You are on page 1of 20

ÖĞRETMEN – MÜDÜR İLETİŞİMİ

1. İLETİŞİM NEDİR ?

İnsanoğlu varolduğu andan itibaren kendini hep ifade etmek istemiştir. Herhangi bir olay,
durum karşısında çeşitli tepkiler göstermiştir. İletişim ilk insandan günümüze şekiller
değiştirerek gelmiştir. Giderek farklılaşan dünyada farklı diller oluşmuştur. Bu diller
yaşanılan coğrafya ve durumlarla bütünleşmiştir. Toplumlar kültürleşmiş ve çeşitli iletişim
ifadeleri kullanmıştır. Günümüze kadar uzanan bu ifade veya tarif edebilme isteği iletişim
olarak adlandırılmış ve tanımlanmıştır. Bu tanımlardan birkaçı da şöyledir:
İletişim; duyguların, düşüncelerin ve bilgilerin iki ya da daha çok kişi arasında paylaşılması
ve anlamlarının ortak kılınması sürecidir (Balcı, 2001:84)
İletişim, katılanların, bilgi/sembol üreterek birbirlerine ilettikleri ve bu iletileri anlamaya,
yorumlamaya çalıştıkları bir süreçtir (Tubbs ve Moss, 1974; Rogers ve Kincaid, 1981;
Dökmen, 1986a; Roloff 1987)(Dökmen, 2008).
Bu tanımlardan yola çıkarak iletişimin karşılıklı etkileşim ve anlama süreci olarak
tanımlanabilir.
İletişim, televizyon, telefon, radyo, bilgisayar vb. teknolojik araçlarla da dünyamızda yerini
almıştır. Her gün gittiğimiz işyerinde, evde, arabada, çarşıda, vb. her yerde iletişim
kurmaktayız. İletişim bu ortamlar için de ayrı ayrı tanımlanmıştır. Biz özellikle yönetim
süreci içinde iletişimin ne olduğuna bakacağız.
Yönetim süreci olarak iletişim: bilgi ve anlayışın bir bireyden diğer bireye geçirilme sürecidir
(Davis, 1992, s.504).
Bu tanımla yola çıktığımızda okulda, öğretmen ve müdür arasındaki iletişimin tecrübeler ve
de birikimsel öğelerle paylaşımın oluştuğu bir ortam karşımıza çıkıyor. İletişimde iki temel
öğeden biri bilgi veren diğeri de bilgi alandır. Bu iki öğeden bilgi verenin yapacağı aktarım
bize iletişimin niteliğini gösterecektir. İletişimin tek yönlü ya da karşılıklı olması buna
bağlıdır. İletişimdeki tek yönlülük “enformasyon” olarak nitelendirilirken, karşılık bulup
cevaplandırılması ise “iletişim” olarak nitelendirilir. Örneğin; okul müdürünün verdiği emirler
sonucunda öğretmenden gelen tepkiyle ilgilenmemesi ya da tepki vermesini beklememesi
enformasyon olurken, öğretmenin fikirlerini dinlemesi ya da verdiği tepkiyi incelemesi
iletişim olarak nitelendirilir.
İletişim örgüt içinde de farklı tiplerde görülür. Bunları yakından incelememiz bize konumuzla
ilgili önemli veriler sağlamamızda yardımcı olacaktır.

