu be274

dene gireli, bozkr byle bir bahar yaamamt. Toprak


comu, tabiat bereketini sunmutu. lk defa glmseyen
insanlara rastlyordum. Konya'dan sonra igsinin gkte
savrulduu istikamete ilerledim, Karamanolu diyarna.
Mehmet Bey alt yl evvel Trkeyi resmi dil ilan etmi.
arda pazarda, dergahta bargahta, handa ve sarayda
Trke konuulmasndan balUyarlk duydum. Baz gen
ler burada beni meczup belleyip sz attlar:
"Dervi! Nerden gelirsin; yabanc msn, yalanc msn?"
"Bedenime bildik, zme yabancym."
"Sen yalancsn besbelli! Kimi aryorsun?"
"Tapduk Sultan'mn igsisini arann."
"te bak sen yalancsn Kim bir igsi arar ki?"
"Hak izin verir, ben arann!"
"Nasl bir ey senin aradn? Tarif et de biz sana bir
tane verelim."
"Bildiiniz igsi ite; bir asa kadar st dal. Lakin asln
ve hakikatini bilmem. Onu neden aradn da bilmem!.."
"Dervi sen bizimle elenir misin?"
"Yoo! Ne diye eleneyim, aradn sylerim!"
"Adn ne senin dervi?"
"Kim oluruz ki ad verip n aralm; biz sadece ararz."
"Yr var git dervi, arayan bulur, arayan bulur!.."
"Gideyim! nallah sznz dua yerine geer!"

275

Antep'te Yah Ahi hanesinde misafir oldum, ok soh


betler ettik. Ferman ile deil, derman ile hkm yrten
bir sultan idi. Bozkrda haramlarn deil, helallerin izini s
ren saysz fetalar, yiitleri vard; her biri ayr bir Baybars.
Kayseri'ye vardmda, ehir halk Msr Sultan Bay
bars'n ekikgz'e hcumunun sona erdii haberine zl
mekteydi . Kayseri'yi, smail'i aradm zamanlardaki e
hirden ok farkl buldum. Bym, gzellemi, harabe
yz tamirden gemi, imar edilmi, gzellemiti. ekik
gz'n Konya'daki ibirlikisi Muinddin Pervane'yi kat
lettikleri zamandan itibaren, buraya biraz huzur yaylm
gibiydi. Zaten Ouz boylarnn ve Trkmen oymaklarnn
beylik ad altnda istiklallerini ilan etmeye balamalar da
o yldan sonra hzlanmt. Bunlara yeni ilave olan Hami
doullar ve Erefoullar'nn yurtlarndan geerken iim
iime smad. Her ikisinde de salam birer tekilat yaps
gzledim. yle er yllk beylikler gibi deil de sanki yl
lar yl payidar olmu bir devlet gibi ynetiliyorlard. Kay
seri'de, Sivas'ta, Konya'da, Tokat ve Amasya'da imar faali
yetlerinin ilerlediini duyuyor ve seviniyordum. ekikgz
zulmnden ve zorba aalar- elinde iniemekten kurtulup
azck nefes alan ehirlerde, kasabalarda camiler, medre
seler, imarethaneler, hastaneler, kervansaraylar, eme
ler, sebiller, hanlar ve hamamlar, kprler her yanda il
altnlar gibi serpiliyordu. Bilhassa vakflar marifetiyle ta
iiliinin en gzel rnekleri, medres elere bitiik olarak fa
kirler iin aevleri; yolcular iin kervansaraylar, hastalar
iin darifalar kurulmutu. Getiim her yerde gsm
276

kabararak ilerledim. Tekkeler aldka musiki ile iir vadi


lerinde risaleler hazrlanm; ekikgz'n yakt kitaplar
yeniden yazlr olmutu. Vaktiyle Seluklu'ya bal beylik
ler artk istiklalleriyle yurt edinmi, siifiler eitiminden
gemekte, dalar ile talar ile Mevla armakta, seher
lerde kular ile Mevla armaktaydlar. Bozkrda kargaa
bitmi, derinlikli ve ulvi bir tefekkr dnemi balamt
sanki. Derviler abdal olmu "Ya Hii ile Mevla aryorlar,
onlara neredeyse su dibinde mahiler, salralarda ahular
elik ediyordu. Bencileyin nice dervi diller ile, kumru
blbller ile, Hakk' seven kullar ile Mevla aryor, boz
krn her yannda Mevla nidas ayyuka ykseliyordu;
Yllar akt geti; Tapduk Sultan'mn igsisini doduum
yerde buldum, Sarcaky'de. Tam da Sitare'mi yitirdiim
yerde. ylece dikili bir fidan gibi ayakta duruyordu. Yan
m igsi olan ucu, gkleri iaret ediyordu sanki. Yanna
diz kp krettim. Yine de beni buraya getiren hatrala
rn iimde kprmesine ve Tapduk Sultan'mn neden bu
ray kastettiine bir anlam veremiyordum. Burada gnl
ler Kabe'si ina etmem gerektiini sylemiti. Dnya ile
snavm henz bitmerli galiba, diye dndm. Ve sonra
gzlerim yaard. Sitare'yi ok zlediimi fark ettim. Ya
nmda olsayd, elimi tutsayd, ocuklarmza a yediriyor
olsayd. Ona Elif'im deseydim. Birlikte brahim'e alasay
dk. smail'im sa myd? Sa ise nerelerde, ne yapyordu
imdi? Karmakark duygular iindeydim. Her eyimle
Allah'a yneldiim bir zamanda.Sitare ve smail'i zleye
bildiime krettim.
277

Asay yerinden karp ptmde zerinde hala Tap


duk Sultan'mn kokusu vard. "Onunla birlikte kk salar
sm," demiti. Elimdeki igsiye baktm, kurumu, katlam
bir sopayd. stelik ucu kmrlenmiti. evremde ise
srtlar boz tepeler, uzayp giden kireli topraklar, yola
geit vermeyen allar, ky yerinde yklm duvarlar, terk
edilmi ahrlar ve ta topran bastrm gya baheler
vard. "Burada ne aa, ne insan kk salar!" diye geirdim
iimden. Sonra Tapduk Sultan'mn szlerine ve Allah'n
iradesine kar geldiim iin kendimden utandm, syle
diime tvbe ettim. lden diriyi, diriden ly karan,
ldkten sonra dirilten, dalm kemiklere yeniden hayat
veren Allah bu kurumu igsiye de hayat verebilirdi. Szp
giden bahar rmandan abdest aldm ve igsiyi Besnele
ile yere diktim. ime bir ferahlk yayld. Artk btn d
ncem, haraleye dnen evimi yapmak, bu ky yeniden
enlendirmekti. Belki Sarcakylleri yeniden evlerine
dndremeyebilirdim, ama hi olmazsa viran olan yurdu
imar edecektim. Bu kadim kye belki mana katamazdm,
ama hi olmazsa maddeyi ondan esirgememeliydim. Sa
rcaky, yeniden ocuk cvltlaryla, yaren sohbetleriyle,
imece nbetleri, ahi harmanlar ve ezan sesleriyle hayat
bulmalyd. Bunun iin nce kendimi inandrmal, bura
ya Tanr adn getirmeye abalamalydm. Ne ki etrafma
bakp da harabeleri grnce iime pheler giriyordu. Al
lah'a yalvardm:
"Biz bizi terk ettiimizde, Sen bizi terk etme lahi! .. "
278

III. BLM
IIK

ZAHR BABA

Durak ile Marale-gezdim Urum ile am ' - Oneall Ky'nde


bir Tapduk- Niyazabad 'da Avar Baba- Zahir Baba ile soh
betler -servetten iktiyet - sr iinde sr - Demirci Taybuga
-Tapduk Sultan 'm vefat -- smail 'in hasret atei

Yukaru ilieri kamu


Atk elhamdlillah
u grdn Sarcaky' "Bin bir adlu bir Allah, yz
bin adlu ya Sbhan, bir derdime bin derman sen yar kl
ya Rahman" duasn okuya okuya ikinci kez yeniden bina
ettiimi sylesem Molla Kasm, inanr msn?!. Tam on bir
evin kerpicini kestim, atsn attm. Eski malzemeden
yeni ev yapmann ok da kolay olmadn sylemeliyim.
lk gnlerde bozulmu balarn ac yemilerini yiyip, ku
rumaya yz tutan emenin suyunu itim. Sitare'min lif
lif dklmekte olan heybesini tekrar yamadm; ykadm.
281

Yldz naklarnn rengi bir kez daha parlad. Artk fazla


kullanmaya kyamyordum; bir gn dalverecek olursa
-Allah korusun- ne yapardm?!.
Sarcaky'e ilk urayan bir karaba oldu. Ayan tu
zaa kaptrmt. Yarasn amurla sardm, iyilemesi iin
dua ettim. Ertesi gn koup oynamaya balad. Birka
gn yanmda kald, evremde doland. Tabiat cmertti
artk. Yiyecek her ne bulursak paylatk. Sonra kaybol
du. nc gnn akamnda bir da keisiyle birlikte
kageldi. Ceylana benzeyen bir yabani keiydi. nce onu
srsnden ayrarak yedip getirdiini sandm. Ama gr
dm ki, brnn tam ortasnda bir avcnn ok temreni
vard ve kanamas devam ediyordu. am sakz topladm,
ufaladm melengi yapraklar ve yulaf samanlaryla yo
urup bir yak hazrladm. Bunu Abakay Dervi'ten
renmitim. Da keisi iki gn iinde sapasalam oldu. O
da karaba gibi, btn gn evremde dolanp duruyor,
bir yere ayrlmyordu. Her ikisine de yol verdiim halde,
yine geri geldiler. Artk bir aile gibiydik. Karabaa Durak,
keiye Marale adn koydum. Bir ay sonra sofram Mara
le'nin st ve Durak'n aviayp geldii kularn, tavanla
rn etiyle zenginlemeye balad. Soframa nimet gelince
Halil brahim bereketiyle misafirler de eksik olmad. lk
evime Sineson'dan bir ihtiyar ninecik ile torunu yerleti.
Kimi kimseleri yoktu. Ninecik bitkindi, yorgundu, hastay
d. Kyne varacak takati yoktu. Ona hazrladm mer
hemden sonra bana "Oul sen itac msn?" diye sordu.
282

O vakit fark ettim ki, Tapduk Sultan'mn kapsnda, Aba


kay Dervi'in hcresinde, Allah bana hastalar kolayca
iyiletirecek eller bahetmiti. Fatrna anamzn elleri. O
geceyi krle geirdim. Sonraki zamanlarda hastalar ka
prna akn etmeye balad. ok kr, Sarcaky'den ifa
bulmadan dnen olmad. Bazlar kye yerletiler. Ettiim
dualar kabul olmutu. kinci kez bahar geldiinde, kyde
artk sekiz hanede yaayanlar vard. Toprak ilenrneye,
hayat gzellemeye balad. Bu arada evre kylerden
hastalar, sakatlar kaprnza uramaya devam ediyordu.
Onlarla konuup kaynatka, insan bedenindeki hikmet
leri kefetmeye baladm. Ruh sal ile beden sal
arasndaki balar zdm. Abakay Dervi 'ten rendi
irn merhemlerleri tasnif ettim. Allah insan yedi kahpta
ve yedi tavr zerine yaratmt. Kapmza gelen hastalar
kendi tavrlar iinde deerlendirince, dertlere are bul
mak kolaylayor, ifa ellerimden hemencecik akyordu.
Bu yedi tavr, sanki balktan ruha doru ykselen kii
lik katmanlar gibiydi. nce kahb oluturan tabiat vard .
Tabiat toprak demekti ve maddeyi temsil ediyordu. B u
maddeyi iten da nefis, kalp, ruh, sr, hafa ve nihayet
ahfa adlaryla mana halkalar kuatyordu. Toprak olan
beden nefis ile yoruluyor, bedenin iyilikleri kalp saye
sinde nefse kar koyuyor, ruh kalbin at yolda ykse
liyor, bu ykseli bedendeki her trl srrn -buna has
talklar da dahil- kapsn aralyor, hatada srrn s rrna
eriiliyar ve nihayet ahfa ile sr zlyordu. Bu tavrlar
283

iin birer merhem belirlemi ve hemen btn hastalklan


bu yedi eit merhem ile sarmaya balamtm. Elbette
bedenlerini iyiletirdiim hastalarn, ruhlarn da tedavi
etmek gerekiyordu. Her bir tavr iin onlarn gnllerinde
bir vadi anam gerekiyordu. O vadileri de srasyla ak,
marifet, istina, tevhid, hayret, fakr ve fena olarak tes
pit ettim. Her tavrn merhemi -hasta olmasa da-, o vadiye
ynelmekle esenlik buluyordu. Buna gre her bedenin
aka ihtiyac oluyor, her nefis marifete ynelerek ifa bu
luyor, her kalbe bir istina makam gerekiyor, her ruhta
tevhit tecellisi zaruri oluyor, her sr hayrete dryor,
her fakirlik hali gizlilik gerektiriyor ve her fakrn sonu
fenaya, yani yok olua, belki yokluk bularak var olmaya
kyordu. Bunda da baarl olmutum. Artk insanlarn
yzlerine bakarak ve nabzlarn tutarak maddi ve manevi
illetlerini aniayabiliyor ve her kim gelse kapmda ifaya
ynlendiriyordum. Tapduk srr bereketliydi, sa sa bit
miyordu. ki yil iinde gnller avlamaya, avladm g
nllere Kabe'ler kurmaya balamtm bile.
Candaroullar, Anadolu'nun Bizans'a yakn blgele
rinde istiklallerini ilan ettikleri zamanlard. Marale bir
denbire lverdi. Bu bana, bir gn hareketten kalaca
m hatrlatt ve kyde bebek seslerine ku sesleri, ezan
seslerine zikir sesleri elik etmeye balamken yollara
dtm. Tapduk Sultan'm sefer demiti madem, artk
gitme zamanyd. Durak hala yanmca beni takip ediyor
ama galiba Marale'nin yok oluvermesinden ok etkilen284

di. Ayaklarmn dibinden hi ayrlmyor. Benim de bir gn


kayboluvereceimden korkuyor olsa gerek.
Garip bir dervi olarak ehirler ve insanlar arasnda
d olanmann bereketi o kadar ziyadedir ki. . . Bazen sermest
ve hayran, bazen halk iinde, halktan ayr... Elim ite, kal
birn oynata. Cilveler, tecelliler arasnda eyann hikme
tini o yllarda rendim. Alt ayda Urum ile am' atm,
yukar ilieri kamu dolatm. Tebriz'den Nalivan yoluyla
Gah'a gittim. Oneall kynde Tapduk derler erenlerden
bir pir var imi. Tapduk Sultan'mn adna hrmeten zi
yaretine vardm. Nevruz zamanlaryd, yaz bahar aylar
n orada geirdim. Tapduk kardeim alp erenlerden bir
gnl ehli idi. Onunla pek zengin sohbetlerimiz oldu, g
nl gnle, lisan lisana mana aleminden yarenlikler ettik.
Kyler dolap her yana Tapduk manisini satk. amah,
Kebele, smailli ve eki yoluyla Erzurum'a inip kladk,
ok hayrlar iledik; elhamdlillah, bahar geldi ordan da
gtk. Gezip grmenin nimeti kadar, konumann ve
sylemenin bereketini tattk. Nice insanlar yaamakta u
dnyada!.. Nice aykr saplantlara balanm nice insan
lar. Halep'e giden kervanda ruhunu eytana sattn sy
leyen ve bununla iftihar eden kiinin sillelerini yedim
mesela. Badat yolunda Babil harabelerinde kendilerinin
Harut ile Marut'un soyundan geldiklerini syleyip cad
lk ve byclkle uraan bir kabileye misafir oldum.
ekikgz'n adrlar ucunda zerine ekiller ve naklar
izilmi kafataslar, ohalarnda da insan etiyle besledik285

leri kpeklerini grdm. Onlarn arasnda bulunmaktan


Durak bile huzursuz olmutu. Yollarda vcudu dvmeler
ve yara izleriyle rktc hale gelmi askerlere rastla
dm, kafataslarn yzne maske diye geirmi zavalllar
arasndan getim, acayip giysili kahinler ve sihirbazlar
arasndan... Keilerle sohbet ettim, yetmi iki milletin
elin yzn yuduundan bahsettik, ya bala katar gibi
szler attk, karlkl birbirimize metalar sattk En garip
olan da ldrdkleri insanlarn kemiklerini bedenlerine
ss diye takp taktrm olan valyeler idi. Bir byk
mfreze halinde Akdeniz'e gidiyorlard. lerinden biri
. zerime atlp torban kartnrken "Dervi, bizimle pay
laacak bir kuru ekmein de mi yok?" dediinde, "Size Al
lah'n adn hediye edebilir, midenize deilse de gnln
ze yarar eyler paylaabilirim: Doru yola gider isen, er
etein tutar isen, bir hayr da eder isen, birine bindir, hi
az deil," tavsiyesinde bulunmutum. Niyazabad'a giden
kervanmzn muhafz da garip bir adamd. Okuma yaz
mas yoktu ama l onu eitmi, bilgeler arasna katmt.
Her dakika iir syleyebiliyor ve adeta kumlada konuu
yordu. l geceleri onun iin gizli bir kitap gibiydi. Gne
doarken ruhunu artyor, yola o arnm ruh ile kyor
ve kumlarn neresinde yan yahut akrep varsa biliyordu.
Toz bulutlarn yorumlayna, ayn ve yldzlarn mesaj la
rn anlayna bakarak bu adamn l iin bir nimet oldu
unu dndm. Nerede susmak veya konumak, nerede
yrmek veya durmak, nerede konaklamak veya grnek
286

