Professional Documents
Culture Documents
SYASET FELSEFES-II
Yazarlar
Yrd.Do.Dr. Ahu TUNEL (nite 1, 4)
Arfl.Gr. Serpil TUN (nite 2)
Yrd.Do.Dr. Hseyin Frat fiENOL (nite 3, 5, 6)
Editr
Prof.Dr. Harun TEPE
ANADOLU NVERSTES
Siyaset Felsefesi-II
ISBN
978-975-06-1057-8
2. Bask
Bu kitap ANADOLU NVERSTES Web-Ofset Tesislerinde 7.000 adet baslmfltr.
ESKfiEHR, Ocak 2013
iii
indekiler
indekiler
nsz ............................................................................................................
vi
GRfi ..............................................................................................................
LBERALZM...................................................................................................
Liberalizmin Temel lkeleri ve Liberal Devletin Dayanaklar .....................
Bireycilik ..................................................................................................
zgrlk ..................................................................................................
Snrl Devlet Anlayfl..............................................................................
Aklclk ....................................................................................................
Hoflgr ...................................................................................................
Adalet .......................................................................................................
TOPLULUKULUK ........................................................................................
Toplulukuluun Temel Elefltirileri ve Dayanaklar....................................
Antropolojik Elefltiriler ............................................................................
Normatif Elefltiriler ..................................................................................
Adil ve yi Tartflmas ..............................................................................
zet................................................................................................................
Kendimizi Snayalm......................................................................................
Okuma Paras ..............................................................................................
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar ............................................................
Sra Sizde Yant Anahtar ..............................................................................
Yararlanlan ve Baflvurulabilecek Kaynaklar ...............................................
3
4
7
7
8
10
12
13
14
15
16
16
18
19
21
22
23
24
24
25
29
30
30
31
31
32
34
34
35
36
37
38
41
43
45
46
46
47
1. NTE
2. NTE
iv
indekiler
3. NTE
deolojiler.................................................................................. 48
GRfi: DEOLOJ NEDR? ............................................................................
BAfiLICA DEOLOJLER.................................................................................
Marksizm-Sosyalizm-Komnizm ...................................................................
Anarflizm ........................................................................................................
Faflizm ............................................................................................................
BR SYASET FELSEFES SORUNU OLARAK DEOLOJ ............................
zet................................................................................................................
Kendimizi Snayalm......................................................................................
Okuma Paras ..............................................................................................
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar ............................................................
Sra Sizde Yant Anahtar ..............................................................................
Yararlanlan ve Baflvurulabilecek Kaynaklar ...............................................
4. NTE
Birey-Toplum-Devlet liflkileri................................................ 66
GRfi ..............................................................................................................
MODERN DEVLET .......................................................................................
Leviathan ya da Mutlak Devlet ....................................................................
Anayasal ya da Modern Devlet ....................................................................
BREYE NCELK VEREN SYASAL KURAMLAR ........................................
Klasik Liberalizmde Devlet-Birey-Toplum liflkileri ...................................
Eflitliki Liberalizmde Devlet-Birey-Toplum liflkileri ..................................
Devletsiz Birey: Liberterlik............................................................................
TOPLUMA NCELK VEREN SYASAL KURAMLAR ...................................
Sosyalizm Ekseninde Devlet-Birey-Toplum liflkileri ..................................
Devletsiz Toplum: Komnizm-Anarflizm .....................................................
DEVLETE NCELK VEREN SYASAL KURAMLAR.....................................
Muhafazakrlk-Milliyetilik Ekseninde Devlet-Birey-Toplum liflkileri ....
Devlet-Toplum-Birey Denklii: Faflizm ......................................................
SONU...........................................................................................................
zet ...............................................................................................................
Kendimizi Snayalm .....................................................................................
Okuma Paras ........................................................................................... ..
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar ............................................................
Sra Sizde Yant Anahtar ..............................................................................
Yararlanlan ve Baflvurulabilecek Kaynaklar ...............................................
5. NTE
49
52
52
53
55
56
59
61
62
63
63
65
67
68
68
71
74
75
77
78
79
80
81
82
84
85
85
86
88
89
89
90
91
95
95
97
98
99
101
104
106
107
108
indekiler
111
112
112
114
116
117
117
119
121
122
123
123
125
6. NTE
vi
nsz
nsz
Siyaset, adafl toplumlar iin en yaflamsal kurumlardan birisidir. Onun kararlarndan toplumun tm kesimleri etkilenmekte, yaptklar ve yapmadklaryla siyaset, toplumun bugnn ve geleceini belirlemektedir. Bu nedenle birinin siyaset
sorunlarna ilgisiz kalmas gtr. Filozoflarn, dflnrlerin bu sorunlara ilgisiz
kalmalar ise ok daha gtr; nk felsefe sorunlar yaflamda filizlenen, yaflamdan devflirilen sorunlardr. Felsefe yaflamda karfllafllan sorunlarn zerine gider.
Yaflamda karfl karflya kalnan ve ancak felsefi bakflla zlebilecek sorunlardr
felsefe sorunlar. Nesnelefltirerek, kavramlafltrarak, idelefltirerek onlar zerine dflnr filozof. Sonuta da, bakt fleyin yapsn, neliini, dier fleylerle benzerlik
ve farkllklarn veren bilgiler, felsefi bilgiler ortaya koyar. Bu ortaya koyduu
felsefi bilgilerle de tek tek olaylara, yaflananlara, sorunlara flk tutar felsefe. Siyaset felsefesi de bu trden, gnmzn karflsna kard felsefi sorunlara ynelerek, onlara aklk kazandrmaya alflmaktadr.
Kitabn birinci nitesi Liberal ve Topluluku dflnce geleneklerini ve bunlara
ynelik elefltirileri konu edinmektedir. nce bireycilik, zgrlk, snrl devlet, aklclk, hoflgr ve adalet gibi liberalizmin temel ilkeleri ve liberal devletin dayanaklar zerinde durulduktan sonra, toplulukuluun adalet-iyi tartflmasyla, toplulukulua yneltilen antropolojik ve normatif elefltiri ele alnmaktadr bu nitede.
Kitabn ikinci nitesinde ele alnan konu ise sosyal ve ekonomik adalettir. Burada, adaletin ne olduu ve adalet trleri zerinde durulduktan sonra, sosyal ve
ekonomik adaletin ne olduu ile sosyal ve ekonomik adalet arasndaki balant
anlatlmaktadr. Bu iki kavram arasnda dorudan bir iliflki olduu, zira ikisinin de
toplumsal datmla ilgili olduu, ekonomik adaletin sadece iktisadi gelir ve retimlerin datm; ekonomik adalete dayandrlan sosyal adaletin ise btn toplumsal deerlerin datmyla ilgili olduu ifade edilmektedir.
Kitabn drdnc nitesinde modern devletin douflu anlatldktan sonra, bireye ve topluma ncelik veren siyasal kuramlar, liberalizm, sosyalizm ile devletsiz toplum modelleri olan anarflizm ve marksizm zerinde durulmaktadr. nitenin sonunda, devlet, birey ve toplum kavramlar arasnda sabit bir iliflki durumundan sz edilemeyecei; tm kavramlar gibi sz konusu kavramlarn da srekli deifliklik ve yenilenmelere ak olduu; devlet, birey, toplum gibi kavramlar, tarihselliklerini dfllayarak tanmlama iddiasnn, giderek siyaseti dfllamak anlamna da
gelecei iddia edilmektedir.
Beflinci nitede okkltrllk, okkltrclk ve rklk konu edilmektedir.
ncelikle okkltrllk ve okkltrclk tanmlanmakta, bunlar arasndaki
genellikle gzden karlan- farka dikkat ekilmektedir. okkltrllk, okkltrclk ve rkln, 20. yzylda ortaya kmfl siyasi sorunlar olduu, bunlarn
felsefe temelinde deerlendirilmesinin de ayn yzylda bafllad anlatlmaktadr.
okkltrllk, okkltrclk ve rkln, adafl siyaset felsefesinin sorunlar
olduu ve tm bu kavramlar zerindeki tartflmalarn gnmzde de srd ileri srlmektedir.
nsz
Kitabn son nitesi olan altnc nitede ise, gnmzn de popler konularndan olan, ulus devlet ve kreselleflme balants ele alnmaktadr. Ulus-devlet ve
kreselleflme kavramlar ile ulus-devletin ve kreselleflmenin tarihsel arka plan
anlatldktan sonra, gnmz koflullarnda ulus-devlet kreselleflme balants tartflmaya almaktadr. Habermas, gnmzde siyasi toplumunu meydana getiren
ulus-devletlerin, kendilerini aflarak, uluslar-st dzeyde (bireylerinin) meden
haklarn kullanma kapasitesini gelifltirmek iin giriflimlerde bulunmas gerektiini
sylemektedir. Habermasn koyduu bu koflullar, ulus-devletlerin kreselleflme
karflsnda alternatif olma zelliini koruyabilmesi iin yararl ve gerekli grlmektedir. Bylelikle ulus-devletlerin, kreselleflen dnya ierisinde varlklarn
kaybetmeyip yalnzca an gereklerine gre dnflmfl olacaklar ifade edilmektedir. nite, gncel tartflmalarn flnda, bir neriyle sona ermektedir: ulus-devleti ve kreselleflmeyi gnmzde felsef adan deerlendirmenin yolu, onlar insan haklar ve insann deeri asndan ele almaktan gemektedir, nerisiyle.
Kitaptaki tm yazlar yalnz bilgi aktarmaktan ok, sorunlar ve kavramlar tantmay, siyaset felsefesi sorunlar konusunda dflndrmeyi amalamaktadr. Bu
nedenle yazlarn, konuyu zetleyip bitiren deil, sorunlara girifl nitelii taflyan
metinler olarak, daha ileri okumalara zemin hazrlayan metinler olarak grlmesi
beklenmektedir.
Kitabn hazrlanmasnda byk bir zveriyle alflan kitabn yazarlar, Anadolu
niversitesi, Felsefe Blm retim Grevlisi Dr. Frat fienol, Maltepe niversitesi, Felsefe Blm retim yesi Yard. Do. Dr. Ahu Tunel ve Anadolu niversitesi, Felsefe Blm Arafltrma Grevlisi Serpil Tun, titiz alflmalaryla teflekkr, hatta ondan ok daha fazlasn hak etmektedirler.
Editr
Prof. Dr. Harun Tepe
vii
SYASET FELSEFES-II
Amalarmz
N
N
N
Anahtar Kavramlar
Birey-yurttafl
Topluluk
zgrlk
Hak ve devler
Ortak iyi
Erdemli yurttafllk
Kimlik
Farkllk ve eflitlik
Adalet
indekiler
Siyaset Felsefesi-II
Liberalizm ve
Toplulukuluk
GRfi
LBERALZM
TOPLULUKULUK
Liberalizm ve Toplulukuluk
GRfi
Gnmzn siyaset felsefesine karakterini veren tartflmalarn baflnda kuflkusuz liberal ve topluluku dflnce biimleri arasndaki tartflma gelmektedir. Bu tartflmann ne kflndaki en nemli etken, 20. yzyln son eyreine dein hkim
olan liberalizm-Marksizm ideolojik kamplaflmasnn, 1980lerin sonunda sosyalizmin uygulama alannda g kaybetmesiyle son bulmasdr. Liberalizm-Marksizm
tartflmasnn yaratt iki kutuplu dnya anlayflnn sona ermesi ve Marksizmin
bundan byle salt kuramsal alandaki tartflmalarn bir paras olarak deer bulmas, uygulamada, liberalizmin koflulsuz stnln ilan etmesine neden olmufltur.
Bu aflamada tm dnyann artk liberalizmin yrngesine girdiini ifade eden
Francis Fukuyamann tarihin sonu tezi (Fukuyama 1992), liberalizme ynelen
elefltirel hibir grfln artk olanakl olmadnn haberciliini stlenir.
Ancak liberalizm-Marksizm kutuplaflmas srasnda giderek deerini yitiren ve
yerini reel siyasetin planlanmas grevini stlenen uluslararas iliflkiler disiplinine
brakan siyaset felsefesinin, sosyalizmin gerilemesinin ardndan geri dnfl, Fukuyamann tezini yanlfllayan yeni elefltiri odaklarn da beraberinde getirir. Bylece siyaset felsefesinin yaratt elefltirel gelenek, liberalizme ynelik ikin ve aflkn yeni tartflmalarn yolunu aar.
Liberalizmin ikin elefltirisinin en sarsc olan, zellikle 1970 ylnda Bir Adalet
Kuram eseriyle John Rawlstan gelir. Rawls, ideolojik kamplaflmalarla geen yaklaflk yzyl boyunca bilinli olarak baz sorunlar grmezden gelme eiliminde
olan liberalizmi, zellikle adalet kavram konusundaki eksiklikleri nedeniyle elefltirir. Klasik liberalizmin temelini oluflturan faydac bakfl asnn eksikliklerini dile
getiren Rawls, liberalizmin yenilenmesine yol amakla kalmaz, ayn zamanda liberalizmin ihmal ettii temalar ortaya koyan alternatif dflncelerin olanaklln
gzler nne sererek siyaset felsefesinin geri dnfl yolunu aar.
Liberalizme ynelik aflkn elefltirileriyse byk lde, 20. yzyln baflnda,
sosyal bilimcilerin metodolojik aresizliiyle (stel 1999, s. 10) aklamak olanakldr. Bu aresizliin kaynanda, 19. yzyln sonlarndan bafllamak zere 20.
yzyln ortalarna dein hkm sren liberalizm-Marksizm eksenli siyasal aklama modellerinin, modernliin kimliklere ve etnisiteye karfl mesafeli tutumunu ortak bir bakfl as olarak benimsemifl olmalar yatar. Gerek Marksizmin gerekse liberalizmin (...) ahlak alanndaki kusurlar ve baflarszlklar (...) ayrt edici l-
Siyaset Felsefesi-II
de modern ve modernlefltirici dnya ethosunu cisimlefltirmesinden kaynaklanmaktadr (MacIntrye 2001, s. 10-11). Modernliin olanaklarnn, etnik olsun dinsel olsun her trden blnmeyi ortadan kaldracana dair derin inan besleyen
her iki kuram da, toplumsal ve tarihsel olana aflkn kategorilerden hareket ederek, Bat dflna ait olan yarglar, Batnn deerlendirme szgecinden geirerek
retirler (Tunel 2010, s. 5). Bu adan Batnn ulus-devlet srecinde mcadeleye girdii ve modernlik dfl olarak deerlendirdii din ya da etnisite gibi sadakat
odaklar, bu kuramlar asndan patalojik olgularn tesinde bir deere sahip deildir (stel 1999, s. 10-11).
Ancak 1980lerin sonlarna gelindiinde, siyasal yaklaflmlarn, dnyann iki
kutuplu olarak blnmfllnden hareketle oluflturan sosyal bilimcilerin n kabullerini yeniden gzden geirmeye zorlayan deiflimler yaflanr. zellikle Avrupann nemli bir kesiminde siyasal istikrar salayan sosyalist sistemin kmesiyle, etnik ya da dinsel kkenli atflmalar grnr hle gelir. Sz konusu geliflmeler
iki ynde deiflim yaratr. Bunlardan ilki, sosyal bilimlerde yntemsel bir yenilenme ihtiyacyla birlikte ortaya kar. Bir nceki paradigmaya hkim olan pozitivizmin bilim anlayflnda yeri bulunmayan tarih ve toplumsal ikinlie dair yarglar,
artk birer sav olarak tartflma alannda kendilerine yer bulurlar. Bunun iki anlam
vardr. ncelikle tarihten ve topluluktan bamsz yarglarn imknszl, modernliin tarihst kategorilerini bofl birer iddiaya dnfltrr. Her trden yargnn tarihsel ve toplumsal bakfl asndan retildii iddias ikinci olarak ise, tarih dfl bir
varsaymlar zinciri ne sren ideolojik bakfl alarnn yetersizliini ortaya koyar
(Tunel 2010, s. 6). Bu nedenle ideolojilerin toplumu aklama iddialarnn yerine, artk felsefenin zne-nesne iliflkisi balamndaki yntemsel aracln flart koflan anlama kategorisi, sosyal bilimlerin oda haline gelir. Bu adan uzun zamandr unutulmufl olan siyaset felsefesinin olanaklar, sosyal bilimlerin yntemsel
yenilenmesiyle yeniden belirir.
1980lerde yaflanan deiflimlerin ikinci nemli sonucu ise liberal gelenein
elefltirisinin, sosyalist gelenekten farkl kavramsal erevelere sahip olmakla birlikte, zellikle onun soyut bireycilik elefltirisine sahip kan toplulukuluk, okkltrllk ve feminizm gibi yeni yaklaflmlarca stlenilmesidir. Bylece liberal yaklaflmlarn metodolojik bireyciliine karfln, ortak iyi, kolektif bilin ve toplumsal sorumluluk gibi konularda birer yant (Audier 2006, s. 10) nitelii taflyan elefltirel kuramn yeni tartflma odaklar, bir yandan siyaset felsefesinin de yeni tartflma konularn belirler, dier yandansa Fukuyamann iddiasnn aksine, tarihin sonunun henz gelmediini ispat ederler (Tunel 2010, s. 6). Bu durumda adafl dnyann siyaset felsefesinin yeni dikhotomisi, liberalizm ve topluluku dflnce biimleri arasndaki tartflmada belirginleflir.
LBERALZM
Bir siyasal ideoloji olarak liberalizm, dier byk ideolojiler gibi 19. yzyln bir
rndr. Ancak liberalizme dayanak olan siyasal grfllerin ve bu grflleri ortaya koyan deiflimlerin izlerini, ok daha eski tarihlerde aramak gerekir. Liberal grfllerin kaynana iliflkin iki farkl aklama sz konusudur. Bu aklamalardan ilki cumhuriyetilere aittir. zellikle adafl dnyada cumhuriyetiliin izlerini sren ve yzyllardr karflt grfller olarak konumlandran liberalizm ile cumhuriyeti grflleri barfltrma abasnda olan bir ksm dflnre gre liberalizm, yoksul-
Siyaset Felsefesi-II
tokratik zenginliin zellikle 18. yzyldan itibaren byk bir ivme kazanan ticari
sermayenin geliflmesini engelliyor oluflu, dnemin tccar burjuvalarnn varolan
geleneksel dzeni elefltirerek, yeni bir siyasi dzenleme talep etmelerinin nedenini oluflturur (bkz. Habermas 2000). Talep edilen siyasal dzenleme, yerleflik iktidara karfl, parlamentolar ve muhalefet yoluyla burjuvalarn, iktidarda sz sahibi
olduklar ve keyfilik karflsnda her trden ynetim mekanizmasn yasa ile snrlandrdklar rasyonel bir kurumsallaflmay ngrr. Bylece burjuvazi siyasal hak
ve zgrlk talepleri altnda, ekonomik hak ve zgrlkleri de koruma altna alrken, sermayenin geliflimi nndeki engelleri de kaldrmfl olur. Nitekim liberal ideolojinin siyasi temellerini ortaya koyan John Lockeu burjuvazinin szcs haline getiren de mlkiyeti de tpk zgrlkler gibi doal bir hak olarak deerlendirerek (bkz. Locke 2004, s. 25-44), siyasal zgrlkler ve ekonomik zgrlkler arasndaki deer farkn ortadan kaldrmfl olmasdr.
zellikle liberalizmin zgrlk kavrayflnn mlkiyet hakkn iererek ekonomiyle kurduu yapsal balar, ileride liberalizmin, siyasal kazanlarn glgede brakarak, laissez-faire kapitalizminin kendisiyle zdeflleflen bir sosyoekonomik
dzenin savunulmas olarak tanmlanmasna neden olacaktr.
John Lockeun yaflam ve dflnce zgrlyle mlkiyet zgrln iererek
devletin bu alanlardaki mdahalesinin snrlandrlmas gerekliliini ortaya koyan
doal haklar retisi, liberalizmin siyasi ve ekonomik ilkelerinin dayand dflnsel alt yapy oluflturur. Lockeun doal haklar retisi, siyasal ynetimlerin kaynan ve gerekesini doru biimde anlamak zere, insanlarn bir zamanlar iinde yafladklar doa durumu zerine yaplan bir dflnmenin sonucudur.
Lockea gre doa durumu,
(...) insanlarn doa yasas snrlar dhilinde, izin istemeksizin ve baflka herhangi
birinin isteine bal olmakszn, eylemlerini dzenlemeye ve mlkiyetleriyle kiflilikleri zerinde uygun olduunu dflndkleri biimde tasarrufta bulunmaya yarayan yetkin bir zgrlk durumudur.
Keza bu durum bir eflitlik durumudur; btn g ve yetki hi kimsenin dierinden
fazlasna sahip olamayaca biimde karfllkldr. Doann ayn olan btn nimetlerinden ayrcalksz yararlanmak ve ayn yetenekleri kullanmak zere doan ayn tr
ve snftaki yaratklarn her birinin, tabi klma ve tabi olma iliflkisi olmakszn, dieriyle eflit durumda bulunmasndan daha ak bir fley olamaz; (...) (Locke 2004, s. 5).
Grld gibi Locke, doa durumunda insanlarn sahip olduu ve bu nedenle siyasal iktidarn mdahale yetkisinin olmad baz haklar saptar. Buna gre
Lockeun akl yasasyla ayn grd doa yasas (Locke 2004, s. 7) dhilinde insanlar eflit ve zgr yaflam hakkyla zerinde tasarrufta bulunabilecekleri mlkiyet hakkna sahiptir. Sz konusu haklar doann insanlara tanmfl olduu haklar
olduklarndan, devlet eliyle snrlandrlamazlar. Nitekim Lockeun bu saptamas,
siyasal liberalizme genel karakterini verir. En genifl anlamyla liberalizm, kiflisel
hak ve zgrlklerin korunmas amacyla devletin snrlandrlmasn ngren
ideolojidir.
Her siyasal kuram ve ideoloji gibi liberalizm de farkl zamanlarda farkl dflnrler tarafndan farkl biimlerde yorumlanmfl olmakla birlikte, genel olarak tm
liberal kuramlarda ortaklk salayan baz ilkelerden ve dayanaklardan sz etmek
olanakldr. Bu ilke ve dayanaklarn bafllcalar; bireycilik, zgrlk, snrl devlet,
aklclk, hoflgr ve adalettir.
Nominalizm (Adclk):
Kavramlarn gerek varlklar
olduunu kabul eden
kavram gerekiliine karflt
olarak, tmel kavramlarn
yalnzca nesnelerin adlar
olduunu ileri sren grfl
(Akarsu 1988, s. 18).
Siyaset Felsefesi-II
karlar peflinde koflan bencil birey anlayflna karfln, modern liberaller ise insan
doasna dair daha iyimser grfller benimserler. Devleti tm insanlarn kendi potansiyellerini aa karabilmesi iin gerekli altyapy oluflturmakla grevlendiren
modern liberaller, klasik liberal grflte ihmal edilen ekonomik ve toplumsal eflitsizliklere karfl yeniden mdahaleci devlet tipini desteklerler.
Ancak yine de ister klasik isterse modern olsun, liberallerin, bireyi, tm toplumsal balarndan ayr ve kendine yeterli atomlar olarak betimlemeleri, liberalizmi, cumhuriyeti, sosyalist ya da topluluku kuramlardan ayrt eden en temel niteliklerinden birini oluflturur. Toplumcu ideolojilerin hemen hepsi toplum ya da
toplulua, siyasi, sosyal ya da ahlaki adan bireylerst bir rol atfederken; liberal
kuram, ister siyasi isterse sosyal olsun her trden toplumsal yargy birey temelinde dile getiren metodolojik bireyciliin yolunu takip eder.
Metodolojik bireyciliin izlerini sren liberaller, tm toplumsal yarglar gibi ahlak yarglarn da bireyden yola karak retirler. Bu adan liberalizmin ahlak anlayfl ya Kant ya faydac ya da szleflmeci ierik taflyan bir ahlak anlayflnn izlerini srer. Topluluku dflnce geleneinin nde gelen isimlerinden Alasdair
MacIntyre, tm bu ahlak grfllerinin, ahlaki adan aralarndaki uyuflmazlklara
ramen ortak kabullerini flyle sralar:
lki; ahlak, akll bireylerin ideal koflullar altnda kabul ettii kurallardan oluflur. kincisi, zel hibir karn ifadesi olmayan bu ahlak kurallar tarafszdr ve
baskc bir flekilde rakiplere dayatlr. Buna karfln ncs; bu kurallar, en iyi insanca yaflama biiminin ne olduu konusunda yarflan inanlarn tmnden bamszdr. Drdncs, ahlakl ajanlar gibi ahlaka iliflkin birimler bireysel insanlardr ve ahlaki deerlendirmeler iinde bu bireylerden her biri bir kiflidir ve hi kimse birden fazla deerlendirilmez. Beflincisi, kurallar belirleyen ballktan yola karak ahlakl varl biimlendiren yarg, istisnasz tm ahlaki varlklarda benzerdir
ve neticede toplumsal tm zelliklerden kurtulmufl durumdadr. Ahlakn besledii
fley, tm somut toplumsal yaplarn onlardan bamsz bir flekilde yarglanabileceini savunan elefltirilerdir (MacIntyre 2006, s. 240).
MacIntyrea gre liberal ahlak anlayfl her fleyden nce bireyler ve onlarn ihtiya, istek ve arzularyla iliflkilidir. Bu adan liberal ahlak kurallar, bireylerin birbirlerinden farkl olan kiflisel ihtiya, istek ve arzularn yerine getirebilecekleri biimde yansz ve tarafsz olmaldr. Baflka bir deyiflle, liberal kuram dhilinde varolabilecek her trden ahlaki ve iyi yaflama dair grfller, bir st yarg mercii olarak herhangi bir toplumsal ahlaki yargya onaylatlma gerei duymakszn varlklarn srdrebilirler. Bu trden bir bakfl asyla devletin de farkl iyi yaflam grfllerine ve farkl ahlaki yarglara karfl tarafszln srdrmesi, liberalizmin devlete iliflkin varsayd bafllca ilke haline gelir. Dahas, zellikle devletin ahlak yarglar karflsndaki tarafszl, Will Kymlicka gibi pek ok adafl dflnrn okkltrlln ancak liberal bir devlette srdrlebilecei inancn pekifltirir (bkz.
Kymlicka 1998).
zgrlk
Bireye yapt vurgu, liberal kuramn zgrlk anlayflnn da belirleyicisidir. Liberal ideolojinin en stn siyasi deer kabul ettii bireyin zgrl, ayn zamanda liberalizmin 19. yzyldan bafllayarak rktc derecedeki baflarsn salar (Viroli
2002, s. 57). Nitekim faydac ahlak anlayfln siyasal bir kurama dnfltrerek liberalizmin temellerini atan John Stuart Mill, her bireyin kendi bedeni ve zihni zerinde egemen olduunu ifade ettii nl Hrriyet zerine adl eserinin hemen ikin-
ci cmlesinde (...) bu deneme, toplum tarafndan birey zerinde meflru bir biimde kullanlabilen iktidarn nitelii ve snrlarn konu edinmektedir diyerek toplum
ya da devletin zgrln deil, bireyin mdahale grmeden eylemde bulunabilecei alann snrlarn arafltrma amacnda olduunu aklar (Mill 2004, s. 29).
Bylece bireyin zgrlk alanna odaklanan alflmasyla Mill, liberal zgrln de tanmn verir. Bireyin zgrl, toplum ya da devletten mdahale grmeden eylemde bulunduu alandr. Mille gre bireylerin eylemlerine snrlama
getirilebilecek tek bir alan sz konusudur. Bu alan, hem Hobbes hem de Locke tarafndan da dile getirildii zere baflkasnn zgrlk alanna mdahale alandr.
Bu durumda liberal kuram asndan bir bireyin zgrl, baflka bir bireyin zgrlnn bafllad yerde son bulur.
Her ne kadar nl eseri Leviathanda mutlak devlete giden yollar gstermifl olsa da, Thomas Hobbes, liberal zgrln ilk ak tanmn yapar. Hobbesun, zgrlk zerine yapmfl olduu saptamalar, liberal kuramclara ilham kayna oluflturur. Hobbes, Leviathanda zgrln tanmn flyle yapar:
zgrlk nedir. ZGRLK veya HRRYET tam olarak, engelleme olmamas demektir; engelleme ile, hareketin nndeki dflsal engelleri kastediyorum; (...).
zgr olmak nedir. Kelimenin bu doru ve tam olarak kabul edilen anlamna
gre, ZGR bir insan, gc ve zeksyla yapmaya muktedir olduu fleylerde, istedii fleyi yapmas engellenmemifl olan birisidir (Hobbes 2004, s. 155).
zgrl, devletin zgrlnden ayrt ederek, birey odakl tanmlayan Hobbesun bu kavramsallafltrmas, daha sonra Benjamin Constant tarafndan modernlerin zgrl olarak adlandrlr. Constant bilinli olarak bireyin zgrln
devletin zgrlne baml klan anlayfla antiklerin zgrl adn verirken,
modern dnyada olanakl tek zgrln bireyin zgrl olduu iddiasn da
ortaya koymufl olur.
Bireyin mdahale grmeme talebi olarak zgrln liberal tanmyla,
yaflamn
SIRAtoplumsal
SZDE
bir gerei olan ve bireylere aka mdahale ieren yasalar arasnda nasl bir iliflki kurulabilir? Tartflnz.
D fi N E L M
20. yzylda ise, Hobbes ve Constantn izlerini takip eden Isaiah Berlin ki zS O haritasn
R U
grlk Kavram bafllkl makalesiyle adafl dnyann kavramsal
da belirler. Berlinin tarihst zmlemesine gre zgrln iki olanakl biimi bulunur: negatif zgrlk ve pozitif zgrlk. Berlin, tpk Constant
gibi, negatif
DKKAT
zgrlk ya da politik zgrlk olarak adlandrd liberal zgrlk anlayflnn,
modern dnyann flartlarnda olanakl tek zgrlk biimi olduunu ifade etmekSIRA SZDE
le kalmaz, ayn zamanda zgrln yalnzca olanakl iki biimi
olduundan sz
etmekle, adafl dnyada alternatif zgrlk arayfllarnn da nn kapatr. Bylece Berline gre modern dnya flartlarnda bireyler iin negatif
zgrl savunAMALARIMIZ
mak ya da liberal olmaktan baflka bir flans yoktur.
Berlin, pozitif ve negatif zgrlk arasndaki en ak ayrm, yant verdikleri sorularn farkllnda bulur. Pozitif zgrlk, setiim fleyleri Ksemeye
T A P beni ynelten mdahale ya da denetimin kaynann ne olduu sorusuna yant ararken; negatif zgrlk tanmn veren soru baflkalarnn mdahalesine uramakszn yapmakta serbest olduum fleylerin alann sorgular (Berlin 1997,
T E Ls.
E V393).
Z Y O NBu sorularn yantlar asndan bakldnda, pozitif zgrln bireyin kendi eylemlerinin
efendisi olma isteinden treyen bir tr benlik-hkimiyetini gsterirken (Berlin
1997, s. 397); negatif zgrln kiflisel istekleri gereklefltirme amacyla eylemde
N N
NTERNET
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
10
Siyaset Felsefesi-II
11
SZDE ideali, yaGnmzde halkn iradesini tek belirleyici klmak adna yceltilenSIRA
demokrasi
sama-yrtme-yarg ayrmn seilmifl siyasilerin etki alanna brakarak, sz konusu ayrm ne lde koruyabilmektedir? Tartflnz.
D fi N E L M
Anayasallk ilkesinin yan sra, demokrasi anlayfl da devlet iktidarnn snrlarS O R kavram
U
n izmede bir dier kontrol mekanizmasn oluflturur. Demokrasi
Antik
Yunandan bu yana gelen uzun tarihi ierisinde, elbette ki pek ok farkl ierik kazanmfl ve farkl uygulamalarla eflitlenmifltir. Bu uygulamalarnD ierisinde
kuflkuKKAT
suz en baflarllarndan biri liberal demokrasi anlayfldr. Liberal demokrasi kavrayfl, iktidarn halkn elinde bulundurulmas anlamndaki eskilerin demokratik ilkeSIRA SZDE
sini, bireysel zgrln deerine ve insan haklarna vurgu yapan
liberal sylemle birlefltirir (Tunel 2010, s. 32). Bu adan liberal demokrasiler iki karflt genin
melez hale gelmesinden doarlar. Bir yanyla iktidara katlmAMALARIMIZ
ngren demokrasi,
dier yanyla ise bireysel zgrle sayg anlayfllarn barndran liberal demokrasiler (Mouffe 2000, s. 14-15), kavram dzeyindeki karmaflasna ve uygulamadaki
yetersizliklerine ramen, siyasal iktidar iin mcadele eden Kfarkl
odaklar
T Akar
P
arasnda, seim ve rekabet ortam yaratarak bir eflit denge mekanizmas olufltururlar. Baflka bir deyiflle, liberal demokrasiler, iktidar yarflna katlan tm taraflarn
zerlerinde rekabeti bir denetleme mekanizmas oluflturur. T E L E V Z Y O N
Ancak rekabeti ve atflmac bir demokrasi anlayflnn sorunu, Aristotelesten
bu yana siyaset adna en byk tehlike olarak grlen ounluun tiranl tehdidini barndrmasdr. Farkl fikir ve atflan karlara sahip bireylerin bir araya
N T E Rdnfltrr.
NET
toplanmas, demokrasiyi, ounluun karlarnn uygulamasna
Bu
adan liberal demokrasilerin yn verici ilkesi, Antik Yunann erdemli yurttafllarn
katlmlaryla tanmlanan katlmc demokrasi anlayflndan uzaklafltrarak, niceliksel bir ounluk arayflna dnfltrr.
Dahas liberal demokrasilerde siyasal erdem bireyin deil, siyasal mekanizmann bir niteliidir. Bireyin karlaryla tanmlanmfl olmas, bireyin kar ve erdemli eylemin farkl seenekler arasnda bulunduu bir seim durumunda, bireyleri erdemli eyleme ynlendirecek i motivasyon, zellikle klasik liberalizmin faydac
ahlak anlayflnda eksiktir. Bu nedenle liberallere gre siyasal erdemin varl, genifl lde dflsal bir etken olan eitim yoluyla bireye afllanmaya alfllr. Nitekim
liberalizmin nde gelen savunucularndan J. S. Mill, eitimsiz kesimin byk lde dar snfsal karlara gre eylemde bulunduunu ileri srerek, toplumda ounluu oluflturanlarn demokratik seimler sonucunda alaca kararlarn isabetli olufluna kuflkuyla yaklaflr. Mille gre ancak eitimliler baflkalarnn iyilii iin kendi
bencil karlarnn tesine geebilirler (Mill 2004, s. 117-118). Daha nce de belirtildii gibi, klasik ve modern liberal grfller arasndaki geifli temsil eden Mill,
zellikle Locketa beliren ounluku demokrasilerin karflsna, bireylere eitim ve
sosyal dzeylere bal olarak farkl dzeylerde oy hakk tannan bir seim sistemi
nererek, liberal demokrasilerin niteliksiz eflitlik anlayflnn da en byk elefltirmeni olur. Millin elefltirileri, zellikle 20. yzyldan itibaren liberal kuram ierisinde gelifltirilecek farkllk sylemlerinin oulcu taleplerine de zemin oluflturur.
Liberal kuram erevesinde devleti snrlamann bir dier yolu da dflnce zgrl ve muhalefetin nnn almasyla balantl olarak belirir. Dflnce ve
ifade zgrlnn siyasal bir hak olarak savunusu, byk lde liberalizmin tarihsellii ierisinde akl yrten kamuoyunun domasnn en nemli aralarndan
biri olan basn zgrlyle i ie deerlendirilmelidir. Basn zgrl muhalif
N N
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
12
Siyaset Felsefesi-II
sesleri grnr klarken, (...) yozlaflmfl veya zorba hkmete karfl teminatlardan
biridir (Mill 2004, s. 50). Bu trden bir zgrlk, karlarn savunusunu salt grngler alanndan uzaklafltrarak ister istemez aklclk ilkesine gitmeyi gerektirir.
Aklclk
Liberalizmin, geleneksel dflnme biimlerinden ve hiyerarflilerden kurtulma ideali,
bireysel seim ve kararlara duyduu gven, aslen ardnda yatan Aydnlanma projesinin bir paras olmasyla iliflkilidir. Liberalizmin de grnr hale geldii 18. yzyl,
Aydnlanma a olarak da anlr. Aydnlanmann ana temas, Immanuel Kantn nl Aydnlanma Nedir? Sorusuna Yant makalesinin hemen baflnda yer alan mottonun dile getirdii gibi bilme yreklilii gstermekle iliflkilidir (Kant 1984, s. 213).
Bu adan Aydnlanma, insann batl inanlardan, nyarglardan ve cehaletten kurtularak, tm deerlendirmelerini akln flnda yapmas isteinin ifadesidir. Aydnlanmann dnyann ve toplumun aklanmasnda akln yol gstericiliine dair inanc, liberalizmin bireye ve bireyin zgrlne iliflkin bakfl asn da belirler.
Her fleyden nce liberal kuramclar, bireylerin rasyonel kararlar alabilecekleri
konusunda sarslmaz bir inanca sahiptir. Nitekim liberal kuramn sert ekirdeini
oluflturan zgrlk anlayfl, bireyin kendi karna dair rasyonel seim yapabilme
yeteneklerinin varolufluyla anlam kazanr. Liberal zgrlk anlayfl, bireyin kendisi iin en iyi olan tanmlama ve seme yeteneine vurgu yapar. Bu adan bireyler, nlerinde bulunan farkl seenekleri, duygusal ya da toplumsal ahlak anlayflnn ynlendirmelerinden ve nyarglardan bamsz bir flekilde kar ve zarar hesabyla deerlendirir. Seim zgrlnn varl, ancak bireylerin aklc seim yapma kapasitesine sahip olduklar varsaym kabul edildiinde gereklik kazanacaktr. Bu adan liberal kuram birey ve bireyin karflsnda bulunan seenekler arasnda bir mesafeyi kanlmaz olarak kabul etmek durumundadr. Birey btnyle
rasyonel iken, karflsnda bulunan seenekler farkl iyileri yanstr. Eer bireyin seimlerine ncel bir iyi anlayflna sahip olduu varsaylrsa, liberal kuramn bireyin
zgrlne dair inancnn da kecei aktr.
Liberal kuramclar, bireyin zgrlyle balantl olarak devletin de ancak rasyonel bir rgtlenme biimi kurduunda kabul edilebilir olduunu ne sreceklerdir. Devletin herhangi bir iyiye ncelik tanyor oluflu, bireyin zgrlne ister
istemez bir mdahale anlam douracandan, liberal kuram, devletin bireylerin
seimleri karflsnda yanszlk taflyan bir aklc mekanizma olarak kurgulanmas gerekliliini dile getirir. Nitekim tarihsel olarak aristokratik deerlerin ters-yz edildii liberal grfller, devleti her bireye yansz olacak biimde kurgularken devletin
kiflilerden tmyle bamsz aklc olarak rgtlenmesini ifade eden brokratik yapsn da infla etmifl olurlar.
Aydnlanmann en byk armaan olarak deerlendirilen rasyonalizmin, liberal kuramclarn kuramlarna sinen bir dier miras da ilerleme dflncesine duyulan inanta kendisini gsterir. Liberal bakfl asnn akla duyduu gven, bilimsel
bilgi artflyla her geen gn dnyann daha fazla aklanabilecei, bilinebilecei
dflnceleriyle perinlenir. Bylece insan akl giderek nyarglardan, batl inanlardan, buna bal gereksiz hiyerarflilerden kurtularak rasyonel biimde rgtlenebilen bir toplumsal modeli gerek hale getirebilir.
Tm bu ilerleme dflncesi, elefltirel akln srekliliinin rndr. zellikle
Kantn aydnlanma tanmna damgasn vuran elefltirel aklclk, kamusal alann
rasyonel rgtlenebilmesi iin gereken tartflmac kamunun n kofluludur. Bu tartflmalarn atflmaya dnflmemesi, ancak hoflgrnn liberal kuramn temel dayana olufluyla engellenir.
Hoflgr
Bireylere tercih ettikleri iyi yaflam biimi yaflama konusunda zgrlk tanyan liberal dflnce geleneinin sosyal adan ayrt edici nitelii ahlaki, kltrel ve siyasal farkllklar kabul etmesidir. Devletin herhangi bir iyiyi savunmakszn yanszlk
anlayfl ve kiflisel zerklie saygl bir toplum yaratma amac, bireylere farkllklarn ortaya koyma konusunda bir alan aarken, hoflgry ahlaki ve sosyal bir ilke haline getirir.
Hoflgr kavramna iliflkin liberal yorumlar, zellikle 17. yzylda dini zgrlkleri savunma amacyla, John Milton ve John Locke gibi yazarlarn eserinde biimlenmifltir. Ancak yine de Milton ve Lockeun hoflgr tanmnn, gelenein tmne damgasn vurduu dflnlmemelidir. Liberal gelenek ierisinden yaplacak
analitik bir okuma, iki tr hoflgr kavramn ve buna bal olarak birbirleriyle
badaflmaz iki tr liberal anlayfl karflmza kartr.
Liberalizm, bir yanyla evrensel bir yaflam arayfln ya da doruluk idealini ifade ederken, dier yanyla farkl yaflam biimleri arasndaki barfl koflullarnn aranmasdr (Tunel, 2010, s. 54). lk bakfl asndan liberal kuram, evrensel ilkeleri,
tm insanln barfl ve uyum iinde yaflayabilmesi iin yol gsterici olarak grr.
John Locke, Immanuel Kant, John Stuart Mill, adafl dnyada ise John Rawlsu dhil edebileceimiz bu bakfl asndan insanlk iin en iyi yaflam, akln nderliinde bulunacaktr. nsan haklar temeli zerinde ykselen liberal-demokratik bir kltr hedefindeki bu dflnrler, hoflgry de bireylere iliflkin davranfllar belirleyen temel bir deer olarak ele alrlar.
zel ve kamusal alanlar keskin izgilerle birbirinden ayran John Locke, kamunun bireyleri yasalara uymaya mecbur brakt devlet alan dflnda kalan zel
alandaki zgln teminatn hoflgr kavramnda bulur. Hoflgr stne Bir
Mektup adl yazsnda John Locke, (...) her insann ruh iyilii kendisine aittir ve
kendisine braklmaldr diyerek (Locke 2005, s. 43), kamunun zorunluluk alan
dflnda kalan zel ve toplumsal alanlarda, bireye yaplabilecek herhangi bir ahlaki mdahaleyi reddetmifl olur. Bu nedenle Locke iin hoflgr, negatif zgrln
de garantisidir; her bir bireye kendi ahlaki seimlerini bireysel kararlaryla verebilecei bir seim alan tanr.