2. ÖRGÜT İÇİ İLETİŞİM TİPLERİ

Örgüt içi iletişime geçmden önce örgütün ne olduğunu bilmek gerekir. Örgüt kelime
anlamıyla bir organizasyondur. Diğer bir ifade ile iş ve işlev bölümü yaparak, bir otorite
hiyerarşisi içinde ortak bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelmiş insanların
faaliyetlerinin koordinasyonudur (Dökmen, 2008, s. 37).
Örgüt iletişiminde Formal ve İnformal üzere iki ana kategori bulunmaktadır. Bunları
inceleyecek olursak ;
Formal (Resmi, Biçimsel) İletişim
Formal iletişim örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıyla ilgilidir. Ve çeşitli tanımlamalarla şu
şekilde ifade edilir:
Formal iletişim örgütleri, hiyerarşik otorite yapısıyla ilgilidir ve rasyonel, planlanmış bilgi
akımının sağladığı kararlardan oluşur (Sürücü, 2008)
Formal iletişim, hiyerarşideki basamaklar ve makamlar arasında bilgilerin ve kararların çift
yollu olarak akımıdır (Ergin, 1995).
Formal iletişim, örgütün formal yanını işletir ve ana kanal olarak hiyerarşiyi kullanırken
informal iletişim örgütün informal yanını işletir ve bireyler arası ilişkiler yoluyla çalışır
(Ergin, 1995).
Formal iletişim, kendi içinde yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya, yatay ve çapraz iletişim
olarak ayrılır.
a) Yukarıdan Aşağıya İletişim
Örgüt içerisinde üstten alta doğru olan iletişimdir. Üst alta görevleri ile ilgili yönergeler,
koşullar, başarılarının değerlendirilmesi, amaçların benimsetilmesi ve görevin yapılma
nedenini betimsel olarak iletmelidir. Bu da genellikle yazılı olarak iletilir. Açık ve anlaşılır
ifadelerle bu yazılı iletişim sağlanmalıdır. Aksi takdirde yanlış anlaşılmalar oluşabilir. Ayrıca
gereğinden fazla iletilen bilgi de problem oluşturabildiği gibi gereğinden az iletilen bilgi de
problemlere neden olabilir. Bilginin çok iletildiği durumda astın kafası karışabilir. Bilginin az
iletildiği durumlarda ise yeteri kadar bilgiye sahip olunmadığı için üstün yanına sık sık gidilip
zaman kaybına neden olunabilir.
Üstün zaman kaybına uğramaması, astın kafasının karışmaması için bilgiler zamanında ve
yeteri kadar iletilmelidir.
b) Aşağıdan Yukarıya İletişim
Örgüt içerisinde alttan üste doğru olan bu iletişimde bilgiler ve haberler bulunmaktadır. Alt
kendi durumu ya da karşılaştığı sorun veya herhangi bir durumla ilgili haberleri üste iletir.
Ayrıca üstün verdiği görevler ile ilgili raporları günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak iletir.
Günümüzde bu görevlerin yanı sıra dilek ve şikayet kutuları, toplantılar bu iletişimi
geliştirmek için düzenlenmektedir. Burada en önemli nokta astların düşüncelerinin üste
iletilmesidir. Diğer bir anlatımla geri dönüşüm sağlanma durumudur.
Örgüt içi iletişimde aşağıdan yukarıya olan bu iletişimde bir çok olumsuz faktör de
bulunmaktadır. Bunlar; erişilememezlik, fiziksel mesafe, haberdeki değişiklik, gelenekler ve
astın statüsü ile üstün davranışlarıdır. Olumsuz davranış ve durumlar bu iletişimi
etkilemektedir. Yapılması gereken ilk şey olumlu iletişimin temelini oluşturan kabul ve
dinlemedir. Eğer üstler astın durumunu olduğu gibi kabul edip onları dinlerler ise bu iletişim
olumlu yönde olur. Sorunu anlamak için üstlerin yapması gereken de budur.
c) Yatay İletişim
Örgüt içinde aynı statüde olanlar arasında oluşan iletişimdir. Bu iletişim koordinasyonun
artmasını sağlar. Fakat bu iletişimi etkileyen çeşitli faktörler de bulunmaktadır. Bu faktörleri
Sürücü (2008)’ nün ifadelerinden şu şekilde özetleyebiliriz:
1. Örgüt içinde uzmanlaşma yatay iletişime olumsuz etkide bulunduğu gibi uzmanlaşanın
bağlılığı birinci derecede örgüte değil, ait olduğu bölüm ya da gruba olmaktadır.
Ayrıca uzmanlaşanların kendilerine özgü düşünce çerçeveleri ve teknik dilleri vardır.
Bunlar da iletişimi engelleyen faktörlerdendir.
2. Örgüt içinde aynı düzeyde bulunanlar arasında doğal bir yarışma vardır. Bu
yarışmanın belli bir derecede verime olumlu etkisi vardır. Fakat dikkatleri örgütün
genel amaçlarından çok bireysel amaçlara çekeceğinden olumsuz etkileri vardır.
Örgüt içerisinde temelde olması gereken iletişim ihtiyacı aynı konumda bulunanlar arasındaki
iletişimin yoğun olmasıdır. Bu bilgi alışverişi ile başlar ve örgütün başarısı için birbirini
desteklemeyle devam eder. Eğer yatay iletişim olumlu ve yoğun olursa örgüt başarısı da
yüksek olur. Örneğin; sınıf öğretmenleri zümre toplantısı ile birbirlerinden bilgi alışverişinin
yanı sıra eksik kalınan noktalarını ve yapılması gerekenleri karara bağlayıp birbirlerine destek
olabilirler.
d) Çapraz İletişim
Örgüt içinde farklı statüde olanlar arasındaki iletişimdir. Burada amaç zamandan tasarruf
ederek bilgiyi kaynağından almadır. Örneğin; sınıfta ders dinlemeyen ve gürültü yapan bir
öğrencinin velisi müdürü ziyaret edip çocuğunun durumu hakkında bilgi almak istediğinde
müdür, müdür yardımcısına, o da sınıf öğretmenine sorup bilgi almamalıdır. Aksine müdür
sınıf öğretmenini yanına çağırıp çocuğun durumu ile ilgili veliye bilgi vermesini ve
tavsiyelerini söylemesini öğretmenden isteyebilir. Bu sayede zamandan tasarruf edilebilir.
Çapraz iletişimin en önemli amacı zaman tasarrufu ile bilgi alışverişinin kolayca
sağlanmasıdır. Başka bir örnekle açıklayacak olursak hizmetli kalorifer tesisatı ile ilgili
sorunu direk müdüre ilettiğinde daha çabuk çözüm sağlanır. Eğer önce öğretmene daha sonra
müdür yardımcısına, ondan da müdüre gidecek bilgilerde değişme olabilir. Çünkü, bu
konunun uzmanı öğretmen ya da müdür yardımcısı değildir. Sorunu bilen bu konunun teknik
elemanı olan hizmetlidir.
Görüldüğü gibi çapraz iletişimin faydaları bulunmaktadır. Fakat çapraz iletişimdeki en büyük
dezavantaj örgüt statüsünde düzensizliğe yol açmasıdır. Gerekmedikçe çapraz iletişimi
kullanmamak gerekir. Örgütün yapısını korumak için bu gereklidir.
İnformal (Resmi Olmayan) İletişim
İnformal iletişim, kişiler arasında oluşan ilişkilerin doğal sonucu olarak belirli bir amaç ve
planla oluşmamış kendiliğinden meydana gelen iletişim türüdür. Öğle arasında ya da
teneffüslerde mesai arkadaşımıza selam verip, onunla sohbet etmemiz ve onunda bize karşılık
vermesi bu iletişime örnek gösterilebilir.
İnformal iletişim kendiliğinden meydana gelirken örgüt içinde olumlu ve olumsuz sonuçlar
doğurabilir. Formal iletişimin çok iyi olduğu ortamlarda bu iletişim paylaşma, birlikte olma
gibi olumlu sonuçlar doğururken, formal iletişimin bozuk olduğu örgütlerde bu iletişim moral
bozukluğu, parçalanma, şiddet, dağılma gibi sonuçlar ortaya çıkarır. Bu yüzden öncelikle
formal iletişimin olumlu olarak sağlanması gerekmektedir. İnformal iletişimin faydaları da
Sabuncuoğlu ve Tüz (1998)’e göre özetlediğimizde karşımıza şu şekilde çıkar:
1. İnformal iletişim, takım çalışmalarının, görevin etkin ve verimli bir şekilde yerine
getirilmesini sağlamaya yardımcı olur.
2. İnformal iletişim, çevredeki değişikliklerin zamanından haber alınmasını, değişen ve
gelişen koşullara uymak üzere iç yapıda gerekli deşiklikleri devamlı ve etkin bir biçimde
gerçekleştirmeyi sağlar.
3. İnformal iletişim, iyi kullanıldığında yöneticilerin yönetimlerinin etkin olmasına
yardımcı bir araç olabilir.
4. İnformal iletişim, dilek ve yakınmaların üste ulaşmasında aşağıdan yukarıya doğru
iletişimin etkin bir aracıdır.
5. İnformal iletişim, moralin yükselmesini, birlik ve beraberlik ruhunun gelişmesini sağlar.
6. İnformal iletişim, örgüt yükünün önemli bir kısmını üzerine alır ve iletişim
gereksiniminin karşılanması için formal iletişime yardımcı olur.
7. İnformal iletişimin en tehlikeli yönü “söylenti akımı”dır. Belirsizlik ve çıkarlar söylenti
ve de dedikodunun doğmasına neden olmaktadır.
Okul ortamı informal iletişim ve formal iletişim göz önüne alındığında Açıkalın tarafından şu
şekilde ifade edilmektedir:
Okul örgüt olarak farklı grupların beklentilerinin ve baskılarının arttığı bir örgüttür.
Üyeleri, velileri ve çevresi ile farklı dinamiklerin oluştuğu bir ortamdır. Bu ortamda
informal ilişkiler yoluyla tarafların birbirlerine karşı güç gösterileri sosyal yönü daha sınırlı
örgütlere göre daha yoğundur. Bu anlamda okullarda ast ve üstler öğretmenler ve müdürler
arasında diğer örgütlere nazaran daha canlı etkileme faaliyetlerinin gerçekleştiği
söylenebilir(Açıkalın,1994).
Bu durum göz önüne alındığında okulun örgütsel yapısı içerisinde farklı iletişim olduğu
görülmektedir. Çünkü beklentiler ve beklentilerin karşılanmaması durumları vardır. Bu
yüzden örgüt içi iletişimde bulunan tüm özelliklere okul sahiptir.