gerektiini ok iyi biliyor, ekyadan, haramiden, gulyaba


niden ve l haydutlarndan her kimin nerede bulundu
unu kestirebiliyordu. Bu adamn kervana muhafz deil
de rehber olmas gerektiini dndm hatrlyorum
mesela. nsan, nefis kervanna muhafz olacaksa bu adam
gibi; ak yolcularna rehberlik edecekse yine bu adam
gibi olmalyd. Kervandaki btn dnleri ve cenazeleri
ynetebiliyor, herkese szn yumuak bir slupla dinle
tebiliyordu. Ben de seyahat ettiim yerlerin halkna tpk
onun gibi sevin ve are, gz ve kulak olabilmeliydim. Bu
yzden karlatm her hadiseden ibretler aldm, kar
latm her kiiye Allah adn andm. Kimisi dinledi beni,
kimisi alay etti. radn lezzetini tattm.
Ertesi yl Niyazabad'da, Avar Baba'y ziyarete gittim.
Meer on iki yl evvel, benim bir cahillik ile Tapduk Sul
tan dergahndan kap gittiim yln baharnda vefat et
mi. Halifesi Zahir Baba, ehl-i dil erenlerden bir mbarek
zat. Beni ilk grdnde, o da yllarca nce tand bi
risine benzettiini syledi. zellikle kemerli burnum ve
kara gzlerimdeki benzerliin artc olduunu da ilave
etti. Artk birilerine benzetilmeye almtm. Yine de Za
hir Baba'nn beni kime benzettiini merak ettim. Ama o
szn devamn getirmedi.
Niyazabad'da iki yl kaldm. Zahir Baba'yla sohbet et
tike iimin aldn hissediyordum. O da benim gibi
Yesevi hikmetlerinin teknesinde hamur olmutu ve Tap
duk Sultan'mn manisini onunla paylamak, gnlmze
287

salk sefalk ile hizmetler sunuyordu. Niyazabad ok


zengin bir kasaba idi. Zahir Baba'nn mritleri rmak ya
malarndaki balarn ve bahelerin mahsulleriyle ilgile
niyorlar, bazlar hayvan otlatyor, bazlar ziraat yapyor
du. Burada zenginlik, dergahtan darya yaylyordu. O
kadar ki Zahir Baba bir keresinde zenginlikten dert bile
yand:
"Yunus ahi, Allah bizi masiva ile snyor galiba ki, ne
kadar zekat versek, sadaka datsak, yolculara gariplere
yardm etsek, alp erenler dergahlarna nezir gndersek
de servetimiz yine artyor."
"Bunun iin Allah'a ok ok krler edelim Zahir Ahi,
Allah'a ok ok krler edelim! nk insann hayrla
urarken istediini elde etmesi byk bir saadettir."
"Beli Yunus ahi, krler edelim; illa ki bunca servet
derviterin gnllerini elmek, onlar dnya ilgileriyle
megul etmek iin biraz azaimal deil mi? nsann elin
dekilerle yetinmesi daha byk bir saadet deil mi? Can
huzuru ve din rahatl elbette fakirliktedir."
"yledir, hafifletilmi olanlar kurtulmu olanlardr.
Ben bir zaman elebi adamlar tanmtm; 'Hibir eye
sahip ve malik deiliz; her eyin malik ve sahibi Allah'tr,'
diyorlard. Onlarn yolundan gidelim ve hafifleyelim."
"Nasl Yunus ahi, nasl? Hz. Peygamber 'el-Fakru fah
r1' demi, 'Fakirliim vncmdr,' buyurmuken bizim
bunca zenginliin hakkn vermemiz nasl olacak. Korku
yorum, acaba Allah bizi zenginlik ile mi snyor?"
288

"yle de olabilir. Peki yle olsa sen ne isterdin!?"


"Bunca zenginliin azalmasn!"
"O halde var Allah'n verdii nimete krde kusurlu
davran, bir mddet nankrlk yoluna git. Varln abu
cak azalr, fakirleiverirsin."
"yi de Yunus ahi, ben Bir olan ve kudreti her eyi ku
atan Allah'a nasl nankrlk eder, nasl krmden ka
labilirim ki? kre almm bir kez, nasl olur da kret
meyebilirim?!"
"kr brakamyorsan efkati arttr o halde; yardm
oalt."
"te bunu yapabilir, yarndan tezi yok elimde her ne
var ise, kr iin databilirim."
Ertesi gn dediini yapt. Dergahta ihtiyatan ziyade
her ne var ise kanlarla irvan fukarasna gnderdi, ve
kilharcn arp nakit cinsinden nesi varsa Ahmed Ye
sevi erenlerine paylatrp datlnasn syledi ve vekil
harlk grevine son verdi. Buna ok armtm. Ama iki
ay sonra daha ok ardm; nk zikir meydann yine
yiyeceklerden, avanilerden, nakitlerden byk bir servet
doldurmutu. Yine datt. O dattka Allah daha ok
veriyordu. Allah'n takdirine akl ermiyordu. Bozkrda
hala yer yer alk ve sefalet sryordu, ama yaylada ni
met harman harmand. Garip olan o ki, kullar her ikisine
kar da dertli ve skntl. Kimisi alktan hummaya tutu
luyor, kimisi okluktan stma nbetleri geiriyordu. Za
hir Baba da nimetin artmasndan skntlara dt, hasta
289

oldu. Ya haylice ilerlemi grnyordu. Nbet geirince


yorgunluu artyordu. Bu yzden baz geceler dergahta
onun yerine zikri ben ynetiyordum. Tapduk Sultan'mn
"eyh Yunus" sz burada tecelli etti.
Byle bir gecenin sonunda Zahir Baba iddetli bir n
bet geirmi, bizi korkutmutu. Biraz alr diye konu:.
turmak istedim. Baucuna oturdum, elimi alnna koydum:
"nsann, kendisini rahatsz eden eyden kurtulmas
terahlk oluyor deil mi Zahir Ahi!"
"Rahatszlk yalnzca dergahn malndan mlknden
deil ki Yunus'um!.."
"Allah var, keder yok sultanm!.. Msterih olun!.."
"u dergahta ka kul var ki, ap baksan hepsinin kal
binde ayr kederdir. Allah bazen kederi kalplere bir sr
diye koyar Yunus'um, kalpterin en karanlk kesine . . . "
"Sr ha?!."
"Hem de nasl sr!.. Her bab baka bir hikaye, her fasl
baka bir masal olan sr!"
Baktm sohbet istiyor, azck konuursak rahatlar bel
ki, g bulur diye sze yol verdim:
"Bu kardeiniz nice masallar ve hikayeler bilir, nice
srtara vakftr. Amma duyarsa sylemez, bilirse unutur!"
"Sr ha?!."
"Sr sultanm!.. Sylenirse unutulan sr. Daha evvel 'Bil
mem!' zikri ekmiliim bu yzdendir?!"
"Yrekte yllanm kederler, baazda dmtenmi
lokmalar . . . "
290

"Derdi veren Allah dernan da vermi Zahir Baba,


suu tvbe ile birlikte yaratm Allah!"
Bir bardak su istedi. Yasln duvara dayayp yaslan
d. Gzlerini bir noktaya dikti ve anlatmaya balad:
"Bir erkes masal bilirim ben, sonunda gzya olan
bir masal. Bir masal ki. . . "
Anlatp anlatmamakta tereddt eder gibiydi. Elimi eli
nin stne koydum. Samirniyetim onu iknaya yetti; "Bir
zamanlar irvan'da zengin bir bey yaarm Yunus ahi .
Hlagu Han'n askerleriyle geldiini duyunca servetini
nakletmek niyetiyle Tiflis'teki bir tacir dostunu ziyarete
gitmi . . . "
inde hayli inanlmaz vakalar olan hazin bir ak ma
sal dinledim ondan. ok gzel ve duyarl anlatmt. Tam
gece srd. Sonuna geldiimizde Zahir Baba'nn gzle
rinde nem olduunu fark ettim. Yznde, tpk masaldaki
gibi bir hzn vard. O vakit anladm ki, bana masal diye
anlatt ey aslnda onun iini kemiren kederin, sr de
dii eyin ta kendisiydi. "O irvanl bey sen misin?" diye
sormak zereydim ki vazgetim; nk irvanl bey ma
salda ok zalimlikler yapyordu, "Olamaz!" dedim iim
den, "Zahir Baba o irvanl bey olamaz!" "Dnyada neler
oluyor Yunus 'um, neler oluyor!" dedi, ne dndm
biliyormu gibi. Gzndeki nem, yanana szlen iki
damlaya dnt. Yllarca iinden skp atamad srra
dair iki damla. Sonra hznl havay deitirmek ister
mi gibi elimi tutup yzme bakt. Sanki srrn benimle
paylam olmann scakl vard baklarnda. Gerek291

ten biraz almt, yzne kan gelmiti. O vakit hastah


nn bedeninde deil, ruhunda olduunu anladm; imdi
hastalkl hcreyi iinden atm gibiydi. Benim tasnifime
gre hatadan ahfaya gemi, sr zlmt. Fakirlii bu
yzden istediini anladm. Ama benim tasnifimde fakir
likten sonr fena var idi. Demek Zahir Baba'nn vadesi do
luyordu. Kendisine bunu hi hissettirmedim. Yz daha
bir aydnland. Bu kadar kedere biraz de sevin lazmdr,
dereesine elini skarken mrldand:
"Yunus Ahi, hani ben seni birisine benzetiyordum ya;
kim olduunu renmek ister misin?"
Bu soruyu hi sormayacak diye ok korkuyordum.
Baz akamlar "Beni kime benzetiyorsunuz?" diye sormak
dilimin ucuna geligelivermiti. Elimdeki slak bezi alev
gibi yanan alnna bastrdm:
"sterim elbet!"
"Taybuga, ad buydu, Demirci Taybuga!"
Yine dedem. Pir-i Trkistan Hoca Ahmet Yesevi alp
erenlerinden Taybuga . . . Babam, onun hep gezdiini sy
lerdi. Demek buraya da uramt. Ben btn bu yurtlar
dolarken bir gn smail'imi bulmay aklmdan geirir
ken, O, bana dedemin hatralarn bulduruyordu. O zama
na dek, dnyay bir soy sop iddiasyla grmemitim. Yine
de insann bir hsm hakknda merak edecei ok ey ola
bildiini, dedemin adn duya duya fark ettim.
Niyazabad'da Zahir Baba ile sohbetler ettiimiz gnler
ve geceler tkenmeye, karlkl yanp yakldmz tak292

vimler bozulmaya yz tuttu. Daha sk sohbet eder olduk.


Her sohbetimizin sonunda biraz da dnyalk konuur ve
dedemden bahsederdik "Sizin ailenizde hikayeyi erkek
ler yazar, kadnlar ocuklarna anlatrd Yunus ahi," dedi
bir keresinde. Bu cmle zihnimde akl kalmken, baz
hatralarn anlatt. Taybuga dedemle ok zaman beraber
bulunmular. Meer dedem demirci iken, Yesevi Sultan'n
rsnde demirini elik eyleyip onlarla birlikte dm
yollara. Sonra binmi atma, dolam durmu aralarnda;
Mansur Ata'dan Sleyman Hakim Ata'ya komu, Zengi
Ata'dan Rumeli'nde Sar Saltuk'a ulam, Konstantipo
lis'te Horos Dede'den aldn, Amasya'da lyas Baba'ya
tam. ekikgz'n btn bozkra lm savurduu yl
larda dedem btn bu erenlere kalkan olmu, siper ol
mu, aralarndaki haberlemeleri salam. Bunu yapabil
mek iin eini ve olunu Sarcaky'de brakp gizlenmi
ve bir daha onlara grnmemi. Bunu hem onlarn emni
yeti, hem de btn bu dergahlarn ilerinin salkl yr
mesi iin yapm. Yesevi Sultan'n gsterdii yolda halka
hizmeti Hakk'a hizmet olarak anlam ve ailesine uzaktan
hediyeler gndermek dnda fazla yakn olmay tercih et
memi. Zahir Baba ninemden, onun olu Kaysar Alp'e an
latt masallardan, Trkleri Ergenekon vadilerinden ka
ran bozkurttan da bahsetti. Ninemin, gbek ncesinde
Aslanl Hnkar Hac Bekta ile akraba olduundan ve ba
bamla Hac Bekta arasndaki srdalk ve dostluktan sz
at, her yl bir aylna da olsa onun sohbetinde bulun293

duundan syledi. Bunu rendirnde hayretler iinde


kalmtm. Anlattklar benim iin gerekten artc ey
Ierdi ve elbette zihnime pek ok soru takld? Acaba yllar
nce Tebessm Sultan eiine vardmda dedem orada
myd? Orada idiyse neden kendini bildirmemiti? Tebes
sm Sultan haber gnderip beni arttnda, beni gnl
gzyle mi tanyordu; yoksa dedem vastasyla m? T&
bessm Sultan beni, dedemi grme ihtimali yznden mi
Tapduk Sultan'a ynlendirmiti? Ben ocukken babam,
dedemi aramaya gittiinde bu dergahlar arasnda m do
layordu? Babamn arada srada evimize scak sornun ile
geldii zamanlarda acaba dedem uzaktan yine hediyeler
mi brakm oluyordu? Tebessm Sultan iin sorduum
sorular Tapduk Sultan'm iin de geerli miydi? Bunca
soru arasnda Zahir Baba'nn anlattklar kalbimi yerin
den oynatmt. Belki daha fazla ey renebilirim umu
duyla konuturdum:
"Herkesin bir hikayesi vardr Yunus ahi, dedenin, babann, senin . . . "
"Ve olumun!.."
"Olunun hikayesini torunlarn anlatacak inallah."
"nallah Zahir ahi, inallah!.."
Bir gn eyhim Tapduk Sultan'mn vefat haberini al
dk ve onun iin hayr dualar edip ruhuna hatm-i tevhitler
indirdik. Hakk'a yrdnde, yani ki sevgiliye kavutu
unda Nallhan'da imi. Gnlerce kederler iinde yandm.
eyhimden sonra bir de Zahir Baba'nn vefatma dayana294

mayacan hissedip, oradan ayrlmaya karar verdim.


Ayrlmn bir sebebi de Zahir Baba'nn anlattklaryd
zannederim. nk dedem ve gemiimle alakah girift
dncelerin, kalbimi daraltp beni sktn hisseder ol
dum. Onlar zihnimden atabilmem iin Anadolu'da pek
ok gnl eri ile grmem lazm. Bunu smail iin yap
malym. Bir gn onu bulursam, ailemizin btn hikaye
sini anlatacamz ok uzun zamanlarmiz olacak nk.
Bunu yapmazsam, kendimde eksilmeler olacandan da
endie duyuyordum stelik. iir sylemekten kalmtm.
Ne kafiye ve redif tutuyordu, ne vezin ve mana. Ruh den
gem dilimin tetiini bozuyordu. Susmutum. Artk yalnz
ca "Hu!" deyip baka bir ey demerne vaktiydi. Yani ki elifi
yalnzca tr okuyup -ki elif tr okununca "0", yani
"Hu" denilmi olur-, pazar gtr yapma vaktiydi. Yara
.
tlan yaratandan tr sevme vaktiydi . stikametimi boz
mamak ve hata etmemek adna artk susmalydm. Yarn
yollara deceim. eyhimin kabrini ziyaret etmek ve ilk
izni ondan almak niyetim . . .
Yola ktmda aklmda dedem ve babam vard. imdi
smail'imi sayklyorum hasretle . . . smail'im can parem!..
Nerelerdesin bir bilebilsem!. .