Lockea benzer biimde John Stuart Mill de hoflgry bireysel zerkliin, dolaysyla da ahlaki adan kiflisel geliflimin bir koflulu olarak deerlendirir. Ancak
Jeremy Bentham ve James Millin tmyle bireye ynelen faydac grfllerini, toplumu da iine alacak biimde yeniden yorumlayan John Stuart Mill, hoflgr kavramn bireylerin olduu kadar toplumlarn da geliflmesinin dayana olarak grr.
Millin ilerlemeye duyduu inan, insanln giderek cehaletten kurtularak hakikati, rekabeti ve ekiflmeci bir serbest piyasada ortaya koyabileceine dair umutlarn besler. Baflka bir deyiflle, farkllklar ieren atflmac bir kamusal alan sosyal
ilerlemeyi de beraberinde getirir. Mille gre bireyin dflncesini ifade hakk, tm
insanln karflsndaki bir grfl savunuyor olsa bile kutsaldr:
Bir kifli haricinde tm insanlk bir grfl benimserse ve sadece bir kifli karflt
grfle sahipse; insanln bu kifliyi susturmasnn hakll, bu kiflinin iktidar sahibi olduunda tm insanl susturmasndan daha fazla deildir (Mill 2004, s. 51).
Dikkat edilirse hem Locke hem de Millde egemen olan hoflgr dflncesi,
eninde sonunda tm insanln ortak ve evrensel bir hakikat zemininde buluflabileceine dair bir inanc paylaflrlar. Benzer bir biimde Kant ve Rawls da insanlarn ortak bir yaflam biimi hakknda uzlaflabilecekleri ilkelerin tespitine ynelirler.
13
14
Siyaset Felsefesi-II
Adalet
Genel olarak bakldnda adalet, Platon ve Aristotelesten bu yana herkesin hak
ettiini almas fleklindeki zel bir ahlaki yarg tipini gsterir. Herkese gereken
ne ise onun verilmesi, adaletin bafllca amacdr (Heywood 2007, s. 42). Liberal
adalet kuram bu ahlaki yargy, eflitli balamlardaki eflitlik anlayflna dayal olarak ifade eder.
Liberal kuramn ilk anlamdaki eflitlik kavrayfl, bireyci savunularndan kaynaklanr. Bireylerin doal haklara sahip olduu inancndaki liberal kuramclar asndan her bireyin eflit ve zgr domas, tm bireylerin eflit ahlaki deerde olduu sonucunu dourur. Bu sonu, her insann sadece insan olma sfatyla benzer bir
saygy hak ettii yolundaki inanc ortaya koyarak insan haklarnn da temelini
oluflturur.
Liberal kuramn ikinci anlamdaki eflitlik anlayfl, biimsel eflitlik olarak da adlandrlabilir. Buna gre temel haklar asndan tm bireyler eflittir ve ayn biimsel statden faydalanabilirler. Baflka bir deyiflle haklar, herhangi bir gruba ya da snfa ayrcalk tannmakszn tm bireyler arasnda eflit olarak datlmaldr. Liberal
bakfl asndan sosyal statler ya da cinsiyet, rk, renk gibi doufltan gelen tesadfi
farklar, bireylerin ayn haklardan faydalanmalarnn nnde engel oluflturamaz.
Biimsel eflitlik anlayflnn uygulamada kendisini gsterdii iki alan sz konusudur: siyasi eflitlikler ve yasal eflitlikler. Liberal kurama gre her birey hukuk
nnde eflittir ve yasal ereveyle ilgili olmayan etkenler, yasal karar alma sreci
zerinde hibir etkiye sahip olamazlar. Siyasi eflitliklerse, seme ve seilme haklarnn her bireye ayn lde eflit olmasyla iliflkilidir. Tek kifli, tek oy formlasyonu, liberal demokrasilerin bel kemiini oluflturur.
Liberal kuramn eflitlik anlayfl nc olarak kendisini frsat eflitlii kavrayflnda gsterir. Frsat eflitlii bireylerin yetenek ve becerileri lsnde toplumda
istedikleri statlere ulaflabilmeleri anlamna gelir. Baflka bir deyiflle, hibir stat,
belirli bir niteliinden dolay bir bireyin ya da bir grubun eriflimine yasaklanamaz.
Bireyler doufltan yetenekli olduklar konularda kendilerini gelifltirme hakkna sahiptirler. Ksaca bir liberal iin eflitlik, bireylerin sahip olduklar eflit olmayan beceri ve yeteneklerini gelifltirmek iin eflit frsata sahip olmalar demektir (Heywood 2007, s. 43).
Bireylerin beceri ve yetenekleri konusunda eflit olmamalar, toplumsal dzende de eflit olmayacaklar anlamna gelir. Tesadfi olarak bir yetenee ya da beceriye sahip olan bireyler, toplumsal statleri elde etme anlamnda nlerindeki frsatlar deerlendirebilirken, dier baz bireyler, yine tesadfi olarak, kendilerine ak
olsa bile baz frsatlar deerlendiremeyeceklerdir. Bu adan liberal eflitlik anlayflnn btnyle flansa bal bir datmn rn olduu sylenebilir. Nitekim bu
zelliinden dolay, ileride yeniden ele alnaca gibi, frsat eflitlii kavram pek
ok dflnr tarafndan elefltirilir. Frsat eflitliine yneltilen tm elefltirilere ramen liberal kuramclar, bu trden bir eflitlik anlayflnn bireyleri daha fazla alflmaya yneltecei ileri srerek savunurlar. Dahas liberaller bu konuda sosyal eflitlii, eflit olmayanlara eflitmifl gibi davrand gerekesiyle adil bulmayarak herkesin karakteri ve alflma isteklilii lsnde baflarya ulaflmasnn daha adil bir dzen yaratacan savunurlar.
Her ne kadar frsat eflitliinin kabul konusunda, liberal dflnrler byk lde bir uyuflma gsterseler de, bu trden adalet ilkelerinin uygulamaya nasl geirilecei konusu baz dflnce ayrlklarn beraberinde getirir. Klasik liberallerin
hem iktisadi hem de ahlaki olarak kat bir liyakat ynetimi benimsemelerine karfln, John Rawls gibi eflitliki liberaller, toplumsal alandaki eflitsizliklerin ancak ve
ancak ekonomik adan dezavantajl gruplar lehine iflledii srece kabul edilebilir
olduunu ileri srer.
Grld zere sosyal adalet, liberal kuram ierisinde byk lde bir sorun
olarak varln srdrrken, kuramclar arasnda da grfl ayrlklarna yol aar.
Sosyal adalet eksiklii liberal kuramclarn byk lde elefltirilmesinin de temel
argmanlarn verir.
TOPLULUKULUK
Liberalizmin bireycilik ve zgrlk kavrayfllar karflsnda toplum ve eflitliin savunusunu yapan sosyalizmin, SSCBnin dalmasnn ardndan giderek kuramsal tartflmalar ierisindeki arln yitirmesi, elefltirel perspektifin ierisinde de bir yeni-
15
16
Siyaset Felsefesi-II
lenmeye yol amfltr. zellikle 1980lerden sonra sosyalizmin soyut bireycilik zerine elefltirilerini devralan toplulukuluk, liberalizmle yeni bir dikhotomi oluflturarak siyaset felsefesi tartflmalarna dhil olur.
Topluluku dflnrlerin liberalizme ynelik elefltirileri, bafllk altnda toplanabilir: antropolojik elefltiri, normatif elefltiri ve adalet-iyi tartflmas.
17
dn grememifltir (Berten, vd. 2006, s. 190). Bireysel kimlik, saf bir bilin tarafndan seilmifl eylemlerin toplam olamaz. Baz etik amalar deerli klan, yine zeminde toplumsal bir varlk olarak karar veren bireyi gerektirir. Baflka bir deyiflle,
Rawlsun saf bilinle alndna inand adalet ilkelerini deerli klan, yine bu ilkelerin deerli olduu konusunda yol gsterici baflka baz ilke ve deerleri gerektirir.
Sandele gre Rawlsun ikinci hatas ise antropolojik boyutta birey kimliine
iliflkin yapt saptamadr. Topluluku kuramclara gre birey sosyal kurumlardan
ve deerlerden nce gelmez; aksine bireyleri yaratan iinde bulunduklar sosyal
kurumlar ve deerlerdir (Barry 2003, s. 28). Bu adan Ben kimim? sorusunun yant, evrensel bir birey imgesiyle deil, bireyin kendi zel tarihiyle ilgilidir (Tunel
2010, s. 66-67). Bireyin kimlii, iinde toplumsallaflt ve deerlerini rendii
toplum tarafndan yaratlan bir kimliktir. Liberalizmin bireyinin hibir yerde olmayflna karfln, toplulukularn tanmndaki birey, bir toplumda varolan bireydir ve
bu birey kendisinden nce topluma karakterini veren deerlerin taflycs olan gerek bir bireydir. Charles Taylorn deyifliyle, bireyin kimlii flimdiden-oradadr
(Taylor 1989). Bir kiflinin kimlii sahip olduu deerler ve amalarla belirir. Bu deerler ve amalar, bireyin kendisinden nce de toplumda zaten bulunurlar. Birey
yapt seimlerle, sadece toplumda varolan bu deer ve amalar onaylamfl olur.
Bu durumda, Rawlsun aksine, bireyin toplumdan nce deer ve amalar olamaz.
Bir topluluu topluluk yapan da bireylerin tmnn onaylad ortak deer ve
amalara sahip olmasdr. Dahas bireyler gerek hayatlarnda, topluluun sahip
olduu deerler ve amalar dnyasnda yaflamlarn srdrrler. Topluluku gelenein bir dier nemli ismi Michael Walzer, liberalleri gerek hayat yanlfl anlamakla elefltirirken; ortak deer ve amalarn olmad, bireylerin atomlar halinde
yaflad bir toplumun bsbtn birbirlerine yabanc insanlardan olufltuunu ileri
srer (Walzer 2006, s. 257). Bu adan liberallerin tasarlad toplum, yabanclarn
yan yana duruflundan te bir anlam iermez.
Toplulukulara gre liberallerin birey tasarm, ontolojik adan blnmfl bir
yapy gsterir. Liberal birey tasarmnda, birey akl varl olarak deer bulurken,
kimlik ya da benlik btnyle yok saylr. Toplulukular liberallerin bu paral
benlik algsn bireyin tarihsel ve toplumsal ikinliini tanyarak giderme yolunu
seerler. Bu adan birey, yalnzca ahlaki ve tinsel sorunlar karflsndaki tutumuyla
deil, ayn zamanda iinde bulunduu cemaatin referansyla tannabilir (Taylor
1989, s. 56).
Toplulukularn bireylerin kimliklerini topluluklar balamnda ele alfllar, zellikle liberal demokrasilerin egemen olduu adafl dnyada, tannma sorununu
gn flna kartr. Liberal devletin yanszlk ideali, yurttafllar arasnda ayrt edici
olmamak adna, tm bireyleri ait olduklar topluluk ve kltr referanslarndan bamsz bir biimde ele alrken, aslnda bireylerin kimliklerini de tanmamfl olur.
Kimlik, (...) bir insann kim olduunu, bir insan tanmlayan temel niteliklerin neler olduunu anlamas gibi fleyleri gsterir (Taylor 1996, s. 42). Toplulukularn
kimliklere iliflkin tannma talepleri, liberalizmin yansz devlet anlayfln elefltiriye
aarken, ayn zamanda ulus-devletin temelinde bulunan tek ulus-tek millet denkleminin de zlmesine neden olur. Farkl kltrel kimliklerin farkl deerler ve
amalara sahip olabilecei inancna sahip toplulukular, bireylere gerekten yansz kalan bir devletin kltr ve topluluklar tanmas gerektiini ileri srerler.
SZDE
Gnmzde klasik ounluku demokrasilerin yerini alan kltrel SIRA
haklar
syleminin yol
at tannma siyasetinin, demokrasiyle olan ba nedir? Tartflnz.
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
18
Siyaset Felsefesi-II
Normatif Elefltiriler
Toplulukularn, bireylerin toplumsal deerlerin taflycs olduuna dair argmanlarnn bir dier sonucu, evrensel etiin olanakszlna iliflkindir. Liberaller
dorunun iyiye stn olduu iddiasn taflrlar. Buna gre evrensel dorular, toplumun iyilerine stnlk taflr. Ancak bu iddia, toplulukular tarafndan byk lde elefltirilir. Toplulukulara gre kiflilik, topluluun iindeki deerlerin paylaflm yoluyla gelifltiinden, bu deerler ister istemez her trden doruluk iddiasnn da belirleyicisidir. Baflka bir deyiflle hukuk da dhil olmak zere toplumdaki
tm ahlaki ve siyasi kurumlar, evrensel etiin deil, topluluun deerlerinin bir
yansmasdr.
Toplulukuluun en tutucu isimlerinden biri olan Alasdair MacIntyre, evrensel
ahlak temelinde dflnlen bireyci liberal anlayfln, bireyleri dorulama olanaklarndan da yoksun braktn ileri srer (MacIntyre 2001: 2. ve 17. blm). Liberal
bireyci anlayfl, bireyleri kendisinden nce gelen toplumsal normlardan bamsz
olarak kurgularken, bireylerin her trden eylemlerini de kendi kendilerine belirledikleri iddiasndadr. Ancak bylesi bir durumda liberaller, kendisinden baflka bir
fley dflnmeyen ve eylemlerini yarglayacak bir otorite de bulunmayan bencil bireyler toplumuna davetiye kartmfl olurlar.
Ahlak-siyaset arasndaki iliflkiye bakfl as, liberal gelenein savunucular olarak dflnlenler arasnda grfl ayrlklarna yol aar. Hobbes ve ardllar, denge
ve denetleme mekanizmas olarak grdkleri siyaset alanndan ahlak dfllarlar.
Onlara gre devlet, karlarn oluflturduu denge durumunun ifadesidir. te yandan Kant ve onun izleri adafl dnyada sren John Rawls izgisindeki liberaller
ise, siyaseti ahlaki niteliiyle ele alrlar. Bu izgide siyaset, seilen iyileri takip etme ve dierlerinin setikleri iyileri takip etme hakkna sayg duyma anlamnda ahlaki bir ierik taflr. Kendi seimlerim ve iyilerim kadar baflkalarnn da seimlerine
ve iyilerine sayg duyma, bireyleri bencil tutumlarndan kurtaran bir adalet anlayflna yol aar. Ancak yine de adaletin belirli bir ierie sahip olduu ne srlemez.
Topluluku yaklaflm ise Aristotelesin toplumsal yaflamn nem ve deerine
iliflkin grfllerini takip eder. nsann toplumsal/siyasal bir varlk olduu iddiasndan yola kan toplulukular iin topluluun anlam, yalnzca eflit ve zgr insanlarn bir arada bulunuflu deil, ayn zamanda paylafllan pratik ve anlayfllardr (stel 1999, s. 66-67). Bu nedenle bireylerin eylemleri toplumsal ve ahlaki uygulamalar ierisinde bir anlam taflr. Baflka bir deyiflle, toplulukulara gre siyaset, gelenek yoluyla aktarlmfl olan erdemleri uygulamaya ynelik bir etkinliktir. Bu etkinlik ierisinde bireylerin topluluklarna ait deerleri koruyabilmesi, siyasal katlm
gerektirir.
Liberal demokrasiler siyaseti denge ve denetleme mekanizmasna indirgerken,
ahlak ve erdem gibi eyleme ynelik deerlerin taflycs olarak da bireylerin karlarn dengeleyen kurumsallaflmalar grrler. Bencil olan bireylerin karlar arasndaki uyumu salayacak olan, devlet mekanizmasnn oluflturduu kurumlardr.
Bu durumda bireyleri erdemli eyleme ynelten kurumlarn doru dzenlenmesidir. Oysa toplulukular asndan ahlaki eylem ve erdemli birey, kamusal alanda
deerlerinin temsilini gereklefltiren, yani katlmda bulunan bireylerdir. Katlm,
bir toplumda bulunan farkl topluluklarn ahlaki deerlerinin ve bu deerler arasndaki uyumun korunmasn ifade eder. Baflka bir deyiflle toplulukular iin katlm, farkl iyilerin kamusal alanda temsilidir.
19
stisnalar olmakla birlikte, kabaca yaplan bir ayrmla, toplulukular iyi, liberaller
ise adalet kavramn kuramlarnn merkezine alrlar. Bu ayrma koflut olarak (...)
liberal tutumlar ahlaksal iken, cemaatiler erekbilimseldir (teleolojik) ya da liberaller usuli bir bakfl asna sahipken cemaatiler daha tzsel bakfl asna sahiptir
(A. Berten, vd. 2006, s. 29).
Toplulukularn iyinin nceliine dair grfllerinin temelinde Aristotelesin dflnceleri bulunur. Aristoteles Politika adl eserinin hemen ilk cmlesinde her devletin iyi bir amala kurulduunu ifade eder (Aristoteles 2004, s. 7). yi, insanlarn
elde etmek istedii ve bu isteklerine ulaflmak iin de eylemlerine yol gsterici olarak ald ilkedir. Bu nedenle tm topluluklar ve bu topluluklar kapsayan devlet,
iyiyi ama edinir. O hlde devletin iyisiyle topluluklarn iyisi i ie gemedike ulafllmas istenen hedeflerin gereklefltirilemeyecei de aktr. Bu nedenle devlet asla yansz olamaz. Aksine her devlet, kendisini oluflturan topluluklarn iyisini taflr.
Toplulukularn, topluluun tm yelerinin paylaflt iyilerin bulunduuna dair inancna karfllk, liberaller herkesin kendisini gereklefltirebilecei ve kendilerine zgl iyilere ulaflabilecekleri bir koflulun neliini sorgular. Bylesi bir amacn
altnda, yukarda da sz edildii gibi, liberallerin bireyci tutumlar yatar. Liberaller tek gereklik olarak bireyi kabul ederlerken, onu her trden toplumsal deerden de ayr kurgularlar. Bu adan her bireyin kendi iyisini gereklefltirmesi, ancak
adil bir koflul altnda olanakldr. Adil koflulun tek garantisi ise, devletin yansz olmasdr. Liberal inan ancak yansz ve bireylere eflit mesafede duran bir devletin,
tm bireyleri kendi karlarn gereklefltirmeleri balamnda zgr klacan ileri
srer.
Liberallerin adalete merkezi nem atfeden bu bakfl alar, toplulukular tarafndan gevflek balarla birbirlerine balanmfl bir topluma neden olduu gerekesiyle elefltirilir. Bireylere ortak iyi balamnda hibir ierik sunmayan adalet ilkesi,
topluluun srekliliini salamada yetersiz bir gereke sunar. Dahas (...) adalet
merkezi kavram olarak deerlendirildiinde, topluluun kendinde deeri arasal
bir birliktelie indirgenmifl olur. Oysa topluluk, bireyin bireyselliinin varolufluna
arasal olmayan bir yoldan katlr (Tunel 2010, s. 69). Nitekim bireylerin topluluu koruma ve srdrme amalar, aslnda kendi varolufllarn koruma ve srdrme
amacnda olmalarndan kaynaklanr. Bu gereke, bireylerin ortak iyiye katlmlarnn motivasyonunu da salar.
Bu noktada katlm asndan topluluku gelenek ierisinde iki farkl bakfl as saptanabilir. Bunlardan ilki topluluun geleneksel deerlerinin kabul ve benimsenmesi anlamndaki bir katlm gsterir. zellikle A. MacIntyren temsil ettii bylesi bir katlm, bireyin ahlaki aidiyetlerinin doal bir sonucu olarak grlebilir. Bu anlamda katlm, topluluun ortak deerlerinin ve iyilerinin srdrlmesini salar. Ancak katlmn salt ortak iyilere ynelen bylesi bir anlam, adafl dnyann oulculuk idealleriyle uyumlu olmad gibi, zc bir ontolojinin de nn
amas bakmndan mikro-milliyetiliklere neden olur. Baflka bir deyiflle bireyin
toplulukla zdeflleflmesi, aflr bir yorumla, ayrmc, atflmac ve totaliter perspektifleri de beraberinde getirebilir.
Toplulukular asndan katlmn ikinci anlamysa, klasik cumhuriyeti argmanlarn izlerini taflr. Toplulukuluun zellikle Charles Taylor tarafndan temsil
edilen bu biiminde katlm, siyasal adan deerlidir. Bu trden bir anlayflta katlm, etnik ya da kltrel deil, siyasal topluluun ortak iyilerini srdrmede aktif
Adil ve yi Tartflmas
20
Siyaset Felsefesi-II
21
zet
N
A M A
N
A M A
Liberal ve topluluku dflnce gelenekleri hakknda genel bir bakfl asna sahip olmak.
Liberalizm ve toplulukuluk, adafl siyaset felsefesini tartflma konularnn baflnda yer alr. Liberalizmin grece olarak uzun tarihsellii ierisinde,
farkl dflnrlerce farkl arlklarla ne kartlan
temel dayanaklar ve ilkeleri bireycilik, negatif zgrlk, snrl ve yansz devlet, aklclk, hoflgr,
adalet ve frsat eflitlii olarak zetlenebilir. zellikle Souk Savafl dneminde ideolojik gerekelerle tartfllmasndan zenle kalan liberalizm,
sosyalizm tehdidinin son bulmasyla bir yenilenme dnemine girmifltir. Bu yenilenmenin gereklefltirilmesinde kuflkusuz en nemli isim John
Rawlstur. Rawls bir liberal olmasna ramen, liberalizmi adalet anlayflndaki eksiklikler nedeniyle
elefltirerek, hakkaniyet olarak adalet kuramn
ortaya koyar. Rawlsun at bu yolda, pek ok
elefltirel bakfl onu takip eder. Bu elefltirilerin ierisinde en etkili olan, toplulukularn grflleridir. Toplulukular liberalizmin temel argmanlarna saldrrken liberal dflnrlerin ihmal ettii tarihsellik ve toplumsallk kavramlarn siyasetin birer deiflkeni haline getirirler. Toplulukular elefltirilerini antropolojik, normatif ve sosyolojik boyutlarda ortaya koyarlarken, demokrasi anlayflnn da tartfllmasna neden olurlar.
Liberal ve topluluku dflnce biimleri karflsnda elefltirel bir tutum taknmak.
Toplulukuluun ya da liberalizmin tamamlanmfl
birer dflnce biimi olduu inanc, bizleri hataya
srkler. Her iki dflnme biimi de hlihazrda
deiflim gstermekte ve gncel siyasal sorunlarn
zm iin birer aday olduklarn ispat iin yarflmaktadrlar. Liberalizmin topluluk, toplulukularnsa birey asndan tatmin edici sonulara ulaflncaya kadar da bu tartflmann srecei aktr.
Bu noktada her iki grfle de mesafeli ve elefltirel
bir tutum taknarak bakmak bir gerekliliktir.
Liberalizm her fleyden nce bireylerin varoluflsal
bir deneyimi olarak kltrel deerlerini takdir etmekten uzak grnmektedir. Bireylerin, toplumsal ve kltrel deerleriyle tannmayfl, kendilerini ifadeleriyle ilgili ciddi sorunlara yol amaktadr. Dahas liberal devletin yansz olduuna iliflkin yaratt mit, toplumsal tannma taleplerinin dile dahi getirilmesini glefltirmekte ve ounluk tarafndan yok saylan bir aznlk algs
yaratmaktadr. Bylesi bir durumun, uzun vadede atflmalara yol amas kanlmaz olduu gi-
N
A M A
22
Siyaset Felsefesi-II
Kendimizi Snayalm
1. Afladakilerden hangisi liberal demokrasilerin ayrt
edici sonularndan biri deildir?
a. Siyasal iktidar adna seim ve rekabet ortamn
desteklemesi
b. Snrl iktidar yapsn savunmasi
c. ktidar seimle belirlemesi
d. ounluun iradesini egemen klmas
e. Farkl toplumsal karlar arasnda denge-denetleme mekanizmasn kurmas
2. Afladaki argmanlardan hangisi liberal kuramn
eflitlik anlayflna karfldr?
a. Tm bireyler eflit doar.
b. Tm bireyler eflit saygy hak eder.
c. Frsat eflitlii tm bireylere tannan temel bir
haktr.
d. Tm bireyler, siyasete katlm konusunda eflit
flanslara sahiptir.
e. Bireylerin eflitlii mlkiyetlerinin eflitliine
baldr.
3. Afladakilerden hangisi anayasal ynetimin sonularndan biri deildir?
a. zgrlklerin korunmas
b. Devletin snrlanmas
c. Yasalarn meflruluunun salanmas
d. Hukukun stnlnn salanmas
e. Yneten ve ynetilenlerin eylem snrlarnn belirlenmesi
4. Liberal demokrasiler ile ilgili afladaki ifadelerden
hangisi dorudur?
a. okkltrlle olanak tanr.
b. Kolektif bilin afllar.
c. Farkl ortak iyileri korur.
d. Toplumsal sorumluluk ve dev duygusu kazandrr.
e. Erdemli birey anlayflna dayanr.
5. Thomas Hobbesa gre bir birey, afladaki durumlardan hangisinde tam zgrdr denilebilir?
a. Doa durumunda
b. Yasalara uygun yafladnda
c. inde yaflad topluluun grfllerini dile getirdiinde
d. Tek baflna kaldnda
e. Kendi kendinin iradesinin hkimi olduunda
23
Okuma Paras
zellikle adalet kuramnda olmak zere, toplumsal kuramlarda cemaatiler ve liberaller arasndaki ayrlktan sk sk sz edilir. Grlen o ki, tartflma Rawls, Dworkin, Nagel, Scanlondan oluflan ekip ile (L ekibi), Sandel, MacIntyre, Walzerden oluflan ekip (C ekibi) arasnda ortaya kmaktadr. Bunlar arasnda baz ciddi
farkllaflmalar olmasna ramen bana gre, mevcut tartflmada baz yanlfl anlaflmalar ve karmaflklklar da mevcuttur. Bunun sebebi de birbirinden son derece farkl
iki sorunun ayn anda incelenmesinden ileri gelmektedir. Bunlar srasyla ontolojik sorunla, pozisyon alma
(advocacy, prise de position) sorunudur.
Ontolojik sorunlar, toplumsal yaflam anlayabilmek iin
yararlandmz faktrlerle ilgilidir. Biimsel olarak ise,
bir aklamada baflvurulan nihai baz terimleri ifade
ederler. Bu noktada, yzyldr devam eden tartflma,
atomistik ve holistleri (onlar bu flekilde adlandryorum) birbirinden ayrmaktadr. Birinciler, genellikle,
metodolojik bireyciler olara sunulurlar. Bunlara gre
A) Aklama dzleminde, hareket, yap ve flartlar, bireylerin mlkiyetlerine gre kavranabilirler ve bu flekilde
kavranmak zorundadrlar; ve B) Tartflma dzleminde
toplumsal servet ancak bireysel servete ulanmasyla
kavranabilir ve bu flekilde kavranmak zorundadr. (...)
Pozisyon alma (advocacy) sorunu, edinilen tavr veya
ahlakla ilgilidir. Burada sz konusu olan, bireysel hak
ve zgrlklere ncelik tanyan pozisyondan, cemaat
yaflamna ve kolektif servete ncelik tanyan bir pozisyona kadar uzayan bir pozisyonlar silsilesidir. Bu lekte, bu farkl pozisyonlar daha bireyci veya daha kolektivist olarak tanmlayabiliriz. Bir aflr uta Nozick,
Friedman gibi libertaryenleri, dier uta ise Enver Hocann Arnavutlukunu veya kltr devriminin kzl muhafzlarn bulabiliriz. Bunlarn ikisi de en u noktalar
oluflturmaktadr. Elbette daha saduyulu insanlar kat
bir ideolojinin zorlamas altnda bulunmadka daha ortalama bir yol tutturacaklardr; ancak, bu arada, devletin, bireylerin iyi yaflam konusunda kabul ettikleri farkl kavramlar karflsnda tarafsz kalmas gerektiini ileri
sren Dworkin liberalleriyle, demokratik bir toplumun
iyi yaflam konusunda herkesin kabul ettii bir tanma
gereksinimi olduunu savunan (ki benim de burada ksaca savunmak istediim) liberaller arasnda nemli
farkllklar mevcuttur.
Bu iki eflit liberalizm arasndaki akrabalk ba ise olduka karmaflktr. Bir taraftan bunlardan birinin seimi, dieriyle alakal baz nyarglara sahip olmay gerektirmez. Bu bakmdan iki liberalizm birbirinden bamszdr. Dier yandan bunlar birbirinden tamamen
bamsz deildirler. fiyle ki, bunlardan birinin ontolojik pozisyonu, onun savunduu tarafn asli temellerinin
bir parasn teflkil edebilir. Oysa, bu iki iliflkinin ayrm
ve balantlar uygunsuz bir biimde deerlendirilmektedir. Bu da tartflmay karmaflk bir hale getirmektedir.
Kaynak: C. Taylor (2006). Yanlfl Anlaflmalar: Cemaati-Liberal Tartflmas. Liberaller ve Cemaatiler.
eviren, . Tanyar., Ankara: Dost Kitabevi Yaynlar.
ss. 77-78.
24
Siyaset Felsefesi-II
1. c
Sra Sizde 1
Yasa ve zgrlk arasndaki iliflki, yzyllar boyunca
dflnrlerin en nemli tartflma konularndan birini
oluflturur. Burada temel olan zgrlk ve yasa kavramn hangi ideolojik perspektiften yorumladmza iliflkin
deiflkenlik gstereceinin farkna varmaktr. Klasik liberalizmin zgrlk anlayfl temellerini Thomas Hobbesta bulur. Hobbes zgrl, bireylerin eylemlerine
dfltan mdahale bulunmamas olarak aklar. Bu durumda bireyin baz eylemlerine dfltan bir snrlama getiren yasann Hobbes asndan, zce baskc ve zgrl engelleyici olduu sylenebilir. Nitekim nl eseri Leviathanda Hobbes, uyruklarn zgrl yasasnn sustuu yerde bafllar diyerek yasann zgrl
engellediini aka belirtir. Ancak yine de insanlarn
birbirlerine verecekleri zararlarn engellenmesi, yasalarn varlna baldr. Bu nedenle yasa baskc olmakla
birlikte kabul edilmelidir. Hobbes yine Leviathanda
verdii bir rnekle yasann kimin tarafndan koyulduunu deil, bireyin alanna ne denli mdahale ettiini
nemsediini aka dile getirir. Hobbes rneinde Lucca ve Konstantinapolis kentlerini karfllafltrr. Hobbes,
cumhuriyeti Luccada yaflayan yurttafllarla ile padiflahlkla ynetilen Konstantinapoliste yaflayan uyruklarn
zgrl arasnda bir fark olmadn syler; nk
Hobbesa gre her iki kentte de yaflayanlar dfltan gelen
yasalara ya da emirlere boyun eerler.
Hobbestan yaklaflk iki yzyl sonra yaflayan cumhuriyeti dflnr Harrington, Hobbesun rneini yorumlayarak iki kentteki yurttafllarn zgrlklerini karfllafltrr. Harringtona gre Lucca kentinde yaflayanlar zgr bireylerdir; nk cumhuriyeti ynetime sahip
Luccada yurttafllar kendilerini yneten yasalar kendi
iradeleriyle yapmaktadr. Baflka bir deyiflle Luccada zynetim bulunur. Oysa Konstantinapolisin yurttafllar
padiflahn keyfi iradesine bamldr ve bu nedenle bu
kentte zgrlkten sz edilemez.
Bu tartflma aka gstermektedir ki zgrlk ve yasa
iliflkisi bakfl asna gre deiflir. Liberaller yasalar zgrlkleri snrlayan bir zorunluluk olarak deerlendirirken, yasann, yanszlk nitelii gerei tm bireyleri
eflit olarak snrlad iddiasndadrlar. Oysa toplulukularn bakfl asndan zgrlk irade hkimiyetini gerektirir. Yanszlk idealinin sadece bir mit olduu grflnden hareket eden toplulukular, farkl kltrlerin kendilerini yneten yasalarn yapmna bizzat katlamadklar srece, zgrlkten de sz edilemeyeceini ileri sreceklerdir. Bu adan toplulukular, z-ynetimi savunacaklardr.
2. e
3. d
4. a
5. a
6. b
7. d
8. c
9. a
10. d
Yantnz doru deilse, Snrl Devlet blmn yeniden okuyunuz. Liberal demokrasilerin
iktidar seimle belirledii doru olmakla birlikte, bu her seim iin geerlidir, dolaysyla liberal demokrasilerin ayrt edici bir nitelii deildir.
Yantnz doru deilse, Bireycilik ve Aklclk blmlerini yeniden okuyunuz. Liberalizmin mlkiyet edinme hakkn eflit olarak tandn, ancak mlkiyetin eflitliini savunmadn
hatrlayacaksnz.
Yantnz doru deilse Snrl Devlet blmn yeniden okuyunuz. Anayasal ynetimler, hukukun stnl ilkesinin benimsenmesi sonucunda kurulabilirler. Dolaysyla anayasal ynetim, hukukun stnl ilkesinin nedeni deil,
sonucudur.
Yantnz doru deilse Bireycilik blmn
yeniden okuyunuz. Pek ok kltrn biraradalnn ancak yansz bir devlette varolabileceine dair grflleri hatrlayacaksnz.
Yantnz doru deilse zgrlk blmn
yeniden okuyunuz. Hobbesun her trden denetimi reddettiini hatrlayacaksnz. Hibir denetimin olmad en genifl zgrlk alan doa
durumudur.
Yantnz doru deilse, zgrlk ve Antropolojik Elefltiriler blmlerini yeniden okuyunuz.
Seenekte verilen zgrlk tanmnn liberal kuramclarn iddias olduunu hatrlayacaksnz.
Yantnz doru deilse, Hoflgr ve Normatif Elefltiriler blmlerini yeniden okuyunuz.
Toplulukular hoflgr kavramna karfl kmazlar. Ayrca farkllklar hoflgr idealinin, farkllklar tandndan dolay soyut bireye dayand iddia edilemez.
Yantnz doru deilse, Antropolojik Elefltiriler blmn yeniden okuyunuz. Toplulukularn bireyin seimlerini kendisinden nce gelen kltrel ve toplumsal yaplar ierisinden
yaptn ne srdklerini hatrlayacaksnz. Seimlerin zgr oluflu liberal bir iddiadr.
Yantnz doru deilse, Snrl Devlet ve Adalet blmlerini yeniden okuyunuz. Liberalizmin ancak yansz bir devlette tm bireylerin eflit
olarak tannabileceine dair iddialarn hatrlayacaksnz.
Yantnz doru deilse, Aklclk blmn
yeniden okuyunuz. Liberalizmin bireyleri, her
trden farkllktan soyutlayarak, aklclk paydasnda eflitlediklerini hatrlayacaksnz.
Sra Sizde 2
Kuvvetler ayrl ilkesi hem cumhuriyetiler hem de liberaller asndan devleti snrlamann en temel aralarndan biridir. Ancak adafl dnyada demokrasi idealinin aflr yceltilmesi ve halkn her konuda tek belirleyici hale gelmesi, zellikle Trkiye gibi ounluku demokrasilerin uyguland lkelerde, sz konusu ilkenin
giderek yok olmasna neden olmaktadr.
Yasa yapma gcn gsteren yasama erki, parlamentodadr. Farkl kesimlerin karlarnn ve taleplerinin temsili anlamndaki parlamento, kartlan yasalarn tm bu
kesimleri kapsamasn salar. Yrtme ise hkmetlerin ve bakanlar kurulunun ykmlldr. Yrtme,
parlamentolarn aldklar kararlar uygulama gcdr.
Yarg ise bsbtn bamsz bir kurumdur.
ounluku demokrasilerde sklkla yasama ve yrtmenin i ie getii grlr. Yrtmenin halkn setii
parlamentonun iinden kmas, byk lde parlamentoda en byk sandalyeye sahip partinin hem yasalarn hem de yrtmenin yaplmasnda bafl aktr olmasna neden olur. zellikle seimlerde parlamentoya
girebilmek iin afllmas gereken barajn Trkiye gibi
yksek olduu lkelerde, parlamentodaki eflitliliin
azl ve parlamentoya giren partilerin sandalye saylarnn artmas, kuvvetler ayrl ilkesini aflndrr. Dahas
demokrasi snrlanmad takdirde boy gsteren ounluun tiranl tehdidi, bamsz olan yargnn da ounluk tarafndan dzenlenebilecei iddialarn beraberinde getirir. Bu durum, toplumun hibir kesiminin tek
baflna snrsz iktidar kullanamayaca anlamndaki
cumhuriyeti ilkenin temellerini zedelerken, toplulukularn, zellikle kltrel aznlklarn kendi kendilerini
temsili anlamnda z-ynetime sahip olmadklar yolundaki iddialarn glendirir.
Sra Sizde 3
Demokrasi en genel haliyle halkn kendi kendisini ynetmesi olarak tanmlanabilir. Baflka bir ifadeyle demokrasi bir z-ynetim ilkesidir. Bu adan bir halk
kendi kendisini ynettii lde zgrdr.
Bugn modern devletler ilerinde pek ok topluluu
barndrrlar. Bu topluluklarn farkl kltrel deerleri,
farkl kimlikleri, farkl amalar ve farkl iyileri olduu
kabul edildiinde, ounluku bir demokraside kendi
kendilerini ynetemedikleri de aa kar. Toplulukulara gre, kltrn bireye varoluflsal bir ncelii
vardr. Dolaysyla her birey varolurken kltrnn izlerini de taflr. Tm bu kltrel deerler, ancak tanma-tannma iliflkisi ierisinde kendisini ortaya koyabi-
25
lir. Bu adan devlet tarafndan varlklar kabul edilmeyen tm kltrler, kendilerini gereklefltirme hakkndan da yoksun kalr.
Bu adan demokrasi oulculukla zdefl klndnda,
siyasi tannmann gereklefltirilemedii ileri srlebilir.
Yararlanlan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
Akarsu, B. (1988). Felsefe Terimleri Szl. stanbul: nklp Kitabevi.
Aristoteles (2004). Politika. eviren M. Tunay, stanbul: Remzi Kitabevi.
Audier, S. (2006). Cumhuriyet Kuramlar. eviren .
Yerguz, stanbul: letiflim Yaynlar.
Barry, N. (2003). Modern Siyaset Teorisi. eviren M.
Erdoan ve Y. fiahin, Ankara: Liberte Yaynlar.
Berlin, I., (1997). Two Concepts of Liberty. Contemporary Political Philosophy: An Anthology.
Der. P. Pettit ve R. E. Goodin, Oxford: Blackwell.
ss. 391-415.
Berten, A., da Silveira, P. ve Pourtois, H. (2006). Birey
ve Cemaat -Girifl. Liberaller ve Cemaatiler (derleme). eviren Z. . skl Engin, Ankara: Dost Kitabevi. ss. 189-208.
Berten, A., da Silveira, P. ve Pourtois, H. (2006). Genel
Girifl. Liberaller ve Cemaatiler (derleme). Ankara: Dost Kitabevi Yaynlar. ss. 9-24.
Fukuyama, F. (1992). The End of the History and the
Last Man. New York: Free Press.
Gray, J. (1995). Enlightenments Wake: Politics and
Culture at the Close of the Modern Age. New
York: Routledge.
Gray, J. (2000). Liberalizmin ki Yz. eviren K. Deirmenci. Ankara: Dost Kitabevi.
Habermas, J. (2000). Kamusalln Yapsal Dnflm. evirenler M. Sancar ve T. Bora, stanbul: letiflim Yaynlar.
Heywood, A. (2007). Siyasi deolojiler. ev. A. K. Bayram, vd. Ankara: Adres Yaynlar.
Hobbes, T. (2004). Leviathan. eviren S. Lim, stanbul:
Yap Kredi Yaynlar. stanbul: Remzi Kitabevi. ss.
213-221.
Kant, I., (1984). Aydnlanma Nedir? Sorusuna Yant.
Seilmifl Yazlar. eviren N. Bozkurt, stanbul:
Remzi Kitabevi.
26
Siyaset Felsefesi-II
SYASET FELSEFES-II
2
Amalarmz
N
N
N
N
N
Anahtar Kavramlar
Adalet
Datc ve denklefltirici adalet
Hakkaniyet
Sosyal adalet
Ekonomik adalet
Sosyal devlet
indekiler
Siyaset Felsefesi-II
Sosyal ve
Ekonomik Adalet
GRfi
ADALET TRLER
SOSYAL ADALET NEDR?
EKONOMK ADALET NEDR?
SOSYAL VE EKONOMK ADALET
BRLKTE DfiNLEBLR M?
SOSYAL VE EKONOMK ADALETN
UYGULANMASI: ADAfi DEVLET
ANLAYIfiI
30
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
Siyaset Felsefesi-II
ne kadar adaletin bir talep olduu, hak edilenin ya da hak edildii dflnlnenin
verilmesi talebi dflncesi olduu saptamasnda bulunulsa da adalet kavram zerindeki tartflmalar devam edecektir. Bunlarn hepsinde yukardaki belirleme geerlidir: Hangi alanda olursa olsun adalet isteyenler, hak ettikleri, kendilerine verilmeyen fleyin verilmesini, iadesini istemektedir. Bu, hepsinde ortaktr. ster ekonomide, ister siyasette, ister sporda olsun bu talebin deiflmediini grrz. Buna ramen, adalet zerinde tartflmann devam edeceini, adaletin ne olduunu, adalet isteyenleri neyi istediklerini belirlemenin tartflmalar bitirmeye yetmedii grlecektir.