3. ÖRGÜTSEL İLETİŞİM ARAÇLARI

Bir örgüt içinde her gün her yönden iletişim olmaktadır. Bu iletişimler örgütsel çıkarlar
gözetilerek oluştuğunda olumlu sonuçlar görülür. Örgütsel iletişim araçları ile iletişim
kolaylaşmakta, niteliği gelişmekte, amaca hizmet edilebilirliği artmaktadır. Bu araçlar
iletişimin üstten aşağıya, aşağıdan üste kolaylaşmasını sağlamakla beraber olumsuz durumlar
da oluşturabilirler.
İletişimin bu boyutunda kullanılan çeşitli iletişim araçları yazılı, sözlü ve görsel-işitsel olarak
gruplandırılır.
1. Yazılı Araçlar
Kalıcı iletişim için en etkili iletişim aracı yazılı olanlardır. Üstlerin asta mesajları değişmeden
aktarabileceği en etkili araçtır. Fakat, olumlu yanlarının yanı sıra olumsuz yanları da
bulunmaktadır. En önemli olumsuz yanı israfa yol açmasıdır. Ayrıca astların mesajları anlama
güçlüğü çekmesi ve yanlış kararlar almaya neden olması da diğer bir olumsuz yanıdır.
Yazılı iletişim araçları olarak dilekçeler, yönergeler, genelgeler, yönetmelikler, bültenler,
broşürler, ilanlar, dergiler vb. kullanılabilir. Bu iletişim araçları üstten asta ve asttan üste
iletişimin oluşmasını sağlar. Örneğin; astlardan biri bir isteğini dilekçe ile ilgili üste iletebilir.
Bir üstte ilgili resmi yazı ile emirlerini asta iletebilir.
2. Sözlü Araçlar
İletişimin çabuk ve ilişkilerin pekişmesini sağlayan iletişim araçlarıdır. Üstlerin emirlerini
sözlü olarak bildirmesi, astların dileklerini sözlü olarak üste ifade etmesi bu sözlü araç olarak
ifade edilebilir. Yapılan toplantılar, konferanslar, görüşmeler ve seminerler bu araçlardandır.
Sözlü iletişim araçlarının önemli derecede olumlu etkileri olmakla beraber, tartışmaların kötü
ifadelere dönüşmesi vb. olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken
bu tür tartışmaların yapıcı hale dönüştürülmesidir.
3. Görsel – İşitsel Araçlar
Bu araçlar teknoloji ile birlikte gelişen ses ve görselliğe dayanan eğitim ve de iletişim
alanında kullanılan araçlardır. Televizyon, radyo, bilgisayar, kamera vb. bu araçlardandır.
Bunların dışında maket, fotoğraf, grafik, kroki gibi teknikler de bu araçlar içerisinde yer
alabilir.
Bu araçların zaman kaybını engellemesi, tekrarlama imkanı olması, iletişime esnek yön
vermesi gibi avantajlarının yanında, maliyeti artırması, tek başına kullanılamaması gibi
olumsuz yönleri de bulunmaktadır.

4. ÖRGÜTSEL İLETİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Örgüt içi iletişimi etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bunların en başında rol çatışmaları
ve ast-üst ilişkilerinden doğan çatışmalar bulunmaktadır. Bu çatışmalar genellikle birlikte
ortaya çıkarlar. Bu çatışmaların nedeni üstün niteliklerinin astın istediği gibi olmaması, üstün
alta karşı oluşturması gereken formal iletişim ortamını sağlamamış olması sayılabilir.
Örneğin; müdür, öğretmene yapılması gereken bir işin sebebini açıklamadan emrivaki bir
şekilde yapmasını söylediğinde öğretmen olumsuz bir tavır takınıp kötü bir yargıya ulaşabilir.
Sözlü ve sözsüz oluşan iletişimlerde müdürün yapıcı özelliğini ortaya çıkarması
gerekmektedir. Aynı zaman da güveni sağlamalıdır. Çünkü, bireyler arası ilişkilerin en önemli
unsurlarından birisi olan güven örgütsel yaşamda da çok önemli bir yere sahiptir. Güven
okulların etkililiğinin temeli olarak tanımlanmaktadır.
Yönetimi elinde bulunduran kişi rolünü benimsemiş olmalıdır. Ayrıca alt kademelerde
bulunanlar da rollerini benimsemiş olmalıdırlar. Sosyal-psikolojik anlamda çatışmaların üç
nedeni bulunmaktadır. Bunlar anlam güçlükleri, yetersiz bilgi alışverişi, iletişim
kanallarındaki bozukluk olarak ifade edilir.
Etkili haberleşmeyi engelleyen beş faktör bulunmaktadır. Bunlar ise; dil güçlükleri, statüden
doğan uzaklık, coğrafi uzaklık, uzmanlaşma ve işin baskısı olarak ifade edilmektedir.
5. YÖNETİCİ (MÜDÜR, İDARECİ) ÖZELLİKLERİ