295

SAMUEL

ormandan korkan ocuklar etesi- Hasret ile Gkk -yaa


mak iin ldr - arnitbel - babamla yzleme - Diapolisli
gzel Sabine- Karanfil Bee 'nin ihaneti

Babacm, nerelerdesin, bir bilebilsem!. . stersen aypla


beni; Allah 'tan getim ama senden geemiyorum ite!. .
Mektubumun selam yerine bu itiraf cmlesini yazdrf
marndan anlama!sn . ki, seni ok zledim. Bu cmleyi
zihnimden ilk geirdiimde, yllar nce bir ormandaydm.
Sonra ayn cmleyi ne kadar tekrarladm bilmiyorum ama
o gn hatrlyorum ve senin de bilmeni istiyorum: Sivas 'n
telerinde, ekim sonlarnda gri bulutlarla kapanm bir
ormanda idim . . . l erelti otlaryla kzl balklarn sa
vat, kayn yemilerinin ktr ktr kabuklaryla palamut
apkalarn toplayp stanm kavmzla tututurmaya a
ltmz bir karanlk gece iinde . . . Yaklaan kn, ustura
296

gibi kesen ayazma direnmeye alan arkadalarmla srt


srta verdiim yalnz bir zamanda . . .
Sen bilemezsin, orman insann stne kapannca ne
kadar rktc olur; bilemezsin, nk sen hi benim ya
nmda, ormanda olmadn . . . Ormanda delikanl da olsa
insann bir babaya ne kadar ihtiyac olduunu sen hi bi
lemezsin; evreni saran gvensizlik iinde nasl rpnr
insan, nasl korkar, bilemezsin. . . k yoluna dair bir iz
bulabilmek iin, yllar ncesinden otlar brm eski pati
kalarm insan nasl aldattn bilemezsin . . . Hele peinden
srkleyip gtrdn on iki ocuun, on iki can acemi ne
ferin hayatyla kumar oynayarak onlar kurtarmak iin na
st! zrpmdzn insann, bilemezsin. Tavanlarm, kurtlarn,
ayliarn ve tilkilerin dolambal dehlizler arasndan ken
dilerine izdikleri yollar takip ederek kurtulu aramanm,
bu arada da arkanda yryen on iki tecrbesiz ocuktan
herhangi birisinin btkkmlk ile strtma bir haner sap/ama
yacandan emin olarnamann acsmt bilemezsin . . . Sen
bilemezsin babactm, bir evladn, yirmisine de gelse ya
nnda bir babaya zlem duyacan, sen bilemezsin . . . Sen
benim gibi babam hi aramadm ki, btn bunlar nereden
bileceksin?!. Ormandan sa salim kttmz vakit "Artk
efendimiz sensin! Her ne dersen yapacak, her nereye gi
dersen ardmda olacatz!" diye bir delikanlla stman on
iki ocuun sorumluluuyla, aslnda smacak bir kucaa
ihtiya duymamn ne demek olduunu bilemezsin.
Eer o sen isen, veya sen o isen belki hatrlayacaksm;
bir kervana katlp handa beraber gece/ediiniz Hahaf
297

Alamut fedaileri beni sana, Sulucakarahyk 'e getirdiler.


Lakin senden bir iz bulamayp Arn Usta 'mn -ki sen yok
iken o benim babam oldu- yanna da dnemeyeceimi an
laynca oradan alp bam gitmeye karar verdim. Yapt
m i dolaysyla o kadar dman edinmi durumdaydm
ki beni bir tanyan olursa mutlaka canmdan olurum diye
korkuyordum. Hasret ve Gkk ile avare dolanp durduk.
Aylar geti, belki yllar. . . Zaman yitirmitim. Bir gn Mool
svarilerinin yirmi kadar ocuu zincirler/e balam gtr
mekle olduklarn grdm. Beni de balayp gtrdk/eri
gn hatrladm. Eer o sen isen, veya sen o isen, bunu iyi
biliyor olacaksn. nk ben iyi biliyorum; esir alndm
da senin adn rarak ne kadar rpndm, sana ha
ber vermeleri iin kulara, kurt/ara ne kadar yalvardm,
gelip beni kurlarman ne kadar beklediimi iyi biliyorum.
te bu yzden, grdm ocuklarn kaderi benim kade
rim gibi olmasn diye, areler dnerek askerleri sessizce
takip ettim. Tam olgunlam saylmazdm, ama Arn Us
ta 'm -bir gn sana onu an/atrm- bana cesareti retmiti.
Hani senin retmediin cesareti . . . Drt gn sonra bekle
diim frsat elime geti. Erzincan yaknlarnda bir bada
konak/ayp, gece ate yaktlar. lerinden ikisini atlandmp
yakndaki kye gndermi/erdi. Adamlarn iki heybe dolu
su erzak ve iki f arapla dndklerini grdmde, an
srnn dnmeye baladn anladm. Tahmin edecein gibi
o gece sarho oldular. Ben de sabaha kar hepsi sznca
harekete getim. nce sessizce silahlarn toplayp ayakta298

r zincirlenmi olan ocuklara dazttm. Uyanan olursa vur


malar gerektiini iaret/e anlattm. Ardndan ocuklar bu
.
kalayan zincirdeki kilidi atm. Sonra da kendi at koum
ve dizginleriyle hepsinin ellerini ba/adm. Atlara binip
uzaklatmzda gn mak zereydi. Her ey ok kolay
olmutu, ama gn sonra yeni atlara binmi olarak arka
mzdan tozu dumana katarak geldiklerini grnce yolda
hrm korkudan ilerini tutamadlar. ocukluk!.. Neyse ki
ormana kadar atlarmz drtnala koturduk. Ormana kur
tulu iin girmitik, ama ormanda bazlarm z kayboldu.
Nihayet "Ben ne dersem yle yapn!" diye emir verdiimde
yanmda yalnzca on iki ocuk kalmt. Yalar sekiz ila
on be arasnda deien on iki ocuk. Alayan, zrlayan,
ackan ve daima korkan on iki ocuk. Bir zamanlar senin
yokluunda benim olduum gibi.
On be yl evvel olmutu bunlar. Zannederim yirmi ya
ma gelmitim ve insanlara ikence etmekten gayr bir ey
bilmiyordum. Hep bir atnn altmda yaamtm ve tabia
tm insanlar iin hangi artlar hazrladn kestirmem ok
zor oldu. ocuklar da birer evden kopartlp alnm/ard
ve hepsinin tecrbeleri farkl farklyd. O ormanda gnler
ce birbirimize sar/dk, birbirimizi rendik, birbirimizin
eli aya, gz kula olduk. Ormandan k bulduumuz
vakit hepimiz perian ve yar hasta idik. Orman srn
genleri ve solucanlar, slkler, kemirgenler hepimizde iz
brakm/ard. Neyse ki ocuklarm bilmedii torbamda bir
hazineye ve mcevher/ere, altnlara sahiptim. Alamutlula299

rm sana gnderdikleri hediyeler ve biraz da kendi hazi


nem. Getiimiz yerlerde yiyecek satn alarak, ila tertip
ettirerek birka ay geindik. Sonraki gnlerde bir dervi
kafilesini soyarak -Allah bizi affetsin- birka sornun ile kar
nmz doyurduk. Ondan sonra anladk ki hayatta kalmak
iin bunu hep yapmalyz. Sonra gnler, haftalar, aylar ve
yllar birbirini kovalad. Serseri bir kpein Gkk 'la da
lat o gne gelesiye kadar. Eer o sen isen, veya sen
o isen, yollarmz orada kesiti. Ne are ki seni ben deil
de etemin en keskin niancs Cuci grm. Gkk o itle
dalarken sen araya girmi, ayrlmalar iin zerlerine ta
yadrmszn. O srada Cuci seni alnnn atndan aklamak
iin ok tereddt etmi. Gkk 'a bir ziyan gelseydi seni
l olarak bulacaktm yani. Tabi eer sen o isen, veya o
sen isen . . .
Sana kzyar muyum; evet'. . Seni zlyor muyum; evet!
Seni ele geirirsem bamak istediimi de, boynuna sanl
mak istediimi de bilesin . . . Ama hangisini nce yapaca
ma ben bile karar veremiyorum. Sana dair btn iyiler
benim iimde; ve btn ktler de. . . Ben senin olunum,
eer o sen isen veya sen o isen . . .
Yolun ve gzergtihzn nerede bilseydim keke. imdi
olun seni bulmaya alyor. Alamutlular tersini sylese
de, senin onu bulmay bir kere olsun aklndan geirmedi
ini dnen olun . . . Bu mektubu sana getiren yoldam,
bilesin ki emniyet iinde seni de bana getirir. Ona inan
ve takip et. Yz yze geldiimizde ne yapacam henz
300

bilmiyorum, ama seni dnya gzyle bir kez olsun grmek


istiyorum.
Bu mektup olun tarafndan k{tibim Kurban 'a yazdr
tld!
amlbel ile Nide arasnda geen on be yl boyun
ca bu satrlar bazen pimanlkla, bazen zlemle; bazen
imut, bazen gzyayla kim bilir ka kez okumutum,
Molla Kasm, bilmiyorum. Mektubu nsha yazdrp
arkasndan ayr habereiyi farkl.yollardan gndermi
tim, imdi her nshay da saklyorum. etemin en iyi
sipahisiydi habercilerim. Bir hafta boyunca durmadan
her yerde babam aradlar. Ama nafile, de eli bo geri
dndler.
Mektubu her okuyuumda, bu satrlar yazdm gn
k heyecanm yeniden hisseder, iimde bu mektubu
yazm olmann umudu veya pimanl yeniden belirir.
Bilemiyorum, belki de aradm o deildi. nk Cuci'nin
dediine gre o bir dervimi. Yzm ona ok benzi
yormu, ya da benim babam olacak kadar varm ama
benim babamn bir dervi olabileceine hala aklm yat
myor. Sulucakarahyk'ten ayrldmda da bu kanaate
varmtm zaten. Sonraki iki yl boyunca amlbel'den
geen btn kervanlar, btn Tatarlar, btn kafileleri,
btn abdal klar tefti ettirdim. Tarif ile hepsine Cu
ci'nin grd dervii sordurdum. Nafile, bir daha ondan
haber alamadk.
301

O dervii bulsaydm, o da babam olsayd, ve ben ba


bamla yzleseydim belki daha huzurlu olurdum. Yz
letirnde ne yapacam hususunda kendime hep farkl
cevaplar buluyor olsam da bunu ok istedim. Bir gn kar
ma kverse, anszn onunla karlasam . . .

ki yl kadar evvel, babamla yrttm hesaplama


y biraz zihnimden kartr gibi olmutum. Daha dorusu
babamn igal ettii yere bir kadn girmiti. Baharn her
taraf yemyeil ettii gnlerdeydi. amhbel'de, Akaar'a
giden bir esir kafilesini elimizden karmtk Kervanda
Konstantinapolis'te manastra konulacak Trk ve Rum
kzlar olduunu rendik. Aralarnda kzanlanndan bi
rinin yakn bir akrabas vard. Onu kurtaracak, dierle
rini de diyet alarak ailelerine gnderecektik. Kafile Ak
aar'dayken -onlar Diapolis diyorlard- kzlar oradan
kartmak iin bir plan yaptk. Hdrellez yaklayordu.
Ortodokslarn o gn Aya Yorgi bayram yapacaklarn,
oluk ocuk hepsinin kale dnda deniz sahilinde ele
neceklerini rendik. Kaleden dar kmalarn bekle
dik. Tekfurlar da balarndayd. Cuci iyi taklit yapar, onu
Bizansl bir seyyah olarak yanlarna gnderdik. Gya r
yasnda Aziz Yorgi'yi grm ve onun rehberliinde bir
hazine bulmu olacak, hazinedeki yzk, bilezik ve ger
danlklar da Akaar kzarna datacakt. Yalnz hazine
sandnn bykl dolaysyla tamak ve korumak
302

iin yirmi kadar erkee ihtiya olacakt. Biz iki blk ol


duk. Bir ksmmz srtlarn arkasnda hazineyi almaya ge
lecek yirmi kiiyi bekledik Dierlerimiz kale kapsna git
mek zere hazrlandk Cuci'nin eline hazineden numune
olarak birka mcevher, murassa haner ve altn avani
verip gnderdik. ok gemeden kalabalk bir grup asker
ile geldiinde planmzn ilediini anladk. Gerekten yir
mi kiiydiler. Hepsini ksa zamanda tepeleyip doruca ka
leye kotuk. Kalede umduumuzdan fazla muhafz vard.
arpma uzad ve iki saat kadar srd. Kzlar kurtardk
lakin sahildeki kadnlar kaleye ulamlar, bizimle sava
maya baladlar. Yoldalarnn hepsi otuzuna yaklam
genlerdi, o gne kadar hi kadnlarla savaa tutuma
mtk. Geri onlara pabu brakmadlar ama aralarndan
gnllerini brakanlar oldu. Kaleye girdiimizde Trk ve
Rum kzlarndan kimseyi bulamadk. Yanl haber alm,
yanl baskn dzenlemitik. Yine de eli bo dnmedik
Kadnlarla savanca esirleriniz de kadn olur; kader bize
drt esir verdi. Hakikatte onlar bizim esirlerimizdi ama
birer arkadamzn gnln esir etmi durumdayd
lar. ar naar hepsi muratlarna erip Ankara kalesine yer
letiler. Drdnc esiri ne yapacamz bilernedik Ad
Sabine idi. Dada bizimle kalamazd. Yoldalarm karar
benim vernemi istiyorlard. Bana kalsa geri gnderecek
tim ama bu tehlikeliydi. Yerimizi yurdumuzu renmiti.
O gne kadar, en iddetli atmalarda bile bir kadnn ca
nna kymamtk. Aramzda bulunmas ruh dengelerimizi
303

bozmaya balad. aresiz onu kendime e olarak almaya


karar verdim. Ne ki o buna kar kt. Beni kmsedi,
kendine e olarak dnmek bile istemediini her frsatta
belli etti. stelik yoldalarmla arama kskanlk tohumla
rn ekti. ocuk iken kurtardm ve bir ete haline getirip
kendilerine hayat kurduum gen arkadalarmn bakla
rn Saline'den alamadklarn gryordum. Bu meseleye
bir zm bulamadm srece hepimiz savrulup gide
cektik. Neyse ki benim bir ey yapnama gerek kalmadan
Sabine, en kmz olan Karanfil Bee ile kap gitti
ler. Giderken bize iki kin ve iki intikam braktlar. Birincisi
biriktirdiimiz hazinenin en kymetli paralarn da alp
kamalar; ikincisi de hazinemizi korumak iin onlara sal
dran Gkk'n ayan koparmalaryd. Gkk, biraz da
yaanmaktan dolay acy derinden hissetti ve snd
mz maara kapsnda bir hafta boyunca hi durmadan
feryat etti, gecenin derinliinde hazin hazin uludu. Bir
hafta sonra, yine bir gece yars sesi kesildiinde yanna
vardm. lmt. Lakin yannda kk bir kurt yavrusu
bekliyordu. Onu benim iin Gkk m armt; yoksa
yavrucak anasn yitirmi de anne diye Gkk'n feryat
larna m gelmiti bilemedim; lakin bir teselli olarak onu
kendime altrdm. Karanfil Bee'nin babam bile bana
unutturan ihaneti iimde ne derece bydyse Bozk'n
-tylerinin rengine bakarak yavru kurda bu ad verdim
iimde byyen sevgisi de o derece kavi oldu. nk onu
Gkk'n z enii gibi grdm, yle yetitirmeye ahdet304

tim. Sonraki bir yl boyunca, gelip geen btn kervan


lara artk babam deil Karanfil Bee ile Sabine'i tarif et
tirdim. Uzun zamandr babamn m, yoksa Karanfil'in mi
yapt daha kt diye dnyorum.