Bu nitenin amac, bu tartflmay srdrmekten ok, toplumda ve ekonomik
sistemlerde eflitlik deerini adalet kavram ile yanyana koyan sosyal ve ekonomik
adalet anlayfln anlamaya alflmaktr. Peki, neden sosyal ve ekonomik adalet seilmifltir? Balya gre sosyal adalet, belirli veya birden fazla ilke zerine temellendirilmifl verili bir adalet anlayfl veya adaletin bir alt tr olarak deil, btnyle
soyut adalet idesinin belli zaman ve mekn flartlar erevesinde somutlaflmfl bir
grnm olarak anlafllmaldr (Bal 2001, s. 28). Ona gre sosyal adalet, genel
olarak adalet kavramnn anlafllmasnn en somut yoludur. Bu tanm anlamak iin
ilk olarak adalet anlayfllar, bir baflka deyiflle, siyaset felsefesi erevesinde ortaya
kan dier adalet trleri ele alnacaktr. Sosyal adalet kavramnn nasl ortaya kt ve gnmzde nasl anlaflld ile ekonomik adaletin ne olduuna deinildikten sonra da Sosyal ve ekonomik adalet birlikte dflnlebilir mi? bafll altnda
bu iki adalet anlayflnn iliflkisine deinilecek, adafl devlet ve onun hukuk sisteminin meflruiyet sebebi olarak sosyal ve ekonomik adalet incelenecektir.
Genel olarak adalet kavram daha ok teorik alflmalarn merkezinde yer alrken sosyal ve ekonomik adalet kavrayfl gemiflte ve gnmzde sosyal-siyasalSZDE
ekonomik SIRA
sistemlerin,
pratik sorunlarn merkezinde bulunmaktadr. flte bu nedenle, sosyal ve ekonomik adalet zerinde durulmas ncelikli, gerekli, hatta zorunlu olmaktadr.
D fi N E L M
ADALET TRLER
S O Rdenilince
U
Adaletin trleri
akla siyasi adalet, ekonomik adalet, hukuki adalet gibi
ayrmlar gelebilir. Ancak bu ayrmlar adaletin trleri deil, sadece farkl adaletin talep edildii,Darand
farkl alanlardr. Adaletin trleri derken adaletin farkl grKKAT
nmlerinden, farkl kavranfllarndan sz edilmektedir. Bu balamda ilk ayrm Aristotelesin yaptdr. Onun eflitlik kavram ile iliflkilendirdii datc adalet ile hak
SIRA SZDE
kavram ile iliflkilendirdii denklefltirici adalet ayrm kendisinden sonra gelen teorik tartflmalarn temelinde bulunmaktadr. Zira klasik liberalizmin kural adaleti
ile hakkaniyet
olarak adalet teorisi arasndaki ayrm temelde Aristotelesin NikoAMALARIMIZ
makhosa Etik adl eserinde yapt bu ayrma dayanr.
N N
yi, mutluluk,
kavramlarnn ve genelde etiin temelleriyle ilgili olarak ArisK T Aadalet
P
totelesin Nikomakhosa Etik(ev: Saffet Babr, Ankara: Ayra Yaynevi, 1997) adl yaptna bakabilirsiniz.
TELEVZYON
Datc Adalet
Datc adalet, Bir toplumda para ve bu flekilde blfltrlebilir nitelikteki fleylerin (flan, fleref, nvan, servet ve ekonomik deeri haiz dier fleyler) toplum yeleTERNET
ri arasnda, Nherkesin
yetenei ve toplum ierisindeki statsne uygun olarak datlmasn ngren adalet trdr (Bal 2001: 85). Datc adalet, eflitlik ilkesini
31
kendisine lt alr, ancak bu koflulsuz bir eflitlik deildir. Koflulsuzlukla anlatlmak istenen, her koflulda, herkese eflit davranmaktr. Aristotelese gre bu durum
adaletsizlii dourur. Eflit olmayanlara eflit muamele yapmak yerine, eflit olanlara
eflit, eflit olmayanlara ise farkl muamele yapmak adaletli davranmak olur. Peki
ama kim kime, neye gre farkl davranacaktr? ncelikle datc adaletin uygulama alannn kamusal alan olduunu, devletin bu adaletin uygulaycs olarak karflmza ktn vurgulamak gerekir. Datc adaleti benimseyen bir devletin yapmas gereken, Herkese toplum ierisindeki durumu ve yeteneklerine gre, nimet
ve klfetlerden kendisine dfleni paylafltrmaktr (Bal 2001, s. 86). Ayn flekilde
kiflilerin devlete karfl devlerinin de yetenekleri ve toplumsal konumlarna gre
belirlenmesi de Aristotelesci datc adaletin bir gereidir (Griz 2001, s. 8).
Kaynak: http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://osman.midilli.com/wp-content/uploads/image/hammer_gericht_DW_W_379637g.jpg
32
Grnmez el benzetmesi
Adam Smithin Uluslarn
Zenginligi adl yaptnda
gemektedir. Her birey
kendi kar peflinde
koflarken, sklkla, katkda
bulunmaya
niyetleneceinden ok daha
etkin olarak topluma katkda
bulunur (Smith A, Uluslarn
Zenginlii). Buna gre uyum
ve dzen kendiliinden
oluflacaktr. Kendiliinden
derken aslnda grnmez el
olarak tanmlad piyasa
iliflkilerini kastetmektedir
(tr.wikipedia.org).
Siyaset Felsefesi-II
trnde temel deer zgrlktr. ki kiflinin bir iflleminde, bu ifllemin adaletle ilgili niteliini ifllemin maddi ieriinden ok, iki tarafn zgr iradesinin karfllkl
balantsyla belirli bir noktada kesiflmesiyle yaplp yaplmad belirler (Denis,
Ekonomik Doktrinler Tarihinden aktaran Atilla Yayla 2000, s. 74). Bu adalet anlayflnn temellerini atanlar ise John Locke (1632-1704) ve David Humedur (17111776). I. Kantn (1724-1804) da adalet anlayfl yine bu kural adaleti ierisinde ele
alnmaktadr.
nl benzetmesi grnmez el ile Adam Smith (1723-1790) de, dolayl da olsa, adaleti prosedrel adalet ierisinde kalarak tanmlamfltr. Zira ona gre Adil
bir sistem, herkesin ayn derecede zgr olduu ve ayn ngrlebilir kurallara tabi olduu bir sistemdir.(A. Smithten aktaran Yayla 2000, s. 73).
Bu kural adaleti adafl adalet teorilerinde de kendisine yer bulmaktadr. F. A.
Hayek (1899-1992) ve Robert Nozick (1938-2002) tarafndan devralnan bu anlayfl
bu kez daha ok John Rawlsun (1921-2002) hakkaniyet olarak adalet teorisi ile
alevlenen sosyal adalet teorilerine karfl gelifltirilmifltir. Bu nedenle kural adaletinin
karflsna koyacamz adalet tr bu hakkaniyet olarak adalet anlayfldr. Bylelikle hem sosyal adalet tartflmalarnn beslendii kayna daha iyi anlamfl, hem de
sosyal adaleti bir tr olarak tanmlamaktan kanmay baflarmfl oluruz. Zira Balnn dedii gibi, sosyal adalet aslnda soyut adalet idesinin belli zaman ve meknda somutlaflmfl hli olup bir tr deildir, ama hakkaniyet olarak adalet, bu anlayfln beslendii ve kendisinin de Aristotelesin datc adalet trnden etkilendii
bir adalet tr olarak ele alnabilir.
adalet ilkelerinin ahlaka uygun ve evrensel olmas amalanmaktadr. flte bu flartlar altnda biraraya gelen zgr, eflit ve rasyonel taraflar, iki adalet ilkesini formle edeceklerdir.
1. Herkesin baflkalarnn ayn hrriyeti ile badaflan en genifl temel hrriyete
sahip olmak konusunda eflit hakk vardr.
2. Sosyal ve iktisadi eflitsizlikler, hem herkesin yararna olacak, hem de mevkiler (makamlar) ve grevlerin (ifller) herkese ak olmasn salayacak flekilde
ayarlanmaldr. (Rawls, A Theory of Justice, IV, aktaran Yayla 2001, s. 85)
Birinci ilkeyle Rawls, bilinmezlik perdesinin devam olarak, en temel hak olan
zgrlkten sz etmektedir. Bylelikle klasik liberalizm taraftarlarnn zgrl
gzard ettiine dair elefltirilerine yant vermektedir. Zira daha ilk ilkede, zgrl gzard etmek yerine, onu hak olarak sunmufltur. Hatta Rawls eserinde flyle
demektedir: zgrlk en nemli deerdir ve zgrlkten ancak daha ok zgrlk iin vazgeilebilir (Rawls, A Theory of Justiceden aktaran Bal 2000, s. 157).
Ancak Rawlsu zel klan ikinci ilkede gizlenmektedir. Zira bu ilkeyle Rawls hakkaniyete uygun eflitlik ile farkllk ilkesinden ayn anda sz etmektedir. Baflka bir
deyiflle, bir yandan zgrlk, frsatlar, gelir ve zenginlik gibi tm sosyal deerlerin
eflit olarak datlmasndan sz eder; dier yandan bu eflitliin herkesin yararna
olacaksa, eflitsizlie dnflebileceinin meflruluunu vurgular. Bu durum farkllk
ilkesinin ifade ettii iki durumla daha iyi anlafllabilir:
1. Daha az doal yetenee sahip kimselerin daha fazla gzetilme hakkna sahip olmas gerektiidir.
2. Varlkl olanlarn, karfllkl iflbirliine dayal bir toplumda yaflamak dolaysyla sonuta kendi avantajlarna da olacandan, zenginliklerinin bir ksmndan fakirler yararna feragat etmeyi kabul etmesi gerektiidir (Bal 2000,
s.158).
Rawls bu ilkelerle en temelde doal piyangonun olumsuz etkilerinin kiflilerin
yardmseverliine braklmadan, hukuki ve sosyal kurumlar araclyla giderilmesini amalamaktadr. Ancak bylelikle ahlak yarglarmzla rtflen, evrensel bir
adalet teorisi yaratlabilir. Her ne kadar temel zgrlk ve haklarn eflit paylaflmndan sz edilse de, herkesin avantajna olmayan mutlak bir eflitlik sz konusu deildir. flte herkesin avantajna bir durum yaratmak flartyla izin verilen eflitsizlik,
hakkaniyet olarak adalet teorisinin zn oluflturmaktadr. Doal eflitsizlikleri en
az avantajlnn yararna yeniden dzelten bu adalet anlayfl, piyasa dfl kurallar tarafndan yeniden belirlendii iin yeniden datc adalet teorisi olarak da adlandrlmaktadr.
Rawlsun bu adalet teorisi tahmin edilecei zere, gerek klasik liberalizmin adafl temsilcileri gerekse Toplulukular (Cemaatiler) ve Sosyalistler tarafndan farkl alardan elefltirilere maruz kalmfltr. Burada btn bu elefltirileri ele almak
mmkn olmad iin, klasik liberalizmin en nemli temsilcisi R. Nozick ile cemaatilerin en nemli temsilcilerinden olan M. Sandel veya M. Walzerin dflncelerine yer verilebilir. Aslnda Nozickin temsilcisi olduu liberalizmin temel elefltirisi,
Rawlsun bireysel zgrlk ilkesi yerine eflitlii yceltmesinedir. Bu elefltirinin
haksz bir elefltiri olduunu yukarda belirttiimiz Rawlsun ilk durum flart ve ortaya kan ilk adalet ilkesi gstermektedir. Gerekten de Rawlsa gre, adil datm
ilkelerine ulaflmak iin yle bir ilk durum gereklidir -bu da taraflarn zgr, eflit ve
rasyonel olmas gereken bir durumdur. Bu durumdan sonra kan ilk ilke de zaten
bireysel zgrl korumaktadr. Dolaysyla bu elefltiri haksz bir elefltiri olarak
kalmaktadr. Liberallerin dier bir elefltirisi de, kendiliinden ya da grnmez el
33
34
Siyaset Felsefesi-II
vastasyla gerekleflen sosyal dzen ve adalet yerine, Rawlsun piyasa dfl kurallarn mdahale ettii yeniden datc adalet anlayfln gelifltirdii dflncesidir. Bu
elefltiri de kendiliinden gerekleflen sosyal dzen ve adaletin ne kadar adil olduunun tespit edilmesiyle hakl ya da haksz karlabilir ki, bunun iin de ayr bir
alflma gereklidir.
Klasik liberalizmin aflr bireyciliine bir tepki olarak ortaya kan cemaatiliin
de aslnda Rawlsun dflncesini desteklemesi beklenir. Ancak komniteryanizm,
onun adalet anlayfln olduka soyut ve gereklikten uzak bulur. rnein Walzer
Sphres de justice (Adalet Alanlar) adl eserinde Rawlsun evrensel adalet fikrine
karfl kmaktadr. Zira ona gre adalet belli bir zamanda, belli bir topluluun eseri olarak ortaya kar (Walzer, Sphres de justiceden aktaran Bal 2001, s. 173)
Walzer adil bir toplum teorisi iin eflitli sosyal adalet alanlarndan sz eder: Toplum yelii, gvenlik ve refah alan, kamu makam ve mevkileri, eitim gibi.
Buna gre de Rawlsun en az avantajlnn yararna olacak flekilde ortaya koyduu eflitlik anlayfl dflncesine karfl kompleks eflitlik anlayfln koyar. Bu eflitlik flyle tanmlanabilir: Herhangi bir adalet alannda baskn olan sosyal deere
iliflkin adalet ltnn dier adalet alanlarndaki paylaflm etkilememesi (Bal
2000, s. 180).
Burada bir belediye baflkannn inflaat flirketi sahibi damadna belediyeye ait bir
inflaat ihalesinde iltimas gstermemesi bir rnek olarak gsterilebilir. Zira belediye
baflkan, nc alandan birinci alana dair bir eflitlik yaratmamaldr.
Grld zere, Rawlsun hakkaniyet olarak adalet anlayfl her taraftan
elefltirilere maruz kalmfltr. Ancak yine de onun gelifltirdii bu adalet anlayfl ve
sonrasnda ortaya kan tartflmalar sosyal adalet teorilerini yeniden toplumun,
ekonomi dnyasnn, siyasi partilerin, hkmetlerin en genifl anlamyla devletin
gz nne getirmifl, gnmze kadar da sosyal adalet gerek pratik gerekse teorik
alflmalarn en nemli konularndan olmufltur. Sosyal adaletin ne olduu, ekonomik adaletle ve devletle iliflkisini inceleyerek bu konuyu daha iyi anlayabiliriz.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
Buraya kadar teorik kaynaklar verilmeye alfllan sosyal adalet, bu blm ve deDKKAT
vamnda daha ok tarihsel olarak ve gnmzn oulcu toplumlarna zg pratik bir uygulama olarak ele alnacaktr.
N N
SIRA SZDE
Maximilien de Robespierre,
AMALARIMIZ
rlanda asll bir avukat
olup, zengin burjuvaziye
karfl Paris halkn
savunmufltur. Kendisi ayn
K T AFransz
P Devriminin
zamanda
liderlerindendir.
TELEVZYON
NTERNET
Her ne kadar
sosyal adalet kavram 20. yzyl oulcu demokratik toplumlarn daAMALARIMIZ
yana olarak karflmza ksa da, onun kkenlerini Fransz devrimine kadar geri
gtrebiliriz. Zira sosyal adaletin unsurlarndan sosyal ve ekonomik haklardan ilk
sz eden 1793
K Tylnda
A P Robespierre (1758-1794) olmufltur.
Ayn yl kabul edilen Fransz Anayasas da bu haklara dair iki nemli madde
barndrr:
-KamuT Eyardmlar
L E V Z Y O N kutsal bir bortur. (...) Toplum yoksul vatandafllarn geimlerini salamak zorundadr.
NTERNET
35
- renim herkesin ihtiyacdr. Toplum renim imknlarn btn vatandafllara salamak zorundadr (Madde 22, aktaran Grkan 2001, s. 115).
Bu haklar btn insanlarn eflit olduu insan haklarndan ayr bir kategori olarak, sosyal ve ekonomik haklar kategorisi olarak, sosyal adaletin gerekleflmesine
dair ilk admlar oluflturmufltur. Ancak bu haklara asl 1848 devrimleri sonras yaplan anayasada daha fazla yer verilmifl olup parasz eitimi, ifli haklarn ve sosyal yardm ieren maddeler konulmufltur.
Bu dnemde geliflmekte olan Marksizmde ise sosyal adalet dflncesinin radikal biimlerine rastlanmaktadr. Bu teorinin radikal olarak adlandrlmasnn nedeni, devletin sosyal adaleti salamak iin piyasaya mdahale ederek sosyal adaletin
salanmas iin piyasay tamamen ortadan kaldrmak istemesinden ileri gelir.
Marxa gre sosyalist ve komnist toplum evrelerine paralel olarak iki sosyal adalet tipi vardr. Birincisi sosyalist toplum evresinde geerli olan burjuva mlkiyeti ve
smrnn ortadan kalkt, herkesin, sosyal retimden, ona yapt iflgc katks orannda pay ald sosyal adalet tipidir. Bu safhadan sonra toplumda ve ekonomide ilerlemeler olur ve komnist toplum evresine geilir. Burada herkesten yeteneine gre alnan ve herkese ihtiyacna gre verilen ikinci sosyal adalet tipine geilir ki, Marksist dflncede ideal olan bu evreye ulaflmaktr (Yayla 2000, s. 81). flte bu Marksist doktrinine ve Fransz sosyalizmine bal ihtilalci ifliler komnist
toplum ve sosyal adalet ideali ile 1871de Paris komnn kurmufllardr.
Ancak 19. yzyln gerek dflnsel, gerek siyasal ve hukuksal gerekse ekonomik yapsnn bireycilii ve kifli zgrln n plana karmasyla bu dflnceler
ok fazla etkin olamamfl, sosyal adalet kavram da liberalizm ve sosyalizm arasndaki tartflmann ierisinde kendisine kimi zaman en yksekte kimi zaman en aflada yer bulmufltur. Ancak 1918lere gelindiinde, 1789 anayasasnn temel hak ve
hrriyetlerine sosyal ve ekonomik haklar kategorisi eklenmifltir. Ancak bu kez de
totalitarizm ykselmifl, bu haklar hukuk gvencesinden yoksun kalmfltr. Bylelikle kinci Dnya Savaflna kadar ne yazk ki sosyal ve ekonomik haklar tam anlamyla yerleflememifl, sosyal adalet salanamamfltr. kinci Dnya Savafl sonrasnda genel kan, kurulacak yeni toplumsal dzenlerin gemiflin hatalarn taflmamas, demokratik, sosyal ve hukuk devleti anlayflna sahip olmas gerektiidir. Sosyal devletten kast, artk devletilik deildir. Devlet, retici ve tketicilerin kendi
ynetimleri demek olan olan planl ekonomiye dayal oulcu bir rejim anlayflna
dayal olacak, yalnzca tekelleri ve haksz rekabeti nlemek iin ekonomiye mdahale edecektir. Sosyal hukukta sadece sosyal kanunlara dayal olmayacak, kifliler
aras gvene, ortak abaya karfllkl yardm ve dayanflmaya dayal (Gurvitch, aktaran Grkan 2001, s. 120) bir hukuk sistemi olmaldr. flte bu yeni sosyal devlet
ve hukuk dzeninin temel ilkesi -gerek siyasal gerekse sosyoekonomik adan gelifltirilen mutlak eflitlik yerine, hakkaniyet olarak eflitlie dayanan- sosyal eflitlik
anlamnda sosyal adalettir.
Kaynak:
http://tr.wikipedia.org/w/ind
ex.php?title=Dosya:Commun
epawnshop.jpg&filetimest.a
mp=20050901215320
36
Siyaset Felsefesi-II
istedikleri kifliye brakma ve miras alan kiflinin bunu istedii gibi kullanma zgrln nplana karsa da, bu kuraln adil bir datm ngrmedii aktr. Dolaysyla bu kural makul bir ekonomik adalet tanm olamaz.
II. Kural. Herkese sadece kendi insani sermayesinin katk deerine gre vermek: Birinci kuralda harcanan zaman ve emei gz ard eden datm yerine, herkesin emeinin karflln ald bir datm ngrr. Dolaysyla dierine
gre de daha adil bir ekonomik sistem olarak kabul edilebilir. Ancak bu kez de sorun, bu emein sadece fiziki olarak dflnlmesidir. Dflnn ki, genetik zellikleri gerei daha salam, daha gl olan bir kiflinin, zayf ve elimsiz birine gre
harcayabilecei bedensel abas elbette daha fazla olacaktr. yleyse bu kifli daha
m ok alacaktr? Bu paylaflmda miras piyangosu yerine, doal piyango etkili olacaktr ki, bu da ekonomik adalet iin iyi bir durum olamaz.
III. Kural. Herkese abasna ya da kiflisel fedakrlna gre vermek:
Bu kurala gre de fazladan karfll hakeden tek fley aba olarak karflmza kar.
Birinci kuraldaki gibi mirasla ya da II. kuraldaki gibi yapsal zellikle gelen bir fley
deil, zgr iradeye bal verilecek kararla harcanan abaya gre datm ngrr. Ancak bu kez sorun bu fedakrlklarn nasl lleceidir. John ONeill bu kural flyle elefltirir:
abaya gre datm genel bir ilke olarak baflarszdr, nk zellikle kendisine yksek aba puan verilen dflk ktl bir ifli iin potansiyel olarak aflalaycdr. Onun yeteneklerini kt biimde deerlendirir. Buradaki sorun, aba puanlarnn ister istemez iflilerin sadece performanslarn deil, onlarn kifliliini de
yarglamay gerektirmesidir (John ONeill, Participatory Economicsten aktaran
Hahnel 2005, s. 46). Grld zere ahlaki yarglarla rtflmeyen bu kuralda
ekonomik adaleti salamaya ynelik olamaz ve elenir.
IV. Kural. Herkese ihtiyacna gre vermek: Bu kural dier kuraldan
farkl bir kategoriye girer. Artk kiflinin sahip olduu bir fley yerine, sahip olmad bir fleye gre datm gerektirir. Daha fazla ihtiya, daha fazla ekonomik datm gerektirir. rnein bir ifl kazasnda elini kaybetmifl olan bir iflinin daha fazla
kazanmas bu kurala gre adildir. Bu kurala itiraz, onun insanilii daha fazla n
plana kartmas ile ilgili olabilir. Ancak flu da bir gerektir ki, burada sz konusu
olan hayrseverlik deil, haktr. te yandan zaten ekonomik adaletten sz etmek
iin, ekonomi de daha insani hle gelmelidir. Bu da insanlarn ihtiyacn ilk sraya
koyan bir datmla gerekleflir (Hahnel 2005, s. 48) Dier bir itiraz da, tpk fedakrln llmesinin bir sorun olabilecei gibi, ihtiyalarn da nasl lleceinin
sorunlu olmas noktasna gelebilir. Ancak bu itiraz da, insann yaflamas iin gerekli en temel ihtiyalarna gre datm ngrd iin geerliliini yitirebilir. yleyse bu kuraln dierlerine gre daha tutarl olduu kabul edilerek baflta sorulan
iktisadi faaliyetlerin nasl paylafllmas gerektiine dair soruya herkesin ihtiyacna
gre denerek cevap verilebilir. fiimdi bu kurallardan itibaren tanmlanmaya alfllan ekonomik adaletin sosyal adaletle iliflkisini inceleyelim.
37
38
Siyaset Felsefesi-II
makszn sosyal adaletten sz etmek mmkn deildir. Ancak bunu Del Vecchionun yukarda belirttiimiz tanmnda olduu gibi, sosyal adaletin aslnda ekonomik adalet olduu fleklinde anlamak da yanlfl olabilir. Elbette ki ekonomik adalet
olmakszn, bir sosyal adaletten sz edilemez. Ancak sosyal adalet sadece ekonomik adaletle de snrlanamaz. Sosyal adalet ayn zamanda hukuki ve siyasi alanlar kapsayan daha genifl bir adalet anlayfldr. Ancak, ayn flekilde sosyal adalet ekonomik adalete de indirgenemez. Sosyal adalet, hukuki ve siyasi adaleti de kapsarken, ekonomik adalet sosyal adaleti kapsamaz. Bir baflka deyiflle, adafl sosyal
hukuk devletinin kamusal temel dzen unsurunu sadece sosyal adalet olarak tanmlamak yeterli olmaz, sosyal ve ekonomik adalet bu yeni dzenin temel unsurlardr. yleyse sosyal ve ekonomik adalet flu flekilde tanmlanabilir: Bir toplumda maddesel (ekonomik) ynden gl ve gsz halk gruplar (veya sosyal
snflar) arasnda ekonomik eflitliin temini yoluyla bir sosyal/siyasal denge salanmasdr (zveren 1991, s. 100).
Peki, yukarda ele alnan sosyal adalet? hangi ekonomik adalet kural ile birlikte dflnlecektir
Herkesin kendi fiziksel ve insani sermayesinin katksn savunan I. kural sosyal
adaletle birlikte dflnlebilecek bir ekonomik adalet anlayfl olamaz. Bunun nedenini John Rawlsun sosyal adalet ilkelerinden szederken ortaya koyduu ilk
durum tasavvuru ve bilinmezlik perdesi kavramyla aklanabilir. Hatrlayalm
ki, Rawlsun szn ettii ilk durumda taraflarn zgr, eflit ve rasyonel olmalar
gerekmektedir. Ayrca taraflar kendi cinsel, dinsel, sosyal, ekonomik kimliklerine
dair hibir fley bilmeyeceklerdir. Oysa I. kural, hem bu ilk durumdaki eflitlii bozmakta, hem de bilinmezliin aksine farkndal gerektirmektedir. Dolaysyla I.
kuralda geerli olacak ekonomik adalet, sosyal adaletle birlikte dflnlebilecek
bir adalet anlayfl deildir. Ayn flekilde doal piyangonun kazanc olarak karflmza kan II. kural da sosyal adaletle birlikte dflnlemez. Zira sosyal adaletin temel amac doal piyangonun yaratt avantajsz durumlar gidermektir. Aslnda
biz bu kurallardan sz ederken makul bir ekonomik adalet tanm aryorduk. Burada makulden kast sosyal adaletle birlikte dflnlebilecek bir ekonomik adalet tanmyd. yleyse geriye sosyal adaletle birlikte dflnlebilecek yalnzca herkesin ihtiyacna gre datm ngren IV. Kural kalmaktadr. Kiflilerin ne miras, ne
yapsal, ne de llmesi zor olan fedakrlklarna bal olarak datm yerine, herkesin temel ihtiyacyla uyumlu bir ekonomik datm adil olarak tanmlanabilecek
ve sosyal adaletle birlikte dflnlebilecek tek datmdr. Peki, bu sosyal ve ekonomik adalet nasl ve kim tarafndan uygulanabilir? flte bir sonraki bafllkta bu soru cevaplanmaya alfllacaktr.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
N N
AMALARIMIZ
K T A P
kim yapacaktr? Elbette ki bu datm hukuki alanla bafllayp siyasi alanda gerekleflecektir. Bir baflka deyiflle, devlet ve hukuk sosyal ve ekonomik adaletin uygulaycs ve garantr olmaldr. Ancak Hobbes ile bafllayan toplumsal szleflme dflncesinin temel ilkeleriyle beslenen klasik devlet anlayfl bu amac gereklefltiremezdi. Zira o dnemde devletin temel amac zgrlk ve mutlak eflitlii salayarak sosyal dzeni kurmakt. Her ne kadar Fransz Devrimi ve sonrasnda yaplan
anayasada, yukarda belirttiimiz gibi, sosyal ve ekonomik haklardan bahsedilmifl
olsa da, devletin temel amac ncelikle hl temel kifli haklarn korumakt. Bu klasik devlet anlayflnn deiflmesi iin sosyal ve ekonomik adalet anlayflnn da iyice yerleflmesi gerekiyordu. Bu durum, sosyal ve ekonomik adalet anlayfl ile adafl devlet anlayflnn geliflimi arasnda parallelik olduunu gstermektedir. Dolaysyla, 19. yzyldan itibaren yeni bir dzen, yani yeni bir hukuk ve devlet anlayflndan sz edilebilir. Devletin bu yzylda toplumsal yaflama daha fazla mdahalesi gerekmektedir. Bu mdahalenin de nasl ve ne kadar olmas gerektii de ayr bir sorun olmufltur. Zira yukarda szn ettiimiz gibi radikal sosyal adalet teorilerinde devletin mdahalesi snrsz olabilir. Yine totaliter devlet anlayfl ile birlikte zgrlklerin tamamen ortadan kalkt bir devlet mdahalesi tipi de grlmfltr. Ancak 20. yzyla gelindiinde sosyal devlet denen adafl devlet anlayflnda
gerek anlamda sosyal ve ekonomik adaletin uygulandndan szedebiliriz.
Sosyal devlet ilk olarak refah devletidir. zel mlkiyet ve piyasa ekonomisi
ilkelerini ihlal etmeden, devlet eliyle baz zorunlu gelir ve servet transferlerine baflvurulan ekonomik sisteme (Savafl 2001, s. 127) dayal bir devlet tipidir sosyal devlet. Dolaysyla, sosyal ve refah devleti arasndaki iliflki sosyal ve ekonomik adalet
arasndaki iliflki gibi birbirini gerektirmektedir. yleyse sosyal devlet flyle tanmlanabilir:
Belirli halk gruplarnn sosyo-ekonomik durumlarn slah yoluyla sosyal dzenin salanmas amac ve bu temel ilkenin gereklefltirilmesi iin toplumsal yaflantya eflitli kamusal tedbirlerle mdahale eden demokratik devlet tipi (zveren
1991, s. 102).
Bu tanma dayanan sosyal devlet anlayfl ayn zamanda sosyal hukuk devleti
olarak da tanmlanabilir. Zira sosyal hukuk devleti, sosyal ve ekonomik adalet gerei uygulanmas gereken amalarn hukuksal olarak da garanti altna alnd devlet biimidir. Sosyal hukuk devletinde, her kifli devlete karfl bir talep hakk olarak subjektif kamu hakkna (zveren 1991, s. 103) sahiptir. Subjektif kamu hakk, hukuksal anlamda teknik bir ifade olsa da, en genel anlamyla kiflinin sosyal
ve ekonomik adalet talebinin gerekleflmedii durumlarda devlete karfl savunabilecei bir hakknn olduunu ifade etmektedir.
Peki, tanmlanan bu refah, sosyal, hukuk devleti sosyal ve ekonomik adaleti
nasl gereklefltirecektir? ncelikle bu yeni devlet anlayflnda sosyal ve ekonomik
adalet bir sosyal politika ilkesi ve sosyal hukuk devleti kural olarak ele alnmaldr. Toplumun btn bireylerini kapsayan, asgari bir gelir ve yaflam dzeyinin salanmas, alflma koflullarnn iyilefltirilmesi yoluyla iflgcnn korunmas, ulusal
gelirin adaletli bir biimde datlmas, sosyal gvenliin salanmas gibi ilke ve
kurallarla sosyal ve ekonomik adalet kamusal, hukuksal ve politik dzlemlerde
uygulanacak, bu uygulamann baflnda da devletin kendisi olacaktr. Sosyal ve
ekonomik adaletin egemen olduu sosyal devlet anlayfl kat snfsal farkllklar
ortadan kaldrmaya alflr. Siyaset felsefesi terimleri ile konuflursak, sosyal devletin amac burjuvazi ve ifli snf arasndaki farkllklar azaltarak orta snflar glendirmektir (zveren 1991, s. 103). Bylece adafl toplumlarda devletin grevi ar-
39
40
Siyaset Felsefesi-II
tk yalnzca temel haklar ve zgrlkleri korumak deil, bu haklar ve zgrlkleri koruyarak, toplumun btn yelerine, btn sosyal, kltrel, ekonomik zenginlikleri adil bir flekilde datmn salamaktr. flte buradan itibaren de sosyal ve
ekonomik adalet adafl devletin, yani adafl sosyal ve hukuk devletinin dayana olarak karflmza kmaktadrlar.
fiimdi sosyal ve ekonomik adaletin uygulanmasna dair atlan baz admlar inceleyelim. Aslnda sosyal ve ekonomik adalet her zaman sadece devlet tarafndan
ele alnmamfltr. rnein 1931de Papalk makamnn Encyklia (Quadragessimo)
denen bildirisiyle sosyal adalet dflncesi teoride kalan bir ilke olmaktam kp,
politik alana gemifltir. Zira bu bildiride herkese dnya nimetlerinden dflen payn salanmas, dnya nimetlerinin blflmnde toplum yararnn veya sosyal
adalet kurallarnn l olarak gznnde tutulmasna zen gsterilmesi istenmektedir (aktaran zveren 1991, s. 102). Byle bir bildiriyle Papalk makam, dorudan ifli-iflveren arasndaki iliflkiye olumlu bir mdahalede bulunmakta, adafl
toplum politikas erevesinde cretlendirmenin adil olmas gerektiinden sz etmektedir. Ancak asl beklenen bu uygulamann dinin de etkisinden syrlp hukuksal ve politik dzlemde gerekleflmesidir. Nitekim bu geifl de kinci Dnya Savaflndan sonra gelifltirilen toplum dzenlerinde ve anayasalarda grlmektedir. rnein Trkiye Cumhuriyetinin 1961 anayasasnn 41. maddesi flyle demektedir:
Maddesel (ekonomik deerlerin) eflitli halk gruplarnn arasnda adaletli bir
biimde datlmas, iflin teflkilatlandrlmas ve emein karfll adaletli bir cretin
salanmas..(aktaran zveren 1991, s. 102). Ama 1961 anayasasnda yer alan bu
ileri kazanmlar, sosyal devlet olma yolunda atlan admlar, ne yazk ki 1982 anayasasyla sekteye uramfl, liberal politikalarn ne kmasyla da son yllarda sosyal devlet daha ok yaralar almfltr. Ama sosyal devlet konusu bugn de tartflmalarn odandadr. Zira gnmzde sosyal ve ekonomik adaletin gerekleflmedii
bir toplum dzeninde toplumsal dengesizlikler ve alkantlar hkm srecek, bu
da o toplumun barfl ve huzur iinde yaflamasnn ve ilerlemesinin nndeki en
byk engel olacaktr.
Bylece hem an gerisinde kalmamak hem de vatandafllarnn herbirinin yarar iin adafl devletin temel amac sosyal ve ekonomik adaleti salamak olmaldr. Ancak W. K. Frankenann vurgulad gibi, sosyal adalet ne sadece bireyin faaliyetlerine zg, ne de sadece devletin kamusal faaliyetlerinin bir niteliidir, o ayn zamanda toplumun kltrel kurumlar, adetleri ve gelenekleri ile ahlaki kural ve
mukaddes sayd deerler gibi kamusal olmayan vechesi ile de ilgilidir. (Frankena, The Concept of Social Justice, aktaran Bal 2001, s. 203) Dolaysyla sosyal devlet
btn bu alanlar hesaplamal ve ona gre hukuksal ve siyasal bir yol izlemelidir.
Kaynak:
http://www.google.com.tr/im
gres?imgurl=http://www.me
murlar.biz/imagecache/430
143913
SIRA SZDE
D fi N E L M
Siyasi partilerin
seim kampanyasnda semenlere aile yardm, vergi indirimi, cretSIRA her
SZDE
siz izin, asgari cretin artmas gibi daha fazla sosyal ve ekonomik haklar vaad etmesi neyin gstergesi olabilir? Tartflnz
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
N N
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
41
zet
N
A M A
N
A M A
N
A M A
N
A M A
42
Siyaset Felsefesi-II
N
A M A
Sosyal ve ekonomik adaletin nasl uygulanabileceini ve adafl devlet anlayfl ile iliflkisini kavramak.
Sosyal ve ekonomik adaletin gerekleflmesi iin
hukuki ve siyasal alana ihtiya vardr. Bir baflka
deyiflle, sosyal ve ekonomik haklarn uygulanmas ncelikle hukuka ihtiya duymaktadr. Bu
haklarn gerekleflmesini salamak devletin grevidir. Ancak klasik devlet anlayfl sosyal ve
ekonomik adaleti gereklefltirmeyi kendi ifli olarak grmez. Dolaysyla yeni bir devlet anlayflna geilmesi gereklidir. flte 20.yzyln ikinci yarsndan sonra ilk olarak karflmza piyasa ilkelerini bozmadan toplum yararna ona mdahale
etmeye izin veren refah devleti bunu yapmaya
alflmaktadr. Ancak refah devletinde de sosyal ve ekonomik adaletin tam olarak saland
sylenemez. Zira bunun iin sosyal ve hukuk
devletine ihtiya vardr. Sosyal hukuk devletinin
grevi, artk yalnzca temel haklar ve zgrlkleri korumak deil, bu haklar ve zgrlkleri koruyarak, toplumun btn yelerine, btn sosyal, kltrel, ekonomik zenginliklerin adil bir flekilde datlmasn salamaktr. Ancak bu yeni
devlet anlayflnda sosyal ve ekonomik adaletin
gerekleflmesinden szedilebilir. II. Dnya Savaflndan sonra birok lke sosyal ve hukuk devleti olma yolunda anayasalar yapmfltr. Trkiye ise
1961 Anayasas ile bu yolda ilerlerken sonrasnda
gelen darbe anayasalar ile bu amacna ulaflamamfl, bugn tekrar sosyal ve hukuk devleti olma
idealinden daha sk sz edilmeye bafllanmfltr.
43
Kendimizi Snayalm
1. Afladakilerden hangisi adaletin trleri arasnda saylabilir?
a. Sosyal Adalet
b. Ekonomik Adalet
c. Hukuki Adalet
d. Yeniden Datc Adalet
e. Siyasi Adalet
2. Afladaki dflnrlerden hangisi Rawlsun hakkaniyet teorisine eflitli nedenlerle karfl kmfl olamaz?
a. Adam Smith
b. Robert Nozick
c. F.A.Hayek
d. Michael Walzer
e. Michael Sandel
3. Afladakilerden hangisi sosyal adaletin tarihsel geliflimi asndan doru bir ifade deildir?
a. Sosyal adalet gerek anlamyla 20.yzyln rndr.
b. Sosyal ve Ekonomik adalete dair ilk belirtiler
1793 Fransz Anayasasnda kendisine yer bulmufltur.
c. 1848 devrimi ve 1871 Paris Komnnn kurulmasyla sosyal ve ekonomik adalete dair nemli yol katedilmifltir.
d. Nazizm ve Faflizmle birlikte sosyal ve ekonomik
adaletin gerek anlamda uyguland grlr.
e. Liberal deerler ykseldike sosyal ve ekonomik adalet geri planda kalmfltr.
4. Sosyal adalet dflncesinin ahlaki deerlerle rtflecek bir teori olarak nitelendirilmesi, afladaki durumlardan hangisinin gstergesi olabilir?
a. Ahlaki deerlerin hukuk ve politika ile iliflkisi
olduunun
b. Hukuk ve politika arasnda bir iliflki olduunun
c. Sosyal adaletin hukuki bir kavram olduunun
d. Ahlaki deerlerin ancak sosyal adaletle gerekleflebileceinin
e. Ahlak ve etik arasnda bir iliflki olduunun
44
Siyaset Felsefesi-II
9. Bir toplumda ......................... ynden gl ve gsz halk gruplar arasnda ekonomik eflitliin temini
yoluyla bir ........................ denge salanmasdr.
Afladaki kelime gruplarndan hangisi boflluklar doldurmaya uygundur?
a. ekonomik/sosyal-siyasal
b. hukuki/siyasal
c. dinsel/ekonomik
d. sosyal/siyasal
e. toplumsal/ekonomik
10. Bir lkede sosyal ve ekonomik adaletin salanmasnn garantr afladaki mercilerden hangisi olmaldr?
a. Yerel Ynetimler
b. Mftlk
c. Devlet
d. Sivil toplum kurulufllar
e. Basn-Yayn
45
Okuma Paras
Hakkaniyet Olarak Adaletin ncelikli Amac
Temel zgrlkler yaklaflmndaki iki boflluu ele almadan nce, birka noktadan sz edilmelidir. lk olarak,
adaletin iki ilkesi flu flekilde ifade edilmektedir:
a. Herkes baflkalarnn zgrlkleriyle uyumlu tamamen yeterli eflit temel zgrlkler dzenine sahip
olma yolunda eflit hakka sahiptir.
b. Toplumsal ve ekonomik eflitsizlikler iki flart karfllamaldr. lk olarak, adil frsat eflitlii altnda herkese
ak olan konum ve makamlarla ilgili olmaldr ve
ikinci olarak, toplumun en az avantajl yelerinin en
ok faydasna olmaldr.
Yukardaki adaletin birinci ilkesinde sz edilen deifliklik, tamamen yeterli sistem ifadesinin yerine gemesidir. Bu deifliklik uyumlu kelimesinin bir sfat
olarak kullanlmasn gerektirmifltir. Bu deiflikliin nedenleri daha sonra aklanacak.
Yine hazrlayc noktalardan birisi de adaletin birinci ilkesindeki eflit temel zgrlklerin flu flekilde listelenmesidir: fade ve vicdan zgrl; siyasal zgrlkler
ve rgtlenme zgrl, kiflinin zgrl ve onuruna iliflkin zgrlkler ve son olarak, hukuk devletinin
iine ald hak ve zgrlkler. zgrle, sanki zgrlk denen fleyin ncelikli bir anlam varmfl ve siyasal ve toplumsal adaletin tek olmasa da ana amac gibiymifl gibi bir ncelik verilmemifltir. Elbette, yeterli neden olmadan eylemler zerinde yasal ya da dier trden snrlamalar koymaya karfl genel bir eilim vardr.
Ancak bu eilim hibir zgrle zel bir ncelik tanmaz. Bununla birlikte Hart, Kuramda benim bazen zgrln nceliinden, bunu kasteden argman ve ifadeler kullandm sylemektedir; ancak, kendisinin de
grd gibi, bu doru bir yorum deildir. Demokratik
dflnce tarihi boyunca ama, mesela deiflik haklar bildirgelerinde ve insan haklar beyannamelerinde yeralan
belli zgrlklere ve anayasal gvencelere ulaflmakt.
Temel zgrlkler yaklaflm bu gelenei izlemektedir.
Bazlar temel zgrlkleri bir liste hlinde sunmann
felsefi bir adalet anlayflnn kanmas gereken geici
bir tedbir olduunu dflnebilir. Genel tanmlar ve kapsaml ilk ilkeler fleklinde sunulan ahlak doktrinlerine
alflzdr. Bununla birlikte, adaletin iki ilkesinin paras olduunda taraflarn bafllang durumunda elde bulunan dier adalet ilkelerini deil de bu ilkeleri semelerine yol aacak bir zgrlkler listesi bulduumuzda,
hakkaniyet olarak adaletin bafllangtaki amacnn gerekleflmifl olduunu syleyebiliriz. Bu ama, adaletin
46
Siyaset Felsefesi-II
1. d
Sra Sizde 1
Hkimin bu karar hem adil hem de adil olmayan bir
karar olarak yorumlanabilir. Zira biz bu duruma kural
adaleti bakmndan bakarsak, eylemin ierii yerine biimini gz nnde bulundurarak karar vermeliyiz. Vergi karmak eer su olarak tanmlanmflsa, bireysel
farkllklar gz nnde bulundurulmadan ayn cezay
vermek adildir. Ancak duruma hakkaniyet asndan
bakldnda, her ne kadar bir su ifllemifl olsa da, asgari cretle alflan bir iflinin patronuyla ayn oranda vergi demesi hakkaniyete uygun olmadndan, ayn cezay almas da adil olmayacaktr.