Örgüt içinde iletişimi başlatan ve yapısını belirleyen kişi yöneticidir. Kendisine verilen yetki
gereğince etkin bir konuma sahiptir. Ve bu yüzden ast üst iletişiminde en baştadır. Okulda
yönetici müdürdür. Müdür iletişimin temelindedir. Cafoğlu (1994)’na göre; iletişim,
öğretmenlerin görevlerinde başarılı olmaları ve yönetici tarafından kendilerine iletilen
çalışmaları yerine getirebilmeleri için örgüt içinde vazgeçilmeyen temel unsurdur. Davis
(1982, s. 508)’e göre; grup çabası için gerekli olan bilgi ve anlayışı geliştirmek, güdülenmek,
işbirliği ve iş doyumu için gerekli tutumla sağlamaktır. Görüldüğü gibi örgüt olarak okul
içinde iletişim ve iletişime yön veren müdür önemli bir yer tutmaktadır. Bir başka görüşe göre
ise; öğretmenlerle yöneticilerin ilişkileri ne kadar açık ve demokratik olursa öğretmenler de o
kadar okula bağlı olacaklar ve öğretimsel liderin eğitim çalışmalarına istekli katılacaklardır
(Stimson, 1997). Balcı (1992,s.159)’ya göre ise; okul yöneticisinin, öğretmenlerle etkileşime
girmesi, okul iklimini değiştirdiği gibi öğretmenlerin yeterlilik duygularını da olumlu yönde
etkilemektedir.
Öğretmenlerin de liderin çalışmalarına katıldığı bu örgüt ortamının en önemli özelliklerinden
birisi de “tüm personelin mesleki bilgi ve beceriye sahip olmasıdır” (Bursalıoğlu, 1979, s. 51;
Kaya, 19856, s. 378). Müdürün bu mesleki bilgi ve beceriye sahip personel sayesinde işi
kolaylaşmaktadır. Fakat, unutulmaması gereken her ne olursa olsun müdürün yönetici
(liderlik) özelliklerine sahip olması gerektiğidir. Bu özelliklerden kısaca bahsedelim.
Follet'e göre iyi bir yönetici, personelde birinin emrinde çalışma duygusu yerine, birisiyle
birlikte çalışma duygusu yaratan kimsedir (Bursalıoğlu, 1979, s. 34)
Yöneticinin personel ile kuracağı iletişimin etki derecesi; personelin gereksinme duyduğu
bilgileri personele iletme, olumlu bir iletişim geliştirme, başkalarının güvenini kazanma
yeterliğine bağlıdır (Oavis, 1982, s. 538).
Bir yöneticinin en önemli görevlerinden birisi de gerek okulun gerekse görevli kişilerin amaç
ve hedeflerinin gerçekleştirilmesine yardımcı olabilecek bir ortam sağlamaktır.
Okul müdürü olan kişinin hayat boyu kendini geliştirmeye, değiştirmeye hazır olması gerekir.
Okul müdürü, çalışanları etkileyerek motive edebilen, okulun faaliyetlerine yön veren, amaç
ve hedeflere etkin ve verimli bir şekilde ulaştıran kimsedir (Eren,1996,s.10).
Müdür, okulun amaçlarını gerçekleştirecek, yapısını yaşatacak, iklimini koruyacak,
niteliklerini geliştirecek kişidir.
Okul yöneticilerinin öğretmeni geliştirme sürecinde; öğretmenlerin performansını
değerlendirmeli, performanslar arasındaki farkları belirlemeli, bu farkların nedenlerini
belirlemeli ve farklılıkları gidermeye çalışmalıdır.
Başaran’a göre, yöneticilerin astlarına karşı tutumları çalışanların örgütsel amaçlara
güdülenmesinde ve var güçlerini örgüt için kullanmalarında önemli bir etkendir. Ancak
yetişkinlerin özelliği gereği bir işi yapmaya güdülenmedikçe işi yapsa bile, istenen düzeyde
başarı gösterememesidir. Yetişkinlerin bu özelliğinden dolayı örgütlerde iş görenleri örgütsel
amaçlara güdülemek önemli bir yönetim işlevi olmaktadır ( Başaran, 1992, s.160–161).
Başaran (1982, s. 7)’a göre bir yöneticide bulunması gereken özellikler şunlardır :
1. Kendisini izleyenlerden daha yüksek kişilik özelliklerine sahip olmalı,
2. Personel ile yeterli sıklıkta etkileşimde bulunmalı,
3. Ortamın koşullarına göre davranabilmeli ve gücünü her zaman personeli çalışmaya
motive edecek biçimde kullanmalı,
4. Çalışma ortamında personelin karara katılmasına imkan sağlamalıdır.
Eren(1996,s.10–14)’e göre günümüz yöneticisinin aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekir.
1. İnsanları sevmelidir.
2. Haberleşme konusunda yetenek sahibi olmalıdır.
3. İnsan tutum ve davranışlarını anlayabilmelidir.(Sezgi gücü)
4. Duygusal olgunluk sahibi olmalıdır.
5. Kararlarında açıklık olmalıdır.
6. Astlarının ortalama zekâlarının üzerinde bir zekâ seviyesine sahip olmalıdır.
7. Objektif olabilmelidir. Sorunları metodik ve mantıksal yollardan ele alabilmelidir.
8. İsletmeye gönülden bağlı ve onu benimsemiş olmalıdır.
9. Hoşgörü sahibi olmalıdır.
10. Dürüst olmalıdır.
11. Cesaret sahibi olmalıdır.
12. Teknik bilgi ve yetenek sahibi olmalıdır.
13. Yönetici dinamik bir insan olmalıdır.
14. Bir yönetici geniş açıdan düşünebilme yeteneğine sahip olmalıdır.
15. Yönetici iyi bir ikna yeteneğine sahip olmalıdır.
16. Koordinasyon bilgi ve becerisine sahip olmalıdır.
Bir yöneticide bulunması gereken yeterliklerden birisi de insan ilişkileri yeterliğidir
(Eren,1984, s. 371).
Açıkalın (1994, s. 6)’a göre ise çağdaş bir yönetici;

1. Kapsamlı insan bilgisine ulaşmış,

2. Etkili iletişim becerisine sahip,

3. Liderlik özellikleri baskın,

4. Anadilini doğru ve güzel kullanabilen,

5. Felsefe, matematik, uygarlık tarihi eğitimi almış,

6. Yabancı dil bilen,

7. İletişim teknolojisine hakim, bilgiyi yöneten,

8. Beden ve ruh yönünden sağlıklı,

9. Eğitime inanmış kişidir.

Bu özelliklerin yanında bir yöneticide bulunmaması gereken özellikleri de Izgar (2000, s. 58)
şöyle ifade etmiştir:

1. Taraf tutma

2. Anlayış noksanlığı

3. Kararsızlık

4. Etki altında kalma

5. Korku

6. İleriyi görememe.

En çok karıştırılanlardan biri de lider ile yönetici arasındaki farklardır. Herkes lider ya da
yönetici olamaz. Her lider de iyi bir yönetici değildir. Ya da her yönetici iyi bir lider değildir.
Bu karıştırılan iki kavramın aslında birbirinden farklı olduğu bilinmelidir. Çelik (2000, s. 39),
lider ile yönetici arasındaki farkları şu şekilde belirtmiştir:

1. Lider, değişmeyle ilgilenmez; yönetici, yapıyı korumayla ilgilenir.


2. Lider, yönlendiricidir; yönetici, yönetir.
3. Lider, konuşma metnini kendisi yazar; yönetici, yazılan konuşma metnini okur.
4. Lider, moral otoriteye dayanır; yönetici, bürokratik otoriteye dayanır.
5. Lider, izleyenlere mücadele ruhu aşılar; yönetici, mutlu topluluğu korur.
6. Lider, vizyon sahibidir; yönetici, liste ve bütçe sahibidir.
7. Lider, paylaşılmış amaca dayalı gücü vardır; yönetici, ödül ve cezaya dayalı gücü
vardır.
8. Lider, güdüler; yönetici, denetler.
9. Lider, ilham verir; yönetici, düzenler.
10. Lider, aydınlatır; yönetici, eşgüdümler.