305

OBAN

Durak ile dalaan kurt - ekikgz 'n azalan gc - ocuk


ekya deheti- Erzurum .,... Keiborlu -bozkrda Yunus iirleri
dilden dile -dertli ne alayp gezersin burda

Dalar ile, talar ile


araym Mevla 'm seni
Seherlerde kular ile
araym Meuta 'm seni
Niyazabad'dan sonra yeryzne on bahar gelip gitti;
bozkrlar on iddetli k daha grd. Zahir Baba'nn an
lattklarndan ve eyhimin kabri banda geirdiim krk
gnlk riyazetten sonra iki yl hi iir syleyememitim.
Durak da benimle beraber susmu ve bambaka bir k
pek olmutu sanki. Geri yolda gk gzl serseri bir kurt
ile dalap yaralanmt ama ben yine de suskunluunun
sebebinin benim susmama bal olduunu sanyorum. O
306

gnden geriye benim hafzamda iri kurdun gk gzleri,


Durak'n ayanda da di izleri kald. Bir de kurda ta at
maktan kollarnn ne kadar yorulduu . . . Aradan geen
on be yl boyunca Durak'n aksamas srd. Sa ayan
da da kurdun di izleri hala duruyor.
Bu on be yl iinde uzun, ok uzun yolculuklar yap
tm. Bir ara hesap ettim, Hz. Peygamber'in dnyadan git
tii ya kadar mr srmm. Dnya, birden deerini
yitirmi gibiydi. Snnet olan mr tamamladma gre
geri kalan yalnzca insanlarm iradna ayrnarn gerekirdi.
Sonraki yolculuklarma bu maksatla devam ettim, bir yan
dan insanlar Hakk'a arrken;dier yandan Hak erenle
rini ziyaretle feyiz almann yollarn aradm. Gzlerim ra
seemez olmutu. Biraz da ardklarn hissediyordum.
Abakay Dervi'in terkiplerinden birini hazrlayp merhem
diye srmeyi dndm; sonra bundan da vazgetim.
Fazladan yaanm mr iin dnya hrs gerekmezdi. Alt
m yldan sonra dnyay fazla seemesem de keder
deildi. Mevsimler deiirken, uzayp giden manzaralar
daha az merak etmeye kendimi altrdm. Yine de yol
dan kalmadm. Yukar illerden sonra bozkrn tamamn,
Akdeniz kylarn Kula'ya kadar beylikterin arasnda hep
dolandm. Bozkrda tabiatn gzelletiini, hayatn ocuk
lar ve kadnlar iin artk daha yaanlr olduunu grmek
beni mutlu etmeye yetiyordu. Btn genliim tehlike ve
vurumalarla harap olmu yurtlar grdmden mi nedir,
imdi tabiat seebildiim vakit iim ferahlyor. Uradm
307

yerlerde sanki rmaklar Allah Allah diyerek akyor, minik


yavrularm Kur'an okuyan dilleri blbl olmu, Allah Allah
diye akyordu. Balar baheler marnur olmu, gller Al
lah Allah esansyla kokuyordu. ekikgz gitgide gcn
kaybediyordu. Memluk sultannn lhanl ordusunu yen
mesinden sonra balayan Trkmenlerin istiklal mcade
lesi yeni meyveler vermeye devam ediyor, yeni beylikler
ortaya kyordu. ekikgz, tpk Bizans gibi i karklk
lar ve ihtiraslar sebebiyle i savalar yayordu. Bozkrn
hakimiyeti Trk ve Trkmenlere gemeye balaynca Ta
pmaklar ile Hahaller de yava yava ortalklardan e
kilmeye baladlar. Mamafih eski souk nefeslerin yerleri
ne baka haramHer de tremerli deil. Erzurum Ilcas'nda
"Akolan" ve serseri avanesinin, amlbel'de ise "ocuk
Ekya" diye bilinen Samuel etesi'nin yaptklar tevatr
gibi her yanda anlatlyor. nceleri baz kervanlardan k
k hrszlklar yaparak ie balayan bu ocuklar, artk b
ymler de yol kesip kervan kryorlarm.
Seyahatlerim esnasnda bir ey dikkatimi ekti. nsan
lar artk eskisi gibi dervilerin yoluna itibar etmiyorlar.
Sitare'nin yllar nce syledikleri geldi hatrma. nsann
yaratlndaki madde ile mana dengesinden bahsetmi
ve "Denge madde lehine bozulunca insann nefsi, mana
lehine bozulunca da ruhu ne kyor, biri dierini bas
tryor Can Yunus!" demiti. "Sevgili Sitare . . . Hasretim . . .
Ne kadar doru sylemisin. Bozkrda hayat gzelleti
i, maddi imkanlar artt, refah yzn gsterdii iin
308

insanlar daha ok dnyevilemeye baladlar." SGfilerin


her yanda oalm olduklarn, bu oalmann ihlas gi
derip insanlar dervilik yoluna cezbedemez hale geldii
ni de gzden rak etmemek gerekir elbette. Yine de kesin
olan bir ey var; tekkeler oalyor ama artk tekkelere
gelenler azalyor. Konya'da Mevlana Hdavendigar ile
Sulucakarahyk'te Tebessm Sultan'n dergahlar hari.
Bu ikisi Anadolu toprandaki insanlarn tabiatiarna da
uygun dt iin gnden gne gibi byyorlar. Hele
ki Tebessm Sultan'mn yolu, Anadolu Trkmenleri iin
bir snak gibi. Ahmet Yesevi hikmetleri bile dou Trk
lnden ziyade Bat Trklnn edasna brnmeye
balad. Meer bu corafya ne bereketli bir gnl madeni
imi; zemin bulunca Anadolu'nun ocuklar tarikat bah
elerinde yetikin fidanlar olarak boy saldlar. Eskiden
bir tek tarikat bilinirdi, bir de eriat. . . imdi ondan ieri
hakikat ve marifet kendini gsterdi. Anadolu mayas ile
slam tarikatlar zenginleip zarafet bulmaya, hayat im
bikten geirmeye baladlar. Gezdiim her yerde, gnl
dostlaryla sohbetler ettim, her sohbetten ayr bir lezzet
aldm. Bozkrda yllarca yazn kuraklk ekilmi, kn top
ra kar rtm, bir aa meyve vermemi, bir tarlada ot
yeermemiti. Meer corafya, meyve yerine gnl yeti
tirmi, btn o maddi imkanszlk ve kuraklklar manevi
fidanlarn yeermesi iinmi. Yesevi dervileri dnyadan
bir bir ekilip gitmilerdi, ama Anadolu'nun z ve zl
fidanlarndan gnl erieri gelmiti. Bozkrda eriat ve
309

tarikat kvama ermi, marifet ve hakikat a balamt.


Gayret ve hikmet parldadka panldyordu. nsann arn
zundaki en ar yk cahillikti, artk bozkr insan bunun
aynnma varmt.
Erzurum, Dutu kynde kaldm k hi unutmam.
Kar ve frtinann ne olduunu, karn evleri boy beraber
yuttuunu, insanlarn kar altnda kendilerine yollar at
n ve kurtlar ve vahi hayvanlarn kylere saldrdn
orada grdm. Seluki saraynda Gyasettin Mesut'un
yerine kardeinin olu III. Alaattin Keykilbat tahta ge
miti. Sonra Kubilay Han'n ldn duyduk. Ertesi
yl Nide'de, Ortaky'de kladm. Kaylardan Osman'n
beyliini kurduu yld. Daha sonra Isparta'da Keibor
lu'da kaldm. Burada Hamidouilan vard ve ekikgz'n
nnden karlm bir kiltphaneye sahiptiler. Her g
nm o ktphanede okumakla, her gecem okuyabildii
me kretmekle geti. Ktphaneci Emir Dervi, Yesevi
dergahnda bulunmu, dedem Taybuga'y iyi tanmt. O
da "Sizin ailenizde hikayeyi erkekler yazar, kadnlar o
cuklarna anlatrd Yunus!" cmlesiyle balayan pek ok
hatrasn nakletti. Derlernin ne derece kahraman olduu
nu, ninerne ne kadar sevgi beslediini, her seferden sonra
ninemi ve babam da yanna alarak av avlamaya, ku ku
lamaya gittiklerini hep ondan rendim.
Keiborlu'dan eyh Edebal toprana, Osman Bey'in
yurduna doru yola ktm balarda iim evk, gnlm
ak, dilim kafiyelerle doluydu. Onca kitab okuduktan
310

sonra tutukluum gemi, msralarma bir revnak gelmi


ti. Ben zannederdim ki konakladm dergahlarda syle
diim msralar aralardaki dervilere rehber olur, yol gs
terir; meer oralardan tap baka yurtlara da gidermi.
Kervanlar ve kervansaraylar, hele dergahlar ve tekkeler,
msralarma pek aina olmular. Sandkl civarnda id
detli bir yanura yakalanmtm. Bir obann sayasma s
ndm. Daha dorusu Durak nmden havlayarak koup
bu sayay buldu. Ben de obann yanura yakalanan da
varlarn srmesine yardm ettim. Btn sry kurtarn
ca biraz oturduk. Koyunlarda bir huzursuzluk var gibiydi .
Meleyileri bir trl kesilmedi. "Yamurdan rkm olsa
lar gerek!" dedim. "Yok, yok . . . " dedi, "Sohbeti zlediler."
Hayret iinde sordum:
"Sen srnle syleiyar musun ki?"
"Pek saylmaz, ben derim, onlar dinler! ylece oyala
nrz."
"Bunun iin bir kavaln yok mudur?"
"Onlar kavaldan getiler, sohbet istiyorlar!"
Sustum. Bir oban, davarlarla nasl sohbet eder, me
rak ediyordum. Elini kulana gtrd ve teganni ile bir
kaside okur gibi balad: "Dalar ile, talar ile 1 araym
Mevla'm seni 1 Seherlerde kular ile 1 araym Mevla'm
seni 11 Sular di bi mahi ile 1 Salralarda ah ii ile 1 Abdal olup
"ya Hii!" ile 1 araym Mevla'm seni"
Ne yapacam ardm. obann sesi ok gzeldi ve
o sylemeye balaynca btn koyunlar gzlerini ona e311

virip durdular, dinlediler. Hayret bamdan at. Gzlerim


dolu dolu, Allah'a sonsuz krler ederek iten ie a
ladm. Demek benim derviler iin sylediim msralar
dadaki obana kadar ulamt. Birden sorumluluumun
bydn hissettim. Omzuma bir emanet verilmiti ve
bu emanete hyanet etmediim srece hakkmda nimet
ve rahmet olacakt. Ben bunlar dnrken oban bu
sefer yank bir trk gibi okudu. stelik gzmn iine
bakarak ve sanki sorar gibi:
"Dertli ne alayp gezersin burda 1 Alatrsa Mevla'm
yine gldrr 1 Nice ak kondu gt buradan 1 Alatrsa
Mevla'm yine gldrr"
Gzmde ya, sordum:
"Karde, hi bildin mi Yunus'u?"
"Yok aam, tanmadm, ama her kim ise Allah diline
aklk, gnlne zenginlik versin! Tuttuu kulplar tutamak
olsun; bast yerler basamak olsun!.."
"Amin, karde, amin!"

312

SAMUEL

Birka yl ncesine kadar birilerinin bizden bahseder


ken ekya veya ete demelerine aldrmyordum -nk
yaptklarmz ancak bir etenin yapabilecei eylerdi- la
kin imdilerde Samuel'in etesi denildiinde insanlarn
titremesinden de gizli bir haz duymaya baladm. Beni
halkn titremesinden ziyade tapnaklarn titremeleri se
vindiriyor. nk son be yldr, tapnaklarla amansz
bir mcadele iindeyim. Benim gezindiim imenierde
onlarn ayak izleri olmasna tahamml edemiyorum. o
cukken Arn Usta'rnn bana rettikleri, onlar alt etmem
iin ok iime yaryor. Nasl davranacaklarn, nelere tep
ki vereceklerini ve nasl savatklarn iyi biliyorum. K
zanlarmdan ikisini bu uurda kaybettim ama tapnak
etesini de topyekun yeryznden kazdm. Nefes alp
verdiim mddete artk benim olduum yerlerde tap
nak ad anlmayacak Ve bir de Karanfil Bee'nin . . .
313

Karanfil'in Sabine ile kap gittikten sonra Alamut s


maililerine katldn biliyorum. ki yl evvel benim bl
gemden getiler. Tapnaklarla savarken ikinci bir d
man edinmem uygun dmeyecekti; saidrmadk Ancak
onlar bunu tekrarlayp hkmettiim dalar yol eyledik
lerinde iime sindiremedim. Fakat bunlar tapnaklar ka
dar kolay avianan adamlar deillerdi. Bazen drt, bazen
alt kii dolayorlar ve o drt kii yirmi tapnak valye
sinden daha tehlikeli olabiliyordu. Yoldalanndan ikisi
ni onlar yaraladlar. Drt yldr aramzda bir kan davas
olutu. Karanfil'in onlarla olmas bizi daha kolay bulmala
rna ve aviarnalarma zemin hazrlyor. imdilerde yolda
lanndan bazlar intikam ateiyle yanarken dier bazlar
diken stnde uyuyorlar.
Alamutular eskiden yalnzca suikast yapar, bunun
la geinirlerdi. ekikgz artk bela olmaktan knca i
lerinden apula bulaanlar ve ky basanlar belirmeye
balad. Genellikle bahar ve gz mevsimlerinde ortaya
kp hara topluyor, kyleri soyuyorlar. Bu kyler bizim
mntkamzda ise elbette benim ve yoldalarnn itibar
zedeleniyor. Biz mecbur kalmadka adam ldrmyor
duk. Kadnlar ve ocuklarla da bir hesap iinde asla olma
dk. Buna ramen ay kadar ewel bir haber yayldn
duyduk. Denildiine gre Samuel'in etesi ky basm,
ocuk karm, ocuklardan biri daha sonra l bulun
mu. Aratrdk Meer Karanfil ile arkadalar yapm ve
suu bizim zerimize atmlar. Bu hadise barda tard.
314

Artk nerede bir Alamutlu iitsek veya grsek hakkndan


gelmeye alyoruz. ok iyi klk deitirdikleri iin de
teyakkuzda oluyoruz. Bazen kervann iinde bir tacir, ba
zen sabannn ardnda bir renber, bazen yollarda bir gez
gin, bazen kadn klnda bir yolcu, hatta eme banda
bir kaya bile olabiliyorlar. Klk deitirmedeki baarlar
bizi korkutnuyar deil.
Tapnak valyeleri, ekikgz askeri, Bizans souk ne
fesleri, snr devriyeleri ve kyleri, dalarda seriye ve ker
vanlar, ularda aa konaklar . . . Saldryor, savayor ve
ganimeti paylayoruz. Krk yam atm. Bir zamanlarn
"ocuk etesi"ndeki herkesin akanda beyazlar olu
maya balad. Zaman zaman kylerde, kasabalarda kzan
cklar, kadnlar grnce yoldalarnn ilerinde bir bur
kulma olduunu, bir aile zlemi hissettiklerini ama bunu
birbirlerinden sakladklarn biliyorum. Bir cellat olmak
yahut cana kymak, dalarda mekan tutmak veya ekya
lk yapmak buna mani alamyor. Artk dalarda yeterince
kaldmz dnyorum ama dze inecek olursak insan
larn bizi kabul etmeyecekleri gereini de unutamam.
Bir ekyann aile zlemi ekmesi, onun en vazgeilmez
kaderidir ama imdiye kadar bu zlemi giderebiten fazla
kii tanmadm. Elbette ben de bir aile zlyorum, ama
ondan te babam zlediimi hissediyorum. Belki imdi
hayatta bile deildir. Eer yleyse onunla yzleemeden,
hesapiaamadan bu dnyadan gitmek gzm ak bra
kacak. Bu bir sanc, brme batyor. Bir katranl kymk,
315

beynime aklyor. Eer hayatta ise onu arayp bulmal,


bu hesab grmekte fazla gecikmemeliyim diye sk sk d
nmeye baladm. Bunun iin bir ara Sarcaky'e gidip
aratrmak bile istiyorum. Onu bulursam belki de elleri;i
pp boynuna sarlacam. Bilemiyorum.
Dn akam yemeimizi yemi, tatl esen rzgarn am
dallarnda kard o tatl sesi dinliyordum. Klk dei
tirmi, bir tacir kafilesi grnts altnda Sarcaky'e gi
diyorduk. Acelemiz yoktu. Dura dinlene, insanlarn halini
gre yorumlaya ilerliyor, gzel bir su ba bulursak ele
iyorduk. O akam da onlardan biriydi. Yldzlar neredey
se am daliarna dakunacak kadar bize yaklamlard.
Byle akamlarda hep hznlenmiimdir ama bu sefer
yoldalarnn da allmadk bir sessizlie brndkleri
ni fark ettim. Artk yaianyor ve yalnzlayorduk. Neden
sonra kzanlardan biri kopuzun tellerine dokundu. Nere
den renmi, kimden duymusa, hi duymadm, dei
ik bir trkyd. Her kim sylediyse yreinden yakm
olmal. Dinlerken dalarn ses verip kederime ortak oldu
unu hissettim. Kim sylemitir, kime sylemitir, hangi
hasret iin sylenmitir, iinden kamadm. Hi ak ol
mamtm, hibir kadn sevmemitim, ama bu trky
dinlerken bir kadn sevmeyi, birine ak olmay istedim.
Sonra da bu trky yakan adamn akn dndm.
Hasreti kalbinden tam, dalar talar sarsm olmal.
Bu hasret sanki tam da benim iimdeki umuda balan
m hasretti: "Dertli ne alayp gezersin burda 1 Alatrsa
316

Mevla'm yine gldrr 1 Nice ak kondu gt buradan 1


Alatrsa Mevla'm yine gldrr"
Trklere fazla kulak asmazdm; ama bu trk bana
ok dokundu nedense. Sanki onda kendimden bir para
buldum. Kzannn sesi dalarda ses verip yanklanrken
gzmden szlen damlalar kimseye gstermernek iin
trknn sonunu harlanan atee srtm dnerek dinle
dim. "Sevdaya salma u garip ban 1 Aktr gznden
kanl yan 1 Kerim'dir onarr kulun iini 1 Alatrsa Mev
la'm yine gldrr".
Trk bitesiye kadar ocukluumdan bu yana hayatm
gzmn nnden akp geiverdi. imi yokladm: "Ma
dem Allah Kerim'di ve kulun iini onaryordu, neden be
nim ilerimi hep bozuyor?!"