2. a
3. d
4. a
5. b
6. e
7. a
8. e
9. a
10. c
Yantnz yanlfl ise Adalet Trleri bafllkl ksm tekrar okuyunuz. Yeniden datc adaletin
hakkaniyet olarak adalet trnn bir dier ad olduunu hatrlayacak, dier flklarnsa adaletin trleri deil, farkl alanlar olduunu anlayacaksnz.
Yantnz yanlfl ise Hakkaniyet olarak Adalet
alt bafllkl ksm tekrar okuyunuz. Adam Smith
1723 ile 1790 yllarnda yaflamfl olup, Rawlsun
teorisini elefltirmesi sz konusu deildir. Ancak
seeneklerdeki dier dflnrler gerek liberalizmin temsilcileri, gerek de cemaatiliin temsilciler olarak Rawlsun teorisine karfl kmfllardr.
Yantnz yanlfl ise Sosyal Adalet Nedir bafllkl ksm tekrar okuyunuz. Nazizm ve faflizm sosyal ve ekonomik adaletin gereklefltii rejimler
deildir. Zira insann temel hak ve zgrlklerinin olmad sistemlerde sosyal ve ekonomik
haklardan da hi sz edilemez.
Yantnz yanlfl ise Sosyal Adalet Nedir bafllkl ksm tekrar okuyunuz. Ahlaki deerlerin hukuk ve politika ile iliflkisi olduunun kant, sosyal adalet dflncesinin ahlaki deerlerle rtflyor olmasdr. Dier seenekler, farkl iliflkileri iermektedir.
Yantnz yanlfl ise Ekonomik Adalet Nedirbafllkl ksm tekrar okuyunuz. Burada ekonomik adaletle ilgili doru ifadenin ancak b flkk olduu grlr.
Yantnz yanlfl ise Ekonomik Adalet Nedirbafllkl ksm tekrar okuyunuz. Doru flkta
yer alan rnek, ekonomik adaletin deil, sosyal
adaletin konusuna girer.
Yantnz yanlfl ise Sosyal ve Ekonomik Adalet
Birlikte Dflnlebilir mi? bafllkl ksm tekrar
okuyunuz. Sosyal Adalet kavram ekonomik
adaleti tanmlamak iin yeterli olmayp, sosyal
adalet kavram ekonomik adaletle birlikte kullanlmas, sosyal adaletin ekonomik adaletle ayn fley olmadn kantlamaktadr.
Yantnz yanlfl ise Sosyal ve Ekonomik Adaletin Uygulanmas bafllkl ksm tekrar okuyunuz. adafl Devletin grevleri arasnda piyasaya mdahalesi olsa da, bu snrsz deildir.
Yantnz yanlfl ise Sosyal ve Ekonomik Adaletin Uygulanmas bafllkl ksm tekrar okuyunuz. Burada hatrlayacaksnz ki, bu bofllua en
uygun gelen ifadelerin a flkknda yer aldn
greceksiniz.
Yantnz yanlfl ise Sosyal ve Ekonomik Adaletin Uygulanmas bafllkl ksm tekrar okuyunuz. Sosyal ve ekonomik adaletin uygulaycs
ne dinsel, ne de toplumsal kurulufllardr, yalnzca devletin grevidir.
Sra Sizde 2
zrl vatandafln maaflnn daha fazla olmas, ekonomik adaletin IV. Kural gerei, yani ihtiyaca gre datma gre yapld iin ekonomik adaletin salandn
gsterir. Ancak bu durum sosyal adaletin de salandn gstermez. Zira sosyal adaletin de salanmas iin
cretsiz izin ve alflma saatlerinin de bu farkllk gzetilerek uygulanmas gerekir; yani sadece ekonomik adaletin salanmas sosyal adalet iin yeterli deildir. Sosyal adalet iin ayrca sosyal haklar bireysel farkllklar
da gzetilerek verilmelidir.
Sra Sizde 3
Siyasi partilerin seim kampanyalarn sosyal ve ekonomik adaleti gereklefltirmek zere belirlemesi, ilk olarak toplumun en temel isteinin de bu ynde olduunu gsterir. Ayrca sosyal ve ekonomik adalet vaadinin
siyasi iktidar ele geirmenin de en nemli koflulu olmas, klasik devlet ve iktidar anlayflnn da sosyal devlet ve iktidara doru deifltiini gsterir. Ancak bu flekilde adafl, evrensel bir hukuk devleti salanabilir.
Yararlanlan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
Aristoteles. (1997). Nikomakhosa Etik. eviren Saffet
Babr, Ankara: Ayra Yaynevi.
Bal, A. fi. (2001). okkltrllk ve Sosyal Adalet.
Konya: izgi Kitabevi Yaynlar.
Bal, M. (2011). Adalet Hakknda Felsefeciler Neler Dflnyorlar, FelsefeYazn, say: 18, s.73-84.
Bidet, J. (1995). John Rawls et la thorie de la justice. Paris: PUF.
Campbell, J. K., ORourke. M., Shier, D. (2005). Law
and Social Justice. London: The Mt Press.
Griz, A. (2001). Adalet Kavramnn Belirsizlii, Adalet Kavram iinde, ed. A. Griz, Ankara: Trkiye
Felsefe Kurumu Yaynlar.
Grkan, . (2001). Sosyal Adalet, Adalet Kavram
iinde, ed. A. Griz, Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.
Hahnel, R. (2005). ktisadi Adalet ve Demokrasi. stanbul: Ayrnt Yaynlar.
Hahnel, R. ve Albert, M. (1994). 21.Yzyl in Katlmc Ekonomi. stanbul: Ayrnt Yaynlar.
Hayek, F. A.(1995). Droit, lgislation et libert, Paris:
PUF.
zveren, A. (1991). Bir adafl Ahlak Sorunu Olarak
Sosyal Adalet, Argumentum, say: 7, s.100-104.
Kuuradi, . (2001). Adalet Kavram, Adalet Kavram
iinde, ed. A. Griz, Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.
Peffer R. G. (2001). Marksizm, Ahlak ve Toplumsal
Adalet. eviren Yavuz Alogan, stanbul: Ayrnt Yaynlar.
Rawls, J. (2007). Siyasal Liberalizm. eviren M. Fevzi
Bilgin, stanbul: Bilgi niversitesi Yaynlar.
Rawls, J. (1997). A Theory Of Justice. Cambridge: The
Belknap Press of Harvard University Press.
Savafl, Vural Fuat. (2001). Ekonomik Haklar, Refah
Devleti ve Adalet stne Baz Dflnceler, Adalet
Kavram iinde, ed. A. Griz, Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.
Yayla, A. (2000). Liberal Bakfllar. Ankara: Liberte Yaynlar.
Walzer, M. (1997). Sphres de justice. Paris: Editions
Seuil.
Wronka, J. (2008). Human Rights and Social Justice.
California: Sage Publications.
47
SYASET FELSEFES-II
Amalarmz
N
N
N
N
Anahtar Kavramlar
deoloji
Anarflizm
Marksizm
Faflizm
Sosyalizm
deolojik bakfl
Komnizm
deolojik Kamplaflma
indekiler
Siyaset Felsefesi-II
deolojiler
deolojiler
GRfi: DEOLOJ NEDR?
Kkleri Eski Yunancadaki eidos ve logos szcklerine uzanan fakat gemifli Aydnlanma ve Fransz Devrimine dayanan ideoloji, gerek sosyal bilimlerin gerekse felsefenin en ele avuca gelmez kavramlarndan biridir denilse herhlde bu bir abart
olmaz. Gnmzde siyaset alanndaki pek ok tartflmann odanda da yer alan
bu kavramdan neyin anlafllmas gerektii zerinde belirgin bir uzlaflmann salandndan sz etmek gtr, zaten ideoloji kavramndaki deiflkenliin bafllca nedenlerinden biri de budur (Mc Lellan 2005, s.1). Sosyal Bilimler El Szlnde bu
kavramn Belirli bir grup ya da organizasyonun ilgilerini hakl bulan ve destekleyen ortak fikir ve inanfllar; Egemen gruplarn karlarn hakl gstermeyi salayan, paylafllan dflnce ya da inanlar ifadeleriyle aklandn grebiliriz (Arda
2003, s. 268). Dflnce, inan, hakl gsterme gibi unsurlara baflvurularak tanmlanan ideolojiler kendilerine felsefi bir temel bulmaya, kendilerini felsefeyle temellendirmeye alflmaktadr, fakat ideolojilerin her zaman felsefi bir temele yaslandklarn sylemek gtr. flte biz, bu nitede ideolojiyi siyaset felsefesinin bir
kavram ve sorunu olarak ele alacak, onun dflnce tarihindeki geliflim srecini
ana hatlaryla tandktan sonra bafllca ideolojileri inceleyecek ve son olarak ideolojiyi siyaset felsefesi asndan deerlendirmeye alflacaz.
deolojiyi ilk kez kullanan Antoine Destutt de Tracyye gre (1754-1836), bu
kavram felsef-bilimsel bir disiplinin addr ve bu disiplin dier bilimler iin bir temel oluflturur (zbek 2003, s.9). deolojinin amac, dflncelerin doal kkenlerini arafltrmak, dflnceye iliflkin yanlglar ve yanlfllklar ortaya kararak toplumsal reformlarn hizmetine sunmaktr (elik 2005, s. 28).
Sinan zbek, deoloji Kuramlar adl yaptnda, Tracyden nce bu kavramn
hazrlayclar olarak Francis Bacon (1561-1626), Adrien Helvtius (1715-1771) ve
Dietrich Holbach (1723-1789) gibi dflnrleri anar (zbek 2003, s. 9). deoloji kavramnn kullanlflna giden yolun, 16. yzylda tienne de la Botienin Gnll
Kulluk zerine Sylev adl yaptnda dile getirdii bir soruya yant arayfl ile birlikte ald sylenebilir (elik 2005, s. 13). Botienin sorusu, yzlerce, binlerce kiflinin de tesinde, yz lke, bin flehir ve ilerinde en iyi durumdaki insanlarn bile kle ve serf hline getirilmifl bir milyon insann tek bir kifliye saldrmamasnn nasl
aklanaca zerinedir (Botie 1995, s. 23). Bu soruyu, Wilhelm Reich, a olan ounluun neden almaya alflmad, smrlen ounluun neden ayaklanma girifliminde bile bulunmad sorusu biiminde dile getirir (Reich 1974, s. 53). Grl-
deoloji kavramnn
kullanmna ilk olarak
Antoine D. De Tracynin
deolojinin Unsurlar adl
yaptnda rastlanr.
50
Siyaset Felsefesi-II
De la Botie, kleleflen
milyonlarca insann tek bir
kifliye saldrmamasnn nasl
olanakl olduu sorusunu
gndeme getirmifl ve amac
bu olmasa da, ideoloji
kavramnn
hazrlayclarndan biri
olmufltur.
d gibi, ideoloji kavramnn ortaya kmasna dek uzanan sre, ayn zamanda
Avrupa toplumundaki yerleflik yapnn, kurumlarn ve egemenlik anlayfllarnn
kapsaml bir sorgulama ve elefltiri szgecinden geirilmesi srecidir.
Rnesans ve Reform hareketlerinin sonrasnda bilimsel ve felsefi bir aydnlanma yaflayan Avrupa toplumlarnda, akl ve bilim araclyla doann gizemlerinin
zlebilecei, doaya insan istenci dorultusunda egemen olunabilecei grflleri arlk kazanmaya bafllar. Bu yndeki inancn en ak dile getirilifllerinden biri,
Baconn Aristotelesin Organon adl yaptna gnderme yaparak Aristoteles ve
skolastik felsefe ile hesaplaflmaya girifltii Novum Organumunda karflmza kar.
Bacon, bu yaptnda doller retisi olarak da adlandrlabilecek bir dflnce gelifltirmifltir. Baconn idoller retisinin dayand temel nkabuller flyle sralanabilir: 1. nsan, doay bilecek ve ona egemen olacak olanaklara ve gce sahiptir.
2. Doaya egemen olmak iin onu tm gizemleriyle ve olduu gibi bilmek/tanmak gerekir. 3. Doay olduu gibi tanmak iin, usu olabildiince saflafltrmak, yani onu duyum ve algnn arptmalarndan ve kendisinde yerleflip kkleflerek doay olduu gibi tanmamza engel olan nyarg kalplarndan -ksacas idollerdenarndrmak gerekir. Bu idolleri Bacon; soy, maara, arfl ve tiyatro idolleri olmak
zere drt bafllk altnda ele almfl ve aklamfltr. Buna gre soy idolleri, insann
doasndan kaynaklanan nyarglardr. Szgelimi, doadaki her nesneye insan
zellikleri yklemek ve algladmz her fleyi insan llerine uydurarak anlamaya alflmakla soy idollerinin etkisi altndayzdr. Maara idolleri Platonun Maara
Benzetmesine gndermede bulunarak insann duyum ve algdaki yetersizliklerini
ve bu yetersizliklerden kaynaklanan bireylerdeki nyarglar ifade eder. arfl idolleriyle insanlarn toplumsal yaflam ierisinde birbirleriyle dilsel-kltrel alflverifllerinden doan, dilde yerleflmifl kalplarn tafld nyarglar dile getirilir. Son olarak
tiyatro idolleriyle de, geleneklere ve dflnce alannda otorite kabul edilen kimselerin baz sz ya da dflncelerine duyulan sorgusuz ve nedensiz ballktan kaynaklanan nyarglar dile getirilmifl olur.
Bacon, idollere iliflkin grflleriyle her ne kadar toplumsal deiflim ve dnflmler gereklefltirme kaygs taflmamfl olsa da, onun idoller retisi, devrime doru
ilerleyen 18. yzyl Fransasnda Aydnlanmac dflnrlerin dogmalara ve kiliseye
karfl mcadeleleri iin kuramsal bir malzeme olarak kullanlmfltr (zbek 2003, s.
20). Deiflen toplumsal koflullarla birlikte, burjuva snf, idoller retisini eski -daha dorusu feodal ve oligarflik- dzenin bir elefltirisine dnfltrmfltr. doller retisi de, bu elefltiriler srecinde, doal ve genel geer olarak tasarlanmfl ilkelerin
siyasal alanda karfllnn bulunduu dflncesinin arlk kazanmas ve bu ilkelerin egemenler tarafndan belirlenip yaygnlafltrld ynl kannn glenmesi gibi
nedenlere bal olarak, yetersiz grlmfl ve elefltirilmifltir (a.y., s. 23-24).
Baconn idoller retisini kullanan, ama sonrasnda bunu hem idoller elefltirisine, hem de kapsaml bir toplum elefltirisine dnfltren Aydnlanma dflnrlerinden Adrien Helvtiusa ve Dietrich Holbacha da deinmek yararl olacaktr.
Helvtiusa gre insanlarn dflnce biimlerinin kayna karlardr (a.y., s. 25).
Fakat bu karlar da insann yaflad toplumdaki konumuyla dorudan iliflkilidir,
hatta Fikirlerimiz, iinde yafladmz toplumlarn zorunlu sonulardr. (aktaran:
zbek 2003, s. 25). Toplumsal varlmz, Helvtiusa gre g sevgisi tarafndan
ynlendirilir. Fakat bu g sevgisi, kendisini iktidarn karlarnn koruyucusu ideler olarak birey yaflamndan ve eylemlerinden ayrmfltr (a.y., s. 26). Yine Helvtiusa gre, toplumda gc elinde bulunduran aznlk, yani bykler, toplumun
ounluunu oluflturmalarna karfln g sahibi olamayan kkleri egemenlik-
Helvtius, insanlarn
dflnce biimlerinin
kayna olarak karlar
grmfl, karlarn
insanlarn toplum iindeki
konumlaryla dorudan
iliflkili olduunu ileri
srmfltr.
Holbacha gre, egemenlerin
glerini ve iktidarlarn
pekifltirmek zere
baflvurduu tedbirler,
herkesi doufltan salgn bir
hastala, yanlg
hastalna mhkum
etmifltir.
51
3. nite - deolojiler
leri altnda tutar ve Helvtius bu olguyu Byklerin nyarglar kkler iin yasadr biiminde dile getirir (a.y., s. 27).
Holbach, Helvtiusla karfllafltrldnda, egemenlerin ynlendirme aralarna
karfl daha kktenci bir tutuma sahiptir ve egemenlerin ynlendirme aralarn paralayp ortadan kaldrmay amalamfltr (a.y., s. 29). Helvtiusun az nce deindiimiz elefltirisini daha sert ifadelerle yanstan Holbacha gre ise, egemen snfn
iktidarn ve gcnn kalcln pekifltirmek zere baflvurduu tedbirlerin doal
bir sonucu olarak, tm insanlar doar domaz yanlg salgnna yakalanmfl birer
hastaya dnflmektedirler.
flte Tracy, bir yandan byle bir dflnsel altyapdan yararlanp dier yandan
Locke (1632-1704) ve Condillac (1715-1780) ile hesaplaflarak kendi felsefesini
olufltururken, dflnce sisteminin nemli bir unsuru olan ideoloji kavramn kullanr ve ieriklendirir (a.y., s. 35). Yukarda da dile getirdiimiz gibi, Tracyye gre ideoloji, idelerin bilimidir ve bu bilim, insann tinsel yeteneklerini, dinsel grflleri dikkate almakszn arafltrmakla grevlidir; zellikle dinsel retileri dfllayc tutumuyla doa bilimi gibi davranmas gerekir. deler de, Tracyye gre bilginin
oluflmas ve yaygnlaflmas iin gereklidir; buna bal olarak, idelerin bilimi ideoloji, en temelde duran bilim olur (a.y., s. 37). delerin kklerinin ve kurucu unsurunun arafltrlmasn amalayan ideoloji, insan bilincinin, bilincin nasl yaplandnn ve bu bilincin ieriinin bir zmlemesi olmas bakmndan tm bilimlerin temelinde duran felsef bir bilimdir (a.y., s. 38).
Grld gibi, Tracynin ideolojiye ykledii anlam, gnmzdeki kullanmndan olduka farkl. Bu durumda, ideolojinin olumsuz, hatta sulayc bir kavram hline nasl dnfltn, daha dorusu dnfltrldn sormak gerekiyor. deolojiye gerekten uzaklaflma, gereklikten kopma, gereklii skalama, nihayet yanlfl bilin anlamlarnn yklenmesine ve sonrasnda kavramn bu
anlamlara gelecek biimde kullanlmasna yol aan, General Napolon Bonaparte
(1769-1821) ve onun ynetim anlayfl olmufltur. 9 Kasm 1799da diktatrln
kurmasnn nn aacak hkmet darbesini gereklefltiren Bonaparte, ideolojiyi
Tracy gibi anlayan Aydnlanma dflnrlerini, bir dnem bu dflnrlerle birlikte
hareket etmifl olmasna karfln, kendi iktidarnn ve siyasi planlarnn nndeki engeller olarak grmfltr; dier yandan kendisi, gereki siyaset yapt kansndadr (a.y., s. 52). deolojinin gnmzde de etkisini srdren bu olumsuz kullanmna, zellikle siyaset sorunlarnn tartflld platformlarda rastlyoruz. Herhangi
bir siyasi grfl ya da ideolojiyi benimsemifl bir tarafn, siyasi-toplumsal, hatta bazen hukuksal bir sorun tartfllrken, kendisinin sorunlar bilimsel ve doru, kendisiyle ayn grfl paylaflmayan baflka taraflarnsa ideolojik adan deerlendirdiini ne srdne sklkla tank oluyoruz. Byle bir tutumda aflrya kama, en
ok birlikte yaflama kltr, karfllkl hoflgr gibi toplumsal balar glendiren
deerlerin zarar grmesine neden olur. nitemizin bundan sonraki ksmnda, bafllca ideolojileri ve savunduklar toplum ve siyasi ynetim anlayfllarn yakndan tanmaya alflacaz.
deolojinin olumlu ve olumsuz anlamlandrlfl zerinde dflnn.SIRA
Sizce
insanlar neden
SZDE
hep kendilerinden ziyade baflkalarnn dflncelerini ideolojik diye yaftalama eilimindedir? Aranzda tartfln.
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
52
Siyaset Felsefesi-II
BAfiLICA DEOLOJLER
Marksizm-Sosyalizm-Komnizm
Marx, Hegelin diyalektik
esaslara dayal
sistematiini biim olarak
korusa da, bu sistemin
ieriini kkl biimde
deifltirerek kendi tarih
felsefesini ortaya koyar.
Marksist ideolojinin ve bu
ideolojinin ngrd
esaslara gre devlet kurmay
hedefleyenlerin bafllca
kayna, Marx ve Engelsin
birlikte kaleme aldklar
1848 tarihli Komnist
Manifestodur.
Marx ve Engelsin en bilinen
szlerinden biri de,
Komnist Manifestoda dile
getirdikleri, Dnyann
btn iflileri, birleflindir.
Marksizm ve ona dayanarak ortaya kan sosyalizm ve komnizm ideolojileri, temellerini Karl Marxn (1818-1883) ve yakn dostu Friedrich Engelsin (1820-1895)
felsef grfllerinden alr. Bu yzden Marksizmi, sosyalizmi ve komnizmi tanmak
iin, ncelikle Marxn ve Engelsin felsef grfllerini, zellikle de ilerlemeci tarih
anlayfllarn ana hatlaryla tanmak yararl olur.
Marx ve Engels, tarih felsefelerini gelifltirirken, dizge kurufl biimi bakmndan
ncelleri G. W.F. Hegelden (1770-1831) etkilenmifl olsalar da, ierii bambaflka bir
reti ortaya karrlar. Marxa ve Engelse gre Hegelin tarih felsefesi, filozofun
zihnindeki iliflkilerin, olgulara gidilerek saptanacak iliflkilerin yerini ald bir felsefedir (zlem 2004, s. 154). Fakat yaplmas gereken asl ifl, Hegelin dizgesini gerek iliflkileri temel alarak doldurmaktr. Bu da, varlk, toplum ve bilin arasndaki
iliflkiyi Hegelin kurduunun tersi ynde kurmay, yani bilincin varl ve toplumu
belirleyici olmas yerine, varlk ve toplumun bilinci belirledii dflncesini gerektirir (Marx 1993, s. 29).
Marx ve Engelsin materyalist, ilerlemeci ve belirlenimci (determinist) bir tarih ve toplum anlayfl olufltururken dayandklar temel ilke ve varsaymlar flyle
sralanabilir:
Tarihi toplumlarn sosyoekonomik yaplar, yani maddi iliflkiler a belirler.
Maddi iliflkiler ann en temel iki unsuru, retim gleri- yani makineler,
teknolojik altyap, insan becerileri vb. ve retim iliflkileri- yani retenle tketenler arasndaki toplumsal iliflkilerdir.
zel mlkiyet ortadan kaldrlmadka, snfl toplumlar son bulmaz, baflka
bir ifadeyle, snflar ekonomik temellidir ve zel mlkiyetin adaletsiz dalmna bal olarak doar.
Tarihte, snf atflmalarnn devrimle toplum yapsnn deiflmesine neden
olduu aflamalar belirleyicidir.
Proleteryann (yani geim kayna emei olan ifli snfnn) gereklefltirecei
devrimle birlikte, snflar ortadan kalkacak ve gerek zgrlk gelecektir, bu
da gerek insanlk tarihinin bafllangc olacaktr (Marx-Engels 1999, s. 111).
Marx ve Engelsin temsil ettii bu materyalist anlayfl, Alman deolojisi, Feuerbach zerine Tezler gibi yaptlarnda bir ideoloji elefltirisi olarak da karflmza kar ve Marx ile Engelsin ideoloji kavramn, Napolon Bonaparte dnemindekine
benzer biimde yanlfl bilin, aslnda olmayan fleylerden sz etme eilimi olarak yorumladklarn ve ideolojiye elefltirel yaklafltklarn grmek olanakldr (Mc
Lellan 2005, s. 25).
Bir ideoloji olarak Marksizmin temel amacnn snfsz topluma ulaflmak, yani
komnist aflamaya gemek olduunu syleyebiliriz. Sosyalizm de, Marxist ideolojide, komnizme doru ilerleyen tarihsel sre ierisinde, henz snflarn tamamyla yok olmad, fakat kapitalizme gre bolluun olduu bir geifl aflamas olarak grlr (Yazc 2008, s. 178). Bilindii gibi, komnist aflamaya geifl de ancak
bir devrimle mmkn olacaktr ve tarihsel sre, snfsz topluma doru evrildiine gre, er ya da ge proleterya devriminin gerekleflmesi de bir hayal ya da istek
deil, bir tr zorunluluktur. flte Marx ve Engelsin materyalist tarih felsefelerini ayn zamanda da belirlenimci klan unsur, ifli snf devriminin ve komnizmin gelifline atfettikleri zorunluluktur.
3. nite - deolojiler
Fakat Marksizm ekseninde daha ok komnizme bir geifl aflamas olarak deerlendirilen sosyalizmin temelini, yalnzca Marxn ve Engelsin felsefesinde bulan
bir ideoloji olduunu ileri srmek doru deildir. Platonun Devlet ve Thomas Moreun topya adl yaptlarnda sosyalizmi arfltran pek ok unsur bulunmakla
birlikte, sosyalizm szck olarak ilk kez Robert Owen, Saint-Simon ve Proudhon
gibi elefltiri dflnrlerinin yaptlarnda kullanlmfltr (a.y., s. 179). Bu dflnrlerin sosyalizm anlayfllarna gre, zel mlkiyet kaldrlmal, toplumun rettii gelir adaletli bir biimde yeniden datlmal ve retim aralar tamamen devlete devredilmelidir (a.y.). Sosyalizmde devlet, retim aralarnn sahibi ve ekonomideki
retim ve yatrmlarn planlaycsdr. Ayrca sosyalizmde, ekonomiyi ynetecek
kimselerin demokratik seimle, halktan yetki alarak greve gelmesi gibi ksmen
kapitalizmle de rtflen grfller de yer alr; zaten sosyalizmin komnizm gibi tek
bir uygulama modeli yoktur, aksine her toplumun kendi koflullarna uygun farkl
sosyalizmlerden sz edilebilir.
Marksizm, sosyalizm ve komnizm gibi ideolojilerin kendilerine taraftar bulmas, ortaya ktklar 19. yzylda Avrupa toplumlarnn eflitlie duyduu zlemin bir
ifadesi olarak yorumlanabilir. Fakat zellikle komnizmin snfsz topluma dayandrd gerek zgrlk vaadleri gerekleflmemifl, aksine, bu ideolojinin 20. yzylda hayata getii Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birlii (1917-1992) ve in Halk
Cumhuriyeti gibi lkelerde komnizm, proleterya diktatrlne dayal rejimlere
dnflmfltr. Bu da bizi, devletin ve dzenin yalnzca egemen snflarn bir arac
olup olmadn sorgulamaya davet eder. fiimdi de bu sorgulamay yaparak devletin varlna karfl kmak gerektii sonucuna varmfl dflnrlerin ortaya koyduklar bir ideolojiyi, yani anarflizmi tanmaya alflalm.
53
Komnizm Latincede
herkese ait olan
anlamdaki communis
szcnden gelir.
Komnistler, devrim yoluyla
herkesin ekonomideki
toplam gelirden eflit pay
ald bir toplum dzenini
gereklefltireceklerini vaat
eder.
Anarflizm
Anarflizmi incelemeden nce, anarflizm hakknda yaygnlaflmfl bir genel kany
hatrlatarak ve bu kannn yanlflln ortaya koyarak ifle bafllamak yararl olacaktr. Gndelik konuflmada, halk dilinde anarflist denildiinde her trl dzene
baflkaldran, hibir dzeni tanmayan ve istemeyen kifliler anlafllr ve bu anlama biiminin gemifli Fransz Devrimine kadar uzanr. O dnemde varolan toplumsal dzeni ykmak ve deifltirmek isteyen kifliler iin kullanlan bu olumsuz
niteleme, zamanla gndelik dile de yerleflmifltir. Oysa anarflizm, sanlann aksine
bir toplumsal dzeni hedefler, fakat anarflizmin idealize ettii toplum dzeninde
devlete yer yoktur.
Eski Yunancada -in yokluu ya da -in olmamas anlamlarn veren a- n
eki ve ynetici anlamn veren archos szcklerinin birlefliminden oluflan anarfli szc, genel olarak g yokluu, ynetimin olmamas anlamna gelir.
Anarflizm, bireyin toptan zgrln, devlet kurumunun yokluunda da insanlarn bir toplum dzeni, stelik daha adaletli ve zgrlk bir toplum dzeni kurabileceini savunan bir ideolojidir.
Anarflizm, devleti, zgrlkleri kstlayan, insanlar iin gereksiz masraflar karan, tm bunlar yetmezmifl gibi yalnzca belli insanlarn ya da ekonomik snflarn
karlarn koruyup kollayan, dier insanlar da hem smren hem de zgrlklerini zor kullanc aralaryla kstlayan, z itibaryla kt bir kurum olarak yorumlayan bir ideolojidir. Bu ideolojinin klasik temsilcilerinden Pyotr Alexeyevi Kropotkin (1842-1921), adafl Bilim ve Anarflide toplum anlayfln szn ettiimiz
ilkelerden yola karak flyle aklar:
Anarflist denilince, tm
dzenleri reddeden,
toplumda karmafla ve
dzensizlik yaratmak isteyen
kifliler anlafllr. Oysa
anarflistlerin karfl olduu,
bir toplum dzeni deil,
hiyerarflik esaslara dayal
devlet ve onun temsil ettii
otoritedir.
54
Anarflizm, devletsiz bir
toplum dzeninin
varolabileceini savunan,
devleti z bakmndan kt
olarak niteleyen bir
ideolojidir.
Anarflizmin belli bafll
savunucular olarak
Kropotkin, Bakunin,
Proudhon, Godwin, Goldman
ve Stirner saylabilir.
Siyaset Felsefesi-II
...Biz toplumu, gemifl barbarlk ve zulm dzenlerinin bize miras olan yasalarla ya da ister seilerek ister zorla bafla gemifl egemenlerle ynetilen bir yap
olarak deil, tpk detler, gelenek-grenekler gibi zgrce oluflmufl karfllkl anlaflma, rza iliflkilerine dayal canl bir organizma olarak gryoruz... (Kropotkin
1999, s. 75).
Bu toplum anlayflnda devletin dflland fakat toplumsal dzen dflncesine
yer verildiini gryoruz. Zaten Kropotkine gre anarfli de (anarflizmi kastediyor)
baflkalarn kendi istencine balayan hibir saltanat, despotu, kulluk iliflkisini kabul etmedii gibi, srekli olumluya doru bir deiflimi, daha dorusu ilerlemeyi
kabul eder (a.y. , s. 76).
Kropotkinde toplumcu yn ne kan anarflizmin, ilk olarak Max Stirner tarafndan savunulmufl olan bireyci bir baflka biimi de bulunur. Farkl geleneklerden
oluflan bireyci anarflizm, bireysel bilincin ve bireysel karn, herhangi bir kollektif organ ya da kamu otoritesi tarafndan engellenmemesi gerektiine inanr (Ward
2004, s. 2). Bireyci anarflizm, sosyal, sosyalist, kollektivist, komnist akmlarn ortak mlkiyet dflncesine karfl mlkiyetin bireylerin elinde bulunmasn savunur
(a.y.). Bireyci anarflizmin Henry David Thoreau, Josiah Warren, Murray Rothbard
ve William Godwin gibi temsilcileri de bulunur (Woodcock 2004, s. 20). Fakat tm
bu isimlerden nce Max Stirneri anmak uygundur: Stirnern felsefesi bireyci anarflizmin egoist biimidir; Stirnere gre tanr, devlet, ahlak kurallar ve toplumu dikkate almadan istedii gibi eyleyen bireyin, toplum yelerine karfl hibir sorumluluu yoktur (Miller 1987, s. 11). Stirnere gre haklar insan aklndaki korkulardr ve
toplum denen fley yoktur; bireyler onun gerekliidir (a.y.) Mlkiyeti haklarla
deil, g ve kudretle sahip olunan varlklar olarak grr. Stirner, merhametsizlie saygnn gsterilecei egoistler birliini, insanlar biraraya getirecek rgtlenme
modeli olarak grr (Woodcock 2004, s. 20).
Daha ok 20. yzyln ikinci yarsnda artan evre sorunlarnn bir rn olarak
da grlebilecek olan yeflil anarflizm ise, zellikle doa-insan iliflkisi zerinde
duran bir anarflist dflnce hareketi olarak karflmza kar. Bu hareketin temel sorunu, endstri ncesi toplumu, hatta bazen tarm ncesi toplumu yeniden canlandrmaktr. nsanlar doal yaflama yabanclafltran teknoloji ve ilerleme dflncesiyle ifade edilen endstri toplumu, bu hareketin elefltirilerinin arlk merkezini oluflturur. Felsef temel olarak Jean-Jacques Rousseaunun doa durumunu ven yazlarndan beslendikleri, ilham aldklar sylenebilir. Fakat bunlardan daha fazla, ilkelcilik (primitivizm) ortaya ktnda, Frankfurt Okulunun Marxistleri Theodor
Adorno ve Herbert Marcusenin dflnceleri ile Marshall Sahlins, Richard Lee, Lewis Mumford, Jean Baudrillard ve Gary Snyder gibi antropologlarn dflnceleri bu
hareketin flekillenmesinde nemli yer tutmufltur.
Kendilerini ilkelci (primitivist) -yani tamamen doal ve teknolojiden arnmfl bir
yaflamn savunucular- olarak adlandran baz yeflil anarflistler, doal yaflama tam
bir dnfl ve gebe avc-toplayc hayat tarzn savunurken, baflka bir grup yeflil
anarflist ise gndemine sadece endstri toplumunun ortadan kaldrlmasn alr, evcillefltirmeye veya tarm etkinliine karfl kesin bir karfl durufl sergilemezler. Birok
yeflil anarflist devrim sonras gelecekle balantl bu sorunlar bir kenara brakp
bugnn dnyasnn karfl karflya olduu sorunlara ve toplumsal devrim konusuna odaklanmfltr.
Haklarda eflitlik ve bireysel zgrlklerin en genifl lde tannmasn idealize
eden anarflizm ideolojisine yneltilen elefltiriler, bu ideolojinin devletsizlie ve otoritesizlie yapt vurgu zerinde younlaflr. Bu elefltirilere gre, devlet olmasa bi-
3. nite - deolojiler
55
le zor kullanma eflitli biimlerde kendini gstermeye devam edecek, hatta kurumsal kstlamalarn olmad bir ortamda baz bireyler, byk lde karlarn dayatacak baskc bir devleti ya da alternatif bir otoriter rgt oluflturmaya elveriflli
miktarda kayna ele geirme olanana sahip olacaklardr (Yazc 2008, s. 180).
yleyse, devletsiz bir toplumda byle bir riskle karfl karflya varolmaya alflmak
yerine, adaletli ve tm bireylerin gereksinimlerini gzeten doyurucu ve kabul gren bir devlet oluflturmaya alflmak daha yararl sonular olacak bir tercihtir (a.y.).
Fakat anarflizme karfl devletin varoluflunu savunanlarn anladklar devlet, aflada
Faflizm bafll altnda deineceimiz tarzda bir devletten olduka farkldr. Devletin tek bir kiflinin eline gemesi, bireyin tm istencini yok etmesi ve toplum zerinde sorgulanamaz bir otoritenin sahibi ve uygulaycs olmas nasl olur, ne tr
sonular dourur? flte bu sorular, Faflizm bafll altnda, faflist ideolojiyi tanma
erevesinde yantlamaya alflacaz.
Faflizm
Faflizmin szck kkeni, Antik Roma yneticilerinin genifl hkmet yetkisini simgeleyen ve ucunda balta bulunan bir ubuk demetinin ad olan Latince fasces szcnden gelir (Arda 2003, s. 193). Ayn simge daha sonralar Fransz Devrimi srasnda Aydnlanma anlamnda, halkn elindeki devlet gcn temsil etmek zere de kullanlmfltr. Sz konusu sembol, bir takm deiflikliklerle 1926 ylndan itibaren talyann resmi
devlet sembol olmufltur. Semboln l anlam, yani devlet gc, halk mlkiyeti ve
birliktelik, Benito Mussolininin siyasi propagandasnda kullanlmfltr (a.y., s. 194).
Faflizm, Mussolininin 1922de talyada iktidar ele geirmesinin ardndan, onun
iktidar dneminde resmi ideoloji biimini almfltr. Ksa sre ierisinde nce talyada, sonra Almanyada, 1945de ortadan kalkmas ve olumsuz etkilerinin anlafllmasndan sonraysa, tm dnyada genel anlamyla baskc, otoriter rejim anlayfln
betimler bir nitelemeye dnflmfl, Adolf Hitlerin 1933-1945 yllar arasnda Almanyada uygulad Nazizm baflta olmak zere, anti-demokratik ideoloji ve ynetim
sistemlerinin tamamna halk tarafndan verilen genel bir isim halini almfltr (a.y.).
Faflist ideolojinin temel niteliklerini flyle sralayabiliriz:
Toplumsal yaflamn btn, devletin iktidar elinde tutann dnya grflne
gre, yani lider ilkesine gre rgtlenir ve belirlenir.
Basn ve yayn kurulufllar mevcut ideoloji paralelinde yayn yapmaya zorlanarak, egemen grfle zt dflnceler ve elefltirel seslerin kmas eflitli bask unsurlaryla nlenir. Aykr yayn yapanlar sansrlenir, kapatlr veya baflka trl yollarla engellenmeye alfllr. Bylece egemen dflncenin karflsna farkl dflncelerin kmasnn nne geilmifl olunur ve tek tip dflnce, toplumda baskn hle getirilir.
Etnisiteyi ve rk temel alan bir milliyetilik ve vatanseverlik vgs yaygndr, vatan-milleti-devleti uruna lm gze almak yceltilir, belli kifliler bu
zellikleriyle kahramanlafltrlr.
Toplumun yesi kabul edildii rk ya da milletin dier rk ve milletlere stnl savlar ne srlr ve kant gsterilir, bu balamda tarihe ve tarih
yazclna byk nem verilir.
Komnizme, liberalizme, demokrasiye, hatta bazen kapitalizme bile kesin
bir karfl kfl sz konusudur.
Toplum sorunlarnn zmnde akl ve bilim yerine, duyguya, nefrete,
sylencelere (mitlere) dayanma eilimi gsterir ve usdflc (irrationalist) bir
felsefe anlayflndan beslenilir.
56
Siyaset Felsefesi-II
Saylan bu temel zellikleri yannda, faflist ynetimlerin asker rgtlenme, istihbarat gibi toplumda mutlak biimde egemen klnan dflnce sistemine karfl
kma olasl bulunan tm bireysel ve toplumsal oluflumlar yok etme gcn korumasna hizmet edecek her trl devlet rgtlenmesine nem verdii ve tm bu
trden uygulamalar meflrulafltrd da bilinen bir gerektir. Hatta rejim karflt ya
da afla kabul edilen rktan kimselerin devlet tarafndan ldrlmesi de, faflist rejimlerde hakl gsterilen ve uygulanmas normallefltirilen devlet politikalarndandr. Byle bir ideolojiyle ynetimin, 1948de kabul edilen nsan Haklar Evrensel
Bildirgesiyle hibir koflulda badaflmas mmkn deildir.
Fakat faflizmin de, aynen sosyalizmin olduu gibi, tek bir uygulama biimi yoktur. Szgelimi, talyan faflizminde rklk fazla ne kmamflken Alman faflizmi
dorudan doruya stn ya da r rk grflne ve bir tr Sosyal Darwincilie dayanr. Yine talyan ve Alman faflizmlerinde n planda olan totaliter ynetim modeli, Avusturya ve spanya faflizmlerinde ayn lde belirgin deildir. 1991den itibaren Yugoslavyann paralanmasyla sonulanan savafl bafllatan Slobodan Milosevic, rktan ok dinsel nefreti vurgulamfl ve Hristiyan Srplara Mslman Boflnaklar -ki onlar da aslnda Bosnal Srplardr- hedef gstermifltir.
Faflizm, sahip olduu temel
zellikler ve dayand ilkelerden
daha ok, talya ve Almanyadaki
uygulamalarndan ve milyonlarca
insana verdii byk ve etkisi
uzun srmfl zarardan dolay, lanetlenmifl bir ideolojidir. Geri II.
Dnya Savafln daha ksa srede
ve kesin olarak bitirmek zere
Amerika Birleflik Devletlerinin
gn arayla iki Japon flehrine (6
Austos 1945 Hiroflima, 9 Austos
1945 Nagazaki) att atom bombasnn yol at sonular gnmzde de gzlenebiliyor. Bu durumda, flu tarz sorular sormak kanlmaz oluyor: deolojinin iyisi
ya da kts olur mu, olursa nasl
olur?, deolojiler siyaset yaflamnda nasl bir yer tutmaktadr?, deoloji bir deer sorunu mudur yoksa bir deerlendirme yanlfll ya da eksiklii midir? flte bu sorularn yantn nitemizin son
bafll altnda arayacaz ve ideolojiyi bir siyaset felsefesi sorunu olarak konumlamaya ve deerlendirmeye alflacaz.
Faflizm, uyguland
toplumlarda yol at
sonular asndan
deerlendirilmifl ve 20.
yzyln lnetli ideolojisi
olmufltur.
Resim 3.1
20. yzylda
faflizm dendiinde
akla gelen ilk iki
isim, Adolf Hitler
(1889-1945) ve
Benito Mussolini
(1883-1945) yan
yana.
Kaynak:
http://ophidia-inherba.blogspot.com
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
Bafllca ideolojileri
ana hatlaryla tandnz. Sizce ideolojisiz bir siyaset yaflam ya da devSIRA SZDE
let ynetimi dflnlebilir mi, nasl? Aranzda tartfln.