Bir liderin amaca yönelik tutumunu Ceylan da şu şekilde ifade etmektedir: Lider, istenilen
amaca ulaşıldığı zaman motivasyonu, ödüller kullanarak, izleyici, amaca ulaşmak için
çabalarken onu destekleyerek, motive edici görev vererek, amaca ulaşmadaki engelleri
ortadan kaldırarak etkiler. Lider istenilen amaca ulaşmak için izleyicilerinin yolunu açar.
Liderin davranışı astın motivasyonunu zenginleştirir ve iş tatminini artırır. Aynı zamanda
liderin astlar tarafından kabul edilmesini de sağlar (Ceylan, 1997: 316)

İyi bir okul yöneticisinde olması gereken nitelikler Alıç (1996, 15-16) ve Karslı (1998: 48)’ya
göre şu şekildedir:

1. Eğitim amaçlarına bağlılık göstermek.


2. Yüksek bir beklenti iklimi yaratmak.
3. Öğretim liderliği yapabilmek.
4. Israrlı ve dinamik lider olmak.
5. Kaynakları yerinde kullanmak.
6. Zamanı iyi kullanmak.
7. Başkalarının görüşlerini almak, katılım sağlamak.
8. Amacın gerçekleşmesine uygun bir düzen ve disiplin yaratmak.
9. Çalışma sonuçlarını değerlendirmek.

Bunların dışında etkili yöneticinin de belirli yeteneklerinin olması gerekir. Bu yetenekler:

1. Geleceğe yönelik ve uzun vadeli düşünme.


2. Geniş görüş ve detaylarla uğraşmama.
3. Yönetime yeterince zaman ayırma.
4. İş için yüksek istek ve kapasite.
5. Yeni yaklaşımlar arama ve değişmeye yönelik olma.
6. Ulaşılabilir, dostça ve destekleyici olma.
7. Dürüst ve güvenilir bir kişilik.
8. Olumlu görüş ve başkaları ile iyi ilişkiler kurma.

İletişim açısından bakıldığında iyi bir yönetici Açıkgöz’e göre belirli özellikler taşımalıdır.
İletişimi geliştirmek isteyen iyi bir yönetici, aşağıdaki önerilerle başlaması yararlı olur:

1. Kendini tanımak
2. Farklılığı kabul etmek
3. Başkalarım iyi dinlemek
4. Dönüt almak(Açıkgöz, 1994).
İyi bir iletişim Kenan(1997)’a göre, yönetici açısından şu yararları sağlar:
1. Daha büyük bir işbirliği ve dayanışma sağlarsınız,
2. Yanlış anlaşılma olasılığınız azalır,
3. İnsanlar size daha olumlu tepkiler verirler,
4. Dinlemeye değer biri olduğunuz fark edilir,
5. Daha yöntemli hareket eden biri olursunuz,
6. İşinize daha hakim olduğunuzu hissedersiniz(Keenan, 1997).

Görüldüğü gibi bir okul yöneticisi çeşitli vasıflara sahip olmalıdır. Bu vasıflara sahip olmazsa
okulu idare edemez ve de İnformal iletişimin olumsuz özelliklerini karşısında bulur. Genel
anlamda özetleyecek olursak bir okul idarecisi şu özelliklere sahip olmalıdır:
1. Öğretmenleri dinlemeli ve onların görüşlerini almalıdır.
2. Olay ve durumlara yaklaşımı çözüme yönelik ve en az zararla olmalıdır.
3. Beklentilere cevap vermelidir.
4. Okul çevresi ile yakın ilişki içerisinde olmalıdır.
5. Öğretmenlerle arkadaş gibi olabilmelidir.
6. Öğretmenlerin ders içi ve dışı olumlu etkinliklerini desteklemelidir.
7. Geleceğe dönük bir anlayışla teknoloji ve çevresel imkanlardan faydalanmalıdır.
8. Kendini ve bu bağlamda öğretmenleri geliştirmeye dönük bir uygulama yoluna
gitmelidir.
9. Zamanı iyi kullanmalı ve zaman denetimini sağlamalıdır.
10. Tasarruflu olmalı, israfı önlemelidir.
11. Güler yüzlü olmalı, fakat olaylara ciddiyetsiz yaklaşmamalıdır.
12. Kararlarını en kısa sürede ve en doğru şekilde vermelidir.
13. Çevresinin ve başkalarının etkisi altında kalmamalıdır.
14. Cesur ve dürüst olmalıdır.
15. Herkese eşit mesafede durmalı, taraf tutmamalıdır.
16. Grup dinamiğini etkilemeli ve öğretmenler arası bir koordinasyon ortamı
oluşturmalıdır.
17. Öğretmenlerini ve öğrencilerini sevmelidir.
18. Verdiği görev ve sorumlulukların yapılıp yapılmadığını denetlemelidir.
19. Öğretmenler arasında başarıyı elde etme isteği oluşturmalıdır.
20. Herkesi olduğu gibi kabul etmeli ve gereğinden büyük görevler vermemelidir.
21. Güncel durumları ve bilgileri öğretmenlere iletmelidir.
22. İletişimin doğru yönde ve olumlu olmasını sağlamalıdır.
Bu özelliklerin yanında sayamadığımız birçok özelliğin de okul idarecisinde bulunması
gerekir. Öğretmen ile iletişiminde bu özelliklere sahip olan idareciler başarılı olmaktadır. Eğer
ilgi ve yeteneklerini olumlu şekilde okul ortamına yansıtamazsa başarısız olurlar; o okulda
huzursuz ve mutsuz bir yer olur.