31 7

GEYKL BABA

Geyikli Baba -Keida1 'nda bir san iek -gnl gnle soh
bet - Ka/u Bela 'dan bu yana - len hayvan imi, fiiklar lmez
-Kay1 'mn Erturul 'u - Tursun Fak1 - Tapduk Sultan 'm kabri
bamda - eyh Abdrrezzak'm sevdii k1z - elebi Faruk

Gnl alab'm taht


Gnle alap baht
ki cihan bedbaht
Kim gnl ykar ise
Geyikli Hasan Baba'y Kei Da eteklerinde bulacak
tm. Tekye ve camisinin ok irin olduu sylenirdi. Sk
sk dada geyiklerle sohbet ettii iin ona Geyikli Baba
diyorlard. Kay Osman'n yurdunda adn iitmeyen yok
tu. Sohbetinde bulunmak, feyz almak iin bir frsattr de
yip Bursa'ya yol urattm. Dalar kekik ve kardelenlerle,
yayialar smbl ve sar idemlerle tr trd. Tapduk
318

Sultan'mn eiine odun tarken Abakay Dervi'in isim


isim sipari ettii bin bir eit gzellik, ite buralardayd.
"nallah yayor, yine trl eczalar hazrlyordur," diye
iimden geirdim. Gzlerim artk uzaklar gremiyordu,
ama ibretle baknca dalarda ve yollarda da hikmetler,
kudretler mevcuttu. Her iein ayr bir srr, farkl bir
devas vard mesela. Bazlar benim ellerimdeki ifadan
daha zengin srlar tayorlard. Ben bu tefekkre dal
mken uzaktan uzaa bir ses duydum. Biraz ilerledim.
Kimsecikler yoktu. "Galiba yanldm!" dedim iimden.
Ama o srada, sararm otlarn arasnda mini minnack
bir sar nergis gzme iliti. Dalndan krlm altn sars
bir gzellik damlas. Muhtemelen bir tavan yahut teki
rin dileriyle yaralanmt. Yaklatm. Niyazabad'dan bu
yana ellerimdeki ifay hi kullanmamtm. ok kr
buna ihtiya da olmamt. Nergisceiz hayretle bakan
bir gz andryordu. Elimi uzatnca hal diliyle bana ya
rasn gsterdiini hissettim. "Seni burada kim grecek ki
bu kadar gzelsin?" diye geirdim imden, "Seni buraya
kim gnderdiyse o!" diye bir fslt duydum. evreme ba
kndm. Hayr hayr, elbette kimse yoktu. O halde u i
ek miydi konuan, u sar iein sesi miydi duyduum?
Sonra "Kendine gel Yunus; tenhalarda bunca bana buy
ruk dolarsan sesler duymaya balarsn!" diye toparlan
dm. Aklma bir soru takld: "Kadir Mevla'mn hikmeti,
bu iek burada kimin iine yarayacak, kimin derdine
ifa olacak ki?" Hayret, bu sefer duyduum sesten emin
319

idim. Konuan ayn sar iekti. stelik soruma bir soru


ile karlk veriyordu: "Dervi baba, yoksa sence bir cey
lana gz olmak

az

ey midir?" Hastasn konuturarak

muayene eden bir hekim gibi hissettim kendimi. Besnele


ektim, birka ayet okuyup avucuma nefes ettim. Elleri
mi birbirine srtp yerden bir miktar nemli toprak aldm.
Matararndan bir damla su ile amur eyledim ve Muham
med Mustafa'ya salavat ile sar nergisin daln ovalamaya
baladm:
"A beyazdan beyaz nakl gzeller gzeli, a kudretin
tr damlas, yoksa benzin hastalktan m sararmtr?"
"Ne sen sor dervi baba, ne ben syleyeyim. Clz gv
demde yle byk derdim var ki, ahm dalar eritir. Sen
erimesen zikrim eksik kalacak, vakitsiz zlecek, lve
recektim."
"Size lm var mdr?"
"lmsz yer var mdr?"
"Peki gznde niin yatr?"
"nk banndaki yara ba, batr!"
Hayret etmitim. Sar iein sohbeti ne gzeldi. Yine
sordum:
"Siz iekler, kn nerede olursunuz?"
"Kn hepimiz toprak oluruz"
"Yaz bahar geldiinde?"
"Tekrar dirilir iek oluruz."
"Cehenneme yolunuz urar m?"
"Cennet, cehennem ademolunadr ya!.."
320

"Gl sizce ne ola ki?"


"Gl Muhammed teridir!"
"Peki, Adem'e ne dersin?"
"Adem Muhammed'e nispet, binde birdir!"
"Bunca gzel ve eit rengi bir kara topraktan m alr
snz?"
"O bizde yansm, ayn nuru, gnein dr!"
"te daln saalttk, lakin yine neden boynunu eer
sin?"
"Dervi baba, boynurnun erilii kalbimin Hakk'a doruluundan!.."
"Sen Kabe'yi grdn m?"
"Allah evidir ha?!"
"Peki Srat' grdn m?"
"Cmlenin yolunu sorarsn bana!. ."

Sar iek seti, ben besneleyle kopardm; Sitare'min


heybesine gzel kokulu kekiklerden, kuru papatyalardan,
trl aa kabuklarndan birka avu hediye koydum.
Geyikli Baba'nn kapsna eli bo varmayacaktm. Ta ba
rl dalardan toplanm bir demet rahmet tr olurdu.
Ruhumda nee, bedenimde yorgunlukla aradm, buldum.
Ktkten aklm, sayfiye misali mtevaz bir dergah.
Onca Geyikli derviinin barnmas iin biraz kk gibi.
Eikten kk salm kestane glgesinde ulha dokuyan
caniara seslendim:
321

"lden ile, yoldan yola yryen bir ak, efendinizin


himmetinden feyz almak muradndadr, haber salp 'Ka
pnzda bir k var,' des eniz!.."
"Kendisi riyazettedir abdal ahi, seni kabul edeceini
sanmayz. illa ki buyur bir ayranmz i."
"Siz haber veriniz, ayram onunla imek isteriz."
Derviler birbirlerine baktlar. "Bu adam da nereden
kt!" der gibiydiler. Aralarnda iaretleerek birini ieri
gnderdiler. Ben beklerken onlar ilerine devam ettiler.
Bir tekke adab byle olmamalyd, gnlden gnle yol
vardr ki en azndan bu yolu ak tutmak gerekir. Neyse
ki ok beklemedim. Kap ald. Az evvel bana glmseye
rek ieri giren dervi elinde bir tas tarn erheti ile geri
dnd. Yine glmsyordu.
"Buyur ahi erenler, Geyikli Baba Hazretleri size buzlu
erbet ikram etmitir, iesiniz ve dua buyurasnz."
Tas elime aldmda silme dolu olduunu grdm. O
kadar ki getiren derviin bir damla bile dkmeden ta
masna hayret ettim. O scak gnde, erheti ok canm
ekmesine ramen bir yudum bile imedim. Sitare'min
heybesine koyduum iekler arasnda kurumu bir gl
vard. Elimle yoklayp buldum. ok gzel kokuyordu.
Pembe yapraklarndan birini itina ile ayrdm ve kan kr
mzs erhetin zerine brakp hala glmseyen dervie
geri uzattm:
"Ahi dervi can! Sultanma bylece iade ediniz. Elbet
bir bildii vardr ki ben bilmezem."
322

"Vardr elbet!"
Yerimden doruldum, ulha dokuyaniara selam verir
ken "Yolcu yolunda gerektir!.." deyip knma davrandm.
Yalnzca erheti getiren dervi gitmeme ieriemi gibi
zgn bakyor ve yine glmsyordu. Elbette hi birine
gnl koymadm; lakin o derviin bak yreime iledi.
Bahe kapsndan geerken i bir ses duydum:
"Gnl koymadn ya abdal ahi!"
"Haa sultanm!.. Dervie gnl ne gerek!"
Gerekten de baka bir zaman olsa gnl koyar, z
lrdm. Ama ok kr ki artk nefsimin oyunlarna al
danmyorum. Yalnzca Geyikli Baba'nn, onca yoldan
gelmi bir dervie neden dolu bardak gndererek gizli
den gizliye "Hanemizde sana yer yok, ok kalabalk ve
doluyuz, himmetini baka yerde ara!" demek istediini
de merak etmemi deildim. Tebessm Sultan'dan sonra
evrildiim ikinci kap oluyordu bu. Bunun da bir hikmeti
vardr, diye dnp yoluma devam ettim. Birka adm
ilerleyince baka bir ses duydum; daha yumuak, yalva
ran bir edann kulama arpmas gibiydi:
"Yunuus!.. Dervi Yunuuus!"
Geyikli Baba'y hi grmemitim, ama sesin ona ait ol
duunu anladm:
"Adm nasl bildiniz sultanm?"
Hayretler iindeydim. Kap nnde ulha dokuyan
derviler onun beni ardn duymamlard ve ileri
ne devam ediyorlard. Sanki Geyikli Baba hala riyazette
323

ve derviler de bu dnyadan deillermi gibi. Aralannda


konuuyor, bana glmseyen derviten bahsediyorlar
d. Adn rendim; Turakn. Yzndeki gzellik, adnda
yansm bir yiit . . .
"Gnl ehlinin birbirini bilmemesi insaf deildir Yu
nus'um!"
Yine hayrette kaldm. Geyikli Baba'nn bu ikinci cmle
si de hi kimsenin dikkatini ekmemiti. Bir tek Turakn,
ban dndrp bize bakt.
Geri dndm. Turakn tekrar glmsedi. Eikte Ge
yikli kardeim ile kucaktatk ve orackta oturduk. Dier
leri iin hayat kendi mecrasnda akyordu. Ne kadar kal
dk bilmiyorum ama neler neler konutuk. yle oldu ki
gitgide lisanlarmz da sustu, gzlerimiz, gnllerimiz an
latt, ruhlanmz canlarmz dinledi. Neden sonra dervi
ler sanki bir ryadan uyanr gibi birer ikier bizi grmeye
ve hayretle bakmaya baladlar. Hi konumadan yalnz
ca oturan ve birbirinin yzne bakan iki adam grmek
elbette onlar hayrete dryordu. Geyikli kardeimin
susarak anlatt srlan duymuyorlar, dilsiz ve lisansz
konuulan yksek hakikatlerden haberdar olmuyorlard.
Sr layk olmayana ifa olunmaz, nadanlara emanet edile
mezdi. Sureta Geyikli kardeimin eiinde oturuyorduk,
ama hakikatte ta can bezmine gitmi, oradaki tankh
n hatralarn syleiyorduk. Mesafeler aradan kalkm,
zaman perdesi yrtlm, binlerce, milyonlarca yl silinip
yok olmutu. O ilk gndeydik. Dnyada hibir ey yoktu;
324

daha dnya yoktu. Canlar yaratlp bir araya toplanm,


biz de Tapduk Sultan'm, Geyikli kardeim ile yan yana du
ruyorduk. Az ilerimizde Mevlana Hdavendigar ile Tebes
sm Sultan, Ahi Evran ile Sar Saltuk Sultan, evrelerinde
canlardan rl halkalar, haleler ile beklemedeydiler.
Yesevi mridin kokusu pek yakndan geliyordu. Birden
bir nurun avk vurdu meclise. Herkes gibi Geyikli karde
im ile ben de o avka bakakaldk Gzellii hibir ey ile
llemeyecek bir nurdu o ve yansmas bir an zerimiz
de kald, sonra kayboldu. Anladk ki Allah'n hsnnden
yansm bir k idi. Kayna bir l veya boyuta sma
yan bir gzellikten kt belliydi. Cemal-i Mutlak olan
Hakk'n bir ltfuyla canlarmza avkm ve gzelliiyle
can meclisindeki btn canlar mest etmiti. Sonra bir
nida duyuldu: "Elest bi-Rabbikm!.." yani ki, "Ben sizin
Rabbiniz deil miyim?" Bu yle bir nida idi ki cevab her
kesin hayranl iinde gizlenmiti; herkes bu sorunun
cevabn kendiliinden biliyordu; herkes ayn anda ve bir
azdan "Kalu 1 dediler:" "Bela!.. Bela!. . Bela!..." Her dilde
deil, tek dilde, ezel dilinde bu "bela"lar "Evet, elbette
yledir, Sen bizim Rabbimizsin!" demekti. Olumsuz soru
lara verilen bir olumluluk cevab. "Evet" anlamna gelen
ynla kelimeden biri . . . Buna ramen hibir ruh , "Ben
sizin Rabbiniz deil miyim?" sorusuna dorudan doruya
"Evet!" demedi. nk o vakit cevap, haa ki "Evet, sen
bizim rabbimiz deilsin!" olacakt. "Bela" dedik ve karle
rimize bela yazld. O anda anladm ki dnyada belalar
325

ile imtihan olunmamz bundand. Benim gibi herkes de


Allah'a verdii sz bela ile lecekti. Sonraki niday du
yunca buna tamamen inandm: "ehidna!" Yrekleri ye
rinden titreten bir kelimeydi bu ve ikaz ediyordu, "te
sizi birbirinize ahit tuttuk!" Allah, gzelliinden zerre
miktarn bize balam ve karlnda kulluk sz al
mt. Bununla da kalmam bizi bu szmzden dolay
birbirimize ahit tutmutu. Yani herhangimiz, verdiimiz
sz unutur veya o szden dnersek dierimiz ona ha
trlatacak, "Aman ha! Ezel gnnde, can bezminde sz
vermi, bela demitin!" diyecekti. "nsanolunun bana
gelen belalar hep bu imtihan iin mi Geyikli ahi?" diye
gnlmden geirdiim srada "Ne sanyordun ya eyh Yu
nus!.." cevabn gzyle verdi, ardndan "Frtna gelince
hemen Allah' hatriayp da frtna dindii vakit unutan
gemiciler gibi . . . " demeyi ihmal etmedi. Sonraki btn
sohbetimiz benim sorulann ve onun cevaplaryla geti:
"O halde belalar bizim iin birer iyilik midir?"
"Bu senin bak ama gre deiir. Eer ak isen ve
bela sevgiliden geliyorsa yalnzca bir sitemdir. Akna
kendisini hatrlatmak isteyen bir sevgiliye kim kzabilir?"
"Bu durumda kullarn hepsi Allah' sevmek durumun
dadr, yle mi?"
"Bize gzelliinden bir nebze tattrd vakit koydu o
sevgiyi kalbimize. Kulun bu dnyada gzele dmesi, g
zelliin peinde olmas, gzellie doru akp gitmesi hep
bu yzdendir. Gzel bir kadn, gzel bir ses, gzel bir iir,
gzel bir manzara, gzel . . . hep gzel. . . "
326

"Btn bunlar sevdike Allah'n gzelliinden bir par


a sevmi oluyoruz yani?"
"Tam da yle. O'nun haricinde bir ey sevemeyiz n
k. Btn rmaklarn denize akmas, btn damlalarn de
nizi zlemesi gibi."
"Seven bir damla, sevilen bir deniz?"
"Seven kul, sevilen sultan da diyebilirsin. Btn kullar
sultana yakn olmak isterler. Her damlann u ya da bu
ekilde denize komas gibi."
"Sevilenin seveni kendine ekmesi gibi de . . . Peki bu
yaknln snr nedir?"
"Snr yoktur. Sr vardr. Sr, birinin dieri iin yok ol
masdr."
"Feda olmak yani?"
"Hayr aslna dnmek, vatanna dnmek. . . Belki de
kendisi olmak!.."
"Kendini bilen Allah' bilir, buyrulmasndaki hikmet
gibi desenize. Hani seven, sevgili iin feda olunca kendisi
olur; aradan ikilik, sen-ben kalkar seven ile sevilen aynlle
ir ve seven sevgili de ebedilik bulur; onun gibi. . . Bu du
rumda ak, mauku iin ldnde gerek ak bulmu
oluyor herhalde!?"
"lmek demeyelim istersen, lerek var olmak, diril
mek diyelim."
"Miskin adem olann ekinciye benzetir gibi deseni
ze?. Kimi biter, kimi yiter gibi?"
"Gelimli, gidimli dnya diyelim . . . Orada lm her ne
kadar bir son gibi grnse de hakikatte o bir balangtr.
327