D fi N E L M FELSEFES SORUNU OLARAK DEOLOJ
BR SYASET
N N
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
3. nite - deolojiler
57
t olmasnn bir lt ya da ltleri var mdr? Gnmzde herhangi bir ideolojik grflle kendimizi balarken ve kendimize yakn grdmz ideoloji dflndaki ideolojileri deerlendirirken nasl bir tutum taknyoruz? flte bu sorulara verilecek yantlar, ideolojilere karfl tutumumuzu ortaya koyacaktr.
oanna Kuuradi, Gelenek ve Devrim Ya da Felsefe ve Dnya Politikas adl yazsnda, kinci Dnya Savaflndan bu yana dikkate deer siyasi eylem ve kararlara,
yaygnlk kazanmfl dflnsel, sanatsal, ahlk ve toplumsal akmlara bakldnda,
adafl kltrn en belirgin zellii olarak insann yznn unutulmasnn, yani
insann deerinin sfra inmesinin gze arptn syler (Kuuradi 2010, s. 70).
Temel nitelii insan deerlerini sfrlamak olan adafl kltr, Kuuradiye gre,
her fley yaplabilir ilkesinin eylemleri belirleyen en yaygn ilke klnmas sonucunu dourmufltur (a.y., s. 71). Bireyleri sfrlar toplam olarak grenlerin bir ksm
kendilerini de byle bir toplama dahil etse de, baflka bir ksm kendilerini ve kendileriyle denk grdklerini bu toplamn dflnda tutar (a.y.). Kendilerini sfrlar
toplamnn dflnda tutan bu ikinci grubun temel zellii, ikiyzllktr; yani savunduklar ahlk deer yarglaryla, iyi-kt dedikleriyle eylem ilkeleri arasndaki
uyumsuzluktur (a.y.). nsanlara vaaz verdiklerinin tersi ynde eylemlerde bulunan
ve her fley yaplabilir ilkesini pervaszca temel alan bu grubun, yapp ettikleriyle, bugn pragmatizmi bir ideoloji konumuna getirdikleri sylenebilir (a.y.).
Aslnda Kuuradinin ideolojilefltiini ne srd pragmatizmin ana gndemi,
Endstri Devriminden bu yana kr payn arttrmaktan baflka hibir fleyi dorudan
fayda olarak grmeyen Avrupa burjuvazisinin, Aydnlanma dneminde rettii deerleri Avrupa Medeniyetinin dflnda kalan ve gnmzde az geliflmifl, geliflmekte olan nitelemeleriyle andklar toplumlara yaygnlafltrmaktan te bir fley deildir. Bu yaygnlafltrmann bir dier ad da emperyalizmdir.
Emperyalizm, faflizm gibi, insan deerini sfrlar ve kendisini alternatifsiz bir sistem olarak sunar. Buna karfl kanlar da dnya sorunlarna ideolojik bakmakla
etiketlenir ve kresel sermayenin krn arttrmak iin sergiledii adaletsizliklere
dikkat ekmeyi ve buna karfl harekete gemeyi tleyen tm yaklaflmlar, ayn
zamannda Napolonun dedii gibi, gereklie aykr olarak grlr. Belki de
burada, kendisini dorudan bir ideoloji olarak konumlamamfl olmasna karfln,
ideolojilerin en tehlikelisiyle karfl karflyayz: nsanlar tm ideolojilerin kt olduklarna inandrarak yalnzca retileni tketen, ideolojik bir bilinten ya da belirli bir siyaset bilincinden ve dnya grflnden yoksun, hatta gitgide kendisini dier canllar arasnda ayrcalkl klan biricik fleyin, yani deer belirleme ve deerlerce belirlenme olanann farkndaln yitirmifl, aciz bir sfrlar toplam, kolayca dflnceleri ynlendirilen ynlar yaratmay hedefleyen bir ideoloji.
deolojiler ve ncelikle ideoloji kavramnn kendisi, modern Avrupa kltrnn katksyla ortaya kmfl bir kavramdr ve gnmzde de ideolojiler, siyaset yaflamnn olmazsa olmaz unsurlarndan biridir. Belki de kendi iinde bir ideolojinin
iyi ya da kt olmasndan sz etmek zordur, fakat insanlar yine de ideolojileri bu
flekilde ayrmaktan kendilerini alamazlar. Genellikle bir ideolojiye iyi ya da kt
dememizi belirleyen ltler de, yukarda Kuuradinin iflaret ettii gibi, bir ideolojiye dnflmfl olan pragmatizmden gelir. Buna gre bir ideolojinin kitleleri ynlendirdikleri eylemler toplum yaflam asndan faydal ve verimli sonular douruyorsa, o ideoloji iyi; zararl sonulara yol ayorsa kt, hatta tehlikelidir.
Aslnda, etkilerini eylemlerde ve eylemlerin dourduu sonularda grdmz ideolojileri deerlendirirken, herhangi bir ideolojik grfl yerine, felsef bilgiden hareket etmek ve flu ltleri gzetmek yararl olur:
Gnmzde ideolojik
bakfltan, toplumsal
sorunlar, geliflmeleri
yalnzca tek bir ideolojinin
retisi erevesinde
yorumlamak ve bu yorumu
tek doru olarak kabul
etmek anlafllyor. Kendi
yorumunu ya da
zmlemesini nihai ve
balayc kabul ederek farkl
grflleri ideolojik diye
nitelemek, ideolojik bakfln
tipik bir zelliidir.
deolojik bakfln tipik
zelliinden dolay farkl
ideolojileri benimsemifl
kifliler ya da gruplar
arasnda beliren
iletiflimsizlik ve atflma,
ideolojik kamplaflmay
dourur.
deolojik bakfl da ideolojik
kamplaflma da aslnda
doru deerlendirme
aralarndan yoksunluun,
deer bime, deer atfetme
ve deerlendirme
kavramlarnn birbirine
karfltrlarak, tartflmadaki
tm taraflarn tek doru
deerlendirmenin sahibi
olduklarnda diretmelerinin
bir sonucudur.
Pragmatizm, Eski
Yunancada eylemek,
yapmak, klmak
anlamlarna gelen pragma
szcnden tremifltir.
Pragmatizm, doruluu ve
onun ltn eylemlerin
kendileri yerine, yol
atklarnda, etkilerinde faydal ya da zararl
sonularnda-, yani
uygulamada bir fleyi
deifltirip
deifltirmemesinde bulan bir
felsefe grfldr. William
James ve Charles Sanders
Peirce bu akmn bafllca
temsilcileri olarak
saylabilir.
58
Siyaset Felsefesi-II
Deerlendirme konusu olan ideoloji ierisinde kendini sorgulama ve zelefltiri yapma eilimi ve esnekliinin bulunup bulunmad belirlenmelidir.
Esneklikten yoksun, kendisini mutlaklafltrarak zaman-tesi bir doruluu
iinde barndrdn savlayan ideolojik grfller, Napolonun ykledii anlamn iflaret ettii zere, gereklikten kopabilir, yani toplumun yaflam koflullarn gz nne almamaya bafllar ve ann gerisinde kalr.
Deerlendirme konusu olan ideolojinin insan haklarna ve insann deerine
katks ya da bu deerlere verdii zarar asla grmezden gelinemez. nsann ve
insanln deerini bir btn olarak en yetkin ifade eden ya da ifade ettii kabul edilen belge, an gereklerine gre srekli gncellenme zelliini kaybetmeyen nsan Haklar Evrensel Bildirgesi dir. yleyse, bir ideolojiyi ille de
iyi ya da kt diye niteleyeceksek, evrensel insan haklarnn korunmasna ve
bu haklarn tm insanlar iin yararlanlabilir olmasna ynelik katksn gz
nne alarak deerlendirme yapmalyz.
deolojileri deerlendirirken, neden herhangi bir ideolojik grfl yerine, felsefi
bilgiden hareket etmek durumundayz? flte bu sorunun yant, ayn zamanda ideolojinin neden bir siyaset felsefesi sorunu olarak ele alnabileceinin de yantn
oluflturur. Siyaset Felsefesi I ders kitabnzn ilk nitesi olan Siyaset Felsefesine Giriflte sylenenlerden de hatrlayacanz zere, siyaset felsefesi genel olarak bir
toplumdaki belirli gruplarn ya da bireylerin znel istencinin genel istenle birliine iliflkin olanakll soruflturur. Siyasal olgular zerinde her insann eflitli inan
ve kanlar bulunur. Fakat siyaset felsefesi ne yalnzca bu inan ve kanlar belirlemekle yetinir ne de yalnzca bunlardan oluflan bir etkinliktir. Siyaset felsefesi,
inan ve kanlar belirlemekten daha yksek trden bir bilgi etkinlii olarak, farkl insanlarn ayn siyasal olgu zerine eflitli ve farkl trden inanlaryla kanlarn
elefltiren, ele ald temel olgular zerine kavramsal olarak genel geer doruluklar arafltran bir bilgi etkinliidir. deolojilerin deerlendirilmesi de, ancak byle
bir bilgi etkinlii balamnda anlamldr.
SIRA SZDE
Emperyalizmin
SIRAfaflizme
SZDE benzeyen ve ondan ayrlan ynleri zerine siz de dflnn ve 20.
yzylda emperyalizmin faflist rejimlerle iliflkisini bize resimleyen rnekler bulun.
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
N N
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
3. nite - deolojiler
59
zet
N
A M A
N
A M A
N
A M A
koflullarla birlikte, burjuva snf, idoller retisini eski -daha dorusu feodal ve oligarflik- dzenin bir elefltirisine dnfltrmfltr.
Helvtiusa gre insanlarn dflnce biimlerinin kayna karlardr. Fakat bu karlar da insann yaflad toplumdaki konumuyla dorudan iliflkilidir, hatta fikirlerimiz, iinde yafladmz toplumlarn zorunlu sonulardr. Toplumsal varlmz, Helvtiusa gre g sevgisi tarafndan ynlendirilir. Yine Helvtiusa gre, Byklerin nyarglar kkler iin yasadr. Holbach, Helvtiusla karfllafltrldnda,
egemenlerin ynlendirme aralarna karfl daha
kktenci bir tutuma sahiptir ve egemenlerin
ynlendirme aralarn paralayp ortadan kaldrmay amalamfltr. Holbacha gre, egemen
snfn, iktidarnn ve gcnn kalcln pekifltirmek zere baflvurduu tedbirlerin doal
bir sonucu olarak, tm insanlar doar domaz
yanlg salgnna yakalanmfl birer hastaya
dnflmektedirler.
Tracyye greyse, idelerin kklerinin ve kurucu unsurunun arafltrlmasn amalayan ideoloji, insan
bilincinin, bilincin nasl yaplandnn ve bu bilincin ieriinin bir zmlemesi olmas bakmndan
tm bilimlerin temelinde duran felsef bir bilimdir.
deolojiye gerekten uzaklaflma, gereklikten
kopma, gereklii skalama, nihayet yanlfl bilin anlamlarnn yklenmesine ve sonrasnda kavramn bu anlamlara gelecek biimde kullanlmasna yol aan, Napolon Bonaparte ve onun ynetim anlayfl olmufltur. Bonaparte, ideolojiyi Tracy
gibi anlayan Aydnlanma dflnrlerini, bir dnem
bu dflnrlerle birlikte hareket etmifl olmasna karfln, kendi iktidarnn ve siyasi planlarnn nndeki engel olarak grmfltr; dier yandan kendisi,
gereki siyaset yapt kansndadr. deolojinin
gnmzde de etkisini srdren bu olumsuz kullanmna, zellikle siyaset sorunlarnn tartflld
platformlarda rastlyoruz.
Marksizm, Anarflizm, Faflizm gibi bafllca ideolojileri tanmak ve aklamak.
Marksizm ve ve ona dayanarak ortaya kan sosyalizm ve komnizm ideolojileri, temellerini Karl
Marxn ve yakn dostu Friedrich Engelsin felsefe
grfllerinden alr. Bir ideoloji olarak Marksizmin
temel amacnn snfsz topluma ulaflmak, yani komnist aflamaya gemek olduunu syleyebiliriz.
60
Siyaset Felsefesi-II
Sosyalizm de, Marxist ideoloji de, komnizme doru ilerleyen tarihsel sre ierisinde, henz snflarn tamamyla yok olmad, fakat kapitalizme gre
bolluun olduu bir geifl aflamas olarak grlr.
Bilindii gibi, komnist aflamaya geifl de ancak bir
devrimle mmkn olacaktr ve tarihsel sre, snfsz topluma doru evrildiine gre, er ya da ge
proleterya devriminin gerekleflmesi de bir hayal
ya da istek deil, bir tr zorunluluktur. Marksizm,
sosyalizm ve komnizm gibi ideolojilerin kendilerine taraftar bulmas, ortaya ktklar 19. yzylda
Avrupa toplumlarnn eflitlie duyduu zlemin bir
ifadesi olarak yorumlanabilir.
Gndelik konuflmada, halk dilinde anarflist denildiinde her trl dzene baflkaldran, hibir dzeni tanmayan ve istemeyen kifliler anlafllr ve bu
anlama biiminin gemifli Fransz Devrimine kadar
uzanr. Oysa anarflizm, sanlann aksine bir toplum
dzenini hedefler, fakat anarflizmin idealize ettii
toplum dzeninde devlete yer yoktur. Kkeni Eski
Yunancaya dayanan anarflizm, g yokluu, ynetimin/devletin yokluu anlamna gelir. Anarflizm, devleti zgrlkleri kstlayan, insanlar iin
gereksiz masraflar karan, tm bunlar yetmezmifl
gibi yalnzca belli insanlarn ya da ekonomik snflarn karlarn koruyup kollayan, dier insanlar
da hem smren hem de zgrlklerini zor kullanc aralaryla kstlayan, z itibaryla kt bir kurum olarak yorumlayan bir ideolojidir. Anarflizm,
toplumcu, bireyci ve yeflil anarflizm olmak zere
ana bafllk altnda da incelenebilir.
Latincede fasces, Antik Roma yneticilerinin genifl
hkmet yetkisini simgeleyen ve ucunda balta bulunan bir ubuk demetine verilen addr ve bu ad,
faflizm kavramnn kkenini oluflturur. Faflizm, Mussolininin 1922de talyada iktidar ele geirmesinin
ardndan, onun iktidar dneminde resmi ideoloji
biimini almfltr. Ksa sre ierisinde, nce talyada, sonra Almanyada, 1945de ortadan kalkmas ve olumsuz etkilerinin anlafllmasndan sonraysa,
genel anlamyla baskc, otoriter rejim anlayfln betimleyen bir nitelemeye dnflmfl ve Adolf Hitlerin 1933-1945 yllar arasnda Almanyada uygulad Nazizm baflta olmak zere, anti-demokratik
ideoloji ve ynetim sistemlerinin tamamna halk tarafndan verilen genel bir isim hlini almfltr. Faflist
ynetimlerin askeri rgtlenme, istihbarat gibi, toplumda mutlak biimde egemen klnan dflnce
sistemine karfl kabilecek tm bireysel ve toplumsal oluflumlar yok etme gcn korumasna hizmet edecek her trl devlet rgtlenmesine nem
verdii ve tm uygulamalarn meflrulafltrd da
bilinen bir gerektir. Hatta rejim karflt ya da afla
N
A M A
kabul edilen rktan kimselerin devlet tarafndan ldrlmesi de, faflist rejimlerde hakl gsterilen ve
uygulanmas normallefltirilen devlet politikalarndandr. Faflizmin tek bir uygulama biimi yoktur,
temel nitelikleri olduka benzerlik gstermekle birlikte, farkl lkelerde az da olsa birbirinden farkl
biimlerde uygulanmfltr. Faflizmin 20. yzyldaki
bafllca uygulayclar Mussolini, Hitler, Franco, Salazar, Pinochet olmufltur.
deoloji sorununu ve ideolojileri siyaset felsefesi
ekseninde deerlendirmek.
Gnmzde ideolojik bakflla, toplumsal sorunlar, geliflmeleri yalnzca tek bir ideolojinin retisi
erevesinde yorumlamak ve bu yorumu tek doru olarak kabul etmek anlafllyor. Kendi yorumunu
ya da zmlemesini nihai ve balayc kabul ederek farkl grflleri ideolojik diye nitelemek, ideolojik bakfln tipik bir zelliidir. deolojik bakfln
tipik zelliinden dolay farkl ideolojileri benimsemifl kifliler ya da gruplar arasnda beliren iletiflimsizlik ve atflma, ideolojik kamplaflmay dourur.
deolojik bakfl da ideolojik kamplaflma da aslnda
doru deerlendirme aralarndan yoksunluun,
deer bime, deer atfetme ve deerlendirme kavramlarnn birbirine karfltrlarak tartflmadaki tm
taraflarn tek doru deerlendirmenin sahibi olduklarnda diretmelerinin bir sonucudur.
deolojiler ve ncelikle ideoloji kavramnn kendisi, modern Avrupa kltrnn katksyla ortaya kmfl bir kavramdr ve gnmzde de ideolojiler, siyaset yaflamnn olmazsa olmaz unsurlarndan birisidir. Belki de kendi iinde bir ideolojinin iyi ya da
kt olduundan sz etmek zordur, fakat insanlar
yine de ideolojileri bu flekilde ayrmaktan kendilerini alamazlar. Genellikle bir ideolojiye iyi ya da
kt dememizi belirleyen ltler pragmatizmden
gelir. Buna gre bir ideolojinin kitleleri ynlendirdikleri eylemler toplum yaflam asndan faydal ve
verimli sonular douruyorsa o ideoloji iyi, zararl
sonulara yol ayorsa kt, hatta tehlikelidir.
Aslnda, etkilerini eylemlerde ve eylemlerin dourduu sonularda grdmz ideolojileri deerlendirirken, herhangi bir ideolojik grfl yerine, felsef bilgiden hareket etmek yararl olur; nk siyaset felsefesi, inan ve kanlar belirlemekten daha yksek trden bir bilgi etkinlii olarak, farkl insanlarn ayn siyasal olgu zerine eflitli ve farkl
trden inanlaryla kanlarn elefltiren, ele ald temel olgular zerine kavramsal olarak genel geer
doruluklar arafltran bir bilgi etkinliidir. deolojilerin deerlendirilmesi de, ancak byle bir bilgi etkinlii balamnda anlamldr.
3. nite - deolojiler
61
Kendimizi Snayalm
1. Tracynin ideoloji anlayflyla ilgili afladaki ifadelerden hangisi yanlfltr?
a. Dflncelerin doal kkenlerini arafltrr.
b. Toplumsal reformlara katkda bulunur.
c. Yanlfl bilin anlamna gelir.
d. Dflnceye iliflkin yanlglar ve yanlfllklar ortaya karr.
e. Dflncelerin bilimidir.
2. Afladakilerden hangisi Tracyden nce ideoloji kavramnn temellerini atmfl dflnrler arasnda saylmaz?
a. Helvtius
b. Holbach
c. Bacon
d. De la Botie
e. Kant
3. Afladakilerden hangisi Bacondaki idol trlerinden
biri deildir?
a. Soy idolleri
b. Kilise idolleri
c. arfl idolleri
d. Tiyatro idolleri
e. Maara idolleri
4. Holbach yanlg hastaln afladakilerden hangisinin bir sonucu olarak grr?
a. Egemen snfn iktidarn pekifltirmek zere baflvurduu tedbirlerin
b. Ekonomik kar atflmalarnn
c. Uzun sren savafllarn
d. Toplumun dzene kaytsz flartsz uymasnn
e. Toplumsal snflar arasndaki atflmann
5. Afladakilerden hangisi Marksizmin temel varsaymlarndan biri deildir?
a. Tarihi, toplumlarn sosyoekonomik yaplar
belirler.
b. zel mlkiyet ortadan kaldrlmadka snfl toplumlar son bulmaz.
c. Snf atflmalar devrimle toplum yapsnn deiflmesine neden olur.
d. Mutlak tinin kendini amas ve mutlak zgrlk
tarihin sonu olacaktr.
e. Snfsz topluma geildiinde insanlar gerek zgrlne kavuflacaktr.
62
Siyaset Felsefesi-II
Okuma Paras
Bu makalenin amac, gnmzde hzla yaygnlaflan ve
bir tr ontolojik emperyalizme dnflme riski taflyan
farkllk syleminin yol at baz tehditleri ele almaktr. tekinin kapsad alan gasp edercesine ve tekine sayg gstermeyi unuturcasna sergilenen bu ontolojik savafl, Thomas Hobbesun yzlerce yl nce dile
getirdii doal hle doru gidildiine dair baz flpheler taflmaktadr. Bireyin tekliini ve biricikliini vurgulamak yerine farkllklarmza vurgu yapan bizler, kltrel ve etnik kimliklerimizi tzsellefltirme riskiyle karfl
karflyayz. Burundide, Bosna-Hersekte ve daha pek
ok yerde yafladmz soykrmlarn, etnik temizliin
ve kltrel temizliin nedeni byk lde bu tzsellefltirme deil mi? fiphe yok ki, postmodern sylemlerin etkisinde kalan gnmz entelektelleri de farkllklarn ve kimliklerin alfllmas ynnde youn bir angajman altna girmifllerdir. Bu eilim, benim Doloji
(kimlik bilim: id+logy) fleklinde adlandrdm ve bu
makalede tartflmaya amak istediim yeni bir tr sosyal bilimin domasna neden olmufltur deta. Bu makalede, ideolojik bir yan olduunu dflndm yeni
sosyal bilime olan elefltirel tavrm ve flphelerimi dile
getireceim. Bu amala, ideolojiden Dolojiye doru giden srete ksa bir yolculuk yapmak istiyorum. Bu yolculuu yaparken, Kartezyen dualizmden, sonculuk
ideolojisinden (ideolojilerin sonu, tarihin sonu, modernitenin sonu) ve tarihin tekerrr ideolojisinden sz
edildikten sonra dualizmin elefltirisi niteliinde Levinasn tekiye sayg, Deleuze ve Guattarinin rizom
ve Bhabha gibi baz yazarlarn nc alan fleklinde
nitelendirdikleri yaklaflmlar dile getirilecektir.
deoloji kavram ilk kez 1796 ylnda bir Fransz felsefecisi olan Antoine Destutt de Tracy (1754-1836) tarafndan kullanlmfltr. lk kullanld zaman bu kavramn
ifade ettii anlam, dflncelerin bilimi fleklindeydi...
Tracy bu yeni bilimi biyoloji veya zooloji gibi dier pozitif bilimler gibi kurumsallafltrmaya alflrken, ideoloji biliminin bilinli olarak retilen dflnce ve fikirlerin
kaynann saptanmasnda faydal olacan ne srmfltr. Hatt ideoloji biliminin XVIII. Yzyln sonlarnda, zooloji biliminin inceleme alanna giren hayvanlardan farkl olan ve akln kullanma yeteneine sahip
homo sapiens trnn davranfl kalplarn ele almas
dflnlmfltr. deoloji bilimi bu hliyle deerlendirildiinde, XIX. Yzyln bafllangcnda August Comteun
nceleri Sosyal Fizik olarak adlandrd ve daha sonra
Sosyoloji adn alacak olan sosyal bilimin ncl olarak
3. nite - deolojiler
63
2. e
3. b
4. a
5. d
6. e
7. d
8. b
9. a
10. c
Yantnz doru deilse, ltfen nitenin Bir Siyaset Felsefesi Sorunu Olarak deoloji bafllkl
ksmn yeniden okuyunuz. Kendisini dorudan
bir ideoloji olarak konumlamfl olmasa da, emperyalizmin bir tr gizli ideoloji olarak nitelendiini greceksiniz.
Yantnz doru deilse, ltfen nitenin Bir Siyaset Felsefesi Sorunu Olarak deoloji bafllkl
ksmn yeniden okuyunuz. Bir ideolojiyi kitleleri ynlendirdikleri eylemlerin faydas ya da
zarar asndan deerlendirme anlayflnn Pragmatizmden kaynaklandn hatrlayacaksnz.
64
Siyaset Felsefesi-II
Sra Sizde 2
deolojiler ve ncelikle ideoloji kavramnn kendisi, modern Avrupa kltrnn katksyla ortaya kmfltr ve
gnmzde de ideolojiler, siyaset yaflamnn olmazsa
olmaz unsurlarndan birisidir. Bu da, artk devletlerin
herhangi bir ideolojik bakfl asndan bamsz politika
retemeyecekleri yorumuna neden olur. Hatta gnmz koflullarnda, herhangi bir ideolojiye bal olmamak da, bafll baflna bir ideolojik tavr olarak deerlendirilecektir. Fakat bu, bir devletin mutlaka Marxist, sosyalist, komnist ya da faflist ideolojilerden birini benimsemesinin bir zorunluluk olduu anlamna gelmez.
Her devlet, toplumunun gereksinimlerini karfllamak
zere kurulmufltur ve hibir devlet, ynettii toplumun
ekonomik gereinden, kltrel deerlerinden soyut
ve kopuk bir ideolojik yaklaflm benimseyemez. Szgelimi, zel mlkiyetin bulunduu ve retim aralarnn
belli bafll sermaye sahiplerinin elinde bulunduu birok lkede devletler, piyasa ekonomisini, serbest ticareti ve genel olarak liberalizmden beslenen insani deerleri dikkate alarak politika gelifltirmek zorundadr;
bu devletlerin sosyalist ya da komnist ideolojiye gre
toplumun kaderini belirlemeleri btnyle olanaksz
olmasa da, gze almalar gerekenler hesaba katldnda, bir hayli gtr. Gnmzde Bat olarak nitelenen
AB lkelerinin hemen tmnde ve ABDde liberalizme
dayal bir kapitalist ekonomik model uygulanmaktadr
ve bu ksa srede deiflebilecek bir fley deildir. Ksacas, devletlerin kendilerini ideolojiden tamamen soyutlamalar olanakl olmasa da, tm devletler, benimseyecekleri ideolojik grflleri, ynettikleri toplumun gereksinimlerini ve deerlerini temel alarak belirler.
Sra Sizde 3
Emperyalizmin faflizme benzeyen ynleri iin, faflist ideolojinin temel niteliklerinin tekrar gzden geirilmesinde yarar vardr. Emperyalizmin ve faflizmin bafllca ortak
noktas, alternatif ve muhalif grfllere karfl hoflgrszlk ve tektip dflnme biimini dayatma ve kabul ettirme idealidir. Fakat bu ideale ulaflmak zere emperyalizmin ve faflizmin kulland aralar farkldr: Emperyalizm, smrgelefltirmek istedii toplumun kltrn ve
deerlerini adm adm, uzun vadede yozlafltrarak kendi
anlayfln empoze ederken, faflizm, devletin salad
tm olanaklar ayn anda ve youn bir biimde kullanr.
Faflizm, zellikle muhalif seslerin susturulmas, halkta
dehflet duygusunu ve devlet korkusunu yerlefltirmek
iin fliddete ve dier zor kullanma aralarna baflvurmaktan ekinmez. Devletin tm gcne mutlak biimde
sahip kan faflist rejimlerde, yaplanlar hukukla meflrulafltrmak da ok zor deildir. Oysa emperyalizm, ulaflmak istedii amaca doru ilerlerken, insanlar kendi yanna ekmeye de alflr ve bunun iin ekonomik gcn seferber eder. Baflka bir deyiflle kaz gelecek yerden
tavuu esirgemez, elbette maskesi dflene kadar!
20. yzylda emperyalizmin faflist rejimlerin oluflumuna
verdii destee, ABDnin 11 Eyll 1973 tarihinde fiilide,
12 Eyll 1980 tarihinde de Trkiyede gerekleflen askeri darbelere verdii destek rnek olarak gsterilebilir. fiilideki bakr madenleri, Trkiyede ise burada saymakla
bitmeyecek eflitlilik ve zenginlikteki doal kaynak, emperyalizmin ifltahn kabartsa da, her iki lkede de darbelerin gerekleflmesinden nceki toplumsal iklim, emperyalizmin karlaryla uyumsuzluk gstermektedir. Her
iki darbenin de amacna ulaflmas iin, darbelerin gerekleflecei tarihlerden daha nce dmeye baslmfl;
yani genifl alanlara yaylan sokak atflmalar ve toplumdaki fliddet ve huzursuzluk ortamnn yaygnlaflmas iin
insanlar birbirine dflrlmfl ve silahlandrlmfltr. Bylelikle, gerekleflen askeri hareketlerin, toplumdan kabul grecei beklenmifl ve bu beklentiler de byk lde gerekleflmifltir. Bylelikle, 1945de ortadan kalkt ileri srlen faflizm, Latin Amerikada ve Trkiyenin
de aralarnda yer ald Ortadou lkelerinde asker rejimlerle tekrar kendisini hatrlatmfltr.
3. nite - deolojiler
Yararlanlan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
Arda, E. (ed.) (2003). Sosyal Bilimler El Szl. stanbul: Alfa Yaynlar.
elik, N. B. (2005). deolojinin Soykt: Marx ve
deoloji. Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar.
De la Botie, . (1995). Gnll Kulluk zerine Sylev. eviren Mehmet Ali Aaoullar, Ankara: mge
Kitabevi.
Heider, U. (1994). Anarchism: Left, Right and Green.
San Francisco: City Lights Books.
Kropotkin, P.A. (1999). adafl Bilim ve Anarfli. eviren Mazlum Beyhan, Ankara: teki Yaynevi.
Kuuradi, . (2003). nsan ve Deerleri. Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar.
Kuuradi, . (2010).Gelenek ve Devrim Ya da Felsefe ve
Dnya Politikas, an Olaylar Arasnda iinde
Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar, s. 69-86.
Mardin, fi.(1982). deoloji. Ankara: Turhan Kitabevi (2.
Bask).
Marx, K. (1993). Ekonomi Politiin Elefltirisine Katk.
eviren Sevim Belli, Ankara: Sol Yaynlar.
Marx, K. ve F. Engels (1999). Felsefe Metinleri. eviren Kenan Somer, Ahmet Kardam vd., Ankara: Sol
Yaynlar.
Mc Lellan, D. (2005). deoloji. eviren Barfl Yldrm,
stanbul: stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar.
Miller, D.(1987). Anarchism, The Blackwell Encyclopaedia of Political Thought. Oxford: Blackwell Publishing.
zbek, S. (2003). deoloji Kuramlar. stanbul: Bulut
Yaynlar (2. Bask).
zlem, D. (2004). Tarih Felsefesi. stanbul: nklp
Yaynlar (8. Bask).
Reich, W. (1974). The Mass Psychology of Fascism. ng.
eviren V. R. Carpagno, Harmondsworth: Penguin.
Ward, C. (2004). Anarchism: A Very Short Introduction. Oxford: Oxford University Press.
Woodcock, G. (2004). Anarchism: A History Of Libertarian Ideas and Movements. Canada: University of Toronto Press.
Yazc, S. (2008). Siyaset Felsefesi, Felsefe iinde, ed.
Demet Tafldelen, Eskiflehir: Akretim Fakltesi
Yaynlar (No: 917),s. 166-191.
65
SYASET FELSEFES-II
Amalarmz
N
N
N
Anahtar Kavramlar
Devlet
Birey
Toplum
Ortak iyi
zgrlk
Eflitlik
Anayasallk
indekiler
Siyaset Felsefesi-II
Birey-ToplumDevlet liflkileri
GRfi
MODERN DEVLET
BREYE NCELK VEREN SYASAL
KURAMLAR
TOPLUMA NCELK VEREN
SYASAL KURAMLAR
DEVLETE NCELK VEREN
SYASAL KURAMLAR
SONU
Birey-ToplumDevlet liflkileri
GRfi
Modern dnemin siyaset anlayflna devlet kavram damgasn vurur. yle ki ou kez siyaset ve devlet birbirlerine zdefl olarak anld gibi, birey ve toplum anlayfllarn da yine devletle kurulan bir diyalogun sonucunda biimlenir. Yine de
devlet kavramnn tanm, bu denli yaygn kullanmndan beklenmeyecek lde
glkler ierir. Bu glklerden ilki, dier kavramlar gibi devlet kavramnn da
tarihst bir tanma sahip olmayfldr. Tm kavramlar gibi devlet kavram da
farkl tarihlerde farkl ieriklerle beslenerek deiflim gsterir. Bu nedenle devlet
kavramn tarihsel, kltrel ve ideolojik belirlenmiflliklerimizden syrlarak aklamak olanakl deildir.
Modernliin bir rn olan devlet kavramnn tanmn yapmann gereksiz
bulunmasna neden olan bir dier sorun, postmodern elefltiriler flnda, devletin
uygulama alanndaki yetersizlikleriyle iliflkili olarak belirir. Postmodernizmin devlet yerine topluluklar siyasetin bafl aktr hline getirme eilimi sonucunda, devlet kavramna iliflkin her trden tanmlama abas giderek gzden dfler. Dahas
varolan yap ve kurumlara yneltilen elefltiriler, siyaset bilimine zg deneysel alflmalar, felsefenin btnleyici abasndan ok daha anlaml grmeye yneltir. Giderek metafizik karfltlnn belirdii bu dnemde, siyaset felsefesi de deneysel olgularn ve siyasal fenomenlerin gzlemlenebilir dzeyde ele alnabileceine dair
oluflan inanc siyaset bilimiyle paylaflr. Siyaset felsefesi ve siyaset biliminin aralarnda kurmufl olduu bu ittifakn sonucunda, devleti aklamakta kullanlan cebir, iktidar, otorite gibi kavramlar, gzlemlenebilir, gndelik iliflkilerde aranmaya bafllanrken, devlet de giderek dier sosyal kurumlar gibi bir sosyal kurum
olarak deerlendirilmeye bafllanr.
Cebir, iktidar, otorite gibi kavramlarn, gzlemlenebilir, gndelik iliflkilerde aranmaya bafllanmas, gndelik iliflkiler a ierisinde kalan gizli iktidar anlayflnn yap skmne dair etkileyici ve nemli tartflmalar beraberinde getirir. Ancak yine de salt uygulama alanna ynelen bylesi bir yaklaflmn en byk riski,
devlet kavramnn siyaset iindeki ayrt edici ve belirleyici yannn giderek grmezden gelinmesi ve bylece siyaset kavram hakknda yeterince bilgi edinme olanann elden karlmasdr. Oysa gnlk iliflkilerin bir paras olan otoriteler, hkmetler, memurlar ya da bireyler arasndaki her trden iliflkinin zmlenebilmesi,
ayn zamanda tm bu iliflkileri douran birliin, yani devletin zmlenebilmesini
gerektirir (Barry 2003, s. 65).
68
Siyaset Felsefesi-II
Bu gereklilik nedeniyle, bu blmde insann nce var ettii, sonra da kurtulmaya alflt, kurtulamadndaysa grmezden gelerek nemini azaltmaya alflt
modern devlet kavramnn tarihsel geliflim srecine yer verilecek, ardndan bireyler adna devleti snrlama giriflimleri anlatlacaktr. Devletin siyasal iliflkilerde hl
belirleyici bir kategori olmas nedeniyle yaplan bu uzun devlet zmlemesinin ardndan, devletin birey ve toplumla iliflkilerini farkl kurumsallaflmalarla ve kavramlara ykledikleri farkl anlamlarla tartflan ideolojilerin bakfl alar ele alnacaktr.
MODERN DEVLET
Modern anlamyla devlet grece olarak yeni bir olgudur. Elbette ki insanlarn toplu halde yaflamaya bafllad ilkalardan itibaren, yneten-ynetilen farkllaflmasnn sonucu olarak baz toplumsal rgtlenmelerin izlerini bulmak mmkndr.
Ancak bu saptama, farkl biimlerde kendisini ortaya koyan tm sosyal rgtlenmelerde devletin varolduu anlamn taflmaz.
Modern devleti kendisinden nceki sosyal rgtlenmelerden ayrt eden en temel zellii, merkezileflmifl ve kapsayc bir iktidar yapsna sahip olufludur. Baflka
bir deyiflle, modern devlet, kendisinden nce gelen siyasal rgtlenme biimlerinden farkl olarak (...) ok merkezli ve oulcu iktidar yapsndan, blnmemifl (...)
tek (mutlak) bir iktidar merkezine ynelir (Pierson 2000, s. 28). Eski Yunan polisleri, Roma mparatorluunun federe blgeleri, Ortaan feodal krallklar, (...)
modern devlete ikin olan siyasi iktidar birliinden yoksundur (Aaoullar ve
Kker 1991, s. viii). Oysa modern devlet, belirli bir toprak paras zerinde egemen gcn tekliini gsterir.
Modern devletin belirli bir toprak paras zerinde tek egemen oluflu, yani merkezi otoriteyi oluflturmas, bununla balantl ikinci bir zelliini daha ortaya koyar. Modern devlet belirli toprak paras zerinde egemen olmakla kalmaz; bu
toprak paras zerindeki tm sosyal iliflkileri de dzenler. O halde modern devletin merkeziliini yalnzca belirli bir toprak paras zerindeki egemen g olufluna balamak, bizi hatal bir sonuca gtrr. Aksine modern devletin merkezilii,
kamu yararna olsun ya da olmasn, corafi snrlar belirli bir mlki blgede (territory) yaflayan herkesi kapsamasn ve sosyal iliflkilerin dzeni asndan belirleyici olmasn ifade eder. Baflka bir deyiflle, modern devletin kurallar, (...) corafi
alann deil, bireyleri birbirlerine balayan sosyal balarn bir fonksiyonudur
(Barry 2003, s. 72).
Bu durumda modern devleti, kendisinden nceki ynetim biimlerinden ayrt
eden iki temel zellii ortaya kar: (1) Modern devlet merkezidir ve (2) birey ya
da toplumla iliflkilerinde kapsayc nitelikte kurallar koyma yetkisine sahiptir.
Daha nce de belirtildii zere, tm kavramlar gibi devlet kavram da tarihsel
geliflim sreci ierisinde pek ok farkl biimde tanmlanabilir. Bu nedenle devlet
kavramn tanmlamak, devletin birey ve toplumla olan iliflkisi hakknda yorum
yapmak, ancak onun tarihsel srete urad duraklar anmakla olanakl olacaktr. Baflka bir ifadeyle, devlet kavram bir zorunluluk deil, tarihsel tesadflerin bir
rndr. Bu adan bugn devlet-birey-toplum iliflkisi anlamak, ancak devletin
tarihsel srete bireylerin devletle iliflkilerinin geirdii deiflimleri kavramakla
olanakldr.
69
70
Siyaset Felsefesi-II
Bu durumda anarfliye ve karmaflaya dflerek yok olmak istemeyen devletler, ister istemez mutlak monarkn egemen otoritesi etrafnda btnleflmek zorundadr.
Devlet, birok ailenin ve onlarla birlikte malik olduklar fleylerin egemen kudret tarafndan hukuka uygun olarak adaletle ynetilmesidir (Bodin 1955; I.I, s. 1)
diyerek devletin kayna olarak aileyi gsteren Bodin, egemenin otoritesini de hane ierisindeki babann snrsz otoritesine benzetir. Bodine gre bir lkede tek bir
egemen bulunur ve egemenin buyurma gc hibir koflulda snrlanamaz. Bu adan Bir devlette egemenlik, yurttafllar ve uyruklar zerinde en yksek, en mutlak,
en srekli gtr (Bodin 1955, I.VIII, s. 24). Dier tm gler, lkenin buyurma
gc snrsz olan tek egemenin izniyle varolabilirler ve varlklarn egemen izin
verdii srece devam ettirebilirler.
Grld gibi hem Machiavelli hem de Bodin egemenlik kavramn monarkn
flahsiyetiyle zdefl klar. Nitekim bu anlayfl en somut biimde Fransa Kral XIV.
Louisin 1655teki parlamentoda yapt konuflmadaki flu szlerinde ifade bulur:
Devlet Benim. Dikkat edilirse XIV. Louis, devletin kendi mlkiyeti olduundan
deil, kendisinin varlnn bizzat Fransa olduunu iddia etmektedir. Machiavelli
ve Bodinin grfllerinde teorik altyaps hazrlanmfl olan devletle egemeni zdefllefltiren bu grfle gre, bir devlette tek bir birey olduunu ileri srebiliriz; o da
monarkn kendisidir. Bu adan mutlak monarfli ierisinde devlet ve birey iliflkisinden sz etmek imknszdr.
Ancak mutlak monarflinin bir dier szcs Thomas Hobbes ile egemenlik,
monarkta cisimleflen flahsilik zelliini yitirerek, yerini snrlandrlmamfl devlet
anlayflnn ifadesi olarak Leviathana brakr.
Hobbesa gre devletin varolufl nedeni gvenliktir. nsann insan iin kurt olduu doa durumunda doa yasalarnn gvenlii salayamamas, bireylerin aralarnda imzaladklar bir szleflmeyle doa durumuna son verip devleti kurmalarna neden olur. Hobbes devletin kuruluflunu flyle aklar:
nsanlar yabanclarn saldrsndan ve birbirlerinin zararlarndan koruyabilecek ve bylece, kendi emekleriyle ve yeryznn meyveleriyle kendilerini
besleyebilmelerini ve mutluluk iinde yaflayabilmelerini salayacak bylesi
bir genel gc kurmann tek yolu; btn kudret ve glerini, tek bir kifliye
veya hepsinin iradesini oylarn okluu ile tek bir iradeye indirgeyecek bir
heyete devretmeleridir. Yani, kendi kifliliklerini taflyacak tek bir kifli veya bir
heyet tayin etmeleri ve herkesin bu kifli veya heyetin, ortak barfl ve gvenlikle ilgili ifllerde yapaca veya yaptraca fleylerin amili olmay kabul etmesi; ve kendi iradesini o kifli veya heyetin iradesine ve muhakemesini de onun
muhakemesine tabi klmasdr. Bu, onaylamak veya rza gstermekten te
bir fleydir; herkes herkese, senin de hakkn ona brakman ve onu btn eylemlerinde ayn flekilde yetkili klman flartyla, kendimi ynetme hakkn bu
kifliye veya bu heyete brakyorum demiflesine, herkesin herkesle yapt bir
ahit yoluyla, hepsini bir ve ayn kiflilikte gerekten birlefltirmeleridir. Bu yapldnda tek bir kiflilik halinde birleflmifl olan topluluk, bir DEVLET, Latince CIVITAS, olarak adlandrlr. flte o EJDERHAnn veya, daha saygl konuflursak, lmsz tanrnn altnda, barfl ve savunmamz borlu olduumuz
lml tanrnn douflu byle olur (Hobbes 2004; s. 129-130).
Grld gibi uzun vadede bireylerin gvenliklerini salamak iin aralarnda
imzaladklar bir szleflmeyle kurulan Leviathan, rasyonel karlarn bir sonucu
olarak doar. Bylece Hobbes egemenliin kaynana bireylerin iradelerini yerlefltirerek iktidarn Ortaa boyunca yasland tm kutsal dayanaklarn yok eder.