6. ÖĞRETMENLERİN YÖNETİCİ İLE İLETİŞİMİ VE İLETİLEN BİLGİLER

Örgüt olarak okulda çalışan personelin yöneticisine ilettiği bilgiler, genellikle bir öneri veya
bir isteğin karşılanmasına yöneliktir.
Başarılı bir öğretmenle müdürün kuracağı iletişim, öğretmenin mesleki bilgi ve becerisini
artıracağı gibi, herhangi bir sorunla karşılaştığında, kolayca yardım da alabilecektir.
Bilgiler; kişisel veya görevle ilgili sorunlar, çalışma arkadaşlarının sorunları, örgütün
uygulama ve politikalarına ilişkin bilgileri içermektedir. Kişisel sorunların yöneticiye
iletilmemesi, yönetici-öğretmen iletişiminin biçimsel bir özellik gösterdiğinin göstergesi
sayılabilir. Müdür ile öğretmen arasındaki ilişkinin sadece görevsel olduğu ve kişilikleri
tarafından etkilenmediği ileri sürülürse hataya düşülmüş olur. Bu nedenle, kişiler arası
ilişkilerin yorumunda, bu ilişkileri verime etkisiz veya bir tür yıkıcılık olarak görme
eğiliminden kaçınılmalıdır. Ayrıca örgüt bağlarından birini de, ilişkilerin meydana getirdiği
informal örgüt yaratmaktadır.
Araştırmalar informal grupların koordinasyon ve işbirliğini geliştirdiğini, kontrol sürecinin
noksanlarını tamamladığını, yetki ve sorumluluk alanlarını kesinleştirdiğini ve güvenliğini
sağlamak, hem de formal örgütü yumuşatmak gibi iki olumlu görev yapmaktadır
(Bursalıoğlu, 1997).
Öğretmenler pek çok konuda yönetim süreçlerine katılmak durumundadırlar. Öğretmenle
yöneticiler arasındaki ilişkiler okulun psikolojik havasını önemli ölçüde etkilemektedir. Yani
öğretmen ile yönetici arasındaki olumlu ilişkiler olumlu yapıcı ve geliştirici olduğu sürece
okulun psikolojik ortamı da olumlu olacaktır(İlgar, 1996).
Görüldüğü gibi öğretmen yönetici iletişiminde müdürün tavrı ve rolü çok önemlidir. Üst
olarak alt kademeyi dinlemek, yardımcı olmak, performansı artırmak için elinden geleni
yapmalıdır. Okul yöneticisi, öğretmenlerin ilgi alanlarını bilmeli, görevlendirme ve ekip
çalışmalarında azami ölçüde bu potansiyellerden yararlanmalıdır.
Celep(1992) “İlkokullarda Yönetici-Öğretmen İletişimi” ile ilgili yaptığı araştırmada şu
sonuçları bulmuştur:
Yönetici ile öğretmen arasındaki iletişim;
1. Kişisel sorunlarla ilgilenme,
2. Yöneticinin benimsenmesi,
3. Yöneticiden gurur duyma ve başka okulda çalışma isteği değişkenleri açısından önemli
farklılıklar göstermektedir.
a) Özellikle yöneticinin deneyim ve bilgisine güvenmeyen,
b) Yöneticisinden gurur duymayan,
c) Yöneticisini benimsemeyen öğretmenlerle yönetici arasında yalnızca yukarıdan
aşağıya doğru olan tek yönlü bir iletişim söz konusudur.
Diğer bir anlatımla,
I. Emirlerini yazılı olarak bildiren,
II. Emrin yerine getirilme gerekçesini açıklamayan,
III. Okulun uygulanan ve gelecekteki eğitim ve öğretim etkinlikleri ile iş başarısı
konusunda bilgi vermeyen,
IV. Görevinde yeterince başarı gösteremeyen,
V. Öğretmene yol gösterici bilgi vermeyen,
VI. Resmi iletişime önem veren,
VII. Öğretmenlerle iyi arkadaşlık ilişkisi kuramayan yöneticilere karşı, öğretmenlerin
kişisel veya görevle ilgili sorunlarını rahatlıkla iletemedikleri, eğitim ve öğretim
etkinlikleri konusundaki görüşlerini bildirmekten çekindikleri sonucuna varılmıştır.
(Celep, 1992)
Okuldaki iletişim birimler ve bireyler arasında açık olmalı, öğretmenler gelişmeler hakkında
bilgilendirilmelidir. Okulda iletişimin yetersiz olması halinde, örgütsel iletişim etkin
kullanılamaz. Öğretmenler arasında yanlış algılamalar, motivasyon düşüklüğü, okula aidiyette
zayıflama, dolayısıyla yetersiz sonuçlar ve sıradanlığa neden olmaktadır. Doğru ve etkili
iletişim örgütün etkiliğinin temelini oluşturur. Yetersiz iletişim örgütlerin çalışmasını engeller
ve ihtiyaçları karşılayamaz.

7. MÜDÜR – ÖĞRETMEN İLETİŞİMİ NASIL OLMALIDIR?

Örgüt olarak okulda iletişim üstten alta, alttan üste olmak üzere en az iki yönlü olmalıdır.
Müdür öğretmeni motive etmelidir. Öğretmene “ Ne yaparsan yap umrumda değil.” mesajı
vermemelidir. İletişim açısından; Okul müdürü, çağdaş eğitim yöneticisi olarak, birlikte
çalıştığı müdür yardımcıları, öğretmenler, memurlar ve personel ile düzeyli, sıcak ve içten bir
iletişim kurmalı, bu iletişim kanalını 24 saat, 7 gün açık tutmalıdır.

İsteyen öğretmen, isteyen personel aradığı zaman müdüre ulaşmalı, sorununu, problemini
rahatlıkla iletebilmelidir. Okullarımızda bu iletişim kanalı kurulduğu zaman sorun olan bir
çok küçük konular sorun olmaktan çıkacak, okulda birlik, beraberlik sağlanacak, ekip
ruhunun temeli atılmış olacaktır. Yönetim - öğretmenler ve personel birbirine kenetlenecek,
bir aile ortamı doğacaktır. Okulda, müdürle iletişim kurmak isteyen öğretmen şunu
söyleyebilmelidir: "Ben bu konuyu müdüre anlattığım zaman, o mutlaka işini bırakıp beni
dinleyecek, yardımcı olacak, çıkar yol gösterecek ve benim bu problemi çözmem için bana
destek olacaktır." Okul müdürü, okulunda bulunan tüm personeline bu duyguyu
yerleştirmesini bilmeli, çaba sarfetmelidir.

Okul müdürü, sadece eğitim öğretim ve okul konularında değil okul dışı, eğitim dışı
konularda da birlikte çalıştığı yönetici, öğretmen ve personele bir ağabey - abla gibi yardımcı
olabilmelidir. "Bu benim sorunum değil, okul dışı bir konu" deyip geçmemelidir. Güven
ortamı oluşturmada, kuvvetli iletişim kurmada, ekip ruhunu okula yerleştirmede okul içi, okul
dışı diye bir ayırım yapılmamalıdır. En ufak bir geri çevirme, çok zor telafi edilecek yaralar
açabilir ve bu asla unutulmaz. Özellikle yöneticiler, birlikte çalıştığı arkadaşları tarafından
çok iyi gözlemlenir, en ufak hatası büyütülerek yayılır.

Okul Müdürü, sürekli güler yüzlü, tatlı dilli olmalıdır. Odasına her gelenin yüzüne bakarak
"hoş geldiniz, buyurun" demeli ve oturması için yer göstermelidir. Müdür yardımcılarını ve
öğretmenleri asla ayakta bekletmemeli, işini bırakıp onlarla ilgilenmelidir. Kendisine getirilen
sorunların ileriki ya da son aşamalarını da yine takip etmeli, sorunu getiren kişi ile sonraki
karşılaşmalarında sorun hakkında bilgi istemelidir. Bu davranış, karşısındaki kişi üzerinde
büyük bir güven ve saygı durumu oluşturacaktır.