Sras gelen ekilir, biilir . . . Son ucu lml dnya diye


lim . . . lm ile i ie geen hayat. Yaz bahar gelince yeni
den yeermesi gibi tabiatn."
"Madde ile mana arasnda bir etkilenme gibi. Mana ile
var olmak iin maddeden gemek gereknesi gibi."
"Elbette!.. Orada domak iin burada lmeye muhta
cz. Onda gzelliklere domak isteyen bunda bir hastaya
varmak, bir iim su vermek gerektir. Gerek ak madde
den geince kendisi olur. Sevgilinin kapsnda lene al
maz, oradan geri dnene a lr nk."
"O halde 'len hayvan imi, aklar lmez' demeliyiz;
madem hayvanlk maddemizin, ak da manamzn ad
dr?"
"Keke bunda lsek, orda l olmamak iin!"
Geyikli kardeimin lmek istedii can bezminden su
retler alemine gelmek, tatl ryadan uyanmak, vatandan
gurbete dmek gibiydi. Yaptmz sohbet mrid-i ka
miller arasnda bir gnl sohbetiydi nk. Bunu aklm
dan geirdiim srada sesimin duyulduunu, konutukla
rmzn artk dil ve dudaktan ktn fark ettim. Farknda
olmak nefsimi kkrtm, benlik dairesine ekmi, sesimi
zi duyulur klmt. Bunu dervilerin bizi dinlemek iin ya
nmza yaklanalarndan da anladm. te yine ete kemie
brnm, Yunus olarak grnmtm. te yine hakikat
ten mecaza, gerekten yalana dnmtm. evremiz
deki derviler ilk akamn alacas iinde telala gndelik
ileri bitirmeye alyorlard. lerinden yalnzca Turak328

n, benim orada bulunmamdan memnun gibiydi. Hele


ters bakl bir tanesi vard ki nefsime yeniisem yzne
kar "Ah benim delikanl evladm, ah benim gnl dara
ck yiidim. ehreni tebessme altr, houna gitmese
de katlanrken sadaka verircesine glmse. Yoksa dervi
olamazsn. Barnda ba gerek evladm, gzn dolu ya
gerek. Dvene elsiz, svene dilsiz kadar gnlsz gerek
evladm! Azck glmsesen ne olur?" diyesim geldi.
Bir sonraki balara kadar Geyikli Hasan Baba'nn ya
nnda kaldm. K ortasnda Durak'n iki enii oldu. Birisi
Tursun Fak'ya nasip oldu. Kay'nn bana Erturul, bey
olup tu ve alem verildiinde henz sikke ve hutbe sahibi
deildi. Yerine olu Osman geince mstakil babuluk
ile sikke ve hutbe sahibi oldu. Onun vaktinde ilk cuma
hutbesini bu Tursun Fak kardeimiz okumu. Durak
yavrulad gn Geyikli'ye kagelmiti. Ben de kendisi

ne hokademlik olarak iki enikten birini semesini teklif


ettim. Reddetmedi. Bir ay sonra Keida'ndan ayrld
nda kara bir kl tomar arkasndan koturuyordu. Ne
ki ertesi gn anne Durak ld. Benim beslediim enie
o gn Topak adn verdim ve bir eyi fark ettim. Durak'n
ayandaki kurt yaras Topak'n da ayanda ayn ekilde
mevcuttu . . .
Topak yanmca yrmeye alsn diye Keida'ndan
dze indim. ki ay kadar Yeniehir ile civar kyleri dolap
eyh olmann kranesi, halk irat ile zaman geirdim.
Uradn her kyde geliim iin toylar kuruldu, lenler
329

yapld. Eli toprakta olanlarn imanlar ok, ama arnelle


ri az oluyordu. Bunun iin her leni bir zikir halkasna
dntrmemden herkes honut kald. Geyikli kardeim
sefere karken "Ne havadisler var, hele bak bakalm!" de
miti. Bu vesileyle halk dinledim. Kay'nn Osman, Yarhi
sar tekfuruyla cebelleip dururmu. Btn toylarda, cm
le lenlerde onun ve kurduu beyliin kyamete kadar
payidar olmas iin dua okudum herkese amin dedirttim.
Keida'ndan ayrlacam vakit Geyikli Hasan Baba,
Turakn Dervi'i yanma rehber verdi. lk gn bana bir
tek o glmsemi ve bir yl boyunca her hizmetime ko
mutu. Hal ehli, nazik ve derinlikli bir derviti. Onunla yol
culuk yapmak benim de houma giderdi; itiraz etmedim.
Geyikli Baba bizi uurlamak maksadyla Bursa'ya kadar
geldi. Tapduk Sultan'mn Bursa'daki makam bana be
raberce vardk. Geyikli Sultan da, Turakn da hafz idiler,
yolda birer hatim devirdiler. Makamn banda kendimi
tutamadm, Yasin'leri Fatiha'lar gzyayla ykayp hedi
ye ettik. Ayrlacamz vakit Geyikli'nin Hasan, bana Tap
duk makamnn hemen yan bandaki kabri iaret etti:
"Yunus Ahi, burada stirahat eden kimdir bilir misin?"
"Kimdir Geyikli Sultanm?"
"eyh Abdrrezzak Efendi'dir. Hani eyh-i San'an de
dikleri!? . . "
"Sanki Tapduk Sultan'mdan adn duymu gibiydim.
Bir hikayesi mi vard, ne!?"
"Evet, uzun bir hikayedir Yunus ahi."
330

"Yine de anlatrsanz feyz alrz sultanm."


Bu isteime Turakn Dervi de katlnca Geyikli Baba
itiraz etmedi. eyh Abdrrezzak'tan ne derece etkilendi
ini hikayeyi anlatnca rendim. Zahir Baba'nn ban
dan geen ak hikayesine benziyordu. O anlatrken ben
ruhuna bir Yasin okudum:
"Mekke' de 400 mridi olan bir eyh imi o. Bir gece r
yasnda bir Hristiyan kz grp ak olmu. Kz bulmak
iin mritleriyle birlikte Rum diyarna doru yola km.
Kz aslen Rum kayserinin koyu bir Hristiyan olan kzy
m ve eyh ile evlenmek iin baz artlar ne srm.
arap imek, ibadetini kilisede yapmak, Kur'an' yakmak,
znnar balamak ve domuz gtmek gibi. . . Bu mbarek
nce itiraz etmise de sonra kzn istediklerine birer birer
raz olmu. Tabii o artlar kabul ettike evresindeki m
ritleri de yava yava onu terk etmeye balamlar. Kimisi
ldrdn, kimisi de din deitirip Hristiyan olduunu
sylemiler. Byle byle uzun bir zaman gemi. Sonun
da kzn dedii her eyi bir bir yapm. Gelgelelim sonun
da kz sznden dnm, braknz evlenmeyi bir de alay
ederek bu mbarei huzurundan kovmu. O srada yann
da yalnzca bir tek mridi kalmm. Onu ahit tutarak
btn ettiklerine tvbe klm ve Bizans'tan ayrlmlar.
Mekke'ye geri dnmek zere yollara dmler. te ne
olmusa o vakit olmu; bu sefer de kz bu. mbarei r
yasnda grp imana gelmi. Sonra da dm peleri
ne. Gnlerce da bayr dolam. Nihayet lde izlerine
331

rastlam ve onlar bulmu. Bulmu ama vadesi de o va


kit dolmu ve kucaz cann orada Azrail'e teslim etmi.
Mbarek ne yapsn, yannda kalan tek mrit ile onu, l
d yere defnedip Kabe'ye varm. Orada sevgilisine ka
vumak iin Allah'a can gnlden dua edip yollara d
m. Btn mritleri yine beraberinde imi. eyhin niyeti
Rum iline gelip Bizans'ta kzn anne babasna olup biteni
haber vermekmi. Ne ki Keida'na gelince vadesi dol
mu, burada ebedi stirahata ekilmi. Kendisini hi terk
etmeyen o son mrit onun yerine Bizans'a geip kzn ai
lesine olup biteni anlatm ve Konstantinopolis'te lm.
Bu hikaye orada ok insana tesir etmi ve pek ok kii o
mrit sayesinde Mslman olmu."
Geyikli Sultan'n szleri sona erdiinde dua iin ak
ellerime bir yaprak dt. Bam kaldrdm. Tapduk Sul
tan'm ile eyh-i San'an'n kabirierini birbirine bititiren
defne aacndan dmt. Yapra parmaklarm ara
snda ovaladm. Ayrca kokusundan bildim ki pek ok
derde devadr. Geyikli Baba Sultan'ma tembih ettim ki,
"Hastadan, alilden, yaldan her kim gelirse bu defne yap
raklarndan demleyip suyunu ifa diye sunarsa onlar Al
lah'n izniyle ifa bulurlar." Eer onun suyuyla gzlerimi
ykasaydm perde kalkar uzaklar da yaknm gibi grebi
lirdim. Onun yerine avucumda kalan tozlar gzme sr
dm. O gnden sonra hi gzm armad.
Geyikli Baba'nn lezzetli sohbetinden ayrlmann hz
nyle knmz asalannza takp yrmeye baladk. He332

nz ilk menzili atk, amadk, bir abdal k ile kartatk


Gzlerim iyi semiyordu. Selamap ayak st nereden
gelip nereye gittiini sorduk Konutuka inandm ki sesi
tandkt ve simasm da gzm bir yerlerden sryor gi
biydi. Birbirimize dualar edip ayrldk Birka adm iler
ledikten sonra birbirimize isimlerimizi sylemediimizi
fark edip "Dervi baba, ismini bala!'' demek zere geri
dnecek oldum. O benden nce davrand:
"Hibir eye sahip ve malik deiliz Yunus ahi, her e
yin malik ve sahibi Allah'tr. simler de onundur, kelimeler
de . . .

"

Arkasndan bakarken iimden "Ah, elebi Faruk!. .. "


diye geirdim, "Meer benim yrdm yoldan sen yl
larca nce gemisin!.. Adn bile terk etmisin nk . . .

"

Dudamda mutlu bir tebessm, srtmda Sitare'min


yldz nakl heybesi, zihnimde elebi Faruk ile geen
hatralar, dostum Turakn Dervi ile birlikte yrdm,
yrdm, yrdm . . .

333

TURAKIN

1315, Agustos:
Durak yavrusu Topak - Turakm -bir t manzumesi -alp
erenleri ziyaret -ata ile oul arasmda kalmak -Sarcaky'e
dn - Sitare - Tapmaklar bien ktltcm strr - bir asaya
dayamp yrmek

Sen sana ne samrsan


Ayrua da am san
Drt kitabn manas
Budur eer var ise
ok zor ve zorlu bir gnd Molla Kasm. Kendini be
nim yerime koy ve hissetmeye al. inde bir tedirginlik
var . . . Ve biliyorsun; yaklayor yaklamakta olan . . . Kal
bin arpyor, sknt m demeli, ferahlk m, kestiremiyor
sun; ve emin oluyorsun, yaklayor yaklamakta olan . . .
Bursa'dan sonra yllar boyunca nerelere gitmedik ki
onunla!? . . Cahillikle savamak, insanlar aydnlatmak ve
334

Allah'n dosdoru yolunu anlatmak hususunda Turakn


ile kaderlerimiz drnlenip kald. O benim uzaklara ba
kan gzrn ve yoldam, Barak da aramzda nc bir
can. Dnyada tek eyarn olan Sitare'rnin heybesi, avu
larma dee dee eleklendi. Ne kadar epriyip hafiflese de
ben ona tutunmaktan vazgernedirn. Bir gn ornzurndan
dverse eksikliini duyarnayacarn diye ok korktu
urn bile oldu. Yarn haylice ilerledii, gzlerim de zaten
uzaklar grmedii iin Turakn arada srada "Duralrn,
dinlenelirn," derdi. imden, "Ebedi dinlenrnek iin nm
de zaten sonsuz bir zaman var, imdi yryelim!" dernek
geer ama onun yorulmu olabileceini dnerek rnen
zilleri oaltrdrn. Bundan en ok Topak holanyordu.
nk ne vakit bir yerde azck otursak, onun bizden
daha mutlu olduunu grrdk.
Mool Gazan Han'n vefat ylnda -Allah ona rahmet
eylesin- Karahisar Sandkls'nda bereketli gnler geir
dik. Ertesi yl Tapduk Sultan'rnn manevi eiinde, Nall
han'da kladk. Her gn kabrine gittim, her gn Yasin'le
rimi Fatiha'larm sundum. Allah frsat verdi, dervilerin
gnllerini aydnlatsn diye tlerle dolu iirirnizi orada
beyaza ekip Risalet'n-Nushiyye diye ad koyduk. Sel
uk Sultan Gyasettin Mesut'un vefat ylnda Sivas'ta
aclar grdk. Zarnanrnzn hikayecileri Knk soyunun
inkraz zerine basz ve devletsiz kalan halkn nasl s
kntlara duar olduunu anlatacak olsalar ciltler dolar.
Devlet baa olmaynca kuzgunun her eyi lee evirdii335

ni alayarak seyrettik. ekikgz'n ilk geldii yl gibiydi.


Her yanda yine iddet ve lm vard. Gc yeten, elbette
gsz bouyordu. Sivas'ta yardma muhta insanlarla
ilgileniyorduk. Amasya'dan lyas Baba Zaviyesi'nden bir
ka k derviler geldi. Onlar gelince biz daha perian
yurtlara gemeye karar verdik. Hankah- Mesudi'de iki
yl kaldk. Ardndan Krehir' de Ahi Evran yurdunda in
zivaya ekilip iki yl da orada geirdik. Buradayken hal
den hale girdim, mana aleminden acayiplikler grdm.
Remiz diliyle syleyecek olursam, bir sinek bir kartal
sallad yere vurdu, ben de tozunu anlattm. Mevki ve ma
kam sahipleri ile ilirnde kamil geinip dnya denen lee
davranan kuzgunlarn dervileri inkar eden bakiarna
itirazlar etmenin yolu remiz diliyle konumakt nk.
Hor ve miskin derviterin arif hallerini baka nasl anla
tabilirdim? D grnlerindeki yoksulluk ve yokluklar,
miskinlik ve horlanmlklar yznden zahir ulemasnn
gzne "sinek" kadar grnmeyen dervileri baka nasl
anlatabilirdim? Oysa bilgelik el verse bu sineke dervi
ler o ahin grnl zahir ulemasn kartal gibi kaldrp
yere vuruverirdi.
Krehir'de geen inzivadan sonra Ihlara Vadisi'nde
Hristiyan papaztarla uzun uzun sohbetler ettik. Allah'n
esirgeyicilii ve insan sevgisi zerine konutuk daha zi
yade. Rum milletinin bozkrda salam bir imana ok ihti
yac vard. Pek ok Rum kyne vardmda halkn irat
ediyor, adna slamiyet demeden, Allah ve insan sevgisini
336

kalplerine koymaya alyordum. En ziyade bu tr ky


lerde bir mrit olduumu hissettim ve bu sorumlulukla
yol aldm. Yozgat'ta Emir n Osman, Zile'de eyh Nusret
zaviyelerine uradmda da sk sk Hristiyanlarla kar
lap onlara vaazlar verdiim, nasihatler ettiim oldu.
Bu son seyahatimde Topak'n halleri deiti. Tpk anne
si gibi uslu, temkinli, sessiz bir karaba oldu. Ayandaki
yara izi de tpk annesininkine benzedi. Belki de Tokat'ta
Gaj-gaj Dede'nin eli ona tesir etmiti. nk birka kez
ban okayp sevmiti.
Gaj-gaj Dede btn yallar gibi genlik yllarna ait pek
ok ey biliyordu. Ve elbette u "Sizin ailenizde . . . " diye
balayan cmleyi o da syledi. Dediine gre dedem Tay
buga, olu Kaysar Alp henz be yanda iken, yiit bir
delikanl olsun diye bir kurt inine brakp gn kurt yav
rularyla birlikte kalmasna gz yummu. Bunu duyduum
vakit babama herkesin neden Kurtolu dediini anladm.
Dede'yle sohbet ederken aile geleneini iki bakmdan ke
sintiye urattm iin kendimden utandm. Soyumun
cengaverlii de, aile oca da benimle son bulmutu n
k. Benden sonra bizim ailemizin hikayesi de, o hikayeyi
anlatacak kadnlar da olmayacakt artk. Allah Sitare'yi
benden ald gn kapannt o kap. Hayali gzmden
hi ayrlmadan geen uzun yllar boyunca onun yzn
den baka bir yz, onun sesinden baka bir sesi mahrem
saymadm. Gzellii zaman zaman baka gzellikler iin
de eridi, ama o btn grdm gzellerde ve gzellik337

lerde hep var oldu. Mecnun Leyla'dan gemi, Mevla'ya


varmt; bense Sitare'den hi gememi, yldzm gnee
katm, gnein nda hep yldz parlts grm, drt
kitabn manasn bir Elif okumutum. Hakk'a yrym
hibir vakit onsuz olmam, belki ondan olmutu . . .
Acaba smail'im sa myd? Sa ise nerelerdeydi? Onun
bir hikayesi var myd? Varsa hikayesini anlatacak bir ka
dn var myd? Neden her gittiim yerde karma dedem
ve babam kyordu da olum hi kmyordu? Eer onu
bulabilseydim, belki de bu sUsilenin kopmasna engel ola
bilirdim. Yllar yl knlan ekieye ekleye, kopan baiaya
baiaya dolamam belki de smail'i arama zaruretimden
di. Seydiehir'de Seyit Harun dergahnda bu fikri bir yl
boyunca kafamda tayp durdum. Evet, smail'i bulma
lydm. yi ama onu nerede arayacaktm!.. Sarcaky'den
baka nereye gidebilirdim? Hem sonra onu kim olarak
arayacak ve kimden soracaktm? Aradan krk yl gemiti.
Bunca aresizlik iinde Allah'a yalvarmaktan gayr elim
den ne gelirdi? nsanlarn bilmedii arzumu Allah elbette
biliyordu. Yine de ben dua ettike iimde kabaran, b
yyen bir eyler oldu. Gitgide kabard, cotu. Topak ile
Turakn hissediyor olmalydlar. nk biri hal diliyle
srdam, dieri eviadm gibi olmulard. Turakn tam da
smail'in yandayd. Eer sa ise olumun da akaklarna
beyazlar dm olmalyd.
Yollarla birlikte yam da ilerledike smail'in hasreti
ruhuma daha ar gelmeye balad. Ondan bir haber ala338

mayn ykn artk kaldramaz durumdaym. ki ay ev


vel Kula'dan ayrldmzda iim bu yzden ezikti. Niyet
etmitim ki Sarcaky'e, vatanma, doduum topraa
gidecek, orada smail'in bir gn gelmesini bekleyerek le
cektim. Eer sa ise bir gn nasl olsa gelecekti. Geldiin
de bir daha kaybetmemek iin orada olmalydm. Yllardr
yeterince seyahat etmi, irat grevimi yapmtm. Bun
dan sonra da Sarcaky'de yapardm. Hi olmazsa Azrail
Aleyhisselam beni orda bulurdu. Hem belki kabrimi de Si
tare'nin kabri yanna kazarlard, kim bilir?!.. Bu niyetlerle
ve tedirgin, rkek, kararsz bir ruh haliyle birka gn y
rdk. Simav yaknlarnda bir teheccd vaktinde, ellerimi
atm ve eer smail'im sa ise dnya gzyle bir kerecik
grmek istediimi dillendirdim. O sabahtan itibaren iim
de bir hal var. Sknt m, ferahlk m, kestiremediim bir
hal . . . Kendi kendime sylenip durmadaym: "Yaklayor
yaklamakta olan . . . Ve yaklayor yaklamakta olan . . .