71
D fi N E L M
SIRA SZDE
D fi N E L M
K T A P
N N
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
72
Siyaset Felsefesi-II
2003, s. 38). Baflka bir deyiflle, otorite iktidar meflru klan, iktidar ve zorbalk arasndaki izgiyi belirleyen toplumsal rzadr.
Otorite ve iktidar arasndaki ayrmlar dikkate alnarak bir deerlendirme yapldnda, mutlak egemenlik savunusu yapan kuramclarn, siyasal iktidar ve zorbalk arasndaki farklar da ortadan kaldrdklar ileri srlebilir. Bu kuramclar, fiziksel g ya da korku nedeniyle gnll itaate dayandrdklar siyasal iktidar, ayn
zamanda bir eflitsizlik zerine infla etmifl olurlar. Bu durumda cebir yoluyla iktidar ele geirmekle, halkn seimleri sonucunda bir siyasal iktidar semek arasndaki
farklar giderek yok olurken, aslnda siyasetin de sonu gelir. Her ne kadar felsefe
tarihi boyunca siyasetin anlam ya da siyaset yapmaya gdleyen faktrler, farkl
dflnrlerce, farkl biimlerde tanmlansalar da, bu tanmlarn ortak paydasn
oluflturan eflitlik ve zgrlk kavramlar, mutlak devlet savunucularnn eserlerinde giderek grnmez olur ve siyasetin tanm baflka yan anlamlarda bulunmaya
alfllr.
Dahas adafl dnyada siyasetin zgl yntemi olarak grlen iliflkisellik, mutlak egemenlik kuramclarnn eserlerinde bulunmaz. Mutlak egemenlik savunucular iin siyaset, Eski Yunan dnyasnn byk dflnr Aristotelesin nl Politikasnda olduu gibi karfllkllk gerektiren bir durum deil, bir bireyin uyruklarn
ynetmesidir. ktidarn snrlanmad durumlarda, iktidarn ktye kullanlmas
ifadesi giderek anlamszlaflrken egemenin her yapt doru olarak kabul edilir.
ktidarn ktye kullanlmasnn engellenmesi, ancak iktidarn yetki ve etkinlik alannn snrlanmasyla olanakldr. Bu snrlamann gnmzde geerlilik taflyan biimi anayasal devlet anlayfldr. Mutlak devlet ve anayasal devlet arasndaki en byk fark, her iki grfln de devlete bitikleri grevler yoluyla yapsnda
baz farkllklara yol amalarndan kaynaklanr. Mutlak devlet, az evvel de belirtildii zere, kendisini oluflturan bireylerden bamsz, kendinde bir amatr. Oysa
anayasal devlet, yurttafllarna hizmet ettii ve yurttafllarnn bireysel zgrlklerini
koruduu lde meflruluunu koruyabilir. Ynetim biimi her ne olursa olsun
anayasal devlet, devlet iktidarnn bireyler ve toplumun btn zerinde uygulad gcn snrlandrlmasn ifade eder. Devlet gcnn snrn izen bu anayasalln kayna ise, artk egemenliin monarkn flahs ya da devletin yce gc deil, halkn kendisinde olmasdr. Bu adan anayasal devlette, egemenlik ilkesi deiflmifltir. Nitekim Jean Jacques Rousseau, nl eseri Toplum Szleflmesinde
gl olan, gcn bir hak haline, boyun emeyi ise bir grev haline getirmedike, asla srekli efendi olarak kalacak kadar gl deildir diyerek (Rousseau,
2004: 18); siyasal iktidarn varln, ancak ynetilenlerin rzasna dayal olarak srekli klabileceine dikkat eker.
Mutlak devletin iktidarn yrtme gcne odaklanan yapsna karfln, anayasal devlet ister bir kiflinin monarflik ynetimi, ister aznln aristokratik ya da
sekinci ynetimi isterse ounluun demokratik ynetimi adna olsun, her trden iktidarn snrlanmasn bir ilke olarak benimseyen devlettir. Bu adan anayasallk ilkesi, Eski Yunandan bu yana varolan cumhuriyeti dflnme geleneinin bir parasdr.
Ancak yine de anayasa kavramn mutlak egemenlik karflsnda konumlandrarak, anayasallk ilkesini modern siyaset bilimine sokan liberal hukuk ve siyaset kuramclar olmufltur. zellikle liberalizmin babas saylan John Locke, doal haklar
kuramyla iktidarn snrlarn izerek, anayasalllk dflncesinin geliflimine katk
yapan dflnrlerin baflnda gelir. Lockea gre devletin varlk nedeni doal haklar korumaktr.
(...) insanlarn tm, doa tarafndan zgr, eflit ve bamsz klnmfl olduklarndan, hi kimse, kendi onay olmakszn, kendi servetinden yoksun
braklamaz ve baflka birinin siyasal iktidarna tabi klnamaz. Kiflinin, kendisini, doal zgrlnden yoksun klmasnn ve sivil toplumun snrlamalar iine koymasnn tek yolu, insanlarn birbirleriyle rahat, gvenli ve barfl bir yaflam srmeleri iin baflkalaryla, insanlarn mlkiyetlerinin gvenli
bir kullanmnn ve sivil toplumun yesi olmayanlara karfl daha byk gvenlie sahip olduklar bir toplulua katlma ve birleflme konusunda anlaflmasdr (Locke 2004, s. 81).
Bu adan Lockea gre doal haklar, devletin etkinlik alannn da snrn oluflturur. Devletin etkinlik alann doal haklarla izen Locke, devlet iktidarna sahip
yneticileri de iki yoldan snrlar. lk olarak Locke yurttafllara, sivil topluma geiflin
ardndan doada varolan yaflam, zgrlk ve mlkiyet haklarn inedikleri takdirde, yneticilerle yapmfl olduklar szleflmeyi fesh ederek, yeni bir yasama oluflturmaya hakk tanr (Locke 2004, s. 182). Buradan hareketle denilebilir ki ynetenler, ancak yurttafllarn doal hak ve zgrlklerini koruma altna alabildikleri lde varlklarn srdrme flansna sahiptirler.
Lockeun yneticileri snrlamak adna ald ikinci tedbirse, keyfi ynetimlere
karfl yneten ve ynetilenlerin ayn yasaya tabi klnmas yolundaki klasik cumhuriyeti argman bir kez daha gndeme getirir. Lockea gre Hibir kifli, sivil toplumda sivil toplumun yasalarndan muaf tutulamaz (Locke 2004, s. 78). Bu noktada Locke ve Hobbesun szleflme kuramlar arasndaki farklar da belirginleflir.
Hobbes, yneticiyi muaf tuttuu ve bylece mutlak yetkiyle donatt toplum
szleflmesiyle yalnzca yneten-ynetilen iliflkilerini belirlerken, Locketa szleflmenin anlam -daha sonralar Rousseau tarafndan da tekrar edilecei gibi- ayn yasalar altnda birleflen yurttafllarn oluflturduu sivil ya da siyasal toplumu kurmaktr. Hobbes ve Locke ile Rousseaunun grfllerini ayrt eden fley, Hobbesun devlet, Locke ve Rousseaunun ise siyaset kuramyla uraflmas olarak saptanabilir.
zetle, Lockeun devlet anlayflyla, mutlak egemenlik kuramlar arasnda iki temel farktan sz edilebilir: lk olarak Locke, devleti, bireylerin doal haklarn korumann bir arac olarak deerlendirir. Baflka bir deyiflle, devlete mutlak itaatin yerini, Lockeun siyaset felsefesinde, bireysel hak ve zgrlkleri koruma amacna
ynelen bir devlet alr. Bylece mutlak devlet anlayflnda kendisine yer bulamayan birey, modernliin dnyasnda siyasetin bafl aktr haline gelir.
Devletin birey hak ve zgrlklerini koruma amacyla kurulmufl olduu grflyle balantl olarak Lockeu mutlak egemenlik kuramclarndan ayrt eden ikinci nokta ise, devleti snrlama giriflimidir. Locke devletin snrn nce doal haklarla ve yasalarn stnlyle -anayasallk ilkesiyle-, ardndan da halkn haksz ve
keyfi ynetimler karflsnda direnme hakkn tanmakla izer.
Devlet ve yneticilerin etkinlik alanlarn snrlayan John Locke, egemenlii de
paralayarak devletin bireyler zerindeki keyfi mdahalesini snrlandrr. Modern
devlete karakterini veren dayanaklarndan biri olan kuvvetler ayrl ilkesi, Lockeun siyaset felsefesinin de temelinde yer alr. Lockea gre bireylerin doal hak
ve zgrlklerine, devlet iktidarn elinde bulunduranlar tarafndan yneltilebilecek tehditlere karfln yasa yapan ve uygulayan kiflilerin birbirlerinden ayrt edilmifl
olmalar gereklidir. Locke bu nedenle bir sivil toplum ynetiminde farkl erkten
sz eder: yrtme, yasama ve federatif erk. Bu erkin ynetim kademeleri boyunca birleflmifl olmas, devletin mutlak hale geldiinin bir gstergesi olduundan
Locke yasama erkini parlamentoya, yrtme erkini ise krala teslim eder. Bugn bi-
73
74
Siyaset Felsefesi-II
ze yabanc olan nc bir erk olarak federatif erk ise, uluslararas alandaki sorunlar zmekle yetkili organlar ifade eder (Locke 2004, s. 121-124).
Aslnda kuvvetler ayrl ilkesi, iktidarn tek elde toplanmasn yozlaflmann en
byk belirtisi olarak gren cumhuriyeti gelenein bir rndr. Antik Yunanda
karma anayasann, Romada ise farkl konsllerin birbirlerini denge ve denetleme mekanizmasnn modern dnyadaki biimi olarak deerlendirilebilecek kuvvetler ayrl ilkesi, Montesquieunun Kanunlarn Ruhu eserinde modern ifadesini bulur. Locke ve Rousseaunun zgrlk sorununu varsaymsal bir doa durumuna dayandrarak zmleme giriflimlerine karfln Montesquieu, zgrlklerin
ihlalinin nedenlerini sosyolojik bir zmlemeyle arafltrr. Ona gre monarkn iradesinin yasa deeri taflmas ve halk ile monark arasnda aristokrat snfn arac olarak kurumsallaflmas, zgrlk ihlallerinin bafllca nedenidir. Montesquieu ister
monarflik isterse cumhuriyeti olsun, bir devletin yurttafllarn zgr klan temel niteliin, o devlette anayasal ynetimlerin hkm srp srmemesi olduunu syler. Bu adan Montesquieuya gre zgrln korunduu rejimleri ayrt etmenin
lt, egemenliin kullanmyla deil, anayasal ilkelerin varlyla iliflkilidir (Tunel 2010, s. 27). zellikle dneminin ngiliz anayasa dzenini inceleyen Montesquieu, ngiliz anayasasnn zgrlkleri koruyan temel niteliini, yasama-yrtme
ve yarg erklerini birbirlerinden ayrmasnda bulur (Montesquieu 2004, s. 156-164).
Gerek Lockeun gerekse Montesquieunun abalar, bireyler lehine devletin etkinlik alann snrlamak ve bylece bireylerin zgrlklerini korumaktr. Her iki
dflnr de devlet-birey arasndaki gerilimli iliflkiyi bireyler lehine zme denemesinde bulunarak zellikle liberal kuramn temellerini ortaya koyar.
75
Liberal kuramclar, devlete her ne kadar bireylerin toplamndan fazla bir deer
bimemifl olsalar da, yine de devletten vazgeemezler. Onlarn gznde devlet,
Lockeun deyifliyle zorunlu ktlktr. Devletin ktl bireysel zgrlkleri
snrlamasndan, zorunluluuysa snrlanmfl olan zgrl doada bulunan halinden daha gvenli klmasndan ileri gelir. Bu adan liberal kuramclar iin temel
sorun devleti yok etmek deil, snrlamaktr. Devletin mdahale gcnn artfl,
zgrlkler iin bir tehdit unsuru oluflturduundan, -anayasallk, hukukun stnl, kuvvetler ayrl, muhalefet ve basn zgrlnn tannmas, direnme hakk gibi yaplarla- devletin etkinlik alann snrlandrmak, liberal dflnrlerin kuramlarnda merkezi nem taflr.
Devletin snrlanfl, zellikle kendi rasyonel seimlerini yapmakla gereklefltirilen liberal zgrlk anlayflnn srdrlebilirliinin de garantisini oluflturur. Liberal kuramclarn zgrlk anlayfl, Isaiah Berlinin 20. yzyln ikinci yarsnda
yazd nl ki zgrlk Kavram bafllkl makalesinde negatif zgrlk kavramyla tanmlanr. Negatif zgrlk, bir kiflinin, kiflisel isteklerini gereklefltirmede baflka bir kifli, grup ya da kurumun fiziki basklarna, engellemelerine, zorlamalarna maruz kalmadan eylemde bulunabilecei alann geniflliini ifade eder
(Berlin 1997, s. 393).
Negatif zgrlk tanm erevesinden bakldnda zgrlk, dflardan mdahalenin olmayflyla iliflkilidir. Bu nedenle devlet, mdahale gcnden dolay, zellikle klasik liberal kuramclar iin, zgrlklerin nndeki en byk engellerden
biridir. Ancak bireylerin btnyle kendi kaderlerine brakldklar herhangi bir
dzende, eflitliin tesadflere ya da bireyden kaynaklanmayan bir tarihsel duruma
bal olarak bozuluflu, liberal kuramclar arasnda adil bir devletin kurulmasnn
olanaklar ve bu adil devletin mdahale gcnn snrlar konusunda dflnce ayrlklar yaratr. Nitekim liberal kuramn adafl savunucularndan John Rawls, klasik liberal grfln bireyler arasndaki adaleti salamadaki eksikliklerine dikkat ekerek liberal sylemde ikin bir elefltiriye ve yenilenmeye yol aar.
Faydaclk: Ahlak
bakmndan doru eylem ya
da siyasetin toplumun
yelerine en byk
mutluluu getiren eylem ya
da siyaset olduunu
savunan grfl (W. Kymlicka
2004, s. 13).
76
Siyaset Felsefesi-II
insanlar tercihlerini yaflarken, baz insanlarn tercihleri tatmin edilemeyecektir; ancak bu bir tesadfn yaratt talihsizliktir. Kazananlarn says kaybedenlerin saysndan yksek olduka, kaybedenlerin tercihlerinin, saysal bakmdan daha fazla
olanlarn tercihlerinin nne gemesi iin hibir neden yoktur.
Bu durumda faydac bir siyaset anlayflnn, ounluun mutluluunu salamaya ynelik bir siyaset algs yaratmas kanlmazdr. Ancak faydac argmanlarn
yaratt bu ounluku demokrasi anlayfl, liberal kuram, ikin ve aflkn elefltirilerin hedefi haline getirir. Nitekim faydacln siyasal savunusunu yapan John Stuart Mill, faydacln ounluku anlayflla bozduu birey ve toplum arasndaki
dengeyi yeniden kurma girifliminde bulunarak Hrriyet zerine adl eserinde bireyler arasndaki eitim farklarnn gzetilmeksizin herkese tannan eflit oy hakknn sakncalarn tartflr.
te yandan bireyin kendi bireysel karlarnn peflinden koflan bir varlk olduuna iliflkin saptama, klasik liberal kuramn iktisat anlayfln da biimlendirir. Klasik liberalizmin iktisat anlayfl zerindeki en etkili isim hi kuflkusuz Adam Smithtir.
Adam Smith, insan doasna iliflkin rasyonalist ve liberal varsaymlar kullanarak, liberal kuramn temel argmanlarndan biri olan snrl devlet anlayflna, devletin sivil
toplum zerindeki rol tartflmas yoluyla katkda bulunmufltur. Devletin mdahale etmedii serbest piyasann kendi i dengesini bulaca inancna dayanan bu kuramda,
devlete biilen rol, Lockeun kulland mecazi ifadeyle gece bekiliidir. Baflka bir
deyiflle, devletten tek beklenilen gvenlii salamasdr. leride yeniden deinilecei
zere bu trden bir devlet anlayflnn daha sofistike izleri 20. yzylda yeniden gndeme gelecektir.
Faydaclk ve iktisadi liberalizmin katklaryla biimlenen klasik liberal kuram, devletle iliflkilerin dzenlendii kamusal alan, zorunluluk alan olarak tanmlanrken, zel
alan hane ii iliflkilerin dzenlendii mahremle snrlar. Ancak kamu-zel dikhotomisinde iktisadi faaliyetlerin yrtlecei ve bireylerin zgr anlaflmalar yoluyla refah
dzeylerini arttrma yolunda aba gsterecekleri bir alann olmamas, liberal kuramclar zel ve kamu arasnda bir de toplumsal iliflkilerin srdrld sivil toplum alann varsaymaya ynlendirir. Sivil toplum alan, devlet alanyla karfllafltrldnda, bireylerin yalnzca zgr iradeleriyle iliflki kurduklar ve herhangi bir mdahale grmeksizin kendi karlarn takip ettikleri bir zgrlk alan olarak kalmaz; ayn zamanda piyasann da mdahale grmedii takdirde kendi i dengesini salayaca alandr.
Adam Smithin grnmez el olarak adlandrd piyasann mdahale grmediinde kendiliinden bir i dengeye ulaflaca grfl, toplumda karlar dorultusunda
atflan bireylerin bu atflmalarnn sonucunda piyasann doal bir uyuma ulaflacan
varsayar.
Grnmez el kuram, piyasa koflullarnn serbest brakld bir sivil toplum alannda, kendi karlarn nceleyen bencil bireylerin mdahale grmeden etkinlikte bulunabilecekleri bir zgrlk ortam salandnda gerekleflebilecek ngrlere sahiptir. Buradan hareketle klasik liberal kuramn, ahlaki ya da toplumsal belirlemelerden
uzak, atom halinde hareket eden ve rasyonel hesaplamalar yapan bir birey anlayflna dayand sylenebilir. Klasik liberal kuramn iktisadi sonular, zellikle dnemin
etkili kuramlarndan Sosyal Darwinizmle btnleflerek bireylerin, kiflisel kendi yetenek ve alflkanlklarna gre konumlandklar bir toplumsal rgtlenme biimine neden olur. Sosyal Darwinizme gre bireyler, kendi hayatlarnda ne yapmak istiyor ve
yapabiliyorlarsa, onu yaparlar. Buna gre yetenekli ve alflma istei olanlar refah
iinde bir yaflam srerken, yetersiz ve tembel olanlarn benzer bir refah dzeyine
ulaflmalar imknszdr.
77
78
Siyaset Felsefesi-II
olas ilkeleri deerlendirdikleri bir szleflme yaptklarn varsayar. Rawlsun bylesi bir szleflmeden beklentisi, uygulama alannn her trden etkisi ortadan kaldrldnda, hl varln srdren adalet ilkelerine ulaflmaktr. Rawls, bilgisizlik peesi (ignorance of veil) adn verdii bu belirsizlik durumundaki grflmecilerin,
tm toplumsal koflullardan nce iki adalet ilkesini benimseyeceklerini ileri srer.
Bunlardan ilki, zgrle iliflkindir. Her grflmeci gerek dnyada en genifl hak
ve zgrlklere sahip olmay isteyeceinden, temel zgrlklerin her bir birey iin
korunuyor oluflunu garanti altna almak isteyecektir.
Rawlsun ne srd ikinci adalet ilkesi ise birincil metalarn paylaflmna iliflkindir. Kaynaklarn kt olduu bir dnyada, herkesin her istediini almas olanakl deildir. Bu nedenle adil bir blflmn flartlarnn salanmas gereklidir. Rawls,
kt kaynaklarn blflmnde geerli olabilecek iki ilke saptar. lk ilke toplumda
en az ayrcalkl olanlara en ok faydann salanmasn ierir. Bylece Rawls, bireyleri btnyle kiflisel kaderlerine terk etmek yerine, devletin yeniden datmc
olduu bir yapy onaylayacaktr. Klasik liberaller toplumsal dzende varolan eflitsizlikleri kiflilerin yeteneklerine bal kalarak olumlarlarken, Rawls asndan bir
eflitsizliin kabul, ancak daha stn bir ahlaki ilke uruna olanakldr. Bu adan
Rawls, yeniden datmla bir eflitsizlik yaratr, ancak bu eflitsizliin hakll adaleti salamasndan ileri gelir.
Klasik liberal kuram, daha nce de belirtildii zere, bireylerin yetenekleri lsnde herkese ak olan frsatlar deerlendirmelerini eflitlik olarak onaylar. Ancak sz konusu frsatlarn bireyin somut toplumsal koflullar ierisinde olanakl
olup olmamas, klasik liberalizmin tartflma alannn dflnda kalr. Rawls birincil
metalarn dalmnda, frsat eflitliini denk tutan koflullarda, grev ve konumlarn
herkese ak tutulabilecek biimde yaplmasn onaylayarak (Rawls 1999, s. 174);
liberalizmin frsat eflitlii ilkesindeki bir yenilemeye yol aar. Bylece klasik liberallerin toplumsal ve ekonomik eflitsizlikleri grmezden gelerek ahlaki adan savunduklar frsat eflitlii ilkesinin toplumsal ve ekonomik koflullar altnda da olanakll Rawlsun tartflma konularnn baflnda gelir.
Rawlsun felsefesiyle birlikte, liberal bireyci kuramn ahlaki sorunlarna, sosyal
felsefe geleneinin yntemleriyle baklabilmesinin yolu alr. Bu adan Rawls bir
liberal olmakla birlikte, adalet kuram zerine yorumlar, toplumsal adaletin neliine iliflkin izler taflr. Nitekim Rawlsun bireyin toplumsal sorunlarnn devlet eliyle
zmne iliflkin yaklaflm, pek ok liberal dflnre gre liberal grfllerden bir
sapma olarak deerlendirilir. Liberalizmin bireycilii ve devletin snrlanmasna
iliflkin grfllerinin Rawls tarafndan deforme edilmesine en byk tepki, Bir Adalet Kuram eserinin yazlflndan hemen drt yl sonra, 1974te Anarfli, Devlet ve
topya eserini yaymlayan Robert Nozickten gelir.
Liberterlik: Liberterlik ya da
liberteryanizm, en genel
anlamda, Adam Smithin
iktisadi liberalizme iliflkin
saptamalarn en u
noktasna ulafltran
zgrlk grfl olarak
tanmlanabilir. Devletin
olabildiince klmesi ve
insanlarn ahlaki
kstlamalardan btnyle
serbest kalmas gerektiini
ileri sren liberterler, bireyci
anarflizm ve aflr kapitalizm
arasnda bir tavr sergilerler.
79
S O R U
TOPLUMA NCELK VEREN SYASAL KURAMLAR
19. yzyln endstriyel geliflimlerinin sosyal ve ekonomik flartlara etkisi, bir yandan birey ve bireysel zgrle derin bir inanc gndeme getirirken, pefli sra eleflDKKAT
tirilerini de srkler. Liberalizmin kuramsal adan meflruluk kazandrd endstriyel kapitalizm, burjuva bireylerinin giderek zenginleflmesini salarken, ayn topSIRA SZDE
lumsal srete yeni bir snf olarak beliren iflilerin giderek yoksullaflmasna
neden
olur. Byk lde hissedilir hale gelen yoksullaflma ve bireysellik adna toplumsal bozulma, piyasa ve endstri toplumunun bir elefltirisi ve alternatif arayfl olaAMALARIMIZ
rak sosyalist gelenei dourur. Bylece Aydnlanmadan doan iki farkl kuram
olarak sosyalizm ve liberalizm birbirlerinin elefltirisi olarak geliflirken, 20. yzyln
ilk yarsnda hkm sren temel siyasal tartflmann da eksenini
K olufltururlar.
T A P
Laissez-faire ekonomi anlayflnn ifliyi korunmasz biimde reticinin insafna
terk etmesi, ar alflma koflullarn da beraberinde getirmiflti. Bu nedenle Karl Marx
ve Friedrich Engels de dhil olmak zere ilk dnem sosyalistleri
kapitaT E L endstriyel
EVZYON
lizme karfl bir alternatif arayflna girmifl ve bu alternatifi de devrimde bulmufllard.
N N
NTERNET
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
80
Siyaset Felsefesi-II
19. yzyln sonlarnda ise liberal Bat Avrupada sendikalaflmann, ifli partilerinin ve kulplerinin yaygnlaflmasyla, ifli snf baz haklar elde ederek endstriyel toplumun bir paras haline getirilmifltir. fli haklarnn giderek yaygnlaflmas,
sosyalist hareketin ikiye blnmesine neden olur: bir yanda devrim yanls komnistler, dier yanda ise reformist sosyalist ya da sosyal demokratlar.
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
zellikle 20.SIRA
yzyln
SZDEsiyasal tartflmalarnn temel eksenini oluflturan sosyalizm ve liberalizmin merkezi kavramlar olan eflitlik ve zgrlk kavramlar arasnda nasl bir iliflki kurulabilir? Tartflnz.
D fi N E L M
Sosyalizm her fleyden nce toplumcu bir ideolojidir ve birey ile devlet kavramlarn toplumS ekseninde
zmler. Sosyalizme gre toplum, birey karflsnda bir nO R U
celie sahiptir. Bu ncelik ahlaki bir ncelik olduu kadar varoluflsal bir durumu da
gsterir. Sosyalistlere gre birey, liberallerin ne srd gibi tek baflna bir varlk
DKKAT
olmad gibi, bireyin karakteri, seimleri, becerileri gibi nitelikleri de btnyle kiflisel olarak deerlendirilemez. Sosyalistlere gre insan, toplumsal bir varlktr ve
SIRA SZDE
toplum tarafndan
sunulan ahlaki, sosyal, dflnsel imkn ve yaplarn bir rndr. Baflka bir deyiflle insan; toplum tarafndan biimlendirilen, kifli oluflu toplumsall iinde olanakl hale gelen bir varlktr. Bu nedenle bireyi anlamak, onu atom
AMALARIMIZ
olarak tanmakla deil, ait olduu sosyal grubu bilmekle iliflkilidir. Sosyal grubun
tarihsel bir srete oluflturduu iliflkiler a, bireylerin de belirleyicisidir.
nsan toplumsal
K T A Pbir varlk olduundan, liberallerin tarihst tanmlarnda olduu gibi duraan bir insan doasndan da sz edilemez. Dahas sosyalistlere gre,
liberallerin insan doasnn bencil olduuna dair yapmfl olduklar saptama, kapitalist toplumun
tarihselliinin bir sonucudur. Baflka bir deyiflle bencillik, insan doTELEVZYON
asna deil, kapitalizmin zne aittir. Bu durumda insann rekabet eden ve atflan karlara sahip oluflu da doal bir zorunluluktan deil, kapitalist toplumun tarihselliinden kaynaklanr.
N T E gre
R N E T sosyal ve ekonomik sorunlarn zmn, basit bireysel abaSosyalizme
lardan ok, toplumun kendisindedir. Toplumsal durumda her bireyin mutluluk, refah ve zgrl bir dierine baldr. Bu nedenle bireylerin maddi ve ahlaki eilimleri kiflisel karlarna gre deil, toplumsal bir denge durumuna gre dzenlenmelidir. Toplumsal dengenin kurulabilmesi ise bir eflitlik durumu oluflturur.
Eflitlik anlayfl sosyalist gelenei pek ok adan tanmlayan bir niteliidir. Sosyalizmin eflitlik anlayfl, liberal kuramn frsat eflitlii dflncesinden btnyle farkl bir yap gsterir. zellikle liberal grfln bireylerin farkl yeteneklere sahip olmalarndan doan ekonomik eflitsizlikleri meflrulafltrmas, sosyalist gelenekte yer
alan dflnrlerin elefltirilerinin hedefindedir. Doa her ne kadar tm bireyleri birebir ayn yeteneklerle donatmamfl olsa da, eflitsizliin bozulmasnn gerek nede-
N N
nini oluflturmaz. Sosyalistlere gre eflitliin bozulmasnn gerek nedeni, byk lde toplumsal rgtlenmenin eksikliklerinden ve bozukluklarndan kaynaklanr.
Liberallerin eflitlii siyasal ve yasal eflitlikle tanmlayarak snrlandrmfl olmalar,
kapitalist sistemin ikin bir zellii olarak beliren eflitsizlikleri aflmada yetersizdir.
Eflit maddi ve toplumsal koflullara sahip olmayan insanlarn, nlerinde siyasi ya da
yasal engeller bulunmasa dahi, seimlerini zgrce yapmalar ve isteklerini gereklefltirmeleri beklenemez. Bu adan sosyalistler, maddi ve toplumsal koflullarda
bir denklik yaratlmad durumlarda eflitliin yalnzca bir mitten ibaret olduu dflncesini paylaflr. Sosyalistlere gre eflitliin onaylanarak desteklenmesinin, ahlaki gerekliliinin yan sra sosyal adan da baz nemli sonular bulunur. Eflit koflullardaki insanlarn kamu yarar iin birbirlerine balanmalar ok daha gl bir
olaslktr. Bu nedenle toplumsal yapnn sreklilii ve kamu yararnn ncelikli
oluflu, eflitlik ilkesinin toplumun temeli haline getirilmesine baldr. Ancak bireylerin birbirlerine eflit olduklar bir toplum, snfsal farklar aflabilecek gce sahiptir.
Snf ayrmlarnn nedeni kapitalist devlettir. Friedrich Engelse gre sosyalizmin
son aflamas olarak komnizme ulaflldnda, devletin neden olduu snf ayrmlar ve atflmalar ortadan kaldrlacandan, bu aflamada artk devlete ihtiya kalmayacaktr. Sosyalistler iin devletin anlam, zellikle Karl Marx ve Friedrich Engelsin yazdklar Komnist Manifestoda ortaya kar.
Marx ve Engelse gre devlet, egemen snflarn karlarnn temsilidir. Tarih boyunca egemen snflar deifltike, devlet de egemen snfn karlarna gre yeniden
dzenlenir. Bu egemen snflar Eskiada kle sahipleri, Ortaada feodal lordlardr. Modern an devleti ise egemen snf olan burjuvazinin karlarn savunmak
zere yaplandrlan bir kurumdur (bkz. Marx ve Engels 2006). Burjuvann egemenlii, tarihsel bir mcadele sonucunda retim aralarnn mlkiyetini eline geirmifl
olmasndan kaynaklanr. Ancak sosyalist bir hedef olarak proletaryann devrim araclyla iktidar ele geirmesinin ardndan, retim aralarnn mlkiyeti de toplumun kendisine geecektir. Bu durumda devlet, giderek gereksiz bir kurum haline
gelir (Engels 2005). Bylece ulafllacak yeni toplum, komnist toplumdur.
81
82
Siyaset Felsefesi-II
83
84
Siyaset Felsefesi-II
turan tek tek bireylerin zerinde bulunan ve bireylerin arasndaki iliflkileri dzenleyen objektif bir hukuk dzeni olarak tanmlar (Hegel 1991, s. 173-195). Btn
sosyal dzen de, bu egemen gcn eseridir ve devletin yokluunda sosyal dzen
bozularak kaotik bir ortam bafl gsterir. Bunun nedeni bireylerin, liberal kuramlarn ileri srd gibi yalnzca bireysel karlarnn peflinden kofltuklar bir durumda, bireysel karlarndan bamsz olarak objektif kurumlar yaratmalarnn olanakl olmayfldr. Bu nedenle Hegel ve objektif devletin tm savunucular, devletin tarihte ve gelenekte evrimsel olarak olufltuunu ileri srerek onu, karlar ya da
doal haklar gibi bireysellik kazandran ilkelerden bamsz olarak ele alrlar. Organik devletin savunucular iin devlet, liberal kuramlarn aksine, bireylerden bamsz bir gerekliktir. Baflka bir deyiflle, organik devlet savunucular iin devlet
kavram ontolojik bir gerekliktir. Devletin olmad bir ortamn kaosa dnflme
tehdidi ve devletin ahlaki ncelii dflnldnde, organik devlet savunucular
asndan devlet, bafll baflna ortak iyi ve kendinde bir amatr.
SONU
Devlet, birey ve toplum kavramlar arasnda sabit bir iliflki durumundan sz edilemeyecei aktr. Tm kavramlar gibi, devlet-birey ve toplum kavramlar da hem
kendi ilerinde hem de birbirleriyle olan iliflkilerinde srekli deifliklik ve yenilenmelere aktr. Bu deiflim sz konusu kavramlarn tarihsel oluflundan kaynaklanmaktadr. Deiflen sorunlar karflsnda her seferinde yeniden tanmlanan bu kavramlar, ayn zamanda siyasetin de ieriini oluflturur.
Devlet, birey, toplum gibi kavramlar, tarihselliklerini dfllayarak tanmlama abas, sonuta bizi ancak bir topyaya gtrecektir ki, topyalar tarihi ve iliflkisellii dfllayarak siyasetin de sonunu gsterir. Bu adan en doru devlet, birey ya da
toplum tanm verme iddias olanaksz olduu kadar tehlike de arz eder.
Sz konusu tehlikeyi nleyen, ideolojik bakfl alar arasndaki tartflmalar,
kendisi ideolojik bir bakfla sahip olmakszn deerlendiren ve yarglarda bulunan
siyaset felsefesidir. Bu durumda siyaset felsefesini devi flu ya da bu ideolojik bakfl asn meflrulafltrmak deil, bu ideolojilerin devlet, birey ve toplum kavramlarna nasl ierikler yklediklerine bakarak onlar snflamak ve bylece kavramlarn sunduu olanaklar keflfedebilmektir. Siyaset felsefesine yklenen bu dev, temelde gncel siyasal sorunlara iliflkin olas zm nerileri retmede de yol gstericidir. Baflka bir deyiflle burada serimlendii zere, kavramlarn tarihsel ve ideolojik olarak ierdikleri farkl anlamlar, bize, gncel sorunlar tartflmada farkl
perspektiflerden deerlendirilebilecek yeni olanaklar sunar.
85
86
Siyaset Felsefesi-II
zet
N
A M A
N
A M A
N
A M A
iliflkin siyasalar, insan haklar, topluluklarn kltrel haklar gibi konular demokrasi kavramn
tartflmaya aarken, devlet siyasetini de gzden
geirmemize neden olur. Tm bu sorunlar yantlayabilme abas; devlet, birey ve toplum iliflkilerine dair kavramsal flemalar yeniden deerlendirmeyi gerektirir. Gnmzde ekonomik koflullarn da zorlamasyla devletlerin pek ou liberal devletlerdir. Liberal devletlerin yurttafllarna karfl yansz duruflu ve tm yurttafllara eflit mesafede olduu iddias, bugn pek ok topluluku grfl tarafndan elefltirilmektedir. Bu elefltirilerin iki dayanak noktas bulunur. Bunlardan ilki
demokrasilerin ounluku idealle zdeflleflen
yaygn biimidir. ounluun oylarnn hkmetleri, hkmetlerin de devlet siyasalarn oluflturduu dflnldnde, varolan devletler Rousseaunun ifadesiyle ounluun tiranldr
ve aznlklarla alternatif grfllerin varlna kapaldr. kinci sorunsa yine ilkiyle balantl olarak devletin aslnda kendisini oluflturan ounluun kimlik zelliklerini gstererek aznlklar grmezden geldiine iliflkindir. Liberalizmin ounluku demokrasi anlayfl, zellikle sosyalizmin
toplumun bireyin kifliliini belirleyen unsurlar
ierdii dflncesini kendilerine kfl noktas olarak alan toplulukular tarafndan elefltirilirken, liberal devletin aznlkta kalan topluluklarn kimliklerini yok sayd iddialar arlk kazanr. Bu
durumda devlet ve aznlk topluluklar arasnda
beliren gerilimli iliflki mikro-milliyetiliklerin de
nn aar.
te yandan adafl dnyann gncel bir dier
sorunuysa insan ve bireylerin haklaryla devletin
gsterdii karfltlklardr. Devletlerin kurulufl aflamasnda i ie getii milliyeti ve devleti bakfl
alarnn varolan siyaset anlayflna sinmifl olmas, pek ok devletin insan haklar uygulamalarnda yetersizliine neden olur. Devletin kendini
koruma adna ald tedbirler, gnmzde insan
haklar adna byk kayplara neden olmaktadr.
Burada verilen gncel siyasal tartflmalara iliflkin
rnek gstermektedir ki, devletin yetki ve snrlar, bireylerin haklar ve etkinlik alanlar, toplumlarn/topluluklarn birey ve siyaset zerindeki etki blgeleri tartfllmakszn adafl sorunlara
bir yant verme denemesi olanakszdr.
87
88
Siyaset Felsefesi-II
Kendimizi Snayalm
1. Afladakilerden hangisi modern devletin ayrt edici
zelliklerinden biri deildir?
a. Merkeziyetilik
b. Sosyal iliflkileri kapsayc nitelikte kurallar koyma yetkisi
c. Otoriteye dayanmas
d. Meflruluk arayfl
e. ktidara sahip oluflu
89
Okuma Paras
nsanlar zgr doar, oysa ki her yerde zincirlere vurulmufltur. Filanca kifli kendini tekilerin efendisi sanr,
fakat bu durum, onun dierlerinden daha fazla kle olmasn engellemez. Nasl olup da bir kifli efendi, tekiler kle olmufl? Bunu bilemem. Pekl bunu meflru klan nedir? Sanrm bu sorunun yantn bulacam.
Yalnz gc ve gcn douraca sonucu gz nne
alacak olsam flyle derdim: Bir halk boyun emek zorunda kalr da boyun eerse, doru davranmfl olur; boyunduruunu silkip atacak olur da atarsa daha da iyi
eder; nk zgrl, elinden hangi hakka dayanlarak alnmflsa, o da onu ayn hakka dayanarak geri almaktadr; ya zgrln geri almak iin hakl nedenleri vardr ya da zgrl elinden hakszca alnmfltr.
Fakat toplumsal dzen btn haklara temel olan kutsal
bir haktr. Bununla birlikte hi mi hi doadan gelen
bir hak deildir bu; birtakm uzlafllara dayanmaktadr.
Sorun uzlafllarn ne olduunu bilmektir.
4. e
5. b
6. d
7. a
8. e
2. c
3. d
Yantnz doru deilse, Anayasal ya da Modern Devlet blmn yeniden okuyunuz. ktidarn ynetme gcn gsterdiini hatrlayacaksnz. Oysa modern devlet ynetme gcnn meflruluunu gerektirir. Ynetilenlerin rzas olmayan bir iktidar, zorbalk ya da diktatrlk rejimini ifade eder.
Yantnz doru deilse, Modern Devlet bafll altnda bulunan iki blm yeniden okuyunuz. Hegelin dier dflnrlerden farkl olarak
devleti, toplum iradesinin bir sonucu olarak deil de, tarihi bir zorunluluk olarak tasarladnz
hatrlayacaksnz.
Yantnz doru deilse Devletsiz Birey: Liberterlik blmn yeniden okuyunuz. Yeni-muhfazakar akmn devleti klterek, refah devletinde sosyal hak olarak tanmlanan haklarn
uygulamalarn topluma devretmek hedefinde
olduunu hatrlayacaksnz.
9. d
10. d
90
Siyaset Felsefesi-II
lik arasndaki iliflkileri karfltrarak, zgrlkleri zedeledii ileri srlebilir. Haklar, bireylerin birey olmalar
dolaysyla sahip olduklar deerleri gsterirken, zellikle sosyal devlet tarafndan korunan temel ilkelerdir.
Yeni-muhafazakr devletlerse, ekonomik adan hem
devletin stlendii grevleri azaltarak kamu harcamalarn dflrmek hem de kapitalist ekonominin bir gerei
olarak piyasann serbest oluflumunu desteklemek amacyla, sosyal devlette tannan pek ok hakk, daraltma
yoluna giderler. Buna karfllk yurttafllar arasndaki dini
ve manevi deerleri destekleyerek bir yardmlaflma kltrnn geliflmesini teflvik ederler. Bu durumda devletin hak olarak tanmas gereken pek ok deer, bireyleraras bir yardmlaflma ve inayetle giderilmeye alfllr.
Bu trden bir eilim, ilk olarak yurttafllarn giderek iinde bulunduklar yakn evrenin deerlerini, devlete duyulan sadakatin, yurttafllk bilincinin ya da kamu hizmeti stlenme istekliliinin nne geirmesine neden
olur. Bu adan yurttafllk bilinci gerilerken, muhafazakrlaflma eilimi artar. Ancak yeni-muhafazakr eilimin en ykc etkisi zgrlk yitimi ve bamlln artfl konusunda yaflanr. adafl cumhuriyeti yazarlardan
Philip Pettit Cumhuriyetilik -Bir zgrlk Ynetimi
bafllkl kitabnda zgrln kayboluflu ve bamllk
iliflkilerini flyle bir rnekle aklar: Devletin mdahalede bulunmad bir koflulda ifli ve iflveren arasndaki
iliflkinin durumunu dflnelim. Eer bir iflinin iflvereni
tarafndan her an mdahaleye urama riski varsa, bu iflinin zgr olduu ileri srlemeyecektir. Her an patronu tarafndan kovulma riski taflyan ifli, kendi haklarn savunamayacak, iflverenin koyduu tm koflullar
ne denli ykc olsa da kabullenecek ve iflverenin sempatisini kazanmak iin srekli onun hofluna giden eylemleri yapmaya alflacaktr. Bu durumda iflinin zgrlnden sz etmek imknsz olduu gibi ifli ve iflveren arasndaki iliflkinin de bamllk iliflkisi olduu
aktr. flveren bugn ifliye bir mdahalede bulunmasa bile, iflinin herhangi bir korunmas olmadndan,
mdahale gcne sahip olan iflverenin iyi niyetine bamldr. fli ve iflveren arasndaki bu iliflkiyi bir de haklar asndan dflnrsek haklarn zgrlkle iliflkisi
belirginleflecektir. flinin sendika hakknn, grev hakknn olduu, iflten kovulsa bile iflsizlik maaflna hak kazanacan bildii ve ocuklarnn cretsiz eitimlerini
srdrebilecei, salk hakknn iflsizlik durumunda da
korunaca bir durumda, ifli iflverenin her trden mdahalesine katlanmak zorunluluunda kalmayacaktr.