Okul müdürü, okulda çalışan tüm personele adıyla hitap etmelidir. Örneğin; Fatih Bey,
Habibe Hanım, Hasan Bey, vb. Veya kişinin soyadının önüne "Sayın" sözcüğünü ekleyerek
de hitabedebilir. Örneğin; Sayın Yayan, Sayın Turan, Sayın Açıkgöz vb. Kişinin adını,
soyadını anımsamamış olur ise (Yine okullarımızda kullanılan çok güzel hitap şekillerinden
biridir.) ; Sayın öğretmenim, Sayın Müdür yardımcım hitabını da kullanabilir. Özellikle
toplantılarda: Sayın + kişinin soyadı hitabının kullanılması daha doğru ve etkili olur. Müdür
odasında: Kişinin adı + Bey, Hanım; koridorlarda, öğrencilerin içinde: “Öğretmenim veya
Ayşe öğretmenim, Ahmet öğretmenim ...” şeklindeki hitaplar hem örnek oluşturur hem de
içtenlik oluşmasını sağlar.

Okul müdürü, öğretmen ve personeli arasında asla ayırım yapmamalıdır. Hem demokratik
olmalı hem de adaletli olmalıdır. Yani kayırma, taraf tutma, hoşgörü ölçüsünü bir tarafa fazla
kaydırma gibi yaklaşımlar öğretmen ve personel arasında hem moral bozukluğuna neden
olacak, hem de güven ortamını zedeleyecektir. Müdürün inandırıcı olması gerekir.
İnandırıcılığı olmayan bir kişi asla müdürlük yapamaz. Böyle bir davranış ta müdürün
inandırıcılığına gölge düşürür.

Okul müdürü, öğretmenlerle sık sık sohbet etmeli ve onların fikirlerini önemsemelidir.
Öğretmenler odasına girip onlarla çay içmeli, sohbet konuları açmalı, sorunları tartışmalıdır.
Bunu yapan müdür, öğretmenler tarafından sevilir ve saygı görür.

Okul müdürü, güncel konuları takip etmeli ve bunları öğretmenlerle paylaşmalıdır. Öğretmen
de öğrendiği yeni bilgileri diğer öğretmenlerle ve de müdürle paylaşmalıdır. Bu sayede
iletişim olumlu olarak devam eder ve de eksikler tamamlanır.

Öğretmen, müdürle iletişiminde ona karşı saygılı tutum takınmalıdır. Çünkü, örgüt
iletişiminde üste karşı yaklaşımda astın saygıyı ön planda tutması gerekmektedir. Öğretmen
aynı zamanda görevini yerine getirmede müdüre karşı sorumluluğunu unutmamalıdır.

Öğretmen, müdüre “Sayın müdürüm, Müdür Bey” ifadelerini kullanmalıdır. Asla müdüre
karşı ismiyle hitap etmemelidir. Müdürün odasına kapısını çalıp, ceketinin yakasını ilikleyip
girmelidir. Kılık, kıyafetine özen göstermelidir.
Görüldüğü gibi müdürün öğretmene, öğretmenin müdüre karşı sorumlulukları bulunmaktadır.
Önemli olan karşılıklı saygı ve sevginin okul ortamı içinde olması ve okul başarısı için
fedakarlık gösterilmesidir. Öğretmen ders saatleri dışında gerekirse idareye yardımcı
olmalıdır. Müdür de gayret gösteren öğretmene karşı iyi davranmalıdır. Örgüt içi iletişimin
olumlu olması için bu gereklidir.

Müdürler, öğretmenler arasında seçilmesine ve atanmasına rağmen daha sonra öğretmenlere


karşı bir duruşa geçen bir pozisyona geçmektedirler. Öğretmenlerle işbirliği içinde olma,
dayanışma duygusunu geliştirme yerine bir çatışma kültürü oluşmaktadır. Bu durum birbirinin
varlığını tehdit olarak görmeye kadar vardırılabilmektedir. Bu durumun oluşmaması için
müdürün öğretmenlikten geldiğini bilmesi ve öğretmenlere olumlu yaklaşması gerekmektedir.

Öğretmenler, müdürlerin kendisine tanıdığı düşünce ve hareket alanına göre hareket eder.
Küçük olayları büyüterek, büyük olayları aşılmaz kılarak kendi içinde küskünlükler ile
hareket etmektedir. Müdürlerin tanıdığı alana razı olmayıp kalıpları kırmak cesaretini
bulamayıp kemikleşen iradeleriyle durağan bir irade oluşmaktadır. Müdürü aşma gibi bir
yaklaşım öncelenmemektedir. Her sorunda sorumluluğu müdüre yükleme kolaycılığı ile kendi
iradesini yok saymaktadır. Böylece kendisine olumlu tavırla yaklaşmayan, nasihatten ötesini
sağlamayan müdürle iletişim kopmaktadır. Oysa ki müdür, öğretmenin sorununu çözmek için
çaba sarfetmeli, başaramazsa gereken yere yönlendirmelidir.

Tüm bu ifadelerin dışında önemli olan bir durum da ideoloji farklılıkları yüzünden ortaya
çıkan olumsuz müdür-öğretmen iletişimidir. Bu hala geri kafalı olan bazı öğretmen ve
müdürlerden kaynaklanmaktadır. Asıl olan farklı ideolojik yaklaşımların okula yansıtılması
değil, aksine hangi görüşten olursa olsun okulun başarısı için çalışmaktır. İletişimin temelinde
düşünce farklılıkları değil, düşünceyi anlama (empati) vardır. Kim olursa olsun onu dinlemek
ve olduğu gibi kabul etmek gerekir. Bu da bize iletişimde etkinlik ve olumluluk yaratmaya
fırsat tanır.