"

Dervi Turakn'n bana gsterdii itinann daha artt


n hissed ebiliyorum. Galiba iimdeki huzursuzluu o da
hissetmi olmal. Topak ise hi admlarm sektirmiyor,
hemen yanbamda yryor.

Ve o gn geldi. Bozkr kavurucu scaklara teslim ol


mutu. Dintenrnek iin uradmz bir kyde Hdaven
digar'n mbarek olu Sultan Veled Hazretleri'nin vefat
haberini almtk. Yreimiz ezikti. Turakn'n zerinde
339

avret yerlerini rten bir don ile stnde bir sof abadan
gayr nesne yoktu. Topak havlamaya balad. ok uzun
zamandr onun byle ac ac havladn hi duymam
tk. Sakin olmas iin ban okadm ama o da benim gibi
tedirgin idi. evreme bakndm. Bir tehlike olup olmad
n aratrdm. Birden fark ettim ki biz Kula'ya giderken
de ayn bu yol zerinde, Sakarya Suyu'na yakn bir eme
banda, bir blk zalimler ile karlam idik. O vakit de
Turakn byle bir hrka iinde gece myor, gndz
yanmyordu. Elinde yine ayn asas vard. Topak havlar
ken o gnn hatralar gzlerimin nnden geti. Daha
dn gibiydi. Turakn'n malcup gzlerine baknca onun
da ayn gn hatrladn anladm. Topak muhtemelen
bunun iin havhyor diye dndm.
O gn de yine byle uzun bir yol yryp yorulmu
tuk. Uzakta yeillik ve aalar grdk. Sakarya Suyu'na
gider Porsuk derler bir ay idi. lerledik, yolda bo testisi
ile alayarak tepenin ardndaki kyne dnen bir ocua
rastladk. Meer srtn eteindeki emeyi ekya tutmu,
su vermezmi. Bir are buluruz belki diye konuarak iler
ledik. Dervilik gerei birka etkili kelam etmeyi kurduk.
Lakin emeye varnca ocuun ekya dedikleri adamla
rn ekikgz'den rkp gelen baz Tapnaklar olduunu
grdk. emenin ban tutmu arap testilerini yalaa
yatrm, evre bahelerden meyveleri toplam y u i
ret etmedeydiler. Dervi Turakn hi ekinmeden yanla
rna vard ve onlar yksek sesle ikaz ile tvbeye davet
340

etti. Yalnzca davetle kalmad sesini daha da ykselterek


tehdit etti:
"Bre siz slam yurdunda Mslmanlarn kulland bir
emenin suyunu murdar ediyor, stelik de onlara ver
miyorsunuz ha? Eer derhal buray terk edip gitmezseniz
hepinizi kltan geiririm!"
Turakn bunu sylerken elindeki sopay kl gibi sal
lyordu. Tapnaklarn hepsi sarho iken bile bu hale ka
tla katla gldler ve dilleri dolana dolana alay etmeye
baladlar:
"Bizi hangi klcnla keseceksin bakalm miskin dervi?"
Kuru bir aa gvdesi kadar plak olan Turakn yine
elindeki sopay saliayarak kkredi:
"Aha bu klcmla bre katirler!..."
"Hah ha, demek u st dalndan klcnla ha?!.. Senin
kadar komik bir dervi de hi grmemitik!. . Kah, kah,
kah . . . "
"Sen dervi deil dalkavuk olmalsn; hah ha!.."
"Kl da pek benziyor. zaten!.."
Tartmann byyeceinden korktum. Sarho dinsiz
lerin ne yapaca belli olmazd. Hepsinin khlar, karna
lar vard. Turakn'n kolundan tutup oradan uzaklatr
mak istedim. O srada kolunu iddetle ekip bir tehdit
daha savurdu:
"Buradan ben deil siz gidersiniz alimallah!"
Bunun zerine valyelerin en irisi ayaa kalkt, Tu
rakn'n nnde dikildi:
341

"Hadi al u klcn, ldr beni . . . "


Turakn dierlerinin kahkahalar arasnda bir tekbir
getirip elindeki sopay adamn beline doru savurdu.
Kahkahalar devam ediyordu. lerinden biri bard:
"Klcn kat keskin imi, bizimle byle mi cenk tttacaksn?"
"Sopay tutmasn bile becerernedin zahir!"
"Hayr hayr, adama bile isabet ettiremedi!"
"Sen ok aklabansn dervi, azck da oynayp gnl
mz elendirsene!.."
Tapnaklarn her biri Turakn ile ayr alay ederken
ben hayretler iindeydim. valyeler benim grdm
grmyorlard. Ayakta duran arkadalarnn belinden
aaya kanlar szmaya balamt da farknda deillerdi.
Onlarn kahkahalar gklere karken Turakn sopasnn
ucuyla adamn kafasna bir fiske dokundurdu. Adam or
tadan blnm kavak misali devrildi. Bu sefer arma
sras onlara geti. Hepsi frlayp kliarna sarldlar. Ben
de Turakn'n yanna, omuz beraber durup tekbir ge
tirdim. Klc eline alan duraklamaya balad. Sonra eski
kahkahalar yerini kfrlere brakt. Yalnz bir tanesi hi
yerinden kalkmam, afyon yutmu gibi ylece bakyordu.
Dierleri bize saldrmak iin onun emrini bekliyorlard.
Turakn onun komutunu beklemeden zerlerine saldr
d. O gn asasn kl gibi kullanna bakarak Turakn'n
eskiden bir cengaver olduuna hkmetmitim. Asasn
vcudun hangi blgesine vuracam ok iyi biliyor ve
342

vurduu vakit kanatmadan adeta fel ediyordu. Ortadan


ikiye blnen adamdan gayr kimsenin kan akmad. La
kin yarm saat sonra yerde kafir lei yan yana duruyor
du. Dierleri de elbette tabana kuvvet srtlar aabilmek
iin can havliyle kamlard.
Bu hatrladklarm, ayn emeye yaklamken iim
deki titrerneyi de, tedirginliimi de arttrmt. O srada
Turakn 'n elindeki asay yine bir kl gibi havada salla
yp durduunu grdm. Her ey o gnk gibiydi. Anladm
ki o da bencileyin tedirgindi. Bir eyin yaklamakta oldu
unu o da hissediyor olmalyd. Yoksa tapnaky ikiye
bitii gn taklit ederek buna sevinecek deildi. stelik
seebildiim kadaryla yz neeli de saylmazd . Topak
havlamaya devam ediyordu. Bir hayli zaman byle iler
ledik. nmzdeki kk tepeyi aar amaz o emeyi
grm olacaktk. le gneinin kavuruculuu hissedili
yordu. Tepeyi amak zereydik ve Topak'n havlamalar
na karlk bir ses daha duyulmaya balad. nce bunun
kar dalarda yanklanan kendi sesi zannettik ama de
ildi. Bu bir kurt ulumasyd ve Topak ile karlkl birer
tehdit gibi ses ykseltiyorlard.
"Hayrdr Turakn!? . . Elindeki asa deil mi?"
"Acaba kl olsa derim efendim , acaba kl olsa! . . . "
"ihtiyacn m var?!.."
"Yaklayor yaklamakta olan!"
Elim, omzumu yoklad. Sitare'min heybesi bedenime
bir giysi olmu gibiydi.
343

SAMUEL

1315, Austos:
Gkttk yavrusu Bozttk- bir eme bamda - Samuel ile yol
dat Cuci - iki cephe: dervi ile ete reisi; kurt ile karaba;
baba ile oul, ta atan ama ve asasmt ktlt sanan dervi lm- gerek

"Gelenler var galiba kzanlar!.. Hele Bozk byle yap


mazd!.."
Porsuk ay kenarndaki emenin banda oturmakta
olanlar kulak kesilip sesleri dinlediler. Cuci atld:
"Doru dersin reis, bir kpek havlamas duyarm."
"Nihaan!." Bu kelime, ete yelerine "Gizlenin!" demek
ti ve her bireri o anda grnmez oldular. Kimisi eme
bandaki otlarn altna kendini gizledi, kimisi trmand
aacn dallar arasna, hatta biri mintann syrp ok ve
yayn alarak rman kamlklar arasna dald.
Neden sonra Cuci hayflanarak fsldad:
344

"Hay Allah'n belas! ki dervi ve bir it iin miydi bun


ca tedbir?"
"Zannetmiyorum . . . Siz yerlerinizde kaln. Bozk, gelen iki dervi iin bunca kendini paralamazd!.."
Bir bakas atld:
"Doru dersin Samuel Reis! Bekleyelim."
"Dier ynlere de bakn, dikkatli olun, eme banda
baskn yemeyelim!"
Herkes denileni yapt. Cuci, aacn gvdesini siper edi
nen birka uana iaret ile yakndaki kayalarn arkasna
gitmelerini syledi. Kayalarn ardnda atlar ve pusatlar
duruyordu. Onlar birer al stresinde srnerek denile
ni yaptlar. Silahlarn kuanmlar, saldrmak iin hazr
beklemedeydiler. Samuel emenin tam arkasnda hep
sini grebilecek durumdayd. Beklediler . . . Beklediler . . .
ki derviten baka evrede ne bir ekya, ne bir ker
van, ne de bir insan grnts vard. Dervilere de sai
dracak deillerdi. Lakin Bozk gittike daha iddetli
sesler karyor, ldrm gibi dnp duruyordu. Arada
srada dnp Samuel'e bakyor, sanki "Saldr!" demesini
bekliyor, ondan bir iaret alamaynca gzlerini Cuci'ye
eviriyar ve yine yerinde dnmeye veya ikisi arasnda
koup durmaya devam ediyordu. Yaklamakta olan der
viler, gerek Samuel'i, gerekse Cuci'yi gremedikleri iin
muhtemelen bu kurdu, ayan bir tuzaa kaptrm da
balarn iki ucu arasnda gidip geliyor zannedeceklerdi.
Ama dervilerin beraberindeki kpein de havlamalar
345

Bozk'la beraber ykseliyor ve iddetleniyordu. Kurt ile


kpek arasnda kurulmu bir kavga gibiydi yaananlar.
Sanki her ikisi de eski bir kini, analarnn kinini devam
ettirircesine birbirlerine saldrmak istiyorlard. Derviler
sakin mi sakindi. Tabi eer dervi iseler!.. Ama bu sakinlik-.
lerinin ardnda iddetli bir saidrma arzusu da olabilirdi.
Tabi eer dervi deil iseler!.. Artk dman, elinde bayra
n ap gelmiyordu. Kayalarn ardnda bir hareket yoktu
ama olabilirdi. Gzler herhangi bir ynden kverecek si
lahl adamlar bekler gibiydi. Samuel evreye bakyor, ge
lip giden olmadn gryor ama yine de kt bir eyler
olacan hissediyordu. Dnyordu ki bunlar Alamut
Hahailerinin tuzadr. kisi dervi klnda nden y
ryor ve arkalarnda en az drt fedai daha tayorlard.
Yoksa Bozk bu derece ldrmazd. u Alamutulardan
bkp usanm, her yerde karsna kmalarndan gna
getirmiti. Nihayet byk hesaplamann bugn olduu
na karar verdi. Hepsini burada helak edecekti. Yaklaan
derviterin kyafetlerine bakt. Bunlar snam fedaHerine
benzemiyorlard. Daha ok Yesevi mritleri gibi giyinmi
lerdi. Bir tanesinin omzunda eskimi bir heybe vard. Yl
dz yldz naklar olan bir heybe. Akl kart. Fedailerin
klk deitirmede ne derece baarl olduklarn yeniden
dnd. Evet, evet, bunlar ustaca klk deitirmi Ala
mutulard ve byk hesaplama gn gelmiti. Muhte
melen Karanfil Bee de arkalarda bir yerde yayn kurmak
zereydi. ini bir dehet kaplad. Bu iki dervi klkl fe:346

dai ile oyalanrken dier , bei muhtemelen bir baka


ynden yaklayor olmalyd. Eer yle ise ocuk Ekya
Samuel'in burada olduunu da biliyordular. Eer biliyor
larsa bu yaklamakta olan derviler hi de yle masum
deillerdi ve kendilerini bir tuzan iine ekmek zere
byle davranyorlard. Cuci'ye "Dikkatli olalm , tuzaa
dyoruz!" diye fsldad. Cuci akn gibiydi. inde bir
his vard. Sanki daha evvel bu yal dervi ve bu kpekle
karlam gibi bir his. Dnyor, zihnini zorluyor, ku
ruyor, bozuyor ve tekrar kuruyor ama bir trl karam
yordu. Sanki bu derviin yz tandk gibiydi.
Gzler, yryen iki derviten ziyade grnmeden yak
lamas beklenen dier fedaileri aramaya balad. Geri
dervilerin zerlerinde s ilah yoktu, ama ya kllarn
srtarna baladlar veya cbbelerinin iine koydularsa.
Herkes tetikte idi. Samuel, daha evvel Alamut Hahaile
rinin neler yapabildiklerini iyi bildii ve ocukluunda iki
Alamut fedaisini ok yakndan tand iin onlardan hep
rkmt. iaret diliyle yoldalarna beklemelerini iaret
etti. iaret dilini kendisine zindanda Arn Usta'nn retti
ini hatrlad bir an. Hayali gznn nnden geiverdi.
Tehlikeli zamanlarda nedense hep gznn nne onun
hayali gelirdi. Belki de onu bir evlat gibi kabul ettiini
gstermek iin babalk yapyordu. inde bir hasret belir
di. Bir baba hasreti. O srada "Topak, hayr Topak!.. O bir
kurt, sakn tutma!" diye bir ses duydular. Evet, vuruma
balam saylrd. Bozk kpek ile bouuyordu. Cuci,
347

duyduu sese bakarak yaklaan adamlardan en az birinin


yetmiini am bir ihtiyar olduunu dnd. Alamut fe
daileri ise en fazla otuzunda olurlard. Bu durumda kar
sndaki dervilerin Hahai olma ihtimalleri yoktu. Ta
bii eer ses taklidi de yapmyorlarsaL Samuel'in dikkatli
olma ihtarn hatrlad. Duyduu ikazn taklit bir ses iin
ok tabii olduunu dnd. O srada bu sesi daha nce
de duyduunu hissetti. Elbette byle titreyen bir ses de
ildi o duyduu; ama ayn hanereden kyordu. Dervie
bakt. Yzn tam gremedi. Eilmi, Bozk'a atmak iin
yerden ta topluyordu. O srada dier derviin elindki
sopay sallay dikkatini ekti. Kl sallyor gibiydi ve
sopay da kl' gibi tutmutu. Belli ki bu derviler kl
ile alk idiler. Evet evet, bunlar mutlaka Alamutulardan
idiler. i titredi. Atlarn kinemeleri duyuldu. Samuel Reis
kayalarn ardna bakt. Katip Kurban, atlar zapt edemi
yor gibiydi. Dier adamlar emre hazr beklemekteydiler.
Tam yedi tecrbeli adam. Ne are drt Alamut fedaisi bu
yedinin hakkndan kolayca gelebilirdi. O halde dierle
ri ortaya kmadan saldrmak gerekirdi. Katip Kurban'a
iaret etti. Onunla beraber iki atl daha dervilere doru
hamle yapt. Yapraklarn altnda bekleyen kzan, kurt ile
dervilerin arasnda birden ayaa kalkverdi. Elinde kl
ile saldrya gemiti bile . . . Derviler aknd. . .

"Bunlar kim ola Turakn?"