91
Yararlanlan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
Bylesi bir durumda ifli kendi grfllerini yarg ve karlarn koruyabilecek duruma gelmifl demektir. Bu da
iflinin iflverene olan bamllktan kurtulup zgrleflmesi anlamna gelir. Dikkat edilirse Pettit, rnekten de
takip edilebilecei gibi, maddi bir eflitlii savunmakszn zgrln ancak haklarn korunduu bir devlette
gerekten varolabileceini gsterir. Aksi durumlarda
yardmlaflma, baflkalarna bamllk ve sadaka kltrn ne kartarak, zgrlkleri glgeler.
Sra Sizde 3
Eflitlik ve zgrlk, tek bafllarna kavramsal birer ideal
olarak konumlandrldklar takdirde, birbirlerine karfltlk gsteren iki kavramdr. Bu iki kavram arasndaki temel eliflki fludur: nsanlarn btnyle zgr kaldklar
bir dzen, doal olarak, insanlarn farkl yeteneklere,
farkl frsatlara, farkl kltrel deneyimlere, farkl ahlaki
standartlara sahip olmalarndan dolay eninde sonunda
eflitsizlie yol aar. Ancak eflitliin tek baflna belirleyici
bir ideal olarak sunulduu durumlar ise siyasal, sosyal,
maddi, hukuki benzerlikleri arttrmak adna, zgrlkleri snrlar ve hatta bireysel zgrlkleri ortadan kaldracak nitelikleri beraberinde getirir. nk eflitliin gerekleflmesi devleti mdahaleye ve yeniden datmc olmaya arr ki, bu da zgrlk idealinin dfllad bir
durumdur. Eflitlik idealinin toplumsal bir ideal olmasna
karfln, zgrlk esas itibariyle bireyseldir. Bu durumda
zgrlk arttka devlet mdahalesi, eflitlik arttka zgrlk uygulamalar snrlanr. Liberal kuramclar zgrlk idealini eksen olarak kabul ederlerken, demokrasi
kuramclarnn vurgusu sosyal uyum, genel irade ve eflitliktir. Ancak ne eflitlik ne de zgrlk kavramnn tek
baflna siyasetin merkezi olamayaca da aktr. Bu nedenle, yukarda da sz edilen tm ideolojiler de dhil,
her trden siyaset kavrayfl aslnda eflit-zgrln peflindedir. Baflka bir deyiflle aranan denge, insanlarn bir
arada zgr olarak nasl yaflayacaklar sorusunun yantdr. Hibir siyaset anlayflnn ya da ideolojinin, eflitlik ya
da zgrlk kavram iftinden birini tek baflna ideal haline getirmesinin olanakl olmayfl, gnmz siyasetinde eflit-zgrl salayacak melez siyaset anlayfllarnn geliflmesine neden olur. Nitekim temelde zgrlk olan liberalizmle geleneksel yaplar savunan muhafazakrln ittifak, liberal ideolojilerin sosyalist elefltirilerle yeniden biimlenerek yol at refah devleti uygulamalar bunlarn rneklerinden sadece birkadr.
Aaoullar, M.A. ve Kker, L. (1991). mparatorluktan Tanr Devletine. Ankara: mge Yaynevi.
Aristoteles (2004). Politika. eviren M. Tunay. stanbul: Remzi Kitabevi.
Barry, N. (2003). Modern Siyaset Teorisi. eviren M.
Erdoan ve Y. fiahin. Ankara: Liberte Yaynlar.
Berlin, I., (1997). Two Concepts of Liberty. Contemporary Political Philosophy: An Anthology. Der.
P. Pettit ve R. E. Goodin. Oxford: Blackwell. ss. 391415.
Bodin, J. (1955). Six Books of the Commonwealth.
eviren M.J. Tooley. Oxford: Basil Blackwell.
Engels, F. (2005). topyadan Bilime Sosyalizm, eviren Y. Onay. stanbul: Evrensel Basm Yayn.
Habermas, J. (2000). Kamusalln Yapsal Dnflm. eviren M. Sancar ve T. Bora. stanbul: letiflim
Yaynlar.
Hegel, G.W.F. (1991). Hukuk Felsefesinin Prensipleri. eviren C. Karakaya, stanbul: Alkm Yaynlar.
Heywood, A. (2007). Siyasi deolojiler. eviren A.K.
Bayram, vd. Ankara: Adres Yaynlar.
Hobbes, T. (2004). Leviathan. eviren S. Lim, stanbul:
Yap Kredi Yaynlar.
Lenin, V.I. (2009). Devlet ve Devrim. eviren F. B. Aydar, stanbul: Agora Kitapl.
Locke, J. (2004). Hkmet zerine kinci nceleme Sivil Ynetimin Gerek Kkeni, Boyutu ve Amac zerine Bir Deneme. eviren F. Bakrc, Ankara: Babil Yaynclk.
Machiavelli, N. (2002). Prens, eviren R. Teksoy, stanbul: Olak Yaynlar.
Marx K. ve Engels, F. (2006). Komnist Manifesto.
eviren L. Kavas, stanbul: thaki Yaynlar.
Mill, J.S. (2004). Hrriyet zerine. eviren M. O. Dostel, Ankara: Liberte Yaynlar.
Montesquieu (2004). Kanunlarn Ruhu, eviren F.
Baldafl, stanbul: Se Yayn Datm.
Nozick, R. (2006). Anarfli, Devlet ve topya. eviren
A. Oktay, stanbul: stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar.
Pettit, P. (1998). Cumhuriyetilik: Bir zgrlk ve
Ynetim Teorisi. eviren A. Ylmaz, stanbul: Ayrnt Yaynlar.
Pierson, C. (2000). Modern Devlet. stanbul: ivi Yazlar.
92
Siyaset Felsefesi-II
SYASET FELSEFES-II
Amalarmz
N
N
N
N
N
Anahtar Kavramlar
Kltr
oulculuk
Asimilasyon
Tekkltrclk
okkltrllk
Irk
okkltrclk
Liberal okkltrclk
Irklk
Etnosentrizm
Radikal okkltrclk
teki
indekiler
Siyaset Felsefesi-II
okkltrllk,
okkltrclk ve
Irklk
OKKLTRLLK VE
OKKLTRCLK
IRKILIK
DEERLENDRME
okkltrllk,
okkltrclk ve Irklk
OKKLTRLLK VE OKKLTRCLK
Yenian sekler Avrupa Medeniyeti-ya da ksaca Bat- ve bu medeniyet erevesinde oluflan Bat Avrupa ulus-devletleriyle Amerika Birleflik Devletleri, Kanada, Avustralya gibi lkeler, Aydnlanma ve Endstri Devrimi gibi nemli toplumsal
dnflm srelerinden gemifltir. Bu srelerin sonrasnda dnya apnda bir
ekonomik ve siyasi stnlk kuran Bat, modern ve hatta postmodern diye
adlandrlan dflnme biimlerinin ve deer anlayfllarnn mimar olmufltur. zellikle 1945ten sonra, Batnn geliflim ve dnflm srelerinden gememifl farkl
kltr ve ulusal kimliklerden insanlar, daha insanca bir yaflam umuduyla Bat lkelerine artan bir younlukla g etme eilimi gstermifltir. Bu gler, nemli sorunlar da beraberinde getirmifl ve 20. yzylda zellikle youn g alan ABD, Kanada, Avustralya, Fransa gibi lkelerde siyaset felsefesi asndan da nem taflyan
okkltrllk, okkltrclk, tekilefltirme, yabanc dflmanl gibi pek ok yeni konu tartflmaya almfltr.
Bu nitede, ifle okkltrllk ve okkltrclkten neyin anlaflldn, bu
sorunlarn toplum ve siyaset gndemine nasl oturduunu anlamaya alflarak bafllayacak, bu iki kavram birbirinden ayrt etmenin olanaklarn arafltrarak hem okkltrllkle hem de okkltrclkle karfltlk ieren bir kavram, rkl zmleyerek devam edecek, tm bu kavramlar siyaset felsefesi bakfl asndan deerlendirmeye alflacaz.
okkltrllk
okkltrllk ve okkltrclk kavramlarn tanmlama ve aklama denemesine giriflmeden nce, her ikisinin de kaynanda okuluk ya da oulculuk
olarak bilinen felsef grfln bulunduunu hatrlatmakta yarar var. Ksaca ve en
genel anlamyla oulculuk, tek cinsten olma yerine eflitliliin, aynlk yerine farklln ve tek bir fley yerine ok sayda fleyin nemini vurgulayan, metafizik bakmndansa, evrenin birden hatta ikiden fazla indirgenemeyen varlktan meydana
geldiini savunan bir grfltr (Cevizci 2005, s. 419-420). Metafizikteki bu indirgenemez okluk anlayfln toplum ve devlet olgularna uyarladmzda, hemen hemen bir ve ayn fleyi vurgulayan flu kabullerle karfllaflrz:
1. Toplumda aznlk kabul edilen gruplar toplum iinde zgn klan eflitli karakteristikleri, toplumsal btnln sreklilii adna korumak ve gelifltirilmelerini teflvik etmek gerekir. Bunu da toplumda daha gl konumda olan
ounluun stlenmesi nemlidir.
okkltrlln de,
okkltrcln de
kayna, temelde felsef bir
grfl olan okulua ya da
oulculua (pluralism)
dayandrlabilir.
96
Siyaset Felsefesi-II
okkltrllk ve
okkltrclk terimlerinin
her ikisinin de, ngilizcedeki
karfll multiculturalism
terimidir. Fakat Trkede bu
iki farkl durumu ifade
etmek zere iki farkl terim
kullanma ve iki farkl
durumu ifade etme olana
vardr.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
2. Tek bir devlet ats altnda farkl dinlere, etnik gruplara, dillere, kltrlere,
hatta zerk ynetim blgelerine ve ifllevsel birimlerin okluuna zemin hazrlamak toplumsal btnl zayflatmaz, glendirir. Bylelikle bu ilkeyi
benimseyen ve uygulayan devletlerde okkltrllk ya da kltrel oulculuk, bir durum betimlemesi olur,
3. inde birden fazla din, etnik grup gibi unsurlar bulunan tm devlet ve toplumlarn kltrel oulculuu benimsemeleri, siyaset asndan da insan
haklarnn korunup glendirilmesi asndan da en iyi seenektir.
Bat lkelerinde glerle ortaya kan veya imparatorluk ve smrge dneminden geriye kalan farkl etnik, dinsel ve kltrel grubun bir uyum iinde beraber yaflamasn salamak nemli bir sosyal ve siyasal sorun olarak ortaya kmfltr. Tam
bu noktada okkltrllk en fazla n plana kan sylem veya yaklaflmdr (Johnston vd. 1994). Olgusal olarak ortaya kan durumun, karflya karflya kalnan sorunlarn stesinden nasl gelinebileceinin kuramsal erevesini sunmaktadr oulculuk. Bu da ilk kez Avrupada ortaya kan ve amac etnik, kltrel, dinsel ve
dilsel farkllklar bir potada eriterek ortak bir tarih, dil ve kltre dayal bir ulus
yaratmak olan ulus-devlet dflncesi iin bugn ciddi bir meydan okuma olarak
grlmektedir. Bazen okkltrllk bazen de okkltrclk olarak adlandrlan bu meydan okuma, z itibariyle toplumda her trl tekdzelik, birlik ve ortakl bozan eflitlilik olgusuna vurgu yapmaktadr (Canatan 2009, s. 80).
Kanadal siyaset felsefecisi Will Kymlickaya gre nitelikleri farkl olmakla birlikte, Avrupada eflitlilik olgusu en az kaynaktan beslenmektedir. lk ve belki
de okkltrllk olgusunun ve sorununun kfl noktasn oluflturan kaynak, gemifli Avrupadaki toplumlarn tarihi kadar eski olan ve hlen de nemli oranda varln devam ettiren yerli aznlklardr. ounlukla ulusal aznlklar olarak adlandrlan bu gruplarn yanstt kltrel eflitlilik, daha nce zynetimli ve belli bir
toprak paras zerinde younlaflmfl kltrlerin genifl bir devlet ats altna sokulmasndan domaktadr (Kymlica 1998, s. 38). Bu kltrler genel olarak kendilerini ounluk kltr yannda ayr toplumlar olarak korumay ve ayr toplumlar olaSIRA SZDE
rak varlklarn
srdrmelerini salamak zere eflitli zerklik ya da zynetim biimlerine sahip olmay istemektedir (a.y.). Yerli aznlklar denince, bir devletin
toplam nfusu
iinde bir aznlk oluflturan etnik (halk) gruplar kastedilmektedir.
D fi N E L M
Bu gruplar, ortak etnik (tarihsel, dinsel, dilsel ve baflka) zellikleri dolaysyla ounluktan ayrlmakta ve eskiden beri sz konusu devletlerin topraklar zerinde
S O R U
yerleflik yaflamaktadrlar.
fiu an Avrupada saylar yz milyonu aflan yzden fazla
yerli ulusal aznlk bulunmaktadr (Canatan 2009, s. 81).
okkltrllk,
D K K A T Batda ortaya kmfl bir kavram ve sorunsal olarak, yine Batnn gnmzde yaygn olarak benimsedii liberal siyaset anlayfl erevesinde
deerlendirildiinde, yukarda da belirtildii gibi kltrel bir oulculuk anlayflySIRA SZDE
la bir arada dflnlebilir. Bu balamda, okkltrllk, kkeni ne olursa olsun,
farkl kltrel geleneklerin eflitlik temelinde ayn toplumun yeleri olarak yaflayabileceini AMALARIMIZ
ve byle bir durumda sorun bulunmasnn zorunlu olmadn savunan
bir siyasi-toplumsal sistemin ad olarak anlafllabilir (Erdoan 1998, s.198).
N N
K T A P
Will Kymlicka,
Yurttafllk: Aznlk Haklarnn Liberal Teorisi (ev. AbdulK okkltrl
T A P
lah Ylmaz, stanbul: Ayrnt Yaynlar, 1998).
TELEVZYON
okkltrll
T E L E V Z Y O Ntemel karakteristikleriyle tandktan sonra, flimdi de ad bu terimle birlikte anlan ve sklkla da karfltrlan bir baflka terimi, okkltrcl tanmaya alflmak yerinde olacaktr.
NTERNET
NTERNET
97
okkltrclk
nitenin baflnda, okkltrlln de okkltrcln de Bat toplumlarnda
ortaya ktn dile getirmifltik. Bir olgu olan okkltrllk kendi ideolojisini
okkltrcl dourmufltur. Durum, somut durumundan kaynaklanan sorunlar,
bir teorik temeli gerekli klmfltr. Kullanm gemifli postmodern olarak nitelenen
1950 sonrasna kadar geri gtrlebilecek olan okkltrclk, 1960larda Amerika Birleflik Devletlerinde yaygnlaflmaya bafllayan bir sylem olmufl, sonrasnda
Bat Avrupaya yaylmfl olup gnmzde gmen gruplarn kltrel farklarn korumada uygulanan politikalar da kapsayacak biimde kullanlmaktadr.
Christian Joppkeye gre okkltrllk, ulus-devletin homojenleflmesinin bir
rn olup evre lkelerden merkez lkelere gler, etnik ve rksal eflitlilik oluflturarak okkltrc talepleri beraberinde getirir (Joppke 1996, s. 451-453). Amerika Birleflik Devletleri, Kanada, Avustralya gibi youn ve artan gmen nfusuna
sahip lkelerde bir siyaset modeli olarak bafllayp sonra Bat Avrupa lkelerine yaylan okkltrcln sylemlerindeki temel hedef, Cemal Yalna gre, farkllklarn tannp hoflgrlmesi sayesinde daha uyumlu bir toplumun oluflturulmasdr (Yaln 2002, s. 46). David Bennetta gre, okkltrclk, asimilasyon ve
kltrel ayrmclk, Marksizm, etnik milliyetilik, uluslararas pazar stratejileri, devlet kaynaklar iin aznlk rekabeti, radikal demokrasi ve liberal-demokratik statkoya gstermelik dzenlemeler gibi anlamlarda da kullanlmfltr (Bennett 1998,
s.1-2). okkltrclk, eflitli biimlerde ulus tanmnda bir krize iflaret etmekteyse de, kendiliinden oalan okkltrclk tanmlar genellikle blgesel, lke
ii bir konu olarak alglanmakta, ilk ortaya kt haliyle planlanmamfl, farkl isimler altnda da ortaya kmaktadr (a.y., s. 3). okkltrl devletlerin okkltrclk tanmysa, ulusal ve kurumsal yaplar arasndaki hayalleri seslendiren, gnmzde temsil edilen farkl kltrlerdeki topluluklarn paylafltklar ilkeler ve sorunlarn zmne ynelik bir bakfl as biiminde ifade edilebilir (a.y.). Aslnda
okkltrcle yklediimiz anlam, yine Bennetta gre, bizim kim olduumuz
kadar, kendimizi nasl tanmladmz veya baflkalar tarafndan ait grldmz
etnik/kltrel grupla dorudan balantldr (a.y., s. 4).
okkltrcln ortaya kmasnda en gze arpan neden olarak, David
Goldberg, tekkltrcle (monoculturalism) iflaret etmifltir (Goldberg 1994, s. 8).
Goldberge gre, okkltrcln ortaya kflna zemin hazrlayan, Bat Avrupa
ve Kuzey Amerikadaki tekkltrclk politikalardr (a.y.). Tekkltrclkle varlmak istenen hedef, etnik kkeni farkl olan gmenleri asimile ederek bir potada
eritmek olmufltur; bu da kademeli olarak tekinin yok edilmesine kadar uzamas ngrlen bir sretir (a.y., s. 8-10). Bu asimilasyoncu bakfl as, liberal demokrasinin idealleriyle yaflanan toplum gereklii arasndaki fark kapatamad gibi,
belli etnik gruplar, fiziksel-kltrel zelliklerinden dolay, toplumun temel grfllerinde asimile etmeyi de baflaramamfl, yani en temel hedefine ulaflmakta yetersiz
kalmfltr (a.y.).
okkltrclk her ne kadar ulus-devlet modelinin ktn vurgular gibi
gsterilse de, ulus-devleti glendirdiini ve demokrasinin ideallerini toplum yaflamnda gereklefltirerek ulus-devletin kapsaycln genifllettiini grmezden gelmek de doru olmaz.
okkltrcln gnmzde iki tip uygulama modeli bulunduundan sz
edilebilir. Bunlar, liberal okkltrclk ve radikal okkltrclktr. Liberal okkltrclkte hukuksal, toplumsal ve siyasi ayrmcla yer yoktur ve insan hakla-
Amerika Birleflik
Devletlerinde kullanlan
eritme potas (melting pot),
farkl lkelerden gen etnik
aznlklarn yeni devletlerine
uyum salamak zere
dillerini, kltrel deerlerini,
yaflam tarzlarn terk
etmelerine ve bunun
karfllnda yeni bir ulusal
kimlik kazanmalarna iflaret
eden, tekkltrc siyaset
anlayflndan kaynaklanan
bir terimdir.
okkltrcln
gnmzde en ok
rastlanan iki uygulama
biimi, liberal
okkltrclk ve radikal
okkltrclktr.
98
Siyaset Felsefesi-II
rnn doru bir biimde uygulanmas, bunun sonucu olarak da kimliklerin korunmas salanr. Radikal okkltrclkteyse, devletin kendisine bal topluluklar
zerinde ortak bir kltr politikasndan sz etmek olanakszdr. Bu modelde, her
bir kltr kendi siyasal haklarna ve kendi geleceini belirleme ehliyetine sahip klnmfltr ve etnik-kltrel gruplar, topluma aidiyetlerini kolektif haklarn kullanmaktan vazgemeden tanmlarlar.
Fakat okkltrclk, savunduu tezler ve zellikle uygulamalar bakmndan
sorunsuz bir siyaset anlayfl deildir. Blcle varan etnik ve toplumsal atflmalardaki artfl ve Samuel Huntingtonn din eksenli olaca kehnetinde bulunduu
Medeniyetler atflmas tezi, okkltrcle karfl elefltirel ve flpheci bir tavr
alanlarn sklkla baflvurduklar gerekelendirme aralardr.
fiimdiye kadar ele alnanlar, okkltrllk ve okkltrclkten ayr ayr nelerin anlafllabilecei sorusuna yant verme denemesi oldu. fiimdi de bu iki kavram birbirinden nasl ayrlabilecei sorusuna yant arayalm.
Olan-olmas gereken
tartflmas, sko deneyci
filozof David Hume (17111776) tarafndan, Is-Ought
Question ifadesiyle dile
getirilmifltir, yzylmz
etiinin de hl tartflma
konularndan biridir.
okkltrllkten ve okkltrclkten nelerin anlafllabilecei gz nne alndnda, bu iki kavramn ayrmnn daha ok olan ile olmas gereken ayrmna dayand ortaya kar. okkltrllk, bir durumun, olgunun addr. okkltrclk
ise ona iliflkin dflncedir, bu durumun teorisidir, olmas gerekeni kavramlafltrmaktadr. Bu nedenle okkltrl olan her toplum ya da ulus devlet, okkltrc
bir siyaset izlemeyebilir. Baflka bir deyiflle okkltrl bir toplumun bal bulunduu bir devlet, her zaman okkltrc bir siyaset anlayfln benimsemek zorunda deildir. okkltrclk, yukarda sylenenlerden de anlafllaca zere, yalnzca kltrlerin ayn devlet ats altnda bir arada yaflamasyla snrl deildir,
bundan fazla bir fleydir. Bu fazlalk, farkl kltrlerin devlet ve toplum tarafndan
tannmasn ve kltrel haklarn hukuk zemininde kabul edilmesini ierir.
Parekh okkltrl toplum ve bu olguya yaklaflmlar konusunda flunlar
sylemektedir:
okkltrl toplum (multicultural society) bnyesinde iki veya daha fazla
kltrel topluluu barndran bir toplumdur. okkltrl toplum, her biri farkl biimler gstermekle birlikte kltrel eflitlilie iki flekilde tepki verebilir: Ya kltrel eflitlilii olumlu karfllar, onu anlamak iin merkeze koyar ve onun kendi varln srdrmek zere ne srd kltrel taleplere sayg duyar ya da bu topluluklar ounluk kltr iinde eriterek asimile edebilir. Birinci durumda, ynelim
ve etik olarak okkltrc, ikinci durumda ise mono-kltrc olursunuz. Her iki
durumda da okkltrl bir toplumda yaflyorsunuz, ama bunlardan sadece biri
okkltrcdr. okkltrl toplum terimi bir olgu olarak kltrel eflitlilie iflaret eder, okkltrc terimi bu olguya ynelik normatif bir tepkiyi dile getirir.
(Parekh 2000, s. 6).
Parekhin syledikleri de gz nne alndnda, okkltrllk, gnmzde
pek ok devlette gzlenebilecek bir olana iflaret ederken, okkltrclk, iinde
birden fazla kltr ve etnik kken barnan tm devletler iin bir olmas gerekene
iflaret eder ve devletlerin neden byle bir anlayfl benimsemesi gerektiini genelgeer ilkelere dayanarak, gerekeler sunarak aklar.
Fakat olan ve olmas gerekenin, zellikle de siyaset alannda ou kez birbirine uymadn gryoruz. Bu durum, yukarda da dile getirdiimiz gibi, okkltrllk ve okkltrclk iin de geerlidir. zellikle de okkltrcl bir tepki
biiminde ortaya karann tekkltrc siyaset olduu ve gnmzde ou Bat
99
devletinin okkltrclkten geri adm atma eilimi gz nnde tutulduunda, insanln asimilasyon, tekilefltirme, tekinin dfllanmas, etnik atflmalarn toplumlarn dzenine tehdit oluflturmas gibi pek ok sorunla karfl karflya kalmas flaflrtc olmamaktadr. okkltrl toplumlarda aznlk gruplarna karfl tekilefltirici
yaklaflmn da kkenleri, 19. yzylda yaygnlaflan ve 20. yzyln ilk yarsnda da
nemli lde etkilerini hissettiren bir siyasi anlayfltan, yani rklktan gelmektedir. fiimdi de rkl ve rk siyaset anlayfln tanmaya alflalm.
D fi N E L M
SIRA SZDE
D fi N E L M
IRKILIK
SIRA
SZDE
S O kadar
R U
Irkln da gnmzde, en azndan sylem dzeyinde, faflizm
lnetli bir
anlayfla iflaret ettiini biliyoruz. Faflist ideolojinin dayand temel ilkeler arasnda
yer alan rklk, benimsendii ve uyguland toplumlarn hibirinde sorunlar
D Dfi KNKEALT M
zmemifl, aksine hoflgrszlk, iletiflimsizlik ve atflma gibi demokrasinin ve insan haklarnn idealleriyle badaflmayan bir toplumsal iklimin domasna neden
SIRA
S O SZDE
R U gibi sorular
olmufltur. fiimdi Irk nedir, rklk nedir ve temel kabulleri nelerdir?
yantlamaya alflacaz. ncelikle de rklk yaklaflmnn dayand temel kavram
olan rk inceleyerek bafllayacaz.
DKKAT
AMALARIMIZ
Sinan zbek, Irklk adl yaptnda, rk kavramnn kkeni konusunda iki farkl sav olduunu dile getirir (zbek 2003, s. 10). Bu savlardan birini ne sren AlSIRA SZDE
bert Memmi, rk (race) kavramnn Latincedeki ratio kavramndan
ve
K T A trediini
P
gnmzdeki kullanmnda hl zamandizinsel dzen yklemini ierdiini savunmufltur; fakat zbeke gre rkn ratio kavramndan tretilmesi
yeterince geAMALARIMIZ
rekelendirilmemifl, keyf ve zorlama bir yaklaflmdr (a.y.). T E L E V Z Y O N
SIRA
S O SZDE
R U
D DfiKNKEAL TM
N N
SIRA
S O RSZDE
U
Ratio, Latincede
D akln
K K hesap
AT
AMALARIMIZ
yapan, karmlarda
bulunan ve iliflkiler kuran
zmleyici ynne iflaret
SIRA SZDE
eden bir terimdir ve modern
K T A P
felsefede bilginin en temel
kaynann akl olduunu
savunan aklclk
AMALARIMIZ
(rationalism) yaklaflmnn
TELEVZYON
kkenini oluflturur.
N N
K T A P
NTERNET
TELEVZYON
Arapada ras, kafa,
kabile flefi anlamlarnda
kullanlr ve Geissa
N T E Rgre
NET
Bat dillerinde rk anlamna
gelen raza, raca, rasse, race
gibi szckler de bu temele
dayanr.
bn Halduna gre soy
asabiyeti, ayn kabilede
birbiriyle akrabal bulunan
insanlarn birbirinin
yardmna koflmalar ve
birbiriyle dayanflmalar;
neden asabiyetiyse, farkl
kabilelerin ve afliretlerin, soy
birliinden ok lk birlii,
zellikle de ayn dine bal
olmalar nedeniyle birbiriyle
dayanflmalardr.
100
Siyaset Felsefesi-II
101
D fi N E L M
SIRA SZDE
D fi N E L M
DEERLENDRME
okkltrllk de, okkltrclk de, rklk da, 20. yzylda Sortaya
O R U kmfl siyasi sorunlardr ve bunlarn felsefe temelinde deerlendirilmesi de ayn yzylda bafllamfltr. 20. yzyldaki geliflmelerin gnmz yaflam koflullar zerindeki belirleyiDKKAT
ci etkisi gz nne alndnda, adafl felsefenin bafllangcn 20. yzyl bafllarna
kadar geri gtrmek ve iinde bulunduumuz 21. yzyl da hl adafl felsefenin
SIRA SZDE ve rklk,
bir uzants olarak grmek olanakldr. okkltrllk, okkltrclk
bundan dolay, adafl siyaset felsefesinin sorunlardr ve tm bu kavramlar zerinde tartflmalar gnmzde de srmektedir.
AMALARIMIZ
Hatta bu tartflmalarn, geen yzyldan bu yzyla taflnan iki ana siyasi ideal
eksenine oturmakta olduunu syleyebiliriz. Bu eksenlerden birini demokrasi ve
demokrasiyle gereklefltirilmesi hedeflenen eflit ve zgr bireyler
K T A topluluuna
P
dayal toplum dzeni, dierini de demokrasinin sk bir iliflki ierisinde bulunduu evrensel insan haklar oluflturur. 2011 ylnn ilk ay ierisinde Msr halknn
30 yllk devlet baflkann grevden ekilmeye zorlamas, Yemendeki
isyanlar ve
TELEVZYON
ilerleyen aylarda Suriye halknn kendi devlet baflkanlarna ynelik isyan, demokrasinin ve insan haklarnn kreselleflen bir talep ve ayn zamanda yerel kltrleri aflan boyutta bir insanlk sorunu olduuna iflaret ediyor. yleyse bizim de
N Tve
E R Nrkl,
ET
bu nitenin baflln oluflturan okkltrllk, okkltrclk
ncelikle demokrasi ve insan haklar asndan deerlendirmemiz uygun olur. Deerlendirmemizin ikinci ve son aflamasnysa, genel siyaset felsefesi sorunlar odanda gereklefltireceiz.
lkin, demokrasi ve insan haklar eksenli bir deerlendirme iin, Siyaset Felsefesi I adl kitabn Demokrasi ve Sorunlar bafllkl nitesinde de yer alan liberal
demokrasinin zelliklerini yeniden hatrlatmak yararl olacaktr. Sz konusu nitede, liberal demokrasiyle ilgili flunlar grmfltk:
1. Liberal demokrasi, bireyi temel alan, hak ve zgrlklerin en genifl biimde
yaflanmasn savunan bir grfltr.
2. Bunun yannda, liberal demokrasi, oulculuu, serbest piyasa ekonomisini,
sivil toplumu, zel yaflamn dokunulmazln ya da bireyin zerkliini ve
karfllkl hoflgry de- savunur ve vazgeilmez grr (Yazc 2008, s. 172).
3. Gnmzde ou Bat lkesi liberal demokrasi anlayflndan doan eflitli
sistemlerle ynetilir, hatta Avrupa Birliinin siyasi temelini de bu demokrasi anlayflnn temsil ettii deerler oluflturur (a.y.).
4. Demokrasi ile ynetilen toplumlarda, seilmifl yneticilerin, toplumun btn iin refah seviyesini, bireysel hak ve zgrlklerinin tmn korumak,
glendirmek ve gelifltirmek gibi temel ykmllkleri sz konusudur.
O halde, demokrasiyle ynetilen gnmz okkltrl toplumlarnda, okkltrclk de sine qua non bir siyaset anlayfl olarak demokrasiye efllik eder.
Ayrca demokrasi, insanlara ynetimde yaplan hatalar dzeltme olana tanmas bakmndan, en erdemli ynetim biimidir (Cevizci 2005, s. 446). Mevcut siyasi sistemler arasnda en ok demokrasinin tercih edilmesi, onun yalnzca hatalar dzeltme olana salamasndan m kaynaklanmaktadr? Hi kuflkusuz, bu soruyu olumlu biimde yantlamak ok gtr, nk demokrasiyi yalnzca siyasetteki
okkltrllk, S O R U
okkltrclk ve rklk
sorunlar, 1. Demokrasi ve
insan haklar asndan, 2.
D Kdaha
KAT
Siyaset felsefesinin
temel ve genel sorunlar
asndan deerlendirilebilir.
N N
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
102
Demokrasinin idealleri,
yalnzca yneticilerin
siyasette yaptklar hatalar
dzeltmekle
snrlandrlamaz.
okkltrc siyaset
anlayflnn ortaya kmasna
zemin hazrlayan talepler,
temelde oulculukla
(pluralism) iliflkili
taleplerdir.
Irkl ve etnosentrizmi
temel alan faflist siyaset
anlayfl, tekkltrcl
toplumun tm yelerine
dayatr ve politikalarn
benimsemeye direnen aznlk
unsurlar zerinde ya temel
yaflam haklarn eflitli
biimlerde tehdit ve gasp
ederek, ya da tekilefltirip
toplumsal yaflamdan
koparmaya alflarak bask
oluflturur.
Siyaset Felsefesi-II
hatalarn dzeltilmesine indirgemek, demokrasinin dier ideallerini dflarda brakmak olur ki bu da haksz bir deerlendirme olur.
Demokrasinin bir baflka olumlu yn, inanlar, kltrleri, dnya grflleri ve
yaflam tarzlar birbirinden nemli lde farkllk gsteren bireylerin ve topluluklarn, tek bir toplum/devlet ats altnda birarada barfl iinde yaflamasn salayacak
yasal dzenlemelerin de yapld bir siyasal sistem olarak, oulcu bir anlayfla sahip olmasdr. Demokrasi tek ya da zel bir kiflinin, grubun, snfn toplumda stnl dflncesinden deil, hak ve zgrlkler bakmndan insanlar arasnda bir
eflitlik olduu dflncesinden beslenir. Demokrasi uygulamalarnda, 10 Aralk 1948
tarihinde Birleflmifl Milletler tarafndan da kabul edilen ve tm dnyaya duyurulan,
hatta an gereksinimleri erevesinde srekli yeni bildirgelerle desteklenen nsan
Haklar Evrensel Bildirgesini temel alr. flte demokrasi ve insan haklarnn okkltrllk ve okkltrclkle balantsn liberal demokrasinin bu zellikleri araclyla kurduumuzda, demokrasi ve okkltrc siyaset arasnda az nce deindiimiz sine qua non iliflkisi, bir olmas gereken olarak daha ak biimde grlr.
Demokrasiyle okkltrllk ve okkltrclk arasnda bir baflka gl balant da, 17. yzyl sonlarnda Locke ve 19. yzyl ortalarnda Millin at zgrlk anlayfl yolundan yryen ngiliz liberallerinin 20. yzyln bafllarnda, gelifltirmifl olduklar oulculuk grfl zerinden kurulabilir: Temel olarak aznlklarn
ya da aznlkta kalmfl etnik topluluklarn haklarnn, yalnzca saysal ounluk olmak bakmndan kendilerine gre daha gl grup ya da gruplar karflsnda korunmas gerektiini savunan siyasi oulculuk (pluralism), iktidarn da olabildiince
ok toplum katmanna yaylmas gerektiini vurgulamfltr (Gl vd. 2008, s. 320).
Bu toplum katmanlar, dinsel, ekonomik snflardan, meslek ve eitim kurumlarna, sivil toplum rgtlerine kadar pek ok unsuru ierecek biimde anlafllr ve iktidarn bu katmanlara yaylmamas durumunda, tek elden ynetimden doan sorunlarn ortadan kalkmayaca ne srlr (a.y.). okkltrcln ortaya kmasna yol aan talepler de, temelde oulcu ynetim anlayflna ynelik bir talep olarak yorumlanabilir.
Bu iki balant, demokrasi ve insan haklaryla rklk arasnda da kurulabilir;
fakat bu durumda rk siyaset anlayflyla hedeflenenin, demokrasi ve insan haklaryla ngrlene tam ters bir toplum modeli olduunu sylemek uygundur. Hatrlayacanz gibi, Karl Popper, byle bir toplumu kapal toplum kavramyla ifade etmifltir. ster rk, ister dil, din ya da kltr temelinde bir ayrm olsun -yani ister
rkl ister etnosentrizmi deerlendiriyor olalm- insanlar kendi seimleri olmayan zelliklerinden dolay ayrmcla ve aflalanmaya tb tutmak, aznlktaki bir
kltrn yesi olmasna bal gszln frsat bilerek bir insan ya da etnikkltrel grubu toplum yaflamnn btnlnden koparmak, yani tekilefltirmek,
yalnzca demokrasinin ideallerine ters dflmekle kalmaz, ayn zamanda insan haklar temelli yurttafllk haklarna ynelik tehdit de oluflturur. 1945ten gnmze faflist ideolojinin en azndan sylem boyutunda srekli ktlenmesinin nedenlerinden belki de en nemlisi, rkl ve/veya etnosentrizmi temel alarak okkltrl
toplumlardaki aznlklar tekkltrcle, tek biimlilie uyum salamaya zorlamalar olmufltur.
Demokrasi ve insan haklar temelinde okkltrll, okkltrcl ve
rkl deerlendirdikten sonra, bu kavramlar zerinde siyaset felsefesinin daha
genel sorunlarn tekrar gz nne alarak bir deerlendirme yaptmzda, ilkin
toplumsal yaflamn rgtlenifli, devlet ve egemenlik sorunuyla karfllaflrz. Siyaset Felsefesi I adl kitabn ilk nitesinden de hatrlayacanz zere, siyaset fel-
103
sefesinin iki temel sorusu olduu kabul edilen Kim hangi haklara sahip olacak?
ve Egemenlik kimde olacak? sorular, siyaset felsefesi iin uygun bir bafllang
noktas oluflturur (Wolff 1996, s. 1). lk soru toplumu meydana getiren yurttafllarn birbirlerine karfl hak ve devlerinin dalm ve bu dalmn dayand temellerle ilgiliyken, ikinci soru siyasal egemenliin nasl dzenlenmesi gerektiiyle ilgilidir. Bu iki soru, aslnda devletin varlyla ilgili temel sorundan doan, yani Devlet nedir? ya da Devlet ne iindir? sorusuna indirgenebilecek sorulardr. Bu durumda siyaset felsefesinin en temel sorununun, devletin varl ve varolufl amac sorunu olduunu syleyebiliriz.
Bu temel sorular nitemizde ele aldmz kavramlara uyarladmzda, okkltrl bir toplumda demokratik ve insan haklarn temel alan bir devlet rgtlenmesinin neden rk ya da etnosentrik deil de okkltrc bir siyaset anlayfln benimsemesi gerektii sorusuyla karfllaflrz. Yukarda kavramlarn zmlemeleri srasnda anlatlanlar ve demokrasinin idealize ettii toplum modeliyle ilgili hatrlatlanlar, bu soruyu yantlamak iin yeterli malzemeyi vermektedir. Fakat flunun da gzden karlmamas gerekir: Gemifli bakmndan ne kadar yeni
ya da adafl olursa olsun, okkltrllk, okkltrclk ve rklkla ilgili siyaset gndemini meflgul eden tm soru ve sorunlar, siyaset felsefesi sz konusu
olduunda, Nedir? ya da Ne iindir? gibi yapsal sorulara indirgenerek veya
insann deerine iliflkin olmas gerekenlere-yani genel geer/evrensel ahlk ilkelerine- indirgenerek, ksacas, olmas gereken hakknda salam temelli bir bilgi
ortaya konarak yantlanabilir.
Siyaset felsefesi,
okkltrllk,
okkltrclk ve rkl,
olmas gereken asndan,
yani genel-geer ilkeleri
temel alarak ya da Nedir?,
Ne iindir? gibi ze iliflkin
sorular sorarak
deerlendirir. Her iki tr
deerlendirme de bir bilgi
ortaya koymay amalar.
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
N N
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
104
Siyaset Felsefesi-II
zet
N
A M A
N
A M A
N
A M A
okkltrcln ortaya kflna zemin hazrlayan, Bat Avrupa ve Kuzey Amerikadaki tekkltrclk politikalardr. Tekkltrclkle varlmak istenen hedef, etnik kkeni farkl olan gmenleri
asimile ederek bir potada eritmek olmufltur. Bu
da kademeli olarak tekinin yok edilmesine kadar uzamas ngrlen bir sretir. okkltrclk
her ne kadar ulus-devlet modelinin ktn vurgular gibi gsterilse de, ulus-devleti glendirdiini
ve demokrasinin ideallerini toplum yaflamnda gereklefltirerek ulus-devletin kapsaycln genifllettiini grmezden gelmek de doru olmaz. okkltrcln gnmzde iki tip uygulama modeli
bulunduundan sz edilebilir. Bunlar, liberal okkltrclk ve radikal okkltrclktr.
okkltrclk, savunduu tezler ve zellikle
uygulamalar bakmndan sorunsuz bir siyaset
anlayfl deildir. Blcle varan etnik ve toplumsal atflmalardaki artfl ve Samuel Huntingtonn din eksenli olaca kehnetinde bulunduu Medeniyetler atflmas tezi, okkltrcle
karfl elefltirel ve flpheci bir tavr alanlarn sklkla baflvurduklar gerekelendirme aralardr.
okkltrll ve okkltrcl ayrt etmek.
okkltrllkten ve okkltrclkten nelerin anlafllabilecei gz nne alndnda, bu iki
kavramn ayrmnn daha ok olan-olmas gereken
ayrmna dayand ortaya kar. Baflka bir deyiflle,
okkltrl bir toplumun devleti, her zaman okkltrc bir siyaset anlayfln benimsemek zorunda deildir. okkltrclk, yalnzca kltrlerin
ayn devlet ats altnda bir arada yaflamasyla snrl deildir, aksine bundan fazla bir fleydir. Bu
fazlalk, farkl kltrlerin devlet ve toplum tarafndan tannmasn ve kltrel haklarn hukuk zemininde kabul edilmesini ierir. okkltrllk, gnmzde pek ok devlette gzlenebilecek bir
olana iflaret ederken, okkltrclk, iinde birden fazla kltr ve etnik kken barnan tm devletler iin bir olmas gerekene iflaret eder ve devletlerin neden byle bir anlayfl benimsemesi gerektiini genel-geer ilkelere dayanarak gerekeler sunarak aklar. Olan ve olmas gerekenin, zellikle de siyaset alannda ou kez birbirine uymad bilinen bir gerektir ve bu gerek, okkltrllk ve okkltrclk iin de geerlidir.
N
A M A
N
A M A
105
106
Siyaset Felsefesi-II
Kendimizi Snayalm
1. okkltrcln bir siyaset sorunu olarak afladaki lkelerden hangisinde ortaya kt ne srlemez?
a. Amerika Birleflik Devletleri
b. Kanada
c. Avustralya
d. Almanya
e. Suriye
2. okkltrllk ve okkltrcln temelinde afladaki felsef grfllerden hangisi bulunur?
a. Usuluk
b. Deneycilik
c. Liberalizm
d. oulculuk
e. Sosyalizm
3. Eritme potas terimi afladakilerden hangisiyle
balantl deildir?
a. Tekkltrclkle
b. Asimilasyonla
c. okkltrclkle
d. Uyum salama politikalaryla
e. Kimlii belirleyen kltrel deerlerin unutturulmasyla
4. Bir toplumda kltrel eflitlilik sz konusu olduunda, olan ve olmas gerekeni srasyla doru biimde dile getiren seenek afladakilerden hangisidir?
a. dea-idealizm
b. okkltrllk-okkltrclk
c. Snfl toplum-snfsz toplum
d. ounluun stnl-toplumsal eflitlik
e. Irk stnl-etnik eflitlik
5. Avrupa dillerinde rka karfllk gelen race kavramnn kkeninin Arapa olduunu ileri sren dflnr
afladakilerden hangisidir?
a. Geiss
b. Memmi
c. Darwin
d. Mill
e. Kant
107
Okuma Paras
Modern anayasalar varolufllarn, vatandafllarn kendi
kararlaryla zgr ve eflit haktafllar olarak bir arada topluluk oluflturmas dflncesini ortaya atan akl hukukuna borludurlar. Toplu yaflamn pozitif hukukun aralaryla meflrulafltrlmas istendiinde, karfllkl kabullenilmesi gereken haklar tam olarak yrrle koyan, anayasadr. Bu balamda, znel hak ve bireysel hak kiflisi
kavramlar, haklarn taflycs kavramnn nkofluludur.