Müdür öğretmeni, öğretmen müdürü anladığı sürece olumlu bir müdür-öğretmen iletişimi
olur. Ve bunu sağlamak da her iki tarafın görevidir. Böylece okul ortamı da huzurlu olacaktır.
KAYNAKÇA

Açıkalın, A. İnsan Kaynağının Yönetimi Geliştirilmesi, Pegem Yayınları. Ankara: 1999


Açıkalın, Aytaç. Teknik ve Toplumsal Yönleri ile Okul Yöneticiliği. Pegem Yayınları.
Ankara: 1994.
Açıkgöz, K. "Liselerde Sınıf Atmosferi Üzerine Bir Araştırma", İnönü
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Sempozyumu - Bildiriler-,,Malatya, Haziran 1989
Açıkgöz, K. Eğitimde Etkili Yönetici Davranışları. Kanyılmaz Matbaası. İzmir: 1994.
Akal Z. “Toplam Kalite Yönetimi ve Performans Ölçme ve Değerlendirme Sistemleri”.
Verimlilik Dergisi, özel sayı yayını, (1995). Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi.
Akyıldız, Hayrettin. "Öğetmen Özelliklerinin Eğitim Sürecine Etkisi", Eğitim ve Bilim
Dergisi, Sayı: 74, Ankara 1990;
Argyris, Chris. Organizational Dynamies, Summer, 1974.
Alıç, M. İnsan İlişkileri Yaklaşımının Eğitim Yönetimine Etkisi. Eğitim Yönetimi Dergisi.
Ankara: 1996.
Balcı, Ali. Öğretmenin Gelişmesinde Okulun Rolü, Eğitimde Arayışlar I. Sempozyumu
Bildiriler, İstanbul: 13-14 Nisan 1991.
Balcı, Ali. “Okul Yöneticilerinin Liderlik Stilleri” Türkiye’ de Eğitim Yönetimi:
Prof.Dr.Ziya Bursalıoğlu’ na Armağan, İstanbul: Kültür Koleji Eğitim Vakfı Yayınları,
1998, ss. 31-38.
Balcı, A. “Etkili Okul ve Okul Geliştirme: Kuram, Uygulama ve Araştırma”.
Ankara: PegemA Yayıncılık, 2001.
Başar , H. (2001). Türk Eğitim Sisteminde Okul Örgütünün Yapısı, İşlevleri, İşleyişi,
Sorunları, Öneriler. Eğitimde Yansımalar:IV, Tekışık Yayıncılık Web Ofset Tesisleri
Ankara.
Başar, Hüseyin. Eğitim Denetçisi. Ankara: Pegem A Yayıncılık, 2000.
Başaran, İbrahim Ethem. Yönetimde İnsan İlişkileri. Ankara: Kadıoğlu Matbaası, 1992
Başaran, İbrahim, Ethem. Örgütsel Davranış. EBF Yayınları. Ankara: 1982.
Bayraktar, Emel. "Öğretmen Yetiştirmede Eğitim Ortamlarına İlişkin Öğretmen Adayı
Görüşleri", İzmir Birinci Eğitim Kongresi - .Bildiriler - İzmir: 25-27 Kasım 1991.
Bennis, Warren. Bir Lider Olabilmek. (Çev: Umut Teksöz), İstanbul: Sistem Yayınları,
1999.
Bolal, Salih. "Yüksek Öğretimde öğretim Elemanı, Öğrenci İletişimi", A.Ü.Sosyal
Bilimler Enstitüsü. (YayınlanmamışYüksek Lisans Tezi). Ankara: 1990.
Bursalıoğlu, Ziya. Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış, A.Ü. EBF Yayınları. Ankara:
1997.
Burwash, Peter. Liderliğin Anahtarı. (Çev: Hüseyin Aydın), İstanbul: Timaş Yayınları,
1998.
Cafoğlu, Z. Başarılı Okul Yönetiminde Liderlik. Eğitim Dergisi. Sayı: 7.1994
Celep, C. İlkokullarda Yönetici-Öğretmen İletişimi. Hacettepe Ü.E.F. Dergisi. Sayı: 8.
1992.
Çağdaş, Aysel. “Çocukla İletişim ve Beden Dilini Kullanma”. İnsan İlişkileri ve İletişim.
Ankara: Hegem Yayınları, 2006.
Çelik, V. Eğitimsel Liderlik. Pegem Yayınları. Ankara: 2000.
Davis, K. İşletmelerde İnsan Davranışı. (Çev: Kemal Tosun). Doğan Basımevi.
İstanbul:1992.
Doğan Canman . Çağdaş Personel Yönetimi. Ankara: Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü, (1995).
Dökmen, Üstün. İletişim Çatışmaları ve Empati. İstanbul: Sistem Yayıncılık, 2008.
Eren, E. Yönetim Psikolojisi. Beta Yayınları. İstanbul: 1996.
Eren, E. Yönetim Psikolojisi. İşletme İktisadı Enstitüsü Yayınları. İstanbul: 1984.
Erdem, Ferda ve İşbaşı, Janset Özen. “Takım Çalışmalarında Güven Ve Güvensizlik:
Performans İçin Koşulsuz Güven Mi? Optimum Güven Mi?” Sekizinci Ulusal Yönetim ve
Organizasyon Kongresi. Nevşehir: Erciyes Üniversitesi, 25-27 Mayıs 2000.
Ergin, A. Öğretim Teknolojisi ve İletişim. Pegem Yayınları. Ankara:1995
Güçlü, Nezahat ve Özden, Selma “Etkili Okullar Ve Öğretim Liderliği” Gazi Üniversitesi
Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 20 (1), 2000, ss. 67-78.
Izgar, Hüseyin. “Eğitim Liderliği” Eğitime Yeni Bakışlar 1. Konya: Eğitim
Akademi Yayınları, 2008.
Izgar, H. Okul yöneticilerinin Tükenmişlik Düzeyleri, Nedenleri ve Bazı Etken
Faktörlere Göre İncelenmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Konya: 2000.
İlgar, L. Eğitim Yönetimi, Okul Yönetimi, Sınıf Yönetimi. Beta Basım. İstanbul: 1996.
Joseph Prokopenko. Verimlilik Yönetimi. Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi
Yayınları:476. (1992), s.2-3.
Karslı, M. D. Yönetsel Etkililik. A.İ.B.Ü. Yayınları.No: 6. Bolu: 1998.
Kaya, Y, K. Eğitim Yönetimi. Set Ofset. Ankara:1993
Keenan, K. Yöneticinin Kılavuzu İletişim. (Çev: Veysel Atayman). Remzi Kitabevi.
İstanbul: 1997.
Lee Jenkins. Sınıflarda Öğrenmenin İyileştirilmesi, (Çev. Gönül Yenersoy) İstanbul:
Rota Yayınları, 1998, s.35.
Murat Ermert. “Kurumsal Kültür Olarak iletişim”. Executive Excellenge, Sayı: 3, 2000.
Mustafa Aydın. Eğitim Yönetimi, Ankara, Hatipoğlu Yayınları, 1988, s.10.
Sabuncuoğlu, Z. ve Tüz, M. Örgütsel Psikoloji. Alfa Yayınları. Bursa: 1998
Semra Ünal. “Toplam Kalite Yönetiminde Eğitim Örgütü Yöneticilerinin
Sorumlulukları”, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi. Sayı:22, 2000, s.261-268.
Sürücü, Abdullah. “Etkin Örgütsel İletişim”. Eğitime Yeni Bakışlar 1. Konya: Eğitim
Akademi Yayınları, 2008.

You might also like