348

"Kim olursa Emrem Yunus, niyetlerinin kt olduu


aikar!"
Topak'n dalat kurdun bu adamlara ait olduu bel
liydi. Derhal elimdeki talar yere braktm ve haykrdm:
"Durun!.. Ne istersiniz? Durun!"
Kimse benim szme kulak asmad. Turakn'n kar
sndaki adamn yzn seemesem de otuz belerinde
bir harami olduunu anladm. Elinde klla saldryordu.
evreme baktm. teden iki karalt hzla zerimize geli
yordu. Seebildiim kadaryla iki atl olmalydlar. Turak
n'n az evvel u tepenin ardnda so pasn neden kl gibi
sallarln artk anladm. Elinde klcyla yerden bitiveren
adam uyarmak istedim: "Sakn saldrma!.. Canna ac!"
Zannederim benim "Canna ac!" dememden kendi cann
deil de Turakn'n cann korumaya altn zannetti,
byk bir iddetle zerine atld. Turakn'n cenk ediini
daha evvel grmtm; artk hi kimseyi duymayacan,
kendisine veya bana zarar eritirebilecek herkesi ve her
eyi ikiye bieceini biliyordum. O artk kendi iradesin
de bir cengaver deil, mutlak bir gcn takdirini uygula
yan el saylrd. Bu yzden onu durduramazdm; ama hi
olmazsa dierlerini durdurmaya almalydm. Birinci
saldrda ge kaldn fark edince hcum eden atllarn
nne kp hi olmazsa atarn rkteyim istedim. Kl
l adam ikiye biilmi yerde yatyordu. Bu srada nereden
geldiini anlayamadm bir ok uyluuma sapland . Yere
yldm. Atllar Turakn'a saldryorlard. Topak ile kurt
349

dalayordu. Ekya Bozk diye bardna gre kurdun


ad bu olmalyd. Bozk' da durdmnam gerekebilirdi.
Fakat o da ne? Bozk Topak'n ayan tutmutu. Tpk
yllarca nce annesi Durak'n ayan tutan kurt gibi. Za
vall Durak o yara izinden hi kurtulamam, yllarca se
kip yrmt. imdi ayn eyin yavrusuna yaplmasna
raz olamazdm. Ta o zamanki gibi, elime geen ilk ta
kurda savurdum.

"Hatrladm, hatrladm!. .. Duruuun!. Reis, hatrladm.


Bu ta atan dervii hatrladm. Yllar nce Gkk'a da
byle ta atmt. Reis bunlar Alarout'tan deil, duruuu
un!.."
"Ne dersin sen Cuci!"
"Syle kzanlara dursunlar reis, dursunlar syle!.."
"Alamut'tan deil mi? Baksana adam yoldam ikiye
biti!.."
"Reis! Elinde kl bile yok, grmyor musun?"
O srada atllardan biri daha yere devrildi ve kafas be
deninden kopup yuvarland. Katip Kurban idi bu . . . Cu ci
tekrar haykrarak kotu:
"Reis durdur adamlar!.. Bu yal dervi senin . . . "
!'Neeee? Cuci ne? Bu dervi ne?!."
"Bu dervi . . . "
"Lanet sana Cuci, orda yoldalarm lyor burada sen
beni oyahyorsun! Deh aslanm, deh Hasret'im!"
350

Hasret, dizginlerini braktm vakit hedefe beni hzla


ulatrr, ben de o srada yaym kurar, nian alrdm. Ka
tip Kurban'n, ka yllk yoldamn at svarisiz kalm,
geri dnyordu. Bu ac ile yaym gerdim. Arkadalarm
yere seren adama nian aldm. Bir an onunla gz gze
geldik. Bir an hareketsiz durdu, bekledi. Bunu frsat bilip
okumu frlattm. Fark ettim ki adamn elinde tuttuu ey
bir asa. Okum havada slk alarak ilerledi, kmldamadan
bekleyen adamn boynuna sapland. ylece birka saniye
kald. Eli hala havada, asasn bir kl gibi tutuyordu. Di
er eliyle boynundan akan kan avulad. Gzlerimin ii
ne bakt. yle bir bak ki kalbimi deliyordu. Ac, hznl
ve masum . . . Birden ikimizin arasna yoldalanndan bi
rinin girdiini grdm. Atnn zerinde ve elinde klcyla
ileri atlm, can havliyle saldryordu. Onu durdurmak
istedim ama yapamadm, ge kaldm. Uzaktan bir hrlt
duydum. Havada bekleyen kol yana dt ve boynundan
kan fkran khsz cengaver yere yld. Gsz bir fi
dan gibi.

Hrlty duyunca Topak'tan gozum evrp Turak


n'a baktm ve dehete kapldm. Boynunda bir ok vard
ve saldran bir ekya atnn zerinde eilip dizlerine kl
sallamt. Bu grdm grmemi olmay ne kadar is
terdim. Eviadm yerine, smail'im yerine saydm, yllar
dr srdam ve yoldam olan Turakn, dizleri biilmi
351

olarak ylece devriliyordu. Gk ekin biildiinde ancak


byle devrilirdi. Ne yapmam, ne diye haykrmam, nasl
yas tutmak gerektiini bilemedim. Dilim tutuldu. istese
boynuna saptanan oku atana geri evirebilir, istese diz
lerini kesen klca svarinin dizlerini kestirebilirdi. Neden
byle davranmt? Ne olmutu? Olan biten neydi?
"Turakn!.. Kardeim!..." diye haykrdm. Sesim kar
tepelerden yanklanp kendi kulama geldi. Yaklamak
ta olan yaklap kuatmt bizi. Yerde srnerek Turak
n'n yanna vardm. Ban dizime koydum. O srada To
pak topaHayarak yanma geldi, o da ban teki dizime
koydu. Btn sesler kesilmiti. Turakn'n gzleri ok
eyler sylyordu. "Varan- safa, ak Yunus, grr m
sn u cennet baheleri ne gzel baheler imi!" Turak
n gidiyordu. Beni brakp gidiyordu. lm mr ipini
zmeye, suret nakn bozmaya kast etmiti.
Turakn' kurtarma umuduyla ayaa kalkmay dene
dim. O srada arkamda bir at kinemesi duydum. Bam
kaldrp dnmek zereydim ki gzlerimin iinde byk
bir k parlad. Yllar nce brahim'i benden alan atei
hatrladm; Ucas ar' daki uan cehennem ateini. Gzlerim
yumuldu. O gnden sonra bir daha dnyay grmedim.

352

MOLLA KASIM

1320, herhangi bir gn:


Bizim Yunus -baba ile olun bulumas - Yerce namnda bir
ky- Sevgili 'ye iir/e gitmek -hikiiye yazan erkekler ve o
cuklara anlatan kadnlar -kalanlara selam olsun

Evet ben hala suluyum!.. Buraya kadar yazdklarmla


kendimi Bizim Yunus'a affettirebildiimden de pheliyim
stelik. Dediim gibi, benim btn yazdklarm, bir zaman
lar yrtp yaktm veya rnaa attm bir tek iirin bir tek
msra bile etmez. Okurken btn abamn, yok ettiim
iirler yerine onun hayat hikayesini var etmek olduunu
zaten anlamsnzdr. nk onun iirlerinin her biri bir
gnl irat eder, her msrandan kutlu bearetler doar,
msralan ezberlendike oalp ruha gda, sad ra ifa olur.
Evet!.. ocuk Ekya diye bilinen Samuel Reis meer
onun olu smail imi. Allah, onlar benim iirleri yakt353

m eme banda karlatrd gn Bizim Yunus 'tan


bir can alp yerine bir can vermi. Turakn Baba haya
tndan km, smail girmi. O gn orada ocuk Ekya
Samuel'in kzan lm. Turakn Baba'nn trbesi ya
nndaki erenlerin (!) bu olduunu ben hi kimsey
sylemeyeceim. Yoksa kim ermiler niyetine bir ekya
nn kabrine Fatiha okur ki!? ..
Baba oul birbirlerini tandklarnda henz havada
taze lm ve toprak kokusu varm. Cuci, Samuel'e o
derviin babas olduunu sylemi . Yunus ise gzlerini
yakan ktan hemen nce "Ben sana benzeyen yal ada
mm!" diye mrldanabilmi ve sonra gzlerine serpilen
reine tozunun aresine bakmak yerine "smailimmm!."
diyerek Samuel'e sarlmak istemi. Kalp gzyle onu ta
nm, kokusunu duymak istemi. Lakin o buna msaade
etmemi. Hatta babasn ittirmi. Yunus yere dtn
de yalnzca "Oul? Neden Oul?" diyebilmi. smail ok
fkeliymi. Babasna olan fkesinden ziyade kzann
daha kaybetmenin fkesiyle, belki Cuci'nin ge kalnn
fkesiyle haykrm:
"Oul ha?! Onca yl, onca zaman . . . "
"Oul!"
"Beni hi sevmedin sen, bir olun olduunu sildin ak
lndan!"
"O nasl sz oul, kalbirnden hi knadn sen?"
Baba oul o gn o kadar tartmlar ki, sonunda Yu
nus, olunun Allah'a da inanmadn aniayp kahrolmu.
354

Kolay deil elbette, hangi baba, "Keke lseydim de o


lumdan bu cmleyi duymasaydm!" demeyi ister?
"Var olmasndan m endielisin oul, yok olmasndan
m?"
"Var olmas da umurumda deil, yok olmas da!"
"Anladm, sen O'na tutulmusun da kaamyorsun?!..
Ya varsa diye korkuyorsun?"'
"Korksaydm, ya yoksa diye korkardm!"
Tartmalar uzayp gitmi. Neyse ki saatler sonra s
mail'in yreindeki buzlar erimi. Babasnn himmet ve
kerametiyle doru yolu fark etmi. Barp sarlmlar.
Bizim Yunus o srada gzlerini yakan reinenin acsyla
kvranyormu, ama yine de mrnn en mutlu ann ya
adnn farkndaym. Baz derviler, "O gn Yunus Haz
retleri olunu hi kaybetmemek iin gzlerini tamamen
kaybetti!" diyorlar. Sonunda ban olunun omzuna ko
yup "Beni Sarcaky'e gtr oul!" diyebilmi.
Sarcaky'e vardklannda Bizim Yunus'un ilk mritle
ri olu ile Samuel etesi'nin yoldalar olmu. Alamutlu
fedailerin Yunus'a hediye gnderdikleri mcevherler ile
etenin paralarn harcayp bir zamanlar uan cehennem
ateinin dt yere -ki buras ayn zamanda Tapduk
asasnn dt yerdi- fazla byk olmayan bir zavi
ye ina etmiler. Yunus Hazretleri "Bugn sohbet bizim
oldu, bize bizim diyen gelsin," diye bir ar yapm. n
sanlar drt bir yandan bu ak ehrini duyup seve seve
gelmiler. Sk sk yabanc misafirleri olmu; ne ayak izi, ne
ayakkabs bile olmayan misafirleri . . .
355

Ertesi yl Bizim Yunus, smail'e, "Bizim ailemizde hika


yeyi erkekler yazar, kadnlar ocuklarna anlatr oul;
imdi o aile ve ocuklar istiyorum!" demi. smail evlen
mi. Yerlemek iin Karamanolu brahim Bey'den "Yer
ce" namnda bir ky satn alm. smail buraya yerleince .
Bizim Yunus da yeni hikayeleri yazacak torunlarn sev
mek zere bir mddet Karaman'da durmu. smail'in e
kyalktan kalma hazinelerini Yerce halkna harcamlar.
Konar gerlerden Kara Turgut ve Kara Mehmet toplu
luklar da buralara yerleip Bizim Yunus adna bir zaviye
bina etmiler. smail hala Yerce'de, kendi yaptrd med
resede ilim reten mderrislerin mtevellisidir. Her kim
ki bu medreseye renci olur, kendisine ilk nce Bizim
Yunus ilahileri ezberletilir.

smail, babas hakknda ok ey biliyor deildi. Ama


bildii her eyi anlatmakta samimi davrand. O kadar ki
"Hem Sarcaky'de, hem Karaman'da zaviyesi var iken
neden burada sizin yannzda deil de Sarcaky'de
ld?" diye sorduumda, "Annemin aziz hatrasna sayg
sndan!" diye mahrem bilgileri bile paylat.
Allah smail'e yl st ste birer oul vermi. "Babam
bunlardan yalnzca birini, Yunus bebei grd," diyor. Sa
rcaky'den bahsederken bir vatan hasretinden te bir
anne baba zlemiyle de gzleri yaarp geliyor. Akl erdi
i zamanlardan itibaren ikisine hep hasret kalm nk.
356

Onun iin imdi ocuklarnn yanndan hi ayrlmyor.


Babasnn annesine kar hislerini Allah'n mutlak gzel
liiyle lyor ve bu konu aldka onun "Niceler derler
Yunus'a kim kocaldn ak brak 1 Bu ak bize yeni geldi
henz dahi turfandadr" dediini anlatyor.
Yunus'un olu olmann smail'e ok gurur verdii her
halinden, her tavrndan belli oluyordu. Babas onunla gu
rur duymu muydu bilmiyorum; ama bir olun babasyla
gurur duymasnn ne lezzetli bir ey olduunu smail'e
sualler sorup cevaplar alrken anladm. Ben medresede
onca yl okumu, ilim tahsiliyle babamdan, anamdan ayr
kalmtm ve babam, anan belki de layk olduklar ekil
de sevememi, sevmisem de bunu onlara da, bakalar
na da gsterememitim. Adm Molla Kasm olmutu, her
kes bana mollaym diye itibar gsteriyordu, ama acaba
benim olum da smail'in babasna duyduu sevgi kadar
sevgiyle bana bakacak myd, phedeydim.
smail ile Yerce'de tam bir ay sohbet ettik. Bir harami
iken dervi olmann, derbeder bir adam iken aile sahibi
olmann mutluluunu yayordu. Tapduk Sultan'n mrit
lerinden ve onu tanyan herkesten bilgiler toplamtm.
smail bana babasn anlatrken aslnda babas hakknda
ki pek ok eyi de bu sayede benden rendi. Bir zaman
lar ona kar kin duymu olmasndan dolay tvbe etmi
ti. Son konumamz, babasnn lm an ve sekedit- mevt
haline dair idi. nk babas Bizim Yunus vefat ettiinde
Sarcaky'den Yerce'ye nakledeli bir yl olmu. Sordu:
357

"Babam Sevgili'ye iir ile mi gitti Molla Kasm?"


yle de diyebiliriz. nk senin de bildiin gibi iiri
ok seviyordu. Gnl dilini hatmetmi idi. Gnlden g
renlerin aynas, gnl gzllerin gzbebei saylrd. Bir
keresinde 'Birka kifayet etmez miydi?' diyecek olmu
tum, gayet yumuak 'Ah Molla Kasm! Bir zaman gelir,
nice kimseler bu Wlhiler ile geinirler. O yzden derim!'
cevabn vermiti . Sekerat- mevt halindeyken zaviyede
ok kalabalklar toplanm idi. Gurbetten gelenler, Sar
cakyller, bildiklerin, bilmediklerin. Baucunda Yasinler
okunuyor, Esma virt edinilip zikirler ayyuka kyordu. O
kah gzlerini yumuyor, kah glmseyip bir msra daha
sylyordu. Bir tr televvn gibiydi. Kah lmden, kah
hayattan dem vuruyordu. Hakk' a yrmek zereydi, yz
glmsyordu ve gidiini anlatrken bile szleri birer na
sihat idi. "Benim bunda kararm yok, ben bunda gitrnee
geldim," diyor, sonra devam ediyordu: "Ben gelmedim
davi iin, benim iim sevi iin, Dost'un evi gnllerdir,
gnller yapmaya geldim," diyordu. Bir ara gzleri akt.
O gn ziyaretimize yedi dervi gelmiti. Yedisi de birbi
rine benziyorlard . Gen ve zinde. Zarif giyimli ve gzel
yzl. Bir elleri kalplerinin zerinde salavatlar getiriyor
lar, dier elleri cbbelerinin cebinde tespih ekiyorlard.
Baban gzlerini son defa atnda nce bana bakp g
lmsedi, ardndan ban o dervilerden yana evirdi ve
"Haydi sor!" dedi. Hepimiz o dervie baktk. inden sor
mak gemiti besbelli. Gayet terbiyeli sordu:
358

"Hey azizler azizi Yunus Emrem! iirleriniz?!.."


"Sevgili iin sylenmi szlerdir, Sevgili'ye hediyedir. "
"Ka adettir hi bilir misiniz?"
Herkesten ok ben arp kaldm. Ka adet iir syle
diini hi dnmemitim. Kendisinin de dndn
veya saydm zannetmiyordum. nk o bir iir demi
olmak iin iir demiyordu; o bir kalbe girmek iin iir di
yordu. Onun iiri sanat iin deil iman iindi. Onun iiri
insan iin, sevgi iin, hogr iin, insanlk iindi. radn
yolunu iirde bulmu, iir btn szlerden uzun yaad
iin nasihatlerini iir biiminde sylemiti. Yine de her
kes merakla onun verecei cevaba dikkat kesildi. nce
hafife glmsedi. Sonra eliyle "Hi saymadm ki!" derce
sine bir iaret yapt ve vecd halindeki meclisi titreten o
cmleyi syledi:
"Sevgiliye gidecek hediyeyi saymak yakk almaz,
yle deil mi?"
O srada dervilerden yedi tanesinin de, birbirlerinden
habersiz, cbbelerinin iinde gizliden gizliye ekmekte
olduklar tespihlerin iplerini koparverdiklerini ok son
radan rendim.

359

You might also like