Modern hukuk, zneleraras birbirini kabullenme iin
gerekli devletsel yaptrmlar temellendirmifltir, ama buradan doan haklar, tek tek hak znelerinin zedelenebilir dokunulmazlklarn korumaktadr. Her ne kadar
bireylerin dokunulmazl -ahlkta olduu kadar hukukta da- karfllkl birbirini tanma iliflkisinin alflr yapsna bal olsa da, asl olan tek fley, bireysel hak kiflilerinin korunmasdr. Peki, bu denli bireyselci bir haklar retisi, kolektif kimliklerin dile getirildii ve kantlanmaya alflld tannma mcadelelerinde etkin olabilecek midir?
Bir anayasa, her kuflan yeniden izini srd tarihsel
bir proje olarak alglanabilir. Demokratik hukuk devletinde siyas g iki temel dayanr: Mevcut sorunlarn
kurumsal ele alnmas ve prosedrler uyarnca karlar
arasnda uzlaflma salanmas; her ikisi de, hukuk sisteminin hayata geirilmesi olarak anlafllmaldr. Fakat siyas arenalarda, kolektif hedefler ve metalar konusunda
atflma halinde olan kolektif aktrler karfl karflyadrlar. Yalnzca mahkemede ve hukuksal tartflmalarda
dorudan dava edilebilir bireysel haklar sz konusudur. Yrrlkteki hukuk da yeni gereksinimler ve karlar flnda deiflen balamlar ierisinde yorumlanmaldr. Vaktiyle yerine getirilememifl taleplerin yorumlanmasna ve kabul ettirilmesine iliflkin yrtlen kavgalar, yine kolektif aktrlerin yer ald ve onurlarnn
inenmesine karfl kld, meflru haklar uruna verilen mcadelelerdir. flte bu tannma mcadelesi, A.
Honnethin gsterdii gibi, zedelenen dokunulmazlklarn, kolektif deneyimleridir. Bu olaylar acaba, bireysellii gz nnde bulunduran haklar retisiyle badafltrlabilir mi?
Vatandafllararas eflitlik mcadelesinin ve Avrupadaki
ifli eylemlerinin sonucu olarak ortaya kan liberalizm
ve sosyal demokrasinin siyas kazanmlar, bizi olumlu
bir yanta yaklafltrr. Her iki eylemin tek amac da, sosyal bakmdan madur gruplarn haklardan yoksun braklmasn ve bylece toplumun sosyal snflara ayrlmasn engellemekti. Fakat eflit sosyal yaflam frsatlarndan
yoksun braklmfl kolektiflerin bastrlmasna karfl yrtlen mcadele, sosyal-liberal reformist hareketlerin
kendini gstermesiyle, meden haklarn sosyal devlet
anlayflyla evrenselleflmesi mcadelesine dnflmfltr.
Devleti sosyalizmin (Staatssozialismus) iflasndan sonra da bu, tek eilim haline gelmifltir-artk baml emeki statsne, sosyal ve siyas katlm haklar kazandrlarak, halkn tamamna, gvenlik, sosyal adalet ve refah
temelli bir beklenti ierisinde yaflama frsat verilmek istenmifltir [...]
Kaynak: Jrgen Habermas, Demokratik Hukuk Devletinde Tannma Mcadelesi, teki Olmak, tekiyle Yaflamak, ev. lknur Aka, stanbul: Yap Kredi
Yaynlar, 2002, s. 111-112.
108
Siyaset Felsefesi-II
1. e
Sra Sizde 1
okkltrll bir toplumda birden fazla etnik kkenin, dinin, dilin ksacas yaflam tarz ve kltrn bir arada yaflad bir toplumsal yapnn ad, okkltrcl
de byle bir toplumsal yapda eflitlik ilkesi temelinde
toplumu oluflturan tm kltrel gruplarn haklarn gzeten bir siyaset anlayfl olarak grdmzde, bu ikisinin bir arada bulunmasnn, demokrasi ve insan haklaryla gereklefltirilmesi hedeflenen toplum dzeni iin
gerekli olduunu savunabiliriz. Zaten aksi bir tutum,
toplumu oluflturan unsurlarn gerek bir ksmnda gerekse tmnde bir hoflnutsuzlua yol aacandan, okkltrcln benimsenmedii bir siyasi iklimde, toplumun okkltrl yapsn uzun sre korumas da beklenemez, nk kltrel kimliini yaflama zgrl
konusunda hak maduriyetine uradn dflnen
gruplar ya isyan ve atflma ya da kendisi iin baflka yaflam alternatifleri aramaya ynelecektir. Bu sylenenlerden de anlafllaca zere, okkltrl bir toplumda demokratik ve insan haklarn temel alan bir devlet ynetimi, kanlmaz bir biimde, toplumun tm unsurlarn
barfl iinde tutacak politikalar gelifltirme yolunu seecektir. Byle bir seimi hayat geirmesi de ancak okkltrc bir anlayflla olanakl olur.
2. d
3. c
4. b
5. a
6. a
7. b
8. c
9. d
10. e
Sra Sizde 2
okkltrl bir toplumda etnosentrizmin yaygnlaflmasnn, nitemizde etnosentrizmi ve rkl ele alan bafllkta dile getirilenler gz nne alndnda tam anlamyla bir toplumsal kaosa, felkete yol aaca sylenebilir. Etnosentrizmin yaygnlaflmas, ayrmcla, nyarglarn ve ayn toplumun farkl gruplarnn birbiri hakknda retecei nefret sylemlerinin artmasna yol aacaktr. En iyimser bakfl asyla bile, etnosentrizm, okkltrl bir topluma tekkltrc bir siyaset anlayflndan daha fazla bir fley kazandrmaz. zetlemek gerekirse, okkltrl bir toplumda etnosentrizmin yaygnlaflmas, ncelikle o toplumda okkltrcln ve bu
siyaset anlayflndan beslenen hoflgr, barfl ortamnn
yok olmasna, sonrasnda da o toplumun etnik atflmalarla zlmesine ve dalmasna yol aar. Baflka bir
syleyiflle, okkltrl bir toplumda etnosentrizmle
okkltrc siyaset anlayfl bir arada barnamaz, biri
mutlaka dierini ortadan kaldrmann yolunu arar.
Sra Sizde 3
okkltrllk, okkltrclk ve rklk, siyaset felsefesinin devlet sorunu ekseninde deerlendirilmeye
uygundur; nk devletin ne iin varolduu sorusuna
aranan yantlar erevesinde, ad geen her kavram
da devlete iliflkin yeni soru ve sorunlar beraberinde
getirmifltir. okkltrl bir toplumu okkltrcln
m yoksa rk ya da etnosentrik bir siyaset anlayflnn
m ynetmesinin daha uygun olaca sorusu temelde
Devlet ne iindir? sorusuna kadar geri gtrlebilir.
nitemizin son bafll altnda okkltrll, okkltrcl ve rkl demokrasi ve insan haklar temelinde de deerlendirmifltik; fakat dikkatli bir sorgulama,
modern Avrupa kltrnn Aydnlanma dneminde
belirginlefltirdii ve sonrasnda da yaygnlafltrmaya alflt bu siyasi deerlerin de ardnda, devlete iliflkin bir
olmas gereken arayfl olduunu, ksacas demokrasinin ve evrensel kabul edilen insan haklarnn da temelinde devletin ne iin varolduu sorusunun bulunabileceini grmemize yardmc olur. Ksacas, gemifli ne
kadar yakn bir tarihe uzanrsa uzansn en adafl, en
gncel siyaset felsefesi sorunlarnn hemen hemen tm, siyaset felsefesinin de kflna zemin hazrlayan
Devlet nedir?, Egemenlik ve ynetim ne iindir? tarz yapsal-ontolojik sorunlara kadar geri gtrlebilir.
yleyse okkltrllk, okkltrclk ve rklk da
bu kapsamn dflnda deildir.
Yararlanlan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
Bennett, D. (ed.) (1998). Multicultural States:
Rethinking Difference and Identity. London:
Routledge.
Canatan, K. (2009). Avrupa Toplumlarnda okkltrclk: Sosyolojik Bir Yaklaflm, Uluslararas Sosyal Arafltrmalar Dergisi 2/6, s. 80-97.
Cevizci, A. (derl.) (2005). Felsefe Szl. stanbul:
Paradigma Yaynlar.
Erdoan, M. (1998). Liberal Toplum Liberal Siyaset.
Ankara: Siyasal Kitapevi.
Ergil, D. (1995). okkltrllk ve ok Dillilik, Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi Dergisi 50/3, Ankara: Ankara niversitesi SBF Yaynlar, s. 159-165.
Gl, A. vd. (haz.) (2008). Felsefe Szl. Ankara:
Bilim ve Sanat Yaynlar (3. Bask).
Goldberg, D. (1994). Multiculturalism: A Critical
Reader. Oxford: Blackwell.
109
SYASET FELSEFES-II
Amalarmz
N
N
N
N
Anahtar Kavramlar
Ulus
Ulus-devlet
Kreselleflme karfltl
Dnflmclk
Milliyetilik
teki
Kreselleflme
Global/kresel etik
Kreselcilik
Kresel zne
indekiler
Siyaset Felsefesi-II
Ulus-Devlet ve
Kreselleflme
Ulus-Devlet ve
Kreselleflme
GRfi: ULUS-DEVLET NEDR, KRESELLEfiME NEDR?
Ulus-devlet ve kreselleflme gnmz iki nemli olgusudur; bu iki olgunun yirminci yzyl sonlarndaki ve yzylmzn ilk on ylndaki durumu, aralarndaki iliflki, faydal ve zararl sonular, siyaset felsefesinin ilgi eken konularnn baflnda
gelmektedir. Biz de bu nitede ncelikle ulus-devletten ve kreselleflmeden ayr
ayr neyin ya da nelerin anlafllabilecei sorusuna yant arayarak ifle bafllayacak,
sonra bu iki olgunun ortaya kfl koflullarn ve gnmzde ulus-devletin ve kreselleflmenin birbiriyle nasl iliflkilendirilebileceini sorgulayacak, son olarak da
ulus-devleti ve kreselleflmeyi siyaset felsefesi asndan deerlendireceiz.
Ulus-devletin ortaya kmas iin ncelikle ortak kkenden gelen ve ayn dili
konuflan, ayn tarihe ve kltre, ortak bir zgn yaflam biimine sahip bir halkn/insan topluluunun, yani ulusun varlndan sz edebilmemiz gerekir. Giambattista Vicodan (1668-1744) bu yana, bir halkn diline, kltrne ve toplu yaflam
deneyimine zgn kimlik kazandran unsurlarn toplamna iflaret eden ulusal karakter terimi, ulus olmann vazgeilmez koflullarndan biri olarak grlmfltr. Alman tarih filozofu Johann Gottfried von Herdere (1744-1803) gre bir birey, tinsel
olarak, ancak ulusal bir topluluk iinde geliflebilir. Baflka bir ifadeyle, bireyin kimlii hakknda fikir sahibi olmak iin en nemli ara, onun bal bulunduu ulusal
toplumun karakterini zmlemektir (Herder 2006, s. 24-25).
Kreselleflme, geride braktmz yzyln son eyreinde ortaya kan ve bu
a dnmnn byk lekli deiflmelerini nitelemekte sklkla baflvurulan kavramlarn baflnda gelir. Gnmzde kreselleflmenin, yafladmz an dflnsel
iklimine deta damgasn vurduu ve onunla iliflki kurulmadan yaplan aklama
tarzlarn kusurlu, hatta geersiz brakacak bir sylem gcne erifltii sylenebilir.
Felsefe Szl ndeki tanma gre, kreselleflme, modernleflme srecinin bir paras ve uzants olarak, zellikle yirminci yzyln son eyreinde ve Avrupadaki
sosyalist-komnist rejimlerin birer birer ortadan kalkmasndan sonra tek kutuplu
bir dnyada ortaya kan kltrel sistemin, dnyann tek bir btn halinde yeniden yaplandrlmas srecinin addr (Cevizci 2005, s. 1055). Fakat kreselleflmeyi
yalnzca kltrle, daha ok da ulusal bir kltrle snrlamak, eksik kalacaktr. Kreselleflme ekonomiyi, okkltrl toplumsal yaflam tarzlarn, iklim deiflikliklerinin dnyaya ve insanln geleceine etkisini, siyaseti, ideolojileri, insan haklarn
ve bunun gibi etkileri dnya apnda hissedilen tm geliflmeleri kapsar; hatta bir
zamanlar belirli uluslara ait gibi dflnlen deerlerin tm dnya toplumlarna ya-
Gnmz siyaset
terminolojisinde ulus ile
devlet ayn kapsamda ve
ayn fleye iflaret eden
kavramlar olarak anlafllr.
Gnmzde milyarlarca
insann iletiflim teknolojileri
araclyla seyircisi
olduklar Olimpiyat Oyunlar,
Dnya Futbol fiampiyonas,
Dnya Atletizm fiampiyonas
gibi organizasyonlar, sporun
ulaflt kresel boyutun
gstergeleri olarak
dflnlebilir.
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
112
Siyaset Felsefesi-II
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
N N
Jrgen Habermas
kaleme alnan teki Olmak, tekiyle Yaflamak: Siyaset
K T tarafndan
A P
Kuram Yazlar adl kitap, ulus-devletin ve kreselleflmenin tarihsel kkenlerine deinen, dayandklar ilkeleri sorgulayan ve felsefece deerlendiren yazlardan olufluyor (eviren: lknur
Yap Kredi Yaynlar, 2002).
T E LAka,
E V Zstanbul:
YON
K T A P
TELEVZYON
flte flimdi otukskenin dile getirdii bu felsefece sorulara eilecek, ulus-devlet ve kreselleflmenin tarihsel kklerini ve gnmzdeki durumunu daha yakn N Tyoluyla
E R N E T bugn insanln iinde bulunduu durumu grmeye ve bedan tanmak
timlemeye alflacaz.
NTERNET
SIRA SZDE
Ulus-devlet SIRA
ve kreselleflme
tanmlar zerinde siz de dflnn. Sizce ulus-devlet nedir,
SZDE
kreselleflme nedir, bu olgulardan gnmzde ne anlafllabilir ve anlafllmaldr? Aranzda tartflarak kendi yantlarnz bulmaya alfln.
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
19. yzylda ve 20. yzyln
ilk yarsnda etkisini
hissettiren rk siyaset
SIRA SZDE
anlayfl,
ulusun soyla
iliflkilendirilen tanmndan
beslenmifltir.
AMALARIMIZ
Ulus-devlet, Aydnlanma,
Fransz Devrimi ve Endstri
Devriminin bir sonucu
olarak ortaya kmfltr ve
dnyada
N T E R bugn
N E T 222
bamsz ulus-devlet vardr.
Bunlarn 171i de Birleflmifl
Milletler yesidir.
DKKAT
Romallarn klasik dil kullanmnda, gnmz Avrupa dillerinin nemli ounluunda ulus kavramna karfllk gelen natio, ayn zamanda da gens, yurttafl anSIRA
SZDE
lamna gelen
civitasa
karflt kavramlardr (Habermas 2002, s. 18). Uluslar iflin en
baflndan, yani Fransz Devriminden ve Endstri Devriminden yzyllar ncesinden beri, coraf bakmdan yerleflim ve komfluluklar, kltrel adansa ortak dil,
AMALARIMIZ
tre ve geleneklerle devlet benzeri, fakat siyasi olmayan bir rgtlenme biimi ierisinde kaynaflmfl soy topluluklardr (a.y.). rnein, Ortaada niversitede renciler geldikleri memleketler (nationes) bakmndan gruplandrlmfltr ve AvruK T A P
pa topluluklarndaki coraf hareketliliin artmasyla nationes kavram, daha ok
flvalye tarikat, niversite, manastr, ticaret yerleflimi gibi lke ya da coraf blge
iinde yaplan ayrmlara karfllk gelecek biimde kullanlmaya bafllanmfltr (a.y.).
TELEVZYON
Bugn ulus-devlet kavramnn ve gnmzdeki ulus-devletlerin, on sekizinci
yzylda Avrupa toplumlarnda gerekleflen Aydnlanma, Fransz Devrimi ve Endstri Devriminin sonucu olduu, ortalama bir ilk ve orta renim grmfl hemen
N T E Rtarihsel
NET
herkesin bildii
bir gerekliktir. lk olarak doduu corafyada Fransa, talya, Almanya ile bafllayp daha sonra dier orta ve dou Avrupa lkelerine yaylan
ulus-devletler, kinci Dnya Savaflnn sona erdii 1945 ve sonrasnda Asyada ve
Afrikada da ortaya kmfltr. Aydnlanma srasnda olgunlaflan ve Fransz Devrimi
sonrasnda Avrupa toplumlarnda yaygnlaflarak benimsenen laik, demokratik ve
nisbeten eflitliki bir anlayfl temeli zerinde ykselen ulus-devlet, Ortaadaki derebeyliklerden ve Yeniada tekrar glenmeye bafllayarak merkez otoriteler kurmay baflaran krallklardan farkl olarak, ayn dinden, ayn kavimden ya da ayn
kralln tebs olmaktan farkl bir bilincin, yurttafllk bilincinin ortaya kmasna
hizmet etmifltir.
N N
K T A P
TELEVZYON
113
Ali Osman Gndoan, Devlet ve Milliyetilik bafllkl alflmasnda, ulus-devletin gerekleflmesi iin, 1. kltrel, 2. siyasi bir birlik ve btnleflmenin olmas gerektiini ifade eder (Gndoan 2002, s. 197). Yine Gndoana gre, ulus-devlet,
Aydnlanma ve Fransz Devrimi sonras ortaya kmfl milliyetilik ideolojisiyle paralel biimde kendisini gsteren modern devlettir ve bu modern devlet anlayflnn
gemifli 19. yzyla dayanr (a.y.). 20. yzylda belirgin biimde yaygnlaflan ve
meflruiyet kazanan ulus-devletin ortaya kfl, Alman dflnr Jrgen Habermasa
(1929-) gre, flu biimde gerekleflmifltir: (1). Birbirinden ayr yaflayan etnik
gruplarn komflu blgelere, soylara, alt-kltrlere, dil ve din topluluklarna yaylarak; (2). Halklarn ya da bir toplumun ayrlmaz paras kabul edilebilecek alt-halklarn devlet politikalarnn da ksmen yardmyla asimile edilmeleri, bask altna
alnmalar ya da marjinallefltirilmeleri pahasna; (3). Kanl saflafltrma treleriyle ve
yeni aznlklarn srekli bask altna alnmas yoluyla (Habermas 2002, s. 50). Habermas, 2. biimde ortaya kan ulus-devlet modelinin, homojen bir halka dayanmamasna karfln, byle bir homojen toplumu yapay olarak meydana getirmeyi hedeflediini savunur ve byle bir ulus-devlet modeli iin demokrasiden uzaklaflma
olaslna dikkat eker (a.y.). Habermasn 3. model olarak dile getirdii ulus-devletse, en uygun dile getiriflle, rkdr: Ge zorlamalar, bu tarz devletlerin en sk
baflvurduu zm yollarndandr (a.y.).
Ulus-devletler, hangi koflullarda ve hangi modeller altnda ortaya kmfl olurlarsa olsunlar, ortak ynleri, niter ve kolay kolay oulculuu benimseyemeyen bir
yapya sahip olmalardr (Gndoan 2002, s. 198). Geen nitede ksmen deindiimiz okkltrcln ulus-devlete zarar verecei ynl kayglar da, genellikle
SIRA SZDE
oulcu bir toplum yapsn kabul etmekteki isteksizliin bir sonucu
olarak yorumlanabilir (a.y.). Bu da Habermasa gre ulus-devlet kavramnn iinde barndrd
ikilemle aklanabilir. kilemin bir yannda eflitliki bir hukuk toplumunun evrenselD fi N E L M
cilii, dier yanndaysa tarihteki yazglar ortak olan bir toplumun yerellii ve biriciklii bulunmaktadr (Habermas 2002, s. 23). Byle bir ikilem de, ulus kavramnn
O R U 2. Toplumflu iki ynnden kaynaklanmaktadr: 1. Yapay devlet vatandafllS ulusu,
sal btnleflmeye abalayan halk-doal temeli olan-ulus anlayfl (a.y.).
Hitler deneyiminden sonra Avrupa ulus-devletleri, yurttafllk bilinci
dayaD K K temeline
AT
l sosyal devletler olarak dnflme uramfl ve toplumdaki tm katmanlarn taleplerini dikkate almay ilke edinme yolunu semifltir (a.y., s. 199). Bu seimin nedeni flySIRA SZDE
le aklanabilir: Ulus-devletler iin toplumdaki farkllklar tehdit yerine zenginlik olarak yorumlamak ve homojen toplum saplantsndan vazgemek bir zorunluluk halini
almfltr. Homojen toplum saplantsndan vazgemeyen-ya da AMALARIMIZ
vazgeemeyen- ulusdevletler iin, okkltrclk ve kreselleflme ciddi birer tehdit oluflturacaktr.
niter, birlefltirici,
btnlefltirici, teklefltirici
gibi anlamlarda kullanlan,
kkeni Latincedeki uno (bir)
szcne dayanan
SIRA bir
SZDE
terimdir. rnein Trkiye
Cumhuriyeti, niter bir
devlet yapsna sahiptir.
D fi N E L M
S O R U
Hitlerin yol at ar
siyasi-toplumsalD K K A T
sonulardan sonra Avrupa
ulus-devletleri, soy ve dil
birlii temelinden
SIRAok,
SZDE
yurttafllk bilinci temeline
dayal bir sosyal devlet olma
ve yurttafllarnn tmnn
AMALARIMIZ
taleplerine kulak
verme
yolunu semifltir.
N N
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
114
Siyaset Felsefesi-II
Kreselleflme, kendisine
ynelik yaklaflmlara gre
farkllaflan pek ok aklama
biimine sahiptir.
Kreselciler ya da
kreselleflmeciler,
kreselleflmenin getirdikleri
hakknda deyim yerindeyse
bir toz pembe tablo
izerler. Bu yaklaflma gre,
kreselleflme, dnya
insanlnn belki de tek
kurtulufl aracdr ve insanlk
iin gelecek gzel gnlerin
habercisidir.
115
116
Siyaset Felsefesi-II
Rnesans, Franszcada
yeniden doufl anlamna
gelir ve Avrupann
Ortaadan sonra Antik
Yunan bilgeliini ve
dflnce rnlerini yeniden
keflfederek kltrel bir
yenilenmeye geifl srecinin
addr.
Ulus-devletler gnmzde
okkltrclk talepleri ve
kreselleflmenin getirdii
sorunlara bal bir meydan
okumayla yzleflmek
durumundadr.
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
117
Ulus-devletler varlklarn
srdrebilmek iin
kreselleflen dnya
koflullarna gre yeniden
yaplanmak zorundaysa,
kreselleflmenin varln
srdrebilmek iin yapmas
gereken bir fley var mdr,
varsa nedir?
118
Siyaset Felsefesi-II
Ceylana gre, kresel etii olanakl klacak olmas gerekenler flyle sralanabilir:
1. nsan aklnn bamsz biimde ortaya koyduu deerler, dnya insanlarnn
tmnn mutluluu adna sorgulamadan gemelidir.
2. Dinlerin- zellikle de Hristiyanlk ve Mslmanlk gibi dnya geneline yaylmfl dinlerin dogmalarna balanmfl insanlarn, dogmalara bal olarak
dfllayp tekilefltirdikleri- hatta tehlikeli ve dflman diye niteledikleri insanlara kap amalar ve kendi dogmalaryla flpheci bir hesaplaflmaya giriflerek mutlak grd dorularn zlmesinin koflullarn hazrlamalar
gerekir- yani ncelikle insanlarn birbirine bakfl as deiflmelidir (a.y., s.
124, 126).
3. Ulusal kar, dindafln ya da soydafln koruma, medeni-medeni olmayan,
zengin-yoksul, bizden-teki/bizden olmayan gibi ayrmlar ortadan kaldrmak gereklidir; nk bu ayrmlar korumak, insan haklarnn ve insanca
muamelenin eflitsiz dalmn da korumak olacandan, ifte standart diye de adlandrlabilecek bencil davranfl kalplarnn sona ermesi ve bu davranfl kalplarnn yerlerini yardmlaflmaya, dayanflmaya dier-kmla brakmas zorlaflacaktr (a.y., s. 127).
Kresel etik, Kantn 1780li yllarda kaleme ald Dnya Yurttafll Amacna
Ynelik Genel Bir Tarih Dflncesi ve Ebed Barfla Doru: Felsef Bir Taslak bafllkl yazlarnda dile getirdii ve 19. yzyl bir tarih yzyl haline getiren Kantsonras Alman dealistlerinin insanlara lyk grdkleri tabloyla da uyumludur.
Ayrca byle bir etik anlayfl, insann unutulan yznn ve gerek deerinin yeniden hatrlanmasna da katkda bulunacak, Aydnlanma dflncesinin vurgulad
siyasi idealden biri olan kardeflliin de gerekleflebilmesi iin zemin hazrlayacaktr. Byle bir insanlk toplumunun gereklefleceine ynelik inancn Kant, flu
szlerle dile getirmifltir:
SIRA SZDE
nsan tr
iin en byk sorun, evrensel adalet yaptrmn uygulayacak bir
yurttafllar toplumuna ulaflmaktr; doa insan trn bu sorunun zmne doru zorlamaktadr... Bu sorun, insan trnn zecei hem en g hem de en son
D fi N E L M
sorundur (Kant 2006, s. 36-37).
Kantn bu ngrsn ya da kehanetini gereklefltirmek iin uygun koflullar
S O R U
ancak kreselleflmifl
bir etik anlayfl yaratabilir. Bu etik anlayfl, kreselleflmeyi
meydana getiren Batnn dnya apnda izlemesi gereken siyasetin ilkelerini de
belirleyecektir.
byle bir etik anlayflnn olufltuundan sz edebilir miyiz?
D K KFakat
AT
Byle bir soruya olumlu yant vermek, gnmz asndan ok g olsa da, bunun
insan iin bir olanak olduunu grmemiz ve insann-kiflinin en vazgeilmez deer
SIRA SZDE
olduu vurgusunu siyasi sylemimizin merkezine yerlefltirmemiz, felsefeciler olarak stlenmemiz gereken sorumluluklardr. Ksacas ulus-devleti ve kreselleflmeyi gnmzde
felsef adan deerlendirmenin yolu, insan haklarn ve insann deAMALARIMIZ
erini temel almaktan gemektedir.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
N N
DouBat dergisinin
K T A 18.
P says Kreselleflme baflln taflyor ve bu saynn iinde kreselleflme olgusunun eflitli boyutlaryla ilgili pek ok ilgi ekici yaz bulunuyor (ed. Taflkn
Takfl, Ankara: DouBat Yaynlar-3.Bask, 2006).
K T A P
TELEVZYON
SIRA SZDE
DNTfiERNNE EL TM
TELEVZYON
Sizce kreselSIRA
apta
bir ahlak sistemi oluflturmak olanakl mdr? Byle bir sistemin kurulSZDE
masna ynelik engeller var mdr? Kresel bir ahlk sistemi, insanln iinde bulunduu
sorunlar iin zm getirebilir mi, neden? Bu sorular zerinde dflnn ve olas yantlar
D NTfiERN NE LETM
aranzda tartfln.
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
119
zet
N
A M A
N
A M A
kinci Dnya Savaflnn sona erdii 1945 ve sonrasnda Asyaya ve Afrikada da ortaya kmfltr.
Aydnlanma srasnda olgunlaflan ve Fransz Devrimi sonrasnda Avrupa toplumlarnda yaygnlaflarak benimsenen laik, demokratik ve nisbeten
eflitliki bir anlayfl temeli zerinde ykselen
ulus-devlet, Ortaadaki derebeyliklerden ve
Yeniada tekrar glenmeye bafllayarak merkez otoriteler kurmay baflaran krallklardan
farkl olarak ayn dinden, ayn kavimden ya da
ayn kralln tebs olmaktan farkl bir bilincin,
yurttafllk bilincinin ortaya kmasna hizmet etmifltir. Gnmzde ulus-devletler iin toplumdaki farkllklar tehdit yerine zenginlik olarak
yorumlamak ve homojen toplum saplantsndan
vazgemek bir zorunluluk halini almfltr. Homojen toplum saplantsndan vazgemeyen -ya
da vazgeemeyen- ulus-devletler iin okkltrclk ve kreselleflme ciddi birer tehdit oluflturacaktr.
Kreselleflme -ya da Avrupa dillerindeki karfllyla globalizasyon-, devleti kltp flirket yaplanmalarn gelifltirmek, serbest ticareti teflvik
etmek gibi unsurlardan yararlanarak, ulus-devlete ve milliyetilie karfl deta bayrak amfl bir
ideolojidir. Kreselleflmenin tek baflna ekonomik ya da sosyolojik zellie sahip deildir, bu
olgunun ardnda gereklefltirici bir zne ya da
zneler bulunur. Bu zne de, tarihsel, ekonomik
ve dflnsel alardan bakldnda Batdan baflkas deildir. Kreselleflme, kendisine ynelik
yaklaflmlarn belirleyici olabildii pek ok aklama biimine sahiptir. Kreselciler ya da kreselleflmeciler, kreselleflmenin getirdikleri hakknda deyim yerindeyse bir toz pembe tablo
izerler. Bu yaklaflma gre, kreselleflme, dnya
insanlnn belki de tek kurtulufl aracdr ve insanlk iin gelecek gzel gnlerin habercisidir.
Marksist eilimli sol-sosyalist akademik ve siyasi
evrelere gre, kreselleflme flpheyle yaklafllmas gereken bir tr smrgelefltirme aracdr.
Bu yaklaflma gre kreselleflmenin amac, nce
ekonomik sonra da toplumsal ve siyasi alanda
kresel sermayenin karlar dorultusunda dnyay tektiplefltirmektir. Dnflmc sylemin karflt grfller arasnda uzlaflma arayfl klf altnda
120
N
A M A
N
A M A
Siyaset Felsefesi-II
En gl grnen ve gnmzn egemen paradigmas olduu sylenebilecek kreselleflme bile etik bir temel dayanmadan uzun sre varln srdremez. Bu bakmdan, kresel etikten ne
anlafllaca, kresel bir etiin olanakl olup olmad, ya da nasl olanakl olduu sorular
nemli felsef sorular olarak karflmzda durmaktadr. Kresel etik dnyadaki tm bireylerin eylemlerinde kendilerini tm dnyadaki insanla
karfl grevli ve sorumlu grmesini, insan eylemlerinin ulus, kavim ve aile snrlarn aflmasn ilke edinen bir etik anlayfltr. Ahlk kurallarn evrensel deerler biimine sokmann temel
koflulu, byle bir abann din ve inanlardan bamsz olarak sergilenmesidir. Dinlerin dogmalar da, ahlk alanndan ekilerek eylemle ilgisi
olmayan bir metafizik alana kaymal ve o alanda kalmaldr.
Kresel etik, gerekleflmesi durumunda, insann unutulan yznn ve gerek deerinin yeniden hatrlanmasna da katkda bulunacak, Aydnlanma dflncesinin vurgulad siyasi
idealden biri olan kardeflliin de gerekleflebilmesi iin zemin hazrlayacaktr. Bu etik anlayfl, kreselleflmeyi meydana getiren Batnn
dnya apnda izlemesi gereken siyasetin ilkelerini de belirleyecektir.
zetlemek gerekirse, ulus-devleti ve kreselleflmeyi gnmzde felsef adan deerlendirmenin yolu, onlar insan haklar ve insann deeri
asndan ele almaktan gemektedir.
121
Kendimizi Snayalm
1. Ulus-devletin ortaya kabilmesi iin afladakilerden hangisi zorunlu deildir?
a. Ulus
b. Ortak kltr
c. Ortak din ve mezhep
d. Ortak dil
e. Ortak tarih
2. Bir halkn ortak diline, kltrne, toplu yaflam biimlerine zgn kimlik kazandran unsurlarn toplamn ifade eden terim afladakilerden hangisidir?
a. Ulusal kimlik
b. Vatandafllk
c. Etnisite
d. Kltrel kimlik
e. Ulusal karakter
3. Kreselleflmeyle ilgili afladaki ifadelerden hangisi
yanlfltr?
a. Ekonomik, toplumsal ve kltrel iermeleri olan
ok boyutlu bir sretir.
b. kfl noktas ekonomi olan kreselleflme, yalnzca ekonomiyle ilgili bir sretir.
c. okkltrl yaflam tarzlar, kreselleflmenin
kapsamna girer.
d. Siyaseti ve ideolojileri kapsar.
e. Etkileri dnya apnda hissedilen tm geliflmeler kreselleflmenin kapsamna girer.
4. Irk anlayfl, ulus iin yaplan afladaki tanmlamalardan hangisinden beslenir?
a. Soy topluluu
b. Dil topluluu
c. Din topluluu
d. Ortak tarihi olan topluluk
e. Kltrel topluluk
5. Tek tip, her yeri bir veya ayn, ierisinde farkllklar
taflmayan anlamlarna gelen ve toplumlar nitelemek
iin de kullanlan terim, afladakilerden hangisidir?
a. Homo sapiens
b. Homo faber
c. Heterojen
d. Homojen
e. Heterofobi
122
Siyaset Felsefesi-II
Okuma Paras
Bundan Sonraki Mcadele Modeli
Dnya siyaseti yeni bir sayfaya giriyor ve entelekteller daha baflkalaryla birlikte bu durum karflsnda, tarihin sonu, milli devletlerarasnda geleneksel rekabetin
geri dnfl, globalizm ve tribalizm pistonlarnn ekiflmesi yznden milli devletin gerilemesi, trnden grfllerin her biri domakta olan realitenin muhtelif ynlerini yakalyor. Bununla beraber, onlarn tamam, muhtemelen gelecek yllarda global politikann alaca vaziyetin hayat ve gerekten merkez bir ynn gzden karyorlar.
Benim faraziyem fludur ki, bu yeni dnyada mcadelenin esas kayna ncelikle ideolojik ve ekonomik olmayacak. Befleriyet arasndaki byk blnmeler ve
hkim mcadele kayna kltrel olacak. Milli devletler
dnyadaki hadiselerin yine en gl aktrleri olacak
fakat global politikann asl mcadeleleri farkl medeniyetlere mensup grup ve milletler arasnda meydana gelecek. Medeniyetlerin atflmas global politikaya hkim
olacak. Medeniyetler arasndaki fay hatlar gelecein
muharebe hatlarn teflkil edecek.
Medeniyetler arasndaki mcadele modern dnyadaki
mcadelenin evriminde nihai safha olacak. Modern milletleraras sistemin Westphalia Barflyla douflundan
bu yana, bir buuk asrdan beri Bat dnyasndaki mcadeleler, byk lde brokrasilerini, ordularn merkantilist ekonomi glerini ve en mhimi idare ettikleri
topraklar geniflletmeye teflebbs eden prenslerle imparatorlar, mutlakiyeti monarklarla meflrutiyeti monarklar arasnda meydana gelmifltir. Onlar bu sre iinde
milli devletleri vcuda getirdiler ve Fransz htillinin
bafllamasyla birlikte esas mcadele izgisi prensler yerine Milletler arasnda teflekkl etti. 1793te R. R. Palinerin ileri srd gibi, Krallar arasndaki savafllar bitti, milletler arasndaki savafllar bafllad. Bu 19. asr modeli Birinci Dnya Savaflnn sonuna kadar devam etti.
Ondan sonra, Rus htilli ve ona karfl gsterilen tepkinin bir neticesi olarak, milletler mcadelesi yerini nce
komnizm, faflizm-nazizm ve liberal demokrasi arasnda ve daha sonra da komnizm ve liberal demokrasi
arasnda cereyan eden ideolojiler mcadelesine brakt.
Bu sonuncu mcadele, Souk Savafl esnasnda, iki sper g arasndaki mcadelenin mcessem ifadesi olmufltur. Bu sper glerin hibirisi, klasik Avrupai anlamda bir milli devlet deildi ve her birisi kendi hviyetini kendi ideolojisinin terimleriyle tarif ediyordu.
123
2. e
3. b
4. a
5. d
6. e
7. b
8. d
9. a
10. c
Yantnz doru deilse, ltfen nitenin UlusDevletin Ve Kreselleflmenin Ortaya kfl Koflullar Ve Gnmzdeki Durum bafllkl ksmn yeniden okuyunuz. Kreselleflmenin yeni bir
emperyalizm biimi olduunu savunan ve kreselleflmeye iliflkin kayglar vurgulayan yaklaflmn flpheci bakfl as olduunu hatrlayacaksnz.
Yantnz doru deilse, ltfen nitenin Deerlendirme bafllkl ksmn yeniden okuyunuz.
Kreselleflmenin yirminci yzylda en ok insan
deerinin sfrlanmasna, insann yznn unutulmasna yol aan koflullar yarattn hatrlayacaksnz.
Yantnz doru deilse, ltfen nitenin Deerlendirme bafllkl ksmn yeniden okuyunuz.
nsan eylemlerinin ancak uygun kltrel balam temelinde doru deerlendirileceini savunan greci bir etik anlayflnn kresel etikle savunulan anlayfla ters dfltn greceksiniz.
Yantnz doru deilse, ltfen nitenin Deerlendirme bafllkl ksmn yeniden okuyunuz.
Kresel etiin en ok Kant etiindeki Praktischer Imperativ, yani pratik buyruk dflncesinden beslendiini hatrlayacaksnz.
124
Siyaset Felsefesi-II
bu yana rettii deerleri dnya apnda yaymay yalnzca ekonominin aralaryla gereklefltiremeyeceini
fark eden Batnn, toplumsal yaflam biimlerinden kltrlere, hatta siyasete ve ideolojilere dek varan bir dnfltrme gayreti olarak da grlebilir. Network 21 ad
verilen bir yaylma sistemiyle alflan Mc Donalds, Burger King, Pizza Hut gibi markalar, bir yandan dnyann
ulaflabildikleri tm lkelerinde maazalarn aarken
dier yandan ticaret yaptklar lkelerin damak tadna
uygun rn de gelifltirmekte, bylelikle pazarlarn rakiplerine kaptrmamaktadr. Fakat bu iflin yalnzca ekonomi boyutudur. Dnya apnda en yaygn iletiflim dilinin ngilizce olmas, liberal demokrasinin tm dnya
lkelerinde tek ynetim biimi klnmaya alfllmas,
hatta tm dinleraras diyalog abalarna karfln Batnn
zellikle son on ylda slmiyeti teki dahas dflman ilan ederek bu dini benimsemifl insanlara karfl
dnya apnda oluflturmaya alflt nyargl kamuoyu, hep kreselleflme tarafndan ynlendirilen olaylardr. Bat, kendisini meydana getiren ulus-devletlerin ve
o devletlerin halklarnn karn sonuna dek kollarken,
dnyann dier lkelerine de ulus-devletin sona erdii, ulus-devletten gelen saplantlar aflmak gerektii
dflncelerini empoze etmeye alflmaktadr. Ksacas
kreselleflme, Batnn dnya apndaki egemenliini
srdrmesi iin okynl bir ara olarak da ulus-devletlerle bafllayan modernist siyaset anlayflnn bir tr
devam olarak da yorumlanabilir.
Sra Sizde 2
Ulus-devletler, kendisini oluflturan halkta salam bir
yurttafllk bilinci olduka ve halk dayanflmaktan vazgemedike varlklarn srdrebilir. Hatta ou ulusdevlet savunucusunun kayg duyarak karfl kt okkltrc siyaset anlayflnn, sanlann ve kayglanlann
aksine, ulus-devletler iin mr uzatc bir etkisi olduu da sylenebilir. Yukarda Sra Sizde 1in yantnda da
dile getirdiimiz gibi, baflta kreselleflmenin mimarlar
kendi ulus-devletlerinden vazgemifl deillerdir. Byle
bir durumda dnyada geliflmekte olan ya da az geliflmifl diye niteledikleri lkelere neden ulus-devletin mrn doldurduu dflncesini benimsetme abas sergilediklerini anlamak gerekiyor. Kald ki ulus-devlet mrn tamamladysa yerini nasl bir siyasi modelin alaca ya da almas gerektii sorular da, ulus-devletin lmn ilan eden evrelerce yantlanmfl deildir. yleyse ulus-devletin miyadn doldurduu sylemine flpheyle yaklaflmak, hem doru hem de felsefeciye yakflr
bir tutum olacaktr. fiphesiz ulus-devlet de, kresellefl-
125
Yararlanlan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
bunun sonucuna B, C, D ve dier kltrlerdeki insanlar katlanmak zorunda olmamaldr. Zaten kresel snma/iklim deifliklikleri, insann yaflama hakk asndan
olduka nemli bir sorundur. Byle bir soruna zm
aramak, tm insanlarn hem kendilerine, hem de birbirlerine karfl devidir.
Dnya sorunlarna burada aklanan tarzda bakldnda, kresel bir etik anlayflnn dnyann geleceini
ilgilendiren pek ok soruna ynelik zm arayfllarn hzlandraca ve dnya apnda katkya ve deerlendirmeye ak olmas bakmndan, insanlk iin daha verimli sonular douraca sylenebilir. Hatta byle bir etik yaklaflmla, yalnzca dnyann acil sorunlarnn deil, 20. yzyldaki vahfli kapitalizmin bireylere
afllad aflr rekabeti zihniyetten, bireyin kendi varl dflnda bir dnyay umursamamasna varana dek,
insann deerinin sfrlanmasna yol aan pek ok dier sorunun da zmne katkda bulunmas beklenebilir. fiphesiz bu, gnmzdeki olumsuz koflullar
gz nnde bulundurulduunda olduka safdil ve
iyimser bir beklenti olacaktr, ama insan insan yapan
en olumlu zelliklerden birinin de umut taflmas, gelecee iliflkin iyimser beklentiler gelifltirebilmesi olduu unutulmamaldr.